[]

Matematik bilenlere bilgi sorusu (köklü ifadeler)

ben sözel okudum. şu videoda Şenol Hoca 4:42'de "bir sayıyı kökten çıkarmak için kökün derecesini sayının kuvvetine böleriz" yazmış.

bir sonraki sayfada (6:30'da) sayıyı kök dışına çıkarmak için kuvveti dereceye bölmemiş mi? yani önce yazdığının tersini yapmamış mı? ben mi yanlış anlıyorum?

www.youtube.com

 
kuvveti dereceye bölmek lazım.


  • franz kafka  (09.10.21 23:08:12) 
4 42 de ters yazmış. Sayının kuvvetini kökün derecesine böleceksin. örneğin Küpkök 4, kök dışına 2 üzeri (2/3) olarak çıkar.


  • srjkvon  (09.10.21 23:18:06) 
sayının kuvveti / kökün derecesi
4 42 de evet yanlış yazmış

  • high hopes of the sozluk  (10.10.21 03:47:50) 
[]

Aşılı olup kovid olan var mı?

hastalık hafif geçiyormuş ama ne kadar hafif? yatak döşek seviyesinde mi yoksa evde oturup bilgisayar oynayacak seviyede mi?




 
kişiye göre değişyor bu. nasıl aşı olmayınca kimi öldü kimi hissetmedi, aşıdan sonra da aynı şekilde.


  • Bruce  (09.10.21 21:15:32) 
Ben şahit olmadım ama eski bi tanıdığım aşı olmasına rağmen ailecek cok ağır şekilde covid geçirdiklerini aktarmıştı…


  • her giriste sifresini unutan adam  (09.10.21 21:48:10) 
Ben çift doz biontek oldum. Şimdi kovitim böyle arkilerim var. Sesim değişince test yaptırayım dedim, öğretmenim. Pozitif çıktı. Doktor da soğuk algınlığı sanmisti


  • abuzer  (09.10.21 21:56:04) 
Aşırı rahat atlattım. 1 gece üşüme, sıtma geldi o kadar. Sadece koku ve tat gitmişti o da 10 gün sonra geri geldi


  • han20  (09.10.21 22:01:51) 
var. 2 doz biontech'ten sonra ses değişmesi+burun akıntısı şikayetiyle teste gidip pozitif çıktı. 3 hafta boyunca nezleye benzer şikayetlerle geçirdi covidi.


  • IncredibleMau  (09.10.21 22:08:25) 
geçen hafta bir arkadaşım orta dereceli grip şeklinde eklem ağrıları ile tv karşısında dizi film izleyerek geçirdi, koku kaybı yaşamadı


  • freebird5406_2  (09.10.21 23:14:13 ~ 23:16:47) 
daha önce covid geçirmiş biri olarak. bu ses değişikliği nezlemsi belirtileri ben de yaşadım 2 kere test oldum negatif çıktım


  • gregorpanpa  (10.10.21 09:31:11) 
[]

18. yy savaşlarında askerler neden siper almıyor?

belki film yanılgısıdır. bu musketeer denilen askerler düşmanın karşısına ip gibi dizilip ateş ediyor. siper alma, kaçma falan yok mu? sebebi nedir?




 
Meydan savaşı raconu bunu gerektirir. Bir sonraki adımda kılıçla birbirlerine girişecekler. Sürekli ateş edecek cephane bolluğu yok.


  • Zaman Tamircisi  (09.10.21 17:05:46) 
Trench deniyor bu yere kazılan siperlere. Öncesinde bazı örnekleri var ama asıl olarak birinci dünya savaşı sırasında kullanılan bir sistem bu.

Sebebi de şu, bu musket silahları çok uzun süre arka arkaya ateşlenebilen tüfekler değiller. Çabuk ısınıyorlar, çok isabetli de değiller, dolayısıyla 3-5 el ateşten sonra süngü / mızrak çekip yine birbirine giriyor o dönemde askerler.

19. yüzyılın sonlarına doğru hem tüfek, hem de asıl makineli tüfek teknolojisi çok gelişiyor, dolayısıyla bir yere mevzilenip savunmada bekleyen ordu çok daha avantajlı hale geliyor. Ayrıca havan silahları da geliştiği için askerleri ondan koruyacak bir yer lazım, yere çukur kazıp içinde beklemek faydalı.

İkinci dünya savaşı sırasında uçak ve motorize ekipler / tanklar çok daha iyi hale gelince terkediliyor. Çünkü mesela bi tank senin makineli tüfeğinden / havan topundan etkilenmeden çabucak siperine ulaşabiliyor, o yüzden yeri kazıp beklemek anlamsız oluyor.
  • plutongezegendegilmi  (09.10.21 19:31:45) 
eğilmiyorlar bile. at üstünde de dimdik duruyorlar. film icabı değil bence


  • ShadowOfMoon  (09.10.21 19:46:16) 
Makineli tufek icat olmamış, alan savuması diye bir kavram yok. Iki ordu klasik usul karsilasir vurusur geri çekilir yada ilerler. Ne zamanki makineli tufek icat oldu savasin seyri logistik sistemi degişti.

Almanlarin makineli tufek doktrini oldukca efsane. Cephe hattina iki yandan 45 derece aci ile yerlestirilen makineli tufek tam bir kiyim. Prusya ekolu de 18. Yuzyilda dogdu
  • zanutsas  (09.10.21 21:43:12) 
enteresan soru. soruyu okuyunca fark ettim cidden var boyle bir sey. sadece filmlerde ya da resimlerde de degil hani. daha once okudugum kitaplardaki anlatimlardan hatirliyorum bunu. biraz arastirinca reddit'de biri ayni soruyu sormus.

kisa cevap: eski tip tufekler cok fazla duman cikarttigi ve savas alanindaki kaosta duzeni saglamak amaciyla.

o donem kullandiklari silah
youtu.be


uzun cevap:
www.reddit.com

After the first volley of musket balls, the smoke would completely obscure your vision. It was hard to know where anyone was, so staying in ranks, and firing in a general location was the best bet when attacking.

A musket produces a lot more smoke, ash, powder residue, and noise than modern rifles (depending on the situation). Add the presence of artillery going off near you, and the presence of cavalry, and you'll understand why the simple rank and file system worked effectively. It actually kept them safer, and made them more effective fighting units overall.

Ranks were used because they were effective. It was a very good idea because of the inherent flaws of muskets, the safety and shelter of a group, and the ability to impact a battlefield in a greater manner.

As the Baker Rifle and new innovations (Minié balls) came into use, tactics began to shift. Standing in ranks and fighting was simply an evolutionary standpoint that made sense with the technology, training, and combat techniques that they had during the time.
  • rm  (10.10.21 04:18:37 ~ 04:19:00) 
[]

Batisor 100 ml ne kadar? (eczane fiyatı)

birkaç ay önce 30 liraya almıştım. internette 10 liraya bile var. yakın zamanda eczaneden alan oldu mu?

şunun aynısı: www.google.com


 
[]

Hukuk okunur mu? (34 yaş)

alana özel bir ilgim yok.

buradan mezun olup avukatlık mesleği yapmasam bile yakınlarımın dava işi falan olsa yardımcı olacak seviyeye gelir miyim? sırf mezuniyet + stajla bu seviye mümkün mü? yoksa arzuhalci amca seviyesi yardımcı olma işi için yeterli mi? (kitap okuyup araştırma ile)

halihazırda sevdiğim bir işim var. biraz çalışmayla şehrimdeki ünv.de (anadolu ünv.) hukuğu kazanacak seviyem var.

 
Birebir tecrübe edineceğin avukatlık bürosu gibi bir yerde çalışman sanırım daha yerinde olur. Her şeyi yazılı kurallardaki gibi yürümüyor gerçek hayatta.

Önemli olan tecrübe.
onlarca kez hapse giren hırsız bile yerine göre bu meselede işlerin adli olarak nasıl yürüdüğünü işe yeni başlayan bir avukatttan daha iyi bilebilir.
  • Erva  (08.10.21 21:56:27) 
Zor iş, zor bölüm ve kazanç düşük. Sadece adı kalmış bir bölüm.


  • roe  (08.10.21 22:02:40) 
30lu yaslarda hukuk hali hazirda elinde olan meslegin ustune kat cikmak icin okunur. Bazi mesleklerde +hukuk yapmanin ciddi maddi getirileri olabiliyor. Yoksa akrabalarin davalarina yardimci oliyim ya da spor olsun diye (bence) okunmaz.


  • cooperr  (09.10.21 00:07:50) 
Hukuk bu yaştan sonra halihazırdaki işe destek için veya zevkine okunur.

4 yıllık fakülte ardından avukatlık stajina başlayabilmek için herhangi bir sigortalı çalışma durumunuzun olmaması gerekiyor, kanunen o noktada avukatlık kanununa bağlı olacağınız için baya geniş kapsamı olan "avukatlık ile bağdaşmayan işler" yapamazsınız. İşinizi bırakmadan staj yapamayacağınız için de hukukun asıl öğrenildiği yer olan adliyeleri ve avukatlık ofislerini unutmanız gerekecek. Fakülte size teorik hukuk bilgisini katar ama pratik hukukta metodlarla teori çok uzak.
  • apocalipy  (09.10.21 10:32:55) 
Arkadasımın babası ögretmen hukuk okumustu emekli oldu kendi burosunu açtı. Emekli adam iş gelsin diye derdi yoktu arada gider çay içer sohbet ederdik. Arada tek tuk iş çıkardi kisacası keyfine takilirdi adam. Özel bir konuda uzmanlik alaniniz varsa o konuda mevzuati biliyor isiniz o alanda ise o konuya iliskin avukatlik yapilabilir.

Misalen uzmanlik alanim tapu, imar mevzuatı planlama.( işim de bu alanda ) bu alanlarda avukatlardan daha fazla mahkeme karari bilirkisi raporu ve kanunsal degisim sureci degisen yönetmeliklere hakimim. Gün içinde onlarca avukat ve kişilerle bu konularda bilgi veriyorum.

Emekli olursam ya danismanlik yaparim yada hukuk okuyup mesleki bilgi ve tecrubden istifade ederim.

Cmk yada ticaret vs dallar disinda direk imar konularinda iş alirim.

Sizinde boyle bir alaniniz varsa mantikli yoksa degmez ama bürom olsun gelir onemli degil derseniz başka
  • zanutsas  (09.10.21 12:59:41) 
[]

Yöneticiyle yaşadığım tartışma

evde annem ve 2 kardeşimle yaşıyorum. yönetici önce kapıya gelip toplantıya çağırdı. annem "tamam" demiş. ben hastalıktan dolayı göndermedim. adam tekrar kapıya geldi. elinde karar defteri, "şunu imzalar mısın" dedi. "toplantıya katılmış mı göstereceksiniz?" dedim, "evet" dedi. "olmaz. biz toplantıya katılmıyoruz, imzalayamam." dedim. "defteri kapatıp bana uzattı "o zaman sen yönetici ol" diye tavır yaptı. "öyle resen görev mi olur. hastalık var diye toplantıya gelmiyoruz." dedim. "e biz katılıyoruz ama?" dedi. "yapmayın siz de toplantı." dedim. söylene söylene gitti. annem "ayıp ettin." diyor. ayıp mı ettim? toplantıya katılmıyoruz ve alınan kararlara uyuyoruz nesi ayıp ki? mecburi mi toplantıya katılmak?




 
alınan kararlara uyacağını taahüt ediyorsan imzalasaydın. yönetici maaş almıyor ve gönüllü yapıyorsa yardımcı olmak gerekir.


  • xrated  (08.10.21 20:41:47) 
Çözüm aramadığınız için kabalık etmişsiniz.
Dairenizin katılacağı söylenmesine rağmen kimse gitmemiş, sanırım haber de vermemişsiniz.
Kolaylaştırıcı bi durum da olmamış. Ne karar alındı diye sormadınız mı en azından?
Yöneticinin doğru bulmadığım tek tarafı pasif agresif tepkisi. Doğru tepki agresif olmalıydı. Daha açık dille yukarıdakileri ifade etmeliydi. Sizi haksız buluyorum ben.
  • rewlack  (08.10.21 20:45:41) 
@rewlack: annem eşine mesaj yazmış "gelemeyeceğiz" diye.


  • ya ben lan neyse  (08.10.21 20:47:07) 
ben de okudum okudum anlamadim isyerindeki yoneticinin evde ne isi var diye :D haha

dostum yardimci olsan guzel olurdu ama ortada buyuk bir ayip yok. cikan karara uyuyorum demissin zaten sikinti yok bence.
  • nibba  (08.10.21 20:56:52) 
Valla ben seni hakli buldum. Yoneticinin birini katilmadigi toplantiya sanki katilmis gibi gostertmeye calisip sunu imzalar misin seklindeki tavri yanlis. Ortada sen yoksan alinan kararlara neden katilmis gibi gozukesin ki? Hani dedigin gibi katilmadiysan o zaman alinan kararlara uyman gerekir ancak gelip seni de katilmis gibi gostermesi direkt seni de zan altinda birakir.

Verdigi tepki de pasif agresif tepkiden ziyade daha cok klasik egolu insan tepkisi. 'Sen ne bilirsin bu isleri, sen sadece soyleneni yap' seklinde bir manasi var gibi. Dolayisiyla yonetici her turlu haksiz bence.
  • j r r tolkien hayrani  (08.10.21 21:01:22 ~ 21:02:04) 
Senin imzana gerek duyduklarına göre karar alabilecek kadar çoğunluğu bulamamışlar. Adamların çabası emeği boşa gitmiş ?


  • vizivozo  (08.10.21 21:29:11) 
apartmanlarda toplantı yapılıp kararlar alınmak zorundadır. yönetici bu işten para kazanmıyorsa yardımcı olmanız gerekir. kestirip atmak kaba olmuş. zorunda değilsiniz ama çözüm önerisi sunabilirdiniz.


  • oekuklu  (08.10.21 22:12:04) 
Haksızsin.


