Benim ilk günden itibaren kayıt görünüyordu, sende bi hata var sanki.

Ben de şu anda vize bekliyorum ama benden takip için pasaport no ve doğum tarihi istiyor. Sizden de öyle olmasın?

referans no ve doğum tarihi istiyor bende :( neyse mail atayım...

Biz iki arkadaş birlikte başvurmuştuk, doğum tarihlerimiz birbirine benziyordu, karıştırmışlar sisteme girerken. Ondan aynı hatayı alıyordum ben de. Çağrı merkezini ararsan yardımcı oluyorlar. Doğum tarihimin ne girildiğini söylediler onu yazarak takip etmiştim sonrasında.

Daha geçen hafta vize aldım. Bende de hep öyle gözüküyordu. Sistemsel bir hata bence ona takılma.

Tipik öneri olacak ama basketbola gitmesini öneriyorum.

basketbol oynasın barfix çeksin.

ben de kısagillerdenim (165) kalsiyum, çinko gibi şeyler bir yere kadar. yüzmeyi seviyorsa yüzsün yoksa gitmez ki.

kabullenmek lazım bence durumu.

düzenleme: basketbolda başarılı olanların boyu uzun diye basketbol oynacak olanların boyunun uzayacağı yanılgısı yaygındır. bilim çevresinde bunlara hevristik denmektedir.

16 yaşında ve erkek. Boy uzasın diye yüzmeye göndermek ashadfs. Doğduğu gün boyunun ne kadar olacağı zaten belliydi. Beslenme ve spor aktivitelerinin etkisi minimal. Bırakın takılsın çocuk istediği gibi. Lisedeyken sınıfın en kısasıydım. Şimdi lise arkadaşlarımın çoğundan uzunum. Boşuna efor sarf etmenize gerek yok. Olursa olur. Basketbol falan diyen de çıkar şimdi. Millt boyu uzun diye basket oynuyor, basket oynadıkları için uzun değiller.

Öncelikle çocuk doktoru nasıl gidin o ölçümleri yapacak ve gerçekten kısa ise sizi endokrinoloji ye gönderecek.ihmal etmeyin eğer erken puberte gibi bir durum söz konusu ise erken teşhis ve tedavi çocuğun geleceğini kurtarır.

Balık yağı hapları vardi sanirim. Doktora gidin bence.

Liseye başlarken boyum 1,52 idi. (13 yaş)
Lise bittiğinde 1,80 (16 yaş)
Şu anda 1,84 (30 yaş)

Fikir verebilir.

Çok mu kısa ki? Boy uzaması büyük oranda genetik tabii ama bundan bağımsız olarak yine de yüzmeye yazdırın derim.
Yüzmenin omurgaya etkisi çok fazla, hem omurgayı uzatıyor hem güçlendiriyor. Uzamasa bile fit ve sağlıklı bir vücudu olur, postürü iyi olur.

Benim eşimin ailesinde uzun boylu insan yok mesela, anne-baba tarafındaki erkekler de hep kısa. Ama eşimin boyu bayağı uzun. Küçüklükten beri yüzüyor ve sırtında kocaman ve derin uzama çatlakları var. Bu ani uzamanın nedeni muhtemelen yüzmeydi diye düşünüyorum. Yani boy uzunluğu genetik ok ama yine de sporun hiç etkisi yok diyemeyiz.

Çocuk doktoruna gidin.
Ben bir yerde uykunun en önemli faktör olduğunu okumuştum. Maksimum 1.70 olacak diyelim. Ama yanlış vakitlerde az uyursa 1,67 olarak kalır, diyordu.

basketbolun etkisi minimalse bu halterciler neden kısa arkadaş? doktorun kendisi burada spor etkili diyor.

www.uzmantv.com

erkekse basketbol. hemen etkı eder.

Hemen bir adet barfiks barı edinin ve iki kapı arasına sabitleyin. Gidip gelip asılsın, çekebiliyorsa barfiks çeksin. Kesinlikle etkildir.

@want2die, ağırlık kaldırma, halter gibi sporlar büyüme bölgelerine baskı yapar ve uzamayı yavaşlatır diyor doktor.

yahu basketboldur, barfikstir bunların etkisi yok denecek kadar azdır.
hiçbiri boy uzatmaya yardımcı olmaz.

kafaya çok takıyorsa bir doktora götürün ondan destek alın.

ya ben gittigim donemlerde cok iyi gelmisti. gidersen. bu muzdarip halinden kurtulmaya kararliysan kesinlikle yazil. kesinlikle git.

Spor deyince aklınıza neden hemen vücut geliştirme geliyor ki? İnsanın psikolojisini düzelten şey yeniliktir. Sosyal ortamını değiştirdiğin zaman yenilik olduğu için kendini iyi hissedersin ya da bir şehri görmeye gittiğinde dünden farklı olarak değişik bir şey yaptığın için kendini iyi hissedersin. Burada esas nokta yenilikçi olmak. Daha önce vücut geliştirme yaptıysan ortamın nasıl olduğunu biliyorsundur. No pain no gain triplerine girmeden önce açık havada tenis, badminton, basketbol, voleybol gibi sporlara zaman ayırmayı denesen kendini daha iyi hissedersin. Çünkü yeni bir şeyler öğrenmeye başladığında bir şeyleri becerebilmek hazzıyla mutlu olursun. Salona yazılayım gitsin düşüncesi seni en fazla iki hafta motive eder.

Mutlu bir hayatım yok, çok fazla düşünceyle boğuşuyorum. Rüyalarımda bile durum aynı. Hiçbir şey düşünmediğim, kafamı boşaltabildiğim tek yer spor salonu.

Evet eder. Bugün basket maçı yaptım, gözüm morardı ama sorun yok :)

olay yerinden bildiyorum: az evvel spordan çıktım. 2. günüm. benzer ruh hali bende de var. hatta aynı. aaynı, iş, sosyal ortam... sosyal ortamın olmaması. işi değiştirememe.. neyse olay yerine döneyim; bi güzel sporumu yaptım. belimdeki kasları farkettim. ne güzel ya orda da kas varmış dedim. hatta kendimce şöyle de uzattım durumu: kaslar mevcut dünyamızda yaşamamızı sağlıyor. kullanınca da yorgunluğun yanında bi haz da oluyor-muş, dedim.

git yani. salondaki cıv cıvlı müzikler bile kötü gelmemeye başladı bantta koştururken.

bu arada ben 55 tl veriyorum aylık. havuza gidersem de 90 tl. üsküdar vakıfbank spor SARAYI :)

spor salonuna 2 ay için vereceğin parayla kendine iyi bir koşu ayakkabısı ve koşu t shirtü, şortu al. telefonuna app yükle bir ton bedava uygulama var. bulunduğun yerde uygun bir yere çık yürü koş. 3 4 sene önce ağır bir depresyonu bu şekilde yenmiştim. koşu sırasında endorfin salgılarsın, mutlu olursun, kendini dinlemeye başlarsın

Bisiklet sür ya da koş. Salonda mutluluğu bulamazsin.

apolitikherif+1

Ortam bazen hoş gelmese de koşarak gidiyorum spor salonuna. Hakikaten kafamı boşaltıp hayat ne güzel lan dediğim tek yer.

Sanırım işinize yarar:
m.vk.com

Sen çok sevdiğimiz bir abimizsin herkese uğraşmam bu kadar.
Elimde her biri 30 cigolayt olan 3 torrent dosyası var. Ama bakma fırsatım olmadı hani klasiktir falan ayıramadım. Bu penguenler de olması lazım içinde.
İstersen o dosyaları şey ederim.
Unutturma ama kendini bajgan hatırlat bir ara benim hafıza iki megabayt çünkü.

Cocuklarin basrolde oynadigi yetiskin dizisi. Cocuklar icin olsaydi onlarin psikolojileri icin kotu olurdu cunku saglam korku dizisi. Duvarlardan cikan ruhlar falan var.

Değer bence. Ben tek nefeste izlemiştim akıcı.

Değer.

değer

ben pek beğeneceğimi düşünmeyerek ilk bölüme biraz bakayım diye açmıştım bir baktım soluksuz tüm sezonu bitirmişim bilgisayarın başından kalkmadan. uzun zamandır izlediğim en sürükleyici şeydi.

Stephen king romanlari seviyorsan hosuna gider.

Çoluk çocuğun oynadığı dizi izlenmez diyerekten epey bi geç izledim. Geç izlediğime pişman oldum. Sürükleyici bir dizi.

Değmez. Aşırı yapmacık sahneler, batı korku filmi yapmacıklığı dolu her yeri. Çocuk diyalogları hiç çocuk diyalogları gibi değil. Karakterlerin söyledikleri her şey, verdikleri her tepki, yaptıkları her hareket çok yersiz duruyor, hani "out of place" derler ya. Buldum diye parlayıp diğerlerine mıknatısın pusulanın nasıl çalışacağını anlatan çocuğu izlemek istemiyorum ben korku dizisi izlerken.

Dili basit olduğu için İngilizce altyazılı izleyip dil geliştirmek maksadıyla izledim ilk sezonu. Çok şey beklenmeden izlenebilecek bir dizi. Pek de çocuk işi değil.

sıcaktan hep.

şu aralar yok, bahar mevsimlerinde pek olmaz bende. akşamları bazen gelirler.
Ama bu sıkıntıların anlamsız olmadığını okumuştum bi' yerlerde bilinçaltı pompalıyormuş sanırım, o yüzden biraz onları dinleyip çözebileceğin birşeylerse üzerine yoğunlaşmanı tavsiye ederim.

