Ekşi Duyuru

Gördüğüm kadarıyla para vermiyor değil, ama gençler daha fazla sorumluluk almak istiyor, kendi tercihleriyle para almıyorlar.

Mesela lise boyunca part time çalışıp para biriktirip 18 yaşında Dünya turuna çıkıyorlar. Ya da 20 yaşında "ben başka ülkede yaşayacağım" diye ülke değiştirip iş arıyorlar vb.

Üniversite okurken çalışmak ise çok normal, Obama'nın kızı bile geçenlerde bir cafede tezgahtarlık yaparken görüntülenmişti (tabi ailevi durumundan ötürü etrafında korumalarla).

Sanırım temelinde "ailemden para alırsam aileme hayatım hakkında söz söyleme hakkı vermiş olurum" mantığı yatıyor.

sour evet şaşırdım.Çünkü 18 e kadar kişiler kanunlarına göre çocuktur.Aileninde çocuğa bakma yükümlülüğü vardır.

ailenin para vermemesinden ziyade, çocuğun para almamasıyla alakalı bir durum bu. ben de 18imden beri çalışıyorum. çalışmamın sebebi de kendi ekonomik özgürlüğümü kazanmak. ailemden para istemek zorunda olmadığım için canımın istediği şeye para verebiliyorum. durup dururken çıkıp "şuraya tatile gidiyorum ben" dediğimde kimse para mevzusunu açmıyor. izin alıp verme gibi bir durum olmuyor ortada. sırf bu yüzden de okurken çalışıp kendi paramı kazanmaya devam edeceğim. avrupalıların da çoğunlukla böyle olması normal o yüzden. en güzeli bu çünkü. ama tüm bunlara rağmen avrupalılarla türkler arasında gerçekten bir uçurum var. bizim ailelerimiz daha sık boğaz eden, telaşlı tipler. kıza özendim açıkcası.

estonyayı bilmiyorum
almanyada epey bir aile ilişkisi biliyorum ve şöyle bir durum var bizim gurbetçilerin "meslek yapmak" dedikleri lise düzeyinde mesleki eğitim, pek çok gencin ailesinden uzakta eğitim almasına, staj yapmasına, paa kazanasına yol açıyor. 18ine gelmeden aileden ayrılan epey insan oluyor. Yahuut kız 16 yaşında at çiftliğinde, bakımevinde biryerlerde iş buluyor ben gidiyorm diyor aile gidemezsin demiyor.
Öte yandan gayet de 23-25 yaşında olan kızları ailesiyle birlikte kalanlar da var. Hatta bizim meşhur GSS gibi anne-baba para kazanıyor diye aileyle birlike kalan 25 yaşında çocuğa işsizlik parası veirlmediğini biliyorum zira hane geliri bir limiti aşıyor. Gençlerin aileden ayrı yaşamasının bir sebebi de bu aslında; ayrı hane olurlarsa işsizlik parası/sosyal konut gibi imkanlardan yararlanabiliyorlar. Sırf bunun için erkek arkadaşıyla ayrı eve çıkan oluyor.

"18 yaş" sınırı evrensel bir sınır değil. Mesela Estonya'da cinsel ilişki 14 yaş üstü biriyle serbest. Amerika'da ehliyet alma yaşı 16, oy kullanma yaşı 18, içki içme yaşı 21.

Avrupa'da da her aile farklı. 17 yaşındaki kıza ailesi "gitme" de diyebilir, "sen bilirsin" de diyebilir, "18'den önce nereye gidiyorsun" da diyebilir, "evlenmeden bu evden gidemezsin" de diyebilir, "hadi artık çocuk değilsin, git kendi evini kur" da diyebilir.

Neden tam 18 yaş doğum gününde kural olarak evden gönderileceğini varsayıyorsun ki?

Sorunu okumadım ama İstanbul'da 15-20 bin maaşla krallar gibi yaşarsın.

Türkiyede 15-20 bin lira maaş alacağının garantisi var mı? Ben de hukuk fakültesinden mezunum ki en iyilerinden birinden. Şüpheli gözle bakıyorum açıkcasi o maaşa.

Cevap olarak da şunu söyleyeyim bu sene yüksek lisansimı yaparken başka bir bölümde lisans okuma ve hukukla ilgili hiçbir şey yapmama ihtimalim var. Sebebi de yurtdışındaki yaşantıma devam edebilmek.

istanbul'da 15-20 bin tl maasi tam olarak kac sene sonra kazanabilecegini dusunuyorsun?

yurtdışında yerleşmeyi planladığınız ülkede imkanınız olursa önce biraz gidip yaşayın derim. Finlandiya gibi ülkeler bu konuda gerçekten çok zor. arkadaşlık ilişkileri, iklimi vs. bambaşka. bu bazı insanlara çok uygun olsa da bazılarını gerçekten zorluyor (zorlananlardan biriyim) onun dışında iş bulma kısmını da öyle bir yazmışsınız ki sanki iş hazır gibi ama burda yaşarken durum hiç de öyle değil. artık iş bulmak çok daha zor, kendi vatandaşları bile işsiz finlandiya'nın, çoğu işyeri toplu halde eleman çıkarıyor, işsiz kalan ve ülkesie dönen çok sayıda arkadaşım var. bu konuda yine IT sektöründen biri duyuru açmıştı birkaç ay önce, iş bulmuştu ama iş bulma sürecinin gerçekten çok zorlu olduğuna dair o da aynı fikirdeydi. Bunu şu sebeple söylüyorum; hani bazı sektörlerde kolay iş bulunuyor IT onlardan biri olarak bahsedilmesine rağmen aslında davulun sesi uzaktan hoş geliyor :) kolay değil iş bulmak

Arkadaşlar işlerim hazir .Yani iş sıkıntım yok.Ama kararsız kaldım.

dunyanin en bunaltici ulkelerinde ayda 5000 euro kazansan ne olur kazanmasan ne olur. istanbulda kal bence. ama git oku ne bilim bir kac sene takil yeni hayatlar ogren sonra geri donersin zaten istersen. evet ikinci cumlem daha mantikli geldi bana. boyleyim ben hep once aklima geleni yazarim sonra dusunerek yazarim.

helsinki haric hepsine gittim. polonya'da da bahsettigin turden bi sorunla karsilasmadim herkes gayet yardimseverdi hatta. yani sirf esmersin diye kimse sana bisey yapmaya kalkismaz da hir cikarir ona buna sarkarsan belaya bulasirsin tabi ki ama bu sadece polonya icin gecerli degil malumun.

riga'da balli bira icmistim, hala aklimdan cikmiyor. sevmeyecek olsan da kesinlikle denemelisin tavsiye ederim. turistik mekanlarda bulunmayabilir gerci emin degilim. sigulda diye bir yer vardi riga merkeze yakin ama guzrl bir yerdi orayi da tavsiye ederim.

talinn'de sadece sehir merkezini gezdim, fena degildi oyle cok aksiyon yok fakat. 2. gunun sonlarina dogru sıkılabilirsin bile. old hanza restaurant'ta biseyler yiyebilirsin. medieval restoran kategorisinde. hos bir yer daha once benzer bi restorana gitmediysen ilgini cekecektir.

bi de vilnius'u sormussun. sehir merkezi disinda uzupis var. orasi da cok sirin bi yer, kesinlikle gezmelisin. zaten o da merkezde zor olmayacaktir gidis. uzupis'e giderkenki koprunun altindaki salincakta sallanamamistim cok icimde kaldi. sonra baska bi salincak buldum gerci neyse :)

butun bunlarin yanisira kaunas diye ufak bi sehir var. gun batimi izlemelik bi yer, gidemedim cok icimde kaldi. vaktin olursa tavsiye ederim.

beyle.

helsinki için;
-vapurla suomenlinna adasına geçip gezin,
-somon çorbası deneyin
-bütçenize uyarsa güzel bir restoranda geyik eti deneyin, bütçeniz kısıtlıysa o işe hiiiç girmeyin
-güneşli bir günse merkezde esplanadi parkta çimlere yayılıp oturun, çoğunlukla orda bir etkinlik ya da sokak müzisyenleri olur. elinize biranızı alıp çimlere yayılarak müziğin keyfini çıkarabilirsiniz.
-bira demişken buraya özgü 'long drink' deneyebilirsiniz
-marine edilmiş, pişmeden yenmeye uygun, ince dilimler halinde satılan somonları deneyebilirsiniz. merkezdeki 'vanha kauppahalli' biraz turistik olsa da bu tarz şeyleri lezzetli, denemek için uygum bence
-her yerde çikolata markası olarak 'fazer' göreceksiniz, denemek isterseniz Helsinki'de gayet büyük bir fazer pastane var ordan çikolatalı ürünler deneyebilirsiniz.

bi de ekleme yapayim; jurmala'da (rigaya yakin yine) denize girmistik. her sey cok guzeldi deniz muhtesemdi.

Yurt dışında 5.5 milyonu aşkın türkün 4.6 milyonu avrupadaymış. Ben de yeni öğrendim google vasıtasıyla :)
www.mfa.gov.tr

her kıtada türk en abuk subuk yerlerde bile var sayıları bilmiyorum

Var. Afrika'dan Avusturalya'ya kadar her yerde var. En çok Türkiye'de elbette, sonra Almanya'da.

Ama saçma sapan yerlerde Türk bulmak mümkün. Yeni Zellanda'dan Uruguay'a, Sibirya steplerinden Kore yaylalarına her yerdeyiz.

Bizi bu kadar yaygın yapan bana kalırsa uyum yeteneğimiz. Türkiye'de hayatta kalmayı başarabilen bir insan, herhangi bir yerde yaşayabiliyor.

Seçim sonuç sayfalarından bunu analiz edebilirsiniz aslında: www.milliyet.com.tr

Cok sacma yerlerde bile variz.

2007de kuala lumpur'un en islek caddesinde fesiyle filan maras dondurmasi satan amca vardi ^^ mangolu maras dondurmasi cesidi de vardi hatta.
Yaaa ya.

base'e gidip halletmen gerek.

yok

heeeeee amerika demediler mi asdfasdfas kendi beceriksizliğimiz derdim. sen de öyle de

Amerika filan karistirmamak lazim da,
Kana bulasan elini verince kolunu da kaptiriyosun. Bu acidan dogru demissin bence.