  • japon balığı  (08.10.21 22:40:50) 
Yönetici direk imzala diye söze başladıysa tavrı net şekilde çirkin, aranızda önceden gerginlik mi vardı diye düşündürüyor. Onun dışında alınan kararları okuyup bir sorun görmüyorsanız imzalasaydınız daha iyi olurdu. Eğer karar için yeterli sayıya ulaşılamazsa kararlar geçersiz olur ve öyle çok önemli kararlar söz konusu değilse gereksiz şekilde ikinci bir toplantı yapılması zorunlu olur, bu da gönüllü yapılan bir iş için sinir bozucu ve katılımcılara da külfet olur. O yüzden yardımcı olmaya çalışmak gerekir.


  • mikro patlama  (09.10.21 00:22:58) 
Teoride haklisin da, pratik de haksizsin, hersey kuralina kitabina uygun yurumez, biraz esnek olmali insan.


  • pofudukayi  (09.10.21 08:19:34) 
[]

Şu anda yeni kimlik başvurusunda avuç taraması yapılıyor mu?

sb

teşekkürler.


 
Çıkartalı 1 ay olmadı. Parmak okuttum diye hatırlıyorum.


  • birşeylersoracağım  (08.10.21 22:44:47) 
Sadece parmak.


  • inawen  (08.10.21 23:22:16) 
[]

Yünlü elbise çamaşır sulu suda beklese?

belli oranda çamaşır sulu suda beklese nasıl bir sonuç alınır?

olası çekme ve renk atma dışında.


 
sıcak suda çeker.
soğuk suda beklerse çamaşır suyundan yıpranma dışında bir şey olmaz.
leke falan gibi bir şey varsa çamaşır suyundan ziyade kosla tavsiye ederim.
  • blatta hiberna  (06.10.21 19:26:45) 
[]

AÖF adalet okuyunca Anadolu Hukuk fak. kaçıncı sınıftan başlatıyor?

ikisi de aynı üniversite ya. belki direkt 3. sınıftan başlatıyordur. bazı özel ünv.ler direkt 3. sınıftan başlatıyor.




 
  • kobuzchu kiz  (05.10.21 23:44:16) 
[]

Gelir vergisinde dilim atladığımız ay kesinti üst orandan mı alt orandan mı

...hesaplanıyor?

mesela o aya kadar yıllık 23.000 kazandık ve hep yüzde 15 vergi ödedik.

o ay 4 bin daha geldi. 27 bin kazandık totalde. artık yüzde 20 vergi ödememiz gerekiyor. o 4 binin vergisi yüzde 15'den mi yoksa yüzde 20'den mi hesaplanıyor?

edit: 24 binde yüzde 15'ten yüzde 20'ye geçiliyor.

 
%20'den hesaplanır, çünkü geliriniz artık 23000 tl'yi aşmış durumda. ay baz alınmaz yıllık hesaplanır. isterseniz aylık 27000 geliriniz olsun ocak ayında 23000tl lik kısım için %15, kalan 4000tl'lik kısım için %20 gelir vergisi uygulanır.


  • benim de soyleyeceklerim var  (03.10.21 21:00:15) 
Üst dilime geçilen ayda üst dilime geçene kadar olan miktar içinde bulunulan dilimden hesaplanır.
Yani şöyle
23000 toplam kazanç
O ay 4 bin gelir elde edilmiş, bunun 1000 lirası %15lik dilimden 3000 lirası %20lik dilimden hesaplanır.
  • Yavuşuhlu  (03.10.21 23:07:59) 
gelir vergi matrahı kümülatif.

yani 24bine kadar kazandığınız para %15'ten. geçen aya kadar 23bin kazandınız, bu ay kazandığınız ilk bin lira ile birlikte 24bin oldu. hoooop 24bine kadar %15. sonrasında 3bin lira daha kazandınız aynı ay içerisinde, hoooop bu 3bin lira için %20
  • co2s2  (04.10.21 12:43:21) 
[]

Emeklilik yaşı 60 ama prim 50'de doluyorsa?

emekli olunamıyor mu? illa 60 yaş mı beklenecek?

öyleyse 50'den sonra çalışılmasa oluyor mu?

yine öyleyse 50'den sonra çalışmaya devam edince emekli maaşı artıyor mu?

 
Eyt olayı tam da bu galiba.


  • invictae  (03.10.21 19:59:00) 
1. Evet
2. Olur ama sagliktan yararlanilamiyor sanirim.

3. Prim gunun dolduktan sonra calisip belli bir miktardan daha dusuk prim yatarsa her ay belli miktar azalma oluyor diye okumustum bir yerlerde.
Yuksek yatirirsan belki bir yarari vardir. Ama sanmiyorum.

Ayrica emeklilik maasi hesaplanirken 2000 oncesi, 2000-2008 arasi ve 2008 sonrasi farkli katsayi ile hesaplaniyor. Tabii ennyuksek katsayi 2000 oncesi yatan primlerin.
Dolayisi ile 2008 sonrasinda yuksek prim dusuk katsayi ile carpilacagi icin yuksek yatirmaya calismak iyidir.
  • Filinta61  (03.10.21 20:02:46) 
60'a kadar emekli maaşı alamazsınız. 50'den sonra çalışmazsanız gss primi çıkmaya başlar, 60 olana kadar onu ödeyerek sağlık güvencesinden faydalanırsınız.


  • mikro patlama  (03.10.21 23:12:43) 
emekli olunamiyor
eyt'li olmus oluyorsunuz, priminiz dolmus ama yasi bekliyorsunuz
50 den sonra calismasaniz da olur, ama nasl gecineceksiniz? paraniz varsa calismazsiniz, ama emekli olana kadar saglik hizmetlerinden yararlanamazsiniz. sagliktan yararlanmak icin gss odemeniz gerekir her ay

cok emin olmamakla birlikte calisma suresi arttikca emeklilikte baglanacak maaas da dusmeye basliyor, yillara gore aylik baglama oranlari dusuyor, internette yillara gore oranlar vardir muhtemelen
  • exlibris  (03.10.21 23:53:56) 
[]

Merkezi sistemde gece kalorifer kapatılır mı?

bu yıl yanmaya başlamadı ama 12-6 arası bizde kapatılıyor. yasal mı bu? ben istemiyorum kapanmasını.




 
Merkezi sistem pişmanlıktır. Bizde de böyle. Ekimin ortasına kadar yakmazlar bir de, on kat geziyoruz evde.


  • elorelia  (02.10.21 22:55:45) 
Valla bizim eski binada 11-12 gibi soner sabah anca 7.30-8 gibi yanmaya baslardi. Sacmalik ama yapacak bir sey var midir bilmiyorum


  • floydian  (02.10.21 22:55:54) 
ısı pay ölçer yok mu? peteğin kenarından minimuma getir. Ayrıca gece kapanır. Boşuna niye yansın ki? Bina ısınmış, insanlar yorganın altında. boşuna yüzde 25 masraf.


  • prole  (02.10.21 23:02:22) 
maalesef öyle, 24 saat yanarsa cok ciddi fatura gelir.

bizimkiler yine insaflı haftasonları daha geç kapatıyorlar, yılbaşı gecesinda hiç kapatmıyorlar mesela :)
  • nuisance  (02.10.21 23:03:48 ~ 23:04:12) 
bizde de oyle yasal
yonetim toplantisinda kapatilmasin diye karar cikarsa kapatilmaz
ama bu sefer daha fazla para verirsin
merkezi sistem pismanlik degildir valla ben cok memnunum normal kombili evde hic oturmadim
  • nibba  (02.10.21 23:10:17) 
Şu karar da alınabilir: dış sıcaklık 5 dereceye düşerse yanar gibi. Termostat ayarlanır o dereceye. Tabi karar alınmalı.


  • renegade  (02.10.21 23:20:18) 
evet ne yazik ki oyle, yillarca merkezi sistemli evde yasadiktan sonra kombili eve gectim cok memnunum. diyelim ki hastaysam butun gece aciyorum, eger o aralar spor yaptim enerji doluysam hic acmiyorum, tatile gidiyosun hic acmiyousun vs vs
bir de yillarimi gri sabahlara buz gibi uyanarak gecirdim merkezi sistemde, pztesiler hele iyice bir cansikici olurdu, mesela okuyorsaniz calisiyorsaniz evde kimse yokken ev sicacik oluyor hicbir anlami yok, gece 12den sonra sicacik banyo yapayim diyemezsiniz, sabah erken kalkayim sicacik dus aliyim diyemezsiniz. bence cok sinir bozucu

  • mavicorap  (02.10.21 23:34:35) 
Benim eski evim öyleydi. Her sabah donarak uyanıyordum. Şu an kombideyim, merkeziye verdiğimin 4te biri ile çok daha iyi ısınıyorum. O evde 2 kış kaldım, en sonunda çıldırdım aradım yöneticiye bağırdım çağırdım baktım evde kalırsam katil olucam artık, çıktım evden evi sevmeme rağmen. Bir de yaz kış sabit çok yüksek bir aidat veriyordum ona rağmen 11de kalorifer kapanıyordu, gündüzleri zaten evde yoktum boş ev ısınıyordu kapanır kapanmaz da buz oluyordu. Yöneticiye bir türlü gündüz camları açmayı gerektirecek kadar yanmasının mantıksız olduğunu anlatamadım.


  • mg3929  (03.10.21 00:02:20) 
merkezi sistem pismanliktir +1. baskalarina bagli olma olayi cok kotu. ve evet gece genelde kapanir fazla fatura gelmesin diye. bireysel her turlu daha ucuza daha iyi isiniyor insan.


  • robokot  (03.10.21 00:02:59 ~ 00:03:30) 
Merkezi sistem pişmanlıktır +1. yazıldığı gibi ekim ortası açarlar, eylül ortasından itibaren havanın soğuduğunu hesaba katmazlar. 2-3 hafta buz gibi evde termovantilatörle takılırız, bir de ona elektrik öderiz. Yandığında da saçma saatlerde yanar, sabah uyanınca,akşam otururken vs.. buz gibi olur


  • mirafiori  (03.10.21 00:12:09 ~ 00:13:12) 
İdeal uyku sıcaklığı zaten 16 19 derece arasında. Kaloriferlerin gece kapanması çok makul yani. 6 da direk yakıyorlarsa çok da makul bi saatte yakıyorlar demektir. Baya halden anlayan bir yönetim var dememki. 23-08 arası sönse mantıklı değil derdim ama 12-6 arası gayet mantıklı bi aralık sönmesi için. Eğer daha 6 da uyanıyorsanız falan 5.30 da yanmasını rica edebilirsiniz.
Ama geceleri boş evi ısıtmak mantıklı değil. Hem sağlıksız, hem masraflı. Uyanık olduğum saatlerde yansın yeter.

Eğer evde izolasyon yoksa bu durumda ev çabuk soğuyo olabilir ama burada da problem izolasyon olur.
  • zimbirik  (03.10.21 09:43:18) 
merkezi sistem yöneticinin keyfine göre çalışır. sadece kanunen sıcaklık 15 derece altındayken yanma izni var. saatlere karışmıyorlar.


  • tururo  (03.10.21 10:06:19) 
[]

günde 200 küsür ölüm aşıya rağmen çok değil mi?

2.doz aşi yapilma orani. % 72.35. 1.doz aşi yapilma orani: % 86.99

sağlık bakanlığının sitesinden.

aşı yüzde 90 üzeri ölüm oranını azaltıyorsa aşısız yüzde 14 için bu sayı çok fazla değil mi?

aşı ölüm oranını azaltıyor. keşke herkes aşı olsa ama sanki anlatıldığı kadar da korumuyor ne dersiniz?

 
Açıklanan ölüm sayıları gerçeği yansıtmadığı için ne yorum yapsak içi boş olacak.

i.ibb.co

Bu tabloda vaka sayısı bizdekine yakın ülkelerin, hatta yarısından az olan ülkelerin bile ölüm sayıları bizden çok fazla. zaten en baştan beri covid sebepli ölümlerin kayda farklı şekillerde geçtiği bilgisi dolanıyordu ortalıkta. her geçen gün açıklanan saçma sapan sayılarla iyice ayyuka çıktı.

covid'den ölmek üzere olan birine pcr negtaif sonucu girdikten 1 gün sonra o kişi covidden ölmüştü. ancak pcr negatif çıktığı için ölüm sebebine covid yazılmadı tabii ki. bunun gibi binlerce ölüm oldu muhtemelen.
  • himmet dayi  (02.10.21 21:16:43) 
Himmet dayıma her zamanki gibi bir +1
Lafı ağzımdan aldı, hay bin yaşa

  • sydney  (02.10.21 21:17:20) 
kacak gocmenlerle beraber 100 milyon olan nufusun yaninda gunde 200 hicbirsey. asil gizleniyorsa ve sayilar 1000leri buluyorsa kork. 0


  • buenosdias  (02.10.21 22:30:35) 
günde 200 ise öp başına koy. daha beter haldeyiz.

ayrıca aşının o kadar koruyuculuğu olduğunu düşünmüyorum, kayda değer gelişme olmadı aylardır.
  • rose parks  (02.10.21 22:43:40) 
Tüm rakamların dogru olduğunu düşünürsek, hatta ölümler 500 bile olsa aşı oldukça ise yariyor. Hatta superillo.

60milyon yetişkin nüfus var. %72si tam asili diyoruz. Yani 43milyon. Geri kalansa 17milyon.

17 milyon cok büyük bir sayı. Her taraf açık. Okullar açık. Maskeler fora. Virüs ortalıkta rahatça dolaşıyor. 17milyon içinde yakaladıklarını da patir patir olduruyor.

Olay bu.
  • fever  (03.10.21 08:40:38) 
aşılanmayan kısımın neredeyse tamamı her gün işe giden, metro-metrobüs kullanan dolaşımda olan kişiler. virüsü yayan bunlar o yüzden bu kesim tam aşılanmadan ne pozitif oranı nede ölümler düşer.

durumun paylaşılan rakamlardan daha vahim olduğunu tahmin ediyorum. (ne açıklanıyorsa en az çarpı 5) Daha dün bakan ölen asiltürkün aşı karşıtı olduğunu bile açıklayamadı.
  • astronom bey  (03.10.21 11:44:59) 
Aciklanan hicbir sayiya guvenmemeni tavsiye ederim. Sadece daha yuksek degil daha dusuk olma ihtimali de var. Aciklanan sayilarin gercekle bagi olmadigini kabul edin. Normalde gunde kac kisinin vefat ettiginin bilinmedigi/aciklanmadigi bir yerdeyiz. Dolayisiyla buna ek Covid olumlerinin sayisinin saglamasini yapamiyoruz.


