[]

Rahat bir insan mısınız? (Anket yaparııım.)

Ya ben sürekli bir kaygı, hata yapma korkusu, hata yapınca bir suçluluk duygusu halinde yaşıyorum. Siz de öyle misiniz? Psikoloğa gidicem ama insanların çoğu benim gibi midir onu öğrenmek istiyorum. Rahat olanlar nasıl rahat oluyosunuz allah aşkına, yapı mıdır bu öğrenilmiş birşey mi? Teşekkürler şimdiden..




 
Bende de var o dediklerin ama çok ciddiye almamıştım. Kullanıcı adının hakkını ver biraz :)


  • bigbadabum  (10.08.15 00:36:32) 
kendimden ornek verirsem dibe vurduktan sonra her anlamda daha rahat hareket etmeye basladim, oncesinde cekingen ve utangac bi tiptim su siralar neydi o hallerim diye dusunurum aklima geldikce.

fakat dibe vurmak bi tavsiye degil sadece benim yasadigim bir olay.
  • konets  (10.08.15 00:37:58) 
verdiğim değerin kıymeti bilinmedikçe, insanların duyarsızlığını gördükçe ben de nasırlaşıyorum. yavaş yavaş bi dengeye ulaşıcam heralde.

kimi şanslı; geniş, rahat, stressiz. kimi de geriye baktıkça öğreniyor.
  • sttc  (10.08.15 00:41:29) 
Hata yapınca suçluluk duymak gayet normal de sürekli kaygılanmak ve sürekli hata yapmaktan korkmak pek normal değil.


  • whimsical  (10.08.15 00:57:23 ~ 00:57:34) 
kasıntının tekiyim.

reelde tanıyanların falan da çok azı sever beni. beni sevenlere karşı bayağı rahatım ama. özümde kedi gibiyim anlayacağın.
  • scent of a pastrami  (10.08.15 01:01:52) 
her an tetikteyim, sanırım hayatım boyunca hiç rahat olamadım. yapım bu.


  • devilred  (10.08.15 01:22:10) 
hic rahat biri degilim. oldukca ciddiyim ve yaptigim hersey problemsiz olsun istiyorum. (alt metni hep kazanan taraf olmak-yanlis yapmadigim icin kimse beni suclayamiyor ve ben daha da gucleniyorum.) dolayisiyla iste cok titiz davraniyor ve her detayi on defa kontrol ediyorum bu da zaman kaybetmeme sebep oluyor. bu davranis bicimi dogru mu peki? kesinlikle hayir. uzerinde calisiyorum, umarim bi gun hic sallamayan rahat bi karakter olacagim ben de.


  • jam  (10.08.15 01:32:08) 
ohooo bunlar bende, erkek arkadaşımda ve ailemdeki çoğu insanda var. ben antidepresan kullanıyorum şu anda çok mutluyum ehuheuhue ama benim dediğime bakma tabi, psikolog ve yönlendirirse pskiyatrist ile yürütebilirsin tabi bu kaygı ve korkularını. ama şunu diyeyim ki, bu dediklerin benim etrafımdaki -aile dışındaki de- çoğu insanda var, yaşadığımız dünya olsun, bölge ve ülke olsun, bizim toplumumuzun etkisi olsun hep ruh halimiz üzerinde etkili. dahası, seratonin nörotransmitterlerinde bir sorun vardır -az salınıyordur ya da yanlış zamanlarda salınıyordur- ahanda sana bir sürü korku, kaygı, endişe felan.. o yüzden, psikoloğa ve gerekiyorsa pskiyatriste git, ilaç tavsiye edebilir, etmeyebilir de; terapi verebilir, kardeşimin doktoru mesela düzenli spor yapmasını önerdi, ki uzun vadede seratonin salınımını süpersonik düzenler, ilaç alıyor ve terapi de görüyor misal, ama doktor öncelikli olarak spora yönelmesini söyledi mesela. vs vs tabi herkes farklı önerilerde bulunabilir, doktor değilim. ama var yani senden çok, en azından bu içini rahatlatsın.


  • pasp  (10.08.15 01:34:19) 
Çok afedersin ama dünya s.kime, minare g.tüme bir adamım ben. Saçımda bir tane beyaz yok, bir tane. O kadar vurdumduymaz, o kadar rahat biriyim ki. Çok güzel böyle.


  • yirmisantim  (10.08.15 08:04:54) 
Rahatim evet. Bazen haddinden fazla rahatim. Hata yapmaktan korkutugum durumlar olur ama yapinca yine rahatimdir.

Nasil rahat oluyorum? Benim icin nasili yok bunun. Nasil rahat olunmadigini sorardim ben de. Ama bunun kesinlikle ogrenilebilir olduguna inaniyorum.
  • stavro  (10.08.15 09:15:38) 
bu konuyla ilgili şu entry çok hoşuma gidiyor benim :)
eksisozluk.com

  • yue  (10.08.15 10:11:13) 
[]

Herşeyin anlamsız olması hissinden nasıl kurtulurum?

Merhaba, 7-8 ay kadar önce beni çok üzen bir ilişki yaşadım, daha doğrusu başlangıcı yaşayıyaşayıp aşık olup terkedildim. Bu olay zaten var olan problemlerimi iyice kötüleştirdi, 20 seans psikoloğa gittim. Ama şimdi herşey o kadar anlamsız geliyor ki.. içimde sürekli bir kaygı ve mutsuzluk var. Bir sürü kişisel gelişim kitabı okuyorum, kendimi rahatlatmaya çalışıyorum ama bu his hep benimle kalıyor. Allaha şükür maddi açıdan kötü durumda değilim, sağlıklıyım, görüntüm kötü değil. Sanki elimdeki nimetlere saygısızlık ediyormuşum gibi geliyor, bu beni iyice üzüyor. Bu histen kurtulamıyorum. 8 ayda 15 kilo verdim -gerçi iyi oldu daha da 8 kilo versem iyi olur- acaba bununla alakalı olabilir mi mutsuzluğum? Nankörlük etmek istemiyorum, nolur bir akıl verin, geçecek mi? Depresyonu yoketmek elimizde mi?




 
soru nick uyumsuzluğu :(


  • kakao  (15.07.15 11:16:33) 
Özetle, anlamlı birşeyler bulup onlara bağlanarak, anlamsız şeylerin yarattığı olumsuz etkiden kurtulabilirsin.


  • harvey  (15.07.15 11:42:45) 
yalnız olmadığını, pek çok insanın böyle hissettiğini düşün ve hissettiklerinin aksine davranmak için kendini zorla. yaşamak için kendini zorla. sen istemediğin sürece hiçbir psikolog seni düzeltemez, hissettiklerini değiştiremez. www.ted.com


  • yue  (15.07.15 11:50:26) 
sağlıklıyım diyorsun, görüntüm iyi diyorsun, maddi durumum iyi diyorsun... ne duruyorsun, helva yapsana modunda, şükredip hayata devam et başkan. başka karıya kıza yürü. ne bileyim yüce tanrı facebook diye bir şey yaratmış, ekle birkaç kişi konuşmaya başla. iletişim çağındayız, hiçbir şey göründüğü kadar zor değil. üstelik senin durumun iyiymiş bir de. kilo da vermişsin.

zemin harika, hava şartları müsait, çıkıp top oynamıyorsun. ramazan diye sıkıntı yapmazsan eğer çak iki bira, tak kulağına müziğini, ak hocam dışarı, nedir yani?

inan hiç gerek yok...
  • mermize  (15.07.15 12:05:41) 
hiç bilmediğin bir yere tatile git tercihen yurtdışı olsun. farklı bir ortamlar her zaman işe yarar


  • shuresuz  (15.07.15 13:04:03) 
[]

Hayatı planlayarak yaşamak doğru mu?

Bugüne kadar hep başarılı olmak için bir plan yapıp o yönde hedefe kilitlenerek gitmek gerektiğini düşünmüşümdür ama yavaş yavaş farkediyorum da hayat planlara göre işlemiyor sanki. Birkaç kişi planlayarak değil de anı yaşıyarak, hayata uyum sağlayarak yaşadıklarını ve bunun kendilerini daha mutlu ettiğini söyledi. Ama yani bize hep başarının sırrının çalışmaktan geçtiği anlatılmadı mı, plansızlık kötü bir şey değil midir? Almanya'da mı insanlar daha mutlu Türkiye'de mi? Kafam çok karışık. Ne dersiniz?




 
türkiyede bir gurup insan var almanyadakilerden çok mutlu, bir kısım insan var çok mutsuz. adaletsiz sistem yüzünden böyle, yoksa daha mutlu olacak potansiyelimiz var.

soruya gelince bir plana kilitlenip yaşamak sağlıklı değil, hırsa yol açar, diğer fırsatları görmemene yol açar, başarısızlık durumunda yıkıma yol açar. esnek planlar ile yaşamak daha doğru.
  • dafuq  (14.07.15 10:43:55) 
ben bu konuda bir kaç paragraf yazarım ama özet geçeyim. hayatlarının her anını planlayanlar mutsuz oluyor genelde. plansızlık iyidir, önünüze çıkacak zorluklara karşı hazırlıklı ve de terslıklere karşı umursamaz oluyorsunuz. kafa rahat olunca her iş yoluna giriyor bir şekilde.

belli başlı kilometre taşlarınız olmalı tabi
  • kaynaklari etkin kullanamayan iktisatci  (14.07.15 11:01:07 ~ 11:13:16) 
hayatını planlayarak yaşayabilmen için yaşadığın yerin de planlı olması lazım. Yani küçük bireysel hedeflerden bahsetmiyorum ama mesela 30 yaşıma kadar ev alıcam diyorsan bu sırada ülkede 25. ekonomik kriz yaşanmamalı.
Ayrıca tabii karaktere de bağlı, ben plansız yaşıyorum, ne bir başarım ne de büyük bir mutluluğum var ama planlı yaşasam da olmayacaktı bunlar büyük ihtimalle.

  • whoosie  (14.07.15 11:07:38) 
Birşeyin mutluluk getirmesi onun doğru olduğunu göstermez ki. Başarı için plan şart. Diğer taraftan her türden kısıtlama kişiyi mutsuz kılar. Seçim yapmak lazım, rastgeleliğin rahatlığı mı yoksa planın belirlilik hissi mi?


  • harvey  (14.07.15 11:12:00) 
dengeyi sağlamak önemli.
biraz karaktere de bağlı. örneğin ev almak için kredi çektin diyelim. karakter olarak rahat bir insansan ve maddi durumun yeterliyse gayet planlı bir şekilde ev sahibi olabilirsin. fakat borcunu sürekli kafaya takıp sürekli ona göre hayatını kısıtlayan pimpirikli biriysen mutsuz olursun. bu konuda plan yapmaman lazım. yeterli nakitin olunca gidip evini alırsın.

  • merhum  (14.07.15 11:37:32) 
planlamak önemli fakat aşırı titiz her anı planlamak türkiyede yaramaz. Almanyada yarasa da orada da mutsuz eder.

en güzeli genel bir plan çizmek, çrşitli hedefler koymak ve ona göre ilerlemek. yoksa saat saat veya gün gün planlamak zor.

hiç plansız olmakta en kötüsü
  • efrasiyab87  (14.07.15 12:09:48) 
[]

Olduğundan genç gösteren insanlar olgunlaşmamış oluyor galiba?

Durun vurmayın, kendim ve diğer insanlar üzerinde yaptığım gerçek bir gözlem bu. Ne kadar genç duruyorsak o kadar oldunlaşmamış oluyoruz bence, sizce de öyle değil mi?




 
Ya öyle galiba evet. Bana hep 17-18 derler 25'im biraz çocuk ruhluyum..


  • matilda  (25.06.15 22:27:34) 
Aynen. Bende de var bu durum.


  • elorelia  (25.06.15 22:28:38) 
Zihnin (beynin) genç olmasiyla , yüzün ya da genel olarak bedenin genç olması farklı şeyler olsa gerek. yine istisnalar her daim olabilir.


  • 1adam  (25.06.15 22:30:31) 
değil.


  • icim urperiyor  (25.06.15 22:31:40) 
"böyle bi şey vardır" diyemem, bu çok saçma olur ama kendimden şeyaparsam ben de aynı fikirdeyim. 21 yaşındayım, sakal yokken bebe bisküvisi gibi duruyorum. 20'nci doğumgünümden birkaç gün önce tanıştığım 30'lu yaşlarında bi abi, "oğlum sen istanbul'da yaşamak için fazla masumsun lan" demişti ajsfjsakl.

ben 14-15'imde bayağı olgundum da 17'de kaldım, o günden sonra ilerlemedim. o yüzden evet diyorum. 30'umda falan normale dönerim herhalde.
  • der meister  (25.06.15 22:33:11) 
Evet kismen doğru.

Bir insan ne kadar az şey yaşarsa o kadar genç gösteriyor. Dolayısıyla biraz çocuk kalmış oluyor.
  • dafuq  (25.06.15 22:34:38) 
DeYil. Benim annem 46 yaşında 30 sanıyorlar. Ben 25 yaşındayım kıyafeti ona göre giysem ortaokul öğrencisiyim diye yuttururum kendimi, tahmin edilen yaş aralığım o kadar geniş. Çocuk ruhlu değilim aksine bazı yaşadıklarımdan ötürü erkenden içim öldü. aşldskşads Gayet iş güç sahibi insanım ama ne yaptıysam yaşımda görünemedim. Ben de pes ettim.
Genetik faktörler yani kaş, göz, ten gibi fiziksel özelliklerle alakalı tamamen.

  • ay nov kung fu  (25.06.15 22:39:02) 
katılıyorum. yaşım 31 ama hissettiğim 15-16
çok genç gösterdiğimi söylerler

  • sta  (25.06.15 22:39:32) 
Yaşanan çetrefilli şeyler genelde insanın suratına oturuyor. Bunlar da aynı zamanda kişinin hem olgunlaşmasına hem de daha yaş'lı göstermesine sebep olabiliyor diye düşünüyorum. Yani genç gösteren insanlar olgunlaşamamış insanlardır diyemiyorum da olduğundan büyük gösterenler genelde yaşıtlarından daha olgundur diye genelleyebiliyorum ben şahsen. 23 yaşına kadar saçıma boya sürmedim. Hiçbi zaman abartılı makyajlar yapıp, kırmızı rujlar, ojeler sürmedim. Ama her biri benden minimum 2 yaş büyük olan arkadaşlarımın içinde her zaman en büyükleri ben zannedildim. Valla evet en zor hayat bendeydi, baya örselendiğimi düşünüyorum :)) bu da ister istemez duruşuna, bakışına, oturmana, kalkmana yansıyor. Ben 15 yaşındayken beni 19 zannettiklerinde ben kendimi 80 hissediyordum ruhen. Yani beni büyük sanmasınlar da kimi sansınlar asdfahaha :D neyse, artık daha gamsız bir insanım ve 30'a kadar arayı yavaş yavaş kapamayı planlıyorum :p


  • pandispanya  (25.06.15 22:39:45 ~ 22:47:38) 
ben 25 yaşındayım. 35 zannediyorlar.

olgun görünüşlü bir ergenim.
  • edgenabby  (25.06.15 22:43:54) 
Otuziki yaşındayım, olduğumdan genç görünüyordum eskiden, şu an yaşım kadar görünüyorum, ruhen olgunum ama patch adams gibiyim. Çocuksu bir öğrenme açlığıyla yaşıyorum. Davranışlarım da öyleler. Şimdi bu davranışlar yüzünden olgun olmadığımı öne sürebilir misiniz?

Olgun olmamayı çocuk ruhlu olmak sanmaktan vazgeçelim. Olgun olmamak, hayat karşısında bağışıklık kazanmamak, olaylar karşısında eğilip bükülmek, pes etmek, rasyonel tepkiler verememek, kendini tanımamak, daha çok panik duygusuna kapılmak ve hayatını yönetememek.
Olgun olmamak, toplum normlarına uygun giyinmemek ya da çocuk gibi davranmak değil. Bunları yaparak da olgun olabilir insan.
Bilelim.
  • kalemdefter  (25.06.15 22:56:34) 
34'üm bildiğin 17/19 yaşında gibiyim, sıra beklerken müzik varsa kıpır kıpır olurum, duvarların üstünde yürürüm falan genç gösteriyorum tabii ama ne kadar genç bişi diyemem


  • selam  (25.06.15 22:56:58) 
Yok sanmıyorum. Yasimdan küçük gosteririm, olgunumdur demek bilemem iddiali olur ama olgunlaşmamış olduğumu da düşünmüyorum.
Olgunluk yüzden ziyade yasanmisliklarla ilgili bir durum. Ailede kacinci çocuk olduğunla da genel olarak yakın bir ilişkisi var hatta illa genellemelere gideceksek. Ama 'genç gorunuyosun olgunlasmamissindir sen' olayi geçersiz bence.
Zaten olgunluk da bıcır bıcır olmakla çocuk ruhlu olmakla ayni şey değil ki. Ağır takilan adamla çocuk ruhlu dediğimiz kişi arasında olgunluğa dair kiyaslama yapamayiz. Mizaçtir bu.
  • uzunuzunilgi  (25.06.15 23:45:27) 
ben kimseye ablalık taslamıyorum. bunun olgunlasmayla tam tersine bir etkisi var. asıl olgun olmayan aptallar her şeyi bildiğini sanıp birilerine sürekli akıl vermekle yükümlü sanırlar. kendileri bi bok bilmezler halbuki.
kendi halimde bir insanım benden 10 yaş küçük biri beni saymadı diye delirmiyorum sikimde olmuyor.

  • fasulyek  (26.06.15 06:42:57) 
[]

Ankara'da güzel restoran tavsiyesi

Ankara'da misafirlerimizi ağırlayabileceğimiz yemeği ve ortamı güzel nereleri var?illa içkili olması gerekmiyor. Kalenin orası olabilir,şehrın diğer yerleri olabilir.. Sağolsun şimdiden cevap verenler.




 
kale'de washington var. bir de müzenin yanında çengelhan var. ikisi de güzel bence.


  • sheridans  (10.06.15 15:53:48) 
Fige Restaurant www.fige.com.tr
Göksu Lokantasi - Nenehatun www.goksulokantalari.com

Fige'nin mekan daha güzel tabi ki..
  • hayal bilgisi  (10.06.15 16:43:19) 
Konya yolunda Hacıbaba, Batıkentte Halimbey Sofrası.


  • kayipkentindelisi  (10.06.15 16:50:28) 
La Gioia, JW Mariott.


  • tahsin sutcuoglu  (10.06.15 17:00:09) 
trilye vardı gop'ta. ankara'nın en iyi balık lokantası deniliyordu.


  • starborn  (10.06.15 17:36:15) 
[]

Antalya'da hava nasıl?

22 derece gösteriyor, yani tişört havası mı? Monta mı geziliyor? Akşamları soğuyor mu ne getireyim yanıma? Teşekkürler.




 
akşam soğuk oluyor, öğlen sıcak, arada esiyor soğuk toroslarda kar var


  • nucleon  (12.04.15 18:35:31) 
uzun kollu getir , bugün rüzgarlıydı .
beydağları'nda kar var .
2-3 güne ısınır ama.
  • ketcapli dondurma  (12.04.15 19:49:59) 
[]

8 yıl görüşülmeyen arkadaşın sesini incelmiş bulmak

Yaşıtım olan yakın bir kız arkadaşımla 23 yaşımdan bugüne kadar görüşmedim, yeniden görüşmeye başladığımda bir baktım ki kız sivrisineğe dönmüş? Soramıyorum da "Kızım ne oldu senin sesine öyle?" diye, ama acaip merak ediyorum. Neolmuş olabilir ki buna?




 
sen oyle saniyosundur.


  • baldur2  (25.03.15 13:36:46) 
Yok ben öyle sanmıyorum, annem de kızı tanıyordu onu bu halde yeniden görünce o da şok oldu.


  • :)  (25.03.15 13:42:14) 
sağlık sorunu vardır şok olunacak bir şey yok insanlık hali.
Tiroid ameliyatı diye girip ses telleri zedelenerek çıkan ve ömrü boyunca kısık sesle konuşmak zorunda kalan arkadaşım vardı.
Kaldı ki ses tellerini de kapsayan , tiroid gırtlak vs herhangi bir sağlık sorunu olabilir.
Hepimizin de başına gelebilir, 8 sene sonra seni gören biri de şok olabilir.
  • neferkitty  (25.03.15 13:44:18) 
aşırı kilo değişimi olmuştur.hem bazen bende de oluyor ses değişimi lan niye böyle çıkıyor benim sesim diyorum


  • high hopes of the sozluk  (25.03.15 13:46:40) 
sigarayı bırakmıştır.


  • coknormalinsan  (25.03.15 14:47:12) 
[]

Yaşına göre giyinmeyen/davranmayan insanlar..

