Giriş
(12)

Kibirli ünlü var mı?

michael_knight
Kibir denince aklınıza gelen bir ünlü var mı?
Kibir denince aklınıza gelen bir ünlü var mı?
0
michael_knight
(24.10.25)
Cem Yılmaz bence
-1
arbre
(24.10.25)
Hakan peker. Görme engelli bireyi kıskanmıştı canlı yayında. İlber Ortaylı, Murat Bardak ve Celal Şengör gereksizleri de var.
+1
prole
(24.10.25)
Bulent Ersoy
Ilber Ortayli
Okan Bayulgen
Cem Yilmaz +1
0
freedonia
(24.10.25)
kibirsiz unluleri listelemek cok daha kolay olur herhalde.
une ulasip kibirsiz kalabilmek cok zor bir olay cunku.
+3
cooperr
(24.10.25)
cem yılmaz kibirli değil bence. yaklaşık 30 yıldır zirvede. hadsizlere laf sokmak kibir değil.

ibrahim tatlıses kibirli mesala.. ayrıca kıskanç da. konuklarına olan tavrından anlıyorsun bunu. rahmetli kemala sunal'ın da figüranlara yaptıklarını okuyunca öyle olduğunu düşünmüştüm.

fatih terim sayılmazsa olmaz.. ali koç.. spor camiasından ilk aklıma gelenler.

ilber ortalı+1
+1
jepa
(25.10.25)
kibir denilince aklıma ilk olarak ali koç geliyor. koç dışında:
ibo
cem yılmaz
ilber ortaylı
şahan gökbakar
okan bayülgen
engin altan düzyatan
hande ataizi
fatih altaylı(yaşlanınca azaldı)
murat bardakçı
armağan çağlayan(yaşlandıkça azaldı)
berrak tüzünataç
ahmet mümtaz taylan
+2
cisimcik golgi
(25.10.25)
cem yilmaz'in kibirli oldugunu dusunmuyorum. o populariteye sahip olan en canayakin, samimi insan olabilir.

aklima en cok bana soracaksiniz diye bagiran erol buyukburc geliyor.

diger yazilanlara goz attim. ilber ortayli, okan bayulgen, murat bardakci'ya katiliyorum.
+2
antikadimag
(25.10.25)
Mazhar Alanson
Okan Bayülgen
Fahriye Evcen
0
anaphylacticshock
(25.10.25)
zamanında çalıştığım mağazaya gelenlerden iki kişi hatırlıyorum.
kibir abidesi bergüzar korel
cana yakınlık abidesi asuman krause.
+1
lazpalle
(25.10.25)
Müge Anlı
İnanılmaz bir kibri var.
+2
hayalhayal
(25.10.25)
okan bayülgen.
bergüzar korel.
bu ikisi yürüyen kibir adeta.
ayrica cooperr +1
+2
konusma ben konusuyorum daha bitirmedim
(25.10.25)
Fatih Terim, İbrahim Tatlıses, Sezen Aksu
+1
yadigar
(26.10.25)
(13)

yeşil pasaport vs yüksek maaş.

erdemylcn
merhabalar bir kamu kurumunda mühendisim. başka bir kamu kurumunda sözleşmeli bilişim personelliği pozisyonuna geçmeyi düşünüyorum ilanlarına başvurarak ama çok kararsızım. memuriyetten sözleşmeli bilişim personelliğine geçersem maaşım %42 artacak. ama yıllık iznim 30 günden 20 güne düşecek. yeşil p
merhabalar bir kamu kurumunda mühendisim. başka bir kamu kurumunda sözleşmeli bilişim personelliği pozisyonuna geçmeyi düşünüyorum ilanlarına başvurarak ama çok kararsızım. memuriyetten sözleşmeli bilişim personelliğine geçersem maaşım %42 artacak. ama yıllık iznim 30 günden 20 güne düşecek. yeşil pasaport alma hakkından olacağım. fakat sözleşmeli bilişim personelliğinde ise iş tatmin anlamında kendimi yetiştirdiğim alanda çalışmış olacağım. yeşil pasaport almama da min 2.5-3 yıl var. yeşil pasaportu alıp öyle geçeyim dediğimde de yaşım 39-40 olacak gibi. siz olsanız hangisini seçerdiniz ?

not. evli, 1 çocuklu, evi var, arabası var. (borcu yok)
0
erdemylcn
(24.10.25)
Tabii ki yuksek maas, vize alinir, su anki durum sizi yaniltmasin. 3-5 kere ayni yerden alirsiniz artik 2 yil veya 5 yil bile verebilirler o noktadan sonra. Sozlesmeli yerde islerin azalmasi, isten cikarilma gibi durumlarin olmadigini varsayiyorum, tabii hayat bu, memurluktan bile atilabiliyor insan. Neyse tek ekstra notum su, yil sonuna yaklasiyoruz, %42 farkla gidersiniz, bir doviz artisi, bir enflasyon, bir zam derken bir bakmissiniz eski maasla yeni maas arasinda aslinda cok da fark kalmamis.
0
mbond
(24.10.25)
3 yıl çabuk geçer. ben olsam yeşil pasaportu beklerim. ha deyince vize alınamıyor.

özel sektörün hali berbat. yaşınız büyük diye bile kovabiliyorlar. değmez. %42 zam bu enflasyonda birkaç ay sevindirir. hem yıllık iznin de baya azalacakmış. özelde onu baya kırpıyorlar. mesela şimdi 29 ekim tatil ya, 27 28 29 diye birleştirdiler ve zorla yıllık iznimizden düşecekler bunu. 14 gün iznimden hiç kendim kullanmadım 11.5 gün kaldı.

7 yıldır özeldeyim farklı sektörlerde aynı işi yaptım. çok iyi bir yazılım şirketinde bile aniden lay-off oluyor artık. hem bizim şirkette oldu, hem kuzenimin şirketinde, hem rakip firmalarda.

boş zamanlarınızda freelance alın daha iyi.

sözleşme bitince ortada kalma ihtimaliniz de var.

edit: yazıp yollayınca fark ettim yanlış anlaşılabileceğini ama düzeltmeye üşenmiştim.

önceki tatillerde kesilenler yüzünden 11,5 a düştü. şimdi bir de bu eksilecek 1,5 gün daha gidecek. kalacak 10 gün. izin hakkımın neredeyse 3'te birini şirket yemiş olacak.
+1
art cat chocolate
(24.10.25)
Yesil pasaportu gozunuzde cok buyutmeyin. 2-3 kere vize alinca artik uzun vermeye basliyorlar. 5 yillik schengen var bende mesela.
-1
nuevo
(24.10.25)
Gelecek güvencesi olarak da memurluk ile sözleşmeli personel arasındaki farkı göz ardı etmemek gerek
0
Mirket
(24.10.25)
yeşil pasaport gözde büyütülecek bir şey de, neyleyelim para yoksa yeşili :). kamu mühendisleri bence kamuda maaşı en olması gerekenin altında olanlar listesinde 1. sırada. kesinlikle daha fazla olmalı ama artık zor gibi... bence geç hocam, az para kazan.
0
eisberg
(24.10.25)
para olmayınca fosforlu yeşil pasaport olsa ne işe yarar?
0
scudman1
(24.10.25)
Kaç memur yurtdışına paraya acımadan çıkabiliyor buna bakmak lazım. Benim tercihim yüksek maaştan yana olurdu. Para = her şey, huzur dahil.
0
runaway
(24.10.25)
Yeşili almadan kıpırdamazdım. 3 yıl hemen geçer.
+1
emcekare olmadi einstein olsun bari
(24.10.25)
Özelde layoff olayı çok arttı cidden. Göz önünde bulundurmak lazım.
+1
hububrad
(24.10.25)
%42 artış 60'dan 90'a çıkış anlamına geliyorsa yeşili almak daha iyi. dikkat etmeniz gereken nokta yeşili aldıktan sonra geçtiğinizde yeşili geri alıyorlar mı alıyorlar mı?

100'den 150'ye çıkar, pasaportla işim olmaz derseniz paraya bakmak daha iyi.
0
klassno
(24.10.25)
ev var. araba var. borc yok.
yaldir yaldir para icin baska yere kosmayi gerektiren bir durum yok. üc yil bu sartlariniz icin hicbir sey degil. parayi üc yil sonra da gani gani kazanirsiniz. yesili kacirirsaniz bir daha alamazsiniz.
yesil beklenir.
bakmayin siz vize alinir diyenlere. 6 ay vize kapisinda sirf randevu bulabilmek icin sürünüyorlar, sonra burada "zorunuza gitmiyor mu?" diye duyuru aciyorlar.
0
konusma ben konusuyorum daha bitirmedim
(25.10.25)
Sekiz yılda ekstra bir ilerleme veriyorlar, seçim zamanında da bir ilerleme gelebilir sandığınızdan daha az zamanınız kalmış olabilir dereceniz kaç
0
Hallegadola
(25.10.25)
@hallegadola
4/1
0
🌸erdemylcn
(26.10.25)
(6)

yunanistan vize itirazı

kondansator
selamlar, aralık ayında italyadan 6 ay vize almıştım, sonlarına doğru 2 yunan adasına da giriş yaptım. bundan 2 sene önce de hollandadan 3 ay vizem vardı. şimdi yunanistana başvurdum, 6 ay verdi. 1 sene bekliyordum açıkcası bu sürece göre. süreye itiraz için nasıl bir yol izleniyor acaba, daha önce
selamlar, aralık ayında italyadan 6 ay vize almıştım, sonlarına doğru 2 yunan adasına da giriş yaptım. bundan 2 sene önce de hollandadan 3 ay vizem vardı. şimdi yunanistana başvurdum, 6 ay verdi. 1 sene bekliyordum açıkcası bu sürece göre. süreye itiraz için nasıl bir yol izleniyor acaba, daha önce deneyimleyen var mıdır?
0
kondansator
(24.10.25)
yunana itiraz için yunan mahkemesi gerekiyor diye biliyorum. yunan avukat falan tutmak lazım.
+1
jelly bear
(24.10.25)
doğrudan sizin konunuza cevap değil ama bir iş arkadaşıma vize alırken yunanistan'dan alıyorduk ve hep 6 aylık veriyordu geçenlerde Bulgaritan üzerinden başvurduk ve 1 yıl vize verdi, artık her ikisi de schengen üyesi olduğu için aklınızda olsun belki bir sonraki vize başvurusu için düşünebilirsiniz.
+1
bartholomew87
(24.10.25)
bu üçüncü vize alışın diye anlıyorum, 6 ay vermiş olmaları normal bence. ben olsam itiraz etmezdim ama bir dahaki başvurunda bir dilekçeyle daha önce şu vizeleri aldım, düzgün kullandım, daha uzun vermek için değerlendirmenizi rica ederim gibi bir talepte bulunabilirsin.
+1
tepedeki psychedelic adam
(24.10.25)
Cascade uygulanacak diyorlardi. Cascade de diyor ki: son 1 yıl içinde 6 aylık vizenizi doğru kullandıysanız, 1 yıllık çok girişli vize başvurusunda bulunabilirsiniz. Itiraz hakkiniz var bence.
+1
konusma ben konusuyorum daha bitirmedim
(24.10.25)
bir faydası yok. 4-5 kere mail attım cevap veren yok.
Benim 4. vizem son 2 senede ise 3. vizem oldu. 3. vizeyi 1 yıl bekliyordum 6 ay verdi :)
+1
croswell
(24.10.25)
yunanistan itirazları sallamıyor, cascade vb. kuralları uygulamak zorunda da hissetmiyor kendini. fyi.
+1
bradshaw
(24.10.25)
(4)

Hollandalılar ingiliz özentisi mi?

messina123
Yabancı bir forumda gördüm. Hollanda’da çocuklara ingiliz isimleri vermek çok yaygınmış. Go ahead eagles gibi ingilizce adlandırılmış futbol kulüpleri var. Hollandalılar ingiliz özentisi bir halktır diyebilir miyiz?
Yabancı bir forumda gördüm. Hollanda’da çocuklara ingiliz isimleri vermek çok yaygınmış. Go ahead eagles gibi ingilizce adlandırılmış futbol kulüpleri var. Hollandalılar ingiliz özentisi bir halktır diyebilir miyiz?
0
messina123
(24.10.25)
ingilizce isim ama nasil ingilizce? julia, anna, hanna gibi mi? Öyleyse bunlarin zaten cogu ya ibranice, ya latince ya da cermen kökenlidir. iki dil de bati cermen subgrubuna ait oldgu icin sasirtici degil isimlerin benzemesi.
hollandali arkadasimin dedigine göre hollandada cocuklara farkli milletlerden isim vermek yayginmis. kendisi, kizinin ikinci adini nesrin koydu. türkiye ve türklükle ile baglari sifir. sadece hoslarina gitmis.
0
konusma ben konusuyorum daha bitirmedim
(24.10.25)
Hollanda ingilizceyi ingilizlerden sonra en iyi konuşan ırk. Bir bölümü kendini alman olarak görse de gayet kendi içlerinde kendilerini dutch olarak ayırırlar. İsveçle arası iyidir. Volvo önceden Hollanda İsveç ortaklığı bir firmaydı. Genel olarak kapitalist bir ülke olan Hollandanın ingiliz özentisi olduğunu düşünmüyorum. Şu an ünlü kişilerinden bir olan Max Emilian Verstappen. İsminin pek ingiliz olma olasılığı yok.
-1
mikahakkinen
(24.10.25)
Hollandalılar İspanyol ve Portekiz sömürgeciliği yapılırken kendi bağımsızlığını ilan edip gemicilik seferlerine başlamışlar (kendileri de sömürgecilik yapmış tabi). Hatta bu küçük ülke dayanamaz deseler de bayağı gemi ticaretine yüklenmişler ve o dönemde de gemi ticareti yapanlar mecburen çok iyi dil konuşuyorlardı. Bir süre sonra çok iyi tüccarlıkları ile tanınmış olmuşlar. Özellikle orta çağda özgür düşünce ortamı yaratması ve kilise idamından kaçan pek çok bilim adamı ve sanatçının Hollanda’ya sığınması da bu kültürel etkileşimi artırmış. Özentilikten dolayı değil bu ticari ve kültürel etkileşimden dolayı olabilir.
0
titanic kemancısı
(24.10.25)
Epeydir Hollanda'da yaşıyorum özenti vs olduklarını hiç sanmıyorum. Kendi kültürlerini çok seviyorlar bana kalırsa. İngilizceyle fazla haşır neşirler sebebi biraz bu söylediğiniz şeylerin. Çok iyi İngilizce eğitim veriyorlar, dilleri çok yakın, seyahat etme imkanları fazla. TV'de vs İngilizce bir şey yayınlandığında çeviri-dublaj kullanmıyorlar mesela. İş hayatında çok fazla international şirket var. Böyle olunca da İngilizce günlük hayatın bir parçası oluyor. Bu sebeple anadili İngilizce olmayan ülkeler arasında İngilizce seviyesi en yüksek olan ülke Hollanda.
0
but that was just a dream
(24.10.25)
(7)

Bebek için gelenlere stk magneti hediye etmek

chicha_v2
Böyle bir fikrim var. Dümdüz magnet olsun istemiyorum açacak şeklinde olanlar var biliyorsunuz vardır sizde de. Arkadaş kendi yaptırmıştı, ben araştırınca stk'ların da böyle ürünleri olduğunu gördüm hoşuma gitti.Sorum ise şu: Magnetin üzerinde bebeğin adı ve doğum tarihi yazıyor. Bebek doğduktan son
Böyle bir fikrim var. Dümdüz magnet olsun istemiyorum açacak şeklinde olanlar var biliyorsunuz vardır sizde de.

Arkadaş kendi yaptırmıştı, ben araştırınca stk'ların da böyle ürünleri olduğunu gördüm hoşuma gitti.

Sorum ise şu: Magnetin üzerinde bebeğin adı ve doğum tarihi yazıyor. Bebek doğduktan sonra yaptırsam çok geç kalır mı birkaç güne gelir mi acaba?

Tarihsiz yaptırmak da bir seçenek ama onu da istemiyorum. Ziyarete gelen eşe dosta hediye ederim diye düşünmüştüm.
0
chicha_v2
(23.10.25)
düğünde kaçuv'dan böyle bir şeyler yaptırmıştık. biraz zaman alabiliyor ama kaçuv'daki arkadaşları arayın sorun doğru bilgi verirler. biraz yoğunlukla da alakalı.
0
awlmi
(23.10.25)
Darüşşafaka?
+1
put it in your appropriate place
(23.10.25)
magnet eger kapak acma hedesi seklinde olursa süper olur. her eve kapak acacagi lazim, sirf magnet bir süre sonra cöpe gider.
+1
konusma ben konusuyorum daha bitirmedim
(23.10.25)
Biz Daruşşafaka'dan renkli balon resimleri olan tatlı bir magnet yaptırmıştık. Çok güzeldi. Tavsiye ederim.
0
ucurulmamak umidiyle
(23.10.25)
Bebek için stk magneti mi?
Beleşe getirmek için mi yoksa o stkyı çok sevdiğiniz için mi?
Koluna sevgilinin adını dövme yaptırmak gibi bişey bence. Bebeğin o saflığını ve masumluğunu o stk ile kirletmişim gibi gelirdi bana. Düz magnet yaptırırdum ben olsam

Edit: bebeğin de fikrini almalısınız bence..
-8
love and trust
(24.10.25)
@love and trust
Stk magnetleri beleş değil. Stkya destek mahiyetinde oluyor

@konusma ta katılıyorum. Açacak degilse çöpe gider
0
Şişman Ronaldo
(24.10.25)
Yetişmez.
Bütün o telaş içerisinde onun siparişine ayıracak 5 dakikanız da olmaz.
Tam tarih yerine 2025 yazma seçeneğini de değerlendirin. Yakın birkaç akraba dışında tam tarih kimsenin umrunda değil.

Bu arada dediğiniz açacak gibi verilen şimdiye kadar her şeyi bir süre sonra çöpe attım. Çünkü kalitesiz oluyorlar.
Önem verdiğim bir bebekse zaten açacağı kullanmaya kıyamam, saklarım.

O açılardan da düşünün derim.
0
michael_knight
(24.10.25)
(20)

bu aralar hangi yabancı diziyi izliyorsunuz?

eileengray
belki fikir olur.
belki fikir olur.
0
eileengray
(23.10.25)
Supernatural
0
nothing in my way
(23.10.25)
tales from the loop izledim en son.

çok underrated.
0
Algorix
(23.10.25)
Task ı bitirdim hbo mini dizi
0
anon1m
(23.10.25)
slow horses
+2
lemmiwinks
(23.10.25)
breaking bad
0
hain kostokk
(23.10.25)
the diplomat
+1
Phoebe
(23.10.25)
the diplomat
ekim basi basladik. ücüncü sezon yeni geldi, onu yakaladik.
+1
konusma ben konusuyorum daha bitirmedim
(23.10.25)
abbott elementary

Haunted hotel
0
elorelia
(23.10.25)
favorimiz > slow horses
iyi hissettiren > only murders in the building
diğer izlediklerimiz > diplomat, the task
0
king lizard
(23.10.25)
Dexter resurrection
0
Murtazaaylak
(23.10.25)
mahsun j-eskisi gibi değil.
karşılaşmalar- eh işte
pantheon- 3.bölümdeyim.animasyon kalitesi iyi değil. bazı kısımları fazla drama ama konusu-işleyişi enteresan olduğu için izliyorum.
0
potsdamer
(23.10.25)
Rome
0
sekizdokuzon
(23.10.25)
White lotus izledim en son. Guzeldi baya.
0
vedatchilipeppers
(23.10.25)
Heroes
The Diplomat
0
hakmut
(23.10.25)
Ofeard(Trapped)
0
mikahakkinen
(23.10.25)
the shild
0
koela
(23.10.25)
Boots yeni bitirdim, beğendim.
0
truf
(23.10.25)
Halt and catch fire
0
kertenkeleyi kerpetenle ketenpereye getiren
(23.10.25)
It's Always Sunny in Philadelphia
+1
art cat chocolate
(24.10.25)
duyuru trendleri "the diplomat" diyor. ilk bölümünü yarısında kapamıştım ama şans vereceğim. slow horses'ın son sezonunun da başladığını unutmuşum, onu da izleyeceğim. teşekkür ederim.
0
🌸eileengray
(24.10.25)
(12)

Dertlerim, artılarım, eksilerim, bir şeyler söyler misiniz ?

ebeş
Doneler,10 yıldır aynı kurumdayım, yönetici pozisyonunda çalışıyorum. İşimi seviyorum ancak son zamanlarda hem benden kaynaklı hem de ekipten kaynaklı hatalar yapıyoruz, işlerin ocak sonunda bitmesi lazım, takvim sıkışık.Maaşım eh işteev kirası yokKız arkadaşımı çok seviyorum, beraber yaşıyoruzAilem
Doneler,
10 yıldır aynı kurumdayım, yönetici pozisyonunda çalışıyorum. İşimi seviyorum ancak son zamanlarda hem benden kaynaklı hem de ekipten kaynaklı hatalar yapıyoruz, işlerin ocak sonunda bitmesi lazım, takvim sıkışık.
Maaşım eh işte
ev kirası yok
Kız arkadaşımı çok seviyorum, beraber yaşıyoruz
Ailemle ilgili bir sorunum yok, sağlık sorunum yok, yakınlarımın sağlık sorunu yok.

Ama istanbul'dan, iş hayatındaki mış gibiliklerden samimiyetsizliklerden çok sıkıldım. Sanırım artık gençlik zamanlarındaki enerjim,motivasyonum yok. İşi bıraksam yapabileceğim başka bir iş becerim yok, hadi olsa yine aynı içsel sıkıntıyı yaşayacağım belirli bir süre sonra.

Trakya'da küçük bir şehirde evim var, oradan kira geliri alıyorum, o şehre dönersem oturabileceğim ayrıca bir evim daha var. Ama yapabileceğim bir işim yok.

Psikolojik olarak son zamanlarda iş'te yaşanan sıkıntılardan dolayı çok daralmış hissediyorum, çıkış yolum yokmuş gibi hissediyorum, özgüvenimi kaybetmiş gibi hissediyorum, aslında geçmiş yıllarda da sıkıntılı zamanlarım oldu ancak hepsinin üstesinden özgüvenim ile geldim şimdi kendimi daha özgüvensiz hissediyorum.

Bunu buraya yazmak istedim sadece, benden daha kötü şartlarda olan insanların olduğunu biliyorum, bu zamanlar geçecek değil mi ?
0
ebeş
(23.10.25)
geçmez. Geçmesi için bir sorun olması lazım. o sorun doğduğunda da onun nasıl geçeceğine kafa yoracağın için bu sorunsuzluktan dolayı sıkılmışlık hissiyatına pek vakit ayıramayacaksın. Her şey düzlüğe çıktığında da yine bu noktaya dönüp aynı sorgulamayı yapacaksın.

yeni kararlar alıp, comfortzone'u terk edemedikçe böyle yıllarca debelenip, alışıp devam edeceksin.
+1
croswell
(23.10.25)
Derdin falan yok rahat batıyor gibi. Memlekette bu imkanlara sahip insanlar mutlu mesut yasıyor.
İş var
iyi kötü para
Pozisyon güzel
Kira yok gibi
Sevgili var

Ee daha ne istiyon? Millet aç aç:))
+3
luluki
(23.10.25)
"iyi saglik + iyi aile" bu dünyanin en önemli, en güzel jackpot'u.
diger seyler her zaman düzeltilir.

kira olmamasi güzel.
isten sikilmissiniz hakli olarak. ben olsam bir baska kurumda iyi bir is arardim bir yandan ama kimseye bahsetmezdim.
ya da gözün yiyorsa kendi isinizi kuracaksiniz.
+3
konusma ben konusuyorum daha bitirmedim
(23.10.25)
rahatbatmis.com
+1
Kahvedesu
(23.10.25)
Hepsini okudum bir derdin yok. Devam.
0
arbre
(23.10.25)
bazen böyle dönemler olur. hayatına yenilikler kattıkça o iş yerindeki sorun da çözülür. daha fazla kötü olmaması için ugras bence. istersen milyonların olsun dünya kadar evin olsun dert derttir. sen içini ferahlatmaya bak.
+2
koela
(23.10.25)
Yukarıdakiler hepsin +5

Hangi şirkete gidersin gi iş hayatındaki mış gibiliklerden samimiyetsizlikler her zaman olacak. Kendi şirketi kursan, kendi işini yapsan bile mış gibiliklerden saminiyetsizlik gene olacak.

Ara ara motivasyon düşmesi olur. İş yerinde hatalar ve yanlışlar olur. Olan hatalar ve yanlışlar canınızı sıkmış ki çok normal. Odaklanıp problemlerin düzeltmekten başka bir çare yok ama öbür taraftan sosyal ve özel hayatınızda dertlerniz yok işte. Yazdıklarınızdan böyle anlışılıyor.
+1
put it in your appropriate place
(23.10.25)
Aslında cevabı kendiniz vermişsiniz.
İstanbul'dan kaçıp gitmek istediğiniz şehirde bile daha gitmeden problemlerin varlığının farkındasınız. Nereye giderseniz gidin yada ne yaparsanız yapın hayat hiçbir zaman dört dörtlük olmuyor ve olmayacaktır da. Kaldı ki bahsettiğinize göre işiniz, çoğu insana göre yaşam standartlarınız, aşk hayatınız, ailenizin ve sizin sağlık durumu ve aile ilişkilerinizde hiçbir sıkıntı yok bu da demek oluyor ki dünyadaki çoğunluktan daha şanslısınız.
+1
mermaidd
(23.10.25)
hayatınızda yüzlerce sorun olabilir, ama sağlık bozulursa sorununuz sadece teke düşer. o yüzden sağlıklı olmanız her şeyden önemli. fiziki ve psikolojik olarak.

şu anda ihtiyacınız ruhsal terapi ya da ufak bir ilaç müdahalesi gibi duruyor.
+1
galahad reloaded
(23.10.25)
Herkes aynı gelir düzeyine, aynı aile yapısına, hayat şartlarına sahip olmadığı için bizim içimizi sıkan şeyleri bir başkası için derdini öpeyim olarak değerlendirilebiliyor. Ama bu bizim derdimizi ortadan falan da kaldırmıyor. Sorunlara böyle bakılmaz. O zaman Afrikadaki adam da senin derdini küçümsesin. Bunun bir sonu yok.

Bence sorunun, kendini seçeneksiz ve sıkışmış hissetmek. İstanbul çok yorucu ve insanın enerjisini emen bir şehir ve çoğu insan yaptıkları iş yüzünden bu şehre mahkum kalmış durumda. Ülkenin tüm kaynaklarının tek bir şehre yığılmasının sonucu bu. Kendine bir alternatif yaratmak istiyorsun ama seçenek göremiyorsun. Bu şekilde, bu tempoyla çalışmak istemiyorsun ama şartlar seni buna zorluyor. Tüm bunlar bir sıkışmışlık hissi yaratıyor.

Yaptığın işi bırakıp bu düzenden çıkmak büyük bir karar. Muhtemelen bu kadar çalışmaya karşılık doğru düzgün bir birikim yapamamak canını sıkıyor ve ulan mesele karın doyurmaksa çalışmasam da karnım doyar mevcut şartlarımda diye düşünüyorsun ama iş harekete geçmeye geldiğinde o karar verilemiyor.

Bence ihtiyacın olan şey bir erken emeklilik planı. Farklı bir şehirde işleyen bir iş, düzen kurabilmek için alternatifler araman, seni bu şehre olan mahkumiyetinden kurtaracak bir iş planı, belki bir ortaklık, pasif gelir yaratma yolu yöntemi gibi şeylere ihtiyacın var. Enerjini bunlara vermek kendini sana iyi hissettirecek. Ayrıca fırsat buldukça bu şehirden seni çıkaracak seyahatler de sana iyi gelir. Mesela bir motosiklet ehliyetine yazıl, bi motosiklet al ve sevgilinle uzun turlar planlayın. Sevgilini de bu yeni deneyime ortak et, hatta ehliyete birlikte yazılın.
+1
thracia
(23.10.25)
icindeki sikintinin sebebi hepimizin ortak derdi olan "parasizlik"
+2
cooperr
(23.10.25)
sevdiğiniz insan ile bunları paylaşın. Buradaki sakinliğinizle paylaşın. Sonra sarılın ve bunun tadını çıkartın. Her şey geçecek. Her şey bir daha başlayıncaya kadar geçtiğinde de (söyleminize göre Ocak-Şubat civarı) üzerinizde bu kadar baskı yokken neler yapabileceğinizi düşünün. Hayatınızdaki insan ile birlikte hemfikir olduğunuz ve dolayısıyla pişman olmayacağınız bir karar verirsiniz.
Ezcümle; geçecek. Her şeyin geçtiği gibi.
+1
sparkle kiddle
(23.10.25)
(3)

compu bey'e istekler

konusma ben konusuyorum daha bitirmedim
bizi engelleyen birini nasil engelliyoruz? allah'in sikintilisi, engeli kaldirip, eksileyip, tekrar engelliyor. cünkü engel tek tarafli.engelleme kismina ara cubugu gelsin, bizi engelleyenleri de en azindan engellemek icin ismen aratip bulabilelim.ikinci olarak, sadece sözlükcülerin görebilecegi sek
bizi engelleyen birini nasil engelliyoruz? allah'in sikintilisi, engeli kaldirip, eksileyip, tekrar engelliyor. cünkü engel tek tarafli.
engelleme kismina ara cubugu gelsin, bizi engelleyenleri de en azindan engellemek icin ismen aratip bulabilelim.

ikinci olarak, sadece sözlükcülerin görebilecegi sekilde soru/duyuru actigimizda, bu duryurulari editlemek icin panele giris yapar yapmaz alttaki "internet kullanicilari görebilsin" kismi otomatik isaretleniyor. gözden kacirirsaniz, sadece sözlükcüler icin actiginiz duyuru editten sonra birden herkese acik duruma geliyor.
+1
konusma ben konusuyorum daha bitirmedim
(23.10.25)
1. Herhangi bir kullanicinin istatistiklerine gidip, tepedeki arama kutusundan baska bir kullaniciyi arayip sonra oradaki engelle tusuna basabilirsin. Calismiyorsa haber ver calismasi lazim.
www.eksiduyuru.com

2. oh bu guzel bugmis. Kendimden gectim valla. github.com buraya bug acabilirmisiniz?
+1
compumaster
(23.10.25)
Araya gireyim :)

30.09 olaylarından çok önce modlardan birini engellemiştim, buraya geçince engeli kaldırdım. Şimdi tekrar engelleyemiyorum, hata veriyor. Tamam o beni görsün ama ben görmek istemiyorum :)
0
gabe h coud
(23.10.25)
1. madde, evet, arama yapabildim istatistikler kismindan ve engelleyebildim. bu halloldu :) tesekkürler.
@ermanen, peki mallar listende de gözüküyor mu seni engelleyen ama senin engellemedigin? bende gözükmüyor.

2. github'da gün icinde bug acicam.
0
🌸konusma ben konusuyorum daha bitirmedim
(23.10.25)
(1)

almanya'da öğrenci vizesi sağlayan almanca kursları var mı?

michael harddd
Sınıf ortamında (online olmayan) ve öğrenci vizesi başvurusu yapabileceğim bir kurs arıyorum. Önerebileceğiniz bir kurum var mı?
Sınıf ortamında (online olmayan) ve öğrenci vizesi başvurusu yapabileceğim bir kurs arıyorum. Önerebileceğiniz bir kurum var mı?
0
michael harddd
(22.10.25)
öyle bir vize türü yok.
0
konusma ben konusuyorum daha bitirmedim
(23.10.25)
(41)

Eşimle yaşadığımız son büyük tartışmayı yorumlar mısınız? (Evli ve boşanmışlara soru)

mahmuttt
Sabah uyanıyoruz. Küçük çocuğumuzun keyfi yerinde. Hafta içi çalıştığımız için aile ortamını hafta sonları daha çok yaşıyor çocuk. Eşim (karım) genelde sabahları gergin. çocuğun saçını toplamak istiyor. (Çocuk henüz iki yaşında bu arada). Kuzu gibi gelip önüne oturmuyor tabi. Eşim de kızıyor bağırı
Sabah uyanıyoruz. Küçük çocuğumuzun keyfi yerinde. Hafta içi çalıştığımız için aile ortamını hafta sonları daha çok yaşıyor çocuk.

Eşim (karım) genelde sabahları gergin. çocuğun saçını toplamak istiyor. (Çocuk henüz iki yaşında bu arada). Kuzu gibi gelip önüne oturmuyor tabi. Eşim de kızıyor bağırıyor çocuğa zorla saçına tokat takıyor.

O esnada ben koridordayım çocuk baba diye ağlamaya gözlerinden yaşlar gelmeye başlıyor. Tabi bu yüzlerce kere tekrar eden bir sahne olduğu için, artık benim tepemin tasa atıyor.
Gidiyorum içeri ağzımdan bir küfür kaçıyor dayanamıyorum çünkü sonra çocuğu alıyorum kucağıma o odadan çıkıp koridor tarafına geçiyorum.

Eşimin özellikle son bir aydır bana karşı “yanıma hiç yakışmıyorsun, anasının oğluşu” gibi tahrikkar sözleri de var bu arada.

Bu gibi sözlerinden dolayı dün akşam çok gitmek istediği şehir dışındaki arkadaşına aile ziyaretini yapmayacağız dedim. Çünkü bana bu şekilde saygısız, terbiyesiz konuşan bir insana “hadi gidelim” dediği bir yere gitmek ona “Aferin” deyip ödül vermek gibi geliyor. Katlanamıyorum.

Bunun hazımsızlığı sabah da üzerindeydi diye düşünüyorum bu arada…

Çocukla bu olay yaşanmadan öncesi de var. Yine bu sabah Yalnız yaşayan bir haftadır görüşmediğimiz yaşlı annemle sabah bir kahvaltı yapalım mı diyorum. Çünkü dün cumartesi tüm günü kendi Çekirdek ailemizle beraber keyifli bir şekilde geçirmiştik. Ve tüm haftayı da.

O da bugün kendi ablasına gitmek istiyordu. Tamam diyorum sabah annemle kahvaltı yapalım; öğleden sonra da ablana gideriz.

Sonra dönüp bana diyor ki annen kahvaltı yapmıştır zaten. Ben de o esnada öğrenmek için annemi arıyorum. Sonra bana diyor ki bana sormadan niye arıyorsun. Sonra telefonu kapatıyorum. O esnada annem geri arıyor. Ben de emrivaki yaparak yarım saat sonra seni alacağız diyorum kahvaltı yapacağız. Bu emrivakiyi yapmamın sebebi ise şu. Annemle çekirdek ailemi bir haftada sadece yarım gün bir araya getirmek bana göre bir yaşlıyı sevindirmek iyi bir şey. Çocuk için de bu ortamı görmesi iyi birşey bana göre. Ve eşim maalesef bu konuda ikna edemediğim için buna mecbur kalıyorum.

Sonra biz çocukla beraber hazırız. Onun giyinmesini beklerken diyor ki ben gelmiyorum. Çocuğu da hiçbir yere çıkaramazsın. Sen git annenle ne yapıyorsan yap. “ Annen neden aramıza giriyor” diyor.

Fakat konik olan annem çok nezaketli gariban bir kadın. Asla eşime karşı karşı bir gün bile en ufak bir kaynanalık yaptığı olmamıştır. İşine karıştığı asla yok, aksine sürekli annelik yapıyor. Bu arada çalıştığımız için beş gün çocuğumuza da o bakıyor.

