sıfır seat leon

c5 aircross

A3 Sedan

suv'lara bak hocam. ben olsam peugout 3008 alırdım.

Ben tam tersi 200 daha az ver diyeceğim:D

Ben olsam gider 700-800 bandında 2-3 yaşında bir corolla hybrid alır kalan 200'ü de %150 üstü yıllık getirisi olan bir fona atarım:)

Ya da gider donanımı full bir hyundai elantra alırım 0, 757bin şu an bayi satış fiyatı

Bankanın detaylı bilgi vermiş olması gerekirdi. Kredili araç almadım ancak ev alırken ev bizim oldu sonra o belgeyi bankaya ilettik sonrasında banka parayı satıcı hesabına gönderdi.

Merhaba, aslında bu alıcıyı korumak için gibi gelmişti bana. Bizde de aynısı oldu, banka size “satıştan sonra şu miktarda parayı şu iban numarasına göndereceğiz” diyor, ruhsat size geçince ve siz o ruhsatı bankaya sununca da parayı aktarıyor. Bankanın o kağıdı bir çeşit taahhütname. Ama satıcının bankaya gitmesine gerek olmadı bizde.

Evet hemen geçmiyor saticinij hesabina. Satici teminat niteliginde bir kagit aliyor, daha sonra banka onun hesabina parayı aktarıyor.
Herkes yanasmak istemiyor bu sisteme zaten. Yani adam ben kendi paranla alıyorsan al, tasit kredisi falan ben bilmem diyebilir.

Noterden alışverişi yapıp bankaya ruhsatın fotosunu atınca banka adamın hesabına parayı gönderiyor. Bizde böyle oldu. Adamın bankaya gelmesine gerek yok.

Yukarıdaki cevaplara ek olarak, en kötü ihtimal sizin şubeye gitmeye gerek olmadan, noterin yakınındaki bir şubeden halledilebilir de bu işler.

Satıcı ile alıcının aynı bankada (başka şube olsa da) hesapları olması işi çok hızlandırır.

Önce süreci açıklayalım; Taşıt kredileri alacağın taşıta rehin konmasını gerektirir. Bireysel kredilere göre tutarı yüksek ve faizi düşük olan bir kredidir dolayısıyla teminat alınmasını gerektirir. Konut kredilerinde de süreç benzerdir. Taşıt-konut kredilerinde kullandığın kredi şahsi hesabına geçmez, satıcının hesabına ve satış işlemi gerçekleştikten SONRA geçilir. Süreç böyledir.

Şöyle düşün, diyelim ki araç alacağım diye bankaya gittin, kredi senin hesabına pat diye geçti, o tutarla araç alacağının bir kesinliği yok ve belki 1M TL kredi kullandın. Banka herhangi bir teminat almadan yüklü kredi verdi ve bireysel kredi limitlerinin de çok üstünde kredi kullandırdı, bu yapılamaz.

Ya da tam noterden devir öncesinde bu tutar satıcının hesabına geçti, diyelim ki devir esnasında aracın üzerinde bir rehin, satışa engel bir durum, borç vb. çıktı ve satış gerçekleşmedi. Bu durumda ne olacak? Banka krediyi satıcının hesabına geçti ve devri yapamadınız. Sen borçlandın ancak aracı üzerine alamadın :) Böyle daha mı sağlıklı oldu, hayır. Taşıt kredisi süreci bu gibi sorunların önüne geçer.

Biriniz şehir dışında da olsanız mutlaka bir noterde buluşmanız gerekecek. Bankada kredi işlemin onaylandıysa ilgili yazıyı al, notere giderken peşinatını satıcının hesabına geç (mobil bankacılık limitlerine dikkat et), noterde devir işlemini gerçekleştirin, sonra bankaya giderek veya telefonla alım-satım işleminin tamamlandığını belirttiğinde kalan (kredi) tutarı satıcının hesabına geçecektir.

Noterde satış tutarının ne olduğunu ve parayı teslim edip etmediğini sana soracaklar. Peşinatı satıcının hesabına yolladığını, kalan tutarı bankadan kredi olarak aldığını ve devir sonrasında satıcının hesabına geçeceğini söylersin ve bankadan aldığın belgeyi noter yetkilisine gösterirsin.

Dolandırıcılık söz konusu değil bankalar orada her zaman güvenilir 3. parti konumundadır. Ben de krediyle araç aldım bu şekilde ilerledi. Tersine işin içinde nakit para ve elden alışveriş varsa sorun her zaman çıkabilir. Banka arada ise her türlü dolandırıcılığın önüne geçiyor.

Ufak bir noktayı da belirteyim, ben İş Bankası'ndan taşıt kredisi kullandığımda devirden sonra krediyi satıcının hesabına geçmeden önce banka kasko ve trafik sigortasını yapmamı da zorunlu tutmuştu. Telefondan veya bir laptop bilgisayardan farklı sigorta şirketlerinden teklif alacak şekilde hazır olmanı da öneririm çünkü mecburen Anadolu Sigorta'dan baya yüksek tutarlara yaptırmak zorunda kalmıştım.

hastane sihirli degnek degil. doktorlar aldiklari asagi yukari ayni egitim uzerinden tahminde bulunuyor iste. farkli gorus alip farkli tedaviler almak ise yarayabilir, birinden biri tutabilir ama o kadar. pahali hastanede cok beklenmedik bir tibbi metot uygulandigini sanmiyorum. zaten oyle olsa o kadar asiri zengin unlulerin vs hic hastalanmamasi gerekirdi. tip gunumuzde hala o kadar net bir bilim degil maalesef. gecmis olsun.

Eğer bu hastalığınız konusunda endişeliyseniz üniversite hastanelerinden birinden randevu alın.
Mesela Cerrahpaşa'dan. Zaten rutin kontrol olduğu için ne zaman randevu bulursanız o zaman gidersiniz.

Özel hastanelere sürekli gidiyorsanız özel sağlık sigortası yaptırmanız daha ucuza gelir ama sigorta başlangıcından önceki hastalıklar sigortaya dahil olmaz. Çoğu özel sağlık sigortasında muayene ücretinin %20'sini ödersiniz. Ama 2500 TL olan muayene ücreti sigorta şirketi için 1500 liradır mesela siz 300 TL ödersiniz. Farklı farklı anlaşmalar da var elbette.

Eğer siz normalin çok dışında, ilginç bir hastalığa, duruma sahipseniz devlet hastanesindeki doktorlar bunları daha kolay farkediyor gibi geliyor bana. Sebebi de sanırım özel hastaneye sizinle aynı şekilde ilginç durumda hasta bir kişi 3 yılda bir denk geliyorsa devlet hastanesindeki doktora 3 ayda bir böyle birisi denk geliyor.

Abartmamanız gerektiğini de kendinize hatırlatın.
İki uzman doktor, iki radyolog bakıp da görmediyse çok yüksek ihtimalle bir şey yoktur.

hastalık bir noktada kişiye özel, normal olarak tanımlanan değer senin için düşükte veya yüksekte kalabilir

kafayı taktığın yerde sorun yoktur, başka bir problem de tetikliyor olabilir
ama ultrason yalan söylemez bu konu askıya alabilirsin

bence beslenmene odaklan, bünye eksik olan gıdayı "aşerir"

ben ortalama 3 doktordan fikir almadan aksiyona gecmiyorum.

pahali olan iyi olacak diye bir kaide yok ama isim yapmis olanlar pahali oluyor, isim yapmalarinin da sebeplerinden biri iyi olmalari.

cocukken basima soyle birsey geldi, bir kulagim az duyuyor gibiydi, girmedigim test kalmadi birsey bulamadilar. 5-6 doktora gittim hepsi birsey yok dedi yolladi, ama bir sikinti var ben hissediyorum. En sonunda annem aldi bir yere goturdu, pasaj gibi bir yerin icinde bir muayenehane, sekreter falan yok doktor tek basina bir odada oturuyor, les gibi bir yerdi. Kucuk olmama ragmen anneme "emin misin burasi bana pek saglikli gelmedi" diye sordugumu hatirliyorum. Doktor bakar bakmaz bunun kulak zari cokmus dedi, burnuma bir boru soktu ve basincli hava verdi. Gozlerimden hava ciktigini hatirliyorum ama zari yerine oturttu. 30 senedir sikinti yok.

Ozetle, carenin nereden gelecegi belli olmuyor. Gecmis olsun...

kesinlikle alakası yok.

2 yıl önce bir hastalığımla ilgili -ameliyatlık durumdaydım-
kendi özel muayenesi olan sıradan bir cerraha gittim. muayenesi bir çok özel hastanedeki proflardan daha pahalıydı. klasik internete kendi reklamını veren instagram doktorlarından yani.
10 dakika muayene etti etmedi direk ameliyat ve şu kadar gün yemek yemeyeceksin, sıvı beslenceksin, şu kadar dikiş olacak vs vs paket program bir şekilde hızlıca bilgilendirdi ve bitti dedi. muayene sırasında da canımı çok yaktı hakkımı helal etmiyorum ona.

sonra bilindik bir özel hastanedeki profesör bir hekime muayene olmaya gittim. alanında bilinen ve deneyimli bir hekim. muayene parası bu yukarıda bahsettiğim zibididen daha ucuzdu ve muayene sırasında hiçbir şey hissetmedim.
bu hekime ameliyat oldum ve diğerinin verdiği fiyattan 2bin tl daha ucuza. düşünün bu hastalığın profesörüne ameliyat oldum hem de daha uygun fiyata. ertesi gün normale döndüm. iyileşme sürecimin zaten 1 yıl süreceğini takip edilmem getektiğini söylemişti doktorum. vücudumda ameliyat, dikiş izi vs bile yok neredeyse öyle düşün.

eğer daha pahalı diye bu daha iyidir diye düşünseydim şuanda ilk doktora ameliyat olmuştum ve bunu hayal bile etmek istemiyorum.

iyi bir hekim zaten finansal olarak yapmıştır yapacağını ve hakettiğini alır. instagramda reklam veren doktorlara sakın ha araştırmadan etmeden güvenmeyin derim. sağlığınızdan olursunuz mazallah.
ben direkten döndüm.

eğer bir konuda uzmanlaşmış türkiyenin o alanda sayılı doktorlarından biri değilse özel hastaneye gitmeyi ben gereksiz buluyorum. sırf otel konforu sundukları için o kadar paralar bayılmaya değmez.

inanın kamu ve özellikle üniversite hastaneleri bir çok konuda daha iyi. daha çok ve çeşit bakımında daha fazla hastalık gördükleri için tecrübeleri daha fazla oluyor.

önce eğitim araştırma veya üniversite hastanesinde bir uzman hekime gidin. hekimi seçerken isim olarak araştırın( www.hekimler.net ) burada isim olarak bakın. hangi okuldan ne zaman mezun olmuş. özellikle istanbul-çapa-hacettepe-ege gibi üniversitelerin mezunlarını ve orta yaşlı hekim bulun. ondan randevu alın.

eğer cevapları tatmin etmezse bu sefer üniversite hastanelerinde fark vererek prof. veye doç. öğretim üyelerine kontrol olabilirsiniz. onları da seçerken yayınlarına ve vaka sunumlarına(yine internette kısa bir araştırma ile) bakarak ilgili olanları tercih edebilirsiniz.

git. öncelikle kafan rahat eder. gitmedim bir şey var mı düşüncesi içini kemirmez. hem de 3. bir pahalı ya da ucuz fark etmez belki daha iyi teşhis yapabilir.

yüksek fiyatlı hastane size her türlü masrafı çıkartır. şuna da bakalım, bu da olsun, derler ve sizin de dediğiniz gibi yüksek fiyatlıdırlar. ultrason-mr gibi şeyler çok pahalı buralarda.

ama işin ehli bir yere gitmek istiyorsanız, Michael ile aynı düşünüyorum: üniversite hastanesine gidin. devlet hastaneleri sizi para kaynağı olarak görmez ve devlet imkanları özelin tasarruflu politikasından daima daha iyidir. randevuyu falan da çok kolay alıyorsunuz zaten uygulamadan.

geçmiş olsun.

