Un ekliyorlardır.

Nişasta ekleyen de var

Makarnanın suyuna yağ koymayın, sosun tutunmasını engelliyor.

Bir de sosa un ya da nişasta +1

@Alperz sayıları örnek olarak verdim

Bir ara en fazla faiz veren ing turuncu ve teb marifetli hesap idi. Gunluk faizli hesaplarda. Su anki durumu bilmiyorum. Bankalarin faiz oranlarina bakin tek tek. (Veya bunu yapan websiteleri var google a yazinca bulursunuz, tam bilmiyorum.)


Soruya gelince de evet birikimli ilerler. Verdigin ornekte 21.500 olunca artik 21.500 uzerinden faiz getirir.

Enpara degil.

Su an için burganbank, odeabank ve ing gayet iyi seçimler

(git: www.hangikredi.com)

Herkese teşekkür ederim. En yüksek faizi vereni seçmem yeterli mi? Dikkat etmem gereken başka detay yok mu?

Başka bir şeye gerek yok burgana yatır geç.

En yükseği o veriyor.

burgan ama dijital hesap olmalı.

Anadolubank renkli hesap 19,75 oranlı şu an en yükseği o

Vadeli hesapta gelen faizin ne şekilde duracagini seciyorsunuz. Anaparaya eklensin veya vadesiz hesaba atilsin seklinde. Anaparaya eklenirse sonraki faiz onun uzerinden hesaplaniyor.

Burgan bank'ta hesap açıyorum ben bugün. Hem oranlari iyi hem de eft vs masraf yok.

Türkiyede 150 bin tl ye kadar paranız devlet güvencesi altındadır.
Bende dün Burgan dan hesap açtım yüzde 19 faiz veriyor

@aslil
@param olacak

Hoşgeldin faizi ile birlikte mi %19? Hoşgeldin bittikten sonra oran kaç oluyor?

@senbensennedenbenlen Hoş geldin falan yok hocam Burgan'da hiç gitme faizi var, sürekli 19

burgan birAz geri kaldı son haftalarda. %20 veren bankalar var şubelye konuşunca.
stopaj indirimi de uzadı. o yüzden faizler düşecek diye aylık yapanlar var.

ben iş bankası, şubeyle konuştum. pazarlık yaptım % 18.50 verdiler. siz de şubenizle pazarlık yapın :-)

balgat- maya pastanesi

"pastannecim" pastalarını ben güzel ve f/p buluyorum. ankarada birkaç yerde şubesi var konumunuza göre internetten bakabilirsiniz. Biraz daha para harcarım derseniz "liva" da var. onu da konumunuza göre bulabilirsiniz

Livashop.com dan getiriyorlar şak diye. Biz hep söylüyoruz taze geliyor, uygun pastalar da var.

Ostim de pastacılık dünyası var. İstediğiniz kalitede pasta ve malzemelerini bulabilirsiniz

Liva pahalidir ama guzeldir uzulme ihtimaliniz yok

Pelit

zahire

bende genelde dışardan yediğimde ishal oluyorum.

Ne zaman disarda yesem aksam midem bozuluyor. En lüks restoranlarda bile bu böyle.

Ilac kullanmak niyetinde değilseniz Bolca tuzlu suyla gargara.

maşukiye.

Uzak olmasın demişsiniz ama Ekim'de Kaş çok güzel oluyor. Ege tarafı ise bolca rüzgarlı olduğundan çok tatlı olmayabilir.

Konumunuzu yazmamissiniz, neresi uzak bir yorum yapamayacagim.

Yedigöller, kaz daglari vs olabilir

Bolu yedigöller. Ya da bütçenizi biraz artirirsaniz bolu gazelle oteli.

Leblebi

Havuç

Yazın salatalık

Arjantin turbu.

Ekran görüntüsü alıp painte yapıştırın. Oradan da jpg. Olarak farklı kaydedin.

windowsta "⊞ Win + shift + S" ile ekran görüntüsü alıp png olarak kaydedebilirsin direkt.

Webp olarak indirip internetteki çeviricilerle jpg'e falan dönüştürebilirsin. Şuradan mesela:
convertio.co

linkteki anlatım eğer resim sayfada gösteriliyorsa çalışır, direk dosya ise çalışmaz

webp olarak indir.
ezgif.com
adresine yükleyip jpg'e dönüştür. jpg çıktıyı indir.

Bence hepsini pdf yapın. Daha sonra pdf içinden çıkartın istediğiniz sayfaları. Bunu online yapan bir çok program var.

PDF'e çevirmek istediğin sayfaları Yazdır sayfasında virgülle ayırarak yaz ve yazıcı olarak Microsoft Print to PDF'i seçip yazdır.

Sayfa aralığı kısmına örneğin şunu yazarsan:
1-4,6,8-10

1-2-3-4-6-8-9-10 sayfalarını yazdırır. Yani 1-4 aralığı ve 6 ve 8-10 aralığı gibi.

Direkt 1,2,3,4,6,8,9,10 olarak da yazabilirsin.

Kapatıp açınca sorun çözülmüyor mu?

Değişik denemişsiniz ama bence sorun yine de kabloda olmalı.

@mucoaga: hayır, hala aşırı yavaş ya da sabit kalıyor.
@aslil: hayır bence. çünkü üç farklı kabloyla denedim. diğerlerini dolduran kablo ve şarj aleti benimkini doldurmuyor. dediğim gibi bir anda böyle oldu.

Yapar, boz ayı yer sizi.

Çoğu şahıslara aittir. Dağlar, tepeler, nehir kıyıları vs. Orta mal yani Devlet malıdır. Ekilmiş bir tarla değilse kimse birsey demez.

Yapabilir tabii ki. Girilmesi yasak alanlar çevriliyor zaten. Onun dışında park bahçeyle aynı mantık.

başını ayıklayıp pişir. yerken kılçığını ayırıyorum.

Kılçığıyla pişirmek daha sağlıklı diyorlar. Ne derece doğru bilemiyorum.

Hamsili pilav ve buğulama yaparken kılçık ve kafayı temizliyoruz

Haslama dediginiz bugulama oluyor. Genelde bugulama firinda olur ama firin olmadigi zaman ocak ustunde yapardik. Bizim ailede bugulama yapilacaksa mutlaka kafa ve kilcik komple gider.

Kizarinca kilcik kirt kirt gidebiliyor ama bugulamada bogaza takilir bence.

Plakanizda kayıtlı duruyor. Eskiden ödemeseniz de sorun değildi, çünkü tüm gün 1 liraydı ve birikiyordu. Ama şu an saatlik ücretlendirme olduğu için nasıl olur bilemiyorum.

Önce 8-9, şimdi 2-3.

Valla salgın öncesinde de çok parlak değildi durumum ama şu son 1 aydır 1/10, bittim resmen.

genellikle 1 ara ara 2 ye çkıartmaya çalışıyorum. Ama pek olmuyor

Hem enerji seviyem düştü, hem de sürekli kendimi dinler oldum.

önce de şimdi de 6-7/10. salgından etkilenmedi.

Önceden 2-3 şimdi 6-7

salgın öncesi 8 civarı
şu an 1 ile 4 arası gidip geliyor.

şu an evden çalışıyorum, ailemle yaşadığım için onları riske atmamak için neredeyse hiç çıkmıyorum.

salgın öncesi 08-18 ofisteydim. kendi evimdeydim, evi çekip çeviriyor, haftanın 3 günü spora gidiyordum. her gün 2-3 saat trafikteydim.
spora gitmediğim diğer günler mesaiye kalmamışsam mutlaka bir programım oluyordu. ayda 2-3 kez iş seyahatim oluyordu.

şu an bunları yapacak enerjinin çeyreği yok, bazen duşa girmek zor geliyor.

Bence gerçekti. Zaten kız yakında evleneceğini söylüyor ve sonraki sahnelerde gelin olarak görülüyor.

Bence o kız Onur Ünlü’nün sevgilisi olduğu için araya sıkıştırılmış bir sahne. Kızın filmde hiçbir olayı yok. Buna da rol verelim denmiş gibi.

Kızın filmde hiç bir olayı yok yorumunuza katılmıyorum. Sinan'in bir çok şeyde olduğu gibi aşk meşk sevgili vs. Konularında da hayal kırıklığından başka bir şey elde edemediğini gösteriyor bence.

Gerçek. Gerçek olmasa düğün sahnesi ve barajdaki kavga sahnesi de olmazdı.

Diğer sahneler -yukarıda bahsedilmiş- gerçek olduğunu kanıtlıyor bence. Ayrıca Sinan’ın bildiğimiz çiğ ergenlerden olduğu fikrini daha da pekiştirmemiz için “bakın bu da aşk hayatı” denilerek yerleştirilmiş bir sahne olduğunu düşünüyorum.

Enfeksiyondur. Saydığınız diğer semptomlar sonradan gelebilir. Geçmiş olsun.

Fmf olabilir. Dikkat.

wow tempur 21binlira diyor. inanılmaz. taksit falan yapmazlar mı ya kredi çekeyim yatak için.

peki tempur da ne var da bu kadar pahalı ?

Adı üzerinde malzemesi tempur, pahalı bir malzeme.

Yatak kişiye özel bir ürün, kendiniz denemeniz lazım. İyi markalar arasında idaş fiyat konusunda iyi, yatakları da iyi. Pahalı olarak altın yatak'tan yanlış hatırlamıyorsam amour var, onu beğenmiştim.

Yatsan'da ise king koil ve yatsan markalarının 120. yıldönümü yatakları hoşuma gitmişti.

