Ekşi Duyuru

Huydur abi huy.

icim urperiyor haklı.

sosyal olmayanları da sakın güvenilir sanma. özellikle bunlar ilgiye karşı çok savunmasız olduğundan yelkenleri indiriverebiliyor.

Zenginlik belki bir artidir ama "Hani biz marjinaldik" dedirtecek o kadar olay var ki, o da bir nevi "Zengin parasiyla, fakir karisiyla oynar"in bir adim otesi misali bir entrika harmani olabiliyor. Varsan baksan bu adamlarin coguna yakisikli da demezsin, ya da pek sosyal de denecek gibi degil.

Herhalde bunun normal oldugu bilgisi ile yetismek ve cekirdekten ogrenmek bir arti. Tuccarlik icin memur kafasi neyse, birdenbire deger degisimi olmasi zor. Mahallede bunu yapan abilerden, akrabalardan, evde bu sekil davranan babadan falan kapmak bayagi bir arti sanirim. Huy kadar, yetisirken ogrenilen bir sey gibi.

üniversitelere de bi bak 6 aylık 1200-1500 arası vardı bi ara houston community collage'de.

lütfen inansınlar :)

inananı var, inanmayanı var...

Vaktiyle önlemini almışlar :D www.youtube.com

hülooğ?

en çok yapılan yanlışlardan biri de akp lileri enbesil sanmak. bazen keşke öyle olsalardı diyorum ama, değiller. haliyle, işe yaramıyor, inanmıyorlar.

AKP'lileri embesil sanmak yanlış değil, mesela Ferit Şahenk embesil değil, adam AKP ile işbirliği yaparak çuvalla para kazanıyor, ama açlıktan ağzı kokup AKP'ye oy verenler net bir şekilde embesildir, e oy veren kitlenin çoğu da böyle olduğuna göre evet bunu rahatlıkla savunabiliriz.

kitlenin tamamına nasıl ulaştın da gördün embesil olduklarını ? siz bu kafayla gidin, küçümsemeye devam edin. daha çok iktidar olurlar bunlar.

allah düşmanında akıllısını versin diye boşuna dua etmemiş atalarımız.

Yahu sen önce yazı yazmayı öğren. Kitlenin tamamına nasıl ulaşmışım da bu sonuca varmışım, böyle bir sonuca varmak için AKP'ye oy veren tek tek herkesle konuşmak gerekmiyor. Bir konuda anket yapılırken, istatistik oluşturulurken de ülkedeki herkesle konuşmazsın, belli gruplardan istatistikleri toplar sonra da genellersin.

AKP'ye oy veren genel olarak iki kitle var.

1- Çıkarı olanlar, kesinlikle embesil değiller, kötü insanlar olabilirler ama embesil değiller.
2- Ay RTE çok müslüman, ay onlar hep Allah diyor, ay çok dindarlar deyip, yaptıkları yolsuzlukları görmezden gelip, karnını zor duyurup Allah RTE'yi başımızdan eksik etmesin çok güçlü bir devletiz diye gezen kitle var bir de, işte bunlar embesilden başka bir şey değiller.

Daha çok iktidar olurlar mı bilmiyorum, bu sene olurlar büyük olasılık, bu da Türk halkının salaklığından kaynaklanıyor başka bir şeyden değil. Salağa salak denir, başka bir şey denmez, küçümsemekle ilgisi yok, ortada net bir durum var.

evet, ben yazacağım. doğru değil mi yoksa?
Beyler, doğru değilse lütfen mesaj ile bildirin.

inandırmasını bilirsen inanırlar.
tayyip'in dünya lideri olduğuna inanan yok mu?
ama internetle falan ulaşamazsın onlara.

ulan şeytan diyor sırf akplileri angut sanan heriflerin inadına git akpye ver oyunu. sonrada niye yüzde 50. senden ötrü, benden mi ötrü!

sen ben nasıl inanmıyorsak, onlar da inanmıyor yahu. o kadar da değil, yapmayın gözünüzü seveyim. hayır, sanki hiç oy vermemiş insanlar gibi yaklaşılıyor kendinden olmayana.

@i was made for you yerden göge hakli.

g.te g.t demek lazim. Zaten embesil olduklarini anlamak icin davidboyun sordugu sorulara meydanlarda verilen cevaplara bakmak yeterli

Cikarim iste bu kadar nettir: AKP'den birincil derecede cikari(vergi cezasi indirimi, is bulma, ticaret yapma vs) olmayan tüm AKP secmenleri embesildir.

edit: haa seye hastayim, halki asagiliyorsunuz, tepki olarak gidip ben de AKP'ye atacam vs. Hadi yürü at, cok da tindi.

eğitim seviyesi yükseldikçe akp oylarının düştüğü bir gerçek. bunu akp'de kabul ediyor.

www.youtube.com

adamlar cehaleti ve fakirliği yönetiyorlar. en çok oyu fakir ve cahil kesimden alıyorlar.

oy pusulasına mursi yazacak kadar olmasa bile akp seçmeninin çoğu maalesef cahil.

@corneillus AK Parti'ye oy veren üniversite mezunu sayısı ile CHP'ye oy veren üniversite mezunu sayısı eşit.

inanıyoss mursi yazıyoss.

mal mısınız afedersiniz?

@boray eris

kaynak gösterebilir misin?

özellikle 3. bölümü okumanı öneririm. www.radikal.com.tr

@corneillus
Verdiğin linki okudum. Evet AK Parti eğitimsiz kesimden aldığı oyla farkı atıyor. Benim bahsettiğim şey her iki partiye oy veren üniversitelilerin sayısı.

@boray eris
Üniversiteli seçmen sayısının eşitliğini nereden çıkardin peki? Bu konuda kaynak ne?

(bkz: Cevab veremedi)

cahil, eğitim seviyesi düşük, dar görüşlü olmakla beyinsiz olmak aynı şey değil. akp seçmenine söyleyebileceğiniz şeyler ilk üçü. yani hala tayyip'e oy veriyorlar diye pusulaya mursi yazacak kadar gerzek olmak zorunda değiller. kendilerinden zerre hazzetmem ve hala akp'ye oy verebilen bir kişinin insanlığından da şüphe ederim ama bu kadar gerzek değiller.

hayır. Malum hoca İslam dışıdır zaten...

Zaytung gibi adam gerçekten. İslam diyor tam tersi falan böyle kafalar harika. Bi çok kedisi listemde ekli arada bakıp bakıp gülüyorum

Çok değişik kafaların adamı bu. Yaptığı söylediği onca saçmalığa rağmen, biri aşağı indirmiyorsa o kadar bile ciddiye almadıklarındandır bence.

bu adam da diğerleri kadar müslüman bence, niye böyle tepki gördüğünü anlamıyorum. şaraplar akan ırmaklar, tomurcuk memintolu genç kızlar, huriler deyince süper ama adnan oktar seks var deyince auuu.

ben bu adamı turkiye'nin en taşak sahibi adamlarindan biri olarak görüyorum. gizemli bir gücü var.
herkese ve her şeye sataşan tayyibin bu amcaya neden ses etmedigini düsünürüm hep.

yazılanlar ve yanındaki resmi birbiriyle bağdaştırabiliyorsan hiç durma. sık kafana.

Bitdefender bu sayfaya erisimi engelledi.
bu sayfa Bitdefender-Malware-Filter tarafindan bloke edildi.

şakaysa çok komik gerçekse hiç komik değil

yemeksepetinin geniş hali gibi görünüyor. Ama tasarım cok basit kalmış.

iletişim kısmında Her türlü isteğinizi bize bildirebilirsiniz dio

:)

Olur mu ya ? Bu ne ? Kayit yapılırken hisse senedi mi veriliyor karşılığında ?

bagdat caddesinde die belkı o fiyatlar

2009 da 5-6 bin civarı derhaneler vardı. 15 bin çok evet ama olabiliyor işte

Butik dershanelerin pek çoğu normalde olandan yüksek ücret istiyor. Lokasyon, sağladıkları imkanlar, ders saatleri, kazandırma/minimum net garantisi, gereken şartlar sağlanamazsa para iadesi gibi pek çok faktör fiyatları etkiler. Ebeveynler de butik dershanelere "bir kere verelim parayı, seneleri gitmesin bir seferde kazansın" diyerek harcama bütçesi oluşturur, o yüzden abartılı bulmadım günümüz şartları açısından.

Buradaki biraz abartılı olmuş tabii, ancak içeride hoca, müdür yardımcısı gibi hatırlı kişileri tanıyorsanız yarıya bile inebilir bu. Normal vatandaş gibi giderseniz de "kusura bakmayın, indiremeyiz" diyeceklerini hiç sanmıyorum, hele ki şu krizin geldi gelecek gibi olup bir türlü gelemediği dönemde, işletmelerin hepsi diken üzerinde.

Seneye gitmesi için erkek kardeşimi yazdırdık, 15 bin lira. Yalnız seneye su an gittiği okuldan ayrılıp ona devam edicek, bi nevi kolej gibi
Benim zamanımda dershaneler ise çok çok 4bindi

eşimin çalıştığı dershane 2 sene önce 25-30bin alıyordu öğrencilerden.
buraları tercih eden profile koymayan paralar bunlar.

3 sene önce gaziantep'te butik bir dersane 10bindi, kontenjanı da doldurmuştu. adam bağdat caddesinde dersane açmış 15bin az bile bu mantıkla :)

Ben geçen hafta Moskova'ya gittim mesela. Uçak bileti ve harcamalarım 1.5k oldu. Aslında ne kadara patlar kısmı size bağlı. Gidip toplu odalarda da kalabilirsiniz veya otelde de kalabilirsiniz. Hard Rock Cafe gibi yerlerde 30 - 40 Euro'ya yemek de yiyebilirsiniz, 5-10'a da ... Aslında tarzınıza bağlı.

İnternet işi için, ülkenin telefon hattını çıkarmak lazım. Ortalama 10 - 30 TL'ye 2-3 GB'lık paketler oluyor.

ben adnan oktar ve bu nasıl peşine adam topluyor eskiden anlamazdım. megaholdings'den daha iyi kurgular gibi gelirdi bana bunlar. sonra kocaelide bi' adamla oturduk konuştuk adam adnan hocacı çıktı harbi harbi inanıyorlar adama diye şaşırmıştım, şaşırmaz olaydım. bizim köyde televziyonda herkes a9 izliyormuş berber'de muhtar ofisinde filan. bunu niye anlattım bilmiyorum ama yapamayacak. mesnetsiz tüm bu anlattıkları, yıllarca anlatır., bunların aldığı oy belli bunların derdi birşeyler yapmak değil başka birşey ama işte o kısmı yeni yeni çözmeye başladım.

(bkz: avam)

bu adamın bir sürü rus, azeri zengin çevresi var..siyasi parti lideri ayağına bir sürü farklı ticari muhabbetlere giriyor, ihale alıyor vb vb.

derdi öyle iktidar olmak değil anlayacağınız..maksat da daha çok gündeme gelsin, daha çok tanınır hale gelsin, çevresi genişlesin işte, 5n1k'ya çıksın..böyle salak salak konuşmasa 5n1k'ya tv'ye çıkabilir miydi? öyle düşünün..

Ben chpnin filan el altından desteklediğini düşünüyorum adamı. Çünkü reklamlarını gördüm, bayağı para harcıyor. Okadar paraya sahip birigibigelmdi bana. Akp oylarını az da olsa alabilsin diye mesla.

Paint'le yapılmış. Trölleme.

hayır şaka yahut trolleme falan yok ortada.

tanıyın işte bu dsip'lileri

Bana Lübnan gibi gelirdi ama sanırım değil.

müreffeh israil olabilir.

özgürlükçü pek yok herhalde.

belki birleşik arap emirlikleri. ama çok bilgim yok.

İsrail'dir herhalde. Lübnan'da fena değil ama müreffeh değil.

şu kaynak fikir verebilir: en.wikipedia.org

Özgürlükçü İsrail. 'Müreffeh' derken ne kassediyorsun tam olarak, cevap ona göre değişir.

ilacı bilmem de beyaz ekmek, pirinç, şekerden kesersen faydasını görürsün. glisemik indeksi düşük yiyecekler uzun süre tok tutar.

aç karna sigara.

Spor yapmak da iştahı düzenliyor sanki. Angelus, bu konuda bilgi erebilir, tabii okursa burayı.

