1. bitmedilerde hep ürün filan degisiyo.

yanliz bi ek bilgi olsun.
yani herbal life ürünleri nasildir bilemiyorum ama avon, tupperware gibi sirketlerde distribütör olup sadece o ucuz cantalari alanlar oluyo. gidip distribütör kaydi yaptirip yilda 1-2 kere ucuza alisveris yapmis oluyorsunuz ama ürünleri kendinize aliyorsunuz.

herbal life i bilmedigimden söyledim belki ise yarar seyler vardir.

ama satmakla filan ugrasmayin yazik zamana filan.

beni bir kere kandırdılar iiş görüşmesi adı altında. tam bir saadet zinciri o kadar diyeyim sana. herbalife iki ayaktan oluşuyor. bir cidden ürünleri satmak. bu avondan farksız bişi. diğer ayağı da saadet zinciri. ne kadar adam götürürsen o kadar para alıyorsun. çevrende tiksinilen bir adam olmak istemiosan uzak dur.

sözlükte yeterince entry var bununla ilgili.

seni getiren adam, sen sattıkça senin üzerinden para kazanıyor.

Herkesin illa bir tanıdıgı vardır (ki bence yalan)
O kadar çok üyesi olur ki bunun, kendisi hiç satış yapmadan ayda 4000 fln kazanır.

Yani olay bu, herkes birbirini kazıklayıp, kimsenin içinden kaçamayacagı, umut ederek kendini kandıracagın bir sistem.

abi kilo ile ilgili problemin varsa kullan, aldırır da verdirir de ama iş olayını sakın gireyim deme ebeni tersten görürsün.

başlangıç için: www.fatihbasaran.com

Eğer eski adresinize birisi gelip de sizi sildirmemişse yani adres kaydınız hala eski adresinizde görünüyorsa yeni taşındığınızı söyler ve yırtarsınız. Ancak eski adresinize birisi taşınıp da nüfusa kendisini kaydettirdiyse siz boşa çıkmış ve adressiz kalmışsınızdır. Bu durumda eğer üzerinden (sanıyorum) 1 aydan fazla zaman geçmediyse yine yeni taşındım diyebilirsiniz. Ancak o işlemin üzerinden uzun süre geçmişse maalesef o cezayı ödersiniz diye düşünüyorum.

bunun tecrübesini daha önce taşıdım, eski adresimde hala bizimkiler oturuyor. Peki taşınma işinde ev sahibi olması gerekir mi ? Burada oturduğumu bilmiyor ve bilmemeli ;)

oturduğunuz eve kayıtlı olan kişiyle muhtarlığa gidersiniz, muhtara "bu artık benimle oturuyor - oturacak" der, muhtar da sizi kaydeder yeni yerinize.

o içtiğiniz çay vs.den karşılıyorsunuz mümkün olduğunca

2 lt. su (sadece su) icmen oneriliyor. kola, meyve suyu, cay, vs.. o belirtilen 2 ltrelik kisma dahil edilmiyor bu oneri icerisinde.. 5 gundur bobreklerinin agzina sicmissin, bravo. derhal git, icebildigin kadar su ic.

su ihtiyacini tukettigin besinlerden karsiliyorsun buyuk ihtimal.

sen susamasan da vücudun susuz kalıyor.

vücudunuz susuz kalıyor. çişinizin rengi sarı di mi? (çiş evet :D) böbreklerinizi zorluyorsunuz büyük ihtimalle bu yüzden.
ben pet şişelere doldurup günde 2 içmeye çalışıyorum siz de öyle deneyin. öğlene kadar 2 tane 500ml, öğlenden sonra 2 tane 500ml.
ya da yemeklerden önce ve sonra bolca içmeye çalışın. çay kola meyve suyu suyun yerini tutacak şeyler değil maalesef :/

öncelikle yemeklerden önce veya sonra su içilmez. yemek arasında içilir.
ayrıca sadece aldığını sıvılarda değil, yediğiniz yemeklerde, meyve ve sebzelerde de su bulunur. dolayısıyla su ihtiyacının bir kısmını da yemeklerde karşılıyorsun.
mesela salatalığın yüzde 90 küsurunun su olduğunu biliyor muydun?

vücudun zaten suya ihtiyaç duyuyorsa sana susama isteği olarak geri dönüyor. ben de kaç günlerdir sadece 1 bardak su içiyorum gerisi kahve , çay , yemeklerle korunuyor. susama isteği kişiden kişiye aktiviteden aktiviteye göre değişir bildiğin gibi. her günde 4 litre su için diyene inanmamak lazım. önemli olan susandığında susuzluğun giderilmesi. biraz fazla içmekten zarar gelmez tabi. susamıyorsan ihtiyacın karşılanıyor demektir.

ortalama olarak kilo başına 30 ml su içmek gerekir, spor vs yapıyorsan bu miktara ekleme yapmalısın. alınan diğer sıvılarda bu miktarın dışındadır.

ek bilgi: kola ya da asitli bir içecek içtiğin zaman ise bu miktar çok çok artar. örneğin bir bardak kola içtiğinde, bunu nötralize edebilmek için ph değeri 10 olan 32 bardak su içmek gerekir. ki zaten piyasada ph değeri 10 olan su satılmıyor. peki bu suyu almayan vücut ne yapıyor? rezervlerinden karşılamaya çalışıyor ve zarar gören ilk önce kemikler ve dişler oluyor. tükürük ph ını tekrar 7 yapmak isteyen vücut, dişlerden kalsiyım iyonlarını çekiyor, bu da diş minesini hızla yok ediyor. günümüzde bu kadar çok hassas diştir, hızla rahatlamadır vs hastalıkları da hep bu sebeplerden dolayı artmaktadır.

gin fizz

1,5 milyar hesap dahil hepsi rüyaydı şekerim.

nane likörü falandır.

Absinthe diyeceğim ama daha da yamultur adamı.


Nane likörü olma ihtimali daha yüksek, bildiğim kadarıyla nane, kanda bulunan alkolü nötrlüyormuş.

aynen likordur o

istiklal'deki quicksilver'da güzel cüzdanlar mevcut. en son 29 TL idi.

oraları bilemicem ama samsonite'in güzel cüzdanları var. bu arada nedense erkek olduğunu var saydım. kadın cüzdanları her yerde çeşit çeşit zaten. ben accesorize ve mango takılıyorum genelde onlar için de.

erkek cüzdanı olacak evet, şöyle neticemde paralanacak kalitede ve ve kullanışlı bi şey istiyorum ama nerde isteyebileceğimi bilmiyorum

geçen sene sevgilim beğenmişti, gittik doğum günü için aldık ona. o zaman 120tl filandı sanırım. hala catır catır kullanıyor, üstelik üzerine kahve filan da döktü bir ara. dockers'ın cüzdanını sanıyorum 1 senede harap etmişti kendisi. forum istanbul'da var mağazaları. başka nerede var bilmiyorum. bir bak derim.

kanyon ve cevahirde var, teşekkür ederim!

adres veremeyeceğim; ama şu siteye bakabilirsin. matraş iyidir.
www.matras.com

matraş iyidir. eğer spor cüzdan alacaksanız fermuar kısmı kot pantalonun arka cebinde delik açıyor, unutmayın :)

Tek dönem ücreti.

güz dönemi için. yani dönemlik 205 TL.

tek donemlik arti bir ve de sunu eklemek istiyorum acikogretimde harc=harc+kitap ucretleri vs olarak hesaplaniyor. bilmiyorum hangisi ama o harc ya kitaplar dahil toplam ucret ya da onun ustune daha da para odemeniz gerekebilir.

harç tek dönem için anlaşıldı.

