Nasıl buldunuz peki deneyerek mi?

Cozen guzel yontemle cozmus ama yazilim zorunlu degil aslinda ve o sekilde zeka olcen bir soru. Biraz deneme ile cikiyor bunlar ama olasiliklar ic ice girdigi icin kagit kalem istiyor. Gecen yine burada sormustu biri, cozumu aciklamistim. Bu soruda mesela baslangic icin olur kelimesi kolay tahmin edilebilir ve dost kelimesi harf yapisi itibariyle bir diger ipucu.

Şu sorunun cevabı nedir lütfen söyler misiniz üstte yazan kişi silmiş sanırım. Çok acil lazım oldu da yazarsanız çok sevinirim

youtu.be

Strokes - someday

Edit: ya ben de paylaştığına yakın şarkılar arıyorsun sandım

tatlıyı tatlıyla karşılamak adettir.
open.spotify.com

Turizm bakanı ets'nin sahibi olduğu için olabilir sanki?

millet kötü puan verdiği için büyük otellere insan gitmemeye başladı o sebeple kapattılar

über kurtulmadı. sadece sarı teröristlerle çalışmak zorunda bırakıldı.
tursab gibi karaktersiz bir kurum da var.

en son ekim'de geri dönüyor denmişti, sonra niye uzadı bilmiyorum ama son duruma göre açılacak dendi.
www.birgun.net

booking.com çok agresif bir pazarlama politikası izleyip rezervasyon piyasasına çökünce dışladılar arkadaşları, turizmin durumu malum. benim vpn ile dubai üzerinden açılmış bir hesabım var, oradan rezervasyon yapıyorum gerekirse. vpn ile çalışıyor gayet iyi bir şekilde.

Ya çorba parası ya da yallah dediler olanlar oldu. Açılacaklar masada anlaşıldı ama bir türlü olmadı çünkü zaten şu ara turizm de korkunç durumda.

Ben de yıllardır VPNle kullanmaya devam edenlerdenim ama çoğu yer kontenjan kapatıyor ve fiyatları eskisi kadar makul tutmuyorlar. O nedenle zorla bıraktık resmen, yazık oldu.

hotelscom da iyiydi.otel bana başka oda vermek istedi daha kötü olan. hotelscoma yazdım direk olmaz öyle şey deyip yola getirmişti

Tursab dediki bizim yerli firmalar vergi veriyor, bu gavurlar vergi mergi vermiyor, bu yüzden yerli firmalardan daha az komisyonla saldırgan bir pazarlama yapıyorlar.

Devlette vergi verenini koruyup erişimi engelledi doğal olarak, ama burada ofis açıp vergi verir ve mükellef olursa geri açılacaktı sanki!

@whoosie; booking yasağı çok eski değil mi? Kim bilir kaç bakan değişmiştir üstüne?

hocam vergi falan bahanesi
bu büyük zincir oteller çok kötüydü ekside bile sürekli gündem oluyordu bunu gören turist büyük otellere değil puanı yüksek olan butik otellere gidiyordu
onun önünü kestiler

Evet çoğu kişi o kadar denyimsiz ki hayata karşı... Ya da boşluktan saçma sapan şeyleri dert ediniyorlar sanırım. Kendi şu ana kadar yaşadığım sorun ve deneyimlerle kıyaslıyorum, devede kulak kalıyor diğer insanlarınki. Ben de dinlemiyorum bu sebeple :) Çoluk çocukla uğraşmamak adına :) Henüz psikolojik ve ruhsal olgunluğa ulaşmamış çoğu kişi maalesef.

valla çok uzun zamandır bunun bilincindeyim. bu kimseler hayatta pek bi şey görmemişler ve her başlarına geleni önemli sanıyorlar. dertleri de böyle sevinçleri de. şaşırtıcı buldukları şeyler de, arkadaşlarıyla konuştukları da.

benim kafamdan geçirmeye dahi tenezzül etmeyeceğim şeyler için bazı insanların çıkardıkları yaygaraya bakıyorum ve gerçekten garipsiyorum.

Evet, çevremdeki insanlar genelde hep aileden zengin, ailedeki herkesin ve kendilerinin sağlığı yerinde, 40 yaşında hala çalışmayıp ama anadan babadan parası akmaya devam eden kişiler :D Bazen onların günlük dertlerini dinleyince “vay aq derde bak :D” diyorum ama herkesin derdi kendine büyük sonuçta. Kafamı dağıtıyorum başka dertler dinleyerek, sorun olmuyor. Benim derdim de bi başkasına küçük gelebilir. Yargılamaktan kaçındığım konulardır.

Herkesin hayat yolu farklı, her olayın insanlar üzerindeki tesirleri de öyle. O yüzden insanların dertlerini kederlerini küçümsemeyi doğru bulmuyorum. Başka insanların yaşanmışıklarını kendilerininkiler üzerinden ölçen, ben bunlara dert bile demem gibi tutumlar sergileyen insanlar bana asıl olgunluğa erişememiş kişiler gibi geliyor. Sonuçta kimse yargı mercii, onay mercii falan değil bu hayatta. Böyle insanlar kendilerini fazla önemsiyor bence. Herkesin derdi tasası kendinedir.

Alınganlık: medeniyetin en zayıf halkasıdır
Kimse edebiyatı sevmek zorunda değil. Estetik kaygı ile konuşmak, hareket etmek, giyinmek zorunda değil. İnsanlar alınır mı diye düşünmek zorunda değil. Topluluk olarak sıçmış bir toplum bu. İnsanları değiştirmeyi düşünmeden yaşa, kendini geliştir. Değiştiğini, daha iyi olduğunu göreceksin. bilinçli bir varlıksın. Buna uygun yaşa. Hayatını estetik yerine işlevselliğe ada. Minimalist hayat tarzı da bu demek. Sosyal medyasız internetsiz teknolojisiz, silahsız bir dünyayı kendimiz yaratmalıyız. Gelecekte şiddet yanlısı, savaş meraklısı askerlerin kurduğu bir ülkede mı yaşamak bu dünyanın ne kaderi ne de tek seçeneği. Teknoloji askeri bir taktik sadece. Askeriyenin Prototipini ürettiği her teknolojik cihaz topluma süslü bir şekilde entegre oldu. Askeriye hayatımızı insani şartlar sağlayarak yaşamamızı istemiyor. haritaları üzerinde çizdikleri hayalî sınır çizgileri arasında
Elimizi kolumuzu sallayarak dolasmamizi istemiyorlar. Cahil ve aptal köleler olmanızı istiyorlar. Bu yüzden boktan bir eğitim ile büyüyor ve açlık sınırı altinda yaşıyoruz çoğumuz. Tüm toplum bir kurtarıcı bekliyor. Kendisi kurtarmak istemiyor. Ona unutturulan en önemli gerçek yalnız olmadığı aslında, sadece hatırlaması gerekiyor insanların. İnternetteki televizyondaki gazetedeki tüm beyin yıkama propagandalarından uzaklaşın. Konsantre olun. Gerçekçiliğe odaklanın. Bu sizi alınganlıktan korur. Bu sizi mantıklı kılar. Konsantrasyon; meditasyonun ana etkisidir. Kendinizi kabul edin, gelen tüm düşünceleri kabul edin, aklınızda dolaşan tüm düşünceler boş yere orada değil. Kenara atılmış düşüncelerinizi irdeleyip, konsantrasyonunuzu bozan düşünceleri algınızdan çıkardığınızda daha hafif ve daha kontrollü hissedeceksiniz.

*Sarhoşken konu üzerine düşünürken yazmıştım daha geçen gün bunları. İnsanların bi kendini salıp rahatlaması lazım. Çok kasıyor herkes.

Kendim için düşünüyorum, ne eften püften şeylere bozuluyorsun diye :) Ben de bazen evde kendi kendime anlatıyorum, bazen zaten anlatırken sorunu çözüyorum, aydınlanma geliyor yani. Başkalarının derdi için düşünmem ama.

Herkesin derdi kendine büyüktür.

Herkesin derdi kendine büyüktür tabii de, bu ufacık dertleri büyüttüğümüz gerçeğini değiştirmiyor.

- terfi aldım, hayırlı olsuna gelmedi.

- o, çok daha az iş yapıyor, işi bana kitliyorlar (bu şikayete, abi belki ona da başka bir iş vermişlerdir, senin haberin yoktur dedim, doğru çıktı tahminim)

Bir de, bir arkadaş, yan ofisteki arkadaşının gürültü yapmasından şikayetçi. Yapılacak birkaç şey var. Git uyar, kulaklık tak müzik dinle, tıkaç tak. İçinde büyütme işte.

