cevap sorunun icinde gizli. icloud

Google Photos sınırsız alan ücretsiz. 16 Megapiksel fotoğraf ve 4K videolar ücretsiz, üstü Drive kotasından yiyor ama zaten telefonunuz 16MP'den daha düşük çekiyordur.

Tabi ücretsiz sınırsız alan dışında bir sürü avantajı daha var, en güzeli de fotoğraflar içinde arama özelliği.

fotoğraflar arasında tarihe göre gibi aramalar yapılabiliyor mu bu iki bulutta da?
ayrıca google drive'ı telefona yükledim. tek tıkla fotoğraf atılabiliyor. ama ios'ta fotoğraflar konuma/tarihe/yüz tanımaya göre listelenebiliyor. bu kullanılabilecekse icloud kullanacağım.

google photos yükleyin önce. drive değil. neleri aratabileceğinizi görünce şaşırabilirsiniz. yüz tanıma sadece ülkemizde aktif değildi. açma yolları var.

google photos.

Icloud gibi milletin nelerini nelerini kaptıran saçma sapan servislere itibar etmeyin.

herkese teşekkürler. benden sonra da kafasında soru işareti olacak kişilere yardımcı cevaplar yazıldı.

tüm fotoğraflarımı google drive'a klasör açarak manuel kategorileştirip attım. onun dışında yeni çekeceğim fotoğraflar için de icloud açık.

Kesinlikle Google photos. Rakipsiz.

Icloud un kotu yani,

Telefonundan silersen iclouddan da siliniyor.

iCloud'dan hicbir sey kaptirildigi yok oncelikle. hesap calma soz konusu o islemde. aynisi google'da da pekala yapilabilir.

ama evet iCloud'un kotu yani, icloud'da tutup telefondan sileyim gibi bir secenegin yok. birbirinin aynisi olmak durumunda. "en iyi depolama" secersen telefonda o zaman kucuk ornekleri birakip saklama alanini aritiyor. telefondan o fotografa baktiginda internetten iniyor.

google photos basarili. cunku limit yok . wifi bulunca yapistiriyor hepsini buluta. album album duzenliyor. icloud, fotograflar, en iyi depolama secip google fotoraflar yuklerdim ben olsam.


ozetle icloud'u 200 gb da alsan telefonda yer olmadigi surece istedigin seyi alamayacaksin. cunku en iyi depolama da olsa o kucuk ornekler de bir yerden sonra telefonu tamamen dolduruyor.

Turkcell diğerlerine göre kaliteli ve fakat pahalı
Vodafone çok ucuz değil fakat kalitelide değil

Lokasyon çok önemli olmakla Turkcell in internetini mumla ararsın eğer interneti aktif kullanıyorsan

Ulaşılabilir olmak yine lokasyona bağlı ama genelleme yapar isem artık hemen hemen hepsi aynı ulaşılırsın, temel telekomünikasyon işlerini (SMS arama gibi) yaparsın ama dediğin gibi Vodafone nun 4g si Turkcell in 3 g sine eşit hemen hemen

Bir de Vodafone nun müşteri hizmetlerine işin düşmesin olabildiğince

pisman falan olmazsin. hayirli olsun.

Dağda falan mı yaşıyorsunuz, hiçbir sorunu yok Vodafone'un.

İstanbulun bazı ilçeleri hariç (esenler, ümraniye ve kağıthane gibi) çok fark olduğunu düşünmüyorum. Ama genel itbariyle turkcell ile arasında kalite farkı var

7 yıldır Vodafone kullanıyorum ve çok memnunum. Son 4 yıldır da Vodafone red tarifesindeyim. Ensarcılardan uzak durmak da başlı başına bir sebep gerçi zaten.

bas geç boşver
kime sorsan pişmandır hattından

pişman olmazsınız yıllardır kullanıyoruz ailece. kontörlüsü olsun red'i olsun bir dakika pişman etmedi.
tcell kaliteli gibi bir algı var nedense ama şirket hattından dolayı tcell de kullanmak zorunda kalan birisi olarak farklarını henüz göremedim. dün akşam yolda giderken tcell koptu mesela. otoban üzerinde internete giremediğim yerler oldu. lte yazıyor ama alakası yok internet yokken bile yazıyor.
çok kaliteli diye tcell kullanan bir arkadaşla şehirdışı bir yerdeki yaptığımız hız testlerine göre vodafone 3 kat daha hızlı çıkmıştı.
tamamen psikolojik. nusret'te yemek yedim derken ne hissediyorsak tcell kullanınca da aynısını hissediyoruz.

Kendi orkidemi çiçekleri dökülünce binadaki çöpün oraya bıraktım, alıp çoşturan varsa alsın yoksa da benden çıktı iş diye.

hayır.

is, dogumgunu icin gelen ciceklerin hepsini kurutmayi basarmis biri olarak maalesef evet :/
hep bu sefer buna cok iyi bakicam diyorum ama ..

hiç orkidem olmadı başka evlerde ya da ofislerde de görmedim.
bence meraklısı alıp ilgilenmeli her özel günde hediye edilecek bir çiçek değil

kedinin beli tutulacak

Kumru gibisiniz.

bomba gibisiniz

Kedi gibisiniz

O kediye rağmen bir mutsuzluk var gibi.

Çook sevimlisiniz! Çooook güzelsiniz! ^^

bir isim ve bir yüz ancak bu kadar uyumlu olur

Oha kedi çok tatlı :) siz de çok tatlısınız

Kolunda damar var
Çok hüzünlüsün mutsuzsun
Kalben şarkısı söyleyecek gibisin (yuvarlak gözlük eksik)
Başka fotolarını görmek lazım
Tşk.

hüzünlü bir ifşa sanki

kedi kollarında boğulmuş sanki.

o kediyi ısırmak istiyorum

İkiniz de tatlışsınız ama kedin daha bir tatlış. :)

meyve parcacikli kadindan daha cok begendim bu ifsayi. anlamli bakiyor hos hatun.

boyle ifsalarla gelin ya ^^
en tatli ifsa ever!

agzini niye su tarih programina cikan kadininki gibi yaptin? su... yayinda uyumus hani, oyuncu filan...

Aman yarabbi hangi çiçeksin sen öyle?

Orhan Gencebay'ın değil de Cüneyt Arkın'ın küçük Onur'la Karate Can dizisi vardı. O canladı direk kafamda

@nickfury o degil muhtemelen orhan gencebay kaptan filandi. Kaptan diye filmi var o degil. Donemin unlu cocuk oyuncularindan biri kiz cocugu.

oncelikle gece gece sunu kafama taktiginiz icin tesekkur ederim. yaklasik iki saatlik arastirmaci gazeteciligim sonucunda orhan gencebayi yanlis hatirladiginiz sonucuna ulastim. aradiginiz film sezercik ve necla nazirin oynadigi kucuk ev filmi. ordan bir sahneyi ekliyorum. lutfen birdaha boyle seyler yapmayin. askshsjdkl
youtu.be

Küçük Ev adlı filmde dediğiniz olaylar oluyor. Yalnız Gencebay değil de Rıza Beyk İmanverdi oynuyor başrolde. Necla Nazır var bir de bunlara ek.

alkislarlayasiyorum.com budur...

Adam balıkçı.

atis yaptim da oyle hedefe degil daga tasa

poligona gittim. 3 şarjör boşaltmışlığım var :) yakın mesafeli oluyor poligonda tabancayla atışlar. kullandığım tabanca sikko bi şeydi, bu yüzden bütün atışlar 12'den olmadı. Herhalde %90-95 oranında başarılıyımdır :) Askerde 25 metreden kalaşnikofla aynı delikten 2 mermi geçirmiş adamım vesselam ;)

3-4 ayda bir poligona gidip kendi tabancam ile atış yaparım.

5 metre çocuk oyuncağı,
10 metre dikkatli olunca iyi grupmanlar alıyorum
15 metrede grupmanı 12 etrafında toplayamasam da 8 ile 12 arasına denk gelir.
25 metrede yarım boy hedefte isabetim hep olur ama kafaya denk getirmek gerçekten zor.

Şöyle söyleyeyim, yaklaşık 1 karış büyüklüğünde bir balonu 25 metrede atmaya başladığımda bazen 5. mermi, bazen 10 bazen de şarjörü bitirene kadar zordur benim için.

"25 metrede bir karış hedefi her attığımda vururum" diyen ve yapabilen adam gerçekten çok iyi atıcıdır, elini öpmek lazım.

Son bir not; tabanca yakın mesafe silahıdır, yani etkili alanı 5-10 metredir.

Bir not daha; ne zamandır acaba duyuruya özel bir poligon günü yapsak mı? böyle bir duyuru açsam iştirak eden olur mu diye düşünüyordum. Olur mu acep?

40-50 metreye kadar çok rahat istediğim yerden vururum.
Etkili menzil 5-10 metre falan değil bu arada.

poligonda canikle 20 mt ye kadar istedigim yerden vurabiliyorum

Poligon işi süper olur. Ben katılırım. 40 50 metre mesafeden istediği yerden vuran abiyle tanışmak isterim.

2-3 sarjor attim sanirim. Isabet denemesi degil baska bir sey denedigim icin isabet oranina bakmadim, baktiysam da hatirlamiyorum. Tufek ile affetmem ama.

Sayın @nocturness, yanlış anlaşılmış ya da yanlış anlatmışım sanırım. Kastettiğim etkili menzil değildi, etki alanıydı.

50 metreden hedef atışı yapılabilen tabancalar var, atıcılar da var tabi. 9 mm bir tabancanın menzili 45 derece açıyla ateşlenirse yaklaşık 2500 metredir.

Ama bu demek değildir ki tabancanın etkili alanıı 50 metredir 100 metredir, o zaman özel kuvvetler boşuna tüfek taşıyorlar operasyonlarda.

40-50 metreden istediğiniz zaman vurabiliyorsanız saygı duyarım, ama duran hedef karşısında nişan alıp konsantre atış yapmak ile çatışma esnasında 20 metre ilerideki hareketli adama ateş etmek arasında milyon fark vardır.

Tabanca yakın savunma/saldırı silahıdır, bu değişmez bir gerçektir.

