[]

Oda sıcaklığında çözülen tavuk

Şimdi elimizde buzluktan çıkarılıp oda sıcaklığında çözdürülmüş 2 parça tavuk göğsü var, ben bunları buzluğa kayarken birlikte koymuşum keriz gibi ne yazık ki, şimdi bunların bi tanesini bugün yiyecem ama kalanını buzdolabına koysam yarın çıkarıp pişirip yediğimde bi sıkıntı çıkar mı? Teşekkür ederim.




 
Çözülmüş tavuk etinin uzun süre bekletilmesi sorun olur. Tabi bir günden bir şey olacağını sanmam. Ama riske girme bence ikisini de kullanarak yap yemeğini, yarısını yarın yersin. Pişmiş olarak 2-3 gün dolapta beklemesi sorun olmaz.


  • yakbenivatankurtulsun  (12.05.22 14:56:36) 
tavuk ete göre daha sorunlu bir et. bakteri miktarı etten daha fazla çözüldüyse hemen tüketmek en mantıklısı.


  • mikahakkinen  (12.05.22 15:19:17) 
Tam anlamadim ama hepsini bugun pisirin. Yarin isitip yersiniz.


  • kuehles blondes  (12.05.22 16:17:33) 
Hocam buzluktan 2 parça tavuk göğsü çıkardım ikisi de oda sıcaklığında çözüldü, ben bunun bir parçasını pişirip yedim kalan ikinci parçayı da buzdolabına (buzluğa değil) geri koydum yarın pişirip yemek için, bu sağlık açısından bir sıkıntı yaratır mı diye öğrenmek istedim, arkadaşlar sıkıntı çıkar deyince hepsini pişirdim ben de pişmiş halde dolaba koydum, dediğiniz gibi yarın ısıtıp yemek için.


  • Kaleci Saçlı Forvet  (12.05.22 16:21:09 ~ 16:22:06) 
[]

Piramitler neden yıkılmıyor

Yani neden yıkılmıyor derken doğal olarak neden yıkılmıyor neden yok olmuyor bunlar diye sormak istedim. Tamam hepsi döneminin mühendislik harikaları ama bi taş yapı nasıl 3-4 bin sene yıkılmadan ayakta kalabiliyor, hadi Giza'dakileri falan geçtim neredeyse 5000 yıl önce yapılmış Zoser Piramidi var, Piramitten başka her şeye benziyor teknoloji olarak tavuk kümesi teknolojisinden hallice, hatta Mısır'da yapılan ilk piramit bu tamamen sıfır Piramit bilgisiyle yapılmış ama ona da bir şey olmuyor, adam mesela yaptıracağı Piramidin denemesi olsun diye Medium Piramidi diye bi Piramit yaptırmış, tamamen test ürünü dandik bi piramit bakımı falan da doğru düzgün yapılmamış belli ki, o bile hala ayakta binlerce yıldır.

Yani burada hiç mi deprem olmuyor ne bileyim hadi depremi geçtim piramitlerin içinde kimsenin giremediği yerler var burada bakım yapılmamış restore edilmemiş yerler var buradaki taşlar tonlarca yükü taşımaktan zamanla kırılmıyor mu ya da dışı erozyona uğramıyor mu, bakım bakım nereye kadar. Ha bakım olayı da son 100 senedir yapılıyordur onun öncesinde bakım falan da görmeden geçen binlerce yıl var, nasıl olabilir böyle bir şey sizce?

Tabii bunları söylerken bu piramitlerin tamamen insan yapımı olduğunu kabul ederek söylüyorum uzaylılar yaptı ondan yıkılmıyor konusu ayrı. Teşekkür ederim.

 
Yıkılmıyor çünkü acayip güvenli tarafta kalan yığma yapı gibi bir şey. Üzerine bomba atsan yıkılmaz. Öte yandan erozyona uğruyor ve belki 5000 yıl sonra belki Göbekli t
Tepe gibi bir şey gibi kalacak.

  • malheiros  (10.05.22 21:44:22) 
Çok enteresan ya, bu kadar geçen süre içinde rüzgarda uçuşan o kumlar bile kımıl kımıl yiyip bitirmeliydi aslında, entropi diye bir şey var en basitinden, aklım almıyor valla.


  • Kaleci Saçlı Forvet  (10.05.22 21:48:03) 
Aslında çok büyük derecede hasara uğramış durumda hepsi. Yakından bakınca anlıyorsun. Yani atmosfer hareketlerinin etkisi piramitlerin dışındaki özenle kesilip kaymak gibi yapılmış ve elini sürdüğünde her bir taşın diğerini tamamlayacak şekilde dümdüz olduğu katmanı büüyk oranda söküp atmış oradan. Giza'daki büyük piramidin en üst tarafında o katman biraz duruyor mesela, alt taraflar tamamen basamak olmuş, millet merdiven çıkar gibi tırmanıyor en tepeye.

Piramit dediğimiz yapı tipi zaten taşların öbek halde yığılmasının daha havalı bir şekli olduğu için o yapıların daha bir iki binyıl boyunca yıkılması mümkün değil büyük bir deprem olmadıkça. Ama sanıldığı gibi hiç hasar almamış da değil. Aynı derecede hasar başka bir yapı tipinde olsa göze batardı ama piramit olduğu için hiç değişmemiş sanıyoruz.
  • mantheman  (10.05.22 21:58:29) 
ağırlığı 5,216,308,000 kg
aynı yükseklikte bir binanın
ağırlığı 20,000,000 kg

yani bir binadan 250 kat daha ağır

ve ağır şeyler yıkılmaz.
  • bebekbebesi  (10.05.22 22:05:49) 
Mısır tektonik bir bölge değil. Bence bunun da etkisi büyük


  • limonlu eksi  (10.05.22 22:11:09) 
sfenks kuma gomuluydu, belki onlar da oyledir.


  • divit  (10.05.22 22:50:58) 
niye yıkılsın ki. dağ gibi duruyor üst üste yukarı çıktıkça azalan bi formu var ağrı dağına evereste ne oluyorsa buna da o kadar olur.

kısa mühendislik detayı vereyim. en fazla yük taşıyan form üçgen prizma formudur.
  • turbo sadık  (10.05.22 23:55:07) 
merhaba. sfenks kuma gömülüydü diyen arkadaş çok haklı, piramitler de yıpranıyor ama formundan dolayı 7 dünya harikasından ayakta sadece piramitler kaldı. hatta zamanında da içlerinde en eskisiydi. yapıldığı yıllardaki hali ile farkları mevcut. geniş zemine taş üstüne taş koyularak yapıldığı için en kaba haliyle duruyolar ama yapıldığı zaman zirvesinde, sivri ucunda yer alan altın şapkalar yok mesela, dışında beyaz bir sıva olduğu düşünülüyor. yani yekpare bembeyaz bir üçken ve sivri ucu da altın. (dikilitaş/obelisklerin de sivri ucu altın, parlak maden yapıldığı yıllarda, sfensin de boyalı olduğunu biliyoruz) diğer harikalar ince işçiliğe, oymalı kakmalı detaylara sahipti, depremlerle kolayca yıkılıp sökülüp başka yapılara malzeme oldular. (babilin asma bahçeleri hariç, o neye benziyodu bi fikrim yok) çok ağır taşlar, bireysel olarak jenga gibi tutup söküp parça ev yapalım diye düşünmediler herhalde. oysa mozole, rodos heykeli yıkılınca başka yapılarda değerlendirildi. stonehange'in de neye benzediği üzerine yapılan illüstrasyonlara bakınca bir kaç sıra halkayı oluşturan taşlar yok.

piramitleri seviyorsanız viasat history de mısır üzerine onlarca belgesel var, tavsiye ederim. tarih ne güzel ya.
  • libertine  (11.05.22 03:03:44) 
Piramitler bilinçli bir şekilde yerleştirilmiş taş öbeği çünkü. Bu yüzden yıkılmıyor, çünkü teorik olarak aslında zaten yıkık. Yani tabi ki piramitlerin örüldüğü taşları o dönemde bu kadar yoğun işçilikle yerleştirmek tarihsel olarak harika bir olgu ancak fiziksel olarak bakınca, yani doğanın gözünde bunlar gayet stabil olarak yığılmış taş öbeği. Niye yıkılmıyor derken sanırım içlerini geniş bir boşluk olarak düşündünüz, hayır içleri de büyük oranda dolu.

Yani piramitlerin yıkılması o taşların doğada çözünmesi süreciyle mümkün. Bir dağın erimesi gibi bir şey bu da. Yani çok uzun bir süreç, ancak yukarda da anlatıldığı gibi gerçekleşiyor.

Tabi bir de insan faktörü var, bugün biz piramitleri gözlemleyip elden geldiğince doğadan minimum hasarı görmesi için de çaba sarf ediyoruz. Bunlar da süreci uzatan etkiler.
  • akhenaten  (11.05.22 08:24:39) 
Sfenks olayında hem haklısınız hem değilsiniz o konuda da ben bi bilgi vereyim, evet Sfenks kuma gömülüydü ama kuma gömülmesinin nedeni zamanla kumun altında kalması değil pek, Sfenks yüzeyin altında inşa ediliyor, yani Giza piramitleriyle aynı düzlemde değil Sfenk, yüzeyin altında daha önceden kazılmış bir bölgede bulunuyor, o kazılı alan zamanla kumla dolduğu için Sfenks'in gövdesi de kapanıyor, kafası yüzeyin üstünde kaldığı için oraya pek bi şey olmuyor. Hatta ilk önce Sfenks'i sadece kafadan oluşuyor zannediyorlar da sonradan dibini kazınca gövdeye ulaşıyorlar.


  • Kaleci Saçlı Forvet  (11.05.22 10:16:10 ~ 11:23:58) 
en onemli nedenlerden biri Misir'daki piramit bolgelerinde cok az yagmur yagmasi. hava da kuru.

yapilarin asinmasinin en buyuk sebebi yagmur ve su. yagmur suyu sizip kirec taslarini eritebilir ve betonun icindeki celigin asinmasina bile neden olur. yagmurun icindeki asit de etkiliyor.

giza piramit'i genel olarak kirectasi ve granitten yapilmis. dis kismi kirec tasi ve baya asinmalar gorunuyor. ama ic kisimlarinda granit var ve bunlar baya siki ve saglam sekilde yerlestirilmis. granit yagmur/su gecirmeyen bir madde. su sizsa bile bazi yerlerde, kisa zamanda buharlasiyordur. bir de donma çözülme olayi var. gece colde soguk olmasi buna neden olabilir. bu da taslarin asinmasina ve bosluklar olusmasina neden olur. misirlilar bunun da otesine gecmek icin taslari cok siki yerlestirmis vu su sizintilarini minimuma indirmis.

ayakta kalan piramitler, cok uzun sure ayakta kalma amaciyla insa edilmis zaten. diger piramitlerdeki hatalarindan ders cikararak insa edilmis ayni zamanda. mesela kum uzerine insa edilmis piramitler yikilmis. Giza piramitinin temeli saglam kirec tasindan.

ayakta kalan maya/aztek piramitleri de var. onlar daha kucuk ve misir piramitlerinden daha sonra yapilmis. orda daha cok yagmur yagiyor tabi ve asit yuzunden asiniyorlar baya.
  • ermanen  (11.05.22 13:37:59 ~ 13:46:26) 
[]

Oruç ve Su

Öncelikle herhangi bir tartışma yaratma amacında olmadığımı dini hassasiyeti yüksek olan arkadaşlar için belirtmek isterim, soruyu sorma amacım mantığını öğrenmek.

Sorum şu: Oruç ritüeli esnasında yemek yememenin mantığını kendi içimde anladım ama su neden yasak? Yani suyun yasaklanmasının bir ibadette nasıl bir gerekçesi olabilir bunu çok merak ediyorum, yani yemek yememek tamam anlayabiliyorum ama su herhangi bir besin değeri olmayan açlığı manipüle eden bir şey de değil, neden yasak su? Teşekkür ederim.


 
Nefis terbiyesi, nefsin istek ve arzularını kısarak kontrol sağlama olarak geçiyor hikmeti


  • efruz  (07.05.22 14:54:23) 
Ya işte benim takıldığım nokta bu; suyun nefsi terbiye ile bir ilgisi yok ki. Evet insanlar ihtiyacı olanın üstünde yemek tüketimi yapabilir bu müsrifliğe giden ve hem bedenen hem de nefs anlamında sıkıntılı bir durum yaratabilir ama su böyle bir şey değil ki, yani kimse hadi bugün litre litre su içelim zevkü sefa edelim demiyordur herhalde, yani bana enteresan geldi biraz, sonra "acaba içki tüketimini engellemek için mi yeme içme komple yasaklandı, su da arada kaynadı" diye düşündüm bu biraz mantıklı geldi.


  • Kaleci Saçlı Forvet  (07.05.22 14:58:03 ~ 14:58:59) 
E herkes temiz suya da kolayca ulaşamıyor ki, besin değerinden çok bundan mahrum kalma ile ilgili


  • freebird5406_2  (07.05.22 14:58:37) 
doğu dinlerinde sıradan ihtiyaçları bile zevk görüp çile çekerek nefsi terbiye etmeye inanırlar. misal yatakta uyumak biler zevk, sert bir tahta üstüne uyurlar, hatta uzanmak bile nefse pirim vermek derler. su da öyle.
sirk hayvanlarını yiyecekle eğitmeleri gibi. nefislerini su ve yiyecek vermeyerek yola getirmeye çalışırlar.

  • efruz  (07.05.22 15:00:58) 
Şunu netlestirelim
İbadet için mantıklı bir sebep gerekmiyor. Yani açlık için de bir nedene dayatılmaz.
Emredilen ibadet odur.
İslami açıdan, bak mantıklı yapalım ya da mantıksız yapmayalım demek olmaz.
  • kisa  (07.05.22 15:10:00) 
Ibadet islami acidan sadece allah rizasi icin yapilir, oyle olmasinin sebebi de allahin oyle buyurmasidir. Yemek yememenin fakirleri anlamakla falan da alakasi yok yani.


  • ghilleinthemist  (07.05.22 15:17:34) 
Mantık aramayı bıraksak keşke.
-Neden oruç tutuyorsun?
+ Açın halinden anlamak için.
- lan aç da oruç tutuyor?
+ Honk?!


İslamiyet inancında Allah'ın koyduğu kurallar var ve bunlar da kuranı kerim de yazıyor. Bakara suresi 187. Ayet.

"Fecrin beyaz ipi siyah ipinden sizin için ayırt edilir hale gelinceye kadar yiyin için, sonra orucu geceye kadar tamamlayın. Mescidlerde ibadete çekilmişken kadınlarla cinsel ilişkide bulunmayın. Bunlar Allah’ın koyduğu sınırlardır; sakın bu sınırlara yaklaşmayın. Allah âyetlerini insanlar için işte böyle açıklar. Umulur ki sakınırlar."

Geri kalan her şey çok saçma geliyor.
  • blue eyes white dragon  (07.05.22 15:19:45) 
kisa +1

Dini örüntülere mantık çerçevesinden bakarsanız öncelikle tanrı ve diğer metafizik varlıkların gerçeklikleri sorunu karşınıza çıkar. Mantıken fiziksel olmayan varlıkların emirlerini uygulamanın bir açıklaması yok.

Din içerisinde oruç emredilmiş, ancak dinin yetkin kaynaklarından hiçbirisi zaten "oruç tutmanız şu sebeple istendi" gibi bir açıklama yapmıyor. Bu açıklamalar dini mantıksal bir temele oturtmak isteyen insanlarca yapılıyor ve zaten açıklayandan açıklayana değişiklik gösteriyorlar.

Örneğin bir kısmı "fakirlerin halinden anlamak" gibi bir mevzuyu konuya dahil ederken, bir kısmı buna karşı çıkıyor ve sadece nefis terbiyesi için olduğunu savunuyor. Kişilerin bakış açısına göre bu açıklamalar değişiyor. Örneğin bir kesim bilimin dini hükümleri doğrulaması gerektiği ve dini hükümlerin hepsinin insan sağlığını ve zihnini koruyan uygulamalar olması gerektiği ön kabulüyle konuya yaklaşıp orucun bir çeşit detoks olduğunu savunuyor. Bunların sınırı yok, zaman geçip farklı toplumsal bakış açıları ortaya çıktıkça bu açıklamalar da bunlara göre tekrar tekrar yapılacak, bir kısmı yok olup bir kısmı yenilenecek vs.

Neticede hepsi kişisel fikirler...
  • akhenaten  (07.05.22 15:29:04) 
İslami açıdan bir ek
Bu işlere mantığı dahil ederseniz şöyle olur,
Namaz vücuda iyi geliyor, spor oluyor
Ben yoga yapıyorum o zaman namaza gerek yok
Bu mantıkla durumu İslami avidan değerlendirin ne olur? Emredilmiş bir şeyin gereksizligi ortaya çıkar bu da şirk olur:)
Bunun yerine emredilen bu ama ben yapmıyorum demek bana daha doğru geliyor.
  • kisa  (07.05.22 15:44:22) 
Mantıklı, akıl yürütmeyle ibadetleri anlamaya çalışmak malayani olur.

Ayrıca orucu fakirlerin, açların halinden anlamak için tutulduğunu da kim çıkardıysa Allah iyiliğini versin.

Öyle bir şey yok, orucu Allah emrettiği için tutuyoruz. Bir mantık bir sebep aramak zorunda değilim ben tamamen teslim olmuş bir insan olarak.

Suyu geç, seks de yasak hocam oruçta! Yani maksat açlık değil sadece, nefs terbiyesi.

Aynı şey domuzun haram olmasına bahane arayanlar için de geçerli, yok eşini kıskanmıyormuş yok etinde bakteri varmış.

Bunlar teslim olan bir inanan için gerekli bahaneler değil, Allah yasakladı ve ben yemiyorum, bu kadar basit. Koyun yemeyi de yasaklayabilirdi, ya da keçi.

Tarihin birinde İsrailoğullarına "cumartesi günü balık tutmak" da yasaktı, sebebe gerek yok, imtihan için Allah yasaklamış işte bu kadar benim için.
  • John Bloor  (09.05.22 12:11:32) 
[]

Bilimkurgu önerisi

Bu kategoride favori filmlerim Event Horizon ve Sunshine, bunlara benzer film/dizi öneriniz nelerdir? Teşekkür ederim.




 
film:

eskilerden:
pandorum
europa report
moon
sphere
interstellar

yenilerden:
moonfall
ad astra
aniara
the cloverfield paradox
  • ermanen  (06.05.22 21:37:28 ~ 21:44:23) 
dizi:

the expanse
dark matter
dark

uzun soluklu uzay dizisi istersen:
star trek serisi
battlestar galactica
  • ermanen  (06.05.22 22:01:21) 
Battlestar Galactica.


  • esse classic  (06.05.22 23:33:56) 
[]

İsmail Kartal ve Yaşı

Bu adam (Fenerbahçe teknik direktörü) 60 yaşındaymış, çok daha genç durmuyor mu yav ben 50 falan zannediyordum siz ne diyorsunuz? Teşekkür ederim.

ibb.co


 
54-55 derdim ben de...


  • pispinti  (05.05.22 14:17:14) 
[]

Dışarıda kalan Hindi füme

Arada atıştırmak için 15-20 paket 60 gramlık hindi fümelerden almıştım ama evden biraz aceleyle çıktığım için bunları mutfak tezgahında unuttum, 2-3 gün de eve dönmeyeceğim, sizce 2-3 günde bu hindi fümeler bozulur mu? Teşekkür ederim.




 
evet


  • gabe h coud  (29.04.22 18:53:38) 
Kapalı pakette direkt gün ışığına maruz kalmıyorsa bozulmayabilir ama bozulmasa da o 60 gramlık hindi fümeler kanserden başka bi şey değil


  • mg3929  (29.04.22 19:36:30) 
Bence de bozulur ya ben olsam yemezdim. Bi de nerde oturduğunuza da bağlı gibi, hava çok sıcak değilse belki de bozulmaz.


  • turuncu tonlarda  (29.04.22 20:49:06) 
bozulabilir. renginden anlarsın pembeliğini yitirirse.


  • theseachange  (29.04.22 21:09:42) 
%100 bozulur


  • Mcfly  (29.04.22 21:43:17) 
Dünüp buzdolabına koydum arkadaşlar teşekkür ederim.


  • Kaleci Saçlı Forvet  (29.04.22 21:50:02) 
Ben 2 saatten sonra bozuldu kabul ediyorum. O urunlerin bozdolabinda soguk halde satilmasinin bir sebebi var.


