Giriş
(1)

şömine uzmanlarından ileri şömine yakma teknikleri dersi rica ediyorum

roket adam
şimdi ayıptır söylemesi yeni yazlıkta güzel bi şömine var evin içinde, havaların soğumasıyla onu dün bi yakayım dedik. malzemelerim çıra, tahta parçaları ve kuru meşe odunu. şömine kapalı camlı tipte. bu işi bilen ve yapan arkadaşlara sorularım olacak:1) ateş yandıktan sonra, arada ortam şenlensin d
şimdi ayıptır söylemesi yeni yazlıkta güzel bi şömine var evin içinde, havaların soğumasıyla onu dün bi yakayım dedik. malzemelerim çıra, tahta parçaları ve kuru meşe odunu. şömine kapalı camlı tipte. bu işi bilen ve yapan arkadaşlara sorularım olacak:

1) ateş yandıktan sonra, arada ortam şenlensin diye içine tahta parçaları atıyorum. bazı kaynaklarda diyor ki bu yanlış, siz nasıl yapıyorsunuz? tahta parçaları sadece ilk alevlenmede mi atılmalıdır?

2) yanan ateş üzerine meşe odunu atılmaz, çabuk tükenir diyorlar, doğru mu? közlenmiş diğer odunların üstüne mi koymam lazım? ben hep önce tahta parçası atıp, şenlendirip sonra meşe odunu attım.

3) ek odun atmak için arada kapağı açınca içerisi duman ve koku oluyor. ne yapmak lazımdır? toptan içini ağzına kadar doldurup bunun camını hiç açmıyor musunuz? yoksa bu ben sürekli tahta parçası attığım için olabilir mi?

4) akşam 7'den gece 3'e kadar tam bir çuval meşe odunu harcadık. tüketim çok yüksek değil mi? tüketimi yavaşlatmak için ne yapmak lazımdır? alttaki hava kanalını kapattım bu arada.

5) bunu söndürmek için ne yapmak lazım? gece yanık bıraktım, bu sefer soba zehirlenmesi anksiyetesi yaşıyorum. camlı şöminenin gece yanık bırakılmasının bir zararı var mıdır? (sonuçta kapalı bir sistem, içeri tütmüyor yani)

6) şömine camının sağ üstünde geri çekilebilen bir düğme var, bunun ne işe yaradığını biliyor musunuz?

7) başka tüyo ve önerileriniz varsa süper olur.

teşekkürler.
0
roket adam
(01.11.20)
kendi evinde şömine işi çok eziyet. Harcadığım odunlara mı üzüleyim, o kadar çabama rağmen istediğim gibi olmayan ateşe mi? En güzeli odunları yerel odun kömür satan bir yerden almak. Bulamazsanız çevrenizdeki fırıncılara odunları nerden aldıklarını sorup öğrenebilirsiniz. O oduncuya derdinizi anlatın. Gelsin sizin evde şömine nasıl yakılır göstersin, öğretsin. Biraz da bahşiş verin oldu bitti.
0
hepbiarayisicinde
(02.11.20)
(2)

Çatal-kaşık-bıçak takımı su lekesi sorunu

prole
Hatrı sayılır bir markanın hiç de ucuz olmayan bir model çkb takımını aldım. İlk kullanım öncesi bulaşık makinesinde eko modda yıkamaya attım. Sonuç aşağıdaki resimlerde görüleceği gibidir. Her birinin üzerinde önce pas lekesi sandım ama su ile ovalayınca lekelerin gittiğini gördüm. Anlaşılan bunlar
Hatrı sayılır bir markanın hiç de ucuz olmayan bir model çkb takımını aldım. İlk kullanım öncesi bulaşık makinesinde eko modda yıkamaya attım. Sonuç aşağıdaki resimlerde görüleceği gibidir. Her birinin üzerinde önce pas lekesi sandım ama su ile ovalayınca lekelerin gittiğini gördüm. Anlaşılan bunlar su lekesi. Ben bu sorundan nasıl kaçınırım?

Not: bulaşık makinesi sorunsuz, yeni. Bulaşık deterjanı da iyi bir deterjan. Sorunların bunlardan olduğunu sanmıyorum.

ibb.co
ibb.co
ibb.co
0
prole
(15.08.20)
su lekesinden kaçmak çok zor.
yalnız benim makinem yeniyken daha çok su lekesi bırakıyordu.
tuzu falan her şeyi var, değil mi?
bunun dışında, bu çatal bıçak takımlarını özellikle misafire kullanmadan önce tüy bırakmayan güzel bir kurulama beziyle parlatılması lazım.
yani makine güzel yıkasa da, 1-2 yerinde su lekesi kalıyor çünkü illa.
0
blatta hiberna
(15.08.20)
yıkamadan sonra su lekesi olmaması için bardaklar ve takımlar tek tek kurulama yapılır. Kurulamaya rağmen bu lekeler oluşuyorsa deterjan ile ilgili bir durum olması yüksek.
0
hepbiarayisicinde
(15.08.20)
(2)

Arabayı sattım bir süre kullanmayacagim parasini

lion de la Turquie
Dolar eur uçuyor. Yine de eur alayım dursun mu?Miktar 135 bin tl
Dolar eur uçuyor. Yine de eur alayım dursun mu?

Miktar 135 bin tl
0
lion de la Turquie
(14.08.20)
on gün önce onaylanan avrupadaki bir iş için 152 bin tllik birikimime euro almam gerekiyor. bir haftadır akla karayı seçiyorum, bir türlü alamadım çok zarar edeceğimi düşünerek. 20 Ağustosta para politikaları kurulu’nun toplantısını bekliyorum. eğer üç beş düzgün sonuç açıklarlarsa kur biraz iner, almaya fırsat olur diye düşünüyorum. Ama 20 Ağustos’a kadar stresli bir bekleyiş içinde olacağım. Ne olacağı hiç belli değil. Damatın açıklamaları dinlemişsinizdir.
0
hepbiarayisicinde
(14.08.20)
Lan aynı durumdayız. Ben de Almanya da çalışmaya başlayacagim. Mesaj atıyorum sözlükten
0
🌸lion de la Turquie
(14.08.20)
(6)

Neden plak?

sacrilegious
İnsanların plak dinlemekten ne zevk aldığını anlamıyorum. Amacım küçümsemek değil. Gerçekten bi insan neden plak dinler? Yani plakla ilgili romantik söylemler değil de somut olarak hangi özelliği sizi tatmin eden?
İnsanların plak dinlemekten ne zevk aldığını anlamıyorum. Amacım küçümsemek değil. Gerçekten bi insan neden plak dinler? Yani plakla ilgili romantik söylemler değil de somut olarak hangi özelliği sizi tatmin eden?
0
sacrilegious
(14.08.20)
Tamamen analog ve tamamen loseless olan başka bir format yok. Elektronik ya da pop falan dinliyorsa anlamsız ama düzgün bir ses sistemiyle dijitaldekinden çok daha iyi camel dinleyebiliyoruz plak sayesinde.
0
plutongezegendegilmi
(14.08.20)
Bana tam da dediğiniz gibi nostaljik ve romantik geliyor. Ama annem muhtemelen gençliğinde aynı cızırtı ile dinlediği için başka anlamlar yüklüyor ve çok seviyor dinlerken.

Mevcut teknoloji içinde bugüne hitap eden bir yanı olduğunu sanmıyorum.
0
dahili meddah
(14.08.20)
bence çabuk tüketilip bir kenara atılabilen bir şey olmadığı için, bir nevi zevk ve alışkanlık etkisi olabilir.
kaset ve cd, plak gibi nostaljik değillerdi, teknolojik ürünler olarak hayatımıza girdi. o yüzden neden kaset? neden cd? sorularını sormuyorsunuz.
aynı soruyu "neden kitap?" diye de sorabilirsiniz, e-book'ların ve internetin hayatımızın bir parçası olmasından sonra kitaplar da fiziksel olarak nostaljik öğeler haline gelmeye başladılar.
0
paradoxical
(14.08.20)
gereksiz romantizm.

plak dinleyenler sanıyor ki o kayıt mikrofondan plağın tracklarına hiçbir işlemden geçmeden ulaştı veya plağı çaldıkça izler mikron mikron azalıp ses değişmiyor. ya da pikap kafasından sonraki analog bloklarda hiç gürültü yok vs. vs. 80lerden sonra satın alınan - üretilen tüm plaklar digital remastered.

şu hi-fi denen olgu tamamen adam yolmak için çıkarılmış bir akımdır. iyi kalite ürün alınabilir tabi ama dediğim adam 3 metre kablonun 1000 dolar edeceğine ve kullandıkça kablonun açılacağına sesin değişeceğine falan inanıyor.
0
orpheus
(14.08.20)
müzikal anlamda bir eğitimim ya da herhangi bir profesyonelliğim yok ama iyi bir dinleyici olduğumu düşünürüm. Ben de sizin gibi bu insanlar plaktan ne keyif alıyorlar cızır cızır hiç hoş değil diye düşünür, plak dinleyenleri gizlice küçümserdim. Plaktan gelen sesin çok temiz ve gerçek olduğunu yıllar yıllar sonra anlayabildim. nasıl ki bir şarkının canlı performansını dinlemek ve albümden dinlemek arasında çok fark vardır, plaktan dinlemek de neredeyse öyledir. Sanki şarkıcı elinde mikrofonuyla salonunuza gelmiş gibidir. Bilmiyorum bu benim şahsi görüşüm. Belki şuan dinlemek için uğraşmayıp, beş altı sene sonra tekrar bi tadına bakmanız gerekebilir.
0
hepbiarayisicinde
(14.08.20)
ben evde rakı masası kurduğumda ortamı tamamlayıcı olarak kullanıyorum. eski 15-20 plak var elimde. Onları 3-4 ayda bir ortam olursa kullanıyorum. onun dışında yeni çıkan şarkıları, albümleri plak olarak almıyorum. kayıpsız ses falan pek işim yok benimki keyif pezevenkliği :D
0
unique hint kumasi
(14.08.20)
(2)

Ankara'da Kadın Kuaförü Tavsiyesi?

sunriseee
Merhabalar,Ankara'da kadın kuaförü konusunda tavsiyelerinizi paylaşabilir misiniz?Teşekkürler.
Merhabalar,

Ankara'da kadın kuaförü konusunda tavsiyelerinizi paylaşabilir misiniz?

Teşekkürler.
0
sunriseee
(09.08.20)
Hoşderede hair lounge mustafa bey
0
photo85
(09.08.20)
Demetevler lalagül kavşağı umut bayan kuaförü levent bey
0
hepbiarayisicinde
(09.08.20)
(7)

Babayla çalışmak

glavina
Var mı aramızda babasıyla birlikte çalışan ? İş ilişkiniz nasıl? İşle ilgili gerginliklerde nasıl davranıyorsunuz? Daha önce babasıyla iş yapanlar yapma etme demişlerdi ancak yapmış bulunduk. İş kaynaklı tartışmaların büyüyüp ailevi ilişkiye zarar vermesinden endişeleniyorum.Ailemle yaşıyorum, gün s
Var mı aramızda babasıyla birlikte çalışan ? İş ilişkiniz nasıl? İşle ilgili gerginliklerde nasıl davranıyorsunuz?
Daha önce babasıyla iş yapanlar yapma etme demişlerdi ancak yapmış bulunduk. İş kaynaklı tartışmaların büyüyüp ailevi ilişkiye zarar vermesinden endişeleniyorum.
Ailemle yaşıyorum, gün sonunda aynı eve giriyoruz.
Siz bu durumları nasıl idare ediyorsunuz?
0
glavina
(07.08.20)
1,5 sene kadar ortak iş yaptık. Hoşuna gidiyodu onun genel olarak, daha çok vakit geçiriyoruz diyordu. Kavga vs ille oluyor ama normal başka konudan da olabilecek şekilde, bir şekilde uzamıyor bitiyor eninde sonunda. Çok büyütmeyeceksiniz anlaşmazlık olduğu zaman. Ben elimi çekiyorum sen komple ilgilen falan diyordu kızınca, siniri yatışınca birlikte devam ediyorduk.
0
benim adim kerim hepinizi severim
(07.08.20)
1,5 sene sonra ne oldu peki? Nasıl sonlandı ortaklık?
0
🌸glavina
(07.08.20)
bi arkadaşım aynı durumda. senelerdir düzelir diye bekliyor. araları açıldı. işi bırakmayı düşünüyor.
0
sttc
(07.08.20)
Babamla ortak çalışıyoruz. Orange Country Choppers'taki baba-oğul gibiyiz. Zaman zaman birbirimizi atölyeden kovduğumuz, restlerin, siktirlerin havada uçuştuğu kavgalar ediyoruz. En şiddetli kavgalardan sonra bile normal tansiyona dönmemiz max 1 gün sürüyor.

Yaşlandı, bazı şeylere kafası basmamaya başladı. Hafızası tekliyor. İdare ederek, taktiksel yaklaşarak kavgaları önlüyorum büyük oranda. Yani aslında benim sorumluluğumda olmayan bir takım şeylerle daha fazla ilgilenmek zorunda kalıyorum. Başkasıyla ortak çalışsam zerre uğraşmam. Nerelerde hata yapabileceğini, neleri gözden kaçırabileceğini önceden tahmin ederek problemleri önlüyorum. Ama iş tartışmaya, kavgaya gelirse hiç eyvallahım olmaz. Profesyonel fikrimden taviz vermem.
0
joker hakki
(08.08.20)
Babamla asla çalışamam. Yabancı biriyle ortak olmaktan farkı yok. İşe, ticarete, paraya bakışınız örtüşüyorsa çalışabilirsiniz. Başka türlü olmaz.
0
dougsampson
(08.08.20)
Bir dönem çalıştık. Karışma durumu söz konusu oluyor haliyle sıkıcı da olabiliyor ama her zaman arkamı topladı. Yanlışlarımı kapattı, beni hep idare etti.

Keşke hep birlikte çalışsaydık :)
0
aynabugusu
(08.08.20)
Ben işi kurdum babam benimle çalışıyor. Baştan aşağı herşey problem. Atsan atılmaz satsan satılmaz. Önce sürekli kontrolüm altında tutmaya çalıştım, neyi nasıl yapması gerektiğini defalarca anlattım. Ama bir kulağından girdi öbüründen çıktı. Çok streslendim. Sonra kendi haline bıraktım. O istediği şekilde çalışınca yapılan iş beni mutlu etmemeye başladı. Senelerdir hayalini kurduğum işi elde ettim ama sağolsun babam içine etti. Gelme artık desem gidecek yeri yok. Oyalanacağı baska bir yer açsam bu sefer oranın da sorumluluğunu ben üstleneceğim, yine stres. Business böyle birşeyi kabul etmez arkadaslar. Babadan eleman olmaz. Patron baba olursa, zaten dışardaki patronların dersini nasıl çekiyorsan babanınkini de çekeceksin lamı cimi yok.
0
hepbiarayisicinde
(09.08.20)
(17)

gerçekten insanlar 90'lar - 2000'lerin ortalarına kadar daha mı mutluydu?

borat
ne zaman 90'lardan eski bir video,reklam,fotoğraf görsem insanlar hep gözüme daha farklı daha mutlu gözüküyor.deniz bile daha farklı geliyor renkleriyle.acaba gerçekten böyle bir düşünce sadece ben de mi var merak ediyorum.belki o dönemler çocukluk zamanım olduğu için böyle bir düşünceye kapılıyor
ne zaman 90'lardan eski bir video,reklam,fotoğraf görsem insanlar hep gözüme daha farklı daha mutlu gözüküyor.deniz bile daha farklı geliyor renkleriyle.acaba gerçekten böyle bir düşünce sadece ben de mi var merak ediyorum.belki o dönemler çocukluk zamanım olduğu için böyle bir düşünceye kapılıyor olabilirim belki bazılarının en zor zamanları bu dönemler olabilir ama gerçekten o zaman 30 yaşında olsam daha mutlu hissederdim gibi geliyor.
0
borat
(31.07.20)
mutluluk değilde insanların dertleri başkaydı

90lar 2000lerde eu'ya girdik girecez kafasındaydık

bugün vize ofisleri bile kapalı.
0
duyurukullanıcısı
(31.07.20)
Evet, ne yazıkki kesinlikle doğru.
Dertler tabiiki vardı ama şimdikilerle kıyaslanınca ne kadar küçük/basitmiş.
İnsanlar daha huzurluydu, major ülke problemleri yoktu, kutuplaşma azdı ya da yoktu. Alım gücü yüksekti. Birbirini sevmeyen insanlar, kitleler bile şu ana nazaran kim biriktirmiyordu. He he diyip geçiliyordu.