Bir poligon buluşması yapalım, sizin de tecrübelerinizden yararlanalım.

bildiğiniz güvenilir, sağlam silahları olan bir poligon varsa seve seve dahil olurum organizasyona.

bir tabancanın etki alanı ne olabilir? obüs mermisi mi bu? ben böyle bi kavram duymadım, sen de açıklayamadın zaten.
tabanca 50 metreden adam vurabiliyor diye özel kuvvetler niye tabanca taşısın ayrıca? tabancanın namlusu belli, tüfekle niye kıyaslıyorsun?
arkadaş bir soru sormuş ben de ankete destek oldum cevap verdim. yanlış bi bilgi vermişsin onu düzelttim.
vücuduna hakim olabilirsen sen de 40-50 metreden vurabilirsin.

30 metreden attığını vuran abi gitsin yarın başlasın pöh'te keskin nişancı olarak. Kendisine saygım sonsuz.

9mm ile kadro atışı 7 veya 10 metreden yapılıyor hesap edin.

Bu arada poligon yasaklanmıştı bir ara tam bilmiyorum fakat kapalı alanda sadece airsoft var.

@nocturness ve @John Bloor

Bir silahın menzili silah çapına, namlu uzunluğuna göre değişir. 20cm'lik namluya sahip bir tabancayla 22cm'lik namluya sahip bir tabancanın menzili farklıdır. Yiv-set merminin hedefe daha kararlı ve isabetli gitmesini sağlar çünkü. Ayrıca merminin çapı da önemlidir. Çap ne kadar düşükse mermi de bir o kadar uzağa gider. Zaten 7,62'lik G3 ile HK-33'lük tüfeklerin etkili menzil farkının nedeni de budur.

Tabancaların ortalama etkili menzili 100-150 metre civarındadır. Ama size şöyle bir bilgi vereyim, .357sig merminin namludan çıkış hızı saniyede 400-450 metre arasında değişiyor.

son olarak şahsi fikrimi belirteyim: tabanca yakın mesafe savunma silahı, tüfek ise saldırı silahı.

@silah taciri beni niye etiketledin anlamadım?
arkadaş etkili menzil demiyor, etki alanı diyor ısrarla.

askerdeyken attığını vuran komutanlarınız yok muydu olm? niye garip geliyor benim vurmam.

@nocturness

ben de anlayamadım etki alanıyla etkili menzil arasındaki farkı? senin attığını vurman beni niye şaşırtsın? aksini iddia etmiyorum ki olm :)

almanya'da poligona gittim. üç farklı kalibreli tabancayla atmıştım. mesafeyi hatırlamıyorum açıkçası. magnum'la birkaç kez vurmuştum ama onu hatırlıyorum

Sayın @nocturness haklısınız, anlatamadım. Son kez derdimi şöyle açıklamaya çalışayım, 50 metrede çok iyi hedef atıcılığı yapabiliyor olmak, tabanca ile 50 metrelik alanda (25 metre yarıçap) savunma/saldırı yapılabilir anlamına gelmiyor.

Tabanca kullanmanın mantığına aykırı bu mesafeler, lütfen yanlış anlamayın. Sizi kırmaya ya da tartışma yaratmaya çalışmıyorum. Söylediğiniz mesafelerde hedef atıcılığı yapabildiğinize de inanıyorum.

Sayın @silah taciri, Anadolu yakasında eski ve silah severlerin illah ettiği adı lazım değil bir poligon var. Çok şükür buna alternatif ataşehir ve kadıköy'de iki poligon açıldı. Kadıköy'dekinin fiyatları mantıksız, Ataşehir'deki henüz açıldı mı açıldıysa fiyatlar nasıl haberim yok. Ama bir organizasyon yaparsak öncesinden bilgi alırız.

Avrupa yakasında ise sık sık gittiğim ve memnun olduğum Akdeniz Poligon var, yine yeni açılan ve işletmecileri iyi insanlar olan Başakşehir Poligon 34 var. Fiyatları mantıklı, gidilebilir.

Mecidiyeköy'de yeni açılan adını unuttuğum poligona henüz gitmedim, fiyat bilgisi alırız.

Katılım gösterecek kişilerin çoğunluğu hangi yakada ise ona göre yer belirleriz.

@John Bloor Ümraniye'deki poligonu diyorsun sanırım. açıkçası orası b.k gibiydi. adam gibi, temiz ve silahları kaliteli bir yerde atış yapmak isterim. bence halı saha gibi bunun da organizasyonu yapılabilir.

eurosport 1-2

eurosport

ausopen uygulamasinda watch live secenegi var

E tam dikiş yerinde. Diker onu terzi.

olur tabi ki kedi bitarafini gormus de yara sanmis :pp

terzi anası.... yani halleder onu terzi kolaylıkla.

Pert bu

gitmelisiniz

evet

Hala gitmediyseniz bir limonu suya sıkıp icin hizlica dusurur ama ardindan hemen gidin.

Acile geldik, sarı triyaj verdiler, sıradayız şuan, teşekkür ederim.

Gecmis olsun.abartmamak sartiyla limon suyu yuksek tansiyonu en hizli dusuren seydir aklinizda olsun.dirsek ve diz altlarini bes dk soguk suya tutmak da faydalidir.yatmak yerine oturmak daha iyidir.

ilaç kullansada extradan dil altı bulundurun evde ani yükselmelere karşın, tansiyon ilacı bitip kullanmaması çok yanlış olmuş, annenizi uyarın tehlikelerine karşı tansiyon hafife alınacak bir şey değil ki

Bir akrabamız ilacını anneniz gibi kullanmaya ara verdiği için vücudunun bir tarafı felç oldu. Aman dikkat.

iphone 5’i lifeproof la kullaniyordum o yaz resmen agzina .. telefonun ama hicbirsey olmadi. denize dalma dipte dusurme dahil. 8 icin bulabilirseniz gozunuz kapali alabilirsiniz.

Spigen serisi genelde koruma özelliği ön planda olan kılıflar üretiyor. Bazıları kalın ama Slim Armor modeli vardı mesela, o işini görebilir.

spigen. hatta neo hybrit serisi. muhteşem diyebilirim.

ben sunu almistim. duyuruda sordum kimse sallamadiydi ama memnunum simdilik kullanali cok olmadi.
www.reebok.com.tr

dağ bayır koşuyorsan asicslerin trail run ayakkabılarına bakmanı öneririm.

Oralar illâ şuraya gidin diyecek bir yer değil bence, yani gezip tur atılacak yerler. Cumalıkızık'da kahvaltı yapın yalnız, biz sevmiştik eski evde demlikle organik güzel omletler menemenler vs.

cumalikiziktaki renkli koy evlerini gorun mutlaka. birinin avlusunda gozleme yiyin digerindekinde cay icin oburundekinde kahve. meydandaki teyzelerden koy ekmegi tarhana falan alin donerken.

Yıllardır böyleyim. Yılbaşı gecesi intihar planları yaparak geçti Hatta. Hayatımdan umudu kesmiştim. Bir gün oturdum, İki film üst üste izledim. Tamam ya, dedim, benim zaten en başından beri yapmak istediğim şey buydu. Akıntıya karşı yuzuyormusum. Öğretmenim, 30 yaşındayım ama bu sene üniversite sınavına girip sinema okumaya karar verdim. Çünkü cidden senin de söylediğin gibi elimde avucumda bi şey yok. Dolayısıyla kaybedeceğim de bi şey yok.

Yani bir tutkun varsa ona tutun Yoksa zilyon sene çıkamazsın depresyondan. O ölü toprağını atamazsın üstünden.

zamanında bende işe yaramıştı umarım senin için de güzel şeylere neden olur "ayağını sıcak tut, başını serin, kendine bir meşgale bul, düşünme derin derin" sevgiler

belki de oylesindir.

hocam senin gibi insanlar genellikle bi konuda acayip yaratıcı ve başarılı oluyor, sanırım sen bunu keşfetmemişsin henüz.

işsizlik psikolojisi berbat bişey bende de var bu.

ben oyalanmayı tercih ediyorum.

Sizin durumunuzdaki bir insana bunu kabul ettirmek kolay olmayacak ama kesinlikle hissettiğiniz gibi değilsiniz. Aksine siz yeterli ve akıllı bir insansınız. Önce bunu hatırlayın. Klasik bir hikaye vardır balıkları kavağa çıkma meziyetlerine göre değerlendirirsek onları başarısız görürüz ana temalı. Muhakkak sizin de iyi olduğunuz bir alan var. Herkes başarıyı kavakla ölçüyor diye kendinizi yetersiz bulmayın. Balık olmaktan usanmayın. Kendi alanınızı er ya da geç bulacaksınız.

Kaybettiğinde değil, vazgeçtiğinde yenilirsin. Bu sözü hatırla kimse mükemmel değil imrenek baktığın yerlerde de ne acılar var. Mücadeleye devam...

ben de böyleyim.

Beni anlatmissin. Yalniz degilsin.

@fritz-x +1
o hitlerin gizli silahi degil miydi bu arada?

hepimiz öyleyiz panpa.

dostum bu evrelerden zaman zaman geçmiş biri olarak bir şeyler yazmak istedim.

ben bu işin çözümüne kendimi kabul etmekle başladım. o lanet instagram. o lanet facebook var ya. hah işte onlar, senin kendi kendine farketmen gereken "özel" kabiliyetlerini alıp götürüyor. yerine sixpackli adamlar, 500 iq lu norveçliler koyuyor. gerçekten basit bir insan olabilirsin. bu gocunulacak bir şey değil, sahip olduğun "normallik" algısını değiştirmeye çalış. büyük alimlere düşünürlere yönel. hepsinin külliyatına sahip ol demiyorum. benim görebildiğim hepsinin gerçekten egolarını yakıp kül etmiş insanlar olması. ihtiyaçların azalırsa sahip olmak isteyeceklerin de azalacak, dolayısıyla elindekilerle mutlu olmayı öğreneceksin. ne konuştum amına koyim ya. neyse. kal sağlıcakla.

bugün batarsa güneş yarın yeniden doğar

@Fritz-X ; yorumun için kendi adıma teşekkür ederim.


