no frost değilse normaldir

no frost demek buzlanma yok demek. no frost olmayan buzdolabı --> buzlanma olan buzdolabı.

@roket adam süper anlatmış. Tebrikler demeye geldim.

Maalesef oluyor eski dolabımda böyleydi bıçakla daldım bişeyini patlattım. Sonra gidip paraya kıydım no frost aldım.

Peki değiştirelim mi sizce?

Değişim derken iade alıyorlar ise verip no frost alsan rahat edersin. Zaten bu tip eşyalar uzun süre gidiyor, alabildiğin kadar iyi ve özelliklisini alsan iyi olur.

Büyük ihtimal ile low-frost dolap almışsınız. Avantajı no-frost gibi çat çut ses yapmaz ve daha sağlıklıdır. Dezavantajı dolap içinde arka yüzeyde hafif baloncuk şeklinde buz yapar, buzluk kısmında da karlanma yapar. Arka yüzey önemli değil ancak buzluğu 6ayda bir çözdürmeniz gerekir. 2021 yılında böyle dolap mı olur diyebilirsiniz, sağlık ve tercihler sebebi ile oluyor yapacak bir şey yok (2015'den beri kullandığım dolap tipidir)

bilgisayar mühendisliği = elektrik elektronik ile yazılım mühendisliğinin karışımı, ders içerikleri bence farklıdır, yazılımcı olmak istiyorsan bence yazılım mühendisliği oku

Artık fark yok. Hangisini okursan oku yazılımcı oluyorsun.

alanlar hiç bildiğim alanlar değil ama şöyle bir fikir verebilirim; hangi üniversiteleri yazıyorsanız, bu üniversitelerin websitesine girin, iki bölümün ders programlarını açıp yanyana koyup bakın. ders isimlerinden ders içeriklerine her üniversite tüm yıllarının ders programlarını paylaşır. hatta baktığınız üniversitenin akts paketi sayfası varsa oradan da bakabilirsiniz.

ben örnek olarak arattım şimdi de ikisinin birden olduğu bahçeşehir üniversitesi gördüm, örnek olarak iki programı şu şekilde karşılaştırabilirsiniz:

bau.edu.tr
bau.edu.tr

her üniversitenin program açıklamaları vardır bu şekilde, bence bakmanız faydalı olur.

is hayatinda sallayan yok ikisi de yazilimci(analist,test de yazilim sayilir) oluyor.

Okulda bilgisayar bolumune daha cok elektronik basarlar.
Daha cok "muhendislik" icerir.

Ama sonucta o donem hocanin cani ne istiyorsa ona agirlik verilir.
Biz 2 sene deli gibi elektronik ve matematik isledik, neredeyse hic yazilim gormedik.
Baba hocalardan 3 tanesi emekli oldu simdi full yazilim isliyorlar.

Ders içerikleri biraz farklı, mezun olunca yazılımcı oluyorsun ikisinden de.

Şimdi abi yazılım dediğin şey aslında bi mühendislik değil, zanaatkârlık. Oturup direkt işi (ürünü) yapıyorsun aslında. İşi pratik yaparak ya da piyasada ustaların yanında çıraklık yaparak öğreniyorsun. Okulda öğrettiklerinin çok da bir esprisi yok. JS yazmak için fizik öğrenip napıcaksın yani. (Ha ML / computer graphics falan yapıyorsundur, eyvallah, ama çoğumuz yapmıyoruz).

Ama TR'de adında mühendislik geçmeyince veliler çocukları göndermiyor diye adına mühendislik diyelim demişler.

Baştan ismini de düzgün koymayınca epey çorba bir müfredatı olmuş bilgisayar mühendisliğinin. Donanım/elektronik dersi var, teorik matematik dersleri var, (şanslıysan) kod yazdığın 3-5 dersin de olur.

Yazılım mühendisliğinde bu donanım / matematik kısmı yok, (olması gerektiği gibi, gerçi az daha matematik olsa iyi olabilirmiş) kod yazmaya çok daha odaklı bir bölüm. Sıkıntı şu ki eskiden beri gelen durumlar nedeniyle yazılım mühendisliklerinin puanı düşük, o yüzden bilgisayar mühendisliğine göre "prestiji" daha az, hem de ortamın daha kötü oluyor genelde.

ikisinden cikanda yazilimci olabilir ama genelde yazilimdan cikan sistemci olmaz. hem sistemci hem de yazilimci isleri arayacak birisi isin bilg. muh. daha iyi olur. sadece yazilim dusunen birisi icin yaz. muh. sistemci maaslari genelde yazilimci maaslarindan dusuk olur.

bilgisayar mühendisliği daha genel.
it alanında mühendislik öğreniyorsun, illa yazılımı yapıp uygulamak zorunda değilsin. bi konu hakkında araştırma yapıp yeni çözüm yolları da bulabilirsin.

iyi bir okulda bilgisayar mühendisliği ufkunu daha fazla açar. yazılım bir bakım işin hamallığı mühendislik farklı bir şey.

www.government.nl
www.mfa.gov.tr

@yeninesiltopcu

Bunlara baktım checkmytrip gibi bir özellik de eklenmiş zaten Hollanda tarafından. Bazen pratikte işler karışabiliyor, deneyimlemiş birisi var mı diye sormak istedim. Teşekkür ederim.

indirmez aynı kurdan devam eder. geçen ay indirim söylentisi bile 25 kuruş oynattı, indirim gelirse hepimize geçmiş olsun.

indirim gelirse hızlı çöker, gelmezse yavaş çöker. Gelişmekte olan çoğu ülke abd'deki enflasyonist baskı nedeniyle faiz arttırıyor. e bizde de her ay enflasyon artıyor ama faiz artışı yok. ya enflasyon düşmeli ya faiz artmalı. ytd.

dediğiniz gibi olacak aynı.
ön tercih vs yok.
20sine kadar tercihler yapılacak.
sonrasında düşürülmüş baraj puanıyla diğerleri kalan yerlerden tercih yapılacak.

Wise hem daha ekonomik hem daha hızlı olabilir, ona da bir bakın.

Bu alanda bir tanıdığım Türkiye'de 1 sene okuduktan sonra Almanya'ya geçti orada okuyor. Nasıl gecti hiç bilmiyorum.

Bunun dışında eğer birikim, para varsa ve kendin de şirket vs kurup işe girersen bu işin acayip piyasası var. Üniversite öğrencisi olduğun süre boyunca bu işi yapan farklı kişilerin yanında staj, çevre, iş öğrenip birikimle bu işe girilir. Ama akıllı davranmak lazım. Piyasayı iyi analiz etmek lazım. Öğrenci kafasından çıkmak lazım. Tamamen profesyonel bakılarak girisilmesi gerek. Belki esnaflık bilen bir aile büyüğü ön ayak olabilir.

İşin içinde değilim ama biyomedikal alanında çalışıp cok zengin olan uzaktan tanıdığım bir kac insan var. O yüzden dışarıdan bu sekilde yorumladım. Bu işler çevre ve parayla oluyor. Birinin yanında mühendis olarak çalışırım kafasıyla çok fazla ilerleyemez. Kendi iş kursun.

ben linkedin'de bakinirken avrupa'da surekli biyoloji, saglik, medikal biyoloji, ilac kesfi (drug discovery) alaninda doktorali eleman ilanlarina rastliyorum. hatta ulan bu kadar biyolog ihtiyaci var miymis dedim. biyomedikal muhendislik gereksinimleri haydi haydi karsilar.

turkiye'deki durumlari pek bilemiyorum, ama yurtdisinda her turlu imkan var diyebilirim.

yani aslinda turkiye'de de ilac firmalarinda calisanlarin cogu biyoloji, genetik, kimya mezunu. ayni sekilde biyomedikal muhendisi bunlarin yaninda kendine pozisyon bulabilir.

Ben makine mühendisiyim. Biyomedikal mühendisliğinde yüksek lisansı araştırmıştım. Biyomedikal mühendisliği Türkiye'de pek parlak değil. Mezunlarının önemli bir kısmının tıbbi malzeme satışında çalıştığı söyleniyor. Yani bildiğiniz satış, satın alma işi.

Ekşi'den mezunlarına mesaj atıp onlara sormanız daha iyi olur.

Sayısalda 119 bin iyi sayılmaz. Fırsatı varsa tekrar girebilir sınava.

Tonguc, koray varol, cebirsel, muba, okyanus ilk aklima gelenler. (Sayisal ozelinde yazdim.)

dersane veya etüt merkezi gibi bir yere gönderiyor musunuz?

@liberal

Hayır, sadece okul var okula ek kaynak kitap alınacak.

