Koltugu oturma yeriyle sirt yerinin birlesim yerindeki ufak bi yirtiktan yol bulup iceri dusmus olabilir mi?

airpodları iphone bul üzerinden ses çıkartabiliyormuşsunuz sanırım ama şarjı bittiyse olmaz tabi

iphoneu bul işe yaramadı maalesef. direkt denedim ama elimdeki kulaklıktan ses geldi diğeri çalmadı.

(bkz: ethem dede)

Evde kedi var mı? Varsa kedilerin sürekli ıvır zıvır sokaladıkları bi zula yerleri oluyor (kütüphanenin arkası, dolabın altındaki küçük aralık falan gibi) oraya bakın.

tüylü halının içinde,eşyaların ayaklarının diplerinde veya ani hareketle umulmadık yerlere fırlamış olabilir.ayrıca farketmeden başka odaya taşımış da olabilirsiniz.

Takmıyorum. Belli araliklarla elimi yıkıyorum. Disaridaysam bu araliklarin uzama olasılığı varsa dezenfektan kullanıyorum.

takmıyorum. eldiven işi zor ama elini 5 dk da bir kolonyalayabilirsin dışarda rahat rahat. hastaneye gidiyor olsam siperlik takardım ekstra önlem olarak bu arada.

sıcakta hiç oluru yok. ilk başlarda takıyordum ama şimdi imkansız. maskeye bile zor dayanıyorum.

bazen takiyorum bazen takmiyorum. eldiven ile eger virus varsa ordan oraya yayiyormusum gibi geliyor. onun yerinde belirli araliklarla eli edezenfekte etmek daha koruyucu gibi ama markette filan takmayinca tuhaf tuhaf bakiyorlar. bir de ellerim yapis yapis oluyor, hic hoslanmiyorum o histen.

iş yerinde evet, ama eldivenin daha sağlıksız olduğunu düşünüyorum. çünkü o eldivenle telefonunuza dokunuyorsunuz, eldiveni çıkarıyorsunuz atıyorsunuz ama telefona dokunmuş oluyorsunuz. çıplak elle en azından yıkama ihtiyacı duyuyorsunuz

Evet mutlaka eldiven takıyorum. Hatta evden çıkarken asansör kapısı, düğmeleri, kapı kulpları için yanıma peçete/selpak alıyorum. Buralara eldivenle direkt temas etmiyorum. Mendil kullanıyorum.

Virüsün eldeki küçük yaralarla bulaşma ihtimali var. Üstelik dezenfektan, kolonya ve sabunun el temizliğinde gerçek anlamda koruma ve temizlik sağladığına inanmıyorum. Bu yüzden eldivensiz çıkmıyorum.

markette veya bazı başka durumlarda takıyorum ama her zaman değil. taksam da kolonya kullanıyorum. genel olarak maske de eldiven de hatalı kullanılırsa yararlı olmayacaktır zaten, bu nedenle eldiven var diye rahat davranmamak lazım.

hastaneye gitsem kesin takardım.

hastanede takmıyorum çünkü elle temasım çok az. ancak taksiye binerken kapıya dokunduğum için takıp taksiden inince çıkartıp atıyorum.

Mutlaka takıyorum.
Eve gelince ellerimi de güzelce yıkıyorum.
Eldiveni ne olur ne olmaz, belki elime bulaşan bişeyi tam çıkaramam diye

Normalde takmıyorum.Ama hastaneye gitsem takardım.
Ki gittim, taktım. Hastanenin hiçbir yerine normal zamanda bile temas etmek istemiyorum.

Bir kutu eldiven almıştım. Takıyorum

Eldiven kullanmak çok önemli bir konu. Eldiven sadece takan kişiyi korur. Doğru kullanılmazsa çevre için bulaş kaynağıdır. Eldiven uzun süreli işlemlerde işi tamamlayana kadar eldivenle kalıp işimiz bittikten sonra tıbbi atığa atabiliyorsak ve elimizi yıkayabiliyorsak eldiveni kullanalım.  Kısa süreli bir işlemde mesela paraya değmemek için, kısa süreli bir iş yapıyorsak mükemmel. Ancak bunu yapmayacaksak ortak telefonu elleyecekseniz, ortak kullanım alanlarına dokunacaksanız bu bir mikro organizmanın başka bir yere taşınması anlamına gelecektir. Hijyen için taktığınız eldiven bir bulaş kaynağı olacaktır. Sağlık personelleri dışında bence kesinlikle eldiven takılmamalıdır.

Alıntıdır.

Kokteyl denir mi bilmiyorum ama sokak köpeği zamanlarımda etil alkolle yaptığım bir karışım geldi aklıma. Sonradan kafam yerine gelince tabii Smirnoff ile yapmaya başladım daha güzel oldu, ben kendi tarifime göre yazayım siz alkol oranını kendinize göre ayarlayın.

Malzemeler: Votka, ananas suyu (en ucuz olanlarından; Lucy marka A101'de satılan), portakal, limon ve buz. Portakalın kabuğunu elma soyar gibi soyalım ve bardağın içine yerleştirelim, daha sonra bir yarım limonun suyunu bardağın içine sıkalım. Daha sonra bardağın yarısına kadar gelecek şekilde votka koyalım, geri kalan kısmına da ucuz ananas suyumuzu buz ilavesini taşırmayacak kadar ekleyelim. En son da buzu ilave edelim, dilerseniz parçalanmış şekilde ekleyebilirsiniz. Ben kütle halinde koymayı seviyorum.

Dikkat: Etil alkolle denemeyin, deneyecek kadar kendini bilmezler de etil koyduğu kadar su da ekleyip karışımı seyrelterek denesin ki midesini delmesin. Kör olma ihtimali ise her zaman mevcut.

mümkünse etil alkol gibi olaylara hiçbir şekilde karışmasın kimse :d
bunu 1 lt cam şişeye yapıp dolapta bekletsem ara ara içsem tadı bozar mı sence?

En populer 50 kokteyl tarifi icin:
makemeacocktail.com

@six packsiz,

Sanmıyorum tadının bozulacağını ancak üç dört günü geçecekse ben olsam portakalı denklemden çıkarırdım.

yok yok 4 güne tüketirim

Klasik votka, limon suyu, maden suyu, buz karışımı yapıyorum ben. Hazırlanışı kolay. Hem de şekerli olmuyor.

Smirnoff green apple + taze limon suyu + perrier (diğer maden sularının tadı tuzlu geliyor) +buz (elindeki votka sade ise yeşil elma dilimi koyabilirsin)
Buna alternatif olarak buzlu bardağa, nar suyu (1/3) + portakal suyu (1/3) + votka (bardağa saydığım sıra ile koyuyorum renk geçişi oluyor)
Eğer evdeki şarap beyaz şarap ise ve evde şeftali varsa: bellini

blood mary cok severim cok basit. herkes yapabilri. youtubede tarifi var.

ruhen hastayim ben'inki votka yerine cinle daha güzel oluyor bence. yarım limonunu suyunu kullanıyorum bi de hazır limon suyu vs. değil yani.

bir de malibu + süt + kahve + buz bu tatlı oluyor tabii biraz. evde bu ikisini yapıyorum kolay oluyor.

Old fashioned.

Ben genel bir ekleme yapmak istiyorum.

Portakal suyu olan kokteyl tariflerini greyfurt suyuyla yapınca bence daha güzel oluyor. Portakalın o tatlılığı hoşuna gitmiyorsa (mesela cin-portakal içeren kokteyller bence hem cinin o hafif tatlımsı havasından hem de portakalın tatlılığından aşırı bayık oluyor) greyfurtlu dene.

Adam elinde olan içkilerden kokteyl önerileri istemiş. Burada old fashioned, cin-tonik, malibu ile öneriler.
Öncelikle elinizde spirit olmasına rağmen yardımcı malzemeler yok, yani her türlü likör, bitter vs. Margarita, frozen margarita mükemmel olurdu bu sıcaklarda tekila, limon ya da lime suyu tamam ama cointreau (portakal likörü) yok. White russian’ı sıcaklarda çok severim, votka, süt tamam ama kahve likörü de lazım. Yani bir kaç çeşit likör alırsanız güzel kokteyl önerileri yapabilirim. Şu an elinizde bulunan malzemelerle ancak mixed drink tarzı kokteyller olur.
Caipiroska
2 ölçü votka
4 çay kaşığı pudra şekeri
1 tane dilimlenmiş lime (misket limonu)

Salty dog
1,5 ölçü votka
3 ölçü greyfurt suyu
Çeyrek çay kaşığı tuz

Screwdriver
Yarım ölçü votka
1,5 ölçü portakal suyu

Votka tonik
1 ölçü votka
1 ölçü tonik
Bir iki damla lime suyu ve dilimi (bu ölçüyü votkanın iyiyse uygulayın, eğer kaliteli bir votka değilse tonik miktarı biraz daha arttırılabilir)

Sangria yaparken ise 1 şişe şaraba, bir bardak taze sıkılmış portakal suyu ve iki bardak fanta ilave ediyorum ben.bolca elma, portakal ve limon dilimleri. Ama buzdolabında bekletirken az tutmayın meyvelerin tadı şaraba çok geçmiyor öyle olunca.

Tekilayı margarita haricinde pek tüketmiyorum ama tekila ile mix yapınca en güzel sonucu veren içecekler; ananas suyu, portakal suyu ve greyfurt suyu.

Geçen sene gittik, İbrahimpaşa Köyü'nde El Puente diye bir otelde kaldık, çok güzeldi. Hatta önünden çok hoş bir köprü geçiyor, reklam filmi çektiler sonra orada. Oraya bakabilirsiniz.

