[]

SGK Primlerinden anlayan arkadaşlar, babamın bir sorusu var...

Arkadaşlar, Emekli çalışan pozisyoundayken; SGK destek primleri ödenmiş kişi işi bıraktıktan sonra bu primleri geri alabilir mi? Ya da bu destek primi temel olarak ne işe yarar? Neden yatırılmıştır?

Saygılar...


 
Geri alma diye birşey olamaz.

O primlerindfe hiçbir amacı yok, emekli iseniz birde çalışıyorsanız maaşınızdan %15 kesinti yapılmasına sebep olur. %50 oy verilen devlet büyüklerimizin kararıdır, kendileri 4 sene çalışır ömür boyu emekli olurlar,emekli olduktan sonra istedikleri kadar çalışır en ufak kesinti almazlar, vatandaş ömür boyu çalışır, 3 kuruş paraya emekli olur geçinemez bir daha çalışmak zorunda kalır, devlet derki dur bakalım,sen emeklisin ama yine çalışıyorsun öde SGDP ni devlete der, böylece emeklinin maaşının %15 i kesilir. Devlet yine ekstradan SGDP primi alır, bu primin emekli tarafından hiçbir faydası yoktur, ne maaşa etki eder,ne güne.

Kısacası, babanız eğer çalışacaksa sgdp ile uğraşmasın.maaşını elden alsın.
  • Oguzhang  (01.12.11 07:06:25 ~ 07:07:13) 
Ömrü boyu çalışan primlerini ödeyen ve sonra emekli olan kişiye, "sen çalışırken hastalanırsan sakatlanırsan vs. vs..." demek saçmadır. Kişi zaten emeklidir geri kalan ömrü boyunca tüm sağlık harcamaları zaten devlet güvencesi altındadır. Sürekli işgörememezlik olayı zaten emeklilik diye bilinir,ununu elemiş eleği duvara asmış emekli olmuş adama birde sürekli işgörememezlik yapacaz sana demenin,elindeki 3 kuruş maaşı kırpmanın bir mantığı olamaz.

Emekli olmuş,yaşı başını almış adamı sakatlığa açık işlere koyacak kadar aptal bir işverende olamaz. Ne yapar emekli adam sakatlığa açık? emekli olana kadar sakatlanmamış işinde pişmişte tam emekli olduktan sonramı sakatlanacağı tutmuş?

Sgdp olayında, işveren normal maaş üzerinden, sgdp için aynı normal çalışan gibi sigorta primlerini yatırır, buna ilave çalışanında maaşından %15 kesilir.

Hadi sakatlığı sigorta ediyorsun, niye çalışanın maaşından %15 kesiyorsun? çalışanın maaşı ödenmiş bu maaş üzerinden tüm yasal kesintiler ve ssk primide yatmış , sırf sgdp beyan etti diye ekstradan %15 maaş kesintisinin mantığı nedir?
  • Oguzhang  (01.12.11 07:45:56 ~ 07:47:43) 
[]

Bu kız ne yapmaya çalışmış?

Arkadaşlar burada bir hatunun youtube kanalı var, garip garip şeyler yapmış... Ama ne yapmaya çalışmış? Bir fikri olan?

www.youtube.com


 
fazla boş vakti olmalı.işsiz resmen.


  • pelinn.  (30.11.11 00:31:01) 
bende de öle meme olsa ben de böle şeyler yapardım heralde, fena (erkeğim)


  • kelimeyounu  (30.11.11 00:35:34) 
bizleri duşa sokmaya çalışmış. başardı da nitekim.


  • yarey  (30.11.11 00:46:23) 
10 saniyede aktım kardeş


  • canka  (30.11.11 00:49:31) 
puanım 9. dünyaya lazım böylesi.


  • bir ileti paylastim  (30.11.11 00:50:27) 
  • şaman  (30.11.11 00:51:43) 
iyi de ne parası kazanıyo böyle onu anlamadım?


  • dergus  (30.11.11 00:53:07) 
  • skywalkeremre  (30.11.11 01:07:48) 
keşfedlmeyi bekliyor
belki konuk oyuncu olarak alırlar brazzers'a falan.

  • VickVickyVale  (30.11.11 01:08:48) 
bununla hakkaten dusa falan giren varsa sokaga cikmayalim biz arkadas! sivilceli liseliden baska bisey yoktu cunku ortada. dikkat cekmek icin de abuk subuk hoplamis arada.


  • freefroglet  (30.11.11 01:12:58) 
günlük hayatlarını göz önüne sererek para kazanıyolar. mesela bugün bunu giydim, yada hangi kıyafeti giyeyim? bunu yaptım şunu yapıcam gibilerinden. ne kadar çok takipçisi ve tıklanması olursa okadr çok para kazanıyor. geçenlerde haber kanalında görmüştüm. şu kadar takipçisi ve şu kadar para kazanıyor diye.


  • memetooo  (30.11.11 01:29:04) 
Kendini seksi zanneden bi ergenden daha itici birşey olmadığını yeniden hatırlattı bana. Kızın göğüslerinin büyük olmasından başka hiç bir olayı yok ve herkes büyük göğüs sevmez (kıskançlık demeyin erkeğim) :) ..Bizim "sevgilim beni öyle mi beğenir, böylemi beğenir" diyen kızı hatırlattı. Tipi de benziyor.


  • sustain  (30.11.11 07:37:04) 
youtube partner(adsense) = paracıklar


  • lazpalle  (30.11.11 08:23:12) 
[]

Erkek masör nasıl para kazanır?

Arkadaşlar, MEB onaylı masörlük kursları var. Tarih bölümünü bitirmek üzere olan bir adam olarak bana bir "acaba" dedirtti. Yani ne bileyim, ellerim maharetlidir, arkadaşlarım genelde bayılır benim masajıma. Böyle bir şeyle karşılaşınca iyi bir meslek olabilir mi diye düşündüm. Yani bir masör, özellikle erkekse; nasıl iş buluyor, iyi para kazanıyor mu? Nedir, ne değildir... Fikri olan bir anlatıversin hele...




 
turizm bölgelerinde spa masajı falan iş görebilir yani. antalya falan

edit: dil var mı aga. ingilizce rusça falan?
  • neysene  (29.11.11 00:50:04 ~ 01:04:10) 
valla kanka bende bizim ailenin masaj uzmanıyım ama dışarıda edindiğim izlenim şudur ki bu işe bizim memelekette o şekilde bakmıyolar.


  • gariban boy  (29.11.11 00:53:07) 
severek yapacağım meslek yaratmak istiyorum arkadaşlar kendime. tarih olayını bitiriyoruz, aslında öğretmen olmak istiyorum ama öyle zorlaştırmışlar ki formasyon, kpss derken daha bir 3-4 sene işsizim.


  • dergus  (29.11.11 00:59:04) 
kedi bakıcılığından sonra değişik bi sektör daha :D
spor klüplerinde filan iş bulabiliyorlar diye biliyorum

  • niye ama  (29.11.11 01:10:34) 
bizim okuldan arkadaş okulun masaj kursunu tamamlayıp sertifika almıştı. sonra yazları antalya'ya otellere falan gitmeye başladı iş için. mezun oldu şimdi hala antalya'da masörlük yapıyor. ne kadar kazandığını söylemiyordu ama fena değildir diye tahmin ediyorum. yaşadığı maceralar da cabası :)


  • toshiro  (29.11.11 01:38:34 ~ 01:38:48) 
dil bilmene cok gerekte yok turizmde calisman icin, kullanman gereken bir iki cumleyi bilsen yeter. elin ile is yapiyorsun sonucta, kitap yazmiyorsun.


  • kakoy  (29.11.11 13:41:19) 
[]

Store olayları yokken orijinal forma nasıl temin ediliyordu?

Arkadaşlar, mesela 1995 yılında; orijinal Galatasaray forması almak isteyen adam nasıl alıyordu allah aşkına?




 
Kaleci Hayrettin benim amcamin Altay'dan arkadasi oglum, sen bana ver 10.000.000 ben sana istedigin formayi getireyim seklinde oluyordu.


  • huseyin riza  (28.11.11 02:16:28) 
Adidas ( o zamanki adı esem sport veya sports & Sports da olabiliyordu)


  • skywalkeremre  (28.11.11 03:44:15 ~ 03:44:53) 
spor mağazaları yoluyla dağıtıp satıyorlarmıştır, mantıken.


  • mistreated  (28.11.11 04:00:03) 
Galatasarayı bilmem de Beşiktaş yönetim kurulunda babamın arkadaşının kuzeninin damadı gibi yakın (!) bir tanıdık vardı, imzalı forma bile gönderdiği olurdu kardeşime.


  • bitter cikolata  (28.11.11 09:17:59) 
[]

Tütün niye hep Karadeniz'de veya Güneydoğu'da çıkıyor?

Gerçi İzmir'de de yetiştiriliyordu bir ara ama... Konya'da yetiştirilemez mi mesela? Veya Isparta'da, Antalya'da?




 
Önemli olan nerde yetiştiği değil ki bölge olarak. Toprak önemli, toprağın çeşidir midir nedir tam bilemem ama öyle yani.


  • saiko  (28.11.11 00:50:18) 
şöyle diyim: başka yerlerde de var ama bazı bölgelerdeki tütünler direkt yurtdışındaki böyük firmalara gidiyor.
bi de şöyle bakmak lazım; hangisi karlıysa o yetiştirilir. atıyorum konya'da ısparta'da da tütün yetişebilir belki ama yine atıyorum oralarda gül de yetişiyorsa ve gül daha karlıysa; kimse tütün yetiştirmez.

  • yasakani  (28.11.11 00:50:33) 
günümüzdeki ziraat teknolojisiyle yetişir bence. niye yetişmesin.

"niye yetiştirilmiyor?" diyorsan, gerek yok çünkü.
  • jangara  (28.11.11 00:53:13) 
karadeniz'in beslediği kaynakların toprağı zenginleştirmesiyle bir alakalı olabilir. zira benzer şekilde 18. yüzyılda da tüm avrupa'daki tütün ihtiyacını ukrayna karşılıyordu.

kaynak: www.faqs.org
  • deckard  (28.11.11 00:55:37) 
dışarıdaki bütün tütüncülerde de hep güneydoğu tütünleri var. hiçbiri abi şahane bafra tütünüm var demiyor. ya diyarbakır, ya bitlis... hem öyle yerler...


  • dergus  (28.11.11 01:31:11) 
peki neden iç anadolu'da tütün kalitesi düşük olur? onu anlamıyorum. iklimi çokta farklı değil güneydoğu anadolu'dan...


  • dergus  (28.11.11 02:37:28) 
tütün de şekr pancaı gibi hemen her yerd yetişebiliyor. ancak şekerpancarı,pirinç, tütün, haşhaş gibi her yerde yetiştirilmesine izin verilmiyor. mesela bizim orda çukurovada sadece düziçi'nde var. güneydoğuda da adıyaman. bir tarım politikası gereği. ayrıntılarda yanıabilirim ama anafikir bu.


  • ground  (28.11.11 07:06:52) 
[]

FM 2012 Transfer teklifini kabul edemiyorum?

Arkadaşlar, Fm 2012'de milli takımdan istifa ettim. Kısa süre sonra Villareal'den teklif geldi, ancak kabul edemiyorum. View Offer dedikten sonra, sadece Walk Away seçeneği aktif. Suggest, veya finalise aktif değil... Neden olabilir?




 
aynı anda hem milli takım hem de normal takım da çalışılabiliyor dikkat ettin mi?


  • saiko  (27.11.11 06:21:41) 
[]

Nargile yapımı üzerine... Çekerken su geliyor...

Arkadaşlar bugün bir nargile aldım, düzeneği gayet güzel kurdum. Yaktım, içeyim dedim. Ama güçlü çekince ağzıma su geliyor, nedendir acep? suyu epey bir azalttım ama hala geliyor... Yok mu bu işin bir erbabı?




 
hacı işten geldim, bir hevesle kurdum nargileyi... işim gereği sirkeci'deyken canım çekti de öyle almıştım, ama güçlü çekince su geliyor ya... ulan sabah 07:00-23:00 mesai yapıyoruz, bize reva görülen keyif bu mu?


  • dergus  (21.11.11 23:54:48) 
suyunu çok koymuş olmayasın?


  • trinitrotoluen  (21.11.11 23:55:12) 
o demir boru suyun içine bir parmak (yatay) kadar girecek sadece.


  • berk  (21.11.11 23:55:31) 
o değilde ne nefes varmış sende hacı, üfürükçü olsan parayı götürmüştün. iş değiştir bence. Reklamını ben yaparım.


  • skywalkeremre  (21.11.11 23:56:19) 
marpuçun hortumunun cam şişeye girdiği bi delik var. çekerken su fokurdayıp o deliğe giriyordur. marpuçu bi çıkar, içinde su kalmış ta olabilir çok sulu ilk denemenden dolayı. silkeleyip boşalt. sonra devam. sütlü denersen de çok süt katma, bu sefer de köpürüp süt doluyor marpuç. tabi temizleyemediğin için buram buram kokuyor sonra. suyu renklendirecek kadar, 1/2 - 1 çay bardağı falan. alakasız bi bilgi daha : suyuna limon sıkarak dene. güzel olmuştu bende :)


  • safahot  (22.11.11 00:10:56) 
su seviyesini tam bir parmak yapınca yatay olarak, düzeldi... teşekkürler herkese...


  • dergus  (22.11.11 00:52:44) 
[]

Ebay'da sadece Türkiye'ye satış? Gittigidiyor.com'a alternatif olabilir mi?

Arkadaşlar, sanalpazar.com'un durumunu biliyorsunuz malum, e GG'de açık artırmayı kapattı... Bugün, bir mezatta tanıştığım biri Ebay'da sadece Türkiye'ye satabiliyorsun dedi...

Aranızda bu şekil satış yapan var mı? Ve nasıl kullanıldığını bilen var mı? Ebay'a girdim ama, sadece Türkiye'ye satış yapanları aramak gibi bir seçenek bulamadım şahsen...

Birde, yurtdışına da satış yapmak istesem, kargo fiyatlarını internetten öğrenebilir miyim? Hani, fiyat yazmak gerekiyor ya alıcıya...

 
www.ptt.gov.tr fiyatlara ptt kargo için bakabilirsin, en ucuz yollusu bu. hatırladığım örnek fiyat; 40 gr'a kadar çin'e gönderim 1 tl idi, 2 sene önce.
tabi 30 gün sürüyor felan

  • dieselsingle2  (19.11.11 01:22:48 ~ 01:22:57) 
[]

Otocu arkadaşlar, derdime derman? Akü boşalıyor...

Arkadaşlar, aracı gündüz normal kullanıyorum. Gece bırakıyorum, sabah marş çalışmıyor. Vurdurmak zorunda kalıyorum. Bir kere çalıştırınca, atıyorum 20-25 dakikalık zaman dilimlerinde arabayı yine durdurup çalıştırabiliyorum. Ama gece gibi uzun vakitlere gelmiyor, boşalıyor akü... Şimdi benim aküyü mü değiştirmem lazım? Ya da bir kaçak falan olabilir mi? Aracın kablolarında bir sıkıntı olabilir zira, merkezi kilit bazen sallantılarda kendi kendine açılıp kapanıyor, herhalde kabloları değiyor birbirine... Merkezi kilit kablosunda kaçak varsa, 6-7 saat gibi bir süre de aracın aküyü boşaltabilir mi? Ya da benim akü komple öldü mü?




 
kaç senelik akü?


  • terp  (13.11.11 23:51:07) 
vallahi bilemiyorum ki, aracı alalı 5-6 ay oldu... eski görünüyor.


  • dergus  (14.11.11 00:00:54) 
muhtemelen aku omrunu doldurmus, servise gidip akunu olctur, sarj tutmuyorsa yenisi alman gerekecek.


  • mba38  (14.11.11 00:04:55) 
aküyü test etsin servis.


  • terp  (14.11.11 00:06:35) 
araç ne akü markası? kutup başları gevşek değil dime ? oksitlenmede yok akünün yeşil lambası yada bakımları ?


  • saz@n  (14.11.11 00:08:34) 
Akülerin ortalama 4 yılda ömürleri bitiyor, bi testten geçmeli..


  • c0sh_kun  (14.11.11 00:09:15 ~ 00:12:10) 
araç ta akü de dandik. akünün markasını bile bilmiyorum, araç 85 model reno 9. kafama takılan, bahsettiğim kaçak akü boşaltır mı?


  • dergus  (14.11.11 00:14:53) 
akü boşalmaz kolay kolay. şarj dinamosu bozuktur gidin baktırın.


  • kim milton nielsen  (14.11.11 00:28:42) 
ama 1 saat falan gidince, hemen geri dönersem çalışıyor normal?


  • dergus  (14.11.11 00:34:12) 
aynı sorun ben de de oldu. aküyü değiştirdim. akünün değiştiği aynı gün dediğin gibi kontagı ilk çevirmemde marş basmadı ikincide çalıştı hep. bir sonraki durduğumda hiç çalışmadı. marş'ta bir sorun varmış. onu da halledince süper oldu. bir ustaya göster bence. servis pahalıya gelir. ben akü (mutlu)(115)+marş olayı (60) 175 ödedim.


  • 65 derece  (14.11.11 09:24:53) 
Kaçak olabilir. Bulmak için :
www.popularmechanics.com

Akünün üstündeki kir de kaçak yaratıyor olabilir. İyice silip, kutup başından diğerine kirden oksitten bir yol oluşmuşsa kurtulmak gerek.
  • skatheist  (14.11.11 18:11:02) 
şarj dinamosuna baktır


  • sttc  (14.11.11 19:18:43) 
[]

Bir Çocuk Sevdim şarkısının sözleri, Nazım şiirlerine benzemiyor mu?

Arkadaşlar sadece ben mi o tadı alıyorum bilmiyorum ama, bence sezen aksu bu şiiri yazarken kesinlikle nazım hikmet'ten esinlenmiş... Ben şarkıyı ilk dinlediğimde kesin Nazım Hikmet'in şiiri dedim hatta, sonradan öğrendim sezen ablanın yazdığını...

Bir Çocuk Sevdim

Bir çocuk gördüm uzaklarda
Gözleri kederli hatta korkulu
Her şeye rağmen biraz gülümsedi çocuk
Sıcak sade ama biraz kuşkulu

Bir çocuk sevdim uzaklarda
Sanıyordum ki onun özlemi de buydu
O ise bir bakışta beni örtülerimden
Yalnızca ve yalnızca duygularıyla soydu

Ben böyle yürek görmedim böyle sevgi
Şimdi çocuk büyümekte günbegün
Bütün hüzünleri okşadı birer birer
Gizli bir ümide sarılarak biraz küskün

Bir çocuk gördüm uzaklarda
Biraz çocuk biraz adam biraz hiçti
Ellerinde yaşlı zaman demetleri
Daha önce denenmemiş yeni bir yol seçti

Bir çocuk sevdim uzaklarda
Bir elinde yarın öbür elinde dün
Erken ihtiyarlamaktan sanki biraz üzgün
Dünyanın haline bakıp güldü geçti

 
biraz andırıyor üslup olarak evet. ama o kadar değil.

o değil de bu parçanın aylin aslım versiyonunu dinle asıl. süfer.
  • cro magnon  (13.11.11 03:13:32) 
benzemiyor. nazım şiirleri çok daha serbest buna göre.


  • nedensizce  (13.11.11 04:59:36) 
[]

1950-1970'li yıllarda nazi askerlerinin hayatı hakkında...

Arkadaşlar çok merak ettiğim bir konu var, şimdi malum ikinci dünya savaşı sonunda almanya yenildi, liderler, önemli subaylar vs, yargılandı falan... Ama herhalde erleri, onbaşıları, yüzbaşıları falan öyle hapis, idam olayına falan sokmamışlardır. Merak ettiğim, savaş sonrasında bu adamlar nasıl hayatlar sürdüler? Yani adam misal, auschwitz'de bulunmuştur. Bolca yahudi öldürmüştür ama tutuklanmamıştır falan... Aile kurmuştur, evlenmiştir. Belki oğlu,kızı bu durumdan utanç duymuştur? Ya da gurur duyan aşırı milliyetçiler olmuştur... Yani özellikle, olayın zamanı açısından taze sayılabilecek 1950-1970 arası bu adamlar ne yaptılar? Geyiğine laflamak isteyen de, hakikaten bilgisi olan da yazsın, konuşalım....




 
çoğu güney amerika ya kaçmış. orada aile falan kursada . gerek mossad gerek katliamda ölenlerin yakınları takip edip 50 yıl sonra olsa bile yakalamışlar nazi avcıları belgeselini izleyebilirsin. ayrıca arnavutlukta o yıllarda zorla nazi astsubayı yapılan bir tanıdığım vardı. adam sonra türkiyeye geri dönüp normal bir insan olarak hayatını sürdürsede psikolojik sorunları vardı çok disiplinliydi mesela


  • mr fusion  (13.11.11 02:05:28) 
yok ben, hiç ceza almayan normal askerlerden bahsediyorum.


  • dergus  (13.11.11 02:27:43) 
Şurda bazı izler var:

www.wpi.edu

Şunun da Postwar views kısmında iyi şeyler var:

en.wikipedia.org

şunun gibi mesela:

The prosecution of war crimes lost momentum during the 1950s as the Cold War intensified; both German states needed to establish armed forces and could not do so without trained officers and soldiers that had served in the Wehrmacht. German historiography in the 1950s viewed war crimes by German soldiers as exceptional rather than ordinary; soldiers were seen as victims of the Nazi regime. Traces of this attitude can still be seen in some German works today, which minimize the number of soldiers who took part in Nazi crimes.[93] This was especially the case as the German public in the immediate post-war period were more interested in seeing themselves rather than others as victims.[94]

Yani benim anladığım, 1950'den itibaren Sovyetler Birliği ile Soğuk Savaş'ın başlamasıyla, asker ihtiyacı baş göstermiş ve ortada İkinci Dünya Savaşı'na katılmış askerlerden başka asker olmadığı için, "bunlar zaten emir kuluydu, bunlar da savaşın kurbanlarıdır aslında" gibi bir ussallaştırma/rasyonalizasyon psikolojisi hakim olmuş.

Daha ayrıntılı araştırmak istersen, orada adı geçen kaynak eserlere de bakabilirsin.
  • compadrito  (13.11.11 07:42:32 ~ 08:18:46) 
Madem geyik serbest:
elburrito.files.wordpress.com

  • sourlemonade  (13.11.11 09:24:23) 
[]

Halk müziğiyle alakalı olan arkadaşlara bir soru...

Arkadaşlar Aşık Reyhani ve Aşık Mahzuni Şerif'in birbirlerine açık açık laf soktuğu türküleri var. Repçilerin Diss'leri gibi... Aralarındaki kavganın sağ, sol muhabbeti dışında bir sebebi var mıdır? Bilgisi olanın vereceği cevap çok makbule geçer...




