Ekşi Duyuru

Buyruk ne ?

did you mean dynamic instruction count vs static instruction count ?

Size sözlükten yazıyorum

Buldum buldum fiverr ama başka tavsiyeniz varsa açığım

www.freelancer.com da alternatif olabilir.

Kendi çapımda biliyorum, belki yapabiliriz. Ne ile alakalı ?

Benim bildiğim iCloud'da olmuyor öyle. Bilgisarla birebir senkronize çalışıyor.

ben de icloud da o şekil bir çalışma prensibi bilmiyorum, bu dediğiniz için dropbox.

Uf bir sürü iş. Yine de teşekkürler

Orgu hedefi ne ya.. Orgu modeli.

Burda dergisinin örgü için olanı da var. O dergilerden birer örnek açık oluyor genelde. İçini karıştırıp istediğiniz gibi şeyler varsa alabilirsiniz. Bi de ip satan yerlerde dediğiniz gibi dergi de satılıyordur.

ravelry.com ingilizce ama el isleri icin facebook tarzi deniz derya bir yer.

Çalgı Çengi iyidir.

yok, türk de olmasın..

Horrible Bosses 1 & 2 diyorum o zaman.

the hangover serisi

izlemediysen bir bak

Unfinished Business

100 yaşında camdan atlayıp kaybolan adam ==> unutulmazfilmler.co

Öyle olmuyor. Anizokori diyor seni göz doktoruna uğurluyoruz.

yeryüzündeki insanların 1/6'sında bu problem var ancak uykuda yaşanan bir hede olduğundan kimse farkında değil. sabah uyanıldığında çenede bi ağrı hissediyorlar ama anlam veremiyorlar; ağrının nedeni gece diş sıkmak!

tek nedeni: stres

çözüm: çene kaslarına botox. Botox sayesinde oradaki kaslar etkisiz hale getirilerek dişlerin sıkılmasıyla o kasların kuvvetlenmesi ve bilinç dışı (refleks haline gelip) diş sıkma engelleniyor.iyi bir ''gülümseme tasarımcısı'' diş hekimine gitmende fayda var.

geçici çözüm: uyurken boksörlerin kullandığı dişlik takarak uyumak. bu sadece sabahki ağrıyı azaltacaktır, diş sıkma huyunu gidermeyecektir.

geçmiş olsun..


ayrıntılı bilgi ve çözüm için: www.emeksaran.com

benzeri bana oluyordu üniversitede bitirme projesi yaparken. metrobüsle okula giderken birden bakıyordum dişlerimi sımsıkı sıkmışım farkına varmadan. okul bitince direk geçti. bir daha yaşamadım.

Bunun sebebi genellikle sikinti strestir. Ayrica uyusturucu (antidepresan) kullaniminda da olur. Belki de sadece tik olmustur. Gece yatarken takilam agizliklar var kisiye ozel yaptiriliyor. Ama tabi sebebini bulup cozmek daha dogru

tebrikler nur topu gibi (git: bruksizm) sahibi olmuşsun demek istiyorum öncelikle. genelde stres kaynaklı olduğu söylenir .net bi çözümü yok ama dişlerin kabaca sıkıp kırmamak için gece plağı dedikleri bir dişlik yapıyorlar. en kısa zamanda dişçine uğramanı tavsiye ederim. bnim dişçim teşhisi koymuştu mesela. gündüz çenenin kasıldığını farkettiysen uyurken de dişlerini sıkıp gıcırdatıyosundur.şimdiden geçmiş olsun

kaygı bozukluğunuz olduğunu söylemişsiniz zaten, daha fazla bir nedene gerek yok gibi. öğrenciyken sabahlayıp bir kaç saatlik uykuyla dolandığım günler diş sıkmam tavan yapardı. bence önemli nedenlerinden biri de uyku düzensizliği ve uykusuzluk.

Bende de vardi. Ertesi gun hayvan gibi cenem ve boynum agriyordu artik dusun. Discide silikon bi dislik yaptirdim gece takmak icin. Kalibini alip sana ozel yapiyolar. Ise yaradi. Sonra da gecti zaten.

scontent-b.cdninstagram.com

iki sola dönüşle gidilebilir.
eskişehir yolunu takip ediyorsun, gordionu görünce sola, gordionun önünden geçen ankaralılar caddesine gireceksin(tabi sola dönmek için sağa yanaşıp köprünün altından dönüceksin).
ankaralılar caddesini yaklaşık 2-3 km takip ettikten sonra, sola döneceksin sahne için. tam dönüş yerini anlatamıyorum, sahne binasını görünce ya da biraz ilerde büyük camiyi görünce anlarsın umarım.

tekelciden kuruyemis

açsanız bir de pizza söyleyin oh. ya da karışık da olur bak.

mc donaldstan bi sürü elmalı pay soyleyıp bırkac demlık cay yapabilirsin

sabah 4 e kadar servis yapan yerler var mesela, ama benzinci haricinde pek bir yer yoktur bu saatte..

decathlondan al, 80den başlar 1000 e kadar gider.

aynen.

yorganın tersinden köşeleri yakalayıp bir silkeledikten sonra diğer uca geçip diğer uçları yerleştirip silkelersen daha hızlı sonuç alırsın.

aynen öyle yapıyorum ben de.

benim bildiğim başka yöntem yok

valla ben de öyle yapıyorum, başka yöntem bulamadım bu zamana kadar. bulan varsa paylaşsın.

tıpkısının aynısı

spor yap biraz.

oha bu yöntemi bir ben bilmiyormuşum galiba?! yıllarca boşuna çabalamışım, yıkıldım şuan...

aynı yöntem.

yaptıkça pratikleşeceksin. o silkme hareketi dehşet bi spor yalnız onu söyliym.

eline bi hali al 1 e 2 bişe olsun yada 1 e 3.
20 dk silk balkondan aşağıya.

ağrımadık kasın kalmayacak :)

ben eskiden sizin dediğiniz gibi yapıyordum ama son zamanlarda; kılıfı yatırıyorum yatağa yorganın iki ucunu tutuyorum kılıfın köşelerine götürüyorum içinden kollarımı sokarak sonra giydiriyorum işte. anlatabildim mi bilemedim.

Ben kılıfın içine kendim giriyorum, daha sonra yorganı içeri çekiyorum. Bu şekilde daha kolay oluyo hacı.

@yazgisiz infaz, çok akıllıca. bundan sonra ben de böyle yapıcam.
yorgan kılıfının düğmelerini içinden çıkmadan mı ilikliyorsun yoksa çıkınca mı?

doğrusunu yapıyomuşsun ama harbiden o bile zor lan, o yüzden ben de 2-3 haftada bir falan değiştiriyorum amuneko

Seninkinden. Ranza varsa veya yüksekte bir yer oraya çıkıp silkeleyince yerleşmesi daha kolay yere dokundurmadan.

yorganı direkt kılıfın içine sokup, köşelerden tutup silkeliyorum. ters yüz erek yapmayı denedim bir kere, zor geldi.

