[]

Rüyaların en kritik noktada bitmesi ve uyanmamız

Neden hep böyle, neden hep bi cliffhanger durumu ?

Hayır bazen kendimi kasıyorum tekrar uykuya dalıp, rüyaya kaldığı yerden devam etmek için ama ne çare.


 
En kritik noktadan kastettiğin tansiyonun çok yüksek olduğu olaylarsa tahminim şu: Stres veya öfori çok yüksek seviyelere çıktığında, beyin bir savunma mekanizmasıyla vücudu güvene alma refleksiyle hareket ediyor ve bilinçaltı akışını durduruyor.

Tabi en kritik noktanın ne olduğu da belli değil aslında. Sonuçta rüyalar bilinçaltında var olan malzemenin rastgele biraraya gelmesidir.
  • fobfilm  (26.02.20 00:34:59) 
[]

"Aniden deprem olacak" hissi

Size de oluyor mu bu çoğu zaman ? Özellikle geceleri geç saatlerde PC başında oturarak çalışanlar, siz de sandalyenizde sakin sakin otururken bir anda ve şiddetli bir biçimde sallanacağınızı hatta gürültü ve sarsıntıdan ne yapacağınızı dahi bilemeyeceğinizi düşündüğünüz oluyor mu ?

Edit: herkes sorumu yanlış anlamış :)


 
oluyor.
sırf bunun için bir sarkaç yaptım monitörün yanına.
deprem oluyor gibi hissedersem hemen ona bakıyorum, kıpırdamadığını görünce rahatlıyorum.
  • işimdeyim gücümdeyim  (20.02.20 22:19:19) 
işimdeyim benim dediğim "aa deprem mi oluyor" paniği değil, bir düş ama kötü içerikli olan, hani aklına filmden bir sahne gelir de irkilirsin ya, o şekil.


  • Avoiding The Puddle  (20.02.20 22:26:57) 
Oluyor, hatta buna karşı bir refleks oluştu. Yanlışlıkla sandalyeyi falan salladığımda kısa bir süre deprem oluyor sanıyorum.


  • mrmlq  (20.02.20 22:36:31) 
oluyor


  • pati  (20.02.20 22:37:37) 
Evet, maalesef.


  • emcekare olmadi einstein olsun bari  (20.02.20 22:38:20) 
birisi hatirlatmadigi surece aklima bile gelmiyor.


  • aydonno  (20.02.20 22:42:12) 
yani öyle panik havası değil de, genelde depremi hissetmediğim için sallanıyor muyum acaba diye durup kulak kabarttığım oluyor; özellikle son depremlerden sonra. deprem olursa hissetmezsem diye kendi kendime geliştirdiğim müthiş bir radar sisteminin sonucu ¯\_(ツ)_/¯


  • Bruce  (20.02.20 22:49:42) 
olmuyor.


  • sutlu nescafe  (20.02.20 22:54:27) 
[]

Osman Kavala'nın tutuklanması

Tamamen gündem değiştirme taktiği mi ?

Hayır adamın Gezi'den beraat etmesi ayrı komik, 15 Temmuz'dan tutuklanması ise apayrı bi komik.


 
hangi gündemi değiştiriyorlar peki?
o gündemi değiştiremezlerse ne olur?
osman kavala türkiye gündemi için çok mühim biri olsaydı böyle mi olurdu?
  • Moks  (20.02.20 01:34:38 ~ 01:34:56) 
Osman Kavala ile Gezi olaylarını yeniden gündeme getirip, FETÖ'nün siyasi ayağı tartışmalarını dosya altı edecekler, bunu görebilmek çok mu zor.


  • Avoiding The Puddle  (20.02.20 01:48:20) 
lan gece gece yüzümü güldürdün allah da seni güldürsün ne diyelim. fetönün siyasi ayağıymış dsklfjdslkfj.
idlib, ülke savaşa giriyor, ekonomi elde patladı falan desen neyse de fetö muhabbeti zerre umrunda değil ne akpnin ne erdoğanın. kılıçdaroğlu takılıyor işte. şunu açıklayacağız bunu açıklayacağız deyip neyi açıkladığını, bunların ne kadar gündem olduğunu gördünüz yav.
kim takar osman kavalayı yoyo yapıp salıp salıp alsalar gene bir gündemi değiştirmez.
  • Efoody  (20.02.20 02:27:31 ~ 02:45:20) 
bence ne yaptıklarını kendileri de idrak edemiyorlar. olay kontrollerinden de çıktı.


  • mikahakkinen  (20.02.20 08:59:06) 
Gezi olayları sağ cenahın antipati beslemekten vazgeçmeyeceği ciddi bi olay. Akp'nin kamuoyu oluşturmaya yönelik yoğun bir çabası var son zamanlarda. 15 temmuz sonrası "muhtemel darbe girişimi" söylemi bile medyanın ağza almaktan korkacağı bişeyken yandaş gazeteciler aracılığıyla çok rahat konuşulur oldu. Bu gündemi de aynı yere bağlıyorum ben.

Gezi beraatleriyle Kavala'yı salıp tekrar tutuklamak, geziyi tekrar hatırlatıp sağ seçmene eski nefretleri hatırlatmak, darbe söylemleriyle 15 temmuz'u hatırlatmak..

Ak parti çırpınıyor gibi geldi bana.
  • IncredibleMau  (20.02.20 12:11:49) 
İdlib'te Rusya ile ayrışma oldu. Sonra Jeffrey falan geldi, ABD, Avrupa ile yakınlaşıldı, hazır gezi davası da gelmişken şirin gözükmek için de tüm gezicileri bırakma kararı aldılar. Ama kendi tabanlarında hesaplayamadıkları şok bir tepki gördüler, AKitoğluitler nooluyoruz la, tüm geziciler çıktı, nasıl oldu bu iş diye şok oldular. Bunun üzerine AKP tarafı geri adım attı, onlar da şaşırmış gibi, nasıl olur bu karar alındı gibisinden bir tepki verdiler, Kavala'yı başka suçtan tekrar aldılar. Kendi gerizekalı seçmenine yönelik bir adım, Kavala yakın zamanda bırakılacak gene, bu kararı biz de tasvip etmiyoruz ama tiyatrosu.


  • speedy  (20.02.20 14:09:50) 
[]

Amerika'nın "Ay'a yolculuğu" konusundaki teorim

Bir grup insan bunun bir yalan olduğuna inanıyor ya madem:

O hâlde neden daha sonraki Ay misyonlarında o ilk ayak basışta dikilen bayraktan bir numune alınmamış ?

Laboratuvar ortamında bayrağın kaç yıllık olduğu hesaplanabilirdi ? Ve oraya gerçekten o zaman dikilip dikilmediği.

 
aya gidildiğine inanmayan kişi o yapılan hesaba da inanmaz. ay komplocularının gözümde düz dünyacılardan farkı yok.


  • arkadakiadam  (23.01.20 13:30:49) 
İstanbula inilmiş öbür inişte vana inilmiş. Gidip alsınlar mı yürüyerek?


  • bahoho  (23.01.20 13:50:32) 
daha sonra aya insanlı hiç gidilmedi.


  • hayir bu koyden olsam nolcak  (23.01.20 14:22:21) 
O bayrak eski bir bayraktan alınmış numune de olabilirdi


  • alicek  (23.01.20 14:23:25) 
NASA niye bir grup meczubu ciddiye alsın?


  • nundu  (23.01.20 14:50:02) 
bayrak orda kalmadı mı?

güçlü bir teleskopla iniş yapılan alanı göstermekten başka bir çare gelmedi aklıma.
  • zgrydn  (23.01.20 15:18:59) 
Komplo teoricileri ile ilgili bir fact, cevaplarının da giderek büyüyen komplolar olmasıdır.

Madem gitmediler, sovyetler neden hayır gitmedi bunlar yapmadı hiç. Konuşmaları için her sebep vardı.
  • aguen  (23.01.20 16:28:46) 
valla normalde ben de aya gidilmesine inanmayanlara düz dünyacılar veya aşı karşıtları gibi muamele ediyordum da hindistan'dan sonra en son israil'in gönderdiği araç da inemeyip çakılınca abd'nin insanlı ay misyonuna inancım sıfırlandı.

margaret hamilton bacımız 145bin satır kodu yekten oturmuş tasarlamış yazmış yönetmiş (ssg'nin yalancısıyım) ve aracın aya laks diye tek seferde inmesini sağlayabilmiş ama hindistan ve israil'in sahip olduğu onca parlak seçmece tecrübeli yazılımcı bu işi bugünün şartlarında başaramıyor öyle mi?
  • kambek  (23.01.20 16:34:34) 
@kambek

aya araç indirmek sadece kod yazmakla olmuyor. abd defalarca kez denemiş hatta ölümlü denemeleri olmuştur, aynı şekilde soyuz görevlerinde de kozmonotlar kaybedilmiştir.

145 bin satır kodun yanı sıra büyük bir şans da gerekiyor. bu kadar uzun yolculukta her şeyi önceden planlamak günümüzde bile mümkün değil.

ayrıca konu dışı olarak hintlilerde yazılımcı popülasyonu yüksek olabilir ama kalifiye yazılımcı oranı türkiyede daha çoktur belki.

Zaten nasa 2024'de tekrar ay'a insanlı gidiş için yeni hazırlıklar yapıyor.
  • ayin yazari  (23.01.20 17:29:14 ~ 17:29:48) 
aya gidilmediğinin ve olayın fake olduğunun en büyük destekleyici o zamanlar ki bilgisayar teknolojisinin commodore'dan hallice olması. yani o dönemde nasıl bir yazılım, devre, elektronik dizayn tüm yörünge hesaplarını yapıp apollo 11'i aya indirip sonra geri getirebilirdi?

burada usa çakallığı devreye giriyor, ussr'ın başarısız olmasının sebebi bu yazılımı yapmak için çok zaman harcamaları ve yazılımı yapamamalarıydı. usa yazılımı yapamayacağını biliyordu bu sebeple sürekli yazılım çalışıyor imajı yarattı. bu imajı yıllar boyunca sürdürdü. ussr ise buna inanıp sadece yazılıma çalıştılar ve başarılı olamadılar.

usa ise yazılımın işe yaramadığını bildiği için neil armstrong'u gizlice manuel iniş kalkışlar için eğitti. evet bir nevi intihar görevi gibi duruyor ama apollo 11 yazılımla değil manuel, mekanik kumanda ile gitti geldi. bu sebeple apollo 11 ekibi pilotlardan seçildi.
  • dedim dedim de kime dedim  (23.01.20 18:37:27) 
@kambek

öncelikle aya inerken ölmüş demedim, çlümlü denemeler olmuştur. Aya gidiş görevi olan apollo'da da test sırasında ölen astronotlar vardır.

en.wikipedia.org

Rosetta karşılaştırması biraz talihsiz olmuş. Rosettanın kendisi 2,8*2,1*2,0 metre boyutlarında basit araştırmalar yapmak üzere tanımlanan bir uzay robotu. Aya giden ve geri dönmesi planlanan araç bundan çok daha kompleks. Zaten aya gitmekle ilgili bir sorun yok o yıllarda abd için. Asıl planlanması gereken ve insanlı gidişi zorlaştıran şey geri dönüş planı. Rosetta görevini yaptıktan sonra geri dönmesi beklenmiyor ve boyutları itibariyle çok az bir güç uygulanarak uzayda yön verilebiliyor. Tek problem gecikme onu da artık günümüz teknolojisi hesaplayabiliyor. dolayısıyla rosetta gibi görevlerin yapılması günümüzde daha kolay, ancak aya insanlı gidiş ile aralarında hiç bir alaka yok.

Ay'a inen apollo aracının ay modülü 7.04*4.22*9.4 metre boyutlarında. Ayrıca apollo ile birlikte giden hizmet modülünün (oksijen,yakıt vb şeyler taşıyan modül) boyu 11 çapı ise 4 metre.

Dolayısıyla daha bu noktada bile aracın boyutları, yönlendirmek için gereken enerji, geri dönüş için gereken itiş gücü tüm bunların gidişte beraber götürülmesi. Orada dönüş planının kusursuz işlemesi gibi durumlar zorlaştırıcı etkenler.

