hikaye.

ssg'nin keyfi ve kahyası arasında bir mesele o

2013 değil, 2012 o da zaten marduk ile ilgili.

ssg o zamandan önce de ölebilir, işte o gün sözlük için kıyamettir. uuuu ürperelim..

ssg ölse de sorun değil, vasiyetinde sözlüğün bana devredilmesi de var.

zaten sozluk kapaninca biz de kapanmis sayilacagiz

bir güneş patlamasına bakar. Zaten o gün ilk çağa dönmüş olacağız. Hayatında izleyebileceğin en korkunç disaster filmi olacak. Nihahohuha

beykoz harici,dedğiniz diğer semtlerden,1.köprü kullanmak daha hızlı ve mantıklı bence.
2.köprüde kavacıktan binmek en avantajlısı tabiki,ama sabahları genelde levent girişinde trafik yaşanmıyo da değil :)

avrupa yakasında çalışıyorsan anadolu yakasına taşınma. sabah işe yetişme akşam da eve yetişme derdi ömürden ömür götürüyor (ev kadıköy iş maslak-her gün 4 saat yol)

vapurla karşıya geçmek ordan toplu taşıma daha mantıklı,
diğer yandan köprünün dibi çok trafik olsa bile epey avantajın var. emniyet şeritlerini kullanan, okul/iş servislerini takip et, onlar hangi şerit hızlı akar, nezaman emniyet şeridine girmek gerekir iyi bilirler.

sen jet ski leri otele kiralasan ve sordugun sorularla/sorunlarla uğraşmasan daha mantıklı değil mi?

o da bir ihtimal, düşünmedim değil ama bu işi yapan kişiler otelin bu işi işletmekten ziyade kiralamak olayına sıcak baktıklarını söyluyorlar.

su sporları merkezi bulunduracak kadar büyük otellerin tamamı artık all inclusive veya ultra all inclusive sistemlerle çalışıyorlar ve bu sistemlerde su sporlarının bir kısmı veya tamamı konaklama ücretine dahil.eskisi kadar kar marjı olan bir iş alanı değil.ama illa ki bu işe gireceğim diyorsanız ilanları takip edebilirsiniz, genellikle ihale yoluyla, gazete ilanıyla verilir bu bölümler. devreden birinden almak isterseniz ciddi hava parası ödemenizde gerekebilir.

bilgi için teşekkürler. bunu da değerlendirelim. birçok firma katamaran, yelkenli gibi isteklerde bile bulunuyor ve evet ciddi bir yatırım gerektiriyor. 250 bin usd gözden çıkarttık. tekrardan teşekkürler.

zannedersem herhangi bir ticari faaliyetten farklı değildir. önce kendiniz bir firma kuracaksınız. limited şirket falan olmak zorunda değil şahsi de olur, normal bir işyeri açar gibi. isterseniz ardahan su sporları ltd. şti. dersiniz. isterseniz isim soyad. vergi dairesine başvurur kayıt açtırırsınız. jet skileri demirbaş gösterirsiniz. sonra bu firmanız gider otelden veya belediyeden (sahilin hakı kime aitse) sahili kiralar, orayı işletir. yani bir okulun kantinini kiralayıp işletmekten farkı olmasa gerek.

250.ooo usd gözden çıktıysa su porları ekibi kurulup otellere başvurabilirsiniz. normal 5 yıldızlı otellerde pek olmuyor bu tarz şeyler biraz daha kaliteli 5 yıldızlı otellerin su sporları departmanı (animasyona bağlı oluyor genelde) oluyor. bu su sporları da bazen extraya giriyor bazen dahil oluyor ama çogu yerde extradır bu hizmet misal benim bi dönem çalıştıgım otelde bu su sporları extraydı ve oldukca yogun ilgi görüyordu. seçeğiniz otelin su sporu hizmeti için uygun olması öenmli bu nedenle rüzgarı bol olan bi yer olmalı bi de otel müşter profili genç olmalı aile otellerinde pek gitmez single relax konseptli otellerde daha çok ilgi olur veya golf otellerinde pek gitmez mantığımı anlamışssınızdır. misal dalaman hilton yeni açıldı orası golf oteli ama aynı zamanda su sporlarına da uygun çünkü 3S turizmine uygun bi yer. neyse çok detaylı oldu ama fikir olarak şöyle bi şey sunabilirim. madem 250bin usd gözden çıktı ve elinizde 4 jet ski var. gidin katamaran kano deniz bisikleti fiyatlarını öğrenin ve bu hizmetleri sunabilecek eleman araştırması yapın yani fizibilite araştırması yapın daha sonra (ama satın almayın satın alacakmış gibi hazır bulunsun) otellere sunabileceğiniz hizmetler ile ilgili broşür ya da ona benzer bilgilendirme formları yollayın. (misal elimizde şu tarz hizmetler var biz otelinizin su sporlarını alıp işletmek istiyoruz size kira vericez tarzı ya da farklı alternatifler düşünülebilir) misal benim robinson dalamanda gümüş dükkanım var orada bulunan dalış ekibi dışarıdan bi şirket otele kira veriyor bu tarz bi olay yapabilirsiniz.

burger king aç o parayla.

arkadaşlar tüm bilgiler için herkese ayrı ayrı teşekkür ederim. ve evet fizibilite çalışmaları için bölgeye gitmek ve belkide ciddi bir yatırım olacagından ötürü en az 1 yıl bu işi takip etmek ( içli- dışlı olmak) gerektiğinin farkına vardım.
abi burger ın fiyatı nedir bilmem ama mc için 450 bin usd istiyorlar :)

40 000usd gibi bi franchise ücreti var. o yazılan rakamlar çok uçuk. kendi dükkanınız varsa franchise ücreti artı dükkan için giderler katıldığında pekala açabilirsiniz. ben bi ara araştırıyordum. tab gıdaya bi tel aç istersen. onlar sana ayrıntılarıyla anlatır. burger king çok sağlam bir yatırım, batan çok az.

www.tabgida.com.tr
buradan iletişimden irtibata geçebilirsin.

1- sanırım süpürgelik deniyor
3- elektrikcilerde

1- süpürgelik

2- eşik altı çıtası deniyor olabilir.

3- kablo tutturmak için C harfi gibi, tek taraftan süpürgeliklere çakılan plastik parçalardan satılıyor, ucuz ama kalitesiz olabiliyor, illa ondan alıcaksan kalitelisini al. yoksa tek bir kablo geçiriceksen süpürgeliğin renginde kutu bulabilirsen uzuun ve dar bi kutu al (bunlar da kablo geçirmek için elektrikçilerde olur). bir fikir daha, evinde fare ya da böcek fln varsa kutuyu tavsiye etmem çünkü fareler kablo kemirebiliyorlar. birden ışık sönerse bi gün, noldu diye arar durursun :)

3- süpürgeliklerle aynı renkte kablo kanalı al. kablo dolaştırıcam diye haybeye orayı burayı delme.

edit: en şahanesi bauhaus, praktiker, koçtaş gibi yerler. içlerine dalıp 1 tur atarken evinin binbir eksiğinin de farkına varabiliyorsun hem. :)

3 - kablo kanalı almayacaksan C şeklindeki zamazingoya kroşe deniyor.

semt değil ilçe demek istedin sanırım. ataşehir

ataşehir. ama kadıköy de yazsan ulaşır. hala kimi yerlerde kadıköy olarak bilinir, geçer.

güven, özver ve tecrübe gerekiyor:)

normalde türsab'a bağlı olması gerekiyor, en azından türsab bunu istiyor, hem müşteri açısından daha sağlam oluyor hem de türsab a gelir oluyor.

genelde ltd şti şeklinde kurulur, bilgi satılır, yol gösterilir.

danışman değil tüccar gibi diyorsun da, bu bir ticaret, ammeye beleş hizmet değil. tüccarlık neden kötü ki?

tatil paketi alırken nasıl verilecek hizmetlere para ödeniyrsa(karşılama, ulaşım, rehber, sigorta vs. gibi) bu işte de aynı mantık var.

hemen ufak bi yer kur iş yeri gibi. ya da bi yerde çalışıyo gözük. prim mrim maaş falan. alıyorum ayağına yatır kendi hesabına. ya da parayı hesabına yollat yavaş yavaş? ya da bankadan kasa kirala sonra kasayı bozdur bankaya yatır?

sormuyorlar, bu hafta 250bin lira yatırdım. sorgu sual yok, para bul yeterki

500 euroluk banknotlara cevir, 200 banknotu cuzdanına koy. isvicreye götür hesap açtır. internet subesinide açtır. belli aralıklar kendi hesabına havale yap. aklıma bu geldi.

kasa kirala bankadan oraya koy. taksit taksit ye.

ya 100 bin maliyenin gelip araştırcaı kadar büyük miktar deil sanırım yaw. bi insanın 8-10 senede yapabileceği bi birikim.

aklıma bunlar geldi.

kimse birşey sormaz

hoca 100 bin para mı diyeceğim, yanlış anlamayacaksın ama. sana gelene kadar daha cok sular gecer dert etme, yap istedigini.

Müşterilerin sgk primi ve vergilerini tek hesaptan ödüyorduk. 100.000 TL'den sonra maliye'den yazı gelmişti.

Para aklamada bahis sitelerinin kurdukları ödeme sistemleri bu iş için biçilmiş kaftan. Kıbrıs kaynaklı hemde atm kartıda gönderiyorlar. Yatır parayı çatır çatır çek. PayPal, MoneyBookers ve türevleri çok titiz. Geçen gün 750$ para girişi oldu hemen ayağa kalktılar.

ben olsam gider altın alırım, kapalıçarşı'da her dükkana girerim. sonra da onları kasaya koyarım filan. ufak ufak bozdururum. yine de haydan geleen huya giderr:)

önce altın al. sonra bunları tekrar sat ve kuyumcudan belgesini al. bir evrak verirler mutlaka. sonra git bankaya pa$a pa$a yatır, çatır çatır ye.

arada küçük bir zararın olabilir. alı$ satı$ arasındaki gram fiyatından dolayı.

epey yasadışı olur sanıyorum.