  • dunal  (03.10.21 12:10:08) 
Sayıların şaibeli olması alakasız bi durum burada.

Şimdi İngiltere, Amerika ve Almanya'ya baktım, geçen seneye göre o ülkelerde de 2-3-4 kat artış var. Hepsi de yüksek aşılama oranına sahip ülkeler.

Hadi bizdeki sayılarla oynanıyor diyelim, tüm dünyada da mı oynuyorlar?

Kaldı ki bizde de geçen seneye göre katlanmış. Geçen sene oynuyorlardı bu sene oynamıyorlar mı? Yok ikisinde de oynuyorlarsa niye geçen sene 20 diyip şu an 200 diyorlar? Bu soruların cevabı verilemiyorsa, "sayılarla oynanıyor" iddiası aşının etkisizliği konusunda bir argüman olamıyor maalesef.

Benim en çok kafama yatan senaryo şu: aşıyı sadece asıl risk grubu olan yaşlılara değil, milyonda 1 ölüm oranına sahip gençlere bile yaptıkları için aşıdan kaçan varyantlar çok hızlı türedi, bu yüzden asıl korumamız gereken yaşlılar aşılı olmalarına rağmen virüse karşı korunmasız kaldılar, şimdi de patır patır ölüyorlar.

Ki zaten bir buçuk sene eve tıktılar insanları, özellikle yaşlılarda ne moral kaldı, ne güneş gördüler, ne de doktora gidip rutin kontrollerini yaptırabildiler. Ölüm sayılarının artma sebebi yanlış covid politikaları yani genel olarak.
  • plutongezegendegilmi  (03.10.21 12:29:55) 
[]

Kablosuz şarj büyük rahatlık mı?

yeni telefon alacağım. illa olması gerekir mi sizce?




 
bugün telefon değiştirseydim bütçemi belirledikten sonra şunların ardından arayacağım son özellik olurdu:

-batarya kapasitesi

-ekran çözünürlüğü

-ekran yenileme hızı

-hafıza kartı desteği

-kulaklık çıkışı

-güncelleme desteği

başkası için rahatlık sayılabilir belki ama şarj aparatı yine kabloyla fişe bağlı olmak zorunda ve telefon şarj olurken alıp uğraşamıyorsun. bence fazlalık ve aramaya değmez.
  • In a silent way  (02.10.21 21:19:19) 
olmazsa olmaz değil. hatta bence bir miktar zorlaştırıyor işi. telefon şarjdayken oyun oynamak ya da yazışmak ya da ne bileyim konuşmak istediğinizde şarj ünitesiyle birlikte mi elinize alacaksınız? bu pek mümkün olmadığı için bence çok da gerekli bir şey değil. apple magsafe şarj ile buna bir miktar çözüm getirdi (mıknatıs ile yapışıyor telefona) ama yine de pek bir kolaylık sağlamıyor. yani ha mıknatıs ile telefona yapışmış şarj aleti ha elinle kabloyu kendin takmışsın. ne fark var?

sanırım kablosuz şarjın tek güzel yanı araç içindeki şarj üniteleri. o da araç sürerken tek elle kabloyu tak çıkar uğraştırmadığı için.
  • himmet dayi  (02.10.21 21:25:59 ~ 21:26:16) 
Büyük gereklilik değil.

En başta benim için şarj süresi daha önemli. Benim telefonda (S20+) hızlı kablosuz şarj açık olsa bile kablo gibi şarj etmiyor. (Diğerlerini, özellikle iPhone'ları bilmiyorum, normal olanı da bu galiba.)

Bir de telefonu sabit tutma gerekliliği ev ortamında yorucu. Bende Samsung'un kablosuz powerbank'i var, bir yerde otururken kablo kalabalığı ile uğraşmadan şarj etmek güzel, çok gerekirse powerbank ile telefonu beraber elinizde tutarsınız ama yine de olmasaydı da olurdu bence.

Özellikle tercih sebebi değil benim için kısacası.
  • infernal majesty  (02.10.21 21:58:58) 
Heralde tek güzelliği arabada varsa derim ama açıkçası android auto misal birçok arabada hala kablolu çalışıyor. Haliyle kablo takınca şarj olduğu için de gerekli olmuyor.

Bence şu an çok gerekli değil, seçimde önemli bir filtre olduğunu düşünmüyorum.
  • logisticsmanager  (02.10.21 22:15:49) 
@biseysorcaktim'a ben cevap vereyim madem: tabii ki. böyle düşününce "e hiç olmasa da olur" hissiyatı yaratıyor haliyle.


  • infernal majesty  (02.10.21 22:58:43) 
Kablosuz şarj ediyorum telefonu bir senedir ama olmasaydı da dert olmazdı. Özellikle kabloyla 1-2 saatte şarj oluyorsa bir telefon hiç gerek yok zira kablosuz hızlı şarj olmuyor telefonlar. En azından benimki olmuyor zaten cihazlar da 10w 15w kadar besliyor en fazla.


  • bana kedicik derdi  (03.10.21 11:01:16) 
şu anda gereksiz.

muhtemelen apple yapacak ilk olarak, sadece kablosuz olarak şarj edilebilecek telefonlar bir süre sonra. o zaman bir işe yarar, cihazdan bir port daha eksileceği için.

dediğim gibi şu anda hiçbir numarası yok.
  • avianthem  (03.10.21 12:46:46) 
[]

Şınav çekerken neye dikkat etmeliyim?

ısınmadan direkt girişiyorum. günde tek seferde 60'a kadar çıkmıştım bir ara. zararı olur mu?

şu anda 2 tane çekerim. 3 olmaz. yine başlamak istiyorum.

bir de nefes olayını nasıl ayarlamalıyım? vücut yere inerken mi yerden yükselirken mi nefes veriyoruz?

 
Tek seferde 60'a çıktıysan çok güçlü olmalısın. Ya da dirseklerini vücuduna paralel tutup triceps'lerden ve omuzlardan güç alıyorsundur ya da göğüslerin yere değmiyordur ya da hızlı hızlı inip çıkarak momentum yaratıyorsundur. Böyle yapıyorsan yapma. Bi zararı olmaz ama faydası da olmaz.


  • Zaman Tamircisi  (02.10.21 20:02:39) 
yok ya herkes beni yener güreşte. (gerçi 60'a çıkınca beni önceden yenen birini yenebilmiştim) 1.76 boy 75 kiloydum o zaman. şimdi 85 kiloyum ve 2yi geçemem.


  • ya ben lan neyse  (02.10.21 20:05:58) 
Yükselirken nefes verilir.
İnternette bir yerlerde bulursun, 12 haftada 100 şınav programı vardı. İşine yarayabilir.

  • Mirket  (02.10.21 20:08:51) 
yanlış yapınca sırtında bi yer çok fena acıyabiliyor hareket ettiğinde birkaç gün. şınav çekerken dirsekle bilek arasındaki kısım tabana 90 dereceye yakın bir diklikte olmalı ve şınav esnasında eğilmemeli diye öğrendim ben.


  • bohr atom modeli  (02.10.21 21:49:45) 
[]

D Vitamini almak değerinizi ne kadar yükseltti?

belki bir tahmin yapılabilir veriler sonucu

kilo
alınan ünite
önceki-sonraki değerler

yazılırsa iş görür sanırım.

teşekkürler.

 
bir çıkarım yapmak zor olur. metabolizmaya kişiden kişiye kullanım düzenine göre değişir tamamen.

kimseye 1 ay düzenli kullan 10'dan 25e çıkar diyemediğimiz gibi.
  • bass solo take one  (30.09.21 22:31:06) 
yanlış anlattım sanırım. deneyim sonuçlarını merak etmiştim. kiloyu da dozla ilişkili diye merak ettim.


  • ya ben lan neyse  (30.09.21 22:36:54) 
Mart 2020'de D vitamini seviyem 8,6 çıktı. Doktor Monovit D3 (50.000IU) verdi. 8 hafta boyunca haftada bir kez bir şişeyi kafaya dikerek kullandım.

Eylül 2021'de yeniden ölçtürdüm 17,6 çıktı. Bu sefer D-Colefor (20.000IU) kapsül verdi. Haftada iki kere yutuyorum.

Bu süre içerisinde kilom 82-85 arasında değişti.
  • pispinti  (01.10.21 14:48:02) 
82 kg, erkek.
1.5 senedir gunde 5000-6000k iu d vit alıyorum. şuan d vitaminim 52 ng/ml

ogrendigim kadariyla 300k iu ampul 1haftada + 25-30 ng/ml arttiriyor fakat devam edilmezse dusus kacinilmaz.

duzenli 5k icmek, 1 senede 50-70 ng/ml arasina
duzenli 10k iu ise 70-100 ng/ml araligina tasir diye hesap ediyorum.
  • lata  (01.10.21 21:19:26) 
[]

"x derecedeki gök cismi" ne demek?

bunu neye göre hesaplıyorlar? 1.si yer düz değil, 2.si açı işin içine girdi mi aklıma açıölçer geliyor ve açıölçeri bu ölçüme oturtamıyorum.




 
Çok çok basit şekilde anlatmaya çalışacağım.. astronomide gökcisimlerinin konumlarını belirlemek için ekvatoryal koordinat sistemi kullanılıyor. Saat biriminde ölçülen sağ açıklık ve derece biriminde ölçülen dik açıklık kavramları var.

Sağ açıklık, sıfır noktası Koç takımyıldızında olacak şekilde gökyüzünde batıdan doğuya doğru değişiyor. Dik açıklığın başlangıç noktası ekvator çizgisi.. kuzey kutbu +90 derece, güney kutbu -90 derece... Yıldızların koordinatları da bu ikisine göre belirleniyor.. yerlerinin değişmediği varsayılarak... (aslında yer değiştiriyorlar, presesyon dediğimiz olay da var ama olar uzun hikaye..)
  • Oscar  (30.09.21 21:51:54) 
denizcilikte gök cisimlerinden (güneş, yıldız, ay vs.) mevcut konumumuzu bulmak için sextant adı verilen araçtan faydalanıyoruz.

www.youtube.com
  • Northern Mariner  (01.10.21 00:26:25) 
[]

Kurtlar Vadisi sorusu -spoiler-

doğu bey alper çelik'ten bahsediyor. ali candan la beraber kgt'ye girmiş ve ölmüş. ya da öldü süsü verilmiş. bu alper çelik sonradan diziye giren akper karakteri mi, değilse kim?




 
Alper, aslan akbey ile operasyonda şehit oluyor. Yani efe karahanlı'yı aslan akbey ile birlikte kaçırmış. Aslanda ertesi gün alper'i öldürmüş


  • 1917  (30.09.21 20:39:18) 
O sonraki alper ile hiç ama hiç alakası yok.

bu arada aslan'ın efe'yi kaçırma operasyonunu alper'le veya bir başkası ile birlikte yaptığına dair de bir bilgi yok. aslan efe'yi tek başına kaçırıyor.

şimdi birincisi doğu bey'in dediği operasyon, efe'nin kaçırılma operasyonu değil. esat diyor, karahanlı'nın eviyle operasyon yeri arasında 100 km, aslan ile alper'in operasyonu ile karahanlı'nın oğlunun kaçırılmasıyla arasında 1 gün var.

doğu'nun dediği aslan ve alper'in birlikte çıktığı operasyon, devletin bilgisi dahilinde kayıtlı kuyutlu bir operasyon. orada artık ne oluyorsa aslan alper'i bırakıp (belki kendi öldürüp, beli öldü diye bırakıp), daha sonra karahanlı'nın oğlunu kaçırmaya gidiyor. alper de kayıtlara o operasyonda pusuya düşürülüp şehit oldu diye geçiyor. ertesi gün falan değil.

efe'nin kaçırılma görüntülerinde de iki tane at var sadece. biri kaçıran aslan akbey, biri kovalayan ve suratına façayı yiyen kılıç.

youtu.be
youtu.be
  • kibritsuyu  (30.09.21 23:51:18 ~ 23.10.21 11:21:33) 
[]

Bireysel emeklilikte para enflasyona karşı korunuyor mu?

ben ayda 100 tl yatırdıysam bunu 100 tl olarak mı tutuyorlar? 10 sene sonra x1.2 devlet katkısıyla 120 lira olarak mı veriliyor?

enflasyona karşı korunuyorsa nasıl korunuyor? yıllık tefe-tüfe kadar mı yoksa merkez bankası faiz oranı kadar mı?


 
Ana paranı yatırabileceğin faizli faizsiz fonlar var. altın fonu,bist, dış borçlanma gibi. Paranı bölüp farklı fonlarda değerlendirebilirsin.


  • metos  (30.09.21 17:57:53) 
gerçekte enflasyon en az %40. resmi enflasyona karşı korunan bir şey mi kaldı ülkede?

bireysel emeklilik sistemi içerisinde fonlar mevcut. seçtiğiniz fonlara göre getirisi oluyor. yine de şimdiki aklım olsa bu sisteme hiç girmezdim, şimdi bırakmak da zor geliyor.

bir de belli şartları sağladığınızda belli bir yıl sonunda devlet katkısı var ancak o zamana kadar kalır mı veya ne olur bilinmez.
  • sanal uyku  (30.09.21 17:58:21) 
bireysel emeklilik size boyle bir garanti vermiyor

fonlari inceleyip siz sececeksiniz yada danismaniniza guveneceksiniz.

1000 tl secilen fonlarin getirine gore 2000 de olabilir 750 liraya da dusebilir.
  • cairo  (30.09.21 17:59:34) 
[]

Online alışverişten alınan kıyafetin daha önce denenmiş olma ihtimali

kesin gibi bir şey değil mi?




 
biraz öyle ama bazı satıcılar fabrikadan yolluyor mesela lcw gibi. onlarda bu oran daha düşüktür mantıken.


  • false pretension  (25.09.21 20:44:21) 
İnternetten aldığım giysiler çoğunlukla paketli ve ambalajın açılmadığı belli bir şekilde geliyor. O yüzden özellikle online alıyorum.


  • curukturpkokusu  (25.09.21 21:33:21) 
Ekleme yapayım,paketli derken depodaki jelatin paketini kastettim. Ütüsü falan bozulmamış oluyor yani, fabrikadan çıktığı gibi.


