Formalara baktığını sanmam;
www.google.com

Yanlissiniz. Terli terli diye düşünecek şey değil ki, bu adamlar beraber duş falan alıyor. Bunu kim kafaya takar.

Bu da raul koleksiyonu;
www.google.com

Son 30 saniye mi hatırlamıyorum belki son 1 dakika da olabilir.
Unutulmaz 1999 şampiyonlar ligi finali
Münih - United maçı.

Her yerde kullanırım, evde arabada filan derseniz Karcher SE4001.
Daha düşük maliyetli olsun derseniz Fantom marka sulu süpürge.
Maliyeti sorun değil, süper birşey isterim derseniz Bissel SpotClean.

Saraybosna ile Karadağ ayrı ülkeler, Karadağ'a geçince uluslararası dolaşıma geçiyordur o da turist hattında yoktur büyük ihtimalle.

Oncelikle ayrı ülkeler infosuyla yüzümü guldurdugun için tşkler @roket xd

Arkadaşım daha önce bu şekilde kullanmış turist hattini ancak yaptığı ayarı hatirlayamiyor. Zaten arama yapabiliyorum, yalnızca interneti kullanamiyorum.

Irkci futbolcular elbette vardir verdiginiz ornek gibi alenen durumlar yok artik, cok buyuk cancel sebebi

O kadar ırkçı kişinin herhangi bir yerde barınması zor. O kadar net örnek yok.

İtalya'da Nazi takımı var, 300 sene falan takım kaptanlığını yapan futbolcu Nazi selamı veriyordu maçlarda. Onun dışında şu olay var mesela: www.sabah.com.tr

Günümüzde tabii böyle şeyler mümkün değil, yani tabii ki ırkçı da var her şey var ama kendi içlerinde yaşıyorlardır muhtemelen böyle şeyleri.

Aynı rotayı araba kiralayıp yapmıştım yol mahvetmedi aksine baya keyifliydi

Bu seninle çok alakalı bir soru. Son bindiğimiz otobüsün tavanında örümcekler geziyordu. Bazen de neredeyse sıfır km otobüsler denk geliyor. Saatlerce camdan dışarıyı izleyerek gitmek sana uyuyor mu?
Otobüste trende geçireceğin zamanda uyuyabilecek misin?
Bazen bineceğin otobüsü saatlerce beklemen gerekecek, bunlar sorun olmazsa kesinlikle saçma değil.

bu rotayi araba kiralayarak yapmistik. yollar bizde alisildigi gibi duble otoban degil ve dolambacli dag yolu. manzaralar cogu yerde cok guzel ama bazen de bombos dag bayir geziliyor. o yuzden kusucusu yakin mesafeler bile olsa yollar uzun suruyor. ben gitmeden once okudugum bloglardan otobus yolculugunun daha da uzun ve zor olacagini anlayinca araba kiralamaya karar verdim. bir de bizde 1.5 yasinda bir bebek vardi dolayisiyla uzun otobus seyahatleri bize uymayacakti. dolayisiyla otobusu eledik biz. fakat yukarida da dendigi gibi ozellikle konfor aramiyorsaniz uzun saatleri sehirler arasi yolda gecirmek sorun olmayacaksa otobus secenegini de degerlendirebilirsiniz.

bir de okuduguma gore bu guzergahta zagreb'e ugruyor bazi otobusler mecburi rota gibi. bu sorun olabilir schengen yoksa. otobusle gidecekseniz bu konuyu netlestirin bilet alirken mutlaka.

çok saçma bir rota. hız sınırı düşük, kötü yollar, gümrüklerde bekleme çilesi, bol bol rüşvet isteme gerginliği. hele ki kiralık arabayla yapıyorsan bir de aracı yurtdışına çıkarmak için ekstra para isteyebilirler. ikisini tek seyahatte birleştirme. hatta bana sorarsan bosna’ya hiç gitme, oralı değilsen ilgi çekici hiç bir şey yok neredeyse.

Vizesiz ise ucak ile gideceksin demektir. Makedonya, Sırbistan ve Bosna yapardım ben. Üsküp, ohri, belgrad, novi sad, Saraybosna

Karadağ güzel diyollardi?

Saraybosna-mostar-kotor-budva

1 haftalik sure icin birebir bosna (2 gun) + mostar (1 gun) + kotor (2 gun) + budva (1 gun) seklinde bir planimiz vardi gayet guzel gecti.