(bkz: kan alırlar kamil)

yok. ilaç satamazsın. zaten belli bir miktarın üzerinde reçetesiz getiremezsin de.

Glucosamine ve Chondroitin içeren Jointace almıştım, 30tl idi. bilgi olsun diye şeettim

proseduru iyi bilmiyorum ama dilekce vericekseniz belki faks opsyonunu sorabilirsiniz

ben arayıp kart ücretini iptal ettirmezseniz kartı iptal edin diyorum, ücreti iptal ediyorlar. kartı da iptal edebilirler ama göze almak lazım.

telefon ile hallediliyor.
ben 3 kartı bu şekil iptal ettim, yemeyen bir garanti diyorlar. hsbc de blöf ile iptal eedilebiliyor.

ilindeki vilayete git, oradaki tüketici mahkemesinden form al doldur imzala. başvur onlar kalanını hallediyor. ya da internetten arat o formu.

eminevim başlığını okursan orda da yzdım ama kısaca,
bu adamlar bu sisteme oto ile başladılar, biz 2 defa dhil olduk, gayet net ve düzgün insanlar. sonradna şu buı deyip piçlik yapmadılar.
gerçekten dediklkeri gibi 20 yıllık firma. çok para kazandılar, sağlamlar, bu sistemle de kazanırlar. titandı, saadetti bilmem ne dolandırıcı türüydü alakası yok bu sistemle. adamlar organizasyon apıp komisyon alıyor. bir grupta 60 kişi varsa o 60 kişiyi çarpıp kazancağı paranın misli mislini zaten kazanıyor.

eminevimin tek kötü yanı, ev fiyatlarının çok fazla değişken olması, araç o kadar taksitle olmadığından riski daha az, ama ev mesela 3 yıl sonra ne olacak? bir de kira yardımı diyor ama belli bir oran vermiyor.
git konuş adamlarla, detaylı anlatırlar.

Dün siz konuyu açtıktan sonra ben de detaylı inceledim forumlara vs baktım.
açıkcası her ay çekiliş olması çıkan ev alır diğerleri bekler olayları vs can sıkıcı, emlak piyasası çok hareketli ev fiyatları durduğu yerde durmuyor bu nedenle risk çok yüksek. 60 kişilik grupta 4 yıl sonra sıra size geldi diyelim alacak olduğunz bedel hiçbir anlam ifade etmeyecek alacak olduğunuz evin fiyatı zaten coşacak.

benim fikrim firmanın sağlamlığı vs çok fazla takılmıyorum bu konuya, eğer her ay köşeye para atma ve harcamama bilincini sağlam taşıyorsanız ve biriktirmiş olduğunuz belli bir nakitle inşaat firmasına giderseniz çok düşük bir faizle zaten ev alınabiliyor.

kira yardımı konusunda hesaplama yaptım: 180000 daire fiyatı ve ev ilk çekilişte çıktı diyelim, 60 kişilik org. olsun, organizasyon bedeli + ödenen taksit toplamı + peşinat vs ile birlikte toplam ödenen bedel 230.000 i buluyor hatta geçiyor.

bu sistemle araba almak bir miktar mantıklı açıkcası ancak ev almak mantıklı değil.

vize başvurusu şahsen yapılıyor bu nedenle bir yardımcı firma/kişi gerekmiyor.
vize ile ilgili bilgileri de bir çok siteden bulabilirsin. ancak vize için yurttan belge gerekir. google.at'de studentenheim in wien diye arat ya da www.oeh.ac.at bu adresteki yurtlardan fiyatı pahalı olanlara ingilizce mail at, durumunu anlat, kapora isterlerse yatırman gerekir.
gelecek olan belge ile vize işlemine başla.
vizeden sonrası ayrı bir konu (almanca kursu kayıtları burdan yapılamaz, orda olmalı ve üniversitey ön kaydını yapmalısın)
bol şans

şu kursa gitme / şu yurtta kalma dediğiniz bir yer var mı ya da önerdiğiniz?

oriente gitmemeye çalış, en dandik kurstur, vwu en iyisi ama zor kayıt yapabilmen, ilk dönem wihok a gitmeye çalış.

yurt olarak hepsi iyidir, sen bulabilmeye bak, şimdilik derdin yer bulabilmen gittikten sonra 1-2 ay en fazla 4 ay içinde istediğin yere geçersin zaten.

www.akademikerhilfe.at bunun yurtları genelde merkezdedir. ama ilk cevptaki yurt listesinden bakın işte, hepsinde şansını dene.

hiç yurt bulamadın, bana mesaj at ama uğraşmadan atma:;)

peeeki, viyana'daki yurtlarda da, bizdeki gibi yok erkek sokamazsın yok misafir getiremezsin olayları var mı? yoksa bu yurttan yurda değişiyor mu?

kilise yurtları ya da sadece tek cinsin kaldığı az sayıda ki yurtlar haricinde bildiğin otel gibi, ne saat sınır ne başka bir kısıtlama var.

almanca da diğer diller gibi, temel sağlam olursa üstünü tamamlamak kişiye kalmış.

iyi bir kurstan temelleri al sonrası sana kalıyor, yani önce iyi olanı git, bu da göte oluyor.

ben 3 ay kurs gördükten sonra üniversiteye başlamak için yapılan seviye tespit sınavını kendim bizzat çalışarak kursa gitmeden başardım, ki hayatımdaki tek başarımdır:)

yani, göte- sonra dandık kurslar daha mantıklı ama unutma (bkz: arbeit macht spass)

taksim'deki goethe'yi iyi bilirim. kütüphanesine üyeydim. orada dostlarım vardı. dilin temeli dediğimiz öğrenme sürecini burada geçirmeniz yararınızadır.

hocam ankara'da yaşıyorsan www.hititegitim.com burayı ziyaret edebilirsin. Almanca kursları ünlü diye biliyorum

istanbulda en iyi öğrenebileceğin bir yer goethe inst. başka yerlere vereceğin parayla öğrenme hızın değişebilir. burada neredeyse kesin.

upload edebiliyorsan sorun yok, dosya adı aynı olmalı ve tracker adresini zamundada bulunan versiyon ile değiştirmen gerekiyor, pass key sorunu yok ise tabii.. genelde tacker dan indirmediğin başka dosyayı upload edemiyorsun raitolu sitelerde.

torrentleech'te bile ettim ben, zamunda'da mı olmayacak. cross seed deniyor hatta. dosya adı, içeriği falan her şey aynı olmalı.

zamunda da ratio sorunu yok etmen gerekmiyor ki, bir de onlarda ferrarı sende tofaş hızı var, etsende kimse hissetmez:)

zamunda da ratio ya bakmıyorlar mı? bakmıyorlarsa üyeleri nasıl atıyorlar da yeni alım açıyorlar?

nasıl atıyorlar, atmadan mı birilerini alıyorlar bilmiyorum ama benim epey süre oldu, tek bir yorum yazmadım siteye, tek bir mesaj almadım siteden, yönetimde.
ratio oranlarımda;
Rating: 0.025 Uploaded: 14.41 GB Downloaded: 583.05 GB (updated once a day)

bu uploaded dediği 14 gb da nasıl oldu anlamadım, hep 1kb ye getirirm seed şeyini utorente:)

en önemli kriter dosya uyumluluğu. ayni filmi aynı boyutta çekersiniz. her şey aynı gözükür. ama mesela torrentleech 14 mb'lık partlar halinda sunarken zamunda genelde tekli dosya olarak sunar. ayarını çekmeniz lazım kısaca. şak diye koymayın uploada. bu uyumluluğu sağladıktan sonra tek yapmanız gereken o filmin torrent dosyasını zamunda'dan indirip öyle reseed etmek. atmazlar bu arada,zamunda sallamaz pek öyle şeyleri. ratio'yu bile takmıyorlar,bunu mu takacaklar.

12ye kadar

1de bınmıslıgım var bostncıdn

ben varım ama gayet hızlı bende, sıkıntı yok, bakkalköy dörtyoldan bildiriyorum:)

yahu askerden döndükten sonra vuku buldu bu olay. sorun şimdi acaba şifreyi mi kırdılara dönüştü. onu kontrol etmek lazım.

teritori
ekşi duyuru haber ajansı
bakkalköy gobeee

www.tcdd.gov.tr
buraya bakarsak yok. interrail bileti versek? :)

istanbul-viyana arası otobüs vardı diye hatırlıyorum bi de..

buraya (avusturya demiryollari) www.oebb.at bakarsak var ve 35 saat kadar suruyor ama yerinizde olsam kesinlikle yapmam oyle bir sey zira bulgaristan-romanya civarinda cok guzel soyulunuyor.

varanın otobüsü var.

gamiyle italya, ordan tren ya da otobüs ile viyana.
istanbul-viyana otobüs.
istanbul- viyana tren.
en güzeli uçak.

bunu gerçekten soruyor musun?
cevabını mesaj ile iletiyorum hemen.

kaç kere söyleyince inandırıcı olacak bilmiyorum ama hiçbir kinayeye başvurmadan gerçekten soruyor ve merak ediyorum.

bu ülke, çevrede yada sanal alemde gördüğünüz sayıdaki insanlardan mevcut değil.bilhassa nette(forum,sözlük,blog vs..) hükümet karşıtlarının sayısı inanılmaz yüksek. fakat çevredeki yada internetteki akp karşıtlarının nüfus'u yüzde 47'nin 10'una dahi tekabül etmez.

Arkadaşım meraba.