Şanslısın, hemen söylüyorum. Maydonoz suyu. www.sifamarket.com
Ama dikkat et Maydonozlar hormonsuz olacak yoksa zarar görebilirsin. Kahvaltıdan önce içiyordum. Net, iştahı kesiyor. Cilde de iyi geliyor.

yakın zamanda denediğim bir ilaç:

venladip içtim bildiğin mideme biri oturdu. hiçbir şey yiyemiyordum.

not: tedavi tavsiyesi değildir.

susuzluk da insana kendini aç hissetiren bir şey olabilir. bol su iç.

Arkadaşım sevgilisini dövdüğü için ben bile uzaklaştım kız hala peşinde valla ben anlamıyorum bu işleri.

Yillar once ben ergen iken bir kiza "seviyorum kiz seni" dedim, gelmedi, sasirmadim. Sonralari bu kiz geldi, beni deli gibi sevdigini falan soyledi, bir de siirler yazmalar falan, ben yanasmadim. Hepsi bu, baskada asklik mesklik bir sey yok, artik ergen de degilim:)

@new day new life, 4s rules. ;)

gerçi bana hep ters hatunlar denk geldi. bitti dediler bitti, öyle vazgeçilmez olamadım nedense.

bir arkadaşım karşımda eski eston sevgilisini bildiğin dövdü. kızın bağlılığı artmıştı.

benim atraksiyonlu aşkım falan olmadı valla. düz adamız... genelde reddediliyoz zaten türkiye şartlarında :)

menemenden sonra bulaşıkları da yıkıyorsa menemenci kız.

hiçbiri. menemen ne aq, dünyanın en kolay yemeği. zeytinyağlı sarma falan yapabiliyorsa yolla gelsin.

menemeni yaptıktan sonra ekmeği bandıra bandıra yiyen kız.

bulaşıkları beraber de yıkarız , o önemli değil.

Biri de menemen yapanı buldu da, zeytinyağlı sarma yapanı arıyo, ara tabi, elbet bulursun

fenomen felan çekilmez ben söyliyim...menemen iyidir

şehir dışında okuyup, girdiği her ortamda ateizm propagandası yaparken memlekete döndüğünde bayram namazına götürülen binlerce gencin yaşadığı güzel ve yalnız ülkemde aşırı elitli takılan fenomen kızların çoğu da kafayı telefondan kaldırınca menemen yapıyor doğal olarak.

twitter'daki, instagram'deki sahte hayatlar bulutu, adı üstünde, bi kandırmacadan ibaret gençler.

yemişim fenomenini, mutfakta menemen yaparken gidip arkasından beline dolanıp, boynuna gömülmeyeceksem ne edeyim fenomeni.

menemen yapan kız tabii.

menemen yapan qızlar eqle$in (bunu hep yapmak istemiştim, kusura bakmayın ahahaah, kısmet burayaymış)

fenomenlerin %90'ının ilgi delisi ruh hastaları olduğunu düşünüyorum. menemen yapmasa da olur, fenomen olmasın da.

tüh yukarda yanlış cevap vermişim herhalde. Bizim isteğimize bağlı olan bir cevap nasıl yanlış olabiliyorsa :)

Bacağını kesebilirsin.

survivor a başvur.

işin temeli az ve düzenli yemek, sonra günlük 500 kalori de spor ile atarsan bünyeden. allahın izniyle 1 ayda 8-10 kilo verirsin ama allah izin verirse son tahlilde.

Liposuction

hergün 45 dk yürü
bol su iç

beyaz unu kes
5 kg garanti

arnold +1 (dkjafhksjdfas)

onun dışında yeme annem, yeme kuzum.
pbs.twimg.com

ben biraz kilo aldığımı anlayınca direkt boğazı kesiyorum. sıfır spor. az yiyorum, direkt etki ediyor.

10 kilo yağ yakayım dersen sonbaharı bulur. Yağ su kas karışık dersen 1.5 ay.

ben 3 ayda temiz veririm. seni bilemem.

maks. ayda 4 kilo diye dusun extreme ama saglikli sekilde. ayrica son 2 kg yagin gitmesi icin kan gelmesi lazim, baslangicta ilk ay 5 kilo da gider (su agirligi tabi)

arkadaş 2 haftada verdi ama günde tek öğün yemekle gezdi ortada.

kasarsan 1 ayda da verirsin ama önemli miktarda kas da kaybedersin bu kadar hızlı vermeye çalışırsan.

en güzeli 3 ay düzenli egzersiz ve sıfır karbonhidrat+yağ ve full protein ağırlıklı beslenme.

10 kilo yag rahat3-4 ay diyorum. Kendimden biliyorum. O da cok disiplinli olursan

ben 2 ay içinde tam 10 kilo verdim, yazın 2 ay bir otelde garson/barmenlik yaparsan bence sende verirsin.

3 ayda vetirsin Haftada 4 gün günde 2,5 saat spor salonu + protein ağırlıklı diyet.

hala çalışıyorum, hatun dibimde uyuyor. sen napiyon, yat zıbar.

hiç bi zaman olmayacak zaten. iş oluyor, hatun olmuyor. hatunu buluyoruz iş sarpa sarıyor. ikisini denkleştiriyoruz borç boğazdan sıkıyor. siktir et olduğu kadar.

meslek, şehir, ülke değiştirmeyi deneyin

(bkz: paradigm shift)

sorun muhtemelen sizin bakış açınızda, mutluluğu hatunda/erkekte / işte/ şehirde/ arabada vs. aradıkça olmayacak.
hepsini bulunca da sağlınız falan gider yine moralinizi bozacak bir şey bulursunuz.

Hocam beni izle. Evlenmeyi kesin olarak düşünmüyorum

yalnızlığı hissetmemek için evcil hayvanlardan ve gece uyurken açık bırakılan tv'lerden yararlanıyorlar.

www.darulaceze.gov.tr

amcam neredeyse 60 olacak. evlenmedi. öyle evcil hayvanı da yok. gayet normal bir şekilde bir yandan çalışıp, bir yandan arkadaşları ile takılıyor. arada kız arkadaşı falan oluyor tabii.

Cevap değil ama çok merak ediyorum bende bu sorunun cevabını

Not: Sevgili gençler eğer bir gün ailenizden veya çevrenizden birileri size ; "Güzel bir üniversiteye gidersen bütün kızlar etrafında olur, İyi bir mesleğin olursa tüm hatunların dibi düşer, çok para kazanırsan tüm dişiler kapında sıra olur, lüks araban olursa herkes hayranın olur" der ise SAKIN İNANMA. Saydıklarımın hepsi denendi ve olmuyor. Bazıları -Benim gibi mesela- Cumhurbaşkanı olsa yine fark etmiyor. Bilginize

valla benim ailemde evlenmeden yaşlanan tüm insanlar şiddetli takıntılara sahip oldular. ama genetik biraz da galiba =)

Eski patronum hic evlenmedi. Erkekti, en son 50 yasindaydi, kanserden oldu. Hic evlenmeden yasayip olmus oldu. Oyle yasadi gitti yani, bir sey oldugu yok.

Genelleme yapmak da istemem ama gordugum su ki ileri yaslarda halen evlenmemis olmak kadin kismina pek iyi gelmiyor. Onlar daha fazla sikinti yasiyorlar gibi. Uzerlerindeki baski artiyor olabilir.

sen şindi çoh böyük gonuşdun.
sonları iyi olmaz.

tv işe yarıyor cidden:)

ben de bunu merak ediyorum son zamanlarda. yanarım yanarım çalısıp kazanılan paranın gıcık akrabalara miras kalmasına yanarım. bari bi çocugu olsa da ona kalsa.

tam cevap değil ama ilerde bu tür insanların sayısının artacağını düşünüyorum. özellikle istanbulda insanlar gittikçe yalnızlaşıyor.

Evlenen insanlar gibi her şey olabiliyor.

Dayım hiç evlenmedi, asosyal de bir insandı. Cep telefonunu geçtim, evine bile telefon almazdı. Ulaşamazdık ona, o bize ne zaman isterse o zaman ulaşırdı. İnsanlardan çekinir ve korkardı. O yüzden hasta olduğunu da hiç kimseye söylememiş. 1.5 yıl sonunda artık hiç haber gelmeyince merak edip evini bulduk (tam adresini de vermezdi, kimsenin ona ulaşmasını istemezdi). Ölmek üzere bulduk onu, kapıyı kırdık ve hastaneye yetiştirdik. Meğer ağır bir ameliyat geçirmiş ve yanlış teşhis konduğu için ameliyat sonrası birçok komplikasyon geçirmiş, asıl hastalığı ise tamir edilmeyecek kadar ilerlemiş. İki hafta sonra kaybettik.

Üvey dayım da hiç evlenmedi. Onu da 74 yaşında aynı hastalıktan kaybettik ama diğer dayım gibi değildi. Sürekli insanlarlaydı, çok mutlu bir hayatı oldu. Biraz da çılgın bir dayı idi.

Sanırım evlenenlerle aynı oluyor sonu. Bazı evlenenler yanlış eş seçimine dayanamayıp erken gider, bazı evlenenlerin eşi ile birlikte hayattan aldığı zevkten ömrü uzar.

İnsan evlenmek için evlenmemeli ki zaten. Toplum baskısı yüzünden evlenen çok, o yüzden bu kadar boşanma var. Rahat rahat aynı evde yaşayamayan, birbirini doğru düzgün tanımadan, ilişkiye girmeden evlenen milyonlar var. Bir de bunun üzerine insanın zaman içinde isteklerinin değişmesi eklenince boşanma riski de çoğalıyor tabi. Yani evlenmek için evlenmektense hiç evlenmemek çok daha iyidir. Hele çocuk istenmiyorsa ve de evlenme bir "ihtiyaç" değilse maddi-manevi olarak, evlenmeyip de mutlu olunur, niye olunmasın ki? Korkutucu olan yalnızlık, ve insan evlenince yalnız olmuyor diye bir şey de yok. Kim bilebilir ki bugün canımız gibi sevdiğimiz kişinin bile günün birinde yabancı olmayacağını? Hiç birimiz bilmiyoruz. Anı yaşıyoruz.

Evli veya degil, hayattan zevk almak lazim
dolu dolu yasamak, faydali olmak, fayda gormek lazim
bazen yorgunluktan uyuyamamak bazen baskalarinin sikintilarina gunler harcamak lazim, insan olmak lazim
verimkar olmak, odun vermek lazim
ki birileri de ayh dediginde kossun
Ama bunlarin hicbirini ayh dedigimde biri kossun diye yapmamak lazim

:/ duyuru moralimi bozdu resmen ..

genel konuşursak şu anda evli 60 yaş civarı çiftlerin evlenmemiş 60 yaş civarı kişilerden en büyük farkı torun sevebilmeleri.
bu grup daha bi atarlı, aslında kendi kendine yetmeyi de pek beceremeyen insanlar daha fazla galiba insanlar eskiden daha bi toplumsal hayata göre programlıymışlar. bu yaşta bir değil iki değil pek çok vaka gördüm ki evde tek başına hastalıktan ölme noktasına filan gelen...bu gruptaki benim gördüklerim çok acıklı bir aşk hikayesiyle hayata küsenler ya da aşırı huysuz, hastalıklı kişilikte olanlar genelde. değilse herkes bi şekilde evlenmiş galiba :D
anca 40 yaş civarı dersen olaylar değişir, bu grup evlenmemeyi tercih etmiş grup, çocuk sahibi olmayı zaten beklememiş/planlamamış hayatı başka şekilde doldurmuş, bunlar çok fazla da şikayetçi değil geneli tercihlerinden memnun -ki erkekse hala çocuk yapabilir zaten.
40 yaş altı diye düşünüyorsan daha hiç evlenmemiş insan denecek kategoriye sokmuyorum onları

evlenmek ömrü uzatır. evlenmek lazım.

evlenip güzel bir eşle kalabalık pırlanta gibi çocuklarla yaşamak varken yalnızlığa mahkum olmak zor. ben eksik buluyorum öyle hayatı.

iruntheinternet.com

evlenmek ve üremek boş beleş insanların rutinidir.

