Giriş
(2)

unuttuğum ingilizceyi nasıl hatırlayabilirim?

la lykia
üniversiteyi %100 ingilizce okudum sözel bir bölümde.hazırlık da okumuştum.mezun olalı 10 yıl oldu, iş hayatında neredeyse hiç kullanmadım, kullanmıyorum.bu ara ileri seviye ingilizcenin zorunlu olduğu bazı iş ilanları ilgimi çekiyor ama sürece girsem ne mülakatta konuşabilirim ne de oturup doğru dü
üniversiteyi %100 ingilizce okudum sözel bir bölümde.
hazırlık da okumuştum.

mezun olalı 10 yıl oldu, iş hayatında neredeyse hiç kullanmadım, kullanmıyorum.

bu ara ileri seviye ingilizcenin zorunlu olduğu bazı iş ilanları ilgimi çekiyor ama sürece girsem ne mülakatta konuşabilirim ne de oturup doğru düzgün bir şeyler yazabilirim.

herhangi bir acelem yok, belirli bir bütçe de ayırabilirim.
özellikle online olması tabi salgın nedeniyle önemli olacak.

(örneğin cambly için araştırdım ama çok kötüleyen de var, öven de, anlayamadım)

nasıl bir yol izlememi önerirsiniz? benzer bir deneyim yaşayan var mıdır?

şimdiden çok teşekkür ederim.
0
la lykia
(15.05.21)
camblyde kötüleyen neyi kötülemiş ki hocayla anlaşıyorsun belirlenen saatte pratik yapıyorsun hoca kötüdür en fazla
0
nahtoderfahrung
(15.05.21)
ben ingilizcenin öyle kursla filan sağlıklı bir şekilde öğrenilemeyeceğini düşünüyorum.

şimdi sizin temeliniz var zaten, üniversiteyi tamamen ingilizce okumak kolay bir şey değil. kolay kolay unutmazsınız da, sadece pratik gerekli. bence ingilizceyi hayatınızdan çıkarmakla hata etmişsiniz. kullanmayınca paslanır elbet.

ingilizce kitaplar okumalısınız öncelikle. artık hangi konu ilginizi çekiyorsa, bir şeyler bulup okuyun. ingilizce dizi-film seyredin. bunun sadece duyduğunu anlamaya faydası olmuyor, kelimelerin telaffuzunu da öğrenmiş oluyorsunuz, beyninize işliyor sürekli duya duya. konuşma için oldukça yararlı. sürekli ingilizce konuşmasanız bile duyduklarınız beyninize yerleşiyor ve konuşacağınız zaman beyninizdeki kayıtları referans alarak konuşuyorsunuz.

reddit gibi yerlerde takılıp bir şeyler yazabilirsiniz. aklınıza gelebilecek her konu için bir subreddit var neredeyse, ilginizi çeken şeyler bulup oralarda paylaşım/yorum yapabilirsiniz. ordan insanlarla tanışırsınız, yazışırsınız, yolu belki sesli konuşmaya kadar gider. onun dışında belki ingilizce günlük tutabilirsiniz. ses kaydını açıp rastgele ingilizce bir şeyler anlatmak ya da metin okumak da yararlı olabilir, ben yapıyordum eskiden.
0
isabella was a ginger
(16.05.21)
(4)

ingilizce: hazır onlar gitmişken?

japon balığı
nasıl söylenir? teşekkürler.
nasıl söylenir?
teşekkürler.
0
japon balığı
(15.05.21)
"while they're gone" olabilir.
0
bluntaf
(15.05.21)
"Now that they are gone" da olabilir.
0
vudin
(15.05.21)
Now that they are gone demeye gelmiştim
0
howfaristhesky
(15.05.21)
"Since they're gone" da olabilir.
0
isabella was a ginger
(15.05.21)
(2)

Relative clauses

neysene
“Which” yerine “that” kullanamadığımız durumun nedeni nedir?“Anna told me about her new job, which she’s enjoying a lot.”“ We stayed at the Park Hotel, whicha friend of ours recommended.”Halbuki; “Grace works for a company which/that makes furniture.” diyebiliyoruz.
“Which” yerine “that” kullanamadığımız durumun nedeni nedir?

“Anna told me about her new job, which she’s enjoying a lot.”
“ We stayed at the Park Hotel, which
a friend of ours recommended.”

Halbuki; “Grace works for a company which/that makes furniture.” diyebiliyoruz.
0
neysene
(15.05.21)
himmet dayi
(15.05.21)
that ilk cümleyi tamamlayan bir amaçla kullanılırken which yan bir cümle eklemiş gibi yapar.
0
bohr atom modeli
(15.05.21)
(2)

The goal of this group is to bring together artists from all disciplines

bu cümlede kullanılan "to" ? neden to kullanılmış? bunun yerine because yazsaydık olmaz mıydı?veya muadil sözcükler neler var? mesela "for"bir de birebir çevirisi nedir?
bu cümlede kullanılan "to" ?

neden to kullanılmış? bunun yerine because yazsaydık olmaz mıydı?
veya muadil sözcükler neler var? mesela "for"
bir de birebir çevirisi nedir?
0
(14.05.21)
bir araya getirmek deki -mek

Bu grubun amacı tüm disiplinlerden sanatcıları bir araya getirmektir.
0
Ruprect
(14.05.21)
be to + infinitive kalibi olarak gecer bu.

Kural, instruction, order verirken cumleyi, dili formal yapiyor. Hukumet komisyonu bilmemne icin olusturulmustur, su report sunun icin yazilmistir falan filan.

Ama en sik kullanilan yeri will, going to yerine gazete haberlerinde kullanilmasi
The leaders are to meet in Geneva, gazete basliklarinda are, is'de atiliyor Leaders to meet in Geneva oluyor mesela
0
neverletyougodown
(14.05.21)
(2)

Time prepositions

walser
Merhaba. Cambridge Grammar kitabinda genellestirilmis zamanlar icin at kullanilir demis. Ornegin i dont like working at night. Ozel bir durumsa in kullanilir diyor. I was woken up by a noise in night.Bu mantigi anlamisken exercise cozmek istedim. Asagidaki sitede yanlis cevap vermis oluyor bu anlati
Merhaba. Cambridge Grammar kitabinda genellestirilmis zamanlar icin at kullanilir demis. Ornegin i dont like working at night. Ozel bir durumsa in kullanilir diyor. I was woken up by a noise in night.
Bu mantigi anlamisken exercise cozmek istedim. Asagidaki sitede yanlis cevap vermis oluyor bu anlatima gore. Ozellikle 1. Ve 12. Sorularda.

www.perfect-english-grammar.com

There was a loud noise which woke us up ‘in’ midnight dedim spesifik bir gece oldugu icin. Cevap at imis. Hangisi dogru acaba?
0
walser
(12.05.21)
Yillarca ABD'de yaşadım, in night ilk kez duydum. Bir Amerikaliya ben o cümleyi kullansam anadilim değil diye dedim diye düşünür. Gece at night'tir. O kadar detaylı düşünmeyin. Hatta öğrencilerime öğretirken çalışılmayan zamanlar genelde at olur derim.
0
howfaristhesky
(12.05.21)
Kitap özel bir durum derken tam ne kastediyor acaba? Muhakkak örnek olmalı diye düşünüyorum.
Ama gece gibi bir örnekte kural olarak at kullanılıyor çünkü gecenin bir başlama saati var. noon için de bu öyle. Verdiğiniz örnekte konu gecenin spesifik bir gece olması değil, genel olarak gece denen zaman diliminin spesifik yani 12de başlayan bir zaman dilimi olması.
Şurdaki açıklama fena değil: www.bbc.co.uk
0
sevenay
(12.05.21)
(2)

IELTS CbT

walser
Yakin zamanda computer based IELTS Academic sinavina girenlere bir sorum var. Reading kisminda once part3’ten baslamamiza imkan veriyor mu test? Malum part 3 oldukca zor, ben oraya gelene kadar pert oluyorum cozum olarak mumkunse eger 3.kisimdan baslamak iyi bir strateji mi sizce?
Yakin zamanda computer based IELTS Academic sinavina girenlere bir sorum var. Reading kisminda once part3’ten baslamamiza imkan veriyor mu test? Malum part 3 oldukca zor, ben oraya gelene kadar pert oluyorum cozum olarak mumkunse eger 3.kisimdan baslamak iyi bir strateji mi sizce?
0
walser
(12.05.21)
izin veriyor istediğiniz yerden başlamaya, soruların puanları aynı 3. paragraph çok zor çıkarsa ne yapacaksınız, 1-2 boş mu kalacak, ben olsam kolaydan zora doğru giderdim.
0
valkin rockefeller
(12.05.21)
Evet readinge istediğiniz yerden başlayabilirsniz.

Tavsiye etmem. Zihnini nispeten kolay metinlerle hazırlayıp part 3’e geçmek daha rahat olur bence. Direkt part 3 yorar ve heves kırar
0
avatar is back
(12.05.21)
(5)

Bir İngilizce sorusu

dissendium
Küçük bir sorum var.Fetal kelimesinin sözcük türü sıfat. Bu kelimenin cenin çevirisi var. Ama cenin kelimesinin sözcük türü TDK sitesinde isim.Sözcük türü sıfat olan bir kelimenin Türkçe çevirisinin isim olması kafa karışıklığı yaratıyor. Bu durum nasıl açıklanabilir?
Küçük bir sorum var.

Fetal kelimesinin sözcük türü sıfat. Bu kelimenin cenin çevirisi var. Ama cenin kelimesinin sözcük türü TDK sitesinde isim.

Sözcük türü sıfat olan bir kelimenin Türkçe çevirisinin isim olması kafa karışıklığı yaratıyor. Bu durum nasıl açıklanabilir?
0
dissendium
(11.05.21)
Çeviri doğru değil.
Cenin fetus (isim)
Ceninle ilgili fetal (sıfat)
0
pro9it9is9
(11.05.21)
“Cenin pozisyonunda yattım.” derken ordaki gibi anlamı olursa sıfat olarak kullanılıyor.
0
sta
(11.05.21)
Google Çeviri ve Tureng cenin çevirisini veriyor. Yanlış olsa çıkmazdı sanki?

translate.google.com.tr

tureng.com

Bir de fetal position ifadesi cenin pozisyonu şeklinde çevrilmiş. Cenin çevirisi olmasa bu şekilde nasıl çevrilecek ki?
0
🌸dissendium
(11.05.21)
-al ekleri kelimeyi sifat yapiyor, orneginizde fetal adjective, fetal position dedigimizde ise iki kelime birlikte isim oluyor, bu tarz soz obeklerine phrase de diyorlar (bizdeki isim tamlamasi bir nevi), kafanizi karistiran bu sanirim. clinical trials, societal problems vs. clinical trials derken mesela klinik denemeler, klinik calismalar diye ceviririz kliniksel calisma, klinikle ilgili calisma da diyebiliriz ama kulak tirmaliyor Turkce acisindan gereksiz laf kalabaligi da yapiyor klinik calisma diye cevirmek daha uygun oluyor
0
neverletyougodown
(11.05.21)
herkese +1, bir de şu var, google da tureng de kullanıcı müdahalesi nedeniyle yanlış sonuçlar verebiliyor.
0
kül
(12.05.21)
(4)

formal ingilizce mail içeriğinde şu nasıl denir?

la lykia
"Fiyat teklifimizi inceleme şansınız oldu mu?"Şöyle diyeyim dedim ama google'ladığımda daha önce hiç böyle cümleler kurulmamış :)Have you had a chance to consider our quotation?Have you had a chance to view our price offer our?I would like to kindly ask you if you have had a chance to view our price
"Fiyat teklifimizi inceleme şansınız oldu mu?"

Şöyle diyeyim dedim ama google'ladığımda daha önce hiç böyle cümleler kurulmamış :)

Have you had a chance to consider our quotation?
Have you had a chance to view our price offer our?
I would like to kindly ask you if you have had a chance to view our price offer?
0
la lykia
(10.05.21)
I was wondering if you have had a chance to look at the offer yet? please let me know if it requires any further clarification, happy to set up a quick walkthrough session. thanks

(2,cumle optional)
0
camussar
(10.05.21)
Did you have an opportunity to-
Have you found time to-
Have you had a moment to-
Have you been able to-

Istersen baslarina I was wondering getirip if ile devam ettirebilirsin. Daha kibar olur.
0
dimanche
(10.05.21)
view degil review demelisiniz.
0
hot potato
(10.05.21)
sanırım google translate'ten çevirmişsiniz. "quotation" sözcüğü "teklif edilen fiyat" anlamında kullanılıyormuş ama ben pek rastlamadım, belki olaya yabancı olduğum içindir.

ikinci cümle ise hepten yanlış. sondaki "our" sözcüğü oraya nasıl gelmiş bilmiyorum. ancak o sözcüğü kaldırdığınız zaman manası olan bir cümle ortaya çıkıyor.

üçüncü cümledeki "I would like to kindly ask you" kısmı bence biraz abartı derecesinde kibar olmuş.

"have you had a chance to consider our price offer?" gibi bir cümle kurulabilir belki. ama biraz kaba kaçıyor galiba, dimanche'nin dediği gibi eklemeler yapılsa daha iyi olur.
0
isabella was a ginger
(10.05.21)
(2)

İngilizce gramer

havadakarada
Yemek güzel oldu.Yemek güzel olmuş.Yemek güzel olmuştu.Ayşe yemek yaptı.Ayşe yemek yapmış.Ayşe yemek yapmıştı.Hepsi geçmiş zaman olacak şekilde Ingilizce tam karşılıkları nedir?Çok teşekkürler.
Yemek güzel oldu.
Yemek güzel olmuş.
Yemek güzel olmuştu.

Ayşe yemek yaptı.
Ayşe yemek yapmış.
Ayşe yemek yapmıştı.

Hepsi geçmiş zaman olacak şekilde Ingilizce tam karşılıkları nedir?
Çok teşekkürler.
0
havadakarada
(08.05.21)
2. ve 3. sirada yazdigin seyler:
Öğrenilen geçmiş zaman
Öğrenilen geçmiş zamanın hikâyesi

Bunlar ingilizcede birebir mevcut seyler degil. Bircok insan bunlari direkt past perfect tense'le ifade etmeye calisiyor ama yanlis. Ayni anlam degil. Bizim misli gecmis zaman kullanirken verdigimiz anlam ingilizce'de context, yani baglam'dan cikar.

