Garanti süresini uzattır mutlaka

Eğer özel ilgin yoksa ne kadar az özellik o kadar sorunsuzluk ve uzun ömür.

Bulaşık makinesi az programlı ama içi metal olsun. Bazıları plastik oluyor.

Çamaşır makinesinde ise -ki artık en düşük modelde bile var- zaman ayarı çalışan biri için çok kullanışlı. Akşam 5'te makine bitecek şekilde ayarlıyorum. 5'te eve geldiğimde makine yeni işini bitirmiş oluyor hemen kurutmaya atıyorum.

Ayrıca kendi eviniz ise ben gerçekten kurutma makinesini çok öneririm. Evde yerden kazandıran ve evin havasını çok değiştiren zaman kazandıran bir şey.

Buz dolabında ise enerji tasarrufuna kesinlikle önem ver.

Ayrıca ben markaya bu kadar önem vermezdim açıkçası. Arçeliğin ürünleri de gayet iyi ve bu döviz kuru ile bosch gibi ithal ürünlerde malesef alabileceğimiz ürünün skalası düştü. O parayı arçeliğe verip garanti uzatması yapmayı tercih ederim. Hem servisi cidden iyi ve tamiri vs de daha kolay yedek parçası vs...

Hocam politik bir karşıtlığın yoksa Vestel de bakabilirsin. Biz fiyatından dolayı denedik, gayet de memnun kaldık. Adamların sadece buzdolabı, çamaşır makinası vs. üreten fabrikaları var hali ile daha uygun fiyatlı oluyor. Servisi de başarılı, ek garantisi diğerlerine göre uygun. Hele Bosch falan aman diyim artık öyle made in germany otuz yıllık ürünler rüya.

Bence kapasitesi (hacim, kg vs.) yüksek ürünler seçebilirsiniz. Başta gereksiz gelebilir ama ilerisi için faydalı olur. Kullanmayacağın bir sürü program için de ekstra binlerce lira vermeye değmez.

hepsi aynı işi yapar. en ucuz markayı alsan da aynı işi yapar. sakın çok para bayılma.

malzemesie vurduğunda hangisinden tok ses geliyorsa o daha iyidir
buzdolabında contaları incele üst modellerde daha iyidir
davlumbaz alma, penecereye pervane taktır
set üstü en ucuz ama kolay yanan, kendini söndüren model yeterli
enerji sınıflarına çok takılma

Öncelikle birinci kural: beyaz eşya çoğu zaman şans işi.
Buzdolabı için:
No-frost özelliği olmazsa olmaz. Hacim konusunu koyacağınız yer ve evde sabit kaç kişi yaşayacağı belirler ama tek kişi bile olsanız hacimden kısmayın.
Dondurucu kısmı altta olanlar pek kullanışlı değil gibi.

Artı garanti mutlaka yaptır.

Buzdolabı dondurucu kısmı altta olsun,
Kurutma makinesini mutlaka al, çamaşır makinesi ile aynı yere, üst üste koy. Ben, alaturka ikinci tuvaletin üzerini kapattım, iki makineyi (çamaşır üzeri kurutma) üst üste koydum.
Bulaşık makinesi için en çok üç programlı olsun, zaten eko modu kullanıyorsun, diğerleri yalan.

Dörtlü çeyiz paketi vs kovala. 2021 Mayısında buzdolabı, çamaşır, bulaşık, kurutma makinesini toplamda, artı garantiler ile birlikte 15900 liraya aldım.

Güzel soruymuş; kalem yok elimde ancak yazayım çözümü:

Tam kare yap ifadeyi
(x-2) nin karesi + 57 olur

X=0 için bulduğun değer ile x=4

X=1 için bulduğun değer ile x=3

Değerleri aynı çıkar.

Ayrıca x in negatif değerleri için de uğraşmana gerek yok onları da veren pozitif değerler var

Kısacası 0 dan 40 a 41 değer var bunlardan 2 tanesi aynı onları düşersen 39 farklı değer bulursun.

"X=0 için bulduğun değer ile x=4

X=1 için bulduğun değer ile x=3

Değerleri aynı çıkar."

kısmını soruda nasıl fark edeceğim? bir yolu yok mu?

(x-2)^2+57 nin kaç farklı değeri vardır ?
Mutlak değer içinde x-2'nin kaç farklı değeri vardır? / soruyu bu hale getirin.

sonra eşitsizliğin her iki tarafından 2'yi çıkartın.

-20-2<x-2<40-2 (küçükeşit sembolünü yazamadım tüm eşitsizlik sembollerini küçükeşit ve büyükeşit olarak hayal edin)

-22<x-2<38

Ix-2I<38 ve Ix-2I<22 (2. ifade ilk ifadenin alt kümesi zaten)

özetle Ix-2I<38

0'dan 38'e kadar (38 dahil ) değerler oluyor. Yani 39 tane değeri var.

Soğuk, sıcak rahatsız eder.

Isırmalı şeyler belki biraz dişetlerini acıtabilir.
Acımaz diyorsan yumul.

senelerdir dis temizligi yaptiriyorum 6 ayda bir. disci hic durum burger vs yiyemezsin demedi. sadece florur uygulamasi yapildiginda ilk 2-3 saat asiri sicak veya soguk (kahve mesela) icme (ama istersen ilik iciebilirsin) diyor.

sizlama muhtemelen temizleme sirasinda biraz etkilenen disetlerinle ilgili ama o da durumden zarar gorecek bir sey degil.

boyar gıdalardan birkaç gün uzak dur demişti benim hekim. bence en uygun ılık yayla çorbası, muhallebi gibi beyaz ve yumuşak gıdalar.

bana şöyle anlatmıştı
2 hafta çay-kahve içme, yemek'ten sonra dişini fırçala
dişe uyguladığımız son işlem daha kalıcı olur, daha uzun süre diş temizliğine ihtiyaç duymazsın, dişin kayganlığı artar gibi bi şey
gerçekten de öyle oluyor
ama şu disiplini sağlamak zor

Balikesir-canakkale-edirne ilk üç.
Geri kalanı hakkında çok fikrim yok.

Ankara merkez, Samsun yazardım 1. ve 2. olarak.

1. ankara merkez
2. edirne
3. eskişehir
4. balıkesir
5. samsun
6. çanakkale
7. ankara taşra

****

ankara'da yaşayan bir trakyalıyım. ankara'yı çok seviyorum ama buranın taşrası öyle böyle değil. edirne, çanakkale, balıkesir filan buralara on basar :)

ankara merkez
eskişehir
çanakkale
edirne
balıkesir
ankara taşra
samsun

Ilk tercih:
ankaramerkez

ikinci grup, zevkine gore siralanabilir. benim siralamam:
canakkale
edirne
balikesir
eskisehir

benim ilgimi cekmiyor pek:
samsun

kesinlikle hayir:
ankaratasra

1-çanakkale
2-balıkesir
3-ankara merkez
4-eskişehir

Deniz olan yer her daim değerlidir. Memurun büyükşehir fantazisi olmamalı.

Ben geçen seneden beri tüm arkadaş çevremi Çanakkale'ye taşınmaya ikna etmeye çalışıyorum, ütopik bir hayal olarak tabii:) dolayısıyla ilk siraya Çanakkale'yi yazardım. Hem merkezini çok sevdim, hem etrafında birbirinden güzel gezilecek onlarca yer var, hem İstanbul'a da yakın. Daha ne olsun.

Sonrasında Eskişehir, Ankara merkez, Edirne diye giderdi sanırım sıralamam.

Samsun Çanakkale Eskişehir ilk 3 yapardım, devamını bilmiyorum. Balıkesir i listeye yazmazdim mümkünse. Onun yerine Ankara yazarım.