@hayat bayram olsa, denicem bunu. Gormemistim, tesekkurler.

Bir de baska bir duyuru vardi, kilitsiz yorgan kullaniliyormus. Cok garibime gitti benim. Yoksa ben mi garibim bilemedim. Yorganin yastigim kilifi olur yani. Bizde ayip da karsilanir. Yapilmaz da oyle bir sey. Annem evime gelir de gorur diye korkarim ben hem. Kizar bana. Jfkskdjks

o kim panpa

edit: ayrıca efendi değilim. olsa olsa mahalle bakkalı olur benden

Ben de ilk kez duydum.

çoğusu gibi erken giden güzel insan.
severek okurum.

biraz abartıldıgını düşünüyorum şiiri cok buyuk olmasa da guzel bi insan oldugu kesin

başta isimden şeyttiremedim ama googlayınca hatırladım. ot dergi'nin ilk sayılarından birinde hakkında bir yazı vardı.

bilmezdik

şahsen bilmem, şair olarak fena bulmam.

ankarada bugün dışarı çıkılmaz,felaket bir hava.evinde otur.

Film izle bence. O kadar düz yaşıyorum ki, eğer hedefimdeki konuya kadar gelirsem ödül olarak film izleyeceğim.

Vazgeçtim. Tak kulaklığı, karda yürü! :)

çık çık. müthiş temiz hava, tam yürüyüşlük

valla aynı şeyleri düşündüğümden şarap aldım kendime. yavaş yavaş götürüyorum. güzel bir repertuar yapıp alkol içebilirsin. müzik yerine kitap da okuyabilirsin şarapla beraber. sık yaptığım şeyler değil fakat bugün güzel hissettim bunları yaparak.

en kötü çık dışarı dolaş.

çık kartopu zirvesi yapalım.

çıktım dışarı. inanılmaz güzeldi sokaklar.. düşüyordum bir de, kendime güldüm. ama çok komikti. birkaç kişi daha gördü, kesin onlar da gülmüştür slfkjsjfkk. şarap alayım dedim sonra, ı ıh canım hiç içecek modda da değil. adaçayı aldım ben de kendime. şimdi geldim, onu içeceğim. belki birkaç bölüm arrow izlerim ardı ardına. sonra yine sıkılmaya devam ederim.
en kötü ders çalışacağım yine oflayıp puflayarak.

nasil dan cok nerede nasil bir yatakta yattiginiz da onemli.
biraz sert ve icine gomulmeyeceginiz bir yatagi tercih edin.

sırt ve bel kaslarınızı geliştirmeniz lazım. imkanınız varsa yüzün.

yatağınızı değiştirin? ortopedik bir yatak alın.

bel agrilarinda bel guclendirilmez, karın güclendirilir. karnını güclendirmek icin de mekik cekersen sırtını daha kotu yaparsın.

bel agrının neyden kaynaklandıgını incele once. extension dan mı yoksa flexion dan mı kaynaklanıyor. bunlar icin 2 tane falan yoga hareketi var onları yapicaksın zırt pırt en iyi onlar gelir. flexion ya da extension sa da google a yaz, yanına stuart mcgill, liebenson yaz, bu amcaların gosterdigi egzersizleri yap düzelirsin.

sırt güclendirilmez ayrıca, bel icin sırtın "endure" hale gelmesi gerekir "güçlü" hale degil.

en en en onemlisi de postür bozuklugudur bu arada. sırtın muhtemelen ondan agrıyor. ayakta dururken kalcanı ve karnını hafif sıkmaya calis. midline stability dedikleri bir kavram var onu incele, pelvic tilt yaparsan stabil sekilde kalırsın agrın azalır.

belin o oyuntu dedigin şeyi sen kapatmaya calisma, eger bi yastık falan bulursan orayı dolduracak, o iyi gelecektir. o oyuntu her zaman oyuntu olarak kalmalıdır, düzlesirse sıkıntı yaşarsın.

anıttepeye gel,parkur var burda.

anıttepe+1
yalnız, bu aralar acayip bir soğuk var. parkurun etrafı açık olduğu için özellikle ilk 200 metrede soğuk öyle bir vuruyor ki...
gelecekseniz, 6-7 kat giyinin, bere ve kaşkolu da unutmayın.

Anıttepe'den farklı olarak ankara universitesinin tandogan kampusunu kullanabilirsin agaclik alan... yürüyüş parkuru da var. istersen bisiklet de kiralayabilirsin.

yakınında pazar varsa pazara git.

macrocenter varsa oraya git yoksa migroslar iş görüyor.

new look

newlook tarzı rakınrol epey güzel

newlook bence de daha güzel.

bacım, boyun uzunsa 2.si diyorum. değilse 3.sü

1. direkt maskülen rugan olmayanı var mıdır acaba hatta ben gözüme kestirdim :)
2. bacak boyunuz kısaysa aman diyeyim.
3. bu da şahane bişi değil ama en oluru gibi sanki

@ete summer, boydan çok ne var, 181 boyum. harleyle daha da uzuyor, ben de tereddüte düştüm o yüzden biker botu devreye sokma kararı almıştım ama ı ıh, karar veremedim.

new look'u tercih edeceğim sanırım :)

@reverse engineer, öylesi de var, bak şundan, cdnc.lystit.com ama epey bir eskimiş, boyamam gerekir. tarz olarak karar veremedim hiç.

kar kıyamet kapıda ben yazılayım bunlara :) sağolasın :)

Black Leather-Look Calf High Biker Boots

1 ya da 3. 2 değil.

Tariş'in zeytin yaprağı çayı var. 4.50 TL miş. Biz içiyorduk bundan, tavsiye ederim.
Bu arada online alabliyormuşsunuz linkini vereyim. Tariş'in Ankara'da bayisi var mı bilmiyorum, İzmirli bir tanıdığınız da yollayabilir.
www.ta-ze.com.tr

ben de affedemiyorum, çıkış noktam da şu; ben yapmıyorsam bu bir, ikincisi de dün bunu yaptı, yarın başka birşey, sonra bir başkası... o kişiye güven sıfırlanıyor yani. Annem de olsa, eşim de olsa aynı.Hani bir laf var çok seviyorum; I'm not heartless, I learn to use my heart less''. Hani 30'dan sonra da değişemem herhalde. Bir arkadaşım şunu demişti bana; herkese bir çekmece yapmışsın, biriktirip çıkarıp çıkarıp bakıyorsun sanki.
bir de astrolojiye inanıyor musunuz bilmiyorum ama ben Akrep'im mesela :)

biraz kindarsın galiba. affetmeyi ve unutmayı öğrenmen lazım, sonradan öğrenilebilir şeyler bunlar.