Sizin nesil için de avantaj daha erken yurt dışına gitmek olur belki.
0
rewlack
(31.07.20)
Bizim mahallede musluklardan şu akmiyordu, iki günde bir tanker gelirdi. Yollarda asfalt yoktu, çamura bata çıka eve şu taşırdik. Annem geceleri elinde baltayla fare kovalardi. Dertlerimiz daha farklıydı ama daha az değildi. Kesinlikle özlemiyorum o zamanları. Hülya Avşar, İbrahim Tatlıses gibi tipler TV de program yapardı düzenli ya. Ozlenecek bir tarafı yok gerçekten.
0
epistemic_regress
(31.07.20)
Boyle seylerin analizi fotograftan yapilmaz. Ayrica Turk insani mi kastettigin, dunyadan mi bahsediyorsun yoksa?Neyse insandan insana degisir bu, misal cocuklugum kotu gectigi icin o zamanlardan guzel bahsedemem ben. En mutlu oldugum donem 2005 - 2015 arasiydi.
0
bahele
(31.07.20)
Kutuplaşma az değildi bu arada. Madımak katliamından sonra Alevi olduğumuz için komşular bizle selamı sabahı kesmişti. Her gün şehit haberi duyardık TV de.
0
epistemic_regress
(31.07.20)
Çok farklı değildi. Sadece sosyal medya yoktu.
0
pass
(31.07.20)
Sovyetler dağıldıktan sonra ABD tarafından kültürel kanallarla yaratılan umutlu bir dünya havası vardı. Temeli budur, soğuk savaşın son bulması. Tabi ikinci Körfez savaşı ile bu dönem son buldu.
0
eksisozlukokuryazari
(31.07.20)
nerede yaşadığınıza göre değişebilir belki ama genel olarak rewlack+1.

bugünler asla sonradan güzel olarak hatırlanacak zamanlar değil.
her şeyden önce, bugün herhangi bir şeyin ruhu yok.
o zamanlarla şimdinin arasındaki en büyük fark bu.
bu kadar kalitesiz ve avam bir ortam da yoktu, insanlar da öyle değildi.
toplumun seviye olarak nispeten daha düşük olan kesimi de düzgündü.
en azından çoğunluğu böyleydi.
0
blatta hiberna
(31.07.20)
Ben açıkçası bir teraziye koyarsak ilerleme kaydetmediğimizi düşünüyorum.

Sadece yönetici kısmı artık doğrudan seviye düşük kitleye hitap ettikleri için bu kitle daha öne çıkmaya başladı.

Yoksa eskiden de hiç de toplumu yansıtmayan bir kitle öne çıkıyordu. (Mesela bugün eski bir reklam gördüm, bayramda ikram için verilecek likör reklamı) yani gerçek türkiye o da değil bu da değil.

Yoksa kalitesiz ortam o zamanlar da vardı. Kaliteli ortam da o zamanlar vardı.

Eskiden de her gün şehit haberleri gelir, hep aynı mevzular tartışıp dururdu (sadece tartışmayı yöneten kesim görüşü daha farklıydı) şimdi de aynı şey.

Değişen tek şey teknolojinin kolaylaştırdıklarının kattığı ilerlemeler (özellikle altyapı ve ev elektroniği)
0
kindarfil
(31.07.20)
insanlar daha özgürdü, bence güzel zamanlardı, geri gelmesini isterim. ayrıca asfalt, fare, balta falan yoktu, olan yerde yine vardır emin olun. mıcırlı yol suların kesilmesi vs fakirlikle ilgili 90-2000lerle değil.
0
semitika
(31.07.20)
Rewlack +1

Dertler yine vardı ama böyle değildi.
Kalitesiz ortam yine vardı ama kaliteli ortam daha kaliteliydi.
Aynı şey insanlar için de geçerli. Vasatlar, kötüler vs yine vardı tabiiki ama iyi eğitimli, görgülü, nazik, entelektüel açıdan hem nitelik hem nicelik açısından büyük fark var.
Bir de hem sosyal hem ekonomik anlamda birşeyin karşılığını alabiliyordun. Çok çalışınca iyi eğitime ulaşabiliyordun, iş yerinde nispeten daha iyi alıyordun emeğinin karşılığını.

İyileşen şeyler de var ama totale vurunca ve dünyayla kıyaslayınca tam bir fiyasko türkiye için.
0
jimjim
(01.08.20)
Ben buna asla katılmıyorum. Her zaman için bir üçüncü dünya ülkesiydi Türkiye. Bu yaşanan ilüzyon, sadece şu anki boktan vaziyetten dolayı geçmişi yüceltmekten ibaret. Yani Tv'de dansöz oynatılabiliyor diye o dönemleri modern falan sanıyoruz. Halbuki beyaz Torosları, faili meçhulleri, madımak'ı unutuyoruz.

Yoksa sadece 32. Gün arşivini izlemek bile 90'ların matah bir zaman dilimi olmadığını anlamak için yeterli.
0
bir fincan kahve ile film izlemek
(01.08.20)
ayniydi. ekonimi de gene rezildi.
ben her halti hatirliyorum.
bir is yerine 20 tane amele lazimdi mesela. 4 otobus isci gelmisti bizi ise alin diye 4 otobus. adamlar otobus tutmus sirketin onune gelmisti.
rusvet desen girtlaga kadar batmis durumda. hicbir is yapamiyorsun.

devletin hicbir yapisi 1-2 senede bitmiyor. seneden senede hakedis veriliyor devam ettiriliyor 5-10 sene surerdi yapilar.

komsuluklar daha fazla idi. o baska da. bir cacik yok.
0
turbo sadık
(01.08.20)
Teknolojik olarak günümüzle mukayese edilmez ama yaşam biçimi olarak bence daha güzeldi..

Sokaklarda sabahtan akşama kadar misket, gazoz kapağı (biz öyle diyorduk), basketbol, futbol oynar, tüftüfle kağıttan yaptığımız külahları üfleyerek fırlatma gibi envaye çeşit oyun oynar bir de üstüne gece karanlığında saklambaç oynardık. komşuların bahçelere dalardık. Günümüzde bir çocuğun sokakta cep telefonsuz akşama kadar oyun oynaması kafayı yeme sebebidir herhalde ailesi için..

Devlet okullarında gayet kaliteli eğitim verilirdi, özel okul diye bir kavram yoktu (ya da ben çevremden hiç duymadım) anadolu lisesinde, fen lisesinde daha da nitelikli eğitim verilirdi. 19 mayısları, 23 nisanları stadlarda kutlardık.. özellikle 19 mayısa hazırlık süreci çok keyifli olurdu..

Tv'de rahmetli kemal sunalın bol eşşşoleşşek laflı filmleri dönerdi ama ahlakımız bozulmazdı.. vs vs vs..

İnsanın yaşadığı koşullara göre değişir ama ben çok şükür mutlu bir ailede büyüdüm ve çevremde de mutlu insanlar vardı

ben özlüyorum geçmişi
0
Oscar
(01.08.20)
yeni nesil son yirmi seneyi türkiyenin normali zannediyor ama o iş öyle değil. bence en büyük fark insanımızın eskiden cahilliğinin farkında olmasaydı. bilgisizliğini bilir ona göre konuşurdu ya da konuşmazdı. şimdi cahillik prim yapıyor. cahil özgüveni diye birşey oluştu. hadsiz, bilgisiz, cahil yığınlar oluşturdular.
0
hepbiarayisicinde
(01.08.20)
geçmişin daha mutlu gözükmesinin sebebi tamamen psikolojik bence. Her konuda böyledir, sözlük eskiden daha güzeldi, eski müzikler daha iyiydi falan filan, örnekler çoğaltılır. Ülkenin de eskiden daha güzel gözükmesinin birinci sebebi o bence.

Onun dışında bakarsak da bu ülke hiçbir zaman öyle çok güzel bir ülke olmadı. Her zaman ekonomik ve sosyal problemleri olan bir ülkeydi, bundan sonra da öyle olur. hükümet de değişse öyle çok efsane değişimler olacağını sanmıyorum, aynı hukuk problemleri falan devam eder.
0
icerden cikan adam
(01.08.20)
İnsan psikolojisi geçmişi genelde daha pozitif olarak hatırlama egilimindedir. 90li yıllarda da faili meçhul cinayetlerı, madımak olaylarını, uğur mumcuya yapılan suikastlar gibi suikastlari konuşuyordu bu ülke. Ekonomi de öyle ahım şahım değildi. Babam hep 'türkiye hep böyleydi kızım. İnsanlar hep gecim sıkıntısı çekerdi, siyasi gerginlik hep vardı. 70lerin sonlatonda güpegündüz çocuklar yollarda oldurulurdu' der. Bence de öyle. Bu ülkenin hiçbir zaman 'iyi bir dönemi' olmadı.

Egitim vs konusunda da Anadoludaki o kötü şartların 90li yıllarda nasıl olduğunu bilmeden konuşmamak gerek. Kadın cinayetleri, çocuk tecavüzleri yeni artmış gibi konusuluyor mesela hep. Halbuki o zamanlar da aynıydı, insanlar kendi cevrelerinde yoksa haberdar olmuyordu. Şu anin çok daha kötü olduğunu düşünüyoruz zira şu anı yaşıyoruz. Ayrıca şu anda bilgiye çok çabuk erisiyoruz. 90larda bir nebze daha kapalıydı her şey.
0
fraise
(01.08.20)
(4)

Yabancı Bir Dizi Arıyorum

hepbiarayisicinde
Arkadaşlar selam. Yaklaşık bir sene önce ilk bölümünün on dakikasını izlediğim bir diziyi şuan bulamıyorum. Bu konuda yardımınızı bekliyorum. Diziye dair hatırladığım şeylerden birisi ‘distopya’ olması. Bir ajan kalabalık sokakta bir kızı yakalıyor ve sorguya çekiyor. Kızımızın psişik güçleri var. Y
Arkadaşlar selam.
Yaklaşık bir sene önce ilk bölümünün on dakikasını izlediğim bir diziyi şuan bulamıyorum. Bu konuda yardımınızı bekliyorum.

Diziye dair hatırladığım şeylerden birisi ‘distopya’ olması. Bir ajan kalabalık sokakta bir kızı yakalıyor ve sorguya çekiyor. Kızımızın psişik güçleri var. Yanlış anımsamıyorsam karşısındakinin düşüncelerini okuyabiliyor ya da o an orada olmayan birisiyle bağlantı kurabiliyor. Ve yine yanlış hatırlamıyorsam kızın yıldırım çarptıktan sonra oluşan şekillerden izleri var.

Çok kısıtlı bir bilgi verebildim farkındayım ama hatırlayabildiğim detay sadece bu. Şimdiden çok teşekkürler.
0
hepbiarayisicinde
(24.04.20)
The Gifted olabilir: www.imdb.com
0
crown
(24.04.20)
Maalesef değil.
0
🌸hepbiarayisicinde
(24.04.20)
Blindspot ?
0
komando kani var bende
(24.04.20)
Maalesef :’(
0
🌸hepbiarayisicinde
(25.04.20)
(2)

Antikaya düşkün birileri?

hepbiarayisicinde
https://eksiup.com/p/z3365819ck23https://eksiup.com/p/a2365820i5v3https://eksiup.com/p/v5365821bxyiSatmak istiyorum. İlgilenecek birini bulabilir miyiz?Teşekkürler.
eksiup.com
eksiup.com
eksiup.com

Satmak istiyorum. İlgilenecek birini bulabilir miyiz?
Teşekkürler.
0
hepbiarayisicinde
(06.04.20)
semt şehir ülke nere ?
0
kablelvuku
(06.04.20)
Saat samsunda.
0
🌸hepbiarayisicinde
(06.04.20)
(5)

Altın aldım

fobfilm
Ne zaman döviz gibi şeylere yatırım yapsam, yatırım yaptığım birim uzun süreli bir düşüş trendine giriyor ve tekrar eski değerine gelene kadar elimdeki parayı da değerlendiremiyorum. En sonunda düşüş trendinden tekrar aldığım noktaya gelince hemen "lanet olsun" deyip tekrar satıyorum ve sıfıra sıfır
Ne zaman döviz gibi şeylere yatırım yapsam, yatırım yaptığım birim uzun süreli bir düşüş trendine giriyor ve tekrar eski değerine gelene kadar elimdeki parayı da değerlendiremiyorum. En sonunda düşüş trendinden tekrar aldığım noktaya gelince hemen "lanet olsun" deyip tekrar satıyorum ve sıfıra sıfır elde var sıfır noktasında kalıyorum. Bu yüzden mümkün olduğunca yatırım işlerine pek girmemeye çalışıyordum, ta ki bu sürece kadar.

100 yılda bir gelecek insani bir kriz dönemindeyiz ve tr ekonomosi berbat halde. TL hiç güven vermiyor. O yüzden TL birikimimin % 60'ı kadarını 314 tl'den gram altına yatırım yaptım. %40'ı tl olarak günlük faizde ama senelik % 7 gibi olsa da olur olmasa da olur bir oran.

Yatırım işlerinde hep terste kaldığım için bu işlerle haşır neşir olanlara bir sorayım dedim. Çok kötü bir hamle gibi durmuyor değil mi?
0
fobfilm
(20.03.20)
Düşer çıkar demek zor zanaat. Ben de çok terste kaldım dolarda. Şu an yükseldi satmak istiyorum ama güvenemiyorum. Altın ise geçtiğimiz dönemde sadece yükseldi ve bence olaylar bittiğinde dolar sönecek ve altın yükselecek. YTD..
0
Novice
(20.03.20)
İnsanlar nakde dönmek için altın satıyorlar. Güvensizlik altın fiyatlarını düşürdü. Yaptığınızın kötü bir hamle olmadığını düşünüyorum. Avantajlı olacağına inanarak birkaç arkadaşımla beraber benzer hareketi yaptık. Korona dönemi bittiğinde altında yükseliş başlayacaktır diye umuyoruz.
0
hepbiarayisicinde
(20.03.20)
Gram altın/TL 7 yıllık grafiği:

i.hizliresim.com

günlük al/sat yapacak bilgi birikimi ve tecrübeye sahip değilken altın bugün ne olmuş bakayım, yarın ne olmuş, her gün kontrol edeyim kafasına girersen kazanacağın ufak bir para için kendini boşa yıpratmış olursun. bence yapma. altın aldıysan koy kenara unut.
0
nabrukk
(20.03.20)
Ya zaten kimse anlamıyor ki. Büyük başlar dışındakilerin işleri şansa kalmış. Altın, dolar, euro sepet yap. Unut.
0
prizmatik
(20.03.20)
Bugüne kadar aldığın şeyin neden düştüğünü sana anlatayım. Almayı düşündüğün şey yükselirken dikkatini çekiyor. Sen aldığında çoktan yükseliş trendi bitmiş oluyor. Ocak 2019'da 3 parça Dolar aldığımda 5,35 ve 5,45 idi. Eylül'de 5,70-5,75'ken anne babama dedim ki sizin parayı da Dolar yapalım. Babam "Ben 75 yaşıma geldim, o para sizin sayılır, ne istiyorsanız yapın" dedi. Annemse ufak ufak faiz işliyor, kalsın dedi. Halbuki Dolar ani zıplama dönemine gelmişken fırsatın kaçmaması gerektiğini söylesem de istemedi.

2-3 gün önce Dolar 6,45 iken babam annemle salonda konuşurken kulak misafiri oldum. "Hükümet galiba devalüasyon yapacak, sor Boray'a Dolar mı alalım". :D

Halbuki o fırsat kaçtı. Benim gördüğüm (bu arada ben kötü bir yatırımcıyım, uyarayım.) 6,54'de Fibonacci direnci var. Onu geçse 6,75-7,00 anca olur. O riske değmez. Kaybedenlerin büyük çoğunluğu tren duracakken biniyor.

Ben şimdi 2 sene sonra satma hedefli ufak ufak hisse senedi toplayacağım. Onu araştırıyorum.
0
boray eris
(20.03.20)
(3)

Pegasus Açığa Bilet Alma - İptal

boyleseyolmaz
Sevgili Romalılar,Açığa alma koşullarını okudum ancak hemen hemen hiçbir şey anlamadım diyebilirim.Pazar günkü uçuşumu açığa almayı düşünüyorum. Açığa aldığımız zaman sonraki açık bileti nasıl kullanıyoruz tecrübesi olan var mı?not. şikayet sitelerinde herkes pegasusa ağır sövüyor özellikle iptaller
Sevgili Romalılar,

Açığa alma koşullarını okudum ancak hemen hemen hiçbir şey anlamadım diyebilirim.