@harrage
tam anlamadım ve sanırım sen de bilmiyorsun.
kitaplara ayrıca para ödeyecek miyiz yoksa harca dahil mi?

yok harca dahil o kitaplar. bahsettiğiniz öğrenci katkı payı (git:kayit.anadolu.edu.tr)

gittim, 205 tl yatırdım kaydımı yaptırdım, kitaplarımı aldım, bitti.

inanılmaz bir özgüven patlaması. çok ciddiyim. tam bir medeni cesaret örneği
www.youtube.com

vitrin
www.youtube.com

hahah :)
www.youtube.com

konsatrasyon yeteneği. aşk başlı başına bir odaklanamama eylemidir. bu yüzden de aşık olamazlar.

istedikleri herşey olabilme ama aşık olamama özelliği...

kendilerini çok sevmeleri.. herkeslerden çok..

aşık olma özelliği kalpten gelir, diğer nitelikler ise mantıkla çözülebilir. bu adamlar mantıkla hareket edebiliyorlar. ama mantık aşkta işlemiyor.

bu bahsettiğin adamlar kimse birkaçını tanımak isterim. ben hiç görmedim istediği her şeyi olabilip aşık olamayan birini.

narsizmden başka ne olabilir?

susamıştır belki temiz su istiyordur. suyu pompalıyorssanız bu da ilgisini çekiyor olabilir.

suyu durgun ya da beklemiş olabilir. kediler taze suyu, musluktan su içmeyi severler. bol oksijenli su veriniz.

3 aylıktan beri bende, suyunu her gün tazeliyorum, pompayı da sürekli görüyor, şaşkınım.

otistik olabilir.

su akacak diye beklediğine bahse girerim.. akan suyu çok sever çoğu, hiç susamamış olsalar da o şekilde içmek istiyor olabilir.

elbar, her gün tazelesen de illa akan suyu sever kimisi. bizim kedi istersen suyu tabağına yeni koymuş ol, yine içmiyor lavaboya zıplayıp oradan içmek istiyor.

deneyelim bakalım çeşmeden.

Kedidir ne yapsa yeridir, ilişme bırak.

ülkemizi hatta tüm dünyayı mafya yönetiyor sen ne diyorsun?

mafya kültürdür, bazı ülkelerde ne yaparsanız yapın yok edemezsiniz.

dün istanbul barosu seçimleri için adayların vaatlerini dinledim, adaylardan biri adliyedeki fotokopi odalarının tanıdıklara peşkeş çekilmesinin üzerine gideceğini söylüyordu.

herifler adalet sarayında yolsuzluk yapmışlar lan!

hakim/savcı bilmemne sınavında kopya skandalı ortaya çıktı bu sene. adamlar hile hurdayla sınav geçip adalet dağıtıyor.

bu iş kültür işi biraz, herkes payını verir çarklar döner kültürü. emniyet her an her yeri denetleyemez, denetledi diyelim, emniyet güçleri bu kültürün ne kadar dışında kalabilir ki?

dürüst insanlar sesini çıkaramaz çünkü diğerleri ezer başını. fırıncının biri vermedi diyelim haracı, verenler mafyaya değil haracını vermeyene uyuz olur. tek enayi biz miyiz a.k derler. oh iyi olmuş, biz haraç veriyorsak onlar da versin, haksız rekabet olmasın derler.

menfaatin/rantın olduğu yerde çetenin olmaması güç.

bizim sokakta tek kişilik bir mafya var mesela. arabanı park edersen 5 TL istiyor. vermezsen kendin bilirsin. arabayı döndüğünde nasıl bulacağın meçhul. camdan izliyorum. paşa paşa veriyor insanlar makbuz fiş almadan 5 TL'yi. emniyet dersen 20 metre ilerisinde karakol var adamın. bu sadece kısacık bir sokakta yaşanan. ülkeyi düşünemiyorum.

istanbul şişli de istemediğin kadar mevcut.

mafya hala var sadece şekil ve araba değiştirdiler.

Vay anasini, bir de millet bunu kabullenir olmus. hayat bir role playing game olmus da haberimiz yok :/

Hayat tole playing değil role playingdekiler gerçek hayattan alınma senaryolar. Kafanı bilgisayardan arada bir kaldır da etrafına bak.

kasabadakilere sorsanız, bal satan tanıdıkları vardır belki. hem daha güvenilirdir. geçen baldan anlayan arkadaşlar üreticisinden alın hazır almayın dediydi burada.

bal deresi reklamları donmey basladı bence musıc hıt tv yı bır sure ızlersen hakıkı bal bulabılırsın

www.ipekhanim.com

tedavi için derken?

balparmak bulabilirseniz marketlerde onu kullanın. hakiki bal.

Sahte satmsalar da arkadas tedavi icin ariyot saf vicek bali olmalı cogu seker yediriyor sahte degil ama saf da degil

Dark Shadows

The Man From Earth.

Bence mutlaka izle.

The Man From Earth +1
yine izlemediysen The Thirteenth Floor
www.imdb.com

Existenz www.imdb.com

we need to talk about kevin

avea'dan koşarak uzaklaşın bence.

bence de, vodafone dururken diğer operatörleri neden kullanırlar anlamış değilim zaten.

avea 19luk tarife var bende. faturalısı da çıkmıştı sanırım bunun. tahattüt vermediyseniz buna geçin.

her yöne : 500 dk 1000sms 1gb internet

heryöne 1500 dk - 40 tl: www.avea.com.tr

üstüne isterseniz: 500 sms + 500 mb internet 10 tl

üst sınır 50 tl olan bir kişi için gayet yeterli gibi duruyor.

kendim ise bal 500 tarifesini kulanıyorum faturasız: 500 dk + 500 sms + 500 mb bu da 30 tl.

Ben neden vodafone dururken avea kullandığımı anlatayım:

Avea'da şu anda kullandığım tarife:

500 dk her yöne + 2000 sms her yöne + Sınırsız internet (2GB AKK'li)

fiyat: 30TL

Vodafone'un en yakın tarifesi:

1000 dk + 1000 sms + 1GB internet (1GB sonrası faturaya yansır)

fiyat: 55TL

Ayrıca avea'nın 3G'si yaklaşık 7 MBit, İzmir'in göbeğinde 3 farklı noktada Turkcell ile kapıştırdım 3'ünde de tokatladı.

hacıosman?

ortaköy'e gerek yok. metro hattı 2nize de uygun gibi görünüyor. 4.levent-safir civarında temiz 2+1 daireler bulursunuz 1000 liraya.

osmanbey'de falan bulunur 1100'e.

her yer her an indirimde. mesele bütçenize ne kadar indirilmiş göründüğü.

valla biyerde okumuşmuydum yoksa tv de mi izlemiştim türk sanat müziğinin böyle bir etkesinin olduğunu okumuştum hatta makamları bile farklı farklı etki ediyormuş.

bach dinletebilir bence.

en klasik klasik müzikler iyidir, en bilinenlerden bir demet..

direk tsm ya da direk bach diyip cool gözükmeye çalışanlarla doluşacaktır tahminimce az sonra burası. sözüm meclisten dışarı, üstümdeki iki dostumuz yanlış anlamasınlar. genelde insanlar klasik, enstrümantal jazz, neoklasik vs. hepsini birleştirir tek çatı altında ve içinde piyano geçen her şarkıya klasik der. ne zaman konusu açılsa da "mozart çok iyi baba yaa" der.

her neyse, eğer şu parça sakinleştirmezse gidip ben terapi yapacağım hastalara,

www.youtube.com

evgeny grinko ve yann tiersen tarzı şeyler beni inanılmaz rahatlatıyor. mutluyken, üzgünken, sinirliyken, endişeliyken, sabah ya da akşam fark etmiyor kesinlikle bir mucize bu tür müzikler. klasik müzik diyenler de olabilir, onlardan da aralığı biraz daraltmalarını talep ediyorum çünkü klasik müzik tek çeşit değil tahmin edeceğiniz üzere.

www.sky.fm

sürt sürt çalkala yıka, sürt sürt çalkala yıka, cif kullan sürt sürt çalkala yıka... tekerlemeniz de bu olsun. başarılar. aynını bu akşam beş sularında ben başardım. yüzde üçlük bir eksiğim kaldı. aaa o da artık soraya.

sirkeli suyla kaynatılır demişti biri bana, ben öyle yapıyorum.