31 yaşında bir kadınım, köpek desenli bir çanta takıyorum. (Öyle şeyler sevimli geliyor, diğer klasik kadın çantalarını çok sıkıcı buluyorum.) Freelance bir işim var, kurumsal tarzda giyinmek gibi bir derdim de olmadığı için sorun olmuyor. Ülkenin en büyük kurumsal firmalarından birinde havalı bir pozisyonda beyaz yakalı olarak çalışan yakın bir arkadaşım bu çanta yüzünden bana verdi veriştirdi: 31 yaşında 21 yaşında gibi giyiniyormuşum, bu yaşta köpekli çanta takarsam elbette bırak evlenmeyi düzgün bir ilişki bulamazmışım vb. (Kendisi benim yaşımda evli, kendinden 10 yaş büyük bir kocası var.) Konuşunca farkettim ki ben gerçekten üniversiteli gibi giyiniyorum, kısa çoraplarım filan renkli renkli, ama napiim içimden gelmediği halde döpiyes mi giyineyim? Arkadaşım bunun olgunlaşmamışlık belirtisi olduğunu söylüyor (bazı konularda olgunlaşamamış olduğumu kabul ediyorum), benim de aklıma eski erkek arkadaşım geldi; 40 yaşında adam bir ergen gibi giyinir, saçı sakalı ağarmış motora binerdi, tanıdığım en gelişememiş insanlardan biriydi. Doğru olabilir mi arkadaşımın teorisi ya, ne dersiniz?




 
Diyelim ki oyle ne onemi var.

Kendini bu sekilde mutlu hissettikten sonra gelen elestirilere kulak asma.
  • halitkin  (25.03.15 12:33:14) 
:(


  • farrytikki2  (25.03.15 12:33:21) 
arkadaşın saçmalamış. net.


  • loveinaflipbook  (25.03.15 12:33:59) 
Giyiminiz karakteriniz degil. Isiniz de buna imkan veriyorsa, kendinizi nasil rahat hissediyorsaniz oyle giyinin. Kalem etek giyince olgunluga erismiyorsunuz.


  • kokorecolsadayesek  (25.03.15 12:34:47) 
Nasıl istiyorsanız, neyi beğeniyorsanız öyle giyinin. Aynaya baktığınızda mutlu oluyorsanız siktir edin geri kalan insan nüfusunu.


  • mutlusismankedi2015  (25.03.15 12:35:40) 
ortalama 70 sene yaşayacağın dünyada kendini nasıl iyi hissediyorsan öyle yaşa.


  • orijinal nick bulamadim  (25.03.15 12:36:07) 
Arkadaşınız çok konuşmasın yahu sinir oluyorum her şeyi böyle eleştiren insanlara..

Rahat olun, nasıl iyi hissediyorsanız öyle giyinin..
  • mutekebbir  (25.03.15 12:36:19) 
her beyaz yakalının içine düştüğü durum, meslek hastalığı


  • probiyotik  (25.03.15 12:36:40) 
hahaha ya sinirim bozuldu afedersin de,

döpiyes/takım elbise giyince sihirli bi şekilde kişiliğimiz de mi değişiyormuş?

ben kurumsal yerde çalışmama rağmen spor giyiniyorum, baskılı tişörtler üstüne kazak, kot falan giyiyorum. Kimse de bir şey diyemez yani. Arkadaşınız (!) ağır saçmalamış.
  • safepassage  (25.03.15 12:38:37) 
bence bu güzel bir şey. ancak bazı tarzlar var ki çok sırıtıyor insan üzerinde. kıyafetten bahsetmiyorum, daha çok konuşma tarzı.

örneğin son zamanlarda " yenilir ki bu" gibi ki eklenen cümlelerden nefret ediyorum.bir de "tabisi de" diye bir şey kullanıyorlar genelde kadınlar ki böyle tüylerim diken diken oluyor.

neyse konu dağılmasın, bence içinizden geldiğin gibi davranın. yaş denen şey saçmalık.
  • dahili meddah  (25.03.15 12:38:52) 
kendisi öyle bir özgürlüğe sahip olamadığından "aslında doğrusu ve iyisi benim yaptığım, herkes böyle yapmalı, aksi düşünülemez" diyerek ilk gördüğü hedefe saldırmış.


  • ron dennis  (25.03.15 12:40:36) 
renkli kısa çoraplar giymemek ve köpek desenli çanta takmamakla birlikte bana da üniversiteli gibi giyiniyorsun/duruyorsun diyorlar -31 yaşındayım, freelance çalışıyorum, ilişkim yok baya aynıyız bu arada :) üstüne döpiyesi geçtim zaten makyajsızsan ve fönlü sarı saçların yoksa doğrudan üniversitelisin, napacaz biz bilmiyorum :/
şaka bi yana motorsikletle olgunluğun bir alakası olmadığını düşünüyorum, renkli giyinmekle de. olgunlaşmmış yönlerin olabilir, o bambaşka bir konu. kıyafete göre olgun değilsin diyen aynı kişi karaktere göre fazlasıyla olgun buluyor beni, birbiriyle doğrudan bağlantılı olmasa gerek hiç çocuksu/ergen filan değilim.

31 yaşında ve bekar bi kadınsan herkesin bi teorisi var, bu konuyu çok önemsemiyorsan, bence pek kaale alma.
  • niye ama  (25.03.15 12:40:37) 
Teori genel olarak saçma fakat erkeklerde de ilk görüşte giyime göre bir önyargı vardır elbet. Ama düzgün bir ilişki veya evlilik denilen şeyler ilk görüşe göre değil insanların birbirini tanımasıyla olduğuna göre, sen giyim dışında kişilik olarak yeterince olgunsan sorun yok.

Benim de senin yaşlarında bir sevgilim çiçekli böcekli kıyafetlerden inanılmaz keyif alırdı. Mickey mouse'lu kot pantolon falan giyiyordu, deli dolu da bir kadındı. Ama yaşına göre çok olgun ve karakterli bir insandı. Kulakları çınlasın.
  • osurdum  (25.03.15 12:42:45) 
30 yaşında birinin 20 Li yaşlar gibi giyinmeyi değil de el kadar bebeklerin 30 yaşında gibi giydirilmesi daha büyük sorun bence.

Çocuğü olursa böyle tipler leopar frapan kıyafetler giydirin aynalı rayban taktıRıp koluna da Louis Vuitton çanta verir dolaştırır
  • indescribable  (25.03.15 12:44:13) 
Ne alakası varmış canım, bariz saçmalamış arkadaşın. Ben senden yaşca epeyce büyüğüm ve bazen sevimli çocuk işi şeyler giyiyoyorum, minik karpuz kollar, fiyonklu taçlar ve tokalar takıyorum. Koskoca kadınım yani :) Bazen de tam tersi femme fatale şeyler giyiyorum, dantel eldivenler, pin-up makyaj yapıyorum. Tamamen içinden ne geliyorsa, canım neyi istiyorsa giyiyorum.

Sen de canının istediğini yap gitsin. Kulaklarını tıka bu tür yorumlara.
  • old possum  (25.03.15 12:47:36) 
Bence istediğin gibi giyin de şu duyuruyu erkek arkadaşım böyle giyiniyor deseydin, burada kişi "istediği gibi giyinmeli" cevapları yerine eleştirip, erkeklerin geç olgunlaştıklarını, hep çocuk kaldıklarını vs. anlatan cevaplar olacaktı.

Bu da böyle çifte standart ya da iki yüzlülüktür işte.
  • nawar  (25.03.15 12:49:50) 
@indescribable hay ağzın bal yesin.


Bence arkadaşın sacmalamis. Nasıl mutlu oluyosun öyle giyinmelisin. İstemediğini ve gerekmediği halde tayyor giyince sana bi faydası değil zararı dokunacak. Ayrica o şekilde giyinince de bi anda kendini 31/yasında gibi hissetmiyceksin. Salla gitsin arkadaşının dediklerini.
  • elorelia  (25.03.15 12:51:17) 
-arkadaşlar birbirlerini oldukları gibi severler ve böyle aptalca yargılayıcı konuşmalar yapmazlar.
-sorsan senin iyiliğin için bunları söylüyorum diyecek tipte kendini bir halt zanneden birisi,
-kafasında belli kalıplar olan ve ona göre yaşayan, herkesin de öyle yaşaması gerektiğini zanneden birisi,
- 'düzgün ilişki', 'kariyer' ve 'mutluluk'tan anladıklarınız çok farklı.
  • lily briscoe  (25.03.15 12:54:07 ~ 12:54:28) 
1. arkadaşınız iyi niyetli değil. olduğunuz gibi kabullenmeli sizi.

2. @nawar maalesef katılıyorum.
  • arras  (25.03.15 12:57:52) 
azıcık doğru.


  • [silinmiş]  (25.03.15 12:59:26) 
ulkenin en buyuk sorunlarindan biri aq. o sunu giydi boyle oldu. su bunu giydi o zaman ergen, baskasinin isine burnumuzu sokmayi, kaliplar icerisinde yasamayi, bize dayatilan hayatlari yasamayi ne kadar seviyoruz aq ya.


  • baldur2  (25.03.15 13:07:23) 
31 yaşında bir erkek olarak:

ahahah o takımlar içindeki plaza hanımefendisi artık senin kadar rahat edemediği için ona batıyorsun bana kalırsa. kendini kocaya dayamış, ona öğretildiği gibi yaşayan ve kendine ait fikirleri ya olmayan ya da bunları hayata geçiremeyen birinin saçmalıkları sadece. bırak çocuğuyla, kocasıyla büyük ekran televizyonlarında hayatlarını çürütsünler.

sen kendi güzel yaşamına bak. nasıl giyindiğin, güldüğün, yürüdüğün ve çalıştığın senin bileceğin iş.
  • astaroth  (25.03.15 13:10:48) 
bence her insanın bir sevdiği için giydiği giyim tarzı( bu üniversiteli tipinden frapana, pin up tan, eşofmana, kalem etekten topuklu ayakkabıya) vardır, günlük hayatında giydiği, bir de mesleği nedeniyle giydiği kıyafetler vardır, iş yeri onu gerektirdiği için.
sizin işinizin bir dress code u yok, her zaman sevdiğiniz için giydiklerinizi giyiyorsunuz, karakterle alakası yok bunun. atıyorum günlük hayatında stiletto, kalem etek, dekolte giymeyi seven bir mühendis kadın, işyerinde, düz taban ayakkabı, kargo pantalon hatta iş tulumu giymk durumunda kalabilir, aynı üniversiteli gibi giyinen avukat kadının işyerinde stiletto kalem etek giymek zorunda olması gibi. karakteriyle alakası yok.

senin arkadaş, ben bu kıyafetleri seviyorum ve rastlantısal olarak işime de uygun demek yerine, saçma sapan seni eleştirip kendini yüceltmiş.
  • alice practice  (25.03.15 13:12:17) 
30 yaşıma az buçuk kaldı. 20'li yaşların sonundayım. kimi zaman fötr şapkayla çıkıyorum, ultra klasik, tam bir mad man... kimi zaman ultra skinny kot giyer üstüne tshirt giyip çıkarım. o anki halet-i ruhiye ile alakalı bir durum.


  • Tears of Devil  (25.03.15 13:16:14) 
arkadaşın iyi niyetli olarak kendince sana tavsiyede bulunmuş ona bu kadar yüklenmeyelim. sen kendini nasıl rahat ve mutlu hissediyorsan öyle giyin. ama bazen yerine göre giyinmek gerekiyor o zamanda işin doğrusu ne rahatlık ne mutluluk aranmıyor. bende şortla gezmeyi seviyorum ama yönetim kuruluna bütçe raporunun sunulacağı bir toplantıya şortla veya kot pantul üstüne baskılı tişörtle gidemiyorum. öyle babayiğidi de görmedim. bazı konularda sektörde önemlidir. örneğin reklam veya tv sektöründe daha rahat olabilirsin ama bankacılık/finans gibi modern kölelik sisteminde o sikindirik kalıplara uymak zorunda kalıyor insan. herkes ne kadar güzel yazmış bu arada.


  • seyduna6687  (25.03.15 13:56:37) 
Ünide 35 yaşlarında aynı sizin gibi giyinen bir hocam var. Kendisi de hala evlenemedi. Ha bugün gelse kaçır beni rakı dese elbette kaçırırım.
Neyse çok dağıldı konu.
Şu kendi deneyimlerinin tek doğru olduğunu düşünüp başka deneyimlerin mutlaka başarısızlıkla sonuçlanacağına inanan insanlara ne söylesem bilemiyorum.
Ha ille arkadaşınızı yanıltmayı isterseniz ben talip olabilirim size asdfghjka
  • rakicandir  (25.03.15 14:09:56) 
chacun fait ce qu'il veut


  • durbikonusucaz  (25.03.15 14:11:24) 
fuck the system.herkes kendi hayatını yaşar nasıl böyle bir şey söyleyebiliyorlar insanlara anlamıyorum. lan gerçi düşündüm de ben de arkadaşıma şeytan gibi sakalın var kes şunu amk diyorum gidieyim de özür dileyeyim.oha olgunlukta level atladım.


  • high hopes of the sozluk  (25.03.15 14:24:41) 
arkadasiniz fikrini soylemis. bir insanin arkadasina onun hakkinda fikrini soylemesi ne zamandan beri kotu niyetlilik oldu? 30 yasinda olup kopekli canta takmayan renkli renkli corap giymeyen insanlar otomatikman plaza kasari mi oluyor? hepsinden onemlisi iyi niyet kotu niyet siglik sartlanmislik falan bir kenara, arkadasinizin fikrinin dogruluk payi var mi yok mu?

ben de sizin gibi biriyle birlikte olmak istemem, kaldi ki 30 yasinda bile degilim. bunun da toplumun dayatmalariyla hic bir ilgisi yok.
  • nxtrls  (25.03.15 14:31:16 ~ 14:33:43) 
Erkekler deyip genellemeyin arkadaşım.yazdık yukarıya.ben sevmiyorsam kimse sevmez mentalitesi sizi tayyipten farklı kılmıyor cınımslar


  • rakicandir  (25.03.15 14:32:20) 
o çantalar bence de çok sıkıcı. çok güzel bi insansınız. aynen devam.


  • i ve been mistreated  (25.03.15 14:33:34) 
[]

"Beni niye sevmedi?" diye sormak..

Beni sevmedi, üstüne gitti bir başkasıyla birlikte oldu, ne haldeler bilmem. Aklımda hep "Beni niye sevmedi, akıllıyım, makulüm, sevimliyim, hoşsohbetim, espriliyim, eğitimliyim, maddi durumum iyi.." soruları dolanıyor. Kendini beğenmiş biri gibi anlaşılmak istemem, buu özellikler çevremdeki insanların da bana söylediği özellikler, dünyanın en mükemmel insanı değilim ama gayet makul biriyim. Benim karşıma böyle birisi çıksa severdim gibi geliyor.. "Beni niye sevmedi?" diye sorduğum zaman "Mecbur muydu seni sevmeye?" cevabını alıyorum, ama bunu kabul etmek çok zor. Anlamak istiyorum, bir açıklama bulmaya çalışıyorum..




 
belki iyi olduğun için sevmedi. belki piç arıyordu.
belki yakışıklı bulmadı. belki gülüşünü beğenmedi. belki adını sevmiyordu belki de gözlüğünden nefret ediyordu.
belki yaşını beğenmedi belki de aksanını. belki sakalların yeterince gür değildi belki gözlerin istediği renkte değildi.

sonuç olarak kardeşim bu TAMAMEN subjektif bir şeydir ve seni bağlamaması gerekir. sevmediyse sevmedi amına koyım, sal gitsin. onun sevmediği yönün başkaları için altın değerinde olacaktır. hep öyle olur. koyver gitsin.
  • sen git ben geliyorum  (24.03.15 11:54:39) 
soruyu niye sevmeliydi diye soracağım değiştirip ama yine olmayacak. Çünkü sevgi bu, predictable bir şey değil. Yani ben de şu özellikler vardı beğenmeliydi diyemeyiz ki? O zaman arabadan ne farkımız kalır. Sun-roof var o zaman beğensin.
İlla ki ya tipin hoşuna gitmemiştir ya yaptığın bir hareket onu itmiştir. O yüzden bu tarz şeyleri kafaya takmamak ve yoluna devam etmek gerekiyor. İlla bir şey düşüneceksen, doğru kişi değilmiş diye düşünebilirsin.

  • hasansabbah  (24.03.15 11:59:22) 
Daha iyisini bulmus demekki,alternatifler oldukca kaybetme riski hep var.kaybetmissin.


  • harakii  (24.03.15 12:50:00) 
daha iyisini bulmus +1.

sende yenisini bul aklın geçmişte kalmasın. boşta kalma.
  • fransizkalanadam  (24.03.15 13:03:37) 
sen niye sevdin peki? şimdi bir kaç özellik saysan ve onlara sahip başkası olsa onu da sever miydin aynı şekilde?

cevap: böyle şeyler sebepli değil.
  • rayde  (24.03.15 13:24:29) 
Ya belki moralini bozucam ama kusura bakma yani, gerçekler böyle. Güzel olsaydın severdi, köpek gibi hem de. Muhtemelen o sevdiği kız güzeldi. Sevilmek için iyi olmak yetmiyor, anca "iyi arkadaş" olunuyor, sevgili olunamiyor.


  • mandalina kokusu  (24.03.15 14:37:31) 
Bu istediğin şey çok bencilce.! Yani sırf sen seviyorsun diye seni sevmesini beklemenden bahsediyorum. sadece kendi duygularının tatmin edilmesini istiyorsun. Onun dışında karşındaki ne hisseder umurunda bile değil. Bir an önce bu huyundan vazgeç bence. Ve lütfen hayatının merkezine birini alma. seni sevmiyorsa siktirsin gitsin. Bu kadar basit.


  • foradream  (24.03.15 18:11:39) 
"it's not because she doesn't care, she just can’t"


  • superb  (24.03.15 20:22:42) 
bu hataları bende yapıyorum. Malesef bende ' bana neden bir açıklama yapmadan gitti, ben ona ne yaptım da böyle oldu, beni neden sevmiyor/sevmedi ' tarzında sorular soruyorum kendime ve bir ara kafayı yemek üzereydim, seni çok çok çok iyi anlıyorum çünkü aynı duyguları bende yaşadım/yaşıyorum da.Ama @foradream de dediği gibi birilerini ' hayatımızın merkezine koymamamız ' gerektiğini öğrenmemiz lazım yoksa daha çok üzülücez gibi duyuyor.Çünkü insanlar acımasız, karşısındakini düşünmüyor.


  • verbanadüşlerimi  (24.03.15 20:34:57) 
akıllı,hoşsohbet,eğitimli,çekici vs. olabilirsiniz. her zaman daha iyileri olacaktır çevrede.
sizin karşınıza da gayet makul insanlar çıkmıştır , hepsinden hoşlandınız mı? pek mümkün değil. belki başta yürütmüştür ilişkiyi, bu güzel özelliklerinizi göz önünde bulundurarak sonra kendinden bir parça göremeyince de zorlamamıştır.

  • aybengülerim  (24.03.15 21:09:04) 
[]

Niye içki içiyorsunuz?

Önce belirteyim ki hiç bir dine mensup değilim ve içki seven bir aileden geliyorum. Ama hiç bir zaman içkiye bir ilgim ve düşkünlüğüm olmadı, alkolün tadını sevmiyorum ve bünyeme ağır geliyor. Karşımda şarap içerler ben çoğunlukla içmem, kırk yılda bir anca şarap ve bira canım çeker diğer içkilerin kokusuna bile dayanamıyorum. Arkadaşlarım Facebook'ta sürekli rakı sofraları, bira muhabbetleri paylaşıyorlar, ben niye içtiklerini anlamıyorum. Sebebini sorunca "tadı güzel" diyen de var ama daha çok "kafamızı güzel yapıyor" diyorlar. Ben içki içince başım dönüyor, geçici ufak bir coşku veriyor ama hemen sönüyor (belki de bir bardağı hiç bitiremediğimdendir), ertesi gün de midem ekşiyor başım ağrıyor. Sizin düşüncelerinizi merak ediyorum, niye içiyorsunuz? Yanlış anlaşılmak istemem ama kendini iyi hissetmek için alkole sığınmak; uyuşturucu kullanmak gibi zayıflık değil mi? Kafayı güzel yapmak için yabancı bir maddeye ihtiyaç duymak çok üzücü değil mi..




 
icki icenler 3'e ayrilir.