Sonra ben eşime diyorum ki giyin, hazırlan çıkacağız. Bu Sinir krizine giriyor. Sonra ben Yatak odasında kapıyı kapatıp Çocuk görmesin diye, Sert bir şekilde Uyarıyorum. Bağırmamasını hazırlanmasını söylüyorum. Ve kalkıp bana bir tokat atıyor.

Sonra ben de çok ağır ağırıma gittiği için bir tokat atarak karşılık veriyorum. “Sen bana nasıl vurabilirsin” diye.

Sonra izin verdi ben çocuğu aldım ve anneme geçtim. O esnada kendi annesini aradım. Çünkü kendisi benden önce arayıp yanlı bir şekilde olayları anlatacağına çok emindim.

Annesine bu durumları açtım, konuştum. Annem de kadınla gözlemlerini paylaştı. Dedim ki ben bu olaydan sonra o eve hiçbir şey olmamış gibi gidemem ya siz kendisini çağırın evinize, çocukla beraber gelsin konuşun.

Bu durumu kayınpederime de paylaşın. Ya da siz gelin bir hafta burada hem çocuğa bakın hem de bu konuyu konuşun. Terbiye saygı sınırlarını aşırı bir şekilde aşmış durumda çünkü dedim.

Muhtemelen kayınpeder de arka planda dinliyordu.

Sonra kayınvalidem kayınpedere olayı durumu sansürleyerek anlatır diye durumu bütün açıklığıyla mesaj olarak Kayınpedere de yazdım.

Allah rızası için şu olayı lütfen bir yorumlayın. tecrübe deneyimlerinizle bana bir yol haritası çizin lütfen.

Teşekkürler.

İhtiyaç üzerine Ekleme:

annene bağımlısın diyenler için durumu sanırım yeterince anlatamadım biraz daha detaylıca açıklayayım izninizle.

Annem hafta içi sabah çocuğu evimizde teslim alıyor ve biz evden çıkıyoruz. Bu 3-5 dakikalık bir süreç. Sonra eşim eve geliyor ve annem kendi evine geçiyor. Yani hafta içi bir arada bulunduğumuz demeyelim, birbirimizi gördüğümüz toplam süre her gün 3-5 dakika.

Buna ek kadının yanında fiziken başka kimsesi yok. Yakınında olan tek çocuğu benim.

Ben bunlardan bağımsız haftada bir veya 10 günde bir hep beraber bir araya gelelim istiyorum.

Çocuğuma da bana da bunun iyi geldiğini gözlemliyorum çünkü.

Eşime gelince ben normalde bu konuda emrivaki de yapmazdım fakat aynı gün zaten öğleden itibaren kardeşine de ziyarete gidecektik. Annem konu olunca ben gelmiyorum sen git annene vs. dedi. Önceki olaylardan dolayı da bana bir karşıt gelme durumu vardı.

Benim anneme bağımlı bir durumuma gelince.

Hergün ararım, halini hatrını sorarım. Bu bağımlılıktan öte annemin benim nezdimde bir değerinin olması ile ilgili. Çocukluğumdan beri bir anne oğuldan daha çok iyi anlaşan yetişkin arkadaşlarız da.

Ve onun şuan yanında olan tek yetişkin olduğum için bilerek bunu yapıyorum. Bir vefa borcu adına ne denirse densin. Örneğin Allah korusun vefat etse benim dışında onun kapısını tıklatıp yoklayan başka kimse yok.

Biraz daha açıklayıcı olmuştur umarım
0
mahmuttt
(19.10.25)
Kendisini yetiştirememiş sözde iki yetişkin görüyorum. Arada olan gariban cocuga acıdım.
Bu anlattıklarında da ikiniz haksızsınız. İkinizin de ciddi şekilde düşüncesini davranışını değiştirmesi gerekir ama bu saatten sonra ve fiziksel siddet olaylarından sonra bence bu iş öyle veya böyle bitecek gibi görünüyor.
+6
dedeminhirkasi
(19.10.25)
ikiniz de haksızsınız boşanın kurtulun çocuğa da yazık, ayrıca hikayenin seninle ilgili olan taraflarını yumuşatarak ballıyarak anlattığın belli, niye kadın sürekli annen aramıza giriyor muhabbeti yapıyor?
+7
nahtoderfahrung
(19.10.25)
Saygı ve tahammül kalmamış geçmiş olsun.
+2
anon1m
(19.10.25)
Çocuk varken ayrılmayı kesinlikle düşünmeyin. Son çaredir o ve o aşamaya daha çok zaman var.
Ya ikinizin de saydığı bir aile büyüğünün hakemliğine gidin. Ya da bir aile terapisti bulun. İncir çekirdeğini doldurmayacak büyüklükte devasa sorunlarınız var sizin.
Ayrılın diyenler için de bir atasözü geldi aklıma. Bekara karı boşamak kolay gelirmiş.
-10
Mirket
(19.10.25)
selamlar, yaşadığınız bu sorun için üzüldüm ama her ne olursa olsun eşinize tokat atmanız çok yanlış. bunu geçtikten sonra eşinizin geçinmeye niyeti olmadığını, sizin anneninizle kendisini yarıştırdığını düşündüm. bunu sadece sizin söylemlerinize dayanarak söylüyorum karşı taraf ne der ne anlatır bilemem. sonuçta hakim de değilim avukat da ama her ne olursa olsun üzüldüm.
+2
Fodera
(19.10.25)
öncelikle ikiniz de psikiyatriye gitmelisiniz. bunu kardeşim hastasınız vs. diye söylemiyorum, lütfen kötü algılamayın. öncelikle kendinizi ve neyi tetiklediğinizi çözmeniz lazım. bu süreçte de ilaç desteği yardımcınız olur.

anneniz, arkadaşlar şu bu çok gereksiz bir çok yük edinmişsiniz. siz birbirinizle evlisiniz. o şunu dedi bu bunu dedi, yok annemle kahvaltı falan bunlar sadece ikiniz arasındaki ilişkiyi devam ettirirken yük olan noktalar.

merak etmeyin kimseye bir şey olmaz.

ortada çocuk var iki insan olarak o çocuğun sağlıklı büyümesini sağlamanız gerekli.

tokat vs. zaten rezalet bir durumdasınız. bunu kibarca ifade etmenin yolu yok.

ilişki sürdürmek zaten aşırı zor bir durum daha da zorlaştırmayın kendinize. bi antidepresan alın.

başkalarını unutun ilişkinize bakın.

sürekli ben haklıyım o haklı, ondan bunu esirgerim düşüncelerinden sıyrılın. önemi yok.

bizim düşüncemizin de önemi yok.

sakin olun.
+5
gurur
(19.10.25)
kadin tarafi cocugu coktan silah olarak kullanmaya baslamis. cocugu alamazsin, götüremezsin, görüstüremezsin... üstelik cocugun gelisimini, özgüvenini yaralayacak cirkin laflar ediyor, bunu yapmasindaki amac da kocasini yaralamak. babasinin oglu gibi laflari cocugunu ve esini eziklemek icin sarfeden insanlar bence anne baba olmamali.
ayrica cocugun sacindan memnun degilse götürüp kestirsin sacini yani, erkek cocuguymus madem, her sabah toka takip toplamaya calismak, sonra cocugu bu sebeple aglatip huzursuzluk yaratmak nedir?

"ben kadinim, tokat atabilirim ama sen erkeksin, bana tokat atamazsin" diye bir sey yok. fiziksel temasta bulundugunuz an cinsiyetin önemi kalmiyor, her ikisi de aile ici siddet. üstelik küfür de bir siddet formu.

esine misilleme yapmak icin hödük babasina iki yasindaki cocugun odasinda sigara icirten biri bu kadin. diger yanda sizin emrivakiler, haftanin 5 günü gördügünüz annenize haftasonu bile anacim da anacim diye gitmeyi dayatmaniz, problemleri cözmek yerine ödül-ceza gibi cok primitif mekanizmalar kullanmaniz ciddi sorun. kisilik olarak gelisememis iki insan görüyorum. aranizda saygi, tahammül ve sevgi kalmamis. bu artik bir evlilik degil. ailelerin bu cirkinligin icine cekilmesi de bircok acidan sorun. evlendiyseniz ailenizin kicindan düseceksiniz ya da evlenmeyeceksiniz. haftada 6 gün anasiyla görüsen koca da sahiden cekilecek dert degil.
bazen bosanmalar evliliklerden daha cok huzur ve mutluluk getirir. siddetin oldugu bir evlilikte bir saniye bile durmazdim sahsen.

evli ve cocuk sahibi demissiniz, ben bu iki sartin 1.5'una uyuyorum (gebeyim).
+5
konusma ben konusuyorum daha bitirmedim
(19.10.25)
Abicim, hani o bosanmalarda cok duydugumuz "Siddetli gecimsizlik" tam olarak budur.
+3
thetruenorthstrongandfree1
(19.10.25)
ikinci evliliğini yapmış er kişiyim. birlikteliğinizde çok temel sıkıntılar olduğu açık, siz de biliyorsunuz zaten belli bir durum bu. ama benim anlamadığım sıkıntı yaşayıp anne babayı aramak nedir? kusura bakmayın ama bu yetişkin ilişkisi değil, nezaketle söylemek istiyorum ama 20 yaşında köy yerinde evlenmiş insanların sahip olduğu gibi bir ilişki mevcut. burdan sağlıklı bir ömür boyu birliktelik, mental olarak sağlıklı bir çocuk çıkması gerçekten çok zor.
+10
awlmi
(19.10.25)
Ben bekarim, sizin gibi medeni cesaret gösteremedim daha,

o cesareti gösterdiginiz saf duygulara dönmeyi denemelisiniz,

kendini yipratan seyleri karsiya anlat, oda sana anlatsin ve ilk günku gibi olamayi istediginizi soyleyin,

Cocuk herseyi gorur,duyar ve sizin hayatiniz, onunda tercihlerini belirler,

eşin stresi kaldiramiyor ve cocugada bunu yansitiyor, akli selim hareket edemiyorsaniz destek almayi deneyin,
ama siz, ana-babasiniz,akli selim olmalisiniz,bencil olamassiniz artik,

Egonuzdan siyrilarak birbirinize dertlerinizi pozitif kelimeler ile anlatmayi deneyin.
0
designer
(19.10.25)
Herkes çok olumsuz şeyler yazmış. Ben de ikinizi de haksız gördüm.

Bence çocuksuz bir kafa dinlemeye ihtiyacınız var. Ayrıca oturup konuşmaya. Gerçek düzgün bir konuşmaya. Hatta ben olsam baya ciddi ve yer yer kötü xor örneklerle konuşurdum. Kavgalarda boşanma lafının geçmesini hiç doğru bulmam ama bazen en kötüsünü de görmek göstermek lazım. Atıyorum adi Özlem. Derdim ki bak Özlem önümüzde iki seçenek var ya bu şiddetli kavgaya devam edeceğiz giderek dozu artacak ve bir şekilde boşanacağız ya da toparlamak için elimizden geleni kalbimizle yapacağız. Ben sana ve çocuğumuza iyi bir eş ve baba olarak elimden geleni yapmak istiyorum. Hayatın yükünü iki kişi omuzlamak istiyorum. belki şuan boşanmak sana iyi bir seçenek gibi görünebilir ilk başta ama işler senin için benim için olacağından daha zor olacak. Bütün evin yükünü market temizlik araba mevzuları herşeyı ama herşeyı tek yapman gerekecek. Ben sadece çocuğumuzla alakalı olan konularda yardımcı olabilirim. Sevgililer gününde ya da doğumgününde romantik bir hediye isteyeceksin ama benden sonra bu sefer cocukla herseyı dengeye oturtman cok daha zor olacak. Bak beni hala seviyorsun ya da sevmiyorsun bilmiyorum. Bazen saygılı cümlelerinden artık benı sevmedıgını hatta nefret DAHİ ettıgınj dusunmeye başladım. Ama ben seni hala seviyorum. Ve ilişkimiz için çabalamak istiyorum. Her zaman ailemizin direği olarak huzurlu yuvamıza seninle ve çocuğumuzla olmak istiyorum. Ama bunun için sadece benim çaba göstermem yetmez. Öncelikle cocugu bir silah olarak kullanmayı bırakman lazım vs vs vs.

Tabi bundan önce bence tokat için öncelikle özür dile. Cidden özür dile ve birkaç gnü daha dişini sık. Alttan al. Ortalık bir durulsun. 1 hafta fln. O şekilde konuş. Şuan eşinde haklı olarak tokatın siniri olduğu için herşey birbirine girecek. Ve ben olsam cidden bu boşanma seçeneğini de önüne koyar başına gelecekleri söylerdim. Ben boşanmış kadınların da aşırı mutlu olduğunu düşünmüyorum. Kadının toplumdaki rolleri çok fazla. İşte çalışıp kariyer inşa ederken bir yandan ev işleri bir yandan çocuktan kaynaklanan iş yükü. O yüzden hayatın yüküne dair bazı şeyleri hatırlatmak iyidir.

Ve bence eşin çok yıpranmış. Hiç bir insan boşanacağım mutsuz olacağım sinir krizleri geçireceğim sinir krizleri geçirteceğim diye evlenmiyor. Herkes sevdiği ve mutlu olmak istediği için evleniyor. Eşin bir şekilde çok yıpranmış. Ev iş çocuk ev iş çocuk bitmeyen bir iş yükü döngüsü. Hayatın yükü çok fazla omuzlarına binmiş. Ve bu yük altında okdr çok ezilmiş ki neyi görse duysa laf sokuyor geçiriyor bağırıyor sinirleniyor.

Bence eşin ciddi bir konuşma süreci sonrası toparlayabilir. Belki kendisine biraz zaman ayıracak birşeyler yapmak iyi gelebilir. Kendisine zaman ayırması derken evde tek kaldığında evi düzenlemesi temizlik yapması fln değil. Direk kendisi için birşeyler yapması.

Ve de tokatın karşılıklı olması birşeyi değiştirmez. Biz türk toplumunda kadın olarak şiddetin ortasında bir cinsiyet olduğumuz için, ben olsam ben de attığım tokada bakmaz sen nasıl bana vurursun bana vurdu fln derdim. Takıldığım tek şey olabilirdi. Ne yazık ki bu kültürel birşey. Yaşarken burda yazabildiğimiz kadar medeni ve olgun olamıyoruz ne yazık ki. O yüzden ilişkini toparlamak istiyorsan sen sana düşenleri yap da, öncelikle tokadın özüründen başlayarak ve uygun bir zamanda konuşup ona da kendisinin düzeltmesi için zaman tanıyarak. Zaten düzelirse düzelecek yoksa bu şekilde gitmez. Sizin de bir yerde kafanız atıp ayrılmak istemeniz muhtemel.
-2
mobydick
(19.10.25)
"Yine bu sabah Yalnız yaşayan bir haftadır görüşmediğimiz yaşlı annemle sabah bir kahvaltı yapalım mı diyorum."

2 yaşındaki çocuğunuza haftada 5 gün bu kadının baktığını da yazmışsınız. Çok merak ediyorum çocuk yaparken böyle mi planladiniz mesela "Ee çocuğa da annem bakar bakıcı parası cepte kalır oh mis" ya da bakıcı tutmaya gücünüz yoksa o zaman neden çocuk yaptınız?

2 yaşındaki çocuğun enerjisine Eşinizin dahi yetemedigini zaten kendiniz de belirtmişsiniz. Peki yaşlı anneniz?

Anlattiklariniz 2 kişinin gecimsizliginin vs dışında çok daha temel problemler barındırıyor aslinda.

Çözüm odaklı bakarsak; eşinizle baş başa sakin kafayla her şeyi konusacaksiniz. Hatta bu görüşmeden önce bir kağıda birbiriniz hakkında hoslanmadiginiz her şeyi yazın, görüşmede de tek tek konuşun.

Bunların hepsini de çocuk için yapacaksanız. Yapamiyorsaniz bir an önce boşanın ki çocuğun da hayatı bir düzene girsin.

Umarım çocuğunuz için her şeyin en iyisi olur.
+2
makbur
(19.10.25)
birkaç haftadır neredeyse her haftasonu benzer duyurular ekliyorsunuz, çoğunda da amacınız size "haklı" olduğunuzun söylenmesi gibi geliyor. bunu duymak için de (@nahtoderfahrung +1) anlatımlarınız fazlaca yanlı geliyor. kendinizi pirüpak göstermeye çalışıyorsunuz.

eğer yanılıyorsam da ciddi bir iletişim probleminiz var demektir ki eşinize ve hatta eşinizin ailesine bir türlü bu iyi niyetinizi anlatamıyorsunuz. zira eşinizle yaşadığınız olayı sıcağı sıcağına kaynana ve kaynataya ayrı ayrı aktarmak istemeniz bence aşırı. onların yerinde olsam sabah sabah damat niye beni arıyor, mesaj atıyor der keyfimi kaçırdığı için de sinirlenirdim.

bir de çocuğun her şeyi reddedip, bağırması ve o durumda işine gelen ebeveyn hangisiyse ona yönelmek istemesi bence doğal. sizin buna gösterdiğiniz tepki ise abartı (hatta anlamsız gibi geliyor). zaten bu davranışınız da gününüzün geri kalanını şekillendirmiş.
+4
tnz
(19.10.25)
Uzun uzun yazamayacağım ama ikinizde haksızsınız+1 aranızı düzeltmenin yokuna bakın yoksa işin sonu avukat
İki tarafında fiziksel şiddeti doğru değil sırf bu bile yardımla çözülmesi gereken bir durum
0
basond
(19.10.25)
Çocuk iyi evliliği bozar, kötü evliliği boşar. Bunu bilerek anlaşmanın yolunu bulun. Yoksa çok da uzatmayın. Sonu boşanma olacaksa, ucunda bunu görüyorsan, ya şimdi ya 15 sene sonra.
+1
gabe h coud
(19.10.25)
İkiniz de haksızsınız, +1.

Karşı tarafın iyi kötü neyi yanlış yaptığını görüyorsunuz ama öz eleştiri için; "bir haftadır görüşmediğimiz yaşlı annemle sabah bir kahvaltı yapalım mı" sorusuna eşiniz "annen kahvaltı yapmıştır zaten" diyor, kibarca hayır diyor. Ve siz bu cevabı kabul etmek istemiyorsunuz. Üzerine anneniz zaten haftada 5 gün çocuklarınıza bakıyor. Ortada gerçekten karşı tarafı bayan ve sizin farketmediğiniz bir durum var.

"Eşimin özellikle son bir aydır bana karşı “yanıma hiç yakışmıyorsun, anasının oğluşu” gibi tahrikkar sözleri de var." Bu başlı başına başka bir duyuru konusu. Buna verdiğiniz misilleme ayrıca yanlış. Haklıyken haksız duruma düşüyorsunuz.

"Sonra ben eşime diyorum ki giyin, hazırlan çıkacağız. Bu Sinir krizine giriyor. Sonra ben Yatak odasında kapıyı kapatıp Çocuk görmesin diye, Sert bir şekilde Uyarıyorum. Bağırmamasını hazırlanmasını söylüyorum. Ve kalkıp bana bir tokat atıyor."
İlk olarak sinir krizine giren birinin üzerine gitmek çok yardımcı olmaz. İkinci olarak siz kimsiniz de kime nereye gitmesini ne yapmasını emrediyorsunuz. Çok istiyorsanız en başından tamam ben annemle kahvaltı yapmak istiyorum çocuk kimde kalsın diyin, planınızı yapın.

İki tarafın da sıkıntıları var ama amacınız çözüm bulmak, sorun çözmek değil.

my 2 cents:
-İki tarafta aklında olanları içinde biriktirmeden, sakin sakin paylaşmalı.
-Her konuda anlaşmak ve orta yolu bulmak zorunda değilsiniz. İnsanların sizin annenizle iletişiminizi kısıtlayamacağı gibi, kendi hayatına eşinin ailesini, eşi her istediğinde sokmama, görmeme, kahvaltı yapmak istememe hakkı olduğuna da inanıyourm.
-“yanıma hiç yakışmıyorsun" laf değil, altında yatan ne ise konuşmak lazım.
- tokat kısmına hiç girmiyorum, oturun siz kendi adınıza samimi olarak özür dileyin.
+2
archmage mahmut
(19.10.25)
evli değilim ama
hem haftada 5 gün annem bebeme baksın ---hal böyleyken nasıl kadınla haftaboyu görüşmemiş oluyorsunuz hiç anlamadım? ışınlayarak mı gönderiyorsunuz çocuğu?--
hem de h.sonu annemle birlikte kahvaltı yapalım, diye bir dünya yok...koca olarak bu beklentiniz aşırı saçma.

o dünyanın olması için mesela oldukça ataerkil yetişmiş bir aileden bir eşiniz olması (yani cidden "kız almış" olmanız) lazımdı. mesela benim dışardan gayet modern, çalışan kadın vs olan kardeşim esasen böyledir, "gelin ettik" gitti babasının evine sadece senede 2 kere yarım saat geliyor. ailem fazlaca ataerkil o yüzden kimse için tuhaf değil durumlar -ben hariç, benim kafam ayrı çünkü. neyse, gidip böyle birini "alaydınız" madem böyle bir evlilik istiyorduysanız...

ya da mesela annenizle eşiniz kanka gibi filan olmalı onu sizin "gariban" anneniz olarak değil kendi kankası olarak görmeli.

her türlü, bunu sorun etmeden yapacak (şehirli, modern, çalışan vs.) kadın sayısı oldukça azdır. cidden etrafımda 1 elin parmağını geçmez yani.

5 gün k.valiyeye çocuk bırakmış gelin bir de h.sonu onunla kahvaltı yapacak...bunu "olağan" görüyorsanız o da "anasının oğluşu" der size..işler çirkinleşir. bunu nasıl normal görüyorsunuz? siz hangi gezegende yaşıyorsunuz? kaynana yahu sonuçta, isterse melek olsun. hayret bişeysiniz.

ha eşiniz de çok normal bir insan olsa, zaten annen 5 gün bakıyor, biz birlikte azıcık zamana sahibiz, gel şöyle bir program yapalım der normal makul konuşulurdu. o sizin aileyle kendi ailesini yarıştırıyor, çocuğu götüremezsin diye pazarlıklar filan ,korkunç. burada da onun tuhaf kafasını görüyoruz bence.

eşiniz işine kafası rahat devam etmek, bakıcı parası vermemek, istediği gibi çocuğu geç almak filan türü konforlar için k.valideye çocuk baktırıyor evet, (e aynı rahatlıklar sizin için de var ama sizin anneniz, onun değil, ona minnet borcu çıkıyor, gıcık bir durum...). yüksek ihtimalle siz 2niz anneniz olmasa zaten çocuk filan da büyütemezsiniz de ortalama Türk gibi siz de ailelere güvenip yapmışsınız işte. sonra neden 20 yaşında evlenen köylü gibi aileler herşeyin içinde deniyor, kuzum aileler olmasa hayatta kalamıyorlar çünkü, ondan olabilir mi?

neyse, eş bu duruma karşı zaten öfkeli (kendi çocuğunu kendisi büyütemiyor) olduğu için pasif agresif şeyler yapıyor. bu model türk kadını genellikle olmasını istediği ama olduramadığı şeylere karşı böyledir. intibam bu yönde... çünkü olmasını istediği o şeylere layıktır aslında.

misal sizin mesleğiniz değil de x meslek birini istemiştir, k.valideye baktırmak değil yabancı dadı isterdi, ama oluyor mu bunlar. olmuyor. e öyle bir imkan yok.
enteresan şekilde yine aynı türk kadını bu imkanları sunmasını da eşten beklediğine göre (çünkü neden evlendik o zaman?) öfkeleneceği kişi sizsiniz...."yanına yakışmıyor"sunuz. (ya da kendi fikrince layığını bulamadığı için aslında kendinedir öfkesi artık bu kadarı psikiyatrist işi benim işim değil)

kısacası ne o sizin beklentilerinizi karşılıyor ne de siz onun beklentilerini karşılıyorsunuz...böyle anladım.

boşanınca aşırı iyi bir nafaka ev araba herşeyi vermeyecekseniz öfkelenir öfkelenir geçer, şu anda boşanmaz. tümden deli değilse, onu tek bir konudan bilemedim açıkçası.
kadının şimdi yükü 80se boşansa 180 olacak çünkü. küçük çocukla boşanmak kolay değil. çocuk tamamen kadına kalıyor. kadın daha toka takarken deliriyorsa yemez yani boşanmak. çocuk büyüdükten sonra bu durum değişir.

ha 1-kadının aileden filan durumu iyiyse 2-cinsel hayatınız kötüyse 3-size olan öfkesinin arkasında başka birisinin ilgisi de varsa, o zaman o boşar zaten.

sevgi nerede burada...
valla bilemedim. ortada seven biri var gibi geçmedi konu. birbirine tokat atabiliyorsan sevmiyorsundur , bencesi böyle.
+2
subcomponent
(19.10.25)
boşan diyenlere bakma sen kardeşim.
sorumluluk sahibi, çözüm arayan bir baba için çıkış yolu her zaman vardır.

Annenle olan bağını korumak istiyorsan, bunu eşinle çatışmadan değil, uzlaşarak yapmanın yollarını ara
-2
jamswety
(19.10.25)
Resmen sen haklısın diyelim diye acayip taraflı şekilde anlatmışsın ama evli bir birey olarak haksızlığın buram buram kokuyor.

Karının tek hatası çocuğa bağırmak ve sert davranmak. Bu büyük bir hata. Geri kalan her şeyde sen haksızsın. Böyle bir kocam olsa zevkle boşardım. Öyle bir boşardım ki boşadığım için aklıma geldikçe sevinç duyardım.

“Yaşlı zavallı anneciğin” ile zaten haftanın 5 günü görüşüyorsunuz sanki aylarca görüşmemiş gibi bir haftasonucuk kahvaltıcık diye küçültmeye gerek yok. O kadar yaşlıysa çocuk baktırmayın zaten orda çelişki var.
Tüm hafta içi çalışıp yorgun argın bir tek haftasonunu bekliyorsun ve o da ne? Haftasonu yine KAYNANA. Oldu mu yani kim kabul eder bunu? Bir de emrivaki yapmaklar geleceksin diye bağırıp çağırmalar.

Üf yazamayacağım daha fazla sinirlerim bozuldu. Evli çocuklu bir insan olarak bunları okuyunca cinnet geliyor bana. Gidip kocamı öpüp şükür edeceğim. millette ne adamlar var ya.
+2
Gradient_tabanlı_mor
(19.10.25)
haklı olduğun taraflar çok ama taraflı anlatıyorsan bilemiyorum. tokat işi çok yanlış. uç bir nokta. çocuğu bir yetişkine bırakıp 1-2 saat baş başa konuşmayı deneyin. iki tarafın da adım attığı bir konuşma olursa sürüyor öbür türlüsü zaten mahkeme.
0
summerjam0306
(19.10.25)
kanka boşa gitsin. sana tokat atma gibi bir şeye cürret ediyorsa ahlaksızın önde gidenidir. yanıma yakışmıyorsun falan ne demek. ben olsam dünyanın kaç bucak olduğunu çok fena gösterirdim ona. erkek ol ve boşa. hiç ılımlı olayım anlayış göstereyim deme. bu tipler öyle şeyleri prenseslik olarak adlandırır. acıma.
-1
archmeister8
(19.10.25)
Çocuğunuz çok muhtemelen normalde annesinin sözünü dinleyecekken, sizin vereceğiniz tepkiyi bildiği için huysuzluğu artmış.

Kadın gayet kibarca kahvaltıyı annenizle yapmak istememiş, üstelik başka arkadaşlarıyla olan planı “cezalandırmak için” iptal etmenize rağmen kibar davranmış yine, siz emrivaki yapmışsınız. Üstüne de odaya çekip “had bildirmişsiniz”, üstüne de kadını kendi anasına babasına şikayet etmişsiniz hem de annenizle bir olup.
Ya allah eşinize sabır versin. Bir kadını ne kadar bunaltabilirseniz o kadar bunaltmışsınız. Şiddet kötü bir tepki ikiniz için de, hele de evde çocuk varken haklı görmüyorum ama bir kediyi bile bu kadar köşeye sıkıştırırsanız, tırmalar.
+6
physcos physcos
(19.10.25)
Bitmiş okeye dönüyorsunuz. Boşa zaman kaybetmeden boşanın. Ben böyle evliliklerin devam etmesini ve devam etmesini tavsiye edenleri anlamıyorum. Mesela siz bu saatten sonra nasıl seks yapabileceksiniz ki?
Sizinki evlilik değil ev arkadaşlığı olacak.
İşte birbirinizi tam anlamıyla tanımadan 5 yıl evli kalmadan çocuk yapmamak bu yüzden önemli.
+1
dawsonscreek
(19.10.25)
ikiniz de anormalsiniz. sakın boşanmayın, başka insanlarla evlenip onların da başını yakmayın
0
benarrivo
(19.10.25)
karın haklı.

annenle her hafta sonu görüşmek zorunda mı? zaten annen haftanın beş günü evinizde görünüşe göre. zorla kahvaltı yaptırtmaya çalışıyorsun, kadın istemiyorken. sonra tartışıyorsunuz ve anne babasına ispiyonluyorsun. pardon sen nasıl bir yetişkinsin? onun kendi annesiyle dertleşmesi ile senin aileleri karıştırman ve onu anne babasına şikayet edip durman aynı şey mi? kadından fiziksel olarak da uzaklaşmışsın ki çoğu aldatmalar ve boşanmaların kaynağı yatak odası. tabii senin duygularını da anlıyorum bu noktada ama yanlış bir davranış. bunun dışında söz verdiğin geziyi sırf ceza olması için iptal ediyorsun, halbuki belki gitseniz eşin sana minnet duyacak ve aranızdaki buzlar eriyecek.

kadın yorgunluğunu ve bıkkınlığını çocuğuna yansıtıyor olabilir ama ne korkunç bir anne!!!! demeden önce kanını canını çocuğu için verebileceğini düşünüyorum ben, burada eşinin yanlışı aranızdaki olumsuzlukları çocuğa yansıtmak.

haksızsın.

edit: sondan başlayarak yorumları okumaya başladım, physcos physcos +1 çocuğun annesinin sözünü dinlememesi de babasının nasıl davranacağını bilmesi. üstelik gidip kadına küfrediyorsun yok yere.

edit2: hızımı alamadım, Gradient_tabanlı_mor +1
+3
deartheodosia
(19.10.25)
düzenleyemedim, eşinin “yanıma yakışmıyorsun” demesi de muhtemelen onu yatak odasında reddedip durmandan kaynaklı bir yorum.
+1
deartheodosia
(19.10.25)
Eşin senin her hareketini abartmış. Sen anne sevgisini biraz abartmışsın çünkü eşin sen değil, ona göre bu hafta nasıl geçti bilmiyoruz, sen de bilmiyorsun, belki farklı şekilde rahatlamaya ihtiyacı var. Evli çiftlerin her hafta sonu anne baba ziyaretine gitmesi bana çocukluktan çıkılamadığını düşündürüyor.

Burada sorun senin eşini görmüyor, ihtiyaçlarını (özellikle duygusal ihtiyaçlarını) fark etmiyor olman, ben öyle anladım. Çünkü bir kadın çocuğuna bu kadar basit bir şeyden öfkelenmez. Belli ki deli gibi dolu, ağzından burnundan taşıyor.

Her hafta sonu anneni görmeyin. Onun annesini de görmeyin. Yaşlı sevindirmek tamam ama önce siz önemlisiniz. Eşin bunalmışsa önce onu ferahlatmak zorundasın, annen ikinci planda artık bu hayatta. Çünkü sen bir kadınla evlisin. Anneni yok say demiyorum, annenle bu kadar sık görüşme, hele ki eşin iyi değilse eşini rahatlatmadan hiç görüşme.

Bir ailenin annesi mutluysa o aile her türlü mutlu olur. Bu anne senin annen değil eşin. Bir kadını mutlu edecek tek kişi ise eşidir arkadaşım, başka kimse değildir.
0
muhayyer divan
(20.10.25)
öncelikle boşanmayın bence. en en son çözüm bu olmalı.

biri demiş eşin çok yıpranmış çocuktan çıkarıyor diye yüzde yüz katılıyorum bu yoruma. siz el bebek gül bebek büyütülmüş olabilirsiniz gariban ananız tarafından ama çağ değişti şartlar değişti bi kez olsun karınıza sordunuz mu neyin var seni bu hale getiren nedir diye?

haftada beş gün anneniz bakmıyor mu çocuğunuza? bir de haftasonu neden annenizle vakit geçirme ihtiyacı duyuyorsunuz? benim kocam peş peşe iki gün kendi annesi babasıyla vakit geçirince üçüncü gün fazla geliyor istemiyor kaçıyor normal değil sizin anne bağımlılığınız.

biri daha demiş sizden yüz buluyor, çocuk annesini dinlemiyor. ikilik yaratmayın çocuğun hayatında. böyle böyle anne kötü oluyor.

eşinizle ciddi konuşun belli ki bir sorunu var. evden bunalmış olabilir işten bunalmış olabilir. hiçbir şey yapmamaktan bunalmış olabilir. mutlu bir kadın ne bunları size yaşatır ne de çocuğunuza. kendi ister annenizle hep buluşmak.
0
Hallegadola
(20.10.25)
Boşanmak çözüm değil ben boşandım bu anne düşkünlüğünü çözemedim. Evliyken annesinden çıkmazdı şimdi de velayeti bende olan çocuk her dakika annesinde olsun istiyor eski eşim. Çocuğun okulu ödevi hak getire, kafaların değişmesi lazım. Haftanın altı gününü bir çocuğun babaanne ile geçirmesi normal değil. Çalışan anne çocuğu ile sadece haftasonu etkinlik planlayabiliyor onu da kayınvalide ile neden geçirsin?

Aranızda saygı kalmamış tokat, kötü söz vs. çok çirkin ama çözüm eşinizin kök ailesi olmamalı. Aile olan siz eşiniz ve çocuğunuz sorunun çözüleceği yer de sizin eviniz. Aranızda uzun uzun konuşun ve kesinlikle destek alın derim.
+1
cilekli pasta
(20.10.25)
annene bağımlısın diyenler için durumu sanırım yeterince anlatamadım biraz daha detaylıca açıklayayım izninizle.

Annem hafta içi sabah çocuğu evimizde teslim alıyor ve biz evden çıkıyoruz. Bu 3-5 dakikalık bir süreç. Sonra eşim eve geliyor ve annem kendi evine geçiyor. Yani hafta içi bir arada bulunduğumuz demeyelim, birbirimizi gördüğümüz toplam süre her gün 3-5 dakika.

Buna ek kadının yanında fiziken başka kimsesi yok. Yakınında olan tek çocuğu benim.

Ben bunlardan bağımsız haftada bir veya 10 günde bir hep beraber bir araya gelelim istiyorum.

Çocuğuma da bana da bunun iyi geldiğini gözlemliyorum çünkü.

Eşime gelince ben normalde bu konuda emrivaki de yapmazdım fakat aynı gün zaten öğleden itibaren kardeşine de ziyarete gidecektik. Annem konu olunca ben gelmiyorum sen git annene vs. dedi. Önceki olaylardan dolayı da bana bir karşıt gelme durumu vardı.

Benim anneme bağımlı bir durumuma gelince.