Onun fisinda 1-2 gun buluscagin adamlar politika konusma bence. Tatildeysen eger kafan bosalsin diye yapmiyo musun tatili :)

turkiyenin komsulari kadar kendi yonetimi de sikintili hocam onu atlamissin. derin oyunlarin dondugu zaten asikar. her birimiz farkli sekilde yorumluyor olabilir ama birileri bu surecleri yonetiyor sonucta. sirplar ermeniler ne alaka yahu onlar nerden cikti.

@kues öyle de adamlar soruyor ..Ben konuşmak istemiyorum diyince de biraz ortalık sessizliğe bürünüyor ..

"Evet durum sikintili ama ben tatil yapmaya, uzaklasmaya geldim. Baska bir seyler konusalim lutfen" biraz boyle seyaparsan o anki sessizli olmaz bence. Sonrasi icin de acacagin bir konu dusun bence :D

Oy oranları artıyor ama deseydin eski başbakan gibi. Neyin savunmasını yaptın ki.

aynen bir daha sorduklarında fucking turkish state and turkish people dicem aq ..

e kabul etmek lazım bir yerde adamların ülkeleri iyi. bana öyle deseler evet haklısınız ama maalesef ülkedeki çoğunluk böyle olunca biz de arada kaynıyoruz derdim.

Yaşadığınız ülkeler kimsenin ele geçirmek istemeyeceği kadar sıkıcı diyebilirsin. Bu şekildeki sorular oltadır aslında. Sen sıkıntı var, ama idare ediyoruz işte dersen senin yanında olurlar. Onların bekledikleri bu sorulardan sonra senin ülkeni kötüleyecek olman. Kendi ülkeni kötü gösterirsen bu sefer seni ezilmiş olarak görürler. Atlama yani gaza gelip. BBC'nin her gün sayfasında Türkiye'den haberler oluyor. Herkes konuşuyor bunları. Olayın büyüsü burada zaten. Dış güçlerin ülkemize sürekli müdahale etmeye çalışması.

airbnb, couchsurfing dene hostel yoksa

herkes tr'den kacarken, norvec gibi biyerde yasayip, hayallerinde tr'ye kacmak olan kiz'dan bi cacik olmaz. muhtemelen gelince arkasina bakmadan kacar.

@maya bana yürümek için olabilir mi hiç o ?

o mantikla yola cikarsak bobrek.avi, keriz silkeleme de olabilir.

Yap ne olacak güzel olur, black metalci arkadaşı varmıymış..

@yalnız maya bunların kışı çok soğuk .Sıcak yerlerde yaşamak istiyor olamaz mı ?

danimarkali yengeniz de boyleydi en basta. biz hala beraberiz 1,5 sene oldu. istanbul a bi arkadasinin dogum gunu icin gelmisti o sirada tanismistik. daha sonra istanbul a geldi baya seviyordu, bu iskadinavlar istanbul, beyrut, atina gibi yerleri cok severler bu arada. heyecanli buluyorlar. daha neyse bi kac ay once isi icin tekrar danimarka ya tasinmak zorunda kaldi ama bakalim. ben gidecegim bu sefer de ashsdh

ilişkisinin evvelini halini yazmadığın için bilmiyorum ama, henüz tanıştıysanız ve bu konuşma geçtiyse

iyi ihtimal: sana yazılmış
daha az iyi ihtimal: sana türkiye'de gezip tozmayı bir müddet kalmaya yer temin etmek için yazılmış
daha çok iyi ihtimal: türkiyeye gelip yerleşir seninle de evlenir
kötü ihtimal: abla imalı dolaylı konuşarak (sen dememiş türk erkekleri demiş) yoklama çekiyo senin yerini başkası da alabilir
daha kötü ihtimal: türk erkekleri derken hiç seni düşünmemiş bile sen kendi kendine gelin güvey olmuşsun

yani bu elli tane ihtimale gebe durumu gider bir an evvel sonra belli olur

Kimse de dememis ki " nearly" neredeyse, az kalsin anlamina gelen bir zarftir, yer bildirmez. Bir yere yakin derken de "close" kullaniriz.

Cevap: Hayır. Yapma.

kezo her yerde kezo. :)

Ben bunların mal oldugunu biliyordum ama bu kadar da gerizekalı değillerdir diyordum. Yap gitsin madem.

Arkadaşına mı ayarlayacaksın olm "yenge yapayım mı" nedir?

Cevap: yap gitsin

Bu kızı bize yenge yapmaman için nedenler:
1-) bunlarda balık avlama zaten sağlam, böbrek neden olmasın?
2-) bir gün birlikte gezdiği adama yok big dreams yok in love associated with turkey filan ne öyle hemen yürümüş
Bunları geçelim
3-) bu kız şu söylediğinde ciddiyse de ne gündem takip ediyor ne haber dinliyor okuyor izliyor ne de bunlar üzerine kafa yoruyor ya da orada rahat batmış kendisine -ki bu en iyi ihtimal-.

Güldü verecek tribine girmişsin. Kız fikirlerinden bahsetmiş. Senden önce böyle şeyleri aklından geçirmediğini garanti ediyorsan o ayrı tabii...

Nick duyuru uyumu olmuş ama bunu söylemeyi unuttum :D

iskandinav ülkelerindeki kadınlar türkiye'de olmayı seviyorlar.

bence sana yazmak istemiş ve buradan yürümüş. erkekler kafalarındaki ne ise onu söylüyorlar ama kadınların kafası çok daha karışık çalışıyor söyledikleri ve ima ettikleri arasında fark oluyor. bence kız bu cümleyi gerçekten türkiyeye taşınmak istediği için kurmamış, sana yürümek şirinlik etmek muhabbet açmak falan gibi niyetlerle kurmuş.

Erkek arkadaşım dikey geçişle mühendislik fakültesinı bitirmis, ilk universitesindeki arkadaşlarının hepsi tekniker. Şu anda hala en yakın arkadaşları da onlar. Hemen hemen hiçbiri çok iyi ingilizce bilmiyor, is şartları farklı. Eşleri ve kız arkadaşları da benzer statude işlerde çalışıyor. Biz hiç bu durumu sorun etmedik açıkçası.

Arkadaşlarımızı ingilizce bilip bilmemelerine ya da üniversite mezunu olup olmamalarına göre seçmiyoruz. İyi insan ve kafadengi olmalarına bakıyoruz. Normal insanlar da böyle yapmali.

Ayrıca bilmedigi konuda yorum yapma olayı lise mezunlarına mahsus değil; herkes yapıyor maalesef.

kisiye ve duruma gore defgisir. mesela ben dandik bi tic lisesinden mezunum, trnin en saygin unileeinden mezun(itu, bogazici vs) elemanlara egitim veriyorum ve herkes genel kulturumu ovuyor. saniyorum isyerinde egitim duzdyi en dusuk personelim ama bilgisine en cok saygi duyulan da venim. tabi tevazu da onemli bi faktor..

Egitim degil kultur duzeyi onemli yoksa egitimli olup da irkci olan seksist olan ne bileyim hala cahil olan cok kisi var.

Eğer aşırı inatçı değilse benim için hiç sorun değil, 'Google da gördüğüne inanmayacaksın, onlar da yanlış biliyor' derecesinde değilse, kanıtlara açıksa samimi arkadaş olurum. Sonuçta aynı hataya ben de çok büyük bir rahatlıkla düşerim, ne olacak. Arkadaşla anlaşıyorsam anlaşabiliyorum, anlaşamıyorsam anlaşamıyorum ama bunda daha çok muhabbetin birbirine uyması, aynı şeye gülmek, benzer espri anlayışı gibi şeyler etkili oluyor genelde. Yalnız bunları söylerken şöyle bir derdim var; ben 'nerd' şakalarını çok severim. Arkadaş seçerken buna dikkat etmiyorum ama nerd şakası yapan biri ile daha rahat arkadaş olabiliyorum. Doğrudan eğitimle ilgili olmuyor bu da, bana iletişimde kolaylaştırıcı oluyor. Yine de bu arkadaşlık payımın büyük bir kısmını oluşturmuyor. Zaten her arkadaşla konuştuğum şey aşırı farklı olabiliyor.

Öyle bir arkadaş büyük ihtimal çok yakın arkadaşım olmaz, ayrıca zaten bu gibi insanlar her şeyi hep en iyi bilirler ama yapmaya gelince bi halt beceremezler o yüzden he diyip geçerim polemiğe giremem hiç o insana zaten asla onun öyle olmadığına inandıramazsın. Boşver herkesi kafaya taksaydıkkk...

Ben fizik mezunuyum. Gördüğüm üç kişiden biri bana kuantum öğretmeye çalışıyor. Ben nideyim nirelere gideyim.

Çok takılmıyorum. Anlatmaya da kasmıyorum. Asla inatlaşmıyorum.

Arkadaşlık benim gözümde mesleki bişey değil. Kişilik özellikleri düzgünse isterse ilkokul 1 terk olsun sıkıntı yok.

Ne proflar gördüm cahildiler.

"ya bi siktir git amına koyim"

yukarıdaki cümleyi yüzüne rahat rahat söyleyemeyeceğim adamla samimi arkadaş olmam, olamam. yani öncelik eğitimi değil kafa dengi olması.

samimi arkadaş olduğum adam o yazdığın şekilde davranırsa da yukarıdaki cümleyi yüzüne yüzüne yüksek sesle söylerim, yetmez "yunan hukuk tanrısı mısın yarraam" diye de alay ederim.

beraber güleriz konu kapanır.

bir legonun istedigim parcasi olabilmek icin istiyorum.

Avrupada yaşamak isteği standart özellik değil. Şahsi tercihlerim sovyet rivierası yahut çinhindi ama avrupa değil. Genellemeyin.