Maalesef affedemiyorum. Sevmediğim insanları affedebiliyorum biraz ama çok sevdiklerimin bana hata yapmasını kabul edemiyorum maalesef. "Bana lan, bana nasıl yapar, hiç mi tanımadı/anlamadı beni?!" oluyorum :)

Herkes için bi çetelem var, istemeden tuttuğum; muhakkak günün birinde kendimce ödeştiğim. Diğer türlü uyku tutmaz :)

Çok iğrenç bir huy, törpülemeye çalışıyorum. Böylesini de tavsiye etmiyorum. Affedebilmek bir erdemdir.

hatadan kast ne ki? kazık mı attı? pilavı lapa mı yaptı? biri ile buluşacakken canı istemedi de ekti mi?

kindafr gibi duruyorsunuz buradan. ondan affetmiyorsunuzdur.

ben bir iki şey dışında affediyorum, hatta pek umurumda olmuyor.

kindarlık gibi değil, istemiyorum işte. yapmasınlar. hele ki baştan uyardığım bir şeyle neden karşılaştığımı anlayamıyorum ve deliye dönüyorum. ben dikkat ediyorum, özen gösteriyorum. neden bazen öyle saçma, çirkin hatalar ve savurganlıklar yapıyorlar anlamıyorum. istemiyorum bunu.

herkes hata yapar,insan olmanın bir gereği bu.sen hiç mi hatasızsın,olur da yanlış bir şey yaparsan ve affedilmesen çok üzülürdün eminim.herkes şansı hakeder.affetmezsen en çok sen üzülürsün.bu insanın üstünde hep yüktür.affet gitsin.bak o zaman daha huzurlu olacaksın.

Ben de hemen affediyorum. Ustunden azicik zaman gecince sinirim kizginligim geciyor. Hatta oyle ki bazi artik insanlar ne de olsa affeder diye iyice abartabiliyolar:(

YAhu arkadaşlar hiç affetmem filan diyorsunuzda, siz mükemmel hatasız insanlar mısınız?

Her yaptığınız ettiğiniz mükemmel ve kusursuz mu, hiç mi yanlış bir şey yapmıyorsunuz?

Eğer öyleyse ne alâ da, eğer değilseniz ve normal, ölümlü ve hata yapabilen varlıklarsanız neyin tribindesiniz de hiç bir şeyi affetmem, unutmam modunda dolaşıyorsunuz?

Birde dünyada yapılan hataları başa kakan insan kadar itici şeyler çok az. Açıkcası kendi yaptığınız hatalarıda sürekli düşünüp hep hatırlıyor sürekli kendi başınıza kakıyor musunuz?
Eğer öyleyse özgüvensiz ve eziksiniz. Eğer kakmıyorsanız şımarık ve bencilsiniz. 2 türlü de kötü bir özellik

olmaz öyle şey, olmuyor. Şunu hatırlattı:

"Nasıl yaşamayı bırakmak nasıl?
Bir memleket mi bu, bir elbise mi ki?
Ben nasıl yok olurum, anlamıyorum
Dünya yok olabilir belki..."

O kişinin kim olduğuna ve kişiyi hayatından çıkarmayı isteyip istemediğine bağlı bu sorunun cevabı.
Hayatından çıkmak zorundaysa, bir şekilde bir zaman sonra daha az düşünmeye, daha az aklına düşürmeye, işin mantıklı kısımlarına ağırlık vermeye başlıyorsun.

Unutmak istemiyorsan, o şekilde yaşamaya alışıyorsun ama sonunda, bir şekilde, şimdiki haliyle kalmıyor birtakım insanlar hayatınızda.

Silemez bir anda, uzun zamanda silebilir. Çok şükür gibi unutmak insanoğlunun en önemli yetilerinden biri.

Bana öyle geliyor ki 3 ay hiç müzik dinlemesek, kimseyi ona benzetmesek unutabiliriz. Müzik önemli.

ben yapıyorum bunu. Robot gibi oluyorum hiçbir his duymuyorum hemde. Yani duygularımı bastırmıyorum da, kızmıyorum da, sadece hiçbirşey hissetmiyorum sanki hayatımda biç bir yeri olmamış gibi.
korkutucu bir durum aslında bu, kendime şaşıyorum.

@innerbliss nasıl oluyor o süreç? ne yapıyorsunuz da hissiz kalıyorsunuz? bir anda mı?

yani duruma göre değişiyor, bazen bana söylenen bir sözden bile soğuyabiliyorum ve o an benim için bitiyor. kendimi zorlamıyorum yani. otomatik oluyor herşey. kendimi koruma iç güdüsü herhalde. yani bilinçaltım birinin bana zarar verme durumunda direk şalterleri indiriyor.
eğer çok yakın bir insansa (birinci dereceden ailem gibi) biraz uzun sürüyor o süreç ama sonunda oluyor gene. çünkü o zaman ileride vicdan azabı ve pişmanlık duymamak için şans veriyorsunuz bir süre ama değişien bi şey yoksa çıkartıyorum hayatımdan.

duygusal bir insansan zor. ikinci olarak bencil insanlar - sevdiğim bir özelliktir. - öncelikle kendilerini düşündükleri için daha kolay çıkartıyorlar.

işin kötüsü normalde bencil ve duygusuz bir insan da değilim, karıncayı incitmem, yedi kat yabancı üzgün birini görsem mutlaka derdini anlattırana kadar konuşurum falan. en ufak bi şeyde gözlerim dolar, duygulanırım. ama biri kalbimi kırmaya görsün. dünyanın en soğuk kalpli ve duygusuz insanı olabiliyorum.

Çıkarılmaz ama çıkarılmaya çalışılır. En azından ona öyle gösterilir ki o da çıkarsın ve onun çıkarması ile senin cikarabilme ihtimalin artsın. Onun çıkarması çıkarman için güç versin.

ölmüş gibi düşünüyorum. üstüne toprak atıp bi de fatiha okuyup yoluma bakıyorum.

sorunun cevabı gamsızlık. gamsız olmak lazım. ben öyleyim mesela.

anında olup bitmez ama geçeceğini bilmek bile rahatlatabilir. bir sonraki denemen yine hüsranla sonuçlanırsa eskiyi de hatırlarsın ama o da geçer.

biraz gamsız biraz da tatminkar olunca hayat daha kolaylaşır.

bütün bu hislerin aslında bir trip olduğunu düşünün.

ilk kez en yakın arkadaşımla görüşmeyi kesmek zorunda olduğumda yaşadım bunu, düşünmemeye çalışıyorsun en sonunda da oluyor düşünmüyorsun, sonra gerisi geldi, gitmeleri umrumda bile değil artık

ince telli saçlarım var. uçları kırılmasın diye argan yağı sürüyorum yıkadıktan sonra. o kalıyor saçta. hiç yağlanma da yapmıyor. onun dışında uyguladığım bi bakım yok. şekillendirmek için de bi şey kullanmam, kendi dalgası yetiyo. sen baya iyi bakıyomuşsun bence.

yıkıyorum. sonra çıkıyorum dışarı. kurutma, maşa, fön hiçbiri yok. turp gibi saçlarım.

doğal şampuan ve saç kremi. saçlarım kalın telli, düz, boyasız ve parlak. uçları kuruyabiliyor onu engellemek için de argan yağı sürüyorum. genelde olduğu gibi kullanıyorum, çok hafif düzleştirici geçebiliyorum bazen. john frieda çok kullandım ama içinde çok kimyasal olduğu için bıraktım. arada bir serumunu kullanıyorum hala ama bitince almam. argan daha iyi.