ıslatıp yemek sodası/karbonat dökün, sabaha kadar beklesin.

kısadevre.
altta bildiğin saç kurutma makinesi düzeneği var. ucu açık rezistans tellerinin üzerine basit bir plastik elek koymuşlar.
ama dene istersen ;)

patlar.

yağlı ve tuzlu istiyorsanız süper bir alet:

www.yenicarsim.com

Yağlı olmasını istiyorsanız tavada patlatmayı deneseniz?

Valla bizde eskiden vardi ilk ciktiginda almistik ve hep yagli tuzlu patlatiyoduk makinada hic patlamadi

makinenin içi iğrenç bir hal alıyor. tencerede yapmak en iyisi. bu tip bir makine niye üretilmiştir o da apayrı bir mesele. tamamen gereksiz.

yağ dökmek yerine taneleri yağlayıp atmak daha iyi olabilir.

benim airties'a sempatim var. ne kadar farklı olabilir ki bir modem?

Airties çok bilinen bir marka, ben olsa airties alırdım.

airties i alırsan farklı iki yayın ağın olur birisi 2.4 ghz diğeri 5 ghz ve evinde başka cihazlarını bağlayıp rahatlıkla yönetebilirsin, tavsiyem airties.

ayrıca airties çok bilinen bir marka ama linksys zaten cisco nun çatısı altında ve dünya pazarının çok büyük bir kısmı cisco nun elinde, bu modemlerde birbiriyle pek kıyaslanacak tarzda değiller, airties in bu modeli linkys in bu modeline göre daha kullanışlı.

hiçbişey bilmiyosunuz ya. linksys gigabit ethernet airties değil. azıcık okuyun.

cisco-linksys dururken airties'a bilinen marka dediniz ya yuh diyorum. dünya çapında network solution konusunda ün yapmış cisco yu ezip geçtiniz.

@himmet dayi 7 nota var kaç beste yapılabilir ki demek gibi bir şey bu.

@nurigagarin 5 ghz 2.4 ghz aynı anda yayın yapılamıyor ne yazık ki. dual banda geçirdiğinde (5ghz) 2.4 ghz cihazlar sözkonusu bağlantıdan yararlanamıyor. ayrıca kullandığım ve kısa zamanda kullanacağım hiçbir cihaz 5ghz desteklemiyor olacak hiçbir işe yaramayacak yani.

ne konuda airties'ın daha kullanışlı olduğunu düşünüyorsunuz?

eskiden chp li veya tsk dan tanıdığın varsa daha kolaydı. şimdi ise cemaat ve apk dan birisi vasaıtası le oluyor.

uzaktan tanıdığım biri oldu, torpili yoktu ama sınavlar için hayli kasmıştı.

önce sınav mülakat sonra staj. türkiyede her zaman her yerde olduğu gibi torpil var.

5-6 defa yazılı sınavı kazanıp da mülakattan geçememiş adaylar var. Mülakat kurulu seni hakimliğe layık görecek, yoksa imkansız giremezsin. Referans da önemli tabi. Ancak çok iyi referansları olup da giremeyenler de var.

@harry piper;peki stajtan sonra direk iş başımı yoksa.öğretmen atama olayı gibi bekleniyor mu senelerce?

@mutlak memnuniyetsiz;googledan araştırıyorum zaten merak etme ama atama süresi ile ilgili bir bilgi bulamamıştım.neyse teşekkürler..

bir arkadaşıma mülakatta; -tülin ve caner nerelidir diye sormuşlar. bilmek zorunda değilim diyince de şutlamışlardı elemanı.
not: bu örneği herhalde 50. verişim.

elde tespih rap söylemeye çalışan arada derede kalmış tipler. yazık

eğitimleri, paraları, parlak bir gelecekleri yok. ne yapsınlar ki? mutlu olma, hayata tutunma, kendini önemseme önemsetme çabası bu. amatör modern arabesk rap diyebiliriz yaptıklarına.

böyle bir konuda insanları niye yargılarsınız ki?

bunu yapmaktan hoşlanıyor, iyi yaptığını düşünüyor ve düşüncesini başkalarıyla paylaşmak istiyor diye yadırgamak mı lazım illa? farklı olana niye öcü gibi bakıyor insanlar. "neyin kafası?" kendi kafasını, kendi hayatını yaşıyor insanlar. size ne oluyor onu anlamıyorum.

kader mahkumu

genelde, anladığım kadarıyla bu sosyal bilimlerin genelinde de vardır, en çok söylenen en doğruya yakınsar. yani aynı konuyla uğraşan adamların çoğunluğu ne kanaatteyse bu doğru denir ve bu varsayım üzerinden gidilir.

her millet olayları, tabi ki farklı anlatıyor. düşünsene, haberleri bile 20 tane tv kanalı 20 farklı şekilde anlatıyor...

tarihte doğru yada güvenilir kaynak olduğunu düşünmüyorum her millet küçük veya büyük değişiklik yapmıştır herkeste inanmak istediğine inanıyor.

bir kazaya 10 kişi yanyana dizilerek şahit olsa 10'u da kazayı farklı veya birbirine yakın anlatır ama hepsi aynı olmaz. geçmiş de öyle. bu yüzden farklı kaynakları okuyup, araştırıp, kendi geçmiş bilginizi oluşturmanız en doğrusu olur.

resmi tarih cogu zaman yanlidir ve boyle olmasi da normaldir. buna ragmen inandirici olmasi icin genel hatlari gercegi yansitir.

cogu devlet tarihlerinde yenilgilerden az bahsederken, zaferleri yuzeltir. bir kasa domates arasindan en iyileri secerler.

ayrintilara ulasmak icin, devlet gorevlilerinin yazarlarin kisisel hatiralarindan, notlarindan faydalanilir. Ayni bir dedektif gibi, bir olay hakkinda soylenen tum ifadeler incelenir ve aslinda ne oldugu anlasilmaya calisilir.

sonucta elde edilen bilgi ise cok az kisiye ulasir, toplumun genelinin bir konuyu arastirmaya vakti olmadigindan, dogrudan medyadan gelen bilgileri tuketirler. son 10 yilda internetin yayginlasmasi ile bu zincir kiriliyor gibi oldu, tek basina wikipedia bircok konuda (tam olmasa da)tarafsiz bilgi olarak kabul ediliyor.

yunanistan'daki arkadaşıma sormuştum, yunan kitapları yunan ordusunun izmir'de denize dökülmesini tarih dersinde nasıl anlatıyorlar diye. "geri çekilme" olarak anlatıyorlarmış :)

tarihi kazananlar yazar diye bir söz vardır. kimin işine nasıl geliyorsa tarih öyle kalır. tarafsız olması pek mümkün değil. en basitinden almanlar kaybedince biz de kaybetmiş sayıldık.

kayıp çalıntı kart tuşuna bas. küt diye çıkıveriyorlar.

