[]

dezenfektan losyonu

selamlar,

hastaneye gittiğimde odalarda ve tuvaletlerde şu sıvıyı gördüm;
www.tipkimsan.com

elime bir fıs sıkıp sürdüğümde -plesibo veya değil- ellerimin temizlendiğini hissettim.

evime de böyle bir şey alayım, bilgisayarımın yanına koyayım diyorum. zira ne kadar dikakt etsem de, annem görse pislikten öleceğimi falan düşünür. haklı da olabilir.

sorum şu;
bu ev kullanımı için mi, bir litre için 13 lira çok pahalı olmasa da, daha ucuzunu bulabileceğimi düşünüyorum. var mı başka öneriniz?

 
dezenfektanları uzun süre kullanırsan ellerinde soyulma yapar, bir nevi alerjik reaksiyon. evde sürekli kullanım için bunlar sağlıklı değil, bir doktor olarak söylüyorum.


  • ayse kadin fasulyesi  (28.11.14 17:57:13) 
[]

vitaminim mineralim eksik mi tahlili/testi

selamlar,

üniversite çağında genç bir erkek bireyim. olabildiğince dikkatli olsam da sağlıklı ve dengeli beslenemiyorum. henüz bir problem kendini göstermiş olmasa da vitamin/mineral vs konusunda vücudumda eksiklik olduğunu düşünüyorum. sevmesem de et yemeye çalışıyor, süt ürünlerini tüketiyor, mevsimlik meyvelere önem gösteriyor, maden suyu falan içiyorum ancak belirttiğim gibi yeterli olduğunu düşünmüyorum.

doktora gidip, eksik gedik bir şey var mı bir bak usta diyebilir miyim? öğreğin bir kan tahlili yapsak ne çıkar? illa bir hastalık bir yamukluk oluşmadan erken mudahale etmek istiyorum. ona göre aldığım gıdalarda daha dikkatli olayım ya da ek takviye alayım.

teşekkürler (tikler gece yarısına doğru gelecek, görüşürüz)

 
genel bi kontrolden geçmek istiyorum diyebilirsin aile hekimine.
hemogram
kolesterol
hbA1c
ferritin
üre
tiroid
karaciğer fonks. falan fıstık bakabilirler.


su ve sebze lafı geçirmemişsiniz beslenmenizden bahsederken. umutmuş olduğunuzu varsayıyorum.
sebzelerin yanı sıra zeytinyağı, okyanus balıkları, ceviz, badem tüketimi de ihmal edilmemeli.
bir de bir şekilde sporu hayata dahil etmek lazım.
  • icemint  (26.11.14 17:45:41) 
ben de aşırı yorgunluk vs. sorunlardan kendime b12 eksikliği teşhisi koydum ve ilaçları kullanmaya başladım. lakin zararlı olduğu konusunda çok ciddi uyarılar alınca bıraktım. aynı şekilde vitaminim mineralim eksik mi diye baktırmak için gitmek istiyorum da sanırım dahiliye bölümüne gitmek gerekiyormuş


  • meyveli yogurt  (26.11.14 18:33:48) 
[]

yayınevinde staj yapmak

selamlar,

yarıyıl tatilinde bir yayınevinde zorunlu stajımı yapmak istiyorum. yayınevinde çalışan/çalışmış olan, bu konu hakında yardımcı olabilecek birileri ya da konu üzerine bir şey söyleyecek birileri var mı? ingilizce ve fransızca bilgim var. (B2 ve B1 seviyelerinde). daha önce 1 seneye yakın yurtdışında bulundum (erasmus). sonra başka sebeplerden tekrar gittim (youth exchange).

staj bulmam konusunda yardımcı olabilecek varsa CV'mi yollayabilirim. yayınevlerine teker teker mail atmayı planlıyordum ben. bizzati gitmem pek mümkün olmadığı için (istanbul'da değilim) mail atmayı, eğer olumlu yanıt verirlerse gidip görüşmeyi düşündüm.

yazacağım mail motivasyon mektubu tarzında mı olmalı?

teşekkürler.

 
çok da kasmana gerek yok. en büyük yayınevlerini hedeflemiyorsan zaten bi yayınevinde çok rahat staj yaparsın. bedavaya çalışacak genç buluyorlar, hemen kabul ediyorlar. çeviri yaparsın yarım yamalak da olsa. imla kontrol edersin falan.

ama tabi motivasyon mektubu tarzı olması iyi olur mail'ın. çok uzatma sadece.
  • dusmanimizkindirbizim  (20.11.14 23:36:44) 
Yayınevlerinde çalışabilmek için yabancı dilin yanı sıra Türkçeyi de bilmeniz gerekiyor. Bunu söyleyince yadırgamayın çünkü bizim memlekette pek bulunmayan bir özellik. Ayrıca, bizzati gibi şeyler yazmazsanız sizin için daha iyi olacaktır. Zira yayınevlerinde redaksiyon yaptırabilirler size. E-posta göndermek en makûl seçenek, çoğu kişi de öyle yapıyor. PDF dosyası biçiminde bir özgeçmiş bir de sizi tanıtan bir mektup yerinde olacaktır. E-postanın içeriğinde staj başvurusu için yazdığınız mektup/önyazı ile özgeçmişinizin ilişikte olduğunu belirterek gönderebilirsiniz.


  • microfiction  (20.11.14 23:42:12) 
Hangi pozisyon bu staj, editörlük mü düzelti mi çeviri mi ne, onu belirtseniz belki daha sağlıklı fikir verebiliriz.

Ayrıca aynen yazıldığı gibi, Türkçenin de iyi olması lazım bu işler için, imla hatası yapmamaya dikkat edin.
  • mutlusismankedi2015  (21.11.14 00:25:08) 
editörlük ve düzelti, ayrıca ufak tefek çeviri işleri.


  • dahinnotha  (21.11.14 00:44:46) 
[]

ucuzundan tablet

selamlar

tablet alacağım. ipad ya da galaxy önerisiyle gelmeyin lütfen. şu kadar iyi ekran şu kadar gb şöyle kamera falan lazım değil. müzik, internet, youtube, fb gibi şeyler kullanacağım en lüks olarak. -ki bunları her cihaz yapıyor.-

tabletteki asıl amacım ders çalışmak, aof'un sitesinde bulunan interaktif dersleri kullanmak, sürekli çantamda ve yanımda taşıyarak arada bir not almak falan. makale okumak falan. internetten konu hakkında kaynak bulmak vs. kısaca not defteri gibi kullanmak. kalem kullanarak not alabileceğim bir özelliği olursa şahane olur. hatta resim, çizim yapabileceksem işin ekstrası olur ama çok da elzem değil onlar.

not: arada bir cafe'ye gidip yazı yazmak istiyorum. tablet'e harici klavye takılabiliyorsa iyi olur. şayet cihazda yazı yazmak, klavyede yazmak gibi rahatsa ekstra bir şey gerekmez.

neler var piyasada? tanımamış ucuz markaları da önerebilirsiniz. orta kalitede bir şeyler arıyorum. aldığım ürün biraz kullandıktan sonra performans sorunu yaratır mı? zira çevremde gördüğüm ve cidden çok ucuza alınmış tabletler var. benim işimi görecek nitelikte. bu kadar ucuz olmasının sebebi bi kaç ay sonra işe yaramaz hale gelmesi mi ki?

altta galaxy tab 3'ten bahsedilmiş. o kadar ucuz muydu onlar? ben de 200-300 arası bir şey arıyorum.

şunu buldum, bahsettiğim özellikleri taşıyor. ne dersiniz buna?
www.teknosa.com

 
ucuz bir şeyler arıyorsunuz ancak yapmak istediğiniz işlemlerde düşük işlemcili modellerde başınız ağrıyabilir. s pen şart değilse en kötü ihtimal asus memopad derim ama siz yine de nexus7 ya da ipad 2/ mini yi de araştırın


  • moody90  (17.11.14 20:50:46) 
merhaba

ilgilenirsen görüşebiliriz (git:www.sahibinden.com )
  • redlabel  (17.11.14 21:19:08) 
7 inç android tabletlerin uçuş modundaki telefondan farkı yok. 7 inç olanların aradığım nitelikleri taşıdığını sanmıyorum.


  • dahinnotha  (17.11.14 21:22:57) 
21 kasım'da tüm bim'lerde.
www.bim.com.tr

  • saklubilig  (18.11.14 08:59:42) 
Yazdıklarını tek tek okudum..

Bunu gönül rahatlığı ile alabilirsiniz..

www.bulabilirim.com
  • white35  (23.11.14 22:46:59) 
hocam kararinii vermis gibisiniz. 9 inch tablet bakiyorsaniz surda en ucuzdan pahaliya dogru gidiyor www.akakce.com hayirlisi olsun,

bu arada galaxy tab 3 kullandim memnundum. suan yazdigim samsung netbookdan daha hizli ve kullanisli idi diyebilirim.
  • kup tuz  (23.11.14 22:59:05) 
[]

200 MB'lık işletim sistemi

selamlar,

usb üzerinden çalışan live işletim sistemleri 1GB'ın altında oluyor çoğu kez. hatta SLAX denilen linux dağıtımı 200 küsür MB.

slax'ın kubuntu ya da diğer linux'lardan aşağı kalır yanı yok. kullanıma hazır geliyor ve firefox, word muadili, messenger muadili, codecleri tam media player oynatıcı falan hepsi geliyor.

sorum şu;
tüm bunlar 200 mb'a sığabiliyorsa, gerek linux dağıtımları arasında gerekse windows ile arasındaki bu dağlar kadar fark neden?

 
windows kapalı kaynak, diğeri açık kaynak. Ayrıca linux altyapısında çalışma mantığı farklı. Çoğu dosya programlar tarafından ortak olarak kullanılıyor. dolayısıyla 10 yazılım 10 dosya ile geleceği yere 1 ortak dosyayı kullanmış oluyor. Yalnız yine de sizin o 200 küsür mb lık işletim sisteminizde herşeyin olduğunu söylemek çok iddialı olur. Genelde o tarz minimal sistemler çekirdek ve çekirdek üzerine yüklenmiş temel yazılımlar ile gelirler.


  • maxhoper  (15.11.14 18:26:10) 
o dosya sistemleri sıkıştırılmış oluyor, ram'e açıldığında yine 1GB civarı yer tutuyor ve tabii ki o dağıtımlarda her bir parça kurulu olmuyor, kde-full dediğiniz zaman dünya kadar yazılım kurulurken usb dağıtımlarında daha az yazılım bulunuyor, yine isterseniz sizde 80MB lik debian'ın netinstall'unu kurabilirsiniz, diğer yazılımları da sonradan ihtiyacınız olduğunda kurarsınız. masaüstü kurulumlarda amaç değişkenlik gösterdiğinden daha fazla yazılım bulunuyor kurulurken.
kernel 2.4 zamanında disk'den boot eden blackdisk diye bişi yapmıştım disketten boot eden ve içerisinde bir kaç güvenlik yazılımı bulunan bir şeydi (kendi kendime boot sürecini öğreneyim diye yapmıştım) o kadar, sonra knoppix çıktı ve her şey değişti :)

  • selam  (15.11.14 18:51:53) 
O tamamen dosya sayısı ile alakalı. Windows sisteminde ortalama 30 bin dosya bulunuyor. Hepsi paket halinde 2.2gb yer kaplamasına nazaran açıldığında 20gb ye kadar çıkabiliyor. Linux sistemi temel açık kaynak mantığıyla çalışıyor. Kodu yaz yemeğin gelsin. Fakat bu durum windows sisteminde yemek hazır oluyor.


  • cetoxim  (15.11.14 19:50:21) 
evet, hepimiz linux kurunca kendi window manager'ımızı yazıyoruz


  • selam  (15.11.14 22:56:21) 
xp'den sonra bu 20gb işletim sistemi olayı başladı
cd'den yüklenebilen son windows versiyonu xp'idi
asıl soru xp'den sonra ne değişti olmalı bence
  • Fakin idiyıts  (16.11.14 13:02:06) 
[]

dosyaları klasörüyle getiren recovery yazılımı

selamlar,
harddisk'imi bilgisayara taktığımda biçimlendirmem gerektiğini söylüyor. içinde veriler var. biçimlendirmek istemiyorum. checkdisk falan çalışmıyor. RAW olmuş diyor.

recovery yazılımlarıyla tarattım, bad sector taraması falan yaptım. fiziksel olarak sağlam. tüm dosyalar da yerinde. hatta recovery ile kurtarabiliyorum. şahane.

lakin,

özellikle resim ve müzik arşivim (ki toplamda 100gb'a yakın) bunlar güzelce tanzim edilmiş, fotoğraflar yerlere göre; müzikler tür ve albüme göre binlerce klasöre yerleştirilmişti. şimdi ben bu recovery yazılımlarıyla kuratırsam sadece dosya dosya alacak ve hedef gösterdiğim yere yerleştirecek. açıkçası çok sevinmeyeceğim.

klasörleriyle beraber, yani eskiden bulunduğu dizinle beraber kurtarabilir miyim kendilerini?

diğer bir sorum ise, bu bahsettiğim şey recovery alanına mı girer? zira harddiskten bir şey silinmedi. kablo girişi bozuk olduğu için yeni bir kutu (hard disk case) aldım. bu nane o zaman ortaya çıktı.

 
Active File Recovery deneyin.


  • atom karincanin torunu  (15.11.14 18:35:54) 
[]

neye alerjim var?

selamlar,

zaman zaman burnum tıkanıyor, temiz nefes alamıyorum. doktora gittim. alerji testi yapıldı bi yerde. sonra sonuçları doktora geri götürdüğümde doktor gitmiş, ptesi gelecekmiş, sonuçları gösteremedim. elimde kağıt var ama sonucu nedir bilemedim.

8 tane damla damlattılar koluma. ikinci damla (902 numaralı, histamin) +++ pozitif yazıyor kağıtta. belli ki bunda bi nane var.

nedir yani şimdi durum?

 
alerjik rinit olmasın. toz falan


  • all girls dream  (14.11.14 14:46:45) 
tahlilde d farinae, d pteron falan var parantez içinde ev akarı demişler ona. her bi şey temiz, histamin yazan dışında. sözlüğe falan baktım da histamin denen şey ünlü bir naneymiş. ancak tahlilde histamin +++ şeklinde yazan şey ne anlama gelir bilemedim.

yakınma mode on:
bu arada evet, işini iyi yapanları tenzih ederim ancak otuz saniyede muayene eden doktora nasıl güvenebilirim ki? o kadar da kötü durumda değilsin diyorlar da de her gece iki üç defa uyanıp su içiyorum burnumdan nefes alamadığım için. en son iki buçuk yıl önce gitmişim doktora, ota boka giden biri değilim yani. buna rağmen başlarından savıyorlar.
  • dahinnotha  (14.11.14 14:51:57) 
histamin işte alerjik reaksiyon verdiği zaman ürettiğin nane :) antihistaminik alıyorsun, geçiyor.

doktordan memnun değilsen, hiç durma değiştir bu arada. alerji burunda gözle kolayca tespit edilen bi nane olduğundan 30 saniyede teşhis koyabilir. ama tedaviyi savsaklamasın... o riniti çeken bilir ayrıca. tıkanmalı olanını da, burnum-gözüm akmaktan kızaranı da yaşadım. ne diyim, allah kurtarsın.
  • no avalon  (14.11.14 15:08:21) 
Histamin kontrol damlası, ona kabarmasan test hatalı veya antihistaminik kullandın testten önce demek.
Kabarmayanlara alerjin yok, her neyse sen bulacaksın veya 20-30 alerjenle tekrar edeceksin. Ki onda da çıkmayabilir belli başlı şeyler deniyorlar. 6 aydan önce tekrar etme, o kadar alerjeni aynı anda almak tehlikeli reaksiyonlar verebiliyor.