Kivirciga yakin dalgali,kalin telli,baya gur saclarim var.Genel olarak saclarimla ilgili bir sorunum olmadi hicbir zaman kendinden bakimli gibi.Sadece haftada bir ya da iki haftada bir zeytinyagi,argan yagi,hint yagini karistirip surup yarim saat kadar bekletip yikiyorum.Saclari inanilmaz yumusak yapiyor.

şu argan yağına bir bakıyım o halde. kırığı gerçekten önlüyor mu?

@mellifica, saçlarım oldukça uzun ve ince telli. yapışık saçtan da nefret ediyorum boyum da çok uzun olunca yakıştıramayıp kendimi fazlaca kötü hissediyorum sönük olduklarında. kafam orta yere çıkıveriyor sanki. saçlarımdan başka bir süsüm de yok. o yüzden uğraşmayı, reklamlardaki saçlar gibi olmalarını seviyorum :)

normalde ben de şekillendirici kullanmıyorum ama merak ettim sizinkileri.

6 senedir kizil sacliyim. Surekli boyanmaktan saclarim yipraniyor elbette. Cok cabuk yağlanan bi yapisi var. Gun asiri yikamak zorundayim. Bu sebeplr gun asiri duzlestiriyorum da. Uclari cabuk kiriliyo ve duzenli olarak kestirmek durumunda kaliyorum.
Bakim olarak loreal in extraordinary oil i var. Her banyodan sonra onu suruyorum. Bir de oriflame den sadece uclar icin bir serum almistim, aklima geldikce de onu
. Parlak ve bakımlı gorundugu icin baska bir seye gerek duymuyorum

saçlarım oldukça sağlıklı tip olarak kalın telli ve inanılmaz gür ve de uzun
ben gür saçtan inanılmaz nefret ettiğim için söndürmeye çalışıyorum yani herkes gür olsun derken ben maalesef uğraşıyorum ki sönsün.
her gün çok aşırı sıcaklara maruz kalıyor saçım fön ve maşa. fönü sönsün diye çektiriyorum dolgun durmasın diye yani.

bakım olarak kokusuna bayıldığım ki benden başka da kimse sevmio www.womenist.net
bunu bunun bir de fısfısı var baya bir haftada bir seti bitirircesine hunharca kullanıyorum. duş esnasında saç kremini çok aşırı sürüyorum öyle yumuşak kalıyormuş gibi inanıyorum. uzun zaman kestirmesemde kuaförüm beni yakaladığı zaman çekip bakım yapıyor. biz de müşteri değil kuaför arıyor öyle garip bir durum.
benim tek derdim güzel koksundur. güzel kokmaları içinde bir ton şey sıkıyorum. aslında saçlarıma o kadar bakım yapmamama ve sürekli sıcak işlem uygulamalarıma rağmen hiçbir şey yok parlak canlı. bunlar bence genetik. herkes kadar diş fırçalıyorum ama bir tane bile dolgum yok. saç da öyle. çok fazla etki etmezmiş gibi geliyor ilaç mantığı tabi bu cahilce bir yaklaşım olabilir ama ne kadar değişebilir ki saç :/ benimkileri de azaltıcak söndürücek bir şey bulun :(

romada kesinlikle metro kullanma, otelde bulunan sehir haritalari oluyor, onlardan al, kendine bir rota ciz ve yuruye yuruye git(vatikan haric tabii, insanin ayaklari kopuyor terminiden vatikana gitmeye) kolezyum biletiyle foruma da giriyordun galiba, bileti atma cikista. hmmmm. magnet almayi unutma :) parthenonun onunde hanginiz ev yapimi makarna yapiyonuz diye sor ve orada bir makarna ye. muhtemelen termini yakinlarinda kalacaksin, pastarito pizzaritoya git, italyan fast food gibi gelebilir ama romada yedigim en guzel ikinci makarnayi burada yedim derim, ev yapimi makarnalari var, superdi.

italyada bol bol yemek ye. kriz vurmuş biraz diğer avrupa ülkelerine nispeten biraz daha ucuz. kokteyller çok güzel italyada nerde içtiysek çok güzeldi alkolünden hiç kısmamışlardı. happy hours var orda da ama şöyleki mesdela 10 euro veriyosun bi kokteyl alıyosun ve sınırsız atıştırmalık. roma da belli meydanlar var oralarda çok güzel oluyo isimleri aklımda değil de. gidince bulursun zaten :D

yarın yazacağım şu an pek vaktim yok ama unutmamak için başlığa cevap yazıyorum- reserved yani :)

(bkz: venedik/@neyehbe)

limoncello :)

floransa da pitti , boboli bahçeleri ve seyir tepesi .
venedik kanallar gerçekten muhteşem.

özel venedik saatleri murano camından eşyalara bakın mutlaka her dükkanda var hemen hemen kendi mağazasıda var zamanınız olursa adayada gidin saatleri biz 8-10 euro arası almıştık geçen sene

magnet falan alma hepsi çin malı zaten. colosseonun oradaki hediyelikler güzel ama biraz pahalı. turistik yerlerde yiyip içme. pizzadan bile nefret ettirebilirler. likör sevmme deme dene. limon ve ceviz likörü olarak acayip şeyler yapmışlar. bikaç kelime italyanca öğren vino rosso gibi :) roma da her yer gezilmelik çok güzel o yüzden her yeri gez diyebilirim anca.

venedik i pek sevmedim ben tek gittiğim içindir belki :I

floransa ya gitmedim

eksisozluk.com

bir de her bir şehide muhakkak free walking tour bulup katılın. ben floransa ve roma'da katıldım, gerçekten inanılmaz faydası oldu. floransa'da katıldığım şirketin 2 turu var: biri saba 11'de rönesans turu, diğeri saat 2'de medici ailesi turu. ben zaman yetersizliğinden dolayı sadece 2'dekine katılabilmiştim, sizin imkanınınz olursa ikisine de katılın muhakkak.

eski basketbol şortlarım kadar rahat pijamaya rastlamadım

pazardan 5 tl'ye aldığım aşortmanımı hiçbir şeye değişmem.

clarious.com.tr

Bikaç desenli tayt, üzerine büyük beden tshirt ve sweatshirt. 10 tlden fazla vermem:) yaw oysho diye Bi marka var pijamalarına ve ev giysilerine hastayım ama 150tlye pijama satıyo adamlar. Mağazayı gezerken ağlamak istiyorum, her şey çok şahane ama yazık o paraya:/

sosyete olmayan pazar

kısaca demiş ki ancak yetkili kişilerin kullanımına izin veriyoruz, bunlar da eğitimli ve deneyimli dövmeciler, mikropigmentasyon sanatçıları ve yetkili yerlerde çalışan deneyimli tıbbi personel. bunu ispatlaman gerekiyor ürünleri almak istiyorsan ve ayrıca çalıştığın mekanı da ispatlaman gerekiyor. yani bu işleri yapmak için şöyle bir yetkim ve yerim var demelisin. bir yani daha, bunu önlerine gelene satmaları yasak, o yüzden kayıtlı olması gerekiyor. ikinci paragrafta da uygulama ile ilgili eğitimin, deneyimin olmalı en iyi sonucu alabilmek için diyor. ayrıca insanlar üstünde uygulamadan önce, tedavi mesuliyeti sigortası yaptırılsa iyi olur demiş.

bu kaydı sadece bi kere yaptırman da yeterliymiş, yani her satışta belge istemiyolar bi kere kayıt alınca.