:) oyle de abi gel buraya canın sıkılsın ondan sonra konuş :) Yok yani türkiyede ayda 10 15 bin kazanırsan bunu düsünmezsın.
Türkiyede beyaz yakalı olup buraya gelip taksicilik yapanlar net maldır söylim :)

@want2die can güvenliğn yoksa neden japonya değil ? Neden güney kore değil ? Salt bu neden değil bence ..Kimse yaşadığı ülkeden memnujn değil.İsveçliyle konuştum amerikaya taşıncam diyor.Amerikalıyla konuştum kanadaya taşıncam diyor.İngilizle konuştum italyaya taşınıcam diyo .. Burada bence farklı bir olgu var.

adam ozgur olma fikrimi begenmemis ahaha. ne cevap istiyorsun panpa, soyle onu yazalim.

Sorunvar orda yaşayacak mısın? Yoksa tatil mi yapıyorsun da atıp tutuyorsun ?

yok yaşamayı düşünmüyorumda ..Geziyorum.Arkadaş var onlada konuştuk bunu uzun süreli kalamayacağını 3 5 yıl yaşıyıp ülkeye döneceğini söyledi.Master yapiyor arkadaşım.Bende onun gibi düşünmeye başladım.

Dışarıda insanlarla bağırabilmek için.

İnterrailde avrupayı çözdüğünü zannetmekte ayrı bir kafa...

Ya işte kusura bakma ama gezerek kaptığın bilgi senin bilgin olmuyor. Tek başına deneyimlemen gerekiyor. Bir ülkeye tam anlamıyla alışmak, benimsemek için 1 yıl bile yeterli bir süre değil.Öte yandan bir ülkede uzun süreli yaşayıp , yaşamaya devam edip o ülkeyi kötülemeyi ilke edinmiş insanlar da çok fazla. Arkadaşını yaftalamak istemem ama. Bence sen de arkadaşlarının fikirlerini benimsemektense kendin deneyimlemeyi seç. İyi gezmeler.

valla 34 yıldır istanbulda yaşayan biri olarak monotonluğu, sakinliği, tertibi, düzeni, her şeyin sıkıcı olabilecek şekilde kurallı düzenli ve sistemli olabilmesini, sisteme güvenebilmeyi, sürekli kolla götü modunda yaşamak istemediğim ve insanların kendi hallerinde başkasının işine ve hayatına burnunu sokmayan insanlar olmasını istediğim için. Bunlar parayla satın alınabilecek şeyler değil Türkiye'de

çok basit

1) avrupa bir bilim kıtası
2) avrupa'daki çoğu ülke temel bilimlere göre yönetiliyor, dinlere göre değil

orada sistemin parçası olmamış olan insanlar anlayamaz söylemek istediğini ama çok haklısın.

ben isviçre'de doğdum ve büyüdüm, 10 senedir türkiye'deyim, vatandaşlığım var ve çevremde kimseye neden oraya dönüp yaşamak istemediğimi bir türlü anlatamıyorum.

lego parçası çok iyi bir benzetme, anaokuluna başlamadan aylar önce mektupla hangi öğretmenin öğrencisi olacağına kadar bildiren bir sistem. insan için 'iyi' olarak yapılan her şey kapitalist sistemin daha iyi bir parçası olması üzerine kurulu. 4 yaşından itibaren çocuklara hobi edindirmeye çalışılıyor, çünkü ileride daha iyi çalışabilmesi için boş vaktinde hoşuna gittiğini düşündüğü şeyi yapabilmesi lazım. hobin bile olmak ZORUNDA, tembellik yapamazsın.

öte yandan türkiye'de beyaz yaka olmak kısmına pek katılamıyorum, çünkü oturmamış bir sistem içerisinde sistemin parçası olmaya zorlanıyorsun. bu yüzden yan hakların avrupa'daki bir beyaz yakalıya göre çok kısıtlı, dolayısıyla hayat daha yıpratıcı.

kendi adıma, türkiye dışında bir yerde yaşayacaksam, tercihim güney amerika'dan yana olurdu.

@gmzo türkiyedeki beyaz yakalılar buraya taksiclik yapmaya geliyor diyorum.

@sorunvar anladım o kısmı, deneyim bazında çok değerlendirebileceğim bir durum değil ancak bahsettiğim sıkıntılar yüzünden insanlar bunalıyor ve avrupa'da taksici olmak türkiye'de beyaz yaka olmaktan daha çekici gelebiliyor. yoksa ben de çevremde düzeni olan, belli düzeylerdeki semtlerde yaşayabilen insanlara avrupa'da yaşamak konusunda çok emin konuşmamaları gerektiğini anlatmaya çalışıyorum sürekli.

bir kere bisiklet süren biri olarak bu ülke beni tanıyor ve bana saygı duyuyor. onun dısında gercekten maddi anlamda tr nin vermediklerini veriyor ve bu beni güvende hissettiriyor. tr de insanlar jenga misali yasıyor. altından hangi bloğu ceksen yıkılacak gibi bu yuzden insanlar hep gergin ve hep tetikte. sahiden hersey parayla olmuyor tr de cunku parası olanlar bile belli zamanlarda belli seyleri için yurt dısına kacıyor. ha avrupa sana kasıkla verirken kepceyle alıyor. seni emek acısından sömürüyor ama ona göre de yasıyorsun.

@gmzo aynen istanbul bebek ,nişantaşı ,beşiktaşta oturanlar avrupaya giderek şoka uğrarlar :) He yapan vardır ama zor iş :/ Sabahleyin buraya gelen mülteci türkçe afgan bile pek memnun görünmüyordu :S

Avrupa'da yaşamak isterim, çünkü insan hakları ve sosyal devlet tarafı daha ağırlıklı, daha temiz, daha düzenli. Bir de ben sıkılmıyorum. Beni bırakınca öyle emekli gibi yaşarım ben. Çok uzun zamandır sıkılmadım, sıkılacak zaman nasıl oluyor, hayal bile edemiyorum. Hani o Gülse Birsel yazısındaki 'Avrupa da çok sıkıcı canım' kısmına çok katılamıyorum, ben sıkılmayı özlüyorum. Bir de Güney Avrupa'da kısa bir süre yaşadım iş gereği; orada millet bizden daha politize idi ve insan hakları mükemmel, iklim de harikaydı. Benim için tepe noktası oralar.

Yine de İsveç'e taşınmak istemezdim. Soğuk yerleri istemiyorum pek. Benim için ölmedikten, savaş olmadıktan sonra iklim insan haklarından daha önemli. Popom donacağına gidip Tunus'ta evden çıkamadan yaşarım. Geçici, birkaç yıl süreli olur da; 'Bundan sonra yeni evim burası' diyemem. Gideyim, can güvenliği ile boğuşayım sıcak sıcak.

Bir kadin olarak "bu tshirtu giymeyim, cok acik, metrobuse binememem boyle" demek istemedigim icin avrupa'dayim.
Haftasonlarimi avmlerde gecirmek istemedigim icin, mukemmel toplu tasimayla ormanlara gidebilmek icin avrupa'dayim.

Bugun 15 kez italya-avusturya arasini gectim. Yuruyerek. Araba avusturya tarafindaydi, dukkanlar italya tarafinda. Istanbul'da evimin sokaginda yururken daha zor oluyor resmen. Kirik kaldirim, kaldirima parketmis araba vs vs. ki istanbul'da cok iyi bir muhitte oturuyor ailem.

Insanlar burada da sikayet ediyor, avusturyali birine sorsan "iyyh viyana igrenc" filan der. Herkes daha iyisini ariyor, icgudusel bir sey oldugunu dusunuyorum bunun.

Annem-babam istanbuldaki guzel hayatlarini birakip gelmezler mesela. Isleri gucleri var, rahatlar. Istedikleri an gelebilirler zaten. Ama benim icin oyle degildi.

Bir de nolursa olsun ortak kulturel degerler bulunabiliyor avrupada. 2-2,5 ay hindistanda yasadim. 3 aylikti biletim. Stajim biter bitmez donebilmek icin hayatimda ilk defa bi biletimi one cektim. O kadar acayip ki! Ki cok ust duzey yasiyordum orada da ama cok farkli yani. Avrupa daha tanidik. Ayrica bir sey oldu mu paaat diye turkiyeye geri uculabilir ama uzaktayken pek oyle degil.

Bir de ab ulkelerinin cogunda sistem duzenli ve guzel isliyor. Burokrasi asiri cok olsa da surprizlerle karsilasmayacagini biliyorsun en azindan.

Cunku insanlar. Anlatmaya kalksam 8-10 sayfa yazmam lazim simdi derdimi, bosuna ugrasmayayim. O kultur benim zihniyetime daha yakin geliyor. Nokta atisi olmasa da daha yakin. O yuzden burada degil oralarda yasamayi tercih ederdim.

En onemlisi kurallar. Disiplinsizlik, duzensizlik sevmiyorum ben, nefret ediyorum. Mesela yaya gecidi var ve yaya gecidinde insanlar gecerken arabalar gercekten duruyor! Durup bekliyorlar, sen geciyorsun yahu. Agir agir yuruyorsun ve arabadaki adamlar ve kadinlar default hamile kadini hastaneye yetistirmeye calisirken durdurulmus gibi tepki vermiyorlar. Neden? Cunku yaya gecidinde arabalar durur. Onlar da duruyorlar. Durulmasi gerekiyorsa duruyor adamlar.


Bisiklet suruyorum caddede, kirmizi yaniyor ve en on sirada duruyorum bisikletimle arabalarin onunde. Sonra yesil yaniyor, ben bisikletimi hareket ettiriyorum, bir araba gibi hizli kalkamadigim icin arkadaki arabalar benim hiz kazanmami bekliyor. Ve aman allahim kimse korna calmiyor! Nasil yahu, aci aci korna yapip kafayi camdan cikarip kendilerine hayatlarinda gordukleri en buyuk kotulugu yapmisim gibi davranmalari gerekirdi, cunku arabalarin onunde bisikletle agir agir gittim ve onlari 3sn falan geciktirdim. Ama yapmiyorlar. Anlamsiz bir gerginlik yok adamlarda bizdeki gibi.
Bazi seyler bazi insanlar icin onemli degildir, her insan icin bazi seylerin onem sirasi ayni degil. Benim icin kurallar ve bu kurallara uyulmasi onemli mesela. Cok onemli. Yoldaki suruculerin aptalca davranip davranmamasi, sabirsiz olup olmamasi benim icin onemli. Sirf bunun icin bile ulkeyi terk edebilirdim.