Son olarak, bir arkadaş ortak yapmaları gereken işi diğer kişi hep buna kitliyormus, önce böyle dedi, sonra onu çağırana kadar ben hallediyorum dedi.

Sonra da şikayet ediyor, e çağır işte.

Bir de, trafikte herkes aptalmis gibi hareket et derler ya. Hayatın her alanında geçerli belki de bu. Normalde ofiste niye sürekli gürültü yapar ki insan? İşte onu, akıllı bir insan olarak kabul edersen, durduğun yerde kudurursun. Git uyar işte gerizekalıyı.

eksisozluk.com

gazoz kapağı toplayın, yemek sepeti puanından daha değerli.

Sonradan indirmek nasıl mümkün değil?
www.google.com

istanbul değil ama izmir dokuz eylülde Emin Evren Özcan. araştırdığım herkes onun adını verdi.
haftaya ablasyon ve elektrofizyoloji yapacak bana. sorularınız olursa yazarsınız.

www.memorial.com.tr

İstanbul'da bu alanda çok az iyi doktor mevcut. Biz bi 6-7 ay doktor doktor dolaşmıştık. Annemde de ritim bozukluğu var, gittiğimiz doktorların hiçbiri bize ablasyon konusunda düzgün bilgi vermedi. Bu operasyon gerekli mi, olmazsa ne olur ya da annemin şuanki durumu ne gibi sorulara hiç cevap alamadık. "Ee isterseniz ablasyon yaparız" dedi çoğu. İstanbul tıp fakültesinin bu alandaki meşhur hocalarından birinin kliniğine bile gitmiştik, hem tavırları kabaydı hemde bu durumla ilgili hiç bilgi vermedi.

İzzet bey çok iyi biri ama. Bize çok düzgün bilgiler verdi. Eski raporları tek tek inceledi. Annemin ritim bozukluğunun kalp kapakçığından kaynaklandığını, ablasyonun gerekmediğini vs anlattı. Randevu ücreti çok ama bu alanda gerçekten bilgili, düzgün bir doktor.

öncelikle 1200 TL'nin açılımını sormanızı tavsiye ederim. 750 TL ücret haricinde ödenecek bir harç vs mi var acaba? Birden fazla kategoride mi tescil yapıldı acaba?

tescil ücreti 750 lira, başvuruda da 283 lira(tek kalem icin) ödeniyor. ben epats'ten kendim başvurdum, daha tescil edilmedi ama arastirmalarimda bunu öğrendim.

okuma yazmam var, vekile ihtiyac yok diye dusundum. bakalım artık.

@co2s2 teşekkürler cevabınız için. ekstra bir harç vs olduğunu sanmıyorum, tek kategoride başvuru yapılmıştı.

1200 TL'nin açılımını sorun +1

Tescil ücreti 750 TL sabit, markanın sınıf sayısına göre değişmiyor. Kalan 450 TL tescil kararının takibi, size iletilmesi ve harcın yatırılması ücretleri için aldığı vekillik ücretidir diye tahmin ediyorum. Genelde tüm vekiller bu şekilde çalışır. Örneğin 10 yıl sonra yenileme ücreti ödenmesi gerekecek, bunun takibi, size hatırlatılması ve ücretin ödenmesi için de resmi harç yanında bir vekillik ücreti alınacaktır. Sektör bu şekilde, yani bir etiklik veya yasallık tartışması yok. Hani çok para diyebilirsiniz, daha ucuz vekile geçebilirsiniz ama kimse bedavaya yapmaz.

Ben EPATS'ı aktif kullanmıyorum ama kullanan markacı arkadaşıma sordum. Eğer başvuru şahsınıza aitse TC kimlik numaranız ile yapabiliyor olmanız gerektiğini söyledi. Eğer başvuru sahibi tüzel kişi ise sonra sistemden girip tescil harcını yatırmak isterseniz o zaman imza sirküleri vb. sunup kendinizi işlem yapmak için yetkili olarak tanıtmanız gerekiyormuş. Bunun için vekili azletmenize gerek yokmuş.

Dosyayı tamamen vekilden alırsanız örneğin tescil kararından sonra 2 ay içinde üçüncü kişiler itiraz edebilirler. Bu durumda itiraza cevap hazırlamak için de vekil yardımına ihtiyaç duyabilirsiniz, bu da aklınızda olsun.

Bu patent, marka, tasarım vs başvuruları sürekli masraf doğuruyor. Öyle parayı verdik başvurduk bitti gibi olmuyor yani.

Büdüt: Güzel olanı size en baştan çıkabilecek bütün masrafları bütçe olarak göndermeleri olurdu tabi. Bu problemi öbür taraftan biz de yaşıyoruz, müşteriler e para verdim ya niye sürekli daha fazlasını istiyorsun diyorlar. O yüzden en başta net olmak en iyisi.

@peki madem teşekkürler cevabınız için. sürecin en başında hiçbir ücret ödememiş olsam söylediğiniz noktaya ben de tamamen hak verirdim ama zaten en başta hiç az buz olmayan bir ücret ödedim, ve dediğiniz gibi en baştan ne bir masraf beklentisi belirttiler ne de sonradan başka bir ücret çıkacağını. işin can sıkan noktası hem bu, hem de tescil ücreti 750 tl iken bunu belirtmeden direkt 1200 tl gibi bir tutarla karşılaşmam.

sen niye yardım ediyosun ki?

çok normal bir şey bu, genelde zaten tam olarak böyle olur :) kafaya takmayıp yoluna bakacaksın.

yogunum diyeceksin, bakariz diyeceksin, minimum 4-5 saat sonra donus yapacaksin mesajlara cagrilara

Sen de başkasının yerini dolduruyorsundur şuan bilemezsin. yeni gelene çemkirmenin, sinir olmanın bir anlamı yok. işlerin idare etmenin sorumluluğu da o iş yerinin yöneticilerinde ararlarsa daha fazla yardımcı olamayacağım, beklediğimden uzun sürdü bu süreç ve benim yeni işime engel olmaya başladı falan diyip kırmadan kopar bağlarını bence.

cevap vermek zorunda mısınız?

Siz neden “yardım” ediyorsunuz? Burası anlaşılmıyor.

sizin yerinizde olsam konuyu yeni gelen kişiye detay vermeden anlatırım. sorunun onunla ilgili olmadığına, şirketin izlediği yol yüzünden daha fazla yardımcı olamayacağımı söylerim. ayrıca siz de yeni bir işe girmiş olabilirsiniz, onlar için mesai harcamanız yeni iş yeriniz açısından da doğru olmazdı.

Senin gibiler olmasa patronlar nasil 150bin dolarlik makine alacak. Helal olsun koca yurekli adam ver bilgini bedavaya. Sakin fatura falan kesme boyle devam et.

Ilerde ah bizim bir keriz uzmanimiz vardi isten cikti ama hep yardim etti diyerek anacaklar.
Zaten hayatta onemli olan boyle anilmak degil midir.

Belki karmalar birikir ve birgun sana da 2500 tl fazla verirler ;) belki de vermezler. Karma bu garantisi yok tabi.

bi iş arkadaşım emekli oldu. ihtiyaç durumunda arıyoruz, danışmanlık adı altında bize fatura kesiyor.

Ben işten çıkartıldığımı öğrendiğimde masaüstünü komple boşalttım, tüm programları sildim, dilekçe örneği arşivimi yok ettim. Belki yedekleri vardır biyerlerde bilmiyorum ama yeni gelen tecrübesiz biriydi, zengin bir kocası var çevresi işimize yarar diyerek almışlardı onu. Kadın bilgisizdi evet bu onun kabahati değildi uzak kalmıştı, sonrasında beni asla yardım için aramadılar ama müvekkiller aradığında hiçbir dosya hakkında bilgisi olmayan asıl büyük patronun numarasını attım hepsine :) mesela sabah 9 duruşması, 8:30’da telefonum çalıyor “neredesiniz avukat hanım?” karşı tarafın avukatı arıyor. Hemen büyük patronun numarasını atıyorum o ilgilenecek diye, muhtemelen totosunda sinekler uçarak uyuyor o saatte ama telefon rahatını bozuyor falan :)

Haksız yere çıkarıldıysam bitimi bile kıpırdatmam onlar için.

çok güvendiğim, sürekli dayanışma halinde çalıştığım iş arkadaşımın işyerindeki ilişkim olan/olmayan her kadına tacize varan yürüyüşler gerçekleştirdiğini öğrenmiştim. dahası işyeri beni geri çağırmak istediğinde buna engel olduğunu bile duydum.