@ m e b;
aynısı bende de var, iki senedir geçemediğim ingilizce sınavı var lanet olası döktüğüm parayla pasaport alıp avrupa turu yapardım en ucuzundan öyle diyim hesabı sen anla..

halavazgeçmedim inat başarısız olmak da bi sonuç, yenile yenile kazanacaksın.

ismini vermek istemediğim yani nickini vermek istemediğim biri var, hiç tanımıyorum adınıdahi bilmiyorum iki satırmesaj yazıyor nasıl deşarj oluyorum anlatamam. o kadar destekleyici konuşuyor ki, sanki yanıbaşımdan biriymiş gibi.

daha pozitif olmaya çalış. pes etme.

Ahan da ben, daha iki gun once "Vallahi malim" diye agalyip panikten butun gun bilgisayar bis yapamayip rezil oldum. Bugun onu toparlamaya calisiyorum hala. Mayis'tan beri boyleyim, yeni yeni toparliyordum. 4 gundur yine dagittim. Var ya, yer yarilsin ya da gorunmezlik yapan pelerin versinler, kimse beni goremesin, bulamasin, herkes beni unutsun istedim bir donem. Hala da kalici bir cozumdense bunun daha guzel geldigi zamanlar oluyor. Olme hevesim ya da oyle bir niyetim yok; nefes almak gibi asiri sevdigim bir aliskanligim var.

Senin yasadigin durum sadece sana ozgu bir durum degil. Statunle de alakali degil. Eskiden danismanlik yaptigim bir part time is vardi; calistigimiz buyuk bir holdingin gecesinde koskoca holdingin CEO olmasa da buyuklerinden biri icip icip "Ben beceremiyorum bu isi. Iyi degilim yeterince, cok yetersizim, cok gerizekaliyim. Bir gun herkes ne kadar kotu oldugumu anlayacak diye odum kopuyor" deyip muzikle sallanmaya basladi. Biz mavi ekran verdik, cunku adam bildigin dupeduz basarili. Ayni gun adamla calismisiz, super performans gostermese de rezil olacak, eziklenecek bir calisma gostermedi. Bir sure adama bakip "Allah Allah, hic derdi yok herhalde" dedik. Meger adam aylardir bunun yuzunden depresyondaymis. O adam kadar basarisiz olmak icin neler vermezdin, degil mi?

Simdi bu durum sana biraz salaca gorunmus olabilir. Sonucta adam hayvan gibi basariliyken miziklaniyor. Nereden baksan simariklik gibi ama ayni sey senin icin de gecerli. Hani, adamla aranizda bir miktar insan vardir para ya da unvan olarak olarak ama senin de altinda milyonlarca insan var. Onlar da senin universite okumus olmana bakip "Oha lan, universite okumus. Bir de basarisizim diye agliyor" der.

Bana psikolog boyle dedi. Bunu hatirlatti. Benim isime yaramadi, "Bana ne onlardan. Ben istedigimi ve ugrastigimi beceremiyorum, boyle de olmuyor. Ayrica bircok insan da benim yapamadigimi yapiyor" dedim. Bu sefer "Her insanin yetenekleri, sinirlari, potansiyeli farkli. Karsilastirma kendini" dedi. Ben de "Acik acik yetersizsin onlara gore diyemiyorsunuz da; acik acik limitler var, potansiyel, yetenek mi diyorsunuz" dedim. "Hayir, bazilari icin kolay olan senin icin zor olabilir" dedi. Sonra uc seans daha "Ama tabii potansiyeller de var" kisir dongusunden sonra psikiyatr/terapiste attim kendimi. Buyuk olasilikla benzer bir durumda oldugunu tahmin ediyorum, o yuzden kesifte isine yarar belki. Kadina "Bu hissettigim anksiyete mi bilmiyorum ama neyse bu, sirtimda dev bir suluk gibi. Zaman icinde kanimi eme eme agirlasti, yordu ve bir saniye beni yalniz birakmiyor. Gittigim her yere bu sulukle gidiyorum. Arkamda oldugunu biliyorum ama kurtulamiyorum. Siki siki yapisti, cikarmaya calistikca daha da yapisiyor. Ben de ugrasmaktan vazgectim, yanimda gezdiriyorum". Kadinin gozleri iri iri acildi "Bu anksiyete degil, bu bir" dedi. Sonra da durdu "Bu hissettigin utanc." dedi. Sonra da bu benzetmeyi kitabinda kullanmak icin izin istedi. "Bu tipik bir utanc tanimi. Utanc ruhun yada vucudun batakligi olarak tanimlanir kitaplarda. Senin de suluk demen buna cok guzel uydu; cunku suluk de bataklik gibi ne kati ne sividir, tutamazsin, bas edemezsin, yutar" dedi. Bu sekilde en azindan literature bir benzetme kazandirmis oldum, benim isime yaramasa da. Sonra da daha once dinledigim bu kadinin konusmasini onerdi.
www.ted.com

Bu his yuzunden "Nasil baslarsa boyle gider" gibi bir izlenim hakim, cunku gittigin her yerde pesinde ve seni birakmiyor. Savasmaya calistikca o daha guclu geliyor ve sen batsan o batmaz gibi. Cunku "kurtulmak" yanlis kelime. Bununla savastigin surece sen kaybedersin, senin savasmandan ve caresizliginden besleniyor zaten. Yarayi kasirsan daha fazla kanar ama iyilesirken de kasinir, bu da oyle bir yara. Aradigin kelime kabullenmek ama boyle gonulsuz kabullenmek degil, sahip cika cika, gurur duya duya kabullenmek.

"Bununla bas etmek icin ilk adim, duygunun utanc oldugunun farkina varmak ve bazi egzersizlerle onu beslememek" dedi bana terapist baci. Bu egzersizler grubuna ve bu ugrasiya da ozsefkat deniyor.

Ornegin, ayni durumda bir arkadasin olsa nasil davranirdin? Sana gelse ve dese ki "Ben is bulamiyorum, kendimden tiksindim", ona ne derdin? Arkadasa, aileye gosterecegimiz sefkati kendimize gosteremiyoruz, ustune bir de kendimizi cezalandiriyoruz. Bu arada kafayi dagitmak icin sacma isler yapabilirsin ya da "Butun gun yataktayim zaten, daha ne sefkati gosterecegim" diyebilirsin. Bunlar sefkat gostergesi degil. Bunlar gercegi dusunmemeye calisma, kendini olaylama, utancla yuzlesmeme aktivitesi.
Ozsefkati su kardesim cok guzel anlatmis
www.youtube.com

Hazir madem evdesin, ozsefkat konusunda arastirma yaparak ve kendine aktif sekilde ozsefkat gostererek biraz daha degisik duygulara girebilirsin.

Ya bu arada sen ne guzel Ispanyolca calisiyordun, o ne oldu?

@meb, seni bildim bileli bu havadasın. Bence sana bir dönüm noktası lazım, iş bulsan çok daha iyi olacakmışsın gibi geliyor bana.

Bunu ben de yaşıyorum. Viktor Frankl diyor ki yaşamını anlamlandıramayan birey, keyifli şeylerle oyalanır (dikkatini dağıtır)

Bu kitabı okumanın öneririm : insanın anlam arayışı

Kitapta yazarın toplama kampındaki yaşamını dinliyoruz. Kurtulanların fiziksel olarak en güçlüler olanlar arasından değil ama daha ziyade yaşamını anlamlamdıran yani zihnine ben buraya gidiyorum diyen kişilerden çıktığını söylüyor. Örneğin yazar kendisini buradan kurtulacağım eve döneceğim, eşimle tekrar bir araya geleceğim gibi motive ediyor.

Aşağısı benim yorumum.

Yaşamı anlamlandırmak derken, bir amaç edinmekten ve hayatta kendine kendi gözünde yer edinmekten bahsediyor bence. Bu bazen dışarıdan çok önemsiz bir şey de olabilir. Kişinin kendisi ve kendisini nasıl gördüğüyle ilgili. Uç bir örnek verelim. Her gün iki çocuğun yaşamlarını iyileştirdiğini ve dinyayı daha iyi bir yer yaptığını düşün. Hayat senin için anlamlıdır.

Başka senaryo. İşinde iyi şeyler yapmayı hedefliyorsun. Bir yandan ailenin direği olup her koşulda tüm gücünle bir arada tutmaya çaba sarfediyorsun. Çocukların geleceği ve eşin ile birkaç hobin ve akraba/arkadaşın arasında dönüyor hayat. Bu da birçok insan için okdukça yeterli.

Başka senaryo. Ressamsın. İşini çok seviyorsun. Ressam olarak doğduğuna inanıyorsn. Yıllar kısa gözüküyor gözüne. Günlerce evden çıkmıyorsun. Kendini işinde ya da hobinde diyelim kaybetmişsin.

Yahut belki de en sağlamı geliyor. Kişinin inanç dünyası. Varlığını temellendiriyorsun. Bu seni normalde başa çıkabileceğini düşünmediğin şeylere dayanmanı, onu farklı gözlerle yorumlamanı sağlıyor. Tüm hareketlerinde dinin esaslarını göz önüne alıyorsun. Bence insanın içinde yaratıcıya sığınma ihtiyacı da var. Bu taraftan da doyuyorsun. Ben kimim niye buradayım sorularına yanıt buluyorsun.

Eğer kendine rol veya hedef biçmeden yaşarsan her şey anlamsız geliyor. Kendini kibrit çöpü gibi hissediyorsun. Başa çıkmak için kimi kendini cinselliğe veriyor. Alışveriş bu iş için biçilmiş kaftan. Alkolle rahatlayan var. Maç (aidiyet), konser, sinema, tiyatro, kitap, tatil, parti ile gerçeklerden bir parça uzaklaşarak rahatlamayı seçeni var. Bazısı da ben bu sorunu çözeceğim. Yer ve anlam bulacağım bu hayatta diyor.

belli olmaz. bana 15 gün sonra dönüş yaptılar. şirkete girip de insanlarla kaynaşınca ik'ya neden o kadar uzun sürdüğünü sordum "ne kadar maaş vereceğimize karar verememiştik" dedi

bana iki ay sonra geri döndüler, tabi olumlu oldu.

referans kontrolu yaptilar mi?

hiç belli olmuyor. konuştuğum firmaların bu konuda tutumu çok farklı.

olumsuz dönüşünü 3 hafta içinde yapan oldu
"aralık sonuna kadar haber ederiz" deyip, aradığımda "ocak ilk iki haftası" ve sonra bu hafta aradığımda "yurt dışından onay bekliyoruz." cevabı aldığım da oldu
biz size döneriz, dedikten sonra aramayıp, aynı firma ile başka bir pozisyon için görüştüğümde "ya bizim yönetim kurulundan pozisyonun açılması için onay çıkmadı." cevabı aldığım da oldu
aynı firma ikinci pozisyon için hiç aramadı da (salaklar)

halen işsizim. bakalım neler dönecek.

