Ekşi Duyuru

Hava öyle havadalar. Gidecekleri için çalışanlar diken üstünde ama kime satılıp gidecekler belirsiz

arkadaşım credit approval manager orada. bana da mödürlük vermişlerdi 3-5 sene önce. iyi ki gitmemişim, herkes panik.

Her yerden atmleri kaldiriyorlar cok az kaldi. Cok ilginc internet sayfalarini falam yenilediler.

işveren eder de sen etme

işyerini ara. kar yağdı tatil misiniz falan de. o şekilde kendileri isterseniz yeniden ayarlayalım derler zaten. bizim işyeri tatil mesela bugün.

Cips ve çikolata acıkma sürenizi kısaltmış olabilir. Malum karbonhidrat, hidrojenize yağ ve bol bol şeker.

Çözüm protein ve lif ağırlıklı beslenme.

anında insülin salgılatan şekerli şeyler daha çabuk acıkma hissi yaratır. bence su içip kandaki fazla insülin temizlenene kadar bekleyin. yoksa sürekli yemek istersiniz.

ekmeğenen ye

şeker tüketme

psikolojik açlıktan, duygusal açlık demek daha doğru. bazen bana da olur ama çok sürmez, çünkü birden farkederim "ne yesem kesmiycek lan..". sevgisizlikten hep.

Yeme, ben yiyor muyum?

abur cubur yedikten sonra yine de dünyaları yemek istiyorsan bence bir insülin direncine açlık tokluk şekerine baktır kesin bir kusur vardır. çok sağlam bir iraden olmadığını görüyorum. eğer ilaç ile tedavi olmazsan ileride şeker hastası da olabilirsin.

yediğin içtiğin her şeyden sonra dişlerini fırçala.

fit olursun mis gibi

zararı olur tabi
daş olursun yuva yıkarsın :D

3 sene once sabah pilates aksam fitness yaptim. Pilates oyle metabolizmayi zorlayan bir spor olmadigi icin gayfe ve fasulyek +1

Her gün aktivite yapılabilir. Pilates spor değil zaten.

oluyor hala var. ben sevebilir miyim o da ayrı

ne zamandan beri var bu his?

3-4 ay oldu. çok uzun sayılmaz sanırım

Arkadaşlarla daha çok zaman geçirmek iyi gelir. Fazla boş durmamanızı öneririm.

sevilcekmisim ama bi turlu o kisiyle dogru zamanda ayni yerde olamadigimdan sansimi kaciriyomusum gibi.

Şuan hissettiğim duygu. Bir kaç gündür. Demek iki üç ay sürecek. Uzunmus

oluyor. devam ediyor.

Ya muhakkak sevilirsin de, seni seveni sevecek misin o var.

bu biraz da karşımızdaki insanın bize hissettirdiklerinden mi kaynaklanıyo acaba? mesela benim karşımdaki kişi bana pek iltifat falan etmezdi, bir anlamı kalmazmışmış. zaman geçtikçe çirkin olduğumu, kimsenin beni beğenmeyeceğini düşünmeye başladım. bunu bana o düşündürdü mesela. ona kalsa dünya güzeliyim de ben bunları hissettikten ve sürekli kendimde kusurlar aramaya başladıktan sonra bir anlamı kalmadı iltifatlarının.

Oluyor ve geciyor dont worry.

hem sevemem hem de sevilmem gibi geliyordu. ikisi de oldu çok şükür :)

bir daha hic sevilmeyeceksin hissi bir zamanlar sevildigini gosteriyor. hic sevilmedigini dusunenler napsin :(

en azından sevilmişsin.

biri seni uzaktan kesmeye başlayınca geçer o his.

sevildiğimi görünce geçti o his.

Ben daha çok sevilen taraf olduğum için hiç yaşamadım o hissi.

gerçekleri kabul ederek

"hiç sevilmeyeceğin hissi", "bir daha hiç sevilmeyeceğin hissi"nden kat kat beterdir. Sen yine iyisin.

yaklaşık 1 yıldır var bende. ben umursamıyorum, öylece üstesinden geldiğimi düşünüyorum. eskiden çiftleri görünce sinir olurdum. ulan bi kız da beni şöyle sevmedi derdim de, şimdilerde s.et sevmesin diyorum. :)

başkasını sevince ve karşılık alınca geçiyor. başta sudan çıkmış balığa dönüyorsun ama olsun. bekleyerek veya arayarak yani zorla yapabileceğin bir şey değil bu. birden karşına çıkar. kurcalama kısaca.

O değil de tam tersi bir his var; bir daha kimseyi gerçekten sevemeyeceğime dair. 26 yaşına girdiğim bu son zamanlarda bir daha aşık olmayacağımı, biraz anlaştığım birini bulduğumda zamanı gelince mantık evliliği yapacağımı tahmin ediyorum.

bana oluyor. başa çıkamadım, öyle duruyorum boş boş...

yemekten kısamazsan yapcak bişey yok, synthol diye bi zehir var google görsellerde arat

O boy ve kiloyla ümitlenme zaten bence böyle devam et.

Yemekten kısmayacaksın, doğru besleneceksin. Tahıl ve şekerden uzak, yeterince protein tükettiğin bir diyet ve ağırlık çalışması senin ilacın.

@masa penisi önceki duyurumda zaten yemekten kısmama gerek olmadığını sağlıklı beslenmem gerektiğini söylemişlerdi. yanlış mı söylediler acaba? yemekten kısmak son çare olarak yapabileceğim bir şey çünkü. kilom 60 üzerine falan çıkarsa.

ağırlık çalışması için sana yüksek tekrarlı, düşük ağırlıklı bir program verirler. düşük ağırlık lafına aldanma sana verilen tekrar sayısına göre kaldırabileceğin en yüksek ağırlıkla çalış. senin vücuduna şimdi 4 kilo kas koyma imkanımız olsa, vücudunun 60 (56+ 4 kilo kas) kiloda daha güzel gözüktüğünü düşünürdün. yani yağ miktarı aynı kalsa dahi kas bazında kilo alınca yağ oranın düştüğü için daha estetik bir görüntü elde ederdin. şeker yememen şart, şekerden feragat edilmeyen bir beslenme şekli sağlıklı olmaz.

maalesef, o kızdan taze bitti.

çünkü o kiloya çok daha az çıkması beklenir. vücudun yağ içinde sanırım yani daha doğrusu pek bi sıkılık yok bıngıllık var.
kilon da baya azmış nasıl o kadar yağ çıkmış ben de şaşırdım :s

Karın kaslarım belirgin olduğu halde %20 çıkıyor benim. Hocalar %15 dir senin dedi. Çok güven olmuyor salonda yapılan ölçüme. Koşu bandında yürürken kalçalar kendi halinde twerk yapıyorsa yağlısın ama bizimlesin ;)

kas oranın düşük demek oluyor bu. kas geliştirmen lazım. yani aslında kas ağırlığının artması lazım, yağdan verip kas artışı sağlamak da pek kolay değil. sporcu beslenmesi ve düzenli spor gerektirir.

lafı dolandırmayalım skinnyfat'sin.

www.bodyrock.tv

Kadınlarda yağ oranının biraz daha yüksek olması normal, ama sende baya yüksek çıkmış maşallah... Bildiğim kadarı ile üst sınır 27% gibi bir şey.

Spora verdiğin uzun ara yaşına yakın sanırım.

douchebag +1 ama dert etme en azından rejimle işin yok

fat % icin ideal aralik % 21-33, yaziyor. fat% ile fat mass' i karistiriyorsunuz dimi? lutfen karistirin cunku yoksa bir koşu aglayacagim. demek adam da ondan sasirdi. oyle bolgesel bi sorunum da yok, sıkılaşmak icin gidiyorum.

sporun yaninda beslenme acisindan ne yapmak lazim peki?

O yağ oranı fikir verebilir ama yağ oranıyla birlikte asıl önemli olan kas kütlesinin ağırlığı. Senin total ağırlığındaki yağ oranın, kas kütlene göre çok fazla. Ya da daha anlaşılır haliyle kas kütlen çok düşük. Problem olan bu. Yani ideal ağırlıkta değilsin. Ayrıca o cihazlar çok yanlış ölçüyor. %31 yağ oranı çıkardığına göre onu minimum %35 olarak düşün sen.

yanlış ölçüm olmuş olabilir, ama doğruysa bütün kaslarını eritmişsin demek. kendi vücudunu en iyi sen bilirsin. bu boyda, bu kiloda göze çarpan bir yağ tabakası ya da belirgin bir bıngınlık olmaz. yani sadece kiloya bakmamak lazım. yağ oranının %25 çıktığını düşünsek bile çok fazla bu boy bu kiloya. senin boyunda 65-70 kilo bir insanın yağ oranı çok rahat bir şekilde %30 çıkar.
s-media-cache-ak0.pinimg.com

kadınlara minyonluk yakışıyor ama erkeklere yakışmıyor(bence)
erkeğin biraz daha heybetli olmasını bekliyoruz belki de altta yatan kendimizi güvende hissetme duygusudur.

Kadinin boyunun 1.55 olmamasi da benim icin onemli eger partnerinin boyu benim gibi 1.85 ise.

kimi kızlar burada ortadan sallarken pigmeliklerini, üçüncü saniyede fark edilebilecek kusurlarını kimse görmüyor da ondan

yedi cüce filminden kopup gelen kız da dev gibi adamın yanında komik duruyor zaten.

edit: benzer şeyler kadın şöyle böyle olsun diyen erkek için de geçerli tabii

Çünkü kadın dediğin minyon olmalı

ben miyim lan o malum duyuru? adres ver geliyorum

bence kadınlarda da önemli.

aslında sorduğun sorunun yanıtı çok uzun. kadınlar erkekleri ilk ne zaman beğendi gibi bişey bu.

ayrıca bana göre bir kadının 1.55 olması bana göre seçim yapmama sebeplerinden biri.
böyle şeylere sorun deyip ötelememek lazım. herkesin sınıfı farklı ve yarıştırılmamalı esasen.

edit: malum kişi sağa çek geliyorum. :DD

kadın dediğin minyon olmamalı. yani sadece minyon olmamalı. ben brezilya kadın milli voleybol takımını izlediğim zaman mest oluyorum. demek ki böyle bir kıstas yok. o halde bana göre de bir kadın 'at' gibi olmalı

@ ya ben lan ne güzel işte, ilham veriyorsun tüm duyuru halkına.

bunlar hep meme

çünkü kadınlar topuklu ile boy farkını kapatma özelliğine sahip.