Bence şimdiye kadar hangi şehirlerde yaşadığınıza göre değişir.
Uzun süre Ankara'da yaşamış biri olarak;
1. Ankara Merkez
2. Eskişehir
3-4 . Çanakkale-Balıkesir
Samsun ve Edirne'ye eşit mesafede uzağım.
Ankara taşra en son.

ilk tercih: ankara merkez

gumus grup: canakkale, edirne, eskisehir

plase: samsun, balikesir

son care: ankara tasra

emekliligimde yasamak istedigim yerlerden biri canakkale. ben olsam en basa yazardim.

marmara'da beklenen deprem yuzunden, marmara bolgesinden olabildigince uzak durmaya calisirim ben olsam. mumkunse bu illerdeki calisanlardan da bilgi alabiliyorsan al. bazi yerlerde sehir rahat olsa bile amir-mudur cok problemli oluyor.

ankara merkez-eskisehir-samsun 1.grup
canakkale-balikesir-edirne-ankara tasra 2.grup

Kırık beyaz kışlık montum var, severek kullanıyorum. Hiç de pişman değilim. Beyaz botum çizmem de var. Yıkayınca çıkıyor yani ne olacak.

ruhen +1
ama ben dedigin sebepten tercih etmem sonbabar-kis icin acik renk. tamam temizlenir de onemli bi yere gidiyorsun mesela pis gitmis olursun.

3-4 çeşit montunuz varsa bir tanesi açık olabilir ama tek bir seçeneğiniz varsa riskli.

Bence gerek yok, toplu taşıma işinizi görür.

Kiraladığınız yere dikkat edin. Çok üç kağıt yapabilirler. Ben güvenmem açıkcası.

Mardin'de araç kiralamadım. Dolmuşlar falan var. Şehrin içinde zaten yürüyebilirsiniz birçok yere. 2-3 aylık şoförseniz boşverin.

en azından çevre ilçeler için lazım bence. mardin havaalanında noktaları bulunan, bilinen araç kiralama şirketlerini tercih edebilirsiniz. gitmeden önce ayırtın.

Toplu taşıma ile ilçelere gitmek sıkıntı bence. Şehir içi dolmuşlarının saatleri oluyor onları takip etmek, bilmek lazım. İlçe dolmuşlarının da keza saatleri var ve Deyrul Zaferan gibi yol üstü olmayan manastırlara gitmek zor. Bzi otostopla gitmiştik ve uzak yerlerine gidişte zorlanmıştık açıkçası. Eski Mardin'e araç gerekmez çünkü zaten her yer dip dibe. Ama 2-3 aylık şoförseniz araç kiralama konusunda emin olamadım.

Araç kiralamak için 2 yıllık ehliyet gerekiyor. Olsa bile 2 -3 aylık şoför ilk bindiği araba ile ilk defa gittiği bir şehirde çok zorlanır.

Ps; Mardin havaalanından arac kiralama deyince aklıma Asmalı Konak geldi.

Havaalanından kirala mutlaka.

Outdoor ayakkabı.

beğendiğin bir ayakkabıyla normal çorabın üstüne thermal insulate çorap giymek, bunlara şardonlu çorap da deniyor, fiyatları da bu sene 80-100 civarı vardır

carrefour, migros gibi marketlerin çorap reyonlarında da bulunuyor

aynı mantıkla adidas terrex aldım, acayip konforsuz, ayağımın her tarafı su topladı, sakın ondan almayın.

greyder in modelleri içinde anlattığınız ayakkabılardan vardır.

Ankara için
Anıtkabir ve müzesi ; yarım gün
İlginiz varsa Anadolu Medeniyetleri Müzesi
Hava güzel ve aracınız varsa Gölbaşı gölleri ; yarım gün
ilginiz varsa Hacı Bayram-ı Veli Camii ve civarı
İlginiz varsa MTA içindeki Tabiat Tarihi Müzesi
Ankara Kalesi ve civarı

Molalar için dinlenmelik parklar:
Kurtuluş Parkı, Seymenler Parkı, AOÇ civarı

Anadolu Medeniyetleri Müzesi
MTA içindeki Tabiat Tarihi Müzesi

bunlara gidilmeyecekse ankara'ya gitmenin hiç bir anlamı yok.

eskişehir için sazova, balmumu müzesi

ankara için: müze seviyorsan ulus müze dolu. rahmi koç, anadolu medeniyetleri ,kurtuluş savaşı müzesi ve tbmm aklıma gelenler.

bence ankara'da pek güzel park yok. ama göl seviyorsanız eymir ya da mogana gidilir.

camiye ilginiz varsa kocatepe ve hacı bayram veli.

kale manzara için güzel. bi de atakule olabilir ankara manzarası için.

Uzmana görün

@sagini solunu bilmez cahil
doktordan net bilgi alamadığım için sormak istedim maalesef

>60 yaş kadın, tekniği düzgün olmamakla birlite kardiyotorasik oran artmış aort topuzu belirgin ve kalsifasyon mevcut, bilateral akciğerlerde hilar dolgunluk kostofrenik sinüsler kapalı ve sağ AC'de belirgin fissürit. Kalp yetmezliği bulguları var.

Ne için hocam ?

Jodid tablet var 100 mcg 'lık, eczacılarda satılıyor.

@thatisthedoctor,

nükleer savaş için. kenarda bulunsun diye. şimdi bazılarınız "abartma lan sen de" diyebilir ama ben bu işleri araştrımayı çok seven bir boş adam olduğum için covid daha çin'de bile belli belirsizken bu kapanmaların olacağını, rusya ile ukrayna arasında savaş çıkacağını vs. öngörmüştüm. nükleer savaş çıkar demiyorum ama geldiğimiz noktada bu tarz şeylere hazırlıklı olmak iyidir bence, sonuçta bir kutu hap yani alsak elimize yapışmaz. o yüzden düşünüyorum almayı. apartman yöneticisi de tanıdık zaten bodrumu da bunker yaptırıcam.

apartman yöneticisi de tanıdık zaten bodrumu da bunker yaptırıcam.


:D

bu sefer yanılman dileğiyle

Hocam o zaman 100 mg işinizi görmez daha fazlası lazım

Vücuda alınan fazla potasyumun kalpte ritim bozukluğu yapma ihtimali var ( güçlü bir şekilde) o yüzden sormuştum.

ben nükleer bulutların gelme ihtimaline karşı 10 kutu hap almıştım zamanında.
1-2 kutu kesmez en az 10 kutu alın.
nükleer silah kullanıldığında ecza depoları ve eczanelerin satışları bir anda sonlanır.
herkes eşine dostuna yada siyaseten emir verebilen kişilere ayırır hapları.

bol bol afrikalı komşun olur.

kötü değildir.

ankara'nın o taraflarında (kolej, küçükesat, büyükesat, bülbülderesi) olaysız gece geçmez ama yine de kötü değildir.

ben bir türlü iyi/güvenli göremedim oraları ya, Türközü var diye mi, iyice yerleşen yabancı traversti kesiminden mi bilmiyorum ama kafama yatmıyor hiç.

Ankara'da tek başına yaşayan kadın için çok daha uygun yerler mevcuttur.

O bölgede yaşamış biri olarak şunları söyleyebilirim. Güvenlik sorunu yok, tek başına yaşayan kadın için de sorun olmaz. (Hele de dediğiniz kısımlar) Ancak özellikle kışın ulaşım vs sıkıntı. Sürekli yokuş falan bir süre sonra sıkıyor. Kolej kurtuluş İncesu daha önerilir sanki. Ama evleri nispeten eskidir, ama Suri, Afgan, paki, vs yoktur. Kırgızlar vardır genelde gece barlarda vs çalışırlar, diğerlerine göre iyidirler.

Bosch
Mindhunter
Real detective
Endeavour

Line of duty +1
Sherlock klişe ama göremediğim için yazmak istedim.

Happy Valley

The Investigation
Den Som Dræber
Criminal (özellikle UK)

Line of Duty ve Mindhunter+1
Eğer dili rahatsız etmezse Kore dizisi var "Signal" bu da iyidir.

Bosch

Bu kadar cevap içinde The Wire olmaması çok ilginç.

the shield
24

En iyi listen hayli kabarıkmış. Top 3 desem ve senin anketinden kendime ekmek çıkarsam?

@shadra
The missing özellikle ikinci sezon
The fall
Bron broen

Ama en iyiler kısmında sıradan bir dizi yok..

The wire +1

Agatha christie's poirot. David suchet'in oldugu.

Midnight sun (dizi)

columbo

Narcos'un yazılmamasına şaşırdım. Hem 3 sezonluk asıl Escobar'ı anlatan dizisi, hem de 3 sezonluk Meksika kartellerini işleyen devam dizisi harikaydı.

