marputcular han var tahtakalede orda sorarsin yerini gösterirler, taki incik boncuk carsisi. mehmet efendiden taze cekilmis türk kahvesi almadan eve dönme derim.

zaza pasajı vardır, komple kuaför ürünleri. kuaförler oradan alışveriş yaparlar. oraya git de şu saçlarla dolaşma artık ortada fazla. bak biraz kendine.

bir fark yaratır mı bilmem ama annem benim kazağımı fairy'le çitilemiş sonra bol fairy döküp öyle suya ıslamış bekletmiş sonra çiti çiti yapmış tekrar biraz daha bekletip öyle yıkamış geçmiş.

ekstra annemin notu: ipekliyse zor gidermiş, tersinden bebe pudrası döküp üzerine karbon kağıdı konulması gerekiyormuş.

anneme sordum dedi ki;

yağın üzerine tuz döksün sonra onun üzerine kağıt havlu koysun ve ütülesin.o zaman çıkar dedi.

yukaridakileri deneyin. eger gecmezse tiner yada benzinli pamukla iyice ovun, sonra yikayin cikmasi lazim.

Meze yapsan olmaz mı? Çeşit çeşit. Yanına da daya paçanga böreğini pastırma koksunlar dfhjhj

böyle bir durum 2 defa başıma geldi. birinde kısır, diğerinde irmik helvası yaptım. çok güzel yapamamış olmama rağmen hala efsanedir, hala hepsi hatırlar ve bir gün yeniden yemek istediklerini dile getirirler. irmik helvasını daha çok sevmişlerdi ama.

(bkz: meze)

mücver
pilaki
çakma çerkes tavuğu
ana yemek lazımsa hünkar beğendi. sadece patlıcanlı kısmı yapıp meze olarak da kullanabilirsiniz ya da közlenmiş patlıcan.

caipirinha hakkında bi bilgim yok ama atıştırmalık, mezelik vs yiyecek için mercimek köftesini önerebilirim.

sigara boregi yap , kiymali, peynirli, patatesli, kasarli sucuklu cesit cesit yesinler

İrmik helvası biçilmiş kaftan. Hatta bizim kız arkadaşlar yakmıştı biraz, yiyenler hep kahve de var mı içinde diye soruyorlardı. Biz de tabi canım, olmaz mı diye geçiştiriyorduk.

Caipirinha yanında yemek veya meze yenecek cinsten bir içki değil. Toz şekerle hazırlanıyor, epey tatlı yani. O yüzden içkiye eşlik edecek birşeyi düşünme, elinden gelen bir meze veya tatlıyı yap.

iç çamaşırı

takı, bijuteri.

takı. çuvalını 10 liraya alıp tanesini 2 liraya satabileceğin tek şey.

çorap

şal vs.

tayt

sac tokalari, taki vb aksesuarlar

domestosu bas.

kaynayan suyun icine koy, sonra yine kolonyala kullan. tuvalet düzenli temizlenip dezenfekte edilen bir yer oldugundan, evde bir suru yerde tuvaletten daha cok bakteri oluyor.

su verip biraz sıcak ve güneş alan bir yere koy. belki düzelebilir. üstelik kıştayız, bahara kadar çöpe atma istersen.

Cikmadik candan umit kesilmez iceri al bahari bekle su mu ister gunesmi ona dikkat etmelisin

küçük bir dalını kır, içi ıslaksa yaşar, kuruysa ölmüştür.

cinsi-türü nedir önce onu söylemelisin

önce cinsini öğren, sonra ağaçlar.net'e başvur. her tür bitki ile ilgili iyi bilgi verirler.

buradan bitkinin cinsini bilmeden daha büyük saksıya al diyenlere itibar etme, bazı bitkiler yer değiştirmeyi sevmez, büyük saksıyı sevmez sevmez Allah sevmez. ezbere iş yapma.

benjamin agacina benzettim, herzamanki gibi sulamaya devam et, isik da alsin. uzun zaman alabilir ama kendine gelecegini dusunuyorum. 12 günde ölmemistir tamamen.

gomlekler zaten makinada yikanir, sadece gomlekleri baska hicbirseyle karistirmadan yika. yikamasi biter bitmez askiya as ilk dugmeyi ilikle askilarinda kurusunlar. utulerken kolay olur. pantolonu hassas yikama yada elde yikama programinda yika fazla sikmasin makina, elinde azicik sikarsin. pantolon askin varsa yine onda kurut. utulerken utubeziyle utule ki parlamasin kumas.

imdb top 250 burdan baslıyabilirsin cogu hollywood işi zaten o listedeki filmlerin yonetmenlerinin diğer filmleri oyuncuların diğer filmleri derken çözersin.

(bkz: imdb top 250)


bu 3 ü yönetmen, iyidirler

(bkz: quentin tarantino)

(bkz: christopher nolan)

(bkz: guy ritchie)

peki robert downey jr, daniel day lewis benzeri önerebileceğiniz oyuncular var mıdır?

imdb listesine katiliyorum. begendigin filmlerde ozelikle asagilara bak. orda bunu begenen bunu da begendi diye bir bölüm var, sana film öneriyor onlari da izle oyle oyle git :) yönetmen olarak david fincher, christopher nolan filmleri. oyuncu olarak christian bale, edward norton, naomi watts, adrien brody, leonardo di caprionun 2000li yillarda oynadigi filmlerin hemen hemen hepsi guzel.

here comes the boom eğlenceli bir filmdi. izlemediysen.

Moonrise Kingdom. www.imdb.com

Project x' izlemeni öneririm.

project x

Project x ve ted

silver linings

yes man?
little miss sunshine?

drive (ryan gosling)

iyi hissettirecek film diyince aklıma hep remember the titans gelir. sporu seven biriyseniz çok iyi gidecektir. başka filmler derseniz,

(bkz: up)
(bkz: 3 idiots)
(bkz: i am sam)
(bkz: billy elliot)

bence whatever works, beni iyi hissettirmişt, baya mutlu olmuştum filmin sonunda.

gerçi this is not one of those feel good movie of the year diyor filmin başında ama bana öyle hissettirmedi :)

silver linings

almanyada camcı yok mu hocam ? :D her neyse bu delme için uçlar var ya matkabın ucuna takıyorsun, biraz büyükçe setlerde ondan 3 tür oluyor demir cam falan diye ayrı ayrı. ondan varsa onunla delebilirsin.

bauhaus ve türevleri marketleri git hocam. cam delmek için matkap uçlarından iste. sonra matkapla delebilirsin.

önerim cam çivisi bulup öyle delik açman üzerine. almanya hakkında hiç bir fikrim yok. gerçi iki ay sonra kısmetse hannoverdeyim ama dediğim gibi kısmetse bu işler.

A tip for drilling into a glass bottle is to fill the bottle with sand and then drill. The sand will give something for the glass to compress against and resist cracking. demişler youtubeda bir yorumda.

www.youtube.com
böyle arattım hocam youtubeda sesi duyamadığım için tam neyle demişler bilemiyorum ama fikir verebilir

google dan aratinca birsuru cikiyor: www.shisha-forum.de

sadece yemek değil ki oturmaktan ayaklar şişer onları dinlendirmek var,sigara var,su içmek var ,taze havayı içine çekmek var ve en önemlisi mola yerinin para kazanması var.

otobüste senden başka -ortalama- 43,44 kişi daha bulunuyor. bu kişilerin en basitinden tuvalet ihtiyacı doğmuş olabilir mi?

Nereye sıçacaklar?

tuvalet ve diğer ihtiyaçlar için 10 dakika gayet makul bir süredir. ayrıca bu işlemler için bir petrol ofisine çekilerek insanların ücretsiz biçimde tuvalet ihtiyacını karşılaması sağlanabilir. 2 liraya tuvalet mi olur lan?! ayrıca yemek molasının yarım saat olacağı anons ediliyor ama çok rahat 40 dakikayı buluyor.

sekeri dusen olur, cocuk vardir mutlaka aracta cisi gelir karni acikir, soforun konsantrasyon icin mutlaka molaya ihtiyaci var, bir suru sebep yazilabilir

Aynen bende anlamış değilim, ankara - istanbul otobüs yolculuğunda parkshopta duruyor bazı firmalar, buda istanbula 1buçuk saat uzaklıkta, 1buçuk saatte acıkıp, çişi gelen insan olabilir mi ya, 30-40 dakika mola nedir, herkesin işi gücü var, bir an önce bas git işte, istanbulun içinde bile 3 saat süren seferler varken, 4 - 4buçuk saatlik yol yani.


8 saatlik ankara-antalya otobüsünde bile sadece yarım saat mola veriliyor.

yani 4 saatlik bir dilimi hiç mola vermeden gidiyorlar, demek ki oluyormuş.

sadece yemek ve çiş için değil bu molalar. bazı insanlar yolculukta sürekli oturmaktan mütevellit hasta olabiliyorlar. daha çok bunun ve şöforun dikkati dağılıyor yol boyu. bundan dolayı verilir mola...

otobüs senin bulunduğun terminale gelmeden önce hiç yemek molası vermemiş olabilir veya senin varacağın yerden yarım saat önce mola verir ; delirirsin ''şurda ne kadar yol kaldı ; ne molası bu'' diye ama sen indikten sonra 4 saat daha yol gidecektir.

mesela antalya - izmir arasında denizli'ye 20 kilometre varken yarım saat mola verir ; denizli'de ineceksen söversin ama denizli'den sonra araba en az 3.5 saat daha yol gidecektir. denizli'den sonra nazilli ve aydın terminallerinde sadece indi bindi yapar. 4 saatten fazla yol gidecekler için o yemek molası.

Ne kadar tahammülsüz insanlar olduk yahu.

1-Trafik denetlemeleri ya da kuralları diyelim, arabayı kullanan adam da bi çalışan, sen yerinden en az 4 saat kalkmadan çalışabiliyo musun ? Ya da o adamın dikkatinin dağılıp kaza yapmasını ister misin ?