Araba kullaniyorsun mesela, yogun trafik. Olumune senden once arabanin kafasini o araya sokmaya calisanlar yok mesela. Adam onundeki arabayi takip ediyor. Insanlar diger arabalara yol veriyor. Yol verme olayina karisini sana verioyrmus gibi bakmiyor.

Toplu tasimaya biniyorsun, durakta bekleyen kalabalik var. Tramvayin kapisi aciliyor ve teker teker iceri giriyorsunuz. Kapiya yakinligin ne kadarsa iceri girme siran da ona gore oluyor. Kapi acildigi anda hurraaa diye arkandan bir anda onune gecip ne pahasina olursa olsun iceri once girmeye calisanlar yok. Zaten potansiyel yolcuyla ulasim imkanlari da orantili. "Hay allah buna da binemedim" olayi da yok. Geric bizde faketmiyor, durakta 10 kisi var, gelen arac en az 50 kisi daha alacak musaitlikte ama adam yine de arkandan bir anda onune firlayip seni kenara itip iceri hucum ediyor. Cunku senden once girmeli oraya. Senden once girmezse oracikta dusup olecek, hayat memat meselesi ne yapsin adam?
Bu da benim icin onemli. Neden boyle ki? Neden yani? Neden insan gibi hareket eden insanlar gormuyorum? Insan gibi hareket ettiklerini gormek istiyorum ben insanlarin. Insan gibi hereket ettikleri bir yerde ysamak istemem de normal.

Gecen bizim isyerinin soforunun yanina bindim aksam, gecerken yol ustunde bir yere birakacak beni, kendi devam edecek yoluna. Arabaya bindik, kemeri taktim ve yuruduk. Araba biip-biip otuyor. Dondum sofore baktim herhangi bir tepki yok. Kemer takili degil, araba otuyor, sofor hicbir sey yokmus gibi devam ediyor. "Kemeri takmadin galiba" dedim, "o susar birazdan" dedi adam. Yok artik...
Adamin olayi kemer takmaya usenmek de degil, adamin derdi kemer takmamak direkt. Adam o sinir bozucu beep sesine bir sure katlanmaya razi oluyor, kemeri israrla takmiyor.
"Kemer takmiyor musun?" diye sordum, "yok" dedi. "Yani genel olarak, hic mi takmiyorsun?" dedim, hic takmiyormus. Hergun bu sekilde kilometrelerce yol yapiyor yani. Bunun gibi yuzbinlercesi var bu ulkede. Sonra ben bir ulkeye gidiyorum ve kilometrelerce yol yapiyorum ve bir tane bile, tek bir tane bile kemer takmayan surucu gormuyorum.
Niye takmiyorsun arkadas? Neden sacma sapan bir risk aliyor bizim burada yuzbinlerce insan. Kemer denen sey takilmasi gereken bir set-y ve bu yuzden adamlar takiyor, ama bizim buradakiler takmiyor. Iste ben boylesi bir gerizekaliligi hazmedemiyorum. Boyle gerizekaliliklarin yasandigi bir yerde yasarken huzursuzum. Bu da benim icin onemli. Insanlarin aptalca davrandigini gormek istemiyorum.

En ufak bir aksilik, tatsizlikta birden bire herkesin gerildigini goruyorum burada. Ama ayni durumda ortalama bir Avrupa vatandasinin keyfini kacirmadigi, "hay aksi heheh" diyip guluyp gecitigini goruyorum. Niye gergin herkes diye soruyorum o zaman bizde. Niye negatif herkes? Neden kendi keyfini kacirmak icin bahane ariyor millet yahu? Bir seyler ters gitse de gerilsek, oflayip puflasak, somurtsak, suratimiz dokuzu ceyrek gecse, isyanlara girsek der gibi millet.
Ben sevmiyorum boyle seyleri. Asik surat sevmiyorum. Gergin, morali bozuk insanlari sevmiyorum.

Bir Avrupa ulkesinde gece gec saatte disari cikiyorum. Saat gec, herkes yataginda uyuyor, caddelerde in cin top oynuyor. Sagda solda tek tuk insan goruyorum o saatte benim gibi hala disarida olan, etraf tenha. Cadde boyunca issiz, biraz ilerliyorum bakiyorum karsidan kisacik etekli bir kiz geliyor, etegi cok kisa. Hic de tedirgin gorunmuyor, rahatca yuruyup gecip gidiyor. O gec saatte etrafta kimse yokken tek basina bankta oturmus kulaklikla muzik dinleyen kiz goruyorum, hava sicak oldugu icin kisacik bir sort giymis o da. Tabii o da hic tedirgin degil. Yanindan gecenler "bu ne is?" bakisi da atmiyor. Oturmak istedigi kadar oturup bir sure sonra kalkip gidebiliyor kiz. Her tarafi dekolte bir kiyafetle gecenin yarisi issiz caddede hic cekinmeden yuruyebiliyor genc bir kiz. Ne genc kizda bir tedirginlik var ne de etraftan gecerken bu kizi gorenlerde herhangi bir tepki. Insanlar rahat. Kafese tikilmis degiller. Erkek ne kadar rahatsa kiz da o kadar rahat. Hem de ne giyerse giysin. O kiyafetlerle Istanbul'da o saatte disari cik kadin olarak, eve gelene kadar bu gece canimi bagisla diye allaha dua edersin.
Ben kadin degilim, Istanbul'da da gece gec saatlerde disari cikiyorum, pek cekindigim soylenemez, benim icin cok sikinti yok ama neden yahu? Neden insanlarin bu konuda rahat olamadigi bir yerde yasiyorum. Neden gec saate disari cikacak kadinlari korkutacak, onlar fiziksel ya da ruhsal olarak incitecek insanlarla beraber yasiyorum?
Niye etrafimda cirkin seyler oluyor? Niye acik alanda kafes hayati yasiyor etrafimdaki insanlar? Niye kadin istedigi kiyafeti giymeye korkuyor? Boyle bir yerde yasamak istemiyorum mesela.

Yani bunlar bir sey degil, diyorum ya anlatmaya kalksam sayfalarca yazmam lazim. Tercih meselesi. Baskalari icin onemsiz olan seyler benim icin onemli, baskalarini pek rahatsiz etmeyen seyler beni cok rahatsiz ediyor, bazilarinin eksikligini pek hissetmeyecegi seyler benim icin hayati, kimisinin bu ulkeden uzaklasinca mumla arayacagi seyler benim sirt cevirebilecegim seyler. Bu yuzden ben burada yasamak istemeyen taraftayim. Avrupa diyince ulkeden ulkeye de fark var, Avrupa'nin her tarafi bir degil. Avrupa'nin heryerinde de son derece memnun olacagimi sanmiyorum.

önce mesajla bi ulaşın zaten, gelme saatiniz, nasıl geleceğiniz, ev durumu gibi. reviewları iyiyse falan zaten sorun çıkmaz. adama gelcem diyip gelmezseniz o da onun sorunu oluyor.

iptal politikası kişiden kişiye değişiyor. bazısı bir gün önceye kadar iptalde %100 para iadesi yaparken bazısı %50 yapıyor. ama airbnb nin en başta aldığı servis ücreti iade olmuyor.

eğer rezerve ettin ve buluşma günü adama ulaşamadıysan şikayet edersin, case açarsın, paranı iade alırsın. çok madur olduysan harcayabileceğin kredi verebilirler (belli bir miktarın üzeri için).

Bayan yatakhanesine neden erkek alsin ki?

aynen mail attım.Olmaz dedi :) Ne yapayım ben :(

airbnb / coachsurfing

Arbnb'den oda bak.

mevsim uygunsa çadır kur.

Müze falan gezeceksen 2 3 gün rahat ayırmalısın. Bergen e ne şekilde gidiyorsun ?

oslo'dan bergen'e ya da bergen'den oslo'ya giderken, iki türlü de fiyort turları var ayrıca flam railway çok güzeldi yine iki şehir arasında, paran varsa onlara git.

airbnb?

Kopenaga gidebilirsin.

Oulu hariç hepsini görmüş biri olarak en çok Stockholm ve kopenhag en az Helsinki ve Vilnius bence

göteborg'a 3 gün yeter. şehirde ne yapsak diye soruyosan tavsiye verebilirim özelden yaz.

eleman kıl, sen haklısın ama bu sonuç bağıra bağıra geliyorum demiş. önceden sezip yolları senin ayırman lazımdı.

zgrydn +1

onceden yol vermen lazimmis ama takma kafana sen gezmene bak, belli ki insanlarla iletisim kurmayi filan seven birisin, hostellerde filan gezgin bir cok kisiyle tanisirsin, onsuz daha keyifli vakit gecirirsin zaten.

Yazik olmus. Dogrusu ben yakindan tanimadigim biri ile birak yurtdisina cikmayi, sehirdisina bile cikmam. Senin icin sikintili bir tecrube olmus.

Seyahatin soyle bir olayi var ki en sevdigin adamdan nefret edersin,hic sevmedigin adami bastaci yaparsin.olmayinca bastan kopmasi iyi olmus,kim hakli kim haksiz meselesi degil tamami keyifisiz bir geziden birsey anlamayacaktin bastan koptu buna sukur diyip devam et.

Ben iki kizla ciktigim seyahatte ne bicim hayaller kurup fantaziden fantaziye kosacagim derken ilk gun kafa atacak duruma geldim.tek kelime konusmadan uyaninca kactim ortamdan.

hiç objektif gelmedi, birde ondan dinlemeli

bundan sonra akıllanmışsındır artık, tek çıkarsın ve yolda başkaları ile tanışırsın (üstteki arkadaşın dediği gibi sosyal bir tipe benziyorsun).

yalnız ben o arkadaşa da hak verdim biraz. ben de öyle disco, club kültüründen hoşlanan biri değilim, sokak müzisyenlerine de fazla ilgi gösteremem. ayrıca attığı her adımı fotoğraflayıp paylaşanlara da uyuz oluyorum.

o arkadaşın yaptığı ayıp, evet. ama insan bin kez interrail yapmıyor hayatında, seyahatini seninle harcamak istememesini anlayışla karşılaman lazım zira belli ki ikiniz çok farklı insanlarsınız ve ayrı takılmanız en güzeli. olumlu yanından bak, birlikte vakit geçirseniz iki taraf da mutlu olmayacaktı ve seyahatiniz birbirinize tahammül etmekle geçecek, ziyan olacaktı. şanslıymışsınız ki bu hatadan çabucak dönmüşsünüz.

