kızlardaki yedek yapmadan sevgiliden ayrılmama özelliği gibi. şuan tayyibin yedeğini göremiyorlar. boşlukta kalmakatan iyidir.

1) ikna olmak işlerine gelmiyor
2) kendilerini kandırıyorlar
3) bence sınırı yok. çünkü bu kişiler insan olarak görmüyor ki adamı, kutsallaştırmışlar.

ancak yeni biri gelir, der ki ben size sahip olduğunuz ayrıcalıklardan çok daha fazlasını sunabilirim, sizleri satın alabilirim - o zaman belki ikna olurlar.

Çoğu kişi inanacak bir yalan arar durumda. Çevremde çok sevdiğim insanlardan hala Tayyip'e bağlı olanlar var. Ne tek kuruş haram yemiş, ne yolsuzluğa bulaşmış namusuyla yaşayan ama adamı hala ehven-i şer görenler mevcut. Ben de kızıyorum ama bazı fikirler değişmiyor, anlatamıyorsun. Genel olarak AKP'den bağımsız olarak takım tutar gibi siyasi görüş belirleyen insanlarla dolu bir ülkedeyiz maalesef. Sanırım ancak Erdoğan çıkıp "ben çaldım" derse ikna olacaklar.

michaelsikkofield.blogspot.com.tr

güzel açıklamış bence.

Çevrem AKP ağırlıklı olduğu için ne hissettiklerini daha rahat anlıyorum. Aşağıda düşüncelerini toparladım sizin için.

-Tayyip Tr'yi güçlendirdi ve güçlendirmeye devam ediyor
-Tr'yi zayıflatmak isteyenler Tayyip'in önünü kesmeye çalışıyor
-Tayyip giderse ülke biter
-Yapılan sabotajlar milli iradeyi zedeler
-Halkın getirdiğini halk götürür
-Tayyip'in başı secdeye değiyor, başörtüsünü ve imam hatipleri özgürleştirdi
-Barzanı'yle görüşmeler yapıldı, doğalgaz anlaşması yapılacak
-Kürtlere hiç tanınmamış özgürlükler tanındı
-CHP anamızın başını açar, kürtleri öldürür
-Çaldıysa benim paramı çaldı


Evvelden örselenmiş bir topluluğa 11 yıl içerisinde verilmiş bu kadar özgürlük bir kaç milyar doların çalınmasını görünmez hale getirebiliyor. Hatta daha da ileri gidip Tayyip'in diktasını kabul etmeye dünden razılar.

muhalefetin büyük kısmının, belki de tamamının kaçırdığı çok şy var (bunları örgütlü-partili olanlar için söylüyorum, ya da akp gitsin de nolursa olsun diye düşünenler falan); öncelikle bağlılık ve sevgi, insana inanmak gibi şeyleri anlamak istemiyolar, ya da işlerine gelmiyo.

mesela şu makarna-kömür muhabbeti var, ondan sonracıma laikçi diye isimlendirilen türk tipi protestan olanların dönüp kendilerine bir gıdım bakmadan yıllardır aynı tavrı sürdürüşü var. kullanılan dil (yobaz, dinci, gerici, allahçı) insanlar bunları duyduklarında zaten güvenmemeye programlanmışlar artık (akp seçmeni ve de alternatifsizlikten akpye oy verenler için diyorum, oy kullanmayanları da işin içine katabilirsin pekala)

bu ülkede kendini şu an muhalif ve muhalif-aydın olarak tarif eden kişiler, halen şapka devrimi denilen "şey"le resmi ideolojinin anlattıklarının dışına çıkmaya dahi yeltenmeyip hesaplaşamadıysa, zaten olabilecek en iyi şey "halka rağmen halk için" falandır herhalde, tabi onu da "iyi" olarak isimlendirmeyi vicdan kabul ediyosa. örn. üzerinden devam, şapka devrimi devrim değil zulüm ve adına medeniyet denen kapitalizmin en önemli aracı ve silahı "modernizm"in "türk tipi protestanlık" gölgesinde ve "dinciler yobazlar gericiler ortaçağ karanlığı" lagalugasıyla bu topraklara yerleştirilmesinin ayaklarından biriydi.
o yasaklanan sarıklar sade vatandaş için sadece "kefen"di, çok basit "kefen". ama inancı hiçe sayan türk tipi protestan kafa, onu kendi yarattığı "gericiler dinciler şunlar bunlar" düşman ve öcülerinin simgesi haline getirdi. ama yine sade vatandaşın bundan haberi bile yoktu muhtemelen. kefen dediğim "hiç ölmeyecekmiş gibi bu dünya için, bugün ölcekmiş gibi ahiret için çalışın" hadis-i şerifine ithafen, insanlar kendilerine bunu hatırlatmak için takardı yani, o devletin kendine yarattığı yapay düşmanların simgesi haline getirilen sarık sadece bundan ibaretti yani.

türkiyede kemalizmle barışık ya da barışık değilse bile "gerici dinci bunlar yobazlar makarnacılar" zihniyetinde onunla ortaklaşanlar bunu ya bilmez, ya da ideolojilerini şart koştuğu düşünüş ve hayata bakışa aykırı olduğu için duymalarına rağmen, bizzat görseler dahi akıllarında bir şüphe kalır. (istisnaları hiçe sayarak bir kaide oluşturduğum için özür dilerim, ama "çoğunlukla" böyle; o istisnalar da terkediyor o düşünüşü partiyi örgütü ideolociyi zaten)

aynı birinci sorundaki gibi:
"1.Ama nasıl oluyor da duymalarına rağmen ikna olmuyor insanlar? "

insanların kıyafetlerine dek karışarak başladı bu, yeni bişy değil yani. sorularının cevabı için t.c. tarihini sosyolojik olarak enine boyuna incelemek gerek aslında.

tayyip erdoğan bu tip şeylerin üzerine giderek insanlara güven verdi, makarna kömür bıdı bıdısı çoğu insan için eski soğuk devlet aklına göre oldukça sıcak bir tavırdı vb. bir şekilde inanılmaz güvenmeleri sağlandı işte insanların ve de sonuç bu. ya da ölümü (dayatmacı, insanların sarığına dek karışan akıl) görüp sıtmaya (akp) razı edildi insanlar falan filan.

ikna falan da olmayacaklar. sarık meselesine ya da şuna:
eksisozluk.com
bir kemalisti ikna edebilir misin? ya da dersim katliamına? istiklal mahkemelerinde önce asılıp sonra yargılananların olduğuna? edemezsin, gözüyle görse de hiçbi kemalist bunlara inanmaz. bu da öyle, aynı şey.

çünkü insanlara bir şekilde "güven" vermişler, hani şu materyalist ve modernist ideolojilerde olmayan ve asla olamayacak olan hiçe saydıkları "maneviyat", (korku, rant kaygısı ya da başka şeyler de olabilir arada ama sonuçta vermişler) bir şeyler vaad etmişler ve bunları onların hayatlarını anlayarak yapmışlar. yapamadıkları ya da "yapıyormuş gibi" yaptıklarını da (örn. israile rest çekmek, 28 şubatçıları yargılamak, suriyede gerçekten insani kaygılar güderek sry muhalefetini desteklemek) medya aracıılığıyla öyleymiş gibi göstermiş yani pekiştirmişler.

teşekkürler cevaplar için..
soru cevaba dönüştürmek de istemiyorum pek aslında ama;

@japon kattrilyon "nakit" (yeni parayla) nedir biliyor muyuz peki? küçük bir ülke kurulur ya :( ne önünü kesmesi
@dafaiss çok güzel açıklamalar yapmışsın, biliyorum şapka devrimini sembolik olarak örnek verdin, genele bakmak lazım diyorsun ama; batılılaşma olayı II.Mahmut, tanzimat vs derken cumhuriyetten falan çok önce başlamadı mı ya..hep aynı doneyle vurmayalım (senin yorumun için demiyorum, şimdi şapka devrimi he valla öyle ne biçim de baskı yapılmış diye okuyacaklar için söylüyorum) .

(Neyse, bu muhabbet başka bir konuya dönebilir; istersen buradan cevaplamayabilirsin yani)
o da tam olarak aynı şeyi yapmıyor mu peki? üstelik çok daha iyi empati yapabilecekken? Yani nebilim mecliste bile etek boylarına karışılması, sunucuların dekoltesine bir bakanın (bu kadar önemli bir mevkide bir adamın) yorum yapması, adile naşit'in peştamelinin (tosun paşa hamam sahnesi) sansürlenmesi, gençlik kamplarında kızların erkeklerin ayrılması, kızlı erkekli(?) evlerin hedef gösterilmesi vs.. o da tam aynı şeyi yapmıyor mu? yani aslında elinde güç varken toplumu birbirine ılımlılaştırabilecekken (höd höd kemalistler artık dinci diye yaftalamayın milleti/ muhafazakar kesim siz de fişfiklemeyin ortalığı, kadınlara ve herkese saygılı/sabırlı olun) neden daha da kutuplaşttırıyor?

@jimjim

2.sorunun tek cevabı Tayyip'in damarlarında dolaşan kin ve nefret duygusu.

evet haklısın, daha 19.yy başları tanzimat falan o zamanlara dek gidiyo, yeni bişy değil yani. her misal de isteyen tarafından istediği yere çekilebilir pekala, ve evet o da aynısını yapıyo, sebebini net bilemiyom, öfke patlaması, bastırılmışlığın dışavurumu, (bkz: iktidar zehirlenmesi)... tamamına mal edemeyiz ama bu küçümseyici ve aşağılayıcı, hiçe sayan tavır ki muhalefetin tamamına mal etmiyorum ancak azımsanamayacak denli kişi de bu tavrı takınıyor, bir nefret de oluşturdu illa ki karşısında bu kadar yıl boyunca, ve bu nefret de birilerince kullanıldı, öcüler oluşturuldu. birileri aforoz edildi vb. (bkz: lider kültü/@dafaiss), (bkz: vatan haini/@dafaiss) ve bir çeşit "din" oluştu/ruldu, ki bu akp seçmeni vb.den bağımsız, tüm örgüt parti tarikatler de az çok böyle işliyor.

yani kemalizm zıttını doğurdu oluşturduğu nefretle, işte onlar da aynısını yapıyolar şimdi, ama bu kez "halka rağmen halk için" değil, bizzat halk, ki burada halk derken çoğunluk vs. meselseine takılmadan kültür ve geleneğin toplumdaki yansıması üzerinden düşünmeni rica ediyorum.

mesela kızlı erkekli ev meselesi üzerinden gidelim, sorsan aa nolcak ne var yani diyecek olanların büyük çoğunluğu iş pratiğe, yani kendi eşi dostu evladına gelince yön değiştirir bu konuda, yani bu olay kendini marjinalize etmiş bi azınlık dışında kimsenin hoşgöreceği bişy değil esasında.

ama pratiği kontrol etme şansı olmadığı ve sonuçta lafta kaldığı için akpye de mhalefet ayağına normalde olacağın onlarca katı insan "hoşgörüyomuş gibi" konuşuyo. halbuki kültürel ve geleneksel altyapı tam tersini söylüyo, çünkü bu coğrafyadaki hiçbi topluluk ya da halk yüzyıl belki binyıllardır böyle bişyi hoş görmedi, ama saldırmadı ve karışmadı da elbette bu şekilde.

bu altyapının üzerine birikmiş öfkeyi ekleyince "saldırganlık" ve "yaşam tarzına müdahale" geliyo ardından, ki her konuda yapılagelen de bu. kültür ve gelenek altyapısının üzeerine bastırılmış öfkeyi eklemek.