2-İhtiyaç, evet gerçekten ihtiyaç o mola verilir kardeşim, lazımdır ve verilir.

ihtiyaç molası o kimi yer kimi sigara içer kimi telefon eder kimi içer kimi de sıçar.

edit: içer demişim işer olacak o

Para, mola verdikleri tesisten komisyon alıyorlar.

tansiyonunu kontrol ettinmi? o kulak ugultusu ve carpinti yapar

tansiyon aleti de kafasına göre takılmaya başladı. ilk ölçtüğümde 13/10 çıktı ikincide 10/4

ezcanelerde ücretsiz tansiyon ölçerler. gidip bi baktırın isterseniz. şikayetlerinizi de iletirseniz sizi bir doktora yönlendirecektir.

the painted veil

ona ayiracak vakti baska sekilde degerlendirmek istiyorum diyebilirsin. konsept olarak sacma buluyorum dersin, sosyal olmak icin facebook a ihtiyac duymuyorum dersin, dersin de dersin

karşınızdaki ciddi bir insansa ;
-çok vakit harcıyor
-ilişkileri samimi bulmuyorum
-yüz yüze görüşmeyi tercih ediyorum
-dediğim ve yaptıklarımın kayıt altında olmasını istemiyorum
-mail üzerinden zaten ulaşılabilinir durumdayım.

samimi biri değilse;
-facebook down yeni trend ... sitesi. yoksa siz onu kullanmıyor musunuz? tüm ünlüler orda takılıyor gece gündüz akıyoruz.
-geçen bir arkadaşım müzik videosu paylaştığından/paylaştığı resimden 13.000 tl para cezası ile davalık olmuş. ondan ben de kaçınıyorum
-facebook açıkken bilgisayardaki her işlemin kaydı tutuluyormuş. ekran görüntüsünden tut banka hesaplarındaki kredi extrelerine kadar her şeyinizi amerika hesabına veriyorsunuz.
-facebook dine aykırı, geçen alaklı fetva verildi bilmiyor musunuz. cehennemde yanarsınız valla.
-bunlar hep sex.

bilimum türevleri. ancak ilk listeyi değil ikinci listeyi seçecekseniz ana bırakın daha çok eğlencesi oluyor. otobüste arkadaşınız ve onun bir arkadaşı kızla gidiyorken muhabbet sırasında arkadaşınız iniyor ve siz seviyesiz bir muhabbet içerisinde kalıyorsanız güvenlik yazılımları uzmanıyım diye açılış yapıp facebook accountunun tüm detaylarını salak bir güvenle anlattırıp sonra da hesabı sildirtebiliyorsunuz.

ahh, ahh. İnsan deneyleri. yaratıcı olun.

apartmandakilere sor birileri biliyordur, izin alirsin kullanmak icin. kimse bilmiyorsa kullanirim yerinde olsam. birgun cikip gelirse sahibi geri verirsin. bodrumda küfleneceklerine ise yarasinlar

yetimhane

alakalı sayılır, fallen, danzel washington oynuyor

Uzaylı ve Kaçırma olaylarına dair bir fobiniz varsa 4th kind www.imdb.com işemeli sıçmalı, garantidir.

the exorcist

shutter

Rec. Ama 2 degil, ilk filmi ve ispanyolca orijinali. Hollywood uyarlamasi var sanirim bi de.

(bkz: in the mouth of madness)

Eskilerden The Changeling: www.imdb.com

Ani ses efektlerinden v.s. hoşlanıyorsan Ils: www.imdb.com

bıçakla tepesine küçük bi delik aç

bıçağı kapağın arasından sokup havasını al.

kapağını azıcık aralayıp hava almasını sağlayın. bunun için bir kaşığın ince sapından faydalanabilirsiniz. vakum etkisini yitirince rahatlıkla açılacaktır.

bir kaseye sıcak su koy,
kavanozu baş aşağı suyun içine koy, 5 dk içinde kolayca açacaksın. elini yakma.

yöntem bir: kavanoz sıvı ile doluysa ve metal kapaksa ocağa ters koyup azıcık ısıtıp genleşmesini sağlayarak açabilirsiniz.
+kolay açılabilir
-metal kapağın altındaki lastik yanabilir, fazla ısıtırsanız başka negatif yönleri olabilir.

yöntem iki:kapağı delersiniz.
+temiz yöntemdir.
-kapaktan olursunuz.

yöntem üç:kapağın kenarı ile azıcık bıçak ucuyla zorlar ve kavanozun tırtıklarıyla kapak arasına girmeye çalışırsınız.
+yapması kolay
-camın tırnaklarını kırma ihtimaliniz ve cam parçalarının karışma ihtimali korkutucu olabilir. asla zorlamayın

yöntem dört: kavanozu kırarsınız. çok uzun süre içinde katı şeylerin kaldığı yiyecek olmayan şeyler için denenebilir.
+kolay ve acısız ve zevkli kırması
-kendinizi yaralama ihtimali

Yöntem basit açamadığım kapak yok :) şöyle; bir elinle kavanozu tut diğer elinle kapağın orta yerine destekli vur dene olmadı tekrarla mutlaka açılacaktır açtım.Herhangi bir aletle kapağın kenarından hava aldırmak kapağı tekrar kullanılmaz hale getirir. Elleriniz kayıyorsa bulaşık eldiveniyle giymeden dahi sıkı tutabilirsiniz.

konserve acacagin varsa onun acacak gibi bir kismi oluyor, onunla cok rahat hava almasini saglayabilirsin. böylece bicaklarin ucu yamulmamis olur. simdiye acmissindir da bir dahakine aklinda bulunsun.

denetimli serbestliğe tabi bir vatandaş şöyle bir metod bulmuş.

1 kg muz
1 avcuç ceviz
1 cay karişı zencefil
250 gr.bal
500 lt sütle brendır da karıştırılıp günde 1 defa icmek

testten 8 gün önce bu karışımı içip teste gittiğinde temiz çıkıyormuş.

hasta-doktor gizliliğinden ötürü sıkıntı yaşamaz. ailesi olsa bile çocuğun yanında doktor yalnızken söyler.

ha hepsini geçtim, doktor onu görmez bile. dayar 2 tane ilaç yollar.

hocam pişman olcak bi durum yok. yarasın müdüre. neyse mevzuya dönelim. tahlillerde esrarın çıkması için onun aranması gerekir. yani standart bir kan tahlilinde esrar içip içmediği görülmez. kolestrolmüş kan yağıymış şekermiş vesaire için alınan kan tahlilinde thc araması yapılmaz. sağlıkçı doktor bilmem ne değilim, genel sağlık bilgime dayanarak sanırım karaciğer için kanda sadece transaminaz değerlerine bakıyorlar. idrar mevzusunu bilmiyorum ama, denetimli serbestteki adamların bir çoğu da kullanmaya devam ederken, yoğurt süt spor vesaire gibi mevzularla bayağı bayağı temiz sonuçlar veriyorlar. birebir tanığıyım.

normal kan ve idrar testlerinde thc ye bakilmaz, uyusturucu testlerinde bakilir. karaciger enzimlerine etki etse bile doktor uyusturucudan suphelenmez duzgun tipli bir insanda. kolesterolden falan suphelenir. rahat olsun arkadasiniz. ayrica süphelense teste ekletse bile, brotha nin dedigi gibi gizli tutacagi icin sorun olmaz. kan ve idrarda maximum 2 haftada gidiyor diye okumustum biryerde ama cok emin degilim, sacta 6 ay kadar kadar bulunabiliyormus.

içilen ortamda bulundum diyip kurtulabileceği bir şey. büyütmeye gerek yok zaten. hollandadayken içtim bile diyebilir.

birkac cümleyle anlatilacak bir hastalik degil sizofreni. tamamini okursaniz az cok birseyler olusur kafanizda. tr.wikipedia.org

mutluluğu nasıl tanımlarsın?

ben bu dünyada öyle birşey görmedim

"Güzel gören güzel düşünür, güzel düşünen de hayatından lezzet alır."
iyimser olmak lazım.

isteklerine bağlı, basit şeyler hayal ediyorsan mutlu olursun ama hedeflerin dağ aşıyorsa asla mutlu olamazsın. kısacası bu hayatta mutlu olmak istiyorsan olabildiğince küçük düşün.

huzurla mutluluk doğru orantılıdır. eğer bir kişi ile veya mekan ile huzursuzluğun varsa mutlu olamazsın. mutlu olmak uzun süreli birşeydir, sevinmek gibi değildir.

mesela bana göre istanbul'da mutlu olunmaz. çünkü huzuru bulamazsın. gibi. benim kıstasım sessizlik, doğaya kolay erişilebilirlik, istediğim zaman kaçabilme hissi, okumaktan zevk aldığım kitaplar ve güzel bir manzaradır.

mutluluğun başarı, para, kariyer gibi şeylerle alakası yoktur bence (hep bunlar kişisel), çünkü hırs mutluluğu ezer. yani içten içe huzursuzluk yaratır yarış halinde olmak. kimisi bundan mutluluk duyar, o da değişik bir bakış açısı.

kendinden sevdiklerinden baslayarak butun insanlari canlilari affederek bence ichuzur yolunda ilk adim atilir, diger saydigin seyler de bunu mutluluga donusturur.

istediğin sevdiğin işi yaparak-bölümü okuyarak

sevdiğin işi yapıyorsan, sevdiğin kişilerle berabersen, bi de ihtiyaçlarını karşılayacak şekilde para kazanıyorsan mutlusundur bence.

beklenti meselesi önemli. beklentiler (özellikle insanlardan) yüksek tutulmayarak en azından bir şans yaratılabilir bence. sürekli bir şeylerin beklentisi ve çabası içinde olursan o şey gerçekleştiğinde hissettiğin sadece rahatlama olur, ama beklemediğin güzel şeyler seni şaşırtabilir, heyecanlandırabilir, ve mutlu edebilir. küçük şeylerden mutlu olmak da yine buradan geliyor bence.

düşünce yapını değiştirerek. neyi dilersen onu çekersin hayatına -çekim yasası. mutluluk insanın kendisinde başlar.

thracian +1 hem ic huzuru hem de cevre huzuru

çok yoğun trafikte normal olabilir.
yol tamamen açıksa , sıkıntı var.

