Azalt ve mümkünse bırak.

Günde 2-3’taneye düşür en kötü ihtimalde. Yerine koyacak bir alışkanlık bul.

50 gram tütün çoğu insana bir hafta gidiyor. üç paket değil 5-6 paket çıkar o tütünden. eğer tütüne yeni geçecekseniz en makulü bütün tütünleri deneyerek en beğendiğinizi bulmak. bu süre zarfında tütün içen tanıdıklarından da birer sigara sararak deneyip vakit kazanacaksınız. drum bulursanız onu deneyin. çok güzel tütün.

Ben süper diye bi tütün aldım. Tadı kokusu fena değil. Adiyaman gibi altin sarısı değil. Rengi kahverengi olacak. Hafif içim de hem.

old holborn 50 gramlık pakette satılıyor. 50 gram tütünle 130-140 civarı sigara sarıyorum ben. yani 6,5-7 paket yapıyor.

hadi siz acemisiniz sıkı sardınız, çöpe giden oldu falan 6 paket diyelim. paketi 7,5 tl'ye gelir. kağıt ve filtre ile 8 tl.

old horborn'dan 3 paket çıkartmak için sosis gibi sarmak lazım, hesabın yanlış, en az 6 paket çıkar.

Çatı cafe

@nax üniversite içinde olan bir yeri önermek saçma bence :D

takipteyim. ucuza düzgün tencere yemeği arıyorum ben de.

çatının üniversite içinde olmayanı da var, çayyolunda.

dışarıda yemek yemek çok pahalı, öğrenci arkadaşlarımıza tavsiyem bi' bulaşık makinesi, 1 mikrodalga fırın, 1 tane de güzel tava alıp evlerinde pişirsinler.

bunun dışında, gözde piknik var kızılayda. f/p olarak 7-8 liraya tavuk döner veriyorlar.
bahçelievlerde bigos var ama burada 18-25 lirayı gözden çıkartmak gerekiyor fakat safi öğrenci mekanı. okul kantini gibi, kızartma kokuyor heryer
bahçelievlerde coşkun bilmemne döner var, ama ben sevmiyorum. 8 tl ye 100 gr döner veriyorlar(gerçi bu artık heryerde var)

benden ucuz yemeklik bilgisi bu kadar. evde pişirsinler çoook daha uyguna çok daha doyurucu yemekler yiyecekler.

bence ucuz ve kalitesiz yemek yemek besin zehirlenmesi mide bozmakla falan sonuclanma ihtimali yuksek bir sey ozellikle turkiye sartlarinda. bizim genclik bir f/p tutturmus gidiyor ama cogunlukla tutmaz o hesap.

evde yemek +1.

cati da ucuz falan degil zaten.

Kırık oklava. Kurtulus ve dikimevi arasında.

Arkabahce yemek atölyesi. Kilo ile yemek muhabbeti var burada.

Bizim köfte cebeci. Net fiyat hatırlamıyorum ama ucuzdu diye kalmış aklımda.

Sakarya caddesindeki adana dürümcü. Herkes ucuzluğundan şüphe eder ama yemeye devam eder.

Bahcelievler sevgi sofrası. Ev yemekleri yapan bir yer.

Ankara üniversitesi cebeci kampüsünün yanından girince arada bir tost/sandviç yapan yer var. Kampüsü karşına al soldaki ilk sokakta.

Hamamonunde oktay lokantası. Ankaranın en eskilerindendir. Özellikle Hacettepeliler cok tercih ederdi eskiden. Kuru fasulyesi efsanedir.

Negatiflerin basılmış filmlere ait olduğuna emin misiniz?
Belki henüz geliştirmemişti o filmleri.

Filmlerin bir fotoğrafını çekip paylaşır mısın?

Çekilen fotoğraflar fazla parlaksa negatifi simsiyaha yakın olabilir, fotoğraflar basılırsa şöyle şeyler çıkar: www.google.com

Henüz geliştirilmemiş negatiflerse zaten ışık gördüğünde yandı onlar, geçmiş olsun.

su anda yanimda degiller. filmler bildiginiz 24luk/36lik filmlerin ayni tipinde, ama iclerinde hicbir sey yok. alt taraflari kagida monte edilmis. tutamac gibi yapılmış. yani filmlerden cikti alinmis.

Başka bir teknoloji değil. Film boş büyük ihtimalle.

çeyrek.
yarım artık aileye filan takılır

Çeyrek.

çeyrek takıp geçerdim.

Yeteri kadar yakın olsaydı aranızın açılmasına fırsat vermezdiniz. Çeyrek diyorum.

Ne kadar yakın arkadaşın?

Çeyrek. Gramı bile düşünürüm.

@noluyo yaa

Çocukluk arkadaşım. Evleneceği kişiye kadar çok da iyiydik. Ama böyle oldu.

@fezagezgini

Ben ne diyeyim koca insana? Evleneceği kişiyle ilgili olumsuz konuşmadım. Hep iyi davrandım. Art niyetli yaklaşmadım. Ama günün sonunda bu hale getirdi. Sadece bana karşı değil bir arkadaşımız daha var yakın. Ondan da uzaklaştırıyor. Ama bana karşı biraz daha şiddetli. Biraz dominant ve ben ne dersem o olacak karakterinde bir insan. Ondandır belki, bilemiyorum.

sanki sen bu soruyu sordun yakın bir zamanda. ya başkası sordu.

sevdiğim bir arkadaşımla, bana zamanında ağır laflar eden ve beni çok üzen, bir türlü affedemediğim sevgilisi evlendiler. düğün davetiyesi gönderdi arkadaşım. gitmemeyi düşündüm kıza hala gıcık olduğum için ama arkadaşımın da yanında olmak istedim. ve düğüne gidip hiçbir şey takmamaya karar verdim. öyle de yaptım. valla ayıp mayıp. ne yapayım. o kadar üzülmüştüm zamanında kız yüzünden. para vermek içimden gelmedi.

kız düğünde bana karşı çok minnoştu bu arada. muhtemelen sizde de öyle olacak. düğünlerine gelmişsin, ne demek sana yüz vermemek, senden tiksinmek.

bence bir şey takma. baktın ki düğün sonrasında arkadaşının eşi hala sana karşı uyuz, sadece arkadaşına özel bir hediye alırsın. baktın aranız düzeliyor gibi, o zaman bir çeyrek ya da yarım ne içinden geliyorsa alır götürürsün.

gram tak geç.

#kazdagininustualtindandegerlidir

Hiçbir şey takma+1

Gram bile düşündürücü.
Evlendikten bir süre sonra fotoğraftan tamamen silineceksin.
Dostun değilim ama yine de acı söyledim.

yakın arkadaşımdan sonrasını okumadım, cevap çeyrek.

gerçekten yakın arkadaşsa çeyrek olmaz. gerçekten yakın arkadaş olsanız da böyle bir hikaye olmaz gerçi.
tak o zaman çeyreği gitsin

ceyrek gibi yuvarlak gramlar var, gram al tak, taki sirasinda mikroskopla onu mu inceleyecek,

gram yeterli

Çeyrek parasını takın.

Ekonomik olarak zordaysan hicbir sey takmadan git.
Ama seni zorlamayacaksa ceyrek.

çöpe atacak çok paran varsa çeyrek, az paran varsa gram.
yok arkadaş ben hesabımı kitabımı bilirim dersen bir şey takma, neticede evlendikten hemen sonra olmasa da çok kısa bir süre içinde arkadaşlığınız tamamen bitecek.

Evlendikten sonra görüşmeyecekseniz gram yoksa çeyrek

Gram iyidir.

Yuvarlak olanından takın.

Aracın müzik sistemi mp3 çalabiliyorsa CD içine sevdiğiniz şarkıları mp3 olarak doldurabilirsiniz. USB girişi varsa aynı şekilde belleğe kayıt yapabilirsiniz.

Mp3 çalmıyorsa Müzik CD'si olarak kayıt yapmanız lazım diskleri, o zaman da bir disk ortalama 70 dk müzk çalabilir.

fm transmitter işini görmez mi?

bluetooth hoparlör

ya sikinti su ben su anda burada mp3 olarak sarki da indiremiyorum. tr gibi olsa iyi de burada yakaladilar mi cezasi fena.
yani bende hicbir formatta bir sarki yok. sarki olmayinca cd veya usb'ye atamiyorum.

radyo dinlemek degil amacim kendi istedigim sarkilari nasil yapsam diye düsünüyorum. bir ara tr'ye geldigimde mp3 indirip yapabilirim belki:)

ama usb'ye ya da cd'ye mp3 formatinda atinca direkt calar mi arabanin sistemi acaba?
cünkü bildigim kadariyla müzik cdlerinin farkli bir formati vardi?

@John bloor: aracin müzik sistemini bilsem zaten :) inan hic bilmiyorum ve anlamiyorum. aynen benim de sorum buydu müzik cd'si olarak kayit yapmak nasil oluyor?

@dionisis tabii ki gercekten soruyorum:) telefon mantikli ama telefonda da spotify vs bir seyler lazim herhalde. ama su an en mantiklisi bu duruyor, tel'de bir seyim yok su an anca internetimden yiyerek telefondan acabilirim.

