1500 tlye telefon kalmadı sanırım.

Lenovo P2 var sanırım o fiyatlara uzun sarjı giden.

www.sahibinden.com

IMEI atılmış telefonlar ama sorun yaşamazsın. Ben de bu şekilde kullanıyorum son 3 telefonumu.

general motors gm 20 vardı. sanırım 1650 tl civarında

general mobile gm20 4/64 gb 1600tl civarı. pili şarjı kamerası gündelik işler için gayet iyi.

3000 falan, gta5 falan, grafik falan, tasarım falan (:
olmaz.

Şu saydıklarını yapması için en azından 1050ti gibi bir ekran kartının falan olması gerekiyor. Bugünün kurları ile 3000 lirayı kastettiysen o iş çok zor :(

3000'e alacağın bilgisayarla sadece grafik ve tasarım programlarının bir kaç sürüm öncesini kurarsın. onda da render falan girecekse işin içine zor ya

hocam cok moral bozma
1050 illa sart degil
ama alabilirsen 1050 ekran kartlı makina al
senin isini yıllarca gorur

www.amazon.com.tr
Full hd, mx 150 ekran kartlı, 256 ssd 3300tl. Bu bütçeye alabileceğinin en iyisi kaçırma. Mx 150, gtx 1050 performansına yakın sayılır aşırı yüklemenmezsen iş görür.

3000tl civarına mx150 ekran kartlı full hd makineler kampanyadan filan satılıyor. Takip et özellikle donanimhaber sıcak fırsatlar bölümünü. Daha iyisi o paraya zor.

www.hepsiburada.com
Şu 3200tl 75 de bonus kampanyası var tek problem full hd degil ve ssdyi sen takarsın.

Bu kadar karamsar olmaya gerek yok. 5 yıllık Acer laptopumla Dirt Rally, GTA 5 gibi oyunları oynuyorum. Oyunları ultranın ultrasında oynamak gibi bir amacım olmadan low ayarlarda oynuyorum. ama illa ultra'da oynayacağım (ya da high) diyorsanız en az 5000 tl gözden çıkarın. aşağıda bu örnek mevcut:
(git: www.hepsiburada.com)

dediğim gibi 3000 tl bandında iyi laptoplar da mevcut(oyunları medium-low'da oynatır, iş bilgisayarı olarak rahat kullanılır).

son olarak, oyun oynamak veya güçlü grafik kartı gerektiren programları kullanmak için masaüstü toplamak mümkün. bugün 7000-8000 liraya alacağınız laptop ile 5000 liraya toplayacağınız masaüstü aynı performansı verir(klavyesinden monitörüne kadar bu fiyata toplanabiliyor)

alabileceğin en iyi laptop @karaciğer'in attığı

2. El al o paraya iyi bir şeyler bulursun. 1050ti minimum alman gereken ekran kartı olmalı. 1050 olmaz. 1050ti bile rezalet ama hadi idare etsin diyerekten.

elinizde netflix ve blutv varsa ayrıca bi platforma daha para vermeye gerek yok bence. yani çanak yeter.

dsmart öneriririm. 24 kitchen sadece orada var. ayrıca bbc earth ek paketle güzel. ama superonline kullanıcısı iseniz, tvplusu öneririm hem s sport hem s sport 2 hem bundesliga vb belgesel kanalları geri sarma ileri sarma anlamında baya iyiler.

@teritori
evet ama işte olmayınca da olmuyor. eve teyze, enişte, akraba vb gelince tv talep ediliyor (:

tivibuda da 24kitchen, bbc earth vs. var. turk telekom mobil aboneliğiniz varsa indirimli tivibu alabiliyor olmanız lazım.

Netflix ve Blutv'ye ilave olarak illa ulusal kanallar izlenmek isteniliyorsa telefon operatörünüze göre Turkcell Tv+ veya Vodafone Tv'de alabilirsiniz. Ayda 5-10 lira bir şeydi bunları izlemenin bedeli...

dsmartın internet ve tv paketleri fiyat performansı en iyi olanlar şu anda, belgesel-spor kanalları da yeterli diyebilirim.

tivibudan her türlü uzak durun ama.

Tivibu kullanıyorum. Aylık 3 lira.
Aylık 1 liraya kullanan tanıdıklarım da mevcut.
Bu fiyata muazzam kanallar var.
24 kitchen Tivibu'da var.

herkese teşekkürler, sanırım iptv işimizi görecek.

Ilki lufthansa
Ikincisi thy

Ayni degil

İkisi de Star Alliance üyesi, birinde biriktirdiğin milleri bir diğerinde kullanabiliyorsun.

@tutesh

Hayir, bu dogru degil. Lufthansa cogu thy milini saymiyor (sadece bazi siniflari sayiyor) ve kendi millerinin thyye sayilmasina izin vermiyor.
Birbilerinin yerine tam olarak gecmiyolar yani.

hesaptan para çekmiyor, 2. aydan itibaren para çekmeye başlıyor.

İlk ay hesaptan para çekilmiyor. İlk faturalandırma gününden, yani üyelik başlangıcının bir ay sonrasından, önce iptal ederseniz para ödemiyorsunuz.

Hayır. Kredi kartı bilgisini veriyorsun. İlk ay para çekmiyor. Satın aldıktan 30 gün sonra eğer hala iptal edilmemişse parayı kesiyor.

Yalnız aynı cihazda birden fazla ücretsiz kullanım yaparsan bunu tespit edip ücretsiz kullanım hakkını donduruyorlar.

Özetle: üye olurken kredi kartı bilisini verin. Üye olduktan sonra hemen iptal etseniz dahi 30 gün izlemeye devam ediyorsunuz. O yüzden 4K versiyonunu seçebilirsiniz.

çok korkuyorsan sanal kart oluştur öyle aç üyelik

aklıma ilk şu geldi :D

giphy.com

niye böyle bişey yapıyosun?

niye yapıyorsun +1? garip şeyler çağrıştırdı bende çünkü.

Ortam loş masa karanlık olsun, kendi bardağına azck doldurursun ona fazla.
İçini göstermeyen shot bardakları kullanabilirsin

Var bi sebebi, tecavuzcu coskun muamelesi yapmayin yav,karsi cins degil zaten.

ya kusarsa çok içen taraf ? herşeyi düşünmek lazım.

Kendine az koy ve bardağını daha çok tuza bandır ki boşluk hissedilmesin.
Önce karşıdakine doldur o içerken hemen kendine koy ve içerken dibinde biraz bırak tamamen fondipleme.
bu şekilde 4 taneyi hızlı hızlı için tahmine göre o tam dolu 4 sen 2 tane içmiş olacaksın. diğer kalan iki taneyi de yarım doldurup iç.

Tuvalete gittiği bi an gelirse o sırada kendininkine su doldur ve tam onun döndüğü anda suyu fondiple. böylece ondan 1 fazla görünecek.

hücum yeleği takmayı unutma.

kendi bardağına doldururken konuşacaksın.

her kendine shot dolduruşunda bişey söyle, dikkatini bardaktan başka bir yere çek.

Çözümü şu; kendine bir şişe de bira söylüyorsun. Biradan büyük bir yudum alıyorsun. Tekilalar geliyor. Her tekilayı fondip yaptığında, ardından bir yudum da biradan fondip yapıyorsun. Ama yaptığın şey aslında, ağzında tuttuğun tekilayı, içer gibi yaptığın biranın içine bırakmak.Tebrikler, tekilaları başarıyla ziyan ettiniz.

Bu telefonlar Hong Kong'a ait, türkiye'ye paralel ithalat ile geliyorlar. Eğer ithalatçı firmaya güveniyorsanız bence alın. Türkiye'ye resmi olarak gidiklerinde fiyatlarının 2000-2500 lira arası olamsı bekleniyor.

Samsung Türkiye garantili olmayan telefon alma. Geçenlerde galaxy s6 aldık, 3 hafta sonra açılmama problemi çıktı, başka bir s6'da ram'den kaynaklı kendi kendine kapanma durumu çıktı, ürün değişimi yaptılar.

Diğer türlü muhattap arar durursun.

tuxera ve paragon diye 2 ayrı program var. normalde ücretli ama deneme süresi var, acil işini halledebilirsin onlardan birini kurarak. daha sonrasına da ya satın alırsın programı ya da diski formatlamak için içindekileri atacak bilgisayar falan ararsın.

Mac OsX'ler NTFS formatını desteklemediği için dosya aktarımı yapamazsın, bunun için 3. parti yazılımlara ihtiyacın var, en yaygın olarak kullanılanı Paragon.

www.paragon-software.com

teşekkür ederim. peki bundan sonra iki işletim sisteminde de kullanabilmek için hangi formatta fortmatlamalıyım hdd yi?

her iki sistem için fat32 kullanılabilir. tabii ki oda büyük dosya aktarımı için uygun değil. tuxera veya paragon'un malum ortamlarda crackleri var. programı kurduktan sonra mac ten de ntfs ye sorunsuz veri atabilirsiniz.

Segate'in kendi NTFS driver'ı var. Diğer markalar için paragon kullanmak gerekiyor.

Fat32'nin dezavantajı çok. Onun yerine exfat kullanmanı tavsiye ederim.

Biz otostopla gittik her yere kaş'ta. Merkeze, plajlara, çevre yerlere. Uzaklık sorun değil bence. Herkes duruyor hemen. Can mocamp'ta kalmıştık. Merkeze 1 km. Güzel plajlara, partilere yakın :)

www.hotel-hadrian.de

biz burada kalmıştık ve konum olarak çok hoşumuza gitmişti, ancak merkeze biraz uzak, aracınız yoksa otel dışına çıkacağınız zamanlar biraz zor olabilir...

@Tutesh en ucuz fiyat 150 avro, ne yaptınız hocam?