Detaylı cevabınız için çok teşekkürler

1. seçenek daha iyi

1. Metro yok, yollar biraz yokuslu. Araba yoksa ulasim zor olabilir.
2. Metro var. Ozellikle bahcelievler kitlesi kucuk. Lise + universite 1-2.

Universitedeyken kavaklidere'de kennedy caddesinde oturuyordum. Hem tunali tunus gop esat ayranci vs dibinizde hem kizilay yakin. Bahceli'ye 2-3 kez gittim, benim gozume nargile kafe tipli yerler carpmisti. Bahceli deyince aklima onlar geliyor. Belki dogru bi intiba degildir ama bahceli algim pek hos degil yani. Ankara'ya donsem yine kavaklidere'de otururum, daha nezih daha eglenceli (kulturel etkinlikler bakimindan da) ve ayni zamanda sakin guzel bir semt.

benim de tercihim 1 olur. fiziksel engeliniz yoksa yokus falan bir onemi yok bence. park sorunu denmis ama bence arabaya da gerek isyeri cok sapa bir yerde degilse.

Aşağı ayrancı/güvenlik cad. üzerinde oturuyorum tam tarif ettiğin gibi civarı, oturduğumuz ev eski ancak sırf bu yüzden birçok eksiğini görmezden geliyorum.

Bu noktada işyerinizin konumu önemli. İşe ne ile gidip gelmeyi planlıyorsunuz?

1 no lu seçenek biraz geniş kalıyor. Ayrancı'dan kastınız Aşağı Ayrancı mı? Yukarı Ayrancı biraz daha lüks kaçabilir mesela. Kavaklıdere iyidir hoştur beklentileri karşılayan semttir ama oturmak için nasıl bilemedim.

Ps: Ankara'da eski ev hakkaten çok eski olabiliyor. Bu eskilikten kaynaklı tamirat tadilat, yok gider borusu tıkandı, üst kattan su sızdı, parkeler döküldü vs sorunları can sıkabilir.

ayranci ile gop'u bir dusunmeyin derim. aralarinda bayagi mesafe var hem fiziken hem de insan tipi olarak.

bahcelievler/emek bolgesi ankara'nin ulasim acisindan en guzel yeridir. cunku sehrin kuzey-guney trafigini saglayan konya yolu ve dogu-bati trafigini saglayan eskisehir yolunun kesisiminde yer alir. bu yonden cok degerli bence. metrosu falan her seyi var.

ayranci taraflarinin da ulasimi yine bir nebze iyidir ancak gop cok sapa kaliyor. insan kalitesi olarak iyi olsa da sahsen ankara'nin bircok yerine ulasim problemi ulan bir muhit. girisi cikisi dert. ben tercih etmezdim. ayranci taraflari gayet guzel.

benim siralamam

1- ayranci kavaklidere
2- bahceli emek
3- gop

seklinde olurdu.

bahceli biraz daha ogrenci semtidir cunku etrafta cok okul var. gop cok daha snobtur. daha bir zenginler bulunur. ayrancida her turden insan vardir, bu yuzden bir arti daha ayranciya.

AŞTİ'de ineceksiniz. Ankaray işaretlerini takip edip istasyona geçeceksiniz. Bu metro ile Anadolu istasyonunda ineceksiniz. Adres te hemen istasyonun karşısında.

otogardan direkt ankaray'a biniyorsunuz. ankaray nerede demenize gerek yok direkt otogarın dibinde. beşevler ya da tandoğan durağında iniyorsunuz.

bindikten sonra 4. ve 5. duraklar. kalkış hariç 10-15 dk max.

Wellcome to Ankara'nın bugları.
Adreste beşevler yazar ama sen tandoğan'da inersin. Tandoğan yazısı ararsın her yerde ama bulamazsın çünkü Anadolu olmuştur yeni ismi.

ortopedi ve travmatoloji'ye gidiniz.

Ben olsam romatoloji birimine giderdim.

Ben de romotoloğa giderdim. Romotoloji olmayan bir hastane ise Dahiliye'ye

romatoloji için önce dahiliyeye gitmek gerek o sevk ederse romatolojiden randevu alınabiliyor. tabi bu dediğim kamu hastaneleri için.

Ftr. O romatolojik bir şeyden şüphelenirse yönlendirir zaten.

beloc yazmış. onu okuyabildim. zaten amacı kalp atış hızını düşürmek. eczane gittiğinizde zaten kutu üzerine yapıştırırlar doktorun yazsını. ekrana düşer.

Son satırda "kalıcı pace gerekli değil" yazıyor.

Son iki kelime: "gerekli değil"

Servis yok. Araçla gitmen lazım. Adıyaman tarafı Malatya tarafına göre biraz daha kolay. Malatya tarafı hem daha dik, hem arabayla gidilen yol daha kötü hem de yürümen gereken mesafe daha fazla.
Malatya tarafı için söylüyorum; merkezden Nemrut'a en az 1,5 saatte gidersin. Geliş te bir o kadar. 1 saatten fazla da yukarıda geçirirsin. Müze kart yanında olsun.
Her şeye rağmen görmeye sonunda kadar değer.

Ben adıyaman tarafından 1.2 arabayla çıkmıştım. Yol güzeldi. Hatırladığım kadarıyla park ettikten sonra 10 dk falan yukarı yürümüştük. Ağustos ayında hava soğuktu (Gün doğumu).

Kahtadan gidicem, kahtadan ne kadar sürer ve dediğim gibi 1.2 arac cikabilir mi acaba

Kahta'dan turlar oluyor. Gündüz turu daha az olmakla birlikte yine bulunur. Yol 40 km civarı ama hem rampası hem virajı bol. Arabayı yormaya değmez.

Yol da nemrut Dağı tepesi kadar keyifli ve manzaralı. Dağın girişine kadar geliyorsun arabayı park edip içerideki ring servislerle tepeye çıkıyorsun. Sonra da yürüme kısmı başlıyor. Görülmeye değer bir yer. Rampaları da abartılı değildi bence. Egea kiralayıp gitmiştim ben

anlattığınız hastalık diyabetes insipidus yani halk arasında şekersiz şeker hastalığı gibi duruyor. vücudun su tutmasını sağlayan hormonun eksikliği veya hormonun böbrekte etki göstermemesi nedeniyle olur. belki bahsedilen ilaçlar böbrekte bu hormonun etki göstermesini engelleyen bir mekanizma ile duruma yol açmış ve etkisi aylar sürmüş olabilir.

Şurada yazıldığı üzere tarım ilacı zehirlenmesi aşırı susuzluk hissine neden olabiliyor. Kimyasal zehirlenmelerin etkisi madde vücuttan atılana kadar devam eder. Yani maddenin ne olduğuna bağlı olarak aylarca da sürebilir. Hastaneye gidilmemesinin nedeni de vücudun kendi kendine atmasından başka yapılacak bir şey olmamasıdır belki de.
www.google.com

Yazan sözcüklerin dilimizde bir karşılığı yok çünkü günlük hayatta kafatasımızız içini görmediğimiz için bunları tarif etmek için kullandığımız sözcükler de yok.

Örneğin hipofizer fossa temelde hipofiz bezinizin içerisine yerleştiği yuvanın adı. Burada bir kitle tespit edilmiş suprasellar sisterna da yine kafatasınızın merkezindeki başka bir bölgenin adı kitle buraya doğru uzanıyormuş. Daha sonra bu kitlenin tanımını yapmış, neye benzediğini söylemiş. Aynı zamanda görme ile ilişkili başka bir sisteme (optik kiazma) baskı yapıyormuş bu kitle.

Yani raporda sadece tespit edilen kitlenin yerleşim yeri ve kitlenin ölçileriyle birlikte tanımı yapılıyor. Gerisi doktorunuzun yorumuna kalıyor.

Türkçe meali en kısa zamanda endokrinoloji ve olası cerrahi için hipofiz cerrahisi konusunda tecrübeli beyin cerrahi uzmanına görünmeniz gerek. Geçmiş olsun.