@üğpoıuy eyv, video da güzelmis valla o durumdayim su an :D

Aracın müzik sisteminin üzerinde Mp3 yazıyordur eğer destekliyorsa, çok eski araç değilse destekler zaten.

Bluetoth varsa telefon ile bağlanıp telefondaki dosyaları da çalabilirsin.

İstediğin şarkılar çok değilse biz indirip bir klasöre ekleyip upload edebiliriz, böylece yakalanmazsın sanırım.

süper o zaman araba eski degil demek mp3 caliyordur, eski harddisklerden filan bir mp3 bulup deneyeyim ben bunu.
sonra da tr'ye geldigimde kendimi mp3 indirmeye adayayim:)

cok tesekkürler acil degil zaten yakin zamanda da gelecegim icin ben indiririm geldigimde.

sag olun :)

dikersin. aslansın. kaplansın.

terzilik yoksa youtube'da yelek diken ablalar teyzeler var ayrıntılı anlatıyorlar onlara göz gezdir istersen.

dikemezsin. deriyi uygun şekilde kesmek için kalıp lazım, üzerindeki delikler için aparatlar lazım, en önemlisi sıradan dikiş makineleri deriyi dikemez. deri dikmek için kullanılan makineler var. o tarz yeleği dikmek için parça deri kullanamazsın bütün deri alman gerekir aparatlar ve bir atölyeye vereceğin diktirme parası ile astarı yüzünden pahalıya gelir.
not: yıllarca deri canta işi yapmış biri. boş keseden atma değil.

dikiş bilmiyorsan çok zor

o değil de amma çirkinmiş, dikersin. youtube gibi bir külliyat var şu alemde.

Çooooooooook zor. Ben küçük bir deri kılıf yapmaya çalışmıştım da oturup ağlayacaktım neredeyse.

ağız alışkanlığıdır o.

ne desim mahmut mu desin ben anlamadım ki.

Çok ayıp etmiş senin yanında böyle yapmaması lazım. Hiçbir insan eşinin yeğeni yanındayken eşinden eşim diye bahsetmemesi lazım. Zira insanlara eşi olduğunu beyan eden eşim kelimesini kullanırsa insanlar -ki onların konuyla bir alakası yok- irrete olabilirler. Düşman başına dostlar.

ne insanlar var yuh !

Taşlanmalı bence.

Eşim diyor derken, eşim diye mi sesleniyor. Yani mesela içerideki eşine seslenirken Ayseeel diyeceğine, eşiiiiim mi diyor. Eğer böyleyse eşiiiim demek tabii pek sık rastlanılan bir şey değil. Yok arkadaşların dediği gibiyse, ona sık da rastlanılır.

İki türlü de garip değil ama. Eşi sonuçta. Mahmut mu desin? +1

Ağzını burnunu kır bi daha diyemesin

ya şimdi hepiniz gömmüşsünüz de şöyle bi düşününce, kendinizi yerine koyunca biraz saçma oluyor.

yani ben eşimden bahsederken eşimi tanıyanlara adını söylüyorum. eşimi tanımıyorsa "eşim" diyorum. ama tanıdıklara "eşim" dediğimi düşününce tuhaf geliyor yahu.

oğluma annesinden bahsederken "eşim" demiyorum, adını söylemiyorum, "annen" diyorum. düşünsenize oğluma annesinden bahsederken "eşim seni çağırıyo git bi bak" dediğimi, asdfhsdk komik lan. ya da eşimin kardeşiyle konuşurken "ablan" demek veya ismini söylemek yerine "eşim" demek... ne bileyim acaip geldi bana da.

yine de art niyet olduğunu sanmıyorum, ağız alışkanlığıdır.

@kibrit bence soruyu anlamadılar.

Amca ve yeğenler, baldızlar, bacanaklar oturmuşsunuz, amcanız anlatıyor: "eşim de tübitak'tan kabul aldı, eşimin hiç öyle alışkanlıkları yok."

Normal mi yani bu cümleler size göre?

şimdi şöyle bir şey de var. insanlar yakınlarından bahsederken onlara nasıl hitap ediyorlarsa, başkalarına da öyle anlatıyorlar. düşündükçe gelişiyor.

ben eşime adıyla hitap ediyorum normalde, tanıyan birine de eşimden bahsederken adıyla bahsediyorum.

ama küçük teyzeme "hede teyze" diye hitap ediyorum, başkasına da anlatırken "hede teyzem" diye bahsediyorum, adıyla değil.

ben nasıl hitap ediyorsam, başkasına da öyle bahsediyorum. yani evde eşime adıyla hitap edip, tanıyan diğer akrabaya bahsederken "eşim" demiyorum.

yani bu evde de karısına "eşim" diye hitap ediyorsa mümkün olabilir.

yakinlarla sohpet sirasinda ismini kullanmak yerine esim demesine anormallik puanim 6/10

sizin bunda art niyet aramaniza anormallik puanim 9.5/10

eniste teyzenizi baskilamaya calisan bir karakter de o yuzden mi iskilleniyorsunuz acaba? esim diyerek kadini kendisine bagli bir varlik gibi gostermeye calistigini mi dusunuyorsunuz?

Art niyet olduğunu sanmıyorum kaldiki sadece teyzeniz/eşim demesinden anlamayaniliriz

insan gerçekten hayret ediyor.
mahmut demesin de, "teyzen" desin mesela.
ki normal insan diyalogu bunu gerektirir.
bunu normal karşılamak bence biraz garip.
tutup dayımın karısı dayım için bana "eşim" dese, "dayım yani?" falan derim.
zaten Türkçe ifadesi olarak da yanlış, çünkü bahsi geçen kişi yani teyze "senden" olan taraf.
dışarıdan gelen teyzenin kocası.
yani ifade edilirken karşıdaki kişiye göre düşünüldüğü için onun eşinden önce, teyzelik özelliği ön planda olmalı.
en kötü ihtimalle adı geçmeli.

kibritsuyu +1
hatta "düşünsenize oğluma annesinden bahsederken "eşim seni çağırıyo git bi bak" dediğimi" kısmına sesli güldüm :)

annemin bir arkadaşı vardı.
benle yaşıt bir oğlu var ve adı "umut".
telefonda konuşurlarken umut eve gelince, "oğlum geldi" derdi.
annem de "bu da bir cins" diye tuhaf karşılardı devamlı "oğlum, oğlum" diye bahsetmesini, çünkü o benden adımla söz ediyordu doğal olarak.
tuhaf gerçekten.
tuhaf ve samimiyetsiz bir yanı var.

kaldı ki, "eşim" kelimesini ben resmi olunmayan insanlara karşı kullanıldığında da antipatik bulan biriyim.
"karım/kocam" diye bahsedilmesi bile bence daha iyi.

yani hem "eşim" resmiyeti, hem de karısının kendi yeğenine "eşim" diye bahsetmek iki katı komik ve saçma
itici bulunması çok normal, hatta ben olsam şakayla karışık ya da onun anlayacağı herhangi bir tarzda "yahu eşim diyip durma şu kadına, komik oluyor" falan der, bu gidişata son vermeye çalışırdım.

www.kitapyurdu.com&publisher_id=11

berbat bir çeviriye hazır ol ama 6.45 okurken

SUB'da güzel kitaplar oluyor. 6:45'in alt yayını. ben en son Bulgakov'un Morfin'inini aldım ama okumadım.

Uçan Spagetti Canavarının Kutsal Kitabı <3
Philip K. Dick serisine dalabilirsiniz, genel olarak 645'in çevirilerini çok sevmiyorum ama yapacak bir şey yok.
Yaylı Bacak Jack çok enteresan bir roman, çevirisi kötü ama roman çok iyi. Devamı da Kurmalı Adam (bunu okumadım, bilmiyorum.)
Mitolojiyle ilgiliyseniz Ejderhanın Evrimi.

Drifters,shingrki no kyojin,

Fullmetal Alchemist
Elfen Lied

Steins gate
Ergo proxy

code geass izle kesinlikle. death note gibi akıl oyunları falan var.

Yılların anime severi olarak benim top listemin ilk 4'ü ;

1- Fullmetal Alchemist : Brotherhood (2 versiyonu vardır bu 2.versiyonu)
2- Attack on titan
3- Hunter x Hunter
4- Seven Deadly Sins

Bonus : Slum Dunk (çizimler çok eskidir ama inanılmaz eğlenceli bir animedir.Basketbol seviyorsan mutlaka izle)

stein gate

Kaiji
One outs

Gurren lagann
Kill la kill

Klima çalışırken su damlatması normal diye biliyorum. Şirket aracı olan puntoyu aynı sebeple Fiat yetkili servisine götürdüğümüzde klimsanın yoğunlaştırdığı su, normal demişti.

e klima suyu değil mi bu?

sanki renksiz bir sıvı gibi, başka bir ustaya daha göstermenizde fayda var.

klima su damlatir, ama bu kadar degil. sivi bana pembemsi gibi geldi, eger kirmizi/pembe arasi bir sivi ise direksiyon hidroligi olabilir. klima fani ile bunun ne alakasi var anlamadim.

evet sıvı sanki pembemsi gibi bana da radyatör ihtimalini düşündürttü

Klima suyu.
Taban sacının pasından renk alıyor.

kombiyi niye kapatıyorsun ki?