  • curukturpkokusu  (25.09.21 21:35:09) 
Erkek kiyafetiyse oyle fegil aksine cogu denenmemis


  • floydian  (25.09.21 22:21:54) 
valla benim aldığım her şey baya ütülü filan jelatininde geliyor. sanmıyorum pek denendiğini


  • king lizard  (26.09.21 00:03:05) 
geçen gün sözlükte gündem olan şu başlığı şaşırarak okudum (bkz: internet alışverişlerinde iade çılgınlığı) denemek için farklı model beden ve renk sipariş edenler var gerçekten tam çılgınlık.


  • Ufuk  (26.09.21 01:32:21) 
Sipariş ettiğim kıyafetlerin etiketlerinde fiyat bölümünün kesik olarak geldiği oldu. Birisi almış, hediye etmiş sonra da iade etmiş büyük ihtimalle.


  • inheritance  (26.09.21 08:43:52) 
Bence kesin değil, yarı yarıyadır herhalde ihtimaller, alıp iade ettiğim ürünler oldu. (o zaman benden sonrakiler için denenmiş oluyor)

Online olmayan alışverişte de öyle değil mi zaten, orada da deneniyor ürünler. Online alışverişten aldığımız ürünler farklı bir depodan geliyor da olabilir, bazen de mağazada denenen ürünler geliyor olabilir.
  • hair freak  (26.09.21 10:21:58) 
magazadakinden daha dusuk ihtimal. denendiyse de magazadakinden daha az denenmistir kesin.


  • robokot  (26.09.21 13:50:42) 
[]

Şu telefona geçilir mi? (s3 miniden)

www.vatanbilgisayar.com

s3 miniden kesinlikle daha iyidir diyebilir miyiz?

watsap ı sadece iş yerinden mesaj gelirse kullanırım.

aylık ortalama konuşmam 1 saat anca.

oyun 0. müzik nadir. fotoğraf nadir.

bunu mu alayım yoksa 1000 daha ekleyip xiaomi mi?

 
s3 miniye göre çok iyi tabi. yeterli bence alınır.


  • adivar  (24.09.21 22:07:33) 
s3 miniden daha iyidir ancak general mobile ürünlerinde genelde kronik arızalar oluyor. (discovery elite mikrofon, kamera, hoparlor birlikte bozulmuştu. çöpe gitti)


  • Battalgazininintikaml  (24.09.21 22:08:51) 
Piyasada daha çok bilinen, daha çok bulunan bir model almak daha mantıklı olur. Ekranı kırılır, mikrofonu bozulur, hoparlörü çalışmaz vs.

Kolayca ve ucuza her yerde tamir ettirebilmek lazım, hatta ben telefon alırken en önemli kriterim yedek parça olarak ekranının kaç paraya satıldığıdır.
  • John Bloor  (25.09.21 11:08:44) 
3 gb ram düşük değil mi? S3 mini 2 gb idi hatırladığım kadarıyla. İşlevsellik olarak s3 den iyidir ama bence işlemcisi biraz düşük. Samsungda m veya a serisinde daha iyi telefonlar olabilir. Annem a71 kullanıyor, her türlü ihtiyacına cevap veriyor. Xiaomi huawei hiç kullanmadım ama kullanıp memnun olanlar çok fazla.


  • curukturpkokusu  (25.09.21 13:37:07) 
[]

MFA güvenilir bir marka mıdır?

maskeleri kaliteli midir?

mfa ffp3 maske 16,65 tl

3m ffp3 maske 25 tl

aynı kalitede midir?

 
CE belgeliyse farketmez bence ama tabii sahte olup olmamasi da onemli, ozellikle turkiye'de. 3M in sahte olup olmadigini daha kolay anlarsin. guvenilir yerden (mesela kendilerinden) aliyorsan farketmez bence.


  • robokot  (24.09.21 22:11:29) 
[]

dxy 100 olur mu?

2016'da arkadaşın tavsiyesiyle dolar aldım. o zaman dxy 100 civarıydı. 2-3 yıldır tekrar 100 olsun satacağım diyordum 100ü göremedik. sizce yakın zamanda 100 olur mu? 100 olsun satacağım. pişmanım keşke altın alsaydım. 5 yıldır dolar enflasyonu parayı azalttı.

ytd


 
bence olmaz.


  • malheiros  (24.09.21 20:08:47) 
[]

Sinerji bilgisayar neden demonte teslim kabul etmiyor?

"parasını sitenizden ödeyeyim, bana pc'nin parçalarını demonte verin, ben gelip kapıdan alayım." diyorum kesinlikle kabul etmiyorlar.

hazır sistem bu. benim hobim belki ben monte etmek istiyorum. ekstra işten de kurtarıyorum adamları. nedir bu kesin tavrın nedeni?

mining falan işim olmaz.

 
öyle sipariş edin. gelsin demonte edin. sonra tekrar monte edersiniz bu kadar meraklıysanız. şirket politikası demek ki... ayrı ayrı satan yerler de var.


  • fff02561  (23.09.21 21:30:53) 
Montaj sırasında parçalara zarar verebilme ihtimalinizden dolayı bence. Pc montajını yapıp, çalışır halde teslim ediyorlar.


  • mg3929  (23.09.21 21:40:02) 
mg3929 +1

ek olarak, şu an sanırım malzemeleri ayrı ayrı ekleyip tek tek istesen bile vermiyorlar çünkü öyle yapıp ekran kartını alıp gerisini ikinci el satan tipler veya 14 günde iade edenler vs. vardı sanırım bi ara. Hazır sistem içinde veriyorlar anca ekran kartını. Kötü tabii.

Adı hazır sistem olan şeyi vermemesini anlarım da, tek tek malzeme seçtiğim şeyi vermemeleri hobiye baya balta vuran bişey.(sinerji öyle mi bilmiyorum da mining olaylarından sonra çoğu yer öyle yapıyor diye duymuştum)
  • nhk ni youkosu  (23.09.21 23:39:45 ~ 23:40:56) 
[]

Ehliyet alma süreci başka ülkelerde nasıl? (bildiğiniz ülkeler)

buradaki gibi uzun ve ortalama gelire göre pahalı mı?




 
İngiltere’de 2-3 defa sınavlara para veriyorsun. 25£ 50£ falan ödeniyor bi kaç defa (pratik ve ilk acemi ehliyeti için vs) direksiyon sınavı 62£ toplam 120-140£ tutuyor ancak iyi bir sürücü değilseniz full acemiyseniz bolca sürüş dersi almanız gerekebilir. Saati 25-30£ de olabilir 50 civarı da.

Ailede araç varsa ve kendiniz öğrenebilirseniz masraflar çok ideal oluyor bence ortalama gelire göre
  • avatar is back  (23.09.21 21:30:15) 
[]

Eskişehir'de PCR testi en tenha nerede yaptırılır?

özel hastahaneler dahil?




 
[]

Şu mouse un markası nedir?

www.bim.com.tr




 
Markası yok bunların, çin üretimi mouse.

www.alibaba.com
  • archmage mahmut  (20.09.21 22:23:53) 
[]

Google'da 517 yorumlu 50 ortalamalı olan sürücü kursu kusursuz mudur?

aralarda 1-2 tane 1*, 3* gördüm.

gözümüz kapalı gidelim mi? yorumlar fake olabilir mi? ya da adaylarla samimiyet kurup "hadi nolur 5* ver" falan mı diyorlar nedir?


 
Gidilir derim


  • basond  (20.09.21 21:10:28) 
[]

Ekran Kartlarına fan üreticileri ne kadar kar koyuyor?

msi, gigabyte, zotac...

mesela nvidia rtx 3060 ti'ı 399 dolardan çıkarıyor, bu markalar çipin üstüne fan yapıp satıyor. belirlenen 399 dolar, nvidia'nın bu markalara tavsiye ettiği son satış fiyatı mı yoksa bu markalara çipi veriş fiyatı mı?


 
markalar çipin üstüne sadece fan koyup satmıyorlar. çekirdeklerin saat hızları nvidianın çıkardığı stok fanlılardan her zaman yüksek olur. önemli ölçüde hem de.

kar oranını da ancak o markalarda çalışanlar bilebilir. distribütörlere satarken bu kar oranı ekleniyor, üstüne de distribütör ve son satıcı kendi karını ekliyor. kesin olarak bilmek zor. ama milyar dolarlık hatta belki de trilyon dolarlık bir endüstri. kazançlar büyük.
  • yviene  (19.09.21 21:57:47 ~ 22:53:44) 
üzerinde kullanılan komponentler de farklı oluyor benim bildiğim, en azından mesela memoryler farklı olabiliyor, kaliteli kalitesiz ısınan ısınmayan.


  • atom karincanin torunu  (20.09.21 10:47:43) 
[]

Bulaşık makinesi kapalıyken bile çalışıyor.

önce suyu iyi boşaltmamaya başladı, bulaşıklar ıslak çıkıyordu. birkaç gün sonra dibinde su kaldı. internetten bakıp suyu boşalttım ve tahliye motorunu çıkarttım. pervanesinden tel çıktı. bulaşıklarla beraber makineye girip sıkışmış. sonra fişe taktım, sürekli "gırrrrr" yapıyor. off a alsan bile ses devam ediyor. sanırım dibinde su var gibi anlıyor. var mı çözümü bilen?

forumlarda şamandıra arızası falan diyor ama oralar normal.


 
aletin içini açtıysan yan kapakları söktüğünde kazanın altında bir kontrol kartı göreceksin. o kart normalde suya dayanıklıdır ama uzun süre nemli kalırsa böyle aptallaşabiliyor. ayrıca aletin gene kazanın altında ıslaklık sensörleri var o bölge nemi atamayıp ıslak kalıyor. marka ve modele göre bilinen arızalar üzerinden gitmen en pratiği olur.


  • orpheus  (19.09.21 17:35:41) 
[]

2004 mezunu olduğum lise transkriptimi nasıl bulacak?

okulun yeri değişmiş ve imam hatip olmuş.

mezuniyet belgesi ve transkript lazım.

e okul o zaman yoktu.

4 sene önce m.yardımcısına sormuştum, "eyvah" demişti. ben de üstelememiş, ertelemiştim.

bulabilirler mi, dilekçe mi vermem lazım?

 
Arsivden bakacaklar. Duruyordur arşivde muhtemelen


  • westblack  (09.09.21 22:04:00) 
[]

PCR testinde hasta yarım saat odada mı bekletiliyor?

annem dün gece test için gittiğinde yarım saat bir odada beklemiş. hemşire "şurada bekle" demiş, yarım saat sonra hemşireye sorduğunda doktor gelip bakmış. odada kapılar temassız açılır tipten. uygulama böyle mi oluyor?

eskişehir şehir hastanesi


 
hayır. vardiya değişimine mi denk geldi doktor yemekte miydi ya da doktorun başka bir işi mi vardı bilemiyorum. ancak teste gidildiğinde sıra mıra yoksa direkt içeri alırlar burnuna boğazına çubukları sokup örnekleri aldıktan sonra çıkarırlar. ben 2 kere test oldum, ankara şehir hastanesinde. odaya girmemle çıkmam arasındaki süre 30 saniye bile olmuyordu.


  • ilgeru  (05.09.21 20:01:47) 
Bazen bazı hastanelerde saat başı örnek alıyorlar bu sebeple de bekletilmiş olabilir, sebebini anneniz orada sormadıysa bilemeyiz. Ben aylar önce gittiğimde, ( haftasonunu idi - farkeder mi bilmiyorum-) acildeki doktor saatte bir gelip örnek alıyor denmişti ve birçok kişi bekleyip sırayla test vermiştik. Normal bir alanda beklemiştik fakat örnek alınan küçük kabin temassız açılır, mavi ışıklı korumalı bir şeydi. Hastaneden hastaneye değişiyor olabilir.


  • kucukne  (05.09.21 21:52:22) 
test yaptıran kişiler arasında odaların havalandırılma mecburiyeti var yanılmıyorsam, böyle birşeye denk gelinmiş olabilir belki.


  • a7x  (06.09.21 09:21:51) 
[]

Hepsijet'i aradan çıkarma.

hepsiburada'da bir satıcı için "hepsijetle anlaşmalı" yazıyor.

aynı satıcı önceki siparişimi başka kargoyla sorunsuz, 18 saate ulaştırdı.

hepsijet 3 güne getirdi. kargo yerlerde sürünmüş izi var. hijyenik olması gereken ürün.

altında "hepsijet anlaşmalı" yazan satıcıdan ürün alayım ama hepsijetle gelmesin mümkün mü? ürün 225 km den 3 güne geliyor.

 
HB için ibilmem ama aynı satıcının mutlaka farklı pazaryerlerinde de mağazası vardır.N11,trendyol,amazon gibi farklı pazaryerlerinde belki aynı satıcıyı bulabilirsiniz.


  • arenas  (05.09.21 00:16:21) 
Hepsijetten ben de şikayetçiyim. Ama bunlardan kurtuluş yok galiba. Direkt LCWnin sitesinden verdiğim siparişi de hepsijet getirdi.


  • inheritance  (05.09.21 09:51:12) 
[]

Ehliyet kursu ücreti şu anda her şey dahil ne kadar?

bir de ne kadar indirim yaparlar? ona göre zorlayayım.




 
birkaç ay önce kardeşimi yazdırdık, 1950 lira olması lazım. İki yeri aradık ikisi de aynı ücreti vermişti. (+sınav ücreti, ehliyet harcı mı ne onlar ayrı yatırılıyor zaten) Bu kursun aldığı ücrete 14 x 45dk sürüş dersi dahil.


  • nhk ni youkosu  (04.09.21 21:10:14 ~ 21:10:55) 
Martta motosiklet icin gorusmustum her sey icinde 2500'e denk geliyordu.


  • invictae  (04.09.21 21:17:01) 
şehire göre değişiyor(bence saçma bir şey).


  • late viper  (04.09.21 22:13:40 ~ 22:15:15) 
[]

Sizce üniversiteye girmenin en zor olduğu dönem ne zamandı?

şu an olmadığını tahmin ediyorum.

eskiden biri ünv. kazandığında "4 yıllık mı?" diye sorulurdu. çok da zordu kazanmak. sizce en zor dönem hangisiydi bu konuda?


 
bundan 15 sene önce çok daha zor olduğu kesin. kontenjanlar üniversite sayısı daha azdı.


