mart sonu sezonun bitişine çok yakın yani nisan başında sezon kapanır genelde.
belki şanslıysak nisanın ilk haftası bir kaç yerde kar olur ve kayılır.


esas soruna gelelim , uludağda genellikle gecelik kişi başı otel fiyatı 300 tl civarındadır. 2. bölge bu arada. karinna , kar tanesi otelleri güzeldir. ağaoğlunun oteli de iyidir.

akşam 9 dan sonra public alanda içki yasak haberiniz olsun az kaldı ceza yiyorduk 3 arkadaş. ne yapmayın oldu bu ama olsun. napında aklıma gelen pisa ya gidin 2,5 saat sürmüştü sanırım trenle günübirlik bir gezi yapılabilir 17 euro idi bileti geçen sene. bir de yürüyün bol bol çünkü yolda sürekli tarihi eserler farklı yapılar görüyorsunuz.

boş boş şehirde dolaşın hacı zaten şehir olarak güzel bi yer. vatikana gidin güzel baya. kolezyumun pek bi numarası yok. efes daha güzel geldi bana..

medici ailesinin konağına göz atın , şehrin o bölgeden görünüşü gayet güzel. konağın ilerisinde güzel bir meydan var bu bölgede durup pizza ve bira yapabilirsiniz aynı zamanda.

bir de bi kilise vardı ve içerisinde güzel bir astrolojik takvim vardı ama adını unuttum. galileo yada kopernikus ile ilişkili miydi neydi .. çıkaramadım şimdi.

www.loplopculer.com

Löplöpcuuler candır

Eylül'de gidip bir hafta kaldım dolu dolu geçti. Must-see yaparsak:
1.gün: Yürüyerek piazza navona, pantheon, trevi çeşmesi ve ispanyol merdivenleri.
2.gün: Internet üzerinden bilet alın / yer ayırtın Colosseum ve Roman forum - bu kadarı yeter zaten bir gün için, bayılacak kıvama gelirsiniz (çok erken kalkabilirseniz belki Capitol.
3.gün: Internet üzerinden bilet alın / yer ayırtarak Vatikan
4.gün: Internet üzerinden bilet alın / yer ayırtın Villa Borghese

İlaveten Pompi'nin tiramisusu hakikaten süper ve piazza navona yakınlarında "cul de sac" diye bir lokanta var ki müthiş.
Villa borghese'ye alternatif olarak (4 gün kalacağınız için) Tiber adacığı ve yahudi gettosunu önerebilirim (oradaki lokantalar da çok iyi).

roma pass diye bi şey var. eğer öğrenci değilseniz, genç değilseniz onu alın. 30küsür euro, 3 günlük, sınırsız ulaşım ilk 2 müze bedava diğerleri indirimli vs.

hostelde kalacaksanız oradan harita alın, onlarla konuşun. daha iyi olacaktır tavsiyeleri.

havalar nasıl olacak bilmiyorum, lakin yürüyerek bitirilebilecek bi şehir. ben roma pass aldığıma pişman olmuş idim, tek avantajı millet iki saat collesium sırasında beklerken ben dil çıkararak yanlarından geçtim.

turistik yerlerde 5 euro.ya su bulurken, arka sokaklarda 2 euro.ya pizza yemek mümkün.

vatikan.a gittiğinizde şapel.i görmeyi unutmayın. ben unuttum!

sokaklarda serkeş bi şekilde dolaşın, güzel yerlere denk gelebilirsiniz.
ben tramvaya binmiş idim hop on - hop off mu deniyor, o turdan yapmıştım bedava olarak. çünkü taksimdeki tramvaya benzeyen bi araç, şehrin sokaklarında yolun ortasından gidiyor. şehri görmek için kolay bi yöntem.

wikitravel.org

ing. varsa yukardaki rehber hemen hemen herseyi anlatıyor.

yaramaz mi ya, askeri hastane ne diyorsa o.

edit: yani ise yariyor dedigim komando olamazsin diger secenekler devam eder

Kendileri yine de muayeneye gönderirler.

bende yaramadı sayılır. ilk muayenede komando olamaz diye yazdıkları halde eğirdir dağ komando çıktı. ordaki kontrolde, bu dediğim ilk muayeneden tamamen alakasız bir nedenden refüze edildim, tuzla piyade okuluna gönderdiler. bu dediğim alakasız neden olmasa sanırım komandoda kalacaktım.
yani sonuçta askeriye bu. ne olup ne olmayacağı hiç belli değil.

edit: gerçi ilk muayeneyi olduğum yer askeri hastane miydi hatırlayamadım. sütlücedeki şubeden bi yere göndermişlerdi ama neresi hatırlamıyorum şimdi.

bi halta yaramaz.

foça jandarma komando okulunda eğitim aldım. bolugun yarısında komando olamaz raporu vardı. hepimizi tim komutanı yaptılar. sadece raporu olanları dış karakol yani hakkari ve şırnak sınır karakollarına gonderdıler tim komutanı olarak. diğerleri ise seyyar komando birliklerine gönderildiler , şehir merkezlerinde ikame eden.

Diğer gezegenlerdeki elementleri düşünce yeteneğimizle mi buluyoruz?

Edit: He pardon, çok yaratıcı, çok mikemmel sorunun seviyesini düşürdüm.

en fazla petrol yada enerji kaynağı alırdık heralde satsak satsak hava satardık.

ithal edeceğimiz şeyler bence altından daha değerli bir element bulunursa o olabilir. başka da birşey olacağını sanmıyorum. petrol bulunursa ayrı.(şuanda bazı şirketler uzayda petrol arıyorlar zaten)

ihrac edeceğimiz şeyler ise su ve gıda olabilir. oksijen tüpleri patlama yapabilir.

Belki su olabilir, söylenene göre evrendeki en saf madde su imiş.

Bana kalırsa dünyadaki biyolojik çeşitlilik çok zengin, belki bitki,tohum ticareti yapabilirdik. İthal edeceğimiz şeyler ise bence teknoloji ve enerji olacaktır. Daha doğrusu dünyadaki enerji kaynaklarını etkin kullanabileceğimiz teknolojiler olabilirdi. Bilemiyorum...

olsa olsa su olabilir. bunu da sıvı formda degil gaz hali yani oksijen ve hidrojen olarak gonderebilirdik. hidrojen de baya bol oldugu dusunulurse oksijenden baska bisey gönderemezdik gibi geliyor.

dunyadaki cogu elementin kaynagı zaten diger yıldızlar dolayısıyla pek oyle hammadde ithal edebileceğimiz bişey yok.

böyle bir şey hiç bir zaman olmayacak. başı boş dolaşan gök taşları her türlü madeni içerebiliyorlar. bedava varken, hatta yanından geçip gidiyorken neden para ve emek harcansın. haber.gazetevatan.com

@dedi kalabalığın içinden biri
Göktaşları ile olan alakasını anlayamadım. Emek ve para harcamamamız için göktaşlarını mı parçalamalıyız? Ya da dünyaya düşmesini mi beklemeliyiz bu elementler için? Yoksa dünyaya düzenli bir şekilde indirecek bir teknoloji mi yaratmalıyız? :) Bundansa bence mars'ta su,petrol aramak daha mantıklı bence.

su verirdik metan gazi madenler alirdik dunyada maden az miktarda ve eski goktaslarindan geliyor.

spacex sirketi kuruldu goktasi madenciligi yapacaklar.

@secilmis biri
ticaretten bahsedilmiş, yani ürün karşılığı para veriyorsunuz. para verdiğiniz şey bedava dolaşıyorsa kimse para vermez. göktaşlarının düşmesini beklemekten çok gidip getirmekten bahsettim. gezegenler arası hammade taşıyacak teknoloji varsa kimse ticaretiyle uğraşmaz, elma toplar gibi sonsuz uzaydan alır gelir.

@dedi kalabalığın içinden bir ses
Bunun olacağını sanmıyorum. Yani uzay boşluğunda tonlarca olsa bile gene paralı olur. Şuan kendi dünyamızda bile böyle birşey yok iken (tüm elementleri çıkartacak teknolojiye sahibiz ama para veriyoruz ki çoğunluğuda 1000lerce yıl yetecek düzeyde veya geri dönüşüm yapılabiliyor.) Buna göre sizin demenize bakarsak şuanda da bir ücret ödemeden bunlara sahip olmamız gerekmez mi? He kişi bazında eğer bir www.google.com.tr varsa, kendi petrolünüzü ücretsiz olarak çıkartabilirsiniz ki bunu da herkesin uzay boşluğundan kendisi gidip alması dediğiniz için söyledim. :) Bununda olması biraz zor gibi görünüyor. Bunların tabiki siyasi ve ekonomik boyuları var bence. kapital bir dünya da yaşıyoruz kapitallerin böyle birşeye izin vereceğini sanmıyorum. Elektrikli otomobillerin yeni ortaya çıkmasına rağmen(sanki yeni) hala benzine 5TL veriyoruz ve bundan yakınıyoruz. Bunun için söyledikleriniz ütopya bence.

4 kişiyle çok samimiydik.
4'ümüz de şuan ayrı şehirlerdeyiz.
1 tanemiz hepimizle ilişkiyi kopardı. Facebookta bile eklemedi :)
1 tanesi ailesiyle beraber başka şehire taşındı ama internetten hala görüşürüz.
1 tanesiyle hala samimiyiz ama çok sık görüşmeyiz. Fırsat buldukça..

Bu arada 7 yıl olmuş lise biteli..

Ha bi de kardeşim demediğim bi kaç kişiyle lise bittikten sonra daha çok samimi olduk :)

Aynı sınıftan 6 kişilik kemik kadro, aradan 10 yıl geçmesine rağmen hâlen daha haftanın 3-4 günü bir şekilde birlikte. Sadece telefonda görüşmek değil yani...

bir kişi vardı öyle, 9 yıl oldu lise biteli, 5 yıldır ayrı şehirlerdeyiz, lisede olduğumuzdan daha yakınız. erkek - erkek.

telefon yardımınla sürekli iletişim halindeyiz. ayda en az bir iki kere yüz yüze görüşürüz kardeş dediklerimizle. tatillerde de daha kalabalık bir grup buluşuruz.

lisede kimseye kardeşim demedim. ona rağmen üçüyle düzenli görüşüyorum.

Çok nadiren görüşüyorum. Fesbuk tivitır mesene neyin hiçbir şey kullanmadığımdan, telefonla mesajlaşmaktan da pek haz etmediğimden epey nadir oluyor. Ama sanırım biriyle bu yaz interraila gideceğim.

1 kişiye dedim, 10 yıldır kardeşim gibi. Ailemle aynı yeri.

ordaki yakın arkadaş çevrem gibisini bulamadım henüz üniversitede. 1 tanesi istanbulda bizle çok görüşmeye fırsat olmuyor ama hala sever sayar diye düşünüyorum. öbürü eskişehirde memlekette ben her orada oluşumda görüşürüz sürekli, diğeri benle aynı üniversitede zaten çoğu zaman beraberiz.

3 kişi samimiydik. Şu an 3 kişi ortak iş kurduk devam ediyoruz. Üniversitedekilerle o kadar samimi olamadık.

evet görüşüyoruz yıllardır. en samimi arkadaşlarım da liseden kalmadır.