Pazar günkü uçuşumu açığa almayı düşünüyorum. Açığa aldığımız zaman sonraki açık bileti nasıl kullanıyoruz tecrübesi olan var mı?

not. şikayet sitelerinde herkes pegasusa ağır sövüyor özellikle iptallerde ama açığa almalarda söven de gördüm.
0
boyleseyolmaz
(06.03.20)
Neyi soruyorsunuz ki tam olarak? İlgili tutarı açığa almis oluyorsunuz. Internet adresinden ya da uygulama üzerinden pnr numarasını girip kullaniyorsunuz, fark varsa kalan tutarı ödüyorsunuz. 1 yıl süreniz var.
0
elorelia
(06.03.20)
Abooooooooo!!! Aman diyeyim sakın ha sakın!!! Etme eyleme. Lanet olsun pegasusun biletine de açıpa aldırma koşullarına da. Açığa aldırmak için bilgi öğrenmeye çalışısın bilgi veren yer yok. Saniyesi bilmem kaç liralık müşteri hizmetlerini ararsın bağlanamazsın. Bağlandığın anda hat kesilir. Tekrar inat eder arasın müşteri hizmetlerindeki gerzek yardımcı olmaz. Açığa aldırmak için dünyanın parasını isterler. Ulan zaten kullanmazsam boşa gidecek bari ödeyeyim şu parayı da bir sene içinde yine kullanırız illaki dersin ödemeyi yaparsın. Zaman gelir bileti kullanmak istersin bu sefer senden yine para isterler. Evet yanlış okumadın. Biletini açığa aldırmak için ödeme yapmıştın, açığa aldırdığın bileti kullanmak için de ödeme ister eşşeoğlueşşekler. O yukarıdaki arkadaşın dediği kadar kolay değil bu işler. Fark varsa kalan tutarı ödüyorsun felan hikaye. İndirimli bilet alamazsınız, promosyonlu uçuş alamazsınız fln gibi hikayelerle seni pahalı bilet almak zorunda bırakıyorlar. Her türlü sen double double ücret ödüyorsun. Alma kardeşim. Açığa fln alma. Yansın o bilet. Hatta check in yap ki satamasınlar başka birilerine de. İki atasözü;
astarı yüzünü geçer.
Attığın taş ürküttüğün kurbağaya değmez.
0
hepbiarayisicinde
(07.03.20)
@hepbirarayisicinde başıma bunların geleceğini tahmin ettiğim için sorayım dedim ancak biletin kapanmasına 24 saat kaldığı için bileti açığa aldım. 40 lira aldı sistem. ancak o anda hissettim bi daha bu biletten hayır gelmeyeceğini. şimdi ise keşke iptal etseydim hiç olmazsa üç beş kuruşu geri dönerdi. şimdi dediğin gibi, yok o bileti alamazsın bunu alamazsın hop şu kadar daha öde diyip min. ek bilet ücreti kadar ücret ödettirip anca alabileceğim gibi görünüyor. neyse sağlık olsun. olan oldu.
0
🌸boyleseyolmaz
(07.03.20)
(3)

15 gün sonra yurtdışı görüşmesi

o kadar da degil aga
16-18 mart arası Danimarka'dan İsveç'e geçip bir görüşme yapacağım. Bir akşam Danimarka'da bir akşam da İsveç'te kalmam lazım. Görüşeceğim kişiler orada yaşayanlar. Ertelemeli miyim, yoksa bir şey olmaz yeaa deyip devam etmeli miyim? Görüşme ufak bir salon içerisinde ziyaretçi kabul eden küçük bir f
16-18 mart arası Danimarka'dan İsveç'e geçip bir görüşme yapacağım. Bir akşam Danimarka'da bir akşam da İsveç'te kalmam lazım. Görüşeceğim kişiler orada yaşayanlar. Ertelemeli miyim, yoksa bir şey olmaz yeaa deyip devam etmeli miyim? Görüşme ufak bir salon içerisinde ziyaretçi kabul eden küçük bir fuarımsı.
0
o kadar da degil aga
(03.03.20)
Korona yuzunden mi ? Bence abartma havalimaninsa maske taksan yeter eger oysa derdin
0
kveldulv
(03.03.20)
Kum’a ya da wuhan’a gitmiyorsunuz. Rahat olun.
0
hepbiarayisicinde
(03.03.20)
Biletinizi ücret iadeli alın. İşler 2 haftaya çığrından çıkarsa zaten karşı taraf da iptal edebilir. Ama havayolu firmaları yüksek riskli bölgeler olmadıkça geri ödeme yapmıyorlar (tecrübe edildi, Japonya).
0
kozmosta bir nokta
(03.03.20)
(8)

Şu papuçlardan hangisi

nick bulamadim
Genelde kot ile giyilecek.https://www.derimod.com.tr/siyah-erkek-casual-deri-sneaker-19wfd341218/https://www.derimod.com.tr/siyah-erkek-sneaker-19wfd349026/?integration_size=5637145344&integration_color=5637145339
Genelde kot ile giyilecek.

www.derimod.com.tr


www.derimod.com.tr
0
nick bulamadim
(02.03.20)
İlk link.
0
GoodMorningTeacher
(02.03.20)
birincisi bildiğin mekap örgüt üyesi ayakkabısı.

ikincisi fena sayılmaz.
0
heidi'nin dedesi
(02.03.20)
Aslında ikisi de değil. Ama bir tercih zorunluluğum olsa birincisini seçerdim.
0
silah taciri
(02.03.20)
megalomaniac
(02.03.20)
1
0
somethinginthewayshemoves
(02.03.20)
İkisi de değil. Tercih şartsa 1.
0
hepbiarayisicinde
(02.03.20)
ikinci link
0
sanisma
(02.03.20)
1 derim
0
gazozailacatmauzmani
(02.03.20)
(6)

Temmuz ayında doğacak çocuğa nisan ismini vermek

hoot
soru başlıkta? kötü bir fikir mi? isim olarak çok seviyorum
soru başlıkta? kötü bir fikir mi? isim olarak çok seviyorum
0
hoot
(01.03.20)
Kotu bir fikir degil, ne isim seviyorsaniz koyun bence.

Mesela baskasi da ocakbasi seviyor diye, ille yilbasi ertesini mi denk getirecek?
0
crown
(01.03.20)
Tam tersine nisan ayinda dogacak cocuga nisan adini vermek kotu bir fikir olurdu.
0
kuehles blondes
(02.03.20)
temmuz ismini koysanıza. Tanıdiğım vad Temmuz diye, hastasıyım.
0
velvetmorning
(02.03.20)
Ben eylül, kasım, nisan.. yani ay isimlerini manasız buluyorum. Kulağa hoş geliyor ama o kadar. Bu nedenle hangi ayda olursa olsun nov.
0
somethinginthewayshemoves
(02.03.20)
Nisan diye bir kız arkadaşım vardı. Bence hoş bir isim. Kötü bir fikir değil tabikide.
0
hepbiarayisicinde
(02.03.20)
Biz seni nisanda bekliyorduk geç kaldın dersiniz :D Bence çok kafaya takılacak bi durum değil :)
0
superfluid
(02.03.20)
(9)

Bu adamın saçı kaç numara?

neverletyougodown
1? 2? 3? https://youtu.be/FNpB79lCXc0?t=3
1? 2? 3? youtu.be
0
neverletyougodown
(01.03.20)
bence 3 ama saçı çok sık
0
hoot
(01.03.20)
1-2
0
proletarier aller lander vereinigt euch
(01.03.20)
2 numarayla kesmis ama aradan 1 hafta gecmis yaklasik. Yan faul kisimlari hafif uzamis gibi

Yillardir sacimi 1 numara keserim

Google 2 numara ve 3 numara sac yazip kiyaslayabilirsin
0
bir3iki7
(01.03.20)
@bir3iki7 Google'dan kafam karışıyor zaten hocam, bana 1,2,3 hepsi aynı gibi geliyor?
0
🌸neverletyougodown
(01.03.20)
yukarıdaki arkadaşın dediği gibi değil, 3 numara 9.5 milimetredir. şurada anlatıldığı gibi 3 numara 3/8 inçtir: eksisozluk.com

saçımı bir ara sık sık 3 numaraya vururdum, bence bu daha kısa.
0
nabrukk
(02.03.20)
Öncelikle kafa karışıklığını giderelim.
Saçta 3 numara demek; en kısa saç demek. Elinizi saçınıza attığınızda sadece kökleri hissedersiniz elinize batar. 2 numara saç; 3 numara saçın biraz daha uzunudur. Saç tipine göre değişken olmakla birlikte genelde 3 numara saç 3 hafta sonra 2 numara uzunluğuna ulaşır. Daha da uzadığında 1numara olmuş olur. Makina ucu 1mm demek 1 numara değildir, yanılmayın.
0
hepbiarayisicinde
(02.03.20)
1-2 arasi
0
cooperr
(02.03.20)
2 mm ama bizde öyle güzel durmaz
0
bir soru sorcam
(02.03.20)
@hepbiarayisicinde 3 numara nası en kısa saç ya? 3. şampiyon olur demek gibi bir şey bu
0
🌸neverletyougodown
(02.03.20)
(5)

Argoda babalik

kaiserr76
Bir turk filminde diyalog sirasinda gecti.Argo da babalik ne demek bilen varsa paylasabilir mi Googledan pek bir sonuc alamadim
Bir turk filminde diyalog sirasinda gecti.

Argo da babalik ne demek bilen varsa paylasabilir mi

Googledan pek bir sonuc alamadim
0
kaiserr76
(01.03.20)
yaşlı erkek, baba yerine geçen. analık da var buna benzer.
0
proteus
(01.03.20)
Üvey baba anlamında aslında.
0
Tears of Devil
(01.03.20)
İhtiyar adam demek. Küçümseme iması barındırır.
0
microfiction
(01.03.20)
moruk
0
turbo sadık
(01.03.20)
Yedek, aslının yerini tutmayan, küçümseme iması. Halk dilindeki karşılığı da üvey babadır. Analık-babalık.
0
hepbiarayisicinde
(02.03.20)
(11)

Avrupadaki duyurucular

the end of time
Selam, Salgin sebebiyle diken ustundeyim. Sirket henuz bir onlem almadi, en azindan almanyadaki ofisleri icin. Ise gidip geliyorum, arada bir evden calissam da. Bu hafta tamamen evden mi calissam diye dusunuyorum ancak esim gidip geliyor sonucta. Vitamin ve saglikli beslenmeyle bagisiklik sistemimiz
Selam,

Salgin sebebiyle diken ustundeyim. Sirket henuz bir onlem almadi, en azindan almanyadaki ofisleri icin. Ise gidip geliyorum, arada bir evden calissam da. Bu hafta tamamen evden mi calissam diye dusunuyorum ancak esim gidip geliyor sonucta. Vitamin ve saglikli beslenmeyle bagisiklik sistemimizi guclu tutmaya calisiyoruz ancak kis basindan beri bogaz agrim hic tamamen gecemedi, bu nedenle ekstra korkuyorum.

Neyse size sorum, nasil onlemler aldiniz, yasadiginiz yerlerde durumlar nasil?

Tesekkurler.
0
the end of time
(01.03.20)
ülke çapında kampanya başladı. catch it, bin it, kill it diye.

paranoyaya gerek yok diye düşünüyorum. işe gidip geliyorum. hatta hafta içi 4-5 farklı ofise gidip geliyorum. bir sıkıntı yok.
0
ozdek
(01.03.20)
bugün mutfak lavabosuna koyduğum sıvı sabun bitmişti, yenisini almak için gratis gibi bir markete gittim. nasıl bir panikse sabun kalmamış ya, girişe de "dezenfektanlarımız tükendi, şu markanın bu ürününün de dezenfekte edici olduğunu hatırlatırız" yazmışlar.

neyse sabunu buldum da, sonradan da düşünmeden edemedim bu insanlar şimdiye kadar ne yapıyormuş.
0
ron dennis
(01.03.20)
unalub
(01.03.20)
Onlem yok daha. Bir bakanlikta calisiyorum, yasal bir duzenleme yapilmadi Almanya´da.

Gunde on tane trene, otobuse biniyorum, hem de kronik hastaligi olan biri olarak. Duzenleme gelse de calismasam diye bekliyorum.
0
buf-e kür
(02.03.20)
çalıştığım yerde son dönemlerde kore, çin veya italya’da bulunmuş kişilerin işe gelmesini yasakladılar, 2 hafta eve gönderiyorlar ordan çalışın diye.

genel olarak el sıkışmayın diye telkinde bulundular.

bir de 1000 kişiden kalabalık etkinlikleri (maç, konser vs.) iptal ettiler.

ama dışarıda her şey normal, virüsle alakalı gözle görülen bir değişiklik yok. yer isviçre.
0
ben de
(02.03.20)
El sikma kulturu olan bir firmada calisiyorum. Oyle ki,
40 kisilik toplantida bile herkes herkesle el sikisir veya en azindan yarisiyla. Abartmiyorum.

Yavas yavas etrafa “ellerinizi yikayin, el sikismak sirket kulturumuz ama bu aralar pek el sikismayin” yazilari asmaya basladilar.
Her tuvalette dezenfektan var (hep vardi) ama simdi insanlarin kullandigini goruyorum. 11 ulkede faaliyet gosteriyoruz, italya’daki sirketimizin calisanlariyla mart ortasi toplanti planlanmisti ama skype’a gecirmeyi dusunuyorlar.
Sirkette daha cok “cok abartiliyor” havasi hakim ama italya’daki durum biraz endise ettiriyor.

Marketlerde her sey yerli yerinde, bir sikinti gormedim. Ama yarin kendi kullanimim icin desenfektan alacagim yine de.
Ha bir de cin’e is seyahatleri yasaklandi, tatilde oralardan donenler 2 hafta evden calisacaklar, oyle gelecekler. Italya icin bir sey var mi bilmiyorum su anda.
0
kuehles blondes
(02.03.20)
Limanına haftada iki cruise gemisi yanaşan, en büyük geçim kaynağı turizm olan Madeira Adası’ndan selamlar. Burada değişen hiçbir şey yok.
Ellerimi biraz daha sık sabunlamaya başladım. Vücut direncimi artırmak için limon sarımsak bal vs babaanne tariflerini tüketiyorum. Sıcak havalarda virüs etkili olmuyor diyorlar, bilemiyorum. Bekliyoruz bakalım.
0
hepbiarayisicinde
(02.03.20)
Hollanda’da dunyanin her yerinden insanin ofisimize geldigi bir sirkette calisiyorum. Kapiya duyuru astilar, su listedeki ulkelerde son 30 gundur bulunduysaniz bildirmekle yukumlusunuz ve iceri alinmayacaksiniz diyor.
Sirket seyahatlerinde de onumuzdeki 3 ay icin yeni seyahat planlamayin dediler. Biz ana ofis oldugumuz icin cok gitmiyoruz ama gelen cok, varolan seyahatleri de video konferans’a cevirmeye calisiyoruz herkesi dusunerekten.
Tum mutfaklara tuvaletlere pürel gibi seyler koyuldu.

Sahsi olarak da tuzlu suyla gargara ve burun temizligi, bol el yikama harici bir sey yapmiyorum.
Nisan ayinda Istanbul’a gidecektim tatil icin, onu muhtemelen iptal ederim.
0
mocha
(02.03.20)
Burada henüz 3-5 kişiye teşhis konuldu. Son teşhis konulan kişinin kullandığı bütün metro ağını dezenfekte ettiler.

Şirkette herhangi bir duyuru yok ama Berlin ve Madrid ofislerinden buraya gelip gidenlerin sayısını azaltacaklar.

Ben el temizliği konusunda pimpirikli olduğumdan başka bir şey yapmadım henüz.

Beni asıl endişelendiren 1-2 hafta içinde Türkiye'ye gidecek olmam.
0
bruce mclaren
(02.03.20)
Almanya'da NRW'de Almanlar marketleri bosaltmaya basladi.Buyuk marketlerde belli urunler bulunmuyor.Turkler her zamanki gibi dur bakalim ne olacak kafasinda.Yakin gelecekte Turkiye ile ucuslarin durdurulabilecegi konusunda endiselerim var.
0
turkuaz
(02.03.20)
bizim de 14unde turkiyeye gitme planimiz var 1 haftaligina, gitmesek mi diye dusunuyoruz su asamada.

bugun sirketten mail geldi yine, daha once italya, iran ve cin'e/den olan seyahatleri iptal etmislerdi. bugun mart ayi boyunca butun seyahatleri iptal edip, endiseniz varsa evden calisin diye mail attilar.

hayirlisi.
0
🌸the end of time
(02.03.20)
(10)

Çiğ fıstık

nick bulamadim
Vücut geliştirme için fındık falan yerine çiğ fıstık yesek olur mu? Kilosu 15 liraya falan gördüm.
Vücut geliştirme için fındık falan yerine çiğ fıstık yesek olur mu? Kilosu 15 liraya falan gördüm.
0
nick bulamadim
(01.03.20)
biber falan yerine domates yesek olur mu gibi bir soru bu.
0
diffarentiationation
(01.03.20)
Yer fistigindan bahsediyosan;

100 graminda 25-30 gr protein var. Doymamis yag acisindan da zengin.

Abartmadan ara ogunlerde yenebilir. Bi zararini gormedim ben simdiye kadar
0
bir3iki7
(01.03.20)
Çiğ olması kafamı karıştırdı. Fındık gibi bir işlem yapmadan yenir yani di mi? Ya da tadı yenilemeyecek gibi değildir.
0
🌸nick bulamadim
(01.03.20)
Çiğ fıstığı dediğin kabuklu yer fıstığı mı? Ayıklaması da kolay yemesi de güzeldir. Çiğ tavuk muaemelesi yapılmış gibi swh
0
goodz
(01.03.20)
Çok aşırı tüketmemekte fayda var. Yetiştirme ve saklama koşullarına göre yerfıstıklarında aflatoksin denilen kanserojen bir madde bulunabiliyor, ve Türkiye'de üretilen fıstıklarda bunun ne kadar denetimi yapılıyor, bilmiyorum.
0
Haldamir
(01.03.20)
Diğerlerinde yok mu? Fındık, badem vs.
0
🌸nick bulamadim
(01.03.20)
protein oranı yüksek olsa da yağ da içeriyor ayrıca hazır fıstık ezmeleri var şekersiz olanlar, onlar daha kolay oluyor yeme açısından.
0
kararsızataletfilozofu
(01.03.20)
Yok amacım kilo almak. Kalorisi yüksek diye yicem. Fındık alıyordum ama fıstıktan 4 kat daha pahalı.
0
🌸nick bulamadim
(01.03.20)
Sürülebilir yer fısıtığı satıyorlar marketlerde. Onu evde yapmak için çiğ olanını kullanıyorsun. Yotubeda tarifleri var. Eğer kıvamını tutturursan hem ucuz hem sağlıklı. Ben sürekli o şekilde tületiyorum. Hazırlaması da basit.
0
hepbiarayisicinde
(02.03.20)
Sürmeden direkt yenir di mi? Tadı nasıl?
0
🌸nick bulamadim
(02.03.20)
(7)

İngilizce üzerine YouTube kanalları

whyamy
Gramer içerikli değil de daha çok aksan, speaking stratejileri, genelde "words native English speakers never say" tarzı videolar paylaşan kanallar arıyorum. Tercihen Amerikan İngilizcesi olmasını bekliyorum ama başka aksanlar da olabilir. :)
Gramer içerikli değil de daha çok aksan, speaking stratejileri, genelde "words native English speakers never say" tarzı videolar paylaşan kanallar arıyorum. Tercihen Amerikan İngilizcesi olmasını bekliyorum ama başka aksanlar da olabilir. :)
0
whyamy
(01.03.20)
Speak English With Vanessa kanalını severim tatlıdır.
0
pegi
(01.03.20)
engvid.com
youtube/engvid

+takipp
0
debian
(01.03.20)
Speak English With Tiffani.
Gülüşü çok içten hoş bir ebony hanım. İzlemesi de dinlemesi de keyifli.
0
hepbiarayisicinde
(01.03.20)
ingiliz için www.youtube.com
0
veri
(01.03.20)
Etkili Pratik İngilizce www.youtube.com
0
kaset
(01.03.20)
English with Tom'a girin youtube'dan

Tom'a ve yanında çıkan diğer önerileri de takip edin.

