[]

Ev arkadaşım!

Artık dayanamıyorum. Aynı evde yaza kadar kalma mecburiyetinde olduğum için arayı da bozamıyorum.

- Şu an klimayı açmış salonda oturuyor. Ben odamda kapı tamamen açık kısa kolluyla duruyorum, hava mükemmel. Neymiş? Elleri üşümüş. Ben Ocak ayında elim donmasın diye mum yakar elimi ısıtırdım beş kat kıyafet içinde.

- Sürekli kral tv, ebru gündeş, ne idüğü belirsiz leş müzikler dinliyor evin içinde.

- Günde 3 kere çamaşır makinesini çalıştırıyor. Sabah - öğle - akşam. Hepsinde toplam üç dört parça çamaşır oluyor.

- Bir avuç nohut yemeği yapacak, ocağın altını sonuna kadar açmış, 1 buçuk saat pişirmeye çalışıyor. Her zaman böyle. Tüpü biraz idareli kullan, değil mi?

- 2 günde bir rulo tuvalet kağıdı bitiriyor. Bu yüzden kendime ayrı almaya başladım.

- Termosifonun derecesini 85'e ayarlıyor. Tavuk mu haşlayacaksın? Ben 40'a ayarlamıştım ilk başta, inatla şimdi 60'ta ortayı bulduk. Alet kendini ısıtmak için dakikada bir tekrar çalışıyor.

- Suratı sürekli asık. Hiç günaydın demez, konuşmaz, evden çıkarken kapıyı çarpıp gider. Ben her sabah güzel tonda "günaydın!" derim, cevap "gn" gibi sessiz bir şey olur.

- Sabahtan akşama kadar koltukta telefonla takılır, arada türk kahvesi yapar, bitince ince bir bilek hareketiyle fal için kapatır, üç saat sonra telefondaki fal zımbırtı uygulamasıyla fotoğrafını çeker ve bundan çok zevk alır.

- Bulaşıklarını yıkamaz, bazen iki çatal bir tabak toplam 3 parça bulaşık için üç saat makineyi çalıştırır.

- Işıkları açık unutur, televizyonu izlemez, sesini kısar ama yine açık bırakır.

- Her şeyden olumsuzluk çıkarır, "ay hiç memnun değilim" havasındadır. Tarz yarışmasındaki adı neydi yerlitaş mı aynı onun bakışı hakim yüzünde.

- Ben iletişim kurmaya çalıştığım zaman (havadan sudan) cevap veriyor sadece.

Kendisi 20/E/Tercümanlık okuyor.

---

edit: Tahmin ettiğim gibi iki tarafı da haklı veya haksız bulanlar oldu.
Bunlar "vay ne kadar kötü biriymiş" denilecek şeyler olmasa da aylar boyunca iletişim eksikliğinden böyle sıkıcı bir hal alınca bana da haliyle çok batıyor artık.

Daha anlatmadığım çok özelliği var ama onlar kendisini ilgilendiriyor artık. Yorum yapmaya hakkım yok.

Son iki üç aydır cuma + haftasonlarını komşu şehirdeki ailemin evinde geçirmeye başladım. Ev tamamen onun gibi bir şey yani.

Faturayı ben ödüyorum, o yarısını bana yuvarlak ve eksik veriyor genelde. Üç beş liranın lafını da yapmak istemiyorum ama aylarca olunca bu da batıyor. Ama bunun lafını etmem kabul edilebilir mi? Hayır.

 
yalnız yaşıyorum birisiyle eve çıkmayı düşünüyordum hemen vazcaydım hiç düşünmemiş gibi davranıyorum çok sağolllllll


  • Yaratıcı Nickli Helper  (31.03.15 23:12:24) 
Onun yaptığı anormal değil, senin düşüncelerin de anormal değil. Aynı evde olmasaydınız arkadaş bile olabilirdiniz, ama aynı evde olmuyor işte. Senin attığın bir adım da var burada, onun attığı da. Ya yaza kadar başka bir ev bulup çıkacaksınız ya da yazı bekleyeceksiniz.


  • aychovsky  (31.03.15 23:17:25) 
ana babasının evinde iyi şımartmışlar onu. aynen böyle biriyle yaşadım, yalnız onun farkı odasını bok götürürken (bana göre pislikten içeri adım atılacak gibi değildi odanın hali) kendisinin her sabah bir koca kazan suyu bitirerek duş alması ve her gün üzerindeki kıyafetleri makineye atıp, süsünü parfümünü sürünüp yine o çöp odaya dönmesiydi.

bunun gibi temizlik ve ortak yaşama saygıyla alakalı şeylerde frekans tutmuyorsa o iş olmaz. ya onu gönder ya da sen başka ev bak kendine.
  • lily briscoe  (31.03.15 23:19:38) 
Alışkanlıklarınız uyuşmayabilir ama günde üç kez çamaşır makinesi açan adam temiz bir sopayı hak eder.


  • soft  (31.03.15 23:19:41) 
okurken benim içim karardı, eski günler geldi aklıma.

sabır dilerim.
  • emcekare olmadi einstein olsun bari  (31.03.15 23:34:27) 
bol bol türk kahvesi falı bakan ve telefonuna bunun uygulamasını indiren bir erkek mi varmış, ben orda kaldım.

bence sen haklısın, herşeyden önce bu kadar müsrif davranan birinin faturalarının bedeli sana da yansıyor, büyük haksızlık.
  • grace margaret mulligan  (01.04.15 00:23:41) 
ya kusura bakma ama burda yaşanılmaz olan sensin resmen. t


  • sharp  (01.04.15 00:40:35) 
1. sende üşüdüğün zaman aç klimayı. (karşı taraf haklı)
2. müzik zevki yapacak bir şey yok kulaklıkla dinle çekilmiyor de. (karar veremedim)
3. titizlik hastalık yaşamayan için dışarıdan yorumlaması kolay ama çamaşır suyu kokusunu parfum kokusu gibi gören insanlar var. pis insandansa varsın günde 3 kez yıkasın.(o haklı gibi)
4. tüp gitmesin diye bir kazan yemek yapıp kalanını çöpe mi atsın adam, yiyeceğin kadar pişirmekde bir nevi tasarruf. nohut kısa sürede pişmez 1.5 saat pişirmesinde çiğ mi yesin. (o haklı)
5. klayını bulmuşsun işte yazmaya gerek bile yok.
6. 40 çok düşük, adam büyük ihtimalle orta yolu bulmak için 80le girdi pazarlığa.
7. karşılıklı sevmiyorsunuz demek ki birbirinizi.
8. adam nefes alsa sana batıyor.
9. elde yıkayınca temiz gelmiyordur. tamamen temizlik hastalığı yaşamayan bilmez. ama söylenmekte haksın sayılmazsın.
10. nadir haklı olduğun nokta dıkkat etmek lazım.
11. memnun değildir sahte sahte gülücük dağıtmak mutluymuş gibi yapmak istemiyordur.
12. adama bütün gün gili açık laf söyleyip ne muhabbeti bekliyorsun ki.

genel olarak haksızsın...
  • kuzey li  (01.04.15 00:53:26) 
her şeyi geçtim de kendi evimde bana biri klimayı açma diyecek, yeminle ağız burun dalardım :) klima 20 lira fazla yazsa nolur lan? bana da yazdıklarından sonra takıntılı olan biraz senmişsin gibi geldi.

o değil de bir insan kral tv izleyip, fal bakıp nasıl aynı zamanda türkiyede yaşayan bir erkek olur lan? homoseksüel falan olmasın? cidden kafamda canlandıramıyorum :)
  • syozkn  (01.04.15 11:14:19) 
arkadaşınızın davranışlarında bi gariplik yok. siz bence birisi ile yaşamakta sıkıntı yaşıyorsunuz. kendiniz gibi bir ev arkadaşıyla olursanız mutlu olabilirsiniz ancak.


  • kakao  (01.04.15 11:27:39) 
kahve yapip fal bakan erkek mi olur yahu. Ellerin üsümesi ve günde 3 kere camasir makinesi olayina girmiyorum bak. Cok fantastik lan, öyle böyle degil


  • beholderrulez  (01.04.15 11:31:58) 
en sonda 20/E mi yaziyor ben mi yanlis goruyorum?


  • nxtrls  (01.04.15 11:56:35) 
maddeleri tek tek ele alırsak belki tolere edilebilir ama hepsi bir araya gelince durum çekilmez bir hal almış. Ev arkadaşın acayip uyuz bir tipmiş, evlerden ırak. Yaza kadar sabret, sonra kaçarak uzaklaş.


  • betsy  (01.04.15 12:02:59) 
Vallaha yaziyi gordum giris yaptim. Ayni problemlerden bende de var. 1 yil once istanbula geldim calisiyorum. Bayahi iyi para kazaniyorim ancak aysonunu getiremiyorum. Her ay 350 elektrik 400 dogalgaz oduyoruz. Hava gunesli iken evde 80 derece dogalgaz yaniyor. Bir de firfirli isiticisi calisiyor arkadasin. Tum lambalar acik. Artik tuvaletin isigini kapatiyor, 6 ay sonra oldu bu.

Kafaya cok taktim basta ama simdi sallamiyorim. 1 sene sonra ayri eve cikicam zaten. Simdilik takiliyorum oyle. Ama eve giristen tut son 1 yilda bayagi maddi yuk oldu.
  • joy luck club  (01.04.15 14:06:03) 
Fal bakma meselelerini filan gündeme getirmek konuyla alakasız elbette, ama onu elemana bu kadar sinir oluşuna veriyorum :) öyle olmuş ki her hareketi batmaya başlamış artık. Bence haklısın. Ya bunları güzelce konuş, ya da ayrı ev seçeneğini gözden geçir derim.


  • sevgikusunkanadinda  (01.04.15 14:35:26) 
benzer biriyle 5 ay aynı yurdu paylaştım. kabus gibiydi ki ben hatunu nadir görüyordum. yani mutfak ve salonu paylaşıyorduk.. ama tvuvalet kağıdı el sabunu falan ortaktı. tuvalet kağıdını bi günde bitiriyodu hala nedenini anlayamadım..
huzur önemlidir arkadaşım tavsiyem bir an önce başka eve çık.

  • omonia  (01.04.15 14:43:20) 
nur yerlitaş bakışı ve fal bakma olayında 20/K yazılmasını bekledimde E yi görünce bi şaşırdım, neyse konumuza dönecek olursak aynı şey benimde başıma gelmişti 2 sene önceki ev arkadaşımla aynı mevzuları yaşadım hemen hemen, faturaları bana kitliyor evde neye kıl olsam onu yapıyordu, birşey desen alınır, demesen sen şişersin, tek çaren sabret yaz gelincede kaç kurtul


  • sinekvalesi  (01.04.15 15:20:45) 
[]

En iyi dropbox alternatifi?

Dosyalarımın yarısı karşı tarafta gözükmüyor.

Hızlı, güvenlik sorunu olmayan ve dropbox gibi link paylaşabileceğim depolama servisi önerirseniz sevinirim!


 
mail.ru

not:sağ alt köşeden inilizceye çevirebilirsin.
  • yekzeq  (30.03.15 20:49:24 ~ 20:50:07) 
[]

Zeka seviyem duruma göre değişiyor

Gibi hissediyorum.
Özellikle sosyal konularda. Bazen çok rahat şekilde insanlarla tanışıyorum, kendimi bile şaşırtan konuşmalar yapıyorum, bazı özelliklerimden dolayı takdir ediliyorum ama kimi zaman bambaşka birine dönüyorum.

O anlarda yaşadığım bazı şeyler;

- Mesela okulda, tanımadığım birine soru sormam veya bir şey istemem gerektiğinde cümleyi önce içimden kurup sorma planı yapıp iş işten geçtiği için öylece kalıyorum.

- Diyelim ki guitar hero oynuyoruz, cihaz arıza veriyor, görevliye haber vermek için kapıyı açtığım an görevli geliyor ama ben birkaç saniye görevliyi bulmak için yürümeye devam ediyorum.

- Bazen sorulara çok saçma cevaplar veriyorum. Ortak muhabbete dahil olamıyorum, birkaç kişiyle bir araya gelince "şimdi ne konuşsam" diye düşünüp o anı kaybediyorum.

- Konuşmak isteyip konuşamıyorum. Ayaküstü sohbetlerde geçiştirip gitme niyetinde oluyorum.

Ama tüm bunlar hep değil, sık tekrarlarla oluyor.
Bazen tam tersi hiç tanımadığım insanlarla tanışıp en derin konulara kadar konuşup ince ve leziz şeyler yaşayabiliyorum.

Aslunda tam olarak zeka seviyesiyle alakası yok ama öyle nitelendirdim. Sosyal konularda beynimin bir garipliği sadece. Size sormak istedim.

Benim gibi olan var mı?
Durumumun adı var mı?
Ne yapmalıyım?

-----

Güncelleme yapmak istiyorum.

- "Bazı" insanlarla inanılmaz güzel konuşuyorum. Anlattığım şeyler, yaptığım benzetmeler okunası bir kitaptan alıntılar gibi sanki. Kendim bile hayret ediyorum, bir blog açıp arada böyle şeyler yazsam ya diyorum. Bazılarıyla da tıkanıp kalıyorum, tıkanıp kaldıklarım genelde çevremde olan, asıl konuşmam gereken kişiler.

- Bugün pek sevmediğim biriyle konuşurken "bugün gidiyorum, 12 yokum" dedim. Gün demeyi unuttum. Niye? Beynimde bir şeyler oldu ve bunu sonradan fark ettim.

- Eve giderken koca yolda önümde bir adam vardı. Sağa dönecektim, adamdan hızlıyım, adam da sağa dönmeye başladı. İyice dibine sokuldum, geçmeye çalışıyorum, duvara sıkıştım bir an. Sonra hemen hızımı artırıp geçtim. Koca yol, yürüsene bir metre açıktan.

- Evde yalnızken, spor yaparken motor hareketlerde sıkıntı yokken kendimi rahatsız hissettiğim bir ortamda mesela yemek yiyorum, ayağa kalktım, sandalyeyi tam düzelteceğim, düşecek gibi oluyorum, dengem anlık bozuluyor.

Bazı cevaplara geç de olsa cevap vereyim,

@der meister, sosyal fobi mi yoksa daha karmaşık bir şey mi bilmiyorum ama merak ettiğim bunun adı ve çözümü. Sarılalım :))

@jesues, yaşım 21 ama hiç öyle hissetmiyorum. Küçük göstermiyorum ama yaşıtlarım daha büyükmüş gibi geliyor bana. Liseli gibi hissediyorum kendimi. Geçen gün sakal bıyık hepsini kestim, bi tatlı oldum, aynaya baktım mutlu oldum.

@ben eve cok acayip yollardan gidiyorum, ergenlikte bir kırılma oldu, ikili ilişki durumu. Ailem pek korumacı sayılmazdı ama tek çocuk büyüdüm, ilkokulda yaşıtlarım bağırıp çağırarak top oynarken ben köşede oturur, top peşinde kendini yormanın mantıksız olduğunu düşünürdüm.

 
uyku düzeni, beslenme, duygu durumu gibi şeyler de önemli. kandaki alkol oranı önemli. değişkenler çok. insana dair hiçbir şey garip değil bence :)


  • i ve been mistreated  (25.03.15 11:47:22) 
@i ve been mistreated, Uyku, beslenme önceden de iyiydi ama bir yıldır düzenli hafif spor yapıyorum. Alkol ayda yılda bir. Bilemedim. Beni "değişik biri" olarak tanıdıklarını biliyorum. Özellikle okul çevrem öyle.


  • hadi ya la  (25.03.15 11:55:58) 
HARFİYEN AYNI. sarılmak istedim. bana doktor sosyal fobi teşhisi koymuştu. yapabiliyorum ama rahat değilim. belli bir standardım yok. yani normalde çok rahat ve düzgün konuşabilirim ama kaygılarım, takıntılarım, problemlerim yüzünden o performansı gösteremiyorum.

bence asıl sorun ruh halinin ve zihinsel durumunun stabil olmaması. zeka seviyesi demeyelim de öyle diyelim. ve fiziksel şeyleri de kesinlikle dikkate almak lazım. aldığın sıvı miktarından uykuna kadar pek çok şey vereceğin cevaplara, tavrına etki edebiliyor. ama asıl sebep bana göre ruh hali ve zihinsel durum.

yeri geliyor tok sesle şahane düzgün bir diyalog kuruyorum. yeri geliyor my name is size üzüm teklif etmek istiyor deyip kalıyorum. yaratıcı, evren, artık her kim yapmışsa, bize bazı şeyleri random atıyor gibi. ruh halindeki dalgalanmaları kontrol altına alabilsek çözülür bence.

ha onu nasıl yapabiliriz bilmiyorum, ben kendimi bildim bileli iki uçtayım. ortam yok.
  • der meister  (25.03.15 12:02:51) 
fiziksel etkenleri bilemem ancak bu gibi durumlarda kişisel telkin işe yarıyor. o mekanizmayı oturttuktan sonra da bu gibi pek çok sıkıntının minimuma inebileceğini söyleyebilirim. çoğunun kaynağı benzer şeyler olabiliyor çünkü. biri düzelip üstesinden gelinince devamı da geliyor. içinde bulunulan duruma o an bi tık dışarıdan bakmayı, 3. kişi gibi kendinize o anki durumla ilgili mantıklı sorular sorup cevaplamayı denemenizi tavsiye ederim. başkalarının hakkınızda düşündüklerini bilemezsiniz, o sebeple o konuda takılıp kalmamanızı da öneririm.
"nerden biliyosun?" derseniz, kendimden biliyorum.

  • tut i mucize i guem  (25.03.15 12:11:35) 
kendinde eksik gördüğün şeyler mi var?


  • farrytikki2  (25.03.15 13:11:17) 
aha! Aynisi Bana da oluyor. Ben durumu yetistirilme tarzina bagliyorum ve biraz da ergenlikte yasanilan kirilmalar... dost kaziklari vs husranla biten iliskiler...

asiri korumaci bir aile yapisi ve gercekten sevginin, iyi niyetin suistimalinden sonra insanlarla iletisim de ara aciliyor. Belki gecmiste yasadiklarin seni insanlardan uzaklastirmis olabilir. demek ki birnl suredir Yakinlasmak icin adimlar atiyorsun. Bu insanlikla kurulan kutlanasi bag. Ben kendimde oyle nitelendiriyorum. Dengesiz gibi gorulebilir hatta bu gel git seni yorabilir. Ama devam et kendini iyi hissedeceksin zamanla tutarli olacaksin.

