Ekşi Duyuru

başka bir yerde tek yaşayan babaanne veya anneanne varsa ikametini onun yanına aldır, böylece gss filan ödemesin ailen. kıps ;)

keşke olsa ama maalesef hepsi hakkı rahmetine kavuştu

Artik internet baglantisi olmadan oynanabiliyormus malum yerlerden indirirsen diye duydum ama net bilgim yok. Diablo 2 seven biriysen pek de bir sey kaybetmezsin oynayamazsan oyle diyim.

Diablo 3'e başlamadan şu oyuna bi bakın.
(bkz: path of exile)

evet path of exileyi daha çok beğendim ama boşluktayken oynayayım demiştim. sağolun

internet gerekiyor. single story var tabiiki ama başkalarıyla da oynayabiliyorsun en son 14 farklı zorluk seçeneği vardı. hani son level'a geldiğinde oynamaya devam ediyorsun, hikaye bittikten sonra doğal olarak ilerlemediği için adventure modunda oynuyorsun hikaye içinde oynadığın başka başka haritalarda. amaç item seviyeni yükseltmek(başka yükseltmen gereken şeyler de var ama önce son levela gelmen gerek tabi). rift, greater rift olayları var ama bunlar sonra öğrenmen gerekenler.

bir de oyunun bir ek paketi var, sadece diablo 3 alırsan 60 levela kadar yükselebilirsin.(son boss diablo) reaper of the souls paketini alarak leveli 70'e yükseltirsin tabi hikaye devam eder.(burada da son boss malthael)

geceyi cikarirsin da sonra nasil cikacaksin... motor calistikca aku bitmez. onemli olan depoda yakitin olmasi.

Yakıt
Yakıt
Yakıt

araba kapalı ve iç alanı küçük.. dolayısıyla klimayı sürekli kullanmadan, saat başı on dakika açarak geceyi çıkarabilirsin. yakıt tasarrufu yapmış olursun böylece.

ama arabanın etrafı tamamen karla kaplıyken klima çalışır mı? asıl sorun burada başlar bence.

yoğun kar kütlesinin altında araba sıkışacağı için ve egzoz kardan dolayı tıkanacağı için motorun çalışabileceğini zannetmiyorum. en mantıklısı kendi çabalarınla çıkmaya çalışmak bence.

Araba eski tip bir arabaysa iş zor. Ama yeni ve jip tipi yüksek arabaysa daha bir yalıtımlı olur. 1 saat aralıkla 25 dk kalorifer çalışsa yeter. Gece çıkar her türlü.

Rolante de 3 gün çalışır bir depo mazotla akü bitmez fakat sen o kadar dayanamazsin

kışın klima çalıştırılmaz hocam. motorun sıcaklığı ile kalorifer çalıştırılır. akü'ye bir şey olmaz, yeter ki yakıt yetsin. bence rolanti devirde yeter de.

Arabanin calismaya devam edecegini ve yakitin sonsuz olduğunu varsayarsak surekli yuksek devirde calistirip motorun sicakligiyla etrafindaki karlarin erimesini saglayabiliriz.

Uçuk oldu tabi :)

Yol üzerindeysen hiçbir ihbar vs. olmasa da kar temizleme aracı yolu açmaya geldiğinde bulunursun. Belirli aralıklarla arabayı rölantide çalıştırıp motor sıcaklığı ile ısınma konusuna değinilmiş zaten. Klimayı "köklemek" gibi olaylara hiç gerek yok.

Önemli olan kısıtlı miktardaki oksijen konusu. Onu da tasarruflu kullanmak ve sakin olmak lazım. Yakıttan önce biter çünkü.

Araçtan çıkıp en yakın yerleşkeye gitmeye çalışırken donarak ölme ihtimalin, arabada ölme ihtimalinden epeyce yüksek.

Arabayı çalıştırıp, ısısıyla ısınırken uyumak en iyi oksijen tasarufu olacaktır sanırım. Tabii araç içinde ısı düşerse o uykudan uyanamama ihtimalin var. Yoksa co2 zehirlenmesi co'nunkine benzemez. Uykuda öldürmez. E hava miktarı da tükenince -ki hayvan gibi şey etmediysen sabah olmuştur- arabadan çıkıp karı temizleme ve gitme, yeterince temizleyemediysen içindeki havası temizlenince geçip bekleme ya da en yakın yerleşim birimine (yönünden eminsen) gitme tercihlerini değerlendirebilirsin. Tabii bunların hiçbiri gece vakti değil. Hepsi gündüz.

Diğer gerekli detayları arkadaşlar vermiş.

hepinize çok teşekkürler arkadaşlar. bitanesiniz =)

Milli irade(!?) onlara o gücü veriyor kardeş. En az 4 yıl böyle gidecek daha da rahat olacaklar dur sen.
şunu da şuraya koyayım: eksisozluk.com

tayyip'e de yapılıyor zaten hâlihazırda?
ayrıca 3 ki$i tepki gösteriyorsa 5 ki$i de destek mesajı yolluyor. sonuçta tabanı belli bu adamların. o yüzden o $ikayetlerden falan pek bi cacık olmaz.

evet ifade özgürlüğüne girmesi gerekiyor tabii ki ama ortadoğu kafasına göre girmiyor ve bildiğim kadarıyla suç. ayrıca atatürk'e biri laf ettiğinde onun değerinden bir şey eksilmiyor. böyle ilginç tepkiler verdikçe ve verilmesi gerektiğini düşündükçe çok daha fazlalaşır bunlar. takmayıp işine bakacaksın.

Metro. Oradaki metro duragindan da taksiyle baya kisa mesafe. Yurunebilir bile.

taksimden metroya bin, maslak'ta in. biraz yürümen gerekebilir ama en kolay ve hızlı yol bu.

1. bakımlar kapsamında gerçekleşecek olan bakım ihtiyaçlarının, malzeme, teçhizat ve takımların planlanması: belirli aralıklarla değişen parçalar var mesela bunların takibi, belirli süreler için elinizde stok bulundurmaya yönelik talep açılması vb

2. malzeme, teçhizat ve takımların planlanması: rulman sökmek için alet var mesela bunu temin edeceksiniz. ya da normal anahtar sığmayan yerdeki bir vida için uygun anahtar imal ettireceksiniz

3. bakım verilerinin sağlıklı olarak tutulması: ömürlü parçalar var uçaklarda belli süre sonra değişir veya belli süre sonrası kontrol edilir vs. bunların takibi, yapıldığına dair onayı

4.operasyona lojistik destek sağlanması: size taşıtmayacaklar muhtemelen ancak bir yerden bir yere gitmesi gereken parçalar var (örnek: ambardan bakım alanına). bakımı yapan teknisyene "git al" diyemeyeceğinize göre birinin bu parçaları doğru zamanda gerekli yerde olacak şekilde ilgili personele haber vermeniz veya sistemden talep açmanız falan gerekecek muhtemelen.

bence sıkıcı iş ancak sivil havacılık sektör olarak imkanlar, geçişler açısından filan fena değil.

not: sivil havacılıkta hiç çalışmadım, çalışan arkadaşlarım var. açıklamalar tahminidir. aklınıza takılan varsa görüşmede sorunuz. sadece siz onları değil onlar da sizi ikna etmekle mükellefler.