Matematik özelinde;

*Orta seviye öğrenci için Model Yayınları Turbo soru bankası

*Üst seviye için İsem Yayınları, muba, çanta yayinlari, okyanus

tarlabasi ornegini verecegim. bizim turk insanina gore tarlabasi asiri riskli, tekinsiz bir yer; ama tanidigim 4,5 yabanci orada ev, otel, pansiyon kiraladi. ben tepki verince de "yoo bir sikinti gorunmuyor" dedi. yani bizim tekinsizlik anlayisimiz ile yabancilarin ki farkli olabilir. ha sen bu durumu nasil okuyacaksin, turk oldugun icin muhtemelen sen de eksiciler gibi dusuneceksin.

bunun sebebi biraz cografyadan geliyor. kurt, arap, isportaci, sakalli, bos gezen, kose basinda oturan tipler bize tekinsiz gelirken, batililar bu tipleri bizim norvec, isveclileri gordugumuz gibi goruyorlar ve davranislari otantik geliyor bence.

çocuk yoksa sıkıntı olmaz bence, oturulur her türlü.

Yani şimdi internette kimin cevap verdiğini bilmiyoruz ama kendi yaşadığım yerden şunu diyebilirim;
-bir gün burada baya büyük bir parkta ilk defa gece yürürken hiç ışık olmadığını ve sağda solda ağaç altında grup grup insanların olduğunu gördüm. Bir kaç kere de parkta gasp haberleri falan okudugumdan parkin gece tehlikeli gözüktüğünu soyledim. Fransiz bir eleman dalga geçti oradan korkulur mu diye ama bir çok insan bu dedigime katildi. Şimdi size "korkulur mu oradan ya" diyen gibi biri geldiyse belki de böyle diyecek. Bu bahsettigim expat grubu ve bazi fransiz kisiler de var.

-bazen buradaki genelde göçmenlerin olduğu mahalleleri soruyorlar ve cogumuz yok olmaz diyoruz (ki en cok suç orani oralarda) ama bazıları ya bazi mahallelerde yasamazsan güzel diyor.

Yani simdi ben bu yerlere gittim; İzmir'de Gaziemir gibi yer ama gocmenler yasiyor yoksa harbiden tepecik bile değil. Benim İzmir'den geldiğim yeri esim görmüş de "oha nerede yasiyorlar ya" demis hayatinda bu kadar fakir yer canli görmediği icin.

Yani sizin aldiginiz cevaplar kisilerin ne yasadigi, kendi kültürlerine göre degisebilir.

facebook'ta hollanda gruplari vardir, orada yasayan Turklerle etkilesime girmek en iyisi. Eksi'de ozellikle son donemde cok kalitesiz yazarlar var, eski entrylere de guven olmuyor, guncelligini kaybediyor, atiyorum guvensiz bir bolge gentrifikasyon geciriyor cok nezih bir yere donusebiliyor keza iyi bolgeye toplu sosyal konutlar yapiliyor, fakirler, toplumun alt tabakasi oraya yerlesiyor, suc orani artiyor vs. Kaldi ki en iyi semtte bile berbat yerler olabilir, en kotu semtte bile cok nezih bolgeler vardir

Uzaktan görmeden araştırma yapmak zaten zor. bence taşının, tecrübe edin, seneye kontrat dolarken ayrılırsınız. taşınma için 500-600 vermiş olursunuz ama en azından görerek ev aramış olacaksınız. zamanınız olacak.

facebook hollanda gruplarını katiyen tavsiye etmem. expatlara özel varsa bilmem ama genele sakın girmeyin derim, hollanda yurtdışı seçimlerinde %75 reise oy çıkmış bir memleket, facebook gruplarının hali içler acısı yani az çok muhalif görüşteyseniz kafayı yersiniz.

Metro ile yenikapı sonra da marmaray’la gebze sonrasını da siz daha iyi bilirsiniz :)

Trafik olmayan bir saatte harem'den kalkan İzmit otobüsleri Marmaray'la gitmekten daha hızlı gidiyor. İstiklal'den kabataşa füniküler ile inip vapurla Üsküdara geçer, oradan servisle hareme geçebilirsin.

karaköy'e inip tramvayla sirkeci'ye geçin, ordan vapur ile harem'e. otogardan her saat kocaeli'ne araç vardır muhtemelen. gebze harem minibüsü neresine gideceğinize bağlı olarak bir seçenek olabilir.

zgrydn+1
hareme gitmek direkt izmit arabalarına götürür

atletsiz giyinin derim ama atlet de sağlıklı bir şey. Aslında güzel atletler de var emmi işi gibi durmayan spor tip vs... meme ucu gözükmeyen beyaz renk gömlekler de var tabi :) transparan gibi olmayan..

Beyaz tercih etmiyorum ama giyersem de içine birşey giymiyorum

Tabii ise vs resmi bir durum var ise de ve yine beyaz giyilecekse uzun kollu atletlerden.

Siyah atlet giyilmez zaten, neden yazdin anlamadim ama bildgin yazlık atlet giyince çok kötü oluyor

Her zaman beyaz atlet. Çirkin durduğunu düşünmüyorum.

Çok tüylü kazaklar hariç giydiğim şeylerin altına atlet giymem. Meme ucum görünmüş görünmemiş dert etmiyorum.

@nucleon

bizim hocalardan biri giyiyor Allah affetsin çok kötü görünüyor (bence).

hiçbir şey giymiyorum. meme ucum da görünürse görünsün. en son ortaokulda atlet giydim sanırım.

içindeki atleti gösteren bir gömlek giyiyorsam sıfır kollu bisiklet yaka atletlerim var, sırf bunun için almıştım. onları giyiyorum

@denizmaniaherif
var mı öneri marka?

Dar gömlekler giymezseniz içiniz belli olmaz.

Yildiz marka kolsuz yuvarlak yaka giyiyorum. Buna ek olarak gömlekleri ince secmiyorum.
Bu yildiz'in super ince diye geçiyor galiba.
Atlet bence cok önemli birşey ya.

free the nipple kampanyasının sonsuz destekçisi olarak bu konuya bakışım cinsiyetten bağımsız, haliyle görünsün abicim boşver.

erkek degilim ama tipine gore birkac kisiye yakistirdigim seyler var.

bisiklet yaka beyaz t-shirt ve arkasi oyuk beyaz atlet (dede atleti degil)

ilki daha hosuma gidiyor.

simdi avukat degilim o nedenle isttifa kismina bir sey diyemiyorum, ama ücretsiz izin hakkinda olduysa (en az 5 sene calismak gerekiyor) ailevi sebeplerden dolayi 6 ay ucretsiz izin yazarak basla.

İstifa tek taraflı bir müessesedir, kabul etmeme gibi bir durum olamaz. Sözleşmenize bağlı olarak bir yükümlülüğünüz kalmadıysa (ihbar vs hariç tutuyorum) A4 kağıda istifanızı yazarak karşılıklı hukukunuzu sonlandırabilirsiniz. Noter masrafı falan yapmaya hiç gerek yok.

Merhaba,
Noterden ihtar çekmek daha güvenli bir yöntem. A4 kağıdına yazdığınız istifanız sonrasında "bize asla böyle bir belge gelmedi" şeklinde karşınıza çıkabilir ve müstafi sayılabilirsiniz.

İstifayı 2 nüsha hazırlayıp, kendinizde kalanına onay alırsanız hiçbir sorun olmaz. İstifa gibi basit bir fesih için noter masrafına ve bu yolla işveren tarafını irrite etmeye gerçekten gerek yok.

evet ediyor, hatta satın alırken e devletten alınan öğrenci belgesini yüklüyorsunuz, otomatik bi kontrol yapıyor.

1. Macbook Pro yerine 16GB RAM'li Air.

2. Değiştirirdim. Arada uçurum var. M1 Air, 64GB RAM'li, Intel i9 işlemcili Macbook Pro 16" modelinden bile iyi bazı alanlarda.

@alperz

MBP'nin fanı en ağır işlemlerde bile %10 gibi bir fark yaratıyor. MBA'da fan yok diye işlemciye yüklenemezsin gibi bir durum yok. Yapılan tüm incelemelerde Air'ın işlemcisine olabildiğince yük bindiriyorlar, çoğu zaman Pro ile eşdeğer sonuçlar veriyor, kimi zaman ise %10'a kadar bir fark yaratıyor.

8GB RAM şu an için yeterli olabilir ama uzun yıllar kullanılabilen bir bilgisayardan bahsediyoruz. Geleceği düşünüp 16GB versiyonu seçmek daha doğru olur. Çünkü M1 modellerde RAM yükseltme gibi bir ihtimal yok.

6-7 yıl önce 8GB da çok yeterli görünüyordu, ama Intel işlemcili MBP'lerin 8GB RAM'i yetmiyor artık.

Pro ile Air arasında 2 saat kadar bi pil farkı var, bu önemliyse pro seçerdim. Ama 16GB Air > 8GB Pro bence, ram daha mühim.

