Diziye gönderme yok sorumda.. Belirtiler böyle, illa ki gideceğim doktora yalnız, hemen mi gitmeliyim, yoksa yarına kadar sallasam durum nasıl olur diye meraklandım.. Belki buralarda doktor bir duyuru takipçisi vardır diye düşündüm..

Tabii ki Opel..
Kalitesi yeterli..

Öncelikle temiz bir ikinci el kesinlikle. ama yok illa ikisinden biri ise tabii ki corsa.

easytronik ve türevlerinden (her markada ismi farklı) sakınmanı önerrim. o teknoloji henüz olgunlaşmadı. ancak tam otomatiklerle kıyaslarken de yakıt sarfiyatı farkını göz önünde bulundur.

Opel dururken Fiat'ın esamesi okunur mu yahu :)

punto ne ya

Ne alırsan al, otomatikten uzak dur..

ben olsam ikisinide almazdım ama önceliğine göre değişir bu sorunun cevabı?
ucuz yedek parça, bakım ve işçilik için fiat, performans ve konfor için opel. (yakıt tüketimi de önemli ama ikisinide bilmiyorum)
bu arada "active select" olmayacaksa opel'in otomatiğinden uzak dur.

Opel.

Hocam opel'e lpg taktıramazsıız, genel olarak ecotech motorlar pek uyumlu değil lpg'ye. Eğer dizel düşünürseniz de zaten opel, fiat motoru kullanıyor.

Ben olsam ikisini de almazdım. Japon markalarına yönelirdim. Misal yeni auris gibi.

fiesta

Opel corsa aldik, tesekkurler

TüvTürk sitesinden randevu alıyorsun, orada her türlü bilgi var.

tüvtürk'ün sitesinden randevu alın en yakın muayene istasyonuna ve gidin işte devamını onlar anlatır size.

Vergi borcunun olmaması gerekiyor ayrıca.. bir de arabayı muayeneye götürmeden önce bir bakıma sokarsanız başınız ağrımaz.. bulunması gereken malzeme ve ekipmanların listesi tüvtürk sitesinde vardır zaten.. Bir de muayenesi geçtiği için, muayene ücreti haricinde, geçtiği süre kadar ekstra gecikme bedeli tahsil edecekler.. hazırlıklı olmakta fayda var..
kolay gelsin şimdiden..

herhangi bi sanayiye gidip, vize hazırlık için gerekli teknik bilgilere sahip garaja yönlendirilmelisiniz. ilk yardım cantası, yangın söndurucu, far ayarı, cam film olmaması, arabanın orjınal eksoz sıstemıne sahıp olmasın, fren sistemi gibi şeyler kontrol ediliyor..

anne ve etrafında ona sarılan 3 çocuğu diyorum

Galatasaray 3-1 feneri yener anladım

ilk görüşte mancınıka benzettim

yün prenses ne okuyorsun sen? moda tasarımı mı? bu sene bu tarz işler yedi bitirdi beni sanatsal tekstilde. bölümdaş mıyız nedir?

Cidden bu senin final ödevin olamaz.. Bunu jüride karşıma getirseler, yerden yere vururum..

Büyüyen, kökü aynı da kalsa değişiyor diyor. Bence.

resim öğretmenliği temel tasarım dersi 1. sınıf ödevi.

Lekter; onlarca jüri karşısına çıkacak bi şey değil. bu için sadece bir paragraf yazmam gerekiyor.

egemenlik vurgu.

farklı olan kazanır

Vexations+1

Hitap ettiği kitleler ve araçların sınıfları birbirinden çok farklı.. Ayrıca kullanım amacına göre değişkenlikler de var.. Karşılaştırma yapmak bu yüzden güç..
Yine de ilk aklıma gelen şekilde,
Clio - Genç işi, spor, şehir içi kullanım.
Megane - Taksi durağım varsa gideri var, seneye kolay satarım.
Fluence - Lüzümsuzca bu arabaya para gömdüm. 40 yaş üstü orta sınıf adamın biriyim, arada şehir dışı falan yaparım.
Terios - Komple dişiyim. Şehir içi suv aldırdım, iyi veriyorum.

araç almadan önce istediğiniz segmente karar vermeniz daha doğru bir tercih gibi geliyor bana.

hangi araç ile?

sahilden gelme, çevirme var..

otobüsle gideceksen, bornovadan halkapınar a git, halkapınar da otobüslerden 8 yada 554 geçer heralde. oradan. ama metro ile üçyol a gidip, üçyol dan 970 e bin. direk önünden geçiyor. geçen gün test ettim.

İkisi de takım elbisenin altına olmaz bence. Bu arada nerde satılıyorlar? İkincisi güzelmiş.

ikisi de değil..
bu;
shop.incideri.com

İlk bot takım elbise altına olur bence.

ikisi de takım elbisenin altına olmaz. ikisi de 1 ay sonra çok kötü durur. daha güzel modeller var biraz bakının.

2 takım elbıseyle olmaz.birıncı ıkıncıye göre daha iyi gibı ama bence ıkısıde kotu.

flo'ya baktım şimdi. 90-100'e takım elbise için daha iyi modeller varmış. tek tek link vermeye üşendim ama oraya bakabilirsin :)

tokalı olana hayran kaldım resmen. çok hoş. boşver takım elbise için almayı. sen direk al bunu koy ayakkabılığına...

111 - çs x2 verdim ben..bana göre banko..

bugün için mersin yenilmez, hamburg kazanır. falan :)

west ham - liverpool 1
aston villa - stoke city 0

aston villa-stoke city maçı tuttu .) diğeri zaten kuponumun bankosu hehe oranlar da çiçek gibi ha, beraberlik 3.20, west ham galibiyeti 2.50 .)

1 mbps ile hayat geçmez

bence netten dizi izlemiyorsan kısa videolarda sıkıntı olmaz idare edilir.. sonucta fiyatı cok uygun.

ben kullanıyorum, gayet de yetiyor, kota mota düşünmüyorum, kafam rahat.. çok da memnunum..

Öneririm,uydunetin hızı stabil.Sıkıntı çekmezsin.

ttnetin en boktan limitsiz tarifesi bile 50gb'a kadar 8mbit, ondan sonra 3mbit veriyor. bu şartlar altında uydunetin 1mbiti acaip saçma.

2 seneyi geçti, sorunsuz çalışıyor. video da iniyor, online film de izleniyor. ama oturduğunuz yere göre de değişiyor olabilir. ben beşiktaş sınırları için konuşuyorum..

600dk sınırını geçtiğim için 20tl gitmişti. aradım. kadınla tek tek süreleri topladık. 600ü geçmedi. paramı geri verdiler. türkselin çekim gücü. arayın, düzeltirler.

Türksel denen o firmadan uzak durmak şart..

Çiğ balık temiz miydi?

bir şekilde temizlenmeli hayvanın ici. bunun icin ilaclar var diye biliyorum. sen en iyiysi yakındaki bi veterinere git.

cig balik degil, baligin ic organlarini verdim yazmisim yukarida..

parazit durumu mevcut muhtemelen.. Yavru kedilerde sik sik gorunur..yarin veterinere gostermekte yarar var..

İç parazit hapı verir veteriner muhtemelen...bir de iğne olabilir. Veteriner şart. ben balığı pişmiş veriyorum.

Ben 1 dedim. Geçen 0 dedim 1 bitti marsilya maçı. Ben 1 dediysem kesin 0 biter.

Benim aklımdan Lyon geçiyor. Son maçını 3-0 yenilmiş olmasına rağmen.

sisteme atayım ben bunu.. fazla ortada maç..

Bu arada ben bu maça iy/ms 2/0 oynadım.

bana da berabere gibi geliyo. alt olma ihtimali de fazla.