Genel olarak kafeciliğin zorluklarını yazayım.
1. Teknenin kıçında işinin başında olacasın. Sabah erken açıp gece geç vakte kadar her gün çalışacaksın. iş otursa da böyle oturana kadar haydi haydi böyle.
2. Çok yorulacaksın, ayakların tutmayacak, belin kopacak, çaktırmayacaksın.
3. elemanlara asla güvenmeyeceksin, zira her türlüsü gelecek.
4. müşteriye giden çayı neyi sürekli tadımlayacaksın, miden çıfıt çarşısına dönecek.
5. kiraladığın yerin üst katlarında oturanlardan hiç birinin gıcıklık yapmaması lazım. müzik gürültü vs. istemeyen bir kişi bile olsa o iş yaş.
6. muhasebecinin ödeyeceği vergileri filan kendin yatır, parayı muhasebeciye verme. veriyorsan da her ödemenin makbuzunu iste. (aslını gör)
---/---
bölgeyi (istanbul'u) çok iyi bilmiyorum yer konusunda bişey diyemem.
müşteriyi çekmeyi başarabilirsen ara sokak, site gibi yerlerde de ana caddede de tutunabilirsin. yer de önemli ama senin iş becerin, insan ilişkilerin, yaklaşımların daha belirleyici bence.

devir konusu bana çok özel durumlar dışında iyi bir seçenek gibi gelmiyor. emin olamıyorsun, gerçekten kazandığını bilirsen neyse. bilmiyorsan girişmemek daha iyi. ya da çok iyi araştıracaksın.
6. soruyla ilgili; dükkan sahibiyle yeni kontrat yaparsınız. 10 yıl süre var bildiğim kadarıyla dükkanlarda da geçerli mi tam bilmiyorum, araştırırsınız.

hep olumsuz şeyler yazdım gibi oldu. şimdi asıl meseleye gelelim; tutturursan kazancı çok güzel :)

hayırlı uğurlu olsun:)

google haritalara gir. bi yere yaklaş kırmızı bi işaret çıkacak parmağınla bi sokağa bastırınca. sonra alttan bi menü gelecek onu yukarı doğru çek street view çıkar tıkla gösterir. Eğer çıkmıyorsa o sokak yapılmamış demektir. İstanbul'un tamamı var neredeyse orda bi dene ama mesela benim yaşadığım yer yok hala.

Ben günlük diye biliyorum. Bu yaşa kadar öyle geldik valla :)

günce günlük ile eş anlamlı, dolayısı ile katilin gözünden anlatılmayacaksa günce doğru olmaz gibi geliyor.
şahsen ben bir seri katilin güncesi isimli bi kitap alsam, ama günce olarak anlatılmamış olsa kafam karışırdı.

günce günlük demek.

bir nick +1, katil ağzından yazılmamışsa çok pis küfrederim. zaten bu tip kitapları okuduğumda katilin ağzından okumayı seviyorum.

günce denilecekse, sadece ve sadece katilin gözünden anlatılması gerekiyor.
diğer türlü çok saçma olur, mantık dışı.

Günce günlük demek ama hikayenizde günceyi biri okuyor ve aralarda kendi fikirlerini söylüyor olabilir gibi Bi anlatım seçebilirsiniz.

günce=günlük de diyebilirsin o yapanın yani eylem sahibinin sözleri.. ben onun günlüğünü anlıyroum tavrı ise başka.. sen ipnenin tekiysen herkes günlüğü senin gözünle anlasın?

(git:guncem.com)

Kas spazmı olması muhtemel. Yine de doktorun görmesinde fayda var.

Siyatik olabilir, sinir skismasi. Ama tabi doktorun gorup kas gevsetici filan vermesi lazim. Belki igne yaparlar. Gecmis olsun

Kas spazmı/kramp +1

Yakı ve ağrı kesici/kas gevşetici ile beni toparlıyor. Fakat yine de "anne" olmasından dolayı bu önerilerimi teşhis niteliğinde değerlendirmezseniz iyi olur.

sinir sıkışması+1

iğne iyi gelebilir. benim anneme de olmuştu.

Egilip ani kalkti ise sinir sıkısması oluyor bildiğim. Uzun bir süre sert zeminde uyuması iyi olur.

ben de aynı şekilde bir kitlenme sonucu 3 gün ağrı çektim. sıcak su çok iyi geliyor. evde küvet varsa baya sıcak suyla doldurup uzansın.

arkadaşlar böbreklerinde kum varmış. bende şaşırdım ama dönüşte bindiğimiz taksici de aynı şeyin başına geldiğini söyleyince inandım. bol su içilecek ve hareket edilecekmiş böylece dökecekmişiz kumu.

değerli bilgileriniz için hepinize teşekkürler.

aynı ünvanla olmaz gibi satış ve danışmanlık kesin ayrıdır da başka ne yapacaksınız? atıyorum
xyx eğitim, danışmanlık, .... ticaret ltd. şti gibi bişey lazım sanırım.
bi de genelde böyle şeylerde mümkün olduğunca kapsamlı alın, olası iş kollarını ekleyin derler. herhalde sonra uğraşması sıkıcı.

olmadan da satabilirsiniz ama maliye interneti de iş yeri olarak kabul eder ve internetten yapılan satışların da vergilendirilmesi gerektiğini söyler. Eğer vergi levhanız yoksa veya vergi levhanız olmasına rağmen yaptığınız bu satışların fiş/faturasını kesmezseniz işlem başına (yanlış bilmiyorsam) 200-TL gibi vergi cezası ödersiniz. son zamanlarda maliye'nin internet sitelerini yakın takibe aldığını duymuştum, ne kadar doğru bilemiyorum ama dikkatli olmakta fayda var.

alabilirsin vekalet kişileri bağlar kişilerde bağımsızdır.alamama gibi bir durum olsa avukatlar iş yapamaz.

baltalimanı bakıyordu sanırım.

bunu sıklıkla yapıyorlar. yeni bir yöntem değil.

bunu yiyecek milyonlarca insan var, hepsi de dolandırılmayı hak ediyor o zaman. böyle bir şey mümkün mü yahu? insanın saf anına gelir, dalgındır, dertlidir vs. vs. birçok durumda kanıp verebilir insanlar şifrelerini. iyi oldu yazılması, sadece yakınımızdakileri uyarsak bile bir bilinç dalgası oluşturur. teşekkürler.

(bkz: )eksiduyu.ru

@acemi

yarın birgün babanın veya annenin başına gelirse de boşver karı-kız işlerinde kullanılıyordur zaten diyip rahat hissedersin ozaman.

ama şöyle bir durum var. dediğim gibi eski bankacıyım buna benzer durumlarla çok karşılaştım. arayan kişiler öyle bir eğitim almış ki normal bir banka personelinden farksızlar. arayan numarada 0850 ile başlıyor. ki genelde bankaların aradığı numaralar. ben güvenlik kodunda şüphelendim şifreyi isteyince emin oldum.

en önemlisi istediğin kadar dikkatli ol seni aradıkları zaman karşındakilerin dolandırıcı olduğuna tam emin olmak vakit alıyor. bu muhtemelen telefondakilerin aldığı eğitimden. ben bankacı olmasan yiyebilirdim bu nedenle o teknosa olayında adamın bu olayı yemesi bana çok garip gelmiyor. çünkü insanın başına gelmesi gerçekten çok farklı bir durum

ha şu olabilirdi iptal edilecek işlem için sana şifre gelmesi falan epey saçma. ama işte adamlar çok rahatlar. olmadı mı kapatıyorlar hatta bendeki gibi bide posta koyuyolar iyi ozaman 150 tl kartınıza üyelik ücreti vs yansıyacak diye.

birde bizim bu dolandırıcılar yüzünden bu kadar psikopat haline gelmemizde doğru değil. bunlara bir çözüm bulmalılar. ne bileyim beni arayan numarayı teknoloji suçları birimine yolladığımda yeri tespit edilip yakalanmalı bu kişiler. herşey bu kadar basit olmamalı

bizim evi arada bir komiserler arıyor :D babam tersleyip kapatmış iki kere.

bir kere de "bedava checkup kazandınız" diyip kredi kartı istemişler orada tersleyip kapatmış.