Touch bar da iyi hoş da olmazsa olmaz bişey değil bence.

Ergonomi açısından TNF daha iyi duruyor ama tasarımı fazla outdoor. Thule daha şık görünüyor.

The North Face'in sırt kısmını gözüm tuttu. O yüzden onu tercih ederdim.

Normalde çanta konusunda thule north face'den daha iyi bir markadır. Fakat bu modeller özelinde north face daha iyi.

yurtdisinda thule urunleri bence kalite olarak north face'in ustunde ve daha pahalidir.
mesela north face'in indirime girdigini cok gordum ama indirime girmis thule urunu gordugumu hatirlamiyorum.

ikisi arasinda hic dusunmeden thule.

metro gross ve media markt mağazalarında 80 - 200 TL arası çok güzel notebook çantaları var. Maddi durumunuzu bilmiyorum ama ben linkteki fiyatlara asla alım yapmazdım.

Case logic bakın.

Selamlar, bende uzun süren çanta arayışıma şu ürün ile son verdim.
www.mediamarkt.com.tr
Tüm markaları denedim, görüntü vs. En güzel ve kullanışlılık açısından yolladığım ürünü 4 aydır kullanıyorum ve aşırı memnunum.

baba ölmeden önce yapabilir. Veya çocuklar reddi miras yapabilir.

Çocuklar vazgeçebilir. Babanın insiyatifinde olmuyor bu mevzu..

baba tamamen vazgecse bile diger kanuni mirascilara belli bir oranda pay veriliyor diye biliyorum, ama vasi vazgecerse olabilir.

barandogan.av.tr

Çünkü fazla kaliteli eserlerin pazarı gayet küçük. Üstüne bir de kaliteli baskı, belki de pazarlama eksikleri eklenince kaçınılmaz bir durum.

kardeşler arası anlaşmazlık oldu.
kız kardeşlerden biri sinanpaşa pasajının altında ".... kabalcı" adıyla devam ettiriyordu en son. diğerleri de başka markaya sattı diye biliyorum/devretti yani dükkanı ve isim haklarını.

tam bir kafasızlık örneği.
ne gelen hayrını gördü bence ne de kabalcılara uzun vadede yaramıştır. işletme konusundaki başarısızlıkları başka bişey değil. kendin ilgilenmiyorsa başkasını tut. bizi çağırsalardı işletme müdürü olarak. çok kızgınım valla :D
orası bi kültürdü, sadece yayınları/çevirileri değil.. müzikle ilgilenen abiler, üst kattaki mini cafe falan.
ay düşündükçe sinirleniyorum. tam kafasızlık.

kendi hırslarından battılar. evet bir dönem parası olanlar için çok nezih bir ortam sunuyorlardı, diğerlerine de sen gelme ulan diyorlardı, fiyatları hatırlayan hatırlar. dandik kore morning glory ürünlerine bir ton fiyat çekiyorlardı. buradan şehname kitabını edinmiştim (okul kütüphanesinden). aşağı yukarı yarısında kitap birden bire bitiyordu. bunun sebebini facebook sayfasında yorumda sordum hani kitabın devamı gelecek mi vs. hiçbir cevap gelmedi, bir süre sonra ki uzun bir süre, bir ürünü 20 katına satmak yerine biraz şu kitap sorularıyla ilgilenseniz falan yazdım saniyesinde sildiler. ciddiyetsiz bir yerdi genel olarak. başta çok kaliteli ürünlerle başlayıp sonra 1 milyoncuya dönmeye, "gençler ortam var bekleriz" demeye başladılar.

link'i buraya koysana ben de deneyeyim bakalım.

translate.google.com.tr

Mikrofon butonuna bastığımda dediğim uyarıyı alıyorum.

Bu arada bu sorun aynı sitede chrome'da olmuyor.

e altta yazıyor mikrofona basınca "voice input isn't supported on this browser" diye. safari'de yapamamışlar. hatta bu özellik sadece chrome'da varmış. sonra microsoft'a tekel diyorlardı. al sana tekelin kralı. karaktersiz köpekler.

support.google.com

etmez çin bile kabul etmedi.

devlet eksik kalmayalım diye başladı aşılamaya.

zararı yok ama faydası yok. nötr yani. zaten covidli hastalara antikor tedavisi uygulanıyordu bu onun aşı hali.

ben olsam vurulurum. eylüle kadar 8 ay var önünüzde. zaten o döneme kadar antikor üreitmi bile bitmiş olabilir muhtemel, yeniden vurulursunuz.

sordugun sorularin cevabini su anda kimse bilmiyor.

son bir haftadir turkiyede ve turkce kaynaklarda bu konu hakkinda cok fazla bilgi kirliligi var.

oncelikle eger boyle bir karar alinirsa, bunun AB cercevesinde mi, ulke bazinda mi alinacagi belli degil. AB an itibariyle daha onemli konularla (i.e. asilama ve britanyadan gelen mutasyonlu virusu kontrol altinda tutmakla) mesgul.

bunun yaninda hollanda mart ayindaki secimlere odaklandi ve bu arada kolisyonun dusmesi ongorulmekte.

O yuzden, cok ozur dileyerek soyluyorum, Hollanda'nin ve AB'nin su andaki kendi problemleri, AB disindan gelecek vatandaslarin ne zaman / hangi sartlar altinda gelebilecegini hesaplamaktan daha onemli/oncelikli.

Tasinma konusu zaten hep istisnaydi, is/evlilik/egitim icin kisitlamalar hic bir zaman olmadi. bundan sonra olmasi (mutasyonlu virusun artmasi gibi istisnai durumlar haricinde) bence oldukca dusuk bir olasilik.

Sağlıklı bilgi alabileceğin son yer burası, herkes g*tünden bir şey uyduruyor.
Henüz belli değildir AB'nin kabul şartları vs. çünkü kendi aşılamaları bile bitmedi.

@sydney
sağlık bilgi alabileceğimiz bir yer varsa söyle de bilelim.
bizzat sağlık bakanının devamlı yalan söylediği bir ortamdayız.

öncelikle alışırsın. sonra diğerleri zor gelir ama kaydırma yönünü değiştirebilirsin. sistem tercihlerinden.

İlk olarak iphone kulaklığını takamaman macbook ile ilgili değil. Hiçbir Mac ya da PC'ye takılmıyor. Sadece lightning girişli cihazlara (iphone, ipad) takılabilir.

Ben 6 yıldır Macbook ve PC'yi beraber kullanıyorum. Bence mac OS, Windows'a göre daha pratik değil. Windows bana daha pratik geliyor.
Sebeplerini sıralayayım:
1. Windows'ta pencere kapatma butonu sağ üst köşede. Tam olarak köşede yani. O yüzden fare imlecini hızlı bir şekilde sağ üste çekip tek tıkla ya da sol üste çekip çift tıkla pencereyi anında kapatabiliyoruz. Mac OS'te butonun tam üstüne basmak gerekiyor, o da pratikliği öldürüyor. Ayrıca o butondan kapatsak bile ille ki menüden Çık yapmamız lazım ya da Cmd + Q yapmamız lazım ki çalışan uygulama tamamen kapansın.

2. 'Masaüstünü göster' için illa ki touchpad'den bir jest yapmak gerekiyor. Windows'ta sağ alta hızlıca çek ve tıkla.

3. Pencere boyutlandırmak için Mac OS'te Magnet diye bir uygulamaya para vermek gerekiyor. Ancak o zaman windows gibi oluyor (sağa, sola dayayınca ekranın yarısını, yukarı dayayınca tamamını kaplıyor falan). Para vermek istemezsen daha az işlevli ücretsiz muadili Spectacle yüklemek lazım. O da sadece klavye kombinasyonları ile aynı işlemleri yapıyor.

4. Her programın mac versiyonu yok. Bu da pratikliğe olumsuz anlamda etki edebiliyor.

Görüldüğü gibi ufak tefek şeyler. Ama ben 'Mac OS, Windows'tan daha pratik' demezdim. Eğer illa biri daha pratik diyeceksek Windows daha pratiktir.

Hee, bu nedenle Windows daha mı iyidir? Tabii ki hayır. 6 yıldır macbook kullanıyorum demiştim. 1 kere bile formata ihtiyaç duymadım. Hala çok stabil çalışıyor. Windows olsa şimdiye kadar 3-4 kere format atardım muhtemelen. Çünkü Windows hem çok çabuk şişiyor, hem de dış tehditlere karşı hala çok savunmasız. Mac'te en azından virüs bulaştı derdi yok. Ek olarak program kurmak/kaldırmak mac'te çok basit. Windows'ta da basit ama mac os gibi değil.