Liseden kimseyle gorusmuyorum, eksikligini de hssetmiyorum.

sadece 1 kişiyle, o da facebookta ekli :))

ev arkadaşım hariç bütün iyi arkadaşlarım ve sevgilim lise döneminden kalma, hepsiyle ayrı şehirlerde hatta ülkelerde yaşıyoruz ama düzenli olarak görüşüyoruz, ama hiçbiriyle gittiğim lisede tanışmadım. liseden kimseyle görüşmüyorum.

ünide ilk iki sene ara ara 'lise buluşması' yaptık, sonra bitti.
4'ü ile aşırı samimiydik. 5. seneye gelince herkes kendi kabuğuna çekildi, artık görüşmüyoruz.

evet.
büyük grup dağıldı ama çekirdek grup görüşüyoruz.

4+3 kişi fln. ama hepimiz aynı anda görüşemiyoruz, tatiller vs uymadığı için.

lise bittikten sonra mümkün oldukça bayramlarda veya üniversiteye gittiğimiz şehirlerde birbirimizle görüşmeye çalıştık. genelde bu durum ilk 1-2 yıl devam eder sonra azalır ama lise bittikten 4 yıl sonra yaptığımız bir buluşmaya 28 kişinin 21'i gelmişti. sadece facebooktan davetiye attık ; facebook hesabı olmayanlara da sms attık. şimdi de buluşmalarda 10-12 kişiye kadar çıkabiliyoruz.

erkeklerin hepsiyle kızların da çoğuyla görüşmüşlüğüm var. arada düğünlerine , nişanlarına çağırıyorlar ; yuvarlanıp gidiyoruz. anadolu lisesini 7 yıl okuyan nesil olmanın da payı var tabi bunda ; çoğumuz ilkokul döneminde de birbirimizi biliyorduk. şimdi bile bir şeye ihtiyacım olduğunda ilk olarak lise arkadaşlarımla iletişime geçiyorum. kardeşim diyebileceğim tek adamla da ilkokul 1'den beri beraberiz ; lise bitene kadar aynı sınıfta okuduk. 21 yıllık bir arkadaşlığımız var kendisiyle.

not : lise biteli 9 yıl oldu.

sadece samimi olarak 1 kişi.

lisedekilerle hala görüşürüz.

Lise biteli 12 yil oldu hala liseden 100 kisiye yakiniyla (belki daha fazla emin degilim 50 si asiri samimi kardesim diyebilecegim kisiler) gorusuyorum. Haftada en az 10 15 I ile irtibatim olur. Hangi ulke hangi sehire gitsem muhakkak biraraya geliriz. Haftasonu kahvalti yapariz. Ki§in boarda gideriz (cogun ben ogrettim) yazin tatile cikariz. Dugun dernek hic eksik olmaz... her bayram tatilde biraya geliriz sabahtan aksama gruba 20 30 kisi dahil olur hun icinde....

(Yatili okul )

ücretsiz , gece de bırakabilirsin. ama saat 10 dafilan kapanıyo. gece işin olursa alamazsın. sabah 9 gibi acılıyo galiba..

ismail'le özcan çok iyi yerlerde çalışıyorlardı, kariyer sahibi adamlardı ama :) yani para biriktirmişlerdi 33 bin tl kadar, o parayla gezdiler. tabi sadece para da yetmiyor bunun için, ismail dediğin adam turkcell'de mühendisti, çok başarılı bir kariyeri de vardı, ama dünya turu için kariyerini parçaladı. tercih meselesi yani biraz da.

ben ugrastım ama yanıma kımseyı bulamadım , ıstıfa ettım ısımden ama sonra gıt bıraz gez gel dedıler 1 ay dolastım avrupada 10 kusur ulkeyı geri geldim sonra :)

aslına bakarsan buyuk bı tur ıcın alıstırma olarak goruyorum bu yaptıgımı. ilk fırsatta da cıkıcam herseyı bırakıp .. bakalım nisan ola hayrola .

33 bin tl ayarlarım. ama arkadaşlarım gelemez bu defa. kaldı ki 33 bin tl paraları olsa bile gelmezler. adamlar sürekli bilgisayar başında.

böyle 2-3 kişi gitsek hatta 5-6 bile olabilir yani. çok güzel olmaz mı? :)

hacı ne yapcan yurtdışında bana ipad al paranın bi kısmıyla =) asdf

Neden kendi başına çıkmıyorsun?

tek başıma sıkılırım yahu. onca ülke binlerce saat filan. o yüzden 5-6 kişi bile olabilir dedim. tek başıma sığır gibi çok fena sıkılırım.

5-6 kişiyle hiç de güzel olmaz onu baştan belirteyim,nerde çokluk orda bokluk durumu yaşanıyor.ha yanına kafa dengi, otu boku sorun etmeyen birini bulursan ne ala.baktın bulamadın kendi başına çık eğer gerçekten böyle bir şey yapmaya kararlıysan,arkadaş şart değil yani demek istediğim.tek başına yaptığın yolculuklar da inanılmaz zevkli olabiliyor.

Tek başına çık! Önce Türkiye'ye nispeten yakın veya gidilebilmesi kolay yerleri seç 2 ay seyahat et vaktin varsa. Önhazırlık olur hem. Tek başına gidiyorsun diye endişe de duyma.

Tek başıma 2 ay avrupada seyahat ettim ama hiç yalnız kalmadım emin ol. Sürekli birileri çıkacaktır karşına. Ve bu seyahatin kazandırdığı özgüven dünya turu için gerekli olacaktır. Çünkü iş planlama aşamasına gelince vazgeçmene sebep olacak bir sürü şey çıkacaktır.

Tek başına olunca mecburen etrafındaki insanlarla konuşuyorsun, yeni insanlarla tanışıyorsun, muhabbet ediyorsun. Bir şey yapmak istediğinde kimseyi ikna etmek zorunda değilsin. İstersen bir meydanda otur bütün gün insanları izle. İster gece hayatına ak bütün gün uyu, ister sabahın köründe kalk bütün turistik mekanları gez. Bence en fazla bir arkadaşını al yanına. Böyle bir hayalin ve gerçekleştirecek paran varsa hiç durma derim.

dünyayı gezeceksin ama tek başınasın diye sıkılacaksın :) bravo hehe

Dünya yı gezen çok arkadaşım oldu. Bisikletle gezmek en güzeli. 2 kişi veya tek kişi avrupa ya dönük değil asya ya yüzünü dönüp gitmeni tavsiye ederim gerçekten gezmek istiyorsan. Benim de böyle bir planım var yalnız çok sağlam donanım lazım karı var kışı var yollarda heba olmak var göze almak lazım. İşleri yoluna koymalı. Memuriyette 10. yılıma girince ücretsiz izin alıp anca çıkarım..

özcan'a mail attım. geri dönüş yaptı. tek başına çıkınca da yalnız kalmıyomuşsun zaten. maksat trende ve otobüste yalnız olmamak zaten.

nemo planın ne hacı ne ara cıkmayı dusunuyorsun ?

benım bekledıgım bır ıkı sey var.. gerceklesmezse b planım dunya turu. hazıran ayında netlesırse anında yollara dusecem gıbı..

istanbuldaysan bir ara bır ıkı bıra ıcıp konusabılırız yapılabilecekleri.. belkı gerceklesır..

yazı yazamasaydım katlanamazdım birçok şeye.
hele yazdıklarımı yaktığım zaman yaşadığım şeyi tarif edemiyorum

futbol.
oynamaktan bahsediyorum. yeşile bastığım an araba kornaları, kadın dırdırı, motor sesleri, bebek ağlamaları, ısrarla çalan telefon sesi... hiç bişey duymuyorum.

cherie fm olmasaydı
resim yapamıyor ve yazı yazamıyor olsaydım

snowboard ,

Karikatür dergileri ,

izlediğim animeler ,

arkadaşlarım ,

içtiğim şeyler ,

poker ,

seyahat etmek ,

Finans piyasaları ,

diziler ,

Kitaplar ,

adrenalin salgılatacak herhangi bir fırsat .

bunlar olmasaydı hayat daha sıkıcı olurdu..

yemek, çikolata, uyku, sevdiğim diziler ve kitaplar.

viski.
zekam.
portishead.
behzat ç.

Seks, futbol, canli muzik.

kediler

yazmak +1
gezmek, güzel yerlere gitmek

hatırlatırız , hatta bunu hatırlatmak ıcın duyuru bıle acabılırız ıstersen ..

ben bi sk anlamadım?

bende başvuruyorum bu hafta çıkarsa bi bira da benden sana

yani eğer kabul olursa buraya yazıcam erasmus'um kabul oldu diye.

siz de diyceksiniz ki 'zamanında böyle bi duyuru açmıştın, biramı isterim' ben de size bira ısmarlıcam izmir ya da istanbul'da.

zirve düzenle bence, hep beraberkene herkese ısmarlarsın.

hibeyi direk biraya yatıracaksın herhalde :D

vestel olması başlı başına bi sorun degil mi zaten ?

Aynısı bizim ofiste de oldu, bozulmuş, içindeki parçayı değiştirdiler.

@Mikail bey, garanti kapsamında mı değiştirildi?

erol, evet para almadılar. Yalnız Vestel'in boktan bir servisi var, gitti yaklaşık 1 ay haber alamadık, sonra arayınca hatırladılar, 15 gün de öyle bekledik.

hisarüstü otobuslerinin hepsi gider .. bunlardan birine binebilirsin.

berber sana ürün satmaya çalışmış olabilir ,

yada fena kafalamış seni.

sıkmış.

berberlerin olayı yalan söylemek
mesela bi gün kuafördeki adam saçınızı kaça yaptırdınız dedi ben de 200 dedim daha sonra arkada sinsi sinsi dinleyen adam gelip ben hep yapıyorum bunu 200 e yapılıyo dedi asdasda

(bkz: seboreik dermatit)

sinüzite davetiye çıkaracağın kesin.

Abartmayın ne felci, evin içinde soğuk su ile duş alıyorsunuz sadece.

Buzullarda ne çılgınlıklar yapıyorlar bir bilseniz.

5-10 dakika soğuk su altında kalmaktan hiç bir şey olmaz.

inan bana faydası zararından çoktur.

hassas bir yapın olsaydı şu ana kadar ölmüştün zaten demek ki dayanıklı bi tipsin

sinüziti, gribi vs geçtim

eklem romatizması diye bir şey var kendi içinde bin bir çeşidi olan; kansere kadar götürüyor ve elbetteki hemen ortaya çıkmıyor.

manyaklığın alemi yok.

vücutta ani ısı değişimleri kalp durmasına yol açabiliyor. normalde bir şey olmasa da terli terli aniden soğuk suya girmesen iyi olur.

kalbiniz için çok sağlıklı bir durum değil

iyice kurulanmadan dışarı çıkmazsanız bir sorun olmaz galiba. özellikle saçların iyice kuruması lazım yoksa sinüzit,zatürre olunuyor

benim gibi sinüziti daha önceden beri taşıyan biriysen ve artık rahatsız etmiyorsa çok sorun olmaz.

yaz kış soguk su forever ! ben de bi zararı olmadı yıllardır soguk su ile duş alırım..

hergün soğuk duşa vücudunuzu alıştırrısanız (ve sporda yapıyorsanız), emin olun yaşlanmanızı oldukça geciktirirsiniz.