Ama bunlar tamamıyla kişiye özgü durumlar. Mesela yatsan serta çok satılan bir model ama benim hoşuma gitmemişti. Yada Visco yatağı da sevmiyorum, lateks daha çok hoşuma gidiyor. Bazıları da tam tersini düşünür.

işbir bakabilirsiniz ben çok severim çok da güzel yatakları var.

Yatsan Switzerland.
Mutlaka araştırın, oteller de bu yataktan kullanır. Ben çok memnunum yıllardır.

Nissan qashqai. Motoru çok iyi, donanım olarak güzel, geniş de sayılır. Bütçem olsa alırdım.

Skoda Octavia

skoda octavia veya karoq

Skoda Octavia demeye gelmiştim.

Peugeot 3008.

2018 Civic sahibiyim. Çok Memnunum. Ama gözüm yeni tucson da. 3008 ve tucson çok araştırıyorum.

Şehirde yaşıyorum, suv da tercihim olabilir ancak küçük araba olarak da öneri gelirse sevinirim

araba seçiminizde farklı beklentiler vardır. sizin için yeni olması mı, konforumu, piyasası mı önemli? karar verin önce. suvu ben aile olmadığım sürece tercih etmem. suv zaten bence çok gereksiz bir segment. yeni araç istiyorsunuz, sağlamlık önemliyse alman uzun ömür japonlarda. düzgün temiz bir 2. el golf ideal bir araç.

Bir doktor arkadaşımın doktor arkadaşı aşıdan sonra hasta olup pozitif çıktı. Ama ilk dozu vurulmuştu sanırım sadece

hemşire ev arkadaşım oldu 4-5 gün önce ama şimdilik sağlam görünüyor.

wset.com

Oluyormuş. Etkinlik oranı hesaplama yöntemini eleştiren bir yazı vardı ekşi sözlükte. Keşke kaydetseydi.

erkeklerin işi kolay bence. takım elbiseniz olacak; siyah, lacivert, gri gibi. sonra hoşunuza giden ceketleri alıp kanvas, kumaş benzeri pantolonlarla kombinleyeceksiniz. ceketleriniz düzün yanı sıra ekoseli, kareli vs. de olmalı. gömlek genelde beyaz, buz mavisi vs. oluyor. yine çok aykırı olmayan renklerde alabilirsiniz. ceket gibi kareli gömlekler de olabilir, ama yaşlı işi modellerden olmamak kaydıyla. tek olay bunları doğru renklerle kombinlemek. mesela ya normal takım giyersiniz; ceket pantolon aynı olur. ya da smart casual tarzda pantolon krem tonlarda açık olurken, ceketiniz lacivert ya da kahve olabilir. bir de 2 düz olmayan şeyi bir arada kullanmamanız lazım; örneğin ceketiniz kareliyse gömleğiniz düz olmalı. gömlek çizgili/kareliyse ceket düz olmalı. kombin fotosu için netten bakayım, link eklerim. bu arada ayakkabı ve kemer aynı renkte olmalı.

www.coulfate.com
www.google.com
www.google.com
www.google.com
www.google.com
www.google.com
www.google.com
www.google.com

Şöyle bir site var :
adamgibigiyin.com

İş hayatına başlarken bana çok yardımcı olmuştu. Belki işinize yarar, güzel tavsiyeler ve bilgiler mevcut.

en kolayi pinterest'te bir arama yapmak. business style for men, business casual men, capsule wardrobe for men gibi aramalar yaparsaniz hem harika oneriler goruesunuz, hem de minimal olcekte alisverisle maximum verimi aldiracak capsule wardrobe akimiyla tanismis olursunuz.

maddi sıkıntın yoksa + fit bir vücuda sahipsen caddebostan'daki damat mağazasına git (Ya da başka bir flagship damat mağazası da olur, sanırım nişantaşı'nda da var) orada giyim danışmanı gibi abiler oluyordu en son. her türlü yardımcı olurlar.

kesinlikle zamana yayarak teker teker sindire sindire al. tek bir magazaya gidip bir anda toplu alim yaparsan (asker usulu) 1 sene icinde aldiklarinin %90'ina dokunmuyor olma ihtimalin cok yuksek. zaman icinde uzerine ne oluyor, zevkine ne gidiyor kesfedersin.

Demir eksikliği olabilir. Ölçtürmeniz gerekir.

@aslil

Maalesef ölçtürme şansım yok. Burada revirde ölçmüyorlar. Acil bir yaralanma gibi durum olmayınca hastaneye gitmek de yasak. Eczaneye gitsem verirler mi?

Revirde doktor, hemşire olmuyor mu? Veya belli zamanlarda sağlık kontrolü yapılmıyor mu? Demir ilacını kafanıza göre kullanmayın. Şeker tüketmeyin bir süre. Karbonhidrata da dikkat edin. Ciddi halsizlik varsa bir yolunu bulup doktora görünün.

@zihua

Doktor var ancak kan testi yapmadıklarını söyledi.

demir ilacı alabilirsiniz, kansızlık vardır muhtemelen. pekmez falan da için. imkanınız olan zamanda tam kan tahlili yaptırın ama. 5 dakikalık bir iş zaten.

belki başka bir eksikliğiniz vardır bence hemen demir almayın. ben b12 ve d vitamini eksikliği yaşadığım bir dönemde çok halsizdim mesela. zihua +1

d vitamini eksikliği de yorgunluk halsizlik yapar.

multivitamin haplarından için. solgar falan. bedelli askerlikte bile çok yakın arkadaşım 2 günde bu hale gelince böyle çözmüştük.

Yapabilirseniz günlük kısa yürüyüş ve temiz hava iyi gelir, kan dolaşımı olmayınca vücut çökkünleşiyor, ayakta esneme hareketleri de yapabilirsiniz. Ayrıca vitamin hapı ya da taze meyvve ile (bulabiliyorsanız) destekleyin. (Koşullarınızı bilmiyorum).

D ve C vitaminleri olarak ayrı da alabilirsiniz.

tiroit de olabilir, erkeklerde pek gorulmez ama yine de ihtimaldir. kilo alma egiliminiz var mı bi gözleyin bakalım.

demirse de eksiklik, pekmez vs.den ziyade et ve bol yeşillik tuketmeye calısın. cayı yemegin hemen ustune icmeyin,

Ben de arasında kalıp kobo clara hd modelinde karar kılmıştım. Benim tercihimi belirleyen fark kobo daki mavi ışık filtresi idi. Gece okumayı seven biriyseniz çok çok önemli.

@aslil
hangi modeli? gece derken karanlıkta okuma mı?

Bahsedilen mod baş ağrısı yapmaması için. Renkleri gözü yormayacak şekilde filtreleme. Mum ışığı / Gece ışığı modu olarak da geçer.

Kindle'ların artık her modelinde entegre ışık var. Yani Paperwhite ile normal modelleri arasında kayda değer bir fark kalmadı.
Yurtdışında bir tanıdığınız, akrabanız, arkadaşınız falan var mı? Söyleyin, Avrupa'dan gelirken size bir tane bavuluna atıp getirsin. En yeni Kindle'ların bile Amazon'da şu anki fiyatı liraya vurunca 710 lira. Bir tane kendinize, bir tane de devlete almayın boşa. Yazıktır.
Mart-Nisan ve Ekim-Kasım gibi büyük indirimlere de sokuyorlar. Daha 6 ay önce 47 euroya aldım Kindle'ı.
Böyle 1400 lira diyince, üzüldüm.

Ben Kindle kullanıyorum ve memnunum. Aydınlık yerde zaten ışık kapalı kullanılıyor ve sorun olmuyor ama gece mavi ışık filtresi avantaj olabilir gerçekten @aslil in dediği gibi.

Kindle'ın avantajı dünyada yaygın olması. Bu yüzden redditte falan subredlerde sözlüktür ne bileyim fonttur bulmak kolay. Kitap sitelerinin doğrudan kindle'a gönder özelliği falan oldukça işe yarıyor. Ayrıca tarayıcı uzantıları var web sayfasını doğrudan düzenleyip kindle'a gönderiyor makale gibi.
Yani makale okuyacaksanız pdf indirip kabloyla bağlanıp içine atma derdinden falan kurtarıyor.

Bir de Tolstoyevski şu podcastinde (git: open.spotify.com onyx boox okuyucunun reklamını yapmıştı. Ben podcasti telefonuma indirerek dinlediğim için duyuyorum ancak artık online dinlerken o kısımlar yok sanırım değiştirilmiş. Neyse demişti ki üzerine not alma özelliği varmış kalemiyle falan baya beğendim emektar kindle'ı ortak kullanıyoduk hanıma bıraktım ben buna geçtim demişti. Belki makale okuaycaksanız böyle bi özellik de faydalı olabilir.

Ha dümdüz yolda belde taşımak içinse kindle daha güvenli bi seçim olur. Asla aldığınıza pişman olmazsınız. (Benimki paperwhite 10th gen)



edit: kindle'da pdf açamadığınızı nerden çıkardınız @co2

ben de bir ara bakmıştım. ikisini de almamış olsam da benim için belirleyici olan kobo'da pdf açabilecek olmamdı.

"İkinci ele paramız yetmedi, sıfır aldık" diye şakasını yapıyorlardı. Bir ara gerçekten boku çıkmıştı piyasanın. Sıfır alacaksan faklı şehirlerdeki galerilerle irtibata geç. Arada yüzde 5 civarı fark olabiliyor.