6000 TL, parça başına 1000 TL

6000 tl nedir ya baştan çizime alıyorlar o kadarı, bence 1200 tl yeterli. 6000'i görünce bi anda bu kadar makule inmişim ssyumusakg haklı 500'e bile yaptırılır.

anladığım kadarıyla en fazla 2 günlük işi var, 3d max bilen bir junior kişiye freelance olarak 500 tl ye falan yaptırırsınız. tanıdığım yok

ahaha arkadaş, revizyon dediğimiz şey işverenin gözünde basit bir işlem gibi gözükse de çoğu şeyi baştan yapmak gerekiyor. 1200 liraya gider komşunuzun oğluna yaptırırsınız, aldığı render da hiç bir işe yaramaz. işinin ehli birisi için parça başına 1000 lira vermek gayet normal.

doğru düzgün bir iş değil bu.. işini bilen biri için fazlaca kolay bir iş.. Sürekli çalıştığınız bir insansa, üzmeyin, 500 falan yeter..
sürekli çalışmadığınız biriyse ve tekrar ihtiyaç olmayacaksa 500 bile çok..
Not: profesyonelim ve ben bu revizyonu yapmazdım..

vatandaşlar 6 parça işten bahsediyoruz. anladığım kadarıyla aslında 6 adet daire var. mutfak banyo ve yemek odası olayından işe girersek 18 adet oda çalışması ve render isteniyor.
evet yapılan iş size göre basit olabilir ama madem bu kadar basit bir iş neden işveren kendisi yapamıyor? bu iş size bize basit geliyor olabilir ama öğrenene kadar yapılan harcamalar, çekilen dertlerin karşılığı olan miktarı 6000 TL. aslında oda başına 330 lira gibi bir şey oluyor.

Makine öğüre öğüre 10'dan fazla render alacak, adam gece gündüz onu kontrol edecek ve 500TL diyorsunuz. Yapmayın allasen, bakkaldan ekmek mi alıyorsunuz.

İşine hakim adam 500TL'ye asla yapmaz, 1000TL'ye de yapmaz. exordinary'nin dedikleri mantıklı.

abi 6000 tl demişsiniz de, para kazanmak bu kadar kolaysa kimse boşa üniversite okumasın, hemen gidip bir 3d kursuna yazılsın. hazır bir işin açısı değiştirilip, ve belki de birkaç eşya "delete" edilip render edilecek. allah'tan korkun derim.

ben şahsen şimdinden kendime bir 3d kursu bakmaya başladım.

O iş o kadar kolay değil işte. Her 3d kursuna gidenin becereceği iş değil modelleme-render. Kursa gidenlerin %90'ı azami bir seviyede beceriyor bu işi. 6000TL olmasın, hadi 3000TL olsun ama kesinlikle 500-1000TL gibi fiyatlara gidecek iş değil. 18 tane render, sahne düzeltmesi kolay olsa da, onu ayarlaması, beklemesi, açı değişince ışıklarla da oynamak gerekir vs...vs... öyle oldu bitti bir iş değil bu.

exordinary ile benim savunduğumuz, Türkiye gibi normal şartların sallanmadığı üçüncü dünya ülkelerinde ütopik zaten. 500TL'ye bu işi yapacak adam da bulursun ama dediğim gibi azami oranda işi biliyordur. Para kazanmanın 3d işinde kolay olduğu yok, her yerde olduğu gibi, bu alanda da "O kadar para verilir mi canıııım?" zihniyeti olduğundan, gereken fiyatlara da gitmiyor zaten.

18 tane değil, maksimum 6 sahne.

Mevzu nerelere nerelere gitmiş.. 3ds max programını bilen birinin işi bu.. Ve bir yazılımı biliyor diye adama 6000 lira ödenmesi saçma..
Bahsi geçen iş basit bir iştir.. Bizim okulunu okuduğumuz, eğitimini aldığımız konu, tasarım üzerinedir, 3ds max programının, v-ray eklentisinin eğitimi değildir.. Yani profesyonel olarak bu işi yapan bir insan olarak, 6000 ya da üzeri bir rakam talep ettiğimde, bir mekan çözümlemesi ya da tasarlanması üzerine para talep ederim, bunca yıllık eğitimimin karşılığı olarak..
Sadece 3ds Max kullanabildiği için bir insana profesyonel muamelesi yapılmasının anlamsızlığını ifade etmişimdir umarım.
Bu işin ederi, herhangi bir tasarım ya da ekstra işçilik içermemekte.. Sadece bilgisayarın yapacağı bir iş.. Elektrikler kesilmediği sürece de çözünürlüğe bağlı olarak en fazla 1-2 gün sürer sürmez..
kaç sahne olursa olsun.. 500'den fazla da etmez..
6000 liralık tasarım içermeyen bir 3d işinin görsellerini paylaşabilirim sizinle.. 3d görselleştirme bir meslek alanı, bir yetenek erbaplığı değildir..

Birinin anlatması ile yapmanız oldukça zor görünüyor o işi.. izmir'deyseniz ben yardımcı olayım..

Teşekkür ederim ancak İstanbul'dayım. Peki bir makina mühendisinden yardım istesem madem fiziki olarak göstermesi ya da yapması gerekiyor, o yapabilir mi?

@Clever Boy :) Akıllı adamsın. Sorumu açayım. Şimdi benim kuzen makina mühendisi, az önce ona sordum, abi igs veya stefl formatında kaydedebilirsen ben de onun üzerinden yaparım dedi.

Karıştırırken stfl formatını bir yerlerde görmüştüm şimdi bulamıyorum. Formatı doğru mu ifade ettim ondan da emin değilim. Lan 2 dakikada şuursuz ergenler gibi oldum, nasıl format atılır diye soracağım nerdeyse :/

solidworks gibi genel bulabileceğin programlar 2d resimden 3d parça oluşturmaktadır. 3d cismi de işleyecek adamın istediği formatta kaydetip ona gönderebilirsin.

tempobet, oranlar yüksek ve tasarım güzel. Ayda 3000 civarı oynuyorum

bilyoner.. sanırım benimki alışkanlık yüzünden.. Arayüzü kolay geliyor.. Bir de telefondan falan anında ulaşabiliyorum..

bilyoner, 1500-2000 tl lik oyun hacmim var. tabi hepsi cebimden çıkmıyor.

polyline ile dene

1. spline 'lar tek obje olmalıdır (attach)
2. spline 'lar arasında yükseklikleri farklı olmalıdır.

yüksekliği farklı olan noktalar arasına terrain komutu uygularsan, yüzeyi oluşturur..

arkadaşımda var, ben de kullanıyorum ara ara.. hiçbir sıkıntısı yok, oldukça başarılı motor ve şanzıman kombinasyonu.. Vites geçişleri yumuşak, tork dağılımı gayet iyi, dişli aralıkları yeterli düzeyde, boğulma tıkanma yapmıyor. hızlanması biraz düşük (tabii ki sınıfına göre ortalama diyebiliriz).
tek sıkıntısı van araç olarak geçiyor ve trafikte hız sınırlamaları bineklere göre daha düşük. hususi olarak kullanıyor olsanız bile buna dikkat edin..

yokuşta geri kaçınca ona otomatik vites denilmiyo haliyle.

Başlıkta otomatik dedim ama mesajda yarı otomatik yazıyor :) tam otomatik degil, o yüzden geri kaçırır evet. Hillholder da var araçta, o sorun degil. Forumlara bakıyorum, memnun olanlar cogunlukta ama kimisinde arıza çıkarmış ve servisler kullanıcı hatası diyerek bol sıfırli faturalar cikarmislar. İnsan korkuyor haliyle. Düşük hız sınırına tabi olması çok dert degil, zaten hep 100le gidiyorum ekonomi acısından. Bunda da 90+9'la gidebileceğim maksimum.

Başka kullanan, fikri olan var mi?

geçenlerde osmaniye-adana otoyolunda kulladım ben kgs yi.

2013'e kadar kgs kullanımı devam edecek. bayramda otoyollar da ücretsiz olacak.

kentsel dönüşüm projeleri uzun vadeli projelerdir.. Hangi ildesiniz bilmiyorum ancak devam eden iller mevcut.

istanbul dayım.Önemli kısmı yıkım tarafıdır.Çünkü hala çoğu anlaşma sağlanamamış durumda

Devam ediyor. Daha gecen gun bir arazide gordum, etrafini "burada kentsel donusum uygulaniyor" yazan bir seyle kaplamislardi.

Defterdarlık milli emlak müdürlüğünde bulunur arazilerin kayıtları, yalnız gidip bireysel başvuru ile kontrol etmen gerek..

yani defterdarliga gitmem gerek? nasil bir basvuru yapmam gerekmekte? basvuru sonucunda nerede arsa kaldiysa listesini mi veriyorlar nasil bir sistem var acep?

istanbul'daki işleyişi bilmem.. Her dairenin, müdürlüğün işleyişi farklı.. normal vatandaş olarak nasıl bir yol izleyeceğini deftardarlığa gidip, milli emlak müdürlüğüne sorabilirsin.. Ben mimar olarak bu tip belgelere rahat ulaşabiliyorum.

sketchup, autocad, 3dsmax, rhino.

ek soru için mimarlık öğrencilerinden mi bahsediyorsun?