  • my pink  (30.04.22 16:30:37) 
[]

İstanbul doğumluların kimliklerindeki doğum yeri

Sanırım direkt İstanbul yerine doğduğu semt/ilçe yazılıyor, bu neden olabilir? Yani neden diğer şehirler gibi Sivas Giresun ya ne bileyim Ankara gibi İstanbul yazmıyor da semt/ilçe yazılıyor, neden olabilir bu eminim basit bir açıklaması vardır? Teşekkür ederim.




 
Annem İstanbul doğumlu ve direkt İstanbul yazıyor.
Eşim Ankara doğumlu ama nüfusunda Keçiören yazıyor.

  • konusma ben konusuyorum daha bitirmedim  (28.04.22 13:42:12) 
Valla bende de İstanbul yazıyor, ama çocuklarımda ilçe adı var. Belirli bir tarihe kadar il yazılıyordu da sonra ilçeye mi döndü acaba?


  • John Bloor  (28.04.22 13:46:53) 
Benim doğum yerim İstanbul değil, ancak yine de ilçe yazıyor sadece.

Büyük ihtimalle nüfus memuruna bağlıdır. Bir etken de merkez ilçeleri olabilir, eğer küçük bir ilin merkezinde doğanlar varsa İl adı yazılıyor olabilir. Hastaneler de genelde merkez ilçede oluyor zaten.
  • akhenaten  (28.04.22 13:47:29) 
ben ankara doğumluyum. ilçe yazıyor.


  • elorelia  (28.04.22 13:50:04) 
Istanbul dogumlu değilim ve doğum yeri alanında ilçe ismi yazıyordu.

Geçmiş zamanlı bahsettim çünkü yeni kimliklerde doğum yeri alanı bulunmuyor. Kimliğinizi değiştirmediyseniz değiştirin :)
  • kaptankedi  (28.04.22 13:56:33) 
tarihle alakası olduğunu sanmıyorum. annemde beşiktaş yazıyor bende bakırköy.


  • bohr atom modeli  (28.04.22 14:32:00) 
doğum yeri istanbul yazanlar istanbulun merkez ilçeleri sayılan fatih ve eminönü doğumlu olabilir mi? eskiden öyle yapılıyordu.


  • nuisance  (28.04.22 14:36:35) 
İzmir için benim kimlikte Urla yazıyor, kardeşimin Konak mesela.


  • nundu  (28.04.22 14:39:11) 
diğer illerde muhtemelen büyükşehir olmadıklarından merkez ilçede doğdukları için il ismi yazıyor.

eskiden büyükşehirlerde de il ismi yazılırken daha sonra ilçe ismine dönülmüş
  • paintov  (28.04.22 14:39:37) 
Bizim akrabadan biliyorum, ayni hastanede dogan birinde sehir digerinde ilce yaziyor.

Kafalarina gore takiliyorlar.
  • divit  (28.04.22 14:41:24) 
Sebebi devletin daha düne kadar bir hizmet standardına sahip olmaması. Ülkede ismi, cinsiyeti yanlış kaydedilen bir ton insan var. Bu da o sorunlardan bir tanesi.


  • dissendium  (28.04.22 14:44:13) 
bende istanbul yazıyor :)


  • rose parks  (28.04.22 15:14:04) 
Tamamen yazan memurla alakası olduğunu düşünüyorum. Annemde izmir yazarken bende bornova yazıyor mesela. Utanmasalar ege üniversitesi hastanesi yazacaklar. :D

Standart yok +1
  • invictae  (28.04.22 15:40:30) 
Bende de Fatih yazıyor. Yukarıda bir arkadaş merkezi yerde doğanların Fatih vs gibi semtlerde İstanbul yazabileceğini söylemiş ama bende Fatih yazdığı için o teoriyi çürüttüm.


  • Cesario  (28.04.22 16:13:42) 
[]

Ne olacak bu BundesLiga'nın hali?

Beyern üst üste 10. defa şampiyon oldu, biz kendi ligimize kalitesiz diyoruz ama bu da kalitesizlik değil mi, yani bi Alman neden bu ligi takip etsin ki sonuç belliyken belli ki bi 10 sene daha böyle gidecek. Haksız mıyım? Teşekkür ederim.




 
guzel futbol oldugu icin takip ediyorlar. dikkat edersen stadyumlar hep dolu. turkiye'deki 35 milyon taraftarli takimlar da 20-30 bin ortalamaya ancak oynuyorlar, 20 milyonluk sehirde. turkiye'de de her sene farkli takim sampiyon oluyor. hangisi daha fazla takip ediliyor sence?


  • baldur2  (24.04.22 12:38:43) 
Abi ben bizim ligi kıyas için vermedim aslında tabii ki Alman ligi ile bizi kıyaslamam ama bu ligler lokal ligler değil artık kendi seyircisi tabii ki izleyecek ama uluslararası olarak Alman liginin kalitesini düşürmüyor mu bu? Yani bi Avrupalı neden Alman ligini takip etsin ki sonuç aşağı yukarı belli, ben misal İngiliz ligini izlerim İspanya'yı izlerim İtalya bile Alman liginden daha heyecanlı mesela ki orada da Juve 9 sene şampiyon oldu ama orada bile başka takımların "acaba şampiyon olabilir miyiz" umudu oluyordu, Alman liginde o da yok herkes biliyor ki her sene Bayern şampiyon olacak, bu çok saçma.


  • Kaleci Saçlı Forvet  (24.04.22 12:58:19) 
almanya'da futbol kültürü çok farklı. insanlar takımlarını şampiyonluk için tutmuyor. olursa daha fazla seviniyorlar sadece. en başta 50+1 kuralı var mesela: kulüplerin maksimum %49'u yatırımcılar tarafından satın alınabiliyor (leipzig gibi kuralın etrafından dolaşan takımlardan da nefret ederler, dortmund kendi maçlarında statta leipzig'in logosunu bile koymuyordu skorborda) ve bu da kulübün her zaman taraftarlarına ait olacağı anlamına geliyor. gidip üye olabiliyorsun ama bizdeki kongre üyeliği gibi düşünme. daha ucuz, herkes için daha erişilebilir. bazı takımlarda mesela kulüp üyeliğin yoksa bilet dahi alamıyorsun çünkü talep o kadar yüksek.

almanya'da onlarca köklü kulüp var. ülke futbolunu yakından takip etmeyenlerin muhtemelen adını bile duymadığı mannheim'ından tut da rot-weiss essen'ine kadar yerine göre 3. veya 4. ligde 8-10 bin seyirci ortalamasını bulabilen takımlar var. keza eskinin devi kaiserslautern geçenlerde 3. ligde 40 bin seyirciye oynadı.

diyeceğim o ki bayern dominasyonu genel olarak ligin pazar değerini, uluslararası arenadaki konumunu vs. etkileyebilir ama bir augsburg'lu zaten bundesliga'yı bayern için değil kendi takımı için izliyor. taraftar kültürü çok güçlü. o yüzden ilgi hep var. kölnlü adam gladbach derbisinin derdinde mesela, bayern kazanmış ya da kazanmamış en fazla "yine mi bunlar?" deyip geçer.

türkiye gibi taraftarlığın güçlüden yana olma, kendini bir kitleye ait hissetme, payının olmadığı başarılarla övünme gibi kavramlarla bağdaştırıldığı ülkede bundesliga'yı anlamak kolay değil. bizde yoldan çevireceğin 10 adamdan 9'u istanbul'un yakınından geçmemiştir ama istanbul takımı tutar, iki sene kupa alamayınca "sevinmek için sevmedik" filan der jfjdjf almanya futbol konusunda farklı bir dünya.

***

özetle almanlar futbolu kendi takımları için izliyor. 20-30 farklı kulübün çok fazla taraftarı olduğu için de ilgi canlı kalıyor. şampiyonluk mesele değil. sürekli bayern'in kazanmasına tabii canları sıkılıyordur ama bayern şampiyon oluyor diye dortmund'da yaşayan birisi kendi takımını takip etmekten vazgeçmiyor işte veya bir duisburg taraftarı "buli'yi de hep bayern alıyor yav" deyip real madrid'i tutmuyor.
  • der meister  (24.04.22 12:58:23 ~ 12:59:55) 
Futbol öldü maalesef. UEFA, FIFA, büyük kulüpler el ele verip makası açtılar ve doyumsuzlukları bitmek bilmiyor. Büyük kulüplerin kendi liglerinden ayrılıp bir Süper Lig kurma fikri boşuna değil. Futbol kalitesini Türkiye'de oynanan ile kıyaslamanın doğru bir çıkarım olduğunu düşünmüyorum ben. Türkiye'nin sorunları çok başka, siyaset iliklerine kadar işledi, o yüzden Türkiye'yi bu denklemin dışında tutmak gerek. Fransa'da PSG, İtalya'da Juventus, Almanya'da Bayern, İspanya'da Barça-Real ve İngiltere'de City hegemonyası mevcut. Almanya Futbol Federasyonu da sorunun farkında ki önümüzdeki yıllarda lige playoff sistemi getirmeyi düşünüyor. Tabii bunların hepsi geçici çözümler. Devrim lazım futbolda.


  • ultranil07  (24.04.22 13:05:02) 
Abi bu arada ben "Kendi takımları için izliyorlar" teorisine çok katılmıyorum. Bu bir rekabettir ve rekabetin amacı bellidir bu insanın doğasında var; ben şampiyonluk adayı 5 takımdan biriysem ve 10 senedir aynı takım şampiyon oluyorsa ben bi abi biz ne yapıyoruz diye düşünürüm bence. Ha dediğim gibi seyirci tabii gider izler izlemeyip ne yapacak Uganda ligindeki adam da gidip izliyor ama bence bu Alman liginin "çekicilik" kalitesini Fransa ligi düzeyinde tutuyor en fazla, adamlar tekel olmuş 10 sene şampiyon oluyor, başka bi takım biraz palazlansa gidiyor en iyi futbolcusunu alıp çökertçyor takımı, aynı zamanda ortada ahlaki olmayan bir durum da var bence. Bunu yıllardır yapıyor. Yani konu sadece "abi adamlar mutlu böyle" gibi değil bana kalırsa.


  • Kaleci Saçlı Forvet  (24.04.22 13:08:42 ~ 13:10:12) 
yoo o konuda haklısın, ben sadece ilginin yüksek kalmasını ve çok sevilmesi kısmını açıklamaya çalıştım. yoksa evet almanlar da kızıyor bu duruma ama geleneklerine çok bağlı oldukları için anladığım kadarıyla pek çıkar yol göremiyorlar işin açığı. rekabeti sağlamanın yolu nedir? kulüplerin zenginleşmesi. mevcut düzende bu imkansız. ne olacak? kulüpler satılacak. bu olursa ne olur? almanlar ülkeyi yakar. leipzig, hoffenheim, kısmen wolfsburg ve leverkusen, yerine göre ingolstadt... bu takımlara ciddi antipati söz konusu. yahu adam leverkusen'e bile uyuz oluyor bayer'in işçilerinin takımı diye, neymiş şirket kurmuş bu takımı. adamlardaki takıma bağlılık düzeyini sen anla. şimdi bu adamlara bir arap şeyhi gelip "sizin takımınızı satın alacağız, her sene 4-5 şampiyonluk adayı olacak" dese ne değişir? en fazla şeyhi döverler. yaşanmış bir olay: lokomotive miydi chemie miydi emin değilim, red bull'un leipzig taraflarında kulüp satın almaya çalıştığı dönemde bu takımlara teklif götürülüyor. bu saydığım takımlar şu an 4. ligde. istemiyor taraftarlar. red bull şöyle edelim böyle edelim diye direttikçe diretiyor. en sonunda taraftar gruplarının "şirketinizi bombalarız, yöneticinizin arabasına bomba koyarız" gibi tehditlerinden sonra vazgeçiyorlar.

bu yüzden şu anki sorunun çözümü yok. en azından şimdilik. almanlar da tabii ki çok daha eğlenceli bir lig izlemek isterdi ama bunun tek yolu ya bayern'in bacağını kırmak ya da kulüpleri satmak. ikincisi imkansız, belki 10-15 sene sonra yeni nesille gerçekleşir. ilkini de almanya'da açıkçası kimse istemez çünkü bayern sevilmese bile önemli marka. dortmund'la kaiserslautern'i yok olmaktan kurtardılar neredeyse topladıkları yardım parasıyla örneğin.

ondan dolayı biraz kabullenmişlik hali var diye düşünüyorum. ayrıca dediğim gibi sıradan bir almanın ligin kalitesiyle (kendisi izlediği futboldan memnun olduktan sonra) çok alakası yok; türkiye'deki bir adamın bundesliga hakkında ne düşündüğüyle ilgilenmiyorlar, spor anlayışları bize kıyasla çok daha yerel. yine başa dönmüş olacağım ama bu durum gerçekten böyle. cumartesi öğleden sonra eşiyle, arkadaşıyla, ailesiyle vs. takımını statta izleyerek yıllarını geçirmiş bir magdeburglu mesela 100 tane bayern şampiyonluğu görse de kendi takımını, ligini vs. bırakmıyor. çok sevdiğin bi arkadaşının bir huyuna gıcık olmak gibi işte bayern şampiyonluğu - olmasa daha iyi ama var diye senin için büyük anlam ifade eden bir arkadaşlığı silmezsin.
  • der meister  (24.04.22 13:23:35) 
der meister tam olarak anlatmak istediğim buydu. Abi ben oldum olası Alman ligini izlerim valla çok üzülüyorum bu duruma ve çözümü de yok. Yani geçmişte Eintracht Frankfurt'un Kaiserslautern'in Mönchengladbach'ın falan şampiyonluğa oynadığı günleri hatırlıyorum da bugünler o nedenle moralimi bozuyor, yoksa ben de Almanlıktan aldığım tadı hiçbir şeyden alamayanlardanım :)


  • Kaleci Saçlı Forvet  (24.04.22 13:33:11) 
[]

The Man in the High Castle

Yıllar önce kitabını okumuştum ve çok beğenmiştim bu türün sevdalısı olduğum için, dizisi nasıl acaba aynı tadı alabilir miyiz tavsiye eder misiniz? Teşekkür ederim.




 
çok güzel ve sürükleyici bir dizi kesinlikle izlemelisin.


  • passione  (20.04.22 16:41:50) 
sürükleyici. eksiği çok dizinin ama izlemeye değer. merak uyandırıyor yani.


  • syozkn  (21.04.22 00:32:39) 
[]

Definecilik hakkında

Definecilik yasak mı? Arkadaşlarla aramızda tartışıp bi sonuca varamadık ben yasak değil diyorum yani gerekli izinleri vs vardır onlar alınıp yasal olarak yasaklanmamış bi bölge de varsa istediğin gibi definecilik yapılabilir ama bulduğunu devlete vermek zorundasın, devlet de zaten pay veriyor sana. Arkadaşlar diyor ki yok abi her türlü yasak, argüman falan da yok. Yasak mı değil mi? Teşekkür ederim.




 
Yönetmeliği var,
Pratikte durum nedir, onu bilmiyorum.

www.mevzuat.gov.tr
  • michael_knight  (19.04.22 15:49:09) 
Ya bu sabah ya da dün haber vardı bu konuda, uzmanı olan kişi dedi ki

"hukuken aramak yasak değil, istediğiniz yerde arayabilirsiniz. ama kazı yapmak yasak. Kazı yapmak için gerekli izinleri almak zorundasınız"
  • John Bloor  (19.04.22 16:04:49) 
Yukardaki cevaplara ek olarak: Izinli kazida bulduklarinizi devlet sizden alir, deger bicer ve odegerin yarisini oder.

O yuzden cogu insan kacak kazar, bulursa kacak olarak satar.
  • cleric  (19.04.22 16:07:47) 
Türkiye'de bulunan ve bulunacak olan bütün tarihi eserler, bütün yer altı kaynakları devlete aittir. Eğer bir vatandaş bulursa devlet ona yasal payını verir ve bulunanı alır. Başka bir yerde bulmayı geçtim, kendi arazinizde bulsanız bile durum aynı.

Belirtildiği gibi bir kanunu var ve bulunduğunda yapılacak tek şey; devlete bulduklarınızı teslim edip payınızı almak, yani bu konuda haklısınız.
  • yeninesiltupcu  (19.04.22 16:39:01) 
Pay alma konusuna açıklık getireyim, dünya kültür mirasından alacağınız bir pay yok, gidip de örneğin antik yunan, hitit, frig eserleri üzerinde kazı yapamazsınız eğer kazdığınız yerde dünya kültür mirası sayılabilecek bir buluntuya denk gelirseniz bunlar müzeye gider. Bunlar herkesin ortak malıdır dolayısıyla size ait değillerdir, herkese aittirler. Bunlar üzerindeki kazı çalışmaları da zaten bilimsel ve sistematik bir kazı sürecidir. Define kazar gibi kazılamaz. Bu tip buluntular kültür ve tabiat varlıklarını koruma kanunu ile korunur.

Defineden kasıt savaş vb. sebeplerle mal varlığını satıp altına vesaireye çevirerek gömen kimselerin orada orada sahipsiz kalmış olan, sizin de bir şekilde harita vb. yollarla varlığından haberdar olduğunuz şeylerdir.

İlgili kanunda da belirtiliyor zaten, ancak genelde defineciler bu kısmı gözden kaçırır :)
  • akhenaten  (19.04.22 17:40:56) 
Yasak olan izinsiz kazı yapmak. İzin alırsan Kendi arazindeysen %50'sini başkasının arazisindeyse %40'ı verir müze müdürlüğü.


  • elitoangelito  (21.04.22 00:09:45) 
[]

Eşofman sorusu

Şu eşofmanlar (soldaki) normalde bu kesimde satılıyor mu yoksa terzide falan özel olarak mı yaptırılıyor? Teşekkür ederim.

ibb.co


 
satılıyor böyle.


  • teritori  (19.04.22 12:00:17) 
[]

Fanta hakkında

Dikkat ediyorum hemen hemen her içeceğin şekersiz-kalorisiz alternatifi var. Yani kola olsun gazoz olsun limonata olsun enerji içecekleri olsun hepsinin kalorisiz alternatifi var ama Fanta'nın yok, bu neden olabilir diye düşündüm aklıma içeriğine bakmak geldi içinde portakal suyu konsantresi var, onun da haliyle tabiatı gereği bi kalorisi var, böyle düşününce mantıklı geldi ama öyle olsa limonatalarda da limon suyu konsantresi var ama onun da kalorisiz hali var, ben işin içinden çıkamadım neden kalorisiz hali yok, bence talep de vardır ama bilemedim sizce nedeni ne olabilir? Teşekkür ederim.




 
Bir zamanlar vardı diye hatırlıyorum. Talep olmadığı için artık üretilmiyor olabilir.


  • kaptan memo  (17.04.22 13:03:12) 
Kötü olmuş o zaman üzüldüm.


  • Kaleci Saçlı Forvet  (17.04.22 13:04:55) 
Hala var ama Turkiyede yok.


  • e mice  (17.04.22 13:15:20) 
Evet baktım yurtdışında varmış bize gelmemesi daha çok üzdü şu an.


  • Kaleci Saçlı Forvet  (17.04.22 13:20:53) 
Aynı şey değil ama en yakın bu var bildiğim,
www.migros.com.tr

  • michael_knight  (17.04.22 15:57:23) 
[]

Spider-Man/Ağ fırlatma olayı

Tobey Maguire serisinde bu ağlar bilekten herhangi bir araç olmadan "doğal" olarak fırlatılırken diğer serilerde neden bileğe takılan bir araç ve solüsyon yardımıyla atılmaya başlandı bunun bir açıklaması oldu mu? Yani araç olmadan bilekten gönderilmesi hikayeye daha uygun olmaz mı eleman zaten örümcek özellikleri kazanmış yapabilir yani bunu, sonraki serilerde ağ oluşturmak için solüsyon ağı göndermek için bileğe takılan aparat kullanılması biraz saçma sanki.




 
Spider-Man: No Way Home'da bunun cevabı var sayılır.

