saddam hüseyin de ortadoğuda ülkesi için emperyalist abd ye kafa tutuyordu. bizim cumhurbaşkanımız da abd ye boyun eğmediğini gösteren açıklamalar yapıyor. saddam hüseyin meydanlarda bunu yaparken tüfekle havaya ateş açıyordu :)

(bkz: recep tayyip erdoğan'ın saddamlaştırılma süreci)

ikisi de başa geldikten sonra işsizlik tavana vurdu.

Olmuyo :)

olmuyor +1 denendi

Peki bu kahveyi nasıl demleseler, ne yapsalar? Cezve dışında bir alternatifimiz var mıdır?

moka potun üstünü takmayıp altına da bi tutacak uydurarak (ya da fırın eldiveniyle falan tutarak) sırf alt kısmında yapılabilir.

kahveyi fazla sıkıştırmazsanız telvesiz türk kahesi tadı oluyor.

pal nostalji ?

rodyo voyage

huaweinin bozulmadığını çok duydum. evde de 2012 den kalma bi huawei var. arada telefonunu servise gönderecek olan alıp kullanıyor. canavar :)

7-8 yıl önce samsung derdim ama şu an huawei varken samsung almam açıkçası.

Google görsellerde arama yap
Mesela, miyop göz diye

tamam cok guzel, gunluk hayatinda bunu nasil tecrube ettirebiliriz diye soruyorum

Deniz gözlüğünü kafasına geçirip içine su doldurun.

Fotoğraf makinesini önde duran nesneye odaklayın. arka planı gösterin. Uzaklığın arttıkça bu arka plandaki bozulmanın daha da arttığını söyleyin.

...
Hata vardı düzelttim.

Cok basit, miyop birinin gözlüğünü taktirarak. Gözü sağlam olduğu icin etrafi bulanık görecektir

bu benim teorim'e tik atmamışsınız ama doğru olan bu :) gözlüğünüzü gözleri 0 derece olan birini taktığında gördüğü sizin gözlüksüz halinizle gördüğünüze eş değer olacaktır.

cevap çok kolay, gözlerini şaşı yapsın. dalga geçmiyorum. oluşan bulanıklık miyoptur işte. uzaga bakarak şaşı yapmak :)

@gang leader of wasseypur,

ben de miyopum ve sizin dediklerinize gore numaramdan daha yuksek bir gozluk taktigimda miyop gorusumun daha da artmasi gerekir ama numarasi yuksek gozluk taktigimda olusan goruntuyle gozluksuz halimle gordugum goruntu cok farkli. yani saglam birine gozluk takinca olusan goruntuyle miyop goruntu ayni degil

hipermetrop birinin ince kenarlı mercekli gözlüğünü takabilir

telefonla arasan hocam?

çok acil ise, en yakınındaki nüfus müdürlüğüne git, acil lazım de, kayıp başvurusu olarak açıyorlar hemen. ama acil değilse lütfen bunu yapma, zaten bir sürü insan bekliyor :(

yeni kimliğimi adresime gönderene kadar yenilemeyeceğim. ehliyet olsa anlarım, gider yenilerim de, kimlik bu. madem teknoloji. madem adres kayıt sistemi. memur gelsin yenisini versin.

cevabı unuttuk. istanbul zeytinburnu kaymakamlığı ilçe nüfusta randevusuz alıyorlar sanırım. geçen gittim randevusuzlar sabah gelsin gibi bir kağıt yapıştırmışlar duvara. ama resmi bir duyuru değil gibiydi, sanki bir memur wordde yazıp asmış.

Kaç para aldı. Diş kaç kök?

diş tek kök. iki dolgu yaptım dedi. 300 lira verdim.

çubuk soktuysa kanal tedavisidir. monoblok diye googlda ararsanız kanal tedavisi sırasında sizde de kullanılan sinirleri parçalayarak öldürmek, törpüleyerek çıkartmak için kullanılan uzunluk ve kalınlık ölçüleri olan aleti görürsünüz.

edit: monoblok değil endoblok olacak. sory.

Fiyata göre kanal. Ama neden uyandırırsa gelin kanal yapalım dedi o da ilginç. Demek ki yapmamış. Ama çubuk varsa o da kanala işaret. Karışık bi durum.

hocam ben sıfırı 3500tl olan gitarımı sattım.
öncelikle gitarın herhangi bir sorunu varsa söylersin, sonra gitarın fotolarını çekersin, sonra gitarın videosunu çekersin.
alacak olan kişi ona göre karar verir gelir gitara bakar, dener almak isterse alır. gitarı alıp gitti artık sorumluluk ondadır. çünkü yolda bir şey oldu vurdu falan filan sana geri vermeye çalışabilir. orada seninle beraber test ettikten sende parayı aldıktan sonra satış işlemi tamamlanmıştır.

bende şöyle oldu mesela alıcı beğendi gitarı buluştuk. ya elektro gitardan ses çıkmıyor bir şekilde orasıyla oynuyorum burasıyla oynuyorum yok. rezil oldum. adamda sorun nedir anlayamadı. dedim hocam ben bunu düzeltip tekrar video çekip sana gönderirim. tamam dedi gitti. sonradan hatırladım benim parker gitara 9voltluk pil takıyorsun. o kadar uzun zaman olmuş ki unutmuşum pil girişi olduğunu. onunda biteceği tutmuş.

hemen yeni pil taktım. videosyu çektim adama gönderdim. sorun pildeymiş vs dedim. ertesi gün tekrar geldi test etti ve satın aldı gitarı.

edit : sahibinden'den yürü hocam. bi ara www.garaj.org vardı ama hala var mı bilmiyorum.

sıfırı 1700 ise o şu anki güncel kurla 1700'dür. 2. eli etse etse 600-700 eder en fazla. o yüzden de en temizi direkt elden yapmak bu işleri.

letgodan bir keman sattım bu şekilde. adam 2 saat sonra aradı, eşime bu boy keman küçük geldi, mümkünse geri alır mısın diye sordu. parayı çoktan kullandığımıi kullanmasam seve seve iade alacağımı söyledim. bol şans dileyip kapattım. parayı aldıktan sonra sen sağ, o selamet.

komisyon istemeyen/istemeyecek birini bulursan ve varsa sana göre ayaküstü bir yerlerde, vaktin de varsa; müzik aleti satan dükkanla anlaş. kendi gitarımı bu şekilde satan birinden almıştım, daha doğrusu dükkandan öyle söylemişlerdi (arkasını aramadım ama yalan değildir herhalde)

ilk tecilimde yıllar önce olmuştum. ama şimdi tekrar olmak istiyorum çünkü muaf edecek hastalık ortaya çıktım.

daha önce muayene olmuşsan direk tecili bozup sevk ediyorlar.

@tantunizate peki daha önceki muayeneden sonra sağlık durumunda bir değişiklik olduysa yine de şak diye gönderiyorlar mı?

@shenergy hocam kimi askerlik şubelerinde orada sağlık ocağı gibi bir şey oluyor. hastaneye gitmeden de orada muayenei olabilirsin. mesela istanbul kasımpaşadaki tam o viyadüğün altındaki yer öyledir. git gel yapmak istemiyorsan büyük bir şubeye gidebilirsin.

sen söylemezsen eğer bariz görünür bir şey değilse direk yaparlar. ben 2011'de yaptırdım muayene ile 2016'da gitmek üzereydim işlerim sebebiyle gidemedim.

şak diye olmuyomuş. iptal talebini aldı pazartesi gel dedi.

Batmaz ama sağlam ceza yeme ihtimali var.

vadeli hesaptaki paranızı alıp halkbank hissesi satın alın. yükselme ihtimali düşme ihtimalinden daha yüksek. hem temettü geliri vadeliye çok yakın. telaşınız epey boşa.

Yavas yuz. Hizli yuzmek zorunda degilsin.

ZAten yavas yuzuyorsan nefes alip vermeyi bilemiyor/ayarlayamiyor olabilirsin.

doğru nefes alıyor musun? diğer fiziksel aktivitelerde de çöküş yaşıyor musun kısa sürede?

Doğru nefes almıyorum ona eminim ama bu kadar etkiliyor mudur? Diğer fiziksel aktivitelerde de bu kadar çabuk değil ama mesela 20 dk eliptical yapsam kalbim kafama atıyor neredeyse :D salonu bıraktım gerçi havuz harici yok bir şey.

kendimden örnek vereyim. 180 boy, 90 kg. 8-10 kilo fazlam var. 50 metrede 5 defa nefes alıyorum. karşıya geçtiğimde nabzım bile hızlanmamış oluyor neredeyse. teknik olarak büyük eksiklikleriniz var, youtube üzerinden bu tekniklerle ilgili videolar izleyin. yorulmadan süzülmeniz lazım.

yüzmede yapılan kimi büyük kimi minik bir çok hata var. bunlar bir araya gelince havuzlar mutlu yüzücülerden çok suyla ölümüne savaşan spartalılara mekan oluyor. yüzmenin yüzde doksanı sakin ve doğru zamanlamalı nefestir. tüm hareketler sizin doğru nefes almanızı sağlayarak kendilerini tekrar tekrar, tekrar tekrar yapabilmeniz için kurgulanmıştır. hiçbirini hafife almadan doğru teknikleri çalışın çünkü sonuca gerçekten değiyor. örnek

www.youtube.com

Biz antrenmanlarda bi anda %100 temo ile başlamayız. Antrenman 1-2 saat diyelim bunun en az 15-20 dakikası sadece ısınırız. Geri kalan zamanda da yavaş yavaş tempoyu arttırırız. Dediğim şekilde yaparsanız faydaları şunlardır:
Antrenmanın geri kalanında performansınız artar
Sakatlık riskiniz azalır
Yavaş yavaş arttırma prensibine uyduğunuz için antrenmanın geri kalanını daha verimli şekilde geçirirsiniz.

Yaşadığınız durumun bilimsel açıklaması ise şudur:
En basit şekilde anlatacağım,
Aerobik ve anaerobik eşik dediğimiz eşikler vardır. İnsan anaerobik eşikte uzun süre dayanamaz başta çok zorlayıp ısınmadan bu eşiğin üzerine çıkarsanız eğer antrenmanın geri kalanına vücut enerji üretemez.

Bu eşiklerin hangisinde çalıştığınızı nasıl anlarsınız?
En mantıklı yöntem nabız ölçmektir. 220-yaş size maksimal nabzı verir ve bu da anaerobik eşiğe denk gelir.

Yanınızda biri olduğunu ve onunla sphbet ettiğinizi hayal edin insan bu eşikteyken yanındakiyle konuşamaz konuşsa bile nefesi kesilir ve devam edemez bu şekilde de anlayabilirsiniz.
Aerobik eşiği ise şu şekilde anlarsınız yanınızda biri var ve tekleyerekte olsa uzun süre konuşabiliyorsanız aerobik eşikte çalışıyorsunuz demektir.

Bu konuda yüzme forumları dışında en güzel tüyo ve tespitleri duyuruda okudum ben, okumaya da devam ediyorum arama motorundan başlık aratarak. Orada ve internette bu soru defalarca sorulmuştur ama ben hiç yazılmamış bikaç şey ekleyeceğime inanıyorum. O yazılmamış şeyin ne olduğunu sırası geldiğinde belirticem.

Aslında yüzme şeklini detaylı yazabilirsen onun üstünden sonuca daha çabuk gidilebilir. Bana göre ağaç yaşken eğilir sözündeki gibi hayattaki bütün eğitimlerde belli bir yaşın altında tümevarım, belli bir yaştan sonra tümdengelim yöntemi benimsenmeli. Yani sen yanlış teknikle yüzdükten sonra nefes tavsiyesi alsan ne olacak ki; havuza geçince yapacağın olası yanlış hareketler silsilesi vesilesiyle*, yine hiç edip nefessiz kalacaksın. Crawl ya da serbest stil çalışıyorsun diyelim, 3 bileşeni ne kadar doğru uyguluyorsun acaba başta yazdığım gibi? Bunları gayet nizami yaptığını farzedersek ben hiç uzatmadan olayın özüne giriyorum o zaman; sıkıntının sebebi kendini kasma oluyor genelde. Çünkü her şey kitabına göre olduktan sonra nabzın yükselmesinin en büyük sebebi bu. 11 yıl yüzme eğitimi vermiş arkadaşın söylediği şey, 5 yaşında çocuklara 1 haftada öğrettiği şeyi, 20 yaş üstüne 5 ayda ancak öğretebildiği. Her canlının doğasında hayatta kalma içgüdüsü var, sen suya girince de bu devreye giriyor. Ne zaman ki beyine tamam ölmüyoruz bişey yok sakin sinyali gidiyor, o zaman kalp atışı inip suda süzülme evresi başlıyor.

Kalçadan başlayan ayak hareketleri, tek kulak sudan çıkmadan kafayı yana çevirip ağızdan alınan diyafram nefesi (pek yazılmamış şey bu), hiç karşıya bakmadan tekrar yere bakarak burundan ve belki biraz ağızdan suya verilen nefes, bu esnada hiç nefes tutmadan, oksijen borçlanmasına girmeden sayılan kulaçlar (2,3,4,5,7) ve kafa yine yandan suyun dışına çıkınca ağızdan alınan nefes. Bunları ne kadar ahenkli yapabildiğin ne kadar az yorulacağının göstergesi. Hızlı değil bak ahenkli, uyumlu, estetik yapacaksın. Dışarıdan izleyen suyun köpürdüğünü değil, suda bir cisim süzüldüğünü görecek. Vay be ne akıyor diyecek. Diyeceksin ki bunları nasıl aynı anda yapayım. İnan oluyor. 3 bileşen diyoruz altı üstü. Akordeonu düşün mesela bir elinle nota basıp, bir elinle bass basıp, bir elinle hava akışını sağlarken, bir yandan da notalarla boğuşuyorsun. Ama başlarda, sonradan bu boğuşma müziğin büyüsüyle birleşiyor ve ortaya bir sanat çıkıyor. Yüzme de böyle. Her şeyi doğru yaptıktan sonra belli bir eşik var, onu geçince gerisi çorap söküğü, gerisi yüzmesiz geçen bunca yıla sitem.