@big kendisine de bunu gösterip yorum yaptıracağım.

İşte biz bunları hep duyurularımızda yazmıştık:

www.eksiduyuru.com

Millet de entel entel "çok güzel oluyo" falan yazmıştı. Alın buyurun nasıl oluyomuş. Şahsen gerekirse tek giderim, yine de tanımadığım adamla gitmem.

Bu arada sokakata biri ciglik atinca seninde atman inceden cins bir durum,ben olsam bende ne yapiyprsun diye sorardim sana.

doğru düzgün tanımadığın biriyle yola çıkmadan düşüneceksin bunları.

en basitinden sen müze, eğlence mekanı, sokak müzisyeni seviyorsun. bunlar avrupada adım başı zaten. sosyal medyayı seviyorsun. en baştan bunları söyleyecektin.

yani muhtaç değilsin yanındakine. takıl işte kafana göre. yanındaki zaten sana yük oluyormuş. rahatlamış hafiflemişsindir.

ayrıca o nasıl noktalama kullanımı, okurken kör oldum.

Arkadaslar yazinca benim de aklima geldi. Sokakta biri ciglik atinca ben de atiyorum demek nedir birader :) Ben de birakip kacabilirdim valla.

@kareem said kızlar müziğe çığlık atiyor bende onlara eşlik ediyorum :) Olm amaç eğlenmek işte :))

olayların hep iki taraftan dinlenmesini savunurum. Yazacaklarım senin anlattıklarına göre yorumlamaktan öteye gidemez. diğer elemanın hakkını yiyor olabilirim.

Öncelikle "rahatsız oluyorum seninle gezdiiğiim anlaşılmasın" diyen birisi olursa sittir git lan derim. Daha 2. maddede ben giderdim.

Eleman ağırbaşlı, sen daha rahat takılmayı seviyorsun, uyumsuz bir yol arkadaşlığı, ikinizin geziden beklentileri farklı, birbirinizi frenlemekten başka bir şey yapmıyorsunuz. İyi olmuş yolları ayırdığınız.

Haklı haksızdan öte taban tabana zıt iki kişinin uyumsuzluğu söz konusu. Karşı tarafa sorsak da kendi penceresinden, kendisini haklı gördüğü, senin anlatmadığın olayları anlatacak...

abi tanımadığın insanla ya da 3-5 muhabbetin olan insanla gezi yapılmaz.

2. kızlar çığlık atıyor diye sen niye çığlık atıyorsun ki?
3. tanımadğın adamla gezinin sonucu.
4. haklılık payı olabilir, gezideyken sürekli foto paylaşan adamla ben gezmem mesela.
5. eğlence klubüne gitmeyi sevmeyebilir biri, opera olsa ona gider belkide.


20 gün bekletmede haksızsız, beklemeseydin. adam seni sevmemiş, muhabbetini sevmemiş olabilir, 20 gün beklettik sevmesemde seni aynı yola baş koyduk davamız bu filan diyip devam mı etsin yani.

ondan dinlemek lazım.

belki de gelip seni anlatıcak, biriyle interraile çıktım hayattan soğudum diyebilir.

@gencler olayın linkini arkadaşa vereceğim.Sabaha ona da yorum yaptıracağım.Oda anlatsın merak ediyorum duyuru kim haklı bulacak .

o değilde kafana göre attığın tikler zaten kafada sen kendini haklı bulmuşsun havası yaratıyor.

@kurnaz her insan kendini haklı bulur.Objektif olsun diye o arkadaşıda yorum yaptıracağım.Sizlerde katılırsınız olaya .

ben kaç yıllık arkadaşımla çıktığım interrail gezisinde fikir ayrılıkları yaşadım sizinki gayet normal. siz haklısınız. illa ki yolda başka kafa dengi birileriyle denk geleceksinizdir.

yurtdisina ciktin diye "eyleniyoz yaa" deyip sokaklarda bagira bagira gezmek zorunda degilsin. avrupa da insanlarin cigliga ciglikla karsilik verdigi ilkel bir cevre degil zaten. iyi niyetli bi eleman oldugun belli ama bunlar benim de cekemedigim seyler, ayrilana haksizdi diyenleri anlamadim acikcasi.

( Yolda gidilriken kızlar çığlık atar akabinde eşlik olsun diye ben de atiyorum) buney ayrıca sürekli fotoğraf atmak itici

@xfestos sarhoş insanların olduğu müzik dinleyenlerin olduğu bir ortamdan bahsediyoruz

bilemiyorum ortaminizi. yolda gidilirken yazmissin duyurunda.

sen sosyal değil, şımarık bir instagirl'sün. arkadaşının da üslubu yanlış, yaptıkları doğru. sana uyuz oldum ben bile.

Şizofreni.

"Yolda gidilriken kızlar çığlık atar akabinde eşlik olsun diye ben de atiyorum"
şunu yapan bir insanla 1 dakika daha geçiremezdim şahsen. ruh hastası olduğunu ve hatta gece beni öldürebileceğini bile düşünürdüm. Eleman gayet haklı basıp gitmekte.

herkesin görmek, yapmak istediği şey başka oluyor. en yakın arkadaşınla dahi gitsen ister istemez sorun çıkıyor. arkadaşın plan yapıp 20 gün bekleterek ve ilk günden tüm planı bozarak ayıp etmiş. tatilinin kalan kısmını güzel geçirirsin umarım. iyi gezmeler.

hakli ya da haksiz farketmez bence arkadasin dogru olani yapmis. elma ile armut gibisiniz zevkleriniz uyusmuyor. birbiriniz icin fedakarlik yapip 1 ayinizi sevmediginiz seyleri yaparak gecirmek yerine zamaninda yollari ayirmaniz "mantikli" bir hareket olmus. 2 gunde bu kadar sikayet biriktirmissin 1 ayin sonunda birbirinizi bogazlardiniz muhtemelen. ayrica tahminim arkadas senden yasca buyuk.

Üzülme en iyisi olmuş. Böyle bir gezi insanın hayatta belki bir kere yapabileceği bir şey o yüzden beklentiler farklıysa ayrılmanız en mantıklısı olmuş. Hem ne derler bilirsin: "tek çık!" :)
Kim haklı sorusuna gelince; ikiniz de haklısınız ama arkadaşının çocukça davranışları olmuş, sen de gereksiz anlayış göstermişsin ve arkadaşına tavrını net koyamamışsın.
İyi eğlenceler...

"Sonrasında 1 aylık planan gezinin 2. gecesinde yolculukta arkadaş rotasını değişitirip ayrılacağını teklif edip gidiyor"

Adam yolun başında senin nasıl bir insan olduğunu anlayıp vazgeçmiş işte. Bence geç bile kalmış, kızlar çığlık atıyor diye sende attığın zaman bırakıp gitmeliydi hemen.

bence sen kız peşinde yollara düşmüş, bakın nereye geldim ben diye sosyal medyada yediğini içtiğini paylaşan bir tipsin.

sadece sana aynen kanka diyenleri tiklemişsin, empatiden yoksunsun. iyi yapmış adam.

Bozuk bir turkce kullanmissiniz, pek bir sey anlamadim. Kimin hakli oldugu belli degil anlamadigim icin.
Ama ilk defa beraber geziye gidiceginiz bir kisiyle ilgili her ihtimali goze almis olmalisiniz.
Can ciger oldugun insanla bile tatilde bozusabiliyorsun, bunlar olan seyler.

bana niye tik atmadın olum? iyi gezmelerin nesini beğenmedin?

bence aradaşın haklı sen haksızsın

sorunu, kendisine karşı kurulmuş olması.

kayabilir ama ancak ekonomik iş birliği çerçevesinde. ne nato türkiye'yi kaybetmek ister ne türkiye batı menşeli silah gücünü uzun yıllar sürecek bir dönüştürmeyi göze alabilir.

güldüm ama kusura bakma :D

nato sovyetlere karşı kurulmuş bir oluşum olduğu için, rusya ile yakınlaşmasından ötürü nato bizi şutlama derdinde. nato'dan çıksak kötü mü olur? olmaz.

rusya ile yakınlaşırsak kötü mü olur? nato'dan farklı olmaz. tek tabanca takılacak kadar da sağlam bir ülke değiliz. sürekli birilerine yamanma derdindeyiz. yenisini bulup sevgilisini terkeden kızlar gibiyiz sdgghdfj

Yapay çeşitlilik yaratma amacıyla bilerek hazırlanan sahneler gibi duruyor.

"farklı kesimlerden ortak duruş" kolpası geldi aklıma.

Siyasetsizlik ve devletin ideolojik aygıtları.

Boylesi daha iyi bence.

asdjdkf baya kendinize eyalet kurmuşsunuz. Biri olsa biri olmayacak büyük ihtimalle.

Ulaşım ve is olarak : DC diyorum.

Portland ya da Seattle'da rahat yaşarsınız ama Portland'da iş zor olabilir, üni ya da com. college'e giderseniz yasal çalışırsınız.

San diego. Hepsini karsilamiyor. Sonuncuyu yani. Ing konusuyo hepsi de meksika kiyisi sonucta. Ama sana far etmez.

olmaz

olma ihtimali var. 2014 de başımıza geliyordu az daha. arkadaşın ticari vizesi vardı almanyadan. biz isveçe gitmiştik. daha almanyaya girmemişti o da. bu seferlik izin veriyoruz gibi bişey demişlerdi. kontrol ediyorlar yani. daha da sıkılaşmış olabilir şu sıra.

tamamen girişteki polisin insiyatifinde.

isviçreyi ne karıştırıyosunuz orası cins. diğer ülkelerde bir şey olmaz.

isveç dedim isviçre değil.
girişteki polisin elinde işte.

adam isvec yazmis, digeri de diyor ki isvicreyi ne karistiriyorsunuz, orasi cins. Giriste sikinti olmayabilir fakat bir sonraki vize basvurunuzda hem hollanda hem de giris yaptiginiz ulke sikinti cikarabilir. Bizden vizeyi almissin, baska ulkeye giriyorsun diye. Digerleri de vize parasini baskasina kazandiriyorsun bizim ulkeye giriyorsun diye sikinti cikartabilir.

not: seyahat acentesinde calisiyorum, basimiza gelmedi degil bunlar.

bollocks çok zekisin karşim yanlış okumuş olamayız zaten di mi sağol
hollanda vizesi iyidir sıkıntı çıkmaz. çek vizesiyle hollandaya gidiyor olsan sorun olabilir derdim de hollanda vizesine sorun çıkarmaz çekler. benim görüşüm bu. periyoduna denk geldiğiniz bir memur hır çıkarabilir.

