[]

nasıl yazılır? "portalda" mı "portalde" mi?

"portalın" mı "portalin" mi?

teşekkürler.


 
portalın
portalda
portal
  • cadi iren  (30.09.14 12:34:04) 
portalda, portalın

diğer türlüsüne hiç denk gelmedim.
  • doxanikee  (30.09.14 12:34:57) 
sonundaki l ince değil kalın


  • bradshaw  (30.09.14 14:04:27) 
[]

Saat aralığı nasıl yazılır? 13-15.00 arası mı, 13.00-15.00 mi?

yoksa 13-15 arası mı?




 
13.00 - 15.00


  • ramsesseum  (16.09.14 15:33:00) 
doğrusu yanlışı var mı bilmiyorum ama ben 13:00-15:00 diye yazarım hep.


  • brotha b  (16.09.14 15:33:21) 
brotha'nın yazdığı hali ingilizce.
13.00 - 15.00.

  • yalnux  (16.09.14 15:41:48 ~ 15:42:06) 
[]

nasıl yazılır? (kısaltmalı cümlede kesme işareti)

İçinde hem tam isim hem kısaltma olan cümlede kesme işareti nasıl yazılır? Kısaltmayı mutlaka kullanmam gerekiyorsa.

örneğin

"Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK)'e göre..." mi
"Türkiye İstatistik Kurumu'na (TÜİK) göre..." mi demeli?

teşekkürler.

 
2.si


  • mula  (16.09.14 01:50:22) 
2.

Özel adlar için yay ayraç içinde bir açıklama yapıldığında kesme işareti yay ayraçtan önce kullanılır: Yunus Emre’nin (1240?-1320), Yakup Kadri’nin (Karaosmanoğlu) vb.
  • xenophobe  (16.09.14 01:51:43 ~ 01:51:53) 
"Türkiye İstatistik Kurumu'na (TÜİK) göre..."


  • m e l t e m  (16.09.14 01:52:00) 
"Türkiye İstatistik Kurumuna (TÜİK) göre..." olması gerekir. Yani kesme işareti de olmayacak. Çünkü TDK diyor ki:

"UYARI: Kurum, kuruluş, kurul, birleşim, oturum ve iş yeri adlarına gelen ekler kesmeyle ayrılmaz: Türkiye Büyük Millet Meclisine, Türk Dil Kurumundan, Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığına, Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü Başkanlığının; Bakanlar Kurulunun, Danışma Kurulundan, Yürütme Kuruluna; Türkiye Büyük Millet Meclisinin 112’nci Birleşiminin 2’nci Oturumunda; Mavi Köşe Bakkaliyesinden vb."

Kaynak: www.tdk.gov.tr
  • turk mavisi  (16.09.14 02:13:13) 
[]

kedim evin içinde yavrusunu arıyor :(

geçen hafta iki yavrusundan birini sahiplendirdik, ancak şimdi anne kedi, özellikle yavruların girdiği koltuk altlarında onu arıyor (kendi giremiyor, mırlıyor)

ne yapıcam, çok üzülüyorum.


 
yok yazmayı unuttum, 70 günlüktü yavrular. biraz büyük ama koltuğu kaldırıp bak burda yok diye göstersem bu sefer de iyice üzülür diye korkuyorum.


  • oldu görüşürüz  (11.06.14 01:08:17 ~ 01:08:58) 
70 günlükken vermesen, zaten bir iki hafta sonra yavrusuyla kavga edip kovmaya çalışacaktı. Tam olarak yavrusundan vazgeçeceği günü bilemezsin. Sen yavruya iyilik yapıp sahiplendirmişsin. Anne birkaç gün daha bakınır sonra içgüdüleri tekrar devreye girer, sağda solda yatarak kedilik yapmaya devam eder.


  • harzem  (11.06.14 01:10:57) 
bu arada 1 yavrusu duruyor, onunla arası iyi gibi sadece pek emzirmeye yanaşmıyor gözlemlediğim kadarıyla. umarım kovmaya çalışmaz.

ara soru: anne ile bir erkek yavrusu, büyüdüklerinde sorun yaşarlar mı? ikisi de kısırlaştırılacak.

kafamı karıştırdılar, insanmışlar gibi düşünüyorum olmuyor, hadi diyorum bırak onlar ne yapacaklarını bilir, bu sefer de güvenemiyorum annenin ilk doğumu, sokak kedisi.
  • oldu görüşürüz  (11.06.14 01:19:59) 
anne de genç daha, max 1,5 yaşında. sokak kedisi olduğundan bilemiyoruz ama ilk doğumu olduğu kesin bilgi


  • oldu görüşürüz  (11.06.14 01:29:01) 
erken olmuş. 70 gün sınır. demek biraz bağlıymış.


  • ben smyrna  (11.06.14 01:47:21) 
[]

online video kesici biçici

moviemaker gibi, bir videonun bazı kısımları kesip alabileceğim bir online araça var mıdır? lite program da olur?

1,3 gb bir videonun 2şer dakikalık farklı farklı yerlerini alıp ayrı kaydetmek isiyorum

teşekkür ederim

 
youtube'da sahibi olduğunuz video için var bu. başka seçenek yok. onda da kesiip yeni video yapıyorsunuz amacı indirmek değüil.


  • ben smyrna  (07.06.14 20:13:11) 
[]

kedim evden dışarı gitmek istiyor, gidiyor da

doğum yapmış bir sokak kedim var. normalde evin içinde, yavrularıyla. ancak henüz kısırlaştırılmadı ve sürekli dışarı çıkmak istiyor. en son dayanamadım açtım kapıyı o da çıktı. çıkmadan önce sırtüstü yatıp sürtünüyordu, kıyamadım.

daha önce birkaç kez daha kaçtı/çıktı ancak geri döndü.

sorum şu: ya sürekli evde olmasını, ya da sürekli dışarda olmasını istiyorum. maalesef bahçeli bir evim yok.

duruma göre kısırlaştırmayacağım. miyavlasa da kapıyı açmıyım mı? bırakayım geri dönsün ancak o halde daima eve alamayacağım. ne yapmam lazım?

 
Kedi kapısı çözüm olabilir mi? Daima eve alamayacağım demenizden dışarı çıktığı bazı zamanlarda siz evde olmayacağınız için içeri alamayacağınız gibi bir anlam çıkardım. Eğer öyleyse kedi kapısı mantıklı bir çözüm olur. Ve güzel de olur bence, dışarı çıkıp gezmesi iyi bir şey hayvan için.
Ama yok diyorsanız sürekli evde tutun, açmayın kapıyı. Bir süre sonra alışır çıkmamaya zaten.

Dışarı çıkacaksa eğer iç/dış parazitlerini düzenli yaptırmayı ihmal etmeyin. Ve elbette yavrular büyüdükten, sütten kesildikten sonra kedinizi kısırlaştırın.
  • buff  (01.06.14 21:09:54) 
maalesef, apartman dairesi ve ev kapısında olsa da apartman kapısının kapalı olma ihtimali var. ve dediğiniz gibi evde olamadığım zamanlar da.

aşıları evet yaptıracağım, teşekkür ederim.
  • oldu görüşürüz  (01.06.14 21:16:41) 
kısırlaştırmayacaksanız çıkmasın, senede 3-4 ere yavru kedi büyütmek istemiyorsanız tabi. kedi kolonisi olurlar birkaç aya. hele bebeler büyüsün birbirleriyle de çifleşirler, fena.


  • mutevazi  (01.06.14 21:19:11) 
1,5 aylıktan büyükse yavrular ve kediniz bu süreden itibaren dışarı çıktıysa, tebrikle iki ay sonra yeni yavrular gelecek :)

Kısırlaştırmadan dışarı çıkartmayın, nefes almaktan ziyade kızgınlık zamanlarıdır, çiftleşmek için çıkıyordur.
  • kaymaktutmayansicaksut  (01.06.14 21:23:12) 
yavrular 2 aylık oldu, arada hala emiyorlar ama genelde kendi başlarına takılıyorlar. yine hamile kalacak kesin :((


  • oldu görüşürüz  (01.06.14 21:34:05) 
yavrular o kadar büyüdülerse şimdiden kısırlaştırmak için veterinere götürmeniz iyi olabilir. bizimkini doğumdan 2-3 ay sonra götürmüştük veteriner "on gün daha geç gelseydiniz hamile olacaktı" demişti.


  • amugochi  (01.06.14 21:47:35 ~ 21:47:49) 
[]

türkiye'nin en iyi/meşhur avukatı

eski ya da hala mesleğine devam eden, yabancı filmlerde gördüğümüz gibi avukatlardan var mı türkiye'de de? iş dünyasıyla ilgili de olabilir, "adamı ipten alır" denilen avukatlardan da. öyle bir laf vardı galiba.




 
özellikle ticari hukuk, uluslararası hukuk ve spor hukuku konusunda çok iyi biri var. şirketi de var. emrinde beşyüze yakın avukat çalışıyor. futbol federasyonu tahkim kurulu üyeliği falan yaptı. büyük şirketlerin uzlaşma davalarında falan çok iyi. memduh oğuz. merkezi konyada ama bursa, ankara ve istanbulda da ofisleri var.


  • fatih in fedaisi  (29.05.14 01:35:40) 
vergi rekortmenleri listesindeki avukatların coklugu dikkatimi cekmisti. onlar basarilidir herhal


  • sylow  (29.05.14 01:43:15) 
kezban hatemi ile müge anlı'daki ülkücü avukat tanıdığım en meşhurları...


  • inanmazsan inanma  (29.05.14 01:47:07) 
  • microfiction  (29.05.14 01:48:28) 
Ticari itibar icin kanzuk var. Eksi sozlukte bile olumsuz yorumlar varsa caktirmadan siliyor diyorlar.


  • ibomiu  (29.05.14 07:43:43) 
Emrinde avukat calistirmasi cok iyiymis yalniz, goren de kopek calistiriyor zanneder. Hic duymamistim bu kavrami ilginc oldu. Ayrica farkli sehirlerde ofisi olamaz bir avukatin yasak, bu durumda senin adam yasa disi mi is yapiyor?

Soruya gelirsek oyle meshur avukat falan yok turkiyede cok fazla.
  • Nohut Bey  (29.05.14 09:14:51) 
emrinde çalıştırıyor işte. inşaat işçisi olunca emrinde çalıştırıyor oluyor da avukat olunca olmuyor mu?


  • baldur  (29.05.14 09:17:25) 
  • archely  (29.05.14 09:20:49) 
@baldur, insaat iscisiyle avukati karistiriyorsan ne diyeyim ben sana?


  • Nohut Bey  (29.05.14 09:21:01) 
Benim avukatım. Sineği bile incitmeden siker kendisi. Hatta o olmasa şu an içeride bile olabilirdim. Liderliğini üstlendigim kavgada karşı taraftan 2 kişi komada yattılar, mala gelen hasarı hiç saymıyorum bile, sonucunda tedbir cezası aldım, çeşitli okulların bahçesine 250 fidan diktim, denetimli serbestliğim devam ediyor yalnız. Buna da şükür.

Edit: isim veremem.
  • sevgili sen masada değil yatakta güzelsin  (29.05.14 09:30:37 ~ 09:31:32) 
ne diyon aq?
ben ifadeyi karşılaştırıyorum, inşaat işçileri de emir altında çalıştırabilir, avukatlar da emir altında çalıştırabilir.

ayrıca niye kıyaslanamazlarmış? bu ülkede sanki kast sistemi var da avukatlar, doktorlar bir üst sınıftaymış gibi muamele görmek istiyorlar.
  • baldur  (29.05.14 12:14:25) 
@fatih'in fedaisi kim dedi 500e yakın avukatın emrinde olduğunu? güzel sallamış, baya iyi sallamış. 40 civarı avukat çalıştırır memduh oğuz.


  • detone simitci  (03.06.14 15:33:26) 
[]

robert de niro'nun öleceğini sandığı film

böyle komedi gibi, yanlış anlaşılmalar.
eski, temiz bir 20 yılı var.
evhamlı bir adam.
filmin sinemalarda gösterime girmediği gibi bir bilgi de var.

gören, bilen, duyan?

 
casino ? www.imdb.com


  • ifıdieyoung  (15.08.12 17:52:34) 
yok maalesef. biraz daha detay vereyim; de niro böyle anksiyete gibi, dedim dedim hasta oldum durumlarında. öleceği için har vuruyor harman savuruyor. doktoru yakın arkadaşı.


  • oldu görüşürüz  (15.08.12 17:57:48) 
maalesef. awakenings duygusal da sanırım biraz.


  • oldu görüşürüz  (15.08.12 18:03:30) 
analyze this olabilir mi? 20 senelik değil ama.


  • olsen  (15.08.12 18:34:34) 
[]

youtube'dan mp3 gibi değil gibi

ayrıca bir tuşa basmadan, videoyu yüklediği gibi mp3ünü de indirmiş sayılacağım bir sistem var mıdır eklenti filan? (chrome)

hani flv dosyaları bir yere zaten indirmiş oluyordu, bir şeyler oluyordu; sonra flvleri topluca mp3'e çevirmem gerekse de olur ama nolur dinlerken tuşa basmayayım.


 
1 tane de web adresi var, (git: www.youtube-mp3.org) diye, linki direkt kopyaladığında download butonu çıkıyor ve indirebiliyorsunuz.


  • xenophobic  (18.03.12 03:01:55) 
[]

rusça rap gibi bir şarkı / "yea budum"?

şu videoda, rusça olduğundan googleyamıyorum da.
www.facebook.com

foursquare de diyor bi yerinde. teşekkürler.