6 sene sonunda alakasız biriyle nikahlanıp tazminatımı alıp da çıksaydım keşke diyorum. Şirket zaten beterin beteri olsun.

Ama sen neden bir başkasına "valla bak bu çocuk hızlıca işi çözdü, mucoaga'nın yokluğunu hiç aratmıyo aferin kerataya" denmesine destek oluyosun ki?

Danışmanlık ücreti isteyin.

Cidden ilginç. Herkes demiş ama ben de tekrarlayayım, danışmanlık ücreti isteyeceksiniz. Bunu peşin peşin belirttikten sonra da telefon konuşmaları vs. süresini not alacaksınız.

Genelde yarım saatlik veya yarım saatlik yapılıyor.

5dk bir şey mi anlattınız? yarım saatlik fatura kesilir vs.

Genjler selamlar sevgiler. 3 yorum harici bana yürünmüş; konu anlaşılmamış herhalde. Benim oradaki sorum " ben ne yapmalıyım?" değil benim oradaki sorum "Ayrıldığınız iş yerinde ayrıldıktan sonra sizi dertlere sokan şey ne oldu?" idi.

kavgali sekilde ayrildigim bi firma benden sonra batti. keske daha once ayrilsaymisim lanet olasica tatli su pokemonlari

ben de istifa ettim, gün sayıyorum. benden sonra yaşanabilecek problemler:

vizyonsuz yöneticim iş devrettirmek yerine hala amelasyon yaptırdığı için, ilgili işin sırası geldiğinde yapacak kişi baya bir sövecek. umarım şahsıma sövmez. :D

aynı şekilde benim bitirdiğim herhangi bir iş için bir sıkıntı çıkarsa, içten içe "bakmamış" diyenler kesin olacaktır.

tazminatımı alıp gidiyorum, bununla ilgili de kesin gıybet döner.

ama ne olmayacağını çok iyi biliyorum; kimse dönüp de kendine bakmaz. bu ekipten 1 ay arayla insanlar gidiyor, kalanlar deli gibi iş arıyor, bunu düzeltelim demez.

metrolar çalışır büyük ihtimal. otobüsler de.

A11 ve m11

Tek farkları a11 in pili 4000 mah, m11 in pili 5000 mah (bu yüzden 1mm daha kalın)

illa samsung olsun demiyorsanız, buna da bir bakın
www.hepsiburada.com

Poco x3 nfc

Oppo a74 bütçeyi bi tık yükseltirseniz eğer

Tam da bu arayışta iken babama A11 aldık geçen hafta. Birkaç gündür kullanıyor, oldukça memnun. Bir tek telefon biraz büyük olduğu için alışma sürecinde zorlanıyor biraz :)

Kamerası pek iyi değil, pili gayet yeterli ve hafızası 512 gb'a kadar kart destekliyor. 2000 lira civarına servisi vs. de sorun çıkarmayacak başka telefon bulamadım.

Xiaomi'ye Huawei'nin başına gelenler gelmesi olasılığı ve yaşadıkları şehirde servis olmaması dolayısıyla bulaşmadım. Yoksa fiyat performans olarak daha iyidir muhtemelen.

Migros'ta alışveriş kredisi var bu arada 3500 tl'ye kadar 12 taksite kadar sıfır faizle veriyorlar telefonu. Bilginiz olsun.

Ayrıca ağ seçimi yanlış olursa para kayboluyormuş. Benimki eth, ağlar bep2, bep.. Sc) , erc20. Daha önce ethereum classic çıkıyordu şimdi çıkmıyor. Ayrıca masaüstünde deniyorum bu seferde spot cüzdan 0 bakiye gösteriyor. Bakiye sadece uygulamada çıkıyor. Ne kadar karışık bir sistem

bana hesabına aktarmak için tlye çevirmen lazım. onun için de bir türk kripto sitesine eth olarak atıp, ordan tlye çevirip bu şekilde banka hesabına çekebilirsin.

ETH veya başka herhangi kriptoyu ilk önce satacaksınız. Binance kullanmadım, fakat TL işlem yapabiliyorsunuz diye biliyorum. ETH'ı TRY ile satacaksınız. Sonra sizin TRY bakiyeniz olacak onu Türk Lirası banka hesabınıza gönder diyeceksiniz.

binance a bağlı TRbinance var oradan hesabınızı eşleştirin sonra binancetaki kriptoyu
trbinance ye yollayın oradan tlye çevirip komisyonsuz banka hesabınıza çekebilirsiniz.

hem metro olsun, hem uygun fiyatlı olsun, hem iti kopuğuyla uğraşmayayım, hem evler çok eski olmasın diyorsan eryamana bakmaya devam et. diğer tüm yerlerde bunların birinden vazgeçmen gerekecek çünkü.

İvedik metro. Yenimahlle metro civsrına bakın. Merkeze vs yakın. Bekar ve gece taklıyorsanız taksi ile dönersiz eve.

besevler, emek, bahceli olabilir, ama fiyatlar yuksek biraz

ankara'da ev boşalma yoğunluğu ne zamanlarda oluyor peki? şu an kışın ortasındayız diye mi böyle eryaman gibi yerde bile aynı evleri görüyorum devamlı?

yani mart başı, ortası gibi kış sonu artar diyorlar, doğru mu?

Arkadaşların dediği gibi Ankamall’a ulaşım problem değil sizin değerlendirmeniz iş dışında nasıl bir semtte zaman geçirmek istiyorsunuz buna göre olmalı.

Bol yeşil alanı olsun, geniş Bahçeli, birbirinin dibinde olmayan binalar olsun nefes alayım derseniz Eryaman haricinde başka yere bakmayın. Evcil hayvanınız varsa, bisiklete binmeyi, yürümeyi, parkta oturmayı vb seviyorsanız ve bunların yanında sakinlik arıyorsanız Eryaman idealdir. Genel olarak memur, öğrenci, emekli sakinleri vardır, kimse kimseye karışmaz, trafik azdır, suç oranı düşüktür. 750-1000Tl arasında balkonu veya terası olan 1+1 ev kiralayabilirsiniz, servis veya özel araçla ankamall’a 30dk’da ulaşırsınız.

Bahçeli, emek, esat evet buralar Merkezi ve bir dönemin nezih semtleridir ancak binalar birbirine çok yakın, trafik felaket ve kalabalıktır.

Batıkent güzel semttir, Eryaman ile arası 8-10km mesafedir, Batıkent’te müstakil evde oturmayacaksanız eryaman’ı değerlendirin.

İstanbul yolu üzerinde rezidanslara filan sizin yerinizde olsam hiç bakmam, bana göre en ufak albenisi olan yerler değil. Gerçi ben yeşili bol olan sessiz sakin muhitlerde yaşamayı seviyorum yorumum bu nedenle hayli taraflı :)

Ürünleri web sitesinden çekiyor değil mi? Katalog oluşturduktan sonra instagram ve facebook bağlantısı yapıldığından siteden çektiği ürünleri doğrudan ürün etiketleme görünür oluyor zaten.

Hepsini yaparim. Ozellikle unlu haberlerine bakmanin ne alakasi var anlamadim gerci.

Ben de hepsini yapıyorum ya, çok normal bir şey bence.

Hepsini yaparım ki dünyanın en sadık eşiyimdir. Bunlarda sorun yok.

-twitter'da güzel/yakışıklı bir profil resmi gördünüz mü, diğer twitlerine de bakar mısınız, resmini büyütür müsünüz

ilgimi çekerse evet.

-haber sitelerinde takılırken, ünlü resim haberlerine de tıklar mısınız

hayır hiç ilgilenmem.

-ekşi duyuruda, sözlükte karşı cins entrylerini geriye dönük olarak özellikle inceler misiniz

"aaa karşı cins" diye değil ama o kişiyle bir yazışma etkileşim falan olduysa kabaca kimmiş nasıl biriymiş diye bakarım. yoksa ilgilenmem.

-gerçek hayatta yolda görüp keşke dediğiniz insanlar oluyor mu

evet.

-instagramda bilgisinden çok dış görünüşü sebebiyle takip ettikleriniz var mı

hayır. ama takip ettiklerimi de tanıdığım için takip ediyorum. bilgisi için değil.

-no
-no
-cinsiyeti fark etmeksizin birinin mesajları ilgimi çekiyorsa bakıyorum bi
-bunu yapıyorum bazen ama inanılmaz insanlar geçiyor
-no

Hepsi hayır. Gerçi çoğunu yalnızken de yapmıyorum ama hayatımda biri varsa özellikle yapmam.
Normal değil ayrıca yapan insan umarım benim sevgilim olmaz:'(

çoğunu yapıyorum ben ama kesinlikle tek yapmadığım yolda güzel birini görüp keşke demek. bugüne kadar birlikte olduğum kadın dışında kimseye bakıp keşke onunla olsaydım demedim.
gerçi ilişkim yoksa da demiyorum. saçma loser bir psikoloji bu.

