Shostakovich jazz suite waltz no: 2
Tchaikovsky Valse Sentimentale (Bunu çalarken kendinizden geçebilirsiniz)
Dvorak Tempo di Valse

olabilir mi ki?

philip glass'tan company'i deneyin derim ben.

www.youtube.com

string quartet olsa da tek bir kemanla da başarılı sonuç alabilirsiniz.

www.youtube.com
www.youtube.com ilk bunu yapin sonra üstekine geç.

işi büyütürseniz www.youtube.com buna geçin.

epic won istiyorum diyorsan www.youtube.com

buda bunun oteki versiyonu aynı da neyse www.youtube.com

en kolayi smooth criminal

greensleeves çalabiliyorsan adagio da çalabilirsin.

vivaldi - storm. :)

öncelikle renovasyon işi yapmamama rağmen az çok bilgim var. hatam varsa düzeltilebilir daha bilgili biri tarafından.

pahalı olmasının nedeni hem bürokratik çalışmasının fazla olmasındandır. İstenenler, koruma maddeleri, parsel kararları vb. farklı olabilir. rüşveti yüksek olabilir konumuna göre :)

proje çizimi için de tasarıma göre değişir. tek katlı bi yapıyı 2 günde çizebilirken daha detaylı ve çok katlı bi yapı 1 hafta sürebilir. tabiki sadece mimari çizimiyle bitmez bir proje. mekanik, elektrik, statik, zemin etüdü. vb. gibi raporlar da hazırlanır. bu raporların hazırlanması, onaylanması, belediyeden geçmesi, mimarlar odasından onaylanması vb. gibi işlemler 1 ayda sürebilir 3 ayda. yine değişkeni çok fazla olan bir konu.

korkunç fiyat farkının sebeplerine gelecek olursak tecrübe değil de bilgi, isim yapmış olmak, kaliteli iş yapıyor olmak, çevrenin geniş olması vb. gibi durumlar söz konusu. başka birinin çizdiği proje tabi ki onay alabilir ama biri 2 günde onaylatabiliyorsa diğerinin ki 4-5 gün sürebilir. çevre meselesi.

fatura konusunu bilemiyorum açıkcası. ama büyük ihtimal min. fiyat konusunda bi sınırlaması söz konusudur mim. odasının. daha doğrusu bütün meslek birliklerinin böyle bi durumu vardır tahminimce.

renovasyon projesi; rölöve, restitüsyon ve restorasyon projelerinden oluşur aslında. eski eserlerle ilgili mimarlar odası, değerli kültür varlıkları olduklarından fiyat tarifesini ve yapım maliyetini yüksek tutuyor. anıtlar kurulu genellikle yükseğini restorasyon üzerine yapmış mimarları tercih etse de, bu projeyi her mimar çizebilir (elini sallayan çizer demek istemiyorum). fiyat farkı sanırım ofis/mimarın çapıyla ilgili bir durum. star mimarlar da renovasyon yapıyor daha mütevazi olanlar da. sadece bu işleri kovalayanlar da mevcut piyasada. yani anlayacağın fiyatlar değişken. mimarlar odası tarifesiyle ilgili şöyle bir durum var, mimar isterse müşterisinden para almasın, hem proje hem de yapım maliyetinin kdv'sini mimarlar odası tarifesi üzerinden m2 bazında mimarlar odasınaödüyor. bu aslında odanın mimarları korumak için aldığı bir tedbir gayet de yerinde bir uygulama. çok sıkı denetimler yapıyorlar tarifenin dışına çıkmayın derim.

Giselere varmadan hemen once sag tarafta OGS yazan bir panelvan arac var, oradan alabilirsiniz.

Ya da daha kolayi, Shell istasyonlarinda satiliyor, bulun bir Shell, oradan alin.

kgs de kullanabilirsin.

köprüden kgs alırsan 50 lira altına dolum yapmıyolar. bilgin olsun.
shell de veya diğer otoban noktalarında böyle bi sınırlama yok

kgs gişesine girip arkadaki aracın kgs'sini rica etmek de bir yol. köprüden evvel bir shell'e gidip kgs alırsan 50 ytl zorunluluğu olmadan doldurabilirsin.

herhangi bi shell'den ogs veya kgs alabiliyor muyum ? kgs daha uygun olur sanki

www.onlinesorgula.com

galiba her shell de varmış. ben sadece otoban shell'lerinde var sanıyodum ama, galiba öyle değilmiş

shell'den kgs aldım 3 liraya.. teşekkürler

meteoroloji mi metalurji mi? meteoroloji bir tel itü'deydi sanırım. bence gereksiz.
ben o sıralamayla 9 eylül metalurjiye giderdim.

istanbul öncelikli tercihlerimde. o yüzden marmara metalurji nasıl olur? yani iş alanı nedir ne değildir acaba?

www.tercih.tv buradan da bir bakıver.

ben sayısalcıyken metalurji okumak istiyordum. iş imkanı geniş, makineye falan göre daha kolay. tutuyorsa ve ille de mühendis olmak istiyorsan yaz.

ille de mühendis olacağım diye bir şey yok. bir sene daha bırakabilirim. metalurji mühendisliğini araştıramadım internetten. makina yaz daha iyi diyor kimi sitede, kimi de daha kolay metalurji diyor falan garip işler yani..

iş bulup bulamaman hatta süper ötesi imkanı ve piyasası olan (??) mesleklerde asgari ücrete çalışıyor olman, işsiz kalman ya da hemen iş bulman gibi durumlar seninle ilgilidir. mesele hayat boyu yapacağın mesleği severek yapmandır. para zaten gelir merak etme. mimarlık için şunu söyleyebilirim, tutkuyla bağlı değilsen okuması da icrası da işkence olabilir.
tercihine yardımcı olacaksa şunu da ekliyebiirim; mimarlık, özellikle serbest çalıştığın zaman yaratıcılığını kullanabileceğin ve manevi tatmine ulaşabileceğin bir meslek iken, makine daha çok belli prensipleri uygulayıp icra edeceğin bir mühendislik dalıdır. genellikle mezunları klima sektöründe öalışırlar. bilim mi sanat mı diye kendine sormalısın.

Ben makineyi 2. sınıftayken bırakıp tekrar sınava girip mimarlığı seçtim ve hayatımda aldığım en doğru karar oldu. Bende sayısal derslerde çok iyiydim hala fizik ve geometri sorularını çözüyorum arada sırf zevkine ki mimarlık özellikle geometriyle önemli bir ilişki içinde. Mimarlık okursan, gerçekten kendini vererek, severek okursan işsiz kalmazsın. Fakat makine deki iş olanakları hiçbir zaman yok ayrıca makıneden mezun olunca daha ıyı maaşla işe başlarsın. Bende daha kolay iş bulurum daha çok kazanırım diye biraz da babamım gazıyla makine seçmiştim ki bunalımlardan bunalım beğendim gerçi bunda ankara'nın da etkisi çok. ama unutmaki mimarlık okurken de beynine tecavüz ediliyor gayet sıkıntılı bir eğitim süreci var hatta bence makine müh. daha kolaydı ama ben tobb'da okuyodum onunla alakası olabilir.

abi böyle terci yapılmaz. makine ile mimarlık ne alaka amına koyım ya? sen hangisini istiyorsun? makien istemiyorsun belli ki, o kadar zor bölüm istemiyorsan okunmaz. hele ki odtü'de siksen o-kun-maz. ne istediğini bul, ona yönel. inşaat ilgini çekiyor mu mesela? tıp belki de? istediğini bul. iki sene ziraat müh okuyup sonra sözelde derece yapıp tasarım okuyan biri olarak söylüyorum bunu. istediğini oku.

menu seçmeden normal bir şekilde yemek yenebiliyordu 6-7 ay önce.

kesinlikle tavsiye etmem, menü harici alınabiliyormu bilmiyorum ama menü çok kazık ve yemekler iyi değil. hiç gerek yok bence o kadar para vermeye.

kızkulesinin işletmesi bir tuhaf, garsonları başka tuhaf. tavsiye etmem ben de.

Kesinlikle berbat bir mekan.
içerde olduğun, masada oturduğun zaman manzara göremezsin. (seyir terası hariç. orda da yemek yok)
servis kötüdür
yemek fenadır.
en iyisi uzaktan sevmek...

e zaten herkes 2 hesap kullanıyor ki, bu benim feykim mesela

Bu gibi durumlarda moderatorlere haber veriyorsunuz, onlar inceliyor.

Ortada delil birakmiyorsa nasil suclayabilirsin ki. Adam farkli pcleri kullaniyo belki. Sirf entryleri andiriyor diye cift hesap damgasi vurulursa haksiz yere de ucurmalar gerceklesebilir.

"pythone" isimli bir yazar kaydı mevcut değil ?

@ssl basligi bi daha oku.

@durdenist eksibition'a bak.

doğru diyorsun. sex addict geri alındı hatta.

"pyhtone" isimli bir yazar kaydı da mevcut değil ?

simdi duzelttim.

phytone yazamamış kimse.

www.eksisozluk.com

çift hesap kullanmak legalmiş diyeceğinize moderatöre durumu anlatsanıza? adamlar şüphesiz ki olan biten her şeyi hissederek önleyecek değil ya?

@deckard: sex addict için konuşuyorum, neden geri alındığı sorulmuştu alenen hem de. cevap veren olmadı bildiğimiz kadarıyla.

@deckard, boyle bir gorevim oldugunu dusunmuyorum.

ki moderatorler degil miydi "biz uber muthis guclerle tespit ediyoruz cift hesaplari" diyen.