Nasılız; fena sayılmayız, dünyevilik dertlerimiz var işte, ve esasında çözümü bizim elimizde değil ama işte insan ve çevre faktörleriyle dert edinebiliyoruz bunları zaman zaman. Ama havalar böyle güzelken de çok da uzun dert etmiyoruz tabi, bi' kahve yaptım şimdi camdan tarlaları izliyorum, son 3 gün uyumadan zaman geçtiği için bugün 18 saatten fazla uyumuşum onun dışında dert edindiğim birşey yok. güzeliz güzel.

insan içine gir ama hep onları onayla. asla onlara muhalefet olma. onlar ne diyorsa sen de katıl onlara. onlar gülerken sen de gül gülesin yoksa bile geliyor, onlar kızıyorsa sen de kız. iç sıkıntısına birebir.

Haftada 2-3 kez vuruyor bana da.

bazen ihale almış yandaş mutluluğuna sahibim, bazen doğruları söyleyip oy alamayan sosyalist - hümanist mutsuzluğuna.

Büyüklerle ben yapamıyorum
çocuklar da almıyor beni oyunlarına
devlet dairesinde
yangından kurtarılmayacak
sıkışmış bir çekmece gibiyim
açılamıyorum sana

Sunay AKIN

var ve mutsuzum

dido frambuazlı

lindt portakalli kahveyli guzel gidiyor.

after eight diyeceğim, naneli mıkteşem bişey, nanesi akıyor hem içinden; portakallısı da var.

Biz bounty ve mars'cıyız. Seviyoruz.

Toblerone

beyaz çikolata sevmiyorum demişssiniz ama raffaello yu tek geçerim.

denemediseniz mutlaka deneyin.
onun dışında kinder serisinin çikolataları da çok güzel.

www.pelit.com.tr

Ferroro Rocher

Sanırım içinde tek fındık vardı, onu istemediğinizi biliyorum ama onun dışında tarife uyuyor, içi akışkan.

Tipi şöyle, üsttekiler gibi. www.theansweriscake.com

Şimdi ukalalık gibi olmasın da, google'a vfs global polonya yazınca ilk sırada şu çıkıyor:

For information call:
Call +90-212- 373 5801
Between 08:30 to 17:00
Monday-Friday

Ararsan en doğru bilgiyi kendileri verir.

Dostum haftaiçi çok aradım o numaraları, açmıyorlar.

merhaba,

vfs telefonlar konusunda ara ara sıkınıtlı olsa da elektronik postalara cevap veriyorlar genellikle. bir de öyle deneyin.

[email protected]

umarım yardımcı olabilmişimdir,
kolay gelsin.

Geçen yıl ben de böyle bir sıkıntı yaşamıştım. Telefonla aradığımda "short term" ü seçmemi söylemişlerdi ve sıkıntı yaşamadım. Sen gene de telefonla ulaşabilirsen sor

yanlış hatırlamıyorsam ups'le gönderim yapıyorlar, ücreti mukabilinde tabii.

Konsolosluktan alamıyorsunuz sanırım. Kargo var ve ücretli ya da VFS ofisinden alacaksınız.

@tzum_tzum ankara veya istanbulda değilim git gel yapmamak için vfs den alayım diyorum, mantıklı mı sizce?

Kurye hizmeti var diye biliyorum. 10 euro. Şehir dışına gönderim yapmazlar gibi geldi o yüzden. En iyisi çağrı merkezini arayın.

Bana pek bi fark yok gibi geldi ancak hz lerini göremedim. Onu nereden öğrenebilirim?

Gerçek hz 100 oluyordu galiba spesifik özel bir model değilse.

Bana Samsung akıllılık yönünden biraz daha çekici geliyor, ben olsam samsung alırdım.

lg 49uj630v
- sistem panel hızı 1600 pmi
- gerçek panel hızı 60 hz

samsung ue50mu7000
- gerçek panel hızı 50/60 hz

lg webos 3.5 ile iyice hızlandırdı tv açılış ve kanal geçiş sürelerini..

bütçeyi arttırma şansın varsa samsung ue49mu7400 veya lg 49uh850v tavsiyemdir.. ue49mu7400'ü daha yeni teşhirde inceleme şansım oldu.. paneli gerçekten çok başarılı.. 500 tl daha fazla ver, daha iyi bir tv al derim..

lg 49uh850v'ye gelince.. vatan'da 2-3 kapalı kutu kaldı..

200 hz panel hızı
2700 pmi sistem panel hızı
harman kardon ses sistemi
sihirli kumandası
vs.

lg'nin 2016'daki en iyi tvlerinden bir tanesi..

yinede karar senin..

arayüz dışında 2 cihaz da birebir aynı denebilir. samsung tizen, lg webos.
tizen, çok fazla bilgim yok açıkçası. ama genelde tizen webos'a göre daha çok övülüyor kullanıcılar tarafından.

webos ise tam bir işkence. kanal geçişleri vs korkunç yavaş. LG bunu webos 2 ile düzelttik dedi ama webos 2 de hayal kırıklığı. webos 3'ü ise denemedim ve fikrim yok. ama bu tvde webos varsa(2 veya 3 değil, düz webos) kesinlikle tavsiye etmem.

ayrıca lg'de film izlemek korkunç bir kabusa dönebilir. hem geçişler yavaş, hem sayfada çok reklam varsa kasma çok, hem de eğer izleyeceğiniz site html5 değilse açmıyor.

arada çok fazla bir fiyat farkı da yok. samsung öneririm.

Samsung

İkincisi error veriyor

İkincisi buradaa;

hizliresim.com

İkinci programı anlamadım ben, yazan tüm hareketler mi yapılacak? Eğer öyleyse yeni başlayan için çok çok ağır bir program.

@goodz
Günde 6-7 hareket var işte. Çok da ağır değil bence.

ilk programı haftada 5 gün cıkaramam sanki ben , full body gibi ama tamda degil gibi, dinlenmeye zaman kalmaz gibi geldi

ikinci programda sıkıcı olur , tek bolge 6-7 hareket .yinede haftada 5-6 gun gelmeye 2. program daha yatkın sanki

Mesela üçüncü güne bakalım, hem bench press, hem decline press, hem incline press. Hem normal hem dumbbell versiyonları var. Bunların hepsinin birlikte yapılması kadar saçma bir şey yok. Büyük ihtimalle ikinci görseldeki bir şablon, yani hepsi yapılmayacak.

Son kanaatim: Senin için yazılan programda sadece yanında rakam olan hareketler yapılacak. O zaman anlam kazanır :)

Ağırlık antrenmanları üst üste yapılmaz hep 1 gün dinlenme koy araya o dinlenmelerde sadece hiit cardio yap

eğer 5-6 gün salonda isen istiyosan sana süpersetli bir program hazırlayabilirim. 4 günlük hem de :)

Vücudunuzun şu anki durumunu ve seviyenizi göstermeden burdan bu şekilde alacağınız tavsiye yanlış olacaktır. Ne kadardır spor yapıyorsunuz? Belli bir seviyede değilseniz haftada 6 gün salona gitmek mantıklı değil. Hele 6 gün full body program yapmak kısa sürede overtraining'e sebep olacaktır. Yine belli bir seviyede değilseniz haftada 5-6 gün gideceğiniz split program da gereksiz. Zaten o verdiğiniz split program da iyi değil. aynı gün bench press, incline bench press, dumbell press, incline dumbell press(wtf?) yazıyor resmen.

5 gün gidecekseniz ikisini de yapmayın o yüzden.

omuzların dar ve popon büyük evet. kolun da kaslı değilse bıngıl bıngıldır kesin.

kollar kaslı. Allahtan o var :(

Popo ve omuz gerçekten çok mu orantısız arkadaşlar :(

Foto olsa daha iyi anlarız ama 178 boya 101 basen olmamış

geçen ben de böyle bir site olsa diye düşündüm. biz kendi ölçülerimizi girelim, site bize vücut şeklimizi neye benzediğimizi çıkarsın. böylece ekranda o vücudu görünce nasıl olduğuna daha objektif bakarız, hatta kaç olursak, nasıl görünürüz onu görürüz.

araya girdim ama ben de benzer durumdan muzdaripim, boy kilo görünümüm nasıl değerlendiremiyorum aynaya bakınca..

neyse bu da böyle bir fikir, belki biri yapar :)

Sayılar tek başlarına fikir vermez. Fotoğraf eklemelisin.

ortalama üstü zekaya ortalama ingilizce oldu mu hiç? bence zekayı bi daha ölçtür.

Baskasinin yaninda calissan esek gibi calistirirlar, kendi isini yapsan geceleri uyuyamazsin. Karar senin

Ailen zengin mi? Değilse hiç bulaşma.

ortalama üstü hangi zeka ? sosyal ve ticaret zekası ile dolar milyoneri olabilirsin. yazılım ve teknik işlerse salt zeka seni bir yere getirmez çünkü amerika bu işin merkezi gerçekten deha seviyesinde insanlar var ve köpek gibi çalışıyorlar.

Arkadaşlar böbrek mafyası bu inanmayın!!!

Benim bi arkadaşım da yine böyle birine inanıp çay içmeye diye çıktı. Böbreksiz ve ciğersiz geri döndü. Delik deşik etmişlerdi çocuğu. Bi de kanında aids çıktı. Tecavüz etmişler delikanlı çocuğa. Sonra çok yaşamadı ertesi hafta öldü zaten.

Lütfen bu insanlara itibar etmeyin. Buluşmayın!!!!!!

kahve ısmarlayayım diyene çok denk geldim de kahve ısmarlatanı ilk kez görüyorum.

Açılmamışsa sıkıntı yok. Açılmışsa 1 günü geçmeyecek.

kışın falan olsa bir şey olmazdı da, şimdi hava çok sıcak.
klimalı ortamsa ve direkt güneş görmediyse, belki bir şey olmamış olabilir.

tadına bir bakın, tuhaflık varsa içmeyin.

ama direkt güneş falan alan, sıcak bir yerdeyse tadına bile bakmadan içmeyin bence.