1) Çok nadiren. Ama onda da karşı cinse değil hemcinslerime bakarım %99 xD meraktan.
2) hayır
3) hayır
4) asla
5) hayır

Bunları aldatmak olarak görmüyorum bu arada. Ama ilgimi de çekmiyor. (4 numara üzücü bişey bence).

güzel kadına erkeğe bakmakta bence sıkıntı yok bir kere estetik kaygı ile bence zaten bakmak lazım yani bu insan ne yapmışta bu kadar güzel? sadece doğal güzelliğin olması veya olmaması işe yaramıyor

ama ben buna yürüyeyim bizimkini boşlayayım tabi hoş değil

Bunların hepsi olabilen şeyler bence 4. Maddeyi de görüp keşke demekten çok kısa bir an ilgilenmek, merak etmek gibi yorumladım. Bence sadakat sınırı daha çok etkileşime girmeyle başlıyor.

irade meselesi bence daha çok
etkileşime girmek eyleme dönüştürmek oluyor

Evet eyleme dönüştürmek oluyor ondan bahsediyorum ve etkileşime girildiğinde de sadakat sınırı aşılmaya başlıyor. Sadakatsizliğe geçmeye başlıyor. Ama twitterdan fotoğrafı büyütüp bakmak olur yani nedir ki. insanız sadakat sınırları içinde bir davranış.

bunlarda ne var ki? anlayamıyorum.

asla yapılmaması gerek

Yolda görüp keşke demek ne demek? Yolda gördüğüm çoook güzel kadını oha kıza bak diye kız arkadaşıma göstermişliğim var. Ama sevgilim olmasa bile yolda gördüğüm kimse için keşke sevgilim olsa ya da keşke sevişsek demiyorum. Güzelliğini görüp takdir edip geçip gidiyorum.

Söylediğin şeylerin hiç biri bir insanı aldatma anlamına gelecek şeyler değil. Hepsini farklı niyetle yapabilirsin.

haber sitelerini saymazsak gerisi var. ama şu sıralar yalnızım ilişkim olduğunda işim olmaz.

8'in ön lens değişmiyor. 3 kuruş daha fazla verip açılmamış sıfır kutu almanı öneririm, bi kere düşürünce bile lensi çizilebilen bir cihaz. 7 ve 9'da bu sıkıntı yok.

ben almazdım açıkçası. eş dosttan ya da tanıdık mağazadan alabilirdim ama şu zamanda hiç güvenilir bulmuyorum.

quake olabilir mi?

fallout

Starcraft?

fallout bence de.

crusader no remorse
muş oyun

bunu ben de çok merak ediyorum. herkes diyor ki aman o tava çizildiğinde kanserojen madde çıkar vs. tamam da bu kadar kolay çizilen ve çizildiğinde kanserojen madde ortaya çıkartacak maddeler ile tava yapılmasına izin verilir mi? atıp tutan değil de, gerçekten bu işi bilen birisinin anlatmasını isterim.

Gerçekten işi bilen birisi değilim de bildiğim kadarıyla problem bir maddenin ortaya çıkmasından çok bütünlüğü bozulan yüzeyin su falan ile minik minik kalkıp yemeklere parça parça bulaşabilmesi ve sonuçta tavanın kaplamasını yemek. Direkt öldürmez ama gerek de yok bence.

hem whoosie+1 hem de tava boşken 300 santigrat'a(250 diyen var) çıktığında ya da kuru bir şey kavururken(fındık kestane) ısısını içinde olmayan suya vs geçiremediği için zehirli gazlar salıyor.

ya çok kaliteli fiyatlı bir teflon alacaksın, tahta kaşıktan şaşmayacaksın, ömrü uzun olacak

ya da yapışmazlık için granit alacaksın ki, türkiyedekilerin hepsi granit görünümlü kaplama. zannederim amerikan malı masif granit gördüm, $150 civarı

Bilmiyorum ama ben çizik tavalarımı kullanıyorum

küçük kaplama parçalarını yutmak tehlileli değildir diyo burada
"The good news is that ingesting small flakes of nonstick coating is not dangerous."
www.scientificamerican.com

kullaniyorum, gayet memnunum hic bir problem yasamadim nisanda bu linktekini almistim 3900du o zaman fiyati www.hepsiburada.com

sebep veremeyeceğim ama ben olsam almam. içime sinmiyor:D

gider bosch alırım, aldım da.

bi problem yaşandığı zaman parçasının gelmesi, servisinin gelmesi falan uzun sürüyor diye duymuştum. ben hepsini arçelikten aldım, gayet memnunum, bi sıkıntı olursa da her mahallede servisi var.

ben 5 senedir kullanıyorum yaklaşık. Şu ana kadar hiç sorun yaşamadım.

yazılımı iyidir diye beko aldım
ama almanlar daha güzel yıkıyor :)

5.5 sene once lg tv, camasir mak. ve buzdolabi aldim, 3unden de cok memnunum; tv nin alt panelinde coook ufak gitmeler olmaya basladi yeni ama bizim ufaklik ya da temizlikci carpmis olabilir :)

13 senedir mevcut, iki buyuk tamir gecirdi (rezistans degisimi, kazani balansta tutan zimbirtilar deisti).

9 senedir kullanıyoruz, memnunuz.

beyannameden kastınız nedir?

halka açık firmaların bazı finansal verilerine ulaşmanız mümkün olacaktır ama köşedeki özkardeşler turizm petrol gıda inşaat ihracat ithalat sanayi ticaret limited şirketi'nin beyannamesini bulmak için vergi dairesinde çok yakın bir tanıdığın olması lazım:)

bazı belediyelerin ortak çalışma alanları var. mesele moda'da kadıköy belediyesi'nin ismini cismini unuttuğum bir binası vardı. gidip oturup çalışabiliyorsun.

bir de sürekli olarak karşınıza çıkacak bir durum ise, sanal ofis ya da ortak ofis gibi isimlerle karşınıza çıkabilecek yerler var. belli bir üyelik ücreti ile her gittiğinde sana çalışabileceğin bir masa, internet, yazıcı vs gibi veriyorlar.

@co2s2
moda'dakinin adı idea, ve pandemi döneminde kapalılar.

kütüphaneler belli saat aralıklarında açık sanırım. sessiz sakin çalışacaksanız olabilir.

Geçen özel hastanede çalışan arkadaşımla konuştum,
Çoğu özel hastanenin kantinleri(kafetaryası) açık, çalışan personel ve çevrede oturan insanların hastane kantininde takıldığını söyledi

ochamın usturası.

Maxwell'in Cini

pandora'nın kutusu.

demokles'in kılıcı

Diyojenin fıçısı
Erosun oku
Musanın asası
Thorun çekici
Olcay şahanın müthiş sol ayağı

tolstoy'un bisikleti

Arşimet' in merceği

Tanrının eli

"Foucault sarkacı" olur mu?

sokrates'in savunmasi.

Laplace'ın şeytanı

Gogol'un paltosu

Raskol'un baltası.

Russel’ın çaydanlığı

içerseniz perişan olursunuz, iki lokma da olsa atıştırmaya çalışın. augmentin zaten mideyi kötü etkileyen bir ilaç.

miden sağlamsa içilir. ben içtim çok defa sorun yaşamadım. ama midem çok sağlamdır.

ama şöyle bir durum var: ilacın sindirimi gecikebiliyormuş.

Midene bağlı bence de :) Ben hep aç karınla içiyorum hiçbir yan etkisini görmedim. Ama çoğu kişinin midesini bulandırıyor.

yanında bi tane puaça, sandviç falan bulundur. ilaçtan önce birkaç lokma atıştır. bence aç karnına içme

metro markete baktın mı?

kargo ile gelir ama gümrüğü kargosu falan masraflı olur. + kırılma riski de var.

bu tarz ürünleri metro market ve macro markette bulabilirsin.
edit: üstte ki yazarla aynı anda yazmısız :)

ıkısıne de baktım yok :(

Hocam gümrükten geçmesi çok zor. Hani geçme ihtimali de memurun gözünden kaçması falan.

www.trendyol.com
Bu satıcı Almanyadan ürün getiriyor, bence mesaj atıp sorabilirsiniz.