Hocam soyadın Sabancı ve Adanalı değilsen gitme tabii ki. İki doktor da söylemiş işte, üçüncüsünde Amerika’daki bir hekime başvurmak istemeyeceğin ne malum :). Sevdiğim başarılı bir hekim arkadaşım şöyle diyor bu durumlarda: uykuna ve beslenmene dikkat et, stresten uzak dur. Sen de bence bunlara dikkat et.

Geçmiş olsun

evet 165 binde değişmesi gerekiyor.

Değiştirmezsen ve koparsa zamanlama bozulacağı için min. 40-50k zarara sokar.

öncelikle müteahhit o kampanyayı doğru anlamış mı ondan emin ol. bir sürü prosedürü var. çat diye bankaya gidip de çekemiyorsun. önce müteahhit projesini bankaya götürüp başvuru yapıyor sonra banka onu bakanlığıa onaya gönderiyor. onaylanırsa müteahhit satış tutarının %5i kadar vergisini ödüyor (burası önemli) tüm bunlar olursa sen başvuru yapıyorsun ve onaylanırsa anca alabiliyorsun.

eğer böyleyse mantıklı çünkü bu şartları sağlayan müteahhit ve ev bulmak bile mucize.

müteahhit şartları biliyor zaten %5 ödemeyi kabul ediyor. Anlaşmayı da ziraat katılım ile imzalamış. Benim asıl problemim bu faiz oranına göre göz göre göre yediğim zammı 2.el konut ya da başka yapılacak bir kampanyada azaltabilir miyim? Yani 3 ay sonra yeni bir kampnaya gelse bu kadar ya da bu şartlardan daha avantajlı olur mu benim için bunu merak ediyorum.

bahse konu ev nerede ? müteahhitler 2,5 milyonluk eve 500bin kredi kullandırmak istiyor. 2,25 milyonluk eve 2 milyon kredi kullanabilirsem alırdım şu an.

müteahhit biliyorsa o zaman alınabilir ancak benim bildiğim evi kiraya veremiyorsunuz kendiniz oturmanız lazım. detayını araştırın yine. kampanya zaten yatırımlık alanları değil kendi oturacağı evi alanlara yönelik.

@mr.goodcat yazmış. Banka onayı gerekiyor öncelikle. Bir de "Evin kira getirisi" konusunu geç bence. Hem 5000 TL 2.250.000 TL'lik ev için düşük hem de kiracı ile uğraşmaya değmez. Burada bile her gün kiracılara mide bulandırıcı şekilde hukuk esneten tavsiyeler veriliyorken aklı olan ev sahibi ikiden fazla evi yoksa kiracı ile uğraşmaz şu aralar. 1-2 sene girmem kiracı işine senin yerinde olsam. Gireceksem de tahliye taahhütnamesi alırım.

Bu derdi tasayı geçtiysek, kiracı derdi bana koymaz diyorsan 2.250.000 TL'lik eve 2.000.000 kredi kullanabiliyorsan evin yeri de uygunsa al geç bence de.

bahse konu olan ev manisada.

Yeni evim projesinde kiraya verilmeme gibi bir şart söz konusu değil.

www.timeturk.com


Bende kiracı olduğum için ödediğim kiranın havaya gitmesi koyuyor. son 1 yılda kiramı 2 kattan fazla artırdım. 5 senedir aynı evde oturuyorum, bu evden çıksam kirası 2 kat daha artacak diye mecbur kabul ettim. Zaten evim olsa ev alayımda kiraya vereyim gibi bişeyle uğraşmam. Sadece kredi olduğu için bana cazip geldi. Enflasyon çok yüksek olduğu için benim olmayan parayla mal sahibi olacağım.

5000 lira kira getirisi olan ev için 2.25 milyon tl vermek müthiş yüksek bir rakam. kendini 400 aydan fazla sürede amorti edecek. bana kalırsa oturacağım ev için daha mantıklı bu yatırım. keza kendin 5 milyonluk evde 4 bine oturuyorsan bu sürdürülebilir değil ve bir noktada kesinlikle sıkıntı yaşayacaksın. şu an ev sahibin cebinden senin kiranı finanse ediyor gibi düşün

ben olsam standartlarımı düşürüp bu alacağım evde oturma yoluna giderim. o zaman alınır.

Roket adam +1.

Hocam ev fiyatı/kira oranı çok yüksek olsa da müteahhit o krediyi kullandırıyorsa alınabilir, ilk defa sizden duydum evin neredeyse %90’ı kadar kredi kullandıran müteahhit. Kiracı muhabbeti falan sizi sıkmayacaksa yatırım için ideal

Hocam saatbaşı bak muhakkak denk gelecektir. Perşembe günü kovaladık cuma gününe randevu bulduk (2 gün önce). Bir benzeri durumu da 1 ay evvel yaşadık, sık sık bakın siz.

Gülçimen Aspava - M.Kemal Mahallesi

Uclu degil ozcelik aspava, hassas’taki.

Hassas aspava

bence porsiyon, çeşit ve lezzet olarak esat caddesi'ndeki yıldız aspava çok iyi ve istikrarlı.
eve serviste de bir kere bile sorun yaşamadım, hep aynı lezzette yemek geldi.

ben gidince hala 3lunun en ilerisinde olanina giderim :)

Yıllardır Boyner'den alırım hiç sahtesine denk gelmedim. Ben Boyner'der Sephora'dan ve Sevil'den alışveriş yapıyorum hiç beni üzmediler, buralardan da almayacaksak zaten Türkiye'de hiçbir yerden alamayız.

Ben Beymen'den alıyorum. Beymen.com falan değil ama mağaza Beymen, herhalde sahte değildir artık

istanbul ataköy atrium alıșveriș mağazasında gür parfümeri var. hep oradan alirim barkodlarinida kontrol ederim bi sikinti yasamadim

boyner, sephora, sevil +1

boyner'den sahte parfüm şikayetlerine pek inanmıyorum.
ya millet paranoyak ya da boyner'in sitesinden değil, başka yerden alıp boyner'den aldıklarını zannediyorlar.
bu markaları buraya getiren marka boyner zaten.
sephora falan yokken boyner'le sevil vardı.

Parfüm yer gök kokturmadi mi? Sahte.
Parfüm tenimde 1 saat kalıyor? Sahte.

Bu iki anlayış olduğu sürece parfüm yorumlarına guvenmem. Hayir parfumde reformulasyon bile olmuş olabilir yani.

bir de EDP EDT gibi farklar yüzünden kalıcı olmadığını düşünüp sahte olduğunu iddia edenler var. boynerde sorun olacağına ihtimal vermiyorum.

Boyner'in sahte parfüm satacak kadar salak bir yönetimi oldugunu düsünmüyorum ama insanoglu tabii, ülkede hicbir seyin bi yaptirimi yok.

Fakat sikayet var yorumlarinin %80'i veya daha fazlasi gerizekalilar tarafindan yapiliyor. Bir ürüne sahte diyorsan, belgesiyle konusacaksin, bence sahte demekle olmaz o is. Önce ne aldigini bileceksin. Bilincli tüketici gercekten az.

Rossmann.

Boyner sahte satmaz, inanmayın o garip şikayet mesajlarına.

StrawberryNet ten alacaksın
...
aa boynerle sevil el ele verip yurtdışından parfüm alışverişini yasaklattırmıştı devlete di mi pardon

boyner sahte şöyle bal gibi satar.

orada çalışanlar gidip sahte parfümü alır getirir buraya koyar.
buradaki orjinal parfümü de çantasına atar.
yönetimin haberi bile olmaz.

sonra kendi orjinal parfümü alır işte arkadaşlarına satar.

En son aldığım rossmann'da vardı ordan aldım.

Boyner, sevil, sephora +1

Boyner neden sahte parfüm satsın? İnsanlar istiyor ki parfümden bir fıs sıksın, 15 saat kokusu buram buram burnuna gelsin. Her parfümün notası farklı; kimisi yoğun kimisi hafif. Tenlerimiz farklı, ayrıca burun alışıyor bir süre sonra parfüm kokusu size gelmiyor. Bir arkadaşım ayni yorumu yaptığında parfüm kokusu buram buram bana geliyordu mesela, o kendi kokusunu almıyordu. Ayrıca EDP, EDT farkları da mevcut.

Dolayısıyla o yorumlara güvenmeyin derim. İnsanlar bu konularda giderek paranoya yaşamaya başladı maalesef.

defacto ve H&M de bulursun

sevil için şnu söyleyebilirim tester parfümleri ile satın aldığınız parfümün kalıcılık oranları gerçekten farklı. edp edt farkıyla alakalı bir durum değil.

boyner ve sephoradan aliyorum ben.
sevil de orjinal satiyordur ama yeterli indirimi goremiyorum sevilde. bu ucu disinda bi yer tercih etmem. bi kere uygun fiyata rossmandan dkny aldim bence o da sahte degildi bu arada.

o sahte diyenlerse buram buram parfum kokmak isteyenler. o kadar para veriyorum bu ne hafiflik algisina sahip olanlar.
yorumlara bakma yani anlamiyorlar.

parfümle alakası olmayan adam gidip parfüme bir dünya para bayılınca aldığı ürünün mucize yaratmasını bekliyor. olmayınca boyner sahte sattı oluyor. personel gider değiştirir diyen arkadaş iyi hayal kuruyor.

meraktan soruyorum trendyol hepsiburada gibi yerlerden biraz daha uyguna alıp,

gelen kutudaki karekodu, barkodu, seri numarasını falan parfüm markasının sitesinden sorgulatıp,

sahte ise iade edip, değilse kullanmaya başlayıp..

gibi bir senaryoyu neden izlemiyorsunuz?

@ananiyimioguz

sahte olup olmadığını barkoddan, karekoddan anlayamazsın. paketi açman, şişenin ve kutunun orjinalliğinden emin olman ve kokuyu bilmen lazım.

paintov'un dediği gibi karekod, barkod ya da seri numarasını bir ürünün orijinal olup olmadığı bilgisini vermez, orijinal bi üründeki kodu alıp orijinal olmayan bi şişeye basıp satabilirsin en basitinden, sahte bir ürünü orijinal bi kodla satmış olursun bu şekilde.

yani diyelim ki adam orijinal parfum aldı, karekodunu kopyaladı 1000 tane parfüme bastı ve sattı. Alanlar karekoddan sorgulama yaptığında, sistem hepsi için "bu ürün orijinal" mi diyor?

Bu kod daha önce sorgulatıldı demiyor mu?

Demiyorsa öyle sistemin ben ta anlamına yani ne anladık?

Orijinal ürüne ait barkod orijinal olduğu için haliyle hepsi için orijinal der ama normalde zaten o barkod o ürünün orijinal olup olmadığını değil o parfümün hangi tarihte basıldığını hangi partiye ait olduğunu vs söyler, sen de o verilere ulaştığında aldığın ürünün orijinal olduğunu düşünürsün. Yani 1 ürün için 1 adet özel bi barkod basılmaz bir seriye/partiye komple aynı barkod basılır, sen sahte bir ürüne o barkodu bastığında orijinal ürünle aynı seriye aitmiş gibi gözükür. Sahte ürün satanların "barkodu okutun bakın hepsi orijinal" deme özgüveninin nedeni de bu oluyor genelde.

Anladım o zaman büyük sıkıntıymış.