2gunluk ilk gidecegin ulke icin sahte rezervasyon yap. Bir de vizen olan ulkeye sahte bilet rezervasyonu yap.
Bisey derse hollandada daha cok kalacagim burada sadece 2gun su su yuzden geldim, biletimden de gorebileceginiz uzre zate. 2gun sonra hollandaya gidiyorum diyip gecme ihtimalin cok yuksek.

Schengende asil olay zaten nerede daha cok kalacaksan oradan vize almak.

Metrobuse binilir, zincirlikuyuda inilir, akmerkez e giden otobuslerden veya direkt etilere giden otobuslere binilir 5-6 dk icinde varilir. Akmerkez e giderseniz kapisindan sorarsiniz cok basitce herkes tarif edebilir yine 5-6 dk yurursunuz.

Bu sureler bana gore eger yavas yuruyen veya kaybolmaya mehilli iseniz sureleri iki katina cikarin o zaman da 10-12 dk olur yurume sureniz yani yakin. Ayrica eger cebinizdr 10tl varsa taksiye atlayin zincirlikuyuda rahat edin .

zincirlikuyuda in direk taksi 8 tl yazar.etilere terli terli gidilmez.

Zimcirlikuyuda in, otobus duragina cik. 559c, 43r veya 59k'ya bin, onunde ineceksin.

metrobüs------> zincirlikuyu metro

zincirlikuyu metro-------> levent

levent--------> tabanvay ile akmerkez

metrobüsle zincirlikuyuya gel sonra levente doğru yürü petrol istasyonu görünce sağa dön, orada dt2 geçiyor akmerkezin önünde inersin.

metrobüsle zincirlikuyuda in, oradan direkt önünde ineceğin otobüsler geliyor. bir yere yürümene gerek yok.

yazılım mühendisliği.

ben okuyorum da okulda web programlamayla ilgili pek bir şey yok, olsa da işe yaramaz zaten. ha diploman nerede derlerse "al, okuluna da gittim bak" diye çıkarabiliyosun. diplomayı.

- sürekli öğrenmeyi seven
- adapte olabilen
- sabırlı
- takım çalışmasına yatkın
- uzun süre sıkılmadan çalışabilecek
- "bu ne lan, daha geçen sene yaptık, niye yeni versiyon çıkardınız" demeyip "üç aşamada aktarırız bunu" diyebilecek

biri olman lazım.

işletme.

şaka değil gayet ciddiyim.

iyi yazılımcıların çoğu işletme bilgisinden yoksun. işletme zaten rahat hem vakti olur, hem rahat rahat istediği alana yönelir. hem de en önemlisi projelerini pazarlayabilir.

Bilgisayar bilimleri, kalmadi tabii.artik.ama naapcan

Yazilim mühendisligi. Bu bölümde web programlamaya yönelik derslerden daha cok web programlamanin temeli olan programlama dilleri, yazilim gelistirme sürecleri, database mimarileri, web mimarileri okutulur. Bunlari bilmeden de web programlama yapilabilir elbette ama gelistirlebilecek projeler daha kücük ölcekli kalacaktir. Büyük web projelerinde calisacak kisiden yukaridaki alanlarda egitimli/tecrübeli olmasi beklenecektir.

okuma. kendin çalış. okuduğun zaman bir sürü konuyla alakasız şey de görüyorsun.

Anadolu üniversitesi açıköğretim yeni açılan bölüm var 2 yıllık bir bak istersen

Askeriye seçiyor uzun mu kısa mı olacağını.
Avukatları bilmiyorum ama tahminim kısa dönem.
Gitmişken 3 yıl çalışmak o kadar kolay değil, yoksa herkes dil eğitimine giderdi.
Ben yaptım dövizle askerlik.

isteyeni kısa dönem, isteyeni (eğer kişinin mesleğindeki adama ihtiyaç var ise) uzun dönem alıyorlar. yani yine kişinin isteği ön planda.
askerlik dairesinde ve askerlik şubesinde görev yaptım ve aksini hiç görmedim.
kimisi diyor ki ben kısa dönem istedim bana uzun çıktı, ordu o adama muhtaç kalmış düşün yani! doktor, eczacı, diş hekimi gibi meslekler haricinde ki mesleklerde zaten oransal bir fazlalık var. emin olun bir mühendis, avukat, muhasebeci gibi mesleklerden ziyade orduevine kemancıyı daha çok aramaktalar.
şanlıurfa orduevine bir kemancı gönderilmedi diye zamanında kıyamet kopmuştu.
orduevinin komutanı albay her gün sağı solu arayarak sürekli -kemancı istiyoruz göndermiyorlar diye konuşuyormuş.
personel dairede ki binbaşı ulan varda biz mi göndermedik diye sürekli küfür ediyordu.
ama bize bir avukat gönderin, ya yok mu bi tane elektronik mühendisi gibi bir talep hiç duymadım.
her yan üniversite dolayısıyla her meslekten adam haddinden fazla var.
ordu istemeyeni zorla uzun dönem almıyor.
dövizli askerlik yap, uğraşma.
acemiliğimde 3 avukat vardı hepsi kısa dönemdi.

davet eden ısmarlar, davet yok standart buluşmaysa alman. ayıp olmaz.

Olur tabi. Paran yoksa pahalı aksiyonlara girme.

gidilecek yere birlikte karar verilip gidildiyse, davet durumu da yoksa ayıp olmaz.

yani hars diye benim yediğim şu denmez de, duruma göre, karşı tarafın ısrarına göre ödenir.

"Ben sadece sunu aldim" denirse ayip olur biraz. Ama karsi tarafinkini odememek ayip degil, o cumle isi bozuyor biraz.

önce orta yollu bir şey deneyin, hesap geldiğinde nasıl yapalım bölelim mi filan deyin. o çok yediyse zaten düzgün bir insan yok ya sen bir şey yemedin filan der sana ödetmez kendi yediğini. he malsa zaten hesabın yarısını sana yıkar. hele bir de sen iyice mallık yapıp hepsini ödersen ona hiç yorum yapmıyorum.

O durumda diyelim 100 lük hesap geldiyse, masaya 70 bırakın, üstünü tamamlarsınız diyebilirsiniz. Ama samimiyet önemli.

Kim davet ettiyse o öder.

garsona kartı uzatırken kısaca "ayrı ayrı" diyebilirsiniz. Ben kadın olarak erkek arkadaşlarımla buluştuğumda da onlarda bu tedirginliği hissediyor ve hemen "bölelim" diyerek rahatlatıyorum ortamı :) direkt "ben şunu yedim" demeyin.

"ben şunu yedim" diyen adam net hayvandır.

Karşı taraftan bi işaret gelir o olayın nasıl olacağına dair zaten. Baktın gelmiyor, pos makinası istersin. kartla olunca ayrı ayrıya daha müsait olur ortam. Usul zorlarsın, sinsilik yaparsın.

Hayır zaten en kötü hepsini ödersin, çıkarken "ya keşke hepsini ödemeseydin berkcan" der kız, o da bi kahve falan ısmarlar ne biliyim.

Ya bunun değişik varyasyonlarıyla karsılastım bilmiyorum bana normal geliyor artık. Bi keresinde ilk defa tanısacagım biriyle bulusmustum iki bira ortaya da Kızartma ceşitleri falan söylemiştik hesap sonunda ilk kasaya o gitti ve yarısını söyledi. Baska birisi ise atıyorum ilk biraları odemişti ikinci biraları da ben ödemiştim. Yani bu dating falan değilse olaya hiç öyle bakma.

tahminimce ünlü olmayan 5 civarı. ünlü olan 15 civarı alıyordur. bide bu adamlar her akşam 1 saat haber sunuyorlar. 15ten bile fazla olabilir.

trt anahaberi sunan adam
twitter.com
20 bin bile almıyomuş
en yüksek parayı onun aldığını düşünebiliriz şu an...
oradan hesap et işte...
özel kanallardakiler de 10-20 arası alıyodur deneyimlileri.
deneyimsizleri için ekranda olmak bile bir artı değer olduğu için 10 dan aşağı alıyolardır diye tahmin ediyorum.

ünlü olanın 15 civarı alması imkansız ya, olur mu?

fatih portakal 15'e çalışacak adam mı? reytingleri alt-üst ediyor adam.

Ali Kırca ,Reha Muhtar vb. krema del la krema ünlüler milyon doalrlara transfer oluyorlardı.15 bin liraya bu ünlülerin köpeklerini tasmayla bağlasan yayına çıkartamazsın

adam ünlü olmayanları sormuş.
anchor lar her yerde hayvan gibi kazanır, transferleri de hayvani paralara olur.
benzer şey köşe yazarları için de geçerli onların da isim yapmış olanları uçuk fiyatlara çalışır.
cem uzan zamanında star gazetesine köşe yazarı alırken kimi büyük isimlere açık çek vermişliği bile var.

kopenhag havaalanının alt katında tren istasyonu var malmöye tren kalkıyor.

www.sj.se

Uygun fiyatli olarak kopenhag merkez istasyon ve kopenhag havaalanindan bus4you ve nettbus otobusleri de kalkiyor. Biletleri yalniz internet ustunde satiliyor.

Arabayla mı?

Kısa zaman önce neden Ruslarla ılımlı olmaya çalışıldığını anlamış olduk. Tabi ki Rusya.

tabi ki amerika.

tercih edeceksek rusya. normalde hiçbiri.

Konumdan dolayı rusya.
Konum harici düşünürsek rusya demek aynı zamanda çin ve iran demek.
Her türlü rusya.