 
Reyhani'yi sunni olarak biliyorum onun dışında özel bir ihtilaf varsa bilgim yok.


  • Abraxass  (13.11.11 01:32:22) 
alevi-sünni itilafı olamaz çünkü mahzuni şerif'in en yakın arkadaşlarından osman dağlı'da bir sünni...


  • dergus  (13.11.11 01:36:17) 
[]

Gittigidiyor'un müzayede sisteminin kapatılması üzerine, alternatif fikir?

Dostlar, ben GG'den açıkarttırma ile antika objeler satan bir öğrenciydim. Eski radyolar, plaklar, fotoğraf makinaları falan satardım. GG'de bu ürünler, açıkarttırma olayı ile güzel fiyatlarla giderlerdi. GG kapandı, benim bu iş bir nevi öldü. Zira Sanalpazar.com'dan satmaya kalkınca, ürünlere teklif bile gelmiyor. Yine GG'den peşin fiyat yazıyorum, yine satamıyorum. Sahibinden.com'da bir işe yaramıyor... Sizce ne yapabilirim? Kendime ait bir web sitesi mi açsam? Ya da bir dükkan tutsam, kira mira, yasal mevzuat derken batar gider miyim acaba?




 
elinde var mı stok yoksa eş dos akrabanın antikalarını satıpta mı kar ediyodun


  • vtr28  (13.11.11 01:22:22) 
elimde şu an çok az stok var, ama toplayabilirim. yani döndürüyordum işte, sürekli elimde 40-50 parça mal oluyordu, sattıkça yeniliyordum. döndürüyordum tezgahı...


  • dergus  (13.11.11 01:27:37) 
bunların bi ekşimarket projesi vardı ona bak , ama tükkanı unut zarar zarar


  • vtr28  (13.11.11 03:32:14) 
ekşimarket çok pasif be hacı.


  • dergus  (13.11.11 03:43:08) 
bide şunu dene gg deki müşterilerini ve oranın potansiyel antika meraklılarının pm yoluyla maillerini al ve bi blog kurarak başla. orda kendi açıkarttırmanı yap


  • vtr28  (13.11.11 04:17:40) 
kendi siteni açarsan şahis şirketi açacaksın. diğerinden daha kolay. şirket açmak 500tl civarı. sattığın ürünlerin hepsinin faturalı olması lazım, her sattığın ürünün karının %33ü vergi olarak gidiyor.

evde kuracağın için pek fazla şeyi gider gösteremezsin. yani karda şirketler yine vergi ödüyor...

site açacaksan bankalarla anlaşmalısın, paket satanlar var 300$ filan tutar senin istediğin site, bankalar bu paketlere direk sanal pos veriyorlar.

bir ara zippo işine girecektim iş bu aga. uğraşma batar gidersin.
  • fakyoras  (13.11.11 08:36:34) 
[]

Geceyarısı Ekspresi'nde işkence sahnesinde çalan türkü?

Arkadaşlar, Geceyarısı Ekspresi filminde bizim sarışın elemana(adı max mıydı neydi?) hapisten kaçmaya çalışıp, yakalandığı için işkence yapılan sahnede çok içli bir uzunhava çalıyor şöyle 5-10 saniye. Bana aşık reyhani gibi geldi ama? İlla vardır bilen biri... Saygılar...




 
o sahnenin videosunu koyma şansınız yok mu?


  • toshiro  (11.11.11 00:37:52) 
[]

2012 Dahil, bütün FM serilerinde olan bir saçmalık... Size de oluyor mu?

Arkadaşlar uzun zamandır dikkatimi çeken bir olay var, nedense yazmak şimdi aklıma geldi. Football Manager 2012'de, veya daha eskilerinde; maçı 3D izlerken. Özellikle "Key" modunda, yani sadece önemli pozisyonları izleyelim derken garip bir şey oluyor. Olan da şu; eğer oyuncu veya taktik değiştir komutu verirseniz de, o komutun aktif olması için gereken "oyun duraklaması" korner olarak olursa, oyun korneri "önemsiz" görüp yayınlamıyor. Yani oyuncu değiştirelim derken, belki de gol olacak bir korneri izleme hakkımızı dahi kaybedip, "önemsiz" olarak işaretletmiş oluyoruz... Dikkat edin, ya size de oluyordur dikkatinizi çekmemiştir, ya da oluyordur da yazmaya değer bulmamışsınızdır. Yüzde 99 dediğim gibi oluyor olay.




 
evet, aynen öyle. fakat korner golün bahanesi değil mi? yani iyi oynuyorsan, oyun sana iki dakika sonra elbet bir şekilde o golü attırır. farkındaydım ben de bunun ama yıllarca böyle avuttum kendimi :)


  • bruges  (06.11.11 04:30:39) 
evet. yıllardır en gıcık eden özelliklerden biri bu.


  • baldur  (06.11.11 07:50:36) 
Doğrudur nice frikikler, kornerler gitti. Ama belki de zaten gol olmayacağı için atlıyordur ne bileyim.


  • xenophobe  (06.11.11 11:17:07) 
ben oyuncu değiştirmek için taktik ekranındayken sol alt köşede gol olduğunu hatırlıyorum, ama sadece bir kere o da 2010da.


  • zamanin otesinden gelen edit  (06.11.11 11:57:33 ~ 11:57:43) 
[]

Kontorland bir ara Playstation 1 taklidi yapmıştı sanki?

98-99 yıllarında level dergisini alan arkadaşlar hatırlarlar... Orada reklamları çıkıyordu, adıda GameStation'muydu neydi? Hatırlayan var mı?




 
var hatırlıyom


  • freebird5406_2  (03.11.11 03:02:55) 
bu naneyi satan dükkanlar var hala..


  • toshiro  (03.11.11 20:50:53) 
[]

Bir garip dert.Bir garip ikilem.Bir garip saçmalık.Bir garip şaşkınlık.SOS!

Arkadaşlar son sınıf tarih öğrencisiyim. İstanbul'da, özel bir üniversitede burslu olarak... Gramer çok düzgün olmasa da hızlı bir şekilde ingilizce konuşabiliyorum vs, vs, vs. Toplamda 3 dersim kaldı. Yani haftada 2 gün okulum var. O da hesapta bu dönem bitecek. Gelelim derdimize...

Uzun zamandır iş arıyordum. 2500(2000'i bankalara) tl borcum vardı ki, babasından harçlık alamayan bir öğrenci için fazlasıyla yüksek bir borçtu bu. Bu borçlanma süreci de şöyle olmuştu, kendi kendimi geçindirmek zorunda olan bir öğrenci olduğum için, binbir tane iş denemiştim. Bit pazarından ıvır, zıvır toplayıp gittigidiyor.com'da satmak, İranlılara Türkiye'yi gezdirmek, Korsan taksi şoförlüğü, hatta araba alıp satmak. Velhasılı yok gittidiyor.com açıkarttırmayı kapattı, yok en son aldığım araba kazalı çıktı, elimde patladı derken bu borç oluştu işte.

Herneyse dedim bende her insan gibi patronlu bir işte çalışayım. Gelirim düzenli olsun. Asgari ücretli garsonlukların hiçbiri içime sinmedi, en sonunda bir bowling salonunda resepsiyonist ol dediler, günde 12 saat 6 gün çalışmaya 800 tl maaş'ı duyunca oradan da kaçtım. Öyle böyle derken, çok alakasız yerden çok saçma bir iş buldum. Ve derdimiz, sizle paylaşmak istediğim de bu iş zaten.

Arkadaşlar, adını vermeyeceğim bir holding varisinin yanında kedi besliyorum. İş bu! Kendisi Türkiye'nin sayılı zenginlerinden. Şimdi kulağınıza çok sevimli geldi ama işin aslı öyle değil. Haftanın 4 günü, (pazar ve 2 gün okulum olan günler hariç) sabah 07:00'den, gece 23:00'e kadar, İstanbul'un çeşitli yerlerinde kedi besliyoruz. Kulağınıza hala sevimli geliyor olabilir. Ama öyle değil. Bu kişi, bu saatlerin tamamında başımızda duruyor ve askeri disiplin, askeri nizam istiyor. Mamaları verme şekli, kedilere yaklaşma biçimi, kedilerin tedavisi, boklarının bilmemneleri, otomobilin nasıl sürüleceği vs, kaybolan kedileri aramak(milletin evinin bahçesine falan girmemiz emredilerek) derken akşama kadar hayatınızda duymayacağınız hakaretleri işitiyorsunuz. Bu hakaretler küfüre varmasa da, genelde özgüven kırıcı çok ağır hakaretler. Şimdi diyeceksiniz ki, e kardeşim böyle bir insanın yanında neden duruyorsun? Duruyorum, çünkü 4 gün çalışmama rağmen ayda 3600 tl maaş veriyor. Ve bunu gündelik olarak, her gittiğim gün masraflarım hariç 200 tl olarak veriyor. Yani öğretmen olmak için formasyon, akademisyen olmak için binbirtürlü yüksek lisans vb'den geçmesi gereken -ben potansiyel işsiz- için korkunç bir para. Hatta beraber çalıştığımız ve kendisini biraz daha sevdirmiş arkadaşlar bu 3600'ün üstüne birde aylık 2000 tl maaş ve 2000 tl'lik sigorta alıyorlar. Yani 5600 tl maaş+2000 tl'lik sigorta+yemek+yol)...

Anlayacağınız gelir bizim şartlarımızdakiler için müthiş. Ama ruhum yıpranıyor arkadaşlar, gururum eziliyor. Kişiliğim eksiliyor günden güne... Yani hayat bu olmamalı, psikolojim bozuldu. İnsan dediğin günde 8 saat çalışmalı falan, ne bileyim. Okul, iş, ıvır zıvır derken -hayata- harcayacak vaktim kalmadı. Evet işe başlayalı daha 2 haftayı yeni geçmesine rağmen borçlarımı vs, erittim. Emektar 85 model aracımı bir 10 yaş gençleştirmeyi, hatta bir honda cbr 125 motor almayı falan düşünebilecek kadar bitim kanlandı bir anda ama? Aması çok uzun işte... Aşırı mutsuzum. Ve bir çıkar yol arıyorum?

Desem ki, sikerim parasını pulunu; borcumu sıfırladıktan sonra çekip gitsem? Sonra yine uzun bir işsizlik periyoduyla tekrar bunalıma girer ve bu altın yumurtlayan kapıyı da kapattığım için pişman olur muyum ki?

Ya da, bir 15000-20000 tl biriktirsem burada bir süre kalarak; bu parayla insan gibi yaşayabileceğim ve yaparken de zevk alabileceğim bir iş kurabilir miyim ki? Ne bileyim, Beyoğlu'nda, Kadıköy'de plak, kitap, retro kültüre dair ıvır zıvır satan bir dükkan vb.. gibi... Ya dükkan tutmazsa? Ya yine buradan çıktığım için mutsuz olursam?

Kısacası bana bir şeyler söyleyin, lütfen! Bu saatten sonra 1500 tl gelir falan da kesmeyecek gibi. Yine aklımın ucunda hep öğretmenlik var, formasyonu vs, alana kadar, kpss'yi kazanana kadar dişimi sıksam desem; bu kişinin yanındayken ders çalışamıyorum ki! Tezi bile yazamıyorum, kaldı ki Ales'e, Kpss'ye girilecek...

Tavsiyelerinizi dinliyorum. Karışık oldu biraz kusura bakmayın.

 
kesinlikle sabretmelisin. sabret abi, biriktir paranı, öğretmen olup gerizekalı velilerle, müdürle, hiyerarşi ile baş edeceğine, sinsi ol, hain ol gerekirse ama sömür o pezevengi.

çok net söylüyorum, bulmuşsun bir hazine, bitene kadar sömür.

kutsalına küfür etmediği, kalıcı yaralar açmadığı sürece sabret. birikim yap, yatırım yap. son sınıf öğrencisi isen en fazla 24 yaşındasın. 2 sene sadece bu salak patronla çalışsan kazanacağın parayı düşünsene bir?

çok fazla fırsatın olacak daha, belki plak dükkanı belki bir cafe açacaksın arkadaşlarınla. ana mesele ne olacak? sermaye.

para biriktir. :)
  • good room beautiful  (03.11.11 02:29:07) 
duyduğum en ilginç işlerden biri.
tarih aşina olduğum bir bölüm değil ama sanırım hiç bir işte 4 günde 3.600 alamazsın. öğretmenler ek derssiz 1.700le filan başlıyorlar araştırma görevlisi olursan da o civar alırsın ve tez hocan da sana pekala zengin patronun hissettirdiklerini hissettirebilir.
şimdi çıkarsan pişman olursun ama ne kadar süre daha çalışıp ne kadar biriktirir de öyle çıkarsan olmazsın?? bundan emin değilim. sınav takvimi yap kendine hangi sınava girecen ne kadar süren var ne çalışacan? belki yardımcı olur.
  • niye ama  (03.11.11 02:33:01) 
O kadar açık anlatmışsınız ki, kendimi sizin yerinize koymak ve o şekilde düşünmek pek de zor olmadı. Kısa keseceğim, çalışmaya devam edin ama alışmamaya da gayret edin. Yarın öbür gün borçlarınız tamamen bittiğinde, periyodik olarak mecburen ödeme yapmanız gereken yerler olmadığından aldığınız maaş size çok gözükecek, bu da haliyle satın alım şeklinizi değiştirecektir. Alışverişten bahsediyorum, ihtiyacınız olan her şeyin üstüne ihtiyacınız olmayanları da, "ihtiyacımı karşılasın, yeter" dediklerinizden kopup en iyi/pahalı/markalıları da satın almaya başlayacaksınız. Geliriniz giderinizle eşitlenecek, kısacası rahatlığa gönül vereceksiniz. Eğer bir aksilik olur da, tam bu dediklerimin üstüne işsiz kalırsanız attan inip eşeğe binmiş gibi olur, çok büyük bir boşluğa düşersiniz. Lütfen dikkatli olun ve borçlarınız tamamen bitip ihtiyacınız olan şeyleri de edindiğinizde, akıl/ruh sağlığınız için yeni bir iş arayışına başlayın. Karakterinizde ciddi hasarlar bırakmaması ve sizi aşırı düşünceli, hayattan tat almaz bir şahıs haline sokmaması da temennimiz olsun, kolaylıklar diliyorum.


  • cok sey hakkinda az sey bilen adam  (03.11.11 02:41:10) 
kesinlikle bırakma bence. birikim yap. sonra bırakırsan bırak ama şu an aslaa.


  • Angelismeee  (03.11.11 05:26:43) 
sizi anlıyorum ancak ne yazık ki türkiye şartlarında bulacağınız başka bir işin sadece ya maaşı daha az olur ya da çalışma şartları daha kötü olur. Yani aynı şartlarda daha iyi tavır gördüğünüz bir yere bu maaşla asla giremezsiniz, bu maaşa yakın işe girdiğiniz bir yerde ise haftada 4 gün çalışamazsınız, fazla mesaiye kalırsınız, ve belki de yöneticiniz daha kaba davranan biri çıkar.

bence toyluk yapmayın. iş dünyası karşılıklı çıkarlara dayanır. yanında çalıştığınız adam size kötü davranıyor ve sömürüyorsa, siz de bir süre onun yanında çalışmaya tahammül edip para biriktirip kendi hayatınıza yatırım yapın. sonuçta bahsettiğiniz aylık rakam öğretmen olsanız alacağınızın 3 katı.

bir zaman limiti koyun, 1 sene çalışacağım ve xxx miktar para biriktireceğim diye. iş hayatında en azından kendinize nasıl davranılmasını istemediğinizi gördünüz. e girişimci bir kişiliğiniz de var yazdıklarınıza göre. biriktirdiğiniz parayla da kendinize iş kurun. batar mı diye düşünmek de baştan sakat zaten, bakın sokaklar yıllardır açık dükkan kaynıyor, çalışana her daim ekmek mevcut.
  • sayinseyirciler  (03.11.11 06:31:22) 
Her işte sıkıntı yaratan,insan ruhunu ve gururunu ezen yanlar vardır. Kendi işinizi yapmıyorsanız çalışacağınız her işte benzer durumlarla karşılaşacaksınız yani her zaman beterin beteri vardır.Burda en azından emeğinizin ve vaktinizin karşılığını maddi olarak alabiliyorsunuz.

Bu kişi ile madem bu kadar çok vakit geçiriyorsunuz,yavaş yavaş sohbet ortamı yaratarak eğitiminizden vs. bahsetmeyi deneyin. Yani akıl almak istiyormuş gibi davranın bir samimiyet yaratmaya çalışın.Kendisinden herhangi bir konuda tavsiye isteyin, Ortada belli bir samimiyet ortamı oluşursa tavır ve davranışları eskisi kadar ezici olmayacaktır.

Borçlarınızı ödeyin,yeni borç altına da girmeyin. Bulunduğunuz ortamda olası bir iş imkanınıda gözetin,yani olurda bir kadro boşalır vs. Ortamdaki diğer kişilerle,hizmetkar,garson vs. samimiyet kurun bilgi alın. Bir işten diğerine atlama imkanı yaratacak veya ileride size referans olabilecek imkanları tarayın.

Sabredin,diş sıkın vs. demiyorum çünkü herkesin sabır eşiği aynı değil, sabredemeyeceğiniz anlar gelebilir, kendinizi kontrol etmeyi öğrenmeniz bazı şeylere kendinizi kapatmanız lazım. İleriye yönelik hayalleriniz gayet güzel ama bu ülkede öğretmenlik şartları taşıdığı halde öğretmen olamayan yüzbinlerce insan var bunuda hatırlayın,yani hemen gel çalış diye bir kesinlik yoksa geleceğe fazlaca bel bağlamayın.
  • Oguzhang  (03.11.11 08:03:23) 
son zamanlarda duyduğum en enteresan olay...
o değil de bu işi yapasım geldi:)
açık kadro var mı?
4-5 sene kadar önce bu tarz bir patronun yanında çalışıyordum. mesela sabah 5 dakika geç kaldın diyelim.
resmen küfrediyordu adam... ama durduk yere değil. ortada bir hata varsa. hata yapmadığın
zamanlarda gayet kral bir adam idi. zaten belli bir süre sonra hakaretleri çok koymamaya başlamıştı.
alışmıştık artık. bir anlamda takmıyorduk. ve iyi de para veriyordu piyasaya göre.

belki de senin sorunun, çalıştığın kişinin sürekli aksi olması. tabi zor bi durum...
bilmiyorum şu ana kadar patronunun hiç mi olumlu bir tarafını özelliğini görmedin?
bir de hakaretden kastın nedir? salak bir işi de yapadın gibi şeyler mi?
ya bir de bu hayvan severler böyle sıcakkanlı insanlar falan olmuyorlar mıydı?
  • enkolaykullaniciadi  (03.11.11 09:06:16 ~ 09:07:28) 
sizi az çok anladığımı sanıyorum. bir kere 3600 lira rakam olarak güzel görünse de, öğretmen maaşıyla yapılan karşılaştırmaları doğru bulmuyorum. günlük çalışma süreniz neredeyse öğretmenin günlük çalışma süresinin üç katı civarında. karşılaştırmak için saatte ne kadar kazanıldığına bakmak gerekir. bu hesaba bakınca, bir saatte kazandığınız para öğretmenin bir saatte kazandığından fazla değil gibi geldi bana.

borcunuz ve okulunuz bittikten sonra işe devam etmeniz, gelirinizin sağladığı rahatlığa alışmanızı sağlayabilir ve bence bu iş sürekli yapılabilecek bir şey değil. bence geçici bir iş olarak bakın, ama okulunuz ve borcunuz bitmeden de ayrılmayın. daha makul saatlerde çalışacağınız, ama sizi zora sokmayacak kadar da kazanacağınız, normal mesaili bir işe girin, böylece gireceğiniz sınavlara hazırlanırken yeterli zamanı bulmuş ve parasız kalmamış olursunuz.

iş kurma konusu ise ayrı bir konu. işin tutmasının garantisi yok. başka bir işe geçtiğinizde, acele etmeden kendi işinizle ilgili kararları verebilirsiniz. iş kurma konusuna kafa yormanın şimdi zamanı diyil gibi.

kolay gelsin,
  • tedirginlik hucresi  (03.11.11 09:52:37 ~ 09:53:22) 
* kedileri sevmeyi deneyin, adam başınızda durduğuna göre takıntı boyutunda seviyor demek ki ve sizin kedileri sevmeden sırf para için yaptığınızı anlıyor, biraz daha insancıl (pardon kedicil) olmaya çalışın
* adam bir holding varisiyse gözüne girmeye çalışın, holdingde medeni saatlerde çalışacağınız bir işe girme fırsatı olarak görün, sonsuza kadar kedi besleyecek haliniz yok heralde?
* 15-20 bine zevkle yapılacak bir iş gördüğünüz gibi kimsenin aklına gelmemiş, muhtemelen de öyle bir iş yoktur.
* gerçekten okurken komik bir işmiş, emekli olup sardunya yetiştirirken torunlarınıza anlatacak süper bir anı işte. ( hatta düşündüm de o kadar beklemeye gerek yok, kadınlar bayılır kedi hikayelerine, epey hatun kaldırırsınız bu hikayeyi güzel anlatarak)
* gurur kısmına gelince, o kadar kolay kırılmaz merak etmeyin, sizinki sadece can sıkıntısıdır muhtemelen. sonuçta yasaya ve ahlaka aykırı bir iş yapmıyorsunuz ki.
  • aayucel  (03.11.11 14:08:57) 
[]

Beşar Esad, ne ara Esed oldu?

Hakikaten ne ara oldu? Esed aşağı, esed yukarı? Esad değil miydi arkadaş?




 
demek ki adı sad la değil se ile yzılıyormuş.
sanırım TRT hep esed diyordu

  • niye ama  (03.11.11 00:54:49) 
Beşşar Esaddır

Avrupada Esed derler

bizim avrupa meraklısı medyacılarımızda onlardan özenmeye başlamış olsalar gerek
  • efrasiyab87  (03.11.11 08:36:19) 
[]

90-92 Broadway mı? 94-96 orijinal spring mi?