1 hafta çok az. bi kaç gün daha bekle ve ara ya da mail at. ilgilendiğini göster. ben son aşamadan sonra 1 ay bekledim, o sırada 1 arama(açmadılar) 2 mail atma durumum oldu. ses seda çıkmadı. sonra pat diye evrakları gönderin başlatıyoz sizin için de uygunsa dediler. rakamları ayarlamaya çalıştık gibi bişi demişlerdi bekletme sebebi olarak.

ben hep kendim yaptım.

kendim yaptım +1

ekran neyse de bataryaya yüreğim yemedi. peki hadi ben yapacam diyelim bataryayı nereden sipariş edeyim ? güvenilir kazık olmayan yer neresi

YouTube'da Videoları var
Çok kolay halledersin.
Acelen yoksa aliexpressten alabilirsin.

n11’den deji mucize batarya almistim 6 plus icin. bir ay kadardir kullaniyorum. montajini kendim yaptim. asiri memnunum.
edit: ben eski pili cikarmak icin cok ugrasmistim pil kasaya yapisik ve kasayi cok iyi isitmaniz gerek. bu islere yeteneginiz yoksa disariya yaptirin derim.

Apple bataryada indirime gitti. 20 -25 dolares

bozuldugunda kendim yapıcam. cok kolay.
ifixit'den detaylı anlatıma bakablirsin

ekran neyse mi? batarya degistirmesi daha kolay

olm çılgın mısınız? ikisi de aynı la? komple ekran değişimi ile batarya değişimi aynı. bataryayı değiştirmek için komple ekranı sökmek gerekli zaten. e ekranı değiştirmek için açtığında da batarya kabak gibi ortaya çıkıyor asudhfdasg.

o kabak gibi gorunen batarya 3-4 tane serit seklinde cok saglam bantla neredeyse kasaya ‘kaynamis’ durumda.
yazildigi kadar kolay degil, maddi kismini gectim cok zorlarsaniz bataryayi patlatip kendinize zarar verme riskiniz var. isi tabancasiyla iyice isitabileceksiniz ve yeteneginiz varsa yapin ama cok dikkat edin kendinize zarar vermeyin.

@iamnotsureabout adli arkadasin hakli oldugu noktalar var. sonucta batarya ile ugrasiyorsunuz temkinli olmakta fayda var.
yine o kadar atla deve degil, linkini buldum simdi: www.ifixit.com
sac kurutma makinasi ile hafifce isitilabilir yada sicak su torbasi tarzi seyler denenebilir homemade biseyler araniyorsa.

nasil yani ekrani kilitleyince ses gelmiyor mu??

Evet direk oynatmayı bırakıyor

beklenen şey o zaten. youtube müzik dinleme uygulaması değil, video izleme uygulaması. görüntüyü kapatırsan video durur ses de kesilir. ortada bi sorun görmüyorum ben.

Pratik bir çözüm değil ama uygulama değil de web üzerinden açarsan kapatmıyor.

SAfaridede aynı sorun var.

yine diyorum, sorun değil o :) spotify misal, müzik dinleme uygulaması. ekranı kapatınca onun sesi gitmiyor :)

gerçekleri söyledim sadece.

Saygılar

safari'den webden açıp, sonra kapatıp, sonra aşağıdan parmakla yukarı çıkan hızlı menü'de play'e basarak dinleyebiliyorsun.

Sanırım kapanmasını youtube istiyor, çünkü reklamları göremezsin ekranı kapatırsan ;)

@michael_knight ın dediği de olmuyor artık eskiden öyle kullandırtıyodu onu da farkettiler sanırım,yani iphone da youtube u arka planda bırakıcak şekilde bi dinleme opsiyonu yok malesef :/

269 larin ortadaki olani

319 ların ilki

hepsi çirkin ama üçüncü satır ikinci sütun diyorum.

Hepsi çirkin ama lacivert olan siyah olsa aralarında güzel olan o olurdu bence.

Hmmm, belki sayfalara hafif nem uygulayip ortadan yazmaya baslayabilirsin? Nasi nem verirsin sayfalari islatmadan, onu bilemedim.

daha kalın sayfalı defterler kullanabilir yahut da defteri mutfak-banyo gibi nemli alanlarda bırakabilirsiniz. normalde kağıdın nemlenmemesi için özellikle yapmamamız gereken bir öneridir bu.

boyle guzel dertleri olan insanlar kaldi mi ya? demeye geldim :/

Nemle istenilen sonuc alinmaz genel mantigini pecete uzerinden kurabilirsin.pecete,temizlik kagitlari orjinalde pelur kagit gibi ince ve sert kagitlar.bu arkadaslar silindirden gecirilerek kabartilip,desen veriliyor.istediginiz kagidin hafif yipranmasi.dosya kagitlarini tahta gibi bir yuzeyde duz bir metalle -misal et dovucu-hafjf vurarak kabartma ihtimaliniz olabilir,ya da defterin yapraklarini vurabilirsiniz.

Silindir etkisi yaratmak icinde yazici,fotokopi makinesinden kartussuz sekilde kagitlari gecirerek ayni yipranma saglanabilir.

nemlendirmek yumusatmayacagi gibi aksine sertleştirir. bilginiz olsun.
üzerine çay su dökülen defterleri hatırlayın. kabarık ve sert olur kuruyunca, çizgileri de silinmez ama sertleştiği için yamuk yumuk görünür.. .

Soğuktan koruyor. Sadece tayt kötü bi görüntü. O yüzden tayt ve şort giyiyorlar

Bence görüntü kirliliği.

Turkiye'de erkegin tayt giymesi tabu oldugundan organlarinin belli olmamasi icin sort giyiyorlar tayt ustune.

Kosu icin olsa ben de soguktan koruma yuzunden diyebilirdim ama hem spor salonu, hem de basketbol sahasi saglam isitilan kapali alanlar.

Kosu disinda spor yaparken tayt giyen var mi aramizda? Alinmali mi?

kiloluysa bacaklar birbirine sürtmesin diye de olabilir

Basketbol antrenörüyüm.
Net cevap %90 moda. Tabiki üşüyüp giyen dizlik niyetine kullanan vardır (çünkü basketbol zemini düşüp diz üstünde kaydığında çok can acıtır)

Eskiden bu kadar yaygın değildi. nba falan görürdük yine ama türkiye altyapısından bahsediyorum 14 yaşındaki kız takımım bile giyiyor şuan öyle diyim.

Ayrıca tayt giyen erkek için görüntü kirliliği diyen göbekli abilerimiz basenli ablalarımız var :)

Arkadaşlar tabiki tayt herkese yakışmaz ama siz hayatınızda kaç tane kaslı bir erkeğin tayt giydiğini gördünüz? Ben sürekli maruz kalıyorum öyle her tarafları da meydanda değil eğer nike/under armour gibi markaların taytını giyidilerse adamlar zaten erkekler için özel olarak tasarlıyor. Ve gerçekten gözlerimiz bayram ediyor. O yüzden bence önyargıları bir kenara bırakmak ve biraz daha açık fikirli olmak lazım

en onemli nedeni tahrisi engellemesi. moda diye giyen oldugunu hic sanmiyorum.

Moda diye giyen olduğunu sanmıyor musunuz :) 10 yıllık basketbol geçmişim var halen de antrenör olarak devam ediyorum.

Evet herkes moda olduğu için girmiyor ama madem herkes tahriş için kullanıyor o zaman bundan 4-5 yıl önce kimsenin haberi yok muydu bu tayt mevzusundan 1-2 yıldır bu kadar artmış olmasının sebebi tahrişin bir salgın hastalık gibi yayılması mı? :) bence ya modayı çok hafife alıyorsunuz ya da basketbol camiasından haberiniz yok :)

Tayt kasları ve eklemleri "Sıcak" tuttuğu için performansı pozitif etkiliyor, bununla birlikte kasları sıkıştırdığı için dinlenik haldeyken de kasları-sinir sistemini uyarıp harekete daha çabuk adaptasyon sağlamana neden oluyor. Tabii kullananların bu nedenle kullanıp kullanmadığını bilemeyiz ama böyle etkileri var.

nba'de genel görüş baskılı kıyafetlerin kas sakatlarının önüne geçtiği ve iskelet kaslarının titreşimini azalttığı üzerinedir. Kasları sıcak tutar ve bu da onları gerginlikten korur.

Valla yer yer çıldırıyorum görgü kurallarından bihaber tipler yüzünden. Ama çok seviyorum İstanbul'u. Hangi şehre gidersem gideyim, oralar bana unutulmuş bir yer gibi geliyor.

İstanbul için şöyle İngilizce bir yazı görmüştüm ve hak veriyorum:
-You call it chaos, we call it home.

İstanbul'un keyfini süren bir kesim var. O kesimden olma hayali. Şehir çok güzel; ama ufak bir kesim sadece tadını çıkarabiliyor. Belki %5. Milyon dolarlık yalılarda oturmaktan bahsetmiyorum bu arada, yanlış anlaşılmasın. Orta sınıf dahilinde konuşuyorum.

edit: m e b'in dediği yazının tişörtünü giydim yıllarca. Hatta şu anda pijama olarak kullanıyorum. :)

ikinci edit: mesela sopiro en genel anlamda hayal ettiğim tarzda hayatı yaşıyor. O %5 dediğime örnek.

istanbul'da olup da kendi küçük dünyanızı yaratabilirsiniz neticede. Ben iş yerime çok yakın bir yerde oturuyorum mesela, yürüyorum genelde. Haliyle trafik çekmediğimden keşmekeşi pek görmüyorum. Eğlence anlayışım kalabalık mekanlarda eğlenmek falan da değil, o sebeple yorucu bir baskı da hissetmiyorum. İlla trafik çekeceksem, mesela annemi ziyarete falan gidiyorsam (farklı yakalarda yaşıyoruz) saatleri toplu taşımayı rahat kullanacağım zamanlar olarak ayarlıyorum.