Ozeline girdiysem kusura bakma Ben daha derinlemesine baktim.
  • ben eve cok acayip yollardan gidiyorum  (26.03.15 02:08:12) 
Güncelleme yaptım, iki haftalık duyuru umarım tekrar gözükür.


  • hadi ya la  (09.04.15 00:08:56) 
[]

Aynı anda tercümanlık ve işletme okuyabilir miyim?

- işletme birinci sınıf öğrencisiyim.
- ygs'ye girdim ve haziran'daki sınavın ardından tercümanlık kazanma ihtimalim kesin diyebilirim.
- açıköğretim işletme okuyabilmem için lys türkçe matematik kısmına da mı girmem gerekiyor?
- bu sene okuduğum dersleri saydırabilir miyim?

Teşekkürler!

 
bizim tercüman arkadaşlardan birisi boğaziçinde- mütercimlik ve uluslararası ÇAP yapıyordu
kendi kuzenim de almanca öğretmenliği + açıktan işletme okudu yani yapılabilirliği kesin de
sınava girmen gerkemesi ve ders saydırma olaylarını bilmiyorum.
  • niye ama  (18.03.15 22:01:57) 
@niye ama, kuzeninle durumum oldukça benzer. Yarına kadar cevap gelmezse sorarsan çok sevinirim.


  • hadi ya la  (18.03.15 22:07:27) 
Açıktan işletme okursun. Tekrar ygs mgs onlara girmene gerek yok. Ikinci üniversite okuyabilirsin açıktan. Sen tercümanlığa Kapağı at işletmeye Sınavsız başvurursun.


  • stiletto heel  (18.03.15 22:17:11) 
[]

YGS'de hakkımda tutanak tuttular

18 yaşımda çekilen ve süresi henüz dolmayan fotoğrafım ve 20 yaşımda çekilen fotoğrafı ihtiva eden kimliğimle 21'imde bugün sınava girdim. Görevliler fotoğrafları bana benzetemedi, sınavına devam et dediler ve çıkışta dilekçe doldurduk. Kişinin ben olduğumu beyan ettim, imza attım. Sonra bina başkanının olduğu odadaki kameraya kimlik numaramı, adresimi ve ismimi okudum. Teşekkür edip gönderdiler. Bir sorun olur mu? Emeğimin boşa gitmesini istemiyorum.




 
yok neden olsun. mutlaka cıkar dogrusu ortaya hic canını sıkma durduk yere. umarım guzel bir sey alırsın, tebrikler


  • cokponcik  (15.03.15 13:07:33) 
hiçbir şey olmaz.


  • oğlum çok zor lan  (15.03.15 13:10:30) 
Bir sorun olmaz, adamlar dogru olani yapmis.


  • comptrol  (15.03.15 13:15:05) 
Yapılması gereken yapılmış. Böyle bir durum karşısında görevli kitapçıklarında izlenmesi gereken yol aynen yazdığın gibidir zaten.


  • emcekare olmadi einstein olsun bari  (15.03.15 13:15:29) 
Rahat ol bi sorun yok


  • isimmisimyok  (15.03.15 13:17:51) 
bir şey olmaz, kurallara uymuşlar.


  • hellojack  (15.03.15 13:41:25) 
şanslısın kardeş , geçen sene kızın birini eğitim bilimleri sınavına almamışlardı ve polisler hırsız vs gibi şeyler söylemişti.sınava alınmadı yani karakola ifade vermeye gitmişti. 500bin tl lik tazminat davası açmıştı osym'ye.

ha duruma gelirsek , rezillik şanslısın dediğime bakma. bir insan üç senede nasıl değişebilir ki? onu geçtim moralinde bozulmuştur sınavdayken.
geçen burada da konuşmuştuk , fotoğrafta üç numara saç var , şimdi saçım nispeten omzumda.
biraz gözetmenle alakalı bir durum sanırım , bizim gözetmenler yaklaşık 60 yasında iki bayan hocaydı. sıralar sallanıyor mu diye kontrol bile ettiler sınav başlamadan önce , sallanan sıralara kağıt vs bir şey getirttirip sabitlettiler.

sınavın geçerli olur bu arada ve yönetmeliğe uygun davranmışlar sorun yok. kendini ispatlarsın bir şekilde zaten durum ciddiye binerse ki sanmıyorum dilekçe osym'ye basvuru hemen.

itiraf: resmi ev adresimi bende bilmiyorum bulvarlı bir şeyler , eski sistem mahalleli adresimi biliyorum ama resmiyette öyle geçmiyor :)
  • ketcapli dondurma  (15.03.15 13:53:23) 
[]

Yarın izmir'de ne yapayım?

Tüm günüm boş. Geçen hafta kordon'dan konak'a yürüdüm, vapur ile karşıyaka'ya geçtim, orada biraz gezip eve döndüm. Özellikle kordon ve konak arasında çok enteresan tipler vardı gündüz. Yalnız olduğum için de arkadaşı ve sevgilisiyle gezenlere bakıp canımı sıktım iyice. Pek sosyal bir tip değilim ama buna rağmen kalabalıkta yalnız hissediyorum bazen. Buna çözüm aramıyorum da asıl soruya cevap bekliyorum, yarın ne yapsam?




 
basmaneden kemeraltina yuruyebilirsin gorebilecegin en ilginc tiplere burada rastlayabilirsin.


  • enaz3kedi  (10.03.15 19:18:29) 
kızlar ağası hanı var, orada avluda oturup kahve içebilirsin. kemeraltı ilginç bir yer bence, şöyle bir dolaşıp o kalabalıkta kaybolabilirsin. sonra asansöre gidebilirsin. zaten yürüme mesafesinde.
sahilde yürüyebilirsin işte. bu bile yeterli bence.

  • şubatsonrası  (10.03.15 19:34:01) 
asansör'e git, manzarayı seyret.
oradan konak'a geri dön, atla metro'ya bornova'ya git. üniversiteli arkadaşların arasına karış, küçük park'ta bir şeyler iç.

  • teknikekip  (10.03.15 19:39:10) 
Efes'e ya da Bergama'ya git. Yanına da bir Homeros destanı al, tiyatroya otur oku. Yanına ceket de al, üşüme.


  • noli me tangere  (10.03.15 20:02:17) 
Kemer altında önce "kemer6" da akya balığı ye sora meşhur şambalicide şam bali ye üzerinede Türk kahvesi göm sora pisikletle alsancağa geç Cafe del mundaya git öğlen baveyra sı çak bi tane ohh miss


  • amonaki  (10.03.15 23:37:24) 
[]

Sürekli harita kurcalayan var mı?

Açıyorum google maps'i, alakalı alakasız her yere girip çıkıyorum. Sözlükten şehrin, ülkenin, konuşulan dilin yorumlarına bakıyorum, bloglardan yazılar okuyorum, youtube'da videolar izliyorum, dili nasıl diye radyolarını dinliyorum.

Dünya küçük ama aslında bize çok büyük.


 
Farklı ülkeler değil ama, mutlaka günde 3-5 sefer olduğum semt, tanıdıklarım semtleri, yola çıkarsam kaç km gidebileceğime falan bakıyorum.
Bi deli benim sanıyodum..

  • quaker  (09.03.15 20:12:19) 
ben çocukluk ve ergenlik dönemimde harita buldu mu, iş makinesi seyreden türk gibi bakan bi heriftim, tabi o zamanlar internette, google maps miş filan hak getire.

şimdi artık pek bakmıyorum, zaman içerisinde, artık mesela dış politika ya da işte ne biliyim ülkelerle bağlantılı bişey konuşulduğunda direk o bölgenin ya da ülkenin nerede olduğunu komşularını ve hangi komşusunun ne tarafta kaldığını hemen hemen zihnime ve gözümün önüne getirebiliyorum, o yüzden eskisi kadar haritaya bakma motivasyonum kalmadı.
  • wilhelmwasmuss  (09.03.15 20:28:38) 
ben! aklıma gelen iki şehir arasındaki mesafeye bakarım en kötü. karıştırıyorum sürekli. çok severim haritayla uğraşmayı.


  • what is love  (09.03.15 20:31:36) 
beyler ben de sizi ariyordum.


  • calmdown  (09.03.15 20:57:31) 
ben de bakarım öyle.


  • sehpa fx350  (09.03.15 21:00:15) 
senin dedigin boyutta olmasa da kendimce harita karistiriyorum.


  • nwnd  (09.03.15 21:02:59) 
ben de sürekli rota cıkarır sonra yapamam


  • lazuri  (09.03.15 21:16:51) 
[]

Aksanım var mı? Doğaçlama ses geldi

Şuradan çok kısa bir parça okudum: en.wikipedia.org
Çok akıcı olmadı tek seferde kaydedince onu görmezden gelin lütfen. Eğer aksan hissediliyorsa daha çok hangi yöreye ait sizce?

Not: anadolu lisesi mezunuyum.
vocaroo.com

Ek doğaçlama: vocaroo.com

Yazıya geçirdim,
"Since I've been told to record an impromptu stuff, i've been trying to do it. It's the 3rd attempt. So, I don't know what to tell but it's the most compelling thing I've ever embarked on. I might be exaggerating but that's the truth. Wish I were a polyglot. So that I could be showing off by speaking a lot of (burası biraz whole lotta olmuş) foreign languages. I think that's enough."

 
türk yöresine ait bir aksanın var


  • sta  (01.03.15 21:05:02) 
bazı yerlerde ağzında bi şey varmış gibi, anlaşılırlığı azaltıyor. aksanı boşverip biraz daha türk gibi konuşmakta yarar olabilir, türk aksanı gayet anlaşılır bence (telaffuzlar doğru olduğu sürece tabi).


  • cinsi kisi  (01.03.15 21:06:55) 
aksan daha çok bir metni okurken değil ama günlük hayatın akışında konuşurken ortaya çıkar :) okumada bir problem yok. yani native speaker olmadığı belli, o ayrı. ama fena değil okuman bence. bir de improvize dene bakalım nasıl oluyor :)


  • burya  (01.03.15 21:07:23) 
Denizli.


  • Tears of Devil  (01.03.15 21:07:24) 
rahatsız edecek kadar türk aksanın yok bence, ama ana dilin olmadığı belli.


  • kuzey li  (01.03.15 21:09:43) 
aksaninin olup olmadigini ana dili ingilizce olan biri söyleyebilir.
mesela türkceyi aksanli konusan birinin aksanini (mesela almancilarin aksanini) yabanci birisi türkce bildigi halde anlayamaz bence.

  • painted bird  (01.03.15 21:09:49) 
günlük hayatta konuşurken çıkan ses aksandır. bu değil.


  • empty bottle  (01.03.15 21:10:19 ~ 21:10:55) 
aksan yapmaya çalışırken ne dediğin anlaşılmıyor.

doğru telaffuz ettiğin sürece türk aksanında sıkıntı yok +1
  • piremses  (01.03.15 21:11:34) 
Aslında aksan yapmaya çalışmıyorum. Standart türk telaffuzunun belli olduğu şekilde konuşamıyorum ve okuyamıyorum. Sesimi de bilgisayarda değiştirdim, biraz kötüleşti. Doğaçlama denemek lazım dediğiniz gibi.


  • hadi ya la  (01.03.15 21:14:55) 
bence rahatsız edici bir aksanın yok. türk aksanı da değil gibi. türkün bir tık üstü diyelim.


  • wild honey suckle  (01.03.15 21:28:30) 
Doğaçlama sesi de ilk mesaja ekledim. Totally messed up.


  • hadi ya la  (01.03.15 21:40:19) 
Okuldayken lisede falan ingilizce dersindeki dinleme metinlerindeki adamlar böyle konusurlardi biz de gulerdik


  • ddenizz  (01.03.15 21:59:43) 
gerçek aksan bu değil.


  • emcekare olmadi einstein olsun bari  (01.03.15 22:08:15) 
@godoşu beklerken,
Konuşurken hata olmuş evet bariz turd demişim. Ama o sesi şuralarda vermeye çalıştım,
vocaroo.com
  • hadi ya la  (01.03.15 22:18:56) 
ses tonun karizmatik ama aksan yerle bir


  • guldum gectim genceciktim  (02.03.15 00:49:13) 
zenciler gibi konuşuyorsun. ben son 1 senedir amerikada yaşıyorumi daha önce de kısa dönem yurtdışında yaşamışlığım vardı. anadolu lisesine ilkokuldan sonra giren nesildenim; yani ingilizceyi Türk hocalardan, Türkiye'de öğrendim. Kelime telaffuzlarımın kimi İngiliz aksanıyla, kimi Amerikan aksanıyla; hangi hocadan neyi nasıl öğrenmişsem öyle kalmış bilinçaltımda şimdi istesem de değiştiremiyorum. Ha işin öteki tarafına gelecek olursak da aksanımdan çok memnunum. Kızların hoşuna gidiyor; komik geliyormuş onlara. Bunun dışında da anlaşılır olduğumu düşünüyorum.
Bazı sesler bizim dilimizde yok dolayısıyla o sesi çıkarmak yerine taklit etmeye çalışıyoruz ama olmayınca olmuyor. Ben hala "water" diyemiyorum mesela, veya "suit" derken w sesi çıkarıyormuşum; öyle diyorlar. Nasıl yaptığım hakkında hiçbir fikrim yok.
Senin soruna tekrardan dönecek olursak, Türk aksanın var ama zenciler gibi ağzını yaya yaya konuşmaya çalıştığın belli oluyor. Komik duruma düşme, otur sıfır =)
  • exordinary  (02.03.15 01:38:44) 
[]

Soğanı doğrayıp dondursam?

Her seferinde kabuğunu ayıklayıp yaşlı gözlerle doğrayıp tahta ve bıçak bulaşığı yıkamaktan bıktım. Birkaç kilo doğrayıp poşetleyip buzluğa atsam olur mu? Kaç gün dayanır?




 
ben öyle yapıorum hep. hatta kıymayı da kavurup birbirine karıstırıp küçük küçük posetlere koyuyorum 1 2 aylık yemek şeysi çıkıyo.


  • neira  (25.02.15 17:02:45) 
poşetlerken içindeki havayı çekip poşetlerin ağzını bağlaman gerekiyor (balici gibi). Minimum 6 ay dayanır, dahasına da gerek yok.

Mümkün olduğunca fazla parçaya ayırarak/küçük boyutlu gruplar halinde dondur ki az bir miktar lazım olduğunda, ihtiyaçtan fazlasının çözülmesi için beklemeyesin, doğrudan tavaya/tencereye atabilesin. Fazla miktarda gerekli olduğunda ise birden fazla poşeti kullanarak doğrudan yemeğe geçebilesin.
  • rygard  (25.02.15 17:05:28 ~ 17:07:42) 
rygard +1
porsiyonluk dondurun, sonra direkt tencereye. Ancak buzluktan çıkan soğan çiğ kullanılmaz, çözdürürseniz böyle ölmüş sulu bir şey olur. O yüzden sadece yemeklik olarak kullanılır.

  • whoosie  (25.02.15 17:17:16) 
ben önce kavuruyorum sonra soğanı kavuruyorum sonra birlestirip atıyorum buzluğa
çiğ olma ztabii bamya gibi olur

  • neira  (25.02.15 17:25:20) 
yarım soğan ya da soyulmuş soğan buzdolabında streçle sarılıp beklediğinde kokusunu ve tadını kaybediyor.

ağzınıza bir parça ekmek alın ve öyle doğrayın soğanı. bütün göz yaşartan mesele ekmeğe geliyor ve gözleriniz dolmuyor. ben hep öyle doğrarım, işe yarıyor.
  • çaykovski  (25.02.15 17:32:46) 
Deniz gözlüğü falan takın. Mutfakta da yasak değil ya...


  • lesley mateas  (25.02.15 17:39:10) 
Arkadasim,dogradigi soganlari salcayla kavurup pporsiyonlara ayiriyor ve o sekilde donduruyor.aksam eve geldiginde 1 tanesini cikarip tencereye atiyor.


  • brnbrs  (25.02.15 18:16:29) 
hazır doğranıp dondurulmuş soğanlar var marketlerde.


  • inheritance  (26.02.15 08:47:55) 
ben dondurulup çözülmüş eti bile sevmiyorum tadı illaki bozuluyor. soğanı hiç denemedim ama çok fazla sulanıyor diyenler var ama memnun kalanlar da varmış. ben balkonumda ya da penceremi açıp kenarında doğruyorum o zaman gözün daha az acıtıyor.


  • for day to break  (28.09.15 14:51:52) 
[]

Bıyık mı kessem?

3 yıldır bıyıklıyım lakin artık kesmek istiyorum. Geçen yaz kestiğimde çok kişi "naptın!?!?!" tepkisi gösterdi. Sanırım bu yüzden bir daha dokunmadım. Ben biraz "tatlı" kategorisine giren tip oluyorum "yakışıklı"dan ziyade. Kız olsam bıyıklı biriyle öpüşmek istemem mesela. Ama rahatsız etmiyor çok seviyorum diyenler de var. Ne yapsam yahu? 21/E




 
bıyık dünyanın en çirkin şeyi. kes
31/k

  • sta  (24.02.15 10:54:14) 
Kesme oğlum niye kesiyorsun. Askerde bol bol keseceksin zaten.

Kadınlar bıyığa bayılır. Bıyıklıyla öpüşmek istememen çok doğal, sen erkeksin. :)
  • yirmisantim  (24.02.15 10:54:30) 
kızım bıyıklıları seviyorum nokta :)
nice erkek bıyıksızken hiç çekici değil.

  • fasulyek  (24.02.15 10:55:20) 
kes panpa. yavaş yavaş bıyıklılar elensin, tek bıyıklı-sakallı ben kalayım adlkjasd


  • loveinaflipbook  (24.02.15 10:57:01) 
Caps ver yakışıyor ya da yakışmıyor diyelim
bıyık yakışıyorsa kesme bazıları bıyık tan zevk alıyor :)

  • indescribable  (24.02.15 11:03:27) 
Üst dudak direk kaybolur üç yıldır bıyık varsa :D yavaş yavaş azalt keseceksen de.


  • redeath  (24.02.15 11:07:44) 
caps at.