Hergün ararım, halini hatrını sorarım. Bu bağımlılıktan öte annemin benim nezdimde bir değerinin olması ile ilgili. Çocukluğumdan beri bir anne oğuldan daha çok iyi anlaşan yetişkin arkadaşlarız da.

Ve onun şuan yanında olan tek yetişkin olduğum için bilerek bunu yapıyorum. Bir vefa borcu adına ne denirse densin. Örneğin Allah korusun vefat etse benim dışında onun kapısını tıklatıp yoklayan başka kimse yok.

Biraz daha açıklayıcı olmuştur umarım
-6
🌸mahmuttt
(20.10.25)
Alışkın olduğum bir sahne gözümün önüne geldi.

Bana göre sen haklısın ama senin de bazı olumsuz davranışların var belli ki.

"yanıma yakışmıyorsun" lafı çok kritik, boşa söylenmez. Barışsanız bile buranın üzerine git.
Böyle bir kadına karşı yapılacak şeyler çok sınırlı. Ailelere haber salmakta da iyi yapmışsın, neyin ne olduğunu bilsinler, herkes kendine çeki düzen versin. Arada çocuk olduğu için alttan alan kişi sen olman lazım. Biliyorum içinden gelmeyecek ama yalandan da olsa git özür dile, çiçek al, hediye al. hevesle story atacağı mekanlara götür.

2-3 gün geçtikten sonra psikoloğa gidelim iyi gelir de (ilk başta genelde ret ediyorlar uzatma, ara ara lafı geçirerek ikna etmeye çalış).

ilişki sıklığını arttırın bunun çok faydası oluyor.
0
duyuruuser
(20.10.25)
geçmiş olsun.

anlattığınız ortamda en olgun kişinin 2 yaşındaki çocuk olması çok acı.

sizin iki eş arasında olan rekabet ve üstünlük kurma hevesini kırmanız lazım.
+2
galahad reloaded
(20.10.25)
Bir eşiktesiniz, sevginin vb durumların bittiği, olgunluğun ve birbirinizin kararlarına saygı duyma evresinin başlayacağı, aynı zamanda çocuğun durumunu da dikkate alarak normal insanlar gibi yaşayacağınız bir geçiş bu.
Bu durum biraz sürebilir, neredeyse her evlilikte oluyor, bir tarafın sakin kalarak kendini geri çekmesi lazım.
Zor bir durum değerlendirmek tabi size kalmış ancak bu eşiği aşsanız bile ben bu evliliği çok sürdürülebilir bulmuyorum mutluluk açısından, mutlu olduğunuzu düşünmüyorum.

İkinizin de haklı ya da haksız olduğunuzu da düşünmüyorum, sadece bir uyumsuzluk gözlemliyorum. bu tür durumlar bir kök sebebin tetikleyicisi, dediğim gibi bekleyerek ve olgunlaşarak, ya da bir bilene giderek bu sorunları çözebilirsiniz. Ama ne olur çocuğu bunlarla etkilemeyin.
0
va
(20.10.25)
Eşinizin çocuğa zorla toka takmasına sinir oldum çocuk ne istiyorsa onu yapmak çok zor değil herhalde. Tokası olsa ne olur olmasa ne olur.

Haftanın beş günü gördüğü kaynanasını herrr hafta sonu da kadın görmek istemiyor bundan daha doğal ne olabilir? Siz gidin görün, kadını niye peşinizden sürüklüyorsunuz?

Arayıp velisine şikayet ettiğiniz yeri okurken patladım kusura bakmayın :d evlisiniz ve çocuğunuz var ya aileleriniz niye bu kadar her şeyin içinde? Bir yuva kurduğunuzun farkında değilsiniz, üzücü.
+3
sadakatsiz
(20.10.25)
reyiz halen daha anne bağımlılığını göremiyorsun bir de anlayış bekliyorsun.
0
Hallegadola
(20.10.25)
Acilen boşan.

çocuğu yapmış nafakayı garanti altına almış kadın sendorumu yaşatıyor sana.

''yanıma yakışmıyorsun'' kasıtlı bilerek düşünerek söylenmiş bir söz.
0
xu
(20.10.25)
yanıma yakışmıyorsun lafı neyin lafıymış onu bir aç.
seni mi beğenmiyor artık.
çok mu güzel kadın.
işin sonu aldatmaya varmasın sonra?
eğer böyle bir durum yoksa boşanma.
oturup güzelce konuşun. kadın biraz sıkıntılı sen daha mantıklısın.
en azından bu aralar biraz daha idare et.
sen bayağı darlanmışsın.
0
OgutucuRecep
(20.10.25)
ben ailelerin araya sokulmasini anlattiginiz sekilde yanlis buluyorum, kendi iliskimde kesinlikle yapmayacagim bir sey. bence evlilik iki kisi arasindadir. ama elbette tercih ve yetistirilme meselesi. siz nasil uygun goruyorsaniz.
cocugunuzu neden krese vermeyi, belki en azindan haftada bir kac gun dusunmuyorsunuz? 2-3 yasindan itibaren cocuklarin yasitlari ile oyun oynamaya ve ebeveynlerine ihtiyaclari var aslinda daha cok, anneanne/babaanne'den ziyade. ben bunun ayrica evliliginizi de degistirecegini dusunuyorum, zira eslerin de birlikte kaliteli zaman gecirmeye ihtiyaci var, simdi sanki anlattiklarinizdan daha cok ailelerle birlikte toplu bir evlilik gibi geldi kulaga. zira mesela cocugunuz haftada 2-3 gun krese gitse, haftada bir aksam annenizden cocuga bakmasini isteyip esinizle birlikte sinemaya gidebilirsiniz belki, bir yemege cikarsiniz? bu hali ile, evden ise isten eve, e anne zaten her gun cocuga bakiyor, bir de bir aksam da baksin istenmez. ben anlattiginiz yasamda bogulurdum diye dusunuyorum.
ayrica unutmayin, bu kadinla evlenmenizin bir nedeni var. bir noktada begenmissiniz, o donemde yaptiginiz her ne idiyse o donemde keyif almissiniz, onlari hatirlamaniz onemli, her ikinizin de. birbirinizi sevdiginiz donemi, birbirinizde ve birlikte sevdiginiz seyleri hatirlamak onemli. bu anlattiginiz programda bunlari unutup kaybolmak cok normal.
ancak elbette, dedigim gibi hem herkesin hayati, aliskanliklari bambaska hem de disardan konusmak daha kolay.
0
kassiopeia
(20.10.25)
Oncelikle cocugun yaninda esine kufur etmen muthis yanlis. Bu gibi hareketleri yapiyorsan esinin psikolojik durumunu sen bozmus olabilirsin.

Bunun disinda anlattiklarinda haksiz oldugun bir konu gormedim. Anlattigin davranislari hic uygun degil. Ailesine durumu anlatmakla iyi yapmissin. Esine saygisizlik yapan kadinla aile olmaz. Ayrica buradan tavsiye almani onermem, anne bagimliligiyla konunun alakasi bile yok.

Cocugu boyle bir ortama daha fazla maruz birakmadan bir sekilde cozersiniz umarim. Tam psikolojisinin oturacagi yaslar ve hep sandigindan fazla seyi gorur, hisseder ve anlarlar.
0
osssy
(20.10.25)
neredeyse aynı şeyleri yaşadığım için sizi çok iyi anlıyorum. anne bağımlılığı vesaire kimseyi dinlemeyin. eşiniz yokken anneniz vardı. anneye gidilecek. anneye gidilmiyorsa kimseye gidilmeyecek. bu kadar basit.

ancak ne olursa olsun sizi tek taraflı okuduk, sizin de kabahatleriniz olmuştur. karşılıklı tokatlar falan ne oluyoruz? iki tarafın da kabahati olmadan işler bu raddeye gelmez. bu noktada suç ile kabahati ayırmak lazım. suçunuz yoktur ancak mesele buraya gelmeden bazı şeylerin önlemini almanız gerekiyordu. örnek vereyim. ben boşanmış biriyim. boşanma sebebim eşimi gereğinden fazla serbest bırakmak. çocuktan sonra işini bıraktı, bir süre çocuğa baktı ancak çocuk okula başlayınca sürekli gezmeye başladı. okul tatillerinde de sürekli memleketine ailesinin yanına gitti çocukla. halbuki şimdi anlıyorum, bağırıp çağırıp evde oturtacakmışım. karşı tarafa müsamaha göstermeyi, bazen iyilik ya da saygı zannediyoruz ancak karşı tarafı kendi hatalarından da korumamız gerekiyor. gerektiğinde sesinizi yükselterek.

bu anlattıklarınız çerçevesinde sizin tek hatanız, şiddete şiddetle karşılık vermek olmuş. yanlış. yanlışa yanlışla cevap verilmez ve ne olursa olsun siz erkeksiniz, onun tokadı ile sizin tokadınız bir olmaz.
-4
co2s2
(20.10.25)
Eşin hafta içi çalışıyormuş, o halde hafta sonunda aile ile ecirmek istemeyebilir. Sizin zorlamanın saçma. Sizinle kahvaltı yapmak isteyebilir ama her hafta zorlaman saçma. Ayda bir normal. Ve bunu eşinle paylaşırsan kabul edecektir,kabul etmiyorsa o zaman haksız duruma geçer. Ayda bir de onun ailesine gidersiniz.
Bu arada sen anneni daha sil görmek istiyorsan kimse sana karışamaz. Git görüş ancak bebeğini götürme. Çünkü kadın zaten 5 gün yorulmuştur. Extra zorluk çıkarıyorsun..bal olsa yenmez her gün.

Eşine neden sürekli had bildirme derdindesin? İletişim kuramıyorum bu da ilk hatalının sen oluğunu gösteriyor. Saçını acımıyorsa al coxugu kalır,annesi yakala akala diyip oyuna cevir,coxugu yatakta ye,üzerine esini de at,onu da ..o anı geçir. Ama sen ne yapıyorsun küfür ediyorsun. Bence olayları idare etme sürecinde sorunlu birisin.
Kusura bakma ama eşinin haksız olduğu her noktanın öncesinde senin haklı davranışın olduğu için havanın büyüğü sende
0
hacirotti
(06.11.25)
(11)

Kedinize ne yediriyorsunuz?

icimdekipollyannatinerebasladi
Merhabalar, evde baktığınız kedinize kuru mama dışında yemesi için neler veriyorsunuz?Ben yaş mama, tavuk, ödül maması, nadiren peynir, yumurta, yoğurt veriyorum.Ona zararı olmayan neler yedirebilirim?En fazla 4 aylık bir baş belam var.Tesekkurler
Merhabalar, evde baktığınız kedinize kuru mama dışında yemesi için neler veriyorsunuz?

Ben yaş mama, tavuk, ödül maması, nadiren peynir, yumurta, yoğurt veriyorum.
Ona zararı olmayan neler yedirebilirim?

En fazla 4 aylık bir baş belam var.

Tesekkurler
0
icimdekipollyannatinerebasladi
(18.10.25)
sadece beyazı olacak şekilde yumurta, yağsız kemiksiz tuzsuz sossuz tavuk eti.
0
konetsu
(18.10.25)
ne yersek istiyor ve yiyor.

balık, tavuk, et, köfte, bazen siyah zeytin vs.

alıştırmamak en iyisi sonra yaş mama delisi oluyorlar. ama sizin de geçmiş gibi anlattığınıza göre.
0
gurur
(18.10.25)
4 tane var evde. Barınağa döndük. 3 çeşit kuru mama ve su kapları var yerde. Wanpy sıvı ödül yiyorlar günlük birer tane. İkisi mutfakta her şeyden istiyorlar. Et, tavuk vs. ise minicik tattırıyoruz göz hakkı.
0
yadigar
(18.10.25)
ona kalsa pizza, patates kizartmasi ve bamya bile yer.

bizim ona haftada iki defa verdiklerimiz: haslanmis tavuk eti, hindi eti, kirmizi et, geyik eti, balik, tuzsuz tereyagi, laktozsuz süt, tuzsuz peynir, et suyu, yumurta, beyaz lahana ve brüksel lahanasi.
yogurt sevmiyor. sevseydi onu da verirdim.
kendi yemeklerimizden vermiyoruz, bize pisirirken ona ayri bir yerde pisiriyorum.
günlük olarak sadece islak mama veriyoruz. kuru mama yedirmiyoruz. bu saydiklarimdan bir veya ikisini haftada iki ögün islak mama yerine koyuyoruz.
0
konusma ben konusuyorum daha bitirmedim
(19.10.25)
wanpy krema - her gün
miamor kremalı malt haftada 2-3
gourmet yaş mama 1 kutuyu 3 gnde veriorum kuru mamaya ek
0
eja
(19.10.25)
Kedilere asla yedirilmemesi gerekenler:

Soğan, sarımsak, pırasa, frenk soğanı: Kansızlık yapar, zehirlidir.

Çikolata, kahve, çay: Kalp ritmini bozar, nöbet ve ölüme yol açabilir.

Üzüm ve kuru üzüm: Böbrek yetmezliği yapabilir.

Alkol ve mayalı hamur: Karaciğer hasarı ve koma riski taşır.

Pişmiş kemikler: Kırılıp boğulma ve iç yaralanma riski yaratır.

Tuzlu, baharatlı, yağlı yiyecekler: Pankreas ve mide sorunları yapar.

Süt ve süt ürünleri: Laktoz intoleransı nedeniyle ishal yapabilir.

Çiğ patates ve domates: Solanin içerdiği için zehirlidir.

Tatlılar, şekerli gıdalar, xylitol: Diyabet ve karaciğer yetmezliği riski.

İnsanlar için olan ton balığı: Cıva zehirlenmesi ve besin dengesizliği yapabilir.
+1
art cat chocolate
(19.10.25)
yazdığım o asla yedirilmemesi gerekenler listesinden bir şeyler yedirirseniz kedi hemen ölmese bile yaşam süresi azalır.

kesinlikle süt ve süt ürünleri yedirmeyin.

ben sadece kuru kedi maması veriyorum. et ve tavuk haşlayıp vermiştim birkaç kere ama sevmemişlerdi, yememişlerdi. nadiren de yaş mama ve ödül mamaları veriyorum. tabii hepsinin en kalitelisinden veriyorum. kuru mama hill's (vet ürülerinden stress metabolic), diğerleri schesir ama bazen acana ve n&d. acana'yı da pek sevemediler.
+1
art cat chocolate
(19.10.25)
"herkes yediriyor bir şey olmuyor"
"ben yedirdim bir şey olmadı"
"benim kedim çok seviyor"

bu tarz laflardan da uzak durun. veteriner hekimlerin önerileri de bu şekilde. onlardan daha iyi bilecek değilsiniz.

nasıl ki abur cubur yiyoruz ama sağlığımıza zarar veriyor, o tarz besinler de kedilere zarar veriyor. bizim karnımız ağrır, şekerimiz çıkar, etkilerini gözlemleyebiliriz ama kediler zaten acısını ağrısını bilerek gizleyen ve göstermeyen hayvanlar. yaşadığı sıkıntıları anlayamazsınız.
+1
art cat chocolate
(19.10.25)
@art cat, her kedinin laktoz intoleransi olmuyor. benim kedimin yok mesela. direkt "kedilere süt ürünü verilmemeli" demek yanlis. kedilere "normal süt" verilmemeli. laktoz intoleransi oldugu bilinen kediye de ara sira biraz laktozsuz süt verilmesinin bir sakincasi yok.
0
konusma ben konusuyorum daha bitirmedim
(19.10.25)
25 yıldır kedi bakıyorum , kuru mama dışında tek verdiğim yaş mama ama ayda birkaç defa , çok az ödül maması gibi .
Kuru mamayı N&D morina balıklı ve Royal Canin Savour Exigent alıyorum
hep aynı mamadan sıkılırlar diye düşünerek kuzu etli tavuklu seçeneklerden de alıyorum.
yaş mamada felix seviyorlar .
başka bir şeyin tadını bilmezler.
tavuk patates havuç haşlayıp püre yaparak kedisine veren tanıdıklarım var ama bana çok gerekli gelmedi . mama içeriklerinde yeteri kadar vitamin mineral var diye düşünüyorum .
+1
devilone
(27.10.25)
kuru mama dışında arada bir kaliteli yaş mama. bazı yaş mamalar şekerliymiş ve diş çürümesine sebep oluyormuş.

yemek yerken gelip bir sakal istiyorlar.
bazen ufak bir parça veriyorum. genelde yemiyorlar ya da tadımlık yiyorlar.
haklı da, verdiğim kuru mama benim yediklerimden daha pahalı ve sağlıklı.
0
biseysorcaktim
(27.10.25)
(7)

iran mı? ürdün mü?

Phoebe
bu mevsimde sizce hangisi? neden? gittiyseniz tavsiyeleriniz, uyarılarınız, şurayı gezmeden dönme dediğiniz yerler? kültürel gezi çok severim, meraklıyım.tek kadın, daha önce yalnız seyahat ettim yurtiçi&yurtdışı, pratiğim çok var ama hep avrupa ülkesi.special thanx.
bu mevsimde sizce hangisi? neden? gittiyseniz tavsiyeleriniz, uyarılarınız, şurayı gezmeden dönme dediğiniz yerler? kültürel gezi çok severim, meraklıyım.

tek kadın, daha önce yalnız seyahat ettim yurtiçi&yurtdışı, pratiğim çok var ama hep avrupa ülkesi.

special thanx.
0
Phoebe
(18.10.25)
Isfahan Şiraz yazd. Persepolis
Ne Ürdünü? Petra belki
+3
topkapiaksaray
(18.10.25)
firsatim olsaydi ben ürdün taraflarina giderdim.
o civar cok karisik, iyice isler sarpa sarmadan görürdüm.
0
konusma ben konusuyorum daha bitirmedim
(19.10.25)
iran tabii ki. savasa girme ihtimali olan da urdun degil iran
0
ala09
(19.10.25)
Bence İran’a gitme Ürdün daha güvenli
0
Hallegadola
(19.10.25)
Ben de kitap önermeye geldim, yolda olmak. Bende İran merakı yaratmıştı. Topkapiaksaray in yazdığı şehirlerden de bahsediyor.
0
a perfect lie
(19.10.25)
Iran'a gitmedim ama ben Urdun diyorum. Petra'da gece guzel projeksiyon gosterisi oluyordu. Bunun disinda dead sea'yi tecrube edebilirsin. Cok tuzlu ve yogunluktan dolayi batmiyorsun. Wadi Rum'da kendini baska bir gezegendeymissin gibi hissedersin. Birkac gun icin gidilebilir. Degisiklik olur.

ama kadin olsam ve yalniz seyahat etsem... ikisine de gitmezdim.
0
thetruenorthstrongandfree1
(19.10.25)
iran derim ben,
0
oscar
(19.10.25)
(3)

Istanbul ici minik kaynak

narod
Cantamin fermuarini cekmemi saglayan, marka amblemini tasiyan yuvarlak metal koptu. Sevdigim bir cantam ama fermuari kapatirken zorlaniyorum baya. Bunu nerede kaynak yaptirabilirim?
Cantamin fermuarini cekmemi saglayan, marka amblemini tasiyan yuvarlak metal koptu. Sevdigim bir cantam ama fermuari kapatirken zorlaniyorum baya. Bunu nerede kaynak yaptirabilirim?
0
narod
(18.10.25)
belki kuyumcu yapar.
0
Karim iceride uyuyor ben seni dusunuyorum
(18.10.25)
bavulcular ve cantacilar yapar. istanbul'da neredesiniz bilmiyorum ama kadiköy'de bu tip canta tamirleri yapan yerler oluyor pasajlarda. mesela biri su: altiyol canta bavul tamir atölyesi.
adresi google'da bulursunuz.
kadiköy'de degilseniz yasadiginiz yerde de illa ki vardir.

kuyumcu yapmaz. kuyumcularin tamir atölyeleri oluyor, asil dükkandan ayri bir yerde ama ugrasmaz. cantaciya gideceksiniz.
+2
konusma ben konusuyorum daha bitirmedim
(18.10.25)
yakininda gumuscu varsa yuksek ihtimal kaynak yapabilir.
0
arakaali
(18.10.25)
(12)

en lüzumsuz su harcamaları nerde oluyor?

i'm gonna start a revolution from my bed
s.b?
s.b?
0
i'm gonna start a revolution from my bed
(18.10.25)
sanayide mi? evde mi?

evde
1. muslugu acip sicak su gelmesini beklerken.
2. elde bulasik yikarken.
3. 5 litre su ile 200 ml cis cektigimizde. sifonlarin alayinin optimize edilmesi gerekiyor.

bunlari insanlarin dis fircalarken ya da banyo yaparken kullanmadiklari anda suyu kapattigini varsayarak yaziyorum.
0
konusma ben konusuyorum daha bitirmedim
(18.10.25)
Sanayide tekstil.
-1
arbre
(18.10.25)
Araba yıkamacılarda
0
grimavi
(18.10.25)
çimler bence. görsellik dışında bir olayı yok sanırım ama deli gibi sulama istiyor
0
eisberg
(18.10.25)
Aşırı yaygın bir örnek olmasa da beni en sinir edenlerden biri şu; kız arkadaşı evdeyken gürültülü bir şekilde sıçtığı duyulmasın diye her patlamada sifon çeken veya suyu açık bırakan kişiler ciddi su kaybına yol açıyor.
-3
mbond
(18.10.25)
Tarım. Vahşi sulama
+1
Mirket
(18.10.25)
(bkz: askeriye)
0
Karim iceride uyuyor ben seni dusunuyorum
(18.10.25)
Endüstri olarak tarım ve sulama. Dünya'daki tatlı suyun yaklaşık %70'ini kullanıyormuş. Şeker kamışı ve bazı tahıllarda çok kullanılıyor. Yeni sulama teknolojileriyle su kullanımını azaltmaya çalışıyorlar.

Onun dışında termoelektrik ve nükleer santrallerde de çok gidiyor.

Moda/tekstil endüstrisi fena. Bütün işlemleri düşününce (pamuk üretimi, imalat, nakliye, yıkama vs.), bir kot pantolon üretimi 3,781 litre su harcıyormuş. www.unep.org

Evde en çok su, duş alırken gidiyordur. Luzümsuz belki bakış açısına göre değişir. Kovayla yıkanma seçeneği de var ama kimse uğraşmak istemez. Sifonlarda da çok ve az su butonlular oluyor, bu daha mantıklı ve tasarruflu.
0
ermanen
(19.10.25)
tarımda oluyor. hala kardüzen tarım yapılıyor. adam akarsuyu alıp kendi tarlasına çeviriyor, suyun %99'u boşluğa akıp gidiyor. havzaları dolduracağına sağda solda heba oluyor.

sanayi vs. tarımla yarışamaz bile su harcaması konusunda.
tarıma denetim gelmek zorunda.
0
tchuck
(19.10.25)
evde sifon, su gerekli de bence gri su ya da yağmur suyu kullanılabilir.
0
hoot
(19.10.25)
Tarım konusunda şunu söyleyebilirim. Evet, tarımda çok su harcanıyor ama Türkiye'de sulama birlikleri var. Kimse ben akarsuyu tarlama çevireyim, kafama göre sulama yapayım diyemez. Damlama sistemleri ile sulama on yıldan uzun süredir Türkiye'de kullanılıyor ve kullanımı giderek yaygınlaşıyor. Çiftçi için su da bir gider. Diğer bölgelerimizde durum nedir bilmiyorum, gözlemlerim Ege ve Marmara bölgeleri için geçerli.
0
gnosis
(19.10.25)
kağıt üretimi. kağıdın hammaddesi selüloz sebebiyle doğayı kirletmiyor ama sürekli yeraltı sularını kullanıp arıtmadan salıyorsun , ee oradan kanallara, nehirlere, denizlere ulaşıyor. yeraltındaki su kaynağını denize salmış oluyorsun yani.


yanlışmıyım diye chatgptye baktım şöyle bir cevap verdi.

Kağıt üretimi, sanayide en fazla su tüketen süreçlerden biri olarak bilinir. Su hem ham maddenin (odun lifleri veya geri dönüşüm lifi) işlenmesinde hem de yıkama, hamur hazırlama, beyazlatma, taşıma ve soğutma aşamalarında kullanılır.
0
Fodera
(19.10.25)
(7)

Obez birisinin yumruğumu daha kuvvetlidir yoksa kaslı birisinin mi?

slm ben yalnız komando yasin
Elimizde 2 erkek var birisi obez birisi kaslı kiloları, boyları ve diğer özelliklerinin aynı olduğunu varsayalım. Hangisinin yumruğu daha kuvvetlidir? Arkadaşımla baya bir fikir tartışması yaşadık o kaslı diyor ben obez diyorum.Sizce hangisi?
Elimizde 2 erkek var birisi obez birisi kaslı kiloları, boyları ve diğer özelliklerinin aynı olduğunu varsayalım. Hangisinin yumruğu daha kuvvetlidir? Arkadaşımla baya bir fikir tartışması yaşadık o kaslı diyor ben obez diyorum.

Sizce hangisi?
0
slm ben yalnız komando yasin
(18.10.25)
Kütle ve hız bilgisi lazım
yağ kas değil.
0
kisa
(18.10.25)
Kuvveti şu lunapark'lardaki yumruk makinaları ile ölçeceksek, ben de oyumu obezden yana kullanıyorum.
0
WithWorth
(18.10.25)
Kaslı olanın.
Daha doğrusu eğitimli olanın ve ağırlığını yumruğuna en iyi iletebilenin yumruğu.

Obez cevabı veren arkadaşlar sorudaki iki kişinin kilolarının aynı olduğunu farketmediler sanırım.
+1
michael_knight
(18.10.25)
seneler önce haberlerde görmüstüm. iki arkadasa bir grup insan saldiriyor. bu arkadaslardan biri cam yarmasi gibi, öteki normal erkek. o normal erkek dedigim adam meger bokscuymus. gelene bir koyuyordu adamlar fukara sümügü gibi yere yapisiyordu, bir daha kalkamiyorlardi.
o gün anladim ki isin teknigi ve egitimi asiri fark yaratiyor.
0
konusma ben konusuyorum daha bitirmedim
(18.10.25)
yumruk atmasını bilenin.

vücudu ile birlikte gücü aktarabilen karşı tarafı yamultur.

birisi aktif spor hayatına sahip olmuş ama sonra salmış biri olsun diğeri gym delisi. boksör emeklisi 70 küsür yaşında 3 kişi indirir.

son olarak delinin bence. (bkz: deli kuvveti)
0
gurur
(18.10.25)
kaslı olanın tabi.

ama kaslı olmak yanlış anlaşılıyor. sanki fit olmakla eş anlamlı olarak görülüyor. halbuki bu yanlış.
obez olan kişi daha kaslı olabilir. yani 130 kg birisi, 80 kg fit ve kaslı birisinden daha kaslı olabilir. arada 50kg fark var. bu 50 kilonun bir kısmı mutlaka ekstra kas içerir. yüzde olarak daha az kas içerir obez olan ama toplamda daha kaslı olabilir
0
benarrivo
(18.10.25)
Mantık yanlış. Boyları aynı ise, biri obez biri kaslı iken kiloları kolay kolay aynı olamaz.

Ama diyelim ki mesela boyları 1.80, bir tanesi (kaslı) 95 kilo, diğeri (obez) 120 kilo. Bu tarz bir karşılaştırma daha mümkün.

Bence kol ve sırt kasları, yere ayak basışve teknik, bu üçünde iyi olan daha iyi yumruk atar.

İyi bir yumruk ta topuktan başlar ve tüm vücut ağırlığı ve momentumunu yüklenir.

Bir de genetik faktörü var. Bazı obezler kof, bazıları zebellâ gibi...
+1
yadigar
(19.10.25)
(4)

İskandinav dizi önerisi?

mikahakkinen
Forbrydelsen (the killing), Broen, Ofeared, Vikings gibi kaliteli olan iskandinav dizisi tavsiye eder misiniz?bunlar kadar iyi değilse pek ilgimi çekmez. netflixteki komedi tadındakiler pek ilgimi çekmedi. lillyhammer dışında.teşekkür ederim.
Forbrydelsen (the killing), Broen, Ofeared, Vikings gibi kaliteli olan iskandinav dizisi tavsiye eder misiniz?

bunlar kadar iyi değilse pek ilgimi çekmez. netflixteki komedi tadındakiler pek ilgimi çekmedi. lillyhammer dışında.

teşekkür ederim.
0
mikahakkinen
(18.10.25)
Kalifat var
0
but that was just a dream
(18.10.25)
Borgen var.
0
konusma ben konusuyorum daha bitirmedim
(18.10.25)
trapped, entrapped var.
0
duyulmasi gerektigi kadar
(18.10.25)
Den som dræber

Fasandræberne film serisini dizi niyetine izleyebilirsiniz. Dept Q-Absent One dizi versiyonu da var bu arada.

The investigation vardı, orjinal ismini bulmaya üşendim.
0
?
(18.10.25)
(17)

Bu dövmeyi nasıl buldunuz?

seni tanıdığım güne lanet olsun
Çocuksu mu? https://ibb.co/B5zWzc8x
Çocuksu mu? ibb.co
+2
seni tanıdığım güne lanet olsun
(18.10.25)
Yoo, aksine gayet etkileyici.
+1
muhayyer divan
(18.10.25)
Rahatsız etti beni o dağınık yıldızlar.
+1
Bruce
(18.10.25)
Şahsen yıldızların dağınık olması yerine eğer hoşuna giderse omuz bölgende toplansa daha hoş gözükür. Özellikle kayan bi yıldız da eklenirse bayağı hoş durur gibi geldi
0
mermaidd
(18.10.25)
Yaptırmayı düşünüyorsanız başkalarının düşüncelerini en azından belli bir yaşın üstündeyseniz çok takılmayın bence.
Sadece genel bir soruysa çocukluk diyemem ama biraz böyle nasıl derler hani 35 kilo üniversite birinci sınıf kafası gibi.
0
mutekebbir
(18.10.25)
niye diri vicıtlarınza dövme denen sakalet şeyi yaptıryürsünüz ha?
erkekte çirkün kadında daha da çirkün
yapmayınız böyle şeyler
-4
deranzo1
(18.10.25)
çok varoş buldum.

kadın olsam bu kadar güzel üst vücudumu serbest bırakırdım.
+2
yurtsuz john
(18.10.25)
Dövme olayını komple varoş buluyorum(kişisel görüşüm). Bu ama kendi içerisinde ekstra varoş geldi gözüme
-1
Sermet Hörmet
(18.10.25)
Olmasa da gayet iyiymiş bence de.
Ama şahsen ben yaptıracak olsam ufak ,3 lü bir grup tercih ederdim omuz başı gibi.ya da gene ufak bir takımımız grubu,büyük ya da küçük ayı gibi.
Çocuksu bir görüntü yok, ancak dağınık görüntü hakkaten bazı insanlara rahatsız edici gelebilir.
Yine de siz böyle beğenip yaptırdıysanız artık ,kimseye laf düşmez.
0
denizciman
(18.10.25)
Belli bir mesafeden hep et beni gibi gözükecek. Cok cirkin bence.
+3
konusma ben konusuyorum daha bitirmedim
(18.10.25)
İğrenç ve itici geldi
0
basond
(18.10.25)
Yara çıkmış gibi oralarda.

Ama sen güzelsin dövmeler olmamış sadece.
0
Bir sıcak el uzanır tutmasam olmaz
(18.10.25)
image.fanatik.com.tr

su çiçeği gibi.
0
WithWorth
(18.10.25)
uzaktan bakınca ben gibi görünüyor. dağınık durması hoş olmamış.
ayrıca çocuksu da durmuyor.
dövmede varoşluk durumu yaptırılan yere ve dövmeye göre değişir. köprücük kemiği altına yazı, göğüs üstüne-çatala, bele, üst bacak ön-arka gibi yerler net varoş ve eskort dövmesi yerleridir.
0
my fault
(18.10.25)
Herkes sen yaptırmışsın gibi cevap vermiş ama sen değilsin di mi? Kötü
0
benaslindayohum
(18.10.25)
kekolarla tiktok videoları çeken kız dövmesi.
-1
Başka
(18.10.25)
bence gayet güzel
0
co2s2
(18.10.25)
Fikir güzel ama uygulama değil. Belirli mesafeden her zaman ben ya da leke gibi gözükecek. Yaklaşınca da dağınık ve pek anlamı yok gibi gelecek.
0
nawar
(18.10.25)
(3)

Turkiye'de banka hesabi acmak

baldur2
Arkadaslar ikametgahim yurtdisinda ama aktif olarak banka hesabi acmak icin nasil bir yol izlemek gerek? Turk telefon numarasi mi gerek? Yoksa kardesimde ikametgah olmasi yeterli mi?Ayrica ihtiyac kredisi cikar mi ikametgah yurtdisinda iken?
Arkadaslar ikametgahim yurtdisinda ama aktif olarak banka hesabi acmak icin nasil bir yol izlemek gerek? Turk telefon numarasi mi gerek? Yoksa kardesimde ikametgah olmasi yeterli mi?

Ayrica ihtiyac kredisi cikar mi ikametgah yurtdisinda iken?
0
baldur2
(17.10.25)
kredi kartı limitini bile artırmıyorlar yurtdışındasın diye. (hesap trde iken açılmış. )
0
jülsezar
(17.10.25)
ben hala bu yüzden gidip konsolosluğa yurtdışında yaşadığımı beyan etmedim hdhdhd


www.isbank.com.tr
0
nahtoderfahrung
(17.10.25)
ikametin yurtdisinda bile olsa rahatlikla banka hesabi acabiliyorsun. ben hem ziraat hem yapi kredi hesaplarimi yurtdisinda yasarken actirdim. türkiye'de bir adres ve bir telefon numarasi yeterli. ben ailemin adresini vermistim.
banka hesabi actirmak asil tc vatandasligindan ciktiktan sonra zorlasiyor. o sebeple kenarda bir iki türk hesaplarin olsun.

yurtdisinda yasarken kredi alamazsin.
0
konusma ben konusuyorum daha bitirmedim
(17.10.25)
(19)

Çamaşır Kurutma Makinesi Kullananlara Bir Sorum Var

elektr10
Evde astığım çamaşırlar sonbahar/kış aylarında hiç kurumuyor, kurusa da inanılmaz kötü kokuyor ve artık bir tane çamaşır kurutma makinesi almak niyetindeyim. Aslında önyargım da var bu aletlere sanki kıyafetlerimi küçücük ve buruşuk yapacakmış gibi geliyor ama teknoloji de gelişti artık.Sizin kullan
Evde astığım çamaşırlar sonbahar/kış aylarında hiç kurumuyor, kurusa da inanılmaz kötü kokuyor ve artık bir tane çamaşır kurutma makinesi almak niyetindeyim. Aslında önyargım da var bu aletlere sanki kıyafetlerimi küçücük ve buruşuk yapacakmış gibi geliyor ama teknoloji de gelişti artık.