Onun dışında Göreme'de pek bir numara yok. Ürgüp, Avanos'a bakılabilir.

Aracla gidecekseniz farketmez aslinda cok, romantik bir otel ariyorsaniz
Museum hotel var, argos var mesela.
Butceye bagli tabi.

Göreme veya Uçhisar yalnız buradaki iyi otel ve pansiyonlar çok pahalıdır çünkü olayı burası kapadokyanin

ürgüpte kalın. melekler evi iyi.
kendi rotaları var başarılı baya. gönüllü anlatıyorlar.

Jacob's Cave Suites Cappadocia

Biz bu otelde kalmıştık. Butik bir otel toplam 8 mağara odası var. İlgi alaka çok iyi. Konumda güzeldi diye hatırlıyorum. Belki işinize yarar.

balayı için yanlış tercih, kültür turizmi yapılacak yer orası

Google translate'de denemekten baska sansin yok. turkce'ye ceviri de her zaman zordur ama takildigin yerlerde az bucuk anlamani saglar.

Öyle bir yöntem olabilir mi sizce?

Bu sorduğunuza en yakınsayan şey google translate sanırım, ama özellikle blok metinlerin çevirisini inanılmaz kötü yapıyor o da. Anlamadığınız pasajların ufak parçalar halinde çevirisine bakabilirsiniz buradan. Başkaca da bir yol yok.

şimdilik öğrendiğim kadarıyla pdf translator isminde android uygulaması bu işi yapıyormuş. Çevirisi çok iyi değil ama benden iyi en azından.

Akşam saatlerine kadar bekleyin, hala ses geliyorsa bi bakın derim. Anne yemek bulmak için bir süreliğine uzaklaşmış olabilir ama çok uzun süre gitmesi normal değil.

Ankara'da yeniyseniz belki duymamışsınızdır, Ulus'ta itfaiye pazarı var. İkinci elci ve spotçular var bir sürü. Oraya bakabilirsiniz. Ben spotçulardan sıfır ocak ve çamaşır makinesi almıştım, gayet memnunum yıllardır takır takır çalışıyor ikisi de.

valla regal, altus, finlux falan bakın. iyi f/p ürünleri var.

"zorlu'dan uzak durayım." diyorsanız altus, "fark etmez." diyorsanız diğer ikisi de olur.

Mobilya da Ikea konsept ürünleri alın, yarın satarken kolay satarsınız fiyatı da iyi olur.

Para ile doğru orantılı bu soru. para bolsa ikea alıp sonradan satabilirsin. yok bütçe dar diyorsan ikinci ele bak derim.

sıfır beyazeşya için altus +1. F-p canavarı mübarek.

Mobilya fabrikasında çalışan arkadaş ikea kaliteli değil ve pahalı demişti. Bekar evine alacaksan moda life olabilir bence. Beyaz eşyada vestfrost fena değil.

Kucuk ev aletleri icin sinbo dan uzak dur demeye geldim. Akillanmayip 3 kettle aldik ayni markadan farkli zamnalarda hep bozuldu. Mini mutfak aletleri icin en azindan arzum ve daha iyilerine bak.

letgo demeye geldim, spotçulardan çoook daha uyguna çok daha kaliteli ürün bulunabiliyor, hele bir de evini boşaltan birine denk gelirseniz toplu halde alabilirsiniz çoğu şeyi.

atma ver, satma hediye et vs. facebook gruplarina mesaj birakmayi ihmal etmeyin.

Cok fakir degilseniz beyaz esyada ikinci ele girmeyin eger ki fiyatlar asiri uygun degilse. Ki zaten itfaiye meydanina hic gitmeyin. Sahibinden letgo veya ikinci el satis facebook gruplarinda guvenilir gibi gelen cihazlara yonelin. Mesela bi bulasik makinesine ikinci else 250 liradan fazla verilmez. 10 yilliklata falan para istememeleri lazim.

Bi diger tavsiyem. Bulasik makinesi altus camasir makinesi altus. Arcelik neyse aynisi yaptigi is su fiskirtmak al gec. Buzdolabini biraz daha iyi bir sey alabilirsin ama altus arcelik beko gibi yerli uretimden sasma. Vestelin hiyar soyacagini bile alma. Bu isi beceremiyorlar.

Koltuktu yatakti gibi seyler icin direkt ikinci ele yonel. Iki sene yasadigi evi bosaltab insanlar oluyor butun esyalarini olu fiyatina birakiyolar uhrasmamak icin.

tay tuyu denilen kumasi tirmalayamiyorlar. 3 yillik koltugumuzun ustunde bir tane bile cizik ve delik yok. ama bizim inat kedi ustunu delemedigi icin koltugun alt astarini yirtti.

urun.n11.com bunlar işe yarıyor diyorlar ama denemekte fayda var. tırnaklarını düzenli kesiyor musunuz?

@kablelvuku

Çok düzenli kesemiyorum nefret ettiği için. Ara sıra uyurken kesmeye başlıyorum. Düzenli kesmek, tırnaklarını bilemek için daha fazla tırmalamasına sebep olmaz mı?

+1 @the end of time Ben de tay tüyü demeye geldim. Denedi başarılı olamayınca bizimki çabalamayı bıraktı. 3 4 senedir hiçbir şey olmadan kullanıyoruz.

kedi spreyleri işe yaramaz. tamm sevdikleri cinsten kumaş beğenmişsiniz, alırsanız en çok kediniz sevinecek:))

şaka bir yana tek çözüm bu kumaşların ikisinden de uzak durun.
@the end of time'ın da dediği gibi bizimki de tay tüyü ve tek bir hasar yok. demek ki taytüyüne bir şey yapmıyorlar.

Tay tüyü +1000. 6 senelik tay tüyü kaplı koltuklarımda tek çizik yok, lakin fitilli kadife kaplı berjerlerim tahtasına kadar yolunmuş vaziyette.

Bu beğendiğiniz iki kumaş da tırnak takıldığı anda gelecek cinsten kumaşlar, uzun ömürlü olmaz.

Tay tüyü +1 demeye geldim. Hiçbir şey yapamıyor.

Kurtarma şansın yok maalesef. Ağaç biti ile besleniyorlar ve bu mevsimde soğuktan etkilenmeyeceği bir yerde kış uykusunda olması gerekirdi.

Bu mevsimde uyandığı için ve etrafta da ağaç biti olamayacağı için maalesef açlıktan ölecek.

Soğuktan sığınmaktan ziyade, senin evini kış uykusu için seçmiş yüksek ihtimalle. Fakat beklenmedik bir sebeple uyanmış.

Yapabileceğin en mantıklı şey, sıcak, kuytu bir köşeye, korunaklı şekilde bırakmak olur. Belki tekrar kış pozisyonuna döner? (hiç sanmıyorum ama..)

yaptığın evin fotoğrafını atsana :) bu elemanlar hatırladığım kadarıyla dünyanın en vahşi hayvanları sıralamasında ilk 5'teler. günde 500 tane bit mi ne yiyordu. aslında o kadar ponçik değiller yani. rengi kırmızı diye öyle görünüyor sadece :))) hatırladığın bir gül ağacı varsa onun yapraklarına bırak. güllerde hala duruyor bitler mevsim adam akıllı değişemediği için. biraz yer sonra yatar uyur heralde artık.

not: fotoğrafı bekliyorum

@Tears of Ya pek ev sayılmaz :) ufak kutu gibi bi şeye koydum biraz marul ve şekerli suyla.

i.hizliresim.com


@lisw Ağaç biti yemeleri şart mı peki? Teraryum gibi bir şeyde beslenebilir vs. gibi yazılar da okudum da bir iki yerde.

Şu durumda sıcakta tutup beslemeye çalışmanın manası yok mu yani? Tek ihtimal belki kış uykusuna geri döner diye dışarıya bırakmak mı?

ahhaha havuc, dikkat et de tek seferde yutmasin bogazinda kalabilir

evde salon bitkisi varsa yapraklarin uzerine koy, kediler bulmmasa bile bir sure sonra olur zaten

Dışarıya bırakmak değil, evin içinde bir köşeye bırakmanı kast etmiştim. Dışarıda zaten hareket edemez, sıcaklık değerleri çok düşük onlar için.

Ağaç bitinden başka bir besin kaynakları olduğuna dair bilgim yok maalesef.

Buff'ın söylediği gibi inanılmaz sayıda yaprak biti yedikleri için evde beslemeye uygun bir canlı değiller zaten. Ben eskiden beslemiştim, hatta yumurtladı bile ama yaşatmak çok zor yani.

keske bende olsaydi, yaprak biti dolu bir bitkim. bir de sunu buldum ise yararsa ww2.rspb.org.uk

Batı Düşüncesi Felsefi Temeller - çok temel düzeyde
Ahmet Cevizci ve Ahmet Arslan'ın Kitapları
Felsefenin Kısa Öyküsü
A. Kadir Çüçen'in editörlüğünü yaptığı mavi kitaplı bir seri var cilt cilt yayınlanıyor. İnternette tükenmiş olabilir ama sahaflardan edinmeye çalışın.
Nejat Bozkurt 20. Yy Düşünce Akımları. Bunu da bulmak zor olabilir.
Felsefenin Arka Merdiveni
Platon - Devlet
Bunlar temeller.
İlgi duyarsanız bu isimlere:
Ali Osman Gündoğan - Bergson
Russell- Aylaklığa övgü
Camus- Düşüş, Yabancı (roman ikisi de )
Hannah Arendt - Kötülüğün Sıradanlığı

Marcus Aurelius- düşünceler

Mail adresinizi verirseniz bölüm öğrencileri için hazırladığımız kitap listesini atayım. Buraya yazamayacağım, uzun.