@goldentitan: evet ogrencilerden

Revit bilen adama cennetin kapısını açar.

cnc makinesi bulmak sorun çünkü. bulsan da pahalı olabilir, emin değilim.
elle yaparken düşünüyorsun da. maketle tasarlamak diye bir olay var.

archicad ve ekürisi artlantis. mesala ben binayı archicad'de modelleyip artlantis'te render alıyorum.

üç boyutlu civ-civ'li çizimleri 3ds max ve v-ray kullanarak yapıyoruz.. bazen cinema 4d, sketchup+vray ve archicad+artlantis kullanıldığı da oluyor.. Revit nadir kullanılır piyasada..
Maket meselesine gelince, öğrencilik yıllarında cnc kullanırsan juriden geçemezsin, mesele tasarladığın binayı ellerinle oluşturup üç boyut algıyı geliştirmek.. profesyonel hayata geçince de yemişim maketi, yarışmalar haricinde maket kullanımı pek kalmadı.. satış ofislerinde kullanılacak maketleri de cnc kullanarak yapan maket ofisleri var zaten.. böyle bizim yavşak piyasamızda durum.

playstation cafe?

kendi işinle bağlantılı bir şey yap.

etüt merkezi aç:)

franchise veren firmalara bakabilirsiniz belki. b-fit spor merkezi var mesela kadın girişimciler için düşünülebilir. ama ne kadar sermaya gerekir hiç bilmiyorum.

asahahaha geçen yıl kapattım etüt merkezini.

dükkan veya ofis al kiraya ver. birebir ilgilenemeyecekseniz o iş zor yürür.

bar aç

Bana ver derdim ama ölü yatırım olur :) izmir'deyim bu arada.. :)

genelev aç..tepecik genelevine alternatif olur izmirde

bence arsa alın kenarda dursun macera aramaya gerek yok, elbet prim yapacaktır.

bujiteri aç abi..süper para var..giren bayan öyle bakıyım derken dükkanı toplayıp gidiyor.üstelik acayip kâr var araştır bak gör pişman olmazsın..sonrada elaman çalıştırıp ufaktan yoluna bakarsın..

çevreniz genişse gayrimenkul ofisi açın yeni yapılanma olan bir bölgede.

hocam bahsettigin gibiyse ortam bence küflü seyler birak hep.

Altı üstü bir tatlı ya.

Abartma bu kadar, çaycının ne düşündüğünü kim önemsiyor.

aynı tatlıdan bir tane daha al dolaba koy. üstünede al tatlı zıkkımlanırsın yaz :))

haklı olan sensin, her zamanki tavrın nasılsa, aynı kıvamda devam et..

Üzerine adını yazdıysan, bu benim kimse almasın demektir ve bizim ofiste olsaydın sana gıcık olurdum. Pinti damgası yemiş olman bu açıdan normal. Ortak buzdolabına konan her şey benim gözümde ortaktır. Alan kişinin haber vermesi gerekirdi, o açıdan haklısın ama tutup da herkese benim tatlımı yemişler diye vıkvıklanılmaz.

belki o kendisi yedi, şimdi baskın çıkmaya çalışıyor.
sonuçta ne derse dersin, 1 liralık çikolata bile olsa, sana ait olan bişeyin, senden habersiz alınması saygısızlık ve hatta hırsızlıktır. o anda görünce çok canı çekmiş dayanamayıp almış olsa bile, sana haber vermesi hatta muadil bişeyi vermesi en azından borcum olsun demesi gerekirdi.

hocam ben bu ofis ortamlarına ilk girdiğim de neredeyse böyle bir hata yapacaktım.
dolapta bir tane taze sıkılmış meyve suyu vardı. üstünde de kime ait olduğu yazıyormuş. ama ben hiç dikkat etmedim. dolap ortak ya, her istediğimi alabildiğim için onu da aldım. bu başkasının olabilir gibi bir düşünce gelmedi hiç aklıma.
herneyse aldım bunu masama götürdüm. tam açacağım, kapağı zorluyorum işte bir anda üstündeki yazıyı fark ettim. ohannes deyip geri götürdüm.
belki de kapak zorlanmasa, farkında olmadan götürecektim başkasının malını.
demem o ki, olabilir böyle şeyler. çok abartmamak lazım. insanız sonuçta

tatlıyı oraya koyman adını yazman falan tuhaf bir davranış bence, alakasız zamanda alakasız birisi alıp yiyebilir, yemese bile canı isteyebilir. sadece bir tatlı o an yemediğin için zaten bayatlayacak, ben olsam isteyen yesin diye dolaba koyardım sorun olmazdı lafını etmeye utanırdım açıkcası.
tabi bu demek değil ki o kişinin yaptığı doğru yaptığı şey sinir bozucu evet.

ortak yere konan herşey ortaktır mantığı nedir abi? Ortak otoparka konulan arabanın çalınması felan normal bu durumda? Benim anlatmak istediğimi çoğu kişi anlamamış. Ben yapılan saygısızlığa ve akabinde parasal boyutuna dikkat çekilmesine takıldım. Bir tatlıyı kafaya takacak kadar manyaklaşmadım henüz..

Buzdolabı ortak kullanım alanı algısı çok yanlış.
Ne demek içinde ne varsa ortaktır?
Ben diyet tatlı alıcam oraya koyucam, "burası ortak alan" deyip biri götürecek? Kafalar iyi galiba?
Askılar da ortak alan o zaman, beğendiğimiz montu hırkayı giyip gidelim her gün.. Breh breh..

madem olaya tatlı değil para açısından yaklaşmışlar...
dolaba tatlı değil, tatlı parası bırak.

oharey
sanki herkese buzdolabı veriyolarda ortak olana koyunca herkes kullanabilirmiş
haklısın bu sefer komşu
ama ipleme uzatma, ye tatlıyı geç, kafana takma
-Homer

araba ve tatlı örneği çok alakasız malum. benim demek istediğim bu tarz şeyler pek hoş karşılanmıyor ya da önem verilmiyor bu toplumda çünkü herkes fazlasıyla paylaşmaya alışık. arkanızdan bu böyle yapıyor bak bu cimri bile derler. alışkanlıkları değiştirmek zordur. tek sorun tatlıyı yiyen kişinin ben yedim ama sorun olur mu şeklinde, bir açıklamayla beraber durumu size anlatmaması.

buzdolabına konulan ıvır zıvırların herkes üstüne birşey yazıyor. Bu genel bir uygulama. Önemli olan insanın güvenerek birşeyi oraya bırakamayacak olması. Evet onun canı istedi yedi afiyet olsun..ancak benim de bugün canım istemişti o nasıl olacak? Ben de daha önce ortak bir yerden bir ürün alıp sahibine haber vermiştim. Ve akabinde yerine koymuştum. Bence olması gereken budur. Demekki ben birşey söylemeseydim hiçbirşey söylemeyecekti.Ayrıca üzerine al tatlın orda ye sus tadında yorum yapılması çok ağrıma gitti anlatmak istediğim bu.

dolabı tatlıyla doldururdum.ve isteyenin alıp ordan yemesini söylerdim.

ofiste çalışan sayısı azsa herkes için tatlılar alır, üstlerine isimlerini yazar dolaba koyardım. alan kimse utanırdı.

demekki çaycınızla aynı şekilde algılamıyorsunuz olayı siz isminizin yazıldığı şeyin sorulmadan alınmasını saygısızlık olarak görüyorsunuz fakat o bunu cimrilik, malını sakınmak olarak algılıyor bunu kolay değiştiremezsiniz yapabileceğiniz bir şey yok hayatınıza devam etmekten başka, o tatlıyı da canı isteyen yesin diyerek hatta belki üzerine yazarak dolapta bırakabilirsiniz böylece tatlısında olmadığınız belki anlaşılır.

her şey bir yana:

"ortak dolaba konan her şey ortaktır"

böyle bir şey asla olamaz.

fantezi dünyasında çareler çözümler etik utandırmalar didaktik hareketler bitmez ama gerçek hayat farklı. wc'nin sifonunu çekmeyen (aynen s.çtığı gibi bırakan...) insanlardan dolayı çıkan tartışma, mesela bunu bile 3 ayrı yerden duydum. gerçek hayata bakalım:

1. herkese tatlı koy falan filan, kimse utanmaz oturur bir de yerler bir de sana "eee bir tatlı için mızmızmanlandı da bak kendisi utandı" derler.