Bahsettiğim şans bu yüzden gerekli. Ancak bu görev tek seferlik olsaydı ve direk aya gidildi denseydi bunun bir şans olmadığını ve kompla olduğunu anlayabilirdim.

Ayrıca bilgisayar konusuyla ilgili; aya gitmek için yeterli deneme şansınız ve bu denemelerden elde ettiğiniz tecrübeler varsa büyük hesaplamalar yapan bir hesap makinesi (o dönemin bilgisayarı) ve tecrübeleriniz gidiş için yeterlidir. Tabi bugün simulasyon ile bazı şeyleri önceden fark etmek mümkün ancak o günkü teknoloji ile de insanoğlu tavizler vererek aya gidebilir.

Yazılımı tek bir kişinin yapması o dönem için bir zorunluluk. Bu tarz monolit yazılımlarda birden fazla kişinin işe girmesi hata oranını inanılmaz seviyede yükseltir, dolayısıyla bu işi bir kişi yapmak zorundadır. Günümüzde bu monolit yapı kırılmış ve aynı projede birden fazla kişi geliştirme yapabilir hale gelmiştir (ki bu da hata oranını yükseltir ancak yazılım test mühendisliği de bu ihtiyacı karşılar). Ancak o dönemde bir kişinin bu kodu yazması da şaşılacak bir şey değil.
  • ayin yazari  (24.01.20 10:18:27) 
Aya insanlı inişi ilk denemesinde başaran apollo 11 öncesi ölümlü kazalar dünyada gerçekleşiyor ve o görevlerin hiç biri aya insan indirmeyi denemek üzere hazırlanmamış. Tabi ki nihayetinde o programın bütünü aya insan indirmeyi hedefliyor ama işte hiçbir zaman atıyorum apollo 8.5 aracına da maymun koyup yüzeye indirmeyi deneyelim dememişler, yörüngeye oturmaca yüzeye yaklaşmaca bilmemne ama hiç yüzeye inmek yok ve bunu insanlı ilk denemede başarıyorlar.

Rosetta örneğini günümüzde aya gitme programının hesap kitabının gayet kusursuz yapılabileceğini anlatmak için vermiştim, aya gidecek aracın daha kompleks olup olmaması onunla alakalı değil.

İçinde insan olan bir araç tabi ki daha kompleks olacaktır ve kendine göre farklı zorlukları vardır, haklısın.
Zaten bu yüzden ben de diyorum ki bugün bile insansızını gönderirken sıkıntı yaşayanlar varken öyle kompleks bir aracın o yıllarda bu insanlı görevi tek seferde başarma hikayesi bana artık inandırıcı gelmiyor

Siz de inanmayın demiyorum arkadaşlar, bana inandırıcı gelmiyor ya. Daha önce inanıyordum, bir süredir inanmıyorum ve paylaşmak istedim bu kadar basit.

Yarın çinliler veya x millet çıkar der ki "abi biz geldik ayda çalışıyorken bir de amerikalıların bıraktığı bayrağa, bozulmayan ayak izine baktık ve aha burada duruyor valla gelmiş adamlar" o zaman yine inanırım sorun değil, kanıt varsa ben yok inanmıyorum demem.

Amerika 2024teki insanlı iniş sonrası çıkıp biz o tarihte bu işi yapamadık ama siyasi sebeplerle bu yolu seçtik dese siz ne yaparsınız onu merak ediyorum ama.
  • kambek  (24.01.20 12:58:05) 
@kambek

napacağız hocam biz de büyük bir yalanın içindeymişiz deriz. Sen nasıl kendince okuduğun / öğrendiğinle bu işi aklına yatıramıyor ve inanmıyorsan benim için de paylaşılanlar yaşanılanlar yeterli geliyor gidildiğini düşünüyorum.

Yoksa gidilip gidilmediğini ikimizin de bilmediği belli, fikir yürütüyoruz :) Paylaşmak istemende hiç sıkıntı yok ben keyif aldım konuşurken. Umarım yakın gelecekte birden fazla insanlı gidiş olur konu hepimiz için aydınlanır.

iyi günler.
  • ayin yazari  (24.01.20 14:04:24) 
Benim bildiğim kadarıyla o bayrak elektronik, yani dik dursun, dalgalansın diye. ama tam hatırlamıyorum. belki bu yüzden alınmamışta olabilir.


  • durgunfoton  (24.01.20 14:08:47) 
[]

Yakın bir arkadaşla "fwb" olmak...

Toplum genel olarak neden buna bu kadar karşı ? Çevremdeki birkaç arkadaş da "neden sevgili olmuyorsunuz ?" diye sorular yöneltmeye başlayınca onlara bu olguyu asla izah edemeyeceğimi düşündüm.

Neden bu kadar tek tip ilişki (sevgili, evlilik vs.) düşkünü insanlarız genel olarak ?


 
fwb dışarıya aktarmanız gereken bir bilgi değil zaten. bunu yaşamayan bilemez. o yüzden anlam vermelerini beklemeyin.


  • orpheus  (21.01.20 05:03:17 ~ 05:03:33) 
çünkü bahsettiğiniz şey insan tabiatına aykırı. o yüzden çürütüyor insanları.


  • luluki  (21.01.20 08:32:14) 
kiminle sevişeceğimiz için toplum onayı alıyor olsak her seviştiğimizle nikahlanmamız gerekirdi.


  • lcha  (21.01.20 09:38:46) 
çünkü toplum genel olarak mallardan oluşuyor.


  • dafuq  (21.01.20 09:47:16) 
Ben anlamıyorum. Ama bu benim mal olduğum anlamına gelmiyor efendim. Tamam evlilik ayrı bir kavram sorumluluk vs. Ama sevmediğin, sevgili olmadığın kişiyle sevişmek bir tarafı hep kırar gibi geliyor bana. Evladım ya da yakın arkadaşım değilse karışmam, fikir beyan etmem, ne hali varsa görsün. Ama benim bakış açım budur.


  • SiyamkedisiZorro  (21.01.20 09:55:06) 
Arkadaşların da sen de kadınsın belli! Genel kanının aksine Türkiye'de cinsellik tabusunu yaşatan kadınlardır. Bunun iki sebebi var bence: Küçüklüğünüzden beri seks erkeğe verilen bir ödül olarak öğretiliyor size, karşılığında bir şey almazsanız kullanılmış hissediyorsunuz. Bir de seks erkekler için kolay ulaşılabilir olunca, kendi değerlerinin ilişki piyasasında düşeceğini düşünen kadınlar var.

Erkekler sizin kadar takıntılı değil. Yoksa Rus kızı, Rus kızı diye sayıklamazlardı. Evlenen eden var bir sürü, üstelik Türkiye'nin en muhafazakar yerlerinden. Doğu, Karadeniz vs.
  • rldofiui  (22.01.20 10:40:07) 
[]

Bu nasıl olabiliyor ? (bir Erasmus sorusu)

Okuduğum üniversiteden tanıdığım bir kız vardı, tırışka bir bölümden (İDE) mezun oldu 2018 yılında.

Mezun olduktan hemen sonra da Erasmus programına katılıp Almanya'ya gitti.

Şimdi bu kişi dil geliştirme bahanesi ile orada kursa gitmişti (kendi anlattığına göre) fakat bunu Erasmus sayesinde yapabildi diye biliyorum çünkü okuldan (yani devletten) hibe alarak gitmişti.

Sorum ise, bu nasıl olabiliyor ? Her x dili ve edebiyatı bölümünden mezun olan kişi okul desteğiyle kapağı yurt dışına atabiliyor mu bu kadar kolay ? Çünkü kendisi hâlâ orada. Avrupa'ya göçebilmek madem bu kadar zahmetsiz ise neden bu ülkenin vasıflı nice gencine turist vizesi bile verilmez ?

(Not: sözü geçen kişi ultra vasıfsız ve kezban biriydi bu arada. Aklınızda bir profil oluşsun diye belirtmek istedim. Yani herhangi bir uzmanlığı veya vasfı yoktu ingilizce bilmek dışında)

 
Mezuniyet sonrasında da Erasmus+ staj hareketliliğine katılmak mümkün. Muhtemelen bir kurumdan staj yapacağına ilişkin kabul belgesi almıştır.

Almanya'da aynı şekilde mezuniyet sonrası staj yapmış birisi olarak Türk kuruluşlardan ya da küçük ölçekli iş yerlerinden kabul belgesi alıp 1 gün dahi staj yapmayan örnekler görmüştüm. Bu tarz bir şey olabilir.
  • but that was just a dream  (19.01.20 16:36:12) 
[]

Muharrem İnce mevzusu

Bu adam neden farklı gerekçelerle de olsa ısıtılıp ısıtılıp önümüze koyuluyor ? Yani evet bildiğim birkaç gerekçesi var ama tek misyonu Kılıçdaroğlu'nu yerinden etmesi mi ?

Not: kendisi cumhurbaşkanlığına aday olup, mitinglerine başladığı günden beri bana antipatik gelen ve ciddi başarısız olan (belki de danışıklı dövüştü bilemem) siyasi bir isimdir.

Not 2: Bu adamı sevmiyor oluşum, Kılıçdar hayranı olduğum vs. mânasına gelmez. Benimle aynı fikirde olan binlercesi mevcut.

Not 3: Aşağıda "ciddi başarısız olan demek ciddi bir analiz kitlgina isaret ediyor bence" denilmiş, açıklama getireyim madem, kıtlık neredeymiş bi bakalım;

- C.başkanlığı mitingleri boyunca adam her mitinginde resmen RTE'nin ekmeğine yağ sürdü, Akşener'in bile yaptığını yapmaktan geri kaldı. Halbuki kendi siyasi çizgisinde, kendi icraatlarına odaklanmalıydı. Neticede yandaş medya onun her dediğini değil, cımbızla seçilmiş cümlelerini ekrana yansıtacaktı. Öyle de oldu.

- RTE ve AKP'nin tuzağına çekildi. Bir siyaset adamı olma çabasından ziyade söz düellosu/laf dalaşına girdi bolca.

- Ülkenin o anki mevcut ve belki çoğu kişinin bile dillendirmediği nice sorunu varken abuk subuk söylemlere, içi boş hırlaşmalara ve polemiklere bulaşıp durdu ("onun apoletlerini sökeceğim", "alfabede -ha- diye bir ses yok", "senin türbanın varsa bana ne, "adam kazandı" ve daha pek çok şey..)

Halbuki nokta atışı yapabileceği yığınla mesele vardı.

- Daha miting programına başlamadan Beştepe'nin yolunu tutması, şirinlik yapmaya çalışıp meseleyi sulandırması (ve o sıralarda kendi ağzıyla kendini ele vermesi)

Ayrıca aldığı oy oranının çokluğu onu tek başına bir siyasi partiden daha başarılı kılmaz sonuçta kriterler farklı ve muhaliflerin neredeyse tek adayı idi. Siyasi partilerin oy kaybetmesi veya yeterli oyu kazanamaması ise daha kolay bir durum.

 
Bana da antipatik gelmiyor. Mesela esas antipatik ve itici İmamoğlu benim için. Ben kendisini Cumhurbaşkanı görmek isterim.
Kimse bu adamı ısıtmadı. Kongre vardı ve KK ekibi sarayın adamı gibi göstermek istedi kendisini

  • trgydl  (24.11.19 23:27:02) 
trgydl

İyi de bu adam zaten azalarak bitiyordu, CHP neden böyle bir tezgah tasarlasın ki durduk yerde...
  • Avoiding The Puddle  (24.11.19 23:46:33) 
"ciddi başarısız olan" demek ciddi bir analiz kitlgina isaret ediyor bence. aldigi oya ciddi basarisizlik denemez zira cok partili donemde her zaman icin sag partilerin toplam oy oranlarinda ezici bir ustunlugu olmustur. sanki daha onceki sol liderler daha cok oy mu almis? garip hakikaten.


  • hot potato  (24.11.19 23:50:11) 
akparti cephesi abidik gubidik siyasetçileri her gün parlatıp dururken biz chpliler kendi siyasetçilerimizi her gün itin g*tüne sokuyoruz. bizim kadar memnuniyetsiz ve ne istediğini bilmeyen bir güruh yok. belki de bu yüzden hiç iktidar yüzü görmeyeceğiz. muharrem ince 2018 yılında prensti, kahramandı şimdi itin götünde. (kendi hataları da var) ekrem imamoğlu 7 ay önce kurtarıcıydı, umut ışığıydı. şimdi bazılarını görüyorsun imamoğlu çok bık bık. e mına koyayım her çıkanı böyle harcarsak meydan yine kime kalacak sanıyorsunuz?