Hamburg

kayseri

Balıkesir

pasaportunu unutma.

muhakkak alacağını söyleyenlere güvenip iphone falan getirme, elinde patlama olasılığı yüksek. onun yerine paris'in tadını çıkar.

louvre'a daha fazla vakit ayır. off çok kıskandım seni. iyi gezmeler.

parayı veren düdüğü çalar isimli nasrettin hoca hikayesi kulağına küpe olsun . kaparo almadan bir şey getirme.. illa getirmeni isteyenlerden kaparo al

Müzelere girip zamanını heba etme. Paris zaten açık hava müzesi niteliğinde olduğu için vaktini kuzey-güney, doğu-batı yönlerinde yürüyerek geçir. Zaten fazla büyük olmadığı için hem birçok yeri görür hem de daha çok keyif alırsın. Akşam da mahalle aralarındaki küçük bir restoranda merlot eşliğinde güzel bir biftek yersin.

kahve makaron'u ihmal etme.
çok güzel peynirler var, türkiye'ye de getirebilirsin. eiffel'e çıkacaksan doğru düzgün giyinip çık çünkü tepeler çok rüzgarlı oluyor (ben bunu hesap edememiştim mesela).

çok kıskandım yahu, ben de ofiste oturuyorum :/

bi kule mi ne varmış, böyle uzun bişi. ona çık.

Maria Magdalena klisesini gez muhakkak..

devlet memurluğu?

finans sektorunde cumartesı pazar calısılmaz.

sektörle değil çalışılan yerle çok ilgili bence bu.

denetim sektörü :)

Çalışılan yerle alakalı abi. Cumartesi çalışmak zaten insanlık dışı bir şey gerçekten.

kurumsal yerlerde çalışın, özellikle uluslararası şirketlerde 8 saat çalışırsınız, eğer mesai yaparsanız da verirler.

varsa aras kargonun twitter veya facebook hesabına şikayetini ilet. genelde bu kanallar daha aktif takip edilir ve hızlı cevap donulur.

aynı şekilde musteri hizmetler de etkili olabilir ama diger iki kanal daha oncelıklıdır.

twitterda çemkirince dönüyor yurtiçi kargocu. aras'ı bilmiyorum.

size bakan şube iyi çalışmıyordur. şikayet edebilir veya asgari ücretle günde 12 saat çalıştıkları için mazur görebilirsiniz. bizim de burdaki yurtiçi şubesi dandik ama adamlara kızamıyorum personel yok.

@bihaber bu kafaya sahip müşteriler oldukça bu firmalar da asgari ücrete 12 saat adam çalıştırır, hiç bir zaman da düzelmez. size elemanları şikayet edin demiyor kimse, aras kargoyu şikayet edin. kendi içlerinde hizmet kalitesini geliştirmek için neleri değiştirecekleri onlara kalmış.

o da bir yaklaşım. ama hizmet kalitesinin nasıl yükseleceği belli; kalifiye eleman çalıştıracaksın ve daha fazla ödeyeceksin. bak bana bakan şube sabah 12'de açılıyor akşam 12'de kapanıyor. orda ben çalışsam ben de kasmam kendimi. firma zaten paketlerin ne zaman teslim edildiğini sistem üzerinden takip edebiliyor. umurlarında olsa niye bu paket üç gündür bekliyor diye takibini yaparlar.


edit: sabah 8 akşam 8

hiç bırakma

Hiç bırakma+1

Neden dersen;ne kadar az hipster o kadar huzur.

bence bırakma , hatunlara bıyık hiç yakışmıyor , hele iş ortamında evlerden ırak..

Ben olsam bırakmazdım.

bali kullanmamak kesin şart mı

tiner hariç tüm şartları karşılıyorum ..

bali ve tiner sadece özel günlerde, kandillerde, yılbaşlarında, eğlencesine arkadaş ortamlarında kullanılıyorsa kabulüm. böbrek ve kötü yol meselelerinde ise tutumum katı.

ne güzel ne kadar saykodelik bir insansınız. evlenilecek türden.

derby kullaniyorum ben sayilir mi

selamlar,

[email protected] e-mail adresine sahip arkadaş sizinle ciddi düşünüyor, dolu ya da boş bir e-mail fırlatabilirseniz, kendisi sizinle iletişime geçecek. (sözlükte çaylakmış, duyuru'ya dışarıdan alımlar durmuş gibi sorunlar yaşamış, o sebepten mesajını benim iletmemi rica etti, iyi çocuktur, "tanısan seversin" klasmanından.)

tenks.

Merhaba,

İhtiyaç olur diye ikinci bir talip var demeye geldim. Kendisi dandik sözlüklerde yazarmış. Kafasına kefilim gerisine sen karar ver.

ucok_umut (et)yahoo da mail adresi.

verın bı fırmaya apartman yonetımı işini .. ske ske alıyolar.. hırlısından da hırsızından da ..

Ebay'den al gönder.

oralarda ucuzdur soyle yarım kılo koko yolla arkadasının evıne ..

gramı 20 usd den 500 gr cok girebilir , 10 gr yolla yollayacaksan ;)

vermem

"abimin bi' arkadaşı" nedir ya? 20.000'den bahsediyoruz burada.

koşarak uzaklaş. borç alabilmek için insanlar ne yapacağını şaşırıyor. a okadar parayı belge olmadan verme enet gibi mesela. artı parayı alan veya sana senet imzalayan kişinin malı mülkü var mı? şu an işin en kötüsünü düşünmen lazım. tefeciler vermiyor o kadar parayı.

verme paranı.

o parayi birak arkadasinin abisinin arkadasina, babana bile verme..
sakin.
eger ki bu parayi degerlendirmek istiyorsan, git kredi cek 10bin liralik, sonra, git, 2012 model fiat linea al, git bi tane rent-a-car'a, arabani 2 senelik kiralatmak istedigini soyle.. aylik sana 800 lira gibi bi para getirir bu. 2 senede hem 1 tane araban olur, hem 20bin liran degerlenmis olur hem de 10bin daha kazanmis olursun.

selamlar..

bunu sizden alacagına bankadan alsın madem o kadar kazanabiliyor . banka yıllık %25 faiz alıyor.. eger boyle bır ımkanı olsa sonsuz zengınlıgı elde ederdi..

paranıza sahip olun . bahsedılen seyın gerceklıgı yok..

sakın verme.

1 yılda 20 bin lira olan paranı 44 bin lira yapıp sana geri vereceğini söylüyorsun yani. borsada bu parayı çok çok çok ama çok risk almadan yapması imkansıza yakın. borsa kazandırsa kazandırsa en sağlıklı, en az riskli şekilde şu günlerde yıllık yüzde 20 kazandırır. sen yüzde yüzün üzerinde bir kazançtan bahsediyorsun. rasyonel düşün. ana paranı bile alamazsın. bir soru;

bir yılın sonunda arkadaşın sana gelip, abisinin arkadaşının parayı borsada kaybettiğini, batırdığını, hiç ettiğini söylediğinde ne yapacaksın?

eğer niyetin varsa bir yatırım şirketine sözleşme karşılığında muhafazakar risklerle paranı teslim et. emin ol daha akla mantığa yatar. uzak dur.

hocu,

www.isbank.com.tr

bak şu adrese, işbankasından 20 bin lira kredi çeksen ayda 1900 lira ödemen gerekiyor. senin arkadaşın abisinin arkadaşı parayı bankadan alsa 1900 lira ödeyecekken senden alıp 2000 lira ödeyecek ve 1 sene sonunda 20.000 lira daha verecek sana. buna inanıyorsan o para muhtemelen lotodan çıkmıştır zira 20 bin lira çalışıp kazanıp biriktirecek zekada bir insan buna sadece güler.

zaten vermeye meyilli değildim, ama kafamda bi acaba vardı.. çok teşekkürler görüşleriniz için..

verme sakın. gitsin kredi çeksin bankadan.. sen banker misin amk?

Senet yaparım.

1- Parayı tabi ki vermeyin.
2- "Yediğinizin içtiğinizin ayrı gitmediği" o arkadaşlığı bir gözden geçirin. Eğer arkadaşınız aşırı saf ve iyi niyetli biri değilse... Bildiğin yarım ağız dolandırıcılık teklifi.

Dostum sakın verme sakın

Sakın verme, çıldırma, aklını başına devşir. Sen olsan verirler miydi, bence kimse vermezdi.

verme

bu işte tefecilik deniliyor. faizli para alıp bir süre sadece faiz ödeyip sonra anaparayı ödemek yani.

gene de oran manasız derecede yüksek. ancak her noktadan batmış kimseden para bulamayan bir insan bu şartları kabul eder.

%99 olasılıkla ne paranı ne de aylık ödemeleri alabilirsin.

Ver diyince vereceksen, git ver.

Borsada bu kadar yetenekli ise zaten senin 20 bin lirana ihtiyacı olmaz, çok daha büyük bir yatırımı yönetiyor olurdu.

ver gitsin haci sen yiyemiyosan ver yesin adam

bütçeni bilmiyorum ama termini dolaylarında kalırsan 40 euro civarında private roomda (oda+kahvaltı hostel) kalabilirsin. çok düzgün bi muhit olmamasına rağmen ulaşım için avantajlıdır.

termini ye cok yakın hotel marie'de kaldım 27 euromuydu neydi fiyatı. oda +kahvaltı.

yanı sadece uyumak ıcın ugradıgım yer oldugu ıcın cok sorun yasamadım. odada kalan elemanlar da gayet iyi muhabbet ettıgım kısıler oldu.

romada ulasım metro yeterli oluyor. zaten cogu zaman yuruyeceksın . sabah gidis ve aksam donuste belkı metro kullanırsın. belkı de ıhtıyac bıle duymazsın . kucuk yer bıraz istanbulla kıyaslayınca.

nereye girsen bisey yenır pampa cok takma kafana..

sheraton golf medici'de kaldim, odalari yeni ve temiz, kahvaltilari fena sayılmaz.. sehre biraz uzak ama shuttle servisleri var gidis 4 euro dönüs ücretsiz..

değil.

Alakası yok.

öyle olsaydı öyle olurdu ama değil diye düşünüyorum. fizik kuralları belli işte.

bi de bazen "insan niye ikide bir her anlayamadığı şey için olağanüstü neden uydurmak isteyecek kadar ezik" diye de düşünüyorum.

Cok yanlis yerde sordun soruyu.
Ama bence oyle. Mukemmel bi guzelligin parcasi olmaya calisiyoruz, aramizda bazi vicdani bozuklar ortaligi karistirmasa cok daha guzel olacak hersey.

böyle durumlarda hep askerliğimi hatırlıyorum. bi huucu eleman vardı bizim karakolda. geceleri devriyeye çıkmadan önce koğuşa yat verildikten sonra vakit geçirmek için tv izlerdik. genelde de nat geo wild açık olurdu (o kadar da entel bi karakolduk). bu abimiz tv izlerken sürekli ve sürekli ve mütemadiyen "bisss" diye başlayıp içinden devam ediyordu. arada coşup salavat getiriyordu falan. en çok da "şu allahın mucizesine bakın! mucize mucizee! mükkemmel bir olay" diyordu. genelde böyle zamanlarda ekranda bir kaplan götünü yaymış yatıyor, ya da yılan fare deliğinden av yakalamaya çalışıyor ya da ne bileyim bir maymun götünü kaşıyor gibi çok sıradan olaylar oluyordu...

sanırsam anlatabildim :)

pagan olmuşun haberin yok.