İkisi de aynı bok. Türkiye'nin denklem dışına çıkması lazım.

Ben olsam Türki cumhuriyetlerden başlayarak, yeni birlikler kurardım...



.

İkisi de Türkiye'yi öpmeye odaklı ülkeler doğal olarak. Amerika Rusya'dan her zaman daha güçlüydü ve öyle de kalacak. O yüzden Rusya ile yakınlaşmak daha mantıklı olabilir, Amerika istediği gibi at koşturuyor çünkü bu gücünden dolayı. Rusya belki biraz daha sınırlı olur.

Rusya'yla temkinli mesafe her zaman korunmalı. güvenip sırtı yaslarsak sokulacak hançerin ucu akdeniz'den çıkar. "ülkelerin dostu olmaz, ortak çıkarları olur" diyen adam putin. bizim gibi duygusal irrasyonel ülkeyi çıtır çıtır yerler.

İsrail de vardı bir ara.

normalde abd'yi zaten pek sevmem ama son günlerde iyice nefretimi kazanıp midemi bulandırmaya başladılar. rusya, aynı bokun laciverdi ve gerçek şu ki ikisi de türkiye'yi "maşa" olarak yanında istiyor, yani popoyu birine dayadığımız zaman her şekilde sorun yaşar ve "devrilmeye" çok müsait oluruz. yine de ben rusya diyorum. abd'li şerefsizlerin dünyanın polisini oynamasından, her yere sıçramasından bıktım çünkü. gerçi imkânı olsa aynı şeyi rusya da yapacak hatta planlıyorlar şu an, ukrayna osetya suriye falan iyi coştular son 5-10 yılda ama ne bileyim abi sırf coğrafi ve kültürel yakınlıktan ötürü bile ben rusya'yla daha yakın & samimi olmayı tercih ederim.

ağır ukrayna milliyetçisi olarak yanukoviç denen iti ve rus kuklası yönetimi destekliyor değilim ama içten içe "keşke avrupa diye bu kadar yırtınmasalar" demeye başladım açıkçası. rusya-türkiye-ukrayna ve türki cumhuriyetler, yanına da iran ve çin'le güzel geçinirdik bence. karadeniz bizim. akdeniz bizim. sibirya, orta asya falan komple bizim. yani bizim dediğim, bloğun. blokun. ne haltsa. bence ekonomik olarak bayağı iyi olurdu lan.

ha benimki saçmasapan bi ütopya, onu da kabul ediyorum. türkiye'yle esed öpüşüp barışacak, rusya'yla ukrayna barışacak falan filan. bilmiyom. olsa iyi olurdu ama işte. amerika'yı skim. pislikler.

hangi alanda yapacaksin? bazilari siralamaya girememis, bir cogu azinlik okulu. illa usa mi olmak zorunda?
avrupada bu fiyata cok daha iyi okullar bulabilirsin de ondan diyorum.

estonya'da okumak cok kolay, masraflar bayagi dusuk etc.

IT sektorundeyseniz is de var.

Ayni soruyu birkac gun icinde ben de soracaktim kolay takip edebileyim diye yorum yapmak istedim. Takipteyim ben de efendim.

Mesaj atarsanız yanıtlayabilirim.

ielts örneklerini çöz. bir de toefl metin yazma tekniklerine bak. bağlaçların listesini yap. tablo yorumlama gibi ielts'e özgü cümle kalıplarının listesini yap. bu kadar.

O ülkede hali hazırfa yaşamıyorsanız ya da ciddi yatırım yapmıyorsanoz zor.

500 bine özel oturum alabiliyorsunuz. Ama altı miktarlarda orada olmanızı öneririm. Mesaj atarsanız yardımcı olurum.

italya: çalışma iznin yoksa alamazsın şirket kurarak (ama kurabilirsin).

u r etsiz sahis firmasi kurabilirsin, muhasebecin onla çalışacağıni söylersen ücretsiz açıyor.

amaç şirket kurmak mı ? yoksa oturum almak mı ? eğer sadece şirket kurarım dersen estonya. kolaylık ve fiyat olarak en kolayı o. gitmene bile gerek yok. ayrıntı istersen yeşillendir.

lollapaloozade
glastonbury
Primavera
Sziget

www.billboard.com

Wacken var \m/

frequency

Wacken 4-6 ağustos
Download fest hazirandaydı
Rock am Ring hazirandaydı

o şengen vizesi eğitim için alınmadıysa okul işlemlerinde sorun çıkar büyük ihtimalle. onun dışında ingilizce kursuna gideceksen ingilizce konuşulan bir ülkeyi tercih etmeni tavsiye ederim.

konu hakkında zibilyon tane entry, açıklama var. keşke araştırsan biraz.
hatırladığım kadarıyla paran varsa ingiltere başta olmak üzere birleşik krallık. daha sonra birleşik devletler. ardından diğer ingilizce konuşulan ülkeler. bunların son sırasında da sanırım malta.

@garagavun onları biliyorum da bendeki vizeyle anca maltaya gidersin :) Ben prague ,budapeste gibi yerlere gidilir mi yapılır mı onu soruyorum.

Prag ya da budapeştenin anadili ingilizce olmadığı gibi ingilizce bilen insan bulmak da zor. İkisinin de türkiyede ingilizce dil eğitimi almaktan bir farkı yok, ayrıca vizen turist vizesiyse kafana göre gidip eğitim alamazsın diye biliyorum.

avrupada ingilizce dil kursuna gitmeye ne gerek var, irlandaya gitmeyeceksen adamlar zaten zar zor kem kum konusuyor. en fazla irlanda derim, orda da turist vizesiyle adam akilli bi okula girilebilir mi, saibeli

baktim simdi irlandada da sengen yok, e o zaman anadili ingilizce olan bi ulke kaldi mi

Norvec için ben hatları söyleyeyim: chess.no Telenor.no telia.no

Ben chess kullanıyorum 4 Gb yada 5gb internet tam hatırlamıyorum 300 kron veriyorum ki bunun yanında norvec içindeki diger hatlarla konusmak ve sms bedava. İnternet sanki hiç bitmiyor ki gps, video, sesli mesajlasmalar, skype acmak falan telefonu mahvedşyorum ama internet bitmiyor..

danimarka: TDC, Telenor/Sonofon, Telia

Finlandiya: Sonera, Aylık 17 euro'ya sınırsız internet ve ülke içi binlerce dakika arama ve sms.

İsveç için bilen var mı :)

İsveç : tele2, comviq

Takip +1

Almanya'da bir üniversitenin master programından şartlı kabul alıyorsun. Daha sonra bir dil kursuna kayıt oluyorsun. Ayrıca Almanya içerisinde çalışan bir kişiden sana garantör olmasını rica ediyorsun. Garantör bulamıyorsan yaklaşık 8 bin euro civarında parayı bir Alman bankasında açacağın bloke hesaba yatırıyorsun. Bu şekilde öğrenci vizesine başvuruyorsun. Kabul ederlerse 3 aylık vizeni alıyorsun. Almanya'ya geldikten sonraysa yabancılar şubesine gidiyorsun ve sana oturum izniyle birlikte kısıtlı bir çalışma izni veriliyor. Bana dil kursu için iki senelik oturum izni verildi mesela ama genelde bir sene veriliyormuş. Aldığım vizeye göreyse şu an 120 tam gün, 240 da yarım gün çalışabiliyorum.

Toparlayacak olursam; Almanya, öğrenci adayına limitli bir çalışma izni veriyor.

Başka hangi ülkeler var ?

uçak otobüs vapur?
hangisi?
dün seyahat ettim aynı idi.
nereden nereye bide yurtdışı mı içi mi?

uçak billetleri ya ? Yurtdısı uçak biletler.

sebebi dolardaki belirsizlik ve tabi ki ülkedeki belirsizlik olayları bence.
artış yüzde kaç oranında bilmiyorum ancak bana en mantıklı gelen bu.

Bu gözler Avrupa'dan tek yön Turkiye'ye dönüs 830 Euro ekonomi koltugu bilet gördü. Diger havayolu sirketleri iptal ediyor ucuslari. THY tek alternatif kalinca para kazanmak icin beyinleri yandi :(

Gectigimiz gunlerde yasananlardan dolayi bir cok ucus iptal edildi.. Bundan dolayi da bileti olan insanlara ya parasini iade edecekler ya da yeni bir ucusa yonlendirecekler, ucuslar doluysa ek sefer koymak zorunda kalacaklar yok dolu degildiyse mevcut ucuslarda yer ayarlayacaklar.. Bir yandan talep de devam etmekte.. Normal zamanda bile talep arttikca fiyat artar boyle bir durumda yukselmesi cok normal.. Ucus iptallerinden dolayi olusan zararlarini da yansitiyorlardir yogunlugun yanisira..
Hepsine ek olarak dora euro kurlarindaki dengesizlik de var.

"kaç kaç kaç" insanları hiç az değil çünkü. imkanı olan rahat yerlere gidiyor.

twitter da ve facebook ta paylaştım hocam. gerçekten çok acil çünkü. umarım en kısa sürede yardımcı olacak birisi çıkar.

@mahone :)) Dikkat çeksin diye yazdım kardeşim.

İühf'de 4 sene okurken kafanda ne yapmak istediğin şekillenmedi mi? Sevdiğin bi hocan kürsüde ders anlatırken ona bakıp "ben de akademisyen olucam" demedin mi, ya da dersleri çalışırken avukatlıkta hangi alana yönelmek istediğin kafanda belirmedi mi? benim etrafımdaki herkesin kafasında mezun olurken şekillenmiş bir şey vardı, kimi savcı olucam dedi sınava hazırlandı, kimi memleketime döner bi büro açarım dedi, kimi benim notlarım yüksek ben akademisyenlikten yürürüm dedi. Hukuk fakültesinden mezun olunca yapılabilecek tüm işleri altalta yazmışsın hangisini yapsam diyorsun. En az 22 yaşındasın, hayattan beklentilerini biliyorsundur, bence neyi sevdiğini düşün ona göre karar ver.

Yeni mezun tanıdıklarım avukatlık sınavının gelme ihtimalinden dolayı şu an avukatlık yapmak istemedikleri halde hemen stajlarına başladılar. Ne yapacağınız kafanızda netleşene kadar stajı aradan çıkarabilirsiniz.