Ben koyuyorum hep.

Olur ben koymadan da yaptim. Lakin kabaklarin suyunu suzmek onemli:)
Afiyet olsun

Ben hiç koymuyorum, gayet güzel oluyor.

kabakların suyu kesinlikle süzülmeli+1 ben tulum loru koyuyorum, şahane oluyor onhnla

Ben kabakların suyunu süzmüyorum, kabarma tozu koyuyorum olmadan hiç denemedim, biraz haşlanmış patates koyuyorum, biraz havuç ve biraz da beyaz peynir rendeliyorum. Harika oluyor.

Kediler yaşadıkları ortamı epey sahiplenen hayvanlar. İhtimaller üzerinden giderek yer değiştirmenizi önermem. Bulunduğu ortamda kollayarak, arada eve alarak bakmaya devam edin. Kısır değilse kısırlaştırın, iç-dış aşılarını yaptırın. En iyisi bu olur.

Eve alıştırmayı da deneyebilirsiniz, ufak ufak çıkmak istediği zaman çıkarmamayı deneyebilirsiniz mesela. Ama pek mümkün olacağını zannetmem. Evde yaşamak isteyen bi kedi olsa halinden tavrından anlardınız zaten. Bazı sokak kedisi zorla eve girip yerleşiyor, bazısı da böyle bağlasalar durmam cinsinden.

15 yıl falan önce bizim kediyi esenlerden eminönüne götürdük. 1 hafta sonra kedi kapının önündeydi.

booksdescr.org

tutun.

(yayınevi ve basım yılı farklı)

Teşekkürler ama bu değil. Bu hatta tamamen farklı bir kitap. Benim istediğim sadece Works and Days ve commentary olan hali.

koç üni. kütüphanesinde varmış, oradan aldırıp tarattırabilirsiniz tanıdığınız varsa ya da üni gruplarına falan yazarsanız.

Hayır.

drone operatörünün ve drone'un yeteneğine kalmış. hiç inspire 1 ile çekilenle hexacopter + arri ile çekilmiş drone görüntüsü bir olur mu ?

drone ya da helikopter farketmiyor fakat bu çekimleri son zamanlarda çok izlediğimizden eskisi kadar da ilgi çekici gelmiyor

Çoğu izleyici aradaki farkı ayırt edemez. Ayrıca drone'lar illa kendi kameralarıyla çekmek zorunda değil, zamanında Red taşıyan drone da yapmışlardı. Görsel olarak tabii ki 12 bit raw video ile D&R'daki basit bir DJI'ın görüntüsü fark eder. Ama iyi çekilirse o bile ucuz durmaz.

Bence daha sıkıntı olan konu, gerekli gereksiz her yerde drone çekimi kullanılması. Eğer gereksizse ve sırf cool dursun diye havadan çekim konmuşsa o "ucuz ve basit" geliyor bana mesela.

Ek olarak, drone'ların kendi kameralarını kullanacaksanız lütfen ND filtre falan ayarlayın bir şekilde. Nuri Bilge Ceylan'ın son filmi Ahlat Ağacı'nda o dronelu sahnelerde (sanıyorum yerde bile bir kısmı onunla çekmişler) çok yüksek shutter'la çekilmiş gibi motion blur'suzdu. Rahatsız etmişti beni. Bir daha izleyip incelemem lazım tabii. Ama o aletlerde (kendi kameralarında) bildiğim kadarıyla diyafram değişmiyor, sırf shutter'a yüklendilerse baya rezalet.

halka dizisi hakkında bilgin var mı bilmiyorum ama drone çekimleri var gayet de güzel.

helikopter çekimi pahalı ama drone'dan daha iyi sonuçlar elde edemiyoruz genelde onu söyleyeyim. drone havada +-1cm hassasiyetle durabiliyor inanılmaz kareler çekebiliyor. helikopter ile hiç setin üzerinde uçmayı düşündünüz mü? bu işe çok uzak olduğunuz belli oluyor. helikopter ile anca boğazı çekersin. drone ile sokak arası kovalamaca sahnesi bile çekersin. iyi bir pilot bina içi kovalama sahnesi bile çeker.
bizdeki sıkıntı son dönemlerde kendine yönetmen diyenin başı sıkıştığında drone çekimine başvurması. ben de eski bir drone pilotu olarak her drone u olan film çekmemeli diyorum. bunu gayet profesyonelce yapacaksan amenna.

Karakteri çekerken dümdüz yukarı yükselip manzara yı alıyorsa drone sıkıntı olmaz. Ama 100 metreden uzun bir mesefa katedilecekse drone komik oluyor :))

ben de oldum geçen sene, ilk gittiğinizde 1 doz yapılıyor, ondan sonra 4 doz daha var. toplamda 5 doz yani.

iki dişini elime geçirmiş, avucumun içini parçalamıştı neredeyse bir kedi dişleriyle.

daha sonrasında kedi öldüğü için o zaman 5 doz aşı + kuduz immunglobulini-rig (bir kısmı avuca döküldü, kalanı kalçadan iğne şeklinde yapıldı) ve tetanoz aşısı şeklinde uygulanmıştı tedavi.

ama sıyrığa göre, doktorların alacağı önlem değişkenlik gösteriyor olabilir.

şu kaynakta lazım olan her şey yazıyor. göz atabilirsiniz:
www.acilci.net

4 doz hayatımda duymadım. 3 veya 5. 3 süreç içerisinde hayvanda kuduz belirtisi yoksa, yaşıyorsa vs., 5 hayvanda sıkıntı varsa ya da takibini yapamadığınız için ne olduğunu bilmiyorsanız. Aşı takip karnesi vermiş olmaları lazım, orada 5. dozun gününü yazmış olmaları ya da sizi bilgilendirmiş olmaları lazım. Bence her ihtimale karşı en azından telefonla bilgi alın yarın.

Totalde 4 ayrı durumda aşı oldum uzun aralıklarla. En son 2017 sonunda oldum, uygulama böyleydi.

@avianthem'in paylaşımına baktım, 2-1-1 4 doz varmış. Yine de emin olmak adına aşı için gittiğiniz yere danışmakta fayda var.

29 martta bi genelge çıkmış ve doz sayısı 4'e inmiş. sanırım 3 farklı aşı takvimi var ama şuanda genel prosedür 4 dozmuş...

Özellikle ırk hayvan aranmasından her ne kadar haz etmesem de ona girmeden daha faydalı olacak bir cevap yazayım. Daha önceki duyurunuzu okudum. İlk olarak öğle arası köpeğe bakmaya gelirim durumu bir iki yapsanız bile bir süre sonra yalan olacak, bu konuda gerçekçi ve hemfikir olalım. İki; 9-17 arası iş, yetişkin bir köpek bu süreyi yalnız geçirebilir ama yavru birincisi evin anasını beller, ikincisi baya sıkılır, üçüncüsü büyük ihtimalle ağlar ve havlar. Bunun neticesinde de birincisi siz köpeğe lanet edecek noktaya gelebilirsiniz çünkü evde bi şeyler parçalanacak, 8 saat bir yavrunun çişini tutması mümkün değil bi yerlere işeyip sıçacak; ikincisi ciddi anlamda havlar ve ağlarsa komşularla papaz olacaksınız. Üç; hayvanı eğitmek için özellikle zaman ayırmanız ve bu konuda önce kendinizi eğitmeniz lazım, bunu ne derece yapabileceksiniz onu düşünmelisiniz. Dört; sürekli ama sürreekkkllii ilgisi sizde olan ve sizden de karşılık bekleyen bi bebek olacak, bu bir süre sonra sinir bozucu bir hal alabilir, daraltabilir.

Bunları söylüyorum çünkü şimdi fikrin heyecanıyla size her şey toz pembe, ayy bebiş köpeğim olacak çok tatlııaa modunda geliyor olabilir ama maalesef sahiplenmelerin sonu hatrı sayılır bir oranda kötü bitiyor. Bu yüzden hayvan bakımının tatlı taraflarına odaklanırken bir yandan da gerçekçi ve mantıklı bir şekilde düşünüp karar vermenizi öneririm. Bu konuda nihai kararı verirken ayaklarınız mutlaka yere basmalı.

Ha bütün zorlukları geçtim hala kararım kesin diyorsanız yine de ilk köpek deneyiminizi yavru değil yetişkin bir köpekle yapmanız uygun olur. Emin olun çok daha rahat bir süreç geçirirsiniz. Karakterini nispeten bilerek sahipleneceğiniz, bazı temel eğitimleri almış olan, evde daha uzun süre yalnız kalabilecek olan yetişkin bir köpeğe yavrudan çok daha rahat ayak uydurursunuz. Daha öncesinde bu konuda deneyimi olmamış birinin ısrarla yavru sahiplenmek istemesinin gereği yok. Yavruluk dediğiniz dönem zaten max 6 ay. Sizin sahipleneceğiniz köpeğin de en az 3 aylık olacağını düşünürsek aradaki 3 aylık dönem için o ısrara değmez.

Son olarak da yine de içime sinmemekle birlikte
www.petarkadas.com
sosyal.petlebi.com

yani benim dışımda zaman zaman evde olacak başkaları olacak ve o olmadığında köpeği ofise götüreceğim :)

gönlüm olsun, keyifle ilk köpeğimi besleyim, tanıyim sevim, ileriki hayatımda özellikle sakat ve sokakta kalan hayvanlar için birşeyler yapmak istiyorum.

iş saatlerim de biraz farklı bazı günler gitmesem de oluyor.

teşekkürler linkler için

çiçekli

takıcak kişi +50 ise 1.
küçükse 2.