1. sosyal iciciler(es, dost biraraya gelince hafif dumanli kafayla muhabbet edip mac izlemek vs..)
2. ergenikuslar (tek amac ozentilik)
3. alkolikler (hergun icen tipler)

1 disinda icki icmek tamamen malliktir.
  • mayeskuel  (22.03.15 10:17:56) 
bir başka içici tipi de benim gibi sevdiği için içenlerdir.
4'e ayrılıyormuşuz

  • rakicandir  (22.03.15 10:22:14) 
tamamen mal olduğum için.

soruyu tam olarak okumadım da, şimdi bakınca söyleyeyim. ulan içkiye sığınmak nedir? sen hiç sevdiğin için bir şey yapmıyor musun? hep zorunda olduğun şeyleri, başkalarının dayattığı şeyleri yaparak yaşamak işkence değil mi lan?
  • m murphy  (22.03.15 10:23:01 ~ 10:25:01) 
kısmen senin gibiyim, tadını sevmedim pek çok içkinin, içki kafasına ihtiyacım yok zaten her türlü muhabbet ediyorum :)
biranın hem kokusunu sevmiyorum hem hamallık gibi geliyor niye içilir hiç anlamadım. bi de ilginç şekilde içince de iyi içiyorum ama sarhoş olmuşluğum da yok.
şimdi ilaç kullanıyorum biraz da dini sebepler diyelim, uzun süredir hiç içmiyorum.
öte yandan illa tad alacam dersen bence kokteyl dene, vodkalı-rumlu esmer şeker ve limette vs. katılan şeylere bak.
  • niye ama  (22.03.15 10:23:46) 
sevdigimiz icin olabilir mi?
mmmm aradiginiz kadar derin bir cevap olmadi ama....

  • littlejack  (22.03.15 10:27:43) 
Tadini seviyorum. Sarhos olana kadar degil tadindan biktigim ana kadar içiyorum.


  • rayde  (22.03.15 10:33:02) 
birkaç yıl önce kafamı güzel yaptığı için bol denebilecek seviyede tüketiyordum. ama artık 1 birayı bile bitiremiyorum. hiçbir zaman tadını sevemedim zaten ve hevesimi de aldığımı düşünüyorum.


  • yazarolacakkiz  (22.03.15 10:49:30) 
Valla kaliteli, içimi yumuşak, aroması bahar esintisi gibi hoş buz gibi bir bıradan yudum almak, bildiğin keyif..
15-16 yaşıma kadar biradan baya nefret ediyordum.
Sonra farklı biralar tatmaya, farklarını görmeye başladım.
Keyif ve zevk işine dönüştü..
  • quaker  (22.03.15 11:02:44) 
çünkü tadı güzel, içince mutlu yapıyor. alkole sığınmıyoruz alkol amaç değil araç. uyuşturucuyla alkolü karşılaştırmak için de baya ağır kafalar yaşamak lazım bence aşslskks
ben de senin adına üzüldüm şimdi :(

  • sta  (22.03.15 11:04:15 ~ 11:04:40) 
şarabın tadını seviyorum. hafif çakırkeyif olup düşünmeyi bırakmak da hoşuma gidiyor çok fazla düşünen biriyim. bir aydır falan içmiyorum ama öyle deli gibi alkol arayan biri değilim. çok sosyal içici de sayılmam ortamda içsem bile susuyorum içtikten sonra. ayıkken daha eğlenceli biriyim


  • argent dawn  (22.03.15 11:08:08) 
Seviyorum. Özellikle şarap ve rakı içerken keyif alıyorum. En sevdiğim yemekleri tamamlıyorlar. Bira sosyal ortamlarda güzel gidiyor, ya da yazın sıcağında soğuk soğuk içmek çok keyifli. Değişik tatları denemek de hoşuma gidiyor. Ne var ki bunda? Siz keyif almıyorsunuz diye başkalarının da sizin gibi düşünmesini beklemeyin.


  • patiska  (22.03.15 12:03:18) 
Eş Dostla, muhabbetle, sigarayla çikolatalı süt güzel gitmediği için gitse onu içerdik.
Her kültürde eğlence ve dost ortamında içki muhakkak vardır.romalılar fıçı fıçı şarap içmesi,rusların votka zevki
Türklerin rakı Sevmesi gibi
  • bluebey  (22.03.15 12:03:45) 
kırmızı şarabı, rakıyı ve bazı biraları (buğday birası gibi, red ale gibi) tadlarını çok sevdiğim için içiyorum. diğer içkilerle pek aram yok.

mojitoyu da yazları sürahi sürahi içebilirim. bayılıyorum onun da tadına.
  • whimsical  (22.03.15 13:15:34) 
İnsanlar dertlerini unutmak, kafalarını güzel yapmak için sadece içki içmezler. Koşuya, yürüyüşe de aynı sebeple çıkabilir, çikolatayı da aynı beklentiyle yiyebilir, seyahat yapmayı da tam bu saydığınız gerekçelerle yapabilir. Sizin düşünce yapınız epey yanlış bence.


  • fapple  (22.03.15 13:56:16) 
tadı güzel - sana kötü geliyorsa, güzel içki içmemişsin büyük olasılıkla.

keyifli bir sosyal aktivite ve de, lakin tek başına gidip bir yerde içmek de keyifsiz değil.

edit: "güzel içki içtim, hıh" diyerek mi tiklemedin, ne yaptın?
  • kulkke  (22.03.15 13:59:30 ~ 23.03.15 00:16:59) 
Alkol bence de hamallik. Zararlari yararlarindan on kat daha fazla, bildigin zehir. Sevmiyorum hic, ayda yilda bi arkadaslarlayken iciyorum artik. Duzenli icmek sacma.

Ayrica alkol de bir uyusturucudur, hatta en tehlikelilerindendir. Bir cok uyusturucu alkolun yaninda masum kaliyor, legal diye daha zararsiz oldugunu dusunen varsa google dan 10 dk lik arastirmayla aydinlanabilir.
  • babamasoliimbananickaldirsin  (22.03.15 14:25:58) 
Bir alkoligim ve bunu söylemekten utanmıyorum. Son bir aydır 3 şişeye düşürdüm,yardım almadan. 10 Yıldır sürüyordu ve o paraya cidden Öküz alırdım.Ancak insanların kadehine karışmasından her daim nefret etmiş olsam da..evet,Uludağ gazoz da güzel. Son olarak;çirkin öldü de güzel ölmedi mi? :)


  • kokhucre  (22.03.15 16:51:26) 
keyif için içiyorum. evde çok nadir içerim. genelde öyle dışarıda arkadaşlarla. çakırkeyiften öte kafasını sevmiyorum. sarhoşlardan nefret ediyorum. arkadaşım evde sarhoş olsa odaya kitler, dışarıda sarhoş olsa bir daha onla içmem.

biranın tadını sevmem fakat sıcak havada buz gibi bira iyi gidiyor. bir de sohbet vs. ortamında bir tane alıp uzun süre içilebilen ve kalorisi en az olan içki. biranın kalorisi az değil, aynı miktarda başka içki ile karşılaştırınca az.

viski: tadını ve o biraz yakma hissini seviyorum. viski tadı sevdiğim için sorunlu biri olabilirim. keyif içkisi.

rakı: sohbetini, mezesi ve yemeği ile sofrasını seviyorum. tadı pek güzel değil ama uzun süre alkolsüz kaldıktan sonra içince hayat öpücüğü gibi geliyor.

eskiden çok içerdim şimdi baya azalttım. hem kilo yapıyor olmasından hem de fiyatların çok yüksek olmasından dolayı.
  • nawar  (22.03.15 16:58:55) 
Tamamen keyif. Alkolik olunmadığı sürece bir problem olduğunu düşünmüyorum


  • gazozailacatmauzmani  (22.03.15 17:52:24) 
alkoliğim ondan içiyorum.

neden alkolik oldun dersen; çok hoşuma gidiyor kafası. olmak istediğim insanı içince oluyorum.
  • zbrs  (22.03.15 17:57:20) 
Mayeskuel'in dediği sosyal içicilerdenim, ayda yılda bir içerim.

Hangi şartlarda içerim?

Muhakkak yanımda sevdiğim, muhabbet edebileceğim birileri varken, muhakkak keyifliyken.

Hangi şartlarda içmem?

Yalnızken, kızgınken, stresliyken, hüzünlüyken.

Zaten içki ucuz bir şey değil ki bu ülkede. Alkole verecek param yok kimse kusura bakmasın.

Neden içmeli?

Az sıklıkta ve az miktarda alkol gerçekten kısa süreliğine güzel hissettiriyor, keyif veriyor.

Neden içmemeli?

Sağlığa zararlı, karaciğeri çok yoruyor, beyin hücrelerinin yıkımına sebep oluyor, insanı öldürüyor.

"Ne öldürmüyor ki?"

Bizi öldüren şeylerden ne kadar uzak durursak o kadar sağlıklı ve uzun bir ömrümüz olur. Bu yüzden sigara da içmiyorum. Arada tek tük, biranın yanında bir dal. Bu kadar.

Velhasıl, çok içmek iyi değil. Ara sıra içilen içkinin de kimseye zararı olmaz. Tabii ki herkesin kendi hayatı, kimse karışamaz. Sabah uyandığında alkolsüzlükten elleri titrediği için gece yatarken rakıyı kocaman tasın içine doldurup sabah zangırdaya zangırdaya tastan rakı içen, içine ekmek doğrayan adamlar var. Hiçbir şeye bağımlı olmamak en iyisi.
  • yirmisantim  (22.03.15 19:04:38) 
hafif dumanlı kafayla muhabbet daha iyi oluyor. ben genelde bunun için içerim. ortamı ısıtmak, muhabbetin akışını hızlandırmak için katalizör etkisi gösterir. artık kardeş gibi olduğumuz 3-4 arkadaşım var farklı şehirlerde, 3-4 ayda biraraya geliriz orada da baya bildiğin uçmak için içerim çünkü hep ileride anlatılacak komik anılar ortaya çıkar genelde.yalnızken içmem, muhabbetin sarmayacağı ortamda kolay kolay içmem.


ayrıca şu uyuşturucu'ya bağlanmak gibi olayını anlayamadım. sosyal içici isen keyiflenmek için içiyorsun. halihazırda olan şeyi daha akıcı bir şekilde yaşamak için. içinin kıpır kıpır ettiği günler olur o günler hareketli müzik dinlersin daha da coşarsın değil mi? işte öyle bir şey. e zaten keyifli değil miydik? müziğe mi sığındık daha iyi yaşayabilmek için.


bağımlılık konusu ise ayrı bir nokta tabi. önemli olan kendini bilerek içebilmek bu şeyi.

tat konusunda da rakı ve biranın tadı gerçekten hoşuma gidiyor. diğer alkoller hoşuma gitmese de bir iki bardaktan sonra çok farketmediği için içebiliyorum. bir de tabi arada bi ismini bilmediğğim kokteyller denk geliyor, onlardan da arada iyileri çıkabiliyor.
  • syozkn  (23.03.15 08:42:43) 
[]

İnsan psikolojisinin havaya bu kadar bağlı olması

Hava kapalıysa deprosyondayım, açar açmaz içime mutluluk doluyo. Size de oluyo mu? İnsanlık olarak ne kadar zayıfız yahu?




 
kesinlikle aklım işlerimle dolu değilse bunu aynı şekilde hissediyorum


  • ssyumusakg  (13.03.15 10:51:50) 
www.endokrin.org
" insan vücudundaki serotonin düzeyini, çeşitli hormonlar da etkilemektedir. Örneğin kadın vücudundaki östrojende artma, serotonin düzeyinde de bir artışa neden olmakta; aynı şekilde, kadınların âdet görmeleri sırasında, östrojen hormonlarında düşüş olması, serotonin düzeyini de düşürmekte ve bu durum, kan damarlarının aşırı genişlemesi sonucu, kadınlarda migren başlamasına neden olabilmektedir."

www.nutrismart.com.tr
"serotonin güneş ışığında beyinde artar. kapalı ve karanlık yerde sarotonin düzeyi azalır. o nedenle kış aylarında depresyon artar."
  • uzunuzunilgi  (13.03.15 10:52:19 ~ 10:53:52) 
ben hava kapalı olunca daha mutlu oluyorum.


  • m murphy  (13.03.15 11:01:52) 
mutlu olmak için baharın gelmesini bekliyorum, o kadar diyeyim.


  • devilred  (13.03.15 11:08:46) 
Kapalı havalarda, yağmur yağarken özellikle de kar yağarken dünyanın en mutlu insanı benim... Kişiden kişiye değişir bu..


  • burya  (13.03.15 11:10:42) 
benim iki ayrı kuzey ülkesinde yaşayan iki ayrı yakınım var ikisi de iklim yüzünden depresyona girmiş durumda, onca refaha rağmen. gerçekten çok ilginç.


  • maviyesilalgler  (13.03.15 11:14:24) 
Güzel havada tam bir sevgi pıtırcığı oluyorum ^_^
Kapalı havada dışarı çıkmak zorunda olmak dünyanın en zor şeyi benim için.

Of Puf.
  • amelie poulain  (13.03.15 11:20:05) 
Kuru kuru "Hormon" demeye gelmiştim, daha fazlası uzunuzunilgi'den gelmiş. Bazı şeyler kişiden kişiye değişse bile kronik güneş ile kronik güneşsizliğin fark edecektir. Ülkenin güneşli ve güneşsiz günleri arasında bir denge var, millet seçebiliyor hangisini sevdiğini.

Ben de klorofili olup fotosentez yaparak mutlu olan arkadaşlardanım.
  • aychovsky  (13.03.15 11:27:19 ~ 11:55:52) 
asiri etkileniyorum :D ayni seyi daha demin arkadasimla konustum. direkt buna bagli ruh halim, o derece.


  • saçdemeti  (13.03.15 11:31:02) 
Aynen, ben de öyleyim. Evden sokağa adım atasım gelmiyor hava kapalıyken.

Güneşli olsun, buz gibi olsa da sorun değil. Aydınlık olduğu sürece mutluyum.
  • whimsical  (13.03.15 11:53:48) 
bana olmuyor.


  • mesglsn sanirm bn yatiyrm  (13.03.15 11:55:12) 
hava kapalıysa mutluyum, açıksa depresyondayım. kabloları ters bağlamışlar.


  • ron dennis  (13.03.15 11:56:17) 
Aynen, birebir bende de öyle oluyor.


  • roket adam  (13.03.15 12:01:34) 
güneş olmadığı zaman çöküyorum. sonbahar kış depresyonda geçiyor. burçlara inanmaya başlicam yakında bu yüzden.


  • camino real  (13.03.15 12:11:33) 
ben kapalı havadan çok daha fazla hoşlanıyorum.

yalnız işin ilginç tarafı intihar oranları yaz aylarında yükselişe geçiyor. bununla ilgili çalışmalar da var misal, ilgisini çekenler bakabilir: www.jad-journal.com özetle, güneş ışığının motivasyonu arttırdığı bir gerçek fakat duygusal etkisi daha sonra açığa çıkıyor. dolayısıyla o aradaki kısa dönemde kişi intihar etmesine sebep olacak motivasyona nispeten daha rahat ulaşıyor. bu konuda da güneş ışığı etkisinin antidepresanla benzer olduğu söylenmiş. antidepresan ve intihar ilişkisi içinse: www.ncbi.nlm.nih.gov
  • soso  (13.03.15 12:16:17 ~ 12:22:55) 
[]

30 yaşına gelip evlenememiş insan sizce bir şekilde defolu mudur?

31 yaşında, yaklaşık altı senedir evlilik hayalleri kurmasına rağmen evlenememiş bir insan kızıyım. (Sevgililerim oldu ama hiç kimse evlenme teklif etmedi.) Karakterimin ve fiziğimin çok iyi yanları olduğu gibi büyük defoları da var. Ben de kendim ve etrafımdaki isteyip de evlenememiş arkadaşlarım üzerinde yaptığım gözlemlere dayanarak bir tespit yaptım: Biz bu yaşa gelip de istemeyerek evlenememiş insanlar fiziksel ya da duygusal bir eksikliğe sahip oluyoruz galiba. (Gerçi eksiksiz insan var mıdır bilemedim.) Ne dersiniz, mümkün olduğunca objektif olmaya çalışarak; yanılıyor muyum?




 
istese de evlenemiyorsa karşısına düzgün birisi çıkmamış demektir.

Vermeyince Mabut neylesin Sultan Mahmut.
  • [silinmiş]  (13.03.15 07:55:56) 
sıkıntın evlenememiş olmak mı kendini defolu görmek mi? evlenememiş olmaksa o kolay bi imza atıyorsun evleniyorsun. Kendini bunun için defolu görmek ise saçma.

Orhan Baba'dan geliyor;
Hatasız kul olmaz, hatamla sev beni!
  • accorbite  (13.03.15 07:58:42) 
29e

evlenmek istediğim bir kadın oldu.mamafih olmadı.
sanırım dediğin gibi iki yönlü defolarım var benim de.
  • rakicandir  (13.03.15 08:00:02) 
biraz kismet bu isler. simdi asagiya "ay gencsin bu yasta evlenmek istenir mi hayatini yasa"cilar dolusacak ama ben bu evlenme isteginizi anlayabiliyorum daha genc olmama ragmen.
bahsettiginiz buyuk defolar herkeste var. evlenende de, evlenmeyende de. genel olarak insanoglunun yapisi defolu olmak.
ama bu gonul isleri hep kismet....
  • littlejack  (13.03.15 08:01:31) 
evlen"e"memiş olduğunu düşünüyorsan vardır elbet bir arızan.


  • devilred  (13.03.15 08:02:57) 
senin için hayatın amacı evlenmek bence. hayatının merkezinde evlilik var. ayrıca evlenip evlenmemek sadece sana bağlı bir durum da değil. illa ki evleneceğim diyorsan zaten evlenirsin sıkıntı yok. bir de insanları birşeyler için geç kalmış gibi görme 30 yaşında diye.


  • rock n roll  (13.03.15 08:10:02) 
ben 30 olduğumda ikinciyi boşamıştım. bir kaybın yok, aynen devam.


  • rygard  (13.03.15 08:15:23) 
Kısmet denen bişi var. E napalım yani
Sırf evlilik olsun diye olmadık bi adamla olmadık bi kadınla nikahı basanlar çok mu normal sence

  • isimmisimyok  (13.03.15 08:30:26) 
Edit : sırf ideal damat görüntüsünde diye herhangi biriyle evlenmeyi seçmemiş bunun için aşk sevgi anlaşma vb karşışıklı hisleri beklemiş ama budur bunla evlenirimm bak diyeceği kimse kaderinde henüz karşısına çıkmamış kızlarımıza 'ayy elin ayağın düzgün neden bulamııyoossunn kiii ' mantığı ile bakıp alttan alttan alıncın yoksa bozuk domatessin mesajı veren zihniyet yüzünden bunlar hep


  • isimmisimyok  (13.03.15 08:34:11) 
biraz geç kalmışsınız sanki :)


  • tirt star  (13.03.15 09:00:46) 
Ya o konuda benim de anlayamadigim durumlar var. Kadina bakiyorsun mesela, cok gecimsiz, sinirli, agresif ama evlenebiliyor? Sevgili bile bulamamasi lazımdı. Sevgililerin oluyor senin en azından. Çevreye karşı, istesem evlenirdim imajın var. Durumun cok da kötü değil.

Ayrica evlenince sorumluluklarin ve fiziki yükün artacak. Sevgililik daha iyi.
  • mandalina kokusu  (13.03.15 09:10:18) 
kadın değilim onu bunu bilmem ama @sivrisinek'İn dediği saçmalık. elinde olmayan şeyler var denk gelmemek, beğenilmemek gibi.


  • fransizkalanadam  (13.03.15 09:20:43) 
Ne alakası var ya.


  • roket adam  (13.03.15 10:23:30) 
@canlıcenazesendromu+,

defolu falan degilsin. cok seylere bagli evlenmek ya da evlenmemek. en basitinden ne kadar uyumlu olduguna, karsindakinin eksiklerine(sen istersen defo de) ne kadar kapatabildigine bagli..vs vs..
  • ubi dubium ibi libertas  (14.03.15 02:24:23) 
benim de gözlemim, evlenmeyi çok isteyen arkadaşlarımın evlenemediği. evlilik olsun diye diretmeyen, hatta umurunda olmayanların hepsi ya evli ya evlilik yolunda adım atmış durumda. sanırım erkekler direkt evlilik odaklı yaklaşan kadınlarla evlenmekten çekiniyorlar, çok da haksız bulmuyorum açıkçası.


  • physcos physcos  (14.03.15 03:45:52) 
Normal birine hayır kesinlikle "defolu" gözü ile bakmam. Fakat sende "evleneyim de kimle olursa olsun" kafası var sanırım. Bu düşünce yapın yüzünden seni defolu olarak görüyorum diyebilirim.

Bir de isteyip de evlenememe sebebin teklif gelmemesi ise sen teklif et. Oturup erkekten bekleme. Saçma sapan ritüellere çok takılma.