özellikle yaşlılar yiyebilir böyle şeyleri o yüzden ailemize akrabalarımıza iyice anlatmamız gerekiyor.

bu arada çok yakın bir arkadaşımın başına gelen esas dolandırıcılığı anlatayım. Evi arayıp(arkadaşım evde) bilmemne soygunu olmuş kuyumcuda sizin bilgilerinizi bulduk, evinize gelip arayacağız sizde çalınanlar var mı diyor -sözde polis-. Arkadaşımın adını, adresini, tc kimlik numarasını falan okuyor karşı taraf öyle olunca arkadaşım inanıyor. ve o sırada para isteme durumu falan da yok o yüzden dolandırıcılık olamaz diyor. Bu sırada sonradan öğreniyoruz ki annesini de cepten arıyorlar(!) ve dolandırıcılığa karışmışsınız şimdi evinizi aramaya gidiyoruz oğlunuzla görüştük, siz bankadan paralarınızı çekin sizinle beraber merkeze gideceğiz diyorlar.(paraları çekince fazla parası olup olmadığını mı görecekler neyse nasıl mantıklılaştırıyorlarsa artık)

Üstüne (nasıl bir teknoloji napıyorlar bilmiyorum ama) buyrun oğlunuzu bağlayalım diyorlar telefonu kapatmadan kadın oğluyla(arkadaşımla) konuşuyor. Arkadaşım "evet polis aradı eve geleceklermiş" diyor, annesi de "beni de merkeze götüreceklermiş" diyor. Böyle olunca iki taraf da inanıyor AMA arkadaşımın para olayından haberi yok tabii hala dolandırıcılık olabileceğinden habersiz. Ha bir de telefonu kapattırmıyorlarmış arkadaşım facebooktan bana yazdı, ben sevgilisiyle konuştum biz dedik yani tipik dolandırıcılık gibi duruyor. Annesinin çalıştığı yer benim evime çok yakındı çıktım onun yanına gittim(telefonu meşguldü, onunla da sürekli konuşuyorlar) iş yerine gittiğimde "oğlu hasta olduğu için çıktı" dediler eyvah dedim o an yalan, kesin başka bir iş var. Şans mı kader mi bilmiyorum ama arkadaşımın annesini yolda hızlıca yürürken gördüm ve tuttum, baya tuttum o anda da telefonla konuşuyordu işim var gibisinden birkaç işaret yaptı ama ben direkt "dolandırıcılar!" diyince durdu. Aradım arkadaşımla görüştürdüm(o zamana kadar kapatmıştı artık. birkaç kere daha aramışlar yine kapatmış) Kadın bankadan parasını çekmiş götürüyormuş!

İnsanları acayip korkutuyorlar yok adınız dolandırıcılığa karıştı bilmemne, inanan inanıyor. Parayı neden istediler diye düşünmemiş bile, o ana kadar düzgünce kandırdıkları için (eve gidiyoruz arayacağız vs. olaylarıyla, oğluyla görüştürerek) hiç düşünmemiş herhalde.

o yüzden aman dikkat. Hani ben bu olayın direkt içinde bulundum, sonra o numarayı aradık "numara kullanılmamaktadır" uyarısı aldık. Acayip planlı çok profesyonellermiş yani vay anasını dedik. Polise de gittiler bişey yapamıyorlarmış herhalde.

edit: ve bence içeriden bir yerden bilgi alıyorlar. bankadan mı nüfus müdürlüğünden mi neyse artık. Tc kimliği, adresi bilmek ve hem çocuğu hem anneyi aramak falan..

o sırada hastanedeydim biraz düşündüm şimdi. önce kart numarasını sonra son kullanma tarihini sordular. ben onu salladım kafadan. şimdi hatırladım önce güvenlik kodunu sordular ben güvenlik kodunu veremem dedim. ozaman kart şifresini bize söylemeden tuşlayın dediler. onu duyunca kapattım hemen. demek ki güvenlik kodu olmazsa şifreyi tuşlatabiliyorlar.

ben ana avrat küfür ederim.
beni niye aramıyor adiler çok ipneler ya.
bana niye denk düşmüyo hacı

ve bence içeriden bir yerden bilgi alıyorlar. bankadan mı nüfus müdürlüğünden mi neyse artık. Tc kimliği, adresi bilmek ve hem çocuğu hem anneyi aramak falan..
rodriguez2

maalesef bankalar ve onlar gibi bilgilerimiz elinde olan kurumlar ek gelir için bu bilgileri satıyorlar. ayrıca bu meydanlarda bir itiraz için yada bir yasayı iptal ettirmek için falan imza toplayanlar oluyor. bunlara da çok dikkat edin hepsi dediklerini yapmıyor. siz oraya isim soyisim ve telefonunuzu bırakıyorsunuz ve o insanlar bu databaseyide birilerine satıyorlar.

bugün beni de aradılar aynı sebepten. aha numara bu: 0212 936 09 63. adımı soyadımı da biliyo pezevenkler.

sağlık paketi mi neyse işte geçen sene onay vermişim de bu sene yenilenecekmiş filan bişiler dedi hatun. işyerinde işim başımdan aşkın zaten, çok da anlamadım olayı. dedim ki ben geçen sene onay filan vermedim, nerden sallıyosunuz dedim. bilmem ne no'lu telefona sesli onay vermişim, öle dedi. sonra ne satıyosanız kabul etmiyorum bi yerde bi onayım varsa da iptal edin dedim. kapadım telefonu yüzüne.

Güzel bir paylaşım. Geçmiş olsun.

Ben ciddi ciddi bankalardan bilgi aldıklarını düşünüyorum.
Geçen yaz babam kamudan emekli oldu. 150bin küsür ikramiyesi yattı hesabına. Ertesi günlerde babamların evi ben komiser mustafa diye birisi aradı. Bu kadar tesadüf olacağını hiç sanmıyorum.

Şansıma ben de babamlardaydım, ben açtım telefonu. Komiser filan deyince merak ettim babammışım gibi konuştum. Tüm kimlik bilgilerini saydı döktü adrese kadar. Hangi bankadan emekli maaşı çektiğine kadar. Anlattı durdu, ben olayı anladım ama gerçekten çok inandırıcı özgüvenli konuşuyorlar. Arkada telsiz sesleri filan. Para konusunu açınca, bizim hastamız var, eve gel parayı evden verelim komiserim dedim. Çat diye kapattı telefonu suratıma.

ohoo hocam. adam yeni dergi çıkardı ta şubatta.
(bkz: naber dergi ) 3 ayda bir çıkıyor. baya kalın ve her sayfayı sadece kendisi yapıyor :)

<spoiler>

- cunku senaryo geregi mavi gozlu olmak zorunda. ilerde anlarsin..bazi bolumlerde unutmus ama lens takmayi. bitince capricayi da izle. guzel bi gonderme var.

- o boomerlardan biri orijinal boomer zaten, bilinci transfer edildi.

- adama zaten cogu deli diyor. ama dahi filan oldugu icin ses etmiyorlar. allahin manyagi deyip geciolar.

- olamaz. olmayacak da.

-Gözlerin tıpkı anneninki gibi diyip de 2 lens kullanmayan Hayri Pıtır yapımcılarına ders olsun diye.