@duster
@in vino

Bu planlar için şu anda ne kadar bütçe ayırmak lazım uçak bileti hariç olarak?

yani beklentiye gore degisir ama su an sezon disi oldugu dusunulurse sezona gore konaklamalar filan daha uyguna gelecektir mutlaka. simdi gitmeyecekseniz o baska tabii. biz gecen mayis sonunda gittik hava gayet iyiydi, sezon da tam anlamiyla baslamamis oldugundan fiyatlar da nispeten uygundu diye dusunuyorum. 1 gece mostar'da (airbnb), 4 gece kotor'da (airbnb), 2 gece saraybosna'da (booking.com) kaldik. bu arada onceki cevapta kotor'a 2 demisim ama kotor 3 gun olacak yanlis yazmisim. budva'ya gunubirlik gittik kotor'dan, biraz oldtown'da gezdik ve denize girdik gayet yeterli oldu 1 gun bize.

bizde bebek oldugundan konaklamalar konusunda daha secici olmak zorundaydik. yine de 2 yetiskin 1 bebek geceligi bin tl'yi gecmemeye ozen gostermeye calistik. bizim konaklama mekanlarini da paylasabilirim ihtiyaciniz varsa.

bir onemli gider kalemi de araba kiralama. ucusu bosna'dan gidis donus yaparsaniz araci mutlaka gitmeden once bosna havaalanindan kiralayin. bosna daha ucuz oluyor karadag'a gore, euro malum. yalniz burada da soyle guzel bir oyuna geldik, arabayi almak icin gittigimizde biz karttan odemeyi dusunuyorduk arabanin parasini ama bu fiyat nakit odeme durumunda gecerli yoksa bilmemne kadar daha eklemek zorundayiz uzerine dediler. acikvasi ugrasamadik itiraz vs. icin ama daha tatilin basinda bir suru nakitimizi oto kiralamaya bayilmak zorunda kaldik, bu ihtimale karsi yaninizda nakit goturun mutlaka. bebek koltugu ile birlikte yaklasik 200-250 euro arasi bir sey vermistik yanilmiyorsam 1 haftalik araba kirasina. simdi baktim, 190 euro araba kirasi 65 euro da sigortasina vermisiz 2010 model polo'ya. isimizi gordu tabii :) bebek koltugu olmadan daha uygun olacaktir mutlaka :)

alisverisi marketten yapip kahvaltilari evde yaparsaniz yemek masrafini da epey ucuza getirebilirsiniz, tabii bunun icin kucuk de olsa bir ocagi olsa iyi olur konaklayacaginiz yerin.

yeme icme istanbul'dan ucuz degil hemen hemen ayni. ama ozellikle bosna'da porsiyonlar oldukca buyuk ve doyurucu oluyor, yemekler de lezzetli, ac kalmazsiniz yani. cok pahali yerler degil, istanbul'da disarda harcayacaginizdan fazlasini harcamazsiniz. bunlara gore bir hesaplama yapabilirsiniz sanirim.

@in vino

Çok teşekkür ederiz bilgilendirme için, planımızı biraz daha somutlaştırırsak yazarım size.

Burada kriter, sizin daha önce yurtdışına çıkıp çıkmamış olmanız olamaz, ancak vize alacağınız ülke, daha önce o ülkeden vize almadıysanız (veya yakın zamanda) bireysel başvuru veya farklı bir başvuru süreci isteyebilir.
Bu durumda genel olarak değil, Çekya için süreçleri sormanız gerekir.

parmak izi foto vs alınması için olabilir

Vfs global çağrı merkezine güvenmeyin. Çekya için vize başvurusunda bulunacağım zaman Ankara'da yaşarken ikametim Marmara tarafında olduğu için İstanbul'dan başvurmam gerektiği, Ankara'dan başvuru almayacaklarını söylediler. Kalktım bende İstanbul'a gittim bu yüzden. Başvuru sırasında adres kısmına Ankara'daki adresi yazınca neredeyse başvurumu iptal edip beni göndereceklerdi. Ankara'dan da başvurumu kabul ediyorlarmış aslında. Mail atıp teyit almak belki daha sağlıklı olabilir. Telefondaki çalışanların çok bir bilgisi yok.

ben de cuma başvurdum, dün geldi pasaport. arayıp aciliyetini belirtmiştim. onun faydası olmuştur diye tahmin ediyorum.

Ama ben belirtmedim işte. Yani öncekine tesadüf dicektim de üst üste bu kadar tesadüf fazla geldi. E her ihtimali de çürüten en az bir durum var önümde..

adın soyadın bir yerlerden sevimli gelmiştir. atıyorum memurun soyadı ile aynı, bir tane müdürünki ile aynı vs.

zamanında bir otobüs firması adı ile soyadım aynı olduğu için güzel yerden koltuk verirlerdi. sene 90'lar falan.

islem yapan memurun isini yapasi gelmis demek ki.