Ben Kas Camping'i ekledim listeye. Ağustos başı çıkacağımız gezide orada kalmayı planlıyoruz. kaskamping.com

vöööh. güncel fiyatlardan haberim yoktu, bizim kaldığımız zaman fiyatlar bu kadar yüksek değildi, yine euro olarak ödeme alıyordu ama kur da bu kadar yüksek değildi..

Haziranda caretta pansiyonda kaldim cok temizdi. Kahvalti istemiyorum dedim biraz pazarlik 2kisi 50tl tamam dedi.

Mare nostrum apartta kalmistik bir kac kere kaş merkezde guzel bir yerdi,afrodit pansiyon da kalmistim bir kerede de sozlukte cok ovmuslerdi kasa inerken solda kaliyor biraz yokus cikman gerekiyor ancak isleten arkadaslar arac ile istenilen yere birakiyorlardi bir tek banyo tuvalet cok kucuktu onu sevmemistim,onun haricinde kaş komple pansiyon zaten fiyat olarak birkac yeri dolasip uygun bir yerde bulabilirsin,bir cok yere otobus minibus var ulasim pek problem olmuyor.

ben çok üşengeç adamım, bugünün işini yarına bırakırım.. o yüzden otelde kalma planın +1

seçenekler ne tam anlamadım.

ya şimdi ev bulup yerleşeceksin ya da 2 ay sonra gelince 1 hafta içinde ev bulacaksın?

böyleyse bence hemen hallet. kafan rahat olsun.

hangi işte böyle 2 ay izin var ki?
akademi-öğretmenlik?

a şehrinde yaz okulu olan üniv varsa evi tuttuktan sonra yaz için başkasına da kiraya verebilirsiniz belki.

1 temmuz'a kadar evlere bak eğer beğenirsen tutarsın. beğenmezsen dönüşte otel.

@fatih: evet hocam, aynen anladığın gibi.

eşyalar?

eşyaları internet üzerinden satışa koydum. alan olursa satıcam.

cipralex i doktoruna da danışarak akşam alabilirsin. kahve yerine elma ye, elini yüzünü yıka. temiz havaya çık.

Bu ilaçlara alışma süresi genelde minumum 1 ay sürer, siz biraz daha dayanın ve doktorunuzun sözünden çıkmayın derim.

grafiklerlikle gelinecek maksimum bir sınır var ve bu sınır çok yüksek değil sadece ortalama bir hayat yaşamasına yetecek kadar. (eğer bi logoda milyonlar kaldırmayacaksa ki kaldırmaz bence) mesela yazılım çok yükselmeye açık bir alandır ama grafiklerlik o kadar değil anlatabilmişimdir umarım.

şu sözün +1 "benim bakış açım şöyle: üni olsun da ne olursa olsun yerine madem okuyacak o kadar para ve zaman harcanacak öyleyse ona birşeyler katacak bir okulda okusun. grafiker piyasasında geçerli okullardan biri olsun."

kesinlikle iyi bir okulda okumalı. sonra bu grafikerlik bilgisinin yeteneğinin yanına ticareti katmalı. zevk alarak yaptığı şeylerden para kazanmalı.

www.instagram.com bu kız bunun en iyi örneğidir. kendisi digital artist, illustrator. hem çiziyor hem bir sürü ünlü tanıyor hem geziyor. müthiş bir hayatı var. bi sitesi var oradan da satış yapıyor. yaptığı şey sadece bi grafik tabletle bişeyler çizmek ve satmak.

başka tavsiyeler gelecektir tabii ki bu benim naçizane tavsiyem. bende bu işi icra etmeye çalışıyorum ama yeteneksizim :P o yüzden iyi bir okula +1 diyorum.

İlk öncelikle kızınızın tam olarak ne istediğine karar vermesi gerekiyor. Grafikerlik çok havada bir kavram ve piyasada grafiker terimi genellikle sıradan reklam ajanslarında vb. kurumlarda çalışan bilgisayar başı işçilerine deniyormuş gibi bir algı mevcut. Bilgisayar başında oturur, gelen siparişler ve istekler doğrultusunda ilan hazırlar, afiş hazırlar vs. gibi...İyi bir üniversitenini iyi bir bölümünden mevzun olmasınada gerek yoktur, teknik lise ve yüksek okulunda aldığı eğitim üzerine biraz program bilgisi katıp zaten müşterilerin isteklerine cevap verecek seviyeye gelebilirler. Ajanslar falan da böyle arkadaşları olabildiğince minimum ücretle çalıştırıp faydalanırlar. Maalesef şu an bu işin piyasası bu şekilde. Siz zaten grafikerlik diyerek çıtayı en aşağıya koymuş bulunuyorsunuz. Grafik tasarım, illüstrasyon, dijital art, sanat yönetimi, animasyon ve daha niceleri gibi daha spesifike ve daha altyapı gerektiren mesleklere yönelirse kendisi için daha hayırlı bir gelecek olur diye düşünüyorum.

Sınavsız geçiş hakkını kullanarak 2 yıllık Grafik Tasarım önlisans programlarına yerleşebilir. Sonrasında DGS ile 4 yıllık fakültelere devam edebilir. İzmir Ekonomi Üniversitesi'nde bu program var diye biliyorum.

Ayrıca sınavsız geçiş hakkının bu yıl son kez geçerli olacağı belirtiliyor. Seneye ek katsayı uygulaması geçerli olacak meslek liseleri için.

cevaplar için çok teşekkür ederim arkadaşlar.

@ tutesh saydığın branşları meslek icra koşulları, iş alanları vb. açısından nasıl nereden inceleyebilirim? mesela bu işleri yapanları nerelerde bulurum?

@sandeman, evet seneye sınavsız geçiş kalkacak deniyor. yine de bizim kız etkilenmiyormuş, okula girdiği yıl geçerliymiş. zaten ikinci yıla kalınca sınavsız geçiş hakkından yararlanmak zorlaşıyor. o yıl mezunlarına öncelik tanınıyor. yer kalırsa geçmiş yıllar mezunları yerleşiyor. o nedenle bu yıl kaydını yaptıracak. dikey geçiş koşullarını tam bilmiyorum, başka okul oluyor mu? Kendisi bi yıl hazırlanayım ekonomiye burslu gireyim diyordu. İki yıl sınavsız geçiş hakkı olan okulda okuyup dikey geçişle ekonomiye girebiliyorsa yıl kaybetmemiş olur. o zaman burslu olmaz sanıyorum demi?

Iyi okulda okumasi yetmez, ne kadar iyi okulda okursa okusun universiteden yeni cikmis taze bir grafiker sektor icin hic de kalifiye sayilmaz. Halihazirda ogrenciyken kendine portfolyo hazirlama baksin, genisletsin, surekli ilerlesin.
Yukaridaki arkadasin da dedigi gibi ne olursa olsun bir ust sinir var grafikerlikte ve bu sinir cok da yukarilarda degil.

Kisacasi iyi okul + saglam tecrube ve portfolyo diyorum ben. Kullanabildigin programlarin - sektore gore degismekle birlikte - o kadar da onemi yok grafikerlikte, potansiyelin seni one cikarir ve potansiyelini kanitlamanin yolu da portfolyon. Ogrenirken hic bos durmaman, ogrendiginle surekli uygulama yapman gerekli.

adını koysak bu üst sınırın, ne civarlarda dolaşıyor rakamlar?

İzmir ve grafik tasarım için konuşuyorum. (bende izmir'de çalışıyorum ve güzel sanatlar mezunuyum.) Okuldan yeni mezun bir grafik tasarımcı İzmir'de 1500-2000 lira arası maaş ile işe başlıyor. (daha geçen hafta 1 yıllık iş tecrübesi olan bir tanıdığım 2500 lira ile işe başladı. rakamlar maalesef bu kadar aşağılarda.) İlk yıl sonunda kendini kanıtlayabilir ve Jr.'likten senior'luğa geçiş yaparsa 2500-3000 lira civarlarında bir maaşı olur. Tecrübelendikçe ekiplere liderlik ve ekip yönlendirmeye başlar, jr. art directörlük, senior art directorluk şeklinde devam eder ajans macerası. Yine İzmir için söylüyorum, iyi bir ajansta (ki izmir'de sayıları oldukça az.) Senior Art Directorler +-5000 civarı maaş alıyor. İstanbulda bu rakamları ikiye üçe katlayabilirsiniz. Tabi illa birilerinin ajanslarında iş yapmak zorunda değil, kendi bağlantılarını kurabiliyorsa dışarıdan da iş yapabilir ya da kendi ajansını kurabilir. Grafik tasarım için aşağı yukarı meslek bu şekilde devam ediyor işte ama yukarıda dediğim gibi kendisinin ne istediği çok önemli. İşin en başında kendisinin ne istediğini belirleyebilirse, okula girdiği zaman okulun verdiği yetersiz eğitimlere rağmen kendini istediği alanda geliştirir ve güçlü portfolyolar hazırlarsa, okuldan çıktığında iş bulması o kadar kolaylaşır. Çünkü maalesef okullardaki eğitimler yetersiz kalıyor, okuldan mezun olan çocuklar okulda okuduğu 4 yılın üzerine de 2 yıl piyasada çalışıp iş öğrenmeye çalışıyor. Bizleri bu şekilde yönlendiren olmamıştı ve okuldan mezun olduktan sonra çoğu arkadaşım epey bir bocaladı. Ben biraz şanslıydım ve mezun olmadan çok önceleri iş bulup çalışmaya başladım, bu benim için okuldan çok daha eğitici olmuştu. Gerçi iş yüzünden okulu biraz uzatmak zorunda kalmıştım ama değdiğini düşünüyorum.