@sadakatsiz neden bu kadar kızdın ki anlamadım :(

arkadaşım (kadın) uzundu, 180'e yakındı sanırım. bir iki sevgilisi oldu aynı boylarda. son sevgilisi 190 civarıydı ve evlendiler. kızın, adamı bize överken söylediği ilk şey "nihayet topuklu ayakkabı giyebiliyorum holeey" olmuştu :P

Çünkü minyon tipli kısa boylu kadınlar <3

yoo ben 165i geçen erkekleri sevmiyorum. kime göre neye göre.

@ madeleine dediğim gibi, çoğu kişiye göre :)

Görkem ve heybet elbette sebebi. Bu erkeğin guç kuvvet simgesidir. Gür saç da öyle

İşte bunlar hep nightingale sendromu ve/veya duygusallık. Bakıyorlar toplu taşımada, bazı arabalarda, okul sıralarında, bazı kapı ve merdivenlerde acı çekiyoruz. Bize acıyorlar. Sonra bir sempati oluşuyor genel olarak. Erkek, uzun boylu kadın görünce de (dün bir arkadaşımın dediği gibi) "at gibi" deyip olayı başka boyuta çekiyor. Bu at gibi de ne demek hiçbir fikrim yok. Güzel, uzun, çirkin herkes için kullanıldığını gördüm.

Bu arada mesela şu an 3 koltuğu boş otobüste ayaktayım, çünkü bacağım sığmayacak. Bakın bu bir dramdır. Eminim benim için de içlerinden "yazık çocuğa :(" diyecekler. O değil de kızlara kız deniyor da erkekler neden çocuk?

Neyse diğer bir tahmin

İşte bunlar hep evrim. Biz insana evrilirken ve evrildikten sonraki ilk dönemlerde zenginlik, şık giyim, entelektüel olmak gibi şeyler yok. Onlara bakan da yok. Millet aç aç. Mesela erkek bakıyor; kadının kalçası geniş, bacaklar sağlıklı ve memeler büyük. Bu biz av peşinde revan olurken ya da oradan oraya göçerken çocuğumu düşürmeden taşıyabilir, doğuncq onu besleyebilir diyor. Erkekte temeldeki bacak, kalça ve meme konusundaki ilgi bu yüzden gelişiyor.

Kadın da bakıyor erkek uzun, heybetli. Hiçbir şey bulamazsa gergedan bile avlar bu. Büyük avları kaçırmaz. Hem de diğer insanlardan ve hayvanlardan da beni ve çocuğumu koruyabilir, diyor.

Tabii bunlar hep orantılı ölçülerde. Yoksa şişman, aşırı zayıf, kambur vs. gibi şeyler dahil olunca boy ne olursa olsun "bunun tohumu sağlam değil"den dolayı eleniyor. Tabii biraz kilo hep sağlıklı olma belirtisi olarak algılanıyor. Şu son six pack+adonis modasına kadar da erkekte hafif kilonun kadına göre tolere edilebilir olması sebebi de bu, heybet. Şimdi mesela spor salonunda şişmiş kaslar daha düzgün görüntü verse de aslen "daha güçlüx" imajı verdiği için yine bu temel içgüdüye hitap ediyor.

Çünkü minyon kadınla oyuncak gibi oynaması çok zevkli. Kadınların için bu mümkün değil.

Erkek güçlü olmalı içgüdüsünün fiziksel yansıması biraz da galiba.

yine söylenmiş ama ben de kısa boylu kızları çekici bulmuyorum fiziksel olarak. Kendim çok uzun değilim (180) ama şimdiye kadar da 170 altı bir kızla flörtleşmedim, sevgili olmadım, hoşlanmadım.

En basit şekilde kadınların erkekleri koruması gibi bir bakış açımız yok. Kadınımız yavrumuza iyi baksın, bize güzel yemekler pişirsin ve sevecen olsun diye bekliyoruz. Bu durumda çoğu zaman çıtı pıtı olmak olaya sevimlilik kattığı için erkeklerin bu hislerine de hitap edebiliyor ama kadınlar, erkeklerin onları korumasını, dışarıdaki tehlikelere karşı güçlü olmasını, avlanmasını bekliyorlar. Öyle olunca da çıtı pıtı bir erkek genel olarak çekici hisler uyandırmıyor. So easy.

spor yap

Welcome to jungle.

bende sendenim cok mutsuzum bu aralar ne iş ne özel hayat zevk vermiyor.

multiyasam.com

Kimse mutlu değil yalnız hissetme kendini. Elbet güzel günler de gelir şey yapma çok da. Beterin beteri var kimlerin başına ne belalar geliyor...

Hepimize oluyor, basindaki sorunlarin daha once kac kisinin basina geldigini dusun.. yalniz degilsin.. ac hareketli bir müzik.. ac bi bolum seinfeld, friends izle... arkadaslarinla dertles kimse yoksa yaz yazabildigin kadar...

Farzetki kansersin allah korusun tabi de. Bu kadar takma sorunların maddi manevi cozulebilecek şeyler ise. Elbet bir gün duzelecek hersey. Sonsuza kadar kötü gidemez

Spor yap, işine yoğunlaş. İşler kimse için her zaman süper gitmez.

2 gündür kafayı yastığa koyunca 1000 tane beynimi kemiren düşünce ile boğuşuyorum.Çözüm zaman diyorum.
Caps verelim hiç yoktan i.hizliresim.com

al benden de o kadar, bir çaresi yok sanırım. geçici pansumanlar yapabiliyorsun ancak ama kökten bir çözüm bulmak basit değil malesef.

1-uyu
2-kos
3-evi temizle, duzenle
4-guzel bir yemek pisir, sevdigin bir arkadasinla ye
5-negatiflik sacan insanlardan uzak dur biraz, arkadasin bile olsa
6-fiziksel goruntunle ilgilen, sacinla basinla ugras, bakim yap
7-bol su ic
8-sorunlarini sirala ve cozume odaklan
9-guzel muzikler dinle
10-yazmadan olmaz, bir hobi edin :)

valla kardeş çok kabaca yazmış olucam ama patron şirketinde çalışma. tecrübe, öğrenme filan bunları geçiceksin :) insanın kanını emer o tip şirketler, psikolojik olarak yorar, iş hayatından soğutur. yani merak ediyorum bu lafları kim ortaya salıyor, patron şirketinde öğrenilirmiş filan :) acı çekmek de bir tecrübe tabii, öyle bakarsan başka :)
sektör değişimi mesele değil, çok sık yapmıyorsan sorun olmaz. hele ilk işinden sonra ikinci işinde değiştirmen son derece olağan. sevmemişsindir yani olabilir.

hocam bir de şöyle bir şey demişler patron şirketinde yükselmek daha kolaydır. emeğin karşılığını daha iyi alırsın diye. sizce de öyle mi?

bak bu da bir yalan, yükselme meselesi yani.
patron yada kurumsal şirket, iş hayatında yükselmenin %90'ı şanstır. zamanı gelince bana hak verirsin ;)
patron şirketlerde kimse kimseye emeğinin karşılığını vermez, konu şu ki bu memlekette emek gibi bir şey yoktur, kimse bu kavramdan haberdar değildir. belki çok karamsar bir tablo çiziyorum diye düşünüyorsun ama emin ol az bile söylüyorum.
kurumsal bir yerde çalış, hakların olsun. çünkü hiçbir zaman hiç kimse emeğine saygı duymayacak.

Olay patrona bağlı. Sen burada yazılanlara takılma

Patron şirketi daha fazla esneklik sağlar. Abuk subuk projelere bile çok rahat kaynak bulabilirsin. Duruma göre her işi yapman ve her deliğe girmen gerekebilir, bu da bayaa bi tecrübe. Negatif yanları da belli zaten, stabil olmayabilir.

Kurumsal şirketlerde de işini yaptığın şeyin ötesiyle ilgilenmezsin. Dolayısıyla işini yaptığın kısım dışında da tecrübe kazanman zor.

patron şirketinde işin ibneliklerini öğrenirsin
kurumsal firmada sadece işleyişi öğrenirsin.

patron şirketinde ya ölümüne çalışırsın ya da ölümüne yatarsın
kurumsalda iş yükü genellikle sabittir

falan filan

patron şirketinde çalıştım evlenmeden önce küçük bi yerde yaşıyordum adam 800 lira veriyordu onu bile bin bir dalavereyle. bi çaycı vardı hem sekreter hem temizlik görevlisi hem mutfak personeli patron olmadığında da patron :)

tasarımcıyım adam bana saygı duymuyordu bend eyeni mezundum mesleğimin ne ifade ettiğini bilmiyordum bile. herif beni sömürdü deli gibi herşeyi bana kitledi ve karşılığında 800 lira veriyordu yol yemek benden.

sonra ben evlendim evlenirken kariyerden bi kaç firmaya başvuru yaptım bir fabrika döndü. mülakata geldim program kullanmama vs bakarak beni işe aldılar. hemen hemen tüm çizimcilerin maaşları standart dediler fakat yeni başlayan oldugunuz için 2000le başlayın 2 ay sonra tekrar görüşcez dediler. içimden halay çekiyorum 2000 ne diye yol yemek şirkete ait he bir de hiç duymadığım agi varmış maaşta fazla para görünce bi afallamıştım yani..
tabi ben buralarda hala bilmiyorum sektörde ki tasarımcıların kazandıkları paraları :D

işi patron şirketinde öğrenme falan yok yalan bunlar. kurumsal bi şirketteyim ve kafam rahat mis gibiyim iyileştirme talep ettim, 10 ay sonra terfi aldım maaşım yükseldi ocakta bir zam daha alcam eğitim istiyorum hemen ayarlıyorlar servis yemek herşey on numara. burada daha fazla yükselme şansım olduğunu sanmıyorum ama patron şirketinde zaten yükselemezsin çünkü çaycı vaar senden önce gelen :)
kurumsal firmada başla her anlamda daha iyidir.

kurumsal firma iyidir ama öyle bokunu çıkaran firmalar da kötüdür. ilk işim büyük bi firmada büyük bi projeydi. şirkette herkesin görevi vardı ama yarı aile ortamı vardı. lise mezunu üniversite öğrencisiydim. her şeyi orada öğrettiler. zaman zaman herkese yardım ettim. her şeyi sordum anlattılar. onlar da benden faydalandı. gençtim enerjiktim her türlü işi yapıyordum. şimdi çok kurumsal olsaydı bana mail atarlardı şu yapılacak bu yapılacak ben onlara mail atacaktım sonuç olarak bi bok öğrenmeden sadece gösterdikleri sikimsonik işi yaparak bitirecektim projeyi. aile ortamının faydası büyük. onun yanında kurumsaldı maaşım zamanında yattı. sigortam aldığım ücretten yattı. Yıllık iznimin kullanmadığım kısmının parasını verdiler. iş bitince bütün haklarımı fazla fazla aldım.