  • neorealism  (25.11.19 00:28:27) 
her şey olabilir türkiye siyasetinde ama emin olduğum tek bir nokta var benim. muharrem ince chp genel başkanı olursa partideki kürtçüleri(bakın kürt değil) ve geçmişinde chp kapansın diye miting yapmış bugün önemli koltuklarda oturanları, chpli gözüken aslında chpli olmayanları ve atatürk istismarcılarının ensesinde olacak ve bunları atatürk'ün partisinden ihraç edecektir. çünkü bunun gerçekleşme olasılığının getirdiği bir korku sonucu hala bu adamla uğraşıyorlar. bu benim seçmen olarak chpye oy verirken şimdiden daha rahat olmam için gerekli kaçınılmaz bir olgu.
bu sebep ve chp'nin kurumsal kimliğine duyduğum saygı üzerine bu hususta ben chp'nin evladı muharrem ince'nin muvaffak olmasını tercih ederim.
sayın baykal'a kumpas kurulduğunda kumpas kasetini bana yüzünde maskeli kişiler getirdi izletti diyen kılıçdaroğlu'nu o günden beri zerre sevmiyorum.
muharrem ince sanılanın aksine sadece sol tabandan oy alabilecek bir siyasetçi değil toplumun her kesiminden akplisinden de mhplisinden de gayet oy almış bir siyasetçi. bunu 41 yılın sonunda 30 barajını aştığında görmüştük. ama inanmamaya daha doğrusu göz ardı ettirilmeye çalışıyorlar bazı kesimler sistematik bir şekilde. chp kimsenin oyun bahçesi ve babasının malı değil.
  • debian  (25.11.19 01:52:16) 
Saçma sapan bir yazı okuduk sayende. Bence bir kısım muhalif kitlenin de sorunu bu. Seçim sürecinde kazandık goygoyu, seçim kaybedilince muharrem çok reröre.

Bence de şekil a1 deki çok bilmiş siyaset uzmanlarından kurtulabilsek yol alabiliriz.
  • baal  (25.11.19 08:52:47) 
CHP'de bir AB'ci/küreselci/HDP'ye yakın kanat var, bunları Kılıçdaroğlu savunuyor. Bir de millici bir kanat var. Bunlar da İnce üzerinden parti yönetimini ele geçirmek istiyorlar.

Kılıçdaroğlu, RTE'ye göre iyi gibi gözükse de, partide pkk tezlerini bile zaman zaman savunan bir kanat var. Bunları koruyor ve kolluyor. Sezgin Tanrıkulu, Canan KAftancıoğlu vs. gibi...


.
  • kartallar yuksek ucar  (25.11.19 10:48:34) 
[]

"Ekonomi biterse akp de biter" deniliyordu...

Ekonomi bitti ama akp eskisi gibi hâlâ ayakta. Ee, ne oldu peki şimdi, bu bile onları iktidardan edemiyor ?




 
akp bitti zaten de rte ayakta. şahıs olarak çok seviliyor. cb olduktan sonra da ne olsa "olum adam cb oldu partiyi boşladı, neler olduğunu bilmiyor vs diyorlar"


  • avatar is back  (06.11.19 18:28:06) 
akp nin uzun ömürlü olmasının sebeplerden biri, muhalefetin tutarsızlıkları ve devletin bütünlüğü için bir araya gelip uzlaşı sağlamak yerine başka odaklarla yakınlık kurmalarıdır.
mobile.twitter.com

Oysa halk sadece ekonomiyi değil birlik ve bütünlüğü de düşünür.
  • Erva  (06.11.19 18:33:54) 
Medya haber yapamıyor şu anda. Kötü bir haber yapsa hemen silivri. Rahmetli Ecevit'i medya bitirdi.


  • komando kani var bende  (06.11.19 18:49:26) 
Akp bitti. Ama etkilerini bi 10 yıl daha yaşayacağız. 2007'den beri belkide tarihin en yoğun kadrolasmasi gerçekleştirildi devlette.
Nasıl ki geçmişte 60 yıl hükümetler sağ/muhafazakar jenerasyon olsa da devlet kadroları rte'nin meşhur "cehape zihniyeti" tarafından işgal edildiği için sağ hükümetler asla otorite kuramiyordu, bugün de tam tersi durum var kadrolarda.
He ideolojik olarak gudik ve yavşak tipler olduklarinsan temizlenmesi ötekiler gibi zor olmayacak.

Amerika ile aramizin bozulmasinin miladı ile fetoyla hukumetin arasının açılmasının miladı neredeyse aynı.

Politik okumaya sahip insanlar akp'nin ekonomi mengenesinden kurtulabilmek için fetoya tekrardan ufak ufak yol verdiğini görebiliyor. Barınç gibi temsilci/köprü hüviyetindeki tipler boşuna cb y.i.ş e dahil edilmedi, son zamanlardaki gelişmeler v.s, önümüzdeki dönem ekonomik bir ferahlama olası, kaybetmekten olan her insanın son şansını kullanmak için ölümcül bir hata bu tabi ama işin matematiği bu.

Akp denilen mekanizma kapısında kurdela kesilerek açılmadı, nasıl buyumesi bir süreçse yıkılması da bir süreç.
Bugünden yarına olacak bir şey değil.
  • aksi kanitlanmadikca cocuktur  (06.11.19 20:05:25) 
Kaç yaşındasın bilmiyorum ama ekonomi aslanlar gibi ayakta. Bu yüzden henüz AKP bitmedi. 2000-2001 yılında ekonomi bitmişti. Yaklaşan krizde daha beterini yaşayacağımız için şuan bence ekonomi aslan gibi. Bu yüzden henüz AKP bitmedi.
Not: Varlıkların (ev, araba...vb) yenilebilir bişi olmadığını o gün anlayacağız. Nakit candır.

  • rastinon  (06.11.19 21:44:30) 
akp yerel seçimlerde çok sağlam darbe aldı aslında bence. 94 doğumluyum ben, el kadar bebe olduğum dönemi saymazsak akp türkiyesinde büyüdüm. inan şu an ankara, istanbul ve daha pek çok büyük şehrin chp'de olması inanılmaz tuhaf geliyor bana. benim gördüğüm, yaşadığım türkiye'de bunun olması imkânsızmış gibi... adamlar öyle bir ivme yakaladı ki chp'nin kalesi olarak görülen yerlerde bile (ki ben öyle bir yerde büyüdüm) %20'nin altına düşmüyorlar, düşünsene. velhasıl mevcut durum benim için akp'nin bitmese bile en azından biteceğini gösterebilen bir durum oldu.

öte yandan ekonomi de tümüyle bitmedi. zorlanmalar başladı ama iktidarı devirecek kadar ciddi değil. hele ki bizim ülkenin isyan eşiğinin çok çok yüksek olduğunu da düşünürsek bence şu aşamada akp'nin bitmemesi normal. ona daha var sanki.

şimdi ağzımı bozmak istemiyorum, zaten cevabımı silecekler ama "muhalefet başka odaklarla yakınlık kurmuş" diyen arkadaş hükümetin yakınlık kurduğu odaklara da baksın bir. bu kadar aymazlık olmaz. insanda utanma olur biraz. sürekli kandırılan, fetöcüleri devletin her kademesine dolduran, bu ülkenin askerinin belini kırmaya çalışan da muhalefetti di mi? halk birlik ve beraberliği düşündüğü için mi türk ordusu perişan edilirken sesini çıkarmadı? türk halkı birlik beraberlik falan düşünmez. çoğu cebinin derdinde, vizyonsuz, boş milliyetçi tiplerdir. kimse masal anlatmasın.
  • der meister  (06.11.19 21:51:07) 
haber yapılamamasıyla ne ilgisi var? ekonomi diyorsunuz haber yapılmadan bittiği anlaşılamıyor mu? illa ekonomimiz bitmiştir bandı mı geçmesi lazım?
iktidar tek bir olguya bağlı değil. ekonomi mühim ama ekonomiden çok daha tırt şeyler iktidar değiştirtebilir tam tersi de geçerli.

  • denek hayatım  (06.11.19 21:55:59) 
@denek hayatım, ilgisi var, devletin hiç bir organından kriz var lafı daha henüz duyulmadı, sizin kendi çevrenizde kriz var yaw demeniz ile devletin kriz var demesi arasında dünya kadar fark var. tıpkı sallamadığınız birinin salak demesi ile anne/babanızın salak demesi gibi, etkileri farklı olur bu tür durumların.

medya'da kriz var diyecekse bunu sarı çizmeli mehmet ağaya söyletmez, adı uzman (uzmanlığı tartışmalı olabilir o konu fark etmez) birine söyletir.
  • selam  (06.11.19 22:23:23 ~ 22:24:35) 
kriz varsa vardır yoksa yoktur. van gölü canavarı değil bu birilerinin gerçek olduğunu ortaya çıkarması gerekmez. krizin varlığı/bilinmesi/hiseedilmesi/yaşanılması medyada görünürlüğüne bağlıysa o şey kriz değildir. kriz var ama medya yazmıyor ondan şey olmuyor fazlasıyla komik. şey olması için kriz yeterli. adam aaa açız lan biz televizyonda gördüm demez. komşusunun aç olduğu bilmesi için gazete gerekmez.


  • denek hayatım  (06.11.19 22:30:48 ~ 22:32:44) 
denek hayatım haklısın ama selam da haklı.

Şöyle ki, 2001 krizinde hatta ve hatta 2008 krizinde kanallar bu durumu sürekli tartışır ve gündemde tutardı, ki bu krizlerden biri genel bir dünya krizi olduğu hâlde.

Ama şu an herkes üç maymunu oynarken oyunu her seçimde iktidar partisine veren ve aldığı ekmeğin, suyun fiyatını asla düşünmeyecek olan yüzbinler de bu durumdan hâlâ bihaber.

Aslında bizim durumumuz kriz bile değil, bir çöküş. Krizin başı ve sonu vardır ve az çok nasıl bir çıkış olabileceği bellidir. Bizimkisi ise sonu belli olmayan bir yuvarlanma durumu.
  • Avoiding The Puddle  (06.11.19 22:51:07 ~ 22:52:34) 
@denek hayatım, ifade etmeye çalışayım ama tam beceremeyebilirim, senin benim yiyecek bulamayışımız zengini bağlamaz, zengin dediğim de 5/10 apartmanı otopark'ı olan, ticaret yapan adam değil, milyar dolar ile borsada yada şurada burada emtia ticareti yapan adamlardan bahsediyorum (ki çoğuna hayalimiz yetmez, öyle değişik şeyler alıp satar bu adamlar), bu insanlar senin benim lafıma bakmaz, devletin veya medyadaki uzmanların lafına bakar, bu adamlar panik yapıp (türk olsada fark etmez) ahanda kriz var paramız pul olacak diyerek paralarını çıkartmaya başladığında problem ayyuka çıkar, devlet maaş ödeyecek para bulamaz hale gelir, kaldı ki hastasine ilaç alsın, veya benzeri şeyler. ve devletin çöküşü bir günde başlayıverir (hükümet değil, devlet çöker) sen ben o şu bu, hepimiz toplanıp kendimizi yaksak böyle bir etki edemeyiz. bu yüzden biri ile devlet veya medyanın gücü aynı değil.