Soruna gelecek olursak, bütçen elveriyorsa her zaman mantıklı. Fiyatlar düşer diye bekleyim diyorsan, bence en geç yıl sonuna kadar bekle. Doları 7ye fiyatlıyor goldman falan. Arabalar satılmazsa indirim yaparlar. Pek de satılmıyor diye duydum.

@the coon haklı. Bir de kimse kusura bakmasın, Türkiye'deki ikinci el olan hiçbir şeye güvenmiyorum ben. Aracı kontrol edecek eksper ya da sanayideki usta da dahil güvenilmeyenlere. Usta zaten eksperden açık ara daha iyi ama...

mantıklı evet. 10 yaşında arabaya 100 bin vermektense sıfır tercih edilir.

şu an en makul fiyatlı diyebileceğimiz sanırım egea var ve onun da başlangıç fiyatı 130 bin ki yaz gibi arkadaşım aldığında 10 bin liralık ek paket alma şartı koşuyolardı. durum böyleyse 140 bin olur 1.4 benzinli egea. sıfır araç olması güzel ancak bu arabaya bu motorla binenin eli cebinden çıkmaz ve güven veren bi araç değil. eğer aileyle binilmeyecekse ben düşük kmli 1.2 tsi otomatik vw polo bakardım. hatta biraz daha bütçe varsa düzgün 1.2 tsi jetta bakar uzun süre sorunu kökten çözerdim. sıfır aracın söylemesi güzel ama diğer taraftan koltuk poşetlerini ben sökücem diye de yağ tenekesinden bozma, yakıtı sünger gibi emen araçlara da bulaşmazdım.

en basitinden egeanın benzinlisini alacağıma lineanın dizelini alırdım. en azından konfordan ve güvenlikten kurtaramıyosam yakıttan kurtarırdım.

Lansmanı yapılan araçlar çok daha mantıklı olabilir.

İkinci el aldığım araçlarda o kadar çok çile çektim ki Son dört aracımı bir üst model ikinci el alacağıma bir alt model ama sıfır aldım. Hic sorun yaşamadım yıllardır.ha çok iyi bir ustanız vardır, biraz da şanslısınızdir o zaman başka.

sıfır almak kesinlikle mantıklı - yalnız o firmalardan uygun faizli kredi alırken muytkaka şartlarını incele derim. bazıları mesela 4 sene boyunca kaskoyu bizden yaptıracaksınız diyor, hayvan gibi kasko bedeli çıkarıyorlar, vs vs.ç

ya arkadaşlar ikinci el fiyatları düşmedi mi ? hani düşecekti

sıfır araba alın ama garanti süresi en uzun markayı alın.

fakat alacağınız araba hemen piyasaya çıkmamış bir araba olsun. hele korona zamanında komple yeni üretilen bir arabanın yedek parça tedariği, bayi eğitimi, özel ekipmanlarını sağlamak bir yana o arabanın sorunsuz şekilde fabrikada üretilmesi de zor. bu işler 1-2 seneyi buluyor.

peugeot'un, opel'in bazı modellerinin sıfırını almak bu yüzden çok da mantıklı değil şu an.

----

not: yurt dışında yaşıyorum. burada da sıfır araba yerine ikinci el almak mantıklı geliyor bana. 5 bin euroya alıp bin euro masraf yaptığın bir arabayı 3 sene çok güzel kullanırsın.

iş arkadaşım 500 euro'ya aldığı 1.9 volvo v40 dizeli 2 sene turbo değişimi ve hortum değişimi ile kullandı. en sonunda arabanın blok çatladığı için hurdaya attı.

Toyota yarış al. Ekonomik güvenli sağlam araç

150ye 5-8yaşında fln jazz anca bulursunuz. İçi ferah ve sorunsuz bi araba kesinlikle ama onun yerine bir şekilde bütçeyi 190 yap 0 km polo al yani. İ20, skoda fabia fln da 180 civarı olması lazım sıfırı. En azından kafan rahat olur.

Uzun yolda kullanacağım diyorsunuz. Jazz harikadir bence de ama Uzun yol için jazz, polo, fabia, i20 gibi b segmenti araçlar pek de uygun değildir. Yorar, dayak yemişe dönersiniz uzun yol sonunda. C segmenti tavsiye ederim o paralara.

Pulsar

Arkadaslar ilk arabam ve sifir almak istemiyorum. Ki pekte tecrubeli oldugum soylenemez soforluk konusunda :)

Jazz var bende.mesaj atarsanız yardımcı olabilirim.

otomatik üzmesin diyorsanız konfor ve özellikten vazgeçip 5 sene altında olmayan japonlara bakın. uzun yolda b segment yorar ayrıca.

2016 ve üzeri c4 1.6 e-hdi tam otomatik olan modelden alabilirsin. geniştir rahattır C sınıfı bir araç.

Bir miktar daha bütçen varsa benim cx-5’i vereyim
4x4 awd

Bir miktar? :)

Hyundai Kona olabilir 2018-2019 falan

tucson veya 3008

Kadjar

tucson..tucson..tucson..yok boyle yakışıkllılık...
kalbim onu derken mantigim qashqai der, piyasasi peynir ekmek gibi..

Ford Puma, hem yeni model bir araç hem de güzel bence tipi. fiyatı da size uyar diye düşünüyorum.

biraz küçük ama

www.arabalar.com.tr

fena değil seat arona. gidip bir yerinde inceleyin tabi. küçüklüğümnden şikayet ederseniz

dacia duster
kia sportage

gibi iki seçenek var. ama onlar otomatik değil. zaten sizin istedğiniz fiyat aralığına dizel otomatik suv yok.

Opel crossland 224’den alan gördüm Facebook gruplarında
1.5 dizel otomatik

Hayırlı olsun. Her şey güzel olacak!

kendiniz diyorsunuz, bu beyninizin size oynadığı bir oyun sadece :) bunu düşünün. hayırlı uğurlu olsun, darısı başıma.

Bir süre bocalayacak olsan bile seni kovmazlar. Kovulmadığın sürede de toparlarsın. O yüzden sıkıntı yok. Ne kadar yetkin olursan ol bu tür tedirginlikler olur zaten.

AYYYYYii çok sevindim :)
hadi hayırlı olsun oh beee.
hiç bişey olmaz. karıştırırsan karıştırırsın nolacak :D yeni başlamışsın zaten kim ne desin? şirkete ceo mu aldılar sanki en hayati stratejik kararları sen mi alacaksın? :D
hatalar yapsan bile nedir yani peeh.
gayet güzel alışırsın, tekrar tebrikler. zaten nisana çok var.

Sakin olman lazım.

"ya yöneticim çok uyuz biri çıkarsa..."

Çıkarsa çıksın sen işine odaklan elbet her şey yolunu bulur.

Not: İş alanında yapmacık sosyal ilişkilere tahammül edemeyip freelance çalışmayı seçmiş biri olarak yazıyorum. Pek kaale alma beni yani.

Hepinize çok teşekkür ederim inanılmaz zor üç yıl geçirdim işsiz olarak... Düşmanım bile bu dönemi yaşamasın

Hocam mevzu ise girene kadar. Sonra sen de goreceksin ki kimler kimler calisiyor o pozisyonlarda.

Ki sen 3 senenin gaziyla ortaligi ziplatirsin :)

Hayirli ugurlu olsun :)

iyi çalış ortamda seninle yaklaşık pozisyonda olanlara iyi iş yaptığını gösterme. üst yöneticin bilsin yeter. kıskanırlar.

En fazla bir bucuk sene sonra kendimi tekrar etmeye başladım diyip başka bişeyler mi yapsam diyeceksiniz bu yüzden şimdi çok büyütmeyin.


Başarılar

Tebrikler, hayırlı olsun. Şu anda da, işe başladığında da sakinlik çok önemli. Başarılar diliyorum..

Hayırlı olsun, nick, olay uyumu :) (sakin olmam lazım) gaza getirecek cümleler kuramıyorum ben maalesef ama şu gif i bırakmaya geldim
i.pinimg.com
Başarılar her şey gönlünüzce olsun ^^

Annemin evinde de olmuştu. Salondakiler ısınırken bazi odalar buz gibiydi. Usta geldi kombinin altında minik bir filtreyi temizleyip taktı. Isındı tüm petekler. Mantıksız gelmişti bana ama düzeldi.

Petekler hava yapmıştır. Bunların küçük anahtarları olur yoksa da bir liraya falan alabilirsin, peteğin buna uygun vidasını biraz gevşetip su gelene kadar beklersen havasını almış olursun, o zaman komple ısınmaya başlar petekler. (Radyatör panelden bahsediyorum)

İkeaninkini kullanıyorum bir sorunum yok ama kıyaslamak için başka kullanmadım

Bialetti kullanıyorum. Memnunum.

Lpg-300

aylık 600 tl falan benzin.

Pandemi oncesi 300, pandemiyle 2-3 ayda bir 150

pandemi öncesi 750-800 falan, araç benzinli. biraz gezmeye kalkarsam 1000.

motor: 1.6 benzin 320i, yapılan km : 1200-1400 arası aylık.

250-300 leri şaşkınlıkla okuyorum.

benzin - yazın 200-250 tl civarıydı, şimdi yasaklar sağolsun (!) bütün kış için toplam 100 tl bile tutmaytacak herhalde.

Pandemi öncesi 1000-1200 civarıydı, pandemi döneminde ayda 1 depo ancak gidiyor (350 civarı)

motor yazmakta da fayda var bence, 1.5 tfsi

400-600 arası değişiyor. Pandomi öncesi 1000 altına inmezdi tabi.