Kombi açık olunca su sıcak akıyor, soğuk tarafına çeviriyorum musluğu bu kez de su az akıyor. İşte bu yüzden

Kombiyi hiç kapatmıyoruz.

Soğuk su tüm musluklardan mı az geliyor?

kombiyi bu kadar aç kapa yersin beynini iki günde. yeniyse servisi çağır derdini anlat. biz hiç kapatmayız. sıcak su ayarı var ona göre dereceye ayarlar bırakırım.

Sıcak su vanası hangisidir?

Stand by konumunda iken salterden kapatirsaniz birsey olmaz. Kombi icad edildiginden beri oyle kullaniyoruz. Ikinci olarak soguk su musluklarinin vanasi kisik onlari acabilirsiniz.

soğuk taraf niye az akıtıyor, esas onu halledin.

Kombiyi kapatanlar da mı varmış? Arıza veya bakım haricinde 365 gün açık.

Hocam kombi yeniymiş madem, çağırın düzeltsinler. Çünkü aç kapa bozulur o.

ben sırf bu riski alamadığım için nikah afterını iptal ettik. sen de alma.

Sıkıntı olur.

4 saat temiz uyuyun,uyumadan bol su, mineral, c vitamini, alka seltzer ve talcid/rennie için.

bu arada belirtmeliyim alkol zaten sapıtarak alan bir insan değilim. bütün gün ve gece 3-4 biradan fazlasını içeceğimi de düşünmüyorum. midem kaldırmıyor zaten daha fazlasını. sarhoş olduğum da yok.

Slovakya’da sifir promil alkol toleransi mesela, 0,1 ya da 0,05 ise bile problem. Macaristan’i bilmiyorum.

Yorgun olunmayacaksa, gercekten 0 promil cikar derseniz, o zaman neden olmasin.

@kuehles macarda da 0

tr de sabah 7de alkol kontrolüne denk gelip ehliyetine el konan biliyorum. polis uyanıksa ve bölgede gece çok içki içildiğinen eminse kontrol yapabilir.

ama en kötüsü bir kaza vs durumunda kanınızda 0.1promil bile çıksa kendinizi savunamazsınız.

0 tolerans sıkıntılıymış. o zaman en iyisi bratislava'da araba bırakıp budapeşte'ye otobüsle geçmek olur herhalde.

bence risk almayın
ya alkol kullanmayın ya da araba
başınıza bir şey gelmese bile "ya gelirse" sorusu eğlenceyi törpüleyebiliyor
dahası alkol almasanız bile uykunuzu alıp araba kullanmanızı tavsiye ederim

iyi eğlenceler şimdiden

Alınır.

www.hepsiburada.com

satıcı hepsiburada olduğu için diğer n11 vs satıcılarından daha güvenli olabilir.

alınır, hepsiburada.com dan xiaomi aldım memnunum

alınır sıkıntı yok. geldiğinde iyice inceleyin sağına soluna bakın kırık varsa kargocuya tutanak tutturun. onun dışında dükkana gidip almakla pek de bir fark yok

neredeyse aynı duyuruyu ikinci kez açmışsın, istersen almadan önce mağazalarda falan kurcala,dene.

çok şanssız değilsen xiaomi türkiye garantili bir siparişte sıkıntı yaşamazsın.

Ben kişisel eşyalarımı genel olarak paylaşmaktan pek hoşlanmam; başkasından ds istemem aynı sebepten. Dolayısıyla sevdiğim birine bile kolayca vermeyeceğim kişisel bir eşyamı hoşlanmadığım birine hiç vermem.

Kitap vs gibi genel bir şey ise sevdiklerimle paylaşırım; sevmediğim kişi için bir düşünürüm sadece versem mi diye ama sonunda yine vermem sanırım. Bencillikse bencillik.

Eşyalarımı paylaşmayı pek sevmiyorum. Çok çok sevdiğim biriyse takılmam belki ama paylaşmasam daha huzurlu olurum.

Ben vermem. Kitap verince birkaç kere pişmanlık yaşadım, o zamandan beri yokluğunun beni manevi olarak yıpratacağını hissettiğim hiçbir eşyamı kimseye vermiyorum. Gitsin alsın yahu!
Bozuldu diyebilirsin, ailenden birisinin gelip alıp götürdüğünü söyleyebilirsin. Belki çok pahalı bişey sanıyodur internetten linkini gönderebilirsin. Bu bahaneleri her sefer çok fazla mantığa bürümeden tekrarlarsan karşıdaki vazgeçecektir istemekten. Vazgeçmiyosa yüzsüzdür ve öyle yüzsüz birine zaten doğrudan ''veremem bana lazım'' diyebilirsin bence.

Sevmiyorum. Vermiyorum. Kimseyle esya istetecek samimiyeti kurmuyorum. Kimseden de istemiyorum. Bu konuda cok titizim.

Gözönünden bir eşya olduğu için bozuldu, annem aldı vs bahaneler kullanamıyorum.

Siz bu gibi durumlarda direkt veremem diyip geçiyor musunuz? Tam olarak ne söylüyorsunuz?

Çook yakın olduğum insanlara her eşyamı veririm sakınmam. Fakat pek hoşlanmadığım kişilere mutlaka bir şey uydururum. "Aman eşya nolcak" diyemeyecek kadar materyalist bi insanım.

Sırf rengini beğeniyorum diye 2 liralık çakmağın peşine düşmüşlüğüm var. Maddiyat değil olay hissiyat bendeki.

Vadeli hesaptan yana kullanıyorum oyumu

vadeli hesap +1

ben ekonomiden anlamam ama sağlamcıyım. altın.

dolar tabiki.

Gümüş daha çok kazandırıyor.

en riskliden en risksize doğru bir sepet oluştur. tl riskli, o yüzden sepette az olsun.

Ekran kaydedici ile yapıyolar.

support.apple.com

spotifayda şarkıyı paylaşma seçeneklerinde var :)

spotify'da şarkıyı paylaş seçeneği +1

ikincisi için instagram music var ama Türkiye'de yok henüz.

Şarkıyı paylaş seçeneğinde dediğim ikinci tür olabiliyor mu? Yani story de şarkının hemen çalmaya başlaması (hiçbir şeye tıklamadan)

Güncelleme yapmadığım için iPhone dan ekran kaydedici çıkmıyor:(

Spotify dan çal şeklinde çıkmasın, onu zaten yapıyorum da asıl istediğim işte story içinde şarkının çalması..

Vardır belki storeda ekran kaydedici uygulamalar. Onlardan birini yükleyip dene. Spotify'da paylaş seçeneği yapınca sadece resim çıkıyor. Senin istediğini ekran kaydedici ile yapman lazım.

www.dr.com.tr

bence basılı değil cbr halini soruyor? akşam ekşi meritokrasi çizgi roman arşivime bakayım. varsa atarım.

edit forum.donanimhaber.com

@kablelvuku; evet cbr halini soruyordum.
Çok teşekkür ederim link için, dh'dekini indireyim o zaman. Eksiksizdir bu değil mi? 12 sayı dışında başka bir şeyi var mı acaba ?

12 sayının tamamı da çevrilmişse eksikleri yoktur. ama arada nite owl'un yazdığı kitabı çevirmişler midir bilmiyorum. bakamıyorum şu an işte olduğumdan.

sevk belgesini almaya gittiğiin zaman "benim sağlık durumum değişti tekrar muayene olmak istiyorum diyeceksin sevk belgeni internetten almayacaksın

Sevk belgesi, celpten 14 gün önce filan alınıyor. Daha öncesinden yapılamıyor mu, sonra sorun çıkartmasınlar?

çıkarmazlar merak etme, çıkarsalar da sevk tarihi sırasında bir 10 günlük rapor alırsın eğer yedek subay adayıysan yani 4 yıllık mezunuysan bu geçerli iki yıllık mezunlaırn yedek astsubay adayı olmalarından dolayı durumlar ne bilmiyorum

kesinlikle sevk belgeni internetten alma. belge alma tarihin gelince şubeye git hastaneye sevkini iste.

Mesaj yolu da dahil olmak üzere farklı cevaplar geldi. Sonunda şubeye ulaşabildim. İki farklı cevap da doğruymuş. Belki ihtiyacı olan olabilir diye buraya paylaşıyorum:

1. yöntem: askerlik tarihinin ilk 4-5 gününü kapsayacak şekilde rapor almak. Bunu herhangi bir zamanda şubeye vermek. Ancak bu yöntemle yalnızca 1 celp yani 1 hafta erteleme almak mümkünmüş.

2. yöntem: Burada önerilen yöntem. Sevk belgesini internetten almadan önce şubeye gidip durumu bildirerek tekrar muayene istemek. Ancak bu durumda askeri hastaneye gönderiliyorsunuz ve oradaki doktorun vereceği karar kadar erteleme alıyorsunuz ki bu 6 ay dahi olabilir(miş).

Ben ise tarih yaklaşırken durumuma bakıp ona göre hareket edeceğim. Umarım sorunsuz şekilde, çabucak iyileşirim de iki duruma da gerek kalmaz.

Teşekkürler.