Arkadaşlar 5000-6000 tl civarı bir araç almayı düşünüyorum. Bu araç illa ki Renault 9 serisinden olacak ki, halihazırda da 85 model Renault 9 sürücüsüyüm. Lakin benim kafama takılan mevzu şu, piyasaya baktığınızda görüyorsunuz ki 90-92 boyalı, hatta değişenli broadway'lar ile 94-96 değişensiz, boyasız bebek gibi orijinal spring'lerin fiyatı aynı... Ben bu iki araç arasındaki farkları bütün ayrıntılarıyla biliyorum, ancak yine de karar veremiyorum. Bu konuda, iki araç arasındaki farkları da yazarak fikrinize danışacağım;

1-Broadway'da alüminyum alaşım jant var, Spring'te klasik saç jant var(benim için önemsiz)
2-Broadway'da koltuklar beşik hareketi yapabiliyor, spring'te hiç bir hareket yapamıyor.(Benim için önemsiz çünkü broadway'ın koltuğu da yatmıyor, zaten hangisini alsam clio koltuğu taktıracağım)
3-Broadway'in tampon şeridi kırmızı, diğerinin beyaz. Birinin cam rengi yeşilimsi, diğerinin düz.(bu ne lan)
4-Ve gelelim en önemlisi ve kararda en etkili olacak mevzuya;

Broadway'da elektronik ateşleme sistemi var. Spring'te ise platinli ateşleme sistemi. Hani şu meşhur platin meme yaptı geyiği yani...
5-Kompresyon değerleri farklı; Broadway 72, Spring 68 Beygir.

Zaten asıl meseleyi de şu 4. ve 5.madde oluşturuyor. Yani platinli ateşleme olayı sıkıntılı bir mesele midir? Yakıt tüketimine etki eder mi? Ne gibi bir ekstra bakım gerektirir vs vs vs...

Ek olarakta, 4 beygir ne kadar fark eder?

Şu an Spring'e yakın gibiyim, zira araç kazasız ve yaş olarak daha küçük olsun istiyorum...

Saygılar...

 
bende de 94 model spring var. ateşleme sistemi önemlidir. yakıta direk etki eder.


  • santiago nasar  (02.11.11 23:17:23) 
o klasmanda değişensiz boyasız zor. bak cevap veriyorum dalga geçmeyin. einsteinim da biraz. ayrıca aynı fiyata daha güzel araçlar bulabilirsin. şahin mesela. ama takılma çiziğe boyaya şahinde ne kadar değişmişse o kadar iyidir(makara yok einstein mod on devam).


  • zargana  (02.11.11 23:22:12) 
Spring' lerde tek boğazlı karbüratör vardır ve gerek ateşleme, gerek yakıt distribüsyonu daha sorunludur. Dolayısıyla Broadway, hatta bulursanız Fairway (1.6 motorlu) daha uygun olacak ve başınızı daha az ağrıtacaktır.


  • pozzecco  (02.11.11 23:26:54) 
mosyo bu dediğin arabaların hepsini uzun sureler kullandım.şimdi okurken guzel nostalji oldu.tesekkurler:)

oncelikle sendeki 85 olan araç alacaklarından daha guzel.

springe girme o karburator işleriyle ugrasamazsın.birde hatırladıgım bunların yakıt sisteminde bir parcayı catlatmaları meshurdu.broadway springten daha az yakar.yeni oldugu zamanlarda bir depoyla 600 km civarında yol katedilebiliyordu bu arkadaslarla.

fairway onerisi gelmiş.çok atak çok guzel bir araçtır.ama benzini bayıltır adamı.broadway in iki katını yakar.

gecen gun bir flash gordum.yaslı bir amca kullanıyordu.tahminim ilk sahibi aracın nasıl guzeldi anlatamam.
  • cizgilipijama  (03.11.11 00:29:15) 
[]

Otocu arkadaşlar derdime derman! Motor yağ yakıyor.

Dostlar, Renault Broadway aracım var. Motordan garip bir duman gelmekte. 655 kilometrelik konya-istanbul yolu arasında da 1 lt gibi bir yağ eksiltme durumu söz konusu... Ama motorun performansından falan en ufak bir şikayetim yok. Bastın mı gidiyor yani... Bu mevzunun en ucuz çözülme metodu nedir? Segman attır diyorlar, 600 tl para istiyorlar. Rektifiye yaptır diyorlar 1000 tl para istiyorlar. Yok mu arkadaş daha basit bir yolu?




 
Yag eksiltiyosa segman degisimi derim. Aslinda rektefiye iye birlikte segmanlar da degisiyorsa daha guzel olur.
Yine de sadece segman degisimi 650 cok geldi yaw. Bi arastirip sorun cevredeki sanayilere bence.

  • sttc  (04.10.11 22:42:38) 
donanımhaber forumlarını mutlaka araştırın.


  • santiago nasar  (04.10.11 23:13:14) 
650 TL 1000 TL bana da çok geldi..
duman motordan mı geliyor egsozdan mı geliyor? Egsozdan gelen duman ne renk?
Araba bir süre park ettikten sonra, motorun altını kontrol ettiniz mi, yerde yağ oluyor mu?
  • sli  (05.10.11 10:34:45) 
[]

Fifa 99'da Rövaşata diye adam vardı Beşiktaş kadrosunda.Hatırlayan var mı?

Ve arkadaşlar, sizce kim hangi akla hizmet bu ismi bu oyuncuya koymuş olabilir? Ve bizzat bu adam hakkında açılan bir başlık var mı sözlükte? Geyik yapmak serbest.




 
99da beşiktaşta röveşata diye adam vardı zaten.


  • numbernine  (14.07.11 03:52:06) 
hahaha liseli detected.öyle bi oyuncu vardı zaten


  • okuryazar31  (14.07.11 04:22:00) 
evet zamanında nantes dan beşiktaşa transfer olan fransız bi kardeşimizdi. jeneriklik golleriyle tanınınr daha sonra west hama transfer oldu


  • jimmy jib  (14.07.11 05:02:04) 
güldüm lan.


  • nezareten taharet  (14.07.11 09:33:44) 
"fifa" kelimesi fazla.


  • durdenist  (14.07.11 09:51:17) 
dalga mı geçiyorsunuz arkadaşım ne liselisi. 25 yaşında adamım ben. yoktu rövaşota diye adam falan. rövaşota diye isim mi olur. geyiğine koydular o herifi fifa'ya.


  • dergus  (14.07.11 18:47:16) 
ya araştırma yapmadan yok diyolar ya ifrit oluyorum arkadaş. röveşata westhamın alt yapısına bakıyo şuan.


  • numbernine  (14.07.11 20:24:38) 
@numbernine +1


  • durdenist  (14.07.11 23:24:05) 
hahahaha sağlam güldüm


  • isildur  (05.10.13 13:52:42) 
[]

en iyi galatasaray forumu neresi? bir gidelim hele...

arkadaşlar antu.com kadar olmasa da, o ayarda bir galatasaray forumu var mı
? varsa neresidir, nereyi tavsiye edersiniz?



 
antu.com iyi bir forum mu yani?
alisamiyen.net vardı bir ara, ciddi manada akıllı adamların olduğu. daha sonra burası da bozdu, dağıttı kendsini.

forum değil de galatasaray sözlük çok güzel bir oluşum bak. galatasaray ile ilgili takip ettiğim tek online ağ orası.
  • teritori  (10.07.11 09:02:59) 
[]

5 milyara reno brodvey alsam, 2 hafta kullansam hemen satabilir miyim?

arkadaşlar bir memleket yapmayı düşünüyorum zira buralar durulmaz oldu. memleket konya. 6 milyar param var, diyorum bir delilik yapayım. 5 milyara bir brodvey alıp onla gideyim. ancak kafaya takılıyor illa ki, alabileceğim araba en fazla 93-94 model olacağı için acaba yolda bırakır mı falan diye. bunun yanısıra arabayı döndüğüm gibi de satmayı düşünüyorum ama misal 5'e alsam, döndüğüm gibi yine kısa sürede 5'e satabilir miyim ki canlar? tecrübesi olan konuşsun. eyvallah.




 
ekstra masraflar da olacak. sadece 5 milyar olarak düşünmeyin. 2 haftalığına araba kiralamak bile daha güzel bir seçenek.


  • tai  (21.06.11 08:43:24) 
tanımadığın bilmediğin, hele o kadar yaşlı bir arabayla uzun yola çıkmak mı... hiç gerenk yok öyle bir maceraya


  • efruz  (21.06.11 08:53:00) 
uğraşmaya değmez bence, ak karayı geçer..


  • koskoca devletin adi osmanli lan  (21.06.11 08:54:25) 
2010 model bir araba kirala babalar gibi gider gelirsin :)


  • tombalabala  (21.06.11 09:01:22) 
13 yıldır 93 model broadway'imiz var, babadan kalma şimdi ben kullanıyorum. 80.000km'den 240.000km'ye geldi -düzenli bakımı yapılmışsa- şimdiye dek bir defa bile yolda bırakmadı bizi. ancak aldığınız adama güvenmeniz gerek ve de bir ustaya kontrol ettirmelisiniz.

broadwaylerin piyasası çok garip bir şekilde halen çok canlıdır, -biz istemememize rağmen ankara'da arada bir sorarlar araç satılık mı diye.- tek sorun satışı iki hafta önce olduğu kayıtta çıkacaktır, alan kişi kıllanabilir.

unutmadan (bkz: renault 9 broadway) başlığına bir bakın derim,, araç sizi yolda bırakmaz ama "broadway kullanmak" çok farklı bir şeydir, araba kullanmak gibi değil. hele ki uzun yolda.
  • elalemin derdi  (21.06.11 09:08:10 ~ 09:12:46) 
[]

Behzat amirimin Barda filmindeki rolü?

Arkadaşlar Erdal Beşikçioğlu Barda filminde Nasır adlı bir karakteri oynamış ama ben hiç hatırlamıyorum öyle bir şey? Tam olarak hangi karakter olduğunu açıklayabilecek birileri var mı?




 
nejat'ın amcaogluydu, böyle köyden gelmiş gibin, kaba gibin bişeydi


  • heyamo  (16.06.11 03:36:24) 
kötü adamlardan biriydi yani?


  • dergus  (16.06.11 03:55:45) 
evet, ortalığın .mına koyanlardan biriydi. hatta bardaki elemanlardan biri kavga sırasında bunun bacağını kırıyodu, buna ağrı kesiciyi(:P) alkolu dayayıp bi köşede uyutuyolardı. eyyorlamam bu kadar.


  • yerebakan  (16.06.11 04:13:41) 
kafa üç numaraydı, sakal bıyık yoktu. ya da vardıysa bile kirli sakaldı ben de tam hatırlamıyorum. gözünüzde behzat reyiz kılıklı birini canlandırıyorsanız hiç benzemiyordu.

www.itusozluk.com

aha en sağ başta oturan.
  • kibritsuyu  (16.06.11 08:43:25 ~ 08:46:18) 
hatta şöyle bi repliği vardır 'ben şunun bi amına koyim de geleyim amca oğlu' ;)


  • kahkaha  (16.06.11 11:42:25 ~ 11:43:17) 
bu itusözlükteki resimler niye kaydedilmez??


  • daglien  (16.06.11 16:39:47) 
  • aşksız prens  (04.07.11 01:17:32) 
[]

Football Manager 2011'de sadece taktikle başarı sağlamak mümkün mü?

Var mı arkadaşlar oyunu bu şekilde oynayanlar? Mesela Aston Villa ile hiç transfer yapmadan ilk sezonda Premier League'da şampiyon olanlar falan? Yoksa herkes benim gibi Neymar'ı, Guiliano'yu alarak falan mı başarı sağlıyor?




 
"Körfezspor'u aldım, Messi'yi getirdim, yanına CR7'yi çektim." falan diye atıp tutanların gazına gelmeyin; ilk sezon Aston Villa'yla şampiyonluk çok ama çok zor, ancak imkansız da değildir elbet.

Şahsen oynadığım oyunda yıl olmuş 2016, biz hâlâ ilk 8'e girmeye çalışıyoruz Bandırmaspor'la, lakin o da pek olası değil gibi.

uii, Bandırma 17 Eylül Stadı'ndan bildirdi.
  • uyku inadim inat  (16.06.11 00:58:57) 
barcelona ile 3. sıradayım abi sen düşün. ayrıca neymarı nasıl aldın ya? ben o kadar para verdim gelmedi itolu it.


  • cunku kardes degiliz  (16.06.11 01:01:59) 
Aston Villa'ya aldım demedim, demek istediğim şu; herkes aslında aynı oyuncularla oynuyor oyunu. Hangi takımı seçersen seç, bir noktadan sonra ganso, sissokko, neymar, guiliano falan oluyor kadronda. Peki hiç transfersiz, az çok kalburüstü bir takımla işte atletico madrid, aston villa gibi. Sadece taktikle başarı sağlayan yok mu abicim?


  • dergus  (16.06.11 01:03:50) 
valla ben daha hiç görmedim abi öyle başarı sağlayanları. internette atıp tutan varsa orasını bilemiciim.


  • cunku kardes degiliz  (16.06.11 01:06:51) 
Bir 2. lig takımının başına da bekleriz diyeyim Türkiye'den :)


  • uyku inadim inat  (16.06.11 01:10:11) 
valla çok eskilerde bir diablo taktik vardı ama o da bug gibi bir şeydi yani.


  • xenophobe  (16.06.11 01:14:46) 
diğer takımların durumlarına göre mümkün olabilir tabi ama çok zor, yani biraz gerçekçi düşünmek gerekiyor o noktada mesela aston villa gerçekte şampiyon olabilecek potansiyele sahip mi, şampiyon olup olmaması önemli değil yani o oyunculara sahip mi?

mesela bir newcastle united o potansiyele sahiptir, iyi taktikle olur.

bir de bu hep aynı oyuncuların olmasından filan sıkıldıysanız ileri tarihlerde daha iyi olur oyun onu söyleyeyim.

ben fm oynamam, cm 03/04 takılıyorum, mesela şu an 2036' da filanım bir tane tanıdık oyuncu kalmadı, hepsi doktor, antrenör filan oldu. şimdi ne yapıyorum alt yapıdan oyuncu yetiştiriyorum, lig daha zevkli oluyor, zira bir iki yıldız oyuncu yerine her bir oyuncunun ortalama oynadığı bir takımın oluyor. diğer takımlarda bu dengeyi bozacak türden oyuncular olmuyor, daha zevkli yani.
  • ocanal  (16.06.11 01:25:56 ~ 01:26:39) 
maç maç düşünüp her maça özel taktik kurgulayarak oynarsan başarabilirsin. fm 2011'de atletico ile yaptım bunu ama her maça final maçıymış gibi hazırlanmak, rakibe göre taktik belirlemek (burada asistanın maç öncesi rakiple ilgili raporları çok önemli yer teşkil ediyor bu nedenle asistan iyi olmalı) biraz da şansın yardımıyla (sakatlık, kart vs) olabiliyor. ama ilk sezon inanılmazı başarıp şampiyon olsan bile gaza gelip aynı kadroyla devam etme gafletine düşersen (ki ben düştüm) bir sonraki sene şans yüzüne gülmeyip alabora olabiliyorsun.


  • keymark9  (16.06.11 02:46:33) 
Neymar'ı asla almadım. Guiliano'yu 1 kere aldım. Başka da hiç böyle bilindik yıldız almadım. Galatasarayla UEFA'da yarı final oynadım eldeki kadrodan biraz iyi bir kadroyla.. Kadro bu idi; 4. sezon tekrar şampiyonluk + uefada yarı final oynadım, #22682005

esas 11; carrizo - sabri, servet, chiquinho(regen), kieran gibbs - mehmet topal, mario bolatti, giuliano - arda kazım frau.

evet oyuncu kalitesi arttı galatasarayın ilk kadroya göre ama öyle bir aman aman artış yok..
  • sozlukte kullanmak istediginiz nick  (16.06.11 03:23:37 ~ 21.06.11 21:01:52) 
[]

Araç kiralama olayları...

Arkadaşlar, aileyle memlekete gideceğim ve uygun fiyatlı araç kiralamak istiyorum. Nihayetinde 5 kişiyiz, 60'ar tl'den otobüse epey bir para gidecek. Onun yerine dizel bir otomobil kiralamak, hani linea, symbol, albea cinsinden; daha mantıklı olur diye düşündüm. Aşağı yukarı 7-8 gün falan kiralayacağız ama fiyatlar nasıldır bilen var mı? 1 haftalık kiralasak ne kadara mal olur? Nereyi tavsiye edersiniz ya da? Sahibinden.com'a bakıyorum ama hep aylık kiralamada günlük 30-40 tl gibi bir fiyat vermişler... Haftalık'ta bu fiyat çok mu yükselir? Cevaplarınız için şimdiden eyvallah...




 
araba kiralıyacaksanız adı sanı duyulmuş şirketleri tercih etmenizi öneririm.
fiyat konusunda tanınmış şirketlerde tahminimce günlük 70-80 lira civarı bir tutar ödersiniz ve üzerine yakıt girerini de ekleyince size otobüse göre daha fazla maddi yük biner.
araç kiralarken thy nin miles and smiles kartının ve wings kredi kartının süreki %10-20 gibi indirim kampanyaları oluyor araç kiralamadan önce bu tip kartların indirimlerini araştırabilirsiniz. hatta son zamanlarda vodafone(www.kirmiziavantaj.com %30 indirim) ve avea da anlaşmalı yerlerde indirim yapmaya başladı. bunlara da göz atın bence.
  • ferishtah  (12.06.11 03:15:06) 
söylediğiniz koşullara göre araç kiralamk maddi anlamda çok mantıklı değil ama konfor ve memlekette de kullanacağınızı düşünürseniz mantıklı olabilir. ben daha önce HERTZ'den kiralamıştım Bsğdat Cad. Şubesinden. Hyundai Getz'i 70TLye kiralamıştım sitelerinden fiyatlara bakabilirsin. Budget'e de bakabilirsin oda büyük bir firmadır.


  • tombalabala  (12.06.11 08:01:49) 
linea alın, clio symbol çok kötü.


  • forrestgump  (12.06.11 12:19:20) 
avis, hertz vb bilinmis firmalardan kesinlikle sasma. kardesler rent a cardan alirsan acik senet imzalarsin, kaza (en ufak cizikte bile) yapinca butun masrafi sana odetirler ve arabanin serviste kaldigi gun kadar kullanmis gibi para odersin. avisten alinca kaza yapinca en yakin avisten yeni bir araba alirsin, kafan rahat olur.


  • kullanici adimiz  (12.06.11 12:47:28) 
birde eğer araç kiralayacaksan aracı almadan sağına soluna iyice bak ince ince. çiziği falan varmı yokmu, senin üstüne ıkmaya çalışabilirler ayık ol derim ben.


  • tombalabala  (12.06.11 18:01:47) 
[]

Bir kız meselesi... Lütfen üşenmeyin dostlar, hiç iyi değilim... VOL 2

dostlar... hatırlıyorsanız, size bu başlıkta uzun uzun bir dertten bahsetmiştim. birçoğunuz üşenmeyip, okumuş, uzun uzun cevaplamıştınız beni. şimdi vaziyet şudur, hem eski duyuruyu okumuş olanlar, hem okumamış olanlar için söylüyorum;

sevdiğim bir kız var. aramız gayet iyiydi. yaşadığı şehre gittim. arkadaşları vardı, benimle pek ilgilenmedi. bir müddet görüşmedik, ve o zamanın sonunda ben kendimi haklı görürken, onu arayınca öğrendim ki o beni suçlu buluyor ve beni kesinlikle sevmediğini söylüyor. zaten hiç sevgili olmamıştık, ama o duyguda çok yoğun ilerliyorduk. şimdi vaziyet şu, ben hastalıklı bir şekilde ona ihtiyaç duyuyorum, her gün delicesine arayasım geliyor. o ise telefon ettiğimde, kesinlikle ama kesinlikle beni istemediğini, olmayacağını söylüyor. benim düşüncem, gerek arkadaşlarının fikirlerinden etkilenerek, gerekse onun hoşlanmadığı hareketlerimden ötürü(bkz, eski duyuru, odada yaşananlar) benden vazgeçtiği yönünde. ama bir yandan da, belki de onu yeterince sevdiğime inanmadığı için benden hoşlanmıyor diye düşünüyorum... eğer böyle bir ihtimal varsa, ona, onu ne kadar sevdiğimi göstermek için elimden geleni yapmak istiyorum ama ne yapsam karar veremiyorum. zira o ikizler, ben yay burcuyum. burçlara takılmam pek ama genel kanı, ikizler kadınının ilgiden nefret ettiği yönünde. aklıma gelen yegane fikir, bir çiçek alıp, güzel kıyafetlerimi giyip, yaşadığı şehre habersiz gidip, bir kafeye çağırıp; onu ne kadar sevdiğimi ona anlatmak. yaşadığı şehir 5 saat uzaklıkta, yani gidersem hakikaten beklemediği bir şey olacak. bu ne kadar doğru olur bilmiyorum, gelmemesini, beni orada tek başıma ve fena kötü bir halde bırakmasını da göze alabiliyorum. tek korkum, onun gözünde aşağılık, sümsük bir adam pozisyonuna düşmek... sizce gitmem mantıklı mı? ya da başka bir şey mi yapsam? zira istanbul'a gelmesine de çok az kaldı ve okulu bitiyor. eğer istanbul'a gelirse, burada görüşmek için onu telefondan ikna etmem de çok zor. her şeyin yüzyüzesi daha iyi diye düşünüyorum... duyuru ahalisine güvenerekten, cevaplarınızı bütün samimiyetimle bekliyorum. zira iyi değilim, cipralex dahi fayda vermiyor... bu arada hikayenin başını merak edenler için;

www.eksiduyuru.com

 
kamoon, kesinlikle ama kesinlikle beni istemediğini, olmayacağını söyleyen kişi için 5 saatlik yol v.s. kafeye gidersen onun gözünde aşağılık, sümsük bir adam pozisyonuna düşersin. hem ne saçma ya of sana kızıyorum.


  • humin zararlisi  (02.06.11 02:44:12) 
bu tur olaylarin cozum planinda ki en buyuk etken para bence. paran varsa range rover paran yoksa game over. 3.30 ci ile git , kizi evinin onunden al arkadaslarinin onunde bak ne oluyor. o deli gibi 4 elle sarildigi arkadaslarina nasil bir anda dirsek ceviriyor. sana gunde 10 uzeri 83273278953498 msj atiyor.

saka bir yana..

bu kiz olgunlasmamis kardes senin yaptigin bu davranisin guzelligini degerini anlayamaz. sen ne yapacaksin soyleyeyim bu sevdayi bir kenara koyacaksin kendini gelistireceksin ileride sana garanti uzerine garanti veriyorum eger ki full bir adam olursan, kizin da bos bir aninda(ki olacak emin ol) ayaklarina kapattirirsin. sakin bir hamle yapma su an, istersen agzinla kus tut bu sartlar altinda yine bir sey degismez.
hee evine her gun 50-100 adet gul yollatirim, icine de karizmatik notlar eklerim, hic gitmedigi yerlere gotururum ugrasir dururum diyorsan bir sey diyemem.imkansiz ask yoktur imkanlar kisitlidir ;)
diger duyurunu da okumustum bu kiz bariz olgunlasmamis dostum sakin bir hamle yapma sakin kuculme karsindaki insan daha liseli olgun biri degil.(liseliler alinmasin lutfen)
  • madworld  (02.06.11 02:56:34 ~ 02:57:23) 
hacı çok iplemişsin yaa.. biraz sal gitsin. sen üzerine gittikçe elinden hepten kaçar. bi kere gitmişsn neler yaşamışsn. beklentilere girip sonrasında hayal kırıklığı çok boktan birşey. sen haklıyken bırak ipin ucunu. açıkçası hayatından çıkacakmış gibi hazırla kendini..


