[]

Takım Elbise Dikebilen Erkek Terzisi Arıyorum (İstanbul)

Vücut hatlarım biraz orantısız olduğu için mağazalardan alığım kıyafetlerin çoğunda sorun yaşıyorum. Bu yüzden erkek terzisi arıyorum. İnternette biraz araştırdım ama terzilerin çoğu tadilatçı ve kuru temizlemeci olmuş. Ismarlama iş yapanların çoğu da sosyetik tarzda pahalı işler yapıyorlar.
Arkadaşlar fiyatları uçuk olmayan, işinin ehli erkek terzisi tavsiye ederseniz çok sevinirim.



 
Ne yani terzilik mesleği öldü mü şimdi?


  • on kaplan  (03.07.15 01:42:43) 
eh maalesef. çoğuda ufak dikme kesme paça vs işiyle uğraşıyor. denk gelirsin belki araştırırsan. mağazalarla hele ki onların kendi terzileriyle iş yapması terzilik sanatını geriye itti .


  • later  (03.07.15 02:27:48) 
[]

Miras hukukundan anlayan arkadaşların bakmasını rica ediyorum.

eşimin babası vefat ettikten sonra abisi işleri iflas ettiği için haciz gelmesin diye annesinin adına kayıtlı daireyi nişanlısının üstüne geçiriyor (anneyi tapuya götürüp kağıt üzerinde bir satışla).

eşim 5 kardeş 3 erkek 2 kız. abi, annenin vefatından 3 ay sonra eşimin ablasını arayıp daireyi sattığını, mirastan hak olarak 5/1 oranında mı, yoksa kuran'a uygun olarak 8/1 oranında mı hak istediğiklerini soruyor. eşim ve ablası 5/1 oranında demelerine rağmen eşimin hesabına (kendi adıyla değil yanında çalışan bir personel adıyla) "babadan" diye bir eft açıklaması düşerek 8/1oranında para gönderdi.

bu durumda hukuki haklarım neler olabilir. dava açtığımda kazanma ihtimalim var mıdır?

bir de ist avrupa yakasında miras hukuku konusunda uzman bir avukat ya da büro tavsiyesi rica ediyorum.

teşekkürler

 
benim bildiğim anne baba yaşarken bile iki çocuğundan birine evini satmış görünse öldüğünde mağdur olan çocuğun saklı payı vardır mahkemeye verip kendi payına düşeni alabilir, ama annenin kendi rızasıyla olmuş ancak anne vefat ettiğinde hak aranabilir, ama anne yaşarken çocukların payına daha az miras düşer tabi bölündüğü için


  • dusundumdusundumdurdum  (12.09.13 22:56:25) 
açacağınız davayı kazanırsınız, hakkınız olan 1/5 oranı alırsınız. eşinizin kardeşinin de sizin lehinize tanıklık etmesi ya da onun da davacı işinizi kolaylaştırır.
miras hukuku zor bir alan değildir, herhangi bir avukat bu davanın altından kolaylıkla kalkar.

  • de jure  (12.09.13 23:25:05) 
[]

Kısa boylu erkek uzun gelen tişört sorunsalı

Boyum 165 cm, kilom da 80 civarı (dürüst olayım 83:)) Cinsiyetim başlıkta da belirttiğim gibi erkek.
Şimdi bendeki sorun şu: tişört alırken kilomdan dolayı M ya da L beden almak zorundayım ama M y a da L bedenler kısa boyumdan dolayı üzerimde epey uzun duruyor. yani tişört üzerimde mini elbise demeyeyim ama ondan biraz daha hallice duruyor bu da ister istemez hoş olmayan bir görüntü oluşturuyor. Üşenmedim hesapladım hizasından tişört bitimine kadar 64 cm benim için ideal. Sorum şu, böyle üst bedeni geniş etek boyu nispeten kısa tişört satan yerler var mı acaba?
bir de bu sorunu bir tek ben mi yaşıyorum? bu benim takıntım resmen takındım oldu kardeşim yok mu aha ben de bu sorunu yaşıyorum diyen bir destek olun bana. şu sıcakta depresyona girdim yemin ederim. hatta bazen kıro olmak pahasına uzun uzun salınmasın diye tişörtleri içime sokarak giydiğim de olmuştur geçmişte o derece vahim durumdayım.


 
arayıp tarayıp anca bulunuyo ve magazaların cıkardıkları yeni sezon urunlerinde falan bunlar değişiyo bende 185im bacaklarım kısa vucudum uzun hep uzun tshirt arıyorum bi ara bi kac magazada bulmustum sonra sezonlar değişti modeller değişti onlarda kısa kalmaya basladı malesef aranmadıkca cıkmıyo


  • samaras8  (24.07.13 14:01:53) 
Enlemesine geniş, boylamasına nispeten daha kısa tshirtler mevcut. Hatta bayan reyonlarında simdi bol tshirtlere cokca rastlarsınız, bayan tshirtü diye geçtiklerinden boyları daha kısa oluyor, ama renkleri düz, desensiz. Bi şansınızı deneyin derim, bayan reyonu diye utanmayın yani. Ayrıca erkek waikiki gibi ergen erkek cocukları için kıyafet üreten yerlerde de böyle tshirtler var.


  • shejia  (24.07.13 14:02:01 ~ 14:03:03) 
kestirmeyi dene? bir terzi tanesini en fazla 5 liraya halleder diye dusunuyorum.


  • sendelemeden  (24.07.13 14:02:50) 
jack jones a bak.


  • kendihalindekiyaratık  (24.07.13 14:14:37) 
@sendelemeden

kestirmek tişörtü kullanılamaz hale getiriyor. ben yaptırmıştım berbat olmuştu.
  • baldur  (24.07.13 15:02:41) 
katılıyorum kestirince sebebini bilemiyorum ama tişörtün anatomisi bozuluyor ve giyilmez oluyor.


  • on kaplan  (24.07.13 15:22:48) 
[]

Tişört seçimi: pahalı mı, ucuz mu?

Arkadaş ben bu tişört olayını bir türlü rayına oturtamıyorum. bazen lcw tarzı ucuz şeyler alıyorum tamam fiyatı ucuz oluyor ama makinadan çıkınca bir şeye benzemiyor. hapalı olanlarından alıyorum onlarda da kendimi enayi gibi hissediyorum. millet 3 kuruşa giyiniyor bir sürü alıyor bir sürü alternatif giysisi oluyor sense tanesine 100 küsur bayılıyorsun diye.
tişört seçimini neye göre yaptığınızı yazar mısınız?



 
bisiklet yaka tshirtlere 10 tlden fazla vermem
polo yakali tshirtlere de 40 tl den fazla vermem.

ucuz ucu al degis degis giy iste.

200 tl ye 1 tane lacoste alacagima cakma lacoste alirim. param cok degilse yani. ikisi de tshirt. bir omurluk giyemeyecegine gore
  • exlibris  (24.07.13 11:55:05 ~ 11:55:21) 
Ben model ve kalıba göre yapıyorum. Ne dar ne bol.

www.kaft.com da epey güzel tshirtler var. Bir de kendi uydurduklarımı bastırtıyorum ^^
  • quanche  (24.07.13 11:57:43) 
Lcw tişörtleri makineye atınca ne oluyor ki? Ben hiçbir problem yaşamadım.


  • adoramer3ku  (24.07.13 11:59:53) 
lcw'den aldığım tüm ürünler makineye girip çıktıktan sonra abartılı bir şekilde deforme oldu.


  • on kaplan  (24.07.13 12:03:06) 
Desenli mi alıyorsun? Bende lcw'den en az 6-7 tane desensiz penye var ve ilk günkü gibi duruyorlar.


  • adoramer3ku  (24.07.13 12:04:07) 
markafoni tarzı alışveriş sitelerinden almanı öneririm. mağaza fiyatlarının %60-70'ini ödeyerek çok rahat sahip olabilirsin. yeni sezon polo t-shirtleri falan hep 40-50 liradan satıyorlar ve bu benim t-shirt için vereceğim maksimum tutar. ya da karaca'nın polo yaka t-shirt'leri de o fiyatlardan gidiyo mesela. ancak tek renklerden falan bahsediyorsan bisiklet yaka ya da v yaka olanlardan falan onlar koton ya da jacj and jones öneririm ki yine bunlarda online olarak 10 lira civarından alınabiliyor.


  • kara olmayan inci  (24.07.13 12:13:23) 
şuan piyasaya göre en fazla lab testi fln deney renk atması testleri yaptıran firma lcw sen 10 tl lik tişörtü kot pantolonlarla 45 dereceye atarsa lacostdan aldığın 200 lük polo yakada maf oluyor malesef. soğuk programda etkili bir deterjanla yıkamanı tavsiye ederim hadi en max 30 derece.


  • netadam  (24.07.13 12:29:27) 
benim için tişort ya dar olmalı(small ya da slim fit denilenlerden) ya da hiç olmamalıdır.
fiyat mevzusunda da, pahalı tişörtleir tercih etmem.

  • pangea  (24.07.13 12:43:33) 
[]

darıca hayvanat bahçesindeki şiir?

darıca hayvanat bahçesinde (faruk yalçın zoo) yazılı olan şiirin ismi ve şairini soruyorum.
aklımda kalan kısımları .... hep aynı yoldan gidenler.......... yaşamış sayılmazlar...



 
Yavaş Yavaş Ölürler

Yavaş yavaş ölürler
Seyahat etmeyenler.
Yavaş yavaş ölürler
Okumayanlar, müzik dinlemeyenler,
Vicdanlarında hoşgörüyü barındıramayanlar.

Yavaş yavaş ölürler
Alışkanlıklarına esir olanlar,
Her gün aynı yolları yürüyenler,
Ufuklarını genişletmeyen ve değiştirmeyenler,
Elbiselerinin rengini değiştirme riskine bile
girmeyenler,
Bir yabancı ile konuşmayanlar.

Yavaş yavaş ölürler
Heyecanlardan kaçınanlar,
Tamir edilen kırık kalplerin gözlerindeki pırıltıyı
görmek istemekten kaçınanlar.

Yavaş yavaş ölürler
Aşkta veya işte bedbaht olup yön değiştirmeyenler,
Rüyalarını gerçekleştirmek için risk almayanlar,
Hayatlarında bir kez dahi mantıklı tavsiyelerin dışına
çıkmamış olanlar

Pablo Neruda
  • odabundan  (07.02.13 12:29:23) 
[]

Çalışma ofisi açmak için izin gerekir mi?

Evdeki fazla kitapları koyacağım ve günün içinde vakit geçirip, kitap okuma, internet, y.lisans tezi üzerinde çalışmak vs. küçük bir çalıma ofisi kiralamak istiyorum.
amaç ticari faaliyet değil, evdeki gürültü ve hayhuydan biraz kaçmak.
bunun için izin gerekir mi? maliye vs kapıma gelip burda ne yapıyorsun birader der mi?


 
Demez. Lakin stüdyo daire yerine ofis kiralarsanız kiraladığınız ofis mesela bir iş hanındaysa ayrı kuralları olabilir. Mesela saat 20'de işhanının kapısı kapatılıyor, daha sonra girip çıkamazsınız, ya da pazar günleri kullanım dışı gibi. Onun yerine 1+1 veya stüdyo bir daire kiralayın daha rahat edersiniz bence.


  • crown  (16.09.12 19:53:27) 
stüdyo daire için bütçem yetmez. ben 200 tl'ye bir iş hanında 16 m2 bir yer buldum.


  • on kaplan  (16.09.12 19:54:38) 
bir şeyin ticaretini yapmıyorsan niye gereksin ki. al ister depo yap ister içinde yaşa.