Mecburen veya öngörülemeyen bir sebepten dolayı trafiğe falan takılmadığım sürece İstanbul benim için bir kişilik bir şehir.

Seviyoz biliyon mu.

az bir süre kaldım. yaşnmaz değmez. bu şehrimize göç edenler için artık kota sınırlaması gelmeli. oradaki trafikte araç kullanmadım ama bunu yapabilen biri daha her türlü zorluğa katlanır bence. 1 dakikada -ancak- bir kaç cm ileri gidebilen ve dayanabilen gerçekten kendisi için büyük adım atmıştır.

meb +1
ama ayni parayi izmirde kazanabilsem giderim.

anladigim kadariyla mesele "duygusal" her iki manasi itibariyle.

aaa m e b'in dediği yazının tişörtünü g man gibi ben de giyiyorum, daha pijama olmadı:D

birkaç sene önce ankarada okuyup büyüdüğü istanbula hasret bir genç olmanın verdiği gazla o tişörtü giymeye başlamıştım. şimdi koşarak uzaklaşmak istiyorum buradan. çok yorucu bir şehir, resmen yaşlandım

edit: demeyi unutmuşum, beni bu kentte tutan Boğaz'ı değil, başka bir şehirde veya ülkede henüz istediğim gibi bir iş bulamamış olmamdır. Hoş buradaki de istediğim gibi değil ama neyse

fırsatım olsa dakika durmam giderim. iş yok.

Ev iş çok yakın ve merkezi bir ilçede.

Dışarıdan buradaki yaşam şartlarına bakılınca kahrı çekilmiyor gibi gözüküyor.

Burada doğup büyüyüp buradaki şartlara alışınca farklı bir şehirde yaşam eğer belirli bir amacı yoksa sıkıcı geliyor. 3 farklı şehir değiştirip kısa süre önce tekrar döndüm buraya. Küçük şehirlerdeki dinginlik bir süre sonra anlamsız, saçma sapan bir şekilde rahatsız edici oluyor. Alışkanlık, amaçsızlık, kök salmak, iş sorunu gibi şeyler beni şuan için burada tutan.

Evet dışarıdan bakınca kahrı çekilmeyen gibi gözüken şehir bu saydıklarım yüzünden katlanılabilir oluyor ne yazık ki. Bir nevi sigara içmeye benzetiyorum bu durumu. Verdiği zararın farkındasın, içmeye de devam ediyorsun.

Ha bu arada demeden edemeyeceğim ; Kavafis haklı.

Bu şehir arkandan geliyor.

soundcloud.com

gülün de dikeni var :) doğru zamanda doğru yerlere gitmeyi öğreniyorsun zamanla, gezdiğim yerleri kısıtlıyorsun vs derken gayet rahat ve huzurlu olabiliyor.

İstanbul'da beni yoran sadece trafik olması değil. Gereksiz korna, tak diye önüne kıran bir araç. Emniyet şeridinden giden araçlar. Parayla tutulmuş sahte ambulanslar. Bir yerde konferans var diye yollar kapatılınca trafiğin artması. Yeşil yandı mı gereksiz bir gerginlik. Toplu taşımada insanların birbirine davranışları. İnerken de binerken de herkesin insan dışı davranması.

Dikkatle baktığımda çoğu detay umutsuzluğa sevk ediyor. İnsan odaklı bir toplum değiliz maalesef.

istanbulda doğup büyüdüm. İki seçenek var. Ya burada yaşayacağım ya gideceğim. İlkindeyim ve akıl sağlığımı korumaya özen gösteriyorum.

Sopiro'nun dediklerine katılıyorum. Trafiğin çok olduğu saatler -özellikle h.sonu- kaçmayı tercih ediyorum. Bunun yerine öğleye kadar gideceğim yere gitmeye çalışıyorum.

@allegrezi siir cok guzelmis, tesekkur ederim!

@neumann eyvallah! =)

ogrenci olarak bes sene bulundum. istanbul'dan degil ama istanbul'da yasamak fikrinden nefret ediyorum. ankara'ya tasindim. hayatim 180 derece degisti diyebilirim. acik konusayim burasi oraya kiyasla daha renksiz ve tekduze geliyor ama insan gibi yasayabildigim icin sikayetci oldugumu soyleyemem. istanbul'da da bungee jumping yapmiyordum her gun sonucta. ankara'nin gozunu seveyim. buyuk konusmak gibi olmasin ama turkiye'de yasamak zorunda kalacaksam ankara'dan baska yere skseler gitmem. hem buyuk sehir hem de istanbul'un igrencligi, rezilligi yok.

Yoruluyorum, bu strese değmez ama taşınmak istediğim yerlerde arzu ettiğim gibi işler bulamıyorum maalesef.

Kovulmayı bekliyorum.

Stresi, kalabalığı, rezillikleri yadsımıyorum. Sadece bu ortamda bile mutlu olabilmenin yollarını aramaya çalışıyorum. Gitme imkanım olsa giderim. Ama gidemediğime göre işleri kendim için daha da zorlaştırmaya gerek yok diye düşünüyorum. Kaldığım süre boyunca da keşmekeşe en az bulaşarak, sevdiğim mekanlarda sevdiğim insanlarla zaman geçirmeyi sürdüreceğim.

Cla200

maşşallah aralığınız da çok genişmiş....(100-200 :P)

araba alma motor al.

sifir mi olsun illa yoksa iyi markalarin ikinci eli de kabulunuz mu? kac yas yac bin km ye kadar ok ? otomatik manuel? aralik da cok genis.. alti biraz bos bi soru sormussunuz. bide boyle dusmez :p

yaş 22. ikinci el bakıyorum evet. araba almayı hayatımda şimdiye kadar hiç düşünmemiştim. Sürmeyi de bilmiyorum zaten şu an öğrenmeye başladım. aralıkta sorun yok bence. her şey uyduğu sürece 110luk da olur 190lık da.

volvo v40

bmw 4.20.

o zaman sizin yerinizde olsam 2016-2017 c180 coupe bakardim. koyu gri rengini arardim hatta israrla.

O bütçe ve yaşa bmw 4 serisi dışında araba bakma hiç.

imnotsureabout, hocam benim kafamda da o vardı bu aralar :)

2 kapılı öneri yok mu peki hiç?

aklin yolu bir :p
bmw tercih etmis biri olarak yazdim, benim icin uygun degil ama sizin kosullarinizda alacagim tek arac bu olurdu :)

Bu bütçe aralığın varsa iki tane olmazsa olmazın var;

1: sıfır araba al.
2: premium araba al. Audi, merco, bmw.

@brad, bu konuda pek bilgim yok ama neden sıfır araba? temiz kullanılmış ikinci el arasında tam olarak ne fark var? yani daha üst model 2. el almaktansa neden alt model sıfır alayım? bilale anlatır gibi anlatırsanız sevinirim.

@binder dandet 'e katılıyorum ögrenci olup fiyat aralığı gayet iyiymiş

ben çalıştığım halde 25k yı geçemiyorum :) volvo al :)

bütün müteahit çocukları gibi koşa koşa mercedes-bmw alacağına bi porsche al tarzın olsun

www.sahibinden.com

hic kasma dusunme, tam fiyatini bilmiyorumda bmw1 serisinin en dolusunu al kafan rahat etsin satarken de zorlanmazsin

Tabiiki c180

termostat bozulmuş olabilir.

bizimkinde sicak suyla petek isisinin ayari farkli. bu yuzden olabilir mi? yeni karsilastiginiz bi sorunsa ustteki arkadas hakli olabilir.

bizde de ayri. kombi eski ve cikma bir kombi. biz aldigimizdan beridir var sorun.

fisten cekip biraz bekleyin sonra tekrar bi deneyin bakalim

erhan dilsiz iyidir. yalniz kendisine kestirin.

bagdat cd. koz kuruyemis

Aynı yeri önerecektim yukardaki arkadaş yazmış. Koz +10. Başka yere gitme.

Eminönü yeni cami yanındakiler cok taze ve fiyatlar uygun

(bkz: güven kuruyemiş)

birkac aciklamasini dinledim ama kendisini tanimiyorum. tanimadan kimseden nefret edemem. soylemleri eline verilenlerden ibaret zaten.

İnanılmaz itici bir üslubu var. Tüm açıklamaları kendilerinden olmayan herkesten nefret ettiklerini yansıtıyor gibi. Sözcü yapılacak son insanlardan bana göre.

kuvvetimi iktisatli kullanmak namina bu heriflerin hicbiriyle alakadar olmuyorum.

gecen babam dedi, herif tuhaf diye... ben bilmiyorum.

hangisinde bir akıl, vicdan, sevgi, sempati, anlayış emaresi var ki, onda eksik olsun.

taseron degil istirak diye biliyorum

bir arkadaşım çalışıyor orada, işbankasında çalışanların haklarına sahip. öyle bir taşeronluk durumu yok, iştirak firması.

Paşabahçe gibi

kefir demeye geldim

propolis.

Düzenli uyku, spor, para ile satılan şeyler pazarlama taktiği. Omega3 ve imuneks Q10 iyidir.

hiç hasta olmadım diyemem ama d vitamini ve çinkonun bağışıklık güçlendirdiğini duymuştum.

d vitamini.

3 yıldır hiç nezle,grip gibi hastalıklara yakalanmadım. Düzenli spor ve iyi beslenme ve özellikle kaliteli uykunun yanı sıra bahsettiğin şekilde takviye anlamında D Vitamini, Omega3, ev yapımı ya da kaliteli turşunun falan yararını görmüşümdür diye düşünüyorum. Kefiri nadiren tüketiyorum ama çalışmalarla özellikle bağırsak florasını güçlendirme-zenginleştirme anlamında yararı olduğu açık. Son olarak ev yapımı ilikli kemik suyu da tavsiye ederim.