örnek vereyim: steve jobs'un milyar dolarlarını yöneten yatırım firması/firmaları zamanında 5 milyarını türkiye cumhuriyetinin devlet bonolarına yatırdığını düşün, buna adını bildiğimiz yada bilmediğimiz (meksika mayfasının üyeleri bile olabilir) insanları da ekle. bu insanlar senin benim yiyecek ekmek bulamayışımız ile ilgilenmez.

kahvedeki adam kadın mı kızmı bilemem dediğinde sen evinde bunu duymazsın, duysan bile o kadar sinirlenmezsin, bunu bir devlet erkanı meydanda söylediğinde ise skandal olur. baktından o da insan diğeri de, baktığında ikisinin de ağzı burnu var, ikisi de aynı lafı söylüyor (noktasına virgülüne kadar) ama etkileri aynı olmuyor işte.


birde tüm bunlara rağmen, rte ekrana çıkıp kriz var arkadaşlar batıyoruz dese bile yok ya ona bunu söyletiyorlar diyecek 5 milyon insan bulabilirsin. misalen binali yıldırım'ın hoca efendi için söylediklerini insanlara izletiyorsun, montaj diyor, yalan diyor inanmıyor adam. gözüyle gördüğüne, kulağı ile duyduğuna inanmıyor ki.
  • selam  (06.11.19 23:22:20 ~ 23:31:12) 
birilerinin yazar kasa atmasını ya da çıkıp 70 sente muhtaçız demesini bekliyorsunuz sanırım anladığım o.
ülkede darbe gibi bi şey oldu ama olmadı piyasa zerre umursamadı.
ne kriz o eski krizler, ne toplum o eski toplum ne de iktidar dinamikleri aynı.
yatırımcı mal mı bilmiyor mu ülkenin ne olduğu da ntv açıp f5 çekerek mi öğreniyor yapmayın etmeyin.
  • denek hayatım  (07.11.19 15:20:18) 
[]

ATM'den elektrik faturası ödeme

Ziraat maaş hesabımdan (normal bankamatik hesabı) elektrik faturamı ödeyebilir miyim içerideki parayı kullanarak ?

Bu arada fatura üzerime kayıtlı değil elbette, ev sahibinin adı soyadı var.


 
Ödeyebilirsin.


  • kitik  (05.11.19 17:16:16) 
Valla barkodla veya abone numarası ile öde seçeneği vardı. Barkod diye bir şey faturada zaten yok. Abone numarası da ısrarla başına sıfır getirilmiş 12 haneli bir numara olmalı diyor, öyle bir numara yok. Olmadı velhasıl, yatıramadım...


  • Avoiding The Puddle  (05.11.19 18:25:45) 
[]

Eski zaman şaraplarıyla modern alkollü içecekler arasındaki temel fark.

Gece gece aklıma geldi yine, sorum alkol guruları ve hatta kimyacılara;

Şarap neredeyse insanlıkla yaşıt bir içki ve sarhoş eden bir içki.

Peki eski zamanlarda üretilen (çok eskiye gitmeye gerek yok, birkaç yüzyıl öncesi diyelim) şarap ile günümüzdeki herhangi bir alkollü içecek arasındaki temel fark ne olabilir ? İkisinde de alkol var evet, fakat eski zaman şaraplarındaki alkol oranı daha mı yüksekti ? Eğer öyleydiyse insanlar onu nasıl tüketebiliyorlardı ?

 
maya kültürü farklı olabilir. alkol oranı da üzümün şekerine bağlı. ama yüksek olsa da içilir, 100% alkol de içilir ama az miktar içmen lazım.


  • sttc  (03.11.19 01:54:17) 
İsveç’te böyle bir şarap içmiştim baya şekerli ballısı bile vardı iddaları bilmem kaç yüzyıldır ayni diyorlardı hakketen kafa yapmıştı kolay sarhos da olmam


  • monkey  (03.11.19 05:01:50) 
geçmiş zaman şaraplari ile günümüz şaraplarının en büyük farkı standardizasyon.

eski şaraplarda üzüm üzerindeki mayalar ile fermantasyon yapılıyordu. bizdeki gibi hazır mantar kültürü yoktu. ancak adamlarda uzmanlık vardı.
alkol oranına gelecek olursak üzümdeki şeker miktarı ile orantılı bir olay lakin dışarıdan şeker bile eklesen oluşabilecek alkol miktarı sınırlı. şimdi bile internetten mantarlara bakarsan çalışma sıcaklıkları ve kaldırabilecekleri şeker/alkol oranları verilmekte.
özetle şimdiki teknoloji ile amaç odaklı her iş yapılabiliyor, ürün odaklı çözüm yeteneğimiz var.
  • qxgviper  (03.11.19 12:37:23) 
alkol oranında çok farklılık olmaz. her sene babam şarap kurmakta. en kral üzümden yapsan yüzde 25 geçmez. üzüm çeşidi farkı olabilir belki. eski zamanlarda yemelik üzümlerden şarap yapıyor olabilirler ve ilaçsız üzümlerden yapıyorlardır. şaraplık siyah üzüm ekşimtırak ve kabuğu kalın olur. şarap fabrikasına 10 seneye yakındır üzüm veriyoruz. belli periyotlarda ilaçlanıyor, eski zamanlarda bu mümkün değildir.
bir de bir ağacın meyvesi ne kadar çoksa, meyveden aldığın tat düşer. ne kadar az meyve o kadar kaliteli ürün. eski zamanların farkı daha doğallık ve saflık.

  • mikahakkinen  (03.11.19 13:24:44 ~ 13:25:11) 
Şarap ve yüksek alkollü schnappsler arasında her zaman fark vardı: Teknik.

Hatta üzümden yapılsalar bile, mesela grappa. Eski tekniklerde genelde meyve 'yakıldığı' için ortaya çıkan ürün, yüksek alkollü ve şaraba göre de az miktarda sıvıdır.

Şarapla ilgili birçok şeyi Roma kaynaklarından öğreniyoruz. Özellikle manastırlarda bunla ilgili bir ton yazılı kaynak var. Manastırlar yüzyıllardır şarap ve bira yapıyor ve bu konuda her yılın hasatı hakkında da defter tutuyorlar. Alkol oranı ile oynamak aslında her dönem trende bağlı. Şimdi daha az fıçı görmüş, daha az alkollü şaraplar moda iken, 80lerde fıçı kokan, ağır, yüksek alkollüler yeğ görülürdü. 'Eski zaman şarabı' diye bir şey yok. Romalılar'ın Moselle'de yaptığı şaraplar ve teknikler var, Romalılar'ın bu günkü Fransa'da yaptığı şaraplar ve farklı teknikleri var. Bunlar hakkında çok şey biliyoruz. Bu gün bilinen çoğu teknik, şampanya tekniği ya da barik şarabın da tarihi çok çok eski değil. 17. yüzyıldan sonra takip edilebilir halde.

'Eski zaman şarabı' denilince ben temiz tarımdan gelme, antioksidansız, doğal toplama yöntemiyle toplanmış, rengi değiştirilmemiş şarabı anlıyorum. Buna yakın şaraplar bu günün doğal şarapçılığında (natural wine, raw wine) az çok uygulanıyor. Doğal şarapçılıktan kastım, merdiven altı süryani şarapları değil. Avrupa'da çeşit çeşit label var bunun için. Genel özellikleri: Koruyucu madde yok ya da yok denecek kadar az. Elle toplama yapılıyor (her bio şarapta değil, hepsinin farklı standartları var.)

Eskiye dönme bu günün trendi şarapta. Hatta eski Roma bağlarının olduğu yerlerde şarapçılık yeniden canlandırılıyor. Örneğin Belçika'da.

Son soruya cevap, şarap su ile tüketilen bir şey. 19 ve 20. yüzyıl Türk eserlerinde bile var bu. "Bir genc kiz her dakika fotografyasini yaptirmaz, ba-husus fotografyalarini saga sola dagitmaz.(...) Hicbir zaman susuz sarap icmez ve daima sarabina cok miktarda su koyar." Ahmet Cevdet Pasa.

Yukarıdaki bazı yanlışlıkları düzeltmek gerekirse:

-İsveç noel mix içeceği glögg o. Ballı olan şey de, germen ülkelerinde de içilen met. Sıcak noel şarabı karışımlarının içinde bir shot schnapps vardır genelde. Yüksek şeker nedeniyle de iyi çarpar. Teknikle bir alakası yok. Tarifi basit ucuz şarap artı şeker. Baharatlandırılır da.

- Her şarap üzümünün kabuğu sert olmaz, mesela Pinot blanc. Bazı soğuk iklim bölgelerinde üzüm manüpile edilip başka kalın kabuklu üzümlerle çaprazlandırılırmıştır, mesela grüner Veltliner.
  • buf-e kür  (03.11.19 15:02:40) 
@buf-e kür haklı hepsi kalın olmaz. zaten pinot noir türkiyede güzel olmaz ben genelde shiraz öküz gözü çal karası gibi üzümler için bu tabiri kullandım. bizde şaraplık narince var tatlı ve ince kabukludur.


  • mikahakkinen  (04.11.19 11:45:49) 
[]

'Mustafa' filmindeki tarihsel hata (ya da senaryo hatası)

Geçen akşam öyle açtım izliyordum, o izleyişimde dikkatimi çekti ki muhtemelen pek çok kişinin daha çekmiştir.

Zübeyde Hanım'ın vefatı sahnesinde Mustafa Kemal'in; "dağdan bir taş getirin ve Atatürk'ün anası Zübeyde burada yatıyor diye üzerine yazın" dediği söyleniyor.

E iyi de, soyadı kanunu 1934'te çıkmadı mı ? Daha "Atatürk" diye bir soyismi yok henüz ve zaten aynı filmin ilerleyen sahnesinde de bu konudan bahsedilmekte.

Bilemedim...

 
Sahneyi hatırlamıyorum ama Zübeyde Hanım 1925 gibi vefat etmişti sanırım, dediğiniz gibi Atatürk soyadı 1934.


  • John Bloor  (29.10.19 10:35:28) 
o yazıyı içeren taş 1940'da dikilmiş. belli ki filmde dramatik dursun diye eklenmiş.

www.yeniasir.com.tr
  • sinek kral  (29.10.19 12:32:11) 
[]

PC kasasını modeme "kablosuz" bağlamak.

Kullandığım PC ve ona ethernet portuyla bağlı olan modemim kendi odamda ama ben yan odamdaki başka bir "masaüstü" PC'me de bu interneti bağlamak istiyorum.

Bunun için önce bir ucu modeme diğer ucu kasaya bağlanan kablolardan almak istedim fakat hem oda uzakta hem de arada kablo olmasını istemiyorum.

Bunun daha pratik bir yolu var mıdır ? Nette "USB Wi-fi adaptörü" diye bir şey gördüm ama çalışma prensibini tam anlayamadım.

Özetle, diğer PC'yi kablosuz olarak modemime nasıl bağlayabilirim ? En kestirme yol ve gerekli aparat nedir ?

 
O nette satılan şeyden al işte takınca laptop gibi olacak masaüstü bilgisayarın


  • valarmurgulis  (21.10.19 23:40:55) 
Usb girişiyle wifi adaptörünü bilgisayara takıyorsun. Yazılımını kurarak, masaüstünü valarmurgulis'in de dediği gibi laptopa çeviriyorsun.


  • Başkalaşım  (21.10.19 23:51:51) 
Bi de bu var:

m.trendyol.com
  • Kirmizibavul  (22.10.19 07:58:14) 
Adaptöŕ şart, tp linkinki iyi 80 lira falandı tak-kullan çalışıyor hız fazla düşmüyor


  • kirmizi baslikli mario  (22.10.19 08:21:17) 
10 sene once kullaniyordum guzel calisiyordu, simdi daha da iyi calisiyordur kesin.


  • c1b2k3  (22.10.19 08:49:01) 
[]

Aynı anneden fakat farklı babadan olan bir kardeşiniz var mı ?

Genelde babalar aynı anneler farklı olur, en azından benim denk geldiklerimde. Fakat duyuruda bu tanıma uyan kardeş ya da kardeşleri olan var mı, merak ettim.




 
Ben


  • aksi kanitlanmadikca cocuktur  (14.10.19 22:45:48) 
Eşim var.


  • brnbrs  (15.10.19 09:01:10) 
Yakın bir tanıdığım var


  • kitap arasında kalmış silgi tozu  (15.10.19 10:42:41) 
[]

Tablet PC'ler hakkında birkaç soru.

Gidip mağazalarda inceleyeceğim ilk defa ama gene de birkaç soru sorayım istedim.

1000-1500tl arası kötü olmayan bir markada tablet alma fikrim var. Şu aşağıda saydığım şeyleri (PDF ve kitap scanları okumayı saymıyorum elbette) tablette yapmak mümkün mü ?