Tabii seninki "beni kimse istemiyor mu?" olmuş. Onu bilemedim.
  • nawar  (14.03.15 04:08:35) 
30 olmak üzere bekar bir kadın olarak yazıyorum ki tamamen şans işi..
aile ve çevre baskısı yüzünden hayatımın hatasını yapıyordum az daha.. seni anlıyorum ailenin sürekli artık evde kaldın imaları, bütün arkadaşlarının evlenmiş olması hatta çocuklarının olması seni etkiliyor. kendini hatalı ve kusurlu hissettiriyor ama değil. sadece şans..
bak ben nişanlandım. ve 4 senelik ilişkimin sonunda nişanlandığım gün pişman oldum. ben bunla evlenir çocuk yapar ayrılırım diyordum (gerçekten çocuk yapmak isterdim ondan).. aynı şeyleri o da hissetmiş olmalı ki saçma bir bahaneyle ayrıldı. kimse hadi dönelim bile demedi. eğer seninle aynı mantıkla baksaydım kendimi sırf defolu hissetmemek için bir cehenneme sürükleyecektim.
kendimde elbette kusurlar görüyorum. ama herkes kadar. çoğu kişiden çok daha anlayışlı, çok daha güzelim. mesele doğru kişiyi bulmak. yoksa evlen boşan daha zor.
bir de odaklanmakla ilgili sanırım. biraz bu düşünceden ayrıl.. emin ol çok daha hızlı olacak her şey.
çok erken hayatını yaşa diyenlerden değilim. istediğin evlenmekse evlenmelisin. ama etrafa verdiğin enerji önemli. ben kusurluyum diye düşünürsen insanlarda seni öyle görür.
  • gunduzdusukizi  (16.03.15 09:40:35) 
ne defosu ya ahaha defo nedir?

ama şuna katılıyorum, evlenmek isteyenler evlenemiyor, istemeyenleri evlilik çekiyor. eski kız arkadaşım evlilik diye diretirken ben istemiyordum, direkten döndüm.

şimdi ben kafama göre biri çıksın evleneyim diyorum, saçma sapan insanlar çıkıyor:D
  • zamanin otesinden gelen buz gibi suser  (16.03.15 09:50:25) 
[]

Psikiyatristin ağır ilaç yazması..

Buradan bir arkadaşın tavsiyesi ile psikiyatriste gittim, adam ilgili ve işini düzgün yapan birine benziyor, devlette de çalışıyormuş. Bana iki ilaç yazdı sigortadan alabileceğim. İlaçları bir araştırdım, biri bipolar bozukluk tedavisi için hafif bir ilaç, diğeri bildiğin şizofreni ilacı! Çok canım sıkıldı, 30 yaşındayım daha önce hiç ciddi bir ruhsal sorunum olmamıştı. Bu aralar moralim çok bozuk, adamın ofisine girer girmez ağlamaya başladım, gerçi dinleyip bir sürü soru da sordu ama.. Ya ben bu ilaçları almak istemiyorum.. Aklıma ilaç firmalarıyla doktorlar ilişkileri falan geliyor. Ne yapayım? Bi de bunlara başlayıp bırakmak sorunu var.. (Adam bir ay sonra kontrole gel dedi.)




 
Aynı durumu yaşadım istemeye istemeye de olsa dayanamayıp başladım ilaçlara. tüm dengemi bozdu. Bırakayım dedim daha da kötü oldu ama bıraktım. Şimdi daha iyi hissediyorum. Eğer tek başına atlatabilecek gibi hissediyorsan sığınma ilaçlara. Oradaki teşhisler bana çok yerinde gelmiyor çünkü karşındaki insan ne kadar uzman da olsa seni tanımıyor ve çok kısa bir sürede durumu değerlendiriyor. Her zaman çok sağlıklı olmayabiliyor o yüzden çözüm yöntemleri.


  • kipss  (11.03.15 19:57:09) 
Şimdi probleminizin ne/neler olduğuyla ilgili. "ağır" antidepresanlar, antipsikotikler, duygudurum düzenleyiceler, hafif basit anksiyete için bile kullanılabiliyor yerine göre. basit uyku problemi çekene antipsikotik/antidepresan verildiği bile olur. Sonra bir ilacın ne işe yaradığını etkin maddesinin etkilerini araştırarak öğrenebilirsiniz, ilacın genellikle hangi hastalara verildiğini araştırarak değil. aynı ilaç, yoğun klinik takip altında tedavisi gereken ruh hastasına da iyi gelebilir, stresten sürekli kabız olan birine de...


  • non descript  (11.03.15 20:11:59) 
Doktora güveniyorsan icersin gibi sanki. Doktora guvenmek ve bag kurmak onemli.

Bende eskiden kriz geldikçe giderdim. tedavisinden , kontrolüne aksatmadım senelerce. Doktor bey ne yazdiysa ictim , umut dünyası işte.

İlaç bağimlilik yapmaz demişti. Bırakırken behzat ç gibi beynim sallanıyordu , karıncalanıyordu valla. birakmasi zor oldu biraz.

Adam iyi doktor randevu almasi bile sorundu ama ben kimseye guvenmedigim gibi onada guvenmiyordum. İnceden inceye caktirmadan zarflamalar falan olurdu.

Uyku bozuklugum icin de s ile baayan bir sizofrenlerin kullandigi hap yazmisti o gunden beri agzima aspirin almadim.

Nereden nereye okurken tanidigim herkes sendeki bosvermisligin onda biri bende olsun falan derdi. Bunu soylerlerken ben dort senedir tedavideydim :))

Kör topal bir cinsel hayatim vardi bu haplarin yan etkilerinden dolayi gec bosalma sorunu oluyordu o da kötü oluyordu.

Cok kisisel olmus, kusura bakmayin.

Kendin icin hangisinin iyi olacagini dusunuyorsan onu yap derim ben.
  • ketcapli dondurma  (11.03.15 21:03:06) 
yahu endikasyonlar a dan z ye gider diyelim, a baş ağrısı, z şizofreni diyelim, o endikasyonun ıcınde neler var neler yani şizofreni ilacı diye bir sey yok, kombine edildiğinde baska ise yarar- dozajı yarımsa baska ıse yarar.

Bak çok basit bir orneği var bunun, abilify denen japon ilacı 5 mg da major depresyonda kullanılırken 15 mg da bipolarda kullanılır.

yani.
  • anonymice  (11.03.15 21:08:11) 
ilaç firmalarıyla doktorlar iç içe tamam da, adamlar bunu muadil yazmak için kullanıyor. a firmasının antidepresanı yerine b firmasınınkini yazıyor mesela. bazı durumlarda en iyi sonucu almak için bazı ilaç kombinasyonları yapılması gerekiyor. yani x ilacı ve z ilacı kaygı bozukluğu ve depresyonunuzu en aza indirmek için en iyi seçenek oluyor. anlattıklarınıza göre en doğrusunu yapmaya çalışmıştır diye tahmin ediyorum. ayrıca psikiyatrik ilaçlar 2 gün kullanıp da ağır geldi diye de bırakılmaz, alışma süreci minimum 10 gündür.


  • only the strong survive  (11.03.15 23:34:22) 
[]

İstanbul'da psikiyatrist tavsiyesi

Psikoloğa gidiyorum, adam 'Senin beyninde bir bozukluk olabilir, psikiyatriste gitmen lazım' dedi. (Varın siz tahmin edin durumu.) İstanbul'da tercihen Anadolu yakasında, ama mutlaka sizin gittiğiniz ve son derece emin olarak tavsiye edeceğiniz biri var mı? İnternette bir sürü isim var ama benim durum fena arkadaşlar, işinin ehli birini istiyorum. Benim için dua edin yav...




 
Kul, euzü birabbil felâk, min şerri ma halak, ve min şerri gasikin iza vakab, ve min şerri neffassâti fil ukad, ve min şerri hâsidin iza hased.

meali: sen hasta değilsin. seni hasta olduğuna inandırmalarına izin verme. doktor bilmiyorum ama doktorlara çok bel bağlama. anadolu yakasında tanıdığım bir doktor yok. tez zamanda şifa bulursun umarım.
  • damdanakan  (09.03.15 14:44:56 ~ 14:45:15) 
[]

Karışıksız aşk çok tuhaf değil mi?

Biz bir insana bu kadar yoğun duygular beslerken, onun bundan haberdar olup da bizi hiç sallamaması çok ilginç değil mi sahiden? Hani bu dünyada her şey etki tepki meselesiydi? Çok acımasızca çok..




 
Nö. Çok da ilginç değil. Her etki olumlu tepki alacak diyen yok. Senin aşk etkine ilgisizlik tepkisi vermiş.

Hemen next. Bekleme yapma çünkü o yapmıyor. Bekledikçe daha kötü olur.
  • canercuxy  (01.03.15 12:30:56) 
Karşılık vermesi daha ilginç geliyor bana. Nasıl bu kadar insan karşılıklı sevebiliyor hayretlik bir olay. Nasıl denk getiriyolar değil mi?


  • mandalina kokusu  (01.03.15 13:56:29) 
[]

Kış aylarında niye herkes siyah giyiniyor?

Otobüste farkettim, hepimiz ne kadar iç karartıcıyız. Kır göstermesin diye mi siyah giyiyoruz? Ama bir sürü başka koyu renk de var.. Yurtdışında da böyle mi bu yoksa bize mi özgü? (Ben de alışkanlıktan herhalde hep siyah mont giyerim.)




 
koyu renkler güneş ışığını daha iyi soğurur, dolayısı ile biraz daha sıcak kalmanızı sağlar. siyah olması ise modayı çok yakından takip edememek ve siyah rengin çok kasmadan her tür ayakkabı pantolon çanta vb aksesuarla düzgün görünmesi de etmenler arasında olabilir.


  • angelofdeath  (24.02.15 06:55:51) 
yazında yakmasa koyu renkler giymeye devam ederiz bence :)


  • redeath  (24.02.15 07:00:39) 
Kolay geliyor siyah tonlarında giyinmek. Bir de biz kıyafetleri kombin halinde almadığımız için uygun rengi uydurmak vs zorlandığımız konular. Pek kafa da yormuyoruz açıkcası.

Benim de mesela açık yeşil bir montum var. Nadiren giyebiliyorum.
  • pardonan  (24.02.15 07:01:43) 
ben gereğinden fazla dikkat çekmemek için siyah giyiyorum.


  • rygard  (24.02.15 07:19:34) 
Benim için geçerli değil bu sanırım. :) Ben gayet rengarenk giyiniyorum.


  • mor puantiyeli zebra  (24.02.15 08:33:01) 
Yazın pembe mor mavi giyinirken, kışın siyah gri lacivert geziyorum. Sevmiyorum bu karanlığı ama herkes siyahken pembe giyersen göze batıyosun :(


  • lcha  (24.02.15 09:01:07) 
renkli giyiniyorum 2 montumdan biri (kislik) parlak mavi otekisi de (baharlik) ates kirmizisi. ama su oluyor, montumu giydigim gun icime benzer tonda tisort giymek iyi olmuyor mesela. kirmizi montun icine turuncu ya da acik mor tisortlerimi giyemiyorum. ayni sekilde mavi montu giyecek hava varsa o gun mavi sweat giyemiyorum. gibi. o yuzden siyah ya da en azindan koyu renk mont her zaman daha kullanisli. ama bayik :)


  • disq  (24.02.15 15:08:42 ~ 15:09:35) 
Üretilenlerin çoğu o şekilde, rengarenk şeylerin modeli çok bulunmuyor. Bir model beğeniyorum, sadece siyahı ve grisi var. Renkten önce model beğeniyorum. Elimdekiler de siyah ve gri doğal olarak. Yoksa mor kabanım da vardı zamanında, çok severdim.


  • aychovsky  (24.02.15 15:16:12) 
turistlere bakıyoruz rengarenk giyiniyorlar montları vs. biz kapalı toplum oldugumuz için koyu giyiniyoruz. zaten izmir gibi bir şhirde dahi 350 kişilik fakültede bir arkadaş bu parlak renkli mont giyiyo diye laf ediyolar, belki kıskançlık belki şu bu ama biz böyle bi toplumuz işte. nedeni bu.


  • etki  (24.02.15 16:16:24) 
kültürden gelen bir alışkanlık aslında


  • empty bottle  (24.02.15 16:33:32) 
[]

Yaşar Kemal'in hangi romanını okuyayım?

Hiçbirini okumadım, ben de İnce Memed'i alıp başladım ama çocuğun ilk 20 sayfada bile çektiklerine o kadar üzüldüm ki bıraktım. Daha az üzücü hangi romanı var?




 
Filler Sultanı ile Kırmızı Sakallı Topal Karınca ile başlayabilirsin


  • wrayburn  (22.02.15 18:17:51) 
Binboğalar Efsanesi


  • praetor  (22.02.15 18:26:21) 
ortadirek ya da yer demir gök bakır


  • mea maxima culpa  (22.02.15 18:33:39) 
Çakırcalı Efe hocam


  • dedim dedim de kime dedim  (22.02.15 18:36:32) 
yaşar kemal'in acı içermeyen romanı yok gibidir. çünkü anadolu'yu anlatıyor. memed'e dayanamadıysan binboğalar efsanesini, kimsecik serisini, bir ada hikayesi serisini okuma. benim tavsiyem üç anadolu efsanesi veya filler sultanı ile kırmızı sakallı topal karınca.


  • oriolus oriolus  (22.02.15 19:11:45) 
Dağın öte yüzü üçlemesi var. Her biri zaten ayrı bir kitap, devamı ama biri deo labilir. Anadolu insanınını, köylüyü, yasak aşklarını, güzel şeyleri çok iyi anlatıyor. O tasvir uzun uzun var ama hiç sıkmıyor.


  • Cursed Chico  (22.02.15 19:28:52) 
Bir Ada Hikayesi üçlemesi


  • pass  (22.02.15 22:03:48) 
[]

Olgun bir insan olmak istiyorum..

O kadar malca şeyler yapıyorum ki anlatsam inanamazsınız.. Ben artık Mevlana hikayelerindeki olgun, bilge insanlardan olayım istiyorum. Psikoloğa gidiyorum sorunlarımı çözeyim diye ama sanki olmuyormuş gibi geliyor.. Nasıl olgunlaşacağım? İlla acı mı çekelim?




 
cok guzel, mantikli, olgunca cevaplar verilir muhtemelen.. ayrica yillardir ergenlikten cikamamis bir insan olarak buraya cevap verecek kisi de degilim ama olayin "az uyumak, az yemek, az konusmak"tan gececegini dusunuyorum.


  • fallopian  (21.02.15 21:13:50) 
istemekle olacak şey değil.


  • kuzey li  (21.02.15 21:16:12) 
1) kimyasal durumun elvermiyor olabilir: psikolojik bir rahatsızlığın, hormonal bir dengesizliğin olabilir. tıbbi yollardan çözüm aramalısın.

2) parçası olduğun bağlar el vermiyor olabilir: aile, okul, arkadaş çevresi. bunlar üzerinde oynamayı/uzak durmayı dene.

3) yaşın elvermiyor olabilir: 20'lerin sonuna doğru dengeni bulmaya başlıyorsun. öyleyse acelesi yok, dengeni bulduktan sonra da şeyler daha az ilginç/eğlenceli hale gelmeye başlıyor.

bunlara ek olarak okumak yardımcı olur. ahlak felsefesine göz atabilirsin.
  • negatype  (21.02.15 21:32:37) 
Kitap oku, makale oku, sözlük oku, bilgi dağarcığını genişlet. Sürekli hiçbir şey bilmediğini hatırla, meraklı ol. Okudukların hakkında düşün. İnsanlar farklı şekillerde olgunlaşıyor, illa acı çekmene gerek yok.

Karaktere de bağlı diye düşünüyorum biraz. Belki de olgun olma şansın yok hiç.
  • humblebirth  (21.02.15 22:43:11) 
[]

Erkeklere anket: Şu iki tip kadından hangisini seçersiniz?

Kadınların eşit güzelliklerde olduğunu farzedelim: Bir tanesi zeki, eğlenceli, kültürlü, hoşsohbet, sosyal, girişken ama arıza -dikkat bozukluğu var mesela, gürültülü, size karşı çıkıyor dediklerinizi kabul etmediği zaman. Diğeri görece daha az zeki, sessiz sakin, duygularını belli etmiyor ama uyumlu, içedönük, yönlendirilebilir. Tercihiniz hangisi olur? Siz de diyelim egosu yüksek bir erkeksiniz. Tamamen ankettir bu, dileyen katılır katılmayanın canı sağolsun.




 
Egosu yüksek bir erkeğim. Zekasını benimle yarıştıramayacak kadın, manipüle edilebilir kadın hiçbi zaman uzun süreli ve ciddiyetli ilgi alanıma girmez. İlk sıraladıklarının hepsini aynı kadında bulsam başımın tacı yaparım, karşı çıksın bana ya.


  • deadline  (20.02.15 20:49:31) 
alter ego +1


  • Heathcliff  (20.02.15 20:49:45) 
birincisi tabi. sen de onu istiyorsun belli. diğerini tanıtırken gömmüşsün resmen.


  • cok iyi yol  (20.02.15 20:49:46) 
İki diyene mal gözüyle bakılacak. Bence saçma bi anket, bu ikisinden birini seçmek çok yanıltıcı olur.
Aslında bunları demeye geldim de format yerini bulsun bari cevap vereyim. 1 diyorum.

  • sehpa fx350  (20.02.15 20:50:06) 
memeleri büyük olanı seçerdim.


  • mermize  (20.02.15 20:51:37) 
birincisini seçerim. ben çok akıllıyım sanki arıza olsun nolcak.


  • der meister  (20.02.15 20:53:57) 
ikincisi abi, net,
12 yıllık evliliğin üzerine yazıyorum bunu

  • delicevat  (20.02.15 20:54:57 ~ 20:58:51) 
önce birinciyi seçersin, sonra arıza kadınla uğraşmanın hiç bir şeye benzemediğini hayatının içine sıçtığının farkına varır, biraz huzur arıyorum deyip ikinciyle mutlu olursun.


  • kafkef  (20.02.15 20:58:31) 
Arıza kadınla ugrasmayan icin elbette 1 daha iyi.

Ugrasansa nolursa olsun 2 der
  • bisi sorcam  (20.02.15 21:00:39) 
bu arada şaka maka, kadınların güzellikleri eşitse tabii ki 2'nciyi seçerim. yine de dediğim gibi, memeler de önemli bu seçimde.


  • mermize  (20.02.15 21:03:52 ~ 21:06:27) 
birincilerden çok çektim. ikincisi de beni bulmuyor.


  • sen de git sen de unut  (20.02.15 21:05:40) 
ikincisi eğer koyun değilse


  • yarey  (20.02.15 21:08:29) 
illa ikisinden birini seçmem gerekiyorsa konuşurken keyif aldığım, yanında rahat olduğum ve tensel çekim hissettiğimi seçerdim. birinin özellikleri değil bana ne hissettirdiği önemlidir. öyle olmasaydı her güzel zeki hoşsohbet eğitimli vs kadınla mutlu olurduk.


  • fatih in fedaisi  (20.02.15 21:09:42) 
1. yi seçerdim.

Sessiz olandan korkacan aga.
  • anonymice  (20.02.15 21:10:08) 
Birincisi daha çirkin olsa bile tercih ederim.


  • yirmisantim  (20.02.15 21:27:19) 
eğer eşit güzellik söz konusuysa 2. seçerim.

1. kafam girsin, baska bir ana babanın sidikli kaprisli prensesinin oyunlarını çekmeye gelmiyoruz bu dünyaya.
  • fransizkalanadam  (20.02.15 21:34:31) 
istisnai durumlar hariç 25 yaş ve altı 1, 25+ 2. kadını tercih eder. 1 ve 2 diye tercihte bulunmuş arkadaşlar yaşlarını söylerse sağlamasını yapmış oluruz :)


  • olurnedenolmasin  (20.02.15 21:40:46) 
@olurnedenolmasın bu tezine ben de katılıyorum ve artırıyorum 30 üstü diyerekten. uzaktan bakınca eğlenceli görünüyor herhalde benle atışsın itiraz etsin filan yok barışma seksi yapalım diye. akıllı adam geç de olsa yolu bulur 2. seçeneği seçerek. tabi her zaman 2. seneçek seçilemiyor.


  • hayatbirfilm_basroldesensin  (20.02.15 21:51:06) 
2.

Ben kaos arasaydım hindistan'da minibüs şoförü olurdum.
  • thracian  (20.02.15 21:57:07) 
hangisinin elleri/ayakları daha bakımlı ve güzelse onu seçerim.


  • Yehova  (20.02.15 21:59:35) 
tabiki 2. olan.


  • essoist  (20.02.15 22:39:42) 
Birinciyi seçip sonradan pişman olurdum.


  • long live rock n roll  (21.02.15 00:26:20) 
1.nin derdi tasası çekilecek gibi durmuyor. gideri varsa her türlü 2 kazanır. kafada saç kalmaz yoksa.