Hocam çok büyük ihtimalle zaten sizi mr çekimine yollayacaklar. Ben de ilk başta bir ilçe hastanesindr ortopediye gittim sonuç, miyalji diyip postaladi. Biliyorum ki bu miyalji falan değil bir bok var. Bu sefer eşeğimi sağlam kazığa bağladım beyin sinir cerrahi aldım bölge eğitim Hastanesi'nde direkt mr istedi sonuç fitikciklar. Büyük bir hastene ise öyle ya da böyle mr görürsünüz.

Bence de beyin doktorunun işidir bu.

muhtemelen fitik bu o yuzden annenizi dinleyin derim.

sağ olun arkadaşlar, sıra alacağım muhakkak, ağrım biraz daha arttı ama hayırlısı...

Fiziksel tıp ve rehabilitasyon daha uygun.

evet otele girince resepsiyoma gidip rezervasyonum vardı şirket aracılığıyla falan filan dersin sonra kimliğini isterler büyük ihtimalle. orda bi iki dk işlemlerle uğraştıktan sonra oda anahtarını verecek ve kahvaltının yemeklerin saatini ve nerede yendiğini anlatacak. aklında tutamazsan odandan resepsiyonu arayıp sorarsın. otelin termal havuzu vs varsa odada zaten bilgilendirme broşürü gibi bişe olur büyük ihtimalle. restoran menüsü de olur. ücreti mukabilinde odaya da söyleyebilirsin. çıkış yaparken alıyorlar bunların ücretini.

havluyu falan veriyorlar zaten. otelin şampuan ve duş jelleri çok kötü oluyor. eğer kendi küçük seyahat kutuların varsa biraz yanına almanı tavsiye ederim. bir de duş terliği iyi oluyor. herkesin duş aldığı yere çıplak ayak basmamış oluyorsun.

cok sevimli sormussunuz:)
giriste direkt resepsiyona gideceksiniz, kimliginizi verip kaydinizi yaptirinca size oda kartinizi verecekler ve bellboy sizi odaniza goturecek, imkaniniz varsa biraz bahsis verin ona odayi size teslim ettiginde. 50 lira falan

oda kartinizi kaybetmeyin, onunla odaya gireceksiniz bir nevi elektronik anahtar,

ayrica odaya giriste genelde sagda bir soket olur karti oraya takinca elektrik acilir isiklar vs...

oda paketinizi bilmiyorsaniz resepsiyona sorun, kahvalti, ogle aksam yemegi dahil mi diye

bunlarin zamanlarini ve nerede olacaginizi sorarsaniz soylerler

genelde kahvalti 10'a kadardir mesela.

sinava odaniz da lobby de her yerde calisabilirsiniz, wifi sifresini istemeye cekinmeyin

termal otelse havuzu spa si vardir

yaniniza mayonuzu ve terliginizi alsaniz yeter, havlu vs onlar verirler.

yemekler acik bufe ise gidin bufenin basina tabaklar orda dizilidir alin bir bos tabak doldurun ne isterseniz, bos bir masada yiyin:)

restoran girisinde oda numarasini sorarlar mutlaka

cikista tekrar resepsiyona gidip check-out-cikis yapmak istediginizi soyleyeceksiniz

ekstra bir harcamaniz varsa cikacaraklar (mini bar kullanimi, odaniza dahil olmayan bir hizmet aldiysaniz veya) eger bir harcamaniz varsa odeyip otelden cikacaksaniz.

bu kadar

oda kartini kaybederseniz panik olmayin, resepsiyondan isteyin yenisini tanimlarlar.

çok teşekkür ederim iyi ki varsınız. @olutaklidi @cairo @hot potato

bazi otellerde odada isiklarin/elektirigin calismasi icin oda kartinin yukarida bahsedilen sokete takili olmasi lazim. yani odadayken karti sokette birakiyorsun surekli, odadan cikarkan aliyorsun.

sinava calisacaksan giris yaparken resepsiyona benim odada calisabilecegim masa var mi diye sor. belki masali odaya koyarlar, zaten tum odalarda masa yoksa.

Teknik şeyler anlatılmış. O otel 2004 yılında benim de ilk kaldığım oteldi. Ayrı bir yeri vardır. Sabahları çam kokusu müthiş olur.

Elini yuvarlak yap eline bile takarlar.

Ama her cakma cerceveye cam takilmaz, bazisi yamuk cam ister ellerinde olmaz ya da ugrasmazlar.

takar, bir arkadaşım hep ucuz çerçeve alıp kaliteli cam taktırıyordu.

Numaralı güneş gözlüğünde asıl önemli olan gözlük camının kalınlığının oturacağı çerçeve modeli. Çok alengirli modeller camın aksını bozuyor, uygun olmuyor.

Havalar ısınacak diyorlar,vedigöller etrafa göre bir tık ılık olur. Sıcaklık ve yağmur faktörü önemli.Hafta içi gidin. Cumartesi pazar kalabalık olur.

Aslında yağmur olsa süper olur, hem mangalcı, radyocu kalabalık hiç uğramaz o havada, çoluk çocuk olmaz, sadece bilinçli kampçılar olur, hem de yağmurda orman her zaman daha güzel oluyor be :) Tarpımı alır güzel bir kamp kurarım.

dostum kesinlikle hafta içi gidin. hafta sonu günübirlik gelenler de çok oluyor sadece kampçılar değil sorun.

direkt yok. konya aktarmalı var ama saat uyar mı bakmak gerek.

ebilet.tcddtasimacilik.gov.tr

van bitlis nere adıyaman mardin nere? çok alakasız yerler ve iklimler. nemrut sezonu normalde nisanda açılır bu sene kış etkisi olsa da mayısa düzelir havalar.

Öncelikle geçmiş olsun. Lisede öğretilen genetik, klasik mendelyen genetiği ama insan vücudundaki genetik hastalıklar çok çeşitli. Raporda da belirtildiği üzere muhtemel patojen olan RP1 geni hem otozomal dominant hem otozomal resesif geçişli olabilir denmiş. Belki dedenizde de heterozigot olmasına rağmen fenotipe(kliniğe) yansımamış olabilir. Ya da 3 tane gen değişikliği toplamı babanızda klinik oluşturmuş olabilir. Sizde mutasyon çıksa bile kliniğe yansıyacağının garantisi yok diyebiliriz ama son sözü genetikçiler söyler.

arabamı aldığımda ilk olarak 4 saat şehirlerarası yolculuğa çıkmıştım. şehirlerarası yolculuk şehir içinden çok çok daha rahat.

@adventchant, evet herkes böyle söylüyor ama şehirler arasinda ölümlü kaza oranı daha yüksek ve bir sürü kamyon tır var. ;/

ilk uzun yol tecrübem ehliyetimi aldıktan uzun yıllar sonra olmuştu. O güne kadar hep uçak kullandım ama araçla uzun yolun keyfi başkadır bana kalırsa. İstanbul gibi şehir içi yerlerde kullanmak çok daha stresli bir iş. Navigasyonunuz açık olsun, arada göz ucuyla keskin virajları önden görüp hızınızı ona göre düşürün. Aracın yağına suyuna baktırın. Olası bir yolda kalma durumunda arayabileceğiniz çekici hizmetlerinin numaralarını kaydedin. Kasko, trafik sigortası ya da yetkili araç servisinizin ücretsiz hizmetleri olabiliyor onları bi kontrol edin. Tek başına gitmektense yanınızda bir yol arkadaşı olması her anlamda iyidir uzun yolda.

EK: Bu arada evet ağır vasıtalardan mümkün olduğunca uzak durmaya çalışın. Dikkatiniz hep yolda olsun, başka şeyler düşünüp dalıp hız yapmayın.

arabamı ilk aldığımın 3. günü şehirlerarası yolculuk yapmıştım. gerçi mersin-adana arasıydı :/

tam hatırlamıyorum ama cok uzun bir süre değildi. bence artık cıkabilirsiniz. zaten uzun bir rota değil. şehirlerarası hıza alıştıktan sonra şehiriçine girince reflekslerinizi unutmayın :)

Siz şeridinizde kaldıktan sonra problem yaşamazsınız merak etmeyin. Kamyonlardan ve tırlardan da diğer araçlardan korktuğunuz kadar korkun ya da kaçın.