Neden kutu açıldığında sorgulatılan uniq kodlar koyup da o daha önce sorgulatılırsa da bunu bildiren bir sistem yapmamışlar, ilginc.

Bu şekilde olursa tek sıkıntı hediye alındıysa alan kişi önceden sorgulattıysa çıkabilir.

Onun dışında daha önce kimse sorgulatmaz ise satışı devam edebilir.. ama elbet bir yerde patlar yine de biraz olsun engellemez mi?

yıllardır Boyner'den alırız hiç sahtesine denk gelmedik

Abi şöyle bi durum var: Ürünün haklarına sahip olan adam diyor ki bu ürünü ya bizden satın alın ya da bizim yetkilendirdiğimiz satıcılardan alın, böylelikle sahte ürün almamış olursunuz ama insanlar biraz ucuza bulduğunda aynı ürünü aradaki yetkisiz satıcıdan da alıyor onun da sahte ürün çıkma ihtimali var, satıcının çözümü "bana ne birader almasaydın" oluyor, sahte ürün üretiminin/satışının önüne geçmek günümüzde imkansız olduğu için bunu engellemenin önüne geçmek için çalışma yapmıyor o da ayrı bi maliyet kapısı çünkü.

Sana şöyle bir örnek vereyim dünyanın en büyük bal tüketicisi ABD en büyük bal üreticisi de Çin ama Çin hep sahte bal üretip bi şekilde ABD'ye kitliyor, ABD bunu engellemek için milyonlarca dolarlık ar-ge yapıyor ama Çin 2 haftada başka bir yöntemle yine üretip satıyor ABD'ye, bunu engellemek imkansız yani.

Evet oluyor.

olur. ayrica su da alir.

Nasil su alir? @65 derece suet degil ni dostum gercek deri

Benim ugglarım 5. yıiını hiç su geçirmeden, yağmur, kar geçirmeden tamamladı. 6. Yılında dikiş yerlerinden hafif hafif almaya başladı. Ama kar her şeye leke yapıyor ya.

waterproof olmadigi icin su alir dedim. yagmur ayri ama ne kadar sureyle kar icerisinde kalacaginiz da onemli. istanbul kari ise bence sorun omaz ama haftanin 5 gunu 8 saati karda giyecegim derseniz su alir.

evet gidin en iyi ihtimalle kornea çizilmesi, iltihaptan ziyade acıyı azaltıcı merhem verirler. 1 günde iyileşir. mutlaka gidip görünün.

Bunun icin gitmeyeceksen neden gideceksin ki.

Kedi ev kedisi degil mi asilari falan tam. Yoksa kuduz asisi da olmam lazim.

Teşekkürler cevaplar için, randevu aldım bakalım ne diyecekler.

@kuzey li: Dışarı da çıkan bir ev kedisi ama ben aşılarını takip ediyorum, kuduz aşısı da var.

Hocam iltihap olursa zaten belirti verir anlarsınız, şu an söylediğiniz gibi diğer gözünüzle aynıysa gitmeye gerek yok bence.

Dışarı çıkan bir kediyse direkt gidin allah muhafaza tetanoz bile bulaşabilir.

Anlattığınız hikayeye göre risk düşük. Ama riskin düşük olması piyangonun size vurmayacağı anlamına gelmiyor. İmkanınız varsa doktora görünün.

Tom Ford Oud Wood
CH Bad Boy Le Perfume
Dior Sauvage
Tom Ford Ombre Leather

Dior sauvage

Bu kış tom ford noir extreme kullanmaya başladım yeni olarak, şimdilik sıkılmadım güzel gidiyor.

Armani Eau De Cedre kullanıyorum son 3 yıldır. Tek parfümüm buydu, geçen hafta Tom Ford Beau De Jour eklendi özel günler için.

Her iki parfümüm de inanılmaz iyi yorumlar aldı.

Bonus: Jo Malone Wood Sage & Sea Salt. Kokusunu en sevdiğim parfüm bu ancak bileğine sıkıp burnuna götürene kadar uçuyor. Sillage yerlerde. Yine de almayı düşünüyorum çok hoşuma gidiyor. Unisex bir koku bu arada.

Ombre leather parfum

Acque di baviera nero uomo

ZARA Bilboa
uygun fiyatli gayet hos koku

Jimmy Choo Man Intense

yurtdışından Leon Hector almıştım, kokusu çok hoşuma gidiyor.

Kedim yok ama dün bi arkadaşımla buluştum 4 kedisi var, taktırmazsan kedi başı 3-4 bin cezası varmış herhalde. O da taktırmamış daha.

zorunlu? kedim yok ama daha iyi bi sebep mi var

Evet. Zorunlu, cezası var ve vet’e gittiğimde kedime bakılsın istiyorum. Bu sebepler yeterli bence.

var bebekken taktirdim evden kacar vs diye korkuyordum cip olunca en azindan bulanlar bana ulasabilir dusuncesiyle

Taktırmadım,zorunlu ama çip yok :)

Taktırdım neden taktırmayayım ki? zorunlu zaten. Ama kediniz bir şekilde kaybolsa çipteki bilgilerle size ulaşılabilir. Bu bile takılması için başlı başına bir neden.

taktırmadım, taktırmayı düşünmüyorum.

daha once bir kedimi fip'ten kaybettim, kardesi de su an gayet saglikli fakat bu yuzden herhangi bir strese sokabilecek islem yaptirmak istemedigimden oturu taktirmadim.

dun veterinere gittim, cip kalmamis, ilce tarimda da kalmamis. kayit olusturup gonderdi, daha sonra takilcak. kagit ustunde cipli yani.

sirf anksiyete yaratmasin benim icin diye taktirdim bi ise yarayacagindan degil. taktirmasam veterinere goturunce nolucak ceza yazicak mi vsvs kafama takilmasin diye goturdum

Tıraş makinesi

Su arıtma cihazı
PC
Evde eksik gedik hırdavat malzemeleri
Ayçiçek yağı
Sıvı sabun
Kağıt havlu
Tuvalet kağıdı

Bebek maması aldım.

Kurutma makinası
Güneş gözlüğü
Parfüm

Saat

Arabaya lastik.

Elektrikli-elektronik olarak ihtiyaç da olsa lüks de olsa hiçbir şey alamadım. Kışa hazırlık yapmaya çalışıyorum:

Ayçiçek Yağı
Tuvalet Kağıdı
Kağıt Havlu
Sıvı Bulaşık Deterjanı
Bulaşık Makinesi Tableti
Bulaşık Makinesi Tuzu
Bulaşık Makinesi Parlatıcısı
Bulaşık Makinesi Temizleyici
Çamaşır Makinesi Deterjanı
Çamaşır Makinesi Kireç Temizleyici
Çamaşır Makinesi Temizleyici
Yüzey Temizleyici (Sıvı-Krem)
Çamaşır Suyu
Demlik Poşet Çay
Buğday Unu
Toz Şeker
Küp Şeker
Sıvı Sabun
Banyo Sabunu
Şampuan
Duş Jeli
Diş Macunu
Klozet Koku Giderici
Çöp Poşeti
Islak Mendil
Hijyenik Ped
Bakliyat
Makarna
Salça
Turşu
Ketçap-Mayonez

Bunların çoğunu Amazon'dan aldım. Duyurunuzu silmezseniz alışveriş yapacaklara alışveriş listesi olarak kalsın, belki unuttuklarını hatırlatır.

Araba.

kesin dönüş yaparım diye telefonumu kaydettim

akü.

Gıda stoklamaya çalıştım rahat rahat tüketebilmek için. Evet o denli kötü geçecek bence.

Hisse senetleri aldım. Bol bol.

Buzdolabı , çamaşır makinesi ve bulaşık makinesi.

Zeytinyağı, bebek ürünleri

5w30 motor yağı :(

4. dikey süpürgemi aldım dikey süpürge fetisim var. Şu an 2k kardayım ehuhehe

enflasyonu körükledim, işimde kolaylık sağladığı için telefonumu yeniledim

Don (boxer)
Atlet
Protein tozu
Fistik ezmesi
Hindistan cevizi yagi
Multivitamin hapi
Omega-3 hapi
Matcha tozu
Yuz kremi
Gunes gozlugu
Yapboz

araba
kaban
stanley termos
cam balkon
sırt çantası
kedi maması 10kg
hepa filtreler
brita filtreler
espresso makinası

hepsini aynı anda almadım tabi, 2 aydır bunları alabildim, fırsat olsa iki katını alırdım.

bir tane bu oalcaksa bence kesinlikle isitmaz. dibinde oturmak zorunda kalirsiniz. bir de bunlar asiri elektrik tuketirdi eskiden simdi yenileri nasil bilmiyorum.

20 m2 geniş bir oda, tek başına ısıtamaz, ısıtır ama uzun bir süre ister, kayıplar hariç.

Saatte de 2,5 ila 3,5 tl yakar, aylık limiti aşınca 3,5 tl yakar ortalama saatte, hiç kapanmadan çalışırsa.

infrared mi alınmalı bunlardan mı? ufo tarzı ısıtıcılarda şöyle oluyor :d

twitter.com

kalorifer gibi ısıtmasa da çevresini ısıtsa yeter aslında. ama fiyatı 2-3 katı infrared'in. çok bir farkı yoksa ufo tarzı bir şey alabilirim.

infrared de ısıtmaz o kadar yeri. her ufo tarzı olan şeyler aslında infrared değil, gerçek infrared pahalı olur. mademöyle tüm odanın ısınmasına ihtiyaç yok, yağlı radyatör işini görür.

Ben kullanıyorum bunlardan, 2-3 derece farkediyor. Oda da 25 m^2 falan.

Ufoyu kendine çevirip oturabilirsin. 5-10 dk ısınınca kapatırsın, bi saat sonra tekrar bi açarsın vs. Daha iyi ısıtır ama uğraşmak gerekiyor.

yağlı radyatör daha küçük bir odanın soğuğunu kırmak için olur, ama öyle çok da ısıtmaz.
hele ufo tarzı hiç bulaşmayın derim.

sizin çözümünüz konvektör ısıtıcıda.
deneyenlerden olumlu dönüşler aldım.
lcd tv gibi ince, bir araştırın dedim.

www.vigo.gen.tr

kesinlikle ısınma algınız değişecek bununla.

Olacak bir şey yok, böyle gittiği yere kadar devam. Kasım ayında satış rekoru kırıldı, aralıkta da kırılacak çünkü insanlar nerdeyse yok parasına arabalarını takasa verip araba alıyor ‘aman bulamam’ endişesi ile. Daha memlekete giriş bile yapmamış gemideki araçlarda sıra var. Bu galerici/esnaf stoğu bitmedikçe ne yazık ki böyle devam.

peki bu çip krizi saçmalığı ne zaman bitecek? geçen seneden beri her ay "çip krizi 6 aya bitiyor" deniliyor

birebir aynı durum mesela amerika’da da var, redditte veya farklı sitelerde dealer markup diye aratırsanız araçların yerine göre liste fiyatının 1.5 2 katından daha fazlaya satıldığını görebilirsiniz. çip krizinden sonra açıkçası iyicene boku çıktı. yapılması gereken çok basit, almamak. bayide sıraya girmek, sıran gelince o liste fiyatından almak. stokta olmayan aracı hemen almak şu an lüks bir şey ve o lüks takıntısı yüzünden saçma sapan adamlar zengin oluyor.

ben de araç almayı düşünüyordum, biz bayilerde değil bayiler bizim önümüzde sıraya girene kadar (2019’dsn öncesinde öyleydi) mevcut aracımla devam ederim tertemiz. bir çok modelde zaten araç gelmeye başladı yani çip krizi olmayan araçlar da var. onların peşinden koşarsan çok beklemeden araç sahibi olunabiliyor.

donanımhanerdeki sıfır araç fiyatları konusuna yazıyorlar her gün nerede ne araç var. ama bizdeki araba ve hemen sahip olma tutkusu öyle bir seviyede ki kesinlikle hemen her şey olsun istiyoruz. bu da böyle gider o yüzden.