2. bizim millet böyle şeylerden anlamaz. sen "tatlımı kim yedi ben malında değilim yapılan hata" desen de herkesin diyeceği "yaa bir tatlı için ağladı" gibisinden bir şey olacak.

3. toplu yaşamda en mal en salak en gerizekalı adama göre hareket edeceksin. işyerinizdeki şartları bilemem ama dolaba böyle şey koyma işte. olacak olan budur.

4. ben olsam sesimi çıkarmazdım bir daha da koymazdım oraya bir şey.

5. askerde yatılı okulda vs vs buna benzer çok şey gördüm. askerde ben kola koymuştum dolaba. falanca komutan kola istemiş emir eri bulamamış dolaptaki ---kolanın benim olduğu kendisine söylenmesine rağmen--- kendi komutanından korkup almış. sonra ben öğrendim durumu çocuk hem benden hem kendi komutanından sopa yedi. tüm gün çocuklara kola ısmarlayan ben dolaptan 1 kutu kolasını kaptıran yine ben. belki o bana hediye belki tenekeye bir şey yazdım belki kola içme hastasıyım vs vs sen nasıl başkasının malını dolaptan alırsın diye yedi bu sopayı. ağladı falan. ha nedir sonuç ne? hata yine bende. bölüğün dolabına bir şey koyarsan olacağı bu.

şu an gittiğim spor salonu mesela, tek kat 200 metrekare bir yer. salon sahibi dolaba uzum koymus. adam da tum gun orada ha. nasıl olduysa diyor uzumun yarısı buhar oldu. adam spor yaparken gıtmıs yemıs. dedım hata sende. koyma. kendı salonunda kendı gozu onunde kaptırdı. neyse böyle işte. ben kendı abımın ablamın evınden dolaptan bır sey cart dıye almam yemem ne olur ne olmaz sorarım.

6. ha nedir şu olur: (bu önemli*****)

adam cok canı cekmıstır sekerı dusmustur delırmıstır tatlıyı yer ama sana da not bırakır dolaba veya masana:

"ned flanders tatlını yedim kusura bakma yarın ısmarlarım" der. ha tamam.

bu yok ama.

o zaman bu yürümek falan değil net hırsızlık. kimse kusura bakmasın böyle.

yani sonucun da sonucu:

1. koymayacaktın.

2. kaptırırsan da sesını cıkarmayacaktın. yok 1 tatlı ıcın mızmanlandı yok o ona soyledı o gıttı yedı ama esas bu yemedı ot bok bıtmez geyık.

Büyük ihtimalle kendisi yemiştir. Ama mal olduğu için üste çıkmak için herkese senin pinti olduğunu yaymıştır. Ama tatlı mevzuunu kapatın artık. Konuşmak aleyhinize çalışır böyle durumlarda.

yarın iki tane tatlı al, birine kendi ismini yaz, birine de ortak fln yaz... baktım birilerinin canı çekiyo, kendikimden olmiim dedim en azından, afiyet olsun kim yerse dersin... zaten yeterince maraz çıkarttığın için bir daha yapmazlar muhtemelen, senin de adın pintilikten çıkar, kapiş?

Ben olsam bişey yapmam ama haklısınız. Ev arkadaşlığı filan söz konusu olduğunda dolaptaki şeylere isim yazmak aşırı tuhaf geliyor bana ama ofisteki buzdolabına konan herşey ortaktır diyenler de düpedüz saçmalamış. Bir kap tatlı kaç kişi için ortak olabilir? İmkansız. Ortak olacaksa herşey, anca herşeyden (ofisiniz kaç kişiyse) 20 porsiyon filan almanız lazım. 20 kişilik ofiste 1 kap tatlının ortak olması demek, ilk görenin götürmesi demektir anca. Onda da ortaklık, paylaşmak filan gibi güzel kavramlardan söz edilemez.

buzdolabının ortak olması, içindekilerin de ortak olduğu manasına gelmez. herkes kendi dolabını getiremeyeceği için bir tane ortak kullanılır.

uluslararası bir organizasyona yeni başlamıştım. brifing odasında ufak bir soğutucu vardı, şu sandık gibi olanlarından, içinde de bir tane açılmamış votka şişesi vardı. haftalarca orada durdu kimse almadı. bizden öncekilerin bıraktığına kanaat getirince içtik gitti. orada aylarca bulundum. oraya ne konulursa konulsun sahibinden başkası almazdı. üstünü isim yazan da olmadı.

ben olsam kimseye söylemezdim. alan kişi anlayışlı olsa onu oradan almazdı zaten ama dolabın kapısına "bu dolabın içindekiler ortak değildir. kendi koyduğunuzdan başkasını almayınız" gibi bir şey yazıp asardım.

la hiç mi izleyen yok.

1973 yılında geçmekte olay.. (az önce duydum zap yaparken) :)

ben eve az önce geldim bu dizi oynuyodu.
Kenan abimizin dı mahir sanırım yavukluuu esmer güzeli bi abla var oda galiba aysel
tam bunların nişanlanacağı gün, birisi tuzak kuruyor kenanı güya başsavcı çağırmış oluyor babası da oğlan nişan nişan gitmesin diye kendi gidiyor. savcıyı öldürmüşler ihale babaya kalıyor. adam zaten eski hükümlüymüş tutuklanıyr idamını isteyekceler.
Gördüğüm sahnelerde bunlar oldu bi de pavyon mayvon ayakları var ama anlamadım oraları

www.sahibinden.com

@godless frog 'un önerdiği cihaz, bada işletim sistemine sahip. Whatsapp kullanamazsınız şu an için..

www.sahibinden.com 185 tl ye iyiymiş bu bence.

kimse cevap bile yazmıyor lan :/

iç gülüm sen şarabı.. kısa ve net cümleler kurmak yerine, samimi ol.. detaycı ol.. insanları gözle, girişken ol, kendine güven.. en piç adam bile şu an senin hissettiklerini hissetti bir zamanlar.. zamanla azalacak bu.. afiyet olsun şarap da, hani olsa da içsek derler ya, o derece afiyet olsun lan!..

hacı bu işler biraz da tiple alakalı.Tipinde yavşaklık yoksa ne yaparsan yap olmaz..saçları apaçi modeli kestir ve her boka atla ama yine de olmayınca olmaz işte

böyle kal.en iyisi böyle olmak.

bizim zamanımızda her semte, her deliğe semt servisi vardı.. beytepe servissiz çekilmez yahu..

Servislerle anlaşılmamış mı, rektör mü imzalamamış, öyle birşeyler diyollağ. Sadece Melih Bey'in özel otobüsleri varmış bu aralar.

Ama emin değilim. Kulaktan dolma duydum öyle.

serviscilerle okul anlaşamamış. şu an semt servisleri yok. sadece egolar var. bu arada dolmuşlarda kalkmış. onun yerine özel halk otobüsleri gelmiş.

babam şantiye mühendisi. şantiyede daha çok para var, ama adamın canına okunuyor. ciddi ciddi erken yaşlanıyorsun yani, bir de bi tarafta takım elbiseyle temiz temiz çalışıyolar, bi tarafta çamur toz toprak içinde. bi de proje bazlı çalışma ihtimalin şantiyede daha çok.

gözlemlerim bunlar.

Mühendislik açısından değil ancak, mimari açıdan değerlendirirsem, forza ofis derim.. :)

santiyeye ciktin mi geri donusu zor oluyor, hayatin kayiyor. iyi taraflari da var, kotu taraflari da var. iyi tarafi daha cok para kazaniyorsun, kotu tarafi parayi harcayacak halin kalmiyor. yurtdisinda santiyeye ciktiysan gocebe olup cikiyorsun, oradan oraya gezip duruyorsun, bir turlu duzen oturtamiyorsun, evlenemiyorsun, yabanci kari alsan buyuk ihtimalle yurutemiyorsun falan filan. cok kotuledim ama santiyeciysen sosyal hayat sorumluluklarin az oluyor, az ama yogun yasiyorsun sosyal hayatta, paraya biriktirme derdin yoksa kariya kiza cok para yedirebiliyorsun, sikinin keyfine yasiyorsun, o da bir arti olarak sayilabilir.