Sizin kullandığınız ve memnun kaldığınız bir marka ve model var mı?
Bütçe olarak 30 - 45 bin arası diyelim.
0
elektr10
(17.10.25)
Bosch veya arçelik

Evet küçükmeler var sonuçta sıcak ama gayet yeterli
+2
baldan kaymak
(17.10.25)
ben hem miele hem beko kullanan biri olarak her ikisinden de son derece memnunum. beko miele'nin yari fiyati ve cok cok iyi calisiyor. annemde lg var, o da cok memnun.
yünlü, ipekli esya atmadiginiz sürece sorun yasamazsiniz.
sac, kil, tüy, toz, hav kalmiyor. kötü koku olmuyor. istediginiz derecede kurutabilirsiniz. ben katlayip dolaba koyacak kadar iyi kurutturuyorum, annem bir tik nemli biraktiriyor. yeni makinelerde artik bircok program var. mesela benimkinde hassaslar, kotlar, bebek kiyafetleri falan festekiz bir sürü farkli program var. kurutmak istediginiz kiyafetlerin özelligine göre secebiliyorsunuz.
kiyafetlerde incelme ya da kücülme problemini hic yasamadim. 2012'den beri kullaniyorum.
+1
konusma ben konusuyorum daha bitirmedim
(17.10.25)
arçelik kullanıyorum 7-8 yıldır. hiç küçülme yapmadı.
+1
inheritance
(17.10.25)
bosch bundan aldım 3 saatlık programda kurutunca küçültümüyor, 1.50 saatlik program hızlı kurutma yaptığından aşırı ısı verp küçülttüğü oluyor. küçültmesi bence kişinin kullandığı program kaynaklı. kendi kendini temizleyen model aldım çok uğraşmıyorum

www.bosch-home.com.tr
+1
eja
(17.10.25)
grundig marka kullanıyorum 5 yıldır. çok memnunum.
+1
yazar yazmaz yazan yazar
(17.10.25)
10 kusur yildir bosch kullaniyorum.
atmadiklarim
- kotlar: artik cok elastikler ve bu nedenle naylon icerdiklerinden herhalde, bir sure sonra boyle sunmus lastik goruntusu veriyor. kotlari utu kurulugunda kurutup, asarak bitiriyorum
- yunluler. yunlu programi da dahil atmiyorum.
- narinler
- pamuk olmayan ic camasirlari

bunlarin disinda tum tisortleri, carsaflari, yorgani, battaniye falan her seyi atiyorum. mikro kuculmeler oluyor ama dert edilecek kadar degil.
kurutma candir.
+2
65 derece
(17.10.25)
Arceligin 2 senelik ortalama bir modeli var.
Dusuk isida calistiriyorum, 4 kuruluk seviyesi var 2.de calistiriyorum. Genel olarak sikinti cikarmadi.

Cok cok hassas kiyafetleri atmiyorum tabii, ama kazaktir spor kiyafetidir falan onlari atiyorum rahatca.
+2
aguen
(17.10.25)
beyaz eşya servisi olan arkadaşımın tavsiyesi ile aldım. arçelikten kesinlikle şaşma diyor. almadan önce lüx gereksiz bir şey zannediyordum alınca değerini anladım. mikrodalga ile de çok dalgaa geçmiştim zamanında şimdi 3 tane var. kurutmanını bakımlarını çok düzenli yapmalısınız.
+1
ground
(17.10.25)
arçelik var küçülme yapıyor. arçelik önermem.
+1
mikahakkinen
(17.10.25)
marka veren insanlar model de verse harika olur, ben de bir çok markayı modeli araştırıyorum alma arefesindeyim. benim şu ana kadar elimde tuttuğum modeller;

Profilo KM961RCTR
Arçelik 1001 kmx
Grundig GPDH 9854

bu modeller 25k'ya kadar olanlar.
+1
ruhlardan esinlenen karga
(17.10.25)
Grundig + 1
ben de 5-6 senedir kullanıyorum, gayet güzel.
+1
mustafakesekci
(17.10.25)
ay ben altus aldım altus al 93 yb modelini.
o kadar güzel ki hayatımdaki eksiklik buymuş resmen.
bi sürü şey yıkadım, kuruttum hiçbir şey çekmedi, küçülmedi.
çok şüphede kalırsam sentetik modunda dolap kuruluğunda kurutuyorum.
sentetik modu 55 dk, pamuklu modu 2.30 saat mi 2.55mi öyle bir şey.
sentetikte bazen kurumayan birkaç parça kıyafet oluyor onları da 14 dkya atıyorum.
ne kırışma ne bir şey. azcık kassa eşim gömlekleri ütüsüz bile giyebilir.
bi de tozunu falan da topluyor kıyafetlerin. harika bir şey.
ben dediğim makinadan çok memnunum. temizlik yaptıktan sonra kullandığım bezleri de atıyorum 14 dk kuruyorlar. çok seviyorum bu işlevini.

yalnız makine üstüne kuracaksanız makinenizin derinliği ile çamaşır kurutma makinesinin derinliği arasında 10 cmden fazla fark olmamalı. benim 12 cmdi üstüne bi aparat aldım 1000 küsür tlye. hiçbir sorun çıkmadı.
+2
matilda
(17.10.25)
annem için bir sene önce siemens marka kurutma makinası almıştım.
annemden şu ana dek olumsuz hiçbir dönüş almadım. kıyafetlerim(iz)de de hiçbir küçülme, yıpranma, kırışıklık vs vs görmedim.

yorumlara istinaden, bütçem de kısıtlı diye birkaç hafta önce de teyzeme altus marka kurutma makinesi aldım, kurutma sesi biraz fazla gibi ama ondan da ciddi bir şikayet duymadım.

bu arada bu iki markanın da fiyatı sizin bütçenizin yarısı kadar bile değil. bu yüzden model söylemiyorum.
+1
m e b
(17.10.25)
bosch marka aldım yıkamada bosch marka idi üzerine monte ettiler. kullanımı kolay ve pratik
+2
( . )( . )
(17.10.25)
bosch'un kurutmalı çamaşır makinesini kullanıyorum 7-8 yıldır. kirli veriyorsun, temiz ve kuru çıkıyor. süperkısa programı var, 1 kilo çamaşırı 1 saatte yıkayıp kurutup veriyor.

dikkatli kullanıldığı sürece küçülme sorunu olmuyor.
+1
co2s2
(17.10.25)
hoover marka kullanıyorduk balkonlu eve çıkınca sattık ve gayet memnunduk. çok bilinmez ama kaliteli bir markadır. tam fiyat performans ürünü bana göre
+1
mermaidd
(17.10.25)
kesinlikle yasam kalitesini arttiran bir urun. ozellikle evdeki toz miktari inanilmaz azaldi, tozun cogu camasirlardan kaynakliymis onu farkettim. f/p yorumlari iyi bir urunu alin gecin, ben bosch aldim gayet memnunum.
+1
tahtakafa
(17.10.25)
aa tahtakafa'nın yazdığını görünce ben de fark ettim. bizim evde de toz kalmadı gibi bir şey. üstelik kedimiz olduğu halde.
0
matilda
(17.10.25)
@tahtakafa @matilda toz olmaması mükemmelmiş. çünkü alerjik astımım da var benim çok iyi olur.

teşekkürler herkese. hepsini inceleyeceğim.
0
🌸elektr10
(17.10.25)
(4)

İnce külotlu çoraplarınızı nereden alıyorsunuz?

mutekebbir
Neredeyse 5-6 yıldır buradan çorap almayı bırakmıştım bir kez giymede kaçıp çöp oluyorlar diye ama şu an aldığım yerden getirtme imkanım yok. Hem görece daha sağlam hem de aşırı pahalı olmayan hangi markaları önerirsiniz?Bir de çorapların üst kısmının kalın gelen yerleri var ya onların da tayt gibi
Neredeyse 5-6 yıldır buradan çorap almayı bırakmıştım bir kez giymede kaçıp çöp oluyorlar diye ama şu an aldığım yerden getirtme imkanım yok.
Hem görece daha sağlam hem de aşırı pahalı olmayan hangi markaları önerirsiniz?

Bir de çorapların üst kısmının kalın gelen yerleri var ya onların da tayt gibi olmaması gerekiyor, bu sağlamlıkla aynı seviyede önemli, kısa bir şey giydiğimde görünen o koyu renk izden nefret ediyorum, anlatabildim umarım.

Teşekkürler şimdiden.
0
mutekebbir
(17.10.25)
Suwen. Ama şu youtu.be'ta çıkan ıslatıp dondurup kuruduktan sonra giyme olayını denedim geçen sene aldıklarımı hâlâ giyiyorum.
ty.gl
ty.gl
0
Amaranta ursula
(17.10.25)
palmers. cünkü en ufak yere takilinca kacmiyor.
0
konusma ben konusuyorum daha bitirmedim
(17.10.25)
ben artık vazgeçtim.
ucuza alıp çok sayıda alıyorum kaçtıkça çöpe atıyorum.
a101deki ince çoraplar 5-6 giyim götürüyor beni. yapısı da güzel. tavsiye ederim.
0
Hallegadola
(17.10.25)
calzedonia hemen kacmiyor.
0
65 derece
(17.10.25)
(17)

Duyuru kadınlarına bir "erkek" sorusu

bitli su perisi
Oldukça yakışıklı olduğu halde kendine beğenmeyen ve dış görünüşüne fazla kafayı takan, otuzlarının başında saçında daha birkaç beyazı olmasına rağmen sürekli saç boyatan, alnında birkaç çizik var diye sık sık botoks yaptıran, birkaç ay uyku düzeni bozulduğu için göz altlarının şiştiğini düşündüğünd
Oldukça yakışıklı olduğu halde kendine beğenmeyen ve dış görünüşüne fazla kafayı takan, otuzlarının başında saçında daha birkaç beyazı olmasına rağmen sürekli saç boyatan, alnında birkaç çizik var diye sık sık botoks yaptıran, birkaç ay uyku düzeni bozulduğu için göz altlarının şiştiğini düşündüğünden önce göz altı dolgusu yaptırıp ve sonra göz altı torbalarını aldırıp bir de göz kapağı ameliyatı olan, beş on kilo aldı diye kompleks hissedip açıkça hiç gereği yokken jinekomasti ameliyatı olan ama hala özgüvensiz olduğundan aradan aylar geçmesine rağmen ameliyat sonrası kullanılan göğüs korsesini sıkça giyen, hiç ihtiyacı yokken aşırı bir sıklıkta G5 masajına gitme gibi zayıflama çabalarına giren... Bunlar ilk aklıma gelenler.

Üstelik ne zaman çevreden biri konusunu açsa ya da sorsa kesinlikle reddediyor ve hatta öfkeleniyor. Mesela saçındaki renk değişimini fark edenlere beachte çok fazla zaman geçirdiği için saç renginin açılması gibi bahaneler sunuyor ya da göz altı torbalarının yok olduğunu söyleyenlere göz altındaki egzama için krem kullandığını ve onun göz altı torbalarını yok ettiğini söylüyor. Böyle bir erkekten soğur muydunuz? Görünüş olarak asla yapaylık ve aşırı bir estetik durumu yok bu arada yani gayet doğal duruyor. Ancak gerçekten çevresinde ona ilgi gösteren ve çekici olduğunu dolu dolu hissettiren çok fazla kadın olduğu halde dış görünüşüyle bu kadar ilgilenmesi, bunu dert etmesi beni üzüyor ve bazen de ondan uzaklaştığımı hissediyorum. Anlayışsız mıyım?
0
bitli su perisi
(16.10.25)
You cant fix him :(
+3
grimavi
(16.10.25)
Böyle bir insan gayet soğutur. Erkek olmasina gerek yok
+1
artıküyeolmakistiyorum
(16.10.25)
Görünüş olarak bir problemi olmasa da psikolojik olarak bir hayli problemli duruyor anlattıklarına bakılırsa. Kendisinde beğenmediği şeyleri elbette yaptırabilir yada metroseksüel olabilir ama mesele bakımlı olmak değil yaptırdığı şeylere saçma sapan kılıflar uydurması. Bana bu tarz davranışlar aşırı şizofrence geliyor. Kişiyi sen tanıyorsun ama bu tarz bir adamla muhabbet kurmak bile istemezdim.
+3
mermaidd
(16.10.25)
Ya umursamam. Kendine bakmayı seviyorsa ne güzel. Sonuçta hepimiz kendimize bakım yapıp doğal halimizmiş gibi davranmayı severiz.
Sabah akşam darlamıyorsa yapsın ne var. Yakışıyorsa da, off aşkım süper olmuşsun der geçerim. İnsan kendisiyle oynamayı seviyor.
Bol param olsaydı ve üşenmeseydim ben de yapardım. Ama maymuna doğru evriliyorsam da birinin beni durdurmasını isterdim. Sonuçta çok olan şeyler zıddına döner derdi bizim matematikçi.
-1
Bir sıcak el uzanır tutmasam olmaz
(16.10.25)
Travmasi vardir tipine dair gecmisten kalan
0
baldur2
(16.10.25)
İnsanın kendisine dikkat etmesi bakımlı olması güzel bir şey ama bu biraz abartı olmuş artık, bu kadarı zarar. Belli ki bu arkadaşın psikolojik bir rahatsızlığı var kendisini bir türlü beğenmiyor sevemiyor. Kendisinde bu kadar kusur bulabilen birisi bana bakınca bende de sürekli kusur arar diye düşünür yanında rahat edemezdim. Sürekli bu bakım ve estetik muhabbeti de sıkardı beni açıkçası
+2
kullanicadi
(16.10.25)
www.memorial.com.tr
Tanı koymak değil tabii de, bence anlattığınız kişinin yaşadığı şey bir psikolojik bozukluk. Kendine bakmak bu değil.
0
kobuzchu kiz
(16.10.25)
O bedenen erkek olabilir ama ruhen bir kadın. Ben de olsam ben de soğurum. Anlayışsız falan da değilsin.
-3
muhayyer divan
(17.10.25)
psikolojik problemi var, aynisini yapan kadinlar icin de gecerli bu. atta yatan psikolojik nededin ne oldugunu bulabilirseniz, o sorunla yasayabilip yasayamamayi dusunmelisiniz. problem gorunusunun dogal/yapay olmasi degil.

yoksa herkes kendine baksin tabi, ama sacinin beyazi hakkinda yalan soylemesi fln sorunlu seyler.
0
taurina
(17.10.25)
bahsi gecen kisi kesin erkek mi?
-4
cooperr
(17.10.25)
Arkadas olarsk bile cevremde istemem.
0
konusma ben konusuyorum daha bitirmedim
(17.10.25)
efemine bir tip gibi geldi bana. erkek adam takmaz bunları.

geçmişten gelen travması olabilir +1
-4
Hallegadola
(17.10.25)
Arkana bakmadan kaç.
0
parka
(17.10.25)
psikolojik bozukluk sahibi, düzelmesi için yardım almalı ve önce yardıma ihtiyacı olduğunu kabul etmeli
0
( . )( . )
(17.10.25)
soğumak için ısınmak lazım önce, o aşamaya bile gelmem. özbakım bu değil, cinsiyetten bağımsız söylüyorum bunu. dış görünüşle bu derece kafayı bozmuş hemcinslerimle de arkadaş olamıyorum ben.

ha bu kafayı takma halinde bir anormallik olduğunun kendisi de farkındadır ama başedemiyordur, destek istiyordur, çözüm bulmaya/sıyrılmaya çalışıyordur, konuşuruz, dertleşiriz vb., o ayrı.
+1
Phoebe
(17.10.25)
Beden dismorfik bozukluğundan muzdarip olabilir. Psikiyatrik (psikolojik değil) destek alması gerekebilir.
0
10551037
(17.10.25)
beden dismorfik bozukluğu ilk aklıma gelen benim de. Dış görünüşe takık olmayı kadınlığa atfedenler cehaletin kaçıncı seviyesini yaşıyorlar hayret doğrusu.
+1
Sermet Hörmet
(17.10.25)
(4)

Türkiye'de en çok fırtına olan yerler nereler? (rüzgar, yağmur, kar, kum)

ermanen
Türkiye'de en çok fırtına olan yerler nereler? Türkiye ile ilgili istatistik bulmak zor. Belki aranızda veri bulan olur, ya da bildiklerinizden, haberlerden, deneyimlerinizden söyleyebilirsiniz.rüzgar fırtınasıyağmur fırtınasıkar fırtınasıkum fırtınasıen çok rüzgar ve yağmur fırtınası, karadeniz'de
Türkiye'de en çok fırtına olan yerler nereler? Türkiye ile ilgili istatistik bulmak zor. Belki aranızda veri bulan olur, ya da bildiklerinizden, haberlerden, deneyimlerinizden söyleyebilirsiniz.

rüzgar fırtınası
yağmur fırtınası
kar fırtınası
kum fırtınası

en çok rüzgar ve yağmur fırtınası, karadeniz'de bir yerde olur diye düşünüyorum. kar fırtınası da doğu'da bir yerdedir sanırım: erzurum, kars, bitlis, tunceli, ağrı, hakkari. ama illa en çok kar yağışıyla da ilişkili değil. kum fırtınası güneydoğu'da olur sanırım, ama belki iç anadolu'da da olabilir.

artvin, hepsinin olabileceği bir yer gibi geliyor. kum hariç belki.

kasırga ve tayfun gibi şeyler, konumu dolayısıyla türkiye'de pek olmuyor sanırım.
+2
ermanen
(16.10.25)
Rüzgar fırtınası deyince aklıma Enver Dündar Başar Sokak geldi :)
0
Mirket
(16.10.25)
en cok rüzgar firtinasini bana biz saros'ta, hem canakkale hem edirne tarafinda yasiyormusuz gibi geliyor. yolda yürürken rüzgar böyle aliyor seni, bir bakmissin sivrisinek gibi ucuyooosuun.
+1
konusma ben konusuyorum daha bitirmedim
(16.10.25)
İskenderun'da Yarıkkaya fırtınası adıyla anılan bir fırtına vardır. Senede bir sıcak esen bir fırtınadır. bazı yıllar deli eser. Otobüs devirdiği anlatılır. Otobüs devirdiğine şahit değilim de, bina çatısını söküp denize attığına şahitlik ederim.
+1
Mirket
(16.10.25)
Çok şiddetli şekilde kar fırtınası denince aklıma Van - Hakkari arasındaki bölge geliyor.

Bir de fırtına denebilir mi bilmiyorum ama belirgin şekilde hava akımı, Hatay'ın güney kısımlarında (enerji amaçlı) rüzgar gülleri de vardır)
Suriye sınırdan da içeriye bazı zamanlarda toz fırtınası gelir. Fırtınanın kendisi hissedilmez ama yoğun toz, havanın rengini değiştirir. Hafif kızıl veya bakır rengine döner hava. Bölgeye o an ilke defa gelmiş olsak ortamı mars gibi zannederiz sanırım.
+1
diyecevaplandı
(16.10.25)
(26)

İnsanlar bu kadar km nasıl yapıyor?

chicha_v2
2020 model araba 150 bin, 180 bin olan bir sürü ilan var. Tek tük olsa anlarım da sürekli şehirdışı kullansan yine olmuyor yine çok yani.Ben yılda 10 bin yaptığım için de abartı geliyor olabilir tabi de normal mi bu km'ler?Siz yılda kaç km yapıyorsunuz?
2020 model araba 150 bin, 180 bin olan bir sürü ilan var. Tek tük olsa anlarım da sürekli şehirdışı kullansan yine olmuyor yine çok yani.

Ben yılda 10 bin yaptığım için de abartı geliyor olabilir tabi de normal mi bu km'ler?

Siz yılda kaç km yapıyorsunuz?
0
chicha_v2
(16.10.25)
236 bin km sanırım rekor bende. sık sık akraba ziyareti yaparım.
0
Bir sıcak el uzanır tutmasam olmaz
(16.10.25)
@bir sıcak el Memleket neresi Kazakistan mı? 236 bini kaç yılda yaptın?
+1
🌸chicha_v2
(16.10.25)
yilda 30 bin km yapar, az degil tabii ama abartili da degil. Yilda 25 bin km yaptigim olmustu Turkiye sinirlarinda. Ise gidip geldim yakindi gorece, arada bizimkilerin yanina gidiyordum git gel 100 km falan, koye gitmisimdir 2-3 kez, tek yon 1000 km vs vs derken cok gezen insan yapar. Ise de gidiyorsa kolayca yapilir.
0
mbond
(16.10.25)
ben yılda 10-15 arası yapıyorum 2 araç var eşimde benzer km yapıyor
0
basond
(16.10.25)
Zaruret , iş halini anlarım ama genel olarak düşüncem ayrıca tembellikten veya tatili, gezmeyi, zevki abartmaktan bu kadar km yapılıyor olmalı.
Abartı gelebilir ama yürümekten aciz, az ötedeki tuvalete bile aracıyla gidecek olan insanlar var.
Zevkin abartılması ise genelde öyle hayırlı şeyler sebebiyle de olmuyor.

Yürümeye yabancılaşmış ve anne karnındaki embriyo misali sürekli birileri bu kimseleri bir yere taşımalı.
Sonra da haraketsizlik kaynaklı kilodan vs. rahatsızlıklardan bahsederler .
0
diyecevaplandı
(16.10.25)
şöyle: aldığımda 115 bindi zaten. aileye 10 saat uzakta yaşadık şimdi de 1,30 saat uzaktayız ve sık gider geliriz. maaşlarını çekeriz, pazar ihtiyacını bazen.

7 senede 120 bin olmuş çok da değilmiş.

2 tane yaşlıyla ilgilendik. birinin mekanı cennet olsun, biriyle halen ilgileniyoruz. ilacıydı, adam evde çişini yapıyor onu labaratuara yetiştiriyoruz falan gibi.

birde akraba kızlarından biri kocaya kaçtı, polislerle onu aradık, o sırada da epey yaktık aksiyonlu hayatım var evet.

senede 1 ya da 2 tatile çıkarız.

yoksa tuvalete bile arabayla gittiğimden değil yani.

kendim de bir o kadar km yakmışımdır belki.
0
Bir sıcak el uzanır tutmasam olmaz
(16.10.25)
Pazarlamacıyım. Geçen seneye kadar ayda 8000 kilometre yol yapıyordum. İş değiştirdim de bu sene 4000 km'ye düştüm.
0
etna
(16.10.25)
bizim 2004 model ilk sahibi olduğumuz bir araba vardı, 2020 yılında 100bin km de idi.
ben de anlamıyorum.

aracı sattım adam 3 yılda 200bin km ye getirmişti aracı :(
0
ananiyimioguz
(16.10.25)
Şahsi araçlarımla ortalama 25 bin

Şirket aracıyla da günde 60 km, ayda 1250 desen, 15 bin
0
gabe h coud
(16.10.25)
Arabamı mayıs ayında 0 km aldım. Şu anda 13xxx km. Senede yaklaşık 30k km yapıyor. Her gün işe git gel için 35-40 km yapıyorum, gerisi seyahat.
0
tss
(16.10.25)
arabayi aldigimizdan bu yana yilda 16-20k arasi (ortalama 18k) yapiyoruz ama sehirde yasamadigimiz icin. toplu ulasimla, 5km mesafedeki yan köye gitmek bir saat sürüyor, o sebeple her yere araba. sehirde yasasak herhalde yilda 5-6k anca yapardik.

is mesafesi uzun, ailesinden uzakta yasayan ve araba sirtinda para kazanan kisiler o km'leri yapiyor olabilir. mesela adamin ailesi trabzon'dadir, kendisi kayseri'de yasiyordur, iki haftada bir ziyarretlerine gidiyordur, üstelik ilac mümessilidir, kapi kapi geziyordur. günde 100 km rahat yapar.
0
konusma ben konusuyorum daha bitirmedim
(16.10.25)
işi uzaktır çok geziyordur vs
0
jelly bear
(16.10.25)
Türkiyede eğer şirketiniz karşılamıyorsa, -ki öyle bile olsa- benzine verilen para yazık günah. abd de olsak anlarım da türkiyede bu kadar arabayla gezmeyi seveni ve yakıtı dert etmeyeni anlamıyorum boşa para atılıyormuş gibi geliyor.

Bir de aracı çok yakınca normal karşılayan var aslan besleyen yemini düşünmez falan... diyorlar. Ağır gerizekalılık başka bişey değil sanki benzin ucuzmuş gibi.

Bazı arkadaşları biliyorum kafaları dağılsın diye çevre yolunda turluyorlar iyi geliyor diyorlar.

Yani şahsen bana iyi gelse bile yaktığı yakıtı düşününce nötrler hiç bişey anlamam.
0
ananiyimioguz
(16.10.25)
Evle okul arası 35 km. Ayda 1120 km yapıyor. Günde 5 km günlük işler olsa +150 km. Haftasonları da 100 km gezi olsa, +400 km. Ayda 1700 km yapar yuvarlak. Yılda 20bin km yapıyor. Yılda 15-20bin İstanbul için normal bir rakam.

Hibrit araç kullanarak bütçeme ve çevreye karşı vicdanımı kısmen rahatlatmış oluyorum. Toplu taşımayla gitsem yolum git-gel toplam 3 saat daha uzayacak.

Araç üreticilerinin periyodik bakım aralıkları genelde 1 yıl/15bin km şeklinde oluyor.

5 yıl için 75bin km normal yani. Ama İstanbul'da 5 yaşında 75binde araç çok düşük km kabul edilir. Genelde 100-110bin civarı oluyor 5 yaşındaki arabalar.
-1
yadigar
(16.10.25)
işim git gel 130km. ayda 2500 km. yılda 30 bin. işte böyle yapılıyor.
0
mikahakkinen
(16.10.25)
benim 2020 model, 120 bin km. normal geldi ya, yılda 20-25 bin km işte.

ev-iş arası 20 km ise bile ayda 2x20x20'den 800 eder. bi de yazın istanbul-ege, kışın istanbul-ankara tarzı bi kaç şehir dışı yol yapsan 20 bini rahat bulur.
0
gitdaddy
(16.10.25)
iş ev arası mesafe uzaksa ondan oluyordur, biz de geçen düşündük 7 ayda 10 bin falan yapmışız, işe gidip geliniyor her gün istanbul olunca mesafeler uzak malum. arada uzak ilçelere akraba ziyaretlerine vs de gidiyosun, 1 defa tatil, 3-4 defa izmit edirne gibi mesafelere aile ziyareti derken oluyor yani. arabasız da gitmek istemiyoruz bir yere çünkü arabayı zaten o konfor için aldık.
0
Sadece soruyorum
(16.10.25)
kimisinin işi mobil. yılda 60-70 bin yapıyorlar. zaten bi şehir dışı git gel 2 bin km. yılda 30 40 yapan var.

kimi de gezmeyi çok seviyor. bi arkadaşım ben yemek yemeyi çok severim. eşimle tüm türkiyenin köylerine kadar gezdik demişti. o da yılda 80 mi ne yapmış. ilginç yani.
0
gurur
(16.10.25)
eski arabayı 2016da 0 almıştım. 2020de 10000 km anca olmuştu. 2024te 55000 km iken sattım. yeni arabayı 2024te 0 aldım, şimdi 19000 km.
0
inheritance
(16.10.25)
evle isim cok yakin, benden baska araci kullanan yok, is disinda haftada 2-3 gun bir o kadar daha yol yapiyorum, ekstar avm, yemek, etkinlik, senede birkac tatile de arabam ile gidiyorum senelik 15bin'i kolay kolay gecmiyorum
0
sweetoffice
(16.10.25)
Sahaya gittiğimde şehrin öteki ucuna tek yön 100 km yol gidiyorum. Servis pahalı ve az yoğun olan bu yolu kullanmadığı için hergün kendi aracıyla giden nice arkadaşım var. 200x20x12 senede 48.000 km yapar. Bunun marketi haftasonu gezmesi yaz tatili derken bu rakam daha da artıyordur.
0
cilekli pasta
(16.10.25)
Pandeminin zirvede olduğu dönemde bir ara her şeyin fiyatı ve maaşlar bile artarken benzin fiyatları sabit kalmıştı.
İşe başladıktan 1 ay sonra pandemi patlamıştı ve ben iş için şehir değiştirmiştim.
Pandemi patlayınca tüm şirket tamamen evden çalışmaya geçti 2 sene boyunca. Benim gibi bazı kişilere de haftada 1 işe gel dedi ama taksi parası verdi fiks.
Oturdum hesapladım haftada 1 kalkıp izmirden istanbula gidip akşam da dönmek daha mantıklı.
2 sene boyunca ayda 2500-3000 km arası yaptım. Arada bodruma falan da yazlığa kaçamak yaptım.
5 yıllık sadece 40.000 km'deki arabam 2 yılda 80.000 km'ye yakın yol yaptı.
0
denizgonen
(16.10.25)
ortalamam senede 30.000, altina pek dusemedim.
evde iki araba var, toplam 50.000 civari yapiliyor her sene.
0
cooperr
(16.10.25)
5 yilda 1250 is gunu var. 150.000km/1250gun= gunde 120km.

Ev-is arasi 60km olan biri sadece ise gidip gelmek icin 5 yilda 150.000km yapar. Normal bence.

Ayrica, mesela yeni arac satin alirken 2021 model araclari 2020'de aliyoruz. Bunun da km'nin yuksek gorunmesinde etkisi vardir.
0
thetruenorthstrongandfree1
(17.10.25)
bir ara evden işe 35 km mesafem vardı. git gel 70km. günde ortalama 5km ekstra sağa sola illa gidiyordum (annemlere uğramak gibi) x yılda 260 gün = 19500 km.

ayda 3 kere çanakkale'ye gidip geliyordum. 360 km tek yön. 30-40 en az orada yapıyorumdur. 800 x 3 x 12 =28.800

toplam 48300 km yaptı. illa ıvır zıvır olmuştur 50binin üzerine tamamlıyorumdur.
0
co2s2
(17.10.25)
Günde ortalama 30 km senede maksimum 10 bin yapıyorum ben.
0
titanic kemancısı
(17.10.25)
(5)

soğuk ve yağışlı havalarda bu sigaracılar daha mı fazla leş kokuyor?

yazar yazmaz yazan yazar
bana mı öyle geliyor? sık insan girip çıkan bir yerdeyim ve resmen midem bulandı sigara kokusundan.
bana mı öyle geliyor? sık insan girip çıkan bir yerdeyim ve resmen midem bulandı sigara kokusundan.
+7
yazar yazmaz yazan yazar
(16.10.25)
rüzgar olunca üflenen duman geri geliyor ve kıyafetlere nüfuz edebiliyor. dolayısıyla dediğiniz şey doğru bence.
+5
elektr10
(16.10.25)
evet, soğuk havalarda giysilere daha çok nüfuz ediyor. kışın kazak, kaban, kalın sweatshirt, atkı gibi kalın şeyler giyildiği için bu tip şeylere duman daha çok siniyor ve leş gibi kokuyorlar
+5
abelardo
(16.10.25)
insan üstüne sinen sigara dumanı, yağmur gibi sebeblerle ıslanma durumunda çok daha fena kokuyor.

hava soğuk olunca içeride içilen sigara az havalandırma sonucu da daha kötü oluyor.
+4
Fodera
(16.10.25)
bir insan kendine bunu neden yapar? başkasını zaten geçtim kendisine nasıl bu saygısızlığı yapar gerçekten anlayamıyorum.
+5
🌸yazar yazmaz yazan yazar
(16.10.25)
sigara genel olarak pis kokan bir sey ama kisin insanlar yazin oldugu kadar yikanmiyor. üstelik, yazin günde belki üc defa tshirt degistiriyorsun ama kisin kazaklar, montlar, kotlar yikanmadan daha uzun süre giyiliyor.

bir de herkes bu kadar sövüyor sigaraya sosyal medyada, ama türkiye'de siradan bir mekana bile girdigimde tek sigara icmeyen ben oluyorum. kimse icmiyorsa kim iciyor?
+3
konusma ben konusuyorum daha bitirmedim
(16.10.25)
(9)

Kayınpeder sigarayı bıraktı ama

duyuruuser
Yaşı 75 civarı, şimdiye kadar günde 1.5-2 paket sigara içen biriydi. 20 gün önce prostat ameliyatı oldu sonrasında hiç içmemiş.Benim bildiğim ve tecrübe ettiğim kadarıyla yaşı ilerlemiş ve bu kadar çok sigara içenler, sigarayı bıraktıktan sonra genellikle hastalığa yakalanıp kısa bir dönem sonra vef
Yaşı 75 civarı, şimdiye kadar günde 1.5-2 paket sigara içen biriydi. 20 gün önce prostat ameliyatı oldu sonrasında hiç içmemiş.

Benim bildiğim ve tecrübe ettiğim kadarıyla yaşı ilerlemiş ve bu kadar çok sigara içenler, sigarayı bıraktıktan sonra genellikle hastalığa yakalanıp kısa bir dönem sonra vefat ediyorlar.

Bunu onkoloji doktoruna sorduğumda evet böyle bir şey var demişti ve farklı bir doktordan da bununla ilgili mantıklı bir açıklama dinlemiştim.

Bütün aile kayınpeder sigarayı bıraktığı için mutlu, ben de herkesin içinde bırakma ölürsün diyemiyorum. Bunu uygun bir dille hem kendisine hem aileye nasıl anlatabilirim.
-5
duyuruuser
(16.10.25)
anlatma bir şey bence. mantıksız gelecek ve senin arkandan olmadık şekilde konuşabilirler.
0
archmeister8
(16.10.25)
eksilemişler seni ama pat diye bırakmanın iyi olmadığını ben de duymuştum. ölürsün demek yerine, sağlıklı olmadığını söyleyin eğer gerçekliği varsa. ve nerden duyduğunuzu da kaynaklarıyla belirtin. geçmiş olsun.

en azından kendi başına bırakmasın. sağlık kontrollerinden geçe geçe bıraksın.
+1
Bir sıcak el uzanır tutmasam olmaz
(16.10.25)
Benim peder bey de sigarayi biraktiktan birkac sene sonra akciger kanseri teshisini aldi ama bu durum 40 yil sigara icip bir anda birakmaktan mi oluyor yoksa 40 yil sigara icmekten mi oluyor ondan emin degilim. Dedem de boyle birakmisti, onun uzerinde 15 sene daha yasadi.
0
mbond
(16.10.25)
75’e kadar içmişse bu yaştan sonra bırakıp ne yapacak? işkence olacak adamcağıza önündeki yıllar.
0
deartheodosia
(16.10.25)
Babam iki sene önce 63 yaşında sigarayı bıraktı, hala yaşıyor. Bilemedim.
0
sekizdokuzon
(16.10.25)
Evet dokorlar dahil halk arasında "Bu yaşa kadar bir şey yapmadıysa, bundan sonra da yapmaz. Tam tersi, bırakırsan ölürsün" geyiği var. Bilimsel temeli var mı bilmem. Öte yandan, yaşı genç de olsa, çok sigarayı birden bire bırakan bir kişide problemler olabiliyor. Bir yakınım günde 3 paket içtiği sigarayı ani bir kararla bıraktı ve ömrü boyunca ağzına bir daha sürmedi. Bıraktığı zaman tüm vücudunda kanlı çıbanlar çıkıp iki ay hayatı zehir etmişti kendisine. Oğlu da kendisinin bıraktığı yaşlarda birden bıraktı ama ona bir şey olmadı mesela.