İllustratorlerden bahsedicek olursak onlar genelde sabit bir iş yerinden ziyade proje bazlı çalışıyorlar, illüstrasyon işinde her şey portfolyo ve vitrinden ibaret. İsminiz ve portfolyonuz size bir sonraki işinizi bulur ve isim yapmış arkadaşlar gerçekten iyi standartlarda yaşayıp iyi paralar kazanıyorlar... Ajans ya da stüdyo bünyesinde çalışan illüstratör sayısı çok azdır, ne seviyelerde maaş alıyorlardır bilemiyorum ama yine tanıdık üzerinden bir örnek vereyim, daha mezun bile olmamış bir tanıdığım Behance.com'a hazırlayıp koyduğu portfolyosu sayesinde bir çocuk kitabının sayfaları için illüstrasyonlar hazırladı ve ortalama bir art direktörün aylık maaşından daha fazla para kazandı. O bitirdiği işten sonra yeni bir proje daha aldı ve şu an onun üzerinde çalışıyor, yeni çalıştığı işin ücretini bilmiyorum...

Animasyon piyasasına pek hakim değilim o bambaşka bir dünya, onun da kendi içinde çizgifilm animasyon, hareketli grafik tasarım( internet sitelerindeki bannerlar, reklam animasyonları vs gibi) falan gibi branşları var...

En başa dönecek olursak, anladığım kadarı ile kızınız kurs alıp yetenek sınavlarına hazırlanacak ve güzel sanatlar fakültelerinin yetenek sınavlarına girip Grafik Tasarım bölümlerini kazanmaya çalışacak. Zaten yukarıdaki cevapta saydığımız meslek gruplarının hepsi grafik tasarım bölümlerinden eğitim alıp branşlaşıyor. En kısa sürede yetenek sınavlarına hazırlık kursuna başlayıp hazırlanması gerekiyor çünkü sınavlar genelde ağustos ayı başlarına ve ortalarına doğru oluyor. Aslında epeyde gecikmiş sayılırsınız.

Bu arada İzmir'de yaşadığınızdan bahsetmişsiniz ama eğitim için İzmir dışına gönderme durumunuz var mı söylememişsiniz, eğer illa İzmir istiyorsanız Dokuz Eylül Üniversitesi ve Yaşar Üniversitesinin eğitimleri fena değil ama İzmir dışı imkanı var ise Mimar Sinan ya da Eskişehir Anadolu Türkiye'de iyi seviyedeler, bunları Marmara Üniversitesi takip ediyor...

çok çok teşekür ederim arkadaşlar, şimdi çok daha net bakabiliyorum:)

illa sedan isterlerse eğer 10 daha koyup style donanımlı skoda superb alabilirler mesela...

Citröen c4 cactus ya da pejo 2008.

Her iki isteğin tam ortası. Ya ikisi de beğenir ya ikisi de beğenmez.

Superb olmazsa octavia

Skodalara +1 vermeye geldim.

Donanım/fiyat oranı çok iyi.

torrent
youtube

torrent'ten full albüm ya da diskografi indiriyorum.

youtube ses kalitesi standart mı? mp3juices'de seçebiliyordun.

1 yılı aşkındır spotify kullanıyorum ama öncesinde şu rus sitesini kullanıyordum, sen diyince tekrar kontrel ettim ve hala aktif olduğu gördüm. İndirmeden önce dinleyebiliyorsunda.

vmusice.net

spotify/deezer da yoksa torrent kurtarıcı oluyor, orada da bulamazsan aradığını google da uygun bir arama ile çıkabiliyor.

soulseek var bildiğim.

pleer.com

cok nadir kanka.
torrent

Flac indiriyorum. Torrent.

4k youtube to mp3 programıyla videoları mp3 e dönüştürüyorum.

Yil oldu 2016. Spotifiy, youtube vs. kullaniyorum. Muzik nasil indiriliyordu unuttum.

Ttnetmuzik sitesini kullanıyorum türkçe parçalar için, aylık 1-2 tl gibi bir fiyata.

(bkz: spotify'dan müzik indirme yolu)

burdaki başlıkta anlattığım şekil kullanıyorum

telefon için myt uygulamasını kullanıyorum. youtube'dan hızlıca indirir, kalitesi güzeldir, telefonun müzik uygulamalarında da düzgün bi şekilde gözükür.

benim o, hatta piskopatım. Albüm dinlemiyorum komple diskografi dinliyorum.

Şimdi şunun yerine ben olsam bunu alırdımcılar gelmeden söyleyeyim, iyi kasa toplamışsın. 3200 eder bu normal. Ekran kartı ne takıcaksın buna?

Tutesh, pascal ın piyasaya çıkmasını bekliyorum. o zamana kadar cpu nun üstündeki hd 530 işimi görür diye düşünüyorum.

kasa 2. el ve 180 tl ye aldım, güç kaynağı da amazondan, 360 tl ye aldım. yani araştırmayıp, rastgele vatan dan filan alsam, 4000 tl nin de üstüne çıkardı bu sistem ama işte yine de emin olamadığıdan buradaki bilenlere sormak istedim.

teşekkürler yanıt için.

şunun yerine ben olsam bunu alırdımcıyım, geldim. asdsfafsdjadhsa

ssd keşke samsung olaydı ya da ocz falan.

neyse geyiği keselim, komşulara dağıtalım. bence de gayet iyi sistem. fiyatı da oldukça iyi. sırf işlemcinin türkiye'deki fiyatı zaten 1200 civarı.

arkadsim adam zaten ssd almadim henuz diyor.sen daha sunu aliridm bunu alirdim goygoyundasin.

@scars dont fade

super toplamissin kardes. ama rami arttir bence. al aynindan quad channel calissin. 6700kya yakismiyor 16 gb ram.

bi de sogutma sistemi al ver ocyi ver ocyi.

@beyteper, yok ssd aldim ama cumlem dusuk olmus galiba. onu duzelttim.

320 tl ye noctua d15s aldim, daha ne sogutucusu olsun :) 10 uzerinden 9.9 almis: www.techpowerup.com

quad channel skylake lerde yok, bir onceki nesil broadwell lerde vardi, yani 4 ram alinca chipset desteklemiyorsa o yine dual channel calisir.

ha tamam o zaman knk. hayirlisi olsun. ger turlu isini gorur.

duyuruyu silme, gelecek nesillere referans olsun diye yönlendirecegim.

madem çağırdın geldik.

onu alacağına casperdan.....

şaka şaka silme de 5-6 aya ben de bir kasa yapacağım bakarız ben kaça çıkaracam.

ayiadam, sen oyle deyince merak ettim, usa den topladim ve 970 $ tutuyor (indirimsiz 1016$): 2800 tl diyelim

pcpartpicker.com

amerikadan 400 tl daha pahaliya toplamisim yani.

Gayet keyifli olmuş. Bikaç yıl gayet güzel götürür seni.

ssd konusunda da ben şahsen 120lik samsung aldım, işletim sistemi ve temel programlar dışında hiçbir şey yüklemiyorum, oyunlarım vs hdd üzerinde. Çok öyle aman aman bu ne rezalet performans bir olay değil sonuçta. 240 yeter. Sık oynadığın bir iki oyunu ssdye kurarsın falan, olur bir şekilde. Yok ben çok süper olsun istiyorum dersen ileride eklersin bir ssd daha.

Hadi hayırlı olsun.

1- anakart direkt performansı etkileyen bir parça değil. hiçle az arası bir fark yapar. parayı sana verdiği portlara, slotlara vs. verirsin. ha bunu diyorum ama iyi anakart almak boşa masraf demiyorum. ben de msi gaming serisi anakart kullanıyorum. kaliteli ses çıkışı olmasıydı benim asıl tercih sebebim. msi gaming olsun asus rog olsun bunlarda audiophile değilsen genelde ses kartına ihtiyaç kalmaz. overclock yapacaksan o zaman farkı hissettirir bir de performansta...

6700k da amazon bestselları konumunda şuan gaming pc toplamada iyi bir seçim ve yetersiz kalacağı bir konu olmaz bir süre için...

ram de oyunda çok uçuk fark yaratmıyor yine. ağır ram gerektiren işlerle ilgilenmedikçe frekansı çok etkilemez. ddr3 sistemdeyim ben daha, ihtiyaç olup da geçeceğimde belki marka tercihim farklı olur ama ram öyle çok önemli fark yaratacak bir tercih değil genel olarak...

400r kasa yan panel cam mı? içi görünmüyorsa sevmem... pencere küçükse de pek sevmem... kablo düzenleme alanı iyiyse hava akımı iyiyse ve yeterince genişse gerisi kişisel zevke kalır. corsair iyidir...

wd blue normal kullanım için iyidir ama tüm oyunları ssdye kurmayacağımı göz önünde bulundurarak ben wd black aldım hddyi. performansı en iyi hdd bu. bi tık daha yüksek ses ve güç tüketimi olsa da bu bütçeyle toplanan bir sistemde düşünülecek bir ayrıntı değil gibi... ha ama hdd hdddir sonuçta yine 3-5 kat fark yok sonuçta.

evga iyidir, 750w alacağın gpuya ve sli-crossfire vs. yapıp yapmayacağına göre değişir ama tek kart için yeter rahat rahat. ama gidip sli üstüne overclock da yaparsan vs. belki biraz az kalır. bende de 750w seasonic var.

hava soğutmalı sistemlerde de asıl farkı zaten fanlar yapıyor. noctua fanları en iyilerinden ve ortalama bir soğutucunun fanlarını noctua ile değiştirince bile performans hissedilir şekilde artabiliyor. o da çok overclock abanmadıkça yeterli olur.

genel olarak iyi parçalar. ben toplayalı 2 yıla yakın olduğundan ddr3 kaldım ama gpuyu biraz bekleyip 980ti aldım çıkacak haberlerini görünce... uzun süre iş görür benimki de hala :D oyunda asıl olay gpu, cpu da o gpuya yetecek seviyede oldukça gerisi pek sıkıntı değil yani.

hatta bana kalırsa oyunda ddr4 ram farkı hatta sli yapıp cpuya çok ağır yük bindirmedikçe cpu farkı bile o kadar önemsiz ki önceliği diğer ekipmanlara yığıp 1-2 yıl daha bu sistemi kullanırım ve yeter gibi geliyor... pg279q alma niyetindeyim.

not düşmeden edemeyeceğim bu arada. ups almayı unutma!

ups +1

ssd tercihin gayet yerinde bulabilirsen samsung evo veya sandisk extrem pro serisinden denk gelirse al yoksa ultra gayette düzgün bir tercih hatta şu aralar hepsiburada da indirimde bilgin olsun.