İman etmek

Facebook'ta bir arkadaşım "gözümün gördüğüne değil, gönlümün gördüğüne inanırım" yazmıştı bu kaset olaylarından sonra. Ben sanıyorum ki tayyip çıkıp açıklama yapsa her şey doğrudur dese bazıları çıkıp cemaat zorla söylettirdi diye savunurlar.

Turkiyedeki programlama kitaplari cok dandik. İnternetten calisin daha iyi.

2 ile 3 arasında çok fark var ama 3 ve sonrasında ek yenilikler var genellikle. 4.5 al amışken, 4.5 ile gelen yenilikleri de öğrenmiş olursun.

evet bu arada, türkçe kitap alacaksan alma :) pluralsight'ta ücretsiz asp.net mvc video'ları var, onları izleyebilirsin.

İngilizce kitap bakıyorum. Türkçe bir kaynaktan bir şey öğrenmeye kalkışmamak lazım, çoğunlukla zaten bildiğiniz basit şeyleri ilkokul öğrencisine anlatır dille anlatıyorlar:(

gönderdiğin linkteki fotoğrafın altında gayet açıklamış zaten adamlar?

uykusuz olduğum içün burada bugün 'atayizmin temsilcisi' rolünü üstlenemeyeceğim, kusura bakmayasınız.

abi richard dawkins var, charles darwin var. senin dediğin gibi biri yok.

adam bunu bir gerçek olarak kabul ediyorsa sonuçlarına da katlanıyordur bir şekilde. 5.000 metre yüksekten uçan uçaktan düşen birisinin ölmesi kesindir. Sen şimdi ne kadar ağlasan sızlasan da düşen ölür, bu gerçeği değiştiremezsin. Ancak kabullenebilirsin. sanırım böyle bir durumdur.

Örnek saçma olabilir, zira atayiz değilim elhamdülillah. Atayiz arkadaşlar daha iyi açıklayabilirler durumu. Öte yandan şu da var ki, bu sorunun cevabı da çok somut değil. Her bir ateist bireyin kendince bir cevabı olabilir.

sen bir yakının ölürse sonra göreceksin diye mi üzülmüyorsun.. üzülmeyeceksin?

ne yapalım be kardsm allah da bizi böyle sınıyor.

insanlar kolay olduğu için dine inanma ihtiyacı hissediyor zaten. Ahirete sadece sevdiklerimizle hep beraber olmak için değil, bu dünyanın adaletsiz düzeni yüzünden de inanma ihtiyacı duyuluyor. Kendisi asgari ücretle sürünürken kim Cem Uzan gibi adamların bu dünyada yaptıklarının yanına kalacak olmasından rahatsız olmaz. Adaleti sağlayan bir tanrı olmalı, bu kadar haksızlıkla yaşanmaz.

Tebrikler dinin sosyolojik olarak nasıl ortaya çıktığını buldunuz.

duyuruyu acanin bir troll oldugunu bildigimden ona cevap verme amacli yazmiyorum.
bir ateist icin olumu kabullenmek cok daha zor. tutunacak bir seyiniz yok. intihar etmek isten bile degil. ama yasadigimiz yalnizca bir hayatimiz var ve onu en iyi sekilde kullanmaliyiz diye dusunuyorsun.

ananı babanı göremeyecen ama huriler var.
Edit: yok lan ben karıştırmışım biraz.

Ananı, babanı, bacını görecen diye bir şey mi var?(hakikaten biri beni aydınlatsın) Erkeklere huriler var, kadınlara da bir şey yok zaten.

sanki senin inancına bakıyor amk.

olm, varsa da %99 ihtimalle yanlış dini seçtiğin için göremeyeceksin zaten.

Hep bir ad hominem, hep bir logical fallacy, hep bir straw man, hep bir Argumentum verbosium?

Soru ortada, su an en sevdigin insanlara oldukten sonra kavusamayacaksiniz bunun bilincindesiniz, onlarin yoklugunu nasil sindirebiliyorsunuz allahsizlar, tanritanimazlar? Biz elhamdulillah muslumanlar anamiza - babami sevmiyorum onu gec - bacimiza kardesimize kavusacagimizi biliyoruz, cunku kuranda oteki hayat var diyor.


Ay yordunuz beni yeminlen, hayir zaten su soruyu bile anlayamayan insan , allahin varligini hic anlayamaz. Siz ateyiz olmayacaksiniz da ben mi olucam ? - tovbe tovbe.

bu da geçer be gülüm! dawkins alışık kaybetmeye. dna da onu erkenden bıraktı gitti. biz de alışırız.

inananlar kavuşacakları için üzülmüyorsa cenaze namazlarında ağlamaktan göz pınarları kuruyanlar hep ateyiz mi?

açıklayacak bir şey yok. bir daha göremeyeceği için ağlıyor. bir daha göreceğini düşünenler niye ağlıyor peki sen de onu açıkla o zaman?

adam kendi kendini göt etmiş. cenazelerde ağlayanlar hep atayiz yani harbiden o zaman.

@baldur, yahu nasil bir soru bu? Orantisiz zeka ornegi galiba. Yahu, oteki dunyada anama bacima gacima - babami sevmiyorum - kavusamayacagimi bilsem, onlar oldugunde, ben de aklimi kaybederim. Ama elhamdulillah musluman oldugumdan, sadece kisa bir sureligine onlardan ayrildigim icin agliyorum. Ne yani, hic mi aglamam gerekiyor?

Yemin ederim kimileriniz gezizekali!

moruk hiç göremeyeceğin biri için mi ağlamak daha mantıklı, yoksa göreceğinden emin olduğun biri için mi?

E seninki de poisoning the well yani. Şeye benziyor, düşse öleceğini bildiğin halde niye uçağa biniyorsun. Kardeş, ateist realist yaklaşıyor olaya. Ölünce yok oluyor napayım diyor yani. Gerçek bu kendini kandırmaya gerek yok diyor. Din daha çok canın acıyınca buna katlanamayıp uyuşturucu almaya benziyor senin anlatımınla.

çoğu refurb ürün yenisinden farksızdır. adamlar telefonu değiştirmiş daha ne istiyorsunuz.

refurbished ürünler tomofili hasan'ın da dediği gibi sıfırdan çok farklı olmuyormuş o yüzden anlamam zor. sadece merak ediyorum yani. Benim oraya verdiğim telefonu da onarıp falan başkasına mı verecekler yani o zaman? daha telefon elime ulaşmadı gerçi. evet yenisi ile değiştirmeleri güzel tabii ki de yine de gerçekten yenisi ile mi değiştiriyorlar yoksa onarılmış telefon mu veriyorlar sorusu aklıma takıldı.

abi onarilma olmuyor diye biliyorum ben refurbishedlarda.

mesela anakarti yandi makinenin, onu degistirip satiyorlar, onarip degil.

veya kasada ezilmeler oldu, onu degistirip satiyorlar.

aslinda bakinca sifirdan pek de farki yok, yeni telefon iyidir :)


refurbishedlarda bazen sorun iyi bir sekilde halledilmemis olabiliyor, sans isi. basiniza boyle bir sey gelirse tekrar yollamaniz gerekiyor telefonu.

Ekranda görülen reklamlar Google Adsense gibi bir hesaptan geliyor. Bu hesabın özelliği ilgili sitenin/uygulamanın ilgili bölümündeki reklamının görüntülenme, tıklanma gibi verilerini derleyerek bir kazanç belirliyor. ne kadar çok görüntülenme o kadar çok kazanç.

direkt reklam banner'ı ile koyarak başlıyor. zira belirli indirme sayısına ulaştıktan sonra reklam koyarsa tekrar atması gerekiyor app store'a ya da play store'a vs. benim bildiğim direkt reklamlı koyuyor. zaten dikkat edersen ufak tefek çoğu ücretsiz uygulamada reklam banner'ları vardır.
Reklamların da atıyorum 1000 görüntüleme başına verdiği belirli bir miktar para var, tıklama başına verdiği belirli bir miktar para var. indirme sayısı da yüz milyon'u falan bulduğu için flappy bird'ün. günlük kazancının ortalama 50.000 dolar olduğunu düşünüyorlar.

İkisi de mümkün. Google playstore'da hali hazırda bulunan bir uygulamayı güncellemek en fazla 1-2 saat sürüyor çünkü, tekrar yüklemek gerekmesi gibi bir durum yok. Ama kullanıcıların reklamı görmek için yeni versiyonu indirmiş olması gerekiyor bu durumda, onun yerine reklamı önceden uygulamaya gömmek daha pratik olabilir.

bildiğin koyun kokusu o. her bayramda içerenköy carrefour'un orada kurbanlık satılıyor. satılan yer de kozyatağı metro inişine baya yakın. oradan rüzgarla içeri taşınıyor, tüm yıl rüzgar kanalından dolayı o hava öyle kalıyor orada.

rutubet.

en başlarda daha fazlaydı o koku. bence bu metro yapılana kadar vagonlar nerede duruyorduysa orası bir acayip kokuyordu. şimdilerde bi nebze de olsa azaldı koku ama hala geçmedi.

geceleri keçi ticareti yapanlara kiralanıyor sanırım.

geçmek bilmeyen bir rutubet kokusu. marmaray mı su alıyor bu metro mu anlamış değilim.

deneme sürüşlerinde koyun kullanıldığına dair rivayet vardı. ondan da olabilir.

ilk açıldığına göre daha iyi şimdi.ama çok ağır bir koku.

metro aş'de çalışan biriden gelen bilgi, yayalım:

koltuklarda ve yerdeki döşemede gerçek deri kullanılıyor. bu yüzden her yeni metroda o koku olurmuş ve zamanla geçermiş.

sadece deliğin abes kaçacağını düşünmüyorum.

o delik kimseyi ilgilendirmez de kulak ilk delindiğinde küpenin bir hafta kadar çıkarılmaması gerekiyor. onu ne yapmayı düşünüyorsun?