  • aeroflot  (24.02.15 11:19:28) 
araya kaynayayım, saçım siyah sakalım kızıl/buğday sarısı fakat bıyıktan vazgeçemiyorum. sadece bıyık bırakınca çok cins duruyor. sakalla bıyık olunca da bıyığın bir manası olmuyor. ne yapayım ne edeyim çok dertliyim :(

duyurucuya not: bıyık candır
  • hailtothethief  (24.02.15 11:40:48) 
Bıyıksız olmaz üstat "since 2011"


  • dokuzonbeş  (24.02.15 12:05:48) 
bıyık yakışan adam bıyık bırakmalı bence. kadınların bıyık sevmiyorum demesinin nedeni suratındaki bıyıkla mundara dönmüş nice delikanlının gerek hipster olmak, gerekse burak özçivit olmak için kendilerine hiç yakışmamasına rağmen bıyık bırakmasıdır. yoksa sana yakışıyorsa hiçbir kadın da kalkıp bıyığına laf etmez, şapur şupur da öper. no worries.

yine de bıyıktan vazgeçeceksen kesin taktik veriyorum: öncelikle bıyığı tam sakala çevir yavaştan. sakalı da kısa kese kese kirli sakal formuna sok, daha sonra da sinekkaydı çak. en fazla karşılaşacağın tepki "abi sende bıyık yok muydu yahu?" olur.
  • knight of cydonia  (24.02.15 12:08:11) 
Keps +1.


  • teoridefeminist pratiktegeysa  (24.02.15 12:32:16) 
Bıyığın durumunu düşünmen gerekmeyecek kadar gençsin, kes gitsin.


  • rygard  (24.02.15 12:33:20) 
Bende stalin biyigi var goturdugum kizlarin haddi hesabi yok.
Umarim bir fikir vermistir.

  • kosun lan mevzu var  (24.02.15 12:44:25) 
Ben cinsiyet bildirmene guldum valla :)

herkese yakışmıyor, yani biyik var diye her erkek Malkoçoğlu olmuyor.

caps ver.

10 yildir sakalliyim.
  • cokilgincvesesgetirecekbirnickarayanadam  (24.02.15 13:59:04) 
Kilit soru şu : Bıyık sana yakışıyor mu?

Kenan İmirzalıoğlu ve Burak Özçivit gibi oyunculara benzemek için bıyık bırakıp Cemaat abisi gibi dolaşan tipler var piyasada. Bıyığın yeteri kadar gür mü?

Değilse kes hiç zorlama.
  • corneillus  (24.02.15 14:31:18) 
Badem biyik diye bi kavram var.


  • kosun lan mevzu var  (24.02.15 15:38:20) 
[]

İstanbul'da yaşamaya değer mi?

Ege'de pek de büyük olmayan bir şehirde mutlu bir yaşayan olarak İstanbul aklıma kaosu getiriyor. Aşırı kalabalık, yoğunluk, trafik, kiralar, suç oranı, mutsuzluk, kar yağınca olan felç hali ve aklıma gelmeyen birçok şey.

Tamam hayat var, her türden sosyal ortam mevcut, sanat yönünden tatmin eden birçok imkan var, birçok firma orada ama İstanbul'un cazibe merkezi haline gelmesinin genel olarak olumsuz etki yarattığı doğru değil mi?


 
doğru. istanbul'da insanlık dışı yaşayan çoğu insan istanbul dışında yaşam olmadığını daha da sürüneceklerini zannediyorlar istanbul dışında.


  • proletarier aller lander vereinigt euch  (21.02.15 18:33:41) 
dışarıdan gelene ilk 1-2 sene çok iyi gelir sonraki 2 sene yavaş yavaş tiksinme başlar daha sonrasında ise böyle yer olmaz olsun nerden geldik olur. yaşanılıcak yer değil bence akıl sağlığı için.


  • lprytk  (21.02.15 18:33:50 ~ 18:34:06) 
üniversiteyi kazanana kadar hayalimdi. istanbulu tercih eden elimi avcumu s.... babam boşver istanbulu, ankarayı yaz demişti. keşke o gün tokat manyağı edip bana ankarayı yazdırsaymış.

gelme; ne olursan ol yine de gelme.

not: mazoşistsen, göz göre göre acı çekmeyi severim, hayatı mortal kombat tadında yaşarım diyorsan gel.
  • canercuxy  (21.02.15 18:36:29) 
Gel, ne olursan ol yine gel. Ben Ankara'da geçirdiğim 6 yılıma acıdım acıdım acıdım.


  • bedbed  (21.02.15 18:38:29) 
istanbul'un aklına kaosu getirmesi normal. başka bir şey getirmesin zaten, tamamen kaos. dün gözümün önünde arabanın teki adamın tekini ezdi ve şoförün hiç haberi yok. arabayı sürmeye devam ediyor. lan lan adam gitti diye bağırdım, sitenin güvenlik görevlisi söyledi de, şoförün haberi oldu. pencereden izliyorum ben de akşam akşam. bana çok normal geliyor bu tarz olaylar. lan nasıl oldu bu ya diye şaşırmıyorum.

www.dha.com.tr

işe gideceksen saatler önce çıkarsın. ya kıl payı yetişirsin, ya da geç kalırsın. işten, okuldan çıkacaksan, aman iş çıkış saatine denk gelmeyeyim dersin, çünkü denk gelirsen saatlerce yolda beklersin. işten 5'te çıkıp, 8'de 9'da eve girersin. metroya binersin kıçına demir girer. metrobüste giderken, bir tane tanker üst geçidi yıkar, metrobüs kıl payı kurtulur. yaya yolunda beklerken bir tane araç yaya yoluna girip seni biçebilir. ve bu tarz olaylar bu şehirde normal karşılanır.

böyle maalesef.
  • mesglsn sanirm bn yatiyrm  (21.02.15 18:39:27) 
aylık 2000 lira ödeyip düzgün bir evde, düzgün bir semtte yaşayabileceksen gel. Diğer türlü hiç bozma rahatını.En boktan yerlerinde bile ahır gibi evler 1000 liradan başlıyor.Kalabalığı,trafiği ise anlatılacak gibi değil.


  • roe  (21.02.15 20:04:21) 
Paran varsa, ama bol paran, işine yakın güzel ve merkezi iyi bir semtte oturuyorsan İstanbul süperdir.
Fakat öteki şartlarda İstanbul işkence, çekilecek dert değil

  • efrasiyab87  (21.02.15 20:08:38) 
şu geldi aklıma, kaos deyince.
d24w6bsrhbeh9d.cloudfront.net

cazibe merkezi haline gelmesi elbette olumsuz etki yaratıyor, ama bu cazibe merkezi olduğu gerçeğini değiştirmiyor. istanbul'da 6.senem, uzunca bir süre daha gidesim yok. gidersem de bu ancak türkiye dışında bir yer olur.
  • gmzo  (21.02.15 20:15:33) 
Beşiktaş merkezde kiralar -2 katta 1000tl ile başlıyor.


  • fasulyek  (24.02.15 19:37:02) 
[]

Tercümanlık okumak istiyorum

Durum şu, küçüklüğümden beri ingilizce diline ilgi duydum. Lisede son dakika golüyle kendimi eşit ağırlık bölümünde buldum ve şu an işletme birinci sınıfım.

Her ne kadar işletme konuları ilgi alanıma girse de mutlu değilim. Bölümde başarılı da değilim. İzmir'de deü'de okuyorum. Ege'de tercümanlık okumak istiyorum.

Ygs'ye başvurdum. Biraz matematik çözüyorum şu sıralar. Lys'de hatam çıkmıyor ama sınav anında kısıtlı zamanda ne yaparım bilmiyorum hiç tecrübem yok.

Zevkine girerim diye başvurdum ama bu işe asılayım mı?

Not: ana dilimi neredeyse sadece çevremdeki insanlarla anlaşırken kullanıyorum. Geri kalan her şey ingilizce. Öylesine bir heves değil, dil ile uğraşmayı seviyorum.

 
tabi ki asil. cevirmenlik ustune de calis. ingilizceyi herkes bilebilir ama ceviri yapmak iki dil ustune de estetik bir hakimiyet ve anlam bukebilme beceresi gerektirir. eger bu iste en iyisi olursan cok iyi para kazanabilirsin. yolun acik olsun. gercekten sevdigin seyi yaparsan basarisiz olmazsin hicbir zaman


  • charlotte blanc  (15.02.15 14:58:19) 
Türkçe ve Sosyal 30+ olursa, LYS'de iyimiş zaten, matematik çözebilme artın sayesinde rahat rahat girebilirsin gibi gözüküyor. Ama şunu demeliyim ki tercümanlık bir kaç istisnai durum haricinde maddi olarak tatmin edici değil, resmi olarak tercümanlık yapman için de (şimdilik, 10 yıl sonrasını bilemem) tercümanlık mezunu olman şart değil. Yani tercümanlık okumak yerine yeni diller öğrenerek de bu işe girebilirsin.


  • once  (15.02.15 15:15:04) 
Aynı durumdayız. Ben de iibfdeyim zevkine gireceğim ama tutarsa tercümanlık giderim.


  • Lusid*  (15.02.15 17:12:29) 
[]

Ciğerler nasıl temizlenir?

40 yıl sigara içip sigarayı bir buçuk ay önce bırakan biri neler yiyip içmeli? Doktora gitmesini önerdim ama olumlu yanıt alamadım.




 
şehirden kaçıp temiz havası olan bir yerde yayabilir bir süre.
bir de bol bol yoğurt :)

  • dafuq  (09.02.15 11:01:44) 
spor yapması lazım. yürüyüş , koşu ne olursa. mutlaka spor yapsın.


  • corneillus  (09.02.15 11:24:33) 
tebrikler oncelikle. yiyip icmeyle olmaz. spor yapacaksin. cigerlerini acman lazim. kardiyo agirlikli. ilk once yuruyus sonra kosu falan. kisa surede bir etki bekleme. ama 2-3 ay duzenli yaparsan merdiven cikarken falan cok seyin degistini goreceksin.


  • crucio  (09.02.15 11:30:13) 
Ne alaka diyeceksin ama, halis çiçek balı ve halis tereyağ.

Göğsüne sürmeyecek, ekmeğe sürüp yiyecek. :)
  • yirmisantim  (09.02.15 11:41:34) 
mor soğan.


  • zgrydn  (09.02.15 13:22:58) 
greyfurt ve bolca çam kokusu..


  • dokuzonbeş  (09.02.15 13:25:07) 
40 yıl sigara içen kişinin en azından bir 55 yaşında olduğunu varsayıyorum. Spor iyi bir çözüm ancak bunun yaşına uygun olarak planlanması şart. Salonda yapanları görüp gaza gelir de ağırlık kaldırırsa sonuçlar çok fena olabilir. Bazı hastalarda kalp durumuna bakarak düz koşuyu bile yasaklıyorlar veya çok sınırlandırıyorlar mesela.

Süt ve süt ürünleri iyi bir çözümdür. Yoğurt ev yapımı da doğal olursa iyi gider, kefir de aynı şekilde. AOÇ'nin kefirini tavsiye ederim.
  • sevgikusunkanadinda  (09.02.15 13:26:58) 
düzgün beslenip spor yapması lazım. abidik gubidik şeylere bel bağlamayın hiç. hayatımda sadece 1 ay boyunca sigara içtim, onu da "bu ne be" diye sıkılıp bıraktım. buna rağmen iki merdiven çıksam götümden nefes alıyorum. antrenmanım yok çünkü, hareket sıfır.

o iğrenç şeyi solumadığı için ciğerler zaten sigara içtiği döneme kıyasla çok daha iyi olacak zamanla. yani kendini yenileyerek toparlar. sigara içmesin, genel olarak vücuduna ve ciğerlerine zarar verecek şeyler yapmasın (alkole abanmak gibi, aklıma ilk gelen) ve hafif de olsa spor yapsın. gerisi fasa fiso. ciğeri sağlıklı tutmak öyle atla deve değil, türlü türlü acayip şeyler yedirip içirmenize ya da uğraşmanıza gerek yok.
  • what is love  (09.02.15 13:28:32) 
Saracoglu-tere kurunu muhakkak arastirin. Mukemmel bisiy. Bunu cigerle sikintisi olan herkes uygulayabilir.


  • prisoner  (09.02.15 13:54:52) 
[]

Geçen yazdan kalan balığın bozulma ihtimali

Hiç çözülmemiş şekilde buzlukta duruyor. Soruyu sorma sebebim geçen sene de buzlukta 6 ay kadar duran balığı yediğimizde acı iğrenç bir tat vardı ve attık. Bu sefer de böyle olur mu diye endişeleniyoruz. Ne yapsak acaba? Balığı pişirmek de emek istiyor lakin bir yandan 2 kilo et söz konusu.




 
aldığınız balıkları sürekli olarak 6 ay gibi süreler boyunca bekletmek yerine kısa süre içinde tüketseniz daha mantıklı olacak sanki.


  • timmie  (01.02.15 15:54:59) 
o balık gg. çöpe atın.


  • proletarier aller lander vereinigt euch  (01.02.15 15:56:33) 
At onu yenmez. Balık bir sene durmaz.


  • hayat aklini konusacak bir filozof uret  (01.02.15 15:58:41) 
Balik gibi dunyanin en cabuk bozulan gidasini 6 ay bekletmek de harbiden ilginc.


  • baldur2  (01.02.15 16:10:25) 
2 kilo et için 4 kolluya bindirirler seni.


  • hzben  (01.02.15 16:45:52) 
buzlukta da olsa bozulmuş olabilir. elektriklerin bu kadar uzun süredir hiç kesilmediğinden emin misiniz mesela? çözünüp tekrar donduysa?
atınız.

  • asisamus  (01.02.15 16:54:32) 
ayrıca buzluk mu derin dondurucu mu?


  • cursor  (01.02.15 17:05:44) 
buzlukda hiç buzu açılmadan kaldı ise bişi olmaz ama çok lezzetli olacağını sanmıyorum.


  • selam  (01.02.15 17:21:47) 
Buzdolabının +5 C’lik bölmesinde 3 gün, tek yıldızlı dolapların buzluklarında 0 ila -5 C arasında 14 gün saklanabilir. Daha uzun süreli saklamalar için üç yıldızlı buzdolaplarının -18 derecelik deep-freeze’leri veya bağımsız deep-freeze’ler kullanılmalıdır. Deep-freeze’lerde saklama süreleri Hamsi, sardalye gibi küçük balıklar için 3 ay, 3 ila 4 adeti bir kilo gelen Çipura, Lüfer gibi balıklar için 5 ila 6 aydır. Bir kilodan büyük balıklar için ise 6 ila 8 aydır. -25 C’lik deep-freeze’lerde ise bu süre yüzde 50 artar.


  • mrthany  (01.02.15 17:29:52) 
[]

Kahveye başlıyorum

Ama hangisi? Evde french press var.
Kahveyle ilgili bilgim çok kısıtlı. Sadece poşetlerde satılan granül kahveleri (nescafe gibi) sevmiyorum. Tadı biraz güzel olsun ve içinde zararlı katkı maddesi olmasın.

Etrafta bilindik büyük marketler, tchibo ve starbucks var.

Not: kahveye bir miktar süt katmayı severim.

 
tchibodan 250 gr african blue al. french prese göre çektir. 1 yemek kaşığı at her kupa için. afiyet olsun.


  • aeroflot  (13.01.15 15:12:11) 
tchibo'ya git. 100'er gram al ki bayatlamasın. çekilen kahveler çabuk bayatlıyor. ve kahveyi çektirirken french press için çektirmeyi unutma.


  • thracian  (13.01.15 15:15:40) 
klasik ve banal bulunabilir belki ama türk kahvesi candır. sütlü olur sütsüz olur her türlü gideri var.


  • kakao  (13.01.15 15:16:18) 
Guatemala Antigua iyi gider başlangıç için bence. Genelde starbuckslarda o yapılır zaten.

Eğer starbuckstan alacaksanız, o günki kahveyi sorun. (Zaten makinenin üstüne yazıyorlar) Deneyebilir miyim deyin shot bardağına veriyorlar. Ben öyle denemiştim 1-2 kez. Ondan sonra beğenirseniz alırsınız.
  • eksi sozlukte eksiyen adam  (13.01.15 15:17:20) 
Mahmut efendinin colombian kahvesi de güzel ama mskine için o. Git tchiboya elli gram guatemala al pişman olmazsın


  • kablelvuku  (13.01.15 15:19:23) 
aeropress al boşver french press'i.


  • cthulhu  (13.01.15 15:30:45) 
starbucks colombia narino'yu tavsiye ederim. ben de french press'te yapıyorum.


  • m e l t e m  (13.01.15 16:34:33) 
gözünü seveyim aynı lezzetteki kahve için starbucks'a o kadar para bayılma git tchibo'dan al.


  • proletarier aller lander vereinigt euch  (13.01.15 16:42:59) 
tchibo'nun kahvesi bence çok kötü. midemi yakıyor sonrasında. ayrıca o kadar para ne? 20 lira bir şey. bana en az 1 ay gidiyor. yanında da kendi seçimin olan bir kahve ikram ediyorlar. o da 7-8 liralık bir ikram.


  • m e l t e m  (13.01.15 16:46:47) 
biz starbucks'in yilbasi kahvelerine bayiliyoruz, henuz bulunuyorken alip deneyin derim.


ayrica starbucks'in tchibo'dan fiyat olarak cok bir farki yok. ortalama 20 liraya buyukce bir paket aliyorsunuz ve yaninda bir de kahve ikram ediyorlar. biz iki kisi 25-26 liraya starbucks'ta oturup 2 kahve icip bir de ustune kahvemizi alip evimize donuyoruz ki bana gore oldukca makul bir fiyat.bu starbucks cok pahali yakistirmasi nereden geldi, hic anlamiyorum.
  • fraise  (13.01.15 16:52:05 ~ 16:53:09) 
starbucks'ın kahvesi tchibo'dan kat kat daha güzel. pahalı da değil ayrıca. 12 liraya falan geliyor 250 gr kahve.

en iyisi aslında gidip 3rd wave'cilerden kahve almak. onlarınki gerçekten çok kaliteli oluyor.
  • eksi sozlukte eksiyen adam  (13.01.15 17:00:13) 
starbucks sumatra 250 gr 19 lira.

tchibo hangisi hatırlamıyorum 250 gram 8 küsur lira.

buradan geliyor fiyat farkı.

sanki götümden uydurmuşum gibi davranmıyor musunuz bi de.
  • proletarier aller lander vereinigt euch  (13.01.15 17:41:16) 
tchibo'nun kahvelerinin fiyatları şurada: www.tchibo.com.tr

250x2'li paketler 19 lira civarında.

starbucks'tan şunu alıyorum ben: www.starbucks.com.tr

20 lira bir şey ve tchibo'nun kahveleri gibi tatsız değil. daha ucuz da olsa "bence" verdiğim paraya değmeyen tatsız kahve alacağıma lezzetini sevdiğim kahveyi almak daha mantıklı.

tchibo ofis gibi kalabalık ortamlarda, sık kahve tüketiliyorsa ideal bir seçim ama keyif kahvesi olarak tchibo almam. gerçekten midemi yakıyor.

starbucks'ın kahvesi en iyi kahve mi? değil tabi. en iyisi yurtdışında, kendi bölgesinden çekirdek olarak satın alıp getirip evinde öğütücüde öğütüp içtiğin kahve...
  • m e l t e m  (13.01.15 17:54:40) 
gurur meselesi yaptık! eheh


  • m e l t e m  (13.01.15 18:14:50) 
@camussar
Sen bağımlı olmuşsun kardeş.