önce www.youtube.com

avmdeki her tuvaleti kontrol ettiniz mi? danışmadakilere sorun etmediyseniz. etrafta belediye tuvaleti veya camii varsa şansınızı deneyin.

tuvaletteki çöp kovasını kullan kardeş.
ya da klozete tüne, zalımlar gibi.

klozet kapağına örtülen kağıtlardan vardır. olmadı tuvalet kağıdıyla kaplayın. nereye sıçacağınızı ekşiduyuruya sormanız güzel bir fikir. biz hep kimselerin nereye sıçmaları gerektiğiyle ilgili öneriler veriyoruz. geçen birini turşu kavanozuna sıçırttım ben. bi arkadaş var çalışan vantilatörün üstüne sıçırttı ortalık varya nası bok..

klozet kapağını tuvalet kağıtlarıyla kapla. yapamıyorsan da evinden çıkma bir daha.

Herkese teşekkürler arkadaşlar.

Çok büyük bir rezillik. Şehrin ve bölgenin en büyük avm si unvanına sahip bu avm'ye alaturka wc koymamışlar.
Neyse ki son çare cinemaximum'a koştum. personele durumu bildirdim. Alaturkaları varmış. Can havliyle wc'ye koştum.

Wc'den bildiriyorum. Alaturka candır <3

Popoyu klozete degdirmiyoruz ki zaten? Klozet kagidi, o yoksa tuvalet kagidini seriyoruz komple klozete ve guzelce oturuyuoruz. Hicbir AVM'de gormedim ben alaturka zaten. Nadirdir.

AVM'de markete git. Bir top kagit havlu al. 8 9 kat yapip oturacagin yere ser. Evet insanlar igrenc. Bunu deyince kiziyorlar ama Bati'da boyle davranislar nadiren var.

alafranga tuvalette alaturka yapamayan yeteneksizdir :) azıcık squat başka bir şey değil.

bok gibi

güzel başkan, al gitsin.

Herkesin ayağında var bunlardan.

hoş, sade bir ayakkabı. günlük hayatta giyilir.

güzelmiş

5/10

kötü değil. beğendiysen al.

Rahatlatıcı söz derken kendi tecrübemi yazayım. 1999 Gölcük Depremi'nde 7 yaşındaydım. Depremden sonra biz de bir süre böyle şeyler hissetmiştik. Bazı önemli olaylardan sonra insanlarda travma sonrası stres bozukluğu oluşuyor. Bu sık görülen bir olay. Seninki de bir süre sonra geçecek. Ya da geçecek demeyeyim ama unutacaksın. Sessizliğe odaklanmak yerine başka şeylerle ilgilen. Sıkılınca yürüyüş yap. Sallanıyor mu diye lambalara bakma.

Sen onu unutamadan yenisi gelecek. Üzgünüm ama gerçek bu. Tetikte ol.

Öleceğin varsa bir yudum su içerken bile ölebilirsin. O yüzden çok takmamak lazım ha depremde ölmüşsün ha kalp kriziyle sonuçta gideceğin yer aynı. Nasıl rahatladın mı? :) koyvermiş insanların düşünce yapısı diyoruz biz buna.

yasadigin seyin ismi "travma sonrasi stres bozuklugu" bunu ara google'da.

Adam ultra maratoncu, ironman falan değil yalnız. Kalan mesafeyi bir ayda gelse yine takdir etmek lazım.

Ülkemizde politikacı dediğin göt büyütmekle nam salıyor malum.

hahah yorulmuşlardır belki :D

şaka bir yana, bugün yürüyüşün 16.günü diye biliyorum ben. google maps'ten baktım; 16 günde 290 km yürümüşler. ve yürüyüş 9 temmuz'da bitecek. bu kalan 9 günde de 125 km yol yürüyecekler. bence makul gibi.

bir de dönüş tarihlerini pazar gününe denk getirmeye çalışıyorlar herkes mitinge katılabilsin diye, onun da etkisi var.

Sıcakların artmasıyla molalar da arttı.

bayramdan hemen önce ben de aynı hesabı yapmıştım. günde 15-20 km civarı yürüyüş önermiş sanırım doktorlar bu yüzden bu kadar sürüyor. muhtemelen süre uzadıkça da gündemdeki etkisi artıyor, katılım da artabilir diye düşünüyorlar.
ama cidden bu havada bu bile fazla, ben bugün 35 derecede 40 dk yürüdüm bayılıcaktım...

Her insanın gözü farklı. Ben bir çok marka denedim, bausch lmb purevisiondan başkasını beğenmedim. 8 senedir kullanıyorum. eskiden bir takar 1 ay hatta 1.5 ay çıkarmazdım. ama şimdilerde artık en fazla 2 gün çıkarmadan duruyorum. elimden geldiğince.

benim böyle 1 ay kullandığımı ören bir arkadaş da aldı, 2 saat bile takamadı. onun gözüne olmadı.

deneyerek karar verbilirsiniz ancak. bana olan size olmaz, size olan bana olmaz.

İlk 3-4 gün takıp çıkarmak epey zamanınızı alacak. Ancak 2. Haftadan sonra profesyonel olacaksınız. 10 saniye içinde takıp çıkarabilme yeteneği kazanacaksınız.

Yine ilk günlerde gözünüzde batma yanma hissi olabilir. Alışma sürecini geçince gözünüzde lens olduğunu unutacaksınız.

Lens ile kesinlikle uyumayın. Bazı lens markalarında uyuma özelliği olduğu yazar. O markaları kullansanız da uyumanızı tavsiye etmem. Kısa süreli bir zararı olmasa da gözlerinize zarar verdiği kesin.

Ben air optix aqua kullanıyorum. Rahatım.

aslında lens böyle tavsiyeyle alınmaz. herkesin göz merceğinin çapı farklı mesela. bir göz doktoruna giderseniz gözlerinize bakar ve almanız gereken lensin reçetesi yazar.

ben lenslerimi lensci.com dan sipariş etmiştim, orada siparişi verirken reçetenizin bir fotoğrafını da eklemeniz gerekiyordu. reçeteszi lens satmıyorlardı. bu işin doğrusu bu yani.

ben aylık lens kullanıyorum. acuvuve oasys yazmıştı doktor. çok memnunum. bir de o dönem indirimde diye air optix aqua aldım ondan da çok memnunum. kaç gece üst üste lensleri gözümde unutup uyuduğum oldu, hiç sorun yaşamadım.

takıp çıkarması basit. bilen birine sorarsanız ilk denemenizde kaparsınız işi.

Terkokuyorsun.com diye bi site vardı. Kokan kişinin mailini yazıyordun. Site o kişiye anonim olarak mail atıyordu.

Aynı şeyi yaşadık iş yerinde bir dönem. Bir stajyerimiz aşırı ağır ve değişik ter kokusuna sahipti. Yaşça küçük olduğu için bir erkek arkadaşımız ona deo hediye etti ve onunla yalnız konuştu. Durum etkili de oldu demekki elinden gelen bir şeyler varmış. Bence arkadaşınızın da yapabileceği bir şeyler vardır. Sabah işe gelmeden duş almak bile etkili olur. Onun ter kokması kadar insani bir durum sizin rahatsız olmanız. İçinde roll-on u da olan bir parfüm seti hediye edin belki mesajı alır :)

Erkeğe de söylenmez. Kalbi kırılır. Doğum gününde ya da başka özel günlerde parfüm falan hediye edilirse güzel olur.

Aklıma ilk gelen yöntem bir odası veya masası varsa oraya isim vermeden parfüm seti bırakmak. Olmadı yakında doğum günü filan varsa yine o ara hediye etmek. Hiç olmadı ne parfüm kullanıyorsun diye muhabbet açıp marka önererek teşvik etmek diye düşünüyorum.

Baş parmaklara dikkat ederseniz ikisinin de aynı kişi olduğunu anlarsınız. Ama sen değilsin.

İkinci fotoğraftaki tarz iyiymiş.

Şunu da deneyebilirsin.

img01.alkislarlayasiyorum.com

madem manken fotoğrafı koyuyosun, bari daha yakışıklı birini bulaydın.

edit: ben inandım valla. olm hadi biz şortla oturmuş kola içiyoz sen napıyon burda.

Seviyeyi arsa cikardin başka kimse ifsa yapmasin artik zirvede birakalim

sen mankensin abi, ekmek musaf çarpsın inanıyoruz. lütfen yeter artık

i.hizliresim.com

egon olmasa iyisin aslında

adam şaka maka ifşa yapan kızların hepsinden güzel çıktı.

Fazla iyi. Kimse bunu haketmiyor. Sen kendinle çık bence.

O ayaklarin buyuklugu nedir (o.0)
Kafana geometri yapistirdigin foto guzelmis.

Ben de oyuncuyum, setten fotoğraflar mı atsam acaba? Veya Backstage'den falan?

Böyle şeylerle prim yapmayı bırak artık.

İfşayı görmedim ama neden işiyle prim yapmak tipiyle prim yapmaktan daha aşağı olsun?

abi sen bu tiple kumarda batar gelirsin gibime geliyor :D klqwejkqlw

Maaşallah.

tam dizilerde asıl çocuğun yanındaki komik yancı tipi var sende.

ifşa-nick uyumsuzluğu :))

ama sempatik ve sevecenlik dolu bir fotoğraf.

İlk düğmeyi açsan bi türlü açmasan bir. Açma en iyisi ya

Çıkarsanız geri kalan kirayı ödemek zorundasınız. Ta ki yeni bir kiracı bulunana kadar.

Sozlesmede daha kisa sure belirlenmedi ise, cogu zaman 1 ay olarak belirleniyor, uc ay once haber vererekncikabilirsiniz.

ev sahibinin insiyatifine kalmış. ben de kontratım bitmeden evden ayrılmıştım ama aramızda konuştuk anlaştık, her şey sorunsuzca halloldu. zaten sözleşmeyi de kendi aramızda yapmıştık.