- Orjinal Boomer "uyanıp" Adama'yı karnından vurduktan sonra hapiste öldürüldü,

----- Spoiler sezon 2 sonrası ------
yeniden doğunca Caprica Six ile birlikte "İnsan Cylon kardeştir" politik hareketini yönetti. New Caprica denemesi başarısız olunca iyice kafayı çizdi, diğer model 8lere ters oy verip cylon oylama sistemini bozdu, cavil'in oyuncağı olarak hayatına devam etti.
------ spoiler sezon 2 sonrası ------

- Baltar, hep ucu ucuna yırtıyor. Millet tam "lan" olacakken konu değişiyor felan.

- Bu kadar harika dizi yok evet. Klübe hoşgeldin.

Soruya cevap değil ama; konuyla ilgili olarak bir avukattan profesyonel yardım alsanız daha iyi olur.

Merhaba avukatım. Şahıs şirketi olarak tabir edilen işyerleri kişi adı ve unvanı ile işletilen yerlerdir. Tüzel kişi ve esasen bir sirket olmadigindan bilinen anlamda ortaklık kurulama. Adi ortaklık sözleşmesi yapılması gerekir.

Limited veya anonim şirket ise pay devri ile ortak olunabilir.

Adı ortaklikta yine adına işyeri kurulu olan dışarıya karşı tek yetkili olarak çalışır ama iç işleyişte bir ortaklık ve tabi olarak şartları vardır.

Kickstarter, indiegogo gibi sitelerden birilerine ulaşıp ortaklık teklif edebilirsin bence. Diğer türlü "bilmemne için yatırım alıyoruz 3 ay sonra şu katını vericez" diyip patlayan dolandıran çok var aman dikkat. Özellikle iddia, internetten para kazanma işleri için böyle para toplayıp patlıyorlar.

o tip ilanları gazetelerde bile bulabilirsin..o işler öyle yürümez..yürüse bile uzun sürmez.. en sağlıklısı yatırım yapmak istediğin sektörün konferanslarına, sergilerine falan gidip insan ve firma tanımak..

evet bende o ilanları sağlıklı bulmadığım için belki profesyonel bir site vardır diye düşündüm yenibiriş yada kariyer.net gibi ama yok sanırım. dediğiniz gibi farklı alternatiflere yönelmek gerek

eğer yaratıcı bir fikriniz varsa startup olarak aratmanız lazım. girişimcilik vs anahtar kelimeler işte. ama yok cafe açacağım ortak arıyorum türü şeylerse bilmiyorum.

3te de 5te de 6da da var internete göre. istoc.com.tr

işe sözleşmeyi okumakla başlasın

o islerde uzman bir avukata basvursun

kitabın haklarını komple devretmesin sadece basım ve dağıtım haklarını devretsin, kitap içinde alıntılar varsa kaynakları iyi belirtsin (şu kişinin şu basımlı şu kitabının şununcu sayfası 2 nci paragrafı gibisinden detaylı) bu bizim için tabii hukuki kısmından çok okuyucular için.

Genelde o sözleşmeler kitabın içindeki herhangi bir karakterin bile gelecekteki tüm kullanım haklarını kapsar. Diyelim Behzat Ç.'yi yazdın, adamlar Harun karakterine çizgi film yapılsa tüm parayı biz alacaz diyorlar. Sana da kitap başına -zaten satılmayacak- %15 verecekler. Kitap atıyorum 10 liraya satılsa, 1.5 lira alacaksın. Yazdığın kitap başka mecrada başarılı olursa da telifi sende olmazsa kafayı yiyebilirsin. Bi de adamlar istedikleri gibi değişiklik de yapabilecekler...

biz bir ara internet sitesi açıyorduk arkadaşlarla, wp tabanlı. server arayüzü olarak hep cpanel kullandık, orada joomla'nın ücretsiz templateleri vardı, kurması tek tık, daha sonra editliyorsunuz filan. baya basit görünüyordu ama hiç denemedim.

bedavasiteyapmak.com ve youtubeta videolar var mesela bunlarla yapabileceğim siteler ne kadar sağlıklı olur ?

senin nickin bende olmalı aslında :) şuanki halimi ifade ediyor. o bahsettiğim siteyide bilmiyorum mesela. daha ziyade bana ne fayda eder onu bilmiyorum bunların cevabını arıyorum. amacım bedava yapmakta değil tabi. düzgün bir site yapacak adama parası neyse veririm. ama işte onu da bilmiyorum. bu işlerin karşılığı nedir ? site yapıldıktan sonra kontrolü nasıl olur ? asıl istediğim şey bu konularla ilgili aydınlatıcı bilgi verebilecek siteler yada dökümanlar

internet üzerinden ödeme alacaksan ki alacağını tahmin ediyorum profesyonel bir yardım al.

kendin halletmen zor....

bence site açmak yerine sosyal medyaya, forumlara ve başlangıç olarak sahibinden.com, sanalpazar, n11 vs gibi sitelerden satış yapmaya çalış. önce buralarda aç dükkanını, baktın oluyor ondan sonra açın web sitenizi. özellikle sosyal medyaya abanın bence, instagramda çok güzel işler yapanlar oluyor bu şekilde. güzel fotoğraflarla ve güzel ürünlerle belli bir kitleye ulaşırsınız bence. uygun fiyatlara da birkaç gruba reklamınızı yaptırırsınız olmadı başlangıçta. bence olur. web sitesi işi zor iş, girmeyin bence. siteyi açmakla da bitmiyor, hevesiniz kırılır falan...

wix.com var.
O işine yarar mı bir bak istersen.

zigon sehpa diyorlar, merfer mi ne bisi dediler, abuk subuk isimler var.
ogrenmek icin saga sola sormak lazim yapacak bir sey yok :)

sifonyer neymis? :(

sen gene iyiymişsin ben şifon ile şifonyeri karıstırmıstım. tekstil firmasında calısıyordum tasarımcı kıza şifon kumas diyecegime sifon yer demiştim. he bilmemek değil bu da karıstırmıstım.

kroyola diye bi markayada karyola demiştim amk:=)

kombi buzdolabını duyunca şoke olmuştum. bizim evde kombi var filan demiştim. sonra öğrendim ki buzluğu altta olanmış.

birde hala yol tarifini şuradan aşağı buradan yukarı diye yapanlardan hiç bir şey anlamam. yok yaşadığım yer ova aşağısı yukarısı neresi otuz yıldır aklım ermedi.

berjer koltuk diye bir şey varmış. ben de onu yeni öğrendim. yalnız değilsin.

Yiginla bir herkesin bildigi, bilmeyene gulundugu ve benim bilmedigim seyler. Genelde de onemsiz seyler oldugu icin umrumda bile degil.

kahve kısmı mesela, tek başına kitap okumakla ilgili değil. çocuklukta, ilk gençlikte kahve içilişini erken yaşta görüp görmemekle ilgili. şifonyer (veya mesela konsol veya komdodin) de öyle ama, parantez içindekileri kitapta karşılaşıp sözlükten öğrenmek, kahve köpüğüne göre gayet mümkün olan bir şey. yani, geçmişten gelen bazı eksiklikler sonradan öğrenilemeyebilir, hayatın akışı gereği karşılaşılarak öğrenilebilir de. size tavsiyem, bilmemiş/görmemiş/öğrenmemiş olsanız da, 'ne var, bilmiyorum' diye bilmemekle övünmemek. sorduğunuza göre bilmemekle övünecek biri değilsiniz.

ne yapmalı'ya tam cevap verememişsem de bir şeyler sezdirebilmişimdir umarım.