10 litre çok değil mi yahu?
bana çok gibi geldi.

valla sabahları cok yogun olmuyor akşam dönerken yoğun oluyo biraz ama mesafe cok kısa, hemen geliyorum eve. bana da çok geldi biraz araştırma yaptım 9 litre falan normal gibi ama benimki 10 litre yakıyor, acemilikten 1 litre farkeder mi yoksa arabada bi anormallik mi var bilemedim

benim 1.6 silver edition polom vardi 2008 model, sehirici kirmizi isik harici fazla dur kalk yapmadan ve otobanda 120-130 km/s hizla 6-7 lt arasi yakiyordu max. 7,5 lt de gördüm. 10 lt cok fazla geldi bana, otomatik arac olsa hadi anlarim da...

otomatikse normal, değilse çok. bi servise götür.

mesafenin yakın olması aslında dezavantaj. çünkü motor ısındıktan sonra ve yaz mevsiminde daha az yakıyor. 3,5 km'de ancak ısınıyor olabilir. trafik ışıkları, trafik vs. dezavantaj. o nedenle şehirler arası yakıt değerleri daha düşük olur.

bir de doğru ölçtüğünden eminsin değil mi? her ihtimale karşın anlatayım. depoyu fulleyip km'yi sıfırla, sonraki fullediğinde kaç lt alıyorsan km'yi karşılaştır.

@merhum depoyu fulledim 110 km falan gittim tekrar 11 litre benzin aldım yanlıs yok, otomatik değil manuel, acemiyim 2100 devirde vites değiştiriyordum il zamanlar o sırada devir 1600 e kadar dusuyodu tabi simdi 2400-2500 devirde vites atmaya calısıyorum. Benim merak ettiğim acaba acemilikten 1-2 litre farkeder mi? 1-2 ay içinde bakıma götüreceğim orda baktırırım artık. tesekkur ederim yorumlarınız için

hostel iyidir, istisnalar ve saçma sapan yerlerde kalmadıkça gayet güvenilir. bence hostele bağlı kalmamanız daha iyi. ne biliyim amsterdam'a gidip hostelde takılsaydınız daha kötü olabilirdi, böyle daha güzel olmuş.

St. Christopher's Inn - The Winston yeri iyi, icinde sigara icilir yer var, bari da var. cok memnun kalmistim. otelde kalmayin bütün gün gezinin aksamlari da gezinin rahat olun.

hostelde kal fakat lokasyon çok önemli. lokasyonu *90 altı yerler de sıkıntı çekebilirsin.

çünkü gece içmişin sıçmışın kafa on bin dünya hostel e dönmek sıkıntı olabilir. o yüzden lokasyon en önemli kriter.

*90 derken hostelworld.com sitesindeki puanlama sistemini kastettim.

mesrine 1 ve 2
tam anlamıyla "ekşın dıkşınlı", ayrıca "silahlar entrika ve yok artık denilen senaryolu" :)

smokin aces eksina gark ettirmisti beni bolca silah var, entrika ve yok artik konusunu cok hatirlamiyorum.

bir çırpıda aklıma gelenler:

bourne serisi
rocknrolla
casino royale
running scared
shoot'em up
taken 1&2
italian job
layer cake
tropa de elite

takers

münih de çok güzel bi yer. hatta ben berlin'den daha çok beğendim. nürnberg ve hamburg'a da gittim ama 2-3 saat gezebildim, bi şey diyemeyecem.

1 sene berlin'de yaşadım. 4-5 gün berline fazla gelmez. ama siz 2 yer görün tabii. münih olur, köln-bonn olur (aralarında 30 dk mı ne mesafe var), hamburg olur.

dresden ya da hamburg. turistik olduklari icin. almanya da her sehrin oyle gezilecek görülecek fazla yeri yok. kasarsaniz berlin-dresden-prag yapin diycem ama siz bilirsiniz :)

tarihi yapıları, müzeleri vs. seviyorsanız münih mükemmel bir şehir.

evet dresden de çok yeşil bir şehir. bu mevsimde bilemem tabii ama berlin dresden prag güzel fikir.

Bence Berlin'de kalın. 4-5 günde sıkılacağınızı sanmıyorum. Başka bir şehre giderseniz hem 1 gün yolda geçer, hem de ne berlinden ne gittiğiniz yerden bir şey anlarsınız.

köln'ü kaçırmayın derim.

Kuzeye doğru Hamburg - Kiel yapılabilir... Günübirlik halledersiniz...

Dresden önerisi de güzel, ben de Mayıs'ta gideceğim Prag üzerinden Dresden'e :)

koln onerilir.

almanya'da her turlu ulasim icin suradan sure bilgisi alabilirsiniz.

www.bahn.de

güneye inme. 2. dünya savaşından mıdır nedir güneyde heryer ankara gibi. münih de dahil buna.
zaten tatil 4-5 günlükmüş

kuzeye gitmedim, bilmiyorum

+berlin dresden prag uclemesıne katılıyorum

hadi derseniz riske atarım yol çekerim (araçla 5 saat)
mainz + wiesbaden+ frankfurt --> totalde iki gün.

ama eger, muze sevıyor, ve gezerim derseniz 4-5 gün anca berline. kaldı ki mayısta hava güzel oluyor, yani yürüyerek gezme olanagınız var.

Schokolade. Ama kiloyla.

bratwurst hatta bana da. çok özledim doya doya yemeyi :(

kapakli bira bardagi isteyebilirsin oymali kakmali metal kapakli güzel görünüyorlar. cikolata, alkollü ürünler, kozmetik ürünleri, elektrikli aletlerin cogu türkiyeye kiyasla daha cesitli ve ucuzdur.

Jägermeister sanırım en mantıklısı. Burda 12€ türkiyede 80 lira mı ne.

Edit: Sanırım sende yok, Tik iste almanyadan Tik getirsin, bize verirsin

nussknacker

telefon

ayarlar - itunes&app stores - apple id den gir , göster e tikla, orada ülke de cikacak degistirince düzelir

yeni mail adresinle yeni kimlik tanıla heyecan yok :)

kas ağrısı tetiklenince 5-6 günde geçmez. o yüzden sen jeli de masaj yaparak sürmeye devam et ama neden kaynaklandığını öğrenmek için devam ederse doktora gitmen lazım. (hep cümleyi bununla sonlandırıyorum. çok sıkıcıyım)

merena ya ek olarak: jelle acitmadan ovduktan sonra sicak su torbasi da koyabilirsin, gevsetir ama su cok sicak olmasin yakmasin yani.

teşekkür ederim :)

www.youtube.com bu olabilir mi?

ben test dafa degil dsh ya girmistim, bunun icin özel kursa gitmistim.kursa basladigimdaki seviyem b2/c1 di. bu tarz sinavlarda en önemlisi sinav formatini tanimak. kurs zaten konu falan anlatmiyordu sadece sinav denemeleri yapiyordu. okudugunu anlama, duydugunu anlama, kompozisyon vb. mümkün oldugunca daf ve benzeri sinavlari ara bul ve verilen süreye uyarak sorulari cöz derim.
www.testdaf.de bu adreste epey bilgi vermisler. kolay gelsin

1-) Evet olabilirsin
2-) Bilmiyorum

1-kimi ülkelerde limit var diye biliyorum limit derken mal mülk edinmeniz sınırsız değil anlamında. maddi karşılığı sınırlandırılmış anlamında
2-avrupa vatandaşları için geçişlerde pasaporta gerek yok. ancak oturma iznine ihtiyaçları var mı uzun vadede emin değilim.

1- ab icinde tasinma genel olarak serbest, fakat 3 aydan fazla kalindigi icin oturma izni alinmasi gerekir, bunun icin de tasinanin maddi acidan kendine bakabileceginin ispatlanmasini isterler. is yada emeklilik gibi, ogrenci olunsa bile gelir ispati isterler. bu gelir tasinilan ülkenin asgari ucretinin ustu olmali. mutlaka saglik sigortasi yaptirilmasi gerekir. bir de orada is bulmak icin normalde oranin dilini konusman gerekir, yada bir artinin olmasi ki seni ise alsinlar. yani o kadar kolay degil bunu pratige dokmek.
2- pasaporta gerek yok.

@darknum
EHIC o kartin adi, daha dogrusu sigorta kartinin arka yüzü ehic. turist olarak hic sorun yok ama orada yasadiginda sadece ehic yeterli olmaz cunku herzaman herseyi karsilamaz, acil olmayan durumlari mesela dis hekimini yada kronik rahatsizliklari cebinden de ödemen gerekebilir, yada ülkendeki sigorta üstlenmek istemeyebilir burada gitseydin der hakli olarak. her ülkede saglik ücretleri ayni degil. kaza sonucu hastane, akut rahatsizlik gibi acil durumlari karsilar.

1. kedinizin 3 ayda bir hap ya da iğne şeklinde uygulanan parazit ilacını vermelisiniz. veterineriniz yok mu? sizi yönlendirmedi mi bu konuda?

sağlığına dikkat ederseniz kesinlikle bir sorun olmaz tüyleriyle ilgili olarak.

2. kısırlaştırmayı mümkün mertebe 10-12 aya ertelemeye çalışıyor veterinerler genelde, ama 6-7 ayda yapılmasının da sakıncası yoktur.

kedinizi kesinlikle kesinlikle kesinlikle kısırlaştırın.
hayvanlar sadece üreme içgüdüsüyle çiftleşirler ve siz çiftleştirdikçe çiftleşmeye devam ederler.
yavrularına da yalnız 2 ay bakar, sonra bırakırlar.
yani herhangi bir babalık ya da annelik duyguları yoktur, sadece türlerini devam ettirmek isterler.

lütfen kendiniz gibi düşünmeyin.
üstelik ortalıkta bu kadar sahipsiz hayvan varken bu döngüye katkıda bulunmayın ve kısırlaştırın kedinizi.

3. muhtemelen beslenmesindendir. kuru mama veriyorsanız proplan ya da royal canin tarzı markalar kullanmanızı öneririm. aslında en iyisi barf'tır, yani çiğ beslenme. isterseniz onu da bir araştırın, ama kedi beslenmesi konusunda henüz acemi olduğunuz için şu süreçte kuru mama işinizi kolaylaştıracaktır.

bunun dışında kediye süt, yoğurt vb. vermeyin. bunlar sanılanın aksine kediler için yararlı değil, hatta bazı zamanlar zararlıdır.
sadece mama ve su verebilirsiniz.
arada bir isterseniz konservede satılan, yaş mama denen mamalardan da keyfinize göre verebilirsiniz.


mutlaka güvendiğiniz bir veteriner edinin ve kedilerinizin aşılarını aksatmayın.
eğer bulunduğunuz şehri ve semti söylerseniz tavsiyede bulunabilirim.

ayrıca sokağa da asla bırakmamanızı, camlarınıza sineklik taktırmanızı ya da cam açacağınız zaman kedinin orada olmamasına dikkat etmenizi tavsiye ederim.

ekleme olarak:

özellikle cins olan kedi ve köpeklerin bünyeleri biraz zayıf olabiliyor.
melezlere göre daha hassas olup, daha çok hastalık geçirmeye meyilli olurlar.
bu yüzden kısırlaştırmak hayvanın ilerisi yaşlarındaki sağlığı açısından da bir yerde gereklidir.
yani çiftleşmiş olsa da, olmasa da kısırlaşmalı.

kısırlaşmadıklarında erkek kedilerde prostat, dişi kedilerden bir takım hormonal bozukluklar, alerjiler vb. görülmeye başlanıyor.