@african rain

ben sordum ssg bizzat almis sex addict'i.

fundamental, böyle bir göreviniz olduğunuzu kim söyledi ki? buraya soru açarak "moderatörler niye bir şey yapmıyor" diyeceğinize moderatöre haber vermeniz gerekir diyorum. bir şeyi de nasıl yazılmışsa öyle anlayın. daha açık nasıl yazabilirim bilmiyorum.

moderatörlerin über güçlerle tespit edeceğiz lafını bile yanlış anlamışsınız. onlara şikayet gelecek, çift hesap kullanıp kullanılmadığını tespit edecekler. bu kadar basit.

deckard ben niye bir sey yapmiyorlar falan demedim. cift hesap kullanmak sorun degil hepiniz kullanabilirsiniz dedim. yani bir sorun olmuyor bosuna korkmayin dedim.

işte öyle bir şey yok. bal gibi de uçuruyorlar. yazılanlardan, sorun olmayacağı şeklinde bir çıkarım yapmanıza anlam veremedim.

gelen şikayetleri tespit ederken kullandıkları yöntemleri kullanıcılara paylaşmıyorlar sadece. belli ki yöntemlerini açıklarlarsa suistimal edilebilir bir şey.

valla elimizde iki tane ornek var ve ikisi de senin aksini isaret ediyor. birisi sex addict digeri jirki.

yahu sex addict'in olayı farklıydı. durumu uzun uzun açıkladı ve ssg'nin insiyatifinde geri alındı. jirki olayını da baktım kimse iletmiyor, ben ilettim moderatörlere. incelemeye aldıklarını söylüyor. daha tartışma aşamasındalar yani. ışık hızında mı karar versin adamlar? nasıl bir kafa yaşıyorsunuz anlamıyorum.

wikitravel.org

www.akbank.com

Bireysel İnternet Şubesi veya Cep Şubesi'ni kullananlar, Finlandiya buzullarında macera dolu bir tatil kazanma şansı yakalıyor!
18 Temmuz - 14 Ağustos tarihleri arasında Bireysel İnternet Şubesi'ne ve Cep Şubesi'ne girdiğiniz her hafta için 1'er çekiliş hakkı sizi bekliyor.
Hem Bireysel İnternet Şubesi'ne, hem Cep Şubesi'ne girin, Kuzey Kutbu'na giden 5 çiftten biri olma şansınızı artırın!
Kampanya ile ilgili detaylı bilgi için www.akbank.com

bence güney kutbu demek istedin.

güney kutbu işini araştırdım geçenlerde, şehir ismini unuttum da güney amerika'nın ucundan bir yerinden turlar kalkıyor. unuttum da sanırım kişi başı 8 bin dolardı. tabii bu fiyata burdan oraya gidiş dahil değil.

kuzey kutbu bize daha yakın, o nedenle daha ucuza çıkabilir onu araştırmadım.

helsinki ya da kopenhag'dan kalkan turlar oluyor, daha çok fiyortlar vs ama kutba epey yaklaşılıyor. şurdakiyle gitti geçen sene bi arkadaşım. en ucuz yollusu bu oluur sanırım. arada promosyon yapıyorlar düzenli takip ederseniz yakalarsınız bir şeyler. gemiturlari.com

CEvaplar için teşekkürler.
@ben smyrna Akbank fikri cazip değil. Sonuçta çekiliş işi. :)
@dekila olmak. yok kuzey dedim cidden daha yakın.
@pyro clustic flow 8 bin çok maaliyetli. Kutba yakın olması da fena fikir değil. takip edeceğim.
@whoosie sağol bilgilendirme için ama çok fazla şey en azından ben çıkaramadım.
tekrar teşekkürler.

aslında kuzey kutbu kışın daha güvenli olmaz mı, sonuçta buzulların erimesimeselesi, batklık olması fln.

ya bir acenta götürüyordu beş altı sene evvel araştırmıştım. 10 kişiyle gidiliyordu buzkıran gemilerle. ejder tur muydu neydi? bir bak istersen.

@phoenixboy kışın güvenli olabilir ama 21 haziran'ın keyinfe değer sanki.
@african rain İsveçteki bir arkadaşım Helsinki- Stocholm arasında böyle bir turu önerdi. yani buzları kıra kıra :)

insanları korkutup dize getirmek amacıyla oluşturulmuş safsata hepsi, inanmayın.

hele 5 duyu organınızın herhangi biriyle şahit olmadığınız şeylere hiç inanmayın.

inanma.yok öyle birşey.

Onlar ilerde korku filmi cekilebilsin diye atalarimiz tarafindan gecmiste bol yatirim yapilmis uydurma hadiseler. Tamamen film sektorune katkisi olsun diye...

Kilifi da "kamerada gorunmuyor" diye yillar oncesinden hazirlanmistir, hatta aynada da gorunmuyorlar sanirim. :)

görünür değiller ki. kişiye özel ziyaret yapıyorlar, uyurken bi de.

düz adam yorumu yapayım; psikoloji mezunu birisi bir ofias açıp gayet güzel para kazanabilirken, pdr mezunları genellikle dershanelerde çalışmaktadırlar.

evet ve evet

-evet
-her dönem artış gösterecek harçları ödediğin takdirde devam edebileceksin.

Valla ben polarize gübeş gözlüğü almıştım, 40 liraydı. Yani öyle o kadar da pahalı bir şey değil.

polarize gözlük camı çok pahalı bir şey değil ama Ray-Ban markasında polarize, gözlük fiyatını hemen yükseltiyor. Ray-Ban olduğu için olabilir. Başka marka ya da markasız polarize alırsan çok pahalı olmaz sanırım.
Not:Ray-ban polarize kullanıyorum.

çifti 100-150 arası değişiyor.

Bunun için özelleşmiş fotogrametri programları var. Hem fotogrametri hem de başka bir çok şey için kullanılan Photomodeler var mesela, çok iyi sonuçlar veriyor. Ona para vermem derseniz, ve ölçülmüş noktalarınız varsa (x,y,z) koordinatlarını vektörel bir çizim programına atarsınız. Buradan çizeceğiniz yüzeye bakar konumda eps formatında plot alırsınız. Sonra Photoshop vb. bir programda fotoğrafı noktalara oturacak şekilde distort edersiniz.

www.scribd.com

paint.net'de yapabilirsin. beleş güzel ve basit bir program

edaydin +1. o programlardan biri de rastervct gibi birşeydi sanırım. restrasyon ödevimde çok işe yaramıştı.

Danıştığım bir yatırımcı bana şu an zamanı değil faizde tut demişti.

bu tur seylerde sorumluluk almak cok gicik bir sey, o yuzden boyle sorulara cevap vermeyi hic sevmiyorum ama kisisel gorusum dusecegi yonunde. ben usenmesem yatarim elimdeki de.

şu an altına yatırım yapmak, barbut oynamak(kumar amacıyla zar atmak) gibi bir şey.

yazın artacak diyorkardı hatta artmış durumdaymış. evlilik sezonu geösin sonra alın bence.

babam sarraf, kimseye inanma. kimse bilmiyor.

bu zıtlaşmayı sürdürdüğün vakit başın beladan.....kurtulmaz. aleykümselam de gitsin. bu kadar jakoben takılmayın kardeşim.

valla ben selamün aleyküme merhaba yada merhabaya selamunaleyküm diye karşılık veren adamı enerji emici olarak görür ve hızla uzaklaşırım.

allahın selamını almadı ibiş diye geçiriyodur içinden

bir inanmayan olarak selamun aleykum dememeyi belki anlayabilirim. ama bir de dilsel iletisimin kültürel yönü vardir. yani neticede selamlasmayı sadece dini bir vecibe olarak degil kültürel bir ritüel olarak da ele almak gerekir. ta en başından beri "benden sana zarar gelmez, senden bana zarar gelmez degil mi" demektir selamlasma hangi sekli ile yapilirsa yapilsin. nasil insallah, masallah, allah kahretsin, allahım inanamiyorum göte bak, allah seni bildigi gibi yapsin derken allaha olan inancimizi teyit etmiyor, sadece yerlesmis bir dilsel ifadeyi kullaniyor isek, selamun aleyküm dersek de kıcımızdaki altın tüyler dökülmemis olur. deyin lan selamun aleyküm ne olacak, belki karsidaki amcanın hosuna gidecek,size duymadiginiz hikayeler anlatacak, biraz daha insan taniyacaksiniz. ne olur lan, kendi bildiginizden şaşsanız biraz. öyle degil mi pampisler.

aslında adam sana selamun aleyküm demiş sen ona merhaba diyorsun.
bir nevi adamla zıtlaşıyorsun.
o yüzden ufaktan soğuk rüzgarlar estirir.
ne yani kardeşim aleyküm selam desen ölecen mi?
başka sefer gördüğünde bu sefer sen ilk defa merhaba de o adam merhaba diyecek.
ne cins insanlarsınız yahu

Beyler, hayretler içerisindeyim, selamlaşmak bile katı şekilde kategorize ediliyor. Selamlaşmak yahu bu, tarzdan bahsediyorum yahu?

sa diyen adama as diyecen sende :D ama ortamda ilk sen merhaba diyip o as derse senin ona tip tip bakma hakkın var bide böyle düşün yani.siz onu bırakında ankaranın yeni amblemini gördünüz mü? www.haberturk.com

derbeder58'e tamamen katılıyorum.

+1 @derbeder58

bunun bir ilerisi var bi de. "merhaba" diyen kişiye "aleyküm selam" diye karşılık vererek güya ders vermek:)

"selamün aleyküm", normalde tercih ettiğim bir söz değil. ama girdiğim ortamda kullandığım kalıplar, durumuna göre "naber la yarram"dan "selamün aleyküm"e uzanan geniş bir skalada.

bence selam alıp vermenin şekli nasıl olursa olsun, önemli olan içtenlik. "selamün aleyküm" dendiğinde gülümseyerek "ve aleyküm selam" derim ben. bir işinizi de hallediyor olsanız, bir sohbet ortamı da söz konusu olsa, oradan fayda sağlamanız(işinizin halledilmesi veya keyifli bir sohbet elde etmek) için önemli olan karşıdakiyle aynı frekansı yakalamak. selamlaşma da buna başlangıç niteliğinde.

"selamün aleyküm" diyen insana "ya bak bu yaptığın yanlış, benim inancımın bu olduğunu nereden biliyorsun?" denmez sonuçta. denilse de bir yere varılamaz. hani koca ülkede 1-2 kişi yapsa neyse de... topluma uyum sağlamak lazım bazı yerlerde. isterseniz buna takiyye de diyebilirsiniz.

Spartalılar, ben bu selamı dini öge olarak algılamıyorum. genel görüş dini bir motif içerdiğidir. ben bu şekilde selamlaşmıyorum. "aleykum selam" dedıgımde bunun dilimde egreti durdugunu hıssedıyorum ve kendımı samımı bulmuyorum zira söylediğim şeyi hissedebilmeliyim. dolayısıyla gülümseyerek "merhaba" demek seçimim oluyor. Sürekli gülümsediğim içinde enerji distrübütörüyümdür. ha bazılarının üzerinde beton yelek var, bak ona yapacak birsey yok(!)

bende gerceken samimi bir şekilde söylemeyen insanlara şunu söylüyorum.adam/madam şoklarda oluyor

ve aleykum selam bu ne güzel kelam yaşasın islam diyorum

aynı samimiyetsizlikle söylüyorum.

sırf s.a. diyenin hatırı kalmasın, gönlü hoş olsun, nasılsa yaşlıca adamcağız kalıplarına sığınmak iki yüzlülüğün ta kendisi. istediğin gibi selamlaşırşın kimse sana garışamaz. ben s.a. dedim diye sen de a.s diyeceksin, allahın selamını alacaksın yoksa garışmam demek faşistliğin mistik versiyonu. yok sünnetmiş yok farzmış bırakın bu işleri artık. selamun aleyküm ne la. yıl olmuş 2011 töbe töbe

ara kısmına, nikin başına @ yazman lazım
misal
@only alcoholica
yaz sonra araya bas

ara kısmına: başlık/@yazar ismi yazınca çıkıyor.

trenle pendik'te in. istasyon'dan aydınlı yolu'na yürü (yakın). aydınlı yolu üzerinde emniyet müdürlüğü (yolun başından itibaren sanırım 15-20 dakika yürünür). bu yol üstünde bir otobüse bin, bir ya da iki durak sonra in.

neyşınıl cografik

yok ama olsaydı bilim teknik ve chip olurdu kanka

birkaç yıl çncesine kadar varlık dergisi.

Direk abone değilim ama 3 yıldır her ay aksatmadan Oyungezer alıyorum.

digiturk

sızıntı

oyungezer.

her ay bilim ve teknik alırım.

bilim teknik

ntv bilim vardı ne oldu ona :(

hiç aksatmam cnbc e dergi alırım

bilim ve gelecek, şiddetle tavsiye edilir.