  • Lim5  (14.11.14 15:49:08 ~ 15:53:20) 
[]

yunan\antik yunan tiyatrosunda çocuk

selamlar,

çocuk tityatrosu ödevim için araştırma yapıyorum. yunanistan çocuk tiyatrosunu incelemeliyim. yunanca bilmiyorum, ingilizce veya türkçe pek kaynak bulamadım.

sizlerin konu hakkında bilgisi var mı? kaynak\link\haber\oyun bulabilir misiniz? (ing türkçe veya fransızca)

konu dar olduğu için antik yunan'ı da dahil edebiliyorum. sanırım antik yunanda çocuk tiyatrosu konusuyla daha fazla içeriğe ulaşabiliriz.

 
yanlış bilmiyorumdur umarım ama antik Yunan'da çocuk oyunu olduğunu sanmıyorum. Yani tiyatro sahnelemelerine millet ailecek gelirdi ama çocuklara yönelik özel oyunlar yoktu.


  • whoosie  (12.11.14 14:42:21) 
@whoosie, ben de sizin bildiğinizi biliyorum. ailecek geliyorduysalar bu durumda çocuklara yönelik de bir kanal oluşuturulmuştur diye düşündüm. yani antik yunanda tiyatrrolar sadece yetişkinlere değil tüm herkese hitap ediyordu.


  • dahinnotha  (12.11.14 14:56:23) 
tiyatrolar herkese hitap ediyordu ama bunun yanı sıra o zamanki tiyatro anlayışını bugünkü ile denk tutmamak lazım. Tiyatro farklı bir etkinlik gibi, tragedyalar bayağı hayat dersi falan özünde. Zaten tiyatro rolden ziyade şiir sanatı o dönemde. Yani çocuklara yönelik bir tavrı yok zira eğlence gibi değil. Fars gibi komedyalar var da onlar da çocuklara özel değil.


  • whoosie  (12.11.14 15:06:33 ~ 15:06:42) 
çocuk oyuncular ingilterede (elizabeth), çocuk oyunları ise 17. veya 18. yy'da fransada başlıyor diye biliyorum


  • aliscan  (12.11.14 16:37:29 ~ 16:37:54) 
antik yunan tiyatrosu'nda sınıflandırmalar söz konusu değil, ki hatta adı henüz tiyatro bile değil. tanrılar adına yapılan şenlikler. (tragos-odeia=tragedya: keçi şarkıları,komos-odeia=köy şarkıları) o yüzden çocuk tiyatrosu konulu bir çalışmaya antik yunan'ı dahil etmek biraz mantıksız diye düşünüyorum.


  • kral lear  (12.11.14 17:53:20) 
[]

karanlık ihtiyacı

selamlar

özellikle akşam saatlerinde iken ışık inanılmaz rahatsız ediyor. zifiri karanlık istiyorum ama gözlerimi kapatsam dahi bi yerden ışık giriyor gibi oluyor. yatağın içinde yorganın altında kıvrılı buluyorum kendimi. karanlık oda istiyorum kendime. bazen banyoya kapatıyorum kendimi zira evimin sıfıra yakın ışık alan bölümü.

akşam ışıkları kapatıyorum. bu yüzden telefonu da kullanmak istemiyorum. bazen bilgisayarımı da telefonumu da siyah beyaz moda geçiriyorum. sıfır renk. ekran parlaklığı çoğunlukla düşükte.

bunların yanında güneşi seviyorum. öğlen ve ikindi arası salonumun penceresinden güneş vuruyor. o sırada bilgisayarımın başındaysam, evdeysem güzel bi müzik açıyorum pencereden bakıyorum. içimi ısıtıyor. nasıl mutlu oluyorum. "olm manyak mısın dışarı çık avare avare dolaş" diyorum aylaksam, zaman zaman yapıyorum da. güzel oluyor, tavsiye ederim.

ancak havanın kararması ile, özellikle saat 10dan sonra, ışığa tahammülüm gitgide azalıyor. sarı masa lambası ya da odanın ücrasına koyulmuş mumlara tahammül edebiliyorum ancak beyaz ışık zulüm geliyor.

genç yaşta ışığı gördüm demek istemiyorum, mamafih nedendir bu hoşnutsuzluğum? bak şimdi perdelerim açık. içimden şarkı söylüyorum "yeter ki açık olsun perdeleer". akşam olsun pencereye mukavva koymayı, panjur yapmayı falan düşünücem. akşam saatlerinde melatonin hormonu artıyor. o da karanlıkta salgılanan bir hormon, acep ondan mıdır? şartlanma mıdır?

rahatsız olduğumdan değil bu yazdıklarım. nedenini merak etme şeysi.

bu arada, akşam saatlerinde ışığa maruz kalmak (telefon ve PC ışığı dahil) migren, kanser ve türevi hastalıkları yanında getiriyor. zira bu saatlerdeki ışık bazı hormonların salınımını engelliyor ve bu da bağışıklık sistemini göçürtüyor.

 
belki de.
ancak benim ki hastalık şeklinde bir rahatsızlıktan ziyade bir hoşnutsuzluk durumu. linkte yazıldığı gibi, bazen hassaslaştırıp ağrı yapıyorsa da daha ziyade mutsuz ve sıkıntılı hissetmemi sağlıyor. bunun yanında gündüzleyin ise aydınlık istiyorum. gecenin tam tersi.

yorum katabilirsiniz bu duruma. psikolojimle alakalı olduğunu düşünüyorum çünkü.
  • dahinnotha  (07.11.14 08:34:28) 
migrenin belirtilerinden biridir bu.

bir de gece telefon pc gibi cihazlardan gelen ışığı yumuşatmak, sıcaklaştırmak için şöyle mükemmel bir çözüm mevcut:

justgetflux.com
  • saim  (07.11.14 08:50:55) 
[]

kendisi türkçe kaynaklarda hangi isimle bilinir?

en.wikipedia.org

solomon ibn gabirol

kendisi hakkında bir de albüm yapılmış. hangi dilde olduğunu bile anlayamadım ancak onun sözlerinden ve şiirlerinden bir derleme olsa gerek. ablüm hakkında bilgi sahibi olan varsa paylaşabilir de, teşekkürler.
open.spotify.com

 
ibni cebron diye bakın bir isterseniz.


  • whoosie  (31.10.14 09:54:09) 
[]

italyan şiiri

selamlar,

italyan şairler tarafından şiirler bulmak istiyorum.
italyanca bilmiyorum, türkçe çevirisi olacak. italyan edebiyatını, şairlerini hiç tanımam. yardımlarınızı bekliyorum.

 
o kadar açık sormuşsun ki soruyu, hangi dönemden aradığını falan belirtsen daha kesin bir cevap verebilirdim. neyse, kronolojik sırayla birkaç tane yazıyorum -sıralamada hatalar olabilir-:

dante alighieri, cecco angiolieri, petrarca, francesco d'assisi, lorenzo dei medici, torquato tasso (bu biraz daha romana giriyor), vittorio alfieri, giovanni pascoli, giacomo leopardi(özellikle tavsiye ederim), giuseppe parini, ugo foscolo, alessandro manzoni (bu da biraz daha romancı ama olsun), giuseppe ungaretti, gabriele d'annunzio.

1900'lerin ikinci yarısına kadar yazdım, sonrasını pek takip etmedim maalesef.
  • gizemlikovboydankacankertenkele  (23.10.14 20:51:56) 
kendiniz okumak için istiyorsanız, yani ödev için falan farklı şairlerden farklı şiirler istemiyorsanız direkt olarak cesare pavese'nin şiir kitabını öneririm. onun kocaman kitabı vardı içinde tüm şiirlerinin yer aldığı. adı ŞİİRLER idi sanırım sadece öyle geçiyordu. nereye koydum bilmiyorum, bakıcam şimdi bulabilirsem yazarım.

edit: evet sadece şiirler diye geçiyor. kazım taşkent klasik yapıtlar dizisi, yapı kredi yayınları'ndan.
  • pescador  (23.10.14 20:55:13 ~ 20:56:44) 
[]

siddhartha - baroque

selamlar

bu grubun yalnızca bu parçasını biliyorum. haklarında bilgi sahibi olmadığım gibi bu parçanın bulunduğu albümü temin etmek istiyorum. nereden bulabilirim? hala aktif bir grup mudur?

www.youtube.com

 
para ile itunes'tan alabilirsin. bedava istersen soulseek isimli programda mevcut. dağılmamışlar.


  • kafadanbacakli  (14.10.14 02:48:36) 
basılı albümünü bulamaz mıyız, bilgisayar ortamına indirmekten ziyade?


  • dahinnotha  (14.10.14 03:04:20) 
En sevdigim gruplardan biridir ve kimse bilmiyor sanıyordum :) dilerseniz size tum albumlerini verebilirim mp3 olarak.


  • jesterdvine  (14.10.14 09:18:39) 
[]

tren garlarında gördüğünüz eksiklikler ya da olması gerekenler

selamlar, arkadaşım mimari projeödevi için fikirlerinizi bekliyor. kendilerinden bir hızlı tren garı tasarlanması istenmiş. garlarda olması gerekenler, eksiklikler, olmalı dediğiniz şeyler nelerdir? ne olmalıdır? yurt içinde veya dışında hoşunuza giden, dikkatinizi çeken ne gibi şeyler vardı?




 
en yakın otelin nerede olduğunu dair bi bilgilendirme haritası,ekranı gibi şeyler lazım.yada istasyonun 3-5 odalı bi oteli olmalı,sadece yolcuların kullanabileceği,uygun fiyatlı.saatlik de ücretlendirilebililir,yurtdışında bazı hava alanlarındaki otellerde saatlik kalınabilen otellerin olduğunu duymuştum.

mimarlıkla pek alakası yok gibi ama aklıma bunlar geldi işte.
  • iste o bendim  (14.10.14 01:35:02) 
daha çok biletmatik. ben gittiğimde çalışmıyordu ve veznenin önünde korkunç bir kuyruk vardı.
lounge.

  • mesgul ve huzursuz  (14.10.14 02:00:10) 
havalandırma, akustik, iklimlendirme, rahat ve temiz bekleme koltukları hocam. bunlar direk bulunması şart olan şeyler.


  • maxhoper  (14.10.14 02:03:20 ~ 02:03:48) 
görünür yolcu indiğinde kolayca bulabileceği kapsamlı bir info point -olmazsa olmaz- (konaklama/ulaşım bilgileri için)
24 saat açık eczane
döviz bürosu
bağaj emanet alanı
yeme-içme alanı
buluşma noktası -elzem-
bankamatik
self servis bilet alanı
gazete bayii/büfe/kitapçı
çeşitli kılık kıyafet ıvır zıvır hediyelik eşya mağazaları
ücretsiz wifi veya internete bağlanma alanı
elektronik garın çeşitli bölgelerine kondurulmuş gelenler gidenler ekranı, ayrıca ana devasa bir gelen giden panosu
peronlarda su atıştırmalık distributorleri
telefon/tablet/bilgisayar şarj etme standları

ilk etapta aklıma gelenler bunlar, hızlı tren istasyonu olduğu için default olarak yurt dışı bağlantıları da olan bir istasyon olarak ele aldım, aklıma geldikçe ekleme yaparım.
  • nwnd  (14.10.14 02:15:24) 
Avrupadaki garlara benzer bir sey tasarlamak isterse direkt bizdeki avm'nin icine tren rayi cizsin. Hicbir farki kalmaz boylece avrupa'nin buyuk sehirlerindeki garlardan. Nwnd'nin yazdiklarini 5+ avrupa sehrinin garinda direkt gordum pek eksik gozume carpmadi.

Tuvalet yazildi mi goremedim ama insanlari mc donalds a mecbur etmemek gerek bu cagda el yuz yikamak icin, ustelik parayla.

Eger gar geceleri kapanmiycaksa, korunakli ve kolay isinan bos alanlar olmali aktarma bekleyenler icin. (Bekleme salonunu kapattiklarini gordugum icin diyorum)
  • kegums  (14.10.14 03:26:50) 
mescit olsun. içinde uyumak için iyi oluyor.

not: ateistim.
  • siradisi00  (14.10.14 09:53:24) 
eskisehirdeki yenilen gar ile orta peronda inen yolcular 1. perona raylarin ustunden yuruyerek geciyorlar carpilip gidecekler en ufak bi kusurda onlem alan da yok


  • jedilance  (14.10.14 13:38:03) 
olması gereken sayılır mı bilmiyorum ama okunmuş gazete noktası, sadece marmaray sirkeci durağında görüp çok hoşuma giden bir icat. bilmiyorum evropa'da amariga'da falan da var mı. ben sürekli gazete alırım ve geri dönüşüm noktası her yerde yok. hem gazeteyle arası olmayan insanlar bile vakit geçsin diye yolda okumak için gazete alıyor. o gazeteleri bu noktalara bıraksak, güzel güzel geri dönüştürülseler çok hoş olur.

küçücük bi' şey yani zaten, OKUNMUŞ GAZETE NOKTASI yazıp altına gazetelerin koyulabileceği bir kutu tarzı bi şey koyacaksınız. bence bu eklenebilir. elzem değil ama çok şirin ve güzel bir detay. yapalım bunu.
  • pescador  (14.10.14 13:45:42 ~ 13:46:45) 
güvenlik noktası, gar güvenliği için.
mümkünse metro-otobüs hattı bağlantsı
park alanı
arzu dahilinde istasyonun inşaa edileceği bölgenin demiryolu/ulaşım tarihine, belgelere vs ayrılmış kalıcı sergi alanı. yanına ilave geçici sergilerin yapılabileceği bir alan.
gar personeli için ayrılmış ofisler
gar ekipmanı için depolar (en basiti temizlik araç gereçleri, toplu yük taşıma arabaları vs için)
lostra salonu
berber/kuaför
  • nwnd  (14.10.14 14:29:13 ~ 14:29:49) 
[]

ekranın belirli bir bölümünü karartmak

selamlar,

dizi sitelerinde ya da eklentiler vasıtasıyla youtube gibi servislerde video dışında kalan yerler kararıyor ya, ona benzer bir eklenti arıyorum.

imleçle seçtiğim alan dışında kalan tüm yerler kararsın istiyorum. nasıl yapabileceğim hakkında bilgifikir sahibi olan var mı?

 
:) işin program boyutunu bilmiyorum sadece fikir yürütüyorum. ekranın boyutlarında bir siyah kartonun istediğin video boyutunda bir pencere şeklinde kesip ekrana yapıştırarak çözebilirsin :D


  • emfuzi  (26.09.14 00:54:12) 
@emfuzi, :)

evet bu da işe yararayabilir tabi. yazılımla çözebilmek hoşuma gider. bunu da plan b olarak düşünelim tabi.
  • dahinnotha  (26.09.14 00:56:20) 
[]

amazon kindle pp2 aldım

selamlar

n11.com üzerinden kindle pp2 satın aldım ve az önce elime ulaştı.