2- kısırlaştırma mevzu ile ilgili biz de kedimiz için aynı şeyi düşünüyorduk sonradan rahmi iltihaplandı falan derken ölümden dönüyordu. sonunda rahmi alındı kendisinin.

benim kizim da bsh cinsi, yedikleri mama kaliteliyse tüy dökmüyorlar. ucuz mama almistim öbek öbek tüyleri dökülüyordu, herzamankine gecince dökülme durdu.
ben kuru mama agirlikli besliyorum, arada (2-3 günde bir) yas mama da veriyorum, bunlarin disinda birsey vermiyorum.
asilari ve parazit ilaci cok onemli, bir de bu cinste kulak parazitlerine yakalanma orani yuksekmis. kulaklarina bak temiz mi diye, özellikle kulaklarini kasiyorsa. kahverengi kahve telvesi gibi seyler varsa, doktora götür mutlaka ilac verince geciyor.
kisirlastirma 7. aydan sonra yapiliyor, benimki 10. aylik partner de bulundu kendisine ama kizginlik belirtisi hala yok, 12. aya kadar bekleyecegim veterinerden önce, bu cins biraz gec olgunlasabiliyormus.
tuvalet kabini kapali alirsan koku sorunu buyuk olcude cozulur. bir de kumu cok onemli tabi, deneyerek en uygununu bulabilirsin. ben denemelerim sonucu cats best te karar kildim, memnunum.

Tren biletini erkenden alırsan ucuz olabilir. Onun dışında mitfahrgelegenheit deneyebilirsin (başkasının arabasında gitme gibi bir şey) Ama güvenlik çekincen varsa düşük bi ihtimal de olsa sonuçta başkasının arabasındasın.

mitfahren denen bir sistem var almanyada, tikir tikir isler. basitce anlasmali otostop denebilir. degisik, hayatta tanismayacaginiz turde insanlarla da karsilasmanizi saglar bir yerde. Oldukca da ucuza gelir trene gore.

www.berlinlinienbus.de yaklasik 40 EUR / baskasiyla beraber ucuza:
www.mitfahrzentrale.de

tren konusunda,

belli bi saat icin ucuz bi bilet bulabilirsin ama o bilet sadece o dakikada gecen tren icin gecerli olur. onun disinda gunluk bilet daha pahalidir, ama kacirma derdin olmaz. Genelde gunluk satiliyor sanirim ama iste yetisebilecegin garanti saatler icin ucuza getirebilirsin.

her eyalet içinde 5 kişiyle paylaşıp gün içinde sınırsız kez kullanabileceğin biletler var (bizim burdaki bayern ticket mesela). istasyonlarda genelde o bileti almış ve parasını paylaşacak 4 yolcu daha bulma çabasında insanlar olur. aşti'deki "istanbul mu abla" diyenler gibi de yapışırlar. onlara takılırsan çok komik rakamlarla halledebilirsin. ben öyle yapıyorum, 35 euroluk bileti 5 kişi paylaşıyoruz, hepimiz kardayız.

bu kişileri istasyonda bulamazsan mitfahrgelegenheit'ın sayfasında da bulabilirsin. büyük çoğunlukla araba için ilan var orda ama bunun da ayrı bir seçeneği çıkıyor.

tabii bu dediğimi sadece eyalet içinde gezerken kullanabilirsin. bildiğim kadarıyla başka eyalete geçişte bundaki gibi yanına birini daha almıyorsun.

otobüslere bakabilirsin. genelde trenden daha ucuz olur.

diğer seçenekler ne kadar ucuz oluyor bilmiyorum ama sanki interrail bileti ile de yapabilirsin. şurdan kendine uygun olan tarifelere bakıver.
www.interrailbileti.com

ben interrail yaparken, münih'ten stutgart'a normal tren bileti fiyatlarına baktığımızda 80euro gibi bir fiyattı. o yüzden birkaç yer değiştireceğin için interrail bileti de olur gibime geliyor.

genelleme yapmayayim ve sadece kendi memleketeim icin konusayim (bingöl).tam böyle asiret degil de agalik kesin var, kan davasi da vardir ama nadirdir. cok eslilik yoktur.

benim bildiğim kadarıyla bu dediklerin kürt alevilerinde var, yani doğunun ortak sorunu ama mesela bazı şehirler bu saydıklarının bazılarını yaşamadı, mesela malatya'da köylerde o tasvir edilen ağalık yoktu, kan davası ise hiç duymadım o civarda, tabi yanılıyorda olabilirim.

bence olay alevilik/kürtlük vs. gibi değil bölgesel olarak farklılık gösteriyor.

bunun kurtlukle alakasi yok, alevilik ile hic alakasi yok.

tarima bagli ekonomilerde gorulen bir olay, cunku boyle ekonomilerde eger devlet otoritesi yok ise topraga (ve bunun urettigi zenginlige bagli feodal bir duzen mevcuttur (en fazla toprak sahibi aile = devlet) buna da "asiret" diyoruz. asiretin bir aile duzeni olmasi da yine bu tarz ekonomilerde aile babasinin (tek esli veya cok esli olarak) fazla cocuk yapmasi, cunku fazla erkek cocuk demek tarladan daha hizli/daha fazla verim alabilecek is gucu demek. eh bunlar da sonra aile ici evlendiriliyor cunku eger oyle olmaz ise tarlalar bolunur. neyse sonuc olarak birkac yuzyil sonra (ve soyadi kanununu takiben) bir soyadina sahip binlerce kisi oluyor bir bolgede, asiret boyle olusuyor.. bu avrupa'da da boyledir (teknik olarak avrupa kraliyet aileleri feodal zamanlarin avrupali asiretlerinin bir devamidir), ortadogu'nun tamaminda hala boyledir. milli bir olay degildir. ha turkiye'de bunun boyle olmasi asiret sahipleri "kurt" oldugu icin degil, devletin otoritesinin olmadigi, ekonominin hala tarim/hayvanciliga bagli oldugu o bolgelerde daha cok kurt halkin yasamasindan, teror, savas vb. gibi nedenlerden oturu son yuz yilda diger etnik gruplarin goc etmis olmasindan dolayidir. olayin alevilik ile bagdastirilmasi da aleviligin yine o bolgede yaygin olmasidir. bunun da gecmisi 1400 lere falan dayanir. yoksa kurt veya alevilik ile baglanmamasi gereken, tamamen sosyo-ekonomik nedenlere dayanan seylerdir asiretler, kan davalari ve cok eslilik.

hem turkiye'de cok eslilik vardir, yasal olarak degil ama "imam nikahi" yontemi ile. kanuna aykiridir, ama de facto yasaldir cunku otoritenin olmadigi yerde engellenemez.

yani neyse, uzun lafin kisasi, bahsettigin seyler turkiye cumhuriyeti sinirlari icerisinde gorulur, ama bir millete/dine bagli seyler degildir, ekonomik nedenlerden oturu olusurlar, ve o bu ulkede o ekonomik durumda olan nufusun cogu kurt oldugu icin sanki onlarla alakaliymis gibi gorulur, ve bu yanlistir.

tarima bagli ekonomiye cok baglayamiyorum ben bunu, daha cok alchemistt e katiliyorum, bölgesel oldugu konusunda.
trakyali ailem, trakya köylerinde ekonomi gayet tarima ve nispeten daha az hayvanciliga dayalidir. kan davasidir, asirettir cok esliliktir kesinlikle yok. cok cocuk yapma olayi da nadir. tarla cok ama akraba evliligi yok. gelenek görenek meselesi, oranin kültüründe yok boyle kavramlar. tarlasi cok olan zengin adama aga denebilir ama zengine guzele ragbetten saygi babinda soylenir o da.

eick: yukarida tarima bagli ekonomilerde "devlet otoritesi yok ise" dedim, trakya'da yeri ve nufus yogunlugu nedeniyle son 600 senedir devamli bir devlet otoritesi var. ayni sekilde avrupa'da da devlet otoritesi uzun zamandir mevcut.

alevilikde imam nikahı yoktur. dolayısıyle çok eşlilikde olmaz ne dede müsade eder ne de çevre. tabi nu dediklerim alevi-bektaşi göreneklerine tam bağlı bölgeler için geçerli arap adetlerinin daha baskın olduğu güney-doğu yada doğu-anadolu kesimlerinde daha farklı olabilir bilemiyorum.
not: ha tabi kaç tane böyle köy kalmıştır orasıda muamma neyse...

Biri ile dargin olunca dahi cem torenine almazlardi, kan davasi olan, cok esli bir adami mi alacaklar? Imkansiz.

Alevi Kurtler ve Alevi Turklerin arasinda yasam tarzilari bakimindan pek fark oldugunu dusunmuyorum. Aleviyse Kurdu Turku fark etmez kan davasi suremez. Boyle bir sey olursa duskun (toplum disi) olurlar. Duskun olmakta bir Alevi icin en buyuk ayiptir. Ben de Turkiye'de buyumedim, ama cocuklugumun bir kismi Maras'da koyde yasli Alevi Kurt akrabalarin arasinda gecti. Bu yaslilardan cok sey dinledim. Ama kan davasi, namus davasi, berdel, asiret, baslik parasi gibi seyleri hic duymadim.

Cok eslilik konusuna gelince. Devlet nikahi cikmadan once Alevilerde nikahi dede kiyardi, cemaat da sahit olurdu. Alevilerde cok eslilik yasaktir. Ilginc bir ornek vereyim, benim babamin dedesi karisi oldukten 20-30 gun sonra tekrar evlenince duskun ilan edilir; daha karinin 40'i cikmadi, nasil boyle bir saygisizlik yaparsin diye belirli bir sure toplumdan uzaklastirma cezasi almis. Alevilikte bosanmak da hayli zordur. Oyle keyfi sebeplerden dolayi, bu evlilik bana dar geldi canim yeni bir kadin istedi bosanacagim demekle bosanma olmaz. Kadin istemezse adam bosayamaz. Bosanma kadindan yanadir. Koylerde yillarca yapilan uygulama boyleymis.

edit: Turkiye'de yasayanlar benden daha iyi bilirler. Asiret olayi Kurtlere ozggu bir durum oldugunu sanmiyorum. Turklerin, Ermenilerin de asiretleri vardi.