@tau, iki seferde de bana mı denk geldi peki? Bir kez olmadı yazdigim gibi

morgue sokağı cinayetleri en meşhur öykülerinden biri. sherlock holmes'un esin kaynağı olan kitap buymuş.

Morgue Sokağı Cinayetleri +1
Beğenirseniz bütün öyküleri toplu basıldı onu alırsınız.

Şu kitabı alıp doya doya okumuştum.

www.kitapyurdu.com

Diri diri gömülme konusuna nasıl takmış, nasıl takıntı haline getirmiş. Kabus gibi günler yaşamış olmalı. Okurken yazarın bu konuya yorduğu kafa tüylerimi ürpertmişti.

İletişim'in tüm öykülerini bastığı iki ciltlik baskısını tavsiye ederim. Çeviri olarak da ithaki'nin dost körpe çevirisine kıyasla daha iyidir. Sadece ben değil okuyan çoğu kişi de böyle düşünüyor.
İletişim çevirisi hasan fehmi nemli'ye ait

Bazal metabolizma senin yaşam konforunu düşürmeden alman gereken minimum kalori miktarını verir, o zaten zorunlu bir miktar. Bazal metabolizmanın üstüne bir de günlük ihtiyaca göre alınması gereken kalori miktarı vardır, onu da hesaplayıp 200-250 kalori altında beslenmen gerekiyor. Yani atıyorum bazal metabolizman 1500 kalori çıkar günlük ihtiyacın da 2000 kalori, senin günlük 1800 kalori alman gerekiyor.

www.calculator.net bu siteden bazal metabolizma değil de eğer hiç egzersiz yapmıyorsan sedentary seçip hesapla.

eğer bazal metabolizman 1500 kaloriyse normalde günlük harcadığın kalori 1500'den biraz daha fazladır günlük aktivitelerinle. diyelim ki 1800 olsun.

kilo vermek için kalori açığı yaratman gerekiyor. 1 kg 7700 kaloriye eşit. yani toplamda 7700 kalori kaybettiğin zaman 1 kilo vermiş oluyorsun.

eğer sen kendine 2 haftada 1 kilo vermek gibi bir hedef koyarsan. 7700/14=550, günde 550 kalori açığı yaratman gerekiyor.

eğer günlük yaktığın kalori 1800 ise, 1800-550=1250, günlük 1250 kalori alarak 2 haftada yaklaşık 1 kilo verebilirsin.

dediğim gibi o siteden eğer hiç egzersiz yapmıyorsan sedentary seçip günlük harcadığın kaloriyi bulabilirsin. hatta o site direk haftada kaç kilo vermek için kaç kalori alman gerektiğini de yazıyor hesapladıktan sonra.

Hicbiri. Koc holding eregli aselsan hisse senedi.

sadece euro al. nisan cok kisa sure, birkac secenek arasinda boldugune degmez.

Sadece euro

euro vadeli

euro vadeli +1.
kur korumalıda yatırım miktarını her ay arttıramıyorsunuz diye biliyorum

Euro vadeli olarak güncelliyorum

Vadeli Euro 4 ayda 80 TL veriyonxxxnndndndm

Bir kısmıyla halka arzlara katılabilirsin.

Cekya çok az vize veren ülkelerden biri bana 4 günlük tatilim için 4 gün vermişti, önceden başka vizelerimin olmasına rağmen. Ama pandemiden önceydi son durum nedir bilmiyorum.
İkinci olarak geçen aylarda fransadan 1 yıllık vize aldım ama önceki vizem de fransaydı ve davet mektubum vardı sanırım bunun etkisi var.
En önemlisi ise para durumu hesabınızdaki paranın uzun zamandır orada hareket etmeden duruyor olması çok önemli 1 aylık yeni gelmiş parayı çok dikkate almayabilirler. Size ait olmasada bi para hesabınızda uzun zamandır duruyorsa sıkıntı olacağını sanmam.
Bir de öğretmen kimliğiniz vs varsa onu da belgelere koyun isterseniz.
Bazı belgelerin ingilizcesini talep ediyor konsolosluklar o belgeleri de ingilizce almanızı öneririm.
Bunun yanı sıra otel ve uçak rezervasyonunuz olması da çok önemli
Umarım alırsınız

çoğu ülke girişte pasaportun en az 6 ay daha kullanım süresi olmasını istiyor, bunu da göz önünde bulundurun.

Birikim hesabı size mi ait değil mi anlamadım.

''Birikim hesabımda (bana ait değil xd).''