şimdi ilk adım olarak yapmam gerekenler nelerdir?

türkçe dil seçeneği yoktu. ingiltere yaptım. türkçe seçenek olmuyor muydu cihazda?

cihazı açtığım gibi amazon'a bağlanmam gerektiğini uyardı. sanırım yurtdışındayken bir üyelik almıştım ve onunla login oldum. ben meritokrasi'nin paylaştığı kitapları okumak istiyorum özellikle. direk cihazıma atsam okuyabilir miyim (calibre ile dosya biçimini vs değiştirdikten sonra) yoksa jailbreak (?) falan yapmam gerekecek mi?

login olmuş olmam korsan içerik okumama engel mi bir başka deyişle?

dikkat etmem gereken bir şey var ilk adımda?

 
peki cloud'a attığım mobi formatındaki bir kitabı nasıl yükletebilirim cihaza?

usb kablosu ile bağlamadan, calibre'yi kullanmadan atamıyor muyum?

readibility'de bir kaç makalem vardı okumalık, mail ile cihazım@kindle.com adresine gönderdiğimde anında senkronize oluyor ve o makaleler amazon cloud hesabımda görünüyorlar. (azw biçiminde) ancak bilgisayarım üzerinden yüklediğim mobi formatındakiler kindle'da cloud'da görünmüyor.
  • dahinnotha  (19.09.14 21:39:58) 
[]

pi sayısı bulmaca hakkında

selamlar

pi hakkıdna bir yazıda paralel çizgi ve iğne yöntemi ile pi sayısını bulamktan bahsetmiş. alakayı anlamadım? benim bildiğim çevre bölü/yarı çap şeklinde bulunur pi sayısı. peki bu verilen deneyde nasıl çıkabiliyor?

"Pi’yi evinizde kolaylıkla bulabilirsiniz

İlk kez 1733’de bir Fransız matematikçi, Georges Buffon tarafından ortaya konan ve onun adıyla anılan deney 1812’de LaPlace tarafından bir probleme dönüştürülmüştür. Problem şöyle. Önünüze bir temiz kağıt alıp üstüne “a” aralıklarla paralel çizgiler çizin. Sonra elinize, boyu “a”dan küçük olan bir iğne alın. İğnenin boyuna da “b” diyelim. (b<a) İğneyi rasgele kağıdın üstüne çok kez atın. İğneyi kaç kez attığınızı ve kaç kez iğnenin çizgilere değip değmediğini not edin. Bir çizgiye değen iğnelerin, toplam sayıya oranı b2b/πa olarak verilmektedir. "

www.ilgincbirbilgi.com

 
Monte Carlo Simulasyonu'nun cikis noktasi kabul edilir bahsettiginiz yontem. Garip sekillerin alanlari, kumar makinelerinin olasiliklari vb. problemler benzer deneyleri uzun sure gozlemleyerek cozulebiliyor.

Buffon'un ignesi problemi ve cozumu asagidaki linkte mevcut:

en.wikipedia.org
  • luthier  (18.09.14 00:36:32 ~ 00:37:19) 
[]

kişisel gelişim müfredatı

selamlar,

kişisel farkındalık, dünya-toplum-etik, üretim-tüketim, dinler ve yaratılış gibi konuların dahil olduğu bir reçete hazırlamak istiyorum kendime. bahsettiğim terimler çok geniş ve belki yüzlerce kitap okusam bile doygunluğa ulaştıramayacak bir alan. fakat bir şekidle başlamak istiyorum.

kişisel farkındalık 101 diye bir ders oluşturalım mesela. dersin içeriği ve kullanılan materyaller neler olmalı? nasıl bir yol izlemeli? kişisel farkındalık ve kişisel eğitim deyince sizin aklınıza gelenler başka neler? başka hangi konu başlıklarını da içermeli?

ps: sosyal bir bölümde üniversitesi öğrencisiyim. kime sorsak okuldan, eğitimden, şartlardan hiç bir şeyden memnun değil. ben de değilim. ama en azından kişisel olarak üzerime düşeni yapan ve kendimi eğitmek istiyorum. duyuruyu bu çerçevede yorumlayalım.

 
iletişim,çatışma ve kurumlar hakkında sana yeter www.idefix.com


  • intern in the house  (17.09.14 17:35:41) 
ben şu kitabı ve serinin diğerlerini edindim.

www.idefix.com

seride ekonomi kitabı, dinler kitabı, felsefe kitabı ve psikoloji kitabı var. orijinal serinin diğer kitapları da yakında gelir. fırsat buldukça okuyorum. ilgimi çekenleri de farklı kaynaklardan daha detaylı araştırıyorum. kitaplar ilgili konularda tam anlamıyla 101 :)
  • silent storm  (17.09.14 18:49:30) 
Bilgi kazanmak, öğrenmek, kendini geliştirmek istiyorsan silent strom'un önerdiği gibi kitaplar son derece işe yarar. Onun dışında kişisel farkındalık için öncelikle fütz analizi yapabilirsin kendine. İlgi alanlarını oturup yazabilir ve hangi konularda yetersiz olduğunu belirleyip o konulara yoğunlaşabilirsin. Okulunun kariyer kulübü vb oluşumları varsa katıl derim. İlham almak için kendi alanındaki ya da tarihteki önemli insanların hayatlarına bir göz at. Bakış açını genişlet.

Kullanılan materyaller demişsin de internet gerçekten mükemmel bir araç. Belgeseller, tartışma programları, kitaplar, sanal turlar vs derken epey görüp, okuyup, dinleyebileceğin çeşitli kaynaklar mevcut. Biraz da ne aradığına bağlı. Naçizane önerim öncelikle bölümünle ilgili konularda kendini geliştirip ilgi alanlarınla bu bilgilerini pekiştirmen. Mesela iletişim okuyorsan beden diliyle ilgili belgeseller, zihin kontrol yöntemleri vs araştırabilirsin. Siyaset bilimi okuyorsan değişik tarih kaynakları veya araştırmada kolaylık sağlayacak 2. bir yabancı dil alternatifin olabilir. Bu okumalar sınavlarda da işe yarar zaten olayları çok yönlü ele alabilirsin bu da ezberci kitap cümleleriyle sınav verenlerden birkaç adım öne taşır seni. Fark edilirsin.

Biraz da idealize et mesela, sence farkındalığı yüksek biri nasıl olmalı? Diksiyonu düzgün? Kuralları olan? Her alanda başarılı? Tek bir alanda uzman? Mükemmeliyetçi? Sen nasıl biri olmak istiyorsun? Bunları oturup mutlaka yaz. Kafadan düşününce aynı etkide uygulamaya dökülemiyor.

Naçizane yazdım hata ettiysek affola.
  • buzbebek  (17.09.14 19:42:56) 
[]

yalnız insanın oynayabileceği oyunlar

bilgisayar oyunu değil. board game (=türkçesi ne bunun), kağıt üzerinde oynana oyunlar.

satranç gibi, dama gibi, harita kapmaca, kızma birader falan filan gibi oyunlar ama tek kişi için.
tek kişilik iskambil oyunları önermeyin lütfen. iskambil dılında bir şeyler arıyorum.

 
solo test
sudoku

  • orange coffee  (17.09.14 17:09:12 ~ 17:09:22) 
o dediğin oyunları tek başına oynayarak çok süper pratik yapabilirsin. tavla mesela. zar at beyazı oyna. tekrar zar at siyahı oyna. kendi kendinle oyna.

aynısı satranç için de geçerli.
  • kibritsuyu  (17.09.14 17:09:40) 
kağıdı bilemem ama, rubik küpü de tek kişilik...


  • franz kafka  (17.09.14 17:28:43) 
(bkz: hearthstone heroes of warcraft)
aslında bildiğin kağıt oyunu.

  • yalnux  (17.09.14 17:52:08) 
@yalnux
bilgisayar aleti üzerinden oyun oynamak istemediğim için kağıt oyunu diye belirttim. çıktısını alıp oynayabileceğimizi sanmıyorum. bilgisayarsız falan oynanabilir mi bu oyun?

  • dahinnotha  (17.09.14 17:58:56) 
yani, isterseniz yapabilirsiniz, oyundaki kartlar zaten belli, sadece özelliklerini hazırladığınız kartlara yazarak kendinizce desteler yapabilirsiniz ve iki tarafın elini de oynayabilirsiniz.
ama tüm kart oyunlarında olduğu gibi sürpriz olasılığı ortadan kalkar.
gerçi bu oyunda ben yeni olsam da, bir süre sonra sürprizleri de hesaplayabiliyorsunuz aslında.
www.hearthhead.com
  • yalnux  (17.09.14 18:04:33 ~ 18:05:36) 
[]

e kitap okuyucu almaca

selamlar,

her gün bu konu hk bir çok başlık açılıyor. her birini takip ettim neredeyse. en sonunda kindle pw2 almaya karar verdim. araştırdıkça çıkamıyorum işin içinden.

neyse, hangi siteden almalıyım? n11 ilk aklıma gelen yer. duyurulara verilen cevaplarda hep orasını görüyorum.

kılıf gerekli mi? en aşağı 80 küsür liraya görüyorum kılıfları. ne için o kadar pahalı?

 
kılıfa o kadar para vermek gereksiz. ebay'den aldığım 10 dolarlık kılıfı kullanıyorum, mis gibi.


  • black sabahat  (15.09.14 15:04:41) 
kılıflar o civarda zaten bi de alet büyük.dandik telefon kılıfları bile 20 lira. çantanız varsa gerek yok bence kılıfa bi anda yüklenmek istemiyorum bütçeye diyosanız. b de şimdi baktım yine senin 80tllik kılııf mıknatıslı. bi zahmet 80 olur o.

ben ingiltereden alcaktım istanbul bilişime bakıyım dedim istanbul bilişimde daha ucuz. ama şimdi n11'e baktım orası daha ucuzmuş oradan al.
  • acukali ekmek  (15.09.14 15:04:53 ~ 15:05:38) 
Ben n11'den aldım, kılıfı evde kullanmıyorum ama dışarı çıkarırsam diye aliexpress'den altı dolara aldım, kargo bedava, sakın gidip 80 lira verme kılıfa, aynısı. Mıktanıs dediğiniz şey iki üç lira.

www.aliexpress.com

n11'de pepsi kampanyası var bir de, çok değil ama 11 tl indirim veriyor.
  • i was made for you  (15.09.14 15:25:58 ~ 15:29:04) 
[]

maden suyu şisesi değerlendirmece

selamlar

elimde takriben 100adet maden suyu şisesi var. cam geri dönüşüm şeysine atarım diye biriktirmeye başladım. bulunduğum yerde de yok. sonra da alışkanlık oldu atmadım. nedenini bilmiyorum. evde saklar oldum. bi çeşit hastalık ya da takıntı olsa gerek.

yalnız -neden bilmiyorum- camdan üretilmiş şeyler için "içindekini içtim, kabını atayım" diyemiyorum. sanki o şişenin misyonu henüz bitmemiş gibi geliyor. çöpe atmaya kıyamıyorum bi şekilde.

değerlendirmek istiyorum bunları. ne yaparım nasıl yaparım?

 
ayrı poşetle çöpün yanına koyun. kağıt toplayıcılar alır onu.

şimdi çok affedersiniz, duyurunuz aracılığıyla içimi dökmek istiyorum.

çevreye duyarlı olduğunuz için tebrik ederim. ama ben olsam hepsini doğrudan çöpe atarım. "bulunduğum yerde yok" ne demekmiş? niye bu işin asıl muhatapları da azıcık çevreye duyarlı olup cam kavanozu koymuyor da insana eziyet ediyor?

tap'ı aradım pil kutusu istedim yolladılar. kutu doldu. gelin alın diyorumi yok alamayız. ee napıcam bu pilleri, market, hastane, okul mokulda kutular var götür at. ne kadar market gezdiysem civardaki marketlerde yok. arkada teknosa var, orada yok. okullarda yok. hastane zaten civarda yok. elime bi kutu pille kaldım. tap denen kurum görev edindiyse gelsin alsın. gelemiyorsa market ruhsatı alan her yere pil kutusunu zorunlu koydursun, ceza kessin. ben niye uğraşıyorum lan? sizinki de o hesap. kaldırın atın çöpe. toplamayı görev edinip işini yapmayan kimse o yansın derdine.
  • kibritsuyu  (15.09.14 13:48:59) 
geçen gün bizim şirkette bi hatun topluyordu, sebebini öğrendim. Kız kardeşinin kına gecesini organizasyon şirketi hazırlıyormuş. Soda şişelerine mum vs. koyup enteresan bir sunumları olacağı için bizimki boş şişe topluyordu. değişik.


  • Absinthe75c  (15.09.14 13:54:33) 
çöpe at zaten onları toplayıp geri dönüşüme veren insanlar var.


  • r_u_h  (15.09.14 13:57:42) 
çöplerde her türlü cam, pil, kağıt ayrıştırılıyor zaten, para hep onlar birileri için. o yüzden çok üzülmeye gerek yok. geri dönüşüm kutularına atarak onların işini kolaylaştırmış oluyoruz bir nevi. kötü mü, iyi tabi. ya da yardım dernekleri falan geri dönüşüm kutuları koyuyor ki gelir elde etsinler. bak bu en iyisi.


  • tuyra  (15.09.14 14:01:10) 
[]

sözlükte nick değiştirmek

selamlar

sözlükte nick değiştirmenin mümkün olmadığını biliyorum. onun yerine yeni bir üyelik alsam, hem yenisinden hem eskisinden yönetime mesaj atarak durumu açıklasam ve desem ki, dahinnotha nickli hesabımın gerekirse silinmesini, fakat yeni aldığım üyeliğimin yazar yapılmasını belirtsem. kime mesaj atmalyım?

özetle; şuan zaten yazarlığım var. ancak zaten yazmıyorum ve bir çok entry'mi de yakın zamanda sildim. bunun yerine yeni üyeliğimi yazar yapsınlar, olur mu?

 
vallahi ssg'nin gerekli durumlar dışında bikaç kişiye torpil geçip bu tip şeyler yaptığını biliyorum. çaktırmadan ona sorcan


  • bay meraklı  (15.09.14 00:02:52) 
kanzuk'a göt verirsen belki.


  • baldur2  (15.09.14 00:07:44) 
"anonimliğin sağlanması konusunda destek veriyoruz yazarlara" deniyordu sanki bir ara. bu nick'ten dolayı başın derde girecekse yahut kimliğin ifşa olacaksa yardım ederler herhalde.


  • iron  (15.09.14 00:11:43) 
anonimliğin sağlanması için mi :D
ulan daha savcılığın istemesini beklemeden bilgileri veriyorlar savcılığa.

  • baldur2  (15.09.14 00:15:12 ~ 00:15:46) 
Böyle bir şey mümkün değil. Anonimliğin korunması için çoklu hesap sistemi serbest bırakıldı, bu sayede yazarlar isterlerse 150 ayrı hesap açıp anonimliği yok oldukça yeni hesaplarını kullanabiliyorlar.