Multivitaminlere genel olarak karşıyım ama 3-4 aydır ZMA kullanıyorum, rahat uyanmamda biraz etkili olduğunu söyleyebilirim.

ediyorum tabii ki. bir ürününü bile alırsam beni siksinler.

boykot konusunda odun vermem. cunku elimden gelen sadece bu.

ediyorum.

protesto degil de unutmak gibi oldu bende. urunleri karsilastirirken pinarin fiyatina bakmiyorum bile. 1/4 fiyatina bile olsa almayacagim nasilsa.

Ilk gunden beri ediyorum pinar kullanan yerlere bile gitmemeye calisiyorum ama gecen kangal sucugunu neredeyse yari fiyatina satiyordu market indirimde aldim bi tane.

kesinlikle almıyorum. watsons'a da gitmiyorum.

Pide +1, tam olarak aynı şekilde düşünüyorum.

Hala ediyorum. Geçenlerde dalgınlık ile süzme peynirini almisim; kasaya doğru giderken fark ettim. Hemen gidip değiştirdim. Bir daha evimize tek bir ürününü sokmam.

Ediyorum, artık marka olarak beynimden silindi zaten

Ediyorum. Haddini öğrendiğinden emin oluncaya kadar devam.

Ediyorum.
Özellikle ediyorum hem de. Ödün vermek yok.

ediyorum ürünlerini almıyorum.

Ediyorum ve asla almıyorum. Alternatifi yoksa o ürünü de almıyorum.

Yesss

Hiç etmedim, hâlâ etmiyorum. Ama Pınar da almıyorum çünkü dibimde Şok var onun günlük sütünü (Mis) içiyorum. O da gerçi 1 ay bozulmuyor nasıl günlük sütse.

Ürünlerini almamaya çalışıyorum ama 2-3 kez aldıktan sonra fark ettiğim ya da o anda daha iyisini bulamadığım için aldığım oldu açıkçası.

ediyorum. sürekli alışveriş yaptığım yerlerde neden hala bunun mallarını getiriyosunuz diye laf söylüyorum.

bi de geçen karabiber alıyodum. baktım bağdat baharat var. lan dedim bunu da boykot ediyoduk. almadım.

turkcell'i kapatmadım ama. diğer tarifelerde sıkıntı yaşarım. yapacak bişi yok.

yıllardır yörsan'ı, sütaş'ı bile protesto ediyorum. haliyle pınar'ı da. bu gidişle süt ürünü tüketemeyeceğim.

hayır etmiyorum yerli üretim her daim desteklenmelidir. boykot bence ırkçı emperyal güçlere karşı olmalıdır.

Ediyorum. Zevkle.

Yörsan ve pınar'a olan nefretim hep taze. Yalnızca Sütaş'a karşı zaafım var.

bu arada eğer marketinizde varsa teksüt tavsiye ederim. gerçekten iyi firma.

adam erzincandan kuruyemiş gönderiyor, antepten baklava gönderiyor. bu tarz markaların ürünlerini tüketmenin gerçekten bir anlamı yok. erzurumdan peynir söylüyorum, şımarasım varsa karstan eski kaşar. hem kendi adamım kazanıyor, hem doğal ürün tüketiyorum. çocuğuma her gün yoğurt mayalatıyorum anneme.

gerek yok. çok acil durumda kalırsam kaşarı falan alıyorum. o da torku mümkünse. k

ediyorum.

eskiden bir numaralı markamdı özellikle süt ve aç bitir salamlarını kullanırdım şimdi almıyorum. trakyada süzülmüş kardeşler, alkanlar, aldoğru gibi yerel markalar var onları kullanıyorum. geri kalanlarda ise sek tercih ediyorum

Evet.

Aç bitir salamını özlüyorum ama inatla almıyorum. Süt ürünleri zaten Sek varken Pınar almıyordum, bakmıyorum bile.

ediyorum. tohumuna para mı saydım sanki...

kesinlikle devam.

bir yada iki kez zorda kaldığım için yoğurt fln aldım, o kadar.

Hala ediyorum. Akıllara kazındı artık Pınar.

Onu, yeşilli bankayı ve Maraşlı dondurmacıyı boykot ediyorum.

ben de bunu kullaniyorum. Turkiyede alabileceginiz en kaliteli balik yaglarindan biri. bir digeri de ocean plus. balik yaglarinda bagimsiz bir denetim yapan ifos’un 5* sertifikasina sahipler. internet sitelerinden urunleri lot numaralarina gore karsilastirabilirsiniz.benim efa’yi tercih etme sebebim ilac gibi tek tek paketlenmis olmasi. boylece oksitlenme minimumda oluyor.

Türkiye'de IFOS onayı olan iki tane marka var: New Life ve Ocean Plus. Alacaksan bu ikisinden birini al. Onun dışında, omega-3 desteği etkilerini hissedebileceğin bir ürün değil, yani kimse ben kullandım memnun kaldım diyemez bunun için.

OCEAN PLUS 1200 MG OMEGA3

Hemp seed, ceviz oneririm

peaky blinders.

better call saul

Dexter
Saul
Uzak ihtimal: narcos

The Mentalist

wire, oz, six feet ve sopranos'un yanına bi de boardwalk empire önerilir hep. henüz bende izlemedim.

Boardwalk empire

dexter ya da sherlock

better call saul +1. oraya yakışacak daha iyi bir dizi düşünemiyorum.

kariyer olanaklari / gelir. diger konulardan girme work life balance falan -)

Amerika ekönöminin bubası de. Avrupa finansı ne ki amariganın yanında de

dostumuz trumpin politikalarina ve saclarina olan guvenimiz tam de. gunde 12 kola ictigi doru muymus onunda bi sorar misin sana zahmet?

www.youtube.com

www.youtube.com

Bunlar değil yine de sağolun

bu?
youtu.be

@imnotsureabout ı ıh ama bu da oldukça güzel teşekkürler :)

Uygundur. Gayet sevimli olur ^^

Gereksiz uzun.

Formal ise happy holidays falan derseniz daha uygun olur.

biraz uzun olmus formale. with i silip merry christmas ya da happy new yeardan birini secseniz daha guzel olur.

Happy Holidays daha uygun. Merry Christmas biraz dini bir ifade. Mail attiginiz insan hristiyan olmayabilir. Happy Holidays bu ay icindeki butun bayramlari ve yilbasini da dahil eden genel bir ifade oldugundan daha uygun olur.

nereli amca ona göre özel bi isim varsa misal olabilir. boun natale misal

hocam bana wish you a happy Christmas time and a happy new year 2018 yazdı. altına da kind regards eklemiş ama

Merry Christmas

Happy Holidays

takmıyorum, parlaklığı mümkün olduğu kadar, rahatsız edene kadar kısıyorum.

astigmat ve miyopim var ve bilgisayar başında takmıyorum.

takiyorum. herhangi bir gozlukcuden alinabilen teflon kaplama gozluk kulaniyorum.

f.lux kullaniyorum. hayat kurtariyor.

Parlaklığı hem bilgisayarda hem telefonda mümkün olduğu kadar kısıyorum. Lens ve gözlük kullanıyorum. Gözlüğü genelde evde kullandığımdan en ucuzunu almıştım.

Takmıyorum

Monitörün parlaklığını düşürüyorum.

kira sozlesmelerine tufe gibi oranlar minimum artisi gostermek icin yaziliyor genellikle. daha fazla artis yapabilirsiniz kiracinizla anlasarak.. enflasyon oraninda yapmayi genelde karsi taraf da normal karsiliyor.

ailem ilgileniyordu daha önce. onlar da sözleşme yapmamış. kafalarına göre anlaşıp yapıyorlarmış. ama çevredeki evlere göre ciddi anlamda düşük. gerçi her yerde böyle oluyor sanırım. yıllardır oturan insanlar daha ucuza oturuyor ama üfe eflasyonu gerçek anlamda yansıtmadığı için sıkıntı oluyor.

maksimum üfe oranında değil miydi? ben en fazla üfe kadar olabilir sanıyordum.

benim de bildiğim en fazla üfe gibi bir oran sınır oluyor kanunen.

anlaşıp ortak noktada buluşmak mantıklı, yenisi gelse ve o fiyata razı olsa bile belki ödemeyecek, sorun çıkaracak vs. riskler var.

evet haklısın o da sıkıntı ama %50 daha ucuz şu anki kira piyasaya göre. ancak çözüm ev sahibinin aleyhine hep. uzun vadede kim oturursa piyasaya göre ciddi anlamda ucuz kalabiliyor.

iste almanya’dan oglum gelecek muhabbeti bu yuzden cikmis zaten :) %50 cok yuksek bi oran.
kiracinizla gorusun durumu, arttirmamakta israr ederse yil sonunda sozlesme yenilemeyeceginizi belirtin.bizim ihtiyacimiz olmadi hic ama illa ki gecerli bi neden gostererek sozlesme yenilememe hakkiniz vardir.

galiba 10 yıla kadar çıkartılamaz diye bir şey vardı. emin değilim tam. olmazsa kardeşim geçebilir. ayrı yerde oturmak istediği için daha kötü bir eve daha fazla kira ödüyor mal :D

bir de bunun bir çözümü yok mu? yeni kiracı gelse bile kira artış oranı belli. ama enflasyonu yansıtmıyor haliyle. bu yüzden 3-5 yıl sonra mutlaka piyasaya göre düşük kalıyor. aslında indirim yapılmış gibi oluyor.

Kira artışı yasal olarak üfe ile sınırlı ama bu sonsuza dek gitmiyor. 5 yılı doldurduktan sonra gerekirse mahkeme kanalıyla emsal değerlere göre yeniden kira tespiti yaptırabilirsiniz. Yani kiracı 5 yıldan sonra piyasa koşullarına göre yapacağınız ayarlamayı kabul etmek zorunda. Ref: Borçlar kanunu 344

"Tarafların yenilenen kira dönemlerinde uygulanacak kira bedeline ilişkin anlaşmaları, bir önceki kira yılında üretici fiyat endeksindeki artış oranını geçmemek koşuluyla geçerlidir."