The meal turned out well.
I heard the meal turned out well.
As you remember, the meal turned out well. VEYA By the time I got there, the meal (had) turned out well. (ikinisi sacma oldu ama neyse)
0
hot potato
(08.05.21)
Past tense
Present perfect tense
Past perfect tense
0
neysene
(08.05.21)
(1)

native speaker buldum

native speaker buldum, istediğini konusalım diyor.bense speaking kurslarındakinin benzeri şekilde ilerlemek istiyorum. sorun şu ki o kursalarda neler yapılıyor bilmiyorum.elemanla konuşmaya çalıştım dün. ama çok tıkandım.kelime bilgim yetersiz kalıyor biraz. konuşmadan evvel konuya çalışıp kelime öğ
native speaker buldum, istediğini konusalım diyor.
bense speaking kurslarındakinin benzeri şekilde ilerlemek istiyorum. sorun şu ki o kursalarda neler yapılıyor bilmiyorum.
elemanla konuşmaya çalıştım dün. ama çok tıkandım.
kelime bilgim yetersiz kalıyor biraz. konuşmadan evvel konuya çalışıp kelime öğrenip konuşma esnasında kullanayım diyorum.

sizin tavsiyeniz nedir? bu native ile nasıl daha faydalı konusabilirim?
0
(07.05.21)
Kendi gittiğim speaking kursundaki yöntemden bahsedeceğim belki yardımcı olabilirim. Her gün için 2-3 soru belirleniyordu ve onlar üzerinden konuşuyorduk. Örneğin hobilerin/fobilerin neler gibi genel bir başlık oluyordu ancak konuştukça konu dallanıp bunaklanıyordu(bu fobin nasıl oluştu, bu hobini hangi zamanlarda yapıyorsun, kiminle yapmaktan keyif alıyorsun gibi hoca sorularla genişletiyordu).
Sen de ielts/toefl sınavlarındaki speaking sorularına bakabilirsin ve o şekilde ilerleyebilirsiniz. Bu sayede ne hakkında konuşacağın belli olacağı için önceden çalışma fırsatın olur.
0
penceredengorunenmorbina
(07.05.21)
(7)

Bu ifadenin İngilizce karşılığı

prole
Merhaba,İngilizce karşılığını bulmaya çalıştığım ifade "aşırı anlam yükleme". Bağlam şu: Althusser, Marx'ın bir ifadesini öyle bir ele alıyor ve öyle bir anlam yüklüyor ki ifade, Marx'taki bağlamından farklı bir biçim alıyor. Buna "aşırı anlam yükleme" demek istiyorum ama bu ifadenin İngilizcesini b
Merhaba,

İngilizce karşılığını bulmaya çalıştığım ifade "aşırı anlam yükleme". Bağlam şu: Althusser, Marx'ın bir ifadesini öyle bir ele alıyor ve öyle bir anlam yüklüyor ki ifade, Marx'taki bağlamından farklı bir biçim alıyor. Buna "aşırı anlam yükleme" demek istiyorum ama bu ifadenin İngilizcesini bulamadım. Teşekkürler.

* Gerekirse daha fazla ayrıntı verebilirim.
0
prole
(07.05.21)
"Giving way too much emphasis" olur mu?
0
pangea
(07.05.21)
interpreting too much into it
making more of this than it is

context.reverso.net
0
IncredibleMau
(07.05.21)
Aradığınız kelime reaching olabilir

www.urbandictionary.com
0
ryhmer
(07.05.21)
ne oldugunu direk cikartamadim ama sanki over... ile baslar gibi
0
turkuaz
(07.05.21)
@gabe h coud: bu olmuyor.
@pangea: Anlattığım kadarıyla bu oluyor ama benim kullanacağım bağlamda tam karşılamıyor.
@IncredibleMau: birincisini kullanacağım. Teşekkürler.
@ryhmer: reaching "uydurma" gibi duruyor ama Althusser'in yaptığı ilişkilendirme o kadar da alakasız değil.
@turkuaz: Benim de ilk tahminim oydu. Ama "over-" ile "attributing a meaning" arasında ilişki kurmamı sağlayacak kelime kullanımını bulamadım.
0
🌸prole
(07.05.21)
turkuaz kopyayi vermis saolsun istediginizi karsilayan overstate, overestimate, overrate the meaning of X/ the significance of X kullanilabilir bence.
0
neverletyougodown
(07.05.21)
overinterpretation gibi bir kelime varken diğerleri gereksiz. birebir ingilizce karşılığı tam olarak bu.
0
sir gawain
(07.05.21)
(3)

amerikan ingilizcesi ve ingiliz ingilizcesi vurgu ve tonlamaları

other half
bunların arasında fark var mı? yani mesela bildiğim kadarıyla amerikan ingilizcesinde birleşik kelimelerin ilk hecesinde vurgu yapıyorlar. ingiliz olanında da aynı mı bu? iki aksanı da iyi bilenler cevaplayabilir mi?
bunların arasında fark var mı? yani mesela bildiğim kadarıyla amerikan ingilizcesinde birleşik kelimelerin ilk hecesinde vurgu yapıyorlar. ingiliz olanında da aynı mı bu? iki aksanı da iyi bilenler cevaplayabilir mi?
0
other half
(06.05.21)
evet, gramer ve kelime tercihi haricinde aksan, sive ve tonlamalarin kendilerinde bariz farklar var. bu tonlama farklari sadece abd vs uk arasinda degil, bu ulkelerin kendi iclerinde de cok var. boston'daki adam ile los angeles'daki adamin aksani cok farkli (hatta snl'de dalgasi bile gecildi)

diger yandan ozellikle hawaii'deki pacific islander diye tabir edilen yerli/melez, abd'nin southwest bogesindeki hispanik etnik gruplar gibi topluluklarin kullandigi ingilizceyi duyunca sasirirsin. kulaga sanki abd disinda dogup buyumus birinin pre-intermediate ingilizcesi gibi geliyor. bu insanlarin bir cogu burada dogup buyumesine ragmen agirlikli olarak kendi aralarinda takilip kendi dillerini konustugu icin (orn. spanglish) boyle ucube bir aksan/dil cikiyor..


pronunciationstudio.com:~:text=Intonation
www.youtube.com
www.youtube.com
0
rm
(06.05.21)
amerikan aksani ingiliz aksani diye bir sey yok, hangi amerikan aksanı hangi ingiliz aksani diye bir sey var.
0
spivak
(07.05.21)
Kelime vurgular ayni herhalde 90%, ama sesler ve soylenisler cok farkli. Tutor kelimesi mesela ingiliz sondaki r'yi okumaz, tu'yu çu gibi yapar. Amerikan ise tuudır der. Vurgu iki dilde de ilk hecededir. reduce derken ingiliz d'yi c yapar, amerikan d okur. Vitamin'e biri vaytamin der digeri vitimin, amazon biri Amerikan sondaki on'u aan diye okur falan boyle 1 milyon tane sey var. en.wikipedia.org
Ustteki arkadaslar gibi bolge aksanlarina takilmayin, bir yabancinin standard ingilizce, received pronounciation ogrenmesi gerekir. Liverpoollu something'e soin dedi, a lari u okuyor diye endiselenmene gerek yok. Ha Liverpool'a tasinirsin o zaman Liverpool aksani calisirsin.
0
neverletyougodown
(07.05.21)
(2)

Verimli Bir İngilizce Konuşma Pratiği Yapılabilecek Ortamlar

pantepember
İngilizce konuşma pratiği yapmaya ihtiyacım var.Duolingo Events'i bir kez denedim ama buluşmalar çok kalabalık olduğu için verimli olmadığını düşünüyorum.Ücretsiz, küçük gruplar halinde, hatta bire bir pratik yapabileceğim bir ortam bulabilir miyim?(Belki de Duolingo Events'i biraz daha detaylı ince
İngilizce konuşma pratiği yapmaya ihtiyacım var.

Duolingo Events'i bir kez denedim ama buluşmalar çok kalabalık olduğu için verimli olmadığını düşünüyorum.

Ücretsiz, küçük gruplar halinde, hatta bire bir pratik yapabileceğim bir ortam bulabilir miyim?

(Belki de Duolingo Events'i biraz daha detaylı incelemeliyim. Küçük ve planlı-programlı çalışan gruplar bulabilirim.)
0
pantepember
(06.05.21)
Ben öğrenciyken couchsurfingden insanlarla tanışıp İstanbul’u gezdiriyordum böyle böyle ingilizcemi geliştirdim. Pandemiden sonra denemenizi tavsiye ederim hem sosyalleşiyorsunuz hem eğlenceli oluyor yeni insan tanımak.
0
suicides underground
(06.05.21)
Englishcentral'ı kullanıyorum, filipinli hocalarla 30 dakika görüşme yapıyorsunuz. ilk ders ücretsiz. ben memnunum. hiç konuşmamaktan daha iyidir.
0
allahinadiylaoku
(07.05.21)
(3)

Basit bir almanca sorusu

herseysermayeicin
"Es gefällt ihr hier sehr gut" Metinde eylemi yapan kişi kadın, peki kadınken niye "es" kullandı? "ihr" nın oradaki varlığını da anlamadım, sie'nin dativ hali ama özne değil cümlede.öncesi şu şekilde metnin: Juliana kommt aus Paris. Das ist die Hauptstadt von Frankreich. In diesem Sommer macht sie e
"Es gefällt ihr hier sehr gut"

Metinde eylemi yapan kişi kadın, peki kadınken niye "es" kullandı?
"ihr" nın oradaki varlığını da anlamadım, sie'nin dativ hali ama özne değil cümlede.

öncesi şu şekilde metnin: Juliana kommt aus Paris. Das ist die Hauptstadt von Frankreich. In diesem Sommer macht sie einen Sprachkurs in Freiburg. Das ist eine Universitätsstadt im Süden von Deutschland. Es gefällt ihr hier sehr gut
0
herseysermayeicin
(05.05.21)
Gefallen fiilini turkce olarak aciklamam gerekirse

“Burasi Onun cok hosuna gitti”
Hosuna gitmek - yuklem - gefallen
Burasi - özne - es
Onun - ihr

Yani bu cumle “o buradan hoslandi” degil, hosuna gitti oluyor.
O yuzden dativ hali kullaniliyor kimin hosuna gidiyorsa. Es gefällt ihr sehr gut anlami da “burada olmak onun cok hosuna gidiyor” gibi bir sey iste.
0
kuehles blondes
(05.05.21)
Burada kadını belirten kelime ihr. Es değil.

Es geht mir gut cümlesindeki gibi düşün. Yani oradaki ihr ingilizcedeki her gibi.
0
himmet dayi
(05.05.21)
gefallen sich = Intransitive Verb yani geçişli fiildir. bu nedenle uygun "sich" ifadesi ile kullanılması gerekir.

en tipik örneği: "Das gefällt mir"

senin örnekteki ihr = sich 'in yerini alır. "Es" zaten başlı başına bir mevzu kısaca burada önceki duruma referans verilmiş. Özne olarak kullanılmış. Almanca bir şeyi ben beğeneceksen kendini sich = mir yapacaksın.
0
helenart
(05.05.21)
(4)

Su ingilizce cumle nasil bir cumledir ya?

speedy
Konu anlasilsin diye tum metni verdim de soru son cumleye yonelik aslinda.Sky news kanalinin youtube'da bir video alti aciklamasindan. Manchester United's Avram Glazer refuses to answer after European Super League protestDespite being asked several questions, Avram Glazer did not engage and drove of
Konu anlasilsin diye tum metni verdim de soru son cumleye yonelik aslinda.
Sky news kanalinin youtube'da bir video alti aciklamasindan.

Manchester United's Avram Glazer refuses to answer after European Super League protest

Despite being asked several questions, Avram Glazer did not engage and drove off without saying anything.

It came after a fan's letter awaits a response from the family about the actions of the club over the failed European Super League refocused fans desire for the family to depart.

The original apology saw Mr Glazer's brother, Joel, "apologised unreservedly" to fans following the club's withdrawal.

Son cumle the original apology saw diyerek nasil bir cumle yapmislar oyle ya. Yapi hakkinda ve tercume hakkinda her tur bilgiye minnettarim. Tesekkurler.
0
speedy
(05.05.21)
"Mr Glazer's brother, Joel saw the original apology." demek istiyor. Haber siteleri bu tarz yazıyor genelde. Ama ben de çok emin olamadım şimdi.
0
himmet dayi
(05.05.21)
See'nin witness anlami da var.
This stadium has seen many thrilling football games.
The twentieth century saw dramatic changes in most areas of life.
Burda da diyor ozur metni, ozur yazisi Joel'in ictenlikle acikca ozur diledigine taniklik etti, ozur diledigini gosterdi.
0
neverletyougodown
(05.05.21)
see'nin anlamı burada "yol açmak", ile sonuçlanmak" gibi. açıkçası aramama rağmen sözlüklerde bu anlama çıkabilecek bir karşılık bulamadım ama haber metinlerinde sıkça kullanılan bir kalıptır. mark's departure saw us all scrambling for a new solution mesela, mark gitti ve biz yeni bir çözüm üretmek için uğraşmak durumunda kaldık, mark'ın gidişi sebebiyle böyle bir sonuç doğdu gibi.

bence cümlede kafa karıştırıcı kısım "apologized" kısmı. apologize olması lazım normalde. o da sanırım tırnak içindeki ifade, kullanan kişinin söylediği şekliyle bırakıldığı için orijinal bırakılmasından kaynaklı.

cümleyi basitleştirecek olursak söylenmek istenen,

"the original apology saw mr glazer's brother, joel, apologize to fans"

yani orijinal/ilk özür, glazer'ın biraderi joel'in de taraftarlardan özür dilemesine sebep oldu/bunun yolunu açtı/buna vardı gibi.

***

edit:

merriam-webster'da "to be the setting or time of" gördüm. en uygun bu düşer sanırım. türkçeleştirmek cidden zor, o kısmını diğer arkadaşlara bırakayım. bir şeyin vaktinde olmak, bir şeyle denk düşmek gibi yani. burada kullanıldığı anlam o.
0
der meister
(05.05.21)
@der meister hocam ozur dileyen Joel Glazer. Bu adam super league coktukten sonra ozur mektubu yayinlamis, www.skysports.com

Bunun kardesi var bir tane Avram Glazer. Asil sahibi bu galiba. Who is the real owner of Manchester United? diye google'a yazinca bunun adi cikiyor. Bu hala aciklama yapmamis, gazeteciler soru soruyor cevaplamiyor diyor.