2020 suzuki vitara 1.4 turbo glx cam tavan, hasarsız, 40 bin civarı olanlar 800 bin tl'ye kadar çıkıyor. ben aynı arabanın 2020 çıkışlı 2019 modelini 21600 euro'ya aldım daha bu haziranda doğu avrupa'da.

Olacakları söyleyeyim.

Cip krizi bitecek
Eskisi gibi her araba bulunabilecek
İkinci el piyasası çökecek

Olmayacak diyenlere inanma bunların hepsi olacak ama bugün ama yarın. Hayat döngülerden ibaret

gerçekten öyle ama sözlükte ikinci el otomobil piyasası başlığına ne zaman baksam herkes düşecek düşecek diyor. hiç de düştüğünü görmedim. hiç bu fiyatlar ne böyle diyen yok. bir tek bana mı garip geliyor bu durum anlamadım.

Dolar bazında fiyatlar düşecek

Ben de arabayı değiştirecektim ama sırf bu durum yüzünden beklemedeyim. Yani param var ama bu tiplere 5 kuruş kazandırmam. Eninde sonunda bitecek bu, konut krizi de geçen seneye göre yavaşladı epey. Önümüzdeki sene en azından dolar bazında fiyatlar düşmeye başlar.

geçen sene bu dönem 180 bine aldığım araba 480 bin şu an. artmaya devam ediyor. akp kalırsa 600 olur chp gelirse 400 e iner en fazla :)

piyasa ahlaksız, alıcı satıcı da ahlaksız. bu durumda vatandaşını koruması gereken devlet lazım. sanayici arkadaşım, iki kazalı aracı alıp hiç kaza yapmamış gibi satıyor. artık şehirlerde şebeke olmuşlar. sigortacısından her türlü sanayi ustası birbirini tanıyor. sen arabayı göstermeye sanayiye gidiyorsun galerici ustaları arayıp benim araçta sıkıntı yok diye ağız birliği yaptırıyor. ustalarda araç alıp sattığı için galericilere adam yönlendiriyor.
burada devletin her şeyi kontrol etmesi lazım. araç sahibindende 6001 km almaya gidiyorsun 3000 kmde noter inip kontrol etmiyor çünkü noterlerle galerilerde artık birbirini tanıyor ahbap olmuşlar. yani bir sürü saçma sapan örnek var. herkes birbirini kandırıyor çünkü sistem buna seni sürüklüyor.

bence tek çözüm ötv tamamen kaldırılıp araç alımının kolaylaşması ve çürük araçların piyasadan toplanması ile olur. yani araçlar 0 km alındıkça 2. el piyasası değersizleşir arabaya ulaşmak kolaylaşır ve galerici sanayici bağı azalır. bu çok zor bir şey. yani ülkede emlakçı galerici vb. aracı iş kollarının bitmesi lazım. bu biter mi çok zor. çünkü türkiye mal üzerinden para kazananların ekonomiye katkı sağladı bir ülke. bu değişim için yıllar ve ekonomik refah lazım.

fırsatçılar ve stokçuları bir kenara bırakırsak "çünkü enflasyon" "çünkü ihtiyaçlar sınırsız, kaynaklar sınırlıdır" diyorum.

Mobilyalarım siyah ona rağmen toz sorunu yaşamıyorum. Çevrenizde inşaat varsa veya işlek bir caddede oturuyorsanız ondan kaynaklı olabilir.

Robot süpürge aciliyor her gün. Her gün acilinca cok büyük fark yaratiyor.

Az esya, kiyafetlerin belli bir yerde ütülenip, havalandirilip kaldirilmasi vs. de cok etkili. Kisin maalesef kurutucu kullaniyorum, o kiyafetten cikan tozu bayagi azaltiyor.

bizde de aynı ya, bıktım artık. Sık sık süpürme işe yarıyor bizde. Dyson var, 2 günde bir süpürünce haftada bir de mop anca kesiyor.

robot süpürge 2 günde bir fiks açılınca toz olayı epey çözüldü bizim evde. elle temizlemeyle olacak iş değil ona kanaat getirdik

kurutma makinesi + robot süpürge günlük süpürüyor.

ps. evde 3 kedi var.

tek atışta tam çözüm, her gün mop konusunda güçlü bir robot süpürgenin periyodik temizliği evi cennete çeviriyor, etraftan toz toprak, uçuşan şeyler kalkıyor.
Xiaomi Mi Robot Vacuum Mop 2 Pro

her gün süpürüyoruz. v15, lazerli tozları görerek alıyorsunuz. haftada bir temizlikçi gelip dibi köşeyi temizliyor. robot yerine dikey süpürge daha iyi. 10 dk sürmez tüm evi süpürmen.

tek randevu yeterli.

Hayır tek randevu yeterli değil, on gün evvel tecrübe ettik. Sistemden seçerken aile fertlerini de eklemek gerek.

ben tek randevu ile almıştım. konum ankara

Arkadaşlar teşekkür ederim. Üç randevu buldum zorla aldım. Ama gidip sordum tek randevuda hallederiz dediler. Küçük şehirde yaşadığım için daha kolay. büyükşehirde durum farklı olabilir.

e-devletten ve nvi.gov.tr den ikisinden birden ileri tarihlere bakın.

Gün içinde tekrar tekrar kontrol edin, akşam 7 gibi 15 gün sonrasının randevuları açılıyor olmalı.

her yerde aynı problem var. Istanbul'da doğrudan kapıdan girince iş yapmıyorlar.

Randevusuz olmuyor sürekli kkntrol et ara ara iptal edenler çıkıyor ben 1 ay sonra edirneden buldum (İstanbul)

Peki ben bu süreçte ben bankaya pasaport ücretini yatırsam da randevu kovalasam olur mu acaba? hatta yılbaşı sonrası işlem yapsam, parayı önceden yatırdığım için kabul olur mu?

para işi kolay, siz randevuyu kovalayın denk getirince hemen öder geçersiniz zaten. ödeyip aralık bitene kadar randevu düşüremezseniz yeni yılda aradaki farkı da ödersiniz.

Nasıl her yer yüzde yüz ya? Ben şu an bakıyorum merkezi olmayan ilçeler gayet boş. Polatlı yarın boş mesela.

Bugun 1 saat falan ara sira baktim her yer bostu neredeyse cankaya haric. Cankaya icin de bi ara 10.12 yani bu ctesi icin randevu acildi hemen aldim.

Biz Aksaray’a gittik orada bulabildik.

Ben de aldım, dhl ile sorunsuz geldi. Vergi falan da ödemedik kitap olduğu için.

c5 aircross homologlarına göre gayet güzel, aileysen ileriye yönelik c5

c3 aircross çok güzel bence, hacim olarak işinizi görüyorsa yeterli

Iyi bir grandland veya muadili bir araba varken o fiyata citroen almazdim ben de

Grandland pek tutmadı c5 aircross sevilen bir makine. C3 aircross f/p aracı. İkisi de ihtiyacınıza ve bütçenize paranızın karşılığını verir. Haliyle c5 varken ve ulasabiliyorken c5 tercih ederdim ben. Maaslar ve arac fiyatları ayni oranda artmıyor memlekette, zorlamayacaksa c5.

grandland'tan vebalı görmüş gibi kaçın. son yıllarda kullandığın parasını en hak etmeyen araç. durumunuz varsa Skoda alın. yoksa c5 alın. büyük araba her zaman iyidir.

cocuk yoksa c5 aircross gerçekten gereksiz bir araç. hatta tek çocuk icin bile büyük.

skoda fabia kullanıcısıyım, ikinci çocuk oldu. araç hala bana yetiyor ama kamiq veya stonic bakıyorum. eğer ihtiyaç yoksa borçsuz c3 aircross iş görür bence. stonic'lerin 1.0 iyi diyorlar.

c5 aircross kullanıyorum çok memnunum.
c3 alacağına c5 shine bold al mutlaka. kredi çekmek bu dönem yapıalcak en iyi şey.

Önceki aracım i20 1.2 idi kesinlikle benzin konusunda çok acımasız bir araç. Ama 3 senelik kullanım sürem boyunca 1 kez bile sorun çıkarmadı diyebilirim. Servis kısmı falan çok iyiydi.

Şuan ki aracım ise C3 1.6 blueHDI 5 seneye yakındır da bunu kullanıyorum. kronik sorun olarak adblue depo arızası vardı. onu da yeni güncellediler. artık arızalı depo kalmadı.

konfor konusunda kesinlikle i20 klasman dışı diyebilirim. C3 resmen konfor aracı diyebilirim. c3 ve C3 aircross arasında kalmıştım. hemen hemen tüm özellikler aynı sadece hacim farkı söz konusuydu. o zamanki durumum aircross live pakete yetiyordu. o yüzden c3 shine aldım.

c5 aircross ise bambaşka bir dünya diyebilirim. Onun da c3 aircross ile alakası yok. kesinlikle tam bir keyif aracı. kesinlikle yerinde görmeniz test sürüşü yapmanızı tavsiye ederim. mümkünse en dolu paketi tercih etmeye çalışın.

c5 aircorss ile ilgili çok fazla şikayet olduğunu göz ardı etmeyin. tavan boyası sorunu olan direksiyon kutusu problemi, adblue problemi yaşanyanların sayısı az değil.

carvaiser kanalı sahibi c5 aircross almıştı. uzun kullanım testi yorumu yapmıştı bir bakın derim

www.youtube.com

günümüz türkiye'sinde şu aşamada birisi size kredi desteği sağlıyorsa ve bu tutar yüksekse kesinlikle kaçırmayın. mevcut enflasyon kredi faizleri derken ilk 1 sene sıkıntı olur. sonrasında çerez parası olur.

citroen c3 2020 kullandık, aircross değildi ama uzak dur derim. arabayı kullanırken güvende hissetmiyorsun bile, ayrıca aşırı yakıyor aşırı.

İlgili arabaları denediniz mi? Araç kiralarken clio'dan iyidir herhalde diye c3 aircross kiraladım.
Hem içeri inanılmaz yol sesi aldı hem çok yaktı hem de tipi de garip (bu tabii öznel bir değerlendirme). Gerçekten bu araç son model olabilir mi diye açıp ruhsata baktım. O nedenle scoda diyenlere hak verir gibiyim.

takip için yazıyorum. bu arada benim de dikkatimi hyundai bayon çekti ama teknik vs benim de bilgim yok. bakalım bilenler ne diyecek.

Skoda kamik öneririm, içi ferah ve sürüşü gayet güzel. Yakıt tüketimi ideal. Fiyat olarak da 600bin in biraz üstünde.

opel crosdland essential paket o fiyatlarda. en makul tercih de o gibi görünüyor. bayon zayıf araba biraz, iç hacim olarak da crosdland kadar suv havası vermiyor.

Toyota yaris cross

bayon elite paketi tavsiye ederim oldukça dolu bir araç. alabiliyorsanız 1.0 turbolu olanı alın, 1.4 atmosferik var bende torku düşük olsa da sorunsuz motor

Instagram etkisi. Eskiden sadece televizyonda reklam görüyorken şu an Instagram'da reklamcı olmayan normal insanlar bile reklam yapabiliyor. Alışveriş çok kolaylaştı. Trendyol'un adını duymayan yok.

Alttaki duyuru olarak cevaplayayım. Instagram da çok gördüm çok da umursamadım. Neticede influenserler para için her şeyi yapıyor.
ekşi de her gün gündemde görünce merak edip araştırmaya başladım. Bugün AVM gezerken bir iki model baktım haznesi küçük. Bu yüzden memnun olunup olunmadığıni soruyorum.