Spoiler sorun değil diyorsanız anlatayım :)
  • kobuzchu kiz  (11.04.22 11:17:37) 
Tabii tabii gönderin gelsin :)


  • Kaleci Saçlı Forvet  (11.04.22 11:20:06) 
--- spoiler---
---No Way Home izleyecekseniz bence okumayın---
---köprüden önce son çıkış---

Multiverse/çoklu evren teorisiyle açıklıyor Marvel bunu. Maguire ayrı bir evrenin örümceği, Garfield ayrı, Holland ayrı. Son filmde bu üçü bir araya gelince onlar da bunu sorguluyorlar, sırf bunun sahnesi var "Nasıl lan sen vücudunda ağ mı yapıyorsun?" "Nasıl yani, siz yapamıyor musunuz, ay çok yazık" diye. Kısaca üçünün mutasyonları arasında ufak farklar var, bu da onlardan biri.

Hatta şöyle bir yeniden canlandırma buldum, kendiniz de izleyebilirsiniz: www.youtube.com
  • kobuzchu kiz  (11.04.22 11:25:21) 
Kendi ağını yapabildiği için resmen eziklemişler adamı ayıp valla gfgkf. Kendi ağını yapabilmesi bence hikayeye daha uygun.


  • Kaleci Saçlı Forvet  (11.04.22 11:32:06) 
İlk spider-man hikayesinde(çizgi roman) ve diğer çoğunda Peter Parker babasının arkada bıraktığı bilimsel çalışmalarındaki eksiği örümcek içgüdüleriyle ve dehasıyla tamamlayarak bu ağ ve kartuş sistemini tasarlıyor. Bazı serilerde ise Tobey Maguire'ınki gibi bileğinden organik oluşturduğu ağı atıyor. İlk filmlerde bu versiyonu kullanmışlardı. Hepsi farklı evrenlerden farklı örümcek adamlar olduğu için ufak tefek farklılıkları var. Neyse yani saçma değil, orijinali öyle.


  • r_u_h  (11.04.22 11:42:06) 
[]

Makine-Makina

Doğrusu nedir bunun Makine mi Makina mı? Teşekkür ederim.




 
Dil kurumuna göre makine


  • etna  (09.04.22 12:16:03) 
makine ama eskiden makina demiş kurumlar değiştirmek istemiyor. insanlar da bunlara bakarak "bakın makina çünkü itü makina fakültesi yazıyor" falan diyor.

bu mantıkla trene tiren krala kıral falan dememiz lazım halen.
  • bohr atom modeli  (09.04.22 12:28:33) 
[]

Amazon.com-Alışveriş

Buradan daha önce hiç alışveriş yapmadım, bi saat alacam fiyatı 1000 dolar civarı, bi aksilik yaşama ne bileyim saatin bana ulaşamama gibi bir durumu olabilir mi dikkat etmem gereken bir şey var mı? Teşekkür ederim.




 
Adres olarak Türkiye’yi seçince gönderirim diyorsa ulaşır. Satıcının Amazon’un kendisi ya da saatin markasının kendi dükkanı olmasına dikkat edin. Değilse bile yorumları iyi satıcı olsun.


  • orient blue  (04.04.22 16:54:29) 
"ships from amazon" yazmıyorsa alma.


  • catamenia  (04.04.22 16:55:40) 
bugun basimiza gelen olay: saticisi amazon olan yaklasik 3bin liralik bir elektronik almistik, bugun teslim edildi. dis kutu sapasaglam, bildigimiz amazon kutusu. acinca icinden cikan kutu yamuk yumuk bozuk bir formda. icini acinca da bos cikti. amazonu aradik kamera kaydina bakip 4-5 gune donus yapacaklarmis. bekliyoruz bakalim. ilk defa boyle bir sey geliyor basimiza umarim sorun olmaz.


  • in vino veritas  (04.04.22 17:06:59) 
in vino veritas-aloha snackbar böyle şeylerden çok çekiniyorum o nedenle tedirgin oldum biraz.


  • Kaleci Saçlı Forvet  (04.04.22 17:12:59) 
Hızlı kargoda muafiyet 150 avroya düşüyor 1 Mayıs itibariyle. Ona dikkat edin. Aksi halde eşyaya gümrük beyannamesi açmanız gerekecek.


  • 1965  (04.04.22 17:28:32) 
amazon ki daha once onlarca cok yuklu fiyatli alisverisim oldu kendilerinden tek bir kez bile magdur olmadim alisverislerimde. ozellikle elektronik almak icin internette kullanilabilecek en guvenilir pazaryeri bence kendileri. sistemleri cok hantal ama o dogru. muhtemelen bir yanlislik oldu diyerek yeniden gonderecekler siparisimi ama beklemis olacagiz fazladan birkac gun. tabii sorun bizde degil diyerek isin icinden cikma ihtimalleri de var ki bu durumda hakkimizi nasil ispatlariz bilemiyorum. yalniz ayni sorun trendyolda filan olsa uzerine bi bardak soguk su icerdik ama amazon oldugu icin urunumuzun gelecegi konusunda iyimserim.


  • in vino veritas  (04.04.22 18:01:46) 
Bu alışverişi yapacağınız tek bi yer varsa o da amazon’dur bence. Diğerleri de ilgili ama sorun çözmede amazon gibisi yok


  • her giriste sifresini unutan adam  (04.04.22 18:19:59) 
Saatin Türkiye satışı neredeyse 2 katı Amazon'da bi problem çıksa bile en azından çözüm de sunuyorlar deyip siparişi verdim arkadaşlar, teşekkür ederim.


  • Kaleci Saçlı Forvet  (04.04.22 18:22:55) 
[]

Kombi-Sıcak Su Problemi

Kombi kaloriferleri ısıtıyor ama çeşmeden sıcak su vermiyor, ekranda bi hata uyarı da yok, neden olabilir sizce? Teşekkür ederim.




 
bir ihtimal "üç yollu vana" arıza yapmış olabilir. tabi daha birçok sebep de olabilir.


  • sanal uyku  (03.04.22 22:34:08) 
Sıcak su ayarı farkında olmadan düşmüş olabilir


  • primetime  (03.04.22 23:08:12) 
3 tane ihtimal var ucu de parca degisimi gerektiriyor.
Parca ucuz sayilir ama kombici gelmisken 300-500 alir gider.

  • divit  (03.04.22 23:49:25) 
[]

Terlik tavsiyesi

Annemin ayakları biraz sıkıntılı hafif düz tabanlık vs var, böyle yazın dışarıda giyerken ayağını rahat ettirecek problem çıkarmayacak bi terlik öneriniz olur mu? Teşekkür ederim.




 
birkenstock


  • himmet dayi  (02.04.22 20:00:49) 
tarzını bilmiyorum ama adidas ve new balance ın çok güzel yumuşak tabanlı terlikleri var. plastik olduğu için fazla spor kaçıyor ama en azından evde bile tercih edilebilir ben çok seviyorum

New Balance SMF200 bakabilirsiniz
  • mess  (02.04.22 21:12:23) 
Polaris'in 5 Nokta ürünleri.
Deichmann'da Easy Street ve Medicus markalarının ürünlerine bakabilirsiniz.

  • anthemis nobilis  (02.04.22 22:52:26) 
Crocs.


  • Arthur Dayne  (02.04.22 22:57:52) 
Ceyonun ortopedik tabanları var. Onlardan öneririm


  • zimbirik  (03.04.22 10:39:06) 
Birken+1


  • physcos physcos  (04.04.22 02:06:19) 
under armour


  • mantık  (04.04.22 08:53:31) 
[]

Tayyip Erdoğan-Diploma-Askerlik

Şimdi malum Tayyip Erdoğan'la ilgili bir üniversite-diploma olayı var ama aynı zamanda Tayyip Erdoğan askerliğini yedek subay-asteğmen olarak yapmış, bu üniversite mezunlarına verilen bir hak ama eskiden bu olay farklı mıydı üniversite mezunu olmayanlar da yedek subay olabiliyor muydu nedir şimdi bu işin aslı? Teşekkür ederim.




 
Cok eskiden beri var olan bir uygulamaydi. Lisans egitimi almis olanlar yedek subay secilirlerdi. Nufus ve mezun sayisi arttikca lisans mezunlarinin yedek subay secilme ihtimali dustu. O senelerde hemen hemen her lisans mezunu yedek subay olurdu.


  • celebi efendi  (31.03.22 20:10:28) 
Tarih o kadar eski olunca hiçbirşey net değil işte. Mesela aynı tarihlerde 3 tane makaleyle Profesör ünvanı almış tonla akademisyen var ortada. Adam profesör ama tez merkezinde doktora tezinin kaydı yok mesela, falanca kütüphanede bir kopyasının olduğu rivayet ediliyor sadece. Şimdi internet var, otomasyon sistemleri var, herşey takip ediliyor, en ufak bir usülsüzlüğe yer olmuyor böyle işlerde. O tarihlerde şubeye bir kağıt gönderirsin geçici mezuniyet belgesi diye, oradaki memur o belgeyi kayda alır, asteğmen olarak yapar gelirsin. Şimdi bin dereden su getiriyorlar her iş için.


  • drkayzer  (31.03.22 20:36:54) 
@drkayzer +1 haklı olabilir

Günümüzde bile bir arkadaşımıza adından dolayı (Sidar ismi) uzun zaman askerlik belgeleri gelmedi. Bu da merak edip şubeye gidince anlaşılıyor ki kadın sanıldığı için kendisine bildirim gelmemiş. Şubedeki memur da kendi inisiyatifini kullanarak 1 sene daha tecil verip zamanı gelince iletişime geçmesini söylemiş. Yani şu dönemde dahi bu tür karışıklıklar oluyor, memurlar inisiyatif alabiliyorsa o dönemde de pekala olmuştur.

Zaten bu Erdoğan'ın askerlik, okul dönemleri bence de çok garip. Onca çevresi olan birisinin geçmişi adeta puslu kıta gibi. Askerlik dönemi de şimdiki kadar kısa değil üstelik. Şimdi bile bedelli askerlik yapıp 2-3 hafta kışla görenin bir sürü tanıştığı insan, anlatacağı hikaye oluyor. Bunun bize anlattığı"Kantinci Asteğmendim ben". Bir de söylerken hoşuna gidiyor sanki. Rahat yerde askerlik yapanlara has o keyifli kurnazlık seziliyor gibi...
  • burka  (31.03.22 20:56:03) 
Yanlış hatırlıyor olabilirim ama o dönemde şimdiki iki yıllık bölümlerin karşılığı olan üniversite mezunları da yedek subay olarak askerlik yapabiliyorlarmış. İleri düzeyde demokrasi ve hukuk olan ülkemizde daha fazla şeyler yazmak istemiyorum. Bir kaç senemi devletimizin bedava tatil yeri hizmeti veren Silivri ziyareti bile tüyleri diken diken ediyor... :)


  • skzr  (31.03.22 23:07:18) 
Bu tartışmalara benim için eski bir chp milletvekili nokta koymuştu, hoca olarak Erdoğan'ın üniversitede derslerine girdiğini, bu konuda saçmalanmaması gerektiğini söylemişti yanlış hatırlamıyorsam. (bulursam eklerim)

Cevabı göndermeden arayıp buldum, o hoca CHP milletvekili Sayın Aydın AYAYDIN'mış. Videosu var, şöyle diyor;

"CHP milletvekili Aydın Ayaydın: Erdoğan öğrencimdi, 4 yıl boyunca hem derslerine girdim hem sınavlarını yaptım"

Bunu yazarak vidoyu bulabilirsiniz.

Edit: Daha güzel bir açıklaması da var;

Ayaydın, Erdoğan'ı ve sınıf arkadaşlarını çok iyi hatırladığını dile getirerek, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Sınıf arkadaşlarından biri de şu anda Marmara Üniversitesi'nde Profesör olan Mehmet Emin Arat, bir dönem rektör yardımcılığı yaptı. Sayın Başbakan'ın mezun olduğu tarihte, ihtilalden sonra YÖK kurulduğu için İstanbul İktisadi ve Ticari İlimler Akademisi'nin ismi Marmara Üniversitesi olarak değişti. Bu nedenle Sayın Başbakan, 4 yıllık eğitim veren Marmara Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi diploması aldı.
  • John Bloor  (01.04.22 12:36:26 ~ 12:38:11) 
Benim dedemin olduğu yerde yapmış askerliğini. Dedemin askeri miydi bilmiyorum. Dedem üniversite mezunu olmasa yedek subay olamazdı der hep.


  • cilekli pasta  (01.04.22 13:52:57) 
Biraz araştırdım da 60'lı yıllara kadar lise mezunları da yedek subay oluyormuş sonra kaldırılmış, gerçi o dönemde lise mezunu anlayış olarak üniversite mezunlarına denk olabilir orada bir sıkıntı yok. Erdoğan 82'de askerlik yapmış, Enteresan geldi biraz. Yani internette Tip 1 dediğimiz resmi üniformasıyla fotoğrafları da var.


  • Kaleci Saçlı Forvet  (01.04.22 14:10:48 ~ 14:16:28) 
[]

Gömlek

Çok güzel değil mi ya almamak için zor tutuyorum kendimi :) ama kime göstersem beğenmedi, sizin fikriniz nedir? Teşekkür ederim.

ibb.co


 
Ay çok tehlikeli bir gömlek bu. Ancak taşıyana yakışabilir. Tarzın, boyun posun uygunsa al gitsin. Şu aralar bu tip etnik desenli urban kesimli parçalar moda. Sana hitap ediyorsa go. Ama çoğu kişi az sonra kötü diyecek. Çoğunluğa hitap edecek türde bir şey değil. O yüzden kendi fikrin önemli


  • helena  (28.03.22 19:29:43 ~ 19:30:25) 
Ben çok beğendim. Zaten öylece durduğu yerde herkes beğenmez böyle şeyleri, üstüne giyecek kadar bohem olursan üstünde görür beğenirler. :)

Nerede satılıyor bu link var mı?
  • drkayzer  (28.03.22 19:30:24) 
Al al. Sokakta gorunce 'milletin de ne kotu zevkleri varmis' deyip sukredelim halimize.


  • j r r tolkien hayrani  (28.03.22 19:32:54) 
@Drkayzer şurası hocam: www.instagram.com


  • Kaleci Saçlı Forvet  (28.03.22 19:34:58) 
Harika ya, direkt al


  • kisa  (28.03.22 19:36:04) 
Bu yakışana yakışır yakışmayanı tam çöpe çevirir. Tehlikeli bi item.


  • mg3929  (28.03.22 19:48:17) 
Açık tenli, uzun boylu biriysen falan al. Esmer, zayıf, kısa boylu biriysen direkt yankesiciye çevirir adamı.


  • Arthur Dayne  (28.03.22 20:29:02) 
yakışıklı olanı daha da iyi gösterir ama azıcık tipsizsen alma sakın.


  • jelly bear  (28.03.22 21:22:59) 
Başkasında güzel bu gömlek (vatka)


  • rajkoothrapali  (28.03.22 21:47:04) 
gömlek güzel, ama her şeyden önce kısa kollu gömlek geniş omuz, kaslı bir kol ister. Hafif bir göbek bile varsa iyi durmaz.

Renk ve desen olarak da "tarzın" buysa güzel durur. Yoksa eğreti olur üstünde. Yani giyeceğin pantolondan, takacağın aksesuara, ayakkabıya ve saç kesimine kadar zor bir gömlek:)

Ama zaten alsam mı diye düşündürtüyorsa tam senin tarzın değil demek ki. Öyle olsa kimseye sormadan giyerdin, herkes de aa ne güzelmiş derdi.
  • anten  (29.03.22 09:46:25 ~ 09:47:41) 
Mabel Matiz ve Tarlabasindaki yankesici goruntusu arasinda cok ince bir cizgi var. Goruntunuzdeki diger ozellikler spektrumun hangi tarafina daha cok yakinlastiriyorsa sizi ona gore giyin derim.


  • sopiro  (29.03.22 09:56:49) 
[]

Şu filmler neden çekiliyor?

Mesela 35 Başlı Köpekbalığı gibi sabaha karşı 3'te Kanal D'de yayınlanan filmler var ya, Imdb puanları genelde 0-1 arası oluyor, bu filmler neden çekiliyor? Yani bunların özel bi seyircisi var diyecem ama yok yani böyle bir kitlesi de yoktur bence karapara mı aklıyorlar acaba çekerken harcanan elektriğe bile yazık yani bilemedim. Sizin fikriniz nedir? Teşekkür ederim.




 
tam da dediğin gibi dandik saatlerde dandik kanallarda yayınlansın, akış dolsun diye çekiliyor o filmler. zaten sinema filmi ve tv filmi diye iki ayrı sektör var.


  • duster  (22.03.22 16:45:01) 
özel seyircisi var, b movie diye geçiyorlar, neticede bu da bir sektör hollywood süper lig ise bunlar da PTT 1. lig, sektöre set işçisi kameraman özel efekt uzmanı 3d tasarımcısı görüntü yönetmeni insan kaynağı vs yetiştiriyor


  • freebird5406_2  (22.03.22 16:49:16) 
bazı filmler büyük ölçekli, karı da ona göre büyük. bunların riski de büyük. bu filmleri yapmak için sermaye gerekiyor.

bazı filmler de düşük bütçeli ve geliri de düşük. ciddi bir sermaye gerekmiyor. aldığı risk de düşük. ama kar marjına bakarsan, 10 tane küçük film yapmak daha karlı belki.

ürün olarak düşünmek lazım. ciro, karlılık. birim karlılık. yapımcı için bunlar daha önemli.
  • gabe h coud  (22.03.22 16:50:15) 
ben izliyom o filmleri, güzel bence dev karıncalar, katil sinekler, öldürücü yarasalar falan. yani çok uzun zamandır aktif izleyemiyorum tabi artık iş güç olduğu için de televizyona bakarken karşıma çıksa kapamam aaa du bakıyım bunda hangi mahlukat insan ırkının varlığını tehlikeye atıyo derim. keyiflenir mısır bile patlatırım, o derece.


  • evde liyakat kalmamis  (22.03.22 16:59:52) 
Bir kısmı öğrenci projesi oluyor. Sinema okulundan mezun olmak için bi tane derli toplu film çekmeleri gerekiyor öğrencilerin, başarabilenler satıyor mezuniyet sonrası. Bu filmler de o filmler işte.


  • plutongezegendegilmi  (22.03.22 17:22:09) 
Ya yalan yok denk gelirsem ben de izliyorum insanlar da genelde denk gelip izliyor ama bu denk gelişlerde izlemek için film çekmek pek mantıklı gelmedi ama gabe'in dediği gibi çok çekip sürümden kazanmak da mantıklı olabilir. Hımm.


  • Kaleci Saçlı Forvet  (22.03.22 17:28:35) 
Kalite bir seçim, her ürün yelpazesinin kendi içinde segmentleri var. Eğlence sektöründe de bu böyle.

Tüm filmleri WB, Paramount, 20th century fox gibi şirketler çekmiyor. Haliyle düşük bütçeli ya da yeni oluşan şirketler de var. Tüm filmlerin yönetmenleri artık yıldızlaşmış ünlü isimler değil, yeni yeni ortaya çıkan kimseler var. Sadece elindeki parasıyla böyle bir işe girişip nitelikli bir sonuca ulaşamamış kimseler var. Bunları çok daha detaylandırabiliriz.

Bir tablo mona lisa gibi olmayacaksa neden yapılıyor ki? diye sormak gibi biraz bu.

İlk olarak yapımcı ve yönetmen ortaya bir sanat harikası çıkarma amacıyla bir işe girişse bile yetenekleri düşük kalabilir, bütçeleri işlerini kısıtlıyor olabilir, oyuncu seçimleri talihsiz olabilir. İkinci olarak, en başta zaten çok harika bir film yapmak gibi bir kaygıları olmayabilir, bunun olası sebeplerini @gabe açıklamış yukarda.

Diğer taraftan sinema bir sanat ve her sanat dalında olduğu gibi çeşitli akımlar barındırıyor ve beğeni konusunda görecelilik içeriyor.
  • akhenaten  (22.03.22 17:52:36) 
akhenaten hocam aslında benim sorduğum tam olarak bu değil. Yani bi film yaparsın mesela bi şekilde elde edilen sonuç kötü olabilir; oyuncular kötüdür senaryo kötüdür bütçe düşüktür pek para ayrılmamıştır sonuçta kötü bir iş ortaya çıkmıştır, bu olabilir. Hatta tersi de olabilir düşük bütçeyle tanınmamış oyuncularla milyon dolarlık hasılat yapan filmler de var ama benim bahsettiğim bu filmler özellikle kötü bir film çekmek için çekilmiş filmler. Yani ben iyi bi film yapayım düşüncesiyle yola çıkılmayan bizzat bilinçli olarak kötü çekilen filmler, bunların neden çekildiğini merak etmiştim. Yoksa 10 bin dolarlık bütçeyle ortaya çıkan buluntu filmler mesela harika işler çıkıyor, bahsettiğim böyle şeyler değil.