Değinmeden geçmeyelim neden diyafram nefesi; çünkü göğüse değil karna aldığın nefes içerik olarak hem daha kaliteli hem de seni bir nebze daha su üstünde tutuyor. Hatta günlük hayatta bile bu şekilde nefes alınması tavsiye ediliyor ama alışması belki yüzme öğrenmekten zor :) İnsan nefes almayı unutmadığı gibi diyafram nefesi almayı da hatırlayamıyor. Yöntemi de basit. Hiç düşünmeden derin bi nefes al, göğsün şişiyorsa diyaframa yeterli hava gönderemiyorsun demek. Karnın şişiyorsa da diyafram nefesi almış oluyorsun. Yatar pozisyonda göbeğimizdeki bir cisim nefes aldıkça nasıl aşağı yukarı inip çıkıyor, o şekilde ayakta da bunu sağlayacaksın ve tabii yapabiliyorsan yüzerken. Bunu uzun tutmuyorum çünkü belki çok sonrasının işi, zaten kafa açtım yeterince galiba.

Youtube'da yüzme tekniklerinin anlatıldığı bir kanalda insanlar kendi yüzme videolarını atıp, hocadan yorum alıyorlar mesela. Orayı kullanabilirsin. Ben de düşünüyorum oraya mesela video atmayı. Sol kulacı tam kalçadan çıkartamıyorum, yarım kalıyor. Soldan nefes alamıyorum, alışkın olmadığımdan beyin denge merkezim kaydığı için gömülüyorum hissi oluşuyor. 3 kulaç bir nefes gidemiyorum. Suya verdiğim nefes ya çok oluyor, borçlanıp tutmaya başlıyorum ya da sudan çıkınca daha vermem gereken kirli hava oluyor ve o 1 saniyeden kısa zamanda hem nefes verip hem almaya çalışırken diğer bileşenlerimin şaftı kayıyor. Ayak gidiyor fizana, kol desen halaya başlamış. Bunların hepsinin nedeni de 3 kulaç bir nefesin gerekliliği olan sağ-sol nefesten sol olanını yapamamam ve dolayısıyla vücudun kasılması ve ve ve en nihayetinde 50 metre sonunda kenara tutunup nabzımın düşmesini beklemek zorunda kalmam.

Ufacık bir noktadan başlayıp zincirleme gelişen olaylar sonunda senin başlıkta belirttiğin duruma geliyorum işte. Halbuki 2 kulaç ve 4 kulaçta nabzım yükselmeden 200 metre gidebiliyorum. Bunu çok matah bi şeymiş gibi değil, senin 15 metrede tıkanmandan cesaret alarak yazıyorum :D Yoksa kötü bir rakam, ama benim başlangıcıma göre rüya gibi değerler, üzerine koyarak da gidiyorum işte. 200 metreden sonra nabzım yükselmeye başlıyor ve keyifsiz oluyor, bırakıp dinleniyorum. Aslında normal bir yüzme antremanına göre ısınma mesafesi bile değil ama benim yanma mesafem. Neden? Tekniğim mükemmel değil ama en büyük sebep beyin. Alarma geçiyor işte bir süre sonra, engel olamıyorsun. Ama üstüne giderek iyileştiriyorsun.

Öyle.

Yazmadan geçemeyeceğim, yüzmeden önce içeceğin sert bir kahve nabzını inanamayacağın kadar yükseltebiliyor. Bi araştırdım, yüzmeden 4 saat öncesine kadar kahve içmeyin yazıyor.

7 yil boyunca 1+0da kaldim
1 yil daha dolmadi ama 2+1de kaliyorum. Ikinci oda gereksiz geliyo ama misafir olunca iyi tabi cok.

1+1, yetmiyor. misafir için başka bi odam olsun isterdim. birinde oturuyorum birinde yatıyorum. her zaman toplamam gerekli.

Ben herhalde 40-50 metrekare bir yerde kalmıştım, salonum yatak odamdı, giriş holü de mutfaktı ama banyom yeterince genişti. Ayrıca balkonum geniş ve kullanışlıydı bir sıkıntı yaşamadım. Ama tabi 2 kişi olsa belki az gelebilirdi, studio daireydi. İyiydi hoştu.

2+1, ekonomik durum beni zorlarsa bir odayı kiraya verme opsiyonu iyi gelmişti.

3+1. yetiyor fazla bile.

1+1 50m2. tam yetiyor.

2+1 kimse kalnaya gelmezse yetiyor.

tek başıma kiraladığım ev 2+1'di. bir odada ev sahibinin eşyası vardı, diğer odada bir arkadaş kaldı bir ay kadar. ben de salonda kalıyordum. eşşek kadar bir evdi. banyosu 20m2 falandı. ben tuttuktan sonra kentsel dönüşüme girdi 3,5 yıldır boş duran ev. 2 aydan biraz fazla kalabildim.

bu ara yine ev kiralamayı düşünüyorum tek başım. küçük, kutu gibi bir şey istiyorum ama 1+1 olmalı en az. içinde kaybolmayacağım da, boğulmayacağım da; ölçüm bu.

@üğpoıuy, "+" tuşumu elektrikli süpürge yuttu. copy/paste aldım senden 3 tane, helal et :P

Ev bol.

3+1, 2+1, bazen de 1+1. Değişiyor

1+1, yetiyor.

2+1. yetiyor.

1 + 0 :( baska EVE cikacagim

4+1. at koşturuyorum her şey için ayrı oda açacağım neredeyse

1+1 yalnızım. mutfakta masamda oturuyorum. salonda bir tekli koltuk ve 3 lü kanapede misafir gelince, yatak odamda da çift kişilik bir yatağım var. gayet yeterli 60 metrekare falan. daha da büyğüne ihtiyacım yok gibi. balkonum da yok.

1+1. hangar gibi benim için, fazlasıyla yeterli.

adamlar istediklerine çürük raporu aldırabiliyor artık. neden çıksın ki?

Bana göre seçim yaklaşınca çıkaracaklar bedelliyi bize oy verin diye.

bu adamlar 2019 da seçim kazanmak için bir ülkeye savaş dahi açarlar. bunca insanın istediği bedelli askerliği çıkaracaklardır. ayrıca bir kişi bile istihdam etmeden ve masraf yapmadan ciddi bir gelirdir aynı zamanda.

840 bin kişi bakaya. yani gitmiyor. düzenli ordu 600 bin kişi. seve seve çıkacak. direnmeye devam.

Hayirli olsun bedrozan,bu kadar kasmana gerek yok abi,keske normalde kosullarini duzeltebilseydin ama olmayinca olmuyor,senin durumunda olan cokca polis memuru var.
Karsina gelecek adamlarin cogu kriminal adamlar,iyi olacagim derkende basina is acma.

Öncelikle bu pasif tavrı geçen sefer de göstermiştin. İnsanlar beğense de beğenmese de polisler bu ülkenin çalışanları. Kötü doktor, kötü mühendis, kötü öğretmen olabileceği gibi kötü polis de olabilir. Mesleğe başlarken bu ezilmiş tavrı kenara bırak. Sen belki iyi bir polis olabilirsin. Bu ilk tavsiyem.

Benim eniştem polis. İlk görevi Sakarya'daydı. Batı illerini tercih et. Küçük illerde sıkılırsın. Amasya güzeldir. Orayı tavsiye ederim. Tokat zaten Amasya ile yan yana. Bu iller Karadeniz Bölgesi'ne yakın olduğu için daha güzeldir. İç Anadolu illeri çok iyi değil. Amasya güzel bir seçenek ama dediğim gibi batı illeri de olabilir. Listede Düzce var mı bilmem ama orası da olur. Hem Sakarya, Kocaeli gibi yerlere yakın hem de iş yükü çok yok.

samsun'da bir arkadaşım var polis olarak. keyfi yerinde. düşünülebilir.

ilçede daha rahat olabilirsin.

dogu gorevi diye bir sey var diye duymustum. hatta biri erzurum cikti diye seviniyordu. onun haricinde kucuk anadolu sehri tabiki yeni memur icin mantikli bir tercih olur istanbulda vb surunursunuz.

Büyük şehre yakın olan bir küçük şehir seçebilirsiniz, örneğin Kırıkkale, Kırşehir gibi.

kadın pazarlayan, uyuşturucu satan adamlar senin kadar eğilip bükülmüyor. biraz dik dur. ekşideki iki tane entelin söylediği "simit sat, onurlu yaşa" gibi saçmalıkları fazla dikkate almışsın.

soruna gelecek olursak;
ben olsam burdur'u seçerdim. antalya'ya ve izmir'e baya yakın. pek olay çıkacağını da sanmıyorum. güzelce yaşayıp gidersin.

not : burdur'da hiç yaşamadım. askerdeki komutanlarımın ikisi de o şehri tercih ettiği için önerdim.

zorunlu şark hizmetinizi illaki doğuda yapmak zorunda değilseniz ege ve akdeniz düşünebilirsiniz. neden illa anadolu anlamadım. trakya, ege ve akdeniz sakin görece daha medeni insanların olduğu yerdir. edirne mesela. bugün istanbulda 7 liraya tost aldım büfeden, edirnede cadde üstü nezih bir kafede aynı tost 3 lira.

ayrıca neden önyargıyla yaklaşalım? neden nefret kusalım anlatsana biraz. anlamadım...

Tokat iyidir. Polisi sever sayarlar. Ayrıca istanbul’da 200 liraya yapacağın pazar alışverişini orada 50 liraya yaparsın. Muhafazakar bir yaşam tarzının olması lazım aksi durumda orası sana dar gelir onu da söyleyim.

Babus hayirli ugurlu olsun. Vallahi kadin satan satanin yuzu senin kadar kizarmiyor. Onursuz bir is yapmiyorsun. Cok fazla dallama polis var dogrudur da bu senin sucun degil. Neyse velhasil kelam arkadaslarim sivas kayseri ve bursa da. Hicbir dertleri yok gorunurde. Ama ben polis olsam buyuk sehirlere yakin kucuk sehirlerde yasamak isterdim. Ya da ne bileyim sanki trakya cok iyi olur.

Eski bir polis olarak şöyle izah edeyim.

Ankara yazma, Ankara'da polis olma.

İstanbul Ankara'dan iyidir.

Onun dışında tüm iller ufak olanlar daha iyi olacak şekilde iyidir. Yalnız ufak illerin çaylak polisleri genelde dış göreve giderler. Sinop'ta bir devrem ilk senesinin toplamda 4 ayını hakkari ve Diyarbakır dış görevlerinde geçirdi.

Çevik kuvvet olmak istemeyeceksin muhtemelen. Olma zaten ama karakolcu veya asayişe verileceksen çevik ol daha iyi. Dayak, ihraç, hapis, mahkeme sorunları yaşayabilirsin karakolda ve asayişte. Nasıl olur deme. Olur. Ben içinde bulunmadığım konudan mahkemeye verildim kaç kere izin günlerim mahkemede geçti. Neden? Alır getirirken şüpheliyi, tutanakta adım geçiyor diye. Adamı görmemişim bile, öyle yazmışlar.

Dediğim gibi Ankara yazarsan mesleğe çok söversin. İstanbul yazarsan işi öğrenirsin, zorlanırsın ama dış göreve çok çıkmazsın. Çevikten yırtma durumun da var İstanbul'da. Ankara'da yok.

İzmir, Adana, Bursa vs iyidir yine. Ama en rahatı Zonguldak gibi, Bartın gibi, Bayburt gibi alakasız şehirlerdir. Bunların tek dezavantajı dış görevi bitmez. Seçim senin.

Silahını kullanma, silahınla oynama, kendini rütbeliye ezdirme. Yasaları iyi öğren, sokak dilini iyi öğren, çakal olman lazım baya bi. Olacan zaten. Hadi kolay gelsin.

Bir de ilk fırsatta istifa et.

Özelden istediğini sorabilirsin ayrıca.

Aksaray olabilir. Ankara, Kayseri ve Konya ya çok yakın. Kapadokya bölgesinde zaten. Bunaldıkça gezmeye kaçarsın. Çok sosyal bir tipsen boğulursun biraz, bilgin olsun. Muhafazakar bir yerdir.

Rahatlık arıyorsun da zamanla bunun toplamı rahatsızlık getirebilir. Bu arada polis kelimesinden rahatsız olanların eninde sonunda gideceği, işlerinin düşeceği yer emniyet/karakolun kapısıdır. İşi düşüp oraya vardığında sevmediği ülkenin vatandaşı olduğu aklına gelecek ve hakkını arayacaktır :) adalet isteyecektir. şikayetçi olacaktır. Ne acı, ne ironik.. Aklen özgür, ama eli mahkum işte.
Ne çekiniyorsun ki böyle ortamlardan?
Antakya ya da düşünebilirsin bu arada.