@tedirginlik hucresi

haklısınız. şöyle bir düşününce bunların kitap okumakla değilde hayat tecrübesiyle alakası daha çok. ne biliyim misal şifonyer benim ortamlarımda pek konuşulmayan bir konuydu. çokta ilgimi çekmemişti ama zamanla bu tarz şeyler kafama takılıyor neden bilmiyorum diye. böyle karşıma çıktıkça da ailemden sözlükten falan öğreniyorum

ya da 30 yaşına da gelseniz annenize -annee şifonyer nedir diye soru sorabiliyorsunuz :)

Torpilin yoksa uğraşmaya değmez. 15bin civarı ödüyorlar geri kalanı ayda bin lira çalışan maaşı ve sigortası. Dükkanda lüks mal varsa ödemiyorlar. Baya sıkıntılı.

Dükkanı 3 sene kapatmam diyorsan bence kosgeb eğitimine git ve kosgeb destekli açılışını yap. ben kosgeb den para alan çok firma biliyorum . eğitimini ben de aldım projem de onaylandı ama henüz girişemedim birşeye . öyle bekliyor. nasıl olsa süresi yok ömür boyu ne zaman açmaya karar verirsem o zaman kullanırım .
reklam desteklerini kullanmayı becerirsen sağlam ödemeler yapıyorlar . bu duruma da şahit oldum . kosgeb desteği ile fuarlara katılan firmalarda bulundum . yutiçi ve yurtdışı gezilerinin % 60-70 i kosgeb den tahsil eden . .. sabırlı ve akıllı davrananlar kazanıyor .

3 yıl kapatamazsın ve başka şirkette çalışamazsın yoksa kosgeb in zararı yok

1. eğitime girmeden sertifika alamıyorsun, sertifika almassanda sana sana ne hibe ne kredi hiç bir destek vermiyorlar. yani alman şart.
3000 lira destek veriyorlar. kira gideri filan için 12.000 lira ödüyorlar, dükkana aldığın malzeme içinde 15.000 lira ödüyorlar. tabi tüm bu giderleri faturalı olarak ibraz etmelisin kosgebe.
birde 30.000 lira harcama yaparsan sana 30.000 lira vermiyorlar. 30 bin alman için 50 bin liralık gider ve harcama göstermen lazım.
2.sorularının cevabı şurada var;
cdd.kosgeb.gov.tr

Finansçı değilim ancak payback period yatırımın geri dönüş süresidir. Franchise giriş bedelini de yatırım olarak anlıyorum. Evet onların hesabına göre yatırdığın 35.000 tl bir sene içinde sana geri dönecekmiş diyorum.

Sabit yatırım tutarını işletmeyi kurarken harcayacaksın. Sermayeyi de nakit akışını artıda tutmak için bankada tutacaksın.

teminat mektubu mevzuunun detaylarını bilmeyerek blokaj ve her sene yenileme gibi teferruatlı işler gözüküyor.

iş hukukunca uygunmudur bilmeyerek belli koşullar altında senet yapılsa daha mantıklı geliyor. (sizin bloke edecek esnekliğim yok dediğiniz için)

rakam bazında az çok firmanın kimliğiyle alakalı.
adıyaman çiğköfte ise ütopik ama başka markalar için çerez bile sayılabilir.

Bilemeyiz. Markaya göre aZ ya da çok OLDUĞUNU sen bilirsin. Teminatı kredi gibi verenler de var sürekli faiz veriyorsun ama

Blokaj yok. Sadece her sene komisyon oranına göre binde beş fln komisyon ödersin.

Banka ile iliskine bagli. Iyiyse bloke koymadan verir mektubu ki 50 binlik mektup cok bi sey degil banka icin. Sizin iliskinize bakar.

Isin icerini belirtmemissiniz ama 15 bin dolar isim hakki isteyen bir isletme icin 50 binlik teminat normaldir.

bence beceremez, cast'a alınmamış olabilir haliyle.

becermeye becerir ama haber gerçekçi mi bilmem diziye gidecek bir tipi de var aslında

bence balon haber. tabii oynamasını çok isterdim, bu da bir gerçek. neyse 2016'yı bekleyip göreceğiz ama benim pek umudum yok.

muhtemelen kendi ajansının/menejerinin spesifik bir işi (reklam, başka bir boktan dizi vs) hedefleyerek çıkardığı dedikodudur. Gerçekçi olmaması bir kenara, sav sahibi unutmuştur bile.

@basond, tip yetmez kıvanç'ın duyguları düşük bana göre. vikingler gibi hırslanması, sinirlenmesi falan lazım. o role gitmez yani.

izlediğim bir dizi vardı...şimdi duydum bu haberi de..umarım alınmaz.

abartısız ve gerçekçi bir anti kahraman; elric the melnibone ve genel olarak ethernal champions serisi.

Türü farklı biraz: leo malet'in kara üçlemesi
Üç uzun öykü, birbirinden farklı; ana karakter birinde dolandırıcı, diğerinde azılı bir suçlu diye hatırlıyorum.

gelinlik alırken yanında buketi ve tacı hediye ediyorlar zaten?
yani bana ettiler en azından

Beyler, olan şeyi tekrarlamayın.

Orjinal fikirler bulun. para orda ...yani sanırım...

bunun için yurtdısını iyi takip edin, fikirleri kopyalamadan- özgün hale getirip uygulayın. Mesela bu fırsat siteleri, mesela yemeksepeti, mesela gittigidiyor....

Ya onları gectım cok fazla sermaye ister zira, en kucuk ticaret yapın... Amerikada revacta olan ürünleri getirin ve satın. bkz. selfi çubuğu.

İthalat ve ihracat atla deve değil, firma olmanıza bile gerek yok (satarken firma lazım tabi).
Bir konteyner 1750 dolardır çin guangzhou'dan. 35 günde gelir. 500 dolar da işlemler için gümrük musavirine verirsiniz...

Korkmayın.

Allah'ım umarım evlenecek filan olursam içime şeytan kaçmaz...
duamı ettikten sonra, Türkiyede evlilik (daha doğrusu düğün) bir tüketim/gösteriş çılgınlığı halini aldığı için, olabilir hattai şte şu gelinin bıdısı damadın dıdısı kına tülünün kenarı gibi ıvır zıvırlardan filan da eklersiniz.
ama tabi sektörü hiç bilmiyorum
istanbulda bu iş nerede kurulur, bunları kendiniz mi tasarlayıp hazırlayacaksınız, elinizden gelir mi ?
eylülde açmak yerine önce bi malzeme temini, ürün tasarımı, bi süre stok hazırlama ne biliyim uygun lokasyon seçimi gibi şeylere odaklanmak sanki daha mantıklı?

Var elbette. Öncelikle how to play yazıp youtubea zibilyon kaynak bulursun. Başına sonuna beginner da yazarsın olur biter

selim ışık, arat bence memnun kalırsın.

Oner yavuz

Avrupa ya kapagi atmis oluyolar. Ordan her yere gecersin. Tabi ne sartlarda bilinmez. Ama kendi ulkesinde savastan olmektense denizde bogulmayi bile goze aliyorlar.

iltica talebinde bulunursa sinir disi edilemez. daha dogrusu edilmemesi gerekir uluslararasi sozlesmelere gore zira suriye savas bolgesi.

Oradan her yere geçemiyorlar. Yok öyle bir dünya Eu kendi içinde mültecileri paylaştırıyor. Geçen Makedonya sınırı kapamış mesela. Hepsinin asıl amacı zengin kuzey Ülkelerine Geçmek Yunanistan yol güzergahı.

bildiğim kadarıyla oraya vardıkları zaman ülke onları kabul etmek zorunda, geri iade edemiyorlar. o yüzden de sahil güvenlik botlar karaya ulaşmadan batırıyor gelenleri.
sonuç olarak; evet, iş oraya ayak basana kadar.