"yeni kira yılında uygulanacak kira bedeli, hâkim tarafından üretici fiyat endeksindeki artış oranı, kiralananın durumu ve emsal kira bedelleri göz önünde tutularak hakkaniyete uygun biçimde belirlenir."

üfe oranında diyor burada. ama başka yerde o baz alınmaz diyor. o zaman yine bu sınırda yapmak zorunda olmuyor muyuz?

üfe sınırı mantıken doğru aslında. ev sahibi de kafasına göre arttırıp kiracıyı mağdur edemiyor. ama maalesef gerçeği yansıtmıyor bu oran.

Benim şu duyuruma bak: eksiduyu.ru

Bu sene ÜFE yüksek çıkınca bu sefer vicdan diye tutturdu, bu kadar yüksek zam yapılmaz vs. Yine kendi kafasına göre yatırdı kirayı %5 zam ile. Ben de malesef kış dönemi yeni kiracı bulmak zor olur ve sonuçta düzenli yatırıyor diye eyvallah dedim. Benim de aldığım kira çevre emsallere göre çok düşük kaldı.

duyuruna baktım gerçekten zor bir durum. bence zorla üfe'yi. madem yıllarca buna göre zam yaptı bu yıl da devam etsin. yasal sınırsa madem aynı yasal sınır.

üfe'ye baktım bu yıl %13 ama genelde %5 civarında. enflasyon bu kadar değil ama. dolar 1 yıl içinde ciddi oranda arttı. devlet pinpon topuyla enflasyon hesapladığı için haliyle düşük kalıyor.

bunun bir çözümü yok mu? çünkü başka kiracı gelse bile 3-5 yıl sonra yine aynı durum olacak.

uzun vadede sanki evin boş kalması bile daha karlı. en azından bir şeyle uğramamış oluyorsun, masraf çıkmıyor. bizim ev de çevreye göre çok düşük. internetten baktım kiralara yanına bile yaklaşmıyor.

bana da lazim ya eatalyde var galiba ama biraz tuzlu gibi.alternatif bilen eden var midir?
www.zorlucenter.com.tr

Etiler develi yapiyordu bir zamanlar, arayip sorun derim

Doğum günün kutlu olsun, ama emin ol çok güzel yaşlar bunlar. Ne toy, ne ihtiyar.

Doğum gününüz kutlu olsun. 65'ten sonrası yaşlı oluyor. Daha gençsiniz.

Bebişle birlikte mutlu seneler :)

Yeni yasiniz saglikli ve huzurlu gecer umarim ^^ Gencligin zirvesindesiniz bence.

doğum günün kutlu olsun. yaşlanmamışsın, daha var.

Hayat boktan ondandır.

Evet "eşşek kadar insan" diye tabir ettiğimiz yaşa gelmişsiniz ama depresyona girecek bir yaşta da değilsiniz. Mutlu yıllar. :)

sorumluluklar artiyor ve hayat boktanlasiyor +1
ama iyki dogdunuz :))

ya, duyuru'dan bildigim kadariyla sta sanki biraz eve kapanmis biri. biraz sikiliyor sanki. bebegi olmustu, belki kendini birakmistir biraz. diger yandan, akilli bir kadin. yolunu bulur.

mutlu yillar ona!

dgko

Mutlu yıllaaaar!! Olur mu ne yaşlanması! 30'lar insan hayatının en güzel dönemi, tadını çıkarın! Her şeyin dilediğinizce olacağı; şans, sevgi, mutluluk dolu çok çok çok güzel bir yıl dileğiyle!

Ben sizi erkek sanıyordum. :D

sta ne demek?

yaşlanmadın yıllandın

Yaşlandın sta. Ölüme bir adım daha yaklastin. Bebek de zor tabi o da var..
Doğum gunun kutlu olsun ama^^

valla yaşlandım. tek başıma dışarıda içiyorum. o kadar yalnız hissediyorum ki şu anda.

Geride bıraktığın yılı istediğin gibi geçiremediysen doğum günleri sıkıntılı oluyor.

Yeni yaşın kutlu olsun. Mutlu bir yıl geçirmen dileğiyle.

ben to da oldugum mailleri bold ve bordo yapiyorum cc de olduklarimi yesil,ekibe gelenler mavi. boylece baktigim anda yogunlugumu tahmin edebiliyorum.
sizi ilgilendirmeyecek alarm vs varsa onlari farkli klasore atabilirsiniz. bizde cok oluyor.

(düzeltiyorum, verdiğim bağlantı android içinmiş, ios'u algılamamışım kusura bakma)

şunu bi dikkatle dinlemeni tavsiye ederim:

www.youtube.com
www.youtube.com

cok guzel videolar yaren tesekkur ederim. insanda hemen bir not defteri edinme istegi uyandiriyor :)
sirkette toplantilar icin bir ajandam var zaten, kismen yapiyorum bunlari. amma diger yanda hep yanimda nasil tasiyacagim sorunu var. telefon zaten elimize yapisik durumda oldugu icin fazladan birsey tasimamiza gerek kalmiyor. kolayligi nedeniyle vazgecemiyorum :)

@imnotsureabout

barış özcan hem telefonu hem not defterini beraber kullanıyormuş, kendi fikirlerini, tasarımlarını, heyecan duyduğu hayallerini kalemle kağıda yazdığını söylüyor. alışveriş listelerini de telefonunda tutmaya devam ediyormuş :)) sen de böyle yapabilirsin.

işin kötüsü ben yazmayı ve defteri kalemi pek severim, o kadar ki sol elimle yazı yazmaya falan niyetleniyorum.

Normal değil. Yaklaşık 10 saat ekran açık kullanım ömrü olması lazım. Ekran kapalıyken uyuyor. Yedekleme falan yapmıyorsa, sürekli mesaj gelmiyorsa günde %5 bile gitmiyor. Telefonla desteği ara.

bataryayi mi 3 hafta once aldiniz telefonu mu? ben 6 plus icin deji batarya almistim oglen biten batarya simdi yatana kadar bitmiyor.
edit: apple telefonlarin batarya eskidikce yavasladigi ispatlandi artik. telefon yavaslama sorunu olan varsa once pilini degistirsin.

Normal degil.

Benim ilk surumden beri gordugum durum su.her yeni yazilimda eski surum cihazin bataryasi bir onceki yazilima gore daha az gitmeye basliyor.sonra ek bir update cikarip bunu duzelttik diyorlar ama cok degisen bir sey olmuyor.zorla yeni modele yukseltme cabasi.ben mumkun oldugunca cihazi aldigimda yuklu olan yazilimi kullanmaya devam ediyorum.

Anladigim kadariyla telefonunuz ikinci el. Bende aynisi var, 550 cycle mi ne sarj omru, benimkinde su an 700 kusur. 370 tl’ye pili sifirliyor apple, degistirebilirsiniz (garanti disi kabul ediyorlar bu sarj omrunu)

sanki c serisi bulabilirsiniz o fiyata ?
mesela link veremedim mobilden ama
sahibinden ilan no 508689464

kesinlikle superb

Opel diyecektim de vaz geçtim şimdilik :) Superb nedir ne değildir kullanıcılar bir iki şey söyleyebilir mi? Tamam dizayn kasa yapısı güzel. Başka?

Skoda octavia 2014 otomatik onerebilirim

www.youtube.com

www.youtube.com (Bu sahneyle birlikte, evet)

www.youtube.com

fırtınayt

www.youtube.com

www.youtube.com

www.youtube.com

www.youtube.com

www.youtube.com

youtu.be

www.youtube.com
www.youtube.com

youtu.be

youtu.be

Öncelikle düz link verenleri kınıyorum. İnsan sanatçı adını, parça adını yazmaz mı?

Sonra çeşitli örnek vereyim:

Heart - Barracuda: www.youtube.com

Flört - Onun adı Hasan: www.youtube.com

Tennis - I miss that feeling: www.youtube.com

ek: bir süre önce de alttaki şarkıyı loopta dinliyordum

Nino Ferrer - Looking for you: www.youtube.com

www.youtube.com

forest swords - panic
Zola jesus - veka
Algiears - cry of the martyrs
Yeasayer - reagan's skeleton
Ethnquie punch - kızıl çalkarası

Ariel pink ve john maus'un son albümleri.

cenk taner - her şey siyaha giderken www.youtube.com
cenk taner - şimdi biz buyuz www.youtube.com
shamrain - to leave www.youtube.com
rishloo - blitz www.youtube.com
osi - go www.youtube.com

agnes obel - dorian www.youtube.com
G-Eazy x Carnage - Guala www.youtube.com
Melike Şahin - Tutuşmuş Beraber www.youtube.com
Angus and Julia Stone - Draw Your Swords www.youtube.com
Gregory Alan Isakov - If I Go, I'm Going www.youtube.com
Wolf Larsen - If I Be Wrong www.youtube.com
Chet Faker - Love & Feeling Live Sessions www.youtube.com

son zamanlarda çok sık "little big" dinliyorum. acayip sevdim. life in da trash, give me your money, public enemy, big dick, hateful love vs. hepsi çok tatlı şarkılar ahaha. bi' de the weeknd'in false alarm'ına BAYILIYORUM. sadece klibi için bile günde 10-12 kez dinliyorumdur sanırım. onun dışında the weeknd'i tarz olarak sevmem ama, seveyim dedim ı ıh olmadı.

Doğa için çal parçaları fena değil.

Benzer durumlardayız. Ben de 70-80-90 o kadar yoğun dinledim ve millete alıştırdım ki artık gına geldi desem yeridir.

şöyle bi uygulama var mesela dinlediğim belki işini görür; eksisozluk.com

onun dışında amatör stand-up dinliyorum youtube'tan, metin-zeki, nejat uygur tiyatroları falan, iyi gidiyor.

Ben göksel baktagir dinlerim.

merve deniz dinliyorum bu ara iyi gidiyor

tarzina gore secip aksama kadar dinlemelik : www.yesmuzik.com

Spotify free

Saçlarınızın çok kuruması da aşırı yağlanmasına sebep olabilir. Aynı cilt gibi.