Şerit takip önemli, diğer konula şehir içindeki gibi; başka insanların hata yapma ihtimaline karşı azami dikkat, trafiğe uyumlu bi hız, navigasyon ile çıkışların girişlerin kontrolü o kadar.

(bkz: yol yabdılar)

Eskiden uzun yol tecrübesi çok önemliydi, neredeyse tüm şehirler arası yollar gidiş gelişti ve bölünmemişti.

Her gün hatalı sollamadan dolayı kafa kafaya çarpışan arabalar ve ölümlü kazalar olurdu. Asfalt kalitemiz de çok kötüydü, araç teknolojisi de.

Şimdi bölünmemiş yol yok, hatalı sollama ile kafa kafaya biriyle çarpışmak neredeyse imkansız. Artık yeni moda yavaş giden büyük aracı sağdan sağlayıp emniyet şeridindeki tırın/kamyonun altına girmek maalesef.

Rahat olun, stres yapmayın, trafiğin akışına uyun, çok yavaş gitmeyin. Hızlı gitmeyeceğiniz zaten belli.

Önünüzdeki araçla mesafenizi koruyup hızınızı dengeleyin, o giderse başka araçla yapın bunu, tabi ki hız sınırları içerisinde. Trafikle beraber akarsanız kolay kolay bişey olmaz.

Yavaş giden bir ağır taşıtın arkasında düşerseniz acele etmeyin, uygun zamanda sağlıklı bir şekilde sollayın.

arabayı aldıktan 1 saat sonra, çorum-ankara yaptım. sonraki gün de ankara eskişehir :D

dümdüz yol başkan. bas geç. dert edilecek bir şey değil.

şehir içi birkaç denemeden sonra uzun yola çıkanlardanım. sorun yaşamamıştım. 8 aydır kullandığına göre rahat rahat gider gelirsin.

naçizane birkaç tavsiye; yol boşsa bile gaza gelip radara yakalanmayın ve mümkünse tek başına çıkın yolculuğa.

bu arada @John +1 yollar gayet iyi.

bir yıl dolmamıştı sanırım benim de. kesinlikle çıkın, yoksa yirmi-otuz yıldır araba kullanıp şiir dışına çıkamayan çok tanıdığım var. sadece, ilk uzun yol deneyimlerimde, korkusuzluğun da verdiği cesaretle saçma yanlışlar yaptığımı fark ettim sonradan. misal, benzin istasyonundan ana yola geçerken "o araba çok ilerde yaa, geçerim" diye fırlamayın sakın. hiç araç kalmayıncaya kadar bekleyin. "sollayıvereyim" demeyin. abartılı bir dikkatiniz olsun ve bunu hep koruyun.

bunun dışında müzik dinleyin, yola bakın, keyifli zaman geçirin. kutsal anlardır yolculuklar.

Viraja, kavşağa girerken yeterince hız düştüğünüzden emin olun. Düz yolda hızınız anlaşılmıyor. İki yıl şehir içinde kazasız araç kullanıp, otoban çıkışına girerken savrulan, aracın kontrolünü kaybeden arkadaş var. Temkinli olursanız sorun yaşamazsınız.

Kurallara uyun, hız sınırlarını aşmayın, bir de yorgun yola çıkmayın hiç bir şey olmaz.

Daha uzun rotalarda en çok 4 saatte bir mutlaka mola verin dinlenin.

Ehliyetimi aldıktan sonraki ilk bir kaç sene işim oldukça ödünç alarak babamın arabasını kullandım. Kendi arabamı aldıktan sonraki bir sene içinde ilk uzun yoluma çıktım (Ankara - İstanbul).
Kurban bayramı (ilk gün) sabahıydı ve erkenden çıkmıştım.
Yollar bomboştu ve çok güzel bir deneyimdi.

İlki 3. Ay 50 km lik bölünmüş yol gidiş-geliş,tavsiyem hız adaptasyonu ve dikiz aynaları hakimiyeti.

5-7 gün değil mi? risksiz hale dönmesi lazım. olmazsa test yaptırırsın. ama pozitif çıkarsan tekrar sıkıntı :)

hes kodu kalktı, alınırsın. kalkmasa bile süre 7 gündü zaten.

bugün bilet aldım hes mes soran olmadı:((

Kurtuluş da var. Dükkanın ismini bilmiyorum ama Çamlıtepe mahallesi muhtarlığı var kurtuluş durağının hemen orada, muhtarlığın çaprazında. Açık adres; Ozanlar Caddesi, Çamlıtepe Mahallesi. Zaten kime sorsanız gösterir, tarif eder hocam.

Mobildeyim editleyemedim, benim spor ayakkabımın file kısmını çok muntazam ve güzel bir şekilde tamir etmişti. Bot tamirini nasıl yapar, o derece referans olamam. Sonra küfür etmeyin bana. :)

kolej'de kanser araştırma ve savaş kurumunun karşısında ana caddede bir abi var uzun saçlı irice. güzel tamir yapıyor. sonra küfür etmeyin +1 :)

biz yaparken, suda bekletmiyoruz. fırını 10 dakika, maksimum derecede ısıtıyoruz. zeytinyağına buluyoruz, göz kararı olarak. yağlı kağıtlı tepsiye koyup fırına veriyoruz. fırınınıza göre, 15 dakika kadar maksimumda devam ediyor, 10 dakika 220'de, 10-15 dakika da 200'de pişiriyoruz. çıtır oluyor ama tabii burger king patatesi gibi olmuyor :)

Patatesin çok çok önemi var hocam.

Ayıptır söylemesi fırında patatesimi sever evime kahvaltıya gelenler. Geçenlerde bir patates aldım aynı dediğin gibi fırında pişmediğini görmeyen birine haşlanmış diye yedirirsin. Başka bir patatesle deneyin lütfen.

Ben kendi tarifimi söyleyeyim. Yağ bir kaşık da olsa oluyor, daha yağlı daha lezzetli elbette ama bayıyor o da yiyeni. Fırını patatesleri baharatla ve yağla tanıştırırken açıyorum 200 derece civarında oluyor derecesi. Yaklaşık yarım saat, kırk dakika civarı tutuyorum patatesin cinsine göre.

youtu.be

Önce patatesleri parmak şekilde kesip tuzlu ve sirkeli suda haşlayacaksın, sirke patateslerin parçalanmasını önlüyor, ardından yağlayıp fırınlayacaksın

patatesleri kesip yıkayıp kuruladıktan sonra buzlukta bekletmen lazım, sonra çıkarıp kızart, çıtır çıtır olur.
patatesleri yıkadığın suya biraz sirke koyabilirsin bir de buzluktan çıkarınca çok bekletip sulanmadığına emin ol, hatta üzerine biraz un da atılır yağ sıçramasın diye.

fırının turbo üflemeli ayarını aç, ısı 200'ün üatünde olsun.

fırının üst rafına koymak ve dilim kalınlığını ayarlamak.

çok dip dibe olmasınlar, borcam yerine tepside daha iyi oluyor, altına yağlı kağıt koymayın.

(bkz: redd-i miras) diye bir şey var ama sizin istediğiniz gibi bir şey mümkün değil diye biliyorum.

avukat değilim.

Kardeşinize verdiği para banka yolu ile mi aktarıldı? Öyle ise dekontları saklamanızı öneririm. Ev parası alan kardeşiniz de bu işe razı ise noterde almış olduğum şu para sebebiyle xxx adresinde bulunan evdeki haklarımdan feragat ediyorum gibi bir evrakı noterde imzalarsa sorun olmaz gibi sanki. Aksi halde mahfuz hissesi üzerinden her zaman hak iddia edebilir.

Noterde mirastan feragat sözleşmesi yapın.

evin tapusunu kalan iki kardeş üzerine yapabilir, vasiyet verebilir.

imkan varsa ortanca kardeşin annenize borcunu ödemesi daha mantıklı. ölümün hangi sıra ile geleceği belli değil.