Ailemde bi düzineden fazla var
cevap : hepsi kafayı kırdı

insanın aile kurması önemli. en basitinden anneniz babanız bir gün ölecek. ne yaparsanız yapın, kendi karınıza/kocanıza/çocuklarınıza sarılmak gibi olmayacak o acıyı hafifletmek. uzun vadeli bir yalnızlıktan bahsediyoruz. bu verdiğim örnek sadece en basit ve sert örneklerden biri.

böyle onlarca neden var. sonuçta bu kişinin tasarrufu. ama kalkıp da 'farklı olucam ben!' ben evlenmeyeceğim zaten hacı modu da, çok gerçekçi gelmiyor.

ben evleneceğim lan. selam ederim.

valla ben de bi 8-10 sene daha düşünmüyorum bu şartlarda devam ederse. sonrasını göremiyorum. büyük konuşmamak gerek tabi. bundan 2-3 sene önce evleneceğim diye işimi gücümü bırakıp türkiye'ye dönünce ağzımın payını almamın da baya bir katkısı var tabi bunda.

olaydı iyiydi.

ohoo ne kadar umutsuzluğa kapılmışsınız, var var. biraz zor bulunsa da var.

en önemlisi: önce kendini düzeltmek. insanın ideali bulmaya değil, kendini ideale ulaştırmaya çalışması.

bakırköyde kaktüs kafe var güzel mekan

kaktüs kafe liselilerin dershaneden sonra doluştuğu bir mekan. aslında güzel ama fazla ergen kaynıyor. meydandan sağa girince cro's mu ne vardı. orası fena değildi. bakırköy'deki tek rock bar hatırladığım kadarıyla.

bahçelievler'de de yaşam hastanesi var onun oralarda birkaç kafe var.

İlişkilerdeki ciddiyet yani evlilikten bahsesiyorum.

ben de düşünmedim çünkü sevgilim yok

Ben de 26 erkeğim, geç kaldığımı düşünüyorum. 23 bence evlenilecek yaş.

ciddi düşünmekten kastın, ilişkiyi ciddi görmek mi yoksa "artık evlenmeliyim" dediğin yaş mı? ikincisiyse, ben 26-27 gibi evlenmeyi düşünüyorum, yani daha doğrusu onun evlilik için ideal yaş olduğunu düşünüyorum. ama gönül işlerinde 6 yaşımdan beri ciddiyimdir. pek eğlenceli, aksiyon seven birisi sayılmam. girişken değilim, öyle daldan dala zıplayıp gezip tozacak enerjim de yok. aşık olmadığım, gerçekten çok sevmediğim, ciddi saygı ve sevgi duymadığım sürece biriyle birlikteliğe hiçbir zaman sıcak bakmıyorum. hiçbir zaman "yaz aşkı"m ya da "kafa dağıtmalık" bir ilişkim olmadı.

26, e.
geçen sene biriyle birlikteydim, bi ciddi düşündüm ama sonra boktan şeyler oldu.
şimdi ciddi düşünemiyorum pek.

bir ara düşünürüm, acelesi yok. hayat güzel, deneyim edecek şey çok.

23'te ciddi düşündüm.

Valla ben yas aldikca ciddi dusunmekten uzaklasiyorum, 24 yasinda falan neden olmasin diyodum, 25 de daha zaman var demeye basladim, 26 yim ve kendimi pek de evli biri olarak hayal edemiyorum

28 yaşında düşündüm.

olmadı.

23 te dusundum ayrildik mayrildik sonra naaapiyon birader sen diyip en erken dusunme yasini 27 ye cektim.
Duyuru hatunlari p.m atabilir

22 e. şu zaman kadar hiç düşünmedim. daha yaşım küçük diye düşünüyorum.

bence ideali 28-30 gibi duruyor en azından şuan öyle düşünüyorum.

ek: 27 e. abim var şu sıralar ciddi düşünmeye başladı. bi sene daha bekleseydi aslında tam benim kafadan olacaktı

bu akşama kadar biter işlemleri en geç

Bence iki yüzlü.
Tamam burada boktan olaylar oluyor ama onlar da bizleri kışkırtmak için yangına daha da körükle gidiyorlar daha da alevlendiriyorlar millleti.
Kendilerine geldiği zaman melekler tabi ki.

yazı tura at ;)

Ol. Ölümlü dünya. Tadını çıkarın. - içine yaşlı teyze kaçmış ameli konuştu. -

senle evlilik dusunuyorsa olma yaziktir, ya da ol belki fikrin degisir.

olma

yazı tura at, diyelim yazıyı seçtin. tura gelirse, parayı tekrar atıyorsan kızı istiyorsun demektir. tura gelirse, ve parayı tekrar atmıyorsan kızı istemiyorsundur.

kaynak ben değilim bu arada.

Bence evlilik dusunuyor. %95.

olma.net

sen olma arkadaşım.

sen o kızı üzersin. olma.

hangi fildi o ya, "komşu kızı kardeştir, kaldır kaldır yerleştir" diyor idi. o geldi aklıma

Bir turlu sevememek.

İşsizlik

Yarın polis barikatını kırıp Taksim'e girmek.

Kimseye, hiçbir yere veya hiçbir şeye ait hissedememek

Ekşi Duyurunun eski günlerindeki saygılı, önceliği insanlara yardımcı olan ortamının artık çok kalmamış olması

benim cogu derdim (bkz: first world problems)

rivulet arti 1. yasamayi bir turlu sevememek. her seyden cabucak sikilmak, koyacak hedef bulamamak.

derdim yok da sıkıntılarım var.
dert etmiyorum ya da etmemeye çalışıyorum anlamında derdim yok diyorum, yoksa sıkıntılar epey zorlayıcı. hele biri çok çok büyük bir karar almamı gerektirecek özelliğe büründü. fakat alacağım kararın sonuçlarını tam kestiremiyorum. "allah allah!" nidalarıyla başlayıp "allaalah??" deyip oturup kalmak da var. tek atımlık kurşunum var gerisi yok ya da görünürde yok. belki taş sopa. şimdi yazarken düşündüm de "geri dönüşü olmayan karar" da değil hani. olumlu olursa da hayatımın bundan sonrası çok farklı akacak onu da biliyorum. keşke zaman makinem olsaydı...

zaman makinesi olanınız var mı?

benim derdim yok lan

saç dökülmesi. erken yaşta.

hepimizin borcu var

hayata geç kalmak

çok gezememek.

hayata geç kalmak +1

hayata geç kalmak +1

Mutlaka hepimizin derdi var. Önemli olan hayata dair umudu kaybetmemek. Mücadele gücü ve azmini bulmak. Hayat kolay değil.
Bir de soru eki mi'yi ayrı yaz lütfen.

uyanamamak.

çok seviyom olm uyumayı, öyle böyle değzzzZzz..

hayatımı kazanabilmek için hayatımı feda ediyor olmak. bir ofiste çürüyen bitki gibiyim.

atalet

senin ne derdin var?

www.youtube.com

sinuzit yada nezle olmadığım halde iki burnumda tıkalı

www.dailymotion.com

afet-i gamdan acep dünyada kim azadedir
herkesin bir derdi var madem ki ademzadedir

Hissislik.

çok var.
ortalama üstü bir plazada çok sayıda görebilirsin.
kendilerine bakıyor kadınlar.

nasıl bir ortamda olduğunu merak ettim. istanbul'da çok fazla sayıda.

Anadolunun bağrında yaşıyorsan normaldir. Ama İstanbul İzmir Antalya gibi kıyı şehirlerinde oldukça bakımlı ve güzeller.

Duyuru'dan birkac tane taniyorum Kizlar Bulusmasi'ndan. sta var, innerbliss var. Birkac nickini degil de ismini bildiklerim var. Olmaz mi? Hepsi de guzel guzel kadinlar. "Manken olmayan"dan kasti anlamadim: mankenlik yapmiyorlar hicbiri. Isten de cok taniyorum boyle kadinlar.

ohooo bir dunya var hatta gorsen cogunun 30 yas ustunde olduguna inanmazsin.

30u bırak 40 yaş üstü bile var
hele biri var boyunca 2 tane oğlu var, kadın tablo gibi yemin ederim.

Milf diyosun, arada denk geliyorum da baya çekici oluyorlar. Yaşın verdiği olgunluktan olsa gerek.

var. biri iş arkadaşımdı. hatun benden büyüktü ama baya küçük gösteriyordu. 35 falan vardı sanırım. yalnız şöyle bir şey vardı, kadın hiç evlenmemiş ve bakireydi. (açılmadan iade) farklı yollardan birlikte olmak istedi (backdoor) (only exit) ama ben üst solunum yolları muayenesi yaptım birkaç sefer. sonra ilişkiyi kestim.

Hatta annemi örnek verebilirim 45 olmasına rağmen harika bir güzelliği var. Annem diye demiyorum sürekli takılıyorum zaten "30 yaşından sonra bugda kalmışsın niye hiç yaşlanmıyorsun" vs diye :)

30'a milf demek neymiş yahu, sizin yaşlar kaç gençler?

ben 29'dan bildiriyorum, kadının en güzel olduğu yaş 30'la başlar çünkü 20-30 arasında bir sürü şey deneyip kendini tanımaya çalışıyorsun. saçına bir sürü şey deniyorsun, farklı makyajlar (bu deneyde makyaj yapmama da bir sonuç olabilir) deniyorsun, giyim kuşamına bir sürü şey deniyorsun (çalışmaya başlayıp para kazanınca daha iyi yerlerden de giyinince o bile etkiliyor tabi tarzını). tabi her şey saç, makyaj, kıyafet değil. bakıyorsun vücudun yavaştan sana ihanet ediyor, metabolizman yavaşlamaya başlıyor; o yüzden yediğine içtiğine dikkat ediyorsun, hayatında spor yapmamış biri olsan bile spora da başlayıp kendine daha iyi bakıyorsun. e zaten bu durumda eli yüzü düzgün, sağlıklı da biriysen çirkin olman mümkün değil.

"manken olmayan"dan kasıt tabi "güzel"in tanımını yapmaksa: 1.80 boy, 0 yağ, düzgün kemik yapısı vb. gibi, bunlar zaten yaşla alakalı değil genetikle alakalı oluyor diyebiliriz.

var 41 yaşında beton gibi
www.google.com.tr

30 büyük bir yaş değil ya abartmayın. ben 31 yaşındayım geçen sene daha yeni yeni ergenlikten çıkmaya başladım. hala da ergen hareketlerim vardır yani aşslsl
etrafımdaki eski sınıf arkadaşlsrım falan da hala taş gibiler hepsi de 30+

30un altı zaten kadın değil çocuk olduğundan var haliyle.

türkiye'de çok az sayıları.

Üzerinde kıyafet + yarım kilo makyaj mevcutken var bir dolu.

tabi ki 30 üstü milftir 50den sonrası da mature. 35 yazmış, 5 yaşın lafı olmaz :)
tr.wikipedia.org

şirkette bir tane var çok fena çok...

Gayet güzel, sade ve şık hatunlar var her daim. Öyle abartılı makyajlı falan da değil.
30-35 bandı. :)

Vegan bir arkadaş var, 40a yakın am makyajsız bile 18 gösteriyor. Cildi çok genç.

Üniversitede bir hoca vardı, o da öyleydi. 45 yaşında ama kırışık bile yoktu yüazünde.

Moralle, psikolojiyle alakalı diye düşünüyorum ve genler tabi.

Geçer: www.youtube.com

Oy vereceğim, çünkü politikalarını, örgütlenme biçimini ve icraatlarını sürekli eleştirmeme rağmen meclise girebilecek partiler içerisinde en esaslı muhalefeti yapacak ve halkları temsil edebilecek olan parti HDP. (Altan Tan hariç de, Altan Tan hariç de!!!111) Normal şartlarda seçimi boykota giderdim ancak AKP'nin yükselişini durdurabilmenin bir sac ayağının da sandık olduğunu düşünüyorum.

bana da nedense kıl payı geçecek gibi geliyor.kılll payı ama...

sanırım vereceğim.
sevgikusunkanadinda'ya kısmen katılıyorum.
verme nedenim başkanlığa karşı olmam olacak.bugüne kadar küfrede küfrede chp'ye verdim.

cb'de 8 civarı oy aldı.
2 puan artırır gibi.

başkanlığa karşı oldukları falan yok bunlar danışıklı dövüş. adamın işine gelir başkanlık niye karşı olsun? tabi ki oy vermem.