Boxer

oyungezer

gezgin dergi
national geopraphic

<bismilah>
sızıntı
</bismillah>

Abonelik değil ama aylardır aksatmadan:

Bant ve Psikeart

2-3 saat.

gugıl mapse göre bi buçuk saatte.

Trafiksiz halde 1,5-2 saat. Trafikli halde allah kolaylık versin.

tkm.ibb.gov.tr

bir gebze sakini olarak;

şu an, şu saatte min. 1,5 saat

yollar boşsa 35 dakikada gidilebilitesi var.

1 saat 20 dakikada yol alındı.

açmak gerekir

ilk açtığında yüzünü geri çek buharda haşlama olma.

neredeyse 1 saat oldu ne zaman bitecek bu
arçelik 6230H 2. kademede yıkıyorum

ortalama 2 saat sürüyor

kurutmaya geçti la

alkış

hitleri andırıyosun valla.

bu tip hisler bence kendini küçük ve önemsiz görmekten kaynaklanıyor. önce bunu aşmak lazım.
he yani egon şişmemiş aksine egocuk olmuş.

Bence bir gün metroda durup dururken konuşmanızı yapın ve neler olacağını görün. Egodan eser kalmaz.

Haberleşelim, birlikte gidelim. Toplumun ateşlenmesi için bir işaret lazım. Sen bitirince konuşmanı ben başlarım alkışlamaya. 4 5 kişi daha getiririm yanımda. Onlar da alkışlar emin ol. Farklı yerlere otururuz, organize olduğumuz anlaşılmaz. Ciddiyim bak.

popmundo oyna

divit fotomontaj yapmıssın ordaki bazı duyurular bana ait değil ...

edit:Badak yada bardak değilim :)

egoyla ilgisi yok siz sıradan bir eziksiniz. öyle fazla psikanaliz falan kasmaya gerek yok yani.

muhtemelen aynı senaryoyu tv de veya bir filmde görmüşsündür o yüzden öyle bir deneyim yaşamak istiyosundur bilinçaltın da yapman için sana baskı yapıyor ama sakın deneme bence

içindeki potansiyeli kullanabilirsen çok büyük işler yapabilirsin, diyorum.

hacı sakın benim olduğum vagonda yapma. yoksa sağ elimi havaya kaldırmak suretiyle söyleyeceğim "sen ne diyon yarraam" lafıyla devekuşuna dönüşebilirsin.

wow oyna

Ya benim bu cevabım size hakaret olarak gelirse, bana göre ise emek verdiğim, zaman harcadığım bir eylemse, o zaman ne olacak?

dostum amınakoyulur sözlüğün afedersin. ne pislik bir yer olur öyle :D

edit: sözlük ne la duyrunun :)

hakaret içeren veya konsepte uymayan cevaplar yazarlar tarafından ispiyonlanıyor, haklı bulunursa siliniyor.
eğer internet kullanıcılarına böyle bir yetki verirlerse, ilk inci saldırında coşar bura. olmaz de mi? cık olmaz.

ama mesaj özelliğiniz var güzel güzel. moderatörlerden birine (pek sevgili dambil çok sevecenmiş konuda, mesajlara hiç hayır diyemezmiş) mesajla konuyu bildirebilirsiniz.

oldu olacak tüm cevaplar moderasyona gitsin, onay alan cevaplar yayınlansın.*

yok artık lebron james.

o zaman şöle yapsak silme talebi göndersek moderasyona sakat cevapları olamamı lan bence süzer olur.

bu arada inci sözlük örneği ne alaka be hacu.

konulabilir. veya aldatılma halinde cezai şart da oluşturulabilir. taraflar bu sözleşmeyi imzalar ve ileride delil niteliği daha da sağlamlaşsın diye gidip noterde onaylatır veya noter huzurunda imzalar.

Yapılabilirde, nedense evliliğin ruhuna aykırı geliyor bana bu tür evlilik sözleşmeleri, daha işe başlamadan biterse ne olacak tarzı düşünceler vb.

Tabi sende haklısın ona bir sözüm yok.

yapmayın bence

aldattığını kanıtlaman biraz sıkıntı olur bence,zaten sözleşme yapılmadan ortak bölünüyo evlilik halinde kazanılmış mallar yamulmuyosam

ortak bölünüyor evet ama buradaki amaç ortak bölünmemesini sağlamak zaten.

sen öyle bişeye imza atar mıydın? sadakate dibine kadar inanan biri olarak ben bile imzalamazdım. bana güvenmiyosan çek git derdim. ona bakarsan iş kuruyosun batırıyosun, neyin sonunu garantiye alabilirsin ki hayatta. ama bu zamanda hakkaten aldatmalar çok arttı, bir erkeğin eline internet geçip de bunu kötü amaçlar için kullanmamasını beklemek saflık oldu nerdeyse. ama yapan adam saklayamazmı sence. ya da sözleşme imzalatarak eşeğin aklına karpuz kabuğu düşürmüş olmazmısın.

sana cevap yazıcam diye sesli düşünmüş gibi oldum. ama anlıyorum aslında.

"bir erkeğin eline internet geçip de bunu kötü amaçlar için kullanmamasını beklemek saflık oldu nerdeyse."

cok gazete okumussun sen sampuan

hiç gazete okumaya gerek yok, "normal bir türkiye"de yaşamak yeterli bunlara şahit olmak için. aman oğlum aslan oğlum, bütün karılar sana helal, hem sanal hem sahi. gören gözleri de kapayalım fezadakiler de sizin olsun he beyabi.

Öncelikle;
aldatılabileceğini, eşin olacak kişinin sen aldatacağını olasılık olarak bile düşünüyorsan evlenme zaten. Sözleşmeyede ihtiyacın olmaz böylece. Daha güvenilir birini bul.

Sonralıkla;
müstakbel eşin kabul ederse böyle bir sözleşme yapabilirsin. Müstakbel eşin bu teklifinden son bence afedersin ağzına sıçar. (Ben öyle yapardım)

aldatılmayı mal varlığına bağlamak biraz tuhaf görünmekle birlikte evleneciğin kişi onaylarsa tabii ki olur. ayrıca birkaç çeşidi varmış bu sözleşmelerin mahmure.ekolay.net

vazgeçtim sözleşmeden falan :)

hangi dine mensupsunuz, bir dine mensupsanız dindar mısınız bilmiyorum ama islamdaki hanefi mezhebine göre bir örnek vermek istiyorum, hanefi mezhebnde kadın dini nikah sırasında kocasının kendisi dışında bir kadınla birlikte olamayacağını şart koşabiliyor..

ek iş alarak tabii ki. 3d biliyorsa en kazançlı ek iş 3d olur.

yasadigi ildeki mimarlik fakultelerine ilan asabilir. bazi ogrencilerin teslim surecinde ihtiyaci oluyor. ogrenci projeleri oldugu icin kisa zamanda yapacagi kolay isler olur. ozellikle 3D isi guzeldir african rain'in dedigi gibi.

bende aynı işi yapıyorum. muhtemelen çok iş bulamayacak. ben şantiyede çalışmaya başladıktan sonra 3dsmax ve vray kullnarak. hatta gerektiğinde photoshopta plan boyayarak güzel paralar kazandım ama çok yorucu. bazen insan bunalıyor. dediğim gibi çevre çok önemli. bu tip işler kendiliğinden gelir. ya da okul panosuna asmak mantıklı olabilir.

var tabii ki böyle bişey. daha önce fark etmemiş olmanız ilginç. mesela alakalı olarak (bkz: bağıl hız)

illüzyon işte adı üstünde. çevrede hareket eden şeylerden başka bir şey görmediğinizde olur. etrafı, arka planı falan görseniz olmazdı. öyle bir açıdaymışsınız ki gözünüz yanılmış.

en çok trende olur bu. tren penceresinden yandaki trene bakarsınız. yandaki tren dibinizde olduğu için arkası gözükmez. o tren ilerlerken sanki geri geri gidiyormuşsunuz gibi olursunuz. çok normal.

ben sık sık yaşıyorum bunu.genelde otogarlar da denk geliyor.yandaki araç peron dan yola cıkmak için geri geri gittiğinde sanki bizim otobüs ileri gidiyormuş gibi oluyor.sebebini ise bilmiyorum.

bağıl hızla ilgili bir şey bu, yani arabadaki insan yandaki arabaya bakarken kendini o hızla tersine gidiyormuş gibi görür, sizin hızınız 0 olduğu için o anda kendinizi geriye gidiyor olarak hissetmişsiniz aynı şekilde yanınızdan çok hızlı bir araba da geçerse bunun gibi şeyler hissedebilirsiniz.

bana da olur otogarda falan. komik bişi.

Bunu bu yaşa kadar hiç farketmemiş olmanız gerçekten şaşırtıcı. Bu zamana kadar hep yaya mı takıldınız?

ingilizce adı böyle en.wikipedia.org seninki vection mış.

trenler ve otobüslerde başıma geliyor.

(bkz: yeter artık vurmayın adam öldü)

gülcanlı olan film, nuri alço'nun amca olarak emrahın annesine hallendiği, yer yer tecavüzcü coşkun'un da olduğu film. ismini hatırlayınca yazıcam.

1986 - ayrılamam

bildiğim kadarıyla nuri alço ile oynadığı tek film var zaten.

küflenmez o kadar çabuk. rahat olun.

yok yahu 2-3 saatte ne küflenmesi abi, biz bazen sofrayı ortada bırakıp işe güce gidiyoruz akşam geliyoruz sapasağlam. hiç bi halt olmuyor. sanırım daha önceden de olmuştur o öyle geliyo bana

küf oluşumu o kadar kısa sürede(en azından belirttiğiniz ölçüde)gerçekleşmez. bence ilk kurduğunda o küf zaten vardı ama siz yeni farkettiniz. kutunun üzerindeki son kullanma tarihine bakın, eğer tarih geçmemişse aynen değiştirme olanağınız var. eğer tarih yazmıyorsa da en azından dayınıza telefon açıp o peyniri ne zaman aldığını ve ne zamandır içerisine bıçak bandırmadığını sorabilirsiniz.

duyuruya yazıp oyalanacağına öncelikle küflü bölümü ayır çöpe at, sonra kalan peyniri kokla, tadına bak. iyi durumdaysa buzdolabına koy. yoksa onu da at. vicdan azabı çekiyorsan. dayı yedim bitirdim peyniri de.

belki beklemiş bir peynirdi. biraz da sıcakta bekleyince küfleri arttı.

peynirin küçük bir kısmı bile küflenmişse diğer kısımlarını da at. birkaç saatte hayatta küflenmez. haftalardır yenmiyor olmalı.

üzerinden biraz zaman geçmiş, git ve hemen aynı labneden bul yerine koy! dayın labne katili ve seni öldüreceeeeeek

en az 3 günü var.

öncelikle dayının gözlerini bir kontrol ettir zira o küf orda en az 1 gündür olsa gerek. sonrada o peyniri toptan çöpe at.