Harry nilsson- everybody talkin'
lynyrd skynyrd- sweet home Alabama

www.youtube.com

Terra Naomi - Vicodin Song
Bo Deans - good things

madonna, gogol bordello..

www.youtube.com
www.youtube.com

hacım ne tür müzik dinliyosun böyle soru sorulmaz yahu:)

ben yolda giderken
Amon Amarth - pursuit of the vikings
Behemoth - ora pro nobis lucifer
Burzum - dunkelheit
cannibal corpse - hammer smashed face
.
dinlerim. de bunları ben dinlerim herkesin midesi kaldırmaz ki:)

www.youtube.com

sanki adamlar oturmuş yolda dinlemelik bi şarkı yapalım yea demişler sonra bunu yapmışlar.

open.spotify.com

Ben de bunu ekleyeyim:)
www.youtube.com

Yolda molada denizde havada ayırt etmem. Her daim kahtalı mıçı yı tek geçerim.

www.youtube.com

Bu sonuncu guitar hero'yu oynamadım bir şey diyemiyeceğim ama 75 doların altında olduğu için gümrük sıkıntısı çıkarmaz.

Kargo ile birlikte ~$95 oluyor.

Bir de fiyatından ziyade boyutu benim gümrük konusunda tereddütte olma sebebim

alanlar var amazon'dan, boyuttan dolayı da problem çıkmaz. çıkarsa amazon karşılar. ama dhl ile alırsan uyuzluğuna bekletebilirler.

Jotun demek istedim ama tecrübem yok sadece amblemlerini seviyorum.

biz Jotun'dan memnunuz...

Jotun en iyisi diye biliyorum.
polisan,marshall'da kaliteli boyalar.
Filli boyada kartelada gördüğünüz renk aynen duvarınızda oluyor ve kalitelide .. ayrıca kiracı iseniz filli boya da işinizi görür.

İc cephe için;
1. Polisan elegance
2. Filli boya alpinasilan

Dış cephe için;
Filli boya amphisilan

(Coook tecrübeli ve işi bilen biri konuştu)

marshall.

yeni bir şey geliştirmiş. boya aldığın yerde rengi seçiyorsun. orda sanırım renksiz boya kutuları var. adam makinanın içine koyuyor boyayı. istediğin rengin kodunu giriyor makina çalışmaya kutuyu sallamaya başlıyor. yayık gibi ama aşağı-yukarı, sağa-sola. sonra istediğin renk oluveriyor. güzel bişi. makinayı seyretmesi de güzel :)

Kronometre mekanizması düzgün olan saatlerin hepsinde bu şekildedir, zira kronometreyi kullanman gerektiğine göre zaman hassasiyeti de önemlidir ki bu yüzden büyük alanda saniye gösterilir. İlla içi şekilli şüküllü olsun ama saniye de büyük olsun istiyorsan kronometre yerine takvimli saat alabilirsin. Şu gün ay, 24 dilimlik saat gösterenlerden falan...

Rolex'te saat modunda büyük saniye sabit duruyor, küçük dairenin içindeki saniyeyi sayıyor. Kronometreyi çalıştırınca büyük olan saniye dönmeye başlıyor.

Her saat markası için geçerli değil bu söylediğiniz durum. Mesela bende kronometre özellikli Chronotech marka bir saat var ve saat kipindeyken büyük saniye hareket ediyor. Bu durum kalite ile alakalı mı bilmiyorum fakat her mekanizma aynı çalışmıyor, bundan eminim.

Lights Out adında yaklaşık 3 dakikalık kısa bir film bu, youtube'tan falan bulabilirsin.

Fuar Evlendirme Dairesinde kokteylli alternatif sunuyorlar. Gerçi tadilata girecekti en son durumu nedir bilemiyorum.

yok, orasıyla görüştük, yapmıyorlar:(

www.edwardwhittallgarden.com

çok popüler bu ara...

evleniyor musun? :)

bir şarap evi gibi bir yer var bildiğim. Menderes hl ye yakın. Oranın konumunu atayım

@tutesh, muhteşem bir yer ama fiyatı da muhteşemdir diye düşünüyorum, ama izmir'e gidince bir görüşeceğim, bayıldım ya:)

@mza, yes:) şarap evi de güzel fikir, bekliyorum:)

Ben İzmir'de evlendim.Pınarbaşında yan yana 10-15 tane düğün salonu var.En ucuz çözüm bu.
Konuk sayısı az ise geniş bir mekana ihtiyaç yok ise mekanlardan bazılarında küçük salon opsiyonu da var.

ağacına bak vuruk kırık çizikleri falan ne durumda, manyetiklerini kontrol et oksitlenme yapmış mı vs. Aslında gitarın modelini söylersen neleri kontrol etmen gerektiğini daha belirgin bir şekile yazabiliriz.. Tremolo var mı mesela?

0 yada ikinci el için:

sapına bak, kullanılmaktan ağacı oyulmuş olabilir, eğer öyle ise rahat edemeyebilirsin.

manyetikleri kontrol et, çalışıyormu diye bak, üzerindeki düğmelerle oyna çalışıyor mu diye bak.

çizik, kırık var mı kontrol et.

gitarın sapı eline uygun olmalı, mutlaka dene, en üst perdeden en alt perdeye kadar eline uygun olsun.

sapı yamulmuş olabilir, kontrol et.

Kullanacağın anfi ile deneme şansın varsa öyle dene. orada güzel anfilerle deneyip eve gelince ulan ses aynı çıkmıyo deme çünkü çıkmaz.

www.sahibinden.com

İlgimi çeken gitar budur.Bir önbilgilendirirseniz sevinirim

Temiz gorunuyor ancak bu tonu sevecek misin ondan emin ol. gretsch'lerin karakter bir tonu var.

İzmirden misiniz.

Katerina Plotnikova Photography

Yok hocam erkek fotoğrafçı.

alexander tikhomirov

alexander tikhomirov +1, hatta love is headshot mı ne bir klip için çekimleri olan?

galiba ben ismi yanlış hatırlıyorum :)
sol veya sağ kolunda göz dövmesi vardı.

Foça, Urla, Çeşmealtı, Kuşadasına gelmeden Yoncaköy tarafı. Bunlar hep merkeze yakın yerler sayılır.

İlçenin kendi merkezi yeterli, il merkeziyle bir bağlantımız olmayacak.

eşinin avukatlık yapacağını da düşünürsek didim iyi olabilir.

Çanakkale'nin bir ilçesi.

Malın değerinin geçmemesi gerekiyor

Alacağın ürün 75 Euro sınırını geçmemeli. Gönderici kargo ücretini ayrıca fatura ve irsaliyede belirtmeli.
Mal: 74.89 Euro
Kargo: 12.20 Euro
Toplam: 87.09 Euro

Gümrüğe takılmaz, vergi öl
Demezsin

dizi için ororo.tv, film için hala torrent kullanıyorum...

yok sen yanlış anladın ben dizi izleyeceğim bir yer aramıyorum. dizi film sitelerindeki reklamları temizleyeceğim ama 1-2 site dışında bilmiyorum reklamlı site falan biliyosanız adını söyleyin de temizleyeyim diye soruyorum.

haha telle konuşurken doğru düzgün okumadan cevap vermişim :)

dizimag, dizibox, dizilab falan var...

dizist ve dizilab
filmifullizle.org ve unutulmazfilmler.co

Dizipub

yaptım filtre hepsine

eksiduyu.ru

total 14.99 alacak.

Genelde 50mm ve 85mm lensler kullanılır...

Portrait alanı için istiyorsun sanırım düşük diyafram sabit lensler tercih edilir. Tutesh in dedikleri en yaygın olanlar

50mm, 85mm, makro çalışıcaksan 60mm makro lensler var. bunlar tercih edilir genelde.
Bütçene göre 1.8, 1.4 hatta para derdin yoksa 1.2...

ben 35mm f1,8 kullanıyorum. çarpan faktöründen dolayı 50mm alıyorum. çarpan faktörü de önemli yani

merhaba. 85mm biraz fazla detaycı olabilir. 35mm de iyi de biraz geniş kalır. ben olsam 50mm alırdım. benim bu amaçla kullandığım lensim 50mm f1.8; ancak biraz daha para verebilecek olsam 50mm f1.4 kullanırdım. diyafram değerinin düşmesi, diyafram açmak olarak belirtilir. her ne kadar f1.8 iyi de olsa; f1.4 olması durumunda az ışıklı ortamlarda daha iyi sonuç elde edersiniz.

50mm 1.8 herturlu isini gorur. 1.4, 1.2 isin fantezisi artik. ayrica en iyi sonucu 100mm 2.8 macro lenste almistim ben profil foto. Uzaktan insan profili cekmek gibisi yok.