  • angelus  (15.09.14 00:21:15) 
@baldur2 : öncesinde durum o, sonrası için benim dediğim. (bkz: #24172162) aha da yazdığı entry'i de buldum valla.

şöyle demiş :
"yargiya sevkedilmis konular uzerine yorum yapamiyoruz ama benim burada gordugum en buyuk risk yazarlarin kimliklerinin dava dosyasina gecmesinden dolayi "anonimliklerini kaybetme" riski. bunu telafi icin eksi sozluk olarak bu sekilde magdur olan tum yazarlara yeni bir hesapla devam etme imkani verecegiz. "

burdan yürünebilir bence. ille de hakkınızda dava açılmasına gerek olmaması lazım "anonimliği kaybetme" riskinden yürünür.
  • iron  (15.09.14 00:23:17 ~ 00:24:43) 
abi o anonimlik muhabbetleri falan her şey çok eskidendi. nick değiştiren de olmuştu anonimlikle evet. lakin şu an kimse kimseyi siklemiyor. ssg'ye de mesaj atsan bunu yazsan cevap bile atmaz muhtemelen.

boşa uğraşma yani.
  • xenophobe  (15.09.14 00:27:59) 
[]

makalelerdeki başka dillerdeki karşılık

selamlar,

tam bilemedim başlığı, şöyle anlatmaya çalışayım. örneğin wikipedia'dayım. okuduğum madde türkler. çinlilerde şöyle, bunlarda böyle diye belirtiyor.
"...geçer (Çince: 突厥 Pinyin: Tūjué; Wade-Giles: T'u-chüeh, Guangyun: dʰuət-kĭwɐt), 552-744 yılları arasınd..."

şimdi bu okunuşlar hangi alfabeye göre? IPA'ya göre mi seslendiriliyor bunlar? muhtemelen bu adamların alfabesi latin alfabesi değil, latin'e çevrilirken ne baz alınmış? umarım anlatabildim sorumu.
teşekkürler.

 
Bunlar hep kendi dilinde. Latin alfabesi kullanılmayan dillerde harflerin latin harflerine çevrilme işine romanizasyon veya latinizasyon deniyor. Bunlar da onun latinize edilmiş halleri olabilir. Örnek:
kyongilgirlsmiddleschool.files.wordpress.com

Yukarıdaki dillerin alfabelerini bilmiyorum ama eğer Pinyin dilinin alfabesi farklı ise, bu yazılan onun romanize edilmiş hali.
  • aychovsky  (14.09.14 19:10:43 ~ 19:12:56) 
peki bu romanizasyon ya da latinizasyon denilen işleme göre çevrilmiş olan kelimeler neye göre seslendiriliyor? bir standart oluşturulduğuna göre örneğin bir fransız ile bir türk'ün çıkardığı ses de aynı olmalı, değil mi?


  • dahinnotha  (14.09.14 19:31:40) 
Kendi dilinde nasıl ise o şekilde okunuyor. Örneğin, Sırbistan Kiril Alfabesi'ni kullanıyor ya; orada diyelim ki o alfabe ile bir şeyler yazıyor. Sonra, bunu romanize edince diyelim bir tane harfi y. O harf Sırpça'da u diye okunuyor, dolayısıyla u diye okunmak zorunda. Standart değil, ama standart olan bir şey var. O da IPA (International Phonetic Alphabet) sembolleri. Ancak bunlarla yazıldığında, o okunuşun ne olduğu dünya çapında standart.

en.wikipedia.org
1esoe1011.files.wordpress.com
  • aychovsky  (14.09.14 19:37:59 ~ 19:40:32) 
[]

takipçi arttırma siteleri?

bu siteeler ne işe yarıyor? neden insanlar takipçim olsun falan diye bir yerlerini yırtıyorlar? twitter'da saçma sapan hashtag'ler görüyorum her gün: bilmem kimle takipleşme, takip adında takip ederim falan filan. amaç ne?

bu siteler nasıl bu kadar revaçta oluyor?

bir diğer şeyse, bu siteler nasıl çalışıyor. 250 lira ver altı saatte 10bin takipçi diyorlar mesela. nasıl işliyor?

genelde 13 15 yaşında ergenler mi kullanıyor böyle şeyleri yoksa yaşı 20leri aşmış olup da "bak lan benim kaç tane takipçim var" diyenler de var mı?

twitter vs gibi şeylerde reklam olayını kullanıyorlarsa ve o yüzden takipçi arttırıyorsa millet, reklam verenler bu hilenin farkında değil mi, hala reklam veriyorlar?

instagram ve twitter hesaplarım var. hiç kullanmıyorum. hesaplar öyle açık sadece. arada bi giriyorum belki işe yarar diye, twitterda "karşılık takip" instagramda ise yemek ve kız görüyorum sadece.

 
valla bende anlayabilmiş değilim. niye takipçi satın almak isteyeyim ki ? tanımadığım insanlar beni takip etse ne olur. şirket sayfası falan olsa neyse de..


  • fallthepieces  (14.09.14 14:17:33) 
Satış yapan insanların takipçi yazılımları var, bu yazılımlarla takipçi havuzu oluşturuyorlar. Ücretsiz RT/FAV uygulamasını kullananlar bu havuzda toplanıyor, siz parasını verip takipçi satın aldığınızda satış yapan kişi bu havuzdaki kullanıcıları sizin hesabınıza yönlendiriyor. Bunlar genelde gerçek kişiler olmakla birlikte bot diye tabir ettiğimiz yazılımlar da olabiliyor. Sistem kabaca böyle işliyor.


  • angelus  (14.09.14 14:24:21) 
yani RT fav uygulamasını kullananlar o havuza düşüyor ve farkında olmadan satın alan kişiyi takip etmeye mi başlıyor?


  • dahinnotha  (14.09.14 14:27:43) 
benim de anlamadığım götü boklu ergenlerin nasıl binlerce takipçisi oluyor? daha doğrusu onlar kimki takipçisi oluyor amk.


  • geberix  (14.09.14 14:27:53) 
Yok hayır farkında olmadan değil. Ücretsiz olmasının amacı bu zaten; seni havuza almak. Havuza giren kişi bunu biliyor. Satış yapan kişi tarafından başka hesaba yönlendirilirse unfollow yapma seçeneği var.

Binlerce takipçi olmasının sebebi, takibe takip sistemi. Yani sen onu takip ediyorsun diğeri seni. Böyle böyle binlerce takipçiye ulaşıyorlar. Takip ettikleri kişiyle takipçileri aynı orandadır dikkat ederseniz.
  • angelus  (14.09.14 14:31:51) 
o zaman bu insanlar nasıl bir ego tatmini peşindeler? aklıma başka bir amaç gelmiyor, ergenlerin ego tatmini diyorum sadece. "benim şu kadar takipçim var" falan demek için. (kardeşim de onlardan).

guru mu duyuorlar, haz mı alıyorlar böyle "takipçi kasınca"? kaldı ki sen beni ben sei, hadi takip hadi takip modu var sadece. ee?

(reklam, pazarlama gibi profesyonel şeyleri hariç tutuyorum)
  • dahinnotha  (14.09.14 14:34:51) 
Olayın spesifik bir amacı yok tabii, tamamen "Benim şu kadar takipçim var" mantığı. Ki bu kişiler genelde liseli oluyor, ben o yüzden çok garipsemiyorum.


  • angelus  (14.09.14 14:37:15) 
o kadar basit değil olay, şöyle güzel bir yazı var:
medium.com

  • insan opusen hayvandir  (14.09.14 14:46:41 ~ 14:47:10) 
denklerine hava atıp kendi zavallı egolarını tatmin etmek için. piufff kç takipçm vr snle mi uğrşcm yaaaaa demek için.

thodex'ten dolandırılıp devletten ayrıcalık bekleyenler gibi düşün. hakkıyla değil hileyle kazanmak isteyenler için birebir.
  • timmie  (07.07.21 22:57:59 ~ 22:59:14) 
[]

ben bu filmi anlamadım

selam size duyurunun cengaver sinefilleri. 16 dk'lık bir kısafilm. çek s,nemasından. yönetmenin diğer filmleri de hep eleştri. bunda da bir eleştiri olduğu belli. ama tam olarak bilemedim nedir ne değildir.

sinegoz.com


 
Van Gogh'un "A Pair of Shoes"unu hatırlattı bana o ayakkabı sahnesi...

(bkz: http://en.wikipedia.org/wiki/File:VanGoghShoes1885.jpg)

zengin fakir ayrımını düşünürsek biri burjuvayı diğeri sıradan bir insanı temsil ediyor. Burjuva eleştirisinde Passolini'nin filmlerinden etkilenmiş. Bunu biraz daha deneysel bir yöntemle anlatmaya çalışmış... bertolt brecht'in "aç insan ahlakını yer" sözünü de hatırladım izlerken... son kısmı ilginç bir şekilde her karakterin kendince özendiği organını yemesi de ilginç. adam elini yiyor, demek ki sol eli önemli, futbolcu ayağını, kadın göğsünü, göbekli adam ise cinsel organını...
  • osmanyueksel  (14.09.14 00:34:04 ~ 21.08.15 23:15:33) 
[]

blackberry trackpad i bozuldu

selamlar

curve 8520'nin trackpad'ı (joystick)i bozuldu. basarak seçim yapıyor ama sağa sola dönmüyor. trackball'ı çıkarıp bir iki defa taktim belki gevşemiştir diye ama hala sağa sola kaymıyor.

amazon, ebay, alixpress'ten baktım. ortalama olarak 15 20 günde gelecek. gittigidiyorda da var. onlar da 2 3 katı fiyata satıyorlar ama beklemekten iyidir sanırım.

--
sorum şu: trackpad durup duruken neden bozuldu? internetten baktım, gevşemiştir açıp bi temizlieyin diyor. açtıp baktım sorun çözülmedi.

miyadı dolmuştur diye düşündüm de, joystick'i değiştirmeden düzeltmenin bir yolu var mı acaba? ne olmuş olabilir?

muhtemelen yenisini alıp taksam düzelecektir. gittigidiyor dışnda nerede bulurum? (istanbulda değilim)
urun.gittigidiyor.com

 
Blackberrylerde kroniktir bozulmasi. O yuzden sebep aramayin. Genelde degistikten sonra bi daha bozulmaz ama.


  • c1b2k3  (11.09.14 17:26:49) 
Bulduğun fiyatı söylersen çalışır durumda ikinci el konusunda yardımcı olmaya çalışayım


  • Humanimal  (11.09.14 17:51:23) 
[]

maya astrolojisi üzerine

selamlar

bu konuyla ilgilenen var mı? ilgilenmiyorsanız sorum anlamsız gelecektir çünkü.

bu konu hakkında detaylı bilgi edinebileceğim bir site biliyor musunuz. türkçe olmasını tercih ederim.

öz burç, kozmik burç, traceno burcu, hayat ağacı vs her şeyi biliyorum da bunların ne işe yaradığını, bundan ne anlamam gerektiğini pek bilmiyorum.

mayaburcum.com üzerinden baktım da, detaylarını görmek için ödeme yapmak gerekiyor. ödeme yapmadan bir şeylere ulaşmak istiyorum.

 
bi orası var. Fatih keceliogluydu galiba site sahibinin adı. Facebookta bul dicem ama gunluk burc yorumlari vardı en son. Sureklı copy paste ve site linki. Degisiklik yapmamistir herhalde. Egitim filan da veriyodu. Ucretsiz bulamazsin kısaca. Aklımda kalanlar bunlar. Zaten kısıtlı bi alan kimse bisi bilmiyor gercekligi varsa da.
Seni vedik astrolojiye alalım

  • denne  (09.09.14 23:51:16) 
[]

bana hoparlör alalım.

selamlar,

2+1 ya da 3+1 bir ses sistemi almak istiyorum. ne kadar ucuz olursa o kadar iyi. çok yüksek sese gereksinimim yok ama çıkan her bir titreşimi olabildiğince hissedeyim istiyorum. odyofil değilim, olacak kadar bütçem de yok ama müzik dinlemekten inanılmaz keyif alırım.

1+1'e bile tamam derim ama tlf çalımca çok kötü ötüyor onlar. telefona takıp kullanamıyorum. 2+1 ve diğerlerinde parazitlenme olmuyor dimi?

 
öncelikle "müzik dinlemekten keyif almak" için alacaksanız, kulakiçi kulaklık öneriyorum. yani şöyle söyleyeyim, 2+1 ses sistemi için 200 lira verecekseniz; o 2+1 ses sisteminden, 200 lira vererek aldığınız kulaklıktaki sesi alamazsınız. yani 200 lira 2+1'e verip ortalama bir müzik keyfi sürmek yerine, 200 lira kulaklığa verip çok çok güzel bir müzik keyfi sürebilirsiniz.
yine de 2+1de falan kararlıysanız ve bütçeniz kısıtlıysa creativelere bakın, ciddi anlamda hoş ses veriyorlar f/p ürünleri.

  • anil  (08.09.14 18:50:04) 
sound bar lar çok güzel bence.hem yer kaplamıyorlar bluetuth olayıda var gayet keyifliler.


  • jamswety  (08.09.14 18:56:07) 
Ben creative den hiç hazzetmiyorum. Kaç defa ismine inanip markayi değiştirmeden model değiştirdim ve her seferinde pişman oldum. Aradığın fiyata varsa pioneer, ya da az bi paraya kiyip boose nin tek hoparlörunu almani tavsiye ederim.


  • fucking machine in my head  (08.09.14 18:57:10) 
Mobilden editleyemedim, kabul Bose biraz ağır kaçmış olabilir. Ama Creative alma yine de.


  • fucking machine in my head  (08.09.14 19:02:30) 
Logitech yeni seri 2+1 sistemlerinden bütçenize uygun olanı seçin alın:
www.vatanbilgisayar.com
www.hepsiburada.com
www.webdenal.com

2+1 sistemler oyun ve filmlerde başarılı sonuç verir. Müzik dinlemek de keyifli olur ama bunun için m-audio studiophile av 40 daha tercih edilesi bir seçenek:
www.compel.com.tr
  • mario64  (09.09.14 08:22:07) 
[]

istanbul'da turist gezdirmece

Selamlar
Iki farkli arkadasim var istanbul'u gezmek isteyen.Bir tanesi bu gece veya yarin ayrilacak. Muze falan gezmeyi sevmeyen, sehrin sokaklarinda yurumeyi seven bir tip. Soyle kiyida kosede kalmis, istanbul'da yasayanlarin bile hemen aklina gelmeyen, agac yapraklari altina gizlenmis meyve misali avrupa'da pek goremeyecegimiz, suraya gitmelisin dediginiz nereleri var? Balat olabilir mi? Nasil bi yer? Karakoy genelevleri ile un yapmis olsa da, bu kotu kimligi arkasina gizlenmis gormeye deger yerler de varmis diye duydum birinden gitmeli mi? Sultanahmet deyince akla direk caminin oldugu meydan geliyor, oysaki yakinlarinda cok daha farkli yerler var sanirim?

Cafe bar oturup bi sey icmek degil derdimiz, tabiri caizse sehrin ruhunu, tepelerini hissetmek.