@kalinixta agapi mou muhtemelen kontrol etmeden paketli bir şekilde koydu, üzerinde de jelatin vardı zaten. Dayının bir suçu yok yani, olsa olsa ihmal.

hıı anladım bu durumdan jelatinin bi yerinden hava almış peynir. yapçak bişi yok. çöpe gitçek :/ benim de hep teneke salçalarda başıma gelio bu durum. küf olayı pis iş.

meraklı olmak iyidir mesela.

holy trinity: kitap, müzik, sinema.
gezebilirsin de.

ekşi duyuru + ekşi sözlük + stumbleupon + kitap okumak + müzik dinlemek + dizi - film izlemek + gezmek falan filan...

meraklı olmaya +1. el altında wikipedia var, internet var, aklına takılan bir şeyi aç, araştır.

kitap okumak da oldukça önemli.

aklı başında entel adamlarla oturup içki içmek ,muhabbet etmek.

aklı başında olmayada bilir tabiğğğ

edebiyat ve edebiyat dışı kitap, dergi ve hatta ansiklopedi okuyarak
belgesel, sinema filmleri ve haber programlarını izleyerek.
müze, sergi, tarihi yerler, ören yerleri, turistik bölgeleri gezerek

geyik ortamlardan, futbol, karı-kız muhabbetlerinden uzak kalarak.

sözlükte, gerçekten bilgi içeren, grup, kişi, film, yer vb. başlıkları okumak..

ilgi alanına giren konunun bir ucundan araştırmaya başlayarak. zincirleme geliri bence.

Ezberden konuşanları dinlemeyerek başlanabilir.

Sinema da sinema diye tutturmuşlar. Açık olayım: Bok var sinemada. Film izlemeden de entelektüel olunur sen rahat ol.

Bunun haricinde "entelektüellik" bir sıfat değil, durum. İçindeki bilme ve öğrenme aşkını doyurmak için hareket ettiğinde -ki yolunu da sen belirlersin- insanlar sana öyle demeye başlayacaklardır. Entelektüel desinler diye çalışırsan hiçbir şey elde edemezsin.

Neyle ilgiliysen ona yoğunlaş. Sanattan anlamıyorsan sanat dalları hakkında bilgi edinmeye çalışma, bırak kalsın, -misal- tarihe yönel. Tabii eğer ilgini çeken şey tarih ise...

Dediğim gibi, içinde bilmek, öğrenmek arzusu var ise onu doyurmaya çalış sadece. Gerisi kendinden gelecektir.

Kendimden örnek vereyim, tarih, teoloji, mitoloji, resim, felsefe, edebiyat, psikoloji, mimari, astroloji, heykel, müzik, antropoloji, sosyoloji, astronomi, okült ve siyaset başta olmak üzere birçok konuda akademik yayınları okuyarak; sergi, müze, ören yeri gezerek; tecrübeli ve alanında yetenekli insanlarla konuşarak, bazı şeyleri bizzat deneyerek ve düzgün kaynak taraması yaparak bilgi edinmeye çalışıyorum. Kitap okumanın önemi de gerçekten yadsınamaz.

sinemayı izlerken öğrenemezsin, genel kültürünün var olması gerekir sinemayı izlerken adam orda " ahah bugun sanki 4 temmuz gibi " ya da " kendini lincoln mu sandın " gibi gibi şeyleri söylerken sen bunları anlamazsın ( örnek verdim burda dediklerimi anlamışsındır ), çizgi filmlerde vardı eskiden genel kültür :D ordalardan çok şey öğrendim tabi bu genel kültür amerikan kültürü oluyor

@g man;cevap için teşekkürler fakat başlıktada dediğim gibi herkezin kafasındaki kültür kavramı farklıdır.birine göre futboldan anlamak kıroluk olurken,diğer kişiye göre futboldan anlarsan kültürlüsün.gene kimi ortamda magazinden anlamayı kültürlülük olarak görürken,diğer taraf basitlik olarak görebilir.sinemayıda bu kadar kişi kültürlülük olarak tanımlıyorsa.o öyledir.çünkü kültürlü olmak, göreceli yani yaşadığınız topluma göre değişen birşey.

ben kendi kafamdaki kültür kavramına göre yorum yapıcak olursam.şimdi sinemanın faydalarını anlatmıcam. fakat bana görede sinemadan anlamak genel kültür açısından olmassa olmazlardan biridir.hangi arkadaş çevresi olursa olsun,az yada çok arkadaş arasında konuşulan konulardan biridir.bu genel kültür için iyi değilde adını çoğu kimsenin bilmediği ve ilgisini çekmediği konularmı genel kültür için iyi.tabi belli bir kesim için öyle olabilir.ama seninde dediğin gibi sinema en fazla söylenen bir kültürlülük olarak görülen kavramlardan bir tanesi.

sinema filmi seyretme diyerek abartmasak arkadaşlar.

genel kültür nasıl geliştirilir demiş arkadaş. nasıl karikatür enteli olurum, kulaktan dolma bilgileri yuttururum dememiş.

Şu vardı, ben İstanbuldayken burnum sık sık akardı nezle gibi. Ankarada 4 yıl yaşadım, o süre zarfında bir kere bile öyle olmadım. Havasından demek.

burnunda kemik eğriliği vardır bundan kaynaklı olarak sinüzit olabilir.Bende var sürekli hafif bir rüzgar göriyim yorgun olıyım akar kerata

malesef alerji,önce alerji testi yaptırın,ya da böle garip test çıkmıştı besin testimi ne yediğiniz bişeyde alerjik bişeler yapabiliyo

büyük ihtimalle kronik sinüzit. en kestirme çözüm sık sık bol tuzlu suyla burnunu temizlemen. en mantıklı çözümse bir kulak burun boğaz uzmanına görünmen. geçmiş olsun.

kbb de bi film çektir bakalım ne diyecekler.

sorununun ne olduğunu biliyor musun? allerji testi yaptırdın mı, sinüzit misin, nedir? ona göre tavsiyede bulunalım.

bölümle konuşun. bölüm de sizi öğrenci işlerine yönlendirir. onlar da yeniden bölüme yönlendirir. top gibi. muhtemelen unutulmuştur.

sali pazarindan almamissin sonucta. urun giyilmemis, etiketleri sokulmemis durumda ise geri verebilirsin. butun buyuk magazalar bu sekilde calisir. bence hakkini ara.

para iadesi deilde hediye çeki iste

@borzoi, aslında ürün değişimi bile yapabilirdim. Ama artisce biz yapmiyoruz diyince ben de sen bekle beni cnm benim 5 gune geri geliyorum dedim. Boyle kendilerine bir halt sanmaları beni sinir etti. Sonucta adı lacoste'da olsa ferragamo'da olsa Eren holding'e bağlı perakende mağaza. Senin benim açacağım bir mağazadan yasalar karşısında farklı bir statüye bürünme tribine girmesinler.

tüketici haklarına göre ilk 7 gün içinde mazeret falan bildirmeden, 30 gün içinde de mazeretiyle iade yapmak zorundalar diye aklımda kalmış..

en son arkadaşıma elle 2 ay sonra sorunlu ayakkabısına para iadesi yaptı, kredi kartına taksitli aldığından her ay taksit miktarında geri ödeme yaptılar..ama iş oraya gelene kadar da epey uğraştırdılar..

lacoste merkeze yaz (türkiye). tıpış tıpış iade ederler.

yasalardan aklımda kalan UZAKTAN alışverişlerde 7 gün içerisinde sebepsiz iade mümkün fakat MAĞAZADAN yapılan alışverişlerde iade zorunluluğu yok, hediye çeki zorunluluğu var.

@murat dediğin doğru lacosteda çalışan adamlarda öle bi artislik oluyo tipe göre müşteriye bakma bakmama,sanırsın o mağzanın sahibi o,mesayi bitiminde yağlı kafasını ikarus camına koyarak gitmiyo sanki,merkeze mail at sana böle diyen görevlininde adını ekle,alsınlar aklını çalışanın,hatta gi mağza müdürüyle görüşcem de ona çemkir.

ozellıkle bazı ayakkabı magazalarında da bu oluyor steve madden dan ayakkabı almıstım alırken sormanız gerekıyor gerı para ıadesı yapılıyor mu dıye bana degısım yapabılır veya cek verebılırız demıslerdı ayakkabıyı almadan once .bazı magzaların bu tarz prensıplerı var paranızı alamazsanız hedıye cekı alın da baska bır zaman begendıgınız seyı alırsınız onunla ama yetkılılerle konusmayı da deneyın derım ben

var evet.

terör suçu haricinde okuldan atılma yok. terör suçu nedir diye soracaksanız ben de bilmiyorum, devlet terörü her gün yapılıyor.

okurken dinlemek için: goo.gl

e bu cok sacma bir is. Ben simdi azami sureye kadar askerligimi tecil ettirebileceğim yani okula hic ugramadan. Bu mudur mantık, askerden kacanlardan harc toplayalim?

kısmen öyle de denilebilir. en kötü bir açıköğretim öğrencisinden senede 650 tl ücret alınıyor. devlet terörü dedim ya işte.

Askerden kaçanlardan harç toplayalım diye çıkmadı bu kanun. Bu kanun sonucu sizin bahsettiğiniz sonuca yol açacak. Evet 29 yaşına kadar o harcı yatırmayı göze alıyorsanız ve ömrünüzden ömür gitsin istiyoranız devlet size bir imkan sunuyor.

var. birkaç katı fazlasıyla ödeyerek harcını, bir sonraki dönem için kayıt olabiliyorsun.

"burası yeni bina diye cam yok sanma, çarpıp kırma, koca işareti koyuyoruz dingil" anlamı da çıkar.

daha dün cam olmayan yerde yine cam yok sanıp içinden geçmesinler diye. "aha buraya cam taktık dikkat et" anlamında.

insanlar kafalarıyla camı zorlamasın diye.

Kuşlar içeriyi boş görüp çarpmasın diye.

taş yok mu taş şu inşaata atayım diyen olursa camları görsün diye abi.

entrylerinin yedeklerini alıcaksın. hepsi orda var. ama hepsi.

Hayvan ara'dan yazar olarak kendini aratırsan ve seçeneklerden "eski-yeni"yi işaretlersen sol frame'de senin tüm entry'lerin görünür.

hayvan ara

hayvan aradan bahsetmiyor adam.

misal yazmış ve silmiş, çöpten de silmiş, bu entry i diyor? hayvan aradan yazdığımız entryleri görüyoruz.

yedeklemedikten sonra sildiklerini göremez ki.

silinen entry'ler modlog'da gorunuyor.

ağrı günün hangi saatlerinde oluyor ?
ağrı zonklayıcı mı?
başın özellikle belli bir bölgesinde hissediyor musunuz ?
ağrı kesici ilaç kullandınız mı ?

aynı tür ağrı bende sinüzit nedeniyle oluyor (nargileden bağımsız olarak tabii). acaba migren ya da sinüzitini mi tetikledi? ya da tesadüf mü oldu?

genellikle geceleri oluyor. zonkluyor evet. başın sağ tarafında hissediyorum ağrıyı. ilaç almadım pek ilaç kullanan biri değilim açıkçası. böyle derin bir nefes aldığımda falan kendini hissetiriyor. hayatımda yaşamadığım türden bir ağrı. bana kalırsa nargile etkiledi ama ne yaparak geçer bu tam bilemiyorum.