Yukarıda yazıldığı gibi engvid.com iyi bir kanaldır. Zaten Tom da oranın eski bir çalışanı (ya da ben öyle biliyorum).
0
leo1905
(01.03.20)
freebird5406_2
(01.03.20)
(9)

Bu şartlarda yurt dışına göçme şansımız var mı? Bizi kim alır?

jacque
Ben: 29 yaşındayım. Gazetecilik lisans ve yüksek lisans mezunuyum. 3 yıl iş tecrübem var ama 2 yılı SGK'da kayıtlı. Medya, iletişim, müşteri/misafir ilişkileri alanlarında tecrübelerim var. İleri seviye İngilizce biliyorum. Maksimum 50 bin lira sermayeye çıkabilirim.Nişanlım: 29 yaşında. İnşaat mühe
Ben: 29 yaşındayım. Gazetecilik lisans ve yüksek lisans mezunuyum. 3 yıl iş tecrübem var ama 2 yılı SGK'da kayıtlı. Medya, iletişim, müşteri/misafir ilişkileri alanlarında tecrübelerim var. İleri seviye İngilizce biliyorum. Maksimum 50 bin lira sermayeye çıkabilirim.

Nişanlım: 29 yaşında. İnşaat mühendisliği lisans mezunu. İşini hiç yapmadı, yalnızca 6 aylık bir stajı var. 10 senedir araba alım-satım, kiralama işleri yapıyor. Sanayide kaporta-boya-mekanik dükkanları var. Araba işlerinden çok iyi anlıyor. İngilizcesi orta seviyede ama çabuk öğrenir. 250 bin lira sermayesi var.

Yok mu hiç şans? :(
0
jacque
(28.02.20)
ikiniz de garsonluk yapmaktan çekinmeyecekseniz, avustralya öğrenci vizesine başvurun.
0
valkin rockefeller
(28.02.20)
mart ayı itibari ile almanya tekrar işçi alacakmış.

nitelikli eleman arıyorlar ve bazı branşlarda eğitimin ne olduğunu göz ardı ediyorlarmış. bilmem işinize yarar mı, bir bakınız.
0
biseysorcaktim
(28.02.20)
Dışarı gitmek istediğinize emin misiniz?
Artılarını eksilerini konuştunuz mu?
Göçmek kolay değildir. göçeriz ya diye düşünüp oturum alan iki arkadaşım göçemedi misal. bir yılda ödediği kirayı burada bir ayda vermek ağır geldi bünyesine. ülkesinde krallar gibi yaşıyorken burada sokak hayvanlarının bir üstünde hintlilerin bir altında olmak kendisine baya bir koydu misal.

Sermayesiz olarak green card, sermayeniz olduğu için ankara anlaşması önerebilirim. araba alım satım konusunda bir iş kurabilirsiniz. fakat bütün sermayenizi kaybedebilirsiniz de.

şans sormuşsunuz yani şans var. ama macera olarak bakmayın. zorluklarını düşünerek karar verin.

örneğin 1 ay sonra hayatınızı 2 bavula sığdırıp göçebilir misiniz? çoğu insan bunu yapamıyor.
0
ozdek
(28.02.20)
önce biraz motivasyonunuzu ve inancınızı arttırıp ilgilenmek gibi duruyor.

sonra da ielts gibi sınavlarla ingilizce seviyenizi kanıtlayıp kanada avusturalya gibi ülkelere başvurmak. ya da irlanda-avusturalyada hem çalışıp hem de dil eğitim almak.
0
redeath
(28.02.20)
nişanlın ingiltere'de ankara anlaşması'yla araba kiralama şirketi açsın. ama elinizi çabuk tutmalısınız. sene sonuna kadar vaktiniz var. tabi bir de evlenmeniz gerekiyor. bu arada ankara anlaşması'ndan yararlanmak çok da kolay değil, proje sunup iş planı falan çıkarıyorsun. çalışmak lazım.

ya da bu parayla dilediğiniz bir ülkeye eğitim almaya gidin. iş de bulursanız orada kalırsınız.
0
sir gawain
(28.02.20)
nişanlına destek ol, evlilik sürecinde ümüğünü sömürme. sermayesini büyütsün. piyasa düzelince inşaat da yapabilir.

senin altına da bi mercedes çeker o zaman. o zaman da nereye tatile gitsem diye düşünürsün yurtdışına.
0
kveldulv
(28.02.20)
Yurtdışında şu anki işini yapabilse para kazanır. Zengin ülkelerde akü değiştirme, lastik sökme takma tamir etme, silecek yağ su değiştirme bile iyi para kazandırıyor. Ama bu işi orada nasıl açar, nasıl izin alır bilemiyorum. Ankara Antlaşması falan araştırsın biraz.
0
rosencruz
(28.02.20)
Eşiniz üzerinden Ankara Anlaşması ile araba üzerine başvurabilirsiniz. Yalnız İngiltere'de eşiniz kendi işini yapmak zorunda. Ona göre buradaki piyasayı araştırın ve iş planı yapın. Siz de evlenirseniz tam çalışma izni alacaksınız.
0
kaset
(28.02.20)
Önemli nokta Ab’ye gelmeniz değil, burada ne yapabileceksiniz, nasıl bir gelecek kurabilirsiniz.? Biz risk alıp kendi işimizi kurabiliriz diyorsanız; Portekiz en kolay seçenek.
0
hepbiarayisicinde
(28.02.20)
(3)

Avukatlara ve bilenlere soru (TR oturma izni)

i ve been mistreated
MerhabaAirbnb yaparken evimde 10 gün misafir ettiğim yabancı biri beni birkaç ay sonra arayıp türkiye'de türkçe kursuna gelmeyi düşündüğünü, bende uzun süre kalmak istediğini, ona oturma izni için ev sahibi olarak referans olup olamayacağımı sordu. kira kontratı ya da ev sahibi referansıyla oturm
Merhaba

Airbnb yaparken evimde 10 gün misafir ettiğim yabancı biri beni birkaç ay sonra arayıp türkiye'de türkçe kursuna gelmeyi düşündüğünü, bende uzun süre kalmak istediğini, ona oturma izni için ev sahibi olarak referans olup olamayacağımı sordu. kira kontratı ya da ev sahibi referansıyla oturma izni (ikamet diyor o) alınabiliyormuş. ben ev değil oda kiralıyorum bu arada. ben bu kişiyi pek tanımıyorum, sadece ilk bakışta iyi birine benzediğini düşündüm. en kötü senaryoyu düşünürsek, evimde kalan bu kişinin yasa dışı bir iş yapması durumunda benim başıma gelecek şey ne olur? İkamet için referans olmak bana kötü bir senaryoda ne kaybettirir? teşekkürler.
0
i ve been mistreated
(20.02.20)
Yabancı birinde prosedür nasıldır bilmiyorum ama ikameti sizin evinizde olan birinin bankaya borcu olursa sizi rahatsız ederler, uğraştırırlar.
0
hepbiarayisicinde
(21.02.20)
Referans olma olayı nedir, söyleyeyim. (Çok haşır neşir oldum bu olaylarla, araştırma yaparak bir bilgim var.)
İkamet izni almak da şöyle bir kolaylık var, açık gibi de düşünülebilir.
Eğer bir yabancı uyruklu, TR'de ikamet izni almak istiyorsa, kalışını ispatlaması için 3 yöntem var.
1. Kira sözleşmesi veya yurt dekontu.
2. Ev tapusu
3. Taahhütname.

Taahhütname burada önemli bir açık, neden mi?
Notere gidiyorsun, diyorsun ki ben bir yabancı uyruklu taahhütname belgesi almak istiyorum. Noter pasaport bilgilerini istiyor. Sonrasında taahhütnamede "barınma(bulunduğun ikamet), yiyecek ve içecek vs" her şeyi senin üstlendiğini belirtiyorsun, noter huzurunda.
sonra senin sabıka kaydın, tc kimlik kartı fotokopin ve ikametgah bilgilerini ekleyip veriyorsun ve hem barınma hem de kalmaya yeterli para için gerekli banka bilgilerini vermesine gerek kalmıyor. böylelikle kolaylıkla alabiliyor.
ha, güvenebileceğin biriyse yap.
bence o arkadaş bu dediğimi yapmanı istemiş. diğer türlü kira kontratı, hesabında belli para vs. bu tarz şeylerle uğraşmamış olacak.

edit: ayrıca, eğer sınır dışı edilirse de, uçak biletlerini senin karşılayacağın belirtilmekte taahhütnamede.
0
finduilas
(21.02.20)
valla yorumum tartışmaya girecek ama @finduilas'ın yazdıklarının bence detay olarak bir önemi yok. Kişinin gerekli çabayı harcamayıp başkasından birşey isteme işine çok alışkınız. Bizimki gibi toplumlarda da böyle işlere inanan çok oluyor. Biraz Batı'daki bencillik lazım. Her olgun insan resmi prosedürlere bağlı işlerini halledebiliyor, "rica" ve "yardım" kısmı işte bunlara girmeden işin kolayı. İnsanların da iyi niyetlerinden ve "hayır" diyememelerinden yararlanıyorlar. Kısaca detaylar ne olursa olsun böyle şeylere baştan karşı çıkmanın öğrenilmesi, neden göstermeksizin "hayır" demenin normal ve olgun bir insan davranışı olduğunun bilinmesini diliyorum. Hayır yani bir sürü yabancı arkadaşım var İstanbul'da, biri de gelip benden şöyle birşey istemedi.
0
kaset
(21.02.20)
(8)

Orijinal ve çarpıcı hikayeler yazmak için "çok okumak" dışında ne yapılır?

levent bilgen
sb.
sb.
0
levent bilgen
(15.02.20)
Gözlemci olmak, insanları ve insanların olaylara verdiği tepkileri gözlemlemek. Algısı açık olmak, yolda yürürken sadece yürümemek, çevreyi farketmek. Seyahat etmek hem de bol bol. Son olarak da yalnız kalmak. Seçilmiş bir yalnızlık olması önemli aks insanı depresyona sürükler ki yazan insanların çoğunun derdi böye böyle başlıyor.
0
irene
(15.02.20)
Storytelling sanatına dair bir sürü kaynak var. Udemy'de olsun diğer self learning sitelerinde olsun. Kitaplar var. Oralardan hem teknik geliştirmek için nerelere başvurabileceğinizi hem de püf noktaları öğrenebilirsiniz diye düşünüyorum.
0
eatpraylaw
(15.02.20)
gezmek...
0
turbo sadık
(15.02.20)
Edebiyat Atölyeleri'ne katılın. Bilgi, İthaki, Gümüşlük akademis gibi.
0
kaset
(15.02.20)
Bence sondan yazmaya başlamak. Önce finali belirleyip girişi buna göre şekillendirmek.
0
parrot
(16.02.20)
yaşamak.
her türlü deneyime açık olup, her şeyi deneyimlemek.
0
tabudeviren
(16.02.20)
orijnallik icin okumamak hatta hic okumamak gerekiyor.
0
Leonardo~Da~Vinci
(16.02.20)
Yazmak gerekir üstadım. Sonra belki içinize sinen bir yazı yazmış olursunuz belki.
0
hepbiarayisicinde
(16.02.20)
(6)

Yurtdışına gitmek salaklık mı?

mg3929
2 yıl önce mezun oldum, özel sektörde çok garanti ama biraz sıkıcı bulduğum bir işte ortalama 6k maaşla çalışıyorum. Yılda ortalama 250-300 saat fazla mesai yaptığım bir iş. İşe başlarken amacım para biriktirip yüksek lisansa gitmekti Avrupa'ya. Şimdi gerekli parayı biriktirdim ama motivasyonum sıfı
2 yıl önce mezun oldum, özel sektörde çok garanti ama biraz sıkıcı bulduğum bir işte ortalama 6k maaşla çalışıyorum. Yılda ortalama 250-300 saat fazla mesai yaptığım bir iş. İşe başlarken amacım para biriktirip yüksek lisansa gitmekti Avrupa'ya. Şimdi gerekli parayı biriktirdim ama motivasyonum sıfırlandı neredeyse. Çok istediğim bir şeydi ama maalesef garanti işe ve ayın birinden birine maaş almaya çok alıştım. Yaş 25. 26 olacağım birkaç ay sonra. Son birkaç haftadır da baya depresifim, bunalıyorum.

Şimdi ben işi gücü boş verip gidiyim mi yüksek lisansa? Döndüğümde bana ne katacak bilmiyorum, burada rahata alıştıktan sonra öğrenci hayatına adapte olabilir miyim tekrar onu da bilmiyorum. İki senede kenara attığım üç kuruş parayı ve önümüzdeki 2 yılımı da boş beleş harcamak istemiyorum. Gitmeyi düşündüğüm okul baya iyi bir okul, oradan sonra başka kapılar da açılabilir ama risk alma yetimi kaybettim sanırım.

Sizce ne yapayım? Yarından tezi yok çalışmalara başlayıp birkaç aya gideyim mi? Yoksa oturduğum yerde oturayım mı? Hayatımı çok boşa geçirmiş gibi hissediyorum son 2 senedir. İlerde de gitmezsem hep aklımın bir köşesinde kalacak gibi geliyor
0
mg3929
(15.02.20)
salaklık değil. paraya itiyacın yoksa (kendinden başkasına karşı sorumluluğun yoksa) git, kaç kendini kurtar. yaş ilerledikçe daha zor oluyor konfor alanından çıkmak.
0
pati
(15.02.20)
konfor alanı tuzağına düşmüşsün, bence git, yoksa bu ruh haline alışırsın ve böyle gider. sadece yurtdışı için değil, ileride başka şeyleri de kovalamazsın.
0
makinelere tapan adam
(15.02.20)
temel düzeyde almancan varsa 1 mart 2020 den itibaren süper ötesi bir fırsat var
almanya 1 mart 2020 yazıp google'la istersen
0
boo
(15.02.20)
Git.
0
faati
(16.02.20)
neden "dönünce bana ne katacak" diye sıg bir fikire kapılıyorsun ki. aklın varsa dönme. dönmemek için çabala.
0
paudi
(16.02.20)
Sen buralara gelemezsin aslanım. Bu uyuşuklukla, bu isteksizlikle, bu sorumsuzlukla, bu heyecansızlıkla seni buralar harcar. Yeni hayatlar yeni maceralar sana göre değil. Boşver.
0
hepbiarayisicinde
(16.02.20)
(3)

İspanya Vize

oku oku yazar ol
Selamlar, 19 şubat için randevu aldım İzmir'den turistik amaçlı.11 - 16 Mart arası için başvuru yapıcam bileti de almıştım geçen ay. Süre konusunda sıkıntı yaşar mıyım yetişir mi yoksa biletler patlar mı elimde? Turizm şirketi yapacak başvuruyu yetişmeyebilir dedi ama emin olamadım yakın zamanda yap
Selamlar, 19 şubat için randevu aldım İzmir'den turistik amaçlı.
11 - 16 Mart arası için başvuru yapıcam bileti de almıştım geçen ay. Süre konusunda sıkıntı yaşar mıyım yetişir mi yoksa biletler patlar mı elimde? Turizm şirketi yapacak başvuruyu yetişmeyebilir dedi ama emin olamadım yakın zamanda yapmış olan var mı?
0
oku oku yazar ol
(15.02.20)
Fransa 3 günde veriyor. İspanyanın da çok farklı olacağını sanmıyorum.
0
izninizolursatahtinizatalibim
(15.02.20)
Geçen hafta idata’dan yaptım çarşamba sabah italya’ya yaptım, perşembe öğlen 3 de gelin alın mesajı geldi. 21inde uçuşum

Hayli hayli yetişir bence
0
tuborg yesili
(15.02.20)
Yetişir. Umarım olumlu sonuçlanır.
0
hepbiarayisicinde
(16.02.20)
(9)

garip bir his ve kafadaki hiç dinmeyen o ses.

umutlarivarolankisi
merhaba hepinize.sporunu yapan, iyi beslenmeye çalışan birisiyim. son 10 gündür-halsizlik, -yorgunluk( hani bugün çok ayakta durdum çok yorgunum demek gibi değil. bayağı sandalyede bile oturtamayacak cinsten bir yorgunluk) 8 saatlik bir uykudan sonra uyandığımda aynı yorgunluğu çekmeye devem ediyor
merhaba hepinize.
sporunu yapan, iyi beslenmeye çalışan birisiyim. son 10 gündür

-halsizlik,
-yorgunluk( hani bugün çok ayakta durdum çok yorgunum demek gibi değil. bayağı sandalyede bile oturtamayacak cinsten bir yorgunluk) 8 saatlik bir uykudan sonra uyandığımda aynı yorgunluğu çekmeye devem ediyorum.
-kafada hiç dinmeyen, ince bir ses. (televizyonu kapatırsınız da ekran gider ama bir ses kamaya devam eder. aynen o)

Gittim kan testi yaptılar acilde. Doktor Herhangi bir sorun gözükmediğini, ama problemin böylesi basit bir kan testi ile belirlenemeyeceğini; tiroit başta olmak üzere diğer bir kaç testi yaptırmam gerektiğini belirtip yolladı.

diyeceksiniz ki e ne duruyorsun, yaptırsana.
yurt dışındayım, sağlık sigortam yalnızca acil durumları kabul ediyor. Türkiye’de de yakın zamanda bir işim yok ama sırf bunun için dersleri, sınavları bırakıp dönmeyi düşünmeye başladım. Sizce ne yapmalı doktor arkadaşlar? Endişeleniyorum bir şey çıkar ve ben geç kaldıysam diye.