- USB flash bellek veya SD kart kullanarak film izleme, müzik dinleme hatta müziği PC hoparlörüne bağlama

- Kablosuz internet ortamında netten Youtube'a girebilme

- Whatsapp veya türevi mesajlaşma uygulamalarını indirip kullanabilme

- Bunu sorduğum için mazur görün ama bir de kötü kalitede bile olsa resim çekebilme

alacağım tablette bunların hangileri ya da hangisi olacaktır ? Tabii genel olarak soruyorum, özel bir marka veya işletim sistemi gözetmeden.

 
-evet
-evet
-evet (whatsapp web)
-evet

hepsi olacaktır.
  • dr doofenshmirtz  (14.10.19 23:27:24) 
Tablete WhatsApp kuruluyor bildiğim kadarıyla ben kullanıyorum en azından. Cihaz desteklemiyor diyor falan ama çalışıyor. Aktivasyon için bir cep ya da sabit tel girmek lazım tabi.


  • another day in paradise  (15.10.19 00:48:27) 
Samsung galaxy tab a var, 3gb ram, full hd ips panel, kalemiyle gayet is görüyor ve 1200 tl civarı. Yukaridakilerin hepsini fazlasıyla yapar. Alacağınız alette 3gb min ram olsun.


  • karacigerim vur kadehlere  (15.10.19 01:14:48) 
Chromebook baksaniz kAtlanabilir olanlardan?


  • icim urperiyor  (15.10.19 11:40:34) 
[]

Yurt dışı alkol getirtme durumu

Cevabı az çok biliyorum da, birkaç şişe yerine bir iki şişe amerikan viskisi, şampanyası vs. getirtebileceğim birisi var (North Carolina'dan).

Geldiği anda gümrükte el koyulur mu ?


 
Alkol oranı %20'yi geçen içkileri(viski,vodka vs.) gümrükten sadece 1 litreye kadar geçirebilirsiniz.


  • Başkalaşım  (02.10.19 17:57:22) 
peki hem gidişte hem gelişte yanımızda çantaya koysak?


  • alkolik imam  (02.10.19 18:26:28) 
yüksek alkollü içkiler için havaalanında duty free'den alma hakkınız 1 litre
önceden dışarıdan alıp valizinize (kabin bagajı değil) koyarsanız sorun olmaz

  • asbe  (02.10.19 19:14:35) 
Kontrole girerse olur
Onun dışında olmaz
Kontrole girme ihtimali de yaklaşık 5.000’de 1 falan..
  • 2 tostos turan  (02.10.19 19:20:07) 
Ayrıca valizde değil de free shop’tan aldıysa 3-4 litre sorun olmaz, ben valizde getireceğini düşünerek yazdım


  • 2 tostos turan  (02.10.19 19:20:48) 
Free Shop filan değil yahu, adam zaten amerikalı, o gönderecek bana her masrafı dahil (gönderi ücreti vs.)


  • Avoiding The Puddle  (02.10.19 22:32:45) 
Kargoyla falansa gümrükten geçme ihtimali yok zaten.


  • passion rules the game  (03.10.19 07:42:20) 
[]

Dolar-Euro neden artmıyor ?

Hani sonbaharda 6 liranın üstüne çıkması bekleniyordu ? Aylardır 5.5~5.8 arası gidip geliyor. Yakın zamanda doların 6 lira üstüne çıkma ihtimali nedir ?




 
Bekleniyordu derken? Büyük yatırım şirketleri daha da düşük öngörüyordu. 4,70 hedefi ile sat veren yurtdışı aracı kurumlar var


  • trgydl  (01.10.19 13:01:48) 
trgydl

4,70 mi ? Ağzından yel alsın abi dur :(
  • Avoiding The Puddle  (01.10.19 13:04:56) 
4.70 beklentisi spekulasyondan baska bir sey degil.

6 civarlari yil sonu beklentisi, daha 3. ceyrekteyiz ve bir PPK karari daha var onumuzde.

Neden artmiyoru bilemem, onu piyasa bilir. Piyasa matematik gibi calismiyor.
  • stavro  (01.10.19 13:09:48) 
Tabii ben de dolar-euro cahili sayılmam. Bilhassa GBP ve Euro'yu da takip ediyorum ve USD ile bunlar arasındaki makas iyice daraldı son zamanlarda.

4.70 cidden hayal, dolar ülke tarihinde asla aşağı yönlü bir inişe geçmemiştir ve geçemez de.

5.5 direnç noktası ve benim derdim de açıkçası bunun daha da yukarı tırmanması.

Dolar birikimim yok ama paramı döviz olarak kazanıyorum. Doğal olarak bir gecede çeyrek asgari ücret kazanmak istemek hakkımdır.
  • Avoiding The Puddle  (01.10.19 13:16:14) 
Bir devlet mudahalesi mevcut ama ne derece devlet mudahalesi, ne derece piyasa tepkisi bunu bilmiyoruz ki.

Yanlis bilmiyorsam doviz zorunlu karsilik oranlari dusuruldu. Bu ne demek? Ben sunu anliyorum, kamu bankalari sinira dayanan kadar doviz satti, daha fazla satmalari isteniyor ama kitaba uymuyor. Kitap degistirildi. Bu sadece tahminim, belki de alakasi yoktur.
  • stavro  (01.10.19 15:55:40 ~ 15:56:40) 
çünkü tl değer kaybetmiyor.


  • ya ben lan neyse  (01.10.19 16:54:28) 
faizi düşürerek arabayı iterek vurdurdular, araba şu an çalısır gibi duruyor. O yüzden dolar değer kazanmıyor.

ama araba serçe...
  • binder dandet  (01.10.19 17:03:25 ~ 17:08:07) 
Faizin dusurlmesi neden TL nin degerini korumasini saglasin?


  • stavro  (01.10.19 19:21:33) 
[]

Miss Turkey adaylarının gömülmesi

Yani bu ne çeşit bir incel'liktir arkadaş, hepsine baktım, aralarında 1.77m'den kısası yok (yeni nesil zaten böyle upuzun), daha nesi iyi olacaktı ki de millet gömmüş.

Şu mesela, aile boyu sırık gibiler ki kız zaten basketbolcu (yerim)

www.instagram.com

Başka bir resimde, yanındaki delikanlıyı hak etmeyecek kadar güzel ama bizim ekşiciler bunu bile itici bulmuş yaptığı şeyden ötürü.

Edit: gözüme çarpan bir diğer insta adresi için;

www.instagram.com

Geri kalan hepsi için;

eksisozluk.com

Edit 2: Bir de şu sarışın var tabii

www.instagram.com

Bir de mühendislik fakültesinde hatun ne gezer derler, bazıları mühendislik okuyor.

 
Kiz ne yapmis anlayamadim ama sadece fotograflara bakip kizi itici buldum.

Cirkin diyebilecegim biri de asla degil ama ne biliim guzellik beklentiniz dusukmus bence
  • Flipsflops  (29.09.19 16:16:36) 
mesele boy değil, tip. kusura bakmayın da sokakta bunlardan kat kat güzel binlerce kız var. eleştirilen nokta o.


  • candide  (29.09.19 16:17:22) 
miss turkey'ye katılan kızların güzellik seviyeleri tartışılır ama kabul edelim ki hiçbiri bu yarışmaya katılma ihtiyacı hissedecek kadar aman aman bir güzelliğe sahip değil. ortalama veya ortalamanın bir tık üstündeki her kız pohpohlanıyor zaten. tek sorun bu kızcağızlar bu pohpohlanmayı aşırı ciddiye almış.


  • ruhen hastayim ben  (29.09.19 16:35:29) 
bi şey sorucam yanlış anlamayın incel ne demek biliyor musunuz?


  • inekadam  (29.09.19 22:21:36) 
Ben de gömüyorum cunku metrobuste cok daha iyisine denk gelebiloyorsun.
Net bir sekilde "tirt" oluyorlar.

"miss turkey" cok iddaali bir unvan. Esi benzeri bulunmaz bir sey olmasi beklenir dogal olarak. Yani suna bakiyorum, www.instagram.com ben siradan vatandas olarak bundan daha guzel kizlarla takildim, buna miss turkey denirse gulerim ister istemez.
  • stavro  (29.09.19 22:25:42 ~ 22:29:44) 
inekadam

/r/incels
  • Avoiding The Puddle  (29.09.19 22:32:08) 
[]

Windows "Ctrl+S" sorusu

Başka klasörlerden seçtiğim resimleri hızlıca masaüstüne atmak istiyorum ama ben klavye üzerinden her "ctr+s" yaptığımda küçük ekranda yine aynı klasör açılıyor ve ben "masaüstü" diye mouse ile tıklama yapmak zorunda kalıyorum.

Her defasında "masaüstü" diye ayarlamanın bir yolu var mıdır ?


 
sag tiklayip masaustune gonder denilebilir, ufak klasorden surukleyip masaustune birakilabilir, dosyalari secip ctrl+c sonra da masaustune ctrl+v yapilabilir


  • azeroth  (23.09.19 15:30:55 ~ 15:31:33) 
ctrl+c(copy) , ctrl+d(masaustune gecis), ctrl+v(yapistir) kombosu ile yapabilirsin.


  • crucio  (23.09.19 17:13:00) 
[]

Pendik'teki kundakçı hakkında

Sizce bu bir danışıklı dövüş olabilir mi ? Son İzmir yangınlarından sonra dikkati başka yöne çekmek için kundakçı süsü verilmiş birinin bunu alenen yapmış olması ve hemen sonrasında yakalanması ?

"Bakın aslında biz masumuz, hep terör örgütlerinin işi bunlar" dedirtmek için ?

Malum, "uçaklarımızın motorunda kuş yuvası var, çalışmıyor" dediler ama o uçaklar ne mucizedir ki geçtiğimiz günkü Teknofest'te galon galon su alıp boşalttı gösteriş olsun diye...

 
İyi de diğer yangınların çoğunu (belkide hepsini) PKK üstlendi zaten kendi haber ajansı üzerinden!


  • John Bloor  (20.09.19 16:34:24) 
Yangınlarla mücadele konusunda eleştirelim ama ormanları istihdam ile korumak pek mantıklı değil gibi.

Merak edip baktım, 22.342.935 hektar orman varmış. Safi orman ama diğer bozkır yayla filan değil. Onun hesabı ayrı.

Bir hektar 10.000 m2, yani 10 dönüm. Her 10 dönüme bir bekçi koysak, ki bir insan ormanlık alanda değil 10 dönüm 5 dönümü bile kontrol edemez. Bir dönüm ağaçlık alanda saklanan birini göremezsiniz ancak duyabilirsiniz.

Evet her 10 dönüme bir adam koysak yine 22 milyon küsür adam lazım bu iş için, hesabım yanlışsa düzeltin ama pek mantıklı değil.

Orman yasa/kanunları çok keskin arkadaşlar, yangınla tahrip olan orman alanları asla imara açılamaz.

Yangını geçtim, 1980 den sonra orman alanına kaçak ev yapanlar bile 2b yasasından yararlanamıyor mesela.

Adam 25 senedir ev yapmış oturuyor ama kaçak, imar ruhsat vs yok. Orası hala orman alanı yani, devlet ve belediye yüz göz olmamak için yıkmıyor ama çivi bile çaktırmıyor.

Önceki yıllarda çıkar orman yangını haberlerini araştırın netten, o bölgeleri uydudan kontrol edin şimdi. Hepsinin ağaçlandırıldığını görebilirsiniz.

Bu bir devlet politikasıdır, hükümet değil.
  • John Bloor  (20.09.19 17:15:12 ~ 17:16:13) 
yerleşim yerlerine yakın ormanlar bu şekilde yakılıp suç birinin üstüne atılır genelde. 2 sene sonra oraya evler toplukonutlar vb dikilir. sorarlarsa terör örgütü yakmış dersin, kim nerden bilecek... benzer durumu çatalca durusu'da senelerce yaşadık. orman arazileri yakılıp yakılıp (yangın çıktı, yakmışlar, kundaklanmış vb diye açıklanıyor tabi bize) hemen aynı sene üstüne ev yapılıp yapılıp satıldı. yani orman yangını bolu'da yerleşim yerlerine 50 km uzak bir yerde olsa bir şekilde yiyeceğiz belki. ama terör örgütü neden pendikte orman yaksın, böyle böyle ülkeyi mi ele geçiricekler hevaller :)


  • Tears of Devil  (20.09.19 18:36:24) 
Danışıklı dövüş olduğuna inanıyorum.