1 2 senede sektör değiştirmeye sıcak bakmaz kimse. 6 7 yıl min. çalılman lazım. sonra artık bu sektörde her şeyi öğrendim sektörle ilgili bağlantılarım çok farklı tecrubeler arıyorum dediğinde büyük firmalar olumlu bakacaktır. 8 10 yılda bi sektör değiştirilebilir.

yaklaşık 7 yıldır patron şirketlerinde çalışıyorum.
kurumsal firmalarda hiç çalışmadım. patron şirketlerinde olay tamamen
patronda bitiyor. iyi bir patrona denk gelirsen gayet iyidir.
kötü bir patrona denk gelirsen berbattır. işini iyi yapıyorsan gayet
iyi paralar kazanıp rahat rahat çalışabilirsiniz.

Patron şirketinde çalışmama rağmen sabahları ortalama yarım saat işe geç kalıyorum.
Dışarda işim mi var, kimseden izin almadan işim var deyip şirketin bana verdiği arabaya binip işimi halledip geliyorum. Patron benim bu durumu suistimal etmediğimin farkında. bu nedenle karışmıyor. yetişmesi gereken iş olunca da akşam mesaide oturup yapıyorum.

hiç

biraz eski kafa derim

Haklı-Haksız olabilir, paranoyak.

whatsapp için ben de paranoyak yada bir şeylerden saklanıyor derim, oteki 3'ü için akıllı adam diyorum.

eşini - sevgilisini aldatmaya hazırlanan birisi olduğunu düşünürüm

abi benim bu ya. sosyal medya kadar başınıza taş düşsün. normal insanız arkadaşlar, bir şey sakladığımız falan yok. sik kadar bir fotoğraf orada yok diye ilginç anlamlar aramayın, gözünüzü seveyim :)

Ne güzel yapıyor diye düşünürüm zira bu benim.

uğraşmıyordur, cool

Hicbir sey düşünmem. Nötrüm. Kullanan hakkında da bir sey düşünmem.

paranoyak oluyorlar genelde, her yerden bir komplo teorisi çıkaran tipler yapıyor bunu.

Bir olayın tarihi değer taşıyıp, tarih olarak okutulması için üstünden en az 50 yıl geçmiş olması gerekiyor.

birkaç sene önce özal dönemi falan öğretiliyordu lisede yakın türk tarihi dersinde. Şimdi nasıl bilmiyorum. Benim zamanımda yoktu ama.

lisede okutuluyor...

ölmüş adamın arkasından konusmak daha kolay..

liseyi bilmem de "Bir olayın tarihi değer taşıyıp, tarih olarak okutulması için üstünden en az 50 yıl geçmiş olması gerekiyor" gibi bir durum yok.

üniversitede 80'leri 90'ları hatta saddam'ın devrilmesini falan işlemiştik son sınıfta.

@gotic

lisede kaç yılına kadar okutuluyor?

en son 2000 yılının başı diye görmştüm. o da sosyal ve tm bölümlerinde okutuluyor.

kondisyon eksikliği
demir eksikliği
kansızlık

kan tahlilimde bir sıkıntı çıkmadı hatta efor falan da yaptırdık. düzenli spora gittiğim dönemlerde de böyleydi.

ciğerlere baktır bi de hocam.

Bir ihtimal de septum deviasyonu diyorum.

o yapar mı ya böyle bu kadar kötü? bir arkadaşımda var maşallah benden sağlıklı.

araplar. ve gayrimenkul zenginleri.

salak saçma insanlar.

herkes gayrimenkul zengini zaten bi biz olamamışız ya. bak tekrar yazıyorum 120 metrekare ev 5000000 BES MİLYON LİRA.

ne iş yapıyo ya bu adamlar. bu siteye ne zaman girsem psikolojim bozuluyo.

el altından aldığın parayı bankaya filan yatıramazsın. böyle bir ev alırsın.

mesela yani.

ev güzelmiş de parası manyaklık hakkatten. ama dünyada yılda bu paraların fazlasını kazanan binlerce insan varken neden şaşırıyorsun ki?

el atından parayı nereden alıyoruz? ben de istiyorum.

Boğaz manzaralı bahçe katı da ilginçmiş yalnız.

Ev güzelmiş+1, içim gitti valla.

aynı soruyu ben de kendime soruyorum açıkcası. 2000tl maaş alan bir adam, nasıl olur da ev alabilir? çıkamıyorum işin içinden. hadi bu evleri geçtim, 300-400bin tl lik evleri nasıl alacağız

@yorke mesela zimbabwe kolo kolo ili toure toure bölgesinde tapu müdürüysen. ülke ismi değişebilir.

@oldtimer şaşırmak değil kabullenememek diyelim. adsfgj

belli bi ivme yakaladın mı paran kartopu gibi büyüyo. türkiye öyle en azından. 1 ev alıp kiraya verip taksidini bitiriyo adam. sonra onu kiraya verip daha ucuz bi yere taşınıyo. yine peşinatı bulup eve giriyo. böyle böyle ev alma hastalığına yakalanan adamlar var. 2 evden sonra 3 ü almak çok kolay zaten. mesele o mantaliteye sahip olmak. gidip akbil basıyo pahalı diye meyve almıyo adam. gidip kafede kahveye 10 tl bayılmıyo.

şimdi burada kiradan kurtulup evine geçince her ay 700 800 tl kira verirken o parayı kenara koyacak kaç kişi vardır burda :)

çok zengin olan adamın ise zaten parası katlana katlana gidiyor onlarda sorun yok.

burası türkiye :)

@yorke o daha doğru aslında, haklısın :)

yazıyorum buraya 28 yaşıma geldiğimde en güzelinden bir eve alacam kendime. herkesin de psikolojisini bozduğuma göre gelin şimdi iş konuşalım. asdjhas

edit: fazla iddalı olmuş 'bir ev alıcam'a indirgemeyi daha doğru buluyorum. beylikdüzünden belki.

kayıt dışının bu kadar yüksek olduğu bir ülkede bir eve bu kakar para veren çok olur.

4 milyon euro istenen ev var. deniz görüyor ama boğazda değil.

salakliktan baska bir sey degil boyle evlere 5 milyon tl vermek. amerika'da ayni paraya bir malikane alirsin, yanina sirket kurarsin falan. omrunun sonuna kadar mutlu yasarsin.

ornek bir ev:
www.outerbeaches.com

yalnız evin dışı yok. garip. =)

youtu.be

Ne güzel ev ya...

parası olanlar, evet.

balon malondan değil. türkiye'de epey bi kalantör olduğunu kabul edersiniz heralde. işte o adamlar yani koskoca holding patronları kendi şirketlerine yatırım yapmak yerine gayrimenkul alıyor bazen. evet şaka gibi ama godamanlar da yatırım aracı olarak görüp daire topluyor ordan burdan.

arap ve balon argümanı çok sıktı.
beylikdüzü'nde, esenyurt'taki saçma sapan inşaatları da mı araplar alıyor?
ya da iddia ettiğiniz balon olmasa fiyatların düşeceğinden bahsediyorsunuz. e siz bir kademe altından hemen alacaksanız o fiyat düşmez zaten. piyasa 101.

yani boğa sayısı > ayı sayısı, balon bulunamadı.


edit: eve yeni baktım, bebekmiş la ora. ucuz bile. kiralar kaçtan gidiyo, kimler oturuyo semt hakkında ufak bir fikriniz var mı?

@antepau

www.sahibinden.com
www.sahibinden.com

hocam bunlarla bir kıyasla o halde.

@yorke moralimi bozuyosun .

www.youtube.com

@yorke neyini kıyaslayayım. gayet dediklerimi doğrular biçimde ilk ilanın tamamen saçma bir fiyatta olmadığını gösteriyor. lokasyon olarak bana sorarsan yine de ilki çok iyi.

5 milyon liraya ev mi olur falan demeyim lütfen hala. bebek istanbul'un park avenue'su, soho'su ne bileyim en kral semti yani. 15 milyon yerleşik, 5 milyon göçebe nüfusun yaşadığı bir şehirin en baba semtinde 2 milyon dolar çok fahiş bir bedel değildir dünya şartlarında.

ha dünya şartları yansa yorganım yok içinde ama bu bazı gerçekleri reddedince değişeceği anlamına gelmiyor.

hocam bina yaşları aynı. metrekareler iki katı. evler dublex, bahçe katı falan da değiller. manzaraysa manzara. hala normal geliyosa ne diyeyim.

ya da olayı anlamadın. 120 metrekare evin içini yaptırıp iki katı büyüklüğündeki evin fiyatına itelemeye çalışmak normal mi?

Patronum

Fabrikatör alabilir mesela işte.

bu evleri alabilecek çok sayıda insan var türkiyede. balon filan değil. ama bu çok pahalı. panoramik bir boğaz manzarası olmayan bir eve 42000 TL/m2 para verilmez.

En kolay kara para aklama yöntemlerinden

evlere bakmadım, sabah sabah moralim bozulmasın şimdi :)
o para çimentoya, musluğun kalitesine filan verilmiyor. evin yerine veriliyor.

zamanında büyük bir bankanın muhasebe sistemini kuran yaşlı bir adamla tanışmıştım. bahçeli müstakil bir ev alabilecekken almadığını aynı parayla bir apartmanın bodrum katını aldığını anlatmıştı.
adamla muhasebe sistemimizi kurması için anlaşmıştık. uçak, konaklama, yeme içme vs + yüklü bir ödeme karşılığı sistemimizi kurdu ve gitti.