Yanına bi kişi filan almayı da düşünebilirsin maddi olarak sıkıntı varsa.

ev sahibine bağlı tamamen. mesela benim kontratım da ocakta ama temmuzda çıkacağım ve hiç sorun çıkarmadı. çünkü kendisi tam bir tatlış. yasal olarak nasıl bilmiyorum. ama durumu anlatsaniz belki anlayış gösterir.

içindeki yay sistemi bozulmuştur. bir şekilde hafif temas edip ışık yanar. ama tam da temas etmediği için kontak noktasında epey ısı oluşup geri atabilir.

anahtarı değiştirin, cinlerin evinizi terk ettiğini göreceksiniz.
(eski anahtarı sıkıca poşetleyip karanlık ay ışığında 3 metre toprağa gömmeyi unutmayın)

sökülan anahtarın kontak noktasına bakın teorim doğru ise ısıdan dolayı epey bir kararma belirtisi olması lazım. yoksa bol şans.

cin diye bir sey yok, olduguna inaniyorsaniz, gonderin bana gelsin; sizi kurtarmis olurum.


bendeki de oyle ama hareket ettigi filan yok. isigin anahtarini aciyorsun ve kafasina gore 1 dk ya da 30 dk sonra kendi kendine yaniyor. bendekinin sorunu ampulun girdigi duydan kaynaklaniyor, onu degidtirdigimde duzelmisti.

sizinkinin herhalde klipsi yalama filan oldugundan agir gelen anahtar asagiya dusuyor. hadi yukariya dogru aciliyor dersen iste bu mumkun olamaz, psikiyatr a git derim.

Korkarım ki bu cindir. Bi arkadaşımın da başına gelmişti. Kaçmanıza gerek yok o sizi bulur.

@Scars dont fade yalama degil ya normal bi dugmeden daha sert bi dugme. Yay sistemli degil. Eski tip bi dugme.

hocam bu cindir. musfer cinlerinden oldugunu tahmin ediyorum, cunku musfer cinlerninin en buyuk hobisi isiklari yakmak, zillere basmak falandir. benim tahminim, bu cinler sizlerle cinsel iliski kuruyor ve daha sonrasinda dusalmak uzere banyoya giriyorlar, temizlik takintilari vardir. iyi bir cin turudur, umarim beraber mutlu bir hayat gecirirsiniz.

Bizim de gecen hayvan gibi su acildi ama cok uykum vardi hic sallamadim kapayip yattim.

Tusu degistir duzelecektir. Muhtemelen tusta bir bozukluk vardir. Insan kendini ozel hissetmeyi sevdiginden hemen ilk akla siradisi seyler geliyor. Oncelikle rasyonel cozumleri aramak lazim.

ben önceki evimden taşınmak için eşyaları toplarken çat diye bi ses gelmişti. önce anlamadım da sonra kafamı kaldırdığımda hemen yan odanın ışığının açıldığını gördüm. düğmeye normal basmak değil de birisi çat diye vurarak açmış gibi. yalnızdım da bi tırstım ama yorgun da olduğum için uyudum sonra. 1-2 gün sonra da taşınmıştım zaten. düğmenin de öyle mekanik bi sorunu yok gibiydi, gayet normaldi sonra kullandığımda. bilemiyorum.

musallat olmuş. dikkat edin bu cinler cima etmeyi pek severler. ağzını, gözünü iyi koru.

Bizim eve hep bolçi gelirdi. Güzeldi. Diğerini duymadım.

ben de hep bolçi alıyorum, diğerlerini gördüysem bile hatırlamıyorum.

imren bu işin en eskisidir, bi 4 sene öncesine kadar (çünkü 4 senedir gitmiyorum am 10 küsür sene yaşadım) da en kalitelisiydi. pek ticarileşemediler bolçi aldı götürdü. Bolçi bu işin ticaretini akıllıca yapan bir kurum. Çok fazla çeşit var. Bide beyçi falan bi yığın yan marka türedi. NŞA da aşırı fabrikasyon standardizasyona tabi olan ürünler kötü ve sıradan olur ama bolçi bu durumun dışında kaldı. her türlüsü var o yüzden alınabilir. ama bide imrenin bolu merkezdeki küçük dükkanına gidip orada da yiyin.

bolçi için bolu'dan taşımaya gerek yok, bütün dinlenme tesislerinde, hatta şehrinizdeki avm'lerdeki orta standlarda var.

gitmişken başka bir şey alın da bari oradan taşıdığınıza değsin.

kibritsuyu kitabın ortasından konuşmuş :) bolçi artık her yerde. Alacaksan imrenden al bence.

bolçi çikolata değil kokolin satar bu arada. imren'i bilmiyorum

bolçi her yerde var+1 bence de imren'e bi bak.

Ne gibi bir problem? Tamircinin elinden bir şey gelemez %95.

Şifre koyucam ama koyamadım bi türlü.
Bir de evdeki cihazlar 2 gündür bağlantıda sıkıntı yaşıyor. Yani bağlanıyorum, ama internete girmiyor.???

ilk başlarda böyle birşey yoktu. millet bokunu çıkarınca çok vakit kaybı olmaya başladı. herif 15 saniye oyun oynuyor 1 dakika selam göndereceği adamları sayıyor. tabi izin vermez.

Benim aklımda da şöyle kalmış: herkes selam gönderemiyor. Gönderemeyenlere haksızlık olmasın falan... biliyorum saçma gibi oldu. Ama aklımda böyle kalmış.

Cok uzun suruyordu selam fasli, tolga abi programi yetistiremiyordu selam gondermekten.

O doneme dair aklimda kalan bir diger ilginc yasak da sermet erkin'in sundugu bando programina cikab cocuklarin tarkan sarkisi soylemesine izin vermiyordu.

Dünyanın en sacma şeyiydi çünkü selam göndermek, hep merak ederdim insanlar niye selam gonderiyo ki diye. Ki bu yasak olayi da 2005 2006 gibi falan olmalı çünkü 2000 2001 gibi izlediğim zamanlarda yasak yoktu, tahminimce 90larda da yoktur ama o zamanı yaştan dolayi hatirlamiyorum. 2005 vs zamaninda hugoya dergi uzerinden başvuruyodun, başvuru formunda selam vermek istedigin 3 kişiyi yaziyodun hatta

o değil de doksanların teknolojisiyle telefon tuşlarından yön tuşları nasıl bağlantılanıyordu ki?

bu hep kafamı kurcalar

bilgisayar/yazılım mühendisleri bunu da açıklasın hadi

@kosun

her tusun melodisi/frekansi var. basinca o frekans ile önceden atanan yön tuslarini yonlendiriyor-

@kurnaz

telefon baglantısını nasıl sisteme entegre ettiler peki?

bildigin baglantidaki merkesi telefon gibi dusun sen tusa bastikca o sinyal aliyor senden o sinyali yon tusu olarak tanimliyor.

Model 4s mi ?

İphone 6

Üstüne kavanoz kapat. Hava atarsın millete akrep besliyorum diye.

ne yapacağına karar verene kadar bir havlu veya yer bezini lavaboda iyice ıslat ve şıp şıp su damlar şekilde, sıkmadan akrebin üzerine at ki kaçmasın. gözden kaybedersen daha korkunç. her yerde ara dur..

Vala kaldım öyle, süpürgeyle çeksem mi?

@freetakilir ın dediği gibi kavanoza kapatıp sabah sizden uzak bir yeşilliğe salın.

yanına bi sigara pakedi falan koyup fotosunu çeker misin tekrar. büyüklüğünü merak ettim.

abi birbirinizi öldürmeyin.

hayvanı bi şekilde toprağa salmak lazım.

yuh kadıköyde akrep ne arıyor arkadaş o.O havluyla çembere al sonra bulmak zor. bide ailesinden başka biri var mı ona bak bence

akrepler çift takiliyo benim bildiğim ona bir bak internetten bence

Üstüne sert bir cisimle vur, romantizme gerek yok.

Ona bir daha kişisel yaşam alanına girmemesini söyle.

Korkunç duruyor valla bence kimsenin evine girmesin öldür gitsin.

Yaşatır

Türkiye'de, mardin ve çevresindeki bir akrep türü hariç, zehirli akrep yok.

yani zehirli akrep yok derken, vücudun baş edemeyeceği kadar güçlü zehiri olan akrep yok.

istanbul'daki akreplerin sokması da arı sokması gibi bir etki yapar sadece.

Üstüne vursanız yere atlar ve hızlı bi şekilde yürümeye hatta koşmaya başlar, öldürmek çok zor. Kabuğu inanılmaz sert. Ayağı kuyruğu falan kopsa da ölmüyor, ki parçalara ayırmak da aşırı zor. Ne yaparsınız bilmiyorum ama öyle bırakmayın. Kavanoz kapatmak mantıklı olabilir. Zehirsiz diyenlere de aldırmayın, ilk vakıanın siz olmayacağını nerden bilebiliriz?

şimdi burası 3 katlı bi yer. alt 2 kat işyeri..

alt kata ndim birşey bakmaya, buakrebi gördüm. Bi kavanoz ve vileda sopası aldım, ölü gibi duruyordu hayvan. hesapta süpürgelikten biraz sıyırıp kavanozu üstüne kapatacaktım. Vileda sopasıyla dokunmamla tüm kıskaçlarını açıp bana doğru yürümesi ürkütücüydü :)) sonra kapının arkasına girdi ve o odada kayboldu. Alt katın dış çelik kapısını komple kapattım. Yarın binayı tamamen ilaçlatmayı düşünüyorum. Evde de olma ihtimalinden dolayı çok canım sıkıldı..

Aman nasil minnossunuz gelen onerilere bak. Bence de kavanozun dibine pamuk ser ki gece akrep uyurken yatak görevi görsün. Biraz da yem koy kiyamam acikmistir o. Yarin da guzel bir yuvaya sahiplendirmek icin ilan acarsin <3

Vur tepesine öldür ya. Anneannem anlatmisti, takunyayla öldürmüs evlerinde cikan bi akrebi. Cok sert bir cisimle cok hizli vurursan kacamaz bence.