%90'ı daha zengin ve gelişmiş avrupa ülkelerine geçmek istiyor. sadece suriyeli değil göçmenler, afganı pakistanlısı falan da var ama suriyeliler savaş dolayısıyla öncelikli. bodrum'dan botla geçiyorlar zaten kos'a, orada kayıtları yapılıyor beyefendilerin, legal olarak ülkede konaklama şansları oluyor sığınmacı olarak.

oraya gidenlerin çok büyük çoğunluğu, dediğim gibi, makedonya sınırına dayanıp oradan avrupa içine yardırmaya çalışıyor. daha geçen gün makedonya'da ordu müdahale etmek zorunda kaldı duruma. macaristan, sanırım sırbistan sınırınaydı, duvar örüyor. güya savaştan kaçtı mna koduklarım, hepsinin amacı almanya'ya isveç'e kapağı atıp üniversite falan okumak. biz 3 gün gezmek istesek bir anamızı istemedikleri kalıyor vize için.

ben anlamıyorum abi nasıl iş bu. bütün genç erkekler, kadınlar falan avrupa'nın derdinde. hiç savaştan kaçmış gibi davranmıyorlar da neyse bakalım, nereye varacak işin sonu.

savas suriyenin her yerinde olmuyor zaten. periyodik olarak bazi bolgelerde catisma var. bir de 4 sene oldu, artik alisti insanlar bu durumla yasamaya. haliyle "savastan kacmis gibi davranmak" asamasini gecip orta ve uzun vade planlari yapiyorlar.

Oraya ayak basmak işin başlangıcı... Esas olay hollanda, almanya veya ingiltere'ye ayak basmak.

memlekette keriz çok.

olta atmak serbest

YouTube ne karışır kolluk gücü mü bu :D

buna inanan adamin parasini almasinda bi sikinti gormuyorum. youtube da gormuyor sanirim.

(bkz: mega holdings)

Hepimiz Bilaliz, ona göre anlatın.

Google Digiturk Türksat kanal ekleme enter.

bunu televizyonun internetinden mi yapacağız peki ?

birde bu connected2.me programını 16-18 yaş arası kızlar mı kullanır sadece ?

5 tane kendisi yazsa 10 tane de retweet atsa olur herhalde :D retweetler de tweet sayılır di mi? kullanmıyorum. bence sayılır. connected2.me den kız bulan arkadaşım vardı.

olur. temmuz 2010'dan beri kayıtlıyım 11.7 benim

ben de lisede c2 kullaniyordum :(.
evet 16-18 yas arasi kizlar kullaniyor genelde.hatta daha kucukler falan da.

twit meselesi ise;

gunaydin
Iyi geceler
Sıkiliyorum x2
Aptalca Mentionlar x10
Diher hesap linkleri derken o sayiya rahatca ulasiyor.

O degil de eskiden insanliga damgasini vuran msn.messenger in yerini alan uygulama hangisi?

birileriyle bol bol mentionlaşmış da olabilir. chat gibi kullanan var twitterı. çok büyük bir sayı gibi gelmedi bana

trt spor'da bi sunucu vardı en son baktığımda 66bin idi, düşün artık.

ve aradan bir yıl geçti kim bilir şuan kaç oldu

2007'den beri varım. 22k

Ya aynı saatlerde, benzer duyuru kader ağlarını mı örüyor yoksa.

aynı şeyi ben düşünüyordum ulan geçen buna benzer duyuruyu yine aynı saatte açtım yazan olmayacak dediydim . napiim arkadaş yazan yok :/ hiç mi bilgisi olan birine denk gelmeyiz yahu

Hacıt, en son ne iş yapıyorsun?

en son bankada çalıştım kardeşim. bankada çalışmak insana halkla ilişkiler,satış,satış tutundurma,parayı kullanma vs gibi birçok özellik kazandırıyor. daha önceden de hem kendi hesabıma hemde kurumsal firmalarda çalıştım.

bütçen ne kadar?

25 bin elimde var ama kredi çekip üstüne çıkabilirim. Lokasyon istanbul

durust olmak, guvenmek falan lazim. herseyi bastan konusup ortaklik sozlesmesine eklemek lazim.

Ben de bir arkadaşımla aynı durumdayım. Yakın da bir arkadaşım. Güvenmem ama kimseye böyle konularda. Çünkü dediğin gibi para işin içine girince insanlar değişiyor. O yüzden bizim ortaklığı çok sağlam bir sözleşmeye bağladık. En ince detayına kadar yazdık. Düşün ölüm durumunda dahi olacaklar belli. Bu güvence olduktan sonra zaten gerisi geliyor. Aran bozulsa bile kapı gibi sözleşmen oluyor elinde. Ya da bir kararsızlık durumunda açılıp sözleşmeye bakılıyor.

Ben mesela en çok bu ayrılık durumları üzerinde kafa patlattım. Mesela ortağın hisselerini satmak istemesi durumunda ilk gideceği kişi benim. Ben alamıyorsam, başka birine verecekse o vereceği kişi benim onayladığım bir kişi olacak ve sözleşme onun için de geçerli olacak. 3 yıl boyunca hiç bir ortak hissesini satamayacak ya da devredemeyecek. Kâr ve zarar durumları da çok önemli. Benim ortak meseka az çalışıp düşük ciro yaparsa, kârı cirolarımız oranında paylaşacağız. Bunun gibi detaylar önemli anlayacağın. Önemli olan hak yememek, yedirmemek. Ve bir de ortağın olacak kişi ile senin hedeflerin aynı olmalı ki rahat et. Umarım yardımcı olabilmiştir yazı.

gelenlere ne satabilirsiniz onu düşünün. Bunu takip edemeyecek kadar çetrefilli geçmişi olan kesimin sizden ne ihtiyacı olabilir?
1.açın bir danışmanlık ofisi tamam.

bankaya gidip kredi almak varken aracı ile kim niye uğraşsın?
ilk kez duydum, gereksiz bir çalışma türkiye için.

edit mesajla kredi alabiliyorsun mesela.

dukkana gidip fatura odeyen biri yok cevremde. benim cevrem bi kistas degil tabi ama bankalarin "otomatik talimata baglayin" darlamalarindan sonra artik bi yerlere gidip fatura odeyen kisi sayisi epey azaldi sanki.

ıslak mama zararlı, içinde çok fazla katkı maddesi var. vermeyin kedinize ıslak mama ama illa gönlü olsun istiyorsanız ayda maksimum 2-3 defa verin.

verecekseniz kuru mama verin veya yine severek yiyeceği şeyleri evde kendiniz hazırlayın. internette kediler için hazırlanabilecek yemeklerle ilgili yazılar mevcut. oradan bir şeyler bakarak hazırlayabilirsiniz.

kuru mama sabit sürekli olsun. ıslak mamayı da günde 1 kaşık kadar verin sırf zevkine. bizimkiler (2 tane) bu şekilde beslendi hep. 12 yaşındalar bir sorunları yok. (whiskas'ın ıslak mamasını verdik hep) kuru mama olarak da fit32 (royal cann)

belki günde 1 kaşık yaş mamayı kuru mamasına karıştırarak verebilirsiniz yavaş yavaş da azaltırsınız böylece kuru mamaya geçiş yapmış olursunuz.

whiskası öneren kadar önermeyende var. neden bu markaya böyle bir önyargı var anlamış değilim

Galatasarayın maçlarını lost cafe bar da izlerim cevizlik mahallesinde güzel bir yerdir.Onun dışında ataköy marina taraflarında da olur bir de incirli de her yer cafe zaten.