2001 krizinde izmir gibi yerde tekstil sektörü fabrikalarını dışarıya taşırken, firmalar patır patır dökülürken bir mağazada 5000 liraya porselen yemek takımı satılıyordu. adam satacağını düşünmese onu üretmez, o fiyatı koymaz. sattı da nitekim. porselen dediğin kırılan bişey. onu alan 1 parçası kırılsa takımı yardımcısına verir, kullanmaz. araba fiyatına porselen yemek takımı niye alınır?

bir örnek daha. çeşmedeyiz. yerli halktan biriyle konuşuyorum. adamın el arabası var, sebze meyve satıyor. kendi bahçesinde ne üretiyorsa işte.
o zamanlar ağır bir iflas atlatmıştık, işte ayakta kalma çabaları filandayız. çeşme'ye gezmek için değil iş için gittmiştik.
bardacık aldım ben bundan. fiyat normalin yarısı gibi. dedim niye böyle, aynı malı atıyorum bazılarına 10 bazılarına 5 liraya satıyorsun? "almazlar ki abla mesela altınyunus'un orda 5 lira desem dönüp bakmazlar bile" dedi. çevre ne der sonra...

bu ekonomik sistemde fiyatı belirleyen malın maliyeti filan değil. dolayısıyla 5000 liralık ev satışı da de gayet normal.

ünlüler alıyordur. konum itibariyle de direkt aklıma o kesim geldi.

5 milyona denizli'den "site" alırsın, kira getirisi de bunun kat kat üzerinde olur.
ilk aramada çıkan sonuçlardan biri:
www.sahibinden.com
ilk evin kirası da 30 bin değildir herhalde, cepte de 1 milyondan fazla kaldı:)
kira getirisiyle de, şunu kiralarsın olur biter:
www.sahibinden.com

sıkıntı, stres, uyuduğun yerde rahat olmayışın-üşümek, sert zemin, kötü pozisyon-, yatmadan önce yemek yemek

izlediğin şeyler asıl sebep. çünkü o gün bilinçaltına ne girerse gece o çıkar. çok gore video felan izliyorsan o çıkıyodur gece.

odanın nem oranının düşük olması (kaloriferin üzerine bir tas su koyabilirsiniz),
yatmadan önce yemek yemek,
uyku sırasında farkında olmadan ağızdan nefes almak..

yüksek kaygı. bundan 5 yıl evvel bir adamın adına şirket kurmuştuk. adam piçin bayrak sallayanı. hileli iflasla şirketini batıracak bizim üzerimizden de kendini aklayacaktı. (yani öyleymiş, bize yüzlerce şeyi eksik anlattı.) ben bir şekilde eski ortağının kafayı bu herifin entrikaları yüzünden yediğini öğrendim. adam tinerci olmuş resmen. çok acıklı hikâye ve gerçek. neyse, ben yola birlikte çıktığım arkadaşı caydırmaya, bu işten vazgeçirmeye çalıştım. ikimiz de istifa etmiştik işimizden vs. ben çalışır çabalarız bir düzen kurarız yeniden diyordum. ancak pasif ve kendince kurnazlıkları olan bu arkadaşı ikna edemedim. serde söz vermiş olmak da var. yola çıkmıştık. bu arada adam deli gibi para falan çekmeye çalışıyor bankalardan bizim adımıza. milyonluk makineleri var. onları bankaya satacak, sonra biz onları satın alacağız sözde. yani biz borçluyuz, ama aslında mal mülk onun. adam bize güveniyor, evini mevini bu esnada ipotek edecekmiş öyle diyordu. sonra ben bu herifin başka planları olduğunu da gördüm. çok gizli saklı da değildi. açıktı. çaresizliği kullanmaktan bir çekincemesi yoktu. gelgelelim arkadaşım bunu görmek istemiyordu. her neyse ben bir sene sabrettim. bütün işleri dalavereli olduğu için iflas edemiyordu allahtan. mahkemeleri falan vardı. ben de bu esnada bu işten ayrılmak istediğimi arkadaşa deklare ediyordum. adam benim uyanık çıktığımı görünce bana karşı agresifleşti. ben ondan da sert çıktım. oldukça sorunlu bir süreçten sonra şirketteki hisseleri vs. benim yerime bulunan başka bir enayiye devrettik. ben bu bir yıllık süreçte her gece kabus gördüm. değil kabus çok az rüya gören bir insandım öncesinde. unutulmaz bir yıldı gerçekten. aslında o vakitler bundan daha beter dertlerim vardı. birini sevmiştim, onun için her şeyimi geride bırakmış, devlet memuriyetinden istifa etmiş, şehir değiştirmiş ve daha bir çok bok yemiştim. şirket meseleleri sorun bile değildi benim için (yani işe başlarkenki psikolojim bu şekilde). aslında öyle değilmiş. bu daha pis, iğrenç bir durummuş. çünkü kötülük yapmaya ve göz göre göre beni bu işte maşa olarak kullanmaya çalışan bir adamın elinde oyuncak olacaktım. daha kötü hâllere düşmeyi çoktan göze almıştım, aşıktım diyorum, gerisini siz anlayın. ama bu şekilde onursuzca, haysiyetsizce değil. kötü biri olmayı amaçlamıyordum ki sadece seviyordum. sonunda ne olursa olsun demiştim, nitekim o kızla işim olmadı. gök kubbe üzerime çöktü. ama kızla olan meselem bir kere bile rüyalarıma girmedi. yıllar sonra hayatımda ilk kez işsiz kalmıştım. parasızdım. hayatımda 5 kuruş müdanaası olmayan adamdın bak ne oldu diyordum kendime kızıp kızıp. yine de bu korkumu aştım, allah da hâlime acıdı, verdi işte üç oradan beş buradan. ancak bu itin belası, hepsinden daha kabustu. bütün bir yıl çöktü gitmedi tepemden. hiçbir şey, duygu kaygısını gidermeye kifayet etmedi.
adam pes edince ben bu işten kurtuldum. sonra kabuslarım kesildi. gözümün önü açıldı. yeni bir hayat başladı adeta benim için. sonra dedim ki kendime, lan acaba böyle olması daha mı iyi oldu, çünkü bana daha acı gelecek bir sonucu kaşla göz arasında atlatmıştım. aşk acısını. geçenlerde, kızın facebookunu gördüm tesadüfen. "evlendi" yazıyordu. o gece kabus görmedim. sadece bir kadeh olsa yuvarlasak ne güzel olurdu dedim. şarap da yoktu. kabus görmedim.

aslında o da değer kaybedip kazanıyor ama dünyada açık ara en çok kullanılan para birimi olduğu için referans olarak kabul ediliyor genelde.

Dolar en güvenilir para.

Neden dolar diye soruyorsan, yani neden en çok kullanılan diyorsan, o da petrolün satış para biriminin 40-50 sene önce dolar olarak belirlenmesi diye okumuştum, tabi bunun yanında teknolojiyi üreten olunca kaçınılmaz olarak bugün dolar geçiyor.

komşunun tavuğu bize kaz gösteriliyor

para birimleri diğer tüm para birimlerine karşı değer kazanıp kaybetse de dünyanın rezerv parası dolar olduğu için ana referans da dolar karşısındaki değer kaybı ya da kazancı oluyor.

rezerv para finans piyasasında, ticarette milletlerarasında en yoğun kullanılan para anlamına geliyor.

(bkz: hard currency)

şu başlığı ve linklerini okursan kafanda biraz daha netleşir diye düşünüyorum

eksisozluk.com

mümkün olduğunca durmaya çalışanlardan, ama burada kritik nokta arkadan gelmekte olan aracın dikiz aynasından kontrolü, istanbul gibi vahşi trafiklerde bazen gerçekçi olmak gerekiyor, arkadan deli gibi gelen varsa yavaşlamamakta, gaza basıp geçmekte fayda olabiliyor.

Mesafeye göre pozisyon alanlardanım

sadece 1 kere geçmek zorunda kaldım. korna çala çala ödğm bokuma karıştı. normalde emekli memur gibi kullanırım. arkadaşlar bana verir arabayı genelde.

yeşil yanıp sönerken duranlardanım :D şaka şaka geçerim.

kırmızıya yakalanmayayım derken gaza bastığınızda geçmiş olabilirsiniz ama ışıklardaki eds lerden bazıları hızı da ölçüyor. bu şekilde çalışan çok nokta var. ışıktan kurtulurken hızdan ceza yiyorsunuz. şehir içinde sınır zaten 50, biraz da hızlanıyorsunuz, kolayca 60 a falan geliyorsunuz. ceza da eve geliyor.

@sttc oha var mı öyle bir olay? benim bir araba parası ceza yemiş olmam gerekiyo o zaman.

Eğer arkadan gelen araç durabilecek bir pozisyondaysa yavaşlarım (gerekirse sert bir şekilde) ama geçebilecek durumda ve hızdaysam da geçerim.

Mesafeye ve kavsak yogunguluna gore degisir. Ama hizlanip gecmeyi tercih ederim. Hatta izmir'de yesil yanip sonmeye basladigi an yavaslayip duran suruculere ayar oluyordum. Istanbul'da suruculer daha pratik..

bitmez. küçük bir kavganın arkasında sineye çekilmiş binlerce şey vardır. onların içeride patlamasıyla bitmiştir.

kavgasız da bitebilir.

(bkz: bardağı taşıran son damla)

gereğinden uzun sürmüş zaten.

4 yıl 364 gündür olanlar 365.günde ortaya çıkmıştır sadece.

biter.

konuşursan bitmez, aynı böyle bir arkadaşım küçük bir ev temizliği kavgası sonrası evi neyim terk etti sabah, akşam gittiler sakin kafayla konuştular olay çözüldü. demek ki birde konuşmak lazım.

bence küçük bir kavga olmasına bile gerek yok. 5 sene uzun bir süre, bir ilişki için. belli bir süreden sonra, çoğunlukla alışkanlık devam ettiriyor ilişkileri. o yüzden inceldiği yerden kopması gayet normal.

m murphy vb diğerleri +1

O kucuk bir sey yuzunden degil de aslinda oncesinde olan buyuk seyler yuzunden bitmistir. Siddetli kavgalar insanlar iliskilerine hala inandiginda ve iliskilerini surdurmek istediginde oluyor bence. Ama artik yurumeyecegine inandiginda bundan emin oluyorsun ve kavga bile etmiyorsun. Iste asil o zaman bitiyor.

bardağı taşıran son damla herhangi bir damla olabilir, adının ne olduğunun bi ehemmiyeti olmaz.