Yani senin dedigin original apology ozur dilemesine neden oldu diye bir sey yok. Benim dedigim witness dogru bence.

Bir de senin dedigin "to be the setting or time of" tam taniklik etmek witness'a denk geliyor su yuzyil su olaylara taniklik etti falan, witness=see ordan da kurtariyor bence
0
neverletyougodown
(05.05.21)
(5)

İngilizceyi nasıl çalışmalıyım?

neysene
Dışarıdan destek alacak yani özel öğretmene ödeyecek param maalesef yok. Haliyle kendime bir program oluşturmalıyım.A2 seviyesinde bir ingilizcem var. Gündelik konuşmaları biraz dil kurallarını katlederek de olsa yapabiliyorum, anlaşabiliyorum.1 adet günde 1-2 saat konuşma pratiği yapabildiğim bir a
Dışarıdan destek alacak yani özel öğretmene ödeyecek param maalesef yok. Haliyle kendime bir program oluşturmalıyım.
A2 seviyesinde bir ingilizcem var. Gündelik konuşmaları biraz dil kurallarını katlederek de olsa yapabiliyorum, anlaşabiliyorum.

1 adet günde 1-2 saat konuşma pratiği yapabildiğim bir arkadaşa sahibim. Kendisi ielts ten 7.5 alarak c1 seviyesinde olduğunu söylemişti.
Fark ettiğim en büyük eksiklerim kelime bilgim az ve edatları kullanmakta bayağı kötüyüm. 1 sene sonunda nasıl bir program izlemeliyim ki en azından b2 seviyesine geleyim? Çünkü ielts sınavından b2 seviyesinde puan almalıyım.

İnternette birçok kaynak var fakat bunları nasıl kullanacağımı bilmiyorum.
Bazılarının tavsiyeleri ise hep tek yönlü. Mesela birisi diyor kelime öğren halledersin. İyi de o kelimeyi doğru yere koymayı bilmedikten sonra lego birleştirir gibi kelime dizince karşımdaki kişi bunu anlamıyor ki. Başka biri diyor ki konuştukça öğrenirsin fakat ben yurtdışında yaşamıyorum. Günün 10 saati zorunlu olarak maruz kalmıyorum ki dediği doğru olsun. Bana bu imkanlarım göz önünde bulundurularak dengeli bir program lazım ama...

Mesela robert koleji nasıl bir program izliyor da mezun olduğunda mükemmel bir ingilizcen oluyor? Ben bu öğrenme sistemini arıyorum esasen.
0
neysene
(04.05.21)
Kitap okuyarak baslayabilirsin. Hem kelime ogrenirsin, hemde kelimenin nerede ve nasil kullanildigini. Sozluk olarak longman'e bakabilirsin (online kullanimi mevcut, bolca ornek verir).
0
tahtakafa
(04.05.21)
Aradığın yöntemi söylüyorum: temel gramer öğren, her şeyini öğreneceğim diye gramerle kafayı bozma.

Sonra okuyorsun. Oku ama her alanda her şeyi oku. Hikaye olur, haber olur, magazin olur, makale olur. Okurken bilmediğin kelimelere sözlükten bak. Yavaş ilerleyeceksin ama öğrenerek gideceksin. Bir noktadan sonra cümle içindeki bazı kelimeleri bilmeden de cümlenin ne anlama geldiğini anlamaya başlayacaksın. Sonra o bilmediğin kelimeleri de gördükçe/duydukça öğreneceksin.

Üniversitede Amerikalı gramer hocam vardı, adamın söylediklerini anlayamıyordum. Bir gün yanına gittim, dedim ben anlamıyorum sizi. Bana şunu söyledi ve gitti: "Don't worry, you will."
0
do you remember me
(04.05.21)
A2 seviyesindeyseniz gecmis zamandaki bir olayi ornegin yaz tatilinizi Ingilizce anlatabilirsiniz demektir. Yaklasik 1500 kelime biliyor olmalisiniz. B1'de kelime sayisi 4500'e, C1'de 9000'e cikmali. En onemli olan kelime yoksa Would you please be so kind to pass me ....? Pass you what? Kelimeyi bilmezsen ne kadar gramer bilirsen bil en havali kaliplarda bile durursun.

Ben ogrencilerime bunu oneririm: www.victoria.ac.nz
0
howfaristhesky
(04.05.21)
Dört dil bilen biri olarak kendi tecrübemi paylaşmak isterim. Ben oturup gramer çalışmayı hiç sevemedim. En güçlü tekniğim gün içinde düşündüğüm herşeyi öğrenmeye çalıştığım dilde de söylemeye çalışmak. Mesela markete mi gideceğim, markete gideceğim nasıl derim. Bunu çözdüm mü, peki markete gittim nasıl derim? Markette alacaklarımı nasıl söyleyim vb vb birbirine bağlaya bağlaya arata arata öğreniyorum. Bu dediğim teknik çok yorucu çünkü normalde düşünme tarzımızın tamamen dışında ve normal bir düşünceyi çok yorucu bir hale getiriyor ama en güçlü teknik diyebilirim.
0
Lanovaromana
(05.05.21)
Robert Koleji'ni bilmiyorum da Amerikan Koleji'nin eğitimine tanık oldum.
Hazırlık sınıfından itibaren, öğrencilerin Türkçe konuşma olanağı sadece kantin ve bazı sözel dersler ile sınırlı. İngilizce drama ve sunumlar yapma, makale ve günlük yazma, yılda birkaç adet Shakespeare gibi yazarların ağır eski İngilizce ile yazılmış kitaplarını okuma, modern dönem edebiyatın klasikleşmiş kitaplarını okuma ve filmleriyle karşılaştırma gibi aktiviteler yapılıyor.
0
pro9it9is9
(05.05.21)
(3)

ne demek istiyor?

sparkle kiddle
(well it sounds like) we should be erring on the side of caution.hata yapmamak konusunda ihtiyatlı olmalıyız mı diyor? yoksa uyaracak kadar ihtiyatlı olmalıyız mı diyor?hata yaptığı, yapmış olma olasılığı üzerine bir insana karşı ne tepki vermeliyiz tepki vermeli miyiz önerisi aldıktan sonra kullanı
(well it sounds like) we should be erring on the side of caution.


hata yapmamak konusunda ihtiyatlı olmalıyız mı diyor? yoksa uyaracak kadar ihtiyatlı olmalıyız mı diyor?

hata yaptığı, yapmış olma olasılığı üzerine bir insana karşı ne tepki vermeliyiz tepki vermeli miyiz önerisi aldıktan sonra kullanılan bir karar cümlesi olmalı.
0
sparkle kiddle
(04.05.21)
www.google.com


google ladım. en üstte çıkan açıklama diyor ki:
take a comparatively safe course of action when presented with a choice.


bi olay sonrası bi aksiyondan bahsetmiyor, genel olarak güvenli tarafta kalacak şekilde hareket etmeliyiz gibi bişey diyor sizin cümlenizde
0
sttc
(04.05.21)
caution derken güvenli demek istemiyor dikkat edelim ağzımızdan çıkacak lafa tadımız kaçmasın ali rıza bey diyor.
0
proletarier aller lander vereinigt euch
(04.05.21)
oyle bir deyim / kalip var ingilizcede. yani iste belirsiz bir durum var diyelim. bir tercih yapman gerekiyor. yanlislikla daha guvensiz olani yapmak yerine daha guvenli olani yapalim gibi bir anlami var.

mesela yemege tuz konulacak. aslinda tam koyman gereken bir miktar var ama bilmiyorsun ne kadar. tam koymaya calisacagina (fazla koyma riskini alacagina) bilerek az koyarsin tuzu, sonra baktin az, uzerine ekleyebilirsin. ama bastan cok koyarsan telafisi yok. O yuzden az risk alip az tuz koyma olayina "erring on the side of caution" deniyor.

"hatayi guvenli tarafa dogru yapalim" yani bir seyi yanlis yapma ihtimalimiz varsa ihtiyatli olalim, az riskli, sonra telafisi olacak sekilde davranalim (idealini yapmaya calismayalim, o zaman telafisiz hata olma sansi var cunku)
0
robokot
(05.05.21)
(5)

İş İngilizcesi için sık kulandığınız kalıplar var mı?

dizicolleague
Yakın zamanda bir işe başlayacağım ve İngilizce sunumlar, raporlamalar gerektiriyor. Altyapım var ama daha önce elin adamına raporlama yapmadım online olarak ve herhangi bir denetime girmedim diyebilirim (yalnızca bir kez). Böyle bir işte çalışan arkadaşların daha akıcı görünümlü İngilizceleri için
Yakın zamanda bir işe başlayacağım ve İngilizce sunumlar, raporlamalar gerektiriyor. Altyapım var ama daha önce elin adamına raporlama yapmadım online olarak ve herhangi bir denetime girmedim diyebilirim (yalnızca bir kez). Böyle bir işte çalışan arkadaşların daha akıcı görünümlü İngilizceleri için hangi kalıpları cümlelerine yedirdiklerini öğrenmek isterim. Kaynak önerisi de olur
0
dizicolleague
(04.05.21)
Cevabını bilmediğiniz sorular için "I'll circle back to you" yardımcı olabilir.
0
archmage mahmut
(04.05.21)
www.askamanager.org

Bu site genel olarak size yardımcı olabilir. Kalıplarla ilgili bir şey bulamadım ama kesin vardır biraz kurcalarsanız.
0
peki madem
(04.05.21)
benim genel bir önerim var. eğer her cümlenize ve kelimenize aynı özeni gösteremeyecekseniz, araya kalıplar serpiştirmenin çok bir artısı olmaz bence. kendi ingilizce seviyenizde devam edin. basit cümleler kurun. kompleks cümleler, normalde bilmediğiniz kalıplar ya da kelimeler kullanmayın. bilmediğiniz bir şeyi kullanmaya çalıştığınız zaman, yanlış yerde kullanma riskiniz var. komik duruma düşersiniz.

geliştirmek için ise :

1 - iyi ingilizce bildiğini düşündüğünüz birisine, mümkünse bir ingiliz'e, ara ara okutun. düzeltme anlamında değil, sonradan okutun. size fikrini belirtsin. bariz hatalarınızdan arının. cilasını sonradan atarsınız.

2 - internetten bol bol örnek rapor vs okuyun ama kelimeleri/kalıpları kopyalamayın. siz yine kendiniz yazmaya devam edin, okuduğunuz kelime ve kalıplar yazarken aklınıza gelirse kullanın. aklınızda yer etmemiş şeyleri kullanmayın.

3 - bunu nasıl bulursunuz bilmiyorum ama özellikle sık kullanılan sıfatların önüne "very" ya da "too" koymak yerine kullanabileceğiniz tek kelimelik sıfatlar var. onları öğrenin.
0
co2s2
(04.05.21)
@co2s2; en son madde geçen debe' de vardı.

" Please do not hesitate to ask if there is something." her mailin sonuna yapıştırırım.
0
kumandanim
(04.05.21)
hot potato
(04.05.21)
(2)

making the familiar strange

JusticeBooster
"making the familiar strange" bu ifadeyi en iyi şekilde türkçe'ye nasıl çevirebiliriz? Kalıplaşmış bir kullanımı var mı?Bağlamı yok. Bir başlık olarak düşünün.
"making the familiar strange" bu ifadeyi en iyi şekilde türkçe'ye nasıl çevirebiliriz? Kalıplaşmış bir kullanımı var mı?
Bağlamı yok. Bir başlık olarak düşünün.
0
JusticeBooster
(03.05.21)
tanıdığı yabancılaştırmak diyesim geliyor ama değil gibi de
0
nahtoderfahrung
(04.05.21)
bildiğini/tanıdığını yabancılamak ya da bağlama oturtulacaksa sadece yabancılamak diye çevrilebilir sanki
0
sevenay
(05.05.21)
(3)

İngilizce günlük konuşmalar

Janisser
Selam,Uzun süredir konuşmadığımız arkadaşınız naber diye mesaj attı, 'ben de bugün sana yazmayı düşünüyordum, tesadüf oldu gibi bir cümle nasıl kurabiliriz. 'Sana bir fotoğraf/video gönderecektim.'Teşekkürler
Selam,
Uzun süredir konuşmadığımız arkadaşınız naber diye mesaj attı, 'ben de bugün sana yazmayı düşünüyordum, tesadüf oldu gibi bir cümle nasıl kurabiliriz. 'Sana bir fotoğraf/video gönderecektim.'
Teşekkürler
0
Janisser
(03.05.21)
I was thinking about texting you today, what a coincidence. I was gonna send you a photo/video.
0
jelly bear
(03.05.21)
Teşekkürler. Yapacaktım ama vazgeçtim/yapamadım gibi bir anlam çıkıyor mu I was thinking dediğimizde?
Yoksa present manada mı kullanılıyor?
0
🌸Janisser
(03.05.21)
was going to
was about to kaliplari iyi gider.

Gecmiste soyle bir planim, tahminim vardi demek icin. Olay gerceklesmis de olabilir gerceklesmemis de. Olayin olup olmamasini baglamiyor, oyle bir plan oldugunu belirtiyor sadece.

I was going to play football today, but lockdown rules put me off.
I knew it was going to be sunny today.

Bu arada I was thinking biraz sakat sanki, present ve future icin kullaniliyor.
www.bbc.co.uk
Madde 1'de benzer ornek var. Present manada kullaniyor
0
neverletyougodown
(03.05.21)
(2)

ingilizce lojistik terimi olarak "malın tıra yüklenmesi" nasıl denir?

la lykia
s.b.
s.b.
0
la lykia
(02.05.21)
Loading the goods on the truck.
0
himmet dayi
(02.05.21)
vanning de deniyor. hatta

www.quora.com
0
chezidek
(02.05.21)
(2)

ingilizce fiyat teklifi mektubu nasıl denir?

la lykia
google'da cok arastirdim ama en formal ve dogru olani hangisidir emin olamadim.(bir makine icin makinenin fiyatini ve teknik detaylarini, garanti ve teslimat sartlarini vb iceren resmi teklif formati iletecegim.?
google'da cok arastirdim ama en formal ve dogru olani hangisidir emin olamadim.

(bir makine icin makinenin fiyatini ve teknik detaylarini, garanti ve teslimat sartlarini vb iceren resmi teklif formati iletecegim.?
0
la lykia
(02.05.21)
Quote ya da Price Offer
0
himmet dayi
(02.05.21)
İhalelerde Request for Quotation diyorlar.