@wildkiller

onu daha önce denedim hemen çıkıyor ama ondan sonra buradan sadece kayıp çalıntı işlemini yapabiliyoruz deyip tekrar müziğe bağlıyorlar :)

ilginç. geçtiğimiz hafta 2 kere aradım, 2 sinde de 2 dakika bile beklemeden aldılar ama müşteri numaramı vs. girmiştim en başta. twitter'dan @ yapıp çemkirin. sosyal medya takipçisi anında arattırır sizi.

öyleyse kayıp çalıntıya kartımı kapattırmak istiyorum de yine bağlamak isteyecek öyleyse çalındı kartım tamamen kapattırmak istiyorum de kartından da böylelikle kurtulmuş oluyorsun.

cant touch this.

bir karaoke klişesi "losing my religion"

bir başka klişe: i will survive

bohemian rhapsody

fun - we are young
cake - perhaps perhaps perhaps

geç ayna karşısına deneme yanılma yöntemiyle bul. jude law fotoğraflarına bakıp o modelin sana da yakışacağını hayal ederek olmaz. kısacası tipin neye müsait neye değil bunu en iyi sen bilirsin. "sana piramit modeli saç kesimini öneriyorum. çok beğeneceksin" şeklinde tavsiye vereceğimiz; saç modellerinin isimlendirildiği ve evrensel normlara ulaştığı bir "şekilcinin el kitabı" da henüz bize ulaşmış değil.

saç modelinden başka tavsiyeler verebilirim. yaşın 22 ise ve saçların seyrek-sikko bir formda ise dökülme ve kelleşme sürecini yavaşlatmak adına "şekil veremiyorum" kaygısı gütmeden mümkün olduğunca kısa tut. jöleden, waxtan uzak dur. kuru-kısa-temiz saç her zaman için iyidir.

dostum üzgünüm öyle bir model yok :( napsan olmaz seyrek saça. hobi edinmeyi denesen?

arda'nın nah o hali olun bence. gayet sevimli.

Gitmedim kesin gideceğim.

Ama şunu söyleyeyim, Modern hikayeciliğin zirvesi Mustafa kutludur, o yüzden senaryo süper.

Kenan İmirzalıoğlunun muhteşem bir oyunculuk çıkarttığını söylüyorlar. Fragmandan da öyle anlaşılıyor oda bir artı.

Yan oyuncular zaten süper zafer alagöz, cengiz bozkurt memduh başgan filan.

Kısaca git.

gidince yorumlarını da söyle benim vaktim olsa bugün gidecektim.

tamam yarın gidicem. buraya yazarım yorumları.

edit: film çok iyidi ben çok beğendim.

Az önce izledim. Sıcak sıcak yazıyorum. Osman sınav ve kenan imirzalioğlu uzun zamandır uyum içinde başarılı projelere imza atmış iki isim. Bu kişilerden kötü bir sonuç bekleyemezdim. Umduğum gibi de oldu. Filmi beğendim. Tavsiye ederim. Şu an vizyonda ki filmler içerisinde gidilebilecek 2-3 filmden biri.

iyi oyuncunun bu kadar bol olduğu bir ülkede tuğçe kazaz'a esas kadın rolünün oynatılmış olması filme gitmeme gerekçem olacaktır. (tuğçe kazaz kimdir? böyle bir rolü almasında etkili olan nedir? merak ediyorum gerçekten.)

@9kuyruklukedi

seninle aynı fikirdeyim ta ki filmde onu görene kadar. bence rolün hakkını vermiş.

diğer formatlar gibi bir seçenek olması lazım. karıştırın. word 2007de var.

hallettim eklenti yüklemek gerekiyormuş.teşekkürler..

hocam bahsettigin gibiyse ortam bence küflü seyler birak hep.

Altı üstü bir tatlı ya.

Abartma bu kadar, çaycının ne düşündüğünü kim önemsiyor.

aynı tatlıdan bir tane daha al dolaba koy. üstünede al tatlı zıkkımlanırsın yaz :))

haklı olan sensin, her zamanki tavrın nasılsa, aynı kıvamda devam et..

Üzerine adını yazdıysan, bu benim kimse almasın demektir ve bizim ofiste olsaydın sana gıcık olurdum. Pinti damgası yemiş olman bu açıdan normal. Ortak buzdolabına konan her şey benim gözümde ortaktır. Alan kişinin haber vermesi gerekirdi, o açıdan haklısın ama tutup da herkese benim tatlımı yemişler diye vıkvıklanılmaz.

belki o kendisi yedi, şimdi baskın çıkmaya çalışıyor.
sonuçta ne derse dersin, 1 liralık çikolata bile olsa, sana ait olan bişeyin, senden habersiz alınması saygısızlık ve hatta hırsızlıktır. o anda görünce çok canı çekmiş dayanamayıp almış olsa bile, sana haber vermesi hatta muadil bişeyi vermesi en azından borcum olsun demesi gerekirdi.

hocam ben bu ofis ortamlarına ilk girdiğim de neredeyse böyle bir hata yapacaktım.
dolapta bir tane taze sıkılmış meyve suyu vardı. üstünde de kime ait olduğu yazıyormuş. ama ben hiç dikkat etmedim. dolap ortak ya, her istediğimi alabildiğim için onu da aldım. bu başkasının olabilir gibi bir düşünce gelmedi hiç aklıma.
herneyse aldım bunu masama götürdüm. tam açacağım, kapağı zorluyorum işte bir anda üstündeki yazıyı fark ettim. ohannes deyip geri götürdüm.
belki de kapak zorlanmasa, farkında olmadan götürecektim başkasının malını.
demem o ki, olabilir böyle şeyler. çok abartmamak lazım. insanız sonuçta

tatlıyı oraya koyman adını yazman falan tuhaf bir davranış bence, alakasız zamanda alakasız birisi alıp yiyebilir, yemese bile canı isteyebilir. sadece bir tatlı o an yemediğin için zaten bayatlayacak, ben olsam isteyen yesin diye dolaba koyardım sorun olmazdı lafını etmeye utanırdım açıkcası.
tabi bu demek değil ki o kişinin yaptığı doğru yaptığı şey sinir bozucu evet.

ortak yere konan herşey ortaktır mantığı nedir abi? Ortak otoparka konulan arabanın çalınması felan normal bu durumda? Benim anlatmak istediğimi çoğu kişi anlamamış. Ben yapılan saygısızlığa ve akabinde parasal boyutuna dikkat çekilmesine takıldım. Bir tatlıyı kafaya takacak kadar manyaklaşmadım henüz..