  • low-life  (16.09.12 20:28:10) 
[]

istimlak edilen arsa konusu ile ilgili istanbul için avukat tavsiyesi

Bahçelievler belediyesi amcamla babamın küçük arsasınının bir kısmından normalde planda gözükmediği halde arsa boş durumda bulunduğu için yol geçiriyor. (olay yaklaşık 20 yıl önce vuku buluyor.) Arsa zaten küçük olduğu için, şu anki durumu ile imar edilemez duruma geliyor. babamla amcam belediyeye birkaç defa gidiyorlar her seferinde sonuç alamadan geri dönüyorlar. pek de üzerine düşmüyorlar. en son amca birkaç yıl önce belediyeye gidiyor şimdi para yok seçime doğru (önümüzdeki yerel seçim) size para öderiz diyorlar. amcam da zaten bahçelievler yenibosna'da rayic bedel düşük olduğu için belediye arsayı tamamen istimlak etse bile piyasa fiyatının çok çok altında bir rakam bize öder diyerek pek umut bağlamıyor bu işe. babam iste benim takip etmemi istiyor.
Konumuz bu. şimdi ben bu konuyu bir avukat aracılığıyla takip etmek istiyorum. fikir vermek açısından bu davadan ne tür sonuçlar çıkabilir. dava kazanılırsa tüm masrafları (avukatlık ücreti dahil) belediye mi öder. vs
en önemlisi bu tür konularda çalışan önerebileceğiniz dürüst bir avukat tavsiyesi varsa ister ister buradan, ister pm olarak ister, trombolin@hotmail.com adresinden, isterse de 0506 359 19 14 cebimden bana ulaşıp avukat tavsiyesinde bulunurlarsa sevinirim.


 
hukukçuların hepsi tatilde mi?


  • on kaplan  (10.09.12 09:52:15) 
[]

Şerit değiştirirken yapılan kazada kim haklı kim haksız?

Arkadaşımın başına gelen bir durum o ısrarla haklı olduğunu savunuyor. Bulunduğu şeritte kaza olmuş, o da sinyal vererek soldaki şeride geçirken arkadan gelen otobüs (yakşalık 50 km hızla) bunun ön sol çamurluk ve ön sol kapısına çarpmış. ben de eğer şeride tamamen geçseydin ve darbe arkadan olsaydı sen haklı olurdun ama bu durumda en az yarı yarıya suçlusun dedim ikna edemedim.
bu gibi durumlarda kusur oranları nasıl oluyor?



 
otobüs sol şeritte gidebiliyor mu ki?


  • mahone  (26.02.12 17:58:56) 
mahone: o ayrı bir konu. otobüs yerine otomobil diyelim. benim sorum şerit değiştirme halindeki kazada kusur oranları nasıl saptanıyor?


  • on kaplan  (26.02.12 18:02:23) 
bence arkadaşınız haksız. saygılar.


  • siradisi00  (26.02.12 18:04:43) 
benzer kazayı kadıköyde yaptık, arkadan gelen ticariydi. bizim araba tekerlek ve çamurluk kısmından, ticari sağ tampondan hasar yedi. takip mesafesi diyerekten ceza paylaştırılmıştı, sonuçta biz değil o çarpmıştı, yine de haksız bizdik.


  • Dr. Kissingher  (26.02.12 18:08:14 ~ 18:09:21) 
arkadaşın haksız, şeridi kontrol etmeden çıkmış, bence suçlu arkadaşınız.


  • basond  (26.02.12 18:34:00) 
arkadaşınız haksız,şerit değiştirilirken geçeceği şeridi kontrol etmekle yükümlü. Eğer uygun geçiş imkanı yoksa durmalı şerit müsait olduğunda geçmeliydi. Geçmiş olsun.


  • skywalkeremre  (26.02.12 18:47:38) 
aslında ezbere konuşmak zor, normal şartlarda şerit değiştirirken geçilecek şeridi kontrol etmek gerekiyor ancak Türkiye'deki psikopat şöför gerçeğini de işin içine katmak gerekiyor. bu otobüs şöförü pek ala arkadaşınız sol şeride geçemesin diye gaza basıp çarpacağını anlayınca da hızını kesmiş olabir.

ayrıca arkadan çarpan her zaman haksız diye bir durum yok, saatte 120 ile giden ve yakın seyreden iki aracın arasına aniden giren dangalak jip şöförünün birini gördüm dün.
  • efx  (26.02.12 21:13:37) 
[]

Tadilat/Tamirat işlerinden anlayanlar dolgu malzemesi soruyorum.

Mutfakta kombi bacasının çıktığı yerden acayip soğuk üfürüyor. baca ile duvar arasında kalan kılcal boşlukları hangi malzeme ile doldurabilirim?
kullanımı kolay, şöyle köpük tarzı sıkmalı birşey var mı?



 
alçı


  • compadrito  (14.11.11 17:40:32) 
çekomastik de olabilir gibi geldi bana.


  • bacardi cola  (14.11.11 17:59:10) 
  • compadrito  (14.11.11 18:33:40) 
poliüretan köpük en iyisi. eldivenle uygulayın. elinize bulaşırsa işiniz zor.


  • cableguy  (14.11.11 19:18:43) 
[]

Erkek giyimi kuşamı ile ilgili birkaç soru?

1- beyaz atlet ve beyaz don giymek kıroluk mudur? (öyle ise içe ne giymeli?)
2- koltuk atı için sıvı olan rolon mu kullanmalı yoksa püskürtmeli deodrant mı kullanmalı?
3- takım elbisede çorabın rengi ayakkabı ile mi pantolon rengi ile mi uyumlu olmalı?


 
1) Kıroluk degil, zevksizlik. Şu "kıro" lafını kullanmayın artık.
2) Farketmez.
3) Elbette ayakkabı ile. Bu en temel giyim kuşam kurallarından biridir.
  • 386 dx  (31.10.11 17:31:17) 
bir numaralı kıro geldi

1- birileri bir şeyleri kaka sayıyor ondan sonra trend takipçileri ıyyy demeye başlıyor. umrumda olmaz içimden geldiği gibi giyinirim. ha hatun kaldırmak gibi bir niyetin varsa ikisinden de uzak durmak gerekiyor.
2- rolon daha rahat geliyor bana, iş görüyor
3- lise bittiğinden beri takım elbise ve kravatla işim olmadığından yorum yapamiciim.
  • lazpalle  (31.10.11 17:33:42) 
1) Zevksizlik
2) Roll*on
3)Ayakkabı ile.
  • skywalkeremre  (31.10.11 17:40:52) 
1. kıroluk da değil, zevksizlik de değil. bu bir iç çamaşırı. neymiş, gömlekten gözükürmüş yivrançmış. üşüyorsan veya terliyorsan, nasıl rahat ediyorsan yani, giy. kıro diyenin de ağzını bürerim. ben de giyiyorum, çok memnunum. buna kıro diyen kadınlar ne zaman beyaz gömleğin içine sütyen giymeyi bırakır (o da gözüküyor atlet kadar), o zaman saygı duyarım belki dediğine.
2. ben pudralı sprey kullanırım. roll-on da bana pek pratik gelmiyor.
3. her ikisine de uyması gerekir aslında. yani zaten ayakkabı ile pantolonun rengi de uymalı. siyah pantolona beyaz ayakkabı giyip de bu soruyu sormuyorsundur elbette di mi. ama iksinden birisiyle de uyumlu olabilir. pantolon lacivert, ayakkabı kahve ise ben kahve yerine lacivert çorap tercih ederim. veya gri pantolon siyah ayakkabı ile siyah çorap giyerim ama gri çorap giymekte de pek sakınca görmem.
  • kibritsuyu  (31.10.11 17:44:12 ~ 17:46:23) 
1) kıroluk değil, zevksizlik değil. nasıl rahat ediliyorsa öyle giyinmeli kanımca. bana beyaz don rahatsız geliyo. seneler önce kadın kısmı beyaz dona iğrenç dedi, erkekler boxer giymeye başladı. geçenlerde görmüştüm bi başlıkta; şimdilerde de boxer'a laf ediyolar, "trunk diyin" diyolardı. işin özü nasıl rahat geliyosa.

2) deodorant daha pratik gibi.
  • gather ye rosebuds while ye may  (31.10.11 17:57:51) 
1- kıroluk falan değil, kim demişse halt etmiş.

kıroluk diyen bi dallama gördüm tvde ama adamın tipi zaten kırıktı o yüzden sallamadım bile.

2-en iyisi kremli roll on hatta overkill oluyor biraz ama niveanın kremli artı püskürtmeli deodorantını beraber kullanıyorum, muhteşem oluyor
  • efrasiyab87  (31.10.11 18:02:39) 
3- ayakkabı.


  • baldur  (31.10.11 18:04:09) 
1- beyaz donu sadece giyecek bi şey olmayınca giyiyorum. ama sevişeceğim zaman asla giymem :) trunk boxer'ları seviyorum ben, onlardan alırım hep.
2- deodorant tercih ediyorum ben.
3- bilmiyorum ama ayakkabı gibi geldi bana.
  • yazaryan  (31.10.11 19:34:28) 
ben genelde pantolonlan aynı renk giyyom çorabı?


  • charlesbukowskiineksi  (31.10.11 23:00:24) 
[]

PayPal'da otomatik ödeme nasıl iptal edilir.

hotfile 1 aylık premium hesap aldım zannederken her ay düzenli olarak kredi kartımdan abonolik yenilenmiş. kartımdan para çekilmiş. paypal üzerinden hotfile hesabımla ilgili bu otomatik ödemeyi nasıl iptal edebilirim.
Bu arada benim paypal hesabımdaki tüm menüler ingilizce. buna göre tarif ederseniz çok memnun olurum.



 
My Account > Transaction History > Subscriptions


  • pisiklet  (20.07.11 17:03:52) 
[]

FM'cilere bir soru oyuncular takımda disiplin eksikliğinden şikayet ediyor

premier lig'de küme düşmeme mücadelesi veriyorum. ilk yarı iyi bir performans gösterince takımdaki birçok oyuncuma büyük takımlardan transfer teklifleri geldi. ben de orta vadede zirveyi hedeflediğimden hiçbirini satmadım. böyle olunca oyuncular mutsuz oldu. ikinci yarı takım sürekli kaybediyor oyuncularım kırmızı karttan atılıyor ve bazıları antrenmana katılmıyor. şimdi de üstüste takımda disiplin eksikliğinden şikayet etmeye başladılar. ne yapmalıyım?




 
para cezası.


  • jangbogo  (13.05.11 14:23:32) 
oyuncalari topluca sauna'ya gotur.


  • kreider  (13.05.11 14:24:41) 
şikayetten sonra takımda hiç zam yaptığın oyuncu oldu mu? bence olduu..
olmadıysa karıya götür hepsini.

  • koskoca devletin adi osmanli lan  (13.05.11 14:35:28) 
sorunlu futbolcularla bireysel olarak konuş hacı.


  • baldur  (13.05.11 14:40:43) 
hepsine adana ısmarla bi de ayran çekersin yanına


  • mori  (13.05.11 14:42:00) 
ilk 3 kırmızı kart sonrası uyarı, devamında para cezası. antreman kaçırmanın ilkinde uyarı, devamında bol bol para cezası.


  • ayiadam  (13.05.11 18:00:42) 
[]

Windows ekranı yatay oldu nasıl düzeltebilirim.

1,5 yaşındaki kızım laptobun tuşlarına rastgele ve vurmaya başladı ve laptobun ekranı bir anda yatay oldu. cep telefonlarındaki gibi ve ipad'deki gibi düşünün. mouse bile yatay konumu baz alarak hareket ediyor. bu satırları yazıcam diye boynun tutuldu. nasıl düzeltebilirim.




 
ctrl+alt+(yukarı ok)


  • maresal jedi  (28.03.11 22:17:03) 
hocam windows kac var?

win7 de: saga tıkla masaustunde, ekran cozunurlugu menüsünde oryantasyon var, oradan yatay ve dikeyi secebiliyorsun.

ingilizce benimkisi tanımlar farklıysa affola.

ekran ozelliklerinin icinde var ama her halukarda.
  • hubble  (28.03.11 22:18:15) 
win 7 için masaüstüne sağ tıklayın orda yön var oradan ayarlicaksınız.


  • mosakale  (28.03.11 22:56:15) 
ctrl+alt+(yukarı ok) +1


  • candemir  (29.03.11 15:47:43) 
[]

ev/arsa alıp satmak ticari faaliyet midir?

şimdi benim normalde bir işim var. kamu personeliyim. bir miktar da kenarda param olduğunu varsayalım. bu paramla kendi çapımda kelepir arsa/ev alıyorum. kar ekleyip satmaya çalışıyorum. satılınca da yenisini alıyorum yine satıyorum. böylece ikinci bir gelir elde ediyorum. bu durumda devlet bu yaptığın ticari faaliyettir vergi mükellifi olmalısın, ama sen aynı zamanda kamu personelisin ya biri ya da diğeri der mi? yani mali açıdan problem yaşar mıyım.