Hâli hazırda kayıtlı bir müşterimiz değilseniz ehil olduğunuzu gösteren bir bildiri ile birlikte yerel merciler tarafından stüdyonuz için düzenlenmiş lisans belgesini de sunarak başvuruda bulunmanız gerekiyor. Kayıt tek bir defaya mahsus gerçekleşiyor.

En iyi sonuç ve muhtemel sorunları önlemek için kullanımdan önce eğitimi ciddi bir şekilde tavsiye ediyoruz. İleride genel halka açık kullanımdan önce de uygun tedavi mesuliyet sigortasının yapılmasını öneririz.

goo.gl anadolu bulvarından

Anıttepe Koşu Parkuru

nerede oturuyorsunuz?

oran sehri, dikmen vadisi, anıttepe, odtu, kurtulus parki, kecioren botanik parki vs vs vs..

dikmen vadisi, eymir

@bigman

Bestepe/sogutozu nde oturuyorum ben. Kosu yolu var ama hic hoslanmadim cevresinden. Atli spor kulubune gitmeyi dusundum ama oraya da henuz sormadim. Genel olarak kosu yerlerini ogrenmek istiyorum. En azindan yakin olanina gidebilirim.

az eşyaylan yaşamak çok güzel.

teknoloji gördüm mü dayanamıyorum.

Benim promosyon takıntım var reklam yapmak gibi olmasın ama real market çok yapıyor bunu mesela, o promosyon bölümünde kaybediyorum kendimi, ihtiyacım olmayan o kadar çok şey alıyorum ki eve gelince fark ediyorum bunu, hala paketi açılmamış bir dünya şey var evde..
Kitap konusunda da böyleyim hemen hemen her hafta kitap siparişi veriyorum ama onları okuyorum neyse ki..

hehe ben almıyorum, maşallah diyeyim kendime bu konuda iradem iyi hem de alışveriş sevmiyorum ben
ama gel gör ki her ay anneme nereye gittiğini bilmediğim yüzlerce lira veriyorum. mutfak eşyası alıyor paketler dolusu koyacak dolap yok, kıyafet alıyor, olmadı herkese hediye alıyor, kuzenlerime filan dağıtıyor veya para veriyor. herkese aman 5bin lira 10bin lira para mı diyor -ben deliriyorum bu noktada, para nasıl kazanılıyor bilmiyor tabi- vermediğim ay hemen sitemler.
en azından kendi paranı harcıyorsun bu şekilde avun ben napıyım?

Linux kullanmak sana java kodu yazarken bir avantaj sağlamaz, c'de, python'da falan sağlar, yani sadece "java yazacağım" diye linux kurduysan yanlış yapmışsın, gerek yok.

Ayrıca linux kurduysan herşeyden önce linux öğrenmen gerekiyor, yoksa çalışamazsın. O sudo'lar, cd'ler nedir ne değildir araştırıp okuyup kullanarak öğrenmen gerekiyor.

@samfisher, evet evet ama mecbur işte. ben son derece rahat bir şekilde her kodumu, projemi macte çalışıyordum. şimdi bir mail gelmiş, linux üzerinde gösterilecek diye ve acilen derleyip hazırlamam gerek.
onları da okudum tabii komutları işte ama beceremedim iki saattir nasıl jdk yi kurup çalıştıracağımı.

Oracle'a ait JDK olma zorunluluğu yoksa, openjdk'da işini görürse, kullandığın distro'nun software center'ından indirebiliyor olman gerek. En kötü, software center ile Eclipse yüklersin, o da beraberinde JDK'yı getirir.

İlla oracle olacak, kendim yükleyeceğim diyorsan da, indirdiğin JDK dizinini kendi bildiğin bir yere atarsın, (ÖR: /usr/java) sonrasında konsole üzerinden export edersin (export JAVA_HOME=/usr/java/jdk1.5.0_07/bin/java)

Her açılışta export beni sıkar dersen de, profile dosyanın içerisine yazarsın bu export değerini.

www.techlw.com

aha bu link işini görür. umarım :D

madem zorundasın, zamanında şöyle bir şey yazmıştım: eksisozluk.com

bu şekilde oracle jdk kurabilirsin, -7 parametresini kullanmayı unutma, bu saatten sonra java 6 kullanılmaz.

ide olarak ise eclipse ile falan uğraşmayıp direkt olarak intellij idea kullanmanı tavsiye ediyorum, linux versiyonu da var.

Hallettim, tesekkurler :)

askubuntu.com
hem (oracle) jdk hem de jre icin isini gorur bu tutorial. ben vaktinde bunu okuyarak halletmistim.

Bu uzun zamandir soylenen bir bug. 7.0.2'de yok diye biliyordum ama var demek ki.

Rehberinizi yedekten geri yukleyin.

avucuma su doldurup gözümü içine daldırıyorum. gözüme elle müdahale etmiyorum.

gözünüzün içine su kaçırmanız pek mümkün değil.

ılık su, ne çok sıcak ne çok soğuk, avucunuza alın, gözünüzü açıp kapatın. olmadı duş başluğını alın, tazyiksiz şekilde gözünüze hönkürtün. çok zor bir şey değil.

mesela sol gözüme bir şey kaçtıysa kafamı sağa yatırıp çeşmenin altına sokuyorum. şakağından, gözünün tam kenarından su akıp gözüne girecek.gözünü yıkarken de bir kaç kez gözünü açıp kapayacaksın.Arabayı yıkatırken silecekleri çalıştırmak gibi yani.

valla enteresandır ki gözüme şampuan ya da sabun falan kaçar da yanarsa yıkamıyorum, havlu ile iyice kuruluyorum ve anında kesiliyor yanma :D

avucuna su doldurup gözüne hafifçe çarp

cesur olman lazım ama işe yarıyor bu yöntem, ince belli çay bardağına su doldurup tam gözün içine gelecek şekilde yüzüne üstüne eğ ve arada boşluk kalmıycak şekilde bastır sonra bardağı kafanla beraber kaldırıp yüzün yukarı bakacak şekle getir. bardak gözünün üstünde ters şekilde duruyor bu pozisyonda, gözün tamamen su içinde. bundan sonrası iyice aç kapa, gözün yıkanmış olur ve merak etme göze su kaçması siye bir şey yok.

edit: haha sevindim işe yaradığına:)

Oglen can havli ile ilk uc tavsiyeyi uygulamayi denedim ama celeron 300 a nin dedigi gibi en son br daha dusa girip suyu gozume honkurttum yavas yavas /: simsiki kapiyorum bir de su degil baska bir sey sanki cikan. Awd nin dedigi yontem ise tam bir cilginlik. -.- beceremedim en azindan.
Havluyu denedim ise yaramadi.
@yakuza123 nerdesin!? Cok kolaymis oylesi hic aklima gelmedi.