50
85
100
70-200
Diye uzar gider.

ne amacla yapilacagina bagli bu cekimler. hobi amacliysa kendini cok kisitlama. 20mm ile de belirttigin kadrajla portre cekebilirsin.
klasik anlamda portre icin 85, 105, 135, 200mm lensler kullanilir. bu degerler 35mm (full frame) icin gecerli.

s-media-cache-ak0.pinimg.com

Beyaz, bordo ya da camel kalem eteklerle kullanabilirsin. Daha casual bir görüntü için aynı renklerde skinny pantolonlar da olur. Tarzımı konuştururum diyosan koyu indigo skinny jeanle bile olur.

hardal-sarı tonlarında cigaret pantolonla güzel olur. salaş bir boyfriend yada mom jean içine sokarak giyersen de şık olur, mavi-açık mavi tonlarda.

öneriler için teşekkürler:) normalde daha spor giyindiğim için sanırım jean ile kullanacağım:)

altına ne giyebileceğin söylenmiş zaten ama bence içine v yaka giyme. ip askılı olsun ama daha çamaşırının üzerinde biten hafif yay kesim olabilir ama v olmaz.

Evet o daha iyi sanki, teşekkürler:)

Benim çalıştığım fotoğrafçı ürün başı 250 lira, stüdyo tam gün kullanılacaksa da 2000 lira alıyor. Editler falan her şey dahil. İş sonunda hem RAW'ları hemde istediğiniz diğer tüm formatları teslim ediyorlar. Bu çalıştığım 3. fotoğraf stüdyosu, bundan evvelkilerde aynı bu şekildeydi.

Bu arada ürün büyük bir şeyse, mesela mobilya gibi vs. tek ürün olsa dahi en az 3-4 saat alacağı için ve günü geri kalanına iş alamayacağı için o tür durumlarda da günlük kullanım olarak faturalandırıyorlar...

Genelde ürün başı fiyat verilir. Ama ürünün içeriği ve çeşitliliği önemli.

Çekim sonrası için dökümanların dekupelimi verileceğini vs. önceden konuşmak gerek.

ürünün ne olduğu, kaç adet olduğu, kaç açıdan istendiği, düz fonda mı, dekupe mi, konsept çekim mi, ürünün boyutu, kaplaması (kromajlı mı vs) gibi bir sürü değişken var
bir de bunun yanında çekim yapılacak firma da önemli olabilir. yani misal bir şişeyi 25 liraya çekersin ama coca colaya bu fiyata çekmezsin gibi
çekim yeri kullanacağın ekipman ve senin kaşen de fiyatı etkileyen şeyler
bmw m3 de ürün vida da

tümden gelim yapacaksın en sağlıklısı. örneğin bu işi 1500e mi yaparsın. böl ürün adetine ver. alt limit koy. 250 ürün var diyip birim fiyatı alıp 20 ürün çıktı demesinler

ürün 20 liraya çekilir 250 liraya çekilir diye bir şey yok

Kurumsalda yükselme potansiyelin var ise kurumsal. Yerinde sayacağın bir konum ise parayı tercih et.

Yaşın 30'dan küçükse nerede çok şey öğreneceksen o,
30'dan yüksek ise nerede çok para kazanacaksan orası.

amarat'in dedigi gibi
ayrica 1. kriterin kendini gelistirme imkanin olsun. is yerinin sagladigi bir dil kursuna vs. gitme imkani mesela. kurumsal essek gibi calistirip bos isler yaptiriyorsa ve az para veriyorsa, cok para veren aile sirketine girip isten kalan vakitte ve kazandigin parayla kurslara gidip kendini gelistirebilirsin. ama amator sirketlerde de cok zaman kaybetme, bir noktada kurumsala atla cok gec olmadan.

Karşıyaka zaten düz ayak, karşıyakanın her yeri olur. Mahallenin çok önemi yok, siz kendinizce beğendiniz apartman ve daireyi bulmaya çalışın.

mavişehir ve atakent tarafına bakabilirsiniz. ama 1500+ bütçeniz olması lazım. bütçeniz daha düşükse yeni girne ve onur mahallesi (yokuşlu burası biraz) olabilir. otopark sorunu buralarda yaşamazsınız. bostanlı, girne, alaybey, ksk çarşı... buralarda otopark sorunu var.

Bostanlida efes sitesi var otopark sorunu olmayan. Hemen sahilde sayilir. Iskeleye yuruyerek 20 dk. Onunde ve arkasinda cesitli otobus duraklari da var ve simdi bir de tramvay geliyor.

Onur mahallesinden uzak durun. Otopark sorunu yok diye yaşanmaz orda. Yeni girne bütçesi çok yüksek olmayanlar için ideal.

yeni girnede yaşıyorum. çok memnunum. her yere kolayca ulaşıyorum ama aynı zamanda sessiz sakin çok güzel bir sokakta oturuyorum. evler ferah, birbirinden mesafeli, dip dibe değil karşıyaka merkez veya bostanlı'nın geneli gibi. medikalpark çevresi veya pazaryerinin arka taraflarında çok güzel evler var. çoğunda da otopark sorunu yok.

selamlar ben de doğma büyüme karşıyakalıyım. karşıyaka'da rahat edersiniz . yokuş da yoktur . nufus olarak emekli bölgesi olduğundan aileniz de problem yaşamazlar .
izmir genelde insanların birbirlerine saygı gösterdiği avrupa'yı aratmayan bir ilimizdir . hiç düşünmeyin

karşıyaka genellikle düzdür, yokuşu yoktur ama kendi özel otoparkı olan siteler vs. dışında otopark sorunu olmayan yer yok. özellikle de akşam saatlerinde yer bulmak çok zor. kendi otoparkı olan yerlere bakmanı tavsiye ederim.

hepinize çok teşekkürler. söylediklerinizi teker teker aklımda tutarak araştırmamı yapacağım.

soyaklar biraz daha şehir dışında kalıyor, araban olduğu için sorun olmaz ama anne baban geldiğinde yürüyelim çarşıya inelim falan diyemezler. yoksa arabası olanlar için oxygen iyi bir tercih olabilir.

almanya ya calsimaya geldim ve bostanli daki evimi bosaltacagim. esyali veya esyasiz kiraya verebilirim.

Film değil ama 3 bölümlük film tadında kısa bir dizi var, unsere mütter unsere vater.

das boot.

uncut versiyon ama.

der untergang

das boot + 1000000

Taşının.

gürültüye devam. en sevmediğim insan modeli. sınırını bildikten sonra yapacaksın tabi ki. duvarların ince olması senin suçunmu. sen de pısma arkadaşım sesini yükselt. git nereye şikayet ediyorsan et de. üzerine yürü.

Sevişirken onları da çağırın

bu çıkarımdan şevişmeden önce de haber vermek lazım. abi birazdan pompa başlıcaz sesi size gelir de canınız cekerse buyrun siz de mi gelin diyelim.

adam her sesinizi duyuyoruz ve rahatsızız demiş ya.. bundan kastı sevişme sesidir ondan dediydim

Taşının abi bu dert biter mi böyle, yok osurucam şok sevişicem, aman filmin sesini kıs, evin içinde bağırmadan konuş, misafire ses yapma mı dicen.... paranoyak olursun bir yerden sonra.

oo açılın bu konuyla ilgili efso bi hikayem var kısaca anlatıyım.

hocam sanırım bizim eski alt komşu senin altına taşınmış zira birebir aynı adamı anlatıyorsun :)) arkadaş yeni eve taşındı şu an ben kalıyorum orda daha ilk akşam kapıya geldi adam sessiz olun diye ki bir şey yapmıyoruz. sonra defalarca, terlikten ses geliyor, banyodan ses geliyor, sesiniz geliyor sizin yüzünüzden karımla kavga ediyorum, çocuğun psikolojisi bozuldu gibi birbirinden bağımsız ve acayip şeylerle kapıya geldi. 1-2 defa da karısı geldi hatta ki birisi gece 11:30 kadın gelmiş boşanacağız falan diyor jksdfhsjkdaf. o dönem ben arkadaşta zaman zaman kalıyorum ama konuya hakimim. kendisi dünya kibarı bir insan olduğu için de hep alttan alıyor. 2-3 kez de kapıya polis geldi tabii bu arada. en son bu polise gitti komiser buna siz de parti düzenleyin evde diyor falan neyse :))

en son bi gün ikea'dan iki parça mobilya aldık onları monte ediyoruz pazar günü saat akşam altı falan. mobilyayı monte ettik en son arkasına çiviyle sunta çakılacak. ha bu arada arkadaş bütün sandalyelerin altına şu plastik dalgalardan falan yapıştırdı ses çıkarmasın diye. bu sefer de karton kutuları serelim altına ses gitmesin uğraşmayalım diye ekstradan onları da serdirdi bize üç kişiyiz. sonra 3-5 çivi çakmışken alttan dan dan dan diye biri tavana vurdu. sonra bir bağırtı sesi ve ses içerden pencereye doğru yaklaşıyor. ben en yakınım diye pencereye çıktım adam bağırıyor ben ona. detayları hatırlamıyorum ama baya bağrıştık biz adamla. vay halınız yok da o yüzden ses çıkıyor ki halı var. geçen gece sabah 4 de geldiniz, cumartesi gecesinden bahsediyor. ona bana ben ona bağırıyoruz. ben ki ağzım bozuktur adama lan bile dememişken ibne bana yarak kafası dedi. ben de ne diyon lan sen amcık ağızlı dedim orda kayış koptu. taşınacam lan burdan falan dedi, dedim siktir git bize uzak ol nereye gidiyorsan git ruh hastası.

gel zaman git zaman ben arkadaşta kaldığım bi gün o dönem çalışmıyorum alttan bir gürültü geliyor kapıyı açtım merdivedende adamlar falan. lan cama koştum koca bi kamyon var adam taşınıyor ahahaha. bir de ev sahibiydi bu manyak.

ve emin ol dostum arkadaşım sandalyelerin altına plastik yapıştıracak kadar, bize beyler biraz sessiz olun diyecek kadar kibar bir adamdı ve dediğim gibi alttaki manyak sifonun sesi çok çıkıyor diye kapıya gelen bi adamdı. bu adamlar hasta normal değil sakın alttan alma. kapına gelirse suratına kapat işine bak falan de normal hayatına devam et. bu arsızlar başka türlüsünden anlamıyor zira.