2500+primse çalışılır ama 2000+100 lira primse çok yıpranırsın hem maddi hem manevi açıdan napıyorum ben modu olabilir. şuan haftada 6 gün çalışan biri olarak söylüyorum

haftanın 6 günü çalışıyorum. izin günüm salı. cumartesi- pazar- 10.00-22.00 pazartesi 10.00-23.00 diğer kalan 3 gün 8 saat çalışıyorum ama o 3 günün 2sinde 23de birinde 18:00de çıkıyorum. böyle sorular sorulduğunda sinir krizi geçiriyorum.

Zamaninda calistim. Ozel sektor boyle vermeden alma gibi bisey yok. İlk once hayatini aliyolar zaman icersinde duzenin oturuyor ve daha rahat ediyorsun.

egitim seviyene isine gore degisir. Kurumsal firmalarin % 99 genel merkezleri calismaz. yani zara nin genel merkezi calismaz ama magazalar calisir gibi. Haftada 6 gun calismak demek cuma aksaminda yok demek, cumartesi de ise gideceginden yorgun olacaksin o aksam da yalan olacak. Baska bir sansin varsa siksen bulasma derim

@matilda

@cesario


abi bugün benim duyurumda da aynı şeyi yaptınız. kendinizden yola çıkmayın lütfen. 5 tl kazanmak için 20 saat amelelik yapan da var. ama bu, olayın yanlışlığını değiştirmez. cumartesi çalışılmaz. insan haklarına aykırı lan. sizin çalışıyor olmanız bu gerçekleri değiştirmiyor. ben yapıyorsam siz de yapın/yaparsınız diye yaklaşmayın lütfen. ki cesario sen kendinden biliyorsun bunun sosyal hayata etkisini, tinderın admini oldun la:D

1200-1800 lira aralığında haftada 6 gün hatta bazen pazar da dahil, + bazı geceler sabahlamalı çalışılan işler de var gördüm içinde bulundum lakin evet insani şartlar açısından emeğinizin karşılığını alamıyorsanız şimdikinden çok daha iyi imkanlar yoksa 6 gün çalışmayın.

trollemek gibi olmasin da, cumartesi de pazar da calisir hatta bence en zevkli calisma ortami her zaman cumartesi ve pazardir, ofisler sessizdir, calisanlar daha neselidir, huzurludur sürekli o günlerde calismanin verdigi rahatlik, ama haftada 6 gün cok , haftada 5 gün ya da 4 gün cok ideal, hatta cogu bildigim kisi de haftada 4 gün 10 ar saat calisiyor, bazisi bi iki gün 12 saat calissa da sorun etmiyor onu.

bir de su var, isten zevk aliyorsaniz 6 günde calisilir o baska, isin en önemli kismi yipratiyor mu? zevk veriyor mu?

zevk vermeyen her is ölüm gibi, ben dünyanin en iyi sirketlerinden birinde calisdigimda ölüm gibi gelmisti calisma saatleri ve uzakligindan mesela.

kölelik düzeninine hayır.

zamanı satın al.

yaşamak için çalışıyorsan,neden çalışarak ölüyorsun?

@ Cesario

abi yanlış anlama işsizlik var ama bu devirde 1000 tlye kim çalışır ? hatta 6 gün.

@matilda

bence sen yaşamıyorsun öyle bir çalışma sistemi olmaz. nerde olur giyim mağazalarında falan. orda da çok deli maaş almıyorsan Zara'da falan çalışmıyorsan (onların şartları iyi diye duydum) çalıştığın iş bildiğin kölelik


Şimdi beni yanlış anlamayın. günümüzde iş bulmak hayli zor. ben bankadaki işimi 4 ayda bulmuştum. şuanda da 1 aydır işsizim. bankadaki işimden kariyerim adına vazgeçtim çünkü 4 senede verilen sözlerin hiçbiri tutulmadı. ama işin iyi bir yanı vardı ki oda 2 gün izin olması. o iş başka türlü çekilmezdi zaten.

ben bana sunulan işte en azından cumartesi yarım gün olmasını beklerdim. haftanın 6 günü 10 saat çalışmak insan haklarına aykırı. benden yarına kadar cevap bekliyorlar. ben şöyle bir karar aldım. maaş olarak 2000 bin civarı dediler. ben beklentiniz nedir diye sorulduğunda 2200 tl dedim. yarın işi kabul edeceğimi ancak maaş beklentim olarak 2500 tl diye değiştiricem. en azından özgürlüğümüzden vazgeçiyorsak buna maddi olarak değsin diye düşünüyorum

İş hayatımın ilk yıllarında çalıştığım şirketlerin çoğu böyleydi. Zevkli değil ama katlanmak zorundasın.

sen çalışmasan biri o işte çalışacak sonuçta. senin beğenmediğin o işi almak için hayal kuranlar olduğunu düşün. ayrıca benim gibi yapabilirsin. cumartesileri hep çalışılan işlerde çalıştım. ama cumartesileri hiç çalışmadım. prensip olarak çalışmıyorum yani acil yetişmesi gereken bişey yoksa.

Arkadaşlar iş hayatının başlarında yeni mezunken ve tecrübesizken çalışılır tabi ama uzun vadede çalışılmaz. Yılda 4-5 defa cuma yada pazartesini birleştirip yakın yerlere tatile çıkmanın keyfi paha biçilmez

Böyle çalışan çok insan var. Hatta babam bi fabrikada 7 gün 12 saat çalışıyor mesailerle birlikte ve eline 2 bin dahi geçmiyor. Gerçi adam yıllık izninde dahi kendine ekstra bi iş buluyor. Ama bu durum bir şeyi değiştirmez. Kesinlikle yıpratıcı. Uzun vadeyi bırakın kısa vadeli bile çalışılmaz. Ama başka iş yoksa mecbur çalışıyorsun.
O kadar çok alışmışız ki çalışmaya bunu kural olarak benimsemişiz. Yani çok çalışmazsan olmazmış gibi. Çalışmak dünyanın en gerekli şeyiymiş gibi. Belli bir raddeye kadar gerekli olabilir ama sen avcılıkla toplayıcılıkla geçinen bir canlının devamısın. Yani şimdi gidip öyle yaşayalım demiyorum tabiki ama öyleyken bile yaşanıyorsa bu çağda yürüyen bu kapitalist sistem korkunç geliyor bana da.

acemi +100 aq

tam olarak yazacaklarımı yazmış.

trilyon para da verseler açıkçası ben çalışmak istemem. kendime ve aileme vakit ayırmadıktan sonra paranın gözümde hiç bir değeri olmaz.

acemi +1

tecrüben de varmış; eğitim seviyeni bilmiyorum ama haftada 6 günün karşılığı, üstelik de 5 sene tecrübeye, net 4,000'den aşağı olmamalı.

acil durum yoksa boşver.

Cafe!