Buzdolabı ortak kullanım alanı algısı çok yanlış.
Ne demek içinde ne varsa ortaktır?
Ben diyet tatlı alıcam oraya koyucam, "burası ortak alan" deyip biri götürecek? Kafalar iyi galiba?
Askılar da ortak alan o zaman, beğendiğimiz montu hırkayı giyip gidelim her gün.. Breh breh..

madem olaya tatlı değil para açısından yaklaşmışlar...
dolaba tatlı değil, tatlı parası bırak.

oharey
sanki herkese buzdolabı veriyolarda ortak olana koyunca herkes kullanabilirmiş
haklısın bu sefer komşu
ama ipleme uzatma, ye tatlıyı geç, kafana takma
-Homer

araba ve tatlı örneği çok alakasız malum. benim demek istediğim bu tarz şeyler pek hoş karşılanmıyor ya da önem verilmiyor bu toplumda çünkü herkes fazlasıyla paylaşmaya alışık. arkanızdan bu böyle yapıyor bak bu cimri bile derler. alışkanlıkları değiştirmek zordur. tek sorun tatlıyı yiyen kişinin ben yedim ama sorun olur mu şeklinde, bir açıklamayla beraber durumu size anlatmaması.

buzdolabına konulan ıvır zıvırların herkes üstüne birşey yazıyor. Bu genel bir uygulama. Önemli olan insanın güvenerek birşeyi oraya bırakamayacak olması. Evet onun canı istedi yedi afiyet olsun..ancak benim de bugün canım istemişti o nasıl olacak? Ben de daha önce ortak bir yerden bir ürün alıp sahibine haber vermiştim. Ve akabinde yerine koymuştum. Bence olması gereken budur. Demekki ben birşey söylemeseydim hiçbirşey söylemeyecekti.Ayrıca üzerine al tatlın orda ye sus tadında yorum yapılması çok ağrıma gitti anlatmak istediğim bu.

dolabı tatlıyla doldururdum.ve isteyenin alıp ordan yemesini söylerdim.

ofiste çalışan sayısı azsa herkes için tatlılar alır, üstlerine isimlerini yazar dolaba koyardım. alan kimse utanırdı.

demekki çaycınızla aynı şekilde algılamıyorsunuz olayı siz isminizin yazıldığı şeyin sorulmadan alınmasını saygısızlık olarak görüyorsunuz fakat o bunu cimrilik, malını sakınmak olarak algılıyor bunu kolay değiştiremezsiniz yapabileceğiniz bir şey yok hayatınıza devam etmekten başka, o tatlıyı da canı isteyen yesin diyerek hatta belki üzerine yazarak dolapta bırakabilirsiniz böylece tatlısında olmadığınız belki anlaşılır.

her şey bir yana:

"ortak dolaba konan her şey ortaktır"

böyle bir şey asla olamaz.

fantezi dünyasında çareler çözümler etik utandırmalar didaktik hareketler bitmez ama gerçek hayat farklı. wc'nin sifonunu çekmeyen (aynen s.çtığı gibi bırakan...) insanlardan dolayı çıkan tartışma, mesela bunu bile 3 ayrı yerden duydum. gerçek hayata bakalım:

1. herkese tatlı koy falan filan, kimse utanmaz oturur bir de yerler bir de sana "eee bir tatlı için mızmızmanlandı da bak kendisi utandı" derler.

2. bizim millet böyle şeylerden anlamaz. sen "tatlımı kim yedi ben malında değilim yapılan hata" desen de herkesin diyeceği "yaa bir tatlı için ağladı" gibisinden bir şey olacak.

3. toplu yaşamda en mal en salak en gerizekalı adama göre hareket edeceksin. işyerinizdeki şartları bilemem ama dolaba böyle şey koyma işte. olacak olan budur.

4. ben olsam sesimi çıkarmazdım bir daha da koymazdım oraya bir şey.

5. askerde yatılı okulda vs vs buna benzer çok şey gördüm. askerde ben kola koymuştum dolaba. falanca komutan kola istemiş emir eri bulamamış dolaptaki ---kolanın benim olduğu kendisine söylenmesine rağmen--- kendi komutanından korkup almış. sonra ben öğrendim durumu çocuk hem benden hem kendi komutanından sopa yedi. tüm gün çocuklara kola ısmarlayan ben dolaptan 1 kutu kolasını kaptıran yine ben. belki o bana hediye belki tenekeye bir şey yazdım belki kola içme hastasıyım vs vs sen nasıl başkasının malını dolaptan alırsın diye yedi bu sopayı. ağladı falan. ha nedir sonuç ne? hata yine bende. bölüğün dolabına bir şey koyarsan olacağı bu.

şu an gittiğim spor salonu mesela, tek kat 200 metrekare bir yer. salon sahibi dolaba uzum koymus. adam da tum gun orada ha. nasıl olduysa diyor uzumun yarısı buhar oldu. adam spor yaparken gıtmıs yemıs. dedım hata sende. koyma. kendı salonunda kendı gozu onunde kaptırdı. neyse böyle işte. ben kendı abımın ablamın evınden dolaptan bır sey cart dıye almam yemem ne olur ne olmaz sorarım.

6. ha nedir şu olur: (bu önemli*****)

adam cok canı cekmıstır sekerı dusmustur delırmıstır tatlıyı yer ama sana da not bırakır dolaba veya masana:

"ned flanders tatlını yedim kusura bakma yarın ısmarlarım" der. ha tamam.

bu yok ama.

o zaman bu yürümek falan değil net hırsızlık. kimse kusura bakmasın böyle.

yani sonucun da sonucu:

1. koymayacaktın.

2. kaptırırsan da sesını cıkarmayacaktın. yok 1 tatlı ıcın mızmanlandı yok o ona soyledı o gıttı yedı ama esas bu yemedı ot bok bıtmez geyık.

Büyük ihtimalle kendisi yemiştir. Ama mal olduğu için üste çıkmak için herkese senin pinti olduğunu yaymıştır. Ama tatlı mevzuunu kapatın artık. Konuşmak aleyhinize çalışır böyle durumlarda.

yarın iki tane tatlı al, birine kendi ismini yaz, birine de ortak fln yaz... baktım birilerinin canı çekiyo, kendikimden olmiim dedim en azından, afiyet olsun kim yerse dersin... zaten yeterince maraz çıkarttığın için bir daha yapmazlar muhtemelen, senin de adın pintilikten çıkar, kapiş?

Ben olsam bişey yapmam ama haklısınız. Ev arkadaşlığı filan söz konusu olduğunda dolaptaki şeylere isim yazmak aşırı tuhaf geliyor bana ama ofisteki buzdolabına konan herşey ortaktır diyenler de düpedüz saçmalamış. Bir kap tatlı kaç kişi için ortak olabilir? İmkansız. Ortak olacaksa herşey, anca herşeyden (ofisiniz kaç kişiyse) 20 porsiyon filan almanız lazım. 20 kişilik ofiste 1 kap tatlının ortak olması demek, ilk görenin götürmesi demektir anca. Onda da ortaklık, paylaşmak filan gibi güzel kavramlardan söz edilemez.

buzdolabının ortak olması, içindekilerin de ortak olduğu manasına gelmez. herkes kendi dolabını getiremeyeceği için bir tane ortak kullanılır.

uluslararası bir organizasyona yeni başlamıştım. brifing odasında ufak bir soğutucu vardı, şu sandık gibi olanlarından, içinde de bir tane açılmamış votka şişesi vardı. haftalarca orada durdu kimse almadı. bizden öncekilerin bıraktığına kanaat getirince içtik gitti. orada aylarca bulundum. oraya ne konulursa konulsun sahibinden başkası almazdı. üstünü isim yazan da olmadı.

ben olsam kimseye söylemezdim. alan kişi anlayışlı olsa onu oradan almazdı zaten ama dolabın kapısına "bu dolabın içindekiler ortak değildir. kendi koyduğunuzdan başkasını almayınız" gibi bir şey yazıp asardım.