@miserated; gerçekten olağanüstü bir yerde yaşadığı için olabilir mi? bilim sana insan vücudunun mükemmeleyitinden bahsedebilir; ama nasıl oluyor cevabını veremez.

@kediebesi; zaten dinsizim.

@dk


"Mükemmel dizayn

Evrim karşıtlarının, sürekli olarak, canlıların mükemmel bir şekilde “dizayn” edildiklerini, bütün canlıların şaşmaz bir incelikle işlev gördüklerini kafalara yerleştirmeye çalıştıklarını görüyoruz. Onlara göre bu mükemmelliğin tepe noktasında tabiî ki insan yer almaktadır. İnsan, ruhu ve düşünceleriyle tüm canlılardan daha üstündür, hatta diğer tüm canlılar ona hizmet için yaratılmışlardır.

Ancak durum hiç de evrim karşıtlarının ileri sürdüğü gibi değildir. Hemen her insanın bir (bazen de birkaç) organının yaşamının belli bir döneminde ya da tüm yaşamı boyunca yeterince işlev görmediğini, hastalandığını hepimiz biliriz. Bunu görmek için hastanelere gitmeye de gerek yoktur. Yani yaratılışçıların söylediğinin aksine, insan mükemmel tasarlanmış, şaşmaz hassaslıkla işleyen bir organizma değildir. Tüm canlılar gibi insan da hâlâ değişmenin sancılarını çekmektedir.

Bu konuda birkaç örnek verelim. İnsanların hemen hepsinde üçüncü azı dişi (yirmilik diş) sorun yaratmaktadır. Bu dişler ya eğri çıkmakta ya da çıkıp işlev görmedikleri için çabucak çürümektedirler. Sonuçta neredeyse tüm insanların bu dişlerle başı derttedir. Sizce bu mükemmel bir “dizayn” mıdır? Bunun tek mantıklı açıklamasını evrim kuramı içerisinde bulabiliriz. Çünkü insanda çene boyutları gittikçe küçülmekte ve dolayısıyla dişler, küçülen çenede yer bulmakta güçlüklerle karşılaşmaktadırlar. Küçülmeden en fazla etkilenen dişler, diş kavsinde en arkada yer alan üçüncü azılardır.

Ayrıca ductus deferens’in ve nervus laryngeus recurrens’in onca yolu dolanması da mükemmellik yerine evrimsel bir kusuru göstermektedir."

evrimagaci.org

@agy3

bütün bunları söyledikten sonra bi de o son cümleyi söylediniz ya, hey yavrum hey

bu kusursuz düzen kesinlikle Pain senseinin ürünüdür. aksi takdirde böyle bir şeyin olmasına ihtimal dahi yoktu.


bu kusursuz düzen kensilikle zeusun ürünüdür aksi takdirde boyle birşey olamazdı.

bu kusursuz şey kesinlikle Allahın hikmeti oyksa böyle birşey olamazdı.
bu kusursuz düzen kesinlikle atalarımızın ruhunun dünyayı korudugunun işareti yoksa boyle bısey olamazdı.

bu kusursuz duzen kesınlıkle uzaylıların işi yoksa boyle bırsey olamazdı.

bu kusursuz duzen kesınlıkle bir ev hanımının işi yoksa boyle birşey olamazdı.

bu kusursuz duzen kesınlıkle bilgisayar programı aksı takdırde boyle bırsey olamazdı.

sana hediye olarak şu parçayı gönderiyorum.
www.youtube.com

Bazı yerlere güzel güzel, bazı yerlere bela gibi iner kar, bazı yerlere ise inmez, hatta güneş kavurur. Yağmur yağar, rahmet der kimisi, kimisinin ise evini su basar, sel götürür, çoluk çocuk boğulur, ekinler gider.

İşler yolundayken bunu tanrının varlığına bağlayan, işler yolundan çıktığında isyan edecek tanrı arayabilir, veya günah/cehennem korkusuyla acısını içine gömmeye çalışır.

Hiç mi akıldan geçmez, "ya bu işlerin tanrı vb ile alakası yoksa" diye? Bir tanrı olsa bile, bu kadar galaksi (yaklaşık 100.000.000.000) ve onlardan herhangi birinin (Samanyolu) yaklaşık 100.000.000.000 adet yıldız sisteminden herhangi birinin (güneş sistemi) bir gezegenindeki kar seviyesini ayarlamaktan veya birilerinin işini gücünü ayarlamaktan başka derdi olmaz mı? Bütün dünyanın toplam dertleri bile, bilinen evrendeki toplam olası derdin 1/10.000.000.000.000.000.000.000'u kadar sayılır.

Güzel birşey olur, hemen "allah var"
2 yaşında bebek hastalıkla boğuşarak acılar içinde ölür, o zaman isyan/sabır?
Oysa bunlarla bir tanrı neden ilgilensin ki?

Geçelim lütfen.

stephen hawking de diyor ki;

"we see the universe the way it is because we exist."

yani; evreni bu şekilde görüyoruz çünkü aksi olsaydı hiç varolmazdık. bu tip sorulara kuramsal fizikten yardım almaksızın ancak metafizik yanıtlar verilebilir. örn. m-kuramı doğruysa ve aslında ortada bütün olasılıkların mümkün olduğu sonsuz sayıda evren varsa bizim evrenimizin tek farkı içinde bunu akıl edebilen canlı varlıkların koşturmasıdır. yani bütün bu varoluş aslında varolmanın sebebi değil sonucudur.

van da depremzedelerin üstüne yağarken misal ;pek de o kadar hoş değildi sanki.

sıralamayı verıyorum ;

1-kartalkaya en iyisidir , bu üçlemede.ana pistlerini pek kullanmayı sevmem offpisti çok güzeldir , kırmızı ve siyah bölgeleri muhteşem keyiflidir.
Dorukkaya tarafı kartalkaya tarafından cok daha güzeldir.

2-uludağ 2.bölge (birinci bölge bir kayka pisti değil fotoğraf çekim alanıdır.. hiçbir kayakçı boardcu gidip 1.bölgede kaymaz çok büyük bir problem olmadığı sürece. orasının çocuk parkında farkı yok )
3- Erciyes 2. zirve

erciyes ikinci zirve ile uludağ 2. bölge yarışır. ben erciyesi tercih ederim. uludağın kar kalitesinden çok daha iyidir toz kar ve off pisti..

yüzde diyemem ama düşündüm 5 kişi aklıma geldi

en.wikipedia.org
en.wikipedia.org

çevremdeki herkes süper. sanırım tek mal benim.

nasıl bir çevreye sahip olduğuna bağlı,

üniversitede saçma bi ortamım var. bölümden tanıdıklarımdan oran 80% civarındaydı. çok küçük bir arkadaş çevrem vardı gerisini salla çöpe.

yurtdışında çantiyede çalışıyordum ve bu oran 90% seviyelerindeydi herkes mal, sorunluydu.

tr ye döndüm düzgün bir şirkette masa başı başladım. millet komplekssiz işini yapıyo falan. bu oran 10% dan aşağıya düştü. tahammül edemediğim adam yok gibi.

piramidal bir yapı söz konusu, o yüzden nüfusun belli bir kısmı mal olmazsa kalan azınlık akıllı olamıyor. yani piramidin dibindeki herkes çok çok akıllı bile olsa tepedekiler daha bi akıllı olacak, o yapı hiç değişmeyecek.

iş hayatında bu oran çok yüksek ..

iş hayatı cevabı +1

%20 si mal

ben de %70 civarı artı-eksi derim. arkadaş şirketin yarısı mal zaten. ee sağda solda da var bi miktar. ama şükür %30 yetiyo bana :)

iş hayatında oran yüksek +1

çevremi bilmem ama sokak cadde durak şehir tv gazete ve koca istanbul mal dolu. bıktım denyolardan.

mk mezun olmasam mı ne yapayım o zaman? :)

okul hayatı. %95 diyorum.

-5. kattayım.
Sanırım yeterli olur.

2 kişiyiz. karşılıklı masalarımız. 6. kattayım. çay kahve istediğim zaman istediğim kadar içebiliyorum. temizlik her aksam yapılıyor. çöpler bosaltılıyor masalar siliniyor hatta masamı bile topluyor, masamı topluyor derken dagınık evrakları toplu halde buluyorum. tabi gizlilik derecesi olan şeyleri masa da bırakmıyorum. bi maslak manzaramız var hiç yoktan iyidir.

30 civarı. dışardan pek ışık almıyor (binanın arasına bakıyor daha çok), gürültü yok, telefon sesi seyrek, konuşmalar genelde sessiz (dışarıdan birileri gelmedikçe). temizlik her akşam yapılıyor. çay kahve için otomatik makine var ama dandik. cafe var bir de. istersek kendimiz de kettle ile yapabiliyoruz.

tek basima kendi odamdayim. bolme duvarlarla ayrilmis kucuk bir oda ama penceresi buyuk ve ferah. gayet sessiz, aydinlik. duzenli temizlik yapiliyor. cay, kahve makinesi hemen koridorda.

aynı katta yaklaşık 100 kişi. yarısı müşteri ilişkileri. sabahtan akşama kadar 50 kişi aynı ağızdan telefon ile konuşuyor. senden daha kötüleri de var.

şu an ofiste tekim pencereden kar yağışını izliyorum. öğleden sonraları temizlikçi kadın geliyor. çay kahve gırla.

19 kişi büyük bir servis, gün ışığı pek almıyor ama paso çay kahve içiyoruz.

85 kisi acik ofis. ama 4'er kisilik ufak bolmeler var. Bolmeler baya yuksek cok gurultu olmuyor. 8.kattayiz 2.kopru manzaramiz var. Cay-kahve ve soguk mesrubat sinirsiz. Abur cubur dolu bir sepetimiz var. Her gun ogleden sonra meyve geliyor. Her sabah temizlik yapiliyor.

küçük bir odada 2 kişiyiz. temizlik sabahları biz gelmeden yapılmış oluyor. çay, kahve serbest.

uçak hangarında çalışıyorum,
yaklaşık 200 kişi aynı anda farklı uçaklarda çalışıyoruz,
ofiste çalışmıyorum temizlik sürekli yapılıyor gürültü oluyor
-10 derecede dondurucu rüzgarda gece 12 den sabah 5 e kadar kanat üzerinde ellerim titreyerek çalıştığım oldu.
40 derecede mezar gibi bir yerde günümü geçirdiğimde oldu.

Biz de 7 kişiyiz ofiste. genelde çok sessiz bir ortam oluyor, sadece klavye sesi duyuluyor. Bazen de biri müzik açarsa hafiften o çalıyor.
Çay kahve vs var. bir duvar sadece pencerelerle dolu, aydınlık yani ortam. Temizlik düzenli olarak yapılıyor.
şimdilik ofisten aktarabildiklerim bunlar, evet tekrar sanxis'e dönüyoruz.

ah ah çay kahve yasak :(

bizde de üretim gürültüsü var. fabrikanın köşesinde pimapenden yapılma küçük ofis işte. 5 kişiyiz. temizlik de ayda yılda bir...