Diger arkadasim fotograf cekmeyi seven biri. Bir hafta kalacak. Istanbul'un must'larini yaptiricaz ona fakat yukaridaki arkadas icin soylediklerim onun icin de gecerli.

Bugun adalara gidelim dedik, Ben de istanbul'u biliyor degilim. Hangi adaya gitmeli uc sap olarak?

 
kız arkadaşım yabancı. aynı dertten ben de muzdaribim ancak benim artık gezdirecek yerim kalmadı o yüzden:P
aklıma gelenleri yazayım nereleri beğendiğine dair.

-kız kulesini çok ilgi çekici bulmuştu hem tarihinden hem de konumundan ötürü.
-galata kulesini baya sevmişti istanbulu genişçe görebildiğin için.
-yerebatan sarnıcını çok enteresan bulmuştu. ben de aynı şekilde sdf
-kadıköy moda'nın aşığıdır. bıraksam akşama kadar gezer sokaklarında.
-sokaklarda kaybolmaksa niyet galata kulesinin etrafında keyif alarak kaybolabilirler:P
-orhan pamuk kitabı okuyan varsa masumiyet müzesine götürebilirsin ben okumadım ama müze gayet güzel dizayn edilmiş.
-ada olaraksa büyükadayı ve burgazı tavsiye ederim. ben artık kınalı ve heybeliden pek haz almıyorum. hele kınalı insan karakteri olarak über itici geliyor.

iyi gezmeler.
  • KidLazer  (02.09.14 11:32:39) 
Kapalicarsiya gidiyoruz, misir carsisini o bolgeyi falan gezecegiz. Acikirsak balik ekmek yeriz diye dusunduk. Yere batan sarnicina gidecegiz. Sonra napalim? Aksam dokuz ona kadar bosuz. O saatten sonra kadikoyde arkadasla bulusacagiz.

Yerebatan sarnicindan muze karti alabilir miyim?
  • dahinnotha  (02.09.14 11:43:50) 
Kapalicarsiya gidiyoruz, misir carsisini o bolgeyi falan gezecegiz. Acikirsak balik ekmek yeriz diye dusunduk. Yere batan sarnicina gidecegiz. Sonra napalim? Aksam dokuz ona kadar bosuz. O saatten sonra kadikoyde arkadasla bulusacagiz.

Yerebatan sarnicindan muze karti alabilir miyim?
  • dahinnotha  (02.09.14 11:44:42) 
bebek- rumeli hisarı - borusan contemporary - baltalimanı japon bahçesi


  • Nefe  (02.09.14 12:36:06) 
[]

anadolu üniversitesi mimarisi ve bahçe düzenlemesi

selamlar

anadolu üni yunus emre kampüsünde binaların tarzı hep aynı, eski tuğla şeklinde. bu hangi mimari akımdan? yunus emre kampüs planlaması kim tarafından yapılmış? türkiyeye özgü ulusal akımlardan biri midir bu? neden artık bu tarzda yapılar görmüyoruz?


 
Eskisehirde boyle. Cunku eskiden eskisehirde "espark" dolaylarinda tugla ve kiremit fabrikalari vardi. Daha ucuzdu.

Harman tugladan cogu eski yapilar.

Oyle ozel bir mimariden cok
  • ibomiu  (16.08.14 18:29:49) 
Ekonomik sebeplerden oturu basladi. Sonra eski mimariye sadik kalmakti tek amac..

Mesela yeni arcelik binalari press tugladan.. cunku ekonomik sebeplerle eski gunes tuglasindan yapilmis binalarin mimarisine sadik kalmak icin 2 kat fazla masraf yapiliyor.

Editleyemedim.
  • ibomiu  (16.08.14 18:31:49) 
peki neden artık harman tuğla kullanılmıyor? daha mı pahalı?
estetik neden bu kadar geri planda bırakılyor? sadece ekomomik sebeplerden mi?

meşelik kampüsü neden bu kadar kötü yapılmış? özellikle fen edebiyat fakültesi, f1 f2 binası falan. aşırı derecede işlevsiz, ruhsuz, estetik zaten yok. tren vagonu gibi sınıf yapmış adamlar. sınıfın arkasına oturunca ne hocanın sesi duyuluyor ne tahta görünüyor falan.

neyse sinirlenmeyim şimdi. sorum anadolu üniversitesi ile ilgiliydi. peki bir grup mimar mı yapıyor burayı yoksa bir kişi mi tasarlıyor genel hatlarıyla? o planlama aşaması nasıl oluyor? heykeller sonradan mı dikilmiş yoksa en başta da var mıydı?

ilk yapıldığında nasıldı orası var mı görseller?
  • dahinnotha  (16.08.14 18:59:48) 
[]

bilgisayar ve interneti etkin kullanmak

selamlar

"etkin kullanmak" deyimi kişiye göre değişebilir elbette. detaya girip tanımlandırmayacağım. anladığınız şekilde cevaplayabilirsiniz.

yararlı, faydalı, gerek organize olma konusunda gerekse kişisel gelişim manasında faydalı olabilecek bilgisayar programları ya da web site'ler neler var bildiğiniz?

 
burda önemli olan senin ihtiyaçların.

- mesela bankaya gitmek yerine int. bankacılığı kullan.

- e-devlet kullan, okula gidip öğrenci belgesi alma vb.

- dil öğreniyorsan duolingo, babbel kullan vb.

kısacası sana ne lazım abi?
  • siradisi00  (16.08.14 00:53:21) 
@sıradışı bu söylediklerini zaten yapıyorum. ihtiyaçlarım doğrultusunda zaten tedavisini de buluyorum. etkin kullanmak tanımını sınırlandırmadım ki bilmediğim şeyleri de keşfedeyim.


  • dahinnotha  (16.08.14 00:59:48) 
StumbleUpon'a üye ol. keşif için çok faydalı.


  • fusion2dx  (16.08.14 01:11:19) 
öyle bir dünya yok. ihtiyaçlarını belirt ki yanıt verelim. çünkü internet bir bilgi çöplüğü.

sen metal müzik sevmiyorsan metal müzik tarihini aç oku desem neyine yarar?
sen sosyal bilimler okuyorsan ben de sana forex sitesi önersem açar okur musun? forex de kişisel gelişim sağlayabilir kişiye.
mesela ben teknolojiyle ilgilenmeyi seviyorum technopat'a giriyorum. belki sen bilgisayarlarla ilgili bir şey okumayı sevmiyorsun?

kısacası önce sen kendini tanıycan hacı.
  • siradisi00  (16.08.14 01:13:12) 
[]

binbir gece masallarını online okumak

kütüphane'den kitabını alamam şu an. kitabın pdf'si veya online versiyonu var mı?

ps: bu arada bu masallar seslendirildi ve dinlemesi de çok keyifli
yuce.sesleokul.com

 
Var elbette:
www.google.com.tr

www.google.com.tr

www.google.com.tr

www.google.com.tr

www.google.com.tr

toplam 5 cilt. İlk cilde göz attım, güzel de diğerlerini bilmiyorum.
  • m e b  (16.08.14 00:42:44 ~ 00:44:55) 
[]

zeytinli'ye gidecek misiniz?

zeytinli rock festivaline kimler gidiyor buradan?
geçen temizlik takıntılı bir arkadaşımın festivaldeki wc ve duş olaylarına karşı olan sorusunu sormuştum, gelen cevaplardan sonra arkadaşım vazgeçti.

ben de sizlere sorayım dedim. kimler gidiyor? belki beraber takılabiliriz.

 
ben gitmiyorum.


  • nawres  (14.08.14 01:40:12) 
Ben gidiyorum.

Senin o duş sorunda da arkadaşın titizse gelmesin demiştim.

Belki sevgilimle, belki de bir arkadaşımla gelicem. İkisinin de gelmesi garanti değil ama arkadaşım muhtemelen gelir. Ben bileti aldım. Geh beraber takılak gelseler de gelmeseler de. Arkadaş gelirse arabamız da olacak orda kullanmalık.
  • otonom  (14.08.14 01:45:19 ~ 01:53:13) 
Kararsızım, evime yakın ama duman için gitsem orda kesin içerim. Sonra o halde araba kullan... :(


  • buzdagi  (14.08.14 01:52:52) 
benim gidişim kesin değil ama gitmek istiyorum. şuan bi engelim yok gitmek için.
kombine mi yapacaksınız tek günlük mü?

daha önce böyle yalnız başıma çıkıp gittiğim yerlerde arkadaşlar bulup emprovize takılmışlığım var. lakin festivale millet eğlenmeye gidiyor. çadırımı alıp yalnız başıma da kalmak istemiyorum.
  • dahinnotha  (14.08.14 01:56:13) 
Gombine.


  • otonom  (14.08.14 01:58:49) 
gidiyorum. 2008'dekine de gitmiştim. beklentilerim aynı. duş bildiğin plaj duşu işte. tuvaletler felaket evet.


  • yule  (14.08.14 05:37:12) 
gidiyoruz. temizlik takıntılı insan hiçbir kamplı festivale katılamaz.


  • hkku  (14.08.14 17:27:14) 
[]

alkol'un duyulara olan etkisi

selamlar

alkol aldığımda duyularımda bir farklılık oluyor tabii olarak.
birazcık votka içsem ses hassasiyetim gelişiyor, ufacık sesler bile yüksek geliyor.

birada ise tam tersi, son ses müzik de dinlesem, telefonla konuşurken maksimum da olsa duymakta zorlanıyorum.

sizlerde de böyle oluyor mu? bu bahsettiğim şey acaba alkolün etkisi i yoksa ortamın mı?

dışarıda bira dışında bir şey içmem. şarap vodka gibi şeyleri evde içerim ve evim sessiz olur.

acaba alkol çeşitlerinde ses hassasiyeti olayı o çeşit alkolün duyuları etkilemesinden mi yoksa benim bulunduğum ortamdan mı kaynaklanıyor?
diğer bir deyişle siz de böyle bir şey farkettiniz mi?

 
bence ortamdan normal ses tonuyla gece sessizliğinde konuştuğum zaman bile bağırıyormuşum gibi hissediyorum ama dışarıda müzikli görültülü ortamda o yüksek sese duyarsızlaşmak normal gibi.


  • cdiyez  (14.08.14 01:03:17) 
duyurulara olan etkisi diye okudum ilkten.

ortamdan kaynaklanıyor olabilir. yüksek ses, kalabalık, duman daha çok dikkat dağıtır, baş ağrıtır falan diye mantık yürüteyim. zaten ses fazla olduğundan karşı tarafın sesini de fazla duyamazsın. benim de kalabalıkta olunca başım dönüyor çok fazla ama tuvalete, hava almaya dışarı çıkınca düzeliyorum hemen.
  • ontheroad  (14.08.14 01:07:54) 
Alkol omurilik soğanına ve arka beyine etki ediyor dolayısıyla duyular da orada. Duymadan daha çok dokunma hissiyatı törpülenir hatta. Yine dengenin falan gitmesi bundan. Doğal yani.

Beyine kalıcı zarar verme ihtimali çok çok az ama duyularını törpüleyecek kadar içme bazısına bir bardak bile yeter.
  • taqster  (14.08.14 02:14:03) 
[]

eskişehir'de happy hour cafe/pub

selamlar

arkadaşla dışarı çıkalım biraz sohbet edip iki bira içelim dedik. gündüz vakti pek çıkmadığım için bilmiyorum happy hour saatlerini.

birası indirimli, güzel neresi var gidebileceğimiz? cafe del mundo yegane mekanımdı. bir süredir gitmedim, fiyatları nasıl? happy hour kaçtan kaça kadar?

 
del mundo fiyatları arttırıyor sürekli.piyasa neyse 3,5 koy. bazen iyi kampanyalar oluyor ama. akşam 5'e kadar veya mekanına göre 7'ye kadar oluyor happy hourlar.


  • tuborg yesili  (13.08.14 15:03:09) 
[]

sağlıklı bi sabah kahvaltısı nasıl olur?

selamlar

ekmeği azalttım. artık pek yemiyorsam da, sabah kahvaltısı ekmeksiz nasıl olur diye düşünmekteyim.

bi kaç çeşit peynir, domates, maydanoz, çay vs vardı kahvaltımda. ama ekmeksiz yemeyi düşünemedim bile.

kahvaltıda ekmek yemezsek ne yiyecez? reçele ne banacağız? görece en sağlıklı ekmek hangisi?

sağlıklı bir kahvaltı nasıl olmalıdır? (masama koyduğum şeyleri zincir marketlerden alıyorum. organik dense de inorganik ve hormonlu olduğunu hesaba katmalıyız)

günün en önem ve değer verdiğim kısmıdır kahvaltı.

 
Ekmek yemeyip reçel yemek mantıksız zaten.

Protein ve yağı arttıracaksın. Yumurta, peynir, zeytin, yeşillik ve kuruyemiş ile gayet güzel kahvaltı yapılır.
  • arnold schwarzeneger  (13.08.14 13:49:53) 
2 seneye yakın kahvaltıda ekmek yemiyorum. tabi arada dışarıda yediğim zaman bazen kaçırıyorum ama o da çok az. reçel zaten yememen lazım. 2 yumurta(omlet,menemen olabilir) salatalık, domates, tam yağlı peynir, 15-20 zeytin yiyorum ben. yanına 2 bardak süt içiyorum. 5-6 saat de acıkmıyorum


  • sta  (13.08.14 13:52:39) 
yumurta, peynir, zeytin zaten fix. mümkünse yeşillik, tatlı olarak da kuruyemiş yiyorum.

lakin, reçel bal pekmez vs şeyleri de yemek gerekmiyor mu? pahalı ve bol şekerli olduğu için zzten masama koymuyorum ama az miktarda da olsa yemek gerekir sanıyordum. yemesek bir şey kaçırmış olmuyor muyuz?
  • dahinnotha  (13.08.14 13:57:29) 
peynir zeytin domates yumurta. Yumurta haşlanmış veya tereyağında pişmiş olabilir. Domatesin ve zeytinin üstüne zeytinyağı dökerseniz daha da sağlıklı olur. Bununla birlikte kahvaltıda illa reçel yiyecekseniz sağlıklı bir sabah kahvaltısı yapma derdine düşmeyin, salam sucuk sosis ne varsa yiyin ekmekle.


  • angelus  (13.08.14 13:58:19) 
sebzeli omlet, domates, peynir, çay. oyş.


  • pegi  (13.08.14 13:59:19) 
Şekere az veya çok miktarda ihtiyacın yok.


  • arnold schwarzeneger  (13.08.14 13:59:22) 
beyaz ekmek yeme tabi ki. tam tahıllı ekmek ye bir dilim, yanına minik bir domates veya 2-3 cherry domates. hani şu minik salatalıklar var bildin mi, bir tane onlardan. doğrayabilirsin. yumurta iyidir, haşlanmış olarak yiyebilirsin, ben yemem ama tok tuttuğunu da söylüyorlar. sabahları ilk aldığın şeker vücuduna zarar vermez, 3 çay kaşığı kadar reçel yemende bir sakınca yok. zeytin, aman zeytine dikkat. yağ deposu. 3 siyah, 3 yeşil zeytin yiyebilirsin. peyniri yarım yağlı yemeye çalış. ben 1 küçük kase nesfit, ardından bu dediklerimden azar azar yiyorum her sabah. gayet sağlıklı. meyve sıkacağın varsa havuç ve elmayı içine atıp bir güzel meyve suyu da içebilirsin.