Bu işin uzmanı olmasam da annenizin elinde değil mirasından çıkarmak. Redd-i miras yapsa bile oğlu yine de mirasının önemli bir kısmını alır.
Basit değil.
Verdiği parayı hukuki yollardan geri isteyebilir belki.

ben babamin vefatinda, kendi dusen payi istemiyorum diye sozlu beyan yaptim, kabul etmediler

once evi siz dahil verecegiz, istemiyorsaniz belediye rayic bedeli uzerinden vergi oder kime istiyorsaniz payinizi verirsiniz dediler.

Selam yazmış ,
Birde ölene kadar bakma akti gibi bişey var araştırın .

"herhangi bir sanat kurumunda çalışmayan yeni mezun" olunması gerekmektedir.

tırnak içindeki kısmı bütün olarak düşününce bir yanlışlık yok gibi. çalışmayandan sonra virgül olsa anlatım bozukluğu olurdu.

*kurumunda

"konservatuvar son sınıf öğrencisi Ya da konservatuvardan yeni mezun olmuş ve herhangi bir sanat kurumunda(topluluğunda) çalışmıyor olması gerekmektedir."

Ben olsam böyle derdim.

"Başvuran kişilerin konservatuvar son sınıf öğrencisi olması veya konservatuvardan yeni mezun olup herhangi bir sanat kurumunda çalışmıyor olması gerekmektedir."
şeklinde de olabilir.

Arkadaşlar bu kültür ve turizm bakanlığı tarafından yazılmıştır.

Bana bir sorun yok gibi geliyor. Herhangi bir sanat kurumunda calisan konservatuar son sinif ogrencisi kabul ediliyormus diye anliyorum. Benzer sekilde, herhangi bir sanat kurumunda calismayan yeni herhangi bir bolumun mezunu da kabul ediliyormus.

‘Konservatuar son sınıf öğrencisi “olan” ya da herhangi bir sanat kunumunda çalışmayan’ şeklinde daha doğru gibi.

Tümce mesajını iletiyor: Bakanlık son sınıf öğrencilerine veya sektöründe çalışmayan insanlara ulaşmaya çalışıyor.

Bağlaçtan (ya da) önce niteleme sıfatı olarak görev alan "konservatuvar" bağlaçtan sonra dolaylı tümleç olarak görev alıyor. Yani konservatuvar bağlaçtan önce "nasıl öğrenci?" sorusunun cevabı iken bağlaçtan sonra "nereden mezun olmalı?" sorusunun cevabı.

Bana kalsaydı:
Ön koşul: Son sınıf konservatuvar öğrencisi ya da herhangi bir sanat kurumunda çalışmayan 2022 yılı konservatuvar mezunu

(doktor degilim, KLL tanidik var)

anladigim kadariyla pataloji acisindan simdilik bu "iyi haber". patalojide daha agresif olan halk arasinda direk "losemi" olarak bilinen hastaliga evrilip evrilmedigine bakilmis ve buna yonelik bir delil bulunamamis, iyi haber yani. tedbiri elden birakmamak adina daha ileri tetkikler yapilacak herhalde; demek istedigim su anda iyi haber.

Ultrasondaki bulguların özelliğine göre biyopsi alınır. Ultrason yol göstericidir. Biyopside basitçe anlatmak gerekirse şu yazıyor: çok kötü değil (kötü huylu kanser vs) ama yüzde yüz olarak iyi diyemeyiz, şüphe varsa daha ayrıntılı bakılsın. Kalın iğneyi de o yüzden istemiş hekiminiz. İnce iğne yeterince emin olmasını sağlamadığı için.
Geçmiş olsun.

alıntı.
Beyin cerrahı bir tanıdığımız ise "Bunda bir şey yok. Patoloji sonucundaki granülomatoz inflamasyon geçirilmiş tüberküloz olabilir inekten, sütten geçen daha önceden kalan bir enfeksiyon olabilir" dedi.
alıntı.

beyin cerrahı tanıdığınız raporu okumamış anlaşılan granülomatoz reaksiyon yok demiş raporda.
KLL'nin Lenf bezelerini tutmuş olma ihtimali için istenmiş doğal olarak ince iğne aspirasyonundan tanı konulamayacağı da aşikar aslında. Keşke direkt kalın iğne isteseymiş.

karma chameleon, don't you want me, take on me, africa, down under, uptown girl falan filan...

Falco-Jeanny

(bkz: total eclipse of the heart)

wham demişsin madem george michael'ın cowboys and angels şarkısı var. saksafon sololu.

lily was here
youtu.be

Careless Whisper
Berlin - Take My Breathe Away
1974 tarihli I Will Always Love You nun 1992 cover ı
the police - every breath you take year
Bonnie Tyler - Total Eclipse of the Heart

Aerosmith - crazy
Falco- jeanny
Phil Collins- another day in paradise

Eric clapton - wonderful tonight ve layla

Ben iki isme karşıyım. Sadece Alp olsun derim.

öncelikle gözünüz aydın, sağlıkla, güzellikle analı babalı büyüsün :)

önerim ahmet alp ya da sadece alp

Hayırlı olsun ama üç ismi de beğenmedim. Oy vermem gerekirse Ahmet Yiğit'e oy veririm.

gözünüz aydın. şansı açık olsun.
oğlunuz portekizli futbolcu değilse Ahmet Yiğit Alp'i eleyin derim.
sadece alp +1

İki isim çok zorlama. Zaten bir tanesiyle seslenecek herkes. İçlerinde en iyisi Ahmet.

tek isim iyidir yiğit koy gitsin
allah analı babalı büyütsün bu arada

İki isim çok zor. Yiğit ya da Alp tek başlarına çok güzel isimler bence.

ege ismini koymayan kalmadı diğer isimlerde gayet popüler. bence tek sade isimler daha güzel.

öncelikle tebrikler, mutlu ve sağlıklı bir ömür dilerim oğlunuzla.

siz hep yancı isim gibi değerlendirmişsiniz sanırım ama Yiğit tek başına da çok güzel isim. Yiğit'i tek düşünmez misiniz?

iki isim çok gereksiz ve saçma. bence çok kro hatta "ahmet yiğiiit" diye seslenmek çocuğuna. ege, yiğit, alp bunların üçü de çok güzel.

İki isimli biri olarak gayet memnunum iki isimli olmaktan. Ahmet gibi demode bi isim koyacaksanız yanında Alp ya da Yiğit koyabilirsiniz. Yiğitte türkçe karakter olduğu için Alp daha tercih edilebilir gibi.

Ben bir ek yapmak istiyorum. Eğer soyadınız çok bulunan bir soyad ise iki isim işlevseldir. İki ismi var diye çocuğa iki isimle seslenmek zorunda değilsiniz tabi ki.

Yiğit güzel

ne kadar cok isim o kadar yuk, gobek adi falan bunlara gerek yok.
Alp yeterli +1

İki isimli biri olarak tek isim +1

ay lütfen artık iki isim koyan bile kalmamışken 3 işim nedir? lütfen alp yada sadece ahmet.

Uc isim biraz degil bayagi zorlama. Buna bir de soyad eklenince ortalik fena karisacak. Iki isim bence iyi, en azindan ona da secim hakki veriliyor gibi. Hangi isimle cagrilmak istiyorsa onu kullanir. Yigit ahmet olsun.

Soyadınızı bilmek uyum konusunda fikir verebilir.

Ağrı ve bitlis olmadığı kesin

Ilceler illerden daha onemli. ben adana'da bi ilce baktim adanaya arabayla 3.5 saat gozukuyordu.
il siralamasi yapacaksan bulundugun sehir ile ucak sefer sayisina bak. trde en sevmedigim sehir olan sanliurfa bence aralarinda en iyisi.antep mardin secenekleri var yakininda
agri bitlis mus'ta gecen kisi dusunemiyorum hele su anki kar felaketlerinden sonra

Bitlisin merkezi değil de tatvan adilcevaz olabilir. Göl kıyısındadır

Kilis de olabilir

Şanlıurfa'da memur çoktur. Bence şanlıurfa.
Ağrı'da ağrılılar bile yaşamak istemiyor.

Bence de özellikle ilçe veya köy okulu tercih edecekseniz ulaşımı, havalimanını araştırıp öyle karar verin.

Bunların arasında kesinlikle Urfa. Tek büyükşehir. Diğerleri hakikaten çok küçük ve kışın anormal soğuk.