Benzin - 720/760 tl

2-3 bin arası değişiyor.

3.0 dizel

Mevsimine göre değişmekle birlikte otomobil ayda 1 depo, motosiklet 2 depo. Aylık olarak yaklaşık 100 litre diyebilirim. Benzin.

£40

pandemi öncesi 600-1000 tl
pandemi sonrası 50 tl :(

not: en son haziranda fulledim. 54 lt

şirket taşıtmatiği sağolsun 0 tl.
taşıtmatik olmasaydı 300 olurdu aylık. Dizel.

fakat pandemi sebebiyle en son yakıtı kasım ortasında aldım ve deponun yarısından fazlası dolu hala. bütün kışı tek depoyla geçireceğim muhtemelen.

benzin + lpg
lpg sürekli kullanıyorum.
şu dönemde 400-450-TL

çok klasik dolandırıcılıklara dikkat et. örneğin para sana aracı satın alacak şahıstan gelmeli. başka birinden gelen parayı geri alabilirler. parayı hesabında görene kadar noterde işlemi tamamlama, anahtarı teslim etme. sahte dekont ya da eft iptali gibi durumlar çok yaygın. en temizi yanına işi bilen bir arkadaşını almak.

www.vakifbank.com.tr

Yapılan eft'yi geri çekme çok oluyor. Hesabınızda parayı görünce önce başka bir hesabınıza gönderin mesela, sonra noterde onayı verin.

İlgili şahıs yada başka birisinin hesabına gönderdiği parayı kafalarına göre geri isteyemezler. Sadece bankanın sistemsel bir hatası varsa geri alınır. Satın alan yada başkasının “kendi gönderdiği” para hesabına geçtikten sonra senin onayın olmadan banka da iade edemez. Bunun haricinde arabana güveniyorsan satın alacak şahısla bir ekspere gidin. Ekspere gitmeden önce aracının kaza/hasar bilgilerini söylersin. Ekspere gidince ücreti satın alan öder. Ama senin söylediklerin haricinde başka bir şey çıkarsa sen ödersin.

Anlaştıysanız notere gidersiniz. Noterdeyken hesabına parayı yollarlar. Noter de orada soruyor zaten “paranızı aldınız mı?” diye. Ok dedikten sonra resmi olarak satış gerçekleşir.

@silah taciri

para aracı üstüne alan dışında başka birinden geliyor.
adam gönderdiği para için ilamsız icra takibi başlatıyor, borç verdim geri yolla ya da yanlışlıkla yolladım gibi. araba sattım vs deyince de aracı üstüne alan kişi ben parayı elden aldım olayla alakam yok diyor çıkıyor.

üstüne malı mülkü olmayan adamda tabi işe yaramaz ama bankada parası olan, evi vs olan kişi için icra riskli iş. defalarca yaptılar bunu.

@orpheus işim bu desem? :) borç yolladım derse borç olduğunu “gönderen” ispat etmek zorunda. Bankacılıkta “yanlışlıkla yolladım” diye bir şey yoktur. Bankanın kendi hatasıyla yolladığı/yatırdğı para haricinde işlemin iadesini istiyorsan hesabına para yatan kişinin kabul etmesi gerekir. Kabul etmemişken banka o parayı geri çekerse bankanın da sıkıntısı büyük olur. Eğer aksi bir şey olsaydı bankacılık diye bir şey kalmazdı.

"yanlışlıkla yolladım" gerekçesiyle geçen hafta gönderdiği parayı bir saat içinde geri aldı tanıdığım.

@aslil

İmkansız.

EFT geri döndürülebilir bir işlem çeşidi değil. Yanlışlıkla yolladım, geri alayım diye bir durum söz konusu değil.

@aslil paranın geldiği hesap sahibine, banka sorar. “Yanlışlıkla olan hatalı bir işlem yapıldı, parayı ide edebilir miyiz?” diye sorar. Hesap sahibi kabul ederse iade edilir. Kabul etmezse eğer, banka o parayı iade edemez. Yasak!

bi şey yapmana gerek yok. öncelikle kafanda bi fiyat belirle ve yalvaran yakaran, ölüm kalım meselesi benim için diyen bile olsa o rakamın altına inme çünkü bazı gelericiler gelip türlü oyunlar oynayarak arabaları ölü fiyatına toplamaya çalışıyolar. fiyatını belirle.
sonra anlaştığınız adamla ekspertize gidin. ekspertizi yaptırın.
en son arabayı üzerine alacak şahsın hesabından para senin hesabına araç alım satım bedeli adı altında aktarılsın. başka hesaptan veya elden kesinlikle para kabul etme.
sonrasında zaten satışı verirsiniz.

not: arabayı ilana koyarken satmayı düşündüğünüz rakamın 5-6 bin üzerine koyun. o rakam zaten pazarlıkla satmak istediğiniz fiyatlara gelecektir.

EFT gönderilirken açıklama kısmına "şu marka aracın satış bedeli olarak, şu kişiye ödeme" şeklinde bir yazı yazdırt mutlaka. EFT'nin açıklaması bu olsun yani.

Para gelir gelmez başka hesabına geçir.

Sonra Noter'e imzayı at.

Ben satış işlemi sırasında aracın eksiklerini yazdırtmıştım. Atıyorum "yedek anahtarı eksik olarak teslim edilmiştir" gibi not ekletmiştim notere.

Bu arada noterlerde alternatif bir sistem de var. Alıcı parayı noterin hesabına yolluyor, para noterde tutuluyor. Sonra size aktarılıyor. Bunu da bir sorun. Dolandırıcılıkların önüne geçmek için. Ama para size gelmeden hiçbir şey imzalamayın:)

Aracı görmek isteyen sizi bulsun, sizin bildiğiniz yerde görsün aracı. Bilmediğiniz yerlere hele tek başınıza araç götürmeyin. Gasp, darp vb olayları yaşanıyor nadir de olsa.

Mümkünse yanınıza birini alarak gidin satış işlemi için. nolur nolmaz.

"Vay ben aracı enişteme alıyorum, o yarın gelecek, dur paranın yarısını şimdi vereyim kalanı yarın" gibi şeylere inanmayın. Dürüst bile olsa riske girmeye değmez. Yarın diyorsa o zaman yarın paranın tamamıyla gelsin.

Notere gidecekseniz erken saatlerde gidin. Genelde dolandırıcılar tam kapanış saatlerinde notere gitmek ister özellikle de cuma günü. Vay biz EFT'yi yolladık da saati geçti, yarın hesabında olur kardeş bak burada talimatı verdim falan diye sizi kafalamaya çalışırlar. Erken gidip, işinizi halledin, "parayı görmeden aracın devrini yapmayın"

Ekspertiz e götürdüğünüz yerlere dikkat edin. Bazen alıcılar kendi tanıdığı yerde ekspertize sokmak istiyor. Doğrudur adam da haklı kendine göre. Ama bazı acemi ellerde ekspertiz yaparken özellikle motor falan arabanın canına okuyorlar. Onlara dikkat edin.

Elden nakit kabul etmek riskli olabilir. Para sahte mi değil mi orada anlamanız zor çünkü. Zaten yasak da aslında belli bir meblağ üstünü elden vermek.

Alım satım işleminin nasıl yapılacağını baştan konuşun. EFT mi? Yoksa çek mi (riskli bulurum ama böyle alan da var)? Devir ücretini kim ödeyecek? Son MTV ödenmemişse kim ödeyecek? Atıyorum ben temmuz ayında bir araç aldım, MTV'si ödenmemişti hadi dedim ben ödeyeyim zaten ben kullanacağım artık adam kullanmayacağı arabanın vergisini vermesin. Ama bunları baştan konuşun.

Tam noterde işlem yaparken "ay dur bunu siz verin yanımda nakit yok vb. çok dert oluyor. Bir de ortalık karışıyor bir anda ne aldın ne verdin." Ya da eft diye konuşuyorsunuz, adam bir anda çantadan torba çıkarıyor, ben size 90bin havale yaptım, 20bin de bu torbada altın olarak var falan diyor. Hiç bunlarla uğraşmayın. Baştan konuşun nasıl yapılacağını işlemin.

En temizi bu. Ama parayı almadan arabayı vermeyin:)

Ps4

nintendo switch

fiyat-performans: xbox series s + gamepass. 3900'e kadar düştü.

6-7 yaş için kesinlikle Nintendo Switch.

Her ne kadar sorunuzun tam cevabı olmasa da o yaşlardaki çocuklara konsol, pc, tablet, cep telefonu gibi cihazlar alınmasına son derece karşıyım. Çünkü artık oyunların içinde çocuklara çook aşırı gelebilecek unsurlar bulunmakta. Bilmiyorum ben mi çok abartıyorum ama çocuklara iyilik yapmak isterken kötülük yapılıyormuş gibi hissediyorum.

Her neyse kesin alacaksanız en azından çocuğunuzun yaşına göre olabilecek, abartı ve uygun olmayan oyunlar oynayabileceği konsollara bakmalısınız. Tabi çocuğunuzla ilişkinizi güçlendirecek ve kaliteli vakit geçirmenizi sağlayacak oyunlar olması da oldukça önemli. O yüzden ben de Switch derdim.

Switch +1
O yaş grubu için bence daha arcade, soft içeriklerin olduğu ürünler daha mantıklı. Switch'de yüklesin mario'yu takılsın çocuk. Hem de acayip eğlenir.