  • jelly bear  (03.09.21 22:53:08) 
22-23 sene evvel bir tanıdığımız bilgisayar mühendisliği ikinci sınıf öğrencisiydi ve bizim eve ilk bilgisayarı bu abi yardımıyla almıştık. İlah gibi bakıyorduk biz ve tanıdıklar. Bence o zamanlar zordu.


  • fıytfıyt  (03.09.21 22:57:11) 
Yani geçmişe gidildikçe zorlaşır bu. 1970lerde 1990lara göre daha zordur, 1950lerde de 70lere göre. Cumhuriyetin ilk yıllarında 3 5 üniversite var zaten ülkede. O dönem en zorudur herhalde


  • nundu  (03.09.21 23:02:57) 
90larda zordu ve sadece yüksek puan alarak kazanmak yeterli değildi bazı durumlarda.
Kaldı ki o zamandaki prosedürler teamüller de farklıydı. Türkiye birinciliğinde ilk 100'e giren kız da olsa başörtülüyse işi çok zordu.

  • Erva  (03.09.21 23:11:14) 
70-80'lerde doğru dürüst okuyan da olmadığı için tam tersine kolaydı. babam 82'de üni kazanmış. biraz çalışan dişini sıkan ve kafası basan adam tıp vs hariç her yere gidiyordu. 90'larda mühendis bey doktor bey olma moda olunca milletin bi gözü açıldı. ama her şeyin piki 2000-2005 arasıydı sanırım. mühendislikler coşkundu, sosyoloji psikoloji gibi bölümlere gidenler parmakla gösterilirdi. çok ama çok iyi çalışmak gerekiyordu. öss tercih zamanları tüm tv'ler 2-3 hafta full yayın yapardı. 2010'lardan sonra yavaş yavaş hem dünyada hem türkiye'de artık kapitalizm iyice baş gösterince okumanın da cazibesi erimeye başladı.

"şu an olmadığını tahmin ediyorum." demişsin. sana şunu söyleyeyim, şu an cumhuriyet tarihinin en kolay şekilde üniversitelere girildği dönemi yaşıyoruz
  • avatar is back  (03.09.21 23:21:11) 
Söyleyeyim 2005 senesi öss sınavı en zoruydu.

Neden? Bu sınavdan sonra sistem değişti ve iki kademe sınava geçilecekti. Bu nedenle herkes tercih yapmaya kalktı.

Başka neden? O zamanlar zaten üniversite sayısı azdı. Yine o zamanlar mühendisliğe olan talep günümüzden daha fazlaydı. İşsizlik olmadığı için herkes eğitim fakültesi veya herhangi bir mühendislik için yırtınıyordu.
  • bana kedicik derdi  (03.09.21 23:21:55) 
Öss çok kolaydı. Millet bedavadan üniversite okumuş. Matematikte direkt sorunun verilip cevabın istendiği sadece işlem sorularının olduğu karanlık dönem. En iyi sistem Ygs Lys sistemiydi. Fizikten, kimyadan, biyolojiden 30'ar soru çözerek üniversiteye girdim. Matematikte 50, geometride 30 soru vardı. İnanılmaz kapsamlı ve seçiciydi. Öss ile tıp okumuş insanı bile ciddiye almam. Bir zamanlar Fetö soruları onlarca kişiye dağıttı. Eski sınavların hiçbir geçerliliği yok.


  • dissendium  (03.09.21 23:30:46 ~ 23:31:13) 
Benim zamanımda (99) şimdiki kadar özel / devlet üniversitesi yoktu
bir de parçalı burs(indirim) yoktu.

ilk 10000 deysen özel veya devlet bedava okuyordun kalanlar paralıydı.
%50 %25 burslu (aslında indirimli) diye birşey yoktu.
  • Corc  (03.09.21 23:33:16) 
Eksi sonsuzdan 2010'lara kadar cok zordu.
Cunku 1 milyon kisi icinde ilk 25-50bine girmen gerekiyordu.
Simdi dalga gecilen apartman okullari icin 100bin.
Cogu zengin bebesi bu apartman okullarini kazanamiyordu.

Su an 500binle falan devlete giriyorsun herhalde :)

Muhendislik baraji olmasa bombos sinavla insaat ya da makineye girebilirsin kontenjanlar tamamen bos kaldi.
O baraj da komik ya neyse.
Genetik acmislar bombos, zamaninda tip mi genetik mi deniyordu.

eksisozluk.com

Ben girdigimde aof'u bile "kazanman" gerekiyordu.
Millet aof kazanip eskisehire tasiniyordu.
Bitirince baya normal ise giriyordun 4 yillik okul mezunusun diye.
Simdi kac tane aof acildi ustune sinavi kaldirdilar 2. Okul diye girebiliyorsun.


"Oss kolaydi" alti bos bir laf.
Kolay degildi ama kolay olsa bile ne fark eder kontenjan sikintisi vardi.

Ales kolay diye 90 alip yuksek lisansa girebiliyor musun. 90-100 puan arasina sikisiyorsun.
  • divit  (04.09.21 00:43:54) 
1975 civarina kadar falan sinav yoktu. lise siralamana gore giriyordun. okullara direk basvuruyordun, okul aliyordu seni. 1960'lara kadar lise mezunu o kadar azdi ki lise mezunu olabilecek kadar elitsen zaten universiteye gidip "ben size gelsem ya hacı" diyordun ve aliyorlardi seni. once lise mezunu artmasi sebebiyle okullar daha secici, lise basari durumuna gore siralayip almaya basladi, sistem tamamen talebi karsilayamaz hale gelince 1970lerde "merkezi" sisteme ve sinavlara gecildi.

yani bugunun o profesor falan neneleri dedeleri aslinda cogu zamaninda lise bitirip universitenin kapisini calip iceri girmis insanlar.

zorluklar da arzin talebi karsilayamamasi ile merkezi sistem sonrasinda basladi. sanirim zorlugun peak noktasi 2000-2010 arasi donemdir. artik iyice zivanadan cikinca ama halkin "universite sart" algisi gecmedigi icin apartman universiteleri ile sistemin gazı alındı, ama diploma bir ise yaramiyor artik o ayri.

sinavin zorlugunun tabii hic bir onemi yok siralama sinavi oldugu icin. sanirim tam istedigin seneyi soyle bulabiliriz:

sinava giren sayisi / toplam (tercihe bagli olarak 4 yillik) kontenjan sayisi

bu sayinin en buyuk oldugu sene en zor senedir saniyorum. sayilari bulan hesaplayabilir.
  • robokot  (04.09.21 00:56:12 ~ 01:00:38) 
ibb.co

şuan "bi üniversiteye girmenin" en kolay olduğu dönem olduğu konusunda şüphe yok, fakat eskiden çok zor olduğunu düşünmüyorum. Ekteki gazete küpürü de bunu destekler nitelikte. (Check etmedim doğru olduğunu farz ediyorum)

O dönem ülkedeki refah düzeyinin düşüklüğü veya benzer faktörler nedeniyle yeterince kişinin lisans eğitimi almak yerine bi işe girip çalışmak zorunda kalması vs sözkonusu olabilir, ama sayılar ortada, şuanki kadar rekabetçi değil.

Edebiyat: Giren 628 giremeyen yok.
Tıp: Giren 350 Giremeyen 110
Hukuk: Giren 600 Giremeyen 96

Bu nedir yahu.

@robokot'a katılıyorum
  • owaki  (04.09.21 01:00:00 ~ 01:00:51) 
Antik donemden bahsediyorsak o donemin liselerine bakmak lazim.

Sehirde zaten cok az lise var, lise okumak icin sehre gelmen gerekiyor.
Torpil ya da basari lazim.

Egitim fransiz sistemi, sinifta kaliyorsun devamli.
Son sinifin sonunda bakalorya sinavi var.
Bakalorya veremezsen lise diplomasi alamiyorsun.

Onu alirsan da tek tek okullara basvurman gerekiyor.
Erzurum uni icin erzurum'a gidip kayit donemine denk gelirsen basvuruyorsun.
Oradan atiyorum ankara sonra istanbul tek tek ulkeyi dolasiyorsun.
Sonra kazanan listeler gazetede yayinlaniyor.
Hatta benim kuzeni gazeteden gormusler kazandigini.

Zaten ayni sistem fransa'da devam ediyor. Liseyi bitirebilirsen sinavsiz universiteye gidip basvuruyorsun.
Gel gel deyip aliyorlar birkac sene sonra gelenlerin yarisi atiliyor cok az kisi son seneyi gorup mezun oluyor.
  • divit  (04.09.21 01:58:20) 
90’lar. Öğrenci sayısının arttığı ama üniversitelerin bu kadar çok olmadığı dönem. Öss ve öys iki aşamalı sınavın olduğu, üstelik de tercihin sınava girilmeden önce yapıldığı zamanlar.
Henüz girmediği sınavda kaç puan alacağını bile bilmeden tercih yapmak ne demek hiç düşündünüz mü? İşte bu zor değilse ne :)

Not: sadece puanlar üzerinden dönemleri kıyaslamak doğru olmaz, hesaplamalar değişiyor. Yüzdelik dilim belki daha iyi ölçü olabilir.
  • epitaf  (04.09.21 04:32:54) 
[]

Elektronik aletlerdeki bir süre algılamayıp aniden saydırmanın adı var mı?

mesela mesaj yazarken 1 cümle yazıyorum, telefonda hiç tepki yok. yazımı bitirdiğimde ekran bomboş, telefon donmuş. sonra aniden boşa alıp yazdığım her harfi makineli tüfek gibi sıralıyor.

ya da bir aletin açma kapama düğmesine basıyorum ve alet algılamıyor. 5 kere daha basıyorum algılasın diye ve tekrar aynı şey oluyor. alet hızlı hızlı açılıp kapanıyor.

bunun teknik-terimsel bir ismi var mı?

 
Lagging galiba. Cs'den aklıma geldi. Ne amaçla nerede kullanılacak bu terim gerçi buna göre değişir.


  • IncredibleMau  (03.09.21 22:19:41) 
Buna özel bir ad yok ama işletim sistemlerinde, "gerçek zamanlı" işletim sistemlerinde bu olaya sebep olan kavramın adı "task queue".

işletim sistemi görevlerin dağıtılmasından sorumludur, bazen yüksek öncelikli bir işlem kullanıcı arayüzünü etkileyecek kadar uzun süre aktif kalır, sizin yaptığınız etkileşimler de sıraya alınır. yüksek öncelikli işlem bitince de sizinkiler öncelik sırasına göre işleme alınır. haliyle bunlar da kısa sürede işlenebildiğinden sizin teriminizle makinalı tüfek gibi saydırır.
  • kimlanbu  (04.09.21 10:17:00) 
Takip yazılımı canım kardeşim. Cihazına takip yazılımı kurulmuş görünüyor. %95 gibi küçük bir ihtimalle.




Cihazını aynı dertle getirenlerin casus takipçi yazılımını sildiğimde cihaz şahlanıp ilk gün performansına çıkıyor.

Tahmin edemeyeceğin sayıda insan bu durumda. Artık dünyada hükümetler halklarını google, facebOk gibi CIA oyuncaklarına fişlattiriyorlar.

Böylece muhalefet "herkesi fişliyorlar" diye kendi yandaş gazetelerinde yazıp çizemiyor. Mevzu bu. Halkı fişleme ameliyesini ilk olarak abd özele devretmeyi (google, youtube vs) akıl etti.




Recep, bu yıl "Dijital verilerin tek merkezde toplanması dijital faşizmdir" demişti.
Dışarıda bulunan "big data"nın tamamına erişemediğine dertleniyor olabilir.

Muhalefetin farkı yok herkes her şeyin farkında merak etme. Gıkları çıkmıyor.





Benim şu an kullandığım bilgisayarda bir işletim sitemi diski bile yok! Bilgisayarda HDD yok... RAM'e yüklenmiş olan işletim sistemine de aynı rezil yazılımı bir tuşa basarak gönderebiliyorlar.

Eskiden buna izin verip neye ne tepki verdiklerini tek tek test ediyordum. Kim kimi takip ediyor belli değil. Artık internete uzak bağlantıyla ve enfekte olmamış temiz cihazlardan anonim olarak giriyorum.





Bu arada internette reklam görmeden geziyorum. (abd kontrollü sitelerden gelen reklamları kastediyorum. Google ve 40 haramiler.)

Reklamları kullanarak beni yönlendirmeye çalıştıklarını bildiğimi nihayat gösterdiğimde bana reklam izletmeyi kestiler.





Bu reklam görmeme durumu reklam karşılığı bedava film izleten puhutv'de sorun oldu. Düzeltsinler diye şu soruyu sordum: www.eksiduyuru.com

Ertesi gün yine reklam görmediğim halde site düzeldi. Google reklam göstermiyor ama siteye onay gönderiyor anlaşılan. Eh google abd istihbaratının bir numaralı aşağılık piçi.



{Soru sorarsan cevaplayamayabilirim.}
  • neotunc  (04.09.21 11:28:40 ~ 11:30:09) 
[]

Direksiyon sınavında ilk seferde başarı oranı nedir?

var mı gözlem ya da bilgi?




 
Cinsiyetçilik gibi olmasın ama ilk seferde ehliyeti alan kadın arkadaşa denk gelmedim. En erken 3 olmadı 4. Seferde aldılar hep.


  • Sonnöbettutucu  (03.09.21 21:23:14) 
benim gözlemime göre rahat ve yeteneksiz olmayan biri, eğitimini de savsaklamadıysa gayet ilk sınavda alabilir ehliyetini. tabi bazı juriler gereksiz geriyor ortamı ve gereksiz sözlü sorular sorabiliyorlar, bu tip juriye gelmemek de önemli gibi. bende sözlü hiç bir soru sorulmadı. yıl 2012-13


  • alkandor9449  (03.09.21 21:24:13) 
2015'te 18 yaşımda ilk sınavda ehliyeti almıştım. Ablam da benim gibi ilk sınavında ehliyetini almıştı Türkiye'deki en kolay sınavlar şu ehliyet sınavları, arabayı çalıştırıp, gaza basan kendini sürücü sanıyor, ehliyeti alıyor. Sınavda çok kısa mesafede araç kullandırılıyor. Bir tek park konusunda ve rampada kalan olursa oluyor. Son yıllarda sözlü sorular soruluyor onlarda basit sorular.