 
23-45 adi şarkının sanirim

işte
www.youtube.com
  • la traviata  (16.02.12 11:37:25) 
5ivesta ve 23:45 dueti sarkinin adi "ya budu"
www.youtube.com

  • oeh  (16.02.12 12:42:10) 
[]

mail atmak ama ondan atmamak

selam, şimdi diyelim benim abc@defg.com diye bir mailim var.
bu adresten; xyz@gmail.com adlı kişiye mail atsam;

1) xyz'nin maili gönderen adres olarak ornek@ornek.com gibi bir şey görmesini nasıl sağlarım? "mail mask" dedikleri olay bu mu, bu ise nasıl oluyor? (not: ornek@ornek.com adresi de bendeymiş)
2) xyz'ye mail attım; bana cevap gönderecek; o cevap nereye gelir? ornek@ornek.com'a gelmesini nasıl sağlarım?

daha manual metodlar da olabilir, yani maili gönderirken ornek@ornek.com'u da bir yerlere eklesem olur, görmemesi ya da gizli saklı bir şey gerekli değil.

teşekkür ederim.

 
outlook express ile bu bahsettiğiniz şeyi yaparsınız. ancak çok ufak bir kurcalama ile aslında o mailin ornek@ornek.com'dan değil de abc@defg.com'dan geldiği anlaşılır.

yani arkadaşınıza şaka olarak yapabilirsiniz. komik olur. ancak ciddi bir iş için yapacaksanız hemen anlaşılır.

nasıl yapıldığını şu an hatırlayamadım. ama basit.

daha komplike teknik bilgiye sahip olanlar ne der bilemiyorum, ama benim bildiğim bu.
  • mea maxima culpa  (06.03.11 04:59:36) 
[]

kitap siteleri?

ama kitap satmayan ve böyle kimi kitapları ponpolamayan,
sözlük olmayan

var mıdır, nedir? mesela bir tane vardı adını unuttum. pastel renkli tasarımlı. şimdi de kitap sitesi aratınca kitapyurdu benzerleri çıkıyor. napmalıyım. korkuyorum.

edit: pastel tonlu sitenin sol altında da müzk player vardı bi ufak. bi de .com'lu siteydi ve blog değildi.

 
kültürtv'den uzak dur da. 6 aydır içerde 100 liram var


  • sagnymine  (13.02.11 20:38:03) 
www.kitapokuyoruz.com adresine bir bakın, belki işinize yarar.


  • sourlemonade  (13.02.11 20:56:14) 
www.kitapbulteni.com

olabilir mi?
müzik çalar da var aşağıda :/
  • ufukcel  (13.02.11 21:34:56) 
kitaponerisi.commuş. ama başka da varsa bilen yazars sevinirim. anahtar "kitap öneri sitesi" demeliyim sanırım.


  • oldu görüşürüz  (13.02.11 22:40:30) 
[]

zamanı nasıl yavaşlatabilirim

böyle gerekirse sıkıntıdan patlayayım, ama saate bir bakayım daha sadece 1 saat geçmiş olsun (mesela)

boş durunca bile çok boş duruyorum farkında olmadan, bir bakıyorum 5 saat geçmiş. allah allaaah. saate 23tür diye bakıyorum, 03:00 çıkıyor filan. bi dur.

not: bilgisayar/internetle alakasız belirttiğim gibi. yani bomboş bir tarlanın ortasında durunca da hemen geçiyor. dalmıyorum, kendimdeyim. hatta elektrik kesikken de geçerli bu. sıkılınacak-sıkılınmayacak şeyler konusunda bir yeri mi bozdum ne yaptım.

saat kullanmadım. saat kullandım. aynı.

 
koş, kendi etrafında dön, yapabiliyorsan ışık hızına ulaş.
everest'e tırman, uzay istasyonunda yaşa.
veya farkındalığa ulaş.
  • :/  (03.02.11 01:24:52) 
ben sanirim nedenini tahmin ediyorum: kafanizdan gecen cok sey var; yapmak istediginiz, siraya koydugunuz. herhangi birine odaklanip baslayip bitiremediginiz icin hic bir sey yapamiyorsunuz. en iyisi hayatta herseye yetisemeyecegimizi, herseyi ogrenemeyecegimizi, heryere gidemeyecegimizi kabullenip, bir taneden baslamak. herseyi ayni anda yapmaya calismaktan vazgecin, sadece birseyi iyi yapin. o zaman gecen vaktiniz daha verimli olacaktir. (ugh kitap gibi oldu idare et)
kisaca: yapacak hicbirseyin, kafanda hicbir planin olmasaydi zaman gecmezdi!

  • freefroglet  (03.02.11 01:30:42 ~ 01:36:21) 
abi elini sıcak bir şeye koy, bak bakalım zaman geçiyor mu. dört beş saniye on saat gibi gelir.

ama tasvip etmiyoruz tabii. bunu belirtme amacım tamamen göreceli ve görecesinin de sana ait olduğunu belirtmekti. akıyorsa aksın yapacak bir şey yok. mutlu olduğunu gösterir işte ne güzel.
  • sen git ben geliyorum  (03.02.11 01:34:19) 
yani soruyu biraz da yanlış sordum sanırım; şu tür bir şeye de ihtiyacım var, mesela halı dokumak çok uğraştıran bir şeymiş ve zaman geçmek bilmiyormuş? o tür bir şey de lazım.

tabi şimdi dertler sıkıntılar nedeniyle zamanın geçmek bilmediği anlarını hatırlayanlar bana kızacaktır belki de, aradığım o değil, o bana da olur ama zaman yavaş geçsin diye hep kötü bir olay yaşayacak da değilim ya? uyusam bile saatler geçiyor yahu. (tamam bu galiba ihtimal dahilinde)

bir de derdim zamanın tümden geçmesi, ne bileyim yaşlanıyor olmak, ölüme yaklaşmak vb konular değil; daha çok, o 24 saatlik kabullendiğimiz süreçte dengeyi sağlayabilmek. anlatabildiysem.
  • oldu görüşürüz  (03.02.11 01:36:02) 
@freefroglet; ama yok, mesela ne olsun; atıyorum heykeltıraş olayım ve uğraştıran bir şey sonuçta, bu sefer de uğraş uğraş derken zaman geçiyor. ya da daha normal bir örnek, bir kilo pirinç alıp döküp tek tek sayayım, .. aa bi dk aydınlandım hafif, çok mu ağır kanlıyım, başkasının bir saatte yapacağı işi beş saatte mi yapıyorum. ama yoo. (bkz: sesli düşünüyorum)

şimdi ben bu cevabı yarım dakikada yazdım kesin kaç dakika geçmiştir bak.
  • oldu görüşürüz  (03.02.11 01:43:09) 
  • :/  (03.02.11 01:59:12) 
sesli dusunmeye devam :) hic tanimadan etmeden bilmeden degerlendirmek zaten zor. yakin arkadaslariniz varsa onlara sorun, belki de daha once akliniza gelmeyen nedenlerin farkina varirsiniz.


  • freefroglet  (03.02.11 02:01:53 ~ 02:02:21) 
normal ömründen 1 saniye daha uzun yaşayabilmen için saniyede 400.000.000 km (dört yüz milyon) hızla hareket etmen gerek.

nefret ettiğin bir şehir ve üniversitede bir bölüme yerleş, 1 yıl okulu uzat işte o anda zaman duruyor. herhalde durması işine geliyordur..
  • kisa bisey olsun istemistim  (03.02.11 03:07:33) 
adam anlatmış : www.eksiduyuru.com


  • nereden baslasam  (03.02.11 04:02:43) 
  • ermanen  (03.02.11 07:02:55) 
bebek bak.


  • sui  (03.02.11 07:54:44) 
uzay gemisine binip ışık hızına yakın bir hızda seyahat ederseniz göreceli olarak zaman yavaşlar


  • spankenstein  (03.02.11 09:30:29) 
hiç bişey yapmadan otur yavaşlıyor


  • yuto  (03.02.11 10:43:29) 
150 kg nın usutne cıktıgında yavaslıyor zaman. gorelilik teorisi fln hep bunlar.


  • bryan fury  (03.02.11 16:50:25) 
zamanı yavaşlatmayı çıkar aklından. denedim yüzde yüz çalışmıyor


  • clones  (03.02.11 17:39:18) 
[]

wordü pdf çevirebiliyorum

ama, pdfin sonuna bir ayrıntı sayfası ekliyor? kaç karakter, dosya ne zaman oluşturuldu vb gibi şeyler yazılı.
wordde ise o sayfa gözükmüyor.

bunu nasıl silebilirim ya da çıkmamasını sağlayabilirim pdfe çevirdiğimde?

sanırım şablonlarla ilgili bir sıkıntı var. bi sildirin be.

 
pdf editor ile o sayfayı cıkarabilirsin. ya da pdf donusumu ıcın cutepdf kullan o yapmıyor oyle mallıklar.


  • bryan fury  (31.01.11 22:27:59) 
kullandığın pdf programının ayarlarını kontrol et. pdf editörleri ile uğraşma. muhtemelen bir tick vardır "save information with file" gibi. programın adını yazarsan yardımcı olabiliriz belki.


  • ben smyrna  (01.02.11 14:31:02) 
doPDF programı ücretsiz. Yükledikten sonra Word'de yazdırma (print) seçeneğinden yazıcı olarak doPDF'i seçtiğin anda çeviriyor. Power Point vb. dosyaları da pdf'e çeviriyor. Güzel program.


  • pokepoke  (01.02.11 18:24:34) 
[]

browser pdf i görüntüleyemesin?

yani istiyorum ki ben bir link koyayım, bir pdf linki. buna tıklayınca bildiğin kaydetme kutusu açılsın. browserın içinde açmasın?

dosyayı zip şeklinde koymak dışında bir yolu var mıdır? (sağ tıklayıp hedefi farklı kaydet filan demeye gerek kalmadan?)

chrome, ie, firefox..

 
(bkz: idm)


  • ronaldo17  (26.01.11 17:59:09) 
yalnız şey, dosyayı ben koyucam yani kendim indirmiycem. ama hafif yüksek boyutlu bi pdf olduğundan browser içinde açmaya çalışıyor birisi tıkladığında ve bu iyi olmuyor.


  • oldu görüşürüz  (26.01.11 18:05:09) 
browser in same window ayarını yapman lazım.

klasör seçeneklerinde dosya tiplerinin içine bakman lazım

browse in same window tikini kaldırman lazım.
  • winston insani  (26.01.11 19:47:54) 
dosyayi sikistirip oyle yukleyin ve linki verin, browser da acamayacagindan indirmeye gecer direk. onun disinda siz ne yaparsaniz yapin eger pdf dosyasi ise indiren kisinin ayarlari gecerli olacaktir ve defaul olarak browser da acilacaktir.


  • alan shearer  (26.01.11 22:32:33) 
server-side scripting (örneğin php) destekleyen bir sunucuya koyacaksan bir script dosyası oluşturup şunları yaparak halledebilirsin:

- şu http header'larını yollayacaksın
Content-Type: application/octet-stream
Content-Disposition: attachment; filename="dosyaadı.pdf"

- akabinde de dosyayı okuyup dışarı vereceksin.

php'de şu şekilde yapabilirsin:
header('Content-Type: application/octet-stream');
header('Content-Disposition: attachment; filename="dosya.pdf"');
readfile('dosya.pdf');

bu script'i dosya.pdf ile aynı klasöre koyunca bu script'in linkini vererek indirtebilirsin.
kolay gelsin.
  • xanathar  (26.01.11 22:35:42) 
[]

gerçek cüneyt arkın olmak

nüfusta değiştirmişse de soruya devam. örneklerdekini değiştirmemiş biri varsayınız.

şimdi bu abinin adı normalde fahrettin filan ya, yani cüneyt arkın diye biri yok? heh, ben de mesela tuttum; bir tane kocaman billboard yaptırıp üzerine de "kepek sorunumu blendaxla çözdüm - cüneyt arkın" yazdım, fotoğrafını kullanmadan; beni kim mahkemeye veriyor? yalnızca c.arkın için değil tüm gerçek ad-soyad kullanmayan ünlüler için soruyorum. bu isimler de patentli, lisanslı, tescilli vs her ne ise öyle mi?

ya da diyelim x ilinin y köyünde kendi halinde yaşayan bir gerçek cüneyt arkın var, bizim fahrettin cüreklibatur hariç. o, fahrettini mahkemeye verse adımı kullanıyor diye kazanır mı, if evet, neden kazansın ki?

aynı şekilde, ben gerçek cüneyt arkın'a ulaşsam, x ilindeki, desem ki senin adını kullanıyorum, o da izin verse; bu fahrettini bağlar mı? sonuçta, bilinen cüneyt arkın o tabii de.

bütün bu sorulara ek olarak; bu nasıl bir kafadır ki o insanlar olmadıkları kişi olup yaşayabiliyorlar? bankada bilmemnerde hiç mi karışıklık olmuyor, görevli tutup cüneyt arkın diye yazmıyor mu?

ek soru: bir insanın adısoyadı çok jenerik ise; hayat bu insanlar için nasıl geçiyor? "ahmet yıldız" ad soyadlı yüz bin kişi varsa, bunlar kendilerini asla googlelayamıyorlar mı? neler oluyor ya. devlet buna bişey yapması lazım.

kamil koç bol unique günler diler.

 
isimden marka yapabildigin icin eger marka tescilliyse o sekilde kullanman yasak olabilir. cem yilmaz mesela oyle yapmisti kendi ismini.


  • tom riddle  (25.01.11 23:41:09) 
benim isim soyisimden binlerce var, hele adından milyonlarca var. o özel duyguyu hiç tadamadım velhasılı...


  • brkylmz  (26.01.11 00:44:08) 
[]

ikinci sarıdan ilk sarı

oyuncu gol atınca, formasını çıkarsa, sonra da koşarak tribüne filan yapışsa bu sarı ya hani; heh, hakem bekliyo bu kendine gelsin de kartı gösteririyim diye hani, o sırada futbolcu tribünden dönerken bir de köşe direğini çıkarsa yine sarı mı yoksa kırmızı mı olur? eğer sadece sarı oluyosa gol sevinci sırasında 1 sarıyı göze alıp toptan her şeyi yapmayı düşünüyoruz da arkadaşlarla (ikinci ligde oynuyoruz)




 
tek sarı kart gerektirir.


  • takimdanayriduzkosuyapanyazar  (22.01.11 23:55:35) 
hakem yorumuna bağlı bence


  • drip nick i zaten kullanilmakta  (23.01.11 00:56:23) 
[]

apple manyaklığı?

öncelikle belirteyim; ne imac, ne iphone, ne ipod vs kullanıcısıyım. muhteşem ürünler olabilirler, bilmiyorum, kastettiğim bu değil.

sorum şu; apple manyaklığının (varsa) sizde ne zaman ve neden oluştuğu? yani atıyorum bir tane ipod aldınız ve sonra pc alıcakken dur imac alıyım mı dediniz mesela? yoksa tamamen şişirme mi var, ben mi yanlış algılıyorum? birçok arkadaşım zamanla bildiğin fahri apple temsilcisi oldu. bana anlamsız geliyor ama ikna da olasım var.

kullanım kolaylığı dışında, apple ürünlerinin nesine "tutkuyla" bağlanıyor insanoğlu? fiyatlar da emsallerine göre yüksekken? sırf imajsa intihar filan edicem.

 
herkes neden converse giyiyo aynı terane güzel arkadaş güzel yani globelleşmekten ölücez ama güzel


  • böceksever  (08.01.11 00:53:09) 
Kesinlikle fan boyu falan değilim ama sağlam ürünler yaptıklarını düşünüyorum. Öyleki hala 2. jenerasyon ipod nano kullanan arkadaşım var lisede aldığı aleti hala hergün kullanıyor üniversite son sınıfa geçicek. Bunun dışında kendimde ipodumdan çok memnunum sorunsuz bi alet 3 tane minton philips falan bozup yenisini alacağıma kullanıyorum taş gibi. Böylesi bana daha mantıklı ve kolay geliyor. Bununla birlikte bütün ürünleri deneme fırsatım olmadığı için basit bi seçim aslında örneğin creative mp3 playerlara oldukça iyi derler ama bildiğim güvendiğim ipod dururken almayı tercih etmiyorum buda marka değeriyle ilgili olsa gerek. Ama belkide creative gerçekten iyidir ipoddan sadece benim tercihim yüzünden haberim yoktur bu ihtimalde mümkün.