Dogunun ortak sorunu ise doguda yasayan Turklerde de olan bir seydir, degil mi?

@adeleguner
tabi ki ortak sorunsa türklerde de oluyor. aşiret, kan davası gibi şeyler kürtlere özgü değil. hele de alevilik içinde hiç yeri olmayan şeyler.

müze 2 cıktı izlemedim ama iyidir heralde. 1. si iyimiş ki 2 . sini yapmışlar (bkz: düz mantık)

müze 1 i otobüste izlemiştim, bugüne kadar izlediğim en salak filmlerde top 5 e girebilir ama işte mecburen izledik. tavsiye için teşekkürler.

(bkz: bedtime stories)

get smart ve role models fena değildi.

airheads

(bkz: superbad)

harold & kumar go to white castle
harold & kumar escape from guantanamo bay
pineapple express

cok yeni olmasalar da
Dan in Real Life
Little Miss Sunshine

şimdi benim bi arkadaşta da var böyle bi sorun (ha eet bi arkadaş ekolü demem lazm şimdi) ona da fizik tedavi verdi doktor. ama ben bugüne kadar fizik tedavi ile bel ağrısından kurtulan görmedim arkadaş. ya başka bi ülkede olsak milyon tane test yaparlar asıl sorunun kaynağını bulmak için bizde "yolla fizik tedaviye" şevkinizi kırmak istemem tabi umarım sizin işinize yarar ve kurtulursunuz derdinizden.

büyük ihtimalle bel fıtığı olmuşsunuz. bunu öğrenmenin en güzel yolu bir beyin cerrahına muayene olmanız ve mr çektirmeniz.

bildiğim kadarıyla türkiye'de her 3 kişiden 1'i bel fıtığıdır. bu sebeple gözünüzde çok büyütmeyin. eğer kiloluysanız kilo vermeye gayret edin. eğilip doğrulurken, bir şey kaldırırken dikkatli olun. kontrolsüz hareketlerden kaçının. eğer imkan varsa bol bol yüzün. çok ileri boyutlarda olmadığı sürece ameliyat gerekmiyor.

tabi gene de umarım ki sadece basit bir kas ağrısıdır. bunu öğrenmenin en güzel yolu da bir an evvel doktora görünmektir.

hocam simdi biomaterials odevi yapiyodum ve sendeki semptomlar tamda okudugum seylere benziyor eger kalkarken kalca agrisi ve geceleyin mesela agri seni uyutmuyosa ya da uyandiriyosa kalca kaemigi sorunu olabilir. daha detayli bilgi icin hip replacement felan diye bi ara belki daha aciklayici olur. kireclenme ya da gecmisteki sakatlanmalar sebep olabiliyormus. gecmis olsun

@uctumdageldim abi işin ilginci kalkarken falan hiç bir ağrı yok sadece ayağa kalktıktan sonra belli bir süre oluyor.. sonra yürüdükçe vs. normale dönüyorum.. uyutmama gibi bir durum söz konusu değil.. sorunsuz uyuyorum..

bel fıtığı oldugumu düşünmüuorum duramazdım heralde ağrıdan.. diskler arasına sıkışan sinir tabiri sanki bu agrıyı anlatıyor çok keskin ancak geçen bir ağrı.. doktora kesinlikle gideceğim.. yüzmeyi de düşünüyorum..

bel fitigi baslangici sahibi olarak soyleyebilirimki bu meretin farkli asamalari/versiyonlari var, bende once sizin gibiydi -duzelir gibi oldu bir kac ay, sonra yurudukce de uyusukluk falan olusmaya basladi hatta yuruyemiyordum yine bir sure sonra gecer gibi oldu, bir sonraki fazda oturamama yatamama seklindeyki ki geceleri deli dana gibi evde yuruyus yapiyordum cunku sadece yurudukce agri diniyordu.
fitik baslangicinda bana hemen igne yapmadilar bir kez agridan duramadigim icin belden yapilmisti, doktor fizik tedavi ve altini cizerek düzenli spor onerdi. tempolu yuruyus,yuzme,bisiklet falan zorlandigimda mola vererek. fizik tedavide sirt-bel ve karin kasi guclendirmesi icin surekli mekik ve ters mekik yaptirdilar hemen ise yaradi, bir de nasil dogru oturulur yataktan nasil duzgun kalkilir vs gibi dersler aldim :) 1 senedir agrim yok. ama dikkat ediyorum hareket ederken bir de egzersiz ve spor yapmaya calisiyorum mumkun oldugunca.

1) the all american rejects - gives you hell

real big fish - beer

jet- are you gonna be my girl

charlie winston- like a hobo

mutlaka gogol bordello - dogs were barking

oha nası unuttum figli di madre ignota- theme from paradise

ballad diyince direk aklıma scorpions geliyor. direk şarkı ismi istersen when the smoke is going down.

eğlenceli şarkılar arasında one more cup of coffee'yi sayman hiç olmamış. eğlenceli şarkı değil o ya. gayet de acıklıdır hatta. güzel tabi o ayrı. burdan da buddy holly rock around the colck diyim.

bisürü var tabi şu anda ilk aklıma gelen birer tanesini yazdım.

"bob dylan - one more cup of coffee" ye, eğlenceli bir şarkı dedin ya ben sana daha ne diyim :)))

ballad olarak "testament - the ballad" ı çok severim..
eğer one more cup of coffee gibi hüzünlü bir şarkıya eğlenceli diyorsan, rolling stones - paint it black'i de seversin..

edit: tepedeki psychedelic adam, benden önce demiş bile.. :))

nasi unuturm..

wasp - the idol..

ne şarkı yapmış adamlar arkadaşşşş...

şarkıyı 3 defa arka arkaya dinledikten sonra gelen edit: gecenin 12 buçuğunda yatağin üzerine, sandalyenin üzerine çıkıp ordan oraya hoplayıp zıplayarak air guitaring yapmak adamın anasını ağlatıyormuş valla.. yapmayın böle güzel şarkılar..

stratovarius - coming home + paradise ini da severiniz sanki..

aeon spoke - cavalary of woe diyesim geldi birden. ballad sayılmaz tam olarak ama güzeldir.

Black Sabbath - Planet Caravan
Robert Cray - Time Makes Two
The Moody Blues - Nights In White Satin
Ufo - Belladonna
Falco - Jeanny
Shocking Blue - Demon Lover

2)
judas priest - angel
skid row - wasted time
dream theater - the spirit carries on

(bkz: negroplasty)
(bkz: south park)
www.southparkstudios.com

ameliyatla bacaklardan uzatabiliyorlar. ama bunu yaptırmak için kaçık olmak lazım. benim de boy 1.70 kilo 65. 24 yaşındayım ama en fazla 21-22 görünüyorum. şikayet edecek birşey yok bence. ama kilonu arttırırsan biraz daha büyük görünürsün. bi spor salonuna yazılıp ağırlık çalış bence. bir de sakal bıyık bırak.

işin kötü yanı sarışın olduğum için sakal ve bıyıkla da problemim var. 3 ay kesmesem anca belli belirsiz bişeyler çıkıyor ortaya. (3 ay mübalağ tabi)

şu ameliyatlarla ilgili bişeyler bilen var mı acaba?

edit: evet, türküm ama kimse türk olduğuma da inanmıyor. =)

1.70 aslinda o kadar kisa degil. Eger fazla genc gorunmekten sikayet ediyorsan

-kilo almak (ozellikle agirlik calisarak)
-sakal/biyik birakmak
-giyim tarzini degistirmek

gibi yollara basvurabilirsin.

valla hocam 1.70 kısa değildir bir kere. türkiye ortalaması bundan daha uzun değildir. ben de 1.72 ve 24 yaşındayım mesela ama beni de 30 yaşında falan zannediyorlar kırlaşmış saçlardan dolayı. bir insanın yaşını tahmin etmen gerektiği zaman, kilosuna, boyuna veya saçına bakmak başlı başlına saçmalık. insanın yaşını belli eden yüz hatlarıdır. onu bilmeyip ve ona dikkat etmeyip sen 15 yaşındasın diyenler zaten bir boktan anlamıyorlardır. ayrıca olduğundan yaşlı göstermek, genç göstermekten daha kötü bence. bana bundan sonra da 30 diyenlere ben ağız burun dalmayı planlıyorum mesela.

Ne bekliyorsun arkadaş, herkes yazmış işte Türk erkeğinin boy ortalaması 185 mi sanıyorsunuz? Benim boyum 2oocm, ben de yaşımdan çok daha genç gösteriyordum 2-3 yıl öncesine kadar. Kuzenlerimden birisi 195cm civarı, benden 4 yaş büyük ama tam tersi benden küçük gösteriyor. Üstelik sakal bırakma şansı da yok çünkü çok seyrek.

Bazıları yaşlı görünmek için sakal bırakır. Benim için herkes tam tersini söylüyor, sakal bırakınca daha genç duruyormuşum.