Ben kendi hesaplarım arasında İşbankası vadeliden, vadesiz hesabıma transfer yaptım. Şüpheli para diye vize reddi almıştım.

gugıl'a umut sarıkaya açmiyim de sürünsün yazdım
i.pinimg.com

Vallah ben de cokkkkk yazdım ama bulamamisdimm belki de gözümden kaçtı :))) tesekkurler

Kırk yılda benlik bir duyuru oluşmuş cevaba yetişememisim fkdk

@abuzer
şaka şaka
önce kendi arşivimde arattım sonra siteye foto yüklemekle uğraşmamak için aramaya telefon melefon ekleyip bu linki buldum :)

:') hay allah, kandirildikrabbim de milletim de bizi affetsin

30lar ilerledikce bu his artiyor kesin bilgi yayalim :))
Durumu kabullenmek, geriye donup bakinca ulan guzel gunler gecirdim, sunlari sunlari yaptim diyecek sekilde zamani degerlendirmek, hayal ettiklerinizi elden geldigince gerceklestirmek bi cozum.

Yürü git,alalalala :))))

Yok yok haklısın. Hayat güzel. Yaoacak bir şey yok ama. Mevcut hali en iyi şekilde yaşayıp çok da düşünmemek lazım.
Senin derdin çok bir derdin olmaması aslında.

Sürekli seyahet eğlence gibi şeylerle gerçeklerden kacabilirsin mesela ama eninde sonunda yakalar seni. O yüzden kabullen ve çok da şeetme

32 yaşındayım, katılıyorum. hayatı hem iş hem seyahat vs adına tadına varacak şekilde yaşadığımı düşünüyorum, hatta daha iyi yaşayamam gibi geliyor ama yine de zamanın geçmesi evet çok koyuyor insana.

Yakında gençleri kıskanacagim diye korkuyorum

Yaş 27 boşuna yaşıyorum hissi var bende de hiç keyif almıyorum.

Geçen yine bir başka duyuruya yazdım mı yoksa yazıp sonra sildiğim onlarcasından biri miydi hatırlayamadım ama yazayım yine.

yanlış hatırlamıyorsam bir filmde duymuştum. karakterlerden biri zamanla ilgili endişesi olan diğerine "şu ana kadar yaşadığın hayat uzun geldi mi sana" diye soruyor. 35 belki 40larında olan da evet diyor. diğeri de "işte önünde yaşayacak bir o kadar hayatın daha var" diyor. basit bir düşünce ama benim aklımda baya yer etti. zaman bundan sonra biraz daha hızlı geçecek, daha az verimli geçecek, daha az kayda değer olacak ama nihayetinde aklının ermeye başladığı yaşı 20 falan kabul etsen, kendi hür iradenle özgürce karar verip yaşayabildiğin hayatın 10 seneden ibaret olduğunu düşünsen, önünde bunun aynısından 4 tane daha var.

kafayı zamanla çok erken yaşlarda bozmuş biri olarak anlıyorum bu psikolojiyi ben. benim kendi çözümüm evlenip çoluk çocuğa karışmak. ilk çocuğu elime aldığım zaman omuzumdan büyük bir yük kalkacağını hissediyorum. benim için ahsen umut verici bir düşünce bu.

@incre, benim çözümüm de benzer. Hep çok mantıklı gelmissindir bana zaten. Ama onu da yemiyo.. :')

çok sağol, güzel böyle şeyler duymak :P şurda kaç kişiyiz otuzlarının başlarında

Ölsek de kurtulsak modundayım. Yaşanabilecek şeyler bitmez ömrün ne kadar olursa olsun, bu arayış hali beni çok yoruyor. Öldüğümde gözüm açık gitmeyecek tatmin seviyesinde yaşadım, bardağın dolu tarafına bakıp doydum ben kalkıyım diyorum.

yaşlanmak diilde bedensel sorunlar yaşayacak olmak zoruma gidiyor :) öyle bir dönemdeyiz ki nerede ise her sene müthiş teknolojik gelişmeler, bilimsel çalışmalar oluyor öldükten sonra bunlardan haberim olmayacak, çok koyuyor :)

bunlardan sonrası amaan bu ne be dünün aynısı :=)

kesinlikle zaman asiri hizli geciyor + yaslanmaktan asiri mutsuzum. onumde secenek olsa sonsuza dek yasamak isterim

İşte bunlar hep görelilik kuramı. 1 yaşında birinin 2 yaşına kadar geçirdiği 1 yıl ömrü kadarken, 60 yaşında birinin 61 yaşına kadar geçirdiği 1 yıl önrünün 1/60 ı kadar. Ondan dolayı yaşlandıkça zaman hızlanıyor galiba. Ama iyi haber insan ömrü uzuyor.

abuzer yoksa sen ben misin? ben de gectigimiz gunlerde 31 yasimi doldurdum ve ayni seyleri hissediyorum.