Kanama vs olmaz. cerrahi islem yapmıyorlar sonuçta, ufak biir delik. Delindikten yarim saat sonra azicik sizlamaya basliyor, o da 1 2 saate geçiyor. Asi gibi düşünün.

Sadece deliğin is yerinde sorun çıkaracağını sanmam, mesai saatleri dışında kimse size karisamaz sonuçta.

arkadaş ne kurumsal şirketlermiş yahu. nasyonal sosyalist partinin gençlik kollarına mı giriyorsunuz yanlışlıkla şirket diye? nerede kurumsallaşıyor bunlar?

onun haricinde, acımaz. hissetmezsin bile.

yalnız şöyle bir durum var kimse bahsetmemiş o deliğin iltihap kapmaması ve kapanmaması için en iyisi iki hafta küpenizi hiç çıkarmamanız lazım iş yerinde bu sorun olabilir belki. yani işe küpeyle gidemeyecekseniz, her gün işe giderken çıkaracaksanız işkence olur size.

o delik küçücük zaten, görünmez bile.

ama bi süre takılı kalması lazım ilk küpenin ve sürekli tak-çıkar yapınca yara iyileşmiyor. ben deldirdiğimde lisedeydim, okul çıkışı takıp diğer sabah okula girince çıkarıyordum ama bir süre sonra bıkıyor insan.


lanet olsun 2014'ün dünyasında hâla çalışanlara kılık-kıyafet özgürlüğü vermeyenlere.

Küpeyi deldirmeye karar verirsen çıkaramadığın süre boyunca yara bandı-bandajla gizle küpeni bence

Sorun olcaksa yani

yani şimdi şu var; küpenin çıkmaması olayı sıkıntılı evet. geçici olarak mini bi küpeyi yara bandı ile kapatabilirim belki de o da daha çok dikkat çeker. ya aslında küpe takan bi çalışan gördüm ama departman bazında pek de sağlam düşünen kafalar yok.

hepsi evli barklı düzenini kurmuş insanlar. dolayısıyla böyle bi şey yapınca marjinalmiş gibi geliyor insanlara.

onu geç sakalım gür olmamasına rağmen müdürüm hiçbir şey dememesine rağmen departmanda çalışan daha eskiler 'ooo hacı mı oldun' 'ooo sakal da bırakmışsın' diye ulu orta laf çaktıkları için her gün traş oluyorum artık :/

yara bandı kamuflesinden başka çarem yok sanırım :/ hayır şişman biri olsam akapunktur der geçerim de zayıf da biriyim. :/

thy'de calisip kulagi delik olan biriyim. bisey olmuyor.

İki kulağını da deldir. Saniyelik iğne batması gibi, ölmezsin, dayanılır bir his gayet.

Hiçbir şey olmaz, kurumsallar da küpe takar.

Sen takmazsan ben takmazsam yıl 2014 hala küpe sorunu yaşarız değil mi.....

Bizim şirketin kurumsallığını tragus piercing ile test ettim %100 çalışıyor.. Bir şey olmaz:)

Kurumsallık dert değil, müşteriye çıkıyorsanız laf edebilirler ama. Ayrıca kamufle falan etmeyin, çok daha beter durur. İnsanlar bir şey söylüyor diye kendinizi şekillendirirseniz 1-2 yıla bambaşka ve mutsuz bir insan olursunuz.
Ayrıca artık küpe deliği hiç marjinal bir şey değil, marjinalleştirilirseniz gidin IT departmanıyla takılın :)

akupuntur sadece şişmanlara değil ki sigarayı bırakmaya çalışıyorum ya da migrenim için diyebilirsin belki :/

kurumsal firmada olumsuz değil olumlu karşılanır.

valla bizim şirketimiz son derece kurumsal ve sıkıcı diye tabir edilen bir sektör (sigorta) olmasına rağmen küpe deliğine laf edilmediği gibi küpeye de çok ses etmiyorlar. eskiden top sakal keçi sakal serbestken şimdi arada 3-5 tane kirli sakal birakan bile goruyorum. ik ve yöneticilerin inisiyatifi biraz. küpe takınca sanki verim düşüyor. ya da sokakta gördüğün adamı toplantı masasında görünce işler mi aksıyor.
özgürlüğünüzü alın :)

küçük aile firması tarzı firmalar daha çok takar böyle şeyleri. kurumsal firmalar böyle şeylere takmaz pek. çalıştığın yerde kimse yok mu küpe takan?

tablette yazı yazmak işkence.

ben laptop diyorum.

vınn sorun olur mudan kastını anlayamadım.
tabletlerde 3g yok demek, internete sadece wireless ile bağlanabilirsin demek. 3g'li olan tabletlere sim kart takıp internete bağlanabilirsin.
3g olmayan tabletlere bildiğim kadarı ile vınn bağlayamıyorsun bu arada bildiğim kadarı ile.
onun dışında bilgisayarda bunları yapıyorsan vınn işini görür, zaten bilgisayarın varmış. gerek olduğu durumlarda bilgisayarı da kullanırsın. bir de dropbox vs kurup ortak dosyaları oraya attın mı senden iyisi yok.

Klavyeli olanlari var yazmak icap edince öyle birşey kullansam ??

bence laptopunuz iyi kötü var, tablet alın. bu işler için yeterli olur.

vınn'ın içindeki sim kartı takacaksınız oh mis.

bence ipad. ama klavyeli modeller de olabilir. (ipad için de klavyeli kılıflar var)

www.teknosa.com

Hem laptop hem tablet olan yeni nesil pclere bakın bence .. İşinizi çok rahat görecektir

Vinn hani usb ye takılıyor ya, tabletlerin usb girişi yok mu, gerçi sim kart takılcak denmiş,vinn modeme gerek yok o zaman? ? Bi de tabletin özelliğinde kesinlikle 3g olmali mi o zaman? ?

tez yazmak için eski laptop yeterse tablet alırdım.
ama bozuksa falan laptop

3g olması lazım direkt hattı takacaksın evet modem işe yaramaz

Bozuk değil laptop sadece nette kasiyor yavaşladı ,ama word filan çok rahat kullanılıyor

fotoğraf filan yüklemiş olmalısın. yoksa yazı yazarak siksen olmaz o kadar. eğer fotoğraf benzesi birşeyler yüklediysen yeniden ölçeklendir, öyle yükle.

pdf?

bence o excel'de bi yamukluk var. zamanında çok dosyayla çalıştım. bi tanesi 5 mb'tı anlayamıyordum bi türlü. kopyaladım temiz bi dosyaya kb değerine kadar düştü.

dosyayı oluşturan arkadaş sağa ve aşağı olarak sonsuz dolgu yapmış, sonra bir de onları gizleyince tabi...

çok zor değilse deneyin bi.

5 mb excel için büyük ama imkansız değil. Ben 15mb dosyalarla çalışıyorum. Ama 20 tane ağzına kadar dolu sekme oluyor. Seninki resimden muhtemelen.

fotoğraflar çok yüksek çözünürlüklü ise onların çözünürlüğünü düşürebilirsin.

Excel compressor.exe

ayrıca gif formatını dene resimler için .

evvel.

Sabahları

önce

uyandiktan sonra. gun icinde kirlendigimi hissedersem aksam da alirim.

Evvel

Sabah misler gibi.

hava soğuksa akşam yatmadan, değilse sabah.

uyandıktan sonra

%90 sabah. Sabah yıkanmanın verdiği dinçliği hiçbir şey vermiyor.
Ama hava çok soğuksa ya da temiz pijamalarıma, nevresimlerime saygı gösterisinde bulunmak istiyorsam akşam :)

Liseden beri kar yagsa bile her sabah. Baska turlu kendimi temiz hissetmiyorum.

hiçbir zaman

öğrencilik yılları, yurtta kalmak, öğrenci evi - sabah

çocukluk, anne evi, anne çarşafı - akşam

uyumadan once zira dus alinca daha cok uykum geliyor.

saçlarım kıvırcık ve inatçı, nasıl kuruduysa yıkayana kadar imkansız verdiğim şekli almaz.

uyanır uyanmaz bir yere çıkacaksam uyanınca alırım ki salak bir şekilde kuruma ihtimalini devre dışı bırakmak için.

hiç bir yere çıkmayacak yatağın içinde dönüp duracaksam uyumadan önce alırım, hem mayıştırır gevşetir hem de istediği salakça şekilde kuruyup kabarabilir saçlarım.

yalnız ne yazmışım. öyyh.

kışın evvel. namıssız kronik faranjit yüzünden.
yazın her ikisi de.

Evvel. Saçlarım kolay kolay kurumuyor + farenjit

gece. sabah yapamam.

uyandıktan sonra, saçım kötü oluyor yatınca. bir de güne daha temiz başlıyorum. ha yatmadan da bi suya girer çıkarım sorun yok.

genelde uyandıktan sonra. ama sabah dışarı çıkacaksam akşamdan alırım kışın. üşütmemek adına.

sabah işyerine gidiyorum. işyerindeki spor salonunda 1 saat civarı spor yaptıktan sonra duş alıyorum.

uyku tatlı olduğundan ve sabahları kalkmak zor geldiğinden yatmadan alıyorum duşumu.

ertesi gün sabahtan dışarı çıkmayacaksam yatmadan önce almayı tercih ederim. mis gibi yatar uyurum öyle temiz temiz. sabah dışarı çıkacaksam güne daha zinde başlamak, kendime gelmek, erken uyanmış olmak için sabahtan şeyaparım.

yıkanıp yattıktan sonra saçları sabah kontrol altında tutamayacağımdan kelli sabahları.

Eve gelince kafada jöle varsa alırım. Sabah kesin zaten her koşulda.

yazın sabahları, kışın akşamları. ilkbahar'da öğle arasında, sonbahar'da gece yarısı.

var ya işte.

pekçok seri katil var.. hatta hanibal de vardır.. öldürüp, parçalara ayırıp, bu parçaları yiyenler yani..

(bkz: süleyman aktaş)

bence sorun seri katil olmaması değil, yani her sene yüzlerce insan kayboluyor, çocuklar bir daha bulunamıyor vs. sorun polis kuvvetlerinin cinayetler arasında bağlantı kurmakta ya da maktullerin cesetlerini bulmaktaki başarısızlığı. bir csi new york gibi ayrıntılı inceleme hatta çoğu zaman ölüm şüpheli de olsa otopsi yapılmıyor, aynı bölgede 3. genç kadın öldürülse bile, bir profil çıkaralım ayrıntılı olarak bağlantılarını inceleyelim denmiyor. rastgele şans eseri açıklığa kavuşuyor bazen, mesela komşuların çocuklarını kaçırıp öldürüp sobada yakan manyak komşuların dumanın kokusundan rahatsız olması sonucu bala göte yakalanmıştı.

www.milliyet.com.tr

varda onları pazarlayan yok.

bu çok üzücü bir durum keşke olsa :(

devlet tekeli var panpa özel sektör giremiyor.

olmaz olur mu. www.haberturk.com

gundem.milliyet.com.tr

bir kaç ay öncenin haberi..

edit:
cevaplarda belki aynı haberi yazan vardır, bakmadım.

ben bunu izlemiştim

özet geçersek ; kız için dalaşıyorlar ama boynuz darbeleri cidden ölümcül olabiliyormuş.

bir de yaşlı ama kavgada tecrübeli kazanınca sevinmiştim, koca kurtun ay zürafanın ölümü böyle olmamalıydı :D

belgeselin sonunda kamera arkası görüntüler var ölmemiş o zürafa kalkmış pes etmiş ve gitmiş :) sonu epik ya ayarlasan olmaz. başka kavgalar da var internette ama en iyisi bu hikaye ve bitiş olarak.