Aynen kardesim donerci ac.ne gecen ne gunduzun ne bayramin olsun.kazancini bile yiyeme.garsonun ascinin eline bak.mekan tutmazsa da hurdaciya satarsin masalari.ac kardesim donerci ac.bu memlekette gida ve tekstilde baska islere girmeyi dusunen bir kisi bile olmaz mi.devren satilik tabelalari hangi dukkanlarin onunde var bir gorseniz ya.

nerede açacaksın ona göre değişir. istanbul'mu malatya'mı işlek cadde mi? avm içinde mi? sizin mahallede mi? 8 personelle her türlü batarsın zaten. beşiktaş'ın şampiyonluğuna şu an iddaa 4 veriyor. 100 bin 400 bin al. banko.

@ a summer day
Bu kadar agresif bir yaklaşıma gerek yok. Zaten kesinlikle dönerci açacağız diye yazmadım,ayrıca yeni fikirlere açık olduğumu da belirttim. Bir fikrin varsa yazabilirsin.

15 bine bile iş kurulur.

cillop gibi dukkanlar buldum: mecidiyeköyde profiloya inen ana yol üzeri 1000 tl kira, ne satsan kazanırsın; kadıköy hasanpaşada kokorece cok uygun, bacalı, 600 tl kira; maltepe minibüs yolunda, bacalı, 3000 tl kira...

yırtınıp duruyorum çevreme iş kuralım diye.

isim hakkı olan hiçbir işe girmeyin sakın. hiç gerek yok havadan para vermeye. kendi yerinizi açın. 100 bine 3 tane yer acarsın, her biri aylık en kötü 5 000 bırakır. önüne gelen yere aç demiyorum, mekan önemli. 15 m2 olsun gerekirse, hiç sorun değil.

kebap-kokoreç-balık ekmek tarzı bir yer düşünürseniz, işten anlarım, çevrem de var.

1- franchise, hiç tavsiye etmem.
2- tezgah, masa vs uygun fiyata almak mümkün.
3- 100 bin tl'niz varsa, yüzünü de gömmeyin dükkana. dediğim gibi, 3 tane yer açılır o paraya.

@xu
İstanbul'da yaşıyoruz ve burada bir işimiz olursa bizim için daha iyi. Olaya sadece dönerci açmakla bakmayın, benim asıl ihtiyacım olan başka fikirler.

Agresifligim sana degil kusura bakma.su duyuru ve sozluk guya ulkenin aydinlik egitimli yuzu.ama herkes ya donerci cigkofteci ya da bayan giyim veya oto yikamaci hayali kuruyor.bir kisi de bu islerin ne zor iflasa ne yatkin isler oldugunu bilmiyor.franchiseinda 600 bin tlden asagi veren bir firmaya asla girme.butun parayi onlar kazanir.kendi isinin kolesi olursun. peki napayim dersen ben tovbeliyim duyurudan birilerine meslek ogretme konusunda.sagolsun bazi arkadaslar.ama su kadarini soyleyeyim gidaya tekstile bulasma.yuz bin tlye ayda 50 binden asagi kazandiran bir ise de girme.oyle bisuru is var ve hicbiri donercilik gibi zor ve gideri bitmek bilmeyen bisuru personel isteyen stresli isler degil.

@runagain
isim hakkı için herhangi bir ücret vermeyi düşünmüyoruz zaten. Araştırdığımız döner firmalarına göre söylersem sadece alacağımız mallar için onlara para veriyoruz. Ayriyeten dükkanın iç dizaynını onlar yapıyor, bunun için aldığımız fiyat da 80 ile 130 bin tl arası.

@ summer day
teşekkürler, bir iş kurmamız lazım ve çevremizde farklı sektörlerde tecrübeli pek kimse yok.

@selam yoldas, isim hakkı vermeden açabiliyorsanız nispeten olumlu ama o firma yine sizin halden/pazardan/kasaptan alacağınızdan fazlasına verecek ürünleri. dekorasyon vs işini de daha hesaplı halledebilecekken, daha fazla para çıkacak elinizden.

verdiğiniz örnek gıda olduğu için gıda üzerinden gittim ve deneyimlerimden bahsedip tavsiye verdim. ama gıda şart değil. internet yatırımları da mümkün, daha düşük bedeller ve daha çok kazandırma potansiyeliyle.

Ozelden yazarsaniz bir kac sey sormak istiyorum mobildeyim yazamiyorum.sehir donanimlariniz tecrube cinsiyet vs

@runagain
Bu İnternet yatırımları hakkında bilgi verebilir misiniz?

@ a summer day
Mesaj attım.

ya o kağıt ne ya gözlerim kanadı,
önce bir bilgisayar edinin excel yükleyin A'dan Z'ye haftaları 2'den 55'e kadarda giderleri yazın.
giderlerde müşteri bize ne kadar hesap kitlerden, 20tl verip ben 100tl vermiştim diyerek para üstü alan, çalınan tabaktan gelen dilencilere ne kadar vereceğinize kadar herşeyi yazın.
bu giderleri haftalara uygun şekilde paylaştırın. en sonda vergileri sıralayın tabi hepsi formüllerle yürüsün el ile rakam girmeyin.
sonra gelir kalemlerini yazıp anlık ve kümülatif karları hesaplayın. en az biriniz kosgeb'in girişimcilik eğitimine gitsin. bu işlemi ilk defa yapacaksanız uzun sürebilir yılmayın diğer yatırımlar için çok işinize yarıyacak.
gözünüzü seveyim böyle karalama defteri üzerinde çalışmayın. bu resmen kumar şu fizibiliteyi yapmadan bu işe girişeceğinize yılbaşı çekilişinden 100k'lık bilet alın daha iyi.
ilk defa yemek işi yapacaksanız garson çok krtiktir seçerken dikkat edin en az 2ay kendiniz garsonluk yapın
ilk defa yemek işi yapacaksanız mümkün olduğunca üniversite çevrelerine açmaya çalışın
franchising sözleşmelerini sağlam okuyun adamlarla pazarlık yapmaktan çekinmeyin.
dilim pizza işi büyüyor ortama göre ona da bakabilirsiniz.

edit: bu arada haftalar bir yıllık olsun tabi ben öyle gelişine Z yazdım

@ dedim dedim de kime dedim
bu kağıdı biz yazmadık. Görüşmeye gittiğimiz firmadan bize verilen bir fiyat çıktısı.

@selam yoldas
hocam o daha kötü ya
edit : siz yine benim dediğimi yapın fizibilite hazırlama konusunda hız kazanın

Aynen franchise veren firmanin dandikligini gosteriyor.burgerking de franchise verirken saglam.kazik atiyor ama hayatini da degistiriyor.

@ dedim dedim de kime dedim
evet pek kaliteli bir firma değil.Ayrıca dönerin kilosunu da görüştüğümüz yerler içinde en fazla fiyata veren firmaydı bu.

@selam yoldas, e-ticarete yer sağlayıcı olarak girilebilir. yani sahibinden.com gibi, hiçbir stok maliyeti olmadan aracılık edilecek bir site. ve vs... ama bu fikirler/işler, birebir sizin fikriniz ya da ilginizin/bilginizin olmadığı sürece çok çekici gelmiyor. o yüzden cok detaya boğmaya gerek yok.

@ runagain
Evet, hiç bilgimizin olmadığı bir alan.

Bitcoin alin.

Normalde birazdan söyleyeceğim şeyi söyleyenlere kızarım ama bu aralar kafamda bir şey var onun için şunu diyorum ki: bin liraya bile iş kurulur. Ve kar marjı % 300-400 lerde bir iş bu dediğim.

Bitcoin alın +1

@ karlmarx @ Kusursuz dostlarin dort ayagi vardir
bitcoin tavsiyesi için teşekkürler ama alacağımızı sanmıyorum.

@mezarkabul
biraz bilgi verebilir misin bu fikrin hakkında

@ a summer day biraz konuşalım mi hocam

100bin tl ile aylık 50bin kazanmak, 1000 tl ile %300 kar marjı yakalamak gibi kolay yoldan para vaat edenlere inanmamanı öneririm.

Burada arkadaşların dedikleri belki doğrudur işin ne olduğunu söylemedikleri için değerlendiremiyoruz. Sözüm meclisten dışarı dolandırıcılar hedef olarak kolay yoldan para kazanmak isteyenleri seçer.

Dolandiricilik imasi benim cevaplarimdan birini de kapsadigi icin yaziyorum bunu.duyurudan kimseye meslek ogretilmez prensibimin teyidi oldu.herkesin harci degildir yuzbine 50 bin kazanmak.bir milyona bes bin kazanamayanlar da var cunku.bilemem ki ben siz memur zihniyetli biri misiniz esnek ticaret adami mi? Bilemem ki hirsinizi azminizi is bitiriciliginizi.duyurudan biri tarafinda yuz bin tl dolandirilacak kadar aptal biri zaten ticaretin kiyisindan gecmesinn.aksam aksam insani cumle kurduguna pisman ediyorsunuz.dunya sizin algiladiginizdan daha buyuk.siz ancak laf goygoy paranoya uretin pc basinda.erken kalkan yol alir.

Bahsettigim is de instagramda @gulsahintakitezgahi @sepsekers gibi sayfalarda satilan urunlerin ticaretiydi.16 yillik meslegim.ben abartiyor demeyin diye rakamlari kucuk soylemistim ona ragmen absurd ve cahilce yorumlar geldi.mayis eylul arasi 300 bin kaldiranlar var bu islerden ama sizin o buyuk dunyanizda bunlar ya dolandiricilik ya da atmasyon

@a summer day,
Olayı kişisel algılamana gerek yok güzel kardeşim. Ben seni tanımıyorum. İşin ne olduğundan hala bahsetmediğin için aklındaki işi bilmiyorum. Sana doğrudan bir ithamda bulunmuyorum. Ek olarak söylediğimde hatalı bir şey yok. Kolay para kazanmak isteyenler kolay para kaybederler. Bu noktada, bahsettiğin kar marjının altını doldurmak istiyorsan bunun yolu benim olası kişisel özelliklerime inmek değil işi açıklamak. Bunu yapmadığın sürece altı boş bir iddia olarak kalır.
edit: Ben yazana kadar açıklamışsın, dolayısıyla artık herkes kendi değerlendirebilir.

Benim bahsettiğim iş kağıt üzerinde aşırı karlı fakat ben işin pratik kısmında değilim. Fakat pratiğinde olan tonlarca insan var Türkiyede. Ben ortadayım bu işe bulaşıp bulaşmama konusunda. Memur adamım, sabit gelirim var. Riske atılacak para para değil ama vakit harcamadan para kazanılmıyor. Bense doktorama odaklanmak zorundayım.

Benim dediklerine şüpheli yaklaşan arkadaşa yüzde yüz hak veriyorum. Valla ben de kesinlikle şüpheyle yaklaşırdım başkasından duysam. Zaten işim pratiğinde olmadığım için kimseye işin içeriğinden bahsedip vebale girmek istemiyorum. Bu yüzden de mesajla sorablara cevap veremiyorum kusura bakmasınlar.

Fikir veren tüm arkadaşlara teşekkür ederim. Düşüneceğiz hepsini.

A summer day e yuzde yuz katiliyorum.bu duyuruda kime iyilik yapsam is fikri versem iyilikten maraz dogdu
Adama uzun uzun anlatiyorsun niye anlatiyorsun cikarin ne diyor.e gavat sen sordun diye anlatiyorum diyorsun engelliyor. Ben de kimseye iki cumleden fazla kurmuyorum artik.dolandiricilikmis.akilli ol da dolandirilma. Cay kasigindan bile para kazanan adam var ulkede.ne yuzde 300 u yuzde bin karla saka malzemesi satan da var yuzde 400 karla taki satan da.sifir sermayeyle sirf aracilikla ayda 30 bin kazanan da.ama onlar buradaki tipler gibi her seye kup takip hicbir ise cesareti olmayan adamlar.23 yasindaki adama bes bin liraya is kurma fikri anlatiyorsun o parayi riske atamam diyor.lan 23 yasinda bir ay garsonluk yaparak bahsisten kazanip telafi edebilecegin parayi riske atamiyorsan a summer day 15 yilliktecrubesini sana anlatip niye ziyan etsin.

Borsadaki şirketlerin ortalama karı %10 bile değil. Biri %300 kar edebilirsin diyip işi bile söylemediğinde sorgulanması doğal. Kimsenin ne kadar güvenilir ne kadar tecrübeli olduğu alnında yazmıyor maalesef.

O zaman bu memlekette herkes yuzde 18 kdv verip yuzde on karla calisip zarar ediyor.herkes hayrina is yapiyor:) hocam biz tecrubemizi siz duyum ve onyargilarinizi yaziyorsunuz.

Hayır, ben aklımdakileri açıkça yazıya döküp değerlendirmeyi insanlara bırakıyorum. Siz açıklamadan ortaya bir şey atıp size gözü kapalı inanılmasını istiyorsunuz. Haklı olarak sorgulanınca ise sinirleniyorsunuz. Borsadaki oran vergi sonrası.

Yahu sokaktaki cahil isportacinin bile bildigi seyin nesini aciklayayim.yuzde 300 kari oyle utopik biseymis gibi anlatiyorsunuz ki. 6 tl ye canta alip 20 tlye satan yok mu? 2.75 e yuzuk alip 10 tl yw satan yok mu? 15 dolara saat alip 150 tlye satan yok mu.15 kurusa hapsirik tozu saka malzemesi alip 1 tlye satan yok mu.adam yuzbine orta olcekli esnaflik yapacak gitmis borsadan ornek veriyorsun.borsadaki kar payi baska bisey satilan urundeki kar baska.arcelim bin tl ye sattigi buzdolabini 900 tlye mi mal ediyor saniyorsun.