30'dan sonra artik her seye gec kalmis gibi bir his var uzerimde. guzel bir isim var, vs ama artik gelecege umutla bakma durumunu kaybettim. bu safaktan sonra atomu parcalayacak halimiz yok.

benim aklima gelen cozum evlenmek. bir yuva kurup cocuk falan yapmak artik. sadece asik olabilecegim son bir kadin ve onunla beraber yaslanmak... otesinde bir beklentim yok hayattan.

Zaman cok hizli geciyor evet ama bence 30lu yaslar cok cok daha guzel 20li yaslardan. 40lar daha da iyi olur umarim. Yani su an 38 yasindayim, hep bu yasta kalacagimi bilsem bir an bile uzulmem.

Tavsiyem yok. Olmekten kacinmak gibi bir secenek de yok. Dusundugumde kafamin icinde alarm caliyormus gibi bir panik yasiyorum. O yuzden dusunmemeyi seciyorum.

Ben ölmekten ya da hayatın kısalığından değil de parça parça ölmekten korkuyorum. 20'li yaşlarda yapılacak şeyler ayrı, 30'lar ayrı vs. 60 yaşında tutup da 20'lik arkadaş topluluğunda gibi davranamam sonuçta.

Yapabileceğim şeyleri istediğim gibi yapamıyor olmak sıkıyor canımı.

Bunla nasıl baş ediyorum? Edemiyorum :D

Tamam 20ler ayrı 30lar ayrı 60lar ayrı ya, heh işte, ben 60lardakileri istemiyom :') çok saçma.. nene olmak istemiyom.

Aslında bir daha hiç 20 yaşında olamayacak olmak canımı sıkıyo:') yaşamayı çok seviom

yasımı fıksleme ımkanı olsa sececegım yas otuzlarda olurdu. 31-32 falan olurdu muhtemelen.Benım omrumun en guzel yasları bunlardı sımdıye kadar. 40 ustunden bıldırıyorum

cezalar ve hgs sonradan kesiliyor zaten. ceza hemen gelmediği için 6 ay sonra da gelebilir. eğer senin kullandığın döneme denk gelirse, sana haber verirler ödemeni isterler.

Hoaydaa bu çok saçmaymis :/

webihlaltakip.kgm.gov.tr

kiraladığınız aracın plakasını hatırlıyorsanız kaçak geçişi varsa buradan kontrol edebilirsiniz. Sonra cezalı ödemeniz mantıksız çünkü

konuyla bağlantılı bilgi olsun diye yazıyorum.

Kurumsal firmadan kiraladığınız için kabis sisteminde o gün o araç kime kayıtlı gözüküyorsa tüm cezalar ve borç yazar.

en son hgs borçlarınında bu şekilde yazılması gündemdeydi. zaten kredi kartı ile kiraladıysanız blokaj alınmıştır.

@tok, HGS si vardı, kaçak sayiliyor mu yine de? Bakacağım buradan

Aslında birkaç yerden ceza için de baktım ama çıkmadı bir şey. Belki de ceza yemedim ;))))
Edit: bakmıştım bu siteden zaten. Cikmadi

Aracın hgs’si olur. Ceza falan yediyseniz sizden ödemenizi istemeyebilirler. Direk karttan çekerler.

oralarda hgs yazmıyor yanlış bilmiyorsam. Biz de adana üzerinden antep urfa gezmiştik de bir ödeme olmadı. Mersin'i bilmiyorum.

takipteyim.

Ne olmuş, bize de anlatın

Vefat haberleri geldi, iki gün üst üste. Hiç tanımamama rağmen çok etkilendim nedense. Bağlantılı mı değil mi, o kısmını bilemiyorum.

Kediebesi kalp krizi gecirmis :/

Yapmayın ya. Çok üzüldüm. July14'ü bilmiyorum ama kediebesi bir zamanlar çok aktif bir yazardı.

Allah rahmet eylesin ikisine de. July14 ile az çok muhabbetimiz vardı, en son konuştuğumuzda yanlış hatırlamıyorsam zatürre ya da ağır bir üşütme geçirmişti kışın, baya yıpranmıştı ve bahar/yaza doğru yeni yeni toparlanmıştı.

Allah rahmet eylesin, sevdiklerine sabır versin Allah.

kediebesini ben de severdim, geçmişte çok aktifti. çok üzgünüm.

July14 30 agustosta
Kediebesi 2 kasimda vefat etti

bir baglantisi yok

ben july14'un vefatini yeni ogrendim,
tatsiz bir tesaduf sadece

hiç kimsenin doğum günü hiçbir şekilde kutlanmasa çok memnun olurdum ya. Kendim dahil. Neyse ki şu an çalıştığım şirkette herkes doğum günlerinde ölü taklidi yapıyor.

benim bir arkadaşım senelerdir doğum gününü kendi organize ediyor. mekandan davet edilecek kişilere kadar kendisi karar veriyor. hoşlanan, seven vardır muhakkak.