Quotation da kullanılabilir
0
cuma
(02.05.21)
(2)

How about what about farkı nedir?

havadakarada
Mesela:How about you?What about you?
Mesela:
How about you?
What about you?
0
havadakarada
(01.05.21)
how about -> öneri, alternatifler sunma
A: hava çok güzel,
B: bisiklet sürmeye ne dersin? (how about)

what about -> olası bir problemi belirtme veya bir konuyu öne çıkarma
A: hava çok güzel
B: peki bisikletimdeki sorun ne olacak? (what about)


bazen aynı anlamda da kullanılıyor,
A: ee peki neler yapıyorsun?
B: iyiyim sen nabıyorsun (what about you?) (how about you?)
0
nahtoderfahrung
(01.05.21)
Ortaya bir teklif atarken 2si de oluyor. Ama what about ile problem, ciddi meseleyi sorma durumu var daha cok.
A: How about/what about a vacation to Hawaii? (suggestion)

B: Great idea, but what about the dogs? (objection, potential problem)

A: My parents will look after them.
0
neverletyougodown
(01.05.21)
(2)

online yds/yokdil kursu

Lusid*
kullanan var mi acaba? bircok kurs var memnun olduklarinizi yazabilir misiniz? bir de sinavdan kac aldiniz kursla calistiginizda?
kullanan var mi acaba? bircok kurs var memnun olduklarinizi yazabilir misiniz? bir de sinavdan kac aldiniz kursla calistiginizda?
0
Lusid*
(30.04.21)
Remzi hoca’ya bakabilirsin. 0’dan başladığımda ydsden 66 yökdilden 77 aldım. İkinci kez tekrar Remzi hocayla hazırlandım ydsden 80 küsür yökdilden 96 aldım. Online platformu çok kullanışlı, dersleri de çok akıcı.
0
penceredengorunenmorbina
(30.04.21)
kursunu satın almadım ama örnek derslerinden ve soru çözüm videolarından faydalandığım ankara dil akademisini öneririm harika hocaları var. beginner değilseniz sadece youtube üzerinden ücretsiz olarak da hazırlanabilirsiniz. ben bu şekilde birkaç ay çalışarak 80 aldım yds'den.
0
i think therefore i am
(30.04.21)
(8)

02.29.2024’ün ingilizce okunuşu

esinikaybetmiscorap.
Bu tarihin okunuşunu rica edebilir miyim?Aynı zamanda 29.02.2024’ünde okunuşunu yazar mısınız? zaten konuşma dilinde bir şey farketmez değil mi?Teşekkürler.
Bu tarihin okunuşunu rica edebilir miyim?

Aynı zamanda 29.02.2024’ünde okunuşunu yazar mısınız? zaten konuşma dilinde bir şey farketmez değil mi?

Teşekkürler.
0
esinikaybetmiscorap.
(30.04.21)
February twenty-nine, twenty twenty-four da olur
0
ryhmer
(30.04.21)
ameriganlar 02.29.2024 şeklinde yazar ve february twenty-ninth twenty twentyfour diye okur.

ingilizler 29.02.2024 şeklinde yazıp, twenty-ninth of february twenty twentyfour diye okur.
0
co2s2
(30.04.21)
@gabe h coud and'i unutmussunuz, two thousandli okunacaksa and'de olmali 2024 icin two thousand and twenty four mesela. And tabi weak formla ən seklinde okunmali
@ryhmer zamaninda epey arastirdim ben onu tarihler hep ordinal number (1st, 3rd) ile okunmali, yazida February 29 gorsen bile february twenty ninth, may the second falan okunmali may two, february twenty-nine falan yanlis yani
0
neverletyougodown
(30.04.21)
Edit: 29.02.2024 için konuşuyorum. Diğerini de buna uyarla işle.


1-) February Twenty-Ninth, Two Thousand and Twenty-Four

2-) The Twenty-Ninth of February, Two Thousand and Twenty-Four

Ikisi de olabilir. Bunun haricindeki örnekler yanlış.

Edit 2: Neverletyou'nun da gönlünü yaptım ;)
0
perfectum
(30.04.21)
2006 -> two thousand six
2024 -> twenty twenty four

2000-2010 arası thousand ile sonrası twenty ile
0
co2s2
(30.04.21)
@co2s2 thousand'dan sonra and'ler unutuluyor, olmaz basarim sifiri:) Koylu gibi end diye okunmayacak tabi yazdim yukarda weak form ile ən

"2000-2010 arası thousand ile sonrası twenty ile" seklindeki genellemeniz yanlis
2008'i twenty oh eight diye
2017'i two thousand and seventeen diye de okuyabilirsin

Ama 2000 oncesi hep 2ser 2ser 1955 nineteen fifty five, 1066 ten sixty six falan thousand almaz
0
neverletyougodown
(30.04.21)
@co2s2 +1
0
plutongezegendegilmi
(30.04.21)
twenty ninth of february, two thousand twenty four.

en formal okunusu bu.

2006

twenty oh six diye okunur. oh'yu atlamayin. and degil.
0
baldur2
(30.04.21)
(1)

İspanyolca Workbook

south park in kapusonlu uyesi
Bilen var mı?Kendi kendime İspanyolca öğreniyorum. Ama tıpkı okuldaki İngilizce kitapları gibi temel düzeyde bir workbook'a ihtiyacım var eski öğrendiklerimi pekiştirmek için. Türkçe üzerinden olmasına gerek yok. Ama cevap anahtarı da lazım tabii.Bildiğiniz bir kaynak varsa ve nasıl bulacağımı da sö
Bilen var mı?

Kendi kendime İspanyolca öğreniyorum. Ama tıpkı okuldaki İngilizce kitapları gibi temel düzeyde bir workbook'a ihtiyacım var eski öğrendiklerimi pekiştirmek için. Türkçe üzerinden olmasına gerek yok. Ama cevap anahtarı da lazım tabii.

Bildiğiniz bir kaynak varsa ve nasıl bulacağımı da söyleyebilirseniz çok sevinirim.
0
south park in kapusonlu uyesi
(28.04.21)
Tiempo para practicar… diye baslayan kitaplar vardi, onlar iyi oldukca cevap anahtari var miydi hatirlamiyorum
0
kuehles blondes
(28.04.21)
(3)

sabat, şabat, sebt, sept

stronzo
İngilizcede Sabbath olarak geçen, yaratılışın yedinci gününü ve Yahudilerin iş yapmadığı günü ifade eden bu kelimeyi Türkçede nasıl kullanmak gerekir? Kimi yerde şabat, kimi yerde sebt veya sept olarak görüyorum. Yazdığım yazıda kullanmam lazım fakat işin içinden çıkamadım. Bilgisi olan var mı?
İngilizcede Sabbath olarak geçen, yaratılışın yedinci gününü ve Yahudilerin iş yapmadığı günü ifade eden bu kelimeyi Türkçede nasıl kullanmak gerekir? Kimi yerde şabat, kimi yerde sebt veya sept olarak görüyorum. Yazdığım yazıda kullanmam lazım fakat işin içinden çıkamadım. Bilgisi olan var mı?
0
stronzo
(25.04.21)
sabat bence
0
ala09
(25.04.21)
türk hahambaşılığı ''şabat'' kullanıyor. sebt de olur.
(git: www.turkyahudileri.com)
0
ada meltemi
(25.04.21)
Kutsal Kitap çevirisinde "şabat" olarak geçiyor. Örneğin: kutsalkitap.info.tr
0
huçi kuçi
(25.04.21)
(3)

Almanca sözlük

bitse de gitsek
Almanca çalışırken kelimelerin okunuşlarını görebileceğim hangi sözlüğü (internet sitesi veya uygulama) tavsiye edersiniz? teşekkürler.
Almanca çalışırken kelimelerin okunuşlarını görebileceğim hangi sözlüğü (internet sitesi veya uygulama) tavsiye edersiniz? teşekkürler.
0
bitse de gitsek
(24.04.21)
ben translate üzerinden dili almanca seçip kelimeyi yazarak dinliyorum.
0
biravekahve
(24.04.21)
@bira +1

çok da lazım olmuyor gerçi. ama bak bugün baktım daha yeni, bir türlü telaffuz edemedim kelimeyi:

institutionalisiert.

allah kahrtmesin nasıl bir kelime bu ya :D ingilizce edebiliyorum almanca hala söyleyemiyorum.
0
bohr atom modeli
(24.04.21)
www.dict.cc
Halmafelix <3
0
ganbatte
(24.04.21)
(4)

Almanca beginner gramer sorusu

herseysermayeicin
Almanca "Arkadaşım beni bekliyor" demek istiyorum. "Mein Freund wartet mich" diye yazdım fakat google translate, "Mein Freund wartet auf mich" diye çeviriyor. Buradaki auf'un işlevi nedir? daha önce de sanki başka bir cümleyi auf ile beraber düzeltmişti.
Almanca "Arkadaşım beni bekliyor" demek istiyorum.

"Mein Freund wartet mich" diye yazdım fakat google translate, "Mein Freund wartet auf mich" diye çeviriyor. Buradaki auf'un işlevi nedir? daha önce de sanki başka bir cümleyi auf ile beraber düzeltmişti.
0
herseysermayeicin
(24.04.21)
Warten ve aufwarten fiillerinin kullanım yerlerini inceleyiniz.
0
ruhen hastayim ben
(24.04.21)
warten - to wait

auf jmdn./etw. warten - to wait for so./sth.

yukarda arkadas aufwarten ayrilabilir fiiline bakin demis de aufwarten degil de auf jmdn warten olayi var burda ayrilabilir fiillerden degil yani.
0
AlsterWasser
(24.04.21)
ingilizcede de "my friend waits me" demezsin. praeposition işte.
0
bohr atom modeli
(24.04.21)
Almancada bazı fiiler "Präposition"lar ile kullanılır. Burada beklemek fiili "birini/bir şeyi beklemek" anlamında olduğu için "warten auf ..." şeklinde ifade edilir. Örneğin, treni bekliyorum = Ich warte auf den Zug diye çevrilir(akkusativden dolayı der yerine den Zug oluyor).

Başka bir örnek, basieren = dayanmak
basieren auf ... = bir şeye dayanmak

Film romana dayanıyor. = Der Film basiert auf dem Roman. (Burada da fiil dativ olduğu için der yerine dem Roman)

auf gibi bazı Präpositionlar hem akkusativ hem de dativ fiillerle kullanılıyor.

Bu siteden daha detaylı bilgi alabilirsiniz:

deutschlernerblog.de
0
frankfurt skyliners
(24.04.21)
(7)

bir yabancıya türkçedeki şu konuyu anlatmak

denizzz
"amcanın aşısı var" cümlesindeki "ın" ekini nasıl anlatabiliriz türkçe öğrenmeye çalışan birine. mesela "arkadaşının paltosu" ifadesindeki "ın" ekini anlıyor iyelik anlamından dolayı ama yukarıdaki örnekte niye "ın" olduğunu anlamıyor.
"amcanın aşısı var" cümlesindeki "ın" ekini nasıl anlatabiliriz türkçe öğrenmeye çalışan birine.

mesela "arkadaşının paltosu" ifadesindeki "ın" ekini anlıyor iyelik anlamından dolayı ama yukarıdaki örnekte niye "ın" olduğunu anlamıyor.
0
denizzz
(20.04.21)
"amca ve arkadaş" ikisi de öğretilen kişinin yakını gibi mi öğreniyor?

amca'nın / amcan'ın farklı şeyler sonuçta.
uncle has the vaccine / your uncle has the vaccine.

ın eki dediğine göre öğrenen kişinin tanıdıkları ile dersi öğreniyor. ya da muhtemelen birinde "arkadaşım" olarak diğerinde ise "amca" olarak anlamaya çalışıyor
0
avatar is back
(20.04.21)
cunku turkce dusunmeyi bilmiyor : )

kalip olarak iyelik oldugunu biliyorsa, literal anlamini "amcanin asi olmasi gerekiyor", "amcanin asisi hazir" gibi metnin anlamindan cikarmasi lazim.

mizansen dusunun.

hemsire odaya girdi "amcanin asisi var" dedi ve digerlerine aldirmadan elindeki siringaya ufak siseden renksiz bir sivi cekti.

baska mizansen

eczaci receteye goz ucuyla bakti ve tezgah uzerine birakti. bilgisayardan birkac tusa basip ekrandan teyit ettikten sonra bana donup "amcanin asisi var" dedi.

ikincide amcanin asisi elimizde mevcut manasinda.
birincide amcanin asi olmasi gerekli/asi sirasi geldi manasinda.

burda "amcanin asisi", amca'ya recete edilmis. recete ona ait oldugu icin de amcanin ilaci gibi oluyor.

edit: muhtemelen yabanci arkadas amcanin asisi deyince amcanin asi firmasi sahibi oldugunu falan dusunuyordur.

ornek: pfizer'in asisi
0
idexo
(20.04.21)
Ben Turkce ogretmeniyim, ikisi de iyelik eki, ben ogrencilerime oyle gosteriyorum, arada n kaynastirma var o kadar.
0
howfaristhesky
(20.04.21)
Birebir cevirmede sorun var. amca asi oldu demek daha mantikli.

„Amcanin asisi var o yüzden iceri girebilir“
„Amca asi oldu o yüzden iceri girebilir“

Mesela almancada da „acim“ diyemezsin direkt „acligim var“ diyebilirsin ama „uykum var“ diyemezsin „uyumam lazim“ diyebilirsin.
0
c1b2k3
(20.04.21)
amcanın aşısı
arkadaşının paltosu

bu iki tamlama da aynı mantık, arada fark yok ki.

arkadaşının paltosu var
amcanın aşısı var
0
gezegen olan pluton
(20.04.21)
"I have", Türkçede (benim) x+"im var" şeklinde söyleniyor o yüzden.
Yani iyelik eki hem özneye (amca) hem nesneye (aşı) geliyor. O da yetmiyor, bir de "var" ekliyoruz, "there is" ya da "there exists" gibi, acaba kökenlerimizde göçebelik olduğu için mi iyeliği her yerden ayrı ayrı vurguluyoruz, sahip olduğumuz şeyler uçup gitmesin diye, o ayrı bir araştırma konusu.

Ayrıca bir de kaynaştırma eklerini görecek daha.
Gazete-y-i okuyorum versus Hürriyet Gazetesi-n-i okuyorum örneğinde olduğu gibi.
Ya da, Köprüden geçtim versus Boğaz Köprü-sü-n-den geçtim.