Boy uzatma için küçük ibo'ya yapılan ameliyatlar var ama kemikleri kırmayla falan uğraşma yazık günah.

ameliyatı da söyleyeyim. kaval kemiğini ortadan kesip demirler yardımıyla iki kemik arasındaki mesafeyi açıyorlar, kemik yavaş yavaş dolduruyor aradaki boşluğu. 10-15 cm uzatıyor boyunu. ama ne kadar acı vereceğini düşün istersen.

www.chinadaily.com.cn
www.iconocast.com
www.marieclaire.com

40 yasinda 30 gosterirsin 50 iken 40 daha da ne istiyorsun :)) millet genc gorunmek icin ne paralar dokuyor cok sanslisin bence..

ne güzel şeysin sen spor
spor yap, kaslar gelişsin, genişlesin, hareketlerin kesinlik ve hız kazansız
surat ne kadar genc gösterirse göstersin vucut gönrüntüsünu cocuk modundan cıkartıp yetişkin insan kalıbına sokarsan , olduğun yasta görüne bilirsin,
hem yaslanıncada genc görünmek isteyeceksin onuda sağlar

arkadasim ne guzel iste. Biz yasitimiz erkekler gittikce olduklarindan daha da yasli gosteriyorlar diye sikayet edelim, etrafta ayi gormekten bikalim, sen dogal halini degistirmeye calis (hem de ameliyatla) olacak is degil. Arkadaslara katiliyorum, bence de git biraz spor yap, durusunu duzelt, kendine guvenin yerine gelsin, sonra da silkelen kendine gel.

sen ameliyat hakkında bilgi almaya bile çalışma bence. sırf estetik amaçlardan bunu yaptıran çok affedersin aptaldır. spor için süper bir yaş, git vücut geliştirme yap.

kisalink.com
kisalink.com
kisalink.com
bakabilirsiniz linklere

yanlış düşünüyorsun biraz kilo alsan yeterli bence. benimde boyum 1,70 misal ama sorun yapmıyorum. yinede ameliyatı tavsiye etmem ama japonları ayakkabı tabanına yerleştirilen akupuntur etkisiyle boy uzatan birşeyleri var ne kadar doğru bilmem. incele istersen.

sitenin adı kivi veya kiwi gibi birşeydi araştırırsan daha iyi bilgi alabilirsin.

ya kusura bakmayın da, 1.70 boyla o bahsettiğiniz boy uzatma operasyonunu HİÇ BİR doktor yapmaz size. bildiğin mallık yani. 1.70 neyine yetmiyor abicim. boy uzatma operasyonu nedir. lütfen sağlığınızla oynamayın.

yaşı büyük göstermenin daha güzel yolları var, imajını değiştirirsin, giyinişini değiştirirsin, spor yapar kalıp yaparsın, sakal bıyık bırakırsın saç uzatır kısaltırsın falan. böyle bi operasyon tek kelimeyle aptallık. kafanız mı iyi.

Sakala aban sen. Pek çıkmıyo diyosun hergün traş ol traş bıçağı ile, 2-3 ayda gürleşirler. Basketçi olmayacaksanız 170 yeter kafanıza takmayın...

boyuna çizgili gömlek ve dar kesim kot pantolon giy boyun 1.80 gibi gözüksün :)
bir miktarda spor yap daha atletik bir görüntün olsun
ve ayrıca cildinde sorun yaratmayacaksa bol bol güneşlen bronz tenli olmaya oyna

ah 22 yaş. :)

Belkide öncelikle psikoloğa gitmelisiniz. Yani bunu bu yaşta takıntı haline getirmiş olabilirsiniz ki normal birşeydir. Çünkü zamane gençleri gerçekten eskilere göre daha uzun boylular. sizin yaşlarınızdakiler özellikle. ahh heşke dünyadaki tüm insanlar (yada erkekler diyelim) aynı boyda olsa idi, ne kadar güzel olurdu o zaman. Birde şöyle birşey var; ben boy takıntısı olan bir erkek olarak bugüne değin, istisnasız herkesin boyunu söylerken fazladan söylediğini gördüm(görüyorum). Yani adam 1.73 boyunda, ama sorduğun zaman 1.77 hocam diyor. en az 5cm ekliyorlar. Bunun en doğru oranı, şu eczanelerde, sağlık ocaklarında olan, üstüne çıkıp kafanızın hizasına dayanılan ölçü aletleridir aslında. Ama millet evde mezure, metre vb. aletlerle ölçup boylarının o olduğunu iddia ediyorlar. Oysaki yanılıyorlar. Mesela ben senelerdir. 1.71 boyundayım (bir 8 senedir felan böyle) askeri soruşturma yapılırken de ölçmüşlerdi orda da 1.71'dim mesela. (kendimi, boyunu tek doğru söyleyen kişi olarak görürüm:))

Şöyle insanlar var mesela, adam 1.65 boyunda, ama sorduğumda boy kaç diye, 1.73 diyor. 1.73 boyu olan adam 1.78 diyor. Böyle insanların oranı tahmin ettiğinden de fazla aslında emin ol. Hatta ben senin 1.70 olduğundan da şüpheliyim ve diğer arkadaşların verdikleri boy oranlarında da.

Ben kendi adıma 1.71 olduğum halde, yine komplekse giriyorum, kafaya takıyorum bu konuyu ama çok seyrek de olsa, kendimden daha kısa insanlarla yan yana geliyorum. O zamanlarda nedensiz yere kendimi daha iyi hissediyorum. Yani bu olay psikolojik derin konular içeren bir mevzu bence. ama ne yapacağız, böyle bu işi kafaya takmakla hayat geçmez. hayatın amacı olan "mutluluk" için kişinin hayatını güzel yaşaması lazımdır. hayatın güzel olması için de öncelikle kendini sevmen gerekir. Kendi içindeki Yin yang dengeni oturtman, bedensel ve ruhsal olarak kendini tanıman ve sevmen ondan sonra hayatın içindeki görevlerini idame ettirmen gerekir ki, bu şekilde düşündüğünde boy, kilo vb. sorunları dert etmezsin, mutlu yaşayabilirsin..

Her şey kendini sevmende geçiyore..

şimdi gerçeklere dönelim...
1.70 kısa bir boy değil... ama 60 kilo iseniz üzgünüm ama siz türk deyimiyle en iyi ihtimal balık etinden hallicesiniz...
kandırmışlar sizi o boy o kilo da zayıf olmak için 50-54 arası fln olmanız lazım...
boy içinde ameliyat var ama ortopetik bozuklukları olmayanlara yapmıyorlar, bacaklarınızdaa yaklaşk 10 ar cm lik alt üst olmak üzere dikiş izleri ile geziyor, ameliyattan sonra da ağrısız yürüme ve hatta yürüme garantisi vermiyorlar

şu anda o parayı çatır çatır yiyoruz.
welcome to istanbul.

karar veremeyeceğim ama bu hikaye bana çok ama çok tanıdık geliyor. daha önce birden fazla kez duyduğuma, hatta aile büyüklerinin tembihleri arasında yer aldığını hatırlıyorum.

hep te bir maske takarak lösemi olurlar.

ben cocukken yazlikta bir adam sitenin orta yerinde yere ativermisti kendisini, bayildi diye site ahalisi basina toplandi su falan derken adam gozlerini acti anlatmaya basladi cok hasta oldugunu, tedavinin pahali oldugunu, hic parasi olmadigini, ailesinin sefil durumda oldugunu falan aglayarak. cok inandiriciydi herkesin ici burkuldu. yardimsever site ahalisi aralarinda para toplayip adama verdiler ustune adami arabaya atip hastaneye de goturduler. hastanede "bir tuvalete gidiyim once" demis gidis o gidis bir daha da goren olmadi. havalandirmadan kacti kesin :)

kesinlikle dolandırıcılık. geçmiş olsun.

akrabalarınızın yardımseverliği cidden takdire şayan, ancak üzgünüm.

olay antalya'da gerçekleşmiş bu arada. bence de olay senaryo gibi, yazık.

telefon konuşmasına kulak misafiri olmuşlar. adam dilencilik yapmamış sonuçta.

telefon konuşmasına şahit olmak gerçek olduğu anlamına gelmeyebilir. en güzeli 500 tl gibi büyük bir mebla vermeyi göze almışlarsa bari hastaneye ödeme yapma seçeneği akıllarına gelseydi keşke. o zaman garanti olur. elden para vermek " ya doğruysa " mantığı oluyor, insanı şüphede bırakır.

gecmis olsun akrabaglarina. o kadar saglik dernekleri egitim dernekleri vakiflar varken tutup sokaktan gecen adama 500-tl vermesi olmamis.

şu ya da bu şekilde kendilerini 500 tl parayı ihtiyacı olan birine verecek durumda görmüş bu insanlar. dolandırılmışlar mı dolandırılmamışlar mı bunu tartışmak çok yersiz. neden yersiz? çünkü akrabalarınız yardım etmek istemiş ve etmiş, zaten eğer yardım yanlış adrese ulaştıysa o insanın başı her türlü derde girer... ilahi adalet demiyorum, bu kesinlikle dünyanın kanunu, iyilik iyiliği ve kötülük kötülüğü çeker. akrabalarınızın da içi rahat olsun bence, dolandırılmadıklarını ve büyük bir iyilik yaptıklarını düşünsünler sadece.

parayı alan aile gün itibariyle çifti aramış ve teşekkür etmiş, yeşil kartın karşılamadığı zaruri ihtiyaçları karşıladıklarını, imkan olduğunda parayı ödeyeceklerini belirtmiş, tabi böyle bir şey istenmeyecek kendilerinden lakin durum buymuş belirteyim.

40 ytl iyimis, dhl e ben almanyaya bir evrak icin 75 tl odedigimi biliyorum. almanyadan da bir evragi gecen ay 50 euro ya gonderdim. mng ve yurtici kargodan da yurtdisi gonderisi oluyordu, onlari da bir arastirin. paketlerde dhl e gore daha ucuzlardi onceden ve sorunsuz teslim ediliyordu.