 
  • josephinebrunsvik  (13.03.11 22:16:08) 
bunu yasadışı şekilde yaparsan bi şey olmaz.


  • rurouni  (13.03.11 22:27:10) 
değildir. yatırım bu yaptığınız ve bir sakıncası yok.


  • milesh  (13.03.11 23:13:32) 
[]

selam millet kombileri yaktınız mı?

tek üşüyen ben miyim merak ettim. zira kombi sezonunu açmış bulunmaktayım. erken mi acaba ne dersiniz?
lokasyon: istanbul başakşehir



 
biz daha yakmadık valla, izmirdeyiz gerçi etkisi olabilir.


  • damlanin  (06.10.10 21:15:21) 
ben yakmadım valla.hiçte üsümüyorum.


  • all girls dream  (06.10.10 21:15:51) 
beşiktaş iyice soğuk artık ama ev biraz daha da soğusun da öyle yakalım diye dayanma noktamızı ölçmeye çalışıyoruz işte. 4-5 derece daha insin yakarız herhalde.


  • i ve been mistreated  (06.10.10 21:19:12) 
akdeniz yanıyor. geceleri soğuk biraz ama ısıtmaya gerek yok hala.


  • ermanen  (06.10.10 21:25:45) 
kombineleri yaktiniz mi diye okuyorum sabahtan beri.. dedim millet de ciddi ciddi cevap yaziyor..

soruna cevap vereyim bari: ben yurtta kaliyorum burada da kaloriferler yanmadi henuz.. ama usuyoruz reis..
  • buzzlightyear  (06.10.10 21:28:22) 
yakmadık ama bi kat daha kalın giyiniyoruz


  • xenophobe  (06.10.10 21:29:08) 
biz yaktık.


  • artikbenimdebirvolvomvar  (06.10.10 21:33:26) 
Eskişehirdeyim, merkezi sistem ısıtma var ama yanmıyor henüz. Elektrik sobasını yaktım ben de, kesinlikle üşüyoruz reis.


  • antidote  (06.10.10 21:34:07) 
haftasonu kar geliyormuş kar gelmeden yakmam aga.


  • jonturk  (06.10.10 21:37:09 ~ 21:37:23) 
ankara'da dün değil önceki gece açmıştık. dün iyiydi, şimdi yine açıcam. bu ne lan, götümüz donuyo.


  • drink the stars  (06.10.10 21:39:16) 
Ankara'da merkezi sistem ayın 15inde acılcakmış.sanki hersey sistemine gore yuruyomuş gibi.neyse,donuyoruz yani.


  • saleen  (06.10.10 21:55:15) 
ankara'da 3 gecedir açık kombi.


  • gene mi gene  (06.10.10 22:06:43) 
ben battaniyenin gucune inandim.


  • tryit  (06.10.10 22:07:25) 
başakşehir donar tabi, bu sıralar normaldir heralde


  • mentuhotep  (06.10.10 22:19:10) 
ben hala kapı, pencere açık oturuyorum. ama bir serinlik var, yalan değil.


  • hollowlife  (06.10.10 22:22:39) 
istanbul için erken.


  • ceo  (06.10.10 23:06:10) 
bizim apartman merkezi sistem hala yakmadılar. donarak ölücez evde kürkle dolaşıyoruz resmen.


  • suicides underground  (06.10.10 23:24:12) 
- bi haftadır çorapla yatıyorduk, bu gece açtık hafiften.

sezercik yavrum benim, küçükçekmece, istanbul.
  • sezercik yavrum benim  (07.10.10 01:08:08) 
[]

Superonline fiber internet modemin wireless özelliği nasıl kapatılır

Modemin bulunduğu odada bebek var ve modemden zarar görmesinden endişe ediyorum. modemin wireless özelliğini kapatıp internete sadece eth kablosu üzerinden bağlanma şansım var mı?




 
var. panele girip ( 192.168.1.1 ) menuden quick setup'i secip "Enable Wireless:" tiki kaldirirsaniz sadece kabloyla girebilirsiniz.


  • only  (21.08.10 11:36:24 ~ 11:37:11) 
Apartmandaki diğer wifileri de kapattırmayı unutmayın. Her yerimiz sinyal olmuş zaten.


  • ozdek  (21.08.10 12:12:30) 
ozdek'e +1


  • sutlu nescafe  (21.08.10 21:23:44) 
[]

Bakırköy Zeren Gömlek tam olarak nerede

Ismarlama Gömlek diktiğini duyduğum zeren gömlek'e nasıl ulaşabilirim.
baişka gömlek diken yer tavsiyesi de alabilirim



 
Zereni bilmiyorum da kilisenin ordan ilk sola dönünce(capacity ye çıkan yolda) Gömlekçi Mustafa var,o da sıpariş gömlek yapıyor.Belki işinizi görür.


  • jpsartre  (01.03.10 13:39:20) 
[]

Bugünkü İBB-Fener maçına stat girişinde bilet bulabilir miyim?

gaza geldim ilk defa futbol maçı izlemek istiyorum. acaba olimpiyat stadında bilet satan gişe vs türü bir yer var mıdır. maça girebilme olasılığım nedir?




 
gişeler var maç günü satış yapıyolar. 80 bin kişilik stad dolmuş olamayacağına göre rahat rahat alırsınız bilet.


  • orange coffee  (28.02.10 12:40:04) 
[]

FM 2010 Notebook nasıl oynanır

Sözlükte şöyle bir açıklama buldum.


"netbooklarda oyunun masaustundeki kisayolunun ozelliklerinde sonuna "-windowed -small_screen" ekleyerek calisabilen oyun."

şimdi bu ifade kısayol özelliklerde tam olarak nereye eklenmeli?

 
sorunuzun cevabı verilmiş ama notebook'la ilgisini anlayamadım. notebook'ta oynama için böyle bir şaklabanlığa gerek yoktur.


  • harmonikhakaret  (26.01.10 12:29:35) 
@harmonikhareket notebook yazmıyor netbook yazıyor.


  • xenophobe  (26.01.10 15:08:31) 
hımm ben başlığa bakmışım :)


  • harmonikhakaret  (26.01.10 15:59:36) 
[]

FM 2010 SORUSU

Beim kurduğum oyunun arayüzü çok kötü. beyaz ve gözü yoruyor. değişmez mi bu?




 
preferences/display&sound/skin/fm2010 dark


  • uncle_sam  (26.01.10 10:15:02) 
[]

Kalorifer peteği hangi vanadan kısılır?

Evimiz doğalgaz kombili. Malumunuz kalorifer peteklerinin sağ üst ve sol alt köşelerinde iki vana bulunuyor. İşte ben evdeki tek oda hariç diğer odalardaki bütün petekleri kısmak istiyorum. tek odada bebek olacağı için o oda sıcak olmalı.
petekleri kısarken her iki vanayı mı kısmalıyım yoksa üst ya da altta olan vanalardan birini? biriniyse hangisini?
titizlenmemin sebebi diğer odaların peteğini kısarken bebeğin odasına giden suyu kısmak istemiyorum.
daha açık bir şekilde kombi sabit sıcaklıkta yanarken, evimi tek oda maksimum, diğer odalar minunum seviyede nasıl ısıtabilirim.?
sorumu şöyle de sorabilirim: kalorifer peteklerindeki üst ve alt vanaların işlevleri nelerdir?
teşekkürler

 
biri sicak su, digeri soguk su vanasidir (kazandan gelen ve kazana donen su diyelim). peteklerin uzerlerindeki vanalar sadece o petegin devridaimi ile ilgilidir. bunlarin ikisini de kapamaniz diger odalarin peteklerine giden suyu engellemez.


  • no avalon  (09.01.10 13:01:44) 
Sadece üstteki ile ayarlamanız yeterlidir. Alttakini sürekli açık tutun. Alttaki vana radyatörü sökeceğiniz zaman dönüş hattını izole etmek içindir. Gerçi onu kısarsanız da bir şey olmaz ama gerek de yoktur.

Üst vana: Radyatöre giren suyun miktarını ayarlar.
Alt vana+üst vana: Radyatör söküleceği zaman boru hattlarını izole etmeye yarar.

Bu vanaların diğer radyatörlere etkisi yoktur.
  • o midas  (09.01.10 14:27:26 ~ 14:32:17) 
[]

bağdat caddesi yol tarifi

bakırköy'den deniz otobüsü ile bostancı'ya geçeceğim. sonrasında bağdat caddesine nasıl gidebilirim.
ikinci bir vasıta gerekli mi yoksa kime sorsan gösterir denilecek kadar yakın mı?



 
kime sorsan göstercek kadar yakın ama bağdat caddesi kendi içinde uzak bir yer. yürüyerek de gidilebilinir ancak erenköy taraflarındaysa sarı dolmuşlar var. onları kullanırsın.


  • jameskeenan  (27.12.09 10:42:21) 
deniz otobüsü iskelesinden indikten sorna karşına denk gelen bir sokaktan dümdirek yukarı çıkarsan karşına çıkan ilk 3 şeritli yol bağdat caddesi olur.


  • cedric  (27.12.09 10:47:19) 
bu da 50 metre falan yürümek demektir.


  • cedric  (27.12.09 10:47:37) 
  • cedric  (27.12.09 12:08:09) 
biraz da bağdat caddesinde nereye gideceğine bağlı mesela caddebostansa sarı dolmuşlara binmen de fayda var
deniz otobüslerinden indikten sonra kokoreççilere doğru git ya da tren istasyonu diyeyim
karşına çıkan sarı dolmuşlardan kadıköy olanına binersen caddedesin
  • chaud  (27.12.09 15:13:48) 
[]

panik atak krizleri yaşamaya başladım teskin edici bir şeyler duymaya ihtiyacım var

1- yaptığım ufak çaplı araştırmada tedaviye ne kadar erken başlanırsa o kadar iyi olacağını okudum. Tedavi için uygun adres psikolog mudur, psikiyatr mı?

2- gelelim öyküme:
küçüklükten beri aşırı derecede olmasa da klostrofobisi olan biriyim. berberlerde saç yıkamak için lavobaya eğildiğimde nefesim sıkışır bazen. gece karanlıkta bağırarak uyandığım olur vs.
ancak son 6 gündür rüyamda beni kapalı bir yere, bir zindan, bir kuyu vs. kapatıyorlar ve tam o anda uykudan korkuyla uyanıyorum. kalp çarpıntısıs oluyor ve ve kontrolsüz bir şekilde odalar arasında dolaşıyorum. böyle yapmamamalıyım diyorum ama kendimi engelleyemiyorum. 15 dk sonra yavaş yavaş kendime geliyorum ancak yatak odasına döndüğümde tekrar aynı korkuyu ve çarpıntıyı hissetmeye başlıyorum yine aynı şey başıma gelir mi diye. internete giryorum, tv seyrediyorum, gecenin birkaç saatini uyanık geçirip yorgunluktan bitkin düşünce tekrar yatağa girip sızıyorum. bu bazen gecede bir kez tekrar ederken bazen aynı gece 3 kez olabiliyor. ölüm korkusu kalbim duracak korkusu değil de her şeyin üzerime gelmesi hissi. kontrolsüz ve ne yapacağını bilemeyerek korku duyma hissi.
işin genetik bir boyutu da var sanırım. annem kapalı mr çekilemeyecek derecede klostrofobi sahibi babamsa son yıllarda ölüm korkusuna d ayalı çarpıntı yani panik atak yaşayan biri. bu satırları yazarken bile ürperdim. daha kötüsü gece olmasından korkuyorm. o yatağa girince yine aynı korku içimi saracak diye düşünüp daha şimdiden korkmaya başlıyorum. en kötüsü de durum daha fenalaşır mı, tüm hayatımı etkileyecek derecede kontrolden çıkar mı diye korkuyorum

merak etmeyin tıbbi yardım alacağım. ihtiyacım olan ne bileyim amcaoğlu da aynı durumdaydı şimdi biraz daha iyi, ben de yaşadım sonra geçti tarzı teselli edici birkaç cümle.

nezaket gösterip cevap veren arkadaşlara şimdiden teşekkürler.