Yabancıların aklını çok karıştıran bir durum evet.
Bir gizli kamera şakası izlemiştim. Gazete okuyan bir kadın etrafındakilere işveli bakıyor, baktıkları adamlar kadının yanına gidiyor. Sonra mizansen gereği kadının kocası geliyor.
Buna bir yabancı da düşmüştü, sözüm ona koca olan aktöre, aklısıra açıklama yapıyordu, "Gazetesi istemeye gittim" diye. O örnek hiç çıkmadı sonra aklımdan.
0
cedilla
(20.04.21)
Çok kolay yahu;

" he has a/an X " .
Bunu Türkçeleştirmek istediğinde, hem 'he' hem de 'X' iyelik alacak, cümle sonuna da "var" gelecek, bu kalıbı ezberle deyin, anlar o.


Ayse has a date = Ayse'NİN randevuSU var.
Amca has a vaccine = AmcaNIN aşıSI var.
Your friend has a coat = ArkadaşınIN paltoSU var.
hatta
I have a headache = (Benim) başağrıM var.
The woman has a charm = KadınIN cazibeSİ var
The woman over there has a newspaper = Oradaki kadınIN gazeteSİ var.
0
latchet
(20.04.21)
(8)

İngilizcede şu kullanım doğru mu?

Unde bach canim
I can don’t use what is tested on themBurada can’t ile can don’t arasındaki kullanm farkını anlayamadım. Kullanım yanlış mı? Doğruysa can zaten geniş zaman ifadesi değil mi de ayrıca do yardımcı fiili kullanılmış?
I can don’t use what is tested on them

Burada can’t ile can don’t arasındaki kullanm farkını anlayamadım. Kullanım yanlış mı? Doğruysa can zaten geniş zaman ifadesi değil mi de ayrıca do yardımcı fiili kullanılmış?
0
Unde bach canim
(20.04.21)
can ve do (yardımcı fiil olan) bir arada kullanılmaz.

ya can't ya da don't diyebilirsin.

bu arada "what is tested on them"da da sorun var. tam olarak ne demek istiyorsun?
0
sir gawain
(20.04.21)
Sanırım "I'm able not to use what is tested on them", "I'm capable of avoiding to use what is tested on them" gibi bir anlam verilmek istenmiş ama kullanım yanlış gibi duruyor. yanlış olmasa bile alışılmadık ya da "olmasa daha iyi olurdu" kıvamında duruyor.
0
akhenaten
(20.04.21)
yanlis; can ve do beraber kullanilmaz.
0
bay b
(20.04.21)
Olmasa daha iyi olurdu da değil, hiç olmaz. Ne demeye çalışıyorsunuz tam olarak?
0
kobuzchu kiz
(20.04.21)
@kobuzchu
Ben demiyorum, grupta yazdılar. Garip geldi zaten ikisi de geniş zaman yardımcı fiili.

@akhenaten
Evet öyle dedi sonrasında.
0
🌸Unde bach canim
(20.04.21)
Şöyle söyledi sonrasında “ I can not to use products which are tested on animals”
0
🌸Unde bach canim
(20.04.21)
I can TRY not to use products which are tested on animals. (bir fiil olmalı)

I can not use products which are tested on animals. ('to' fazla)

Bu arada 'which are' yerine 'that are' daha makul
0
latchet
(20.04.21)
başka bir fiilin yardımına ihtiyacınız var.

-I can avoid using...
-I can deny using...
-I can try not using...
-I can manage not using...

Gibi.

Evet do da bir fiil. Onu niye kullanamıyoruz can'den sonra diyebilirsiniz. Ama do aynı zamanda bir yardımcı fiil. Diyeceksiniz ki "I can do it" diyebiliyoruz ama...

işte use'dan önce yardımcı fiil olan do'yu (can'den dolayı) kullanamıyoruz. fiil olan do'yu ise kullanmamız anlamsız oluyor. oraya uymuyor.
0
dilemma of subscribtionability
(21.04.21)
(10)

TOEFL'dan nasıl 109 ve üstü alınır?

holdthedoor
Bilkent mezunuyum. 2018 yılında grad. applicationları (gitmedim) için Toefl'a girip 102 almıştım. Alabileceğim maksimum skor buydu sanırım. Şansım da yaver gitmişti, writing sectionları üniversite yıllarımda ilgilendiğim essay yazdığım alanlardan oluştuğundan ezbere yazdım gitti. O sayede yüksek sko
Bilkent mezunuyum. 2018 yılında grad. applicationları (gitmedim) için Toefl'a girip 102 almıştım. Alabileceğim maksimum skor buydu sanırım. Şansım da yaver gitmişti, writing sectionları üniversite yıllarımda ilgilendiğim essay yazdığım alanlardan oluştuğundan ezbere yazdım gitti. O sayede yüksek skor aldım.



MBA için gitmek istediğim üniversite toefl'dan 109 ve üstü alınmasını bekliyor. Bu seviyeye nasıl ulaşabilirim, ekstra neler yapmam gerekli? Sınav formatına hakimim ama beklenen skor bir hayli yüksek olduğundan bu seviyelere çıkmak zor.
0
holdthedoor
(18.04.21)
ben de 102 almıştım biraz kötü geçmişti gerçi ama 109 da ayrı bir boyut. bu seviyelerde yükseltmek daha uzun zaman alır muhtemelen. 109 istendiğini de ilk defa görüyorum...

daha fazla okuyup dinlemek dışında bir şey de aklıma gelmiyor. sözlükte de 109 alan çok fazla kişi yoktur zaten herhalde. allah kolaylık versin yardımcı olamadım kusura bakma :)
0
bohr atom modeli
(18.04.21)
Writing formatlarina calisip, sinav odakli pratik yaparak orayi gelistirebilirsiniz. Siz kac almistiniz bilmiyorum ama bir cok kisi writing'den cok dusuk aliyor.
Speaking icin de ayni sekilde ozel ders falan almaniz skoru yukseltmenize yardimci olur.

Reading ve Listening dusukse gelismesi zaman alir, bence yukarida bahsettigim ikiliye odaklanin.
0
hot potato
(18.04.21)
@hot potato:

R: 28
L:26
W:26
S:22
0
🌸holdthedoor
(18.04.21)
Ben olsam buna kasacağıma waive Veren üniversitelere başvururudum
0
fistikthecat
(18.04.21)
Genelleme yapmak gerekirse ingilizce yeterlilige waive verecek universitelere gitmeye degmez MBA icin.


@holdthedoor writing iyiymis ama bence gene de pratik yapmalisiniz ve toefl yazi formatlarina calismalisiniz ki gene boyle bir sey gelsin. Dedigim gibi tecrubeli bir hocayla speaking calismaniz faydali olur. Bir de listenining icin deneme falan cozmek 2-3 puan ekstra getirebilir.
0
hot potato
(18.04.21)
@hot potato; harvard dahil tüm amerikan mba programları 100% ingilizce eğitim veren üniversiteden mezunsanız toefl waive eder.
0
antikadimag
(18.04.21)
Benim ilk TOEFL'im 102 idi. Ardından yaklaşık 1000 kelime çalıştım. 1 yıl yurt dışında yaşadım. Ikinci skorum 109 oldu. Ama açıkçası şans da gerekiyor bence.

R:28
L:29
S:30
W:25
aldım. Writing neden bu kadar düşük geldi hiçbir fikrim yok. Şans bence.
0
howfaristhesky
(18.04.21)
@antikadimag: Kaynak nedir acaba? Gitmek istediğim üniversite harvard.
0
🌸holdthedoor
(19.04.21)
www.hbs.edu

"All candidates who received their bachelor's degree and any graduate degrees from a university or universities where English is NOT the sole language of instruction are required to take an English language test."

Tamam bu yaziyor da, su da yaziyor. Hatta boldface:

"The MBA Admissions Board discourages any candidate with a TOEFL score lower than 109 on the iBT, an IELTS score lower than 7.5, or a PTE score lower than 75 from applying."

Basvurursunuz ama pek bir sey beklemeyin demisler.
0
hot potato
(19.04.21)
@hot potato; istisna kosulunu saglamayan insanlar icin gecerli o madde. hicbir okul bunu kafaya takmaz zira ingilizce seviyenizi toefl ile degil mulakatla ve gmat ile olcerler.

@holdthedoor; hocam siz de ilgilendiginiz okullarin adcom'una mail atip soyledigimi teyit edebilirsiniz. toefl adayligimi olumlu/olumsuz etkiler mi diye sormaniz kafi. hayir diyeceklerdir.
0
antikadimag
(19.04.21)
(14)

Almanca vs İtalyanca

dissendium
Merhaba arkadaşlar. İnternette okuduğum yorumlarda Almancadan sonra İtalyanca öğrenilmesi tavsiye edilmiş. Sebebi de İtalya'nın sanayide iyi bir durumda olmasıymış. İtalya sonuçta Lamborghini, Ferrari gibi devleri çıkarmış ülke. Sanayisi tabii ki iyi ama gerçekten dili öğrenilecek kadar, hatta Alman
Merhaba arkadaşlar. İnternette okuduğum yorumlarda Almancadan sonra İtalyanca öğrenilmesi tavsiye edilmiş. Sebebi de İtalya'nın sanayide iyi bir durumda olmasıymış. İtalya sonuçta Lamborghini, Ferrari gibi devleri çıkarmış ülke. Sanayisi tabii ki iyi ama gerçekten dili öğrenilecek kadar, hatta Almancadan sonra öğrenilecek kadar önemli konumdalar mı? Bunu öğrenmek istedim. Bu arada makine mühendisiyim. Değerlendirme buna göre olursa daha iyi olur.

İkinci olarak Almanca öğrenmeye bir süre önce başlamıştım. İtalyanca hakkında da merak edip araştırdığım kadarıyla bilgi sahibiyim. İtalyanca sanki Almancaya göre daha "öğrenilebilir" gözüküyor. Gerçekte durum nasıl?

Son olarak Almancayı İngilizce anlatan hangi kitapları önerirsiniz? PDF olarak bulmaya çalışacağım. Teşekkür ederim bilgi veren olursa.
0
dissendium
(18.04.21)
almanca + ingilizce bilen biri olarak belirteyim, almanya ya da avusturyada yaşama planın yoksa, çok iyi derecede ingilizce bilmen bile yeterli olur. bir mühendis olarak iletişime geçtiğim, görüştüğüm tüm alman mühendisler zaten ingilizce biliyordu. ben olsam italyanca gibi ek 1 dil daha öğrenmeye çalışmak yerine mesleki olarak kendimi geliştirmeye yönelirdim. zevk için öğreniyorsan ayrı tabii.
0
roket adam
(18.04.21)
@roket adam

Konu aslında İngilizcenin yeterli olması değil. İngilizce seviyemi geliştirmeye her zaman devam ediyorum zaten. Onu katmıyorum. Benim öğrenmek istediğim uzun bir zaman aralığında hangi dile yatırım yapmak mantıklı olur?

Almanya'da yaşar mıyım, şu an öyle bir planım yok ama 10 yıl sonra öyle bir isteğim olursa en azından o zamana kadar Almanca seviyemi belgelemiş olurum. Almanya'ya gitmek istiyorum ama Almanca bilmiyorum gibi bir duruma düşmem.

Bir de mesleki gelişimi ayrı tutuyorum. Çünkü CV'de mesleki bilgiler ayrı, yabancı dil bilgileri ayrı. Birinin eksiği diğerinden kapatılmıyor.
0
🌸dissendium
(18.04.21)
illa birini öğrenmek zorundaysan almanca öğren. yurtdışında çalışma niyetin varsa sadece ingilizce bilerek almanya'ya gitme ihtimalin sallıyorum %5 ise almanca bilerek %50'ye kadar çıkıyor. sadece türklerin oralara başvurduğunu düşünme eski ingiliz sömürgesi hintliler ingilizler kadar iyi ingilizce biliyorlar ve avrupaya tabiri caizse saldırıyorlar. biraz kovaladığında zaten requirements: fluent in german görürsün ilanların altlarında.

italyanın işsizlik oranı almanya'ya göre kötü en son yanlış bilmiyorsam %11-12 kadardı, almanya'nın ise %2-%3 lerde. italyanca öğrenmesi kolay olsa bile katkı sağlaması için daha çok çabalamak zorunda kalabilirsin.
0
nahtoderfahrung
(18.04.21)
şöyle bi baktım da hocam, ben olsam ikinci dil olarak ispanyolca öğrenirdim. 2019 mart itibariyle dünya nüfusunun %5.994'ünü oluşturan 480 milyon ispanyolca konuşan insan varmış. almanca konuşanlar ise nüfusun %0.988'i ile 76.1 milyon kişi. tabii doğu yatırımı yapmak isterseniz çince de çok makul. almancanın kullanım alanı çok dar.

kaynak: en.wikipedia.org
0
heavy smoker
(18.04.21)
Özel bir ilginiz veya gelecek planınız varsa olabilir ama iki Avrupa dili zaten biliyorsunuz. Mesela Japonca ekleseniz daha iyi olmaz mı? Özellikle Türkler için abartıldığı kadar zor olmadığını duymuştum ama illa ki zordur yine de.
0
havadakarada
(18.04.21)
üretim ağır sanayii gibi alanlarda çalışacaksanız, ya da en basitinden makine mühendisiyseniz almanca öğreneceğiniz ikinci yabancı dil olmalı ingilizceden sonra. italyanca bilmek bence italya dışında bir işe yaramaz ama almanca türkiye'de de yardımcı olur.

eğer üçüncü yabancı dil seçecek olsaydım bu benim tınısı hoşuma giden fransızca gibi bir dil olurdu. üçüncü yabancı dil artık fanteziye kaçıyor çünkü. tercümanlık mı yapacaksın kendi mesleğini mi icra edeceksin...

kaldı ki diğer yabancı dilleri öğrenmek çocukluktan beri aşina olduğumuz, günlük hayatta istemeden de olsa maruz kaldığımı ingilizceye benzemiyor. o ülkede 3-4 yıl yaşamadan italyanca ya da almanca biliyorum falan demek gerçekçi olmaz.
0
bohr atom modeli
(18.04.21)
almanya ve italya kesinlikle kiyaslanabilir ulkeler degil gelismislik, is imkanlari, zenginlik vs acisindan.

onun haricinde ileri seviye bir ingilizce ve orta-iyi bir almanca ile almanya'da (mesleginize gore) is bulma sansiniz olabilir ama italya'nin kendi insanina hayri yok, issizlik avrupa'ya gore yuksek vs.

italyanca bilmek bence italya dışında bir işe yaramaz ama almanca türkiye'de de yardımcı olur +1
0
hot potato
(18.04.21)
İtalyanca bilen biri olarak söyleyeyim: italyancam kendi sektörümde (tekstil) çok işe yarıyor. Başka sektörlerde ne durumda bilmiyorum.
Almanca’dan daha kolay öğrenmesi bence:)
0
suicides underground
(18.04.21)
Simdiki aklim olsa ispanyolca yerine italyanca ogrenirdim.
Ing + almanca cok iyi seviyede biliyorum, sonra ispanyolca ogrendim “sen kac yuzmilyor insan konusuyo” diye, seyahate gittigimde 3-5 gun konustugum dilden oteye gecemedi. Italyanca ise avusturya’da yasadigim icin ve iismden dolayi cok yardimci olurdu bana, lojistik sektorundeyim diyelim.
Makine muhendisi icin almanca olmali ama bence cince/japonca gibi sanayisi guclu ab disinda bir ulkenin de dili olabilir. Rusca da olabilir.