  • akruban  (02.06.11 02:58:14) 
vazgeçme, içinden ne geliyorsa onu yap, fazla rahatsız etme, biraz gizem hep iyidir, çiçekle bir yere çağıracağına kapısına git çiçeği bırak dön. istersen içinden gelenleri bir şeye yaz onuda bırak. ama eğer gerçekten içindeyse, vazgeçme. ve inan. sabret. tam olarak aynı olmasada seni bir kısım anlayabiliyorum.


  • qurant  (02.06.11 03:03:26) 
ayrıca madworldün dediği "bu ara ağzınla kuş tutsan kesmez." minvalindeki cümlesine katılıyorum. evet bir çok defa hayal kırıklığına uğrayacaksındır çok yüksek ihtimalle. ama içinde sana karşı çok ufak bir şey varsa, zaman çok önemli şey.


  • qurant  (02.06.11 03:06:00) 
bu zamanın, aleyhime işlemesinden de korkuyorum...


  • dergus  (02.06.11 03:07:43) 
biz biktik, kiz daha cok bikmistir heralde, neden kendinizi perisan ediyorsunuz bir kiz icin... hayatinda basarili olmaya bakin, gerisi gelir, birakin boyle seylerle ugrasmayi...


  • ermanen  (02.06.11 03:12:22) 
okudum hepsini üzerime bir ağırlık çöktü. normalde ilişkisel şeylerden pek anlamam bana kalırsa korkma be olm. olan olmuş zaten. yani ne yaparsan yap olmuyor işte. o yüzden derim ki ben son kez dene. eh olmuyorsa da artık biter gider. son olasılığı da işte tüketirsin böylece bundan sonra yeni bir şeye başlarsan hem aklında olmaz olsaydı ne olurdu diye hem de kendini tatmiş etmiş olursun. bana sorarsan ben asla bu dediklerini yapamam. zaten sevseydi arardı sorardı derim ama işte zaten benim bu kadar dert edindiğim bir mevzu da olmadı. neyse işte denemeye değer bence son bir kere olmazsa da geleceğe bakarsın.


  • insan opusen hayvandir  (02.06.11 03:12:37) 
bu arada bayan arkadaşlarımızdan fikrini beyan edecek olan yok mu?


  • dergus  (02.06.11 03:34:56) 
işim gücüm varken rasgeldim, üşenmeden merak edip iki duyuruyu da okudum. cevaplara bakamadım özür dilerim.

ama ben olsam gitmezdim. peşini bırakırdım. anlattıklarına bakılırsa kız senin sevgini haketmek için hiçbir şey yapmamış ki. sen aşık olmuşsun. sen sevmişsin. bir sürü fedakarlıkta bulunmuşsun. o kadar şey paylaşmışsınız. seni tanımadıysa. daha fazla tanımak istemiyorsa. sevdiğine hala inandıramadıysan bence zorlamanın pek alemi yok.

bırak sevgilimi, şehir dışından bir arkadaşım misafir gelse bile burada içinde bulunacağı ortamdan memnun mu değil mi, sıkıldı mı, rahat mı, eğleniyor mu diye merak eder kaygılanırım. sonuçta bu insan benim yanıma misafir olarak gelmiş. benim için gelmiş. ben ise onu hiç siklemeden her gün gördüğüm arkadaşlarıma zorla memnun olmadığı halde maruz bırakmam. en yakın arkadaşım bile gelen misafirin yanında en azından bir kaç günlüğüne ikinci, üçüncü, beşinci plana düşer. zaten yakın arkadaş dediğin bunu anlar ve buna göre davranır. kızın arkadaşları da senin durumunu, sıkıldığını anlayıp, sizi biraz yanlız bırakmak için bahaneler üretebilirlerdi. ya da sana daha sıcak davranabilirlerdi. insanı arkadaş çevresi de yeterince iyi tanımlar bence.

onu tekrar elde edemezsin demiyorum. belki tekrar etkileyip bir şeyleri başlatabilirsin. sonuçta kızı en iyi sen tanıyorsun. ama yazdıklarından okuduğum kadarıyla, bana değmezmiş gibi geliyor. gençsin başka kız mı yok yahu.
  • 17 panda gucu  (02.06.11 03:35:23) 
sadece seni kendine getirmek için yazıyorum, ikizler burcuyum ve o istemediği halde bu kadar üstüne düşmen benim bile endişeden gözlerimi faltaşı gibi açtırdı. şu an bu ısrarcılığınla sevdiğim için öldürdüm diyen magandalardan bir tık uzaksın. bu kadar saplantı hiç iyi değil, kaldı ki bir yaşanmışlık bile yok arada, sırf olmadığı için sabit fikir yapmışsın. kızı da rahat bırak kendini de.


  • cinna monster  (02.06.11 05:04:59) 
kendi önüne bak lütfen. saplantılar çok zaman sadece zarar verir.
bence gitme, bir reddi daha kaldırabilecek durumda görmedim seni.
gitme.
  • trocero  (02.06.11 07:45:09) 
başlangıcı kötü giden bir ilişkinin iyi sonuçlandığını hiç görmedim. yeni denizlere yelken aç.


  • simerazzi  (02.06.11 09:10:44) 
Eski duyuruyu okumadım ama;

Bence git. Aklında kalır, geçmez. Bir de şu var; gitmezsen, kız İstanbul'a gelince görüşmeye çağırmak için yüzün olmaz. O gelmeden önce bir fedakarlık yapman gerek.

Bence şöyle yap; Hazırlan, süslen filan, çiçek alma bence. Eğer öyle bir şey varsa, kızın orada bulamayacağı ve hep istediği bir şey al İstanbul'dan. Küçük ama manevi değeri olsun. Git, ara, sadece bir yemek yiyelim de; gelir. Konuş onunla, samimi duygularını dök. "Seni zorlamak istemiyorum. Ama içimdekileri sana söylemem gerekiyordu." tarzı şeyler söyle. Böylece, hemen sevgili olmasanız bile onu kaybetmemiş olursun. Bir kere samimiyetine inandı mı, ara sıra konuşursunuz, sonra kız İstanbul'a geldiğinde tekrar görüşürsünüz, ilerisi için şansın olur. Sonradan ikna edersin kızı.
  • long live rock n roll  (02.06.11 11:29:17) 
hiç bi işe yaramaz hiç gitme olmuyosa olmuyodur bu kızlar böyle.büyüklük sende kalsın kendini daha fazla küçük düşürme.bende bi kızın peşinden 6 ay koştum kız olmaz dedi en başında vsvs ben her yolu denedim yok olmadı aq


  • semson  (02.06.11 11:41:44) 
long live rock'n roll +1

he ama olacağını sanmam. yine de içinde kalmaz, elimden geleni yaptım demiş olursun.kız bi şekilde soğumuş senden anladığım kadarıyla. öle çiçekle böcekle tavlayabilir misin tekrar,bilemem.
  • physcos physcos  (02.06.11 11:42:30) 
hepimiz senin durumunun farkındayız çünkü bu tarz şeyler yaşanıyor sende takdir edersinki herkes birisini çok sevmiştir fakat verilen cevaplar seni daha da karmaşık bir duruma sokmasın.birisi git diyor birisi gitme diyor.senin kafanda hangisi varsa o cevaplar sana daha makul gelecektir lakin en mantıklısı ve tecrübeyle sabit olan cevaplar bence gitmemen gerektiği söylenen cevaplardır.

çok ısrarcı olma.sıkıyor fazla ilgi kızları.

kendini toparlaman biraz vakit alabilir.sen hayatına bak belkide çok fazla kalıplaşmış bir hayatın vardır.bunun dışına çık biraz.eğlenceden hoşlanıyorsan git gez.biraz daha sakinim diyorsan git bir müzeye yada tarihi eserlerin olduğu bir mekana kendi halinde dolaş.birisiyle tanışırsın belki değişiklik iyi gelir.
  • bagcivan  (02.06.11 11:45:34) 
yazacaklarımı mazur gör ama sanıyorum senin mazoşist bir yanın var arkadaşım. bir erkek olarak güzel kıyafetler, çiçekler, kapısına gitmek, olmaz diyen birini elde etmeye çalışmak saplantılı bir durum gibi geldi bana. ilk duyurun daha çok ne yapmalıyım kafam karışık modundaydı, bu duyurun ise kafaya taktığım bir şey var yapmalı mıyım sorusu.

tavsiyem gitmemen yönünde. kız alenen istemediğini ve sevmediğini söylemiş. "hayır" demek belki demek değildir. "hayır" demişse "hayır" demiştir. kız naz yapmıyor ya da senden ilgi beklemiyor. farkındaysan tüm iletişim yollarını kapatmaya çalışıyor rahatsızlığını dile getiriyor. bunu yaparken seni incitmemek için özen göstermiyor. yani iyi çocuk ya kalbi kırılmasın demiyor arkadaş olarak bile sana tahammülü yok.

empati yapıyorum yine de cık... yanlış yoldasın.
  • numan  (02.06.11 17:53:48) 
gittiysen yazik ettin bosuna atp sarfiyati. acele etme bekle. ne yaparsan yap ise yaramaz bu aralar.


  • madworld  (03.06.11 00:47:04) 
[]

Bir kız meselesi... Lütfen üşenmeyin dostlar, hiç iyi değilim...

Dertliyim arkadaşlar… Kafayı yemek üzereyim. Duyuruya da ilk kez böyle bir dert açıyorum ki sizlerin değerli fikirleri, belki bana bir çıkış yolu gösterir…

Arkadaşlar, Facebook’tan tanıştığım bir kız vardı. İsmi bende kalsın, üç beş muhabbet derken birbirimize bayağı bir ısındık. Zamanla telefonlaşmalar derken, bu yakınlık iyice arttı ve nihayet okuduğu şehirden, ailesini ziyaret etmek maksatlı İstanbul’a geldi. Geldiği günde benimle buluştu, ki çok güzel bir gündü. Beraber benim okuduğum üniversitede, benim dersime girdik falan. Oradan Taksim, Eminönü, Sarayburnu, Gülhane…

Onun okuduğu şehre dönmeden, bir kez daha buluştuk; daha kısa ama yine güzel bir buluşmaydı. Annesiyle kavga etmişti, otogara götürdüm, ben yolcu ettim… Yaşadığı şehre döndüğünde de telefonlaşmalarımız devam etti ve inceden inceye birbirimizden hoşlanmaya başladığımızı da itiraf etmeye başladık. İlişkimizin şöyle bir yönü vardı, o kendince çelişkilerle dolu tesettürlü bir kız, ben inancını yitirmiş, sol görüşlü ama sola zere faydası olmamış, içten içe de ilişkiler konusunda oldukça muhafazakar bir vatandaş. Seneler önce biten çok ciddi bir ilişkimden sonra, bir türlü dikiş tutturamamış aynı zamanda; ve kendimin de tasvip etmediği bir takım zevk-ü sefa alemlerine de sirayet etmiş biri. Bunu da ona anlatırdım, içimdeki vicdan azaplarını, kırdığım kalpleri, onun yanındayken daha iyi bir adam olduğumu. Onda dinmek istediğimi, sessizleşmek, durgunlaşmak istediğimi… Öte yandan, kendi hayatımı da bir nevi nezarethane hayatına benzetirdim ki, aileyle yaşamak, hep erkeklerden kurulu bir çevre, ve ancak o çevreden kaçarak kaçamak yaşadığım ilişkiler… Kısacası bu kız, soluk aldığım çok güzel bir ova, bozkır gibiydi. Durgun, sessiz…

İçimde bir takım korkular da vardı, ayrı şehirlerde yaşamak, birbirimizi yeterince tanımamak gibi… Bunu da ona sıkça belirtirdim, korkuyorum diye. Bu yüzden adını koyamıyorduk zaten ilişkinin. Derken, bir şekilde beni yaşadığı şehre çağırdı. Öğrenci evine… İşin aslı, korktum. Ama sevindim de. Korkumun sebebi evin fazlasıyla sosyal ortamı, sevincimin sebebi ise hatunumu görecek, onun yanında kalacak olmak…

Velhasılı oraya gittim. Gittiğimin gecesiyle bazı korkularım gerçek olmaya başladı. Otogardan, bir erkek arkadaşının arabasıyla beni aldılar. Arabada beş kişiyiz, 3 erkek, 2 kız. Bir ölüm sessizliği, kimsenin konuştuğu yok. Eve geldik, evde daha da kalabalıklaştık. 5 kız, 4 erkek olduk. Salona oturuldu, çaylar demlendi, muhabbet edilecek. Ancak, sürekli okudukları okulun festivalinden bahsediliyor, konuya müdahil olamıyorum… Aralarındaki ortak muhabbetten, esprilerden gidiyorlar. Yeni gelen adama yöneltilen sorular olur ya hani, onlar bile çok kısa, çok isteksiz gibi. Bilmiyorum, belki de ben böyle hissettim ama, sonuç olarak benim hatun da o insanlarla senelerdir tanıştığı için, benle pek ilgilenemiyor… Genelde o vatandaşların muhabbetine katılıp, o da gülüp eğleniyor falan. Velhasılı, sabaha kadar oturuldu. Çok sıkıldım, gerildim. Yatacağım odaya giderken, o geldi. Biraz konuşalım dedi. Yatağa oturduk.. Elini tuttum, dizine yattım. Daha çok başbaşa vakit geçirmek istediğimi söyledim. Giderken de, keşke beraber uyuyabilseydik dedim ama inanın bu bir teklif falan değildi. İçimden geçen, çok safça bir dilekti sadece. Gelecekte olmasını istediğim bir dilek...

Herneyse, ertesi gün başladı. Kahvaltı bilmemne derken, eve başka vatandaşlarda geldi. Daha da kalabalıklaştık. Bir yandan da benim hatun, erkek arkadaşlarıyla da benden daha samimi olduğu için korkunç kıskanıyorum. Rahatsız oluyorum. Zira el kol şakaları yapılıyor, vs. Biraz da benimki kapalı olduğundan, onda bir dokunulmamazlık arıyorum. Göremedikçe o hassasiyeti, daha da sıkılıyorum. Ortamdaki ortak muhabbet ise, aynı soyutlanmışlıkla sürüyor. Konuşabileceğim her konuya müdahil olmaya çalışıyorum, ama olmuyor. Hep ortak şeyleri konuşuyorlar. Öyle böyle yine akşam oluyor, ricam üzerine ufak bir şehir turu yapıyoruz başbaşa. Belki 1 saat sonra, yine çağırıyor arkadaşları. Arkadaşlarından birinde yemek yenecekmiş, oraya gidecekmişiz. İstemsizce kabul ediyorum, bir yandan hatuna memnuniyetsizliğimi dile getiriyorum. Daha çok başbaşa kalalım diyorum, bu şekilde seni tanıyamıyorum, ilişkimizin adını koyacak noktaya gelmemiz zorlaşıyor diyorum. O da sürekli daha çok ilgi göstereceğinden söz ediyor… Velhasılı o eve varıyoruz, yemek yeniyor. Daha dar bir masada, yine muhabbet başlıyor. Bu sefer daha sıcak bir muhabbet ediliyor derken, haydi pis yedili oynayalım diyorlar ki kart oyunlarını hiç sevmem, ve sembollerinin dahi ne anlama geldiğini bilmem. Öğretiriz diyorlar, mecbur kabul ediyorum. Topluluktaki çıban başı pozisyonundan korkuyorum. Neyse, öğretmeye çalışıyorlar, başlarını anlıyorum ama gittikçe kafam karışıyor, pes ediyorum. Siz oynayın, ben laptopta takılırım diyorum. Sözlük, facebook bilmemne derken, saat sabahın 06:30’u oluyor ve eve dönüyoruz. Evde 1 saat daha toplu muhabbet ediliyor, hatun hadi yatalım diyor. Ben yine biraz başbaşa kalır, dertleşiriz derken; direk kendi odasına yöneliyor. Çok moralim bozuluyor, biraz konuşalım diyorum, hastayım, yorgunum diyor. Odaya geçiyorum, hiç uykum yok. Hiç ilgi görmemişim, benim hatun değil herkes muhabbetinde, keyfinde, eğlencesinde ve korkunç yalnızım. Bir sms atıyorum, keşke kart oyunlarıyla yormasalardı seni diyorum. Söz veriyorum, daha çok ilgileneceğim kalan iki gün seninle diyor. Çocuk gibi ilgi beklemekten sıkıldım diyorum, izin ver geri döneyim, sende rahat et, senin de keyfini bozuyorum diyorum. Hayır seninle ilgilenmek istediğim için ilgileneceğim diyor. Ertesi günde aynı ortam yaşanacağını tahmin ettiğimden, istanbul’a geri dönmek fikriyle güne başlıyorum. Herkesten saatlerce erken uyandığım için, mutfakta mal mal kitap okuyor, sigara içiyorum. Hatun uyanıyor, geliyor. Çok erken uyandığımı anlayınca canı sıkılıyor, derdimi anlatıyorum. Bence bugün de benimle ilgilenemeyeceksin diyorum, arkadaşların sürekli etrafında olacak diyorum. Onlar fenerin maça gidecekler, oradan da festival geçecekler; sadece ikimiz kalacağız diyor. Bak bir terslik çıkarsa moralim çok bozulacak diyorum, izin ver gideyim diyorum. Hayır diyor. Kabul etmek zorunda kalıyorum. Arkadaşları maça gidiyorlar, pat yarım saat sonra kapı çalıyor. Gelen bayan arkadaşlarından biri. Aha diyorum içimden, dediğim oldu. Üçlü oturuyoruz bir müddet, hatunun gideceği yok. Cimbomluymuş zira. Sigara alma bahanesiyle evden çıkıyorum, dışarıda yürüyorum bir saat civarı. Arıyor, geliyorum diyorum. Geliyorum, mutfakta bu sefer 1 kişi daha var. Daha da canım sıkılıyor, odama geçiyorum. Tavana bakıyorum öyle, derken odaya geliyor. İçeri gelmeyecek misin diyor, biraz dinleneyim geleceğim diyorum. Yine gitmiyorum, tekrar geliyor. Arkadaşım çok ısrar etti, bugün de festivalin son günü; hadi festivale gidelim diyor. Çıldıracak gibi oluyorum, dalga mı geçiyorsun diyorum. Hani söz vermiştin diyorum, gelmem diyorum kesinlikle. Onun da gitmeyeceğini umuyorum. Arkadaşım iki hafta sonra memleketine gidecek, belki de hayatımız boyunca bir daha görüşemeyeceğiz, hem bu gece hayatımızda katılabileceğimiz son festival diyor. Kesin bir dille reddediyorum, o gitmeye karar veriyor. Yabancı bir evde yalnız kalmanın boktanlığı ve yıkınlığıyla kalakalıyorum ortada… Gitmeyeceğini ummak, ve gitmesi. Çok yıkıyor beni. Gidiyorlar. Ağlama raddesine geliyorum, ağlayamıyorum. Yazı yazıyorum, onun bilgisayarının göremyeceği bir klasöre koyuyorum. Bir nevi günlük gibi, anlık, tek günlük bir yazı… Odaya geçiyorum, kitap okuyorum. En sonunda geliyorlar. Tanımadığım iki erkekle birlikte. Hepsi 5’er yıllık arkadaşları, abileri, kardeşleriymiş. Neyse ki bu çocuklar biraz daha candan. Sabaha kadar muhabbet ediyoruz keyifsizliğime rağmen. En sonunda gidiyorlar. Ben, hatun ve evdeki diğer iki arkadaşı kalıyor sadece. Onlar da yatmış. Salona geçiyoruz, ben gidiyorum diyorum. Yat, uyu, dinlen; beraber kampüse de bir çıkalım, akşam gidersin diyor. Reddediyorum, biraz konuşalım, gideyim diyorum. Konuşuyoruz, durumu tartışıyoruz. Haksızlığını kabul ediyor, mahçup bir halde. Ama ilk gecenin sabahı, odasında başbaşa kaldığımızda; elini tutmamdan, dizine yatmamdan çok rahatsız olduğunu, bu yüzden de özel ilgi göstermekten korktuğunu ifade ediyor. Bunu niye baştan söylemedin diyorum, söyleyemedim diyor. Ayrıca ilişkimizin adı konulmadığından, arkadaşlarımın yanlış anlamasından korktum diyor. Arkadaşlarıyla ilişkisinden çok rahatsız olduğumu, başörtülü bir kıza bunların yakışmadığını söylüyorum, özgürsün diyorum; örtüyü çıkar istediğini yap ama başında örtü varsa hakkını ver diyorum, haklısın diyor… Dışarıda gezseydik diyorum, param yoktu diyor… Çok yorgun bir halde, uyudu uyuyacak ayrıca… Sıkıntılı muhabbetten ve hayalkırıklığından ikimiz de bunaldığımızdan, hadi diyorum gitmeden bir eğlenceli 5 dakika geçirelim. 5 dakika gülüyor, eğleniyoruz. Omzuma başını yaslıyor, uyuya kalıyor… Uyanıyor sonra, odama gidiyorum, giyiniyorum, hazırlanıyorum. Evden çıkıyorum, beni iletmesine izin vermiyorum. O da çok ısrar etmiyor…

Normalde sms’le her şeyi birbirine haber veren bir ikili olarak, otobüse bindiğimi falan haber vermiyorum. Çünkü kırgınım. Boğaz köprüsünü geçerken, sms geliyor. Haber vermediğimden sitem eden… Uykulu olduğunu bahane ediyorum. Bu sefer inince ben sms atıyorum, cevap akşam geliyor. Gözün aydın diye… Buna inanıyor musun diyorum, bilmem diyor. İğneliyor. Başarısız olduğuma dair bir şarkı sözüyle karşılık veriyorum, beni affet ne yaptığımı bilmiyordum minvalinde bir cevap veriyor… Hayalkırıklığından, yenilgiden bahsediyorum; daha da cevap gelmiyor… Tam 3 gün geçiyor. Facebook’ta sıkıntılı şeyler paylaşıyor, keşke gitmeseydin sözlerinden oluşan şarkılar vs… Herhalde bu kız beni özledi diyorum, arıyorum… Şoka uğruyorum, ben haklı olduğumu düşünürken, tamamen benim haksız olduğumu, ortamdaki herkesin keyfini kaçırdığımı, evdeki kimseyle selamlaşmadan ayrıldığımı, onu küçük düşürdüğümü, başbaşayken yaptıklarımla onu da kullanıp atmak istediğimi, ortamlarını beğenmediğimi, küçük gördüğümü, hayatına aşırı müdahele etmeye meyilli olduğumu, eğer benle olursa ileride de hep sorun yaşayacağımızı vs söylüyor. Daha tanışalı 2 ay olan bir adam, 5 senelik arkadaşlarıma ve başörtüme vs karışamaz diyor. Ve seni sevmiyorum diyor. İçime acaip oturuyor, Ben seni seviyorum diye bağırıyorum. Bu kadar çabuk karar verme diyorum. Verdim diyor. Arkadaş da mı kalamayacağız diyorum, Bilmiyorum, öfkem biraz geçsin diyor. Öfken geçince arkadaşlığı değil, beni sevip sevmediğini düşün diyorum. Tamam diyor. Dünden beri mal mal bekliyorum. Face listesinde hep online, bir şey yazmıyor. Msn’de online, bir şey yazmıyor… Çok kötü bir durumdayız…

Arkadaşlar, ben bu kızı herşeye rağmen seviyorum. İçimde acaip bir boşluğu doldurdu. Ama hareketleri çok dengesiz, bir yaptığı, bir ettiğini tutmuyor. Düşünsenize, hayatımda en haklı olduğumu düşündüğüm olayda, çok haksızmışım gibi bir tepki alıyorum misal; üstelik ben oradayken, o da bana hak verip, kendini suçlarken. Galiba arkadaşları onun için çok değerli olduğundan, onların dolduruşuna geldi. Belki haklı da…. Bende kendi duygularıma güvenemez oldum. Belki de haksızım diyorum. Size soruyorum, haklı olan kim? Ne yapmak gerek? Facede, msn’de online olup konşamamk çok kötü, ama gurursuzluk da etmek istemiyorum. Çünkü bir kere denedim gördüğünüz gibi telefon açmayı, ağzına geleni söyledi. Kız burçlara çok inanıyor, İkizler burcu. Ben inanmıyorum, Yay burcuyum…

Biliyorum ki bir çoğunuz, bu ilişki çoktan bitmiş, yürümez diyorsunuz. Üşenmeyip okursanız tabii, ama yürümesi için ne yapabilirim sizce? Ne yapılabilir? Aklım durmuş vaziyette… Tam da final dönemi, tez yazım dönemi olmamalıydı bu. Ama aklım ondan başka hiçbir şey düşünemiyor. Haklılığı, haksızlığı; olayları düşünüyorum sürekli. Ve mutlu olduğumuz zamanı düşündükçe kafayı yiyorum.