Cam tercih ederim. Cam sağlıktır.

ince-seramik her türlü.

kalın bardakta ve porselende verilen çayları oldum olası sevemedim arkadaş.

porselen tercih sebebidir her zaman. bardakta da tabakta da. ince olursa kırılma ihtimali artar.
renkli olmasının benim açımdan sakıncası yok hatta bayılırım =)

ince porselen

kupada bardakta porselen tercih ederim. ama porselen kupam yok sanırım. seramik çatlak çatlak damar damar oluyor zamanla.
ne kadar inceyse o kadar iyi. kalın olursa bardakta dışa damla şeklinde akma oluyor içilen yerden.
renk ayırt etmem ama porselen dediğin beyaz olur.

selam
çay özellikle kahve fincanları ince porselen olmalı. kalın olanlar hiç hoş değil bence.
tabak, kase vs bunları ince tercih edersen çok dayanıklı olmaz sanırım.
renkli olmalarını istemem beyaz olmalı sadece fincanlarda desen olabilir.

cahilliğim yüzüme vurulmuş oldu. ben seramik-porselen farkından bile bihabermişim :/

cam varsa cam yoksa porselen kalın ince gibi ayrıma girmem içerikle ilgilenirim. rengi de pe dert etmem. çaya bakarım çay mı diye sonra çaycıya bakarım çaycımı diye

Seramik ya da porselen farketmez ama ince olmalı. Kalın bir bardağa konulan çok sıcak içecek o bardağı çatlatabilir ama ince olanı en azından sıcaktan çatlamaz.

Kalın bardakta çok sıcak sıvı, bardağın iç yüzeyinde genleşmeye sebep olurken, kalınlığından dolayı bardağın dış yüzeyi ısınmaz ve genleşmez. Dolayısıyla kalın bardağın sıcaktan çatlama ihtimali ince bardağa göre her zaman fazladır.

Çay hariç. Çay, seramik ya da porselen bardakta içilmez, ince ya da kalın. Bardak cam olacak, demlik porselen.

twitter.com lahsgkjahsgakg

susan miller
www.susanmiller.com

inanmıyorum ama 4-5 yıldır takip ettiğim tek kişi mynet astrolojideki irem su. ivillage.mynet.com

yaşadığımız evrende başımıza gelen hiçbir şey boşa değil. gördüğümüz, yaşadığımız her olayın bir nedeni vardır. bu olaylardan biriside saat ve dakikanın 01:01 gibi üst üste gelmesidir. astroloji gerçekten boş bir bilim değildir ve astrolojiye göre saatlerin derin anlamları vardır. burada saatlerin anlamı hakkında yazılar mevcuttur. okuduğunuz zaman başınıza gelen olayların örtüştüğünü görünce şaşırabilirsiniz. www.saatlerinanlami.org

bütçeyle alakalı tabi ama moda life ucuza ev doldurmak için.
paket halinde yatak odası,salon,yemek odası fln alınca uygun oluyor ama sadece oturma grubu alıncaksa bi dolu yer var onun dısında.
kalite bakımından yorumlarsak;
koltuklarının içindeki süngerler taş gibi.
kumasları boktan.
yemek masasının sandalye ayakları ahşap gibi gözükse de değil,plastik.

modalife markası ile satılan ürünler içinde bir koltuk takımı 700 küsür liradan başlayıp ikibin civarına kadar çıkıyor. bunların hepsi için aynı şeyi söylemek zor.

ucuzları dandik, pahalıları orta derece.

Sadece koltuk takımı. İki, üç kanepe, iki koltuk gibi.

Yani 2000, 3000 lirayı geçmesini istemiyoruz. İkea gibi markalar çok mu pahalıdır? Bir de Mondi nasıldır?

moda life ın ucuz ürünlerinde çıkan sıkıntılarda satış sonrası umursamazlık var, bilginiz olsun.

moda life dandik. alma onlardan.

Teşekkürler, artık bedava verseler de almam ama ne alayım? 2000-3000 aralığında hangi marka alayım?

Ben enza mobilya'da o aralığa çok güzel takımlar görmüştüm ama indirimde miydi o ara bilmiyorum. Enza mobilya yataş'ın, sorun çıkmaz herhalde.

Şöyle mesela: www.enzamobilya.com

İkea'ya o kadar para verilmez.

Edit: Bu oturma grubunu rastgele açtım, başka da vardır elbet.

ikea iyidir, ucuzdur kalitelidir. bir araştırın derim.

alın gitsin ya moda life'tan. bizim salon takımı da moda life yani. kurtarıyor işte, ve adamlar iyi patlama yaptı her yere mağaza açtı reklam veriyor falan.

doğtaş, istikbal, bellona, kilim, merinos, mondi, yataş varken (ki bütçeniz müsait hepsinden almaya) moda life almak gereksiz.

ben ince telli ve az saçlarıma gliss'in siyahını kullanıyorum ekstra keratinli, bir de gliss saç spreyini kullanıyorum, diğer şampuanlara göre daha iyi hissettim kendimi.

pantene aqua hacim veriyor dedi sönük saçlı arkadaşım. onun yalancısıyım.

pantenein şeffaf bi şampuanı var yağlı saçlar için diye satılıyor watsonstan almıştım süper kurutuyo saçı :)

Tresan Isırgan otu özlü olan iyi gelmişti bana. Aynen senin saç tipindeyim.

hocam prozinc tek geçerim... normal şampuanla ilk yıkamadan sonra ikinci yıkamada tek sefer kullanmak yeterli...

JOHN FRİEDA nın saçınıza uygun olanını alın.memnun kalacaksınız.

hedenşoldırs yağ için bişi yapmıyor hacı benimde ince ve çok hızlı yalanıyor neden hala bunu kullanıyorum bilmem ama mentollüsü gözeneklerimi açıyo sanıyorum heralde :)

gırersınız nıye gıremeyesınız. 5e kadar acıktır heralde. Modaya gıderken de var onları da gezın.

şu rıhtıma ve akmar'a yakın olan kilise pek kucaklayıcı. hristiyan arkadaşlarımla gitmiştim, ünvanını bilemeyeceğim ama oranın genel sorumlusu gibi olan adam beni herkesle tanıştırmış, herkes sevgiyle elimi sıkmıştı.

Girersin. Ben bazen düşünmek için giderdim. Düşünmeyi bıraktım gitmiyorum.

sürekli ağzınızdan nefes alıyor ve ağzınız açık uyuyorsanız dudaklarınız kurur. burundan nefes alıp verme sorununuz varsa ameliyat olun. bir şeyciğiniz kalmaz.

vücudunuzun su eksiği vardır. daha çok su için. heyecan da yapabilir, stres filan dudaklara vuruyordur belki. bir de blistex med plus, mac tüpteki lip conditioner gibi yoğun nem verip bakım yapacak ürünler kullanın.

dudak kanseri habercisi olabilir

gözlük takıp takmamasının bir önemi yok.

gözlük takanla arkadaş olmam, patron olsam işe almam, komutan olsam askere almam, baba olsam kızımı vermem..

sdfsdagfsdgdasg nası bi soru lan bu..

yaw belki de ben kafaya takıorum gözlük takmanın ilk izlenimde hiçbir kötü etkisi yok mudur diyorsunuz yani?

gözlük var gözlük var hacı. ben astigmatım ve takıyorum arada,hatun gayet beğeniyor hep tak diyor. ama bazı tipler var hiç beğenmez. tamamen değişir :)

yoktur.

bir erkek olarak gözlük takan adamı daha güvenilir bulurum.

ayrıca bence özgüveni yerinde adam işi gözlük takmak. özellikle çok mecbur değilse.

gözlük takan kadın ise şişmansa güvenilirdir ama zayıfsa işte ben o kadından korkarım herşeyi beklerim ondan.

bunlar ön görüşler tabi genelleme değil.

gözlüklü adama vuramam. ya da karnına çalışırım.

gözlük oldukça karizmatik aksesuarlardan biri. çerçevesiz, dikdörtgen camlı olanlar ise bir o kadar itici. kemik çerçeveli olanlar güzel. kocaman nerd gözlükler ise berrrrrbat.