(bkz: la planete sauvage)

var, ben metni uzaklaştırıyorum gözümden.

Yakini gorememek gibi bir sey mi acaba? Buyuk olunca yakin gibi hissediyorsunuz ve kucultuylrsunuz.

@kuehles blondes biz de öyle düşündük ama göz taramasında bir şey çıkmadı. bir de yazı küçükse yakından da okuyabiliyorum sorun yazının büyük olması gibi. başım falan dönüyor okurken.

yüzü çok sert ve erkeksi duruyor. elbet beğenen vardır.

tipim değil ama çirkin de değil

fotojenik seksi. fotoğraf hilesi ve makyajla seksi yapılmış... güzel bulmadım. 10 üzerinden 6...

erkeksi hatları var fazla maskulen duruyor. Tipim de değil ama türkiye şartlarında gideri var. Güzel değil seksi.

Duzgun suratı var. Normal bi tip. 5.

peyton list'in çirkin versiyonu
www.google.com

6

Tam benim tipim 9

ayırt edici bir özelliği yok bence, fazla makyaj yapıyor ve makyajı doğru kullanıyor. lüks bir muhitte 10 dakika içinde bundan daha güzel kadınlar bulunabileceğine inanıyorum.

güzel

6. güzel aslında ama evet erkeksi.

www.filmimdb.com
epey çekici pektoralleri var. ki bu bile tek başına 7 eder. fizik 10, kompozisyon 9 desek toplamda net 8 kalır.
tabii 7-8-9 diye aritmetik mi logaritmik mi gidiyoruz, o da fark ettirir.

5/10 bence. makyajı az olan fotolar daha güzel ama makyaj bollaştıkça itici olmuş. 6 vereyim dedim buradaki puanlara bakmadan ama makyajları görünce 5 te karar kıldım. 5.5 da diyebiliriz :)

Güzel bence

Değil 4-5

Gizli sinir var bunda bence.

hojdur ama öyle ahım şahım bir güzelliği yok.

Ben cok begendim. Boyle sert yuzlu kadinlara hayranim. 8 veririm.

Suan konum tem avrupa konutlari

şu an için yandex birşey demiyor sadece sıkışık trafik diyor.

Kayyum atamışlardır tem'e.

avrupa konutlari su an problemsiz. simdi reklamlar.

Ev: M.koy
Is: Tuzla

Memnunum

3.yilim

Yok, o kadar uzakligi kabul edemem. Hayatim calismak ve yolculuktan ibaret olursa iyi is teklifi ne isime yarayacak?

ilk başta para cazip gelse de daha sonra sadece yol yoruyor insanı. bu dünyada mutlu olmak istiyorsan işin evine yakın olacak.

kabul edip taşınma durumunu zorlardım.

mümkünü yok etmem.

ederim okurken günde 3 saat yol çektim, uzun yol beni bozmuyor artık alıştım.

Beylikdüzü-Beşiktaş, TEM üzerinden 47 km, günde 4 saat, 5. sene.
Bayılmıyorum ama kabus da değil.

şahsen kabul etmem

oeeh Beşiktaş-Ataşehir'e bile en fazla 1,5 ay dayandım neyseki taşınıyorum.

Çekilecek dert değil.

Ben etmem. Yorulurum, eve gelir gelmez uyurum, o ne öyle

kabul edip taşınma durumunu zorlardım.

taşınmalısın. çalışan bir insan için taşınmak ekstrem durumlar hariç imkansız olamaz bence.

yıllarını yollarda heba eden ve etmekte olan biri olarak söylüyorum

Pendik - Sefaköy
5. Yılım.
Sabrımı sınıyorum.

Paraya boğmaları lazım.

1 ay oncesine kadar evimle isim arasinda bir cadde vardi sadece. Karsidan karsiya geciyordum ve evdeydim. O taraflardan butceye uygun ve guzel bir ev bulamadigim icin tasinmak zorunda kaldim. Simdi tek vasita ile 15-20 dk suren bi' yol var. Bela okumak istemem ama allah belasini versin. Ne kadar guzel bi' seymis evin dibinde olan is. Bu yol cekilmez. Keske hic tasinmasaydim diyorum.

alkol ve ne denli hareketli oldugunla alakali olabilir.

Sorunun günde bir öğün yemek yiyip gece bi şeyler atıştırmak.

eksisozluk.com

aynen öyle. hiçbir diyet programı zaten günde 1 öğün yemek yemeyi tavsiye etmez. ben günde 3 ana öğün 3 de ara öğün yapıyorum. 3-3.5 ayda 22 kilo verdim. spor hiç yapmadım.

bunun dışında diğer kilit nokta ise su iç. günde minimum 2,5 litre su iç. kilo vermenin %33 ü su içmek zaten.

o günde 1 öğün yemelerine vücudun çabuk adapte olur, haliyle kilo veremezsin. sürekli ye, aç kalma. saat 20:00 den sonra ağzına sudan başka bir şey girmesin.

günde 2 öğün en sağlıklısı. tabi önemli olan ne kadar yediğin değil ne yediğin. günde sadece 1 paket çikolata yesen kalorisi az diyebilirsin ama kilo veremeyebilirsşn ama onun 5 katı kaloride sağlıklı beslensen kilo verirsin.
yediklerine dikkat etmen lazım

Önemli olan günlük toplam tüketimin. Yaş da bir faktör.

Şehre gore değişir.

Istanbul/mühendislik

1800-2300 arası değişir. Askerlik durumu +300 atar. Askerliğini yapmış ve 1-2 yıl arası tecrübe varsa ucu açık ama min. başlangış maaşı x 2 yapabilirsin.

Not: Sağlaması yapıldı. Çalışıyor.

Askerlik sorunum yok ama tecrubem de yok. Aadece yaptigim stajlar var onlar da toplasan 1 yil etmiyo. Ben minimum 2000 2500 isaretliyodum acaba ondan mi hala issizim?

AAAHHHH en nefret ettiğim kısım. 2000-2500 diye işaretliyorum ama çok mu fazla acaba diye içim içimi de yemiyor değil (etrafımdakiler de daha fazla para istememi söylüyorlar gerçi) nitekim hala iş arıyorum.

Sanmıyorum ücret ilk görüşmeden sonra tartışılır. Yani adayı tanımadan bu adam çok istemiş çağırmayalım demezler. Üzgünüm ama tecrübe olmadığı için çağırmamaları kuvvetle ihtimal.

Öneri : Ücreti skalanın altına düşürüp tecrübe edinmek için kendine fırsat yaratabilirsin. Mesela dişini sık 6 ay - 1 yıl 1500'e fln çalış. 1500'e çalışacak mühendisi bulmak onlar için bi fırsattır. E tabi meslektaşların tarafından piyasayı düşürüyolar saçma adamlar ya eleştirilerine hazırlıklı ol.

bir önceki işimden aldığım paranın min. 500, max. 1000 lira üstü

edit: haa yeni mezun demişin, totomla okumuşum pardon asdfs

Iyi bir yer olsun maasin onemi yok zihniyetindeydim. Sonra bir baktim firmanin teki 500den baslatmis araliklari. Onu gorunce acaba cok mu bu rakam diye dusunmeye basladim. 500 ney ya? Kahrolsun bagzi firmalar. Tum issizler toplanip is kursak ya?

pozisyona göre,firmaya göre değişkendir aslında bunun cevabı. ama ben tecrübesiz olsam düşebildiğim kadar düşerdim.

iş-kur denilen meretle alıp dedğin paralara çalıştırıyolar ama hiç bi lisans mezunun yapmaması gereken bi bi hamle. Aman ha sakın!

@mkrk hocam nedir bu is kur neden uzak durmak lazim?

iş kur denilen yer diyo ki eyyy işssiz halk gel ben sana iş bulucam amaaaa önce sana 6 aylık eğitim aldırıcam bu eğitim sürecinde de ortalama 500 TL maaş vericem hadi yine iyisin diyor. Eğitim sonunda da başarılı olursan iş senindir diyor.

Yine aynı meret iş verene diyor ki yaa arkadaş eleman bulcam diye uğraşma ben sana adam göndereyim hemde 6 ay boyunca 500'e çalışır ben konuştum arkadaşla herşey ok diyor. Hatta 6 ay sonunda adamı beğenmezsen almazsın diyor.

Velhasıl kelam sen 6 ay boyunca eğitim ayağına çalışıyorsun firmada sözde eğitim ama full amele tayfa çalışıyosun. Sonrada adam istemezse seni almıyor (p%20 ihtimalle olu bu) ve diyorlar ki abi eğitimi geçemedin sen istersen başka eğitim ayarlayalım sana....

Durum budur. Çok zorunlu bir durum yoksa bi lisans mezununun düşmemesi geren bir oyundur. Uzak durmak gerek.

Eğer herhangi bir şekilde satın alım para vb gibi para dönen işi yani fiyat alma teklifleri değerlendirme yapacaksan burası can alıcı konu. Çok şey konuşup hiç bir rakam söylemeyeceksin. Çünkü sirket için ederini bilmesinler. Pekala onların da acilen senin işini yapacak birine ihtiyaçları olabilir. Üçün besin hesabını yapmayacaklari durumda olabilirler.

Genel uygulamalarına uyacagini aynı işi yapan diğer is arkadaşlarından fazla istemeyecegini ama az olmasının da hoş olmayacağını çünkü en çok çalışan kadar çalışacağını söyle. Rakam verme. Topu 80. Dakikada 3 0 önde olan Barcelona gibi çevir,Asena gibi Kıvır, Bumerang gibi geri gönder.

Bir kaç kez ise alım sürecinde bulunmuş biri olarak tavsiyemdir.

Takılıyor o ya. can sıkıntısı. Niyeti kötü değil belli ki.

Ben ki trollere epey düşmanımdır, buna kızamıyorum.

ben de merak ettim açıkçası

o da öyle bir insan. buranın ergeni.

İmkb'da bulunan eksdyru adındaki hisselerin %51'ini elinde bulundurduğu için kimse dokunamıyor.

işsizin teki. can sıkıntısından buraya sarıyor.