Öncelikle Melih Gökçek'in siyasi altyapı/geçmişine bakmak lazım. Gökçek MHP tabanlı, muhafazakar (görünümlü) bir AKP üyesidir. Daha da özeti, varoş'un ne oldugunu bilen, ordakileri tanıyan bi insandır. Ülkü ocaklarında da bulunmustur. O yüzden; hem varoşa yakındır, hem ülkücü camia'da belli bir kitlesi vardır hem de AKP'nin Ankara'da işaret ettigi isimdir.
Uzun yıllardır Ankara'da etkin hakimiyetini korudugu icin, Ankara'nın iyi ya da kötü oluşumunun 1 numaralı aktörüdür.
Çankaya'da ki seçmenle, Akyurt - Çubuk - Mamak'da ki seçmenin oyunun eşit degere sahip oldugunu (normal olarak) bildigi icin, sürümden kazanma gibi bir politikaya sahip.
Yani adam tribünlere oynar. Gider Göksu Park'ı yapar. Ankara'nın kuzeyi diye tarif ettigimiz, (kaba, kötü manada söylemiyorum) varoş kesimin tribünlerine oynar. Oyu oralardan çuvalla kotarır. Ülkücü camiadan alır. AKP zaten ona çalışır.

Bi de üstüne üstlük önemli bir faktör olarak; (son seçimler için konusursak) Karayalçın ve Mansur bey önemli yüzdelerde oy alıp, Anti-Gökçek cephesinin oylarını çok saglam bi şekilde böldügü için, aradan sıyrılır.

Zaten Gökçek'in belediye ye gelişi de aynı senaryodur. Rakiplerin arasında çıkan çekişme sonucu oylar bölündügü için, adeta piyangodan çıkar. Seçimlerden önce planını iyi yapar, Çankaya'dan, Ümitköy'den gelmesi muhtemel oylar yerine, Polatlı'ya, Şereflikoçhisar'a (aslında hakimiyeti kuzey'de daha fazla olmasına karşın, güneydeki oy potansiyeli de yadsınamaz derecede kuvvetli) Bala'ya oynar. Garip olabilir ama sürümden kazanır.

CHP belli ilçelerden, MHP belli ilçelerden oylarını alıp, birbirleriyle rekabet içinde kalırken, Gökçek -basit gelebilir ama- bi ordan bi burdan alır.

Kısacası; Gökçek insanlara önce kanseri gösterip, ardından sıtma ile sevindiren tipte bi başkandır. Kanaatimce iyi oldugu söylenemez ama tribünlere oynamak konusunda gayet başarılıdır. Ankara lobisine çok hakimdir. Hakim savcı'sından oda başkanına, çaycısından taksicisine kadar etkin oldugu bi kesim mevcuttur. Karşılıklı kazanç sistemi ise Ankara'da gayet iyi işler.

gökçek'in seçilmesini sağlayan en önemli faktör varoşlar. kömür dağıtılması, periyodik olarak yapılan gıda yardımları.. ki bilinen şeyler bunlar. senin benim oyumu etkileyecek unsurlar değil görünüşte fakat eğitimine devam edememiş, bir şekilde yardıma muhtaç, çoğu işsiz insanlar için mevzubahis yardımlar hayati nitelik taşıyor ve bu nedenle gökçek'i kaybetmek istemiyorlar.

aslında bunlar sağ cenahın en bilindik yerel yönetim tarzının ürünleri. keçiören'de de turgut altınok bu şekilde tekraren gelmişti göreve. ha o elbette gökçek'ten iyi çalıştı, keçiören'i bambaşka bir yer yaptı ama icraatlar ve icraatların mantığı temelde aynıydı.

ha çizdiği dini bütün insan imajı, sol kesimle sürekli kavga halinde olması, çankaya belediyesi ile yaşadığı sürtüşme de etkili tekrar seçilmesinde. ankara'nın yarısından fazlası çeşitli iç anadolu şehirlerinden göçme, yani muhafazakarlar. ve bu saydıklarım onları cezbediyor.

ha saydıklarım kişisel fikirlerim. başkaları başka açılardan görür cevaplar, bilemem orasını.

geçen birileri soruyordu buralarda...

alan razıı veren razı...

2 nedeni var,

1- millet sol zihniyetin belediyeciliğinden bıktı, hizmetsizlik, kayrılan bölgeler, ayrımcılık vesaire. bunu inkar eden olur ama adam gibi arguman getirmezler. ne yenilik vardır ne yatırım hoppadana cukka.

2- melih gibi tayyip gibi insanların imajı halkın nezdinde çok fazladır, bir gürtuna, bir bilmem ne bu imajı veremiyor. bildiğin pr olayı. tabi bu imajı sağlayan şey geldiklerinde yaptıkları icraatları. yahu susuzluktan kıvrılan, köşe başı çöp birikintisi olan sokaklardan, iyi bir hizmet gördüğü belediy yönetimine insan hayran oluyor.

e süper mi bu adamlar, hayır ama şu an elde bu var..

gokcek hizmetsizligin, bolge kayirmanin kralini yapiyor, bu konuda benim diyen belediyeyi katlar. gokcek'in tabani olan cahil, manipulasyona ac kitlenin oyunu bu tur kayirma eylemleriyle almak daha kolay sadece. zaten bu adamlar hayatta sola oy vermez, ve ankara'ya anadolu'nun dort yanindan gelmis bu insanlar cogunluktalar.

chp'nin israrla yanlis aday gostermesinin de gokcek'in surekli secilmesinde payi var. karayalcin'i sevemeyen insan sayisi da gokcek'i sevmeyen insan sayisina yakindir ankara'da; ama dogru ama yanlis.

son secimde gokcek %38 civari oy aldi, aldigi oyun hatiri sayilir kisminin kaynagi "sol gelecek" korkutmasiydi. karayalcin ve mansur yavas'in oylari %30 civariydi. karayalcin cekilseydi ya da secim iki turlu olsaydi iddia ediyorum ki mansur yavas %60'in uzerinde oy alirdi.

pek sevgili melih bey sadece tek bir nedenden seçiliyor:

AKP.

yakın çevremden biliyorum sadece akp'den aday olduğu için oy verdiler. kılıçdaroğlu sayesinde 100 tl fazla alınan paralarımız geri verildi. buna rağmen dedem, babam ve tüm tanıdıklarım melihe oy verdiler. tek nedeni partiden dolayı. melih gökçeğin toplam oyu %20 gerisi tamamen parti. tayyip melih gökçekle baş edemedi. eğer onunla inatlaşsaydı melih karşısına geçer ve oyları bölerdi aradan da chp sıyrılırdı. tayyip bunu göze alamadı.
hatta oğlu da -kendisi 30 yaşında- çankaya ya aday olcaktı ama tayyip küfür mü ediyosun dercesine kestirip attı. arkadaşlar yukarda varoşlar, kömür felan demişte. ankara da bildiğim kadarıyla 1.5 milyon doğalgaz abonesi var, o varoş dediğiniz kesim %25. tabiki oradan da oy aldı ama melih tayyip, mhp ve saadetin arkasında 20 yıldır kazanıyor.
ilk olarak çocuk esirgemeyle başladı, sonra keçiören en son olarak da ankara. eğer çok detayına kadar araştırmak istiyorsanız keçiörenden sonra karayalçınla yarıştıkla yılki seçime bakın. melih çok az farkla kazandı. sonra akp kurulduktan sonra tayyibe sarılınca %15, %20 fark attı.

tabiki bir de şu var. bizim insanlarımız alt yapıyı köprülü kavşak olarak algılarsa: 'yesin adam, hem yapıyor hem de yiyor. bak ankaraya! her yer 10 dakika ne güzel trafik rahatladı.' bir de böyle düşüncelere sahip olursa. bıkak melihi, melihin torunu bile başımıza gelir bizim. onun da adı melih :D

İlk defa Büyükşehir'e seçildiği 1994 yılından bahsedeyim, o yıl SHP ODTÜ Profesörlerinden Koral GÖYMEN'i aday gösterdi, DYP ve ANAP adayları güçsüzdü, Koral GÖYMEN de seçimi kazanacağından emin bir halde Kızılay'da, Sakarya'da barları ziyaret ederek, anıtlara çelenk koyarak seçimi kazanacağını düşünürken, Gökçek her gün farklı yerlerde ve mecralarda seçim çalışması yaptı. Hatta, seçimden iki gün önce o dönem (pıtırak gibi çoğalan özel televizyonlardan) Ankara'ya bölgesel yayın yapan ve çok izlenen Flash Tv'ye Göymen'le Gökçek'in karşılıklı çıkacakları duyurulduktan sonra Koral GÖYMEN'in GÖKÇEK'i ciddiye almayarak katılmaması üzerine o dönem Flash TV Ankara Temsilcisi Fatih KARACA'nın programında tam 2,5 saat boyunca GÖKÇEK bildiğiniz propogandasını yaptı. Daha sonraki seçimlerde dozunu daha da artırarak sürdürdüğü "sağın ortak adayı" fikrini muhafazakar seçmene kabul ettirdi ve hayal dahi edilemeyecek bir şeyi başararak Refah Partisi'nden seçimi kazandı.