Yeni mezunken şantiye çok iyi bir tecrübedir, 30'undan sonra ofise doğru yol almak gerek. Şantiyelere çok gidip gelmişliğim var denetmen olarak.

org işine hiç girme. oyuncak onlar. bir tane MIDI Klavye al. USB'den bağla bilgisayarına güzelce, bir de Reason 5 bul. onlarca piyano tonu elinin altında.

www.pennamuzik.com

piyano ile org bambaşka enstrümanlar.. dijital piyanolara bakabilirsin, clavinova oldukça başarılıdır.. eğer bütçe 1000 tl altındaysa, her halükarda akustik piyano ürünlerinden birini alamayacaksın demektir..

www.do-re.com.tr
gibi ucuz ama iş görür piyanolara yönelmelisin..

Midi klavye işi ilerletenler için degil mi daha cok. Yani müzik altyapısı falan hazırlamak için. Amatör piyano ögrencisi üstesinden geleblr mi sizce. Bide bilgisayar teknik özellikleri ne gerektirr. Ses kartı gibi

MIDI Klavye'nin kullanım alanı tabii ki çok geniş. Fakat sadece klavye çalmak için de kullanılabilir. Ses kartına ihtiyacın yok. USB üzerinden bağlayacaksın. Çok çok güçlü bir bilgisayara da ihtiyacın yok.

Revit 2012 için şöyle bir şey var: www.revitforum.org
(Sadece render değil çalışma hızını da ölçüyor. Hem de insanlar kendi sonuçlarını da yazmışlar falan.)

adresine gönderdim bir dosya.. Ancak revit falan değil.. Ben autocad ve max kullanıyorum.. Gönderdiğim sahne de max sahnesi.. revit kullanımı gözlediğim kadarıyla oldukça az..

Çok km yapacaksan bakım masrafları, yedek parça gibi kriterleri göz önünde bulundur.

Yedek parça sağlamlığı ve Türkiye de yedek parça konusunda daha bi bulunabilirliğe sahip olan ford bi adım öne çıkar.

ford.
dahi anlamındaki -de ayrı yazılır.

Araç kiralanacak. Bakım, yedek parça, vs. gibi masraflar olmayacak. Araçlar dizel olacak.

Her türlü Ford.. Citroen ile karşılaştırıldığında, dizel ve benzinli motorlarda açık ara öndedir.. Servis, bakım maliyeti, motor ömrü, tepe tepe kullanılabilirlik kapasitesi.. Taksici arkadaşların seçimlerine dikkat edebilirsiniz böyle konularda..

bencede ford, benim pederimin ford u var 2008 de sifir aldi vallah hic arza etmedi

focus daha sağlamdır, daha az sorun çıkarır, çıkan sorunların çözülmesi de daha hızlı olur. kiralayacağınız için sizi ilgilendirmese de ford'un servis ağı ve yedek parçası her zaman daha kolay bulunur.

konfor olarak denk arabalar. o yüzden tercihim focus olurdu.

fiyat olarak herhangi bir kıstasınız yoksa sherwood derim ben.

www.sherwoodfurnitures.com

tepe mobilya da çıkartmıştı vintage mobilya.

en güzeli özel tasarım ile imal edilmesidir.. izmir'de yaşıyorum ben de, beğendiğin modeller varsa fiyat almanda yardımcı olabilirim..

Vw golf, polo sker

Sehbenderzade kadar kötümser değilim. Otomatik vites ben de önermiyorum, otomatik araçlar daha da bir nazlı oluyor. 15'e kadar bütçe ile 3-4 senelik binici olacaksanız, hb şehir fareleri bulabilirsiniz. palio olabilir, parçası bulunur, 2. eli kuvvetli, bakım maliyeti düşük. acemiler için uygun. alternatif olarak Corsa ve Fiesta bakılabilir. özellikle Fiesta otomatik vites araçlar içersinde pek bir sorunsuz olmaktadır. En son tercih olarak yerinizde olsam toyota yaris bakardım. Fransız araçlarından uzak dursanız yeter. kronik problemleri ile uğraşmayın derim.

15'e temiz golf bulamazsınız. ayrıca bakım-parça maliyeti yüksek olur. acemiye gelmez. :)

ben de senin gibiydim 14000 tl verip 2007 senesinde 2000 model opel corsa otomatik aldım, 2010 senesinde artık piştim dedim ve simdi manuel vites son model ford focus a biniyorum. temiz opel corsa veya vw polo al panpa, öğren sonra güzel bir arabaya binersin.

ben de basliga ortak cikayim...
ben de araba bakiyorum ve bugun uzman tvde elemanin biri eger bakimlari iyi yapildi ise dizel arac 300bin 400bine kadar gider diyor. Benzinliden bile cok gider ama bakimi yapilmali diyordu Bilen varsa dizelin omru ne kadar?

1997-2001 arası Honda Civic alıyorsun. Otomatik Vites'in tadını çıkarıyorsun. Beni de hayırla yad ediyorsun.

dergus'a katılıyorum.

scirocco.. alman'dan şaşma..

yakıt tüketimi, kalite, tasarım, ikinci el gibi kriterlerin ortalamasını alırsak kesinlikle vw jetta (yeni kasa) vw golf, toyota corolla.

Megane sport tourer baktığına göre sana bilmeden scirocco, golf, corolla ve jetta gibi alakasız öneriler vermemeliyim. Mesela c4 picasso, 5007 gibi araçlara da bakabilirsiniz.

bencede bu paraya alman arabası düşün ford focusda olabilir

51bin tl verip renault almak hep garibime gidiyor. bilemiyorum. renault ...

renault'lar çoğu alman arabadan(vag) daha yüksek ncap yıldızı alır. hele ki bu araç megane ise.

test sürüşü yap. hangisinin ses izolasyonu daha iyi, malzeme kalitesi daha yüksek, iç donanımı daha fazla ise onu tercih et bence. ister kia olsun ister sangyong.

Yılsonunda kampanya olması sebebi vergi yüzünden. Genelde şirket sahibi olanlar aldıkları aracı gider olarak gösterip vergiden düştükleri için, sene deviniminde araç almak karlı olmakta. Firmalar da bunu değerlendirmek için kampanyalarını cazip hale getiriyorlar.
www.arabam.com 'da kampanyalarla ilgili güncel bilgiler oluyordu genelde yanılmıyorsam.

Firmalar, mevcut yılın modellerini elden çıkarmak için yıl sonlarına doğru kampanya yaparlar. Örneğin şu an 2011 kasımındayız ve 2012 modeller satılmaya başlandı. Dolayısıyla 2011 olanlara talep düştü ve onları elden çıkartmaları gerekiyor.
Dikkat edilirse, kampanyalar genelde 2011 modelli otomobiller için yapılıyor.

cg.tutsplus.com
bunu bir incele.

www.insaatim.com
bir de bunu incele.

animationscope.com
üstüne bir de bunu incele. Mesele hakkında zerre kadar öğrenmediğin nokta kalmaz sanıyorum :)

sanırsam adı wire render olarak geçiyor :

www.secondpicture.com

çevreyle olur.. henüz yaptırmadıysan, önce bi odaya kaydını yaptırabilirsin mesela.. yaptırdıysanda oda etkinliklerine katıl/git/görün vs.. yavaş yavaş olur gider.. yetilerin gayet iyi.. acele etme.. yavaş yavaş olsun doğru olsun..

vay be. bir mimarın bile bu derdi varsa biz öldük demek :( artık her iş alanında geçerli olan bir şey var maalesef: kimsenin seni keşfetmesini beklememelisin. eskidenmiş onlar. senelerce beklersin yoksa, kimse senin farkına varmaz. varmalarını sen sağlayacaksın, işi gidip kendin alacaksın. kendini sunacaksın. yoksa senden kötü adamlar yırtıklıklarıyla işi alır, sen çekingen olduğun için olduğun yerde kalırsın.

mimarlık sektöründe çalışıyorum. kapı kapı dolaşma asla. araştır ve kendine hedef firmalar belirle, onları ara ve sekreterlerine, iş başvurusu için cv yollamak istiyorum hangi adrese yollayabilirim, de ve bekle. bir başka yol da arkadaşlarının çalıştığı firmalara arkadaşların vesilesiyle girmek. tabii secretcv ve kariyer.net'ten bahsetmiyorum bile.
not: en çok girmek istediğim firmaya bahsettiğim şekilde mail atmıştım eleman aramadıkları halde, ertesi gün görüşmek istediler. bu iyi bir önyazı ve düzgün bir cv'ye bakar. biraz da şans.

bana bir göndersene cv ve portfolyonu, mesajla gönderiyorum adresimi.