Hedefinize gore degisir. Hedef derken, makine muh hangi endustride, hangi ulkede vs vs.
0
kuehles blondes
(18.04.21)
1- iş için dil öğrenilmez. iş için iş öğrenilir.
2- o dilin konuşulduğu ülkeye/kültüre özel bir ilginiz varsa ve orada yaşamak istiyorsanız dil öğrenmek mantıklıdır. bunun dışında gereksiz bir yatırımdır. çünkü;
- dünya lingua franca olarak ingilizceyi kabul edeli yıllar oldu.
- translation sektörü aldı başını gitti. almanca gelen maili translate'e koyup ingilizceye çevirirsiniz, yazarken ise ingilizce yazıp translate'ten almancaya çevirip gönderirsiniz. gramer kontrol yazılımları da var artık.
3- bir makine mühendisi olarak almanca öğrenme geyiği tamamen bir geyiktir. bir kere işe yaraması için çok iyi konuşmanız gerekiyor. eğer akıcı konuşamıyorsanız konuşma ingilizceye evriliyor her halükarda.
bu da demek ki yıllarımızı vereceğiz.

özetle, ben almanya'da yaşarım diyorsanız (ki aklı başında bir türk neden almanya'da yaşamak ister bilmem) 5 yılınızı verdikten sonra evet almanya'da bir şirkette avantajını kullanarak iş bulabilirsiniz. ama bunun çok ciddi bir zaman yatırımı olduğunun altını çizmek gerek.

italyanca da aynı şekilde.

atmaya çalıştığınız taş ağır bir taş. ürküttüğünüz kurbağaya değeceğinden emin olmadan atmayın.
0
antikadimag
(18.04.21)
Italyanca bu arada tek bir dil degil. Bunu arastirin. Ulkenin resmi dili. Turklerin konustugu dil Turkce ama Italyanlarin konustugu dil otomatik olarak Italyanca degil. Ulkenin birligini saglamak icin secilmis, bir dil. Ulkenin bir kismi Italyanca konusmaz.
0
howfaristhesky
(18.04.21)
@antikadimag, yazdıklarınızın çoğuna ben de katılıyorum. Zaten o yüzden seçilecek dile doğru karar vermeye çalışıyorum.

Şu kısmı merak ettim.

"ki aklı başında bir türk neden almanya'da yaşamak ister bilmem"

Böyle demenizin sebebi nedir?
0
🌸dissendium
(18.04.21)
biraz subjektif elbette. benim kisisel tecrubelerime gore avrupa'da en cok ayrimcilik ile karsilastigim yer almanya idi. bu tarz genellemeler yine baska subjektif degerlendirmelerle karsi cikilmaya cok tesne.

ancak kabaca;
1- almanya'da var olan irkcilik
2- almanlarin yapi itibariyle bizim alisik oldugumuz turden iletisim kurmamasi (ingilizler de avrupali ama inanilmaz hossohbet insanlar)
2- havanin surekli kapali olmasi ve cografi tekduzelik
3- almanca bilmeden yasamanin sosyal cevre olusturmada getirdigi zorluklar
4- vatandasi olmadiginiz ulkeye odediginiz yuksek vergi kesintileri
ornek verilebilir.

sahsen kendi degerlendirmelerime gore almanya cok dusuk not aliyor.

amac turkiye'den uzaklasmaksa anlasilabilir, ancak uzun vadede amerika dururken almanya aklimin ucundan gecmez, gecmedi de zaten. lisanini bildigim, farkli etnisitelere ev sahipligi yapan amerika'ya yerlestim.
0
antikadimag
(19.04.21)
@antikadimag'a katılıyorum. ulus devletlere adapte olmak her zaman çok daha zordur doğal olarak. almanya dilin de etkisiyle daha zor ve insanlar akdeniz ülkelerindeki gibi kucaklayıcı değiller.

almanya'nın en büyük avantajı öğrenciler için çok güzel bir fırsat sunuyor olması. ücretsiz eğitim yani. üstelik eğitim de çok kaliteli. bunun dışında hayali kurulacak bir ülke asla değil. insanları almanya hayali kurarken görüp bi tarafımla gülüyorum. yaklaşık 2 yıldır almanya'da yaşayan biri olarak yazıyorum bunu.
0
bohr atom modeli
(20.04.21)
(6)

Yine pozitif çıktı

potsdamer
Bu ayın başlarında belirti gösterip test yaptırmıştım. Pozitif çıktı10 gündür bütün belirtiler geçti. Çok iyiyim. Garanti olsun diye test yaptırayımdedim yine pozitif çıktı. Yine mi 10 gün karantinada kalacağım şimdi?İşten atacaklar bu gidişle. Zaten evde kalmaktan psikoloji falan kalmadı.Şu an keşk
Bu ayın başlarında belirti gösterip test yaptırmıştım. Pozitif çıktı
10 gündür bütün belirtiler geçti. Çok iyiyim. Garanti olsun diye test yaptırayım
dedim yine pozitif çıktı. Yine mi 10 gün karantinada kalacağım şimdi?
İşten atacaklar bu gidişle. Zaten evde kalmaktan psikoloji falan kalmadı.
Şu an keşke yaptırmasaydım diyorum:(
0
potsdamer
(18.04.21)
Keşke yaptırmasaydınız gerçekten.
Artık karantina bitmiş, çalışabilirsiniz.
Bu kadar enfekte, kontrolsüz bir toplumda artık karantinanın bile bence anlamı yok. Ben şimdi durduk yere test yaptırsam pozitif çıkabilirim mesela. Test güvenilirliği de ayrı bir konu.
Filyasyon ekibine haber verildi mi acaba.
0
pro9it9is9
(18.04.21)
yetkili biriyle görüşün. böyle vakalar nadir de olsa olabiliyor. milleti riske sokmayın diğer arkadaşın önerdiği gibi.

edit: yanlış bilgi vermişim özür dilerim. @del piero10 haklı.
0
bohr atom modeli
(18.04.21)
Hocam sen kendin kaşınmışsın ne diyelim
0
KaraSakall
(18.04.21)
Hayat eve sığarda niyeyse hala risksiz olarak gözüküyor.
0
🌸potsdamer
(18.04.21)
@bohr atom modeli,

durup dururken pozitif çıkaran test yok ne demek tam olarak? tam tersine bazı doktorların aylardır söylediği covid testleri negatif pek çok kişiyi de pozitif gösterebiliyor. ki bu tarz hastalık tespiti yapan testlerde genelde fazla sayıda false pozitif çıkması sık görülen bir durum.
0
del piero10
(18.04.21)
Son bir yılda olana biten, haberler, çevremde yaşananlar konuşulanlar vs. topladığımda şu sonuç çıkıyor anladığım kadarıyla: test yaptırmayanlar negatiftir.

Sağlık önemli insan bunu düşünür ama iş vesvese takı takıntı haline gelmemeli.
0
Erva
(18.04.21)
(3)

twelve hundred

avatar is back
ingilizce'de rakamların böyle de okunuşları mı var? video izlerken ingiliz bi eleman "twelve hundred" dedi. ben 12bin ne alaka derken dikkat edince 1200'ü öyle okuduğunu fark ettim. aynı şekilde 12bin de "twelve thousand" mi oluyor acaba?bu ingilizce'de olan bişey mi? ingiltere'ye mi özgü yoksa elem
ingilizce'de rakamların böyle de okunuşları mı var? video izlerken ingiliz bi eleman "twelve hundred" dedi. ben 12bin ne alaka derken dikkat edince 1200'ü öyle okuduğunu fark ettim. aynı şekilde 12bin de "twelve thousand" mi oluyor acaba?

bu ingilizce'de olan bişey mi? ingiltere'ye mi özgü yoksa eleman mı sokak ağzıyla konuşmuş?

ilgili video youtu.be
0
avatar is back
(16.04.21)
twelve hundred seklindeki okuma one thousand two hundredli okumadan daha fazla yaygin , sokak agzi denemez haberlerde falan da cok kullanilir

@sertac akin 2021 icin ("two thousand twenty one" degil) demissin yanlis bilgi. 2021: Two thousand and twenty one seklindeki kullanim da dogrudur. Bu arada "and" weak form ile ən okunur
0
neverletyougodown
(16.04.21)
ek olarak saate de mesela seven hundred diyebiliyorlar. halbuki 7.00'ı kastediyor. sadece ingiltereye özgü değil amerikada da var.
sokak ağzı değil +1
0
olutaklidi
(17.04.21)
9900'e kadar kullanılabilir. tek istisna tam olanlarda. 2000 5000 falan derken fifty-hundred denmez. five thousand denir direkt.
0
das ende der welt
(17.04.21)
(4)

[İngilizce] Gay sözcüğü üzerine

biseysorcaktim
Flinstones'ın jeneriğini izlerken farkettim, "gay old time" diye bir ifade var. gay sözcüğünün neşeli, eğlenceli anlamına geldiğini biliyorum. eskiden bu anlamda kullanılıyordu ama artık kullanılmıyor diyebilir miyiz? yani bu şarkıyı 60 sene önce değil de bugün yazsalardı gay old time demezlerdi ben
Flinstones'ın jeneriğini izlerken farkettim, "gay old time" diye bir ifade var. gay sözcüğünün neşeli, eğlenceli anlamına geldiğini biliyorum. eskiden bu anlamda kullanılıyordu ama artık kullanılmıyor diyebilir miyiz? yani bu şarkıyı 60 sene önce değil de bugün yazsalardı gay old time demezlerdi bence.
www.youtube.com

türkçe'deki sevişmek ifadesi önceden karşılıklı birbirini sevmek anlamına gelirken şimdi cinselliği çağrıştırması gibi. şimdi kimse "onlarla aramız iyi, ailecek sevişiyoruz" demez ama 30 sene öncesinde kullanılırmış bu ifade.
0
biseysorcaktim
(16.04.21)
kendi sorunu kendin cevaplamışsın, acaba konu hakkında okuma yapmak mı istiyorsun diye düşündüm. bahsettiğin konuda anahtar kelime dil değişimi yani language change.

www.thoughtco.com
0
birsürüsorumvarr
(16.04.21)
Katılıyorum.

Sözcüklerin anlamı zamanla değişir. Örneğin eskiden oğul hem kız hem erkek çocuk için kullanılıyormuş.
0
howfaristhesky
(16.04.21)
ingilizcedeki gay sözcüğü aslında neşeli anlamına geliyor fakat eşcinsel manasında kullanımı günümüzde daha ön plana geçti. kimse neşeliyim demek için gay'im demez artık. ama soyadı bile gay olan insanlar var. bizdeki altıntop vb. gibi.
0
vizivozo
(16.04.21)
evet misal eski bir kitabı okuyorsanız, örneğin lord of the rings, orada gayly, gay falan gibi kelimelere çok rastlarsınız.

bunun dışında bir de queer var mesela. queer garip demek eski ingilizcede. şimdi yine eşcinsel anlamında kullanılıyor.
ya da bitch dişi köpek anlamına geliyor normalde. falan filan.
0
bohr atom modeli
(18.04.21)
(2)

dogrusunu kestiremedim.

libertine
merhaba. doğrusundan emin olamadımno one can baptise my soul. muno one baptise my soul. mu? şimdiden teşekkür ederim.
merhaba. doğrusundan emin olamadım

no one can baptise my soul. mu

no one baptise my soul. mu?

şimdiden teşekkür ederim.
0
libertine
(15.04.21)
1
0
Deathrow
(15.04.21)
anlatmak istediğiniz şeyin türkçesini de yazsaydınız daha iyi yardımcı olabilirdik, ama ikinci cümle yanlış ve bir anlamı yok.
0
isabella was a ginger
(15.04.21)
(1)

21st century pedagogy builds technological, information and media fluencies

lacrim
bu başlık altına yazacak bir şeyler arıyorum ancak arastırıp bulduklarım hep digital literacy. konu hakkında bilgi ve önerisi olanlar, siz ne yazardınız?
bu başlık altına yazacak bir şeyler arıyorum ancak arastırıp bulduklarım hep digital literacy. konu hakkında bilgi ve önerisi olanlar, siz ne yazardınız?
0
lacrim
(14.04.21)
21.yuzyildaki egitim (pedagoji) insanlari yeni teknolojiler kullanmaya hazirlar, fluency demis yani ben eski teknolojiyi ogrendim, yeni teknoloji gelirse yapamam demesin kimse diyor, technology self-efficacy diye ara
0
howfaristhesky
(14.04.21)
(10)

ing. layık olmadığı yer

rewlack
ya bunu türkçede de çok karıştırıyorum."Ali layık olmadığı bir yerde yaşadığını biliyordu." cümlesinin ingilizcesi ne?(anlam: yer kötü, Ali iyi. Ali daha iyi yerlerde olmayı hak ediyor)
ya bunu türkçede de çok karıştırıyorum.

"Ali layık olmadığı bir yerde yaşadığını biliyordu." cümlesinin ingilizcesi ne?