Evet.

Evet

Evet. Ama 2d versiyonu da var.

3d'si ile 2d'si çok farkedecek bi film mi? elimde 2 tane açık bilet var da, hediye geldi. gelmişken wonder woman'a kullanayım diyorum ama? başka "x filme kullan" diyeceğiniz film varsa o da olur.

3d'sinde hiçbir şey yok. 2d izleyin.

2d öneririm. 3 kez izledim ww'yi.

Ceza derslerinin en temel kuralı TCK hükümlerinde kıyas olmaz!!!

Genel hükümlerde kıyası engelleyen bir durum yok. Madde 3'te "suç ve ceza içeren hükümler kıyasa yol açacak biçimde geniş yorumlanamaz" diyor. Suç ve ceza içerenler de özel hükümlerde.

Bence burada 41 - 36 kiyasina gerek kalmadan soyle fikir yurutebiliriz: fail tesebbus halinde sucu islemekten vazgectigi an, sucun maddi unsuruna yonelik hareketi sonlandirmis kabul edilmelidir. Ancak hareketin sonlandigi ana, yani failin gonullu vazgecme anina kadar icra ettigi eylemler bakimindan sucu olusturacagina dair taksirle hareket edilmisse ve ilgili suc taksirle de islenebilen bir sucsa, bence taksirli suctan yargilanip gonullu vazgecme cabasindan dolayi ceza almayabilir ya da cezasi indirilebilir.

Ote yandan, sucun tesebbus asamasinda kalmasi zaten failin elinde olmayan sebeplerle tipiklik unsurunun gerceklesmesi demektir.

Yani olayda tesebbusun mu yoksa gonullu vazgecmenin mi vuku buldugunun sinirinin iyi cizilmesi lazim. Burada, yukaridaki dedigimle baglantili olarak suna dikkat cekmek isterim. Tesebbus asamasinda kalmis suclar bakimindan, failin gonullu vazgecmesi soz konusu degildir. Fail, sucun kanunda ongorulen sekilde vuku bulmasi icin gerekli fiili icra etmis ama suc elinde olmayan sebeplerle vuku bulmamissa, tesebbusle yargilanmalidir. Ancak, gonullu vazgecen fail, artik icrai hareketleri birakmistir ve bundan sonra olusagelecek durumlar failin iradesini asmaktadir. Dolayisiyla da fail gonullu vazgecmeyle beraber suc iradesini de sonlandirmis durumdadir. Vazgecmeye ragmen, vazgecme anina kadarki eylemler bir sucun olusumuna meydan vermemisse; bence fail gonullu vazgecmeden yararlanmalidir. Cunku sucun islenmesine yonelik iradesi ortadan kalkmistir.

Abuk bir ornekle anlatimi taclandirmak gerekirse; A kisisi yaninda duran B kisisini yaralama kasti guduyor olsun. B'nin ayagina sertce vurmak uzere ayagini kaldirip tam vuracakken, vazgecip ayagini yere koysun. Uzerinde bulunduklari zeminin saglam olmamasi sebebiyle de, A'nin ayagini yere koymasinin etkisiyle beraber, B yere duserek ayagini incitsin. Iste burada, A gonullu vazgecerek yasaklanan sonucun gerceklesmesini onlemek adina uzerine duseni yapmistir, ancak elinde olmayan bir sebepten yaralanma sonucu meydana gelmistir. Bence vazgecme anindan itibaren, B'nin yaralanmasina kadar gecen surecte A'ya isnat edilebilir nitelikte bir hareket olmadigi icin A yaralanmadan sorumlu tutulamaz.

Son olarak, kiyasen uygulama firsatin olmasa da, su fikir one surulebilir: istirak halindeki suclarda gonullu vazgecmenin, elde olmayan sebeplerde dolayi gerceklesmesi yonunde bir duzenlemeye gidilmesinin sebebi, gonullu vazgecen failden baska faillerin de sucun islenmesi hususunda hareketlerinin bulunmasidir. Dolayisiyla gonullu vazgecen fail, suc islemekten vazgecse dahi, diger failler yonunden suc islenme riski devam etmektedir ve bu sonuc artik gonullu vazgecen failin hakimiyet alanindan cikmistir. Dolayisiyla da olusacak suc artik ona isnat edilemez.

36'da da tek bir fail oldugu icin kanunda boyle bir ihtimalden bahsedilmemis ancak, somut olayin olus bicimine gore ayni mantigin gudulmesi gerektigi kanaatindeyim.

Ceza hukuku ile pratik olarak istigal etmedigimden, doktrin ve yargitay kararlari hakkinda fikir sahibi degilim maalesef.

hiçbir zaman imzayı birebir aynı şekilde atamazsınız ki zaten. çok zor yani. kalemi tutuş şekliniz ve kağıt üzerinde gezdirme şeklinize göre belirleniyor o imzanın size ait olma olayı. imzanı değiştirsen sorun çıkmaz.

imza sirküsü diye bir şey alıyorsun 40 tl'ye o kadar. noterden veriyorlar.

@bohr atom modeli bildiğim kadarıyla firmaların özel yazışmalarda kullandığı bir belge o imza sirküleri. "bunu gerçekten biz gönderdik bu da imzamızın gerçek olduğunun kanıtı" anlamında. adam sıradan vatandaş. gerek yok böyle şeylere.

İmzanın hukuken şekilli şukullu bir şey olması gerekmiyor. Siz oraya isminizi de yazsanız bu sizin imzanızdır. Değiştirmeniz bir problem yaratmaz.

Ancak bankalarda sıkıntı çıkabilir. İmza beyannamesi vererek garantiye alın.

valla benim önceki pasaportta farklıydı. ikinci pasaportu alırken yeni imzamı attım bu olmaz eskisi farklı dediler. dedim ben onu beş yıl önce atmıştım kullanmıyorum artık. sonra imza şeysi aldım noterden ona sirkü mü sirküler mi ne halt deniyorsa. ancak öyle yeni imzamı kabul ettiler. banka belki önemsemez de pasaport vermiyorlar söyleyeyim. ehe

Resmi işlemler imza uyumsuzluğu başınıza bela olur. Bende sizin gibiyim. O imzadan kurtulamıyorum. Noterle değiştirebilirsiniz. İmza uyuşmazlığı yüzünden bankadan para çekemediğimi biliyorum.

İmzamı değiştirdiğimde gittim bankaya para çekicem. Yeni imzamı attım. Dedi siz imzanızı mı değiştirdiniz? Biraz kızardım dedim he. Kadın dedi ilk imzanızı atar mısınız bu olmaz. Dedim ok.

Demem o ki banka ve ciddi kurumlarda eski imzanızı isterler o kadar. O da o kurumda eskide kullandıysanız

egelilerde ve trakyalılarda da var bu, muhafazakarlıkla alakası olduğunu sanmıyorum. gerçi onlar da kendilerince muhafazakarlar baktığın zaman. niye böyle olduğu konusunda fikrim yok, bakkalda istediğim dondurma var mıdır diye düşünüyorum. daha kompleks mevzuları sosyologlar incelesin.

sivaslılarda da var. kendi içlerinde hallediyorlar her şeyi, diğer memleketteki insanlara "yabancı" gözüyle bakıyorlar. ondan olabilir.

@dedimmidemedimmi +1

ülkenin çoğu şehrinde bu var.

Birader eskişehirin övünülecek bir tarafı yok neyiyle övüneceksin zaten skdkskf.

övünmesin mi yani? bunun için bir neden veya sebep olmak zorunda değil. içinden gelmiş yaşıyor duygularını sana ne, bana ne, kime ne?

Birçok sehir icin var ki boyle bir şey. Izmirde en uç seviyededir mesela. Muhafazakar yerler diye bariz bir durum yok bence.

valla ne kadar eskişehirli tanıdıysam, hepsi Eskişehir şöyle güzeli böyle modern kafasında, hep bir reklam, övünme durumu.

Yani sorunuz baştan fail. Böyle insanlar her yerde var. Geçiniz efendim.

@cursor: yahu beni nerden nereye getirdiniz. eskişehir'le övünmüyorum ama kusura bakmayın türkiye'nin en yaşanılır 3 şehrinden biridir her zaman.

yani kendinizin de özetlediği üzere, insanlar sevdikleri yeri, çoğunlukla da evlerini överler. İster öyle, ister böyle. Herkes için aynı. bir yere çekiştirmeye, etmeye gerek yok, gözünüze batmasına da gerek yok. Yöntemler farklı olabilir ama aynı durum.

betonuyla övünüyorsa çomar, ağacıyla övünüyorsa candır benim için.

ben aslında duyuruyu açarken bu tip insanlardan şikayet etmedim. ama açık söyleyeyim hoşlanmıyorum. hele ki hiçbir haltı olmayan şehirlerle övünmeden...

ve türkiye'de -benim gözlemlediğim- birbirini en çok kayıran, birbirine en çok torpil geçen halk erzurumlular. gidin atatürk üniversite'sinde biri öldüğü zaman yapılan duyuruları okuyun. ölen kişinin bilmem kaç tane akrabası çıkıyor aynı kurumdan... işte bunlar hep memleketiyle övünen adamlardan çıkıyor.

ayrıca soruyorum: türkiye'de kendi sınırı dışında en çok memleketlisi olan illerin vatandaşlarının bu övünme takıntısı yüksek illerden olması nasıl bir çelişkidir?

adam demek ki mutlu, kendini olduğu gibi kabul etmiş sevmiş. bırak öyle kalsın; memnun olmasa, beğenmese başka yer mi tavsiye edecen.

muhafazakarlık değil, kasabalı ruhundan kaynaklanıyor.

izmir, trabzon, rize, erzurum gibi yerlerde çok ön plana çıkıyor. övünecek daha önemli bir şeye sahip olamamak ve istanbul'da yaşayamama/istanbullu olamama ezikliği gibi tuhaf nedenleri var.