Sevgilerle,
0
umutlarivarolankisi
(15.02.20)
Kafada ses demişsin bu tinnitus olabilir. Araştır derim.
0
Sonsuzluk ve Bir Gün
(15.02.20)
@sonsuzluk.. daha dün okudum, herhangi bir tedavisi yok diyorlar.
halsizlik ve şu ağır yorgunluk da eklenince çekilmez oluyor. soru hala güncel arkadaşlar. teşekkürler.
0
🌸umutlarivarolankisi
(15.02.20)
Evet ben de var bu ses. Doktor bana ilaç verdi onu içiyorum. Öncesinde mr çektirmem gerekti.
0
Sonsuzluk ve Bir Gün
(15.02.20)
kilo problemi (aşırı verme ya da alma) varsa tiroit olabilir. ama ses konusunu bilemedim.
0
sanguine mcqaer
(15.02.20)
@sonsuzluk.. korkuyorum bir şey çıkacak diye ama geç kalmak da istemiyorum. bu hafta ilk işim aksiyon almak. şu an durumun nasıl peki? ilaç placebo falan mı?

@sanguine: kilo İle ilgili aşırı bir durum bulunmamakta açıkçası. en fazla 4-5 kilo fark vardır buraya gelmeden önceki kilomla.
0
🌸umutlarivarolankisi
(15.02.20)
ses duyanlarla ilgili şöyle bir yer var www.hearing-voices.org
0
silver apple
(15.02.20)
bu hafta içi bir aksiyon alacağım bakalım, olmadı Türkiye'ye dönüp testleri yaptıracağım. Hayattaki en önemli şeylerden biri ya sağlık...
0
🌸umutlarivarolankisi
(15.02.20)
Sağlıktan önemli birşey yok ama evhamlı olmaya da gerek yok. O sesten bende de var her insanda olduğu gibi. Mutlak bir sessizlik yoktur ki insanoğlu için. Bazen böyle süreçler yaşanıyor, vücut dinlenmek istiyor. Ben böyle yorumladım. Doktor değilim. Yanlış yönlendirmek istemem.
0
hepbiarayisicinde
(16.02.20)
@hepbiara haklısın hocam ama neden sürekli bu ses? veya neden artık daha belirgin? ben de eskiden duyardım ama artık hep var bu ses. o endişelendiriyor beni. düşünmediğimde yok oluyor gibi, varlığını unuttuğum için sanırım.
0
🌸umutlarivarolankisi
(17.02.20)
(4)

bu ne hastalığı ve nasıl geçer?

diffarentiationation
boğazımda sürekli balgam var ve geçmiyor, sürekli yutkunma ihtiyacı duyuyorum ama orada duruyor. bu saçma şey yüzünden uyuyamadım. ağrı, öksürük yok. bu nedir?
boğazımda sürekli balgam var ve geçmiyor, sürekli yutkunma ihtiyacı duyuyorum ama orada duruyor. bu saçma şey yüzünden uyuyamadım. ağrı, öksürük yok. bu nedir?
0
diffarentiationation
(09.02.20)
Çörek otu yağı iyi gelir.
0
hepbiarayisicinde
(09.02.20)
bir doktora veya sağlık ocağına gidebilir misin, direk bakıp söyler
0
desdinova
(09.02.20)
Geniz akıntısı. Alerjik olabilir, burun sorunları nedeniyle olabilir.
0
Esinsin
(09.02.20)
Ben bu sebepten doktora gitmiştim, baktı etti, “sen az su içiyorsun” dedi, ayrıca bikaç boğaz spreyi gibi ilaçlar yazdı. Başka bi sebeple gittiğim başka bir doktor da bana aynı şeyi söylemişti pek dikkate almamıştım herhalde. Sonra suyu artırdım 3-4 güne geçti.
0
Kahir ekseriyet
(09.02.20)
(5)

Ihrac fazlasi tekstil urunleri nasil oluyor?

anten
Bir butik gordum gecen.Ihrac fazlasi tekstil urunleri satiyor. Markalar da epey pahali urban markalar. Cogu turkiyede bile yok. Asos, ashes to dust falan. Tuhafima giden bu urunlerin orijinali 60 70 dolarken burada 50tlye satiliyor .Ama kaliteleri ayni. Taklit diyecegim, ama asiri populer adidas vb
Bir butik gordum gecen.
Ihrac fazlasi tekstil urunleri satiyor.
Markalar da epey pahali urban markalar. Cogu turkiyede bile yok.
Asos, ashes to dust falan.

Tuhafima giden bu urunlerin orijinali 60 70 dolarken burada 50tlye satiliyor .
Ama kaliteleri ayni.

Taklit diyecegim, ama asiri populer adidas vb gibi markalar varken
Turkiyede bile olmayan butik markalarin cakmasini niye satsin adam?

Peki gercekten ihrac fazlasiysa bunlari nasil temin ediyorlar
Bildigim kadariyla markalar musaade etmiyor?
0
anten
(09.02.20)
Uzmani daha iyi bilir ama cesitli sebeplerden kalite kontrolden gecemeyen urunler tezgah altına gidebiliyor diye duymuştum.
0
hocam fazla egon var mi
(09.02.20)
tekstil toptancisi biriyle tanismistim yillar once anlattigina gore, x marka kazak gonderiyor kalitesini, kullanilacak ipleri vs soyleyip fabrikaya urettiriyor. fabrika hatali uretim olabilecegi icin fazla urun uretiyor. misal 1000 kazak yerine 1100 kazak gibi , elinde ip kalinca ipi bitirene kadar uretim devam ediyor, bunlar hep fazla uretim. urunun aynisini parasini verenlere markasizda uretiyorlar. daha neler neler.
0
1917
(09.02.20)
geçenlerde bir müşterimizin konfeksiyon atölyesinde kırık iğne bulundu. tüm vardiya ve üretim durduruldu, iğnenin diğer parçası bulunamadı. atölyedeki tüm ürünlerin alımı iptal edildi. o ürünler iç piyasaya satılmıştır mesela.
0
ground
(09.02.20)
Bir italyan markası ürününü türkiyede fason yaptırıyor. Fabrika her bedenden örnek olması için belli adetlerde markaya gönderiyor. Marka ürünü örneklere bakarak onaylıyor ya da onaylamıyor. O örnekler tekrar türkiyeye gönderiliyor. Fabrika gelen ürünleri piyasaya satabiliyor. Eğer iyi bağlantılarınız varsa markalara fason üretim yapan fabrikalardan bu ürünler temin edilebilir. Markaların bu durumdan haberi yok tabiki.
0
hepbiarayisicinde
(09.02.20)
Kumaş artınca üretime devam edilip, kalite kontrolden geçemeyenlerle birlikte iç piyasaya veriliyor. İstanbul'da Laleli, Merter veya sosyete pazarlarındaki ürünlerin bir kısmı orijinal direkt. Tabii ki markanın haberi yok.
0
reactionic
(09.02.20)
(3)

Spora başlayacağım / gün tavsiyesi

materyalist imam
Selamlar, 11 aydır iş hayatının içindeyim ve günde en iyi ihtimalle 9 saat oturarak çalıştığım için bu 11 ayda tamı tamına 9 kilo alarak 80'e ulaştım.Boyum 1.83 olduğundan öyle kuloluyum diyemeyeceğim gel gelelim aldığım 9 kg doğrudan doğruya göbekten geldi... Bacaklar, bilekler falan 71 kg olduğum
Selamlar, 11 aydır iş hayatının içindeyim ve günde en iyi ihtimalle 9 saat oturarak çalıştığım için bu 11 ayda tamı tamına 9 kilo alarak 80'e ulaştım.

Boyum 1.83 olduğundan öyle kuloluyum diyemeyeceğim gel gelelim aldığım 9 kg doğrudan doğruya göbekten geldi... Bacaklar, bilekler falan 71 kg olduğum dönemdeki inceliğinde devam ediyor.

Oturarak çalışmanın yani sıra kötü beslenme ve bolca alkol tüketimi de bunda büyük 1 etken..

Her neyse, zaman cidden sıkıntı benim için. Salı, Çarşamba ve Perşembe günleri iş çıkışı yazılım dersi aldığım için bu günlerde salona gitmem imkansız - eve gelip duş aldım vs derken saat zaten 10 oluyor ve ertesi gün 6'da kalkmam gerekiyor.

Geriye Pazartesi, Cuma iş çıkışları (akşam 6 ve sonrası) ile Cumartesi Pazar tüm gün kalıyor.

Önceden spor yaptığım günlerden bildiğim kadarıyla vücudu dinlendirmek de önemli etken. Ama bu senaryoda salona yazılırsam gidebileceğim günler Cuma, Cumartesi, Pazar ve Pazartesi olacak ki 4 gün üst üste salon 3 gün off şeklinde bir durum söz konusu olacak.

Sizce zararı olur mu böyle bir programın?
0
materyalist imam
(09.02.20)
olmaz yapabilirsin, ağır gelirse pazar gitmeyebilirsin. oturmanın kilo almayla ilgisi yok bu arada.
0
diffarentiationation
(09.02.20)
@diffarentiation;teşekkürler.

Oturarak komple yaşam biçimimi değiştirdi eskiden okula yürüyerek gidip gelirdim kafadan 5 km yol vs vs.
0
🌸materyalist imam
(09.02.20)
Cuma cumartesi ağır antreman. pazar dinlenme pazartesi tekrar. Spor salonundaki hocayla program hazırlayın. Vazgeçmeyin, sonuca değiyor.
0
hepbiarayisicinde
(09.02.20)
(8)

Bekçilik uzun süredir yoktu. Birden nereden çıktı?

frodox
Merhaba sanırım bekçilik en son 80'li yıllarda varmış. Son birkaç yıla kadar da yokmuş. Peki neden bekçilere ihtiyaç duyuldu? İhtiyaç duyulması iyi bir şey mi? Bekçiler yerine polis kullanılamaz mıydı?
Merhaba sanırım bekçilik en son 80'li yıllarda varmış. Son birkaç yıla kadar da yokmuş. Peki neden bekçilere ihtiyaç duyuldu? İhtiyaç duyulması iyi bir şey mi? Bekçiler yerine polis kullanılamaz mıydı?
0
frodox
(03.02.20)
Polis devleti olma yolunda atılmış bir adım. Kendi askerlerini yetiştiriyorlar.
0
Alimelli
(03.02.20)
Niyet iyi olabilir hatta bence olması da gerekiyordu. Avcılar, Esenyurt, Beylikdüzü tarafında akşam belli bir saatten sonra rahatça dolaşılmıyordu. 30 yaşında erkek olarak söylüyorum bunu birde genç kadınları, çalışanları, çocukları falan düşün. Balici, tinerci, sinyalci tayfa oluyordu. Ama alımları nitelikli insanlardan seçmediler. Çevremdeki okumamış, eğitimsiz cahil kişilerin çoğu bekçi oldu. Arkadaşlarıyla gene nargile cafelerde geziyorlar bu sefer yasal silah bulunduruyorlar, mekanlarda ekstra ikram var. Böyle apaçi adamlara da yetki verince artistlik yapanları var, o telsizle CIA, FBI, KGB, MOSSAD, MI6 ajanı triplerine girenleri var. Defalarca Twitter'da paylaşıldı GBT yapma ayağına hoşlandıkları kadınları instagramdan ekleyeni var. Çoğu da şiveli küfürlü konuşuyor. Gördüyseniz dikkatinizi çekmiştir. Umarım düzelir. Amaç güzel de yöntem yanlış gibi.
0
wertyu
(03.02.20)
Bekcilerin %90'i Akp'li. Ihtiyac durumunda silahli guc. Ustelik arpalik, vasifsiz insanlara maas. Olayin amaci bu.
Turkiye'de son 15 yilda yapilan hemen her sey gibi, son derece yanlis, tehlikeli bir uygulamadir. Curumuslugumuzun gostergesi.
0
ebabil curnatasi
(03.02.20)
Caydırıcı güç işte neresi kötü
0
falling man
(03.02.20)
maksat issizlik orani dussun.
0
baldur2
(03.02.20)
Tayyip kendi milis gücünü oluşturuyor. Nokta.
0
hepbiarayisicinde
(03.02.20)
bence iki nedeni var;
1- polis devleti kurmak.
2- giddikçe yükselen işsizlik oranlarını biraz olsun düşük göstermek.
bekçilerin görebildiğim kadarıyla son derece eğitimsiz, hemen her konuda cahil ve haliyle de uygar yaşamın nasıl sürmesi gerektiği konusunda en ufak bir fikre sahip olmayan bireylerden oluşuyor.
güya cbt yapıyor, ama derdi güzel bulduğu bir kızı instagram'dan eklemek. mini etekli bir kzıa cbt yapıp, kız giderken arkadan telefonla fotorağfını çeken sığırlar da var.
yani neresinden bakarsan bak, çürümüşlüğün, yozlaşmışlığın göstergelerinden birisidir bu bekçiler.
0
pangea
(03.02.20)
tipik akp politikasi; ilk bakista iyi bir sey gibi gorunur. laf edince chp zihniyeti derler, hizmet ediyoz, begenmiyorlar derler.

ama kurcaladikca (cogu zaman kurcalamaya gerek kalmayacak kadar acik sekilde goze batar.) yapilan seyin aslinda kendi cevrelerini besleyen, ceplerini sisiren, oy kazandiracak, halka degil kendilerine fayda saglayacak bir sey oldugu barizdir.

arkadaslarin dedigi gibi; kendilerine ekstra kolluk gucu. issiz vasifsiz akplilere is icat ederek hem issizlik orani duser hem oy kazanir. yeni bir nemalanma kapisi sonucta. bunlarin uniformasi icin bile kimbilir kimlerin cebine ne paralar girmistir.

halbuki suc olusmasini kabul edip ortalikta bekci gezdirmek yerine sucu engellemeye calismak icin harcansa bu paralar keske.
0
jimicik
(03.02.20)
(4)

bekçi olmak

diffarentiationation
torpille mi? yds puanım 85, bu kpss'den 80 alsam, mühendislik mezunuyum ve yüksek lisans yapıyorum, şansım nedir temmuz'dan sonra?
torpille mi? yds puanım 85, bu kpss'den 80 alsam, mühendislik mezunuyum ve yüksek lisans yapıyorum, şansım nedir temmuz'dan sonra?
0
diffarentiationation
(03.02.20)
benim gördüğüm tüm bekçiler ki 20 den fazla periyodik olarak karşılaştım gördüm, istisnasız hepsi cahil kesim insanlardı.

öyle eğitim meğitim hak getire, kendine yazık edersin, hiç uğraşma. akıllı adamın yapacağı iş değil o
0
hem şişko hem deli
(03.02.20)
bütün gün geziyolar illa ki birgün normal polis yaparlar. kebap iş bence. ikinci bir gezi falan olursa verirsin belimize odunu :)

bu arada dünyanın en mantıksız işi bu. polis çağırırsın gelmez, bu iletişim çağında beşli grupları boş boş gezdirirler.
0
prizmatik
(03.02.20)
bekçi = akp gençlik kolları, birebir tanıdıklarım da var istisnasız hepsi akp gençlik kolları üyesi, iktidarın özel kolluk kuvvetleri, aynı zamanda kendi adamlarına sunduğu en ucuz istihdam kapısı.
0
nahtoderfahrung
(03.02.20)
Seni bu arayışa sokan düzene lanet olsun.
0
hepbiarayisicinde
(03.02.20)
(7)

Bize Hollanda'yı Övün

jimjim
Yaşamalık ülke bakıyoruz.Bütün sosyal ve ekonomik güzellikleri dışında soğuk havası ve küçük yapısı(?), kültür, belki biraz göçmen bakışı (ırkçılık) bizi mutsuz eder mi gibi bir endişemiz var.Neden tercih etmeliyiz? yaşayanlar deneyimleyenler, gitmek isteyenler varsa yorum yazabilir mi?meslekler; bi
Yaşamalık ülke bakıyoruz.
Bütün sosyal ve ekonomik güzellikleri dışında soğuk havası ve küçük yapısı(?), kültür, belki biraz göçmen bakışı (ırkçılık) bizi mutsuz eder mi gibi bir endişemiz var.
Neden tercih etmeliyiz? yaşayanlar deneyimleyenler, gitmek isteyenler varsa yorum yazabilir mi?

meslekler; bir adet mühendis ve bir adet sanatçı (tercih etmiyoruz ama ikimiz de akademik işlere de yönelebiliriz)
dil: ingilizcemiz iyi, benim biraz ispanyolcam var.

not:aslında gönlümüzden geçen; akdeniz ülkeleri;ispanya falan ama yine ekonomik kaygılar.. ve kaç kere göç edeceğiz kafası.
daha iskandinav yerler isveç/norveç/danimarka ve almanya zaten yine iklim sebebiyle ilgimizi çekmiyor.
0
jimjim
(30.01.20)
ben bir ara delft ve utrecht gibi şehirler için iş, phd başvurularında bulunmuştum ve baya yükselmiştim hollandada yaşama fikrine, bir süre almanyada yaşamış biri olarak hollanda nedense bir tık daha göçmen karşıtı gibi gelmişti ama yaşam standartlarını vs. düşününce benim hiç takılacağım bir konu değil.