  • GoodMorningTeacher  (03.09.21 21:46:35) 
Bu işin kadını erkeği yok. İyi kullanmıyorsan yüzde 90 kalırsın. Komisyon çok sıkıntılı.

Bir de eski puan sistemiyle ehliyet alanların çok büyük bir kısmı yeni sistemde sınavdan kalır. Sarı hata ve kırmızı hata sistemi sorunlu.
  • dissendium  (03.09.21 21:48:36 ~ 21:51:20) 
başarının tek belirleyicisi pratik. ehliyet sınavına girmeden önce çatır çatır araba kullanan bir kişi tek seferde geçicek tabii ki. öncesinde pratik yapan kadınsa da erkekse de geçer; sınavın bir zorlayıcılığı yok. önemli olan sınava girerken araba kullanmayı biliyor halde girmek.


  • Bruce  (03.09.21 22:01:27) 
ehliyetimi 2016 yılında almıştım. yalnızca kursun bana sağladığı 3 ders ve ek olarak uzak akrabamdan bir ders aldım bu dört ders dışında daha önce hiç sürüş tecrübem olmadı. ilk seferde sınavdan geçtim. ehliyet alma maliyetinin pahalı olması nedeniyle baya bir stresliydim bu nedenle de başarılı olmuş olabilirim. :)

teorik derslerde öğrendiğiniz kurallara uyun ve bunun dışında dikkatinizi sadece sürüşe verin başka şeylere odaklanmayın. motor becerileriniz uyum sağlayacaktır, tıpkı düğme iliklemek gibi.
  • yine de donuyor  (03.09.21 22:55:00) 
ben ehliyet sınavına 2008'de girmiştim. sınavda hocalarla konuşurken başlamadan "daha öne araba kullanıyor muydun?" diye soru sormuşlardı. ben de "13-14 yaşından beri köydeyken kullanıyorum" demiştim. onlar da "hmm tamam devam et" dediler. park etmene gerek yok diyip geçirmişlerdi :)


  • false pretension  (03.09.21 23:09:43) 
2 sene önce aldım 10 kişiden fazla kişi sınava girdik b 3-4 kişi ilkinde geçtik. Kadın olmak ile ne alakası var anlamadım, min. 70 iq sahip olup da gerektiği kadar pratik yapan ve sınavda paniklemeyen herkes ilkinde alabilir. sanki rocket science.


  • pegi  (04.09.21 02:04:58) 
İlk kez duyuyorum kadınların daha çok seferde aldığını. Ben ve annem ilk kez kullanıyor olmamıza rağmen ilk seferde aldık. Annem 55 yaşındaydı hatta.

Biraz sayısal düşünebilen insanlar daha çabuk alıyor diye düşünüyorum ben de.
  • kaptan maydanoz  (04.09.21 12:54:16) 
benim çevremde son 2 yılda ben dahil tanıdığım 6 kişi sınava girdi. bir kişi hariç herkes ilk denemesinde geçti.

edit: yeni sistem zor falan yazmışlar :D daha kolayı ne merak ediyorum. Dersleri aldıysan zaten ezberlediğin parkurda bilmem kaçıncı kez gideceksin. bu mu zor?

edit2: sayısal düşünen insanlar daha kolay alıyor(???) wtf ne alaka. bu üstteki 6 kişinin tamamı sözelci bu arada.
  • biravekahve  (04.09.21 13:33:56 ~ 13:35:55) 
[]

CHP-İYİ parti beraber iktidar olursa projeleri ne olacak?

şimdi yığınla proje açıklıyorlar ama bana sanki iktidar olunca "biz onu tek başımıza iktidar olursak yapacağız demiştik" diyecekler gibi geliyor.

hiç olmadığı kadar yakınlar iktidar olmaya.

chp mülteciler gidecek diyor, iyi parti ötv kalkacak diyor... bunlar ittifak halinde iktidar olunca da geçerli mi?

mesela iyi partinin artagan projesi bana umut verdi. ittifak kazanır da chp kabul etmezse bu projeyi? tersi de düşünülebilir.

 
Mantıklı olmak lazım. Ötv'yi kaldırmak için bir çok ön şartın yerine getirilmesi lazım. Bana ötv'yi kaldıracağım diyen parti gerçekçi gelmiyor, o ön şartları yerine getirebilecek ekonomik reformları yapacak bir partinin ben Türkiye'de mevcut olduğuna inanmıyorum.

Mülteci konusunda da düşüncelerim benzer. Uluslararası antlaşmalara karşı gelerek kafasına göre hareket edemez Türkiye. Ha eder ama sonuçları daha ağır olur ülkemiz için.
  • bana kedicik derdi  (02.09.21 22:38:15) 
YouTube da bir konuşmacıyı dinliyordum. Partilerin açıkladığı bazı projelerin kendilerine ait olmadığından bahsediyordu. Hatta bir partinin projesi Suudi Arabistan'da ki yapılan projeyle neredeyse aynı olduğundan bahsediyordu. Örnekler de vermişti.


  • Erva  (02.09.21 22:43:51) 
Ya tabi ki yapamayacaklar. Ekonomi de muhtemelen daha kötüye gidecek. Ama iktidarın periyodik olarak el değiştirmesi iyi bir şey, yozlaşmayı engelliyor kısmen.

Mülteciler "belki" gider. Tek yolunun AB sınırlarını açıp "yallah EU'ya" demek olduğunu düşünüyorum. Yoksa sokaktan adam tutup yaka paça memleketine göndermek hem çok tatsız, hem de yapmakla bitecek iş değil. EU da keriz değil, engellemek için her şeyi yapar. Zor bi iş.

Artagan projesi yapılır, ama keşke yapılamasa, çünkü çok korkunç. Kayıt dışı ekonomi iyidir, devletten şimdiye kadar kim ne fayda gördü ki? Sorunumuz gerçekten daha çok vergi vermemek mi? Devletin vatandaşın yakasından düşmesi lazım, cebine kadar girmesi değil. Bunun yolu da herkesin her harcamasını kayıt altına aldırmak değil, devleti küçültmek. Ama bu imkansız bir şey, hele bu çağda. Kaldı ki Türk halkı da devletofil.
  • plutongezegendegilmi  (02.09.21 23:05:09) 
öyle çok spesifik projelere gerek yok aslında. Hani şu an kimse bizi yönetmese zaten daha iyi durumda oluruz onu geçiyorum da, stabil bir koalisyon her zaman tek adam rejiminden iyidir zaten. Düzgün bir yönetimle bi anda müthiş duruma geçmesek de en azından biraz toparlanırız.

Proje olarak da mesela CHP'nin Merkez Türkiye tarzı projeleri vardı. Ya da bu tarz çözüm odaklı projelerle iş yapılır. Oturup şunu inşa edicez, bunu yapıcaz diyerek başa gelmesinler zaten, ülke inşaat vaatlerinden çok çekti. Yapacaklarsa demir yolu yapsınlar yeter :)

Mültecilerin gitmesi çok boyutlu bi mesele. Hemen olur mu bilemiyorum ama uluslararası arenada kendinden emin bir yönetim bunu bir şekilde kabul ettirebilir. En azından nüfusa adil bir bölüşüm yapılabilir hepsi gitmese de.

ÖTV ile ilgili bi şey diyemem, makro ekonomi falan hiç bilgimin olmadığı alanlar.
  • nundu  (03.09.21 00:12:14) 
iktidar olabilirlerse muhtemelen ilk is baskanlik sistemini kaldirip parlementer sisteme geri doneceklerdir. onun disinda ben sahsen fazla da bir sey beklemiyorum. bu memlekette tum siyasiler ayni, cok da beklenti icinde olmamak lazim bence.


  • exlibris  (03.09.21 00:28:35) 
ben pek bir şey beklemiyorum. zaten en büyük vaatleri ülkeyi rte'den kurtarmak gibi duruyor. AKP sonrası dönemi geçiş dönemi olarak görüyorum. ekonomi, yargı ve siyasi alanlarında rötuşlar yapılır. kara bulutlar dağıtılır yani, mülteci problemi gibi. ancak bu gibi sistemsel sorunlar bittiğinde hayalimizdeki first world problem'ları gündeme alıp reform paketleri ile uğraşmaya başlayacağız.


  • sana bir sarki yazdim fernando  (03.09.21 00:35:50) 
en büyük proje ve en gerekli aynı zamanda parlamenter sisteme dönüş. bu ucubelikten planlı ve dönüşsüz kurtulmak şart.


  • not dark yet  (03.09.21 00:38:08) 
şunu da eklemek istiyorum, umarım parlamenter sisteme dönmek gibi bir saçmalık yapmazlar. başkanlık sistemi içindeki "olağanüstü" yetkileri atıp güzel bir yasama-yürütme dengesi kurulduğunda parlamenter sistemden çok daha efektif olabilir. Bu gerçekten once in a century bir fırsat olacak. örneğin fransa vaktiyle zayıf yürütme den çok çektiği için bugün yürütme bariz güçlüdür. İngiltere de tarihsel bağlamda güçlü yürütmeden çektiği için bugün yasaması güçlüdür. biz neyden çektik? biz parlamenter sistemden çektik kardeşim. AKP tipi başkanlık sisteminden de çektik. burada güzel bir denge bulmalıyız kendi kültürümüzü de hesaba katarak. çünkü biz güçlü yürütmeden de çekmişiz güçlü yasamanin bizi soktuğu saçma hallere de ugrasmisiz ciddi sonuçlar gogusleyerek. şimdi salak gibi parlamentere dönersek ah yazık bize. bi 100 sene daha bu ülke saçmalıklarla bogusacak demek ki bu tarihi okumayı bilmeyen kafasıyla. Aslında adamlar vaktiyle her şey yazmış, yaşamış. taa 200-300 sene önce adam çıkıp orta sınıfı ayakta tutun ki iktidarınız uzun ömürlü olsun diye yazıyor mesela. basit abi. bugün akp iktidarının catirdiyor olmasının ciddi sebeplerinden biri de orta sınıfın canına okumuş olması. yani her şey barizken.. ama mevcut partilerin bunları okuyup bize entegre edecek analizleri yapacak kadrosu var mi? olsa bile bunları idrak edebilecek vizyona ve güncel kafaya sahip siyasetçi var mı? yok. doğru düzgün bir proje yapamayacaklar dememin sebebi de bu zaten. Mansur yavaş i severiz sayarız mesela. ama kafa belli. asfaltla, betonla, yolla bozmuş adam kafayı. istediği kadar şeker adam olsun. hepsi 60+ fosiller veya ideolojik çukurlarinda yaşayan weirdolar. neyse. lütfen meral mommy. lütfen.


  • sana bir sarki yazdim fernando  (03.09.21 00:43:09 ~ 00:50:01) 
20 senedir yapılaşan iktidarın yığınını temizleme ve işleri yürür hale getirme süreci bence uzun sürer. 1 sene demeden ülke erken seçime gider. muhalefetin ben sıkı sıkıya bağlanmadığı sürece sorunları çözebileceğini düşünmüyorum.

ötvyi kaldırırsa iyip devletin nasıl geliri olacak ki? devletin gelirinin çoğu ötv tarzı vergiler. chp nasıl gönderecek ki mültecileri. kendini solda gören bir parti bunu nasıl yapar?

hiç bir şey yapmadan çok kolay hareketlerle toplumsal değişimi hızlandırmak lazım.

adalet sisteminin doğru işlemesini sağlama ve güçler ayrılığını sağlarsan zaten güven artar.
mesela cemaatleri diyanete bağlamak ve parti gibi kontrol etmek tarzı hareketler kolayca yapılmalı.
  • mikahakkinen  (03.09.21 14:07:42 ~ 14:09:44) 
[]

Fıkhi ya da İslami soru

şimdi güvenilen etrafında da alim bilinen, itibarlı bir hoca "şöyle yapabilirsiniz" diye fetva veriyor, bunu duyan da samimi olarak bu söyleneni caiz zannedip yapıyor. kendi çıkarı da yok. hocaya da güvenmiş. ama aslında hocanın dediği harammış. o zaman bu icraati yapan kişi İslam'a göre günah kazanır mı?

mesela sigara içmek. (ya da aklınıza ne gelirse. ben bulamadım.)


 
islam alimi degilim, inancsizim hatta ama kutsal kitaplari okumus biri olarak sadece mantik yurutuyorum: kuran insanlik icin son mesaji acik ve secik bir sekilde getirdigini iddia ediyor. bu durumda "ne yapmaliyim" sorusu icin baska kisilerin agzinin icine bakmak biraz "şirk" tınlıyor bana. sonucta islam oncesinde insanlar baska insanlari ilahlastirmislar, yaratici ile aralarina almislar. kuran buna son verilmesini istedigini bir kac kere soyluyor. islamda peygamber bile bu role soyunmayip "sadece elçiyim" diyorsa bence neyi nasil yapacagini baskasindan ogrenmeye calisan bir musluman yanlis yapiyordur. kuranin iddiasi cok acik bir mesaj oldugu, o yuzden bir muslumanin evrenin sonuna kadar gerekli her seyi kuran'dan elde edebilmesi lazim tutarli olmasi icin.


  • robokot  (01.09.21 21:08:52 ~ 21:12:25) 
aslında her insan evladı neyi nasıl yapacağını çevresinden öğrenir. ta ki mümeyyiz olana kadar. özetle denilebilir ki; iyiyi kötüden ayırdetme yetisini haiz her insan, yaptığı her eylemden bireysel olarak tek başına sorumludur. "falan beni tembihledi, ondan aldandım", "filan bana böyle öğretti, bundan yanıldım" diye bir mazeret olamaz.


  • ensar  (01.09.21 21:17:25 ~ 21:17:46) 
Ayet "arastirin" (hucurat/6 diyor; "akledin" (saffat/138) diyor. Ayet bunları diyorsa farzdır.
Yapmıyorsan, iki türlü günah bonusu alırsın. Hem yapmadığın için hem de hocanın dediğini yaptığın için.
Hoca ise kendi kusurlu kararı ve senin günaha girmene neden olduğundan çoklu bonuslar alarak ilerler.
  • fempusay  (01.09.21 21:35:37) 
Gerçek anlamda itibarlı hocan kaynaksız delilsiz senetsiz olarak bir şey hakkında konuşmaz. Fetva veremez.