  • darkest hour  (21.02.15 02:59:59) 
egosu yüksek biriyim, bundan rahatsız dahi olmayacak kadar. 1'den biraz darlandığım için eskiden olsa 2 derdim. ama bu 2 tanımına az çok uyan biriyle ilişkim oldu. 1 ay sonra hayatım boyunca bu 2'yle bir daha birlikte olmamaya yemin ettim:) egosu yüksek ve bu tanımdaki 2. kişinin birlikteliğinde, 2 resmen özsaygısını yitirtecek hareketler yapıyor. bu kadar uyumlu olmak gereksiz. çekiciliğini yitiriyor. isterse dünyanın en iyi insanı olsun, çekiciliğini yitiren biriyle sevgili olamazsın. bence ilişkide "challenge" dediğimiz şeyin olması şart. ister zeka, ister kültür olarak. benden daha az zekaya sahip olduğunu düşündüğüm birini çekici bulmamın imkanı yok. manipüle ederim


  • ack3000  (21.02.15 12:29:52) 
uzun vadede sessiz
kısa vadede sesli

  • bir yarim bir tam  (21.02.15 20:01:35) 
2.side olur

ikincisini evimin hanımı, güzel yemekler yapan mutlu aile saadeti hesabı
diğeriyle de gönül eğlendiririm
  • gokhan atestepe  (22.02.15 00:02:42 ~ 00:04:07) 
İkinci tabii ki.

İlki her fırsatta diğer kadınlara benzemeyen, asi bir kadın olduğunu ispat etmek için antin kuntin hareketler yapacak bir emek kaybı.
  • arnold schwarzeneger  (23.02.15 08:03:30) 
1lerden canım yandıktan sonra 2leri tercih ediyorum. Ortası daha iyi aslında.


  • cleric  (24.02.15 10:05:46) 
[]

Askerlik yapmamak için hayatını değiştiren erkeğin korkusu niye ki?

Askere gitmemek isteyen, hatta askerden kaçan bütün erkekleri anlıyorum, bu konuda da kadın olduğum için şansıma şükrediyorum önce bir belirteyim. Bir tanıdığım üniversite mezunu olup kısa dönem askerlik yapacak olmasına karşın askere gitme fikrinden öyle dehşete düşmüş ki yıllarca kaçmış, zorla götürüleceğini anlayacağı zaman da Türkiye'deki evini, barkını, işini tüm hayatını geride bırakıp Avusturalya'ya gitmiş. O güne kadar yaptığı bütün birikimini hazırdan yemiş, en kötü işlerde çalışıp ancak üç sene dolduğunda gelmiş. Sorum şu ki, çoğu erkek nefret etse de "5 ay nasılsa geçer" deyip yaparken bu vatandaşın bu büyük azminin sebebi ne olabilir?




 
linç edilmeyeyim şimdi burada ama o denli kaçması aklıma kırık olabilir muhabbetini getirdi.
tamam vurmayın!

  • rapon  (19.02.15 20:18:26) 
hergün traş olmak. bunu düşündükçe tüylerim ürperiyor ya.


  • platoniclover  (19.02.15 20:23:52) 
@platoniclover hergün traş olunca surat alışıyor

ya psikolijk baskı, bi yerde hapis gibi yaşamak adamı korkutuyor olabilir ne var bunda her insan katlanamaz askerliğe bir de her kısa dönem yazıcı falan olmayabiliyor.hakkariye falan giden kısa dönem de var.belki ondan korkuyordur belki silahlarla ilgili tracmatik bişey yaşamıştır.zorlasan 100 tane sebep yazarım şuraya bunlar en basitleri.

he bir de sıçma mevzusu var temiz tuvalet aradığımı bilirim amk kaç kere.

benim anlamadığım avustralyadan niye gelmiş ben onu anlayamadım :/
  • high hopes of the sozluk  (19.02.15 20:29:30) 
emir komuta zinciri.
itaat etmeye kosullandirilmasi.
sorgulamanin cezalandirilmasi.
individüel düsüncelerin baskilanmasi, kücümsenmesi.
otorite.
ortamim insani olmamasi.
saglik kosullari.
fikren silah tutmaya dahi karsi olmak.

asarim keserim diye gitmiyor herkes. savasa karsiyken stratejik diye silahlanmak istemiyor. savas bölgesine gitmek istemiyor. kayitlara düsmeyen intihar ve baskin haberlerini görmezden gelemiyor. vicdanina ve kisiligine ters bir eylemin parcasi olmak istemiyor.

sonra kirik oluyor.

he tabi he.
  • wiillii  (19.02.15 20:36:08) 
oraya gidip kötüde olsa bir işe başlayıp sonrasında bir şekilde daha iyi koşullarda iş bulmayı hayal etmek,belki birini bulup evlenip vatandaşlık almak vs olabilir.Belki oraya gidip 3 yılda herşey yolunda giderde yerleşirim umudu en olmadı askerlik yapmam 3 senede orda yaşama yanıma hayat tecrübesi kalır düşüncesi.


  • wishful thinking  (19.02.15 20:36:55) 
bazı insanlar kendilerini çok fazla önemsiyor. her biri kendi kurdukları dünyaların efendileri olduğu için askerlik mecrasındaki o hiyerarşik eşitliği hazmedemiyorlar çoğu zaman. adamın distopik filmler arşivi var bi kere yani. askerlik de neymiş?


  • vonkhar  (19.02.15 20:36:58 ~ 20:39:52) 
nickin iyyiymiş:) bazen iş inata biniyor.


  • mrthany  (19.02.15 20:38:55) 
etrafımda var öyle 2 3 arkadaşım

bitanesi askere gitmesin diye 3 üniversite bitirdi, onu üstüne yüksek master kastırdı yaş geldi 35 küsüre oyalandı oyalandı en sonunda gitti kısa dönem yaptı geldi, ölümüne korkuyordu.
  • killerbee  (19.02.15 20:40:08) 
  • sckxyss  (19.02.15 20:46:03) 
Kusura bakmayın da yukarıda bir arkadaşın saydığı;


emir komuta zinciri.
itaat etmeye kosullandirilmasi.
sorgulamanin cezalandirilmasi.
individüel düsüncelerin baskilanmasi, kücümsenmesi.
otorite.
ortamim insani olmamasi.
saglik kosullari.
fikren silah tutmaya dahi karsi olmak.


Silah ve sağlık (o da bazı yerlerde) dışında hepsi Türkiye'de iş hayatında da olan şeyler.
  • once  (19.02.15 20:53:32) 
her insanın kendine has abartılı korkuları var.

korku ne kadar büyükse, kaçma motivasyonu da o kadar büyük olur.

rain when i die gibi ben de hakkari'de yaptım askerliğimi, kısa dönem er olarak, üstelik yazıcı falan da yapmadılar, uzun dönemlerle beraber başlarda 8 sonlarda doğru 12 saat nöbet tuttum.

ben olaya şöyle baktım, elbette istek duyarak falan gitmedim ama, amann nasılsa gidecem, iş hayatı da sayılan psikolojik baskılar açısından askerlikten çok da aşağı kalır bir şey değil diye düşündüğümden, yüksek lisanstır, şudur budur uğraşmaya üşendim, kaçma motivasyonum yüksek olmadı, gittim.

ha gitmemek için yasal yollardan kaçış imkanlarını kovalayanlara ancak saygı duyarım, ki gitmeden önce de böyle düşünüyordum, yalnız askere gitmemek için, işi gücü bırakıp dünyanın öbür ucuna yerleşmek tamamen arkadaşın içindeki korkunun büyüyüp büyüyüp abartı hale gelmesi diye düşünüyorum. tamamen adamın özel korkusuna dönüşmüş işte. olay bu.
  • wilhelmwasmuss  (19.02.15 20:55:55) 
korku değil. tamamen kişisel etiğe dayalı bir olay bu. insanı 5 ay da olsa özgürlüğünden mahrum bırakıyorsun ve istemediği şekilde yaşamaya zorluyorsun. bu milliyetçi kafalara takılma yok korkuyormuş yok erkek değilmiş vs vs.


  • matematik koyu  (20.02.15 09:45:17) 
[]

İlk izlenimleriniz doğru çıkıyor mu?

Bana kur yapan, çok nazik ve özenli davranan biri var; ancak ben bu insanı ilk gördüğüm anda ciddi bir antipati ve korku karışımı duygu duyduğumu hatırlıyorum. Sizce ne kadar güvenilir ilk izlenimler?




 
ilk buluşmada "bundan cacık olmaz" dediğim kızla yedi ay çıktık.
bu hafta ayrılık. geçirdiğimiz güzel vakitler aklıma geldikçe içimde birşey acıyor.
cevap: ilk izlenim değil zaman belirliyor herşeyi.
  • my name is faith  (18.02.15 21:18:58 ~ 21:19:20) 
O insanı ilk gördüğünüz an yaşadığınız duygular değil ama o insanla ilk etkileşiminizde (konuşma olsun, bakışma olsun) hissettikleriniz önemlidir ve de doğruluk payı yüksektir. Onun kendini ifade şeklinin, tavırlarının, vücut dilinin, sesinin sizde antipati yaratıp yaratmadığına, sizi korkutup korkutmadığına bakın derim. Bunlar denge içindeyse ve size güven veriyorsa tamamdır.

Edit: Anlatım bozukluğu yapmışım, düzelttim.
  • whimsical  (18.02.15 21:21:10 ~ 19.02.15 11:44:22) 
Ondan etkilenmekten korkuyor da olabilirsin belki. Ya da seni etkilemeye başladığı için sinir oluyor da olabilirsin. Kulağa saçma geliyor ama valla var böyle bir şey. Ilk izlenimlerin çok da etkisinde kalmamak lazım yani, boşver. Zamana bırak+1


  • equine  (18.02.15 21:22:52) 
ilk izlenimime çok güvenirim, testlerde de ilk işaretlediğim doğru çıkar, ilk aklıma gelen tarihler doğrudur genelde de.


  • mula  (18.02.15 21:29:25) 
ilk izlenimlerime cok guvenirim. bir insanin iyi olup olmadigini hemen anlarim. sonradan taniya taniya sevdigim kimse olmamistir hayatimda. onyargiyla yaklasmam kimseye.

elektrik denen sey var, onu soyleyebilirim. havada bir seyler ucusur ve anlarsin. yani ben anlarim.
  • federer  (18.02.15 21:31:40) 
Hiç tutturamıyorum ben, hep göte geliyorum. En son bi adamla tanıştım, dedim çok tatlı bi herif bu, iş bilir piç bi tip değil, hatta ezik bile biraz, adam don juan çıktı anasını satayım. Sonra da üzülüyorum tabi.


  • buff  (18.02.15 21:35:24) 
Cocuk yakisikli degil galiba


  • yons  (18.02.15 21:35:58) 
ilk izlenimlerim hep doğru çıkıyor. ilk tanıştığımda hoşuma gitmeyen bir şey varsa, o insanı sevmeye çalışsam ve yakınlaşsam da sonradan mutlaka bir uyuşmazlık yaşıyorum. sadece sevgili özelinde değil, herkesle böyle oluyor.


  • lily briscoe  (18.02.15 21:45:03 ~ 21:45:57) 
ilk izlenimlerimin tam tersi çıkıyor.
"ya bununla olmaz" diyorum. pat olmuş.

  • rayde  (18.02.15 21:54:04) 
ilk izlenimlere çok takılmamak gerekli bence. çünkü genelde asıl yanıltan ilk izlenimle beraber edinilen ön yargı oluyor.


  • Heathcliff  (18.02.15 21:58:51) 
ilk izlenim, önceki yaşantılarımızdan beslenen bir önyargı, subjektif bir fikirdir.
her ne kadar bazı insanların bu konuda doğru teşhis koyma yeteneği güçlü olsa da herkes ilk izlenim konusunda zaman zaman yanılır.
bir insanla birlikte yeterince zaman geçirmeden o insanı tanıyamazsınız.
  • AWD  (18.02.15 22:03:17) 
YES


  • wibbly wobbly timey wimey stuff  (18.02.15 22:04:06) 
ilk izlenimlerime güveniyorum, yaşadıklarımdan genelleme yaparsam doğru çıkıyorlar çünkü.
ama antipati duysam da tanımadığım birine set çekmem, sonuçta sadece bir his. yanlış çıkma ihtimali mümkün.

  • asisamus  (18.02.15 22:06:39) 
benim ilk izlenimlerim de genelde doğru çıkmaz. çok önyargılıyım.


  • franz kafka  (18.02.15 22:06:52) 
İlk izlenimlerime çok güvenirim. Yanıldıklarım kayda değer bir oran değil. İlk izlenim sadece tipe bakmak değil tabii ki. :)


  • nawar  (18.02.15 22:07:04) 
[]

Aşık olunan kişinin mal olduğunun farkında olmak mümkün mü?

Yani millet aşıkken çok yüceltir sevdiğini, aşk bitince ayılır ya "Ben bunun için mi yanmışım?" diye, bende tam tersi. Aşık olduğuma inandığım kişi 40 yaşında, yoğun kompleksli, 9 yaşında erkek çocuğu davrenışları sergileyen, yalancı, bilgisayar oyunu, maç ve TV bağımlısı, malı mülkü parası olmayan ve ağzı fiziksel anlamda kokan biri. Evet durumun farkındayım, ama gene de bu adam için üzüntü çekiyorum. Nasıl oluyor? Oysa pek salak biri de değilimdir ama kendimi nasıl engelleyemiyorum? Ay çok tuhaf değil mi?




 
aşık değilsin.


  • [silinmiş]  (17.02.15 16:17:50) 
sana salak demek için yazmıyorum yanlış anlama ama salak olmadıgını düşünen yine sensin


  • mirty  (17.02.15 16:26:09) 
Umuma karşı (afedersiniz ama) ağzına sıçtığınız bu şahsa aşık olduğunuzu sanmıyorum. Zorlasak sadece "9 yaşında erkek çocuğu davranışları sergileyen" şeklinde dile getirdiğiniz bu ayrıntı dahi aslında hislerinizin tamamen sahiplenme, koruma-kollama, yani analık içgüdüsünden ibaret olduğunu özetler. Bence sizin anne olma zamanınız gelmiş.


  • cok sey hakkinda az sey bilen adam  (17.02.15 16:26:49) 
Yok yav, düşününce bu hikayedeki salak ben gibi duruyorum..


  • :)  (17.02.15 16:27:59) 
bir insanı, aşık olma kısmını geçtim, hiçbir zaman parası, malı mülkü yok diye kötülememek lazım. ayrıca genelde şu söylediklerin bana tuhaf geldi.


  • rock n roll  (17.02.15 16:31:14) 
Kırk yaşına gelmiş ve ortalama üstü para kazanan birinin, kendi geleceğini güvence altına almak için en azından bir ufak ev almış olması beklenmez mi?


  • :)  (17.02.15 16:35:07) 
parasını istediği şekilde kullanabilir insanlar. bir de bu kadar kötü vasıfları sıraladığın bir insanın nesine aşık oldun? kompleksli, yalancı, maç, televizyon bağımlısı, çocuksu davranışlar sergileyen ve ağzı kokuyor ötesi var mı? ayrıca insan aşık olduğu kişiyi bu kadar yerin dibine sokamaz. kötü özelliğini görmez bile.
bu arada nickin çok hoşmuş :)

  • rock n roll  (17.02.15 16:40:01 ~ 16:40:53) 
Ona bakarsanız X (buraya yaşınız gelecek) yaşındaki bir kadının da ilişkisindeki basit pürüzleri partneriyle konuşarak çözüme ulaştırması beklenir. Kusura bakmayın ama kadın veya erkek, hiç kimse "ağzı kokuyor, malı-mülkü yok, çocuk gibi" vs. şekillerde çirkin ifadelerle lanse edilmek istemez. Biraz empati, kafanızdaki soruların yanıtlarını size zaten verecektir.


  • cok sey hakkinda az sey bilen adam  (17.02.15 16:41:16) 
Ama ekşi duyurunun güzelliği de bu zaten, adamı yahut kendimi lanse etmiyorum ki ben? Tamamen anonim isimlerin altında olduğumuz ve birbirimizi tanımadığımız için en yakınlarımıza soramayacağımız soruları burada çekinmeden sorabiliyoruz.


  • :)  (17.02.15 17:20:27) 
Ciddi ciddi her sorunu çözmeye empatinin yeterli olacağını mı düşünüyorsunuz? "Buraya gönül meselelerini yazan her insan empati yoksunu" gibi yanlış bir sonuca götürür bence bu bizi. Kimseyi afişe ediyor değilim ki kendime sansür uygulayayım.


  • :)  (17.02.15 17:22:39) 
Haklısınız, empati her sorunu çözmeye yetmeyebilir. Ancak insani kusurlardan dahi dem vuran anlatımınız yine de hoş değil? Elbette anonimliğinize güvenerek paylaşıyorsunuz, ortada bir ifşa olmadığından sansüre de gerek yok. Ama yine de fiziki bir kusuru dahi ele almanız, en basit haliyle bile belden aşağı vurmak demektir ve sizi haklıyken haksız duruma düşüreceği için bence doğru değildir.


  • cok sey hakkinda az sey bilen adam  (17.02.15 17:47:22) 
adamın nitelikleri pek iyi değil ama senin anlatımın pek bir leş.

aşık filanda değilsin olduğunu zannediyorsun.
  • efrasiyab87  (17.02.15 21:52:28) 
bence adamla kavga ettin ve büyük ihtimalle adam sana trip attı ya da ilgisiz davranıyor, sen de burda onu kötüleyerek yorumlar dahilinde kendini soğutacaksın , başka mantıklı açıklama bulamadım.


  • neferkitty  (18.02.15 14:40:17) 
bana sadece adama acıyorsunuz gibi geliyor aşk değil bu düzeltme hevesi


  • argent dawn  (18.02.15 14:56:24) 
[]

Çocuk Esirgeme Kurumu'nu ziyaret etmek istiyorum, tecrübesi olan var mı?

Bu aralar boş vaktim var, yararlı birşey yapmak istiyorum. Yıllar önce bir gazete röportajında bir Çocuk Esirgeme Kurumu yöneticisinin "Oyuncak göndermeyin kendiniz gelin, sevgiye ve ilgiye ihtiyaçları var" dediğini okumuştum. İstanbul'da oturuyorum, nasıl yapılır bu? Öyle pat diye gidince alıyorlar mı, nerelerde var, nasıl oluyor?




 
İzmir Karşıyaka'da bulunan Çocuk Esirgeme Kurumuna ufak bir hediye götürmüştüm. Çocukları göstermediler. Halen var mı bu uygulama bilmiyorum.


  • teknikekip  (17.02.15 14:36:43) 
Ne zamandır aklimda olan bir sey.

ama duyuru olarak toplu bir seklinde dusundum ben.

onceden topluca gitmisligimiz var randevulu. ayrintilari hatirlamiyorum.

ama organize edip bir zirve olarak duyurmayi planlıyordum ben de
  • cokilgincvesesgetirecekbirnickarayanadam  (17.02.15 14:44:06 ~ 18.02.15 08:02:52) 
okulda olabiliyorlar, önce gidip uygun bir zaman için randevu alabilirsin belki. gittiğinde küçük bir kaç hediye alabilirsen iyi olur. çok kalabalık bir yurt ise nasıl yaparsın bilmiyorum ama yapabiliyorsan masraftan kaçınma. ama alıyorsan hepsine almalısın.

ben yaş pasta ile gitmiştim, yemekhanede toplanmıştık. çorap ve eldiven alabilmiştim.

tek gitmeyip çocuklarla iyi anlaşan bir grup olarak gidilirse daha iyi olur kanaatindeyim.
  • puc  (17.02.15 15:09:09) 
artık çocuk esirgeme kurumu diye birşey kalmadı, çocukların ev ortamında büyümesi için "sevgi evleri" diye evler açıldı. orada kalıyor çocuklar. normal bir apartman dairesi kiralanıp 3-5 çocuk, başlarında "anne"leriyle orada yaşıyorlar. bu evlerin adresleri gizli tutuluyor ama benim bildiğim bir çok apartman sakini, apartmanlarındaki bu sevgi evlerinden rahatsız olduklarından apartmandan attırmaya çalışıyorlar çocukları maalesef. sevgi evlerinde bile o çocuklar sevgi bulamıyorlar yani.

edit: gerçekten oyuncağa vs değil sevgiye ve sefkate, onlara yol gösterecek abilik ablalık yapacak aklı başında büyüklere ihtiyaçları var. sosyal hizmetlere il müdürlüğe ile irtibata geçip, koruyucu ebeveynlik ya da gönüllü olmak için başvurabilirsiniz.
  • halanne  (17.02.15 15:12:53 ~ 15:14:52) 
arkadaşım bahçeşehir şeyh zayed çocuk yuvası'na gidiyor 2-3 senedir. bu kadar uzun sürdir gidince kişisel iletişimi de oldu, bazen çocukları dışarı çıkartıp tiyatroya sinemaya etkinliğe falan götürüyor. ilk başladığında sadece birkaç saat izin veriyorlarmış o da 2 -3 haftada bir. sonra sonra süre artıyor tabii.


  • la noix  (17.02.15 15:18:10) 
[]

Güzel kadından/yakışıklı erkekten hoşlanmak zavallıca değil mi?