  • Kaleci Saçlı Forvet  (22.03.22 18:00:18) 
Tamamen farklı bir klasman hollywood için, yukarıda futbol ligi benzetmesi cuk oturmuş. Bu konuyu güzel ve uzunca anlatan bir entry vardı sözlükte, bu köpekbalığı filmlerinin yayınlandığı tarihte ilgili bir başlıkta yazılmıştı.

Çok açıklayıcı bir entryiydi, bulmak lazım onu. Çok ciddi paralar kazandığını ve ciddi cirolar döndüğü yazılmıştı.
  • John Bloor  (22.03.22 18:11:34) 
ben severim o filmleri ama hep seyredemem


  • ShadowOfMoon  (22.03.22 19:03:38) 
yazilmis zaten bir kismi, bu filmler aslinda cok karli.

zaten asiri düsük bütce ile cekiliyor. asiridan kasit 1-5 milyon arasi. 1-2 veteran hollywood ünlüsü, model, pornstar yerlestiriliyor araya her biri kendi seyircisini cekiyor.

ek olarak bu filmleri seven ciddi bir kesim var amerikada. simdi tam nasildir bilemiyorum ama gencler mesela tamamen aktivite olsun diye giderlermis bu filmlere. bazi sinemalar yine hollywood filmi getiremiyor amerikada maliyetinden ötürü, iste büyük salonlar 25$ ise bu kücükler sharknadolari getiriyor 7-10 dolara. izleyicisi ona göre zaten.
  • bora benim lan aslında  (22.03.22 19:07:00) 
Cook eskiden anlasmalar vardi belki hala devam ediyordur.

Sen atiyorum sony'den guzel film istiyorsun, tv kanalisin ya da sinemasin. adam diyor ki veririm ama yanina 100 tane daha film itelerim.
Paket olarak hepsini aliyorsun.

Ha yayincinin da isine geliyor, netflixte 10 tane iyi film varsa 90 tane de cop film var.
Listeyi dolduruyor kalabalik yapiyor.

Diger turlu imdp top 500 disinda koyacak film yok zaten.
  • divit  (22.03.22 21:40:38) 
Kerem Bursin bor roportajinda bahsetmisti bundan. Kendisi de Amerika'dayken bu tarz filmde rol aldi. Bu filmlerin ozel bir izleyicisi oldugundan ve talep oldugundan bahsetmisti. Hatta yonetmeni de Hollywood camiasinda cok saygi duyulan bir adammis ama ozellikle bu tarz film cekiyormus.


  • congratulationsyouwon  (22.03.22 21:55:03) 
Merak edip bi bakındım ama bahsettiğim entryi bulamadım, ama bu tarz filmlere "B Movie" deniliyormuş.

Araştırırken şeyi hatırladım, sadece böyle B movie filmler değil amerikada bir de taklit film furyası vardır.

Asıl beklenen büyük film vizyona girmeden hızlıca çekilen taklit bir film dandik salonlarda gösterime sokulurmuş, dava mava yayından kaldırma vs olana kadar güzel paralar cukkalalarmış.

Örnek filmler vs de vardı, sanırım aynı entry idi.
  • John Bloor  (23.03.22 10:03:38) 
[]

Aşı Randevusu

Annemin bugün saat 1'de randevusu bar, misal şimdi gitse aşı yaparlar mı yoksa illa 1'de mi gitmesi gerekiyor? Teşekkür ederim.




 
yaparlar


  • jelly bear  (21.03.22 10:46:51) 
[]

Yarı-Otomatik araçta manuel vites değişikliği

Ben normalde manuel kullanıyorum fakat kardeşimin arabasını kullanmak durumunda kaldım o da yarı-otomatikti, ben manuele alıp kullanmak istedim fakat şöyle bir şey oldu: Ben vitesi yükseltmek istediğimde kendim manuel olarak yükseltiyordum düşürmek istediğimde yine kendim düşürüyordum ama sonra baktım ben düşürmeden de aracın kendisi yine düşürüyordu vitesi, bu tüm yarı-otomatiklerde böyle mi? Bir de ben manuel konuma getirdiğimde böyle bir şey yapmasına ne gerek var ben zaten kendim düşürüyorum vitesi, ben düşürmediğimde araç neden inisiyatif alıp kendi düşürüyor ki stop etmemek için mi? E ben zaten manulele alıyorsam demek ki kullanabiliyorum da alıyorum araç neden böyle bir şey yapma ihtiyacı hissediyor anlamadım, öyle bi kaygım olsa zaten direkt otomatikte sürerim biraz saçma geldi bana. Teşekkür ederim.




 
ya nasıl yazacağımı bilmiyorum ama çok karıştırılan bir durum var,
sen vitesi atar atmaz vites büyüyor mu emin misin bundan? piyasada çok bilgi kirliliği olduğu için soruyorum bazı viteslerde sen ileri geri attıkça 1-2-3-4 yazar ama bu vites 3 de 4 de demek değildir vitesi en yüksek hangi mertebesine çekmek istiyorsundur.

yani sen o vitesi 3 e getirdiğinde araba 3 üzerine çıkmaz ama gene otomatiktedir ha sen devir artıp 4 e alırsan vitesi otomatik olarak araç 4 e geçer ama bunu gene otomatik şekilde kendisi yapar sen yapmazsın.

yüksek ihtimal sizinde vitesiniz bu şekilde siz 2-3-4 seçiyorsunuz ama vites gene otomatik olarak değişiyor manuel olarak siz karar vermiyorsunuz siz değiştirmiyorsunuz.
  • basond  (20.03.22 23:41:15) 
Abi yok özellikle dikkat ettim boş yolda; ben vitesi yükselttiğimde yükseliyor, yani üçe dörde beşe alınca yükseliyor, hatta gaza asılıp vitesi yükseltmeyince devir yükseliyor araç uyarı ışığı yakıyor vitesi yükselt diye ama vites düşürürken bunlar olmuyor ben kendim düşürürsem düşürüyorum ben düşürmezsem aracın kendisi vites düşürüp devri uygun aralığa getiriyor.


  • Kaleci Saçlı Forvet  (20.03.22 23:44:06 ~ 23:52:35) 
O araç otomatik. Debriyaj yok. Yarı manuel olması ani hızlanma yapmak veya düşük vites yüksek devirde yokuş çıkmak için anlık kullanım için. Uzun süreli manuel kullanmak isteden de otomatik vites hep devreye giriyor


  • efruz  (20.03.22 23:56:06) 
He anladım sürekli kullanılmaz yani o şekilde, kullanırken de saçma gelmişti zaten.


  • Kaleci Saçlı Forvet  (20.03.22 23:58:42) 
Yükseltirken siz yükseltirsiniz. Hatta vites atmazsanız araba bağırır, shift ışığı yanar söner falan.

Ama aracın hızı düştüğünde vites yüksekse ve siz vitesi düşürmezseniz araç vitesi sizin yerinize düşürür. Manuelde nası düşük hızda yüksek vitesle gaza bastığınızda araba devirlenip hızlanamıyorsa, hatta stop etme durumuna geliyorsa, işte bunun yaşanmaması için araç sizin yapmadığınız ya da yapamadığınız vites düşürme işlemini kendi yapar.
  • Arthur Dayne  (21.03.22 00:01:37 ~ 00:02:34) 
Arthur bu bana saçma geldi işte. Yani ben aracı manuele aldığımda "abi ben aracı manuele aldım çünkü bu şekilde kullanabiliyorum, yani vitesi ben yükseltip düşürebilirim sen karışma" anlamına geliyor diye düşünüyordum, öyle olmuyor demek ki.


  • Kaleci Saçlı Forvet  (21.03.22 00:07:30) 
@Kaleci Saçlı Forvet

Bro, dümenden manuel işte. Araç stop eder yoksa, e araç otomatik ya da yarı otomatik. Stop etmemesi gerek? İşte bu yüzden. Trafik ve taşıt güvenliği falan filan uzun işler. Boşver bas gaza gitsin, bas frene dursun. Manueli manuel arabada kullan.
  • Arthur Dayne  (21.03.22 00:14:02) 
yarı otomatiklerde durum böyle, peugeot da aynı, yarı otomatiklerin hepsinde manuel gibi debriyaj baskı balata vardır, sadece vitesi robot yardımıyla robot debriyaj değiştirir, siz vites düşürmezseniz araba stop edeceği için bunu araç kendisi otomatik yapar.


  • m orak  (21.03.22 03:00:42 ~ 03:01:17) 
4 tane otomatik ve yarı otomatik aracım oldu; hepsinde de frene basınca manuel kullanımda vitesi düşer. bu böyledir. vites artırırken yükseltme aralığını sana bırakır ancak düşerken araç stop etmesin ve yanlış viteste şanzumana yük binmesin diye düşer.


  • mikahakkinen  (21.03.22 10:10:30) 
Öyleymiş hocam ben ilk kez kullandım biraz şaşırdım doğrusu "acaba araba mı bozuk" diye bile düşündüm:)


  • Kaleci Saçlı Forvet  (21.03.22 10:22:08) 
Olay tamamen yazılımla alakalı, hatta uzun süre aşırı yüksek devirde vites değiştirmezsen bi üst vitese atan aracım da oldu (hangisiydi hatırlamıyorum)

Yani "vites düşürmeyi unuttu bu" diye düşünüp vites düşürdüğü gibi, "lan anasını ağlattı motorun, yükseltmedi vitesi" diye vites yükselteni de var.
  • John Bloor  (21.03.22 10:26:35) 
yarı otomatikteki nüans, devir saati çok düşük veya çok yüksek ise senin kontrolünden çıkarıp kendi kontrolüne almasıdır.

yani 2. viteste 1000 devirin altında gitmek mümkün olmayacağı için 1. vitese düşürecektir, aynı şekilde de 4. viteste kesiciye doğru giden bir devir saatinde de deviri düşürmek amaçlı 5. vitese atacaktır.
  • skid row  (21.03.22 10:41:23) 
sen her ne kadar ben manuel araba kullanabiliyorum diyorsan da şanzımanın yazılımı optimum verim için aşağı yönde müdahale ediyor. yani sen gittiğin hızda normalde 3'te gitmen gerekirken yok ben 5'te gideceğim dersen manuel biliyorum diye, araç zaten gaz almayacağı için müdahale edip napıyor bu adam diye kendisi 3'e atacak.

benim aracım tam otomatik, uzun yolda mesela sollama yapacağım zaman f1 kulakçıktan düşürüyorum vitesi, manuel'de olsa da olmasa da vites düşürmek istediğim zaman hemen düşüyor. sonra hızlanıyor araba hemen. ben düşürmemiş olsam kulakçıktan, gaza ani yükselmede zaten otomatik olarak düşürüyor kendisi fakat arada 1-2 saniye gecikme oluyor. veya doğrudan aracımı spor moda alıyorum. zaten o zaman direkt düşük vitesle yüksek devirle gittiği için benim vitese müdahale etmem gerekmiyor.

manuele aldığımda, mesela 110 ile gidiyorum. 6 ileri aracım. 5'e takabiliyorum, 4'e takabiliyorum. ama 3'e alamıyorum. araç buna izin vermiyor manuel de olsa, spor modda da olsa.

ama kalkışta mesela manuelde 2 ile kalkabiliyorum, karlı havalarda öyle yapıyorum patinaja düşmemek için.

sonuç olarak aracın beyni optimum güvenlik ve sürüş kalitesi için olası en iyi ayarı seçiyor manuel veya otomatik fark etmeksizin. manuelde bunu biraz daha kullanıcıya bırakıyor fakat sonuçta kontrol belli oranda hala araçta oluyor.

ha bana soracak olursan, karlı vs gibi özel zemin/hava koşulları, yüksek devirde sollama yapma, viraj öncesi veya virajda yavaşlama vs gibi şeyler hariç otomatik aracı ''ben manuel kullanabiliyorum.'' diye sürekli manuelde kullanmaya çalışmak çok lüzumsuz.
  • reanarchy  (21.03.22 17:00:19) 
reanarchy +1 —aracım tam otomatik ama manuel kullanıma da izin veriyor. ama bu tamamen spor kullanımı desteklemek üzere, yukarı yönleri hareketleri kullanıcının inisiyatifine bırakıyor. ama düşüşleri yine kendisi yapıyor. motor 1100 devir civarına gelirse bir düşük vitese alıyor ama 4bin çevirse de yükseltmiyor.

çoğu aracın konfigürasyonu da bu şekilde. manuel kullanıma geçmek demek; "ben biliyorum, her şeyi bana bırak" -değil de "spor kullanıyorum, vitesi ne zaman yükselteceğime ben karar veririm" anlamına geliyor.
  • kaptankedi  (21.03.22 17:16:08) 
Ben yanlış yorumlamışım arkadaşlar bu olayı, yani manuele alınca kontrolü tamamen bırakıyor zannediyordum ama öyle değilmiş :) Teşekkür ederim.


  • Kaleci Saçlı Forvet  (21.03.22 17:20:00) 
[]

Bu da maçın bir parçası mı-Panyaya sıkışan top

Yani orada başka top yok mu da 2 saat topu çıkarmaya çalışıyorlar yoksa bu da şovun bir parçası mı ya da kurallar bunu mu gerektiriyor? Teşekkür ederim.

onedio.com


 
bir şekilde oradan kurtulup o anki atış yapılan topa çarpabiir. muhtemelen bu ve benzeri senaryoların gerçekleşmemesi için.


  • lazpalle  (18.03.22 12:49:12) 
Doğru diyorsun hiç öyle düşünmemiştim, artniyetli biri olduğum için büyük resmi görerek direkt "bilerek yapıyorlar" moduna girmiştim ben ashfgdgs.


  • Kaleci Saçlı Forvet  (18.03.22 12:50:56) 
atış yapılan top aynı bunun gibi panyayı aşıp üstten dışarı gidecekken bu topa çarpıp öne düşerek basket olabilir mesela.


  • kibritsuyu  (18.03.22 13:20:16) 
biraz da işin şovu yapılmış.
koca salonda bir tane bile merdiven yok muymuş?
o potalar aşağı doğru katlanıyor. kapatıp topu alıp tekrar açabilirlermiş.

ha ben severim böyle ufak şovları ama evet şov :)

not: evet o topun oradan alınması gerekir.
  • teritori  (18.03.22 13:47:09) 
Kural ama biraz da fırsattan istifade şov diyebiliriz öyleyse.


  • Kaleci Saçlı Forvet  (18.03.22 13:49:53) 
genel kural. sahada sadece bir top bulunur.


  • mikahakkinen  (18.03.22 14:04:41) 
oyunculardan birinin isabetli 1-2 şutuyla başka bir top çarptırıp düşürülebilirdi. fırsattan istifade şova çevirmişler +1.


  • kibritsuyu  (18.03.22 14:11:09) 
[]

Atatürk'ün Selanik'teki Evi

Bu soruyu kesinlikle herhangi bir artniyet duyguları olmadan sadece merak ettiğim için soruyorum. Yönetim sıkıntılı bulurlarsa kendileri de silebilir ben de silebilirim.

Birkaç sene önce ziyaret ettiğimde aklıma takılmıştı, empati yaptım. Yunanların misal kendisi için Ata kabul ettiği İstanbul ya da ne bileyim İzmir doğumlu bir komutanın ya da siyasinin doğduğu ev olsa biz ona bir şekilde bi şeyler yapardık muhtamelen, yani bunu üzülerek söylüyorum ama yapardık yani, Yunanlar niye yapmamış? Yani faşistse Yunanistan'da da var gericiyse o da var, yani öyle çok saygı duyduklarını sevdiklerini de zannetmiyorum niye "yav gidip şurayı da yakalım" dememişler mesela size enteresan gelmiyor mu bence çok garip. Teşekkür ederim.


 
Türk konsolosluğu da orda. Böyle bi şey yapılması uluslararası suç teşkil eder. Bi de bi şekilde müze işte turizm falan her şekilde halka zararı olmayan faydası olan bir bina Yunanistan halkı için bakarsan. En en en faşist %0.01lik kısım da cesaret edemiyodur dediğim nedenlerden dolayı.


  • nundu  (14.03.22 12:33:09) 
Bizde benzeri cok yapi var, medyada adi gecmiyor bunlarin.
Genelde tapulari konsolosluklara ait olur.

O ev ise zaten yunanlilarin kendi jestleri.
Arayi duzeltme cabasi olarak akil edilmis. Tutup kendi hediyelerine bilenmeleri sacma yani.

tr.m.wikipedia.org(Selanik)
  • divit  (14.03.22 12:55:47) 
Yanlış anlamayın cevaplarınız çok değerli ama siz mantık çerçevesinde cevap veriyorsunuz, ben bunu sormuyorum. Ben Yunanistan'daki gerici yobaz aşırı sağcı aşırı milliyetçi daha da abartırsak Türk düşmanı, burası turizm kapısı bize para getiriyor ya da zaten biz hediye ettik kendi malımıza neden zarar verelim diye düşünecek kapasitesi olmayan aşırılardan bahsediyorum, onlar da bi şey yapmamış, bunu merak ettim sadece. Kendi ülkemizdeki "çıkar telefonunu göster" diyen arkadaşları düşünün işte, o kısımdan bahsediyorum.


  • Kaleci Saçlı Forvet  (14.03.22 13:12:32 ~ 13:13:46) 
birebir muadili olmasa bile bizde de halihazırda benzer bir çok mekan ve tarif ettiğiniz sığırlardan var ama hiçbirine öyle her gün saldırı olmuyor. nadiren yaşanan olaylar, belki bazen de duyulmadan önlenen girişimler falan var sadece. orada da aynı şekilde işte. sonuçta o ülkenin güvenlik güçleri de koruyor buraları.

mesela gugıllayınca çıkan bir haber: www.odatv4.com
  • hadsafhada  (14.03.22 13:49:43 ~ 13:50:59) 
İnanın yunanistan'da Türkiye'dekilerden daha fanatik bir kitle var. Bu tarz yerlere her daim saygı duyulur.

Türkiye içinde de yunanlılar için "kutsal" kabul edilen yığınla yer var. Kimse dokunmadı. Dokunmaz dokunmamalı da...

Bu arada arada çeşitli girişimler oldu Selanik'teki eve.

Her ülkede aşırı fanatikler vardır ve benzer taşkınlıklar denerler. Ama insanların geneli bu saygıyı aşmaz.
  • anten  (14.03.22 15:28:24) 
Tabii Yunanlar için kutsal olabilecek pek çok yapı var fakat Atatürk sembolik olarak çok farklı bir noktada bizim için takdir edersiniz ki, o nedenle sordum aslında, teşekkür ederim cevaplarınız için :)


  • Kaleci Saçlı Forvet  (14.03.22 15:33:33) 
"turkkila" soyismini kullanan bir milletten bahsediyoruz. bizde "yunankatili" diye bir soyisim göremezsin. yani faşistlik konusunda onlar birkaç adım daha öndeler. buna rağmen hiçbir gariplik göremedim.
nundu +1

  • Improbable  (14.03.22 16:32:29 ~ 16:32:42) 
Sonuçta yunanların bize saldırması iç siyasetleri ama bizim yaptığımız tamamen vatan savunması. Başarılı olamayınca onlarda bir karışıklık oluyor tam hatırlamıyorum. Bir de atamıza bütün dünyada bir saygı oluşmuş o dönemde ve sonrasında. Yabancıların yazdığı biyografilerden anlayabiliyoruz bunu.

Anzakların çanakkale'de anma yapması gibi. Kimse sizin ne işiniz var burada demiyor.
  • oyokbuyoknevar  (14.03.22 18:00:54) 
[]

Amerika'nın dünya haritasındaki konumu

Bizim bildiğimiz klasik haritalarda batıda Amerika kıtası doğuda Asya Avrupa Afrika yer alırken bazı haritalarda batıda Asya'nın bir kısmı merkezde Amerika doğuda da Afrika Avrupa vs yer alıyor. Bunun nedeni nedir hangisi doğru konumlandırmadır sizce? Teşekkür ederim.




 
kara parcasi buyuk olan ulkeler kendilerini merkeze alan haritalar kullaniyorlar.

avustralya qph.fs.quoracdn.net hatta bize gore ters kullanmis
  • exlibris  (11.03.22 22:40:08) 
Haritanın merkezine bakmak daha kolay. Yaygın olan biçimi olsa Japonya hep bir köşede kalacak. Bunun yerine kolay kullanım için merkezde olması daha mantıklı. Ülkelerin konumları doğru olduğu sürece hepsi doğru.