Özetle: Klavye kombinasyonlarına alışmaya çalışırsan mac daha pratik gelmeye başlayacak ve bir süre sonra alışacaksın. Örneğin MS Word'de bir cümlenin altını çizmek için yukarı çıkmak yerime cmd + U yaparsan zırt diye altı çizilir. Bu windows'ta da geçerli bu arada (Ctrl + U). Programdan çıkmak için cmd + Q, pencereyi/sekmeyi kapatmak için Cmd + W gibi kombinasyonlara alıştıktan sonra fareye ya da trackpad'e bile ihtiyaç duymuyorsun.

İşte ben de tam da bu yüzden macbooktan vazgeçtim. Pratik değil ve her opsiyon ayrı bir dert. Yaygın teknolojilerle hep bir uyumsuzluk. Windows 10 yüklü hızlı bir bilgisayara geçtim ve huzura erdim

yaygin kaninin aksine, windows'da is ve islem yapma suresi mac'den daha kisadir. hele ofis uygulamalarinda windows office kullaniyorsan mac'de iskence.

Bu pratikliklerin kralini mac’te yapabiliyorsunuz. mesela launchpad diye bir olay var mac’te pek kimsenin kullandigini gormedim. spotlight kullanmayi biraktim neredeyse onun sayesinde.

mac iyidir iyidir. biraz hizli kullanan insan izleyip feyz alsan yeter.

mac windowstan pratik degil bence de. ama alışılıyor merak etmeyin. ben çok sık kullandigimdan bir iki haftada alışmıştım. siz de duzenli kullanirsaniz çok yakinda alisirsiniz. hem sonra iki sistemde de ceylan gibi sekebiliyorsunuz, hoş bi esneklik.

windows'tan mac'e geçmek çok zor. bir dolu alışkanlığınızdan vazgeçmeniz ve yeni bazı şeyler öğrenmeniz gerekiyor.

masaüstünü göstermek için F11 ya da fn + F11 yapmanız gerekiyor.

pencere boyutlandırmak için : yeşilin üstüne biraz basılı tutunca ekranı sol yarıya koy, ekranı sağ yarıya koy gibisinden seçenekler çıkıyor. bana yeterli geliyor. (magnet ya da spectacle yok)

Bence kisisel tercih biraz da. Ben de macbook pro almistim, alisamadim sattim. Benim bilgisayari pat diye kapatip satmaya karar verdigim nokta usb bellek kullanamayacagimi ogrendigim an olmustu. Macos icin formatlanmis usb kullanacakmisim. Onceden icinde verilerim olan usbyi takiyorum, okumuyor milyon dolarlik alet. Yeter dedim sattim ertesi gun. Cunku ugrasmamin bi anlami yok. Windowsta yapamadigim herhangi bisey yok.

Alışmadığınız için öyle geliyor diye düşünüyorum. IT sektöründeyim, mac kadar kullanım kolaylığı sağlayan, elim kolum olan bir işletim sistemi yok. Windows'da düne kadar PDF bile açamıyordunuz ek bi yazılım olmadan, bunda işe yarayacak her şey built-in geliyor.

Sadece alışmak, alışmaya çalışmak ve kurcalamak lazım. Eğer kısayolları kullanmazsan mac gayet yavaş olabilir senin için, ama mesela cmd + space'in ya da spaces'in verdiği konfor ve hızı hiç bir şey vermiyor bana.

mesela icim urperiyor’un dedigi usb meselesinin aynisi windows’ta da var.

windows da mac usb’lerini okumuyor. sen mac’ten sasma hocam. uc bes aya windows’a “bu ne yeaaa” demeye baslarsin.

Çare dell xps, ultrabook aleminin efendisidir. Maci de surface i de havada kara tokatlar.

Yıllar önce sırf internetten istifadeyle bağlama çalmayı öğrendim ama hevesim çabuk geçti.
Başarabilirsin. Benim sözünü ettiğim yıllarda internetten istifade imkanları hem daha kısıtlıydı.
İyi bir kısa sap bağlama ve tuner edin.
Önce idare eder bir şey alayım, öğrenince iyisini alırım düşüncesi yanlıştır. Öğrenmek için iyisi şarttır.
Tuner'in uygulamaları da var diye biliyorum.
Azim önemli.

bağlamadan anlamam ama eşim iyi bağlama çalar. eşime hediye bağlama almıştım. geri verdi meğerse bağlamayı çalacak kişi kendi seçermiş. tınısı ona uygun olacakmış falan. bir arkadaşına bağlama aldılar bu yaz. online ders alıyormuş baya da ilerledi. video falan atıyor gayet iyi ilerlemiş.

Kısa sap istiyorsan Arif Balyemez; uzun sap istiyorsan Latif Öz... Bunların youtube kanalları var. Videolarını sıraya göre takip ederek ilerleyebilirsin. Ama önce nota öğrenmek lazım. Arif Balyemez'in kanalında nota dersleri var sanırım. Notayı hallettikten sonra çalışmayla gerisi gelir. Ama bu öyle üç beş ayda çeke çeke, bilmem ervahı ezelde çalarım gibi bir şey olmaz. İleri seviye türküleri çalman için düzenli bir çalışmayla temiz iki yıl gerekir. Ben öyle düzenli çalışmam, bir gün çalışır bir gün bırakırım, dersen bu iş olmaz. Öyle yürümüyor.

Bence 2 daha guzel oldskool modeli. Vans'in beyaz cizgili siyah modeli efsane zaten. Kizli erkekli genclikten tut yasliya tum dunya giyiyor, 10 sene once modaydi simdi hala moda. 1 daha sportif modeli, o da iyi. 3'e bakmayin bile. Ama tek renk vans aliyorsunuz bi olayi yok, cok siradan duruyor, Vans'in olayi o beyaz cizgi

Vans oldskool güzel ben de severim çok ama insanın topuklarını ağrıtıyor/maalesef yoruyor bence. İki tane var ikisinde de aynı şeyi yaşadım. Çok ayakta dikilen yürüyen bir insansa giymek isteyip isteyip bazen giyemeyecektir.
Belki aldığınız model diğerine kıyasla daha konforludur.

Vans oldskool +1

Not: klasik ayakkabilarda 36, kosu ayakkabilarinda genelde 37-37,5 giyiyorum vanslarimin hepsi 36,5.

1 cok kotu bence. 2 ideal.

klavye örtüsü --> kullanmıyorum, ekranda iz yapıyor.
mouse --> evde apple magic trackpad kullanıyorum, dışarıdaysam logitech m195
kılıf ve çanta --> ozpack marka kahverengi laptop kılıfı kullanıyorum.
usb için aparat --> apple'ın kendi aparatlarını kullanıyorum (usb c to usb, bir de multiport adaptörleri). farklı markaların çakma adaptörlerini denedim ancak rastgele zamanlarda problem çıkardılar, uğraşmadım gittim apple aldım.

Kılıf ve çanta: thule

Usb için aparat: çok para vermeye gerek yok, hepsiburadada 15-20 liralık aparatlar iş görür. Eğer all in one bakıyorsanız (ethernet, hdmi, sd okuyucu vs) kingstonın 300-400 bandında bir ürünü var, ona bakabilirsiniz.

kılıf için logitech ve thule, çanta için doğrudan thule.
klavye örtüsü iz yapıyor.
mouse kullanmayın derim, apple'ın touchpad'i çok işlevsel.
usb aparatları için de ya apple'dan alın, ya da adam gibi markalardan alın.

3.300 vadesi geçmiş borçlarınız olabilir mi ? mesela benim toplam borcum 19bin ama vadesi geçmiş 18bin dolayısıyla 18bin için yapılandırma seçebildim, kalan 1000 tl henüz gelmemişti çünkü

Fark edeceğini tahmin ediyorum zira benzer mimarideki işlemcinin kullanıldığı iPad pro'lar bir çok intel işlemciden daha hızlı şu anda. Isınma ve throttling konusunu da çözdük diyorlar. Şu anda mac almak yerine birkaç ay beklemeyi tercih ederdim incelemeleri görmek adına.

Ben heyecanlandım ya.

Performans olarak çok farkedeceğini zannetmiyorum. Çünkü teorik olarak daha hızlı olsa bile bu runtime'da x86'dan RISC çevrimini nasıl yaptıkları belli değil (bir yazı bulamadım ona dair). Baya kara büyü dönüyor orada.

Ama bu sayede RISC yaygınlaşır, programlar, derleyiciler buna göre evrilirse işlemci piyasası canlanır, çünkü RISC tasarlamak kolay. Intel/AMD duopoly'si yerine az buçuk para bulan yetenekli mühendislerin işlemci çıkarabildiği bir dünya hepimiz için daha iyi olur.

tüm macbook serilerini bu işlemciye geçirmedikleri sürece deneme amaçlı devam edecektir, sonrasında evrimleşeceği yeri göreceğiz. şu an 13 inch ve 16 inch performans cihazları hala intel işlemcide. deneme periyodu olarak görüyorum.

ben m1 çipli air almayı düşünüyorum. intel işlemci olanlar büyük bir indirim yaparsa anca alırım sanırım.