Şuan kahve makinelerini pompalıyorlar,

1- Dyson 2-philips airfry 3 Philips 10 tane kahve çeşidi yapan makine

Önceki modellerin haznesi sadece kızartmaya uygundu. O yüzden de az yağlı kullanılan fritözden ibaretti. Şimdi bu satılanlar fırın gibi her şeyi pişirebiliyor, daha efektif hale geldiler

Sağlıksız olduğu düşüncesiyle yıllardır kızartma yemiyordum. Yalnız yaşıyor ve yemek yapmayı pek sevmiyorum. Bu yüzden sebze tüketimim sıfıra yakındı. 2 aydır Mi airfryerim var. Kabak, patlıcan, biber, patates kızartmasına doydum.

Et, tavuk, köfte, balık ve sebze kızartmaları için muhteşem bir alet.

Haznesi küçük. Yalnız yaşayan biri bundan alıp, fırını ve mikrodalgayı çöpe atabilir.

Alttaki duyuruya da cevap oldu.

mirket: evet alttaki duyuruya cevap oldu bu :)

sebebi aslında pompalandığı düşünülen ürünlerin popüler olması ile aynı: pratik olması. modern dünyada biz artık bize zamandan kazandıran ürünleri değerli buluyoruz. Dyson çekim kalitesinin yanı sıra pratik bir ürün mesela. tık şarj ünitesinden alıyorsun ve işini görüp takıyorsun. robot süpürge de benzeri. Ben airfreyer'ı 5 yıldır kullanıyorum, 20 dk'da tavuk/patates/köfte gibi şeyleri hazırlıyorsun. üstelik kızartma gibi sağlıksızlığı kanıtlanmış, kokusu/kirliliği vs.'de cabası bir dertten kurtuluyorsun.

sosyal medyada ara ara pompalıyorlar farklı ürünleri. inanılmaz para dönüyor bu tarz işlerde. influencer ajansları var sadece bu tarz işler yapıyorlar. parayı veriyorsun farklı sosyal mecralarda gündem oluşturuyorlar. biraz da fiyat kampanyası yaptıktan sonra iyicene yürüyor.

13.600'ler ayda tl cinsinden alacağınız maaş mı? Evetse, bu iş için çok az değil mi? Piyasada data science için daha çok para veriyorlar sanıyordum.

Her zaman kurumsal firma daha iyidir. Ayrıca 13.600 tl kariyerinin başında birisi için gayet iyi bir ücret.

Sadece bu verilere bakarak, ne kadar deneyiminiz oldugunu bilmesem de bir derim.

senin alanında değil ama başka alanlarda stk'larda çalışan arkadaşlarım var, çok memnunlar. maaşlar tl mi acaba? hakkaten çok az değil mi ya?

ilki daha iyi.

stk bir şey diyememiş, ekip genç, çalışan dostu demiş. çalışan dostuysan ticket, esnek çalışma, hibrit çalışma verirsin. sadece lafla olmuyor bu işler.

ayrıca stk kariyer için iyi bir başlangıç falan değildir.

@kurbanlık koyun juniorım ve pozisyonlar ankara'da (istanbul'da geçim daha zor olduğu için maaşlar daha yüksek oluyor), bir de data science işi değil benimki veri alanında başka bir pozisyon, data science'ta maaşlar biraz daha yüksek olabiliyor. o yüzden maaş normal bence hatta iyi bile denebilir bu şartlarda.

İlk teklif yemek için 1300 ödüyor. Yani maaşın neredeyse 15k ediyor. Özel sağlık sigortanı hayat sigortanı yapıyor ve bunları cebinden karşılamıyorsun. Yeni bir ekibin çekirdek parçası olacaksın.

Diğerinde 1.5 saat daha az çalışacaksın ama yemek paranı çıkarınca maaşın 12.300e düşüyor. Proje sahiplerinin keyfine göre çalışıyorsun. Kendini geliştirebilecek misin göremiyorsun. Teklifi yapan kadın konuşuyor ama icraat göremiyorsun. Güya çalışan dostu ama evde çalışma modelidir yan haklardır falan yok. Bariz işçi arıyor kadın.

Kesinlikle ilki abi...

8-6 mesai kötü ama yine de 1 gibi.

ik cıyım. çok net şekilde 1.

stk daki kadın övecek bir şey bulamamış ekibimiz genç fln demiş asdhashd, hybrid çalışma ve yan haklar zaten 1. seçeneği çok ciddi olarak öne çıkartıyor. stk da çalışmak bahsi geçen 1. şıktaki şirketten daha iyi bir basamak değil ayrıca.

ben de ik'cıyım. bence de net 1.
1'in hangi grup şirketi olduğunu tahmin ediyorum. sadece yan haklarıyla bile o stk yı satın alır orası. sıkıntılı bir ekonomik süreçten geçiyoruz, bu nedenle finansalı sağlam şirketlerden ilerlemek zaten her açıdan iyidir. bunun dışında da STK'lar vs genelde çok profesyönel bir İK yönetimiyle ilerlemez, çok kişi odaklı bir yapılanmaları olur, bu nedenle de net bir görev tanımı vs olmaz.(çok genelleme yapıyorum) böyle ortamlarda senden görev tanımın olmayan işlerin de beklenebileceği bir ortam/bir yapılanma olabilir. günün sonunda her bokolog olur çıkarsın. aha IT'ci bulduk diyip bilgisayara format attırmaya kadar gider iş. proje neyi gerektiriyorsa çok genel bir iş tanımı zaten, önden yolunu yapmış bence.
her türlü 1 diyorum tekrar o yüzden ama 1 olmazsa da 2 olmasın zaten. işsiz değilsen 2'yi tercih etme bence.

yan hak iyidir, ayrıca haftada evden 3 gün çalışabilmek büyük bir benefit.

burada çok karşılaştıracak mesela kalmamış.

ben de ilkine yakındım zaten onu seçiyorum bu durumda. stk'ya onları tercih edemeyeceğimi bildirdim. teşekkürler herkese

Son zamanlarda manuel arabalarda ekstra bir ucuzluk var, bu da manuel o yüzden öyle gelmiş olabilir. km'si iyi, eğer söylediği şeyler dışında da bir şey yoksa neden alınmasın derim.

ilandaki aracın eğer model bilgisini doğru girdilerse kasko değeri 280 bin lira görünüyor. bu açıdan bakınca ilandaki fiyat normal gibi. aynı model ve kilometredeki ilanlara göre de fiyatı ortalamalarda. düzgün bir eksper kontrolünden sonra alınabilir gibi duruyor.

Bagajının boyalı olması şüphelendiriyor beni sadece.

Bana da pahalı geldi.

Fiyat normal geldi bana. Manuel araç kullanırım diyorsanız alınabilir.

Fiyati uygun degil. Belki normal olabilir. Arac manuel ve 10 senelik bir araba. Bunu goz onune alarak degerlendirmenizi yapin

Manuel olması sorun değil. Atmosferik benzinli almak istemiyorum, turbolu benzinli bulamadım istediğim gibi.

ben olsam şunu alırdım ;)

www.sahibinden.com

Yanlış hatırlamıyorsam bu kasa astra'larda piston kırma durumu vardı almadan önce araştırın derim.

Hocam arada 30bin lira var :)
Piston kırma 1.4 turbo benzinli motorda oluyormuş.

alınmaz. fiyattan değil ağırlıktan dolayı. grande punto 1.3 boş ağırlığı 1130 kilo. 3-4 kişi bindiğinde yakıt tüketimi artıyor. klima açınca daha da gidemiyor. bu astra boş ağırlık 1515 kilo çüşş. zaten astra 1.3 için de gitmiyor lafı çok söylenir.

motordan yana sıkıntı yok sağlam motor ama haddinden fazla ağırlığa gelemiyor.

çok tercih edilmeyen bir şanzıman - motor - araba kombinasyonu. 1.3 dizel opel astra j'ler dayanıklı olsa da 1.3 dizele göre çok ağır arabalar. 1.3 dizel tercih edilecekse astra h tercih edilmeli. eğer astra j ille dizel olacaksa 1.6 dizel tercih edilmeli veya 1.4 turbo benzin düşünülmeli.

not: aşırı beslemeli tüm küçük hacimli turbo motorlarda piston kırma riski vardır. bu risk direkt enjeksiyonlu motorlarda daha yüksektir. astra j'nin 1.4 turbo motoru direkt enjeksiyon değil. uygun motor yağı ve araba kullanmayı bilen birinden alıyorsanız eğer arabayı bir problem çıkarmaz.

Ağırlık sadece performansı etkilerse sıkıntı değil, performansı iyi olan bir araba var zaten. Motor ömrünü etkiler mi?

terekenin tespiti davası açabilirsiniz.

aynı şekilde yasal varis belgenizle sigorta bilgi merkezine de talepte bulunup ölen kişinin mevcut yaşayan poliçeleri olup olmadığı bunlardan doğan haklarınızın olup olmadığını da sorgulayabilirsiniz. çoğu kişinin atladığı bir konu ancak günümüzde çoğu vefat edenin de sigortalarının olduğu doğan hak olmasa da bunların ölüm sebebi iptalini en azından bu vesile ile prim iadesini alabilirsiniz.

E-devlet şifresi varsa orda çıkıyor olabilir. Hayatta olanlar için görünüyor.

@prole kişinin ölümüyle birlikte e-devlet'i ölüm belgesi düzenlendiği an siliniyor. solskjaer +1.

"Tüm bankalara tek tek sormak gerekiyor" demişti birisi. İnanmamıştım.

Hocam selam, bddk sitesinde ve e devlette ilgili kişinin mirasçılarının mirasçılık belgesi ya da veraset ilamı bilgileri ile erişim sağlanabiliyor

bir bankacı tanıdığınız varsa tüm bankalarda sahip olduğu hesapları ve kredi kartlarını görebilir. ama gerçekten en hızlı yolu tüm bankalara tek tek gidip sormak.

Merhaba,

Kayseri'yi düşünürseniz aşağıdaki kayak okulu yardımcı olacaktır.

www.erciyeskayakokulu.com

kayak merkezlerinde kayak federasyonuna/kayak kulüplerine bağlı kurs veren hocalar oluyor, onlarla anlaşırsanız hallolur.
Biraz detaylandırayım :): Palandöken bence TR'de en iyi pistlere sahip ve en uygun kayak merkezi. Acemi için de pro için de çeşit çeşit pist var, kar kalitesi ve kayağa dair ücretler (teleferik, kayak kiralama vs) oldukça iyi. Oteller hakkında bir fikrim yok ama Palandöken şehir merkezine aşırı yakın. Aracınız varsa merkezden 10 dkya dağda olursunuz mesela. Dolayısıyla atıyorum merkezde uygun bir yerde kalıp aracınızla dağa gidip gelmek de çok iyi bir seçenek.

@giovanne'ye ek olarak, subat ayi icin ornegin dagdaki otellerin fiyatlari ucuk durumda. (Gecelik 5bin civari)

Daga 1.5 km uzaklikta the erzurum otel var. Servisle 5 dkya pistlerde olabiliyorsunuz (gecelik 1000-1500 civari gunune gore).

Ya da sehirde mutevazi bir yerde kalip taksi, arac kiralama vs de yapilabilir.

Ama ilk bakacaginiz sey ucak bileti olsun bence. Once onu halledin. Gidis donus 2500 civari ama gecen hafta kampanya vardi thy'de 299 tl'ydi. Bu sekilde bi ucak denk getirebilirseniz baya ekonomik bi sekilde halledebilirsiniz.

teknik olarak olmaması gereken bir şey var. belki değişim isteyebilirsiniz, şayet mümkün değilse iade edebilirsiniz. malum teflon tavalar çok hassas oluyor, o pütürler çizilmeye ya da kaplamanın kalkmasına sebep olabilir.

kaplamanın kalitesini belirliyor

orta boy - 700 lira civarı bir ürünse olmaması lazım

biorderma photoderm.