Bazılarınız aga internet ilişkisi zaten böyle olur falan diyeceksiniz, diyin abi. Haklısınız… Ama bu bir çaresizlik işte, böyle denk geldi. Alıştım ona. Onu unutmak istemiyorum, unutabileceğimi biliyorum…

Üşenmeyip okursanız, şimdiden sağolun…

 
oturdum okudum. fazla kasıyorsunuz gibi geliyor bana. o yazmıyorsa siz yazın, üstüne gidin meselenin, baktınız olmuyor uyuşmuyorsunuz demek ki yapacak bir şey yok yani. öyle çat diye bi iki ayda hemen hayatına bu derece müdahale etmek bence de garip, yok başörtülü kadına yakışmazmış yok kart oyunu banalmiş böyleymiş şöyleymiş.


  • roket adam  (21.05.11 04:33:50) 
hepsini okudum da hem ona inanamıyorum hem de bu kadar dramayı nasıl kaldırıyorsunuz ona da inanamıyorum.. oluruna bıraksanız, eğlenseniz.. belki öyle olsa daha iyi olacak.. olmuyorsa da zorlamayın ne bilim.. hem başka şehir hem başka kişilikler falan...


  • ermanen  (21.05.11 04:46:11) 
canım sıkılıyordu, üşenmedim okudum hepsini.

Bu ilişkide iki tarafın da suçu var %51'i sende. Hatunun kalbine giden yol arkadaşlarından geçiyor ilk etapta, sen kendini kızın arkadaşlarına sevdirememişsin ki...

sen evde yokken senin hakkında konuşulmuyor sanıyorsan yanılıyorsun, muhabbeti de söyleyeyim "lan ne uyuz adam yahu, her şeye muhalefet bik bik"

bu konuşmalar canım cicim aylarında bile kızın içinde yer eder, kendi içinde çelişkiler yaşamaya başlar.

yapacağın sahte de olsa güler yüzünü takınıp sempatik imajı çizmekti, konsere mi gidilecek git, kart oyunları sevmiyorsan da ortama uyum sağla.

kızın da suçu var, arkadaşları ile seni kaynaştırma işinde daha duyarlı olması lazımdı, muhabbete seni de katmak için çaba göstermesi lazımdı.

kafasındakinin de "hakkını" veremiyor gördüğüm kadarıyla, istediği için değil küçüklükten beri gördükleri yüzünden kendisini kasa kasa bu hale gelmiş.

yok abi yürümez bu ilişki, elini tutamayacağım, kucağında yatamayacağım, dudaklarına yapışamayacağım sevgili eksik olsun.

senin bir hatan daha var, yalnız kalma çabaların yanlış anlaşılmış kesinlikle. Böyle bir şey istiyorsan dile getirmeyecektin.

eski ilişilerinde olayların gelişme hızına göre yaşamak istemişsin ama kızın iivmesi düşük. sen emeklemeden koşmak istemişsin haliyle geri tepmiş.

şu dakkadan sonra barışsanız da büyüsü kaçmış afedersin bi boka benzemez.

ilk günler çok pis acıtıyor, sikindirik kral tv şarkıları bile sanki sana yazılmış gibi hissediyorsun, ottan boktan sözler sana anlamlı geliyor, için yanıyor, nefes alamayacak gibi oluyorsun.

koy götüne gitsin, denemişsin ama uyum sağlayamamışsınız. ısrar edersen hep senden gidecek bir şeyler ve tükeneceksin.

ne gerek var, git bütün sevgini, aşkını hak eden, karşılık veren birisine harca.

bitti.
  • kimlanbu  (21.05.11 04:52:46) 
oha okudum :(

hacı sevmiş olabilirsin ama kız pek sana göre değil. daha kendini oturtamamış. en azından ben öyle net olmayan insanları sevmem. kızın muhafazakar-kapalı olmasına asla takılmıyorum. ama sana değer vermemiş. arkadaşlarıyla takılıp sana ilgi göstermiyorsa değer vermiyor işte. kızların anlaşılamayacak hareketleri oluyor arada ama bu onun gibi değil olmaz gibi kusura bakma. gün gelir sana pişmanım özledim falan derse dahi hiç güven olmaz. davranışlarını anlayamadığın kızdan kork hacı. seni istese dahi kendisi için isteyecek. ilişki dediğin çift taraflı olur. yani bu ilişki olmaz.

kusura bakma belki fazla umutsuzum ama bu ilişki olmaz sanki.
bak ben üşenmedim okudum üstüne bi de yazdım sen de oku :)
  • eipcack  (21.05.11 04:55:47) 
Hepsini okudum ben de. Bence haksız olan kişi kız. Hem sizi bir şekilde muhabbete dahil etmiyor, hem ilgisiz davranıyor. Yani sonuçta 15 yıllık arkadaşı değilsiniz ki sizi evde bırakıp gitsinler de size ayıp olmasın. Ayrıca ortada adı konmamış da olsa bir ilişki var, en çok vakti beraber geçirmeniz/geçirmek istemeniz kadar doğal bir şey yok. Bence yeteri kadar değer vermemiş, ya da bir şekilde vazgeçmeye çalışıp sizin de vazgeçmenizi sağlamaya çalışıyor olabilir.

@roket adam
Abi bence de iki ayda müdahale olmaz da, sanırım olaylardan sonra gelişen içgüdüsel tepki olarak olmuş öyle.
  • thor odinsson  (21.05.11 04:58:00) 
okumadım. =/ naptın olm sen =/ ama bi zaman fırsatını bulup okuyacağım ve bu cevabı editleyeceğim. şimdi çok pis uykum var ama.


  • bu nick tam yirmi alti karakter  (21.05.11 05:29:09) 
En az kız kadar sen de suçlusun panpa. Hadi kız bu gibi durumlara tecrübesiz, sen niye ortama adapte olamıyorsun? Gerekirse sessiz sakin oturmalı, ama ağırlığını da koymalısın.

Kız gitmiş gibi. Pek yapacak bir şey yok. Vur kaç deneyeceksin.
  • ataturkiye  (21.05.11 07:05:34) 
güzel güzel okuyup sana hak vermek üzereyken başörtülü olduğu için söylediklerin yüzünden siktiri çektim esaslı. sen kimsin ki? nesin yani 3 günlük biri, ileriye atılmış ufak önemsiz bir çentik, nasıl bu hakkı bulabiliyorsun kendinde, sırf seninle ilgilenilmedi diye çocukça bir mızmızlıkla onu belli bir kalıbın içinde tutmaya çalışıyorsun? hatuna yerden göğe hak verdim ve helal olsun, demek hala böyle erkeğin önünde eğğilip bükülüp kişiliğinden kim olduğundan ödün vermeyenlerde varmış.

Sen onu sevmiyorsun arkadaşım tipik bir türk erkeği olarak kontrol edemediğini elinde tutmanın ateşiyle yanıyorsun. emin ol bu hatun sana biraz daha ilgili davransaydı bu kadar üstüne düşmeyecektin. umarım hatun senin ne olduğunu gördüğü halde değişirsin umuduyla geri gelmez. Değişmezsin çünkü.
  • cinna monster  (21.05.11 07:17:56) 
okudum hepsini ben de. şimdi kız neden haksız olduğunu düşünürken haklı olduğunu düşünmeye başladı demişsin, sen gittikten sonra bütün olanları arkadaşlarına anlatmış bu kız, onlar da bu sana sonradan söylediklerini söylemişler gaza gelmiş. bundan sonra da hep böyle olur bak, ilişkinin her ayrıntısını herkes bilebilir, tüm arkadaşlarına seninle olan her şeyi anlatabilir.
gelelim kim haklı, kim haksız evet kız seninle daha çok ilgilenmeliydi ama sen de biraz daha ortama ayak uydurabilmeliydin. kaleyi içten fethetmek diyoruz biz buna, arkadaşları seni sevseydi kız sana aşıktı şimdi ama olan olmuş bi kere. kıza karışmasan da iyiymiş ya neyse kısmet artık bence büyüsü kaçmış hakkaten boşver gitsin. boşveremiyorsan da bekle işte ama arama, kız ararsa konuşursanız artık akışına göre bakarsın.

  • ekaterina  (21.05.11 07:51:16) 
okudum.. hatta cevapları da okudum.
kimlanbu +1

  • benaslinda  (21.05.11 08:04:27) 
cok uzun olmasina ragmen ben de okudum, bir sekilde okuttu kendini yazi.

ön bilgi: erkegim, istanbulluyum.

ben de bir kac yerde "cinna monster" gibi tepkiler verdim ne yalan soyliyim.

tamam, arkadas ortaminda onun da biraz seni dahil etmesi gerekir belki ama, bilirsin ki yakin arkadaslar bir araya geldiklerinde bazen diger seyleri unuturlar ve anılardan, eski olaylardan konu acip guler eglenirler, hele kalabaliklarsa bu daha da fazla olur, seni unuttugu anlar ya da unuttugunu dusundugun anlar olacaktir zaten. ha, daha duyarli olabilir miydi? belki biraz. ama sen de sicakliginla, sohbetinle, bir sekilde dahil olabilirdin, bu insanin yapisiyla da paralel gidebilecek bir sey tabii. eger arkadaslarinin da gonlunu biraz fethedebilseydin, belki o gunler hem cok daha eglenceli gecerdi, hem de kizi cok olumlu etkilerlerdi ve sana daha yakin olup daha cok zaman ayirabilirdi.

basortu ile alakali kisimlarda sana hic katilmiyorum, gercekten onu bir kaliba sokmaya calisir bir tavrin olmus, ki bu kadar kisa zamanda gercekten bence buna hakkin yok. aslinda kisa / uzun zaman degil, genel olarak hakkin yok bence.

isin bundan sonraki kisminda cok ustune gitme derim. burclardan cok anlamam ama eger ikizler'e gore hareket edeceksek, ablam ustune gidilmesinden hic hoslanmaz meselea bir ikizler olarak : )

kaldi ki cok fazla bu isin muhabbetini yapmis cok fazla dramatik bir hale getirmissiniz, birakin iki taraf da nefes alsin, tekrar sana yazacaktir bir sure sonra zaten.

--
son edit: kizlari, hatta birak kizlari insanlari anlamak bazen cok zor. o yuzden burda yazan seylerden mantikli olanlari sizi anlatmayabilecegi ve ilac olamayacagi gibi, cok alakasiz cevaplar da gercekten de kizi anlatiyor olabilir. ve istedigin uzunlukta yaz, yine de onu senden iyi bilemeyiz, anlayamayiz, siz yasadiniz cunku. keske cok yakin dostuyla konusabiliyor olsan da sana ipuclari verse bu baglamda.

kolay gelsin. cok fazla kafana takma bunlari. sabahin 4unde bu kadar uzun bir sekilde bunlari yazdirabiliyosa sana kisa sureli tanidigin biri ve bu denli uzebiliyosa, ilerde cok agir seylere cok daha feci uzulebilir ve depresyona girebilirsin gibi geldi bana. aman diyim... hayat guzel, salla
  • la traviata  (21.05.11 08:36:20 ~ 08:40:30) 
İlaç saatimi beklerken, ben de oturup oturdum hepsini.

Yani ne denir ki şimdi? Belki acı gelicek ama, bu kızı hayatında koyduğun mevkiye bir bak.
Bir de onun seni koyduğu mevkiye bak.
İstanbul'a gelmiş, ona çok güzel günler yaşatmışsın ya hani, sabahtan akşama kadar gezmişsiniz ya. Bir düşün, sana deseydi ki "Ben evde kalmak istiyorum, gezmeyelim." kırar mıydın?
"Arkadaşlarını çağır beraber takılalım" dese? "Kimseyi çağırma yalnız olalım" dese?
Asla kırmazdın. Ne derse desin, sırf 3 günlüğüne geldi, mutluluğu daim olsun diye her dediğini yapardın.
Ama o öyle değilmiş işte. Yok omuzuna yatıp elini tutmandan rahatsız olmuş falan, hepsi bahane bunların. Sen onu başının üstüne koymuşsun, o ise seni "hayatına renk katan küçük bir ayrıntı" olarak görmüş.
Müdahale boyutunda sinirlenmiş "karışamazsın arkadaşlarıma" demiş. Düşünsene sen bunu der miydin? Normalde senin söylediğin de anormal, senin haddine değil, ama kız açısından anormal olan da hem seni hayatında söz sahibi yapar gibi davranması, her an sms ile haber vermesi, hem de karışamazsın diyerek sınır koyması.
Sorun kızda değil yani dostum, sorun sende. Sorun senin fazla değer vermende. Ben de yaşadım internet aşkları, çok güzel günler de geçirdim, internetten aşk olmaz diye bir şey yok. Ama sizinkisi yüz yüze de olmaz.
O kız bu. Yanına gidip gördüğün, konuştuğun ve ortamında delirdiğin kişi o. Hayallerindeki insan değil, sadece sana güzel anlar yaşatmış bir hayal. Herşey bugün düzelse, yarın yine bozulacak. Diğer sene yine bozulacak belki de.
Zordur biliyorum ama, at gitsin biraz kafandan. Gözlerin görmeyince, aklın da ruhun da unutur zamanla.
Yine tek ilacın zaman. Onsuz ve ondan tek kelime haber almadan geçecek olan zaman.
  • burberry  (21.05.11 08:40:28 ~ 08:43:41) 
paşam yol ver, geçsin gitsin.


  • charlesbukowskiineksi  (21.05.11 09:00:30) 
okudum.

burberry +1
  • murdoc  (21.05.11 09:20:28) 
ben de farklı bi açıdan yaklaşayım. Yay ve ikizler zıt burçtur. Sittin sene anlaşamayacağınıza emin ol.


  • spreadyourwings  (21.05.11 09:30:33) 
sürekli kızarak, düşünerek, neden diye sorarak bir ilişki yürümüyor maalesef. gerçek sevgi karşılıksız olur ağa deseler de herkes emeğinin karşılığını sevgisinin değerini görmek ister.

ortak noktayı bulma adına bir şey yapmıyorsa, kızgınlığını dile getirirken karşıdakini nasıl en ağır şekilde yaralarım diye düşünüp "seni sevmiyorum" diyerek kapıyı kapatmışsa bundan bi bok olmaz arkadaşım.

sen haklısın ya da o haklı demek saçma olur bu noktada. ki sen zaten "içimdeki boşluğu doldurdu, her şeye rağmen onu istiyorum" derken kendini ele vermişsin. kız ne yaparsa kabulun. ilişki sürse de sen istediğin için sürecek. ama ipler hatunda olacak. 3 gün mutlu olup 33 gün huzursuz mutsuz mu olacaksın?

bırak allasen ya, bir yudum su içmek için musluktan doldurmak yerine dağa çıkayım orayı kazayım su bulayım içeyim bu arada susuzluğuma da dayanayım. hayat bu kadar uzun değil. zemzem mi mübarek ne uğraşıyosun...
  • numan  (21.05.11 09:56:41) 
hatun kişisi olarak düşünüyorum ve kızın o kadar insanı sürekli etrafında tutma çabası enteresan geldi. sanki bodyguard gibi evde sürekli insanların olması beni bile daralttı okurken. ayıp etmiş bence o kadar yol gitmişsin kendisi için en azından buna saygı duyup daha anlayışlı olabilirdi. madem bu kadar sıkıntısı vardı gitmek istediğinde neden engel oldu? bence bırak bu kızı sürekli bu gelgitlerle yaşanmaz. sana kızmı yok hacı? :)


  • dutturudunya  (21.05.11 10:01:21) 
hacı... ohaaa yaa. o kadar da yardırılır mı? insan okuyacak lan bunu!


  • zeynelali  (21.05.11 11:02:10) 
hocam her ne kadar cinsel bir mevzu olmasa da cok acik ve net sen agir abazasin, hic kusura bakma. boyle bir insanla ugrasilir mi ? bildigin ayri tellerden caliyorsunuz, uzun sure ili$kiler de birbirini anlamadan olmaz ama siz daha 2 aylikta boyleyseniz...

bence uzun sure abaza kalmi$in bu bayanda i$ik gorunce gitmi$sin ve sende ali$kanlik olmu$ ayrilirsan yine abaza donemlerinde kalicaksin saniyorsun.

kendini du$unmuyorsan bizi du$un birak ayril, 1 sene boyunca hergun kavga edicegine 6 ay uzul daha iyi valla.
  • kreider  (21.05.11 11:06:40) 
sizin ilişkiniz internet ilişkisinden fazla olmuş evet orası doğru.. öncelikle kızın davranışlarıyla ilgili 2 tahminim var, ya kızın başka büyük bir problemi vardı, dengesiz hareketleri o yüzden. 2. ve asıl inandığım tahmin,sizden soğumuş ama bu konuyla ilgili kendi içinde bi çatışma yaşamış. bi tarafı size bok gibi davranarak sizi de soğutmaya çabalıyor, ama bir tarafı yine de sizden kopmak istemiyor. sonuncuda kopmak isteyen tarafı baskın çıkmış herhalde. sizden soğuyan birini tekrar aşık etme şansınız yok, büyük ihtimal boşlukta olduğunuz için ona bağlanmışsınız. onu unut gibi bir tavsiye vermek anlamsız ama siz de kendinizi soğutmaya çalışın, artık yapacaklarınız anlamsız.


  • chickensoup  (21.05.11 11:28:49) 
senle o kadar ayrı dünyalarda bi kız ki. sen sakin içine kapalı dünyaya senin gibi bakabilecek bi kız aradın ve kızın başörtülü olması dolayısıyla bu beklentin çok arttı.

fakat karşında çok başka bir tür var belki de hiç rastlamadığın --> ortam kızı

aman diyim uzak dur karşılıksız aşk olayları maksimum 1-2 hafta içinde unutulur geçer. hiç uğraşıp daha da üzülme. sadece 1-2 hafta çok üzüleceksin o kadar. sana göre değil o kız. çok farklı telden çalıyo. ona hayatında gittiği yolda başarılar.
  • tuzak kurdu  (21.05.11 11:29:33) 
kiz bariz olgunlasmamis ya daha cok cocuk ve bu gidisle de kisisel gelisimini kolay kolay boyle bir arkadas ortami da etrafindayken tamamlayamaz. milletin lafiyla is yapan arkadaslarini bile en basit konuda reddedemeyen insanlardan. emin ol ki etrafindaki bir kac kisiye sizin iliski durumunuzu anlatmislardir ve cevresi kizi sonuna kadar hakli goruyordur bir de. bu kiz iliskiniz olsa bile 3. 4. yorumcular katarak devam eder. ya birak dostum cahil cuhela insanlarla ugrasma.


  • madworld  (21.05.11 11:32:56 ~ 11:34:04) 
vauvv, uzunmuş ama okudum.
ilk aklıma takılan şu oldu söylemeden geçemeyeceğim, kusura bakma, türbanlı kızın nikahsız bir erkeğin (senin)omzuzna dizine yatması uygun görünürken erkek arkadaşlarıyla şakalaşması mı tuhaf geldi?
kız arkadaşlarına farklı bir kimlik çizmiş olabilir, erkek arkadaşıyla kalabalıkta rahat edemiyor olabilir, en önemlisi keşke beraber uyusaydık, diyerek niyetin ne olursa olsun çok yanlış bir cümle kurmuşsun. bu cümle hiçbir zaman samimi gelmez kadınlara. kızı korkutmuş olabileceğini düşünüyorum.
öte yandan, sen de arkadaşlarıyla frekansı tutturamamışsın, ortama uyum sağlayamamışsın ki normal birşey bu. sanırım gitmeden evvel biraz abarttın ve kızı gözünde büyüttün, ortam ise seni hayalkırıklığına uğrattı. kız da tutuk davranınca kırıldın.
ilişkinizde yürümeyecek bir durum yok, kız sanırım tecrübesiz ve biraz da çekingen/korkak. normaldir. biraz ara ver, zırt pırt arama yapışma kıza. birkaç gün sonra mesaj at, konuşalım ve karar verelim, diye. kabul ederse ara, sakince kendini ifade et. kızın türbanı bilmemnesi arkadaşlarına girme, zaten seni ilgilendirmez o onun sorunu. ama kıskandığını söyleyebilirsin. yaygara yapmadan konuş olgun bir şekilde youlna girer, diyorum. feysbuk saçmalığına göre de yorum yapma bence.
  • african rain  (21.05.11 11:55:36) 
ayrı dünyaların insanlarsınız, daha fazla alışmadan unutmaya çalış bence.