Bazi kurumlar sadece universitelerden girileni kabul ediyorlar.

Ben 6-7 sene once 2 numarada girmistim, baya guzeldi ama disardan ses geliyordu ara sira. Universitelerde disandan ses gelme durumu olmaz diye dusunuyorum

Bugün Esenyurt Üni'de sınava girdim. Uzak durulması adına;

-klavyeler türkçe
-aynı odada 30'a yakın kişi
-dolaplar kırık
-sınav salonu soğuk
-İngilizce bilmeyen görevliler
-ekranın sağ köşesinde gitmeyen bir windows uyarısı
-kötü kulaklıklar

gibi faktörleri değerlendirin derim.

Enterprise kullanıyorum genelde. hiç sorun yaşamadım.

avis/budget bana göre türkiye'nin en güvenilir kiralama firmaları ancak biraz pahalı.

en son sixt ile çalıştım, yine sorunsuzdu.

o an mevcut kampanyaya göre en avantajlı hangisiyse o firmayla çalışırım bu üçü arasından.

aynı fiyat ve aynı kampanya mevcut diyelim, tercih sıralamam -enterp -avis -sixt şeklinde olurdu.

Bence sixt çok iyi. Yakın bir zamanda aracıyla büyük bir kaza geçirdim. Araba pert oldu. Fakat tek sordukları: "size bir şey oldu mu iyi misiniz oldu" üstelik kaza benim hatam yüzüme olmuştu. Tek yaptıgım kaza tutanağını bürolarına götürmek oldu. 1800TL üzeri hasarlarda masraf ödemiyorsun. 1800 altı masraf sigortası için ufak bir ekstra ücret vermek lazım. Arabaları temiz ve sorunsuzdu

turkiyede avis/budget ayni. koc holding tarafindan yurutuluyor. internet ile telefon ve subelerdeki sistemleri ayri. internetten yaptigini subede degistiremiyorsun. telefon subesinde cikanlar ya gerizekali ya da art niyetli. oyle 1,2 gunluk fiesta kiralamadim da hani. 3-4 haftalik ust model arac kiralamama ragmen boyle sorunlar cikti. ha subeki elemanlar yardimci olmaya cok calisiyorlar. onlarin hakkini yemeyeyim. bir de sacma sapan ek ucret, masraf cikartilmiyor. o taraflari cok guvenilir, sonucta koc. ama koc'a yakismayan bir sekilde cok daginik calisiyorlar.

sixt iyi. tek sorun istedim marka model araclari. muadilinin ici dardi.

enterporise, sixt ile budget arasi.

Europcar
Sixt
Avis/budget diye gider benim liste.

Yerine gore de hertz (ama aktif olarak var mi hala bilemedim?)

Sixth.

İlk birkaç kiralamadan sonra hep sixth'den kiraladım. Hem daha hesaplı hem de son derece işlerini takip ediyorlar ve mağdur olmuyorsun. Diğerleri gibi de kıvırmıyorlar. Aracımla kaza yaptım, sonra onu verip aynısından tekrar alarak devam ettim yoluma.

Burada mutluysam 1 sene daha bekler, seneye eşimle giderdim.

Amaranta+1

Master için bu kadar kararsızlığa gerek yok. Master ile hiçbir yerde hiçbir şey olmuyorsun. Yalnız almanya'da cidden zor deniliyor. Bunu düşünün bence.

Bir de Türkiye'ye geri dönecekseniz yine bu kadar incelemeye gerek yok. Amacınız yurtdışında kalmaksa o zaman tabi okulun etiketi çok önemli

3 senedir şu veya bu sebeple başlamamışsınız. Şimdi de gayet iyi bir okulun teklifini reddetmeyi düşünüyorsunuz. Bence yurtdışında yl yapacak gibi durmuyorsunuz(acı ama gerçek). Keşke hazır corona süreci varken tr de bir okulda başlasaydınız.

Eşimden ayrılmaz, 1 seneyi de kayıp olarak görmezdim.

Ylys ise boşverin seneye beraber gidin. Bu sene hiçbir şeyin tadı yok, eşinizle yaşamanın bari tadını çıkarın.

Daha kalın bir filtre deneyebilirsin, bu sayede suyun kahveyle daha uzun süre temas etmesini sağlar, yoğun ekstraksiyon elde edebilirsin.

Diğer yol ise daha ince öğütülmüş kahve. Normal filtre kahveden daha ince öğütülmüş olursa yine ekstraksiyon daha yoğun olur.

şöyle sorulara keşke makinenizin markasını modelini falan da yazsanız da çare uydurmak yerine makineyi tanıyorsak, bildiğimiz bir püf noktası falan varsa onu söylesek.

mesela benim makinemde aroma diye düğme var. basınca, suyu yavaş veriyor, daha yoğun kahve çıkıyor. varsa aroma düğmesine basın.

kahve filtre kağıdı kullanıyor musunuz? kullanmanız gerekiyor.

abi %99'u çatır çatır ingilizce konuşuyor, işinde ingilizce kullanacaksan çok acele etmene gerek yok bence.

Valla İngilizce ve Almanca biliyorsanız işiniz bayağı kolaylaşır. Çünkü Hollandaca, İngilizce ve Almanca'nın evliliğinden doğan çocuk gibi. Aksi halde işiniz bayağı zor.

hollandalı sevgili yapan bi arkadaşım duolingodan başlamıştı. Öğrenmek için motivasyon olunca (arkadaşımın durumunda sevgili, sizin durumunuzda taşınma) duolingo fena kaynak değil bence

Tatoeba'yı tavsiye ederim.

duolingo'dan baslayabilirsin sirf duolingodan calisarak c2 seviyesine gelen arkadaslarim var. gelene kadar "g" sesini cikarmayi ogrensen yeterli olur:)

patnosa kadar gittim iş için özel araçla bir şey olduğu yok. ( iş için) patnos sonrasını bilemem. ama yol da öyle bomboş değil birileri illaha gidiyor.

Bildigim kadariyla sikintili yol degil. Erzurum agri arasi cokca agri van arasi da 1 kez gittim hic sorun olmadi. Sadece agri tutak arasi biraz dolambacli ve tek serit yol var ora biraz yavaslatabilir ama kisa yol zaten.

ben olsam Doğubeyazıt üzerinden, güzel yoldan giderim. Yol uzar belki, ama daha hızlı gidersin.

Erzurum van arasi dogubeyazit uzerinden gidilir genelde +1

Risk yok , o yol çok işlek ama vitajları eleşkirt tutak civarı acemi şoför için çok zor. O nedenle ordan asla gece geçme

kefil nasıl buldunuz? ben bulamadığım için gidememiştim

kefil nasıl buldunuz +1

tazminat olayı üzerinizde bir baskı oluşturuyor mu? eğer hocanızla aranızda bir sorun çıkarsa veya allah korusun sağlık durumunuzla alakalı bir sorun yaşarsanız ne gibi bir planınız var? meb'in bu konularda bursiyerlerin gözünün yaşına bakmadığını duyuyorum. ve son olarak, akademik olarak yurt dışı çok daha mı zor türkiye'ye göre?

Üstteki arkadaşların sorularına ilaveten; yl için mi doktora için mi kabul aldınız?
kabul aldıktan sonra üniversitelerden yüksek lisans/doktora bulmak için ne kadar süreniz oluyor? Mesela atıyorum doktora için başvurup kabul aldım. İki yıl sonra, Türkiye'de yl bitirdikten sonra bunu kullanabilir miyim?

Başvururken ingilizce seviyeniz neydi? İngilizce kurs desteği de varmış sanırım, bilginiz varsa kısaca değinirseniz sevinirim
Teşekkürler

Mehraba,
Kefil aile bireyleri dışında birini bulmak tahmin ettğiniz gibi kolay değil, belirli şartları da olduğundan ötürü herkes olamıyor. Abim şartları sağladığı için ilk kefilim o oldu. İkincisi biraz uğraştırdı zira annem çalışmıyor babam da emekli ve emekli kefil kabul edilmiyor. Kuzenim önce tamam dedi sonra vazgeçti, rahmetli teyzemin eşi hiç ikiletmeden tamam dedi ve oldu. Aile, amca, dayı, teyze dışında bulmak sahiden zor ama bir şekilde de bulunuyor kefil bana kalırsa.