Fetve veren meselenin kaynağını da bilmelidir. Fıkıh kitaplarına uymayan fetvalar da yanlıştır.
Yanlış fetva vermenin vebali büyüktür.Harama helal diyen, helale haram diyen küfre girer (Dinden çıkar).

Bir Alıntı:
Bilmeden, kitaba bakmadan, caizdir veya caiz değildir demekten çok sakınmalı! Bir hadis-i şerif meali şöyledir:
(Fetva vermeye en cüretli olanınız, ateşe girmeye en cüretli olanınızdır.) [Darimi]

Özellikle iman ve itikat bilgileri hususunda kendi görüşünü söyleyen din adamları ve böyle inanların imanı gider.. diye de okumuştum.
  • Erva  (01.09.21 21:59:17) 
Bir fıkra var ya hani;

adam yaptığını günahtan bahsedilince "günah olmadığını, caiz olduğunu hocadan öğrendim" demiş. "Ya hu hangi hocadan öğrendin öyle şey olur mu? denilince "karıştırmayın orasını, [elime] göre bir hoca buldum" demiş.

Şimdi zamanımızda namaz 5 vakit değil 3 vakittir diyen hoca da var, kaderi inkar eden hoca da var. Allah ne bilsin evladım X'i, onunla mı uğraşacak diyen hoca da var. Horozdan kurban olur diyen hoca da var, namaz için bu hareketler şart değil dua da etsen yeter diyen de var, miraç yok o aslında tefsiri diyen de var.

Yani var da var, bu yüzden hangi hocanın sözünü dinleyeceğimiz bizim için önemli.

1400 senedir hiç bir alimin, hocanın, fıkıhcının bahsetmediği şeyi sen söylüyorsan buna delil getirmen lazım. Hangi ayet, hangi hadis, hangi kaynakta var olduğunu halka değil ilk önce diğer din alimlerine gösterip ikna etmen lazım.

Sorudaki vatandaşa ne olur durumu;

bu şahıs gerçekten iyi niyetli ve saf bir vatandaşsa, bilgiye ulaşamıyorsa ve iyi niyetle bu hocanın fetvasını uyguluyorsa. Umulur ki Allah bu kula bu saflığından ötürü ceza vermez.

Ama şeytanın yattığı yeri bilip de, sırf işine geldiği için bu hocanın yanlış fetvasına göre amel ediyorsa biri. Allah'ı kandıramaz tabi ki.

Hani Cübbelinin bir lafı var ya, "hıyar alırken seçiyorsun, karpuz alırken seçiyorsun da hoca dinlerken neden seçmiyorsun?"
  • John Bloor  (02.09.21 11:40:22) 
[]

Aşılar toplam ölüm oranını ne kadar azalttı?

veri var mı bu konuda?




 
yogun bakimlar asisizlarla dolu

eksisozluk.com
  • do you remember me  (01.09.21 20:46:24) 
TR verileri o konuda bir acayip. Geçen sene Ağustos sonu 20 civarı ölüm varken şu an 200 küsür. Geçen sene kimse aşılı değildi, bu sene insanlar aşılı, ama ölüm 10 katına çıkmış. Veriler doğru değil desen, geçen sene azaltırlarken bu sene niye azaltmıyorlar sorunun tatmin edici bir cevabı yok.

@do you remember me'nin paylaştığı gibi linklere ben şahsen pek güvenemiyorum. medyaurfa.com diye link var mesela. Bu alanda doğru düzgün bir çalışmaya ihtiyaç var, ama öyle bir çalışma yok maalesef.

Onun haricinde geçenlerde İngiliz verilerine bakmıştım. Orada da 1-2 pre-print çalışma var ama hem çok kalitesiz araştırmalar, hem de hala yaz sezonu olduğu için doğru düzgün sonuç almaya yetecek kadar veri yok gibi görünüyor.

Misal şu: khub.net

Toplamda 166 kişi varmış testi pozitif çıkıp hastanelik olan. Bizde günde 200 kişi ölürken orada nasıl bu sayı olabiliyor aklım almıyor. Bi de buna göre 2 doz Pfizer, tek doz Pfizer'a göre daha az koruyor Alfa varyantından falan. Böyle çalışmalarla dolu ortalık.

Seneye bahar gibi elle tutulur çalışmalar olur herhalde bu konuda.
  • plutongezegendegilmi  (01.09.21 23:50:01 ~ 23:55:12) 
Dogru sonuc yakalamak imkansiz.
Gecen sene tum ulke verilerini en basit matematiksel dogrulama testine soktular hepsi de sahte cikti.

Simdi de her ulkede asi virusu artirmis gibi gozukuyor.
Hatta 2009 yaz sicagi avrupa'da koronadan daha cok adam oldurmus gibi duruyor.
  • divit  (02.09.21 02:00:32) 
[]

3M Aura 1863 maske kullanmış olan var mı?

bu maske yüz için çok küçük değil mi? özellikle erkek sağlıkçılar nasıl kullanabiliyor bu maskeyi? hb yorumlarında da küçük diyenler var. aynı modelin büyük boyu mevcut mu?




 
benim yüzüme uyan tek 3m maske neredeyse bu. diğerleri büyük olduğu için tercih ettik. ailemde yüzü daha geniş kiişiler de bunu tercih ediyor artık. bize uydu ama sakal bıyık vs varsa oturmuyor


  • photo85  (31.08.21 20:23:53) 
[]

Koronanın yaşa göre öldürücülük oranını veren tablo var mı? (yaş yaş)

benim bulduğum tablolar hep yaş grupları için. mesela 25-35 diye vermiş. ya da 3-40 o kadar aramama rağmen yaş yaş olanını bulamadım. 20, 21, 22 diye gitsin, olmadı ikişer üçer yaş aralıkla göstersin.

varsa çok makbule geçer.

teşekkürler.

 
[]

Apartman giderini kimin tıkadığı anlaşılabilir mi?

atılanlardan anlamaktan bahsetmiyorum. apartman boyunca uzanan boru varsa hangi noktadan tıkandığı falan anlaşılıyor mudur?

bugün bizimki tıkandı. sanırım ben tıkadım. tuvalete baya peçete atmıştım. bir tane de küçük poşet düştü ve gitti. apartmanın watsap grubuna yöneticinin karısı "biraz dikkat edelim. x bey (kocası) çok sinirli" yazmış. asansörde falan karşılaşıyoruz. ayıp olmasın şimdi.


 
Bilmiyorum anlaşılır mı anlasilmaz mı ama yıllar evvel öğrenci evinde en alt katta oturuyorduk ve sürekli tuvalet tikaniyordu. Açmaya gelenler giderden poşet, gazete, ped Allah ne verdiyse çıkarmışlardı ve herkes bizi suçlamıştı. Gerizekalılar. Tertemiz kizlardik pırıl pırıl. Her şeyimizi geri dönüşümü bile ayirirdik. En altta oturuyoruz diye suclanip hakaret işitmiştik hiç suçumuz yokken.

Anlamazlar sanırım, ihale en altta oturana kalabilir.
  • old possum  (28.08.21 23:02:42) 
Tesisatçı değilim ama belirli bir katın bağlantısı tıkanmadıkça ana bağlantı tıkanırsa kimin olduğunun anlaşılması zor bence mantıken. Burada mantık orası tıkandığında herkes zarar göreceğinden ortak olarak dikkat etmektir. X Bey'e söyleyin biraz rahat olsun çok dayak yer bu kafayla. Ne demek whatsapp grubundan çok sinirli felan yazmak. Bir hata olduysa da çözmenin yolu bu değil. Prim vermeyin.


  • ned flanders  (28.08.21 23:20:59) 
Ana giderse anlaşılmaz. İnsanlar neler neler atıyor tuvalete sadece peçete ve ufak bir poşet tıkamaz ki zaten tuvalet kağıtları suda erir yapıdadır. Bizim burada da tıkanmıştı giderden banyo paspası çıkmıştı öyle söyleyeyim aklım almamıştı.


  • apocalipy  (28.08.21 23:52:48) 
[]

Maske ve mesafeye çok dikkat ettiği halde korona olan var mı?

nasıl bir ortamda kaptınız?




 
Bende (bkz: hipokondriazis) var.

Koronavirüs kardeşimden bulaştı, bu da hayatın ironisi :))
  • hayirsiz  (28.08.21 22:44:08 ~ 22:55:12) 
İlginç bi şekilde maske/mesafeye dikkat edenler kaptı benim çevremde.


  • msb  (28.08.21 22:44:35) 
ben evden hiç dışarı çıkmıyordum, birkaç aylık bebeğim vardı. eşim çalışıyordu ve oldum bir şekilde.


  • deartheodosia  (28.08.21 22:44:58) 
Çift maske, siperlikle dolaşırken elim artık dezenfektan ve sabunlardan aşınmisken bulaştı. İşyerinden kaptım.


  • fraise  (28.08.21 22:50:46) 
Biz. (4 kisilik aileyiz.) Gectigimiz ekim ayinda, evde hickimse disarida calismazken ve evdeki herkes full izole iken kaptik. Adamakilli markete bile cikmiyorduk, hep onlinedi. Nasil ve nereden kaptigimizi biz de bilmiyoruz. Ama dordumuz de evde atlattik sukur.


  • invictae  (28.08.21 22:50:54) 
iyide dokunarak da alınabiliyor.
soruya cevap olmayacak ama eve gelen her şeyi ama herrr şeyi beyaz sabunla yıkadık. hala yıkıyoruz. online market olunca paketler büyük oranda tehlike zaten. laptop, telefon vs istisnasız dışarıdan geldiği her gün alkollü dezenfektan veya kolonyayla siliniyor. kıyafetler antrede hemen çıkıyor, temas olayını sıfıra çekmeye çalışıyoruz.
çok şükür şimdiye kadar olmadık. ki zaten aşılandık tamamen.
  • jimjim  (28.08.21 23:17:17 ~ 23:17:58) 
@jimjim +1
Cevremde maske mesafeye dikkat ediyorum diyenleri gözlemlediğimde hemen hepsinin marketten alinan şeylere yıkamadan dokunduğunu, bir yere oturunca menuye masaya vs düşünmeden dokunduğunu, ellerini yüzlerine götürürken cekinmedierini görüyorum. Maske takınca bitmiyor ki olay.

  • her giriste sifresini unutan adam  (29.08.21 06:02:26) 
jimjim -1

yuzeyel bulas yok. insanlar maalesef yanlis sekilde dokunarak hasta olacagini dusunuyor. Asil bulas aerosol ile oluyor. Yani ortamdaki hava ve nefes ile. Cok yeni detayli yapilmis bir calisma surda science.sciencemag.org Iyi havalandirilmamis ortamda bulunuyorsaniz ya da disarida ama kalabalik cok yakin mesafe ve maskesizseniz riskli durum. Ek olarak klimali kapali ortamlarda bulunmak yine riskli. Ozetle gittiginiz yerde risk analizi yapip bunu aliskanlik haline getirmeniz gerekiyor. Kalabalik yerlerde pencere yakininda durmak, taksiye binildiginde pencereyi acmak, mumkunse otobuse binmemek ya da n95 maske ile binmek vb. gibi
  • earthsean  (29.08.21 09:07:10 ~ 09:21:28) 
Eşimin babası koah olduğu için neredeyse hiç dışarı çıkmıyor. Markete bile gitmiyor. Geçen hafta çifr maske ve dezenfektan ile hastaneye gitmişti bir tahlil için. Covid olup döndü. Nasıl oldu biz de anlamadık..


  • suicides underground  (29.08.21 09:13:25) 
Pandeminin baslarinda ayni Jimjim gibiydik. Ilk sokaga cikma yasagi aciklandiginda sokaklarin marketlerin halini hatirlarsiniz. O gunden 15 gun sonra tum bu sacmaliklari biraktim. Henuz kapmadim. Belki de kaptim hissetmedim ama bildigim bi sey varsa jimjimin bahsettigi duzeyde bir yasam sekli corona kapip hastaneye dusmekten daha kotu. Sagligin her turlusu onemli ama akil sagligi mi yoksa beden sagligimi diye sorsalar ben Allah akil fikir versin derim.


  • Kirmizibavul  (29.08.21 12:03:11) 
Jimjim gibi yaşıyorum. Eve gelen şeyler ya yıkanıyor ya da balkonda/bahçede bekliyor. Elektronik alet, anahtar vs.'yi corona öncesinde de alkolle siliyordum zaten.
Bir yıla yakın koronasız geçirdikten sonra kardeşim ziyarete geldi. İşyerinde maske takmadığı için uyarmışlar. Bana nasıl böyle bir şey yapabilirler diyor. Ahahaha... Gittikten 3-4 gün sonra aradı, aynı odada çalıştığı 2 kişi ve kendisi pozitifmiş. Ben de bir şaşırdım bir şaşırdım(!) Bana da bulaştırdı tabii.

  • ganbatte  (29.08.21 12:59:56) 
[]

3M maskenin sahte olmadığını nasıl anlayabilirim?

kodu, barkodu ya da başka yöntemi var mı?




 
evet barkod var, kutu ile aldiysaniz UTS appdan ya da 3M sitesinden bakilabilir. Bir de youtube'da arayabilirsiniz counterfeit 3m diye, bazi videolar var yardimci olabilecek. www.3m.com


  • earthsean  (28.08.21 22:34:11 ~ 22:34:43) 
Benim bu barkod olayına kafam pek yatmıyor. Sahtesini yapan üzerindeki barkodu da basar. O nedenle tek çözüm güvenilir bir yerden almak bence..


  • her giriste sifresini unutan adam  (29.08.21 05:54:14) 
[]

Sanal Tavla nerede oynayabiliriz?

facebook'ta tavlaplus kapandı. çok oyunculu bir ortam var mı?

bilgisayar için soruyorum. telefon yok.


 
gamyun.


  • himmet dayi  (28.08.21 20:35:02) 
[]

2 adet kısa kan alma sorusu

1. hemşirelerin gün boyu aynı holder i kullanmaları (elbette aynı iğne değil) hasta açısından risk midir?

2. hemşireler kan alırken yasal olarak eldiven takmak zorunda mı?


 
holder?