Öğrenci evimde bizim de vardı böyle bir komşu tipi.. Zaten ev arkadaşım da ben de eve gelip odalarımıza geçiyorduk. Hafta sonları ancak salonda birbirimizi görüp konuşabiliyorduk onda da hoop tak tak duvara vurmalar..İnsan gibi gelip söylemiyor da ki bu komşudan önce 2 komşu daha değiştirdik kimseden şikayet gelmedi. Taa ki onlar taşınıp normal birileri taşınana kadar böyleydi.. Biri gelse film izlesek vs diken üstünde oluyorduk.
Sabır diliyorum

eziklik psikolojisi neden oluyor bunlara.

on dakikalık gürültüye katlanamıyor insanlar. aslında o gürültünün on dakika sonra biteceğini biliyorlar. yaptıkları işe müdahale edecek bir gürültü olmamasına rağmen, sırf o sesi duyuyor oldukları ve eşi ya da iç sesi tarafından "neden buna ses çıkarmıyorsun basiretsiz" laflarını işittikleri için kendi kendilerini galeyana getiriyorlar. teoride gelip seninle güzel güzel konuşmak yerine, kafalarında senin hayaletinle tartışıp bu tartışmayı gerçekte gelip seninle kavgaya dönüştürerek sonuçlandırıyorlar.

yapılanlara ses çıkarma eşikleri kendi kendilerini kandırma sınırıyla örtüşüyor. "yiyor ama çalışıyor" lafındaki "çalışıyor" kısmı buradaki kendi kendini kandırma ve olayın üstüne gitmeme durumunu anlatıyor.

buradan bu vesile ile bir kez daha ortadoğuya hakim olmak isteyen dış güçlere sesleniyorum. bombalayın artık, yok edin bizi.

adam 2 kere geldi ikisinde de gayet kibarca peki dedik. duyuyorum oradan eşim peki dedikçe adamın kabalığı arttı bu benim zoruma gitti. insan gibi yaşayamaz mıyız? evimi seviyorum kesinlikle taşınma gibi bi niyetim yok. ama adam da albay mı ne pırpırlı silahı olan biriymiş. korkuyom da komşuları bize düşman edecek diye :(

benzer sorunla ben de boğuşuyorum benimki üst kat komşusu. evde 3 arkadaş gelip konuşulduğunda bile şikayet ediyor. kız kardeşim geldi yataktan yatağa konuşuyoruz. alt kata indi. bir de her indiğinde gençler alkolde almışız biliyoruz vs. diyor lan dingil biz senin gibi içki mi içiyoruz hep. ilk başlarda kibar davranıyordum. artık kötü davranıyorum bildiğin o bana mesaj atıyorsa ben de geri mesaj atıyorum. hiç umrumda değil.
Gece gündüz iddaa bayisinde ya da köşedeki cafemsi yerde takılan 40 yaşında adam, saçını yıkamaktan aciz. ben o adama bu kadar zamandır fazla düzgün davrandım o yüzden oldu bunlar. şimdi atara atar gidere gider davranıyorum. isterse polis çağırsın. evde 3 kişi konuştu diye kimse kimsee bir şey söyleyemez.

Bu ses manyağı komşular her yerde var. Şu an oturduğumuz binaya 2000 yılında taşındık ben 7 yaşındaydım. Terliklerimle merdivenden inerken bi komşu azarlamıştı terliklerin ses yapıyo diye. Bildiğin üzülmüştüm insanları rahatsız ediyorum diye nasıl yaparım da ses çıkarmadan aşağı inerim diye kafayı yemiştim çocuk halimle :)

Alt kattaki komşumuz sürekli sesten şikayet ediyodu eve ilk taşındığımız yıllarda. Canı sıkıldıkça tavana vuruyodu suçlu gibi pısıyoduk evde. Abimle ben de hiç gürültücü çocuklar değildik pek misafirimiz de olmazdı annemle babam en sonunda çıldırmıştı. Kadın kafasında hikaye kurup geliyodu kızın ağladı oğlun bağırdı sen banyoda yerde tüp sürükledin (oha) vs vs. Sabahın 7sinde kapıya gelip annemler kahvaltı yaparken ses yaptınız diye bağırmaya başlıyodu bi seferinde babam napalım çayın şekerini mi karıştırmayalım diye isyan etmişti :)

Sonra babam kadının kocasını çağırdı eve kardeşim derdiniz ne ne sesi duyuyosunuz hangi saatte duyuyosunuz bilelim de dikkat edelim demişti. Adam yok kardeş benim hanım sorunlu biraz deyip gitmişti. Kadın bir daha gelmedi kapıya cidden.

Siz de eve davet edin ailelerinden birini, adam çok zorbaysa. Konuşun ne oluyo anlamıyoruz üzülüyoruz kimseyle aramız bozulsun istemiyoruz vs diye.

bu tipler babadan oğula nesil oluyor. ben de biriyle uğraşıyorum şu anda. benim taktiğim "ne şeytanı gör ne besmele getir" geliyor, tabi ağam paşam diye yarım ağızla geçiştiriyorum ve aynen devam ediyorum. 1,5 yıldır aynı evdeyim, geçen gece gelen misafirlerim bunların ziline basmış yanlışlıkla, vay efendim böyle şey mi olur diyor. ev sahibine haber verin bence artık, sonra da adamı dövün :)

sesten rahatsiz olanin tasinmasi lazim ya da tavanina ses yalitimi yaptirmasi. cunku siz gitseniz yerinize gelen kisiyi de terorize edecek.
sese karsi bir insanin takintili olmasini anlarim. bazi insanlar arka planda muzik calarken bile calisamazlar. insanlari yargilamayin. sizin gibi hissetmek zorunda degil herkes. asil sorun, o evi kiralayan kisi bir yillik sozlesme yapip giriyor, sesten rahatsiz olunca cikip gidemiyor yok kaporasi yancak yok sozlesme bitimine kadar kirayi odemek zorunda vs. cidden herkes icin berbat bir durum.

bir ara durum yüzünden evde topuklarıma basmadan yürümeye özen gösteriyordum. evde toplanıp kuğu balesi yapıyorduk her gün. taşındım başka türlü çözülemeyecek gibiydi.yoksa black swan olacaktım amna koyım

Fallout Shelter?

@tutesh
fallout shelter g4te oynadım. da bir yere kadar o da. insan sıkılıyor.

Star Wars Commander.

Birkaç ayda zevk almaya başlıyorsun oyundan iyi bir Squad'a girdiğin takdirde çok daha rahatlarsın.

@want2die
bakacagım onlara.

@chicha
teşekkurler dikkate alacagım

clash of clans'a devam et bence. 8 levelden sonra oyunun zevki artıyor.

ben 1 yılda full 9 levele ulaştım para harcamadan. arkadaşlarımın birçoğu oynadığı oynadığı için de zevkli oluyor.

plague inc. deneyebilirsin.

@yons
eyvallah

@hypervaskulerdondurucu
o da bir yere kadar kardeşim ya shelter gibi

iş yerinin yakınında bir salona yazıl, çantanı akşamdan hazırlayıp sabah çıkarken yanına al, hazır olursan iş çıkışı eve uğramadan gidersin böylece evden çıkıp spora gitme inisiyatifini kendi keyfine bırakmamış olursun. salona girdiğin zaman zaten yapmadan çıkamıyorsun.

Soru nick uyumu...

Valla depresyon gibi oluyor bu iş meselesi. Ben de işe başladığımda sürekli hareketli bi hayattan, masa başı formata geçince hop diye 8 kilo aldım.

Valla spor salonuna gitmek yerine, outdoor bir şeyler yap. Açıkhava yürüyüşü koşu filan ilk planda hem forma sokar hem iyi gelir.

Aşık ol, aşık oldum kendimi spor salonunda buldum.

aynı sorunu ben de yaşamıştım. dizlerim tutulmaya başlamıştı o derece. zaman problemi nedeniyle sorunu işe bisikletle gelip giderek çözdüm. bisikleti seviyorsanız ve güzergahnız müsaitse öneririm.

Eve girme spordan önce.

isin ucunda challange olmasi lazim. bu saatten sonra ancak oyle bir motivasyon olur. bir de yapmazsaniz ve beslenme duzeniniz bozuksa kendinizi daha da kotuye gidecek gercegi ile yuzlestirin. belki faydasi dokunur.

@arnold +1 eve girince kesinlikle çıkası gelmiyo insanın ve (en azından ben) ne kadar yorgun olursan ol spor salonundan içeri girdiğin anda bi anda enerji doluyo insan ve bunun da bilincinde olunca neyse lan bi gideyim en kötü bi saunaya girip çıkarım diyorum sonra vicdan yapıp bi yukarı çıkayım diyorum sonra herhangi gayet motive olmuş bi zamandaki gibi sporumu yapıyorum. özet olarak hiçbi şey yapmayım diyosan bile bi gideyim geleyim de.

ha bir de bol bol kahve iç işten çıkmadan tercihen americano

upload.wikimedia.org

benzeri pek çok tablo huzur veriyor bana...

Bu resme baktıkça eski güzel günlerim aklıma geliyor ve belki yeniden yaşarım o günleri diye içim huzur doluyor.

www.google.com.tr

The Kiss

llcdn.listelist.com

kutusu delinmiş olsa dahi alırlar. O mini hdmi'lar mini hdmi girişi olan aletler için kullanılıyor işte, telefon tablet vs. bazı ekran kartlarını çıkışı mini hdmi falan, bir sürü var onu kullanan, minik bir adaptör ile normal hdmi'a çevirebiliyorsun ayrıca.

deiştiremezlermiş :( vakumluymuş kutu ,

vatan bilgisayar diyorsun. adamlar müşteri vazgeçme hakkını (7 gün) kullanamasın diye 40 takla atıyor. almazlar tabii.

bu mini hdmi kablosu hdmi kablosundan başka bir şey değil. usbler gibi düşün. flash diskler ile printerlerın kabloları farklı mesela. ama can sıkacak bir konu değil. adaptörler var piyasada.

ilki de standalone olarak çıkmıştı...