2.

İkisini de beğenmedim. O fiyatlara çok daha şık kolyeler bulursunuz. Kuyumcu gezmenizi tavsiye ederim.

ikisi de kötü. altınbaşa baktım da bu fiyatlara daha zarif kolyeler var.

risk almayıp daha sade bişey bakın bence. hatta direkt damla tektaş kolyeler güzel oluyor.
www.altinbas.com
www.altinbas.com

yok şekilli olsun diyorsanız da şunlar bence daha iyi;
www.altinbas.com
www.altinbas.com
www.altinbas.com

2

@elorelia
Kar tanesi, yildiz vb cok klasik.

Hos, cicek daha klasik ancak formunu ve mavi taşla uyumunu begendim.

Siparis verecegim. Ustteki şık modeller gundelik degil, o yuzden dusunmuyorum. Yoksa guzeller.

Cicegi alicam kotu mu cidden:/

Bunların içinden 2.
Daha iyisini bulurum diye altınbaşa bakındım ama yok pek iyi bişey

Bence elo'nun gönderdiği şu kolye en güzeli
www.altinbas.com

Hem kelebek, yusufçuk galan gibi klasik değil hem de günlük kullanıma uygun.

Senin linklerdeki yaşam ağacı çok dandik duruyor, bijuteri kolyesi gibi. Çiçek olanın da rengi çok çiğ.

o paraya çok daha güzellerini bulursun kuyumcularda. illa internetten mi sipariş vermen gerekiyor?

bana kalırsa çık dolaş kuyumcuları. altınbaş marka olduğu için mi bu kadar pahalı veriyor uyduruk şeyleri bilmiyorum.

ikisi de ucuz bijuteri kolyesi gibi duruyor.
sonsuz işaretli, nazar boncuklu klasik birşey hiç olmazsa.
elorianınkiler güzel. günlükte kullanılır.

Hiçbiri. İlla biri olacak ise 2.

Benim hafta sonları yanında çalıştığım Hacı Bey var, Cat Hospital'da, ona götürebilirsiniz çok tatlı biridir. Hafta sonu getirirseniz ben de orada oluyorum. Öncesinde arayıp randevu almanız gerekiyor.

Kendi doktorumun bana söyledikleri:

1. Aktif lezyon yoksa bulaşma olmaz.
2.26'dan sonra aşıyı tavsiye etmiyorum, pek işe yaramıyor (bana da yaptırmadı o yüzden)

Yine de endişenizi ilk ağızdan yatıştırması için bir cildiyeciye görünmenizi tavsiye ederim. Benim doktorum bana bunları söyledi ama lezyon yoksa bile bulaşır diyen doktor da biliyorum.

kanser olmaktan korktum ya kadınların 43 yaşına kadar işe yaradıgını okudum az evvel. erkek tarafı olarak gene ortada kaldık.

erkek sadece taşıyıcı, biliyosunuz dimi

Hpv erkeklerde kanser yapiyor muymus ?

Virusun kadini erkegi yok. Tabii ki erkeklerdede kanser yapma ihtimali var.

1 - aktif lezyon yok ise bulaş ihtimali çok çok düşük
2 - aşının erkekler için ne kadar faydalı olduğu tartışılırken, üzerine bir de geç yaşta bu açıyı yaptırmak fön makinesi ile salonu ısıtmaya benzer.
3 - aşı yaptırmak kanserden korunmanın farantisini de vermiyor. Kadınlarda hpv'e bağlı gelişen kanserlerin %30'u aşıda yer almayan tiplerden oluşuyor.


4 - ÖNLEM ÖNLEM ÖNLEM

@aylakadam nasıl önlem alacağız? türkiye de bile çok yaygın bu meret. kimde olduğu da belli olmuyor ki, erkeklerde genelde kendini göstermediği için hızla yayılıyor. korunmakta mümkün değil temasla yayılıyor. bir makale okudum baş boyun kanserlerinin %25 i tamamen hpv ile alakalı diyor. 10-15 sene sonra ortaya çıkıyormuş. ondan merak ettim abd de 3 doz aşısını yaptıracağım 630 dolar.

eger kanser yapan turden olmadigi ortaya ciktiysa kanser icin olan asiyi 30'unuzdan sonra olmaniz biraz gereksiz gibi. zaten bu asinin yararli oldugunun tek guvenilir kaynagi 11-12 yasinda yapilanlar. 26 yasina kadar da oneriliyor bir onlem olarak.

erkekler sadece tasiyici degil, sigiller cikabilir.

erkekler icin hpv testi diye bir sey yok hala saniyorum. yani semptomlar olmadan bir cok erkek zaten hpv enfeksiyonu gecirip hayatlarina devam ediyorlar haberleri bile olmadan. anca sigil vb. cikip muayene olduklarinda ortaya cikiyor hpv olduklari o da zaten dusuk ihtimal.

Bu konuyla ilgili buradan yazilanlara ya da internetteki bilgi kirlkligine bakmaktansa mutlaka hpv konusunda uzmanlasmis urolog veya dermatolog bulun. Bu konuda uzman hekimler yuzlerce makale ve arastirma okuyorlar. Kisiye ozel onlem ve tedaviler konusunda bilirkisiden deatek almanizi oneriririm. Paraniz varsa da asiyi olmaniz yarariniza.

Nasıl önlem alınacağını soranlar,
- partnerinizi tanımakla başlayın. Enfekte ise tedavisi için yanında olun.
- hook-up'tan uzak durun.

edition.cnn.com

45 yaşına kadar yapılabiliyormuş. hpv konusunda araştıran o meraklı arkadaşlara not olsun.

geçen yaz oradaydık; akyaka sakin olmaktan çok uzak.

akyaka merkezde denize girecek bir yer yok öncelikle bunu bilin, etraftaki yerler güzel araba yoksa akyaka bu açıdan sıkıntı olur.
denize girmek için akbük yolundaki koylara veya direkt akbüke gidiyor insanlar akyakadan :) hiç değilse maden iskelesi tarafına gidin.
karaburunu bilmiyorum ama kaş'ta 4 gün (kaşın denizi güzel hakikaten) kaldım akyakada 2 sezon yaşadım.
akyakaya "uğrayabilirsiniz" zaten akyakanın içi 1 günde gezilir bitirilir, kahvaltı veya balık yenir, azmakta tekne turu yapılır, biter.
1 gün de akyaka çıkışlı büyük tekne turlarına ayırabilirsiniz. araba yoksa akyakada başka yapacak bir şey yok.
dalamandan havaş yol ayrımında GO'da indiriyor, akyakanın içine minibüsler giriyor.
yazınki kadar kalabalık olmasa da eylül ortasında da üniversiteler açıldığı için muğla ve izmirden öğrenciler oluyor.

Valla ben 18 eylülde gittim geçen sene, bi hafta kaldım, bayıldım Akyaka'ya. Gayet sakindi, hiç kalabalık değildi. Hava da suyun ısısı da çok güzeldi. Bir gün Muğla merkeze gitmek dışında hep Akyaka'daydım, hiç sıkılmadım da. Tatilden beklentinin ne olduğuyla alakalı sanırım biraz. Ben denize gireyim, yatayım, akşam iki bira içeyim kafasında gittiğim için gezme tozma aramadım pek.

Lakin denizi hakikaten pek güzel değil :) İki saat yürüyosun hala diz boyunda kalıyor :) Maden iskelesi tarafını beğendim ama.

Bizim amacimiz deniz aslinda kas bu anlamda cok iyiydi her yerden girebiliyorduk. Peki rahatca denize girecegimiz, denizi guzel tavsiyeniz var mi?
Araba olmadigi icin cok yer degistirmeyecegimiz bir tatil ariyoruz. Akyaka merkezin denizi guzel olsa bize yeterdi aslinda..

Akyaka’ya n’olur gelmeyin. Sonra herkese anlatıyorsunuz dolup taşıyor memleket.

arabasız akyaka çok sapa kalır. çok küçük bi yer ve denizi de aşırı dalgalı. eylülde datça sakin olur.

Datca selimiye yapsak o zaman 3 gun 3 gun?

Tulum tuzlu olur. Tuzu az herhangi bir peyniri yer, beyaz peynir, kaşar vs.
Hazır köftelerin icinde baharat oluyor. Baharatsız olması gerek.

köfte yerine tavuk ciğeri alıp bol suyla haşlayıp içine bayat ekmek karıştırarak kedilere verebilirsin.

Kedilerin laktoz toleransı çok düşük, süt ve ürünleri iyi değil o yüzden. Köfte konusunda da hem baharat yememeleri gerekir hem de çiğ et iç parazite yol açabilir.

Bunlarla uğraşacağına kuru mama ya da yaş mama al ver, daha kolay.

Kediye cok fazla sut urunu vermek zararli. Evet severler ancak verilmesi iyi degildir. Sokak kedisine verilecek en uygun gida en ucuzundan kedi mamasi olur ki kedi mamasi zaten normal insan gidasindan kat kat ucuza gelir.

aslında evdeyim apartmanın içinde kedi var ona vermek için soruyorum. evde de öyle bir mama yok.

Biraz tuzsuz peynir biraz da su ile seyreltilmiş süt verin. Fazlası ishal yapar kediyi. Sonrası için de temizmama.com dan kedi maması alabilirsiniz en ucuzundan..

Tuzlu peyniri suda bekletip yıkayıp verebilirsiniz. Evde yumurta varsa haşlayıp verebilirsiniz. Daha doyurucu olur.

tulum denildiği gibi fazla tuzlu. bizimki kaşar yemiyor. beyaz peynir ve lor olabilir

Master of none

American housewife

Brooklyn 99
Scrubs

crashing
disenchantment

The Good Place. Netflix'te de var.