  • layer26  (08.01.11 00:54:29) 
1. nesil ipod shuffle'ım var, rahat bir 5 senedir kullanıyorum, hala çalışıyor. bir adet 2. nesil ipod touch'ım var, yeni oyunlarda grafik sorunları dışında bir sorunu yok. apple'ın yaptığı aletlerde donanım sorunu çok az oluyor bildiğim kadarıyla.

ben ilk iphone'u görünce başladım apple hayranlığına. sonra imac'lerin şekline şemaline hasta oldum falan fişmekan. apple'ın kötü yönleri yok mu? var tabii ki.
  • cumingsoon  (08.01.11 01:01:17) 
98 falandı sanırım, o zamanlara göre iyi konfigürasyonlu bir pc kullanıyorum işletim sistemi win98. billboard tasarım çalışmam gerekiyor 3,5'a 2m gibi bir ölçü.

-pc bu çalışma için boş dökümanı 10dakikaya yakın bi sürede açar
-açtıktan sonra defalarca her mouse hareketi için bekletir
-win98 hata vermesin diye sürekli save etmek gerekir ki bu da nerden baksan en az 10dk
böyle karın ağrıları çekerken bi arkadaş(allahrazıolsun) mac diye bir sistem var ne donuyor ne yavaşlıyor bi bak dedi. baktım denedim aldım hala da bırakmadım

10 küsür senedir hiç tamamen donmadı, çok nadir donuyor ve öyle kalmıyor kendine geliyor, hiç bi iş ortada patlamadı, hiç hata vermedi, hiç virüs girmedi vs vs

bununda 2 sırrı var, ilki mac os x. ikinciside biçok kişiye göre steve jobs u manyak durumuna düşüren 'ben bu bilgisayarı böyle yaptım bu kasa açılmaz değiştirilemez, yükseltilemez' tribi 'idi'. mac'ler açılamazdı, ama artık öyle değil işlemcileri intel üretiyor ve her mac açılıp upgrade yapılıyor bundan olsa gerek artık mac ler de patlıyor.

edit: 10 sene önceki mac i hala hiç bi upgrade etmeden biçok işte kullanabiliyorum
  • try again fail again fail better  (08.01.11 01:01:58 ~ 01:04:44) 
2006'da alınma nanom var. daha bu güne kadar teklemedi. param olsa iphone da alırım mac de. bir kere tarzı çok güzel aletlerin ve sorun çıkarımıyorlar hiç. arıza için aynısı toshiba içinde geçerli mesela. 5. senesini doldurmuş laptop'um var sadece ram'i arttırdım tıkır tıkır işliyor. toshiba harici var sayısız kez bir metreden yere düştü daha ne kafa attı ne içi açılmadı. bazı markalar var marka olmanın hakkını veriyor. apple da bunlardan biri.


  • ayiadam  (08.01.11 01:05:09) 
1.nesil nano var hala daha taş gibi değiştirirsem bir tek 5.nesil nano ile değiştiririm çünkü çok güzelleştirmişler. 1 adet macbook um var aldığım günden beri hakkını verdim resmen aletin hala daha sorunsuzca çalışabiliyor.

Onun dışında genel olarak harikulade tasarımları var,kullanıcı dostu,virüs derdi yok ki bence en önemli özelliklerinden birisi bu,kullanmaya başladığın andan itibaren aranda bir bağ oluşuyor ki bu bana çok saçma geliyordu ama başıma geline anladım,açılış ve kapanış hızları inanılmaz yüksek bunun dışında windowsta ki gibi aptal aptal donma takılma vb. sorunları yok. 5 senedir 1 kere dahi çökmedi sistemi ya da herhangi bi programı kullanırken yüzüstü bırakmadı.

Açıkçası bundan sonra da apple ile devam etmeyi düşünüyorum geri kalan hayatıma, hele bir de Bilkom aradan çekilirse tadından yenmeyecek.
  • skywalkeremre  (08.01.11 01:20:55) 
zamaninda abim ipod classic 30 gb almisti hediye olarak.. cok severek kullandim..

sonra iphone cikti.. 3gs yeni ciktiginda 2. el bi 3g 16gb aldim.. halen cok severek kullaniyorum.. olur da degistirmek istersem yine bi iphone'la degistiririm muhtemelen..

bilgisayarim bozulmustu gecenlerde.. bu yaz bilgisayar alayim diyordum.. abimin macbook'unu kullandim birkac gun.. dedim iyiymis bana da alalim bi tane.. 13" macbook pro aldim..

bunlarin hepsini de turkiye'deki fahis fiyatlardan degil gayet uygun fiyatlara aldim.. soyle ki:
ipod'u 200 dolar civarina almisti abim yanlis hatirlamiyorsam..
iphone'u yine 200 dolara aldim..
macbook pro'yu 1050 dolara aldim..

emsallerine gore yuksek degildi fiyatlari yani.. oyle işte..
  • buzzlightyear  (08.01.11 01:21:43) 
(bkz: lovemark)


  • pizza ve spaghetti sevmeyen italyan  (08.01.11 01:25:57) 
@buzzlightyear; nası ki, sözlükte de okudum tr fiyatlarını protesto eden bir blog da vardı. orda abd ve tr fiyatları arasındaki uçurum da gözüküyordu hatta. yani fiyatları fahiş değil derken yalnızca o ürünler mi, genelde mi? yoksa yakın zamanda büyük bir indirim filan bir şeyler mi döndü?

edit: bilkomprotesto.blogspot.com imişti.
  • oldu görüşürüz  (08.01.11 01:31:04 ~ 01:32:32) 
turkiyedeki fiyatlara gore amerika'da baya ucuz.. ayrica apple, calisanlarina %10 civari bi indirim yapiyor.. abimin bi arkadasina aldirmistim ben macbook pro'yu.. 1199+tax idi yani fiyat.. indirimle 1050 civarina gelmisti..


  • buzzlightyear  (08.01.11 01:45:56) 
intel tabanlı bilgisayara mac os x yukleyince basladı...tabi maddi sıkıntılar burada dur dedi..daha ilersi yok..ama mac os x sistem yani macbook lar, gerek kendi çakma macbook umda gerek denediğim diğerlerinde, gayet hoş, şık, stabil, guvenilir calışıyor..windows gibi şişmiyor...
eh tabiki marka şişirmesi söz konusu ama bir cok şeyi de hakkıyla yapıyor...
tabi bence fiyata değmez...
orta düşük sosyoekonomideniz bircogumuz...
  • ne adrenerjik ne kolinerjik  (08.01.11 01:48:39) 
Kullanımlarını bir kenara bırakırsak bence apple ürünlerinin en güzel yanı hem sağlam hem de çok ince detaylara özen gösteren mühendisliklerinin olması.

Şöyle düşünün, onlarca milyar para verdiğiniz bir arabanın 3 liralık bir marş dinamosu kömürü yüzünden çalışmaması ya da arıza çıkarması insanı deliye döndürür. Mac-Win karşılaştırmasında bu ayrım çok bariz ortaya çıkıyor. Windows yüklü pcnizi ne kadar stabil tutmaya özen gösterseniz de sürekli ufak tefek ama can sıkan sorunlarla karşılaşıyorsunuz. Macde bu böyle değil, kullanıcının keyfini kaçıracak pek birşey olmuyor.

Bir de şöyle birşey var. Amerikadan aldığım bir macbook pro kullanıyorum. O fiyata çok daha yüksek ramli yahut daha iyi işlemcili -mesela i7li-bir laptop alabilirdim,. Ama geçen gün kapağı açık halde sandalyeye bıraktığım macbook pronun üzerine oturduğum gibi o laptopun üzerine otursaydım anında mefta olmuştu. Yahut ayağım takıldığında magnetli şarj soketinin ayrılmasıyla aleti düşmekten kurtaran bir mekanizma laptoplarda olmadığından bu gibi durumlarda laptop mefta olacaktı. Bunlar gerçekten çok ince düşünülmüş detaylar.
  • johan sebastian  (08.01.11 01:54:30) 
(şimdi yaşım ortaya çıkabilir ama)
91 yılından beri mac kullanıyorum ben. o kutu gibi bej macintosh'lardan (mac plus'tı galiba adı) olan bir eve değişim öğrencisi olarak gitmiştim. 20 yıl olmuş. o zaman internet yoktu!! o kadar eski yani. çevremde benimle zamanında dalga geçmiş olan herkesin elinde birer ipod, imac, macbook filan gördüğümde de kıllık yapmıyorum, onların adına seviniyorum.

şöyle ki, lise 1'den 3e kadar o mac plus'ı kullandım, üniversite 1'den 4'e mac classic, mezun olunca bir arkadaşıma satıp, çalıştığım ajansta power mac kullandım, viewsonic ekran ve lexmark yazıcıyla (sırf ekranı 3,000 dolardı!!, makinanın fiyatını bilmiyorum, ajansta çalışan herkese bundan veriyolardı özellikle grafik çalışanlara), sonra yeni evliyken kocam bana bir doğum günü hediyesi powerbook getirdi, siyah, klavyesi bakır renkli, sonra macbook aldım londra'dan, ilk oğlum 1 yaşındayken, sonra türkiye'den şimdi kullandığım imac'i.

işin komiği, bütün bu saydığım makinalar hala çalışıyor, o bej mac plus bile hala o ailenin evinde garajda duruyor ve fişe takınca system 7 mıydı neydi, o açılıyor.

işte o yüzden mac.
  • zkurmus  (08.01.11 02:41:17) 
okumadim cevaplari hic, kusura bakilmaya. benim icin: uzun sure baska teknolojilerle vakit kaybettikten sonra sunduklari tecrubeyi gordugumde kaybettigim senelere acidim. malesef bir apple urunun yasattigi "tecrube" (experience)'in emsali yok, ne kadar para verirseniz verin. yani mp3 calan daha ucuz cihaz bunun bir emsali olmuyor. veya hayvan islemcili windows laptop, mac os calistiran bir macbook pro'nun emsali olmuyor. hatta bunu uzun sure pc laptop'ta mac os x kullanmis biri olarak soyluyorum.

her neyse, soyle bir kac ay bahsettigin urunlerden birini kullanmadan ne dedigimin tam olarak anlasilmasi kolay degil sanirim.

he ben apple urunlerini cok severim, emsallerinin piyasada olmadigini da bilirim, ancak neyden bahsettigini bilmeden "aynisini su kadara aliyom haci daha ucuz, sonucta ayni isi yapiyor" diyenlere de uzun uzadiya izahat vermem. bunu cogu kisi yapar, cunku apple'in pazarlama stratejisi ve psikolojik yonlendirmesi evangelizm'e dayanir. insanlari kutuplastirip arada cikan arbededen reklamini yapma meselesi yani. guy kawasaki arastirilasi bir isim bu konuda, apple'in ilk macintosh zamanlarindan marketing kararlarini alan adam, konu hakkinda da kitaplari vardir. en.wikipedia.org

bu carka apple fanboyu dedigin kisiler kadar apple haterlar da esit derecede hizmet ederler. oyleyken oyle iste.
  • kurukafa  (08.01.11 03:26:08 ~ 03:26:27) 
unutulmuş sanırım ; user interface i deli olan alet, kullanımınızı kolaylaştırmak için 36 takla atar . tüm apple ürünleri genelde öyledir . severek takip ediyoruz


  • busuta  (08.01.11 09:07:44) 
üniden hocalar bahsederdi eskiden bi mac almak için insanlar arabasını satardı diye, artık öyle abartı durumlarda yok. ben 17"macbookpro mu geçen sene yanında bir ipodnano ile birlikte 1060ytl verip almıştım. bilkom garaj sale yapmıştı, 12 saat geçen senenin kar yağışlı bi aralığında sokakta beklemiştim.


  • try again fail again fail better  (08.01.11 11:10:23) 
[]

film izlemeye nasıl karar veriyorsunuz?

hangi filmi izleyeceğinize yani. (bilgisayar/dvd filan)

örneğin üzgünken buraya gelip "bana üzücü film önerin" diye mi soruyorsunuz? en yakın arkadaşınızın önerisini mi mutlaka izliyorsunuz? yoksa sevdiğiniz aktörün tüm filmlerini mi izliyorsunuz? sözlükten elinizdeki filmin başlığını mı aratıyorsunuz? imdb top yüzbin? nelerolyor?

bonus track: tastekid filan mı?

 
ya bırak abi canları sıkılıyor film izleyeyim diyorlar.
sonra da nasıl bi film izleyeceklerine o an karar veriyorlar.

budur.

kişi kendinden bilir işi.
  • kırkmerak  (28.12.10 19:39:31) 
imdb + ekşi sözlük + yönetmen


  • lord esseginziki  (28.12.10 19:41:37) 
bazen yönetmen temalı takılıyorum. mesela son iki haftadır izlemediğim woody allen filmlerini izleyerek, adamın tüm filmlerini bitirmeye çalışıyorum. bir de icheckmovies.com'da listeler var, işte sundance film festivali'nde ödül almış bilmemney, roger ebert'in en sevdiği filmler falan diye, oradan seçiyorum.


  • sanal hayvan  (28.12.10 19:49:02) 
genelde sevdiğim oyuncuların ve yönetmenlerin filmlerini izlerim.bazen de ruh halime göre.yani mesela komedi filmi istiyorsam en iyi komedi filmleri diye aratıyorum google'dan.imdb puanına göre seçiyorum.

ülke ayrımı da yaptığım oluyor gerçi.en iyi fransız filmleri vb...
  • mimi  (28.12.10 19:51:12) 
imdb/son çıkan aksiyon filmler.


  • xenophobe  (28.12.10 20:06:08) 
imdb box office'ten ve divxplanet'tan yeni çıkan filmleri takip ediyorum. konusu hoşuma gidenleri ve başkalarının beğendiklerini izliyorum. eskilerin çoğunu izledim zaten. bazen imdb'de oyuncudan oyuncuya sekerken bir şeyler buluyorum.

edit: bir de torrent sitelerinde rastladıklarımdan konusu hoşuma gidenler oluyor, onları izliyorum.
  • lemmiwinks  (28.12.10 20:07:21 ~ 20:08:56) 
divxplanet'in forumunda en son hangi filmi izlediniz diye bir başlık var ona giriyorum millet neler izlemiş ne demişler ne kadar puan vermişler diyorum sonra ekşiye bakıyorum ilgimi çektiyse izliyorum


  • exodia  (28.12.10 20:34:17) 
filimadami.com güzelinden listeleri var. puanları da var.
puanlarına bakıyorum, hatta imdb top 250 bitirmek gibi bir amaç da edindim.