4 yıldır döner lahmacun pide işi yapıyorum hocam, şu kağıttan bir şey anlamadım. ne fiyatları onlar ? et 100 kilo 1100 tl ne oluyor anlamadım ?

Bu arada benim bahsettiğim iş kolay para değil. Kar marjı yüksek demek kolay kar edeceksin demek değil. Gecesi gündüzü yok o işin. Ticaret dediğin kar marjı yüzde bin de olsa zahmetli iş.

En basitinden emlakçılık. Çok paraya gerek var mı emlakçılık için ? Yok. Ama kar baya yüksek. Ha emlakçılık ticaret değil orası ayrı. Ayrıca inanma diyorsunuz da, biz sadece öyle işler var diyoruz. Şunu yap bunu yap bana da şu kadar akıl parası-danışma parası ver mi diyoruz ki dolandırıcı imaları oluyor:)

Ha ben dedim zaten ben de olsam inanmam, bunu derken kastım şuydu, birisi bana ayrılsak da beraberiz dizisindeki eleman gibi " yırttık abicim yırttık" nidalarıyla gelse yatırım yapmamı söylese inanmam demek istedim. Yoksa genel geçer laflar söyledim ben, ki cevap da sayılmaz soruyu soran kişiye.

Yahu bu kar oranlarını neden garipsiyorsunuz bu arada ? Benim bahsettiğim işin oranı şu tam olarak, 60 liraya ürettiğini 300 liraya satıyorsun. Artık oranı siz hesaplayın :)

Bu arada ben bu işe girer de ilerlersem anca söylerim ne iş olduğunu. Neden müstakbel rakip isteyeyim ki kendime :)

Doner isi ustalik ve cok sans ayrica islek lokasyona bagli.450 bine 3 katliluks donerci acti arkadasim isci maasini bile odeyemedi. Eger ticaret gecmisiniz yoksa ev tekstili bijuteri veya hediyelik isi yapin.en az ustalik isteyen en risksiz en ucuk parayi boyle az bilinen isler kazaniyor.benim arkadasim ankarada bijuteri ve hediyelik isi kurdu bir senede ikinci subeyi acti.simdi ufak capli toptan da veriyor toptanci falan olmadigi halde.

Arkadaşlar sözüm maksadını aştıysa özür dilerim. Tekrar edeyim burada kimseye dolandırıcı demiyorum. Güzel oranlar ve belirsiz konuşmak bu açıdan tipiktir, dikkatli yola çıkın denilenler sadece altı doluysa dikkate alınmalı diyorum. Burada önerilerini yapan herkes zaten artık sözlerini belirli hale getirdi.

Diğer yandan 100bin koyup ayda 50bin al gibi öneriler yapan herkese yahu nedir bu iş diye sorulur bunda gücenecek bir şey yok. Ayrıca satılan üründeki kar ile işletmenin karı aynı şey değil. Arada diğer tüm masrafların var.

Bugun turkiyede nakit darbogazi var.boyle durumlarda 100 bin sermaye cok ciddi guctur.ulkede darbogaz varsa insanlar mutsuz demektir.ticaret kadinlar uzerinden donuyor her yerde.mutsuz kadin para harcar.cunku kadin ihtiyactan degil kendini iyi hissetmek diger kadinlarla yarismak ve instagrama aldiklarinin fotosunu cekmek icin yasayan bir varlik.hafif albenisi olan fiyati 3-5 degil de 10 50 tl arasi olan pesin alip pesin satabileceginiz kadina yonelik her urunun ticaretine girebilirsiniz.asla cekle calismayin.toptancilik yapmayin.ustteki arkadaslara katiliyorum tekstile gidaya bulasmayin.cicek isi olabilir .incik boncuk zaten para basiyor.dekoratif urunler olabilir ama sanirim bu biraz tecrube istiyor. Eger kadinsaniz organizasyon dugun sunnet ozel gun susleri isi olabilir.instagram hala cok buyuk bir pazar.ulkede 10 milyondan fazla instagrami olan kadin var.kazanilacak paranin sonu yok.o bahsedilen kar oranlari da bu bahsettigim islerde zaten rutin kazanctir.2 tlye aldigi bibloyu duzgun bir sunumla 15 tlye satanlar.taki zaten kadinlarin uc dort zaafindan biri.az sermayeyle zengin olunacak islerden biri.ayakkabi canta isi de tatlidir ama isi bilmiyorsaniz oyle bir yanlis modellere para baglarsiniz ki batmaniz icin bir ay bile yeterlidir.diyeceklerim bu kadar.

Resmen gozlerim yasardi.ilk defa bir is kurma duyurusunda gercekci ve ise yarar fikirler paylasilmis.ticarette 20inci duyuruda 10uncu senem.ilk defa oluyor bu.ya da site hacklendi birileri bana saka yapiyor.

gelecek 10 yıl içinde her 4 kişiden birinde ücgenli, dikdörtgenli dövme olacak.

Minimal dövmeleri daha çok beğeniyorum ben. Beyaz tenli kadınlarda güzel duruyor. Deathly hallows olacaksa renkler olmasın. Sadece siyah olsun.

4 güzel

@karlmarx o benim de canımı sıkıyor :/ ama kendimce üçgenin bir anlamı var ve o anlamı koruyan üçgen dışında başka minimal bir çizgi bulamadım

@dissendium renkli olayına ben de girmek istemiyorum, deathly hollow olursa daha ince çizgili ve siyah beyaz olarak isterdim ben de...

@bruceandwayne sanırım 4'e kayıyorum ama onda da istediğim anlamı bulamıyorum sadece şekil maneviyatı kuramadım tam (ama baya güzel bir şekil :) ) keşke onun gibi oldukça sade basit bir şeyler bulabilsem

Bunlarin icinde birini yaptirsaydim 1 numarayi yaptirirdim

dövmeleri olan bir insan olarak, hatta üçgenli müçgenli deathly hallows dövmesi de olan biri olarak söyleyebilirim ki başkasında görüp de beğendiğiniz bir şeyi yaptırmayın. Fikri alın tabii, kendiniz uyarlayın iyice içinize sinsin. Benim dövmelerin birinde babamın ölüm tarihi yazıyor, "bundan ben de yaptırayım ya" diyen insan da gördü bu gözler. Büyük cahillik, büyük pişmanlık olur aksi halde.


edit: ayrıca barış yeşilbaş new york'a taşındı diye hatırlıyorum. Ve Koray Karagözler'i de atlamayın sanatçı düşünürken.

dövme kişiye özeldir, başkasındaki dövmeler olmaz.
Güvendiğiniz bir dövmeciye gidin ve ondan çizim isteyin. kendi çiziminize güveniyorsanız kendiniz çizin.

Ayrıca dövmecinizden de başkasına yapmaması konusunda ricada bulunun.

Gönderdikleriniz arasında da en güzeli 4 numara. diğerlerini hiç beğenmedim.

üçgen dövme hadi bir nebze de bu modellerin hiçbiri beni açmadı. iki gün görsem üçüncü gün sıkılacağım dövmeler. özellikle 2 net çirkin.

4 güzel ama o da fazla minimal, tatmin etmeyebilir. 4'ü ekstra olarak bilek içine falan yaptır.

2 milyar çok iyi para, bitirene kadar yaşlanır ölür zaten; elleşmezdim.

Bruce, birikmişim var diyordu şimdi ondan tık yok. 3 buçuk milyar borcum var diyor.

kendinize ilişkin bi bahane bulup borç vermeyin. illa kumar oynamasıyla yüzleştirmeniz gereken biri değilse zaten ne gerek var. adamın/kadının kurtarıcısı rolüne soyunmanıza da gerek yok.

borç yiğidin kamçısıdır, belki de daha fazla kazanacak; elleşmezdim.

öncelikle 2 bin lira kirada oturan birisi için çok az para. ve fakat kumar geçmişi olması ve dolandırıldım demesi tekrar kumar oynamış olabileceğini gösterir. kişiyi doğrudan oynadın mı diye sorgulamaktansa, sohbet arasında nasıl da kuma meselesini geçmişte bıraktığıyla ilgili mesajlar verip ağzını aramalı. zaten yumurtlayacaktır. kötü durumda olan kişi zaten itiraf eder yardım ister. aksi durumda içinde bulunduğu halden memnundur. size zararı yoksa elleşmeyin. benim bir kaç tanıdığım at yatışı sevdasına hayatlarını yok etti. zaten durdurulamaz. içten gelecek vazgeçiş

2.000 lira nedir allah aşkına. tek yaşayan birisiyse kira artı masraflara ancak yeter.

ev arkadaşı bulmayı önerin düzenli borç istiyorsa.

Burya, inşAllah öyledir. Ama yemekleri işyerine ait ve şu ana kadar kendine yetebiliyordu.

demek istediğim şu oynuyorsa bile çok büyük bir miktarda oynamıyordur. ayda 50-100 liralık iddia falan oynuyordur belki. kumar derken bundan mı bahsettiniz yoksa şu yasak kapalı kapılar ardından oynanan tombala veya çeşitli kumar oyunlarından mı bahsettiniz? oralara takılıyorsa borç alıp daha çok veriyor da olabilir. gerçi iddia için de borç alıp oynayabilir pek de farklı değil. inşallah öyle değildir.

bunu ona söylemenizin ne kadar faydası olacağını düşünmelisiniz ilk önce. sizin fark etmeniz onda nasıl bir duygu uyandıracak?

lmgtfy.com

başvuru sırasında türkçe karakter kullanmıyoruz.

alamaz hocam.

O adam anca babayı alır sizden. Sizin insafınıza kalmış vermezseniz vermeyin.

neye dayanarak alamaz diyorsunuz ki? günlerim böyle davalarda bilirkişilik yapmakla geçiyor.

bir kere dava açabilir. dava açmanın bir sınırı yok. hiç tanımadığın sokaktan geçen adama da dava açarsın. önce icraya verir, sen itiraz edersin icra durur. sonra mahkemeye verir. dosyaya da dekontu sunar, ben bu adama ortak olmak için 7000 lira yolladım, ortak da olmuyor, parayı geri de vermiyor diye. öyle davalaşırsınız. bana gelir dosya, bakarım adam gerçekten 7000 lira yollamış. niye yollamış diye bakarım senin savunmanı okurum, almadım deme şansın yok, banka hesabına girmiş. sen niye aldığını açıklayamamışsın. yazarım bilirkişi raporuma, oscar kişisi, x kişisinden 7000 lira alşmıştıri ne gerekçeyle alındığı tespit edilememiştir veya karşılığında vaat edilen yapılmamıştır, takdir sayın mahkemenizindir diye, gerisi hakimin takdiri.

kanuna göre 10bin TL ve üzeri paralarda kaynak göstermek zorunlu. tutar 10bin TL'nin altında olduğu için seni dava bile etse "elden para vermiştim borcunu ödedi" dersin geçer. ye o parayı çatır çatır. afiyet olsun.

@kinritsuyu

ben de bana borcu vardi onu odedi dersem hocam ? bunu nasil ispatlayacak ? ya da ben nasi ispatlayacagim :)

hocam afedersiniz de dolandırıcı mısınız siz niye vermiyorsunuz adamın parasını

+1 kingcyrax

+1 kingcyrax

arkadaslar bilip bilmeden ne salliyorsunuz

bu adam ortak olacagini soyledi 70 bin tl ye anlasildi. adamin sartlari vardi dukkan ona gore duzenlensi, yeni yazilim aldirdi bize, 23.000 tl sirf buna verdik biz, o kullanmayi biliyor diye. yan depoyu kiralatti isimize yarar diye su an bos orasi ve 4 aydir kirasini biz oduyoruz.

simdi ben vazgectim ortakliktan parami geri verin diyor. butun yatirimlar cop oldu, yazilim atil duruyor, depo bos duruyor giren bize girdi

bizde kimsenin parasi kalmaz, enayi de degiliz ama,

e abicim gözünü seveyim 70.000 liralık iş sözle yapılır mı? siz de bütün bunların yazdığı bir protokol yapaydınız bırak 7000 lirayı geriye vermeyi, bütün masrafları ondan alırdınız.

babamin isleri hocam, benim haberim bile yoktu.

benim tek derdim su an alakasiz bir mesele yuzunden benden su 7000 tl yi almamasi.

ben mahkeme olursa bana borcu vardi da diyemem, yalan soyleyemem.

sigortali calistigi icin bir sey yapamaz, diger turlu kyk burosuna gidip derdini anlatabilirdi belki.

ödemezse vergi dairesine aktarılacak. borç kamu alacaklarının tahsili şeklinde tahsil edilecek. varsa banka hesaplarına kısmen bloke konulacak. vergi daireleri bu işlemleri 3 ay kadar bir sürede tamamlıyor maksimum. bir şekilde ödeme kapıya dayanmış yani. taksitleri gecike gecike de ödese yeter. vergi dairesine aktarılmasın yeter. yoksa zahmetli.

daha 1 yıl var. 1 yıl sonra da %10 gibi bbir şanssız kitleye bloke vs oluyor. paniğe gerek yok :) yüzbnkerce vergi borcu olan var (ben de)

Yahu peki bu "ben ödemiyorum kyk borcumu, ödemicem" diyenler nasıl ödemeyebiliyor?