Başlıktaki ifade biraz sert kaçtı galiba ama başka nasıl ifade edeceğimi bilemedim. Ben dahil etrafımdaki çoğu insan karşı cinste herşeyden önce güzellik/çekicilik arıyor. Ama çoğumuz farketmişizdir ki fiziksel olarak çekici insanlar, istisnaları tabii olmakla birlikte genel olarak şımarık ve kendilerini başka konularda geliştirmemiş oluyorlar. Zaten insanın elinde olmayan bir durum yüzünden hoşlanılması/hoşlanılmaması adaletsiz değil mi? (Kilo, kişisel temizlik, kıllı olmak gibi değişmesi elde olan özelliklerden bahsetmiyorum.)

Ufak tefek bir kadın olarak ne yazık ki kendimi bildim bileli iri yapılı, atletik erkeklerden hoşlanıyorum ve allah her seferinde bin türlü belamı veriyor, artık akıllanmak istiyorum. Etrafımda birkaç aydır benimle ilgilenen kısa boylu ama çok düzgün bir insan var ama ben onu fiziksel olarak çekici bulamıyorum. Acaba bu bir şartlanma mıdır yoksa değişmez hormonal bir durum mudur? Kendimi bu konuda zorlayıp benimle ilgilenen bu adamla (1 60 boyundayım, o da benim boyumda) ilişkiye başlayayım mı, yoksa bu onu kullanmak mı olur? Birkaç kere elimi tutmak istedi ama ona dokunma fikri bile korkunç geldi. Ne yapsam?

Genel olarak bu durumu aşmak için ne yapabilirim sizce?

(Bir de ne zaman böyle meselelerde bir soru sorsam "gel anam ben seni teselli ederim" mealli mesajlar geliyor. Arkadaşlar Allah aşkına yapmayın, aranmıyorum, sadece aklımdaki sorulara yanıt bulmaya çalışıyorum.) Teşekkürler.

 
Ben de minyon bir kadın olarak iri erkeklerden hoşlanıyorum ama iri kalıplı olmazsa olmaz diye bir kaidem de yok kendinî yakın hissediyosan şans vermelîsin tek kriter dış görünüm olmamalı


  • tuborg yesili  (28.01.15 20:13:10) 
Güzellik, çekicilik arasın aramasına da bu iki kavram da aşırı göreceli kavramlar. Herkesin güzel algısı başka. Bana çok güzel gelen bi kız, başka birisine berbat ve itici gelebilir. Senin beğenmediğin bi sürü insanı güzel bulan başka bi sürü insan vardır zaten. Ha, her şeyden bağımsız olarak sadece popüler olan ölçülerin ve biçimlerin peşinden giden insana da her şey müstehak ama. Sen ikinci gruptan değilsen, endişelenmen gereken bir şey olduğunu düşünmüyorum.


  • pandispanya  (28.01.15 20:14:43) 
ruhlar dünyasında yasamıyoruz. her sey fiziksel begenmeyle baslar. bu böyle kendini kandırma.


o değilde 1.60 harbi kısaymıs lan. hiç denk gelmedim. ama 1.70 boyun (benim boyum) bile kısa sayıldıgı ve yeni jenerasyonun uzun oldugu bu dönemde allah kolaylık versin o adama. cok zor işi.

her zaman demişimdir, kısa erkek= kaybetmeye mahkum erkek. uzun kızlar kendinden kısa diye bakmaz, kısa kızlarda zaten uzun erkeklerden hoslanırlar. üzüldüm adam için
  • fransizkalanadam  (28.01.15 20:15:04 ~ 20:15:53) 
Niye zavallıca olsun? Arabanın konforlusunu ararken güzel görünmesini de istiyoruz, cep telefonumuz işlevsel olsun isterken dış görünüşüne de dikkat ediyoruz, koltuk takımı vs örnekler çoğaltılabilir. Baktığımız insanın da güzel olmasını isteriz dolayısıyla. Hadi pek şekilci olmasak bile, toplum bunu kanıksadığı için biz de dolayısıyla güzel biriyle birlikte olarak toplumun onayını almış olmak istiyoruz (bu biraz zavallıca olabilir).

Pek şekilci olmayıp güzelliğe neredeyse önem vermeyen insanlar da var ama nadir. Güzellerin sana ne çektirdiğini ve diğer güzellerin de muhtemelen çektireceğini, ötekininse seni nasıl mutlu edebileceğini düşünerek bu şekilciliğini azaltabilirsin. Ancak "ona dokunma fikri bile korkunç geldi" seviyesindeyse bunu yenmen biraz zor. Tip olarak beğenmesen de karakter olarak hayran olup bu yönüne odaklanarak tavrını değiştirebilirsin belki ama dediğim gibi, zor...
  • long live rock n roll  (28.01.15 20:19:44) 
estetik diyer bir şey var. sadece erkek kadın için geçerli değil her konuda estetik insanı yanıltır. şöyle iyi giyimli birisinin hırsız olabileceğini düşünmezsin, aldığın her şeyde güzel olmasına dikkat edersin, domates alırken bile gözüne güzel görünenleri alırsın. bunun erkek kadınla hiç alakası yok, genetikle alakalı.


  • hzben  (28.01.15 20:23:12) 
1,74 olarak ben kisa adam sinifina giriyorum, adamin haline uzuldum. Aslinda niye uzuluyorum ki, adam belki halinden memnundur? Ben de daha uzun olmak isterdim ama suanki boyum da beni kahrediyor falan degil:)

Ben bazen zavallica oldugunu dusunuyorum bu bahsettigin seyin ama bu cok sacma bir dusunce, kesinlikle zavallica degil, normal olan bu aslinda. Normal insan oldugun icin yakisilikli guzel vucutlu adamlardan hoslaniyorsun. Ama yine de bazen guzel/yakisiklilardan etkileniyor olmamiz ne aci bir sey diye dusundugum oluyor istem disi:)
  • delifaruk  (28.01.15 20:32:56) 
dış görünüşe dikkat etmek, güzel sağlıklı gen aramak, çocuklarında o özellikleri görme isteği, bilinçaltı yansıması.. biyolojik gerçeklik..

çocuğunda olmasını istediğin özellikleri seçiyorsun..

gelecek neslinin güzel olmasını her ölümlü varlık ister ve peşinden koşar.. çok normal..
  • orijinalinden guzel  (28.01.15 20:34:19) 
kesinlikle zavallıca değil. insan (kadın erkek farketmez)fiziksel özelliklerini beğendiği kişilere karşı daha toleranslı davranır. bunun nedeni de o kişinin (içgüdüsel) uygun eş adayı olduğunu düşünmesidir.
ayrıca, evet seçimler adaletsiz. ama o seçimlerde karşı tarafın fiziksel özelliklerine bağlı olarak belirleniyor. olayın temelinde de gelecek nesillerin daha sağlıklı olması var. sizin o iyi adamdan etkilenmemeniz dış görünüşünün size sağlıklı nesiller vaadetmemesinden kaynaklanıyor. eğer karakterinin iyi olduğuna güveniyorsanız bir şans tanıyın derim.

  • tururo  (28.01.15 20:34:39) 
Adam gözüne hoş gelip içine sinmedikten sonra o ilişkiden hayır bekleme. Acı ama olan bu ne yazık ki. Zaman zaman benzer şeyleri denemiş bulunmaktayım, denemesem çok daha iyiydi.


  • devilred  (28.01.15 20:34:50 ~ 20:35:35) 
sadece ona indirgenmesi zavallıca tabii ki.
gerçek olan iç güzelliktir. ama bir laf vardır ya "gerçek olan iç güzelliktir ama kimse dışından beğenmediği bir insanın içini merak etmez.", işte güzellik/yakışıklılık bu ilk aşamada önemli bu toplum için.

şu anki çoğu genç kadın da önce yakışıklılığa, hayat tarzına (nereden giyiniyor, nerelerde takılıyor vs.) bakıyor bir insanla beraber olmak için. bu kadar da genelleme yapabisiyorum hiç suçluluk duymadan, o derece.

bir de victor hugo'ya bakalım:
-iyi bir kadınla iyi bir erkek birlikte değildir. çünkü kadınlar, kötü erkeklere aşık olup iyi erkeklerle dertleşir.

katılmamak mümkün mü? deneyimlerime, tanık olduklarıma göre değil.


zaten erkeklerin de sadece dış görünüşe önem vermesinden ötürü beyni sadece yarın hangi kıyafeti giyeceğine yoğunlaşan, kim nerede ne yapmış onu analiz eden yüzeysel kadınlar türedi.
  • m e b  (28.01.15 20:36:17) 
Bir insan, hayatında ilk defa gördüğü bir insanın nesinden hoşlanır? Daha adını bile bilmiyor, elbette tipinden hoşlanacak. Yok eğer kişiliğini tanıdıktan sonra benimsememesine rağmen sırf tipini seviyor diye devam ediyorsa evet bu hoş değil.


  • grgn  (28.01.15 20:37:10) 
yahu hep mi marjinallik, hep mi ayrıksılık. güzel olandan yakışıklı olandan hoşlanmak neden zavallıca olsun? işin doğası bu değil mi? hayvanlar aleminde bile(ki biz de hayvanız) her zaman en güçlü, en alımlı, en gösterişli seçilir.

içinden ne geliyorsa öyle davranacaksın. bu kadar basit. aşacak bir durum yok.
  • doxanikee  (28.01.15 20:40:52) 
biraz sert olmus dedigin gibi. Sonucta birine bakinca sip diye nasil bir insan oldugunu anlayamayacagimiz icin ilk olarak buna dikkat ederiz. Ama su var ki, mesela sevdigin insanin kusurlari zamanla gozunde kaybolmaya baslar. Yani tanidikca sevebilme ihtimalin var amailk goruste hic mi hic ilgini cekmediyse zor bence. Notr kalsaydin dedigim sekilde olabilirdi. Bir diger sey de, cok yakisikli buldugun bir insan, davranislariyla, konusmalariyla vs isik hiziyla gozunden de dusebilir.

Ama bence sen biraz da on yargı olusturmussun kendi kafanda. Onu kirmaya calis biraz.

Bu yazdiklarim disinda forever alone +1 tam beni anlatmis sanki.
  • yuzır  (28.01.15 21:38:15 ~ 22:39:12) 
canını sıkma hocam. memleketimizde hiçbir kadın boş kalmaz.

sen de beklentine uygun bir erkeği nasıl olsa elde edeceksin.
  • siradisi00  (28.01.15 22:06:27) 
sıradısı'nın dediği de yanlıs değil. herkese yetecek kadar erkek var bu yarrak tarlası cografya da.


  • fransizkalanadam  (28.01.15 22:18:28) 
[]

İ tunes sadece mac ve iphone'da kullanılabilen bir uygulama mı?

Demin bi sitede ilgilendiğim kayıtlar buldum, dinlemek için indir seçeneği var. Yani Mac olmayan bilgisayarıma indirip dinleyebilir miyim kayıtları?




 
Yo Windows versiyonu da var iTunes'un.

www.apple.com
  • crown  (11.01.15 20:01:30 ~ 20:02:05) 
[]

Kadıköy'de ıvır zıvır takı tamiri yapan bir yer?

Benim böyle boncuklu moncuklu, sevdiğim maddi değeri düşük takılarım var. Eskiden Şifa hastanesinin sokağında bunları tamir eden yerler vardı, şimdi hepsi kapanmış. Biliyormusunuz öyle bi tamirci?




 
sifa hastanesinden yukari dogru kapanmamis olan bir bijuland var, oyle ivir zivir seyler ise orasi yapar, aslinda alet edavati olan herkes yapar :)


  • shahrazad  (26.11.14 10:10:18) 
sanatkarlar sokağı'nda olabilir. şu nazım hikmet kültür merkezi'nin olduğu sokak.


  • tepedeki psychedelic adam  (26.11.14 10:11:29) 
[]

Gmailin arşiv kısmına nereden giricem?

Akıllı telefondan yanlışlıkla arşivle tuşuna bastım, şimdi arşiv kısmını bulamıyorum. Nerede bu meret, önemli maildi yav..




 
tüm postalarda yok mu?


  • inheritance  (20.11.14 13:02:30) 
yok:/


  • :)  (20.11.14 13:04:36) 
aramaya yazın içeriğini, göndereni falan, orada çıkar. başka türlü arşivler diye bir yer yok malesef.


  • safepassage  (20.11.14 13:05:00) 
[]

İngilizce "kavgayı ayırmak" nasıl denir?

Yahut "kavga edenleri ayırmak?




 
break up the fight


  • xenophobe  (15.09.14 17:45:59) 
breaking up a fight


  • düşünüyorum öyleyse vurun  (15.09.14 17:50:22) 
breaking bad


  • oğlum çok zor lan  (15.09.14 17:55:06) 
prison break


  • himmet dayi  (15.09.14 18:02:32) 
malcolm in the middle


  • air  (15.09.14 18:04:53 ~ 18:05:57) 
combo breaker


  • partizan  (15.09.14 18:09:03) 
break dance

Iyice civittim:)
  • delifaruk  (15.09.14 18:10:40 ~ 18:11:03) 
@herkes;
dkjsadhjgslakdsjlak

seperate the people who fought with each other diyerek ortamlara crixus karizmasıyla dalarım. zaten ingilizcem de bitti.
  • a d s z p  (15.09.14 18:12:49 ~ 18:16:17) 
ama komedi istersen everybody hates chris'i şiddetle tavsiye ederim.

@adszp yazdığın her şeyi okudum. amma editledin 2 dk'da :D
  • air  (15.09.14 18:17:05) 
@air; nalent olsun çok kararsızım :/

bunu da her an değiştirebilirim :D
  • a d s z p  (15.09.14 18:27:08) 
breakoloji


  • chef creative  (15.09.14 19:41:11) 
[]

Arapça'da "namaz" sözcüğü var mı?

Bugün iki arapla ingilizce konuşurken anlayacaklarını düşünerek "namaz" dedim bön bön baktılar, arapçada farklı mı bu sözcük? Ne diyolar bunun için?




 
"salah" diyorlar.

hatta ezanda da "salah" diye geçer. (hayya ale-salah - haydi namaza)
  • kibritsuyu  (04.09.14 14:55:18 ~ 14:56:12) 
ek bir bilgi olarak; namaz kelimesinin kökü de hintçedeki namaste kelimesine dayanır, güneşe selam anlamında.


  • zebragibi  (04.09.14 15:50:05) 
antakya arapçasında "sala" deniyor.


  • kara_sinek  (04.09.14 16:01:50) 
[]

istanbul Kabataş'ta güzel manzaralı Café/restaurant var mı?

Otomatik ingilizce tamamlayan bir telefonum var o yüzden yarı ingilizce oldu, herneyse var mı bildiğiniz?




 
Kabataş'a yakın (bkz: İstanbul Modern)


  • kaset  (13.08.14 13:02:45) 
[]

Dolgu yaptırdım ama..

Bugüne kadar hiçkimse bana diş ipi kullanmanın en az diş fırçalama kadar önemli olduğunu söylememişti, bu yüzden büyük azı dişlerimde iki tane arayüz çürüğü oluşmuş, (Bilmeyene önemli not, diş ipi başlığını derhal sözlükte okuyun, sonra da düzenli kullanın, siz arayüzlerinizi kurtarın.) üç gün önce doldurdum kendilerini. Dolgu yapmadan önce oraya diş ipi değdirince ipten pis bir koku geliyordu, demin doldurulan arayüzü kürdanla temizleyince tekrar o kokuyu aldım, bu normal mi? Dolgu yapmadan önce çürüğü tamamen temizlemiş olması gerekmez mi?




 
kürdan girecek boşluk varsa diş et problemin de var demektir.

ara yüz fırçası al kürdan kullanma.

diş eti hastalığı kaynaklı koku da olabilir, sağlıklı diş eti olan ve kontağı iyi dişlerin aasına kürdan girmez.
  • neferkitty  (14.07.14 22:22:31) 
çürükten dolayı değildir bi iki öğün önce yediğiniz yemek artıklarının kokusudur tam temizlenmeyince dişler öyle oluyo en azından bende öyle oluyo


  • coca cola  (14.07.14 22:23:46) 
@neferkitty

Yanlış ifade ettim sanırım, kürdan diş etimin arasına girmedi iki dişimin arasına girdi olması gerektiği gibi; ki zaten çürük ve dolgu da orada.
  • :)  (14.07.14 22:26:18) 
@ coca cola
Başka hiçbir yerde yok sadece orada var, tıpkı dolgu yapılmadan önce olduğu gibi.

  • :)  (14.07.14 22:27:50) 
diş ipi kafama takıldı benim yahu. dişlerimin arası aralıklı değil. peki ben nasıl kullanacağım? zorlayarak dişlerimin düzenini mi bozacağım diş ipi kullanmak için?


  • kallesnikof  (14.07.14 22:32:53) 
Diş ipi kullandınız diye dişlerin düzeni bozulmaz.


  • ay nov kung fu  (14.07.14 22:34:53) 
Kallesnikof, hiç mi girmiyor? Ama bence bir diş hekimine danış, bak ben yandım sen de yanma, on sene önce bana birinin bunu söylemiş olmasını çok isterdim.


  • :)  (14.07.14 22:34:58) 
[]

Taksim'de oturulabilecek güzel manzaralı, yahut güzel cafe?

Manzara şart değil ama şöyle düzgün, hoş bir ortamı olan bir cafe- restoran biliyor musunuz? (Mesela The Marmara Hotel'in terası, 360 filan dediler..)




 
midipoint var, beyoğlu öğretmen evi de fena değildir.


  • dogyman  (08.07.14 10:28:54) 
the marmara'nın 360'ın fiyatlarını dediler mi?


  • enkolaykullaniciadi  (08.07.14 10:29:47) 
mama shelter.


  • a darkness coming  (08.07.14 10:33:14) 
Babylonun sokaginda balkon diye bi yer var tam istediginiz gbi


  • elmali kurabiye  (08.07.14 10:48:01) 
lebi derya, italyan kültür de olabilir


  • ethros  (08.07.14 11:17:58) 
  • zam sampiyonu domates  (08.07.14 11:27:56) 
Parmakkapının orda south park vardı


  • ravioli  (08.07.14 11:54:33) 
balkon tadilatta diye biliyorum.

hardal teras, nuteras, pera marmara teras
  • ethros  (19.10.14 22:37:45) 
[]

Kremalı pasta yedim midem ağzıma geldi?

Demin cafe Nero da ayıptır söylemesi yoğun çikolatalı bir kremalı pasta yedim, pek de güzel geldi. Fakat ayağa kalkıp bir dakika yürüyünce midemin bütün özsuyu kremalarla ağzıma geldi, az daha sokağa kusuyorum. Midem bayagi sağlamdır normalde, pastanın içine ne koymuş olabilirler?




 
oruçlu bir usta yaptıysa bok yiyin kafirler demiş ve içine hmm neyse,

Şaka bir yana bozuk pastayı satmış olabilirler.
  • basond  (07.07.14 17:22:16) 
Kremadan.


  • angelus  (07.07.14 17:23:44) 
Kreması bayattır


  • patikli penguen  (07.07.14 17:26:29) 
ramazan nedeniyle talep yoktur,
bu nedenle bayat olabilir.

  • livaneli kadir  (07.07.14 17:28:04) 
kesinlikle krema yüzünden. bildiğim kadarıyla kremaların timeı 1 gün. 1günü aşarsa sıkıntı oluyor.


  • patr  (07.07.14 17:29:33) 
15 gün önce ayrıldığım sevgilim ordaydı belki onun yaptığına denk gelmişsindir


  • mirty  (07.07.14 17:38:27) 
[]

Galaxy Note 2 telefonum kablosuz ağımı unuttu:(

Telefonuma evdeki wirelessdan giriyodum, bigün yanlışlıkla "ağı unut" dedim, unuttu bir daha bağlanmıyor:/ Wi-Fi açıyorum, ağı görüyor, üstüne tıklayıp "bağlan" diyorum, artık bağlanmıyor. Ne yaparım ben:(((




 
telefonu kapatıp açıp tekrardan bağlanmayı dene. tekrar şıfre ıster.


  • enter saltman benim  (05.07.14 20:14:45) 
[]

Kardeşimin sözlüsüne nişanda ne takayım?

Kız tarafı böyle şeylere acaip meraklı, sözde bile bize zorla bilezik taktırdılar. Haftaya nişan var, ben görümce olarak bu kıza ne takayım? (Annemler bir bilezik takıyor, akrabalar birşey takmıyor.)(Ben çalışıyorum, ayda 3000 tl maaşım var.)




 
en az bi çeyrek.


  • [silinmiş]  (21.06.14 12:04:57) 
Biz iki tane set, bi tane beşi bi yerde filan takmıştık.
Bence en azından bi yarım takmalısın.
Ya da ben biraz savurganım bilmiyorum.
  • pandispanya  (21.06.14 12:07:37) 
yol yakınken mesafe koy arana karşı tarafla. zorla bilezik taktırmalar falan...

yarım altın tak.
  • sen git ben geliyorum  (21.06.14 12:12:29) 
yarım takacağına çeyrek tak. demek istediğim, fazla uçmadan, altın takmak istiyorsan çeyrek tak, kardeşine iyi bir jest yapmak istiyorsan tam altın tak. yarım arada bişey. ne öylesin ne böyle.