  • unalub  (28.12.10 21:18:42) 
Ben yönetmenleri ya da oyuncuları takip ediyorum bazen. Birisi çok hoşuma gitti mi onun filmlerinden devam ediyorum. imdb bu iş için çok iyi bir kaynak. Bir de sahaflarda ve bit pazarında eski filmler oluyor, biraz karıştırıyorum, kartonetlerini falan okuyorum hoşuma gidenleri 3er 5 er alıyorum.


  • johan sebastian  (28.12.10 22:57:47) 
[]

"yüzük mouse" ne ki

şu aygıt nedir ne değildir, video da koymamışlar anlamadım. lazer ekrana mı değiyor?
www.gelsendeal.com

googlelayınca yüzük mouse çıktı ama o da 150$mış, bu değil demek ki. bu dandik midir? hoşuma gitti alıyım basıyım kırbacı nolur alim ya.

bir de pcde de kullanılabiliyor mudur laptopun yanısıra.

 
al bence.


  • cedric tweedledee  (17.12.10 14:10:19) 
Denemeden cihazı kötülemek istemem ama bu tarz konsept bir cihazın videosunu izlemiştim bir kaç ay önce, bir kaç saat içinde hevesini alıp bir kenara atacağın oyuncaktan ötesine geçemez.

Çalışma mantığı standart topsuz mouselarla neredeyse aynı. Lazer ekrana değmiyor, sadece yansıyan ışık algılayıcı tarafından alınıp işleniyor.
  • kimlanbu  (17.12.10 14:15:26) 
çook paran yoksa o kadar para verilecek birşey değil bence.


  • xenophobe  (17.12.10 14:45:31) 
aynısı. daha ucuza.
www.dealextreme.com

  • sutlu nescafe  (17.12.10 15:11:12) 
Ben bi hevesle almistim, ama simdi kullanmiyorum bile..

Cihazin ucundan mousun altindaki gibi laser cikiyor. Parmaginizi mous gibi oynatiyorsunuz, tuslar da cihaz uzerinde..

Ilk baslarda guzel gibi geliyor ama degmez...
  • yilmazyildirim  (17.12.10 15:34:10) 
"bileklerinizi yormadan bilgisayar kullanmanızı sağlayacak." demişler ama o parmak yorulmayacak mı? alınmaz bence!


  • zexustewas  (17.12.10 16:54:38) 
bende var duruyo bi sikime yaramıo yarı fiyatına veriyim


  • mormormorius  (17.12.10 17:54:47) 
alıp birkaç saat kullanıp kenara koyduğum bir üründür kendisi. pek tavsiye etmiyorum.


  • megabyte  (17.12.10 23:56:32) 
[]

dekorasyon ürünleri satan site - yapı market

google'a sordum cleveland dedi o yüzden burdan deneyimlerinizi sormam gerekiyor.

böyle koçtaş, praktiker, ikea filan haricinde; "ev"sel şeyler satan ama sadece koltuk moltuk değil de atıyorum matkap da satan, "dekorasyon sitesi" deyince "kırmızı-siyah çok uyumlu olur" filan diye gereksiz bilgiler vermeyen, "yapı market" deyince sadece tuğla-çatı satmayan, bir site var mı kullandığınız ya da denk geldiğiniz?

mağazası olmayıp online satsa da olur. bir de türkiye sitesi olursa daha iyi olur, kargo filan yurtdışından zor.

he bi de bauhass mu ne o var yukarıdakilere ek olarak, o da hariç.

teşekkü.

 
tekzen'i tercih ederim genelde ben ama sitesi pek kullanışlı değildi.yine de bakmakta fayda var...

www.tekzen.com.tr
  • p a t r i o t  (13.12.10 03:04:56 ~ 03:05:10) 
[]

kulüp hissesi

bir kulubün hisse senedini alınca bunun kulübe bir katkısı oluyor mu, ya da oluyordur mutlaka ama nasıl bir katkı; kişi nakit para mı vermiş oluyor? alıp kenarda tutmak mı bekleyip satmak mı kulübe daha faydalı (değeri yükseliyor?)

borsadan filan hiç anlamam da nedir yani. "1 lot" dedikleri şey 3 büyük kulüp için ne kadar, halihazırda biliyorsanız.


 
kişi para verip kulübün karına/zararına ortak olmuş oluyor. bekledikçe değeri yükselicek diye birşey yok, düşebilir de. 1 lot fenerbahçe için 59 civarı, galatasaray'ın 360 civarı, beşiktaş'ın 10 civarı idi sanırım.


  • royal  (07.12.10 23:45:51 ~ 23:46:29) 
yani peki bunun kulübe nasıl bir yararı oluyor, ben bir X'i alıp sonra satıyor ya da satmıyorum ama bundan takımın kârı ne? çok hissedarı olursa daha mı fazla kredi alabiliyor atıyorum? tam bir borsa 101 oldu ama öyle. sürekli hisse de çıkarmıyorlardır sanırım, öyle havadan para kazanmış oluyor desek. ne ki.


  • oldu görüşürüz  (08.12.10 01:31:58) 
Ekonomi uzmani degilim, ama yuvarlak olarak sirketin cok kucuk bir bolumune ortak oluyorsunuz diyelim. Lotlarin orani irketten sirkete degisir, satin aldiginiza sirketin mesela %0.001'ine ortak olursunuz. (oran uydurmadir) 10 lot alirsaniz, %0.01, vs.

Sirket kar ettikce deger kazaniyor, sizin elinizdeki hisse senetleri de buna gore deger kazaniyor. Degerlenen senetleri yeni, pahali fiyatiyla satip kar edebilirsiniz. Ama ayni sekilde sirket zarar ederse hisse senetlerinizin degeri duser, ve siz de zarar edersiniz.

Sirket ise sizin yatirdiginiz parayi kullanabiliyor boylece.

Mesela 1000 lira verip uygun sayida lot alarak sirketin %1'ine ortak oldunuz. 1 ay sonra bu sirket 10000 lira kar etti. Sizin elinizdeki hisse senetleri de 10000 x %1 = 100 lira degerlenir.

Sayilarin hepsi uydurmadir.
  • metalik  (08.12.10 03:35:54) 
basit olarak anlatalım :D

şimdi şirketlerin halka açılma nedenleri, yeni yatırımlar için kaynak yaratmaktır. Banka kredisi alarak yatırım yapmak çoğu zaman daha maliyetlidir. Bu nedenle şirketler genelde imtiyazsız hisse senetleri çıkarır. Bu hisse senetleri ile sadece dağıtılan kâr paylarına ortak olursunuz.

Borsa ise bu tür şirketlerden hisse alan yatırımcıların elinde ki hisseleri kolay bir şekilde nakite çevirmeleri, yatırım yönlerini değiştirmelerini sağlayan 2. bir piyasadır ve doğrudan halka arz yapan firmaya bu alış ve satışlar getiri sağlamaz. Şirketin belli dönemde yaptığı yatırım atakları ve kârlar borsada o şirketin hisselerine olan talebi artırır bu da hisselerin fiyatının artmasına sebep olur, bu artışta şirketin değerini artırır.

Özellikle kulüpler için sorduğunuzdan onlarla ilgilide küçük bir not ekleyeyim.
Genelde hep sportif başarılar kulüplerin borsa değerlerini etkilemez denir ama çok büyük bir yanılgıdır. Kulüpler store'larında ürün satan, kazandıkları başarılar oranında katıldıkları turnuvalardan ödül ve yayın hakkı geliri elde eden, başarıları ile doğru orantılı olarak sponsorluk anlaşmaları yapan, başarıları ile doğru orantılı olarak kombine ve maç günü bilet satan işletmelerdir. Başarı geldiğinde gelirleri artacağı için uzun vadede şirketlerin gelirleri artacak ve şirketlerin hisselerine olan talepte bu doğrultuda artacaktır.
  • zpider man  (08.12.10 09:08:17) 
[]

şu ayakkabı nasıl

böyle soru soracağımız günler de gelecekmiş ama bir iddiaya girdik.

ayakkabı şu: www.deichmann.com.tr

10 üzerinden kaç puan sizce ya da genel yorum olsa daha şahane olur.

ben hangi tarafta olduğumu söylemeyeyim. teşekkürler şimdiden.

 
eh işte...ama kot dışında birşeyle giyilmez..daha az parlasaymış iyiymiş.hmm 10 üzerinden 6 olsun.


  • purkinje  (02.12.10 00:43:53) 
bence gayet sekiz.


  • aklimiseveyim  (02.12.10 00:54:19) 
spor giyinen biriysen her türlü giyersin, kışın bot niyetine bunun deri olmayanını ben giyiyorum. 10 üzerindenn 7


  • cikolatalıgofret  (02.12.10 00:56:35 ~ 00:58:02) 
Siyah olsaydı 10 verirdim belki bu renk tam gitmemiş modele fakat fiyatına göre bence gayet güzel.Benden de 7 olsun.


  • lisko  (02.12.10 01:03:49) 
rengi, tipi çok kötü 4.


  • uche  (02.12.10 01:10:40) 
--5 cevap oylama ortalaması 6,4--


  • oldu görüşürüz  (02.12.10 01:15:19) 
8 veririm bende


  • berginyonbaenre  (02.12.10 01:18:13) 
"air jordan 1" derim bunun yerine... bu derece taklit olduğundan 10 üzerinden 1.


  • merdümgiriz...  (02.12.10 01:51:30) 
bi 8 de benden. gayet rahat gorunuyor ve kotla pek hos durur bence.


  • somethinginthewayshemoves  (02.12.10 01:54:15) 
iğrenç


  • ssyumusakg  (02.12.10 03:00:50) 
net 8. sevdim.


  • lordrickojoel  (02.12.10 04:05:27) 
çok kötü


  • gkk  (02.12.10 04:30:17) 
son derece itici


  • murdoc  (02.12.10 07:17:33) 
12.5 falan
şaka la şaka 6

  • Her Yer Siyah  (02.12.10 07:44:00) 
9 kanka


  • huzur izlanda  (02.12.10 08:11:47) 
6


  • zexustewas  (02.12.10 09:04:09) 
gayet gzl ayakkabi ben begendim. 7.4 veriorm


  • all girls dream  (02.12.10 09:36:37) 
spor giyim tarzına göre uyumlu bir ayakkabi bence 8 dir.


  • kimbilebilir  (02.12.10 10:54:01) 
rahata benziyor renkten kaybediyor ama giyilir abes durmaz


  • haintırtılpistırtıl  (02.12.10 14:20:40) 
6 verdim.
marka yazmıyor olsa 8-9 verirdim.

  • kayranin kedisi  (02.12.10 23:11:39) 
[]

Rüyamda hep kan görüyorum

ve dolayısıyla rüyalarım hep iptal oluyor.

hep kan görmemek için ne yapmalıyım, artık geçerli rüyalar görmek istiyorum. en son kolum çizik içindeydi oluk oluk kan akmıyordu ama yine de rüya bozulmuş sayılır mı? bunun limiti var mıdır yani az da olsa?

sürekli öyle kanlı öldürmeli filmler de izlemem, istanbul.

 
gündelik hayatınızda kan'ı anımsatan şeylerden biri ile yoğun olarak karşılaşıyor olabilirsiniz. kırmızı renkli veya akıcı birşey. yada dexter gibi çocukken kan dolu bir ortamda saatlerce kalma yada bunun gibi acı tecrübelerle karşılaşmış olabilirsiniz. profesyonel yardım dışında verebileceğim tavsiye, yatmadan önce sıcak bir duş, bir bardak ılık süt ve gündelik telaşını unutturacak güzel bir komedi filmi.


  • crue  (26.11.10 22:14:12 ~ 22:21:16) 
kafaya bunu taktığın sürece bilinçaltına bunu işleyeceksin ve görmeye devam edeceksin. gece yatmadan pasiflora benzeri bir şurup iç. rahatlarsın.


  • pisekarv2  (26.11.10 22:18:31) 
ehehhe istanbul oldugunu belirtmeniz ve kan ile ruyanin bozulacagini dusunmeniz etkilese de beni, size 1-2 sey soyleyebilirim. ruyalarimda ne zaman aci ceksem yada yaralanmis olsam, genelde o gunlerde hayatimdaki bazi seyleri kafaya taktigimi farkediyorum. ozellikle birilerinin size haksizlik ettigini dusunuyorsaniz veya caninizi saglam yakmislarsa (ki hep oluyorsa bu gecmisinize bi bakin derim) onun sizdeki yansimasidir diye dusunuyorum. gecmisinizi gunluk hayata pek aktarmamaya calisin derim..


  • purkinje  (26.11.10 22:26:48) 
ruya adet donemidir; bir haftaya gecer, kansiz ruyalar gorursunuz :)


  • thunder thunder thunder thundercats  (26.11.10 22:54:32) 
@thunder thunder thunder thundercats atlet mi. ne atleti. ben elli beş yaşındayım öyle bişey görmedim. erkeğim.


  • oldu görüşürüz  (26.11.10 23:02:03) 
sizin degil, ruyanizin adet donemidir... ruyalar da adet olur ara ara, kan govdeyi goturur... benim yorumlamam bu kadar...