Hala devam ediyorsa bir nöroloji helkimine görünmeni tavsiye ederim.

Öleceklerini görmen acayip bı durum değil cogu insanın basına gelir.korktuğun durumlar sıkıntılar vardır bilinçaltında kimseyle paylaşamiyo olabilirsin.kız/erkek arkadasın var mı ? Yoksa kendini yalnız hissettiğinden ailenden başka kimsenin olmadıgını düşündüğünden kaaynakli olabilir anlat dinleriz biz :)

Anlattığınız durum aslında ilaç almanızı gerektirsek gibi değil çok zorda kalmasında ilaç istemeyin zaten psikolog yazamaz ilacı

bi de eklemeyi unutmuşum. benim annem 17 sene önce panik atakla başlayan yıllar geçtikçe de ilerleyip şimdi adını hatırlayamadığım karmaşık bir hastalığa sahip oldu. akıl kaybı falan yok, burdan o anlaşılmasın ama sene, iki senede bir falan 1 aylık atakları oluyor cart curt. genetik bişise yani bana da geçmiş midir diye düşünüyorum.

bu düşüncelerin hepsinde kendime hakim olamayacağımı düşünüyorum. sanki hayatımın sonuna kadar o an düşündüğüm paradoksu düşüneceğim. yani şuan burda tarif edemeyeceğim bi his oluyor, herkesi her şeyi kaybedicem, en sonunda da aklımı kaybedicem gibi hisler. ama bunlar da tam açıklayamıyor hissettiklerimi.

bildiğim tek şey onları düşündükten sonra delireceğimi düşünmem. 10 sene 20 sene sonrasını düşünüyorum, bu düşüncelerin gelişip beni sikip attığını falan. ne bileiym fazla tarif de edemiyorum işte.

evrende sabit olan 1 tanecik bile birşeyin olmadığını, hareket etmeyen hiç birşeyin olmadığını, yani değişmeyen hiç ama hiç birşeyin olmadığını düşünüp (ego bir sabitleme biçimidir bu sebeple... "ben zenginim", "ben güzelim", "ben yenilmezim"... gibi...) içinde bulunduğun düşünce sürecinin de "az sonra" değişeceğini, biteceğini düşünüp rahatlayabilirsin...
nasıl desem hislerini düşüncelerinin yaratma olayı biraz seninki. atıyorum annenin öleceğini "düşünüp", oradan korku "hissetmeye" başlıyorsun... gibi..

ama asıl olan düşünceler değil, her zaman hislerdir. tabi düşüncelerden oluşan hisler değil de asıl içerde olan, öz hisler...

panik atak doktora git tedavisi basit, bişey kalmaz.

izmir de göğüs hastanesi var. oranın psikiyatrına gidip derdini anlatıyosun. gerek görürse ilaç veriyor, gerek görürse psikolğa sevkediyor.

sgk kapsamında bu ikisi de. cebinden para çıkmaz
geçmiş olsun

senin probleminle psikiyatrda ilgilenebilir.yaşın 24 ten küçükse hastanelerin gençlik ünitelerine başvurmanı öneririm.değilse hasta yoğunluğu nispeten az olan bir hastane tavsiye ederim.

ssk'da psikiyatri birimleri var ancak terapi yaptıklarını hiç sanmıyorum. bunaltı bozukluğu gibi bir durum sanırım bende de vardı 10 sene kadar evvel*hala da geçmiş değil. terapi çok iyi geliyor. onun dışında sana acilen hobi edinmeni ve birşeyler üretmeni tavsiye ederim; yazı, bahçe işleri, meditasyon hatta dini okumalar, vs. içini rahatlatacak bilgilere ihtiyacın var.

bu konularda karar mercii değilim ama benzer durumları ben de yaşadığım ve çok araştırdığım için söyleyeceğim bir kaç şey var sana. durumun panik bozukluğa işaret ediyor. henüz çok taze. kendine telkinlerle ve bu durumu başkalarıyla paylaşarak atlatabilirsin. ama eğer baktın başa çıkamıyorsun devlet hastanesinde psikiyatr bölümü var. iş bir randevuya bakıyor. fakat orası da diğer bölümler gibi yoğun. ben de gittim bir kaç seans ve gözlemlediğim kadarıyla en fazla 15 dakika kalabiliyorsun içeride. oysa anlatacağın şeyler fiziksel bir rahatsızlık gibi kesin ve net olmayacağı için zaman yeterli olmuyor. ve muhtemelen sana düşük dozda bir antidepresan yazacak. eğer durumunun daha ciddi olduğuna kanaat getirirse, oradaki zaman seni değerlendirmeye yetmeyeceği için daha iyi araştırılman amacıyla seni özel bir psikiyatriste yönlendirecektir. nitekim bana öyle yaptı. "durumun sadece bir depresyona benzemiyor, seni uzun uzun dinleyebilecek bir uzman bul" dedi. neyse fazla uzattım. böyleyken böyle. kendini fazla dinlememeye, seni bu duruma getiren nedeni bulmaya çalış. bulmak çözmenin yarısıdır. ayrıca ölümden korkarak, sürekli onu anarak onu erkenden yaşamış oluyorsun zaten. madem kaçınılmaz son bu; yaşayabileceğin her şeyi yaşa ve tadını çıkar.

mutlu günler diler, başarılarının devamını dilerim...

hava almayacak sekilde tum kagitlari seffaf plastikle preslemek geldi aklima. ben hem onu yapar, ustune scan eder bulanikligi azaltici bikac islemden gecirirdim. gerekirse pc ciktisini okurdum.

saç spreyi sık hocam üstüne...
kara kalem resimden sonra böyle yapan bi dayı tanımıştım, daha kalıcı olduğunu söylemişti. Dayının yalancısıyım.

saç spraeyi ilginçmiş, bi ara deniyim ben de.. :)

spray vernikler var bu işler için. karakalem desen çalışmalarında kullanıyoruz. yapı market veya hobi-resim malz satan yerlerde bulabilirsiniz.

kağıt üzerinde pek oynamak istemiyorum ama zira kağıda bir zarar verirsem cidden cok üzülürüm.

böyle şeffaf dosya tarzı olursa daha iyi olur sankim.


* chaosL ve zan altı, dediklerinizi önce kendim bir kağıda dener, olursa mektuba denerim. saolun

ver kırtasiyeciye pvc yapsın mis

scan et sonra da mail adresine kaydet.

kara kalem resimleri filan sabitlemek için kullanılan fixer spreyler var. onlardan al spreyle bi güzel.

çerçevelet

tarayıcıda tarayıp bilgisayara yedeklemeyi unutma.

ucaga verecek kadar cok param yok ne yazik ki.

en ucuzu Alpar Turizm. 35 lira sanırım. Gerçi Has Turizm var o da 36 lira ama geçen gün Has Turizm otobüsünü sınırda tutukladılar, uyuşturucu falan çıktı otobüste. Alpar pek otobüs şirketi gibi değil, amca keki önüne fırlatıyor al lan ye diye ama yine de götürür getirir. Varan ve Metro'dan uzak dur. Gereksiz tonla paranı alıyorlar. Yol 9 saati geçmez. Ama bu aralar gurbetçi akını var, BG'ye girişte sorun olmaz da, çıkışta biraz fazla beklersin sınırda. Geçen 6 ay Sofya'da yaşadım, başka sorun olursa yardımcı olurum.

tren de olması lazım tcdd'den baksana.

kilyos?

o da bir seçeneğimiz evet ama böyle silivri taraflarında falan var mıdır ki acaba?

Kopan parçayı boya satan bir yere götürürsen aynı rengi bulup sadece o kısmı boyayıp bütün duvarı boyamadan sorunu ortadan kaldırabilirsin. Hatta bazı babacan boyacılara denk gelirsen az birşey boya alabilirsin veya boyayı alayım ama rengi gözüme kestiremedim der boyayı nakit olarak alırsın (herhangi bir sorun olursa -renk tutmaması gibi- değiştirebilir miyim dersin) eve getirip kutuyu fazla hırpalamadan kapağından alacağın az miktarda boya ile kapatabilirsin..

kumbeji gibi bir renk galiba.beyaz rengini kır suluboya falan krem rengi bişey sür fondoten :).sadece oysa ev boyanmaz zaten.

bunu icin ev boyanmaz da ev sahibi kil, bunun icin depositodan kesinti yapar. kontratta yaziyor cunku. :/

koçtaş vs gibi yerlerde küçücük miktarlarda bile boya satılıyor olmalı. boyadan bir parça koparmana bile gerek yok minicik zaten.

ama o boşluğa önce alçı çekip doldurmak lazım.

bunun yuzunden kesinti yapan ev sahibini odunla kovalarlar

@2pac gel kovala lutfen :(

kopan parça dökülüp gitti mi ya da bantta yapıştı ve çıkmıyor mu? ben de duvardan bant sökerken o büyüklükte bi parça koparmıştım ama 3 senelik boya olduğu halde yumuşakmış ki olduğu gibi banttan çıkarıp kopan boya parçasını geri yapıştırmıştım. şimdi bakıyorum, yakından bile hiç görünmüyor.

@daysleeper

bazi kisimlari kaldi, bazilari koptu. yani her kosulda bir ariza olarak orda kendisi. :/

acaba üstüne bi kağıt koyup kalıbını çıkarsan sonra evin daha bi görünmeyen köşesinden kalıba uygun boya parçasını söküp boşluğa yapıştırsan?? olur mu ki?

buradaki sorun sizin duvarın zaman içinde kirlenmiş olması, aynı tonu bulmak zor olabilir.

nasıl olsa yeni taşınacak kişi badana boya yaptıracak, ben ev sahibi olsam üzerinde durmazdım.

outletler olabilir. bi de mesela marks and spencer da defolu mallar oluyor ayrı bir askıda, ufacık delik veya görünmeyen bi leke için üçtebir fiyat veriyolar.

beyoğlu iş hanı

İzmirde nerde vardır panpalar??

ben de izmirden soruyorum pisicik. var mi supheliyim. ist gibisi yok

kemeraltı :)

Kemeralti tabi :D orada eli verdin mı kolunu kaptırıyorsun :D

izmir'de semt pazarlarında yok mudur?

Semt pazari ve kemeralti nda dizayn yok iste...evde giymiyorum ben onlari;))) basicaz parayi demek ki dikis bilmiyosak. offffff

aradığınız yer kesinlikle bostanlı pazarı.çarşamba günü kuruluyor,limanda kalan mallar satışa çıkıyor.güzel ama markasız ürünler mevcut.

bostanlı iskelesinin oralardan sorarsanız tarif ederler.pazara ulaştığında tezgahları kurcalamaktan çekinmeyin,aramaya inanın.aradıktan sonra mutlaka zevkinize göre bi'şeyler bulursunuz.

ya ankarada?

fransa-hollanda arasindaki durumu bilmiyorum ama normalde schengen vizesi aldiginizda ilk girisi vize aldiginiz ulkeden yapmalisiniz.
bana biraz sakat gorundu bu is.

fransa vizesi ile ilk giriş olarak ispanyaya sorunsuz girdik..

valla bir miktar sakat o is. simdi herseyden once, hollanda sen fransaya girebilir die vize vermeyebilir, sonucta hollanda'da nereye gideceksin, kimde kalacaksin soracak adamlar. "ben aslinda fransaya gidecegim de hihi :))" gibi sirin bir cevabi da kabul etmeyebilirler.

devamla, esasen schengen vizen olduktan sora girebilirsin fransaya da, ama fransanin seni sokmama hakki da var. boyle garip isler bunlar iste. pasaport kontrolundeki polisin keyfine kalmis oluyosun yani biraz.

eger baska hicbir sansin yoksa deneyebilirsin, ama fransa kapisindan donmeyi de goze almis olman lazim.