  • m e l t e m  (13.01.15 18:22:59) 
@camussar, çok iciyoruz, bende de 2 haftada bitiyor, günde 1-1,5 litreye varıyor, kahve makinesi sürekli açık nerdeyse. :)

@pro, yanlış anlama meltem'in açıkladığı gibi verdiği keyiften dolayı aradaki fark aşırı koymuyor, 8 liralık içecek de beleşten geldiğinden 13 tl'ye geliyor.
  • eksi sozlukte eksiyen adam  (13.01.15 18:50:41) 
[]

Türkiye'deki tüm sebzeler sıralı liste

Tüm sebzelerin olduğu listeye nereden ulaşabilirim? Siz de yazabilirsiniz.




 
ben bir liste içeren çalışma atayım, çalışmada yer almayn ürün varsa bilenler ekler artık www.ito.org.tr


  • candanag  (07.01.15 21:09:08) 
[]

Elektrikli ocak vs tüp

Hangisi daha ekonomik?

Ayrıntı;
Burası öğrenci evi. Ocak bir günde yaklaşık bir saat çalışıyor.
Ailem tüp getirmişti Eylül'de, 3 buçuk ayda bitti.

Tek gözlü 1000 w elektrikli ocak var.
Her gün 1 saat çalışa ayda toplam 30 kw ediyor.
İzmir'de 1 kW/saat 50 kuruş desek (sallıyorum, doğrusunu bilen varsa yazsın)
Faturaya ayda 15 lira yük bindiriyor.

3 buçuk ayda 50 TL civarı ediyor.
İki kişilik öğrenci evi burası. Tüp 100 lira ise (bunun da fiyatını bilmiyorum) aynı masraf çıkıyor.

Bilenlerden yardım bekliyorum.

 
Dogal gaz yoksa tup cok pahali. O zaman elektrik


  • photo85  (06.01.15 21:19:08) 
yuh! 3 buçuk ayda tüp bittiyse o evde elektrik kol gibi girer. demedi deme.


  • proletarier aller lander vereinigt euch  (06.01.15 21:22:34) 
@palve, tüp bedava geldi diye hunharca kullandık. Suyu bile ocakta ısıttım hep.
Ama artık günde 45 dakika gibi bir şey.

Öğlen 10 - 15 dakika,
Akşam 20 - 30 dakika en fazla.

Hesaba göre fazla çıkmıyor, nasıl girsin ki?
  • hadi ya la  (06.01.15 21:25:59) 
[]

İstanbul'da şöyle bir semt/mahalle arıyorum

Gecekondu olmayan, altyapısı düzgün, cadde ve sokakları birbirini düzgün kesen, parkları olan, dağlık tepelik olmayan, kafe, dükkan barındıran bölgeleri merak ediyorum.




 
Moda.

Daha da aklıma gelmedi.
  • dartdevil  (20.12.14 20:06:48) 
ataköy, acıbadem


  • mr fusion  (20.12.14 20:07:36) 
Koşuyolu.


  • gusano  (20.12.14 20:07:59) 
dağlık tepelik ama moda.
belki bostancı, eranköy civarları?
bağdat caddesinin çevresi?
  • freya  (20.12.14 20:09:15) 
Beylikduzu


  • Solem2  (20.12.14 20:10:43) 
yeşilköy.


  • afrika fasulyesi  (20.12.14 20:10:53) 
Atasehir


  • delifaruk  (20.12.14 20:54:12) 
adeta merter'i tarif etmişsin.çok kafe yok ama marmara forum kapatır o açığı da


  • high hopes of the sozluk  (20.12.14 20:56:40) 
Kozyatağı (E-5 tarafları değil Ayşekadın, Kazasker civarları)


  • once  (20.12.14 21:34:41) 
esentepe/gazeteciler sitesi dolayları


  • manuel mandalina  (20.12.14 23:07:39) 
[]

Enpara kart ve yurtdışı alışveriş

Dx, aliexpress gibi sitelerden alışveriş yapmak istiyorum.
Bazı anlaşmalı yerli sitelerden enpara ve bkm express ile alışveriş yapabiliyoruz ama yurtdışı kaynaklı sitelerden en basit ve güvenilir olarak paypal ile mi alışveriş yapabilirim?

Çünkü şöyle bir şey var,
www.finansbank.enpara.com

 
Evet en güvenilir sistem paypal (para iadesi talep edilebildiği için) ve kartını tanımladıktan sonra aşağıdaki linkteki ayarı yapmayı unutma kur farkı üzmesin seni..

forum.donanimhaber.com
  • EkimBebesi  (15.12.14 19:15:45) 
günlük kullandığım kredi kartıyla dx'den çok alışveriş yaptım sorun yok. gönderemedikleri ürünlerin iadesini hemen yapıyorlar.
kullandığın kredi kartına sanal kart tanımla limit belirle için rahat edecekse.

  • oku oku yazar ol  (15.12.14 19:18:48) 
[]

Yağ yakımı - nabız ilişkisi?

4 aydır koşuyorum. Kondisyonum kısa sürede güzel seviyelere geldi, önceden iki adım koşsam tıkanırdım. 650 km'yi devirdim.

İki gündür bisikletle antrenman yapıyorum. Yine koştuğum süre, hemen hemen aynı nabız aralığı. Ortalama olarak 145 - 170 arası oluyor.

Fakat bisiklet üzerinde koşuya göre çok daha az yoruluyorum. Koştuktan sonra çok fazla terler, bacaklarım taş gibi olur ama bisiklette bunları pek yaşayamıyorum.

Harcadığım kalori koşuda daha yüksek, o belli ama yağ yakımımı merak ediyorum.

Bilgisi olanlar, söz sizde.

not: protein (et) ve sebze ağırlıklı besleniyorum. sıfır şeker, az karbonhidrat. enerjim yerinde, açlık yok. ara öğünlerde kuruyemiş, yoğurt vs tüketiyorum.

Yağ oranım şu an %11 civarı. Hedef 10'un altına düşürmek.

 
nabız aynıysa ve süre aynıysa aynı miktar kalori yakarsın.
buradan hesaplamak mumkun:
livewell.jillianmichaels.com
  • Sarix  (14.12.14 12:40:37) 
Sana Newton'ın hareket yasalarının 1. ve 3. maddesiyle cevap vereyim:

Madde 1: Cisimler, dışarıdan herhangi bir tepki gelmediğinde, mevcut durumlarını koruma yolunu seçerler.

Madde 3: Cisme kuvvet uygulandığında, uygulanan kuvvete zıt ve eşit büyüklükte tepki görürsün.

Bu ne demek oluyor peki? Şu demek oluyor:

Madde 1: Sürekli 145-170 aralığında antrenman yaparsan, vücut bir süre sonra mevcut duruma uyum gösterir, yağ yakmayı bırakırsın/eylemsizliğe geçersin. Misal 60 dakika boyunca 180 nabızla pedal çevirmek sana yağ yakma adına hiçbir şey kazandırmaz. Vücudun ona uyum gösterir. Makinenin şu kadar yağ yaktın bu kadar kalori harcadın demesine bakma sen. Onlar hep ortalama konular. Sürekli aynı antrenmanı yaparsan bir noktaya kadar evrilir, sonra durursun.

Madde 2: Vücuduna uyguladığın kuvvetin büyüklüğüne göre karşılık alırsın. Yani büyük kuvvet uygularsan, büyük etki görürsün. Bu da şu demek oluyor: hiit. Nabzı önce 180'e çıkarıp akabinde dinlenme nabzına (70/80 gibi) düşürür ve sonrasında tekrar 180'e çıkarırsan, yağ yakma seviyen daha da artar. Bunla birlikte EPOC seviyen de artacağı için 48 saat boyunca enerji harcarsın/yağ yakarsın.

Bu sistem Güneş'in etrafında dönen gezegenler için de böyle, bizim metabolizmamız için de böyle. Bilim hepsini açıklıyor. Hiit yap.

Edit: Daha az yorulmanın nedeni kondisyon kazanmış olman. Bir de bisiklet salt koşuya göre daha az kuvvet uygulanan bir disiplin olduğu için koşuya alışan bünyen için bisiklet sürmek daha az efor harcamana neden olmuş olabilir.
  • angelus  (14.12.14 12:53:34 ~ 13:08:44) 
@angelus, soruda belirtmedim ama hiit yapıyorum :) 80 - 90 gibi bir aralıkta birkaç dakika kalıp tekrar yükseliyorum. Ama kafamda soru işareti yaratan kısım yorulma kısmı. Koşu bir miktar yorarken bisiklet yarısı kadar yormuyor.


  • hadi ya la  (14.12.14 13:01:37) 
iki yol önereceğim.
1. bir hafta spora ara ver. beslenmene dikkat et. bir hafta sonra vucudu tekrar sporla şokla.
2. speed interval yap. ayrıntılarını googledanda bulursun ama kısaca; 2-3 dakika çok yüksek tempoda antreman, ardıdna 30 saniye dinleneme. bu dinlenme de de aynı antremanı yapacaksın ama, yavaş yavaş. 30 saniyelim dinlenme arasından sonra tekrar yüksek yoğunluklu antreman. bu şekilde günde 45 dakika ile tekrar yağ yakmaya başlarsın. ayrıca proteinle vücudunu da takviye etmelisin, çünkü bu antreman kasları oldukça yoruyor. protein için yumurta, yağsız ton balığı ve tavuk yeterli.

internette speed interval için, hiit türü teknikleri de bulabilirsin. oldukça yararlıdır.
  • tahtelbahir  (14.12.14 13:03:16) 
hadi ya la; yazdığın cevabı görmeden edit yaptım yorulma kısmıyla ilgili :)


  • angelus  (14.12.14 13:05:38) 
bende uygulamadan takip ettiğim kadarıyla 1 saat bisiklet 1 saat koşudan çok daha fazla kalori yaktırıp çok daha az yoruyor. şuna bağlıyorum koşu yaparken bacaklara vucudun ağırlığıda biniyor zeminin sertliği, ayakkabı faktörleride var ayrıca koşarken vucudun, iç organlarında haraket halinde ama bisiklette salt kasların çevirdiği pedal ve sabit vucud hareketi olduğundan daha az yorucu ve kalori harcatan bir hareket var.


  • mrthany  (14.12.14 13:06:29) 
bisiklette quadriceps denen hayvan kası çalıştırıyorsun. sürükleyen o. ters kuvvet binmiyor bu kasa. ve kendisi aşırı derecede dayanıklı. zaten yere basarkenki tepmeyi hissetmiyorsun. diğer bacak aşağı basarken boşta kalan bacak sakince yerine yükseliyor bisiklette. insana kusursuz uyum gösteren bir icat. (gerçeği ve sahtesi) bütün zorluklar asgariye inmiş.


  • namus ninjası  (14.12.14 13:11:51) 
[]

Termosifonun derecesi elektrik tüketimini nasıl etkiler?

Mesela 40 derece ile 60 derece arasındaki enerji tüketimi farkı çok mu olur? Evin iç sıcaklığı genelde 20 derece.




 
termosifon zaten yaılıtımlı olacağından evin iç sıcaklığından çok fazla etkilenebileceğini zannetmiyorum.
ilk dolduğunda ya da içindeki su iyice azalınca elektrik tüketimi etkilenir. bir kere ısındıktan sonra sabit ısıda tutulacağı için çok fazla elektrik yakmaması lazım. termostatı süs diye koymadılarsa :)

  • sutlu nescafe  (14.12.14 09:09:21) 
Benim termosifon da hiç yanmayan haliyle 80 derecedeki yanmış hali 20 tl etkiliyordu elektriği... termosifonun çalışmayan haliyle çalışan hali arasında bu kadar fark varsa 40 ile 60 arasında pek fark olacağını sanmam.


  • inanmazsan inanma  (14.12.14 10:21:55) 
Minor olur etkisi fakat çok kullanılırsa etkisi artar tabii.


  • nereye bu gidis  (14.12.14 10:34:36) 
[]

Hollanda tipi bisiklet kullanan var mı?

Çok hoşuma gidiyor yahu. Böyle acayip rahat sanki. Alasım var ama uzun vadeli pek mantıklı durmuyor. Ağır bir de. Gidişi nasıl? Kaç basıyor?

www.decathlon.com.tr


 
çok rahat oluyor bu tip bisikletler. şehir içi kullanımlarda ideal.


  • prodeq  (07.12.14 22:11:01) 
ııh, normal bisikletler daha iyi. bunlarda oturuş açısı çok dik, sürüş pozisyonu boşa enerji harcatacak şekilde. zaten bisiklet de alt seviye donanımlardan oluşuyor sonuçta yavaş yavaş gidebileceğiniz hantal bir alet kalıyor elinizde...
salcano city fun-city sport
carraro sportive vs. gibi şehir kullanımına yönelik serilerden performans ağırlıklı modelleri tercih edin bence...
hatta ortalama bir mtb alıp ince lastik taksanız dahi bu tip bisikletlerden kat kat iyi performans alırsınız...
  • ucan spagetticanavari  (07.12.14 22:18:22) 
Daha öncesinde böyle bir duyuru açılmış, sizinkine yorum girmeyi planlarken karşıma çıktı :) onun linkini de vereyim buraya: www.eksiduyuru.com

Bisikletin özellikleri resimde yazmıyor ancak çelikse almanızı çok tavsiye etmiyorum, alüminyum kadrolar çok daha hafif ve rahattır. Yaşadığınız yeri belirtmemişsiniz ama arkadaş gibi Ankara benzeri bir yerde ikamet ediyorsanız, yani düz yollar yoksa, olan da fazlasıyla berbat haldeyse bu tarz bisikletler sizin için uygun olmayacaktır. Ama dümdüz kaldırımlardan, yollardan başka bir yerde kullanmam diyorsanız güzel bir seçim.

Son olarak, 6-7 ay önce bisiklet almış bir kullanıcı olarak buraya da bakmanızı tavsiye ederim: www.yenideneyim.com
  • yenideneyim  (07.12.14 22:31:59) 
hollandada yasadigim icin kullaniyorum. oturus pozisyonu rahat. seleleri de genelde rahat oluyor. genelde eski modeller oldugu icin iskeletleri metal oluyor. o yuzden biraz agir ve yorucu olabiliyor. ama yeni aluminyum iskeletliler oldukca rahat. uzun sureli kullanimlarda bel agritmiyor. sen ne kadar hizli cevirirsen o kadar basiyor


  • crucio  (07.12.14 22:47:33 ~ 22:47:50) 
Şehir bisikletlerinde artık alu kullanılması gerekiyor hazır alu teknolojisi ve fiyatı iyiyken. Çelik kadro hamallık karbon kadro ise boşa akıtılan para bu tip bisikletlerde. Bunun dışında komponentler çok değişken. Sram shimano vb firmaların bile 10 dolar altı ve 200 dolar üstü ekipmanları var ve bunların kendi içinde de alt serileri var. Ama genel olarak bisiklette rahat gitmenizi sağlayacak tek şey hareketli parçaların hafifliği ve rijitliği. Alu kadrolarda ağırlığa takılmayın. Unutmayın bisikleti 100 gram hafifletmek size ortalama 200 liraya mal olurken kendinizi 100 gram zayıflatmak bedava :) oturma açıları gayet güzeldir bunlarda, vücudu kasmaz (ilk haftalar hariç) bunlara ek olarak eğer yol bisikleti kullanılmayacaksa geniş sele iyidir toto ve pelvis'i üzmez. Brooks gibi pahalı selelere hiç gerek yok geniş ve jelli selelerle çok uzun mesafelere konfordan ödün vermeksizin gidilir.


  • Tears of Devil  (07.12.14 23:45:14) 
belçikada kullandım bende bundan, kardeşimin vardı. açıkcası benim mtb'm daha atak ve hızlı gelmişti bana. çok hantal, kalkması zor, durması ayrı zordu. yaşlılar için tavsiye ederim, sonuçta yavaş yavaş gidip gelecekse neden olmasın. beli de zorlamıyor ayrıca, mtb'deki o duruş pozisyonuna ihtiyaç gerektirmeksizin otura otura gidersiniz.


  • trajikomix  (08.12.14 00:09:16) 
[]

Çok kısa mail yazdım, kontrol eder misiniz?

Bir firmadan ürün alıp Türkiye'de satmak istiyoruz, pek gayriresmi olmaması lazım. Elimden şöyle bir yazı geldi, hatalı yer varsa düzeltir veya daha iyi cümle önerisi yapar mısınız?

Hello, I am the owner of [şirket ismi] trade company, [ad soyad]. We would like to procure your products in our country and trade to large masses at affordable price due to expensiveness of your products in Turkish market for the time being. Could you please send us a specimen of frying pan? Thus, your products will be tested and advertised. In addition, does your product range include granite frying pans? A wide variety would be great. I look forward to hearing from you soon.


 
hello nedir yaf? asker arkadasina mi yaziyorsun :)

Dear XYZ falan diye basla bence
  • helenart  (06.12.14 19:25:16) 
Turkish market değil, turkey market.


  • yatagants  (06.12.14 19:29:16) 
.... at affordable prices. As you may already have known, your products are sold at very high prices in Turkish market.( due to kısmını böyle yazın)
.. We would like to test your products and advertise them. (thus ile başlayan kısmı da bu şekilde yazın)

  • fengari  (06.12.14 19:37:07) 
Boyle bir yazi gonderirsen bi tavanin pesine dusmus ,onuda bizden kapacak derler.

Once firmaya bir kendi firmani tanit,lokasyonunu ,nelerle ugrastigini acikla formal bir dille. ikinci paragrafta onlarin urunlerinden hangisiyle ilgileniyorsan bunu acikla,daha en bastan suslu cumlelerle amanda iyi para olsun mevzusuna girme ,o mevzu siparis verecegin zaman acilir.

Son paragrafta da bedeli mukabili numune istedigini belirt,onlar buyuk ihtimal bir bedel talep etmezler gonderirler.

Boyle daha iyi olur.
  • cizgilipijama  (06.12.14 19:49:30) 
[]

Pasaklı ev arkadaşım

Ne diye eve çıkalım mı dedim bilmiyorum ki. Bir insan bu kadar uyuşuk, pasaklı, somurtkan, pis, dağınık olur mu arkadaş?