üstte dwe bhsettiğim gibi ödememeyi seçiyor. sürekli faiz biniyor ama devlet aciz bu konuda. yüzbnlerce kişinin vergi borcunu alamaz.

mısır çarşısı

Eskitadinda'nin instagram hesabında bebek tarhana görmüştüm, epey iddialı gibi, ancak denemedim.

Sitesine gözatabilirsiniz: www.eskitadinda.com

mısır çarşısından tarhana en son alınacak yerdir. aman uzak durun. alternatif bilmiyorum malesef.

Ben ebebek mağazasında tarhana görmüştüm. Bebek için miydi hatırlayamadım ama olabilitesi yüksek.(Normal tarhanadan farkı baharat ve acı yok.) Eğer interntetten alışveriş edeyim dersen tarhana baba lakabıyla anılan Mustafa Yeldanlı'nın sitesinde var. Kaç yıllardır bu işi yapar. Ama hemen almak isterim dersen bir de migros aklıma geliyor.(Eğer bir yerde tarhana baba markasını görürsen al derim.)

parayı bulman lazım.

İlk üç paragrafı komple alıntı yapmışsın. Niye seni hiç tanımayan birinin yazdığı bi şeyi bu kadar kolay benimsiyorsun? Psikolojik destek al.

klişe olacak ama spor yap, en azından dene bi kere faydasını görmezsen bırakırsın

Mağdur psikolojisi devamında gelecek başka mağduriyetler yaratır ve bu böyle sürer gider. Kimse de kurtarmaz. Önce kendinle olan sorunlarını çözmen lazım, yoksa kimse uğraşmaz.

@der meister +1

iyi kumaş değilsin.

bir porno sitesine gold üyelik al.

Çok garip adamlarsınız bazen hayret ediyorum.

sen de onları çok kolay harca. yalnız başına da çok mutlu bir hayat sürebilirsin. senin derdin bence kabul görmemek. fakat bana kalırsa bu yapay toplumda kabul görmek bir hastalık. her şeyin pazara getirildiği ve tüm marifetlerin bir değişim aracı olarak görüldüğü bu sosyal hayat pazarında kendini haraç mezat pazarlayacağının yerine diğer tüm sahteliklerden uzak kalarak çok kaliteli bir yalnızlık yaşayabilirsin. eğer derdin yapaylıkta kabul görememekse nasıl sahte bir insan olacağın üzerine çalış. tabi bunu daha büyük bir sorun olarak kabul etmeyeceksen. sevgiler.

"beni yükseltecek." hahaha tam bu cümleyi yazdım, dinlediğim şarkıda (pantera - suicide not pt. 1) "it's a damn shame" diye bir cümle geçti. senin için söylediklerini varsayıyorum. :)

kişisel bir isa arıyorsun sanırım, gelecek kendisini senin için feda edecek, senin olduğun çukura inecek, sen sırtına basıp yukarı çıkacaksın bla bla bla... yok ki öyle biri? kimse kimse için kendi yaşamını feda etmez. öyle bir ihtimal varsa bile bu ihtimale bağlı yaşanmaz. çok yaşamıyorsun zaten sanırım, öylece duruyorsun. hayat etrafından akıp geçiyor.

ilişkilerle ilgili bir şey diyemeyeceğim fakat bu kurtarılmayı beklemek düşüncesinden kurtulman gerek. önce bir kendine acımayı bırak. "drama queen." kimse böyle insanlarla vakit geçirmek istemez. hem, kimse yanında kalmak zorunda değil. herkes her şeyi yapar. bu yüzden önce bir kendine alış, kendini tanı, kendini bil. kendinle vakit geçirmeyi öğren.

Ben bunlari ne zaman yazmışım diye okudum. Depresyon işte ya. Iniş çıkış devam. Karakterle ilgili bir şey. Değişmiyor. Yani 30 yaşındayım değiştiremedim. Belki de çabalamadım fazla... neyse öyle işte.

haha qazed kednini iyi acındırmışsın ama sorduğun soruların cevabını sen daha iyi biliyorsun. gene de ben söyleyeyim, çünkü senin problemlerin var, ve sana arkadaşça yaklaşana bile öyle sözler söylüyorsun ki kimse yanında durmak istemiyor. oysa insanlara iyi davranırsan karşıdan yüksek ihtimalle iyi geri dönüşler alırsın. iyi davranmayan az bir kesime de yol verirsin, iyi olanlarla devam edersin. aksi takdirde sen herkese ters davranırsan kimse sana katlanmaz. bu kafayla gidersen evet, hayatın hep böyle geçecek.

neden ben "insanlar beni çok kolay harcıyor :(" diye ağlamıyorum da sen ağlıyorsun mesela? çünkü sorun sende. sebebi her neyse, her ne konuda kendinle savaş halindeysen, bunun sinirini insanlardan çıkarıyorsun ve insanlar da doğal olarak senden uzaklaşıyor. bu devirde çoğu insan anasının babasının bile nazını çekmiyor, seni mi çekecekler.

kendinle barış, vücudunda beğenmediğin bir özellik varsa onunla barış, geçmişte yaptığın hatalar varsa onlarla barış. psikoloğa da aman sakın gitme olur mu. herkes kaç kere git dedi sana, gitmiyorsun, iyi de yapıyorsun. bu kafayla doktoru hasta edersin sen.

hala kendi kendine yenmenin derdindesin. sana bin defa doktora git dedik. kendi kendine yenebilecek olan zaten yenmiştin değil mi? demek ki durum doktorluk.

senin hayatinda aslinda yapman gereken bir sey var. daha farkina varamamissin ve bu "Seni harcadiklari veya engelleyen insanlar" Aslında birer "Çapak" Bunlara takılırsan, yapamazsın. Bir seyler yapacaksan, birilerinin olmasina gerek yok, tek basina da yap.

bence tesisat döşemesi falan yapılmadığı için montaj ücretsiz olmalı. eski olanı sökmek için para isteyebilirler bunu anlarım ama yeniyi montajlamaya para almamalılar bence.

bunların dışında 100 liradan fazla olmamalı.

eskiyi söktürdüm sattım hocam. sadece gelip takacak servisi. 100 lira mı? benden bugün 300 lira istediler :/

Servis ücretsiz kurar

Mobil eşit: yani alacağınız ürün 0sa

yeni aldığınız kombi sıfırsa ve eskiyi siz soktürüp attırdıysanız e adamla boş yeri olan tesisatı döşeli yere montajlayacaklar. ücretsiz olmalı mutlaka. eğer montaj parası istiyorlarsa almıyorum de. sanki günde 20 tane kombi satıyorlar. montaj yapmıyoruz derlerse hiç satın alma.

sıfırsa takar takmıyosa alma +1
2. else de montaj dahil satan servis gibi yerler oluyor onlardan al alabiliyosan.

anlaştığınız kişi sizden parayı alıp kaydı verdikten sonra kendi e-devlet hesabı üzerinden telefonu kayıttan çıkartabiliyor. dolandırılmayın. tanıdık birisini bulun.

ptt'ye gidip iptal ediyorsunuz 1 hafta içinde de yenisine aktarılıyor.

yeni plakayla o hgs kullanılmaz. iptal etmedikçe sattığınız kişinin geçişleri sizin bakiyeden düşer. satış sözleşmesiyle aldığınız yerden ptt banka vb. iptal etmelisiniz.

Şınav

el sıkma yayı
urun.gittigidiyor.com

ön kol deniyor oraya.
ön kol ile ilgili egzersileri arataiblirsin

yüzme şansınız varsa yüzerken pullboy denen aleti bacak aranıza alıp ayak çırpmadan el paleti kullanarak önkol geliştirebilirsiniz. bu şekilde sadece güçlü ve dayanıklı bir önkol sahibi olursunuz. ağırlık kaldırarark şişireceğiniz kocaman bir önkol kasınız olacağına daha sıkı küçük fakat çok daha fazla güçlü ve dayanıklı bir kol edinirsiniz.

aynı yükseklik seviyesinde uzak mesafelere taşımak kolay oluyor da, yükselti işin içine girdiğinde durum çok daha zorlaşıyor. ürün ararken rakım olarak yükseğe taşıyacağınızı mutlaka belirtin. aynı telsiz gibi. telsizler de rakım işin işine girince kullanımı zorlaşır.

noktalar görsel olarak birbirini görüyor mu ?

Hayır.

Arada binalar var.

dostum denemeden bilinmez yükseklik, engeller vs. gibi çok etken var. direkt görse hiç sıkıntı olmazdı.ama ubnt ve mikrotik ürünleri kullanılır uzun mesafeler için. mikrotik'in fiyatları daha uygundur. aşağıdaki ürün sana uygun olur.

www.wi.com.tr

Line of sight'ı sağlasa bile verimli bir aktarım için fresnel zone'un %60ı içinde engel olmamalı. O da 2km için yaklaşık 4.8m yapıyor(2.4ghz bandı). Yani alıcı ile verici arasında düz bir çizgi olduğunu düşünürsen bu çizginin 5 metre altında bir engel bulunmamalı. Haliyle anteni kuracak yüksek bir direk de olmalı.

fren balatalarını değiştirmeniz gerekir. 3-5 usd ye dx.den alibabadan sipariş verebilirsiniz. işçilik ucuzdur. istanbulda mısınız? uygun yapan yer tarif edebilirim. bir de çok fren kullanmamaya dikkat et. ben 15 bin kilometrede bir falan fren balatasını değiştiririm.

doğru fren balatalarını bulmak için ya frenin modelini bilmen ya da söküp balatalara bakarak görsel olarak aynısını sipariş etmen gerekir. bi standardı yoktur. genelde model marka belirtilerek satılır. ayrıca organik ve metal olarak ikiye ayrılırlar. organik olanları çok çok çabuk bitiverir. metal olan çok daha dayanıklıdır.

Fiyat aralığı olarak ne kadar bütçeniz peki?

@ismira007 50 tl verebilirim ama 500 ml falan olmali ki, uretim yapiyorum. Yoksa maliyet yukseliyor.

epoksi bazlı yapıştırıcılar işinizi görebilir. epoksi reçine diye aratabilirsiniz.

5 liraya tüp şeklinde silikonlar var. nalburdan alabilirsiniz.

Pattexin 3 kg yapıştırıcısı var hepsiburada'da 101 lira. O uygun aslında.

@ismira007 cok tesekkur ederim bu iyiymis 1 kg olan. Peki bu kucuk kaba bosaltilir mi ki? Nasil kullanilir acaba?

En sağlamı epoksi olur.

tabii ki de hayır.

değildir.

2 sene bile kullansan değer bence.

Al ya baya götürür tamir olunca.Boşuna sıfıra para verme.

mantıklı. üstteki arkadaşın dediği gibi bayağı süre götüreceğini düşünüyorum. çok kalın değilse eğer dış görünüşünde de hiçbir problem olmaz

1080p ise olabilir. o yaşta 720p de olabilir öyle bi şeye yanaşmazdım ben.

disarda anakaert tamircileri var belki bi cozum olur yetkili servis disinda birine goturursenjz

Bana da öyle dediler, samsung'un kendi servisi 600 liraya tamir ederim dedi. aletin içini açıp baktım powerboard kararmıştı, belli ki yanmış diye 120 liraya onu değiştirdim, bir yıla yakındır çiçek gibi çalışıyor. deneyebilirsiniz.

Turkiyede nasil kredi kartindan para cekilip kullanilmazsa (nakit avans)
Ayni sekilde bu da.
Yurtdisinda gecer tabi, belki bankayi arayip actirmaniz gerekebilir ydisi alisverisine.
Normal pos makinasindan gececek iste.

Lounge a giris hakki varsa guzel, icerideki seyler bedava ki bunu iceriye girdiginde de sorabilirsin aslinda.

oncelikle dunyadan bihaber adami yurtdisina gonderen mudure bravo.

Mudur seninle dalga gecmek icin vermedi o karti harcamalarin icin verdi bu yuzden yurtdisinda geciyordur.islem ucreti diye bir sey yok,velev ki varsa karttan kesilir.business card i nakit cekime sokma ya da bunu yapacaksanda mudurune sor.nakit harcaman gerekenleri cebinden harca fisini al getir nakit talep et.normal bir sekilde yedigini ictigini otelini bu karttan ode.karttan odeniyor yasasin diyede gidip bar pavyon harcamalarina girme yavas yavas pistikce onlarida yaparsin.
Loungeta yemek yemenin 10 k lik bir bedeli oldugunumu dusunuyorsun gercekten,parasiyla yiyip iceceksen neden lounge a gidesin,detaylarini ac banka musteri hizmetlerine sor,neler dahil ogren.

Ince atarlanmisim gibi oldu ama abi okums etmis,yurtdisi gormus adamlarainiz az bi dusunun valla bak.

kredi kartı olduğu için atm üzerinden nakit almamaya çalışın. aksi durumda yapılan harcamanın tamamını faizli kredilendirirler. alışveriş olanları ekstre kesim tarihine kadar faizsiz kullanırsınız.

nakit için aynı hesaba bağlı bir debit kart talep edebilirsiniz firmanızdan. bankanız hazırlayacaktır.

Akbank'ı arayın, yurtdışına gideceğinizi söyleyin, ekstreniz isterseniz dolar ya da Euro şeklinde gelir böylece. Tlye çevrilip ödenmemiş olur.

Ayrıca tabii ki yurtdışında geçiyor kart, ama siz öncesinde bankayı arayıp bu durumu belirtin.