 
yazın ablamda da başladı.
ilaç olarak atarax ve xanax önerdiler sanırım.
en fazla 1 2 hafta sonra uzun bir süre hiç yaşamayacaksınız büyük ihtimalle bu atakları.
ataklar gelddiğinde kese kagıdı şişirme olayı var. nefes düzenlemek için.
çevrenzde insanlar olsun anneniz kardeşleriniz falan.. fazla karanlıkta ve yanlız kalmayın.genis aydınlık ve insanların oldugu misal evin salonunda falan zaman gecirin daha çok.. ablam hep odasında yasardı 2 hafta yazın salonda beraber oturduk geceleri..bir de gece fazla oturmamaya calısın..gece oluyor sanki daha cok ataklar.. gunduzden gezin dolasın spor yapın yorun kendinizi baya bi.hatta aksamları bile dısarı camlıcaya hava almaya falan goturuyorduk ablamı biz..bildiklerim bunlar gecmiş olsun.. buarada hastanede kalp sorununuz olup olmadıgına da bakacaklar sanırım.. yoksa tamamen psikolojik ve zararsız oluyor zaten.tekrar gecmıs olsun
  • partizan  (14.11.09 17:11:42 ~ 17:12:07) 
bütün olay beyninde bitiyor. önce orda bitir. korkacak bir şey olmadığına inandır kendini.

tıraş bir tavsiye gibi görünse de beynimizin kapasitesini fark etmemiz lazım.
  • rectoa  (14.11.09 18:46:41) 
merhaba,

doktor hastane konusunda balat musevi hastanesını tavsiye ederim. ilaclar konusnda da burdan tavsiyelere uyma zaten recetesiz satılmaz. hic bi doktor da incelemeden ilac yazmaz. doktora tum olanı bitenı anlatırsan daha kolay yardımcı olacaktır.

panık atak sonrada bitiyor iyilesiyorsun ve fakat kimilerinde ara ara kucuk atakların geldigini duydumdu. sonraları mucadeleyi de ogrenıyorsun.

gecmıs olsun.
  • bryan fury  (14.11.09 19:36:46) 
[]

Dar gelen gömlek yakaları

İşim gereği kravat takmam gerekiyor. gelin görün ki boynum kalın ve bedenime uygun gömlek aldığım zaman yakalarını bırakın iliklemeyi kavuşturmakta bile zorlanıyorum. Son düğme gevşek bırakılınca kravat dağınık ve salaş bir görüntü veriyor, sevmiyorum. Gömlek diktirmek iyi bir fikir olabilir ama duyduğum kadarıyla biraz pahalı. Büyük beden gömlek alınca yaka sorunu ortadan kalkıyor ama bu sefer de gömlek üzerimde çuval gibi duruyor.
Yaka ölçüsü değişken olan gömler markası var mı?
Örneğin benim gömlek bedenim Medium ama yakası Large olamlı ki ilikleyebileyim. Bu tarz bir opsiyon sunan markalar va mı?


 
o sorun bende de var. genellikle gömleğin düğmesinin yerini değiştirterek çözüyorum. az bir oynama iş görüyor.


  • blackdog  (27.07.09 23:43:59) 
blackdog: malesef benim durumumda düğmenin yerini değiştirmek de yetmiyor. Allah bir boyun vermiş sormayın.


  • on kaplan  (27.07.09 23:45:07) 
bence geniş gömlek alıp sırt kısmından daraltmak daha ucuz olur yeni gömlek diktirtmekten.

gerçi o da orantısız durabilir.iyi bi terziye sormak lazım
  • şehnaztango  (28.07.09 00:27:20 ~ 00:27:52) 
yakın zamanda süvari'nin reklamlarında böyle bir şey duymuştum sanki, kişiye özel manşet ve yakalardan bahsediyordu sanırsam. tabii bir mağazasına gidip sorarsanız daha mantıklı olur

www.suvari.com.tr
  • patricia teyze  (28.07.09 00:40:42) 
Sadece gomlek satan magazalar oluyor, oyle bir yere giderseniz bulursunuz belki.


  • wpi  (28.07.09 00:42:11) 
gömlek alırken zaten ilk kriter bedenden önce boynunuza olmasıdır. outlet olmayan network/fabrika mağazalarında(outlet denemedim belki oralarda da oluyordur) beğendiğiniz gömleklerin (ki giyip deneyebilirsiniz) bel ve kollarını istediğiniz şekilde kısaltıp/daraltabilirsiniz. bu işi ücretsiz yapıyorlar.. istanbulda iseniz avrupa yakası için teşvikiye mağazasını öneririm. ancak tavsiyem %50 net indirimleri takip edin :)


  • drip nick i zaten kullanilmakta  (28.07.09 04:44:48) 
Gömleklerin yakasının dar gelme ihtimalinden dolayı, yaka düğmesi için bir miktar pay bırakılır. Gömlek aldığın yere/terzine söylersen düğmeyi söküp biraz daha uca yakın dikerek problemi çözebilir.


  • efx  (28.07.09 13:16:58) 
[]

Eczacılık mesleğinin (eczane işletmenin) geleceği nedir?

yeğenim eczacılık okumayı çok istiyor. ama öte yandan bu mesleğin ileride mevzuat anlamında değişikliklere uğrayacağını duymuş. marketleşme türü bir şey. işin o kısmını tam anlamamış ama diyor ki yapılacak yasal düzenlemelerle şimdiki gibi rahat ve kazançlı bir meslek olmaktan çıkacakmış.
yakın ve orta vadede böyle bir şey mümkün mü ve bu mesleği tavsiye edilebilir buluyor musunuz?
teşekkürler


 
senelerdir bu marketlesme olayi soylenegeliyor. ozellikle for you tarzi yerlere sevk edilecegi, amerikadaki gibi wallmart benzeri alisveris merkezlerinde bir stand halinde olacagi vs. bunlar bugun cikmis soylemler degil fakat eczacilarin da elleri armut toplamiyor. son yasanan olaylarda da eczacilarin agirlik koyabildigini gorduk.

bana kalirsa orta vadede hala kazandirmaya devam edecektir. lakin rahat ve kazancli meslek gorusune katilmiyorum. rahat ve kazancli bir meslek degil. once elde sermaye olmasi gerekiyor, arkasindan insan iliskilerinin iyi olmasi ve insan tahlilinin iyi olmasi gerekiyor. zira calisan kalfa ve ciraklarin cogu cakma kalfa ve cirak. cogu da isten kacan kisiler. bazilari da yavuz hirsiz.
iyi bir yerde eczane acip, en az 2-3 sene ayakta durabilecek sekilde sermayesi varsa evet eczacilik kazandirir. diger turlu mahalle bakkali formatinda kendisini gecindirmenin otesine gecemez.
hali hazirda eczacilardan cesitli sebeplerle ilac geri odemeleri olsun, fiyat zamlari olsun ellerindeki cuzi karlar da alinmakta.

bunlarin hepsini goz onunde bulunduracak olursak; sayet kisi gercekten eczaci olmak istiyorsa olmasinda bir sakinca yok. obur turlu sirf para kazanayim, elemanlari birakir dunyayi gezerim diyorsa avucunu yalasin baska meslek secsin.
capa karsisindaki eczanlerden bile bu sekilde davrananlar batma riskiyle karsi karsiya cunku.
daha cok sey anlatabilirim ama genel olarak boyle.
  • entrapmen  (22.07.09 00:00:41) 
bir de eşdeğer ilaç uygulamasıyla yavaş yavaş marka ilacı silecekler gibi, o zaman ilaç sektöründen çok işsiz eczacı kalır reprezantlar vb gibi, onlarla da rekabet edilmez..

şu zamanda eczacılık ile esnaflık arasında pek fark kalmadı gibi, daha da beter olacak, o nedenle gerçekten katma değer üretebileceği bir mesleği seçmesinde fayda var bence.
  • kara kadife  (22.07.09 06:29:37) 
öncelikle eczane eczacılığı bugün kesinlikle rahat ve kazançlı bir meslek değil. neden bunu başta söyledim? çünkü toplumun geneli eczacıları boş vakitlerinde tezgahın arkasında para basıyor zannediyor. yeğeniniz aşırı beklentilere girmesin diye baştan cebimize koyalım bunu. ha günümüz şartlarına göre kazançlı mıdır? evet.

ama 2004 yılından bu yana gerek karlılık gerek meslek hakları gerek çalışma koşulları açısından muazzam bir erozyon var. ve bu erozyonun daha da artmasına kesin gözüyle bakıyoruz. en basit bugün gazetelere bakarsanız kriz nedeniyle getirilen önlemler arasında sağlık harcamalarının kısılması başı çekiyor. sağlık sektöründe sürekli çalkanlanmalar var ve sular da kolay kolay durulmayacaktır. çünkü devlet hastanelerinin bile özelleştirilebileği bir süreçten bahsediyoruz. dolayısıyla eczaneler 5 sene sonra nasıl bir halde olur kimse net bir şey söyleyemez. çünkü 2004 yılında bugün anlatılmış olsa idi kimse inanmazdı.
marketleşme meselesi karışık. eczacılar hariç sektördeki herkesin işine gelecek bir şey marketleşme. tabii bir de vatandaş hariç. bu yüzden sonuna kadar zorlanacaktır diye tahmin ediyorum. avrupa birliği istiyor deniliyor ama bunu tersi bir karar da var: www.eczacininsesi.com
bir de şunu söyleyelim, eczane eczacılığı yapmak iyi eczacı olmaktan çok iyi esnaf olmaktan geçiyor. bunu da düşünmesi lazım. yerine yurduna göre de değişkenler var elbet ama ayrıntıya girmeyelim.
şimdi bu kadar kafa karıştırdıktan sonra sadede gelecek olursak, ben de yeni sayılır bir eczacıyım ve kendi önümdeki 5 sene nasıl olacak hiç bilmiyorum. o yüzden net bir şey söyleyemiyorum size de. yeğeniniz de benden ve başka eczacılardan duyduklarıyla bir harman yapsın kafasında. sonuçta yok olacak bir meslek değil ama zenginlik ve ferah dolu bir meslek de sayılmıyor artık.
  • cubuk kraker  (22.07.09 20:25:57) 
[]

Yüzme havuzu ile ilgili birkaç soru

Dün, yüzme havuzuyla ilgili bir soru vardı, oradaki cevaplardan çok yararlandım. Ayrıca şunları sormak isterim

1- Yüzmeye yeni başlayacak olan biriyim. Cildim de gözlerim de çok hassas. Bu konuda ne tür önlemler alabilirim.

2- İlk soruyla bağlantılı olarak, hijyen benim için çok önemli ve bu yüzden hiyjenik bir yüzme havuzuna gitmek istiyorum. Zeytinburnundaki belediyeye ait olan yüzme havuzu ile ilgili pek iyi duyumlar almadım. Ataköydeki havuz iyi diyorlar. (araştırmalarıma göre ataköyde iki havuz var galiba: olimpik açık yüzme havuzu ve avni akyol kapalı yüzme havuzu, bunlardan hangisi uygun?) Bakırköy Bahçelievler civarında tek geçerim diyebileceğiniz yüzme havuzu tavsiyeleriniz nelerdir?

3- Yüzme havuzlarında sistem nasıl işliyor. Hiç yüzme bilmiyorum. hoca nezaretinde mi öğretecekler? acemi sınıfı gibi birşey oluyor mu (böyle bir şey oluyarsa yaş guruplarına göre ayırıyorlar mı, yoksa havuz burada, kafana göre takıl ve öğren mi diyecekler?

4- Yüzmeye başlamaktaki amacım, öncelikle kilo vermek, sağlıklı olmak, fit olmak vs, öyle deli gibi kas yapayım gibi kaygım yok. Kiloyu da acilen vermesem de olur. Acelem yok yani. Ben daha çok yüzmeyi bir alışkanlık haline getirmek istiyorum. Bu durumda haftada kaç gün yüzmem ideal olur.

 
3- evet size özel bir hoca oluyor. zaten onların da taktığı isim "özel ders". size en başından öğretiyorlar işi; ayak nasıl çırpılır, bacakların duruşu, kolların hareketi vs vs.. özel ders dışında grup çalışması da oluyor bazı yerlerde. onlar ise dediğiniz gibi yaşa göre tabii ki=)


  • dambil  (11.07.09 11:48:57) 
1) yüzme gözlüğü alabilirsiniz bir tane. cilt için napılır bilmiyorum pek ama. sonuçta böyle havuzlarda özellikle temiz olsun diye kloru attıkça atarlar.