Dışarıda görseniz güler yüzlü, tatlı, -fazlaca- kibar konuşan biri.
Önceki yıl yurttan tanıyordum çocuğu. Diğerleri küfürbaz, kaba diye ev arkadaşlığı aklımdan geçmemişti ama şu an fazlasıyla sıkıldım.

Ben asla bulaşık bırakmam ortalıkta. Beyfendi zar zor yapıyor. Geçen gün kibar şekilde "bu arada bulaşıkları da yıkıyorum" diye mesaj atmıştım kendisine, bana bulaşık bırakıp memlekete gitmiş.

Vay efendim söylemez olaydım. Durduk yere suçlu ilan etti beni. Şimdi de ben günaydın dersem cevap veriyor, evden çıkarken görüşürüz diyor sadece. İyice tripli hale geldi.

Bu duyuru bir miktar iç dökme, bir miktar akıl fikir sorusudur.

 
kadınları daha iyi anlarsınız artık :) dışarda görüşürken romantik, jilet takım elbiseli kibar beylerin bir kısmı ev ortamında böyle vahşi yaratıklara dönüşebiliyor :) gerçekten dışarda kimseye söyleseler inanmazlar dimi :) halbuki aklı başında bir insan olsa, sizden çekinir, yalnız başına olsa yapmayacak olsa da ev işini yapar.

bence trip atması güzel bişi. siz de onu kırmaktan çekinmeyin. şunu yapsana, bunu artık yap pis kokmuş, çorabını avizeden al bi zahmet falan vs.
  • emirkulu2  (03.12.14 15:37:09) 
mümkünse başka biriyle eve çıkmanın yollarını düşünsen? insanları değiştiremezsin çünkü. sen ne dersen de o insanın huyu buysa böyle değişmez. eğer böyle bir imkan yoksa bırak sen de bulaşıkları dağ olsun bulaşıklar. sadece kendi bardağını, tabağını yıka ve seninkileri kullanmasına da izin verme.


  • rock n roll  (03.12.14 15:38:26) 
alın karşınıza konuşun, ortak kullanım alanlarımızı temiz tutalım de, baktın olmadı sen kendine plastik tabak, pet pardak falan al. o kendi bulaşığını yıkasın, ne kadar bekletse de. sonra bakarsın o da pet pardak olayına falan girer.

benim evimde her zaman pet pardak vs bulunuyor. üşengeç olduğum zaman normal bardak tabak kullanmam.
  • sen olmayan cocuk benim  (03.12.14 15:42:52) 
Erkeğin tripliside hiç çekilmiyor.


  • sehpa fx350  (03.12.14 15:53:51) 
bulaşıklarınızı ayırın mesela benim herşey kendime ait kullanmalarınıda istemiyorum.


  • mrthany  (03.12.14 16:54:27) 
trip atan erkek ney lan?

al karşına lan olm adam ol de. senin yüzünden evi bok götürüyü senin tahtanı s.kerim de.

anlamazsa da şutla.
  • justinho26  (03.12.14 17:25:25) 
Ekleme yapayım, eve gittiğimde o memlekete gitmiş, ben ortalığı toparlıyordum. Hatasını bilmiş ki evi nasıl buldun diye sordu. İyi niyetimle beklediğimden iyi dedim. Şakayla karışık "niye ben pasaklı mıyam :/" dedi. Kusura bakma ama biraz dedim.

Eyvah. Cevap ne olabilir? Pasaklı sözünü hakaret sayarmış. Böyle adil olmuyor demiştim, adliyetten bahsedeceksek hiç başlamayalım, bir yıl yüz yüze olacağız, konu benim için burada kapanmıştır falan dedi böyle sonuna güzel güzel nokta koyarak.

Beni engelleyen bir şey var, kontrat imzaladık ve evden seneye yaz bitişi çıkabiliyoruz. Kalbini kıracak şekilde konuşamıyorum çünkü aynı evde yaşadığım biri, en azından nötr bir ilişkimiz olması lazım.

Bunca yıldır o kadar çok karşı cins arkadaşım, sevgilim oldu ama hayatımda böyle alıngan, tripli bir erkek görmedim.
  • hadi ya la  (03.12.14 19:04:40) 
[]

Fıstık ezmesi yaptım, kıvamı sert oldu

O kadar sert ki kavanozun içinden kaşıkla zor alınıyor. Ne yapsam da yumuşasa? İçine zararlı şeyler koymamak tercihim.




 
süt veya fındık yağı koyabilirsin sanki (az miktarda).


  • zenlaid  (02.12.14 10:17:32) 
Süt koyarsan bozulabilir, fındık yağı daha mantıklı.


  • elikası  (02.12.14 10:29:18) 
ben son 1-2 denememde aralarına pekmez gezdirdim, daha rahat alınıyor, tadı daha güzel, spor sonrası için güzel bir alternatif.


  • candanag  (02.12.14 10:55:22) 
[]

idefix'e üye olan var mı?

Adres ekleyemiyorum. Ne biçim sistem bu? Adres tanımı ne arkadaş? Yoksa kaçırdığım bir yer mi var?

i.imgur.com


 
3 harften az olunca kabul etmiyor denedim şimdi, evv falan yazın bilemedim dslkfj


  • rabbititus  (30.11.14 16:20:16) 
Maalesef yine olmuyor


  • hadi ya la  (30.11.14 16:24:16) 
gereksiz arıza veriyorsa cache temizle, benzeri şeyler yap.


  • mea maxima culpa  (30.11.14 16:26:02) 
"Ev adresim" seklinde yazilmasi gerekiyor


  • mandalina kokusu  (30.11.14 16:52:08) 
Her şeyi denedim ama yine olmuyor. İki karakterden kısası için tanım giriniz, daha uzunu için "adres yanlış karakter girdiniz!" diye saçma bir uyarı geliyor. Türkçe olmayan karakterleri de kullandım, her şeyi yaptım olmadı.


  • hadi ya la  (30.11.14 19:38:13) 
başka bir browser deneseniz. bir de bir arkadaşınızdan kendisi için hesap açmasını isteseniz.

senelerdir idefix kullanıyorum. hiç bir sorunla karşılaşmadım.
  • mea maxima culpa  (30.11.14 21:34:52) 
[]

Bu sırt çantası nasıl?

Gözlerinizi kapatın ve videodaki bu küçük çantanın siyah olduğunu hayal edin. Nasıl?
20 - Öğrenci - Erkek - 170/59

1. www.youtube.com
2. www.decathlon.com.tr
3. www.benjamincharles.fr

 
kötü. leş hatta


  • dinsiz adam  (26.11.14 11:04:52) 
çok dışarı çıkık ya. o kadar küçük olup o kadar çıkık olcağına daha büyük ama daha az kabarık olsa daha iyi. ayrıca düşündüm de, bi erkeğin sırtında görsem gülerim çok oyuncak gibi duruyo


  • emirkulu  (26.11.14 11:04:59) 
hayır, cok garip gorunuyo. neden bu boyutta bi sırt çantası almak istiyorsun?


  • md hus  (26.11.14 11:10:20) 
hayır


  • kahve kokusu  (26.11.14 11:10:57) 
O kadar kötü durmuyor bence, boyunuza göre değişir. Ben de bazen böyle bir çantaya ihtiyaç duyuyorum, ama aynı estetik kaygılardan almaya bir türlü cesaret edemedim açıkçası. Ben gezilerde kocaman bir çanta taşıyacağıma, şehir gezilerimde fotoğraf makinemi ve gezi rehberimi koymak için istiyordum mesela.


  • bi mekan  (26.11.14 11:23:02) 
videoyu izleyemiyorum ama tahmin ettiğim çanta ise çok ufak bir çanta bu.
benim hanım tatillerde filan veya sahile yürüyüşe indiğimizde kullanıyor.

erkek için çok uygun değil.
  • teritori  (26.11.14 11:27:43) 
Ortalama bir erkegin govde boyutu dusunuldugunde uygun degil evet.


  • ay nov kung fu  (26.11.14 11:29:53) 
Videoda çantanın içi muhtemelen kağıtla doldurulmuş, o yüzden çok şişik ve çıkık gözüküyor. Normalde o kadar değil.

Ayrıca 170 boy 59 kilo bir insan olduğum için oransal olarak bende o kadar küçük durmaz.

Su şişesi, cüzdan, kulaklık, ıvır zıvır koymak için çok uygun diye düşündüm ama genelin fikrini almak istedim.
  • hadi ya la  (26.11.14 11:30:43) 
O kadar da kötü degil gibi ama çıkık gibi. Eni bu kadar az olup çıkık olmasi açısından sanki hep içi patlarcasina dolu olacak ve kullanim kolayligi sagpamayacak gibi. Yani bisey almaya calisirken herseyi cikarip geri sokmak gerekecek gibi.


  • gis  (26.11.14 11:31:17) 
boyla filan çok ilgisi yok. benim eşim 1.65 onda bile ufak duruyor. gerçekten çok ufak bir çanta.

bunun bir boy büyükleri var yine decathlon'da. 20 liraya aldık onu da. onu daha iyi kullanabilirsin.
  • teritori  (26.11.14 12:06:24) 
afedersin bok gibi.


  • my name is earl  (26.11.14 19:55:30) 
sevgilimde var. bence gayet sevimli. ben seviyorum. fotoğraftaki gibi şekilsiz durmuyor gerçeği
not: sevgilim erkek

  • dedi ayca  (26.11.14 20:16:08 ~ 20:16:38) 
[]

Bitter çikolata arıyorum

Marketlerde bulabileyim,
Minimum %70 kakao olsun.
Şeker minimum düzeyde olsun.
Gereksiz zararlı katkı maddeleri olmasın.

Var mı öneriniz?

 
lindt


  • pembegurba  (25.11.14 09:57:42) 
google %70 kakao yazdım bunlar çıktı:
www.cikolataport.com
www.kahvedunyasi.com
www.gurmereyon.com


%85 de var.
www.gurmereyon.com
  • inheritance  (25.11.14 10:00:00) 
ülker'in %80 bitteri güzel bence.
ancak maddi durum belirtmemişsin, ben de lindt diyorum. %75-%99 hepsi mevcut

  • dieselsingle2  (25.11.14 10:00:26) 
Lindt
Marketlerde, d&r ve rossman'da satiliyor

  • balik kraker  (25.11.14 10:47:55) 
Maddi durumunu gore ulker, eti, nestle, Lindt var marketlerde. Bir de macro center gibi yerlerde %70 kakao ya ek, agave surubu ile tatlandirilmis olanlari, organik olanlari falan var fiyatlari 100gr kadar 12-13 tl arasi.


  • april12th  (25.11.14 13:57:17) 
[]

Tavuk budunu nasıl pişireyim?

Evde düdüklü yok. Donmuş tavuk budu, mikrodalga fırın ve diğer mutfak malzemeleri var. En kısa sürede nasıl yapabilirim?




 
mikrodalga fırında buzu erit.
konvansiyonel fırın varsa, tepsiye koy orada pişir. 220 derece, 40 dakika.
yoksa normal tencerede haşla. haşladıktan sonra tavada hafifçe kızart.
  • cedex  (24.11.14 19:23:24) 
Normal fırın yok, haşlama aşaması kaç dakika olsun?


  • hadi ya la  (24.11.14 19:27:04) 
Çatalla kontrol et, azıcık gevşeyince tavaya al.


  • buhurumeryem  (24.11.14 19:34:51) 
Ben olsam kemiğinden sıyırıp kuşbaşı kesip kavururdum


  • filipis  (24.11.14 19:44:38) 
buzunu çözdür mikrodalgada. normal bi tencereye koy üstüne su koy varsa tane karabiber koy ve tuz koy. kapağını kapat kaynamaya başladıktan sonra 25-30 dk pişsin.(haşlansın)


  • proletarier aller lander vereinigt euch  (24.11.14 19:46:02 ~ 19:48:29) 
buzunu çözdürdükten sonra; sıva yağ, salça ve baharatla harmanlayıp teflon tavada kapağı kapalı olarak pişmeye bırakırsan hem pişer, hem de çıtır bir şekilde kızarır, seversen..


  • manuel mandalina  (24.11.14 20:39:37) 
[]

Birazdan interstellar'ı izleyeceğim, izlemeden önce?

İzlemeden önce kavramlara çok yabancı kalmamam için okumam gereken şeyler neler? Halihazırda bir miktar astronomi, kuantum bilgim var ama filmden maksimum zevki almak istiyorum.




 
Popüler kuantum bilgisine bile gerek yok, izafiyet teorisinden haberdar olsan bile kâfi.


  • hiko seijuro  (23.11.14 16:26:09) 
görelilik, kuantum ve multiverse olayıyla ilgili azcık bilginiz varsa ve 2001 space odyssey'i izlediyseniz göndermelere yabancı kalmadan max zevk alırsınız


  • shejia  (23.11.14 16:31:40) 
karadelik, wormhole hakkında bir şeyler oku.


  • razvan rat  (23.11.14 17:46:36) 
[]

Ne kadar koşayım?

Ağustos'un başından beri koşuyorum. İlk başta inanılmaz zorlandım hem kondisyon olmadığı için, hem yanlış teknikle koştuğum için. Şimdi çok yol aldım, her şey çok güzel. Uyku düzenim, mutluluk hormonlarım mükemmel çalışıyor.

- Her sabah 5 km koşuyorum.
- Sürekli değil, hızlı yürüyüş, jog, sprint gibi kombinliyorum.
- Göğüsten bağlamalı nabız saatim var, genelde karnoven formülüne göre maksimum nabzımın %60'ı ile %75'i arasında koşarım. Formülde ek bir işlem var ama 146 - 166 bpm gibi bir değere denk geliyor.

21. yaşı bitireceğim önümüzdeki ay. Her yıl gerek salonda gerek evde spor girişimlerim oldu ama üç dört ay sonra sıkılıp bıraktım hep. Ama bu çok farklı. Artık hiç yorulmuyorum, sağlıklı besleniyorum, erken yatıp kalkıyorum ve sabah olsa da koşsam diyorum.

Geçen gün koşarken biri geldi, günde 5 km koştuğumu söyleyince fazla buldu, futbolcu hastalığına yakalanırsın kalbine zararlı, 2 buçuk km ideal dedi.

Bu durumda mesafe önemli değil aslında. Hangi nabız aralığında kaç dakika koştuğum önemli. Peki siz ne diyorsunuz? Uzun vadeli olarak ne yapayım?

edit: tek amacım olmasa da hedefim yağ oranımı iyice düşürmek. şu an %12 gibi.
istirahat nabzım 53'e düştü. iyi bir olay.

 
Ne amaçla koştuğun önemli. Yağ yakmak için koşuyorsan gereksiz; yok ben koşarken mutlu oluyorum dersen 10 kilometre koşsan da oluyor. Ben yağ yakma dönemimde 25 dakika hiit tekniğiyle koşuyorum; zevk için koşmak istediğimde 15+ kilometre koşuyorum. Tamamen sana kalmış bir durum bu. Ayrıca futbolcu hastalığı diye bir şey yoktur. Spor yapan insanların kalbi güçlüdür, spor yapmayan bir insanın kalbinin 3 defada gönderdiği kanı tek seferde gönderir. O nedenle nabzı sürekli düşük olur. Ortalama biri sabah uyandığında nabzı 60 atarken spor yapan birinin nabzı 45'e kadar düşebilir. Bu korkutucu görünmekle birlikte sağlıklı bir kalbin emaresidir esasında.


  • angelus  (22.11.14 15:01:04) 
[]

Süt dilimi uyuşturucu gibi

Tek bağımlılığım. Günde bir tane yiyorum, günün en iyi anı diyebilirim. Başka hiçbir şey bu kadar zevk vermiyor. O tadı, ince keki, içindeki şey, aman tanrım. Keşke paralel evrende bundan sınırsız yiyip kendisinden bıkıp dönebilseydim. Yerken zevkten kan basıncım değişiyor, gözüm kararıyor, beynim karıncalanıyor.

Benzerini evde yapmayı düşündüm ama sağlık açısından pek yemedi.
Benim gibi seven, evde yapan var mı?

 
Okurken salyam aktı :(


  • pandispanya  (21.11.14 12:36:16) 
ne kadar zor bıraktığımı bilsen...


  • ron dennis  (21.11.14 12:36:43) 
eti'ninkini tek geçerim.


  • kaledekiyalnizlik  (21.11.14 12:44:05) 
Ben de bayılıyorum ama artık yiyemiyorum. Bende abartma huyu vardır. En sonunda alerji yaptı.
Sana afiyet olsun :D

  • mornie  (21.11.14 16:55:19) 
[]

Okulu bırakayım mı?

Durumu olabildiğince net bir şekilde anlatmaya çalışacağım.

Yaş 20. Şu an Dokuz Eylül'de işletme okuyorum. Bazı konularda sıkıntılarım var. İşletme bölümünde okutulan derslerin bir kısmı ilgimi oldukça çeken şeyler aslında. Bazı nedenlerden dolayı sınava dilden girmemiştim.

İngilizce içimde büyük bir ukte ve ben yabancı dille uğraşmak istiyorum. Çevirmenlik, edebiyat gibi. Okumayı, araştırmayı seviyorum.

Burada geçen sene tatil olsun, üstüne başka şeyler yapayım diye hazırlık okudum, kendime çok şey kattım.

Şu an birinci sınıfım ve vizeler başlamak üzere. İnanın matematik, iktisat gibi derslerin başına geçmek istemiyorum. Onlar benim için -ve okuldaki neredeyse tüm öğrenciler için- geçilmesi gereken dersler. Üniversitedeyim, kendi isteğimle araştırıp öğrenmem lazım fakat burada "puanı bu burayı tutanlar ve gelecek için hiçbir hedefi olmayanlar" ile tıkılıp kaldım.

Çevrem tümüyle tercümanlık ve edebiyat okuyanlarla dolu. Kendi fakültemden bir iki arkadaşım var. Dilcilerle iyi anlaşıyorum nedense. Yıllardır gün içinde okuduğum, dinlediğim, izlediğim içeriğin çok büyük bölümü İngilizce.

Geçen gün ilkokula başladığımda tuttuğum günlüğü buldum, hep İngilizce'den bahsetmişim, dergiler okuduğumu, cümle kurmaya çalıştığımı anlatmışım hep. Şimdi okuyunca değişik hissettim.

Sonuç olarak bu sene sınava giriyorum hangi konumda olduğumu görmek için. Dil konusunda sıkıntım yok sınav için, YGS için hazırlık yapmam lazım biraz. Peki ya sınavdan sonra?