Çok ağır bir iş vermezler. Kendi stajerlerime kapasitelerini aşan iş vermiyorum. Yapılacak hatayla ben uğraşacağım sonra diye. Ayrıca bu stresle yaşanmaz. sal biraz. İşi öğrenmeye bak hata yapar mıyım diye düşüneceğine.

Hata yapabilirsin, onlar da bunun farkındadır merak etme. Ama yaptığın hatayı düzeltmek için ve verilen işi düzgün yapmak için çabala bence. Stajı zorunluluktan değil bir şeyler öğrenmek için yapıyorsan tabiki.

sakin ol, onlar yönlendirecek zaten, anlamadığın veya nasıl yapacağını bilemediğin bir şey olursa mutlaka sor, veya şu konuda ben şöyle ilerlemeyi düşündüm, nasıl olur, yapabilir miyiz gibi şeyler sor.
bilişim değil bizimki ama biz de kritik iş yaptırmıyoruz stajyere, yaptıklarını da kontrol ediyoruz. amaç stajyerin öğrenmesi, biz de bir yandan çalışma-düşünme-iletişim tarzına bakıyoruz, beğenirsek ileride işe alalım diye. karşı taraf da hevesliyse bizim çok hoşumuza gidiyor, zaman yettiği kadar başka konularda da çalışıyoruz, iki tarafa da bir şeyler katıyor bu.

paketli gıdalardan uzak durmalısın. doktor ban zamanında bol soğan ve sarımsaklı yemekler tüket demişti. daha sonra da sabahları bir fincan kadar elma sirkesi iç demişti.

zamanla biraz düzene soktum böyle böyle.

Sarımsak soğan ve sirke tüketmem çünkü reflü özofajitim var :(

Enginar hapları oldukça işe yarar. Ben 1 set uygulayıp 1 ay ara verip bir set daha kullanmıştım doktor tavsiyesi ile oldukça iyi gelmişti.

@synax nerden almıştın hocam ? Eczane mi, yoksa panax türü bir şey mi ? Bitkisel kandırmacalar falan yani ?

Enginar hapları +1
Eczaneden.

Bool bool su icmeyi ihmal etmemelisin. Surekli yenilemesi gerekiyor kendini cunku

Sürekli gittiğim eczaneden , marka vermemişti doktor sağolsun 25 senelik eczacımız kazıklamadan işimizi görmüştü. İlaç kutusu şeklinde hap halinde gün takibi kolay olmuştu.

kereviz ye bol bol. çiğ olarak.

Kuruluma gelince garantiyi baslatiyorlar diye biliyorum

faturanın kesildiği tarih garantinin başladığı tarih olarak biliyorum ben. geçen ay televizyon aldım o şekilde bilgi verdiler. beyaz eşyada durum değişir mi bilemedim.

kuruluma gelince

Kurulum +1

Kurulum.

Kurulumda başlar ama bu demek değildir ki ürünü 10 yıl sonra kurdurabilirsiniz.

Sizinki gibi alınır alınmaz 1 ay içinde kurulmayan ürünlere çeyizlik ürün denilir ve kurulum süresi 3 senedir.
Üç sene sonra ne zaman kurdurursanız kurdurun garanti başlangıç tarihi fatura tarihi sayılır.

Arçelik çağrı merkezini aradım, garantiniz dolmuş dediler. Nereye itiraz edebilirim? Tüketici hakem heyetinin yaptırımı olabilir mi?

Sizin bölgeye bakan arçelik yetkili servisi ile konuşun. İnsiyatif kullanırlar belki...

Not:yukarıdaki bilgiler beyaz eşyanızın 3 yıl garantili olduğu varsayılarak söylenmiştir.
Ürün 2 yıllık garantili ise çeyizlik olarak da 2 yıl süre verilir. Bu saatten sonra yapabileceğiniz bir şey yoktur...

Bütçe nedir? Nereye yakın olmanız gerek?

no19

biz şirket fiyatı almıştık, uygun olmuştu, normal fiyatını bilemiyorum ama yine duyurudan birinin bana önerdiği ataköşk otelden çok çok memnun kaldık biz.

duyurudan daha önce bana etap altınelde önerilmişti, otel eski ama konumu gereği çok rahat etmiştik orda da, fiyatı da oldukça uygundu.

hangi gün?

düz tencerede 10 dakikada kaynattılar yedim gayet yumuşaktı :( bizi kandırıyorlar o zaman ülkece arkadaşlar kesin bilgi :(

biz düdüklüde tam 15 dakikada haşlıyoruz hiç buruşmadan harika oluyor

bu arada hayvan mısırı insan mısırı dediği gdo'lu gdo'suz ayrımı olabilir. Bilen biri ne olduğunu yazarsa çok sevinirim.

ben de uzun sürüyor gibi hatırlıyorum ama standart düdüklüydü o. Şimdiki yeni düdüklüler 10-15dkda pişme işlemini de hallediyor mesela. Alete göre de değişiyor olabilir.

Hayvan mısırı gdo li değil tam olarak bilmiyorum ama çok eskiden babam ekerdi tatsız ve sert oluyormuş ve gec pistigi için eve getirmeden satardı.

Pazardan aldığımız süt mısırı yani önceden öyle söylerlerdi. Duduklude 10-15 dk da pisiyor hiç öyle saatlerce mısır pisirdigimi bilmem.

düdüklüde 25 dakikada yapıyorum. istediğim yumuşaklığa erişemiyor ama olsun.

izlenir

Ben icra dairesine verirdim aracı kullanmadan.

avukata öderseniz parayı daha az harç ödüyorlar devlete fakat dosyayı kapatmaları daha uzun sürebiliyor. icra dairesine gitme şansınız varsa direkt olarak orada kapak hesabı yaparak ödemeyi yapıp dosyayı kapattırmanızı tavsite ederim.

@‼karsiyakaliyiz

Kendim gitmedim ama tanıdığım bir avukatla o dediğiniz kapak hesabını yaptırdım icra dairesinde. Mühürlü, imzalı kapak hesabı var elimde. Avukat niye illa benim hesabıma yatır diyor orada işkillendim. Yoksa cebimden çıkacak para aynı. Benim için fark etmez ama zaten faiziyle ödüyorum bir de avukatın benim üzerimden açıktan para kazanmasını istemem. O yüzden sordum soruyu. Dediğiniz gibi direkt icra dairesine yatırmak daha iyi gibi.

Ben de icra dairesine verirdim aracı kullanmadan. Avukatlara bu konuda pek güvenemiyorum

decathlon a bakın, arkadaş almıştı ve çok memnun olduğunu söyledi ama modeli bimyiroum malesef

HM e bakin

LCWden 20 tlye almıştım geçen sene gayet memnunum.

erkek arkadaşım decathlon'dan almıştı. 3 senedir aynı şortla geziyor. çok memnun.

pazardan alın

H&M
Lcw
Defacto

decathlon

Bütçe yüksekse (150 / 200 tl) quicksilver / billabong / o'neill gibi surf şortları
düşükse de decathlon temiz.

john frank'i tavsiye ederim. 4-5 yıldır kullanıyorum çok iyi şort. fiyatları 150 tl civarındaydı en son.

hm ve berscka

sigara ve biraya para yetişmiyor, ne sineması¿

tolga¿naber?
sigaram biram yok, sinemam var, bu mereti de mi bırakıym

Yaşadığım yerde sinema yok o yüzden sadece çok bekledigim bir film olursa gidiyorum

para verip üstüne 15 dakika reklam izlemektense içmek daha iyi bence. bahse varım daha az beyin hücren ölür :)

Yılda bir iki defa gidiyorum

kampanyaların bitmesi çok iyi oldu, fakirin zaten sinemada ne işi var otursun evinde. gidenle gidemeyen bi ayrılsın, sinema ihtiyaç değil lükstür neticede..

gidiyoruz sürekli, içkimiz yok kumarımız yok parayı bu işlere gömeceğiz

Türkiye'de sinemaya gitmenin hiçbir mantalitesi yok bu bilet fiyatları ortadayken.

Ayrıca genel konuşayım, beni sinmeya gitmeye zorlayacak kalitede filmler yapılmıyor artık, Amerika'da da yaşasam durum bu.

Yıllardır gitmiyorum, cinemaxiumum etkisinin yanı sıra zaten dünya sineması son yıllarda duraklama dönemine geçti, sinemayı geç torrentten bile indirmeye değecek film sayısı oldukça az.

Ancak Bir Zamanlar Hollywood ile simemaya gitmeme sürecimi noktalayacağım kaçınılmaz olarak.

En son deadpool'a gitmiştim o da 2016 şubatmış.
Milletin mısır cips sesleri. telefonla oynamaları. arkadakinin rahatsız etmesi. kötü koltuklar vs vs daha da kolay kolay gitmem.

Başka sinema filmlerine giderim ara sıra. ana akım filmleri sarmıyor.
Kadıköy sinemasında 15 TL hep.

İşsiz bir üniversiteli olarak her ay 2 3 filme gidiyordum fakat kampanyalar bittiği için anca başyapıt filmlere giderim bundan sonra. Geçen yaz 1 ayda 10 filme gittiğim de olmuştu. Hiçbirinden pişman olmadım.

en son ne zaman sinemaya gittiğimi hatırlamıyorum bile. internetteki netflix'te eski filmleri tüketiyorum yetiyor bana.

hatirladim en son jurassic world'e gitmistim tam 1 sene once.