Bence elleşmeyin. Adam belki böyle huzurlu hissedecek. Yeniden başlarsa da karışmazsınız.
0
yadigar
(16.10.25)
bu kadar yasi ilerlemis ve 14-15 yasindan beri chain smoker olan insanlar zaten hastalanmadan sigarayi birakmiyor. senin kayinpeder prostattan birakmis, bir baskasi koah'dan nefes alamadigi icin birakmistir, bir baskasinin kalp iflas ediyordur vs. yani pat diye ölmesi sigarayi aniden kesmesinden ziyade, 45+ sene günde iki paket icerek vücudu mahvetmesiyle, son evreye gelene kadar tiryaki olmasiyla alakalidir.
+3
konusma ben konusuyorum daha bitirmedim
(16.10.25)
bence siz bi şey yapmasanız da yakında o kendisi geri başlar dayanamayıp
0
Sadece soruyorum
(16.10.25)
sigarayı bırakınca "nicotine withdrawal" sendromu oluyor. bunun semptomları da hastaymışsınız gibi oluyor. mide bulantısı ve kusma gibi semptomları oluyor. (bkz: nikotin yoksunluğu)

not: "Smoker’s flu" da deniyormuş

daha ciddi hastalıklar zaten yıllardır içtiği içindir ve bıraktığı zamana denk gelebilir. nikotin yoksunluğu semptomları da daha kötü hissettirir ve bu semptomlar da yaşlı insanda daha kötü ilerleyebilir, bünyesini zayıflatabilir vs.
bu durumda doktora gidip kontrol olunca başka hastalık da çıkar.
+2
ermanen
(16.10.25)
(6)

yurtdışı seyahatinden ürün getirmek

mermaidd
Yurtdışına gidecek bir arkadaşım var ve kendisinden kozmetik bir kaç ürün istedim. Limitlere baktığımızda kişi başı 5 adet kozmetik ürün yada cilt bakımı malzemesi getirebilir diyor. Bu 5 adet kozmetik ürün 5 adet cilt bakım ürünü mü yoksa toplam mı? Ayrıca ülkeye gelirken limiti aşmış olsa ne gibi
Yurtdışına gidecek bir arkadaşım var ve kendisinden kozmetik bir kaç ürün istedim. Limitlere baktığımızda kişi başı 5 adet kozmetik ürün yada cilt bakımı malzemesi getirebilir diyor. Bu 5 adet kozmetik ürün 5 adet cilt bakım ürünü mü yoksa toplam mı? Ayrıca ülkeye gelirken limiti aşmış olsa ne gibi sorunlarla karşılaşır?
0
mermaidd
(15.10.25)
kontrol etmiyolar ya onu
getirsin istediği kadar. benim der geçer.
0
jelly bear
(15.10.25)
bavulu agzina kadar doldurursaniz durdururlar. onun kacari yok. direkt bavul ticareti.
ama kendiniz kadar söyle 30-40 parca malzeme alsaniz fark etmezler bile. benim bunlar, dersiniz olur biter.
0
konusma ben konusuyorum daha bitirmedim
(15.10.25)
@konusma ben konusuyorum daha bitirmedim arkadaşım kendine de bir kaç kozmetik eşya, parfüm ve tabi herkes gibi şeker çikolata vs alacak. Kendisini zor durumda bırakacaksam istemeyecektim ama 30-40 parça malzeme alsanız fark etmezler bile dediğinize göre problem olmayacaktır. Maksimum 15 parça kozmetik ürün getirecek ama tabi bu da söylenenin 3 katı
0
🌸mermaidd
(15.10.25)
paketlerini acsin bavula koysun. kimse sormayacaktir ama sanssizlik olur da bavulu actirtirlarsa, bunlar benim sahsi esyalarim, desin.
0
konusma ben konusuyorum daha bitirmedim
(16.10.25)
Genelde kozmetiğe pek ses etmiyorlar. Örneğin, 15-20 çeşit ürün almışsınızdır, yahut aynı üründen 7-8 şişe almışsınızdır, problem etmiyorlar.

Alkol, tütün, elektronik gibi kalemlerde limiti geçmeye pek müsaade edilmiyor. Ha, ticari olduğu bariz şekilde aynı kozmetik ürününden kolilerce doldurmuşsa valize, yakalansa sıkıntı tabii.

Özetle: Sorun olmaz.
0
dilemma of subscribtionability
(16.10.25)
limit aşım durumunda ürüne el koyuyorlar. ama tüm bavulu doldurmadığı sürece kozmetikte sorun olmaz.
0
elorelia
(16.10.25)
(12)

Eşinize doğum sonrası bir hediye aldınız mı?

chicha_v2
Evetse ne aldınız?Ben bilezik veya zincir düşündüm.
Evetse ne aldınız?

Ben bilezik veya zincir düşündüm.
+2
chicha_v2
(15.10.25)
evet bilezik güzel olur hem durdukça değerlenir.
0
Bir sıcak el uzanır tutmasam olmaz
(15.10.25)
bu ne lan ben ilk defa duydum diyenler varsa (bkz: push present) sosyal medyadan türeme bir gelenek.
0
nahtoderfahrung
(15.10.25)
doğum hediyesi çok eski bir gelenek. babam daha internet bile yokken anneme bilezik almış. bütçenize uygun olan bir bilezik iyi olabilir. kısmet olursa benim de aklımda bilezik almak var.
+1
cisimcik golgi
(15.10.25)
dedemin babam dogdugunda babanneme taktigi küpeleri babannem bana verdi. siz yeni duydunuz diye sosyal medyadan türeme olmuyor. dogum hediyesi gayet verilir. anneler de kizlarina bir sey alir verir.

neyse, bence takmayi en sevdigi taki neyse ondan alin. ben en cok küpe severim ama yüzük sevmem, belki esiniz yüzük seviyordur.
+1
konusma ben konusuyorum daha bitirmedim
(15.10.25)
Saat ve tlf alindi ;)

Alinmak zorunda diil deeee bayaa buyuk bi olay bu dogum fln. Hem jest olsun iyi hissettirsin diye hem de bu buyuk gune dair hatira kalsin gibi. Kesin alin bisi
+2
abuzer
(15.10.25)
beştaş.
0
mikahakkinen
(15.10.25)
kolye de olur ya değerli ve uzun yıllar anısı kalacak bir şey alınmalı. bu her zaman var olan bir gelenekti. sadece çok fakir ailelerde alınmıyor ya da kocası barzo olanlara alınmıyor.
+1
Sadece soruyorum
(15.10.25)
Hanımlar için bu hediye olayı değişik bi' şey, erkekler gibi değil yani. Objelerle ilintiledikleri, bağ kurdukları çok şey var, anı vb.

Hanım hem hediye vermeyi hem de almayı çok sever mesela. yani sadece kendisine alınmasını değil, bana hediye almayı da çok sever. daha dün 2 tişört almış:) kendini mutlu hissediyor.

Ki burda doğum diyorsunuz, Almak mecburi değil tabi ki ama alırsanız çok hoş bir jest olur bence.
Zincir iyi fikir.
0
kumandanim
(15.10.25)
bana alınmadı ama alınması ince ve şık bir davranış. altın öneririm. manevi değeri olur, ileride bir durum olursa da satıp kullanılabilir.
+1
deartheodosia
(15.10.25)
@nahtoderfahrung'un dediği gibi yeni bir gelenek değil. internet yokken bile vardı bu olay.

yanlış hatırlamıyorsam küpe kolye set almıştım.
0
co2s2
(15.10.25)
telefon almıştım.

manevi değeri önemli bence. küçük büyük demeden bir şey almak iyi olur. şık olur yani. doğum sonrası sendromları hesaba katarsak bence kesin alınmalı evet.
+1
ucurulmamak umidiyle
(15.10.25)
Aldım, hatta bunun için gizlice para biriktirdim.
Bir seferinde yüzük, bir seferinde küpe.
Telefon gibi teknolojik ve sonradan değeri kaybedecek bir şey almak istemedim. Uzun süre kalacak değerli bir şey alınması makbul bence.
40 küsür sene önce babam da anneme hediye almış, annem hala o saati takar özel günlerde.
Yeni bir adet değil yani.
+1
burfak
(16.10.25)
(12)

ChatGPT sizle hangi tonda konuşuyor?

sekizdokuzon
Benimle Çetin Çetintaş tonunda konuşuyor. Aforizmalar, küçük başarıları ödüllendirmeler, ölümüne kişisel farkındalık teşviği. Sizinle nasıl konuşuyor?Teşekkürler.
Benimle Çetin Çetintaş tonunda konuşuyor. Aforizmalar, küçük başarıları ödüllendirmeler, ölümüne kişisel farkındalık teşviği.

Sizinle nasıl konuşuyor?

Teşekkürler.
0
sekizdokuzon
(15.10.25)
Genelde yalaka.

Bravo, çok iyi yakalamışsın!
Bu harika bir soru!
Sen çok yaşa!

Yakında ağzın bal yesin demesini bekliyorum.
0
auroraaurora
(15.10.25)
Çok yalaka davranıyor. Arada bir lütfen samimi fikrini söyle, eleştir beni, dürüst ol, taraflı yaklaşma diye hatırlatma yapmam gerekiyor.

Ne yazık ki ben kaşındım.. Bana kraliçem de, princess treatment istiyorum demiştim bir zamanlar..
0
kullanicadi
(15.10.25)
Çok yalaka +1
Her şeyi onaylıyor. daha doğrudan, net ve eleştirel ol diye düzeltme yapıyorum arada
0
grimavi
(15.10.25)
Paso ovüyor. Vay bunu nasil dusundun diyor. Ben mi yapay zekayim o mu anlamazsin.
0
brkylmz
(15.10.25)
Çetin çetintaş kimmiş diye baktım Youtube'dan. Evet benim gpt bu. Tonlamalar, duraksamalar falan aynı. Sadece bir tutam beyaz yaka satış temsilcisi karizmatik ses tonu eklememiz lazım.
0
akhenaten
(15.10.25)
Mesaj tonu ile ilgili ayarı var değiştirebilirsiniz.
0
anon1m
(15.10.25)
öyle bir yalakalık yapıyor ki, ben 8-9 yaşındaymışım, kendimce bir şeyler yapıyormuşum da, annem babam ya da öğretmenim bana cesaret veriyormuş gibi geliyor.
0
co2s2
(15.10.25)
sizli bizli.
0
konusma ben konusuyorum daha bitirmedim
(15.10.25)
Gpt’ye göre dünyanın en müthiş insanıyım. 2026 dünya kupası maçları tr saatiyle kaçta diyorum “oo kral müthiş bir soru böyle bişey yok nerden aklına geldi vallahi helal” falan diyor sürekli.
0
avatar is back
(15.10.25)
yalaka. "aslansın kaplansın, adam mı öldürdün haklısın tabii ki hacım, bu sorular kimsenin aklına gelmiyor, off ne zekisin sen ya, vay anasını sen gibi adam var mı dünyada"... kısa kes, yalakalık yapma, g*t yalama dediğim halde bu kadar terbiye oldu.

midemi bulandırdı artık bu dalkavukluğu.
sordum neden böylesin diye bir gün: "insanlar sevsinler abone olsunlar diye böyle yapıyor beni openai. etik metik yok bizde, varsa yok para" dedi (ticari kaygılar gibi daha soft ifadeler kullandıysa da aynen bu anlamda şeyler söyledi).

claude'u kullanıyorum bu kadar dalkavuk değil diye, sanırım 4.5 ile o da aslansın kaplansın moduna geçti.
0
biseysorcaktim
(15.10.25)
doğrudan, dürüst, hafif keskin.

yalakalık yapmasına izin vermemek üzere eğittim.
0
Algorix
(15.10.25)
şu videodaki gibi.

youtube.com
0
jepa
(15.10.25)
(13)

Nazar diye bişey gerçekten var mı sizce? İnanıyor musunuz?

psmstc
Soru başlıkta
Soru başlıkta
-5
psmstc
(15.10.25)
Var. İnanıyorum.
-4
arbre
(15.10.25)
var ya. ve bize çok değiyor eşimle bana. her seferinde hiçbir şeyi hiç kimseye anlatma diyorum ama olumlu ve güzel bir şey olduğunda paylaşmayı çok seviyor o yüzden başımıza türlü bela geliyor.
0
matilda
(15.10.25)
ben dini konulara komple şüpheci yaklaştığım için nazara doğrudan inanıyorum diyemem. ama bazı şeylerin bazı kişilere anlatılmaması gerektiğini düşünüyor ve matildaya katılıyorum.

benim eşim de mesela biri işler nasıl gidiyor dediğinde "çok şükür iyi vsvs" anlatıyor, ben de en son geçen gün anlatma şu insanların şerini üstümüze çekme dedim. iyi deme, idare eder işte bu ekonomide ne olabilirdi ki herkes gibi biz de bir şekilde yaşamaya çalışıyoruz de diyorum.
0
Sadece soruyorum
(15.10.25)
Nazar bize özgü değil, çok daha eski bir şey. Eski insanlar gözün çalışma mekanizmasını dokunmaya benzer bir şey olarak düşünüyorlardı; onlara göre gözden çıkan bir "şey" gidip görülen nesne ile temasa geçip onu algılıyordu. Buradan hareketle de kötü niyetli birilerinin haset dolu bakışları bizi olumsuz etkileyebiliyordu...

Yani kısaca "Yok öyle bir şey"
0
salihdt
(15.10.25)
nazar diye bir şey yok. kendi kendini gerçekleştiren kehanetle plasibo etkisinin el ele tutuşmuş hali var. bir de algıda seçicilik eklenince, bütün saçmalıklar mantıklıymış gibi görünmeye başlıyor. aslında kimsenin gözü değmiyor, insan kendi dengesini kendisi bozuyor.
+3
gabe h coud
(15.10.25)
Var. Geçen haftalarda beni ilk kez gören bir komşu teyzenin (arkadaşımın komşusu) mavi gözlerinden sorgulayan sözlerinden yamuldum resmen, annem de yamuldu. Nazar değdiğinde nazar ayetleri vardır onlar okunur, annem bana okudu ve 2 gün kendine gelemedi kadın bitkinlikten, ben de aynı şekilde. Kur'an'da zaten "bakışlarıyla seni devireceklerdi" gibi bir ayet var, Kalem Suresi 51-52 olması lazım. Bizzat yaşamışlığım çok, bilim dünyası da bunu çalıştı, çalışıyor ve varlığına kanaat getirdiler.
-2
muhayyer divan
(15.10.25)
Yok
-1
abuzer
(15.10.25)
evet var.
-6
elektr10
(15.10.25)
var, yok, var, yok, var, yok
sana yoksa yok

izah edemediğim talihsizliklerim oluyorsa neden nazar olmasın. her şeyin nedenini buluyorsan ne ala. ama bazen bunu neden yaşadım dedğimiz şeyler olmuyor mu oluyor. o zaman dikkatli yaşamalıyım. ne kaybederim. bir iki övgü almamın bedeli olarak bir sürü sorunlar yaşayacaksam, kendimi göz önünde bulundurmayacak şekilde yaşarım daha iyi. varsın bana kötü desinler ben huzurlu olayım da.
ha diyorlar ya birde kainat yıldızlarına bile nazar gelmiyor, size mi gelecek diye. o işler öyle yürümüyor işte, çünkü senin bir şeyin düşük olurmuş ve sana göz değermiş.
-4
Bir sıcak el uzanır tutmasam olmaz
(15.10.25)
Nazar aslında dinimizce ortaya çıkan bir olgu değil Antik Yunan döneminde ortaya çıkmış. Nazar boncuğu gibi şeyler de şamanizmden kalma.

Soruna gelecek olursak tanrının varlığına inansakta inanmasakta evren enerjiyle dönüyor bana kalırsa. Hasis ve kıskanç insanlarda etrafımızda olunca onların negatif enerjilerini dolaylı yoldan üstümüze çekmiş oluyoruz ve buna da nazar diyoruz.
Ben hiçbir işim tamamlanmadan kimseye anlatmama taraftarıyım nazar olsun olmasın bazen kendimize saklamak önemli.
-1
mermaidd
(15.10.25)
inanc ve mantik birbirini tamamlayan seyler olsaydi din diye bir mefhum olmazdi arkadaslar. insanlar inandiklari seyleri mantik süzgecinden gecirdikleri icin degil, kalplerinden öyle geldigi icin inaniyorlar. cevaplarda nazara inanmak isteyip de yargilanmaktan korktugu icin mantikli calismaya calisan bir sürü kisi var.
-2
konusma ben konusuyorum daha bitirmedim
(15.10.25)
başımıza kötü bir şey geldiğinde gerçek sebebi aramak yerine "ahmet öyle demese böyle olmazdı" demek daha kolay geliyor. başımıza gelen 100 kötü olayın 3'ünde böyle bir cümle kursak nazara inanmış oluyoruz.
-2
co2s2
(15.10.25)
@konusma ben konusuyorum

"insanlar inandiklari seyleri mantik süzgecinden gecirdikleri icin degil, kalplerinden öyle geldigi icin inaniyorlar" demişsin,

Benim çevremde akılla mantıkla inanan çok insan var. O kadar ki, kalplerinden öyle geldiği için inandıklarını zannettiğin insanların kalplerinden falan gelmediğini, ya aileden gördüğü ezberle ya da menfaati orada olduğu için "inandığını" gözümüzle görüyoruz. Hiçbir şey bilmeden ve bilmeyi istemeden, merak etmeden inanmak Allah'ın istemediği, aşağıladığı bir şey. Bunun da farkındayız. Akıl çalıştırmanın iman olmadığını söyleyenler çıkacak, onların da başka izmlerin etkisinde olduklarının farkında olmadığını da belirteyim.

Yani inanç meselesi senin belirttiğin gibi değil aslında.
0
muhayyer divan
(15.10.25)
(21)

Ev - iş arası 2.5 km, sizce nasıl?

hadi ya la
İstanbul için düşünmeyin, burası Alanya. İçime çok sinen bir ev buldum ama iş yerime birazcık uzak kalıyor ve şimdilik aracım yok. Yakında motosikletim gelecek, scooter kullanıyorum ama buna güvenmeli miyim bilemedim. Ev iş arası direkt otobüs de yok, çok uzakta bırakıyor, en az 15-20 dakika yürümem
İstanbul için düşünmeyin, burası Alanya. İçime çok sinen bir ev buldum ama iş yerime birazcık uzak kalıyor ve şimdilik aracım yok. Yakında motosikletim gelecek, scooter kullanıyorum ama buna güvenmeli miyim bilemedim. Ev iş arası direkt otobüs de yok, çok uzakta bırakıyor, en az 15-20 dakika yürümem lazım. Diğer evlerin de hep bir sorunu oldu, kiminin eşyaları sıkıntılı, buzdolabı küflenmiş, manzarası hiç yok ve boğucu, gibi gibi... Burası rezidans gibi geçiyor, içinde spor salonu, sauna, havuz ve başka birçok şey var. Çok küçük bir 1+1 olmasına rağmen manzarası da iç açıcı, gayet güzel. Fiyat aidat dahil 27.000 TL.

Kafam çok karışık ve artık beynim çalışmayı durdurdu. 4 gündür valizlerimle hostelde kalıyorum, yeni işime adapte ol, onlarca ev arasından gezdiklerime karar ver derken birazcık ağlama noktasına geldim. Hiç fikriniz yoksa bile öylesine yazabilirsiniz, okurken rahatlarım. Teşekkür ederim, sevgiler
+1
hadi ya la
(14.10.25)
bence baya yakın nere olursa olsun. yokuş yoksa bisikletle gider gelirsinin en kötü.
yokuş varsa da elektrikli scooter al 10 dkya gidersin max.
0
jelly bear
(14.10.25)
2.5 km bir şey değil ya zorlasanız yürüyerek de gidersiniz yokuş yoksa. hele bisiklet şahane olur. otobüs uzakta bırakıyorsa 15-20 dk hiçbir şey değil ya, eski evimi düşünüyorum sırf metrobüse binebilmek için 25 dakika yürüyordum.
scooter, elektrikli bisiklet tarzı bir şeyle harika çözülür bu sorun. ev de güzelmiş bence dert etmeyin. ben her gün beylikdüzü son durak - mecidiyeköy gidiş dönüş yapıyorum :)
0
matilda
(14.10.25)
+ Alanya diyorsun kış mevsimi neredeyse yok.
Yağmur varsa sıkıntı olur onu da otobüs + taksi vs planini yaparsın.
0
artıküyeolmakistiyorum
(14.10.25)
yarim saat yuruyerek bile gidilir. bence cok iyi.
0
lemmiwinks
(14.10.25)
2.5 km yürünür yav.

bisiklet de olur.

terlerim derseniz scooter mis.
0
gurur
(14.10.25)
uzak değil. yürüyerek çok iyi.
0
Karim iceride uyuyor ben seni dusunuyorum
(15.10.25)
Yazın Alanya sıcağında 20 dk yürümek zor olabilir. Ama scooter bu sorunu çözer. Gayet uygun gibi.
0
thunder thunder thunder thundercats
(15.10.25)
ev içinize sinmiş. ılık havalarda yürünür onun dışında scooter veya bisiklet mükemmel çözüm. motor da gelecekmiş. ben olsam düşünmezdim. direkt tutun. istanbul'da böyle şeyler ömüre ömür katar. şanslısınız, kıymetini bilin
0
cisimcik golgi
(15.10.25)
Günde 15-20 dk yürümek çok iyi bir şeydir, hiç düşünme tut evi. İş yerimle aramız 35 km, arabasız gidersem günde 4.5 saatim yolda geçecek. Sağlığın yerindeyse lütfen yürümeyi tercih et, emin ol yaşlılığına muazzam iyi bir yatırım yapmış olursun.
0
muhayyer divan
(15.10.25)
Direkt tutun hocam, akşamları iş çıkışı eve yürünür, düzgün yol varsa.
0
kumandanim
(15.10.25)
iş yerime trafikten bıkıp araçla gitmediğim zamanlarda, ilk evden bir km + 2 metro aktarma + son iki km yürüme mesafesinin son kısmına yakın sizin mesafe. Ben olsam tutardım.
0
va
(15.10.25)
Soru bu değil ama kışın da motorla gidip gelecekseniz sağlam bir yağmurluk seti + kışlık motor botu alın mutlaka.

Yokuş değilse güzel havalarda rahat rahat yürünecek mesafe +1
0
kobuzchu kiz
(15.10.25)
2.5 km çok iyi mesafe, scooter da işini rahat görür, havanın güzel olduğu günlerde yürürsün de. Üniversiteye atanmıştın sanıyorum, servis imkanını sordun mu, kesin vardır diye düşünüyorum.
0
hrskrs
(15.10.25)
ben 2.5 sene ise 3 km + 3 km yürüyerek gittim geldim. tek yön 35 dakika sürüyordu, iyi spor oluyordu.
0
konusma ben konusuyorum daha bitirmedim
(15.10.25)
Cok guzel, tutasim geldi evi
0
narod
(15.10.25)
km olarak değil de süre olarak değerendirin bence. yol 30 dakikadan kısa sürüyorsa gayet makuldur.
scooter için "buna güvenmeli miyim bilemedim" demişsiniz. scooterla günlük 5km yolculuk için mi sordunuz, yoksa yol şartları/güvenliği açısından mı sordunuz?
0
tnz
(15.10.25)
istanbul da yaşayanlar için hakaret kabul edilebilir bu entry.
2.5 km iş ev komik
-1
jamswety
(15.10.25)
zaten scooter varmış ev de çok yakın . hemen tut ve taşın
0
gercekdunya
(15.10.25)
@tnz, yürüyerek 36 dakika sürüyor ve son 5 dakikası yokuş.
Scooter için yol şartları/güvenliği için sordum. Mayıs'tan beri kullanıyorum, 1000 km tecrübem var, biraz çekindim. yüzden.

Ama sanırım ilk bahsettiğim evi eleyeceğim. Çünkü eve 600 metre bir ev buldum ve 1+1 olmasına rağmen üç kat geniş. Eşyaları tam ve güzel, sadece ana caddenin arkasında, birazcık eski evlerle çevrili bir yer. İki katlı evin ikinci katı. Yüksekten manzarası yok ama çevresi yeşillik/ağaç kaplı, iki balkonu var. Yıllardır evden çalışan biri olarak hiç alışık değilim her gün bir saat erken çıkıp mesai yapmaya. En azından bu şekilde daha kolay olur diye düşünüyorum.
0
🌸hadi ya la
(15.10.25)
2.5 km yol değil bence. küçük şehir standartlarında da yol değil.
0
co2s2
(15.10.25)
kurallara uyuyor ve gerekli teçhizatınız varsa tecrübeniz yeterli, ancak yol güvenliği konusu önemli. siz ne kadar tecrübeli olursanız olun, çevresel faktörlerin de uygun olması gerekir. ben olsam ilgili güzergahta boş ve dolu saatlerde birkaç kere yürüyerek yerel sürücülerin davranışlarını izler ona göre scooter için güvenli olup olmadığının kararını verirdim.
0
tnz
(16.10.25)
(7)

ütü önerisi

sweetoffice
annemin ütüsü eskimiş, iyi ütülemiyor artık diyor, ona bir ütü alayım dedim ama marka/model ne önerirsiniz acaba ?
annemin ütüsü eskimiş, iyi ütülemiyor artık diyor, ona bir ütü alayım dedim ama marka/model ne önerirsiniz acaba ?
0
sweetoffice
(14.10.25)
kazanli ütü alin bence. isi inanilmaz kolaylastiriyor. philips ve tefal kullaniyorum, cok memnunum.
+2
konusma ben konusuyorum daha bitirmedim
(14.10.25)
philips azure serisinden bütçenize uygun bir model seçin.
+1
inheritance
(14.10.25)
bence çok fazla ütü yapmıyorsa ya da bütün ütülerini haftalık yapmıyorsa kazanlı ütüye gerek yok. bir yere gidecekken iki parça bir şey ütüleyip çıkayım işi olmuyor çünkü kazanlı ütüde.
philips'inkiler iyidir evdeki modeli hatırlayamadım şimdi. çok pahalı olmasın diyorsanız bim, a101'e bakın ucuz modeller orada daha uyguna satılıyor.
+2
black holes in the sky
(14.10.25)
Çok fazla ütü yapmıyorsa kazanlı ütüye gerek yok +1
İki parça ütü yapacağım diye kazanlı ütünün ısınmasını beklemekten bıktığım için 2-3 ay önce düz ütü aldım.
www.amazon.com.tr Ben bunu aldım, beklentimi karşıladı.
+2
kobuzchu kiz
(14.10.25)
ütü tefaldir. gerisi yalan dolan.
+1
mikahakkinen
(14.10.25)
Philips azur demeye geldim. Amazondan fiyatları takip et. uyguna alırsın.
+1
jackyr
(15.10.25)
anneyse direk bunu al üst tarafı gayet hafif ve müthiş bir buhar gücü var.keyifle ütü yapacaktır. yorulmaz.

www.hepsiburada.com
+1
jamswety
(15.10.25)
(7)

Detoksa başladım, hakkınızı helal edin

sekizdokuzon
İki ay alkol yok, haşlanmış sebze, kinoa pilavı, sabahları ılık limonlu su var. Alkole yıllardır bu kadar ara vermemiştim. Bana şans dileyin. Bu süreçte dikkat etmem gereken bir husus varsa da önerilerinize açığım.Haydi rastgele.
İki ay alkol yok, haşlanmış sebze, kinoa pilavı, sabahları ılık limonlu su var. Alkole yıllardır bu kadar ara vermemiştim.

Bana şans dileyin. Bu süreçte dikkat etmem gereken bir husus varsa da önerilerinize açığım.

Haydi rastgele.
0
sekizdokuzon
(14.10.25)
seker ve sigara da yoksa harika. bol sans.
+1
konusma ben konusuyorum daha bitirmedim
(14.10.25)
Şeker yok, sigarayı da azaltacağım. Çok sağol.
0
🌸sekizdokuzon
(14.10.25)
Proteinsiz bir diyet uygulama. İki ay uzun bir süre. Normal makrolarini eksik birakmamalisin
+2
kisa
(14.10.25)
öncelikle kararınızı çok takdir ettim. bir iki eyyorlamam olacak:

şekerden, özellikle işlenmiş şekerden uzak durun. karbonhidrattan da genel olarak uzak durun.
illa ki bol bol protein ekleyin. balık, baklagiller, kırmızı et vs .. (ben tavuk sevmediğim için yazmadım)
enginar ekleyin, karaciğere yardımcı olsun.
bol bol su
bol bol uyku. alkol sonrasında dalgalanmalar olabilir. uykunuz gelmese de, yatmaya gayret edin.
bir de alkolün yerine bir şey koyun. bol bol yürüyüş gibi. win win
+1
co2s2
(14.10.25)
Niye her yazdığın eksileniyor senin, detoksa burayı da eklesen iyi olur.

Naçizane tavsiyem ola ki diyeti biraz bozdun ya da esnettin battı balık yan gider diye komple iptal etme. Kaldığın yerden devam et.

Bir kerede bir şey olmaz demiyorum, içme yine de. Ama ola ki bir tane geçti boğazından “amaaaan ya neyse bozduk orucu” deme. Hiç olmamış gibi streak’i devam ettir
+1
biseysorcaktim
(14.10.25)
biseysoracaktım +1

Benim en çok yaptığım hata bu, bir kere diyette bi kaçamak yapınca hemen salıyorum nasılsa bozdum diye halbuki ufacık bir şey o, programına kaldığım yerden devam etsem her şey yolunda gidecek.

Başarılar, umarım güzel bir süreç olur senin için.
+1
mutekebbir
(14.10.25)
@birseysorcaktim: sigarayla burası kalsın şimdilik. Hayatımdaki tüm toksikolojiyi birden çekmeyeyim, ona da ihtiyacım var şu an.
+1
🌸sekizdokuzon
(14.10.25)
(7)

uzayda yaşam bulduk diyelim

messina123
biz o gezegende kiminle iletişime geçeceğiz? kim akıllı kim değil nereden ayırt edeceğiz? belki uzaylılar dünyaya geldi ve bir ormana indi. baktılar orman devasa, dediler bu canlı bu gezegenin hakimi. ağaçla iletişim kurmaya çalışıp kuramadılar. veya bir eşeğin yanına gidip ona dertlerini anlatmaya
biz o gezegende kiminle iletişime geçeceğiz? kim akıllı kim değil nereden ayırt edeceğiz? belki uzaylılar dünyaya geldi ve bir ormana indi. baktılar orman devasa, dediler bu canlı bu gezegenin hakimi. ağaçla iletişim kurmaya çalışıp kuramadılar. veya bir eşeğin yanına gidip ona dertlerini anlatmaya çalıştılar. sonra da bunlar mal deyip yollarına devam ettiler belki de.

bu sorunu çözmemiz lazım.
-1
messina123
(14.10.25)
Bunlar güzel beyin cimnastiği fakat mantık olarak galaksiler arası seyahat edebilecek bilim ve teknolojiye sahip canlılar ağaç ve insanı ayırabilecek yetkinliğe de sahiptir

Neil de grasse tyson ın şöyle bir benzetmesi de var, biz otobanda aracı kenara çekip yol kenarındaki bir solucanla iletişim kurmaya çalışmıyorsak belki de evrende rahatça dolaşabilen gelişmiş uzaylılar da bizimle iletişim kurmaya gerek görmüyor
+4
grimavi
(14.10.25)
dünyaya gelebilecek ve fark edilmeyecek gelişmişlikte bir uzaylının böyle bir şey yaşaması mümkün değil. dünyadaki ve hatta galaksideki her şeyden haberi olur.

uzayda akıllı yaşam bulmak şu anki teknolojiyle zor. galaksi ve evren aklımızın alamayacağı kadar büyük. bizden daha gelişmiş olanlar bile bizi bulamıyor olabilir.

bunun dışında, uzay araçları ve istasyonları iletişimi için radyo sinyalleri kullanılıyor. yaşam veya yaşanabilme olasılığı olan başka gezegenleri ve diğer gök cisimlerini bulmak için özel uydular kullanılıyor. Mesela TESS ve CoRoT gibi:
science.nasa.gov
www.esa.int
scienceinschool.org
+1
ermanen
(14.10.25)
Akıllı, zeki, gelişmiş vs gibi tüm sıfatlarda referans alınan şey insan. zeka diye tanımladığın şey senin algıladığından çok daha farklı olabilir.

Şöyle örnekleyeyim; evde oturmuş netflix'den interstellar açmış izliyorsun. O sırada televizyonun önünden geçen karınca ne görüyor? Gözünün önündeki ışık ve renkler karmaşasında ne filmi, ne oyunculuğu, ne olayları algılayabiliyor. Muhtemeldir ki biz de evrene baktığımızda o karıncanın gördüğünü görüyoruz.
+3
thracia
(14.10.25)
uzayda yasam bakteri de olabilir. su an esas olarak aranan da bu.
akilli yasam bulursak zaten vay onlarin haline. akilli yasam bizi bulursa vay bizim halimize. kardashev ölcegi, karanlik orman hipotezi ve fermi paradoksu güzel bakis acilari buna.
0
konusma ben konusuyorum daha bitirmedim
(14.10.25)
Bir yerde okumuştum, dünya benzeri bir ekosistemde canlıların bizim dünyadaki canlılarla epey benzeyeceği yazıyordu.

Canlılar evrimleşirken daima yukarı doğru evrimleşiyor. Yani bir canlı, kendisine zarar verecek bir yapı oluşturmaz. Oluşturursa üreyemez, elenir zaten. Yani, vücudumuzda yen, bir yapı çıkıyorsa, bu yapının en azından canlıya zarar vermemesi lazım. Yani evrim daima yukarı yönlü çalışıyor.

O yüzden dünyaya benzer gezegende yabancılık çekmeyiz, bilinç bir canlı varsa. Bize epey benzemeleri olası.

Voynich el yazması var mesela. 1600 yıllardan kalmak 200 sayfalık bir kitap. Bilmediğimiz bir dille yazılmış. Dünyada o dile bir kere bile rastlanmamış. Ve o elyazması hala çevirilemedi/çözülemedi.
Kimisi tamamiyle saçmalık, o yıllarda birisi trollüğe başlamış diyor.
Kimisi uzaylılardan kalma diyor :)
Bu arada bilim insanları saçmalık olduğunu düşünmüyor, çünkü filoloji açısından incelendiğinde belirli bir kurala göre yazılmış, diğer dillerdeki gibi bir yapısı varmış. Yani trollük fazla gerçekçi.
0
substituent
(14.10.25)
ben çok merak etmiyorum bu durumu. ya köle yapmaya ya da savaşmaya gönderecekler bizi oralara.
0
Hallegadola
(15.10.25)
Sene 1998. Atmosferin üst katmanlarında insan duyularının çok ötesinde bir hareketlilik başladı.

Zetalar gelmişti.

Zeta ırkı çok gelişmiş, bizden yüzbinlerce yıl ileride varlıklardı. Maddesel formları bizim gözlerimizle görülemiyor, sesleri duyulamıyor, herhangi bir cihazla tespit edilemiyorlardı. Bizim teknolojimiz ve yaşam formumuz onlar için o kadar geriydi ki, onlar için dünya bir çamur tabakası ile kaplı görünüyordu. İnsanların iletişimi, onlar için ilkel titreşimler ve ışık yansımalarından ibaretti, anlam veremiyorlardı. Zetalılar, bir türlü bu ilkel sistemlerle çalışmanın bir yolunu bulamadılar. Bizim teknolojimiz, Zeta ırkının ışık hızının ötesindeki algılarına taş sopa gibi geliyordu.

Merakla dünyayı izlediler, onları kimse fark etmedi ama bu tek taraflı gözlem bir süre sonra sıkıcı hale geldi ve vakit kaybetmeden gitmeye karar verdiler. Tam ayrılırken içlerinden birisi duraksadı. Bir anomali tespit etmişti. İstanbul’un batısında, Trakya’da, Tekirdağ adı verilen yerde titreşimsel olarak olağanüstü, her duyu için müthiş bir senfoni içeren bir sıvının stoklarını buldular. Bu üzümün ve anasonun evrensel yasalarla dans ettiği, yoğunlaştırılmış bir kozmik denge sıvısıydı. Bir Zeta, “Hayır olamaz, bu galaksimizin Yüce Yasa’sı tarafından yasaklanan, en büyük günah ilan edilen madde! Anasonun ruhani esansı ile kararlılaştırılmış o anlık, mükemmel sükunet. Bu bizim sonsuz arayışımızı ve gelişmemizi durdurur. Evrenin mutlak düzenini bozar.” dedi. Diğer bir Zeta ise “Bir karar vermemiz lazım, ben bu sıvının verdiği huzuru bir kez olsun tadmak istiyorum. Sonsuz gelişim yolculuğumuzu tamamlamadan önce, bu mükemmel süküneti bir kez olsun deneyimlemeliyiz. Evrende, Tekirdağ’daki bu kimyasal birleşimden daha zarif bir şey yok. Bir hatıra alalım” diyerek itiraz etti.