2) lateks eldiven seni hemşireden korumuyor, hemşireyi senden koruyor
  • helena  (27.08.21 20:10:02) 
[]

Yeşil pasaport oturum ya da çalışma izni için avantaj mı?

aslında tam olarak ne işe yaradığını da bilmiyorum. hiç pasaportum olmadı.

başlıktaki soru için ne dersiniz?


 
erasmus vs. nedeniyle yeşil pasaportla oturum izni almaya çalışan çok oldu tanıdık, bir avantajını görmediler benim bildiğim.


  • susannah delgado  (27.08.21 02:44:20) 
ekstra bir avantaji var midir bilmiyorum ama erasmus icin giderken benim de uzun donemli kalis icin vize almam gerekmisti. gittigimizde de bordo pasaportlularin yaptirdigi tum islemleri (yabancilar polisi onayi vs.) yaptirmistim, hicbir fark veya oncelik olmamisti.


  • in vino veritas  (27.08.21 09:59:32) 
hayır bir ilgisi yok.
yeşil pasaport turistik geziler için (kimi ülkelerde) vize muafiyeti sağladığından avantajlı sadece.

  • rewlack  (27.08.21 10:11:36) 
[]

Kaplanlar kedi boyutunda olsaydı kedi gibi davranır mıydı?

evde beslenir, oyunlar yapar mıydı? ya da tersi. kediler doğada 200 kilo olsaydı kaplan gibi mi davranırdı?




 
kedi kadar olup da vahşi doğada yaşayan hiç evcilleşmemiş kedi türleri var, ya da kedi boyutunda başka hayvanlar da var mirket maymun vs aslan kaplanlar da küçük olsa evcilleşmeyebilirdi kediler kadar


  • freebird5406_2  (25.08.21 20:31:50) 
Kaplanların kedi gibi davrandığı birçok video var internette. Yani evet.


  • kablelvuku  (25.08.21 20:42:18) 
preview.redd.it

Ben evet diyorum
  • hayirsiz  (25.08.21 20:58:27) 
Instagram: blackjaguarwhitetiger


  • suicides underground  (25.08.21 21:22:27) 
kaplanların ev kedisi gibi yetiştirildiği birçok video var. ancak gene de nesillerdir insanla yaşamaya alışmış bir hayvan kadar güvenilir değiller.

anadoluda bizim evcil kedi boyutunda yabani kediler var. dışarıdan tekir gibi görünüyor ve ayırması çok zor. insana yaklaşmaz ve saldırgandır.

saldırganlığın cüsse/kilo ile alakası yok bence.
  • orpheus  (25.08.21 22:07:47) 
ikisi de olmazdi.

Dogal ya da yapay secilim lazim, biz tatli kedileri secip eve aldik bu yuzden oyun yapiyorlar.

Kopekler de isirmayi bilmiyor.

Gercek bir dogal secilim olsaydi sen su anki ev kedisi tipine elini bile suremezdin parcalayip verirdi.

O tatli kaplanlar da yapay secilim urunu. En uysali secip cogaltirsan oyle oluyor.
  • divit  (26.08.21 02:36:23) 
eğitilen kaplanları bir kenara bırakırsak, davranmazdı diyorum.


  • evimin paspasi  (26.08.21 09:15:06) 
Cok guzel soru lan. Simdi ben de dusundum de bence direkt cussesiyle alakali değil ya hayvanin karakteri de ona gore. Kaplani bir anda kucultsek tavri degismezdi, kendi ebadina uygun av bulduğu surece saldirirdi bence.

Ote yandan evde besledigimiz kedi de predator abi en nihayetinde. Sokaga saldigin zaman kus falan avliyor. Bildigin yay gibi firliyor serefsiz.
Ayni sekilde kaplan da baya oynuyor kedi gibi yeri geldiginde. Sadece cok daha guclu. Aslinda boyle bakinca arada pek fark yokmus gibi, o zaman yukarida soyledigimi curutmus gibi oluyorum. Birbirine cok benziyorlar ama biraz karakter farkı var bence. Kedilerin de kendi icinde karakter farki var, British vs cins kediler cok sakin takiliyor mesela.
Yani kaplan ebadi ne olursa olsun kaplan gibi davranacakti diyorum. Kedi de kedi gibi.
  • stavro  (26.08.21 10:40:59) 
[]

Aşı "yüzde x" koruyor ne demek?

haber sitelerinde "y aşısı yüzde x koruyor" vs. deniyor. böyle veri olur mu? yüzde x koruyor ne demek? "yüz kişiden x'i hasta olmuyor" demek olsa bile bilimsel olarak yanlış bir ifade değil mi?




 
  • himmet dayi  (24.08.21 00:21:30) 
Bunu egitimsiz toplumlara anlatmak imkansiz, egitimliler bile zor anliyor. Anlamayan doktorlar bile var.

Cogu kisi "%95 etkili" bir asi = asi olan 100 kisiden 5'i hasta olacak diye anliyor ama oyle degil.

bir toplulukta normalde hasta olacak kisi sayisini %95 dusuruyor demek.

Yani mesela 100bin kisi var diyelim. Covid bunlardan 1000'ine bulasacak ve semptomatik hasta edecek asi olmasa (%1) diyelim.

Asi testi sonucu diyor ki ben bu %1'i %95 dusururum. Yani ayni toplulugun %1'i yerine %0.05 kisi semptomatik hasta olur. Yani 100bin kisilik bir populasyonda 50 kisi.

1000 kisi yerine 50 kisi hasta olur diyor.

Bu "asi olan 100 kisiden 5'inde ise yaramayacak" demek degil.

Bir populasyondaki semptomatik hasta sayisini aşısız bir topluma kiyasla %95 dusurecegim demek.

Bu rakamlar uzerinden de, mesela asi olmasina ragmen semptomatik olan o 50 kiside hastaligin seyri (ölüm oranı) ayri istatistiklerin konusu.

"asi yuzde x koruyor" vs gibi bir sey yok tabii, ama dogrusunu anlatsan da halk anlamayacak. anlatmakla gorevli olan kisi bile anlamiyor. o yuzden anlatamiyor.
  • robokot  (24.08.21 00:28:09 ~ 00:33:52) 
A hastalığı 100,000 kişiden birinde görülüyor diyelim. X ilacı bunu 10,000,000'de bir yapsın. bu ilaç sizi yüz binde bir riskten on milyonda bir riske götürüyor. 1 - [(1/100,000)/(1/10,000,000)] formülüyle %90 etkili denir. relative risk reduction.
sorarsanız mevcut riski oransal olarak çok azaltmıştır. reklamda bu sayı kullanılır.

ancak zaten çok küçük bir riski çok azcık daha küçültmüştür. %0.001'den %0.00001'e gitmişsinizdir. risk mutlak değer olarak %0.099 azalmıştır. yani yüzbinde bir olan riski zaten on milyonda bir yapmak çok da övünülecek bir iş değildir bence.

burda şuna bakılır 1 kişiyi kurtarmak için kaç kişiye ilaç vermek gerekir. bizim örnekte 100k kişi oluyor bu. sayılar çok uçuk olduğu için :) böyle bi hastalık, ilaç, var mıdır bilmem.

bu rakamı covid aşısı için kim nasıl hesapladı onu bilmiyorum. vaka sayılarını kullanmak doğru değil çok fazla kişi haberi olmadan geçiriyor. ben covid olduysam, sabah uyanınca biraz ağrım vardı öğleden sonra geçti o gün olmuşumdur. test falan da olmadım. vaka yerine durumu ağır hastaları saymak gerekir bence de onu kim nasıl sayacak? allah kerim diyelim.
  • bronz böcek  (24.08.21 00:40:53) 
Bu rakamlar covid asilari icin test asamasinda hesaplandi. Bir gruba placebo, bir gruba hakiki aşı verildi ve topluluklardaki hastalik oranlari eldi edildi.

aslinda 2 farkli rakam veriliyor, biri efficacy, biri effectiveness. efficacy test asamasinda elde edilen oranlar, effectiveness ise gercek hayatta gorulen oranlar.

bir cok ulke hem semptomlu vakalari, hem orta siddet, hem agir hastalik hem de ölümleri takip edip raporluyor. en temiz veri israilden geliyor bence cunku en erken onlar asiladilar, buyuk bir orani asiladilar ve gorece kucuk kontrol edilebilir bir laboratuvar olarak dusunulebilir.
  • robokot  (24.08.21 01:08:50 ~ 01:10:10) 
Zaten deney asamasinda da acayip dandik bir olcum yaptilar.

Grubu ikiye ayirip bir tarafa placebo verdiler digerine asi.
Sonra siz gidin dolanin virus kapin bakalim dediler.

Atiyorum belki grubun yarisi asiliyim diye it gibi gezdi belki yarisi korktu evden cikmadi.
Sonra o grupta virus kapanlar arasinda su kadar kisi diye sayip acikladilar.
Normalde kontrollu deney icin adama virus spreylemek lazimdi.

Deneyde zaten buyuk sayilara ulasmadiysan anlamli bir yuzde cikmazdi ama acele etmeleri lazimdi. %90 kusur deyip gectiler.
  • divit  (24.08.21 02:28:12) 
işi bu olan bilim insanlari deneyler ile ilgili potansiyel istatistiki sapmalarin farkindalar. sokaktaki adamin bile aklina gelebilecek potansiyel hatalar sapmalar onlarin da aklina geliyor haliyle. bu potansiyel problemleri minimize etmenin yollari var.

sonucta gercek hayattaki etkinlik deneydeki etkinlikten cok farkli cikmadi hic bir (cok kullanilan) aşıda bu sebeple. Hepsi hata barlarinin icinde.

ha zaten mrna asilarinin ozellikle, istatistiki olarak yetkinliklerini ispatlamalari icin cok advanced bir istatistik bilgisi de gerekmedi.

tinyurl.com

asi / placebo olanlar nasil davranirsa davransinlar, veri en bastan cok acik. grafikte kirmizi pfizer asisi verilenler (kendileri ne olduklarini bilmiyorlar tabii), mavi placebo verilenler, y ekseni ise o gruptaki kumulatif hastalik sayisi. uzerinde S olanlar hastanelik olanlar.

insan davranislarindaki potansiyel degisim, denek sayisi ile bertaraf edilebiliyor en basitinden. denekler ve etkinlik aciklama thresholdlari da buna gore belirlendi zaten. o yuzden de asinin deney disi gercek hayat sonuclari faz3 deneylerine gore kayda deger bir sapma gostermedi.
  • robokot  (24.08.21 03:06:40 ~ 03:09:14) 
Guzel soru. Gec olsun guc olmasin. Evet, yanlis ifade. Bizde ozellikle kafa karistirmak icin ceviri yapmak yaygin. Oyle denerek etkili/tesirli denmeye calisiliyor ve asi olmamaya (aslinda plasibo almaya) kiyasla azalan risk (vaka haline gelme) oransal olarak kastediliyor.


  • dunal  (24.08.21 03:37:41) 
Farkinda degiller demiyorum zaten, aceleye getirdiler yeterince arastiramadilar.

O ilk cikan raporun bir kisminda asili grupta apandisit vakalari goruldugu yaziyordu. Bunu arastirmak lazim dediler ama bir yandan da butun dunya olmeye devam ediyordu basip gectiler asiyi. Apandisiti cozmek kolaydi sonucta.

Ha apandisit cikmadi miyorkardit cikti o da koronadan daha iyidir dediler.

Ferhan sensoy'un istatistik bilimiyle ilgili guzel bir lafi vardir.

- az miktari az miktar gecersen geberir gidersin zaten
  • divit  (24.08.21 03:38:52) 
yalniz atlanilan bir konu da herkes bu deneyler gruplar falan daha gecen ay yapilmis gibi konusuyor. bir yildan fazla oldu. asilanan sayisi inanilmaz buyuk bir data havuzu olusturdu coktan. ve bahsedilen rakamlar guncelleniyor elbette. mesela pfizer %95 ten %90 a falan dustu saniyorum cok incelemedim uc bes aydir.

yani evet acil kullanim izni denilen izinle birlikte daha az sayida ornekle varilan sonuclar kabul edildi kullanilmasi icin ama gecen bir yildan uzun sure sonucunda varilan sonuclar sayesinde de tam onay alinicak cok yakin zamanda zaten.

bunun disinda ilk soruya cevap yuzde bilmemkac etkili derken toplumdaki hastalanan sayisini yuzde bilmem kac dusuruyor demek ki zaten yukarida detayli aciklamislar.
  • tanaka  (24.08.21 14:02:05) 
1 ... •2345678910   « Önceki  Sonraki »
buraya yazılanların hakları Sir Anthony Hopkins'e aittir.
yazan eden compumaster, ilgilenen eden fader
modere edenler angelus, Artibir, aychovsky, baba jo, basond, compumaster, deckard, duyulmasi gerektigi kadar, fader, fraise, groove salad, kahvegibi, kaymaktutmayansicaksut, kibritsuyu, monstro, pandispanya, robin, ron dennis
bu sitede yazılanların hiçbiri doğru değildir. site içeriği küçükler için sakıncalı olabilir. yazılardan yazarları sorumludur. kaynak göstermeden alıntılanamaz. devlet tarafından atanmış bir kurumun internet üzerinde kimin hangi bilgiye ulaşıp ulaşamayacağına karar vermesi insan haklarına aykırıdır. web siteleri kullanıcıların istekleri doğrultusunda bağlandıkları yerlerdir. kullanıcılar isterlerse bir web sitesine bağlanmayabilirler. bu güçleri ve imkanları mevcuttur. bir kullanıcı bir siteye bağlanmak istiyorsa bu onun tercihi ve hakkıdır. bağlanmak istemiyorsa bu yine onun tercihi ve hakkıdır. halkın kendisine hizmet etmesi için görevlendirdiği kurumlar hadlerini aşıp halka neye ulaşıp ulaşmayacağını bilmeyen cahil cühela muamelesi edemezler. ebeveynlerin çocuklarını sakıncalı içeriklerden koruması için çok sayıda bedava ve ücretli yazılım mevcuttur. bu yazılımlar bir web tarayıcısını kullanmaktan daha karmaşık teknik bilgi gerektirmemektedir. devletin milletini küçük düşürmesi ve ebleh yerine koyması yasaktır. Skimlinks ile linkler üzerinden yönlendirme payı alınmaktadır.