Geçemez. Kalbimiz o yönde.
pkk'nın projesidir hdp

hdp ye atacam. selo başganın yaptığı muhalefeti kimse yapamıyorda ondan.

losev bagiscisi, cb'de selo 9.6 oy almıştı düzelteyim.

el cevap: vereceğim.

umarım geçemez ama geçemezese zorla geçirtecekler

geçer, bi bok olmaz. ben barajı geçeceğini ve çıkan yasalarda falan (başkanlık sistemi dahil) akpyi destekleyeceğini düşünüyorum şahsen.

@animalman hangi doğu ve güneydoğu anadolu illerini dolaşarak bu kanıya vardın bilmiyorum ama hiçbirşey yandaş medya yada ana akım denen medyada yazanlar gibi değil. bence biraz da diğer gazete ve dergileri takip et. hdp barıjı geçedebilir geçemeyedebilir ama akp nin %47-48 oy alması resmen hayal.

'bolge halki barisin tadini aldi' alkjsaklfj

iyiymis, bu bolge halki kurtler degil galiba. benim yakindan tanidigim, gordugum muhafazakar kurtler akp'nin ne mal oldugunu anladilar biraz gec de olsa. hdp'ye akpli kurtlerden baya oy gelecek.

batida da chp'nin mhp'nin arttiracagi %2-%3luk artisin hdp'nin arttiracagi ayni orandaki oyun yaninda pek bir ise yaramayacagini goren akli basinda insanlar da hdp'ye verecek.

ayrica bkz; eksisozluk.com

@animalman
bölge halkı barışın tadını almışmış. ya bol keseden nasıl atıyorsunuz. yıllarca "teröristle aynı masaya oturmayız!!!11" diyen ve kürt sorunu yoktur diyerek kürtleri yok sayan hükümet birden barışçıl mı oldu? yok sayarak bir yere varılamayacağı kürtlerin meclise girmesinden sonra anlaşılmaya başlandı.
siz ister hdp'ye teröristle kucaklaşıyor deyin, ister bebek katilleri deyin, adamlar ARACI. A RA CI. ve inanamayacaksınız ama doğuda çok iyi işler yaptılar. belediyeciliği geliştirdiler, kadın eğitim evleri açtılar, adamlar bugüne kadar alışık olduğumuz partiler gibi meclise girince cepleri doldurmak yerine ciddi ciddi hizmet ettiler. yine bugüne kadar alışık olduğu gibi "hizmet et, lütuf gibi allaya pullaya anlat" felsefesini benimsemedikleri için bölge halkı hariç kimsenin bundan haberi yok.
yoksa siz zannediyor musunuz ki hdp ya da bağımsızlar bölgeden yüzde %90lara varan oyu sadece ve sadece kürt oldukları için alıyor?

işkembeden sallamayın artık tayyip ağzıyla. "böle halkııığ barışın tadını aldııığğ"
bi gidin allah aşkına.

geçer mi geçmez mi bilemiyorum, sıçtığımın ülkesinde oyların adil sayıldığına 5 yaşındaki çocuk bile inanmıyordur zaten. ama tek temennim geçmesi.

ve evet oyum demirtaş'a.

not: "kürtçü" değilim. daha önce hep chp'ye oy verdim. cb seçiminde ise gıcıklık olsun diye değil, gerçekten cumhurbaşkanlığı koltuğuna demirtaş, tayyip'ten ya da ekmeleddin'den çok daha fazla yakışacağı için ona oy verdim.

medya tarafından şu bahane hdp için çok güzel pompalandı: başkanlık sistemine karşı HDP. Böyle bir durum söz konusu değil, barajı geçerlerse -ki geçemeyip diyarbakırda kendi meclislerini kuracaklar (bence)- AKP'yle 'ver başkanlığı, al özerkliği' pazarlığıyla AKP'ye ilk destek olacak partidir HDP.

Demirtaş'ın Gezi sonrası açıklamalarını unutmayın, önemli. Bu adamların davası çok eski, sevgi kelebeği değil bu adamlar, cumhurbaşkanlığı seçimi onlar için güzel bir deneme oldu, yeni bir PR çalışmasıyla gelip bi baktılar. Tuttu ve devam ediyolar şuan samimiyetsiz yollarından. Bu adamlar Kürtçü'dür. Yıllardır CHP'ye verdim diyen 'ATATÜRKÇÜLERİN(!)' bu olaylara çerçevenin dışından bakamamaları çok acı. HDP bu ülke için AKP kadar tehlikeli. Yanaşacak son limanlardan biri. Solcu taklidini iyi yapıyorlar medyanın etkisiyle ama yemeyin dostlar.

Ayrıca şu yazıyı da üşenmeyip okuyun, medyanın sakladığı olay burda. Yazı çok mantıklı bu arada, okuduktan sonra şunu düşünün neden bu yazının ana fikri medyada dillendirilmiyor da HDP'nin %10 meselesi sürekli dillerde, açın gözlerinizi.

odatv.com

2014 yerel seçimlerinde belediye başkanlıklarında akp %43 oy aldı. kaynak resmi gazete www.resmigazete.gov.tr
%48'e onu ne yapıp ne edip çekerler, artık elektrikler mi kesilir, barajlar mı patlar bilmiyorum. çünkü 330 sınırı malesef.

bölgenin aldığı bi tat varsa o da vergisiz kazancın tadı. gülten kışanak'ın dediği gibi "merkezi bütçeden pay alırız ama vergi vermeyiz" lafının arkasında sıkı duruyorlar. yazarkasa olmadan istanbul'da bir restoran açmayı deneyin bakalım ne oluyor. sonra gidin diyarbakır'a, oturup bi yemek yiyin ve fiş isteyin.

hdp'nin halkların kardeşliği gibi bir amacı hedefi yok. kürt çıkarlarından başka bir hedefi olamaz bu hareketin. merkezi sınavlarda cevaplar tahtaya yazılıyor, burada yarış atına dönen küçücük çocukların yıllarca verdiği emeği çalmak değil mi bu? engellemeye çalışmışlar mı arkadaşlar yoksa bu işin bizzat organizasyonunu mu üstlenmişler? "elektriği benim toprağımdan üretiyorsun, bana parayla satamazsın" saçmalığı ile kendine kaçak elektrik kullanmayı hak görürken halkların kardeşliğinden mi bahsediyorlar? 12 tane frigorifik aracın akülerini her akşam şarj eden firma ayda 180 lira elektrik faturası mı öder? tabi öder. bunu eleştirdiğim için ben faşistim asıl. onun elektriğini de ben burada 8 PC için aylık 700 lira olarak ben öderim. yaşasın halkarın kardeşliği.

bence kimse kalkıp bir silahlı kürt bağımsızlık hareketinde sosyalizm ışığı aramasın.

tahminim ise barajı geçemezler. ekşi sözlük'teki trend geneli yansıtıyor olsaydı chp %65 oy alırdı. son genel seçimlerde hdp'nin bağımsızlarla aldığı oy 6,5. akp seçmenindeki chp antipatisinden nemalanmak için de chp'ye muhalefet görevi üstlenmişler gibi. ironik bi durum. bugün "ulusalcı" olmakla suçladıkları o partinin kadroları, 1989'da kürtlerin sorunlarını en doğru haliyle raporlayan, ana dil yasağı ve olağanüstü hal yasasının kaldırılmasını isteyen, 1991'de oy kaybedeceklerini bile bile "kürtler mecliste temsil edilmeli" diyerek bugünkü hdp milletvekillerini kendi bünyesinde meclise taşıyan, bugün de gene temsil edilmeleri gerektiğini düşündükleri için hdp ile tartışma ortamına girmeme kararı alan, en önemlisi de 1980 darbesi öncesi aynı safta yer aldıkları, cezaevlerinde birlikte yattıkları kadroları barındıran parti. hdp'nin ana muhalefet sol partiden bu kadar kopuk ve düşman olmasının nedeni de aslında sosyalizm değil, kürt milliyetçiliği ekseninde hareket etmesi.

edit ve saf arkadaşları: bunu bizzat sınavda salon düzenlerini yeniden ayarlayan, sonra kitapçıkları tekrar ösym salon planına göre düzenleyen, sınıfta 2-3 kişi bırakabildikleri yerlerde tahtaya yazdıklarını, diğer yerlerde kağıtla ulaştırdıklarını anlatan bir adamdan dinletirim. konya'da aynı evde ikamet ediyor görünen yüzlerce kişinin hakimlik sınavında full çektiğine inanıyoruz da bu adama inanmak neden saflık? şöyle diyebilirsin? sonuç nerede? madem kopya çekiyorlar iyi yerlere yerleşiyor olmaları gerekmez mi? gerekir. 2012 kpss sınavında genel kültür alanında en başarılı ilk 10 ilin 9'u nasıl güneydoğu'dan çıkmış mesela. bence saf sensin.
Buyur incele: www.osym.gov.tr

"merkezi sınavlarda cevaplar tahtaya yazılıyor, burada yarış atına dönen küçücük çocukların yıllarca verdiği emeği çalmak değil mi bu? "


oha yav, buna, boyle seylere gercekten inaniyorsaniz cok safsiniz, oyle boyle degil. her seye inandirirlar sizi, siyasetciler icin bulunmaz bir nimetsiniz.

oyumu vereceğim. hem de mecburiyetten falan değil isteye isteye, seve seve. beni temsil ettiğine/edeceğine inandığım için (ve evet. Altan Tan hariç!!!)

Bence barajı geçecek. Geçmesi için seçim çalışmalarında görev de alacağım.

bana geçecek gibi geliyor. oy kaybetmiyorlar, aksine kazanıyorlar çünkü. doğuda da hüda par falan tutmaz, kürtler zaten kendileri kazandıracaklar seçimlerini, biz de batıda az destek çıkarsak tamamdır.
ha ne olacak, bi bok olmayacak, parlamento burjuvazinin ahırıdır. ama kısa vadede hayat koşullarımı biraz iyileştirir diye düşünüyorum.

cevizlibağa metrobüsle oradan taksim tarafına giden otobüslere binin saraçhanede inin yukarı çıkın kemeri geçince sağda

cevizlibağda in, tramvayın ordan kalkan sarı dolmuşlara bin. aksaraydan yukarı dönünce hani şu bisikletçilerin olduğu alt geçidi geçtikten sonra, surun hemen dibinde sahne. surları geçince in, kafanı sağa çevir, bitti.

öncelikle yaşıyor mu diye kontrol ediyorum.


edi: berbat muhabbet.

bazıları da karşı cins olmasını önemsiyor. ama bazılarının onu da önemsediğini sanmıyorum.

buraya gelip "ben bilmemkaç kişiyle yattım, sevgilinizle yattım, duyurudan 23423 kişiyle seviştim" diye yazmak için ağır ezik, kompleksli ve mal olmak gerekiyor. bunu düşünürsek, pek bir kriterleri olmadığını düşünüyorum.

biriyle sevişmeyi gurur kaynağı olarak görecek yaşları geçtik sanıyordum. geçmemişiz.

bu tiplerin kriteri olmaz cenkist, damacanaya bile hallenirler.

@tears of devil yukarıdaki tanımıma -hakaret kısımları hariç- iyi bir örnek olmuş. benim gözümde iticiliğin tanımısın.

sarışın 1.80 min. kalın sesli adem elması hafif belirgin ve opel tigralı bayanları affetmem.

tren vagonlarına dahil olacaksanız en arkadakini seçebilme kriteri.

vajinası olsun. memesinin teki olmasa da olur.

Güzel olsun, insan olma kriterlerini karşılasın, Cinsel olarak çeksin beni yeter. Onun dışında ısrar edip reddettiklerim oldu. Çoğunu kibarca reddettim ve nedenini anlamadılar bile :) güzel değillerdi vs vs işte. Artık bıraktım zaten.

edit: @ack3000 cevap hakkı doğurmuşsun bana, ne gerek vardı niye üzüyosun beni şimdi?