  • thunder thunder thunder thundercats  (26.11.10 23:11:44) 
demin göz ucuyla bakarken başlığı karı görüyorum diye okudum ehehe


  • benim adim kerim hepinizi severim  (26.11.10 23:25:00) 
rüyanin iptal olmasi, gecersiz rüya, bozulmus sayilan rüyalar.. bunlar nedir? limit?
kabus görüp uyaniyor musunuz yani?
istanbul'un olayla alakasi ne?
ee kan görmekten rahatsizsaniz, uyanmaniz iyi bir sey. yoksa biz ona karabasan/kabus diyoruz.
spor yapin, bol oksijen alin, bitki caylari icin.. böyle yorgunluklarda insanin rüya görmeye bile hali kalmaz, görse de güzel seyler görür...
  • flmng  (26.11.10 23:42:59) 
[]

"televizyon"dan özür mü dilesek

hem soru hem de bilmiyorum.

soru: bu sıralar televizyon izlemeye başladınız mı? herhangi bir şey, iş olsun diye, sırf bakıyor olmak için. dizi takip etmek ya da kötü programlarla dalga geçmek için değil, "televizyon izlemek" olarak. haberleri ya da kadın programlarını, filmleri filan.

neden soruyorum: bilgisayar ve internet ile zaten çok bayılmadıkları televizyonu neredeyse tamamen terk eden bir grup insanla, kısa bir süre içinde farklı farklı yerlerde görüştüm. birbirlerini tanımayan insanlar. "ne yapıyorsun evde" sorusuna bir sürü kişinin "valla tv izliyorum öyle boş boş" gibi cevaplar vermesiyle şok geçirdim! çünkü buna ben de dahildim ve patricia teyzemi geçen hafta kaybettik.

nesini merak ediyorum: internetten sıkılmış olabilir miyiz? sırf bakmak için, klavyeye dokunmadan, mouse'u tutmadan bir şeyler yapma (dvd izlemek de değil, bilgisayarda izleyenleri saymıyorum) noktasında mıyız? bize ne oldu? internetin sürekliliği, sürekli mail kontrol etmek, sürekli bilmem ne yapmak, bir şeyin yüklenmesini beklemek yerine huzuru televizyonda, "aptal kutusu"nda bulmuş olabilir miyiz? yani yuvarlak hesap 10 senedir "çok aktif" olduğumuz internete topluca ara verme eğilimde miyiz? artık çişimiz gelince hemen bilgisayardan kalkasımız mı geliyor? kasalarımızın fan sesinden tiksiniyor muyuz? tv kumandası mı özledik? neler oldu?

ciddi soruyorum. internet düşmanı değilim, hayat sokakta filan demiyorum aksine çok severim. ama "10 sene" bir kırılma noktası olabilir mi? facebookumuzda bir şeyler dönmüş mü diye düşünmesek belki de hiç internete girmez miyiz? bu ve benzeri soruların hepsi bu gece; ekşi duyuru tv'de.

 
başlamadım, televizyonu geçtim laptoptan film ve dvd'de izleyemiyorum bir süredir.

sorunun cevabı 9 günlük bayram tatilinde gizli olabilir ama.
  • :/  (22.11.10 00:45:13) 
tv da izleyeceklerimi yine internet üzerinden görüp programla ilgili bi haber yazı entry görüp izliyorum, internet yönlendiriyor yine televizyona beni, fakat son zamanlarda dediğin gibi facebook kontrol etmek, torrent kontrol etmek, yeni torrent eklemek, yeni albümlere bakmak, günden onlarca albüm indirmek gibi şeyler yaptığımı görünce ne yapıyorum ben diye bir farkındalık anı yakalıyorum, ertesi gün yataktan kalktığımda ilk işim bilgisayarın power tuşuna basmak, iş güç yok öğrenciyim, televizyonun da aptal kutusu değil, tam tersine çok önemli eğlendirici bilgilendirici bir icat olduğunu düşünmekteyim


  • freebird5406  (22.11.10 00:45:54) 
[]

gmail otomatik cevap

soru başlıkta. gelen her maile değil de seçili mail adresine ya da adreslerine otomatik cevap verebiliyor muyuz?

abc@xyz.com'dan gelen her maile "allah belanı versin" gibi bir oto mail?

her maile oluyor onu biliyorum ve teşekürler.

 
gmail arayüzüyle değil de 3.parti bir mail programı kullanarak yapabilirsin sanırım.


  • kilecerme  (17.11.10 22:17:07 ~ 22:17:21) 
sadece contact list'tekilere gönder diye bir seçeneği var, işinizi görecekse. (tabi bu tek listeye tek mail demek, ben başka bir gruba da başka bir şey yollamak istiyorum derseniz olmuyor.)


  • galadnikov  (17.11.10 22:29:43) 
[]

sitenin belli bir bölgesine zoom yapmak

şimdi kesin yoktur da bir de varsa...

eklenti olur bir şey olur, fotoşop olur, nasıl yapabiliriz bunu?

örneğin duyuru'nun tepesini düşünün, ARA kısmını pat diye büyütebilir miyim?

ps: sayfanın tamamını büyütmeyi kastetmiyorum. onda büyütecek bir şey yok. ctrl+

 
başlat > programlar > donatılar > erişim kolaylığı > büyüteç

iş görmez mi ?
  • freebird5406  (07.11.10 16:42:12) 
mozillanın bi eklentisi vardı adını unuttum sımdi


  • all girls dream  (07.11.10 19:03:54) 
[]

gmail offline nedir ne değildir?

anneye anlatır gibi lütfen

mesela tüm dosyaları mailleri bir klasöre toplayacak mı?

"xxxx mb kotanızın şu anda şu kadarını kullanıyorsunuz" diyor ya hani, o kota dolarsa ne oluyor? offline ile dosyaları alamaz mıyım?

outlook gibi ise o zaten olan bir şey değil mi?

arzum; ayarlarda her şeyi indir yapıp 5-6 gb şeyi offline edinebilmek, ama 5-6 gb diye kararsız kaldım, dosyayı vericek mi bana? bana dosyayı versin. versin. verin dosyalarımı. dünyanın bütün çiçeklerini getirin bana.

 
client kullan, imap/pop3 birini sec. clientten ayarla 20-30 gunluk yedek al, serverdan silme okunanları diye isaretle.

outlook kullanmadan outlook gibi kullanabilmek guzel bişi degil mi ?
  • bryan fury  (06.11.10 14:06:00) 
[]

hem çekirdeksiz hem tepesinde bibersiz yeşil zeytin?

varsa nerede?




 
dilimlenmiş halleri var ama boş olanlar genelde turşu gibi epekşi oluyo


aa bi de biber yerine bademli olanları vardı bi ara
  • sweeney  (26.10.10 20:49:17 ~ 20:49:42) 
dilimlenmiş var fora'nın.


  • dambil  (26.10.10 20:49:24) 
balıkesir-havran'da badem'lisi olur. balıkesir dışında görmedim...


  • paltar yuyan masin  (26.10.10 20:51:52 ~ 20:58:25) 
"dolgu" imiş anahtar kelime, içi tamamen boş bulamadım ama dilimlenmişten ziyade şu bademli iyi gibi, tadını kestiremesem de: www.naturicashop.com


  • oldu görüşürüz  (26.10.10 20:58:42 ~ 21:00:31) 
[]

El çizgisi olayı ne derece doğru? Araştırılmışı var mı? (capsli)

arkadaşlar merhaba yeni üyeyim çok güzel bir site. googleda aratmayı da biliyorum ama faydalı cevaplara ulaşamadığım için bir de buradan sormak istedim.

biliyorsunuz el çizgileri (avuç içi) için çeşitli yorumlar oluyor, el falı'nı kastetmiyorum. böyle hayat çizgisi uzunsa çok yaşarsın, kalp çizgin şöyle ise böyle olursun gibi.

çevrenizde 90 yaşında olup da hayat çizgisi gerçekten çok uzun olanlar var mı ellerinde? ya da tam tersi, erken yaşta aramızdan ayrılan bir kimsenin hayat çizgisini hatırlıyor musunuz, kısa mıydı?

bunların istatistiklerini nasıl aratabilirim? sağlık bakanlığına mail attım ancak olumlu bir cevap ile dönmediler henüz. hep olumsuz cevap, hala mailleşiyoruz. en azından hayat çizgisi olayını halledersek sevinirim, yarına lazım.

şimdiden teşekkürler.

 
Eger ingilizce'niz varsa google'dan bir de palmistry sozcugunu de kullanarak arama yapmayi deneyin. Pek cok seye ulasacaksinizdir.

* bilmiyorum denediniz mi gerci bunu da
  • no christ requiress  (26.10.10 02:51:53 ~ 02:52:34) 
Morglara gidip bakın. En iyi istatistik orada çıkar.


  • sourlemonade  (26.10.10 03:59:25) 
@cosmicstring; işte tam olarak o geçti aklımdan da tırstım. nasıl anlatayım "el çizgilerine bakıcam" diye biri görse. hem korkarım da. ölü çünkü. sorumun özü buna çok yakın; biri gidip bakmış mıdır bilimsel anlamda vs gibi.


  • oldu görüşürüz  (26.10.10 04:04:57) 
Şu dünyada en az korkacağınız insan ölü insandır. Ha görmeyi sevmezsiniz, ayrı. Sağlık Bakanlığı'na bunu yazın bakalım ne diyecekler.


  • sourlemonade  (26.10.10 04:17:11) 
iksir yapıcaz diye albinoları kesen afrikalılar geldi birden aklıma. el çizgilerini geçtim tek yumurta ikizleri bile aynı zamanlarda ölmüyor.


  • emrag  (26.10.10 11:24:26 ~ 11:24:37) 
yalaaan.. yok oyle bi sey..

ha bi de:
benim sag elimle sol elimdeki çizgiler farklı.. yani kanımca ayaklı kanıtıyım bunun yalan oldugunun..
  • buzzlightyear  (26.10.10 11:47:38) 
@buzzlightyear; yalan olma ihtimaline katılıyorum. lakin doğruysa da sanırım herkesin sağ-sol çizgileri zaten farklı, denk geldiğim resimlerde(ekteki de dahil) genelde sol el çizgileri referans alınmış.


  • oldu görüşürüz  (26.10.10 15:07:34) 
herkesin sağ ve sol el çizgileri farklı değil yahu.. yani %100 ayni degil tabi de, mesela akil ve kalp cizgisi oldugu iddia edilen iki cizgi var ya.. benim bi elimde bu ikisi tek cizgi halinde.. böyle olduğunu görünce şaşırıyordu hatta insanlar..


  • buzzlightyear  (29.10.10 01:27:02) 
[]

su sesi ve işemek birbiriyle ne alaka? (bilimsel)

doğuştan mı geliyor? her insanda oluyor mu? nasıl aratıcam ben bunu bulamadım. bir de bu ses bilinçle karşılık verdiğimiz bir şey değil ya hani, "su sesi duydum dur çişimi yapıyım" demiyoruz yani, onun gibi başka hangi sesler var? limon görmek? salya? ne deniyordu buna, salınım mı? hormon mu?




 
bilinçaltı ve çağrışım şeklinde ilk akla gelen keywordleri sallıyorum ortaya.


  • kelimeyounu  (24.10.10 02:39:14) 
bence iseme ve su akisi olaylari dogustan olmasa da, daha sonra birbirine benzerliginden dolayi cagrisim yapar. bir de kucuk cocuklari isetirken "hadi cisssss" seklinde akma efekti verilir, bilincaltina kazinir diye dusunuyorum.


  • samfisher  (24.10.10 02:39:41) 
  • hollowlife  (24.10.10 02:40:34) 
dediklerinize katılmakla beraber, benim asıl anlamadığım kısım; beyin hangi organa nasıl bir talimat veriyor da çişimiz "geliyor". yani o sesi duymasak gelmiycek belki, iki saat sonra filan gelecek de, kulağımıza giren bir ses neyi nasıl etkileyebiliyor? beyinden idrar torbasına bir kanal mı var?


  • oldu görüşürüz  (24.10.10 02:46:57) 
limon - salya örneği şartlı refleks oluyor. bunu pavlov'un deneyinden biliyoruz(bu kesin bilgi yani).

ancak su sesi ve işemeyi de şimdi düşündüm ve mantıklı bir temele oturtarak götümden sallıyorum: şimdi her işediğimizde su sesi duyuyoruz. belli bir süreden sonra su sesini ve işemeyi(ne pis bi kelimeyiş) bağdaştırıyoruz ve bu bizim için refkels haline geliyor. bu olay sonradan öğrenilen bir refleks olduğu için(yani bu şekilde doğmadığımız için) bunun adı "şartlı refleks" oluyor.
  • bullet-toothh  (24.10.10 02:48:28 ~ 17:57:03) 
2. soru için:

beyinden idrar torbasına giden sinir sistemi var.
  • bullet-toothh  (24.10.10 02:50:54) 
@bullet-toothh: "işemeyi" olacak, kelime güzel yani.


  • :/  (24.10.10 03:24:20) 
çişimiz gelmiyor o sesi duyunca. insanlar uykuda çişlidir ve bu çişlerini tutarlar. % 100 e yakın kşi sabah kalkıp çişini yapar. yani potansiyel olarak çişli bir şekilde uyuruz. şte bu su sesi de o çişimizi bırakmamız için bir uyarıcıdır.


  • ground  (24.10.10 11:43:24) 
mythbusters isledi bu konuyu.hem de baya ciddi bi sekilde.alakasi yokmus malesef.kac defa denediler.en bilimsel cevap bu olur sanirim.programi indir izle.


  • raycharles  (24.10.10 13:02:50 ~ 18.05.11 23:33:55) 
[]

şu an ne yapıyorsunuz (bilimsel araştırma lütfen ciddi olanlar)

arkadaşlar merhaba çalışmalarımız devam ediyor, zamanında bryan furynin de sorduğu gibi (git: 87886) tam olarak şu anda cidden ne yapıyorsunuz? bilimsel bir makale için gerekli.

moderatörlerden ricam bir süre ortalarda kalırsa sevinirim.

edit: git nası yapılıyo be?
edit II: bana git yapmayı öğretmek yerine git yapan moderatöre teşekkür ederim. sahiden. üşeniyorum.

 
ışık hızını araştırıyorum


  • saykodeli  (22.10.10 02:40:51) 
istatistik ödevimle ilgili soruma hiç cevap gelmediği için, ödevi yapabilmek adına istatistik çalışıyorum.


  • bullet-toothh  (22.10.10 02:42:19) 
ders calısmam lazım ama onun dısında herşeyi yapıyorum, duyuru okumak gugıllamak gibi


  • heyamo  (22.10.10 02:45:32) 
ekmek arası bir şeyler yiyorum, ahlaksızca sigara altı yapıyorum.


  • hollowlife  (22.10.10 02:46:30) 
yavşakça sakız çiğneyerek cübbeli ahmet hoca izliyorum


  • deeperdown  (22.10.10 02:47:54) 
(git: 87886)

müzik dinliyp ekrana bakıyorum işte. genel bi durum.
  • tepedeki psychedelic adam  (22.10.10 02:49:08 ~ 02:49:16) 
ödev yetiştirmeye çalışıyorum (12 olmadan başlayamama gibi bi huyum var)


  • freebird5406  (22.10.10 02:50:07 ~ 02:52:19) 
yatmaya hazırlanırken bir de utanmadan eti cin yiyorum..


  • vercingetorix  (22.10.10 02:52:12) 
şu an 187391 nolu duyuruya cevap yazıyorum.


  • ceo  (22.10.10 02:59:26 ~ 02:59:57) 
yarınki buluşmam için heyecanlanıyorum.


  • aidiyetsiz  (22.10.10 03:05:34) 
bu cevabı yazıyorum.
internette takılıyorum.
uzanıyorum, nefes alıyorum, yaşamımı devam ettiriyorum.
  • :/  (22.10.10 03:05:56) 
sıkıldım, dolaşıp gelcem.