4) önce hocanızın size belirlediği programla yüzmeyi öğrenin de sonra kendinize spor çerçeveli bir program yaparsınız. eğer spor olarak yapacaksanız stil de öğrenin ama madem başlamışsınız bir işe yarasın. herhangi bir spor dalı gibi haftada 3 4 defa uygun olur gibi geliyor bana.
  • argent dawn  (11.07.09 12:09:57) 
1. zaten havuzda gözünüzü açmanızı tavsiye etmem. iğne batıyor gibi bir his olulur içindeki kimyasallardan dolayı. yüzme gözlüğü kullanırsanız problem yaşamazsınız. cilt için problem yaratacağını pek sanmıyorum.

2. havuz suyu analiz raporlarını açıklamak zorundalar bildiğim kadarıyla. benim gittiğim havuzun raporları duyuru panosuna asılırdı. bakımlı ve spor yapma amaçlı bir havuza giderseniz sorun olacağını sanmıyorum.

3. yüzme bilenler sadece girip yüzüyor. yüzme bilmeyen yetişkinlere ise teke tek özel ders veriyorlar.

4. her gün 1-1,5 saatten, haftada 3 gün idealdir bence. pazartesi salı çarşamba şeklinde üç gün arka arkaya değil de; pazartesi çarşamba cumartesi falan gibi yayarsanız süper olur tabii.
  • kibritsuyu  (11.07.09 12:12:04) 
[]

kız kulesinde yemek ortalama kaça patlar

sevdiceğe süpriz yapmaya karar verdim, masraftan kaçmak istemiyorum ama öte yandan masrafın boyutları hakkında da bir fikrim olsun istiyorum.
şöyle sevdicekle kız kulesindeki restoranda bir yemek yesek bizim bütçede ne kadar gedik açılır. ayrıca ben bu işi süpriz tadında yapmak istiyorum. önerilere açığım, gidenler mekanı bilenlerin söyleyecekleri her şeyi can kulağıyla dinlemeye hazırım.



 
an için dışarda oturuluyor mu bilmiyorum da ben gittiğim zaman sadece "kule"nin içinde masalar vardı ve insan oturduğu yerden bir sik göremiyordu. sanırım kişi başı en az seksen gibi bir şey olur mamafih fiyatları düşürmüşlerse de yanılıyor olabilirim tahminimde. bence leb-i derya'ya git ve en üst kısımda yer ayarla. istanbul'da daha şahane bir manzara yok bence. orada da adam başı elli-atmış gibi bir şey olur az biraz içki içerseniz.
öyle.

  • c non  (09.07.09 00:02:28 ~ 00:04:22) 
bundan üç yıl kadar önce bir arkadaşım, annesi ve kardeşi gitmişti. bir şişe şarap da açtırmışlar ve 300 liranın üzerinde bir şeyler ödemişlerdi.

sunay akın'ın 'boğaz'da yemek yenecek en kötü yer kız kulesi'dir. çünkü bir tek oradan kız kulesini göremezsiniz' gibi bir lafı vardı. beni pek teselli eder :)
  • ibrahim kocyigit  (09.07.09 01:11:03) 
o aslen fransiz bi yazara ait. eyfeli bir demir yigini olarak kabul eden ve "en guzel manzara eyfeldedir, bi orda gorunmez eyfel" demistir.


  • la traviata  (09.07.09 03:30:29) 
200-300 arası tutar içki içecekseniz.


  • ilse  (09.07.09 05:05:28) 
@gunlerin kopegi

kendince dalga gecmeye calistin ama yazar-sair adi guy de maupassant. (bkz: eyfel kulesinden nefret eden fransız şair)
  • la traviata  (09.07.09 12:56:22 ~ 12:57:06) 
vallahi dogru. kendimce dalga gecip rezil-rusva olmusum, sileyim hemen.


  • gunlerin kopegi  (10.07.09 11:14:07) 
[]

tork, beygir gücü, motor hacmi?

arkadaşlar benim yukarıdaki üç kavrama dair kafam karışık. bu üç kavramın birbirinden farkı ne?
motor hacmi büyük olan araç her zaman yüksek beygir gücüne mi sahiptir, yüksek beygir gücü olan her zaman yüksek tork mu üretir.
tork'la çekiş gücü aynı şey midir vs.
araba alırken yokuşlarda araba doluyken bile bayılmasın, otobanda ceylan gibi seksin istiyorsak çekişe mi torka mı motor hacmine mi önem vermeliyiz?

 
tork la cekis gucu aynıdır evet. buyuk motor hacmı her zaman cok beygır demek degildir ama genellikle oyledir. turbo olsun baska seyler olsun kucuk motorda da yuksek beygır gucu urettirir.

motor hacmı pistonların toplam hacmıdır,
beygir gucu motorun urettigi guctur.
tork bunun lastiklerce yola iletilen kısmıdır. n/m2 dir birimi.
torku yuksek olan motorun cekisi de iyidir, seridir kıvraktır cevik ve ahlaklıdır.
  • bryan fury  (08.07.09 23:30:59) 
hacmi buyuk olan motorun illaki de fazla beygir gucune sahip olmasi beklenmez. farz-i misal 125 beygir gucunu 1.6 litre hacme sahip bir motorla da, 1.8 litre hacme sahip bir motorla da elde etmek mumkundur.

tork ise dondurme momentidir. ne kadar fazla olursa aracin ivmelenmesi o kadar kisa zamanda gerceklesir.
  • osuruklu  (08.07.09 23:48:48) 
ivmelenme icin tork, maksimum hiz icin beygir gucu onemlidir. yokusta bayilmasin istiyorsan torku yuksek arac alican. dizel motorlarin torku yuksektir. bu yuzden kamyon tir gibi araclarda dizel kullanilir ki o koca kasayi yokuslarda cekebilsin.


  • crucio  (09.07.09 01:49:44) 
beygir gücü, motorun devir aralığı boyunca ürettiği torkun yani çekişin toplamıdır.

yani integrali diyebiliriz.

aslında arabanın ivmelenmesini veya yokuşlarda çekmesini hep torku belirler. maksimum hızını da üst devirlerdeki torku belirler.

Dizellerin torku yüksektir, anca maksimum devirleri düşün olduğundan beygir gücüne baktığınızda düşük gözükür.

motor hacmiyle doğrudan bir yere ulaşamazsınız. mühendisler için büyük hacimden daha fazla güç çıkartmak tabii ki daha kolaydır. burada işin içine motorun dayanıklılığının ne kadar olmasını istediğiniz falan da giriyor tabii. 100 beygirlik motorun hacmine dokunmadan 150 beygir de çıkartabilirsiniz belki ama yapacağınız işlemler motorun ömrünü kısaltabilir.
  • burfak  (09.07.09 02:08:38 ~ 02:09:05) 
[]

2. el satın alınan arabanın önceki sahibine ait ödenmemiş trafik cezasını kim öder?

internetten araştırdım, satın aldığım ikinci el aracın benden önceki sahibine ait ödenmemiş trafik cezası borcu var? bu borcu ben mi ödemek zorundayım? aracı trafik muayenesine götürücem, orada sorun olur mu?




 
Normalde devir sırasında aracın sicili çıkarılır, devirde ceza çıkmamış olamaz. Deviri nasıl yaptınız?

Ayrıca muayene sırasında ödenmemiş ceza olmaması gerekir diye biliyorum.
  • ataturkiye  (29.05.09 15:00:14) 
sorun oluyormus evet, altta bi duyuru daha vardı.


  • bryan fury  (29.05.09 15:16:54 ~ 15:17:11) 
devirde ceza çıkmamış olabiliyor.
bariz borçuz devir aldığımız (belgeli melgeli) arabanın 60 70 milyon cezası çıkmıştı üç dört ay sonra.
türkiye burası, derdini kime anlatacaksın.

arbayı aldığım orospu çocuğu da ayrı şehirlerde olduğumuz için oralı olmamıştı çok.
  • domine deyus  (29.05.09 15:33:27) 
Normal şartlar altında aracın noterde devrini yapabilmeniz için, aracı size satan kişinin borcu yoktur yazısı getirmesi gerekl. Dolayısıyla bu yazıyı getirebilmesi için borçları kapatmak da onun sorumluluğunda.

Ama aşağıdaki sorunuzda da belirttiğim gibi, nasıl oluyorsa oluyor, devirde görünmeyen bir borç sonradan pörtleyebiliyor. Öyle bir borcu muayenede kal'e almıyorlar.
  • sui  (29.05.09 15:33:34) 
[]

"Keşke şu işi yapıyor olsaydım" dediğiniz meslekler nelerdir?

Biraz anket gibi olacak ama, çalışma hayatına ucundan kıyısından bulaşmış arkadaşların gözlemleri neticesinde bulundukları pozisyondan/meslekten sosyal statü, kazanılan para, duyulan tatmin, işin kolaylığı vb gibi nedenlerle daha iyi olduğunu düşündükleri pozisyon ya da meslekleri yazmalarını rica ediyorum.
meslek seçmeyi ya da değiştirmeyi düşünenler için belki faydalı olabilir.
kriz var, işsizlik var biliyorum ama gene de merak ettim.
kendimden bir örnek vermek istiyorum.
öğretmenim ve öğretmen adaylarına tavsiyem kesinlikle rehber öğretmen ya da beden eğitimi öğretmeni olsunlar. çünkü çok daha rahatlar. (gerekirse detayları açıklarım)

not: arkadaşlar hayalinizdeki mesleği sormuyorum ben. konuya türkiye şartları, kriz vs açısından bakmakta fayda var. yapmak istediğiniz mesleğin hangi rasyonel faydaları olduğunu, hangi açıdan sizin için cazip bir meslek olduğunu belirtirseniz de sevinirim.

 
medya patronu olmak isterdim. düşünsene gerçeğin ne olduğunu sen belirliyorsun, yaa...


  • redlinetheturk  (18.03.09 00:53:42) 
insaat muhendisi
cok sevdigimden degil, yasamak durumunda oldugum, istedigim yerlerdeki is firsatlarindan oturu..

  • knipeos  (18.03.09 01:06:21) 
viper pilotu.

O olmazsa dış ticaret. Uluslararası ilişkiler okuyup dünyanın 4 1 yanıyla irtibat halinde olacağım herhangi bir mesleği yapmak isterdim.
Ya da Acun gibi gez dolaş işleri.
  • mabl  (18.03.09 01:18:21) 
yat tayfasi,
deniz kuvvetleri calisani,
diplomat,
vahsi yasam biyologu,
dunyayi gezen belgeselci,
cruise calisani

genelde dunyayi gezebilecegim bir meslek iste...
  • ermanen  (18.03.09 01:30:37) 
formula 1 pilotu. aşağısı kaldırmaz yalnız.
(halen çalıştığım sektör bilişim)

edit: ayrıca (ben de) çevre mühendisiyim, daha onla ilgili bişi yapmadım.
  • abtash  (18.03.09 01:59:37 ~ 10:42:57) 
elektronik mühendisiyim.
şu krizde derim ki göz doktoru ya da matematik öğretmeni olmak şahane olurdu.
göz doktorluğu tüm dallar arasında en temiz olanı. mat. öğretmeni ise normalde benden az kazanır ama özel ders vs işleri ile beni geride bırakabilir isterse. saati 100tl lerde özel dersler duydum be. oha.
  • domine deyus  (18.03.09 02:45:36) 
moda okuyorum, heykel okumak isterdim.hala da istiyorum. ama parayı yaşarken kazanmak istediğim için malesef böyle bir seçim yaptım...


  • jeanne hebuterne  (18.03.09 05:37:11) 
  • can see  (18.03.09 06:53:57) 
herhangi buyuk bi gemide calismak isterdim ya. fotografci olur, garson falan da olur. boyle iste.


  • osuruklu  (18.03.09 07:31:52) 
süreç yönetim danışmanı


  • el magico  (18.03.09 08:48:31 ~ 08:48:45) 
TV'de resim seçici olmak isterdim. Hani bir ton kamera görüntüsünden o anda ekrana hangisini verileceğini seçen.


  • vecna  (18.03.09 09:27:19) 
büyük bir uluslararası örgütte uzman (nato, bm vs..)