Geçenlerde bununla ilgili soru sormuştum. 1 senelik doğum günü kutlama silsilesini tamamlamıştık, yeni zinciri başlatmamak için direniyordum. Fakat olmadı, tekrar başlattılar. Her ay sürpriz olmayan sürprizlerle kutlamalar yapılacak yine. Kendi doğum günümde 1 hafta izin alıp yok olucam. içim şişiyor bu enstantaneden. ofistekileri sevmiyor da değilim, ama pek seviyor da değilim. nötrüm. herkes kendi kendine takılsın bi süre (10 yıl falan), özleşelim istiyorum.

Offf kesinlikle haklısın. Nefret ediyorum ben de kurumsal doğumgünlerinden.

ben karşıyım bu olaya. genelde kutlattırmam doğum günümü.

ki doğum günlerim benim için en önemli gündür ama samimiyetsiz pasta kesmeli doğum günlerinden nefret ederim katılmam da.

iş yerinde doğum günü kutlaması hemen hemen eşittir; www.youtube.com

pastaların pahalı olması dışında sorun yok

Benimki olmasa daha iyi olur. Herkes bi garip hallere giriyor. Başka arkadaşların doğum günü kutlansın. 2 çatal da olsa pasta yemek iyi geliyor. Minik de mola veriyoruz, sosyalleşiyoruz. Ne kötülüğü olabilir, mis.

Şu an çalıştığım yerde böyle bir olay yok ama olduğu yerlerde gayet seviyordum ben valla.

Arkadaş ortamındakini daha çok seviyorum.

Sevgiliyle kutlayınca ayrıca seviyorum.

Aileyle kutlamak da başka türlü güzel.

Ben genelde kutlamaları seviyorum. Sevgililer günü olur, yeniyıl olur, birisi çıkıp organize ederse yerli malı haftası bile kutlarım.

İş yerinde formaliteden yapılıyor böyle şeyler ama olsun, ben kendi kendime havaya giriyorum.

Ben de sevmiyorum ama ofistekiler pasta yemeğe bahane olduğu için seviyorlar.

Gereksiz buluyorum ama itiraz da etmiyorum. Bu yılki doğumgünüm rejim dönemine denk geldiği için istemedim.

Yerelleri tavsiye etmiyorum. Çoğunu senetçi adamlar işletiyor.
tavsiye olarak rezervasyon yapıp sonrasında telefonla arayıp Findeks yüzünden sorun çıkmasını istemediğini söylerseniz direkt bakıp sorun olur ya da olmaz diyorlar. 1100 üstü KB’niz varsa problem olmaz genelde.

yereli yabancısı kısmına bişi diyemeyeceğim ama garenta ve enterprice kullandım ve memnun kaldım.

memnun kalma kısmı göreceli. başka şehirde bırakma cezası ödeyeceksiniz burası bir memnuniyetsizlik sebebi. onun dışında tüm firmalar 50-100 lira fark eder günlük bazda.
en ucuzu hangisi ise alıp geçebilirsiniz.

Aynı yere bırakmıyorsanız arabayı yerelleri unutun. Bu opsiyon sadece kurumsallarda oluyor.
Sixt iyidir.

Bosnaya 6 gün inanılmaz fazla. Bir günde Saraybosna diğer günde Mostar'ı gezseniz geri kalan 4 günde ne yapacaksınız???
Ben 2 gün Mostar'da kaldım artık sıkılmıştım. Geziden beklentinize göre değişir ama ben fazla olduğu kanaatindeyim.

Sadece Bosna ise 1 hafta tek bir şehirde geçmez.

Saraybosna ve Mostar olmazsa olmazlar.
Konjic güzel bir şehir bu iki şehir arasında. Pocitelj oldukça tarihi bir şehir Mostar’a yakın. Biraz ters tarafta olan Visegrad Sokullu Mehmed Paşa’nın memleketi romanı da olan Drina Köprüsü burada.
Stebrenitsa şehitliğini de görmenizi tavsiye ederim.

Şimdiden iyi gezmeler.

5-6 gun asssiri sikilirsiniz. Mostar dahil 2 gece yeter

Blagay tekkesi'ne de gidin, gününüz var zaten.

biraz planı sıklaştırıp 3 gününü karadağ'a ayırabilirsiniz. (kotor-budva)

not: karadağ'a giden 2 otobüs var. biri schengen area'ya giriyor diğeri girmeden gidiyor. ona dikkat edin.