O döneme dair başka bir anekdot paylaşayım, 1994'te Keçiören belediye başkanı olan Turgut ALTINOK da, daha ortada yerel seçim falan yokken 1 yıl öncesinden Keçiören'in her tarafına fotoğraflı ve isminin altında "bu fırsatı değerlendirin" yazılı afişlerini astırarak halka ismini ezberletti ve o dönem Keçiören halkına çok çektiren SHP'li başkan Hamza KIRMIZI'dan bıkan seçmene bir alternatif gibi kendini sunarak "sağın adayı" olarak seçime girdi ve tanınırlık sorununu da yukarıda bahsettiğim şekilde hallettiği için MHP adayı olarak seçimi kazandı.

sözlükte bir entryde okumuştum melih gökçek'in dağıttığı yardım kalemlerini.
kavun, karpuz dahi dağıtmış, binlerce. belki bir ipucu olabilir, tekrar seçilmesine.
saygılar...

yoo, gitmez. durumu açıklıyorsun. adama durup dururken mal desen tabii ki gg, fakat mal listesi diye bi şey var, ondan bahsediyorsun.

bir sorun teşkil etmez ikisi de.

bana dediler, ispiyonlamadım ama girmiyor olsa gerek

habibimol.com chat sayılır bir anlamda

entry başlığın sözlükteki haliyle ilgili
2
götümüze girebilir
2
içerik başlıkla uyumlu değil
2
tanım, tanım devamı, örnek, alıntı ya da bkz değil
1
başlık taşındı
1
daha önce yazılmış zaten bu
1

epey silinen varmış

26.02.2010 12:01:00 crown hatalı ispiyon #18311030
tanım, tanım devamı, örnek, alıntı ya da bkz değil
15.02.2010 21:40:00 dark horse taşı takas -> geveze ile takas
#18202716
17.01.2010 11:11:00 kanzuk canlandır #17828500

alchemistt'cim, takas başlığının taşınması bir hataydı. Daha sonra ilgili entry geri yerine kondu. Onun dışında 2007den beri yazarım topu topu ihlal eden 8-9 entrym vardı. Çoğu kişiye bakıldığında hemen hemen herkesin bu düzeyde olduğu görülüyor. 26 Şubat'taki hatalı ispiyon neyin nesi bilmiyorum. 17 Ocak'ta olan ise gg olan ve düzelttiğim, onaylanan entrym. Bundan önce gg olan 2008'de bir entry vardı. Ondan önceki mod loguna düşülenler ise daha sözlük yazarı değilken, çaylakken düşülen şeyler.

bana kalsa uçmaman gerekiyor, ben sözlük gardiyanlarının tavrina göre çok entry silinmiş dedim, yoksa haklısın ne adamlar var çift haneli silinme istatistikleri ile dolanıyrolar.

dikkatimi çekti bugünlerde çok fazla yazar hataları sonucu uçuruluyor. entry'lerinize bakamıyorum doğal olarak o yüzden bir karara varmam mümkün değil. ama şu var uçurulmak için entry'nizin silinmesine gerek yok. logunuz kabarıktır ve yaptığınız hatalar belirli bir seviyeyi geçmiştir. diyebileceklerim bunlar malesef.

o taşımayla uçmanızın alakası yok.

problem olmaz ama ilk gidişte aktarmasız gidin derim, tabi problem olabilir diye, ben arada aktarmalı uçardım sorun çıkmzdı hiç.

aktarmalı da sorun olmaz. ben finlandiya ya giderken letonya dan aktarma yapmıştım hatta çıktım gezdim dolaştım geri geldim hiç bişe olmuyo.

uzun süreli oturum izniniz varmış. sorun çıkartacaklarını sanmıyorum.

hiç mi kebapcı falan yok etrafta ben de severim yemeksepetini ama öyle tek çare de değiller kedileri

kebap istiyicektim zaten.

de buna guvenim eve geldim, simdi disari cikilmaz bi daha.

genel bi sorun mu var, girilemiyo deil mi siteye?

www.adreseyemek.com

giriliyor

edit: çok acilse kullanıcı adı ve şifrenizi girebilen bi arkadaşınıza gönderin o versin sipariş. çok önemliyse şifreyi değiştirirsiniz sonra zaten..

Bende de sorun yok, gayet hızlı girdim.

acildi sonradan, girilmiyordu.

burjuvanın iktidar mücadelesi. Darbe de olabilir AKP'nin ve onun palazlandırdığı sermaye gruplarının kesin zaferi de çıkabilir, her şey eskisi gibi devam da edebilir.

Benim beklentim bütün yaşamsal ihtiyaçlarda en az %10-15 arası bir zammın arada geçirileceği yönünde. Bir de grizu patlamasında ölenlerin -her zamanki gibi- öldükleriyle kalacakları.
şefin gündeminden ortaya karışık:)

darbe falan olmaz, bütün bu hava akpye gözdağı olması için yaratılıyor. en açık anlamıyla blöf yapılıyor. rahat olunuz.

abd icazet vermezse darbe yapmak değil taharet bile alamazlar

dincilerle amerikancılar birleşince çok güçlü oldular dengeler değişiyor işte ülkede.

kesinlikle gittigidiyor bana kalırsa.

ciro mu kar mı? ciro ise bence hepsiburada, karda kim bir numara bilemeyiz. thy çok satılıyor ama kendi değil aracıları da satıyor yani sayamayız onu. gittigidiyor de hepsiburadayla yarışamaz..

e-ticaret sitelerini incelediğinde bağlı bulundukları şirketin bilgisini verirler. şirketin adresi de verilir. o adrese hangi vergi dairesinin baktığını bulursun. vergi dairesine ne kadar kazanç bildirdiğine bakarsın.

thinkgeek.com

bendeistiyorum.com
bitenekadar.com

www.bunlardanistiyorum.com

buldumbuldum.com

2. taksitin vakti eylül'e kadardır. onunla ilgisi yok. aöf merkezine git. durumu anlat. ek-c2 verecekler sana. onunla şubene git tecil ettir.

bakaya olmaıkca paniğe gerek yok, okul- askerlik şubesi bir günde halledilir

Bir sürü insanın başına gelen bir durum. anakinskywalker'ın dediği belge ve her ihtimale karşı öğrenci belgesi ve öğrenci kimliğinizle gidin, hemen hallederler.

belge ulaşmamıştır şubeye olabilir. panik yok.

16 viyanada bi sürü kuyumcu türk var, oran al

ben gecen sene bu zamanlar bir arkadasin nikahi icin ceyrek altin almistim. fiyati nedir bilmedigim icin bir iki kuyumcu aradim öyle kac para sizde ceyrek altinlar diye. hic biri telefonda bilgi vermedi. gelin konusalim dediler. ben de en yakinina gidip almistim. 35 euro vermistim diye hatirliyorum, 30a da bozuyorlardi. fiyatlarin cok degistini sanmiyorum.

türkler alip türkler bozuyor ama altin her yerde ayni altin mi? mesela kuyumcudan aldigim altini sparkasse bozar mi bunu merak ediyorum.

altin her yerde ayni altin degil. türk kuyumcudan aldigin altin bir yüzünde atatürk olan türk altini. onunla avusturya bankasina gidersen almazlar tabi.
ama öyle dügünlerde takilan ceyrek/yarim altinlar falan hepsi ayni türk altini, herhangi bir türk kuyumcuda bozarlar.
senin yerinde olsam vakifbankin avusturya subesine telefon acip sorardim bir altin bozuyorlar mi diye. ahanda iletisim bilgileri:
www.vakifbank.at

arama yaparken bunu buldum, belki isine yarar. senin de dedigin gibi bankalarin vergi kestigi söylenmis:
de.answers.yahoo.com

Peki altina yatirim yapanlar nasil yapiyor bu isi? Türk kuyumcuya mi gidiyor adamlar? Bu isin bir yolu olmali. 1gr 18karat altinin ounce üzerinden hesaplanmis bir fiyati vardir muhakkak. Bu her yerde aynidir zannimca. iscilige para ödemeden bildigin düz altin almaktir istegim.

normalde hong kongdan gelmesi lazım. verilen tracking kodunda sonu neyle bitiyor?

bence strawberry ile görüşün. çünkü ürünler hong kongdan gönderiliyor.

(bkz: #16820285) tamami hong kong'dan gonderilmeyebiliyormus daha onceden de gormustum bunu.

tracking code SE ile bitiyor.

isveç evet, bana geldi isveçten.
edit: 2 sinde sipariş verdim 10unda bana ulaştı.

hmm o zaman istanbul paket işleme merkezi ile konuşmanız lazım ama orası çok yoğun olduğu için ilgilenmeleri zor. geri göndermişler paketi.

yok o geri gitti demek değil, bende de öyle yazıyordu, bekle gelir bir kaç güne.

akıl sır ermiyor bu memlekette işleyen şeylere valla.

ekspres paketimi 1 ay ellerinde tuttular.

gönderi isveçten sevk edilmiş işte, birkaç güne ulaşacak. bu noktadan sonra yurtiçi takip kısmından bakabilirsiniz paketin nerede olduğuna.

ptt bunun neresinde ki? daha isveçten yeni geliyor gibi duruyor bence

ptt'nin sayfasindan yapilan sorgulamadan cikan seyler bunlar! neyse, umarim gelir birkac gune. tesekkur ederim.

bir gun sonra yurtici gonderiden takip edebilmeye basladim.