  • merry shelly  (18.03.09 09:28:05) 
kafam olsaydı erken yaşta, daha okulum bile bitmeden mali müşavir yanında part time çalışmaya başlayıp, okul bitince full time çalışıp, stajımı yapıp mali müşavir olmazdım. eşimi dinleyip, erken vakitte kpss kurslarına falan gidip, banka sınavlarına girer müfettiş, uzman falan olurdum, hiç olmadı devlet kuruluşlarında, bakanlıklarda müfettiş, uzman falan olurdum.

işletme mezunu olup da mali müşavirliğe heveslenen varsa olmasın. sınavlara çalışıp banka müfettişi olmaya, kpss kursuna gidip devlete girmeye baksın.
  • kibritsuyu  (18.03.09 09:47:18 ~ 09:49:17) 
şu anda güverte okumadığım için olabildiğine pişmanım. gemiciler inanılmaz paralar alıyor. mesela güvertede yerleri silen çocuk en az 1000 lira para alıyor. okul bitiren her hangi bir kimse, 4000'den falan işe giriyor. uzak yol kaptanları 10000-20000 gidiyor.


  • co2s2  (18.03.09 09:52:52) 
gazeteci ama dergi ya da haftalık cumartesi-pazar gibi bir ekte kültür sanat editörü.
çarpıcı konuları dosya olarak yapabilmek.
ne bileyim cezaevlerini yazabilmek rahatça, tiyatroları yazabilmek..
ah ah.
  • oceano  (18.03.09 09:59:47) 
eczacı olasım var. olasım var demeyeyim bu saatten sonra zor artık. hiçbir ciddi fikrim yok çalışma koşulları hakkında ama dışardan bakınca cok pratik geliyo. kalfayı koy dükkana takıl filan. necisin derseniz avukatım.


  • bordeaux  (18.03.09 11:38:20) 
avukatım ama doktor olmak isterdim sanırım.
bir de acayip bir rol model gördüğümden sanırım eğitimci olmak isterdim ama öğretmen filan değil, eğitim danışmanlığı şirketi olan bir eğitimci.

  • kahvegibi  (18.03.09 11:41:33) 
reklamcılık olabilirdi.. işin iç kısmını çok iyi bilmiyorum gerçi ama renkli kişiliklere sahip yaratıcı çalışma arkadaşlarıyla çalışmak zevkli olurdu diye düşünüyorum.. yaratıcılık gerektiriyor oluşu da biraz cazip geliyor açıkçası..
şu kriz şartlarında reklamcılık sektörü de biraz sekteye uğramıştır muhakkak ama yine de dediğim gibi, yapmaktan zevk alabileceğim bir işmiş gibi geliyor..

onun dışında trader da olabilirdim belki. forex işleriyle falan uğraşan.. bu biraz daha stresli bir iş tabii. sürekli ekonomi haberleri, bol zigzaglı grafikler falan.. bilgi ve deneyim de gerektiriyor haliyle. sezgilerinize de ihtiyacınız olabiliyor tabi.. ama tüm bunlara güveniyorsanız, ve sağlam sayılabilecek bir parayla da oynuyorsanız çoğu kişinin 1 ayda kazandığı parayı 1 günde, hatta birkaç saatte bile kazanabiliyorsunuz. (tabi aynı oranda yitirme riski de var)
elinizde kapitaliniz varsa krizden etkilenme gibi bir durum da yok. sonuçta iyi yada kötü, dünyadaki ekonomi piyasası sürekli akıyor; ve size sadece doğru hamleleri yapıp kazanç sağlamanız kalıyor..
ayrıca bu senaryoda işe gitme gibi bir zorunluluğunuz da yok. gözünüz ekranda olsun da, ister yatağınızda çalışın, ister starbucks'ta çalışın, ister masabaşında çalışın. yeter ki gözünüzü ekrandan ayırmayın.

bu arada, endüstri mühendisiyim. kendi mesleğimden de memnunum, çok memnunum tabi ama yukarıda saydıklarımı da içten içe merak ediyorum. (gerçi 2.sini yapabilme gibi bir şansım var. ama gerekli bilgi ve kapitale sahip değilim işte.. :p)
  • mortanius  (18.03.09 11:55:23) 
endüstriyel tasarımcı olup şöyle dahiyane şeyler yapmak isterdim:

www.le-clochard.com

ya da cafe açmak. Kendi açtığım yerde pastacılık yapmak.
  • tavsan hummasi  (18.03.09 13:05:53) 
national geographic fotoğrafçısı.


  • tavsan hummasi  (18.03.09 13:08:57) 
[]

Vadeli hesabın mantığı nedir?

küçük bir miktar birikmiş param var vadeli hesaba yatırmak istiyorum. diyelim ki paramı 3 ay vadeli yatırdım. bundan sonrası hakkında kafam karışık.
1-bu 3 aylık sürede diyelim ki çok acil paraya ihtiyacım oldu bu durumda vadeli hesaptan paramı çekebilir miyim yoksa o hesap vadesi dolana kadar kilit midir? çekebiliyorsam bu durumda ne olur?
2- 3 ay boyunca paraya hiç dokunmadım. 3 ayın sonunda vade tekrar ikinci bir 3 ay olarak kendini otomatik olarak yeniliyor mu?
3- aslında kafamı karıştıran şu. bir arkadaşım ısrarla diyor ki, 3. ayda 2 günlük bir zaman diliminde paranı ve faizini dilediğin gibi çekebilirsin sonra tekrar vade işlemeye başlar ve paranı cekersen karın yanar. böyle bir şey var mı?
teşekkürler.

 
1 ) faiz süresi dolmadan paranı rahatlıkla çekersin ama ama ama o güne kadar paranın üzerine eklenen faiz parasını alamazsın.
2 ) yenilenirmiş

  • nen var kuzum  (17.03.09 09:36:54 ~ 09:40:01) 
1.çekersin, ama o zaman vade bozulur ve faiz işlemez.

2. evet yeniliyor.

3. burda ne demek istediginizi anlamadım
  • jeanne hebuterne  (17.03.09 09:38:06) 
1. paranın anaparasını istediğiniz zaman çekebilirsiniz ama vadesi dolmadan önce çektiğiniz için o güne kadar aldığınız faiz yanar.

2. ellemezseniz önceki vade kadar otomatik yenilenir ama güncel faiz oranlarıyla. faizler düştüyse eski oranı değil, o günkü oranı alırsınız.

3. 3. ay dolduktan sonra faiz hesabınıza tahakkuk ettirilir. artık sizindir. faiziyle birlikte çekebilirsiniz. evet, vadesi otomatik yenilenir dedik ama henüz yenilendiği gün işlem (çekme vs) yaptığınız için, henüz işlemeye başlamış yeni bir faiz olmadığı için yeni 3 aylık vadenin henüz ilk gününde olduğumuz için) kaybınız olmaz.
  • kibritsuyu  (17.03.09 09:38:40 ~ 09:39:30) 
vadeli hesaplarda paranın %10'una kadar olan miktarini çatır çatır çekersin vadeside bozulmaz lakin bunu hiç bir bankacı açık açık söylemez.ne de olsa amaçları kar etmek

ayrıca actırdıgın hesap tekrar eden bır hesap ise vade sonunda tekrar vadeli mevduat olur bankacıya bunu da solemek lazım...

hepsi çakal bunların...
  • cairo  (17.03.09 10:38:26) 
%10 diye bir sey yok. bankaniz izin verirse istediginiz kadarini vade bozulmadan cekebilirsiniz. cekmediginiz kisma faiz islemeye devam eder. tutariniz yeterince buyukse, cektiginiz kisma bile o gune kadar isleyen faizi odeyen hesap turleri de mevcut.
(i$im bu, yoksa ben de nereden bilecegim canim:)

  • 507  (17.03.09 12:26:31 ~ 12:31:28) 
[]

"bağyan" değilim ama araba parketmeyi bir türlü beceremiyorum

yapamıyorum arkadaş. ben bu paralel parkı beceremiyorum. sırf bu yüzden araba kullanmaktan soğudum. park yeri bulamam, bulsam da iki arac arasına parkedemem diye, istanbulda bircok yere arabamla değil toplu taşıma ile gidiyorum. böyle bir yeteneksizlik türü var mı? bu durumun üstesinden gelinebilir mi? bana umut verin biraz.




 
calisarak yapilir baska caresi yok. bazi insanlarda geriye bakarken beynin ellerle koordinesi kopabiliyor. bu da yine calisarak asilabilecek bir sorun.

araci duz veya geri hicbir sekilde park edemeyen ablama 2 gun boyunca sirf park ettirme calismasi yapmistim. sonunda ogrendi. bos bir arazide arkaya ve one (4-5 metreden baslayip arabanin zar zor sigacagi araliga kadar daraltarak) iki tane engel koyuyorsunuz. araca zarar vermemesi acisindan bu engellerin naylon veya hafif olmasi cok iyi olur. sonra basliyorsunuz denemeye. carpma riski olmadigindan stres ortadan kalkiyor. gittikce daraltiyorsunuz. sonra carpinca araca zarar verecek seylerle (gocertmeyecek tabii ki :) daha ziyade ses cikartacak) ayni seyi tekrarliyorsunuz.

eger bu yol ise yaramazsa araciniza park sensoru taktirmayi dusunebilirsiniz. cok pahali bir sey degil ve bildigim kadariyla tum araclara takilabiliyor.
  • entrapmen  (10.01.09 21:07:48) 
herşeyden önce şunu belirtmeliyim, parkedecegin alan araba boyunun 1,5 katından fazla degilse, ön manevrayla parketmen imkansıza yakın.

........park
.|====___ |====|
......__/......\__
....|o_______o|

gibi bi konumda olman lazım :) en büyük yardımcın sağ dikiz aynandır. sağ elini yandaki koltugun başlıgının arkasına dolayıp arkaya bakarak parketme yeşilçam'da geçerlidir. parkedeceğin boşluğun önünde duran, yani şuanda aracının sagında bulunan aracla 1,5 - 2 karış yakınlıkta mesafeden, sag dikiz aynasına bakarak, direksiyonu önce sert saga, sonra toplayarak sola cevirip güzelce parkedebilirsin. tabiki aracının yarısı park alanına girdikden sonra, arabanın sag ön kısmının öndeki araca , sag arka tekerin ise kaldırıma sürtmemesine dikkat edilmeli. bu anlatılanlar önce geniş bir alanda denenmelidir :)
  • 0dy  (10.01.09 21:10:12 ~ 21:14:06) 
Aynaları kullanarak deneyiniz. Zira arkaya bakarak asla parkedemiyorum arabayı. fakat aynalar ile en ufak sorun yaşamıyorum. belki sizde de böyle bir sorun vardır. bir de geri manevra kullanın, her zaman daha az yere ihtiyaç duyarsınız. bir de herkesin söylediği gibi, bol pratik işe yarıyor.


  • jaaaccckkk  (10.01.09 21:35:34) 
al bu metod garantili:

duz devam ederken arabanin saginda guzel bir yer gordun, araba sigar eminsin diyelim. hemen bos yerin bir onundeki arabanin yanina yanasiyorsun, senin sag kor noktan (sag C sutunun ya da sag kelebek penceren de diyebilirsin) bu arabanin arka tamponunun hizasina geldiginde duruyorsun.

araba dururken, direksiyonu tam yon saga ceviriyorsun (iki tur). direksiyon artik cevrilemez oldugunda geriye gitmeye baslayayip, sol dikiz aynanda bos park yerinin arkasindaki arabanin sag farini gorunceye kadar doneceksin. bu cok onemli, sag fari gordugun anda donmeyi durdur. sonra yine direksiyonu gaz vermeden duzlestiriyorsun. (iki tur genelde) ve sonra sag arka lastigin kaldirima degene kadar geri geri dumduz gidiyorsun. merak etme eger sag dikiz aynanda diger arabanin on sag farini goruyorsan carpmazsin.

lastigin kaldirima degdigi anda duruyorsun, ve direksiyonu tam yon saga ceviriyorsun yine. bu sefer sol dikiz aynandan bakip, kaldirim ile senin arabanin lastigi arasinda biraz pay birakman lazim, o yuzden yaklasik bir el uzunlugu kadar mesafe kalana kadar ileri gaz vermelisin. bu cok az bir miktar ona gore. dikkatli gaz ver. aradaki fark arabanin parki bittiginde kaldirimdan ne kadar uzakta olacagini belirleyecek. ceza yiye yiye bir haftada 1cm mesafe birakmayi ogrendim ben, ilk parklarinda artik idare edersin.

bu etap da bitince direksiyonu tam yon sola cevirip arabayi duzlestir.

eger bir onceki etapta arka lastiginle kaldirim arasinda cok mesafe biraktiysan birkac kucuk manevra daha yapman gerekebilir yaklastirmak icin arabayi. onun disinda bu yontem ilk basladiginda eger park edecegin yerin onundeki arabanin arka tamponunu kor noktana getirirsen ve geriye duz giderken sol dikiz aynanin bitis cizgisinde arkadaki arabanin uzak farini goruyorsan her boyutta araba icin her zaman ise yarayacaktir. dikkat etti isen hicbir zaman araba hareket ederken yon degistirmiyorsun, hep araba dururken tam tur ceviriyorsun. zamanla arabanin enine boyuna alistikca zaten dogal olarak hareket ederken direksiyonu oynatacaksin.
  • bunubenyazdim  (10.01.09 23:16:44) 
büyük bir vitrin camının önünde parket. böylece park ederken vitrin camındaki yansımadan arka arabaya ne kadar yaklaştığını, ön arabaya vurmana ne kadar kaldığını öğrenebilirsin.