çok acıklı lan. zürafalar hiç kavga etmez, hep ağaçtan yavaş yavaş yaprak yer falan sanıyordum.

ilk defa izledim.
ilginç la çok komik bi yandan yani.

www.ebaumsworld.com

2500 tl

şehirden şehire değişir istanbul diyelim
10*30=300 yol
250 doğalgaz
150 diğer faturalar
200 mutfak masrafı
100*8 = 800 gezinmece
300 ıvır zıvır taksit

2000'e babalar gibi geçinirsiniz.

ucuza kaçarsanız 1200-1300 bandına bile inebilirsiniz.

2000 liraya evli 2 kişi babalar gibi geçinenleri kutluyorum. Bu hesaplarda nedense yok çamaşır deterjanı, yok yumuşatıcı, yok tuvalet kağıdı masrafları hiç görünmüyor. O mutfak masrafı falan hiç o kadar düşük değil, her gün makarna yemeyecekseniz tabii. Şeker veya pirinç ne kdar pahalı şeyler mesela.
Örnekler çoğaltılabilir, ben 2 kişinin basitçe, hadi basit demeyeyim düzgünce, yaşaması için minimum 3000 lira, hatta 3500 lira lazımdır diyorum. Zaten çalışıp toplamda bu kadar kazanmayan 2 kişi evlenmemeli bence istanbul şartlarında.

İzmir için bana 2-2.5 iyi bir konfor sağlar gibi geldi. İstanbulda da 3 demek çok uçmuş olmaz tabi böyle düşünürsek.

istanbul'da normal bir insanın aylık kazanması gereken ücret 10.000 TL. pizza 32 lira çünkü.

şehre göre değişir gerçekten. istanbul'dan bahsediyorsak;

eşi çalışan evli: 3.000 TL
eşi çalışmayan evli: 3.500 TL

2bin 2500 arasi iyidir bence. Annemle iki kisi istanbulda geciniyoruz.

Evliyim, kira vrmiyorum. Haftada 1 max dışarı çıkıyoruz. 2.500TL çok rahat gidiyor.

Haftada iki gün dışarı abartmadan harcama: 200
Mutfak ve temizlik masrafı: 500
Elektrik,su,internet,doğalgaz,TV,ısınma: 450
Aidat ortalama: 150
İşe git gel yol parası: 200
Kıyafet, boya, cila,incik,boncuk,kuaför,berber: 500

Sadece yukarıdaki gibi yaşarsanız 2000 lira babalar gibi hatta dedeler gibi yeter size.

Hobileriniz, tiyatro, opera, sinema ya da benzer zevkleriniz varsa, evde misafir ağırlamayı ve misafir gitmeyi seviyorsanız ayrıca aracınız varsa yukarıdaki para asla yetmez.

Ayda iki kez misafir ağırlasanız, artı 300 lira ekle
Ayda iki kere misafir giderseniz eliniz boş gitmek olmaz 100 lira ekle
Tiyatro, opera sinema için 200 lira ekle
Aracınız için benzin parası en az 150 lira ekle
Yazın bir yerlere gidip adam gibi bir tatil yapmak için para biriktirmek lazım ayda 400 lira ekle.
Hobileriniz varsa (Örneğin ben 15 yıldır plak topluyorum) ayda 300 lira ekle.


Yani iki kişi sabah işe akşam eve diyorsanız, haftada iki gün dışarı çıkarız, yazın da halamların Şile'deki evine gider bir hafta kalırız, bir güzel tatil yaparız derseniz. 2000 lira çok iyi para. Haa bu arada hasta olmamaya çalışın. Hastaneler çok para olmuş diyorlar.

Biraz daha orta seviye için: Sabah işe akşam eve, haftada 2 gün dışarı, tiyatro, sinema, opera ve ayda bir misafir ağırlama için
2500 lira yeter.


Yok ben insanca yaşarım, sosyal etkinlikler yapacağım, benim hobilerim var, köşeye de az biraz para atayım lazım olacak derseniz 3500 lira ancak yetecek size. Durum bu durum...

Asgari ücretle geçinip kira ödeyenler var ulan diyeceksiniz. Peki onlar nasıl geçiniyor diyeceksiniz şimdi. Vallahi ben de bilmiyorum onu. Onu bana değil, hükümete ve götkıllarına sormak lazım.

İstanbul'da yaşanıyorsa eğer iki kişinin toplamda 5000 lira kazanması gerek bence minimum. iki kişi sürekli birlikte takılmayacaklar, iki kişinin de özel hayatları olacak.
elektrik, su, telefon (kişisel), adsl, kira, aidat falan var. işe servisle gitmiyorsanız yol paraları var. evde yemek yapıp yemek sanıldığı gibi ucuz değil. sinemaydı, tiyatroydu, hobiydi derken para gidiyor. bir de arabanız varsa vay halinize.

O zaman şu sonuç çıktı, İzmir için 3bin lira 2 kişilik bir aileye rahat rahat yetiyor.

Eğer varolan bir database'e ekleme yaptıysan eklemez tabi eğer database'i her seferinde baştan oluşturmuyorsan. Ben genelde o özelliği kapatıyorum, yeni tablo ekliyeceğim zaman connection string'de ki database ismini değiştirip, yeni database'den eskisine yeni tabloları copy yapıyorum sql compare ile.

en olmadı tabloyu elle oluşturdur database'inde.

Direk telefon al Gm discovery

Ucuz tabletlerde oyun zor oynanabilir

öyle ucuz tabletlerde oynayacağın oyun pek zevk vermez. bir sora atarsın bir kenara. anca sadece bir şeyler okumak için belki kullanılabilir ama ekranı da okumak için ne kadar iyidir bilinmez. ikinci el bi tane ipad alman daha yerinde olur sanki.

Sakın almayın. Ben aldım. Her özelliğini kullanmaya çalıştığım ve yeterince özellik bulamadığımdan kullanamadım.
Anneme verdim. Kadın ilk günden beri sövüyor. Candy Crush Saga oynuyor sadece ha başka bir şey yok. Ben de Subway Surfer yükledim. Olmuyor. Çalışmıyor. 250 TL verdim. Çöpe gitti. Lanet Teknosa.
Vereceğiniz para az değil, almayın.

www.mediamarkt.com.tr

bu nasıl?

1 ghz işlemci yeterli değil. 2 ya da 4 çekirdekli olmalı. ya da 2 ghz olmalı en az.
RAM'i de 1GB ise alma. En az 2 GB
Bu da demek oluyor ki fiyat yükselecek. :)

Yandık o zaman :D

500t 518
500t'deki t 23
trans sibirya demiryolu vs 500t 2
500t'nin il olması 106
500t'nin bilecik'ten kalabalık olması 7
500t sloganı 114
500t muavini 3
aldatan sevgiliyi 500t'ye bindirmek 2
500t'ye hiç binmemiş insan
500t'nin abartılmış balon bir hat olması 9
nato'nun 500t'ye müdahalesi
arap baharının 500t'ye sıçraması
500t otobüsünde tek yolcu olmak 18
500t şoförü olmak
500t'li ünlüler
500t'nin aslında ufo olması 7
500t'nin uzaylılar tarafından kaçırılması 3
500t'nin yok olması 6
500t'nin ülke olması
500t'nin bağımsız kürdistan olarak tescili
500t'de gazete okuyan adam 9
500t'ye binen bütün hatunların kezban olması 2
ssg'nin çırılçıplak 500t'ye binmesi
500t vs metrobüs 2
500t havacılık sektörüne girse olabilecekler 16
500t'den indikten sonra biz şimdi neyiz diyen kız 11
500t'de büyük bir rahatlıkla kitap okuyan kadın 2
500t.org 9
500t mucizesi 2
yeter artık benden bu kadar diyen 500t otobüsü 2
başörtülü olmadığım için 500t'ye almadılar
500t'de aşık olmak 21
500t'ye binince ateist olan adam
kız istemeye 500t ile giden adam
doğru kişiyi beklerken 500t'nin gelmesi 3
500t'de charles bukowski okumak 2
500t'ye bineceklere tavsiyeler 38
500t durağında check in yapmak
500t istanbul
yola 500t ile devam kararı almak 3
hayatında 500t'ye hiç binmemiş insan 4
500t'de arkalarda bir yerde uyuyan güzel kız 8
yeni başlayanlar için 500t 10
500t denince akla gelenler 6
hurdaya ayrılmış 500t alıp doya doya oturmak 4
oruç vakti 500t'de bira sigara keyfi yapmak 7
500t'ye binip herkese bir adet duş jeli vermek 8
tuzla'dan dünyaya giden 500t 2
500t otobüslerinin ayakta yolcu almaması 22

kolay gelsin :)

saat 07:00 - 07:30 arası halıcıoğlu'ndan kavacık yönüne gidiyorum hergün. topkapı'dan muhtemelen oturmaya yer bulabilirsin. ben halıcıoğlu'ndan binerken genelde yer oluyo. 500T en çok okmeydanı ve nurtepe durağından yolcu alıyo. seyrantepe'de kısmen boşalıp 4. levent durağında tekrar doluyo.

iş gidiş ve dönüş saatlerinde istanbuldaki tüm otobüsler dolu oluyor. ama 500t her daim dolu oluyor.

500t hep kalabaliktir eger ilk duragindan binmezsen. Eskiden cok daha fenaydi Allah tan 130ş yi koydular.

para yapmak ne demek make money den moda mod çeviri mi ?

para kazanmak için takı tasarla.

en temiz iş özel ders bence.

mısır satabilirsin belki;
www.kuzu.tv

@ganyotçu oui monsieur, mot a mot.

özel ders mantıklı aslında ama öğrenci bulmak sıkıntı onda da. bir ara veriyordum tek tük çıkıyordu.

evden olması lazım, freelance olarak falan. götüm azcık da yer görsün, işte zaten yardırıyorum bütün gün afedersiniz.

çeviri?