Xbox, ps bana biraz gereksiz ve erken geldi o yaş grubunda

nintendo switch +456

hangi oyunlar var bilmyiroum ama bildiğim kadarıyla 2 kişilik oyunlar fazladır switch'de. Arada birlikte oynarsınız.

Cok iyi niyetlisiniz belli ama bence de almayın. Yeğeniniz teknolojiye ilgi duyuyorsa inanilmaz gelişmiş lego tecnic yapım oyuncakları var. Bir inceleyin derim. Bütçe olarak da yakınlar. Hem de çocuğun hayal gücü, analitik zekası çok daha güzel artar.

Decathlon'da satılan termoslar hem kaliteli hem fiyat olarak makul.

ben de decathlon demeye gelmiştim daha yeni aldım memnunum. su bardağı 200 ml oluyor o şekilde hesaplayabilirsin.

Trendix oneririm. Akitmiyor ve aksama kadar sicak tutuyor.

kişi sayısı önemli. tek kullanımlık karton bardaklar genelde 200 ml oluyor. paylaştığın 1.2 lt olanın büyük versiyonu bende var. 24 saatten fazla süre sıcak tutuyor. kamp için ideal.. senin versiyon ise basmalı yani çay kahve için kullanımı daha kolay. o olabilir.. ama çok içiyorlarsa 2-3 lt olanlara bakmalısın. penguen marka f/p oranında iyidir.

(git: www.hepsiburada.com)

tema müziği yeter..

www.youtube.com

ayrıca orijinal dilinde ilk okumaya çalıştığım kitaplardandır yeri ayrı.

en çok Hogwarts için sevdim.

2002 yılında Harry Potter ve Sırlar Odası'nı sinemada izlemiştim. Neredeyse 20 yıl olmuş. Harry Potter büyürken ben de büyüdüm. Birlikte büyüme olduğu için yeri ayrı oluyor. Yeni film için bir yıl bekliyordum. Sinemada izledikten sonra CD'sinin çıkması altı ay sürüyordu. Hikâyeyi bu şekilde yaşayınca doğal olarak çok seviyorum. Eser olarak neden çok seviyorsun derseniz kitap ya da film, çok zekice bir hikâye, her ayrıntısı çok iyi düşünülmüş derim.

Benim için Harry' nin kimsesiz oluşu idi. Çocukluğum hep bu hisle geçti. Kalabalık bir ailede yaşıyorum. Okulda öğretmeni tarafından salak muamelesi gören, ailemde azarlanan silik bir çocukluk geçirdiğim için Harry ile özdeşleştirmiştim kendimi. Daha sonra Harry' nin kendisinin farklı oluşunu keşfetmesi hayatının başrolü olması, beğeni toplamaya başlaması bana da umut vermişti. Tabii büyüdük. Çok şey değişti.

ortaokul sonu vakitlerdi sanırım harry potter ilk çıktığında, benzer türe ilgimiz olduğu için bir arkadaşımla birlikte okumuştuk. öyle başladık. hatta ilk kitap türkçe'de "felsefe taşı" değil "büyülü taş" olarak çıkmıştı. hikayesi çok kolay saran bir örüntüye sahipti. rahat okunuyordu. merak unsuru bol. yeni bir dünya çizmiş, içine çekebiliyordu. bir çocuğun içinde olabilecek büyülü bir dünyaya kaçma arzusuna hitap var. karakterlerle bağ kurabildik zamanla. üçüncü kitapta sirius'la çok güzel bağ kurduk mesela. snape'in ilginç hikayesi vardı, trust snape meselesi vardı. karakterler iyi kurgulanmıştı yani. bir de tabii birçok benzer türün altyapısını iyi kullanıyor, iyi yazılmış olma durumu var sanırım yani gerçekten. hikaye kilit noktaları güzel doldurdu, çok bir şeyi açıkta bırakmadı. büyülü ıvır zıvırların yanında dramatik olaylar da iyi eklenmişti. keyifli bir yolculuk sunmuştu, heyecanla bekletebilmişti.

bence çeviri anlamında da çok başarılıydı, belki o yüzden de epey severek okuyabildik. en son kitabı ingilizce olarak okumayla süreci tamamladım. çok ilginç gelmişti ingilizce okumak, "bunlar baya british tiplermiş" duygusunu ingilizcesini okuyunca aldımdı, sürekli bloody denip duruyor :) böyleydi yani benim için.

bizim nesile kitap okumayı sevdiren seri o. Kim derdi çocuklar 1000 sayfalık kitap okuyacak :D Zümrüdüanka Yoldaşlığını okuduk ama.

Okulda tavsiye edilen klasikleri okumak için erkendi (ben ilkokulda okudum Harry Potter'ı, 4-5-6-7 sonra çıkmıştı tabii ortaokul lise vs.) fantastik farklı bir dünya hoşuma gitmişti.

Ilk kitabi okudugumda 11 yasindaydim, son kitap ciktiginda lise sonda. Birlikte buyuduk.

Dili akici, hikayesi guzel, kitaptaki karakterlerden en az birinde kendini buluyorsun. Ayrica cevirisi yapilmis en iyi cevirilerden biridir.

Son kitap haric her kitabi en az 5 defa okumusumdur. En son iki yil once orjinallerini okudum, ve butun bu yillar boyunca her okuyusumda bakis acimin nasil degistigini gormek acisindan da oldukca guzeldi.

Simdi 30 yasindayim, ne zaman kimseyle konusmak istemesem, depresyonun dibine vursam eski bir dost, bir siginak gibi tekrar elime aliyorum kitaplari. Bana iyi geliyor.

Filmlere gelirsek, daha ne kadar tirt yapabilirlermis bilmiyorum. En sevdigim film azkaban tutsagi, cunku cekimler vs. Ancak filmler boyunca hikayede o kadar cok sey atlanmiski kitaplarin verdigi hissin onda birini bile vermiyor filmler.

Ilk 3 filmi birkac defa, 4 haric digerlerini birer defa izledim. 4. Filmi gecen yil izleyecek bir sey ararken netflixte veya primeda onerilince tekrar izledim ve filmleri neden hic sevmedigimi tekrar hatirladim.

Filmlerini beğenmem ama kitap serisini üçer kez okudum. Muhteşem bir kaçış edebiyatı benim için. Gerektiği yerde sıcak gerektiği yerde gerilimli olmayı bilen, başından sonu belli olan ama belli etmeyen, ara ara da hem gençlere hem yetişkinlere önemli mesajlar verebilen bir seri.

kitap serisini bitirmedim maalesef ama filmlerini çok seviyorum.
ilk film çıktığında 11 yaşındaydım. felsefe taşı çıkmadan önce güzel bi pr olmuştu. her yerde harry potter vardı. cola bardaklarına kadar. o kadar izlemek istiyordum ki. hatta dayanamayıp filmi tahmin ettiğim bi hikaye de yazmıştım. tabii alakası yoktu, bu kadarını gerçekten hayal bile edemezdim. ilk çıktığı hafta sonu teyzem ben, annem ve kuzenim capitol'e gitmiştik. bütün seanslar doluydu ve bize uygun olan seansa girersek ertesi gün okula gidemezdim çünkü evimiz uzaktı biraz. kuzenim hahaahh diye gülerek girerken ben ağlayarak eve dönmüştüm. ertesi hafta gidip izlemiştim. sonra 2 ve 3. filmi o kuzenimle izledik ama o devam etmedi. ben bütün filmleri sinemada izledim. bazılarını 2 kere hatta. buna sonradan çıkan ve hiç beğenmediğim fantastik canavarlar da dahil.

üstteki cevaplarla aynı aşağı yukarı, yalnız ve mutsuz geçen bir çocuklukta bana bambaşka bir dünyanın kapısını açmış olması, okumayı sevdirmesi, güzel çevirisi vs.

benim açımdan ayrıca artısı katıldığım hp forumlarında arkadaş çevresi edinmem ve sosyalleşmeye başlamam (buluşmalar, online hayatta bir sürü arkadaşımın olması). aşırı özgüvensiz olduğum halde kendimi değerli hissettiğim bir yer olmuştu bu forumlar.

Özgür Willy' den sonra sinemada izlediğim ilk film Felsefe Taşı' ydı. Aklım çıkmıştı. Küçük bir ilçede doğup büyüdüm, kitaplara erişmek kolay değildi; ki o zamanlar internet alışverişi de bu kadar yoğun değildi kangurum falan vardı en fazla migrosun. Bir gün teyzem elinde Azkaban Tutsağı ile çıktı geldi.Annem bahsetmiş kitapları sorup durduğumdan. 2 gün sürmüştü bitirmem 5 veya 6. sınıfın yazıydı. Tabi zehri alınca durdurak bilmedim. Yayımlanan bütün kitapları okudum. esrardairesi.com vardı o zamanlar, sabah akşam forumlarda teori konuşurduk, birçok internet arkadaşı edinmiştim. Son kitabın orijinali Türkiye'de satışa çıktığında yine siteden bir grup kendi imkanlarıyla kitabı çevirip forumdaki grupla paylaşmışlardı.Son kitabı bir hayli önce okumuştum. Kitaplar çok güzeldi evet ama üstteki bazı arkadaşların da belirttiği gibi o dönemle de alakalıydı galiba tam büyürken maruz kalmak o dünyaya. Büyüleyiciydi xd

Ben de ilk kez Büyülü Taş baskısıyla keşfettim ve en başından beri takip ettim seriyi. Hatta iyice popüler olduğunda yeni kitaplar çıktığı gibi biterdi. O zamanlar sürekli alışveriş yaptığım kitapçı bana bir tane ayırırdı, ben ders çıkışı gidip alırdım, yemeden içmeden uyumadan o kitabı bir oturuşta bitirirdim.