Gözlüklü kızlar bence seksi oluyor ama erkekler için aynı şeyi diyemem. Bazılarına yakışır biraz. Mesela bana yakışmıyordu lens kullanıyorum o yüzden.

son yorumlardan anlaşıldı kişiye göre değişiyomuş zevk meselesiymiş resmen

gözlük çok sırıtmadığı sürece takılmam.

gözlüğün yakıştığı erkek görmedim.

gözlüklü bir kız bana çekici gelmez. güzelse bile güzelliğinden %40'ını alıp götürür. erkek için de muhtemelen benzerdir gözlük işi. lens kullan bence.

gözlük de taktım, lens de kullandım.
gözlüklü olan tipimin beni/karakterimi yansıtmadığını düşündüm ve lense geçtim.

Özel bir yere gidiceksem , kızların bol olduğu biraz kendimi göstereceğim bir yer olursa gözlük takmam lens takarım. halı saha maçlarında lens takarım .gözlük rahatsız ederse burun üstündeki kemiği lens takarım o gün ama bilgisayar kullanırken rahatsız ettiği için ve işim bilg.da oldugu için tercih etmem.

mumkunse pudrasiz, yani iz birakmayan bir urun kullanin, sonra tisortleriniz gomlekleriniz leke olmasin.

günlük giydiğinizi değiştirir, her gün duş alır, kıl tüy vs keserseniz koku biraz zor.

en sağlıklısı bu. aliminyum ve alkol yok. unisex. sebamedshop.com

koltukaltında kıl olmayacak. kendini değilse bile koltukaltlarını her gün yıkayacan böyle sabunlu mabunlu. bi de söylendiği gibi iz bırakmayan güzel bi roll-on alcan, evden çıkmadan önce sürcen. koltukaltı böyle çözülür ama diğer yerleri bilemicem.

www.eksisozluk.com

deotak kokuya kesin çözüm.

Yediğiniz yiyecekler bile ter kokusuna neden olabilir. Beslenme de etkiler yani bunu. Ayrıca, sigara içiyorsanız, bu da fazlasıyla tetikler ter kokunuzu.
Öneriler verilmiş zaten, ben de bu bilgiyi paylaşayım dedim.

nivea ve rexona'nın beyaz leke karşıtı diye üstüne kocaman yazılmışları var. fiyatı 5 - 7 tl arası. slogan da yazayım: roll on, ter off.

isi garantiye al.
bi 39, bi 40 al. ikisi de gelsin, olmayani geri iade edebilirsin, hem gonderirken kargo parasi odemez, hem de parani geri alirsin. :)

39 alın, ben bir keresinde yarım numara büyük aldım, pişman oldum.

@uyku semesi, ikisini alacak limitim yok ya :)

@9kuyurklukedi, işte ayaklarım dengesiz, ayakta çalışıyorum 3 gün, şişebiliyor filan. adidas'tan botum da 39 olmasına rağmen ayakkabının bir yeri rahatısz etmişti 40 almıştım ayaklarım içinde yüzüyor. ince çorapla giyersem rahat edemiyorum çok. ama converse hani bağcıklı filan sıkarım ederim diye düşündüm öyle olursa.

büyük numarayı içine konacak silikon taban ya da keçe gibi birşeyle yarım numaraya kadar küçültebilirsin. kalın çorap faktörünü de ekleyince 40 al bence

40 aldım gitti. baktım çok büyük geri gönderirim artık :)

ben 40 sipariş verdim sanıyorum, meğer 39 vermişim? gelsin bakalım. olmadı geri göndericem artık olan kargoya vermiş olduğum 5tl'ye olacak hahaha yahu nasıl 39 seçerim 40 diye onu anlayamadım ya!

kelime olarak zargan.com kullanıyorum.

sözlüğe bakıyorum.

cumleden cikariyorum. cumleye bakiyorsun ve kelimenin kokune bakip icerik icinde anlamini cikarmaya calisiyorum.

sonra tabi ki tureng.

WordAssistant kullanıyorum

yeniden okuyorum aynı paragrafı. yavaşça. cümleden çıkmazsa önemine bağlı sözlüğe bakıyorum ya da bakmayıp atlıyorum.

ingilizce'den çeviri yaptığım için ben, bazen çok gündelik, argo vs bir kelime olduğu için anlamayamıyorsam, urbandictionary.com'a bakıyorum.

diğer arkadaşların da saydıkları şeyler işe yaramazsa o cümleyi, kalıbı çeşitli kombinasyonlarıyla google'da aratıyorum esasında. çıkan sonuçlara göz atıp anlamaya çalışıyorum.

çok çaresiz kaldığım birkaç seferdeyse, ki bu daha ziyade terimle ilgili sıkıntılarda oluyor, o terimin kullanıldığı başka kitaplara bakıp, bir de varsa türkçe çevirilerine göz atıyorum.

edit: unutmuşum. hiçbir şey işe yaramadığında buraya yazıyorum. hep bir el uzatan oluyor ne güzel ki.

tureng forum'da soruyorum.

sözlüğe bakarım ama genelde uğraşmaya değmez. cümlenin, paragrafın genelinden mana çıkartırım.

Kelime bilinmiyorsa, tureng, zargan, seslisozluk, Dictionary.com, merriam-Webster.com, thesaurus ve online collocation Dictionary ... Buralarda yoksa glossary'ler, tezler, kitaplar. Google books cok kez işe yaramıştır.

julia roberts

marilyn monroe.
iskeletor.

joker

eski sevgilim
sibel'di adı
ulan ne tatlı gülerdi ha
kokusu da çok güzeldi
çok güzel kızdı allah için
vay amınakoyim

bruce willis

melih gökçek.

(bkz: ridiculously photogenic guy)

i2.kym-cdn.com

kemal sunal.

woody woodpecker
www.youtube.com

muttley
www.youtube.com

@shnhkn
muttley oluyor o işte zaten. :)

adile nasit

Disney karakterlerinden goofy, hanna barbera'dan da değerli.

insanlar biletleri cebinde saklasa da otobüsten inice bi çöp kutusuna atsalar çok mu zor.

@jedilance: Bana zor değil ama insanlar gelemez ona. Ben de inerken atmaktan bahsediyorum zaten.

eskiden izmir otobüslerinin giriş kapılarında mevcuttu.
kumbara gibi bir şeyin içine atardık.
sonra kentkart geldi.
istanbul'da böyle bir uygulama yok. akbil ve istanbulkart var.
şehirlerarası otobüslerde çöp var koltuk yanlarında ve ceplerinde.
nerede yaşadığınızı merak ettim.

Ankara

Hadi otobüsü geçtim metro ve ankaray turnikelerini geçtikten sonra bile böyle bir olay yok...