çeviri de olur, nasıl bulunuyor çeviri işleri? :) kazanabilir miyim o kadar para çeviriyle sence?

websitesi ile para kazanabilirsin . işler yoluna girerse o kadar zamanda o parayı da kazanırsın zaten

www.hepsiburada.com

www.hepsiburada.com

ama biraz grültülüler

www.google.com
oteller falan bunu kullanıyor hep.

ben askerlik şubesi ile konuştum haziran ayında, çıkmadığını söylemişti.

ama değiştiyse bilemiyorum.

bir de yeni yurt dışına çıktım, orada da çıkmıyor.

Çıkmamı ben abimin kimliğini kullanıyordum o yüzden..Polis tanıdık vardı ona sorgulattım 1 yılllık kaçakken çıkıyordu gbtde.

e 3 yıldır asker kaçağım polis onlarca kere çevirdi sorgulattı bişi çıkmadı diyen de var :/

son bir iki aydır polis çevirmedi ama daha öncesinde bir şey çıkmadı hiç bende. ben de 2-3 yıldır kaçağım :D otelde falan da kalıyorum onlar da bildiğim kadarı ile kimlik bilgilerini gönderiyorlar polise orada da bir sıkıntı çıkmadı. jandarma çevirirse çıkıyormuş sanırım sadece.

ben bir ara kaçakken yurtdışına girip çıktım, polis çevirdi vs hiçbir şey olmadı.

çıkmıyor.

jandarmada da cikmiyor. sadece gozaltina alinirsan olaylar olaylar oluyor.

ayrıca üniversite mezunuysan salıvermek zorundalar, rütbeli asker adayısın, korkma böyle şeylerden.

iş bulana kadar devam et madem mecburiyetlerin var. bir taraftan da iş araştır.

iş araştırıyorum ama bir gün fazla dahi durmak istemiyorum burda

yeni iş bulana kadar mecburen çalışacaksın yani başka seçenek görünmüyor ki?
diğer tarafta iş yoksa seni neden tutsunlar adamlar da haklı.. güzel bir iş bul, o süreçte de sevmesen de katlan en fazla 2-3 ay sürse çatlamazsın heralde .

genel müdürümle bugün gidip tekrar konuşsam faydası olur mu acaba?

ben de iş bulana kadar katlanman taraftarıyım eğer çıkmak seni sarsacaksa. İnsanın sevmediği işi yapması kadar kötü bir şey yok bence. eski firmamdan ben de o sebeple ayrılmıştım, daha az maaşa başka bir firmaya geçtim ama en azından mutluydum.

iş koşullarında esaslı değişiklik diye bir hukuki terim var. işçi iş koşullarında kendi aleyhine olan değişiklikleri kabul etmek zorunda değildir.hatta yazılı olarak kabul etmezseniz kabul etmediğiniz anlamına gelir. bu durumda tazminatınızı alarak iş akdinizi feshedebilirsiniz. bir avukatla görüşmenizi ısrarla tavsiye ederim.

genel müdürümle konuştum şimdi çıktım odasından. aslında kendisini yanlış anladığımı söyledi. senin primerdeki işin devam edecek ama ben her şeyi azar azar öğrenmeni istiyorum dedi. ben de ısrarla aplikasyon öğrenmek istemediğimi, bu eğitimi insanlara vermek istemediğimi söyleyince de açık konuşayım seni ilerde yönetici pozisyonuna düşünüyorum dedi. böyle olabilmen için de seni seneye falan diğer markalar için de eğitime göndermek istiyorum dedi. her markayı öğrenip hepsine hakim olmanı istiyorum dedi. joker mi olucam yani dedim. joker değil ama hepsinden bilmezsen yöneticilik yapamazsın dedi.

gerileceksen aplikasyon işini bırak sen kendi işini yap dedi. eğitim olacak dediklerinde beraber hareket ederiz ve sana başka programlar yapıp bahane buluruz gitmezsin eğitimlere dedi. yok dedim tamam. eğer primer olarak değil alternatif olarak düşünüldüysem sıkıntı yok öğrenirim dedim.

işte sonrasında da ben seninle uzun yıllar çalışmak istiyorum, sen gittin o kadar yüksek lisans yaptın bunlar boşa mı çıkacak, 30 yaşına geldiğinde hala böyle ürün müdürü olmak seni tatmin edecek mi ki falan dedi. ben de he he diyip geçiştirdim.

şimdilik gazım alındı ama ilerisi için oturup düzgün bi kariyer planı yapmam lazım sanırım =/

en az 2000 siteye isterler. seo da yaptıracaksan (popüler bir konu hakkındaysa site) ona da 2000-3000 isterler.

1-2 milyon trafiği olacak siteye 2000 liralık yazılım olmaz. o kadar server masrafı olur sırf belki daha fazla (aylık) site yazılımı için 10k gözden çıkarılmalı bence.

evet o kadar hit alacağını düşünüyorsanız sadece yazılım masrafı 10.000 liradan fazla olur. 2000 liraya da yaptırabilirsiniz ama 1 milyon değil 10 bin kişi online olsa ne hale gelir o bilinmez.
tabii tasarım da özgün olsun isteniyorsa sanırım bir o kadar da ona verilir (çok bilmiyorum o dünyayı)
bunun server maaliyeti de var tabii. tek makina o yetersiz kalabilir falan derken. toplamda 50-60 bin lira gözden çıkarılması gerekiyor gibi geliyor bana.

Site kurulduktan çok kısa süre sonra aylık 1-2 milyon trafik öngördüğünüze göre aylık 1-2 milyon reklam bütçeniz var sanırım. Bu durumda webmaster'a da helalinden bir 100 bin atarsınız artık. Teknik kısma gelirsek 1-2 milyon hit için minimum aylık 200 $ civarında bir server'a ihtiyacınız olur. O da çok iyi kodlanmış bir site için.

oha kardeşim. 2000 liraya site mi olur? bence az bile eğer çocuk profesyonelse...
ne zannediliyor bu işler? arka planda ne kadar uğraşıldığını biliyor musunuz? arayüz tasarımı, kodlama, test vs..
ama yapacağı siteyi ve sizin isteklerinizi de görmek lazım.
ben mesela 2000 liraya site hayatta yapmam.

siteyi yazarsanız piyasa hakkında bilgisi olanlar yazabilirler. 10 bin liraya bile olur, 500 liraya da, yapılan işe bağlı.

bir cok etken var bu ucretin icinde sanirim, neler istendigini bilmeden yorum yapmak zor, 2000 lira cok ucuz da olmus olabilir cok pahalida.

fiyat çok uçuk değil bi kere, tabi işi de görmek lazım ama;

bırakın çocuk emeğinin karşılığında bol para kazansın hep firmalar mı düdükleyecek.
emeğin karşılığını baştan söylemiş, alıcı da kabul etmiş.

olan olmuş yani, helal edin bayram bayram:)

misal eksiduyuru'nun ederi ne sence?

şu işi çocuk oyuncağı, hazır cms ile karıştırmayan insanlar hayal ediyorum.

2000 lira ise iyi fiyat aslında. en dandik siteler bile (statik içerikli, tasarımı bir template'dan alınmış) 1500-2000 lira arasında yapılıyor. eğer site dinamikse ve tasarımı kendi yapmışsa 2000 dolar makul bir fiyat.
eğer böyle çok kolay bir şey olarak biliniyorsa bu işler açın youtube'u yüzlerce eğitim videosu var açın öğrenin, kendiniz yapın.

İki bin lira projeye göre ucuz bile sayılabilir. İş bittikten sonra parayı almak istemesi de sizi yarı yolda bırakmayacağı anlamına gelir. Sağlam birisine denk gelmişsiniz gibi görünüyor.

bence eksiduyuru.com yapısal olarak 10000 liralık bir site değil. fikir süper ama site yapısı 10000 lik değil:)

@compu sanırım 2 günde yazdım diye söylemişti bir yerlerde.

ben de şimdi onu inceliyordum ekşi'den. kitabı da mevcutmuş ki şahane!

www.hafif-tarih.blogspot.de

trt ne kadar tarafsız o tartışılır ama iyiymiş.

Can dundar falanin katkisiyla hazirlanmis belgesel

google play uygulama mağazası var. Menü de mutlaka vardır . Oradaki en popüler uygulamalardan başlayabilirsin.Ücretli ve ücresiz oldukları yanlarında yazıyor, genellikle ücretsizler, oyunlar ücretli olur genelde.

öncelikle o arkadaşlarının sürekli elinde kurcaladığı şey facebook veya candycrush büyük olasılıkla :)
güncelleme çıktığı zaman telefon otomatik haber veriyor (indirmeye başlamadan önce wireless ile internete bağlanırsan kotana yazık olmaz).
popüler uygulamarı arkadaşın dediği gibi google play üzerinden görebilirsin ya da google'da arama yaparak da bulabilirsin.
Akıllı telefonla ne yapabilirsin? emaillerini okuyabilirsin, yeni mail geldiği zaman sana haber verir. facebook, twitter vs'de bir olay olduğu zaman haber verir. çeşitli uygulamalar ile bilgisayara bağlanıp bilgisayarını yönetebilirsin (ör: teamviewer), oyunlar oynayabilirsin (online veya offline) küçük bir bilgisayar gibi düşünebilirsin (windows 98 falan gibi düşün ama)

www.dizi-mag.com
www.yabancidizihd.net

dzimag bu konuda çok iyi eğer üye olursanız izlediğiniz bölümleri izlendi olarak tikliyor. ben gibi 10-15 tane diziyi takip edenler için çok iyi oluyor.

dizimag bu alanda en iyisidr. bütün dizilerin türkçe alt yazılarını ekler. hemen hemen izlenen tüm dizilerin yani. ayrıca aüye olursan, izlediğin dizilerin listesini yapabilirsin. Ve bu listelerden hangi bölümü izleyip hangisini izlemediğini çok rahat bulabilirsin. para mara da almıyolar zaten.

www.dizi-mag.com

bana kalırsa torrent daha pratik. altyazı bulmak zor bir şey değil zaten.

Yeni diziyse, haftada bir çıkıyorsa yani dizimag. Eski diziyse toptan indirmek için torrent.

görsellik önemli ise eğer dizide (game of thrones misal) torrent'ten kaliteli 720p'sini falan indirip izliyorum ama görsellik çok önemli değilse ya da üşeniyorsam dizimag'den falan izliyorum. sitelerde yazan 720p sanki gerçek 720p değil gibi daha çok 480p gibi ama 480p ile de fena izlenmiyor değil.

kesinlikle torrent daha pratik değil. 1 sezon 720p dizi en az 20gb olur onu indirmek saatler sürer. dizimagden girip 360p ye misler gibi izlerim. Yeni diziyse 720p de oluyor.