1. Sevk Edildi İSTANBUL / UPİM İSTANBUL / AVPİM DAĞITIM

diyor. birkac gune elime gececegini tahmin ediyorum. sonradan merak edenler olur falan diye seettim.

aynen 15gün içinde bi ziraat bankasından indirimli ödeyebileceksin

polise değil erken ödersen indirim oluyor ptt de ödüyoruz biz genelde.

polisine göre erken de ödeyebilirsin.

internetten de ödeyebilirsin motorlu taşıtlar dairesinin

en güzeli ibret almaktır, git kanser hastalarını gör derim, onkoloji servisleri hergün her saat dolu...

benimkisi sadece kulaktan dolma bir bilgi onu belirteyim öncelikle... benim abimin baldızı bundan beş altı sene kadar evvel günde iki paket içtiği sigarayı bir günde küt diye bıraktı. nasıl oldu nasıl başardın diye sordum. dedi ki, nikotin bandı taktım, sigaranın kokusundan, dumanından her şeyinden bir anda tiksindim, nefret ediyorum şu an, yanımda içilince bile kuduruyorum sinirden....

inanmak işime gelmedi, seviyorum ben çünkü sigarayla olan saçma sapan ilişkimi. ama bırakmak istersem bunu denerim herhalde bir kere.

bir de nikotin sakızları var, ama onu ben ne anlatmak ne de hatırlamak istiyorum. hayatta tavsiye etmem. nikotin bandını kullanmadım, bu nedenle onun için de net konuşamam.

boşu boşuna cevap yazmış oldum yani... kolaylıklar dilemekten başka bir şey gelmiyor şu an elimden :)

sigara içince tadını berbatlaştıran ağız spreyi benzeri bir ürün vardı. o işe yarayabilir. her sigara yakışınızda ilk nefesten sonra söndürürsünüz. biraz da irade ilave edince başarılı olabilir...

bir kitap vardı, hatırlamadım ama bilen çıkar mutlaka.. kesin bıraktırıyormuş

alen carr'in kitabi biliyorum onu. ona da baslamistim da, sikildim biraktim :)

ben tiryaki derecesinde sigara içerken kardeşim geçtiğimiz yaz ameliyat oldu. göğüs cerrahisi servisinde 1 hafta yanında yaşadım. O hastaların yaşadıklarını gördükten sonra bir anda bıraktım. Bir amca vardı. gövdesinin heryeri dikiş içerisinde, 45 yıl sigara içmiş ama kanser olmasının sebebinin çernobil olduğunu savunuyor hala. öyle olmayı göze almak istemedim. bıraktım..

ha bide bi adam vardı özofagus kanseriymiş. yemek borusunun tamamını almışlar bu yüzden bütün diğer organlarını yukarıya taşımışlar. Ağzının bittiği yerde midesi başlıyordu. Ya da öyle birşey işte. herneyse, bırakamıyorum falan yalan bunlar. adam gibi bırakırsınız isteseniz.

dedem de yemez ama mantıklı bir açıklama yapabileceğini zannetmiyorum : /

bizde de mantıklı cevap yok. adet gördüğü için diyorlar. dedem çay getiren tavşan kanı derse kızarmış falan. ama mutlaka özde bi açıklaması vardır. eski türk inanışlarından kelli...

sadece alevilikle ilgili olduğundan mantıklı bir açıklması vardır diyorsan önce bu tesellini gider, araştır öğren.

inanç bu, mantık dediğin sikkoya sığmak zorunda değil.

ben alevi degilim ama bende yemiyorum tavsan eti ?

adet görüyor diye yenmiyor denilirse tüm memeliler adet görüyor? büyükbaş/küçükbaş hayvan, geyik vs de yenilmemeliydi.

iptal şimdilik yok dostum. eğer zammı çekerlerse öğrenci biletlerinin fiyatı artıcakmış :)

2haftaları var, 1 aydı süre itiraz falan 15 gün kaldı dediydi haberler.. yakında iptal edicekler ss

topbas acıkladı, karar kendılerıne ulasınca geri cekeceklermıs zammı. surec bu sekildedir her zaman. karar ulasınca olur, simdilik boyle.

itiraz reddedildi bu arada.

hijyen, cabuk bozulmayacak turden yemek fln.

battaniye, uyku tulumu, dağcıların kullandığı soğuğa karşı özel korumalı bir şeyler imkanınız dahilinde..

para.
tek dertleri para, iyi eder onları, hele çalışmadan alacakları için daha iyi eder.

kuru gıda ve çay sanırım götürülebilicek şeylerden.

yemekle felan uğraşmayın bence hiç. burda hallediliyo onlar. kışlık giysi, battaniye felan getirebiliyorsanız iyi olur. sanırım sizin için imkan dahilinde değil ama burdan söyleyeyim yine de, geceleri yakmak için odun en önemli ihtiyaçlardan.

katılıyorum odun en vb. yakacak şu anda kar var ankarada zaten yakacak getirseniz onlar için iyi olur..

kan değerleri düşük insanlar soğuktan daha fazla etkilenebiliyor, tahin-pekmez alıp üşüyenlere dağıtabilirsiniz . ayakları bir türlü ısınamayanlar için: üst üste giyilmiş 2 çift çorap arasına ince naylon poşet geçirmelerini önerin.

İç çamaşırı, çorap, atkı, battaniye, hijyenik ped, ayakkabı.

Not: İlaç ihtiyaçları yok şimdilik, onu hallettik.

19 yaşındayken kimsenin hayatının iyi gittiğini sanmıyorum, tek değilsin, hepimiz öyleydik ama 29 a doğru alışıyosun.

Klasik oldugu kadar dogru olan bir laf var: Her inisin bir cikisi vardir. Tam tersi de mumkun tabii... Saglik tamamsa gerisi hikaye... Ama kafayi fazla takarsan sagligindan da olursun. O yuzden takmayacaksin 3 gunluk dunyada... Benim de oldu, yas 36 arada yine olur, sonra duzelir. O da lazim arada:)

kendini intihat et, o an hayatın tadını tam alırsın, dert tasa kalmaz, göt korkusu birebirdir.

playboy a mı katılsam?

başı hariç 20 santim derken?

ohoo... senden bu kafayla harbiden bi bok olmazmis..

maytapmı geçiyonuz ağalar?

öss ye çalışmamak için bahaneler üretiyorsun. Haydi marş marş testlere gömül. Hele bi üniversite kazan , kampüs ortamına girince herşey değişecek.

Gömülme testlere falan, nasıl başlarsan öyle gider dikkat ;)

19 yaşında ekşi'de yazıyon hayat daha ne kıyak yapsın sana

insan denen hayvan deneme yanılma yoluyla bu günlerine kadar geldi..ateşi buldu..iletişimini geliştirdi..doğayı, ve işleyişini çözdü..sadece hayvanlar gibi yemek bulmak ve üremek üzerine değil yaşamını eline alıp onu kendi zevk ve ihtiyaçlarına göre şekillendirmeyi öğrendi..
bu yaşında yaşadıklarında kendini şansız hissediyorsun ancak bunun da farkındasın..çevrende yaşanılanlara bak başarılı(para kıstas alınırsa eğer) olanların çoğu kendi hayatını dahi yaşamıyor..ne yaptıklarının farkında bile değiller..başkalarının onlara öğrettiği/ onu yönlendirdiği kadarıyla yaşıyorlar..
hayat başarısızlıklarla dolu zaten, mutluluk hayatın ufacık bir bölümü..eğer mutsuzluğunun farkındaysan mutluluk çok yakınında demektir..sadece uzanıp yakalamak..
okulu üniversiteyi de kafana takma hiç kimse okuldan bi bok öğrenmez, hayat okulda öğrenilmez..çevrendeki doktorlara ne bileyim mühendis kadroya bak bakalım kaçı "hayat"ında başarılı..
kafanda bir hayalin olsun ona ulaşma çabasında geçer hayat tadıyla, tuzuyla..
he bu arada benim yaşım da çok değil..
benim nacizane tavsiyem biraz "günce"leri okuman belki ne mutsuzluklardan neler yaratmış hayat,(-şükretme anlamında asla değil-) görmende yardımcı olur..örnek vermek gerekirse; Aziz NESİN - Böyle gelmiş böyle gitmez 1-2-3

- hele bir üniversiteye kapağı at gerisi kolay.
- üniversitede kızlar teklif ediyor.
- ayırca senden tek beklenen çalışman. herhangi bir sorumluluğun para kazanma derdin geçindirmen gereken bir ailen yok. tek yapman gereken çalışmak.
- herşeyin başı sağlık.

ve daha nice klişeler..

herkesin kendince bir hayat görüşü var, kimseye yorum yapmiym ama.
Okulu boşver, birşey ögrenilmez deme, okul kendi branş derslerin hariç, seni kültürel, kişisel de çok etkileyen birşey. Bogaziçi mezunu, odtü mezunu adam diyince derslerindeki başarıdan çok, kişiliginin de farklı olacagını düşünüyor insanlar.

Şu an mutsuz olman inan hiç önemli degil, kendini bilerek yaşadıgın en fazla 5 sene var hayatında, bundan sonra bi 50 sene daha yaşayacaksın en az. Bundan sonrasını düşün, okul, egitim, başarı senin tek şansın. Başarısız insan mutsuz insandır. Bunu unutma.
Başarısız oldugun alanları biliyorsun, başarılı oldugun alanları araştır, onlara yogunlaş. Hayata 1 kere geliyorsun, bunu da kendine üzülerek geçirme, ayaga kalk, savaş.

baban sana hiç senden adam olmaz dedi mi? dediyse dogru demiş. git intihar et 19 yaşında böyle sefil bir hayat olamaz gerçekten .

böyle düsünmeye devam edersen hep boyle gidecek evet.

önce bu şekilde düsünmeyi bi bırak, hiç bi sorunun yokmuş gibi davran. bak nasıl da bütün sorunların bir bir çözülüyor.

ben de bu konudan müzdariibim gençler, böyle aylık yıllık neyim ücret almasalar keşke, bir de normal hesaplarda hesap işletim ücretleri el yakıyor, 6 aylık 30tl civarı alıyorlar, bunu önlemenin bir yolu var mı fatura vermemenin haricinde? öğrenciyiz desek?

bonus alabilirsin.
benim kartim is bankasinin maximum'uydu ve baska kartlara kiyasla hep daha az taksit yapildi, mediamarkt'ta falan fark alindi vs.

yapıkredi'ye fark alıyo mu mediamarkt? bugün tam bişeyler alıcaktım ablamın kartıyla.

iş bankası,işte üniversiteli.bi yamuklarını görmedim henüz,limitide 300 lira.

asya card
kart ücreti yok
haval eft masrafı yok
limit arttırımı kolay
ödenmediğinde diğerlerine göre daha az bindiriyorlar
asya dıt gibi güzel bir kartları daha var yanında onu da veriyorlar

gerçekten cazip, fetocudur almayayı emeyin, el değiştireli çok oldu
(asya karta taksitler genelde nette var, normal magazalarda pek olmuyor)

kredi kartlarını www.hurriyetkiyasla.com'da karşılaştırabilir,merak ettiklerinizi uzmanlarımıza sorabilirsiniz.

hsbc bankası kartımı iptal ettirecegim dediginizde ücret almıyor:)

yapı kredi bankası kapsamında genel müdürlüğe kadar şikayet dilekçeleri yollayıp kart kullanım ücretinin geri alınabileceğini kanıtlamış biri olarak,eğer öğrenciyseniz şansınız çok fazla diyorum !