İlgiye muhtaçtır belki de.

dude iyi çocuk. aslında ergen de değil bence. bazen trollemeye çalışıyor buraları o kadar.

insanlar gerçek hayatlarındaki başarızıslıklarını cinsellik yönünden zayıflıklarnı falan nette bu gibi trollük yaparak kapatmaya çalışıyorlar çok takmamak gerek.

açıklamalara bak. hepiniz gizli bir sevgi duyuyorsunuz itiraf edin. "evimizin troll'ü" kıvamına gelmiş. acaba yorke şeklinde ikinci bir hesabı var mıdır, varsa pek anlamlı olurdu :)

@godos
paranoyak ettiler insani valla

chaotic good+1

bence de 2. hesaplar yasaklanmalı. biri de çıkıp delikanlı gibi demiyor ki "ahanda alın bu benim ikinci hesabım!"

Godos, milleti galeyana getirmissin, biliyorum gece gece sikildiniz da beklentileri karsilayamiyorum :) ayni kisi degiliz.

yorke: ben bekliyorum sadece ama bir yerlerde bir godoş kesin var :D itiraf et senin de hoşuna gidiyor işe bak ki şu an audioslave'den "be yourself"i dinliyodum çok manidar ehe.

chaotic: di mi ehehe paranoyak ediyorlar bu ikinci hesaplılar, olsun, böle de güsel

Sizden de hicbir sey kacmiyo bak. Eh napalim madem cozdunuz olayi, yapacak bir sey yok. Sizden korkulur.

hayır yani herseye atlayan adam neden kendisiyle ilgili açılan bir duyuruya cevap vermiyor diye dusunmek gerekirdi başta zaten.

Demek ordan anladiniz, cok haklisin poncik onu hic dusunememistim.

dude, kartal yuvasında yaşayan bir zat. adalet dağıtan, dehşet saçan, başkaldıran. zamanında bu sitenin sahibi compumaster ile dude'un arasında bir husumet vardı. bunun üzerine dude'un üzerine kelle avcılarını yolladı. gel zaman git zaman, compumaster'in evine bir elçi geldi. compumaster'ın odası hınca hınç muhafız doludur. elçi, "dude'dan compumaster'a bir söz vardır, onu iletmek isterim" der. compu, "ne söyleyeceksen buyur söyle" der. elçi ise "olmaz, önce şu muhafızları gönder, lafım sana" der. bunun üzerine compu 5 muhafızına dışarı çıkmalarını emreder. elçi, "diğer 5 muhafız da gitsin, lafım sadece sana" der. compumaster diğer 5 muhafızı da dışarı çıkartır. elçi, "yanındaki 2 muhafızı da gönder" der. compumaster ise "olmaz, onlar benim canlarım, biz üçümüz bir kişiyiz. lafın varsa söyle yoksa çek git" der. elçi ise 2 muhafıza dönerek, "size kılıçlarınızı çıkartıp compumaster'a saplayın desem ne dersiniz?" der. muhafızlar hiç düşünmeden "emredersiniz" der. işte dude böyle bir adamdır.

Burayı sık sık kontrol ediyor bu arada bence. İçi gidiyor, ama cool ya, poşet değil ya, yazamıyor garibim :))

troll değil, madeleine, coco, mirabel, cenkist ile aynı kefede değil ama uyuz. akıl sağlığı yerinde duyuru'da bir allahın kulu yok. neredeyse her duyurucuya gıcık oluyorum. buna +1 tık daha. onlara 9'sa dudemeister'a 10.

@yorke

ben anladığımı ima etmedim:)

dudemeister? peki...

Loser dolu buralar.

çok ciddi psikiyatrik problemleri var. bunu çeşitli duyurularında kendisine de söyledim. söylediklerimi sildi genelde, bunu da silecektir.
geçmiş olsun.

benimki bazen yıkayamadığım zamanlarda saçlarım kuruyup sertleşince acıyor.

yok hergun yikiyorum. millet bitlendim sanicak elimi basimdan cekemiyorum. acidan zevk aliyosam demek. acaba cok sık yikamaktan mi oldu?

düşünceler özgür kalmak ister, ondan.

saclarini topluyor musun?

Hayir oyle bir agri degil, daha cok sizlama gibi.

sıcak su ise yakıyor bazen kafa derisini, bir de saç topluyorsan sal saçlarını arada.

her gün yıkamak saç derisini çok kötü yapıyor ya. ondan olabilir. şampuanı değiştir bir de istersen

Vücut kırgınlığı veya hastalık belirtisi olarak da sızlar saç dipleri. Nezle/grip olabilirsin yarın.

saclarini iyi kurutmuyorsun kafan usuyor. sac nezlesi olmussun.

halk arasında "nevazil" denilen şeyden olmuş olabilirsin. yani biraz üşütmüşsün. uzun sürerse başka bir şey var demektir.

Önyazı demişsin gerçi ama...

Ben önyazı yazmıyordum ve CV'min son 90 gün içindeki görüntülenme sayısı 14-15 oluyordu en fazla. Ön yazı yazmaya başladım ve başvurularımı İstanbul'daki şirketlere yaptım(çağırırlarsa giderim diye). Bu şekilde görüntülenme sayısı 60'ı buldu.

Şu an işsizim.

Geçen gün de şunu gördüm ama okuyamayınca kaydettim. Belki faydası olur cevapların:

www.eksiduyuru.com

Tecrübe var mı dostum?

@otonom evet o da benim sorumdu tavsiyeleri denedim ama degisen bisey yok..

@enkolay hayir yok sadece iki stajim var ama yeni mezun arayen yerlere basvurularimda da ayni sorun var cvme baktiramiyorum bi turlu. artik kendimi yetersiz hissetmeye basladim. Napicam bilmiyorum..

Genelde IK'cilar anahtar kelimeleri aratirlar. Hatta cogu buyuk sirkette gonderilen cv'leri direkt bilgisayar okur, aranan kelimeler cikmazsa cope gider. sektorunde neyin arandigini bilmen lazim ve cv'yi buna gore kurgulamalisin.

Fotograftan eleyen adam seni ise alsa da o isten hayir gelmez. amk ben onun.

Tavsiyem (ben öyle yaptım) kariyer sitelerini siktir et. Şirketleri ara ik departmanı ile görüş mail adreslerini işte. CV ini gönder. İnan bu çok daha etkili bir yöntem. Dönüş oranı çok artacaktır. Olumlu olumsuz ğer türlü artar.

@fortisvita aynen yapiyorum fakat yine de olmuyo nerde yanlis yapiyorum bi bulsam.

@zugas bir de onu deniyim. kac aydir kariyer sitelerine bel baglamis durumdayim

bunu her sorana linkedin e baktın mı diyorum da orası da artık kariyer sitesi. ama şu var ordan ik cılara ulaşman bir nebze daha kolay.

bir de eş dost tanıdık hakikaten faydalı. çekinme söyle iş arıyorum ben diye.

Ben de o durumdayım. Cv'im görüntüleniyor ama geri dönen yok.

iş güvenliği sertifikası almak istiyordun, aldın mı? oradan belki bir şeyler çıkar. askere git gel bence. kafanı topla

@glamdr1ng işe girerim gidip derslerine girecek vaktim olmaz diye hep erteledim. şimdi ne iş var elimde ne sertifika.

hangi bölümden mezunsun? belki yardımımız dokunur.

askerliği aradan çıkar yapmadıysan çok faydası olur

Ben de senin askerlik yapmış versiyonun olarak aynı dertten muzdaribim. Duyuruyu silme, sinerji oluşturalım. :)

endüstri mühendisliği mezunuyum. bir de beş çocuk babası gibi streslendiğimden midir nedir askerlik falan yok arkadaşlar dişi kişiyim.

merhaba, öncelikle kolay gelsin. yeni mezun iş arama süreci biraz zor, ilk deneyimden sonra her şey daha kolay olacak emin olun :) bizlerin kullandığı ekranda bir çok filtre var. işe alımcıların deneyim kriteri koyması durumunda (genelde deneyimli kişiler arandığından çoğu ilan için bu yapılıyor) cvniz zaten aramalarında görünmez. ilanlara çok sayıda başvuru geliyor. makine mühendisi arıyorsun işletme mezunu başvuruyor, lisans mezunu diyorsun lise mezunu başvuruyor. o yüzden filtre kullanmak şart. fotoğraftan cv eleyen iş yerinden hayır gelmez şeklinde bir yorum olmuş :) bunu yapanlar var tabi, ik yapmasa bile birim yöneticileri yapabilir. cvde fotoğraf olmasını etik bulmuyorsanız hiç eklemeyin. bence cvde fotoğraf bulunmasının bir zararı yok, düzgün kurumsal duruşa uygun bir fotoğraf faydalı olacaktır. önyazıyı mutlaka pozisyona özel yazın. pazarlama ilanına daha önce finans için yazdığınız bir önyazı ile başvurmayın. cvnizde bir staj, erasmus, proje deneyimi var mı? yoksa şansınız diğer yeni mezunlara göre daha az olur. cvnizde stajlarınıza dair temel sorumlulukları detaylıca madde madde yazın. baştan savma bir cvniz olmasın. bildiğiniz paket program varsa mutlaka belirtin. linkedin'den ilgili şirketin iklarını eklemek bir yöntem. mesajınızda kibarca niyetinizi yazabilirsiniz, geri dönüş yapacaklardır. çok fazla işe alım danışmanlık firması var, onların danışmanlarını linkedinden ekleyip özgeçmişinizi paylaşabilirsiniz. bazı şirketler stajyer pozisyonlarında yeni mezunları alabiliyor, bir süre iş öğrenirsiniz belki sonra kadroya geçersiniz. bir de evet tanıdıklar işe girmenizi sağlamaz belki ama, o pozisyona başvuran yüzlerce cv arasından öne geçmenizi sağlayabilir. son olarak bugün yeni mezun ilanları yayınlayan bir siteden haberdar oldum, belki ilgileneceğiniz bir şey çıkar. www.toptalent.co

peki unsual öz geçmişimiz iletilmiş ancak üstünden günler geçmesine görüntülenmesi flitrede elendiğinden mi, yoksa firma tercihi mi?

hmm

kız papanın kızı papanın kaçmasına yardım etti şimdi pişman gibi
medicinin karısı kocasını zenciyle boynuzladı ama zenci ajan çıktı paraları aldı kaçtı
medici bankadaki paraları ve çıkarları için romaya karşı geldi şimdi napolide yandaş arıyor.
ha bi ara da vinci book of leaf i aramaya gitti ama eli boş döndü sayılır annesinin yaşadığını falan öğrendi.