  • dissendium  (11.03.22 22:40:23) 
Doğru konumlandırma diye bi şey yok. Harita dünyayı kağida dökme işi. Hangi açidan nasıl istersen yapabilirsin. Bu konuda en meşhur örnek de @exlibris'in attığı Avustralya merkezli harita


  • nundu  (11.03.22 22:57:49) 
[]

Start-Stop Teknolojisi

Araba için bi zararı var mı bu teknolojinin? Bir kısım diyor ki abi kapatın zararlı bu sistem bir kısım diyor ki emisyon olayı için faydalı vs. Şimdi kapatıyor muyuz bunu açık mı kalsın. Nedir? Teşekkür ederim.




 
trafikte kapatın bence 3 saniyede 1 araba stop etmesin. ama 30-40 saniyelik ışıklarda mantıklı.


  • jelly bear  (11.03.22 11:30:30) 
yoğun trafikte kapatın +1 faydadan çok zararı oluyor.


  • golgi aygıtı  (11.03.22 11:35:37) 
mantıken marş motoru normalden çok daha sık kullanılır. motor sıcakken sürekli durdurup çalıştırmak zarar veren bişey mi bilmiyorum.


  • killerbee  (11.03.22 11:35:59) 
Yani uretici de milletin bildigi kadar biliyordur diye dusunuyorum.

Motor sicakken durdurup calistirmanin bir zarari yok.

Dizel aracta enjektörleri kisa zamanda bozuyor diye bir muhabbet duydum ama bir dayanagi var mi bilmiyorum dogru da olabilir yanlis da.

Genel olarak zarari var mi bilmiyirum ama yogun trafikte sureklo durup durup çalışması beni sinir ediyor kapatiyorum ben.
  • stavro  (11.03.22 13:20:39) 
Onu emisyondan kacmak icin cikardilar, arabayi mahvediyor ama umurlarinda degil nasil olsa 100bine gelmeden cope atiyorlar.


  • divit  (11.03.22 13:30:07) 
Sürekli dur kalk trafikte ben de kapatıyorum.

Çıkış noktası emisyon azaltmak olsa da bizimki gibi 15 dk trafikte onlarca kez arabanın stop edip geri çalışması bence pek de faydalı değil. Mühendisler düşünmüştür diyemiyorum bazen kötü düşündükleri de oluyor. (bkz: volkswagen'in emisyon hilesi)
  • chicha_v2  (11.03.22 15:15:07) 
Simdi bu sistem zaten belli şartlarda çalışıyor. Motor belli bir sıcaklığa geldiğinde vs. Yani soguk motoru sürekli aç kapa yapmaz. Isınmış motoru açıp kapatmak o kadar da zorlayan bir işlem degil.

İkincisi, bu sistemin olduğu araçlarda akü ve marş motoru daha guclu. Herhangi bir araçla aynı degil.

Yine de sürekli dur-kalk yapılan köprü trafiği gibi noktalarda kapatmak daha iyi olabilir. Işıklarda ya da herhangi bir noktada 20sn ve üzerinde durulacaksa şahane.

Çok da dert etmeyin, uzun süreli trafiklerde aklınıza gelirse kapatın, gelmezse de salın gitsin.
  • kaptankedi  (11.03.22 16:45:22) 
[]

Şu Doğru Olabilir mi? (Putin içerir)

Bana sanki perspektif nedeniyle böyle olmuş gibi geliyor siz ne dersiniz? Teşekkür ederim.

twitter.com


 
Bana da perspektiften gibi geldi açıkçası


  • helena  (06.03.22 16:37:59) 
Greenbox varsa bile mikrofonu nesne olarak one koyarsin zaten.
Arkaplan sahte olur ondekiler degil.

  • divit  (06.03.22 16:41:08) 
Işık gölge nedeniyle elinin ten rengiyle mikrofonun sap kısmının tonları birbirine fazlasıyla karışıyor. Elindeki kalemde sorun yok dikkat ederseniz.

İnternette dolanan benzer algı testleri vardır aynı rengi farklı renklerle birlikteyken ayrı renkler olarak algılarsınız fakat yan yana gelince aynı renk olduğunu anlarsınız. Benzer bir algı yanılması.
  • msb  (06.03.22 19:33:09) 
perspektif bence de.


  • basond  (06.03.22 23:19:20) 
[]

Selçuklu İmparatorluğu

Biliyorsunuz Dandanakan Muharebesi sonrası Selçuklu Devleti fiilen kurulmuş oldu, bunun neticesinde de Tuğrul Bey abisi Çağrı Bey'in ilanı ile Sultan oldu. Burada merak ettiğim konu şu: Çağrı Bey istese kendisi de Sultan olabilirdi, kimse de neden oldun demezdi, peki neden kardeşini Sultan ilan edip kendi de idare ettiği bölgenin valisi oldu? Benim aklıma gelen ilk teori evvela Çağrı Bey'in gerçekten haktan adaletten yana olduğu yönünde. Yani kendini Sultan ilan etse ölünce de oğlu Sultan olacaktı, kardeşini Sultan ilan etti ki Tuğrul Bey'in çocuğu olmadığı için o ölünce kendi oğullarından biri Sultan olacaktı, yani taht üstünde adil bir paylaşım yapmış oluyor bu şekilde, haksız mıyım? Sizin düşünceniz nedir? Teşekkür ederim.




 
Sorunuzun cevabini bilmiyorum. Ben kendimce yorumlayacagim. Donemin dinamiklerini bilen arkadaslar daha dogru yorumlayacaklardir.
Oncelikle Selcuklu Imparatorluk degil, devlet. Ikinci olarak da tahtin diger kardese birakilmasinin sebebi bu kisinin oglu olmasi, "Hanimis simdi tahta o ciksin nasil olsa benim oglum cikacak, hak gecmesin." dusuncesi de degil. Devletler boyle yonetilmiyor cunku, esas olan devletin bekasi. Simdi sira onda, sonra da bende mantigi degil.
Bu benim yorumum tabi.
  • balpolen  (04.03.22 06:52:59) 
Abi zaten soruyu sorarken Selçuklu Devleti yazdım, ikinci olarak ne dediğinizi tam anlamadım ama tahta geçen Tugrul Bey'in oğlu yok, daha doğrusu çocuğu yok. Kendisini tahta çıkaran kişi de babası değil abisi. Yani sorum çok basit aslında; Cağrı Bey önce kendini Sultan ilan edebilirdi kendi ölmeden önce de çocuklarından birini varis atayabilirdi ama yapmamış çocuğu olmayan kardeşi Tuğrul Bey'i Sultan ilan etmiş. Bu neden olabilir?


  • Kaleci Saçlı Forvet  (04.03.22 09:54:49 ~ 10:02:59) 
Hasta ve yorgun muydu acaba? Zaten öldükten sonra Tuğrul, abisinin karısıyla evlenmiş.

Yani ha o ha ben, farkımız yok anlayışı mı vardı acaba? Oğlum onun oğlu, ölürsem karım onun karısı!
  • John Bloor  (04.03.22 10:36:02 ~ 10:36:15) 
Yok abi Tugrul Bey Çağrı Bey'in karısıyla evlenmiyor Çağrı Bey'in karısı zaten gençken ölüyor. Tuğrul Bey Şah Melik diye bi eleman var Çağrı Bey onu öldürüyor onun eşiyle de (Altuncan Hatun) Tuğrul Bey evleniyor. Kardeşin eşiyle evlenme olayı biraz farklı. Kendi babaları ölünce annesi amcaları Yusuf Bey'le evlendiriliyor. Bu evlilikten de İbrahim Bey doğuyor o da anne tarafından kardeş baba tarafından kuzenleri oluyor. O da aslında baya iyi bir asker o dönem baya toprak kazandırıyor ama sonra gaza gelip isyan falan edince öldürülüyor. Bi hastalığı da yok bilinen zaten 3 sene arayla ölüyorlar ama yorgun olabilir tabii ya da en basitinden gözü olmayabilir.


  • Kaleci Saçlı Forvet  (04.03.22 10:56:02) 
Devlet ve hanedanlar ayrı şeylerdir. Devlet bir organizasyondur, hanedan o organizasyonu yöneten hatta "sahibi olan" ailedir. Haliyle birçok hanedan önce aile çıkarlarını sonra devlet çıkarlarını gözetir.

Yani devletin bekası için böyle ilerlemiyorlar, tam tersi güç kendi ailelerinde kalsın diye oğlu olmayan Çağrı Bey, hanedanı devam ettirebilecek kardeşine tacı vermiştir.

Aslında hanedanları dönemin siyasi oluşumları gibi düşünebiliriz. Mesela o devlet organizasyonunun başında selçuklu hanedanı varken tahta çıkabilecek erkek kalmasaydı, askerler ve diğer soylu aileler başka bir güçlü türk ailesinin etrafında buluşacak ve onu tahta çıkaracaktı. Ya da 2-3 aile güç savaşına tutuşacak güçlü olan başa geçecekti ya da devlet organizasyonu bu aileler arasında bölüşülecekti.

Selçukoğulları bir ailedir. Osmanoğulları bir ailedir. Oturdukları taht ya da aldıkları unvanlar ise sabittir ve el değiştirebilir. Bir şirket gibi düşünün. Mesela şirketin bir ceo ünvanı var. Ve şirketin hisselerinin çoğu o unvan da sizde. Diğer hissedarlar ise yönetim kurulunda. ONlar da diğer soylular. Ama sizin çocuğunuz yok. Siz ölünce şirket hisselerinizin başkalarına devrolmaması, yönetim kurulunun yani diğer soyluların şirketi üstlerine almamaları için diyorsunuz ki "kardeşim senin çocuğun var, bu hisseleri al. Ceo da sen ol. Şirket ailemizde kalsın. Ben de sana genel müdür olarak destek vereyim"

Bizde devlet organizasyonları ve hanedanlar çok iç içe olduğu için kafalar karışıyor. Mesela Bizans'ın başına bir sürü farklı aile geçmiştir. ama devletin ve bizans imparatoru unvanı aynı kalmıştır. Çağrı Bey de tahtın başka bir türk ailesine geçmemesi için bu önlemi almıştır.

Osmanlı'da da aslında sultanlar kendilerini osmanlı sultan'ı diye tanıtmaz. Mesela kanuni yönettiği bölgelerin ve o bölgelerdeki krallıkların unvanlarını sayar. Dulkadir vilayetinin sultanı, kayzer-i rum, arabistan vilayetlerinin emiri vs diye gider.
  • anten  (04.03.22 13:05:42 ~ 13:07:42) 
Abi iki defa söyledim ama üçüncü defa söyleyeyim: Çağrı Bey tarafından Sultan ilan edilen Tuğrul Bey'in çocuğu yok, Çağrı Bey'in çocuğu var. Misal Roma İmparatoru Romen Diyojen'e karşı Malazgirt Meydan Muhaberesini kazanan Alp Aslan, Çağrı Bey'in çocuğu. Çağrı Bey'in kendisinin birçok çocuğu var ama hiç çocuğu olmayan küçük kardeşi Tuğrul Bey'i Sultan ilan ediyor. Yani hanedanı devam ettirebilecek kişi zaten Çağrı Bey, dediğim gibi Sultan ilan ettiği kardeşi Tuğrul Bey'in çocuğu yok, Tuğrul Bey ölünce Çağrı Bey'in oğlu Alp Aslan Sultan oluyor.

Bu bilgiler ışığında sorum da şuydu: Çağrı Bey istese kendini Sultan, kendinden sonra da oğlu Alp Aslan'ı tahtın varisi ilan edebilecek gücü varken neden çocuğu olmayan kendinden küçük kardeşi Tuğrul Bey'i Sultan ilan etmiş olabilir?
  • Kaleci Saçlı Forvet  (04.03.22 13:14:15 ~ 13:18:09) 
[]

2. Dünya Savaşı-Türkiye

Kimsenin bize bulaşmaması enteresan değil mi? Yani şu tabloya göre birinin "lan zaten ortam karışık 2 bomba da şuraya gönderelim" dememiş olması bana çok ütopik geliyor sizin için de öyle mi? Teşekkür ederim.




 
Almanlar zaten uğraşacak durumda değillerdi Türkiye ile, diğer tarafta durduk yere neden böyle bir şey yapsın.


  • bartholomew87  (02.03.22 12:40:54) 
o dönemde savaşa girmemek için ne gerekiyorsa yapılmıştı, bir o yana bir bu yana göz kırparak neredeyse bitime kadar iki tarafı da idare etmek müthiş bir siyaset/uluslararası ilişkiler başarısıydı. zaten artık savaş bitmek üzereyken biz de tarafımızı seçmiştik dostlar alışverişte görsün hesabı.


  • reanarchy  (02.03.22 12:41:50) 
Abi bi fikrim yok sadece enteresan geliyor, misal "bunlar da Almanların müttefikiydi ilk savaşta" deyip arada bize de sallayabilirlerdi belki. Yani Osmanlı ilk savaşın "ağır" bir tarafıyken ikinci savaş da neredeyse Hitler'in ilk savaşın sonuçları nedeniyle sağa sola saldırmasıyla çıkmışken bizim böyle tarafsız kalmamız kimsenin de bize bulaşmaması bana çok değişik geliyor.


  • Kaleci Saçlı Forvet  (02.03.22 12:42:57 ~ 12:46:23) 
Bence esas ilginç olan İsviçre'nin tarafsız kalabilmesi.

Ama garip değil, çünkü tarafsız kalmak anlamında bir savaş verdik sayılır biz de. Hiç öyle kolay olmadı.

Bugün de bir süredir Ukrayna sosyal medya üzerinden bize övgüler yağdırıyor mesela, muhtemelen amaçları Rusları bize karşı kışkırtmak, böyle bir şey olursa şu hali hazırda akan savaş ortamında bir anda batıyla tüm ilişkimizi kesip Rusya yanında duramayız. Bunun hem altyapısı yok, hem de Rusya'yla ticaret dışında doğru düzgün hiçbir uluslararası bağımız yok. Avrupa'yla ise çok bağımız var. Dolayısıyla Ukrayna'da, Rusya bize "ya bendensin ya onlardan" dediğinde Ukrayna tarafında savaşa girmek zorunda kalacağımızın farkında.

Türkiye savaşa girmek istemiyorsa dengeyi güzel ayarlamalı.

Bu durum 2. Dünya savaşında çok daha vahimdi. Yani öyle kolay olmadı o füzeleri üstümüze çekmemek.
  • akhenaten  (02.03.22 12:49:50) 
Mesela İngiliz uçakları "yanlışlıkla" Alman kontrolündeki Rodos yerine Muğlayı bombalamış bi kere. Asıl amaç Türkiye'yi savaşa çekmek muhtemelen. Almanya yanında savaşa girecek bir Türkiye Müttefik devletler için çok fazla bir zorluk çıkarmayacak ama sonuç olarak Ortadoğu bağlantılarını güçlendirecekti


  • nundu  (02.03.22 13:00:30) 
Evet ve bu kadar uzun bir süreç içinde bunun gerçekleşmemesi mucize sayılır aslında.


  • Kaleci Saçlı Forvet  (02.03.22 13:01:58) 
Bu ne haritası?


  • herzan  (02.03.22 14:09:59) 
2. Dünya Savaşı olurken o esnada Türkiye haritası.


  • Kaleci Saçlı Forvet  (02.03.22 14:52:25) 
Almanlar, İngiltere’yi bombalayıp iyice köşeye sıkıştırınca, Chirchill Almanları oyalamak için Ortadoğu’da cephe açıyor. Yani bu harita eksik aslında ve gerçekten Türkiye ortada kalmayı beceriyor. Eskiden bunu da kuru bi hamaset sanırdım, ama gerçek, Trnin diploması başarısı. Almanlar en başından Ortadoğu’yu hedefleseydi yada trde Norveç’te ki gibi aktif maden falan olsaydı belki tr yi de işgal ederlerdi.


  • ya volna  (02.03.22 19:24:00) 
Bu biraz da savasin seyri ile alakali.
Nazi almanyasinin olasi İstanbul'u isgal plani bile hazırdı. Harita urerinde kamp kurulacak yerler bile belirlenmiştir hatta. Sutlucede bir toplama kampi planlanmistir. Ama is o noktsya gelmedi.
Yani kimse dur bir bomba da sursya sallayim demez. Savaş cok sikintili bir surectir, kimse mecbur kalmadıkça buna kalkismaz. Cikarlsro dogrultusunda hareket ederler ulkeler, cikarlar savasa girmeyi zorunlu kiliyorsa girerler, savasmis olmsk için değil.

Bugün Rusya da keyfinden girmedi savasa ayni sekilde. Putin bir sabah kalkıp dur ulan bir kac Ukraynali sivil avlayalim da batı bizden korksun demedi.
  • stavro  (02.03.22 22:39:59) 
[]

Avrupa İçin Rus Doğalgazının Alternatifi

Avrupa için böyle bi alternatif var mı? Misal Rusya size gaz maz yok birader derse İngiltere çözüm olarak ne yapabilir, ya da bi çözüm var mı? Teşekkür ederim.




 
abd'den sıvılaştırılmış şekilde getirirler.


  • birmilyonunvarmi  (28.02.22 17:37:23) 
Katar/İran civarı var.


  • Erva  (28.02.22 17:46:30) 
akdeniz'deki doğalgaz gerilimin en büyük sebebi işte bu konu. Rusya'dan bağı koparmak.
şu anda türkiye üzerinden hazar havzasının doğalgazını avrupaya taşıma projeleri var. buna da çok çalışılıyor.

bunlar orta ve uzun vadeli.
hemen yarın ne olur dersek zaten kimse rusya'dan %100 almıyor. tüm avrupa ortalaması %40'mış. yani yine sanayi ve ev kullanımları için doğalgaz olur ama parası inanılmaz pahalı olur. bu da krize yol açar tabii ki.
  • patronaj1  (28.02.22 17:48:48) 
ingiltereyi bilmiyorum ama almanya için bişiler yazabilirim.

zaten son seçimlerde en çok öne çıkan hususlardan biri buydu ki yeşillerin de dahil olduğu ampelkoalition geldi şu an.

almanyanın rusya-ukrayna konusunda iyice safını belli etmesi sonucunda rusya gaz maz yok o zaman derse ne olacak konusu da gündeme geldi yine.

bir kere almanlar ya da en azından ekonomi ve iklim bakanı Habeck'e göre (yeşiller) rusyanın böyle bir şey yapmasını beklemiyor. sonuçta ruslar da bu işten yarar sağlıyor.

kaldı ki doğal gazı keserler diye diğer eski usul yenilenemez enerji kaynaklarını kullanımını arttırımına devam edip önem vermeyi de düşünmüyorlar.

2030'a kadar büyük ölçüde yenilenebilir enerji kaynakları ile topyekün bir dönüşüm projeksiyonu var almanyanın.

scholz de dün konuşmusında bu enerji meselesi sadece ekonomi ve iklim açısından değil güvenlik açısından da önemli olduğunu gördük dedi.

yani zaten orta-vadede amaç rusya bağımlılığından kurtulmak.
  • AlsterWasser  (28.02.22 18:05:55 ~ 18:07:33) 
[]

Yolcu Uçağı Üretmek

Bu çok zor bir olay mı? Yani şu nedenle soruyorum dünyada bunun tekel yapmış iki firma var Boeing ve Airbus, buna neden bir üçüncü dördüncü firma eklenemiyor? Evet bu iki firma zaten çok uluslu firmalar ama başka firmaların çıkmasını etkileyen tek neden sadece maliyet mi, misal yarın Elon Musk çıkıp ben de yolcu uçağı üretip satacam dese bunu yapabilir mi yasal olarak engelleyecek bi kanun anlaşma ya da ne bileyim benzeri bir detay var mı? Ya da ABD-Avrupa firmalarına karşı Asyalıların bi konsorsiyum kurup bunu yapmalarını engelleyecek bir şey var mı, yoksa eğer neden yapmıyorlardır paraysa Asyalılarda da az para yok benim bildiğim. Teşekkür ederim.

Ek: Bu ikisi dışında küçük uçaklar üretip satan firmalar vardır tabii ama benim ne sorduğumu zaten anlamışsınızdır.


 
Yasal bir olay yok.(benim bildiğim)

Ise giris çok pahali.
Sadece üretim değil, bakım, müşteri hizmeti vs çok pahali. Daha tedarikçi ağı vs var.
Boeing ve airbus devletler tarafından destekleniyor. Boeing ciddi lobi sahibi.