@öselek

garanti bankası atm ve kredi kartlarım var. ben bugüne kadar ödediklerimi geri almak ve bundan sonra ödememek istiyorum.

hsbc her blöfü yemiyor, fayda sağlamayan müşteriye tamam kapatalım diyorlarmış; kaynak hsbc'de çalışan bi arkadaş

garanti bankası hesap işletim ücreti adı altında 6 ayda bir para kesiyor; engellemenin yolu 2 tane otomatik ödeme talimatı vermek. yoksa her seferinde uğraşıp duruyorsun dilekçeyle, olumlu sonuç alamamak da cabası.

@samedi
geçmiş yıllara ait geri ödemeleri hiç bir banka yapmıyor.Bildigim kadarıyla ancak yakın zamanın mesela en son kesilen miktarı alabiliyorsun.

www.turkhukuksitesi.com

forum.donanimhaber.com

burayı incele istersen

elektrik su fln kimin üzerineydi?

hacı unut sen onu, genelde öyle yaparlar, oooo daha beterleri var, çıksın diye eşyasını mı taşımadık, araba mı bulmadık, para mı vermedik, fakirlerin kahrı çekilmiyor:)

geçmiş olsun öncelikle...

cevaplanmamış kısmını cevaplayayım, sözleşme yoksa hak iddia etmen, kanıtlaman da çok zor olur zaten...

elektrik,su eğer kaçan kiracının üstündeyse gerekli müdürlüğe gidip "bu insan kaçmıştır, ödemedi" falan gibi bi suç duyurusunda bulunursa ev sahibi elektrik, su için yeni abonelik veriyorlar.

bizim kiraci evdeki dolaplarin raflarini falan sokup goturmustu. ustelik hatiri sayilir bir universitede akademisyen kendisi.

gürtel boyunca takıl, kerhaneden her türlü tarzda gece mekanı var, alserstrasseden başla nussdorf'a kadar sıralı bir sürü var.
flex olabilir, alternatif.
olmadı birinci viyanada zaten pahalı ve absürd yerler var

natur historisches museum - kunst historisches museum - museums quartier - alberta - mumok - leopold - kunsthalle bi gez bi kendine gel. olmadi last.fm eventlerinden wien diye ara duzgun konserlere git.

viyana dediğin mozart'ın beethoven'ın freud'un yaşadığı yer, sen gece alemine dalsak diyosun.

gece alemi derken kastettiğin eğer müzüklü danslı filan bir şeylerse(disko,club,vs..) bence dısarı cıkmadan bir
www.diskothek.at
adresine tıkla derim, burda mekanlar,giriş ücretleri,müzik tarzları vs... yazar sen de ona göre şaaparsın artık

Ring içinde ve etrafında deli danalar gibi dolaşabilirsin. Opera'da gitmeye değecek şeyler olabilir. Museum Quartiet(Quartier ya da neyse)'e mutlaka git. Schönbrunn sarayı ilgini çekebilir. İçine girmedim gerçi ama devasa bahçeleri var. Bisiklet kiralayıp da residental bölgelere gidebilirsin. 18. bölgeyi çok sevmiştim ben. He bir de Hundertwasserhaus var.

Gece için de, nehir kıyısında yahudilerin takıldığı bi gece kulübü vardı. Adını unuttum.

Haklısın, şehir sıkıcı.

gümrük, 150 euro sınırını geçerse el koyar cihaza diyolaa..

eğer getirecek adam varsa gayet mantıklı ben aldım kullanıyorum hiçbir sorun yok..

gumrukle ayni fiyata gelir.

Fiyati 150 Euro nun uzerindeki urunler gumrukten gecemez.. Bayramlarda bu sinir 300 euro ya cikiyor..

Sansimi bir deniyeyim bile deme bence..

teşekkürler bilgi için..

merkez postahanede kalır o kadar.evinize kağıt gelir,gidersiniz gümrük görevlisi( öle bişe) bakar ne bu der kakalayın bişi gitsin, he konu fotoğraf makinesi ise görür,fatura arar zaten anlaşılır kısa süre GIFT(Hediye) olarak işaretli geldiğinden. Fiyatlara dair bir fikirleri yok şöle 80 dolar gösterirse gönderen arkadaş,evde alın oynayın,öpün,sevinin :)

en sağlamı dhl diye biliyoruz, keza ben ve bir çok arkadaşım dhl sayesinde olmazı başarmış, akşama doğru verilen evrak ertesi gün üniversiteye ulaşmıştır avrupada...

dhl olmazsa başka firmada da olmaz

nex ilen avrupa'ya 2 belge gönderdim, ikisi de birkaç günde ulaştı + gördüğüm en ucuz kargo şirketi.

napıcan isveçte yüksek lisans yapıp.. pff zaman kaybı, o bursları da kimseye vermiyolar söyliim.

bizim arkadaşta yolladı ups le yaklaşık 6 günde ulaşmış aklınızda bulunsun siz en geç yarın yollayın.

fedex'le yolladım ben de.. 1 günde stockholm'e gidiyor, sonra gitmesi bikaç gün alıyor heralde, 2 gündür havaalanında duruyor.. dhl de aynı.. ne zaman gidecek bilmiyorum ama gecikmesini istemiyosan acele yolla..

referans mektuplarını çok geçe bırakmışın, bence "sen yaz getir ben imzalarım" diyen hocalardan alsan beklemesen daha iyi =)

erkeksen ve kuvvetliysen git hale, orda günlük 200 lira alırısın tam çalışırsan hadi en az 100 diyelim yenisin diye.

migros/ tansaş gibi marketlerde yarım gün/ tam gün olaylarında şansını dene..

bence anketörlüğe devam et bir süre. alıştıkça açılırsın, daha çok kazanırsın. açıldıkça daha girişken olursun. ilerde çok faydası olur sana.

düğün salonlarında resim dağıtanlar var ya, onlar günde 2 saat çalışarak 40 lira kazanıyorlar. kameramanlara ise 60 lira veriyorlar ama 20 lira fark için o kadar yükü taşımaya değer mi bilmem.

ajanslara cv gönder. dönemsel işlerde çalış. günlük 40-50TL alırsın işte.

anketörlük yaparak para kazanılsaydı her yerde anketör aranmazdı yana döne.
en şanslı anketörler proje bittikten 45 gün sonra alabiliyorlar paralarını. çoğu hiç alamıyor.

film ajanslarına başvurabilirsin

anketörlük vasıfsız işciyi dolandırmanın en yerleşmiş yöntemlerinden biridir. kolay gibi görünüp imkansıza yakın bi iştir. senden istediklerini, istedikleri sürede, istedikleri şartlarda verebilmen imkansızdır ve sonunda söz verilen parayı alma ihtimalin de düşüktür. emin ol, başka ne denersen dene anketörlük kadar beyhude olmayacaktır. hayat çok zor olduğundan değil, anketörlük işi direkt adam sikme üzerine kurulu olduğundan böyle bu. amelelik yap daha iyi. ciddiyim.

pizza pizza 17yi al madem. pizza pizza hiç yemedim ona rağmen diyorum bunu.

dominos iki ince orta bile hmm fazla gelir be sanki.

Fazla gelen pizza ertesi gun cok iyi geliyor. Soguk olarak kahvaltida veya isitilmis (bkz. firin vs mikrodalga) olarak diger ogunlerde.

daha dün pizza pizza dan iki dane ufak 10 tlye aldım, hem lezzetli hem doyurucu. ondan önce dominostan aldıklarım adam gibi pişmemişti bile, hiç iyi değil dominos
afiyet olsun

allah aşkına dominosla pizza pizza'nın pizzasını karşılaştırmayın yahu..pizza pizza'nınki oldukça kötü bir tek ben söylemiyorum bunu..ha sevdiğin çeşit vardır eyvallah ama genel olarak bakarsan bi dominos etmiyor..ayrıca alchemistt'in dediğine ek olarak extravaganzası çok pişmemiş olabiliyor bazen onu da hatırlatayım hazır karnım açken.. (1+1 orta dominos söyle azizim)

orta 1+1 dominos hamurunu da dublex seç +6 Tl ama değer bence. Pizza pizza yı ben de hiç sevmiyorum, eski evimin 100 metre ilersindeydi ama 5 yılda sadece 1 kere ısmarladım...

sen siparisi vermissindir büyük ihtimal ama pizza pizza kadar kötü tadı olan bir pizzacı yok.

yazmamışsın ama evleneceğin kişinin ülkesindeki kurum muhtmelen apostilli olarak ister belgeleri, bunuda kaymakamlık/valilik yapıyor, noterden sonra apostil oluyor, bildiğim kadarıyla.

apostil olayını da araştırıyorum teşekkürler...

peki belgeleri nereden alabileceğimle ilgili bilgisi olan var mı?

öncelikle allah mutlu mesud etsin hocam. darısı evlenemeyenlerin başına :p

Sizden istenen evraklar :
1. Evlendirme ehliyet belgesi (bekar belgesi)
Bu belgeyi Türkiye den (apostil şerh li) getirmediyseniz , işlemleriniz 1 ay sürer
2. Nüfus Kayıt Örneği
Bu belgeyi Türkiye den getirmediyseniz (apostil li) işlemleriniz 1 ay sürer.
3. Uluslarası doğum kayıt örneği
Bu belgeyi Türkiye den getirmediyseniz (apostil li) işlemleriniz 1 ay sürer.
4. İkametgah
3. Nüfus Cüzdanı, Pasaport fotokopileri ve aslı.
4. 4 adet yeni çekilmiş vesikalık fotoğraf.