Gitmiyorum

güzel bir korku gerilim filmi çıkarsa giderim. onda da cinemaximum'a değil, daha ucuz opsiyonlara ve kimsenin gelmeyeceğinden emin olduğum saatlere yönelirim. salonda maksimum 2-3 kişi olur. gelen, sevişme ümidiyle gelmiştir, üzgünüm ergen arkadaşlar...

en son us'a, ondan önce hereditary'e gittim mesela. şimdi de midsommar'a gitmeyi düşünüyorum.

cinemaximum ilk seans kampanyasiyla 7-8 liraya epey filme gittim. hem salon bos, hem ucuz, hem de kanyon’da sinema keyfi... baya guzeldi.

son donemde uzun suredir duzgun film yoktu diye gidemez olmustum, zaten kampanya da bitmis. artik parasina degecek filme giderim ancak.

Beyoğlu sineması'na falan gidiyoruz, 15 mi 18 tl mi ne o da.

Sinemia varken IMAX'e giderdim, arada DH çek satış bölümünden PNR kodu alır giderdim ama artık çok sevdiğim film de olsa bir bilete 40 lira vermem.

Satışlar düşünce görürüz sinemacıları.

eskiden sık olmasa da ayda bir iki ayda bir giderdik kız arkadaşımla. şimdi düşündüm de en son end game'e gittik. bir bilete ikincisi bedava kampanyası ile. şimdi olsa gitmeyebiliriz. çünkü bir yemek parasını bile geçiyor.

Başka Sinema filmlerine gitmeye çalışıyorum. Sinemia'nın ilk zamanları her hafta giderdim ama artık daha seçici davranıyorum

yalnızca "başka sinema"

çocukları götürmeyi saymıyorum kendim için cevapladım.

Milletin mısır cips sesleri. telefonla oynamaları. 25 dakika reklam ve fahiş fiyatlar bir de guzel film olmuyor

Her şeyin hızlı tüketiliyor olması sinemaya da yansıdı. Devir dizi devri, 45dk 1 saatlik yapımlar daha çok iş yapıyor şu an. Evinde takılıyor insanlar.

evime 1080p projektör aldım her gün film izliyorum. vizyona gelenleri de 1 ay sonra izlemek pek koymuyor. bi the lion king gibi uzun zamandır beklediğim şeyleri izlemeye gidiyorum bir de festivallere.

yılda toplam 10 kere gitmiyorum. evde qled 8k 85 inch tv + bose ses sistemi var.

senede bir kere gidiyordum, bir senedir de gitmiyorum :)

bilet fiyatları pahalı,
yalnız sinemaya gitmeyi sevmiyorum, arkadaşımla bulustugum zaman iki buçuk saat salona tıkılı kalmayı saçma buluyorum,
aa şu film gelmiş, mutlaka hemen herkesten önce görmeliyim diye bir düşüncem olmuyor

gitmiyorum. gitsemde sadece değecek filmlere giderdim. o da yılda toplasan 5-6 film olurdu.
ayrıca evde 120 ekran led tv var. 6 sene once almıstım cok işime yarıyor bu konuda. ısıkları kapattım mı sinemada gibi oluyorum. evde ayrıca netflix ve blutv uyelıgım var.

Benim için sinema keyfi Kadıköy Süreyya'nın operaya dönmesiyle bitti sayılır. AVM'lerde sinemaya gitmekten hiç hoşlanmıyorum. Beni sinemaya itecek türden filmler senede en fazla iki kez falan geliyor. O zaman da genellikle CKM'ye gidiyorum. Bu kadar az gittiğim için fiyat konusuna çok takılmıyorum ama buna rağmen aldığım keyfe kıyasla ödediğim para fazla bile. Eskinin cep salonları şimdinin standartı oldu.

Yani bunun yanında parası bi yana, insanlarda sinema kültürü de yok. Patırtısı, telefon ışığı, haşır huşur ambalaj sesi falan derken salonda cinnet geçireceğime gerekirse evde laptop ekranından izlemeyi yeğlerim.

uzun süredir hayır zaten vizyonda dogru düzgün de film yok.

10 yildir gitmiyorum,güzel film yok

her hafta enm az bir defa gidiyorum
baskasinema rocks

gitmiyorum. kucukken gitmedigim icin ve cevremdeki insanlarin da gitmemesi sebebiyle bende sinemaya gitme kulturu olusmus degil. lise ve universitede birkac defa arkadaslarimla sinemaya gitsem de hic isinamadim.

aslinda gitmek istiyorum. disney ve pixar'in animasyonlarini sinemada izlemeyi cok istiyorum ama bu tur filmleri gosteren salonlara coluk cocuk doldugunu dusundugum icin ben de gitmiyorum. cocugum olunca alir giderim herhalde. tabii o zamana kadar sinema diye bir sey kalirsa.
maddiyat nemli degil cunku sevdigim turden filmler birkac yilda bir cekilebiliyor.

bende sinemaya gitme kulturu yok.

bahsettigin sinemia batti sanirim. musterilerini magdur etti diye duydum. nasil is yapilmamasi uzerine sinemia'nin vakasinin derslerde okutulmasi lazim.

eskiden haftada 1 kesin giderdim de şimdi çoook pahalı olmuş yahu. hevesle beklediklerime anca

altındaki boyayı kaldırıyor.

dolayısıyla boya esnasında çıkarmak mantıklı oluyor. renkli duvarlar için problem.

duvardaki izi minimuma indirmek için fön makinesi ile ısıtıp öyle sökün.

olmaz mı, var tabi.

www.udemy.com

evde çalışmakla çözülecek bir iş değil bu program. 3 şirket geçirdim sap'ye son şirketimde bile "oha böyle bir şey mi varmış" deiğim yerler çıkıyor.

SAP kullanan bir şirkette uzun zamandır çalışıyorum, her versiyon güncellemesinde neredeyse tüm bilgimiz çöp oluyor, yeniden, yeniden öğreniyoruz.

basic seviyede kodlab Rıdvan AKGÜL'ün FI kitabı var onu öğrenirsiniz, herşeyiyle öğrenmeniz çok zor çünkü müşterinin talebine göre yazılımın belli bölgeleri özelleştiriliyor. bir müşteride gördüğünüz ekranlar öbür müşteride hiç var olmayabilir. hele ki FI aşırı dinamik bir modül, bazı temel konuları var ama hesap kitap işleri her müşteride değişiyor nerdeyse.

>her versiyon güncellemesinde neredeyse tüm bilgimiz çöp oluyor,
versiyon güncellemesi nerdeyse 5-10 senede bir yapılır böyle bir şeyin olma imkanı yok, zaten çok uçuk farklılıklar olmuyor. 4.6Cde olan ekranların çoğu HANA sistemlerde bile varlığını sürdürüyor.

bira göbeği= biranın yanında yediğiniz çerezlerin (karbonhidrat bombaları) oluşturduğu göbektir.

Biranın kalorisi çok yüksek. Yanında hiçbi şey yemeden sadece bira içsen de göbek yaparsın çok yüksek kullanımlarda. Efsane değildir gerçektir.

yıllardır taşıdığım göbektir. caps atabilirim.

efsanedir. ne yiyip içtiğinden bağımsız olarak sürekli yüksek kalorili şeyler tüketirsen o göbek oluşur. bira göbeğinin özel bir şekli yok yani. sürekli waffle yiyorsan waffle göbeğin olur mesela ama adı öyle sadece. bildiğimiz yağlı göbek işte.

bira=liquid bread

ekmek gibi düşün

Metabolizma kilo almaya müsaitse bira içmeden de o göbek oluşabiliyor.
Çevremde her gün 4 bira içip filinta gibi olan insanlar mevcut.

var, rule #kural oluşturacaksın, diceksin ki içinde "ramiz" olanları "bu klasöre" al, olur öyle.

support.office.com

support.office.com

Giriş -> Kurallar -> Kural Oluştur ->

Kimden : Ramiz

Öğeyi bu klasöre taşı : Ramiz

Tamam de,

Karşına çıkan uyarı ekranında;

"Ramiz" kuralı oluşturuldu.
Bu kuralı zaten geçerli klasör içinde bulunan iletilerde hemen çalıştır
uyarının yanındaki kutucuğa tik at ve tamam de.

Bitti.

var tabi ki.
file>manage rules>new rule>move messages from someone to folder>....

buradan kuralı istediğin gibi atarsın.

Tembelim

merhamet. kolladigin, kurtardigin insanlarin kaziklariyla olgunlasman gerekiyor bununla. tesekkur beklemiyorsun, ama riyanin tadi guzel degil.

salaklik da diyebilirmisim aslinda...

Çabuk demoralize olabiliyorum bir de gerçekten kıymet verdiğim kişileri kendimden önde tutuyorum ve kıyamıyorum tabi onların da bana karşı böyle olmadığını söylemeye gerek yok.

Kollarim. Guclendirmem lazim.

her çeşit bağımlılık.

katlanmakta zorlanıyorum.

El-lerim.

Kırılganım

aniden sinirlenmem ve damarıma basılması.