  • ecece  (21.05.11 12:27:58) 
hacı bahane bu kızın dedikleri. yok dizine yatmandan rahatsız olmuş falan.
kusura bakma ama senin kızın karşısında öyle mızmızlanmaman gerekiyordu. bir kere rahatsızlığını söyledikten sonra bir daha yapınca hadi eyvallah demen gerekiyordu ki akıllansın. yoksa aman boşver affeder nasılsa diye içinden geçirip seni sallar tabi.
sen oraya onun için gitmişsin ve en önemlisi o seni çağırmış. seninle tabiki ilgilenmesi gerekiyordu. yok festival falan onlar da bahane.

benzer bir kıza rastlamış olarak tavsiyelerim;
-bir şey yazma. o sana yazdığında da yok şundan şundan hatalısın muhabbetine girme ki savunmaya geçmesin. sen haklısın zaten, hatalı olan o buna göre davran.
-sabit ol, ağırlığını koy. hadi eyvallah diyebil sana saygısızlık yapılınca. yok şunu yapmıyorsun falan diye drama yapma. evet drama istiyorsun bu belli inkar etme boşuna.
-eğer aranız düzerlirse hemen düzelme, hemen öyle iyi canım cicim falan diye davranma.

kızı tanıdığım kadarıyla tavsiyelerim bunlar, yanılıyorumdur belki. ama sen işin özünü kavra, ona göre davran işte.
  • hikmetkaraman  (21.05.11 12:35:29) 
çay demlenirken okudum. cevapları okumadım.

ycve gönüllü dergus. koy gtüne gitsin derim. zamanında benimde vardı böyle dengesiz bir ilişkim. ilişkim değil de, ilişkideki insan aşırı dengesizdi. ben de seviyorum her türlü nazına katlanırım şeklinde davrandım. 1.5 yıl boyunca kız ağzıma sıçtı. sonuçta bitti. dönüp baktığmda , hayatımın en sefil yıllarını geçirdiğimi görüyorum. dediğin gibi karaktersizleşme/gurursuzlaşma noktasına geliyor bir süre sonra böyle ilişkiler karşı taraf dengesiz ise eğer. zira o böyle davrandıkça, sen ona daha bir ilgi gösterip daha bir sevmeye başlayacaksın, o da iyice zıvanadan çıkacak. olan sana olacak. şimdiden bazı şeylere pişman görünüyorsun ileride daha daha pişman olacağın şeyler yaşarsın böyle devam edersen.

ne kadar seversen sev, bir şekilde kurtulmaya çalış. okuyormuşsun daha, son senen herhalde, bk etme herşeyi. daha çok seveceğin biri elbet çıkacak karşına.
  • yavuzku  (21.05.11 12:39:25) 
hepsini okudum. öncelikle gurur yapma, msnden vs yaz. bence bir şey yazacak mısın diye de her yerden online oluyor. sıkarım, bunaltırım vs diye düşünme, yaz. düşün dedim tamam dedi, onun yazmasını bekliycem deme.

kız senle ilgilenememiş, arkadaşlarıyla ilgilenmiş. sen de arkadaşlarının ortamına müdahil olamamışsın, sorun olmuş. büyütmüş olayı kız. yok mahçup oldum da bilmem ne.
bence kıza yaz, zaten yazmazsan gün geçtikçe daha geç kaldığınız aradan zaman geçtiğini düşüneceksiniz, artık yazmak için geç dyeceksiniz, pişman olacaksınız(ikiniz de) o yüzden en kısa zamanda yaz. eğer konuşmak istemese zaten senin yazmana fırsat verecek biçimde online olmaz her yerde. o yüzden yaz.
türban, solcu vs ayrımına hiç girmiyorum. bence hiç önemi yok. ne hissettiğiniz önemli. şu ana kadar, bu hislerin sizi sarması sürecinde önemi olmadıysa bunun sonrasında da olmamalı bence.
konuştuğunuzda (ki en kısa zamanda konuş! şimdi online ise şimdi) şu türbanlı olduğu halde erkek arkadaşlarıyla el şakası vs olayına girmesi senin dizlerine yatınca çekinmesi olayını sakın söyleme bence. bu şekilde karşılaştırarak söyleme. yalnızca içinden gelerek yaptığını farklı bir niyetin olmadığını açıkla.
bence en çok dizlerine yatmasısna ve sonrasında yanında uyusam mı ne demişsin ona takılmış. normal gör bunu. çok fazla görüşmediniz, art niyetin olabilir mi diye tedirgin olabilir. aslında öyle olmadığını açıkla. kafasındaki tereddütler yok olsun.
araya zamanı sokma, tek diyeceğim bu. yaşadıklarına kendimden pay biçtim. ve zamanı sokma araya diyorum.
  • girl in a coma  (21.05.11 12:45:41) 
kız senden sonra arkadaşlarına senin hakkında bir brifing vermiş ve arkadaşları sen iyi bile olsan seni kötüleyip kendisini gaza getirmişler.şimdi oda bu gazla beraber salak saçma seyler yapmakta. bence şu anda hiç uğraşma zamanı geldiğinde laflarını bir bir edeceksin çünkü...


  • andromedus  (21.05.11 13:03:59) 
işimin gücümün arasına denk geldi, ama okudum. çünkü samimi kasmışsın aferin.

az ve öz ve oldukça öylesine:

- ben de yay burcuyum. konuyla ilgili değil.

- ne sen solcusun ne o tesettürlü, bu bakımdan birbirinize çok benziyorsunuz.

- ama dünyalarını birbirinize o kadar da uzak. onun için kat ettiğin mesafeleri hiçe sayarak deliler gibi ortam yapması, ortamlara akması sopalık olmuş. sopalık amiyane tabirle tabii. şiddete bulaşma kardeş. bu nezaket algısıyla ilişkili bir durum. insanın kendisi için gelen bir insanı üstelik yabancı olduğu o çevrede böyle yalnız ve çaresiz bırakması, insanlığının ölçüsünü anlamamıza da yardım eder. eskiler ilk intiba son intibadır der, tamamen katılmasam da hayat çok kez kanıtlamıştır. tecrübeyle sabittir. sana bunu layık gören bir kız. bunu düşün. birinden soğumak için tek başına dev etki. ayrıca sosyalleşmeyi böyle kanıksamış bir hanım kızla ben de mutsuz olurdum. yaylar biraz ilgi arsızı oluyor sanırım.

- normal hayata dön, bırak şu internet sevdalarını. gerçek hayata karış, gerçek insanların arasına karış. desem de bildiğini okuyacaksın. o halde,

- acı çekmek güzeldir, insanı olgunlaştırır. ilerde ne saçmaymış lan dersin.
  • lazarus  (21.05.11 16:50:42) 
okudum kardeşim. cevap veriyorum; bırak abi sen bu kızın peşini. kız daha genel bir kişilik oturtamamış...sende kendimi gördüm bu arada ya...=//

bir de genel bir tavsiye vereyim; çok arkadaşı olan insandan korkacaksın arkadaş. çok sosyal olan insandan ürkeceksin. bunu bilir bunu söylerim.
  • bu nick tam yirmi alti karakter  (21.05.11 18:13:43) 
@roket adam

üstüne gitmek, daha da soğutmaz mı? çok istiyorum konuşmayı, aramayı ama aramayla alakalı

tek tecrübemin sonunda, ağzına geleni söylemesi aramamanın daha doğru olduğunu

düşündürüyor...

@ok by,

ben de aynı şekilde düşünüyorum.

@kim lan bu,

acı ama, haklı gibisin... dediklerin büyük oranda doğru, ama sahteciliği istemedim be

üstad. hatunun dizine yattığında da söyledim, sana hiç yalan söylemeyeceğim dedim. içimdeki

herşeyi bileceksin vs, dedim. zira bu kaçıncı deneme, artık adam gibi olsun dedim bazı

şeyler; sonuç ortada malesef. bana da olmayacakmış gibi geliyor artık... arar diyenlerin

sözlerine inanmak istiyor insan, ama aramayacak gibi.

@eipcack

inanmak istemiyorum inatla ama öyle haklısın ki sende. iyice arabesk moda bağladık, acı

gerçekler hesabı...

@thor odinsson

benim tepkilerim, biraz içgüdüsel oldu. yalnız kaldıkça, daha da gözüme batmaya başladı

herşey. yoksa, arkadaşlarına falan karışan bir tip değildim ki, ona daha önce de defalarca

keşke istanbul'da olsaydın, ayrı şehirlerden korkuyorum vs demişimdir..

@superapple

aynen öyle, sessiz kalmayı düşünüyorum. diğer türlü gittikçe değerim, kıymetim düşecek. onu

gösterdi bana davranışlarıyla, ama kaybedersem çok canım sıkılacak, bu şimdiden belli. bu

arada iyiden iyiye burçlara inandırmaya başladı bu mevzular. bu arada hatun, tam bir gıcık

ikizlerim işte falan diye de dem vurmuştur defalarca. duygusal olmadığını falan belirtirdi

ara ara...

@avrasya

yukarıda da söylediğim gibi, benim de olacağına dair bir inancım kalmadı ama duygukar işte.

doğru demişsin, dost acı söyler misali. seni sevmiyorum diyen insana ne yapabilirsin ki?

yüzde yüz ben haksız olsam dahi, behzat amirimin dediği gibi; "insan sevdiğine ikinci şansı

verir"...

@ataturkiye

dostum, birebir diyaloglarda gayet rahattım. siyasi mevzularda, ya da ortak konularda gayet

konuştum bende. ama benle hiç alakası olmayan, ortak yaşanmışlıklar üzerine konuşulan

şeylerde ne diyebilirsin ki?

@cinna monster,

sanırım sen de hatunsun. başörtü mevzunda söylediklerim, durulacak, güvenilir bir liman

arayışımın bir nevi somut tezahürünü onda görmemdi. evet, bunu müslümanlıkta, tesettürde

aramak belki temelden yanlıştı ancak, görüntüde gösterdiği hassasiyeti evdeyken de beklemiş

olmam çok şey mi? lakin, illa ki bunu daha 2 aylık adamken söylemek çok yanlıştı, kabul

ediyorum. ama stratejist davranamadım işte, yalan söylemek istemedim. ne yapayım? ilgi

konusunda ise, evet; belki şu an ki kadar kafama takmayacaktım yaşananları ama herşey çok

daha güzel olacaktı. bir ilişki yaşıyor olacaktık, öyle değil mi? ve ben bana bir yanlış

yapılmadığı müddetçe, bu ilişkiyi sonsuza kadar sürdürme ve kendi düzensiz hayatımdan da

vazgeçme umudunu taşıyordum. bilemiyorum...

@ekaterina

inşallah arar abi, ne diyeyim. sen de haklısın.

@la traviata

başörtü ve arkadaşlar konusu, yukarıda dediğim gibi. hakkım olmadığını idrak ediyor

gibiyim. ama yine de az ilgilendi benle, beni ortama dahil etme çabası düşük oldu vs. vs.

vs.. tekrar sana yazacaktır diyorsun, bu tip şeyler mutlu ediyor beni. hele işte şu

konuşmamızda, "görüşürüz" diye kapatması. tükürüğe şükür demek değilse eğer, arar diye

bende umuyorum ama...

@burberry

doğru söze ne denir? iyi yazmışsın, güzel yazmışsın. kalemine sağlık, geçmiş olsun ayrıca

dostum. velhasılı, şu fazla değer verme olayı aslında kronik bir noktaya geliyor. hayatıma

onlarca hatun girdi, nedense hep böyle sorunlu olanlarına çok değer verdim. zevk-ü sefa

diye söz ettiğim hatunlarsa, belki çok daha değer verecek insanlardı bana, ama ben onlara

değer vermedim. belki de tanrının tokatları bunlar, bilemiyorum ki.

@spreadyourwings

burçlar hakikaten bu kadar etkili mi? neden?

@numan,

hakikaten, tek bir taraf istiyor diye ilişki olmaz. ve telefonu kapatmak isterken kırıcı

olma çabasını bende sezdim. hele ki, kapatmak istiyorum ders çalışacağım deyip, şu an

kapatırsan bok gibi hissedeceğim, bunun hiç önemi yok mu dediğimde; hayır ya ben iyi

hissetmek istiyorum, senin nasıl hissettiğin beni ilgilendirmez vs. demesi..

@dutturudunya

kız var, 1 aya yine bulunur bir şeyler, lakin artık bir durak olsun istedim be arkadaş.

yeter dedim, daha fazla kirlenmeden burada soluk al. hatta herşey yolunda gitsin de, evlen

anasını satayım. her ne kadar bir erkekte olsam, skor çok olsun çabasında değilim. sıkıldım

artık hayatıma girip çıkan, onlarca hatundan. şehrin her köşesinde, başka bir hatunla

saçmasapan hatıralar birikti. artık gezerken rahatsız oluyorum, kendi maneviyatımı

yitiriyorum. bu son durak çabasının ters tepmesi zaten, iyiden iyiye yıktı ya ruh halimi.

@kreider

abazanlık konusu şöyle, ciddiye almadığım ve içten içe kendimi rahatsız eden hatunlarım

oldu. hatta daha 3 hafta önce, bu hatunla daha hiç buluşmamışken dahi vardı. arasıra

buluşur, insani bir takım hormonları; "yalancı duygular"ın arkasına saklayıp giderirdik. bu

hatuna kafayı takmamın sebebi, bilmiyorum. bu kadar soruna rağmen, seviyorum, özlüyorum o

eski durumu. iyi olduğumuz anları vs... abazanlık var mı? duygusal anlamda olabilir ama

cinsel anlamda vs, yok emin ol... zaten ondan böyle şeylerde beklemedim asla.

@chickensoup

kızın ailesiyle çok ciddi problemleri olduğu doğru. arkadaş ortamıyla alakalı problemleri d

var aslında... hatta, bana sıkça bazı arkadaşlarının dedikodusunu yapar, bu ortamdan artık

rahatsız olduğunu vs, bahsederdi. belki ben de o önyargıyla sevemedim adamları, şimdiyse

tam zıttı davranıyor. kafayı yememek elde değil. nihayetinde sevmiyorum deme noktasına

gelindi işte...

@tuzak kurdu

unutma konusu umarım dediğin kadar rahat olur. ama ben birlikte olalım isterdim.

@madworld

öyle düşündüğüm için kıza anlattım bu duyguları son sabah, ama elime geçeni görüyorsun.

@african rain,

çok umut verici konuşmuşsun dostum. dediğine inanmayı çok istiyorum ama bu kadar insan,

hayır olmaz böyle ilişki vs diyor. o sms'i atmak doğru olur mu bilmiyorum, olumsuz bir

cevap korkutuyor beni.

@hikmetkaraman

söylediklerin ciddi anlamda mantıklı. bende bir noktada eyvallah dedim zaten. normalde onun

dersine de girip, öyle gidecektim. ama ters tepmesi şaşırttı beni. şimdi aramayayım

diyorum, yine ters tepecek diye korkuyorum anasını satayım... drama arzusu var mı? öyle

görünüyor sanırım, vardır illa ki. mutsuzluğa alışan bir bünye, aşırı mutluluğa gelemedi

belki de ve yine bok etti herşeyi.

@yavuzku

+rep. haklısın :) ama dayı, dedim ya... çok yoruldum be, vallahi billahi çok yoruldum

artık. 87'liyim ben, bazılarınızdan çok küçük, bazılarınızdan da büyüğümdür herhalde ama

liseden beri o kadar çok şey yaşadım ki. ruhum aşırı yoruldu abiler. umut denen duygu ise

tamamen hırpalandı.

@girls in coma,

anladığım kadarıyla sende hatunsun. ve online ise yaz diyorsun. e peki, bu zamana kadar

yaşadığım ve hep tam tersi işleyen tecrübeler ne olacak? bugüne kadar hep dediğin gibi

yaptım, yazdım ve yazdıkça değerim düştü. bilenler bilir, seveni s.... s...ni, severler

diye bir laf vardır. hep bu söze uygun düştü yaşadıklarım. şimdi evet seviyorum, ama

içimden geldiği davranıp sürekli arasam, yazsam; tiksinmeyecek mi? soğumayacak mı? ulan ne

yapışık adammış demeyecek mi sence?

@andromedus

zamanı nasıl gelecek hacı?

@esrefoldu

aynı şeyi dedim. beni dahi davet etmemen gerekiyor normalde dedim. hatta el ele

tutuşmamamız gerekiyor dedim, vs vs vs... birde doğru nedir, onu bir bilsem.

@lazarus

zaten o arada kalmışlık yedi bitirdi ikimizi de... burçlara bende inanmam, öte yandan;

kendi duygularıma inancım kalmadı. ben haklıydım diyorum, şimdi sizde konuştukça ulan

galiba kız haklı diyorum. ne yapacağımı iyice şaşırmaktayım. o dünyaların benzemesi,

kültürel anlamda farklarımız olsa da bizi birbirimize baya bir yakınlaştırmıştı... ne

bileyim..

@bu nick tam yirmi alti karakter

eyvallah, ne diyeyim...


ve genel manada,

yukarıdaki cevaplar herkese verilmiş cevaplardır aynı zamanda. yani kişiye özel değil... şu

an bir gelişme yok arkadaşlar, hatunla aynı anda online oluyoruz. yazmıyorum, o da

yazmıyor. aradığı, sorduğu da yok... kafamdan daha aptalca fikirler geçmeye başladı, bir

çiçek alıp yaşadığı şehre habersiz gidip, bir kafeye davet edip adam akıllı bir ilan-ı aşk

etmek ve yaşananlardaki hataların, bence ondan daha değerli olmadığını. onu sevdiğimi, ama

bir ilişki yaşayacaksak, sadece ben seviyorum diye olmasını istemediğimi falan söylemek

gibi... ayrıca, arkadaşlarının aslında hiçbirinden kişisel olarak nefret etmediğim için,

ama toplu ortamda beni yanlış tanıdıkları için her birine faceden özel bir şeyler yazmak,

en azından yemeklerini yiyip, evlerinde kaldığım için bir helallik istemek istiyorum ki

kesinlikle "ben aslında iyi biriyim lan, sevin beni" minvalinda olmayacak...

fikirlerinize açığım hala canlar, ve şunu gördüm ki; duyuru ve sözlük bir aile gibiymiş.

psikoloğum bu kadar yardımcı olmadı bana... hepinize tek tek, ve gönülden; çok ama çok

teşekkür ediyorum... müthiş bir şey bu gördüğüm. keşke o da bu kadar ilgi gösterebilseydi,

bir zamanlar gösterdiği gibi...
  • dergus  (21.05.11 22:37:16) 
evet burç olayı etkili. Hele bi de buna inanan bi kızlaysan sırf zıt burç olduğunuzu bildiği için bile sinir olur sana. Tabi burç mevzusunu bırakacak olursak olmaz olamaz sizin bu ilişkiniz. Kendi kültür ve mantığına uygun onbinlerce kızdan birini seçmelisin ;)


  • spreadyourwings  (22.05.11 00:19:43) 
abi gitme diyeceğim gideceksin biliyorum. eğer bu kadar değerliyse yap o zaman. yapmazsan aklında kalacak, pişman olacakmışsın gibi geliyor bana. ama bunu yaptıktan sonra kendini biraz geriye çek ve bekle. ona düşünme şansı ver.


  • bu nick tam yirmi alti karakter  (22.05.11 00:28:23) 
ya ben sana sürekli yaz yapış demiyorum ki. şu an düşünme sürecinde değil mi bu kız? evet öyle. yaz, ne düşündüğünü sor. kendini açıkla, yaptıklarındaki amacı, düşündüklerini anlat. sonra da hala aynı fikirde olup olmadğını sor. açık yürekli davran. ve konuşma sonunda ondan haber bekleyeceğini söyle. ben istiyorum sen de istiyorsan devam edelim, seni bekliyorum de ve bekle. eskilerden pay biçip aynısı başıma gelecek diye düşünme. her insan farklı, her ilişki farklı bir deneyim. sen kendini açıkladıktan sonra geri dönüş alamıyorsan üstelemenin alemi yok. kendini açıkladın, olursa olur, olmadıysa olmaz. kendi değerini düşürmezsin. kimseye yalvarmıyorsun. istediğin şeye bir şans veriyorsun. bu açıdan bak. yapmadıklarına daha çok pişman oluyor insan.


  • girl in a coma  (22.05.11 01:32:07) 
Aga belliki bu iş her türlü sana kaçacak, bari erkenden kurtulda fazla kalın olmasın.
Kırıcı olmadım umarım.

  • tck35  (22.05.11 01:48:56) 
"çok umut verici konuşmuşsun dostum. dediğine inanmayı çok istiyorum ama bu kadar insan, hayır olmaz böyle ilişki vs diyor. o sms'i atmak doğru olur mu bilmiyorum, olumsuz bir cevap korkutuyor beni".
olumsuz cevap da gelebilir tabii ki bunu göze alacaksın. korkunun ecele çaresi yok, olmazsa da olmaz zır zır ağlayacak halin yok, istemiyorsa önündeki maçlara bakacaksın evladım. not: hatunum.

  • african rain  (22.05.11 14:27:58) 
[]

Kare kare resimler yapıyorlar, ama nasıl? Var mı bir kolay yolu?

Arkadaşlar bazı bloglarda vs'lerde görüyorum... Adam böyle 30-40 tane resmi, minik minik çerçeve haline getirip tek bir resim yapmış. Çokta şık, çokta güzel görünüyor... Açmayı planladığım bir blog için bende tasarlamayı düşünüyorum ama tek tek resimleri alıp, küçültüp yan yana dizecek miyiz paint ile? Yoksa var mı bir kolay yolu? Bir generator'u falan? Bahsettiğim olay şunun gibi bir şey;

2.bp.blogspot.com


 
php + css'le yapabilirsin.
kod bilgin yoksa photoshop veya fireworks'ün batch ayarlarından hepsini tek hamlede küçültüp büyük bir canvas'da birleştirebilirsin.
programı varsa onu da aşağıdaki arkadaşlar söyler:)
  • mayeskuel  (18.05.11 21:51:03) 
Picasada kolaj var ama tam olarak bun elde edemeyebilirsiniz. Ama o da guzel.


  • bipolar  (18.05.11 22:07:08) 
picasa nedir? php+css nedir? Photoshop'tan az çok anlarım ama fireworks nedir? Ya da ücretsiz bir programı yok mu be arkadaşlar? ve bu olayın bir adı yok mu? google'da aratsam?