@kerem75: ne zaman? yıllar önce filan mı yoksa yeni mi? hacılar, bu riski alırsam ve risk realize olursa maddi-manevi cartayı çekerim. bu bağlamda yönlendirin beni :/

bence oncelikle fransayi zorla, git o IKS nin onunde agla, zirla, yalvar vs ne gerekiyosa yap iste. biletim var yanacak de, makul gerekcelerin varsa soyle, yoksa uydur bisey yap. sana erken tarihe randevu verme insiyatifleri var midir bilmiyorum ama varsa bu cesit duygu somuruleri belki ise yarayabilir.

eger o is hicbir sekilde olmuyorsa ve o tarihlerde kesinlikle fransada olman gerekiyorsa, yani o derece bir zorunluluk varsa da, riski goze alip hollanda deniyebilirsin. ama goze alman sartiyla. sonra burda gelip cemkirme, sizin yuzunuzden geri dondum diye :)

ilk schengen mi? şayet ilkse konsolosluk farkı gözetmeksiniz yüzyüze görüşmeye gitmek gerekiyor. ilk kez alacaksanız aracıların söylediği doğru değil.

@pyro clustic flow:yok, önceden var bi tane geçen yıldan. ama parmak izi vs. almamışlardı, yunanistan'da öyle bi uygulama yoktu. ama mesela fransa'da varmış. hollanda'yı hiç bilmiyorum.

@fengari: abi ben zaten aracıyı o yüzden soktum araya, iks'den erken randevuyu koparsa koparsa bu koparır diye. 18.08.2011 yazıyo web sitesinde, hayatta vermezler fr randevusu 20 gün öncesine (bana 01.08'e filan lazım en geç).

normali ilk giris yapacaginiz ulkeden vizeyi almaktir. ancak ben daha once 5 kere almanya'dan vize alip yunanistan'dan giris yaptim. hicbir sikinti cekmedim. ama sunu da her zaman aklinizda bulundurun, vizeyi fransa'dan almissaniz bile, fransa sinirinda sinir polisinin sizi ulkeye almama hakki var.

ya benim anlamadığım, bu adam fransa rezervasyonlarıyla hollanda vizesini nası alıcak? kendine çok güvenir vaziyette konuşuyodu ama... sizce evrak dosyasından bunları ayıklamak gerekir mi?

bir kere hollanda vize konusunda çok sorunlu bir ülkedir, fransa'dan kolay vize veren bir schengen ülkesine rastlamadım.
ikincisi ilk giriş yaptığın ülke fransa ise ve sende hollanda vizesi varsa, neden fransa'ya girmedin diye sorabilirler (havalimanında), sen de planlarım değişti, vs diye cevp verebilirsin gerçi. ama var böyle bir durum.
üçüncüsü hollanda vizesi için mekan (otel) rezervasyonu filan göstermen lazım bu adamlar bu işi nasıl halledeckler acaba?
sen ankara'da yokken seni mülakata çağırabilirler.
hollanda en zor vize veren ülkelerden biri, belki de avrupadaki en zorlusudur. vizen reddedilirse ağlarsın çok. fransa ile devam etmeni tavsiye ederim

@hier kommt die sonne: turistik vize & ankara. web sitesinde 18.08 diyor. istanbul'dan bahsediyorsunuz siz sanırım. turistiği mi veriyodu ertesi güne? vay arkadaş.

@african rain: ölümcül darbeyi vurdun. bunlar aracı şirket filan ya, kendileri rezervasyon filan mı hazırlıyolar acaba, bilemedim.

yakarım orayı yakarım, iki kere aradım. 8 ağustos demek istemiş olmasın? ya da arada iptal olan randevuları arayanlara şutluyo olabilirler mi?

mevzubahis hollanda olmasaydı sorun olmazdı. zira hollanda seni davet eden kişinin dıdının dıdısını bile soruşturabiliyor. söyle bir tur bulup araya sıkıştırsınlar seni, olmadı teslim ederken evraklarını söylesin vize memurlarına yaparlar bir güzellik o kadar da robot değiller. hatta sen de git evrakları teslime kendin belirt. yalnız acele et kendin mi gideceksin şirketle mi devam edeceksin... konsolosluk "bu süre içinde veremem" diyene kadar fransa'yı kovalardım ben olsam. bu arada hollanda'dan da randevu al ki vakit kaybetme.

@hier kommt die sonne: sabah ilk işim iks'yi aramak olucak zaten hocam. ben 3-4 temmuz'da aramıştım, 9 ağustos'a verebiliriz demişlerdi. bunlar anladığım kadarıyla boş slot dolduruyolar, bakalım, kısfmet... :/ hayır benim anlamadığım, 3 temmuz'dan beri vize koşturuyorum, bana vermiyolar bari acente sokiym araya dedim, o da beceremedi, bu durumda ya ben çok bahtsızım ya siz çok şanslısınız :)

@african rain: hollanda'yı şimdilik unuttum zaten african rain, çok pis IKS gazına geldim, onu tırmalıycam. fransa olmazsa da tatil parasıyla Mamak-IKEA'ya gidip bir-iki mobilya alayım diyorum.

Sonuç: IKS Nuh dedi ancak peygamber demedi. @hier kommt die sonne, senin tecrübeni aktarıp "ben de sizi sık sık arasam arada ek slota denk gelebilir miyim?" diye sordum, ona da "siz iki kişi için randevu istediğiniz için ihtimaliniz çok düşük, ek slot açılsa bile iki tane aynı anda açılmaz," şeklinde yanıt alıp hayallerimi bir sonraki bahara erteledim...

Sonra pasaportlarımı almaya bu firmaya gittim; artık tatil parasını başka bir mecrada çarçur etmeyi kafama koymuştum. Benim dosyamla ilgilenen adamı bulamadım, bir süre dosyayı aradılar, bu sırada bu aramayı yapan şahıs bana işimin neden hallolmadığını, hangi ülkeye gidecektim de gidemedim, bunları filan sordu. Sonra dosyayı elime verip uğurlamıştı ki birden seslenip "ya ben bi telefon ediym, bekler misiniz?" dedi. bekledim, adam bana dönüp "sizin randevu işini ayarlıyoruz," dedi. I was like "huh1?1" En Mülayim Sert tavrımla "bu vakitten sonra gelen randevunun ben anca..." diyecektim ki neşe içinde sokağa vurdum kendimi. Emeği geçene herkese teşekkürler, emeğe saygı B)

samsun'da telefirik var gayet hoş ona binin.

trabzon'da sürmeleye kesin çıkın. uzungöl'de balık yiyin.

rize'de ikizdere'ye gidip rifting yapabilirsiniz.

7 günde biz sadece artvin-rize-trabzonda yapmistik kamplı otostoplu. suraya buraya gidin diyemem de yegane tavsiyem spontane olun. arabasina bindiginiz kisi mesela köyüne götürsün sizi.
rize'de geçirecek 2-3 gününüz varsa kavruna çıkın bide, çamlıhemşinde Doğa Otel var sahibi İdris Amca (kime sorsanız bilir) orda bi gececik kalın.

@turuncubalik aynen senin söylediğin gibi plansız olsun istiyoruz ama bir yandan da plan yapmadan huzursuz oluyoruz.işte gidebildiğimiz yere kadar...

Agustos sonu gibi biz de gitmeyi planliyoruz. Bizimki de planli birsey olmayacak. Ama biz Batum'u da dahil etmek istiyoruz ki internette Batum'u cok ovuyorlar.

Demem odur ki, Artvin'e kadar gidecekseniz, Batum'u da dahil edin.

batum için vize pasaport ne istiyorlar???

Gürcistan'a pasaport istenmiyor kimlik ibrazı yeterli

burada 3 tane Karadeniz gezisi var, sizin için tam turu seçtim : Kefken - Batum arası.
www.fotografligezirehberi.com

ekleme: ramazanda Karadeniz'de açık yer bulmak zor oluyor. buluyorsunuz da pek gönlünüze göre olmuyor, atıştırmalık geçiştirmelik takılmak zorunda kaldık, bilginiz olsun. ( 1 ağustos dan itibaren kompile ramazan bu sene)

@pyro çok güzel. ramazan olması dolayısıyla bizim de çekincelerimiz var ama başka uygun zaman olmadığı için mecburuz. atıştırsak da olur artık naapalım.

doğu karadeniz'i karış karış gezin. artvin'i unutmayın.

tükanlarda ve internette bir sürü yoga dvd si filan var. bilmem tek başına yapmak işe yarar mı evde.

yoga pek bildiğiniz gibi değil. epey bir kondisyon gerektiriyor. bir hareket yapayım da o harekette 5 dakika durayım filan yok, hareketler 30ar saniye ara ile ardarda yapılıyor :)

meditasyonu her yerde her zaman yapabilirsiniz. yoga ile karıştırmamak lazım.

yoga için de meditasyon için de bir öğretmene ihtiyacın olacak. en azından aşina olabilmek için kitap ve yazılar okumakla başlayabilirsin. osho'yu tavsiye ederim, nacizane. yoga içinse dvd vs seyredebilrisin ama yoga esnasında car car konuşup "şimdi şu hareketi yapıyoruz"cu yavan amerikan programlarından uzak dur, zira sessiz kalmak önemlidir.

www.google.com.tr


içsel yolculuk videolarını mutlaka izle

www.youtube.com

Yoga, hindistan’da ortaya çıkan fiziksel, zihinsel ve ruhsal bir uygulamadır.yoga ile ilgili ürünler almak için www.mitr.com.tr ziyaret ederek alışveriş yapabilirsiniz.