Aslında 3.-4. var(bombardier, embraer). Ama aynı klasman değil tam. Çünkü yapamazsin kolay kolay.

Bir de eskiden daha fazla vardi ama zamanla olmayinca rakipler satın aldi.
  • logisticsmanager  (28.02.22 16:14:37) 
Önce bir mühendislik ürünü nasıl üretilir, bunu bilmeniz lazım. Kabaca yazarsam, her ürünün önce tasarım aşaması vardır. Tasarım aşaması her parça için ve her montaj için yapılır. Bir uçakta binlerce parça olduğu için bu tasarımların yapılması yıllar sürer.

Daha sonra imalat aşaması gelir. Tasarladığın her parça için imalat yöntemi, sayısı belirlemen gerekir. Bunlar için de çok sağlam işçi, teknik personel, mühendis, yönetici kadrosunun olması gerekir. Ben makine mühendisiyim. Üretimde çalıştım. Bir şirkete çelik çubuk gönderiyoruz. Diyoruz ki bu parça teknik resme göre bükülecek. Çubuk I şeklinden L şekline gelecek. Adamlar bunu yapamıyorlar. Mutlaka üretilenlerden birinde hata çıkıyor. Bu verebildiğim en basit örnek. Parçalar karmaşıklaştıkça üretim zorlaşır, hata olasılığı artar.

İmalatın belirlenmesinden sonra üretim planlama yapılır. Ne, ne zaman üretilecek. Üretim planlama zor bir iştir. Malzemelerin satın alınmasından makinelerde harcanacak süreye kadar her şeyin planlanması gerekir.

Satın alma ise başka bir aşama. Satın aldığın her malzeme için araştırma yapmak, şirketlerle anlaşmak zorundasın. Bir malzemeyi sana bir gün geç göndermeleri seni zarara sokar.

Ve bunların hepsi olurken kaliteyi de göz ardı etmemelisin.

Bu anlattıklarım sadece mekanik tasarım için. İşin bilgisayar, elektronik kısmına hiç girmiyorum.

Sonuç olarak çok zor bir şey.
  • dissendium  (28.02.22 16:19:16) 
İkisi dışında büyük uçak üreten yok değil.
Çinli Comac var dar ve geniş gövdeli yolcu uçakları olan,
Voronezh Aircraft Production Association (VASO) var Rus dev gövdeli uçakları olan,
United Aircraft Corporation (UAC) var yine Rus

Daha vardır hepsini hatırlamıyorum ve bakmadım şu an.

Boeing ve Airbus tekelinde değil yani piyasa. Onlar en çok tercih edilenler olduğu için tekelleşmiş gibi görünüyor olabilir. Ama otomobil piyasası gibi değil bu iş. Milyonlarca uçak satılmıyor. Haliyle dar bir pazarın dar üretici havuzu olması da normal.

Yasal bir engel yok. Ama Elon Musk da olsa uçak satamayacağını bile bile Boeing'e rakip olmak istemiyor. Para kazanmak için feasible bir yöntem değil böyle devlerin arasına girip yarışmak. Çünkü dediğim gibi talep az.
  • himmet dayi  (28.02.22 16:24:04) 
Milyarlarda euro'luk anlaşma yapacak ve insanların güvenlerini sağlayacak yeni bir marka yaratmak her sektörde zor.
Bunu otomotivde yapmak çok daha kolayken, son 20 yılda belki de yalnızca Tesla yapabildi.
Yaparken de kendi segmentini yarattı, arabadan farklı bir ürün koydu ortaya.

Yeni uçak markası yaratacaksın da, bunu öyle bir büyüteceksin ki, büyük havayolu şirketleri sana milyarlarda dolar verecek ve yıllar bekleyecek. Ya da sen bu paralarla yatırım yapacaksın.
Sonra bir de güvenip yolcularını uçuracak (aynı şekilde yolcular da sana güvenecek). Sonuçta bunlar, airbus ve boeing'in sektörüne girip yüzde 5 daha ucuza uçak teklif etmeye benzemiyor.

Yasal olarak, gerekli uçuş sertifikalarını alırsan neden olmasın.
  • burfak  (28.02.22 16:30:13) 
Düopol piyasa , kavramına bakabilirsin.
Konu uzun ama havacılık konusunda çok engeller yaşadı Türkiye.
(Örnek olarak Kayseri Uçak fabrikası)
  • Erva  (28.02.22 16:40:12) 
zor, uçak yaparsın örneğin rusların tupolevi gibi düşük teknoloji bir şey olur. ama tercih edilmez. düşük yakıt tüketimi, verimlilik, konfor, marja güveni gibi binlerce faktör var.

amerikalı boeing az daha 2 yıl ara ile düşen 2 adet 777max uçağı yüzünden iflas ediyordu.
öyle bir sektör ( uçaktan 5000 adet sipariş ve havada muhtemelen binlerce vardı)
  • orpheus  (28.02.22 17:58:53) 
[]

Spor Salonunda-Lastik Çevirme

Bu egzersiz deadlift muadili olabilir mi acaba? Teşekkür ederim.

ibb.co


 
Deadlifti barındıran serbest bir çalışma. Tam olarak deadlift diyemeyiz ama.


  • Unde bach canim  (28.02.22 12:30:41) 
Aynen tam deadlift değil Full-Compound bi çalışma gibi.


  • Kaleci Saçlı Forvet  (28.02.22 12:33:42) 
[]

Tayyip Erdoğan-Tarkan-Geççek

Bugün alternatif senaryolarla ilgili ikinci ve son duyurumu açıyorum. Tarkan'ın Geççek şarkısını hepimiz biliyoruz dinledik ne anlattığının da farkındayız. Olmaz ama mesela Tayyip Erdoğan bi konuşmasında "evet ben de dinledim şarkıyı güzel olmuş tebrik ederim hayırlı olsun" benzeri bi açıklama yapaaydı bu kendisiyle ilgili malum algıları bir anda tersine çevirir miydi? Bana sanki baya bi puan kazandırırdı gibi geliyor. Siz ne dersiniz? Teşekkür ederim.




 
tersine çeviremezdi. aksine öyle bir şey olsa kafadan 5 puan kaybederdi.


  • paintov  (26.02.22 12:47:21) 
hakkindaki malum algilari ters cevirmesi imkansiz bu saatten sonra. hele bir iki aciklamayla filan, cik. mumkun degil.


  • in vino veritas  (26.02.22 12:53:47) 
Kulaga dogruymus gibi geliyor ama lakin ki oyle degil. Zaten o yuzden 20 yildir yonetimde. Isini biliyor.


  • brkylmz  (26.02.22 12:56:33) 
tamamen hedef kitleyle ilgili. Onun kitlesi öyle değil. Sen ben o tür hareketten mutlu olabilirdik evet. Atıyorum Penguen'de kapak olduğunda "karikatür severim ben de ellerine sağlık" diyip geçse artı puan alabilirdi benden. Average Mehmet ağa karşı çıkmasını istiyor ama.


  • nhk ni youkosu  (26.02.22 13:29:23) 
tayyip erdoğanın kendisi ile ilgili malum algılardan rahatsız oldugunu zannediyorsan çok yanılıyorsun


  • dafuq  (26.02.22 13:48:18) 
Muhalif kitleye şirin gözükmekten başka bir işe yaramazdı. 20 yıldır hamasi politikalarla kitlesini elinde tutuyor


  • olaylar olaylar  (26.02.22 14:17:53) 
somut olarak bir şey yapmadıktan sonra böyle açıklamalardan puan kazanacağı zamanı geçeli çok oldu ne kendi kitlesinden ne de karşı kitleden. Artık kendisi de biliyor aşağı doğru giden ivmeyi durdurabilmesi için somut bir şeyler yapması gerektiğini yoksa KDV indirimi, ya da elektrik faturasındaki limiti 150'den 210'a çıkarma falan yapmayı isteyecek biri değil.


  • bartholomew87  (26.02.22 15:22:34) 
[]

Osmanlı Hristiyan olsaydı

Bu konu hep aklıma takılmıştır. Bi anektod vardı Papa Fatih Sultan Mehmet'i Hristiyan olmayan davet etmişti, gerçektir değildir bilmiyorum ama gerçek olsaydı ve kabul edilseydi, Osmanlının Katolik bir Hristiyan olması sonrası için ne kazandırırdı? Bunu sorarken Hristiyanlık süper bir din demiyorum ama bugün Avrupa aynı zamanda dini bir birliktelik üzerine de kurulu, Osmanlının yeri ne olurdu bu birlik içinde Avrupa'nın ABD'si mi olurduk yoksa alelade bi Avrupa ülkesi mi olurduk. Ekonomik ve sosyolojik olarak bugünkü durumumuzdan daha iyi olurduk gibi geliyor bana her halükarda ama nihai sonuç ne olurdu acaba. Tabii bunu sorarken ben Osmanlının yine çağdaşları gibi yıkılacağını düiünüyorum ama siz yıkılmamış olduğu bir senaryo üstünden de gidebilirsiniz. Teşekkür ederim.

Edit: Bu arada hiçbir dine mensup değilim dinlere karşı bi sevgim de yok düşmanlığım da, sadece alternatif bir sonuçta ne olurdu diye merak ediyorum.


 
osmanlı teknik olarak katolik olamazdı. olsa olsa ortodoks olurdu. bizi arap ülkelerinden ve kültüründen olabildiğince uzak tutacağı gerçeğinden hareketle çok daha iyi durumda olurduk muhtemelen.

başımıza gelen kötü şeylerin çoğu ortadoğu kültürü ve dini etkisi altındaki insanlardan kaynaklanıyor.
bir fransa-almanya olmazdık belki ama birçok konuda ispanya ve italya seviyelerinde olurduk en azından.
  • bohr atom modeli  (26.02.22 11:53:09 ~ 11:56:13) 
Osmanlı Hristiyan olsaydı Osmanlı diye bir imparatorluk olmazdı. Osmanlı Devleti gaza politikasıyla hareket etmiş bir Türk devletidir. Yani amaç İslam'ı yaymaktır. Amaç İslam'ı yaymak olduğu için yapılan savaşların amacı budur. Bu nedenle ordu Viyana'ya kadar gidecek motivasyonu bulmuştur. Hristiyanlığı kabul etmesi Osmanlı'nın var oluş amacına terstir. Doğal olarak yayılma duracağı için Osmanlı denen devlet Marmara Bölgesi'nin ötesine geçemezdi. Avuç kadar bir beylik olarak kalırdı ve yok olurdu. İslam'ın Osmanlı'ya en büyük katkısı gaza için yapılan savaşlar sonucunda büyük toprak kazanmasıdır. Hristiyanlığın ise Osmanlı'ya hiçbir katkısı olmazdı. Çünkü Hristiyanlık Orta Çağ'da cennetten yer satılan, bilimin engellendiği bir ortamda yer alıyordu. İslam ise bilginler sayesinde daha zengin bir durumdaydı. Fatih ile Hristiyanlık arasında sürekli zorlama bir bağ kurulmaya çalışılıyor. Fatih bunu kabul etseydi ki etmesi imkânsız, gavur padişah diye kendisini asarlardı.

En fazla Sırbistan düzeyinde bir devlet olurdu. Dünyada hiçbir etkisi olmazdı.
  • dissendium  (26.02.22 12:17:23 ~ 12:30:47) 
Abi dediğine çok katılmıyorum Hristiyanlar da 1500 yıldır falan kendi aralarında ya da Müslümanlarla savaşıyor, yani Hristiyanlığı kabul etselerdi de savaşmak için, özellikle o dönem için yine bi motivasyonları olurdu muhtemelen, bu yine toprak kazanılmasını sağlayabilirdi. Biz Hristiyan olduk hadi oturup çayımızı kahvemizi içelim demezlerdi sanırım.


  • Kaleci Saçlı Forvet  (26.02.22 12:26:46 ~ 12:28:13) 
tarihsel olarak, kusatma olarak ne degisirdi bilmiyorum ama arap kulturunden uzak kalirdik. din kardesligi adi altinda su anki multeci sorunumuz da olmazdi mesela. ab'ye de daha kolay girerdik. en kotu kucuk, etliye sutluye dokunmayan bir avrupa ulkesi olurduk. asyada topragimiz da olsa sirf dinden sade avrupa kitasindan sayilirdik otekilestirilmezdik.


  • Kittie  (26.02.22 12:30:41) 
Valla Osmanlı değil ama, tarihte Türkler kadar çok din değiştiren başka bir millet yok sanırım, Musevi, Hıristiyan, Budist vs olan bir sürü Türk topluluğu / askeri / komutanı / devleti var tarihte.

İlginç bir şekilde İslam hariç hiçbir din "tutmamış". Tabi başka milyon tane sebep de vardır da, Türklerin asıl olayı askerlik olması ve İslam'daki cihat anlayışı güzel bi sinerji yakalamış gibi görünüyor.

Yani üretimden, ticaretten, sanattan anlamayan bir topluluk var elinde. Asıl meslekleri sağa sola saldırıp yağma yapmak. Zamanın en yeni ve cool ideolojisi de senin yeteneklerinle uyumluysa ona yönelmek en mantıklısı.

Demek istediğim, eğer Türkler Müslüman olmasalardı zaten Osmanlı olmazdı büyük ihtimal. O saatten sonra da tüm ordu Müslüman, Fatih din değiştirse onu takip edip etmeyecekleri şaibeli.

Bi de işte Müslüman olmayan Türklerin, günümüzde istisnasız hepsinin asimile olmuş olması durumu da var. "Alelade bir Avrupa ülkesi" olmak, başımıza gelebilecek en iyi şey olurdu diye düşünüyorum. Gagavuz Türkleri, Karaylar, Uygurların hali ortada.

Edit: bu arada fun fact, Fatih'in oğlu Cem Sultan Vatikan'a kaçıyor, en son da torunları falan Hıristiyan oluyor diye hatırlıyorum.
  • plutongezegendegilmi  (26.02.22 12:33:38 ~ 17:07:57) 
osmanlı hristiyan olsaydı bizans olurdu. bizans osmanlı aynı şey.

fark yok.
  • duyurukullanıcısı  (26.02.22 13:03:20) 
İslâm olmasa da o dönem zaten gaza akımları her yerde var. Sürekli sınırları zorlamak, gasp etmek, Sümer döneminde bile mevcut. Yani Osmanlı Müslüman olmasaydı olmazdı söylemi safsata ki Fatih Sultan Mehmed'e değin Hristiyanlar devlet yönetiminde etkin görev alıyor. Fatih Mehmed bunları yollayıp devlet yönetiminde tamamen ele geçiren ilk padişahdır. Bu yüzden ki Halil İnalcık Osmanlının gerçek kurucusuna Fatih der.


  • kullanilamayan ruhumuzlar  (26.02.22 13:16:40) 
bence en önemlisi anadolunun türk oldugu değil grek ve ermeni oldugu kabul edilirdi.
osmanlı hristiyan yani ortodoks olsaydı yine rusya ile çekişirdi.
ortodoks hristiyan dünyasının lideri kim olacak diye.
ruslar slav nüfus desteğine, yükselen ivmesine ve kuzey asyadaki sınırsız topraklarına dayanarak yine avantajlı olurdu.
osmanlı avrupada islamiyeti yaymak motivasyonunu kaybederdi, aksine ortadoğu ve afrikadaki müslüman halkları sömürgeleştirmek motivasyonuna sahip olurdu.
abd gibi olması imkansız çünkü bir akdeniz ülkesi. avrupanın lideri yine okyanusa kıyısı olan ingiltere almanya fransa olurdu.
hristiyan oldugu için avrupadaki olumlu ve olumsuz gelişmelere daha çok dahil olurdu.
fransız ihtilali ve napolyon savaşlarında daha aktif olurdu.
monarşi eninde sonunda yine yıkılırdı en geç 2.dünya savaşında veya sonraki darbe dönemlerinde.
yıkıldıktan sonra kurulacak cumhuriyet yunanistana çok yakın olurdu hatta birleşme bile gündeme gelebilirdi. hatta yunan ayaklanması olmazdı bile. bizans gibi bir ülke olunurdu ve yunanlar ayrılmak istemezdi.
  • dafuq  (26.02.22 13:59:04) 
önceki cevabın silinmesi sonrası edit'lenmiş cevap:

II. mehmet papa'nın teklifini kabul etseydi devletin başında 2 gün kalamazdı. o zamanın eşrafı ona göre bir alternatifi başa getirir, sistem aynen devam ederdi.

takvimi geriye sarıp islam'ın yayılışının kısıtlı kaldığı bir senaryo üzerinden gidelim:

ortadoğuya yakın oluşumuz dolayısı ile müslümanların azınlık olduğu bir durumda, zamanımızın ve kaynaklarımızın büyük kısmı din temelli çatışmalar ile harcanırdı.

protestanlık sonradan bunu değiştirse de hristiyanlık, islam'a göre ekonomik ve sosyolojik açıdan daha kısıtlayıcı, tutucu bir din idi. bundan dolayı endüstri devrimi öncesinde ekonomik ve sosyolojik olarak kesinlikle daha iyi durumda olmazdık. protestanlığı benimsediğimiz ölçüde erken kapitalist dönemde bazı sistemleri oturtma şansımız olabilirdi. ancak rusya ve dinen karşıtımız olan doğudaki komşularımız karşısında, oluşturduğumuz ekonomik yapıyı bozmadan pek fazla dayanamazdık. 1. dünya savaşı sonrası dünyada olduğu gibi bizde de imparatorluk konsepti yıkılırdı.

refah açısından geri kalmamızda avrupa'daki dini birliktelik elbette bir yere kadar geçerli ancak bizim muhafazakar akademik tayfanın iddia ettiği kadar büyük bir faktör değil. zira dünyanın gördüğü en büyük iki savaş da hristiyanların kendi arasında patlak verdi.
  • zgrydn  (26.02.22 14:28:52 ~ 14:29:56) 
ingiliz fransız alman ortadoğuda yaşamıyor, din de yok, yüzlerce yıl olmuş dinini unutalı, dünyanın en kanlı savaşını başlattılar 2 kere, milyonlarcası birbirlerini boğazladılar

tarihi eğer şöyle olsaydı diyerek baştan kurgulamak imkansız
  • comp  (26.02.22 16:29:06) 
Avrupa dini bir birliktelik üzerine kurulu değil aslına bakarsanız. Bizim ülkenin bakış açısından böyle bu. Avrupa soy bağları üzerine kurulu. Batı, orta ve doğu Avrupa içerisinde teknik olarak aynı dine mensup olmalarına rağmen derin ayrılıklar var.

Bunu anlamak için geç antik çağ tarihine bakmanız gerekiyor, Roma'nın yıkılış sürecinde germen kabilelerinin toprak bölüşümleri kritik öneme sahip. Yüzyıllar boyu karolenj ve merovenj hanedanları daha geç dönemlerde capetler, bourbonlar, plantagenet, tudor, hanoverlar gibi belli başlı aileler arasında miras olarak parçalanıp birleşen topraklarda kurulu bu ülkeler. Bizim "Türki cumhuriyetler" dediğimiz yapıdan çok daha sıkı fıkı bir ortak geçmiş var aralarında. "Aynılık" hissiyatı dini yakınlığın çok ötesinde. Dini aynılığın sebebi dahi bu ailelere mensup monarkların din değiştirmiş olması. Avrupa'nın hristiyanlaşma süreci çok ilgi çekici bir konu ama bizim ülkede ne ilginç ki Avrupa tarihi ile ilgili yazılmış çevrilmiş kitapların sayısı çok az. Özellikle de geç antik çağ ve orta çağı konu edinen kitaplar daha da az.

Osmanlı hristiyan da olsa balkan ülkelerinden ya da ermenilerden çok da farklı olamazdı.

Türkiye'deki Müslümanlar Avrupayı "Hristiyan devletler birliği" olarak görüyor. Bundan daha yanlış bir tanımlama çok zor yapılır sanırım. Zaten bugünkü Avrupa'nın Hristiyanlıkla pek bir ilgisi alakası da kalmadı.

Hristiyan olmamızın bize tek artısı bugün yaşadığımız kimlik bunalımını yaşamıyor olmamız olurdu. Bugün İslami kaygılarla ne batı ne de doğu bloğuna ait hissedemiyoruz, ancak dünyanın güç dengesi bu bloklar arasında kurulu.
  • akhenaten  (26.02.22 18:10:08 ~ 18:15:28) 
[]

Türkiye'deki Ruslar ve Ukraynalılar

Biliyorsunuz ülkemizin güneyinde yoğun bir Rus-Ukrayna nüfusu var, gerçekleşen bu savaş uzarsa Türkiye'deki bu taraflar da burada olay çıkarır mı acaba? Teşekkür ederim.




 
olay falan çıkmaz. şu anki durum tamamen rusyanın stratejik olarak batının adım adım ilerleme hamlesine karşı verdiği bir tepki. rus-ukrayna halkları arasında bir gerginlik yok.