Şanlıurfa tabiiki . İlçe olarakta Birecik'i öneririm.

Halfeti falan varsa düşünmeden yaz. Halfeti, Birecik.

Güneydoğu > Doğu Anadolu

Şanlıurfa’yı zorlardım. Diğerlerine göre çok çok önde. Ağrı kötü bir yer, Muş çok küçük, Kilis zaten yaşanmaz. Siirt olabilir.

ilçeler, köyler daha mühim. ona göre sıralama değişir. ama sadece şehre bakarsak benim terchim;

urfa, kilis, ağrı, siirt, bitlis, muş şeklinde.

buralara ilçe ilçe bakmak lazım. mesela erzincan iliçe gideceğime van gevaşa giderim.

Siirt Bitlis ağriya gitme.
Urfa ya da muş bence . Kilis i gormedim onu bilmiyorum.

İl merkezi için
1) her şeye rağmen Urfa
2) Muş
3) Kilis- Siirt

İlçeler için 1)Bitlis Tatvan
2. Merkeze en yakın ilçeler

rampanın dibi var. Hatta bol bol kaçış rampası da var.

Pozantı da zorlanırsın. Zincir al bence.

Zaten konya cikisinda kaza oldu durduk bekliyoruz :D

Bir de kar yok ki buzlanma var, bisey taksam da takir tukur nasil olacak?

Buzlanma olur gece, tehlikeli. Mola alın. Güneş çıktıktan yarım saat sonra yola çıkın, buzlar erisin.

Rabbim kimseyi Konya civarında yolda bırakmasın 10 tane otel aradim 1 tanesi kalabilirsiniz dedi. Hepsi evlilik cüzdanı istiyor nereye geldik arabistana mi anlamadım ki. Yolda kaldik hocam nereye gidelim diyorum, ayri ayri kalin diyorlar.

Neyse güneş cikinca devam edicez tesekkurler herkese. Duz yolda bile paten pistinde gibiydim, yokusta bela almaya gerek yok.

www.youtube.com

www.youtube.com

www.youtube.com

Bunlar geldi ilk aklima.

puppe

www.youtube.com

bu yavaş başlayıp coşuyor ama. melodi değişimi kriterine uyuyor da hiçbir bölümü mutlu değil.

Opeth'in çoğu şarkısı bahsettiğiniz gibi:

www.youtube.com
www.youtube.com

çok tesekkurler cevaplar için sanirim daha farkli bir sey ariyorum bunlar ağir kaçti gibi.

Roisin Murphy - House of Glass www.youtube.com

Dediğinin tersi olabilir bu youtu.be

Çok sevdim yalan oldu
youtu.be

bohemian rhapsody
olümün uğradığı ıssız ev

youtu.be

ilk dokuz saniyesi gibi bir şey aslinda aradiğim müzik.

@in vinto veristas evet bu şarkida da var öyle bir bölüm.

barış manço - lahburger

www.youtube.com

05:23'te geçiyor.

youtu.be

2.20 de ilk degişim sonra 4.50 de.

enstrümantal dediğinize klasik müzik dahilse vivaldi olabilir. 4 mevsim yaz başı.

Evanescence my immortal sona doğru daha sertleşen bir hava var.

haggard per aspera ad astra girişte yaylıdan sonra gitar giriyor.

metallica the memory remains

@herzan çok tesekkurler sonuncusu istedigim gibi

Dostinex için özel bir kısıtlama yok. Yaptırabilirsiniz

katmer katmer bi alternatif olur. tatlılarda kullanabilirsin. fıstık ezmesi belki

antep fıstığı soymak için özel kıracaklar mevcut. internette kesin vardır.

Ezme yapabilirsiniz

İzlemedim ama white collar sanki biraz öyle gibi...

izlemediyseniz koşarak sherlock izleyin.

Ben de Sherlock demeye geldim ama izlemissinizdir herhalde diye düşünmeden de edemedim.

person of interest

coroner - the rookie - blindspot - Prodigal Son - person of interest - blacklist - the following

Sherlock izledim ve okudum ama o da aradığım hafif polisiyelerden değil. Person of interest de değil. Diğerlerine mutlaka bakacağım.

White collar olabilir.
Blacklist de ayni hatta çekimleri, kamerasi bile ayni geliyor bana.

Ağır olursa bosch olabilir.
Elemantary olur belki.
Aslinda psych var ama o cok ciddi degil :) ama bence süper dizi. Mentaliste laf attiklari falan da oldu.

Monk ve elementary

sezon tek olay: Bosch eksisozluk.com
hiç duygusal yanı yok bence biraz odun karakterler :D ama akıyor.

Bron/Broen

Homeland(tam polisiye olmasa da bence kesinlikle seversin)

Babylon Berlin alman polisiye. 1920 li yıllarda geçiyor.

The fall

yeni değil ama izlemediyseniz CSI serileri ve daha eskisi için columbo

Bordertown/Sorjonen

Pushing daisies

Bron/broen
Deadwind
Midnight sun

Bosch

Bron/Broen +1

Bosch
Behzat Ç.
BlackList

sin85 = 3300/hipotenüs

bu durumda 90 derecenin karşısı, yani hipotenüs, 3312,605464 yapıyor. Birim belirtmediğiniz için ben de yazmadım.

tabii ki çıkar.

dik üçgende karşı kenarın hipotenüse (90 derecenin karşısı) oranı sinüs demektir.

sinüs 85 = 0,996194698092

yani 3300/hipotenüs = 0,996194698092

o halde hipotenüs = 3312,6054638922

#1308117 numaralı entry'de mühendislik yaptığını belirten birinin trigonometrinin temelini bilmemesi garip geldi.

ekvatora ne kadar yaklaşırsan istediğini elde edersin gibi.

mgm.gov.tr

yıllık yağışlı gün sayısı istatistikleri var, harita üzerinden şehirleri seçip tabloda bu kısma bak istersen

Akdeniz ikliminde kışlar yağışlı geçer. Yazlar zaten sıcak. Akdeniz kar görmemek için bir alternatif olur. Yağış istemiyorsan İç Anadolu bir seçenek olabilir. Türkiye'de yağışın çok düşük olduğu yerler var. Ama bu yerlerin nüfusu fazla değil. Çünkü tarım açısından verimi düşük. Güney Yarım küre de tam doğru değil. Örnek olarak Brezilya Ekvator'a yakın ama yağışlı bir ülke. Yağışta sadece iklim etkili değil. Dağların uzanış yönü bile etkili.

Bunun tek çaresi bence Arap Yarımadası. Bahreyn, SA, Katar, BAE, Kuveyt. Ya da biraz daha kuzeye Mısır, Ürdün, İsrail.

yagmurdan hoslanmayan ve acik gokyuzu seven biri ekvatora yaklasmamali. zira ekvator az gunes gorur ve bol yagis alir.

bu kisi col ikliminde yasamali. semi arid climate sever gibi geldi bana. amerika icin new mexico, arizona turkiye icin ic anadolu, guneydogu.

Türkiye içinde en uygun yerler güneydoğu Anadolu'da Adıyaman,Urfa,Mardin. İç Anadolu güneydoğudan totalde daha az yağış alır ama yağışlı gün sayısı daha fazladır.

ağrıyorsa zonadır. geçmiş olsun.

Ağrısı yok mu, zonaya benziyor çünkü.

Teşekkürler.. ağrı var dedi sırt kısmında. yarın bir doktora gidelim bakalım.

Ben arada oynuyorum. Zamanında Steam'den almıştım. Windows bilgisayarda hem dümdüz, hem online olarak oynayabiliyorum.

Steam'den indirmiştik, haftada bir iki aksam oynuyoruz arkadaşlarla yaşlar 36 :)

Oynanıyor ama Definitive Edition var Steam'de. O daha iyi. Conq.'a göre epey geliştirdiler.

selam,

iki seçenek var:

ya internetten artık bir yerden setup dosyasını bulup 2001 versiyonu conquerors indireceksiniz. daha sonra oldukça uğraştırıcı manuel ayar yapıp voobly platformundan ücretsiz oynayabilirsiniz. ama sıkıntısı çoktur lag falan uğraştırır.

ya da orjinal steam platformundan definitive edition versiyonu alacaksınız(en güncel ve tutulan versiyonu budur yeni bir sürü ırk da var) otomatik maç bulma seçenekleri ve güzel geliştirmeler mevcut oyuna ilişkin. kesinlikle bunu tavsiye ederim.