El ve ayak bileklerim.

hayatımdaki hassas konulara dair şaka kaldıramıyor oluşum

Bende anlamıyorum daha doğrusu kendimi bazen çözemiyorum zaman geliyor çok güçlü cesu,özgüven dolu oluyorum bazen ise pısırık,üşengeç,erteleyen oluyorum kesinlikle anlık gelişen yaşam tarzı,ekonomik sorunlar ve çevresel faktörler insanları etkileyebiliyor.

Hunger 2008
m.imdb.com
Papillon (1973)
m.imdb.com

Murder in the first
A Twelve-Year Night
Das experiment
Novaya Zemlya
American History X
Papillon
Escape from Alcatraz

in the name of the father

In the name of father demeye gelmiştim

(bkz: Law Abiding Citizen)

The Last Castle
The Shawshank Redemption

internette zibil tarif var. bence konuyu önce araştırın bi.

ha biz google kullanmayı sevenler yine size yardımcı oluruz ama bi bakın bence. hani.

@kable tariflerde hep kefir tanesi gerekiyor. Sen diyeceğin şeyleri düşünüp yaz istersen.

olmaz, kefir yapmak icin ozel kefir mayasinin olmasi lazim. yogurt gibi kendi kendine mayaliyamiyorsun

tariflerde hep kefir mayası gerekiyorsa olmuyor demek ki. olsaydı "sütü ısıt, içine market kefiri dök, yoğurt gibi mayala" diye tarifleri de olurdu.

Kefir mayaniz yoksa kefir yapamazsiniz, internette kuru maya fln satiliyor, ya da etrafinizda yapan biri varsa birazini verebilir bedava, ureyip buyuyen bir sey zaten.

6 diyorum.

7.

Erkekmiş. Ben kadın diye yazdım. O zaman değiştiriyorum.

4.

6,5

1

3

böyle ayakkabı mı olur amk.

6

erkek için 4.5

kadın olsa 6

6

7

9

Güzel iste, nesini begenmediniz!

Kadın için 6/10
Erkek için 3/10

hipster modeli ya da renkli giyiniyorsanız erkek için 6/10. ama bu tip bir tarzda değilseniz 1/10
renkli giyinen bir kadınsanız 5/10, değilseniz 1/10

formüle +1 ekle.

e formüle +1 yazsanız olmuyor mu? sorunu anlayamadım.

son terim - ilk terim + artış miktarı

yani hücre1 - hücre2 + 1

eğer arada pazar da varsa ve pazarlar da sayılmayacaksa işler karışır.

Formule +1 eklesen? Ama pazar gunlerinin izin oldugunu da hesaba katmak istiyorsa MOD() fonksiyonunu kullanman gerek + Resmi tatil ve bayramlarda manuel duzeltme gerekecek.

kullanacağınız formül TAMİŞGÜNÜ.ULUSL

=TAMİŞGÜNÜ.ULUSL(A1;B1;11;1)

11= haftasonunu sadece pazar olarak gören bir değer.

Çeşitli varyasyonlar ile denemenizi rica ederim.

şimdi şöyle;

Ben personelin izin başlanguç ve bitiş tarihlerini gireceğim, "kullanılan izin" sütununda kaç gün izin kullandığını yazması lazım. Daha sonra kullandığı izinlerden sonra toplam kaç gün izni kaldığını yazması lazım (Kalan izin)

Ama şöyle sorun oluyor;

Ekran görüntüsündeki örnekteki gibi,
izin başlangıç tarihi:22.07.2019 izin bitiş tarihi ise: 27.07.2019 olarak giriyorum. toplamda bana 6 gün vermesi gerekirken yaptığım formül (=GÜNSAY(C2;B2) )bana 5 gün veriyor.

Formüle +1 ekleyemiyorum çünkü;

eksili bir sonuç vermemesi için izin bitiş tarihini formülde önce yazıyorum. +1 koyduğumda sonucu bu sefer 4 yapıyor.

Okutmayı denediniz mi? Bir çok tanıdığım şifayı o şekilde buldu.

eksisozluk.com

cerrah gergin deri yüzeyindekileri alamıyor genellikle çünkü ben oraya dikiş atamam diyor. bana verilen cevap buydu.
cerrah sonra ;
-sen bunu okuttun mu dedi?
-yok dedim ya ne okutması inanmam ben öyle şeylere
-ya dedi bu sonuçta virütik bir şey olduğu için okutma sonrasında bünye bağışıklık kazanıp bunu atabiilir dedi. annene söyle bir iki şey okusun bir deneyin dedi.

denedik. gitti.

ben de okutmayı deneyin diyecektim.
edit. hacı hocaya değil, tanıdığınız birine. anne, teyze falan.

ayrıca şu duyurudaki son cevaptan öğrendim ki, intermittent fasting siğil gibi virütik şeylerin geçmesine yardımcı oluyormuş. araştırınca da doğru olduğunu okudum, çok mantıklı geldi.

eksiduyu.ru

Bende de çıkmıştı hem ayağımda hem elimde. Aylarca tedavi gördüm aynı senin dediğin aşamalardan geçtim. En başından okut diyenlere “offff” dediğim için kendimi o acılı tedavilere maruz bıraktım. Sonra okuyacak olan kişinin yanına gidememiştim ama giden bi tanıdığım benden aldığı el kremini götürdü ve ordan bana su getirdi. O suyu içtim elimi ayağımı yıkadım. Geçti.

Valla ben kendim okudum kızıma ama geçmedi. Ben kızımın elinde ve ayağında çıkan devasa siğilleri kuru aspirinle defettim.

Aspirini eziyorum, gece yatarken kuru haliyle tam siğilin üzerine gelecek şekilde bantlıyorum. Elindekine hiç medahale ettiğimi hatırlamıyorum ama ayağındakini dezenfekte edilmiş iğne ve makas yardımıyla arada kesip çıkartmıştım. Ama uzun bir mücadele dönemi oldu. 1,5 ay her gün yaptık.

ciddi ciddi okutmayı mı öneriyorsunuz?

benim parmaklarımdaki siğiller için cildiye doktoru "yapma ilaç" yazmıştı. eczacı bilimum bir şeyleri karıştırıp bana yapmıştı onu. daha sonra da üzerine nemlendirici sürmüştüm. 5 6 tane siğilim böyle yok oldu.

verrutol'ü kasık bölgemdeki siğiller için kullandım onlar da tekrarlamıştı son cildiye doktoru verrutol kullanımından sonra o bölgeyi sebamedin özel dezenfektan sabunu ile yıka geçer demişti. bir de öyle deneyin.

Foto atsana ne kadar kötü. Cerrahi yöntemlik bir şey olduysa buradaki öneriler işe yaramaz. Benim ayağımda iki kere çıktı. Yere basamıyordum. Dışa doğru basıyordum. Doktora dondurmaya gittim iki seans. Dış kabuk kendini atacak. 5 6 kere gel dedi. Baktım bu iş böyle olmucak. Ayağımı hergün sıcak suda bekletiyordum 15 20dk. O siğilin üstündeki sert nasırlaşmış deriyi kaldırıyordum. Verrutolu sürüp yara bandı yapıyordum. 1 gün bekleyip kurumuş tabakayo kaldırıp tekrar ediyordum işlemleri. Agresif bir şekilde 1 2 haftada ayağımın dbine sondaj açtım. Siyah siyah manipüle olmuş kılcal damarlara ulaştım. Onları kopardım tek tek. Sonra dokunmadım ayağa. Sondaj kuyusu kapandı. İyileşti. 2.si vakada uğraşmadım hiç neredeyse. İlerleyemeden İyileşti

yts.am

50-60 kişi aynı koğuşta yatıyorsun, ortam inanılmaz tozlu. spordan sonra üşütmeye müsaitsin, düzenli bir şekilde duş alamıyorsun. koğuştan biri hasta oldu mu yayılması kolay.

O kadar insan bi arada oldugundan bence. Ayni nefesi soluyorsun. Kimi cami kapat usuyorum diyor kimi ac diyor. Biri hastalanirsa hop tum kogus hasta. Egitim deniliyor adina da. Evet savas icin egitim. Ama dusman askerleri yatiralim da uyusunlar demez. Insansiz araciyla tepene biner. Biz bunu kavrayamadik henuz. Manuel savas devri kapandi ne yazik ki. Bak yine sinirlendim.