Önerilerinizi bekliyorum.

edit: eğer mümkünse işletmeyi açıktan bitirme niyetim var, söylemeyi unuttum.
edit 2: okulu bırakmadan kastım hemen şu an değil, sınavda güzel bir sıralama yaparsam.

 
e tamam işte. ygs'den sonra da güzelce hazırlan dilden madem.

sistem şu an nasıl pek bilmiyorum ama illaki yapman gerekn bölümler var sanırım. birazdan cevaplar gelir zaten. bol şans.
  • saturn  (30.10.14 18:55:54) 
2 konuya hakim olmak varken neden tek konuya mahkum kalasın ki. bence hem iktisatı yap hem de çevirilerle uğraş..bence bırakma...


  • inanmazsan inanma  (30.10.14 18:58:00) 
okulu falan bırakma. devam et. dili kazandıktan sonra halen istiyorsan, ki istersin gibi duruyor, devam edersin istediğin bölüme. ama madem 1. sınıfsın, o dersleri gittiğin her yerde alacaksın büyük ihtimalle. şimdi al ki, gittiğin yerde saydırırsın falan. böylece 1 yılın boşa gitmemiş olur.


  • magdurum ben magdur  (30.10.14 18:59:28) 
Hayır bence bırakma. Büyük hata yaparsın.

İşletme mezunu olursan yine tercüman olarak çalışabilirsin ama ingiliz edebiyatı mezunu olarak işletme&iktisat mezunu kişilerin girebileceği bölüm ve departmanlara girme şansın olmaz. Ben senin yerinde olsam, işletme bölümünde devam eder, dilimi olabildiğince geliştirir, yazın uluslararası finans kuruluşlarında mümkünse yurtdışı firmalarada staj yapar, okulu bitirince de yatırım bankacılığına girmeye çalışırım. İşletme mezunu adam çok. Yabancı dil mezunu adam da çok. Ama hem ingilizce bilen hem de finanstan anlayan insan sayısı çok az Türkiye'de.

Ama tabi ki senin seçimin. :)
  • maxim gorki  (30.10.14 19:05:50) 
İlla ingilizce diploman olsun istersen açıktan ingilizce öğretmenliği de okunabiliyor. Fikir olsun diye söylüyorum. Şu an okulu bırakma, en azından sene kaybetmezsin eğer YGS'de batarsan. İyi gelirse (Bogazici, Bilkent vb.) o zaman DEU'yu bırakmayı dusunursun, dikkat et birakirsin demiyorum. Onun dışında bırakma.


  • Lim5  (30.10.14 19:12:55) 
üni 1. sınıfta benzer bir ikilem yaşayıp, okuduğum bölümde devam etmiştim. hani derler ya "öküz gibi pişmanım"


  • justathought  (30.10.14 19:16:18) 
zamanında işletme okurken tekrar hazırlanıp tıbba geçmiş birisi olarak söyleyebilirim ki, okulu bırakmadan da kazanabilirsin. eğer içine sinen bir puan alırsan o zaman rahatlıkla geçersin.


  • mdmfk  (30.10.14 19:17:39) 
ingilizce de edebiyat da en sevdiğim şeydi. amerikan kültürü ve edebiyatı okudum. mezun olmadan otelde guest relation ve etütte öğretmenlik yaptım. mezun olunca girdiğim ilk iş vergi denetim firmasının bordro bölümüydü. şu an bi tekstil firmasının insan kaynaklarındayım, yine oldukça bordroyla ilgili.

hala hayatta en çok sevdiğim şey edebiyat, ama bu konuda yapabildiğim en iyi şey daha fazla kitap okumama yetecek zaman bulabildiğim bir işte çalışmak oldu. pişman mısın dersen, aslında değilim, ancak senin yerinde olsam okulumu bırakmazdım gibi geliyor en azından edebiyat için.

tercümanlık ise bambaşka bir konu, iş alanı daha geniş, normal insan parası kazanman mümkün falan. bence okulunu bırakmadan sınava tekrar gir, tercümanlık kazanırsan ordan yürü, yoksa da maks bir dönem kaybetmiş olursun.

ps. edebiyat okurken "olm mezun olunca nolcak" diyerek aöf halkla ilişkiler okumuştum. şimdi de nasıl bi şeymiş bu diyerek istanbul üniversitesine felsefeye kayıt oldum, böyle böyle bir sürü şeye vakit harcayabilirsin.
  • freya  (30.10.14 19:20:40) 
Okulu bırakma. Ben asla okumayacağım bu bölümde diyorsan hazırlan gir ygs'ye, puanına göre tekrar düşünürsün.

Yalnız söyleyeyim dille ilgili bir bölüm kazandığında da o hayalindeki olması gereken gibi bir üniversite hayatı olmayacak; Boğaziçi ve İstanbul Üniversiteleri için mesela ya hocaların dangoz olacak, hiçbir sikten anlamayan dinozorlar, kendi egolarına mahkum olmuş hıyarlar bezdirecek seni ya da "puanı başka yeri tutmadığı için dil okuyan"lar arasında kalacaksın yine. Dil ikinci uğraş olmak için çok ideal ama iktisat vs. değil. Yanlış anlama "iş bulursun daha kolay, para kazanırsın" falan değil benim dediğim. Bir sik fark etmeyecek hislerinde, onu söylüyorum. Edebiyat hayranı bir mühendislik mezunu olarak çok memnunum halimden örneğin, iyi ki okulu bırakıp edebiyat falan okumamışım diyorum. Sen de dili hobin edin, ben bile mühendis halimle çeviri işi alıyorum sen de iktisat mezunu çevirmen olursun yani, sıkıntı yok. Yeter ki geliştir kendini. Yeteneğin varsa bitir iktisadı en kısa sürede, hiç değilse alternatif bir seçimin olur.
  • monster of puppets  (30.10.14 19:21:22) 
[]

Çok yemek, yağ bağlamak neden sağlıklı olarak görülüyor?

Özellikle orta yaş insanlar tarafından.
Son birkaç aya kadar özellikle göbek ve göğüs bölgemde ciddi yağlanma vardı. Üç aydır düzenli olarak koşuyorum, abur cubur, fazla ekmek, şeker, tuz gibi ürünleri kestim. Sonucunu da çok güzel aldım. Kilom pek değişmedi ama görüntüm bariz değişti. Okuduğum şehirden ailemin yanına döndüm, beni topa tuttular ne kadar tanıdık varsa. Söz ver kilo alacaksın, hiçbir şey yemiyorsun, vah vah diye diye kaç gündür başımın etini yiyorlar. Yaptığım şey her sabah erken kalkıp sağlam bir kahvaltı yapmak, ardından 40 dakika koşu - yürüyüşe çıkmak, gün içine küçük ara öğünler koymak ve akşam da yemeğimi yiyip erkenden uyumak. Hiç olmadığım kadar enerjik ve sağlıklı hissediyorum ama bunları yakın çevreye nasıl anlatacağımı bilmiyorum.



 
ya sorma, baş belası bir durum.
anne sağolsun zeytinyağlılar yapıyor, dengeliyor durumu ama baba da mutfağa girdiğinden film kopuyor...
evde yemek yediğimde kendimi tutamıyorum. 4-5 tabaktan aşağı yemiyorum bir öğünde. sanki bilerek yapıyorlar. geldikçe geliyor...
anlatmaya çalışırsan alınıyorlar üstüne.
benim çözümüm yok...
edit: bak aklıma geldi. makarnayı haşlayıp süzüp yağlıyorlar. sonra makarna sosuna da yağı boca ediyorlar. "napıyosunuz siz?" diye uyarınca azar işitiyorum. akşam yemeğinden 1 saat sonra bildiğin bir paket burçak bisküvisini hüpletiyorlar. kişi başı 1 paket... ben evde kahırdan ölüyorum tabi görünce bizimkileri...
  • cliquot  (28.10.14 09:16:53 ~ 09:19:34) 
bu olay isveçte hollandada neden yok?
tamamen bizim toplumuzun sosyokültürel yapısı ve belleğinden kaynaklı.
biz geçmişi çok fakir ve imkasızlıklarla dolu bir toplumdan geliyoruz; aç kalacak kadar, zayıflıktan hasta olup ölecek kadar fakirlikten bahsediyorum. bir kaç yüzyıl önce sağlık/tedavi olanakları da gelişmiş değildi.
bir de spor bir kültür olarak hayatımızda değil, bu da islamiyetin bir getirisi/ya da götürüsü.
zeytinyağlıları ağzına tıkayan annen, teyzen -en azından gençliğinde- koşu yapabiliiyor muydu mesela?

ha süper bir mutfağımız var, orası ayrı :)
  • jimjim  (28.10.14 09:25:55 ~ 11:18:04) 
Size konuyu şöyle özet geçeyim: Geçmiş günlerde, yani savaş ve kıtlık döneminde yiyecek bir şeyler bulmak o kadar zordu ki, insanların yiyebildiği en değerli şeyleri öğüttükleri buğdaydan elde ettikleri una su katıp mayalayıp yaptıkları ekmekti. E tabii ekmek/karbonhidrat da yapısı gereği kilo aldırırdı. Böyle kıtlık günlerinde zayıf görünmemek; kilolu/yapılı görünmek de sağlıklı olduğunun alameti olarak kabul ediliyordu. Sonra sonra beslenme şartları değişse de, yemeğe ulaşılabilirlik daha da kolaylaşsa da bu bakış açısı Anadolu'da, haliyle oradan gelen kültürde hiç değişmedi. Ekmek o kıtlık dönemlerinde insanların yediği en değerli besin olduğu için kutsal, şişman insan da sağlıklı kabul edildi. Halbuki ekmeğin ne kutsallığı olacak bildiğin hamur. Şişman insanın nesi sağlıklı olacak bildiğin obez kalp hastası şeker hastası kanser adayı. Bugün Anadolu'nun bir köyüne aynı boyda aynı kiloda iki kişi gitsin, kas kütlesi daha çok ama yağ oranı daha az olan kişi sağlıksız, diğer obez de maşallahlık kabul edilir zayıf görünen insana bulgur pilavı ekmeği dayarlardı. Ha iyi niyetli bir davranış ama ne kadar doğru tartışılır. Böyle bir toplumuz biz.


  • angelus  (28.10.14 09:38:28) 
herkes sisman sen de onlara benze ki kendilerini kotu hissetmesinler istiyorlar :)

toplumdaki yanlis algi yuzunden iste, napican. avrupa'da da herkes manken degil fakat saglikli kilolar koruyorlar. zaten mankenler de saglikli degiller ya, neyse. burda surekli disarida kosan, yuruyen, spor yapan insanlar gorursun. saglikli olan budur cunku. turk toplumuna da bu algi zamanla yerlesicektir, egitimle alakali.
  • gerard  (28.10.14 09:43:30) 
Kırsalda yaşamış eski insanlar, daha ilkel/temel motivasyonlara sahiptir. Çünkü bir kıtlık anında, hasat yapamadığında veya avlanamadığında, seni yeterince uzun bir süre hayatta tutacak kadar enerji deposu "yağlarının" olması gerektiğini düşünür (bilinçaltında). Bu motivasyona/düşünceye sahip insan için ne kadar iriysen, o kadar iyidir. Aslında seni düşünüyor.

Aynı olay 1900'lerin ilk yarısının alt sınırlarında çocukluğunu geçirmiş ve kırsalda yaşamış bütün insanlarda, dünyanın her köşesinde ve her kültürde bulunur.
  • hiko seijuro  (28.10.14 10:43:57) 
[]

Dokuz Eylül Üniversitesi yemekhanesini kullanan var mı?

Birkaç sorum olacak,

1. Yemekler güzel mi?
2. Hangi saatler arasında?
3. Haftalık kaç liraya denk geliyor?
4. Haftalık bakiye yükleyince kullanmazsam ertesi haftaya sıfırlanıyor mu?
5. Bu pazartesi faydalanabilmem için en geç ne zaman yükleme yapmam lazım?

Şu an evde kendi yaptıklarımla idare ediyorum. Okuldan yemeye değer mi?

 
1. güzel denmez kesinlikle. idare ediyor.
2. öğle yemeği 11.30-1 arası sanırım. akşam yemeği için bir fikrim yok.
3. haftalık (5 günlük öğle) 10 lira civarına denk geliyor. altında olabilir ama üstünde değil.
4. haftalık bakiye haftaya kalmıyor. karta sadece para yüklersen o kalıyor. ama bu sefer 4 lira alıyor öğün başı.
5. haftalık yapmıcaksan her zaman yükleyip yiyebilirsin. haftalık için en son cuma saat 14.00 diye biliyorum.

haftalık yapınca öğünün 2 liraya denk geldiğini düşünürsek değiyor, ama tınaztepe kampüsünde fazla sıra oluyor.
  • dusunemedim  (11.10.14 19:30:52) 
[]

Bazı dönemler değişik kokular alıyor musunuz? (psikolojik)

Özellikle sonbahar ve ilkbahar mevsimlerinde oluyor. Keyifli dönemlerde değil. Hiçbir şeye benzemiyor koku. Bu bir görüntüyü hissetmek, sesi koklamak gibi belki. Bir his bu, ama koku filtresi ardından algılıyorum yaşadığım anı.

Eskiyi çağrıştırıyor diyebilirim. Bulunduğum ortama kendimi bir nebze yabancı hissediyorum. Ben şu an ne yapıyorum? İleride ne yapacağım gibi sorgulamalar yapıyorum. Sonuç olarak pek iyi hissettirmiyor. İki gündür böyle, yarınlarda geçer.

Bu nedir, size de oluyor mu?

 
yaş kaç?


  • saksı  (09.10.14 20:33:07) 
20, erkek.


  • hadi ya la  (09.10.14 20:34:38) 
sonbahar melankolisi diyoruz buna. koku da romantizm kaynaklıdır. :)


  • m e l t e m  (09.10.14 21:01:07) 
alarjik rinit var hiç koku almıyorum


  • all girls dream  (09.10.14 21:05:45) 
Sinestezi ile alakası yok. Bizzat sinestezik bir insan olarak kesin bir biçimde söyleyebilirim, bahsettiğiniz şey o değil.

Kokular insan hafızasına çok acayip biçimlerde kazınır ve duyuldukları anlarla bilinç altına işlenir; bunlarla özdeşleşebilirler. O an duyduğunuz/hissettiğiniz bir şey ya da duygu, sizi zihninizde sakladığınız o anlara götürebilirler. Bunun da daha çok melankolik zamanlarınızda ortaya çıkması, bu kaçıp eskiye gitme, eskiyi özleme, geleceğe dair umut barındırmama hisleriyle de doğru orantılı olarak sizi etkiliyor olabilir. Çok olası bir şey.
  • pandispanya  (09.10.14 21:08:06) 
demir gibi bir koku alıyorum bazen. balkon demiri gibi, tadı gibi de aslında. bilemedim.


  • timmie  (09.10.14 21:09:34) 
dönem dönem o tür kokular alıyorum, kokudan çok daha sık olmakla birlikte tat da alıyorum. pek hoş olduğunu söyleyemeyeceğim. sanki eskiden yaşadığım bir şeyi yeniden yaşıyorum gibi geliyor. zamanla kendiliğinden geçiyor.


  • devilred  (09.10.14 21:10:24) 
şizofreni halisünasyonla olabildiği gibi koku şeklinde de olabiliyor diye biliyorum. açıkçası çok şaşırdım, çünkü ben de aynı şeyden şikayetçiyim. ve ne yazık ki o kokuları hep tek başıma duyuyorum. ve muhtemelen bir tek ben duyuyorum, çünkü başka kimsenin yüzü buruşmuyor rahatsızlık belirtisi göstermiyor. detaylı konuşmak isterseniz konuşabiliriz ama nasıl bir yardımım olur bilmiyorum. (doktorum şizofreni ile alakalı olabileceğini söyledi)


  • who cares wins  (09.10.14 21:41:37) 
[]

Cloud Atlas'ı izleyen var mı?

Filmleri orijinal diliyle izlerim her zaman. İlk başta anlamakta güçlük çektim, İngilizce altyazı ekledim. Sonuna kadar izledim ama neler döndüğünü anlayamadım. Bunca zaman o kadar farklı şey izledim ama bu film sanki hiç bilmediğim bir dilmiş gibi geldi. Filmde ne oluyor? Türkçe çevirisi nasıl, düz sıradan cümleler mi?




 
ben sinemada izledim ve maalesef altyazi yoktu. ha anlamadim degil, anladim ama kelimesi kelimesine degil. turkce veya ingilizce altyazili denemedim henuz. filmde, bazi bolumlerde kullanilan ingilizce garip evet.


  • yetersiz veri  (02.09.14 23:38:46) 
Cloud Atlas'ı sadece bir kez izlemeye fırsatım oldu, paralel kurguyu çok başarılı ve yaratıcı kullanmaları beni etkilemişti. Ne yazık ki aklımda kalan tek başarılı öğe de kurgusu. Bu gibi filmler tek sefer izlemeyle anlam kazanmayan filmler. İnternette bu filmle ilgili detaylı okumalar mevcuttur, bu okumaları inceleyip filmi birkaç kez daha izlersen filmle ilgili detaylar parça parça bir araya gelerek anlamlı bir bütün oluşturabilir.


  • mountaincat  (02.09.14 23:40:10 ~ 23:41:32) 
güzel film. anlamayanlar çamur atıyor ama. tekrar izlenebilir.

bi de "the tree of life" izle tam olsun.
  • ermanen  (02.09.14 23:50:46) 
izledim, anlamadım. kitabını okuyan arkadaş hariç hiçbirimiz anlamadık -beş altı kişi izledik-. anlamak için film çıkışı biraz uğraştık ama olmadı.


  • trajikomix  (03.09.14 01:22:07) 
Şimdi fragmanını izledim de, farklı çağlarda yaşayan aynı karakterlerin gelecekte aynı hisleri dejavu gibi yaşaması, reenkarnasyonla ilgili olabilir.


  • mountaincat  (03.09.14 15:36:30 ~ 15:37:48) 
Olasiliklar ve yasamin bir manifold butun oldugunu iddia ediyor. Re enkarnasyon mu? Zannetmem. O zaman suratlar ayni olacak diye bir sey yok. Biraz Hristiyan Mitolojosi var gibi geldi bana ama neyse. Ne anladiysaniz o. O kadar da derin bir sey oldugunu zannetmiyorum. Nihayetinde "blockbuster." Cok dusunmeye gerek yok, o kadar da akliniza ve kalbinize hitap etmiyor ...