Tazminatın baskısını hiç hissetmedim. Zira işin sonunda 150 ila 200 bin arası euro bir borcum olacak. Kendi master programımın mezunları %95 oranında 3 ay içerisinde iş buluyorlar genellikle akademide asistanlık alarak. En kötü olasılıkta Hollanda’da kalıp bu borcu ödeyebilirim diye düşünüyorum. Doktora sürecine henüz geçmediğim için hocayla ilgili sorunlar orada belki daha etkili olabilir diye düşünüyorum. Fakat doktora tez danışmanı değiştirenleri görüyorum bu tarz durumlarda. Sağlık durumuyla ilgili ya kanun ya da yönetmelik maddesi olarak bir madde var. Bu sebepten dolayı raporlu bir şekilde sağlık durumunuzun eğitimi devam ettiremeyeceğini belgelerseniz tazminata düşmüyorsunuz. Akademik olarak bursiyer olmadan önce de yurtdışında bulunmuştum. Kendi alanım olan psikoloji için konuşacak olursam çok daha temel bilimsel çalışıldığı için istatistik ve yöntem bilgisi eksikliği hissedilebiliyor. Yani sizden çok iyi derecede istatistik bilgisi, Python/Matlab ve R’da programlama bilgisi ve sıkı bir disiplin bekleniyor. Bilkent, Koç vs mezunu iseniz çok zorlanacağınızı düşünmüyorum yl seviyesinde. Doktorada ise her yıl en az 1 yayın zorunluluğu var bu bir baskı unsuru olabilir sanırım.

Yl ve doktora için bursiyerliğe hak kazandım. İngilizce seviyem Toefl 74 alacak kadardı burs öncesi. Süreci özetleyecek olursam bursiyer olduktan sonra öğrenim dilinize ve dil seviyenize göre dil kursuna başlıyorsunuz. İngilizce için Toefl 70 veya Ielts’ten 6 alırsanız yurtdışı dil öğrenimine gitme hakkınız oluyor. Yurtiçi de maksimum 12 ay dil desteği alabiliyorsunuz. Yurtiçi genellikle üniversitelerle anlaşma yapılıyor. Yurtdışında ise eğer ülkeniz UK değilse Abd’ye gidiyorsunuz. Ben de Missouri’de dil eğitimi aldım. Toefl 74 ile gittim iki ay sonra tekrar sınavı aldım ve puanım 92’ye çıktı. Dil şartı 100 olan bir programa başvuru yapmıştım. Mülakatta dil seviyemi yeterli buldukları için doğrudan kabul verdiler ve tekrar sınava girmem gerekmedi. Dil kursu sonrası sisteme kabul belgesi yüklemek için 1 yıl maksimum süreniz oluyor. Yani yl’ye başlamak için 1,5 yıl diyebiliriz. Şunu yapabilirsiniz: doktora için başvurup dil kursunalma sürecinde Türkiye’de yl bitirip devam yurtdışında doktora ile devam edebilirsiniz.

teşekkürler.

@eileengray
Wire transfer olarak gönderecekler, bunu talep ettim, onlar da kabul ettiler. Hatta bunun için 17 dolar da para aldılar.

aynı sey almanya da basıma geldiginde, son care olarak 200-300 dolar para verip Almanya da bir avukata keskin dille bir dilekce yazdirayim demistim, avukat ucretsiz yapmisti. alacaginiz meblag buna degecekse, bunu yazacak online bir avukat bulabilirsiniz abd de yasayan. bir diger fikir de sikayet. small business vs gibi mecralar vardi saniyorum, bu kiralama sirketleri nereye bagliysa, nereye bildiriyorsa, onlarin uyarmasi harekete gecirebilir.

ben de amerikadayim sizin gibi bir sirketin islettigi apartmanda oturuyorum. siz sozlesmeniz bitmeden mi evden ciktiniz o kismi anlamadim ?

@oscar
Sözleşmem 31 Temmuz’da bitiyordu ben 15 Mayıs’ta döndüm. Fakat kiralarımı ödemeye devam ettim. Yani Haziran ve Temmuz kiralarını da ödedim. Fakat en geç 30 Ağustos’ta yatırmaları gereken depozitoyu hala yatırmadılar ve şu maillere dahi dönmüyorlar.

tamamdir simdi anladim. yani bu sirketlerin kolay kolay paraya yatacagini dusunmuyorum. siz bence direk ana sirkete ulasin, apartmanin leasing ofisini atlayin. bu arada amerika da kiraci ev sahibi iliskilerine bakan belediyelerde birim var onu arastirin ve onlarla da iletisime gecin

km nin orjinal olduğunu pek zannetmiyorum, orjinalse alınabilir.

kardesim ne alirsin bilmem de 70 binin varsa hemen bisey al. 3 ay sonra 100 bin olacak cunku. piyaaya bak. 40 bine sifir aldigim arabanin ikinci eli oldu 120 bin.

VW Polo

Erzurum

uni hastanesinde calismak hakkinda fikrim yok, sehirde yasam konusunda kesinlikle adana'yi tercih ederdim.

adana

Erzurumluyum, ben olsam erzurumu seçerdim. Hem güvenli hem ucuz. İyi para biriktirirsiniz. Kışın da kayak vs takılırsınız. Erzurum sadece yazın biraz sıkıcı olur, aktivite yok yaz için çok fazla ama serin bi havası var yine rahat edersiniz yazları da.

hangi mevsimi daha çok seviyorsunuz ya da yaz insanı mısınız yoksa kış insanı mı? Bunlara cevap arayarak plan yapın derim.

İnsan bakımından her yerde insanın iyisine de denk gelebilirsiniz kötüsüne de.

Yeme içme bakımından bir antep olmasa da adana ile erzurum kıyaslamasına girmem bile, adana tek olur benim için.

Dediğim gibi bu biraz bakış açısıyla alakalı. Eşiniz hali hazırda karar verdiyse hiç buralardan cevap aramayın, direkt sonuca odaklanın derim.


* adanalıyım :)

Cevaplara çok şaşırdım. Eğer muhafazakar bir yaşam tarzına sahip değilseniz her anlamda Adana tabii ki. (Erzurumluyum)

Ölüm grubu yemin ederim tercihlere bak:D

Abi kesinlikle adana, erzurumdan bak dur

Adana tabi ki. Yalnız dikkat edin oraya yerleşmek isteyeceksiniz. 1 yıl sonra haber verin merak ederim.

Vallahi ne kadar doğrudur bilemem. Bir arkadaşımla daha geçen muhabbeti oldu. Turkiyede en sevdiğin yer gibisinden. Adam ölürüm Erzurum da bir yıl yaşamam dedi. Bunu diyen adam da 90larda Batman'da yaşamış bir adam.

Kesinlikle Adana.

Adana insanı kural sevmiyor. Erzurum ise bildiğin muhafazakar.

Hic dusunmeden Adana.

bu kıyaslama adana'ya hakaret gibi. her türlü adana alır. sosyal hayat, şehir imkanları, insanı, ucuzluğu hepsini bir pota icinde toplamis.

Erzuruma gitmemis biri olarak yaziyorum:

Adana'da daha cok imkan olacaktir eger lokal takilmak istiyorsan.

Adana'nin havaalanindan daha cok ucus var eger hareket alanim olsun istiyorsan.

Her turlu Adana yani.

Hayir. Giris cikis yapmanla alakasi yok.

Tipik bir turkiye manzarasi. Amac kisa yoldan paralari cukkalamak oldugu icin, senin durumunda olanlar icin alternatif uretmeye konsantre olamamis yasa yapicilar.

Memlekete hosgeldin kisaca. 200 dolara aldigin telefon icin bile 2000 lira odemek zorundasin. Haha.

buradan telefon alıp giderken sat bence.

telefonu arge ile ureten, pazarlayan, satis sonrasi hizmet veren firma 50 dolar kar ediyor, bizim devlet hicbir sey yapmayip 300 dolar kar ediyor. Inanilmaz.

Welcome to Turkey kardeşim. Euro kazanmıyorsan bir süre kalırsan yüzde 1000 zamların nasıl geldiğini anlarsın. İlk başlarda biz de anlayamıyorduk. Sonra baktık Euro kazanmıyoruz. Onan jeton düştü.

Ben ayni telefonla senede 3-4 kere 2 haftaligina ülkeye giris yapiyorum. Hic bir zaman kayit sorunu yasamadim. Sanirim belli süre telefon kullanilmadiginda süre sifirlaniyor yada 4 aylik aktif olma süresi her telefona taniniyor..

Bir de yalnızca kendi adıma kayıtlı hatlar çalışıyormuş 2000 tl ödesem bile. Oha diyorum ya.

Şimdi BTK’yı aradım. Denildi ki 1 takvim yılı içerisinde 4 ay kayıtsız olarak kullanma hakkınız bulunuyor. Giriş çıkış yapılınca değil de toplam 4 ayı geçmedikçe kullanılabiliyormuş.

Oha demek icin acele ediyorsun dur daha Turkcell, Vodafone, Turk.net, Superonline, Dsmart vs ile ugrasacaksin.

Western union un dream in parasının üstüne yatalım gibi düşüncesi muhtemelen yoktur.bazen gecikmeler olabiliyor,hafta sonu incelenmemiş olabilir,bugün inceleniyordur,size dönerler.