Biri hastalanmasa, diğeri kesinlikle hastalanıyor. O malum kişi hastalandıktan sonra da ışık hızıyla tüm koğuşa yayılıyor. Askerde hastalık kaçınılmaz

en büyük neden havasızlık. kışın üşür diye yazın sinek girer, ses olur diye camlar açılmayınca herkes aynı havayı solumak zorunda kalıyor!

onbeş ay askerlik yaptım, bu onbeş ay içinde yaz ya da kış, acemi ya da usta birliği sırtımdaki terin bir saniye kuruduğunu hatırlamam. bundan ala da sebep yok, bu sürece alışmak 3 ay istiyor en az, sonra toplu yaşamın hijyenik olmaması, tuvalet banyo, beraber yemek yeme, aynı kantini kullanma, koğuş sistemi yatış, daha ne olsun, ölmediğimize şükretmek lazım. sen son derece hijyenik birisi olabilirsin, kendi hijyenine özen gösteriyor olabilirsin, tek kelime türkçe bilmeyen, poşet çayı bildiğin yırtarak sıcak suyun içine döken insanın tuvaletten çıktıktan sonra ellerini yıkaması, gidip kendi isteğiyle yıkanmak istemesini düşünmek çok çok saçma. hatta 22-23-24 yaşında ilk defa medeniyete inip o vesile ile sünnet olan insanlar da görmüştüm, çok eski değil 2002-2004 arası. medeniyet dediğim adam dağdaki köyünden ilk defa askerlik yüzünden bir yere gidiyor, bu sayede poşet çayı da, bisküviyi de, çeşmeyi açtığında akan suyu da, tuvaleti de banyoyu da görüyor. arkadaş yemekhane temizliği demiş, şöyle bir örnek vereyim, bi kişi büyük yer fırçasıyla masaları süpürüyor, bi kişi masaların üstüne maşrapa ile su atıyor, bi kişi çekpas ile masaların üzerindeki suyu çekiyor masa temizliği tamam. sonra tekrar başa gidip yere su döküp masaların üstlerini temizledikleri fırçalar ve çekpaslar ile birisi önden köpürtüyor, diğerleri çekpasla temizliyor. yani yer ya da masa farketmez, bulaşık dersen suya sok çıkar o kadar, o tabldotların üzerindeki yağ varya en az 20 30 senelik vardır. bi eleman vardı kokudan yanına yaklaşılmıyordu, sonra banyo günlerine dikkatimiz çekildi ulan hiç bi banyoda yok adam, kaldı ki banyo açık biz müsait olduğumuz her an gidiyorduk akşamdan sabah 8 e kadar gidebilirsin, akşam iştimasından sonra, 1 de nöbet dönüşü vb. elemanı yıkanmaya zorladık istemedi, sonra bölük komutanın talimatı ile bölüğün ortasında araba fırçasıyla yıkamıştık. banyolara da zorla götürüyorduk. ondan sonra alıştı, ördek gibi banyodan çıkmaz olduydu eleman.

Hicbir onlem alinmadigi icin,kapasitenin cok ustunde askeri tikis tikis kislalara dolduklari icin,mantik olmadigi icin

pislikten.

hayatında ilk defa diş fırçası gören adamlar vardı askerde.

bokuyla duvara şafak yazanı gördüm, yeterli olur sanırım.

Pislik içinde yaşıyorsun. Yerden milletin pis çöplerini topluyorsun. Oturma imkanın yok tozun toprağın içine gömülüyorsun. Verdikleri nevresimin temiz olmayışı bile yeterli

Yazacaktim ama en ustteki cevapta tum sebepleri yazilmis zaten. Ben acemilikte kisin ortasinda yagmurun altinda bekletildigimiz icin cok saglam hasta olmuştum.

Kıbrısta askerken gece tuvalete gitmeye üşenip koğuşun önüne sıçan adam vardı. Hasta olmayıp ne yapıcan...

Kalabalıkta salgın olması doğal. Ben askerdeyken öksürükten komutanın konuşması duyulmuyodu.

Polatılıda 2,5 ay eğitim gördüm. Şubat mart nisanda soğuktu epey. Ben bi kere hasta oldum ama. O da bikaç gün soğukta bi şey olmayınca artist artist gezmemden. 4-5 güne geçmişti. Yanımda götürdüğüm augmentin sağ olsun. Bi de aferin sinüs vermişti binbaşı. Ben böyle bi sinüs boşalması görmedim. Kafam rahatladı resmen. Lol

Ondan sonra kuradan kıbrısı çektim. Aids’e yakalanırım diye bekliyodum ama bi şey olmadı nasıl olduysa.

Bulaşma konusu bir yana asıl problem toz, ciğerler tozu elimine etmek için sürekli balgam ve sümük üretiyor, onu atmak bir hafta sürüyor en az.

koğuşu temizleyince görüyorsun zaten, her gün temizlediğin koğuşta deli gibi toz birikiyor. e onların bir çoğu da ağzına yüzüne giriyor.

ikincisi komutanların saçma bir hareketi tüm askeriyeyi hasta edebiliyor. Ben bedelliden yeni döndüm, gecen haftalarda yaz gününün ortasında yağmur yağdı ve komutan da sağolsun o gün eğitime çıkarttı. 2 dk ıslandık, diğer komutan ıslanmayalım diye bir çatının altına soktu. Orada da ıslak ıslak rüzgar yedik, 1 gün sonra çoğu hasta oldu. Sonra onlar diğerlerini hasta etti derken yayıldı.

duşlar, tuvaletler sıkıntılı zaten. Tuvaleti temizleyecek yeterli malzemeyi bulamadığın çok oluyor, mecbur su döküp çıkıyorsun. 3 tuvalete 1 fırça düşüyor ve temizlik için izin verilen süre 20 dk. Yüzey temizleyici diye bir şey veriyorlar, bir gün buluyorsun ikinci gün yok.

Hayır edemez. İhbar tazminatının ödenip işçinin derhal işten çıkarılması hakkı sadece işverene tanımlı bir haktır. İşçi sadece işveren ile anlaşır ise ihbar tazminatını ödeyerek derhal işten ayrılabilir. Çoğu zaman işveren ile anlaşılır ise ihbar tazminatını ödemeden bile hemen ayrılabiliyor çalışan. ama işverenin müsaade etmemesi halinde işçi ihbar süresini çalışmak zorunda.

öyle saçma şey mi olur, bıraktın gittin ne yapacaklar mahkeme kararıyla kolundan tutup çalıştıracaklar mı? istemediğin bir işi bu şekilde zorla yaptırsalar ne kadar verimli olur? her işinde hata çıkar vs.

ihbar tazminatı bildiğim kadarıyla her iki tarafı da bağlayan bir şey. yani ilgili tutarı ödemeyi kabul ettikten sonra işverenin yapacak bir şeyi olmaması lazım.

hayır hiçbir kozu kalamaz. denedim biliyorum.

götümden uydurmuyorum. kanun söylüyor: www.muhasebetr.com

@himmet, avukat olarak hiç dikkat etmediğim bir ayrıntı ama uygulama da yeri yok çünkü zorla tutamazlar

Soru sahibine gelince, hocam hiç haklı nedenle fesih sebebin yok mu boşa para ödemesen. Paranı eksiksiz bankadan mı alıyorsun. Fazla mesai sınırına uyuyorlar mı ve fazla mesai ücretini alıyor musun mesela?

@himmet dayı, çok faydalı bir makale teşekkürler. ancak "işverenin kabul etmemesi halinde işçi, İş Kanunu hükümlerine uygun bir şekilde ihbar süresi içinde işine devam etmek zorundadır" görüşündeki yazar bunun olası yaptırımlarından bahsetmemiş. yani iş akdimi ben yarın tek taraflı sonlandırsam bana karşı ne yaptırımları olur bilemedim.

@mabesa, hocam ücretleri ödemeyi hiç aksatmadan yapıyorlardı. ancak içeride kullanılmamış izinlerim var, onları bu tazminata mahsup edebiliriz diye düşündüm. bir de yıllık ikramiye tutarı var. 2019 yılının yarısı kadar fiilen çalıştığım için 2019'un bonusunun yarısına da hak kazanmış mıyımdır acaba onu da merak etmiyor değilim

yaptırımları ben de bilemem. ama işveren "bu kişinin işten ayrılması beni şu kadar zarara uğrattı" iddiasıyla dava açabilir diye aklıma geliyor. nedir bu zarar? sen ayrıldın diye firma bir işi alamamış olabilir. aldığı işi zamanında bitiremeyip cezai yaptırıma maruz kalmış olabilir. buna benzer zararları sizden tazmin etmek isterse uğraşırsınız.

haa @mabesa ne demiş uygulamada yeri yok. yani o kadar da katı değil. ama işverenin böyle bir hakkı var mı? var.

sonuç olarak işveren işçiyi ihbar tazminatını verip anında çıkarırsa bu işçi için olumsuz durum yaratmıyor. ihbarını çalışıp çalışmaması önemli değil. hatta işçinin işine gelir. çünkü hem çalışmış gibi maaşını alacak hem de istediği kadar iş arama izni olmuş olacak.

ama işveren için aynı durum söz konusu değil. senin patronun şeytan olabilir mesela ama tam tersini de düşünürsek çok kıl bir çalışan gül gibi patronu bu mantıkla yarı yolda bırakabilir. işveren açısından olumsuz bir durum oluşuyor. kanun da bunun önüne geçmek için var.

elektrikçiler yapar ya da bir nalbur varsa ona sorun. 3-5 cşvarı ise sabitleyeceğiniz eşya sayısı 100 tl den fazla vermeyin.

sabitleme demiri atacaklar mobilyalara. buzdolabı ile ilgili bilgim yok. bunu mobilya montajı yapan insanlara yaptırabilirsin. ya da hiltisi olan herhangi birine de.

armuta yazın elbet biri vardır yapan

Armut.com+1

mahalledeki nalbur yapar.

evet.

Netflix genelde dizilerini bütün bölümler şeklinde yayınlıyor.

aracın yakıtı?

aracın markası,modeli,yılı.
kronik sorunu var mı yok mu bilmek adına önemli. Otomatik vites şanzıman hangisi ? dsg mi, cvt mi?