Bende bu kadarını hatırladım doğru hepsi olmayabilir.

şu mithranın oğulları olayı neydi

papa osmanlıyı tüm avrupaya salıp herkesi öldürecek kalanlardan ari ırkı yaratacak planı bu o ari ırk da mitranın oğulları anladığım kadarı ile bende az hatırlıyorum çok oldu

beşiktaş'ta old student cafe var barbaros'un üzerinde, starbaks'ın yanında. çok katlı, benzin'e benzeyen bi mekan, maç izlemeye oraya gidiyorum ben holigan olmuyor, dolayısıyla kadın da var.

adam sana is ogretmekle zaman kaybetmek istemiyor.
sen isi ogrenene kadar bir kac ay boyunca bir ise yaramayacaksin ve sana para verecek, bunu istemiyor.

is bulanlar torpille, iyi yerde staj yapmayla buluyor diye dusunuyorum.
cogu da az bi paraya kanaat etmek zorunda zaten ise baslarken.

filtreliyorlar.
boğaziçi odtü itü bilkent vs.
yabancı dil tecrübe vs.

önce 15 gün sürdü o girdiğim işe sadece ingilizce bildiğim için girmiştim
2 ay sonra istifa ettim sonra 5 ay sürdü onu da daha önce staj yaptığım yer aradı öyle girdim.

Benim fazla tanıdığım yoktur, şansım da yoktur zaten :) Stajlarımı iyi yerlerde yaptım iyi insanlarla tanıştım mezun oldum iş arıyorum dediğim de sürekli bir şeyler çıkardılar sağolsunlar.

diğer seçenek ise işte yeni mezun alımları sınavlar falan.

ben de hep bunu düşünüyordum ama kimse tanımadığı insanı almayı tercih etmiyor bu nedenle çalıştığı yeri tanıyan veya müdürünü tanıdığı yerlerden almayı tercih ediyor.

bende yeni mezun sayılırım. tek dersten okulum yarım dönem uzadı. bir kaç kurumsal olmayan firmaya iş başvurusu yaptım ama takmadılar bile beni. askerlik, tecrübe gibi kriterler gerçekten etkiliyor. benle beraber okuyan arkadaşım askerlikten muaf olduğu için işe girebildi mesela.

Yeni mezunsan internetle sakın vakit kaybetme tanıdıkları devreye sok bi şekilde bir yere kapağı atmaya bak.

ya çok kaliteli bir okuldan mezun olacaksın ya da tanıdığın olacak. misal benim e-5 kenarı üniversitelerden mezun arkadaşlarım var adamlar mezun olur olmaz, türkiye'nin en büyük şirketlerine kapağı attılar. babanın nüfuzu varsa iş bulmak çok kolay bu ülkede.

kurutma baba, her tarafin tutuluyor sonra. hele kisin falan daha bir feci oluyor. cok bilimsel bir aciklama degil belki de, tecrube iste.

bi de ben yikiyorum ya, iyi degil, biliyorum, hatta saclar cok cabuk yaglaniyor falan, ama ne bileyim, pis hissediyorum yikamazsam. ama tabi sen suyla yikasan daha iyi, sampuani kafaya haftada 2, bilemedin 3 kere vurman lazim en fazla.

Spor yaptığım zaman su ılık-soğukken giriyordum hocanın tavsiyesi üzerine fakat mantıklı açıklaması nedir bilmiyorum

Soğuk, hemen.

Tam ortası değilde yanlara doğru diyorsan kaslarla ilgili bir şeylerden bahsediyorsun muhtemelen.

Dün yada önceki gün fiziksel bir şey yaptın mı? Yeden ağır bir şey kaldırdın mı veyahut başka bir fiziksel aktivite?

@ucurulmamak umidiyle Hayir boyle bi sorunum oldugunu bildigim icin herhangi bisey yapmiyorum cok dikkat ediyorum aslinda.

@want2die Onu demek istemedim. fitik olunca nasi bi agri oldugunu biliyorum, agri uzerine doktora gitmistik ve fitik baslangici oldugunu oyle ogrenmistim. O agriya benzemiyo demek istedim anlatamamisim tam olarak sanirim.

yitirmez çünkü zaman yolculuğu hikayelerinde o kadar detaya takılmayacaksın. wells yok oldu işte sus ve yalamaya devam et.

gerçek hayat olsa haklısın, hatta flash olması iptal olacağı için eddie'nin kendini öldürmesine gerek kalmaz, döngü başa sarar. işler karışır. takılma öyle.

niye yitirsin . eddie kendini vurdu wells öldü wells öldü işte . zaman geriye yürümez

Eddie kendini öldürünce tarihten silinen Wells değil öncelikle, Eobard Thawne...
Harrison Wells ölmez, Wells'i zaten Eobard öldürüp kimliğini çalıyordu...
Flash güçlerini Wells'in kazası sonucu zaten kazanıyordu, Eobard bu olayı hızlandırmak için Wells yerine geçip daha önce o deneyi yaptı sadece... Kısacası Eobard'ın silinmesi Flash'ın güçlerini tarihten silmez.

Gerçek Wells yaşıyor mu deneyi yaptı mı yoksa yapacak mı o ne durumda, deney daha gerçekleşmediyse şuan nasıl Flash'ın güçleri var... bunlar sorulabilir ama zamanda geçmiş değişmez denirse yani gördüğümüz şekliyle ele alınırsa da Eobard şuandan itibaren yok sadece geri kalan her şey aynı... yine sıkıntı yok...

Flash iki durumda da güçlerine sahip olur yani.

Soğuk algınlığı/grip/ÜSYE geliyor, geçmiş olsun

Antibiyotik yolda. Kaşıntılar hep iltihaptan.

diğer cevaplara ek olarak bende üst üste sigara içince oluyor mesela.

Selam ben nezle.

Demenin anatomik versiyonu diyebilirim. Anatomik miydi neyse.

Olur mu cnm öyle şey

Olur mu cnm öyle şey

Olur mu cnm öyle şey

Bu konuda dili yanmış biri olarak birkaç sey söyleyeyim. Uzun yillar bir saglik sigortam vardı ve ömür boyu yenileme garantisi almistim (OBYG). Sonra kanser oldum ve bu sigorta kapsaminda cok iyi kosullarda tedavi oldum. Aradan bir yil gecmeden tamamen esimin sirketinin hiyarlığıyla sistemden çıktım. Çıkış o çıkış bi daha da hiçbiri geri almadı. şimdi aradan 7 yıl geçtikten sonra nihayet bir sirket kabul etti ama pek çok seyi kapsam disi birakarak.

Anneniz su konuda hakli OBYG almadan gittiginiz hastanelerde bu iskilli sigorta sirketlerine sizinle ilgili risk aldıklarını düsündürecek herhangi bir sey cikarsa bir sonraki yil sigortanızı yenilemezler. Artı sizin akliniza bile gelmeyecek seyleri kapsam disi birakabilirler. Esim bir hastaneye gitmisti ve ordaki doktor hemoroid teshisi koyup ilaç yazmisti, sonra bir baska hastanaye gittiğimizde baska bir doktor "hemoroid falan değil. Sokaktan kimi çevirsem buna rastlariz." dedi. Tedvi bile vermedi. Hakkatten de esim hiçbir sorun yasamadi. Fakat o da ne, sonraki yıl poliçemizde esim için hemoroid ve komplikasyonları kapsam disi birakilmisti.

Ben de simdi çok zor edindiğim yeni sigortamda OBYG edinene kadar ozel hastaneye falan ayağımı basmam açıkçası :)

öbyg almadan teşhis almak sizin dezavantajınıza olabilir ama hastalığınızın ilerlemeden teşhis edilmesi de hayati derecede önemli.

özel sağlık sigortaları çok saçma sebeplerden pek çok şeyi kapsamdışı bırakıyor

yeni nesil biyolojik ajanların bedelini karşılamıyor.
artık kanserde bile pek çok yerde biyolojik ajan kullanılıyor ama hiç bir sigorta karşılamıyor...

olur. ben şahsen özel sigortaya vereceğim parayı kenara atıyorum. sigorta gibi "bık bık" eden bir oluşumla uğraşmadan tüm sağlık ihtiyaçlarımı kafama estiği gibi karşılıyorum.

baya da para kalıyor üstüne.

p.s. bu hesap doğum, doğum sonrası bebek sağlık masrafları ve açık beyin ameliyatı olan sene dahi fazla verdi. gerisini varın siz düşünün. evet üçü de aynı sene.

tasavvuf temelli bir roman tavsiye edecegim: amak-i hayal - sehbenderzade filibeli ahmed hilmi

divan-ı kebir,mesnevi.
abdülbaki gölpınarlı hocanın tercümesini kullan ama.

ilk için divan-ı kebir olsun ama.

Tasavvuf Düşüncesi-Mahmut Erol Kılıç

Kavramlara adım atmak ve mantığını öğrenmek, tasavvufla direkt haşır neşir olmadan önce güzel bir kitap.

Mahmut Abi bu konunun ehlidir Marmara Üniversitesi'nde. İsfam'da da okuma grubu olacak yakında, İstanbul'a yakın oturuyorsan belki gidersin diye söylüyorum. Kolay gelsin.

Cok teşekürler tavsiyeler icin.

@damba bu aralar ilgimi cekiyor cok tesekkurler bilgilendirdigin icin.

Bu islere su gozle bakman lazim: Herkesin bildigi ve herkesin aklina gelen isler her zaman rekabetli ve risklidir. O yuzden buradan birinin sana soyleyecegi ve aklina yatacak bir sey, sen daha giderken donen adamlarla dolu bir rekabet ortaminda islemektedir bu garanti. Bunu basit ekonomi gibi dusun; devlet zenginligi arttirmak icin para bassa, paranin degeri duser ve kendini dengeler, sonunda elindekinin degeri ayni olur. Bu isler de boyle, herkesin bildigi gordugu seyler basta cok aklina yatsa ve cok orijinal gelse de isin icine girdiginde oyle olmadigini gorursun.