Tesekkurler :)

uzun kollu var mudo'da

öncelikle kendini bazı konularda geli..

çıplak gözle tam mesafe tayin edebilmen ve rüzgarın hızını ve yönünü yine alet kullanmadan hesaplayabilmen lazım. ayrıca nefesine ve vücuduna hakim olmak gerek.

doğuştan birçok reflekse ve silah becerisine sah..

John Plaster Ultimate Sniper okursan sen de bir gün juba olabilirsin.
yetenek ve eğitim de önemli ama juba bir kitaptan öğrenmiş sadece.

Pahalı ve meşekkatli bir uğraştır. Bir havalı tüfek alarak başlayabiirsin. Çok çalışma gerektirir.

bir belgeselde izlemistim, her sicakliga gore kalp atis hizini ayarlayabilmen, atisi kalp atislarinin arasina denk getirmen falan gerekiyor. cok cok fazla degisken var. bu yalnizca biri.

komando astsubayların yeteneklilerinden seçiyorlardır bizim memlekette. tabi bu ordu için. özel sektörde çok zor. öncelikle topuğa sıkma işlerine filan veriyorlar, ölmeyip yükselebilirseniz sniper olabiliyorsunuz. ama sniper olsanız bile tahsilat işine kadar çeşitli işleri yine size kilitleyebiliyorlar. özel sektörü tavsiye etmem.

askerde "yonca yapragi" yapabilenlerden, askeri pentatlon yarismasina gonderilenler ve onlardan keskin nisanci durbunu kullanmaya hak kazananlardan olmak lazim.

Allah vergisi kartal goz, yani 20/20, yuksek konsantrasyon kabiliyeti, kipirdamadan, nefes almadan "tetik dusurebilme" becerisi, cok saglam bilek, omuz ve kas egitimi gerekiyor.

Bin kiside bir kisi filan cikiyor bu ozelliklerde...

sinirlenme, değmez kendine ettiğin zarara vs desek de ikna edemeyiz ki, karakterin olmuş. kendin karar verip çaba göstermelisin, arkanı dönüp gidebilmeli, vurdumduymaz olmayı denemelisin.

ilaç kullanmak istemiyorsan psikoloğa gidebilirsin. o değil de umarım ilacını kafana göre almayı kesmemişsindir. onları çat diye bırakınca da ani krizler gelebiliyor.

psikoloğa başvur hocam. izmirde yaşıyorsan çok iyi bir tane tanıyorum.

@sttc, ben böyle biri değildim. sakinlik nedir bilirdim, sakin kalır ve kolayca sakinleştirirdim çevremdekileri. gülerdim, mutlu olur, ederdim. haklısın sanırım, karar vermeliyim.

@blues bluzz, hayır, doktor kontrolünde kestim ilaçları. 4 yıl oluyor. psikologa gitmeyi ben de düşündüm ama hiçbir şey konuşamıyorum. bunları yazmış olmam bile bir mucize.

@anorthosis famagusta, ankaradayım. çok zorlanıyorum bu şekilde. gidemem sanırım psikoloğa.

@divit, ne bağırması, zenginliği fakirliği arkadaşım? ne saçmalıyorsun sen?

Rahatsızlığınız var, teşhis konulmuş, ilaç almam diyorsunuz, psikoloğa gitmem, doktora gitmem, e nasıl iyileşeceksiniz?

yeni bir doktor bulun

tutman gerekiyor kendini başka çaresi yok. sinirlendiğinde herkes çok sinirlenir, sinirlendiğin anda söylediğin şeylerden yarım saat sonra çok pişman olacağını düşünerek kendini kontrol edebilirsin belki. ben böyle yapmaya çalışıyorum ve işe yaramadı değil.

doktora degil, psikologa gideceksiniz.

daniel goleman'in duygusal zeka isimli kitabini okumaniz lazim ayrica. oradan ogrendikleriniz isinize yarar.

ilişki niye vardır? tartışmalara girip sinirlenmek için mi? ya da başka bir şeye sinirlenince stresini beraber atmak için mi?

değer mi amk çocuk sadece yakışıklı diye bunlara katlanmak?

ilişki yaşadığın kişiyi değiştir.

@neil manke, şimdiye dek böyle geldim zaten. olan bana oluyor. konuşamıyorum, öfkemi yansıtamıyorum. yani kızmak istesem, bağırmak istesem de yapamıyorum. birkaç söz ediyorum, onlar da kötü sonuçlara mal oluyor zaten. gecenin kaçı olursa olsun atıyorum kenimi sokağa. biraz öyle sakinleşebiliyorum.
yine bu kontrolü almam lazım, ama nasıl?

@compadrito, bakacağım. teşekkür ederim.

@eyyor, her şeyim, canım kalbim vs. onları ne yapıcaz peki? değer mi öfkeye, zarar görmeyi? değer demeye korkuyorum bazen, kendim için, içimden geçiyor ama değer demek. neden yakışıklılık diye sığ bir yorum yaptın ki?
ama bilemiyorum işte.
nereye kadar değecek diyorum sonra da? bu yaşta bir insan için değer mi? şu an bu kadar derin düşünmek istemiyorum. sevip sevildiğimi biliyorum. bu yeter diyeceğim şimdi. bazen dilim varmıyor. neyse çok kurcalamayayım.

sadece bundan yola çıkarak teşhis konulmaz veya hareket edilmez elbette; ama saydıkların, şikyaet ettiğin şeyler panik atağın ve pasif agresifliğin belirtilerine kısmen uyuyor. bunları, çıkış noktalarını vs. incelersen kendin hakkında bir farkındalığa sahip olur ve kendini daha iyi tanırsın.

adını hatırlayamadığım bir filmde bu konuda biri sana benzer bir sorunu olan danışanına şöyle bir şey anlatıyordu.
"insanlar iki çeşittir.
birincisi marketten alışveriş yaparken olabilecek en küçücük bir aksilik olduğunda kasiyere bağırıp çağırır; sinirini boşaltır, rahatlar...
ikincisi ise kasiyerdir, müşteri bağırır ama umursamaz; işini kaybetmemek için susar. sonra bir gün gelir, silahını çeker ve marketteki tüm müşterileri vurur.
sen kasiyersin."

bu repliğin geçtiği filmi bulabilrsen izle derim.
hatta ayrı bi duyuru aç belki bilen çıkar.
ilaç olmasa da en azından bir psikoloğa ihtiyacın var. olmadı dövüş sporlarına merak salabilirsin.

filmlerin adını buldum:
- analyze this
- analyze that (ilkinin devamı sayılır)

cevabını kendin vermişsin işte; bu yaşta bu eziyeti çekmeye değer mi? dünyaya iki defa geleceğini zannediyorsan yanılıyorsun.