neden tercih etmeliyiz derseniz, benim tercih nedenlerim şöyle olurdu; zaten türkiye şartlarını artık konuşmaya gerek yok, kuzey amerika uzaklık zaman farkı vs. nedenlerle çok zor, benim için yaşanabilecek en mantıklı yer avrupa. İspanya, italya, portekiz bize benzer yaşam tarzları ve akdeniz kültürleri nedeniyle çekici ancak iş ve dil konuları sıkıntılı, bu yüzden en mantıklı ülkeler ingiltere, almanya, hollanda, iskandinav ülkeleri (fransa da dil konusunda zorlar gibime geliyor.).
0
yonge and bloor
(30.01.20)
ben 1 2 ay eindovenda kuzenlerimin yanında kaldım kış mevsimiydi. iskandinav ülkelerinden pek bir farkı yok. göçmen karşıtlığı mevcut tabi ki. ve çok sıkıcı bir ülke.(amsterdam hariç) kışın sokaklarda in cin top oynuyor. sadece cuma ve cumartesi akşamları hareket var. sakinliği seviyorsanız süper ancak biz akdeniz insanıyız bize ters. eşim doğa manyağı bir insan olmasına rağmen kuzenimin evinin manzarası güzel olmasına rağmen, direk ben bursa yaşayamam dedi. ben de düşündüm kesinlikle bize göre değil. şartlar sakinlik ingilizce seviyeleri artıları. eksileri göçmen karşıtlığı ve sakinlik. almanya ya da ingiltereyi seçmenizi öneririm. fransızlar ingilizce bilmez ve dışlar. italyanlara daha dışlayıcı ama italya güzel. ingiltere olabilir.
0
mikahakkinen
(30.01.20)
Ben ne almanya hollandada ne de iskandinav ülkelerinde asla yapamam. O insanlar o kadar mesafeli ve soğuk geliyor ki bana. Litvanyada yaşadım bir süre, evet ilk aylar bir büyü içinde olunca insan pek farkedemiyor insanların ilişkilerini fakar zaman geçip alışınca anlıyorsun ne kadar ‘buz’ olduklarını. Portekizde yaşıyorum. Geldiğim ilk günden beri hiç yabancılık çekmedim. Bana hep türkiyenin 90lı yılların sonunu hatırlıyor..Bende ticari kafa var kendi işimi yapıcam düşüncesi varsa portekiz fırsatlar ülkesi. Girer bir yerde çalılırım diyorsan asgari ücretle yaşam kalitesi trden farklı değil. Ama mühendislerin iyi maaş aldığını duymuştum. Lizbonda bir arkadaşa 2,500 vereceklerdi. Asgari ücretin 650 euro olduğu yerde 2500 çok çok iyi para. Asgari ücret düşük olduğu için market fiyatları da düşük. Avrupanın en ucuz ülkelerinden. Düşünün bir değerlendirin derim.
0
hepbiarayisicinde
(30.01.20)
Almanya’nın elenmesi? Almanya’nın çok büyük bir kısmında hava koşulları çok çok daha iyi Hollanda’dan. Güneyine gidin. Güneşli güne doyun. Öğrenci şehirlerine bakın. Çok kültürlü olduğu için ırkçı olaylar daha az yaşanıyor.

Avrupa’da yükselen bir aşırı sağ var. Hollanda’da var bu, Almanya’da da. Geleceğin ne getireceğini pek bilmiyoruz. İngiltere’nin şahsen Almanya’ya oranla ırk bazlı ayrımcılıkta, sosyal hayatta birçok şeyi aştığını gözlemledim. Almanya’da da çok kötü değil durum. Favori göçmenleri biz değiliz, orası doğru.
0
buf-e kür
(30.01.20)
bu aralar yurt dışında yaşama fikrine biz de çok yükselmiş durumdayız. avrupa ülkelerinde yaşayan yakınlardan bilgi topluyoruz. kendi seyahatlerimizden edindiğimiz tecrübeler de var. bana göre bir göçmen olarak avrupa'da en rahat edilecek ülkelerden biri hollanda. iş imkanı, kolay göçmen alması, her alanda sanayisinin büyük olması dolayısıyla biz almanya'yla çok ilgiliydik ama almanca bilmeyen göçmene toplum içinde ikinci sınıf insan muamelesi yapılması, devlet dairelerinde ingilizcenin işe yaramaması gibi sorunlar yüzünden ıstırap dolu adaptasyon süreçleri geçiren yakın tanıdıklarımız var. giriş seviyesinde almancam var, geliştirmeye çalışıyorum ama öyle lanet bir dil ki kolay kolay öğrenilmiyor da.

hollanda'da ise ingilizce bilmen çoğu şeye yetiyor. ikinci dil olarak ingilizce bilme oranı en yüksek avrupa ülkesi (%70 civarında), kırsalda yaşayan yaşlılar dışında neredeyse herkes ingilizce biliyor. en yakın arkadaşımın kardeşi den haag'da yaşıyor, biz de gidip bir süre kaldık. okulda hollandalılar bile kendi aralarında ingilizce konuşuyor. bürokraside de ingilizceyle iş yapılabiliyor. kendin çabalamıyorsan kolay kolay ikinci sınıf vatandaş muamelesi görmüyorsun. kesinlikle daha rahat, daha açık fikirliler. medeniyet açısından avrupa ortalamasının üstündeler.

akdeniz ülkeleri daima daha içine kapanık, daha ırkçıdır (ispanya, italya), iş imkanı da örneğin bir almanya'ya göre çok kısıtlı zaten. siz bence seçenekleri 1-hollanda, 2-almanya olacak şekilde güncelleyin. iklim yüzünden almanya'yı elemeniz tuhaf olmuş. kocaman ülke, her iklim var. gittiğiniz bölgeye göre değişir o.
0
sir gawain
(30.01.20)
Almanya'yı sırf iklimden elemedik,
dil önemli bir kriter.
ayrıca daha önce farklı şehirlerine çok defa turistik amaçlı gittik, atmosfer vs yaşamak için can attığımız bir ülke olamadı :/
0
🌸jimjim
(30.01.20)
Almanya icinizi acmadiysa Hollanda da acmayacak bence, ikisi arasinda derin farklar yok. Bir de turist olarak gezmekle surekli yasam arasinda cok fark var. Iki durumdaki memnun kalma parametreleri cok farkli.
0
hot potato
(31.01.20)
(8)

Yeni neslin ayrımcı olmamasi

goklerdengelenkarar
Ve eski neslin biktirmasi hakkinda ne dusunuyorsunuz?Size bir olay anlatayim:Esimle ben, muhafazakar ailelerden cikmis, son derece acik goruslu, her cevreden arkadaslari olan, Atatürkçü, vatansever, yuksekogrenim gormus insanlariz. Esim başörtülü (bu kisim olayla alakali diye).Yasadigimiz bazi zorlu
Ve eski neslin biktirmasi hakkinda ne dusunuyorsunuz?

Size bir olay anlatayim:

Esimle ben, muhafazakar ailelerden cikmis, son derece acik goruslu, her cevreden arkadaslari olan, Atatürkçü, vatansever, yuksekogrenim gormus insanlariz. Esim başörtülü (bu kisim olayla alakali diye).

Yasadigimiz bazi zorluklardan sonra, kucuk kizimizi da alip, bir yemek yemeye gidelim dedik uzun zaman sonra.

Orada baska masanin cocuklari tum diger masalari ve nihayetinde bizim masayi taciz ettiler. Cocuktur yapar. Bizde de cocuk var. Ama ailenin gram umrunda degil.

Herkes barut ficisi gibi oldu. Son tahlilde bu çocuklar bizim 3 yasindaki cocugumuzun cok ufak yaralanmasina sebep oldu.

Ben de cocuklara degil ama aileye duydugum tepki uzerine tek cumle ile "beyefendi rica etsem cocuklarinizi alabilir misiniz masamizdan?" dedim. Tek soyledigim sey bu.

Akabinde cocuklari aldilar ama masadan devamli laf atiyorlar. En son masanin yasli annesi, bu yobaz basortululer buralara kadar nasil gelebiliyorlar. Cocuklara bile tahammülleri yok (buralardan kasit zengin bir yer, luks yer olmasi değil. Sosyal yapinin farkli oldugu alani kastediyor. Bunlari sallandiracaksin, bir tane birakmayacaksin vs gibi soyleniyor.

Ben cevap vermeyecektim. İsletmeciye sikayet edecektim ki orada o begenilmeyen yeni kusak basta olmak uzere herkes hakkimizi savundu. Karsi taraf ortaligi daha da birbirine katti ama tarifsiz bir pespayelik. Nihayetinde diger aileler de rahatsiz olduklarini soyledi kendilerinden. Bu sefer de onlara saldirdilar.

Herkes yanimiza geldi ve bize destek oldu. Ozellikle gencler, akranimiz genc ciftler yuksek sesle tepki de gosterdiler.

Bu ulkenin kanserli hucresi belli bir yas grubu uzerindeki sagci, solcu, seriatci, cakma kemalist tipler. Ama buradaki onemli husus yas grubu beyler. 50+ tipler bu ulkeyi yasanmaz hale getiriyorlar.

Bu olay bizi uzecegine, bu ulkede her yerde dindarin, ateistin, basortulunun, mini eteklinin, escinselin, hayvanlarin bu 50+ tiplerden sonra sorunsuz birlikte yasayabilecegini haykirma umudu verdi bize.

Biz cok mutlu olduk. Bu ulkeyi yeni jenerasyon kurtaracak. Dunyasini a haber ya da sozcuden sekillendiren degil, atiyorum kambocyadaki bir haberi teyit edebilmek icin istedigi anda bir kambocyaliyla ingilizce konusup doğru kaynağa ulasabilen bu yemi nesil guzellestirecek.
0
goklerdengelenkarar
(28.01.20)
Yeni nesil derken hangi yaş aralığını kastediyorsunuz... siz kaç yaslarindasiniz bilmiyorum. Ben 28, hürmetler ^^

Ben yeni nesil sayiliyorsam, kendi akranlarimi dediğiniz kadar iç açıcı görmüyorum, ufakliklar daha ufak oldukları için bilemem, eskilerle ilgili de size katılıyorum.

Orada size, yani bir aileye saldirmislar, gerçi olaya bu şekilde bakabilseler yaşadıklarınızi hiç yaşamamış olurdunuz. Ve bu, kanaatim olayın kilit noktası.

Çünkü, yine kanaatimce, bir cocuk için gözü önünde anne ve babasının kötü bir şeye maruz kalıp karşılık verememesi, bir anne ve baba için de çocuğuna orada bir güvenlik hissi sağlayamaması/çocuğun gözünde imajının zedelenmesi kadar kotu bir şey olamaz.

O yeni nesil napmis orada pek anlayamadım, ama size o saldırıya uğrayan seylerinizi koruyup geri vermişler, eyvallah.

Ben orada olsam (şimdiye kadar hiç böyle bir şeye şahit olmadım ama olursa inşallah bu tepkiyi verebilirim düşündüğüm gibi) önce işletmeden birini alelacele çağırır, o saldırganları kastettigim anlaşılacak şekilde "burası ne biçim bir yer, böyle insanların huzurunu kaçıran it kopugu niye alıyorsunuz buraya" diye ortaya bagirirdim. Tahminim bir şey yapmazlardi, sonra da yakınlarına gidip sivrisinek gibi onlar konustukca kes sesini, huzuru bozuyorsun vb. diyip dururdum. Sonra nolurdu bilemiyorum.

Neyse, demek istediğim, yeni neslin, orada bulunan mensupları bunu yaptı diye yuceltilecek bir tarafı yok bence. İkincisi yaptıkları şey erekli değil, anlık insani bir tepki, yok değildir ama erekli tepkiler verebilecek pek yeni nesil tanimadim ben. Erekliden kastım, ve özetle demek istediğim bir çocuğun toplum içindeki güvenlik hissini, hele ki anne babasının yanında, böyle sarsan tipler korkutulmali ve bir daha aynı seyi yapmaya korkmalilar. Çünkü toplumun temeline, bir aileye saldırıyorlar.

Hayal meyal hatırlarım, çocukken babam alışveriş esnasında bir esnafla tartismisti, muhtemelen yanında ben varım olay çıkmasın diye koruma içgüdüsüyle ustelemedi, adam da bildiğin azarladı babamı. Ondan sonra -ve hala da bazen- esnaf dediğimiz türde dükkanlara girerken hep tetikte olurum, kötü bir şey olacak gibi gelir. Sizin olayda kızınızın maruz kaldığı şeye benziyor işte, umarım benzer bir etki kalmaz kizinizda.

Kısmen bu kendi yasadigim olay yüzünden, kısmen de kızınızın gözünden olaya bakınca, hararetle sert yazdiysam, surci lisan ettiysem mazur görün.

Geçmiş olsun.
0
encokbenisevinnolur
(28.01.20)
diyanet halkın vergilerini fütursuzca harcarken, sünni islam, okullarda, televizyonlarda hatta devlet dairelerinde zorla dayatılırken insanlarda, özellikle de gençlerde diğer kesime karşı bir antipati oluşmayacağını düşünmek hayalcilik olur. malesef islamcılar para ve güçle olan sınavı geçemediler.
0
prizmatik
(28.01.20)
Yaş ile ilgili değil.

Prizmatik +1
0
hepbiarayisicinde
(28.01.20)
Bir olay uzerinden(ki onun da yasanip yasanmadigi supheli) yapilmis sacma bir genelleme.

25 yas altinda da gayet yobaz, sacma sapan tipler mevcut..

Yasla uzaktan, yakindan alakasi yok.
0
twq
(28.01.20)
Pahalı bir restoranda gerçekten bu ülkenin insanı ile karşılaştığınızı mı sanıyorsunuz? Öyle bir yerde aksi olsa şaşırırdım.
0
baal
(28.01.20)
psikolojik sıkıntılı tiplere gelmişsiniz o kadar. genelleme pek doğru değil.
0
nuisance
(28.01.20)
başörtü konusunda eskilerin irtica korkusunun alışkanlığıyla gelen o saçma tavır yeni nesilde evet yok. çünkü bu korkutmadan arınınca gençler "kim ne giyerse giysin ne karışıyorsunuz" kafasına daha rahat erişiyorlar. tek dertleri kimse kendilerine de karışmasın. şu an açık gençlerin üniversitedeki başörtülü arkadaşını kendilerine dert ettiğini sanmıyorum. arkadaş olmak zorunda değil, ama "gelmesin girmesin okumasın" sığlığında gencin az olduğunu düşünüyorum. bu konuda evet bir tık ilerleme var bence de ama bu, gençlere olan umudumu yeşertmiyor maalesef, o ayrı konu :)
0
akil kupuru
(28.01.20)
Genç nesilde de tabi ki saçma insanlar var ama genç nesilde sağ-sol, türbanlı-açık gibi kimliklere göre ayrımcılık yapma durumu daha az. Önemli olan belli başlı özgürlüklere ulaşım, Avrupalı(ya da Amerikalı) akranlar gibi rahat bir hayat gayesi oluyor. Çünkü artık instagram, twitter, youtube gibi sosyal medyada amerika'daki almanya'daki bir gencin hayatını çok daha rahat görebiliyor ve ülkemizdeki saçma duruma isyan edebiliyoruz. Önemli olan kişinin ne giydiği, ne yaptığı değil. Ne düşündüğü de toplum nezdinde zararlı bir görüş değilse yine kendini ilgilendirir. Dediğim gibi bizim nesilde de çürük elmalar var ama çoğunluk gayet kapsayıcı. Zaten dünyanın her yerinde öyle. OK Boomer lafı boşuna çıkmadı. Dünyanın irini boomer nesli.
0
nundu
(28.01.20)
(7)

Hayatla İlgili Kalıcı Kararlar

sanguine
Böyle kararlar verme aşamasındayım şu anda.Öncelikle avukatım, okuldan mezun olalı neredeyse 5 yıl oldu. 27 yaşındayım. 2 yıldır çalışıyorum. Ve inanılmaz mutsuzum. Eskiden yalnızca Türkiye'de olduğum için mutsuzdum, hayatımın geri kalanında kendimi mutlu edebiliyordum. Şimdi ise hiçbir şekilde madd
Böyle kararlar verme aşamasındayım şu anda.

Öncelikle avukatım, okuldan mezun olalı neredeyse 5 yıl oldu. 27 yaşındayım. 2 yıldır çalışıyorum. Ve inanılmaz mutsuzum. Eskiden yalnızca Türkiye'de olduğum için mutsuzdum, hayatımın geri kalanında kendimi mutlu edebiliyordum. Şimdi ise hiçbir şekilde maddi olarak tatmin olamadığım gibi gelecekte de bunun değişmeyeceğini gördükçe artık çıkılmaz bir depresyona girdim. Yaptığım hiçbir şeyden keyif almıyorum. Çalıştığım yerden memnunum (beni her şeyi bırakmaktan geri tutan tek şey bu şu anda) ama çok az para kazanıyorum, iş bütün vaktimi alıyor. Git gide eriyorum, mental ve fiziki olarak. Şimdi önümde şöyle seçenekler var.

-Böyle devam edeceğim, git gide daha da mutsuz olacağım. Er geç bu işten de ayrılacağım, yine iş arayacağım, yine böyle bir yere gireceğim ve üç kuruş gececek elime. Uzun vadede durumumun düzeleceği yok. İşimden de gittikçe nefret ediyorum.

-Kamuya gireceğim, kpss kasıp. Açıkçası bunun üzerinde yoğunlaşıyorum son bir yıldır, 88 puan aldım henüz atanamadım. Son atamada doğu illerinin gelmesi yüksek bir olasılık. Ya da bu yıl tekrar kasıp gireceğim. Ama herkes kastığı için yine atanamayacağım. Yine de en makul en yapabileceğim şey bu gibi geliyor.