Beyaz

beyaz alma. diger ikisi iyidir. yine de zevk meselesi.

ben mavisini beğeniyorum ama renk bu, hangisi hoşuna gidiyorsa onu al. bi artısı eksisi yok nihayetinde.

beyaaaz

ben kahverengi kullanıyorum, her baktığımda da çok hoşuma gidiyor. ama sanırım halen türkiye pazarına sürmediler.

açılmıyor dediğin ne oluyor? hata mı veriyor? ona göre bir çözüm önerebilirim.
database dediğin nedir bir de? access mi, sql mi?

Açılmıyor dediğim şu; içinde 2 tane kayıt var o kayıtları göstermiyor. Program açılmadan önce küçük bir uyarı veriyor, tamam ilerle diyorsun program açılıyor. Ancak içindeki database boş.

database ise VS içindeki local database.

hmmm en başta çıkan küçük uyarıda ne yazdığını biliyor musun peki? büyük olasılıkla oradan bir şeyler çıkar :)

Acil bişey bu olduruver be hocam :)

Paket haline getirmeniz lazım. O zaman tüm bağıntıları da dahil ediyor. Tek dosya ile eksiksiz çalışıyor. VS'de bi seçenek vardı ama şimdi elimin altında olmadığı için tam söyleyemeyeceğim.

İşte orası önemli benim için :S

yanındaki .sdf dosyasını vermen gerekiyor. sdf'yi exe'yi çalıştırdığın dizinde arıyor çünkü. eğer tek bir exe vereyim diyorsan setup oluşturup onu verebilirsin ama o da zaten exe'yi ve sdf dosyasını bir dizine kurup masaüstüne ya da nereye belirttiysen orada kısayol oluşturacaktır.

@barix üstad o zaman .sdf ve exe dosyasını bir klasöre kopyalasam ve win.rar ile sıkıştırsam öyle göndersem o zaman karşı taraf rar içindeki klasöre bakıp bu programı açabilir. Doğru mu?

büyük olasılıkla. istersen kendi masaüstüne sdf dosyasını da atıp bir çalıştırmayı dene.

Debug klasöründe ne var ne yok bir klasöre kopyalayıp denedim, evdeki farklı bir bilgisayara mail attım olmadı. sdf dosyası nerededir?:S

VS Express 2010 kullanıyorum bu arada

sdf dosyasını buldum. exe ve sdf yi aynı klasöre kopyaladım kendi masaüstüme attım. Oradan açtım istediğim gibi oldu. Başka bilgisayara gönderdim olmadı..

Yok mudur bilen?

property'ler ile yaptığını methodlar ile de yapabilirsin, evet. hatta property'ler de derlendiği zaman get ve set diye iki method oluşuyor arka planda aslında.
Ama koda baktığın zaman neyin ne iş yaptığını anlamak da önemli. property'leri bilirsin ki veri taşırlar. methodları bilirsin ki işlem yaparlar en basit anlamda. bir de hızlıca propery yazıp geçersin. "public string Name { get; set; }" gibi. yoksa dediğin gibi global bir private değişken tanımlayıp public iki tane method ile get ve set işlemini yaparsın ama kod kalabalığı olur. insan bakınca temiz kodlar görmek istiyor :)

barix teşekkür ederim cevap için, hazır cevap vermişken bir soru daha sorayım sana umarım zamanını almıyorumdur;
bu indexleyiciler tam olarak ne işimize yarıyor baktığım her örnekte nesneleri indexlemek için kullanılır deniyor ama hep örnekleri normal diziler üzerinden vermişler dolayısıyla gerçek kullanımını bir türlü anlayamadım. nerede işe yarar?

encapsulation kavramını incelersen daha detaylı bilgi bulabilirsin. (property ler için konuşuyorum)

rica ederim ne demek:)
şimdiye kadar indeksleyici kullanmaya pek ihtiyacım olmadı aslında. indeksleyici kullanmanın asıl amacı şu olabilir (gerçek dünyadan pek örnek veremeyeceğim, hiç ihtiyacım olmadığı için) sen elindeki bir collection'ı sarmalarsın. yani bir private değişkene atarsın, dışarıya da kendi nesneni açarsın. gelen index'e göre de mesela kullanıcının ilgili nesneye izni var mı yok muyu kontrol edip ona göre nesne dönersin ya da dönmezsin gibi işlemleri yapabilirsin. Örnek pek olmadı sanırım :D

evt yine anlamadım :D

şöyle bir örnek de olabilir. normalde senin List<Customer> türünden bir property'in var. bu property'nin içinde CustomerName'lerine göre arama yapmak istiyorsun. bunun için SearchCustomerByName(string name) {}... şeklinde bir method yapman gerekir. ama sen şöyle kullanmak istiyorsun;
customer cu= MyCustomers["ali"]; istiyorsun ki böyle kullanınca ismi ali olan customer'ları getirsin, onun için indexleyicileri kullanabilirsin.

ör;

public class IndexerSample
{
public List<Customer> customers;

public Customer this[string name] {
get
{
customers.FirstOrDefault(customer => customer.CustomerName == name);
}
}
}
IndexerSample sample = new indexerSample();
sample.customers = ... customer'ları
var customer = sample["hede"];

otomatik al yahu. düz vites bildiğin amelelik abi.

otomatik en güzeli pedalın birine basıyorsun duruyor diğerine basıyorsun gidiyor.

Otomatik

otomatik sürmeyen düz vitesi tavsiye eder:)

otomatik al

Araba kullanmayı da yeni yeni öğreniyorsan düz vites al.
Yok ben yıllardır araba kullanıyorum zaten diyorsan otomatik al.

otomatik al. düz vites kullanmak sanki bir marifetmiş gibi söyleniyo, otomatiği küçümdüyor insanlar.
ben sırf düz vites diye araba kullanmak istemiyordum, şimdi otomatik oh mis gibi.
hele ki şehir içinde..

Sıfır alacaksan kesinlikle otomatik al tabi marka da önemli bir de ikinci el alacaksan mutlaka sağlam olduğuna emin ol bu işler biraz şans işi

Otomatik sürmedim düz vites tavsiye ediyorum.

istanbul şehiriçi kesinlikle otomatik. sadece bir kere otomatik kullandım, otomobil kullanmayı da çok severim. evet düz vites biraz daha zevkli, ama istanbul trafiğinde o zevki almak bir yana en büyük çile. debriyajı indir kaldır, 1-2, 1-2 değmez. kız arabası geyiği yapanlar da içindeki liseliyi öldürmemiş ne diyim.

Otomatiğin dezavantajı manuel vitese göre daha çok yakması. Onun dışında otomatik kesinlikle tercih edilir.

sıkışık, ilerlemeyen trafiğe bol bol gireceksen( iş gidiş - çıkış köprü trafiği gibi ) otomatik al. Düz vites kullanmayı bilmiyorsan ve daha sonra düz vitesle karşılaşacağını tahmin ediyorsan ( iş için mesela ) düz vites al.
İkisini de İstanbul trafiğinde uzunca kullanan biri olarak söyleyeceğim; otomatik çok rahat be abi!

otomatik al. ben düz aldım pişmanım. bunu satınca otomatik alcam.

otomatik tabii ki.. ne gerek var yahu düze.

otomatik. trafikte dur kalklarda düz vites al diyenlere epeyce bir küfredersin.
bir de arabanın yapabildiği o vites değiştirme olayını sen neden yapasın ki? artık şu düz vites olayına bir son verilsin.

düz vites beceremiyorsan otomatik al.

tiptronik hepsinin üstündedir tabiki.

istanbulda yaşıyorsan otomatik al, o trafikte düz vites yorar.
Başka bir şehirdeysen araba sürmeyi seviyorsan ve keyif almak istiyorsan düz vites al. ikisini de kullanmış biri olarak : düz vites öz evlatsa otomatik vites üvey evlat.
Araba sürmeyi yeni öğrenmiş biriysen otomatikle kolaya kaçmak isteyebilirsin ama düz vitesin tadına bi varsan vazgeçemezsin.

yakıt sarfiyatı onemli benim icin ve daha cok deneyim kazanmak istiyorum, arabaya hakim olmak istirum diyorsan düz vites.
ha yok yayila yayila gidiyim,benzin zart zurt onemli degil,hizda yapmam diysan otomatik al.

duz vites almazsan olursun diyenleri gordukce keyifleniyorum. sanki herkesin altinda lambo var da vites gecisini hissedecek.

otomatik alin arabanizi surun.

1. yoğun şehir içi kullanımında otomatik rahatlık sağlar. her gün bir buçuk saat dur-kalk trafiğe girecekseniz düz vites belli bir zaman sonra intihar sebebi olur.
2. ekonomi alacağınız arabaya bağlı. gidip tarihi eser olmuş 4 ileri tam otomatik bva citroen ds3 alırsanız elbet çok yakar, performansı da eşşek ölüsü seviyesinde olur. diğer taraftan vw dsg, renault edc gibi modern çift debriyajlı otomatikler genelde manuellerinden daha az yakar. performans kaybı da yaşatmaz.
3. düz vites elbet keyiflidir, e46 m3, s2000, 350z'de falan. b-segment 1.3 dizel araba alacaksanız zaten düz vitesi falan boşverin.

otomatik kullanana kadar düz vitesten vazgeçmem diyordum
otomatik kullanıyorum düz vites amelelik.

anket olabilir mi sanki. ama o kadar kazandırır mı bilemem.

burger king, mcdonalds falan o tür yerlere girebilirsin. oralarda sürekli eleman aranıyordur.

android olması gerekmıyo www.teknosa.com www.teknosa.com bunlarda vardır

android telefon, yada nokianın ucuz telefonları var asha serisi. onlara da yükleniyor. hem de ucuz onlar.

samsung galaxy y falan al, fiyatı o civarlarda.

nokia 113'e de bakabilirsiniz. 200lira mı neydi.

blackberry 8520 bold satıyorum, whatsapp falan var :) fena telefon değil. temiz de baya. başka telefon aldığım için satıyorum. 175 lira.

vodafone 945 150 liraya verebilirim. whatsappda yüklerim sen uğraşma diye :D

telefon kullanılmamış gibi. toplasan 1-2 ay sürekli kullandım.

duyuruya girdiğinde avastın alarm vermesi ihtimaliyle eş değerdir.

edit: satılansadır tabi bu eş değer... kopyalarını için bilemem..

virüs olabilir o tür cd'lerde. adamlar o tür cd'lerde windows'u kurarken içinde bazı programların da kurulu gelmesini sağlıyorlar. belki içerisinde virüs, trojan vs olabilir. en iyisi torrent'ten indir windows'u kur.

benim de maaş oraya yatıyor yoksa kapatacaktım da. en olmadı başka bir bankadan hesap açıp maaş yatar yatmaz oraya yatırmayı düşünüyorum olmazsa.

gec olsun guc olmasin. kapatma niyetin varsa eger, o kartini kullanma artik, taksitlerin biter bitmez de kapat.

kredi karti calindi yenisini istemiyorum dersen, taksitlerini yine taksit taksit odeyebiliyorsun.

var bir sürü, ayrıca bir alet gerekmiyor. pedometer diye aratınca onlarca uygulama çıkacaktır. ne kadar başarılılar bilemiyorum ama.

runtastic

duş al?

o daha çok uyku getirmio mu?bana öyle oluo

kahve ve soğuk duş.

kahve nasıl olmalı(normalde hiç içmediğim için sroyorum).nescafe olsa olur mu?şekerli fln farkeder mi?

sade kahve iyidir, şeker enerji verir derler belki ayık kalmana yardımcı olabilir şekerli olması.
starbucks, kahve dünyası falan varsa yakınlarda filtre kahve de iyi olur.

beş-on dak. şekerleme yap.

valla yatarsam 4 saat uyurum onu biliyorum ondan o şık uygun değil

valla şuan bulunduğum ilde muhtemelen starbucks nerde bilmiyorum.hazır kahveyi zaten sevmiyorken ice tea içsem olur mu?kafein değeri yakın gözüküo

sekerlemeye benzeyen power nap yapabilirsin genelde bi 20dk yetiyor, derin uykuya gecmeden uyanman lazim ama :)

en.wikipedia.org

Kafein hapi al.

ice tea değil de normal çay iç. kahveden daha etkili diyorlar.