Kahvem yanımda
Tek kişiyim odada
Evden çalışıyorum
Karşımda pencere ve kar
İstediğim zaman telefonumu kapatıyorum
Bazen arkadaşlarım geliyor
Onlarla muhabbet ederken de çizim yapabiliyorum
Gün ışığından faydalanmak için çok erken kalkıyorum

8 kişiyiz,önümüzde bahçemiz var,istediğimiz kadar çay kahve içiyoruz,o diil dışarıdan istediğimiz yemeği söyleyebiliyoruz(tutarına bakmaksızın),her akşamüstü meyve servis ediliyor,bunun dışında akşamüstü dışardan pasta börek de söylüyoruz.
( hepsini şirket ödüyor)

@sanxis soruna cevap vereceğim fakat nasıl oluyor da öyle sağlıksız bir ortamda çalışmanızı bekleyebiliyorlar? iş yeri kaynakları departmanınız yok mu? bir de ne iş yapıyorsunuz merak ettim.

Bizim ofis 15 kişilik filan yalnız genelde 10 kişi gelir. Telefon çok nadir çalar. Cep telefonlarıyla konuşanlar dışarı çıkar. kübiklerde oturuyoruz. kocaman camdan bir duvarımız var dışarıya bakan, ışık gayet iyi yani. ses durumu fena değil, konsantre sağlanabiliyor. temizliğimiz de pazartesi-çarşamba-cuma öğlenleri yapılıyor. çok detaylı olmuyor ama idare ediyor. Çay ve kahve mevcut.

-5. katta çalışan arkadaş ne iş yapıyor merak ettim, insaf yani.

@interview with the vampire eski çalıştığım ofis'te iki kişiydik. temizlik yapılmıyordu, çay kahve vardı ama bitince patronun tekrar almasını beklememiz gerekiyordu ki bazen uzun süre almadığı oluyordu. kışın ısınma kötüydü, temizlik yapılmadığı gibi bizden bekleniyordu ve yapmayınca bir de üstüne laf sokmaya çalışıyordu hain patron. çalışma saatleri "esnek"ti ve maaşlar da düzenli ödenmiyordu.
şirket küçük olduğu için başka departman yoktu ve salak gibi patronu yarı yolda bırakmamak için işten istifa etmiyorduk. Bir de sürekli düzelecek, büyüyeceğiz, birileriyle konuşuyorum ortak olacaklar vs deyip duruyordu. Bir süre sonra tübitak'tan destek alıp gebze'ye geçtik orada şartlar biraz iyileşmişti ama yine her şey düzensizdi ve sonunda istifa ettik iki çalışan da. şimdi biraz, yok yok çok salaklık yaptığımızı düşünüyorum. bence kötü ise çalışma ortamınız patronun yalanlarına inanmayın. patron her zaman patrondur. o bir şekilde kendini döndürür, onu yarı yolda bırakacağınızı vs düşünmeyin.

aynı odada demiyeyim de, aynı lobide 5 kişiyiz. açık ofis normalde şirket, ama biz biraz daha ayrılmış bir ortamdayız onlardan. florasan ışığı var, gün ışığı yok. ses olarak yalnızca çok hafif bir havalandırma sesi geliyor. çay, kahve vs kendimiz istediğimiz kadar alıp içebiliyoruz. çaycı çayı yalnızca demliyor, ve boşları topluyor.

ek: her akşam temizlik yapılıyor. 10-15 dakikada bir bizim lobiden bi kişinin mutlaka 3-5 dk lık bi görüşmesi oluyor.

ben tekim ama tüm odaların kapıları açık olduğundan pek izole bir ortam yok. çayım kahvem istediğimde gelir suyum masamdan eksik edilmez. üst katta dokuma makinası olduğundan sürekli titreşim ve ses var o olmasa çok mutlu olurdum. başka bir şikayetim yok

ben de yazayım bari.

-1. kattayız ama kotta. o yüzden manzaramız var fena değil. ofis aydınlık. düzenli temizlik yapılıyor.
3 kişiyiz ofiste ama bi şef var o da cam bölme gibi bir yerde onun haricinde 2 kişi orta büyüklükte bir ofis genişçe masalar ferah bir çalışma ortamı.

ha şantiyedeyken 25m2 de 7 kişi çalıştığım olmuştu 6 ay falan. ayrıca bir toplantı masası bir de plotter vardı. aşırı sıkışıktık ama öyle çalışmanın da avantajları vardı.

Merak eden arkadaşlar olmuş..
-5. kattayız, reklam ajansı.. 70 küsür kişi..
Gün ışığı yok. Sigara içmediğimden binadan çıkmıyorum.
Akşam olduğunu sadece saate bakarak anlayabiliyorum.

@barix e tabi canım o ne öyle ya. yarı yolda filan kalmaz kimse. böyle düşünmeyin.

5 kıattayım , halka şeklinde bir çalışma odası duvar yok tamamen cam ve ışık giriyor (camlar kısmen filtreli )

35 kişi aynı odadayız , (diğer birimlerden gelenleri saymıyorum ) 4 lü yonca şeklinde paneller bilgisayar ekranından alt seviyede , herkes birbiriyle konuşuyor , muhabbet ortamı bol ve gerekli.

telefonda konuşanlar kendi arasında konuşanlar , uzağa seslenenler herşey var..

herkes mühendis veya programcı..

çayın kahvenin dibini buluyoruz gün boyunca. telefonlar hiç susmaz , temizlik hergün yapılıyor.

Rahat pampa. Sağımda Galata Kulesi solumda Galata Köprüsü var. Genelde odada yalnızım. Ziyaretçi olmadığı sürece soran yok.

6 katlı binanın 2. katındayım, open office çalışılıyor, kat için 800 m2 desen burada 30 kişi vardır. en üst katta restoran, an alt katta çok güzel bir spor salonu var. katın her tarafı cam (plaza) güneş alıyor. temizlik vs akşamları yapılıyor. mutfak ve sohbet odası var, büyük yuvarlak koltuklar, çiçekler vs.

ofiste dönem kapanışları dışında sürekli geyik, muhabbet döner, sesli değil tabi, sohbet odasında ya da masa başlarında 2li 3'lü gruplar halinde. haftada en az 2 kere doğum günü partisi, bilmem ne partisi verilir, cuma günleri öğleden sonra da happy hour yapılıyor.

ben vergi ve finans müdürüyüm, gün içinde toplantı üstüne toplantı yapıyorum.

2. kat.
odamda tekim.
yaklaşık 25-30 kişilik bir ofis.
odanın bi duvarını kaplayan bi cam mevcut epeyce aydınlık.
çay kahve servisi var.
her akşam çöpler alınır masam silinir.
pazardan pazara temizlenir oda cuma akşamından dağınık olsa p.tesiye toplanır.
harbiye manzaralı
bilgiişlem odasından bildiriyorum.

aynı odada 3 kişiyiz ama oda zaten maksimum 3 kişi alabilecek kapasitede. ışık yeterli, yan taraftaki sekreteryadan biraz ses geliyor ama aşırı değil. çay, kahve servisi var. temizlik her haftasonu yapılıyor.

bizim de açık ofis 5'i devamlı 1 de ara sıra gidip gelen elemanımız var.elektronik sektörü olduğu için üretim gürültüsü hiç yok.ama satışcı da bu ofiste olduğundan sürekli müşteri gidip geliyor onların sesi çok rahatsız ediyor bazen.aydınlanma, ısınma konusunda sıkıntı yok. full cam bi cephe, kalorifer ve klimayla ısınıyoruz.çay kahveyi de sekreter yapıyor biz mutfaktan alıyoruz.

@justamiracle : Yazık bana :)

hacım iyi kayıyosan yapabilecegin bişey zaten bu .. yoksa ters dönen kişiler genelde denge ve yön algıları kaybolduğu için yüz üstü kapaklanırlar..

yanı bu hareketi yapabilecek seviyedeki kişiler için geri geri kaymak pek sorun degildir..


standart bir kayakçı için ters gitmek başlı başına sorundur zaten..

bu tür şeylere cesaret edemiyorum ama inan ki sakat bir yanı yok. aşama aşama öğreneceksin sonuçta. finlandiyada 13-14 yaşındaki bebelerin %90ı bunları yapıyordu.

@kennym bilmiyorum hiç geri geri kaydığımı hatırlamıyorum. Kaydıysam da kazayla olmuştur ve kendimi yere atmışımdır muhtemelen:)
540'ı yapamam belki ama 360'ı da yapamam mı ya? Şundan korkuyorum, 360 yapiyim derken 180 yapıp geri geri kayıcam her şey berbat olacak:)

@hayley williams ile evlenecek genc, ah o finlandiya'daki 13-14 yaşındaki bebeler şimdi extreme sports videolarında boy gösteriyolar. acayip kıskanıyorum ya, bunları yapmadan ölmek istemiyorum :/

kartepeye git, küçük pisti var. board'u ilk taktığında düşersin dert etme. ilk eğimde tekrar düşersin sorun yapma ilk virajda tekrar düşersin yine sorun yapma, sert eğimin sonunda kesin 3/5 takla atarsın eğer hala kol bacak kırmadınsa devam et ikinci turda düşüş sayın yarıya iner.
herkes anasından snowboard, kayak yaparak doğmuyor. öğrenirsin tabi neden olmasın

Amaca kilitlen. Sabırlı ol,full time Bütçe ayarla. Snowboardını yap. YOLOO

gideceğinde haber ver , ben de orda olursam , öğretirim yarım günde..

gitmeden önce siteleri incele , hareketleri gözlemle.. tek başına da yapabilirsin. ben öğrendim tek başıma..

bak bu site çok faydalı olacaktır..

www.abc-of-snowboarding.com


izleyebildiğin kadar video izle .. birsürü öğretici video var.. gittiğinde tektek hepsini sırayla dene..

1- Yaramaz.
2- O evrendeki yazılım firmasının en üst win. versiyonu o olduğundandır.

Hacı şindi böyle abuk subuk assumptionlar yapmak için önce paralel evren ne onu öğrenmen lazım. I-ıh, olmamış.

1. Yarar.
2. Windows 31'dir belki o.

lan o kadar uzun cevap yazdım kı gondere basınca hacıladı site cevabı ..

1- bilgi transferi sözkonusu paralel evrenler arası. ancak zaman mekan farklılıklarından dolayı işe yaramayabilir.. özellikle türkiyede bir işine yarayacağını sanmıyorum. öss ye girecek olsan nüklüer tıpı seç kolay okursun derdim ama bunun dışında bi boka yaramaz.. ancak dağda bayırda notron proton kovalarsın hobi olarak..

2- paralel evrende bill gates win 3.1 den sonra iflas etmiş olabilir , kendi,ni karıya kıza kaptırmıs olabilir , araba çarpmış olabilir , kısacası win 3.1 den sonra yeni sürümü çıkarılmamıştır bir türlü..

ya da gittiğin zaman aralıgı 3.1'in oldu yıllardı.