Ama House cafe!

yağniii ev cafe ama harbi ev olacak gireceksin böyle normal ev duzeninde olacak her yer,bi yerde kalorifer bi yerde televizyon. tabi çalınmaya karsı pahalı olmayacak hicbirsey.

kahvaltıcı mekanı da açabilirsin. ama dikkat et böyle yerler kadıköy gibi ilçelerde gider gidip üsküdarda açmayın. hatta ev gibi yerlerde açıyolar çok tatlı oluyor.

bence al sat işine gir. üreticiden al. satanlara sat.

misall millet kahvaltıcı filan demiş aklıma yumurta geldi. git üreten küçük çaplı köylüden garanti vererek al yumurtaları. taze köy yumurtası diye ister pazarlarda sen de sat istersen de satanlara sat.

ya da bildiğin başka şiylir olabilir. mesela temizlik malzemeleri satan dükkan akarı yok kokarı yok. mal elinde kalmaz kolay kolay bozulmaz.

odadan kaçış oyunu kur. çiğ köfteci gibi ilk yapanlar kazanacak sonradan popülaritesi düşecek. şuanda mantar gibi yayılmaya başladı.

anneniz kendince haklı. yani doğasına hiçbir şekilde müdahale etmek istemiyorsanız bu risk hep olacak, yapacak bir şey yok. ama ben kısırlaştırmaktan yanayım, evet doğalarına müdahale etmek kısırlaştırmak. ama belli bir amaç doğrultusuna yapılan bir şey. psikolojisi bozulmuyor, daha mutlu ve oyuncu bir kedi oluyor hatta. ama duyuruda kısırlaştırmak üzerine tartışmaya girerseniz de çıkamazsınız.

kısırlaştır

" bir çarpma sesi geldi ve bir koştuk ki kedimize araba çarpmış. fakat kedimiz ortada yok"
kan izlerini takip ettin öyle mi?
evcil hayvanlarla alakayı bırak!

@kenar

söylediğinden birşey anlamadım. neden evcil hayvanlarla alakayı bırakıyorum ? hayvan çarpmanın etkisiyle bulduğu ilk kapalı yere saklanmış onu ordan çıkardık ve hayata döndürdük. burda neyi yanlış buldun açıklar mısın ? hayvanın dışarı çıkmasına izin vermekle mi ? o hayvan evdeyken nasıl yalvarıyor görde izin verebiliyormusun vermiyormusun kendin karar ver. yine de asıl noktayı anlamadım

Bu sefer ucuz atlatmışsınız. Bir dahaki sefere cesedini de alabilirsiiniz kucağınıza, ki bundan beteri can cekişmesini görebilir, ömrünüz boyunca kulağınızdan gitmeyecek feryatlarını duyabilirsiniz.

Kısırlaştırın ve sokağa salmayın. Sokağa saldığınız sürece kısırlaştırsanız da kısırlaştırmasanız da büyük risk alıyorsunuz. Sokağa çıkmak için miyavladığında dikkatini dağıtın ve pencerelere dikkat edin. Bir süre sonra alışıyorlar evden çıkmamaya.

bütün kedileri kısırlaştırmak gerekiyor, neden çekiniliyor anlamıyorum, kedinin sağlığı için de daha iyidir, daha uzun yaşar, dişi kedilerde bazı kanser türlerini önler, tüm kediler için kısırlaştırma en doğru seçenek zaten, başka sebebe gerek yok.

Bizler Şehirleri kurup arabalarla gezmeye başladığımızda zaten kedinin doğal ortamı diye bir şey kalmadı. Veya eğer sokak onun doğal ortamı diye düşünüyorsak, yine eve aldığımız anda onun doğasını bozmuş olduk. Bence kısırlaştırmalısınız. Sadece araba çarpmaması için değil, çiftleşme için yapılan kavgalar ve Bulaşıcı hastalıklar için de. Ve aşısı olmayan hastalıklar da var. Aşısı yok demek, tedavisi de yok demek. Sokakta en Yaygın olan ve bu aralar en çok hayvan Kaybettiğimiz fip ve fiv gibi... Ben olsam sokağa da bırakmam. Dışarıya çıkmak için evde ağlaması mı yoksa hastalık kapıp gözünüzün Önünde günden güne erimesi mi... Insan yaşamadan bilmiyor. Yaşadığında ise çok geç oluyor. Tedbirli olmak lazım diye düşünüyorum. Günün birinde elbette ölecek, kabul etmek zor olsa da... Emin olun o üzüntünün üzerine vicdan azabı da eklenirse çok daha zor bir süreç oluyor. Acaba kısırlaştırmış mı olsaydık, acaba sokağa salmasak daha yaşar mıydı vs vs...

yarın öbür gün çiftleşen kedinizin doğumuna sebep olduğu yavrular ortaya çıkınca hepsiyle ilgilenebilecekmisiniz? yetişkin bir erkek kedi için bile ölüm tehlikesi varken yavrular nasıl yaşayacak? bir değil iki değil her sene birsürü yavru oluyor. benim oturduğum yerde bile çeşitli nedenlerle ölüyorlar. daha bugün iki gözü de iltihap kapmış annesi terketmiş bir kediyi veterinere götürdüm. ama imkanım olsa en azından mahallemdeki erkek kedileri kısırlaştırırım. dişi kedilerin hem operasyonları daha zor hem de daha hafif atlatıyorlar kızgınlık dönemini. cins kedisi olanlara bile kısırlaştırmalarını öneriyorum. doğal seleksiyon, güçlü yavrular zaten hayatta kalıyor diye düşününce bile içim bir tuhaf oluyor. hayvanın içgüdüsü diye yaptığını düşünüyorum. herhangi bir zevk aldığını sanmıyorum. o kadar sofistike bir mesele değil. hatta belki hayvan acı bile çekiyor olabilir. kısırlaştırın lütfen. veterinerinize danışın en azından.

geri gönder düzeltsinler. 3 5 ay olmadan toz falan toplamaz zaten sanmıyorum. önemli bir sorun olabilir. kartları falan yakmadan gönder suç üstüne kalmasın :D

format

hitman pro dene bakalım bi

Laptoplarda oynamadığım için tam olarak nasıl yapıldığını bilmiyorum ama oyuna girerken bir ekran kartını seçebiliyor olmanız lazım. Sağ alttan çıkıyor olabilir. Oradan 960M'i seçin. Muhtemelen 4600 ile oynamaya çalışıyorsunuz.

şu oyunlar için keşke ps4 alsanız

oyun ikonuna sağ tıkla üstlerde grafik işlemci ile aç olur ordan nvidia ekran kartını seç.ve batarya ikonuna tıklayınca güç seçenekleri olur ordan maksimum seç

Sanki benim eski laptopta aynı durum vardı.
Pille mi çalışıyorsunuz yoksa şarja takılıyken. Pille çalışıyorken wifi hızı düşük olabilir güç yönetimiyle ilgili pili çabuk bitmesin diye tasarruf yapıyor.
Lütfen bir pille çalışırken, bir de şarja takılıyken dener misiniz?
Fark varsa windowstan bu tasarruf olayını ayarlamak lazım sonrasında

ilk başta pili kullanıyorduk ama şarjı azalınca fişe taktık. şuan fişte ama hız hala yavaş.

fişe alıp yüksek performansa getirin.üzerinde muhtemelen hd2000-hd3000 gibi bir ekran karti vardir,masaüstüne sağ tıklayip grafik özelliklerinden performansı maks. yapip bir deneyin bakalım ne olacak.

E5'ten giden Harem-Gebze minibüsleri var. Bindiğinizde yine de oraya gidip gitmediğini sorun.

Ayrıca İETT otobüsleri de var, örneğin 17B.

Ya hemen götür hemen

internetten vet telefonları bulursun, deneme yanılmayla yakında bile bulursun, ama açık yer zor. sizin oralar ciks yerler gerçi.

gerçi ciks yer olmasa ne? götürücen valla.. yolu yok başka.

İç kanama bile olabilir, köpek ısırığı çok tehlikeli, ölümcüldür. Hemen götürün. :(

(bkz: 7 gün 24 saat açık veteriner klinikleri veritabanı)

yeşilköyde ve bahçeşehirde 24 saat açık veteriner var

Ucuz kurtulmuş. Geçmiş olsun.

Nasıl kedinin son durumu iyi mi?

iç kanama, kuduz, iç organlarda bir şey, iltihap, tetanoz...
hemen götürsen iyi olur. kuduz sana da bulaşabilir.