-Benim güzel bir okulda mütercim tercümanlık örgün eğitim lisans kaydım var. Buraya hukuktan mezun olduktan sonra çalışmak istemediğim için 2.5 sene devam ettim. Sonra bedelli askerlik çıktı, para lazım vs diye işe girdim o günden beri çalışıyorum. Burayı bitirmek için de 7 yıllık limit dolayısıyla 2-3 senem var. Yani şu dakika işi bırakıp okula devam edersem 30 yaşında mezun olabilirim. Bu süre zarfında avukatlık yapmam imkansız, devamsızlık dolayısıyla. Mezun olduğumda iki diploma ne kadar işime yarar Türkiye şartlarında emin değilim.

-Son olarak geçen hafta Hollandadaydım kuzenimi ziyarete gittim. O ne yaptı etti kıçını yırttı master için gitti şimdi 7 yıldır orada doktorasını yapıyor. Artık sürünme aşamasını geçti iyi kötü para kazanıyor. Vatandaşlık alması her geçen sene kolaylaşıyor. Hepsini geçtim burada cidden yaşadığım şey hayat değil, orada kuzenimin vasıfsız işlerde çalışan arkadaşları bile oldukça mutlular. Yaşlandıkça daha büyük depresyona gireceğim böyle bir ortamda yaşamak için çabalayamadığım için. Şimdi biraz birikmişim var. Çok şükür bakmakla yükümlü olduğum kimse ya da borcum da yok. Hatta çok zora düşersem annem de yardımcı olur. Her şeyi göze alıp avrupada master kovalamak çok korkutucu geliyor bana. Ya o bir yıl içerisinde orada kalmaya devam etmeye yetecek kadar başarılı olamazsam, bağlantı edinemezsem vs. geri dönersem çok büyük yıkım olur benim için. iş tecrübem az olduğu ve yaşım ilerlediği için iş bulmam da çok zor olur. zaten ben gidip dönene kadar artık avukatların maaşları asgari ücrete kadar iner. o yüzden en çok istediğim şey bu olmasına rağmen bir türlü kalkışamıyorum buna.

Ne yapmalıyım
0
sanguine
(28.01.20)
Atanıp doğuya gidersen ülke kaynaklı mutsuzluğun depar atar, bence yurtdışını zorla.
0
epistemic_regress
(28.01.20)
Vereceğim cevap işine yarar mı emin değilim:
Şu an tarif ettiğin durum, hayatla ilgili karar verme değil de içinde bulunduğun durumdan kaçma planı şeklinde. Hani net bir yol ayrımında değilsin zaten, sadece mutsuz olmamak, işte iyi para kazanmak... istiyorsun ve bunlar soyut şeyler; nereden hangi şartlarda, nasıl temin edebilecegin belli olmaz.

Kararini daha somut şeyler üzerinden vermek belki de bunlar yerine, çünkü bahsettiklerinden hangisini secersen seç ucunda nasıl bir yere çıkacağını ne biri söyleyebilir sana, ne de bir garanti/vaadte bulunabilir.

Sözün özü, mutluluk ve para konusunu tabii ki hesaba kat, ama sadece buna da odaklanma; nihayetinde sayıp doktuklerin icinden, hangi yoldan gidersen git şartlarını senin yol boyunca verdiğin kararlar, yaptığın şeyler oluşturacak.
0
encokbenisevinnolur
(28.01.20)
+1 encokben...

Bu şekilde kendini daha çok yıpratırsın. Bir soluklan. Yeni şeyler deneyeceğin kısa bir seyahat planı yap. Ülkede vardır mutlaka daha önce hiç gitmediğin bir şehir. İşi gücü gelecek kaygısını mutluluğu bir kenara bırak, kendini tamamen adapte edeceğin bir geziye çok bir kaç gün.(gezmeyi sevmiyorsan, başka birşeyler deneyebilirsin, marangoz atölyesinde masa yapmak gibi, onu sen bul) kafanı meşgul eden düşüncelerden uzaklaşmak iyi gelecek. Sonra kendine sor gelecekte nasıl bir hayat yaşamak istiyorum. Soyut, ucu çok açık şeyler yerine net cevaplar bulmaya çalış. Bir arabam olsun gezeyim deme mesela, ferrarimle italyadan ispanyaya seyahat edeyim de. Zaten bu istediklerini gerçekleştirmek için neler yapman gerektiğini az çok tahmin edeceksin.
Hedefi belirledikten sonra yol çok da önemli değil. Her yolu seni bir şekilde hedefe ulaştırır. Hedef olmadan olmaz. Kal sağlıcakla.
0
hepbiarayisicinde
(28.01.20)
Yapacagın iş parti farketmeksizin siyasete bulaş çevre yap mümkün oldukça zengin olsun çevren tecrübe kazandıkça iş kurup serbest çalışırsın
0
civilengineer.v
(28.01.20)
Ben de işsiz bir tercüman olarak yazayım. Bu sektör battı. Tercümanlık mezunu arkadaşlarımın çoğu polis oldu. İngilizce öğretmenlik okuyor olsaydınız daha iyi olurdu. Onların ataması kolay sanki. Bir de yurtdışına gitmek için avrupa gönüllü hizmetini deneyin. Orada çevre edinirsiniz. Türklerin olduğu yerde avukatlık yaparsınız belki dili öğrendikten sonra.

Tercümanlıkla ilgili sorularınız varsa yanıtlarım.
0
geçerkenugradım
(28.01.20)
Merhaba Sanguine,

Eğer Türkiye'de yaşamaktan mutsuz olduğunuzu söylemeseydiniz, o zaman arkadaşların dediklerini uygulamanız belki yeterdi. Ancak şu an kısa vadede iş görür givi geliyor bana.

Eğer birikiminiz varsa, yeni bir ülkeyi deneyimleyebilirsiniz. Olumsuzlukları hesaba katmak gerek elbette fakat eğer azmederseniz niçin olmasın?

Hollanda yerine Almanya'yı düşünebilirsiniz belki master için? Hollanda'da master programları Almanya'ya göre daha pahalı.

Kolay gelsin.
0
chihirovekohaku
(28.01.20)
25 yaşındayım, avukatım, kendi ofisimde çalışıyorum. Yaşadığın tüm umutsuzlukları birebir yaşıyorum. Hatta çevremdeki çoğu avukat arkadaşım ve ortaklarım da yaşıyor. İçinde bulunduğun umutsuzluk ve mutsuzluk durumu genel olarak bizim meslek grubunda ve gözlemlediğim diğer meslek gruplarında da yaşanır halde. Dolayısıyla sana özel bir kaygı olmadığını belirtmek isterim. Bunun genel sebebi de dünya değişirken bizim sürekli olarak yerimizde saymamız ve ülkenin içinde bulunduğu ve gitgide kötüye giden ekonomik durum tahminimce.

Ben içinde bulunduğum umutsuzluk ve mutsuzluk durumundan nasıl uzaklaşıyorum?

1-Mesleğimiz stresli ve sürekli olarak mutsuz insanlarla uğraşmak durumunda kaldığımız için çevremi meslektaştan arındırdım. Çünkü iş çıkışı oturup bir şeyler içmek istediğimde sürekli olarak yok şu dava nasıl oldu, yok hakim kararda hata yaptı, yok müvekkil ücreti ödemedi, yok şu dosyadan şu kadar kazandım gibi muhabbetlere maruz kalmak istemiyorum. Meslektaş olarak görüşmeye devam ettiğim arkadaşlarım da aynı muhabbetlerin dönmesinden şikayetçi olan ve farklı şeyler hakkında konuşmak isteyenler insanlar.

2-Yeni bir hobi edindim. En son lise yıllarında resim yapmıştım. O dönemde, hocalarım resim konusunda eşsiz bir yetenek olmasam da elimin yatkın olduğundan bahsederlerdi. Malum, üniversite sınavı, dersaneler derken hiçbir zaman okuldaki dersler dışında doğru düzgün resim yapmaya fırsatım olmamıştı. Gittim bir atölyeye yazıldım, yeni insanlar tanıdım, yağlı boya çalışıyorum ve haftanın 2 günü 3'er saat buna ayırmak meditasyon etkisi yarattı. Benim fikrime göre, insanın üretken olması birçok sorundan uzaklaşması için harika bir meditasyon yöntemi.

Resim, müzik gibi uğraşlar yerine yemek yapmak, bir şeyleri tamir etmek, puzzle bitirmek vs bunlara dahil edilebilir.

3- Eskiden, üniversite ve staj döneminde çok fazla şey okuduğum için kitap okumaktan kaçıyordum. İş gereği hala çok fazla şey okuyor ve yazıyorum fakat artık kitap okumayı bu sebeple ekstra görmemeye başladım. Düzenli olarak kitap okuyor, düzenli okuyan arkadaşlarımla fikir alışverişinde bulunuyor, okuduğum yazarlar hakkında araştırma yapıyor, kütüphanemi zenginleştirmeye çalışıyorum.

4-Her ay olmasa da en azından 2 ayda bir, farklı bir şehre gitmeye çalışıyorum. İş için gittiğim yerlerde bile gezmek için kendime vakit ayırıyor sonra geri dönüyorum. Sanki günlerce kalmışım gibi bana çok iyi geliyor.

Tüm bunlara rağmen, hayat hala mükemmel değil. Ama hangimizin mükemmel ki? En mükemmel hayatı yaşadığını iddia eden biri bile, biraz düşündükten sonra kendi hayatı hakkında mutlaka bir pürüz bulacaktır. Mümkün olduğunca kendini yenilemeye ve geliştirmeye odaklan. Gelecek kaygısı hepimizde var. Para yaşamak için iyi bir araç, ama asıl amaç kendimiz olmalıyız bence. Sen kimsin, kim oldun? Fazla Polyanna bir tavır sergilemek istemiyorum fakat durum bu. Umarım en yakın zamanda üstesinden gelirsin. Sevgiler.
0
principlei
(28.01.20)
(13)

Yakın arkadaş meselesi

Alyoşa
Herkese merhaba, Farklı görüşlere ihtiyacım olduğu için yakın bir arkadaşımla yaşadığım durumu sizlerle paylaşmak istiyorum. Aslında olay çok detaylı ve karmaşık ben sadece bir kesiti soracağım. Olayın öncesini bilmeden çıkarım yapılamaz elbette ama yorum yapabilirsiniz diye düşünüyorum. 10 yıldan u
Herkese merhaba,
Farklı görüşlere ihtiyacım olduğu için yakın bir arkadaşımla yaşadığım durumu sizlerle paylaşmak istiyorum. Aslında olay çok detaylı ve karmaşık ben sadece bir kesiti soracağım. Olayın öncesini bilmeden çıkarım yapılamaz elbette ama yorum yapabilirsiniz diye düşünüyorum.
10 yıldan uzun bir süredir arkadaşız, bir ortak arkadaşımız daha var üçümüz de beraber büyüdük diyebiliriz. Bu akşam bana ve diğer arkadaşa kendine yeni bir kimlik oluşturduğunu, eski kimliğini geride bırakmak istediğini ve yeni kimliğine bizimle olan arkadaşlığını koyup koyamayacağını bilmediğini söyledi. Biz çok üzüldük tabi ve demek ki artık bizimle görüşmek istemiyorsun bu anlama mı geliyor diye sorduğumuzda niyetinin o olmadığını, ama bizim onun belirsizliğiyle yaşamak zorunda olmadığımızı söyleyerek arkadaşlığımızı bitirelim dedi. Biz onu yanlış mı anlamışız? Tavrımız çok anlayışsızca mı olmuş? Yeni kimlik oluşturma sürecinde onu yalnız ve desteksiz mi bıraktık böyle yaparak? Size böyle söyleyen bir arkadaşınıza tepkiniz ne olurdu? Eğer önemliyse belirteyim yaşlar 24 ve üçümüz de kadınız.
Okuyanlara teşekkür ederim.
0
Alyoşa
(28.01.20)
bu tür süreçler bıçak gibi kesilme şeklinde olursa ani ve yanlış karar verilmiş olur bence.
süreç içerisinde yeni kimliğine uygun olmazsanız ya da o size uymazsa yavaş yavaş koparsınız ve görüşmemeye başlarsınız.
ha bana böyle bişey derse bi arkadaşım bi yürü git aq derim.
0
anily
(28.01.20)
Yeni kimlik oluşturma meselesinin ne olduğunu bilemedipimizden çok doğru şeyler söyleyemeyebilirim ama anlayışlı olun, mesafe ya da alan istiyorsa verin madem.
0
epistemic_regress
(28.01.20)
Yeni kimlik ne ya? Bence sizinle arkadaşlığı en az dram yaşayarak bitirmek istiyor, onun kurnazlığı bu.
0
malheiros
(28.01.20)
Arkadaşlıklar bitti demeyle biten ya da devam eden şeyler değillerdir. Arkadaşınız (ve buna siz de dahilsiniz) belli ki ikili ilişkiler konusunda tecrübeli birisi değil. yeni kimliğine sizinle olan arkadaşlığını koyup koyamayacağını bilmediğini söylemesi aslında kendisini tam olarak tanımamasından kaynaklanıyor. Olgunlaşma böyle bir süreç işte. Nasıl bir karar alacağını bilemiyor ve bir yol arıyor. Bu belirsizliğiyle size ve ilişkinize zarar vereceğini düşünerek, kendisini geri çekiyor. Bu konuda yanılıyor. Kendisini geri çekmesi onun için olumlu gibi görünse de aslında bir kaçış. Söyleyin kendini bu kadar yıpratmasın. (Arkadaşınızın duygusal devrimci halini sevdim.) İyi günde kötü günde yanında olacağınızı, ona her haliyle destek olup saygı ve sevgi duyacağınızı belirtin. Zira arkadaşlar bunun için vardır.
Cevaplar:
-siz onu biraz yanlış anlamışsınız evet.
-Anlayışsızlık var ama bunu sizin de olgunlaşma sürecininizden dolayı olduğunu düşünebilirsiniz.
-evet, yalnız ve desteksiz bıraktınız.(ama üstüne de çok düşmeyin.hani istersen biz hep buradayız mesajı vern yani)
-yeni kimliğini yakından tanımak isterim eğer izin verirsen ama eski kimliği geride bırakmak diye birşey de yoktur. İyi veya kötü; bunlar seni sen yapan şeyler. Şuan kendi hayatınla ilgili aldığın kararların doğru olduğunu düşündüren geçmişinde yaşadığın deneyim ve tecrübelerin. Eski kimliğini yok saymak yerine, eski ve yeni diye ayırmak yerine, kendini olağan halinle kabul etmeni dilerim, derdim.
0
hepbiarayisicinde
(28.01.20)
"yeni kimlik oluşturma" kulak tırmalayıcı gibi görünsede değişiklik ihtiyacını normal karşılanmalıdır. bu bazı dönüm noktalarında yaşanan ve yaşanması gereken bir şey. arkadaşınız bunun farkında. fakat bu ne kadar anlayışla karşılanacak bir şey bile olsa 10 yıllık ve üstelik beraber büyüdüğünüz bir arkadaşınızın bir anda sizi silmeye karar vermesi açıkçası ben yaşasam kabulleneceğim bir şey değil. elbette her insan bir birey ve düşüncesine saygı gösterilmeli. böyle bir durumda benim için en önemli mesele onunla aramızdaki samimiyet olurdu. ben onun yeni kimlik yaratmasına saygı duysam bile bizi böyle kolayca silmesini kabullenmez ve eğer aramızda yeteri kadar samimiyet var ise onunla bir süre görüşmek ve düşünce alışverişinde bulunmak isterdim. ama arada bu samimiyet yoksa ve arkadaşım böyle bir karar vermişse maalesef ben de onun bana yaptığı gibi yapar ve onu kolayca silerdim. çünkü hiçbir samimi ve uzun süreli dostluklar böyle kolayca bitmez. arkadaşınız size böyle bir şeyle gelmişse ve aranızda yeteri kadar samimiyet yoksa yapılacak hiçbir şey yoktur bana göre. benim düşüncem bu.
0
tabii lan manyak mısın
(28.01.20)
yeni oluşturacağı kimlik her ne olursa olsun, ben şu muhabbete maruz kalsam keser atarım. kendini sizden yukarıda da görüyor olabilir
0
gazozailacatmauzmani
(28.01.20)
Valla çeşitli senaryolar olabilir:

- Yeni bir işe girdi. Orada havalı arkadaşları var. Sizi o oranda havalı bulmuyor. Tam da emin değil, görüşmeyelim diyerek onun iş yerine baskın yapmanız, dolayısıyla sizi tanıyor olması ihtimalini sıfırlamak istiyor.
-Yeni bir erkek arkadaş edindi. Sizi ilişkisi için tehdit görüyor, ya da erkek arkadaşı mutaassıp. Sizi o ortama yakıştırmadığı için "kurtul arkadaşlarından" konulu ültimatom vermiştir.
- Tarikata girmiştir, şeyhi etrafından soyutluyordur
- Derin depresyonda, çevresinden uzaklaşarak bundan kurtulabileceğini düşünüyor.

Bir tek son seçenekte arkadaşınıza mesafe verin ama tümden bırakmayın, aslında arkadaşa ihtiyacı var ama bunun farkında değil derdim. Diğer iki mesele maalesef daha yaygın ve hiç de arkadaşça değil. Arkadaşlık böyle bir şey değil zaten. Ya bir hareketini görür soğursun, arana mesafe koyarsın ama böyle "yeni kimliğim.... Sizi oraya koyabilir miyim..." gibi cümleler kurmazsın.
0
SiyamkedisiZorro
(28.01.20)
Benzer bir şey yapmış biri olarak fikir vereyim.