Yem derken. Kedi mamaası diyorsun herhalde. Valla ben mama kabına günde bir kere mama koyuyorum bir kase gibi düşün çok büyük de değil bir gün yetiyor en kötü ihtimalle sabaha bitmiş oluyor. Kapını kapatıyorsan derdi kapı olabilir yemden çok yanına gelmek ister kedi dediğin.

ben koyuyorum kafama göre mamasını kedim istediği kadar yiyor ordan fazla koyunca bi sorun olmaz bence benim kedim tekir sokak çocuğu

Karakterine göre değişir ama bizimkinde hiç gece yemek problemi olmuyor. 1 yaşından büyükse biraz fazla koyarsın yatmadan önce mamasını, gider gelir yer o. Doyunca bırakır, acıkınca tekrar yer. Kendisi ayarlar yani.
Muhtemelen mama yüzünden zıplamıyordur tepene.

1 yaşından büyük, 2 yaşında..

Mama kabini bos birakma. Gece yatarken kabinda biraz mamasi olsun.

sorunun mama olduğunu sanmıyorum, muhtemelen o saatlerde uyanıyor ve canı sıkılıyor ilgi istiyordur :)

gece kuru mama bırakabilirsiniz kabında. o büyük ihtimal mama değil ilgi istiyor. gece odanıza almıyorsanız kapıyı tırmaladığında açıp olumlu/olumsuz ilgi göstermeyin, yoksa her gece böyle devam edecektir. kesinlikle ses çıkarmayın sıkılıp gider. içeri alacaksanız bile tırmalamayı bıraktıktan sonra alın.

ikinci bir kedi alıyorsun. arkadaş oluyorlar. gece de birlikte tepinip eğleniyorlar. seni rahat bırakıyorlar.

doğru anladıysam

www.nirsoft.net

programı kurun, pc de kayıtlı olan wireless ağlarının şifrelerini gösterir

denetim masası - ağ ve internet - ağ ve paylaşım merkezi - (sol tarafta) kablosuz ağları yönet - şu anda bağlı olduğun ağa sağ tıkla - özellikler - üstteki sekmelerden güvenlik - aşağıda karakterleri göster var ona tıkla. ahan da tam karşında

Program kurmaya gerek kalmadan:
Modemin içine dalıp, kablosuz ağ güvenliği bölümünden de şifreyi görebilirsin.

1. Kullandığın ışığın v-ray ayarları default olmuş olabilir.
2.Materiallerin v-ray ayarları defauly olmuş olabilir.
3. Ki bence en önemlisi kameranın ayarları default olmuş olabilir.

4.32 bit de ki vray'in sürümü düşükse, ayarlar tam olarak yapılındırılamayabilir.
Kamera yine tam ışık alamıyor gibi, doygunlaştır?
Shutter'ı yükselt F'i yükselt. Olmazsa biraz ISO ver.

Aynı configrasyon, aynı preset ayarlarıyla bile farklı renderlar çıktığını gördüğüm sevgili dostum vray ile ilgili söyleyecek bir kelime bile bulamıyorum.
Gelelim soruna, envoriment ve vray-sun ayarlarını tekrar yap bence. Sahnedeki tüm ışıkları, özellikle subdivision ayarlarını tekrar kontrol et. light cache kısmını bir kontrol et, 1200 sub, 0,01 sample yeter sanırım. pysical cam kullanıyorsundur herhalde, f-number'i biraz düşürmek işe yarayabilir. shutter speed'i biraz düşür, white balance'i da 255'e yaklaştırırsan galiba görüntüye yaklaşırsın.
iso'da bence 400 olmalı.

@benlik bu kadar , f-number ve shutter speed değerleri düştükçe kamera ışığı daha fazla yakalar.

@Lekter
evet demek istediğim shutter 1/5000 falansa 1/100'e çek. Büyüklük küçüklük kavramını karıştırdım.

tüm ayarlar o kadar aynı ki. tek tek hepsini inceledim. ışığın yeri de ayarları da aynı.
kamera ayarları da o yükseklikteki ışığa göre iyi sanki. 1/200 pozlama. asa'sı da 100. diyafram 3.2

ne biçim iş :/

O vakit benim ilk söylediğim duruma geliyoruz, "her bi skim aynı ama render farklı lan!" sendromu diyoruz buna biz.
Böyle durumlarda, sahneyi çıplak hale getirip, ışıkları kamerayı falan yeniden kuruyorum. Zoruma gitmiyor mu, inan gidiyor.
Ama son bir çare, temiz bir max aç, içine merge ile at sahneyi, vray'i tekrar ayarla, belki yırtabilir o vasıtayla. Başka da aklıma pek bir şey gelmiyor.

şimdi mevzu şuymuş; benim bilgisayarım 64-bit iken, gitmiş 32-bit'lik max kurmuşuz buna. 64 kurunca canavar oldu.

sagolun hepiniz.

eğer üzerinde varsa pireleri el/cımbız ile temizleyebilirsiniz sayısı az ise. bi de ev kedileri, eğer sokağa çıkmıyorsa kolay kolay pirelenmez. yani korumak pek şart değil (2+2 (iki farklı evde) kedim var, beni bile pire ısırdığı günlerde onlara bulaşmadı)
hadi kedi suyu seviyor diyelim. o yüzden banyo yaptı/yaptırdınız. ama unutmayın ki pire yıkanmak ile gitmez. o yüzden pire temizliği için yıkamayı unutun.

pire damlası zararlı falan dediler.
güvenilir bir pire damlası var mı

pire damlaları zarar vermez. veterineriniz kedinizin ensesine bir damla ilaç sıkacak bu da oldukça uzun bir süre korur. (benim kediler yılda 2 kere ilaçlanıyordu)

veterinere götürün, pire damlası yaptırın. 25-30 lira bir maliyeti var.

pire tasması koştururken bir yere takılırsa çok fazla zarar verebilir. pire tozu ise eğer yalanırsa çok daha fazla zarar verir. 2 aylık bir ufaklık için pek fazla bir seçenek yok. 5-6 aylık olunca veterinere pire damlası yaptırırsın bu yeterli olur.
bir de kediyi sakın YIKAMA. van kedisi v.b. bir kaç sıradışı tür yıkanmayı sevse geneli sudann nefret eder ve kediciği yıkayarak hasta edebilirsin.

dışarı çıkmazsa parazit olmaz hastalanmaz demedim. dışarı çıkmazsa pire olma ihtimali daha az dedim. babam evde 2 bahçede en az 15 kedi bakıyor ki emin olun bir çoğu pireli, www.youtube.com ancak eve gelince bu kedilerle ilgilenirken giydiği giysi ve ayakkabıları ortadan kaldırıyor. üstünü de bir kontrol ediyor var mı gözle görünür bir şey diye. sorun kalmıyor.
kediler dışarı çıkmıyorsa hastalanmaz hiç bişi yapmayın demedim, kediler dışarı çıkıyorsa pire kapma riski azdır çok dert etmeyin dedim.
tv reklamlarındaki "mikroplarrrrrrrr heryerdelerrrrrrrrr" sözlerin kapılıp evin her yanını domestosla temizlerseniz emin olun bir insan olarak daha çok hastalanırsınız. ancak tabii ki mikropları azaltmak iyidir. fakat tamamen mikropsuz ortam son yıllarda bolca konuşulduğu gibi iyi değil aksine kötüdür. ben size link vermeyeyeyim, ancak sadece şu iki kelimeyi aramanızı rica edeyim google'da: "antibiyotik"+"bağışıklık"
uzağa da gitmeyelim: antibiyotik bağışıklığı
bu arada 4.5 yaşındaki kedim 4.5 yılda hiç pirelenmedi ise demek ki evde über bir ortam yaratmışız kendisine. aferin bize.
not: 5 aylık olanlar da pirelenmedi hiç ama hadi onlar daha genç teyzesi.

bir araba laf edilmiş ama yazılmamış hala

KEDİLER YIKANMAZ. Köpekler yıkanır. Kedilerin yıkanmasına gerek yok. Onlar yalanarak temizlenirler. Bir tek uzun tüylü ve bu yüzden kendilerini yalayıp temizleyemeyen iran kedileri yıkanırlar, arada da traş edilirler.

Normal kedilerin yıkanması onları derisinin üzerindeki katmana zarar verir.