Ben zaten kitap delisiydim, en büyük hobim kitaplardı. Harry Potter da benim için inanılmaz büyük ve detaylı bir evrendi, kahramanlardan biri dış görünüş tasviriyle bile bana benzeyen kitap delisi bir kızdı, daha ne olsun.

Filmleri bokum gibi. O ayrı.

Edit: Her kitabı birden fazla kez okudum, son 6-7 yıldır hiç okumadım ama bir yıldır İngilizce sesli kitaplarını (Stephen Fry seslendirmesiyle) dinliyorum yavaş yavaş. O da çok keyifli.

Edit: Snape denen adam creepy bir stalkerdır ve gücü çocuklara yeter. Dumbledore'dan yana olsa da pislik bir herif olduğu gerçeğini kimse bana unutturamaz. Çok kızgınım bu konuda.

Ben almam ama karışmak istemem

Ürün çok mu ucuz normale göre? Öyle inanılmaz bir fark yoksa fiyat açısından ben alırdım, aldım da. Biraz şans işi sanırım dolandırılmak.

adliyedeki memur çok mu güvenilir? Bu tür şeylerde neyin kanıt sayılmayacağını bildiği için daha iyi dolandırıyor bile olabilir, veya orada çalışmıyor olabilir.

Belki tertemiz biridir ama bu çalıştığı yerden konumdan bağımsız bişey ve şans. Ben güvenmezdim.

Sen havale yaptıktan sonra o bir gün geç gönderse bile stres olacaksın.

Minicik bir önerim olacak, gezenadam'ı kullanın. 0 risk 1500'ün üzerine hizmet bedeli ödersiniz ama sizin için ürünü kontrol edip , satın alıp , kargoluyor. 1 kez kullanmak istedim 8000 tl dolandırılmaktan bedava kurtuldum. Bence deneyin

Adliye çalışanlarının gerçek güncel kimliğinin nasıl olduğunu biliyor musunuz? Yoksa sahte bir kimlik hazırlanmış olabilir. Sicil numarasından hafta içi sorgulatabilirim gerçekten öyle biri olup olmadığını.

şehir neresi mesela-burada o şehirde yaşayan bir arkadaş belki yardımcı olmak ister.

Get ile almanızı öneririm.
Satın aldığınız şeyi 3 gün kullanıp öyle onay verebiliyorsunuz.Belki de alacağınız şey bir görüşte defosu anlaşılamayacak bişeydir,birkaç kez kullanmak gerekir.
Ayrıca sahibinden de her ürün grubunun farklı oranda Get komisyonu oluyor,200lira biraz fazla bir fark olarak geldi bana.Mesela elektronikte %9 dur.

banada geçen gün thy kimliğini gösterip parfum satmaya çalışan bir pilot denk geldi. çok ucuza şahane parfümler aldım.

20.7 derece, eşofman, üste de kapşonlu var.

23 derece oluyor genelde

21 de tabiki usursün normalde 23 yaparım

25

26-27 derece sanırım,merkezi ısıtma ,apartmanın içinde de petekler var.karşılıklı iki dairede yaşadığımız için kapılar genelde açık.kapatırsak çok sıcak oluyor.

gündüz 23, gece 19

23

Şu an 19 derece termometre.
İçlik ve hırka giymiş durumdayım.Kombi 55 dereceye ayarlı.Hiç durmadan çalışıyor.

22 küsür,23. çok hafif üşüyorum, 1-2 derece fazla olsa daha iyi olurdu.

istanbulun şu soğuklarında 23-24 arası gidiyor.
havalar normal giderse 25
güneş çıktığında 27+

pay ölçerli merkezi sistem, cayır cayır yakıyoruz.

23ün altında evde otururken konforlu olmuyor..

20.2 derece su anda. Genelde kalorifer yakmiyorum cunku cok sicak oluyor o zaman. Ancak ben disaridan usuyerek geldiysem biraz yakiyorum tabi. Parasindan filan degil, konforlu hissetmiyorum. Sadece banyo kaloriferi kisik yaniyor.

(Disarisi -4 civari an itibariyle bu arada)

19 derece civarlarina dusse de rahatlasam. Yatmadan once hep 10-15 dk yatak odami havalandiriyorum sicaklik dussun diye. Bulundugum odayi da ara ara kisa havalandiriyorum.

Altimda esofman alti, ustumde normal bi uzun kollu var. kisin evde sort-tshirt oturma ihtiyaci duymuyorum cunku.

Manyak bir apartmanda yasiyorum,cayir cayir yakiyorlar kaloriferleri 27-28 derece oluyor

21 derecede ben de üşüyorum. Baya kulaklarım burnum ellerim... 23 olmalı en az ki burnunu çekmeyeyim

20.2
kot tişört üzeri hırka var. üşümüyorum da şimdi düşününce biraz daha ısınsa iyi olurdu.

etmez çin bile kabul etmedi.

devlet eksik kalmayalım diye başladı aşılamaya.

zararı yok ama faydası yok. nötr yani. zaten covidli hastalara antikor tedavisi uygulanıyordu bu onun aşı hali.

ben olsam vurulurum. eylüle kadar 8 ay var önünüzde. zaten o döneme kadar antikor üreitmi bile bitmiş olabilir muhtemel, yeniden vurulursunuz.

sordugun sorularin cevabini su anda kimse bilmiyor.

son bir haftadir turkiyede ve turkce kaynaklarda bu konu hakkinda cok fazla bilgi kirliligi var.

oncelikle eger boyle bir karar alinirsa, bunun AB cercevesinde mi, ulke bazinda mi alinacagi belli degil. AB an itibariyle daha onemli konularla (i.e. asilama ve britanyadan gelen mutasyonlu virusu kontrol altinda tutmakla) mesgul.

bunun yaninda hollanda mart ayindaki secimlere odaklandi ve bu arada kolisyonun dusmesi ongorulmekte.

O yuzden, cok ozur dileyerek soyluyorum, Hollanda'nin ve AB'nin su andaki kendi problemleri, AB disindan gelecek vatandaslarin ne zaman / hangi sartlar altinda gelebilecegini hesaplamaktan daha onemli/oncelikli.

Tasinma konusu zaten hep istisnaydi, is/evlilik/egitim icin kisitlamalar hic bir zaman olmadi. bundan sonra olmasi (mutasyonlu virusun artmasi gibi istisnai durumlar haricinde) bence oldukca dusuk bir olasilik.

Sağlıklı bilgi alabileceğin son yer burası, herkes g*tünden bir şey uyduruyor.
Henüz belli değildir AB'nin kabul şartları vs. çünkü kendi aşılamaları bile bitmedi.

@sydney
sağlık bilgi alabileceğimiz bir yer varsa söyle de bilelim.
bizzat sağlık bakanının devamlı yalan söylediği bir ortamdayız.

Gitarda İkinci el gayet mantıklıdır. Bir kaç markaya indirip sahibinden. Com a bakmanızı tavsiye ederim. Benim naçizane önerim squier in affinity modelidir. Ayni markanin Bullet dışında her hangi bir modeli hatta.

squier, ibanez, yamaha ve bunun gibi daha bir çok büyük markanın başlangıç gitarları vardır.

nasıl bi sound istediğine bağlı.

Başlangıç gitarı diye bir şey yok. Paranızın yettiği en kalitelisini almalısınız. Cort, Squier, Epiphone markaları uygun fiyatlıdır nispeten. İkinci el de bakın derim. Gitardan anlayan arkadaşınız varsa test edersiniz sağlamlığını.

başlangıç gitarı diye bir şey yoktur +1

bu iş bütçe ve ne tarz müzik yapmak istediğinizle alakalı.

daha sert metal genre tarzı yaparım derseniz ibanez-cort-epiphone-ltd gibi markalara ikinci el olarak bakın

biraz daha rock müzik ağırlıklı olacaksanız da squier-sx-jay turser-yamaha markalarına bakabilirsiniz. bunların giriş seviyesi gitarları aşağı yukarı aynı fiyatlardadır.

bir de işin amfi tarafı var. amfi ve elektro gitar birbirini tamamlayan iki unsurdur. yine müzik zevkinize uygun bir amfi almanızı öneririm.

kullanım kolaylığı açısından blackstar ıd core 10 iyi bir amfidir. ikinci el veya sıfır olarak alabilirsiniz.

Kimgecer adlı youtube kanalında çok güzel karşılaştırmalar var. Oraya bakabilirsiniz

arabalar.com.tr ve auto-data.net siteleri karşılaştırma açısından iyidir. diğer kronik ve artı eksi olayları için tonlarca youtube kanalı var.

mesela; OTOPARK, Carviser, Benzin Tv

Karbonhidratı mümkün olan en düşük miktarda tüketmek. Yeterli su içmek.

cam acmak, odayi havalandirmak, temiz nefes almak, disari cikip bir yuruyus, bir kosu bazen reset attiriyor gercekten ozellikle uzun sure kapali odada vs kalinca

kafeini bırak 1 ay civarı

su orucu diyorlar ama denemedim. onun yerine elma diyeti deniyordum. 2 gün boyunca sadece elma yiyor su içiyordum :)

Kahve+Koşu+yemek+duş+yeni çarşaf+havalandırılmış oda+yatış

ketojenik diyet

kisa sureli: sauna ya da buhar banyosu.
uzun sureli: vitamin serumu, ayda bir yaptiranlar var. Birkac kere denedim 1-2 hafta bomba gibi geziyorsun, sonra etkisi geciyor tabii..