@dafaiss, mutlaka izleyeceğim. teşekkürler.
yorumunda da haklısın..

çok alakasız olabilir ama ben de bu ara aşırı gerginim, stres sorunlarım var. çarpıntı ve panik atak başladı. arkadaşlarımın tavsiyesi üzerine yok rezeneydi yok papatyaydı gibi yatıştırıcı bitki çayları içiyorum. psikoloğa zaten kesin git. ama bitki çaylarını da denemeni öneririm gereksiz bir sakinlik ve yatışma hali veriyor.

rush

despicable me 2 bugün girmiş olması gerek vizyona

blue jasmine fena değil

Despicable me yi gorecegiz. Tesekkurler :)

cumartesi at yarışlarına götür.

ahlatlıbel tesislerinde vakit geçirebilirsiniz, manzaraya karşı çay içersiniz.

ulus çengelhan rahmi koç müzesi.

www.fezagurseybilimmerkezi.com

Aslında hiç böyle bir çantaya gerek yok. Nereye giderse gitsin zaten herşeyi alabileceği bir yer olacak. Sevdiğiniz için ona yardımcı olmak istiyorsunuz, bunun için;

1- Askere giderken yolcu edin

* Çünkü bu yolculuğa uğurlanmamak kötü bir his (yaşandı)

2- Yemin törenine gitmeye çalışın.

* Herkesin en kötü anası babası, sevgilisi kardeşi vs geldiğinde sizi orada görmeyi çok ister. Görmezse kalbi cız eder.

3- Bazı çarşılarında ziyaret etmeye çalışın (opsiyonel)

Not : Yok ille çanta yapacağım derseniz çorap ve iç çamaşırı yeterli.

çantaya koyacağınız eşyaların tamamı orada temin edilebiliyor kantin aracılığıyla. O sebepten ötürü çarşı iznine çıkacağı zamanlarda giymesi için sivil kıyafetlerinden götürülmesi uygundur. kitap, dergi vs kontrolden geçmeden içeri alınmaz içerikleri bakımından ve okuyacak zamanıda olmayacaktır o yüzdendir götürmese daha uygun olur. Gidebilirseniz ziyaretine gidiniz, en önemlisi yemin töreninde orada olmaya gayret sarfediniz hiç unutulmayacak bir anıdır erkeğin hayatında. Telefon ile ulaşmaya çalışırsınız nadirde olsa ulaşırsınız ama gideceği yerde önemlidir tabi ulaşım, iletişim kolaylığı vb. Ne mezunu? Nereye gidiyor?
Allah kavuştursun İnşallah :)

terlik koymayı unutmayın genelde unutuluyor,
Temizlik ürünleri de sürekli çalınıyor öyle mach3 falan gibi yada yves roche duş jeli gibi pahalı şeylerle gitmesin.

Bolca don atlet çorap götürsün.

özel mesajlarınıza bakarsanız uzun uzun anlattım. sanırım istediğiniz cevap bende :)

don dahil herşeyin çalınabilir olduğu bir yere gidecek. bu yüzden değerli eşya v.b almayın.

+çorap

+iç çamaşırı

önümüz kış. kendisi almaya fırsat bulana kadar 1 tane yün içlik takım. (fazla fazla almayın, dolabının düzeni de önemli, ilk ihtiyaç hissettiğinde elinde olsun yeter)

+terlik (çok para vermeyin,ıslak zeminde kaymasın tabanı yeter. parmak arası olmasın)

+saat (asker saati, casio, sabah alarmı ile uyanması gerekebilir, sanırım 20-30 tl bir şey)

+silikon taban destek (botları için)
+iyi kalite ayakkabı boyası. (bunu geçiştirmeyin. 30 liralık boyaya gerek yok ama 2 liralık da almayın.)
+pudra (ayak bakımı için, hem geceleri ağrısını alır hem de mantar v.b riskini azaltır.)
+çengelli iğne (yatak yaparken kullanacak)
+iğne iplik (siyah ve haki yeşil iki makara ile 5 topluiğne 2 dikiş iğnesi yeter. öyle kocaman set almanıza gerek yok. iplikleri minik bir kartona sarın, iğneleri de ona iliştirin. isim etiketi için dikmek için gerekecek ilk gittiğinde, abartılı olmasın)

+havlu (2 minik el havlusu, banyo durumunu bilemedim)
+traş köpüğü, permatik (kullan at cinsi olsun)
+telefon kartı (ev telefonuna bağlatılabilen türk telekom asker kartları var, onlardan olabilir)
+1 paket selpak mendil,1 minik paket ıslak mendil (gerisini gerekirse kantinden alır)
+1 seyahat boy el sabunu olabilir. devamını kantinden alabilir.

siz de ziyarete gidecekseniz gittikçe ihtiyacı olan şeyleri götürürsünüz.
bir de izin var mı bilmiyorum ama aspirin, burun spreyi gibi basit ilaçlarla varsa idareye bildirmek üzere reçeteli ilaçlarını unutmasın.

edit:+kirli çamaşır yıkama torbası.
+eşofman

tüm bunları bulunduğunuz ildeki asker malzemeleri satan dükkanlardan alabilirsiniz. ille her ilde bir asker çarşısı vardır.

şimdilik aklıma gelenler bunlar.

ne kadar naziksiniz.. çok teşekkür ederim hepinize :)

@Nocturne, @Odiyus, mutkala gideceğimdir bir aksilik olmazsa uğurlamaya da yemin törenine de.
@Odiyus, şimdilik bilmiyoruz nereye gideceğini. mekatronik mezunu. thy de çalışıyor.

@basond, hadi ya, çalınmasına üzüldüm . bugün aldım daha /: terlik mutlaka koyarım.

@strawberry first, benim için en harika açıklamalardan biri olmuş, ayrıca teşekkür ediyrum. :)

@hononu, tamam, orijinalini alırım, teşekkürler :)

son olarak, @i like dance and i like romance, bakıyorum hemen :)

çok güzel insanlar var duyuruda,mutlu oluyorum ben de.

çoğu güzel, geçen yıl duyuru sayesinde ihtiyacı olan birine buzdolabımızı vermeye çalışmamız ve bir öğrencinin gelip sırtlayıp götürmesi eşimle beni ne kadar duygulandırmıştı hala unutamam.

sözlüğe göre daha düzgün insanlar toplanmış. sözlüğün trolleri burada pek prim yapamadığı için sanırım. nickaltı, dünün en beğenilen duyurusu, badilik gibi popüler olma araçları burada yok ayrıca.

kayıtlı kullanıcılar da aynı şekilde.

bir sonraki pazartesi il dışına iş görüşmesine gideceğim. gideceğim yer hakkında hiç bir fikrim yok. duyuru'ya yazdım dün çünkü kalacak yer lazımdı. buradaki herkese güveniyorum bir şekilde. kalacağım pansiyon belli mesela şuan. gerek duyuruya gerek özel mesaj yoluyla aynı yere peş peşe reverans geldi. belki şimdi işi kapacağım. kimin sayesinde? duyurunun...

yıl 2009 antalya'da üniversite kazandım. 50'nin üzerinde mesaj aldım. antalya'ya ayak bastığımda ne nerede her yeri karış karış biliyordum, içim rahatlamıştı. daha önceden üniversite tecrübem olmamasına karşın olayı 1 haftada kaptım. kimin sayesinde? duyurunun...