1/a - ünvan orada kalır, bilgilerin seninle gelir. bu yaştan sonra ygs kpss uğraşamam dersen alternatif nükleer tıp işine girer yolunu bulursun.
1/b - nükleer bomba patlayınca birleşiyor tüm evrenler. ışın çıkarabiliyorsan bomba da yapabilirsin belki. (amerikalıların bir bildikleri vardır.)
1/c - ne diye döndün ki?

2 - orada nükleer tıp profesörü olabildiğine göre windows 3.1 kullanmalarına şaşırmamak lazım.

arz talep olabilir,emin değilim tahmin ettim

kapitalist sistem. paranın yoktan var edilip vardan yok edilmesi.

(bkz: Fun with Dick and Jane)

cevaplarınız için teşekkürler. cevaplarınız fiyatın değişmesindeki etkenler elbette ki ama bunların etkisi saniye başına fiyatın değişmesini etkiliyorsa bile ben tam anlayamıyorum. bir de şöyle bir durum var: mesela bizim borsanın yüzde 75'i yabancıların elinde, bu yabancı denilen adamlar da bildiğim kadarıyla büyük fonlar bunlar uzun vadeli yani en azından 1-2 sene kalıp ondan sonra satıyorlar hisseyi diye biliyorum en azından her saniye işlem yapmıyorlardır diye tahmin ediyorum risk almamak adına zaten onca hisse bir anda satılamaz. bu durumda da fiyatların neden saniye bazında değiştiğini anlamıyorum, bilmediğim-kaçırdığım nokta nedir?

şiket veya şirketler için o an olumlu bir bilgi geldiğini düşünelim. satıcı önceki duruma göre teklif ettiği fiyatı artırıyor. alıcı da önceki duruma göre ödeyebileceği satın alma teklifini yükseltebiliyor ve yeni bir fiyat oluşuyor. bu da sürekli bir dalgalanma yaratıyor.

eviniz var kiraya vereceksiniz, bir haber yayılıyor evin arkasından tren yolu geçecek. kimse tutmak istemez kirası/satış fiyatı düşer. hemen yanına alışveriş merkezi yapılacak diye haber çıkarsa değeri artar. ev aynı ev ama müşterilerin ödeyebilecekleri fiyat değişiyor. bunun gibi. borsada bu biraz daha sık oluyor.

bir de imkb'de fiyatın oluşma mekanizmasına bir göz atın.

tek bır neden var , arz ve talep..


kımısı elındekı kagıdı satmak ıstıyor en ıyı alıcıyı gozune kestırıp satıyor , kımısı ıse o kagıdı almak ıstıyor ve en ıyı alıcıdan alım yapmaya calısıyor..

olay cok basıt.. gerı kalan hersey arz ve talebe etkı eden seyler...

cevaplarınız için teşekkür ederim.

söylediklerinizden çıkardığım ve vardığım/kabul ettiğim nokta şu: demek ki bizde ve genel olarak tüm borsalarda yatırım yapan çok fazla kişi/kurum var, yani bir yerde şöyle diyorum: dünyadaki tüm borsalarda dünyadaki tüm borsacılar işlem yapıyor yani borsalarda işlem yapanlar hep aynı kişiler ve her yerdeler ve bunların sayısı çok fazla, en azından hepsi ya da büyük çoğunluğu türkiye'de çünkü yabancıların ağırlığı bu kadar fazla iken saniye bazında fiyat değişmesini böyle açıklayabiliyorum kendime, eğer bu şekildeyse bir mantığa oturmuş oluyor benim için.

şu ana kadar yazdıklarımda yanlış bildiğim/yanlış yorumladığım ya da bilmediğimi anladığınız noktalar varsa bunları açıklarsanız çok sevinirim

işleri bu. 2 tür oyuncu var piyasada uzun vadeli ve kısa vadeli.
uzun vadeli olanları senin gibi düşünenler, borsanın uzun vadede şirketlerin performansı üzerine hareket ettiğini düşünen ve belki ayda belki 2-3 kere alış satış yapan.

kısa vadeli ise;
işi kurum adına günlük trade etmek olan yüzlerce insan var + bir o kadar da bağımsız spekülatör var. çok büyük paralarla işlem yapmıyorlar belki 50 bin 100 bin.
kaldıraç kullanırlar kredili işlem yaparlar.pozisyon taşımazlar, gün sonunda kapanırlar.
şirketin adı, değeri farketmez onlar için. eğer bir hareket varsa hissede
bir kademeye oynarlar. şirketle ilgili bir haber, olağandışı bir yüklü alım satım.

onlar borsayı 300 makineli bir kumar masası gibi görürler. ama aslında iş yaplacak büyük tahta maksimum 40 civarıdır.imkb 30 + bir kaç büyük şirket daha.

bütün gün en çok artan azalan hisselere bakarlar,haberleri yakalamaya çalışırlar. çoğu firmanın ne iş yaptığını bile bilmezler.

bir kısmı "tahta yapar". kağıttaki hacmin %30-40 ondadır fiyatla istediği gibi oynalar. hatta ufak tahtalarda dışardan gelen alımları bile sayabilirler.
bizim borsada günlük hacim 2 milyar tl civarıdır. misal noel de fln yabancı olmayınca bu 700 milyona kadar düşer. yerli hacmin çoğu yukarda bahsettiğim kaldıraçlı trade hacimdir.

neyse gördüğün gibi ekmek parasından ötürü işte o saniyelik değişimler. başta bir duyuruda yaznışım aynen koydum buraya;

bir tahta böyle gözükür;

t=0 anında
lot alış satış lot
100000 9.0 9.05 100000

5 saniye sonra

lot alış satış lot
100000 9.0 9.05 20000


gibi düşün 9.05 ten 10000 tane aldın tam kademe kalkerken. piyasayı izlemeye devam ediyorsun diyelimki

lot alış satış lot
25000 9.5 9.10 150000

baktın kademe düşecek 9.05 a geri veriyosun.

ama baktın;

lot alış satış lot

100000 9.10 9.15 20000


kademe çıkacak gibiyse arkana yaslan keyfine bak. değilse 9.10 dan satsan anında 0,05*10000=500 tl kazanç.

günde 4-5 kere böyle fırsat yakaladığını düşün ?

işte bu ve buna benzer stratejiler yüzden lanetli gibi sürekli ekranlara bakan binlerce insan çalışıyor bu sektörde.

öğrenilir, zor bir şey değil. 1 saat dersin ardından tepeden aşağıya bırakmıştım ben kendimi.

Derdini anlatacak kadar öğrenirsin. Lise2'de Ilgaz'da kendi kendime öğrenmiştim. Öğrenmek sayılır mı bilmem ama ondan sonraki 3 yıl çok rahat tepeden sallanıverdim, kızlara artislik yaptım falan.

Öğrenilir. Tek yapman gereken zirveden kendini aşağıya bırakmak. bana öyle yapmışlardı.Uzun yıllardırda kaymaya devam ediyorum.Yaş filan hikaye bilen biri nasıl düştüğünü gözlemlesin tehlikeli düşüyorsan nasıl düşülmesi konusunda bilgi versin. Biraz da azimle olmayacak iş değil.

Ben de çok öğrenmek istiyorum ama çok pahalı bir spormuş gibi geliyor, o yüzden daha deneyemedim. Yalnız değilsin hacıt.

ben o yaslarda kayaga baslayıp onu 1 yılda ılerı duzeye getırıp snowboarda gectım .. 5 yıldır da snowboard yapıyorum.

hayatta hıcbırsey ıcın gec degıl.. yeter kı arzularını takıp edecek ıstek olsun.

dılersen denk gelırsek ben ogretebılırım neyı ogrenmek ıstıyorsan ucretsız..

eğer bugün alınacaksa hemen alınsın derim. altın felaket düştü şu anda. sene sonunda bunun iki katı olacak.

ekonomist değilim ama al sat yapıyorum.

peki ek olarak, hangi altın alınmasında fayda var? bu yıl olayları varmış altınlarda, altın cahiliyimde, 2012 altın mı almalıyım??? birde 500 tl ye gidip çeyrek almaktansa direk 400 500 tl lik altın almak daha mı avantajlı?

en akıllı yatırımcılar bu zamana kadar gerek altında gerek dövizde gerek emlakta olsun, fiyatların en düşük olduğu anda yatırım yapan yatırımcılar olmuştur. gerisini sen düşün.

altın alma, dolar al.

onu da araştır da al, bankadan alma, döviz bürolarından al.

altın ebesinin nikahını gorecek bu yıl ve önümüzdeki 5 yıl boyunca..

bakın ebesinin nikahı yukarda degil aşağıda ..

ilk hedef 88 tl/gr sonrasında 78 tl/gr ve en son olarka 58 tl/grm

bi bitmediniz aq yemin ediyorum bitmediniz.. altın alan uzun vadede kazanır diyo daha ... hiç ortada veri , öneri , destek yok..

Allahını seven şu duyuruyu bir altın diye arattırsın , 2010 zirvesinden beri
110 gr / tl ve 1900 dolar / onsdan veri 2 yılı geçti hala bu fiyatlara yaklasmadı ..

o gün bugundur aynı geyiktesiniz altın hep kazandırır altın hep kazandırır..


küçük yatırımcılar bu saatten sonra altına yatırdıgı her paranın bır kısmını unutsun.. bırak kar etmeyi bu saatten sonra elındekı parayı koruyabilen şanslıdır altında..

muhtemelen bu düşüş 5-10 yıl arası devam edecek ..

yalnız şu nokta es geçilmemeli.. benim söylediğim senaryo içerisinde extrem bir durum bulunmuyor. olası bir iran israil savaşı herşeyi değiştirecektir.

bunun dışında bir diğer ihtimal ise , petrol satışını dolar üzerinden yapan ülkelerin altına geçiş yapmaları ancak altının yeniden talep görmesini sağlar..
ki bunu yapan 2-3 ülkenin tamamı işgal edildi.. diğerlei amerikanın korkusundan buna tenezzül edemiyor..

şimdilik sadece iran ve venezuella bu durumda..

- sarı renklı mısırın patladıktan sonra peyaz patlamıs mısır olması olabilir mi ?

-düz bir kalemi suya soktugumuzda dısardan kırılmıs bir goruntu olusur veya incelmiş görünür , uzazkta gorunur , halbuki kalemin boyutunda veya yapısında bır degısıklık olmamıstır. biliriz ki ısıgın kırılması nedeniyle oyle goruyoruzdur.

memlekette binlerce ahmet arslan var akrabalık bağları yok,
normal aynı soyismi almış zmanında başka memleketteki dedeler.

en sıkıntılısı bence ahmet yılmaz. herkesin bir ahmet yılmaz arkadaşı tanıdığı olmuştur. bence soyadı dağıtılırken pek sallanmamış kayseri'de de yılmaz soyadını isteyene vermişler, bayburt'ta da.

ahmet/mehmet yılmaz, ahmet öztürk, gibi isimlerden binlerce var hatta herhangi bir ismi face de arat 100 lerce aynı isimli insan çıkıyor, yalnız benim isim orjinal heralde bir bende çıkıyor.

eski erkek arkadaşımın dedesinin dedesi mi ne, bakmış kendi şehirlerinde hiç yok, YILMAZ olsun demiş.

en çok mehmet yılmaz varmış. hatta babasının adı osman olan mehmet yılmaz sayısı diye bir şey var :) öyle birini tanıyorum ben de...

mecidiyekoyde yasayan 250 den fazla mehmet yılmaz var .. diye gereksiz bir bilgi vereyim tam olsun ..


soruna cevap , soyadı kanunu cıktıgında ınsanlar gıdıp ıstedıgı soyadını almıs almayanlara da nufus vermıs bıseyler.