The IT Crowd

Brooklyn 99 +1

chuck

Plebs

The Booth at the End

Californication.

Married with Children.

Beğenmezsen yaz burdayım..

fatura olayına girmenizi tavsiye etmiyorum.

çünkü gsm firmaları icra konusunda hiç tolerans tanımıyor doğrudan yasal işlem başlatıyor. ileride bir işe girdiğinizde anında maaşınıza çökmeye çalışırlar. faturasızda kalın, yetmediği yerde yüklemeyiverin idare edin biraz.

İş aradığım için sürekli sağı solu arıyorum hocam illa ki telefon gerekiyor. En kotu bilmediğim yere giderken haritadan yolumu buluyorum.

yol için sygic denebilirsin internet istemez. evden çıkmadan yoluma bakıyorum, sygic üzerinde de yeri işaretliyorum tamam, internet ihtiyacı kalmıyor.

Öncelikle paran yoksa faturalı hat tavsiye etmem. Muhtemelen 2. ayda kapanır. İnterneti aşarsın dkyı aşarsın ücret artar vs.

Onun haricinde telefondan geçmiştim ben şubeye bile gitmeden. Fatura istememeleri lazım.

Valla iki ay falan takamıyorsun, direkt aramaya kapatıyorlar hattı fatura süresini 2 hafta falan geciktirince. Ha millet seni arayabiliyor tabi ama ne faide.

Bir sene olmadı sanırım geceli. Türk Telekom. Müşteri hizmetleri ile konuştum hallettiler, fatura vs götürmedim.

Ama yukarıdaki arkadaşlar +1
İki ay taktıktan sonra o fatura sadece iki aylık fatura olarak beklemiyor bi de faiz vs biniyor. Avukata devredilirse bir de onun masrafları oluyor.

Çevrimdışı harita indir.
Bimcell'in mesela sadece konuşma olan paketleri ucuz oluyor. Onlara geç.

sadece mesajdan engelleme değil de o kişinin duyurularını ve cevaplarını da görmeme seçenekli bir engelleme

Candide +1 ilk aklıma gelen buydu

candide +73737471727

mesajların yanına "bunlar bize atılan iftiralardır" butonu eklemek.

3 saattir x files the palus izliyorum. iyice kavruldu beynim.

Artı ve eksi şeklinde mesajlara oylama yapılabilmesi ve bunların görülebilmesini aktif ederdim. Mutlaka böyle bir özelliği vardır sitenin ama devredışı bırakılmıştır

Mobilden giriş için favoriye ekleme özelliği.

Hayvan eş arama ilanlarını yasaklardım.

parali yapardim kesin.(bkz: steemit) beles bilgi dagitmaya hayir. bilgiyi bedava ogrenmedim ki bedavaya dagitayim. (kapitalizm ruhuma islemis biliyorum.)

hem kalite de artar.

profil fotoğrafı uygulaması getirirdim.

mobil isteyi daha kullanışlı hale getirirdim en azından mesaj atılabilsin de mi ama.

site sahibini değiştirirdim. böylece değişmesi istenen şeylerin neredeyse tamamı değişmiş olurdu.

cevap vermesini istemediğim kullanıcıları sallandırma seçeneği koyardım. böylece beğenmediği sorular karşısında kendi kendine kudururdu.

mobilden her defasında yeniden giriş yapma sorununu ortadan kaldırırdım

Belirli bir kisiye ya da kisilere karsi olmadığı surece kufuru serbest birakirdim.

önce bir iş al
yap.
büronun kabul edebileceği düzeyde iş yapabiliyor musun, pazartesi 9a teslimli işi 8.30a kadar göndermiş oluyor musun yoksa sabah 8'den itibaren cep kapalı, maille ulaşılmaz, arazi mi oluyorsun.
sen de gör, büro da görsün.
ha tabi daha iyi para veren yer ara, en azından ararken artık tecrübesiz, yeni mezun olmak üzere olarak değil de iş yapma tecrübesi olan biri olarak başvurursun. kendini de bilirsin.
piyasayı düşürmüyorsun. piyasa düşük zaten. sen ancak kendini kanıtlayıp kendi piyasanı yükseltebilirsin. onu da ancak iş yapmayı becerebiliyorsan yapabilirsin...onu da bilmiyoruz. bakalım yapabiliyor musun?
not: okulda hiçbir şey öğretmiyorlar. emin ol.

o 8 i yan çevirip sonsuzluğum ol de direkt.

lan 2010'da da 8 di şimdi de sekiz bu?

8 tl anandır söylenecek en güzel şey olur bence de. O işin yarı parası değil o. Hayvan herifler, bokunu çıkardılar sömürünün.
Tecrübe tamam da o da bi yere kadar yani. Milleti enayi sanmasınlar.

Onlar da biliyor o fiyatların ne kadar düşük olduğunu. @niye ama +7390456455.

Bu işin piyasası maalesef böyle. Hele ki kan emici bürolara denk gelirsen onlarda ancak bu kadar oluyor işte. Son 2-3 yıldır fiyatlar hep aynı. O yüzden şaşırmadım. Ama bence çok da kötü bir fiyat vermemiş piyasa şartlarına göre (çeviri bürosu fiyat skalasına göre). Zaten mezun da değilsin, tecrüben de yok. Bence kabul et, yapıp yapamadığını, yetiştirip yetiştiremediğini gör. Sonra fiyatı tekrar konuşursun.

Bu iş böyle, gittikçe daha da kötüleşecek. O yüzden yıllardır tanıdığım herkesi uzaklaştırmaya çalışıyorum bu işten.

en kötü iş, işsizlikten iyidir.
bence kabul et.
hem tecrübe olur hem de kendini daha iyi tanırsın.

özelden de konuşmuştuk çeviri üzerine. tecrüben olmadığını belirtmişsin, ki burada da söylemişsin.

1000 karakter = 8 TL deneyimsiz biri için normal. zira başlangıçta 1 saatte toplamda 3bin karakter yapabileceksin. ancak çevirini ilerlettikten sonra 10-15 TL arası bi fiyat kabul ederler (ya da eden yerlerle çalışabilirsin).

ayrıca okulunu okuyor olmak çeviri yapabileceği anlamına gelmiyor, ki bunu bürolar çok iyi biliyor. çeviri yapmak için "sadece okullu olmak yetmez, alaylı da olmak gerekir" diye belirtmiştim.

çevrilmiş haliyle mi bin kelime yoksa çevrilecek metin mi bin kelime?

Yapılır, kesin bilgi. Annem çok sık öyle yapıyor, tadında bi sıkıntı olmuyor hiç.

Ek: Çok küçük ya da ince kesme ama erir salatalıklar.

halka halka kalınca doğrayabilirsin. karışık turşuların içinde olur ya hep kalın halka salatalık dilimleri.

Bunca insan yanılıyor olamaz di mi?
Kesersen muhtemelen kütür kütür olmaz o salatalıklar.

turşunun tarifine bağlıdır, halka şeklinde doğranan salatalık dilimleri de kütür kütür oluyor.

Bütün olarak yaparsanız yumuşak, keserek yaparsanız çok yumuşak bir salatalık turşunuz olur. Kütür kütür olması için ufakalrdan lâzım.

1 dk savurmaca 10 saniye işini görme.

cilginlar gibi savuruyor, kendinden geciyor. bazen 5 dk'dan fazla. cildirip salliyorum kutuyu ciksin diye. gecenin koru fis fis fis:)

Yapıyor hatta bazen yanına gidip yeter amk diye müdahale ediyorum.

Dakikalarca kum karıştırıyo benimki de :D

benimki işini bitirdikten sonra kumu eşelemiyor, patisiyle dışından kabı hoplatıp alabora ediyor. bu durum müdahale etmezsem birkaç dakika sürüyor. sonra onu bırakıp mamalara gidiyor, onların da kaplarına örtme hareketi yapıyor. bir süre geçtikten sonra tuvaleti olmasa dahi tekrar kabının oraya gelip yine kabı hoplatmaya başlıyor. geceleri tuvaletini yaparsa illa kalkıp kabını temizlemem gerekiyor, yoksa uyutmuyor. kendi sağır diye gürültü herhalde onu rahatsız etmiyor.

bizimki bi daldırıyo kolunu sanırsın tencerede yemek kaynatıyo:D dakikalarca...

benimki yaptıktan sonra kabın içinde değil dışında eseleniyor :(

15. saniyede işi bitmiş, yaklaşık 50. saniyede de kumunu eşelemiş ve çıkmış oluyor. askeri disiplinle büyüttüm de biraz :)

1-2 dakikada bitiriyor işini, yapmıyor gürültü. Şimdi yapmıyor dedim ya yapmaya başlar öyle değişik bir cins hissediyor mudur nedir :)

hem de ne.

5 -6 dk takıldığı bile olur

Atlari ruzgar kanat haric siirden nefret ederim.

Ihlamurlar çiçek açtığı zamanı okuyana kadar benim de pek aram yoktu. Teşekkürler.

Beni derinden etkileyen şiirler hariç hayır, şiirle pek aram yok. Hele Turgut Uyar gibi "Bugün hava şahaneydi, mavi huy bende", "Ah ne güzel sarı çiçek gibi maviler delisiyim, maviler de olmasa perişandık", "Maviye dalacaksın, içine çekeceksin" gibi şiirler bana komik bile geliyor. Kafiyesiz, redifsiz ya da Nazım Hikmet tarzı, klasik tarzda yazılmamış şiirler hiç ilgimi çekmiyor. Özdemir Asaf bir nebze daha iyi bence.