Vergi çakmak için her yurt dışı paketini açıyorlar, gözden kaçacağını sanmıyorum. Ama diğer yandan kuzenimden hediye çikolata da geldi, gerçi vergiyi hemen yapıştırdılar tabii. Takipli gelirse kargosu bayağı pahalı oluyor Almanya için, burada da en az 15-20 lira vergi olur ulaşırsa.

aynı marka birebir olmasa bile , en azından çok çok benzerini bulmanız mümkündür bence. içeriği nedir?

Speisesalz, Reismehl, Paprika, Zwiebeln, Chili, Pfeffer, Rosmarin

tr: tuz, pirinç unu, toz biber, soğan tozu, toz şili biberi, karabiber, biberiye

içindekiler bunlar, karıştır kendin yap derim. bu almanya'dan gelmez. bu arada o kadar güzel mi yav? alıp deneyeyim bari ahaha.

@akiskan sordum onlara sımdılık getırmıyomus

@bohr atom modeli cidden çok basarılı yaa. bununla tavuk yaptıgımda nasıl yapıyosun müko olmus denılıyor. hıc sasmadı.

2-3 ay sonra geleceğim ben istanbuldaysan getireyim iki üç kutu :)

Aşı tarihi yaklaşınca açılıyor sistem. Ara ara kontrol edin

tarih yaklaşınca alabileceksiniz muhtemelen. yarın sağlık çalışanları için 2. doz başlıyor. daha vakit var acele etmeyin.

182’yi arayabilirsiniz

Ben de anneme 5 subatta asi yaptirdim. 5 mart icin randevu alabiliyorum simdi denedim. Mhrs uygulamasindan baktim.

Daha yeni olmuşlar ya, bi sakin :D Bizimkiler 26 ocakta oldu yeni aldık şubatın sonu için.

Ben böyle 10 kişiden grup dayak yedim. (abartmıyorum cidden) Hakeden çok adam dövdüm. Allahtan bıçaklanmadım vurulmadım. Dediğin tarzda şeyler yaşamamak için arabada öfke gelmeye başladığı zaman kendi kendime sesli telkine başlıyorum. Twelfth dur sakin ol falan diye. Kendi kendime konusuyorum yani.

Arada ben de sinirleniyorum. Sonra kendi kendime diyorum ki "sen ileri sürüş teknikleri uzmanı Demir Bükey misin?"

Değilim.

Dediğin gibi kasıtlı trafik zorbalığı yapanlara karşı pasif savunmaya geçiyorum. Kuyrukta önüme geçmeye mi çalışıyor? Milim boşluk bırakmayıp yer vermiyorum. Kafamı çevirip bakmıyorum bile. Soldan 200'le gelip önümde trafik olmasına rağmen selektör atan öküzlere de frene basarak cevap veriyorum. Beni sağ şeritten geçip önüme girmeye çalışan çakallara da gaza basarak cevap veriyorum. Sonuçta sağ şeritteki kamyonun arkasına takılıp 4-5 araç geriye düşüyor :) Bu ona yeter.

Çok sinirlenirsem de küfür ederim ama adamın göreceği şekilde değil. Durduk yere ölmenin hiç anlamı yok.

Çocuğunun resmini görebileceğin bir yere koy ve her sinirlendiğinde düşün bu manyaklarla kavga edip başıma bir şey gelmesi mi yoksa çocuğumla daha uzun seneler vakit geçirmek mi. O çomar tayfa için değmez, arabaya binerken sinirlerini dışarda bırak.

hayatına alacağın insanları sen belirlersin. eğer öfkeni kontrol edemezsen, normalde asla muhatap olmayacağın, aynı şehirde olmaktan bile midenin bulunacağı bir kişiyi hayatına almış oluyorsun. bile bile kendini bataklığa surukluyorsun.

ben de çok sinirliydim eskiden. sonra dedim ki, trafik senin bu kişiyle olan münasebetinle ve kavganla mı düzelecek? yarım saat sonra her şeyi unutacaksın, geç git.

trafikte çok fazla zaman geçiriyor olmalısın.

arabam yok, nadiren araba kullanıyorum. muhtemelen bu yüzden olsa gerek, hiç sinirlenmem hata yapanlara, hatta muhtemelen genellikle hata yapan taraf ben oluyormudur kullanmak durumunda kaldığım zaman.

ama arabasına bindiğim bazı arkadaşlarımda bu sinir var. hele birisi çok gergin. günde 3 saat istanbul trafiğinde araba kullanıyor. normalde hiç böyle biri değil, çok sakindir. ama trafikte 2 dakika içinde canavar çıkıyor içinden. ve ben arabada onun yanında oturan birisi olarak çok ama çok geriliyorum. yapma desem bana da bağırıyor. bağırdı diye bozulup küssem yeri yani ama sadece trafikte bu hareketlerini gördüğümden bir şey demiyorum. susup oturuyorum ama arabadan inip gitmek istiyorum aslında o anlarda. bence insan sevdiği insanlara bu gerginliği yaşatmamalı, hiç hoş değil.

çevrendeki insanların senin böyle anlarına şahit olduklarında senin hakkında kötü düşünmelerini ve seni bu karakterde biri olarak görmelerini ister misin? mesela benim arkadaşım değil de babam böyle bir insan olsaydı trafikte, ondan çok korkardım. umarım en azından çocuklarının yanında yapmıyorsundur.

valla kardeşim al benden de o kadar. inanılmaz sakinim normalde ama trafikte çileden çıkıyorum. kavgaya girecek kadar olmasa da bana zarar veriyor. bunu kendi sürüş şeklimi değiştirerek çare buldum. bu bahsettiğin tarzda tipler hep en sol şeritten gazlıyorlar. ben de en sola geçmiyorum, 2. ve 3. şeritten devam ediyorum yoluma. bu ayılar o şeritleree girmediği için sıkıntı olmuyor, sinirlenmiyorum artık. sürekli soldan gidersen kesinlikle bir gün birisini döversin. sen de agresif kullanırsan agresif insanlarla karşılaşıyorsun.ç

Geçen sene bir kitap okumuştum. Adı neydi tam hatırlamıyorum kafaya takmama mı ne o kitapta şöyle yazıyordu aşağı yukarı.
" Eğer sen trafikte birisiyle kavga ediyorsan, hiç tanımadığın bir insanın yükünü üzerine alıyorsun. Kavga etmezsen trafikte ki o maganda başka birisiyle kavga edecektir zaten. Kavga edip neden başka birisinin problemini taşıyasın?"

bu açıdan bakınca mantıklı ama öfke kontrolü zor biraz küfür ya da fiziksel temas karşıdan gelirse ne yaparım bende bilmiyorum.

öfke sebebini anlamak için bilgilendirici bir video: www.youtube.com

Haklısın sinirlenmekte. Özellikle İstanbul'da trafiğe çıkmak bi nevi sabır sınavı. Bundan 10 sene önce ben de aşırı fevri davranıyordum bu tür durumalarda ama artık alıştım sanırım. Mümkün olduğunca dalaşmıyorum kimseyle. Hele ki şu sıralar hiç tavsiye etmem, millet saatli bomba gibi patlayacak yer arıyor. Baktın ki sinirleneceksin kendine 10 saniye ver 10'dan geri say ve tepkini sonrasında ver.

birebir aynı durumdayız, o çakma xenon farı takan önümde ölse bir bardak su vermem, arka sis açanın önüne geçip arka sisi açıp kapatıyorum sürekli anlasın diye ya da arkadan uzunları yakıyorum. makas atan desen geçen gün kilit trafikte biri attı son anda farkedip frene bastım onu yapmasam bana vurucaktı ve arabası bitiikti, ben ise gözüm gibi bakıyorum, yanına gidip camı açtım bişeyler söylüyorum piç açmado. sıkıştıran taksiciye de gider yaptığjm oluyor. hiç ama hiç sakin kalamıyorum. genelde ilk atarı yapmamaya çalışıyorum ama biri bişey dediği zaman kesinlikle geri adım atamıyorum.

oradaki kufurlesme ve sozlu atismayi kazanilip kaybedilecek bir mucadele olarak gormemeyi ogrenin.Sinirlendiginiz zaman her durumda psikolojik olarak zararli cikacaginizi kendi kendinize telkin edin.

Soruyu ve içeriği ben yazdım sandım.
Pandemi sebebiyle evden çalışıyoruz da uzun süredir trafik belasının içinde bulunmuyorum.

hayat böyle çok güzelmiş.

Ben de yapılan haksızlıklardan dolayı çok gerilip kendimce adaleti sağlamaya çalışıyorum ama bu sebeple eşimle de baya bir tartışıyoruz.

bunun nasıl önüne geçebilirim diye düşündüğümde direksiyona kızımın resmini koymaktan başka bir şey gelmedi aklıma. Gerçi uygulamasını yapmadım pandemiden dolayı ama bunu ciddi ciddi düşünüyorum.