Nakit avans çekebilirsiniz ama çektiğiniz günden itibaren deli bir faiz işletir, ayrıca çekim ücreti de alır. O yüzden postan kullanın.

havaalanlarından nefret ediyorum açıkcası, yine de otobüslerden daha iyi gibiler,ama bir çok sefer olan bir şehire uçakla gitmek yerine, uber ile anlaşıp gittiğim oldu.

değil.
bildiğim kadarı ile istanbuldan en yakın uçuş kütahya'ya (40 dk kadar sürüyor).

evden çık uçağa bin in merkeze git gene 3-4 saat arası sürüyor.
araba ile 4.5 saat

ancak arabada oturmak ile o uçak yolculuğu boyunca koşuşturma hesaplandığında uçak çok çok daha az yorucu.

Şahsi fikrim böyle hele izmir antalya dersen komple araba ile gitmek akıl karı gelmiyor(imkanın varsa tabi)

yurt içi ise 1 saat yeterli olabilir ama yurt dışıysa imkansız denebilir. sırası, pasaportu, check-in'i derken biraz zor.

tabi ki arabayla 2-3 saatlik mesafeleri uçakla gitmek aynı süre denebilir (ki zaten uçuş da olmaz sanıyorum pek) ama uçakla 1 saat bekleme 1 saat gidiş dediğiniz bir yolculuk araçla en az 7-8 saat sürecektir.

ayrıca havaalanı olmayan bir şehirden gidiyorsanız veya havaalanı olmayan bir şehre iniyorsanız bu süreleri de hesaplamanız lazım.

kısacası uzun mesafeler için havaalanı da yakınsa uçak iyidir, kısa mesafeler için arabayla veya diğer araçlarla git gel daha rahat bence.

zaten ucak yolculugunun önerilmedigi mesafeler var.

mesela viyana münih arasi ucakla yanlis hatirlamiyorsam 40-50 dk gibi bir sey sürüyor. 30 dk minimum önceden orada olmak gerek, pratikte 45-60 dk olur bu.

havaalni sehir disinda biraz 30 dk en az o sürüyor evin lokasyonuna göre. münihte keza sehre gitmek en az 30-40 dk.

totalde en az 3 saat yani. ek olarak in bin yolculuk yoruyor.

trenle zaten sehir icinden sehir icine tam 4 saat. daha rahat tren.

kisaca avrupa icinde 400 km sonrasi ucak kendini mantikli konuma getiriyor.

bazi lokasyonlarda bu 600-700 km bile olabilir. paris lyon arasi mesela 400 km ama 2 saat trenle.

İlk ucusumda bagaj da vericem diye bir dört saat filan erken gitmiştim havaalanına sjskdkdm aslında hiç gerek yok. Yurt içi uçuş ise ve mobil biniş kartı varsa bi saat yetip artıyor bile. Bilmeyen için o anlattığını süreçler çok sıkıntılı gibi dursa da aslında çok basit. Otobüste üç saat yolculuk bile öldürüyor insani. O yüzden uçak mantikli bence çoğu sehirler için.

Yurtiçinde senin binişinden çok bavulun binişi etkiliyor süreyi. Hesaplayanlardan olalım; 150 kişi aynı uçacağa binecek ve 5 dakikalık aralıkta en az 2-3 uçak kalkacak hava alanından. O bavullar arabalarla uçaklara taşınacak, dev bir kaldırıcı düzenek kurulacak, kargo bölümüne kaldırılarak yüklenecek bavullar ve düzenek indirilip geri indirilecek. Haliyle tek tek konmuyor bavullar. Toplu halde arabalarla, çekicilerle uçağa taşınıyor. Sen yarım saat kala gidersen, o bavulu diğerlerinden ayırıp doğru uçağa giden bant sistemine yüklemek, oradan uçağa arabalarla aktarmak zorlaşır. Sen kontrollerden geçebilsen bile, babulun uçağa yetişemez. Bavulun zamanın seninkinden kritik yurtiçinde.

Yurtdışı için zaten gümrük sırası, check in işlemleri derken iki saat ancak yetiyor. Geçende 2.5 saat erken gittim ama ikinci bavul verdiğim ve firmalar arası bilgisayar sistemi karışıklığı olduğu için koştura koştura yetiştm uçağa.

havalimanına ulaşma, kontrollerden geçip uçağa yerleşip uçağın yerden kalktığı ana kadar zaman çok uzun. sonrasında inince bagaj bekleme konusu da epey zaman alıyor. şehir merkezlerinden uzak olduğu için inilen ve binilen limanlardan merkezlere gidilirken zaman kaybı büyük. ülkeler arası türkiye için kullanmak elbet çok mantıklı. ama şehirden şehire bazen daha zahmetsiz yollar olabiliyor.

babam da sizin gibi düşünüyor. süreden ziyade indi bindisi de fazla.

bodrum turgutreis'te bir yazlığımız var. babam hep otobüsle gider. ankara behçelievler'de oturuyor zaten.. evden taksiye biniyor, 10 dakikada aşti. otobüse biniyor, 12 saat gece yolculuğu uyuya uyuya. sabah turgutreis'te iniyor, garajdan taksiye biniyor, 5 dakikada ev.

uçakla giderse evden taksiye biniyor aşti (veya stadyumun ordaki belko air durağı). taksiden in, belko'ya bin. 1 saat havaalanı yolu. havaalanında belko'dan in, tek tek bütün bagajları aletten geçir, laptop'ı çantadan çıkar aç, geri koy, bu arada ceplerde ne varsa çıkar dök kemerine kadar. götür bagajları ver, salona geçerken aynı terane bi daha. 1 saat yol. uçaktan in iki saat valiz bekle. onları al çıkışta havaş veya muttaş'a bin, 1 saat yol, bodrum garajda in. onca bavulla git turgutreis minibüsü bul, minibüse bin yarım saat yol, turgutreis'te in. taksiye bin, 5 dakikada ev.

adamı bir sefer uçakla yolladım, eziyet oldu. buradan otobüse biniyor, orada turgutreis'te iniyor, 12 saat. uçak teranesi de erken gitmesiyle falan 4-5 saati buluyor ama indirmesi bindirmesi eziyet.

Evet cok yorucu. Net.

Biz fotografci isini soyle halletmistik. Pro cekim istemiyoruz demistik. Makinanin girmesinin yasak oldugunu soylemislerdi ama fotocu sanki arkadasimizmis gibi mekana girip cekim yapmisti. Kimse bir sey demedi.

@nax biz dışardan fotoğrafçı da istemiyoruz zaten ama. bir iki yakınımız pro makinayla üç bel foto çeksin istiyoruz

ben anlamadım. devletin nikah sarayında mı fotoğraf çektirmiyorlar? orası devlet kurumu değil mi? kafasına göre hareket ediyorlar mı? en kötü iphone'la falan çekin. zaten profesyonel kameralar kadar iyi çeker. bir bok da diyemezler.

Alinma ama yahudiyi kiskandiracak adammissin:)kurnaz guzel yazmis.o fotograf salon isleri ihale edildigi icin bu tip tarifeler cikiyor onune.kac kere evleniyor adam oksursun parayi mantigi var.kis olmazsa sahitleri alir gider imzayi atar bi bahcede falan dedigini hallederdin ama kisin gobeginde mecbur kapali salon bulacaksin,bosunu bulsan komurlukte nikah yapti olursun.kurnaz in dedigi gibi kavga etmeden anlasma yolunu secin

Sanki burada kurnaz in cevabi vardi

sozlukteki basliginda da bu fotografci teroru bolca yazildi cizildi ama cozum yok ortada.

size onerim, genisce bir cafe kiralayin. orayi istediginiz sekilde ve butcede dugune hazir hale getirin.

onun disinda "dugun yapmak" amaciyla var olan tum kurum ve kuruluslar sizi dudukleyeceklerdir. (foto, ikramlar, masa susu, muzik zart zurt)

nikah dairesine fotoğraf makinesi sokamamak başlığında bolca yazmıştı millet, kadıköy 'de bizim de başımıza gelip ufaktan tehdit de edildik.
eksisozluk.com

mekan için bir öneride bulunamayacağım, düğün olunca her şey 3 katına çıkıyor.Yine en uygunu belediyenin ayırdığı salonda kokteyl fln yapmak.

@black mamba, evet bizim hizmetimizi kiralamazsanız profesyonel makinayla çekim yapmanız yasak dediler. iphonela çekeriz de 600 700 kişilik bi nikahta iphone ın hafızası ne kadar dayanacak :/ birkaç video, bayağı da foto gider. bi de şimdi takı merasiminde video lazım kim ne taktı bakmak için kajsdklasjfl sonradan düğüne gidildiğinde ona aynı takıyı geri götürme muhabbeti sebebiyle.

@duptıs, valla inan yeri geldiğinde çok lüks ve savurgan da takılıyorum. eşya mevzusunda acımam kaliteli alırım mesela. ama gereksiz mevzularda cimrilikten ziyade prensiplerim ve mantığım devreye giriyor.

@brkylmz evet düdüklenmedik bi kulak arkamız kaldı. bana koyan devletin kurumunun bana bunu dayatması.

@demoniclewinsky aynı tavırı takılalım o zaman bakalım ne olacak. onlar 10 kişiyse biz de 600 kişi olacaz

bimer e yazın bence illaki çözüm bulunur diye düşünüyorum

sarı basın kartı olan bir fotoğrafçı girip istediği fotoğrafı çekebilir.

ters rüzgar bu kokuyu nerden getiriyor olabilir peki? denizden falan mı? denize yakın sayılırız.

benden başka alt mahalledekiler de aynı kokuyu alıyorlardı. sebebini bulamadık. geniş bir alanda amonyak kokusu vardı.

Cumhuriyetteki haberi gordum ama kaynagi inandirici gelmedi. Resmi elcilik sayfasinda da bulamadim. Sadece ekvator elciliginin aciklamasi var.

bir dış işleri sayfasında gördüm. doğru. kaynağı şu anda hatırlamıyorum. yesilkart forum facebook grubunda vardı.

iki defa yapılan başvurular geçersiz sayılıyor.

haliyle kendini akıllı sanan kişiler ulan şuradan 3-5 bin başvuruyu iptal ettirsek olasılığı artırırız diye düşünerek bu tip haberleri çıkartıyor.

resmi makamlarca bir açıklama gelmeden kimse başvuru yenilemesin.

edit:

@liberal'den link geldi. adam haklı beyler.

www.dvlottery.state.gov'dan bir açıklama yapılmadığı için ciddiye almıyorum.

edit: liberal'in verdiği link'ten sonra iş değişti, açıklama doğruymuş.

Bu link ekvator elciliginin. Turkiye basvurulari icin de gecerli mi acaba?

burada diyor işte. ben mi yanlış okuyorum

www.dvlottery.state.gov

Hiçbir şey olmadığına eminim, aç bir dil at sonra da iç gitsin. Daha önce kaç kez bir hafta geçmiş günlük sütü açtım taptazeydi.

Edit: Siz günlük dediğine bakmayın onun günlük falan değil, içindeki bakteriler tecavüze uğruyor pastörize olunca, soğukta durduğu sürece bozulmaz kısa sürede. Koku ve tat alma duyularımız bunun için var ayrıca, bozuksa anlarsın zaten.

at gitsin

tarihi geçmişse ben direk atarım. çok korkarım zehirlenmekten :)
hatta son kullanma tarihi o günse bile bazı şeyleri atarım, güvenemem.
ki seninkinin üstünden 2 gün geçmiş.
ben "çöpe gitsin" diyorum. zira artık günlük süt de değil o.

çok mu canın çekiyor ki? at gitsin +1. yarın yenisini alırsın

az biraz kaynat, bi gariplik hissedersen at. Obur turlu ic gitsin

Süt bozulduğunu çok kolay belli eder. Bir yudum iç, tadı normalse hiçbir sorun yoktur.

Çöpe atılır mi hiç öyle açılmamış paket.yazık.


Lavaboya dök. Çöpe atarsan patlar sıkıntı çıkarır. Bozulmuş süt öldürmez süründürür. Değmez.

Ben olsam tatlı yapar yerdim, pişirilerek yapılan sütlü tatlı yap, herhangi bir sorun çıkacağını sanmıyorum. Direkt içme ama.

Kaynat. Kaynayinca eksimik peynirine donusuyor. Biraz tuz atip suz. Al sana peynir.

bi kaba koy kediler faydalansın bari.

28 yaşındayım. 800 metreyi 16 dakika 4 saniyede yüzdüm almadılar.

ama fotoğraflarda 200 kilo bir adamı boğazda yüzdürdüklerini gördüm. tamamen rezalet. seçmelere katıldığım için kendimle utanç duydum. böyle rezil bir ülkedeyiz.

beyaz masa + bimer

kesin çözüm bulunur
biz bulduk

biz aynı böyle bir durumda polisi arıyorduk. 10 15 dakika sonra geliyorlardı. devriyelerden biri uğrar gençler ses etmeyin der. bi daha gelirlerse bi daha ararsınız yine gelir devriye. ama başka biri gibi ararsanız daha iyi olur. biz apartman sakinleri olarak sırayla arıyorduk. polis gelip burda durmayın diyordu. kekolar da bi süre sonra rahat edemiyorlar orda diye ayaklarını kestiler. polisin ağzına göre konuşun, abi çekin, aile var diyin çoluk çocuk her akşam bunların küfürlerini dinliyoruz falan gibisine.

eğer toplandıkları yerde ışık yoksa bir başka çözüm belediyeye başvurup ışıklandırma istemek. işte geliyorlar içiyorlar bağırıyorlar gibi bir dilekçe hazırlayıp başvurursunuz sıra gelirse ışıklandırırlar o da belki işe yarar.

bir diğer çözüm; eğer ev sahibiniz sizden memnunsa onların yüzünden taşınmak zorunda kalacağınızı uygun bir dille anlatmaya çalışın. gitmenizi istemezse ev sahibi gece açık olan esnaf falan varsa onlardan asayişi sağlamalarını rica eder.

biz sadece ilkini yapıyorduk çünkü ışıklandırılabilecek bir yer değildi ve gece açık olan esnaf yoktu.