Fedex en küçük paket Avrupa 40-45 usd Amerika 55 usd hocam bildiğim kadarıyla. Ama bu 500 usd sigortalı. Direk Fedex değil çözüm ortağı bi' sigorta firmasından. İhtiyacın olursa yardımcı olabilirim.

yeni doğmuş bir kediyi bir ay geceli gündüzlü bakarak yaşatmıştım. şöyle ki: iki saatte bir (mümkün olduğunca gece de dahil) beslemek gerekiyor. en sağlıklısı gidip veterinerden yavru kedi sütü tozu almak. besleyici filan, sade süt yeterli olmayabilir sanırım. sıcak tutma hadisesi de çok önemli gerçekten. hazırladığım yatağın altında sürekli sıcak su torbası bulundurarak kediciği sürekli sıcak tutabilmiştim. en kolayı bu şekilde olacaktır. popo silme (okşama gibi:) ) işlemiyle pek bir derdi kalmasa gerek yavrucağızın. aman nolur yaşatın, üzülüyorum ben küçük yavrulara birşey olunca :) annenizin de emek veren ellerine sağlık.

bence yeterli, ben de ayni sekilde gozleri kapali minicik kedi bulmustum bahcede, dediginiz seyleri yaptim cogunlukla, sicak su torbasi degil de hep sariliyordum hayvana kucagimdan indirmedim, basparmagimla isaret parmagim arasini emerek uyuyordu hatta, beni annesi saniyordu sanirim, okuldan gelince asiri bir sevgi gosterisiyle karsilardi zip zip zipliyordu sevincten kucagima alinca da cok cok direkt emise gecerdi. buyudu koca adam oldu sonra.

gözlerinin silinmesi gerek diye biliyorum ama yanlış bilgi vermek istemediğimden gerisini daha iyi bilen biri anlatsın diyorum.

yeni doğmuş ve annesi olmayan kedilerin bakımı için şöyle söylüyorlar. battaniyeye sarın ve devamlı sıcak tutun. sicak su torbası koyun battaniyenin altına. bir de yine battaniyenin yanına bir saat koyun. o saat de annesinin kalp atışlarına benzediği için iyi geliyormuş.

tuy degistiriyor ya da buyuyor olduklarindan, annelerinin yalamasi gerekirmis. elimizde anne olmadigi durumlarda, pamugu hafifce nemlendirerek kendilerininin tum vucudunu silmeliymisiz. ama sulu sulu birakmamaiz lazim tabii ki usumesin. nemli pamukla silip duracakmisiz. biz de baktik yavru kediler, cok hem de. ama inek sutu ishal yapiyor, sulandirsak bile yaramiyor.
anneniz cennetlik:)) (allah omur versin tabii. hurmetler)

inek sütünün kedilere hiç bir faydası yok. aksine karnını doyurup beslemdiğiniz için ufaklığı kaybedersiniz. bir veterinere ya da petshopa gidiniz, içinde taurin bulunan bebek kedi sütü tozu alınız, kedinizi onunla besleyiniz. böylece bir kaç haftaya canavar gibi olur.

Ekran kartında olduğunu sanmıyorum, sorun monitörde gibi duruyor. Ekran kartında sorun olsaydı bios uyarı mesajı verirdi.

bilgisayarim hic acilmiyor diyor.

bence ekran kartinda bir sorun var. bi takip cikarmayi deneyin bakalim, ekran kartini ne olacak.

bi de ekran kartinin fani filan varsa bi kontrol edin donuyor mu diye... sanki yanik kokusu 'cpu frit'e isaret etmekte...

ama beri taraftan guc unitesi de olabilir sorun, sonucta yeterli guc saglayamiyor olabilir dusundugunuz gibi.

bden sizin yerinizde olsam, buram buram koklardim ekran karti ile guc kaynagini.

aynisi basima gelmis biri olarak

sorun %90 ekran kartında

ekranda görüntü yok iken yaptığın "windows tuşu" kombinasyonu aslında windows değilde bios'un post ekranı olabilir, ya da şöyle bir ihtimal var, anakart üzerinde onboard bir ekran kartı var ise sen ekran kartını çıkarınca o çalışıyor olabilir. Eğer kasanın arkasında başka bir vga çıkışı (genelde mavi delikli) var ise monitörünü oraya takıp sistemin açılıp açılmadığını anla, zira eğer ekran kartı sorunlu ise zaten bios ekranını geçmez yani senini windowsu kapatma gibi bir şansın olmaz, ve ekran kartını çıkarınca çalışıyor ise ekran kartındadır sorun yoksa güç kaynağı olsa sistem açılmaz ya da açılıp kendi kendine kapanır.

benzer sorunla karsilasmistim bir kac hafta once, bende pc yi acinca fanlar calisiyordu ve kasa dugmesindeki isik yaniyordu, sistem acilmiyordu. sizinki gibi degildi, kapatmak icin dugmeye uzun basmam yada guc kaynagindaki dugmeyi kullanmam gerekiyordu. once sorun ekran karti sandim(pc olayindan pek anlamam) monitor stand by konumunda gibi davraninca, elimde pc dekinin aynisi bir ekran karti bir de guc kaynagi vardi. ekran kartini soktum yenisini taktim degisiklik olmadi, guc kaynagini degistirdim calisti. baska pc den sokup deneme sansiniz varsa deneyin bence siz de.

ekran kartında sorun var buyuk ıhtımal ama sunu dene cd rom un flopy ın guc kaynaklarını cek yanlızca ekran kartınınkını tak eger yıne aynı problemı yaparsa cd rom a taktıgın guc kaynagı kablosunu ekran akrtına takıp ekran kartını ıyıce oturt yıne olmazsa son care ekran kartının fanı varya onun ustundekı kablosunu cıkar dene bunlardada aynı sonucu alırsan %100 ekran kartı gıttı demektır monıtor falan gıtmemıstır hıkaye

once tabiki de oyunun kendisini kurman lazim. yani "the sims 2"

ama altlarda double deluxe var, acaba o the sims2 yi barındıran ama onun double deluxe dediği versionu mu ki? golden edition filan olur ya onun gibi

double deluxe bir kac expansion pack'in bir arada toplanmis haliymis.
thesims2.ea.com

once the sims 2 olan ana oyunu yukleyin, sonra surdaki linkten expansion packs ve stuff packs kisminda tarihlerine gore sirayla yuklemeye baslayin.
en.wikipedia.org

sirayla degil de karisik yuklemeye kalkinca surekli su cd yi takin bunu yapin diye soruyor uzun zaman aliyor haliyle, o yuzden sirayla giderseniz rahat edersiniz.

(bkz: tarz farketmeyen türkü) arıyorsanız madcon-beggin' tavsiye ediyorum...

(bkz: çamdan sakız akıyor)
(bkz: el vurup yaremi incitme tabip)

Salkım Söğüt albümleri çok güzeldir.

zülfü livaneli
aşık mahzuni şerif
musa eroğlu
tüm parçaları..

hepsinin isimlerini bilmiyorum ama:
safiyeme karyola dar gelir :)
zeytinyagli yiyemem aman
mendilimde/cemberimde gül oya
kadifeden kesesi
kirvem
mihriban
osman aga
drama köprüsü
bahcelerde börülce
kizilciklar oldu mu
yuksek yuksek tepeler
kalenin bedenleri
gesi baglari
arda boylari
ordunun dereleri
carsambayi sel aldi

kızılırmak : bana medet senden olur

tolga çandar albümleri, özellikle türküleri egenin serisi

çok tavsiye etmesem de burada biraz incelenmiş. belki işine yarar.

(bkz: ayrılıklardan sonra dinlenmesi gereken şarkılar)

dream theater - finally free

valla orphaned land ın the beloved's cry adında bir parçası vardır. belki sevmeyebilrsin ama sözleriyle falna ölen sevgiliye yazılmış şarkıların belki de en iyisidir kanımca.

cat stevens - lady darbanville

ilhan şeşen- badem: geceyedir küsmelerim biliyorsundur mutlaka, ama bence ayrılıklara dair dinlenebilecek en güzel şarkı. sözlerini de yazayım da tam olsun.

herşey biter herkes gider
gün bile kacar gecenin koynuna saklanir
birtek ben kalirim benligimden tasar sevgim
kahve gözlerinde yankilanir yasanmamislari düsünür kuytularda üzülürüm

gel desen kosar gelir ellerim
umursamaz dünyayi
umursamaz yasami
sadece seni tek seni bekledim
gel diyen ellerini gözlerini özledim
ne umut kaldi ne bir rüya geceyedir küsmelerim

yürek yanar kalpler aglar
sevdam bile cirpinir cikis yollari arar
birtek gözyasi kalir bu askdan geriye
ruhumda yeserir yeniden ask yapraklari
yasanmamislari düsünür kuytularda ölürüm
yasanmamislari düsünür kuytularda ölürüm

gel desen kosar kosar gelir ellerim
umursamaz dünyayi
umursamaz yasami
sadece seni tek seni bekledim
gel diyen ellerini gözlerini özledim
ne umut kaldi ne bir rüya geceyedir küsmelerim

ne bir umut kaldi ne bir rüya geceyedir küsmelerim

gel desen kosar kosar gelir ellerim
umursamaz dünyayi
umursamaz yasami
sadece seni tek seni bekledim
gel diyen ellerini gözlerini özledim
ne umut kaldi ne bir rüya geceyedir küsmelerim

ne umut kaldi ne bir rüya geceyedir küsmelerim
ne umut kaldi ne bir rüya geceyedir küsmelerim

bir umut kaldi ve bir rüya yine sana seslenirim

timur selçuk (bkz: ayrılanlar için )

bir de türkçe demişsin ama ölen sevgiliye yazılan en ünlü, en iç karartan ve insanı darmadağın eden bir şarkı biliyorum.

falco - jeanny

terkeden sevgili için "aşk kitabı" nilüferden. Bu şarkının dizelerinde şair "ümitlerim kırıldı bitti, hayallerim yıkıldı gitti, bu dert beni benden etti. sevdim sevdim bak ne hale geldim" derken terkeden sevgiliye seslenmektedir en içlisinden.
rahmetine kavuşan sevgili içinse pilli bebekten " siyah beyaz"ı tavsiye ediyorum.
cok var.bunlar geldi aklıma

Suavi Hasret Türküsü
Yeni Türkü Resim
Gökhan Kirdar - Yerine Sevemem
Aysegül Aldinc Beni Hatirla
Ilhan Irem Konusamiyorum
Kazim Koyuncu&Sevval Sam Gelevera Deresi
Nilüfer Haram Geceler
Bülent Ortacgil Sensiz Olmaz
Timur Selcuk Beni kör kuyularda

bonus: Oya-Bora Herseye Hazirim Seninle

billie holiday - gloomy sunday (yalnız fenadır bu şarkı, çok kötüyseniz pek tavsiye etmem dinlemenizi)
tanju okan - hasret
tanju okan - kadınım

bence bu aralar da hit olan gökhan türkmen büyük insan şarkısı giden sevgiliye cuk oturacak cinsten bi şarkı

galatasaray store'lardan ufak hoş bir şey bulabilirsin. uzun süredir gitmedim ama bir bak derim. bence de takı uygundur..

yorumlar çok güzel olduğu yönünde, hem bedavaya gelmiş olur :). mars'tan selamlar.
www.dealextreme.com

böyle önemli bir şeyde bile bedavacılık yapıyorum allah kahretsin.

şatafatlı olmayan bir kolye olmalı bence, bir kadın için çok önemli, çünkü ucundaki teferruat tam kalbine denk geliyor. O yüzden sizin için çok anlamlı bişey tercih et derim ben.

Yada çilekli/böğürtlenli cheesecake al, beraber yiyin. Tatlı yiyelim tatlı konuşalım hesabı.