İlki dediginiz hots mi?

önce düz bitir bi, zaten kısa sürüyor main questi...

Bir Dragonborn olarak bence main questi hemen bitirme. Tüm dlcleri aktifleştirip öyle başla oyuna. Dawnguard dlcsi level 10 olduğunda açılıyor zaten. Heartfire'da da sen ne zaman ev yapmak istersen başlarsın. Dragonborn dlc'sinde de istersen o bölgeye gidersin. Sonuç olarak hepsini yükle. Kafana göre ilerlersin. Başta main questi hemen bitirme dememin sebebi de. Oyunda yapılacak çok şey var. Npc'lerin görevleri, guild'ler falan. Onları bitirip main questi yapmak daha iyi bence. Ama tabii main quest'te fus- ro- dah 'ı öğrenene kadar ilerle. Ama tüm bu yazdıklarımı senin fikrini fazla etkilemesin. Sen oyundan nasıl zevk alırsan öyle oyna. Senin Dragonborn'un senin oyunun :)

İlk oynadigimda yardirarak main questin son gorevine gelmistim. bu sefer tadini cikararak oynamak istiyorum. Son dragonborn'un dedigi gibi yapayim. Tesekkurler.

bende vallaha mainquest falan yok. Ben tüm dlc'leri yükledim, o görev senin bu görev benim sürükleniyorum. Hiç de çükümde değil ana görev falan. :)
en son Ulric'in safına katıldım. Bakalım, gelecek neler getirecek.

Ben de oynuyorum yeni yeni bence dlcler yan gorevler falan yapilabilir keyfine gore hatta cok da guzel ben yapiyorum dawnguardi bitirmeden main questlinea gecmiycem daha ana hikayede en baslardayim hatta

ben utorrent kullanıyorum ve gayet memnunum.

Bilgisayar kadar rahat olmasa da işinizi gayet iyi görüyor. Hatta telefondan torrent'e alışınca hiç fark olmaz. Gayet kullanışlı.

tam olarak telefondan sayılmaz ama torrent indirme özelliği olan bir modemim var, telefonda da uygulaması var. telefondan torrenti modeme gösteriyorum, usb belleğe indiriyor. modemde bir de ftp sunucu var, inen dosyaları kablosuz olarak telefona aktarabiliyorum.

sürgülü metal ve kare metal güzel...

Sadece tasarim degil donanim olarakta iyi olsun. Bunlara benzer bir kac usb bellek hediye edildi. Hem inanilmaz yavas dosya yazilyior hem de belli bir süre sonra hata vermeye basladi.

Yalan yok az sövmedim :) O yuzden fazla ucuza kacma. Az olsun ama iyi kalite olsun.

1. surgulu $IK duruyor.

bana tat vermiyor, mübarek herkes koreliye bağlamış ben daha ne yapsam diye düşünürken rush'ı yiyorum ve sonrası defeat :D onun dışında online'ı düzgün çalışıyor...ek paketi almak zorunda değilsin ama ileride illaki onu da alayım moduna girersin.

ne getirisi oluyor ek paketin ?

bitanesi oyunu Sarah Kerrigan'ın gözünden oynayacağın 20 bölümlük bir campaing ekliyor, yeni multiplayer haritalar bir kaçta yeni birim ekliyor, geçenlerde bir ek paketi daha çıktı onun içeriğini tam olarak bilmiyorum...

starcraft 2 üç bölümden oluşan bir oyun. ilk oyunun hikayesi devam ediyor.

ilki campaign modda insan ırkını oynadığın ve jim raynor'ı yönettiğin oyun.
ikinci campaign modda zerg ırkını oynadığın ve kerrigan'ı yönettiğin oyun.
üçüncü campaign modda protoss'u oynayakcaksın. oyun daha çıkmadı. anlayacağın üzere campaign'de hikaye devam ediyor sürekli.

her pakette yeni üniteler geliyor, bazı eski ünitelere ayar çekliyor. yeni map mod da ekleniyordur. ilgin varsa hepsini almak mantıklı.

Tamam arkadaşlar ilk ikisini single olarak bitirdim zaten. Protos u da beklemekteyim.oyuna yabanci değilim . ama multide olay nasıl onu merak ediyorum. Millet koreliye bağladıysa zevkli olmaz. Nefes aldırmazlar. Yok gideri var diyorsanız alacağım .

camper iyidir, kim laf etmişse bok yemiş, kendi ayağına bi baktırsın.

Sözlüğe ya da duyuruya bakıp iyi yorumlar beklemeyin. Mükemmel olan bir şeye bile bok atma çabası var. Yıllardır şu duyurudayım, daha birisi de "şu güzelmiş" diyenini görmedim.

camper için sözlükte yazılana bakar mısın?

eksisozluk.com

Hotiç'ten çok memnunum.

camper kaliteli ve dayanıklı ama bana kalırsa tip fakiri ayakkabı yapıyorlar, camper kalitesinde (ki hatta bence daha kaliteli) ve tasarım açısından zengin model istersen ecco'ya bak derim...

@harry tuttle, hala ekşisözlük diyorsun dostum. gidip kendin dener misin herhangi bir mağazasında lütfen? ekşisözlük kendini aşağı at dese onu da mı yapıcaksın? tüm entryleri bok atmak üzere olan biirrr sürü insan tanıyorum, kendilerine entel diyorlar, hipster diyorlar, über diyorlar.

bu entry'de bir kere hangi modeli kullandığını yazmamış, her modelin farklı alt taban ve iç taban tipi, mevsimi vs var. botlarını da kullanıyorum, casual ayakkabılarını da. çok farklı ürün yelpazesi var. botlarıyla santim kaymadım kaç senedir. ha gidip de yazlık modelde adam sağanaklar altında, boklar üstünde gezdiyse bilemem. biraz düzgün yürüyebilen, havasına göre ayakkabısını seçebilen insanlar hiçbir ayakkabıda bu tip sıkıntıları çekmezler zaten. bu entryi kriter olarak belirlersen ayakkabı bulamazsın kendine. sadece camper için konuşmuyorum, genele yorabilirsin. yan basmak nedir ya, yemin ederim sesli güldüm, o olay %100 ayakkabıyla alakalı değil bence :D


edit: özür dilerim pelotas başlığına yazmış zaten eleman. ama pelotas'ın da bir sürü alt modeli var incelediysen. benim botlarım pelotas, dediğim gibi santim kaymadım bu zamana kadar. bu kışı hatırlarsanız iyi de kar yağdı...

Dayanıklılığı arttırmanın en iyi yolu aynı ayakkabıyı uzun süre giymemekten geçiyor. Yoksa öyle parayı basayım hep aynı ayakkabıyı giyeyim 10 sene gitsin falan diyorsan gidip bi çift outdoor ayakabbısı alman gerekiyor. Ama casual olsun istiyorsan 500 liraya bi çift alacağına indirim döneminde 3 çift cillop gibi ayakkabı alırsın. Network'ün ayakkabılarına bak mesela. Büyük çoğunluğu italyan malı. gayet şıklar.Morhipo'da falan indirim denk getirdiğinde 3 çift alırsın o paraya

ekşi sözlüğün bir siki beğenmeme timi meşhurdur biliyorsun. beğendiğini al takma milletin ne dediğine

Ben oldum olası çok çirkin bulmuşumdur Camper’ın modellerini, zevk meselesi tabi.

Ben genelde beta, inci, hotiç, tergan’dan bakıyorum. 200’den fazla da vermem ayakkabıya, bu magazaların outlet avmlerde güzel çeşitleri oluyor.

lg g3 kullanıyorum, çok yakın 2 arkadaşımdan birinde iphone 6, diğerinde de 6plus var. onlar bile G3 bayağı iyiymiş diyorlar bir arara geldiğimizde ki ikisi de yılların fanboyu, biri app developer. sen düşün yani.

G3 böyleyse G4 haydi haydi döver :)

android sana karmaşık geliyosa g4'e niyetlenme...apple al geç. Ben G4'ü tercih ederdim, apple bana çok sığ geliyor sinirlerimi bozuyor, her şeyin üzerinde saçma sapan kurallar ve kısıtlamalar var millette buna stabil diyor. Yerim öyle stabilizasyonu...

apple'a alışıksan ve şikayetçi değilsen iphone ile devam et, kasma boşuna.
ama lg g4'ü membasında kurcalama fırsatı buldum. telefon bildiğin ateş ediyor be

Ben tabiki bir G3 kullanıcısı olarak G4 derdim. Daha önce iphone kullanırken yaşadığım inanılmaz yavaşlığı şimdi düşünüyorum da, ne kadar gereksizmiş. Marka için değmez bence.

kiyas.la

çok yakın bir arkadaşım yıllardır kullandığı iphone'u değiştirirken yorumlar üzerine g3 almıştı. spesifik olarak onun aldığı g3 te mi bir sorun vardı bilemem ama iki aya satmak zorunda kaldı. tuş kilidi şifresini girerken bile bekliyorsun resmen lütfedip de çalışsın diye.

al iphone geç, o rahatlığı bulamazsın g3 te

g2 kullanıcısı olarak g4'e içten içe bi hayranlığım var...