Eski ilişkilerimin benden çok şey aldığını düşünüyordum. Bana zararlı çoğu kişiyi kesip attım. Yakın olanlardan bazılarına benzer mesajlarla gittim.

Kimi anladı, hala ilişkimizi sürdürüyoruz ve hatta eskisi gibi. Kimi ise kararıma saygı duymadı, zaman istediğim halde her gün her gün her gün buluşmak bir şeyler yapmak istediler. Maalesef komple bitirmek zorunda kaldım onlarla.

Belki çıkarmak istiyordur ama komple değil. Ya da iyi bitsin istiyordur.
0
aguen
(28.01.20)
bu muhabbetten sonra istese de ben onunla görüşmem.
yeni kimlik nedir abi? Kafasını bulandırmışlar ergen tribine girmiş.
0
basond
(28.01.20)
Benzerini bi arkadaşım bana yapmıştı. Yeni kimlik oluşturuyorum demedi ama hayatını farklı bir kulvara sokmaya çalışıyordu ve derdi sıkıntısı olduğunda arayıp saatlerce sövdüğü, buluşup kafa dağıttığı, benim de aynısını yaptığım arkadaşlığımızı 1 gecede çöpe attı. Onca paylaşımımız, anımız, toleransımız, destek oluşumuz... hepsini 1 gecede 1 mesajla yok etti. Bencildi, ama o bana artık hayatının geri kalanında benim olmamı istemediğini söylediğinde “şöyle yapabiliriz böyle yapabiliriz” deme şansım yoktu. Zoraki bir devam olacaktı ben kabul etmesem, eninde sonunda kopacaktı. Bu yüzden saçma da olsa sana saygı duymak ve dediklerini kabul etmekten başka şansım yok dedim ve ertesi gün numaralarını sosyal medya hesaplarını engelledim.

Bence arkadaşınız benimki kadar bencil biri değil. En azından emin değilim demiş. Ben olsam her koşulda hep onun tarafını tutacağımı, her zaman ona sonsuz ve karşılıksız destek olacağımı söylerdim.Yine de gitmek isterse kendi bilir ama desteğimi hissettirirdim çünkü belli ki kendisi için zor bir süreçten geçiyor.
0
megalomaniac
(28.01.20)
bu arkadaş 24 yaşında evde kalma sendromu yaşamaya başlamış. kimlik oluşturma sürecini teyzelerin günlerinde yapın da hayırlı bir kısmet çıksın.
0
(.)
(28.01.20)
Nedense cinisyetle ya da cinsel tercihle ilgili bir şey olduğunu düşündüm. Cinisyet değiştirme süreci ya da gay ise örneğin gay olduğunu açıklama süreci geldi aklıma. Bu süreçler sahiden epey sancılı oluyor, kabul görme endişesi olabilir vs. Ihtiyacı olduğunda hep yanında olacağınızı söylemeniz ve gerisini ona bırkamanız en doğru karar olurdu.
0
velvetmorning
(29.01.20)
benimde aklıma velvetmorning ile aynı şey geldi, zira kimlik değiştirmek ifadesi oldukça ciddi bir ifade, kimlik kişinin tanımı ilgili bir kavram. literal düşünürsek; şekli şemali ana adı baba adından, hatta kendi adından bahsediyor ve bunları değiştirmekten bahsediyor.

bu nedenle velvetmorning +1 ve hepbiarayisicinde + 1
0
selam
(29.01.20)
(7)

Dinlerde

Tochinoshin
Peygamberlere neden bu kadar önem verilmiş?Yaratıcının kendini tanıtmak için seçtiği insanlar değiller mi basitçe?
Peygamberlere neden bu kadar önem verilmiş?

Yaratıcının kendini tanıtmak için seçtiği insanlar değiller mi basitçe?
0
Tochinoshin
(27.01.20)
"Semavi Dinlerde"
0
joker hakki
(27.01.20)
insanların somut, neye benzeyebileceği hakkında fikri oldukları bir şeye tapınma ihtiyacını karşılıyor. tanrısız budizm dininde bile nerdeyse budha'ya tapıyor insanlar.
0
prizmatik
(27.01.20)
Tanrının emirlerini aktardığına inandığın biri olursa o kişinin her söylediğini tanrıdan gelmiş kabul etmemen için hiçbir sebep yok.
0
osssy
(28.01.20)
islamın geleneksel algısında olduğundan daha fazla anlam ifade ediliyor bence, üst insan olarak görülüyor.
bence din adına söylediği şeyler yani kutsal kitapta yazanlar harici diğer söyledikleri ya da söylediği iddia edilen şeyler tartışma yapılabilir konular.
0
anily
(28.01.20)
Dinin praksisine dair model/emsal teşkil ettikleri için. Olay sadece aktardıkları emirler yasaklar ibadetler değil ki, nasıl yaşanacağına ilişkin fikir veriyorlar.

Dinden ayrı olarak, birçok teorisyenin dediği bile, kendi öldükten sonra bir sürü onu demek istemiş/hayır bunu demek istemiş tartışması tarafından üzeri örtülü/gömülü hale geliyor. İlgili din öyle olsa bile, bir çıkış kapısı olarak orada birinin hayatı dursun ve o praksise bakilagelsin diye işte.
0
encokbenisevinnolur
(28.01.20)
İnsanları, mutlak güç kazanmak için yaratıcının kendisini seçtiğini söyleyerek kandırmış.
0
hepbiarayisicinde
(28.01.20)
e yani, adamlar yaratıcının PR'ını yapıyorlar... E, haliyle de önemli oluyorlar.
bir nevi, dönemin propaganda bakanları.
0
pangea
(28.01.20)
(6)

Ehliyet sahibi olmadan otomobil alabilir miyim?

hadi ya la
Daha doğrusu babam arabasını üstüme yapacak, fakat ehliyetim yok.Sorunsuz bir şekilde bunu yapabilir miyiz?
Daha doğrusu babam arabasını üstüme yapacak, fakat ehliyetim yok.
Sorunsuz bir şekilde bunu yapabilir miyiz?
0
hadi ya la
(27.01.20)
araba satın alırken ehliyet sorulmuyor ki, olur herhalde mantıken
0
burya
(27.01.20)
Bizim evdeki araba annemin üzerine kayıtlı ama annemin ehliyeti yok, babam sürüyor
0
benign neglect
(27.01.20)
trafiğe çıkmadığın sürece sorun olmaz. her türlü alınır.
0
scudman1
(27.01.20)
araç alım satımlarında ehliyet şartı yok.
0
Tears of Devil
(27.01.20)
elbette ama sigorta yüksek çıkar genç kişiye.. babanız da %1 de olsa bir hisse yazdırsın. aracın sahibi olarak sigorta teklifi alabilir böylece. ona daha iyi çıkar muhtemelen. kasko da aynı.
0
ozdek
(27.01.20)
Ehliyet şart değil. İlk araba ise sigorta yüksek.
0
hepbiarayisicinde
(28.01.20)
(6)

ABD İran ile neden uğraşıyor?

gezegen olan pluton
Küresel düşman modeline neden İran konuldu, son olaylar gösterdi ki İran ile ABD arasında bayağı bir siklet farkı var. Yazık değil mi İran'a, bıraksalar kendi halinde bir ülke olsa, derdi ne ABD'nin, mesela neden Moğolistan değil de İran?
Küresel düşman modeline neden İran konuldu, son olaylar gösterdi ki İran ile ABD arasında bayağı bir siklet farkı var. Yazık değil mi İran'a, bıraksalar kendi halinde bir ülke olsa, derdi ne ABD'nin, mesela neden Moğolistan değil de İran?
0
gezegen olan pluton
(09.01.20)
büyük orta doğu projesi ile, dış müdahale veya iç karışıklık ile şekillenmemiş bir tek iran ve türkiye kaldı.

ortadoğu'daki değerli petrol, doğazgaz yatakları, değerli madenler vs.

ırak, abd'nin sikletinde miydi? afganistan? Suriye? libya? mevzu siklet mevzusu değil öyle olsa çin'e sarar ya da avrupa'ya, ya da rusya'ya.
0
emfuzi
(09.01.20)
büyük bir ülke olarak büyük işler yapması için karşısında bir tehdit olması lazım

örnek veriyorum süper bir silah üretebilmesi için karşısında bir tehdit olması lazım ki bak bu herif için ürettim diyebilmeli

aynı durum ilaç, petrol gibi stratejik ürünlerin fiyatları içinde geçerli.
0
dedim dedim de kime dedim
(09.01.20)
bir hedef lazım. ekonomisine müdahale edemediğin oda İran. hem petrolü var hem doğalgazı var hem kültürü sağlam. hem müslüman hem demokratik değil.
0
mikahakkinen
(09.01.20)
Çünkü Orta Doğu'daki çıkarları çatışıyor?

Basitçe:

-İran Şii ve mezhep üzerinden aktif politika yürütüyor. Bölgede kendini sünnilerin babası olarak gören, ABD'nin müttefiki Suudi Arabistan ile zaten çatışmada. Trump, Kaşıkçı'nın öldürülmesinde bile Suudilere sert çıkamadı. Rusya ve Çin'e, Türkiye ile birlikte bir müttefik daha kaybetmek istemiyor.

-Medyada pek yer verilmiyor ama Yemen'de iç savaş hala devam ediyor. Taraflar İran destekli şii Husiler ve Suudi destekli koalisyon.

-İran, Trump'ın can dostu İsrail ile de çatışma halinde. ABD, nükleer anlaşmadan çekilme ve ambargo kararı ile İran'ın İsrail'e karşı nükleer silah geliştirme sürecini durdurmak istiyordu.

-İran'la Abd arasında Hürmüz Boğazı Üzerinde tarihten gelen çıkar çatışması var.

-İran'ın dış politikası esasında Hamaney ve Devrim Muhafızları tarafından yönetiliyor. Reformcuların adayı Ruhani iktidara geldiğinde, Batı ile ilişkilerde daha ılımlı bir yaklaşım gösterdi. 2015'te Obama, Ruhani ile nükleer anlaşma imzalayınca reformcuların karşısındaki muhafazakarların elini zayıflatma amacı güdüyordu. En azından rejim değişikliği değilse bile İran'ı Rusya güdümünden çıkarıp Batı'ya çekme planı vardı. Trump ise nükleer anlaşma konusunda ne Hamaney'e ne de Devrim Muhafızlarına güveniyor. Ruhani bugün var yarın yok. Ayrıca Ruhani her ne kadar Batı'ya karşı uzlaşmacı tavır gütse de Orta Doğu'da Hamaney'in başını çektiği agresif politikadan kopamadı. Yani ABD'ye göre rejim yıkılmadıkça İran'ın her daim nükleer silah geliştirme potansiyeli var. O yüzden Trump hem anlaşmadan çekildi hem de İran'ı Arap Baharı'na benzer bir şekilde, içeride rejim değişikliğine zorlamak için sıkı ekonomik ambargo uyguladı. daha iki ay önceki İran'daki benzin isyanlarını hatırlarsın.

-Son olarak Irak'daki olaylarda ABD büyükelçiliğine yönelik saldırı ile Trump'ın eline koz verildi. Hem İran'a yönelik misilleme için bahane üretildi hem de kendisinin azledilme sürecinde gündemi değiştirme fırsatı buldu. Gerçi zaten senatoda karar geri dönecekti ama seçime yönelik, kendi seçmen kitlesinde tekrar güven tazelemiş oldu.
0
In a silent way
(09.01.20)
Yazık değil mi irana, derdi nedir abd gibi sorularla siyasetten çok uzak olduğunuz belli.
ABD emperyalist kapitalist ve İran bölgesel tekelci kapitalist. Önce bunlar ne demektir öğrenmek gerekir.
0
hepbiarayisicinde
(09.01.20)
çünkü iran çağdışı bir rejim ile yönetilen, sokaklarda insanların vinç ile asıldıgı ve kırbaçlandığı bir şeriat ülkesi. kadınlar sokakta başlarını örtmek zorunda ve ikinci sınıf vatandaş. kendi haline bırakmamak lazım böylelerini
0
dafuq
(09.01.20)
(6)

vakit geçirmelik 2 saat boyunca vay arkadaş dedirtmelik film tavsiyesi

avatar is back
gece boyu müsaitim şimdiden indirip izlemek istedim. aksiyonu bol olabilir ya da uç bilimkurgu önerileri de olabilir.mad maxgodzillakonggibi gibi
gece boyu müsaitim şimdiden indirip izlemek istedim. aksiyonu bol olabilir ya da uç bilimkurgu önerileri de olabilir.

mad max
godzilla
kong

gibi gibi
0
avatar is back
(09.12.19)
predestination izlemediysen
0
jack lupino
(09.12.19)
steven seagal'in

above the law
under siege
under siege 2
vs filmleri
0
inekadam
(09.12.19)
kefernahum
0
Pertev nail
(09.12.19)
(bkz: district 9)
(bkz: us)
0
Bruce
(09.12.19)
batman returns.
bence şu zamana kadar çekilmiş en iyi batman filmi.
bunun harici beetlejuice var, onu da tavsiye ederim.
ikisi de aynı yönetmenin.
aksyonu bol olan istiyorsan da, atomic blonde tavsiye ederim. charlize theron döktürmüş.
0
pangea
(09.12.19)
the handmaiden - dram, gerilim diye geçiyor ama aradığın ‘vay arkadaş’ olayı bu filmde var.
Old boy’u da öneririm.
0
hepbiarayisicinde
(09.12.19)
(4)

Balik menusu

balpolen
Yarin menude takoz palamut, roka salatasi, firinda patates, barbunya ve uzerine helva var. Bu icerik nasil zenginlestirilebilir?Tesekkurler:)
Yarin menude takoz palamut, roka salatasi, firinda patates, barbunya ve uzerine helva var. Bu icerik nasil zenginlestirilebilir?
Tesekkurler:)
0
balpolen
(06.12.19)
Bütün tavada yapılan yemekleri düşünebilirsiniz, sossuz ya da az soslu olmak kaydıyla. Acılı et sote olur, tavuk kavurma olur, beef stroganoff olur. Soğuk mezelerden olabilir; Humus, rus salatası, ezme.. ve tabiki şarap. afiyet olsun.
0
hepbiarayisicinde
(06.12.19)
Ben balık yanına mutlaka buharda pismis sebzeler de ekliyorum; brokoli, Brüksel lahanasi vs. Pişirdikten sonra da zeytinyağı, biraz limon, tuz ve biraz pul biber ile sos yapıyorum. Hem pratik, hem sağlıklı, hem doyurucu.
0
fraise
(06.12.19)
bence gayet yeterli bir menü. İlla bir şey eklenecekse yoğurtlu bir meze olabilir.
0
burfak
(06.12.19)
mısır ekmeği, kremalı sebzeli çorba, meze falan olabilir herhalde? ama bence bu menüde ekstra bi şeye gerek yok.
0
xvyz
(06.12.19)
(5)

Mısır medeniyeti

dakota
Eski Mısır medeniyeti Arap mıydı ? Yani o pramitleri yapanlar falan. Hangi etnik gruptandılar ?
Eski Mısır medeniyeti Arap mıydı ? Yani o pramitleri yapanlar falan. Hangi etnik gruptandılar ?
0
dakota
(01.12.19)
E"gypt".

Kıpti yani.
0
aksi kanitlanmadikca cocuktur
(01.12.19)
Mevzu karışık: en.m.wikipedia.org

Kuzey Afrikalı, mağribi falan heralde.
0
prole
(01.12.19)
Musevilerdi diye biliyorum.
0
sacrilegious
(02.12.19)
Araplarla hiçbir ilgisi yoktur. Olsa olsa araplar eski mısırlı olabilir(kronoloji).

Antik mısır medeniyetinin kökeni için hala net birşey söylenememektedir
0
hepbiarayisicinde
(02.12.19)
Direkt bir etnik gruba atfetmek mumkun degil. Levant Tunc Cagi ve Neolitik toplumlari ile Anadolu Neolitik toplumlarina yakin gorunuyorlar genetik acidan.

www.nature.com
0
evrim halkasi
(02.12.19)
buraya yazılanların hakları Sir Anthony Hopkins'e aittir.
yazan eden compumaster, ilgilenen eden fader
modere edenler basond, compumaster, fraise, kibritsuyu, rakicandir
bu sitede yazılanların hiçbiri doğru değildir. site içeriği küçükler için sakıncalı olabilir. yazılardan yazarları sorumludur. kaynak göstermeden alıntılanamaz. devlet tarafından atanmış bir kurumun internet üzerinde kimin hangi bilgiye ulaşıp ulaşamayacağına karar vermesi insan haklarına aykırıdır. web siteleri kullanıcıların istekleri doğrultusunda bağlandıkları yerlerdir. kullanıcılar isterlerse bir web sitesine bağlanmayabilirler. bu güçleri ve imkanları mevcuttur. bir kullanıcı bir siteye bağlanmak istiyorsa bu onun tercihi ve hakkıdır. bağlanmak istemiyorsa bu yine onun tercihi ve hakkıdır. halkın kendisine hizmet etmesi için görevlendirdiği kurumlar hadlerini aşıp halka neye ulaşıp ulaşmayacağını bilmeyen cahil cühela muamelesi edemezler. ebeveynlerin çocuklarını sakıncalı içeriklerden koruması için çok sayıda bedava ve ücretli yazılım mevcuttur. bu yazılımlar bir web tarayıcısını kullanmaktan daha karmaşık teknik bilgi gerektirmemektedir. devletin milletini küçük düşürmesi ve ebleh yerine koyması yasaktır.