  • hollowlife  (22.10.10 03:25:47) 
sabah erken kalkmam gerekiyor. şimdi yatarsam siksen kalkmayacağım için fm 2010 oynuyorum zaman geçsin diye.


  • tebelles  (22.10.10 05:10:11) 
işe geldim, sözlüğe bakıyorum ve bugünün bir an önce bitmesini isteyerek akşamki planlarımı düşünüyorum


  • everyone looks so good from here  (22.10.10 08:53:13) 
gece geç yattığım için kendime küfrediyorum, bitmez lan bugün.


  • pisekar  (22.10.10 09:16:19) 
öncelik :(git: 187099)

rutin: ofis-şirket-iş/güç/enerji

genel: 80 sonrası iç savaş
  • what the fuck are you talking about  (22.10.10 09:23:36) 
bi bankanın, iç eğitiminde kullanılacak filminin senaryosunu yazıyorum.


  • demirlisomya  (22.10.10 10:29:28) 
çalışıyormuş gibi yapıyorum.


  • ykyt  (22.10.10 10:32:13) 
(1+4x^2)^1/2 ifadesinin integralini almaya çalışıyorum.


  • muratk18  (22.10.10 10:42:42) 
yoklamaları temize geçiyorum


  • crvena zvezda  (22.10.10 10:53:30) 
heheh diye guluyorum duyurua.


  • bryan fury  (22.10.10 10:57:34) 
içimdeki boşlukta yankılanan rüzgarı dinliyorum


  • hilhan  (22.10.10 11:50:30) 
[]

mailin içine resim, mailin içinde resim, maile gömülü resim

resim ataçlamaktan bahsetmiyorum.

biliyorum, gmailde filan mailimizin içine resmi import edebiliyoruz, gönderirken.

lakin alıcı;
Resimler gösterilmemektedir.
Resimleri aşağıda göster - abc@defg.hi adresinden gelen resimler her zaman gösterilsin

filan gibi linklere tıklamazsa resim maili açtığında şak diye karşısına çıkamıyor?

bunun başka bir yolu var mı?


özet: size bir mail atıyım ve okumak için tıkladığınız anda Resimleri Göster demeden resmi görebilin?


not: aynı anda 500 milyon kişiye gitmesine gerek yok bu mailin.

 
karsi tarafta gelen iletilere izin ver yada engeli kaldir seklinde bir opsiyon olmasi lazim


  • caner1706  (20.10.10 17:56:45) 
evet karşı tarafta var "resimleri göster/gösterme" diye bir tercih de, benim kastettiğim bazen düşüyor maillerde, açıyorum karşımda bir resim, ama ben "göster" dememişim. onu nasıl yaptıkları.


  • oldu görüşürüz  (20.10.10 17:59:40) 
Alıcının resimlerin sorgusuz sualsiz gösterilmesi ayarını yapmış olması lazım. Ki bu default olarak benim bildiğim tüm mail programlarında "gösterme" olarak geliyor; kötüye kullanılmasını önlemek için...


  • maglev45  (20.10.10 18:02:23) 
Daha önce güvenli/göster dediysen seçimini hatırlamış olabilir.


  • maglev45  (20.10.10 18:03:21) 
html, cdata felan
www.campaignmonitor.com

himm, bunu da gostermiyolarmis sanirim.
  • ot  (20.10.10 18:20:33 ~ 18:22:14) 
[]

en hızlı ve hafif resim görüntüleyici?

windows fotoğraf görüntüleyicisinden kurtulmak istiyorum. acdsee? başka bir şey?
tek istediğim .jpg, .png, .gif vs bu tür dosyalara tıklayayım ve şak diye göstersin. üzerinde işlem de yapmayacağım. söz.



 
(bkz: irfanview)


  • hububrad  (15.10.10 22:37:21) 
Irfanview, Faststone. İkisi de iyidir.


  • sesee  (15.10.10 22:37:27) 
kesinlikle picasa


  • shineonyoucrazydiamond  (16.10.10 13:17:42) 
[]

türkçe sorusu gibi (nasıl yazılır?)

az önce google fightladım da "kayıt ol" 5 milyon, "kaydol" 16 milyon kere geçmiş.

şimdi sorum şu:

ikisi de doğru olmakla beraber(?), hangisi daha doğru? ya da tdk ne diyor? ya da tdk ikisi de doğrudur diyorsa; kendisi hangisini kullanıyor/öneriyor?

aynı şekilde "klavye ile"-"klavyeyle" vb. de var tabii de, adını unuttum bu olayın; lakin "kayıt ol"da bir emirsel hava da olduğundan o bana daha açık ve doğru geliyor?

soru 2: bir form butonunun üzerinde, kişisel olarak "kayıt ol"u mu "kaydol"u mu görmeyi tercih ederdiniz?

 
"kaydet" yaz, en kısa çözüm bu sanki.


  • pisekar  (14.10.10 11:31:55) 
tercihim "kayıt ol" olurdu. bu şekil daha basit gibi..


  • anonimyususer  (14.10.10 11:54:32) 
SES OLAYLARI:

A.Ünsüz değişimi / Yumuşaması:

Sonunda “p,ç,t,k” sert ünsüzleri bulunan kelimeler ünlüyle başlayan bir ek aldığı zaman sonlarındaki sert ünsüzler yumuşayarak “b,c,d,g/ğ” olur.

Ör:Ağaç-ı→ağacı

Kitap-ı→kitabı

Git-en→giden

Renk-i →rengi

Yürek-i→yüreği

Bazı birleşik kelimelerde de yumuşama görülebilir:Kayıp-et→kaybet-

Kayıt-ol→kaydol-,Kayıp-ol→kaybol

!!! Kasıt-et-→kastet- !!!



edebiyatsever.blogcu.com
  • hollowlife  (14.10.10 12:05:19) 
kaydol'un kayit ol'u dovmesinin sebebi buyuk olasilikla kaydolmustu gibi daha cok ek almis, metin icerisinde gecen kelimeler.
tek baslarina olacaklarsa tabii ki kayit ol tercih edilir. kaydol garip duracaktir.

  • orcu  (14.10.10 12:08:40) 
kayıt ol daha resmi ve kesin bir ifade gibi duruyor.


  • sir gawain  (14.10.10 13:09:39) 
önce bir uyarı: bir kere imla kuralları konusunda tdk'yı boşvermek gerek. bunun sebebi de tdk'nın imla kuralları konusunda son derece tutarsız olması. bunun temeli de memleketimizdeki her türlü rezillikte olduğu gibi 1980 darbesine dayanıyor. 1980 darbesiyle birlikte tdk'nın asıl kadrosu dağıtıldı ve bir sürü abuk sabukluğa imza atıldı. (Sözgelimi bende TDK'nın bir imla kılavuzu var. "Mozambiği" yazmış adamlar. Mozambik'i olması gerektiğini çocuk bile bilir. Veya bileşik sözcüklerin ayrı yazılması vb. gibi saçmalıklar)

neyse, bu ön bilgiden sonra, diyeceğim odur ki imlayla ilgili bir derdiniz olursa darbeden önceki son tdk başkanı olan ömer asım aksoy başkanlığındaki bir kurul tarafında hazırlanan ana yazım kılavuzu diye bir kılavuz vardır. yayıncılık, editörlük, akademi vb. konusunda biraz bilgi sahibi olduğum için diyebilirim ki editörler, yayıncılar, reklamcılar, akademisyenler vb. ana yazım kılavuzunu kullanırlar. en güvenilir ve tutarlı kılavuz odur. Siz sorunca oraya baktım ve kaydolmak biçiminde yazıldığını gördüm. Bunun sebebi de hollowlifeın ifade ettiği ses kuralıdır. Dolayısıyla google amcanın dediği doğrudur, kaydolmak sözcüğün doğru yazılışıdır. tıpkı hapsetmek, bahsetmek, hissetmek, keşfetmek, hallolmak, sözcüklerinde olduğu gibi.
  • microfiction  (14.10.10 17:43:55 ~ 17:47:24) 
[]

hobi olarak hangi dili öğrensem

tahminim ispanyolca olacaktır ama hiç aklıma gelmeyen bir nedeni belirtirseniz belki yarın sankritçe öğrenmeye başlayabilirim.

ana seçenekler:
- italyanca
- ispanyolca
- fransızca
- almanca
- fince
- çince
- rusça
- osmanlıca
- arapça
vb

ingilizce bilirim, "şu ingilizceye çok yakın ondan başla" da denilebilir. "madem ingilizce cepte o zaman en alakasız olan şunu öğren" olabilir. "rusça öğren bana teşekkür edeceksin" denilebilir. ama işte hepsinin bir yararı ve zevkli kısmı var gibime geliyor. kariyersel cvsel durumlarım ise yok. kitap, internet, dvd filan kullanacağım gibi kursa da gidebilirim, özel ders de alabilirim.

"en sevdiğiniz dil"i değil de tahmin ve deneyimlerinizi aktarırsanız sevinirim. teşekkür ederim.

not: böyle bir soru vardı gibi hatırladım bulamadım bir de.

 
yükselen değer çin :D çince yi öğren


  • asadas1999  (07.10.10 15:27:34) 
zor olabilir belki ama bencede çince, nedeni için asadas1999'la aynı fikirdeyim


  • absolut  (07.10.10 15:32:26) 
Almanca ingilizceye yakın ama tavsiye etmiyorum. Telaffuzlar tamamen farklı olduğu için birinden biri batıyor. Ayrıca almancadaki geçmiş zamandı, artikeldi, şuydu buydu hiç hoş değil. Bir de fransızca pek bir kibar yahu. :)


  • şıpıdakşıpıdakyüzenkurbağa  (07.10.10 15:47:54) 
çince
japonca (türkçeye dil bilgisi olarak yakın olduğundan nispeten daha kolaydır)

  • pposeidon_1  (07.10.10 15:56:59) 
isveçce
telaffuzu mükemmel

ama iş hayatında da işine yarayabilecek birşeyi tercih etmen daha mantıklı tabii
  • tbugra  (07.10.10 16:00:26) 
Hobi olarak ogrenecegin icin Cince yi tavsiye etmiyorum. Sonucta amacin bu dilden para kazanmak degil keyif almak ve yeni seyler ogrenmek.

Ruscayi da tavsiye etmiyorum cunku Ruscadan zevk almak iyi bi Ruscayla mumkun ve bu hobi olmaktan cikabilir zamanla.

Ibranice, Latince ve Osmanlicadan birini ogrenebilirsin mesela.

Fince de cok guzel ama ya... kararsiz kaldim.

Bi de su isini cok kolaylastirir. Hangi dil uzerine kararsiz kalirsan o dili su an bildigini farzedip bu dille neler yapabilirim i bi hayal edebilirsin.

Fransizca da hobi otesi bi ogrenme sureci olur keza.

Bence sen Osmanlicayi aradan cikart hazir vakit varken ya.

1)Osmanlica
2)Ibranice
3)Latince
4)Italyanca
5)Almanca
6)Fince

Erasmuscular ve kariyercilerin Ispanyolcasini tavsiye etmiyorum gicik oldugum icin.

Ibranicede alfabeye adapte olursan nette cok fazla podcast ve film var. Ozel ders haricinde sadece bir tek kurulus kurs veriyor diye biliyorum fakat su an aklimda degil, bi arastirabilirsin.

Antik Yunanca ogren sen bence. Butun tragedyalari okursun. Gecilmez karizmandan. Ilyadadan alintilar yaparsin sohbet arasinda.
Uzerine Cagdas Yunancayi eklersin bi de.

Bu kadar.
  • kogan  (07.10.10 17:01:15) 
rusça çok güzel bir dil :)


  • sonea  (07.10.10 17:44:08) 
[]

kadınlar birbirine ne diyor şekerim?

yani samimi bunlar yoldan geçen iki kişi değil, bir başlık vardı da hatırlamadım; hani kanka, dayı, hacı, hoca, hafız, kardeş, kardeşim, birader, bilader, moruk, başkan, reis, patron, ortak vs vs diyor ya erkekler birbirlerine (sevip sevmememiz değil konu); kadınlar da bir tek "şekerim" filan mı diyor? genç kızları kastetmiyorum. çünkü yukarıda saydığım erkek seslenişleri her yaşta her kesimde görülüyor.

bebeğim, tatlım, aşkım, kızım, kızııııaaaeem, oğlum, lan, aşkitom, canım.. ee?

allah seni inandırsın yaklaşık 5 yıldır iki kadını yanyana görmedim.

 
kuzum, yavrum.


  • baldur  (07.10.10 08:35:06) 
bu aralar ''abi ben böyle şöyle demedim'' vb. şeklinde konuşmalarını çok duyuyorum.( hiç yakışmıyor)


  • romeomustdiee  (07.10.10 09:14:29) 
fıstık.


  • zenc  (07.10.10 09:16:12) 
balım diyorlar birde.


  • ceo  (07.10.10 09:23:38) 
"bacım"


  • yumusakdiken  (07.10.10 10:33:50) 
"hatun"


  • yumusakdiken  (07.10.10 10:34:19) 
şekoş duydum en son.


  • sui  (07.10.10 10:42:28) 
"bacanak" duydum ben!
ciddiyim.

  • entropik  (07.10.10 11:17:04) 
elti diyenleri gördüm


  • .aylin.  (07.10.10 11:33:12) 
görümcem diye tanıştıranlar var


  • .aylin.  (07.10.10 11:33:27) 
memem

:/
  • ermanen  (07.10.10 11:48:58) 
kanka, reyiz, moruk diyeni de var


  • Flamel  (07.10.10 12:20:25) 
kusum


  • lule  (07.10.10 12:40:01) 
en çok canım kullanılır herhalde. güzelim filan da duydum, tiksinirim. canım iyidir ya. ne çok yavşak ve çok soğuk.


  • clementine the tangerine  (07.10.10 13:46:15) 
şıllık
kaltak
kız sen çok orospusun.
  • ucamayanadam  (07.10.10 13:50:45) 
yeşilçam filmlerinden yadigar, her iki cinse de gideri var, 'cicim' derim. huoop, lan, meniyak gibi ifadeler de samimiyetle paralel kullanıyorum.


  • pyro clustic flow  (07.10.10 14:29:28) 
artık bizde sizi itimsi bi gülümsemeyle anarak, hacı naber ya diyoruz, özellikle ben cümlenin sonuna bir de balgam filan atıyorum nokta hesabı anlarsın ya :)


  • merlot  (07.10.10 14:57:16) 
@merlot; siz kimsiniz, biz kimiz, itimsi bir gülümseme yapmanız kolay mı oluyor, anlamadım ama sana tavsiyem biraz uygar erkeklerin olduğu ortamlarda da bulunman olacak. yoksa "biz"den nefret edersin ne gerek var ya :DPp


  • oldu görüşürüz  (07.10.10 15:06:03) 
kirvem napiyon kirvem diyoruz


  • Çay  (07.10.10 19:40:50) 
"yarraam" diyenler de var. ciddi.