Sayisini unuttugum sayida meditasyon egitim ve inzivalarina katilmis biri olarak sunlari soyleyebilirim:yoga, gunumuzde cok buyuk genellikle sadece egzersiz olarak yapilir, meditasyona yardim eder, Sabit otururken sirtiniz falan daha az agrir. Yoganin spirituel kismini sistematik olarak yapan ben pek rastlamadim. 
bu sebeple size meditasyon oneririm, budizm, herhangi bir dini inanc olmadan, hayattakli temel tatminsizlik ile meditasyon araciligi ile basa nasil cikilir adim adim aciklayan bir yontem. 
meditasyon ne yapar da hayattaki temel tatminsizligi ortadan kaldirir, ilk olarak kafamizdaki dusuncelerden bagimsiz olabilmenin yolunu acar, ve gelisen farkindalik sayesinde varolusa derinlemesine bakarak varolan her sey nedir, nereden gelir sorularina cevap arar. bu sorular budist pratik dahilinde kisisel farkindalik ile deneyimlenebilir. 
meditasyona nasil baslanir, evde baslanir. ogretmen de size metod anlatacak, evde oturur her gun siz pratik yapacaksiniz. isterseniz istanbulda tavsiye edebilecegim 1-2 grup var.
meditasyon nedir, ilk basta farkindaliginizi tek bir obje uzerinde tutmak ve zihnin oradan oraya ziplamasini engellemek ile baslar. 
bu iyi bir baslangic videosu
www.youtube.com
ben istanbulda bir budist hocanin dersleri ile basladim, yakin bir arkadasim ise headspaceden basladi. Bu ikisi de kotu yontemler degil baslamak icin. Insight timerda da bir suru farkli budist geleneklerden yonlendirmeli meditasyonlar var.Online budist komuniteler var guzel, buralara katilmak, buralarda konusulan kaynaklari okumaya baslamak, bu sekilde bilgi seviyesini arttirirken aklina takilan yerleri tecrubeli kisilerle konusmak, ve butun bu anlayisi meditasyon ile deneyimlemek en dengeli ve dogru olan yol. Meditasyona baslamak icin onerecegim en kolay yol, nefes sayarak baslamak. Internetten veya youtubeden meditasyon posture, nasil meditasyon yapilir vb anahtar kelimelerle arayin ve dogru posture ogrenin. Zazen posture veya Seven-point posture of Vairochana diye de arayabilirsin, ikisi de ayni postur asagi yukari.Bu postured oturduktan sonar yavasca nefes aaaaal, nefes verirken biiiiir, nefes aaaal, nefes verirken ikiiiiiiiiii, nefes aaaaal, nefes verirken uuuuuc diye 10a kadar say, tekrar 1e don. Konsantrasyon yetenegin gelisene kadar birkac ay bu yontemi kullanabilirsin. Ilk birkac ay 20-30 dk arasi oturmani ve her gun oturmayi aliskanlik haline getirmeni oneririm. Meditasyon ogrenmesi kolay, inceliklerini ogrenmesi zor, bu yuzden tecrubeli kisilerle devamli kontakta bulunmak ve ipuclari almak onemli. eger ciddi ciddi ugrasmaya niyetin varsa benim takip ettigim 3 kaynak var
telegram: t.me

Discord: discord.gg 
discord.gg 

2,5 ay evvel kapıya sıkıştırdığım tırnağım hala mor ve duruyor. birkaç gün evvel tırnak sanki ayrılmaya başladı alt tabakadan ama henüz düşme yok. biraz uzun sürüyor anlayacağın.

teşekkürler, ağrı ne kadar sürüyor peki?

ilk sıkıştırdığımda nefesim kesilmişti ağrıdan çok hızlı kapadım kapıyı çünkü. birkaç gün içinde azalarak bitiyor ağrı sadece kuaför tırnağı gibi boyalı bir tırnak kalıyor başka da sorun olmuyor.

1 aya falan yavaş yavaş oynamaya başlar tırnak bu arada da alttan yenisi gelir zaten siz de dokunduğunuzda acımycak kıvama geldiğinde pıt diye çekersiniz, kopar gelir.

benim de halısahada yediğim tekmeden başparmak tırnağım tamamen morarmıştı. ağrısı 4 - 5 güne geçmişti hatırladığım kadarıyla. sağlık ocağında bir krem vermişlerdi morarmayı azaltması içindi sanırım, ama ağrı için de olabilir tam emin değilim, adını da hatırlayamadım gerçi. zaten pek de kullanmamıştım. ağrı geçene kadar yattım, ayağımı da biraz yüksekte tuttum.

herkes düşer falan demişti ama hiç düşmedi. biraz zorlasam düşecek gibiydi ama ellemedim hiç. morluğun tamamen kaybolması için de haliyle tırnağın tamamen uzaması gerekti, bu da yaklaşık 6 ay sürdü. geçmiş olsun.

cok yakin zamanda tirnagimi bir yere sikistirip, ortadan ikiye boldum. kan revan seklinde, acillik bir vaka idi; yani morarmadan daha kotu durumdaydi. ancak o bile bir hafta icinde gecti, su anda tirnagimin yarisi yok ancak aci da sifir. once bandajlarla, sonra medikal dukkanindan alinan plastik minik parmakla korudugum kirik tirnagimi; su anda yalnizca tek yara bandi tutuyor. bu arada onceden birkac tirnagimi da dusurmus, yeniden cikarmistim; onlarin da acisi az ancak yeniden uzama sureci oldukca uzun.

ozet: aci en fazla birkac gun suruyor. tirnak dusse bile.

gavur amı gibi yanıyor tabiri tam bu havaya uydu.

bir antalya değil.

sıcak.. ama öğlen saatlerinde dışarıda oturulmayacak gibi değil.

sıcak - çok sıcak arası.

Hımm, bünyeden bünyeye değişiyo demek.
Lütfen enformasyona devam

28-29 derece şu an.

hafif nem de var o yüzden bok gibi. yani 2 dakka iş yapsan şıpır şıpır terliyosun ama iş güç yoksa yayıl yayılabildiğince.

topkapı'dayım. çok fena sıcak.

allah'tan rüzgar var yoksa yarra yering marka içkiler belediyeden bedavaaaa!!!

levent'teyim dışarısı çok sıcak, çok çok sıcak

hayır çok çok çok sıcak değil. geçen sene bu zamanlar nemden oturdğumuz yerde terlerdik. şimdi hiç ööle bişi yok. nem%50 seviyesinde. bu çok çok sıcak diyenler çok sıcak görmemiş.

bodrum'dan yeni gelen ve gunesin etkili saatlerinde gunes altinda biri icin bile cook sicak.

sıcaklık olarak antalyanın yanına bile yaklaşamaz daha dün antalyadan geldim ve istanbul rahat normal geldi, ama ne hikmetse antalyanın sıcağı çok güneşi fena yakıyo terletmiyo, istanbuldayım şu anda yazarken bile her yerime kadar ter içindeyim antalyadan daha serin olmasına rağmen fena terliyorum kafamdan s.kime hatta g.t deliğime kadar terledim affedersin :D

ben de kalktı diye biliyorum. ama bana ne olur ne olmaz yayınlatın eğer öyle bir durum olduğunda mahkemede elinizde delil olsun demişlerdi.

emniyete gidip kaybolduğunu bildiren bir dilekçe vermeniz gerekiyor.

pasaport için yurtdışındaki yabancılar polisinden çaldırdığına dair aldığın belgeyi emniyet müdürlüğüne (merkeze-istanbul'daysan fatih'e) götürüyorsun.

kamera ,baktıgın açı sen farkında olmadan boxın,duvarın vs. bişilerin içinde kalmış olabilir.zoom out,zoom in yapıp tekrar dene bence.

yani render etmek istediğim sahneyi görüyrorum ama simsiyah bir tülün arkasından, diye düşün. duvar sorunu değil yani. render abadını da en küçüğüne getirdim yine aynı.

render dediğin sktechup ın kendi jpeg verme olayı mı, harici bi motorla mı alıyosun?

@kelimeoyunu: vray'i kurmuştum sketch up'a onunla alıyorum. jpeg olarak bir ekran çıkartıyor ya hani ondan bahsediyorum.

ben artlantisle alırken başıma gelmişti de, direk skp dosyasını artlantiste açınca çözülmüştü. ortam ışığıyla ilgili bişeydi, güneş falan filan. vray i bilemiyorum ama.

shutter speed falan? Sketch up bilmiyorum ama v ray'de var
ISO?
F?
Iso yu kaldır
Shutter speed'i düşür.
edit: Düşür demişim pardon
1/10000 falan ise 1/100 falan yap

@benlik: shutter speedim 200; iso:100; f:8, exposeure işaretlşi, vignetting işaretli değil, type still camera. ben kamera yerleştirmeden ekran üzerinden sahne belirleyip render alıyorum. onunla ilgisi olabilir mi?

siyah bir perde gibi karanlık çıkıyorsa lens yeterli ışık almıyor demektir.
Sketch up kullanmadım ama;
Shutter speed 1/10
Iso 800
Eğer fazla parlak çıkarsa Iso yu düşür, düşürmene rağmen bulanık çıkarsa shutter speed'i düşür.
Hiç olmazsa Ortama bi ışık ekle.
Ha birde eğer ayarlarda "default light" tiki kaldırılık ise render alamazsın zira sahnede de ışık yokmuş.

naked chef www.jamieoliver.com

klasiktatlar.blogspot.com bildiğimiz yemekleri püf noktalarıyla tarif ediyor.

Bu ne ya! Görmemişim ben bunu. Uyduruktan da olsa bir hayvanları koruma kanunumuz var. Ona göre:

Madde 10 - Satılırken; hayvanların sağlıklarının iyi, barındırıldıkları yerin temiz ve sağlık şartlarına uygun olması zorunludur.
Ev ve süs hayvanlarının üretimini ve ticaretini yapanlar, annenin ve yavrularının sağlığını tehlikeye atmamak için gerekli anatomik, fizyolojik ve davranış karakteristikleri ile ilgili önlemleri almakla yükümlüdür.

Madde 14 - Hayvanlarla ilgili yasaklar şunlardır:
c) Hayvan bakımı eğitimi almamış kişilerce ev ve süs hayvanı satmak.

Bunların az da olsa idari para cezaları da var. o yerin en büyük mülki idari amiri uygular diyor. Lütfen bu hükümleri de uygulamaya sokalım, valiliğe de şikayet edelim. Ah o adamı o kafese koymak lazım aslında ama işte biz yine de ama yasal yollardan engel olalım, cezasını çektirelim.

Madde 28-
Bu Kanun hükümlerine aykırı davrananlara aşağıdaki cezalar verilir:
g) 10 uncu maddede belirtilen hayvan ticareti izni almayanlara ve bu konudaki yasaklara ve yönetmelik hükümlerine aykırı davrananlara bin Türk Lirası idarî para cezası.

k) 14 üncü maddenin (a), (b), (c), (d), (e), (g), (h), (ı), (j) ve (k) bentlerine aykırı davrananlara üçyüz

Türk Lirası; (f) ve (l) bentlerine aykırı davrananlara hayvan başına üçbin Türk Lirası idarî para cezası verilir. Kesilmiş ve canlı hayvanlara elkonulur.

ve uygulama:
İDARİ PARA CEZASI VERME YETKİSİ

Madde 25 - Bu Kanunda öngörülen idari para cezaları bu Kanunun 17 nci maddesinde belirtilen denetime yetkili merci tarafından verilir.

DENETİM

Madde 17 - Bu Kanun hükümlerine uyulup uyulmadığını denetleme yetkisi Bakanlığa aittir. Gerektiğinde bu yetki Bakanlıkça mahallin en büyük mülki amirine yetki devri suretiyle devredilebilir.

şu şekilde bir mail attım, umarım katkısı olur.
i.imgur.com
ekteki foto bu duyurdaki fotoğraftır.

elxa numarası yazmıyo, seher petshop adı sana gönderdiğim öteki resimde olduğu gibi bi de senin de gördüğün gibi kocaman vcd'ci tabelasının altına ufacık petshop eklemişler.

il müdürünün adı ali rıza balkan'mış
kayseri.cevreorman.gov.tr
sözlüğe hakkında entry ler girerek de (olumsuz demiyorum dikkat çekmek amaçlı) misal
"şu olayı görmezden gelmeyeceğini düşündüğüm müdür" gibi. birilerinin dikkati çekilebilir diye düşünüyorum.