48 le kaldıydım lan ben bu sınavda .. te allam hatırladım kac yıl oldu peeeh..

bunun yuzunden bırıncı oldugum sıralamada yuksek yapamamıstım.

İletişim Fakültesi için gireceğim sınava.

1 ay önceden başvurun. bu aralar pek yoğunluk olmaz.

www.booking.com'dan ucuz hostel bulabilirsiniz.

çok girişli 5 marta kadar geçerli schengen almanız gerekiyor. ben gittiğimde 2 ay boyunca geçerli çok girişli vize vermişlerdi. ama neye göre veriyorlar bilmiyorum. planınızdan bahseden bir dilekçe yazmanız işinize yarayabilir.

gittiğiniz yerlerde hostelde ya da airbnb aracılığıyla bi evde oda kiralayarak kalabilirsiniz. kişi başı gecelik 10-30 euro arası ortalama bir yer bulunabilir. gideceğiniz şehirle ilgili wiki sayfasına bakarsanız ortalama sıcaklık değerlerini görebilirsiniz.

barcelonaya gidiyorsanız muhakkak şuraları görün ;

-sagra da familia
-park de gaudi
-Gaudinin diğer binaları şehrin her yerinde denk gelirsiniz bunlara ..
-national museum
-olimpic area
-old city
-catedral
-tepedeki kale. olimpic areaya yakın bu kale.
-3 lü bir park alanı var orasını da muhakkak gorun , park , hayvanat bahçesi ve büyük bir çeşme. sahile yakın bu kısım old city gezisi sonra buraya gelirsiniz zaten..

hatta bi map bulayım da gondereyim sana işaretleyerek..

mümkündür. işlemlere hemen başlayın. schengen formunda gideceğiniz ülkeleri detaylı olarak yazar ve tarihleri de belirtirseniz (+ uçak biletleri ve otel rezervasyonları)multiple entrance vizenizi alırsınız.

pis suda deney yaparsan siyah olur .. temiz suda dene bir de ..

finans. mynet.com da bi arastir

matrix varsa ordan verı dosyaarını alarak , metastock uzerınden goruntuleyebılırsınız..

hangi resim ? hangi ev , onlarca ev gosterılıyor vıdeoda..

bikaçına cevap vereyim.

bence brugge büyütelecek bir şehir değil. tamam gez dolaş bayıl hayran ol ama 1 günden fazlası gereksiz kalmak için. zaten brugge da alabildiğince gez demişin ya brugge in her m2 sini gezsen hdi çok abartayım 3.5 saat sürer. ama gitmişken frize ve midye yiyin derim tabiki.

bi de brüksel de delirium var duymuşunuzdur. oraya uğrayın mutlaka. benim için de bi chimay blue için:)

bu rotada pek bir supplement odemezsınız. rezervasyon genelde gece trenlerı ıcın sart. gunduzler ıcın cok talep edılmedı benden. kac kere sıraya gırıp gerek yok dedıler ve gerı bındım trene ama ıster ıstemez yapmak ıcın gıdıp soruyorsunuz.
endıse edecek bısey yok .

brukslelde bı meydan bır de atomium var ılgınc ve guzel olan.. bir de AB bakanlıklarının oldugu cadde. bı yer daha var ama gıdınce gorursunuz zaten.

amsterdamı 2 gune cıkarın , yapılacak cok sey oluyor genelde..

kortrijk aktarmasında 1 saat aktarma gorunuyor ama sureklı tren oldugu ıcın 2 saat sonrakıne de bınebılırsınız , sehri dolasmak ıcın yeter de artar bu sure.. guzel bır katedral var ve yardım alabılecegınız turk mekanları da var .

onlar direkt cennete akıyorlar diye biliyorum ben. ufakken sormuştum bi hocaya.

Belki de onlarin dini daha kutsal, ve direkt cennete gidecekler. Onlarin dini inanci ne diyor ona bakmak lazim, nedense herkes kendi dininin en kutsal en ileri en sahane oldugunu zannediyor.

ben eskiden musluman sayilirdim, simdi tanri oldum. iki tarafin argumanlarini da biliyorum.

dini kaynaklar genel olarak "onlara gelen din bir sekilde korunmustur, isteseler bulurlar, dusunerek de anlasilabilir zaten, bakin doga ne kadar guzel, kendiliginden olmus olabilir mi?" seklinde argumanlar siraliyorlar. en son iyice koseye sikisinca da da iste "akli olan insan bunlarin kendiliginden olamayacagini fark eder. yaraticiya inanir. ona ibadet eder, nasil yaptigi onemli degil. dusunsel kapasitesi buna yetmiyorsa o zaman zaten cennetliktir." diyorlar.

Allah peygamber göndermedikçe bir kavme azap etmeyiz diyor. o yüzden bunlara azap edilmeyecektir.

ister medeniyetten uzak kabileler
ister akıl hastaları
ister buluğ çağına ermeden önce çocuklar vs vs uzayıp giden bir liste var "e bu insanlar müslüman olacak imkan bulamadılar ki"
cennetin tek bir yer olarak anlatılmadığını biliyorsunuzdur hani farklı insanlar için farklı cennetler var
bu tam olarak nedir gerçekten cennet kat kat bir yer midir yoksa cennet tek bi cennettir de insanların onu algılayışı farklıdır da o yüzden mi herkesin cenneti farklı :) bu kısım sanırım net değil ancak öyle ya da böyle elbette müslüman olma şansı olmamış insanlar için bu nedenle azap yoktur, onlar hakkında hüküm verecek olan tabi Allah'tır ama bildiğim kadarıyla cenette yerleri vardır.
aklederek Allah'a ulaşmak ancak Hz. İbrahim'in başardığı bir mertebe olup Allah normal bir kuldan kendisini akıl yoluyla bulmasını beklemiyor. Beklemiyor ki kitap var peygamber var :)

tebligat yapilmayan kisiler sorumlu olmaz ama tebligat yapilan islami bilenler uymazsa sonu kesinlikle cehennemliktir ben hristiyanim hakdindeyim ama musluman deiim demek kurtarmaz kesinlikle cunku o dinler yok artik islam geldi void oldular

islami bug.

güncelleme de gelmiyor. tıkandı sistem...

insanlar akıllandıkça mucize de gerçekleişmiyor...

ilginç tabi neticede.

ibrahim örnegi veriliyor bu durumlar icin, ibrahim tanri'yi buluncaya kadar tapilacak ne varsa hepsine tapiyor, bunlarin hicbirisi olamaz ooolum, tanri var ama nerede diye ararken buluyor gercegi. onlar da arasin, onlar da bulsun deniyor.

araf

herseyi bilen ve herseyi yapmaya gücün yeten bir tanrının yolladıgı dinde boyle bir bug kabul edilemez..


ne yani tanrı tüm insanlıgı yarattı ama bazılarına peygamber gitmediği için sınavları gecersız sayılıp cennete mi gidecekler ?

o zaman diger insanlarla onlar arasında ki fark ne ? yarısı sınava tabi tutuluyor yarısı dogrudan cennete giriyor.. asdsfa boyle bir sacmalık olamaz.. kendisi ile çelişiyor..

ayrıca akıl hastalarının muaf olması da ayrı bır gariplik. adamın aklı melekesi yok ama bunu bu sekılde yaratan da tanrı olduguna ınanılıyor.. herseye gucu yeten hersei bilen kisi sistemi yaratmadan once bu bugı bilmiyor muydu ? bozuk seyı nıye ve neye gore yarattı ? e sınava gırmemıs kısı hıc varolmamıstır kı ? ne ile cennette oldugunu algılayacak ? dunyada varolmadı kı bu kısı ? benlıgıne sahıp olamadı .. varoldugunun dahı farkında olmadan cennete mı gıdecek ? gıtse bunu farkedebılecek mı ?



neyse nerden tutarsanız tutun , herseyı bılen herseye gucu yeten ve mutlak ılım sahıbı bır tanırı ıle yaratılıs teorsı kendı kendıne celısen ve bınlerce acıgı olan bır kuramdır. nerden tutsanız elınızde kalır. en son varacagı nokta ınanc sorgulanmaz , ınanırsın yada ınanmazsına gelır.. tum argumanlar bıttıgınde elınde bu kalır ınanc sahıbı kısılerın..



not ; eskıden bes vakıt namazında nıyazında uzun sure cemaat ıcerısınde kalmıs mevcut kaynakların buyuk kısmını (kuran , mealler , risalei nur kulliyatı ve hoca efendının kıtaplarının buyuk kısmını okumus bırıyım. bunların harıcınde farklı kaynakların da bırcok kıtabını okudum. )

teori destekli degil pampa.. kendi varsayımları ıle çelişmekte. hem de bircok konuda.


mevcut insan zihni ile , gercek oldugunu iddia eden 2 peygamber arasında hangısının ilahi ruha hizmet ettiginin ayırt edilmesi imkansız. neye inanırsan senin icin mutlak dogru bu.. bu 5000 yıl once de boyleydı 3000 yıl once de 1000 yıl once de bugun de aynı..

islam da diger tum bolgesel inanıslar gibi bir inanıs. ortaya cıkarken ne mıkronezya dusunulmus ne kutuplar ne amerıka ne avusturalya..

ortadoguya cuk oturur gerisinde eksik kalır , tamamlanamaz.

karakoyde outdoor magazaları senın aradıgın yer..

3 -4 tane var begenıne gore muhakkak bulursun.. ben 3 ay once 2 gun dolastım anca karar verdım ..

fıyatları senın ıhtıyacına gore degısecektır.. yanı lt hesabı 45 lıtrelık bısey mı bakıyorsun 25 lıtrelık mı ? 35 mı ? ben 30 lıtrelık aynı zamanda snowboard cantası olan bı modelı begendım 300 tl'ye aldım .. he yok sadece ınterraıl ıcın bır model bakıyorsan daha ziyade bu yonde olanların fıyatları 150 tl cıvarındaydı .. tabı model model deıgsıyor yoksa 250 tl yede var aynı lıtre ve hacımde aynı markalara aıt..

(bkz: decathlon)

ilan nerde belki burada başvuran çıkar. ben biliyorum mesela biraz.

iş ilgi çekici değildir belki?

buraya ilan koymak yasak.

bir sıkıntı vardır elbet, başlangıç / orta diyorsun ya mesela belki ilan çok ciddi duruyordur adam yeterli olmadığını düşünüyor da olabilir.

sql bilen biri olarak konuşuyorum, arandığınıza hiç denk gelmedim..

ilanda sql yanında alakasız şeyler bilmesini istemiş olursanız o yüzden de başvuru yoktur belki.. maaş / beklenen performans nedir ?

asgari ücret öneriyorsunuzdur pampa , yoksa biton adam var..