  • ksl  (07.10.10 21:03:50) 
bebek diyorlar, beybi, bebeeeem, bebik çeşitlemelerini kullanan var.
yavru var, yavrum var.
çok sevgi dolu biriyse köpüğüm filan da diyebilir.
  • peki  (07.10.10 22:08:13) 
[]

Şu yazıdaki bilgiler doğru mu? ("1979′da İran da 'evet' demişti!")

facebook'ta bir yazıya denk geldim, okuyup şaşırdım.
fakat sonra bilgilerin onaylanması ihtiyacı duydum, şimdi araştırsam uzun sürecek, tarih bilgim de pek yok. bir bakabilir misiniz?

(facebook sayfasına girilemez belki diye googleladım, şurda da var aynısı)
blog.haberturk.com

bilgiler yanlışsa silicem bu mesajı.


özet: zamanında iran'da yapılan refarandumun ardındaki süreç ve türkiye süreci arasındaki benzerlik.

 
2. Dunya Savasi sonrasi hemen her ucuncu dunya ulkesinin darbe ve/veya rejim degisikligi kismen ya da tamamen ABD destekli yapilmistir... Otesi berisi yok! [ Edit: Bunun iyi olup olmadigini tartismayacagim. ABD dusmani olmanizi gerektiren bir hadise oldugunu da sanmiyorum. ]


  • ucan sincap  (25.09.10 01:22:45 ~ 01:24:39) 
orada ihanete uğrayan bir devrim var. (bkz: halkın mücahitleri) burada avrupa ve abd'nin 'ulan devrimi engelleyemedik, bari kötünün iyisi olsun' modunda islamcıları desteklemelerinin etkisi büyük. humeyni fransa'dan gelmiştir iran'a devrim zamanı. bizdekine benzetilmesi çok abes.

orada aşağıdan gelen bir hareket yukarılardan maniple edildi, yazık oldu iran halkının biriken devrimci enerjisine, emeğine.

burada tabandan hiçbi baskı yok. tepede filler sevişiyo. benzetilecek pek bi durum yok.
  • dogumdansancili  (25.09.10 01:42:51) 
seçimlerde şah yönetimi devam etsin mi diye bişey sorulmadı. islam cumhuriyeti kurulsun evet / hayır, bu kadar. şah çoktan kaçmış, şahlık rejimi çoktan sona ermişti. islam cumhuriyeti kurulmasın diyenlerin oranı yüzde bir nokta sekiz. şahın oraya buraya serpiştirdiği beslemelerinin sayısından bile az.

en yüksekten sallayan bile 85 haziranına kadar mahkemelerin 8 bin kişi astığını söylüyor. 2 milyonda kaç sıfır var?

devrik şah şahlığını babasından miras almıştı bu arada. babası ikinci dünya savaşında iran ı işgal eden ingiliz-sovyet ortaklığı tarafından atanmış müstemleke valisiydi. yani emperyalist işgalcilerin valisi diyorum, amerikalıların tümünden daha amerikalıydı, ingilizdi.
  • vi3e  (25.09.10 05:13:54) 
ya arkadaşlar inanmayın böyle saçma iddalara ve korkutmalara. yılda yaklaşık 1 milyar litre alkol tüketilen bir ülkede şeriat gelir mi allaaşkına. bu saptamayı yapmak için sosyoloji profesörü olmaya da gerek yok.


  • merhum  (25.09.10 10:20:24) 
[]

Bar tuvaletinin kapısında ne olsa?

merhaba,
istanbul'da sevgi dolu bir bar için tuvalet kapılarına ikonlar koymak istiyoruz, bilirsiniz, kadın erkek silüetleri filan.

ancak gönül de istiyor ki derdini anlatabilen başka simgeler koyalım. nereden olduğunu bilmediğim güzel bir örnek için, belki henüz görmemiş olanlarınız vardır, ekteki fotoğrafa bakılabilir.

renk, boyut, tür vs farketmiyor. ama olur da aklınıza gelirse, "erkek kapısında x, kadın kapısında y resmi olsun" gibi bir çiftleştirme; ve yazarsanız memnun oluruz.

teşekkürler şimdiden.

 
  • fader  (13.09.10 22:59:56) 
resmi bulamadım da çizeyim dedim hemen. benim aklımda kalan en hoş işaretler bunlardı. tokalı kız ve papyonlu erkek
yfrog.com

  • sttc  (13.09.10 23:09:25) 
tavuk horoz yeterince ayırıcı olmayabilir. fazlasıyla benziyorlar. belki biri pembe diğeri mavi olursa...


  • istanbull  (13.09.10 23:16:08) 
eskişehir ship ahoy'da erkekler tuvaletinin kapısında erkek iç çamaşırı, kadınlar tuvaletinin kapısında kadın iç çamaşırı vardı. çok orijinal bulmuştum.


  • cumingsoon  (13.09.10 23:17:27) 
çişini tutmaya çalışan figürler var gittiğim bi barın kapılarında, şahaneler.


  • fortisvita  (13.09.10 23:24:02) 
Ben bir barın kapısında romeo-juliet yazdığını görmüştüm. Bir yerde de vida ve somun koymuşlardı kapıya.


  • paperclips  (13.09.10 23:43:47) 
ya çok komikliğe girilmeye çalışılmasa daha iyi sanki bence..


  • deeperdown  (13.09.10 23:49:42) 
ahhaha bence senin koyduğun fotoğraftaki örnek muh te şem!!
bülent ersoy!!!

  • cisterna  (14.09.10 00:15:08) 
cisterna +1 bu ne abi bundan komiği olamaz bence zaten:D


  • baldur  (14.09.10 00:22:49) 
  • all girls dream  (14.09.10 00:24:02) 
erkek kapısında pulp fiction'dan travolta, kadın kapısında da yine aynı filmdeki uma thurman karakteri, bunların fotoları ilgi çekici olabilir.


  • electro kickerhands presents  (14.09.10 00:53:37) 
marilyn monroe - james dean de çok şekil olabilir


  • cisterna  (14.09.10 00:55:42) 
Şaban ve Şabaniye olsa beni güldürürdü..


  • porsgemsheniark  (14.09.10 02:48:16) 
içmimar bi arkadaş bi kafe için şöle cici desenler yapmıştı:
elaa.deviantart.com
elaa.deviantart.com
  • arkturus  (14.09.10 09:59:56) 
  • bir sebep bir bahane  (14.09.10 10:45:16) 
[]

klavye tuşlarına görev atamak

o kadar üşengecim ki ctrl+c yapmak yerine F10'a basayım, o işi tektuş yapsın istiyorum.

ya da ctrl+a yapmak istediğimde atıyorum F1'e bassam yeterli olsun.

daha da karışığı; diyelim ben "makarna" yazmaya üşeniyorum ama sürekli makarna yazmam gerekiyor. bir tuşa "makarna" kelimesini atayabilir miyim? ctrl+c-ctrl+v ile bağıntılı olmayacak yalnız.

böyle şeyler yapan programlar vardı diye hatırlayıp emin olamadım.

not: word belgesi içerisinde değil, web sayfası üzerindeyken de çalışabilmeli. şu sticky keys mi ne olayı değil kastettiğim. belki de odur ama.
not2: kelime olmazsa, tek bir harf tuşuna başka karakter nasıl atarım? c'ye basınca c değil de © çıksın örneğin. emo olayım, ortamlarda eseyim icabında.
not3: klavyemin tepesinde ses açıp kapayan, my music, my pictures, mail, messenger çalıştıracağını iddia eden bağımsız tuşlar var. ancak klavyeme ait bir yazılım yok elimde. microsoft'un bir klavyesi. o tuşları da kullanabiliriz saydığım olaylar için.

asıl ben teşekkür ederim.

 
ne kadar işinizi görür bilmiyorum ama ben keytext diye bir program kullanıyorum bazı işlerimi otomatize etmek için
www.mjmsoft.com

  • spankenstein  (08.04.10 13:25:12) 
[]

3 futbolumsu soru

futbolla yeni ilgilenmeye başladım da;

1) sakallı hakem olamıyor mu? (türkiye)
yani tff kuralları filan olarak soruyorum, memurlarda olmaz galiba ya onun gibi mi acaba diye. yoksa kişisel tercihleri mi hakemlerin? bugün maç izlerken takıldık bir sonuca varamadık, top sakallı hakem de hatırlamadık. nedir işin aslı?

2) diyelim arda turan sarı kart cezalısı konumuna düştü. ertesi maç da ankaraspor maçıymış, mesela. o maç, sanki gs sahaya çıkmış ankara da çıkmamış hükmen mağlup olmuş gibi muamele mi görüyor/arda cezasını çekmiş oluyor? yoksa, oynanmayacağı belli olan maç, 3 puan verilse dahi kart konularında hakikaten oynanmamış mı kabul ediliyor?

3) ceza sahasının orada bir yay gördüm. bir yerde okumuştum, onun bir işlevi yok mu deniliyordu, gereksiz mi bulunuyordu artık ne ise. benim sorum; hem işlevi olup olmadığı, hem de kaleciler degaj atarken bazen oradan sahayı ortalıyor; içimden hep şöyle bir şey geçiyor: degaj şeyderken yayın içine kadar çıkmak meğersem serbest olsaymış? ya da hakemler tolerans gösteriyormuş bilmem ne?

teşekkür ederim.

 
2) hayır ceza o maçta çekilemiyor.

3) oradaki yay, penaltı noktası merkezli çizilen 9.15 metre yarıçaplı dairenin ceza sahası dışına taşan kısmıdır. penaltı da bir duran top olduğu için, o mesafeden yakına kimse yaklaşamasın diye çizilmiştir. kalecinin topu eliyle almasında tolerans gösterilmez.
  • nickim onbes harf  (16.03.10 06:25:12) 
1. sorunun cevabını google'da tff hakem yönetmeliği diye aratırsan bulabilirsin.


  • azwraith  (16.03.10 10:36:56) 
2- oyuncunun gercekten ceza cekmesi gerekiyor. mesela yakin zamanda 2 sene hak mahrumiyeti cezasi alan bir basketbolcu, yurtdisinda bir takimla oynamaya basladi. basketbol federasyonu yurtdisinda oynadigi surenin cezasindan dusulmeyecegine hukmetti.


  • co2s2  (16.03.10 12:30:55) 
1- yaklaşık 10 sene önce çıkan bir kanunla, hakemler görevleri esnasında devlet memuru sayılıyorlar. o yüzden sakallı olmak gibi bir seçenekleri yoktur.


  • rastgelebiri  (17.03.10 01:55:06 ~ 01.04.10 00:09:52) 
[]

Chrome'da site yasaklama

Sansürcü bir zihniyetim var ve çocuğumun oyun sitelerine girmesini engellemek istiyorum. Derslerine zaman ayırmıyor.

Program kurmadan, Engelle türü bir şey var mı bu chrome'da? Bir kaç adres yazacağım ve onlara girilmeye çalışıldığında ı-ıh diyecek?

Temiz bir program varsa o da olur yalnız 2-3 site uğruna her şeyi engellemesin yanlışlıkla, başıma gelmişti bir keresinde becerememiştim.

Teşekkür ederim.

 
hosts dosyasının icine girilmesini istemediginiz adresleri ve baslarina 127.0.0.1 yazarsiniz sukela olur.

127.0.0.1 www.falanfilan.com
127.0.0.1 falanfilan.com

gibi.
  • osuruklu  (17.10.09 17:08:20) 
Tam teyit edemedim ama opendns kullanarak böyle bir ayar yapılabiliyordu diye biliyorum. Üstteki cevap daha geçerli ama olmazsa bunu da araştırabilirsiniz.


  • fretboard  (17.10.09 20:54:33) 
[]

Kazanacak at ve startingbox ilişkisi

Tamamen varsayımlarınıza ve tecrübelerinize dayanarak;
-Boxa girmekte direnen at, zorluk çıkaran at hayatta kazanmaz, sinirlenmiş belli ki
-İlk giren at sakin olur, çocuğu kor..

vb benzeri genel yargılar var mıdır?

 
böyle yargılar vardır evet. sıçan at kazanamaz, kuyruğu sallanan at gelir, 5. ayakta 5 numaralı kulvardan çıkan at gelir vs. yurdum at yarışçısının batıllarıdır bunlar, ilginç olan bu batılların genelde neticeye uyarlanmasıdır. rahmetli wolf's son tek başına sağlam bi istisnadır sizin sorduğunuz batıla. 1 kere düzgün girdiğini hatırlamıyorum ama 2004 başbakanlık koşusunu açın izleyin nasıl gelmiş.


  • dogumdansancili  (13.09.09 00:35:45) 
[]

www ile başlayan bir site vardı

Selam arkadaşlar şimdi evde 3 kişiyiz hatırlayamadık, www. .. diye başlayan bir site vardı, insanlara iki seçenek sunup bunlardan birini seçiniz diyordu. (fotoğraflı) Türk sitesiydi ama adını hatırlayamdık. Şimdiden bulursanız teşekkürler.




 
Maalesef, değil. İnsanların profili verdikleri cevaba göre oluşuyordu. Ben de bakınıyorum bulursam şeyderim.


  • oldu görüşürüz  (08.09.09 21:47:16) 
*Bulundu*
www.hayhuy.com

Ayrıca assert h seni hiç sevmiyorum hatta gıcık oluyorum inşallah kilo alırsın. Karşılıklı konuşulmaz duyuruda. Zaten sana gıcık oluyorum.
  • oldu görüşürüz  (08.09.09 21:53:44) 
[]

Şu kare hangi filmden?

ek.




 
the square?

nasil soru bu yahu, film oldugunu nerden biliyorsun.
  • ermanen  (08.09.09 20:29:58) 
blue screen of death?


  • kobretti  (08.09.09 20:38:07) 
Sağolun arkadaşlar ama maalesef değil:(


  • oldu görüşürüz  (08.09.09 20:49:29) 
paint?


  • buffy de vampir sayilir  (08.09.09 21:00:04) 
lan prim vermiyim diyorum da güzel espri olmuş fakat.


  • rectoa  (08.09.09 21:08:34) 
dumb and dumber


  • Karluk  (08.09.09 22:11:23) 
emin olmamakla beraber; olsa olsa Dünya'yı Kurtaran Adam'dandır derim...