Kayseri Valiliğine
Kayseri

Mustafa Kemal Paşa Bulvarı Barış Manço parkı yanında (tam adres olursa süper olur) yer alan X VCD dükkanı, Seher Petshop tabelası asmak suretiyle dükkanda yer alan ev ve süs hayvanlarını uygunsuz bir şekilde satmaktadır. Ekte bu duruma ait görüntüler yer almaktadır.

5199 Sayılı Hayvanları Koruma Kanunu 10. maddesi uyarınca hayvanların satıldıkları yerlerde koşulların iyi, barındırıldıkları yerin temiz ve sağlık şartlarına uygun olması zorunludur. Bununla birlikte ev ve süs hayvanlarının ticaretini yapanlar, hayvanların sağlığını tehlikeye atmamak için gerekli anatomik, fizyolojik ve davranış karakteristikleri ile ilgili önlemleri almakla yükümlüdür. Adı geçen Kanunun 4. maddesi de hayvan bakımı eğitimi almamış kişilerin bu tür hayvanları satmasını yasaklamaktadır.

5199 Sayılı Kanunun denetimi, aynı kanunun 17. maddesi gereğince Bakanlığa ve mahallin en büyük idari amirine verilmiştir. Bu nedenle valiliğinizce söz konusu adreste denetleme yapılarak sayılan uygunsuzlukların tespit edilmesini ve akabinde 5199 sayılı kanunun 28. maddesinde sayılan cilgili cezaların söz konusu işletmeye kesilmesini; buna ek olarak 4982 Sayılı Bilgi Edinme Kanunu kapsamında tarafıma bilgi verilmesini saygıyla arz ve talep ederim. TARİH

İsim İmza

Adres:
Telefon:

dava açma değil, idari prosedür işletilmeli. Kayserideki arkadaşlar aryıca bu dilekçeyi de sunabilir mi? En başına ACİLDİR şeklinde de bir ibare konulsa çok güzel olur.

kayseri çevre orman'ı ben de aradım. Bana dedikleri şu: "olayla ilgileneceğiz". Eyvallah dedik bekliyoruz. 2 gün daha bekleyeceğim, bir düzelme olmazsa bir daha arayacağım. gayserili gardeşlerden de ricam alo 153'ü gerekirse aramaları.

ilgileriniz icin tesekkür ederim il cevre orman sanırım ilk kez bu kadar şikayet dolu bi gün yaşamıştır, gereğini yapacağını söylüyorlar, takipçisiyim yarın da bişeyler değişmemiş olursa yazılı başvuru ve medya yoluna da başvuracağım, yine de aramaya devam edersek hayvanların sağlığı için hızlı hareket edilmesini sağlayabiliriz.

eğer bi iki gün içerisinde somut gelişme göremezsek, erişebildiğimiz her yerde resimleri yayınlatalım. Facebok olsun, inci olsun. felan fişman.

ben de şikayet maili attım ve ayrıca haytap gruplarına da link gönderdim.. umarım bir sonuç alırız :(

Kayseri'de yaşayanlar Kayseri'nin yerel televizyon kanallarını da arayabilir. Olayla ilgilenirlerse çok daha kısa sürede çözülür diye düşünüyorum.
(TV Kayseri'de bir tanıdık var, ona mail attım, inşallah ilgilenir de sorun çözülür.)

oha, neymiş bu böyle..gerçekten böyle mi duruyor bu hayvancıklar?
tam olarak hangi numarayı arayacağız? ve kimle görüşeceğiz, ali rıza balkan'la mı?

hayvanları bu şekilde ticari bir mal olarak ördüğüm zaman tüylerim diken diken oluyor . Ve insanlıktan çıkıp çok sadistçe şeyler düşünüyorun onları bu hale getirenler hakkında . Lütfen Elimizden ne eliyorsa yapalım .Onlar bizim en iyi dostlarımız . Hiçbir karşılık beklemeden sevgilerini gösterebilen bu canlılara .Yapılacak hertürlü kampanyada , protesto da , imza da , maddi - manevi bütün destekte varım .
Göndermiş olduğunuz linke bende mail attım . Duyarlılığınzdan ötürü çok teşekkürler .

iletişimde verilen numarayı arıyoruz, onlar yönlendiriyor, çok ayaküstü bi yer rahat resim çekemiyorum, keşke kayseriden birileri daha olsa da, onlar da görse olayı.

Kayseri'deki hayven severler derneği üyelerine bildireceğim, onlar dava da açabilirler.

halk da biraz tepki göstermişe benziyor. kediciklere yeni kafes almış. daha büyükçe yerlere yerleştirmiş. her gün akşam yemek getiriyor,suyunu eksik etmiyor. ama bu demek değildir ki kherşey füllük gülistanlık. ama yine de her halükarda kedicikler biraz daha rahatlar diyebilirim. etraftaki veletler sürekli onlarla oynuyor filan.

işin garip tarafı kediler cins değil. şu an temmuzdayız. kediler mart-nisanda genelde çiftleşir. haziran gibi de gebelikleri bitiyor. yani bu kediler tahminim 2-3 haftalık. sahipsiz bulup toplamışlar, veya düşünmek istemiyorum ama annelerinden koparmışlar belki de. kedi yavruları en az 2 ay anneleriyle vakit geçirmeli. yoksa psiokolojileri bozuluyor hayvanların. Yine de şerh koyayım, eğer sahipsiz yavru kedilerse bunlar, 5 tlye çoluk çocuğa satıyorlar hiç değilse. yok eğer analarından ayırıp almışlarsa... ne desem az.

Yine de içinizi biraz olsun rahatlatacaksa, fotoğraftaki gibi o kafesin içerisine sıkıştırılmış 10 adet kedi yavrusu artık yok. daha geniş kafeslerde 3er dörder kedi var. su ve yemek problemleri yok gibi görünüyor şu an.

Başvuru Tarihi: 12.07.2011 11:41:48 / Başvuru Sayısı:640433
Başvurunuzu bu tarih/sayıyla takip edebilirsiniz.

Dostlar,, cevap istiyorum seçeneğini muhakkak işaretleyin. Yoksa kaale almayacaklardır. Bir de o metni yazarken eke resim koyabiliriz diye düşünmüştüm ancak internet üzerinden böyle bir imkan söz konusu değil. İnternetten yollarken resim ektedir kısmını çıkartabilirsiniz.

bu arada ben gönderdim ama bana başvuru sayfası geri geldi. akyıt no falan çıkmadı. sistem hatası mıdır, herkeste çıkıyor mu?

en altta yazıyo numara, başvuru sayfası aynen gözüküyor gönderdikten sonra evet.

@vampir: en altta küçük de olsa başvuru takip no'su var ve evet başvuru sayfası ile birlikte çıkıyor.

çıkmadı bende sanırım. neyse bir daha yollayayım.

bu arada, hocam fazla egon var mı, eke de resimleri koyarak valiliğe elden (evrak giriş numarası alarak) ıslak imzalı dilekçe sunabilir misiniz? En sağ köşeye ACİLDİR de yazın lütfen...

çıkmadı bende sanırım. neyse bir daha yollayayım.

bu arada, hocam fazla egon var mı, eke de resimleri koyarak valiliğe elden (evrak giriş numarası alarak) ıslak imzalı dilekçe sunabilir misiniz? En sağ köşeye ACİLDİR de yazın lütfen...

:( yolladım dilekçeyi nasıl insanlar bunlar ya

ben de dilekçe gönderdim hemen duyuruyu görünce.
babamın da bir tanıdığı olcaktı orda yanlış bilmiyorsam hemen kendisine de haber vereceğim.
olmadı belediyede falan tanıdıklar var onlardan da yardım isteyebilirim sanırım. bilmem etkisi olur mu ama

@elxa, fotograf ekleme yeri yok ne yazık ki. ben denedim olmadı.

@nen belediyenin muhakkak etkisi olur ben de daha yeni veteriner işleri müdürüyle görüştüm belediyenin ilgileneceğini söyledi.

hocam şimdi belediyede bulunan tanıdığa hbr ettim.
üstüne düşcek bu olayın.

babam da olmadı gidip konuşayım adamla dedi ama ben pek sıcak bakmadım o olaya :(

az önce belediyedeki tanıdığım geri dönüş yaptı bana. ne yazık ki bu konular onu ilgilendirmiyor öyle olsa hemen çözerdik sanırım bu işi.

hayvan sağlığı müdürlüğünden daha rahat çözerseniz dedi işi. oranın şube müdürü varmış fahrettin yalçın bey onun numarasını verdi 0352 240 9771. olayı bir de ona iletin, daha hızlı bir aksiyon alınır konuyla ilgili dedi.
kendisi de arayacakmış onu, merak etmeyin arkanızdayım dedi.

teşekkürler elxa, ulaştığın kişilere numaramı verebilirsin, aksam hayvanlar ordaydı hala yarın degisir umarım.

0352 240 9771 bu numarayı şimdi aradım. Santral bir kadına aktardı. Kadın ısrarla sormama rağmen ismini söylemediği o ilginç. Her neyse. Dükkana gidildiğini ve olayın çözüldüğünü söyledi. Nasıl bir çözüm bulunduğunu ve bu adamlara nasıl bir işlem uygulandığını sordum. "Oldu hadi iyi günleerrr" diyerek telefonu kapattı.

ekleme: Bu da elxa'nın verdiği linke (basbakanlik.gov.tr) yaptığım başvuru;
Başvuru Tarihi: 13.07.2011 11:18:22 / Başvuru Sayısı:645560

Elxa, nasıl adamların eline 2 dilekçe geçmiş ya? Hepimizde takip numarası var (ki ben emin olamayınca bir daha gönderdim).

HFEV, dostum sen valiliğe elden teslim ettin mi? hiç bir bilgi okuyamadım bu konuda. internet sistemi malum işte.

elxa anladığım kadarıyla valiliğin bilgi edinmesinden bahsetmiş, çoğun başbakanlığın bilgi edinmesine başvurdu ben de dahil, yok eğer valiliğe de başvuru ikiden fazlaysa valiliğin hatası vardır, bugün dohayko kayseri temsilcisine ulaştım gelişmeleri takip ediyorum, güzel haberler vermek umuduyla, valiliğe bizzat bugün gidecektim hilal hanıma ulaşana dek ondan haber bekliyorum olmadı yarın kesin gidicem.

1- il tarım müdürlüğü ceza kesecek

2- belediye ruhsata aykırı satış yaptığından ceza kesecek

3- il çevre hayvanlara kötü davrandığı için ceza kesecek

Abi bi de haysev derneğine mail atabilir misin? www.facebook.com facebook adresleri burada, bu konulara çok duyarlılar. zaten binlerce kişi var sitede, kaç tane insan dilekçe yolluyor. sessizkalmasuçaortakolma ya da bakmanı öneririm. ben de dilekçe gönderiyorum şimdi

ben ilk gün hayseve mail atmıştım. cevap gelmedi, bir harekette de bulunmadılar.

selam dün öğleden sonra ve akşam kediler orada yoktu, bugün de emin olunca ve nasıl olduğunu anlayabilirsem burayı editleyeceğim.