"istanbul'da yaşayamama/istanbullu olamama ezikliği varmış." bi yaşıma daha girdim.

insan doğası deyip sıyrılsak mı? çünkü yurtdışında da gayet örnekleri mevcut. eziklik falan denmiş de ben bi tür refleks olarak görüyorum. övünen kişi de bir şekilde biliyor hani yaşayabileceği çok daha iyi yerler olduğunu ancak kendisini oraya ait hissediyor, orada doğmuş büyümüş ya da orada yaşamaktan başka şansı yoktur, bu yüzden kendince aidiyet hissetme zorunluluğu hissediyordur ya da bir grubun içerisinde olmak içini rahatlatıyordur. birçok sebep bulunabilir bunu tetikleyen ve gayet yaygın bir davranış. ben aynı şekilde olan kadıköylü de beşiktaşlı da gördüm mesela. onlar da bağcılar'da yaşayamadığı için mi eziklik hissediyor?

bi de nedense rapçiler falan çok yapar bunu...

der meister +1

mesela izmirli olduğu ve orada yaşadığı için evrenin en süper, en gelişmiş, en muhteşem, en harika, en insancıl, en yenilikçi, en şahane yerinde yaşadığına inanan, içindekilerin de öyle olduğunu sanan izmirli arkadaşlar var. bu beni kahkahaya boğuyor. oysa dışarıdan bakıldığında hiç de öyle değil, alelade bir yer.

aynı şey diğer şehirleri/memleketi gereksiz övenler için de geçerli.

Muhafazakar değil, ülkenin en çağdaş, en özgür en gelişmiş toprakları olduğumuz için Trakyalı'lar olarak her yerde gururla övündük,övünürüz,övüneceğiz.

Dexter'dan baya etkilenmistim sahsen o zamanlar. Çalıştığı yerde kanka olurduk ama mesafeli bi eleman bilemedim.

himym ya da friends. şu anda öyle bir arkadaş ortamına ihtiyacım var.

himym güzel olurdu. belki de house

two and a half men.
Malibu sahili okyanus manzaralı ev verandası:)

oz ve gossip girl. bilmiyom.

Big bang theory

it's always sunny in philadelphia, çok eğlenceliler ya arkadaş ortamı falan

friends

westworldde robotluk

Buffy The Vampire Slayer. Maceradan maceraya koşardık.

Breaking Bad. Skyler'ın zor zamanlarında yanında olmak isterdim.

Sons of anarchy.

Motorlar, kardeşlik, kızlar...

Tarık buğra küçük ağa' da istanbullu hoca rolünü çok isterdim ya da şaşıfelek çıkmazında cesur rolü harika olurdu.westworld da black man, house of cardsda underwood ama en çok the missing 1.sezondaki çocuğun babası olmak isterdim.the killing veya true detective de katil olmak da güzel olurdu.

dexter izliyorum bu ara, sanırım orada yaşamak isterdim gidip bir iki suç mahalli görmek, olay çözmek vs. güzel olurdu.

"Aga, cinayet var"

dexter favori dizim şu zamana kadar izlediklerim arasında. bana batista ile takılmak bile yeterdi.

Friends ne güzel olurdu.

the sopranos

six feet under. çok gerçekçi bir hikaye zaten. ayrıca melankolik ve samimi atmosferi çok hoşuma gider hep.

2 broke girls. O iki deli kızın arkadaşı olmak çok eğlenceli olsa gerek

arka sokaklar

adamlar her an istanbukun her yerindeler. 20 yil istanbulda yasadim ben bir turlu oyle olamadım.

californication
ortam gibi ortam.

friends: arkadaş ortamı

bsg: frak

chuck: sarah walker

breaking bad evreninde.

downton abbey. canım o dönemlerde yaşamak istiyor her ne kadar sıkıntılı olsa da.

kimse yazmamış şaşırdım; the walking dead. sadece kendimden sorumlu olacaksam tam aradığım ortam.

northern exposure :( alaska bir sevdadır

That 70's Show.

Zaten 70'lere aşırı bir hayranlığım var. Bir de üstüne o eğlenceli arkadaş ortamı eklenseydi mükemmel bir hayatım olabilirdi.

Himym. Arkadaşlık süper kafan rahat

himym, friends ya da lost. ilk ikisi arkadaslik ortaminin ciciligi. lost adasina da dizinin ilk bolumunden sonuna kadar hayrandim o nedenle.

Friends.

Hayatım boyunca başıma gelen talihsizlikleri göz önüne alacak olursam Ross olurdum herhalde.

the walking dead

post-apokaliptik evrenleri seviyorum.

sit-comlardan gidicem dert yok tasa yok.

friends, himym, new girl

Friends ya. Muthis arkadas ortami, eglence, renkli hayatlar.

Kaydetmiş olması lazım.

birazdan 10 saat otobüste oturmaya gidicem. en azından evde oturmamış olcam ama haHAAA.

Elma ve viski eşliğinde denize karşı Mendelssohn dinliyorum

ben de dizi mizi bişiler izliyorum bu gece. ama ben dün evde oturmadım, hatta baya dağıttım :) her gün her gün bünye kaldırmadığı için çıkmadım.

eve kuş girmiş 2 saat onu çıkartmaya çalıştım. daha yeni çıktı ipnetor. şimdi zaferimle gurur duyuyorum.

counter atacam birzadn

Az önce evde miras tartışması oldu. Çok heyecanlıydı. Bir milyon lira falan dediler en son. Telefonumu alıp, odama geldim. İngiliççe kelimeler öğreniyorum. Fern, eğrelti otu demekmiş örneğin. Aklımda kalması içinse şunu buldum.

Between Two Ferns with Zach Galifianakis
Zach Galifianakis'le İki Eğreltiotu Arasında

www.indiewire.com

Çok enteresan şeyler var İnternet'te.

Edit: Tamam, bir yemek yeriz. Aynen, çevirmen tutarım. Çevirin ulan, çevirin. :D

Sürekli aklımda diyaloglar, içimde katıksız yanan alevler var.

Yatağımdayım. Stratejik düşünmeler yapıyorum.

birazdan halısaha maçına gidicem. ramazan diye geceleri maç oynuyoruz
güzel oluyor

Maçtan geldim (Gençlerbirliği - Kasımpaşa), tıraş oldum evde saç sakal, duş aldım, yemek yedim, şimdi de Roman müziği eşliğinde mail yazıyorum bi yere.

İşaret dili çalışıyorum. Ne konuştuğumu ben kendim anlıyorum da acaba karşı taraf beni anlar mı diye düşünüyorum bir yandan.

@proletarier, in izindin ivdi itirmimiş ilicim hihiii.. otur, sıfır! :I

@gkct, aferin, kaliteli oturuyomuşsun en azından, verdim şukunu.

@j r r, içimi iyicene kararttın, reçetene iki programlı bosch bulaşık makinası yazıyorum. iki cuma daha evde otur, rahatlıkla alırsın :P

@moratoryum, valla bu da yeni bahane oldu "ben dün çok çıktım cnm yhaa" :/

@ravenclaw, nick-faaliyet uyumu :O

@prens, sana evde oturmak az bile :(

@dissendum, miras gelince bizi de gör! sonra çevirmen tutarsın boşver yeaa.

@goddardcım, unut gitsin, hayat devam ediyor, kuşlar uçuyor.. @ravenclaw'a sor istersen 8/

@apolitik, bravo, öyle düşünmeyeli yıllar oldu valla. o pozisyonda ben çoktan telefonu almıştım elime :(

@bana, seni eziklikten azad ettim, gidebilirsin..

@norek, arada kalkıp iki kıvırıyosan, seni de azad edebilirim :D

@irene, respect!

İftarı yaptım, yıldızları seyrediyorum

para yok ne ezikliğinden bahsediorsun?

@klar, allah kabul etsin karşim.

@empty, adımını parayla mı atıyosun? hava bedava, su bedava, çık dolaş yahu!

Ayak maskesi yapıyorum :D

Çok ucuza satılıyor ve yorgun bir günün arkasından aşırı rahatlatıyor, almak isteyen olursa Gratislerde filan satılıyor resmen ayağımı mentol havuzuna atmış gibiyim. Evde oturmanın hakkını veriyorum şu an adasd.

haftanın verdiği yorgunlukla birlikte iftarımı yaptım.biraz müzik dinleyip duyuru okurum diye bir heves ile pc başına geldim ama gördüğümüz başlıklara bak.

@vegas, evde oturmanın hakkını verenlerdensin doğrusu.. internetin hiç gelmez işalla :F

@nefer, ben de dün baktıydım ona gratiste :D sefa düşkünü şey seni^^

@since, sen niyetliymişsin, seni ezemem, çarpılırım tööbe :(

Bir şeyler paketlemekle ve tezle uğraşıyorum. İkisinden de ayrı ayrı baydım. HELP!

byle naapıyonuz ne ediyonuz şeklindeki spontane duyuruları seviyorum. insanların sıradan basit hayat akışlarını bilmek nedense mutlu ediyor:))) ben de günlük ekşi duyuru turumu yapıyom. banyo yaptım raadladım.birazdan da çeviriye başlarım herhalde

@dart, kalk yat yav, sabah güzel güzel yaparsın.

@faik abi, çaktırma, benim gerçek adım manuel cohen, bunların hepsini fişliyorum abi :F

Finallere çalışmaya devam.

manitadan ayrıldım

@drako, sen çalış karşim, dışarıda bişey yok zaten.. mezun olunca çok gezersin :)

@asilov, restorasyon doktor adayına edilecek laflar değil bunlar :P maalesef soruların karşısında tıp çaresiz :/

@mirty, ee nasılsın? üzgün, kızgın, rahatlamış?

rahatladım ne yalan söyliyim

Aynı durum başıma geldi ve ben güncelledim kontratı.