(anlam: yer kötü, Ali iyi. Ali daha iyi yerlerde olmayı hak ediyor)
0
rewlack
(14.04.21)
tam karşılığı değil ama,
Ali knows that he deserves to live in a better place.
0
istanbul kanatlarimin altinda
(14.04.21)
"ali knew he lived in a place where he wasn't belong" dersen aynı anlamı verirsin. oraya ait olmamak demek oradan daha iyisini hak ediyor anlamını taşıyabilir bağlam içinde.
0
Jux
(14.04.21)
wasn't belong olmayacak tabii, didn't belong olacak
0
bir garip melek
(14.04.21)
Ali lives in a place he knows there'is not worthy of him.

gibi saçma bişey desem? : /
0
🌸rewlack
(14.04.21)
Ali knew the place he lives in he didn't deserve
0
Amory Lorch
(14.04.21)
@Amory öyle söyleyince,
Ali hak etmiyormuş gibi oluyor. sanki :/ yani orası güzelmiş de ali hak etmiyormuş gibi ben tam tersini kastediyorum.
0
🌸rewlack
(14.04.21)
Ali knew the place he lives in wasn't the one he is worthy of
0
Amory Lorch
(14.04.21)
cümlenin türkçesinde bir hata yok mu? yani "layık olmadığı bir yerde yaşıyordu" dediğiniz zaman yer iyi, ali kötü anlamı verir gibi geldi bana. ali layık olmadığı bir yerde yaşıyorsa ali orayı haketmiyordur henüz anlamı çıkıyor benim için. "ben buna layık değilim" dediğimizde kendimizi aşağıya koyarız. "Bu bana layık değil" dediğimizde kendimizi yukarı koyarız gibi hissettim düşününce. Yanlış mı düşündüm acaba?

"ali, kendisine layık olmayan bir yerde yaşadığını biliyordu" derseniz ali iyi, yer kötü anlamı verir. yani türkçe yazdığınız cümle verdiğiniz anlama uymuyor gibi hissediyorum. o yüzden bazı cevaplar ali kötü yer iyi gibi çeviri vermiş.

cümleyi benim kurduğum gibi kurunca da şöyle bir çevirisi olabiliyor "ali knew he lived in a place not worthy of him"
0
nimberjack
(14.04.21)
Nimberjaxk doğrusunu demiş, asıl hata Türkçesinde.

Jux da uydurmuş.

Not: Türkçe ve Ingilizce öğretmeni
0
howfaristhesky
(14.04.21)
ali knew that he was working in a place that he does not deserve(worthy).

burada deserve worty hikaye ye göre değişir.
0
duyurukullanıcısı
(14.04.21)
(6)

Türk dizisini ingilizce altyazıyla izlemek

Unde bach canim
Sizce kelime öğrenme, çeviri yapabilme, İngilizce konuşabilme gibi konularda büyük yardımı olur mu?Hiç böyle tavsiyelere rastlamıyorum, sürekli yabancı dizi türkçe altyazı öneriliyor.
Sizce kelime öğrenme, çeviri yapabilme, İngilizce konuşabilme gibi konularda büyük yardımı olur mu?
Hiç böyle tavsiyelere rastlamıyorum, sürekli yabancı dizi türkçe altyazı öneriliyor.
0
Unde bach canim
(13.04.21)
benim önerim ingiliççe diziyi ingiliççe altyazı ile izlemeniz. anlamaya çalışıyorsunuz. türkçe dublajı ingiliççe altyazı ile izlediğinizde pek kafa yormazsınız gibime geliyor. şöyle bir örnek vereyim. hanımla ingiliççe film-dizi izlerken, benim izlediğimiz şeye pek dikkat etmediğimi, telefonumla daha çok ilgilendiğimi söyler durur. geçenlerde dikkatini çekmiş, benim bilmediğim bir dilde türkçe altyazı dizi-film izlerken pürdikkat tv'ye bakıyormuşum. o günden beri ingiliççe ya da türkçe dublaj olmayan film-dizi açıyor.
0
co2s2
(13.04.21)
Yararlı olacağını sanmıyorum. Üstelik o altyazıların yanlış çeviriler içeriyor olması da çok büyük bir olasılık.

İngilizceyi en iyi Türkçeyi işe hiç bulaştırmayarak öğrenirsiniz. Ben de ingilizce diziyi ingilizce altyazıyla izlemeyi tavsiye ediyorum. Türkçe altyazılı da izlemeyin.
0
isabella was a ginger
(13.04.21)
ingiliççe diziyi ingiliççe altyazı ile izlemeniz +1

Türkçe altyazılı da izlemeyin +1
0
put it in your appropriate place
(13.04.21)
olur olur. oyunun bile oluyor.
benim zamanımda ortaokul da lise gbi üniversite gibi kazanılarak gidilirdi ve ortaokulda da hazırlık olurdu.
bize orada hocamız sözlük için ingilizceden ingilizceye kullandırırdı.

bi gün dellendim. döndüm hocaya ben bu sıçtımının yerinde buradaki açıkalamayı anlayacak kadar ingilizce bilsem zaten ingilizce biiliyorumdur biliyorsam da biliyorumdur kellimeden anlamını çıkarırırım. bu ne saçma saçma şeylere uğraştırıyorsuz demiştim.
sonra gittim 5000 kelimelik sözllük vardı türkçe ingilizce abimden aldım teeek teeek ezberledim. oyun da oynuyordum oradan pekişti. sonra ingiilizce anlatılan feni bile anlar olmuştum.

taamamen kafa yapısı hangisi hoşuna giderse onu yap. kız arkadaşım ingilizce öğretmeni idi o da ingilizceden ingilizceye öneririrdi herkese. duydum mu tansiyonum yükseliyordu. öğretmen olan ben sus sen diyip bastırırdı. ama asla düşüncem değişmedi :D neye inanıyorsan yardır.
0
turbo sadık
(13.04.21)
en etkili metod duolungo uygulaması.
dediğiniz metodu hiç duymadım ama faydası olur bence.
0
aslindasorunumpsikolojik
(14.04.21)
netflix gibi uygulamalarda dublajı da değiştirebiliyorsunuz varsa. ben öyle yapıyorum yabancı dil öğrenirken. ikisi birden olunca en etkilisi.

ayrıca duolingo gibi bir çöpün hala övüldüğünü görmek üzücü.
0
bohr atom modeli
(18.04.21)
(5)

İngilizcede hocam, dostum benzeri hitap?

japon balığı
MerhabaTanımadığımız ve resmi olmayan bir muhabbette karşıdakine hitap şekilleri neler?Hem rahatsiz etmeyecek hem de irite etmeyecek.Teşekkürler.
Merhaba

Tanımadığımız ve resmi olmayan bir muhabbette karşıdakine hitap şekilleri neler?
Hem rahatsiz etmeyecek hem de irite etmeyecek.
Teşekkürler.
0
japon balığı
(13.04.21)
Mate
0
proletarier aller lander vereinigt euch
(13.04.21)
Buddy
0
freebird5406_2
(13.04.21)
friend
0
pangea
(13.04.21)
buddy
mate
0
baldur2
(13.04.21)
Bro
0
hepbiarayisicinde
(14.04.21)
(1)

bu yazıyı çevirebilir misiniz?

aretwoane
Genki the Gorilla and her baby: a miscarriage made lose her position within her troop to other females who gave birth before her. She got depressed, lost a lot weight and self-mutilated. She made a recovery after she was returned to her old zoo with her mom, and later managed to have her own familyh
Genki the Gorilla and her baby: a miscarriage made lose her position within her troop to other females who gave birth before her. She got depressed, lost a lot weight and self-mutilated. She made a recovery after she was returned to her old zoo with her mom, and later managed to have her own family



www.reddit.com
0
aretwoane
(11.04.21)
Gorilla Genki ve bebeği: Genki düşük yapınca topluluğundaki kendisinden önce doğum yapan dişilere olan üstün konumunu kaybetti. Bunalıma girdi, zayıfladı ve kendini sakatladı. Annesiyle önceden bulunduğu hayvanat bahçesine götürüldü ve sonrasında da kendi ailesini kurdu.

*götürüldüğünde iyileşti
0
ryhmer
(11.04.21)
(4)

almancaya başlama

windymimas
almanca öğrenmek istiyorum ama kendi kendime başlayamadım bir türlü. aylardır elimde birikti kaynaklar ve toparlayıp birine başlayamıyorum. hem işe gidip hem de kendi kendine sıfırdan öğrenmek zor galiba.das akademie ya da goethe online kurs sizce mantıklı mı? bu dönemde giden varsa sistemleri nasıl
almanca öğrenmek istiyorum ama kendi kendime başlayamadım bir türlü. aylardır elimde birikti kaynaklar ve toparlayıp birine başlayamıyorum.
hem işe gidip hem de kendi kendine sıfırdan öğrenmek zor galiba.

das akademie ya da goethe online kurs sizce mantıklı mı? bu dönemde giden varsa sistemleri nasıl bilgi verirseniz çok sevinirim.

edit: kaynak önerileri için çok teşekkürler ama elimde bir sürü kaynak var. duolingo busuu kaydoldum. udemyden kurs satın aldım ve pimsleur level 1 başladım. artı z libraryden bir sürü gramer kitabı indirdim grammatik aktiv vs.

sorunum aslında a1 için online kurslar verimli midir? goethe ile das akademie biliyorum başka tavsiyelere de açığım.

teşekkürler.
0
windymimas
(08.04.21)
Duolingo'dan günde max 10 dk ile başlayan, önemli olan başlamak ve ara vermeden devam etmek. Kafanızda dile ilişkin birşeyler oluşması işinizi kolaylaştırır.
0
kaset
(08.04.21)
Ya şurada düzenli olarak bu soruları soran 3-4 kişi toplansak özel dersle şu an A2yi bitirmiştik.
benzer durumdayım, iki hafta otursam A1.1 ve A1.2yi bitireceğim. A2 itibariyle de özel ders almak veya kursa gitmek istiyorum.
B1 itibariyle de goetheye başlamak istiyorum. Goetheye daha önce başlamak istemememin sebebi süre ve online/otonom eğitimden vazgeçmemeleri.
B1den sonra kesin başlarım dememin sebebi sertifika.

*Özel ders tekliflerine açığım.
0
rewlack
(08.04.21)
Tamamen kişisel tavsiyem. Bildiğiniz ne kadar A1 eğitimi varsa bitirin. Tek bir yerde A1 bitirince A1 olmuyorsunuz zaten. A1, A2 sınıflandırmasını diller için pek mantıklı bulmuyorum. Grammar olarak C1 düzeyinde olan biri kelime bilgisinde B1 olabilir. İş kelime bilgisine de bakıyor. Gözlemlerim bu şekilde. A1 zaten en temel seviye. Kurstaki eksiği kitaptan kapatırsınız, kitaptaki eksiği YouTube'dan kapatırsınız. Bu şekilde çalışmak daha verimli olur. Dünyanın en iyi Almanca kursuna da gitseniz mutlaka anlamadığınız, eksik olduğunuz kısımlar olacak. Amaç bu eksikleri gidermek.
0
dissendium
(08.04.21)
benim tavsiyem şöyle olurdu:

a1 olan bir kitabı bulun. bu netzwerk olur, mittelpunkt olur fark etmez. bunu en ince detayına kadar çözün bitirin kelimelerine çalışın. bunu tek bir kitaptan dahi yapsanız a1 sınavını geçebilirsiniz.

buradan sonra halen a1'i farklı kitaplardan bitirmenize gerek yok. geçin a2'ye. zaten a2 yaparken a1'i tekrarlamış da oluyorsunuz. a2 ve a1 birbiriyle bağlantısız iki farklı seviye değil. böyle kitapları a2.1 a2.2 falan diye bitirerek gidip yanında da dış kaynaklardan takviye ederseniz bence en güzel yöntem olur.

online dil kurslarının faydasının çok düşük olduğunu okuyorum sağda solda. sizin bu yapacağınızdan çok farklı bir şey yapmayacaklar bunu bilin. tek artısı yazdığınız şeyin ve konuştuğunuz cümlenin geri dönüşünü alıyor olmanız olur.

bunun dışında duolingo falan boş uygulamalar. zaman kaybetmeyin onlarla. ille de boş zamanım var işim yok derseniz tamam da bir şey ummayın derim.
0
bohr atom modeli
(18.04.21)
(4)

Kariyerde patlama

smyrna bella
"Müzikal kariyerinde patlama yaşadı." nasıl derim? "He had a boom in his musical career." diye düşündüm ama kulağıma yanlış geldi.
"Müzikal kariyerinde patlama yaşadı." nasıl derim? "He had a boom in his musical career." diye düşündüm ama kulağıma yanlış geldi.
0
smyrna bella
(07.04.21)
Aynı cümle olmasa da seçenek olarak şu olabilir diye düşündüm.

His music career took off.

www.oxfordlearnersdictionaries.com

3. açıklamada bahsedilmiş.
0
dissendium
(07.04.21)
breakthrough
0
hot potato
(08.04.21)
take off da breakthrough da olur.

breakthrough daha distruptive geliyor kulaga.
0
camussar
(08.04.21)
career breakthrough kullaniliyor gabe. ama daha guclu seyler icin. armut satislarinin artmasi breakthrough olmaz misal. take off olur.
0
camussar
(08.04.21)
(3)

Online dil kursu ne kadar mantıklı sizce?

ms brownstone
İngilizce dışında ve sıfır olduğunuz bir dil için soruyorum. Yüz yüze sınıflarda yeterli öğrenci sayısına ulaşılmadığı için istersem online derslere katılabileceğimi ya da iptal edip kurs ücretini geri alabileceğimi söylediler. Ben aslında çoktandır istiyordum kursu ama cesaret edemiyordum hiç. Şimd
İngilizce dışında ve sıfır olduğunuz bir dil için soruyorum.

Yüz yüze sınıflarda yeterli öğrenci sayısına ulaşılmadığı için istersem online derslere katılabileceğimi ya da iptal edip kurs ücretini geri alabileceğimi söylediler. Ben aslında çoktandır istiyordum kursu ama cesaret edemiyordum hiç. Şimdi kitabı sipariş ettim, kendimi gaza getirdim falan ama böyle olunca ne yapacağımı bilemedim. Sıfırdan öğreneceğim bir dil için online kurs fikri nedense hiç mantıklı gelmiyor bana. Sanki internetten de online ders kadar verim alabilirdim gibi geliyor kendi kendime ama belki de yanlış düşünüyorumdur.