Eşinizden istenen evraklar :
1. Bekar olduğuna dair bir belge ( belediye nin evlilik dairesinden veya noterden "ben bekarım" diye bir deklarasyon )
2. Kimlik Belgesi
3. Doğum Sertifikası
4. 2 yada 4 adet fotoğraf
5. 6 adet International Coupon ( uluslarası posta pulu olarak çevirebiliriz, bazı konsolosluklar daha az veya daha fazla isteyebilir lütfen işlemlere başlamadan önce konsolosluğu arayarak sorunuz)

İşte size vizerehberiniz.com um ayrıcalığıyla tek tek adımlar :

1. adım İlk olarak bu evrakları alıp dış temsilciliğimize yani konsolosluğa gideceksiniz.
2. adım Orada evlenmek için başvuru yapmak istediğinizi söyleyeceksiniz. Size evlenme başvurusu formu verecekler.
3. adım Formu doldurup, istenen evraklarla birlikte imazalayarak teslim edeceksiniz. Genellikle konsolosluk işlemlerini bilenler bilir, bilmeyenler için yada yerli yada yabancı bir konsolosluğa ilk kez gidecekler için yazıyorum; konsoloslukta bir evrak ı sabah mesaisi içinde teslim edersiniz. Öğle arası ve öğleden sonra konsolos un kendisi evrakları görür ve onay verir. Siz o evrağın onaylanmış halini almak için genellikle saat 16:00 - 17:00 arası gidersiniz. Zaten konsolosluk bölümünün çalışma saatileri sabah genellikle sabah 09:00 ile 12:30 arası , öğleden sonra ise 16:00 ile 18:00 arasındadır.
4. adım Eğer Evlilik Ehliyet Belgesi ,Uluslarası Doğum Kayıt Belgesi, Nüfus Kayıt Örneği ni Türkiyeden getirdiyseniz akşam üzeri mesai saati içinde konsolosluğa gideceksiniz ve size bulunduğunuz ülkenin dilinde yazılmış bir "aşağıda kimliği yazılı şahsın ülkemiz ve konsolosluğumuz açısından evlenmesinde bir sakınca yoktur" şeklinde bir belge verecekler. Bu belge evlilik izin belgesi olarak ta geçer ve bu belge olmadan yabancı bir makam önünde evlilik yapamazsınız. Ayrıca doğum sertifikanızı da verecekler.
5. adım Eğer gerekli belgeleri Türkiye den getirmediyseniz konsolosluk bu belgeleri size sağlayacaktır. Ama bu belgelerin Türkiye den gelmesi genellikle en az 1 ay sürüyor. Dolayısıyla Evlilik tarihinizi buna göre belirlemenizde fayda var.
6. adım Türk Konsolosluğu ile işimiz bitti. Şimdi Evlenme kısmına geçiyoruz. Evliliğiniz yabancı yetkili makam önünde yani eşinizin bağlı bulunduğu şehir yada kasabanın belediye evlendirme memuru önünde yapılacak.

Yabancı Evlendirme Makamının sizden ve eşinizden isteyeceği evraklar şunlardır :
a. Türk konsolosluğundan aldığınız "evlenmesinde sakınca yoktur" yazısı.
b. Sizin Doğum Sertifikanız ("evlenmesinde sakınca yoktur" yazısıyla birlikte konsolosluk size vermiş olacak)
c. Sizin pasaportunuz
d. Sağlık Raporu hem sizin hem eşinizin (bulunduğunuz şehirdeki bir klinikten yada hastaneden alacaksınız)
e. Eşinizin doğum sertifikası
f. Eşinizin kimlik belgesi

7. adım Evlilik için tarih alacaksınız ve evleneceksiniz. Evlendiğiniz gün size evlilik belgesi (marriage certificate) ve aile cüzdanı verecekler.

Bitti mi ? Bitmedi .. Vatandaşlık görevinizi yapmaya geldi sıra ..

8. adım Evliliğinizi en kısa zamanda dış temsilciliğimize yani konsolosluğa bildirmeniz gerekiyor.Yurtdışında evlilik bildirimi yani evlilik tescili şu şekilde yapılır; Evlilik Belgenizin aslı ve fotokopisi , Eşinizin Kimlik Belgesi fotokopisi, Kendi kimlik belgenizin fotokopisi ile birlikte konsolosluğa gideceksiniz. Bu belgeleri konsolosluğa teslim edeceksiniz.
9. adım Evlilik bildirme (tescil) işlemini yaptıktan 1 ay sonra gidip Nüfus cüzdanınızı konsolosluktan yeniletmeniz gerekiyor.

böyle bişey buldum.

teşekkürler cevap ve iyi dileklerin için... darısı sıradaki gençlere :)
başlık biraz yanıltıcı oldu galiba, evlilik türkiye'de olacak. Ancak nişanlımın oradaki makamlardan bazı belgeleri alması için benim göndermem gereken belgeler bahsettiğim. Yani Türkiye'de evlilik için yutdışındaki makamlardan istenen belgeler diye düşünebiliriz...
Sizden istenen evraklar kısmı yine de yardımcı oldu bana...

Bu arada öğrendiğim kadarıyla bu belgeler ilçe kaymakamlığı veya ilçe nüfus müdürlüğü'nden alınıyormuş...

bi yanlis anlasilma var sanirim, eger evlilik turkiye'de olacaksa yabanci sahis dogum belgesi ve bekarlik belgesi ibraz etmek zorunda, siz degil.

bu belgeler cogunlukla konsolosluklarin turkiye temsilciliklerinden online olarak alinabilmekte, misal rus vatandasi gidip istiklal caddesindeki konsoloslugundan 5 dakikada aliyor bunlari.

ama moldova gibi online sisteme gecmemis konsolosluklar var, onlarin yurttaslari bu belgeleri ulkelerindeki savunma bakanligina (evet savunma bakanligi ne alaka ise) apostilletip noterden geciriyorlar ve o sekilde evlenme dairesine evraklar veriliyor.

olmadi gidin evlenme dairesine benzer evliliklere ait evraklari inceleyin, kopya vermezler ama gorup anlarsiniz.

ikisinden birini seçiyorsun, ya alıntı yaptıktan sonra parantez açar alıntı kaynaını yazarsın ya da alıntıdan sonra ufak bir rakam ile sayfanın aşağısına alıntıyı açıklarsın, biri abd metodu, biri eu metodu idi sanırım.

Footnote deniyor onlara.. Paragraf degil de kucuk font sayilar kullanilir genelde makalelerde. Word'de otomatik olarak yapabilirsiniz (Insert > References > footnote)

artık genelde parantez içindeki versiyon kullanılıyor. hem yazan hem okuyan için kolaylık. eğer okul vs başka türlü belirtmediyse bunu kullanmanı tavsiye ederim.

Üniversitenin tez yazım kılavuzu baz alınır böyle durumlarda. Orada hangisini önermişse ona göre yazarsınız.

yanlış bir yerdesiniz sanki?

bi arkadaşım önerdi bu siteyi belki yardımcı olan birileri çıkar diye bakalım artık şansımıza

niye yanlış olsun. aramızda kaskocu vardır belki

googleda ara sigorta şirketlerini, teklifleri sunarlar sana, buraya gerk yokki bu konuda. he sorun yaşasan bir şey olsa hadi tavsiye istenir ama..

bir de anadolu sigorta çok iyiydi senelrce kullandık, kovdular bizi (haklılar) ama çok memnunduk, hiç bekletme vs. yapmazlardı kaza sonraları, hızlı pratik.

sana senelik 10bine olur. nasi iyi mi fiyat :)

en azından hangi şehirde ikamet ettiğini söyleseydin.

(bkz: ayna)

gülhan'ın galaksi rehberi- tv8, national geographic'te charley boorman'ın bir programı vardı, trt de bir ablanın sunduğu program vardı adını hatırlayamadım...

stv yi izlemem belli sebeplerden ötürü ancak stv de yayınlanan ayna programı, bence bu alandaki en iyi program.

Bütçe nedir efendim?

hazır sezon açılmışken Anon'un Goggle larından alabilirsiniz. 180 tl civarı spx lerde var

hediye olarak bir escort hatun ilginç ve unutulmaz olabilir

bütçe maksimum 100.

Günübirlik kayak turu?

vallahi nostaljik şeyleri ve güzel kokuları seven 25lik erkeğe (ki 2 sene önce çıkan modeliyim bunun) ben olsam arı mayalı silgi alırım. vallahi yaparım bunu. paramın arta kalan 95 bölü 100ünün bir bölü üçüyle de süper akıcı, heyecanlı bir roman alırım. 25 yaşında hiç kitap okumamak ne demek ola ki? bence bi şekilde başlasın geç olmadan.

sevdigi tarzda kendine ozel kolye, bileklik yaptirabilirsiniz o paraya. snowboard hedeleri almanizi pek onermem, cunku ya zaten vardir, ya da yukarda bahs ettiginiz gibi ise biraz "pimpirikli" oldugunu tahmin ediyorum ki zevkini tutturmaniz zor olabilir.

topman de dik yakalı ince gri kazaklar var 35 lira. Ben aldım kardeşime çok bayıldı. Rasgelirsen bi bak istersen.