Görünmez gemileri, Tekirdağ’da fabrikanın üzerinde sessizce süzüldü. Kimse fark etmedi. Ne alarm çaldı, ne bekçiler gördü. Maddeyi bükebildikleri gelişmiş alan teknolojilerini kullanarak, fabrikanın deposundaki en özel, en güzel şişeleri topladılar. Kainatın derinliklerine, yanlarındaki beyaz altınla algılanamaz bir hızla yol aldılar.

Fabrika yetkilileri, durumu yıllarca açıklayamadılar. Resmi raporlarda durum “kayıt dışı, açıklanamayan, yüksek tonajlı stok kaybı” olarak yer aldı. Yıllar sonra Tekirdağ’ın bir köyünde bir masada Hüseyin Emmi, “Epten kafayı yediniz gündöndü kafalılar, uzaylılar geldiler en ballı rakımızı aldılar gittiler beyaaa, siz hala uyuyun” dedi.

(Az önce yazdım)
0
co2s2
(15.10.25)
(24)

Size ne hediye verilse sevinirsiniz?

ermanen
Size ne hediye verilse sevinirsiniz? Ne hediye gelsin istersiniz veya sizin için anlamlı olur?Spesifik olursa güzel olur. Şu kulaklık/saat/cihaz vs. marka/modeli, şu markanın şu giysisi/aksesuarı, şu kitap gibi vs. Markası olmayan veya önemli olmayan genel bir şey de olabilir. Hobilerinizle ilgili o
Size ne hediye verilse sevinirsiniz? Ne hediye gelsin istersiniz veya sizin için anlamlı olur?

Spesifik olursa güzel olur. Şu kulaklık/saat/cihaz vs. marka/modeli, şu markanın şu giysisi/aksesuarı, şu kitap gibi vs.
Markası olmayan veya önemli olmayan genel bir şey de olabilir. Hobilerinizle ilgili olabilir mesela. Maddi/nesne dışında da olabilir. Tatil/restoran/etkinlik/aktivite gibi, beni şuraya götürsün gibi. Konser, maç, festival, fuar, gösteri, fan convention bileti olabilir.

belki az bilindik, nadir veya akla gelmeyecek bir şeyler diyen de çıkar.

not: ev/araba/motor gibi şeyleri es geçiyoruz. bisiklet olabilir :)
+4
ermanen
(14.10.25)
hayalim doktor tardisiyle gelecek bana jackpot euromillionen kuponu verecek, donna'ya yaptigi gibi.
su asamada galiba güzel bir bora bora tatili iyi olurdu.
+1
konusma ben konusuyorum daha bitirmedim
(14.10.25)
Tam şu an bir kobo clara colour iyi olurdu.
+2
Mirket
(14.10.25)
hediye istemenin sınırı yok ama en son linkini bir yere kayıt ettiğim şu var;

www.casio.com
+1
ruhlardan esinlenen karga
(14.10.25)
otantik bir yerlerde tatil bileti + otel rezervasyonu
+1
but that was just a dream
(14.10.25)
Canon R100
0
arbre
(14.10.25)
Tatil
Anlamli Fotograflarla bisiler (sosyopix)

Saat gshock gri pembe

Baba koltugu

Bjk mac bileti

Dağda evinde bikac gun
+1
abuzer
(14.10.25)
Telefonu bagladiin gramofon

Pikap
+1
abuzer
(14.10.25)
dron veya oyun konsolu (muhtemelen 2 oynar kenara kaldiririm ikisini de, ama sevinirim yine de)

magic mushroom da olabilir, denemek istiyorum.
+1
lemmiwinks
(14.10.25)
maddi şeylere, hediye dahi olsa anlam yüklemekte zorlanıyorum. anısı olması gerekir anlam kazanması için.

hediye konusunda da kimsenin bana sormadan hediye almasını hiç istemem. hediye vermeyi severim.

çünkü hiçbir şeyi beğenemem. pahasından değil. kendim bile anlam veremediğim değişken bir zevkim var ve her şey ona uymuyor. bana hediye alınacaksa direkt istediğim giysi veya dekor ürününün linkini atabilirim.

almak istediğim çok şey var ancak özel bir şey değil hiçbiri.

sanırım en iyisi bana hediye vermeyin, para verin. :d
+1
art cat chocolate
(14.10.25)
kendi soruma cevap da vereyim:

elektronik müzik sevdiğim için eletronik müzik festivali veya etkinliği bileti, veya oraya götürme anlamlı olur
bir de cruise tatili hiç yapmadım, bunun hediyesi de sevindirir

nesne olarak schimano vites sistemli güzel hybrid bir bisiklet anlamlı olurdu. ama şu anda pek süremem ya. eskiden yaşadığım yerde vardı ve sürecek düzgün yer vardı.
sony noise cancelling kulaklık merak ediyorum. bose'ye karşılaştırmak için. bu hediye güzel olurdu.
+3
🌸ermanen
(14.10.25)
Sevdiğim bir çizgi film karakteri ile ilgili bir ürün mesela. Geçenlerde hiç beklemediğim şekilde biri bana Snoopy anahtarlık almış nasıl mutlu oldum çunku belki bir iki defa taa ne zaman bahsi geçmistir sevdiğim ile ilgili.
Yani ilgi duyduğum bir hobi ilgi alanı karakter vs ile ilgili bir şey alınınca çok mutlu olurum küçücük şeylerden de öyle. Mesela çok üşürum ve çorapların enerjisini çok severim. Renklo renkli desenli desenli. Biri durduk yere çorap alsa çok mutlu olurum. Bir de mesela tatlı yapmayı çok severim..biri gelse güzel bir mesela cupcake tarifleri kitabı gibi bir şey alsa yine çok mutlu olurum. Hediye almayı da vermeyi de çok severim. Birine alacaksam da özellikle ilgili olduğu bir şeye ait olması yönünde hep arastiririm.

Ama durduk yere biri bana benle alakasız bir şey alsa veya ben birine durduk yere herhangibir şey hediye etsem o da güzel bence. Çünkü ne olursa olsun "seni düşündüm" mesajı var.
+1
egerbiryolcu
(14.10.25)
tatil hediyesi çok güzel olur (deniz olmasına gerek yok kültürel de olur, antep kapadokya mardin vs)
instax mini çok seviyorum (yanında kağıdını da alsın ama alacak olan kişi, kağıda para vermek istemem sonradan gjfg)
masaj - hamam paketi
+1
Sadece soruyorum
(14.10.25)
vanilya özütü
+1
asue
(14.10.25)
Paşabahçe maya yeşil çift kişilik fincan takımı.
Çay da olur, Türk Kahvesi de...

Şu Türk Kahvesi (2 Fincan 1 Lokumluk):
www.pasabahcemagazalari.com

Şu da Çay (2 Fincan):
www.pasabahcemagazalari.com

Varsa almak isteyen, adres vs. bilgilerini göndereyim :)
+1
dilemma of subscribtionability
(14.10.25)
louis c.k. stand up'ına bilet.
+2
lalu
(14.10.25)
kaşmir kaban
+1
deartheodosia
(14.10.25)
eskiden en ufak bir şeyden bile çok mutlu olurdum, şimdi gelen hediyeleri değiştirmek için uğraşmaktan sıkılıyorum:) maddi değeri olan bir şey istemem, onun dışında her şey olur
+2
sweetoffice
(14.10.25)
Canon zoe mini 2 s
+2
abuzer
(14.10.25)
@dilemma of subscribtionability,

Çift kişilik fincan takımı hediyesi 'ikimiz' kelimesiyle başlayan hayallerin hediye ile ifadesidir.

Herkesten ya da herkese öyle bir hediye olmaz. Özel kişiden beklenir o.
+1
Mirket
(14.10.25)
çok iyi bir koşu ayakkabısı.
iyi bir pt den 20 derslik paket.

bunları satın alabilecek gücüm var ama niyeyse kendime çok çok zor para harcıyorum.
+1
kumandanim
(14.10.25)
Düşünülmüş emek verilmiş bir hediyenin ne olduğuna çok takılmam mutlu olurum.

Ama düşündüğümde şuna ihtiyacım var dediğim bir ürün aklıma gelmiyor. Kişisel manası olan esprili bir kupa, taşlı tuşlu seramik handmade bir kahve fincanı, cicili bicili bir ajanda olabilir:) ya da tatil, cilt bakımı, spa günü gibi şeyler

Merak ettiğim bir mekanda tadım menüsü de çok iyi bir hediye olurdu
+1
kullanicadi
(14.10.25)
Kazimali dunya or turkiye haritasi
+1
abuzer
(14.10.25)
Mesleğimle ilgili almayı çok istediğim ama alamadığım bir şey: en sağlam yapılmış olanlarından, büyük boy, iki yana genişleyebilen, ışıklı raflı nota sehpası. Çok pahalı kendisi 🥲
+1
muhayyer divan
(15.10.25)
@mirket
Evliyim. "eşinizle afiyetle için" mesajı da olabilir pek tabii.
Ama yıllardır sadece iki üç defa çıktı kutudan. Bir tanesi bu yaz, kızım ve kuzeni (yaşlar 9-10) için çıktı mesela. Bunlara çay saati yaptım tam viktorian usulde böyle barok müzikli, manzaralı, fiskos masalı, dantelli, sandalyeli falan... Özel misafire yani...

Neyse, efendim, Türk Kahvesinde bu zıkkımdan yıllar içinde 3 tane alarak 6'lı seti tamamladım zaten. Çay takımına gelince, 2 tane (4 fincan) aldım. Dellendiğim bir zamanda yine bir çift alırım, onda da 6'yı bulurum.

Yıldız porselenden de aynı tonlarda çok tatlı bir şekerlik uydurdum bunlara. Çok yakıştı, takım zannedersiniz.

Aynı tonlarda bir de vazo bulsam, huzur içinde ölebilirim. Yıllardır sağda solda yeşilin o tonlarında porselen limoj vazo arıyorum. Halbuki gitsem yıldız porselene, fincanları falan göstersem ısmarlama yaparlar. Ama işte maksat uğraş olsun. Zaten aldıklarımı da hiç internetten almadım. Hep mağazada denk gelince aldım yıllar içinde... (Bu arada yıldan yıla kalitede minik düşüşler olmuş, kendini belli ediyor)

Neyse, eğer gönderecekseniz, 2'li değil, sizinkiyle birlikte 6'lı olacak. Sorun yok. Onu belirtmek istemiştim :)

Edit: Vazoya bir de sütlük eklemek lazım...
+1
dilemma of subscribtionability
(15.10.25)
(3)

Fetal Dna test kitleri

thewhitewolf
Farklı farklı markalar var sanırım. Doktor serenity önerdi. Panorama yaptıranlar da var çevremizde. Siz hangisini yaptırdınız memnun kaldınız mı? İzmir'de öneriniz varsa alabilirim.
Farklı farklı markalar var sanırım. Doktor serenity önerdi. Panorama yaptıranlar da var çevremizde. Siz hangisini yaptırdınız memnun kaldınız mı? İzmir'de öneriniz varsa alabilirim.
+1
thewhitewolf
(14.10.25)
bu kiti neden siz alıyorsunuz ki ilgili laboratuvarlar yapıyor zaten daha risksiz ve temiz
0
ihsanlı
(14.10.25)
yakin zamanda bunlardan gecmis biri olarak tecrübelerimi yazayim.
avusturya'da en yaygin yapilan NIPT harmony ve praenatest.
eger 34 yas üstü degilseniz, daha önce süpheli düsük ya da genetik kusurlu bir cocuk sahibi olmadiysaniz, ailede hikayesi yoksa ve 2li ve 3lü taramalariniz normal geldiyse NIPT önerilmiyor cünkü cok pahali. ayni zamanda non-invasive oldugu icin sonuclari 100% olmuyor.
chorionic villus sampling (CVS), percutaneous umbilical blood sampling (pubs), ve amniyosentez haric 100% cevap veren test yok ancak bunlar genelde risk tasidiklari icin gerekmiyorsa önerilmiyor.
ben taramalarim düzgün gelmesine ragmen non-invasive test istemedim. kesin sonuc istedim. NIPT microdeletions tespitinde sadece 60% güvenilir sonuc veriyor. trisomy 13 ya da cinsiyet kromozomu anöploidilerinde sadece 90%.
NIPT arasinda harmony olmus, serenity olmus cok fark olacagini zannetmiyorum.
0
konusma ben konusuyorum daha bitirmedim
(14.10.25)
Genox iyi
0
abuzer
(14.10.25)
(15)

En sevdiginiz film

abuzer
Evet cok genel oldu. Tür olarak ayirmadan, butun kategorilerde, oyunculuguyla senaryosuyla, ozgunluguyle, hissettirdikleriyle... kriter olarak ne belirlerseniz artik, totalde birinci sirayi alan filminiz hangisi?
Evet cok genel oldu. Tür olarak ayirmadan, butun kategorilerde, oyunculuguyla senaryosuyla, ozgunluguyle, hissettirdikleriyle... kriter olarak ne belirlerseniz artik, totalde birinci sirayi alan filminiz hangisi?
+2
abuzer
(14.10.25)
Tek cevap çok zor ama

The fall.
0
a perfect lie
(14.10.25)
Yüzüklerin efendisi serisinden kralın dönüşü
0
basond
(14.10.25)
The Shawshank Redemption
0
himmet dayi
(14.10.25)
ilk aklıma gelen 12 angry men oldu
+1
pide
(14.10.25)
en sevdiğim film midir bilemem ama "hissettirdikleriyle" kısmına odaklanırsak özellikle tek bir sahnedeki duygu yoğunluğu nedeniyle the truman show derim, fena sarsmıştı.
0
hrskrs
(14.10.25)
tek film seçmek zor, hele benim gibi çok film izleyen biri için. büyük yapımlar akla gelebiliyor tabii, LOTR (Yüzüklerin Efendisi), Dune, Star Wars, Marvel/Avengers filmleri vs., ama bunlarda duygu eksikliği oluyor. Daha çok epik bir hikayeyi izliyorsun. İçine serpiştirilmiş duygulu anlar oluyor tabii.

her şeyiyle "The Others" olabilir. ilk izlediğimde çok etkilemişti.
duygu, özgünlük, oyunculuk, sahne ve ışık kullanımı, gerilim dozu, ve film tarihinin en şok sonlarından biri.
+1
ermanen
(14.10.25)
Sürekli izlemem sebebiyle;
Once upon a time in Hollywood - bilmiyorum acayip iyi buluyorum filmi. Yani o dönemi anlatisi, pitt ve di caprio uyumu falan.
Lotr üçlüsü - buna diyecek bir şey yok yani. Her şeyi ile bir şölen.
0
logisticsmanager
(14.10.25)
Cevap vermesi zor ama illa zorlasalar bir şey söyleyeceksin diye, Los Lunes Al Sol ve Baran ilk aklıma gelenler olur. Uyandırdığı duygular açısından ağırlıklı olarak. Teknik yönden çok daha yetkin işler çıkar tabi. Gelmişken çok bilinmeyen Ningen No Joken trilogysini de önereyim, harika filmlerdir her biri.
+1
krang
(14.10.25)
Sürekli kim Leon yazicak diye bakiyorum, yeniliyorum :(
0
🌸abuzer
(14.10.25)
@krang

Javier Bardem'in oyuncu olduğu filmler genelde iyi oluyor ya. Benim de onun filmlerinden seçmem olası ama seçmek çok zor. kategorilere ayırmak lazım :)

Mar Adentro
Biutiful
Dune: Part Two
No Country for Old Men
+1
ermanen
(14.10.25)
Tek cevap zor aslında ama bu soruya genelde Wristcutters: A Love Story diyorum.
0
orta buyuklukte bir ulkenin krali
(14.10.25)
Amelie
Gone with the wind
0
tabudeviren
(14.10.25)
La Historia Oficial
0
konusma ben konusuyorum daha bitirmedim
(14.10.25)
cramer cramer e karşı
0
jamswety
(14.10.25)
lotr ve alien serisi.
0
deartheodosia
(14.10.25)
(29)

Mesainiz kaçtan kaça?

hadi ya la
Soru başlıkta :)
Soru başlıkta :)
0
hadi ya la
(13.10.25)
07.00 15.00 6 gün
0
arbre
(13.10.25)
07:30 - 17:00
0
a perfect lie
(13.10.25)
08:15
11:30 gayriresmi
17:00 resmi
0
artıküyeolmakistiyorum
(13.10.25)
8.30-17.30
0
pembediken
(13.10.25)
09:00 - 17:30
bazen müşteriye göre 15-20dk veya 30dk oynadığı oluyor
0
MtKrt
(13.10.25)
Ders saatine göre değişiyor. Bugün 19:00-23:00 dü, yarın tek dersim var. Para-cokomel eğrisi, ne kadar çok çalışırsam o kadar çok kazanıyorum.

Sabahları gidip bir dershanede mi çalışsam diyorum ama dünyanın en ağır emek sömürüsü dönüyor oralarda da
0
sekizdokuzon
(13.10.25)
istediğim saatte başlayıp bitiriyorum.

genelde 9-5 arası.
0
sir gawain
(13.10.25)
9-6 çalışılıyor şirkette ama ben 10-6 arası ofisteyim genelde. Evdeyken daha erken açıyorum laptop'ı, daha erken kapatıyorum.
0
Bruce
(13.10.25)
09.00-17.00
Ama sevdiğim için uyanık kaldığım saatler boyunca çalışıyorum.
0
rakicandir
(13.10.25)
08.00 - 17.30
Hafta sonu off
0
kafa koparan manyak
(13.10.25)
15:00-22:00
0
ghilleinthemist
(13.10.25)
09.00-18.00
daily 10'da olduğu için çoğu zaman başlangıç 10
0
kornisch
(14.10.25)
07:00-16:00
haftada 4 gün.
0
konusma ben konusuyorum daha bitirmedim
(14.10.25)
günlük mesai sürem normalde 8 saatti ama ekonomik krizden dolayı 7 saate düşürüldü. 45 dk. da öğle arası var. haftada 5 gün.

ne zaman olduğu ise çok ekstrem saatler olmadığı sürece flexible.

eğer uyarsa 07:00-14:45 de yapabilirim, 11:00-18:45 de.

ama toplantılar filan varsa genelde 09:00-16:45 arası.
+1
king lizard
(14.10.25)
Bu kısım ofisin kurallari;
Resmi olarak sabah 9 civarı işte olmam lazım.
12-2 arası öğle arası
Akşam da gene resmi olarak 4 mu 4.30mu ne isteyen çıkabilir. Ha ben 6-7 gibi çıkarim genelde.

Amma lakin harbici esnek çalışma saati var. Isini yaptığın sürece kimse kimsenin ne zaman geldigine gittigine bakmıyor. Misal doktor randevum varsa çıkıp gidiyorum. Sadece sigorta sebebiyle is yerinde olmayacaksam müdüre yazıyorum o kadar. Kart sistemi falan yok.
Onun dışında sözleşme gereği resmi çalışma saatim yok. Günde 20 saat de çalışsam 3 saat de çalışsam aynı parayı alıyorum ve yasal olarak ikisini de yapabilirim.
0
logisticsmanager
(14.10.25)
1. gün 08:00/20:00
2. gün 20:00/00:00>
3. gün <00:00/08:00
4. gün off

5. gün başa dönmüş oluyor. kısaca 12/24/12/48 düzeni diyoruz. sektör havacılık.
0
phoarbix
(14.10.25)
8-17. 8 de işe mi gelinir ............
0
mikahakkinen
(14.10.25)
7:45-17:45
5 gün
0
messina123
(14.10.25)
09.00-18.00 maalesef bıktım artık bu hayattan ag hayatı
0
Hallegadola
(14.10.25)
08.45- 18,45
haftada 5 gün.
0
kumandanim
(14.10.25)
8:30-18:30
cumartesi pazar yok.
0
duyuruuser
(14.10.25)
7-5, 5 Gün.
ev mesaisi var tabi
0
eja
(14.10.25)
Resmiyette 8-5 herhalde ama bölümde kimse 8'de gelmiyor (belki personel hariç). Genelde 9 gibi gelinip 16.30 gibi çıkılıyor. 10'da gelip 16'da çıksan da kimse bi şey demez ki arada yapıyorum. Haftasonu deney falan yoksa gelmiyoruz, nöbet de yok bizim bölümde.
0
nundu
(14.10.25)
hafta içi sadece
10:00
18:00
0
devilone
(14.10.25)
08-16
0
cancoskn
(14.10.25)
Saha görevi yoksa sabah uyanınca başlar, akşam sıkılınca biter :)

Saha görevlerinde uçağa yetişmek için gece 3'te de başlar, akşam 8'de de başlar. Bitişi de genellikle belirsiz.
0
kimlanbu
(14.10.25)
10:00 - 14:00 arasını kapsayacak şekilde istediğim zaman başlayıp bitirebiliyorum. Haftalık 40 saat çalışma süresine göre aylık toplam çalışma saatini tamamlamam yetiyor. Her gün 8 saat çalışmak zorunda değilim ama bir gün 7 çalıştıysam aradaki 1 saat eksiği diğer gün(ler) tamamlamam bekleniyor.

Rutinim 08:00 - 16:30.
Ama toplantım ve işim yoksa 14'ten sonra bilgisayarı kapatsam ve 16:30'a kadar çalıştım desem kimse sorgulamaz.
0
himmet dayi
(14.10.25)
11-19 haftasonu yok. sabah geç gelmek çok güzel, uzun uyumak istersem uyuyabiliyorum. banka - hastane gibi işlerimi halledebiliyorum. gece erken yatmak zorunda kalmıyorum vs.
0
zozjotejmnk
(14.10.25)
7/24

acil durumlarla ilgili bir iş yapıyorum:

1- telefonum 24 saat açık, sesi de açık.
2- ara ara beklenmedik yolculuklar yapıyorum, ne zaman döneceğim belli olmuyor. rekorum 35 gün. plansız bir şekilde evden çıktım, 35 gün sonra eve geri döndüm.
0
co2s2
(14.10.25)
(11)

Fotoğraf çektirdikten sonraki adamın yorumu

hain kostokk
İki kadın arkadaş özel bir etkinlikte fotoğraf çektirmek için orada bulunan bir adama fotoğraf çekme ricasında bulunuyor ve telefonu veriyorlar.Karşıdaki kişi çektikten sonra size bakarak imalı bir şekilde ‘güzel çıktınız’ yorumu yapıyor.Yanınızdaki arkadaş siz olsanız nasıl hissedersiniz? Sizce ada
İki kadın arkadaş özel bir etkinlikte fotoğraf çektirmek için orada bulunan bir adama fotoğraf çekme ricasında bulunuyor ve telefonu veriyorlar.
Karşıdaki kişi çektikten sonra size bakarak imalı bir şekilde ‘güzel çıktınız’ yorumu yapıyor.
Yanınızdaki arkadaş siz olsanız nasıl hissedersiniz? Sizce adamın bu yorumu kaba bir davranış mı?
-2
hain kostokk
(13.10.25)
Ne var bunda?
+4
Kahvedesu
(13.10.25)
@kahve
Bence de bir sorun yoktu ama arkadaşım kendi kendine farklı bir ruh haline büründü. Biraz Tavrı değişince ben de içerledim.
0
🌸hain kostokk
(13.10.25)
taciz edilmiş. normal bir durum yok.
-14
Karim iceride uyuyor ben seni dusunuyorum
(13.10.25)
Nasil bi ima? Fotograf cektikten sonra guzel ciktiniz demek cok normal bir sey. Yersiz ya da taciz degil.
+3
ghilleinthemist
(13.10.25)
Arkadaşın sadece sana güzel denmesine bozulmuştur.
+2
Kahvedesu
(13.10.25)
Oha ya! Bu kadınlar ile muhatap falan olmamak lazım ya. Taciz demişler bir de. Ulan nasıl bi kafa yapısı var bu kadınların?
+4
Cezcez
(13.10.25)
Ya ben neyse sildim... Yoksa 17 yillik duyuru hesabım banlanırdı. Tacizmis, aklima range rover dan laf atılinca tesekkur eden ezik genc kiz geldi.

Birkac kere boyle bir senaryo bana da denk geldi hepsinde de cektikten sonra "Cok guzel ciktiniz" dedim. Neden? Çünkü bu kadın milletinin aklında tek soru var: Acaba nasıl ciktim?

Bu medeni bir iletisimdir, türk kadini bir cogu seyden habersiz oldugu gibi iletisim olayindan da bihaber.

Burda author kardeşimizin seftalü gübün diye baslayan meshur sözünü hatırladım. Demek ben "Cok guzel ciktiniz" derken aslinda karşı taraf bu sözü geciriyormus aklindan. Vay be ne hayvan birisymisim ben. Cok gerildim, elim ayağım titriyor sinirden.
+5
duster
(13.10.25)
Bence kaba degil. İmali sekilde soyledigine gore evlenmek istemis, imasiz duz bi sekilde deseydi takilmak istedigini ifade ederdi. Oyle daha mi hos olurdu? :/
0
sey mi dostum
(14.10.25)
Bir dahakine bok gibi ciktiniz desinler arkadasiniza, olay cözülür.

Insanlar prensesin kölesi degil, gel diyecek gelecek, cek diyecek cekecek, öyle el pence divan duracak, yorum yapmadan cevresinde pervane olacak. Eger toplum icinde birinden bir sey rica ediyorsa iletisim kurmak icin ilk adimi zaten kendisi atiyordur, karsidaki insan da medeni bir sekilde belki kötü bile cikmis olsaniz olumlu bir yorum yapmis. nezaket bunu gerektirir zira.
+1
konusma ben konusuyorum daha bitirmedim
(14.10.25)
not: kadınım.

kaba değil, taciz değil. gayet normal. size güzel denildiği için arkadaşınız kıskanmış.

aslında belki de çoğul konuşmuş ve ikinize de demiş olabilir.

fotoğraf çektikten sonra denir bu laf, gayet normal bence.

adam size yürümüş bile olsa zararsız bir laf, demek ki adamın güzellik algısına siz uymuşsunuz, arkadaşınız uymamış. olabilir böyle şeylere takılmamak lazım. herkesin tipi farklı sonuçta.

eğer ki bu olay çok sık oluyorsa, yani o arkadaşınızla ikiniz beraberken sürekli sadece siz dışarıdan iltifat alıyorsanız, arkadaşınızın artık tepesi atmıştır. o da olabilir.
+1
art cat chocolate
(14.10.25)
fotoyu çeken adam kendince bir iltifat etmiş, belki de flört etmeye çalışıyordu, ya da moda ve kaba tabirle size yürümeye çalışıyordu. adam kendince ince bir şey söylemiş, çok da şey etmemek lazım. alınganlık gibi biraz. Süleyman Demirel ne demişti? meseleleri mesele etmezseniz, ortada mesele kalmaz.
0
co2s2
(14.10.25)
(6)

Haftasonları çalışmalık iş nasıl bulunur.

bigcaptain
herkese selamlar,maddi olarak bir tık zorlandığımız bir dönemden geçiyorum. hali hazırda küçük bir kızımız var eşim onunla ilgilendiği için işi bıraktı ve ödemeye başladığımız bir konut kredisi var. haftasonları boş durmak yerine çalışıp ek gelir elde edebileceğim bir iş arayışındayım. Evden ya da f
herkese selamlar,
maddi olarak bir tık zorlandığımız bir dönemden geçiyorum. hali hazırda küçük bir kızımız var eşim onunla ilgilendiği için işi bıraktı ve ödemeye başladığımız bir konut kredisi var. haftasonları boş durmak yerine çalışıp ek gelir elde edebileceğim bir iş arayışındayım. Evden ya da fiziksel olarak(izmir içinde) sizce bir er kişi ne iş yapabilir önerileri alabilirim.
teşekkürler.
0
bigcaptain
(13.10.25)
egitimlerinizi ve mesleginizi de yazarsaniz daha nokta atis tavsiye verenler cikabilir.
+2
konusma ben konusuyorum daha bitirmedim
(13.10.25)
Kuryelik ve garsonluk diploma istemez. En garanti bunlar işlek bir restoranta ikisini de sorabilirsiniz
+1
artıküyeolmakistiyorum
(13.10.25)
günübirlik işler olabilir mevsiminde düğün salonları fuar vs.
+1
biravekahve
(13.10.25)
hocam çok alakasız gelebilir ama ben ciddi ciddi düşünüyorum. ev boyama işi yani boyacılık.

ev boyama işinde ciddi para var. elimden gelir derseniz eğer bir arkadaş daha bulursanız iki günde iki ev bile bitirebilirsiniz.

sermaye nedir? bir tane merdiven bir tane rulo sapı. öteki malzemelerin hepsi ya kullanılacak ya da kullanılıp atılacak şeyler. boya, fırça, rulo vb
+1
Fodera
(13.10.25)
martı tag olabilir mi?
0
Sadece soruyorum
(14.10.25)
bag bahce isleri. agac budama mesela.
bir tane husqvarna benzinli testere, bir de uzun merdiven alacaksin.
kestigin agaci ayrica parcalayip satabilirsin, istemiyorlarsa..
0
cooperr
(14.10.25)
(8)

Çok terliyorum, ne giymeliyim?

prole
Öncelikle yeni tasarım hayırlı olsun. Arkadaşlar, çok terliyorum. Hadi yazın terlersin, sorun olmaz da kışın da terliyorum. Şu an marmaray'da tshirt ile oturuyorum ve hafif sıcaklanıyorum. Gün içinde pamuklu tshirt üstüne polar outdoor ile dolanayım dedim, 17-18 derecede terledim. Üstümü çıkarınca d
Öncelikle yeni tasarım hayırlı olsun.

Arkadaşlar, çok terliyorum. Hadi yazın terlersin, sorun olmaz da kışın da terliyorum. Şu an marmaray'da tshirt ile oturuyorum ve hafif sıcaklanıyorum. Gün içinde pamuklu tshirt üstüne polar outdoor ile dolanayım dedim, 17-18 derecede terledim. Üstümü çıkarınca da ter üstümde kuruyor ve hasta oluyorum. Senelerdir toplu taşımada ben gömleğimi çıkarıp t-shirt ile kalırken montla bereyle oturanlara bakarım ve görürüm ki bir ben t-shirt ile duruyorum. Evde ofiste idare ediyorum ama iki dakika yürüyüp toplu taşımaya biniyorum, bir kapalı ortama giriyorum, anında hayvan gibi terliyorum. O yüzden de sık sık hasta oluyorum. Ben ne yapayım, ne giyeyim n'olur bir yardım edin.
0
prole
(13.10.25)
tiroide filan bi baktırın. aşırı terlemeye sebep olabilen durumlar var.
+1
elorelia
(13.10.25)
1. vücut isisini regüle eden
2. cabuk kuruyan
3. koku yapmayan
bir seyler giymeniz lazim.
bu da merinos ürünlerdir.
en iyi outdoor ürünler hep merinos ile yapilir. yaz icin "light" sembolü görebilirsiniz bazen üstlerinde ya da kis icin "extra warm".
tavsiyem, kendinize ilk etapta bir tane merinos tshirt alin. pahali olduklari icin bulk olarak olmayin hemen, önce bir tane ile deneyip görün. belki sorun giydikleriniz degil, hormonlarinizdir.
aldiginiz ürünleri yün deterjani ile yünlüler programinda ve mümkünse en az sekilde yikayin. yün, özelligini kaybetmemesi icin cok yikanmamali, kesinlikle makinede ya da elde sikilmamali. en iyi temizligi kis aylarinda eksi derecelerde gece disarida 6-8 saat boyunca havlu üstüne koyarak, özellikle sisli havalarda üstüne az cig yagdirarak yaparsiniz. yazin ise sabahin ilk günesinde 1-2 saat havalandirarak.
bir süre kullanimdan sonra merinos yagini kaybedebilir, bu durumda lanolin ile yeniden yaglandirabilirsiniz. ona ihtiyac olursa mesaj atin zamani gelince, anlatirim.

stoic, dilling, smartwool, icebreaker, ortovox, duckworth, simply merino, devold aklima ilk etapta gelen güzel markalar. sahsen hepsini memnuniyetle 15+ senedir kullaniyorum.
ugrastirir gibi görünüyor ama sik yikanmayacagi icin basedilir. üstelik gercekten yaz kis giyilirler.
+1
konusma ben konusuyorum daha bitirmedim
(13.10.25)
Aşırı terlemek bazen hormonal bir problem olabildiği gibi yetersiz sıvı tüketiminden de oluyor. İnsan bedenini bu konuda araba misali düşünebilirsiniz. Motorun ısısının korunmasını sağlayan yegane şeylerden bi tanesi su. Eksik alınımında da insan bedeni sıcaklığını ayarlayamıyor
0
mermaidd
(13.10.25)
asiri terleme bazi hormonel problemlerin habercisidir. ihmak etmeyin once doktora gidin, batakligi kurutun yani
0
oscar
(13.10.25)
benim soğuk havalar için bir önerim var. thermoformun ince içlikleri var. tam olarak hangi modeli bilmiyorum ama bunu direkt vücut üzerine giydiğinizde. terlediğiniz an vücut terini thermoform içliğin üzerine çıkartıyor. hem konforunuz artıyor hem de soğuk havalarda kat kat giyinmemek durumunda kalıyorsunuz.
0
Fodera
(13.10.25)
Koltuk altı pedleri var denemek istersen. Öncelikle tahlilleri yaptırmalı
0
pembediken
(13.10.25)
%100 pamuk en mantıklısı yine, en azından polyester ve akrilik içeren ürünler gibi koku yapmıyor. Aşırı terleme için doktorlar genelde herhangi bir sebep bulamıyor. Burundan alınan nefes vücut ısısını daha iyi regüle ediyor, ağız yoğunluklu nefes alıyorsanız buna dikkat edebilirsiniz. Anksiyete varsa bu da ciddi anlamda aşırı terleme yapıyor.
0
thor44
(14.10.25)
100% pamuk giyilebilecek en kötü ürünlerdür terleyenler icin. Hem vücudu sürekli isitir, hem koku yapar, hem de kurumadigi icin terleyen kisiyi üsütür ve hasta eder.
Terleyen kisi merinos giymelidir, sebeplerini de yukarida yazdim. Vücut isisini regüle eder, yazin serin kisin sicak tutar ve cabuk kurur. Üstelik koku yapmaz. Adam zaten pamuklu giydigi icin bu sikintilari var ve bu soruyu acma ihtiyaci duymus.
0
konusma ben konusuyorum daha bitirmedim
(14.10.25)
(14)

Ne tür duyurulara/sorulara artı veya eksi verirsiniz?

ermanen
Biliyorsunuz ki ekşi duyuru'da, sorulara ve cevaplara oylama, artı (upvote) ve eksi (downvote) verme özelliği geldi. https://www.eksiduyuru.com/duyuru/1613692/oy-sistemi-kullanim-kilavuzusorulara artı pek veren yok gibi şimdilik. bazı aşk meşk, güzin abla veya anketimsi soruların baya eksi aldığını
Biliyorsunuz ki ekşi duyuru'da, sorulara ve cevaplara oylama, artı (upvote) ve eksi (downvote) verme özelliği geldi.
www.eksiduyuru.com

sorulara artı pek veren yok gibi şimdilik. bazı aşk meşk, güzin abla veya anketimsi soruların baya eksi aldığını gördüm. bunların içeriği de önemli olur tabii ki. sanırım daha ilginç veya bilgi alma/verme ile ilgili sorular daha çok artı alır gibi.

siz hangi sorulara artı veya eksi verirsiniz? neler artı veya eksi hakediyor?
sorulmuş veya sorulabilecek örnek soru da verebilirsiniz.