Ben steamden indirdim 2001 yılındaki haliyle. Windows 10da rahat rahat çalışıyor

Definitive Edition oynanış açısından bizim eski güzel eycof'umuz gibi ama değil mi? sıfırdan oyun öğrenmek istemiyorum. bildiğimiz o oyunu oynamak istiyorum temelde.

yani H shift C, b e b e b e diye diye işçi basıp ev yaptırabileceğim di mi? yine bi işçi 50 food olacak di mi?

evet oyunun temel yapısı aynı 1999 versiyonuyla ancak bazı noktalara değinmekte fayda var:

1-) o bahsettiğiniz kısayollar da age of kings orjinal kısayolları onlar da oyunun menüsünde halen var kalıp halinde seçebilirsiniz. ya da bir çok daha oyunu kolaylaştıracak kısayollar da var onları da dilerseniz kullanabilirsiniz.
2-) grafik anlamında oldukça güzel iyileştirmeler var 4k bile oynayabilirsiniz, göze hoş geliyor ancak bazı ünitelere(arbalest/paladin vs) gözünüzün alışması zaman alabilir. Zevk meselesi tabi yine de internetten arayıp bir ekran görüntülerine bakın bence
3-) oyun öz olarak aynı yerde olsa da eğer en son 20 sene önceki versiyonu oynadıysanız: bir çok yeni ırk eklendi >>> cumans,malians,malay,khmer vs. ve bir çok balans yaması uygulandı(ırkların dengesi oyun içi dengeler için vs.) Dolayısıyla da birebir aynı oyundan kesinlikle söz edemeyiz. Üzerine konmuş geliştirmeler oldukça fazla.

4-) Eski stil oynayabilirsiniz. Eski build orderlara göre oynayabilirsiniz. Kendi aranızda arkadaşlarla oynayacaksanız olur tabi. eğer ama internetten birebir puan bazlı rekabetçi oynayacaksanız değişikliklere adapte olmanız için bayağı 1 araştırma yapmanız gerekiyor. Ama ben rahat rahat oynayayım işte güzelce vakit geçireyim, 1 saat oynadım, Haftada 1 saat sonra kapatırım diyorsanız dilediğiniz şekilde oynarsınız. Ama internetteki dünya bambaşka çok rekabetçi puan sıralaması var dünya çapında. Onlara ayrıca ders gibi oldukça yoğun hazırlanmak lazım. Onu söyleyeyim. Sonra sürekli yeniliyorum. Neden böyle oldu demeyin bana :)

5-) Bu oyunu oynayan hala oldukça fazla sayıda insan var. Hatta bu versiyonda da tekrar eskiden oynayanlar oyuna geri döndü. Şöyle söyleyeyim, 10 binlerle ifade ediliyor, belki 100.000 kişi var toplam hani oynayan ama ne kadar aktifti ne kadarı değildir Onun istatistiğini bilemem de tuşa bastığınızda otomatik rakip buluyor, ister takım oyunu ister birebir. Ortalama 3-4. Dakikada sizi otomatik olarak bulup eşleştiriyor ve oyuna başlayabiliyorsunuz. Eskisi gibi lobiye gireyim. 2 saat bekleyin falan o isteğe bağlı lobi kısmı hala var ama bu şekilde kolay kullanımı olduğu için herkese artık otomatik oynuyor neredeyse.

bana telefonda 150 tl dediler ECA için

eskiden macera kitapları vardı. sayfa sonunda hikayenin akışına göre sana "şunu tercih edersen bu sayfaya, ötekini tercih edersen bu sayfaya geç" derdi. çocuk aklımla bana çok güzel geliyordu bu tarz. bulabilirsen hoşlanır kaanatindeyim.

10 yaşıma kadar kitap okumayan bir çocuktum, tesadüfen Felsefe Taşı’na başlayıp tüm harry potter serisini bitirdim ve resmen hayatıma yön verdi. Bir kitap kurduna dönüştüm ve faydalarını çok farklı biçimlerde gördüm. Felsefe Taşı’nı alın derim. Ben de 10 yaşımda başlamıştım seriye.

Tübitak'in cocuklar icin serileri vardi, ben ondan almistim.

helena +1

harry potter serisi hayatımda oldukça etkili olmuştur. sadece okuma alışkanlığı anlamında değil, arkadaşlık ve aile ilişkileri, "öteki"ye karşı hoşgörülü olma gibi birçok değer kazandırıyor. 10 yaş tam zamanı.

Aya Seyahay'le Verne okumaya başlayıp çok sevmiştim ben o yaşlarda.
İş Bankası Kültür Yayınları'nın bir de çocuklar için kısaltılmış klasikler dizisi var, onlara bakabilirsiniz.
Harry Potter +1

jules verne'e başlanacak ilk kitap (bkz: 80 günde devr-i alem)

Sorun olmaz.

Olmaz ama gruplayıp öyle yutsun. Ağızda dağılınca berbat bir tat oluyor çünkü

Peş peşe içmek varken neden tek seferde yutuyorsunuz ki?

kortizon hapları tek çeşit değildir. etken maddeye göre etkinlik değişir.

hava iyi olursa
yedigöller(kalmasız) abant (kalmalı)
amasra
kastamonu çiftlik evi konseptli tatil
kapadokya
gitmediyseniz eskişehir
afyon kaplıca konseptli tatil

O fiyatlar çok değil aslında. 1 kilo peynir 100 liraya yaklaştı.

Çok haklısın. Otobüs fiyatları baya arttı. Pandemi sürecinde başlayan fiyat artışlarına indirim yapılmadı. Maliyetler tabiki arttı, burası tamam. Ama bu kadar artışı gerektirecek bir durum olmadı. Çevremdeki herkes bu durumdan şikayetçi. 4 kişilik bir ailenin memlekete gidip gelmesi kafadan 2 bin TL. Bir düzenleme gelmeli.

@roe, hocam peynir fiyatıyla 5 saatlik yolculuğun fiyatını karşılaştırmak çok doğru değil.

uzun yol gidenlerin avantaji, arada duraklar da yolcu indirip bindirmeleri. genelde bu uzun yol arabalari tam dolu olarak a noktasindan b nokasina gitmez. o aradaki kisa mesafeler gibi ucretle yolcu toplar. o sebepten yolun uzun olmasi avantaj. digeri 5 saatlik yola muhtemelen ayni yolcu ile gidecek ona gore fiyat veriyor.

fahis fiyat kismina bir sey diyemiyecegim. burada neyi kriter aldginiz onemli.

Tüm yolcuları istanbul ve gebzeden alıp direkt erzuruma gidiyor bu araçlar.

minibüsteki indi bindi kavramı gibi düşünün. yakın mesafede kilometre başı fiyat, uzun mesafeninkinden daha çok olacaktır. gayet normal.

Fiyat oluşumu tekel olmayan her piyasada olduğu gibi burada da arz ve talebin kesiştiği noktada olur. Pamukkale 5 saatlik yolculuğa 300 TL fiyat biçiyor ve otobüsleri doluyor ise o hizmetin fiyatı 300'dür. Pamukkale hayır kurumu olmadığı için kimsenin kara kaşına kara gözüne 300 lira kazanabileceği bileti 150 liraya satmaz. Çok anormal fahiş bir fiyatlama olunca devlet müdahale edip tavan fiyat uygulamasına geçiyor zaten. Geçmişte örneği mevcut.

istanbul erzurum için bir hipotezim var.
uçak bileti 450-500 civarı. otobüsler bu fiyata yaklaşırsa insanlar uçak tercih edebilir.

@himmet dayı otobüsler milletin keyfinden dolmuyor insanlar vermek zorunda kalıyor bu parayı. O zaman tüm süt üreticileri anlaşsın sütün kilosunu 20 lira yapsın biz de almak zorunda kalıp alalım sonra da satılıyorsa fiyat budur diyelim.