  • lazor  (08.09.09 22:51:45) 
be benim çektiğim bir kısa film, izinsiz yayınlıyorsunuz burda. telif hakkımı istiyorum yoksa mahkemeye vereceğim. (evet çok kısa bir film ama derin manalar gizli içinde)


  • serseri marti  (09.09.09 00:46:57) 
(bkz: sahil.mpg)


  • osuruklu  (09.09.09 02:16:54 ~ 02:17:20) 
  • oldtimer  (09.09.09 02:34:57) 
[]

Film izleme makinası?

Net anlatıcam:

1. Film izlemek istiyorum, Dvd, vcd, divx, artık Allah hangi formatı verdiyse.
2. Laptopum yok. Sırf film izlemek için de laptop alasım yok.
3. Önümde 3 seçenek mevcut. Bunlar;
a. Televizyona takılacak bir dvd player
b. Taşınabilir dvd player
c. Netbook
4. Derdim, kulaklığımı takıp, konsantre bir biçimde filmimi izlemek. Bu nedenle açıkçası tv ve bilgisayardan izlemek işime gelmiyor. Şöyle kucağıma alıyım; dünyayla ilişkim kesilsin.
5. Ekran boyutu çok önemli değil. Ancak notebookta/taşınabilir player'daki tecrübelerinizi dinlemeye de açığım.
6. Netbooklarda dvd okuyucu yok, aslında bu hiç işime gelmiyor. Ama belki bilmediğim bir güzelliği vardır. Netbook olursa arada internete bağlanıp duyuru'ya da bağlanabilmek gibi bir güzelliğim olur tabii, değer mi tartışılır.
7. Aç bilgisayarını, al uzun kablolu bir kulaklık, çevir monitörü, gibi öneriler de açığım.
8. Teşekkür ederim.

 
yazılanlar ışığında bence netbook en ekonomik ve fonksiyonel tercih olacaktır. TV çıkışı olanını (varsa) bulabilirseniz her şey süper olur gibi. Ben uzun vadeli ve iyi performanslı olacağı için notbook önerirdim aslında ama "alasım yok" demişsiniz.


  • mhm  (04.09.09 01:52:39) 
sadece evde izleyeceksen taşınabilir dvd player ı geç. bilgisayara ihtiyacın yoksa notebook u da geç. tv zaten olmaz "derdim, kulaklığımı takıp, konsantre bir biçimde filmimi izlemek" dediğin için. bence en güzeli kaliteli bir kulaklık alıp bilgisayarda izlemek. uzun kablolusu olur, kablosuzu olur, 5.1 destekli olanı olur, bir sürü kulaklık var. sadece evde film izlemekse amaç, o kadar masrafa değmez.


  • henry gale  (04.09.09 01:55:46) 
uzun kablolu kulaklık yerine www.dealextreme.com bunu kullanabilirsin, sana tam bir hareket özgürlüğü sağlar. ses kalitesi çok iyi. allah hangi formatı verdiyse izlemek istiyorsan bilgisayar en iyi seçim olacaktır. ayrıca legal bir seçenek değil ama "ve de biz böyle şeylerde yapmıyoruz zaten" internetten divx indirmek uzun vade de ekonomik olabilir(sadece bir bakış açısı sunuyorum).


  • sekox  (04.09.09 02:02:20) 
Bende monitörden izlemeyi sevmiyorum televizyon gibisi yok o yüzden tavsiyem popcorn hour.

www.popcornhour.com.tr
  • layer26  (04.09.09 02:39:11) 
hemen size film - dizi izlemek için kullandığım sistemden bahsedeyim. evde 1 desktop bilgisayarım var üzerinde ubuntu yüklü sürekli download ediyor. elimde bir netbook var msi wind serisinden casper minibook. ebayden alınmış 9hücreli bir pilim var(74tl ye wireless kapalıyken yaklaşık 10saat ömür var) ev içinde bir adet ap 1 adet lcd televizyon ve ses sistemi mevcut. şimdi bunları anlatmamdaki neden ne ev içinde kablosuz olarak duran netbookum download yapan bilgisayarıma kablosuz olarak ağdan bağlı ve içindeki dosyalara ulaşım mevcut. netbook lcd tv ye ve ses sistemine bağlı rahat rahat izlenebilmekte. ayrıca üzerindeki 9hücreli pil sayesinde uzun yolculuklarda keyifli bir izleme imkanı sunmakta. internete girebilmesi de cabası.


  • winniethepooh  (04.09.09 19:37:53) 
[]

Ram, sistem vb (Görev yöneticisi fotoğraflı, kuşe kağıda basım)

Bu resimde gördüğümüz performansta bir durum var mı, ben boşuna mı kıl kaptım?

*Printscreen anında hiç bir program açık değil (virüs şeysi hariç)
*Ayrılmış Bellek'teki "En yüksek" az değil mi, sanki ramimi tam kullanamıyorum? Eğer öyleyse nereden yükselticem?

Çok teşekkür ederim, resimdeki hiç bir şeyden anlamıyorum o nedenle her türlü yardıma açığım.

 
kaç ram varki bilgisayarında? 1gb gibi gözüküyor birazını da sanal bellek olarak eklemiş windows. sistem idle durumdayken xpnin 250mb civarı ram yemesi gayet normal bir sorun göremedim ben ki sorun olsa bile bu pencereden anlaşılabileceğini zannetmiyorum.


  • argent dawn  (27.08.09 22:39:51) 
yok gayet normal. sanirim 1 gb ram var pc de. yukseltimis bellekten kasit harddiskin ne kadarini ram olarak kullanabilecegini gosteriyot.(bkz: virtual memory)

bilgisayarim sag tus ozellikler bolumunde gelismis tabinda performans var. oradangereken ayari yapabilirsin.
  • unspokenlies reloaded  (28.08.09 00:24:32) 
[]

Aynı miktar suyu kettleda mı çaydanlıkta mı?

Çevreyi ve cebini korumak isteyen bir vatandaşım.

3 fincan kahvelik suyu kettle'a koyup 100C'ye gelince atmasını beklersem mi daha az enerji tüketmiş oluyorum (elektrik birimleri, ani elektrik yükselişi vb. durumlar),

yoksa çaydanlığın altına koyup ocağı açarsam mı? (doğalgaz tüketim miktarı, 100C'ye gelince suyu hemen kapattığımı varsayarak vb.)

Not: Kaynama şeysini 100C diye sallıyorum ama değilse ona takılmayın.

 
beyninizde bunu düşünerek harcadığınız enerji kadar fark yoktur aralarında.

ama kettle'da joule açısından daha az enerji harcayacağınız kanısındayım. şöyle ki, kettle'da su doğrudan elektrik geçen telle temas ediyor ve enerji heba olmuyor. çaydanlıkta ise 1 kilo metali beraber ısıtıyorsunuz. lakin enerji birimi başına elektrik kaç para doğalgaz kaç para bilemem.
  • cro magnon  (22.08.09 01:31:04 ~ 01:31:34) 
Ben de öyle düşünüyordum da onda bir ani yükseliş oluyor ya hani; belki doğalgaz daha sakin sakin işini yapıyordur olabilir.

Gelmişken not ekliyim;
Not: Zaman önemli olmasın. Dünyamın sıhhati için kahvesiz 10 dk bekleyebilirim.
  • oldu görüşürüz  (22.08.09 01:31:04) 
kettleda kaynatın.


  • Belegg  (22.08.09 01:34:45) 
elektrik enerjisi kullanan ısıtıcılar çok fazla enerji çeker. hatta bu kettle'ların da çok enerji çektiğni, o yüzden bi seferde kullanacağımızdan fazla su koymamamız gerektiğini fln defalarca duyduk.

zaman tasarrufu için: kettle

para tasarrufu için: çaydanlık

tekrar okudum da bu "enerji çekmek" ne pis bi lafmış, kendimden tiksindim.

edit: ayrıca doğalgaz renksiz, kokusuz ve de oldukça çevre dostu bi gazdır.
kaynak: ilkokul yıllarım
  • bullet-tooth  (22.08.09 02:08:20 ~ 02:46:13) 
kettle ile bu kadar su kaynatmak için harcanan elektriği üretmek çok güç bir şey. şöyle söyliim 200 amper saatlik bir akü saniyenin onda kesirinde tükeniveriyor. (kettle'ın düğmesine basınca yani) bunu üretmek için ise 300 wattlık güneş paneli iki gün çalışıyor. ya da yer altından çıkardığımız fosil yakıtları kullanıp atmosfere saçıyoruz. ya da atomlara tuhaf şeyler yapıyoruz ama yan etki olarak radyoaktivite sızıyor.
ne biliim.
mentodayonline.com
bu makale olayı epey açıklamış sanıyorum.
  • kediebesi  (22.08.09 02:19:52 ~ 11:07:53) 
Öğrenci evi denemesinden biliyorum, para tasarrufu için kesinlikle çaydanlık öneririm. Zaman derseniz az miktarda su için değecek bir fark olmayacaktır.

Kettle o kadar para harcadığına göre daha fazla da enerji harcayıp dünyaya zarar veriyordur mantığını ise kendim kurdum kimseyi bağlamaz.:)
  • epitaf  (22.08.09 13:15:13) 
elektrik uretimi icin kullanılan yakıtlardan birinin de dogal gaz oldugunu hatırlatmak istiyorum


  • sebeleleylek  (16.12.10 11:23:20 ~ 11:25:45) 
[]

Boşanan insana ne denir?

Bir arkadaşınız(erkek) eşinden boşanmış. Size de haberi geldi. Bu boşanma iki tarafın da isteğiyle gerçekleşmiş, şartlar filan, fakat sizin arkadaşınızı yine de "teselli" etmeniz gerekiyor. Konuşmayı, dertleşmeyi, "sallaaa" demeyi kastetmiyorum. Kalıp olarak,

"Geçmiş olsun" mu denir, "Hayırlısı neyse o olsun" mu denir, "Boş ver zaten yaramaz kadındı" mı denir, "Boşanmışsın, üzüldüm" mü denir(bu da herifte gözü olan kadın gibi manidar sanki yav), "Nasip!" mi denir, "Kazağın mübarek olsun" mu denir (Kazak lacoste)

Ne denir? ("Siktir et" anlamındaki şeyler olmaz, çünkü adam üzülmüş sayılır)

 
"dul" denir. başka da bişey denmez.
"-bi duble daha?" belki...

  • babatema  (19.08.09 04:09:56 ~ 04:10:08) 
"aramiza hosgeldin, gel iki tek atalim" denir.


  • ermanen  (19.08.09 04:16:33) 
bekarlığa hoşgeldin de, daha güzel teselli mi olur.


  • bykush  (19.08.09 05:21:11) 
sağlık olsun.


  • kemal sunal  (19.08.09 09:00:49) 
her seyin hayirlisi, canin sagolsun denir.


  • osuruklu  (19.08.09 09:13:05) 
adam dindarsa "Allahın bir bildiği var ki boşanmayı helal kılmış denir"


  • trocero  (19.08.09 11:31:40) 
hayırlı olsun,çok fazla düşünüp takılıp kalma kardeşim denir ne dencek başka..


  • sirincem  (19.08.09 11:57:31) 
@babatema: asla "dul" denmez. "dul" sadece, eşi ölmüş olanlara denir.

sıfat olarak, "boşanmış"tır o..ama tc nüfus kağıtlarına dahi "bekar" yazıyor artık.

teselli için deneceklere gelince, boilteau'nun dediklerine yüzde yüz katılıyorum.
  • cedilla  (19.08.09 12:56:06 ~ 12:56:41) 
yok ki onun için bi kalıp. atalarımız pek boşanmıyolarmış ondandır sanırım.

ama "iyi misin?" denir, "konuşmak ister misin?" denir. konuşması ve anlatması cesaretlendirilir. o daha birşey söylemeden durumla ilgili "boşver" falan gibi yargılar verilmez. biraz terapistlik yapılır yani.
  • hayali arkadaş  (19.08.09 13:29:04) 
"yaramaz kadındı, kötüydü" falan demeyin sakın. boşandıktan sonra tekrar barışan çok var. siz kötü olursunuz


  • mermaid  (19.08.09 15:26:46) 
[]

Arsacılar, sorum size

Bir insansınız.
Elinizde X lira para var.
Bununla;
İstanbul'un gelişmeye müsait 4 farklı bölgesinde 200er metrekare 4 farklı arsa/tarla mı almayı tercih edersiniz,
Yoksa İstanbul'a yakın bir il'de 20.000 metrekare tek bir arsa/tarla mı alırsınız?

İkisinin maliyeti de X lira tutuyor olacak.

Nasıl edersiniz, kararsız kaldım da.

Teşekkürler.

 
200 m² arsa yanında yöresinde birleştirilecek arsa yoksa bi halta yaramaz, içine ancak bi bekçi kulübesi yapabilirsiniz.

20000 m² arsa güzel elbette, size olmasa bile torunlarınıza büyük getiri sağlar.

20000 m² tarlaya gelince; çiftçilikle uğraşacaksanız, neden olmasın?
  • uyuzcan  (16.08.09 18:55:47) 
123  Önceki  Sonraki »
buraya yazılanların hakları Sir Anthony Hopkins'e aittir.
yazan eden compumaster, ilgilenen eden fader
modere edenler angelus, Artibir, aychovsky, baba jo, basond, compumaster, deckard, duyulmasi gerektigi kadar, fader, fraise, groove salad, kahvegibi, kaymaktutmayansicaksut, kibritsuyu, monstro, pandispanya, robin, ron dennis
bu sitede yazılanların hiçbiri doğru değildir. site içeriği küçükler için sakıncalı olabilir. yazılardan yazarları sorumludur. kaynak göstermeden alıntılanamaz. devlet tarafından atanmış bir kurumun internet üzerinde kimin hangi bilgiye ulaşıp ulaşamayacağına karar vermesi insan haklarına aykırıdır. web siteleri kullanıcıların istekleri doğrultusunda bağlandıkları yerlerdir. kullanıcılar isterlerse bir web sitesine bağlanmayabilirler. bu güçleri ve imkanları mevcuttur. bir kullanıcı bir siteye bağlanmak istiyorsa bu onun tercihi ve hakkıdır. bağlanmak istemiyorsa bu yine onun tercihi ve hakkıdır. halkın kendisine hizmet etmesi için görevlendirdiği kurumlar hadlerini aşıp halka neye ulaşıp ulaşmayacağını bilmeyen cahil cühela muamelesi edemezler. ebeveynlerin çocuklarını sakıncalı içeriklerden koruması için çok sayıda bedava ve ücretli yazılım mevcuttur. bu yazılımlar bir web tarayıcısını kullanmaktan daha karmaşık teknik bilgi gerektirmemektedir. devletin milletini küçük düşürmesi ve ebleh yerine koyması yasaktır. Skimlinks ile linkler üzerinden yönlendirme payı alınmaktadır.