--M.
  • ottoschmit  (05.09.14 12:37:26) 
[]

Samsung laptop pil dolmuyor ve kullanılamıyor

Pil performansı gayet iyiyken bir yıllık bilgisayarda pil sorunu çıktı. Fişi çektiğimde bilgisayar kapandı. Tekrar fişi taktım, bilgisayarı açtım ve sağ altta "%65, pil dolmuyor" ibaresi var. İki gündür araştırdım ama nasıl çözeceğimi bulamadım. Fikri olanların yardımını bekliyorum.




 
pil gitmiş. servise gönder değiştiriyorlar.

ben iki ayrı samsung bilgisayarımın pilini de değiştirdim böyle garanti kapsamında. gitmişken fanı falan da temizlettir oh cillop gibi dönsün alet.
  • 111111  (27.08.14 14:32:19) 
Aynı sorun annemin bi buçuk yıldır kullandığı samsung bilgisayarında da oldu. Daha 15 gün önce serviste değiştirdiler pilini. Direk götür servise, uğraşma.


  • kaffle  (27.08.14 15:19:13) 
Buradan gören olursa bir soru daha, ne kadar zamanda gelir cihaz? Sanırım istanbul'a gidecek. Tek olayı bataryasının değişecek olması.


  • hadi ya la  (31.08.14 15:38:13) 
ben istanbul içinde verdim. 5 günde yapıp teslim ettiler. ama istanbul'a gidip gelmesi ne kadar sürer onu bilemiyorum.


  • kaffle  (01.09.14 00:24:31) 
[]

Ev kiralarken senet imzalamak normal mi?

Acil ve önemli bir konu,
Özetle eşyalı bir ev tutacağız, ilk kira + depozito + emlakçı komisyonu tamam, ama ev sahibi ekstra 5 bin lira senet istiyor evdeki eşyalar için. Biz güvenemedik ve vazgeçtik. Eğer bu gün de ev bulamazsak dışarıda kalacağız. Bir fikir verin lütfen.



 
senet ne ya? evdeki eşyalar için fazladan depozito vermeniz lazım diye sanıyorum..


  • dedim dedim de kime dedim  (24.08.14 09:18:46) 
Kötü olan nokta şu, arkadaşımın ailesi 12 saatlik yoldan geldi ve dün sabah 8'den akşam 9'a kadar tüm semti gezdik, şöyle düzgün bir ev bulamadık, başka şehirdeki evimizde aileyi misafir ediyoruz ve bugün tekrar izmir'e gideceğiz, son şansımız.


  • hadi ya la  (24.08.14 09:26:12) 
Değil. Dogrusunu yapmissiniz


  • hatersgonnahate  (24.08.14 09:26:23) 
normal degil tabii ki. imzalamayın ne kadar çaresiz kalsanızda


  • nun  (24.08.14 10:15:39) 
[]

Türkiye ve diğer ülkeler

Ülkemizin nasıl bir yer olduğunu özellikle son zamanlarda herkes biliyor. Tamamen insan kaynaklı bozukluklardan bahsediyorum.

Reddit'te gezerken şöyle bir şeye rastladım ve yarım saattir yazılanları okuyorum.

www.reddit.com

Çok tanıdık geldi şikayetler. Herkes bürokrasiden, aşırı pahalılaşmadan, adam kayırmadan, çözümsüzlükten, vatandaşların ses çıkarmayıp itaat etmelerinden, yapılanmadan, cehaletten, altyapıdan, yozlaşmadan bahsediyor.

Tek başlık altında hepsini birden gördüğüm için mi bilmiyorum ama üçüncü dünya ülkeleri hariç iyi gözüken ülkelerde yaşayan insanların şikayetleri beni şaşırttı. Bu tür sorunlar gelişmiş ülkelerde zaman zaman ortaya çıkar da bu denli olduğunu görmemiştim hiç. Siz ne düşünüyorsunuz?

 
I had thought it was a fight between Christians and Prostitutes.
I couldn't wrap my head around Catholics V Protestants, Christians V Christians just made no sense.

buna çok güldüm :)

Bu konularda da en son Bron dizisini izlerken İsveçli yayın yönetmeninin sermayenin işine gelmeyen bir haberi yayınlamadığını gördüğümde şaşırmıştım sanki oralarda böyle şeyler olmaz gibi gelirdi her zaman. Lakin ki öyle değilmiş doğal olarak.
  • irbat  (15.08.14 02:32:53) 
hangi gelişmiş ülkeyi gördün ki?

katar, ispanya, kosta rika, pakistan, iskoçya, avustralya, birkaç balkan ülkesi gördüm ben.

gelişmiş kategorisine koyacağım hollanda'dan birinin tek şikayeti su. -sular altında kalma tehlikesi-

wales: yağmurdan ve koyunlardan(gerçek, bizdeki mecazi koyunlardan değil) şikayet etmiş. ne güzel dert.

kanada'ya şaşırdım azcık, pahalı ve kötü internet hizmetlerinden şikayet etmiş ama kırsal bölgede yaşıyormuş.

danimarkalı biri dişçi pahalılığından söz etmiş ve sağlık sigortasının "her şeyi" kapsamayışından şikayet etmiş.

bilemedim yani, güney koreli eleman gelmiş internetimiz çok hızlı ama porno siteleri yasaklı :(( yazmış. bu da komik yani.

finlandiyali adam en pahalı gaz vergilerinden birini ödüyoruz demiş ve ulaşım pahalılığından şikayet etmiş, ki onlar ödüyorlarsa da normal ithal ediyorlar sonuçta. bizim ödememiz absürt. ama kendisine verilen cevaplardan sonra aslında o kadar da pahalı olmadığına kanaat getirmiş geri adım atmış editlemiş vs.

ben bir isveç göremedim mesela. baktım, birisi "kışları hava çok depresif oluyo :'( ühü" yazmış...

A train was delayed because of a land slide (Switzerland)
:((
  • neseranni  (15.08.14 02:39:05 ~ 02:41:04) 
vakit kötü diye düşünüyorum.


  • hkku  (15.08.14 02:47:06) 
Norvecli fiyatlatin abdde 1/3 olmasindsn sikayet etmis ama cok muhtesem yine de demis altina. Demek ki alim gucu var. Isvicreli tren gecikti bilmem ne demis, altina isvicre'de karsilasacagin tek sorun demisler. Sorun yok buralarda resmen.

Bir de arjantinin basin ozgurlugu bize benziyormus.
  • Lim5  (15.08.14 03:44:23) 
İtalyanlarla konuştuğumda siyasilerden şikayet ediyorlardı.
İsveçlilerle konuştuğumda eşcinsellerin özgür olmadığından şikayet ediyorlardı.
Romanyalılar çingene problemlerinden muzdarip (göçmen).
Amerikalılar sağlık sisteminden dertli. Ameliyat parasını denklemenin derdinde.
Diyalog kurduğunda keşfedebilirsin.
Sırf bu yüzden gördüğüm her ergene: "aç gözünü, çık dışarı, bak dünyaya" diye nasihat ediyorum.
  • cliquot  (15.08.14 10:37:24 ~ 10:37:44) 
[]

Gökyüzünü, uzayı çok sevmek

Siz de seviyor musunuz? Az önce uluslararası uzay istasyonunu gördüm çok küçük de olsa. Siteye girdim, baktım 5 dakikaya gözükecek, hemen koştum balkona baktım. Cidden orada gidiyordu. Bu tür şeyler beni çok heyecanlandırıyor. Rusya'nın üzerinde 422 km yukarıda, 27500 km/s hızla gidiyor. Kocaman bir şey, içinde insanlar var, çalışıyorlar, spor yapıyorlar, yerçekimsiz ortam. Müthiş.

Bir de flightradar var telefonumda, nerede uçak görsem hemen açıp bakıyorum nereye gidiyor, hızı, irtifası kaç diye.

Çocukluğumda celestia diye bir programla çok içli dışlıydım. Uzayda geziniyorsun, sana tüm bilgileri veriyor.

Bir de gta san andreas adlı oyunda görev yapmıyorum. Ne zaman sıkılsam uçan araç hilesi yazıp şehrin üstünde uçuyorum.

Güzel bir dürbün buldum, Ay'ın kraterlerini, dağlarını, çoğu ayrıntıyı görüntüleyebiliyormuş. Alsam iyi olur.
www.mediamarkt.com.tr

Var mı benim gibi olan? Siz neler yapıyorsunuz bunlarla ilgili?

edit: Aklıma birkaç şey daha geldi. İlkokulda uzay bilimleri araştırma merkezi kurma hayalim vardı. Defterime bir sürü şey yazıp çizmiştim. Arkadaşlarla gözlem yapardık, başkan bendim :)

Bir de köye giderdik eskiden. Işık kirliliğinin olmadığı bir yerde geceleri açık alanda uyurdum. Ay ve yıldızlar o kadar net gözükürdü ki. Hiç unutamıyorum o zamanları.

ISS ile ilgili şu videoyu da şiddetle öneriyorum, çok eğlendim ben: www.youtube.com

 
ben yanımda biri varken çok seviyorum da yalnızken korkuyorum gece gökyüzünden. ama çok çok çok çok isterdim bu işlerle ilgili olabilmeyi. hele ki dünyanın uzaydan çekilmiş fotoğraflarına bakınca gözlerim doluyor, ne kadar güzel ama aynı zamanda ne kadar bok diye.


  • letheavendangered  (08.08.14 21:37:14) 
ben de senin gibiyim. 1 yıldır da deli gibi microsoft flight simulator oynuyorum. flightradar bende de var :D


  • oğlum çok zor lan  (08.08.14 21:39:24) 
oğlum çok zor lan +1

ev tam ahl iniş sahasında oturup onları izleyip iststatus'ten konuşma takip ediyorum.

gökyüzü benim için kumsalda güzeldir.oturur izlerim.ama yıldızlara ve dolunaya büyük bir hayranlığım vardır.
  • kırmızıgözlüağaçkurbağasıyeşili  (08.08.14 21:43:01) 
Ayni. Cocukken goktasi yagmuru olacagi tarihi ogrenip gece sabaha kadar gokyuzunu seyretmisligim var bircok kez. Hala merakliyimdir gokyuzune.


  • delifaruk  (08.08.14 21:47:50) 
sebibini bilemicem de
uzaya, gezegenlere falan meraklı olanların genelde iq su yuksek oluyor sanki.

not: benim merakım yok
  • titiraprap  (08.08.14 21:48:07) 
bir on yıl önce falan mars dünyadan çok parlak bir biçimde görülüyordu. babamla birlikte stadyuma gitmiştik. oradan dürbünle bakmıştım marsa. 10 yaşında falandım. çocukluğumdan beri çok meraklıyım gökbilime. gözetleme yapmak isterdim ama teleskoplar çok pahalı. yaşadığım yerde de gözetlemek mümkün değil şehirden dolayı. makine mühendisliği okuyan biri olarak ileride nasa, esa gibi yerlerde çalışmak isterim. şu anlık sadece haber okuyorum ilginç olursa.


  • hohoya  (08.08.14 21:49:16) 
14-18'inde Perseidleri görmek istiyordum, her sene o tarihlerde İstanbul dışında olurdum ama bu sene İstanbul'da olup doğru düzgün bir şey göremeyeceğim sanırım. flightradar bende de var. Ev zaten Atatürk Havalimanı'na inen uçakları görüyor. Balkonda oturup hangi uçağın nereden geldiğini hem havadan hem flightradar'dan izlemek gibi bir hobim var. Bilinen en büyük yıldızlarında adını niyeyse ezberledim. Şurayı da seviyorum. htwins.net


  • aychovsky  (08.08.14 21:52:06) 
ilgimi çekiyor uzay ama çok korkuyorum aynı zamanda. şuan düşünürken bile korku geldi.


  • rock n roll  (08.08.14 21:58:32) 
ben de cok seviyorum gokyuzunu. ozellikle bulutsuz gecelerde dolunayi izlemek cok hosuma gidiyor. sokakta yururken denk gelirsem aya baka baka gyuruyorum kafam havada. millet salak bu diyor olabilir.

ama gokyuzu cok gizemli evet.
  • exlibris  (08.08.14 22:00:52) 
Benim de oldum olası ilgimi çekmiştir. Flightradar'dan takip etme olayı bende de var. Şu aralar oynamıyorum ama bir ara Kerbal Space Program'a bayağı sarmıştım.

Her fırsatta uzayla ilgili videolar izliyorum, Carl Sagan'dan çok şey öğrendim, öğrenmeye deevam ediyorum.

Çalışmak istediğim firmaların başında da Nasa ve Spacex geliyor.
  • elon  (08.08.14 23:00:33) 
o zamann sen de bendensin!! :) muhakkak tübitak'ın gökyüzü gözlem şenliğine katıl derim. dürbün yerine de teleskop almanı öneririm, celestron amatör gözlemci için iyidir.


  • lal u ask  (09.08.14 04:28:24) 
[]

Stokta olmayan ürün diğer şehirdeki mağazadan getirtilebilir mi?

İzmir'de Decathlon mağazasında bir süredir stokta olmayan bisiklet Adana ve Ankara mağazalarında var. Bu ürünü almak istiyorum, kargoyla getirebilirler mi İzmir'deki mağazaya?




 
internet satislari yok mu? oradan alamayi deneyebilirsin. bir de magazalarina gidersen oradan durimu anlatirsan senin icin transfer isteyebilirler mevcut olan magazadan. perakende zincirleri genelde boyle transferler yaparlar. rica edersen yardim ederler


  • exlibris  (07.08.14 00:09:16) 
İzmirdeki mağaza müdürüyle konuşup halledebilirsin. Ben de bursa dan istanbula kocaman konsol getirtmiştim mudo dan.


  • lilidance  (07.08.14 00:35:40) 
İnternet mağazasının stok olayı ayrı. İnternet mağaza stoğunda da yok. Akşam aklıma takıldı, bu saatte telefon açamayacağımdan buraya sorayım dedim.


  • hadi ya la  (07.08.14 00:48:24) 
Aradım, olmuyormuş. Ne değişik iş arkadaş ya. İki ay önce parayı hazırladım, yaz bitiyor hala alamadım ürünü. Sonunda Ankara'dan birine aldırtıp kargoyla isteyeceğim herhalde.


  • hadi ya la  (07.08.14 11:36:23) 
[]

Vitessiz bisiklet vitesli hale getirilebilir mi?

İki yıldır katlanır bisiklet tutkum dinmedi, sonunda alacağım. Fakat doların yükselmesiyle birlikte fiyatlar da uçtu gitti.

Yaşadığım şehir dümdüz bir yer. İki tur yapıp stres atmak için bineceğim. Vitesli modelleri en az iki katı fiyatı, bu vitessiz olan ise bütçeme gayet uygun.

Bir yerde sonradan vitesli hale getiririm diye yazmış biri, bu yapılabilir mi, kaça mal olur?

Bisiklet şu;
www.decathlon.com.tr

 
Getirilir niye getirilmesin? Ortaya üç dişli, arkaya da 7 dişli konursa 21 vites olur mesela. Eğer bisikleti üretenler uyuzluk olsun diye hiç uymayacak bir mil-vida-conta sistemi koymadıysa ve standart ölçülerde ürettiyse olur. Maliyetini bilemem.


  • grgn  (23.07.14 01:26:02) 
sıfır alıyorsan vitesli al. orijinalliğini bozduğuna değmez.


  • yirmisantim  (23.07.14 01:46:49) 
Fakat şöyle bir durum var, vitessiz 450 lira iken bir üst modeli vitesli olunca 850 liraya çıkıyor ve bir öğrenci olarak bu fiyata çıkmam inanılmaz zor. Sadece güzel havalarda düz yolda turlamak için değer mi bilemiyorum.


  • hadi ya la  (23.07.14 01:54:27) 
çok zengin yaf bu millet. öğrenci haliyle 450 tl'lik bisikletler, üstüne vites taktırmalar...

kıskandım.
  • siradisi00  (23.07.14 02:40:16) 
çok zor heleki bu bisiklete. standartların dışında bir model.


  • mrthany  (23.07.14 02:45:47) 
yaşadığın yer dümdüzse vitese ne gerek var ki?
ama illa vitesli olsun diyorsan en az 100 lira tutar bence. (sadece arkaya değiştirici ve ruble taktığını ve düşük-orta kalite parçalar kullandığını varsayarsak.)

  • henry gale  (23.07.14 03:17:19 ~ 03:38:00) 
bu bisikleti vitesliye çevirene kadar sıfırdan katlanabilir vitesli bisiklet yaparsın ben öyle diyim sana sen anla.


  • maxhoper  (23.07.14 04:15:59) 
Decathlon mağazasında (Ankara kentpark) Bir personelle sohbet ederken aynı soruları sordum. Bir arkadaşının ki profesyoneldir kendisi dedi 100 TL civarına 6 yada 7 vitesli hale getirebildiğini ama pek verim alamadığını söyledi.

Bisan, salcano, ümit gibi markaların katlanır bisikletleri mevcut. sıfırları peşin 550-650 arasında. ikinci elleri 300-350 TL ye biraz araştırırsanız çok temizlerini bulabilirsiniz. Bulunduğunuz şehir neresi bilmiyorum ama kendi şehrinizde olmasa da yakın yerlerden mutlaka bulursunuz.
  • hopeless1  (23.07.14 18:09:18) 
@hopeless1 sahibinden gibi sitelerde ikinci el bisiklet fiyatları da hiç az değil. Uygun olanlarsa su borusu gibi, çok kalitesiz market bisikleti. Vites taktırma niyetim pek yok zaten, merak ettim sadece. Bisan, ümit gibi bir marka alacağıma tasarımının da çok hoşuma gittiği btwin markası bana daha cazip geliyor.


  • hadi ya la  (23.07.14 20:37:36) 
[]

ISS Türkiye üzerinden geçiyor mu?

Haritadan baktığım kadarıyla yörünge buralardan geçmiyor. Bu yörünge sabit mi yoksa Türkiye üzerinden geçtiği dönemler oluyor mu?

www.isstracker.com


 
gunde 16 tur atiyormus dunya uzerinde mutlaka gectigi oluyordur. orada gorunen yorunge degisken. daha dogrusu dunya da hareket ettigi icin iss hep farkli yerlerden geciyor

bak surada canl yayini bile var www.ustream.tv
  • exlibris  (15.07.14 17:49:22 ~ 17:54:07) 
geçiyor, istasyondaki astronotların twitter'da istanbul fotoğrafı paylaştığı da oldu.


  • kobuzchu kiz  (15.07.14 17:55:43) 
spotthestation.nasa.gov

Bu linkten şehrini seçip mail listesine üye olabilirsin. Üzerimizden geçeceği zamanlar saat kaçta, hangi yönde, kaç dk görüneceğini maille atıyorlar.
  • Haldamir  (15.07.14 19:22:17) 
iss.astroviewer.net

location kismina sehrini yaz tumu gozukuyor
  • jedilance  (16.07.14 00:06:33) 
[]

Bu semtten çok sıkıldım!