@tears of devil o kişinin nicki i ile mi başlıyor :)

normalde biriyle yatmak için olan kriterimiz burdan birisi olunca değişiyor mu :)

@ayrıl :d birçok harfle başlayabilir :))

bira içsin yeter.

bunun okul bölüm ile ilgili olanı da vardır muhtemelen. zamanla asosyalleşmek mümkün. kendi adıma insanlardan hiç hoşlanmıyorum. hiç bir zaman da pek hoşlanmadım.

yalnız olmayı sevenler var yani bir de.

onların da kendi aralarında arkadaş gurupları var.

asosyal diye genelde kalabalık ortamlardan kaçan ve kendi başına kalmayı seven insanları kastediyoruz. belki kaygı seviyesi artabilir kalabalık ortamlarda vs.

asosyal olmanın sebebi bence tamamen para. okulmuş, sınavlarmış yok arkadaş çevresi yokmuş sadece bahanesi.

kakao yanılıyor.
param olsa da vize final dönemleri çok yaklaşık olunca kitleniyorsun.quiz ödev eklersen buna komple ölü vaziyetteyiz.

utangaç olmak

benim bir arkadaşım var tasvir edeyim:

öss'de ilk 100'e girdi EA2 puanıyla. GSÜ Hukuk kazandı, uzatmadan bitirdi. King's College'da yüksek lisans yaptı, uzatmadan bitirdi.

Tanıdığım en donanımlı, ve en olmasa da orta düzeyde sosyal insanlardan biridir. Asosyallik tanımının yakınından geçmez özetle.

Burayı okuyorsa: "Naber lan yarram?"

üniversiteyle alakası yok bence. ablam tıp okuyor mesela benden kat kat sosyal. ders falan pek çalışmam. ama asosyal derecesindeyim. genel olarak neden şu en azından benimiçin cdn.iwastesomuchtime.com

@kakao'nun kafası neyse bende ondan istiyorum.

bir insan arkadaş çevresi/ortamı yapamdıysa parasının olup olmaması bir şeyi değiştirmiyor. kendimden biliyorum.

Bazı insanlarda çocukluktan itibaren varolan çekingenlik ilerleyen dönemde sosyal çevreden tamamen geri çekilme olarak gelişebiliyor.
Bazılarında aradıkları sosyal çevreyi bulamamak sosyal olarak geri çekilmeyle sonuçlanıyor.
Bir diğerinde insanlardan ya da farklı bir deyişle toplumdan nefret etme olarak baş gösteriyor.
Bunlar aklıma gelen örnekler sadece. Asosyallik için belirli bi nedeni vardır diyebileceğimizi sanmıyorum şahsi olarak. Pek çok farklı etken mevcut.

öncelikle insanın kişiliği etkiler.
üniversite ortamı bunu azaltıp, çoğaltabilir.

asosyallik baska bir sey. kisi istedigi halde firsat bulamadigindan sosyal olmuyorsa bu asosyallik midir?
kendi adima, asiri sosyallikten uzmanlik sinavina calisamiyorum. ama 2.derece arkadaslarim calistiklari icin disari cikmayan kimseler ve bu onlari asosyal yapmaz

gercek asosyal hic gormedim. o kim ise harbi asosyalmis

örneğin ben güzel sanatlarda okuyorum yani öyle teknik ya da çok zor bir bölüm değil. aksine en rahat, sosyal ortama sahip fakültelerden :D buna rağmen asosyalim

Kişiliği asosyal olabileceği gibi dönemsel asosyal de olunabilir. Asosyalliği de önce bir düzgün tanımlamak gerek, burada okuduklarımdan tanımın ikiye ayrıldığını düşünüyorum. Asosyal dediğimiz insanlarla konuşmaktan çekinmek veya insanlarla iletişim kurmayı istememek midir, dışarı çıkmak veya dışarıda eğlenmek istememek midir? Asosyal kelimesinin tanımı, çevresi ile yeterince kaliteli iletişimde bulunmama olarak geçiyor, ben de bundan sonrasında tanımı böyle ele aldım. Dolayısıyla iki grup da asosyalliğe girebilir.

Bu karakter özelliği olabilir, insanlarla konuşmayı sevmeyen ve içine kapanan bir kişi asosyal olabilir. Bu grubun para ve pulla ilgisi olduğunu düşünmüyorum. Ya da bu iletişmeme isteği dönemsel olabilir, bir kötü olay sonrası kimseyle konuşmayabilir insan. Zamanla da değişebilir. Gençken fıkır fıkır olan insanlar, yaşlandıklarında durulup insan görmek istemez hale de gelebiliyor. Burada uç durumda antisosyalliğe gidebilecek bir kişilik özelliği olabilir.

Bir de "durumu olmayanlar" var. İşsiz insan kiminle buluşsun, kiminle gezsin ve bir gezişinde 30-40 TL'lik bütçe ayırabilsin. Kişi asosyal falan değil ama mecburen asosyal. Sınavlar veya iş de dönemsel asosyal yapabilir insanı. Çoğunlukla benim asosyal olduğum dönemler de işin yoğun olduğu, programımı bir türlü yetiştiremediğim, "Keşke gün 30 saat olsa, iş saatlerinden de uzasa bile razıyım" dediğim dönemler. Ki o zamanlar bile iş arkadaşlarınla sosyalleşebiliyorsun, birlikte yemeğe gidebiliyorsun, aciz durumunuzla dalga geçebiliyor ve stresini atabiliyorsun. Final döneminde kişinin dibi tutmuş, "Anam da anam" diye çalışırken nereye gezmeye vakti geçirmeye gitsin. Bu da kimseyle yeterince iletişmiyor anlamına gelebilir, grup halinde çalışıyor olabilir birileriyle, yeterince iletişimsiz olduğu anlamına gelmez her zaman. Sosyal olmak için dışarıya çıkılmak zorunda değil her zaman.

"Hadi, gel çıkalım" dediğinde, "Olmaz, çalışacağım" demek gerçek bir asosyallik değil. Geçici ve dönemsel bir asosyallik. Asosyal bir kişilik ile durumsal nedenlerle asosyallik arasında fark var.

Üniversiteyi bir enstrüman üzerine okumuştum, dolayısıyla istemesem de insanlarla görüşme sürem kısıtlandı. Lise de öyleydi gerçi. Böyle böyle baktım ki yalnızlığı seven biri olmuşum. Ama asosyal demek istemiyorum. Çünkü onda bir isteyip de yapamamazlık var gibi geliyor. İşim olmadığı zamanlarda tek başıma olmayı severim ya da 1 kişi olabilir yanımda. Tercih meselesi.
Asosyal insanlar bir şeyle çok fazla meşgul olan insanlardır. Tam tersi hiçbir şey yapmayanlar da asosyal olabilir. Bazıları toplum tarafından itilir, bazıları da bahsettiğim gibi mesleki durumundan dolayı. Ama kafa adamlardır -kihkih-

sadakat kişilerin bulundukları ortama göre değişen bir şey değil bence. aldatacak olan adam/kadın internette bulur, sokakta bulur, komşusunu bulur, eskisi sevgilisini arar bulur yine aldatır. aldatmayan insanı ise ortamın tetikleyebileceğini sanmıyorum.

aldatacak zamanı buluyosa o "iş yoğunluğunda" eşine ayırsın vakti
koynundakiyılan+1

Aldatma yoğun olup olmamakla alakalı değil, adamın ya da kadının içinde varsa, karakterler arızalıysa aldatacak olan her türlü aldatır. Her türlü imkan elinin altında.

Karaktersizlik.

yukumun nedir? hukmu mu, yuku mu?

sorun ciftlerden birinin veya ikisinin - genlde erkek oluyor tr de- hem evliligin sosyal nimetlerinden faydalanmak hemi de erkekligin vahsi sahip olma durtulerine engel olmak istememesinden kaynaklaniyor, kapali kutularda aile yapilari olusturarak yasayan bir cins oldugumuzdan, oyle her sana kiviranla ya da biyik buranla hasir nesir olmayacaksin evliligin sursun istiyorsan,
soru ise sacma, bunlar birbirini aldatir mi, bekle ve gor, aldatir derlerse bosanacaklar mi yani? ya da yuzde kac alditlar cevabi bekleyorsun ki, ozet insan sevisgen bir yaratik, aile kurumu ise bunu kaldiracak bir kurum degil.

uygun şartlar sağlandığında herkes herkesi aldatır.

Ciftin karsilikli sunduklari maddi manevi seylerin yoksunlugu ile alakali.

Güzel olmasını bir kenara bırakın, kadın ya da erkek ayrımına girmeden indirimi yapacağım tek kişi maddi durumu yetersiz olan insanlar olur.

yapmıyorum, yapmam.

asla, güzelligini kullanmaya çalışan insanlara gıcık oluyorum

kadın güzelliğini kullanmıyorsa bile güzel diye yalakalık yapan çok olur :)
normal.
işe alımlarda bile görünüş ve güzellik, kilo bile önemli kriter.

güzel bulduğum kadın biraz da aklı başında bi şeyse direkt kölesi olmayı teklif ediyorum ben hiç tav etmekle ücretsiz iş yapmakla uğraşamam, yularımı veriyorum direkt al diyorum uğraştırma ikimizi de. führe mich diyorum, bestrafe mich diyorum.

soru amsalak mısınız? seklinde özetlenebilir.
cevabım kısaca; hayır.

Insala ilk tanisirken baktigimiz seyin dis gorunum olmasi medyanin isinden ibaret degil. Genlerden gelen bir olay ortada. Bu kadar yuzeysel bakmayin olaya. Normal olani bu zaten, genetik bozuklugu falan olmayan siradan bir insan, dis gorunuse dikkat eder. Bilim neden dis gorunuse onem verdigimze bir takim aciklamalar getiriyor, biz ise bu konuda anlasiz tartismalar yapip anlamsiz sitemler ediyoruz.

Karşı cinsle az ilişki içinde olmanın sonucu gibi geliyor bana bu. Ben böyle değilim ama sevgilim senin gibi evet. Bence de böyle bir algı oluşturuluyor.

Hiç bakılmaz değil ama toptan ona bakılıyor artık. Beğeni scalası çok daraltıldı.

tv de onları görsen de çevrendekiler öyle değil. e o zaman kimseyi beğenmeyecek mi insanlar?

uyuyamadığım için şuraya buraya bakıyım demiştim ve "baktığımız şeyin dış görünüm olması medyanın işinden ibaret değil. bu kadar yüzeysel bakmayın" diye yorum gördüm. hehaehehahohoho. hahahahaha. bu bilgece yorumdan sonra iletişim ve sinemaya dair bütün kitaplarımı yakmaya karar verdim. hepsi ne kadar yalan ve yüzeyselmiş. hahahahahaha. ne kadar yüzeysel bakıyorsun, nasıl olur da medyanın, sosyal medyanın algımızı etkilediği gibi basit bi yorum yapabilirsin, bunu herkes yapıyo taam ma. oysa genlerimiz, genetik. önce içinde olucak. hohohohoh. ben gidiyorum.

İsmim gecmis ondan geldim. Yorumlari okudum anlamadim. Grsrz.

temiz bir kalbe, paylaşmaya ve iyiliğie odaklan.

ilk bakılan şeyin dış görünüm olduğu doğru. öyle olmasa facebook'tan ilişkiler başlamazdı.

yine de bir özbilinç olmalı diyorum. yani kendinde bire beş katıp da uçmanın manası yok. aynaya baktığımda ne brad pitt'i görüyorum, ne kıvanç'ı. normal bir herif bakıyor işte oradan. kaldı ki angelina jolie de aramıyorum. neler yapıp neler yapamayacağımı biliyorum. öncelikle dış görünüşünü beğendiğim biriyle muhabbetimi devam ettiriyorum. o muhabbetten de tat alıyorsam, neden daha ilerisi olmasın diye düşünüyorum. minval böyle ilerliyor bende. iç güzelliğine tutulup da bunu daha ileri bir seviyeye taşıma isteğim, yok değilse bile sayılı oldu.

Valla etrafta altın kalpli ne şişmanlar var ama hiçbiriyle tanışmıyoruz, sevgili olmuyoruz. Dış görünüş her zaman önemliydi, şimdi de önemli.

Ben kısa boylu, minyon tipli severim. Boyu 150-160 arası olsun, kilosu 48-55 arası olsun. Diğer fiziksel özellikleri (eğer yüzüne bakılamayacak kadar çirkin değilse) önemli değil. Yüze değil boya ve kiloya bakıyorum yani. Medya benim güzellik algımı değiştirmedi.

Ekleyeyim: Dışını beğenip yaklaşırız, içini beğenirsek kalıcı olmasını isteriz. Dışı güzel içi çirkin insanlarla -hiçbir- münasebetim olmaz.

tıpta "forever alone" olarak adlandırılıyor bu durum, tedavisi çok zor.

bir şey olmuyor. uygun görülen biri çıkarsa o yalnızlık bozulur, çıkmazsa aynen devam eder. sevgilisiz kalmakla insan ölmüyor.