Var bir yöntem ama biraz tatsız oluyor. Kahve ile bir kutu kolayı su bardağında karıştırıp içeceksin. Yarım saat sonra falan ne uyku kalıyor ne halsizlik. Ama fazla kaçırırsan çarpıntı da yapabilir. Ben bir kaç defa denedim uykusuzluk sorununu gün içerisinde hallediyor. Gece olunca kütük gibi uyursun ama :)

kahve ye

sınavdasın şu an ama, elma da yiyebilirsin bundan sonra

ya kafein uçabilir bi süre sonra. benim tavsiyem sen yap kahveni günlük,soğuk istediğin zaman içine bol buz atıp karıştır. kahve tazeyken güzeldir

işte bol buz atınca buz erir bol sulu saçma bi şey olur gibi geldi. bir de sürahide bol kahve fikri hoşuma gitti. olmaz yani öyle mi?

termosa koyup o gün içerisinde tüketirseniz sorun olmaz. ama sürahide 1-2 gün tutmayı denemek lazım. deniyorsunuz gibi de amaç ne? sonuçta her gün kahve makinasının yanına uğrama şansım varsa taze taze yapar ve termosuma koyar dışarıda da devam ederim. aroması koybolacak ötek türlü falan uğraşılmaz.
buzla termosa koyarsınız da 2 bilemedin 4 saatte içmek lazım (dış ortam sıcaklığı ve termosuna bağlı) sonra su olur o muhtemelen.

bişi olmaz nolcak sevdiysen tadını iç işte neden olmasın.

12 saatte soğuk suyla kahve demleme yöntemi bile var sonuçta: vimeo.com

Tadı kesin kaçar, çöker dibine kahvesi ama çalkalayarak nasıl bir lezzet yakalarsanız bilemeyeceğim. Ayrıca alakasız ama onu sakladığınız kap, cam falansa acayip leke olur, kokusu da lekesi de çıkmaz bir yerden sonra.

1 shot espresso koy ben öyle yapıyorum. sulu olmasını engelliyo aksine sert bile oluyo

@whoosie,
leke domestosla çıkıyor.

@ozdek,
termos kullanmayı sevmiyorum. amaç eve gelince dolaptan istediğim zaman buzlu soğuk kahve içmek. limonata gibi.

@GibsonRules,
mantıklı geldi. sağol,

@rotten head,
üşenmezsem deneyeceğim :)

öyle soğuk kutu kola gibi kahveler satılıyordu, ve tadları da güzel oluyordu. Onlar kapalı kutuda falan gerçi ama aylarda raflarda duruyor, 1-2 günde bir şey olmaz bence, tadı güzelse koyver gitsin.

dışarda yapılan soğuk kahveler de zaten espresso'ya eklenen buz ve aromayla falan yapılıyor, o yüzden dolapta falan bekletmeyin, taze olmaz direkt buzla yapıp için.

Madem buz koyunca içine sulanır diyorsunuz o zaman buzdolabı boşetleri var temiz onların içine buz koyun ağzını sıkıca bağlayıp kahvenin içine bırakın biliyorum extra zahmet ama buda kahve özen ister.

ben online fotoğraf saklamam ama cubby diye bir sistem var çok güzel bak
istediğin klasörleri seçiyorsun onu hem bilgisayarların arasında senkronize ediyor hem internette depoluyor
dropbox gibi tek klasöre bağlı değil ve hangi klasöre hangi bilgisayardan erişilebileceğini seçiyorsun
sildiğin dosyaları istersen depolamaya devam ediyor internet sitesinden girip ya komple siliyosun ya da direk siteden kurtarma şansın var
ayrıca düzenlenen dosyaların eski versiyonlarını da sistemde tutuyor
tabi online yerin dolduğunda otomatik silmeye başlıyor
hamachiyi yapan şirket yapmış bunu 5 gb bedava alan veriyor

hazır elime fırsat geçmişken referanslı linkimi paylaşayım
eğer verdiğim linkten kayıt olursanız ve programı yüklerseniz bana 1 gb daha alan verecek
cub.by şimdiden teşekkürler

Flickr'ın pro versiyonu o işe çok uygun diye hatırlıyorum. Dropbox falan fotoğraf saklamak için çook pahalı kaçıyor.

(bkz: Picasa)

şu siteleri kullananız var mı? Ya da bu işlerden iyi anlayalar hangisini önerir.

picturelife.com
trovebox.com
www.smugmug.com

ubuntu one. 5gb'a kadar depolama alanı var.

yandex.disk

bir çok şeyi buraya atıyorum.

dropbox gerçi hepsini değil ama bazılarını

yandex' de tutuyorum. birkac arkadas ekleme vb. isiyle 9gb kota almistim ordan.

android telefonuma kurdugum yandex.disk uygulamasinda da whatsapp resimleri ve kamerayla cektigim fotolarin oldugu klasorunu eszamanlanacak klasorler olarak gosterdim. haftada bir eklenen dosyalari listeden secip senkronize ediyorum. tum fotolar ek bir baglantiya vb. ihtiyac olmadan yandex.disk uzerinde duruyor.

box.com da
yaklaşık 15GB arşivim var

şirket mailin varsa box. 50 gb veriyor. foto değil de 25gblık müzik arşivini oraya attım heryerden ulaşıyorum, mis.

kendi dedicated server'ım var, gallery (galleryproject.org) kurdum oraya, orada saklıyorum.

adamlar da milliyetçi zaten, gelirlerse ocaktan adam toplayıp öyle gelirler.

onlar gelmez ama sen gidebilirsin.

adamlar türkleri sevmiyor ki zaten, neden gelsinler..

kendileri türk düşmanı bir grup. daha çok ermeni soykırımının anıldığı günlerde filan konser vermeyi tercih ediyorlar.

Gelirlerse döner bıçaklarıyla dalarız mahalleden çocuklarla.

konserlerinde turkler ve köpekler giremez yazdıklarını falan duymuştum. bizim milliyetçi gavatlar yüzünden değil, kendi milliyetçilik ve gavatlıklarından gelmezler.

düşünme aşamasındaysan para kazandırmaz

wp için php, android için java bilmen gerekli.. wp uygulaması yazdığı için bi şirkete girene denk gelmedim daha.. şirket maaşını yazdığın uygulamaya göre vermez

bu arada wp dediğin windows phone ise eğer php değil .net öğrenmen gerek. yani birkaç mobil uygulama yazıp anca bir ajansta falan çalışabilirsin belki. yoksa bugün hiç yazılım bilmeyen, az buçuk ingilizcesi olan biri 1 ayda eğitim video'ları ile vs başlangıç düzey mobil uygulamalar seviyeye gelebilir ama yazılım işi sadece yazmakla bitmiyor. iş yazdıktan sonra da devam ediyor, yazarken müşterinin istekleri değiştiğinde çabuk değişiklik verebilmen gerek, her yaptığın değişiklik için birçok yerde değişiklik yapıyorsan yazılım firması seni bu halinle kabul etmez. bi ton iş var anlayacağın. hobi olarak yaparsın, aklında güzel bir fikir varsa kasıp onu uygulamaya dönüştürürsün belki ama bi yazılım firmasına girersen junior olarak başlatırlar seni ki pek tatminkar ücretler vereceklerini sanmıyorum.

turkiyenin en buyuk mobil yazilim firmalarindan birinde calisiyorum. aldigimiz elemanlarin %90'i hic mobil tecrubesi olmayan kisiler. 2-3 hafta icerisinde mevcut projelerimizden birini bu arkadaslara devredebilecegimiz seviyeye geliyorlar. Yani onceden mobil uygulama yapmis olman maas durumunu etkilemez. Ama programcilikta iyiysen, kaliteli is yapiyorsan her turlu yuksek maas alirsin. Zaten bir programci icin dil bilmek bir kriter yada seviye olcusu olmamalidir. 2-3 hafta icerisinde herhangi bir dilde gelistirme yapmaya baslanamiyorsa daha temel sorunlar var demektir.

para kazanma kismina gelirsek: 200K 300K kullanici seviyelerine gelmeden reklamdan kendini gecindirecek kadar kazanamazsin. 200K seviyesine gelmek de cok kolay degil. Rastgele bir uygulama ile olmaz. Ama guzel bir fikrin varsa olur.

@facebook
wordpress mi anladın?.net ile alakalı olduğunu biliyorum php yi görünce orda gözlerim açıldı resmen:)

Evet ya, wordpress sandım, bende android ile wordpress arasında neden kaldı diye düşündüm :)

ille bu kitaplar mı olması gerekiyor bilmiyorum ama ingilizce olarak grammar in use kitapları var (elementary,intermediate ve advanced olmak üzere 3 kitap).
internette pdf'leri de var.

maalesef bu kitap olması gerekiyor. İngilizce kursuna başladım da, kurs bu kitap üzerinden konuları işliyormuş.
Bu arada akmar'da buldum kitabı, 15 liraya.

Ebay.co.uk

istanbul'da isen kadıköy'de akmar'ın yanındaki kırtasiye'de bulabilirsin. kırtasiyenin adını tam hatırlayamadım ama papağan mı parlement mi öyle bir şeydi.

darty'de 1199 tl mi öyle bi şey söyliyim dedim. hatta sanıyorum grupanyada da öyle bi şey. daha güvenilir olabilir.

www.grupanya.com

çok iyiymiş fiyat yalnız

Bu fiyatların nedeni "ithalatçı garantisi" olması. Hepsiburada'da bile iki farklı fiyatta satılıyor, biri ithalatçı garantili diğeri Samsung Türkiye garantili.