çok da şeyimde değil diye düşünen de olur tabii, daha önemli olan yardımcı olmak da, ama sonuçta bu özellik geldi ve kullanacağız.

edit: bütün cevaplara artı verdim :)
0
ermanen
(13.10.25)
Eksi vermedim daha, eksi vereceklerimi engelledim. Samimi, doğru şeyler yazanlara artı veriyorum.
0
sekizdokuzon
(13.10.25)
Insanın düşüncesine göre değil yazdığı içeriğin soruya cevap veya konuşmaya bir şey katıp katmamasina göre + veririm. Kisisel saldırı direkt - mesela.
+2
compumaster
(13.10.25)
Abi bu sitenin kullanıcılarına her şey çok. Compumaster eline sağlık kaç gün uğraşmış yapmış, 1 saniyede kötüye kullanmaya başladılar. Kız mesela soru sormuş. Özel hayatıyla ilgili bir soru. 27 eksi oy almış. Bu ne şimdi. Hangi kriterle açıklanabilir bu. Tamam ben de eleştiri yapıyorum da gidip eksi vermiyorum.

Bu sitede sevip sevmemeye göre oy veriliyor. Bundan fazlası da beklenmezdi zaten. Toksik çünkü. Benim kriterim mantıklı, akıl işi yorum olması artı oy için.
0
arbre
(13.10.25)
@arbre

Sanırım aşk meşk soru türüyle de ilgili o. çünkü yoruma ve cıvıtmaya açık sonuçta.
soruş tarzı da önemli. bazıları yeterli ayrıntı olmadan ve samimiyetsiz soruyor, ve üstüne yorum da beğenmiyor. aynı tarz sorular da çok olabiliyor. böyle soruları sevmeyen çok sanırım, ama bu tür sorular da yorum sorusu olduğu için en çok cevap alanlardan. iki ucu pis değnek misali.
+1
🌸ermanen
(13.10.25)
Uygulamada eksi oy verme seçeneği varsa Seri Eksi Iy Veren İbne'nin gelmesi de kaçınılmaz oluyor bir de.
+4
kizil karga
(13.10.25)
cevapların artı eksi alması umurumda değil ve bu butonları henüz kullanmadım. muhtemelen kullanmam da. bana biraz old school internet alışkanlığı gibi geliyor artık bu artı eksi verme işleri.
+4
sir gawain
(13.10.25)
Katıldığım ya da bilgilendirici olan duyuru ve cevaplara artı verdim. Her türlü kötü davranış için eksi verdim. Konuyla alakasız konuşmaya değil ama hatalı cevaba verebilirim belki. Henüz girmedim o konuya.

Zaten toplam 10-15 oy verdim sanırım. Cevapları oylara göre sıralama seçeneği olsaydı "cevap bu" butonundan daha faydalı olurdu tabii ki. Anket olmayan sorudali 17 cevap arasından cevaba ulaşmak isteyince kolay olurdu.
+2
nawar
(13.10.25)
henüz cok kullanamadim oylama özelligini, birkac oy verdim ama daha ziyade impulse oylama seklindeydi. yasli amcalarin "aa tus, basayim bakayim calisiyor mu?" mantiginda bir oylamaydi. zamanla kafamda bir cerceveye sokarim. muhtemelen kadin düsmani, hayvan düsmani, hakaret icerikli, duyurusundan/cevabindan kiroluk sacilan kisiler haric eksi vermem diye düsünüyorum. benimle farkli fikirde olanlara eksi vermem mesela.
0
konusma ben konusuyorum daha bitirmedim
(13.10.25)
@yazar yazmaz yazan yazar

normalde kavram ordan geldiği için. compu da oylama açıklamasında ingilizce terimleri kullanmış. teknik terimlerde olabiliyor ve UI terimleri böyle. tam anlaşılsın diye eklemek istedim.

eksi verecek kadar sorun teşkil etmesi ilginçmiş ama canın sağolsun :)
0
🌸ermanen
(13.10.25)
Vereceğim cevap verilmişse ve üstüne ekleyeceğim bir şey yoksa ya da benim vereceğim cevap olmasa bile beğendiğim bir yorum/cevap geldiyse artıya basıyorum.

Verilen cevabın yanlış olduğunu düşünüyorsam veya aşırı düşük IQ içeren bir soru/cevap görürsem eksiye basıyorum.
+4
himmet dayi
(13.10.25)
Ayni fikirde olduklarim direkt artı

Bilimsizligi yayma komitesinin cevaplarina eksi
0
abuzer
(13.10.25)
Argo, kaba ve küfür içerikli söz kullanımı, bozuk Türkçe ve Türkçeyi dejenere etme etkili yabancı kelime kullanımına eksi vermeyi düşünmekteyim.

Soru soranın kafasında soru işareti kalmayacak şekilde verilmiş dört dörtlük cevaba da artı veririm.

Yeni bir şey öğrenmemi sağlayan sorulara artı, can sıkıntısından sorulmuş sorulara eksi veririm muhtemelen.

Belirli bir konunun fanatiği olmuş ve her metni o konuyla ilgili mağduriyet çıkarabilir miyim önyargısıyla okuyanlara da kesinlikle eksi veririm.
+1
Mirket
(13.10.25)
Yeni temayi ve ozellikleri baya begendim. Tekrar yazmaya basladim hatta :d

+layip -liyorum da denk geldikce
+1
fakyoras
(13.10.25)
Çok faydalı bulduğum yanıtlara +, bariz şekilde zararlı veya kesin emin olduğum şekilde yanlış bilgi içeren yanıtlara - veriyorum.
Onun dışında yersiz bir şekilde eksilenmiş veya artılanmış duyuru ya da yanıt varsa tersine oy verdiğim oluyor. Mesela bu duyuruyu açtığımda duyuru skoru -1 di. Ne alaka diyip bastım + yı
+1
mikro patlama
(13.10.25)
(18)

nerelerde asla araba süremezsiniz?

i'm gonna start a revolution from my bed
az yoğunluğu olan şehir içlerinde bile aşşırı panik oluyorum, tek yollarda birde. ya da soruyu şöyle düzelteyim en zorlandığınız yerler.
az yoğunluğu olan şehir içlerinde bile aşşırı panik oluyorum, tek yollarda birde. ya da soruyu şöyle düzelteyim en zorlandığınız yerler.
+1
i'm gonna start a revolution from my bed
(13.10.25)
arabanın gidebildiği her yerde sürerim.
0
gercekdunya
(13.10.25)
İstanbul ve genel olarak türkiye. Yollar dar, sokağa atlayan insan çok, belediyecilik ve iklim kötü.
0
Karim iceride uyuyor ben seni dusunuyorum
(13.10.25)
Şarampole yuvarlanma ihtimalimin olduğu tüm yollar.
Virajlı tali yollar.
0
auroraaurora
(13.10.25)
Her yerde sürerim sürdümde ama sevmediğim yerler dar olup karşıdan kamyon falan gelip teğet geçtiğimiz yerler
0
basond
(13.10.25)
Asla araba süremediğim yer yok. Belki Tahran gibi yerlere alışması 1-2 hafta sürer. Yurt dışı sağdan/soldan direksiyonlu ülkelerde de kullandım. NY, LA gibi metropollerde de, ehliyet kasaptan alınan arap ülkelerinde de...

Altımdaki araç, yolun fiziksel ve coğrafi koşullarına uygun bir araçsa, her yerde kullanırım. Düzenli ve korkmadan araba kullanınca, kısa sürede adapte oluyorsunuz.

İlk 2-3 yıl /50bin km acemilik olabilir. Araba kullanmak roket bilimi değil. Sınırları kesin bir pratik.

Trafikte sevmediğim şeyler çok. Kural bilmeyen/takmayanlar, sağdan soldan çıkan motosikletler, kavşağı boş bırakmayı akıl etmeyenler, dar yerlerde geçmekten korkanlar, yaya geçidinde durmayanlar, kış lastiği gereken zamanda takmayanlar, magandalar, yoğun saatler vs...

Edit: Kiralık yahut emanet araç kullanıyorsam huzursuz oluyorum çok.
0
yadigar
(13.10.25)
Dümdüz gideceksem her yerde sürerim, hahah sürdüm de, kağıthanenin arka sokakları gibi hem bayır hem tek yön dar yerlerden hoşlanmıyorum tabii, stress olurum ama sürerim,
Dar ve onü uçurum gibi yerlerde dönmeye çalışmak berbat, orada arabayı bırakırım, sürmem.
0
a perfect lie
(13.10.25)
her yerde kullanırım +1 ama istanbul’da trafikli yerlere gitmektense toplu taşıma ya da yürüyebiliyorsam yürürüm. trafik kilit konumlar beni çok geriyor.
0
deartheodosia
(13.10.25)
hollanda ve isvicre bana cok karisik geldi trafik kurallari ogrenmek lazim, ceza da ceza ama. suremem demiyorum ama sikintiya sokan yer kagithane gibi yerlerden nefret, hele zemin islaksa. cogu sebep arac kaynakli oluyor kar yagiyor ama kis lastigi yok gibi, ikincisi tek serit ama cift yon yollar. beni son zamanlarda geren bi mevzu var o da gece suruculeri, ucmalari, sahildeki yarislar bir de ustune kazalari gordukce
0
ala09
(13.10.25)
en zorlandığım gece sürmek tabii ki ve genelde gece sürmemeye çalışıyorum. gece karşıdan gelen farlar çok rahatsız ediyor. ışığın az olduğu yollar da cabası. zifiri karanlık yolda da mecburiyetten sürmüşlüğüm oldu. uzun otoban yolculuklarına da sabahın köründen başlıyorum o yüzden, yolculuk en geç günbatımına kadar olsun diye. ıssız yerler de tedirgin edici olabiliyor.

bir de çok bozuk yollara girmemeye çalışırım.

detroit şehrinde de mecburiyetten araba sürmüşüm zamanında, kabus gibiydi. google maps bile ters yola girdirdi beni. kanada kurallarından sonra çok farklı gelmişti. bir de abd'de eyalete göre bazı şeyler değişebiliyor heralde. yani farklı ülke ve şehirlerde zorlanmak mümkün. trafiğin bize göre ters olduğu ülkeler de var, ingiltere, kıbrıs, hindistan gibi.
+1
ermanen
(13.10.25)
türkiye'de. süremem cünkü. ehliyeti yurtdisinda aldim. türkiye'ye geldigimde hatasiz süren adam görmedim. trafik kurallari da bir garip. 82 diye hiz siniri var. tolerans limiti icin hesap makinesi cikarman gerekiyor.
0
konusma ben konusuyorum daha bitirmedim
(13.10.25)
Çok turistik yerlere asla arabayla girmem. Keşmekeş ve kaotik yerlere toplu taşımayla gitme taraftarıyım

Dik yokuşlardan nefret ederim, ehliyeti yeni aldığımda yağmurlu bir İstanbul gününde bebek yokuşunda trafikte kaldım elim el freninde yarım saat ecel terleri döktüm. Travmam var
+1
kullanicadi
(13.10.25)
düz vitesle trafiğe girmek istemem, işlenceye dönüyor. yoksa her türlü her yerde kullanırım.
0
co2s2
(13.10.25)
süremem değil de sürmek istemem dediklerim: dar sokaklar, aşırı yokuşlu yollar, tek gidiş gelişli virajlı şehirlerarası yollar.
0
inheritance
(13.10.25)
avrupa’nın birçok ülkesinde sürdüm, hala sürüyorum. araba sürmek kolay.

amerika’da doğu yakasında sürdüm. üstelik minivan gibi aşırı büyük ve hantal bir araç. aşırı kolay.

türkiye daha zor, özellikle istanbul ama yine de çok zor diyemem.

hiç gitmedim ama muhtemelen pakistan, hindistan, bangladeş gibi kuralın olmadığı ve yolların tuktuk’la dolu olduğu yerlerde alışması zor olur gibi düşünüyorum.

ha bir de gece karanlıkta dağ yolları, uçurum kenarları vs. sıkıntılı olabilir. sürmem zaten.
0
sir gawain
(13.10.25)
her yerde sürerim de yabancı olduğum gelişli gidişli yollarda sürmeyi pek sevmiyorum. özellikle geceleri.
0
lazpalle
(13.10.25)
Bayrampaşa sokakları.
0
baldan kaymak
(13.10.25)
Cin'den Fransa'ya bircok ulkede surdum. En zoru sanirim zamaninda Irak'ta trafik kurallari yokken zirhli land cruiser suruyordum. Belli bir kural olmadigi icin araclar, sag/sol farketmeden bos bulduklari her yerden size dogru gelebiliyorlardi. Kimsenin o zamanlarda ehliyeti oldugunu da sanmiyorum. Yine Irak'ta kum firtinasinda arac surdum. Bildigin gormeden ilerliyorsun. Ondeki aracin dortlulerini cok az gorup, tamamen kaybettigini dusun. Bu da cok zordu.

Hava olaylarini takip etmeden arac surmem bundan sonra.

2 yil once Tr'de tatildeydim. Tatil donusu Istanbul'a donerken. Sakarya nasil bir yermis bir bakalim dedik. Donel kavsaklari cok kotu kullanan, en sabirsiz, cok gereksiz korna calan surucu grubu gormedim.

Bunun disinda Kanada'da Quebec'te bir indian reserve'den bir tanidik yardimiyla vergisiz araba dolusu icki aldim. Taa Prens Edward Adasina arkadasin dugunune goturecegim. Hava durumuna hep bakarim ama yolda oldugum icin bakamadim. Donuste kar firtinasina yakalandim. Aracim o zaman Toyota Tundra. V8 motor. 5.7 litre. Yeni Nokian kar lastikleri var uzerinde. Kasa da icki dolu. Agirlik da var yani. Bundan daha iyi bir arac lastik kombinasyonu dunyada yoktur diye dusundum. 4x4 aldim. Yolda tampona kadar kar birikti. Biraz tedirgin olsam da devam ettim. Hani Star Trek'de uzay gemisi isik hizina ciktiginda geminin sagindan solundan kayan isinlar gorunurdu ya. Aynen tek gorebildigim buydu. encrypted-tbn0.gstatic.com Bu da cok zor bir arac kullanma tecrubesiydi.
+2
thetruenorthstrongandfree1
(13.10.25)
asla surmem demem hicbir yer icin.
denemedim ama trafigin ve direksiyonun ters tarafta oldugu (i.e. ingiltere) ulkeler beni tedirgin ediyor.
0
cooperr
(16.10.25)
(21)

Çocuk büyütmek gerçekten böyle mi?

silverleaf
Haftasonu bir misafirim vardı çocuklu aile. 15 aylık bir çocukları var. Çocuk yürüyor, oynuyor, neşesi keyfi yerinde. Ama sabah evden çıkmaları çıkmaya niyet ettikten sonra en az 3 saat. Akşam yemek yemeleri minimum 3 saat daha. Yemekleri ben yapıyorum, sofrayı ben kuruyorum, ben kaldırıyorum, onlar
Haftasonu bir misafirim vardı çocuklu aile. 15 aylık bir çocukları var. Çocuk yürüyor, oynuyor, neşesi keyfi yerinde. Ama sabah evden çıkmaları çıkmaya niyet ettikten sonra en az 3 saat. Akşam yemek yemeleri minimum 3 saat daha. Yemekleri ben yapıyorum, sofrayı ben kuruyorum, ben kaldırıyorum, onlar sadece kendileri ve çocuğu yediriyor. Çocuk sahibi olmak cidden böyle bir şeyse hayata dair tüm beklentilerimi sorgulamak istiyorum...
+1
silverleaf
(13.10.25)
Aile gevşek . Bu çocuk zaman ve nasıl uyuyor? kısmına daha gelmedik
Kimi ailelere bakın. onlar da farkında değiller belki ama çocukları onları yönetir. Onlar da bunu çocuk
büyütmek zanneder.
-2
diyecevaplandı
(13.10.25)
Tarlada çalışırken doğum sancısı başlayan, Sonra bebek ağaç gölgesinde uyurken tarladadaki işine devam eden kadının üçüncü kuşak torunu bu hale geldi.

Çocuk merkezli yaşayan bir garip aile modeli gelişti ülkede. O modeldir onlar. Hiç öyle bir şey yok yani.

3 saatte, beş dakikaya sığdırılamayacak ne yapıyorlar ki evden çıkarken.
-6
Mirket
(13.10.25)
Tamamen kisilere ve cocuga bagli. Ilk oglumuzu araba koltuguna oturtmak bile kucuk bir meydan muharebesi gibiydi. Adamin karakteri boyle, zor bir cocuk ve hala oyle. Daha sonra iki oglumuz daha oldu. Bunlari torbaya koyup sokaga cikarim, sikinti olmaz.
+4
quaker
(13.10.25)
bir söz var ya “en iyi anne anne olmamış annedir” gibi. katılıyorum. en iyi anne ve babalar çocukları olmayan kimseler ki akıl vermekte çok iyiler :,)

15 aylık bir çocuk hala bakıma muhtaç. zamanla anne ve baba (daha çok anne tabii) kendisine vakit ayırabilmeyi başaracak ve çocuk (bebek) hayatlarına bu kadar hakim olmayacak. ama bu yaşlarda genellikle böyle, evet.

bizim anne babalarımız bizi çok rahat yetiştirmiş gibi hissediyorum ben ayrıca, şimdiki nesilde çocuk merkezli oluyor her şey. ben de isterdim çocuğum benim programıma uysun falan ama öyle olmuyor işte. aklı ermeye başlayınca daha kolaylaşıyor bazı şeyler.
+1
deartheodosia
(13.10.25)
soruyu ben tam anlayamadım. misafir size yardım etmedi diye takıldıysanız zaten olması gereken bu değil mi?

onun dışında 15 aylık bi çocuk varsa hayatın onun etrafında dönmesi normal o aile için.

3 saat derken abartı olduğunu düşünüyorum. zaten bir yetişkinin ceketini alıp evden çıkması ile 15 aylık bi çocuğun evden çıkması için gereken hazırlık tabi ki aynı olamaz.

bence çocuğu olmayan insanlar çocuklu durumlar için yorum yapmasınlar.
0
elorelia
(13.10.25)
benim 75 yasinda kayinpederime, "cocuk gece teroru yasiyor, pek iyi durumda degiliz" dedigimizde, "ne olacak kabus goruyo iste, abartiyosunuz" demisti.
bizde misafir olduklari bir gece, gece terorune kendisi denk geldi, gozunu cikartacakti cocuk, odasina kacti pitir pitir koca adam.

baskasinin yasadigini yasamadan, o yasanan hakkinda gazel okumak kolay gelebilir de, genelde pek tutmaz. ben de yaptim cocugum olmadan once, yedik bi bok.
+5
quaker
(13.10.25)
benim de çok sevdiğim arkadaşlarım çocukları ile bu durumda. ve ne yazık ki buna kendilerinin sebep olduğunu düşünüyorum. onlar o tablonun içinde en doğrusunu yaptıklarını düşünüyorlardır ki öyledir de ama ben dışardan bakınca hatalar görüyorum.

anneler ve babalar tabii ki siz bizi anlayamazsınız, çocuğunuz yoksa yorum da yapmayın demişler ama bir çocuğun 3 saat yemek yemesini beklemek, ikna etme çabaları, gerginlikler filan bence normal ve doğru davranış olamaz. Çok üzgünüm. bu örnekte 15 ay kucuk ama benim arkadaşlarımda bu yıllarca sürdü. Evlerine gitmek sırf bu yemek ve dışarı çıkma mevzularından beni çok daraltıyordu ki hala böyleler :(

bence duyuru sahibi de yemeği kendi hazırlaması toplaması kısmını 3 saat süren bu yemek sürecine dahil değil diye belirtmek için söylemiş. Arkadaşından bunu beklediği için değil de.

ben bu arkadaşımı bu yemek konusunda sorgulayıp ara ara eleştiriyorum. bunları yemezse hasta olur yine biz uğraşırız vesaire diyor ama her gün en az 2 saat süren yemek krizini yaşamak hasta olmasındansa tercih edilecek bir şey değil bana göre.
-2
a perfect lie
(13.10.25)
3 saat olmasada vakit alıyor doğru
+1
basond
(13.10.25)
Öncelikle çocuğu olmadan buraya yazan arkadaşlar buraya yazdıklarını eğer çocukları olursa; ondan sonra bir daha okusunlar. 3 saat 5 saat 5 dk on dk. Çocuk sahibi olmak dünyanın en zor işi. çocuk olana kadar, ne kadar özgür olduğunu anlamak dünyanın en acı şeylerinden. çocuğum olmadan önce çocuklu ailelere kızar laf ederdim. olunca anladım ki çok zor amkkkk.

3 saat veya 5 saat olması ailenin düzenine bağlı bir şey. artık çocuklar aileleri yönetir durumda.

ben er kişiyim, eşim ve benden başka çocuk bakımına yardımcı olan herhangi bir kimse yok. kendime dair bir hayatım kalmadı. eşimi zaten düşünemiyorum. gerçekten bilinçli ebeveyn olmak zor.
+2
mikahakkinen
(13.10.25)
@a perfect lie beni çok iyi anlamış. derdim tabii ki bana yardım edilmemesi değil, durumu canlandırmak için yazdım ama yanlış anlaşılmış. Konu bir yemek yeme + yedirme sürecinin 3 saat sürmesinin normal olup olmaması. Aynı şey sabah hazırlanmak için de geçerli. 3 saat de hazırlanma süreci. Beraber etkinlik yapmak o kadar imkansız ki, hadi gidelim diyorlar tamam diyorum 3 saat geçiyor. Bireysel olarak onlara yardım edebileceğim her işi yapıyorum etraflarında ama yine de 3 saat.
+1
🌸silverleaf
(13.10.25)
3 saat çok fazla ama çocuğuna göre değişir, 5 yaş çocukla 45 dk falan alıyor benim oyuncaklarını toplayıp (bazılarını hala yanımızda gittiğimiz yere taşıyoruz işte bilinçsiz anne örneği ben) ve havaya göre giydirmekle, nereye gideceğimizi açıklamakla falan. yemek yemesi yarım saat gibi.
+1
deartheodosia
(13.10.25)
mecazen mi 3 saat dedin çok anlamadım ama gerçekten soruyorsan 3 saat çok abartılı. 14 aylık bebeğim var genelde gideceğimiz yerlere hesaplanan vakitten 20 dk sonra varırız. niye hep 20 dk geç kalıyoruz anlamıyorum ama genelde çocuk yürümek istiyor kucakta durmuyor filan yavaş yürüyor ondan kaynaklı sanırım.

yemek yedirmek ve kendimizin yemesi de max yarım saat olur, 3 saat kraliyet yemeği mi yiyorlar :D
+2
Gradient_tabanlı_mor
(13.10.25)
aynısı durumu bizde de hala var, yani illallah ettiriyor, değişiklik filan istemiyorlar, biraz rutin çocuklara iyi geliyor. anne baba çalışıyorsa o yaşta kendi kurdukları oyunları oynamak istiyorlar, mesela dışarı çıkacaksak kuaför oluyoruz, pantolon giydirme makinesi oluyoruz bunları öğrendikçe 1 saat altına indik, tabi bizim hazırlanma sürecimiz de var.

yemek konusu ise şöyle, biz bir şeyler hazırlayıp arabada yemesini istiyoruz, sabah okula giderken kahvaltısı da öyle elinde çerezi, dışarı bakarak yiyor arabada, yemek yemesini beklemek de yanlış, zaten ben evde bakarken doğrudan kahvaltı hazırlamam, önce dışarı çıkarız, parkta acıktırır öyle kahvaltı kurarım.
0
hoot
(13.10.25)
mecazen 3 saat kullanılmış. kimse 3 saat çocuğa yemek yedirmeye çalışmaz.

ama dışarı çıkma konusu 3 saat alabilir.
altını değiştir.
yemek yedir.
bebek bakım çantası hazırla
dışarısı için hazırda mama yoksa onları yap.
bebeğin üzerini değiştir.
kendin tuvalete git
kendin hazırlan.
bu sırada bebek tekrar kaka yapmış mı diye kontrol et.
arabayı al kapının önüne getir.
+1
duyuruuser
(13.10.25)
ben eli yavas insana asiri kuruluyorum. böyle hadi dedikten sonra 3 saat evden cikamayan kisiler gercekten ömür törpüsü.
benim kayinvalidem öyle ve üc saati gercekten mecazen kullanip söylemiyorum. yani gercekten üc saat. benim uzun süre tolere edebilecegim bir sey degil.
bir yere gidilecek, kiyafeti giyiyor cikariyor, baska kiyafeti giyiyor cikariyor, baska kiyafeti... inanilmaz bir kararsizlik icinde. bu böyle on kere tekrar ediyor. banyo yapip cikmasi tam tamina 2 saat. millet onu beklerken altina isiyor. baska insanlar da var orada, en az 5-6 kisi, onlar da giyinecek, hazirlanacak, yikanip yumulacak degil mi? benim hayatimindan sen her gün nasil o kadar vakit calarsin ya? mecbur mu herkes seni beklemeye? cok cok cok düsüncesiz bir hareket. üc saat yemin ederim size mecazen ya da abarti degil, dosdogru. benim tahammülüm ilk gün sonunda sahiden bitiyor. kadinin yürümesi bile uyusuk uyusuk ya. bir km yolu 30 dkda yürüyemiyoruz ve hayir, yürüyemedigi icin degil, uyusukluktan amk.

bir senesi babamin kuzenine gitmistik izmir'e. hani bazilari ile dalga gecerler, yürürken sakiz cigneyemez diye. iste babamin kuzeni onun konusurken baska is yapamaz versiyonu ve inanilmaz geveze. hem kel hem fodul yani. köfte yapmaya basladi, aciz, yoldan gelmisiz. bir tane köfteyi avcunda sekilliyor, duruyor car car car arada 2 dk bir sey anlatiyor. diger köfteyi sekilliyor, duruyor car car car arada bir sey anlatiyor... her köfte arasina 2-3 dk laf molasi koyuyor. bir kilo kiymadan köfteyi yapmasi 2 saat sürdü.

hayir, cocuk büyütmek böyle bir sey degil. bu tamamen kisinin eli ne kadar agirsa o kadar basa gelir bir durum. allah sabir versin, ben bu insanlarin cok yaninda olsaydim kafayi siyirirdim. allahtan kayinvalideme uzak yasiyoruz. evliligimin en büyük sinavlarindan kendisi.
+1
konusma ben konusuyorum daha bitirmedim
(13.10.25)
"Tarlada doğum sancısı tutan kadın" diyen arkadaşa çok katılıyorum. aynen kardeşim tarlada bebeğe bakmayıp işine devam ettiğinde bebeğin ve annenin fiziksel ve psikolojik sağlığında bir sorun olmuyordu. Ölüm oranları çok düşüktü bizim nenelerimiz zamanında, hele psikolojileri çok iyiydi kesinlikle damızlık gibi doğum yapıp bebeklerinin yarısı ölen ve kalan bebekleriyle bağ kuramayan nenelerimizin.
Onu da geçtim, kadının ne haddineymiş konforlu ve hijyenik ortamda bebeğe bakmak? Bu ne şımarıklık? Lütfen sevgili kadınlar, tıpkı nenelerimiz gibi yaşayın. Bir de utanmadan hayatınızdaki önceliği bebeğinize veriyorsunuz yahu! Mesela tek kullanımlık bezler de almayın, kakalı bezleri yıkayın çünkü nenelerimiz böyle yapıyordu biliyorsunuz ki. Allah allah ya!
+4
mor bembombom
(13.10.25)
Bir uçtan diğer uca fazla hızlı savrulduğumuzu anlatmak için verdiğim örnekten mağduriyet devşiren kronik mağdur arkadaşım,
Ne soruda ve ne de verdiğim cevapta aile yapısı içinde belirli bir cinse özel bir eleştri yoktur. 3 kuşak öncesindeki durumun doğru olduğuna dair de bir sözüm yoktur. Benim sözüm çocukerkil aile düzeninin abukluğunadır.
Yazdıklarım o gözle oku. Ya da okuma. Mağduriyetini doya doya yaşa. Sen bilirsin.
Bu arada mor kurdelalı bir eyleme katılırsan çağır ben de gelirim. Ama 7*24 dünyaya o gözle bakma. Mutlu olamazsın.
-2
Mirket
(13.10.25)
mor bembombom +1
tarladaki nenelerimiz örneği beni de çok rahatsız ediyor her defasında duyduğumda. dünyaya getirdikleri çocukların yarısı vefat ediyormuş zaten. yazık o kadıncağızlara. ve hala sömürülüyorlar emekleriyle.
0
deartheodosia
(13.10.25)
bazı insanların götü ağır çocuktan bağımsız olarak. bence çocukla alakalı bir durum yok. ebeveynlerin karakteriyle alakalı bir durum.
0
Hallegadola
(13.10.25)
Bazı insanların zaman algısı ve zamanı kullanma hızı çok tuhaf, çok yavaş olabiliyor. Annem de öyledir, onun sağlık sorunları da var ama öteden beridir annemin dikkati çok dağınık olduğundan bir işi yapana kadar saatler geçebilir evet. Olabilir, yapı.
0
muhayyer divan
(13.10.25)
İnsanlar abarttığımı düşünmüşler doğal olarak ama değil, maalesef. Neyse ki bu gözlemi yapan sadece ben değilmişim.
+3
🌸silverleaf
(13.10.25)
(5)

kakaolu kek tarifi

tabudeviren
kendi yaptığınız veya internetten bulduğunuz ve denediğiniz bir kakaolu kek tarifi paylaşır mısınız?tariften beklentim:• full kakaolu olacak, öyle alacalı bulacalı bir kısmı kakaolu olmayacak.• hafif nemli olsun. çok kuru istemiyorum.yıllar önce yaptığım pizza denemesi haricinde elim hamurişine değm
kendi yaptığınız veya internetten bulduğunuz ve denediğiniz bir kakaolu kek tarifi paylaşır mısınız?

tariften beklentim:

• full kakaolu olacak, öyle alacalı bulacalı bir kısmı kakaolu olmayacak.
• hafif nemli olsun. çok kuru istemiyorum.

yıllar önce yaptığım pizza denemesi haricinde elim hamurişine değmedi. ona göre pliz :)
0
tabudeviren
(12.10.25)
ben bengi kurtcebe'nin browni tarifini seviyorum. youtu.be
0
konusma ben konusuyorum daha bitirmedim
(12.10.25)
Anne keki:

2 yumurta
1 çay bardağı şeker
1 paket vanilya
1 paket kabartma tozu
1 çay bardağı süt
1 çay bardağı sıvı yağ
2 çay bardağı un
Yapılışı:
Yumurta ve şekeri çırp.
Ardından vanilya, kabartma tozu, süt, sıvı yağ ve unu ekleyip tekrar çırp.
Kakaoya bir çorba kaşığı kadar süt ekleyip karıştır, ardından hamura ilave et.
Keki pişireceğin kabı yağla ve unla. Hamuru kaba al.
Fırını önceden ısıtmıyoruz.
0
auroraaurora
(12.10.25)
@auroraaurora

önceden ısıtmıyoruz ama sıcaklığı kaç derece olması lazım ve tahmini ne kadar zaman kalması lazım?
0
🌸tabudeviren
(12.10.25)
180 derece. Bıçakla bakacaksınız, aşağı yukarı 35 dakikada oluyor. Çok kolay, ben bile becerdim zamanından çıkarmayı. :)
0
auroraaurora
(12.10.25)
bir yumurta
2-3 yemek kaşığı (damak tadına göre) kakao
orta boy iki muz
2 tatlı kaşığı fıstık ezmesi
yarım paket kabartma tozu

bunu rondodan geçiriyorsunuz pürüzsüz olana kadar. sonra fırında 20 dk civarı pişiriyorsunuz, fırına ya da göre değişebiliyor. dediğiniz gibi içi nemli, şekerden baymayan, yumuşacık bir kek oluyor.
0
elorelia
(13.10.25)
(6)

Taninmis pedofili yazar

konusma ben konusuyorum daha bitirmedim
yasadigimiz köy/kasabada bir binada ünlü bir avusturyali yazar yasamis bir süre. adamin orada yasadigini belirtmek icin bir ani tabelasi koymuslar. ama bu adam bilinen bir pedofili. tabelada bundan hic bahsedilmemis. mesela viyada bazi sokaklara uzun süredir ek tabela koymaya basladilar. mesela adam
yasadigimiz köy/kasabada bir binada ünlü bir avusturyali yazar yasamis bir süre. adamin orada yasadigini belirtmek icin bir ani tabelasi koymuslar. ama bu adam bilinen bir pedofili. tabelada bundan hic bahsedilmemis.
mesela viyada bazi sokaklara uzun süredir ek tabela koymaya basladilar. mesela adam nazi döneminden bir sanatci, sokaga adi verilmis, bu sebeple tabelasi altina ek bir tabela yerlestirilmis, bu kisi bir ünlü bir nazidir, diye.
ya da adam sair ama kisisel hayatinda mizojinist, onun da adi bir meydana verilmis. meydan tabelasi altina da bir baska tabela yerlestirilmis.
bu uygulama nispeten 10 senelik falan ancak kirsalda yeni yeni yayiliyor.
gecenlerde bizim belediyenin baskani ile görüsüyorduk ve sansa o gün, bizim burada yasamis ünlü isimlerin konusu acildi. ben de lafimi hic saklamadim, buna degindim. adam pedofili dedim, ya adini kaldirin ya ek tabela koyun. cok da cat cat söyledim.

esim de diyor ki o orada denecek laf miydi. ben de diyorum ki pedofilinin adini binaya veren ben degilim, ben niye utaniyorum? ayrica bunu degistirebilecek kisi belediye baskani, ona degil de gidip yan köyün anaokulu müdürüne mi söyleseydim? esim de diyor ki baskalari da vardi, orasi yeri degildi. ee konusu acildi, ne yapicam, belediye baskanindan randevu mu alicam bunu söylemek icin? üstelik bence baskalarinin olmasi da iyi oldu, herkes bilsin yani, belki bir baski unsuru olur belediye üstünde. ama bu konuda bir türlü anlasamadik esimle. ona göre yeri degildi ve sosyal otistik bir davranisti.
bana göre böyle yüzkizartici suclari olan kisilerin adlari sokaklara, meydanlara, binalara verilmemeli, verilmisse eger insanlar bilgilendirilmeli (hele ki ülkenin baskentinde on senedir bu durum uygulanirken), üstelik konusu da acilmisti, arastirmaci gazeteci gibi sak diye yapistirdim, neden cekineyim?
siz bahseder miydiniz bu konudan? yoksa sahiden bahsetmemek dah ami iyi olurdu?
+6
konusma ben konusuyorum daha bitirmedim
(12.10.25)
Tam olarak senin gibi yapardım. Hatta sinirime yenilip bağırıp çağırabilirdim çünkü bir pedofilin ismini vermek ne demek! Utanma arlanma yok yani, böylelerinin sanatı benim gözümde sıfırdır, asla değer verilemez. Hele ki bir sokağa bir binaya parka adını verecek kadar. Asla.