  • Etanglement  (20.09.19 19:03:57) 
[]

Kapalı televizyon elektrik yakar mı ?

Yani alttaki power düğmesinden değil de kumanda ile kapatılmış tv elektrik harcar mı normal miktarda ?

(not: TV tüplü bu arada)


 
Az harcar ama harcar.


  • prizmatik  (18.09.19 18:44:17) 
1.5 watt saat falan harcıyormuş ortalama, faturaya kuruşlarla yansır en fazla.


  • alwayschargeneverbend  (18.09.19 18:57:09) 
TV açık iken harcanan enerji elbette harcanmaz, ama stand by konumunda her cihaz elektrik harcar. Tüm dünyada üzerinde durulan bir konu bu, gereksiz israf.


  • John Bloor  (19.09.19 08:38:34) 
[]

Evli kadınlarla flört etmek bir fetiş mi yoksa ahlaksızlık mı ?

Soruya kadınlar da kendi açısından (evli erkekler) cevap verebilir ama sorumun özet hâli bu şekilde.

Flörtleşmek için özellikle evli hatta çocuklu, yaşını almış (kendi yaş grubunuzda ya da) kadınlara meylediyor musunuz ? İçinizde bunun bir kıpırtısı oluyor mu ?

Onun evli olması size eziyet verir mi yoksa umrunuzda olmaz mı ? (evliliğin bağlayıcı olmadığını düşünenler).

 
Fetiş olabilir tahmini olarak fakat benim gördüğüm evli olanlar için bu bir zorunluluk.


  • olaylar olaylar  (18.09.19 00:40:23) 
Zorunluluk dediğin şey ne anlamadım ?


  • Avoiding The Puddle  (18.09.19 00:50:54) 
Dul olsa ok de evli ise mide bulandirici.


  • tunaktunaktun  (18.09.19 06:43:26) 
flort etmek (evli ya da bekar) saglikli bir insan oldugunuzun gostergesidir.

flort etmek etmek neden ahlaksizlik ya da fetis olsun? flort'un ne oldugunu bildiginize emin misiniz?

en.wikipedia.org
  • ebabil curnatasi  (18.09.19 07:50:30) 
Öncelikle evliliğin tek eşliligin insan doğasına aykırı olduğunu düşünüyorum bu yüzden evliyken flörtün ahlaki bir sorundan ziyade bir tür zorunluluk olarak görüyorum. İki taraf için de


  • olaylar olaylar  (18.09.19 11:55:14) 
Evli, nişanlı, sözlü veya birbirlerine gönül bağı konusunda mutabık olmuş iki insandan birinin (erkek ya da kadın farketmeksizin) gözünün dışarı kaymış olması ve bu durumda olan bir canlıya ilgi duyulması en hafif tabiri ile ahlaksızlıktır diyorum.


  • Mirket  (18.09.19 12:17:47) 
Evli kadınlara mesajlardan "Seni şeytan", "entrilerinde çok ilginç" diye yürüyüp sonra pas vermeyince de kezban diyip engeli basan insanlar var.

Bu baya fetiş gibi. Kibarca söylemek gerekirse ahlaksızlık. Şeref yoksunluğu.
  • zimbirik  (03.06.21 09:45:13) 
[]

Youtube gene mi değişti ?

Video kısmının dizaynı değişmiş. Sizde de mi aynı ?




 
görüntülenme ve tarih yanyana gelmiş. çok kötü duruyor hoşlanmadım alt alta daha iyi olabilirdi


  • avatar is back  (14.09.19 12:16:49) 
[]

Yurt dışından gelen EFT ücreti hakkında

Enpara hesabımız var ve SWIFT ücretinin sadece 18 lira olduğunu okudum, gönderilen ülkeye göre değişiyor mu bu ?

Bir de diğer bankaların EFT olayı ile Enpara SWIFT arasında bir fark var mı ? Diğer bankalar daha mı pahalı ?


 
TransferGo deneyebilirsiniz, 2-3 gün sonra iletilen opsiyonu ile ücretsiz transfer yapabiliyorsunuz. Ertesi gün iletilsin isterseniz 1 pound/euro, aynı gün (hemen) iletilsin isterseniz 2 pound/euro ücreti var.

Ben yaklaşık 1 yıldır kullanıyorum ve gayet memnunum.
  • faati  (07.09.19 13:47:43) 
faati O hangi bankaya ait hocam ? Transfer işlemini ablamın hesabı üzerinden yapacağımız için ben herhangi bir şey yapamıyorum. Elimizdekilerle bir şey yapabiliriz ancak.


  • Avoiding The Puddle  (07.09.19 13:57:31) 
Swift dediğin şey "döviz EFT'si" aslında. Türkiye içinde bile "farklı bankaya" döviz gönderecek olsan Swift yapıyorsun.

Ülkeye göre değişmemeli, fakat genelde buna ek olarak aracı/muhbir banka da bir fee kesiyor. Yani 1000 dolar + 18 lira ile buradan gönderdin, 994 dolar geçebilir karşı tarafa. Onun için Garanti en son bi seçenek sunmuştu, o ücret de benden kesilsin karşıya tam gitsin diye. Bankanıza danışın.
  • nhk ni youkosu  (07.09.19 14:04:21) 
[]

Lamba sorunsalı

Şimdi yanılmıyorsam 3 tip ampül var.

1 - bildiğimiz klasik sarı ampül, şu çok ısınan

2 - tasarruflu ampül, farklı wat'larda (15-18-24) ve genelde spiral veya "U" şeklinde olan ve genelde florasan olan

3 - Bir de full opak beyaz renk olan, sarı veya beyaz ışık veren ve masa lambalarında kullanılan LED lambalar.

LED olanları bugüne dek hiç kullanmadım. Bizim evde ya 1.'de bahsettiğim ya da 2.'de bahsettiğim ampüller kullanılır oda aydınlatması için.

Dün ilk defa beyaz renkli, ampül şeklinde sarı ışık veren bir masa lambası açayım dedim ki mahvoldum. Saatlerce başım ağrıdı. Ben de onun yerine eski tip sarı ampul taktım, şu an bir yaramazlık yok.

Soruma gelirsek;

Ben bu masa lambasında klasik sarı ampul kullanmak istemiyorum. Hem çok yakıyor hem de çabuk ısınıyor. Onun yerine 15W'lık, ufak ve sarı ışık veren bir tasarruflu alabilir miyim ? LED ışığı bünyem kaldırmıyor. Tasarruflu ampül iyi bir seçim olur mu ?

 
Sarı renkli ledler var.
Sunlight ya da gün ışığı diye geçer. Onları kullanın derim

  • kisa  (19.08.19 21:35:21) 
"beyaz renkli, ampül şeklinde sarı ışık veren bir masa lambası"

Tam olarak ne dediğinizi anlamadım ama beyaz ışık rahatsız ediyor diyorsanız sanırım LED ampuller sadece beyaz olmak zorunda sanıyorsunuz. 2700 K değerinde bir LED alın. Amaç sadece masayı aydınlatmaksa her türlü LED ampul fazla gelir, bulabildiğiniz en düşük güçtekini alın. Amaç masadaki lambayla odayı aydınlatmaksa 5-6 watt yeter. Kelvin değeri ile watt değeri ayrı. Kaç watt alırsanız alın 2700 Kelvin olsun.
  • grgn  (19.08.19 22:01:27) 
3 tip ampul çeşidi diye bir şey yok, yanlış bir bilgi. Led ışığı bünyem kaldırmıyor gibi bir şikayet de ilk kez duyuyorum.
Başım ağrıyor dediğin şey ampulun parlaklığı olabilir olsa olsa. Bunun için de ampulun "lümen" değerine bakmalısın. Masa lambasına göre yüksek lümen degeri olan bir ampul takmış olmalısın. Seni rahatsız etmeyen ampulun lümen(lm) degerine bak, aynisindan tasarruflu led ampul al. Rengi sarı olsun istiyorsan da kelvin degeri 3500 den az olmalı. 3500 K'i alabilirsin, sarı tonlarında gün ışığı rengi veriyor.

  • kedikumunaiseyenadam  (20.08.19 09:20:53 ~ 09:24:48) 
"Led ışığı bünyem kaldırmıyor gibi bir şikayet de ilk kez duyuyorum."

letmegooglethat.com
  • Avoiding The Puddle  (20.08.19 09:57:21) 
[]

Masa lambası ve baş ağrısı sorunu.

Böyle bir şey ilk defa başıma geliyor, bir lamba hassasiyetim eksikti o da tam oldu.

Sorunum şu ki, bugün ilk defa led (sarı) ampüllü bir masa lambası yaktım odamda, PC masama uzak bir köşede, odayı aydınlatsın diye. Fakat o da ne, 10 dakika geçti geçmedi beynim çatlayak gibi ağrıdı resmen, başım döndü bir anda ve şu satırları yazdığım esnada ancak düzelebildim.

Sorularım:

1 - Bu nedir, herkese oluyor mu ? Daha önce masa lambası olan yerlerde çalıştım hiç etkilenmemiştim.

2 - O "led" ampülden dolayı mı oldu tüm bunlar ? Peki alternatif olarak nasıl bir şey kullanabilirim ? Klasik lambalar daha çok yakıyor ve çabuk ısınıyor.

(not: ışığın kenarında kendi avizesi var, sadece ampülden ibaret değil yani)

 
ledi bilmiyorum da isik sarimsi olmali. akkorlu lambalar daha iyi calisirken. floresanlar zararli hem tehlikeli isima yapiyor hem saniyede atiyorum 100 defa yanip sonuyor bu gozleri yorar.
baktiginiz yuzeyin parlaklik durumu onemli.
biz hastanelerde yogunbakim yaparken ampulleri kafamiza gore takmiyoruz hesabi var.
odanin hacmi, odanin rengi yansitma yuzeyi. isigin rengi ona gore ampul aliyoruz.
bu arada dogrudan degil de dolayli yoldan aydinlatma daha saglikli.

mesela ofis icin 500 lux istenir. boya gibi yuzey isleri icin 750 ya da montaj detay icin 1000 koridorlara 100 atariz.

size tavsiyem akkorlu kullanin. masanizda yansitici olmasin. ha bu arada golge yapmayan aydinlatma daha iyidir.
  • turbo sadık  (18.08.19 22:07:12) 
[]

Duyuru'ya ne oluyor ?

Kaçtır birine cevap yazacağım, zart diye "log-off" oluyorum, yazdığım cevap da uçuyor. Sorun bir tek bende mi ?




 
Bende olmuyor.


  • dont eat me  (14.08.19 12:43:07) 
bende de.

başka biri hesabınıza giriş yapmaya çalışıyor olabilir. şifreyi değiştirin, bir ihtimal.
  • avianthem  (14.08.19 12:51:03) 
Ben de oluyor.


  • dolan dolmuş  (14.08.19 13:12:02) 
Sürekli farklı farklı hesaplara gir çık yapıyorsunuz ya aletin de kafası karışıyor haliyle.

Bende olmuyor.
  • new day new life  (14.08.19 13:44:02) 
Mesajları yollamadan kopyalıyorum ben.


  • bugunku antremanda goz dolduran futbolcu  (14.08.19 14:14:37) 
Bende oluyor. Uzun süre inaktif olunca aslında sistem siteden atıyor, ama bir butona falan tıklayıp etkileşime geçene kadar farketmiyoruz durumu. Yazıyı göndermeden önce ctrl+a ctrl+c yapmakta fayda var, el alışkanlığı oldu bende.


  • plutongezegendegilmi  (14.08.19 15:08:00) 
Gündüz çıldırmıştı ama şu an yazabiliyorum ben de. Bilemedim, duyuruyu gene bozdular herhalde.


  • Avoiding The Puddle  (14.08.19 23:22:02) 
[]

AKP ülkeyi neden dışarıya muhtaç etti ?

Bu geceki 2. ve son sorumu da sorayım madem.

AKP'nin bunu yapma gerekçesi tamamen ülkeyi bitirme politikasının bir sonucu mu yoksa başlangıçta bir şeyler planladılar ama işler istedikleri gibi gitmediği için mi bu hâle düştük ?

Üretimsizliğin bir gün kendi iktidarlarının da sonunu getireceğini hiç ön görmediler mi ?