Otobus bileti online aliniyor mu @brkylmz

direkt terminalden de alabilirsin ya da şu siteye de bakabilirsin:

bozur.getbybus.com

(dediğim gibi schengen vizeniz yoksa rotaya dikkat edin)

bir de bu tarz lokal otobüs-tren hatları için rome2rio.com sitesini kullanabilrisiniz hocam. en azından hangi firmaların gittiğini görür daha sonra kendi sitelerinden alırsınız)

oyun için kaliteden ödün verip monster alabilirsin şu dönem. geçen yazın 15 binlik oyun bilgisayarları şimdi 25-30k bandında ve bilinen markaların netbookları 15 bin bandında geziyor.

masaüstü olarak düşünüyorsanız o fiyat civarında gördüğüm en f/p kasa bu

pckolik.com

@hakmut'un önerdiği bilgisayarın işlemci-ekran kartı kombinasyonunun oyun performansı şöyleymiş;

youtu.be

Bence o fiyata gayet iyi

Hakkı verilmemiş değil ama
12 kızgın adam
Kubrick in tüm filmleri
Shining (yine Kubrick ama yeri ayrıdır)
Event horizon

Film değil ama monty python seviyorsan bbc'nin top gear programının eski bölümlerini de sevebilirsin. Arabalardan hiç anlamam ama sırf muhabbet için açıp izliyorum bazen.

Yine çok kıyıda köşede kalmış değil ama sacha baron cohen benzer bir mizah yapıyor. Borat'ı falan izlemediysen kesin izle.

Aslında Terry Gilliam'ın zibilyon tane filmi var monty python gibi, Jabberwocky, Billion Dollar Movie falan, ama o kadar iyi değiller. Yine de izlesen izlenir.

Zucker-Abrahams-Zucker filmlerine bir bakın.

(bkz: Top Secret)
(bkz: Airplane)
(bkz: the naked gun)
(bkz: the naked gun 2 1/2 the smell of fear)
(bkz: the naked gun 33 1/3 the final insult)

Drama gibisinden as good as it gets i çok severim, garip bilimkurgu olarak k-pax ilginçtir bence.

Özel sigortam olduğu için ücretsiz aldı. ama çok iyi konuşmak lazımmış iz kalmasını istemiyorsanız, ben de bayaa iz kaldı maalesef, çok fazla görünen bi yerde değil o yüzden sıkıntı etmedim. hemen aynı gün içinde alıyorlar, 2 dakika falan sürdü işlem ama ameliyathanede oluyor. sadece patolojiye gidiyor alınan parça, onu bekledim bi hafta

Benim yüzümde ben. Ameliyathane önlüğü fln giyecek miyim

evet

Güncelleme: ameliyat önlüğü giyilmiyor, giysiler cikartilmiyor

elektrikli bisikletle toplu taşımaya binme imkanın var.

'Arada sporumu da yaparım, bisiklet kullanma keyfimi de alırım' düşüncesi dışında mı?

@aman, pilleri bitiyormus 2-3 yıla sanırım elektrikli bisikletlerin.

Toplu tasimayla da isim yok aslında. Dağda bayırda kullanicam. Normal elektriksiz bir bisikletim de var zaten.

O yüzden 50 cc daha mantıklı geldi

Ne dersiniz

elektrikli bisiklet bilmem de, dünya üzerindeki en iyi 90cc motora sahiptim bi zamanlar.

honda c90, fiyat olarak 2 tane honda titan alabiliyordun bunu alana kadar, ölümsüz bi motordur, 5. kattan aşağı atarlar, marşa basarlar çalışır.
youtu.be

neyse abi 4.5 litre deposu vardı, pazar günü bi gezdiğimde 3 defa benzin alırdım 1 günde. öyle yani 50 cc ile dağ tepe bayır zor iş. hele hele benzin istasyonundan uzaksan. kaldı ki c90 kalitesine asla ulaşamaycaksın.

50 cc alma bence, 110 cc cub motorlar her türlü yol için çok uygun, o da olmadı 125 150 cc bak.

scooter bakarsan yine depoları muhtemelen ufak olacaktır, 12 13 litreden aşağısı dert oluyo benzin alma konusunda, ortalama 10 litreyle 350 km yapıyordum ben cbf 150 ile. geri kalan 3 litre de yedek depo.

50cc motorda trafik sigortası yok, haliyle kasko da yok. olur ya, porsche panamera’ya kapısından girdiğinizi düşünün. işin sağlık kısmını söylemiyorum zaten ama böyle bir kaza cüzdanınıza epeyce dokunur. bisikletle böyle bir hasar verme ihtimaliniz çok daha düşük.

en temizi 100-125cc motosiklet, eksiksiz ekipman, trafik/kasko.