Sağdan soldan tek tük kedilerini yıkayanlar olduğunu duyacaksınız ama buna aldırmayın.

Hala kedinizi veterinere götürmediniz mi??? Veterinere götürün.

Lütfen kedilerle ilgili daha çok bilgi edinmeye çalışın. Gerçi burda sormanız çok iyi oluyor. Aman dikkat!

@mea maxima culpa
Kediler yıkanmaz diye bir genelleme yapılamaz, kediler uygun ortam sağlandıktan sonra gerekliyse yıkanabilir.
Daha temiz olmaları için yıkanmalarına gerek yoktur. Temizlik meselesini çoğunlukla kendileri hallederler.
Edit: Stresten mantar oldu bizimki, kütür kütür yıkadık, ordan biliyorum :)

vandan bozma olanlar 2.el tanıdık harici alınmaz. zamanında şirket arabası olarak kullanılmışsa her açıdan kötüdür. onun dışında tek kapı corsa candır, canandır. yakıt tüketimi hayli düşük. yani litre bazında teknik veri paylaşcak değilim ama istanbul trafiğinde 20 liraya 100 kilometre rahat gider, uzun yolda normal kullanımda koyduğunun 6 katını gidersin(20-120). konfor olarak zaten astrayla benzer özellikler taşıyan bir araç.

@mosakale 'ye katılıyorum. Sağlamlık ve yakın yönünden seni kesinlikle üzmez, tanıdık bir ikinci el olursa. Ancak 2. el açısından elden çıkarman biraz zor olabilir. Tek kapı aracın müşterisi oldukça az olur.

salamis-bay conti resort hotel var gayet güzeldir yeni yeni yapılmadı ama.

Cratos Premium Hotel

Bütçeyi belirtmemişsin, Salamis'i öneren olmuş, ben de Oscar Otel'i önerebilirim. Girne'ye yakın, temiz ve yemeklerinden memnun kaldığım bir otel olmuştu. Bütçe olarak da ortalarda. Acapulco Otel de diğer seçenek olabilir.

paran coksa kratos kibrisin en kalbur ustu otelidir. ortam mukemmel.

Aynen İzmir ilinde 2 aylık kalacak yer meselesi sıkıntısını halen ben de çözemedim. Ve izmir'i bu konuda harbi taktir ettim.

şimdi gaziemir'de oturan bir arkadaşıma sordum, emlak bankası evlerinde eşyalı kiralık ev görmüş, akşam geçerken kiralanmadıysa telefonuna bakacak, size yazarım.

bir de benim aklıma şey geldi, bornova eü hastanesi civarında hasta yakınları için hazırlanan möbleli kiralık evler var, kısa dönem kiralanıyor. bornovadan gaziemire metro var, pansiyondan iyi olabilir diye aklıma geldi. kolaylıklar.

emlak bankası ve ilerisinde kesin kiralık daire vardır. meydan ve civarında kiralık ev bulmak zor gerçekten. optimuma da dolmuşla gelip gidersin...

ayrancılar tarafında egekent ve üçpınar yapı koop. var. buralarda uygun fiyata daireler-hatta dubleks bahçeli daireler var dolusuyla. dolmuşla yarım saatte de optimum'dasınız.

kimi öğrenci yurtları yaz dönemi öğrenci olmayanlara da oda kiralıyor sanırım. dalın sorun gördüğünüz yurtlara.

İstanbul'u bilemem ama motor üzerine yorum yapabilirim.
Başlangıç için güzel makine. Doğru düşünmüşsün, 1000cc gibi bir ölüm makinesi değil. Zaten genelde şehir içinde kullanacaksan 1000cc tadını da alamıyorsun. Satarken de zorlanmazsın çok. Yalnız şu durum var ki, eğer "0" alacaksan, hemen hemen aynı rakamlara honda cbr250r aynı fiyatlara gelmekte. hyosung grenajları vs. daha görkemli duruyor olsa da, honda tavsiye ederim. Honda nerdeyse hiç sorun çıkarmayacaktır sana. "Ustruplu kullanıcam valla!" dersen, (ki bence imkansız, motor illet hastalık, en mülayim adam altındaki canavar'a uyuyor) o zaman tek sefer alırım, değiştirmem dersin, 2. el bir honda 600rr bakmanı şiddetle tavsiye ederim.
Gerçi ne alırsan al hiçbiri yetmeyecek, en son varacağın yer ya "hayabusa" dır, ya "r1"..

uzunca bi süre istanbul trafiginde motor kullanmış biri olarak hyosung gt250 tavsiye etmem. 250cc lik motora 1000cc görünümde kasa koymanın bedeli motoru hantallaştırmak. tabi burada senin boyun ve posun da çok etkili. 1.85 - 90 kg bi adamsan hyosung seni pek zorlamaz. ama 1.70 - 60 kg isen ilk başlarda ağır gelecektir.

sadece görüntüye bakmazsan cbf250 ve ybr250 de oldukça sağlam ve kullanışlı motorlar.

600rr konusunda; evet gördüğüm en pratik motorlardan biri. gerçekten hafif ve kıvrak. düşük devirlerde çok sakin aman gazı kaçırdım tepeme geçti durumu yok.
ama insanın kendine hakim olması zor. yanına biri gelecek gazlıyacak sen de gaza gelip az daha, az daha derken bi bakmışsın kadranda 240-250 km ler. işte o anda yeterince tecrüben yok ise içine düşeceğin zor bir durum ölümle sonuçlanacaktır.
ayrıca 600rr ın arka selesini yok say. kısa mesafelerde sağa sola giderken 10 dakikalık idareten kullanılabilir. ama kız arkadaşımı alayım şurdan bi izmit yapayım dersen üzülürsün.

ikisi de (bkz: göt kadar) araba. Symbol biraz daha rahat ettirir sanırım.

lekter +1

çalışma bakanlığına şikayet edebilirsin
sgk da olur
bu konuda çok titizler, anında tepelerine binerler valla

Deneme süresi altında da dahil olmak üzere sigorta girişi yapılmamış hiç bir işçiyi çalıştıramaz işveren. Ciddi bir cezası da mevcut. Çalışma ve sosyal güvenlik bakanlığına şikayette bulunabilirsiniz. Ayrıca asgari ücret üzerinden sigorta yapıp elden maaş vermek de cezai işlem gerektiren bir suç. Eğer elinizde iş sözleşmeniz varsa (gerçek maaş üzerinden yapılmış) bu konu hakkında da şikayette bulunabilirsiniz.

kendim ile ilgili öne sürebileceğim tek şey işe başlama tarihime ait mailler ve sözleşmeyi imzaladığım günün bilgisi. Elime sözleşmenin bir kopyası verilmedi ama sözleşmede, statüm işçi, alacağım maaş da net / brüt 800 tl yazıyordu.

İmza atmadan önce, işte burada 800 tl yazıyor ama biz geri kalanı elden veriyoruz, sen işi yap gerisini merak etme dendi.

dilekçe yazmak dışında şikayet etme yolunu bilen varsa söylerse sevinirim

Bahsettiğin şikayet konusu vergi dairelerine şikayet edilebilir. Vasıflı çalışanını askeri ücretli gibi gösterip, vergi usulsüzlüğü yapmış şirket. Yani senin üzerinden vergi kaçırmış. Sözleşme şartlarında deneme süresini düzenleyici unsurlar eklemişlerdir sanıyorum. O yüzden deneme süresi boyunca sigortasız olduğunu ispatlama gibi bir şansın olmaz. Seninle aynı konumda olan başka çalışanlar da halen orda çalışıyorlar ise, vergi denetmenleri geldiğinde de benim maaşım şudur, beyanında bulunursa şirkete büyük maddi yükümlülükler binecektir. Ayrıca emin değilim ama son vergi düzenlemesine göre, emsal belirlenecek maaşın üzerinden vergi farkını ödemek zorunda kalacaktır. Tabii bunu belge ile ispatlayamıyor olman çok kötü. Banka kanalı ile maaşını alsaydın belki ilerleme olabilirdi. Denetmenin bu konuyu ispat etmesi güç olsa da, gelip tüm defterleri, bordroları vs. inceleyecek olması bile şirketi yeterince sıkıntıya sokar. Alengirli iş yapmayı seven bir şirket olduğu belli. Personel yönetiminden bir şey çıkmasa bile, defterlerden bir şeyler çıkar mutlaka. Bu yüzden kanımca, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı yerine, Gelirler daresi Başkanlığına yapacağın şikayet daha hızlı sonuçlanacaktır. 4440189 da pbx hatları.