Hacamat. Ehil ve yetkin birinin yaptığı hacamatın üstüne bir reset, detoks yok.

Hepi topu 15 dakikada vücudundan ve ruhundan bütün negatif enerjiyi, ağırlığı, hantallığı, zihin uyuşukluğunu söküp atıyor. Kuş gibi hafifletiyor.

meditasyonu niye kimse yazmamış acaba, günde 10 dakika ayırarak hayat kalitenizi artırırsınız. bir kere alıştıktan sonra vücut onu arıyor o yüzden bence gayet sürdürülebilir.

Tükenmeyeceğin uzunlukta sabah sporu üstüne soğuk duş. Hazır gıdayı da hayatından çıkarırsan çağ atlarsın.

ben hacamat yaptırdım. ne olumlu ne olumsuz bir etkisini görmedim, yaptırabilirsin (yılda 1 veya.2 kere)

Beş tibet hareketi vardir yogada. Kısa sürer, düzenli yaparsanız dinç hissedersiniz

(bkz: Dopamin orucu)

Us

Ben beğendim.

Hereditary

hereditary +1

Dava masrafından ziyade avukat ücreti ve tahsilat şansını düşünmüş olabilir şirket. Ancak vergisel anlamda dava açamazsa şüpheli alacak karşılığı ayiramadigi için zararlı olabilir.

Haklılar. 105 binden olmamak için yapmışlar, esnaf arkadaşta vardı sanırım 700 bin civarında parça parça her yerden tahsil edilmemiş çek.10 bin verene devrediyordu , en son çarşının ortasında yakıp geçmişti senedi sepeti :) Bu tezgahı açmış adamdan 1 kuruş alamazsınız, memleketimizde çekin sadece adı var. Ödenme garantisi, koruma yok.

neyine dava açacak anlamadım ? şirket dolandırılmamış karşılıksız çek almış arada fark var. tahsil edilemeyen ve zaman aşımından dolayı düşen icra dosyalarını görsen hak verirsin. hele şimdi pandemi sonrası kat kat artmıştır.

karşılıksız çek için icra takibi başlatabilir, eskiden çekten dolayı hapis vardı şimdi kalktı yanılmıyorsam. çekin yaprak başına teminatı da 350 lira gibi.

icra takibinin öyle 3000-5000 gibi bir masrafı yok ancak şahsın bir taşınmazı veya aracı varsa bunun üzerine icra+yakalama veya satış koydurmanın bir masrafı var. bunun da maksadı adamın arabası yakalandı otoparka çekildi 6 ay bekledi. o süredeki yediemin masrafını kim ödeyecek.

özetle icra takibi başlatıp belki bir gün biryerde denk gelirse üç beş kuruş alabilir ama muhtemelen bu şahısın onlarca icrası vardır üstüne de bir kuruş malı yoktur. yani vardır ama karısının üstünedir, arkadaşının üstünedir. bu durumda yapabileceğiniz hiçbir şey yok.

@orpheus

çek yaprak bedeli 2250 tl.

zam gelmiş, çekte ilk sırada kim varsa 2250 lirasını alır bekler bu durumda.

@orpheus tapu değilki bu ilk sıradaki alsın,
çeki kim bankaya ibraz ederse 2250'yi alır, çekin aslını teslim eder. Bankadan yazı alır 97,750 alacağı kaldığına dair

Benim psikolojim olumsuz şeylerden etkilenmeme gibi bir özelliğe sahip, kovid olup hastanede yattığımda bile fm falan oynayıp Messiye sayırıyodum gelmiyor takıma die. Yani özellikle bişey yapmıyorum, doğal olarak yüklenen bir yazılım heralde. Eskiden ''ulan bi insan hiç mi üzülmez bişeye be'' derdim ama şimdi süper bir özellik olduğunu düşünüyorum. Marttan bu yana ful evdeyim bahçe hariç sokağa adım atmadım, hatta bu durumun süper olduğunu düşünüyorum, millet vallahi ( e normal olarak) kafayı yicek sağa sola çıkamıyor , sosyalleşemiyor die. maşallah bende tık yok

ekstra bir çaba sarfetmiyorum, çünkü bir şey değişeceğini sanmıyorum. bombok gidiyor işte.

terapi alıyorum, çok memnunum.
eve spor yapabileceğim bir alan kurdum.
yabancı dil öğrenmeye çalışıyorum.
sevdiğim yiyeceklerle kendimi şımartıyorum.
gezi planları falan yapıyorum.

Kaçış edebiyatı... Fantastik, bilim kurgu ve bestseller aksiyon kitapları okuyorum sürekli

tutmuyorum :')

Hayatımda olumsuz tek bir şey olmasa bile kendini düşük, melankolik hisseden biriyim. Benim kötü hissetmem için kötü şeylerin olmasina gerek yok. Hatta öncesinde kendimi o kadar yoruyorum ki, başıma kötü bir şey geldiğinde üzülecek halim kalmıyor. Gayet metanetli hatta duygusuz karşılıyorum. Mutsuzluğumun nedenlerini aramakla geçiyor günlerim. Hatta geçen bir kitap aldım, 17. yüzyılın başında yazılmış, melankolinin çeşitleri, tedavi yöntemleri üzerine. Yaşadığım geçmez iç sıkıntına anlam vermeye uğraşarak bir gün tüm bunları arkamda bırakacağım umuduyla işime gücüme devam edebilir hale getiriyorum kendimi. Bir de spor yapıyorum.

Beni de çok etkiledi 2020, ağlıyorum arada, geçiyor :)

Gülüp geçeceksin, hayatı fazla ciddiye almamak gerektiğini öğretti 2020.

Kendini şımart. Canın ne istiyorsa onu yap. Tek başıma yaşıyorum ama büyük bir yıl başı ağacı süsledim, moralimi çok düzeltti, eve güzel eşyalar aldım, kıyafet aldım, arkadaşlarıma ve aileme hediyeler aldım.

Hayattayım. Hayatta olduğum sürece mücadeleye devam ediyorum, oturup depresif arabesk takılmanın kimseye faydası yok. Kendime yapacak şeyler meşgaleler bulup vakit geçiriyorum.

bol bol meditasyon. yabanci hocalarin budist ve meditasyon uzerine online derslerine katiliyorum surekli. bir yandan almanca ogrenmeye calisiyorum.

bi an duyuruyu ben yazdım sandım.

dediğiniz psikolojiyi 2019da yaşamıştım. o günlerden beri sağlam tutmuyorum psikolojimi, tutamıyorum.

Kabullenerek :)

Bir ara çok ağlıyodum :/

Şimdi artık elimden bir şey gelmiyorsa sorgulamayı bıraktım.
Yapabileceğim bir şeyler varsa onlara odaklanıyorum.
Yaşadığım üzücü tecrübeler için “keşke olmasaydı ama oldu bir kere” diye düşünüp kabullenmeye çalışıyorum.
İnsanız sonuçta, elimizden gelenler de sınırlı, kendime karşı artık daha şefkatli olmaya çalışıyorum.


O güzel şarkının da dediği gibi;

Hayat şarap gibidir, keder de var neşe de :)

Böyle düşününce biraz daha rahatlıyorum.

Klasik psikanalizden bir örnek vermek istiyorum.
Üretmek, çalışmak ve sevmek.

Nesne/obje bağlamında üretmeyi örneğin hobilerinizle uğraşmayı, çalışmayı bir rutini kırmayı (örn. serbest yürüyüşler...), sevmeyi ise yine sevgi nesnesi oluşturarak ona anlamlar yükleyip ilgilenmek olarak düşünebiliriz.

Pandemi ile ilgili yapılan bir çalışmanın makalesini okuduğumda aslında şu detayı bilmek ve anlamak bir nebze radikal bir görüş geliştirmemize olanak sağlıyor: Bu bize/size has olan bir durum değil. Durumu kabullenerek (global bir işsizlik/eve kapanma vd.) mevcut duruma biraz daha kolay adapte olabiliriz.

Tabii her şeyin başında insan ilişkilerini iyi tutarak sosyalleşmek (uzaktan da olsa) gerçeklik algısını canlı tutmamız adına oldukça yararlı olacaktır.

Firmanın Türkiye tarafi sarap/raki ve cesitli yiyecekler olan bir sepet, piyango bileti ve bir zarf vermisler belki hediye ceki vs bilemiyorum.

Yurtdışında bizde yok böyle, 175 euro hediye ceki verdiler her yerde geçerli.

kolonya ile defter verdiler :D

bizimkiler yılbaşı sepeti verirdi. bu sene korona bahanesiyle vermediler.

Çikolata takvim ajanda dolma kaalem anhatarlik sticker ve USB bellek olan bir kutu verdiler .

Kolonya çikolata :/

Üstelik kamu çalışanı olduğum için kurum vermedi. Bizim aidat gibi aylık para verdiğimiz bir sosyal komite verdi.

maaşı bir gün önce yatırdılar.

@orjinal nick bulamadim o sayılmaz bence. 3000 TL ikramiye veren duydum ben :/

@meraklitursucu biliyorum zaten. geyik olsun diye yazdım. bizim şirkette öyle bir şey olsa yarın kıyametin kopması banko.

geçen sene mütevazı bir hediye paketi vermişlerdi. marttan beri evden çalıştığımızdan olsa gerek, bu sene bir şey yok. en büyük hediye evden çalışmamız bence. hediye sepeti beklentim yok.