İyice içine doğru büzüşerek mutlak tekilliğe ulaşıyorsun.
Ben o kadar yalnız kalmadım, bırakmıyorlar azizim.

sevgilisiz hayat. sonra alışıyorsun bu seferde sevgili adayı çıkınca hayatına almıyorsun falan böyle devam ediyor.

nerden bildiğimi söylememe gerek yok sanırım:D

duyurunun en dikiş tutturamayan insanıyım

çok uzun süreden sonra karşına biri çıksa bile oyunu oynamayı unuttuğundan sıçıp batırıyorsun olan yine sana oluyo dalga konusu oluyorsun falan filan.

@indescribable ile kafa yapımız aynı sanırım. Şu an bi sevgili istemiyorum. Hatta gayet anlayışlı bir sevgilim vardı, yaklaşık 1 ay önce işsizliğimi bahane edip ayrıldım kendisinden.

bi bok olduğu yok. olunca da bi bok olmuyo gibi geliyo ama artık.

bak az önce nolduğunu anlatayım. ortaokula giden kuzenim sevgili yapıp instagramda fotoğraf paylaşmış. ben bunu gittim yine yaşı daha büyük kuzenlerin ve ablamın dahil olduğu bi whatsapp grubunda paylaştım ve malım ben mal falan yazdım. muhabbetin devamında ablam ciddi ciddi dedi ki, seninle oturup x'in (kocası) facebookunu açıcaz ve arkadaşlarına bakıcaz. sonra güldüm diye bana kızdı. bunu gittim en yakın iki arkadaşıma anlattım, biri dedi ki aç bak -.- bir başka çift arkadaşım da her bekar erkek tanıdıklarını bana uyar mı diye değerlendiriyorlar. telefon açıp, bxgx senin boyun kaçtı diye sormuşlukları falan var.

böyle yani. millet seferber oluyor, ben de hala kısmet be diyip geçiştiriyorum. insanoğlu duygu kontrolünü başaramadı çünkü napalım.

duyurudaki bekarları çiftleştirip tanıştırmak lazım sevabına... madem bu kadar sap var takılın lan birbirinizle.

zamanında tiksindiğim abazan tiplerden birine dönüştüm ben. yani ister istemez daha öküz oluyorsun karşı cinsten ve insan ilişkisinden uzak kalınca. durumumu özetleyen harika bir swf vardı amabakla.swf diye ama gitmiş.

Bxgx ne anlattı allah aşkına anlayan var mi ,kendisi zor durumda anlaşılan :(

eğer iyi bir arkadaş çevren yoksa(benim gibi) kendini çok geri kalmış hissediyorsun.İnsanların düşünceleri çok değişik geliyor ve bir ilişki yürütemiyorsun bunu söyleyen kişi 24 gün sonra 24 yaşında olacak olan bir kadın.

mutasyona filan uğramıyoruz:)

hoşlanıyoruz, deniyoruz olmuyor, aşık oluyoruz, olmuyor filan. sonrasında hayat bir şekilde kendi akışında devam ediyor.

çok boktan bi durum girişlerin katili olmak işten değildir?bol bol antereman gerektirir. güzel çirkin demeden alıştırma yapmalısın badi. seçici kişiliğini bir yere as ve sonuca odaklan.

orta okuldan beri toplamda 2 yıl sevgilisiz kalmışımdır. o nasıl bir durum merak etmiyor değilim. ulan her hafta sonu dışarı çıkıp bir şeyler yapmaktan sıkıldım.

saçma sapan internet sitelerinde sanal karakterlere dönüşüyorsun.

bu konuda saçma sapan bir rekora doğru koşuyorum, nickten anlarsınız ne olduğunu zaten. biriyle tanışmak için nereye gitsem ne yapsam diye düşünüyorum uzaylı gibi kaldım bu dünyada resmen. hayır tibette keşişliğe oynasam gayet doğru yoldayım aslında ama amacım o değil... sosyalleşmek için yapılabilecek önerilere açığım doğrusu.

Hicbir sey olmuyor. Bos bir hayat yasamadikca sorun yok.

özdemir asaf'ın bir sözü var mutlu edemeyeceksen meşgul de etmeyeceksin diye. sonra bişey olmuyor. beklemek de güzel be

guzel bi uygulamaya benziyor. galiba ben de indircem.
ayrica co-founder abiler cok tatlilarmis ^^;
www.periscope.tv

periscope twitter'ın satın aldığı yeni bir uygulama ve çok popüler şu dönemde. bir çok insanda seninki gibi şeyler var.
ama hevesin geçer dert etme.

@teritori iphonda indirmesi yasak olan programları gösteren bişi var mı ?

Indirmesi yasak olan Şeyler jailbreak ile indirilirZ

kendime indirmeyi yasaklamak istiyorum.Onu sordum yanlıs anladın

evet var. evrensel bir uygulama ve adına irade deniyor.

onun dışında pek yapılabilecek bir şey yok gibi geliyor bana.

bence onun yerini nispeten daha yararlı uygulamalarla doldur. böylece aynı zamanda bir şeyler öğren ya da kendini geliştir.

Tavsiye: İstanbul'da yaşıyorsan İzci, o tarz bir uygulama. izciapp.com

Seyahat detayları, konaklama bilgileri, gidiş dönüş biletleri, burada ailesi, malları vs olduğu sürece turist vizesi almakta bir sıkıntı olacağını sanmıyorum.

mesleğini gösteren bir sertifika falan eklersen zararı olmaz.

yüklü miktar dediğin yaklaşık ne kadar ve üzerine tapu var mı?

valla ben işsiz sigortasız bankada da sadece 3000 liram varkene çatır çatır aldım. hatta macaristana gidecektim ama onların sistem arızalıydı gittim fransadan aldım. macaristandaki etkinliğin davetiyesini de kullanmadım yani işin içinde davetiye de yok.

Şehrine , muhitine , konseptine vb. göre tamamen değişkenlik gösterecektir. Ki aynı muhitte aynı konseptteki mekanlar bile aynı ciro / kar oranını göstermezler. Eğer bu işe girmeyi düşünüyor da fikir edineyim diyorsan aklından geçen muhit ve tarzı da belirtip daha spesifik cevaplar alabilirsin.

tek başıma mı ? sevmem öyle tek basına gezmeyi.

aynı durumdayım. bitirme ödevi var yapmıom. basketbol seviosan 8 de oly barça maçı var. izle istersen.

parmak değiştir. :P

Takip ettiğin dizi yok mu? Veya gir youtube a kedi, köpek videoları falan izle kafa dağılıyor zaten. Ben öyle yapıyorum.

eksisozluk.com

var. tarafsız bölgede kurmuş. adamlar ciddi. tanınır mı bilinmez.

sealand da var. olabiliyor böyle şeyler.

kafasına göre kurmamış ki, tarafsız bölge o küçük ülke.

turksel 3g ile aciliyor. bu arada "bende" demen gerek. ayri yazilmaz.

pcde açılıyor kukilerini temizle belki düzelir

bende de açılmıyor. İşyerindeyim bağlantı ne bilmiyorum.

Bonusu bir nebze anlarım hani fazladan paran varsa yapılabilir ilginç bir şey ama hava almak harbiden saçmalık.

Uzay arastirmalari ilk basladiginda amerika bunu yapmis, tum ulkelere de onaylatmisti. Simdi kus ucsa izleyebilirler, dinleyebilirler.

Linke giremedim mobildeyim yazayim dedim ;)

satanlari (satabilenleri ben tkdir ederim) ama alanlar masaya yatirilmali bu case'de!

satabilen adama helal hos olsun

bonus daha saçma. venüste öyle bi atmosfer var ki adamın mna kor. adana gibi, nem var, sıcak var ama kebap yok.

İyi ki tıkladım, duyuruda her yerde bu sayfanın reklamı çıkıyor şimdi. Evet, satın alanlar enayi.

www.iwantoneofthose.com bu vardı önceden, birde www.youtube.com bu vardı.

teknik olarak:
3.bp.blogspot.com

nihilistim. umurumda değil.

___________
tiksizlik sonucu edit. bu bir cevap!!! diğerlerinden de daha az gerçekçi değil.

zaman zaman alıyorum

çoğu olumsuzluğa rağmen alıyorum evet, şükrediyorum.
ufak şeylerle mutlu oluyorum, yetinmek değil gerçekten mutlu oluyorum.
sıcak bir banyo yapıp akabinde uyuyabilmek bile bir lüks, huzurlu olmak bize sunulan bir lüks aslında ve bu anlarda şanslı olduğum için mutlu alıp keyif almaya bakıyorum.

az önce şunu okuyordum ve zevk alıyordum: eksisozluk.com

şimdi uyumam ve beş buçuk saat sonra uyanmam gerektiğini fark ettim o yüzden zevk almıyorum.

sabah yine zevk alırım belki.

zevk alıyorum hayattan. ama sanırım esas meselem bu değil. böyle olunca da, daha iyi yaşayabiliyorum.

Ben aliyom ya. benim hayatimda iyi kötü, mutluluk mutsuzluk kavramlarinin değeri yok. O yuzden sıkıntı yok.

zerre kadar almıyorum. hayattan yalnız zevk alınmıyor, hele genç yaşta. hayata hiç gelmemiş olmak en iyisi.

almıyorum çünkü : eksiduyu.ru

Bu ülkede hayattan zevk alabilen insan yaşadığını gerçek hayat sanan beyinsiz bir böcektir.

hayattan zevk almanın yaşadığın ülkeyle veya ortamla bi alakası yok olayın boku çıkmadıkça,bir insan pozitifse,maymun iştahlı değilse,mantıklıysa ve hatalarından ders çıkarıyorsa her an daha da mutlu olabilir.çocukluk arkadaşlarım var izmirde istanbulda partiden partiye koşup erzuruma cizreye atanan ama adamlar yine pozitif yine hayatlarının tadını çıkarmayı biliyorlar kendi kendilerini yemiyorlar orada yalnızlar diye. bu daha çok yapıyla alakalı yani.

Sporda ve sorumsuzca, sadece kendimi tehlikeye atarak araba kullanırken alıyorum.

mimikikili + on bin

Soruya cevap: Hayattan çok keyif alıyorum, evet. Düşüşlerim oluyor elbette ara ara ama onlardan bile zevk almayı öğreniyorum.

Almıyorum. Yaşlanıp öleceğim günü iple çekiyorum. Öyle majör bir derdim de yok. Hatta pek çok kimsenin özeneceği bir hayatım var. Mutlu ailem, iyi bir işim. Sağlık sorunum yok. Ama o kadar çok mücadele verdim ki içimde birşeyler mi öldü artık nedense zevk alamıyorum hayattan. En güzel şeyler bile boş geliyor.

almıyorum. 50 hafta çalışıp 1-2 hafta tatil yapmanın neyinden zevk alim arkadaş??

Anadili ingilizce olan bir ülkede eğitim tabii ki.

ehh of course ikincisi.

hedefine bağlı, şöyle ki;

eğer gavurun "daily speaking" dediği beceriyse derdin 2.sini tercih etmek daha mantıklı gibi.
Ama yds filansa derdin yurtdışında kesinlikle öğrenemezsin o ingilizceyi, zira soruları türkler hazırlıyor ((:

mutlaka lisansını okuduğun işi yapacaksın diye bir şey yok, geleceği varsa değer tabii.

deger,okul bi sekilde biter.

Değer bence de. Belki o alanda ilerler. Üniversite diploması almak şart değil.

Nasıl bir iş o yapılacak birşeyse bende atılayım :)

Üniversite mezunuyum, arkadaşının ayda kazandığı parayı 5 ayda kazanıyorumdur heralde. Yemişim diplomayı.

Aylık 5-10 bin kazansam ben de aynısını yapardım.

Kesinlikle değer.

webrazzi.com

savcı görüntülerini silin arama sonuçlarından yoksa engelleriz demişler ve engellediler. fb, tw, yt den sonra en iyisi biz yolun başından keselim dediler.

rise of duckduckgo.com

ama virgi virmiyir diye savunanlar damlayabilir.

edit: Bu arada ben de içeriklerin kaldırılması taraftarıyım, daha doğrusu bunu ailesi istemişse böyle olmalıdır ama lafım her seferinde twitter vergi ver google vergi ver diye cak cak ötenlere.

son anda google içerikleri kaldırmış kapanmıyor yani.
sansürün alası var o ayrı.

www.ensonhaber.com

engellendi. Google içerikleri kaldırmadı.