Albümlerin hepsi nerdeyse var bende.Fakat bütün albümleri upload etmek bayağı bir zaman alıcaktır.İstanbulda mı ikamet ediyorsunuz ?

ataşehirdeysen kap usb ni 4 gb falan belki daha yüksek, gel hemen yükle ücret olarak dua et ve halolsun.
edit: 152 parça, 566 mb. hastasıyız

"mein" benim anlamına gelir, önünde kullanıldığı kelimeye göre farklı formlar alır. Almanca'da her kelimenin bir artikel'i (der, die, das) vardır. Mesela die Mutter için yalın halde kullanılıyorsa; meine Mutter olur. Der Bleistift veya das Buch için, yine yalın haldeyken yine mein olarak yazılır. Ama, eğer akkusativ (-i hali) olarak kullanılırsa die artikeli olan kelimelerde meine, das artikel'li kelimelerde mein, der artikel'li kelimelerde der => den'e dönüştüğü için meinen olarak yazılır. BU kural, sadece mein için değil, kelimenin önüne yazılan tüm sıfatlar için geçerlidir. Mesela;
Ich habe einen Bleistift.
Ich habe ein Buch
Ich habe eine Zeitung gibi..

mein, meine, meinen sonraki kelimenin artikeline göre şeyediliyor, meine tasche, mein auto, gibi
haben olanı anlamadım, gramer kein.

Öyle birşey sormuşsun ki , aylarca süren eğitimde ancak vakıf olunabilen bilgiyi birkaç satıra sığdırmak gerçekten güç.
Almanca'da artikel dediğimiz olay dili yönetir. bunlar -der,-die ,-das 'tır. İsim diye nitelendirdiğimiz herşeyin bir adet artikeli mevcuttur. (herhangi bir eşya , bazı ülkeler , meslek grupları , akrabalarımızdan tut güneşe-aya-yıldıza herşeyin bir artikeli vardır )Peki bunlar ne işimize yarar?

Şu işimize yarar ; dilbilgisine tek başına yön verir. Bunlar olmadan asla derdimizi anlatamayız.Konuştuğumuz Almanca bir anlam ifade etmez. Hani bizde ismin 5 hali var ya ( yalın , -i hali , -de hali , -den hali falan ) , Almanca'da bu şekil 2 hal vardır . Bunlar Dativ ve Akkusativdir. Dativ dediğimiz bilimum -de,-den,-e hallerini kapsar .Akkusativse ismin -i halidir kabaca. Verdiğim tanım Türkçe 'yle %90 örtüşür. Gelelim sorunun cevabına.

mein , dediğimiz şey İngilizce'deki my . Fark şurda İnglizce'de my her derde deva olurken , Almanca 'da ismin hallerinden ötürü mein heryerde tek başına kurtarıcı olmaz.

Pullover mesela , 2 dilde de kazak anlamında.

This is my Pullover
Das ist mein Pullover.

sorun yok di mi. Anti parantez pullover'ın artikeli -der .

Şimdi ismin -i halinde bir örnek aktaralım. Örneğimiz , Kazağı verir misin ?

Can you give me the pullover ?

Kannst Du mir den Pullover geben ?

aitlik belirteceksek eğer ,

Can you give my Pullover ?

Kannst Du mir meinen Pullover geben

*Olay şu , der artikelli isim , ismin -i hali mevzubahis olunca kendini -den yaptı.
Budur !


meine ; bu da artikeli -die olan bir tanımın size ait olanını betimler.

My cat
Meine Katze
gibi .


Artikel -das ise mein 'ımız , mein kalmaya devam eder.




haben 'a gelince. Haben , otomatikman akkusativ algılanır.

aynı 'pullover' örneğinden gidelim.

I have pullover
Ich habe den Pullover

gibi.



Elimden gelen en basit anlatım buydu . Umuyorum faydası olur .

Cok teşekkürler yazan arkadaşlara.Özellikle düzeysiz'e.Öyle bi anlattın ki kafamdaki tüm soru işaretleri gitti,teşekkürler tekrardan.

Düzeysiz çok güzel açıklamış. Ancak ben kendi mantığımda nasıl çözdüğümü de belirteyim belki faydalı olur.

Normalde bir şeyin artikeli der ve das ise onları possesive pronomen'de (yani iyelik işte) mein getirerek yapıyoruz. eğer artikeli die ise mein kelimesinin sonuna e getiriyoruz.

Haben ise akkusativle kullanılan bir fiildir ve bir isim 'akkusativ, dativ, nominativ, genitiv ve ablativ' hallerinde artikelleri değişir veya aynı kalır, buna ilişkin tablolar çizerek ezberler genelde öğrenciler.

Buna göre bir ismi haben fiili ile çekimlediğimiz zaman der artikeli den olacak, die ve das olduğu gibi kalacaktır kural gereği. Dolayısıyla den bir değişime uğradığı için onun son ekini tıpkı die'de yaptığımız gibi mein'a getiriyoruz.

yani yalın (nominativ) versiyonu (der) mein, (die) meine, (das) mein iken akkusativ'de (den) meinen, die (meine), das (mein) olarak değişime uğruyor. biraz kafa karıştırıcı olmuş olabilir ama almanca işte :)

(bkz: laiklik)

sorumun laiklik ile ilgisi yok. sanırım anlatamadım.

imam nikahı yaptıranlar boşandıklarında "ya inan nikahını da bozsak iyi olur" diye düşünüyor mu?" hiç denk gelmedim de, arkadaşlarla da geyiğini çevirdik. net bir fikir birliğine varamadık.

imam nikahını bozmak iş değil ki, 3 kere "boş ol boş ol boş ol" diyorsun bozuluyor.

ahahah evet boş ol boş ol boş ol diyorsun. erkek diyor tabiî sadece ahah. kadının ne boşanmak istemek ne bilmem ne gibi bir hakkı yok. boşanması bu şekilde olan bir nikahı yaptırmak... ben olsam şahsen muhabbeti falan keserim =))

götümüzden sallamayalım arkadaşlar.
öncelikle imam nikahı diye bir şey yk, islama göre nikahın şartı bu evliliği insanların bilmesi, yani zina için uydruk bir bahane değildir ya da boşanma işi sadece erkeğe ait hak değildir, çünkü belediye nikahı da islama göre geçerlidir, çünkü eş-dost evliliği biliyor, gizli saklı bir şey değil.
imam nikahına değer verilmesinin nedeni ise, dindar ailelerde resmi nikahtan kısa bir süre önce gençlerin buluşmasında sakınca görülmemesi için yapılır. bir anlamda, ailelerin onaylamadısır,normal nikah şartlarını bir süre önce yerine getirmek.

belediye nikahı islama göre geçerliyse insanlar neden sadece imam nikahlı oluyor gibi sorular da gelmiyor değil insanın aklına.

ilahiyat mezunu teyzeme sormusutm benzer bi soru, resmi nikahın da dinen tamamen geçerli olduğunu hatta resmi nikah yaptırmayıp sadece 4 şahit bulup yalandan imam nikahı yaptırmanın yanlıs olduğunu söylemisti. nedeni de nikahın olayının evliliği ilan etmek, çevreye duyurmak olmasıymıs

ben yine ifade edemedim sorumu.

aranızda imam nikahı yaptıran var mı? farkettim ki farklı kesimlerden bir çok kişi imam nikahına da büyük önem veriyor. ama mesela bu insanlar boşanırken dinen boşanmaya gerek görmüyor. ikinci kere evlenirken de mesela yine imam nikahı yaptırıyorlar. bu da bana komik geliyor. evlenirken allah katında da evlenelim, günah olmasın diyip boşanırken bu meseleyi önemsememek.

yani ben daha çok boşanma aşamasında takıldım kaldım.

dini nikah, allah katında da evliliği gerçekleştirmek ve eşlerin birbirlerine helal olmaları yani yapılan işin zina olmaması için yapılır. inanç budur.

resmi nikah olmadan da dini nikah yapılamaz. yasaktır. bu da laiklik ilkesinin sonucudur.

boşanırken mahkeme kararıyla boşanırlar. birbirlerine de boş ol, boş ol diyerek yaparlar.

Evet, resmi nikah biterse mahkemede, dini nikahın da geçerliliği kalmaz. Sanırım sorduğunuz bu:)

nikah tektir, şartları 3 tür :)
kabul, şahit, ve ilan

imam kıydırdığı için imam nikahı belediye kıydırdığı için belediye nikahı.

resmi nikah biterse nikah biter haliyle imam nikahı da biter.

bazı ilkel birlikteliklerde özellikle kadının isteğiyle mahkemenin bitirdiği evliliklerde erkek kadını cezalandırmak için dini nikahı boşamıyorum. kimseyle evlenemeyesin diye kadını korkutsa da ve ilkel kadınlar buna itibar etse de aslı yok.

nikah bitmişse bitmiştir resmi dini farketmez

kimse cevaplamamıs arkadasın sorusunu, yuhh ya.

sevgili arkadasım; nikahın bir hukuku, kuralı, kaidesi oldugu gibi, bosanmaın da aynı sekilde kuralları ve kaideleri var, ancak senin de dediğin gibi, evlenirken dini nikah kıyılıyor ama bosanırken dini boşanma kısmı es geçiliyor.

halbuki, boşanırken mehir verme, iddet bekleme gibi bir takım kuralların da gözetilmesi gerekir. yani "ben Allah'ın huzurunda da evlenicem" diyen adam boşanırken de Allah'ın kurallarına riayet etmeli tabi ki.

www.suleymaniyevakfi.org
www.suleymaniyevakfi.org
www.suleymaniyevakfi.org

şu linkler olayı daha iyi anlatır.

Soru üzerine kaç aydır arayıp sormadığım halamı aradım ve de sordum. Kendisi zamanında epeyce dindar bi beyle evliydi. Yamulmuyorsam 15 sene önce falan boşandılar. Evlenirken imam nikahı kıydırmışlar bittabi. Ancak boşanırken bunu bozma gibi bir eyleme girişmemişler. Zaten halam hafiften dinsiz, aklına bile gelmemiş böyle bir şey. Ex-enişte de gitti başka biriyle evlendi, halam da kenarda dursun diye mi şeyaptı, bilemiyorum. Bi de görüşüyorlar arada bir, cık cık cık cık.