Mütevazı dediysen bu tip şeylerden hoşlaşır bence

bahsettiğiniz özellikleriyle arkadaşınızı kendime yakın gördüm yani kendimeymiş gibi cevap veriyim. evet Gs storelardan birşey alabilirsiniz bütçenizi bilmiyorum ama şu aralar %30-40-50 indirim var tshirtler 20 liraya falan inmiş ya da daha ucuz bişey istiyorsanız
www.gsstore.org
www.gsstore.org
www.gsstore.org

favorim:

www.gsstore.org

suslu biri degilse, taki sevmiyor olabilir. sevse de begenecegi bir taki secmemis olabilirsiniz. o nedenle gs store onerisine katiliyorum. tekstilvari bir sey alirsaniz da degistirme karti koyuyorlar hediye olunca, oyle bir sekil yaparak olasi sorunlarin onune gecilebilir.

gs store dan hediye ceki alin bence. istedigi urunu secer alir. siz simdi birsey alirsiniz ona cok da hitap etmiyordur sevinir inceliginiz icin ama kullanmaz. cek verirsiniz kendi istedigi kullanacagi birsey alir kullandikca sizi hatirlar :)

önerileriniz için çok teşekkürler..
gs store'dan fikri aklıma yattı, fakat burdaki mağazada içime sinen bişi bulamadım..

o yüzden gümüş küpe aldım bi çift, gayet beğendi.. ya da beğenmiş gibi yaptı, bilemicem =D

bence git ona bi adidas şapka al yada kapşonlu yelek

sigara kullanıomu sigaralıkta olab,ilir şöle şık bitane yada mp4

pink floyd - marooned.

starsailor - way to fall

pink floyd - dogs

umarım bu şarkıyı hiç dinlememişsindir de, her dinlediğinde beni hatırlarsın.. şu sıralar hayır duası almaya feci ihtiyacım var.

led zeppelin - since i've been loving you

@jirki

animals diyorsun dinlememissindir umarim diyorsun, animals dinlenmez mi bu yasa kadar..
istersen duayi yine de yollarim rahat ol :)

@tepedeki psychedelic adam
zepline gerek yok ömrümü adamlara verdim zati..

devam devam bu arada..

judas priest - angel

o zaman şöyle bişeyler:

the yardirds - mr. zero
david bowie - little bombardier
jefferson airplane - white rabbit
the doors - blue sunday

filan gider böyle. daha yazmıyorum.

pearl jam - black
reamonn - supergirl

Paul Weller - You Do Something To Me
Bush - Inflatable
David Coverdale & Jimmy Page - Take Me For A Little While
Dave Matthews & Santana - Love Of My Life
Journey - Kiss Me Softly
McAuley Schenker Group - Anytime
Robert Cray - Time Makes Two
Whitesnake - Looking For Love

Scorpions - Still Loving You da olmadan olmaz bence :)

deep purple - wasted sunsets :(

(buraya yaklaşık 40 tane şarkı yazdım. yolla tuşuna basmadan içeri gidip seinfeld'i izledim. geldiğimde yollayayım dedim ama log out olmuşum ve hepsi boşa gitti. çok üzgünüm çok. ama arasından en sevdiğimi seçtim işte)

gary moore - parisienne walkways

bunlari toplayip ipodda playlist yapacagim bakalim neler olacak...

buckethead - coma
anathema - make it right

Dire Straits - Brothers in Arms
Nightwish - Sleeping Sun
The Gathering - Marooned
The Gathering - Alone
Razorlight- Wire to Wire

çok random olarak;

camel - mystic queen
the motorhomes - into the night
kwoon - i lived on the moon
fnm - i'm easy (bu cover'dır ama süperdir), take this bottle, helpless
travis - eyes wide open
blur - you're so great

bunlarla alakasız ama şunu da yazayım :

thom yorke - cymbal rush

helloween - a tale that wasn't right

feridun düzağaç - nadas. ya da cumartesi

damien rice ve joseph arthur sevebilirsin.

ellissa - Ayami bik

scorpions - send me an angel
scorpions - still loving you
steelheart - she's gone...

takım elbise olmaz demişsin ama çok ciddi geliyorsa kravat takmayabilirsin, her koşula uyum sağlar

modacı degilim ama moda okuyorum. bence kumaş pantolon - gömlek - yelek olabilir. takım elbise neden olmaz anlamadım ama böyle blazer tarzı ceket giyersen daha spor durur.

kot beyaz gömlek süveter ve blazer ceket yeterli olacaktır...

kot+gömlek+kadife ceket gayet guzel olur bence

gömlek erkeğe her zaman ayrı bir hava katar. yaz kış gömlek giyebilirsiniz düğünler. tabii ki kısa kollu olmamak şartıyla. altına ister kumaş, ister keten, ister kot pantalon giyebilirsiniz.

düğün mekanı da önemlidir,sıradan bir düğün salonu için takım elbise gerekmez belki ama şık bir restaurantsa takım elbise en azından blazer ceket şarttır.

pantolon seçiminde genellikle kot veya keten , üstünede yoğun olarak gömlek yakıştırması var...hmmm tatmin edici cevaplar ..teşekkürler

başka hocalara söylerim muhabbeti tamamen palavradır, lise mi sanıyor orayı o hoca. Eğer kendi dersinin finaline sokmayacağım dediyse buna bir sebep bulması gerekir. Bunlardan biri devamsızlık olabilir diğeri ise sınav kağıdında imzası var ama kağıdı yok filan diye tutanak filan tutabilir. Ama bu işlerle uğraşır mı bilmiyorum? Zaten hocalar böyle işlerle uğraşacaklarına daha faydalı işler yapsalar daha güzel olacak ama neyse...

Ee şimdi vizeden sıfır almış olacak. Eğer sadece final notuyla geçme şansı yoksa boşuna kafaya takmasın bence.

manyak mı bu hoca ya. arkadaşının yerinde olsam bölüm başkanına şikayet ederim. sonuçta kağıdı orada el yazısı duruyor karşılaştırırlar en kötü. hangi okul bu? ne anormal insanlar var ya.

Finale almamazlık diye birşey yapamaz. Diğer hocalarla da konuşup böyle birşey yaptıramaz, içiniz rahat olsun. Ne kompleksli insanlar var ya. Ayrıca rektörlüğe dilekçe yazıp sınavda heyecandan adını yazmayı unuttuğunu, ama yazısının incelenip kendisine ait olduğunun görülmesi üzerine sınavının değerlendirilmesi için vs. gibi birşeyler yazabilir.

dalga geçmiş adam arkadaşınla hiç birşey yapamaz

Ya bunlar gerçekten orayı lise sanıyolar heralde oldu olcak müdüre de şikayet etsin...
Neyse üniversite mevzuatı yada diğer adıyla yönetmeliği iyi bilen biri olarak şunu söyleyebilirim arkadaşın biraz kafasını kullanırsa o kağıdı da okutur finale de girer hiç canını sıkmasın :)
Nasıl olacağını da sorarsanız sölerim :)

sanmiyorum oyle hocanin isim yazmamaya takintiyi yapacagini, ben ismini yazmayi en cok unutan tiplerdendim herlade sinavlarda. cok kez ismimi yazmayi unutttum. asistanlar zaten buluyor seni :) ismini yazmayip sinavda bulunan tek kisiysen zaten o sensin. birden fazlaysa yoklama listesi karsilastirmasi yapiyorlar direkt, sana da derste "gel buraya,bu senin vize/final kagidin dimi?" deyip soruyorlar.bana hep oyle olmustu bir sikinti yasamamistim. baska hocalara soyleyecegim demesi ise basli basina fiyasko. vakif universitelerini bilmem ama sanmiyorum yine de..

Bir keresinde hem yoklama kağıdına, hem sınav kağıdına isim yazmayı unutmuştum. Sonra farkedip asistanın odasına gittim, o da meğerse beni arıyormuş fellik fellik. Eğer isimsiz kağıdın sahibini bulmasaymış kendi başına iş açılırmış felan.

Bence dalga geçiyordur hoca. Benim asistan da her sınavda yüksek sesle ismini yazmayı unutma deyip rezil ederdi beni :)

Çirkeflik yapacaksa eğer, arkadaşınızın kağıdı imha eder. Yoklama kağıdına imza atmış ama kağıdını kasten teslim etmemiş kağıdının kaybolduğunu iddea etmek için sahtekarlık yapmış diyebilir ama imzanın kendisine ait olduğunu ıspatlarsa vizeden geçer not alır finale girer eğer devamsızlıkla ilgili problemi yoksa. Finale iyi çalışması lazım. İş çirkeflik olduğu için noktasından virgülünden puan kırar.

Diğer hocalar üzerinde yaptırımı vars mesela bölüm başkanıysa ya da bölümün kıdemli profu filansa uğraşır.

Evet böyle ortaokul öğrencisi gibi hırsları oluyor. Ben, ders anlatmıyorsunuz, dersi okuyorsunuz dediğim için yarım dönem uzatmıştım.

Yazılan cevapları silen hocalar bile var üniversitlerimizde. Tükenmez kalemle sınava girmek garip oluyordu.

En mantıklı çözüm konuyu adli boyutlara vardırmadan ortak bir çözüm yolu bulmak. Bu dersten geçse diğer derslerden takar. Takar mı takar...

Öyle manyaklık mı olur be? Benim sınavlarımda isim olmayan kağıt çıktığı zaman ben fellik fellik kendim bulmaya çalışıyorum, imzaları karşılaştırıyorum, eski kağıtlarla karşılaştırıyorum, bırak finale almamayı. Hayır tamam öğrenci dikkatli olsun tamam da, sizin hoca abartmış. Finale almama gibi de bi hakkı yok ayrıca, arkadaşın gitsin durumu bölüm başkanlığıan bildirsin, oradan ses çıkmazsa rektörlüğe dilekçe versin (kayda alınsın dilekçe yalnız numarayla falan)

imza kağıdında imzası varsa bırak adını yazmamayı sınav kağıdını vermemiş dahi olsa sorun olmaz.. sınava giren asistan-hoca topluluğunun tek yaptığı şey bunları kontrol etmek, sorumluluk onlarda.. adını yazmayı unutmak suç değildir..

Langenscheidt e-Großwörterbuch Deutsch als Fremdsprache 5.0
Duden - Deutsches Universalwörterbuch (6. Auflage 2006, Download)
ikincisi biraz daha zor yabanci dil olarak almanca ogrenenler icin. torrent olarak gormustum google da. indirin deneyin.