Bu konuyla alakalı çöp kamyonu hikayesi var. Belki biliyorsunuzdur ama güzel hikaye bırakayım aşağıya.

Bir gün bir taksiye atladım ve havaalanından hareket ettik. Sağ şeritte yol alırken siyah bir araba park ettiği yerden aniden yola, önümüze çıktı. Taksi şoförü sert bir şekilde frene bastı, kaydı ve diğer arabaya çarpmaktan milim farkıyla kurtuldu. Diğer arabanın sürücüsü camdan başını çıkartıp bağırmaya ve küfretmeye başladı.
Taksi şoförü ona gülümsedi ve içten bir şekilde el salladı. Ve gerçekten çok arkadaşçaydı. Sordum: “Neden bunu yaptığınız? Adam neredeyse arabanızı mahvedip ikimizi de hastaneye gönderecekti.”
Taksi şoförü bana, şimdi “Çöp Kamyonu Kanunu” dediğim şeyi öğretti. Şoför pek çok insanin çöp kamyonu gibi olduğunu açıkladı. Her tarafta çöp dolu olarak dolaşıyorlar; kızgınlık, öfke ve hayal kırıklığı dolular. Çöpleri biriktikçe onu bırakacak bir yere ihtiyaç duyuyorlar ve bazen sizin üzerinize bırakabilirler. Kişisel almayın. Sadece gülümseyin, onlar için iyi şeyler temenni edin ve yolunuza devam edin. Onların çöpünü alıp işyerinize, evinize veya sokaktaki diğer insanlara dağıtmayın. İşin ana fikri şu ki, başarılı insanlar çöp kamyonlarının günlerini mahvetmesine ve ellerine geçirmesine izin vermezler.
Hayat sabahları pişmanlıklarla uyanmak için çok kısa, dolayısıyla ‘ size iyi davranan insanları sevin, iyi davranmayanlar için dua edin.’

sözlükte başlık açmıştınız sanırım. binanın adresiyle beraber ekleyerek sesinizi duyurmaya çalışın ki insanlar o binadan ev almasın. ayrıca twitter'dan da duyurabilirsiniz.

Hangi bina sizinkisi, ben de manavkuyu’da oturuyorum da öğrenmek istedim. Çevrede ağır ve orta hasarlı binalar hep boşaltıldı ve doğramaları da sökülüyor yavaş yavaş. Hiç boşaltıldıktan sonra onarım için iskele kurulan olmamıştı. Muhtarlığa da başvurmayı denediniz mi, orta hasarlı olup da az hasarlı raporu tespiti için muhtarlığa gidenleri gördüm geçenlerde. Sanırım şikayetlerde ikinci kontroller yapılıyor. Bir de dediğiniz gibi belediyenin bir ihmali veya kötü niyeti varsa anında çarşaf çarşaf ortaya çıkar gibime geliyor, burası İzmir.

@phoarbix karşıyaka bahriye üçok'ta bulunuyor bahsettiğim bina. manavkuyu biraz daha göz önünde oldu herşey o yuüzden oradaki hasarları önceliklendirip yaraları sardık demek istiyorlar cunku bence depremde spot bölge orası oldu. tüm ışıklar oraya yönelmişken yapmamaları imkansız zaten. muhtarlığa başvurduk ıkıncı karotla alınmış raporumuzla itiraz için, mülk sahibinin gelmesi gerektiği söylendi. mülk sahibi de malum..

kimse yardımcı olmuyor. ekşide başlık da açtım evet, gerçekten engel olmak stiyorum çünkü başka insanların canı yanmasın. ama malesef sadece populer konularda duyarlı türk milleti. sadece televizyonda ne varsa gündemde ona ağlayıp ertesi gün unutuyoruz. yazık.

yazanlara çok teşekkür ederim.

Konuya hakim değilim, bir bilgim yok ama sesinizi duyurmak istiyorsanız izmir'de çevirme radar sayfasına yazın. Son haftalarda bu tür şikayetleri hep görüyorum instagram sayfasında.

Şimdi sorunu tam anlayamadım, bina gerçekten ağır hasarlı mı? Yoksa ağır hasarlı diyip kiracıları kandırıp, çıkarıp da tadilat ile daha yüksek fiyatlara kiralamayı düşünen bir çakal ev sahibi mi var?

Eğer bina gerçekten ağır hasarlıysa ve belediye buna göz yumuyorsa, İzmir belediyesi olduğu için konuyu iktidar destekçisi tweter hesaplarıyla paylaşmak işe yarayabilir.

Yok eğer bina gerçekten ağır hasarlı değil de sırf sizi çıkarmak için yalan söyledilerse şu an yapılan işlem pek de yasa dışı değil gibi. Ama sizi kandırarak evlerden çıkartmaları bir suç teşkil ediyor olabilir.

@John Bloor bina ağır hasarlı. buna rağmen belediyenin verdiği rapor az hasarlı.

mülk sahibi bunu fırsat bilip, kiracılarını kentsel dönüşüm diye kandırıp, bina değerini yükseltip süsleyerek şuan yeniden kiraya verdi tüm boş daireleri.

biz çıkan kiracıyız. mahalledeki herkes bunu izledi. üstelik atatürk'ün annesinin mezarının olduğu önemli bir muhitte yaşandı tüm bunlar ve herkes izliyor.

dizi degil de dun bliss diye bir film izledim, westworld u seven biri olarak, filmi begendim, izle derim

person of interest.

Battlestar Galactica

Altered carbon

electric dreams

Childhood's End

Doğru anladım mı bilmiyorum ama güncel rap şarkıları için spotify'da âlâ türkçe rap listesini kullanıyorum.

(bkz: spotify)

Ikinci el ürün alıp satabilirsin

Büyükşehirlerde olup orada olmayan ürünleri satabilirsin

Sosyal medyayı iyi yönetirim diyorsanız network satış markalarına üye olabilirsiniz.
Satış yapma zorunluluğu yok, eklediğiniz insanların ve onların altına eklediklerinden ne satarlarsa 4 kuşak pirim alıyorsunuz.
Bunun internetten kısmı nedir derseniz İnstagram açtım blog açtım hanımlar gelin beraber kazanalım denemesi bedava diyorum geliyorlar cidden. Millet iyi de satıyor evhanımları seviyor böyle şeyleri.
Yuzumu gözümü göstersem daha çok insan toplarım ama o kadarına çıkamam akmasa da geliyor bir kazanç zamanla iyi bir büyüme katedeceğimi düşünüyorum.

ben bir kere termosifon için servis çağırmıştım, içini açıp temizlemişlerdi, taş haline gelmiş kireç parçaları çıkmıştı aletten. içinde o tür bir kireçlenme ya da korozyon vesaire bir şeyler olmuş olabilir. bence hangi markaysa servisini bir arayın.

Bizde de buna benzer bir durum olduktan kisa bir sure sonra termosifon patlamisti. Yenisini almistik, siz bir servis cagirin bence de.

kireçlenme +1
ilave olarak mevsim itibariyle şebeke suyu soguk olduğu için depodaki sıcak suyu hızlıca soğutuyordur. ısıtmaya vakit yetmiyor yani. musluğu çok açmadan kullanmaya gayret edin.

Patlama durumu korkunçmuş. Söyleyim ev sahibine. Su baya kireçli burada.

tankin icinde kirec birikiyor zamanla, dibe cokuyor ve taslasiyor.
Termosifon 10 yasini gectiyse kapasitesi bayagi dusmustur, buyuk ihtimal yeni tank lazim.

önümüz kuraklık. "uzun uzun gayet rahat buharlı duş" ifadesini görünce içim acıdı.

anladığım kadarıyla sıcak ve soğuk suyu karıştırıyorsun. sıcaklığı düşürüp sadece sıcak tarafı kullanmayı denedin mi?

uygun fiyatlı molnija rus kösteklileri var güzeldir. 200-300 maksimum 500 e bulursun.

Rus saatleri 1000 liraya kadar bulunur
Vostok
Raketa

mopet'le otoyola giremezsin.

Girsen bile 50 km çok yorar, yavaş gideceği için yol uzun sürer. Trafikle birlikte iyice şişer kafanız, gözünüzü dört açmaktan baya yorulursunuz. Kaza riskinin yüksekliğine hiç girmiyorum.