Tercih döneminin olduğu günlerde gençlerin telaşını görüp tekrar düşüncelere daldım. Çoğu kişi okuduğu bölümden, şehirden veya kampüsten memnun olmayacak. Çünkü öğrencisinin tam olarak mutlu olduğu, gelecek vadeden üniversite sayısı belli.

Ben hep İzmir'de okumak istedim. Ege'de büyüdüm, sınav için çalıştım, sıkıntıya girdim herkes gibi. Ne var ki Buca'dayım. Bölümü isteyerek yazdım fakat o semt aklıma geldikçe bunalıyorum. Sokakları dar, kaldırımı olmayan, hiçbir sanatsal aktivitesi olmayan, insanlarının görgüsüz, ülkedeki modifiye şahin nüfusunun yarısının içinde bulunduğu, trafiği İstanbul ile yarışan bir semt burası.

Yaşım 20. Oradaki ortamı tanımak, çevreye aşina olmak için hazırlık okudum, önümde 4 yıl var.
Fakat buradan zevk alamıyorum. Hiçbir öğrenci mutlu değil, bu yıl dışarıda duyduğum şeylerin yarısı "sıkıldım" lafı.

Okuduğum ve hala okumayı istediğim bölüm işletme. Yabancı dilim oldukça iyi, hedefim bir şekilde yurtdışında yaşamak. Çocukluğumdan beri bu böyleydi ve akıcı şekilde İngilizce konuşabilmek çok eskiden önceliğim oldu.

Gözüm şu sıralar Ege Üniversitesi'nde. Orada Amerikan kültürü ve edebiyatı okuyan arkadaşlarım var, bölüm hakkında da çok yorum okudum. Tam istediğim gibi bir yer. Yeri güzel, kampüs hayatı var, kültürel olarak doyum alabileceğim bir yer.
Çevremdeki çoğu insan bu yabancı dilin varken üstüne işletme okuman büyük avantaj diyor.

Sizce ne yapayım? Yaşıtlarım, büyüklerim istediğiniz yorumu yapabilirsiniz.

 
valla ben sevmediğim yeri bıraktım 21 yaşında olmama rağmen. seneye 22 yaşında tekrar sınava gireceğim. sevmediğin yerde vakit geçmek bilmiyor. düşününce çok kolay gözüküyor ama çok zor.


  • geberix  (04.07.14 22:36:27) 
Allah aşkına 9 Eylül'de okuyup burada Bornova'da oturan kaç tane arkadaşım var. Gören de İzmir'in 50km uzağında bi ilçede falan yaşıyosun sanacak. En kötüsü geceye kadar Bornova'da takılıp baykuş hattıyla Buca'ya dönüyor. Bölümünü sevmiyosan iş ayrı ama Buca'yı sevmiyosan orada yaşamak zorunda değilsin.


  • bana da mi lolo  (04.07.14 22:40:48) 
Usta sen ne diyorsun ya 3 yil elazig 3 ondan onceki yilda da Samsun'da yaşadım üniversite için. Haline sukret İzmir gibi yerde yasiyorsun buca'ya etmedigin laf yok. Bolumu sevmiyorum de canımı ye da su gerçekten simarikca yani.


  • rubiks cube  (04.07.14 22:57:57) 
madem yurtdisinda yasamak istiyorsun; bulundugun bölümde kal ortalamani yüksek tut. mümkün olan en erken semesterda erasmusa basvur. ben olsam simdiden bir ülkeyi kafama koyar (avrupa'da) oranin dilini ögrenirdim. erasmusla gidince de dilini bildiginden o üniye gecis yapar egitim hayatina devam edersin.


  • kimse  (05.07.14 00:19:35) 
Ege Üniversitesi için Buca yani 9eylül terkedilmez, Ege'nin kampüsü de b.k gibi, Bornova da... Gideceksen odtü ya da Boğaziçi olsun, o kampüsleri görmeden de ege güzelmiş deme bence.

Not:odtü mezunu, ege de y.lisans, 9eylülde doktora yapan biriyim. Izmirde yaşamak için sırf bu üniversiteleri seçiyorum yoksa ortam 5 para etmez.
  • urasil  (05.07.14 00:38:15) 
[]

Türkiye çok kötü bir yer (mi?)

Yaşım 20. Egeliyim. Küçükşehirde güzel imkanlarla yetiştim.
Çevremde genelde iyi insanlar vardı. Trafik denen şeyi üniversiteye kadar yaşamadım. Her türden insanı haliyle görmedim. Genelde herkes çocukluğunda saf bir mutluluk yaşar, şimdi onu hissedemediğinden dem vurur.

Dışarıda pek konuşkan biri değilim. Neredeyse hiç arkadaş edinmem ama kanımın kazandığı insanlarla çok güzel sohbet ederim, her şeyi yaparım.

Müziği, sanatı, yeni şeyler keşfetmeyi çok severim. Başka ülkeleri, kültürleri, yemekleri ve hatta dünyanın dışını çok merak eder, onları araştırım. İzmir'de yaşamama rağmen bana benzer arkadaş bulamadığım için suç bende de olabilir. Ama yok.

Çok uzun süredir yabancı basını takip ediyorum. Genel olarak Avrupa ülkelerini. Bilmiyorum dışarıya kendilerini öyle mi lanse ediyorlar ama arkadaş her şey bu kadar güzel mi olur? Bizim ülkenin bir günlük gündemini adamlar bir yılda yaşıyor resmen. Radyolarda sanatla ilgili söyleşiler, değişik bilgi veren programlar, kaliteli ne varsa o yayında.

Bizim her şeyimiz heyecan, şiddet, sorun, kavga, pislik. Herkes birbirini düdüklemeye çalışıyor, okullarda karşı cins sohbetinden başka bir şey yok, tacizin olmadığı yer yok, sanki herkes bomboş işlerle uğraşıyormuş gibi. Üniversitelerde bilimden başka her şey yapılıyor, altyapının düzgün olduğu yer mumla aranıyor, televizyon programlarını ve siyaseti zaten biliyorsunuz.

Bu ne arkadaş? Bazen kendimi bu topraklarda doğduğum için çok şanssız sayıyorum. Bu ülkenin sevdiğim tek noktası kıyı ege sahilleri, küçük huzurlu, kimsenin kimseye karışmadığı sahilleri.

Belki Batı'nın da çok kötü yanları var. Yaşam kalitesi bakımından. Belki es kaza paramız uçar giderse orada da insan yerine konulmayız. Bilemiyorum, oralara gitmedim. Sadece buradan takip edebiliyorum ama ettiğim takip bana en azından buradan çok daha fazla güzel bir tablo sunuyor.

Sahip olduğum yabancı dil bilgisini burada günümüzde yaşadığım tatminsizliğe borçluyum. Ana dilimi edebiyatından çok ayrı tutuyorum ama bugün medyada, internette, televizyonda yayınlanan her türlü İngilizce içerik beni daha çok tatmin ediyor.

Siz ne düşünüyorsunuz bu konuda? Gerçekten hissettiğim gibi bir ülke mi yoksa Batı'ya göre "o kadar da değil canım" denilen bir yer mi?

Mobilden yazdığım için hatam varsa affola.

 
Cicek cocuk gibisin.

Dunya senin gormediklerinle dönüyor.
  • cecilia  (25.06.14 20:33:28) 
Dünyanın en hoş ve en denyoca şeylerinin yaşandığı güzel bir ülkedeyiz.
çünkü burada her şey bir arada. doğu batı, kuzey güney, sahil ve dağlar, zenginlik fakirlik... bu kadar çeşitlilik bazen karışıklığa neden oluyor. iyi harmanlanamazsa.
refah seviyemiz pek yüksek değil, gelir eşitsizliği büyük boyutlarda. buna bağlı olarak, insanlarda aidiyet duygusu zayıf, hoşgörü az.
bu her zaman böyle değildi, böyle de kalmayacak.
bahsettiğin ülkelerin bazıları bunun gibi sorunları geçmişlerinde yaşamış, çok ağır ve kanlı dersler almış durumdalar. kurdukları sistemler var,ancak bunlar da göründüğü kadar stabil değil. bu ülkelerin bir kaçında yaşadım ve ancak o ülkenin kodlarını çözünce anlaşılan başka sorunlar var.

kültür sanat ve siyaset meselesi de ekonomik durumla alakalı bir parça. tamamen değil elbette. bu iktidardan öncesini de hatırlamak lazım. siyasetçilerin nasıl birbirleriyle konuştuğunu, mizah programlarında nasıl tiye alındıklarını vs. şu anda böyle bir iklim yok. tahammülsüzlükten ve yobazlıktan.
ama güzel şeyler yapmaya çalışan ve yalnız bırakılmayı haketmeyen çok insan var. sanatçılar baskı altında kaldıkça yeni şeyler yaratıyor. kaos onları buna sürüklüyor.
düzensiz, karmakarışık bir sürü şey var çözülecek. ama güzel. zeytinin tadı ve dalları gibi.
  • simten  (25.06.14 22:35:35) 
[]

Kışın elektrikle ısınsam?

Ev arama sürecindeyim. Doğalgazlı ev olunca ortalama olarak kiraya 150 lira kadar ekleniyor.
Bir de üstüne doğalgaz faturası gelecek.

Yaşadığın yere göre değişir diyeceksiniz. İzmir'de olacağım. Tepe bölgelerde de değil. Arakat küçük bir daire tutsam, sadece odamda çeşitli elektrik çözümleriyle ısınsam nasıl olur? Daha önce hiç denemedim. Sıcaktan nefret ederim, kışın pencere açık uyurum.

 
İzmir, sıcak sevmeme, arakat verilerine dayanarak doğalgazsız tut diyorum.


  • armagan  (14.06.14 16:09:58) 
armagan+1 diyorum.


  • onexey  (14.06.14 16:14:27) 
bornova ise tekrar dusun diyorum.

arakat olmasi avantaj ama cephesi neresi? Kuzey cepheli mi guney mi? Ruzgar alacak bi konumda mi? Kapi pencere izolasyonu nasil?
  • nicki martin  (14.06.14 16:22:45) 
Buca'da olacak, iibf civarı. Yeni ev istiyorum, o sebeple izolasyon sıkı olacak. Cephe şu an belirsiz.


  • hadi ya la  (14.06.14 16:26:43) 
[]

Volt, amper sorusu (cihazın yanma ihtimali)

Merhaba, elimde 9.6 volt 200 mA adaptörle çalışan bir cihaz var.
Bu değerlerin dışında cihaz yanabilir diyorlar internette.
Bir elektronikçide sordum, ayarlanabilir adaptör tavsiye ettiler.
9 volta ayarlanabiliyor ama 500 mA değerinde.
500 mA olmasının daha garanti olacağını, sorun çıkmayacağını söylediler.
Kullanayım mı adaptörü?

edit: adaptörün açıklamasında akım gücü: 500 mA yazıyor.
bir de şöyle bir yazı var;
Uyarı: Switch adaptörü 500 mA'dan fazla akım gerektiren cihazlarda kullanmayınız.

 
önemli olan voltajdır. 9.6V verdiğine eminseniz kullanın sıkıntı çıkmaz. Ancak 9,6 volta ayarlanabilen bir adaptör görmedim pek piyasada. Voltaj aynı olmalı.

Akım olayı da şöyle cihaz ne kadar akım talep ederse güç kaynağı o kadar akım verir. o 500 mA cihazın bu talebe karşılık verebileceği maksimum akım değeridir. Eğer cihaz onun üzerinde akım çekecekse o adaptör yetersiz kalacaktır. O yazdığınız uyarı da bunun için yazılıyor. Ama sizin cihazınızın orjinal adaptörü 200mA verebiliyormuş dolayısıyla cihaz 200mA dan az akım çekiyor. Akım konusunda sorun yaşamazsınız bu yüzden. Satıcının daha garanti dediği nokta burası. Ancak söylediğim gibi voltaj aynı olmalı.
  • maxhoper  (09.06.14 13:10:47 ~ 13:16:12) 
Ek bilgiler eklendi.


  • hadi ya la  (09.06.14 13:15:03) 
@comptol Dostum güç dediğin şey de voltajla akımın çarpımıdır. Ayrıca çıkış akımıysa alma yoksa yakar cihazı yazmıştınız yukarda. Çıkış akımı dediğiniz şey nedir :D öyle bir akım mı var. Önündeki yük ne çekerse devrenin alacağı akım odur. Akımı zaten öyle ölçeriz. Yeni terimler mi türettiniz kendinizce.


  • maxhoper  (09.06.14 13:19:21) 
9.6 volt olması da çok önemli değil, 9 volt, 10 volt hepsi olur. Akımı ise, alet ne kadar akım çekiyorsa iki katı akım verebilen bir adaptör al.

Elektronikçi arkadaşlara da sorayım; hiç 9 volt'luk pil'in gerilimini, 9 volt adaptörün gerilimin ölçtünüz mü? Elektronik cihazlar belli bir gerilim aralığında sorunsuz çalışır zaten.
  • alperz  (09.06.14 13:30:04) 
@Batuhanolabilir

1. cihaz 9v 0.2A ile çalışıyorsa 1,8W güce sahiptir. 1,8Wh enerji tüketiyordur deriz.

2. Vermez. Cihaz 0,2A talep ediyorsa kaynaktan da 0,2A akım çeker. Kaynağın verebileceği maksimum akım 0,5A orada. Bunu aşmadığı sürece akım talebi karşılanır.

3.Güç kaynakları sonsuz gerilim sonsuz akıma sahip değildir. Elbette belli bir güçleri vardır. Bu güç verebildikleri voltaj ve maksimum akım değerinin çarpımıdır. Örneğin output değerleri 9V 0,5A olan güç kaynağı 4.5W lık bir güç kaynağıdır deriz. Taktir edersiniz ki 1V 4,5A verebilen bir güç kaynağı da 4.5W lık bir güç kaynağıdır. Güç sabit kalmasına karşın voltaj ve maksimum akım değerleri değişiklik gösterebilir.
  • maxhoper  (09.06.14 13:33:44 ~ 13:37:42) 
@alperz cihaz o adaptörden gelen voltajı eğer içerisindeki regülatörde 5v a falan çeviriyorsa sorun olmaz elbette. Ama bundan emin olamayız. Cihazın yapısına da bağlı yani ne kadar düşük yada yüksek voltajı tolere edebileceği. O yüzden ben voltaj değerinin aynı olması konusunu vurguladım.


  • maxhoper  (09.06.14 13:36:00) 
@maxhopper haklı, sorun olmaz

@comptrol adı üstünde troll galiba.
  • yakuza123  (09.06.14 13:45:48) 
Cihazı sürekli o adaptörle kullanacaksan ayarlı adaptör almanı önermem. Ayarlı adaptörler çok dandik oluyor. Sen 9.6V'a ayarlayacaksın o adaptör (yük bindikten sonra ölçersen) atıyorum 9.2V veriyor olacak.


  • zombi  (09.06.14 15:43:08) 
[]

Aylık toplam fatura kaç geliyor?

Özellikle öğrencilere soruyorum.
İzmir'de eve tek çıkmayı düşündüğümden kafamı karıştıran tek şey faturalar. İnternet, su, elektrik, doğalgazı minimum kaça kapatabilirim?



 
izmir'de tek başına yaşayan bekar olarak yazıyorum.

elektrik: 30-40 tl
su: 20-25 tl çok çamaşır yıkadığımda 5 tl daha fazla gibi
doğalgaz: kış aylarında 120-250 tl ancak yine harika ısınmıyor. yaz aylarında 10 tl (kış sezonunu ekim ortası mart başı gibi düşünebilirsin)
internet: geçtiğimiz aya kadar ttnet tarafından ayda 85 lira gibi kazıklanıyordum, kablonete geçtim tv+ sınırsız internet 53 tl
  • niphrodel  (06.06.14 12:08:42) 
[]

Playlist hazırlıyoruz, katkıda bulunmak isteyen?

Yarın kulaklığıma kavuşuyorum, bir hoşgeldin listesi yapalım diyorum.
Şu tarz şarkılar olabilir,


Progresif rock, güzel latin parçalar, yeni nesil blues şarkılar, smooth - fusion caz, biraz da enstrümanın çok sağlam kullanıldığı metal şarkılar olabilir.

 
rock*radiohead-karma police
blues*carlos santana-europa
ve beni benden alan
*Kinsey Report - Edge Of The City - No Stranger To The Blues
  • jamswety  (29.05.14 18:38:49) 
Progresif Rock:

Pink Floyd - High Hopes
Pink Floyd - Hey You
Muse - Hysteria
Muse - Uprising
  • himmet dayi  (29.05.14 20:08:45) 
65daysofstatic - radio protector
russian circles - youngblood
god is an astronaut - calistoga
  • bass solo take one  (29.05.14 20:20:39) 
riverside


  • dimitri iskete  (29.05.14 20:49:23) 
clapton


  • battal gemalmaz  (29.05.14 20:55:10) 
  • hellojack  (16.11.14 15:02:45) 
1 ... •14151617181920   « Önceki  Sonraki »
buraya yazılanların hakları Sir Anthony Hopkins'e aittir.
yazan eden compumaster, ilgilenen eden fader
modere edenler angelus, Artibir, aychovsky, baba jo, basond, compumaster, deckard, duyulmasi gerektigi kadar, fader, fraise, groove salad, kahvegibi, kaymaktutmayansicaksut, kibritsuyu, monstro, pandispanya, robin, ron dennis
bu sitede yazılanların hiçbiri doğru değildir. site içeriği küçükler için sakıncalı olabilir. yazılardan yazarları sorumludur. kaynak göstermeden alıntılanamaz. devlet tarafından atanmış bir kurumun internet üzerinde kimin hangi bilgiye ulaşıp ulaşamayacağına karar vermesi insan haklarına aykırıdır. web siteleri kullanıcıların istekleri doğrultusunda bağlandıkları yerlerdir. kullanıcılar isterlerse bir web sitesine bağlanmayabilirler. bu güçleri ve imkanları mevcuttur. bir kullanıcı bir siteye bağlanmak istiyorsa bu onun tercihi ve hakkıdır. bağlanmak istemiyorsa bu yine onun tercihi ve hakkıdır. halkın kendisine hizmet etmesi için görevlendirdiği kurumlar hadlerini aşıp halka neye ulaşıp ulaşmayacağını bilmeyen cahil cühela muamelesi edemezler. ebeveynlerin çocuklarını sakıncalı içeriklerden koruması için çok sayıda bedava ve ücretli yazılım mevcuttur. bu yazılımlar bir web tarayıcısını kullanmaktan daha karmaşık teknik bilgi gerektirmemektedir. devletin milletini küçük düşürmesi ve ebleh yerine koyması yasaktır. Skimlinks ile linkler üzerinden yönlendirme payı alınmaktadır.