@zeykur valekov
doğrusu bazı entrylerinde ironiden trollüğe kaçtığını düşünüyorum. sazan avı için değil daha çok abartarak kendi bakış açını ortaya koymak amacıyla diyeyim. vu düşünce imhodur.
adam bilinmeyen bir şey iddia ediyor, sorun burda. bilinen, öğretilen, öğrenilen şeylerden farklı şeyler söylüyor. üstelik bunları "gözünüzü açın" tarzında ifade ediyor ve evet, bu kaynak gerektirir.
kaldı ki, hafıza güvenilir değil. defalarca okuduğum mafios toplumlar, otokratlarla ilgili kitaplar var. başucu kitaplarım olan bunlardaki yığınla olayı birbirinin içine geçiriyor hafıza. seğmenlerle atçalı kel mehmet'i sadece efelik kavramıyla eş tutuyorum, kitaba döndüğümde yığınla fark var.
tarih kitapları yığınla sav ileri sürer ve çoğu kez karşılaştırmalı bu bilgileri iletir. x vakanüvis'in naklettiğiyle y'ninki tezattır ve bunların olay sıraları içiçe geçebilir. karıştırmak ayıp değil.
resmi tarihi kaynak olarak almıyorum, niye alayım. çerkez ethem olayını, 33 askeri, dersim isyanını farklı kaynaklardan okumayı seviyorum. karşılaştırmalı tarihi ayrı kitaplardan karşılaştırmak oluyor ve zor oluyor ama zevkli.
atatürk çok büyük adamdı demenin altını doldurmadıktan sonra anlamı yok. ha adam gelir cumhuriyet'i, inkilapları ve devletçiliğini gösterir, hatta gider solidarist korporatizm'i beğenir, değişik bir libareldir ama öne sürdüğü savın net sonuçları görünüyordur. devrimler yapıldı, devlet destekli özel sektör kuruldu, devletçilik(çokça devlet kapitalizmi) yaşandı. kuruluşları görüyoruz, bunlar bizim bildiğimiz şeyler.
opf'nin iddiası kayıp bir uygarlıktan bahsetmek gibi. şöyle devlet yapıları vardı, şöyle bürokratik yapısı çöktü, kültürleri şuydu demek gibi. e kanıt?
septik değilim ve özellikle -üzerine alınma- dincilerle konuşurken bir yerden sonra saçma bir şekilde septikliğe bağlamalarına gıcık oluyorum. e kalemi de bilemezsin, hava da belki yalan, belki uykudasın geyiğine girmeyelim. atatürk'ün devrimleri gerçekleştirdiğini biliyor muyum? evet! sonuçları görünür. sol özgürlükçü biri olarak doğru bulmadığım yanları var mı? elbette! ama devrim yapmamıştır, bir gecede okur yazarlığı sıfırladı gibi abuklamalara girmiyorum.
sonra şu itham olayı var. resmi ideolojiyi ilahi gerçek olarak kabullendiğim. bu çıkarımı nasıl yaptın? işte sorun burda. inanma/inanmama ile ilgili bu durum bence. kendini mütedeyyin olarak adlandırabilirsin diye var sayıyorum. mütedeyyin kitlenin genel olayı bu. düşündüğünüz şeyleri gerçek olarak kabulleniyorsunuz. hakkımda sıfıra yakın bilgiyle bu çıkarımı yapıyorsun. kabullenimlerin çoğu inanmayla geliyor, opf de böyle diye düşünüyorum. bir sav öne sürüyor, sadece farklı olması onu gerçek kılıyor. çünkü o söyledi, buna inanarak söyledi. kanıtsız, şartsız şurtsuz gerçektir o zaman.
osmanlı belgrad'ın hakiketen içine sıçmıştır ayrıca. yunanistan, sırbistan, makedon ülkeleri fethedildiğinde heykellerin büyük bölümü istanbul'a taşınmış. osmanlı vakanüvislerinden 18 yyda ege marmara arasında çiftlik kurmuş bir fransız abinin ilettiğiydi bu. jüstinyen heykelleri ve camilerin büyük direkleri. bunları görüyoruz ve varlar. bu bilgi yeterli mi? hayır, değil! o tarihçi abinin adını hatırlayamadım ve sadece heykeller var. yarım yeterlilik diyelim.
şu iyi davranma olayı da ne cidden anlamıyorum. trabzon'u ve istanbul'u fethettiğinde şehrin yerli halkını şehir surları dışında yaşamaya mecbur kılmışsın. bu mu iyi davranmak? yağma kısmını geçtim, adamları sürmüşsün toprağından. yerine benim ataları koymuşsun, güzel türkçe konuşuyoruz, örfümüz adetimiz sağlam diye:P
atatürk demokratik değildi kısmı doğru. döneminde demokrasi yoktu, sonraki adnan menderes'te milli şef'teki gıdım özgürlük de yoktu(demokrasiyi geç bir kalem). istiklal mahkemeleri vol. 2'yi kurdu adam, ortada savaş hali yokken hem de.
yol göstermesi açısından adnan menderes demokratik değildi savım.
tahkikat komisyon'unu kurdu ve sözlükten kopi peyst ile aktardığım yetkilere sahipti bu komisyon.
" komisyon mahkeme ve dava yetkisine sahip olup istediği kişiyi tutuklayabiliyordu.
- komisyon, gazetelere ve matbaalara el koyup, gazeteleri kapatabiliyordu.
- komisyon meclis müzakerelerinin yayımlanmasını yasaklayabiliyordu.
- komisyonun aldığı kararlar kesindi, başka hiçbir mahkeme ve mercinin de itiraz hakkı yoktu."
demek, ki bu adam despottu. savımı ileri sürdüm ve destekledim. sadece bir kitap cümlesiyle değil adamın yaptığı fiili işi gösterek. ha deseydim ki bu adamın basına yansımayan ama var olduğu bilinen gizli planları vardı. onları da bir zahmet kanıtlardım.
0