Peki ne yapacaksin? Iste cok kisinin gormedigi paylasmadigi potansiyel firsatlari kendin gorup kendin degerlendirmeyi ogrenmelisin. Bu da zor bir istir. Zor oldugu icin getirisi buyuk olan islerdir. Herkesin bildigi ogrenebildigi bir seyle koseyi donemezsin, birak koseyi donmeyi gecinemezsin bile. Dunyanin duzenine aykiri. Bu yuzden burada gordugun / gorecegin fikirleri incele, bu fikirleri ilk milletin nasil bulmus olabilecegini dusun; ayni metodu kullanarak sen de orijinal fikirler yaratmaya calis ve oradan yuru.

işte ilham verir belki diye soruyorum. mesela x işini yapan adam varsa y işine ihtiyaç olabilir ordan yürüyebilirim belki diye düşündüm.

solucan gübresi. bi araştır. en kötü fikir sahibi olursun. aklında bir ihtimal olarak bulunur.

bu arada solucanlar kırmızı kuzey kaliforniya solucanıydı galiba. tr'de 3 yer vardı üreten son baktığımda. organik gübre vs vs.

Saadet zinciri

(bkz: humans)

Supernatural, fringe.

supernatural sarmadı. fringe'i izledim. daha önceden de belirttiğim gibi çoğu diziyi bitirdiğim için daha kıyıda köşe kalmış şeyler arıyorum.

(bkz: Penny Dreadful)
(bkz: 12 monkeys)
(bkz: Fear The Walking Dead)
(bkz: izombie)

(bkz: extant)

Disler kaydigi icin plaklarim oturmadi ben dislerimi sikica kapatarak onlari oturtmaya çalıştım. Dis cizgim ayni gorunuyor fakat alt cenemi one dogru cikardigimda cenem duz degil saga dogru gidiyor cenemin kaydigini bana dusunduren bu oldu acikcasi sanki bilerek yapmisim gibi bariz bi sekilde saga dogru kayiyor ben duz oldugunu zannederken.

Kaymis gibi gorunuyor. Peki tedavi icin ne yapilabiliyor ameliyat disinda ve tedavi omur boyu mu suruyor? Split diye bir sey okudum ama omur boyu onu mu takacam mesela?

Capa'da dis fakultesine git. Onlar seni 6.katta cene bolumune yonlendirecek.

herangi bi gore tex + thinsulate li olan.

www.columbia.com.tr

Dockers'ın üst modelleri şık ve kaliteli, kesinlikle su geçirmiyor. Yırtılma falan olursa hemen değişim de yapıyorlar hem.

sakın ama sakın dockers alma bir kere aldım öyle pişman oldum ki. git adam gibi biraz daha fazla para ver north face al, columbia al, jack wolfskin al, salomon al, merel al.

lumberjacklere bak. gerçekten kaliteli ve güzel botları var. su geçirmez olması için waterproof ibaresine dikkat et ve kaliteli bir markadan al. lumberjack, caterpillar vs. çünkü ayakkabı su almayan ayakkabı aynı zamanda havada almaması anlamına geliyor ve hava almayan ayakkabının içinde mikroorganizma üremesi olası. ayak sağlığı için buna dikkat etmek gerekiyor.

Columbia almani oneririm simdi sezon basi biraz pahali olabilir. Bulabilirsen eski sezon urunlerine bak. Bot iste son sezon olmasi bence gerekmez.

lumberjack bir iki sene önce türk bir firma tarafından satın alındı. eskisi gibi kaliteli ayakkabılar üretmiyorlar, bilginiz olsun.

Kimse yds dememiş mi

north face, salomon, jack wolfkins, colombia kullandim. Acik ara en iyisi north face.

merrell tavsiye ederim

e sen de trafikte kural ihlali yapmışsın? şoförün sen olduğu açıkça belliyse ben olsam yazardım cezayı, akıllı herhangi bir polis de yazar.

mantıken senin de yemen lazım ama sanmıyorum yazacaklarını

Bence videoyu senin cektiginin bir kaniti yok. Senin cektigin anlasilsa bile kanitlanamaz. Belki arkanda oturan boynunun yanindan dogru uzatti kendi telefonunu oyle cekti.

@devilred henuz yapmadim ceza yer miyim diye soruyorum bence de boyle bir durumda yemem gerekiyor da kesin bir bilgi var midir diye soruyorum

Senin.cektigin ne.belli belki verdin yanindaki arkadasina telefonu

Sen arabada yolcu koltugundaydin??

@animalman

duran trafikte emniyet şeridine giren magandaları çekip gönderirsen resmen kural ihlali de yapsan tehlikeli bir durum yaratmazsın. ikiyüzlülük değildir yani. arkadaş herhalde 120'yle giderken video çekecek değil.

@animalman Soru ikiyuzluluk olup olmamasi degil. Bunlar cok oznel seyler. Bence bu sirf bu sebepten gorup de sikayet etmemek daha buyuk ikiyuzluluk. Ben arac kullanirken telefonla konusmayan kimseyi gormedim mesela. Evet bu da risk tasiyan bi hareket ama bunu yapan biriyle makasa girip onun bunun onune kiran insanlari bir tutamazsiniz.

Olum o degil de emniyet whatsappi ne? Bi bilgilendirin hele.

@esea

Trafikteki kural ihlalleri icin olusturulan yeni bi uygulama. 0533 155 0 155 i telefonuna kaydediyosun. Emniyet wa listende gorunuyo. Trafik denyosu mu gordun hemen video/fotograf cekip watan yolluyosun. inceleme yapiliyo, gerekirse ceza kesiliyo.

Yalniz baya iyiymis de sternenin dedigi de dogru.

Dogru duzgun bilgisi olan yok ki ogrenelim biz de

öyle değişiyor o. ben de öyle yapmıştım. istersen bir çık gir yap bakalım bir değişiklik olcak mı? olmadı gmaile mail atıp yardım isteyebilirsin.

diğer bir ihtimal olarak da google plus profil ayarlarını da bir kontrol et.

Mümkün , şirket olmana gerek yok. ama gönderi adetleri oldkça fazla uygun fiyat istiyorsan telefon açıp öğrenebilirsin en yakın şubeden

@erty_ksk yol yordam nedir, aylık kaç paketle anlaşabilirim ve kağıt üzerinde bir anlaşma mı olacak bu? az da olsa bilgilendirirseniz çok sevinirim

telefon açıp sor. kendi gönderi adedinden bahset.
aylık ya da haftalık şu kadar gönderim var fiyatta ne yapabilirsiniz diye hepsini tek tek ara sor. En uygunu ptt kargo.
onlar gönderi adedine göre sana fiyat verirler ama haftada 5-10 falansa indirim yapmazlar . sayı kriterleri yüksekti diye hatırlıyorum.

Kardesimin nikah vb sekeri tasarim ve uretim sirketi var ve mahallesindeki yurtici kargoyla anlasmis. Demek is adede bakmiyor ama detaylarini bilmiyorum.

www.kredilikargo.com

bunu dene. çok avantajlı.

com al bir de ya da outlook gibi olursa ayarlardan başka bir mail adresi daha alabiliyorsun ve ortak gelen kutusu oluyor mesela.

Com dolu gorunuyor benim adresimden dolayi mi bir de zaten com veya com.tr gibi bi ayrim vermiyor adresi alirken kendi kafasina gore verdi bana tr yi tekrar bi mail ismi sallayip aldim onu com verdi

o kısımda plak vs daha az olmus olabılır, boylece daha kolay beyazlamıs olabılır. bende kullandım ev tipi beyazlatıcı. işe yarıyor. bırakma.

Acaba asiri flor kaynakli olabilir mi diye dusunuyorum. Dislerimde plak yok ve onerilen sure 60 90 dakikaydi, ben 40 dakika beklettim. Dis etleri icin ne yapilabilir?

daha önceden orda olmadığına emin misin? eğer emin değilsen çürük başlangıcı olabilir aklında bulunsun

yüksekle alınıyo 6 kez sınav hakkı var o akdar b,lyom ama bu yaptıgın terbiyesilik onu da bil

şu an mühendis değilsin, haliyle eğitime giremezsin ve sertifika alamazsın. ha gidip eğitimi dinleyebilirsin katılımcı sıfatın olmaksızın ama gerek de yok haliyle.

Belirli bir dönem hiç girilmeyince kapatılıyor (uzuun bir süre elbette) sonrasında da bu ad bir daha alınamıyor diye biliyorum.

Eğer size ait olduğunu çeşitli şekillerde kanıtlayacak bilgileri önceden hesabınıza girdiyseniz bir mail atın, şöyle önemli belgeler vardı böyle hayatiydi diye açıklayın. Belki düzelme imkanı vardır.

@sevgıkusu
gırılmeyınce kapanmıyor olabılır, 10 sene once aldıgım gmail hesabım oldugunu farkettim gecenlerde. bu sure ıcerısınde hıc gırmemıstım ama kapanmamıs hesap, hala duruyordu.

Ben benzer bir durumu ad-soyad için aldığım mail adresinde yaşamıştım diye hatırlıyorum, maalesef çözüm bulamadık.

deaktif olmuş hesaplar tekrar alınamıyor gmail'de. aşırı saçma bir olay. hotmail gibi bir süre sonra tekrar alıma açmaları gerek aslında.

organizasyon şirketiymiş ama anlamadım tam olarak naptıklarını ben de. "Brothers 4 Life" imiş açılımı.

şöyle yazmışlar sitelerinde: "B4L has access to the top main soccer stars of Europe and top musical artists of USA and Europe, together creating the most luxurious and unforgettable events."

dünyaca ünlü sporcular ve şarkıcıları bir araya getirip lüks etkinlikler yapıyolarmış falan.

melo paylaşıyo #b4l hashtagiyle

her yerde görür olduk deyince bilincim çok gerilere gitti. 6-7 yıl önce falan istanbul'un yarısı B4L graffitileriyle doluydu. öyle bi crewdi.
hafıza işte.

Çok düz yaklaşıcam ama; koparın?

Şeffaf rimel ile yukarı tutturun

Koparmayi da rimeli de denedim hatta kirpik kiviriciyla kivirmayi da denedim. Ne kopuyo ne kivriliyo ne rimelle duzeliyo. Dipten kesmeyi dusundum ama daha kotu olursa diye korkularim var.