Soru uzun yıllardır aklımda olan bir soru ve kendimce bunun cevabını elbette biliyorum, farklı şeyler duymak için de yazayım istedim.

 
Tropico oyununda da tütün üretip, satıp ihracat yapabilmemiz için bağzı ülkelerle iyi anlaşmamız gerekiyor, iyi anlaşmak içinse sigara üretmeyip ithal etmek gerekiyor.



Kısaca güçsüz, muz cumhuriyetleri, kabile devletleri böyle oluyor
  • masseter  (14.08.19 01:41:23) 
Ben ortada bir "Ülkeyi bitirme planı" olduğunu düşünmüyorum. Bugünden geriye batığımızda olayların seyrini görebiliyoruz ama o günden ileriye bakıp olacakları aynı kesinlikte tahmin etmek mümkün değil.

Ülkenin nesi var, nesi yok, ne yapabiliriz: Araba yapmak, kendi işlemcimizi geliştirmek ya da uzaya roket yollamak zorunda değiliz. Bunları ancak bir anlam ifade edecekse, iç ve dış pazarda başarılı olunup ülkeye katma değer sağlayacaksa yapmamız lazım. Bu anlamda bakınca da bunlar üzerinden para kazanmak Türkiye gibi bir ülke için zor. Kendimize sanayi alanında bir boşluk bulamıyoruz. Belki belli bir şey üretiriz ama herhangi bir iktidardan ülkeyi kalkındıracak bir ağır sanayi hamlesi beklemek mantıklı değil. Kaldı ki 80 milyonluk nüfusun demografik dağılımı, nitelikleri, eğitim seviyesi vb. de belli... Bu aşamada inşaat en kolay çözüm olarak karşımıza çıkıyor. Emek yoğun; yani elinizin altındaki niteliksiz işgücünü emebilir, bir sürü farklı sektörü tetikliyor, sürekli artan ve şehirlerde toplanan nüfus dolayısıyla doğal bir talebi var, gerektiğinde devletin altyapı, yol, baraj vb. projelerle işin içine girmesi ve piyasaya müdahale etmesi kolay, yatırımın geri dönüşü hızlı, riski düşük, rantı yüksek...

Bu bir hata mıdır? Tabi ki hatadır, kolaya kaçmaktır, 10 yıllık görece ferah bir dönem için ülkenin geleceğini mahvetmektir. Denizin biteceğini, global genişlemenin sona ereceğini falan tahmin edenler olmuştur ama ülkenin ekonomik yapısını değiştirmek bugünden yarına olacak bir şey değil, Türkiye AKP'den önce de sanayileşmiş bir ülke değildi, inşaat yine ön plandaydı, AKP riske girip belki kısa vadeli memnuniyetsizliği göze alarak bu üretim yapısını değiştirmek ve belki biraz daha üretime, basit teknolojilere, yazılıma vb. kaynakları yönledirmek yerine kolay yolu seçti. Bakıldığında da kendileri açısından hiçbir siyasi partinin başarılı olamadığı kadar başarılı oldular.
  • salihdt  (14.08.19 10:01:12) 
akp ülkeyi dışa muhtaç etmedi. ülke zaten dışa muhtaçtı. şimdi şöyle bir algı var, akp den önce ülke müthişti. değildi. türkiye her zaman gelişmemiş/gelişmeye çalışan, dışa muhtaç bir ülkeydi ki, tabi atatürk ve ismet inönü dönemlerindeki bazı istisnaları göz ardı ederek söylüyorum. akp bu ülkenin ahlakını bozmuştur, bağnazlığı ve cehalati övmüş, bunu zaten gizli gizli yapan insanlara cesaret vermiştir, zaten çok da sağlam olmayan türk adaletini hepten yıkmıştır, onlar ayrı konular, dışa bağlı olma, ekonomik durumlar vs. apayrı konular.

önce erdoğan'dan konuşmak lazım. başka olsa ülkeyi bitirmek isteyebilirdi, ama tayyip in bu kafada bi adam olduğunu katiyetle düşünmüyorum. ha öyle memlekete düşkün olduğu için değil, kendisine düşkün olduğu için. baskıcı rejimlerin başındaki adamlar için durum hep aynıdır, ülke ne kadar güçlüyse o kadar güçlüsün. bugün bu putin için de aynı şekilde böyle, geçmişte mussolini için de böyleydi. ha erdoğan iktidara gelmeden önce birilerine birtakım sözler vermiş, pazarlıklar yapmış olabilir. bunu zaten çoğu lider kendi ülkesinin sistemi, yargısı müsaade ettiğince yapıyor. bizimki bu kadar müsaade ettiyse de bunun suçu akp'den çok öncelere kadar gider, en çok da 80e gider. neticede siyasetin doğası bu. şimdi şu salaklık da çok meşhur sol cenah'ta, ekrem'i ya da muharrem'i çok parlattılar. sağcılar nasıl erdoğan'ı ya da davutoğlu'nu (vaktinde) parlattılar, aynısı. sanki hiç kirli iş yapmıyorlarmış, hiç pazarlıklara imza atmıyorl armış gibi. ama sonra ilk çıkan hatalarında aa olur mu öyle şey oluyor. zaten bizim sağ, sol, akp, chp problememiz yok. bizim milletçe karakterimiz aynı, sorun burda. her neyse, anlatmaya çalıştığım şey bile isteye en azından erdoğan'ın ülkeyi yok etmeye çalışmadığı. geçmiş pazarlıkları bitmiştir, şimdi iş adamlarına yediriyordur, çünkü o da öyle bir sistem kurmuştur, hata etmiştir, belki pişmandır vs. ama yedirmek zorunda. tayyip in de babasının oğlu değil ki o iş adamları bu kadar rezilliği seve seve yapsın. neticede hepsi bok sistemler.

bunların başa geldiği zamanki hikayeleri de herkes duydu herhalde artık, işte kemal derviş in politikaları, dünyada dolaşımda olan döviz miktarı, sonra amerika nın türlü sebeplerle bunları tekrar kendinde toplamaya başlaması vs. erdoğan salak bi adam değil bence. şimdi nasıl hitler i salak, şeytan gibi göstermeye çalışıyorlar, ama aslında inanılmaz entellektüel ve nazik bir adam özel hayatında, aynı şey rte için de geçerli. ülkenin anasını ağlattığı için salak ve kaba gösterilmeye çalışılıyor. adam zehir gibi, kafası çalışıyor ve bence bu ülkede aydın diye geçinen adamlara bin basar bana kalırsa. millet için değil kendi iktidarı için kullanıyor orası ayrı konu. ama işe yarıyor mu, yarıyor. yoksa salak bi adamın 40 sene ülkenin her boşluğunda palazlanmış, yabancı destekli bir örgütü bitirebileceğini düşünmüyoruz herhalde dimi? o zaman diyeceğiz ki neden bütün para inşaata gömüldü? rte nin planı demek ki şuymuş diyorum yaptıklarına bakınca, köprüye geçene kadar ayıya dayı deme politikası gütmüş. 2007'de bu adamı övmeyen avrupa/abd gazetesi yoktu yahu. ama dayı derken de güçlenip halkı arkasına alıyordu, koltuğunu sağlamlaştırıyordu, onlar da ayrı pazarlıklar vs. işte. ama halkı öyle sırf dinle arkana alamazsın, bkz. erbakan. kısa vadede kendini ışıltılı gösterecek, adam çalıştı dedirtecek şekilde işsizliği azalttı, ekonomiyi daha önce var olan politikalarla düzeltti.. bakın 2007 t.c. tarihindeki alım gücü, para birimi değeri vs. olarak hepsine bakınca en en parlak tarih. ha bu adamlar çok şanslı oldukları için oldu bu olaylar bence, o çok ayrı.

geçmişe bakıp konuşmak kolay. şimdiki durum da çok karışık açıkçası. kendi iktidarları nın sonu geldi mi, bence gelmedi. son belediye seçiminde ülke genelinde yine %51 oy almadı bu adamlar. aldılar. iki büyükşehiri kaybetti diye adamalra dramatik bir son yazmak tamamen milletini gazını alıp mastürbasyon yaptırmak için, başka hiçbir şey değil. halk halen arkasında. sonları bu yüzden gelir mi? daha da bok olursa millet aç karnının derdine düşer, dine değil, gelir. ama sanmıyorum ki türkiye bir venezuela, bir arjantin olsun. türkiye üretmeyen bir ülke değil, gayet de üreten bir ülke. dışa da hatrı sayılır ihracatı var, tabi bu krizden batan ülkelere kıyasla konuşuyorum. ayrıca türkiye nin üzerine kurulduğu değerler, bir kısmı yıkılmış bile olsa türkiye nin onlar gibi olmasının önündeki en büyük engel.

son olarak.. erdoğan zeki bir adam, kabul. ama güç zehirlenmesi yaşadığına inanıyorum. tarihte ne zeki ne vizyoner adamlar güç zehirlenmesi yüzünden yıkılıp gitti. kendi koltuğunun derdine düştü, uğraşması gereken başka adamlar oldu, darbe oldu, fethullah ın adamlarını temizleme derdi oldu.. ondan önceki dönemde de belki hep bunlara kanalize oldu veya öngöremedi amerikan polikasının dövizi çekeceğini. neticede bu adam ekonomist değil. doğru insanları da oturtmadı çevresine. istedi ki hep benden olsun yanımdaki danışmanlar, hep bana itaat etsinler.. bu mantığı da bizi buralara sürükledi..
  • mehmed resad  (14.08.19 13:20:12) 
[]

Bu ülkede pahalı olmayan, makul fiyatında olan...

...hiçbir şey yok mu ? Her şey mi gereksiz pahalı ?

Türk pasaportu başlığına bakıyordum misal, "bi pasaporta o kadar para veriyorsam tüm galaksilerdeki tüm gezegenlere bilet alıp gidebilmeliyim başka bir izne, vizeye falan ihtiyaç duymadan" yazılmış.

Neden böyledir bu ülke ? Hadi ithal şeyleri anladık, ya kendi ürettiklerimiz ?

 
Urettigimiz hicbir sey yok. Koskoca ulke vergi ve turizm ile donuyor. Hayvancilik, tarim hepsi bitti. Alim gucu inanilmaz dustu, tl cok deger kaybetti. Ekonomik kriz falan degil bu, buhran. Herkes 3 maymunu oynuyor despot rejimden dolayi ama sonuclari ilerleyen yillarda daha aci sekilde suratimiza vuracak.


  • Deathrow  (14.08.19 01:02:01) 
Hocam işte ben de tam onu soruyorum. Geçenlerde de ÖSYM'nin sınav ücretlerinden kâr elde edildiği yazmıştı. Ben de bugün pasaport örneği üzerinden yürüdüm. Yani "sıfır" külfeti olan bir naneden.

Devletin her şeyi bu kadar pahalılaştırmasının mantıklı bir izahı var mıdır ?
  • Avoiding The Puddle  (14.08.19 01:05:44) 
alım gücümüz düşük, paramızın zerre değeri yok, üretim yok, her şey ithal. sonuç olarak her şey pahalı.


  • scudman1  (14.08.19 01:07:15) 
Yazdim ya. Devletin parasi inanilmaz deger kaybetti. Edirneden öteye geçince 6ya 7ye boluyolar parani. İzahi kabaca bu.


  • Deathrow  (14.08.19 01:07:54) 
devletin en buyuk vergiyi bordrolulardan ve dolayli sekillerle(OTV, KDV) olarak toplamasi. fabrika sahibi adam isciyle ayni vergiyi veriyor. kajsdkjaskdjakjsda.
taksici, bakkal, avukat, kuyumcu 1000 lira 2000 lira vergi veriyor. kajsdkjaksjdkasjda.

en temel urunlerden bile hayvani otv, kdv aliniyor. bir araba bir telefon aliyorsun bir tane de devlete aliyorsun, boyle bir sacmalik dunyanin hicbir ulkesinde yok.
  • baldur2  (14.08.19 06:17:59) 
Arz-talep .