LPG ile benzin borularda karışma yapmış olabilir. Kontak çevirerek sürekli gaz ver. LPG ya da benzinde yap bunu. Ayrı ayri deneme. 1 2 dkya çalışir.

benzinle çalıştırmayı dene.

arabin modeline gore bir sey soylenebilir ama bazi fabrika cikisli lpg arabalarda (lpi sanirim koreli markalarda) guvenlik olayi var. yani once anahtari on'a getirip lpg kontrol isiginin sonmesini bekliyorsunuz sonra marsa basiyorsunuz. direk olarak araba calismiyor motorda lpg olmadigindan.

yurtdisinda kullandigim hyundai'da boyleydi en azindan.

Hafif dindar biriyse cumadan cumaya ara bence. Bazı insanlar böyle olabiliyor. Hele esnaf falansa bayılıyorlar böyle şeylere

babadan babaya degisir, oyle bir beklentisi varsa (ki bence guzel bir sey) haftada bir ara, "nasilsiniz, bir ihtiyaciniz var mi" diye sor. Mutlu olur insanlar..

ayda 1 oturmaya gidin.. gerek kalmaz bunlara..
gidince de siyaset konusma.. mac falan konus..

babadan babaya değişir. ekimde nişanlandık; isteme nişan vs dahil totalde 4 kere gördüm kayınpederi. 4 görüşmede konuşma sürem 1 dakika falan. daha sitem ettiğini duymadım :D

edit: benim hanım aşağıda çok güzel açıklamış benim durumu. kullanıcıyı kapatıp tek kullanıcıya düşeriz biz yakında.

beklenti olunca insanın yapacağı varsa da ters tepiyor bazen. bu tip sitemlere hemen karşılık verip karşı tarafı yüreklendirmemek lazım. yoksa canlarını sıkan hemen her konuda kendi çocukları üzerinden sizi etkilemeye çalışabilirler. söz meclisten dışarı.

ben nişanlıyım. kadın tarafıyım. nişanlımın babasını daha hiç aramadım, numarası da yok. ama annesi ile konuşuyorum. konuşmalarım da genelde ihtiyaç üzerine oluyor. (hastalık ya da eşya durumları vs.) yani sırf muhabbet etmek için ne o beni aradı ne ben onu aradım. gerçi yüz yüze sık görüştüğümüz için göze batmamış olabilir.

benim nişanlım ise annemi babamı daha önce hiç aramadı. kandilde mesaj atmışlığı var sadece babama. herhangi bi sitem gelmedi. ablamın eşi de çok aramaz mesela. nişanlıyken hele aradığını hiç hatırlamıyorum. ona da bi şey dediklerini duymadım. bayram vs hariç tabi. ama ablam aramıyor diye annem kızıyor bazen. yani insanın beklentisi olması gereken kişi çocuğudur bence, eşi değil.

duruma göre haftada bir on günde bir aranabilir ilişkileri iyi tutmak açısından. ama dediğim gibi sitemle iş yaptırma olayına döndürmemek lazım.

eşin ailesi pişmanlıktır. İletişimi çok kibar ve minimum tutmakta fayda var.
Eşim/sevgilim benim ailemle fazla muhatap olsun da istemem, doğum günü kutlamak falan dışında kimsenin babasını da sohbet etmek için aramam.

Evlenince sadece kızı almıyorsun, anne baba hısım akraba paketi hediye geliyor.
Bizimkiler 10 yıldır aynı sorundan dolayı sitem ediyor. Alış bir an önce sonra zor gelir.

nişanlılık dönemini geçtim, 5 yıldır evliyim. bayram, hastalık vs durumlar haricimde daha hiç aramadım, o da niye aramıyor diye sormadı. o ne be öyle sürekli arama falan, bi dur özümse önce yeni "baba"nı :)

lisans sonrası 2 yıl
yüksek lisans sonrası 1 yıl.

yüksek lisans sonrası hakkınızı kullanmaz iseniz doktora sonrası 1 yıl kullanabilirsiniz

Ben hiç eğitim sonrası tecil kullanmadım. Yani lisans sonrası hemen yl, yl sonrası hemen dr'ye kayıt oldum.

Bu bilgiden emin miyiz @kablelvuku? Zira ASAL kanununa vs. de baktım, böyle biri bare görememiştim.

Eğer öyle ise ben öğrenci herhangi bir okula kayıtlı olmadan tecil hiç kullanmadım, eğitim sürem boyunca olağan tecillerim oldu; o halde ben bu dediğiniz haktan yararlanabileceğim.

Zaten doktora mezuniyetim sonrasında 6-7 aya ihtiyacım var. Akabinde askere gideceğim.

zamanında bu konuyu en ince ayrıntısına kadar araştırmıştım.

Doktora sonrası tecil hakkı falan yok. Mezuniyetin sonrası okulun mezuniyetini askerlik şubesine bildiriyor ve ilk celp dönemine tabi oluyorsun.

Tecil için alternatifler şu şekilde:
- Eğer akademisyen olursanız ve rektörünüz bilimsel faaliyetleriniz açısından askerliğinizin ertelenmesini isterse, askerlik şubesine bir yazı yazarak 35 yaşına kadar erteletebiliyor (her sene yenilenmeli)
- yurtdışına postdoc vs. giderseniz bu süre boyunca askerliğiniz tecil olur, 3 sene sonunda dövizli hakkınız olur.
- Sağlıkla ilgili sıkıntılı bir durumunuz varsa (aşırı kilo gibi) bu durumda 1 senelik tecil alırsınız ve sonraki sene de düzelmezse çürüğe çıkma durumunuz oluşabilir.
- Eğer bir spor branşında milli takımdaysanız ya da süper lig/1. lig futbol takımlarından birinin oyuncusuysanız askerliğiniz 35 yaşına kadar tecil olur.

Bunların dışında bir tecil imkanı yok. Ben şubat ayında mezun oldum, üniversitem mezuniyetimi mayısta askerlik şubesine bildirdi, 1 temmuzda bakaya kağıdı yazılıp adresime postalandı.

yüksek lisansta hakkımı kullanmamıştım. yüksek lisansla hiçbir ilgili yok. bakaya kalırsınız, otellerde kalamazsınız, trafik çevirmelerinde gbtnize bakarken askerlik kaçağı sorgulamaya basarlarsa size bir kağıt imzalatıp sonraki celp dönemine alırlar.

Onlarca farklı model var bu tarz hediyelik satan yerlerde yani "şu modeli görmüştüm şunu al" şeklinde bir katalog önerisi yapamayız buradan. Hangi gök cismi olsun dersen de satürnlü bişiler al derim ya da NASA temalı.

Internetten alacagim aslinda onu belirtmedim. Bu yuzden oneri istiyorum

instagram.com

Vozmos'a da bakabilirsin.

Bazıları sprey boya parasına yapar o işi. Bazıları ucretli. Ankarada isen tavsiye edecegim bir kişi var

para alırlar, metrekareye ve yapılacak çalışmaya göre değişir. sanatçıların kendi instagram hesapları vs. var mesela;

www.instagram.com

graffitti sanatcilari genelde calismalarini imzaliyorlar, boylece sen de sosyal medyada bulabiliyorsun, bizim begendigimiz bir sanatci mesela onun eserlerini paylastigimiz zaman begeniyordu :)
ucret almalari gerekir zaten, conucta bir eser yaratacak fakat cok yuksek olmaz, merak etmeyin.

ben de gb yetmeyince faturalıya geçtim. gb konusunda gerçekten daha iyi. bim'i bilmem ama vodafone tavsiye edebilirim

Bim dediğin Türk telekom zaten

ben bimcell deyim. 10 gb olanı kullanıyorum, önceden 5+1 olanı kullanıyordum, o bile bitmiyordu, nitekim gündüz şarkıdır videodur oyundur, 10 olanı hala bitmedi... netflix i bile buradan izliyorum zaman zaman. şebeke olarak da gayet yeterli bence, sadece dağlık bi kaç yerde çekmediğini gördüm.

Faturaliya geç. Çok pahalı kullanıyorsun şu an

ivd.gib.gov.tr

Surdan e-devlet bilgilerinizle girip bakin bir de.

Fatura bulunamadı hatası için peşin değil taksit seçin

eve striptizci çağırıp eğlenmeyeceğinizi varsayıyorum.

bizde erkek erkeğe bekarlığa veda dediğin fasıla gidip içmek olur. benimki de öyleydi, arkadaşlarımınki de.

son zamanlarda neresi trend onu bilmiyorum ama fasıl mekanlarını araştırın.

yok illa striptizci diyorsanız onu bilmem.

maltepe tarafında eskiden mega show diye bir rus revüsü vardı, o tip bir yer olabilir. 2013'ten beri ankara'ya gitmediğim için son durumu bilmiyorum.

pavyona gidin abi. fıstık gibi.

ya da dansözlü falan güzel bir meyhaneye.

pavyona gidip "arkadasa bekarliga veda yapicaz" diyin. dugunden gelen altinlarla da hesabi odersiniz.

damsız çoğu yere almayacakları için gidin adabınızla için bir meyhanede derim ben. şarkılı türkülü olsun dersen kalender zebra

play station oynayın