Aklindaki plan guzelmis işte. Ama ne olursa olsun staji baslat. Kasimda hakimlik sinavi var. Istersen onu bir denersin. Hem adliye staji calismani da engellemez. Ruhsatini al sonra dedigin gibi yurtdisina cikarsin.

Uçsunlar sorun yok 240 tane var onlardan.

Yoo öyle birşey duymuyorum.

yok normal yolcu uçakları geçiyor sadece.

gençler emin misiniz ? Hepsi yolcu uçağı mı ? Bir an vurmasınlar ?

hangi havalimani? turkiye'nin neresi?

atatürk havalimanı

ben atatürk'e yakınım ama olağandışı bir şey yok gibi.

darısı başıma kardeş. tebrikler.

ortalaman kötü de olsa, uzatmış da olsan iühf bitirmen büyük bir avantaj. şu an piyasadaki tecrübeli avukatlar özel okul mezunlarına lise mezunu gözüyle bakıyor. iyi bir büroda kendini geliştirirsen, bi de yurt dışı olursa zaten senin işin tamamdır.

ücretler nasıldır bilmiyorum ama en başta paralarının bizimkinden 3-4 kat değerli olması geliyor. yani senin için inanılmaz olan rakam bir ingiliz için "eh işte" olabilir. ikincisi, üniversite herkesin gitmesi gereken bir yer değil. türkiye'de böyle saçma bir algı var, o yüzden ortalık hem işsiz hem de iş bilmez genç kaynıyor. onlara kızmak da yersiz çünkü ülkede meslek eğitimi yok, ne yapacaklar "ben muslukçu olcam" deyip kariyer hedefini meslek lisesi mezunu olmak olarak mı belirleyecekler?

eğitimin tüm seviyelerde ücretsiz olması gerektiğini savunanlardanım ama üniversitenin paralı olmasına da çok ses etmem açıkçası, dediğim gibi bu kurumlar görevi her gelene diploma vermek olan hayır kurumları değil. türkiye'de ücretsiz de ne oluyor, kaç üniversitenin veya bölümün mezunu o alanla ilgili bir iş yapabiliyor ki?

abd için hiç de öyle eh işte bir ücreti yok üniversitelerin. mezun olan her genç ortalama 50bin dolar borçla başlıyor hayata.

neo liberal dünyada işler böyle işliyor. her hizmetin bir ücreti var. 100bin dolar verip diş hekimi olan mezun olunca tek muayene için 250 dolar alıyor. işsizlik oranı da özellikle üniversite mezunları için türkiye'ye nazaran çok düşük. yani bizim gibi diplomalı işsizler ordusuna katılmıyorsun.

bir de bunun az sulandırılmışı var kuzey ülkelerinde eğitim, sağlık vesaire ücretsiz ama kallavi vergi ödüyorsun kazandığın üzerinden.

İngiltere'de pahalı derken? Bize (international) 13000-17000 pound olan yer onlara £4000 falan. (home&eu students yazar, artık eu kısmını atarlar herhalde:)

Gelirlerine göre yıllık o kadar para da pek bir şey değil. Bizde yıllık 30-40 bin liralık özel üniler ortalama gelire göre baya yüksek.

Ha Almanya gibi sadece küçük harç yatırılıp okunacak yerleri yok evet. O da sistem işte.

Herkes universite okumak zorunda degil cunku

Bu arada bizde de ucretsiz degil. Ha cuzi bir miktar ama ucretsiz degil

Amerika'da özel üniversiteler çok pahalı. E Türkiye'de de pahalı zaten. Okan mokan gibi dandik üniversiteler 40-50 bin lira, orada Harvard 50 bin dolar. State üniversitelerinin ücretleri 10 bin doların altında.

Vergi meselesi. Genelde toplumlar ya vergi almayarak eğitim, sağlık sistemlerini özelleştirme ya da yüksek vergi alarak bunları bedava hale getirmeye çalışıyorlar.

Amerika'da vatandaş olan öğrenciler üniversite için kredi çekiyor ve bazıları 40 yaşında hala o krediyi ödüyor. Yalnız Amerika'nın şöyle bir sorunu var; vergi yüksek. Tamam, petrol ve elektrikli ürünlerden biz daha yüksek vergi alıyoruz da orada brüt maaştan kesilen yüzdeye ve burada brüt maaştan kesilen yüzdeye bakıyorum. Amerika'da eyalete göre değişmekle birlikte iki kata kadar daha fazla vergi kesiyor ama hizmetler daha fazla. Hatta konuyla ilgili şu yazılmış
www.theatlantic.com

Kişisel olarak, herkesin üniversite okumaması ama hak kazananların bedava okuması ve bunun için vergilerimizle destek olmamız gerektiğine inancım sonsuz.

kanıtlayabiliyorsan uğraş ama kanıtlayamıyorsan fırsatçı para koparan biri olarak görülebilirsin.

unut ya. ne diycen. sizin oğlanın bana 2500 borcu vardı mı? saçma olmaz mı?

öyle çok fazla ihtiyacın yoksa helal et gitsin. anlattığın kadarıyla kötü niyet sezmedim ben adamın halinden. belli ki müşkül durumda imiş rahmetli.

Maddi olarak çok köü durumda değilsen, yani 2500 TL çok şey değiştirmeyecekse unut bence.
Trilyonlarca borcu varsa zaten ailesi şu anda o borçlarla uğraşıyordur, söylesen bile ödeyemeyebilirler:/

Helal et. Unut gitsin.

ihtiyacım yoksa uğraşmam.

Kanıtlayamayacaksan bir de üstüne para kopartmaya çalışıyor diye düşünürler. Belki doğru söylüyordur. Adam da ölmüş gitmiş zaten helal et gitsin.

ihtiyacın varsa, ailenin ödeyebileceğini düşünüyorsan ve belgeleyebileceksen talep et.
yoksa helal et gitsin.

kanıtlayabileceksen iste.

Ya niye helal etsin bir sürü para 25 tl değil ki 2500 diyor. Yazışma falan yok mu? Git ise, niye ayıp olsun.

darussafaka'da inip yuru.

yapabiliyorsan neden olmasın.

Kisinin motivasyonuna istikrarina bagli. Mantiksiz sayilmaz.

çünkü elindeki sertifika bir kurumun (milli eğitime bağlı yada değil) bir bilgiyi bildiğine dair onay anlamına geliyor, yani kurum diyor ki evet bu kişi bu sertifikada yazan bilgilere haizdir.

diğer türlü olsa idi internetten atom mühendisi olurduk, avukat doktor olurduk ama olamıyoruz, ancak sanatçı, yazılımcı gibi şeyler olabiliyoruz ama yine de elimiz de belge olmadığından iş bulmakta elinde belgesi olanla yarışmak durumundayız, daha fazla şeyi daha iyi derecede bilmek, anlatmak ve uygulamamız gerekiyor ki kendimizi ispat edebilelim, diğer taraftan elinde belgesi olanın bu ispatı hazır oluyor.

ama tercih meselesidir tabii, bazen gezerek tanıdığın adamın biri sana 10 senede öğreneceğini iki günde öğretiverir, başka bir çerçeveden bakarsın dünyaya, kendini ispatlaman iki gününü falan alır.

Internet uzerinden ogrendigim seylerin haddi hesabi yok. ingilizceyi bastan ogrenmek sikinti olabilir ama eger temel varsa gelistirmek icin birebir. Insanlar "Nasil ingilizce ogrendin?" dediginde "Hayvan gibi bilgisayar oynadim, internette gezdim" diyorum. Saka yapiyorum saniyorlar ama degil.

biraz temelin varsa öğrenebilirsin. British council'in grammar referans kısımları gayet verimli. Kursun sana faydası düzenli çalışmaya sevk etmesi. Aynısını sen de yapabilirsin. Atıyorum her cumartesi-pazar sabah 10-12 arası bir konu çalış. Sonra da gazeteleri, haberleri ingilizce kaynaklardan oku.

Doğrudur kurslar sertifika verir. Ama o sertifikaların çok da geçerliliği yok. Sıkı çalışır bir toefl alırsan o gayet yeterli.

Eksik tedaviden kasit nedir?

Ornegin bacak kirildiginda acilde atele alinir, yarin poliklinige gel, duzeltelim denir. Bu eksik tedavi degildir.

Acil tedavinin belirli sinirlari var. eger durumu daha iyi anlatabilirseniz yardimci olabilirim. Yoksa hastane "ben acil mudahaleyi yaptim, taburcu ettim, gerisi poliklinik isiydi" diyebilir

ip kopmaz. sert değil elastik bir ip. nasıl sünüyor baksana. sert olsa o birden düşüşle kopabilirdi ama bunlar bide yuvarlak çizerek atlıyor yine kopmazdı yani. sadece çevre çok dar. dağa taşa vurup ölebilirler. başka bi risk göremedim.

boş işler
üzüntülerini sunarlar bu güzel bir şey ama teröre açık açık sevinmezler tabi.
ünlü falan olunca daha boş geliyor.

ne yapsınlar amk yazsalar trip yazmasalar trip, ne istiyosunuz?

@basond, abi sana bi şey demedim sen niye alındın, duyuru sahibine diyorum ben.

bence havaalanında olması etkili oldu biraz. daha internasyonel bi ortam falan.

Bugune kadar olan saldirilar icerisinde ozellikle dis basinda en cok dikkat ceken saldiri oldugu benim de dikkatimi cekti. Ozellikle Amerika'da kanallar saatlerce canli yayinla verdiler. Sanirim olayin uluslararasi cok buyuk bir havaalaninda olmasi onlari da endiselendirdi. Bugun New York JFK havaalaninda bomba aramasi yapildigina dair haber vardi mesela.

Kac gun?

stavro 1 ay düsünüyoruz.

1 ayda maksimum 12 şehir gezerdim ben, buna göre;
Amsterdam
Roskilde(festival için dediğini düşündüğüm için burada, festival yoksa yerine bremen olur)
Kopenhag
Malmo
Oslo
Stockholm
Helsinki
Talinn
Riga
Vilnuis
Krakow
Prague