Şiiri çok severim. meb'e bir noktada katılmakla birlikte (İkinci yeniye ben de pek ısınabilmiş değilim) genelde ayırmam şiiri, okurum, çok beğendiklerimi not ederim. Yalın dille yazılan şiirler daha çok hoşuma gidiyor.

Misal sevdiklerimden

Simsiyah
Bembeyaz
Bomboşum
İster siyah tebeşirle çiz
İster beyaz tebeşirle
Nafile

Severim. Dinlerim, okurum, nadiren kendi çapımda yazarım. Didem Madak sayesinde başladım ve sevdim şiir okumayı. Samson ve Dalila'nın gönlümde yeri ayrıdır. Onun haricinde Yavuz Bülen Bakiler'in Sen sen sen şiirini ara sıra okurum çok hoşuma gidiyor.

Didem Madak
Edip Cansever
Furuğ Feruhzad
Ahmet Erhan

Bunlar olmazsa olmazım benim.

İk rayı gibiyiz bir tren yolunun
Neyi değiştirir yakın olması, son istasyonun?

Şöyle iki satırla iki günlük olayı anlatıyorsa bende seviyorum.
Ama İbrahim Sadri gibi
bugün soğan yedim, televizyonda çizgi film vardı biraz ona baktım
Gibi saçmalıklar, doğruları da götürüyor.

Adnan Yücel-Suskunum Sana
Metin Eloğlu-Lokman Hekimin Sev Dediği
Nazim Hikmet-Severmisim Meğer
Metin Altiok-Ben simdi biraz
Ahmed Arif- Acar kan kirmizi yediverenler

bence açık renk daha hoş. fakat giyeceğin gün hava yağmurluysa oyum koyu laciverte

Net koyu.

Açılı mavi erkek gZüyle

kesinlikle koyu

Burda bile yüzde elli nasıl güzel giyincez biz ya :(

Kesinlikle koyu lacivert

ten rengin, bluzun modeli vs de katarak düşün. ama hava durumuna gidilen ortama da bağlı.
ama genel olarak - bence- açık renk casual, koyu renk şık durur gibi. özellikle taşlaması filan olmayan düz koyu renkse.

@kozmos Ten rengim buğday. Bluz omuzları açık böyle dökülen kolları İspanyol kol tam bir sonbahar bluzu. Koyu renk kot da tam olarak linkteki gibi. O zaman onu giyeyim

siyah

Siyah ya da beyaz. Beyaz sevilmiyorsa siyah her türlü gider.

Tenin son linkteki kızınki gibiyse bence koyu renk giy. O görselde açık renk taşlanmış kot bluzun rengini söndürmüş gibi ten rengi de koyu olmayınca -bence tabii-

ikisi de olur ya. Pudra tüm renklerle gider. Siyahla bile olur.

ikisi de olur ama bluz sana olmaz

koyu

kesinlikle koyu. bluz güzelmiş.

Koyu mavi, lacivert.

çok sevdiğim bi hobim var.. sıkıldıkça onunla ilgileniyorum. bazen yemek yapıyorum abur cubur vs alıyorum. sonra bi şeyle uğraşınca falan geçiyor.

Ben epey zamandır netflix ve youtube üzerinden cinayet, suç, gizem türünde belgeseller izliyorum. Özellikle netflix'inkiler dizi şeklinde oldukları için epey zaman alıyor ve insanı oyalıyor. Bazı belgesellerde öyle garip olaylar dönüyor ki izleme evresi bitip boşa düştüğümde ulen bu izlediğim şeyin arka planı nedir, bu adam hakkaten suçlu mu falan diye düşünüp araştırma yapıyorum, başka şeyleri düşünmemi engelliyor bunlar.

Ben müzik açıp boyama yapıyorum.

film izliyorum. her filmde bir karakter seçip onun rolüne bürünüyorum. bazen sırf salaklıklarına sinirlendiğim için bitiremediğim filmler oluyor. onları sakin kafayla daha sonra tekrar izliyorum. bir ara da puzzle yapıyordum ama o çok masraflı olunca bıraktım.

Müzik eşliğinde yürüyorum, film-belgesel izliyorum, puzzle yapıyorum.

spor

Felsefeye sariyorum ben. Derin dusunmek iyi geliyor bana.

Uzum yiyorum ve yaninda buzlu su iciyorum.
Blackmailled, tricked kategorilerinde mustehcen filmler izliyorum.
Kebap, izgara et falan yiyorum. Sinemaya gidip heyecanli bir film izleyip gaza geliyorum.

yuruyorum. tercihen mood yukselticek bi playlist esliginde

sokaktakiler ankara kedisi genellikle. başka beyaz cins kediler de var ama onları pek sokakta görmedim.

Cinslerine zamanından vanlık ankaralık katılmış mıdır bilemiyorum ama gayet bembeyaz ve cins olmayan sokak kedileri var. Eski kedim tekir bir annenin yavrusu kısa tüylü bembeyaz bir sokak kedisiydi.

bir çoğu ankara kırması oluyor. tekir ve ankara çiftinin bembeyaz çocukları olabiliyor.

Kedilerde beyaz kürk geni baskın. Bizdeki kahverengi göz gibi. Beyaz çocuk için iki tane beyaz ebeveyne ihtiyaç yok. Bir tanesini kap götür :D

hayvankurtarma.org

www.patilicanlar.org

bu ekiple beslemelere katılıp, istediğin kadar oynayıp sevebilirsin.
twitter.com bu da dernek yetkililerinden biri.

Geçmiş Zaman Elbiseleri?

the village den şühelendim
www.imdb.com

@buff yabancı bir yapım, belirtmeyi unutmuşum.

@Sir Anthony Hopkins tarz, dönem aynı fakat bunlarda zaman gerçek zaman trailerdan anladığım kadarıyla. benim dediğim filmde aslında şehirde, az ötede modern bi hayat var. adam manyak.

dediğin film değil ama bunun konusu da çok benzer.

www.imdb.com

veteriner diye bişey var duydunuz mu hiç?

evet duydum, maalesef tek akıllı siz değilsiniz ama maddiyat olarak ayın 8 ini beklemem gerektiği için buraya yazdım.

yalnız çok bekletirseniz o göz tamamen gider. ılık suyla çayı karıştırıp pamukla temizleyin bir süre.

Duyuruyu sabitleyelim modlara yazın. Siz veterinere götürün tedavisi yapılsın parayı burda aramızda toplarız. Elimden gelenin fazlasını katacağım ben de. Acil götürün lütfen.

Hayvan ilaçları ile insan ilaçları büyük oranda aynı ama elindeki kremler işe yaramaz. Veterinere götüremezsen bu hayvancağızı eve al. Eczaneden Tobsin damla ve merhem al. Günde 4 kere damlatılacak. Üzerine de gece merhemi sür.

Fena iltihap kapmış o, çay kompresiyle falan olacak iş değil. O fotoğraftaki ilaçların da hiçbiri olmaz.
Muhakkak en kısa sürede veterinere götürmeniz şartıyla gentagut damla öneriyorum. Sabah akşam 1-2 damla damlatabilirsiniz.
Ayrıca beklemeye gerek olmadan ayın 8'ini beklemeden veterinere götürüp sonrasında ödeyeceğim derseniz kabul edebilirler.

çok sağ olun, sorunu çözdüm gibi, yarın veterinere götüreceğim, malum bugün pazar :)

yardımcı olan herkese çok teşekkür ediyorum :)

Ben madden destek olurum elimden gelirse tamamını karşılarım siz gidin. Haberdar edin lütfen.

yeşil elma

Evin neresinde kullanmak istiyorsunuz? Bence yeşil, sarı limonlarla doldurabilirsiniz.

Alırken hiç düşünmedim nerede değerlendirebilirim diye. Olur yani banyo, mutfak, salon, odalar, balkon herhangi biryer

Sepetin rengiyle kontrast oluşturabilecek (mesela bordo) kuru çiçeklerle doldurabilirsiniz. Sonbahar temalı sarı, kırmızı elmalar veya küçük dekoratif balkabaklarıyla da doldurabilirsiniz. İçine daha küçük bir saksı yerleştirip, canlı çiçek de koyabilirsiniz tabii...

İçine ufak havluları rulo yapıp koyabilirsiniz banyoya.

banyoda tuvalet kağıdı veya kağıt havlu saklama sepeti de olabilir.

ben de ayni sekilde dusunuyorum. cok demode gorunuyor, seksenlerden kalma gibi duruyor.

çok kötü, evet.

Ben begeniyorum, guzel kombinlenirse leopar zamansizdir.

Hayvan desenli her türlü giyimden, aksesuardan adeta tiskiniyorum.

Yılan deseni olur, leopar olur, timsah olur, zebra olur.

(Adam yazar)

Kötü duruyor bence de, hiç beğenmiyorum.
Bir de bikini olunca Banu Alkan'ı çağrıştırıyor. Neremi neremi...

balpolen +1

Çok yakıştırdığım kıyafetler oluyor, giyen kişinin vücuduna bağlı olarak da çok güzel durabiliyor bence.

genel olarak kötü ama kimi kıyafet ve aksesuarlarda güzel durabiliyor.

Nasil kombinlendigine ve ne miktarda kullanildigina bagli bence.