Evet öyle bir olay da var çöp yok ki otobüste olsun.

turnikeleri geçtikten sonra bi tek akköprü durağında gördüm ben çöp kutusu. konu ankaraysa zaten sokakta yürürken bile çöp kutusu bulmak zor.

ankara metro & ankaray duraklarinda giris turnikelerinin uzerinde bileti atabileceginiz bi delik oluyor zaten, iyi bakin.

eskişehir'de var.

@tom riddle: Onlardan bahsetmiyorum özel halk otobüsü tarzı varlığı bile rahatsız eden biletlerden bahsediyorum.

bence koymasinlar. ya tukururuz ya iseriz olmadi ustune ismimizi yazariz

Bugun kızılay metro girişinde ve tandoğan metro girişinde gördüm. Birileri sesimizi duymuş olmasın ?

Böyle şeyler zamanla olur bulamazsın tabi. Yani anlıyorum bir çağ ismi felan soruyorsun ama o işler öyle yürümüyor.

İngilizce kaynakımsı: www.answerbag.com

Adram3lekh soruyu anlamamışsın.birileri avrupa ile asyayı boğazdan ayırmış sol taraf avrupasağ taraf asya olsun demiş.kim demiş ne zaman demiş.

9kuyruklukedi cevabın bu olmadığını sendr biliyorsundur herhalde..

en.wikipedia.org

yarına bırak.
imza: kapıya dayanan yumurta

bi rennie alıp devam.hade bakalım nazlanma:)

davet edeceğiniz kişi sayısına ve maddi olanaklarınıza uygun mudur bilemiyorum, ama yat ya da o tür bir şey kiralayanlar oluyor.

bakırköy gönül düğün salonu (bodrum kat sanırım ama çok yoğun çalışıyor)
www.gonuldavet.com

malesef :(

yuh o nasıl bi yavşama modudur arkadaş
annene bahset bence
seni evladı gibi sevmiyorsa şayet, böyle şeyler söylemesi pek normal değil.

haha, kadın niyeti bozmuş. :) çok tiksindim yalnız, annemin arkadaşlarını düşündüm de.

tehlike kapıda hacı kaç kaç kaç.

ben bile anladım. biraz milf filmi izle ve kendini şova hazirla. uuuuuuu beybi !!!

arkadaşının çocuğuna "yeğeni" gözüyle bakmıyor gibi.

ne apmak lazım hacılar?

aynen öyle. milf fantezin yoksa ve ortaya çıkmasından tırsıyorsan kibar yoldan siktiri çek.

hacı abi mature seviyorsan bence düşün ama "yok lan anam yaşında kadın" dersen annenle konuş bence. uygun bir dille anlat. annen ayar çeker.

gideri varsa kaçırma.

facebooktan sevgilinin adına yaz: sevgilime böyle şeyler yazıp durmayın gibisinden.

aradığında da sevgilimle planım var dersen birkaç kere bir daha aramaz.

kötü ihtimal: hırs yapıp kaçtığın için kovalayabilir

iğrenç. ya tersle ya da hiç cevap verme uğraşmak istemiyorsan.

göbek meme ucunun önündeyse yaptırma.

apaçi işi hocam yapma :)

valla açıkçası çok baydım ben bu tip dövmeler görmekten, böyle vücutlu, badici abileri çağrıştırıyor hep. hele de vücut yapılı değilse ve dövmeci iyi iş çıkaramazsa baya kötü bile durabiliyor. riskli derim.

valla bence dövme komple kötü de, bu hele, tüm vücudu kapatıyor, bence yaptırma kötü

kaba.

GibsonRules +1 diyorumm sakın haa yaptırma

tribal mi kaldı allaasen.

çirkinliğin somut hali

10-20 liraya atarlar.

istanbuldaysan ben atayım beş dakka bi çayını içerim ama :)

çinçinde 5 ten başlıyor

15 - 20 tl ye yaparlar.sen atsan olma mı? arat google dan 2 dakkada kaparsın .

aynen kadıköydeyim 5 dakkamı alır atmak istersen yardımcı olurum

taksim'de 40'a kerizlemişler ev arkadaşımı.

sağolun arkadaşlar, bir fikrim olsun istedim.

googledan bir bakayım. kaç yıldır pc kullanıyorum virüs programı kurmam hiç format filan atmadım ama şuan laptopta biraz sıkıntı var gibi, arada svc host diye birşeyler fırlıyor, format çözer sorunu herhalde.

laptop kullanıcısı isen bir bak bakalım recovery'si var mı kendinden.

(bkz: acayip hikayeler)

hatta otisabi de cikacakti guya, sonra yalan oldu galiba.

fıkralarla türkiye mi ne vardı ne kötüydü.
de tek karelik karikatürden skeç zor çıkar.
seri olması lazım.

onceleri yapıldı dedigin gibi seyler ama dergi baska mecra tv baska mecra. tvde tutmaz o işler

şimdi mesela şunun skeci yapılsa bu karikatüre güldüğümüz kadar gülebilir miyiz? gözümde canlandırmaya çalıştığımda olacak o kadar skeçlerine benzeyen bişey çıkıyor ortaya. zaten tipler de çok önemli. gerçek insanın tipi çizimdeki kadar komik gelmez sana.
karikaturix.com

ask the dust

definitly, maybe.
hırçın sevgilim (kore versiyonu)

www.imdb.com izlemediyseniz izleyin mutlaka.

Eternal Sunshine of the Spotless Mind
One Day
Jeux D'enfants
Moulin Rouge!
Closer

Remember me var. ben onu çok beğenmiştim. Havası falan biraz farklıydı. Neyse işte.

kutup çizgisi aşıkları (les sirkülo mirkülo amandes gibi bir şeydi orijinal adı)

kesin ilaci olsa seker hastası kalir miydi ülkede?

hastaligina uygun beslenicek, dikkatli yasayacak.

Yurtdışında belki kesin çözümü vardır diye sormuştum. evet öyle olması gerekiyor ama yaşı küçük olduğu için neyin yasak neyin doğru olduğunu bilmiyor okulda yiyeceği basit bir çikolata bile ciddi sonuçlar doğurabilir ailesinin endişesi bu zaten.

anladığım kadarıyla tip1 diyabet kendisi.
internetten bol bol okuma yapması gerek.
anlayamayacak düzeyde ise eline bir liste tutuşturulmalı, güzel güzel anlatılmalı ve yanında acil durumlarda (şekerinin aşırı yüksek veya düşük olduğu durumlarda bayılabilir, şekerli su içirmeye kalkışanlar olur aman) onu bulanların ne yapmasıyla ilgili bilgilendirici bir kart taşımalı. > arkadaşım koca adam ve cüzdanında taşıyor bu kartı. psikolog desteği veya kısa süreli bir diyabetle yaşama eğitimi alabilir mümkünse. internetten benzer hastalığı taşıyan çocuğu olan anne babalarla iletişime geçilebilir.

küçük yaşta çıktıysa muhtemelen tip-1 diyabettir.
ömrü boyunca iğneye ve diyetine devam edecek. maalesef bu hastalığın uzun vadede çözümü yok. ailesi fazla dert etmesin bu durumu bence, çocuğun da psikolojisini bozarlar, suçlu hisseder kendisini.
bir çölyak hastası olarak söylüyorum bunu. sağlık ihmale gelmez, hele ki şeker hastalığı gibi bütün vücudu etkileyen durumlarda. harfi harfine uymalı doktorun dediklerine. belli bir süre sonra alışacaktır zaten o hayata. siz destek olmaya bakın.