Boyner hediye çeki. Bir de her sene ajanda yaptırırlardı ama bu sene gecikecekmiş.

5cl Finlandia Vodka + ginger beer + süs müs. Hiç vermeseler de olurdu.

şirket gıda firması(et ürünleri). şirketin ürünlerinden bir paket yapmışlar onu dağıttılar(3kg et+salam sucuk sosis vs). ajanda ve şirket armalı orta kalite bir de mont.

Airpods 2, 250tl google veya ios kartı, kahve-cikolata-frenchpress-ajanda vb. şeylerle dolu bir kutu.

Çiçekler hariç her şeyin sahte olduğunu düşünüyorum ben bu sitede.

Fiyati düşük olmasa bile kuvvetle muhtemel sahte oluyor bu tarz yerlerde parfümler

kullanıyorum, öneririm. bir sonraki televizyonum sırf bu özellik yüzünden philips olur yine. çevresini hue ampül ve aksesuarlarla donatınca çok güzel oluyor.

son 2 televizyonum philips ambilight.
tadını aldı mı başka türlüsü çekilmiyor.

Marka söyleyip almayın diyen kim varsa inanmayın.
Çünkü markadan ziyaden model önemlidir.
Kötü bir şey yaşayıp sonra onu tüm markaya mal ediyorlar. Hata payı her markada olur.

Smart Tv olarak Sony dışında hemen hepsini kullandım, akıcılık ve pratiklik olarak Samsung ve LG sektörde önde.

Bana kalırsa da Philips'in Amblight'ı yeter. Film izlerken çok güzel oluyor. Sanki ekran genişliyor. Görüntünün oluşturduğu atmosferi büyütüyor. Panelini de çok beğeniyorum. Android ise de cabası...

Sadece panel odaklı bakıyorsanız da oled dışında en iyi samsung qled'ler var şuan

bu arada hangi markayi tercih ederseniz edin, 4-5 yil sonra o panel bozulacak, "ses var goruntu gitti" seklinde duyuru acacaksiniz buraya

www.mediamarkt.com.tr

bu uyuyor ambilight teknolojisine dogru mu?

Bunda ne ambilight var ne android var sanki

Bunda ambilight özelliği yok. 7508 modelinde var. Nereden biliyorum, çünkü geçen hafta samsung mu lg mi diye gittiğim mağazada bayılıp aldım (internetten).

Ambilight özellikten de philipsten de gayet memnunum bir haftadir.

duvara takmayacaksan veya duvara çok yakın konumlandırmayacaksan, duvar beyaz değilse tat vermiyor. karışık duvar kağıdı olan bir duvara asıldığını gördüm ve hiçbir faydası yoktu.

@sutlu nescafe, düzeltme;

Ambilight'ın ayarlarında tv standta mı duruyor yoksa duvarda mı diye bir ayarı var. Ona göre vuruş açısını kendisi ayarlıyor.

Onun dışında renk paletinden arkadaki duvar rengini seçebiliyorsunuz. Yine ona göre ayarlıyor tonları.

Fakat karmaşık şeyler varsa taş deseni falan.. orada saçma olabilir tabi.

@aslil ya kullanan birine sordum, android de var, ambilight da diyor.

+1 ananiyimioguz.
Marka değil model. Modelden modele yildan yila cok fark ediyor.
Bende Samsung var, qe55q70r. Cok ovuluyordu rtingsde falan. Memnunum baya ama ayni sekilde ucuz samsunglar onerilmiyor.
Bence rtingsden falan bakın bütçeye göre.

@logisticsmanager rtings'de review yok yahu philips'in hicbir tv'si ile alakali :)

Marka değil model önemli.

Sony 55xe9005
55xf9005
55xg9005
55xh9005

Gerçekten çok başarılı modellerdi. X in yanındaki harfler her sene bir yükseliyor.

şuan ki tv ambilight (3 taraflı). bir sonraki ihtiyac olsa yine ambilight alirim.

bence gayet güzel. wi-fi ile netflix, youtube calisiyor. kesilme sorunu falan olmuyor. ambilight olayı da keyifli bence, ama sevmeyende sevmiyor. gerçi sevmeyen kapatada biliyor bu özellği.

Ambilight olayı tv düz duvar önüne konacaksa çok iyi oluyor. Philips the one serisine bakın, her özelliği bir tvde topladık anlamında the one :) Temmuzdan beri 55pus7304 kullanıyorum ben ve harika bir tv.

50pus8505 aldım 1 ay önce ilk televizyonum. Acayip derecede memnunum. Tavsiyeforumu, forum donanım yorumlarında hep kötülemişler kronik sorunlar vs. diye ama şansıma galiba ben hiçbir sorun yaşamadım, ne ölü pixel ne ghosting vs. Ambilight gerçekten güzel bir deneyim.

Mahkeme vs olmadan yasal yolu yok.

Ortak hesap yoksa goremezsin.

Mahkeme kararı için nasıl bir gerekçe lazım

Mahkemeden öyle bir karar çıkmaz. Savcılık maliye vs idari kadrolar görebilir.

kumar mı oynuyor?

nufusa kayıtlı olmayan çocuğu varmış
yardım edecek ziraat çalışanı varsa msj atabilir mi
yanına belgelerle gelirim

o ziraat çalışanı sana öyle bir kıyak yapsın sonra gitsin kendine yurtdışında iş arasın.

bilal erdoğanın hesabına bakmıyorum
çıktı da istemiyorum
amacım sadece bilmek

nasıl öğrendiniz çocuğu olduğunu? Evdeyken, online bankacılık şifresini öğrenip hesaplarına bakamaz mısınız?

Sanirim yanlış anlaşılma olmuş. Gider pusulasını onlar size keser verecekleri tutar karşılığında.

siz değil işi veren size gider pusulası kesecek. ücretinizden keseceği vergiyi de sizin adınıza vergi dairesine onlar ödeyecek.

@kaset

bilmediğiniz konularda yalan yanlış bilginizle insanları yanlış yönlendirme çabanız alkışa şayan. her soruya cevap vermek zorunda değilsiniz.

@kaset hariç diğerlerinin söylediği doğru.

gider pusulasını onlar kesecek, size imzalatacak. Ödeyecekleri paradan vergiyi düşüp kalanı size ödeyecekler.

gider pusulası şudur. Hizmet veren vergi mükellefi değildir, yani fiş fatura kesecek bir işletmesi yoktur. Gider pusulasını hizmeti alan düzenler, sanki hizmet veren fatura kesmiş gibi bir belgedir.

bilgi amaçlı örnek vereyim. migros'tan peynir aldınız, migros size peyniri satarken fiş kesti. siz peyniri iade edeceksiniz. iade ne demek? siz peyniri migros'a geri satacaksınız. e ama satarken fiş fatura kesebilecek misiniz? kesemeyeceksiniz. o yüzden migros iadeyi alırken çıkarıyor gider pusulasını, doldurup size imzalatıyor. sanki siz peyniri migros'a geri satmış, faturasını da kesmiş gibi oluyorsunuz.

sizin iş de öyle. hizmet verip para alacaksınız. ama fatura kesemiyorsunuz. ne olacak? hizmeti alan gider pusulası düzenleyecek. sanki siz fatura kesmişsiniz gibi olacak.

Çin yan çizdi haberturk yazarı Muharrem sarikayaya göre

10 milyon bekleniyordu ama çin 3 milyon yollayacakmış. O da zaten sana bana gelmez, malum kesim yine test şeylerinde olduğu gibi instagram'da canlı yayın yaparak sırıta sırıta birbirlerine aşı basar :D

Yine tokat.

isteyen çin'e gidip alabilir diyorlardı en son, sonra takip etmedim bilmiyorum.

aliexpress gemilerine yüklenmiş diyorlar :-)

Cin asisi gelecek, ortami yapmaya calisiyorlar, gazetecilere falan teklif ediyorlarmis, saglik bakani Ismail Saymaz'a demis asi geldi olun, o da olmus, hani biz oluyoruz, insanlar da olsun gibisinden. Az miktarda da Biontech gelir iste zenginler falan ondan olur.

60-150 arası dalgalanıyorum.

Gün içinde 36-71

Dinlenirken 36-45

Spor yaparken 130-175

Benim ortalama 75-85 arasi gidip geliyor. Bu arada yukaridaki arkadaş 36 nabizdan bahsetmis. profesyonel bir ekiple yıllar boyu çalışan profesyonel bir sporcu degilse 36 nabiz normal degildir. Doktora görünmesini tavsiye ederim.

ben her dakika olcmesi uzerine ayarladim. dinlenirken 62 ortalamam. onun disinda minimum 37 gordum maksimum ise 180 civari

60-70 genelde. 130-140 hiç normal değil.

sigara içiyorsanız olabilir belki.

Ortalama 60-70 çıkıyor. Bence de bi terslik var hafif yoga yaparken bile 130'u bulmuyorum ben.

Normalde hafif yokusu bile hizli cikmaya caissam hemen tikanirim. Sigara hic icmedim.

Bana da pek normal gelmedi.

İlerleyen zamanlarda bir kardiyolojiye gorunecegim (covid gecirdikten sonra gorunmek istedim) zaten, oraya referans olmasi icin otomatik olcumu actim hatta...

Dinlenirken 59 diyor.
Gün içinde normal hali 60-70 arası.
Sporda en fazla 167 gördüm.

Normal nabzım 90-110 arası. Spor yaparken hiç bakmadım, ama çok çabuk nefes nefese kalıyorum ve kalbim ağzımdan çıkacak gibi oluyor.