@duyduk

Evin karşısına yeni bir kahve açıldı. Ne kadar it kopuk varsa oraya doldu. Bu kekolar da ondan sonra mesken bellediler. O saate açık tek esnaf da onlardan :( Ev de bizim olduğu için ev sahibine şikayet etmek gibi bir seçeneğimiz yok. Ama madem polisler ilgileniyor ben de şikayet ederim, bimere falan da yazarım ilk fırsatta. Teşekkür ederim

gurultu.cevreorman.gov.tr

camı kapatın ses geliyorsa. yine geliyorsa yalıtım yaptırın. evinizin dışında insanların toplaşmasına karışamazsınız.

kimsenin gürültü yaparak bir başkasını rahatsız etmeye hakkı yok. asayiş için polisi arayabilirsiniz. gelip bakacaklar. yine yapınca yine arayın. devlet örgütü bu yüzden var. öyle 13 yaşında internete bir şekilde bağlanıp size gürültü için cam, pencere kapatmanızı tavsiye edenleri ciddiye almayın. bir yetişkin için daha akıllıca çözümler var.

fetöcü olduğundan şüphelendiğim bir grup toplaşıyor diyerek bimere şikayet et. olmadı balkona çıkıp benim adım sedat peker ulan diyerek ana bacı söv. sonra onların karşılık verdiği videoyu çekip youtube'a yükle. gerisi paket servis hallediliyor.

kolay satılabiliyor. şu an 4400 usd civaarında. 4390 usd ye anında satabilirsin. saniyelik iş. diğer coinlerde malesef bekleyebiliyorsun.

peki bu parayı bankaya kolayca aktarabilir miydik? devlet kara para muamelesi yapar mıydı? 2011'de 100 dolarlık bugün 7-8 milyon dolar yapıyor.

yüksek tutarlarda para geldiğinde elbet sorulacaktır. araştırıldığında ise bitcoinden geldiği anlaşıldığı an mantıken bulaşılmaması lazım. aktarımlarda ise komisyon çok yüksek oluyor. toplamda yüzde 15-18 kadar sağ sola komisyon ödüyorsun alım satım ve geri bozum sırasında.

Hemen satmak için biraz daha düşüğe vermen ya da beklemen gerekebilir. Milyon doların olursa yurtdışında bozdurulur herhalde ama burada paribu btcturk vb. sitelerde o kadar para dolaşıyor mu bilmiyorum sen yüklü satış yaparken bitcoinin değerini de düşürebilirsin ahah

Tabii banka hesabına o kadar para girince nereden geldiğini soran olabilir, vergisi alınabilir bunlar net değil henüz devletler yeniliklere daha geç adapte oluyor. Reddit'te yazdıklarına göre ABD'de gelir vergisi verince geri kalan para gayet legal olarak hesaplarında duruyormuş. Ama o vergi de paranın 1/3ü falandı galiba,

Paribu'dan alış ve satış emirlerine bakabilirsin. Ben en son bozdururken yüklü miktarda alış emirleri vardı.

aksaray. rusundan zencisine her milletten insan var.

fatih. suriyeli kaynaması bir kenara, artık tabelalar bile arapça olmuş.

mikro topluluk dersen miniatürk'te araplar bol oluyor, laleli'de insanlar karışık ayırt etmek zor ama çalışanlar genelde yabancı uyruklu oluyor, sultanahmet/ayasofya civarında da bolca asyalı var.

Polonezköy mesela.

fatih genel olarak küçük suriye ye dönmüş durumda.
aksaray yusufpasada yanyana arap lokantaları var. hepsi tıklım tıklım arap dolu.

Nayah'ta zencileri bulabilirsin :D

arkadaşlar arap istemiyorum öyle bir halim olsaydı burada olmazdım sanırım dalga geçer gibi her gün içimi acıtan bir gerçeğe değinmişsiniz. avrupalı, asyalı, rus veya zencilerden bahsetmiştim. teşekkürler.

zeytinburnunda kazakistanlıları bulacaksın.

"ya bir yaratıcı varsa?" diye değil de "hakkaten yaratıcı olsaydı nasıl bir şey olurdu acep?" diye düşünüyorum bazen.

Videoyu şu an izleyemiyorum maalesef mobilden bağlandığım için :) o yüzden video ile ilgili cevab vermem gereken bir şey varsa veremiyorum. Sonra deme ki cevab veremedi :))

yok kardeş düşünmüyoruz. Biz bi de genel olarak hiç düşünmeyiz.

i1.imgiz.com

Yaratıcı fikrini düşündüğüm oluyor. Ama kesinlikle islam veya diğer semavi dinler algısı ile değil.

qazaq niye alındın ki kardiş ?

@buffy

niye alınayım quardesh ? olanı söyledim <3

aklımın ucundan bile geçmiyor.

Bir ithamda bulunmuşum gibi hissettim ataistlere karşı. İtham yok merak var.

Bildiğimiz 3 büyük din zırva geliyor. Onların doğru olmadığına eminim. İslam tanrısı Allah'tan bahsediyorsak olmadığına eminim. başka bir yaratıcı var mı, düşük ihtimal ama olabilir, yüzde 5 falan ihtimal veriyorum.

Bana da kesin Allah var, kesin x var diye görmediği etmediği tanrılara inandığını iddia edenler garip geliyor. Kimsenin yüzde yüz emin olarak, acaba demeden inandığını sanmıyorum.

Düşünecek o kadar şey var ki ona sıra gelmiyor

@doxanikee 5% dediğiniz aslında çok büyük bir oran :)

ben %1 bile şüphelenseydim tanrının var olup olmadığından, direk müslüman olurdum, düşünsenize %1 ihtimalle ölümden sonra ultra her şey dahil bir cennet bizi bekliyor, sınırsız yerli & yabancı içki vs... %1 için bütün hayatı bunun peşinde geçirmek hiç fena bir anlaşma değil :)

eğer tanrı varsa milyarda 1'in milyarda 1'i ihtimal filan vardır.

hayır hic düşünmüyorum.
kendimi bildim bileli (yaklaşık 6 yaş civari) hic düşünmedim.

Sonra eşim beni niye boşamak istiyor :D ya kusura bakma nolur fakat senin bu hikayelerin inanılmaz eğlenceli geliyor bana :( ben bir müslüman olarak ya allah yoksa diye hiç düşünmüyorum ama bazen böyle bi ayet gerçekten olabilir mi ya diyorum. Araya karışmış gibi gelen şeyler olabiliyor.

genel olarak konuşacak olursam; ya biz hakikaten bakteri gibiyiz onun için, hiç haberi bile yok bizden, öyle takılıp gidiyoruz ya da tanrı yok. ben yokmuşcasına yaşıyorum çok uzun süredir. ondan önce de üzerine düşünmemiştim zaten.

şimdi konu islam'daki allah ise; onun gerçek olabileceği ihtimali üzerine düşünmeyi dahi bıraktım, hiçbir şekilde mantıklı gelmiyor. milyarlarca galaksinin, trilyonlarca yıldızın yaratıcısının insanlığa seslendiği 23 yıl gibi kısa bir süre içerisinde verilmesi gereken mesajların bunlar olması gerektiğini düşünmüyorum, her şekilde saçma geliyor. kuran'ı okurken büyük hayal kırıklığı yaşadığımı hatırlıyorum. üstelik allah'ın olmasını hakikaten çok isterim. gayet net çizgileri olan hayatım olurdu. basit, düz, sade, kurallı bir yaşam, sonrasında uçsuz bucaksız, aklımın alamayacağı kadar güzel bir gelecek. kafamda en ufak bir soru işareti olsaydı direkt müslüman olurdum zaten. yani olmaya dünden razıyım da yok, imkanı yok.

Ateizm bir kurum değildir yani herkesin fikirleri birbirinden farklı olabilir.

Kim istemez öbür tarafın olmasını, kım ister yok olmak ama gerçekleri değiştirmez ki

cevap veriyorum; evet.

varsa ve tüm bu olanları izliyorsa, çıkıp bunların hesabını nasıl verecek diye düşünüyorum. sonra ise zaten olmadığına yeniden inanıyorum.

Özellikle havuza gittiğim günlerde kendimi soruyorum bu soruyu. Havuz ne alaka derseniz eğer açıklayayım. Havuza gittiğim günler sauna odasına ve buhar odasına da gidiyorum. Çok sıcak olduğu için hemen cehennem geliyor aklımıza. Arkadaşlarla konuşuyoruz. Bir tane de müslüman var aramızda.yanacaksınız yanacaksınız diye konuşuyor. Tabi etkilenip konuşuyoruz aramızda. Ya yanılıyorsak. Ama bir türlü yanıldığımıza ikna olmuyoruz. Odadan çıktığımızda da konu unutuluyor. Ta ki diğer gidişi kadar.

inançlı biri olarak bazen, bazı konularda boşluğa düştüğüm oluyor. ama kesin ve sağlam bir imanım var, buna eminim. çok şükür :) ama bazen çok zor bazı şeyleri bağdaştırmak, anlamak... ağır geliyor yani.

nasıl oluyor da oluyorlar en çok kafamı meşgul eden şey. her neyse...

ayrıldığım bir paylaşımlı evde, yerime gelen arkadas duvara astığım atatürk baskılı bayrakları kendisine bırakmamı istemişti. birini alıp birini de ona bıraktım. daha sonra görüştüğümüzde, hasta ve ateşli olduğu bir gün yatakta yatarken, duvarda asılı duran bayrağı görüp bayağı bir korktuğunu ve bildiği bütün duaları okuduğunu anlatmıştı. sonradan bayrak ve atatürk olduğunu fark etmiş. kendisi ateist. öyle olduğunu söylüyor.

Allah fikri zaten saçma ve olanaksız geldiği için "atayiz" oluyor insanlar, niye tekrar "Var mıdır lan acaba?" diye düşünsünler. Sen arada bir "yer çekimi yok mu acaba?" diye düşür müsün mesela?

Ha şu oluyor, bazen hayatın içinde o kadar zalimce, adaletsiz ve basbayağı kötü şeyleri görüyorum ki müslümanların yaptıkları, aklımdan "ulan inşallah bunların sabahtan akşama kadar sayıkladıkları allahları vardır da öldüklerinde cehennemde karşılar bunları" diye düşündüğüm oluyor.

kleider,bu da güzel bir ezber, e ben zaten ilk cevaptan sonra genelleme mi yaptım ki ezberden bu lafı ediyorsun ?

fengari, e düşünen varmış işte yukarda. Bu tarz soruların doğrusu yanlısı yoktur arkadaş. Kimi arada var mı acaba diye düşünür kimi de düşünmez. Bu kadar basit.

Hayır.
Esprisine belki ama ciddi anlamda aklımın ucundan geçmez, septik olduğum dönem geçeli çok oldu.

Dusunmuyorum

düşünmüyorum. varsa da memnun olurum çünkü insan aklının bile çürütebileceği bir din gönderdiğini zannetmiyorum, yaratıcım benden daha akıllı olduğu için muhtemelen anlatılanlardan çok daha adil ve güzel bir sistemi vardır; bundan atayizler de nasiplenir. kendi adıma islam'a kesinlikle inanmıyorum, benim mantığıma göre her şeyi bilen ve her şeyden üstün olan bir yaratıcının böyle bir din göndermesi mümkün değil.

ha belki ben kafayı yemişimdir, o da her zaman ihtimal dahilinde ama zannetmiyorum. öteki tarafta müslümanların anlattığı gibi bir allah görürsem cidden çok şaşırırım.

ben bir ara nasreddin hoca var mi yok mu diye dusunuyordum

her bankanın var mı bilmiyorum ancak kredi kartlarından bankacılık işlemlerini yapmanıza izin veren bankalar var. onlar için olabilir. hesap kartı gibi.

atm'ye taktığında banka hesabına ulaşabilirsin demek.

Maaş hesabı açtırdılar bana şirketten. Şubeden kartımı almaya gittiğimde aldığım kart hem kredi kartı hem de hesap kartıydı. Ben öyle olmasını istedim. Yani evet, oluyor öyle.

sadece kredi kartını kullanarak debit kart ile ulaşacağın hesabına atm den ulaşabilirsin.

çok uzağa gitmeye gerek yok, girin bir Pelit'e alın bir ekpa tadını çıkarın.

manolya pastanesi de bayağı iddialı gerçi.

beyaz fırın.

kukis epey methediliyor :)

Evet kukis ve pelit.

kasımpaşa'da marla pastanesi var. kasımpaşa diye önyargı oluşmasın. hemen iş bankasının karşısındaki sokakta. pastası, ekleri ve özellikle mutluluk topları efsanedir. efsane.