Mesela duz taban ayakkabi ve ufak cantalarda guzel durabiliyor. Ayrica leopar deseninin siyah-beyaz, gri tonlu olani da var. Mesela opak corap olarak guzel olabiliyor bunlar. Ya da mesela bu desene sahip, yuksek belli, diz ustu bir etek + duz renk opak corap + bot + oversize bir tisort (grup tisortu olabilir) + deri/kot ceketle (opsiyonel) baya da guzel bir kombin olur.

Çok kötü bence de.

Benim gözümün önüne direkt olarak Ahu Tuba geliyor.

Çirkin değil iğrenç de aynı zamanda.

siyahi hatunlardan başka bir tene yakışmıyor leopar. onlarda güzel vahşi duruyor.

thumbs.dreamstime.com

Hiç sevmem.
Çok kötü.
Bununla birlikte kazayağı desenini de sevmem mesela o da hiç güzel değil.

hedep +1

Ben hiç kimseye yakıştıramıyorum.

Benim de gözümün önüne Banu Alkan geliyor, bütün seksapellik gidiyor.

Leopar olsaydım bile leopar desenini sevmez, varoluş sancısı çekerdim.

Berbat ötesi

Kötü buluyorum. Ama bazı ayakkabılarda falan detay olarak varsa ( tümü kastetmiyorum) o zaman gözüme çok batmıyor.Onun dışında çevremde falan görünce tuhaf bakmaktan kendimi alamıyorum. Leopar konuşulduğunda üniversitede derse henüz 20 lerin başındayken leopar anvelop bluzla gelen kız gelir aklıma , iş hayatı kimbilir ne kadar renklidir :)

@hedep +1

Hayvan desenli bütün kıyafetler çok ucuz geliyor bana da.

ben hic begenmiyorum, bilincaltima cok farkli islemis bu desen.

Cok kötü. Hiç giymedim kullanmadım kullanacağımı da sanmıyorum.

Solgar'ı uzun süre kullandım, bi numarası yok.

Sebze meyve bakliyat kuruyemiş. Paranı çöpe atıyorsun bu şekilde.

vitamin hapları çare değil. uyku, yemek, su ve yürüyüş/egzersiz. şeker, ekmek yeme. bunları düzgün yapmana rağmen bir sorun oluyorsa tiroid ya da kalp gibi bir sorunun olabilir. omega 3 ün de abartılacak bir yanı yok. kuruyemişler çok daha faydalı.

iki şarkıları var gerisi ben de aynı fikirdeyim bro.

bu hayatın heycanı meycanı yok.

Hiçbir şarkısını dinlemedim aslında. Ünlü olunca yine dinlemedim ama tabi adam kötü şarkıcıdır falan da diyemem. Tarzin olmayabilir.

Offfff su muhabbet de baydi. Muzik zevkine hitap etmemis iste hocam, ne var bunda? yok yaslanmisiz da, yok kusak farkiymis da, yok y kusagiymis da bla bla bla cidden cok banel sozler. Bir olayi yok ezhel'in. kendi capinda, kendi tarzinda muzik yapiyor. Hitap eder veya etmez, buyutulecek bir durum goremiyorum ortada.

Deathrow+1

Ben 30 yaşındayım, gayet seviyorum müziğini. Bikaç bar konserine bile gittim. Zevk meselesi. Bir de birkaç yere soundtrack falan verdi, onun da etkisi var ünlenmesinde.

rap sevmiyorsan sevmen zaten zor. tek olayı amerikan manistream rap'ini yapması. power fm'de, metro fm'de duyulan zenci rap'inin türkiye versiyonunu yapıyor. esinlendiği tür dünya'da popüler olduğu için onunki de matah sanılıyor.

amerikan tarzı mainstream rap'in ülkedeki başarılı modellerinden biri ama harika bir tarzdan bahsedemeyiz.

ben ferdi tayfur sevmiyorum mesela, bu ne beni ne de onu kalitesiz yapar. sen de sevmemişsin işte, sevmek zorunda değilsin.

Müzikle uğraşan bir çocuk.
Bir şeyler yapıyor, seveni dinleyeni var.
Sevmeyeni beğenmeyeni de olacak elbet.
Ne gibi bir olay bekliyoruz altında? Sevmemişsiniz illa sosyolojik bir tespite lüzum yok.

Gençlik zamanında çok rap dinlerdim bu yüzden tam olarak rap yaptığını düşünmüyorum ama bir tarz bulmuş oradan gidiyor işte.

Şarkılarında çok salak sözler var ama dinleniyor yani yolda falan.
Alo ve pavyon favorim.

daha once bayacak kadar cok mu konusuldu bu konu hic denk gelmemisim. @deathrow banel olmamak gibi bir amacım yok su hayatta, oyleysem de uzulmem :)
yani demek istedigim aslında suydu, simdiye kadar bu kadar cok tutulan sarkıcıların hepsinde -bazısının sozunde bazısının muziginde tarzında vs- hmm diyip anlamlandırabilecegim birseyler bulabilmistim. ilk defa dedigim gibi cabalamama ragmen birsey bulamayınca farklı birsey aramak zorunda hissettim kendimi belki de. sevenleri var biliyorum kesinlikle kotulemek icin sormadım zaten.sosyolojikten cok kisisel tespitime yardımcı olursunuz demistim ama garip bir yaklasımınız var. tarzın degilmis kısımları da iyiymis, hic aklına gelmez insanın..

Bazı şeylerde istemeden de olsa önyargılı davranıyorum. Bu adam (?) da onlar da biri. Sesini bilmiyorum, rap yaptığını varsayıyorum, belki de dinlesem bayılacağım şarkıları vardır; bilmiyorum. Spotify'da istisnasız her listede var ve bir kez olsun şans tanımadım, tanımayı da düşünmüyorum, sıra ona gelir gelmez ilk noktasını bile dinlemeye kalmadan sıradakine geçiyorum.

Bakın, kendime göre sebeplerim var ve dinlemiyorum. Hepsi bu. Olabilir, sevmeyebilirsiniz. Neticede her şey estetik ve zevk algısına dayalı şeyler. Bunca zaman size neyin hitap edip etmediğini biliyorsunuz ki bu kişiyi dinlemiyorsunuz. Yaşlanmak ve kuşak farkıyla zerre ilgisi yok. Ben de deli gibi Yalnız Çiçek dinliyorum Aleyna Tilki'den. Bu da beni/dinleyeni ergen ya da çağı yakalamış kişi yapmaz. Zevkime uyuyor, hepsi bu.

rap seviyor olmama rağmen tahammül edemiyorum ben de bu adama. bir şarkısını bile bitiremedim sonuna kadar.

Kulaklığın takılmamasına değil de bence cool görünümlü bitakım heriflerin İsmail Yk falan gibi saçma şarkılar dinliyor olmasına gülüyolar.

videoda gülmeyi etkileyen birkaç şey var. birincisi dinlenen şarkı, ikincisi de sesin dışarı çıkıp bunun farkına varmıyor oluşu, üçüncüsü hal ve hareketler. mizah anlayışı herkese göre değişir. ben öyle katıla katıla gülmezdim ama sonuç olarak gülüncüme gidecek bir durum.

Buff +1 valla öyle kafeye gelip müzik dinleyip kitap okuyorum modundaki adam böyle şarkılar dinlese ben de gülerim o an

yabancı bir youtuber yapıyordu bunu. kütüphanede barbie girl, call me maybe falan dinliyordu. birebir aynısını kopyalamış eleman.

Evet, komik. Dusununce birinin ayagi takilip dusmesi de komik olmamasi gerekiyor ama gorunce komik geliyor.
Bu olay da gayet komik videodaki.

gülmek güzel bir şey, olay da gayet de komik :)

Yarılarak güldüm aşırı komik. Gerçekte de olsa önce yarılır sonra adama haber verirdim

Ahahah İsmail YK kısmında ben de güldüm valla, ciddi ciddi kitap okurken ismail yk 90-60-90 dinleyen bir adam.

Küf önleyici boyalar var, ama hiç denemedim ne kadar efektif oluyorlar bilmiyorum.

boyamak yerine köpük kaplamalar var onlarla kaplayabilirsin

Eğer hala küflenmeye devam ediyorsa az da olsa kaçırma devam ediyor diye şüphelenebiliriz.

İyice kazıyın o bölgeyi spatula ile, sonra da sürekli gözlemleyin. Nemlenme var mı? Küflü görünümlü bölgede büyüme var mı?

Fotoğraftan anladığım hala bir su sızması mevcut.

Önce çamaşır suyuyla silin güzelce. Camsil kutusuyla çamaşır suyu sıkıp silin. Hatta sildikten sonra tekrar sıkın kalsın bir iki gün. Sonrasında küf için boya ya da köpüklü kaplama. Köpüklü kaplama daha iyi diyorlar. Boyaciya ya da esnafa sorarsınız f/p olaylarını

Ama bakterilerin ölmesi için çamaşır suyu şart

Napoliten gibi küçük parçalı çikolataları emerek yerim.
Çok seyrek yediğim bir çikolata türüdür kahve yanına vs.
Onun dışında ısırarak.

ben şekeri bıraktım, bayağı da oldu da ankete katılamıyorum. ha niye yazdın diyorsan hocam sebebi şu:

çikolatanın kalitesini belirten şeylerden birisi daha eline aldığında vücut ısısı nedeniyle erimeye başlamasıdır. yani ağza attığında çok hızlı erimesi gerek. eriyince de daha lezetli olduğu sonucuna varırız buradan.

lakin, bir şeyleri yeme-içme adabı usulleri çoğunlukla saçma geliyor bana. nasıl zevk alıyorsa öyle yapmalı insan.

Bir parça ısırır dilim ve damağım arasında eritirim. Ama maximus gibi içi dolu çikolataları ısırarak yiyorum.

ağzıma atıp eriterek.