  • tan vakti  (10.01.09 23:26:57) 
bu soruyu sormustun zaten daha once, pratik yap artik bence..


  • ermanen  (11.01.09 01:05:48) 
Kural 1: Aynalar yalan söyler. Aynadan yansıyan görüntü hem mesafe, hem de yön algısını yanıltabilir. Örneğin arkandaki araç sana dikiz aynanda göründüğünden en az 2metre daha yakındır. Geriye manevralarda her zaman arkana dönerek kullan.

Kural 2: Aracının manevra kabiliyetini öğren. Hiçbir araç olduğu yerde tur atmaz ve farkı araçların farklı dönüş çapları vardır. Aracının ne kadar mesafede ne kadar döneceğini iyi öğren.

Kural 3: Park daima geri geri gir. Yön kontrolünün gidiş yönünün tersinde olması aracının manevra kabiliyetini ciddi biçimde artırır. Böylece park etme işlemini daha az manevra ile tamamlayabilirsin.

Kural 4: Park etmekten korkma. Yolu da tıkasan, bir yerlere de çarpsan tam olarak park etmeyi ancak pratikle öğrenebilirsin. Perk etmekten kaçınmak saece park etmeyi öğrenmeni engeller.

Park etmenin teorisini kavramak için bilgisayar oyunları ya da uzaktan kumandalı oyuncak arabalar kullanabilirsin. Örneğin eskiden oynadığım Carmageddon'da yarışı bırakıp arabayı parkur boyunca bol bol bulunan(yarış şehir içinde ve pek çok park etmiş araba mevcut) park yerlerine park ederek bayağı eğlenirdim. Araba kullanmaya başladığımda bu eğlencenin aslında iyi bir pratik olduğunu farkettim.
  • carc  (11.01.09 02:17:50) 
geri geri paralel park ettigini varsayacak olursak, ondeki arabanin 50-60 cm (bir kol boyu) yaninda ve arka koltuklarini ondeki arabanin tamponuyla ayni hizaya getirerek duruyorsun (sag sinyalin de acik bu arada). tamamen saga kirip araba yolla 45 derece yapana kadar geri geri park alanina giriyorsun. 45'den itibaren tamamen sola kirip dikkatlice tamamen giriyorsun.


  • sethi  (11.01.09 18:47:07) 
[]

mekik çekmek

mekik çekmenin bele zarar vermesi sözkonusu mu? yoksa diğer hareketler gibi ısındıktan sonra ve makul sürede yapılırsa herhangi bir risk ihtiva etmiyor diyebilir miyiz?




 
want2die: açıkçası vücutçu ya da sporcu değilim. amacım göbeğimi eritmek. kaçla başlamamı önerirsin ve hangi oranda arttırmalıyım


  • on kaplan  (10.09.08 23:38:11) 
teşekkürler şekilde denicem yarından itibaren.


  • on kaplan  (11.09.08 00:02:31) 
eğerki baklavaları çıkarmak istiyorsan mekiğin pek bi faydasını göremezsin diyet yapman lazım çünkü yağ genelde çalışan kasların üzerinde de birikir

Göbeği eritmenin en güzel yolu fazla zorlamayan bi diyet ve ardından alttaki kasları sıkılaştırmak içinde mekik çok faydasını görürsün
  • Bravefart  (11.09.08 00:20:23) 
kesinlikle sabahleyin mekik çekmemelisin
özellikle de uyandım, hazır yatıyoken bi 20 patlatayım sakın deme, patlarsın.

  • desdinova  (11.09.08 00:55:59) 
simdi efendim aslinda ogrendigim kadariyla ve hocalarimizin (ki bunlar spor akademisinin hocalaridir) bilgilerine gore mekik cogu insana zararli olabiliyormus. mesela mekik cekerken ozellikle insanlar isteyerek ya da istemeyerek boyunlarini ve sirtlarini cok zorlar. o yuzden tam mekik yapmak yerine yarim mekik ( ki want2die da fotoyla gostermis) daha akillicadir.

bunun yaninda karin kaslarinizi calistirmak istiyorsaniz sadece mekikle yetinmeyin. karin kaslarini calistiracak ve evde cok rahat uygulanabilecek bir suru hareket vardir. bunu google da six pack ya da karin kasi diye ararsaniz bir suru sonuc ve alistirmalarla karsilasabilirsiniz.

mekigin ya da alistirmalarin sayisini belirlemek kolay. ilk baslarken her hareketi 10 kere yapmayla baslayin ve her hafta bunun ustune 3 ya da 5 koyun. bu evde yapacaginiz kisa antremani ilk once haftada uc kere, daha sonra dort ve ileride bes kereye kadar cikarabilirsiniz. yani anlayacaginiz piramit seklinde calisacaksiniz. her hafta gecen hafta yaptiginizin ustune biraz daha koyun.

isinmayi da evde rahat ortami yarattiginiz vakit duz kosu yaparak uygulayabilirsiniz.
  • hollandabocegiilesevismek  (11.09.08 01:20:47) 
abi sen mekik falan çek tabi de amaç karın bölgesindeki yağlarsa ilk tercihin sıkı bir diyet. hatta öyle bir diyet ki yağdır, biradır, şudur budur çıkartıcaksın hayatından. six pack denen nane çok nankördür. koşarsın mekik çekersin 6 ay uğraşır yaparsın 2 big king xxl'a bakar. 6 ayı atarsın çöpe.

ayrıca 2 3 ay koştuktan sonra azminde bir düşüş olmazsa sıvı lcarnitine kullan. evinin etrafında bir koşu parkuru veya tartan pist olmadığını var sayarsak, koşma olayını eğlenceli hale getirmek için her türk genci gibi haftada 1 - 2 akşam halı saha 2 - 3 akşam da evde twist shape türevi aletlere yönelebilirsin.

masa başı iş denen nane yüzünden bende de göbek oluşumu ivme kazanmıştı. bu şekilde geçtim önüne.
  • tai  (11.09.08 10:34:52) 
mekik yağ yakmaz. karın kaslarını sıkılaştırır görüntüyü toparlarsın sadece. karnındaki yağları mekikle yakmaya kalkarsan günde 1 milyon tane falan çekmen lazım. efektif değildir yani.
sen bunun yanına koşu ya da ağırlık çalışması falan ekle. ve tabi ki diyet. mekiği de yavaş ve bir tane daha çekemeyeceğin noktaya gelene kadar sürdür. ve set aralarında çok az dinlen.
ayrıca karın kaslarını asıl yoran yatıp kalkmak değil vücudunun üst tarafını öne doğru kıvırmaktır. yani yarım mekik. tam mekikte yoğunluk bacağa kayıyor. karın kasları da slow twitch kas tipi olduğundan izolasyon ister.
  • arnold schwarzeneger  (11.09.08 13:08:47) 
[]

kavga etmek (dövüşmek) öğrenilebilen bir şey midir?

kavga etmek hiçbir durumda benim için tercih edilir bir alternatif değil. lakin bazen günlük hayatta öyle durumlarla karşılaşıyorsunuz ki, ya kavga etmeyi ya da aşağılanmayı sineye çekmeniz gerekebiliyor. trafiktesiniz diyelim, araba kulanıyorsunuz, sizin hatalı olduğunuz ya da olmadığınız (hiç farketmez) küçük bir kaza meydana geldi. gayet medeni bir insan gibi arabadan indiniz, ama o da ne diğer araç şoförü küfürler ederek üzerinize yürümeye başladı. böyle bir durumda ne yapacaksınız? ya da sevgilinize, eşinize vs. laf atıldı. böyle bir durumda önünüze bakıp yürücek misiniz?
lafı uzattım, ama kabul edelim, istanbul için söylüyorum, dışarıda, en ufak bir sürtüşmede size yumruk sallamaya, tekme atmaya hazır bir sürü insan var. bu insanlarla nasıl mücadele edilebilir?
hele ki kişilik olarak şiddete meyli ve yeteneği(?) olmayan, fiziksel olarak heybetten ve gösterişten uzak, tarz olarak mülayim bir insansanız bu çıkmazdan nasıl kurtulursunuz?
yakın dövüş dersleri, kick box tarşı şeyler ilk başka bir çözümmüş gibi görünüyor ama bu dersler bir önceki paragraftaki anlatmaya çalıştığım kişilik özelliklerindeki bir insanı kendini koruma amaçlı da olsa sert dövüşken bir adama dönüştürür mü?

 
boşver hacı kick box u falan gözünü kapa salla yumruğu : )


  • sifatsiz  (10.09.08 13:51:17) 
kavga hiç bir şeye çözüm getirmez diye yaygın kullanılan bir laf var ama dayak yiye yiye adam dövmesini öğrenirsin diye bir laf daha var.

Sözü geçen durumlarda senin üzerine yürüyenler genellikle kaybedecek çok şeyi olmayan adamlar tabi bunun yanında bu adamlara aikido ile sandıklarından daha fazlasını kaybettiren insanlar da tanıyorum.
  • thefin  (10.09.08 14:06:47) 
hatrı sayılır bir süre boyunca ninjutsu eğitimi almış biri olarak söylüyorum;

bir savaş sanatı öğrenmeniz kendinize güveninizi oldukça etkiliyor. kullanıp kullan(a)mama konusuna gelince,

sensei der ki: eğer sevdiklerinize, kendinize, ya da vatanınıza bir tehdit varsa ancak o zaman ninjutsuyu kullanabilirsiniz. aksi takdirde hem başarılı olamazsınız hem de zaten kullanmaya kalkmayın.

yani anlatmak istediğim, böyle şeyleri öğrenmemiş gibi hissediyorsunuz ama o dediğim tam "hayatınıza kasıt" anında yapabildiklerinize siz bile inanamıyorsunuz.
  • safepassage  (10.09.08 14:16:32) 
fiziksel olarak kendine güvenmiyorsan, saldırgan bir kişiliğinde yoksa bu yaştan sonra ona kasma sonu hüsran olur. bence sen söz söyleme sanatını öğren biraz. karşındakinin üstüne sadece fiziksel olarak değil sözel olarak da baskınlık kurabilirsin neticede. ağzı çok iyi laf yapan kanun yasa bilir bir avukat mesela, göt kadar olsa da çok çetrefilli durumlardan kurtulabilir karşısındakini etkileyerek.


  • arnold schwarzeneger  (10.09.08 14:17:44) 
trafik icin konusuyorum taksiler basta olmak uzere bulasmayin bagajlarinda levye yada okey istakasi olma ihtimali cok yuksek.. o yuzden bosverin gitsin.. bağyan olarak soylemem normal erkek olunca karsi tarafin tepkisi daha farkli oluyor biliyorum ama yine de bulasmayin derim..


  • orange coffee  (10.09.08 14:32:49) 
kick box gibi ağır değil de aikiodu gibi gerektiği zaman kendinizi korumanıza yetecek kadar olan bir şey öğrenmeniz yeterli olabilir.
aman dikkatli olun yine.