  • harekatamiri  (13.08.14 14:01:59) 
Ekmek yeme, ekmek yersen ölürsün, ekmek yenir mi ? Yahu ne kadar ekmek yiyorsunuz anlamıyorum, bir oturuşta iki ekmek mi yiyorsunuz ? Tamam fazlası zararlıdır muhakkak ama, 1-2 dilim ekmeğin nasıl bir zararı olur anlayamıyorum. Ben yalnızken 1 haftada 1 ekmeği ancak bitirebiliyorum, bitmiyor bile bazen. Tam buğday ekmeği ya da çavdar ekmeği alıyorum, klasik kahvaltılıkların yanına, domates, peynir, yumurta, salatalık. Mis gibi kahvaltı işte.


  • elikası  (13.08.14 14:02:07) 
Tahıl ürünleri insan vücudunun sindirimine uygun değildir, ekmek ve tahıl ürünleri tüketmek bu nedenle yanlıştır. 8 milyonluk insanlık tarihi boyunca son 15 bin yıldır tahıl ürünleriyle besleniyoruz ve bu nedenle şeker hastası obez kalp damar hastası kanser oluyoruz. O nedenle ekmek ve diğer tahıl ürünlerini tüketmemek gerekiyor. Kaldı ki 1 liraya aldığınız ekmekler genelde 3 liraya satılan ekmeklerin artıklarıyla yapılıyor, bunu da gözardı etmemeniz gerekiyor. Hülasa ekmek zarardır. Her türlü tahıl ürünü zarardır bunun azı çoğu yok.


  • angelus  (13.08.14 14:07:13) 
Beyaz ekmek ile tam tahıllı ekmek arasında ahım şahım bir fark yok. Zeytinden alacağın yağ ise gayet faydalıdır. Güne şekerle başlamanın da herhangi bir artısı yok.

Ayrıca ekmeğin "azının" da sana katacağı bir şey yok. Sadece insülini tetikleyip "carb craving" yaşamana ve sürekli tahıl tüketme ihtiyacıyla yaşamana sebep olur. En temel alerjenlerden biri olan gluteni de gereksiz yere azar azar alman anlamsız.

Yağa değil karbonhidrata temkinli yaklaşın.
  • arnold schwarzeneger  (13.08.14 14:10:06 ~ 14:10:41) 
aslında merak ettiğim bir diğer konu da ekmek.

son bir kaç yıldır özellikle, aman ekmek çok kötü aman ekmek yemeyin, aman ekmek baş düşmanımız oldu gibi haberler çıkmaya başladı. anadolu hala insanlar "sofra hazır, yemeğe gel" demezler "ekmek hazır, ekmek yediniz mi" falan derler öğünler için. o kadar ekmek yerken şimdi neden ekmek düşman oldu?

peynir yumurta tamam da, yumurtalar fabrikada üretilmiş gibi. ve sarısı bildiğin siyaha yakın renkte oluyor. ben mi biraz fazla takıntılıyım bu marketten aldığım şeylerin sağlıklı olmasına karşı, yoksa harbiden de bu besinlerin lezzetinden ve sağlığından şüphe etmekte hakkımız var mı?

edit: ben bunu yazarken zaten cevap verilmiş, teşekkürler.
  • dahinnotha  (13.08.14 14:10:16 ~ 14:12:02) 
Tavuk ürünlerinden kıllanmakta haklısın. Köy yumurtası bulunabilir ama çok pahalı ve onlar da çok temiz değil. Bu konuda yapacak çok bir şey yok.

Anadolu insanı ekmekle karın doyuruyordu çünkü ekmek ucuz. Kıtlık yaşayan insana et ye diyemezsin. Ayrıca beden gücüyle çalışanların insülin hassasiyeti daha yüksek olduğu için karbonhidrattan alacakları zarar da daha azdır.

Tahılı diyetinden çıkarmakla hiçbir şey kaybetmezsin. Ama bir çok sağlık ve fiziksel performans katkısı sağlarsın.
  • arnold schwarzeneger  (13.08.14 14:15:02) 
[]

dün bankayı aradığımda gelirimi sordlar

selamlar

bi kaç gün önce ilk maaşımı aldım. bi sebepten bankanın müşteri hizmetlerini aramam gerekti. hazır aramışken aylık geliriniz ne kadar kaydetmemiz lazım dediler. söylemek istemedim ama sonra ilk yatan maaşımı söylemiş oldum.

aylık sabit gelirim yok ki. bir süre boyunca o iş yerinden ayrılacağım.

banka neden bana aylık gelirimi sordu. onlara ne? esnek hesap, eksilere inme, kredi çekme vs olayları için mi soruldu?

 
gelirine göre kredi kartı çıkarıp yollarlar geçmiş olsun :). bu bi ihtimal, bir de gelirine göre dediğin gibi kredi vesaire teklifi, kredi kartı limitini belirleme gibi işlemlerde kullanıyorlar. söylemek zorunda değildin, ağzından almışlar. dert etme boşver. kredi kartı falan gelirse de direk git iptal ettir kullanmadan.


  • osurdum  (11.08.14 16:04:43) 
15 yıllık müşterisi olduğum banka bizzat arayarak sordu bana, sanırım kredi kartı limiti için falan istiyor olabilirler.


  • Sir Anthony Hopkins  (11.08.14 16:05:28) 
müşterisi iseniz yani hesabınız, kredi kartınız varsa bilgi güncellemek, teklifte bulunmak için istiyorlar.

beni de arıyorlar 6 ayda bir falan. gelirinizi tuşlayın tarzı bir şeyler diyorlar ben de yaklaşık yazıyorum gelirimi sonrasında kart limitini yükseltiyorlar kendileri falan. bir keresinde de aylık gelirinize istinaden birikim hesabı açalım demişlerdi. bu tarz şeyler için istemişlerdir.
  • ontheroad  (11.08.14 16:06:26) 
"Kaydetmemiz lazım" ne güzel laf. "Lazımsa size lazım, şimdilik bana lazım değil" deseydiniz. Aşağıdaki arkadaşlar doğru tahmin etmişler. Ama ben böyle pat diye gelirimin sorulmasına uyuz oluyorum.


  • SiyamkedisiZorro  (11.08.14 16:15:36) 
buyuk ihtimalle ya kredi karti yolliycaklar ya surekli uyuz uyuz kredi teklifleriyle ariycaklar. kredi karti gelirse hemen ara iptal etmek istiyorum de. uyuz oluyorum bankalarin bu seylerine.


  • gerard  (11.08.14 16:23:50) 
şimdi kredi kartı alanlara sınır getiriyorlar.
maaşın 4 katıydı yanılmıyorsam.
ve bu sınırı doldurursan başka kart alamıyorsun. bankalarda uyanık davranıp tüm limiti dolduran kart gönderme çabasındalar.
böylece başka banka kart gönderemiyor.
olay budur hacım.

saygılarımla
  • seyduna6687  (11.08.14 16:40:27) 
[]

sigorta kaydı var, hizmet dökümü yok

selamlar.

esgm.sgk.gov.tr üzerinden sorguladım. 8 temmuz'da çalışmaya başladığım iş yerinden sigorta girişi yapılmış. ama hizmet dökümü kısmında kaç günlük prim yatırıldığı yazmıyor. sadece durumumun aktif olduğunu görüyorum, başka hiç bir detay yok.

çalıştığım yer büyük ve kurumsal bir yer olduğu için sigorta yatırmakta problem çıkarmıyorlar lakin primlerimi tam mı yatırıyorlar ondan emin değilim. iş olmadığı zamanlarda kendi insiyatifleri ile erken çıkış veriyorlar ve sanırım bunu kesiyorlar bizden.

detaylara nereden ulaşabilirim? edevlet şifrem var. oradan da detay göremedim (ya da bilemedim nereden bakacağımı detaylar için)

bi de bordromu internet üzerinden görebilir miyim? IK'dan istemek istemiyorum. şirket bilgisayarından da çıktı alamıyorum.

 
temmuz ayinin kaydini bu ayin sonlarina dogru gorursun.

20-25 agustos gibi yeniden kontrol et. su an goremeyeblirsin.
  • exlibris  (11.08.14 15:58:46) 
1 ay gecikmeli falan goruyorsun kayıtları.


  • fallthepieces  (11.08.14 16:23:40) 
[]

şimdi eft yapsam hesabıma ne zaman geçer?

16.45'e kadar yapınca gün içinde geçiyordu sanırım. yarına kalır mı yoksa 16'ya kadar hesabımda olur mu? (yapıkredi'den enpara'ya)




 
anında geldi. 2 dk'dan kısa süre içinde. eft masrafı da almadı.

en son cuma günü denemiştim, mesai saatleri dışında. 3,50 lira masraf keseceğini söylemişti. şimdi neden hiç para kesmedi?
  • dahinnotha  (11.08.14 15:24:30) 
eft ucretleri saatlere gore degisebilir yaziyor genelde ondandir


  • buzzlightyear  (11.08.14 15:34:58) 
(bkz: geç eft)


  • inheritance  (11.08.14 15:37:57) 
[]

soundcloud vs youtube

selamlar

soundcloud ile youtube'un ses kalitesi açısından farkı var mıdır?

kulaklığım kaliteli değil ve hoparlörüm bozulduğu için laptop'un normal hoparlörleri ile dinlemekteyim, buna rağmen fark etmesi mümkün müdür?

youtube'da 360 ve yukarısını baz alalım. soundcloud'da dosya formatı ne tarayıcı üzerinden dinlerken?

 
soundcloud 128 kbps mp3'e çeviriyor sesleri streaming için. fakat indirme işlemlerinde yüklenen dosyanın orjinalini indiriyorsun

youtube için de; support.google.com
  • utkucbkc  (11.08.14 14:33:23 ~ 14:34:15) 
ama hissettiğim kalite daha farklı oluyor. codec'ler ile ilgili olabilir mi?

laptop hoparlörü olduğu halde daha bi keyif duyuyorum soundcloud'dan dinlerken. bana mı öyle geliyor, diye merak ettim.
  • dahinnotha  (11.08.14 14:40:15) 
soundcloud'un cihaz fark etmeksizin ses kaydında cihazın yazılımlarından bile iyi olduğu söylentisi var. youtube da kaliteli ama birkaç müzik sitesinde gördüğüm kadarıyla ses daha temiz geliyor.


  • Huan8  (11.08.14 14:45:12) 
[]

bu halka cidden bu kadar büyük mü?

resme bakınız, fbcdn-sphotos-h-a.akamaihd.net

biyolojik sınıflandırmada insan bu maddelerden sadece biri. halkanın devamında tüm alemler şubeler vs vs var.

tüm bu türler arasında insanın da sadece bir tür olduğunu göstermek için temsili midir bu halka, yoksa cidden öyle bir alemler sınıflandırması var mı?

varsa nasıl yapılmış, kim yapmış, ne zaman başlamış bu sınıflandırma? yüzyıllar sürmüş deseniz inanırım. wikipedia'da falan görüyorum bazen şube, sınıf falan filan detayları. başlık başlığı doğuruyor.

 
böyle bir sınıflandırma elbette var. yoksa nasıl kayıt altına alacaksın o kadar canlı türünü. hadi kayıt altına aldın diyelim, sınıflandırma olmadan nasıl işleyeceksin bu verileri. çorbaya döner valla.

bu resimdeki şekli ise bilemeyeceğim. muhtemelen insanın sadece bir tür olduğunu göstermek için yapmışlardır, ki zaten bu halka ile sınırlı değil. daha bilmediğimiz sayısız canlı türü var. ayrıca bilinen milyonlarca tür de bu halkaya sığacak kadar az değil.

sınıflandırmayı ilk kim yapmış bilmiyorum ama darwin diye sallıyorum (tutarsa artık). bildiğim kadarıyla canlıların sınıflandırılması ve kökeni üzerine ilk ve en tutarlı çalışmayı o yapmıştır. ama yüzyıllardır böyle bir çalışma olduğu kesin.
  • lesmiserables  (11.08.14 00:11:50 ~ 00:13:05) 
siniflandirma basli basina bi bilim dali zaten. o halka muhtemelen yillar gectikte daha da genisleyecek. her yil yuzlerce-binlerce yeni canli turu kesfediliyor.

denizde 11 bin metre derinlikte yasayan canlilar var mesela. yeni yeni kesfediliyor.
  • she was my baby  (11.08.14 00:16:10) 
sınıflandırma var elbette, ama insan yaratısı sonuçta sabit bir oluşum değil, gayet dinamik. kim başlatmışı bilemem ama yavaş yavaş biriken şeyler. dün yumuşakça dediğinin bugün sürüngen çıkması gibi. her yeni teknoloji ile yeni genetik benzerlikler, ayrılıklar bulunup bu sınıflandırmaya dahil ediliyor. hem böylesi insanın doğayı anlamasını kolaylaştırıyor. sınıflandırılamamış canlılar da var.


  • fallopian  (11.08.14 00:18:02) 
burda anlatiyor tarihini az bucuk, milattan onceye dayaniyormus. bilim zaten yuvarlanan bir kar topu.

tr.wikipedia.org
en.wikipedia.org
  • she was my baby  (11.08.14 00:20:17) 
Arkadaşlar zaten söylenecek her şeyi söylemiş. Ben de resminin linkini bırakayım bari. Zoom yapıp tüm canlıları görebilirsin. Ayrıca bu halka biraz işin sanatsal çalışmaya dökülmüş hali. Dikkatli bakınca tüm canlıları koymadıklarını farkettim.

www.zo.utexas.edu
  • Haldamir  (11.08.14 01:55:20 ~ 01:57:36) 
[]

diskin biçimlendirilme ihtiyacı

selamlar,

harici harddisk'imin giriş kısmı bozuktu, yonganın üzerinden kopuvermişti kablonun takıldığı yer.

az önce gittim bir harddisk kutusu aldım. denedik, bligisayar gördü ama biçimlendir bunu dedi. biçimlendirmek istemiyorum.

acaba kutuda mı sorun var, tam uyum sağlamadı mı diye sordum bilgisaarcıya. hızlıca tarama yaptık hardisk'te sorun var mı diye bi programla (hd tune olabilir easy scan ettik) 500 gb'ta da bi problem görünmedi.

sorum şu; biçimlendirmeden kullanmak için ne yapmalıyım?
bu problemin oluşmasına hard disk kutusunun değiştirilmiş olması sebep midir?

not: şimdi chkdsk yaptım. dosya sistemi RAW, RAW için check disk olmuyor diyor.

not 2: komut ekranında neden türkçe karakterler uçmuş?
prntscr.com

 
diski kutudan cikartip masaustu pcde deneyin.


  • rootfx  (05.08.14 19:23:59) 
öyle bi imkanım yok :/ bi laptop'um var sadece, şuan kullandığım.


  • dahinnotha  (05.08.14 19:25:14) 
gparted veya knoppix i indir. usb bootable yap. bootu linux e ver. sonra sistemi usb flash bellek uzerinden ac. acmadan once diskin usbde takili olsun. ordan diski incele.