Bir ürün tavsiye edemeyeceğim ama uygun nem dengesini sağlamanız gerekiyor.

aynı dertten muzdaribiz hiçbir çaresini bulamadım. sırf bu yüzden kısa kesiyorum artık saçlarımı. napalım. lanet olsun kalıtıma.

bir donem bu sorunu yasamistim davinesin rebalancing urunu vardi bende iae yaramisti. ama donemlikti sanirim benimki belki kendiliginden gecmistir.

Çaresi kisa sac. O da cozum degil de sadece yagi daha cabuk arındırmak icin yıkarken.

yıkamayı her gün yapmak iyi bir çözüm değil.
şampuanladıktan sonra biraz beklemeyi unutma durulamadan önce.
nemlendiricili şampuan kullan yada nemlendirici kullan.
H&S den memnunum mentollüsünü deneyebilirsin
eğer bunlarda çözüm olmuyorsa kızlar pudra ve kuru şampuan kullanıyor her gün yıkamamak için bildiğim kadarıyla

bilemeyiz ki biz. arka plandaki hikayeni dinlemeden burdan bir hekim de olsa fikir vermek istemez sanirim.
devlette bir doktora gidip anlatsan durumu? olan biteni oldugu gibi anlatirsan en dogru yardimi alirsiniz bence.

özele gitmek istemiyorsanız ssk'dan randevu alın. ama yine de mutlaka bir hekime danışın. buradaki hiç bir cevap yaranıza merhem olmaz.

@imnotsureabout

Konu o kadar uzun ki, birkaç özel seans gerekir. O yüzden gitmek istemiyorum başka doktora... çünkü daha önce bunu yaptım, o doktor beni bipolar bozukluk teşhisiyle hastaneye yatırıp 15 gün talip etmek istedi. Kendi doktoruma anlattım durumu, senin bipolarlıkla alakan yok sadece dışa dönük ve vurgulu bi karakterin var, o doktorun kendisi bipolarmış dedi.

Şimdi de sor diyeceksin, artık doktoruma hiç seansa gitmeden sadece arayıp sormaya veya mail atmaya gerçekten hiç yüzüm kalmadı. Mesele bu.

Selam,

Yapabileceğiniz en iyi şey kesinlikle doktora sormaktır. En azından sekreteri var ise ona durumunuzu doktorun bilmedikleriyle beraber anlatıp bir geri dönüş beklemek. Bu tip kimyasalların doktor kontrolünde olması sizin sağlığınız en net çözümdür. Dozajla istediğiniz gibi oynadığınızda yaşattığı geri çekilmeleri siz de biliyorsunuz, bünye sapıtmaya başlıyor.

Çevresinde bu tip ilaçları kullanan, sizin gibi kendi kendine bırakmaya çalışan insanların yaşadıklarına birebir defalarca şahit olan biri olarak söylüyorum. Lütfen çok bilmişlik olarak algılamayın.

Ayrıca doktorunuz da afedersiniz ama tam tuğlaymış. Ne demek "yoo hiç bi zararı olmaz"
Demek ki bir etkisi oluyor.

Muayeneye gitmeden arayarak durumu belirtip tavsiye almak en iyisi. Diğer türlüsü canınızı acıtır daha fazla. Çok geçmiş olsun, umarım en rahat şekilde atlatırsınız.

ya yuzum kalmadi diye bir dusunceyi kabul edemiyorum aslinda. 350 lira vermissin seansina kim bilir kac seans gittin. en azindan mailine cevap verir. buraya yazdigin gibi yazsan bir kelimelik cevap verecek vaktini almis olmayacaksin ki.
bir de sanki baska bir doktora gitmek 3. bir fikir almak iyi olabilir gibi geliyor bana senin surumun icin. sonucta 2 farkli teshis konmus. once teshisin netlesmesi daha iyi olmaz mi?

@imnotsureabout

E üçüncü doktor da başka ilaç yazacak başka teşhis koyarsa bildiğin dalarım ben ona. Öfke kontrolü çok iyi olan biri olarak öfkemi kontrol etmeyiveririm yani. Zaten aşırı güvensizim, hiç kimseye hiçbir şeye güvenemiyorum, iyice zıvanadan çıkmayayım.

Dediğinizi yapayım, doktoruma mail atayım.

O kadar seans gittiğin kişi doz ayarlamaları için de 1 seanslık ücret istiyorsa bırakın gitmeyin zaten. Arayıp sorun.

Direkt olarak "zararı olmaz" demesi doktor hakkında bende şüphe uyandırdı. Citoles kullandığım dönemde doz artırımı yapınca premature ventricular contraction denen bir kalp rahatsızlığına sebep olmuştu bende. zararsızı, beta bloker kullanıca bir haftada düzeldi ama sebep olabiliyor yani böyle şeylere.

@synesthesia

Benim kullandığım kalp ilacı da beta bloker zaten. Yani kalple ilgili sorun ortaya çıkalı 4 seneye yaklaşıyor ve doktorumun hepsinden, bütün ilaçlarımdan ve hastalıklarımdan haberi var. Yani mesnetsiz konuşmadı, yaklaşık 12 yıllık doktorumdur. O anlamda sorun yok.

10 ay önce prozac'ı iki katına çıkardım. bunun sonucunda çarpıntım oldu ve kardiyolojiye gittim dediniz. kalple iligli sorun 4 sene önce çıktı dememişsiniz ki.

Ritim bozukluğu var, 10 ay önce 1.5 dozdan 2'ye çıkmıştı.yan etki mi acaba diye sordum değilmiş, bu tarz bir yan etkisi olmaz demişti. Çarpıntı için sürekli kullandığım bir ilaç olduğu halde çarpıntıya dayanamayıp kalpçiye gidip öyle cevap alınca da doktorum şaşırmıştı. Yani muhtemelen çarpıntının prozacla ilgisi yok ama kalpçi var sanarak başından savdı beni. Çünkü gittiğim yerde doktorları uzmanlığa başlamış doktorlardan seçiyorlarmış, sürekli değişiyormuş doktorlar, sonradan öğrendim. Hiçbir şeye ve hiç kimseye güvenimin kalmaması boşuna değil.

a101 den kiwi marka filtrre kahve makinası aldım aynı bu fiyatlara. gayet memnunum. kağıt filtre ile yapınca gayet yeterli sonuç veriyor.

hiç french press’te kahve içtin mi? ben de biraz önyargılıydım ama şimdi makina kahvesinden daha çok seviyorum fench press’i. iyi ki makina almamışım. belki sen de sevebilirsin diye dedim.

ikeada 20 liraya satılan french press ile harika kahveler yapıyorum. bir artısı da makina kahvesinin hiçbir aşamasına karışamıyorsun ama french press’te sevmediğin bir şeyi değiştirerek kahveyi kendine göre özelleştirebiliyorsun.

peki peki v60 denedin mi? buna da bi bak kenarda dursun.

Mokka cezvesi al dua edersin bana

kahve makinesi pişmanlıktır. termoslu french press candır. pressten öte filtre kahve tanımıyorum.

Babam Migros’tan almıştı buna benzer bişey, 3. Kullanımda bozuldu. Metroda kampanya vardı, iki gün önce delongi filtre kahve makinasını 130 civarına aldım. Aroma özelliği var.

bütçe kısıtlıysa derin bir huni içine kağıt filtreyi koy, kahveyi süz. dripper diye 200 liraya satıyorlar.

bellı bır fıyatın altındakı fıltre kahve makınaları, kahveyı soguk tutuyor, yenı yapıldıgında bıle kaynar kaynar bır kahve ıcmek mumkun degıl, metal aksamlı guclu bır cıhaz olursa daha sıcak ve detaylı tuslarla kahveyı kendı ıstegıne gore yapmak mumkun.
french press de cok sıcak olmaz ama basıt ve hızlı bır sekılde kahveyı elde edersın.
cımbali gıbı profesyonel bır makına olmadıktan sonra evde kahve keyfı beklentısı yuksek olmamalı.
benım favorım mocca pot. bıalettı klasık. cekırdek kahve al, taze oguttur ve mıs gıbı aromayı sıcak bır sekılde ıcebılırsın.

okumaya basladigimda organik kedi satiliyor sandigimi soylemeye geldim sadece.konuyu saptirmak istemem kusura bakmayin.

çok güzel nick demeye geldim bende.. değilmiş meğer..

kedinin adı neydi? diye sormaya geldim ben de.

sorular zor :) ama en azından ikinci ve son soruya cevap vereyim. muhtemelen bu aralar hamile kalmaz. önümüz kış, kediler bu mevsimde hamile kalırlarsa zaten yavrular yaşamaz. dolayısıyla özellikle sokak kedileri mevsime göre hamile kalırlar. martta azıp mayıs-haziran gibi doğurmalarının sebebi de o.

1- Gec olmaz.O tarihler olmasi gerekn tarihler ama hic asi olmamis bir kedide 2 yasindayken asilanabiliyor. ancak asi gormemis kediler asi oncesi parazit tedavisi olmak zorunda kaliyor .
2- Meme uclari belirgin ve pembe ise hamiledir.
3- Karma asi her yil uygulanan bir asi. Acikcasi pek bilgim yok.
4- UNKNOW
5- Hamileyken asi olduysa yavrular oluyor buyuk bir ihtimal.

@kusursuz adi bastet, misir'in kedi tanricasinin ismi

isbankasi kultur yayinlari’nin kitaplari cok guzel

çocuk diyince 0-18 yaş giriyor devreye. kaç yaş aralığından ya da kaç yaş üstü için istiyorsunuz o daha önemli.

@dedim ben sana, küçük çocuklardan bahsediyorum. İlkokul çağı ve okul öncesi dönemdeki çocuklardan.

o zaman redhouse kidz, pearson, mavibulut, günışığı, 1001çiçek, uçanbalık, marsık, yapı kredi, iş bankası, altın kitaplar, tudem, mandolin, abm, hepkitap yayınevlerine bakabilirsiniz. hepsinde birbirinden güzel okul öncesi ve ilkokul çağındaki çocuklar için kitaplar var.

İş bankasına bayılıyorum bu konuda. Yky ve bilgi de çok iyi

www.instagram.com

şu hesabı takip etmenizi öneririm.