Selamlar, ev sahibiyle konuşup kira kontratından arkadaşlarınızın ismini sildirin, kendi isminizi ekletin. İlerde başınızın ağrımaması için en kesin çözüm.

Ay dana gibi cama çarpıp duruyo o salaklar, yönlendirilemiyor da.. ben kovamazsam süpürgeyle çekmeye ya da direkt ilaçla öldürmeye çalışıyorum :(

ya kendilerinden o kadar nefret ediyorum ki onları görünce içimde ay yazık onun da canı var duygusunun zerresi oluşmuyor. pisler. boklara konuyorlar sonra geliyorlar ekmeğime konuyorlar.

Cama tel çekmek (yani sineklik asmak) gibi bir imkanın yok mu?

Ben bu yüzden odamda doğru düzgün cam açamıyorum. Çünkü girdiklerinde çıkarmak o kadar zor ki. Öldürmek de zor. Çok kıvrak hayvanlar.
Eğer girmişse de öldürene kadar bana rahat yok. Çünkü tiksiniyorum. Velhasılı kelam çözüm amden katl!

112 de bekletiyor bayağı.

bağlansan da bi işe yaramıyor. öyle "bu da eksik olmasın" diye var bence.

155'e uzun zaman sonra ilk defa işim düştü geçen hafta. en azından bi 4-5 dk bekledim cevap alana kadar. sonra nihayet birine ulaşınca derdimi anlattım, cümlem biter bitmez telefon çat diye kapandı. hat düştü herhalde diyerek tekrar aradım, az önce aradım da bir anda kapandı falan dedim, adam tamam aldık biz mesajı ondan kapattık dedi adasfgfdfgghg sorun da çözülmedi kaldı öyle..

156'nın gözünü seveyim.

Yalnızca 1 kere işim düştü. Böyle bir problem yaşamadım. 3 yıl önceydi.

Barfiks. Bileği güçlendirmek için birebir.

Bilek için yapacak bir şey yok, önkolu güçlendirmeye devam.

bilek icin yapacak birsey yok, herksin bilegi ince.

bilek doğuştan kalın veya ince olur. sen forearm geliştirirsin ancak.

Geçen yıl Karadeniz'de karavanda uyuyan İtalyan çifti karavanın üstünden girip öldürmüşlerdi diye hatırlıyorum. Issız yerlerde ayı da olabilir. Ben sizin yerinizde olsam oralarda kamp yapmam. Otelde kalın veya kamping yerleri varsa oraya gidebilirsiniz.

Karadenizli olanlar daha iyi bilirler tabi, ben duyduklarımı söyledim.

@tahin nerde olmus o olay? ben karadenizliyim yolunu yordamını bilirseni bişiy olmaz. ozellikle rize camlıhemsin ayder yukarıları gayet iyidir, artvin de iyidir. trabzonun bazı bolgeleri sıkıntılıdır.

sonra detaylı yazıcam

@art Rize Derepazarı'nda olmuş ben de baktım şimdi. Detaylı cevabini bekliyor olacagim :)

geçen hafta karadenizdeydim. trabzon hariç insanlar çok yardımsever ve medeni. fakat trabzon hakkında kibar ve iyi yorumlarda bulunamayacağım. çarşıda sevgilimle el ele yürürken bir sürü yamyam gözü gördüm. riske girmek gereksiz. ama artvin ve rize çok iyiydi.

10 sene kadar önce karadeniz'de 15 gün kamp yapmış biri olarak söylüyorum, her şey bizim bıraktığımız gibiyse bir şey olmaz.

keşke bilsem bizim gittiğimiz güzergahı, size de yazsam. ama malesef bilen biri vardı, biz onu takip etmiştik. tavsiye olarak ise, öyle ayder gibi popüler yaylalara gitmeyin bence. pokut yaylasına çıkmıştık biz, bir de fırtına deresi'ne gitmiştik. onun dışında gittiğimiz güzergahta bir sürü irili ufaklı göl ve yaylalar vardı. yaylalardaki köylüler inanılmaz insanlar. çok hoşsohbetler. bizi çok sevmişlerdi sizi de severler :)

ben olsam karadeniz gibi çomarın bol bulunduğu yerde kamp yapmam. batı ege ve akdeniz civarına gidin.

Kamping alanlarını tercih edin. Ben kalabalık bir grup olmadığımız sürece doğada rastgele kamp yapmıyorum. Ege'de bile kaç sene önce bizi korkutup kaçırmak için havaya tüfek sıkmışlardı, bir köyün yakınlarındaydık.

doğu Karadeniz insanı gelen giden turiste alışıktır, bir şey olacağını sanmam.

Danimarkada "kizli erkekli" bisiklet turu ve kamp yapmis biri olarak, anliyorum arkadasinizin niye kafasinda canlandiramadigini. Kamp kültürü cok yaygin onlarda, devletin belirledigi bolgelerde, hem de tuvaleti, temiz su kaynagi, hatta yari acik agac evleri olan ücretsiz kamp yerleri var. Liseyi bitirislerini kutlayan genc kadin gruplarindan tut, motorcu yalniz amcalara kadar her cesit insan kamp yapiyor.

Ben sahsen, yurdumun "ozelliklerini" bilmeyen biriyle kalkip Dogu Karadenize wildcamping olayina girmezdim. Sacma bir durum ile karsilassa, ne yapacagini bilemeyecek kendini kotu/suclu hissedecek cünkü.

Bence abartmışlar. Daha geçen sene 1e 1k karadenizde çadır kampı şeklinde dolaştık. Elbette garip tipler her yerde vardır fakat hiç karşılaşmamak bizim şansımız değildir herhalde. Üstelik biz otostopla gezdik. Herhangi bir kötü muameleyle karşılaşmadık. Siz özellikle doğal yerlere gidip oralarda kamp yapacağınız için enteresan tiplerle karşılaşma olasılığınız düşük. Bazı koyu karadeniz illerinin merkezinde çadır kursanız sıkıntı olabilir bir tek, ki oralarda işiniz yok. Gittiğimiz yerlerde evine davet edenler de oldu yemeğinden ikram edenler de. Gönlünüzü ferah tutup gidiniz efendim. Aklınıza takılan bir şey olursa yardımcı olmaya çalışırım.

ne zaman kışın doğu karadenize yolum düşse, buraya asıl yazın kız arkadaşın ile beraber gelip kamp atacaksın muhabbeti duydum. bunu diyen insanlar oranın yerel insanları zaten karadenize de otostop çekerek gidiyorum. bilmiyorum otostop çekerken alanlar mı sadece böyle düşünüyor ama bence hiçbir şey olmaz.
bence arkadaşlar biraz abartmış. kendi adıma konuşacak olursam eğer biz 3 erkek karadenizde kamp attık çokda güzeldi.

sana tavsiyem popüler yerleri git gör fakat kalma gerçekten artık abartılmış durumda. bir uzungölü gör ama kamp atacaksan eğer karagöl de at.

geçen günlerde de aynı duyuru açılmıştı. sen mi açmıştın bilmiyorum ama eğer sen açtıysan buradan yardım bekleyene kadar 1-2 gündür doktora imkanın varsa gitseydin keşke.

Yok benimki daha bugün çıktı.

hemen eczaneye koşup Piraldyne alıp sür. oraya sürmek zor olur ama iyi gelir. isteren saatte bir yap. kafana göre takıl. oralmedic iyi diyorlar ama denemedim deneyebilirsin.

çare bu

www.google.com.tr

ama seninki çok sıkıntılı bir yerde çıkmış, bunların spreyleri var diye biliyorum onu kullanabilirsin.

Bunu iyileştirme yanında folik asit içeren gıdalara yönelmen gerekiyor olabilir..

Oralmedic diye bir mucize var aft yaraları için. Sözlükte başlığı da var, okuyup karar ver. Benim de yanağımın iç tarafında daha büyük bir aft çıkmıştı. 3 gün acıyı çektikten sonra oralmedic alıp uyguladım. Hemen geçiriyor ama kullanımı sırasında talimatlara tam olarak uy ve dikkat et. Senin aft biraz zor yerde, birinden yardım alman iyi olur. Geçmiş olsun.

Arkadaşlar bu şey küçüleceği yerde daha da büyüdü.

Velhasıl-ı kelam ilaç falan yalan. Geçesi yoksa geçmiyor nalet.

hizliresim.com

Karşı okulla yapılan anlaşma süresine göre veriliyor.

1 dönem gidince 5 ay 2 dönem gidince 10 ay oluyordur.

With honors

Best offer

Transporter

Interstate 60

holy motors
mulholland dr.
dogville
waking life

Jason statham filmlerine bakabilirsin.

Yüzüklerin efendisi ve hobbit serileri de güzel.

Ondskan.

ya kusura bakma da "inanıyorum kıyıda köşede hala izlemediğim güzel filmler vardır" nasıl bir kibirdir?

kaç tane film izledin hayatında yılda ortalama 8 bin tane film çekiliyor dünyada. kaç tane lindsay anderson filmi izledin kaç tane andrzej wajda filmi izledin kieslowski dekaloglarının kaç tanesini izledin

üç tane iron man izleyen sinefil kesiliyor. inşallah güzel film kalmıştır izlemediğim :(((

öneri olarak da sırf cevabım silinmesin diye şunları veriyorum:

jurassic park
star wars
spider man
transformers

mickybo and me
mandariinid

Thé skin i Live in.

Üzerine Film Attırdıkları Cehennem 2

fazla iddialı bence. ama olabilir tabii ki.

just let go
www.imdb.com

thirteen days
www.imdb.com

solace
www.imdb.com

mcfarland
www.imdb.com

the after
www.imdb.com

childhoods end(3 bölümlük dizi)
www.imdb.com

race
www.imdb.com

parallels
www.imdb.com

moon kesinlikle izlemelisin

American honey

arlington road.

yeşil sokak holiganları ve swiss army man

bende yok

Bende de yok :/ doktora git bence.