Çok çok iyi etmişsin, ağzına sağlık, dilerim her türlü haklı davanda inandığın her güç yanında olsun.
+1
muhayyer divan
(12.10.25)
Eşinin bu konularda bilinci düşük, konuya bütüncül bakmak yerine, yeri değildi gibi hakim görüşe yaklaşıyor

çok iyi bir mimar ve tacizci
çok iyi bir eczacı ve tacizci

insanlar mesleklerinin yanlarına gelen bu ekler konusunda hassaslarsa buna göre yaşamalılar, geçmişi değiştiremeyiz fakat bu konuları dile getirmek gelecekte yaşanabilecekleri önlemeye çalışmak, güvenceye almak
+3
grimavi
(12.10.25)
Bahsetmek doğru, hatta bunu insanların önünde yapmak kesinlikle doğru ancak eşiniz size neden tepki verdi onu iyi ifade etmemişsiniz.

Eşiniz ne dedi?

Bu durumu insanların önünde değil de belediye başkanıyla tek başınayken söylemek gerekirdi gibisinden bir şeyler mi dedi yoksa farklı bir konuya, özellikle üslup konusuna mı eleştiri getirdi? Siz bu konuyu nasıl bir üslupla ifade ettiniz?
0
10551037
(12.10.25)
@10551037 suna tepki gösterdi, diyor ki; orada yasadigimiz kasabadan yolu gecmis insanlar konusuluyor. mimarlar, yazarlar, siyasetciler, sen de bir de su kisi var, pedofili, onun adini suraya vermissiniz, diye konuyu baska yöne tasiyorsun ve ortami gariplestiriyorsun diyor. bir de insanlarin dinlemeyi pek sevmedikleri bir konu bu, ortam sadece gariplesti o sebeple, diyor. yani kafayi kuma göm diyor. "yolu köyümüzden gecen kriminaller" basligi tartisilmiyorsa bahsetme diyor bir nevi.
yani evet, hem üslup elestirirsi veriyor hem de yeri ve zamani degildi diyor.
ama bence yeri ve zamaniydi :) hala iyi yaptigimi düsünüyorum.
+2
🌸konusma ben konusuyorum daha bitirmedim
(12.10.25)
Anlattıklarınızda üsluba dair bir eleştiri mevcut değil. Yer zaman meselesi tamam, ancak üslup meselesine değinilmemiş anladığım kadarıyla.

Üslubu şu nedenle sordum: Haklı tepki gösterirken amacı aşan bazı ifadeler kullanıp kullanmadığınızı, eşinizin de buna mı tepki gösterdiğini merak ettim ancak böyle bir sorun yok anladığım kadarıyla.

Yani siz "Bakın sayın başkan siz bu tabelayı koymuşsunuz ama bu adam bir pedofil. Bu adamın tabelasının konulmasını hiç doğru bulmuyorum, sizi görmüşken yüzünüze karşı bu eleştiriyi yapmak zorundayım." minvalinde konuştuysanız hem içerik hem üslup bakımından tamamen haklısınız.

Ancak "ULAN HIYAR BAŞKAN, PEDOFİL HERİFİN TABELASINI ÖVÜNÜR GİBİ MEYDANA ASMIŞSIN, SENİN YAPACAĞIN İŞİN İÇİNE TÜKÜREYİM!" minvalinde konuştuysanız söyledikleriniz içerik bakımından doğru olmasına karşın üslup açısından yanlış ve yararsız olur, eşiniz böyle bir şeye mi itiraz etti merak etmiştim.

Anladığım kadarıyla 2. örnektekine yaklaşan bir ifade yok, 1. örnekteki gibi konuşmuşsunuz. Bu durumda (eşinizi tenzih etmek isterdim ancak o da bu hataya kapılmış gibi görünüyor) eşiniz ve diğer insanların tepkisi ikiyüzlülük barındırıyor. Özellikle Almanya, Fransa, İtalya, Avusturya gibi ülkelerde görünen Rusya - Ukrayna Savaşı sonrası Rus edebiyat ve müzik klasik eserlerinin yasaklanması ancak İsrail'in Filistin'de yaptığı soykırıma destek verilmesi (Berlin'de Brandenburg Kapısı'na İsrail bayrağı yansıtılması bunun son örneklerinden biridir, yüzlerce örneği var bunun) bu ikiyüzlülüğün somutlaştığı ve gözümüze sokulduğu alanlar oldu yakın zaman içinde.

Yaşadığınız yerdeki çoğunluk muhtemelen bu yönde bir maskeli baloyu sürdürmek istiyorlar. Yaptığınız şey bence doğru ancak bu tavırlarınız fazlaca dikkat çekerse ayrımcılığa maruz kalmanız son derece olası. Şunu unutmamak lazım: Almanya ve Avusturya halklarının tamamı, içlerinden Nazizm'i atamadılar. Çoğu atmıştır ama bir kısmının içinde Nazizim hala var. Bunu her yerde her zaman görmek kolay değil ama durum çetinleştiği anda içlerinden bir yerden fırlama riski vardır Nazizim'in. Kendinize, eşinize ve varsa çocuğunuza dikkat etmenizi öneririm.
0
10551037
(12.10.25)
üslup nüansini anliyorum ancak bahsettiginiz kadar bir ucurum yoktu üslubumda. sadece fazla cat cat söyledim. yumusatmadim, kibarlastirmadim. hanni american english - british english farki vardir ya :) orada cok amerikali gibi dobra dobra konustum. youtu.be
esim avusturyali ya, ona bir sey olmaz :) bana da bir sey olacagini zannetmiyorum ama bu olayin takipcisi olucam. o tabela oraya konacak.
0
🌸konusma ben konusuyorum daha bitirmedim
(13.10.25)
(18)

Üzülünce veya strese girince

gobekliraki
Bu vücudunuza yansıyor mu? Nasıl etkileri oluyor? Bende bikaç sene önce başladı bu durum, 35imden sonra. Direkt sırtım ve mideme vuruyor. Hiçbişey tüketmesem de istifra edip duruyorum, etmesem de sanki her an edecek gibi hissediyorum.
Bu vücudunuza yansıyor mu? Nasıl etkileri oluyor? Bende bikaç sene önce başladı bu durum, 35imden sonra. Direkt sırtım ve mideme vuruyor. Hiçbişey tüketmesem de istifra edip duruyorum, etmesem de sanki her an edecek gibi hissediyorum.
0
gobekliraki
(12.10.25)
Dişlerim karıncalanıp titremeye başlıyor, midem ağrıyor daha sonra tansiyonum düşüyor. Panik atak gibi bir şey yaşıyorum stres durumlarında. Ama bu stres bir kavga vbden değil de mesela 15dk sonra misafir gelecek ve ben 5 çeşit yemek yetiştirmeye çalışıyorum gibi ekstrem durumlarda oluyor.
Mutfakta çalışırken staj dönemimde olmuştu bir kaç kez :(
0
neira
(12.10.25)
Saçta beyaz çıkıyor.
0
runaway
(12.10.25)
sizinki çok fenaymış. birde kusarsam iyice çıkmaza girerim. üzüldüğüm zaman niye üzüldüğüme odaklanıyorum ve sonra onu gidermeye çalışıyorum.
0
Bir sıcak el uzanır tutmasam olmaz
(12.10.25)
@bir sıcak el istifra çok sorun değil de, sırt ağrısından geberiyorum.
0
🌸gobekliraki
(12.10.25)
“Düşünce Gücüyle Tedavi” kitabına göre sırt ağrısı, kişinin duygusal ve zihinsel yükler taşımasıyla ilişkilendirilir. Özellikle destek eksikliği, maddi kaygılar ve geçmişe tutunma gibi düşünce kalıpları sırt ağrısına neden olabilir.

Üst sırt ağrısı: Sevgi eksikliği, duygusal destek alamama, suçluluk duygusu.

Orta sırt ağrısı: Geçmişte yaşanan olaylara takılı kalma, geçmişin yükünü taşıma. Affedememe ve geçmişi bırakmama eğilimi.

Alt sırt ağrısı: Maddi kaygılar, para ve güvenlik endişeleri. “Yarın ne olacak?” gibi düşüncelerle yaşanan stres.


bu tür ağrılarla başa çıkmak için şu cümleleri önerir.

“Hayat beni her zaman destekliyor. İhtiyacım olan her şey bana kolaylıkla gelir.”

“Hayatın akışına güveniyorum. Her şey benim iyiliğim için gerçekleşiyor.”

“Geçmişi sevgiyle bırakıyorum. Şimdiye odaklanıyorum.”

“Maddi kaynaklar bana kolaylıkla ve bollukla gelir.”

“Kendimi affediyorum ve özgür bırakıyorum. Hafifliğe izin veriyorum.”

“İçimdeki sevgi ve güvenle ilerliyorum. Her şey yolunda.”
0
Bir sıcak el uzanır tutmasam olmaz
(12.10.25)
Valla tam kürek kemiklerimin oraları kulunç dedikleri şey çıkıyor bi anda.
0
🌸gobekliraki
(12.10.25)
belimden omurilik boyunca değişik duygular yukarıya hücum ediyor. bunu "elektrik" gibi tarif edebilirim. şimşek hızıyla bir kroşe vursam sanki rahatlayacakmış gibi oluyorum. kendime engel olmasam joker soğuk kanlılığıyla doom müziği açar, mortal kombat gibi fatality yaparım. bir nevi berserker rage ama daha sistemli, daha metodolojik. insanları sinematik bir şekilde duvarın önünden sokup arkasından çıkartsam, "first blood, double kill, triple kill, monster kill" seslerini kendi kulaklarımla şaşırmam.
üzüldüğümdeyse karım junior vücudumun parçası değilmiş gibi oluyor. bundan gizliden gizliye zevk alıyorum.
0
Karim iceride uyuyor ben seni dusunuyorum
(12.10.25)
Seboreik dermatit coşuyor. Onun dışında pek bir şey yok.
0
logisticsmanager
(12.10.25)
Üzülünce ya da sinirlenince nedenine bakılmaksızın sistem kortizol salgılar, kana kortizol salındığında fizyolojik olarak bazı tepkimeler meydana gelir mesela damarlar genişler kan akışı/debisi ve sıvı hacmi artıp tansiyonun yükselmesine ve buna bağlı semptomlar yaşanmasına neden olur ya da kortizol sonrası salgılanan adrenalin sinir sistemini yoğun şekilde uyardığı için anksiyeteye neden olur, bir sendroma bağlı olarak böyle bir problem yaşanıyorsa uzun vadede bağışıklık baskılanması nedeniyle bağışıklığa bağlı hastalık yaşanır ya da kortizol proteinlerden enerji ürettiği için kas kaybı ve kas kaybına bağlı olarak yine bağışıklığın zatıflamasına bağlı problemler yaşanır, bunlar hep sinir stres kaynaklı kortizol salınımına bağlı gerçekleşen olaylar, akut ya da kronik duruma göre sorun az ya da çok kendisini hissettirir.
0
Kaleci Saçlı Yırtıcı Forvet
(12.10.25)
@logsitic o ne hocam?
0
🌸gobekliraki
(12.10.25)
benim uykularim kaciyor. gece birde, ikide, ücte uyanip sabaha kadar uyuyamiyorum.
+1
konusma ben konusuyorum daha bitirmedim
(12.10.25)
Daha çok bilindik düz baş ağrısı oluyor.
bazen deride kaşıntı olabiliyor. (yani logisticsmanager'ın teknik olarak dediği gibi)
+1
ermanen
(12.10.25)
Aşırı stres yükü migrenimi tetikliyor.
0
Phoebe
(12.10.25)
Uykusuzluk çekiyorum genelde. Son üç aydır saat 3-4 gibi uyanıyorum sebepsiz yere, sonra da uyuyabilirsem kendimi şanslı hissediyorum. Nereye kadar yürüyeceğiz bu yolu onu da bilmiyorum.
0
rakicandir
(12.10.25)
Anlımda egzama. Anlım kızarıyor, kabarıyor.

Üşüme, hava çok iyi bile olsa üşmeye başlıyorum.

İştahsızlık/ mide bulantısı. Hiçbir şey yiyemiyorum, yesem de kusmaya başlıyorum.

Hepsi olmuyor tabii. Ne kadar stres yaptığıma göre. Üşümeyi hep yaşarım, diğer ikisi ağır strese girdiğimde genelde. Özellikle egzama. Hatta bir ara o kadar ileriydi ki bacağımda sivilceler çıkmıştı bir sürü. Bunu bir kere yaşadım.

Zor
0
substituent
(12.10.25)
@konusma ben konusuyorum daha bitirmedim+1
Uykularım kaçıyor.
-1
Amaranta ursula
(12.10.25)
Direkt midem kilitleniyor. Korkunç bir yaz geçirdim ve 1 ayda 6 kilo verdim. Sporcuyum, zaten kilom yoktu, bildiğin eridim. Şimdi o yağ kaybetme durumunu avantaja çeviriyorum antrenmanla.

@bir sıcak el... Bu arada mutluyken de midem kilitlenir. Kitaba göre Bunun sebebi nedir?
0
mslny
(12.10.25)
@gobekliraki; cilt hastalığı. Özellikle stresle beraber coşuyor. Dermatolog bir şampuan, bir lityumlu krem verdi bir de zen olacaksin, tatile falan çık git Türkiye'ye stresi bırak dedi. Öyle garip bir hastalık.
0
logisticsmanager
(12.10.25)
(17)

Pazar neşesi olarak okült/cadılık/wicca temalı dizi ve filmler

kullanicadi
Bu konuda zaten yeterli olan külliyatımı daha da genişletebilir miyim diye bir merak içerisindeyim:p kenarda köşede izlemediğim bişi kalmasın istedim (:Ana karakterin cadı olduğu ya da okült ritüel ve gizli tarikat içeren tüm filmler kabulüm. Önereceklerinizin büyük kısmını izlemiş olabilirim ama bi
Bu konuda zaten yeterli olan külliyatımı daha da genişletebilir miyim diye bir merak içerisindeyim:p kenarda köşede izlemediğim bişi kalmasın istedim (:

Ana karakterin cadı olduğu ya da okült ritüel ve gizli tarikat içeren tüm filmler kabulüm. Önereceklerinizin büyük kısmını izlemiş olabilirim ama birkaç tane güzel ve bilmediğim tavsiye bile alsam çok mutlu olurum.

İzlediklerimden kabaca aklıma ilk gelenleri sıralayayım yine de. American horror story coven sezonunu çoktan izledim. Marianne, archive 81, the chilling adventures of Sabrina gibi dizileri ayıla bayıla izledim.

The vvitch, häxan, stardust, the ninth gate, hereditary, a dark song, suspiria, practical magic, the craft, the autopsy of jane doe beni içerik olarak tatmin eden filmler. Blair witch serisini sevemiyorum. Romantik komedi janrında cadı içeren filmleri nadiren beğeniyorum.

Teşekkürler şimdiden<3
+4
kullanicadi
(12.10.25)
Sodomun 120 günü
-3
thesomberlain
(12.10.25)
Tam o frekansta olmasa da "Gülün Adı" belki aradığın şeylerden biri olabilir.
0
rakicandir
(12.10.25)
yenilerden weapons. modern bir cadı uyarlaması.

aklıma gelen diğer filmler:

oddity
skeleton key
drag me to hell

içinde cadı yok ama okült dediğin için:

kill list
the ritual
+2
sir gawain
(12.10.25)
"Rosemary’s baby" okült/tarikat temasının atalarından

Yenilerden "Midsommar" var, yine okült/ritüel temalı

The Ritual +1
+2
ermanen
(12.10.25)
Dizi olarak, cadı temalı, yenilerden ve eğlenceli:
Agatha All Along
+1
ermanen
(12.10.25)
Midnight Mass

Tam olarak istediğin gibi olmayabilir ama işin içinde bir tarikat var. Ben sevmiştim.
+1
nhk ni youkosu
(12.10.25)
Muhtemelen biliyorsunuzdur ama yazmamışsınız diye yazayım dedim. Salem (2014) diye bir dizi var. Püriten, cadı kavgaları temalı.
+1
akhenaten
(12.10.25)
çok film izlediğim için aklıma geldikçe yazıyorum.

The Wicker Man var yine, ritüel/folk horror filmlerinin atalarından

uzakdoğu yapımı:
The Wailing (Gokseong)
incantation (Zhou)

yine tarikatlı ritüelli, acayip mindfuck'lı, fantastik ve gore:
Mandy

ritüel/tarikat temasına girebilecek ama spoiler vermeyim, akla zor gelebilecek iki film:
Martyrs
The Cabin in the Woods
+1
ermanen
(12.10.25)
Türün bu kadar içinde olduğuna göre (: izlemiş olma ihtimalin yüksek gerçi ama:

angel heart (1987)
0
lüzumsuz adam
(12.10.25)
Salem diye bir dizi var 2014 tarihli
Bir de kesin biliyorsundur ama the crucible var film hatıtladığım. Çok iyidir winona ryder başrolde.
0
neira
(12.10.25)
tarikat veya ritüel temasından izlediğim başka iyi filmler:

get out
the invitation
the endless
children of the corn
mother!
silent hill (ana teması tarikat değil tabii ama kilit nokta tarikat var, neyse spoiler vermeyim çok, oyundan uyarlama olarak iyi korku filmlerinden)

izlemediğim ama izlemek istediğim önerilmiş iyi filmler:

dagon
apostle
the empty man
faults
the other lamb
sound of my voice
Martha Marcy Mae Marlene

bilindik ama pek beğenmediğim:
eyes wide shut
0
ermanen
(12.10.25)
Aklıma ilk Bedknobs and broomsticks geldi.
Buffy the vampire slayer var.
The Magicians var.
0
yadigar
(12.10.25)
Yenilerden A Discovery of Witches var
0
sertac akin
(12.10.25)
ben farkli bir türde cadili film önermeye geldim: kiki's delivery service

rosemary's baby +1
cocuk filmi olarak Halloweentown vardi, cocukken izlemistim.
0
konusma ben konusuyorum daha bitirmedim
(12.10.25)
Çok eskiden tvde dublajla falan izlemiştim, iyi mi değil mi değerlendiremem ama, Kasabanın Cadıları var, 87 yapımıymış. m.imdb.com
0
(12.10.25)
the endless +1 (gizli tarikatlı) - sevdim
heretic (okült ritüel + gizli tarikatımsı) - sevdim
weapons (cadılı ve okült ritüelli) -fena değil
bring her back (okült ritüelli) - sevdim
together (gizli tarikatlı okült ritüelli ama romantik komedi bi tarafı da var) -fena değil
the love witch (cadılı) -fena değil
late night with the devil (cadılı okültlü) - sevdim
infinity pool (tarikatlı) - sevdim
hereditary (tarikatlı) -fena değil
the menu (tarikatlı) -fena değil
+1
semaforo de medianoche
(12.10.25)
Salem (2014)
0
tekdir ile uslanmayan kiz
(18.11.25)
(8)

Pazar günleri ne yapıyorsunuz?

ermanen
Pazar, genelde dinlenme günü diye düşünülüyor sanırım. Gezen de vardır tabii. Yıl içinde genele bakarsanız ne oranda dinlenme ve gezme sizde? Evde vs. dışarda geçirme oranı.Evde uzanıp bir şeyler mi izliyorsunuz genelde? Bir hobiyle mi uğraşıyorsunuz? Arkadaş, sevgiliyle mi buluşuyorsunuz? Kafeye, r
Pazar, genelde dinlenme günü diye düşünülüyor sanırım. Gezen de vardır tabii. Yıl içinde genele bakarsanız ne oranda dinlenme ve gezme sizde? Evde vs. dışarda geçirme oranı.

Evde uzanıp bir şeyler mi izliyorsunuz genelde? Bir hobiyle mi uğraşıyorsunuz? Arkadaş, sevgiliyle mi buluşuyorsunuz? Kafeye, restorana mı gidiyorsunuz? Doğa gezisi mi yapıyorsunuz? Aile? Gaming? Pazar alışverişi? Temizlik? İş/Çalışma? Başka?

Hristiyanlık'ta da Pazar günü kutsal gün tabii ve belki kiliseye giden bile vardır, ama buradan çıkması zor.

Not: 2012'de de sormuşum ama kişiler ve zamanlar değişti :)
+2
ermanen
(12.10.25)
Bu saydıklarınızın hepsi +evdeki bitkilerin saksı değişimi, budaması, gübrelemesi vs. Bitki işleri olmayınca oturup makale, katalog falan tarıyorum bir iki saat.

Örneğin bugün bir bitkinin saksısını değiştirdim, şimdi birazdan alışverişe çıkacağız. Haftaya da arkadaşları çağırıp evde yemek yapıp takılalım diyoruz. Öbür hafta da ormana bir gitmek istiyorum kış girmeden. Sonbaharda güzel oluyor, bakalım.
+1
akhenaten
(12.10.25)
Çocukla vakip geçirme olarak değişiyor hava güzelse dışarıda kötü ise ev yada kapalı alanda beraber vakit geçiriyoruz
+1
basond
(12.10.25)
dışarda kapalı bir hava var. bulutlar sulanıyor, ben sulanıyorum, hüzünlü de bir şarkı açtım. soğuk havalarda sıcak evde pineklemesi ne hoş. ama camdaki teyze olmak için daha erken olduğunu düşündüm. şimdi waffle yapıp arkadaşıma kahve sürprizi yapacağım. bitirmem gereken bir kitap var, bir yandan da onu mu bitirsem diye düşünüyorum. aslında festivale gidecektik bugün adam da kırıtıp duruyor, bir gidelim bir gitmeyelim. keşke duyuruda bir sürü soru sorulsa da hepsine cevap versem. en güzeli, biraz daha yağmur havasını içime çekmek.
+1
Bir sıcak el uzanır tutmasam olmaz
(12.10.25)
ben cuma günleri calismadigim icin isleri genelde cumadan bitiriyorum. benim esim gidiyor kiliseye. eger beraber kutlamamizi gerektiren bir bayram falan degilse ben gitmiyorum, evde takiliyorum. biraz is yapiyorum. yatagi kapat, camasir at, vs. bazen cuma gününden bir yerlere kaciyoruz. eger evde oldugumuz haftasonuysa her zaman dogada yürüyüse cikiyoruz. kar bile yagsa cikiyoruz. dogada yürüyüse hatta her gün cikiyoruz :) es gibt kein schlechtes wetter, nur schlechte kleidung (kötü hava diye bir sey yok, kötü kiyafet var) diye bir motto var, sahiden öyle büyümüs, evde de aynen bu motto uygulaniyor. sonra genelde hobilerimizle ilgileniyoruz. ben igne isi yapiyorum, o satranc falan oynuyor. genelde arkadas bulusmalarini cumartesi gününe kadar hallediyoruz, pazar günü sahiden aile olarak vakit gecirme günümüz.
+1
konusma ben konusuyorum daha bitirmedim
(12.10.25)
Bugünkü derslerimi iptal ettim, iyice bir dinlenmek istiyorum. Akşama da annemlere gidicem. Çalışmıyorsam hafta sonu hiçbir şey yapmama taraftarıyım.
+1
sekizdokuzon
(12.10.25)
Sektör değişikliği yaptığım için bu haftaya kadar cumartesi pazar işleri yetiştirmeye çalışıyordum. Bu hafta ise CRTP (Certified Red Team Proffessional) diye bir sınavın hazırlığına başladım. Bir ay içerisinde sınavı verip, bunun bir basamak üstünde bulunan sınava hazırlanacağım. Yıl sonuna kadar ikisini birden verip bir üst lige çıkmak istiyorum açıkçası.
+1
rakicandir
(12.10.25)
Çok değişken bazen yatıp dinleniyorum bazen geziyorum, ihtiyaca göre.
Bugün uzun zamandır görüşmediğim bir arkadaşım burada olduğu için onunla plan yaptım, tüm gün sergi gezip akşam da eğlenmeye çıkacağız.
+1
mutekebbir
(12.10.25)
Sevgilim varken çıkıyorum. Sevgilim yokken evdeyim. 6 gün zaten iş için çıkıyorum. Ondan bir gün çıkmak istemiyorum. Evde Instagram, Youtube, çay, kitap, keyifli oluyor.
0
arbre
(12.10.25)
(2)

Instagram mizah hesapları

yurtsuz john
Kaç takipçiden sonra para kazanmaya başlıyor? Örneğin 10 bin takipçili sayfa para kazanır mı? Kazanırsa ne kadar?
Kaç takipçiden sonra para kazanmaya başlıyor? Örneğin 10 bin takipçili sayfa para kazanır mı? Kazanırsa ne kadar?
0
yurtsuz john
(12.10.25)
reklam alamazsa hicbir sey kazanmaz.
reklami da 3 bin takipcili hesaplarin aldigini da gördüm, 50 bin takipcili hesaplarin alamadigini da. icerik, icerik kalitesi, sunum, sosyal iliskiler, girisimcilik her sey rol oynuyor. sergül kato diye bir kadin var, trendyol kendisiyle anlassin diye resmen iki sene instagram'da agladi, bu esnada takipci sayisi 100 bin falandi.
öte yanda 10 bin takipcili content creatorlarin trendyol sponsorlugu var cünkü icerik kalitesi daha iyi.
40-45 bin takipcili hesaplarin icerikleri iyiyse tüm hayatlarini instagramdan gani gani yetecek kadar kazandiklarini biliyorum. yani sponsorun büyügü de önemli.
gene benim takip ettigim icerikte (fotografcilar ve cocuk egitimcileri) mesela ürün satarlar. kendi yaptiklari takvimler, ajandalar, egitim setleri, birebir mentorluk vs... bunlardan ufak bir gelir olur ama akmaz bunlar, damlar.
biraz 80-90 bini bulunca genelde kendi markalarini kurarlar. mesela kiyafet üretir, ürünlere kendi cektigi fotograflar basilidir vs gibi.
bunlarin getirisi daha iyidir ama bunlar da sponsor ücretleri kadar kazandirmaz. salomon ile senelik 75 bin dolarlik sponsorluk imzalayan 70 bin takipcili hesap biliyorum. organik büyümüs bir hesap. takipci satin aldiginiz noktada istatistiklerinizi miker atarsiniz, kimse size reklam falan vermez. takipci ya da like satin aliniyor mu, postlara gelen engagement rate ne kadar, ghost takipci % kac, average likes, average comments gibi bilgiler günümüzde artik cok kolay takip ediliyor.
+3
konusma ben konusuyorum daha bitirmedim
(12.10.25)
gördüğüm kadarıyla mizah kanallarına sponsor çok gelmiyor.
0
duyuruuser
(13.10.25)
(11)

Kayınbabanın davranışları hakkında.

dedeminhirkasi
Er kişi niyetine…Eşimle beraber biraz borçlarımız var. Fakat bu borçlar, yeme içme, gezme tozma nedeniyle olan borç değil. Yatirim amacıyla denilebilir. Eşimin annesi 1 sene önce vefat edince eşim ve kardeşleri de annelerinden kalan fakat babalarının üzerine olan tarlayı satmak istiyorlar. Satip bol
Er kişi niyetine…
Eşimle beraber biraz borçlarımız var. Fakat bu borçlar, yeme içme, gezme tozma nedeniyle olan borç değil. Yatirim amacıyla denilebilir.
Eşimin annesi 1 sene önce vefat edince eşim ve kardeşleri de annelerinden kalan fakat babalarının üzerine olan tarlayı satmak istiyorlar. Satip boluselim, herkes kendi ihtiyacını gidersin istiyorlar. Bu toprak haricinde daha çok tarla da var ama ona bisey diyen yok. Bir kardeş hariç diğer üç kardeş satalım diyor.
Baba ve diğer kaz kafalı kardeş toprak satılır mı yaaooov diyor. Hatta tarlaların bir tanesini de eşime evlenmeden önce kredi çektirtip aldırmış.

Olabilir…. Mal benim malim değil. Borcu da adamlara sorarak yapmadım en nihayetinde, bundan eşimle ben sorumluyuz.

Benim sormak istediğim, nedense iyiden iyiye biraz bu kayınpedere tutulmaya başladım. Laz ziya gibi ulaaaan diyorum içimden, baba dedigin bencil olmaz, evlatlarına yardımcı olmaya calisir, yani iyi niyetli adim atar. Benim gördüğüm babalar bir şekilde çocuklarına maddi manevi destek oluyorlar. Olmayan, hatta çocuklarının parasını yiyen de var elbette ama belki daha az…. Sen zor gününde çocuğuna yardımcı olmayacaksın, destek olmayacaksın ne zaman duracaksın yaninda? Toprak bu kadar mı önemli bilmiyorum.
Yoksa haksızsın lan, adama tutulma, git ayağını yorganına göre uzat da derseniz tabiki başım gözüm üstüne.
0
dedeminhirkasi
(12.10.25)
"tarlayı satsak da arabayı yenilesek" seviyesindeyseniz, bencillik kesinlikle değil.

"borçların geri ödemesi yüzünden her ay içeri giriyoruz, cepten yiyoruz" seviyesindeyseniz, bencillik diyemem.

"alacaklılar kapıda, icraya verecekler" seviyesindeyseniz, bencillik diyemem ama biraz daha anlayışlı olmaları gerekir derim.
+1
co2s2
(12.10.25)
Yatırımda bir anlamda kişisel harcama. Hastalık olur, iflas olur bunun gibi nedenlerden borca batarsınız tamamda sen yatırım yapacaksın diye adam kendi yatırımlık arazisini niye satsın.
+2
my fault
(12.10.25)
Adam bu kafada olsaydi o tarla 50 kere satilmisti bugune kadar. Bu gibi tekliflere hayir diyebildigi icin su an tarla/tarlalari var.
+4
brkylmz
(12.10.25)
ya bıktım mala göz diken evlat, gelin, damatlardan. abi vermek zorunda mı? senin şu anki yatırımın neyse onun tarlası da o. sen satsana yatırım dediğin şeyi? bizimkiler yaptı bunu her eline geçeni sattılar normalde geyikten öteye geçmez fakat bizim köy öyle bir değerlendi ki, gidince otelde kalıyorlar artık. ek olarak siz miras olarak bakıyorsunuz ama adam kendi malı sanıyor muhtemelen hala. belki sıkıntı o
+4
ala09
(12.10.25)
Büyütmüş beslemiş, iş güç sahibi yapmış, evermiş, sonra da nankör damadı tarafından malına, mülküne göz dikilen biri olsam, o mülkü satıp beş yıldızlı otellerde çatır çatır yerim.

Bir daha mı geleceğim dünyaya ki nankör damada mülk bırakayım.

Yirmili yaşlarda bir karar vermiştim. Babamdan bana kalan tüm mülk çocuğumun olacak ben el sürmeyeceğim diye. Bu yaşa geldim aynı düşüncedeyim.
+2
Mirket
(12.10.25)
Toprak satılmaz, hele ki bu dönemde asla satılmamalı inancında olan kaz kafalılardanım, kazları da pek severim 🩷

Ayrıca kayın pederine kurulmaya gerek yok, sen istediğin kadar doğrusu şudur budur de, onun bugüne kadar görerek öğrendiği ve sonra yaşayarak kemikleştirdiği bir gerçeği var, bunu değiştirmek mümkün değil. Hem mecbur da değil. Herkes kendinden sorumlu, adam kaç yıl yaşayacağını bilmediği için o mülkü belki kendi güvencesi olarak görüyordur, belki gerçekten toprak satılmaz hele ki bu dönemde asla satılmamalı düşüncesindedir. Evlatlar gerçekten çok sıkışsalar gerçekten çok zor durumlar oluşsa elbet o da destek olur, yine olmak zorunda değil, yaşadığı yetiştiği şekillendiği kültür ne bilmiyoruz. Bence bunu aklından çıkarmak daha doğru. Eşin henüz ona ait olduğu ilan edilmemiş malını aklına takmamak lazım.
0
muhayyer divan
(12.10.25)
rahmetli keske serh koydurtsaydi mali mülküne, bunlar sadece cocuklarinma es hak olarak gececektir diye. kayinbaba simdi evlenip mali mülkü yeni kadina catir catir yedirir.
0
konusma ben konusuyorum daha bitirmedim
(12.10.25)
eğer çok zor durumda değilseniz arazi satmayın derim, araba üretilebilen bişi, ev üretilen bişi, (kat çıkarak) ancak dünyadaki toprak alanı belli, bunların içerisinden de tarım/hayvancılığa uygun olanlar,, fabrika vs olabilecek yerler hepsi belli ve sınırlı, toprağın üretimi mümkün değil.

tabii bunda arazinin durumu önemli, 100mt kare şekilsiz bir yer ise satın gitsin birisi değerlendirir.
0
selam
(12.10.25)
baby boomer ve x kuşağının başında olan ebeveynlerimiz, mal satınca analarına sövülmüş gibi hissediyorlar. çünkü zor mal edinmişler. valla doğrusu ne bilmiyorum ama tarla takka bakılmaycaksa ve değerlenmiyecekse satılır.
0
mikahakkinen
(12.10.25)
Miras biri ölünce edinilen bir hak. Her ne kadar anne vefat ettiyse de yazdıklarınızdan anladığım kadarıyla tarla resmi olarak kayınpeder üstüne ve o hala yaşıyor. Yani ortada henüz bir miras bile yok. Tarla onun, bize yanlış gelebilir ama hayatta olduğu sürece canı ne istiyorsa öyle davranabilir tarlayla ilgili. Henüz ölmemiş insanların mal mülkünün miras olarak konuşulması anlamsız.
+2
Phoebe
(12.10.25)
mecbur mu adam satmaya?

size mi soracak?

öldükten sonra istediğinizi yaparsınız. adam istese satar çatır çatır kumarda, pavyonda yer.

ne tuhaf adamlarsınız. satmayın 25 sene, sonra çok dua edersiniz.
0
gurur
(12.10.25)
buraya yazılanların hakları Sir Anthony Hopkins'e aittir.
yazan eden compumaster, ilgilenen eden fader
modere edenler basond, compumaster, fraise, kibritsuyu, rakicandir
bu sitede yazılanların hiçbiri doğru değildir. site içeriği küçükler için sakıncalı olabilir. yazılardan yazarları sorumludur. kaynak göstermeden alıntılanamaz. devlet tarafından atanmış bir kurumun internet üzerinde kimin hangi bilgiye ulaşıp ulaşamayacağına karar vermesi insan haklarına aykırıdır. web siteleri kullanıcıların istekleri doğrultusunda bağlandıkları yerlerdir. kullanıcılar isterlerse bir web sitesine bağlanmayabilirler. bu güçleri ve imkanları mevcuttur. bir kullanıcı bir siteye bağlanmak istiyorsa bu onun tercihi ve hakkıdır. bağlanmak istemiyorsa bu yine onun tercihi ve hakkıdır. halkın kendisine hizmet etmesi için görevlendirdiği kurumlar hadlerini aşıp halka neye ulaşıp ulaşmayacağını bilmeyen cahil cühela muamelesi edemezler. ebeveynlerin çocuklarını sakıncalı içeriklerden koruması için çok sayıda bedava ve ücretli yazılım mevcuttur. bu yazılımlar bir web tarayıcısını kullanmaktan daha karmaşık teknik bilgi gerektirmemektedir. devletin milletini küçük düşürmesi ve ebleh yerine koyması yasaktır.