  • hepbiarayisicinde  (14.08.19 12:19:23) 
dogrudan vergilerin ve sinav ucretlerinin vs. bu kadar pahalilasmasinin nedeni yukarida da denildigi gibi, urettigimiz bir sey yok, dolayisiyla devletin geliri yok, devletin gelir elde etmesi icin en kisa ve risksiz yontem de bu. herkes benzin aliyor, sinava girmek zorunda olan milyonlar var, pasaport alan milyonlar var, direk kasaya giren para. baska bir sansi kalmadi artik devletin. eskiden tarim hayvancilikla kendi kendine yeten bir ulkeydik, paramiz bu kadar degersiz degildi dolayisiyla halkin sirtina bu kadar yuklenilmesine gerek yoktu. ayrica nufus da daha azdi elbette. nufus artisi ve yasam sartlarinin da degismesiyle ihtiyac artti ancak devletin gelirleri ayni oranda artmadi, aradaki acigi kapatmaya calisiyorlar.


  • kassiopeia  (14.08.19 13:25:43) 
[]

Çeviri hatası (fransızca)

Bu şarkının nakaratını "keşke beni özleseydi" diye çevirmişler

"si seulement
je pouvais lui manquer "

Az evvel sözlükte takılırken denk geldim -> eksisozluk.com

Neden "je" öznesi varken böyle bir çeviri yapılmış ? Doğrusunun "me" olması gerekmez miydi ?

 
se manquer özel bir fiildir. Fransızcada ters kulllanılır. O yüzden yukarıdaki anlam doğrudur.

bunun tam tersi ise; İl pouvait me manquer: ben onu özleseydim.
  • Khalkedon  (13.08.19 22:00:17) 
The more you know...Şu fransızcada çok çeşitli özneler ve geçişli fiiller gördüm, "tu me manque" fiilini de ilk gördüğümde aynı tepkiyi verdim ama "je pouvais" kalıbının 3. tekil olarak anlamlandırıldığına şahit olunca bir kere daha yuh dedim (:


  • Avoiding The Puddle  (13.08.19 22:45:02) 
manquer fiili yanlis hatirlamiyosam eksik olmak anlamina geliyodu. ozlemekle de ayni anlamda kullaniliyor. onda eksik olsaydim, yani beni ozleseydi gibi


  • onkiloversemtamamım  (14.08.19 09:11:13) 
[]

Aşı ağrısını ne geçirir ?

Dün tetanoz aşısı olmuştum sağ kolumun üstünden ve geceden beri kolum iptal durumda, çok fena acıyor oynattığımda.

Cataflam alsam geçer mi?


 
sulidin varsa sürebilirsiniz. kolay kolay geçmiyor.


  • tabirimekruh  (11.08.19 22:24:06) 
Bu kadar ağrımasının ve geçmek bilmemesinin sebebi nedir peki?


  • Avoiding The Puddle  (11.08.19 22:50:15) 
yakin zamanda ben de tetanoz ve kuduz asisi oldum, ilk gun beni cok sarsmisti asilar, sersem gibi dolastim, tetanoz asisi da agri yapmisti, iki gun sonra azalarak gecti ama, zamana birak


  • exlibris  (11.08.19 23:29:38) 
Tetanoz aşısı olduğumda ilk gün kolum agrimisti ama felç olmadım yani. İlaç falan da almamıştım. Ertesi güne hafifledi, diğer gün ise hiçbirşeyim kalmadı. Canınız çok tatlı olabilir mi acaba :P Şaka bi yana ağrıya fazla odaklandiginizdandir bence bu kadar rahatsız etmesinin sebebi. Başka şeylerle oyalanin. Ertesi güne zaten bu ağrıyı hissetmezsiniz.


  • superfluid  (12.08.19 00:08:01) 
Benim üç gün ağrımıştı. İlk iki gün şiddetli, üçğncü günse bitiyorum der gibi.
Geçirmiyor hiçbir şey, kafadan atmaya çalışmak gerek.

  • somethinginthewayshemoves  (12.08.19 00:27:52) 
[]

Sözlükteki "iş duyuruları"

Bu ekşi sözlük iş arama başlığında "şuna şuna ihtiyaç vardır, ilgilenen mesaj atsın" diye yazan tipler neyin kafasını yaşıyorlar acaba ?

Hayır entry'lerine de üşenmeyip bakıyorum, troll tipler de değiller ama ilan bırakıp mesajlaşmayı herkese açmamak da neyin nesi? Yazabildiklerimiz de bize asla geri dönmüyor. E arkadaşım o zaman ne diye o başlığı işgal ediyorsun? Bazılarına da mesaj yollatıyoruz başka yazarlar aracılığı ile, mesajlaşmayı açmaları için. Onları da sallamıyorlar besbelli.


 
Mesajlaşmayı açmıyor değiliz. Sana açmıyoruz. Sevmiyoruz seni. Sadece sana kapalı mesajlaşma. Rahat bırak bizi. Bu arada iyi bayramlar.


  • microfiction  (11.08.19 20:19:54) 
O başlığın pek ise yaradığını düşünmüyorum, nedeni ise şu; eksisozluk.com bu başlıktan sonra katsumoto85'e iş vaadinde bulunanlar bile sözünü tutmamış


  • austra  (11.08.19 20:55:57) 
Biz değil siz kaybedersiniz microfiction (: Adam arayan sizlersiniz sonuçta. Sana da iyi bayramlar.

austra eskiden nadiren de olsa işe yarıyordu, yani en azından benim işime yaramıştı. Zaten burada şikayet ettiğim şey götlerinin başlarının ayrı oynamasından ziyade iletişime kapalı olmalı. Tam bi garabet.
  • Avoiding The Puddle  (11.08.19 21:05:13) 
Benim de ilanına yazdığım iki “işveren” mesajlarıma dönmediler bile.Şiddetle kınıyorum kendilerini şu bayram gününde.


  • arenas  (11.08.19 23:03:47) 
ben şu anki işimi sözlükten buldum ama o duyurularla değil, badilerim sayesinde. bağlantı dediğimiz şey iş bulma konusunda çok ama çok önemli, düşün ki benim bir cv'im bile yoktu ama araya güvendikleri biri girince bana şans verdiler ve oradan yürüdüm gittim. fakat iş duyuruları başlığına yazılan ilanlar bu anlamda bir şey ifade etmiyor, başka yerdeki ilanlardan farksız yani. sözlüğü bağlantı oluşturabileceğin ilişkiler kurma anlamında kullanırsan o zaman belki bir şeyler çıkar. gerçi benim bahsettiğim dönem 5 sene öncesi falandı, şimdi pek aklı başında insan da kalmadı oralarda ama yine de durum budur.


  • night train  (12.08.19 04:47:19) 
Duygusuz, konuyu çok başka yere çekmişsin ama, benim sorumun o cevapla bir alakası yok. Kaldı ki ben normalde her işini internet üzerinden halleden, bir yerlere CV vesaire tarzı şeyler bırakmayan ve isteyenle özel olarak iletişime geçip anlaşan biriyim (Türkiye'de değil tabii). Yani o bahsettiğin geleneksel metodları kullanmadım bile hiç. Ben işi değil, iş beni buldu velhasıl.

Fakat sözlükte bu bahsettiğim şeyi yapan çatlakların derdi ne ben onu çözemedim. Ayrıca ister ekşi olsun, ister başka bir mecra, internet iş bulmanın veya işe yarar birine ulaşabilmenin yegane yoludur normal şartlar altında (adamınız, dostunuz vs. yoksa elbette).

Bir de her işe herkes başvuramaz zaten, sıva ustası dediğin adam bile öyle her yerde bulunmuyor kaldı ki belli bir alanda uzmanlığı olan birisi kendisini zaten belli eder. Burada asıl problem ne istediğini bilmeyen troll işverenler ya da gerçekten birine ihtiyaç duyup, ilan bırakıp, ötesini sallamayan melunlar.
  • Avoiding The Puddle  (12.08.19 12:46:20) 
Ben beyaz yakalı değilim. Ekşide de beyaz yakalı aramayacaklarını elbette biliyorum.


  • Avoiding The Puddle  (13.08.19 00:54:18) 
[]

Acilde kuduz aşısı yaparlar mı ?

Akşam üzeri kedi tarafından tırmalandım. Ufak bir sıyrık, kan bile gelmedi ama içim fena huzursuz oldu. Acile çok yakın oturuyorum, gitsem bir şey yaparlar mı?

Güncelleme: Acili aradım, "kuduz aşısı yapılıypr evet" denildi. Gidiyorum, bana şans dileyin.

(arefe gününde şu başıma gelenlere bakın)

 
Her hastane kuduz aşısı yapmaz, yapana gitmen lazım.


  • angelus  (10.08.19 21:16:33) 
İnternette araştırdım sanırım bizim hastanede oluyormuş. Ama hastaneler bayram sonuna kadar kapalı, acile gitsem olmaz mı?


  • Avoiding The Puddle  (10.08.19 21:20:26) 
Kuduz aşısı yapıyorlarsa acilde de yaparlar ama kedi tırmalamasıyla kuduz bulaşmaz ısırması lazım salya yoluyla geçiyor ama için rahat edecekse git tabii aşı yaparlar.


  • angelus  (10.08.19 21:24:36) 
bir şey yapmazlar, acil intaniyeye sevkederler. kuduz aşısını intaniye yapar.


  • tururo  (10.08.19 21:24:41) 
arkadaşımı sokak köpeği ısırmıştı acilde kuduz aşısı yapıldı.


  • damla sakızlı dondurma  (10.08.19 21:26:37) 
kuduz asisi her hastanede olmuyor, senin hastanende varmis madem git

asi karnesi verecekler, ilk gun tetaNoz ve kuduz asisi yapiyorlar, sonra 3-4 tane da kuduz asisi oluyorsun bir kac gun aralikla

gecmis olsun
  • exlibris  (10.08.19 22:11:10) 
Oldum arkadaşlar sağ olun. Acil ana baba günüydü arefe olmasına rağmen ama içeride 6dk. bile kalmadım. Hem kuduz hem tetanoz.

4 gün sonra tekrar gideceğim 2. doz için.
  • Avoiding The Puddle  (10.08.19 22:44:27) 
Ekonomik kedi besleyeyim derken daha pahalı ürünü harcamış oldun XD kısmet. Geçmiş olsun


  • glamdr1ng  (11.08.19 00:48:09) 
merhaba. kuduz sadece kanamayla bulaşır. kanamadıysa kuduz olmazsınız. ayrıca tırmıktan değil, tükürükten bulaşır. hayvanın tam o esnada patisini yalamış olup da patisinde sizi tırmalarken kanınıza girmeye yetişecek kadar kuduz mikrobu olması ihtimali gerçekçi olamayacak kadar düşüktür.


  • bir garip melek  (11.08.19 12:18:52) 
12   « Önceki Sonraki
buraya yazılanların hakları Sir Anthony Hopkins'e aittir.
yazan eden compumaster, ilgilenen eden fader
modere edenler angelus, Artibir, aychovsky, baba jo, basond, compumaster, deckard, duyulmasi gerektigi kadar, fader, fraise, groove salad, kahvegibi, kaymaktutmayansicaksut, kibritsuyu, monstro, pandispanya, robin, ron dennis
bu sitede yazılanların hiçbiri doğru değildir. site içeriği küçükler için sakıncalı olabilir. yazılardan yazarları sorumludur. kaynak göstermeden alıntılanamaz. devlet tarafından atanmış bir kurumun internet üzerinde kimin hangi bilgiye ulaşıp ulaşamayacağına karar vermesi insan haklarına aykırıdır. web siteleri kullanıcıların istekleri doğrultusunda bağlandıkları yerlerdir. kullanıcılar isterlerse bir web sitesine bağlanmayabilirler. bu güçleri ve imkanları mevcuttur. bir kullanıcı bir siteye bağlanmak istiyorsa bu onun tercihi ve hakkıdır. bağlanmak istemiyorsa bu yine onun tercihi ve hakkıdır. halkın kendisine hizmet etmesi için görevlendirdiği kurumlar hadlerini aşıp halka neye ulaşıp ulaşmayacağını bilmeyen cahil cühela muamelesi edemezler. ebeveynlerin çocuklarını sakıncalı içeriklerden koruması için çok sayıda bedava ve ücretli yazılım mevcuttur. bu yazılımlar bir web tarayıcısını kullanmaktan daha karmaşık teknik bilgi gerektirmemektedir. devletin milletini küçük düşürmesi ve ebleh yerine koyması yasaktır. Skimlinks ile linkler üzerinden yönlendirme payı alınmaktadır.