Emerek. Isırarak yerken aldığım haz onda birine falan düşüyor, boşuna yemiş gibi hissediyorum.

Bayram çikolatasini emerek, normal çikolatayı ısırarak. Hatta kare kare cikolatalarin karelerine de dikkat etmem direkt hart diye ısırırim. Emdikce zevk azaliyo bence

Çikolata sevmem ama bazen canım çok çektiğinde alıp hayvan gibi katır kutur yiyorum. Ağızda erit falan hiç bekleyemem öyle şeyleri.

Yalayarak yiyorum, hazzın süresini uzatiyorum.

30 yaşındayım, hayatımda 1 belki 2 defa emerek yemişimdir çikolatayı. Aslında hiç hatırlamıyorum ama kesin olmuştur diye o hata payını verdim. çiğneyerek yerim ben. kaşıkla falan krem çikolata yemeyi de sevmem mesela.

cignenen cikolata bosa yenmis gibi oluyor +1

cigneyip yutmasi 5 saniye bosuna seker kalori. dille damak arasinda tutarsan o hazzi 30 saniye - 1 dakikaya uzatmak mumkun.

içecek olarak kefir?

Bi ara a101 e tuzlu kavrulmuş fındık geliyordu. Harika bir şey.

Badem salatalık, tuzla ye. En süperi.

cacık?

Ya aslinda karbonhidrat almanin bi esprisi yok ama su probiyotik yogurtlarin yesillikli ve kirmizi biberli kitirlarla satilanlarini gordum. Tatları da iyiydi.

Thelma

movies that has library scene diye aratinca listeler cikiyor bolca

www.imdb.com

the breakfast club

harry potter

Hayalet Avcıları!

jeux d'enfance

Nymphomaniac

Liberal Arts (kitapçı da olabilir)

dr strange

se7en'daki kütüphane sahnesi geldi aklıma.

the day after tomorrow

(bkz: meet joe black)

yatak sorusunu cevaplayayım:

2 ay kadar önce istikbal sleepwell energy aldım.
hatta ölçüsü de 160x200.
1300 liraydı.
bir tarafı orta, bir tarafı sert.
ben hafif sertimsi yatak sevdiğim için aşırı memnunum.

yatağı aldıktan sonraki günün sabahında aradılar getirelim diye.
ben daha geç bir tarihte istedim, hiçbir sorun çıkmadan o günün sabahında arayıp getirdiler.
sonrasında da arayıp memnun kalıp kalmadığımı sordular.
müşteri memnuniyeti açısından da bir sorun yaşamadım yani.
tavsiye ederim.

yataşla ilgili "yatak" konusunda bir şey diyemiyorum.
ben yatak başı ve bazayı yataş'tan aldım, teslimat için en geç 30 gün dediler.
hakikaten 31. gün geldi ucu ucuna.
ama stres yaşadım gelir mi gelmez mi diye.
o yüzden yataş için bir şey diyemiyorum.

edit:
bence bir de yatsan'a bakın.
benim ilk tercihim yatsan olacaktı, ama yakınlarda doğru düzgün showroom bulamadım ve zamanım kısıtlıydı.
o fiyat aralığında yatsan'da rahat bir şey bulursanız bence yatsan almak daha mantıklı olur kalite açısından.

Perde için Ulus Çıkrıkçılar Yokuşu'na mutlaka uğrayın.

geçen sene ankarada mahalle arasından yatak aldım ölçüler de 160*200 cm idi. 600 TL ödedik ve accaip rahat. şöyle diyim, gün içinde sırtım ağrısa da ertesi gün sabah kalkınca birşeyim kalmıyor. marka aklımda değil üzgünüm, eğer dilerseniz akşam eve geçince bakar yazarım.

perde konusunda ise, eğer kendi eviniz değil ise çok saçma paralar bunlar. biz carrefour'dan aldık ve çok memnunuz, perde başı 35 TL gibi bir para verdik. ölçüler de 1.5*2 m gibi bişeydi.

yatak Yataş athletic. o kadar memnunuz ki, yazlığa bile aynısından aldık.

perde konusu biraz karışık, verdiğiniz para arttıkça perde kalitesi artmıyor. dolayısıyla ne kadar ucuz bir yerden alırsanız, o kadar iyi. halk pazarı, sosyete pazarı tipli yerlere bakın. tezgahlar falan biraz biçimsiz, ama sonuçta aldığınız perde aynı. Batıkent uzak kalmıyorsa, biz oradaki ucuzluk pazarından almıştık.

perde konusunda kornişe geçecek şekilde alırsanız kolay oluyor.
plastik montaj aparatı oluyor, çıt diye geçiyor kornişe. perdeciye söylerseniz verir.

İstikbal de yataklara bakmadık, Bir oraya uğrayım
Zaten yeterince eksiye girdiğimden fiyatlar değişik gelmeye başladı.
Perde olayında nişanlım beğeniyor, Az kullanığımız odalarda stor alacağız uygun olsun diye , salon ve yatak odasında iyi olsun istiyor.

Diğer 8 tane stor internet ten alsam 1000 yerine 300-400e alırım gibi. Peki bunların takılması rahat olur mu ben yapabilir miyim? Ölçüden yana sıkıntı olmaz

@ Babilbalığı : Batıkentte ev , 3-4 arası fiyat verenlerde batıkent meydan perdeciler.
Batıkent ucuzluk pazarı dediğiniz cuma cumartesi gimsa orada açılan yer galiba . Oraya bir gidelim.

Yaklaşık 2 senedir Halsa yatak kullanıyoruz, yattığım en rahat yatak, zaten biz de bayağı araştırarak almıştık. (Fiyatları değişiyordu modeline göre, bizim aldığımız 2000 TL)
Ankara'da da mağazası varmış, bence bir gidip deneyin:
halsayatak.com

Biz perdeleri de ikeadan almıştık, bayağı uyguna geldi. Bir sıkıntı yok şimdiye kadar. Zaten perdeye vereceğiniz parayı kısıp kaliteli yatak almak daha önemli.

@blatta hiberna : Yatsanda 4-5 yatak için fiyat aldık .3binin altına yatak yoktu :) uzaklaştık

@bnmzz: evet aynen o. fiyat yarı yarıyadan fazla fark ediyordu.

ben salonuma koctas'tan aldim zebra perdeyi. kornise kendim taktim. kolay oldu. bim gibi yerlerde bile oluyor zebra. 60tl mi neydi. gayet de saglam.

yatakta kisisel zevkler on planda. ayni yatakta biri rahat eder, digerini uyku tutmaz. ama yatagi kaliteli duzgun yerden almak lazim. o teller falan 1 sene sonra saginiza solunuza batmasin. yatas-idas-istikbal makul fiyatli ve kaliteli.

Birini seçeyim diye çok baktım ama yok, ikisi de berbat.

Ben de hiç mi hiç beğenmedim. Altınlı yaldızlı kısmı geçip Yargıcı ya da Gön'e bakabilirsin cüzdan için, çok güzel modeller oluyor. Bi de bütün anneler Gön'ü sever.

İkisinden birinin siyah ya da taba olanı daha iyi olur bence.

yorumları okuyunca açmaya korktum ama normal anne cüzdanı çıktı. bence ilki.

Bahsettiğin iki diziyi de izlemedim, yakın olur mu o yüzden bilmiyorum ama Aşk-ı Memnu olabilir. İnternette İngilizce alt yazılı hali de var bildiğim kadarıyla.

Arkadaşın nereli, avrupa kökenli coğrafyalar (ab, abd, avusralya, kanada) ise bu tarz saçma diziler ilgilerini çekmeyebilir; avrupa (balkan hariç) kökenli ise daha çok masum, fi gibi son dönem belirli bir kalitesi olan diziler ilgilerini çekebilir.

@gezegen olan pluton

Polonyalı. Enteresan bir şekilde Fazilet'i seviyor. Polonya'da Türk dizileri inanılmaz derecede izleniyor. Dizinin içinde anlaşılabilir konuşmalar ve biraz da konusu normal olsun yeter aslında.

3

4

4

5

2

1

- adı ne?
+ fobi
- aa, niye fobi?
+ Hayır öyle değil. Phoebe diye yazılıyor.
- hmm güzelmiş

Fiiibi okunuyor yalnız o :/

Olsun. Benim gibi yarım ingilizce bilenler fobi der ona.

6 - phobia.

3.

4

4

2

Bafi the pandikslayer

Edito: buffy iyi de bafi okuyunca kötü

1 ve 5 HAYIR.

3 > 2 = 4

@bass solo

Ha ha, aynen ben de ona takılıyorum. Anlatamazsın da böyle böyle vampir avlayan bir gacı vardı diye insanlara.

4

5

Bonbon

5 adı 4 soyadı olsun bence. Bihter Bonbon, mahallenizin şuh bakışlı kediciği.

sassy

bu kelime resmen kediyi anlatıyormuş..

tureng.com

Bihter diyorum ben de.

5 olmadı 3

aytek güzel olmaz mı ya?

4

Her güne bir masal olabilir mi?

@buff

Çok teşekkür ederim sanırım o evet. Bulamasam kafayı yiyecektim yaa gerçekten çok teşekkür ederim:)
www.google.com

Rica ederim

Benim dediğim kitap şu bu arada www.dr.com.tr

sarı. net.

Beyaz çünkü sarı içimi karartıyor

Sariciyim ben de. Beyaz yoruyor. Ama bunu ne icin kullanacaginiz onemli. Mesela is yerinde hareketli aletler varsa testere vs florasan cok tehlikeli. Calismiyormus gibi goruntu veriyor falan.