  • rootfx  (05.08.14 19:27:50) 
Recovery programları ile direkt çıkartabilirsin. Olmadı acronis true image ile sistemi kopyala


  • cetoxim  (05.08.14 22:17:10) 
gparted ile olmadı. bir süre boyunca bekledim ekranda her hangi bir yanıt gelmedi. bilgisayarı kapatmak zorunda kaldım.

easeus programı ile görebildim verileri. tam sürümünü temin edip kurtarabilirim. 300 gblık veri var. 100gb'ını kadar kurtaracağım zaman almaması için ama yine de bilgisayarımda o kadar yer yok. başka bir harddisk bulmam gerekecek.

recover etmeden kurtarmanın bir yolu olabilir mi?
  • dahinnotha  (05.08.14 23:32:33) 
diski gormeden kimse birsey diyemez. sistem acilisinda mi takilma oldu yoksa gparted aciktiktan sonra hic mi cevap vermedi? bircok recovery progeami mevcut ama hepsi iyi degildir.


  • rootfx  (06.08.14 07:39:16) 
[]

isviçre'de yaşamak / okumak

selamlar,

soruu kuzenim adına soruyorum. kendisi bu konu hk araştırma yapmamı rica etti. kendisi isviçre'de yaşamak istemekte. orada akrabaları da var. onların desteği olunca belki gidebilir diye düşündü.

önlisans mezunu (ya da yakında olacak), yabancı dili olmayan, yirmi yaşında biri. lisans mezunu olsa ve dil sahibi olsa belki yüksek lisans imkanları denenebilirdi ama bu durumda orada bir üni okuması da pek olağan görünmüyor.

konu hk sizin bilginiz nedir? ne gibi imkanlar sağlanabilir?

 
isviçre özelinde bilgim yok ama genel anlamda gitmesi çok zor.
işi gücü, dili olmadığı için tek şansı okul yoluyla gidip sonra iş bulup kalmak.
belki orada lisans okumayı düşünebilir. ama akrabalar onu 3-4 sene misafir etmek, desteklemek ister mi bunu da düşünmeli. yurtdışına gitmek zaten zor bir de sığıntı gibi olursa çok daha zorlanır.
  • lily briscoe  (05.08.14 12:07:13) 
Akraba yolu ile oturum almak zor, ancak anne/baba orda olacak ki öyle alabilir. Fakat akrabasi isveren konumunda ise onu ise alabilir, bu bile büyük prosedür gerektiriyor. Egitim icin gidebilir, bunun icin de en basta dil ögrenmeli. Isvicre oturum almanin en zor oldugu ülkelerden.


  • emrahday  (05.08.14 12:28:15) 
dil bilmediği için üniversite okuması pek olağan değil. peki oraya dil okuluna gidebilir mi?


  • dahinnotha  (05.08.14 12:32:39) 
Gidebilir ama dil ögrenmek icin isvicre cok tercih edilen bi ülke degil o yüzden garip gelebilir ve prosedür olarak zorlayabilirler. Isvicrede ögrenecegi dil Almanca olacaktir ama sorarlar niye Almanya degil de Isvicre(Sonucta orjinal almanca degil farkli bir lehce konusuyorlar), ayrica baslangic seviyesinde almanca bilgisi isterler en azindan A2 seviyesinde. Bu konuda en dogru bilgiyi Isvicre konsoloslugu verir, akrabalari da oradan dil kursu ayarlayabilir. Tabi dil kursu bu isin baslangici, dil kursunu ayarladiktan sonra konsolosluk görevlilerini iltica etmeyecegi dogrultusunda ikna etmeli, bunun icin de türkiyeye baginin kopmadigini göstermeli. Her ülke bunun icin farkli belge istiyor, genelde maddi durumu güsterir belgeler. Son olarak da orada nasil gecinecegini ve nerede kalacagini göstermeli. Akrabada kalacaksa akrabanin maddi durumunu incelemek isteyeceklerdir ve bu konuda akrabadan kagit isteyeceklerdir. Bir de dil kursunun bi süresi olacaktir, 6 ay felan genelde, 6 sonunda orada is bulsa dahi calisma izni olmadigi icin kalmasi zor olur. Dedigim gibi isvicre biraz problemli bir ülke cünkü oraya göcmenlik konusunda sadece avrupa disinda degil avrupa icinde bile cok talep var. mesela almanlardan bile bircok göcmenlik basvurusu aliyorlar.


  • emrahday  (05.08.14 13:05:56) 
dil okulu elbet olabilir ama dilini geliştirdikten sonra üniversite de okuması gerekecek. zira ordan mezun olmazsa vasıfsız işler dışında bir yerde çalışması çok zor.


  • sttc  (05.08.14 13:15:31) 
[]

iş yerinde deneme süresi

selamlar,

işe başlarken bir süre eğitim verildi. eğitimden önce tek nüsha, pek sözleşmeye benzemeyen bir sözleşme imzalandı. orada "3 ay içinde çıkarsam şu kadar ödeyceğim, çıkarılırsam şu kadar ödenecek yazıyordu"

eğitimden sonra da normal bildiğimiz bir iş sözleşmesi yapıldı.

giren çıkanın haddi hesabı olmadığı bir iş yeri burası. çok da çalışanı var. sanıyorum ki turn over'ı düşürmek için o madde yazılmıştır sanıyorum.

sorum şu: iş hukukuna göre böyle bir madde koyulması yasal mıdır? işe başladım, baktım ki bana göre değil, ayrılmak istiyorum. yapamadığım işte 3 ay çalışmalı mıyım? eğitim dışında bir ayım doldu. ben de şimdi ayrılmak istiyorum. bildiğim kadarıyla ilk iki ay zaten deneme süresidir. yani o süre zarfında eleman çıkabilir\çıkarılabilir. öyle midir?

 
her sözleşme deneme süreli değildir. taraflar isterse maksimum iki ay toplu iş sözleşmelerinde ise maksimum 4 ay olmak üzere deneme süresine karar verebilirler.deneme süresi kararlaştırılmamış ise sözleşme haklı nedenle veya ihbar sürelerine uyulmak şartı ile geçerli nedenle feshedilebilir.

söz konusu madde ise gerek süresi gerekse karşılıklı olarak cezai şart yüklenmesi sebebi ile yeterince hukuka uygun duruyor. süresi çok uzun olsa idi ya da taraflardan sadece biri için cezai şart kararlaştırılsa idi geçersiz olduğu iddia edilebilirdi. ancak şu anki hali ile hukuka uygun görünüyor. tabi ödenecek cezai şart miktarının da makul olması gerekmekte.

maddenin yasal olduğunu yorumladığımıza göre işten çıkmak için cezai şartı ödemeniz gerekiyor şeklinde düşünüyorum.
  • wenlock  (04.08.14 12:13:11) 
deneme süresi ile ilgili ayrı bir sözleşme yapılmadıysa normal sözleşme başladığı andan itibaren ihbar ve bildirim süreleri geçerli olur.
yani "ilk 2 ay deneme süresidir" gibi bir kabul yoktur eğer evrağa bağlanmadıysa.
yani sizin o ilk imzaladığınız evrağı bir görmek lazım doğru bir cevap verebilmek için sorunuza. henüz sözleşme yapmadıkları ve eğitim verileceği için koyulmuştur o madde muhtemelen. yasaldır.
deneme süresinde ise evet, ihbarsız bildirimsiz çıkabilir ve çıkarılabilirsiniz.
  • icemint  (04.08.14 12:19:44) 
o sözleşmelerin hiçbir anlamı yok.hukukta neyse odur.bu tür sözleşmeler herhangi dava konusunda dikkate alınmadığı gibi işveren aleyhine sonuç doğurabilme ihtimali de var.


  • labanon  (04.08.14 12:51:49) 
[]

zeytinli festivali'nde kamp

merhaba,

festivale gitmek istiyoruz bir arkadaşımla. arkadaşım biraz temizlik takıntılı, her gün duş alan biri. orada duş imkanı nasıl olur? kendisi en çok bu konuda hassas. temizlikten kastım tuvalet ve banyo olayları. hastalık derecesinde bi takıntısı yok bu konu dışında.


 
bende merak etmiştim nolcak diye. geçmiş dönemlerde plaj duşları oluyomuş. bu senede olur heralde.


  • spirit crusher  (01.08.14 00:09:37) 
duştan çok tuvalet sıkıntılı olur. duş denize girdikten sonra oradaki kabinde bile yapılır.


  • ontheroad  (01.08.14 00:10:11) 
Merhaba, o arkadaşınıza gitmemesini tavsiye edin bence. Kampı size zehir etmesi muhtemel görünüyor. Çünkü kampın şartları titiz insanlara göre değil malesef. Çok sık duş alamaz diye tahmin ediyorum. Kalabalık olacak sonuçta.

Zeytinli'de bisikletliler grubu var. Onlardan isteyen otelde, isteyen otelin önünde kurulacak kamp alanından faydalanacak. Siz de takılın onlara, otelde falan kalırsınız belki.

www.facebook.com
  • otonom  (01.08.14 00:28:17 ~ 00:29:53) 
temizlik takıntılı biri kamp şartlarındaki tuvalet ve duşlarda rahat edemez. tuvalet için yakınlarda bir avm var, orayı kullanabilirsiniz. duş için de eğer para vermek istemiyorsanız; eskiden gelin evladım diyip gölgelik yer gösteren, soğuk içecekler hatta yemek vs.. getiren, evlerini açan teyzeler-dayılar vardı alanın hemen yanındaki cadde üzerinde. kaldılarsa onları değerlendirebilirsiniz. arkadaşınız "elleh bu teyze burada mı yıkanıyo, ben buraya da girmem" diyip sorun çıkaracaksa para harcamaktan başka çareniz yok tabi.


  • carliston  (01.08.14 00:44:40) 
Temizlik takıntılıysa sakın gitmeyin abi zehir eder. Zeytinli ortamı bi de normal kamp ortamından çok daha leş. Aman diyeyim. Denize falan sıçmak zorunda kalırsınız ki eğer kalabalık olursa o boklar sahilde yüzmeye başlıyor amk.


  • roket adam  (01.08.14 09:16:49) 
[]

kediyi nasıl temizlerim?

merhaba,

sabah kapımın önünde kedi buldum. belki apartmandan birinindir diye sokağa salmadım, evime aldım.

açıkçası sokak kedisi olup olmadığını bile bilmiyorum -ama sanırım öyle.- sevdim kendilerini. bana ev arkadaşlığı yapar gibime geliyor. sabahtan beri evde kendileri, o da burayı sevmiş gibi.

1) ben bu hayvanı nasıl temizleyeceğim? ayakları pisliydi. ıslak bezle sildim ama yine de yeterli değildir. üzerime falan çıkıyor şimdi. her yerini her yerime sürttü. sanırım kaşınıyor da.

2) traktör gibi ses çıkarıyor bu. çok hırıldıyor. normal midir?

3) beni çok sevdi. kucağıma geldi az önce. şimdi üstümde ve klavyede falan geziniyor. ev kedisi olduğunun alameti midir?

4) sanırım 1,2 aylık falan. yavru köpek gibi. nasıl beslemeli?

5) sabah süt ve ekmek koymuştum bi kaba. o sırada biraz yedi. gün içinde evde değilim ne kadar yedi bilmiyorum. şimdi de aç gibi değil. markete çıkamam, nasıl beslemeliyim? şuan kaptaki süt+ekmeği yarın sabah döküp yenisini koysam kafi midir? süt de bu sıcakta bozulacak sonuçta. ıslak ekmek yer mi?

6) dış kapının köşesinde biraz toz vardı. hacetini oraya yapmış. şimdi o tarafa toprak serptim biraz. bi de gazete kağıdı koydum, ıslattım falan. oraya işesin mümkünse. oraya yapar dimi? sonuçta toprak atacak başka bir yer yok.

7) sevdim kendisini ama çok yalanıyor. temizlik takıntım olmadığı halde huylandım ben. yavru gibi olduğu için yıkamak istemiyorum, hasta etmeyelim. ıslak mendille falan mı silsem. temiz görünüyor ama yine de tuvaletten sonra elini yıkamadan sofraya oturmuş gibi hissediyorum kedi üzerime çıkınca.

8)sürtünmesi normal midir?

9)tırmıklamadı beni henüz. her kedi tırmalar diye bir şey yok dimi?

--ek
10) tırnakları çok sivri. korktum açıkçası. bileğimde toka vardı onunla oynamak isterken bileğimi ısırdı biraz. diş izi falan yok. sinek ısırığı gibi acıdı çok az. bunun aşıları nasıl olacak?

11) bu satırları yazarken bileklerime sarıldı. tam anlamıyla sarıldı ve ısırmaya kalktı. bileklerimde hiç bir şey ilgisini çekecek. vampirden enkarne olmuş bir kedi midir nedir?

12) pencere çıktı bir iki, salak değildir dimi düşmez? üçüncü kat. pencereyi kapatırsam hamam gibi oluyor çünkü ev.

 
hayırlı olsun. en mantıklı işlem veterinere götürmek. onlar yıkamaya karar verirler, gerekirse yıkarlar da. sonrasında aşılarını, kontrollerini vs. yaptırmanız gerekiyor. veteriner de belirtir ama süt+ekmek yerine yavru kedi mamasıyla beslemek daha iyidir. veterinere götürene kadar isal olmaması için sulandırılmış süt verin. tırmalamayı da kasten yapmasa bile oyun oynarken vs. tırnağıyla çizebiliyor o yüzden aşılarını düzenli yaptırmak gerekiyor bir sorunla karşılaşmamak için.


  • ontheroad  (31.07.14 22:28:42) 
1)kedilerin yıkanması çok önerilmez özellikle yavru kediyse yıkaman üşütmesine sebep olabilir. sen ıslak bezle sil sadece. bi kaç güne o kendi kendini temizler zaten.
2)hırıldaması mutlu olduğuna işaret :)
4-5) süt esasen kedilerin sağlıklarına zararlı. eğer şu an süt dışında alternatifin yoksa sütü sulandırıp vermen gerek. eğer evde tavuk falan varsa biraz haşlayıp verebilirsin bi süre sanıyorum.
7)yalanaması kendisini temizliyor demek.
8)kendini sevdirmek amacıyla yapıyor.
9) canını yakarsan falan tırmıklar yoksa niye tırmıklasın? belki bi ihtimal kucağında uyuklarsa hafif hafif tırnaklarını geçirebilir ama korkulacak bi şey değil :)
  • mtfbwy  (31.07.14 22:34:13) 
pencere olayı sakat biraz. kesin düşer, düşmez diyemem ama düşen, atlayan kediler oluyor. benim kedim de sinekliği aşıp çatıda, yan komşunun balkonunda, bizim klima motorunun üzerinde mahsur kalmıştı. işin kötü yanı geri gelmeyi de akıl edememiş, becerememişti. dikkat etmekte fayda var.