kardeş anlaşılan o ki, sen hem şikayet edeyim hem uğraştırıcı olmasın ve kimliğimi afişe etmesinler istiyosun. bu zor bişey bi kere.

madem bu kadar peşindesin, varsa cesaretin git çsgb'ye şikayette bulun. yok uğraşamam diyosan bırak bu işlerin peşini, neyin peşindesin anlayamadım açıkçası.

iş kanununa aykırı diyosun, ver mahkemeye o zaman?

sigortasız çalıştıran kadar olmasa da çalışan da suçludur bu tarz durumlarda
sen bunu şikayet edersen peki neden bunu kabul ettin diye sana da sorarlar çünkü bile bile imza atmışsın sözleşmeye haberim yoktu da diyemezsin muhtemelen sana da ceza keserler
kimliğini gizleyerek ihbar edersen de hiçbir şey ispatlayamazsın sadece gider denetim yaparlar ondan da birşey çıkmaz

Uğraştırıcı olmasın şöyle, ben 2 gün sonra başka bir iş yerine başladığım zaman, bu olayla uğraşmak zorunda kalmak istemiyorum. Zamanında bana kazık atmış bir firmanın nanesiyle uğraşmak benim iş hayatımı olumsuz etkiler.

İş kanununa aykırı olduğunu düşünüyorum, mahkemeye vermekle elime birşey geçeceğini sanmıyorum. Sadece bahsetmiş olduğum konuda neler yapabileceğimi öğrenmek istiyorum.

Hukuki bilgim çok yok ve olandan yardım istiyorum, oraya şikayet et demekle olmuyor bu işler. Nasıl ve neye göre yapılacağını da bilmek gerekiyor.

@demet, mağdur olandan hesap sorulacağını sanmıyorum, iş dünyasında sigortasız çalışmak zorunda kalan ve şikayette bulunan çok kişi var. İnsanlar sigortasız günde 12 saat çalışıyor, haftasonu vs olmadan, sonuçta ekmek parası bu. Kimse kafasının keyfine göre takılmıyor yani böyle ortamlarda

denetime gelirlerse zaten işveren senin sözleşmeni ibraz etmek zorundadır. sende bir kopyası olmasa dahi kendisi tutar.
giriş çıkışlarda kart vs okutuyor musun öle bi sisteminiz var mı?

@bonnie,

parmak iziyle giriş yapıyoruz firmaya, ama firmanın parmak izi kayıtlarını silme şansı da var. elimde işe başladığım ilk günden son güne kadar olan iş maillerim var, gerekli evraklar, yapılması gereken işler vs.

11 mayıstan - 2 hazirana kadar "kayıtsız" çalışıp, 2 hazirandan 16 hazirana kadar da sözleşmeli olarak çalıştım. Benim yapmak istediğim şey şu :

11 mayıs - 2 haziran arası sigortasız çalışmanın hesabını sormak, ya da, asgari maaştan sigorta yatırıldığını belirtmek, aynı şekilde maaşların hesaplara asgari olarak yatırılıp geri kalanının elden verildiğini söylemek.

Ama ispatlayabileceğim (iş maillerimle) tek konu sigortasız çalıştığım, geri kalan sigorta çakallığını bana iş yerinde çalışanlar anlattı, yani gösterebileceğim somut bir delilim yok.

Yapmak istediğimde, telefonla, ya da dilekçe vererek (sgk ya mı, yoksa vergi dairesine mi, ya da çalışma bakanlığına mı bilmiyorum) bu adamların yaptığı ibneliği şikayet etmek

iş maillerin yeterince geçerli bi veri. sen sigortasızlıktan bi başla (çünkü bence maaşı asgariden göstermekten daha kötü bişey), belki gerisini inceleme yaparken kendileri farkeder.
çalışma bakanlığı'na şikayet dilekçesi vermek daha mantıklı. eğer vergi ile alakalı bir işlem yapacaklarsa dosyayı ilgili kurumla zaten onlar paylaşır.

peki şunu da sorayım, bimer dedikleri bir zımbırtı var, internet üzerinden bilgi almak, devletle iletişime geçmek için, bu kanaldan bu durumu iletsem bir işe yarar mı ?

Bölge çalışma müdürlüğüne bir dilekçeye bakıyor. Benzer bir olay başıma geldi. Ne sigortam vardı ne herhangi bir delilim. Oradaki memur arkadaş işlemin biraz sürebileceğini söyledi. Yaklaşık 2 ay sonra işyeri sahibi beni aradı ve dilekçeyi geri almam karşılığında anlaşma önerdi ve sorunum çözüldü. ve öğrendiğim kadarı ile adamı arayıp bu işi çöz yada geliyoruz minvalinde konuşmuşlar.

bimerle filan uğraşma bence, bir dilekçe yeterlidir. zaten dediğim gibi bu konuda gerçekten hassas olduklarından muhakkak işleme alırlar müsterih olunuz.

koray, kor renkli ay demekmiş. dolunayın o kırmızımsı hali akla gelmesi lazım sanırım. ingilizce'de de "ember moon" demişler. kor (ember) renginin bir tonu olarak da düşünülebilir.

guzel atis ama, coral rengi olmasin o? google gorsellerde aratip gorebilirsiniz, gercekten de cok var bu sezon.

haha evet koral rengi demiştir. daha popüler bir renk. ben de destekli attım ama :)

Çakma narçiçeği derdik okul zamanı biz coral rengine. Hoş bizim renk tanımlamamız da "narçiçeği". Apayrı bir tartışma konusu. :)
Şahsen fikrim tüm renklerin sayısal ifade edilmesidir, bu da bonus ayrı tartışma konusu. Sevgiler.

apayrı tartışmayı tartışıyorum! :)
coral #F88379
narçiçeği #943543

bu da koray hehe #EB8E60
şu siteden bakabilin farkına www.colorcombos.com

tabi ya coral rengi demiştir. cengiz abazoğlu ağzını yaya yaya konuştuğu için koray rengi olarak anlamışımdır.

not: yok vallahi koray diyor, üşenmedim linkini atıyorum:

tvarsivi.com

yok işte mercan pudra coral diyor. ağzını öyle yapıp sesli dene bak .koraayll

Narçiçeği daha çok #EA2F2F gibi geliyor bana kediebesi
tabi apayrı tartışma konusuna girildiğinde, "kime göre neye göre" sorusu girecek devreye. Bu renklerin elbise üzerinde duruşu ile duvar üzerinde duruşu arasında fark olacak. :)

www.renkler.org 'dan ana kodlara ulaşabilin. :)

hatta fudra diyo ya

evet o da olur :) biraz kırmızı kaçmış ama olsun. çok tonu var netekim hehe. ama bence de nümerik renk hadisesi çok daha iyi.

ayran iç - yoğurt ye. bitkisel çay iç idrar yoluyla atmana yardımcı olur.

alka seltzer yatmadan once yarım sabah kalkınca yarım.

(bkz: alca seltzer)

Uyanır uyanmaz, bir bira daha çak!

hepinize tik attim ama halen iciyorum, var mi su andan sonra beni kurtaracak tavsiye.

yatmadan once en az bir litre,bir buçuk da olur, su iç yarın bebek gibisin.

yatmadan delice su iç hatta uykunun ortasına bır saat kur yanınada su koy, bir daha iç
bir de aspirin gibi birşey içersen güzel olur, bunyen hassas değilse

aksamdan kalma olmanın nedeni dehidrasyon ztn genel olarak..

muz alkolun vucuttan eksilttigi potasyumu dengeler derler.

kısırlaştırıldı mı?

mamasını değiştirdik ve suan kı mamasını pek sevmıyor ama bu davranıslara mama degısımınden önce basladı

hayır kısırlastırmadık da

kızgınlığa girmiş olabilir. denişik davranışlar gösterebiliyorlar bu dönemde.

yok gercekten bu sefer cok farklı, olmadı veterınere goturcem

2 ay önce ailecek yaşadığımız sendromdur. Yavaş yavaş hırçınlaşmasına hazırlanınız. Tahmin ediyorum ki er kedidir kendisi. İnceden hormon salgılarına maruz kalıyor bünyesi. Kısırlaştırana kadar da bu garip davranışları zerre kadar terketmiyorlar. Yakın yoldan veterinere muayene, akabinde de hadım öneriyorum kendisine. Geçmiş olsun.