Divan profiterollü pasta

Kirecburnu firini, herhangi bir pasta. Afiyet olsun

kadıköy baylan pastanesi trüf
baylangida.com

Beyaz Fırın +1

Ben de uzman değilim ama daha önce okuduklarım kadarıyla küçük yatırımcı için sepet yapın diyorlar. Kar az olabilirmiş ama daha az riskli olurmuş.
Yani euro, döviz, altın olabilir gibi.

Dövize faiz veriyor bankalar. Enparada 2 3 gibi bir şey faiz oranı. TL'ye göre düşük kalıyor tabii epey. Bir de vade süreleri daha az esnek, günlük yoktu sanırım. Enpara uygulamasını indirip bi inceleyin derim hesap aracı da var.

İng nin günlük vermesi çok iyiymiş ancak geçen e turuncu hesabı %14 faiz verirken TL için ve enpara %13 verirken, sanırım ing deki bir masraftan ötürü kazanç daha az oluyordu. Konuyu açan arkadaşa hesaplama araçlarına bakmalarını tabsiye ederim.

bitcoin

@gramaltin 100 dolar ve 100 euro kalanıyla altın dedim sadece döviz demedim.

@karlmax onun için baya vakit harcayım çözmek lazım gibi gözüküyor sözlükte falan çok gördüm. çok yabancıyım bitcoin'e.

Aradığın yanıt paribu.com'da.

Üyelik açıyorsun, belirttikleri hesaba eft yapıyorsun, sonra site üzerindeki kur üzerinden istediğin kadar BTC'yi satın alabiliyor, başka borsaları, cüzdanlara aktarabiliyorsun.

@chicha bunun aynısını btcturk de yapıyor. kendi fiyatları dünyaya göre biraz yüksek geldi bana. ayrıca komisyon da ödüyorsun. ben komisyondan kaçmak için kk ile aynı internetten alışveriş yapar gibi btc alayım istedim.

Komisyondan kaçmak için direkt Poloniex'te, Kraken'de hesap açıp, kimlik bilgilerini doğruladıktan sonra da direkt onlara SWIFT yapabilirsin ama onda da işlem ücreti yüksek bu kez. Daha karlı olacaksa, bankanın komisyonları düşükse öyle al o halde.

poloniexte doğrulanmış hesapla swift gönderisiyle alınabildiğini bilmiyorum. kesin bilgi mi? :) usd gönderiyorum, ve balansımda görüyorum yani öyle mi? sıfır masraflı swift gönderme şansım var harika olur öyleyse.

Ben yanlış biliyormuşum kusura bakmayın direkt Poloniex'e para yatırıp işlem yapamıyormuşsunuz, o dediğim Cex.io'da falan varmış.

Şunu da bırakayım şöyle: www.buybitcoinworldwide.com

Hepsi için ufak cicili bicili bi defter ya da hoşlarına gidecek bir hikaye kitabı alıp ilk sayfasına her biri için özel bir not yazardım ben olsam.

urun.gittigidiyor.com
Böyle minik saksı bitkileri olmaz mı? Olur gibi geldi bana

üstünde isimleri yazılı kupalar olabilir, belki biraz tuzlu ama

küçük saksı bitkileri. anasınıfında bana öğretmenim hediye etmişti. üniversiteden mezun olana kadar evde bir yerlerde süs olarak durdu. taşındık vs. kobuzchu kız artı 1

satranç takımı hediye ederseniz çok güzel olur. birinci sınıf değilde 6-7-8 sınıf olsa beyaz zambaklar ülkesi kitabını tavsiye ederdim. satranç takımı güzel 10 tl olsa 270 lira yapar hatta eksi duyuru olarak kampanya düzenleyebiliriz. satranç takımı bir çocuğa verilebilecek en güzel hediye.

Her ogrencimin saksi cicegi var birlikte dikmistik, tatilde goturecekler evlerine o yuzden bu secenek olmuyor malesef.
Hikaye kitaplari da verecegim okuma setleri almistim onlardan sevdikleri hikayeleri sececekler.
Defter bakiyorum bir yandan tatli sevimli bir sey bulursam olabilir.
Fidget spinner sanirim stres carki olarak satilan seyler. Fikir icin tesekkurler ama pek sicak bakamadim malesef.

Satranc takimi cok guzel bir fikir. Bu sene taslari ve hareketlerini tanittim onumuzdeki sene oynamaya baslayacagiz tatilde kendi takimlariyla oynayabilseler cok guzel olur. Destek olunursa ayri bir guzel olur tabi:)

Berberler Odası'nın kararı diye biliyorum.

berberker odası kararı. dükkan sahipleri kapatmak istemiyor ama çalışanların hakkı gözetilerel kapatılıyor

berberler odası kararı +1
herkes 1 gün de olsa tatil yapsın o gün de pazar gününe denk gelsin istiyorlar.

Berberler odasi karari zamaninda sormustum ama acik olanlar cikiyor arada.

Kadin kuaforler de baska bir günde tamamen kapali oluyor. Ortak karar. Pazar günü, damatin istegiyle falan, bir saatligine aciyorlar bazen; onun disinda boyle. Mantigi haksiz rekabet olabilir belki, mesela pazar acik tutan; pazartesi acik tutandan tabi daha iyi kazanacak, oyleyse hepsi ayni günlerde acik olsun gibi?

Ama sanırım lokasyona göre değişiyor o durum. Beşiktaşta açık mesela

hayır berberler odasının kararı değil. danıştay berberler pazar günü de dükkan açabilir demiş.herhangi bir engel yok yani.zaten pazar günü de açık olup cayır cayır iş yapan berberler mevcut.
bunu berbere ben de sormuştum. adam "istesem açarım ama haftada bir gün tatilim var onda da dinleniyorum dedi. asıl iş olacak gün pazar iken pazar günü berberlerin kapalı olması büyük saçmalık.Ama adam da haklı, pazar günü açsa, parayı toplasa bile milletin işinin olduğu bir gün örneğin çarşamba günü dükkan açmayıp tatil yapsa hiç bir şeye benzemeyecek. herkesin işi gücü var arkadaşlarıyla buluşamaz falan. hatta berberlerin kapalı olması için en uygun gün salı demişti. kadın kuaförleri gibi bütün berberler kapatsın salı günü.

çalışan insanlar bu hizmeti anca haftasonu alabiliyor, onun da sadece cumartesi olması mantıklı gelmiyor bana.

ilçeden ilçeye değişiyor. maltepe'de ben de seninle aynı durumu yaşadım. avm lerdeki berberler açık bir tek pazar günleri. maltepe park avm de bi berber var mesela. 65 lira kesim ücreti alıyor.

erkek berberleri pazar, kadın kuaförleri salı günleri kapalıdır. berberler odası kararı işte. bence tamamen saçmalık. ama bakırköyde bir çok erkek berberi pazar açık.

İlden ile göre değişiyor. Bu berberler odasının tavrına, dolayısıyla oda üyelerinin genelinin kararına da bağlı biraz. Berberler Odası değil de Ticaret Odalarına kayıtlı berber/kuaförler diledikleri zaman açabiliyorlar.

oda +1

ankaranın çoğu yerinde de salı günü kadın kuaförleri kapalı mesela.

bence pazar kapalı olması çok saçma. erkeklerinki de hafta içi bi gün kapalı olmalı ki çalışan insan pazar günü tatilidne işini gücünü halletsin.

neyse duyarımı kastım gidiyorum.

berberler odası + yerine göre istesem açarım durumu da yok. mesela bizim burada pazar günü dükkanı açmak isterlerse odadan izin almak ve ekstra ücret/harç ödemek zorundalar.pazar günü damat traşı falan olacaksan önceden berbere haber veriyorsun odadan izin alıyor ona göre.

Bedelli bugün çıkmazsa yarın çıkar, bedelli düşüncen varsa bekle gitme. Arkadaşın rahat yapmış olabilir ama bu senin için de böyle olacak diye bir şey yok, o turist rehberliği yapar sen Suriye sınırında takılırsın, bunlar hep öngöremeyeceğin değişkenler. Üstelik askerde "Rahatlık" diye bir şey yok, ayağına 2 numara küçük gelen ayakkabı ne kadar rahat hissettirirse askerlik de o kadar rahat hissettirir.

Elbet Çıkacak, madem ödeyecek durum var bekle bence de

bedelli çıkacak söylentisi daima var. başkanlık seçimi öncesine kadar kesinlikle çıkmaz. o ara çıkacağı da garanti değil. akademisyenlik ya da yurt dışı planın yoksa git bence. ben gideceğim.

arkadaşlar bedelli denen şey hep geldi, yine gelecek. macera arıyorsanız gidin askere. paranız varsa bekleyin. işini gücünü bırakıp askere gidecek adama gülerler artık.

askere kışın gitme. yaz da problemli ama terlemek g.tünün donmasından iyidir.

git kurtul

Bankadan bankaya yolla. En guvenlisi o. En ucuzu da ttansferwise ama bilmiyorum hic kullanmadim. O kadar nakit ucakta tasinmaz ve ayrica buyuk ihtimalle yaninda sokamaZsin zaten o kadar parayi.

swift yap çok kesinti yapmaz. ne kadar yapacağını online bankacılıkta görürsün, son aşamada masrafı gösterir. çok ise onaylamazsın.
ancak bu para ablanın hesabına geçince banka sorar, bu parayı nasıl kazandın der. gelir vergisi olarak beyan etmesi gerekir, ordan da vergi gelebilir.

bankadan swift yap, o kadar yüksek olmuyor. Üstünde götüremezsin gümrükte öpülme tehlikesi var.

hocam ülkeden ülkeye değişiyor.
biz ingilterede yaşıyoruz, buraya swift ile parayı 20 - 30 pound komisyonla turkıyeden almak mumkun.

bence hangi ülke ise o ülkede yaşayanların facebook grubuna dahil olup sorun, çok güzel fikirler çıkacaktır.

1-uçakla götüremezsin. o kadar nakit çıkmaz. el koyarlar ve anlaşılana kadar kaynağı geri alamazsın.
2- west. un. üst limiti var ve oldukça düşük. atıyorum 5 bin usd.
3-yurtiçi hesaptan hesaba havale ve eft olur fakat masraflı olur, çek yatır yapıp elde taşımak daha ucuz.
4- yurt dışından bölerek kartla çekmek en pahalı yöntem olur.

cevap; halihazırda çalıştığınız bankaya gidip parayı nakit olarak getireceğinizi ve vadesiz hesapta 1 hafta tutmanız karşılığında yurtdışındaki hesaba ücretsiz göndermelerini istediğinizi söyleyin. bu süre üzeriinden pazarlık yapın 10 günü geçmemeye çalışın.

ek cevap. güvendiğiniz ve işi bilen birisi varsa, en temizi bitcoin olarak göndermek :) en bedavası bu. kazançlı bile çıkabilirsiniz :)

hocam 140 bin dediğin 35 bin eur. komple 500lük kupür yaptırsan 70 tane ediyor. koy cebine git kimse bakmaz bile.

1000 Frank yaptırsan 39 tane kağıt para yapar ama 10.000 Euro olması lazım sınırın, yakalanırsan el koyarlar.

10000€ ustunu ulkeye getiremezsiniz. Getirirseniz deklare etmeniz lazim, onun icin de satis belgesinin cevirisini filan isteyebilirler.

Bankadan bankaya yollamak uygun ama ablanizin vergi olaylariyla ilgili bilgisi olmasi lazim, mesela avusturyada yillik 50000€ya kadar 1.derece yakinlardan para geldiyse deklare etmeye bile gerek yok ama ustuyse maliye bakanligina o paranin nerden geldigine dair ucretsiz deklare yapmasi lazim falan filan.

Yaşadığı ülkenin yalasarını iyi biliyodur eğer swift yaparsanız güzel bi vergi alabilirler o para üzerinden ona göre yollayın.
Ben vergi ödememek için türk hesabımı kulşanıyorum euro çekerken 10 tl masrafı oluyor enpra kuru bire bir çeviriyor.

Banka hesabıma yatırmıyorumda kontrol ettikleri için cebimde taşıyorum evde bırakıyorum vs.
Ayrıca birisi aracılığı ile borç başlığı adı altında yollanınca vergiye girmiyormuş. Bunu da yeni öğrendim.

kırmızı etle beyaz et nasıl oluyor da aynı fiyatlar. bir yanlışın olmalı. en az yarı yarıya fark var.

biacaip.com

abi sen tavuğu nereden, eti nereden alıyorsun? tavukların ne olduğu belli değil, o konuda haklısın ama kırmızı et çok pahalı ya. parçadan parçaya değiştiği için yanıltıyodur belki.

pardon şey tavuklardan bahsediyorum "organik" olanlardan. iddiaları da şu, doğal yem veriyoruz. bu kadar bitti. tebrikler valla. bu marketteki yaygın markalarla arada 3 katı fark varsa bu organiklerle 1,5 katı falan yani ama ne bileyim en azından sonunda et yedim diyebiliyorsun.

Organik tavuk çok dandik ben hiç sevmiyorum et falan çıkmıyor, yani 40 liraya 50 liraya organik tavuk almaktansa kırmızı et almak daha mantıklı onun da kilosu o fiyatlarda.

olay organik tavuksa olay tamamen düzenbazlık. o tavuga verilen yemler de organik üretim olmalı. sonuç olarak organik tavuk için sana katılıyorum. aptal kandırıyor gibi geliyor bana.

migrosta 750 gram hindi göğsü (bolca marka) 11 tl civarı. 2 öğün canavar gibi löp protein. tavuktan 8 kat falan daha lezzetli.