Aradaki fark nedir diyorsanız da şuraya alalım:
eksisozluk.com

lazım olmadıysa kullanmak zorunda değilsin. o kadar çok ayrıntılı, önemli bir şey değil.

ne olduğunu anlamışsın zaten.

nerede kullanırım?

JSON bir standart data yapısı, sadece javascript değil tüm dillerde parse edilebilen bir data yapısı. dolayısıyla mesela javascript ile server arasında bir iletişim kurduğunda kullanabilirsin.

mesela bu bahsettiğin sitede hiç mi ajax ile data alışverişi yapmadın? bütün işler server tarafında mı?

en basitinden gayrimenkul arama sayfasında kullanabilirsin mesela. arama yapılacak özellikleri json'a atarsın server'a ajax ile gönderirsin, server'da aramayı yaptırıp sonuçları yine json ile geriye döndürürsün.

sen bu işi tamamen server tarafına da atmış olabilirsin form submit ederek filan. dediğim gibi kullanmak zorunda değilsin, gerektiğinde kullanırsın. eğer sayfanın sürekli değişmediği, yenilenmediği dinamik projeler yaparsan çoğu zaman gerekir.

sadece il ilce secimi yapılırken jquery nin ajax yapısını kullandım evet orada ufak bi json kullandım ama sanki anlatıldığı kadar önemli değilmiş gibi bir his yarattı farketmedim bile. sağol bilgi için teşekkür ederim

Xml yerine şişiriyorlar bunu şimdi, cross platform işlere girersen dataları json formatında atarsın mesela.

abi zaten web = cross platform değil mi? o değil de, geleceğin üçlüsü html5+css3+javascript, tüm platformlardan bağımsız, gerek desktop gerek web her şekilde bu üçlü inanılmaz favori olacak ve çok ekmek yedirecek. hatta yediriyor bile. dolayısıyla json u da tam olarak anlamak gerekli. bak, kullanmışım ama farkında değilim.

javascript önem kazandıkça daha çok duyacağız, yazması elle oluşturması çok zevkli, xml'den daha az yer kaplıyor. javascript 'te oluşturduğun her obje bir json. adı üstünde javascript object notation. :)

json candır hacı :V


bu json mesela graph.facebook.com/zuck

öncelikle json nedir? json= javascript object notation. yeni bir şey değil javascript çıktığından beri olan bir şey. işin ilginci internetin yavaş olduğu o dönemlerde popüler olmaması. şimdi veri taşımak çok daha kolay ama json'ın popüler olması da bir kaç yıllık bir geçmişe sahip. Daha önceden xml ile veri taşınırdı bu da çok fazla gereksiz verinin server ve client arasında gidip gelmesi demekti. örneğin asp.net'in update panel'i xml ile veriyi taşır.

Nerede ihtiyaç duyarız? aslında nasıl bir tasarım yaptığına bağlı biraz da. Eğer front end'ci değilsen büyük ihtimalle minimum javascript yazıyorsundur, yazdığın javascript'leri de google'a sorup işini halledecek kadarını alıp projene dahil ediyorsundur. hal böyle olunca json'a da ihtiyaç duyulmuyordur. Yoksa en basitinden login işlemini jquery ile server'a bir istekte bulunarak yapıp geriye de json dönüp dönen sonuca göre ekranda ilgili yerleri setlemek gibi işlemler yapılabilir. Ben de yazılımcıyım ve oradan biliyorum. javascript benim için google'dan aratıp kopyalanıp yapıştırılan bir dildi. mvc ile proje geliştirmeye başladığım zaman javascript'in önemini daha iyi anladım ama :)

dilko englishi kesinlikle tavsiye etmiyorum. aman diyeyim
bakırköy şubesinden bahsediyorum.

Neden kotuydu?

Ben gideli çok oldu, ama pek memnun değildim gittiğim zamanda..
Dil eğitmeni olmayan kişiler derse geliyordu.

kesinlikle memnun değildim bir yıl gittim hiç memnun kalmadım böyle bir başı boşluk bi kayıtsızlık kendini salmışlık görmedim. Aman sakın ha diyorum.

gidip de memnun kaldığınız bir yer var mı peki? anlatan arkadaş baya güzel anlatıyordu oysa.

3g'li olanlara sim kart katılıyor mu bilmiyorum ama bir ara sim kartsız oluyordu 3g'li olan kindle'lar. amazon satıldığı ülkenin operatörleri anlaşıp cihazın sadece amazon'a girip kitap alınabilmesini sağlıyordu falan. Hal böyle olunca türkiye'de kindle resmi olarak satılmadığı için buradaki operatörlerin hiçbiri ile 3g'sini kullanamaz. (tabii eğer yeni modelleri çıktıysa ve sim kart takılıp çalıştırılıyorsa başka)

wireless'lı olanları gayet başarılı onlardan alabilirsin. o zaman hiç sıkıntı çıkmıyor.

hobi olarak ilgilendigin bir sey ile ilgili proje yapabilirsin, kod yazmak icin genelde en onemli sey motivasyon.

Şöyle bir şey var aslında, bu bilginle facebook yazabilirsin, evet. Ama bu ileri derecede c# bildiğin manasına gelmez (kişisel algılama, yani bu bir kriter değildir aslında) olay aslında projenin güncel kalması, her isteğe cevap verebilmesi gerektiğinde ortaya çıkıyor ve tabii 1 kişi girince çok güzel çalışan sitenin binlerce kişi girince de çok güzel çalışması gerektiğinde ortaya çıkıyor.

Bunlar için de best practice'leri inceleyebilirsin. OOP yapısını çok çok iyi oturtman gerek kafanda, design pattern'ler öğrenip neyi ne zaman kullanman gerektiğini bilmen gerek vs. tabii bunlar da biraz deneyimle kazanılacak şeyler.

Öncelikle şu bilgiyi paylaşayım sizinle:
BlackBerry ID, aralarında BlackBerry Protect, BlackBerry App World sanal mağazası ve BlackBerry Messenger'ın da bulunduğu BlackBerry ürünlerine, sitelerine, servislerine ve uygulamalarına ilişkin bir ana anahtardır. Bu özellik, BlackBerry akıllı telefon kullanıcılarının, BlackBerry PlayBook tablet de dahil BlackBerry ID'yi destekleyen herhangi bir BlackBerry ürününde oturum açabilmesini sağlar. Arkadaşınız daha önce blackbery id hesabı oluşturmuştur. Ona sorun o söyler size.

1-whats app yüklemek için appworld e girmek zorundasın. Login olmak içinde blackberry id ister. Önce blackberry id ini öğrenmelisin arkadaşına sor.
2-Bis de bbm messenger kullanırsın. Bis olmadanda internete girebilirsin. Whatsappta kullanabilirsin.

işin kötüsü arkadaşım da bilmiyor blackberry ID'sini. şimdi blackberry.com'dan yeni üyelik aldım kendi adıma. onu telefona girince kabul etti ama whatsapp'ı yükleyemedim hala. deniyorum. sanırım olacak gibi.
çok teşekkürler bilgilendirme için. pis avea kandırdı o zaman beni. ben sadece blackberry ID'ye sahip olmak istiyorum dedim, bis istemiyorum dedim. adam bana bis olmadan blackberry ID'ye sahip olamazsın dedi.

bis olmadan sadece tarayıcadan internete girersin onun harici uygulamalar çalışmaz. mutlaka bis olması lazım. appworld de çalışmaz

appworld.blackberry.com adresinden uygulamayı indirip direkt telefona kurabiliyormuşum (tabii öncesinde üye oldum falan filan)
şimdi whatsapp çalışıyor, twitter yok ama ubersocial diye bi uygulama varmış onunla da twitter'a girmiş gibi oluyorum. bu kadar yeter zaten bana. bunlar için de bis'e para vermek istememiştim iyi ki istememişim :D

bbm gibi sadece bis üzerinden çalışan uygulamalar var, ama diğerleri (whatsapp, foursquare vs.) bis olmadan da çalışıyor.

bunlar kaydediliyor olması gerekiyor serverda maillerin ve şirket içi lync(msn) yazışmaların ve şirketin bunları okuma hakkı var.

Evet görülebilir. Belirli aralıklar ile yedekleme yapılır ve bu yedekler saklanır.

şirkete göre değişir tabii de, eğer isteniliyorsa görülebilir. sözleşmende yazmıyorsa okuma hakları yok mailini. Bizde yazıyordu mesela :)

benim kaslı kardeşlerim spordan sonra alıyor.
spordan önce yağsız süte şekersiz kahve içiyor.

kilo vermeyi amaçlıyorsan proteine abanmana pek gerek yok. hacim kazanacağın zaman protein ön plana çıkar. antrenman sonrası alınması uygundur.

spor esnasında kaslar parçalanır ve parçalanan kaslar sen spor yapmayı bırakır bırakmaz yenilenmeye başlar. o yüzden toz kullanıyor insanlar. çünkü toz vücudun çok az eforla kullanabileceği türdedir.
O yüzden spordan sonra yemen kas yapma açısından sana yarar sağlar. spordan önce sade kahve içmek ise yağ yakımını arttırdığı için (öyle diyorlar) ama spor öncesinde bir adet yeşil elma yersen de yağ yakımı normale göre daha fazla olacaktır (sebebini bilmiyorum).

Bir de vücut sen uyurken en fazla kendini yeniler, bazıları uyumadan hemen önce de protein alıyorlar. tabii bu kilo da almana neden olabilir belki bilemiyorum.

bununla ilgili bir yazı var ingilizce: angrytrainerfitness.com

adam kısaca kilo vermeye çalışıyorsan aç karnına spor yapmanın daha faydalı olduğunu yazmış, vücut daha fazla yağı depolardan yakıyor bu durumda ama yemek yenirse önce yenen yemek alıyor sırayı ve belki depolara sıra gelmiyor. Hatta Intermittent Fasting daha faydalı demiş (bu vesileyle her yıl ramazan ayında çıkıp oruç tutmak sağlığa zararlı demeye getiren diyetisyenlere selam edeyim)..

ben bazen yanlis cevap olursa ya da eklenmesi gereken bir sey varsa yapiyorum bunu.

verilen cevaplardan bazilari ciddi derecede yanlis olabiliyor ve tikler her ne kadar dogru cevabi da gösterse bir cok yazar her cevaba tik atiyor. bende genelde öyle yapiyorum kirilan darilan olmasin diye.

bunun ne zararı var ki?

kimi sorularda birden çok kişinin aynı fikirde olması aynı şeyi söylemesi ya da savunması daha net ve reliable bilgi sağlıyor.

bazen sen yazerken işin çıkıyor başka şeylere dalıyorsun sonra devam edip gönderiyorsun. sonra bi bakıyorsun ki iş işten geçmiş falan.

başkalarınında işine yarayabilir.