Solante pigmenta alın aldırın. Dünyanın en güzel güneş kremi :)

Solante pregna var bende aşırı aşırı aşırı yağlı. Eczacı arkadaşım dermatone önerdi o yüzden. Henüz almadım ama.

bol bol afrikalı komşun olur.

kötü değildir.

ankara'nın o taraflarında (kolej, küçükesat, büyükesat, bülbülderesi) olaysız gece geçmez ama yine de kötü değildir.

ben bir türlü iyi/güvenli göremedim oraları ya, Türközü var diye mi, iyice yerleşen yabancı traversti kesiminden mi bilmiyorum ama kafama yatmıyor hiç.

Ankara'da tek başına yaşayan kadın için çok daha uygun yerler mevcuttur.

O bölgede yaşamış biri olarak şunları söyleyebilirim. Güvenlik sorunu yok, tek başına yaşayan kadın için de sorun olmaz. (Hele de dediğiniz kısımlar) Ancak özellikle kışın ulaşım vs sıkıntı. Sürekli yokuş falan bir süre sonra sıkıyor. Kolej kurtuluş İncesu daha önerilir sanki. Ama evleri nispeten eskidir, ama Suri, Afgan, paki, vs yoktur. Kırgızlar vardır genelde gece barlarda vs çalışırlar, diğerlerine göre iyidirler.

düşürebilir, o miktar üst limiti. Bu arada düşürebilmesi hukuki olarak da yanlış değil.

proje yürütücüsü bunu düşürebilir mi? Evet düşürebilir.

Tübitak'a proje başvurusunda bulunurken o günkü limitlere göre bütçeleme yapılıyor ve ona göre sözleşme imzalanıyor. Proje, YL öğrencisi burs üst limiti 3000 lirayken yazılmışsa ona göre bütçe aktarılmıştır. Tübitak burs üst limitlerini artırıyor ancak yürütülmekte olan projelere ek bütçe vermiyor. Dolayısı ile eski projelerde çalışanlar az burs almaya devam edebiliyor.

Evet, düşürebilir.

@cek TÜBİTAK yükselen burs limitlerini kendilerinin karşılayacağını bildirdi. Dolayısıyla şu an burslar eski projelerde de yeni üst limitlere göre ödeniyor.

Üzüldüm arkadaşlar, teşekkür ederim

evet maalesef çogu danışman yapıyor bunu. hatta hiç ögrencisi olmasa ve sen tek ögrencsi olsan bile param yok yalanını sıkabiliyolar. bursu ust limitten alan çok az kişi var o da danışmanın etik bi akademisyense..

@e mice proje bütçesinden arttırdığı miktarlar onların cebine mi kalıyor ki? Neden arttırmaya çalışıyorlar acaba?:( zaten TÜBİTAK onlara belli bi miktar öyle ya da böyle hibe etmiyor mu

@kırmızıayakkabılıgargamel, ediyor ama hoca onu başka işinde kullanıyor mesela ne biliyim laba malzeme alıyor ya da malzeme alıyor gösterip kendi tez jurisi ya da collaboration seyehat ıvırı zıvırı için kullanıyor. onun için etik olan hocalar genelde ögrenciyi madur etmemek adına ust limitten veriyor. hatta bazıları var diyo ki sana projenin butçesi duşuk ondan sana para veremeyiz :)

proejenin diger masraflari coksa, kabul edilmez diye toplam bütce de tasarruf yapiyorlar.
belki cok laboratuar isi falan yoktur ondan da olabilir, is yükü acisindan.

benim tavsiyem projedeki diger calisanlarin aldigina bak, proje formu falan vardir, onlar üst limit sen alt limitsen, ona göre degerlendirirsin.

döküm tava.
victorinox bıçak.
gugar wood kitap tutacağı.
ben kullanmıyorum ama ablam mi robot süpürge ve philips airfryer'dan çok memnun.

Dyson
Air Fryer
Döküm/komple çelik tava-tencereler

Dyson süpürge (bunu almadan önce robot süpürgeyi de çok takdir ediyordum, artık onun işi azaldı.)
Otomatik espresso makinesi
Tavana çekmeli çamaşır askısı (images.app.goo.gl)
Kedi <3

dyson v15, loş ışık ya da karanlıkta lazeriyle temizlik yapmak çok keyifli. oyun gibi.
soundbar
motorlu perdeler
akıllı evle entegre ışık sistemleri
çiçekler, bitkiler, yasemin, şimşir vs.

dikey şarjlı süpürge.

Robot supurge, kedi

bu devirde aldığım her şey diyebilirim.

robot süpürge

airfryer vs.

Lambader.

Normal ışıkta vampir gibi gözlerim yanıyor artık.

rgb akıllı wifi ampül (tercihen xiaomi çünkü philips hue çok uçuk)
www.hepsiburada.com
evde değilseniz bile açıp kapayabilirsiniz. Işık şiddetini, rengini ve sıcaklığını ayarlayabilirsiniz. Bir ayarı kaydedip sıfırdan açıldığında bu şekil açıl diyebilirsiniz. Beyaz ışık, sarı ışık, gün ışığı modlarında gayet parlak ama tek renk seçimlerinde biraz lümen düşüyor. Yine de yeterli bence.

sensörlü gece lambası. koridor veya merdiven için.

philips ambilight tv

kablosuz süpürge

jüt halı. hayatımda bundan daha güzel şeye az rastladım ne kir belli eder ne leke kalır hem estetik buluyorum hem her şey.

ikea skubb çamaşır sepeti vardı. görsen cok dandirik bir şey ama birkaç tane aldım hem kirli çamaşırları koyuyorum hem bazı yerlere sıkıştırıp içine çanta manta oyuncaklarımı falan dolduruyorum. yerden epeyi tasarruf sağlıyor. şimdi baktım sitesinde bulamadım!!

katlanan sandalye de olsun. küçük odalar için güzel çözüm bence. benim tercihim linktedir www.ikea.com.tr çok rahat

bunun dışında yeşil çiçekler, güzel saksılar her ne kadar pahalı da olsa her türlü değiyor evin havasını çok değiştiriyor.

lambadersiz yatak odası düşünemiyorum.

tablolar için cırt cırt bant

mutfak için elektrikli ızgara, vakumlu saklama kabı ihtiyaca göre. ben kedi maması için spagetti saklama kabı aldım gayet iyi

projektor + perde
dyson el supurgesi
duduklu tencere
tefal actifry

oral-b glide dis ipi (serit gibi enine genis olan)
garmin akilli/fitness saati
oral-b/braun elektrikli dis fircasi
cok minimal/ince cuzdan
ekstradan birkac tirnak makasi - ofiste cantada falan farkli yerlerde birer tane bulunduruyorum

dyson v10. sonra hizimi alamayip anneme de aldim. keske daha once alsaydim dedigim ender seylerden.

robot supurge.

yukselen/alcalan calisma masasi (evden calisiyorum)

ikea'dan cekmece ici duzenleyicisi, sunlardan:
www.ikea.com.tr

playstation

hava temizleyici

trainer

Vay arkadaş, herkes beyaz yaka çıktı. Benim için de pratik paspas: encrypted-tbn0.gstatic.com

bölüm başkanı genelde anabilim dalı başkanı olarak görüldüğünden ve programlarda onayı bulunduğundan el mahkum alın derim. şayet hocanız arkanızda duran bir kişi ise ondan bu durumu bölüm başkanı ile konuşmasını isteyebilirsiniz.

eğer derslerin kodu farklı ama beraber işleniyorsa (örneğin 501 ve 601 kodlu olarak) yapabileceğiniz bir şey yok gibi bir şey

aynı dersi alıp farklı sınav olacaksanız maalesef mumkun.

Son gittiğim sokak arası kuyumcusu şuradan baktı

bigpara.hurriyet.com.tr

ankara ve iç Anadolu'da altınkaynak'tan bakarlar.

ikisini de googleladim, fotograflar tanidik gelmedi, imdb'lerine baktim, oradan da tanidik bir sey cikmadi, benim icin unlu degiller ama turkiye populer kulturu icin referans olabilecegimi sanmiyorum.

Evet evet popüler kültürde bence sağlam da olan bir yeri var.

Ünlü ama bence bir olayı yok. Elçin Sangu'nun da bir olayı yok. Bu kişiler bir iki diziyle popüler olmuş kişiler.

Eda Ece yener. Ben de pek kimseyi tanımam, TV izlemem, magazin takip etmem ama eda eceyi biliyorum. Elçin Sangu yu da bilmiyor degilim ama Eda Ece more than

@dissendium

olayları olup olmaması değil ya mevzu, sadece Türkiye çapındaki bilinirliğini merak edip kıyas olarak kendi bildiğim bir figürü kullandım :d ayrıca Elçin Sangu çok güzel bi kadın bence mesela Eda Ece'yi o kadar güzel bulmadım dsjjds

Hewit +1

Adini ilk kez duydum

İsmini bilmiyodum ama yüzünü görünce hee bu kız dedim

Ben tanımıyorum. Hepsinin isimleri birbirine benziyo zaten eda ece sanki 100 tane daha varmış gibi

durum leyla klibindeki koturum kiz
o kizi gercekten sakat saniyordum ben, meger oyuncuymus

Şu aşamada görmedim ama ileriyi bilemiyorum tabi

Ne süredir içiyorsun peki @gazoz

Yıllarca kullanıp akciğer rahatsızlığı olan bir arkadaşım var

www.ncbi.nlm.nih.gov!po=1.72414

www.mayoclinic.org

Harbiden çok zararlı. Bu sitedeki birkaç nargile kullanıcısı yeterince büyük bir örneklem oluşturmaz, önceden yapılmış araştırmalara bakmak lazım.

Bu araştırmalar neye göre yapılmış acaba? Sigaralar belli bir standarda sahipken nargilede bu standardı yakalamak çok zor. X markalı bir sigaranın içeriği belli standartlara sahiptir için süresi bellidir nargilede kullanılan kömürden, kullanıcının içim süresine, yanma oranına hatta tütün türlerine, hazırlama şekline göre bir çok şey değişkenlik gösterir. Bir natgile kullanımı 50 adet sigara kullanımına bedel deniyor ama nargilede ne kadar süre, ne kadar nefes, tütün cinsi, kömür cinsi araştırmada yer almıyor

6 yıldır neredeyse her gün kullanıyorum. Küçük bir lüle taşına hazırlıyorum, tek seferlik kömür yakıyorum (köz üstüne köz getir durumu yok yani). ortalama 1,5 saat sürüyor. Bu şekilde kullanımda bir problem yaşamadım şimdilik. (yaş 38)

Ben de3 yıldır neredeyse her gün içerim. Şimdilik bir sıkıntı yok gibi ama tabii bu ileride olmayacağı ya da zararsız olduğu anlamına gelmez. Evde kendim yaparım, takımımı vs. düzenli temizlerim.

Yalnız bu sıkıntılar bir anda ortaya çıkmıyor sinsice ilerliyor 15 - 20 yıl sonra ortaya çıkıyor problem yaşamamanız yaşanmayacağınız anlamına gelmez tütün ürünlerinin sağlığa zararı ispatlanmıştır

viskozitesi o kadar yüksek bir sıvıyı şırınga ile sıkamazsınız. belki silikonun ucunu minicik açıp bir de maske bandı kullanarak deneyebilirsiniz.

arabanın camı ile çerçeve arasına bu şekilde silikonu sıktım, ancak silikonu şırıngaya arkasını açıp doldurdum, problem olmadı.

Tüp siyah silikon al.