Lg g4'ü bilemem ama LG g2 kullandım ve daha sonra telefonu ablama verip yıl sonunda Iphone 6 adlım. Ben kullanırken iki, ablam kullanırken bir kere ekran sararması ile karşılaştık. Ücretsiz ekran değişti. (Kesinlikle oyun oynanmadı, hatta içine aman kasmasın diye fazladan uygulama bile yüklemedik) Servisteki adamla konuştuğumda LG telefonların klasik bir sorunu olduğunu söyledi. LG g3 kullanan bi arkadaşım var iki ay önce de onda patlak verdi bu sorun.

Telefon iyi hoş ama ekran sorunu çıkıyor. Bende bu güne kadar olmadı diyenler olacak ama servisteki adama göre yüzde 70-80'inde bu sorunlarla karşılaşıyorlarmış.

Iphone 6'dan ise gayet memnunum. Yıllarca android kullandım ama yukardaki sorunu yaşayınca iğrendim birden.

çok fazla bass ve müzik olan bir ortamda g3 ve iphone4 ile vidyolar cektım, g3 ile cektıgım vidyolarda cızırtıdan baska ses duyulmuyordu nerdeyse iphone 4 ise 10 numara çekmişti vidyoları. 2010 yılına ait olan iphone 4 ten bahsediyorum düşün yani. bu tarz kucuk ama önemli detaylar çıkar hep karsına. iphone6 ile kıyaslamak bile yersiz.

iphone al, zamaninda note2 aldim 2k ya simdilerde sifiri bile yok. ha note2 bu ama androidlerin degeri ikinci senesinde %50 deger kaybi. ucuncu senesinde guncelleme alamayisi. felan filan. yani iphone al.

ama batarya icin note serisi alinir :)

Haa arkadaşlar batarya demiş. Ben telefondan öyle oyun oynayan biri değilim. İşe gelirken müzik dinlerim sadece. G2 ve İ6'nın herhangi bir farkı yok şuan bence. İ6'da 2 gün çıkıyor merak etme.

blogun içeriği ilgimi çekiyorsa layoutunun ne kadar kötü olduğu umurumda olmuyor. Blog ilgimi çekti...

öbek öbek yazı var bence. paragraflara falan ayırıp okunmasını kolaylaştırabilirsin sanki.

chrome'da yıldızı attım...arada bakarım...güzel

bloglar oldum olası ilgimi çekmez. bir şey araştırırken forumlara dahi katlanabiliyorum ama bloglardan bildiğin tiksinip uzak duruyorum.

konu da tamamen ilgi alanım dışında ama meraklısı için gayet güzel. başka bir formata taşı bence. bir de tuğla gibi paragraflar kullanma. 3-4 satırda bir paragraf ayır derim ben.

blogun ismi filmadları
blog başlığının ismi enteresan filmler
blogun içeriği filmlerin özeti. ilginç geldi bana.

ayrıca bir filmin özeti 1 paragrafta anlatılmalı bence, çok uzun yazmışsınız, filmi izlemiş kadar oldum.

Bioxcin

biotin de alıp için. hem içten hem dıştan destek.

@kakao sonra başka tarafımdan çıkarmasın hocam. İlaca karşıyım, doğal bir şeyler arıyorum bakalım.

biotin sart ama.

Ooo 3-4 tel mi? Amma çokmuş ha.

3-4 tel nedir be ya. yaz girdiği için öyle o. hamburger tost yeme, sıcak suyla saçını yıkama, 30 tl civarında iyi bir şampuan al yeter. tamam biotin de alabilirsin.

b12 vitamini takviyesi iyi geliyor.

ek monitör yararlı olabilir. mac veya imac epey pahalı şuan.

2. seçenek en ucuz çözüm olur ancak 9 yıllık laptop sonunda patlayacak, 1. mantıklı gözüküyor, eğer bilgisayırını taşıma derdin yoksa mac mini bir hayli işini görür.(onu taşımasıda kolay ancak gittiğin yerde monitör olması lazım vs.)

2. en yakın çözüm gibi. ancak şunu da atlamamak gerek; 2. ekranı bağlayınca ekstra render işi yüklenecek bilgisayarın üstüne. daha da yavaşlaması kuvvetler muhtemel.

mac mini'nin grafik gücü ne kadar bilmiyorum ama sadece illüstrasyonları kaldırır heralde. 2 numara olmazsa 1 de olabilir. ucuz yollu olur.

3 en son düşünülmeli.

i7 işlemcili bi mac mini işini görür sanırım. ama artı olarak monitör maliyeti de düşünmek gerekir. mac mini + monitör imac den daha ucuzsa tercih edilebilir. imac le aynı paraya gelirse imac tercih etmek daha mantıklı bence.

peki yeni bi mac yerine yeni bir pc konusunda ne düşünüyorsunuz? aşağı yukarı ne kadar maliyetle yine beni böyle 8-10 sene götürebilecek bir laptop bulabilirim? önerdiğiniz model var mı? rami ekran kartı ve işlemcisi güçlü olsun. kısacası hızlı olsun yani. ssd de olursa tadından yenmez.

ben 3 dolara aldım gayet düzgündü, sonralarında biraz eskidi yıprandı 20 gün beklemeye üşendim 29 lira verip GG'den aldım, şu an onu kullanıyorum. Kendin lazer kesimle falan uğraşmaya değmez bence.. Eğer lenslerin varsa ve illa kendim yapıcam diyosan kartondan yapma bari, düzgün bir şeyler yap evladiyelik olsun...

bu arada geçen duyurusunu görmüştüm, google yeni bir cardboard modeli sürüyormuş piyasaya, sadece 3 katlamada kullanılabilir hale geliyormuş ve daha ergonomikmiş falan filan, o da beklenebilir.

evet I/O 2015'de tanıtımı yapılmış, cardboard v2 diye bişey. verdiğim linkteki modeller arasında en üstte duran o. çıktığı zaman nereden bulacaz ki ama? illa ve sadece US'te satışı olur :\

daha çıktığı gün şuraya düşmesse nolayım :D

www.dx.com

www.gearbest.com

şundan sipariş veriyorum gibi.. :)

çok zayıf

özür dileyerek "çirkin" demek istiyorum. düşüncem budur.

ilk fotoğraftaki sorun değilde ikincisi kötü baya.

otobüsteki baş örtülü teyzeler ye kızım ye diye yaprak sarması sokuşturur bunun ağzına.

2si aynı kisi bu arada

bacımdır. oturur birlikte dürüm ya da iskender gömeriz, üstüne çayımızı içeriz. böyle olmaz. bu şekilde olmaz...

fotoğraflardan bağımsız olarak güzel bir yüzü varsa ve uzuvları orantılıysa bir adım öndedir benim için.

ama kız güzelmiş. zayıfken ucuza transfer ederim. altyapı önemli.

sonrasında gelişim gösterir sanıyorum. beslerim ben.

aşırı sağlıksız ve çirkin.

(bkz: anoreksik)

bu kız kötü durmuyor bence. ama genel olarak aşırı zayıflık iyi değil.
yine de şişko olmasındansa tercih ederim.

model mi bu? instagramdan takip ettiğim bikaç model var benim de. birini eskiden beri takip ediyorum. ajansa kabul edilmeden önce sürekli donut, hamburger, çikolata resmi paylaşıp duruyodu, şimdi hugo boss'un miu miu'nun defilelerine falan çıkmaya başladı en fazla bitki çayı resmi koyuyo :) kızların bir suçu yok. suç sektörde.

Littlejack merak ettim kimmiş o:P

Bu kız Modelimsi bişey ünlü değil pek girlnah diye ara bulursun

instagram fotoğraflarına baktıktan sonra karar değiştirdim. çok çirkin. iflah olmaz derecede çirkin.

saglıksız. çirkin ya da güzel demeyecegim ama bence bundan hoslananın pedofil olması yuksek ihtimal.

ya çirkin ya da güzel olarak ayırmıyorum. bana sağlıksız geliyor. sağlıksız şeyleri çağrıştırıyor.

aynı şey aşırı kilolu insanlar için de geçerli.

5-6 kilo alsa kıvama gelecek, zayıf severim ben ama iskelet gibi kötü öyle

zevkler ve renkler epey ayrisir bu konuda. ama kabul edelim cogumuz eti budu olmayan insanlari guzel bulmuyor.

Gram kas yok hic begenmem

Atletik qizlar eqlesin

töbe bismillah bişi lan. evlerden ırak

Şişman kızın karşılığı bu değil, evvele bunu söyleyeyim. Yani "Şişko sevmiyoruz" deyince böylesini seviyoruz demek istemiyoruz. O konu biraz daha farklı, o ayrımı yapmak lazım. Bu da en az şişkolar kadar hastalıklı duruyor.

Sağlıksız, çirkin ve yağ fazlalığından çok daha kötü. Tercih sıramda "Dünyada tek erkek kalsam bileklerim kopsa ve tek kadın bu olsa." düzeyinde.

çok kötü bu kadar zayıflık. kas yok. bir deri bir kemik. bir tuhaf oldum ya ikinci fotoğrafta. hastalık derecesinde zayıf.

Biraz kilo aldırırım, şişmandaki deformasyon yok bunda en azından.

Nasıl olsa gelecekte kilo alacağı için dert etmem. Sevişirim de evlenirim de karakteri uyumlu ise ve bu resimlerdeki hatunlar kadar güzelse.

@annebenasikoldum benim dediğim de highhsoul nicki

bayılırım

instagram.com
sanırım bu kız.
dostum zayıf iyidir, hoştur, yazın kokmaz, kışın sıkmaz ama bu zayıf değil ki, iskelet sistemini deri ile kaplamışlar bunun.

et yok bunda hiç. bu takıntılıdır, her yerde yiyip içemezsin, yediğine içtiğine karışır, seni kendisine benzetmeye de çalışabilir, uyuşmak çok zor. yoksa zayıf benim de ilk tercihim her zaman, iskelet olmadığı sürece.