  • [silinmiş]  (21.06.14 12:14:31 ~ 12:40:01) 
Tam takma, evlenmiyolar sonuçta. Sözde çeyrek, nişanda yarım, düğünde tam :p

Zorla altın istemek de nedir zaten orayı kaçırmışım. Yol yakınken vazgeçilse en hayırlısı olur tabii ki.
  • pandispanya  (21.06.14 12:17:02 ~ 12:42:21) 
zorla bilezik..cok arsiz yere dusmussunuz allah kolaylik versin. yapmak zorunda degilsiniz kiz evlenmek istiyorsa ailesinin sacmaliklarini engelleyecek. ben olsam inadima ceyrek takarim. inat yapmazsam yarim.


  • eick  (21.06.14 12:35:29) 
Ben zorlamalardan nefret ederim.yapacagim varsada yapmam.ne o oyle dayatmaylami olur bu isler,gonulden,icten gelmeli.madem dayatiyolar cokta istiyosan ceyrek yap.


  • brnbrs  (21.06.14 13:32:46) 
Ben kardeşimin eşine nişanda inci seti almıştım, düğünde de bilezik taktım.

edit: görümce olduğun için nişanda yarım takma bence ya. bir de pırlanta sakın alma, yazık günah sonra satmak istese bir şey etmiyor tamamen zarar bir şey o bakımdan.
  • dust in the wind  (21.06.14 14:19:37 ~ 15:13:40) 
max yarım.o kadar meraklılar ise tam ya da cumhuriyet bile taksan bıdı bıdı ederler.


  • tadutadu  (21.06.14 14:39:01) 
[]

Öğle namazı ne kadar sürer?

13.10'da başlayacakmış namaz ve ibadet sırasında ziyaretlere kapalı, cami ne zaman yeniden açılır sizce?




 
yarım saat.


  • yatagants  (06.06.14 00:46:44) 
  • fbeyza  (06.06.14 00:56:36) 
Yarın cuma, bir saat sürer en az. 10-15 dk daha koy sen üzerine.


  • Lim5  (06.06.14 01:39:02) 
[]

Kadıköy meydanda fotoğrafçı nerede var?

,,,




 
yazıcıoğlunun az ilerisindeki kuyumcular çarşısının en alt katında var bi tane..


  • calzoncillos  (02.06.14 19:17:13) 
[]

Amazon.com Türkiye'ye parfüm gönderiyor mu?

Hıı?




 
yurtdisindan gonderilen kozmetik urunler (hediye dahi olsa) gumrukte kaliyor. kesin bilgi. yayalim.


  • she was my baby  (30.05.14 22:49:28) 
Niyeeeee:(((


  • :)  (30.05.14 22:52:09) 
[]

Erdoğan bugünkü bu sözlerinde kimleri kastediyor?

"Kimi medya kuruluşlarının, kimi partilerin bu değirmene su taşıdığını biliyoruz. Bazı Türk muhabirlerinin de meslek şereflerini bir kenara bıraktı. İşte en son uluslararası medya kuruluşunun muhabiri olan Türk gazetecinin, iki kadını figüran olarak kullandığını, yalan haber yaparak bütün dünyaya servis ettiğini gördük. Aslında bu kadınlar başı açık."




 
bilmiyorum ama içeriğin altına nickin ne güzel olmuş


  • rapon  (27.05.14 16:26:20) 
  • sir gawain  (27.05.14 16:28:11) 
www.bbc.co.uk

bu linkteki açıklamayı, verdikleri bakınızlara uyarak okursan başbakan'ın havuz medyayı takip eden herhangibir adamdan farklı olmadığını göreceksin.

bbc'nin röportaj yaptığı kadınlara benzeyen eğitim-sen'in sitesinden alınan iki kadın fotosuyla bbc'nin yaptığı habere yalan diyen havuz medyası ve arkasına takılan kitleler.

valla artık beklentiyi düşürdüm ben: adam yerine koymuyorlar bari salak yerine koymasınlar, tek dileğim.
  • spatzle  (27.05.14 16:29:03 ~ 16:32:27) 
"bunlaaağğr"ı kast ediyor.


  • kibritsuyu  (27.05.14 16:36:54) 
[]

Diş rarası çürüğünü sigorta hastanesinde yaptırayım mı?

Özel diş hekimine gittim, beş tane arayüz çürüğümün olduğunu söyledi. (Alakasız not; diş ipi kullanın gençler, fırça sadece dış yüzeyleri temizliyormuş. Kaça dolgu yaparsın dedim, tanesi 120 olur dedi. Sigortam var, sigorta hastanesine de gidebilirim ama orasıyla ilgili korkunç hikayeler duyuyorum; ilgilenmiyolar, kötü malzeme kullanıyolar gibi. Ne dersiniz, özelde 600 TL bayılmaya değer mı?




 
değer, düzgün yapılmamış bir dolgu kanala sonra da çekime kadar götürebilir dişi.

yılanın başını küçükken düzgünce ezeceksin ki bi daha sorun çıkmasın.

dişinden olmak istemiyorsan değer.

sigorta hastanesinde vakit yok, malzemeler ihale usulü dandik === > dolguda sızıntı===> çürük
  • neferkitty  (16.05.14 11:11:34) 
Ben devlet hastanesinde yaptırdım, methini çok duyduğum bir doktordu cesaret ettim gittim, memnun kaldım.. Doktor iyiymiş hakikatten..
Devlete bağlı 2 doktora çok güvenirim ikisi farklı yerlerde, özele gitmemin şart olmadığı durumlarda onları tercih ediyorum ben..

Çevrenizde varsa benzer işlem yaptıranlar danışabilirsiniz..

Onun haricinde özelde 5 arayüz dolgusuna 600 lira aslında çok fazla bir rakam değil, uygun bile denebilir, yakın zamanda bir yakınım tanesini 200'e yaptırmıştı..
  • mutekebbir  (16.05.14 11:29:55) 
[]

Sigortadan gözlük almak nasıl oluyor?

Sigortamı dışarıdan ödüyorum. Gözlük camlarım çok çizildi, ben de şu güneş gözlüğüne de dönüşen gözlük camlarından almak istiyorum. Sigorta galiba gözlüğü bir miktara kadar ödüyormuş; ne yapmam lazım? Herhalde internetten randevu alıp muayene olucam.. Devlet ne kadarını karşılıyor, bu poloroid camları karşılar mı bilen var mı?




 
güneş gözlüğüne dönüşen cam?? colormatic falan mı?


  • cursor  (16.05.14 09:50:03) 
Evet


  • :)  (16.05.14 10:12:25) 
1- colormatic önermem, görüntü kötü, içeri giriş ve çıkışlar problemli oluyor ve çok demode.

2- sigorta camlar için sabit bir sınıra kadar verir, üzerini sen tamamlarsın, en son bu oran ne kadar oldu bilmiyorum ama standart cam fiyatından pek fazla olmuyor. Senin cebinden çıkıyor yani para.

3- bir de cam almak için yanlış bilmiyorsam en azından 1 yıl geçmesi gerekiyor, bu konuya da dikkat et.
  • cursor  (16.05.14 10:18:51) 
cam da ödüyor, çerçeve de ama ikisi için de süre ve miktar sınırı var.


  • cursor  (16.05.14 11:03:08) 
[]

Yabancı ülkelerde de milletin tek derdi gönül işleri ve seks mi?

Ekşi sözlükte açılan başlıkların üçte ikisi bu konularla ilgili, neden? Yazarların çoğu ergen olduğu ve ergenlikte en önemli konular bunlar olduğu için mi? Gerçek hayatta da etrafım otuz yaşını geçmiş ve yalnız insanlarla dolu, onların da başlıca derdi bu meseleler. İnsanların bu konularda bu kadar sıkıntılı olması sadece bizim ülkeye mi özgü? Yabancı ülkelerde yaşayanlar, orada durumlar nasıl; avrupa ülkeleri vatandaşları herhalde daha rahattır, daha bir kurtlarını dökmüşlerdir hı?




 
sanat, siyaset, toplumsal konular, çevre bilinci falan, avrupa böyle bir yer. biz bu yüzden gelişemiyoruz. tabii avrupa derken, batı avrupa'yı kastediyorum, yoksa italyanlar falan bizden abaza, çünkü onlarda ayıp günah da pek yok. her şey açık açık dile getiriliyor. :D

işte ne diyeyim, dinin (özellikle islam, ama hristiyanlıkta da benzer) baskın olduğu, baskıcı yönetim olan, gelirin düşük olduğu ülkelerde insanların derdi bu.
  • trachemys scripta elegans  (27.04.14 14:34:43) 
sadece bizim ülkeye özgü değil. avrupalılar tabii ki bize oranla çok daha rahat ve özgür oldukları için, bu tip şeyleri daha az dert ediyorlar. ama sokaktan geçen adamlar da rönesans konuşup sanatla ilgilenmiyor yani abartmayın. orda da abazan var, orda da yalnız var, orda da sevgili bulamadığı için üzülen var.

sadece milletçe daha rahat olabildikleri için, seçenekleri daha fazla. haliyle bizden daha az dert ediyorlar bunları. dediğim gibi, "genel olarak".
  • pescador  (27.04.14 14:36:54) 
@trachemys scripta elegans
Ya ama işte ayıp günah yoksa nasıl abazan kalıyorlar, insan bir süre sonra doymuyor mu? Yeme zevki gibi mi, insan bir türlü doyuma ulaşmıyor, hep daha lezzetlisini arıyor ondan mı?

  • :)  (27.04.14 14:37:22 ~ 14:38:13) 
kadınlar yüzünden. Yani ikiletmeden verseler, Türkiye'den daha çok ufku geniş insan çıkardı bence kfjsjdfb


  • biz siz onlar bensiz daha mutlular  (27.04.14 14:37:23) 
@biz siz onlar bensiz daha mutlular

Şakanızı görüyorum ve sosyal bir saptamayla arttırıyorum: Kadınlar vermiyor çünkü aileleri/bir sonraki sevgilileri/ilerdeki kocaları tarafından "bakire değil bu orospu" diye damgalanmak istemiyorlar.
  • :)  (27.04.14 14:44:11) 
yetmedi mi yetmiyor, doyma gibi bir durum herkes için geçerli değil. ayrıca kültür meselesi. emmenin gömmenin erkeklik sayıldığı, başbakanın seks skandallarının ballandırıla ballandırıla anlatıldığı ülkelerde, ne kadar açık görüşlü de olunsa, doymadı mı doymuyor.

seksin hayatın normal bir parçası, ne övünülecek ne aşağılanacak bir şey olduğu yerlerde, insanlar enerjilerini farklı şeylere harcıyor.

benim batı avrupalı çoğu arkadaşım kendi dili artı iki dil biliyor, müzikle amatör olarak ilgileniyor, her gün bisiklete bindiği için oldukça fit, yarısı vejetaryen falan, kitap yazan var, çeviri yapıp yayımlatan var, dünyayı gezen var. eli sikinde forumlarda kız tavlama tavsiyesi aramıyor ya da nası sktim, nası gömdüm diye gezmiyor.
tabii ki herkes bir van gogh, bir sartre değil, ama eğitim ve kültür düzeyi dağlar kadar farklı sıradan türk gencine kıyasla. kadın-erkek ayırmıyorum, türk kadını için de benzer durum geçerli.
  • trachemys scripta elegans  (27.04.14 14:44:12 ~ 14:45:44) 
@trachemys, söylediklerinde genel olarak haklısın. millet olarak avrupa'nın çok gerisinde kaldığımızı düşünüyorum ve hatta tek hedefi şu ülkeden çıkmak olan biriyim. fakat evropalıların deyişiyle biraz "biased" olduğunu düşünüyorum açıkçası.

bir ev arkadaşım sanat tarihi, diğeri müzik öğrencisi. arkadaş çevrelerinde bahsettiğiniz kitap yazan, çeviri yapan, müzisyen olan bir sürü insan var. cinsel açlığı batı avrupa'daki modern arkadaşlarınıza nasıl bağladınız, onu anlamadım ben.

cinselliği tabu olmaktan çıkaran insanlar dahi sekse düşkün olabilir örneğin. toplum hakkında bu kadar tepeden inme yorumlar biraz anlamsız geliyor bana. fit olmak, kitap yazmak, modern veya kültürlü olmak abazan olunmadığı anlamına gelmiyor, gelmemeli de zaten.

benim bulunduğum çevreyi anadolu'yla kıyaslamak nasıl abesse, türk toplumunu batı avrupa'nın refah seviyesi yüksek kesimiyle kıyaslamak da aynı şekilde abes.

sikmek sokmak sadece türkiye'de gurur meselesi değil, dünyanın her yerinde daha az veya daha çok, yapılan bir şey.
  • pescador  (27.04.14 14:53:32) 
Buralar hep seks çölü de, ondandır.
Bir süreliğine bir Güney Avrupa ülkesinde yaşadım, sonuçta kimsenin derdi seks değildi. Kuzey Afrika göçmenleri dışında. Herkesin en az bir hobisi var. Hobi derken "Kitap okumayı seviyorum" deyip de, ayda bir eline kitap alma ya da sadece o an ana akımda ne varsa onu okuma eşiğinde değil. Astronomiyi seviyorsa, haftada bir hava açıksa gözlem yapmaya gidiyor, bazısı kuş izliyor. İnsanların çok ilginç hobileri olabiliyor. Bir adam mezarlık fotoğrafı çekmeyi seviyordu, o yüzden ülke ülke, mezarlık mezarlık dolanıyordu. Her birinin en az bir hobisi ve çaldığı bir enstrümanı vardı. Ona para ve zaman harcıyorlar ve bu ikisi de ülkemizde az olan şeyler. Dolayısıyla, açlık sınırındaki veya yoksulluk sınırındaki, cinsel devrimini yaşayamamış insandan hobi beklemek; balığın kavağa çıkmasını beklemek kadar abes.

Ya da medeniyet ile ilgili şöyle bir şey yazmıştım: eksisozluk.com

Bir de şu var, biz daha ekonomik, siyasi, kültürel kısmını halledemedik işin. Farklılıklara saygısı olan bir toplum değiliz. Oradaki iş arkadaşımın en büyük derdi, mahallenin klasik müzik orkestrası (evet, mahallelerin klasik müzik orkestraları vardı) çok gürültü yaydığı için birileri polise şikayet etmiş ve provayı susturmuşlar. Buna çok sinirlenmişti "Belediye nasıl ses sistemi yapamaz böyle bir yere, polis nasıl bu emirleri uygular. Sanata hiç mi saygıları yok. Yöneticilerimiz sanatı böyle mi teşvik ediyor" diye bağrındı ve bunun için üç gazeteye ayrı ayrı yazı yazdı, ayrı ayrı da yazılar yayımlandı. Haftasında ses düzeni halledildi ve orkestradakilere tazminat ödendi.
  • aychovsky  (27.04.14 15:00:22 ~ 15:10:53) 
Ulan siyaset konussak yeter artik biktik siyasetten diyorsunuz, filmden bahsetsek kitap istiyorsunuz kitaptan bahsetsek siir diyorsunuz. Gonul islerinden bahsetsek baska derdin yok mu senin oluyor isten okuldan sikayet etsek konuyu ceviriyorsunuz. Yanlis anlama sitemim sana degil genel konusuyorum. Insan her yerde insan, bir kac farkli ulkeden arkadasim var onlarda ayni bizim gibi. Insan her yerde insan. Herkesin derdigi ettigi muhabbet ayni sadece alt basliklar degisiyor.


  • cometome  (27.04.14 15:50:54) 
seks seks seks seks. türkiyede aaaaav vaov bir olay. örgen erkeklerin en büyük dertleri sevgili yapma, seks, kadın. sahip olunamayan şey özellikle de seks gibi bir ihtiyaçsa insanların dengelerini bozuyor. tr'de denge yok, bahsettiğin türde yabancı ülkelerde denge var, insanlar da bu derecede abartılı boyutlarda yaşamıyor.


  • sayns  (27.04.14 16:03:04) 
aychovsky + 1 tabii ki. bu arada, medeniyetle ilgili yazdığı şey başucu eseriymiş...

Önce şuradan bir kaç giriye takılalım: (bkz: bir türk kadınının taciz günlüğü)

Serdar Turgut, 70'li yıllarda, Manhattan'da 42. sokakta kaldırımda seks yapıldığını gözüyle görmüş.

aksam.medyator.com

sahnede fışkırtan orgazmlı kadını seyretmiş.

internetbudur.blogspot.com

iyisi budur anlamında yazmıyorum. ülke öyle bir dönemden geçmiş. Sex and the City dizisini hiç seyretmedim ama adından, kadın cinselliğinin özgürlüğü etrafında dönen bir diziymiş gibi geliyor.

Oray Eğin gazetecilik sosyolojisi mastırı yapıyo Columbia'da galiba. Onunla bi röportaj okumuştum. Kaslı/fit değilseniz, New York'ta cinsel hayatınızın olamayacağı mealinde bir tespiti vardı. Yanlış bir tespit olduğunu biliyorum.

Bunu daha önce de yazmıştım. İki qız çocuğu büyütmüş bir adam bana, ortalama bir qızın, liseyi bitirene kadar 70 erkek arkadaşı olduğunu söylemişti. Bunu benim kafa almakta biraz zorlandı. 7. Sınıfta başlasa bu qız sevişmeye, senede 10 erkek arkadaşı olursa, liseyi bitirene kadar 60 erkek arkadaşı olur. Ama bu arkadaşlıkları ucuca eklemiyo da, overlapping yöntemini kullanıyosa, onu bilemiyorukh tabe! ABD başkan yardımcısı adayı ve Alaska eyaletinin valisi Sarah Palin'in qızı lise sondayken hamile kaldıydı ve kürtajı günah kabul ettikleri için doğurduydu. Bizim maallede de, 8. sınıf öğrencisi bi qız hamile kaldıydı. Sonra nooldu bilmiyom.

Dolayısıyla, işin bi taraftan boku çıkmış durumdaymış bundan 40 sene önce. Sonra düzelmeler başlamış ve düzele düzele bu hâle gelmiş. Tabii 320 milyon nüfuslu heyhula büyüklükte bir ülkeden bahsettiğimiz için, her dönemde, her türden insan olacağını da hesaba katmamız lâzım. Cinsellikte en muhafazakâr görüşten en cozutuk görüşe kadar. En cozutuk görüş ne olabilir? Köpeğiyle evlenmek isteyen kadın olabilir ve bunun yasal hâle gelmesi olabilir heralde.
Belki daha cozutuk haller de vardır ama benim hayal gücüm şu anda ancak buna yetti. Niye köpek dedim? Gözümle görmedim, gene ikinci elden naklediyorum. Bi kadın yürüyo kaldırımda. Gayet fit görünüşlü. Köpeğini gezdiriyo. Köpek de tazı kimin bişiy. Köpeğin ayaklarını koruyan patikler giydirilmiş. Neden diye soruyo anlatıcı. Ben saf bir Türk olarak, ''kadın titiz de, köpeğinin ayakları pislenmesin, o ayaklarla evde gezinmesin diye mi?'' diye soruyorum. Hayır, diyor anlatıcı, tırnaklarını korumak için, diye ekliyor. Tırnaklar? diyorum. ''Kadının vücudunu çizmesin diye'', diyor. He heh! diye yüzüm aydınnanıyo, ufkum genişliyo...

Bi de bi ilkokuldaki piçlerin dalga geçtiği bi çocuğu hatırlıyorum. Senin annen var mı? diye soruyolar çocuğa. Zavallım, ''Benim annem yok, iki babam var'' diye cevap veriyo. Soran piçler de gülüp eğleniyo...

Hâl böyle olunca, ülkede gönül işleri hâlâ dert olsa bile, öncelikli dert diil. Ben Amerika'yı yalamış yutmuş olduğumu iddia etmiyorum. Hatta çok yüzeysel tanıyor olabilirim gayet büyük bir ihtimalle. Ama şimdiye kadarki gözlemlerime göre, borç geri ödemeleri bir dert bu ülkede. İnsanların gelecekleri hep ipotek altında, hep büyük borçlara girmişler ve patinaj yapıp duruyolar. Ama gitsen sorsan, belki de bunu dert olarak görmez. Bu sistem böyle dönüyo der. Borç derken, kredi kartı taksitinden bahsetmiyorum. Ya morkıçtan, ya öğrenci kredisi geri ödemesinden, ya araba taksidinden ya da hepsinden birden bahsediyorum. 50 yaşına gelip hâlâ öğrenci kredisi ödenir mi yahu?

Bi herif biliyorum. Ayda 1800 dolar öğrenci kredisi geri ödemesi var. 40 yaşına kadar da ödeyecek. Ama ona göre dert değildir belki de bu. Çünkü o krediyi almasaydı, lise mezunu olarak kalıp ayakişleri yapacak ve ölmeyecek kadar bi para kazanacaktı. Şimdi hiç olmazsa, 40 yaşından sonra biraz rahat etme ihtimali var. Nah var!!! O zaman da ev alacak ve 30 sene morkıç taksidi ödeyecek. Bu arada sürekli leasingle araba alacak 4-5 senede bir ve o borçlar sürekli devam edecek. Ben Delta'da bi hostes gördüm, kesin 80 yaşında vardı. En yaşlı hosteslerinin 88 yaşında olduğunu yazmıştı kaste zaten. Keyfinden mi çalışıyo o apla o yaşta?