Bende de yok. Alerjik bir şeydir belki. Tükettiğiniz bir şey yapıyor olabilir. Belki çok sıcak ya da soğuk yapıyordur. Bilemiyorum tabii. Doktora gitmenizde fayda var. Fakat telaslanmayin hemen. En kısa sürede gidin ama bence. Gecmiş olsun.

Hepimizde var. Papilla circumvallata.

nasıl yok ya :/ bende de var, herkeste var.

Var. Tat tomurcugu mu ne demisti kbb doktoru.

"bende var, herkeste de vardır" diyen arkadaşlar fotoğrafta bahsedilen pembe kabarcıkları görememiş, zira bende de yok. bahsedilenler dilin üstündeki papillalar değil. arkadaş da çekerken oraya netleyememiş sağolsun. bize göre solda iki, sağda bir tane kocaman pembe yuvarlak var. net değil flu. onları diyor.

i.hizliresim.com

@kibritsuyu

bende var diyenler de onu fark etmiş zaten. @Lim5 ismini söylemiş. "Papilla circumvallata" Böyle aratınca aynısı çıkıyor. ama ben hala kendiminkini göremiyorum. ya dilimi o kadar dışarı çıkaramıyorum ben, dolayısıyla göremiyorum. ya da ben de yok. bilemedim.

hepimizde var diyosunuz da bende de yok usta.

Elleyince hissediliyo sanki benim dilim de çıkmıyor dışarı ama yokladım resmen var :O parmağınızla yoklayın bi. Aydınlandım resmen.

Ölmeyeceksem sıkıntı yok :)

böyle yok ama çilek gibi pütürcükler var doktor normal diyor ama sanki yutarken yemekler takılıyor

Bir bilen vardır bence buralarda.

Hakkında dosya bulunan milletvekillerinin yasama dokunulmazlığı kaldırıldı geçen yıl. HDP'liler o olaydan sonra kodese girdi zaten. Tek seferlik bir uygulamaydı. Her milletvekili'nin dokunulmazlığı kalkmadı yani.

Sözleşme yerine geçse bile, geçerli olmayan bir sözleşme ne ifade eder ki...

Cevap TBK md. 27'de saklı.

madde 27'ye niye aykırı olsun ki ben anlamadım?

"Kanunun emredici hükümlerine, ahlaka, kamu düzenine, kişilik haklarına aykırı veya konusu imkânsız olan sözleşmeler kesin olarak hükümsüzdür." diyor.
geri kalan kısmı zaten ilgili değil.

kanuna aykırılık mı yoksa ahlaka aykırılık mı var? kamu düzenine zaten aykırı denemez. kişilik haklarına aykırı değil. e konusu da imkanlı :D

yani oldu mu şimdi böyle?
gelin he deyin işte :)

Bir kişinin ödevini parayla yapmak ahlaka uygun bir durum değildir. Kanuna da uygun değildir, bu maddedeki kanun ifadesi sadece TBK ile sınırlı değil bütün kanunları ifade eder. Dolayısıyla hukuka aykırılık var zaten temelde.

Türkiye sınırları içinde poker oynayacağına dair sözleştin adamla, dürüst bir oyun olmaz adam hile yapar ve kaybedersin, ne oldu şimdi? Eksik borç. Hiçbir şey talep edemezsin. Neden? Konusu kanuna ve ahlaka aykırı çünkü sözleşmenin.

ahlaka aykırılığına ikna oldum ama mahkeme farklı karar verebilir mi ahlak konusunda? yani bir hakime göre ahlaka aykırı diğer hakime göre ahlaka uygun görülebilri mi?
ve ayrıca hangi kanuna aykırı? yani okumak için soruyorum.

Emredici kurallar nedir? Bir hükmün emredici olup olmadığı o hükmün lafzından veya amacından anlaşılır. Toplumun menfaatini, ahlakını ve fertlerin şahsiyetini koruma amacını güden hükümler emredici niteliktedir. Ayrıca ekonomik, sosyal veya fiziki yönden
zayıf olanları koruyan hükümler bu koruma amacına giren yönlerden emredicidirler.

Ayrıca ortada herhangi bir somut emredici hüküm bulunmasa dahi, yapılan sözleşme kamu düzenini ihlal ediyorsa, kamunun esenliğini ve rahatlığını bozuyorsa, bu sözleşme geçersiz sayılır. Toplumun menfaatini koruyan hükümlerle ortaya çıkan hukuki düzenin bütünü kamu düzeni olarak ifade edilebilir.

Ayrıca bir sözleşmenin konusu kişilik haklarına aykırı ise, sözleşme bu sebeple geçersiz sayılır. Bu durum kişi özgürlüğü ile ilgili olabileceği gibi namus ve şeref gibi kavramlarla da ilgili olabilir.

Konumuzla alakalı olarak, söz konusu olan ahlak, topluma malolmuş ahlak
kurallarıdır. Bu da orta halli, dürüst bir insanın ahlak duygularıdır. Konusu dışında amacı da ahlaka aykırı olan sözleşmeler geçersizdir. Orta halli bir vatandaşın ahlaki duygularını aşındıran, "ulan yaptığımız şey yanlış ama neyse" diyerek yapılan sözleşme ahlaka aykırılık gerekçesiyle geçersizdir.

Sonuç: Kesin hükümsüzlük.

Bu konu ahlaka aykırılıkla sorgulanamaz bence. Karşı taraf bunu iş olarak aktarmıştır. Ödev konusunun geçmesi alacak hakkını ortadan kaldırmaz. Bu konuda verilecek bir yargı kararı emsal gösterilerek çok ciddi hukuksuzluklara sebep olunur. Düşünsenize yükseklisans ögrencisi bir firma sahibinin binlerce dolarlik proje yaptirdigini ve bu benim ödevimdi diyerek maddi yukumlulukten kurtuldugunu. (Not hukukçu değilim haddimi aşmamışımdir umarim. Fikrimi belirttim.)

peki diyelim ki ödev yapacağını söylemedi anlaşılırken.
dedi ki bana şöyle bir şey lazım. al sana 1000 lira. bunu bana yap.
yapan kişi de sormak zorunda değil, sorsa da diyelim ki yalan söyledi.
bir şekilde arlarında anlaşmazlık çıktı mahkemeye geldiler.
bunun bir ödev olduğu mahkemede anlaşılırsa ahlaksızlığa bağlı olarak söyleşme hükümsüz mü kabul edilir? çünkü sözleşme metni olarak niteleyebileceğimiz konuşmalar arasında aslında ahlaksızlık yok.

konuylla alakalı değil ama; işverenlerle işçiler arasındaki davalarda, mahkemelerin işçiler lehine karar alma yönündeki içtihat, emredici hükümlere mi dayanır?

örnek üzerinden soruyorum ki anlayayım :)

Olayın bağlamından çıkarılır bu genelde. İki öğrenci var diyelim, aralarında sözleşme yapıyorlar hocanın verdiği ödeve dair ama ödev olduğunu söylemiyor sözleşmenin diğer tarafı. Burada söylemese de hayatın olağan akışına göre sözleşme konusunun ödev olduğu ufak sorular ve araştırmalarla belli olacaksa sonuç yine kesin hükümsüzlük.

Ancak ödevi yapan öğrenci tamamen iyi niyetli olsa, yaptığı şeyin ödev olduğunu bilmese ve "bilebilecek durumda olmasa", ödev olduğu mahkemede belli olmuş olsa, karşı taraf ödevi yapan kişinin maddi manevi zararını tazmin etmekle yükümlü.

İkinci soruna istinaden,

Evet. İş Kanunu kaçıncı maddesi hatırlamıyorum ama işçi lehine yorum ilkesi direkt madde olarak mevcut.

Sözleşme konusunun ödev olması bence ahlaka aykırı değil.

Aksine hüküm bulunmadıkça sözleşme şekle bağlı değil. İster vatsaptan ister mailden istersen yüz yüze sözleşmeyi kurabilirsiniz. Önemli olan iradelerinizin karşılıklı ve birbirine uygun olması. Bunu da ispatlarsanız çatır çatır paranızı alırsınız.

çok teşekkür ediyorum.
başka sözüm yok sayı hakim :)

Ben senin bitirme tezini yazıyorum, ki bu tez hocan tarafından sana verilmiş. Sana tahsis edilen bir ödev var, sen parayla başkasının emeğini satın alıyorsun ki normal şartlar altında bunu yaparsan ödevin geçersiz kabul edilecek. Hocan bilse sıfır alacaksın. Neresi ahlaka uygun bunun?

O zaman ödevin mahiyetine göre değişir. Öyle ödev olur ki hoca başkasına yaptırdığını bilse bile sana sıfır vermez. Çünkü ödevin nasıl yapılacağını, planı, taslağı sen oluşturmuşsundur. Sözleşmenin karşı tarafı bunu cismani bir şeye dönüştürmüştür. bu durumda ahlaka aykırı olmuyor.

aferin, güzelce delirtin beni.
2.bp.blogspot.com
:D:D

biriniz aklımı çeliyor, sonra diğeriniz geliyor hoop benim kafa oraya gidiyor :D


sanırım ahlak konusunda ben de şeklen farklı olaylarda farklı kararların çıkabileceğine inanıyorum. ve bunlarda da hakimlerin birbirinden farklı karar verebileceğine kaniyim. ahlak açısından tabi. kanuna aykırılık konusunda ikna oldum.

"Öyle ödev olur ki hoca başkasına yaptırdığını bilse bile sana sıfır vermez."

Böyle bir şey yok.

Ayrıca @attirmayin makedonun kafasini, işçi lehine yorum ilkesi içtihadı birleştirme kararı olarak mevcutmuş, kanunda belli bir madde olarak geçmiyormuş bir arkadaş uyardı.

ff ve chrome icin video downloadhelper eklentisi var. onu yukleyip indirebilirsiniz.

Şimdi onu yükledim ancak izin hakkı nedeniyle hata veriyor, nasıl indirebilirim?