ücret en az asgari ücretin 2 katı. bilgi ve tecrübesine göre artabilir de.

ben çok iyi biliyorum,işim de bu aslında.
etrafımda da var bir kaç iyi bilen tip,istersen PM'den at ilanı göndereyim.

yetiştirmek üzere eleman almayı deneseniz nasıl olur ilanda bir hata olabilir bazları her duyduğunu yaar

1500 cok az en az 2500 vermen gerek

Az zamanda çok ve büyük işler yapmak istiyorsun şu şehri çıkar diyemem direkt ama, hayat uzun tüm rotayı gezmeye kasma, bence viyana'yı 2 güne çıkar, Milano da 2 gün olsun, bu şehirlerin bir kısmını 2. bir seyahate bırak...

15 gün içinde 4 hadi olmadı 5 şehirden fazla gezme. hiç birinden bi bok anlamazsın.

Ben de İnterrail yaptım, Batı Avrupa'yı gezdim. Bu yaz da doğuyu, balkanları gezmek istiyorum kısmetse. Bana kalırsa çok saçma bir cycle çizmişsin. Öncelikle beklentilerini belirleyelim:

1- Gittiğin şehirlerde ne yapmak istiyorsun?
2- Müze gezecek misin?
3- Maddi durumun nasıl? Ne kadar harcayabilirsin şehir başına? (özellikle büyük şehirlerde)
4- Couchsurfing mü yapacaksın, hostelde mi kalacaksın, yoksa trenlerde mi uyurum diyorsun?

el magico ve bisanthe çok haklı. bu kadar kısa sürede ancak gidip facebooka koymalık foto çektirirsin, 'gittim baktım' olur, sana pek bir şey katmaz yan.

Ayrıca rota da çok absürt, haritayı açıp bi baksana. Brüksel'den almanya, sonra doğu avrupa, sonra italya, oradan ispanya. Ş gibi bir şey çiziyorsun yani. Onun yerine İspanya'dan başla? Ya da en iyisi İtalya'dan başlayıp ters U çizmek gibi bence :)

Öteki arkadaşlara katıldım. Ayrıca gittiğim yerlerden bahsedecek olursam;

Viyana'yı bir gün artırıp Budapeşte çıkarılabilir.
Barcelona'yı bir gün artırıp Madrid çıkarılabilir.

Ama bunlardan ziyade birbirine yakın yerlere 2-3 gün koy her şehre. Mesela Budapeşte ve Madrid'i çıkarmak yerine birer gün artır ve rotayı kısalt.

arkadaslar brukselde yasiyorum, cikis noktam orasi olacak.

barut: 1- gezeyim goreyim.
2- pek muze gezmeyi dusunmuyorum.
3-total butce 1500 euro civari
4-hostel ve tren dusunuyorum.

rotayi boyle cizdim cunku bu sehirleri gormek istiyorum. peki soyle yapsak:

Koln (birkac saaat) - Berlin (2 gun) - Prag (2 gun) - Viyana - Roma (2) - Milan veya Floransa - Barcelona - Madrid - Bruksel

Ben 1 yıla yakın Madrid'te yaşadım. Gitmek istediğin yerlerden Berlin, Milan, Brüksel gibi yerleri de gezmişliğim var. Oralara gideceksen gitmeye yakın bir PM at.

Brüksel gidiş geliş uçak biletini kesin aldın mı? Ona göre sana bir yol haritası düşünelim yeniden.

Edit: Pardon, gözümden kaçmış.

Brüksel'den başlıyorsan, yerinde olsam Lizbon'a uçak bileti alırım ve oradan başlarım.

Lizbon -> Madrid -> Barcelona'yı gezerim. Oradan ya Marsilya'ya geçerim, ya da feribotla Sardinya adası üzerinden Roma'ya geçerim. (feribot bağlantıları ücretsiz ya da küçük farklarla oluyor diye biliyorum) Bu iki şehirden biri üzerinden de Milano'yu görürüm. Daha sonra Viyana ve Prag'da en az birer gün kalıp, Polonya'da bir şehre geçerim. Muhtelemen Varşova'ya. Oradan Berlin'i gezer, param kalmışsa gece treni parası ödeyip yatarak Amseterdam'a da geçer, otumu içer kekimi yer, evime dönerim.

Saatlerini de yazayım:

Lizbon-Madrid 10 saat; Madrid-Barça 3 saat; Barça Marsilya 7 saat; Roma Milano 3 saat; Milano-Viyana 10 saat; Viyana-Prag 4.30 saat; Prag-Varşova 8.30 saat; Varşova Berlin 6 saat; Berlin Amsterdam 6 saat; oradan home sweet home'un 2 saat.

ben daha 2 ay once venedik üzerinden uzerınden ; barcelona - porto -madrid - bruksel - hasselt - maastrich - aachen -eindhoven - amsterdam - bruksel - paris - munich - zurıch - milano - floransa - roma - viyena - budapeste - zagreb - sofya - istanbul rotasında bir gezi yaptım .. bı kısmı uyuyor seyahatın ..

madrid sonrasında 22 gün içerisinde 10 gun kullanmalık bilet aldım 6 gunu kullanmıştım yolculuk sonrasında.. yanı senın ustune barcelona madrıd kısımları da var onlarla tamamlarsın .. 15 gun sınırsızdan cacık olmaz.. 1 hafta fazla olsun senın olsun :)


budapesteden zagrebe gıtme pampa ordan romaya gecmen cok sıkıntılı olacaktır.. onun yerıne venedigi al araya.. yol üstünde zaten.. bruksel ve cıvarında cok fazla sehır var 1 er saat mesafede.. o kısımda baya bı sehır gezebılırsın..

bir de rotayı yenıden yap , bu haliyle biraz garip..

dilersen interrail mapine ve ulasım surelerıne bir goz at.. daha net plan yapmanı saglar.. süreler cok absurt olabiliyor balkan tarafında.. diger yerlerde sureler cok kısa ulasım ıcın ..

Ben amca oğluma bir sorayım. Çocuk bi özel hastanede IT şefi.

Microsoft SQL Server kullanılıyormuş. Ama çok kıllıymış, ayrı bir IT elemanı olsa yeriymiş.

baytunca senin işini excel de görür.

bunlar icin kaç yuzbin dolarlar harcanıyor, hastane otomasyonu denen baslı basına bi iş kolu var. hocana bunları anlat, cok sey bekliyor.

yerınızde olsam hazır programlardan bırkacını belırler (hastane otomasyonu olarak arat) , fırmalarla gorusur ve bır malıyet ısterım. cıkan malıyetlerı ve programa daır kullanım ve ozellıklerı servıs hocasına sunar bunlar alternatıfler derım. eger bu yılkı butceden pay alabılırsenız kurulumunu da yapar ve hastanenın ıhtıyacını karsılamıs olursunuz.

olayın beles boyutuna daır aklıma sadece access ve uzerıne yazılmıs arayuz gelıyor ama bu bıle efor ısteyen bısey.. sızın sureclerı anlatmanız bırının de bunları yazması lazım.. cok arastırırsan belkı , hanı kucuk bı ıhtımal de olsa buna uygun bı program bulabılırsın ama zannetmıyorum. kesın konusmuyorum dedıgım gıbı kucuk deo lsa bır ıhtımal bırısı hayrına yapıp bı yerlere koymus olabılır..

mysql ve dıger db olayları bıraz daha profesyoneldır , yanı tamamen bu ıslerle uılgılenecek bırını calıstırmanız lazım. sızın yapabılecegınız seyler degıl..

müslüman olurum

nas ve felak surelerini okurum

nas ve felak okurum +1

oha derim..o da 3 harfli..

"yuh!! ne içtim yaa ben bu gece?bu bizim tekel bana sahte votka verdi galiba,halüsülasyona başladık.neyse yatıp uyuyayım en iyisi" der yatardım...

yatmaya hazırlanan bünyeyi yatamaz hale getiren biri için de dua edilir aynı zamanda... ünlemle karışık bir rakamı geliyor !!!1!11!!111!!

halüsinasyon gördüğümü düşünürdüm

sırıtırdım dilimizi biliyor musun diye sorardım. cevabı evetse sohbet ederdim. tabii çakırkeyf olduğum için. ayık kafayla görsem nas felak +2

ben nas suresini okurdum, felak süresini bilmediğim için helak olurdum..

30 saniye görmemiş gibi davranırdım, bir anda dönüp böö diye bağırırdım.

la gel iki sohbet edek, bana gelecekten masal anlat derdim.

Napiyon hacı derim , kesin anlatacak ilginç bir hikayesi vardır..

yatar uyurum. beynimin kayışı kopmuş diye üzülürüm. + önce bi "ananııı" diye bağırırım tabi.

yerdim.
3.bp.blogspot.com

tam da yatıyodum amk, her yer karanlık. bu saatte yapılır mı lan bu? laaaaaaaan o ne :/

3 dilek dilerdim..üçüncü dileğim bir 3 dilek hakkı daha istemek olurdu.. ve bu şekilde gelsin sonsuz loop.

www.youtube.com

carparim. ilk yumrugu atan kazanir

fondip yapardım.
www.yenimecra.org

bununla ilgili duyuru dahil bir çok metin var. duyuruyu karıştırınız. sözlüğü karıştırınız. olmadı google'a gangnam gelirleri falan yazın.

geçen bir haberde 16 mılyon dolar gibi bir rakamdan bahsediliyordu , hatta bunun 1.25 mılyon doları ile ev almış galiba amerikada.. ne derece dogru bilinmez ama haberin rakamları bu seviyedeydi..

Sadece youtube getirisi 2 milyon doların üstünde.

mashable.com

genel olarak altın için uzun vadede zarar etmez derler. Helenistik dönemlerden bu yana altının fiyatı artıyor. Günlük haftalık kazanç sağlamaz ama acil paraya ihtiyacım yok diyorsan hesabın beklesin, sonuçta tekrar yükselecek.

altın en az 5 yıl daha bu sevıyelere gelemeyecek maalesef. exrem bır durum olmadıkca.. nedır bu extrem durum dersen bir iran savaşı örneğin.. bak onsu 1900 dolara geldıgınden berı burda dıyoruz yapmayın etmeyın altın almayın pısman olursunuz dıye ama nedense altın hep yukselır zumresı var.. neye dayanarak boyle bır cıkarımda bulunuyorlarsa hep bı altın yukselırcıler var..

gecmıs olsun uzun sure boyunca altın dusus yasayacak..

nane limon kaynat , ic ve hemen yataga gir guzel bi uyku cek..

pekmezin varsa ic yat..

greyfurt yada limonu sık suyla karıştırıp iç.aynısını yarın sabah ve akşamda yap.hiçbirşey olmaz.ben garantisini veriyorum sana.ama mutlaka sulandır yoksa miden yanar.

ilaç içiyorsan/içiceksen greyfurta bulaşma. bunun haricinde dinlen ve bol bol meyve ye. özellikle kivi, mandalina filan.

ılık suya limon sık, iç. sıcak duş, terleyip ter atmak.
bu arada kapayazdım daha doğru bi ifade=)

Mersin atomu

kış çayı diye bişey var, süper işe yarıyor bende.