  • orpheus  (25.02.22 19:35:56) 
Sadece bariscil protestolar olabilir su an istanbulda ankarada buyukelcilikler onunde toplanmak gibi. Bu insanlar asker olmadiklari ve turkiyenin bu insanlardan kat ve kat fazla guvenlik ve ordu memsubu oldugu icin. Soyledikleriniz gercek disi. Silahlari nerden edinecekler mesela?


  • gunes123  (25.02.22 19:37:19) 
[]

Peter Dinklage hakkında

Öncelikle belirtmek isterim bu sorum hangi bir şekilde ima alay ironi içermemektedir bu konuda hassas olan insanlar muhakkak vardır o nedenle belirtmek istedim. Sorum şu: Peter Dinklage cüce mi yoksu boyu mu kısa. Bunu şu nedenle soruyorum bana hiç cüce gibi gelmiyor boyu kısa gibi sanki. Teşekkür ederim.




 
cüce kendisi. vücudundaki orantısızlıktan belli oluyor.


  • teritori  (25.02.22 11:24:26 ~ 11:26:29) 
  • kobuzchu kiz  (25.02.22 11:24:53) 
[]

Putin tam olarak nerede duracak?

Rusya buna Putin karar verecek diyor, Putin'in beklentisi sanırım Ukrayna'nın silahsızlanma sürecine girmesi, bu da otomatik olarak Abd üslerinin kaldırılması anlamına geliyor. Böyle bi şey olabilir mi? Bu noktada Abd bi müdahalede bulunabilir mi ki ben hiç sanmıyorum. Nato da asker göndermeyecek zira Ukrayna Nato üyesi değil. Olayı sadece bikaç dandik kınama ya da ambargo tehdidiyle mi geçiştirecekler? Ne olacak böyle? Putin'in doğalgaz kartından hiç bahsetmiyorum bile. Teşekkür ederim.




 
modern dünyada işler genelde sıcak savaş ile değil yaptırımla/yumuşak güçle yürüyor. bunun için de karşıdaki ülkeyi vesayet altında bulundurman gerek. bana kalırsa, putin'in duracağı nokta tam da olarak bunu garantiye aldığı yer olacaktır. elbette putin de biliyor askeri bir müdahalenin saldıran ülke için de yıpratıcı ve maliyetli olduğunu ama ukrayna'yı tamamen kaybetme gibi bir lüksü de yok. o yüzden bugün savaşı görüyoruz, yarın bir gün belki ukrayna'da bir rejim değişikliği veya mevcut rejimle yapılan bir anlaşma görebiliriz. belki de rusya ukrayna'nın önemli bir kısmını ilhak eder, bilemiyoruz. bu tam olarak karşıdan gelecek tepkilere bağlı.

ayrıca dediğin gibi, batı bu savaş karşısında hiçbir şey yapamaz. aslında durum tam olarak ukraynanın batı tarafından deneme tahtası olarak kullanılmasına döndü. buradan tek kazançlı çıkacak taraf rusya.
  • lesmiserables  (24.02.22 19:29:31 ~ 19:30:07) 
bence zelenskiy ya istifaya zorlanacak ya ülkeden kaçırılacak. kimsenin ukrayna için askeri anlamda kılını kıpırdatmayacağını düşündüler ve nato'nun blöfünü yemediler. buradan sonra ukrayna'da yüz sene kimse rusya'ya sırt çevirip nato'nun gazına gelmez. nato sınırları polonya'ya çekilmiş olur.

ciddi ekonomik ambargolar olacağını hiç sanmıyorum, benzer şeyler 2014 senesinde de yaşandı.
  • coldegezenkutupayisi  (24.02.22 19:32:16) 
Rusya aslında genel algının aksine baya fakir bir ülke, yani güçlü bi ekonomik yaptırım uygulanıp sıkıştırılabilir ama nedense kimse böyle bir şey yapmayacak gibi duruyor, bu noktada benim aklıma gelen en olası son Rusya'nın Ukrayna'nın doğusunu tamamen ele geçirip batısını Ab'ye bırakmak olacak gibi, bunu engelleyecek bir engel yok sanki şu an.


  • Kaleci Saçlı Forvet  (24.02.22 19:35:11) 
tam olarak söylediğiniz sebeplerden putin'in keyiften ve sırf yamyamlık olsun diye sağa sola salça olduğunu düşünmüyorum. bunu bence haklı olarak bir zorunluluk olarak görüyor. doğu bloğuna karşı kurulmuş askeri bir müttefikliğin sınır komşusunda istediği gibi at koşturacak olması ülkenin her zaman tehlike altında olduğu anlamına geliyor. üstelik türkiye'de sözleşmeyle bağlanmış boğazların alternatifi bir kanal projesi konuşuluyor, bu da her an karadeniz'de olası bir amerikan donanması konuşlanması anlamına gelebilir.

nasıl ki suriye'de rus ve amerikan işgali yaşanırken türkiye uzaktan izleyip seyirci kalamadı, ukrayna içindeki nato yapılanmasına da rusya seyirci kalamazdı. orada nato ile arasında ukrayna gibi sözünden çıkmaması gereken bir tampon devlet olması son derece mantıklı rusya için. ben o yüzden tamamen bir işgal amacında olduklarını düşünmüyorum, sadece sözlerini dinleyecek bir ukrayna hükümeti istiyorlar.
  • coldegezenkutupayisi  (24.02.22 19:57:20) 
Putin'in istekleri net. Ukrayna'nın nato'ya girmemesi. Bunun ve Ukrayna'nın silahsızlanması garantisini aldığında bugün bile durur. Bu isteklerini aldıktan sonra zamanla Rusya yanlısı yönetimi Ukrayna'da oturtacaklardır.


  • osssy  (25.02.22 10:22:04) 
[]

Askerlik-Nişancılık

Şu konu yıllarca kafama takıldı: Askere gidene kadar elime bir kez silah almışlığım yok, bu işleri de hiç sevmem fakat askere gittiğimde bilirsiniz atış yaptırdılar 25 metre 100 metre 200 metre. Toplamda sanırım 70-80 atış yaptım bunların üç beş tanesi dışında hepsi hedefi bulmuştu, hatta 200 metrede 30 atış yapmıştım 28 tanesi hedefdeydi, bunun nedeni ne olabilir bu bir matematik mi yetenek mi tesadüf mü? Teşekkür ederim.




 
Hocam yanlış anlama da bu tip silahlar zaten en beceriksiz insanlar bile kullanabilsin diye tasarlanmış üretilmiş şeyler

Nişan aldıktan sonra zaten işi silah yapıyor bu yüzden basket atmak bile bundan daha komplike ve koordinasyon gerektiren bir iş diye düşünüyorum
  • freebird5406_2  (24.02.22 15:40:25 ~ 15:41:33) 
Atışta hedefler karışıyor. Belki başkası senin hedefine atış yapmıştır. Yerdeyken onu fark etmek zor.


  • dissendium  (24.02.22 16:52:06) 
Ben de öyleydim. İlk defa askerde ateş ettim meğer yeteneğim varmış. Özellikle G3'lerin nişangahı çok iyi ama bence. Epey berbat atışlar yapanlar vardı ben de onları anlamazdım.


  • pispinti  (24.02.22 16:54:05) 
Abi 200 metre atışı standart bi prosedür değildi 100 metrede iyi atış yapanlara tek tek 200 metre atışı yaptırılmıştı. Sanırım oradan ani müdahale timine adam seçeceklerdi ama ben bölük yazıcısı olunca alamadılar oraya.

G3'ler cidden iyi ama biz Kalaşnikof kullanıyorduk.
  • Kaleci Saçlı Forvet  (24.02.22 16:59:11) 
g3 lerle 200 metre de 30 atışta 28 vuruş imkansız zaten ( güneydoğu da bir çok çatışmaya girmiş top un dan envayi çeşit silahı kullanmış biri olarak yazıyorum ) çünkü g3 uzun mesafeye atabilmesine karşın darbeli olduğundan uzun mesafelerde atışı zor bir silah.
kele ise yakın muharebe silahı 200 metrelere keskin nişancı gibi kullanılacak bir silah değil işin ilginç yanı burada..

  • jamswety  (24.02.22 17:29:57) 
Abi bu arada hedef dediğim şu insan boyutundaki hedeflerden.


  • Kaleci Saçlı Forvet  (24.02.22 17:47:48) 
Komutanın direktiflerini iyi dinlerseniz sonuç elde ediliyor. Adamlar yırtınıp duruyordu beni dinleyin diye. Serinkanlı ve sakin de olabilirseniz ne ala.


  • sagini solunu bilmez cahil  (25.02.22 09:09:31) 
Kesinlikle bu işe olan yatkınlığınız ve yetenek çok önemli.

Eli kolu titreyen bir adamla titremeyen bir olmaz, diyaframdan nefes alanla ciğeri doldurup şişiren bir olmaz.

Tüfeği bir tezgaha bağlayıp, nişan hattını ayarlayıp, tetiği bir iple de çekseniz ya da bir maymuna da tetiği düşürtseniz hedefi vurur. Ama tüfeği elle tutup nefes alıp verirken nişan alıp 200 metrede vurmak beceri ister.

Özetle yeteniklisiniz, bir gün poligona gidelim İstanbulda'ysanız. Yalnız tabanca atışı zordur, tüfek gibi kolay hedef vurulmaz bilginiz olsun :)
  • John Bloor  (25.02.22 10:46:05) 
ben de aynen öyleydim ve hedefi vurdum diye beni atış takına almışlardı.
g3 kullandım yalnızca. geometri bilgisi ve vücut hakimiyeti olan soğukkanlı herkes yapabilir bence.

  • dafuq  (26.02.22 14:40:20) 
[]

Favori Aktörünüz Kim?

Ben Denzel Washington diyorum. Siz? Teşekkür ederim.




 
Al Pacino ve Joaquin Phoenix 'in yeri bayadır ayrı.


  • lüzumsuz adam  (24.02.22 11:12:15) 
al pacino, kevin spacey, tom hanks, andrew scott.


  • pide  (24.02.22 11:18:00 ~ 25.02.22 22:07:17) 
Tom Hanks.


  • invictae  (24.02.22 11:25:08) 
Kevin spacey, al Pacino, John Malkovich,Mahir günşiray, yiğit özşener.


  • deer hunter  (24.02.22 11:27:37) 
Gary Oldman


  • mutekebbir  (24.02.22 11:36:06) 
tom hanks


  • estella  (24.02.22 11:45:13) 
tom cruise


  • floydian  (24.02.22 11:55:41) 
Cristian Bale.


  • eagle is free  (24.02.22 12:29:13) 
Vincent Cassel
Zachary Quinto
Jessica Lange
Ben Kingsley
Kevin Spacey
Lou Taylor Pucci
  • buzbebek  (24.02.22 12:45:06) 
Kevin Bacon


  • oldtimer  (24.02.22 12:46:03) 
Daniel day lewis
Tom hardy
Leonardo DiCaprio
  • logisticsmanager  (24.02.22 12:58:45) 
Cristian Bale & Leonardo DiCaprio


  • himmet dayi  (24.02.22 13:13:47) 
Oyunculuklarınin çok iyi olduğuna dair bir iddiam olmamakla birlikte; Leonardo di Caprio ve Keanu Reeves benim en favorilerim.


  • fraise  (24.02.22 13:18:04) 
Steve Buscemi


  • ted  (24.02.22 14:08:54) 
David Tennant <3


  • kobuzchu kiz  (24.02.22 15:10:29) 
idris elba michael fassbender


  • ya ben lan neyse  (24.02.22 15:55:32) 
1-hugh jackman
2-leonardo di caprio
3-robin williams
  • bugisme  (24.02.22 18:01:23) 
Dusundum uzun uzun ve nedense hicbirine isinamadim aklima gelen seceneklerin. Jeff Bridges diyorum.


  • hot potato  (24.02.22 18:07:06) 
Willem Dafoe


  • kendi dugunune gitmeyen kamber  (24.02.22 18:34:11) 
Leonardo DiCaprio.

Birkac tane var da illa tek bir tane sec diyorsan Leonardo DiCaprio derim direkt.
Adamın bacak kadarken oynadigi rolden simdi zamanlarina varana kadar hepsinde oyunculuk muazzam.
Ayrica kotu vir bir filmine denk gelmedim, bildigin kotu filmi yok.


Bunun disinda Al Pacino, Tom Hanks, Matt Damon, Michael fessbender, Ben Affleck favori oyuncularim.
Bir de sırf a few good man filmindeki mahkeme sahnesindeki rolu icin Jack Nicholson.
  • stavro  (24.02.22 18:55:03) 
mads mikkelsen + anna torv


  • suyin  (24.02.22 20:07:38) 
colin firth


  • Coma  (24.02.22 20:31:20) 
Robert Pattinson.


  • Bruce  (24.02.22 21:10:03) 
Marlon Brando
Gary Oldman
Okan Yalabık
  • schopenhauerin kedisi  (25.02.22 11:13:05) 
[]

Galatasaray'ın renkleri

Öncelikle belirteyim futbol teröristi değilim her takıma ve taraftarlarına saygım var, sadece merak ettiğim için soruyorum bu soruyu. Sorum şu: Galatasaray takımının renkleri sarı-kırmızı fakat son dönemde bu biraz turuncu-bordoya dönmüş gibi, ben Galatasaray taraftarı olmadığım halde bundan rahatsız oluyorum, Galatasaray taraftarı da rahatsız oluyor mudur yoksa önemsiz bir ayrıntı mı? Teşekkür ederim.

ibb.co


 
Bence koyu olan daha şık. Sonuçta sarı kırmızının da bin tane tonu var.


  • prole  (23.02.22 23:46:42) 
Galatasaraylıyım, yıllardır hiç üzerinde durmadım. Koyu renk daha güzel bence.


  • heathen  (23.02.22 23:47:47) 
bu renklerin öyküsünü ali sami yen'den dinleyelim:

"birçok yerleri dolaştıktan sonra, nihayet bahçekapı'daki şişman yanko'nun dükkanına gidilerek orada zarif iki yünlü kumaşa tesadüf ettik. biri, vişneye çalan koyuca tatlı bir kırmızı, öteki de, içinde turuncudan iz taşıyan tok bir sarı. tezgahtar, mahirane bir el hareketi ile kumaşların dalgalarını birleştirdi. bir saka kuşunun başı ile kanadının yarattığı renk güzelliğine benzer bir parlaklık hasıl oldu. ateşin içindeki renk oyunlarını görür gibi olmuştuk. sarı-kırmızı alevinin takımımız üstünde parıldamasını tasavvur ediyor ve bizi derhal galibiyetten galibiyete götüreceğini tahayyül ediyorduk. nitekim de öyle oldu."

"...vişneye çalan koyuca tatlı bir kırmızı, öteki de, içinde turuncudan iz taşıyan tok bir sarı..." ifadesini daha çok karşılıyor sanki şu anki renkler. eskisi daha çok cırtlak kırmızı ve civciv sarısı çünkü.

kaynak: www.galatasaray.org
  • avianthem  (23.02.22 23:48:12 ~ 23:50:05) 
avianthem Bunu bilmiyordum o zaman olabilir gibi evet. Teşekkür ederim.


  • Kaleci Saçlı Forvet  (23.02.22 23:50:39 ~ 23:50:55) 
Ben açıkçası rahatsızım.90lardaki cart sarı kırmızı da güzel değil. Şu anki renkler zaten sarı kırmızı değil. Bordo turuncu oldu.

Bana göre 2012 yılındaki forma bu işin tam orta noktasıydı ama kullanılmadı bir daha o renkler.
  • bigcaptain  (24.02.22 09:37:06) 
2000li yıllarda galatasaray renklerini bir standarda bağladı. bu standart için de ali sami yenin yukardaki sözleri referans alındı. o yüzden sarısı daha bir koyu.

onun öncesinde, özellikle 90larda açık sarı renk kullanılırdı. ben o rengi daha çok seviyorum çünkü sadece sarı renkte forma giyilebiliyor. şu anki koyu sarı yalnız başına kullanılamıyor.

ayrıca sarı ve kırmızı birbirine çok yakın. bu da hosuma gitmiyor.
  • dafuq  (26.02.22 14:42:43) 
[]

Netflix-Tinder Avcısı

Netflix'in bu arkadaş hakkında bu tip bi program yapması yasal olarak suç değil mi, yani birisi hakkında isteyen herkes bu dolandırıcı bu sahtekar şeklinde program yapabilir mi? Teşekkür ederim.




 
danışıklı dövüş var bence ortada.


  • aeroknight  (23.02.22 19:50:52) 
Dolandiran kişi daha önce Finlandiya’da ceza almış, 2 yıl hapiste yatmış. Çıkınca devam etmiş. Sabıkalı dolandırıcı yani.


  • ya volna  (23.02.22 22:17:29) 
Adama Bol para verip tantana etmemesi icin sozlesme imzalatiyolar.


  • halk  (24.02.22 12:47:56) 
[]

Ağız gargarası

Diş sağlığı bakımında ağız gargarasının yeri var mıdır yok mudur? Bazısı diyor ki gerek yok hatta zararlı bazısı diyor kullan iyidir. Ne yapmalıyız? Teşekkür ederim.




 
FLU TV'nin programlarından birinde diş doktoru gelmişti ve gerek yok, hatta alkollü olanlar zararlı demişti.


  • anatomik  (22.02.22 17:58:05) 
Daha 2-3 hafta önce yine burada gördüğüm bir sorudan sonra (o gün dişçi randevum vardı) sordum, kullanmayın, ağız florasına zarar veriyor dedi. Bazı durumlarda geçici süreyle kullanmak üzere hastalarına önerdikleri gargaralar varmış ama onun dışında ı-ıh.


  • kobuzchu kiz  (22.02.22 18:50:50) 
Listerine vs. hikaye. Kullandım, bir faydasını görmedim. Ama karbonatlı suyla gargara müthiş rahatlatıyor. Çok şekerli, tatlı yediğim günlerde dişi fırçaladıktan sonra uyumadan önce ılık suyla karbonatlı gargara yapıyorum. Faydasını kesinlikle görüyorum. Ve listerine’i baz alınca bedava gibi bir şey.


  • asaf  (23.02.22 00:08:57) 
duzenli kullandigimda dis eti kanamasini kesiyor. benim disci alkolsuz oranini tavsiye ediyor. dis etlerine kesin iyi geliyor, ama disleri bilmem.


  • cooperr  (23.02.22 00:21:36) 
[]

Sinemanın Altın Çağı

Doksanlı yıllar bana sinemanın altın çağı gibi geliyor, yani her kategoride en iyi filmler sanki doksanlı yıllarda çevrilmiş gibi, belki 2000'li yılların başları da bu şekilde ama sonrasında baya bozuyor, yani bilimkurgu filmlerini geçiyorum adamlar normal filmleri bile yeşil perde önünde çekiyor gibi sanki berbat bi anlayış hakim olmuş sektöre. Haksız mıyım? Teşekkür ederim.




 
haklısın. aynısını müzik ve spor için de düşünüyorum.
doksanlar altın çağ, 2000lerin başı zirve, bir kaç sene sonra sert düşüş

  • dafuq  (20.02.22 12:15:37) 
ben de bu konuda fikirlerimi dağınık olarak yazayım

hollywood ve ana akım sinema için dediğin doğru, bir de zaten her şeyin filmi çekildi yeni bir şey çekilmez dedikleri yere geldik sanırım çünkü "yeni" bir şey izlediğimizde 18 yaşındaki gence çok güzel ve etkileyici gelen bir film bizde ya bunu ve benzerini daha önce kaç kere gördük hissi yaratıyor, duygulara ve olaylara bir doymuşluk var

farklı şeyler izlemek isteyenler art house ve bağımsız türlere kayıyor, klasik giriş gelişme sonuca uymayan daha deneysel filmlere yöneliyor
  • freebird5406_2  (20.02.22 12:30:14 ~ 13:44:07) 
Valla ben daha çok bilim kurgu ve fantastik türden filmler sevdiğim için aslında bu zamanlar bu tür filmler için en süper zamanlar gibi geliyor bana. CGI sağolsun çok süper evrenler, neredeyse birebir şekilde oluşturulabiliyor. Bu da süper bir seyir zevki yaşatıyor.