  • dergus  (18.05.11 22:22:39) 
ohoo hiç söylemedik farzet:)

bu dediğin şeyin adı thumbnail oluyor ama birleştirme kısmını kapsamıyor. aklıma bi şey daha geldi.

tüm fotoları sahibinden, photobucket, arkadas, face, gmail vs..gibi içinde albüm barındıran ve önizlemeleri toplu olarak gösteren bir siteye ekle. sonra albüme göz at. hepsi küçük görünsün. sonrada print screen tuşuna basıp paint'e yapıştır. aklımı seveyim:D
  • mayeskuel  (18.05.11 22:34:50) 
AYY DUURR! kolayı var yahu www.google.com.tr

hatta eğer flick'rdan alıyorsan linkleri 1. resim 2. resim diye hazır link bile veriyor resim başlıklarını da çekip..
  • cinna monster  (18.05.11 22:46:05) 
cinna monster... çok teşekkür ediyorum, aradığım tam da buydu. php, css nedir be abi :)


  • dergus  (19.05.11 01:13:07) 
(bkz: photomosaic)


  • tabudeviren  (19.05.11 03:55:19) 
[]

bir şarkı, grup adı?

arkadaşlar hiçbir örnek veremeyeceğim ama nasıl desem fat boy slims tarzı elektronik müzik yapan bir gruptu... şöyle kemanlı bir şarkıları vardı sanki, toxic miydi neydi adı. rap gibi, elektro dans müziği gibi ama çok kısa bir keman solosuyla nakaratlandırılmış. bulana on hayali altın :)




 
  • oharro  (12.05.11 02:40:35) 
yok abi çok daha popüler bir şey ya... mtv'de falan fena dönüyordu üç dört yıl öncesine kadar...


  • dergus  (12.05.11 02:51:43) 
elektronik kısmı bozdu ama toxic:

soad - toxicity www.youtube.com

şu cover'ı da iyi gayet, kemanlı hem: www.youtube.com
  • domatescorbasi  (12.05.11 11:22:50 ~ 11:24:05) 
www.youtube.com

olabilir mi ??
  • berginyonbaenre  (12.05.11 13:07:19) 
ya arkadaşlar bunlar değil, klibinde zenci bir çocuk oynuyordu sanki. prodigy'nin olabilir ama prodigy diye aratınca bulamıyorum... keman dediğim öyle şarkı bütünüyle kemandan da gitmiyor, çok kısa nakaratında geçiyor ve sürekli tekrar halinde, hatta kemandan ziyade kemençe gibi bir şey.


  • dergus  (12.05.11 14:48:39) 
Chemical Brothers - Galvanize


  • plastik turambar  (12.05.11 19:20:33) 
ha benim güzel kardeşime beee :D yemin ediyorum geberecektim sinirden, evet! chemichal brothers... helal olsun, böyle dandik bir tariften buldun şarkıyı :)


  • dergus  (12.05.11 20:12:45) 
[]

bir oyun vardı? sözlükte baya popülerdi.. dövüş oyunu.

arkadaşlar netten oynanan bir oyundu bu. adını yazıyorduk kendi kendine bir karakter generate ediyordu. o karakter kendi kendine kavga ediyordu. level atlıyordu falan. baya eğlenceli bir oyundu... linkini verebilecek olan var mı?




 
mybrute
www.mybrute.com

  • burbat  (09.05.11 17:35:51 ~ 17:38:07) 
[]

Yeğenim Melodikayı öğrendi, hemde kulaktan... Peki ya şimdi?

Arkadaşlar benim bir yeğenim var, babasından ayrı; bizim evde büyüdüğü için erkek kardeşim de diyebiliriz... Yani beraber yaşıyoruz, kendisi 1999 doğumlu, yani 12 yaşında diyebiliriz... Bu adamın okuldaki müzik dersi dolayısıyla bir melodikası vardı. Ama diğer dersler gibi bu dersle de ilgilenmediğinden, tozlanıp gidiyordu alet... Melodika'nın üzerinde de her tuşun notalarını yazmışlar fabrikasyon olarak. Ben bu adama internetten notaların olduğu bir siteyi göstererek, doğru notalara sırayla basması halinde istediği şarkıyı çalabileceğini öğrettim. Ferhat Göçer'le, Erkin Koray'la falan notalara bakarak çalmaya başlayan yeğenim, geçen farkettim ki hiç notasız, duyduğu şarkıyı melodika'ya dökebiliyor... Yani kulaktan şarkı çıkarıyor. Aşırı zor olmayan her şarkıyı en fazla iki denemede hatasız çıkarıyor üstelik, mesela az önce "hadi yine iyisin" i çaldırdım, sorunsuz çaldı ilk denemede... Üzerine benim tek telli kırık mandolini verdim, biraz kekeleyerekte olsa onu da çaldı... Şimdi gelelim kafama takılanlara;

1-Bu bir yetenek midir? Yetenek ise ciddi bir yetenek midir?(Kulak olayını 1 hafta gibi bir sürede çözmesi gibi...)

2-Bu adamın diğer dersleri çok kötü ama resime, taklite, tiyatroya, spora ve bu olayla birlikte müziğe acaip bir ilgisi var; ne yapmak gerekir?

3-Bu bir yetenekse, bu iş melodika ile gitmemeli... Neye geçmek gerek? Klarnet gibi üflemeli bir çalgıya mı? Yoksa gitar, bağlama ya da mandolin gibi telli bir çalgıya mı? Hatta kemana mı?

4-Bu işi bir hoca takviyesiyle mi sürdürmeli, yoksa kendi haline mi bırakmalı? (Adam otoriteden hiç hoşlanmayan bir tip, malum babasız büyümek vs...)

Kısacası enstrüman çalmayı çok istemiş ama becerememiş bir adam olarak yeğenim beni heyecanlandırıyor ve elimden geleni yapmak istiyorum. Çocuk belki de hayatını kurtarır bu şekilde.

Hepinizin tavsiyelerini bekliyorum, özellikle müzisyen arkadaşların...

Saygılar...

 
bence yetenek, önce bir hocayla gorusun. hayatını bu alana adamak isterse -ki derslerle pek arası yok demişsiniz- anadolu güzel sanatlar lisesine gidebilir.


  • heyamo  (03.05.11 02:01:29) 
çok enteresan. kesinlikle yetenek. mozart 5 yaşında ilk bestesini yapmış mesela, dehasının kanıtı olarak ortaya sürülüyor, kimbilir yeğeniniz de bir dehadır.

neye geçmeli olduğu konusunda bilgim yok ama ben olsam üzerine düşerdim. en azından böyle üstün yetenekli çocuklarla ilgilenen bir kurum kuruluş bakardım. kesin vardır.
  • eyke  (03.05.11 02:04:21) 
[]

icradan nasıl araç alınabiliyor?

Arkadaşlar, icradan araç almak hakkında gerçek anlamda bilgisi olan, fikri olan var mı? Varsa yardımcı olabilir mi? Ben 15000 tl gibi bir sermayeyle, icradan araç alıp, satarak üç beş bir şeyler kazanmak istiyorum; zahmetini de çekerim problem değil... Ama prosedürü nedir, nasıl girilir, nasıl yapılır tam anlamıyla bilmiyorum... İnternette senelik ücretle üye olunan danışman şirketler var, sizce üye olmaya değer mi? vs, vs, vs... Özellikle ilk elden tecrübeli olan arkadaşların fikirleri çok önemli, saygılarımla...




 
tek arabalık değil ama biraz sermayen vara o firmalara para ver, üç beş derken bakmışsın iyi kazanıyorsun ;)


  • alchemistt  (01.05.11 02:13:50) 
sahibinden.com'da ilan veren icra daireleri görmüştüm.


  • hevipeyra  (01.05.11 02:32:06) 
açık artırmalara falan katılıyorsunuz. eskidji de bazen ilanlar çıkıyor, icralık araçlar için. bunun dışında açık artırma yer ve saat bilgileri olan siteler de var.

yalnız bunun da piyasası var. galericiler gelip alıp gidiyor. siz de bu işin ticaretine girmek isterseniz muhtemelen fiyatı artırıp zararına bile olsa size bırakmazlar diye düşünüyorum.
  • sttc  (01.05.11 02:59:30) 
açıkartırmayı vs, biliyorum da... yok işin mafyası var, yok yedirtmezler; yok öyle ucuza gelse herkes oradan alırdı diye binbir tane geyik dönüyor etrafta... arkadaşlar, sene olmuş 2011; sahi hala mafya adı altında, bizi tehditle ihaleden uzaklaştıracak adamlar var mıdır oralarda ya?


  • dergus  (01.05.11 03:22:29) 
icra memurları o tür ihaleleri gizlice haber verip eşe dosta aldırıyorlardır malları merak etmeyin.yedirmezler yurdum insanına ucuz malları


  • withoutea  (01.05.11 08:04:43) 
icra memurlarının bile mafya ile bağlantısı var desem ne dersiniz? sözüme herkes alınganlık etmesin. yalnız yıl olmuş 2011, bura dağ başı mı mafya nalaka demeyiniz... bal gibi oluyor. sakat işler bunlar. kolay kolay size bi şey düşüreceklerini sanmıyorum.


  • evegirmekistemiyorum  (01.05.11 10:16:45) 
Sene 2011 olmuş ne mafyası mı?

İstersen bir dene bakalım, mafya var mı yok mu bizzat tecrübe edersin
  • efrasiyab87  (01.05.11 12:12:39) 
mafya hocam, çatır çatır hemde. çok büyük paralar dönüyor, sanırmısın dışardan elini kolunu sallaya sallaya gelen birine yedirsinler.


  • arph  (01.05.11 14:31:03) 
[]

istanbul'da farklı et türleri temin edebilebilir mi? (deve,geyik,tavşan vb)

arkadaşlar, iflah olmaz bir etobur olarak uzun süredir çözemediğim bir problem bu. gerçi çözmek için gayret göstermiş de değilim ama, sormaya çekiniyorum açıkçası kasaba falan... neyse, mevzu şudur; ben deve, geyik, tavşan gibi hayvanların etlerini hiç yemedim. ve merak ediyorum, ancak temin edebilecek bir yer gelmiyor aklıma. tavşan konusu biraz daha kolay gibi görünse de, özellikle "geyik" ve ikincil önemli olarak deve etini ve sucuğunu istanbul'da nereden bulabilirim? bir fikri olan, yardım ede... saygılar obur kardeşlerim....




 
bence vedat milor'e danış.


  • mea maxima culpa  (30.04.11 03:19:12) 
geyik te tavşan eti de güzel değil agzının tadını bozma. tavşanın gideri var biraz ama.


  • rurouni  (30.04.11 03:41:30) 
real'de tavşan satıldığını görmüştüm.


  • silver apple  (30.04.11 07:25:53) 
geyik eti güzeldir, tavsiye ederim, amma velakin yurtdışında yemiştim ben. Türkiye'de bulunanlar nasıldır bilemem


  • bonjurkes  (30.04.11 09:55:55) 
kadınlar pazarı, fatih.


  • dengizik  (30.04.11 21:43:02) 
kadınlar pazarını bilirim... ama sağlıklı olur mu ki? geyik eti diye, at eti yedirmesinler?


  • dergus  (01.05.11 01:56:03) 
[]

insan kökenini öğrenebilir mi?

arkadaşlar bildiğiniz gibi şecere tutmayan bir milletiz... ataları öldüğü gibi, bütün eşyalarını fakire fukaraya dağıtarak, izini silen; ve nedense dedesinin, dedesini hatırlamayan bir toplumuz. yani büyük oranda, bir noktadan sonra ki genelde 150 yılın ötesine geçmez, -acı da olsa- piçiz... mesela ben, dedemin adı bekir, onun babasının adı osman, onun babasının adı halil o noktaya kadar nüfus müdürlüğünden öğrendim, fakat gerisi meçhul... ki 1870'lere kadar gidebilmiş oldum sadece... e iyi de bunun çok daha öncesi var, hadi 1000 yıl öncesini geçtim; insan 1400,1500'lü yıllarda nerede olduğunu, ne olduğunu merak etmez mi? bunun ırkçılıkla falan alakası yok, insan ortaasya göçmeni mi(ki tipimiz hiç öylesiniz demiyor), rum dönmesi mi, ermeni dönmesi mi ne olduğun merak ediyor. ki misal, bu özellikle wasp türkler için önemli bir sorun. zira misal, bir kürdün kürtlüğü, bir alevinin aleviliği, bir ermeninin ermeniliği daha net bir durumken, misal konyalı sünni bir türk olan ben; daha muamma da kalıyorum... zira çoğunluğu temsil ettiğim için, 300-400 yıl önce sünni türk olmama ihtimalim daha yüksek... bunu öğrenmenin bir yolu büyük ihtimal yok ama yine de meraktan soruyorum arkadaşlar, hiçbirşey yapılamaz mı? bir ara national geoghrapic dna testi, kan örneği atalarınızın fosiller üzerinden nereden geldiğiniz tarzda bir takım şeyler çeviriyordu ama hiç takip edemedim... bu konuyu merak eden, ilgilenen yazsın... saçmalamakta serbestiz.




 
eğer ailenin tuttuğu belgeler,mektuplar vs gibi şeyler varsa bunları bulup iz sürebilirsin.

onun dışında tek başına yüzlerce yıl geriyi araştırman zor.
bunun için profesyonel yardım almalısın.

edit:bu national geographic olayını bende yaptırıcam.
büyük ihtimal bir ucum kenya'ya diğeri koreye düşecek.
  • latios  (27.04.11 01:49:40 ~ 02:02:34) 
bizimkiler çıkardı şecereyi... balkanlar tarafına gittiler ordaki arşivlerdeki nüfus kayıtlarını buldular, dedektif gibi iz sürdüler, konya tarafından zamanında balkanlara yerleştirilmiş olduğumuz anlaşıldı...

diyeceğim şu, bulunuyor yani. ama sağlam bir arşiv okuyabilen dil bilen adam lazım her türlü..
  • istanbluer  (27.04.11 01:49:40) 
genographic.nationalgeographic.com

böyle bir proje vardı, dna nı gönderip sana döküyolardı durumu şurada konuyla ilgili bir yazı da mevcut

www.biyolokum.com
  • freebird5406_2  (27.04.11 01:59:07) 
Araştırmayı bilirseniz illaki bir şekilde geriye gidiliyor. Önemli olan aradaki kopuklukları bulabilmek. Zaten bir obaya, bir aşirete, bir kabileye vs ulaştıktan sonra gerisi geliyor.


  • johan sebastian  (27.04.11 02:32:18) 
seceremizi tutmayan bi millet değiliz, tutuyoruz ama fakat lakin ki öyle değildir. çünkü latin alfabesinin cumhuriyet ile beraber gelmesi ve eski belgelerin çoğunun arapça olması ve özel izinlerle incelenmesi işi zorlaştırıyor. ilber ortaylı değilim ama bence herkes aile ağacını ilk nüfüs sayımından yola çıkarak bulabilir çünkü askeri ve vergilendirme amaçlı olduğu için ilk sayım(1826) ailede kaç kişi var, çalışan sayısı, dini, mezhebi yüksek ihtimalle kayıt altına alınmıştır. ama bu seferde belgelerin incelenmesi konusu açılıyor tekrar, zor iş yani ben karışmam hacı


  • 05  (27.04.11 02:42:22 ~ 02:43:15) 
  • nekodunlangafana  (27.04.11 07:27:07) 
[]

peki ben bu pc'yi kaça satabilirim?

arkadaşlar sahibinden.com'a ve, market'e bir ilan koyacağım ama gerçekten fiyat biçme sıkıntım var benim. e artık yavaş yavaş desktop pc olayı da bittiği için ciddi ciddi kaç paraya koyulmalı minvalinden bir soru da ben sorayım dedim, zira altta arkadaşın biri sormuş.

amd athlon 64X2 dual 4000+ 2,20ghz işlemci
2gb ddr2400 ram
asus m2 avm anakart
onboard ati x1250 ekran kartı, hdmi çıkışlı
17" philips tüplü monitör
140gb harddisk
feel marka siyah kasa
lg marka cd-rw
onboard adsl modem

başka da bir şey yok. benim işimi gören, güzel bir bilgisayar ama ne eder, ne etmez bilmek istedim. saygılar...

 
150 tl


  • blackdog  (27.04.11 01:38:36) 
[]

ales

arkadaşlar sanırım hayatımın en büyük mallığını yaptığımı az önce farkettim. yarın sabah ales olduğunu öğrendim önce. sonra da sınav yerimi öğrenmediğimi fark ettim. şifremin yazılı olduğu kağıdı kaybettiğimi akabinde de... ösym'nin sitesinden şifremi unuttum diyorum, site bozuk; hata veriyor. sınava nerede gireceğimi öğrenebileceğim başka bir yol var mı? yoksa sınava giremeyeceğim, acil yardım.




 
geçmiş olsun.


  • roket adam  (24.04.11 04:15:00) 
yarın bulunduğun şehirde ki "ösym merkezi" çok erken saatte belki açık olabilir. oraya gidersen yardımcı olabilirler. şu an için aklıma başka birşey gelmiyor. umarım sorunun çözülür.


  • anarsist devlet memuru  (24.04.11 05:17:47 ~ 05:18:30) 
sistem şu an için çalışıyor. giriş yaptım.


  • karlmarx  (24.04.11 05:50:05) 
[]

Worms armageddon, erotik fotoğraf sorunsalı, bir ben miyim?

arkadaşlar bundan 10 sene önce, worms armageddon cd'si almıştım. ama içinden oyuna ek olarak japon erotik fotoğraflarının olduğu bir klasörde çıkmıştı. bu sadece benim mi başıma geldi? yoksa aynı kopyadan alan başka arkadaşlarda var mı? acaip merak ediyorum.




 
ben de beyazıttan fifa 2010 diye fizik dersi aldım. ama merak etmiyorum :) sana has bişeydir kesin.


  • nezareten taharet  (20.04.11 05:06:28) 
ama cd korsanda olsa fabrika baskısıydı be abi. bir bana mı geldi o kopyadan.


  • dergus  (20.04.11 05:14:27) 
korsan cdci yine de iyi niyetli gibi.


  • atanury  (20.04.11 05:16:31) 
kampanya varmış o zaman herhalde?


  • sarper361  (20.04.11 05:50:50) 
emin ol o hayalle çok cd karışıtrmıştım küçükken ama worms da böyle bir şehir efsanesi vardı.. aradım taradım bulamamıştım...


  • mormormorius  (20.04.11 06:18:22) 
bendeki cd'de de vardı. hatta çanakkale'de yaşayan ve bu oyuna sahip olan herkeste vardı. o zamanlar internet neyim de 56k, tek arşivimiz buydu hatta =)


  • exordinary  (20.04.11 07:06:19) 
japon hatunlardı di mi üstad? tek tek isimlerinin olduğu klasörler vardı, school girls fantezisi falan vardı. ama sansürsüz değildi.


  • dergus  (20.04.11 17:20:23) 
[]

1967 opel cadett

arkadaşlar, eski arabalara merakım var; ancak nasıl toplanır, nasıl yapılır hiçbir bilgim yok. çok uygun fiyata, çalışır yürür vaziyette bir opel cadett buldum, 1967 model; coupe. çok tatlı bir araç. bu araba her ne kadar şu an yürüyor olsa da, zamanla illa ki dert yaratacak. misal motorla alakalı bir parça bozuldu, karbüratör ya da nebileyim, buji kabloları vs... ya da ön takımlar gitti, aks başı, salıncak falan gerek. bu parçalar istanbul'da rahatça temin edilebilir mi? yoksa hep özel sipariş mi yaptıracağız? fikri olanın yardımını bekliyorum, saygılar.




 
garanti yer bostanci oto san. ama gercek sevgin yoksa bosuna girme , insana tovbe ettriyo gordugun yerler.


  • kreider  (13.04.11 01:39:34) 
hep özel sipariş veya çıkma arayacaksın sanayi sitelerinde. bulunca kaçırmayacaksın. ben doksanlı yıllarda 72 cadett için bile eziyet çekiyordum. yıl olmuş ikibinonbir yedek parçası çok zordur.


  • trocero  (13.04.11 08:51:42) 
[]

scooter ne gibi bir masraf çıkarabilir?

arkadaşlar çok ucuza scooter almak istiyorum.

biri mondial 125 zn, 500 tl.
diğeri de, mondial 125 mt, 250 tl.

500 olan temiz gibi duruyor, 250 olanın kaporta plastiği kırık hep.

ama sonuçta 500 olanda neden 500 diye soruyor insan, piyasa hep 1000 civarı zira.
ben alırken tabii ki bir ustaya götüreceğim ama, komple motor yaptırsan 200 tl falan diyorlar olası arızalarda. size soruyorum, bu tip çin scootlerlar, nasıl bir masraf açabilir ki bana kötü bir ihtimalde?

 
o fiyata sağlam bi alet olduklarını sanmıyorum, bu kadar ucuz olduklarına çoktan sorun çıkartmışlardır ve satılmayı bekliyolardır, bence bi ustaya götürmeden satın alma. geçen bi bisiklet aldım bu ikisinin toplamının iki katı para ödedim, bunların motoru bile olmayabilir :)


  • karlmarx  (12.04.11 03:48:32) 
canlar benim merak ettiğim, olası arızaların ne gibi fiyatlara yaptırıldığı? misal veriyorum, motor yaktı; piston kırdı, şu oldu bu oldu. otomobil mevzuu gibi milyarlık masraflar çıkabiliyor mu bu sektörde de?


  • dergus  (12.04.11 04:24:25) 
ya da paraya kıyıp, tekirdağ'da 1000 tl'ye honda beat var, onu mu alsam?


  • dergus  (12.04.11 05:03:03) 
çin malı motor alırsan sıkıntın asla bitmeyecek. şöyle düşün bundan 2-3 sene önce ucuz scooter furyası başladığında yollar çin malı motor kaynuyordu. şimdi neredeler hiçbiri yok. hepsi hurdaya çıkmış durumda.

şöyle düşün mc donalds, burger king gibi paket dağıtımcıların tek seçimi honda activadır mesela. o activaların neler çektiğin her gün aralıksız kaç km yol yaptığını bir bilsen ve nasıl kullanıldıklarını görsen. çin malı bir motor en fazla o tempoya 15 gün dayanabilir abartmıyorum. hondalar senelerce dayanıyor. aradaki farkı sen gör artık.
  • orpheus  (12.04.11 05:26:49) 
Komple motor 200 diyenin azına bir tokat at ki biaha konuşmasın. En boktan çin motorunun bile komple motoru 400 TL'den fazla. Ama aldığın motorun KM'si 20.000'den fazlaysa sorun çıkarmaya balar


  • korg  (12.04.11 11:45:20) 
hiç bi motorun çin malı olanını almamalısın. birazcık kıy paraya git honda activia al. mesela dikkat et çoğu paketçi motorları activia'dır. neden sence ?