Geldiğimiz hale bakın, çinden bile beter olduk iyice.

iişte o içerikler; www.google.com.tr

dns, guide us!

3. Dunya ulkeleri.

meksika, endonezya, brezilya.

orta ve batı avrupa ülkeleri ile bazı doğu avrupa ülkeleri, iskandinav ve ada ülkleri (avrupa'dan ayırdım), abd, kanada, küba, japonya, avustralya, güney kore ve israil'i bizden iyi olduğu için, arap ülkeleri, orta afrika ülkeleri, pakistan ve afganistan'ı bizden kötü olduğu için çıkar. geride kalanlar ile benziyor.

www.goodcountry.org
Dunya siralamasinda, komsulari sunlar

77 Georgia
78 Sri Lanka
79 Turkey
80 Kazakhstan
81 India

neverland.

brezilya çoğu yönden yakın bir örnek.

BRIC, MINT ve Next Eleven

bence en yakın örnek brezilya, ama onlar da bazı konularda bi tık ilerimizde..

ben kuzey afrika ülkeleri diyorum. onların bir tık ilerisindeyiz ama fark giderek kapanıyor. (biz geriye gidiyoruz. ve hayır dinden bahsetmiyorum. insanların cehaletinden, arsızlığından, pisliğinden vs. bahsediyorum.)

bulundugun akvaryum sana buyuk gozukuyor oysa ozgurluk konusunda okyanus olan ulkeler var, kuzey kore degiliz demek bile cok huzun verici bir cumle. hic uzun uzadiya yazmaya gerek yok soma'da polislerin etkisiz hale getirdigi o.c tekinin de o haldeki adama tekmeler attigi ani dusun. kac tik gerideyiz vicdanina tekrar sor.

golgi evet haklısın oyle bi olayda o kişi görevden alınmalı ..
Ama dediğin cevaplardan ziyade somut örnekler verir misin ?

Düşünce suçu var mı ne demek, tabii ki var. Sen RTE'ye ismiyle hitap ederek onun hoşuna gitmeyecek bir şey söylersen sırf söyledin diye dava açabilir ve açtı da defalarca farklı farlı insanlara. Amerika'da Obama'ya istediğini diyebilirsin bir bok olmaz, özgürlük odur bu değil.

Ya da en basitinden cep telefonlarına taksit yaptıramamak bile bir özgürlük kısıtlamasıdır.

kistasin kuzey koreyse her ulke ozgur zaten.

@i was orada parantez içinde yazılana bakar mısın ? Orada hakaret suçunun geniş yorumlaması var.Bir de tr.wikipedia.org su maddeyi okur musun ? RTE ye söyleceğin şey hakaretse yapacak bir şey yok..

@iwas ben çok ilerici olduğumu soylemedim ki ..Ama çok da geri değiliz demek istedim.

Özgürlük gününüzde basın özgürlüğüdür. Türkiye 180 ülke içerisinde basın özgürlüğü sıralamasında 154. sırada. Ben olsam arkamdaki 16 ülkeyle kıyaslayıp fena değiliz diyeceğime, önümdeki 153 ülkeden neden gerideyim diye düşünürüm.

Berbatız.

ozgurluk kavramini cok kisitlamissin, kuzey korede'de evden ise isten eve gidip hic birsey dusunmeden yasasan sana karsi cikan hop napion birader diyen cikmaz muhtemelen. ben sadece su an icin konusmuyorum tum iktidarlar kendisine tehdit olarak gordugu gruplara cogu zaman zulum ettiler bu ulkede. mevcut iktidar cok zulum gordu bunlar yapmaz dendi/dedik ama yine yanildik bende ki biraz hayal kirikligi aslinda. medya cok ciddi baski altinda mansetleri belirleyen bir sistem mevcut. ya onlarlasin ya degilsin. gozaltinda bulunun gazeteci sayisinda dunya lideriyiz al sana somut bir suru ornek.

Fark etmez, hakaret de düşünce özgürlüğüdür, ki bu arkadaşların sana dava açması için hakaret etmene de gerek yok. Kafasına göre açabiliyor. Daha geçen gün karikatür çizerleri ceza aldı çizdikleri kapaktan dolayı, neymiş eliyle daire yapmış RTE'ye doğru.

Ya da din, ekşi'de kaç kişiye dava açıldı sırf düşüncelerinden dolayı. Amerika'da İsa ile istediğiniz kadar taşak geçebilirsiniz çünkü bazı şeyleri aşmışlar, birilerinin İsa ile taşak geçmesinin onların gözünde İsa'nın değerini azaltmadığını anlamışlar. Bunun Türkiye ile direkt ilgisi yok gerçi tüm müslümanların problemi, yok olana kadar da böyle kalacaklar.

Ancak tamamen haksız sayılmazsın evet, bir Küba ya da Kuzey Kore de değiliz ama bir zahmet de olmayalım yani. Bu iki ülkeyi ve İslam ile tamamen boğulmuş ülkeleri saymazsak bizden daha az özgür bir ülke olduğunu sanmıyorum.

özgür değiliz bana göre.

birincisi aleni olarak psikolojik baskı var. hem hükümetin siyaset dili, meydan dili hem de bunun halka sirayet edişi olarak.
şöyle ki;

1) evet, muhalif basın var ama sürekli sansüre uğrayan, halkın gözünde itibarsızlaştırılmaya çalışılan bir basın var. hele ki televizyon dünyasına bakarsak artık cesur habercilik anlayışının kırıntısının olmasına bile sevinir hale geliyoruz.

2) evet yasak değil ama yine bir psikolojik baskı var burada da. kısıtlamalar var, hor görmeler var vs.

3) düşünce suçu kesinlikle var. açılan hakaret davaları olsun, eleştiriye tahammülsüzlük olsun vs. gazetede hakaret etmeden eleştirsen ertesi gün davalık oluyorsun.

4) anında bastırılıyor zaten. hele ki iç güvenlik yasasıyla bu durum iyice içler acısı hal alacak.

kuzey kore ile kıyaslamak da ölümü gösterip sıtmaya razı etmek gibi bir şey.
edit: tik almadı. sebebi neydi ki? hakaret mi ettik, hatalı bir şey mi söyledik?

bir tık, 10 kilometre yapıyor sanırım. ya hiç avrupa görmedin ya da özgürlük nedir bilmiyorsun.

- muhalif basın var mı? yok. sözcü vb. gazetler cumhurbaşkanı ya da başbakan başta olmak üzere hemen hemen hiçbir organizasyona giremiyorlar, engelliler.
- hayat tarzına müdahale var mı? var. "kızlı erkekli", "kızını serbest bırakırsan", "en az 3 çocuk", "dindar nesil yetiştireceğiz", okulların imam-hatip'e çevrilmesi, zorunlu din derslerinin gerçekten zorunlu hale gelmesi
- düşünce suçu var mı? var. karikatüristler içeri alınmaya çalışılıyor, haber kanalları, gazeteler yargılanıyor, hapishaneler gazeteci dolu, fazıl say örneği var.
- protesto yapılabiliyor mu? hayır. kamu'daysan ya da yandaş bir yerde hatta yandaş olamasa da akp'li patron olan yerde işini kaybediyorsun, kaybettiriliyorsun. sokakta yaparsan polis terörüne maruz kalıyor, yakalanırsan fişleniyorsun.

bilemedim. nasıl bir tık ise artık :)

Rteye hakaret meselesi şahsından değil cumhurbaşkanının konumundan mütevellit suç, önceki senelerden bunu bi ayırt etmek gerek.

Bi de islam dinini yok sayın kardeşim, hakaret etme dalga geçme hakkınızı diğer inançlarda kullanın, bu da dokunulmaz oluversin ölür müsünüz? Bu sebepten özgür değilsek olmayalım kardeşim.

Bu ülkede bu milletin kafası özgürlükten bunu anladıkça, adaletten kafayı silah dayamayı anladıkça, üslubunca zeki eleştiri yapamadıkça bu kadar özgürlükten fazlasını zor bulur. Hak aramanın da bi usulü var haklıyken haksız oldukça hakkını alamazsın

- Muhalif basın var mı ? (sürekli davalar ile mücadele ediyor. paşalar istemedikçe belli alanlara girilemiyor, göz altına alınıyorlar. hedef gösteriliyor, maddi olarak cezalandırılıyor ve itibarlarına saldırılıyor. yalanlanıyorlar. üstelik iki de bir yayın yasağı durumu da peydah oldu.)
- Hayat tarzına mudahale var mı ? (küçük illerin çoğunda polisler sudan sebeplerle öğrenci evlerinde arama yapıyor, alkolü/sigarayı çok çok yüksik fiyatlara satın alabiliyoruz. çoğu ilde bir çift olarak sokakta gezmek, uzun saçlı, küpeli erkek olmak cesaret istiyor. sokakta gülen kadına, çalışan kadına, kürtaja, doğum kontrolüne, hamile olarak evinin dışında olmasına saldırılıyor. türbansız kadına perdesiz ev diyorlar)
- Düşünce suçu var mı (az miktarda diyerek bence zaten soruda iyi niyetini kaybetmişsin. nedim şener, ahmet şık neden yattılar? penguen neden sürekli tazminat ödüyor. twitter kullanıcıları neden iki de bir toplanıyor?)
- Protesto yapılabiliyor mu ? (yapılamıyor, polis tarafından mağdur edilenler ölmediği sürece haklarını arama şansları da yok.)

açıkçası ilk okuduğumda saçma bir soru olduğunu, verilecek örneklerle rezil edildiğini düşünmüştüm. sonra cevaplara baktım.

telefonun taksitlendirilmesini, sigara fiyatının yüksek olmasını özgürlüğe bağlamışlar. bu kadar cehaletle nefes almanıza iyi izin veriliyor gerçekten.

içerde yatan gazetecilerin çoğu terör bağlantılarından dolayı yatıyor. gazetecilik yaptıkları için yatmıyorlar. basın mensubu olmanın gerekliliklerini yerine getirdiği için içerde değiller. bilakis, birilerinin maşası olup suç işledikleri için içerdeler.

her şeyi geçtim, ekşisözlük'ü açın bakın. tayyip erdoğan'a edilen lafları okuyun. ne kısıtlamasından bahsediyorsunuz.

soruya cevap verecek olursak, dediğin konularda haklısın. ama özgürlük demek sadece içki içebilmek, muhalif yazı yazabilmek değildir. özgürlük her şeyden önce beyinlerdedir. insanlar bir baskı hissediyorsa, özgür olmadığını düşünüyorsa, kimseye zararı olmamasına rağmen bir takım faaliyetlerde bulunamıyorsa orada özgürlük tam anlamıyla yerleşmemiştir. bu açılardan, avrupa'dan bir tık değil onlarca tık geride olduğumuzu düşünüyorum.

ama malesef, ülkemizdeki muhalefet "telefon taksitlendirmesi özgürlüğe müdahaledir" gibi bir zeka seviyesinde olduğu için bunların çözüme kavuşabileceğini pek düşünmüyorum. hala kızlı erkekli ev falan diyor adam. ne diyeceksin ki...

"insanlar bir baskı hissediyorsa, özgür olmadığını düşünüyorsa, kimseye zararı olmamasına rağmen bir takım faaliyetlerde bulunamıyorsa orada özgürlük tam anlamıyla yerleşmemiştir."

"ama özgürlük demek sadece içki içebilmek, muhalif yazı yazabilmek değildir."

ne özgürlüktür, ne değildir sizin adınıza karar veren varsa, özgürlük daha güzel oleyor.