Teşekkürler ufak bi ekleme yapmak istiyorum o halde. Metrobüse ulaşım aracı olarak elektrikli scooter veya yine elektrikli katlanır bisikletler için ne dersiniz. Metrobüse yanımda binebilirmiyim?

katlanır* bisikletle binebilirsin her saatte, buna dair iett duyurusunu gördüm. yalnız metrobüse sokabilir misin, soksan yolcular ne der, şoför ne der, o kısmı biraz...

doğru hatırlıyorum iett.istanbul

bu da şoför
www.facebook.com

125 CC ile bile yorucu olur bence hocam

50cc ile o mesafe hem de İstanbul’da. Allah sabır versin. Ne zor hayatlar var.

50cc çok yorar, otoyola giremezsin +1 ayrıca muhtemelen motosiklet parası kadar ekipmana para harcamak gerekir.

katlanır bisiklet göründüğü kadar pratik bir şey degil, bu da yorar.

elektrikli scooter katlanıp dikey süpürge gibi taşınabiliyorsa o olabilir. mümkünse bir yerden ödünç alarak falan deneyin derim 3-4 bin lira harcamadan önce.

toplu tasima araclariyla birlikte soyle tek tekerleri daha rahat kullanabilirsin urun ornek olarak atiyorum bir cok alternatifi vardir eminim www.egotekteker.com kadikoyde iken her gun bir kac kisiyi goruyordum modadan vapur'a bununla gidiyorlar, ayni sekilde besiktasta yildiz yokusunu da rahatca cikiyorlar :)

e-scooter ile metrobüs kullanarak işe gidip gelen bir çok arkadaşım var.

ben köyde kullanmak için 50 cc aldım bi tane. şehirden köye mecburen sürerek getirdim. 70 km yol ırzıma geçti afedersin. bir de bu ufak motorların selesi çok konforsuz. bir gün gidersin, 2 gün göt ağrısı çekersin. bence bulaşma.

youtu.be

sms gidiyor evet. gecmis olsun. sms olmasa da o numaraya beles hak tanindi sizin davet gitti.

ben mesela oteki telefonumdan davet ettim ama sms kisminda skip yaptim sonra arkadasima dedim git numaranla kaydiol simdi diye.

Hak gitsin önemli değil de ex’e attık ahah. Ulan arkadaş ya. Sms gitmemiş olma ihtimali hiç mi yok:)

sms ekranı gelince yolla demediyseniz sms gitmemiştir. Ancak o kişi clubhouse'a kaydolmak istediğinde numarasını girince muhtemelen anında üyeliği onaylanacak ve profilinde davet eden olarak sizin isminiz yazacak. Uygulamaya mail atıp daha sağlıklı bilgi alabilirsiniz.

@ sanquis pending'de duruyor geçmiş olsundu bana.

YouTube kanalı olarak, bilime meraklıysanız Veritasium'u önerebilirim. Okumak için Medium kullanılabilir. Aklıma geldikçe editleyeceğim.

Haber aracı istiyorsanız bundle app

Vesaire.org
Manifold.press
Film Lovers

Medium
Reddit

Böyle durumlarda her şeyin geçtiğini kendime hatırlatıyorum. Daha önceki dertlerimi hatırlamadığımi.

Sizden kötüleri düşünerek şükretmek daha da üzüntü vermesi lazım mantıken. Eş dost davet ediyor musunuz eve? Çok iyi geliyor. Eski erkek arkadaşıma bacak sakatlığında refakat etmiştim, zamanı çok kolay geçmişti.

Bir umut bekliyoruz işte. Kafa dağıtacak kafa bile kalmadı.

Sosyalleşmeler iyidir.

eksiduyuru troll detected var bende onla beraber çalışıyor mu?
bir de feedback olarak engellediğim kişinin nickini de görmek istemem ben

@duyurukullanıcısı, troll detected'ı hiç duymadım, linki paylaşabilir misiniz? Arayınca da çıkmıyor markette.

"Engellenen kişinin nick'ini görmemek" kısmını anlamadım. Sağ alttaki listede de mi görünmesin? Collapsable list yapılabilir o vakit.

İsim olmamış+1

Takip ettiğimiz kişileri lütfen kolayca görme imkanı verir misiniz?
Açık görünüm yap > Ctrl f ile arat > tek tek bak vs. Zor oluyor.

gece modu bekliyorum yıllardır godotu bekler gibi...

@kaptan, onun yöntemi var zaten. Ama stalker'lar sırlarını paylaşmaz...
@olutaklidi, çok güzel fikir ya, attım to-do list'e.

github.com

ben biraz dinozor kaldım galiba

bu arada cidden trolleri listelemek yerine bir badi list yapabilirsen takip etmek istediğimiz duyurucuları takip edebiliriz.

mesela dk'yı ekledim yeni bir şey yazarsa renklensin falan gibi

bilmiyorum ne kadar zordur

@dk highlight işi kolay ama notifikasyon filan sıkıntılı. yine de ekliyorum listeye, inceleyeyim.

İlk göz ağrısı, Troll Detected. 2014'ten. (git: 877196)
selam[es]'a ait. www.eksiduyuru.com (bkz: @selam)
Yalnız chrome ve mozilla mağazasından silinmiş. yukarıdaki github'da var

Firefox'a da gelmesini isteriz ve açık kaynak olmasını(mümkünse).
Sonra da safari'ye gelsin.

Ayrıca şöyle bir şey ekleyeyim. senin ekşi duyuruya eklentide yazarları silebiliyoruz ya hani. bunun ekşi sözlük için de olanı yok.
çalışan* ve aynı basitlikte sadelikte olanı yok.

şöyle ki: sözlükte bir yazarı "engelle"dik. herhangi bir başlığı açınca yazar ve entrisi gözükmüyor.
ama, aynı başlıkta kelime bazlı arama yapınca, Engellediğimiz yazar yine gözüküyor, arama sonuçlarında. bunun önüne nasıl geçeriz.

yapabilirsen, ki benziyor, nolur sözlükteki entrilerin aktığı orta sayfada yazarlar engellenebilsin ama mesajlar, badiler vs sayfalarında engellenmesin, gözüksün. oluyor mu öyle?

Tema++ eklentisi, Firefox'da yok, kuramıyorum.

Ha bir de, Toplu liste yükleyebilelim.

@pluton, neymiş ki yöntemi? Benim bildiğim bir tane basit mobil uygulaması yapıldı onda da notification servisi yazacak arkadaş yazmadığı için pek işe yaramamış:/

Hayır. Konsolosluk sitesine bakın anlaşılır yazıyor orada.

vergi vermek için şirket sahibi olmak gerekmiyor. gelir vergisi, gelir vergisidir. akademisyenden de, memurdan da kazançları oranında vergi kesiliyor.

kanun gereği, bankalar hazine ve maliye bakanlığı ile bilgi paylaşıyor. buradaki hesap hareketlerine göre vergi borcu çıkıyor.

Ticari kazançtır, gelir vergisine tabiidir. Memur olmaları vergi kanunları açısından farketmez ama tabii devlet memurları kanununa göre yasaktır, soruşturma açılabilir.

Üniversitede akademisyenlik yapan doktorlar dışarda muayenehane açabiliyorlar. Bundan da vergi ödüyorlar.

gelir vergisi kanunu'na göre yedi tane gelir unsuru vardır.

1. ticari kazançlar
2. zirai kazançlar
3. ücretler
4. serbest meslek kazançları
5. gayrimenkul sermaye iratları
6. menkul sermaye iratları
7. diğer kazanç ve iratlar

sadece ticari, zirai ve serbest meslek için vergi mükellefiyeti açtırırsınız.