Siyah değil ama normal silikonu şırınga ile sıktım, ama iğnesini kullanarak değil, iğnesiz vaziyette.

İğnenin içinden bu kalınlıkta malzeme geçmez, mürekkep bile zor geçiyor bazen.

İğnesiz kullanacaksanız olur özetle.

yatırımlık en alınabilitesi olan evler fikirtepe siteleri. tam ihtiyacınız olan yer. dandik malzemelerle yapılımş dandik evler, kiraları da arşa çıkmış durumda. tam yatırımlık.

ben de aşağı yukarı şubat ayından beri araştırıyorum, bütçem de aşağı yukarı sizinki kadar. ancak ziraat'teki müşteri temsilcim dediğiniz gibi 1m'luk ev için normalde 200 peşinat olması lazım ancak şu an banka o kadar da onay vermiyor, eksper değeri 1m olan eve max 500-600 civarı çıkartabiliriz dedi. daireyi seçip, tapuyu alıp müşteri temsilcini arayıp sorman lazım. eksper gidince de 1500-2000 tl bi masrafı oluyor, eksperi yollayıp krediyi almazsan her türlü o parayı da sen ödüyorsun.

fikirtepe fiyat performans açısından rezalet bir yer çünkü oradaki yeni sitelerde daire fiyatları arşa çıkmış durumda + bir çoğunun site yönetimi henüz oturmuş durumda değil. bence yeni gelişen yerlere bakmak daha mantıklı, tuzla, şile, kartal gibi. fikirtepe için geç kaldığımızı düşünüyorum yani, zaten ederinin üzerinde pahalı artık.

bir de bu bütçeyle yeni ev bakıyorsan ve ev sahibi evi son 5 yılda aldıysa inanılmaz da bir değer kazanma vergisi çıkıyor, o da ayrı bir sıkıntı. ev sahipleri bu vergiden kaçınmak için minimum kredi al ve parayı elden ver istiyorlar, bir çok evden bu yüzden vazgeçtik.

Kurtköy'de güzel projeler var. İmkanım olsa oraya bakardım. Benim de Sakarya'da evim var, satıp buradan krediye gireyim diye düşünüyorum ama aylık ödemeler uzun süre belimi doğrultmaz benim. Yemiyo kısacası. Yerinizde olsam Kurtköy'ü incelerdim.

250 bin tl kredi veriyorlar max. 3 gün evvel sorduk

Biz haziranda ziraatten aldık 605 bin TL ama tam biz aldıktan sonra krediler kapandı azaldı

Sizin bütçede sadece tuzla tarafında kalmıştır ev başka da bulamazsınız pek

Ziraat 250
Halk 300
Vakıf 150 dedi 3 gün önce tek tek hepsine gidip sordum

1 milyona ev mi kaldı ? Bir de dertsiz tasasız bir şey istiyorsunuz bu fiyata ancak Esenyurt gibi vukuatlı yerlerde ev satın alabilirsiniz düzgün bir şey istiyorsanız 2 milyon liradan başlıyor yukarı doğru gidiyor Anadolu yakası Avrupa yakasına göre pahalıdır

kronik bir sorunu yoksa muadillerin içinde yaşı küçük km'si düşük araba önceliktir her zaman.

Astra

Bir kere segment farklı. 124 bin 9 yaşında araç için çok düşük km. 180-200 bin bandında olması beklenir. 2013 Opel'in hala has Alman olduğu güzel zamanlardı. Ford fiesta da güzel ama konfor açısından çok fark var bu iki araç arasında. Ayrıca fiesta Astra'ya göre epey ufak kalır. Bu iki araç birbirine muadil değil. Fiesta'nın muadili Corsa.

Evet muadil olmadığını biliyorum. Çoluk çocuk yok 2 kişiyiz, büyüklük çok önemli değil.

tek fark boyut değil. malzeme kalitesi ve konfor farkı var çok ciddi.
Astra sahibi olmadım (yine de kullandım bir süre) hiç ama fiestam oldu. fiesta da çok sorunsuz bir araç değil. Astra'nın daha sorunlu olduğunu duymamıştım hiç.

Bilemiyorum internette genel olarak opel'e bi önyargı var. 1.3 dizel motora güveniyorum ama sağlam bir motor.

coluk cocuk yoksa net fiesta

astra'ya konfor diyen de ne bileyim :D. nuisance +1

Nedenleriyle açıklayabilir misiniz

daya yeni model
düşük km
masrafsız
daha dinamik

bence fiesta'nın artıları

daha az km, daha yeni
daha çok kaçar
daha az yakar
daha sportif
daha kaliteli

düzeltme : daha az yakmayabilir, ama daha fazla yakmaz o kesin.

ben yaptırdım, aslında muayene ederken yaptı doktor. Sinüslere gitme kısmında birazcık canım acıdı ama öyle anestezi vs. gerektirecek kadar da değil. Ama pcr bile yaptıramayan bünyeyi de sarsabilir neticede burnun ucuna kadar demir bir boru giriyor.

Muayene ederken yaptı bana da. Yani öyle ayrı bir ooerasyonluk iş değil. Basit. Burnundan sokuyor çubuğu bakıyor. Huylanma vs durumunu bilemiyorum. Ama sırf bunun için anestezi falan çok gereksiz olur. Brnimki 1 dakika falan belki sürmüştü. Gözün yaşarıyor. Çok rahaysız okursn o an, söylersin çıkarır. Dediğim gibi, çok basit bir şey.

Mide ile ilgili endoskopi olmuştum ancak uyutulduğumdan ne önc ene sonra herhangi bir hassasiyet hissetmedim. Burundan da sanırım bahsettiğiniz şey yapmıştı doktor ama adının endoskopi olduğunu bilmiyorum bi kamerayla incecik resmen beynim kadar sokmuştu o kadar hissedeceğimi düşünmemiştim. Ama öncesinde burnun iç üst kısmına bi pamuklu uyuşturucu bir şey koydu o biraz uyuştuktan sonra baktı ilk girdiğinden gözümden yaş gelmişti beklemedğim bir şeydi ama dayanılmıcak bir şey değil sanırım pamukla az da olsa uyuşturabiliyorlar. Ama bana habersizce sinüslerine bakalım diyip yapmıştı ve yaşım bayagı küçüktü

o kadar hızlı gerçekleşiyorki buruna girme olayı anlamıyorsun, zaten ekranda sende kendi burnunun içini incelediğinden dikkatin dağılıyor, panik yapma kolay bişey

Cift tarafli bant ve kalin karton/koli kartonu is gorur gibi.

cam filmi ile kaplasan direkt?

black out stor perde olmaz mı?

70*100 fotoblok al, ölçüsüne göre kes yapıştır. hafif olduğu için tutturması sıkıntı olmaz.

Altın eksperi ilgili şehrin bir şubesine geliyor, o yüzden belli dönemlerde kabul oluyor.
Kuveyt türk'te eksper inceleyip hesaba geçirdi. Ancak hesaba geçirirken (sanırım %3'lük) bir kesintiyle hesaba geçiyor. İlk 3-5 gün alım satım yapamıyorsun. Yani bankanıza bu detaymarı sorun, kuyumcuda bozdurup tlyi yatırmak daha cazip olabilir.

Bir de alım satım makasını açtılar geçen aralıktan beri, al-sat cazibesi azaldı. Kuyumcu makası ile bankalarınkini karşılaştırın. Bana göre şu an bankanın tek cazibesi alım satım kolaylığı. Kuyumcuya gitmek zor, hele bir de tanıdık yoksa, altını bozarken zorluk çıkaranı oluyor çokça.

O yüzde 3 lük şey kesinti değil. Hesaba 24 ayar altın olarak yatırılıyor fakat sen 22 ayar altın satıyorsun. O yüzden kesinti gibi duruyor

KADSİS sistemini araştırın. Komisyon, kesinti vs yok. Anlaşmalı kuyumcularda kolayca halledebiliyorsunuz, banka hesabınıza aynı gram olarak geçiyorlar.

İmkanınız varsa, bankada TL haricinde bir şey tutmayın. Sonrasında çekmek istediğiniz zaman altın veya döviz cinsinden alamayabilirsiniz.

NOT: yatırım tavsiyesi değildir.

.

kiralık kasaya koyun.
3 gün sonra banka hesaplarındaki tüm dolar ve döviz hesapları tl'ye çevrilmiştir diye yönetmelik çıksa aval aval bakarsınız.

Daha dün yatırdık. Ekstra hesap açma işiyle uğraşmamak için kadsis yerine halihazırda hesabımız olan bankanın altın gününe gittik.(sitelerinde hangi gün hangi şube yazıyor) devlet bankasında hesabınız varsa kadsis de güzel gibi.

22 ayar altını 0.907 ile çarpıp 24’e çeviriyor. Normalde 22/24=0.916 hani azıcık aşağıdan çeviriyor ama kuyumcu da farklı yapmaz sanırım.

Sonra altın olarak alınamıyor (yani kimi banka 1kg külçe olarak veririm falan diyor) devlete bankaya güvenip güvenmemek ayrı mesele.

niye kuzuları kurda emanet ediyorsunuz, dursun evinizde. bankada duran altın gerçek altın değildir.

üründe "ship & sold by amazon" yazıyorsa gümrükle işin yok. kapına kadar gelir. başka satıcı yazıyorsa hiç girişme o işlere başın ağırır.

mr. goodcat yanılıyor, kanun değişti şimdi. Ben geçen ay aldım, ups dediğin gibi yaptı ben de karşı çıkınca geri gitti Amazon’a. Hatta donanımhaber’e bakarsan son zamanlar böyle karşılaşanlar da oldu.

"ship & sold by amazon" yazıyorsa kapıma kadar gelmiyor bazen işte.
bu şekilde drone aldım ve gümrükten amazon geçiremedi.
bilmem ne belgesi, bilmem ne prosedürleri varmış, amazona geri gönderdim

@aslindasorunumpsikolojik

drone'da özel durum var. belli bir boyutu aşıyorsa izni olmaz tabi ki. ben özel durumu olmayan ürünler için konuştum. ona bakarsanız cep telefonu, parfüm, vitamin de alamazsınız. tek tek yazmak saçma olur :)

gümrükcü birisine watsappdan sordum.
150€ üstü ürün getirirsen milyar dolarlık fabrikaların getirdiği hammaddelerin gibi prosedürlerden geçersin dediler.
ayda 5 kargo hakkı olduğu için 150€'u geçmeyecek şekilde ayrı kargolar halinde alcam.
ayda 5 kargo yetmezsede eşin dostun kuzenin adına getircekmişim.
ama ne yaparsan yap ürün değeri 150€'u aşmasın dedi.

Racon şu;

Satıcı kusurları yazar
Ekspertiz yaptırılır
Yazılandan farklı bir kusur çıkarsa satıcı öder çıkmazsa alıcı.

Benim anlamadığım siz gitmeden zaten bu bu kusurlar var demiyor musunuz? Farklı bir şey çıkmıyorsa neden vazgeçiyorlar?

Raporu önden almak gereksiz. Ya raporu aldıktan bi şey olduysa?

Raporu aldıktan sonra*

Niye vazgeçtiklerini keşke anlayabilsem :) 3-4 bin harcayarak çözülebilecek sorunlar için ki hepsi ilanda yazıyor 25-30 bin fiyat kırmaya çalışıyorlar.

Anladım vazgeçmiyorlar aslında pazarlık yapıyorlar :) Ekspertize gitmeden telefonda pazarlığı sonlandırın kesin cümlelerle . tek çare o.

Bu tip işlerle uğraşmak istemeyenler de vavcarsa vs piyasasının altında satıyor direkt.