Öncelikle sakin ol daha önceden wu ile çok para gönderdim sorun olmadı.Muhtemelen bu süreçte yoğunluk olabilir ya da aksama olabilir.Kimlik doğrulamasına takılmış da olabilir.Live chat’ten iletişim sağlaman gerekiyor normalde.

Gonderici de alici da ayni kisimi ? Ben en son amerikadan arkadasimin hesabindan anneme 2500$ gonderdim ve red ettiler, supheli buldular islemi

@oscar
Evet ikisi de benim. Reddetseler ve para iade edilse sorun değil fakat açıklama dahi yapmamaları çok can sıkıcı.

uzaktan olmuyor o işler ne yazık ki. hatta bazen yakından da olmuyor ingiltere gibi ev sahiplerinin kıl olduğu bir ülkedeyseniz.

otelde kalmak zor olur ben airbnb kiralamıştım. 10 gün de kendime hedef koydum. 10 günde evi kiraladım. eğer zorsa 20 gün hedef koyun ona göre duruma bakın. airbnb için de şehre ulaşımı kolay olan ama fiyatı nispeten ucuz bir yer seçerseniz ev kirası vermiş gibi olur. çünkü ev ararken evden bir çıkıyorsunuz bir daha akşama eve geliyorsunuz.

merhaba,
dediginiz gibi, uzaktan ev kiralamak neredeyse imkansiz. bunun icin 2 seceneginiz var
1. si paraya kiyip bir ajans ile anlasacaksiniz, butun islemeri sizin adiniza onlar yonetecek. Buyuk ihtimalle 1 kira kadar hizmet ucreti alacaklar.
2. birisi onden gidecek, abnb'de kalip ev islerini halledece, tuttuktan sonra digerleri (aile oldugunuzu varsayiyorum) gelecek.

2-3 hafta yeterli olmayabilir, tamamen sans meselesi.
Diger sehirlerden emin degilim ama Amsterdam icin konusursak. Kiralik evler piyasaya ciktiktan sonra gormek icin randevu almaniz gerekiyor. Eger randevuyu 3-5 gun sonrasina alirsaniz, siz daha gormeden evin tutulmasi mumkun. Hatta bazi iyi evler sabah ilana cikiyor, ogleden sonra randevu almak icin iletisime gecerseniz tutuldugunu soyleyebilirler.
pararius ve funda'yi her sabah erken saatte kontrol edip, mumkunse telefon ile ulasip evi gormek icin randevu almaniz lazim. Telefon numarasi Hollanda disindan olursa randevu vermemeleri dahi mumkun. Malesef cok can sikici bir durum, ozellikle Amsterdam icin ev bulmak is bulmaktan daha zor.

işlem sadece "bekleyen işlemler" kısmına düşmüş olabilir mi? eğer öyleyse 1-2 güne oradan silinir. mevcut ödemenin ücreti bloke olarak kartında gözüküyordur, işlem kalkınca bloke kalkar.

9292.nl'den veya uygulamasindan biniş ve iniş noktasını seçerek ne kadar bilet ücreti ödemeniz gerektiğini öğrenebilirsiniz. Otobüs trene nazaran daha uygun aylık abonman yaptırabilirsiniz.

Toplu taşıma kartı için de ov-chipkart'i araştırabilirsiniz.

Benim boyle bir durumum olsa tercihim Utrecht olurdu. Utrecht Amsterdam'a trenle 20 kusur dk, sevimli bi sehir, Amsterdam gibi turist kalabaligi yok ve Hollanda'da tren yollarinin merkezi konumunda. Fakat kiralar -Amsterdam kadar olmasa da - yuksek. yani masraflar acisindan degil, ama sure acisindan en mantiklisi bu.

Ben Bosch bana alakasiz geldi. Utrecht'in alternatifi olarak Amersfoort veya Arnhem'i dusunurdum. Arada kalan ufak sehirler de mantikli olabilir ama kucuk sehirlerde tren seferleri daha azdir. onu hesaba katin.

ns.nl'den abonman biletlere bakin derim www.ns.nl

sakal traşı olmak (günlük/haftalık) (erkek için)
duş almak (günlük)
gün ışığında durmak/yürümek (günde min 30dk)
uyku düzeni (her gün aynı saatte uyuyup aynı saatte uyanmak)
mümkünse gün doğumunda uyanmak
sauna+hamam+masaj (bildiğimiz masaj) (ayda bir)
kimselerin olmadığı bir yerde gecelemek/kamp (ayda bir/ iki ayda bir) (öze dönüş, arınma)
check-up (6-12 ayda bir)
diş taşı temizliği + beyazlatma + diş bakımı (6-12 ayda bir)
instagram/facebook/twitter kullanmamak (sonsuz)
her seferinde farklı bir ülke olmak koşuluyla yurt dışı seyahati (ekonomik duruma göre 2-3-6-12 ay'da bir)

sabah erken kalkmak

diş ipi (her gün), diş taşı temizliği(6 ayda bir), seks(iki-üç günde bir), kahve(her gün)

kendine dair kafa yorup notlar almak

Yeni insanlarla tanışmak.

Gereği kadar uyumak, erken kalkmak, ışık alan ortamda bulunmak, düzenli beslenmek, bol su tüketmek ve düzenli spor yapmak. Hareketsiz vücut fiziksel olarak büyük etki yapar. O yüzden düzenli spor dediğimize harıl harıl çalışmaktan ziyade düzenli hareketler olarak algılayıp az da olsa spor aktivitesinde bulunun. Siz vücudunuza doğru şeyleri yaptırırsanız o da sizi mutlu eder.

Ayrıca psikolojik olarak yukarıda saydıklarımın yanında boş verme üzerine yoğunlaşmak da büyük bir yardımcı unsur. Kafanıza taktığını şeyler üzerinde durmamaya özen gösterin. Ben bunu yaparak işten ayrılıp hayallerimi yaşamak için zaman ayırma kararı aldım. Bayram sonrası yeni bir hayatın ilk adımını atacağım.

Umarım dilediğiniz gibi konforlu bir süreç geçirirsiniz.

daha basit bir anlatım yok aklımda, fazlası da hesaplamaya giriyor zaten.

prntscr.com

Standart Sapma için; örneğin bir analizi 3 tekerrür yaptınız ve sonuçlarınız 1.2 1.4 1.6 buldunuz. Bunlar arasındaki farkları incelemenize yarar.

Varyans için ise; bir çok denemenizin için 3 tekerrür yaptınız ve sonuçlarınız 1.2 1.4 1.6 - 2.2, 2.7, 2.8 - 2.1, 2.5, 2.6 - ... gibi gidiyor. Bu gruplar arasındaki farkları incelemenizi sağlar.

Ortalamadan sapma değerini merak etmemizin nedeni sonuçlarımıza güven duymamız için. Aksi halde tek sonuç olsa (tekerrür olmasa) sonucumuza emin olamayız.

Bu cihazi kullanip para kazanacaksan 1
Keyfine aliyorum diyorsan 2

ne için kullanacağını yazabilir misin

@karasakal- R, Python, SPSS ve MS Office kullanacağım bilgisayarda yoğunlukla.
@demirKamil- Evet 13 inc. ABD'deyim.

hocam hiç düşünmeden pro olanını alın çünkü kağıt üzerinde macbook air 2020 işlemci nesli daha yeni olsa da performansta öyle değil çünkü 2020 airlerde inanılmaz ısınma sorunu var. ısındıkça da kendi kendine performansını düşürüyor cihaz. bu fiyatlar arasında hiç düşünmeyin 150 usd için. ram de önemli. pro olanını air olandan daha uzun kullanacağınız kesin zaten 2020 serilerinde klavye de değişti ve eski klavyelerdeki kronik sorun yok.

1 hayırlı olsun.

pyton ve spss varsa direkt pro alın.

Açık ara 1

işlemci modellerini kıyaslamak lazım. bazı i5'ler i7'lerden daha iyi performans veriyor. ben pro kullanıyorum ama aldığım zaman air'lerde retina display yoktu. şu an alacak olsam i7 daha iyi performans veriyor ise air'i tercih ederdim. çünkü tasarımı müthiş.

pro

proluk iş yapmıyorsanız Air i5 diyorum, arada 2 bin₺ fark var dediğiniz modeller için. eğer 2 bin₺ sizin için büyük para değilse ve proluk iş yaparım, touchbar da olsun havalı olsun diyorsanız pro diyorum.

2. +16 gb ram

Dediklerin artı mathematica xcode python ve birkaç şey daha yüklü bende i5 kurtarıyor.

Air yeter

edit: alttakine katılıyorum air'in işlemcisine göre 16 ram de güzel olur.

tanıdıkları virüs kapmadıkça bir çok insan ciddiyetini anlayamaz ama birkaç haftaya sayılar artmaya devam ederse anlarlar artık diye umuyorum.