  • ontheroad  (31.07.14 22:39:23 ~ 23:34:27) 
hayvanı derhal serbes bırak bence


  • labanon  (01.08.14 01:18:34 ~ 01:19:57) 
bak yukarıda solempet diye bir yerin reklamı var: eksiduyu.ru

yeni kedi sahiplenenler için kampanyası varmış kâr almadan sahiplenme paketi adı altında kedinin ihtiyacı olacak şeyleri satıyormuş yeni kedi sahiplenenlere. bir bak bence.
  • newbie.  (01.08.14 02:05:38) 
Selanlar,
Sanirim dogru yaptim eve almakla. Yalniz yasadigim
evime uc gunlugune ev arkadasligi yapti
kendisi. Apartmanin girisine astigim yaziya
istinaden gelen bir telefon ile Sahibi
kedicigini geri aldi. :)
  • dahinnotha  (03.08.14 09:52:11) 
[]

doğru mu yaptım [kedılı soru]

Selamlar,
Bınamdan çıkarken merdıvenlerde bı kedi gördüm. Yavru, çok da uysal. Dış kapı açık kalmış Icerı girmiş bı daha cıkamamıs diye dusundum önce. Pist falan yaptım yanıma geldi, sevımlıce pesıme takıldı. Uysal ve evcil bı sokak kedisi gormedıgım için ev kedisi olabileceğini ve apartmandan birine ait olabileceğini düşündüm. Rastgele bı kapıyı caldım belki onlarındır dıye. Değilmiş. Sokak kedısıne benzıyor dedi komşu ama yine de öylece sokağa atmak ıstemedım. İse geç kaldıgım için de kendi daıremın kapısını actım, içeri gırıverdı. Banyoya süt ekmek koydum, sonra da evden cıktım.

Sokak kedisi biraz vahşi olmaz mı? Bu kedi açık kapı görünce içeri girmeye kalkıyor. Ev kedisi midir?

Eve almakla hata mı ettim? Aksam eve gidince apartman gırısıne not falan yazarım kedısını kaybeden var mı diye. Ama ev kedısı mı sokak mı onu bile bilmiyorum. Ayrımı nasıl yapılır. Temiz ve uysal.

Tırnakları yeni uzuyordu. Hemen halıyı yolmaya kalktı. Ama halılar ve mobılyalar eski olduğu için sorun olmaz diye düşündüm.

Tuvalet ıhtıyacını banyoda giderme olasılığı nedir? Gazete koymayı akıl etmedım ama ıslak bı bez serdım banyonun gırısıne.

Bı kaç gün sahip bekleyıp sonra sokağa mı salayım. Yoksa bı kaç gün sahip bekleyıp sonra ben mı sahıpleneyım.

 
Aynısı benim de başıma geldi. Gecenin bi köründe binanın içinden miyavlamalar duydum, açtım kapıyı pisispisisipsipsi dedim, bi baktım koştura koştura geliyo eleman, girdi kapıdan içeri hemen. Giriş o giriş, bir daha da çıkmadı uzun bir süre. :)

Ben tabi tuvaleti hesap edemediğim için... Huysuzlandı, garip garip sesler çıkarıyor böyle. Ben de anlamıyorum bir türlü. Beni içerideki odaya çağırıyor, onu farkettim en son. Gittim bununla beraber, bi baktım benim yatağımın üzerine pislemiş. Üstünü de örtemediği için rahatsız olmuş(kediler illa kapatmaya çalışır).

Keşke sen de bir tuvalet ayarlayıp gitseydin. Evde saksı falan vardır inşallah. Gider onun dibine pisler en iyi ihtimalle.

Eve almakla hata etmedin. Ama ilgileneceksen, üstüne düşeceksen sahiplen bence. Ama öncesinde binanın girişine bir kağıt yapıştır ki, biri kaybetmişse sahibine geri dönsün. Kimse almazsa sen sahiplenirsin.
  • otonom  (31.07.14 10:51:06 ~ 10:51:53) 
kedi ideal ev kedisi. kendi tırnak makasınla tırnaklarını çok çok ucundan kesebilirsin. banyoya alışaiblir, kir kokan bir gider bulursa yapar oraya. su tutarsın gider kakalar.
eve alman iyi ama sıkılırsan emin bir yere bırakman gerekir ileride. çünkü dışarıda, şu haliyle bile, büyük tehlike altında. elbet sadist bir insana denk gelecek ya da bir araba altında kalacak. bakabilirsen evde bak.

  • namus ninjası  (31.07.14 11:14:06) 
sokak kedileri de öyle davranabiliyor. benim de başıma geldi. bir gün ansızın dişi bir yavru sokak kedisi damladı eve ama görcen o evin benden daha çok sahibiydi. bir sırnaşmalar filan 40 yıllık ev kedisi gibi. bende acıdım yem verdim su verdim, vermeseydim keşke. başıma 3 tane yavru bıraktı 1,5 sene sonra da kayboldu gitti. tabi evime çektiği yabancı kediler de cabası..


  • air  (31.07.14 12:01:04 ~ 12:02:10) 
Kediyi eve atıp gidebiliyorsanız siz hayvansever bir insansınız gibi geldi, bence siz bakın kediye :)

Ama tabi ki öncesinde asansöre ve apartman girişine, çıkışına "Kedi buldum kimindir? Sahibi yoksa benimdir" gibi bir şey yazabilirsin.

Tuvalet konusunda çok ümitli değilim, hoş olmayan bir şeyler görebilirsiniz eve gidince.

İlk saatlerinde yanında olsaydınız iyi olurdu tabi, şu anda yabancı bir yerde ve tedirgin olabilir. Sakinleştirirdiniz, okşardınız. Ama yapacak bir şey yok.

Akşam eve gidince büyük bir apartman değilse eviniz, daireleri tek tek gezip sorun. Kapıcı varsa ona da sorun. Çünkü kediye biraz masraf yapacaksınız kısa vadede (kum leğeni, kedi kumu, biraz mama). Kumu ve mamayı verirsiniz sahibini bulursanız, ama leğen elinizde kalır.

Bu arada bizim evde de kedi var, her kapı açıldığında dışarı çıkıyor apartmanın içinde geziniyor. Oralara ayakkabıyla bastığımız için dışarıdan bir sürü koku getiriyoruz. Kokluyor her yeri falan.

Ama senden kaçmadıysa sokak kedisi olduğunu düşünüyorum. Ev kedileri daha ürkek.
  • aguilas negras  (31.07.14 13:00:24) 
Selanlar,
Sanirim dogru yaptim. Yalniz yasadigim evime uc gunlugune ev arkadasligi yapti kendisi. Apartmanin girisine astigim yaziya istinaden gelen bir telefon ile Sahibi kedicigini geri aldi. :)

  • dahinnotha  (03.08.14 09:45:55) 
[]

asgari çalışma saati ve ücret

selamlar,

çalıştığım yerde maaşlar saat üzerinden hesaplanıyor. günlük 9 saaat brüt ve toplamda 1,5 saat de mola hakkı var. böylece haftada 45, ayda 180 saat yapıyor.

sözleşmede şöyle bir madde vardı: "saati asgari ücretin 225'te biridir."
günlük normal mesai yapsam 65 saat eksiğim kalıyor ki bu da neredeyse on gün demek.

bunun yanında, erken çıkış vermek diye bir şey var. o günkü iş yoğunluğuna göre, mesainin bitmesine 4 5 saat varken bile gönderebiliyorlar.

anlamadığım şey şu:
asgari ücretin altında bir meblaya mı çalıştırıyor bunlar?
erken çıkış vermek gibi bir hakları bulunuyor mu bunların? çünkü bu aldığım maaşa etki ediyor.

girdiğim ilk iş diyebilirim, henüz bir aydan biraz fazla oldu. çok bariz bi şekilde okşuyorlarmış gibime geliyor.

ps: öncesinde eğitim veriliyordu işe başlamadan önce. sözleşmede üç ay çalışacağım, erken ayrılırsam yapılan masraflara binaen şu kadar ödeyeceğim yazıyordu. ben ayrılmak istiyorum işten ve para falan ödemeye de niyetim yok. eğer ki bi üsulsüzlük varsa en azından kozum olur elimde.

aklıma gelmişken sorayım, işe girdim ve bu iş bana göre değilmiş onu fakettim. ayrılmak istiyorum. şu üç ay mevzusu kafamı karıştırdı. yasal olarak böyle bir durum sözkonusu mu? genelde 20 - 25 yaş arası gençlerin çalıştığı, turn over olayının fezaya vurduğu, çalışanların bi kaç çalışıp ayrıldığı bir yer. o maddenin biraz korkutma amacıyl koyulduğunu düşündüm. peki yasal olarak durum nedir?

edit: sözleşmenin bir kopyasının da bizde olması gerekmez mi? o gün müsait olmadığım için sözleşmenin bir kopyasını almadım. çünkü bu benim yasal hakkımdır ve istediğim zaman verirler diye düşündüm. öyle dimi? IK'ya gitsem laf ederler mi?

 
git iste sözleşme kopyasını. haftalık 45 saatlik çalışma karşılığı en az asgari ücret alırsın. evet iş bittiğinde erken yollayıp ücretini kesebilirler. Özellikle tekstil sektöründe çok olur bu.. Mal biter, sipariş yetişir yollarım yani.. ya da mal son banttadır, giriş bantları boş kalıyordur isteyeni yollarım (yollardım). öyle yani illegal bi durum yok. ama ilk 2-3 ay deneme süresidir. bu süreç dahilinde iş sözleşmesi feshedildiğinde hiç bir tazminat vs ödenmez.


  • accorbite  (31.07.14 10:21:18) 
Haftalık kırkbes saat çalışma karşılığı en asgari ucretse ortada bı problem var görünüyor. Çünkü haftada kırkbes saat calısmıyoruz. Ayrıca hafta kırkbes saat ayda yuzseksen saat eder, tam prim yatırmak için böyle olmalı sanırım, ama saat ücreti 4,7 TL (brüt) gibi bir sey.

Tazminat ıstemıyorum onlardan, ama onların eğitim masrafı diye bı şey talep etme hakları var mı? (normalde İŞKUR meslek edındırmesı altında karsılanıyormus ama eğitim gece verildiği için İŞKUR karsılamamıs o yüzden şirket tarafından bize eğitim ücreti olarak bı miktar para ödendi)
  • dahinnotha  (31.07.14 10:42:19) 
asgari ücretin altında bir meblağa veremezler diye biliyorum. erken çıkarmaları kendilerinin kullandığı bir insiyatif. iş içinse, madem 3 ay gibi bir koşul var ve yapamadığını düşünüyorsun; sen işini yapmaya devam et, onlar prosedürlerini uygulasın. önce uyarsınlar, motive etmeye uğraşsınlar, sonra da çalışamicaz desinler.


  • baal  (31.07.14 11:16:46 ~ 11:18:35) 
[]

kısafilmi anlamadım

selamlar,
ben bu filmi anlamadım. olay ne burada?

www.youtube.com

 
çeşitli mizah ve meşhur film.


  • noryth aquanum  (30.07.14 22:45:33) 
verilen cevabı da anlamadım dersem anaokul terk olduğumu düşünmezsiniz umarım.

kadın, adama'a "canon"un ne kadar büyük falan diyor. bunlar uzaylı mı, fozil mi nedir? bu filmi yapan adam çevrecilik ve tüketimle ilgili harika eserler veren biri. o yüzden modern toplum saçmalıklarına bağladım da, anlayamadım olayı.
  • dahinnotha  (30.07.14 23:15:36) 
prometheus filmini izledin mi?

oradaki "uyuyan" fosil alienları karakter yapmış. sonra da işte cheetos ve adult reklamlar ile dediğin gibi modern toplum saçmalıklarından dem vurmuşa benziyor.
  • neseranni  (31.07.14 00:57:24) 
[]

kuşlar artık ekmek yemiyor

selamlar,

eskiden ekmek bayatlarsa, yiyemeyeceksem pencereme koyardım. kuşlar onu yerlerdi. bir süredir dikkatimi çekiyor: artık ekmekleri yemiyor kuşlar! benim penceremdekiler mi çok sosyete yoksa ekmeğe koyulan katkı maddeleri ekmeğin ekmek olduğu yılları iyice unutturdu mu?


 
kuruysa yiyemiyor olabilirler.

yogurt kabi icinde islak olarak vermeyi deneyin
  • exlibris  (30.07.14 19:12:56) 
kuru olduğu için yemiyorlar bence.
ben balkona dondurma kabının içine az su koyup içine ufalıyorum yiyorlar

  • livaneli kadir  (30.07.14 19:59:45) 
[]

benzer ya da yakin anlamli sozcukler sozlugu

Selamlar,
Baslikta bahsettigim sekilde bir sozluk olusturmak niyetindeyim. Her ne kadar anadilim olsa da Turkce, hala cok az kismindan haberdarim turkcenin sahip oldugu kelime hazinesinin.

TDK.nin ya da microsoft word'un sozluk eklentisinin oylle bi fonksiyonu var ama yeterli gelmiyor acikcasi.

Nasil yapmali, nereden baslamali? Cebimde ufak bir fihrist tasiyip gun icinde ogrendiklerimi mi yazmali? Ozel bi metod olusturmak lazim, ne kadar ne kadar uzak diye rakamlandirmak olur mu mesela?

Hadi biraz beyin firtinadi yapalim. Incilde de bahsedildigi gibi "once soz vardi". Ayrica ne kadar derin dusuncelerin olsan da, o derinlikte ifade gucune sahip degilsen dusunceler derinlerde curuyup gider. Sozcukleri bilmekse derin kuyulara inen merdiven basamaklari gibidir.

 
Öncelikle kubbealtının 3 ciltlik misalli türkçe sözlüğünü edinin. Biraz kurcalayın, sözlüğün yönlendirdiği keliöelere balın, alrabalıklar yavaş yavaş kurulur.


  • kullanıcı adı  (30.07.14 01:12:47) 
123456789   « Önceki  Sonraki »
buraya yazılanların hakları Sir Anthony Hopkins'e aittir.
yazan eden compumaster, ilgilenen eden fader
modere edenler angelus, Artibir, aychovsky, baba jo, basond, compumaster, deckard, duyulmasi gerektigi kadar, fader, fraise, groove salad, kahvegibi, kaymaktutmayansicaksut, kibritsuyu, monstro, pandispanya, robin, ron dennis
bu sitede yazılanların hiçbiri doğru değildir. site içeriği küçükler için sakıncalı olabilir. yazılardan yazarları sorumludur. kaynak göstermeden alıntılanamaz. devlet tarafından atanmış bir kurumun internet üzerinde kimin hangi bilgiye ulaşıp ulaşamayacağına karar vermesi insan haklarına aykırıdır. web siteleri kullanıcıların istekleri doğrultusunda bağlandıkları yerlerdir. kullanıcılar isterlerse bir web sitesine bağlanmayabilirler. bu güçleri ve imkanları mevcuttur. bir kullanıcı bir siteye bağlanmak istiyorsa bu onun tercihi ve hakkıdır. bağlanmak istemiyorsa bu yine onun tercihi ve hakkıdır. halkın kendisine hizmet etmesi için görevlendirdiği kurumlar hadlerini aşıp halka neye ulaşıp ulaşmayacağını bilmeyen cahil cühela muamelesi edemezler. ebeveynlerin çocuklarını sakıncalı içeriklerden koruması için çok sayıda bedava ve ücretli yazılım mevcuttur. bu yazılımlar bir web tarayıcısını kullanmaktan daha karmaşık teknik bilgi gerektirmemektedir. devletin milletini küçük düşürmesi ve ebleh yerine koyması yasaktır. Skimlinks ile linkler üzerinden yönlendirme payı alınmaktadır.