ücret geliri zaten kaynakta vergilendirilir (yani işveren kesip öder), ama bazı durumlarda da beyan vermeniz de gerekir, detaya girmiyorum. gayrimenkul sermaye iradı kira geliridir. menkul sermaye iradı hisse senedi vs. satışından, şirketlerdeki oratklıklarınızdan elde ettiğiniz gelirdir, bunlar için de beyanname verilip beyan edilir ama firma falan kurulmaz, sadece gelir beyan edilir.

bir de diğer kazanç ve iratlar vardır. konu uzun. basitçe söylemek gerekirse, yukarıda bahsedilen ve şirket açmayı gerektiren ticari, zirai veya mesleki işleri geçici olarak, tek seferliğine yapar da para kazanırsanız şirket falan açmadan diğer kazanç şeklinde beyan edip vergisini ödersiniz.

yani köyden iki çuval fındık geldi, şunu satayım dersen kimse senden şirket açmanı beklemez. satarsın, kazancını da beyan edip ödersin. ama baktın bu iş datlı, çuval çuval fındık getirip satmaya başlarsan seni yakalayıp, fındık tüccarı diye mükellef yapar, cezasıyla birlikte bütün vergileri alırlar. hatta o önceki iki çuvalı da diğer kazanç diye beyan etmemişsen, taa ilk satışa başladığın tarihten itibaren vergi mükellefi olur, bütün beyanları, vergileri gecikmeli ve cezalı olarak verirsin. youtuber'ların başına gelen de bu. bir gelire "diğer kazanç" diyebilmek için o gelirin devamlılık arz ETMEMESİ gerekmektedir. devamlılık arz ediyorsa firma kurmak gerekir.

memur olup firma kuramıyor olması kendi problemi. youtube'dan para kazanmaya başladıktan sonra kayıt açtırıp kazancını beyan edecek. 1960 yılından beri kural böyle.

daha geçen hafta meb yazı gönderdi kurumlara; öğretmenler sosyal medyada veya internet platformlarında ticari gelir getirici faaliyet yapamazlar akıllı olsunlar dedi.

ne yaszık ki ülkedeki yasalara göre şuan dediğiniz yönteme şirket kurmak gerekiyor.

bence devletin 2021 yılında düzeltmesi gereken saçmalıklardan biri budur.

bununla ilgili ozelgeler istendi, ticari kazanc mi serbest meslek kazanci mi diye (youtube vb. gelirler icin)

oncelikle geliri hangi turden ise ona gore beyan acmasi gerekiyor. devlet memuru vb. kendi ustune acamaz zaten.

bir ozelge de youtube dan sadece 201 tl kazandim nasil olacak diye soruldu, onda da kazanc olmasa bile sureklilik arz edecegi icin her ay beyanname bos bile olsa verilecek denildi

bu isler karisik, isini bilen bir meslek mensubu bulup onunla calisacaksiniz (burada surekli yazan ayda 100 tl veriyorum cok be diyenlere bakmayin) muhasebe onemlidir

%10luk bir indirim var, aynı ordanda bir kazanç öngörüyorsanız dövizde tutup taksitle ödeyebilirsiniz. yatırım yapmayı düşündüğünüz şeyin son 12 aydaki değişiklik oranına bakıp öyle bir karara varılabilir.

şu an tl değerli faiz güzel. tl tutardım ben elimde. uzun vadede ne olur bilemem

mac kullanıyorsan final cut pro'dan başlayabilirsin. mantığını çözdükten sonra gerçekten kolay bir program. yok ben hiç uğraşmak istemem dersen iMovie de var.

adobe premiere

Kalp Damar Cerrahi uzmanından randevu alacaksın. Renkli doppler ultrason çekecek. Venöz yetmezliğin ilerlemişse varis çorabı ilerlememişse Daflon verecek, çok ayakta durma diyecek, yollayacak.
Şaka bir yana, Geçmişolsun.

İkinci kedim geldiğinde kum kapları ayrıydı. 2-3 ay o şekilde kaldı. Baktım her ikisi de diğer kabı kullanabiliyor. Teke indirdim.

Mama kapları ayrı hala. Ayrı odalarda tutuyorum hatta ama yine ikisi de iki kaptan yiyor. Bazen yaş mama veriyorum. İkisi de yesin doysun diye ayrı tutuyorum kapları.

Bu arada ikinci kedi gelecekse mutlaka youtube'dan iki kediyi alıştırma videolarına bakmanı öneririm. Zaten birbirine alışana kadar yan yana gelmemeliler. O yüzden 2 ayrı kum kabı ve mama kabı olmalı bence.

Benim fıstık doğum yaptığı zaman birkaç hafta ortak kullanım oldu ( ilk iki ay zaten yavrular mama yemiyor, tuvaleti kullanmıyor ) bir ay kadar iki üç mama kabı, iki de tuvalet koydum. Kardeş kardeş kullandılar :) sonra da sahiplendirdik zaten

eğer kedin yetişkinse, yanına gelen kediye çok farklı davranışlar sergileyebiliyor. bizimkiler mama için de, kum kabı için de, oturdukları yer için de sürekli kavga ediyorlar 3 senedir, hiç huzurları yok hep gerginler maalesef. o yüzden ikisi de bebek değilse 2. kediyi almak problem olabiliyor bu konuda.

çok güzel bir mülakat. aklınıza takılabilecek başka sorulara da cevap bulabilirsiniz:

www.suzionline.com

Bizde de iki kedi var baba(10) ve kızı(4). Baba kedi çok uysal kızını 3 aylıkken aldık anneden. İlk başta ufak bir kap hazırladık yavru için ama baktık ki ikisi de aynı kaba yapıyor. Hatta yerlerini bile belirlemişler biri kabın ön tarafına diğeri arka tarafına yapıyor :)
Mama ve su kapları ayrı bir tek. Kavga ettiklerinden değil o da. Taze mama koyunca ikisi de koşturarak geliyor ve beraber yan yana yemeklerini yiyorlar :)

i.redd.it

tam olarak böyle oluyor

Ölmezsin.

Erzurumda peynir özellikle küflü yenir. Kutularda küflenmesi için bırakıp yeriz yani. Hiçbir şey olmaz. Üstüne balık falan yeme ama sakın :)

images.app.goo.gl

Küflü yiyeceği 1 kez yemekten bir şey olmaz. Ama alışkanlık haline getirmeyin. Evde üreyen küfler çoğunlukla penicillium ya da aspergillus cinsi küflerdir. Her bir cinsin birçok türü mevcut. penicillium roqueforti rokfor peynirinin küfü iken, Penicillium marneffei ciddi sıkıntılara yol açar. Aynı şey aspergillus için de geçerli..

özel kültürü olan küflü gıdalar hariç küflü gıda tüketmeyin. Hangi mantarın üzerinde büyüdüğünü bilemeyeceğiniz için size zararını da öngöremezsiniz.

Bir uyarı daha mantarlar ağaç gibidir. kökleri, gövdeleri ve dalları vardır. üstündeki pamuksu yapı dalları, sert yapı gövdesi gibi düşünün. Aynı şekilde besine tutundukları kökleri de vardır. Kökleri çoğu zaman gözle göremezsiniz. dolayısıyla küflü gıdanın küfünü kestim yedim demeniz, onun sağlıklı olduğu anlamına gelmiyor.

özetle: küflü gıda tüketmeyin. eğer hiv gibi ya da kanser tedavisi gibi savunma sisteminin baskılandığı bir durum yoksa 1-2 tüketimde sıkıntı çıkmayacaktır.

Kasa çapı 26 görünüyor, fotoğraflar aldatmasın oldukça küçük kadranlı. 3'üncü görselde belli oluyor biraz kasa ,kordonundan minnacık geniş.

Kasası bayagı küçük o fiyatlara daha modern bi saat bakabilirsiniz ama sarı olan daha iyi gibi.

kesinlikle gümüş rengi olan.

saatlere ilgili ve merakli biri olarak, ben begenemedim maalesef ama skagen fiyat/performans olarak iyidir

Ben sarı rengi beğendim baya, normalde de altın renk kadran takarım zaten.

bu aralar ben de saat bakıyorum kendime. skagen bakıyorum ben de bu arada. altın rengini hiç beğenmiyorum bir de bu tarz bana kaba geldi hep daha kibarları var ya.

Mafia Definitive Edition: Mafia'nın (sadece ilk oyunun) grafiklerinin iyileştirilmiş versiyonu.

Mafia Trilogy: Grafikleri iyileştirilmiş Mafia, Mafia II ve Mafia III'ü barındıran bir paket.

Mafia Definitive Edition ilk oyunun sadece grafiklerinin iyileştirilmiş hali değil, tamamen baştan yapılmış halidir.

10 - 15 sene önce mafia 1 ve 2 oynamıştım. birbirinin devamı değildi hatta ilk oyundaki karakter 2. oyunda sonda gözüküyordu. 3. oynamaya değer mi?
hikaye olarak çok hoşuma gitmişti 2 oyun da. film gibi izlemiştim

izin veriliyor ama yeni oturum belgesine ihtiyacınız olabilir izin için.

e-devlet'te böyle bir izin kalemi yok. ayrıca herkesin evde tıkılı olduğu bir cumartesi pazar günü sesli bir şekilde taşınırsanız komşularınız sizi linç edebilir haklı olarak.

antalya'da görüldügünü resmi olarak biliyorum.

resmi açıklama yok.
dün ya da önceki gün bilimkurulundan biri ankara, istanbul, tokat, samsunda olduğunu biliyorum dedi. az önce haberlerde trabzonda var dendi. yerel basında aydında var deniyor.

sinop boyabatta görüldüğünü gördüm haber olarak.

aydında da var.

hatta şöyle bir şey duydum. Mutasyon pozitifleri KYK yurtlarına yerleştiriyorlarmış direkt olarak.