Siz ne düşünüyorsunuz bu konuda? Yüz yüze mi yoksa online mı daha iyi sizce bu tür eğitimler? Siz olsanız online kursa yazılır mıydınız bu durumda?
0
ms brownstone
(05.04.21)
Ben bir yıldır doktora derslerini online alıyorum. Yeterli motivasyonunuz varsa bir farkı yok. Zaten yoksa kurs evinize de gelse bir farkı yok.
0
howfaristhesky
(05.04.21)
Ben de motivasyon demeye geldim. Daha once ingilizce ogrenmisliginiz varsa zaten bir dil ogrenmenin ne kadar uzun soluklu, ne kadar kapsamli efor gerektiren bir sey oldugunu biliyorsunuzdur. Haliyle online kurs calismanizin sadece ufak bir parcasi olacak. Gerisi sizin ilginize ve disiplinize kalmis. Nitekim ogrenemeyen o dilin konusuldugu ulkede dil kursuna gitse bile ogrenemiyor.
0
hot potato
(05.04.21)
Dile bağlı. Bazı dillerde istemediğiniz kadar kaynak var internette. Kaynağın az olduğu bir dilse kurs kaynaklarının faydası olabilir ama onun dışında online dil kursuna gitmezdim.
0
dissendium
(05.04.21)
(1)

Almanca ufak bir cümle çevirisi

vogojin
''Die Prüfung erfolgt visuell mit normaler oder auf normal korrigierter Sehstärke.''Şimdiden çok teşekkür ederim.
''Die Prüfung erfolgt visuell mit normaler oder auf normal korrigierter Sehstärke.''


Şimdiden çok teşekkür ederim.
0
vogojin
(05.04.21)
Sınav görsel olarak gerçekleşecektir ve normal bir görüş yetisi ya da normal hale getirilmiş göz bozukluğu (gözlük vs) ile girilebilir.
0
das ende der welt
(05.04.21)
(6)

if'in özel bir kullanımı

signore
"Inevitably it collected information which was politically useful to the government or to individual ministers or officials, and its directors became powerful if shadowy figures."İlk kısımda sorun yok, bu arada it dediği "political police". "and its directors became powerful if shadowy figures." cüm
"Inevitably it collected information which was politically useful to the government or to individual ministers or officials, and its directors became powerful if shadowy figures."

İlk kısımda sorun yok, bu arada it dediği "political police". "and its directors became powerful if shadowy figures." cümlesini çözemedim. Nasıl çevirmek gerekir?
0
signore
(04.04.21)
Yani direktörlerin kimlikleri belli değil ama yine de güçlendiler gibi bir şey söylemek istemiş. Yöneticilerinin kim oldukları belli olmasa bile/idareciler, kimlikleri bilinmemesine rağmen güç kazandılar falan gibi çevrilebilir.
0
buff
(04.04.21)
Sanki diye çevir, tureng'de de bu anlami var
0
howfaristhesky
(04.04.21)
bence typo var orada. of olacak o
0
argent dawn
(04.04.21)
typo yok, if doğru,

powerful if shadowy

gizli olsalar da güçlü; gibi. buff doğru diğerleri yanlış
0
dinç kuvvetler
(04.04.21)
powerful if shadowy tırnak içinde olmalıydı bence. hata orada.
0
das ende der welt
(04.04.21)
if=although kisaca ya da even if gibi dusunebilirisniz even'i dusmus
0
neverletyougodown
(04.04.21)
(2)

amazon kindle için b1 b2 seviye ingilizce kitap

pstm
amazon kindle a sözlük yükledim b1 b2 seviyesi için çok zorlamayacak kitap arıyorum yardımcı olabilir misiniz?
amazon kindle a sözlük yükledim b1 b2 seviyesi için çok zorlamayacak kitap arıyorum yardımcı olabilir misiniz?
0
pstm
(03.04.21)
kaiserr76
(03.04.21)
Penguin'in seviyelere göre ayrılmış kısa klasiklerini öneririm. www.penguinreaders.co.uk

Okumanızı biraz hızlandırdıktan sonra popüler (polisiye, biyografi) ve "easy reading" denilen edebiyata yönelebililirsiniz. Stephan Hawking, Chick
0
kaset
(03.04.21)
(17)

İngilizceyi hangi aksanda öğrenmeli

Unde bach canim
-amerikan aksanı yeterli- british aksanı önemli- her ikisini de öğrenmek gerekli.Hedef ab üyesi ülkeler.
-amerikan aksanı yeterli
- british aksanı önemli
- her ikisini de öğrenmek gerekli.

Hedef ab üyesi ülkeler.
0
Unde bach canim
(03.04.21)
amerikan bence, ingiliz aksanını native olmayan birisinin yapması çoook zor ve kulak tırmalar, komik durur.
0
garavel
(03.04.21)
Glottal stop mevzusunu ister istemez yapıyor durumdaysan British devam; aksi durumda British lüzumsuz.
0
vedatchilipeppers
(03.04.21)
1
0
but that was just a dream
(03.04.21)
nereden ogrendiginize gore degisir. TR ogreneceginiz amerikan aksani olur ki bu bizim dilimize daha uygun bir aksan.

British aksanininin da cesitleri var. misal glottal stop* her british'te yok.

* hani su british yerine "bri-ish" derkenki mevzu.


yani bence amerikan olursa yeter. british aksanini da severiz ama dogal olmasi onemli.
0
yoggi
(03.04.21)
Türkiye'den veya dünyanın çoğu yerinden öğreneceğin İngilizce Amerikan İngilizcesi olur. Hem daha net düz.

Fakat ben İngiltere'de master yaptım mesela, orada yaşayınca bazı kelimeler ağzıma öyle oturmuş genelde Amerikan ama bazı şeylerde İngiliz aksanı karışık bişeyler oluyor benim :D
0
nhk ni youkosu
(03.04.21)
ingiliz aksanina veya amerikan aksanina sahip olamayacaksin ki. ingiltere ingilizcesi mi amerikan ingilizcesi mi diye soruyorsan ingiltere ingilizcesi.
0
baldur2
(03.04.21)
turk aksaniyla ogreneceksiniz. konustugunuz zaman zaten kimse sizin amerikan veya british oldugunuzu dusunmeyecek. onemli olan duzgun ve akici konusmak, kelimeleri yerinde kullanmak. agzini actiginda zeki ve kendine guvenli hissi vermek.
"her ikisini de öğrenmek gerekli?" - aralarinda sandiginiz kadar fark yok.
0
hot potato
(03.04.21)
Neredeyse ikisine de sahip olmayaksiniz
0
howfaristhesky
(03.04.21)
anadilinden dolayi aksanin ne ise o. Cakma amerikan ya da ingiliz aksani kasmaya calismak komik ve gereksiz.

aksan baska birsey yanlis teleffuz baska bir sey. telaffuzun dogru oldugu surece aksan karizmatiktir, yabancilar anadili ingilizce olmayip iyi konusanlara saygi duyarlar..
0
cooperr
(03.04.21)
aksan önemli değil akıcı konuş yeter.
0
das ende der welt
(03.04.21)
Pass'i nasıl okuyorsun?
Can't'ı nasıl okuyorsun?

Pes, kent diyorsan amerikan aksanı, paağs, kant diyorsan ingiliz aksanı ile telaffuz ediyorsun.

İngilizceyi tek bir aksan kaynağından öğrenmediğin sürece bu tarz telaffuzlarda seçici olamazsın. Ben mesela yukarıdakileri ingiliz aksanı ile telaffuz etmeye alışmışım ama genel aksanım amerikana daha yakın. Duysan amerikan aksanı dersin ama arada paağs diyince cortlamış oluyor amerikan aksanı.

Aynısı tam tersi için de geçerli. Aksan konuşmak harf yutmak ya da vurgu tonlamanın yerini değiştirmek değil sadece. Kafayı çok takıp vaktim var uğraşıcam dersen ve İngilizceyi yeni öğreniyorsan yapılabilir. Ama halihazırda İngilizceyi öğrenmiş ve konuşma diline yerleştirdiysen tam bir aksan yapman çok zor. Ona harcayacağın zamanı dili iyice öğrenmeye çalışırsan daha faydalı olur.
0
Jux
(03.04.21)
Anlaşılır aksanda öğrensin
0
amsterdam otlu sigarası
(03.04.21)
Kullanacaginiz aksanda tabii ki. Amerika´da yasamayi planladiysam, London Ingilizcesi´ni ogrenip ne yapayim mesela? Calisalacak sirket UK baglantili olacaksa British ogrenilir.

Aksan onemsiz bir konu degil. Bizde yabanci dil inanilmaz ego yapilan bir konu oldugu icin oyle geliyor olabilir. Anadilim Türkce, Almanca konusurken Türk/Almanci aksaniyla konusmuyorum. Standart dili, standart dil kullanicilarindan ogrendim, o sekilde de kullaniyorum.

Kullanim alani olan aksan en iyi aksandir.
0
buf-e kür
(03.04.21)
British ogrenmen icin kendini extra kasman lazim, yani extra caba sarf etmen lazim. Bazen bbc, sky news aciyorum orda bile amerikan aksani ile karsilasiyorum, uzman baglaniyor amerikan, kendi universitesinden adam bagliyor o da amerikan cikiyor bazen misafir profesor falan mi nasil denk geliyor anlamiyorum, dizi, film endustrisi de amerikana kaydi britanyada. secuul, skecil, iidir, aydir muhabbeti vardi ya biri amerikan biri ingiliz diyorlardi artik o corba oldu resmen, kendileri de dikkat etmiyor, ikisi de olur diyorlar artik, dil amerikanlasmaya basladi dedigim gibi extra caba lazim british aksan icin.
0
neverletyougodown
(03.04.21)
@everyone
aslında beni yanlış anladınız, kendimi açıkça ifade de edememiş olabilirim. Esasen iyi düzeyde ingilizcesi olmayan biri olarak bunu sormamın sebebi “listening” kısmını çalışırken çokça kişiyi anlayabilmek. Atıyorum; “eğer british aksanıyla öğrenirsen zaten amerikan aksanı basit olduğu için anlayabilirsin ama amerikan aksanına yoğunlaşırsan kendine british aksanını hedef alan kitleyi zor anlarsın” gibi çıkarımlar öğütlenmesiydi.

Öte yandan “amerikan aksanı çok yaygın, british aksanına yönelmeye gerek yok hedef kitlen değilse” gibi yargılar da olabilir.

Ya da ikisi de değil de; “belirli seviyeye gelmekle alakalı, geldikten sonra bir önemi kalmıyor” gibi.

Aksan özentisi biri değilim fakat şu da var: türkçeyi kendi içimizde bile anlayamadığımız oluyor aksan olarak. Bir yabancının türkçe aksanı bile fark ediyor, doğru telaffuz dediğiniz şey aksan yüzünden size uymayabiliyor. Amacım, native olacağım, mükemmele ulaşayım değil ama aslında bir şekilde avrupa birliği ülkelerinin yöneldiği ya da genele hitap eden bir aksana aşina olmak. Derdim bu.
0
🌸Unde bach canim
(03.04.21)
aksan için kasmak bence saçma

sen kendi aksanında konuş, anlaş yeter. british aksanını çok iyi kıvırdın diyelim adam sana sordu ingiliz misin diye yok dedin gittin mi dedi yok dedin ee manyak mısın bu aksan nereden geldi dedi? ne diyeceksin?

düzgün ve akıcı konuştuğunuz sürece sıkıntı yok.

ingilizlerle çalışan adam söyledi.
0
duyurukullanıcısı
(03.04.21)
bu düşünülecek son şey bence.

ne yaparsan yap zaten türk aksanı ile ingilizce konuşacaksın. konusurken kem küm etmedikten sonra aksanın hiç bir önemi yok.

ingilizce konusurken heyecanlanıp konusamayan kişiler aksan ve gramer konusuna çok takılan kişiler oluyor genellikle.
0
dafuq
(03.04.21)
(8)

kadın günlerinin ingilizcesi

rewlack
kabul günü falan dedikleriteyzelerin kısır yapıp yedikleri "gün" kavramının ingilizcesini arıyorum. nasıl çevriliyor?
kabul günü falan dedikleri
teyzelerin kısır yapıp yedikleri
"gün" kavramının ingilizcesini arıyorum.

nasıl çevriliyor?
0
rewlack
(31.03.21)
tea party , ladies tea party
0
freedonia
(31.03.21)
The day of of golden şeklinde kullanımı var: comparativemigrationstudies.springeropen.com
0
feliss
(31.03.21)
at-home meetings'e ne diyorsunuz?
0
🌸rewlack
(31.03.21)
home gatherings daha iyi olur gibi..
0
pigletvsdaisy
(31.03.21)
tea party
0
co2s2
(31.03.21)
Kesinlikle tupperware party, digerleri dogru degil
0
howfaristhesky
(01.04.21)
@howfaristhesky aslında türk stili kadın günleri çok buraya mahsus bişey. çok kendine içkin.
net olarak hepsini reddetmeyi pek doğru bulmuyorum :)
gelen tüm cevaplara teşekkür ederim. başka bişey gelirse aklımıza yine yazarız.
thank u.
0
🌸rewlack
(01.04.21)
howfaristhesky artistine bakin hele, hepsi yanlis onunki dogruymus, asil onunki yanlis digerleri dogru, tupperware'de tupper sergileme falan var biz de var mi oyle bir sey
0
neverletyougodown
(01.04.21)
buraya yazılanların hakları Sir Anthony Hopkins'e aittir.
yazan eden compumaster, ilgilenen eden fader
modere edenler basond, compumaster, fraise, kibritsuyu, rakicandir
bu sitede yazılanların hiçbiri doğru değildir. site içeriği küçükler için sakıncalı olabilir. yazılardan yazarları sorumludur. kaynak göstermeden alıntılanamaz. devlet tarafından atanmış bir kurumun internet üzerinde kimin hangi bilgiye ulaşıp ulaşamayacağına karar vermesi insan haklarına aykırıdır. web siteleri kullanıcıların istekleri doğrultusunda bağlandıkları yerlerdir. kullanıcılar isterlerse bir web sitesine bağlanmayabilirler. bu güçleri ve imkanları mevcuttur. bir kullanıcı bir siteye bağlanmak istiyorsa bu onun tercihi ve hakkıdır. bağlanmak istemiyorsa bu yine onun tercihi ve hakkıdır. halkın kendisine hizmet etmesi için görevlendirdiği kurumlar hadlerini aşıp halka neye ulaşıp ulaşmayacağını bilmeyen cahil cühela muamelesi edemezler. ebeveynlerin çocuklarını sakıncalı içeriklerden koruması için çok sayıda bedava ve ücretli yazılım mevcuttur. bu yazılımlar bir web tarayıcısını kullanmaktan daha karmaşık teknik bilgi gerektirmemektedir. devletin milletini küçük düşürmesi ve ebleh yerine koyması yasaktır.