Valla, böyle patinaj bi hayat bana biraz dertmiş gibi geliyo ama adamlara pek koymuyo mu nedir? Bahçede BBQ, bira, Amerikan fitbolu, basket, beyzbol oynama, seyretme, sonra çocuklara iy okul arama, iy college arama, işyerinde de it kimin çalışmaya dayalı bi durum var. Tekrar ediyorum, dışarıdan, Türk kafasıyla, Türk gözüyle, derinliğine girmeden, içyüzünü bilmeden yaptığım değerlendirme bu. Değerlendirmemin doğru olduğunu iddia etmiyorum ama 40-50 yaşına kadar okul taksidi ödemek, ömür boyu morkıç ödemek bir realite.

Başka ne dert olabilir? Yalnızlık olabilir. Sevgisizlik olabilir belki. Yalnızlıktan kastım ille de, karşı cins arkadaşlığından mahrum olmak değil. Sevgisizlikten kastım da, mutlaka gönül işleri sevgisizliği değil.

Ama bambaşka dertler vardır da, ben bilmiyorumdur. Bir kesim için, parasızlık ve özellikle 15 Eylül 2008'den sonraki işsizlik dert tabii. Sebebini de yukarıda yazdım.

Sikiş sokuş bol, top oyunları bol, popüler kültür bol ve çeşitli, borç harç bol, zararlı yiyecek ve içecek bol, öğrenecek şey ve öğrenme imkânları sınırsız, sevgi az, saygı bol kare gibi özetleyebiliriz heralda.

Eklemedir koca konak ekleme: İnsanlar pek göremiyolar ama başka bi dert daha var: Çin!
İşsizliğin sebeplerinden biri, imalâtın Çin'e kayması. Milliyetçi bi Amerikalı, ''param Çin'e gitmesin, ülkemde kalsın diye, sadece biraya ve fahişelere para harcıyorum'' mealinde bi şey dediydi.
  • compadrito  (27.04.14 16:35:08 ~ 17:04:18) 
ya şu biz hep seks düşünüyoz gevur milletler sikişiyor onlar düşünmüyor tribini bırakın artık ya. Neredeyse 1 sene avrupada yaşadım, tayvandan arap emirliklerine bi dünya yerden insanla iş yapıyorum, hepsinin ortak noktası seks düşünmeleri yani, karı kız muhabbeti açılınca kimse kayıtsız kalmıyor. milletin derdi gönül işleri ve seks, evet. maslow un ihtiyaçlar piramidinin en altında seks var çünkü, orası dolmuyorsa adamın kitap yazmasını bekleme.


  • roket adam  (27.04.14 17:04:05) 
hayır, tabii kültür farkından dolayı arada farklar oynayabilir ülkeden ülkeye.

ama bu soruya cevap olarak yabancı ülkelerdeki insanların eğitim seviyesinden bahsederek, onların daha eğitimli olmalarından dolayı daha fit, daha farklı uğraşlarda olduklarını savunarak, bununla beraber bizim türkiye'deki erkekleri eğitim seviyesi düşük, avrupalı erkeklere göre aşağılık gösteren insanların aslında tek derdi bu.

çünkü bu tarzda saçma bir genelleme yapma ihtiyacını ancak bu işleri takıntı haline getirmiş kişiler duyabilir. bu tarzlarda genelleme yapan insanların konu hakkındaki düşünce yapısını anlamak çok zor olmasa gerek :)
  • empty bottle  (27.04.14 20:01:00) 
Cevaplarin hepsini okuyunca, soru neydi lan diyerek soruna dondum.
Yabanci ulkelerde de milletin tek derdi gonul isleri ve seks mi?

Cevabim soyle parca parca net olsun, cunku ben de cevap veren diger arkadaslar gibi konuya nereden nasil bagladiklarini anlamadigim kiyaslara girmemis olayim.

Eksi sozluk senin icin bir orneklem kumesi olmus fakat atladigin bir cok nokta var.
Sozlugun yas ortalamasi, gelir ortalamasi, egitim ortalamasi , psikopat ortalamasi....
Bir gozlem icin sececegin orneklem toplumun butununu temsil etmeli. Sahsi gorusum sozluk turk toplumundan fersah fersah uzak. Ve ayrica sozlukte bir arastirmaya konu olacak ciddiyet yok. Yani kafa bulan hayal dunyasinda yasayan, eglencesine takilan birsuru tip var.
Yani sozluge bakip biz boyleyiz tespitin bastan yanlis.

Gercek hayatta etrafimda demisin. Bak bu dogru ama sebebi bizim abazan mi artik her ne dersen , ondan oldugumuzdan degil.
Doyumsuz oldugumuzdan.
Evet 30 yasina geliyoruz hayatta belli bir asama kaydediyoruz ama ne arkadaslik iliskilerimiz duzgun ne gonul iliskilerimiz. Yani hersey mi yanlis gitmis seni bulmusm, don bi aynaya bak. Bu mutsuz umutsuz sevgilisiz arkadas es dost cevresi icin tespitim , modern cagin tuketim cilginligina fazlasiyla iliski kurmus yozlasmis ve doyumsuzlasmis olmasidir.
Cinsel aclik, din iman , kuran kitap degil bence.
Cunku yine sahsi gorusum ac falan degiliz. Gayette her ortamda her insan cesitinin olusturdugu ekipte sikis sokus guzel guzel yuruyor.

Yabanci insanlar, yabanci insanlar dedigin sey koca bir dunya. Bu ortalamasini bulmanin pek mumkun olmadigi evren buyuklugunde, insanlarin bir suru derdi var elbette.
Sikis sokus da insan olmamizdan kaynakli bir ihtiyac elbette ama dert boyutu saniyorum ki ergenuslara ozgu, her millet icin.

Dedigim gibi sozlugu pek ciddiye alma.
  • cecilia  (27.04.14 20:24:00 ~ 20:31:39) 
[]

Dünyayı anlamaya yardımcı olacak kitap tavsiyeleri?

Yani dünya bugün neden olduğu halde, ekonomiden çevre sorunlarına, eşitsizlikleri anlamaya yardımcı olacak, okumayı tavsiye ettiğiniz kitaplar var mı? ("Tüfek, Mikrop ve Çelik" tadında mesela..)




 
tepetaklak


  • matnokta  (26.04.14 01:26:39) 
insan nasıl insan oldu


  • kisa bisey olsun istemistim  (26.04.14 03:26:57) 
21 ciltlik türkler (yeni türkiye yayınları, istanbul 2002) ile bölgesel sorunları türklük sorunlarını layıkıyla idrak edersiniz. sonra dışarıyla alakalı kitaplara yönelebilirsiniz 3-5 sene sonra :)


  • kallesnikof  (26.04.14 03:57:13) 
[]

Azınlıklar hala nasıl ve neden birbiriyle evleniyor?

Etrafımda gördüğüm musevi ve ermeni arkadaşlarımın genç nesil temsilcilerinin bile hala kendi ırklarından insanlarla evlendiğini görüyorum. Niye kısmından ziyade, nasıl yapıyorlar yav? Ben seksen milyon insan arasından kafama uygun birini bulamıyorum, bu insanlar nasıl küçücük cemaatlerinde birilerini buluyorlar?




 
Türkiyenin nüfusu 80 milyon olabilir ama genel olarak sosyal çevrenizde kaç kişi var? Sizin kaç kişi varsa onların da o kadar kişi var çevresinde bir fark yok.


  • mindwars  (07.04.14 20:16:37) 
senin de dediğin gibi, azınlık olduklarından bağları daha kuvvetli, yaşıt veya yakın yaştaki çocuklar birlikte büyüyor, arada birkaç tanesinin aşık olması da en doğalı.
ama genellemek olmamış.

  • kaymaktutmayansicaksut  (07.04.14 20:17:46) 
zaten çevreleri de azınlıklardan oluştuğu için anormal değil durum

bir de insanlar çoğunlukla aynı değer yargılarına sahip olduğu kişileri tercih eder
  • la noix  (07.04.14 20:21:14) 
Sırf kendi istekleriyle alakadar bir durum değil, aileler etkili oluyor daha çok. İnsanlar çocuklarının evleneceği insanın kişiliğine değil ırkına/mezhebine bakıyor. Ailenin karşı çıktığı biriyle evlenmek de zor, haliyle kendi çevrelerinden birine yöneliyorlar içgüdüsel olarak.


  • witcher  (07.04.14 20:45:11) 
daha önce yaşadıkları korkunç şeyler diğer ırklara sempati beslemeyi engelliyor. yani bir ermeninin türke, yahudinin de alman'a her zaman antipatisi vardır.
bu antipati çoğunlukla sevgi oluşmasını engelliyor...
bizim sünni ve alevi kesimde de var bu....
  • inanmazsan inanma  (07.04.14 20:54:11) 
nasıl: çevrelerinden dolayı
neden: asimile olmamak için

  • nax  (07.04.14 21:15:36) 
[]

Çalışmayan tasarruflu ampulleri atayım mı?

Garantili filan diyodu ben de 4-5 tane aldım gaza gelip Philipsten Power Key'e kadar maarkalar var elimde, nihayetinde hepsi bozuldu. Elimde ne fiş ne de ürün kutusu var, sadece ampuller var; ben şimdi atayım mı bunları? (Pil çöpüne atmak lazımmış bu arada)




 
Fişiniz olsa değişim yapılırdı. Ürün kutusuna gerek yok. Ben bozulan ampulleri fişi ile götürüp değiştiriyorum.
Tasarruflu ampuller civa içerdiğ için pil kutularına atılması gerekir.

  • bugraa  (05.03.14 23:10:13) 
[]

Samsung Note 2de yazarken auto correct özelliğini nereden kapatıcam?

Deli olcam ya, nerden kapanıyor bu?




 
Settings > Language and input > Samsung Keyboard > Predictive text > OFF


  • cok sey hakkinda az sey bilen adam  (17.02.14 12:34:42) 
[]

Kadıköy- Sabiha Gökçen arası havataşla ne kadar sürüyor?

Sitesinde 1 saat diyo ama o kadar sürer mi yav?




 
Surer cok rahat. Hatta az bile demisler bence.


  • insanlik icin buyuk bir adim  (16.02.14 23:16:27) 
Havatasa dunyanin parasini vermek yerine e-11le 4 liraya da gidebilirsin.


  • insanlik icin buyuk bir adim  (16.02.14 23:17:31) 
e-10 da var ama e-11 +1. Çünkü otobandan gidiyor ve e-10'a göre daha hızlı.


  • dalessandro  (16.02.14 23:19:54) 
1 saat 15 dakika civarı.


  • vedat chili peppers  (16.02.14 23:20:08) 
E 11 de o kadar zaman mı alıyor?


  • :)  (16.02.14 23:21:51) 
Hemen hemen o kadar suruyor. Otobandan gidiyor toplam 10 durak falan var ayrica kalabalik olmuyor cok. Ekspres hatlarin en sevdigim olani.


  • insanlik icin buyuk bir adim  (16.02.14 23:27:12) 
Iett internet sitesinden ayrintili bilgi bulabilirsin.


  • insanlik icin buyuk bir adim  (16.02.14 23:28:03) 
Dalessandronun da dedigi gibi e-10dan kacin cunku pendigi butunuyle dolasiyor e-10. Toplam 72 duragi var.


  • insanlik icin buyuk bir adim  (16.02.14 23:30:30) 
hangi saat hatta hangi gün sorusu bile sorunun cevabını değiştirir. 1 saatin altı imkansız. trafiksiz bir saatte 1 saat ihtimalin var sadece.


  • just d  (16.02.14 23:37:21) 
[]

Manevi sorular..

1) Şimdi görüyoruz, adamlar seni, beni, tüm memleketi soymuşlar; hem de öyle böyle değil, bir tanesi baskın sırasında babasına "çok değil üç beş kuruş, bi tirilyon param var" demiş. Dinsel inancınıza göre (hangi dinden olduğunuz önemli değil) bu adamlar mutlu olacak mı? Ya da şöyle sorayım, siz kendi hayat tecrübelerinize dayanarak haram paranın mutluluk getirdiğini gördünüz mü?

2)Gene dinleriniz dünyadaki eşitsizlikleri, adaletsizlikleri nasıl açıklıyor?

Cevap vereceklere şimdiden teşekkürler.

 
haram ateştir, haram olan bir kere bu dünyada farklı cehennemleri yaşatır. hırs bir cehennemdir, cimrilik, açgözlülük keza, sürekli diken üstünde yaşatır insanı, hırs açgözlülük cimrilik üçlüsü zenginliğin hem sebebi hem sonucu. "çok mal haramsız çok mal yalansız olmaz" derler ya o hesap.

haram kazananlar onlarla ruhen cehennemi yaşıyolar şu anda zaten ama dışarıdan gözüken "reklam" kısmı sanki öyle değilmiş gibi. çok mal kaybetme korkusunu da tavan yaptırıyor otomatik olarak, biriktirme hırsı ve tatminsizlik, sonucu olarak da açgözlülük.

mealen tam hatırlamıyrum da yaklaşık şöyle bişy deniyo yasin suresi 47. ayet bu adaletsizliğin sebebinin bu haram yiyicilerin kendi cehennemlerini dünyaya yaymaları, virüs gibi, enfeksiyon. hırs rekabet ortamı, o da tatminsizlik ve açgözlülüğü yaratıyo ve bulaşıcı.

yasin 47: "o kafirleşmiş kişilere "neden elinizdekileri paylaşmıyorsunuz" dendiğinde onlar "allah'ın dilediğince doyurabileceğini biz mi doyuracğız? siz apaçık bi sapıklık içindesiniz' derler"
  • dafaiss  (12.02.14 23:27:25) 
söyle diyim, bunu yapan adam vicdan azabı duyar ama, yaptığı bu işin yanlış olmadığı bir fetva ile belirtilmişse (bu fetvayı kimden alır bilemem) çok rahat bir şekilde her boku yemeye devam eder. güçlü, siyasi insanların bazı kişilerden şu şekilde fetva aldığını düşünürüm örnek: milleti dinibütün şekilde yönetmek isteyen kişilerin bu amaçlarını yerine getirirlerken yedikleri her bok vaciptir (Ha şa tabi). adam vicdanını kaldırıp bir kenara koyuyor bir nevi. insanı frenlemesi gereken sistem, bu adamları (yalan dolan) fetva yoluyla fişekliyor. ya anlatabildim mi bilmiyorum biraz karıştırdım herhalde.


  • hybrid427  (13.02.14 08:34:59) 
[]

Esenyurt konut satışında niye bu kadar popüler?

Sahibinden.com'a bakıyorum da ev almak için, Esenyurt'tan bir sürü ilan var, fiyatlar da yüksek. Sözlüğü bir okuyorum ki Esenyurt için şöyle kötü, böyle geri kalmış diyorlar; fiyatların yüksekliğinin sebebi ne?




 
Gelen Suriyeliler yüzünden mi yani?


  • :)  (11.02.14 11:01:22) 
şehir gittikçe kayıyor işte dışa doğru. genişliyor diyelim daha doğrusu. kötü yer ama ordan konut almak ileriye dönük yatırım gibi.


  • hjarteblod  (11.02.14 11:05:19 ~ 11:05:28) 
sıfır ve marka bir projeden yer almak isteyenler için ideal bir yer. daha çok ileriye dönük bir yatırım.


  • elma salyangozu  (11.02.14 11:14:21) 
parsaller çocuğu olarak anlam veremediğim bi fenomen esenyurt. papatya rezidanstan bi baktım esenyurdun beylikdüzüne uzanan vadisine. bokum gibi. gıpgri böyle arada boz topraklar var. nefes almaya yer yok. amlarına koyayım çok gereksiz yere şişiriyorlar o iğrenç mekanların fiyatlarını. ellerinde patlar inşallah. hiçbir betonlaşmadan bu kadar tiksinmedim ben.


  • namus ninjası  (11.02.14 11:20:59) 
esenyurt geçmişte göç alan, gecekondu mahallerinin yoğun olduğu bir beldemizdi. inşaat sektörünün ilgisini çekmesiyle birlikte çehresi değişmeye başladı. bu yüzden farklı yorumlar oluyor. ama zaten istanbul gerçeğidir bu yani maslak'taki lüks gökdelenlerin arkasına bakarsanız sizi tüm getto'luğuyla gültepe karşılar.


  • thalamus  (11.02.14 11:52:54) 
[]

Hanımlar, yakışıklı ama suratsız erkek mi normal ama güleryüzlü mü?

(git: )www.eksiduyuru.com

(Duyuru linki vermeyi beceremedim:( Nasıl yapıldığını deyiverse biri)

Demin okuduğum bir duyuruda erkeklere güzel ama suratsız kız mı, normal ama güleryüzlü kız mı kazanır diye sorulmuş, hepsi güzel kız demiş. Bizim versiyonda durum ne olur, hangi tip erkeği tercih edersiniz?

 
bazı erkekler o kadar yakışıklı oluyor ki, açık söyleyeyim kız olsam veririm diyorum.

normal ama güleryüzlü erkek sıçar bu noktada. (zira adamda çirkin şansı bile yok.)

üzgünüm.
  • kosun lan mevzu var  (02.02.14 19:29:03) 
@kosun lan mevzu var
Erkek olduğunuz için sizin görüşünüz sayılmıyo, zaten önceki duyurudan anladık hepinizin ne kadar şekilci olduğunu:) Kadınların görüşlerini öğrenmeye çalışıyoruz..

  • :)  (02.02.14 19:33:22) 
kadınların bu konudaki yorumlarına asla güvenilmez. hepsi der ki tipi önemsiz sıcakkanlı olsun vs.

ama güzel kızlar hep düzgün tiplere koşar. çok nadir diğer türlü olduğu durumlar. paranın veya başka değişkenlerin tetiklediği durumlar vs.
  • kosun lan mevzu var  (02.02.14 19:35:24) 
hanımlar yardımcı olsun size:

images2.fanpop.com

vs

photos.posh24.com
  • ermanen  (02.02.14 19:36:32) 
Tipden güleryüzden önce, boy var, maaş var..


  • vfgerty  (02.02.14 19:36:35) 
mood onemli, karsidakinin surekli canini skiyorsa insan orada olmak istemez kendisi de sorunlu degilse. enerjisi yuksek insanlarin cevresi daha genis olur.


  • idexo  (02.02.14 19:40:35) 
yakışıklı ama suratsız. aynı zamanda asosyal olsun. hatta mizantrop olsun.


  • instant crush  (02.02.14 19:45:13) 
yakışıklı ve suratsız erkek


  • madeleine elster  (02.02.14 19:45:17) 
başlığı açan hayal kırıklığına uğradı :(


  • kosun lan mevzu var  (02.02.14 19:46:25) 
:) Şaşırdım daha çok, ben nemrut insana dayanamam da, ruhumu sıkar.


  • :)  (02.02.14 19:48:42) 
123456   « Önceki  Sonraki »
buraya yazılanların hakları Sir Anthony Hopkins'e aittir.
yazan eden compumaster, ilgilenen eden fader
modere edenler angelus, Artibir, aychovsky, baba jo, basond, compumaster, deckard, duyulmasi gerektigi kadar, fader, fraise, groove salad, kahvegibi, kaymaktutmayansicaksut, kibritsuyu, monstro, pandispanya, robin, ron dennis
bu sitede yazılanların hiçbiri doğru değildir. site içeriği küçükler için sakıncalı olabilir. yazılardan yazarları sorumludur. kaynak göstermeden alıntılanamaz. devlet tarafından atanmış bir kurumun internet üzerinde kimin hangi bilgiye ulaşıp ulaşamayacağına karar vermesi insan haklarına aykırıdır. web siteleri kullanıcıların istekleri doğrultusunda bağlandıkları yerlerdir. kullanıcılar isterlerse bir web sitesine bağlanmayabilirler. bu güçleri ve imkanları mevcuttur. bir kullanıcı bir siteye bağlanmak istiyorsa bu onun tercihi ve hakkıdır. bağlanmak istemiyorsa bu yine onun tercihi ve hakkıdır. halkın kendisine hizmet etmesi için görevlendirdiği kurumlar hadlerini aşıp halka neye ulaşıp ulaşmayacağını bilmeyen cahil cühela muamelesi edemezler. ebeveynlerin çocuklarını sakıncalı içeriklerden koruması için çok sayıda bedava ve ücretli yazılım mevcuttur. bu yazılımlar bir web tarayıcısını kullanmaktan daha karmaşık teknik bilgi gerektirmemektedir. devletin milletini küçük düşürmesi ve ebleh yerine koyması yasaktır. Skimlinks ile linkler üzerinden yönlendirme payı alınmaktadır.