  • natnan  (10.09.08 14:46:09) 
"bir önceki paragraftaki anlatmaya çalıştığım kişilik özelliklerindeki bir insanı kendini koruma amaçlı da olsa sert dövüşken bir adama dönüştürür mü?"

Aikido dönüştürmez. Deneyin.
  • pathetique  (10.09.08 14:51:03) 
bu tür mevzularda bikaç düsturum var.

1-yanımda kız varsa kesinlikle sallamıyorum.
2-karşı tarafın yanında kız varsa kesinlikle sallamıyorum.
3-asla kavga çıkarmıyorum.
4-biri beni dövmeye geliyorsa yumruk veya tekme değil, tokat kullanıyorum.

Mevzu dövüp dövememe mevzusu da değil. Karşı taraf kavga etmeye gelir, karşılık verirsin, adamda bıçak vardır, tabanca vardır, her türlü pislik vardır, değmez asla. Ama tabi hepsinin de bir limiti var, adam gelip sana dalarsa hala duramazsın durduğun yerde. Kız konusuna gelince, yanda kız olması herhangi bir tarafın, konuyu direk çirkin yerlere getiriyor, dayak yesen kendi kız arkadaşın yanında üzülecek kız yazık, ağlayacak falan. Veya ona bile saranlar çıkabilir. Yahut karşı tarafın yanında kız olsa, dövsen, adam yediremeyecek kendisine daha da tatsızlaşacak. Riske girmeye hiç gerek yok.

Ha, krav maga bilsem iyi bir seviyede yukardakilerin hiçbirini söylemezdim. Çok etkili bişey o. Tabanca bıçak mıçak farketmez.
  • karapolisnas  (10.09.08 14:53:43) 
uzun süre aikido çalıştım, çok fuzuli veya havada gelecek ama insan gerçekten belli bir süre sonra farkında olmadan asıl olayın kavgayı başlamadan kazanmak olduğunu farkediyor, buna net bir örnek veremiycem ama kontrolsüz bir şekilde sözlü saldıran birini insan kendi istediği şekilde yönlendirebiliyor. zaten aikido'nun temelinde de karşıdakinin enerjisinin yönünü kendisine çevirmek yatıyor. neyse işte :)


  • kokomichu  (10.09.08 16:20:50) 
10 liraya göz yaşartıcı sprey alabilirsin.


  • dinomazu  (10.09.08 18:19:46) 
konu sanırım yine özgüvenle ilgili büyük oranda. siz ne kadar kendinizden eminseniz ve kendinize güvenirseniz işin kavgaya dönüşme ihtimali o kadar azalıyor. yani eğer olası bir kavga durumunda karşı tarafı altedebileceğinize (retorikle ya da kas gücüyle) dair bir inanç varsa içinizde, kavgaya bile gerek olmadan olayı önleyebiliyorsunuz. herhalde düstur şu olmalı, kavgaya gerek duymamak ama kavgadan da korkmamak/kaçmamak.
bir de çoğu arkadaş sakin olmayı aldırmamayı ögütlemiş. benim kastettiğim iş artık kavga boyutuna döküldüğü anla ilgili. yani karşı taraf ağzında köpükler saçarak üzerinize doğru koşuyor, bu durumda aldırmamanız bir çözüm değil ki. bak ben ciddiye almıyorum geçip gidiyorum dediğinizde adam saldırmaktan vazgeçmeyecek ki.

  • on kaplan  (10.09.08 21:15:41 ~ 21:17:38) 
konuyla alakalı haberlere filan çıkan bir video vardı. boksör bir eleman 4-5 kişiyi yere seriyordu. gene trafik kavgası, arabadan bir kaç çapulcu inip herife girişiyorlar, adam her yumrukta birini indiriyordu. youtube'da vardır kesin. fikir verir en azından genel olarak.


  • darknum  (11.09.08 01:05:53) 
şok aleti al.. üzerine koşan olursa ver taşaklarına 250.000 voltu. bak bakalım bidaha birine saldırabiliyo mu;) 60-70 lira bişi..


  • wolkymus  (11.09.08 03:04:32) 
konu ile ilgili bu.nick.kullanimda@gmail.com adresinden benimle iletişim kurabilirsiniz.


  • bu nick kullanimda  (11.09.08 03:08:44) 
"heybetim de eksik" kısmına istinaden;
(bkz: wing tsun)

40 kilo bi arkadaşım, 100 kilo beni hayretlerden hayretlere sürükledi.
  • kaptan cuma  (11.09.08 15:27:24) 
[]

doğru park nasıl yapılır?

arkadaşlar araba parketmekte büyük sıkıntılar yaşıyorum, park esnasında manevra üstüne manevra yapıyor, adeta ecel terleri döküyorum. yine de olmuyor olmuyor. özellikle paralel park konusunda tam bir felaketim. üç arabalık boşluk yoksa parketmeye hiç yanaşmıyorum bile. haliyle istanbul trafiğinde çoğu zaman geniş yark yeri bulayım diye tur üstüne tur atıyorum. var mı bunun bir püf noktası, kursu şusu busu. kafayı yemeden yardım edin lütfen.




 
resimli anlatim yapicam, kusura bakmayin.

img158.imageshack.us

resimde belirttigim gibi, aracta bu sekilde yanasip (birebir ayni resimde gösterdigim sekilde yanasmalisiniz. yeriniz ayni oradaki gibi olmali) direksiyonu tam sola kiriyoruz. aracimizin kic taafi iceri girdikten sonra direksiyonu yavas yavas saga dogru cevirmeye basliyoruz. hepsi bu.
  • trimpot  (06.09.08 23:36:52 ~ 23:37:35) 
1. öndeki aracın yanına yanaşın. tam onun hizasında durun
2. direksiyonu içeri doğru kırın ve arabanın kıçı kaldırım ile arkadaki aracın köşesine bakar duruma gelsin.
3. bu noktada direksiyonu düzeltin ve geri geri yanaşın düz bir şekilde, ama kaldırıma çarpacak kadar değil.
4. yeterince yanaştıysanız direksiyonu diğer yöne çevirerek aracı düzeltin ve parkınızı tamamlayın.

bu temel bilgilerle orta zorlukta bir yere park edebilmeniz lazım.
  • chavezding  (06.09.08 23:38:54) 
işte bu yukarıdaki saydıklarınız teorik olarak biliyorum ama sanırım benim yapamadığım parkı minumum hamlede yapmak. hamle sayısı çoğaldıkça hata oranım artıyor, arabayı stop ettirmek, sıfırlayayım derken kaldırıma çıkmak gibi. hele ki bu esnada trafik akıyorsa çoğu zaman parketme teşebbüsünü yarıda kesip başka bir yer arıyorum. sanırım sorunum biraz da psikolojik ve feci bir durumdayım.
yine de bilgi veren arkadaşlara teşekküler.

  • on kaplan  (06.09.08 23:45:00) 
geri donup bakmak yerine, aracin sag ve sol aynalarini kullanarak yanasmayi deneyin. orta aynaya guvenmeyin. aynalari kullanmak geri donup bakarak park etmekten daha guvenlidir.


  • helenart  (06.09.08 23:58:41) 
bo$ bir yer bulup cop kovası falan yerle$tirerek aralarina park etmeye cali$. daha sonra bunu daha sakin yerlerde gercek arabalar arasinda dene. 3-5 kere dogru park ettikten sonra kendine olan guvenin de yerine gelir. normal trafikte ise sakin olmaya cali$, sanki bombo$ bir tarlada gibi du$un kendini :)


  • dengesiz pamuk  (07.09.08 00:01:53) 
direksiyon dersi verilir.


  • bryan fury  (07.09.08 00:09:51) 
arabanın arka camının tam ortası sizin için referans olsun. oraya bakarak arkanızdaki arabanın ortasına doğru hizalayın arabayı. tabi önce önü kurtarın.


  • tom riddle  (07.09.08 00:16:39) 
[]

Sessiz çalışan masaüstü bilgisayar mümkün mü?

kasadan gelen fan seslerinden nefret ediyorum. yüzde yüz sessiz olmasa da en azından bir laptop kadar sessiz çalışabilecek masaüstü bilgisayar var mı?
varsa link verin direks satın alıcam. gözümü kararttım yani.



 
var, benim masaustu bilgisayarim mesela.
ha satmam da, "zalman cnps 9500" i$lemci fani ve "high power" marka mumkunse 12cm fani olan bir psu al, tak derim.
bende bu iki parca di$inda fan yok. ihtiyac da yok. ses de yok.
  • sourlemonade  (15.06.08 16:15:24) 
fan yerine değişik soğutma sistemleri düşünülebilir. sıvı nitrojenli veya su soğutmalı bir sistem düşünebilirsiniz. fiyatları ona göre farkediyor elbette.


  • ataturkiye  (15.06.08 16:22:35) 
var, benim makinam var mesela,
sadece iki tane fan var makinada.
bir tanesi güç kaynağının fanı, normalde 12 voltla çalışıyor fakat içinde küçük bir modifikasyon yaparak 7 volta düşürdüm, fan devri ve ses düştü (biraz tehlikeli bir olaydır fan yavaş çalıştığı için küç kaynağını elinize alma ihtimali vardır) işlemcim amd x2 4200 bundada Cool’n’Quiet olayı var ve gerçekten azımsanamayacak şekilde ses azalıyor. bunun dışında oyun falan oynamıyorum zaten, ekran kartım onboard, kasa biraz geniş ve başka bir fan çalıştırmıyorum, gece o kadar rahatım ki.
  • vincenzo  (15.06.08 16:35:02) 
dizustu kasa fln reroro

su sogutmalı bi sistemle istedigin kadar zorlasan da ses cıkmaz zaten, pahalı ama. bunun dısında zalman fan takarak da assert gibi sessiz bi sistem elde edersin ama guclu bi ekran kartı taktıgın zaman fanıyla geliyor o seyler. ona dikkat.
  • bryan fury  (15.06.08 17:00:40) 
sony vaio, şu an elimin altında ve ses yok.


  • hlathguth  (15.06.08 18:02:04) 
dell latitude serisi.

4 yıllık makine, kabloyla falan calısıyor ama hic ses yok hala ilk gunku gibi.
  • unoktad  (15.06.08 18:44:02) 
hocam sen sessiz çalışan dizüstü mü istiyorsun masaüstü mü? başlıkta dizüstü demişsin içerikte masaüstü.


  • baldur  (15.06.08 18:49:03) 
yanlışlıkla dizüstü yazmışım. şimdi düzelttim. aradığım laptop gibi çalışan masaüstü bilgisayar.


  • on kaplan  (15.06.08 21:37:00) 
1
buraya yazılanların hakları Sir Anthony Hopkins'e aittir.
yazan eden compumaster, ilgilenen eden fader
modere edenler angelus, Artibir, aychovsky, baba jo, basond, compumaster, deckard, duyulmasi gerektigi kadar, fader, fraise, groove salad, kahvegibi, kaymaktutmayansicaksut, kibritsuyu, monstro, pandispanya, robin, ron dennis
bu sitede yazılanların hiçbiri doğru değildir. site içeriği küçükler için sakıncalı olabilir. yazılardan yazarları sorumludur. kaynak göstermeden alıntılanamaz. devlet tarafından atanmış bir kurumun internet üzerinde kimin hangi bilgiye ulaşıp ulaşamayacağına karar vermesi insan haklarına aykırıdır. web siteleri kullanıcıların istekleri doğrultusunda bağlandıkları yerlerdir. kullanıcılar isterlerse bir web sitesine bağlanmayabilirler. bu güçleri ve imkanları mevcuttur. bir kullanıcı bir siteye bağlanmak istiyorsa bu onun tercihi ve hakkıdır. bağlanmak istemiyorsa bu yine onun tercihi ve hakkıdır. halkın kendisine hizmet etmesi için görevlendirdiği kurumlar hadlerini aşıp halka neye ulaşıp ulaşmayacağını bilmeyen cahil cühela muamelesi edemezler. ebeveynlerin çocuklarını sakıncalı içeriklerden koruması için çok sayıda bedava ve ücretli yazılım mevcuttur. bu yazılımlar bir web tarayıcısını kullanmaktan daha karmaşık teknik bilgi gerektirmemektedir. devletin milletini küçük düşürmesi ve ebleh yerine koyması yasaktır. Skimlinks ile linkler üzerinden yönlendirme payı alınmaktadır.