@baal,

yazımda bahsettiğim zeka seviyesine bir örnek daha teşkil etmişsin.

soru sahibi arkadaş rahat içki içildiğini, muhalif yazı yazılabildiğini söylemiş. ben de bunlar doğru olsa bile tek başına bunlar, özgür olduğumuzun göstergesi olmaz demişim.

ha sen şu zaten küçük illerde polis baskını oluyor, uzun saçlı gezilemiyor falan yazan kişiymişsin. boşuna cevap vermişim.

ne ucuz ki? ekmek ucuz mu?

bilmiyorum ama arz talep meselesi. satılıyor mu satılıyor, o zaman bitmiştir.

norek fena vurmuş. ekmek bile ucuz değil.

satiliyor mu satiliyor olay bitmis mi? tabii ferrari de satiliyor hem de cogu baska ulkeden daha cok sayida. o zaman cok zengin bir ulkeyiz.

amerikayi bilemem ama avrupa yanlis. hollandada biftek 15euro, antrikot 17euro, tavuk kalca 7euro. sadece dana kiyma 6 euro.

kesilecek hayvanın* ve hatta samanın ithal edildiği bi ülkedeyiz. daha fazla konuşmaya gerek yok.

çünkü tarım ve hayvancılık vasat durumda. sahip olduğumuzun da çoğunu ihraç ediyoruz. ihtiyaçlarımızı da ithalat ile karşılıyoruz.

bir de müslüman ülke olmasaydı türkiye ve domuz çiftlikleri yaygın olsaydı o fiyatlar çok daha fazla inerdi. malum domuz çiftliği olayı büyükbaştan da küçükbaştan da çok daha karlı ve et çok daha ucuza geliyor. 1 kilo et için 40 lira vermezdik.

satılıyor arz talep meselesi denemez. talebin fiyat esnekliği diye bir mevzu var. mesela su 1000 tl'de olsa herkes alır, çünkü almak zorunda yani esnekliği düşük. arz talep meselesi diyemezsin.

bütün dünyada gıda fiyatları düşerken, türkiye'de %20 yükseliyor. çünkü ahlaksızlığın üst seviyede olduğu, en tepedekinden en alttakine kadar herkesin birbirini kazıklamaya çalıştığı iğrenç, cahil insanlar ülkesiyiz.

fransız kardeşim konuyu kapatmış bence, üstün zekasıyla koymuş noktayı. et yeniyor mu yeniyor, bitmiştir. o kadar.

soruya cevap, ekonomimiz betona dayalı. üretmiyoruz. hayvan çiftlikleri, kesimhaneler cartlar curtlar bunlar için devlet yeteri kadar yardım yapmıyor. genel anlamda tarım ve hayvancılıkta değil ihracat yapmak kendimize bile yetemiyoruz çünkü zemin yok. başlığı hatırlamıyorum da zeytinle alakalıydı, çok güzel bir entry vardı. adam özetle, eskiden dedem bu işle paranın gözüne vururdu şimdi biz para yok diye bırakmak zorunda kalıyoruz diyordu. masraf çok, destek az, profesyonellik yok. hal böyle olunca üretilmiyor. dolayısıyla pahalıya geliyor.

güzel şeyler söylenmiş zaten, saman bile ithal yani sen her şeyi dışardan almak zorunda kalırsan vatandaşına da fiyat bindirip satarsın. burada üretilenin, üretilmesini sağlayan bile dışardan geliyor. "ben hayvan çiftliği kurcam" diyen adam türkiye'de üretilen, uygun fiyatlı şeylerle (aklınıza ne gelirse) çalışamıyor. dışardan almak zorunda. ona bindiriyorlar. o da bize bindiriyor. nefis. sonunda aç kalıyoruz. et olmuyo hiç.

maliyetler yüzünden. yem fiyatları ucmuş durumda. mazot hiç de ucuz değil. insanlar hayvanclıktan soğudu. binlerce çiftci hayvancılık yuzunden borc batağında. çunku kazanamıyor. ucuza hayvan satıyor, arada ki komisyoncular iyi paralar kazanıyor. herkes karini koyunca istanbul'a et 2 kat buyuyerek geliyor.
kuzu- oğlak mevsimi. canlı baskulde süt kuzu kilo 10 lira. düşünebiliyormusun sadece 10 lira.
devlet çiftcinin götünden sikini çekmediği sürece hep pahalı olacak, ithal et yiyeceğiz yada kurban bayramını bekleyeceğiz efendim.

köylü bitik, hayvancılık bitik durumda özellikle küçükbaş hayvancılık doksanların son dönemlerinin onda biri kadar ya vardır ya yoktur. büyükbaş çiftçiliği köylüden tamamen alınıp büyük çiftliklere verildi. özellikle doğuda devlet büyük çiftliklere büyük yüzdelerle destek çıkıyor. çiftçilik köylülerin yaptığı iş olmaktan çıkıp zenginlerin işi haline geldi. yukarıda da söylenildiği gibi yem pahalı, mazot pahalı eskiden kendi çarkını çevirebilen insanlar artık çeviremez olup şehirlere göçüyorlar ya da ticarete giriyorlar tarım ürünlerine aracılık edip piyasanın yükselmesine sebep oluyorlar.

bu ve buna benzer bir sürü sebep var. köylüyü üretimin ana değeri yapamazsan köylüyü köyünde tutamazsan herpsi olur daha beteri de olur. ne şehir şehre benzer ne köy köye.

bu konuda baya doluymuşsam demek ki.

mallıktan. bugüne kadar seks için para ödemedim, ödemem de.
alttakilerin eli nasır bağlamış :)

eksisozluk.com

üstteki arkadaş para ödemediği için nobel bilim ödülü almış belli.

flörtleşmek için vakti olmayan adamlar genelde para öderler..

herkes mal bi üsteki arkadas einstain amk:)

romantizm zırvasına girmeyen erkekler genellikle parayla sex yapar veya çok tipsiz(veya vasıfsız) olup kız tavlayamadığı içindir yani sosyolojik analizi siktir et hikaye onlar.

flört için harcanan = sex için harcanan para

sex yapmak, bir deliğe girmekten ibaret değil çünkü. atarsın hapı, alırsın enerjiyi, sonra birkaç saat kalori yakarsın, her pozisyona girer, sınırları zorlarsın, bunu yapman için de profösyonel bir kadın lazım, profösyonel olan kişi bu birkaç saat içerisinde sana sex'i sınırlarda yaşatır. tüm eforu sen sarfetmezsin. sokaktaki kızlar daha penisi nasıl tutacağını bilmediğinden dolayı kimse kalkıp bunlarla sex yapmak istemez, zaten bunun adına sex denmez. sen bakma ergenlere, onlar bir deliğe pipisini sokmak için yaşıyorlar.

sorumluluk almak istemeyebilirler.

kadın kendi vücudunu neden satıyorsa, erkek de aynı düzlemde sekse para öder.

arz/talep dengesi diye bir kavram var. kuvvetle muhtemel duymuşsunuzdur...

Zengin adamların ha deyince bulabildiği kadınlar da parası için birlikte olacak üstelik ona daha çok masraf yapması gerekecek büyük ihtimalle. Ona para yağdıracağında canı istediğinde gidip sevişip sorumluluktan kaçması daha normal bence.

Ahaha. Parayla seks yapanlar nasıl da butthurt olmuş.

Erkekler sekse para ödemez, vitaminsiz ezikler öder.

Hele ki cim cif yok, anal yok diyen kezban türk eskortlara 300 400 lira bayılan ezikler, kaybolun gözüm görmesin sizi.

1950-1960 Cezayir Ayaklanmasında Fransız hükümeti ve Fransız aydınları tartışmalarını incele, sorduğun sorunun cevabı orada yatıyor.

sorgulayan ve sorguladıkları sonucunda halka hizmet etmeyi düşünen insanlardan oluştuğundan o "teröristler".
kariyerist sıradan insanlar nerede para varsa o bölümü tercih ederken, hak hukuk adalet siyaset meselelerine takılmış insanlar hukuk siyaset vs tercih ediyor.(ülkücü ya da başka insanlar için de geçerli olabilir)

ankara üniversitesi ile kandil arasında öğrenci değişim programımız var. o yüzden gençleri aü.ye yönlendiriyoruz.

dhkp-c diye bir örgütün varlığından daha 2 gün evvel haberi olup "dhkpc ne?" diye duyuru açan biri için biraz iddialı bir tespit değil mi?

oha abi, hukuk fakültesi özellikle bir sürü arkadaşımın olduğu ve sık sık gittiğim bir yer. öyle bir şey yok. yok ben illa öyle olduğuna inanacağım diyorsan bir şey yapamam :)

www.youtube.com

Diğerinin de ne yaptığı belli.

ne halt oldukları başlarından beri belliydi. illa birinin çıkıp yaptık demesi mi gerek? camın elini keseceğini öğrenebilmek için bardağın kırılmasını beklemek mi gerek?

nasıl ki kürt deyince pkk, pkk deyince kürt akla geliyorsa, alevileri de bu konuma sokmak.
tr de emperyalizmin de, kapitalizmin de maşası kendine sol diyen güruhtur, sağcılarsa yelleme maşasıdır. zaten vitaminsiz olduğu fotolardan da anlaşılan bir salak bulunur, gazlanır; katil dovlet, foşik, diye-oysa suçlular kavramlar değil insanlardır- değme salaklığa bir terör eylem yapılır ve bunun sonucu bir kesim suçlu ilan edilir: berkin elvan gibi el kadar çocuğa bugün ciğersiz ak-itler ağız dolusu küfür ediyor, terörist falan diyorsa bu dehaçbilmem ne sikimin sonucudur.

dhkpc'nin terörist olduğu yerde akp el kaide'dir ulan

Dhkpc=ekşi sözlük

güncel olarak düzenin adalet anlayışı içindeki büyük boşluktan rahatsız olmaları ve buna silah kullanarak uyguladıkları bir alternatif getirmek istemeleri.

tarihsel olarak ise 2000li yllardan sonra bir miktar hedefini kaybetmiş ve zaman zaman sağa savrulmalar yaşayan, bir miktar teorisini yitirmiş bir leninizm anlayışı.

desteklenmesinin nedeni ise çok basitçe marksist leninist örgütlenmeler arasında teorisi ve pratiği ile devrimci mücadelenin gerekliliğini doldurabilen bir yapı olmaması. Örneğin İbrahim Kaypakkaya'nın teorileri birçok yönde çok daha gelişmiş ve kabul edilebilirken, pratikte ardıllarının bunu uygulayabilecek durumda olmayışının getirdiği boşluk. Veya Kürt hareketinin marksist lennist kökenini tamamen yitirmiş oluşunun ve büyük çoğunlukla milliyetçi politikalar üretir hale gelmiş oluşunun getirdiği boşluk.

Bu boşluk tam olarak eleştiri özeleştiri mekanizmasının uygulanmasını engelliyor ve söz konusu örgütün tarihsel misyonundan sapmasına neden oluyor. Ancak bu tahmin edebileceğin veya beklenti içinde olduğun gibi yüzeysel bir reformist dille veya devlet diliyle anlatılan "bunlar tororor" durumu değil. Tam açıklaması için kesintisiz devrim 1-2'yi, haklıyız kazanacağız'ı, Lenin ne yapmalı'yı ve 2000 snrası cephe tarihini okumak fikir verecektir.

Zamanla ya iyiye evrilecek ve orta uzun vadede bir devrim alternatifi olacak, veya çağın gerekliliğini karşılayamayacak ve küçülüp marjinalleşerek diyalektik gereği yerini doldurduğu alan için gerekli olan örgütlenmeye bırakacak.

o zaman isidin yaptigina ses cikarmayalim mi dememizi bekliyosun bu capsle anlamadim?

dhkpc de isid gibi adam olduruyor farki ne diyenlerin genelde isidi destekleyen radikal dinci ve akpli olmalari da dikkate deger tabi.

www.facebook.com

dhkp-c nin bir derdi olamaz. derdi olması için düşünmesi gerekir, bu düşünmüyor yapıyor. daha doğrusu yapılan bazı kirli işler için "o yaptı" deniyor. off, o kadar bayat bir numara ki bu, alıcısı da var ne yazık ki...

dhkpc için maşa, kukla, taşeron diyenler oluyor. ben onu bile demiyorum. bana göre sadece bir isim.

özellikle dhkp-c oluşumunun sol çizgide olduğunu sanıp sempati duyanlara söylüyorum, dhkp-c bir örgüt bile değil inanın bana.

gençliğinde devrimci yol sempatizanı olan ablanız olarak size tavsiyem şu:

kullanılmak istemiyorsanız bir yola baş koymadan önce çok çok iyi bilgilenmeyi tercih edin. asla fanatik derecede taraftar olmayın. kuşku iyidir, doğruya götürür.

mesela şu cümleden başlayabilirsiniz. altını kurcalayın bakalım ne çıkacak...
youtu.be