Bana göre tek sıkıntı ise şu günümüzdeki sjw ve political correctness olaylarının abartılmasi yüzünden bazı evrenlerin mahvedilmesi.
  • j r r tolkien hayrani  (20.02.22 12:52:30) 
CGI işi bence çok abartılıyor ya. Yani illa kullan ama örnek vermesi için söylüyorum mesela Yüzüklerin Efendisi çekilirken adamlar Miğferdibi'nin maketini yapıp sahneyi perspektif tekniğiyle çekiyorlar, bu benim için daha gerçekçi bir ortam yaratıyor ama filmi bugün çekseler kimse uğraşmaz bunun yeşil perdede çekip geçer, o da artık bi noktadan sonra acayip sentetik bir hava yaratıyor benim için, hatta iş neredeyse çizgi film izliyormuşum noktasına geliyor. Benim sıkıntım biraz bu.


  • Kaleci Saçlı Forvet  (20.02.22 13:08:30) 
@freebird5406_2 +1

geçmişte sinema ile yaşamak, öğrenmek, sinema filmi ile hissetmek, içselleştirmek gibi şeyler vardı. o yüzden değerli sinemacıların bakış açıları ortaya güzel işler çıkartıyordu. ve belki de para kazanmak bu kadar önemsenen bir mevzu değildi. şimdi ise her şey çok teknik bir yapıda ilerliyor gibi. ben yeni filmlerde eski sahici hisleri bulamıyorum. 90'lar ve 60'lar bence sinemanın en iyi çağlarıydı. belki de her şeyin bu kadar göz önünde olmasının negatif etkisidir, film çıkmadan film hakkında her şeyi bilmek. film çıktıktan sonra bir repliğinin, sahnesinin binlerce kez paylaşılması... belki de bunlar sahicilikten uzaklaştırıyordur insanı.

şimdi bazı dizilerde sinema tadı bulmak mümkün ama. better call soul, fargo... bu gibi dizilerin her bir bölümü başka bir sinematografik karakter içeriyor, sinemasal haz veriyor bana. sinema filmlerinden alınamayan tatları dizilerde bulmak mümkün.
  • the man with no name  (20.02.22 13:18:51) 
teknoloji ile sinemanın harmanlanması açısından doğru, 90'lar ve 2000'lerin başı altın çağ denebilir.

ama sinemanın asıl altın çağı 1940-1960 arası dönemdir. zaten classic/golden age hollywood dedikleri dönem bu döneme denk geliyor. onun dışında italyada neorealist, fransada yeni dalga gibi akımlar var. uzakdoğuda kurosawa, naruse, kobayashi gibi isimler, avrupada dreyer, bergman gibi isimler hep bu döneme denk geliyor. sinemanın altın çağ kuşağı esasen bu isimlerden oluşuyor. bugünün veya 90'ların sinemasıyla karşılaştırılamaz bile.
  • lesmiserables  (20.02.22 13:26:13 ~ 13:26:43) 
Bir sanat eserinin değerinin ortaya çıkması için üstünden belirli zaman geçmesi gerekiyor. Bunu hem zamana karşı ayakta durabilmek açısından hem de bir değerinin olabildiğince çok insan tarafından uzun süre içinde filtrelene filtrelene günümüze ulaşması açısından değerlendirebiliriz.

Haliyle bu hep böyle olmuştur, 2000'ler başında da 80'ler filmleri sinemanın altın çağı olarak kabul edilebilirdi. Benzer şekilde 20 sene sonra 2010'lara aynısını diyebiliriz.
Şimdi diyemiyoruz çünkü yeterli filtrelemeden geçmedi. Zamanla mücadeleye girmediler henüz, dönem olarak geniş perspektiften değerlendirilmediler. Bu aşamalar sonrasında daha net karşılaştırabiliriz 90'larla.


Tabii altın çağı diyince işin içine çok kıstas giriyor, ben şahsen sinemada bir dönemi altın çağ nitelendirebilecek kadar sinema tarihine hakim görmüyorum kendimi. 50'lerin çığır açan filmleri, 70'lerin sektörü günümüzdeki haline gelmesini sağlayan gelişmelerini düşünürsek altın çağ demek için ortaya çok fazla kriter çıkıyor.
Mesela sen hollywood ve sinema "endüstrisi" açısından bakmışsın olaya, işin "sanatsal" boyutundan bakınca, benim tarafımdan böyle görünüyor.

İlla bir yorum yapacak olursam; 2000'lerden itibaren - teknolojinin de gelişmesi sayesinde- bir sürü ilk film başarıları ortaya çıktı. Sinemanın gelişmesi açısından bakarsak son 10-15 yılın sinema tarihinin en iyi ilk filmlerinin yapıldığı bir altın çağ olarak gösterebiliriz.
  • Bruce  (20.02.22 13:28:24) 
90'lar benim de favori dönemimdir sinema için.
müzik konusunda da sevdiğim bir dönem.

evet görsel olarak belki bu dönem daha çok tatmin edici, ki bence pek değil ama genel için konuşuyorum, yine de bazen başlayan, gelişen ve sonu olan bir takım insan hikâyeleri izlemek istiyorum.
90'larda en azından "konusu" olan filmler izleyebiliyorduk.
ve bunun illa sanat filmi ya da bağımsız sinema olmasına gerek yok, normal bildiğimiz hollywood filmlerinin de hikâyeleri vardı.
  • blatta hiberna  (20.02.22 14:28:46 ~ 14:29:27) 
bence yanlış. türk sineması için bir nebze doğru. her ülkenin sinemasının altın yılları var. hollywood için bu 70'ler. italya sineması için 40'lar, fransa için 60-70'ler diye değişiyor.

90'lar siz gidip italyan sinemasının çağ atladığı zamanlarla kendinizi bağdaştıramayıp o filmleri sıkıcı bulduğunuz için size iyi geliyor. gerçekten çok film izlemiş olmak lazım bu ayrımı yapabilmek için. gidip 40'ların hollywood stüdyo filmlerini de izleyeceksin, 60'ların yeni dalga filmlerini de. her filmi dönemine göre değerlendirebilme yeteneğine sahip olduktan sonra gelip bence bu böyle diyeceksin.

ek olarak günümüzde çekilen göz önündeki filmler dediğiniz gibi ama bağımsız filmler öyle değil. her zaman izlenecek bir şeyler bulunabilir. önemli olan film aramayı bilmek.
  • bohr atom modeli  (20.02.22 14:59:44 ~ 15:06:47) 
Bence oyle değil. 90larin filmlerinden zamanında efsane film dedigim filmler bugun tekrar izledigimde bana cok tirt geliyor. Gunumuz filmlerinin kalitesi yok, hem senaryo hem de prodüksiyon olarak.

He günümüz filmerinden 30filmden bir tanesi kaliteli cikiyor en fazla bana sorarsan ama muhtmelen o yıllarda da böyleydi bu.

Bir de bu izlediği film turune de bağlı biraz insanin. Bazı turler kendini tekrar etmeye basladi.
  • stavro  (20.02.22 22:13:14) 
[]

Samsung-Game Launcher

Annemin Samsung marka telefonu telefonun da Game Launcher bölümünde bi oyunu var, bu oyunu ana ekrana nasıl sabitleriz? Samsung-Android ekosistemine o kadar yabancıyım ki telefon elimde kaldı öyle. Teşekkür ederim.




 
[]

En Sevdiğiniz Renk Paletine Sahip Kanal

Bu soru daha önce soruldu mu bilmiyorum ama biliyorsunuz her televizyon kanalının kendine has bi renk paleti filtresi var yayın yaptığı, bunun daha teknik bir açıklaması tabii ki vardır ama ben bilmiyorum, ben mesela filmlerde Star'ın kullandığı filtreyi seviyorum, dizilerde de Show Tv'nin. Atv'yi çok turunca olduğu için pek tutmuyorum. Anlatmaya çalıştığım şeyi umarım anlatabilmişimdir, sizin var mı favori kanallarınız? Teşekkür ederim.




 
trt2


  • ala09  (24.12.21 16:23:29) 
Artık tv izlemiyorum ama çocukken teknik bilgimiz olmasa da bu ton farklılıklarını arkadaşlar arasında konuştuğumuzu hatırlıyorum, ben de o turuncu sıcak tondan dolayı atv yi severdim


  • freebird5406_2  (24.12.21 16:28:18) 
Ben böyle bir şey olduğunu Muhteşem Yüzyıl Show tv'den Star'a geçince anlamıştım. Çok büyük ton farkları var iki kanal arasında, star daha canlı ve mavi, Show daha pastek ve sarımsı.


  • John Bloor  (24.12.21 16:30:23) 
ezeli izlerken gözüm atvdeki renklerine alışmıştı, sonra showa geçti sevmemiştim. sevdiğim>kanal d / sevmediğim>show


  • olutaklidi  (24.12.21 16:46:20) 
KanalD bana nedense her zaman "daha kaliteli görüntü" izlenimi vermiştir bu renk paleti sebebiyle. :)


  • silverleaf  (24.12.21 16:48:18) 
Tv izlemiyorum ama lisedeyken suskunlar izlerdim. Show tv'deydi ve renklerine hayran olduğumu çok net hatırlıyorum. Dizinin yabancı görüntü yönetmeniyle de alakası vaardır tabii ama başka kanallarda tekrarlarına denk geldiğimde aynı harikalıkta görünmemişti.


  • eatpraylaw  (24.12.21 17:12:52) 
[]

Şarkının giriş kısmı

Şarkının giriş kısmı bana çok tanıdık geliyor ama çıkartamıyorum ne olduğunu, siz de benzetiyor musunuz yoksa bana mı öyle geliyor? Teşekkür ederim.

www.youtube.com


 
www.youtube.com

buna kulağın kayıyor olabilir
  • killerbee  (24.12.21 13:41:25) 
Bilemedim killerbee benim benzettiğim müzik yine aynı bu tondaydı hatta direkt kopyalanmış bile diyebilirim, şarkının orijinali böyle değil çünkü.


  • Kaleci Saçlı Forvet  (24.12.21 13:45:13) 
  • brakgn  (24.12.21 13:57:28) 
Sezen aksu nun iki gözüm şarkısına benzettim ben de


  • freebird5406_2  (24.12.21 13:57:40) 
freebird5406_2 Sertap Erener versiyonunun giriş kısmına benzetmişim galiba teşekkür ederim.

www.youtube.com
  • Kaleci Saçlı Forvet  (24.12.21 14:05:34 ~ 14:09:09) 
[]

Ton Balığı ve Pilav

Bu ikisini hiç denediniz mi? Ben baya sevdim ama benden başka seven hiç kimseyi görmedim.




 
Aşırı iyi favorim.Ucuza nereden alınır bulabilsem hep alırım


  • shredd  (21.12.21 18:46:02) 
Beyaz futbolda reklamı bile yapıldı bunun bence güzel ;)


  • olaylar olaylar  (21.12.21 19:07:21) 
çok az yağlı pilavın üzerine ton balığı + üzerinde biraz da soya sosu gezdirince çok güzel oluyor bu arada.


  • patronaj1  (21.12.21 19:17:53) 
Evet ama soğuk olarak. Şu şekil tercihim;
www.google.com

  • logisticsmanager  (21.12.21 19:20:02) 
Ben hiç denemedim ama bence güzel olabilecek bir ikili.

Yani midye zaten balık tadında ve iç pilavı da pilav sonuçta. Epey güzel.
Hamsili pilav da yemedim ama böyle bir şey olduğuna göre bu pirinç, balık ile güzel gidiyor demektir. Bi ara deneyeyim hatta.
  • himmet dayi  (21.12.21 19:33:57) 
bir deneyeyim bunu, makarnayla yiyordum pilavla da yerim


  • passion rules the game  (21.12.21 19:51:06) 
Onigiri olarak yapıyorum ben bunu, aşırı güzel oluyor. Açık olarak da yiyorum arada, ama onigiri olarak tam dizi izlerken yemelik.

şöyle; www.foodnetwork.com
  • akhenaten  (21.12.21 20:19:44 ~ 20:20:29) 
balıkla asla pirinç ve bulgur yiyemiyorum. denedim ama başarısız geldi bana.


  • Wakatakakage  (21.12.21 20:54:25) 
Çocukken çok severek yerdim, şimdi daha çok ton balığı-makarna yiyiyorum çünkü makarna pişirmek pilav pişirmekten daha kolay :)


  • peki madem  (21.12.21 20:57:48) 
Ben de severek yiyorum.


  • invictae  (22.12.21 11:09:19) 
[]

Arka Koltukta Emniyet Kemeri Takmak İstememek

Benim arabaya kim binse arka koltukta emniyet kemeri takmamak için acayip bi ısrar içindeler. Sizde de böyle mi?




 
ben kendim arka koltukta takiyorum.


  • eksi sozlukte eksiyen adam  (12.08.21 19:26:17) 
istersen inebilirsin diyorum.
arkada oturanın kemer takmaması, önde oturanlar için tehlike oluşturuyor.
içi sıkılıyormuş da bilmem ne, otobüsle devam etsin o zaman.
  • angelofdeath  (12.08.21 19:27:50) 
ben de takiyorum, biraz sert olun, yari saka yoluyla "bak ama aklim sende kaliyor" gibi seyler soyleyin. Ayrica sigara da icmesinler.


  • howfaristhesky  (12.08.21 19:27:51) 
Sigara kullanan yok ailede o konuda rahatım da bu arka koltukta emniyet kemeri takmama isteğinin nedenini bi türlü anlamıyorum. Bazen hafif süratli giderken frene asılıp ön cama yapıştırıp bi ders verieyim diyorum ama onu yapmaya da gönlüm elvermiyor.


  • Kaleci Saçlı Forvet  (12.08.21 19:31:06) 
araba yurumuyor diyorum, zorla taktiriyorum bir sekilde.

bir arkadasin babasi onde, annesi arkada otururken cok da yuksek olmayan bir hizda kaza yapmislar. 60-70 falan. arkadaki kemer takmiyor diye onde kemer takan adami arabadan iki buklum cikarmislar. 2-3 kirik varmis omuriliginde. bunu ogrendikten sonra musamaha gosteremiyorum.
  • chezidek  (12.08.21 20:13:19) 
Takmıyorum, taktırmıyorum. Ama haklısın, belki bir dahakine taktırırım.


  • prole  (12.08.21 21:49:49) 
benim de böyle, araçtan indirmekle tehdit ediyorum. benim aracımda kesinlikle kemersiz kimse gidemez. arkamda oturanı düşündüğümden değil, kendimi düşünüyorum.


  • roket adam  (13.08.21 00:45:19) 
Şu videoyu izlet;

www.youtube.com
  • John Bloor  (13.08.21 10:11:16) 
Benim bir arkadaşım vardı böyle, ısrar ederdim ama takmazdı, her seferinde de ölürseniz falan karışmam diyerek biraz espriyle sorumluluğumu redederdim, geçtiğimiz pazar günü yine kendisi arka koltukta otururken trafik kazası yapıyorlar, kafatası kırılıyor uzun sayılabilecek bir ameliyat oluyor, hala yoğun bakımda ama iyi. O dersini almıştır artık heralde ama evet genelde böyle insanlar.
O kaza yapan araç öndeki araca çarpmış, yaşam alanında bir hasar yok, öndekiler kemeri takılı olduğu için küçük sıyrıklarla inmişler ama arkadaki arkadaş neler yaşadı belli değil yani.

  • atom karincanin torunu  (13.08.21 10:21:21) 
geçenlerde balıkesir yolunda bir otobüs kaza yaptı. ondan fazla kişinin öldüğü kazada bir kişi emniyet kemerini taktığı için hafif yarayla atlatmıştı, haberlere çıkmıştı hatta.
bunu anlatabilirsiniz. benim için bir uyarıcı oldu bu mesela.

  • ananotherlife  (13.08.21 10:23:26) 
[]

Viski Tavsiyesi

Bi kutlama yapacağız viski almam lazım ama hiç anlamam bu işlerden, 500 liraya kadar "ya bu iyidir bundan al utandırmaz seni" diyebileceğiniz bi marka varsa ondan alayım; ne alayım? Teşekkür ederim.




 
icenler anliyor mu? Anlamiyorlarsa jenerik marka al gec markayi bildikleri icin en iyisini aldin zannederler.

Anliyorlarsa singleton guzel, migrosta var.
  • divit  (10.07.21 16:42:53) 
Anlayanlar var evet.


  • Kaleci Saçlı Forvet  (10.07.21 16:58:17) 
Glenfiddich 18 ya da 12, Glenlivet, monkey shoulder, bushmills, bunlar hep olur


  • kobuzchu kiz  (10.07.21 18:05:36) 
ben de glenlivet demeye geldim.


  • jangbogo  (10.07.21 18:08:51) 
Single Malt isterseniz
Auchentoshan 12
İrlanda karakterli, yumuşak kolay içimli bir iskoç single malt. Piyasadaki fiyat performans anlamında bence en iyi viski.

Talisker, Singleton olabilir.

Bourbon isterseniz
Woodford, Bulleit
  • cay koy geliyorum  (10.07.21 18:39:08) 
Jameson, jameson, jameson.

glenfiddich, ardından.
  • mermize  (10.07.21 18:48:56) 
lagavulin kaç para oldu bilmem ama lagavulin 16 hayır duası aldırır adama=)


  • argent dawn  (10.07.21 19:45:51) 
Lagavulin almanizi tavsiye etmem. Herkesin ve her ortamin viski degil. Ha hastasiyiz o ayrı.

Glenlivet, black bush varsa olur, singleton, monkey shoulder, Glenfiddich 12 falan hep olur.
  • logisticsmanager  (10.07.21 23:22:25) 
İlla İskoç viskisi olsun demiyorsanız Jameson +1 diyorum,


  • evandro roncatto  (14.07.21 01:37:39) 
[]

Iphone Silinen Sms Uygulaması

Sms uygulamasını sildim galiba, bunu geri getirmenin bi yolu var mı? Aslında sms geldiğinde açılıyor ama ikon yok. Teşekkür ederim.




 
Ekranı en sağa çek. Uygulama arşivi gelecek. Orada 'Sosyal' grubunun altında Mesajlar uygulamasını bulabilirsin. Üzerine basılı tutup (ya da 3D touch varsa sert basıp) 'Ana Ekrana Ekle' diyebilirsin.


  • himmet dayi  (04.07.21 10:46:26 ~ 10:46:45) 
Teşekkür ederim. Oraya 23 kez baktım ama görememiştim şimdi cevabı okuyunca tekrar baktım gördüm :)


  • Kaleci Saçlı Forvet  (04.07.21 10:54:26) 
123   « Önceki  Sonraki »
buraya yazılanların hakları Sir Anthony Hopkins'e aittir.
yazan eden compumaster, ilgilenen eden fader
modere edenler angelus, Artibir, aychovsky, baba jo, basond, compumaster, deckard, duyulmasi gerektigi kadar, fader, fraise, groove salad, kahvegibi, kaymaktutmayansicaksut, kibritsuyu, monstro, pandispanya, robin, ron dennis
bu sitede yazılanların hiçbiri doğru değildir. site içeriği küçükler için sakıncalı olabilir. yazılardan yazarları sorumludur. kaynak göstermeden alıntılanamaz. devlet tarafından atanmış bir kurumun internet üzerinde kimin hangi bilgiye ulaşıp ulaşamayacağına karar vermesi insan haklarına aykırıdır. web siteleri kullanıcıların istekleri doğrultusunda bağlandıkları yerlerdir. kullanıcılar isterlerse bir web sitesine bağlanmayabilirler. bu güçleri ve imkanları mevcuttur. bir kullanıcı bir siteye bağlanmak istiyorsa bu onun tercihi ve hakkıdır. bağlanmak istemiyorsa bu yine onun tercihi ve hakkıdır. halkın kendisine hizmet etmesi için görevlendirdiği kurumlar hadlerini aşıp halka neye ulaşıp ulaşmayacağını bilmeyen cahil cühela muamelesi edemezler. ebeveynlerin çocuklarını sakıncalı içeriklerden koruması için çok sayıda bedava ve ücretli yazılım mevcuttur. bu yazılımlar bir web tarayıcısını kullanmaktan daha karmaşık teknik bilgi gerektirmemektedir. devletin milletini küçük düşürmesi ve ebleh yerine koyması yasaktır. Skimlinks ile linkler üzerinden yönlendirme payı alınmaktadır.