Soruya cevap değil ama sırf Türk insanının bu huyundan ötürü arabayı arabam’com’a piyasanın 15 bin altına sattım. Onlar aslında ne koparsam kardır mantığıyla hareket eden ölücüler.

Hocam millet uyanık. Siz net olarak söyleyin, "ekspertiz bunu dedi." diye ekstra inmem şeklinde belirtin. Hatta abartip sehir dışından geleceğim ayağına durumu zora sokup fiyat kırdırıyorlar. Siz de telefonda pazarlığı bitirin, "oradan geleceksiniz arac başında inmem." diyip anlaştığınız fiyata tamah edip gelsinler.
Marka ustaları varsa ona da götürsünler.

Ben misal eksperden çok ustanın söylediğine bakarım. Siz de ustaniza sorun net olarak fiyat kırmaya calistiklarinda cakalliklarina cevap verirsiniz. Bazı sorunlar bazi model motorlarda kronik veya önemsiz şeyler. Bizde de kazasız boyasız 16 yaşında baba yadigarı arac vardı. Herif motor contası sorunlu motor elinizde kalır diye yerin dibine soktu tertemiz arabaya cart curt etti. Hem yetkili servisteki ustaya hem ozeldeki ustaya sordum, "atmosferik benzinli motorda olağan yaşına göre conta değişimine gerek yok vs. teknik olarak anlattı, motor ellenmemiş hiç, yolda bırakmaz." dedi örneğin. Maliyeti de 2 3 bin tl. Alıcı da uyanık 10bin lira indirim istediler. Vermedim tabiki sonra anlayan eleman geldi cart diye verdi parayı aldi gitti. Siz dürüst ve onlar kadar uyanık olun gerisi önemli değil.

Alıcı öder. Satıcının söylediğinin dışında bir şey çıkarsa satıcı öder.

Ekspertiz parayı almadan işlem yapmıyor. Ben arabayı alırken satıcı ödetti bana. Ben de kabul ettim. Söylediğinin dışında bir şey çıksa vs ve vazgeçsem ver benim paramı desem kesin tartışma, gürültü kopardı.

Kapora almadan expertize girme. Al satçı çok haliyle araç basında ne kırsam diye pusuya yatan çok. Geçen bir tanıdığıma araçta motorda birşey var diye kendi tamircilerine götürmusler 5 bin masraf cıkarmişlar. Arkadaş beni aradı dedim başka usta görsun adamlar kabul etmemiş.

Neyse adamların numarasini bana attı. Google dq eski yedek parca ilanları letgo facebook markette araba ilanları var resmen ölücü herifler.

Satmadı kaç ustaya gösterdik öyle bir sorun yok. En sonunda emekli amca aldı 1 yıl oldu hala motorda birsey yok :)

Kapora vermeyen adamla iş yapılmaz. Genelde bu tipler 3 kişi gelirler çok konuşup baski altina alıp aracta olmayan sorunları bahane ederler.

glazeleli balıkları genelde suya tutarak çözdürmeyi öneriyor üreticiler. suyun altında 3-5 dk'da çözülüyor.

Sıcak suyun altına tutmayın ama. Bir de bir kere direkt buzluktan ızgaraya attım ben bir fark olmadı gayet güzel pişti.

ben genelde çıkarıp bir tabağa koyup buzdolabında 2-3 saat çözülmesini bekleyip sonra fırında yapıp yiyorum.

Antibiyotik öyle iki tane atınca acı hafifleten bir şey değildir.
Vücutta bir yerlerde enfeksiyon varsa ona tedbir olsun diye kullanılır. Doktorun belirlediği dozun tamamı kullanıldığında faydalıdır. Yarım bırakırsan tedaviyi yarım bırakmış olursun, başka da bir şey olmaz.
Özel bir durumun varsa bilemem ama bi kutu antibiyotik aldım vücudumdaki faydalı bakterilerin hepsi öldü gitti perişan oldum düşüncesi de yanlış.
Faydayı da zararı da abartıyorsunuz gibi geldi bana.

Antibiyotik yüzünden bağırsaklarım iflas etti diyorum. Abarttigimi düşünmüyorum. Devam kararı aldim zaten.

Pahalı probiyotikler derken ? örneğin reflor probiyotik diye geçiyor ama bakteri sınıfında değil mantar sınıfında olduğu için antibiyotikler etki etmiyor hatta doktorlar antibiyotiğin yanında bu gibi probiyotikleri veriyorlar. Yani hepsi gitmedi yok olmadı diye düşünüyorum

Bırakma hocam, bakterilerin daha da güçlenmesine sebep olabilir daha da zararlı çıkabilirsin.

Çocukken kullandığınız antibiyotiklerle ilgili bir sorun yok böyle düşünmeyin. Antibiyotik tedavisinin başı sonu bellidir, ortasında bırakmanız hem sizin sağlığınız hem toplum sağlığı için kötü.

Yarım bırakılan tedaviler ya da insanların üşütünce bir tane antibiyotik atayım diye düşünmesi nedeniyle antibiyotiklere bağışıklığı olan bakteriler oluşup yayılıyor, bunların tedavisi daha zor oluyor.

Doktorunuzun zaten sağlık durumunuzu bildiğini varsayıyorum, dolayısıyla her şey planlı. Tedavinize devam edin, çok sıradışı bir durum olursa doktorunuza söylemeyi ihmal etmeyin.

Hocam hastalığımdan oturu sadece toprak bazli probiyotik kullabilme şansım car, onlar da trde cok nadir olduğu için el mecbur aliyoruz ve pahalı. Mesela kefir falan yasak bana, ev yoğurdu, tursu vs. Bir sure bu şekilde kati bir diyet ve bahsettiğim probiyotikler ile sıkı bir rehabilitasyon dönemim olacak. @kararsizataletfilozofu

hocam bir öneri olarak veterinerlik fakültesine de danışın derim. bana da bir veteriner böbrek sorunu var dedi, aylarca değişik mamalar kullandık (hill's uriner care vs.) sonra veterinerlik fakültesine götürdük ve aslında kediciğe gereksiz yere tetkikler ve tedaviler uygulandığını öğrendik (ara ara vitamin vs. iğne yapıyorlardı gerekli olduğunu söyleyip). Fakülte de size fikir verebilir hatta çare olabilir. Geçmiş olsun.

kesin bobrekse virbac iyidir, ben hasta olmayan kedilerime bile virbac veriyorum, canavar gibiler masallah.
annemin kedisinde var bobrek, proplan veriyolar aslinda cok iyi degil ama uc aylik kontrolu sonrasinda toparladi iyice degerleri. ama bana sorarsaniz bu islerin piri virbactir.

böbrek sorunları için su da çok önemli. kedin eğer çok su içmiyorsa (ki muhtemelen içmiyordur) kediler için yapılan su pınarlarından falan alıp deneyebilirsin. bunu tabii ki renal mama + veteriner kontrollerine ek olarak söylüyorum.

Teşekkürler tüm cevaplar için.

Kedim 8 yaşında olduğu için yılda bir check up yapılması gerekiyor zaten. Geç bile kalınmış bence. Bu yüzden isteğim üzerine kan testi, biyokimya, röntgen ve ultrason bakıldı. Bunun dışında kedim aylardır yavaş yavaş kilo veriyordu, en az 2-3 senedir sabit olan normal kilosu 4.5 kiloyken 3.7 kiloya düştü, karnı içe çökmeye başladı. Kemikleri elime geliyor severken. Zamanında kilo versin dendiği bile oldu, normal değil bu.

Veteriner ona son gidişim olduğunu da biliyor. Sadece istediğim testleri yapıp ilacını verdi.

Hem kan değerlerini, hem ultrason sonucunu gördüm. Ben ilk kez check up olacağı için hepsini yapmasını istedim, kimse test falan istemedi. Hatta biyokimyayı daha uygun olanı yaptı kendisi diğerini gerek görmeyip, bana sorsaydı muhtemelen öbürünü isterdim neye bakabiliyorsa bakması için.
(git: i.ibb.co )

Bağırsak enfeksiyonu çıktı, sanırım o da etkileyebiliyormuş. Alakası var mı bilmiyorum ama yavruyken bağırsak ameliyatı olmuştu. Biraz hassastı hep.

İnternetten anladığım kadarıyla da sorun yaşayan kedilerde renal ilaç takviyesi çok normal. Vitamin falan vermedi ayrıca.

Bir yıldır su pınarından içiyor. :(

Daha önce veterinerlik fakültesine gitmiştik (son bir yıl hariç Ankaradaydık), çok sevmemiştim ama belki de tecrübesiz hekimlere denk geldik, oradan bildiğinzi belli bir hekim var mı? Gerçi akademik çalışmalarını inceleyerek de bir fikir oluşturulabilir sanırım.

Kaç tane görüş almak gerekirse alacağım, zaten yeni bakıldı sadece sonuç inceleyecekler bir sonraki biyokimya altı ay sonra.

18 yaşında kanserden ölen kedimde de böbrek yetmezliği vardı.

ben renal mama veriyordum fakat markasını unuttum. hills benzeri bir marka olabilir. ayrıca suyunu eksik etmemeye dikkat ediyordum. ek olarak ipakitine veriyordum. birde son dönemlerinde recoactiv böbrek toniği veriyordum.

Alırken kaç m^2 için ideal olduğuna dikkat edin. Ömrünü kestirmek zor ama biz alırken adam 40-50 bin saat gider demişti.

metal sineklikler var. onlardan alın bu kadar endişe ediyorsanız.

ama şöyle söyliyim, oldukça esen bir evde oturuyoruz biz de. komşum çok basit bir sineklik yaptırdı (hatta mutfak camına yapıştırmalılardan kullandı). herhangi bir esneme yok senelerdir.

Naylon cırtcırt bantla yapışan sineklik bile alsan esneme yapmaz. 15 seneye yakındır hala ilk günkü sertliğinde duruyor . Cayır cayır de güneş alıyor. 15 günde 1 üstüne su döküp yıkıyorum.

NOT: cırt cırt olanlar bazı çerçevelere olmuyor ve pencere kapanmıyor. Onu da göz önünde bulundurun.

Biz böyle sürgülü sineklik aldık. Yazın full kapalı kışın fulk açık oluyor. Montajı da dört köşesinden çerçeveye vida ile olduğu için esmeden falan etkilenmiyor. Yine de öyle yıllarca kullanılacak uzun ömürlü bir şey değil, bir alternatif olarak söyledim.

Sinekliklerin hiçbiri yıllarca kullanılacak şeyler değil. Güneş gördükçe malzeme yıpranıyor. Ama rüzgardan esneme yapmaz, rüzgar içinden geçeceği için.

Ömrü ortalama 2 yıl olarak söylenmişti bize. Zamanla esniyor ya da açılabiliyor.

6.kattaki ruzgardan bir sey olmaz, metal olanlari oneririm ben de.

Ankara'da var evet.

Hocam deri bir taban alıp siz de değiştirebilirsiniz ya da avmlerin alt katında olan ayakkabıcılara gidip yaptırabilirsiniz. Ben bir avm nin alt katında yaptırdım adam kesti biçti güzelce yerleştirdi. Çok da güzel oldu hani

Salmander var mesela çok iyidir fakat hangi şehir yazmamışsınız. Bu Ankara’da zamanında sivri burun ayakkabıları yuvarlak bile yapıyorlardı. Avm altı ayakkabıcı seçiyorsanız sıklıkla bu ürünlerin alındığı segmentte bir yer seçin. Mesela beymenlerin harvey nichols’un vs. Olduğu bir yerse avm üst segment ayakkabılar ile daha çok çalılıyorlar genelde gibi.

tesekkurler arkadaslar, sehir istanbul.

@giovanne, guzel tabani kendim de bulamadim, taban bulsam yaptiracak lostra var da :) kaliteli, guzel bir taban bulmak mesele.