İstanbulda yaşıyorum, millet yeni yeni farkına vardı maalesef. Biz bu mecralarda aynı düşünce ve hassasiyetli insanlar olduğumuz için zannediyoruz ki herkes aynı hassasiyeti taşıyor. geçen hafta şırnak ta yaşayan ve oralı olan bir arkadaşım ile görüştüm, evden çalışıyorlar eşi ile akrabaları '' iyi oldu valla size de gelemiyorduk uzun süredir bu akşam oturmaya geleceğiz demiş'' arkadaşta gelmeyin durumlar malum diyince '' bizi neden istemiyorsunuz demiş'' milletin umrunda değil herkes gezip dolaşıyor diyor. Sanırım eğitim, maddi durum, coğrafi bölge hatta twitter facebook kullanımı bile değişkenlik gösteriyor hassasiyet konusunda. Bu hafta nasıldır bilemem tabi
NOT LÜTFEN İL/BÖLGE/ETNİK KİMLİK DUYARI KASMAYIN OLUR MU

daha türkiye de vakalar görülmeye başlamadan italya ve çindeki durum başlar başlamaz home office çalışmanın verdiği avantajla ben eve kapandım. ayrıca yine aynı şekilde ablam ve ailesi de eve kapandı. bir ay oldu ben kendimi karantina altına alalı. o günden beri de maksimum 3-4 kez ihtiyaçlarım için birer saatlik dışarı çıkmışımdır. sadece aynı şekilde sıfır temas ile yaşayan ablamlar gelip gidiyor özel araçla ve hiçbir yere temas etmeden, kimseye yaklaşmadan.

ancak ilk bir iki hafta en yakın arkadaşlarım dahi çok saçma buldular yaptıklarımı. iş yerleri evden çalışmaya geçtiğinde de ilk aşamada durumu ciddiye almadılar. sadece son 10 gündür çıkmamaya ve daha dikkat etmeye başladılar ki bunlar gayet okumuş, aklı başında, gelir durumu fena olmayan insanlar. yani öyle cahil, sosyal medyaya uzak vs insanlar değil. elbette panik olma endişe etme taraftarı biri değilim ancak ilk günden beri büyük bir ciddiyetle tedbirli davranmaya çalışıyorum. kaldı ki benim bulaştırabileceğim risk grubunda kimsem yok etrafta. ona rağmen virüsün dolaşımına herhangi bir katkıda bulunmak istemiyorum.

kendi ailem ise memlekette. olay onlara daha geç yansıdı tabi. ancak her gün arayıp onları korkutarak olayın ciddiyetinin farkına varmalarını sağladım. cami, kahvehane vs. gibi yerlerin de kapanmasıyla sürekli evde kalmaya direnen babam bile dikkatli olmaya başladı, annem asla evden çıkmıyor.

ayrıca istanbulda karşımda kocaman bir park var, ilk günden beri hep boş. yaşadığım yerdeki insanlar oldukça dikkat ediyor, ancak kadıköyde olmanın ekstra hassasiyeti olabilir. ama yine de semt pazarı kurulduğunda ellerinde pazar arabalarıyla pazara gitmeye çalışan orta yaş üzeri kesimi de sıklıkla görüyorum.

ben dahil ailem, arkadaşlarım ya da konuştuğum kimse 1 ay içinde biteceğini ve eskisi gibi hayatlarımıza kaldığımız yerden devam edeceğini düşünmüyoruz. virüs yok olmak üzere olsa dahi psikolojimizin normale dönüp kendimizi dışarılara atıp kalabalıklara karışmamız uzun zaman alacaktır.

Lombardiya'dayım, virüsle yatıp kalkıyoruz. İliklerimize kadar hissediyoruz desem yeridir. Durum oldukça ciddi bir buçuk aydır. Ama mesela Türkiye'de o kadar da belli olduğunu sanmıyorum zira Türkiye'deki vakalardan oek bahsedilmiyor gibi. Herkes bir virüsten konuşuyor ama virüs sanki Türkiye'de yokmuş gibi davranılıyor. Olan da öyle bir göz önüne getirilmiyor ki durumun vehametini anlayamıyorsun.

ben İzmir, karaburun un sahil köyündeyim. hissiyatım iniş çıkışlı.
bir ara sıçtık, çember daralıyor anksiyetesi yaşadım. markette elim ayağım titremeye başladı, ne gerekir diye düşünürken algım kapandı. ağlayarak kaçacaktım az daha..
sonra haber izlemeyi azalttım. epey iyiyim şimdi.

ama fikriyatım, ne denli (ola ki/hani mesela) küçük olsa bile risk almamaktan yana. annemle evdeyiz,dikkatliyiz.
etraf sakin olsa da en azından örnek teşkil etmemek için görünmeden yürüyüşe çıkmaya dikkat ediyorum, köy dışında sapa yollarda, akşam vakti vb...

Burada da durumun ciddiyetinin farkında degil kimse, konuştuğumda da beni karamsarlikla negatif dusunmekle sucluyorlar. Felakete suruklendigimizin nasıl farkinda olunamaz anlamıyorum.

Daha tr'de vaka yokken virus konusu acildigi ortamlarda soyluyordum tr vaka yok diye rahat olmaniz asiri bos bir kafa, bugun yarin tr ye de girecek bu ve bundam kacis YOK diye. Bunu söyleyince bana gülüyorlardi, girerse karantinaya alino virusun goruldugu yer, butun ulke karisacak gibi konuşuyorsun, heheheh aman ha sen sokaga cikma virus gelebilir her an tr ye diye. Geldigimiz nokta ortada.

Ve ben hala hayatimizin tikileceginin farkinda olmayisini anlamiyirum insanlarin. Olum b.ku yedik farkinda misiniz lan? Bu is olu sayisindan, enfekte olan insanlardan, isin saglik boyutundan ibaret degil ki. Bir kriz ve kaos ortamina dogru surukleniyruz kacinilmaz sekilde.
Global ciddi bir krize dogru gidiyiruz dedigimde de ayni sekilde bana guluyorlardi ve geldimiz noktada dunya liderlerin ekonomik durum hakkinda aciklamalari ortada. Buyuk buhranla kiyaslanmaya baslandi durum artik.

Bana sorarsan bu isin zincirleme reaksiyonla neleri etkileyecrgini, hayatımızı nasıl mahvedecdgini en basindan gorememek icin gerizekali olmak lazim. Genc ve saglikli oldugumuz icin seni beni oldurmeyecek olabilor, ama hayatimizi mahvedecek.

İstanbul Kadıköy'deyim, daha ilk vaka çıkmadan eşimle ikimize küçük kolonya aldım, sürekli elimi yıkıyordum çünkü İstanbul'da virüsün olmadığına inanmıyordum. Ben araştırma görevlisiyim, eşim öğretmen, okullar kapanır kapanmaz biz de eve kapandık. 3 haftadır 3 kez markete gittik sadece, yarım saatte işimizi halledip geliyoruz. Sonra evde aldıklarımızı dezenfekte ediyoruz tabii. Yani kısacası alabileceğim her önlemi alıyorum, elimden başka bir şey gelmiyor. Fakat bu kadar önlem almak da anksiyetemi tetikliyor sanki.

Ailem Ege'de bir şehirde, onlar da 3 haftadır çok ciddi önlem alıyorlar. Ama kayınvalidem ilk hafta "ben virüse inanmıyorum" diyordu, dayım "abartıyorlar" diyordu mesela. Bu konuda ekranlara çıkıp insanları yanlış yönlendiren figürlerin de çok büyük katkısı olduğuna inanıyorum..

Çok da kolay değilmiş sanırım. Bir Amerika’da asistanlık diğeri Almanya’da lab stajı deneyimlerim olmasına rağmen Radboud’dan red yedim. Umarım diğerlerinden de yemem.

bankayı arayabilirsiniz. başka türlü açmayabilirler. skype üzerinden 5 dolarlık kredi alın ya da türkiye paketi var ondan alın. deneme süresi içinde iptal edebilirsiniz. çok etik değil ama param yokken kullanmıştım.

internet şubesinde ayar var mı?

Mail atmayı deneyin.

Ben turkish bank kullanıyordum ve benzeri durumlarda mail ile sorunum çözülüyordu.

İnternet şubesine girebiliyor musunuz? Yurt dışı ip.den bağlanınca engelliyor olabilir.

Aramazsanız hiçbir şey yapamazlar. Mail falan dönüş 3-4 güne olur onda da inceleniyor derler otomatik mesaj

Mail attım. Uygulamada açık görünüyor ve online olarak alışveriş yapabiliyorum. Fakat markette bir yerde demediğimde kart reddediliyor. Olmazsa arayacağım.

Aradım manyetik alan hatası dediler. Kart yenilenmeliymiş.