  • antihero  (12.04.11 12:51:18) 
[]

8000'e klimalı ve az yakacak araç. karşılaştırma ve hangisi önerilir durumu

93-94 mazda 323 sedan/hatchback
94-97 ford escort
90-92 a kasa opel vectra(2000 motor)
94 hyundai excel 1.6
97 daewoo nexia
93-97 kia sephia
92-96 hyundai elantra 1.8 veya 1.6
90-94 mazda 626
1989-1991 toyota corolla 1.6 (en eski kasa, yani efsane kasa değil)
95-97 dökük hyundai accent
1988-1990 honda civic 1.6
1993-1997 biraz dökük renault 19 europa

arkadaşlar araç lpg'li olacak, az yakacak, klimalı ve hidrolik direksiyon olacak; bunlardan birini artık seçmem lazım yaz piyasası başlayıp ortalık kızışmadan... tavsiyelerinizi sebepleriyle birlikte bekliyorum.

 
en mantıklısı ford escort gibi görünüyor...


  • p a t r i o t  (04.04.11 01:25:28) 
abi bu yazdigin arabalarin cogunlugu 8 etmez.internet uzerinden elde ettigin rakamlara inanma.cogunlugu yerse fiyatlari veriyorlar.bu listeden olacaksa renault 19 iyi olur satarken zorlanmazsin.escortu daha yuksek model alabilirsin.ornek olusturacaksa 98 model stw olanini 2 sene evvel 8 e almistim bir arkadasim icin.

honda civic coupe yide daha yukari model bulabilirsin.92 93 olanlarini alabilirsin 8 e.o kasasi daha guzeldir.satisi kolaydir.
  • cizgilipijama  (04.04.11 01:37:13) 
elde kalmaması (patlamaması) açısından renault 19.


  • farnerud  (04.04.11 01:39:13) 
listede yok yüksek ihtimal düşünmüşsündür de ama uno yu da al bence listene temiz 98-99 olur en azından... hem daha kolay satarsın...

edit. ha klima+hid. direksiyon... bişey diyemem...
  • maxpainn  (04.04.11 01:43:01 ~ 01:46:56) 
git hyundai excel al abi. o yabancı kasalardan. zaten motorları 1,6 falan oluyor diye hatırlıyorum. aslan gibi araba. niyetliysen o fiyata da bulursun kesin. kırık dökük arabalar alacağına birkaç sene taşıyacak bir araba almış olursun. 91-92 corolla 1,6 da çok iyidir, gl bulamazsın belki ama xl de olur. klimayı zaten her modelde isteğe bağlı satıyorduk o zamanlar. sağlam arabadır, hala taşır yani.


  • gkhncnzdgn  (04.04.11 02:35:34) 
ilk kasanın makyajlısı reno clio 1.4 motor 98 - 99 hatta belki 2000 model bile bulabilirsiniz bu paraya. yıllarca kullandım bana mısın demedi. satarken de reno olduğu için çok rahat satarsınız


  • atrin  (04.04.11 09:56:54) 
8 milyarı atma sokağa. bunların hepsi çöp. biraz daha bekle, veya borç harç kredi bul hacı.


  • serafettinn  (04.04.11 11:32:26) 
93-94 mazda 323 sedan/hatchback
bunu al.

  • ForzAras  (04.04.11 19:00:07) 
[]

Yıpranmış durumda 2001 Mitsubishi Carisma alınır mı?

arkadaşlar, adam 6000 tl'ye veriyor... ama nasıl desem, motordan subap vurma sesi gibi bir ses geliyor. kaporta da tahmini 700-800 tl'lik masraf var, kaza masrafı değilde; yıpranmış gibi. Tamponda çatlaklar vs. Asıl masraf iç döşemede... Otomatik cam düğmelerinin hemen hemen hepsi kırık, döşemelerin sadece süngeri var. Koltuklar deri ama yırtık. Ve en fenası, aracın ön konsolun ortasındaki kafes mi diyorlar, ne diyorlar işte düğmelerin teybin falan olduğu yer, olduğu gibi kırık. Koca bir boşluk var orada, yani nasıl desem; düğmeler var ama boşluktalar. Bunun dışında araç ön takım istiyor ve sunroof düğmesine basınca, bir ses geliyor ama sunroof çalışmıyor. bana 2500-3000 tl masrafı var gibi geldi ve bu şekilde cazip geldi. hem toplayıp binmesi daha da zevkli olur diye... sizce girilir mi? dijital klima, sunroof, abs, çift hava yastığı, 1.8 gdi motor. düşük yakıt tüketimi sunuyor ancak lpg takılamıyor vs...




 
ben kesinlikle girmezdim.


  • xenophobe  (19.03.11 21:32:22) 
bunca masrafın üstüne araba bi de motor isterse tamamen elinizde patlar. diyelim ki patlamadı bu şekilde aldınız. otomatik olarak yine size maliyeti 10000 lirayı bulacak. ayrıca arabayı bu şekilde kullanan bi adam bunun vergisini pulunu zartını zurtunu da ödememiştir. siz bunu söylediğinize ; abi 6000'e araba alıyosun 300 lirayı mı arıyosn der. bence hiç uğraşmayın gidin 11 12 bin liraya 2004-2006 arası Corsa cdti veya 206 Hdi alın


  • siypancak  (19.03.11 21:33:55) 
2500 tl vergi borcu var ama benden aldığı parayla ödeyecek. ben mesela deri yerine kadife döşettireyim koltuklara dedim, hadi onlara kapı döşemeleri dahil 650 tl gitsin. dış kaportaya da 700 tl harcasak. ön konsol mevzu ve otomatik camlar+sunroof bize 1000 tl'ye mal olsa... ön takıma 500 dedim, motor da bir 500 istese etti sanaa, 3300 tl. muayeneyi+sigorta ya da bol keseden girip bir 800 tl desem; 4100 tl para yaptı ama 10100 tl'ye tertemiz carisma'm oldu gibi. şimdi bakıyorum, aracın muadilleri en düşüğü 12-13000'den başlıyor. girilmez mi hakikaten, kafadan 2000 tl karda gibiyiz, masrafları bol bol yazmama rağmen...


  • dergus  (19.03.11 21:42:33) 
emin olun hiç beklemediğiniz yerlerden hiç beklemediğiniz masraflar çıkar. örneğin lastik isteyebilir alın size 400 lira daha masraf ve en önemlisi yama yapacağınız için satarken çok problem yaşarsınız. bi kere piyasası çok olmayan araba,galerici asla ( temiz bile olsa ) o arabayı 12000'e almaz (takas haricinde).

benden size tavsiye,yarın bi araba pazarına gidin. orda bi piyasa araştırması yapın
  • siypancak  (19.03.11 21:49:49) 
lastiği unuttum tabii, lastik istiyor.


  • dergus  (19.03.11 21:52:42) 
mitsubishi carisma cok güzel bir arac, doğru seçim bravo ama kendi servisi 1.8 motora yaklaşma diyor.

12 bin liraya 1.6 bulabilirsin, başın da ağrımaz.

dizel motor öneren arkadaşlar da enjektör takımlarının 2000 lira civarında olduğunu unutmasın lütfen.
  • unbeknown the black  (19.03.11 22:44:02) 
hocam otomatik cam düğmesinin 200 tl olduğu bir devirde yaşıyoruz.
maddi sıkıntı olmayacaksa tabii ki harabe durumundaki bir aracı kullanılabilir hale getirmek zevkli olacaktır.
amacınız olabildiğince ucuza getirip güzel bir araba sahibi olmaksa kesinlikle bulaşmayın derim.10.000e temiz bir carisma bulabilirsiniz.
  • p a t r i o t  (20.03.11 00:19:23) 
[]

peugeot 405'i nasıl bilirsiniz?

arkadaşlar, araç arama çalışmalarım sürüyor; peugeot 405, yakıt tüketimi, yedek parça, masrafsızlık kriterlerini göze alarak. brodvey, şahin, tofaş edebiyatına da girmeden, ucuz fiyata eski ama az sorunlu, konforlu, hatta klimalı araç arıyorum. mazda 626 sordum, pek önermediniz. peki ya, peugeot 405? daha önce bende kia pride vardı, parçası ondan daha zor bulunmaz herhalde ki, ben kia'nın parçalarını da buluyordum rahatça...

iki örnek var,

biri, 93 model, klimalı, çelik jant yok; pek hoşuma gitmedi ama klima işte ve 3 yaş daha büyük diğerinden; 6000'e veriyor.

www.sahibinden.com

diğeri, 90 model, klima yok. çelik jant falan var, daha temiz duruyor. ama 90 model. adam 5250'ye veriyor.

www.sahibinden.com

hangisi daha iyi? daha da ötesinde, bu araca girilir mi? lpg ile şehir içi 25 kuruş yakar mı? vs vs vs ? mazda 626 ile bunun arasında gidip geliyorum...

 
fransızın tenekesi diye anılıyor otokopta. kime sorsan gosterir.


  • paudi  (17.03.11 23:55:02) 
biri kırmızı diğeri bej renkli tabut.


  • kumarvekadin  (18.03.11 04:33:51) 
[]

93 model mazda 626 alınır mı?

arkadaşlar fiyat 6500, kaporta oldukça düzgün, klima var, dört cam otomatik, manuel vites, sıralı lpg takılı, ruhsata işli. muayene var. 195,000 km'de... alınır mı? alınmaz mı? yakıt ne yakar tahmini? tavsiyelerinize muhtacım. bu araçların yedek parçasını falan bulması zor oluyor diyorlar, özellikle 93-97 arası kasayı önermiyorlar lakin, kia pride gibi bir aracın parçalarını rahatça bulabildiğim istanbul aksaray'da bu aracın da parçalarını bulurum rahatça diye düşünüyorum? fikirleriniz nelerdir?




 
motor kaç cc?


  • score  (17.03.11 01:07:31) 
1600 üstadım, 2000 cc'den korkarım zira...


  • dergus  (17.03.11 01:19:05) 
alma hocam alternatif bak. kilometresi ile oynanmış bilgin olsun.


  • score  (17.03.11 01:22:46) 
üstadım nasıl vardın böyle bir kanıya?


  • dergus  (17.03.11 01:23:25) 
93 model o sınıfta bir araç 195.000 kilometrede olamaz.

parça ve bütçe açısından peugeot bakabilirsin.
  • score  (17.03.11 01:28:07) 
alma parana yazık.
km si harbi ilgi çekici yani adamın bunu 10 yıl garajda yatırması lazım.
2007 modellere bak bakalım bu km var mı?
servisde banko sorun yaşarsın.
bunlar mazdanın m.ö. üretimi gibi bir şey.
model çok düşük hem 2 sene de sen kullansan araba 20 yaşına gelecek
  • seyduna6687  (17.03.11 01:31:07) 
fiyatı daha da düşürebilirlerse (5000 gibi) ve kısa vadeli kullanılacağı düşünülürse alınabilir. 18 senelik mazda almanın her halükarda ölü yatırım olduğunun bilincinde olman lazım. elden zor çıkarılır, parçaları nispeten pahallıdır vs. amma ve lakin "ucuza buldum, şahin alacağıma bunu aldım. iki üç sene kullanır ölü fiyatına elden çıkarırım, verdiğim paraya acımam" gibi bir zihniyetle alınabilir.


  • blackdog  (17.03.11 02:44:55) 
kilometresi orjinal olabilir, arabaya bakmadan oynanmış demek saçma. benim eski arabam 94 modeldi ve kilometresi 115 bindi. arabanın tüm seceresini biliyorum. ablamın 2003 model corsası 32 binde. olabilir yani yüksek yaşa düşük kilometre. ama 626 diyince benim aklımda çok kötü bi imaj var. bizim bi tanıdığımız da vardı acaip illalah etmişti arabadan. her ay servisteydi.


  • s e ff a f  (17.03.11 15:49:40) 
323'üne bak istersen bir de, harikalar yaratıyor.


  • ForzAras  (17.03.11 15:57:44) 
323, 99 kasaları önerir misiniz?


  • dergus  (17.03.11 22:20:38) 
[]

Tahtakale'de ne yapıyorlar? Döviz, möviz...

arkadaşlar, bu dolar, euro olaylarıyla alakalı haberlerde neden hep tahtakel'yi gösterirler? orada ne yapıyorlar? anlık düşüş ve yükselişlerden yüksek meblağlarda yatırımla, kar mı yapıyorlar yoksa? istesek bizde yapabilir miyiz? saygılar.




 
al eline bi telefon, araya karışıp bağır çağır bence. kimse fark etmez kaynarsın çaktırmadan.


  • serseri marti  (15.03.11 09:10:42) 
orada yapılan şey döviz ve altın alım satımıdır. aldıkları dövizin üzerine bir kaç kuruş ( meblağ önemli tabii) koyarak satarlar ya da alırlar. düşüş ve yükselişlerden kar etmek için orada alıp satmanız gerekmez, bunu her yerde yapabilirsiniz, oranın farkı bu işin toptan yapılan ve komisyonun en az olduğu yer olmasıdır. bu arada, merak etmeyin orada herkes birbirini tanır.


  • greenplease  (15.03.11 10:13:10) 
[]

7000 tl'ye az yakan çok kaçan araç bakıyorum, ne olabilir?

ısrarla broadway olacak gibi görünüyor ama daha yaratıcı ihtimaller yok mu arkadaşlar? ne bileyim, en azından bir hidrolik direksiyonu olsun istiyor insan... evet ne kadar ekmek, o kadar köfte lakin, 90-92 corolla'lar, 91-93 peugeot 405'ler, 90-94 opel vectra'Lar, tipolar, tempralar düşünülemez mi? birde yedek parça konusunda çok sıkıntı çıkarmamalı... lpg ya da dizel olabilir, benzinli olmaz diyor ve sazı size bırakıyorum...




 
bizde bi tipo vardı (98 model 1.4 benzinli sonra lpg takıldı). 7500 e sattıydık galiba. hemde hidrolik direksiyonluydu :p bi ara bak bulursun aslında.


  • rereroro  (13.03.11 08:43:45) 
dizel o kadar ucuza bulamazsın.
vectra nın masrafı çok olur
91 peugeot arızaları seni usandırır.
broadway eğer genç isen, amele arabası gibi.
corolla nın temizini bulabilecek misin?


91 golf 2 bak. benzin artı lpg li,
sahibindende fiyatları yüksek ama 6 liraya bile bulabilirsin.
vwtr.net e gir golf 2 bölümüne. koca koca adamlar hastasıyız biz bunların.

bunun dışında hyundai accentlere bak, 1 milyar falan daha koy azcık daha biriktir olabilir.

opel corsalara falan girme, nefret ediyorum işçiliğinden bize( tamircilere) çok para kazanıdırıyor zor olduğundan. canın yanar.

honda civic 91 dicem ama ya hep modifiyelidir, ya motorları ölüdür. temiz bulamayabilirsin.

illa araba diyorsan sadece sahibinden e bakma. herkes oradan temiz araba kapmaya çalışıyor. istanbul' daysan kalk pazarları dolaş nursu ymuş kartal mış sefaköymüş yenibosnaymış artık nereye gidersen. beğendiiğin arabaların dıştan fotolarını çek. telefon numaralarını al. kendi ustana önce dıştan bi göster. değer buna derse, gidersin ustanla baktırırsn arabaya alırsın. yoksa aa ben bunu çok beğendim diyip araba almaya kapılma.
  • ykyt  (13.03.11 09:02:49) 
panpa bence en iyi seçenek 93 94 modellerde civic ex hb ler var, onları tavsiye ederim.Onun dışında tipolara da bakabilirsin.


  • chaoslord  (13.03.11 11:12:59) 
2 sene önce 6000 e '90 golf satmıştık. tipleri çok çirkin olabilir ama, iyi bakıldıysa masrafsız arabalardır, 2004 peugeot var şimdi onun yüzde biri kadar bile sorun çıkarmıyordu.


  • kenarortay  (13.03.11 11:43:49) 
suzuki swift +1

peugeot 106 gti'lar da iyi ama fiyat aralığı hakkında bilgim yok
  • nukleermalkav  (13.03.11 12:13:45) 
2000 model fiat bravo sx olabilir o paralara. 1.6 motor 100 beygir. abs-klima olabiliyor bazısında.


  • orpheus  (13.03.11 18:49:39) 
banko twingo ustu acilir temiz bulursan kacirma bu segmentteki en iyi standart ozelliklere sahip.


  • kut  (14.03.11 00:03:09) 
[]

adam gibi açıkartırma için?

arkadaşlar ben gg'den ürün satıyordum. ancak açık artırma sayesinde mallarım iyi fiyatlardan gidiyordu. sanalpazar dışında alternatifimiz yok mu şimdi? ebay'dan yabancılara satsak, gümrüğü, vergisi çok mu zorlama olur? antika radyo, enstrüman, kitap falan satıyordum. gg çok iyiydi ancak kapattı açık artırmayı... ne dersiniz? nedir bu işi yürütmenin formülü?




 
Şu an için sanalpazardan başka seçeneğin yok.Ebay konusunda ise eğer elektronik satacaksan yurtdışında illaki senden daha ucuza satan binlerce rakibin olacaktır.


  • matsiyah  (13.03.11 02:34:08) 
elektronik eşya değil. eski fotoğraf makinaları, oyuncaklar, daktilolar, kitaplar vs...


  • dergus  (13.03.11 02:50:06) 
[]

93 Ford Taunus GTS 2.0

Hidrolik Direksiyon, 115 Beygir, Mustangvari görünüm, 5000 tl'lik fiyat... Alınır mı? Masraflı mıdır? LPG'de taksan çok yakar mı?




 
girme.


  • cizgilipijama  (28.02.11 01:15:46) 
aman diyim.


  • orpheus  (28.02.11 05:43:31) 
neden peki canlar?


  • dergus  (01.03.11 00:05:42) 
üzülürsün ondan.


  • orpheus  (06.03.11 02:33:04) 
[]

gittigidiyor'daki açık artırma olayı kapandı, e şimdi ne olacak?

arkadaşlar ben ciddi ciddi geçimimi buradan sağlayan bir adamdım. 2 aydır sefilleri oynuyorum. ebay.com.tr açılacak dediler, ses seda yok... yok mu bir fikri, bir önerisi, bir bildiği olan? antika objeler satıyordum ben buradan, plaklar vesairler. kaldı hepsi elimde. açık artırma ile güzel fiyatlara gidiyorlardı...




 
yapacağın en iyi şey en oluru fiyattan biraz daha yüksek bir rakam koymak ürüne. alıcısı yine alıyor ürünleri. bazıları yüksek rakamlar koyup pazarlıklı diyor. o şekil bir yöntem bulmuşlar. ayrıca açık arttırmanın son haftasında bir ürünü 1 liradan koydum 275 lirada kalmış satmamıştım. sonraki hafta 340 liraya koydum ürünü ilk gün satıldı. yani muadili ürün satan satıcılarla ortak paydada birleşip fiyatları yüksek tutun.


  • okur olma hakkini sakli tutan ilk yazar  (26.02.11 03:40:51) 
üstad, açıkartırma hırsı aldırıyordu benim malları müşteriye... hemen al ile denedim, makul fiyatlar koydum ama yok; talep yaratamıyorum...


  • dergus  (26.02.11 04:16:21) 
aslında fırsat bu fırsat gittigidiyordan kurtulmak için. bende satıs yapıyordum orda yuzde 10 gömcürdüğü için gg meblanın yuksek oldugu urunlerde karı elden alıyodu. bence sanalpazar.com bunlartın yerine gecebilir yuzde 5 komisyon alıyor. satıcılar orgutlenip oraya kayalım. kurtulalım gg den


  • skutsk  (26.02.11 07:36:10) 
GG yerine sanalpazar var şimdi. Şimdilik listeleme tamamen ücretsiz, bir süre daha da böyle olacakmış. mezatlar heyecanlı. Tavsiye ederim.


  • olivia  (26.02.11 10:40:54) 
sanalpazar iyidir oraya geçin gitsin. ben de kullandım 1-2 sefer alışveriş sorunsuz oluyo. günvelik konusunda da bir sıkıntı göremedim sitede. kredi kartı kullanmadan once provizyon falanda alıyolar.


  • rurouni  (26.02.11 13:25:38) 
evet o açıkarttırma olayı aynen dediğin gibi birşeydi.

aynı ürünü 30 tl sabit fiyatla koy. birde 1 tl den başlat mesela. eğer 3-4 kişi arka arkaya teklif vermeye başlarsa o ürün ile aralarında psikolojik bir bağ oluşuyor. açıkarttırmayı kazanma hırsı yüzünden 30 depil 40 liraya satılabiliyordu ürün.

belk en iyi hitmal ile e-bay deki gibi şu fiyata satın al yada şu fiyatı teklif et sistemi gelebilir.
  • orpheus  (26.02.11 15:12:44) 
abi ebay türkiye açılacak ortalık şen olacak diyorlardı yalan mı oldu yani?


  • dergus  (26.02.11 23:11:14) 
yok mu ses veren?


  • dergus  (28.02.11 02:12:21) 
[]

beko all star hakem mevzusu?

arkadaşlar hakemin pozisyon tamamlaması nedir ya? mantıklı bir açıklaması olan var mı? 3 puan yazılıyormuş, kime yazılıyor o 3 puan? allah için anlatın yoksa delireceğim. zaman bükülmesi oldu bende.




 
yahu şov macı hakem atmıs basketi sonra gitmiş masaya uc sayılık yazdırmıs turnike atmasına ragmen.. komiklik şakalar işte..


  • goba  (06.02.11 22:02:45) 
12345678   « Önceki  Sonraki »
buraya yazılanların hakları Sir Anthony Hopkins'e aittir.
yazan eden compumaster, ilgilenen eden fader
modere edenler angelus, Artibir, aychovsky, baba jo, basond, compumaster, deckard, duyulmasi gerektigi kadar, fader, fraise, groove salad, kahvegibi, kaymaktutmayansicaksut, kibritsuyu, monstro, pandispanya, robin, ron dennis
bu sitede yazılanların hiçbiri doğru değildir. site içeriği küçükler için sakıncalı olabilir. yazılardan yazarları sorumludur. kaynak göstermeden alıntılanamaz. devlet tarafından atanmış bir kurumun internet üzerinde kimin hangi bilgiye ulaşıp ulaşamayacağına karar vermesi insan haklarına aykırıdır. web siteleri kullanıcıların istekleri doğrultusunda bağlandıkları yerlerdir. kullanıcılar isterlerse bir web sitesine bağlanmayabilirler. bu güçleri ve imkanları mevcuttur. bir kullanıcı bir siteye bağlanmak istiyorsa bu onun tercihi ve hakkıdır. bağlanmak istemiyorsa bu yine onun tercihi ve hakkıdır. halkın kendisine hizmet etmesi için görevlendirdiği kurumlar hadlerini aşıp halka neye ulaşıp ulaşmayacağını bilmeyen cahil cühela muamelesi edemezler. ebeveynlerin çocuklarını sakıncalı içeriklerden koruması için çok sayıda bedava ve ücretli yazılım mevcuttur. bu yazılımlar bir web tarayıcısını kullanmaktan daha karmaşık teknik bilgi gerektirmemektedir. devletin milletini küçük düşürmesi ve ebleh yerine koyması yasaktır. Skimlinks ile linkler üzerinden yönlendirme payı alınmaktadır.