2011'de ehliyet aldım. direksiyon sınavına girmeden 1 gün önce burada madde madde pratik yaptık. sonraki gün ne oldu? sınavı geçtim ve ehliyet aldım. kimin sayesinde? duyurunun...

daha sayamayacağım kadar çok şey işte. iyi ki varsınız...

<3

iyi insanlar hala var

7-8 yillik yazarim, duyurudaki cevaplarim sozluk entry sayimdan fazladir belki, ya da login sayim.
Duyuru candir.

kac kere hic sormadan para topladik birilerine yardim etmek icin.
kac kere biz verdik sormadan (iyilik soylenmez tabi ama yeri geldigi icin soliyorum)
kac kere dertlendik, 2 lafin belini kiracak adam aradik sagolsun yalniz birakmadilar.
kac kere derdi olanlara elimizden geldigi kadar yardim etmeye calistik saatlerce dinledik, gerekirse yuz yuze konustuk..
burdaki kitlenin cogunun da profili bu zaten, o yuzden ayni hisleri seninle paylasiyorum ve yeri gelmisken ben de soliim
burdakileri seviyorum..

ayy nasıl güzel okudum şimdi bunları yine. ne mutlu oldum sayenizde.
çok sağlam iletişimler kurulmuş burada. geçen yıl arada bir giriyordum duyuruya sadece ama şu son mevsimle birlikte sık sık gözlemler oldum bunu. umarım bu şekilde de devam eder. gördünüz mü neler, kimler hiç haberleri olmadan kimlere nasıl mutluluk, umut veriyor. hiç beklenmedik bana bile..
geç gördüm ama görmüş oldum. biraz önce oldu ha bu aydınlanmam. hala şoktayım.
teşekkür etmem gerekiyor bunun için, varolun.

cigerdelen, <3.

Tercih döneminde bana da az yardım yapılmadı buradan.Babama mı okutmadım cevapları neler neler.Benim de minnettarlığım sürüyor buraya,bir gün ben de dayanamayıp "Sizi Seviyorum!" duyurusu açacağım sanırım.

tıbbi boyutunu bilemem, teşhis koymaya kalkışmayacağım. çatlak ses olmak adına "cataflam iyi gelir" der, kaçarım.

içicen yapcak bişey yok benexol iyi,supradin'de öyle.

valla ben dodex ampül vuruluyordum öyle aman aman bir acıkması kilo artışı falan olmamıştı.

benexol vermiş. mecbur öyleyse, içilcek. daha da yeni kilo verdim ha!
üf

istersen dodex yazabileceklerini düşünüyorum. ilac içip mideni de yorma hem yaptır iğneni gitsin, bir etkisi de olmuyor.

kızılay da bursa kumaş pazarlarına sorun, yönlendirme yapıyor onlar.

tayyip aynı sığlıkta açıklamalar yapar, polis faşizmi devam ederse evet.

hocam medyanın bir şeyler yapması lazım ama tabi ki yapmayacak.
insanlar pkklıların gazıyla dışarı çıktığını sanıyor bu kadar insanın.gezi parkındaki ilk 3 günden kimsenin haberi yok. müdehale ilk polisten değil de halktan geldi diye düşünüyorlar. gerçi onlar yavşaklıktan olayları nasıl kendilerine göre yorumlayacaklarını şaşırdılar ya neyse.
tazyik, yine mağdur edebiyatıyla en büyük kazanan olacak.
twitterdan şuna baksana amk: #TAYYİPİYİKİVARSIN
ben yazılanları okudukça sinir krizleri geçiriyorum.
sokakta çok fazla insan var,belki hiç olmadığı kadar çok insan var ama bu itler geçen seçimde yüzde 50 oy aldılar.bilmem anlatabildim mi.

nodrap, bana da yetişemeyeceğiz o kadarına gibi geliyor ama bilemiyorum.

ben geçenlerde şunu izledim, inceden gaza geldim, bu tip şeyleri takip edin;
www.youtube.com

mesela, bakuman isimli animeyi de tavsiye ederim...

sukru erbas - oyle uzak durma ne olur


gözlerindeki kederi öperim
alın kırışığında kanat çırpan sevgiyi
öyle yıkık durma ne olur
akşama düşen gün gibi.

o büyük sırrını öperim
bir hazine gibi üstüne titrediğin
içindeki güneşini duygularının
geceye düşen o çiy tanelerini...

sesini öperim çocuk
yüreğinin,kirpiklerinden sızan
o dilsiz ince türküsünü
öyle mahzun durma ne olur.

gülüşünün aylasıyla büyülü
o derin göllerini gamzelerinin
içinde ömrümün yudum yudum yunduğu
o en temiz yerlerini öperim.

seni bana getirdikçe güzel
götürdükçe nasıl da acımasız ve soğuk
adımlarını öperim çocuk
öyle uzak durma ne olur.


guzel siirdir. :)

karanfil çiğnemeyi dene.diş ağrısını kesiyomuş.biraz rahatlatır belki ağrı açısından.

Doktor o soktor degil. Sfkvklgkfsj soktor ne ya. Ayrica car da degil, var. sma diye zaten bi sey yok ama o. Bi de sondaki de ay. Hay bu mobileee!!!

Bende kanal tedavili dişimin kaplamasını değiştirtiyorum su an, etol fort diye bi ilaç verdi doktor. İlk içince 2 3 saat ruh gibi oluyosun ama sonra düzeliyo.

dut şurubu al aktardan. böyle dilinle dişinin etrafını ovalayacaksın. yutma yani zöp diye.

sol üstten ikinci azı dişime önce kanal tedavisi yapıldı, sonra çekildi. Keşke baştan çektirseymişim. Bugününü kurtaramam ama o dişi çektir gitsin. Çok daha rahatım eksik dişle.

kırık gibi düşün bu durumu; kırığın tedavisi, kırılan uzuvdan duyduğun acının iki mislidir; ama başka da çare yoktur.
seninki de böyle işte. git bence biran önce doktora da biran önce bitsin bu sıkıntılı durum.

advil, mutlaka advil, 5 dakikada keser, koş git al

apse yaparsa da 1000 lik amoklavin bir tane atıp yarın doğru doktora. o işin ertelemesi yok, bugun, yarın, seneye seni yakalıycak tekrar.

@pirenses'in dediği ilacı alayım diyordum ben de. ama advil var mı bi bakıyım faydası olur diyorsanız
@kediebesi, yutardım valla /:

bugünü bi de yarını geçirsem kafi, çekilcek başka şans yok. uf y neden ben! neden ben! tabanca olsa çekip vurcam! -.-