Ben de aynı dilemmadayım. 50 cc motor şehir içinde ulaşımı belki biraz daha kolaylaştıracak olsa da motorlu taşıt olarak hareket etmek zorunda kalıyorsun.

bisiklet yolları, yaya alanlarından vs. rahatça gitmek varken sağına soluna bakmadan makas atan bmwci ve dolmuşçu magandalarla aynı yolda gitmek zorundasın. he maganda sensen motorla da gidebilirsin bisiklet yolundan yaya yolundan.

şehir dışına çıkmak istesen zaten bi yere gidemezsin 50 cc ile. (tamam londra'dan pekin'e giden var ama yürüyerek dünyayı gezen de var) zaten max hız bayır aşağı 50 ile falan gidiyor o da maksimum devirde. büyük deposu da yok.

bisikletin masrafı yok, belki 50cc'yi daha kolay satıcan ama atıyorum 1000 liraya aldın, kullandığın sürede sigortası bilmemnesi büsürü masraf yapıcan, 800'e satıcan. bisiklette şarj masrafın var bi tek, en fazla iç lastiği değiştirirsin.

@mirafori, 50 cc sigortası fln yok ki. Ve elektrikli bisikletle 50 cc aynı fiyata. Ama satarken benzer şekilde ikisini de 800 olarak satabilecek miyiz? Bu kısmı cidden bilmiyorum.

bir de ben kendi adıma detay verem; trafiğe girmicem aslında. Sadece iş yerine gitmek için 7 km köy yolunda kullanicam. Beton+asfalt yol...

Bir arabam ve bir elektriksiz normal bisikletim de var. Akan trafikte gerekli olmayacak

Klasik sokaktaki scooterların elektrikli versiyonu gibi fakat bunda pedal çevirirsen şarjdan az yiyor.
Yani normalde 50 km menzili var diyelim bu hiç pedal çevirmeden gittiğin menzil ama pedal ile bunu desteklerden menzil dahada uzuyor.

Normal kilolu biriysen yokuş yukarı sorunsuz elektrikle çıkarsın.

elektrikli bisikletin esas artisi yokusta sana destek saglamasi evet. duz yolda o kadar artisi yok ama yokusta cok farkediyor ozellikle sportif degilsen.

uzun vadeli kullanmadim ne kadar sarj tutuyor vs bilmiyorum.

Hiç pedal çevirmeden ilerleyebildigine emin miyiz? Nette "destek olmak" şeklinde okudum. Basiyim o gitsin, ben boş oturiim 59 km diyebiliyor muyuz

@hot, sportifim. Yokuşları fln hep kendim cikiyom. ama terlemek istemiyorum. Olayim bu.

www.decathlon.com.tr

bunlar gibi bir seyse pedal cevirmek zorundasin. normal bisiklet gibi dusun ama cevirdigin pedal cok daha fazla tork veriyor.

elektrikli scooter baska bir sey tamamen.

Hangisi olursa pedal çevirmeden de gidebilirim

Elektrik moped'lere ilk elektrikli bisiklet dedik sonra gerçekten elektrikli bisikletler gelince karıştı ortalık.

Bisikletler (gazı açınca gidenleri olsa da) genelde boost için motor kullanıyorlar pedala destek. Sizin aradığınıza elektrik moped ya da e bike diye geçiyor türkiyede ne diyorlar fikrim yok.

Azıcık düzgününün fiyatları sizi yıldırabilir ama 100cc motor alırım bu ne lan diye bağırabilirsiniz.

Liste fiyatında alırım diye düşünüyorsan o biraz zor.bir şekilde edinmiş olan yerlerde bunu minimum yuzde 50 fazla satıyorlar.süreç bu.

Piyasada yok mu? O nedenle mi pahalı?

Rusya dan eşim bir arkadaşım için aldı 700 dolar gibi bir şeydi.

Girerken 1 tane için soran eden yok. 1 tane kişisel kullanıma giriyor. Ama yani öyle 500 dolara yok.

Yani türkiye den biraz ucuza geliyordu o zaman. Aşırı aşırı bir avantajı yoktu.

Satın aldıktan sonra çıkarken vergi iadesi işlemleri de var sanırım. Ne kadarı iade ediliyor mesela? Bunu merak ediyorum.

Ayrıca @duptis in söylediği ilginç geldi. Liste fiyatından alamamak, ama ne kadar fazlasına almak? :)

Liste fiyatı 500 dolar ama 500 dolara alamıyorsun onu demek istiyor piyasada karaborsa olduğu için ve zor bulunduğu için. İşte Rusya da mesela 700 dolara yakın satılıyor. Şimdi baktım da 670 falan. İşte %35-40 daha pahalı en az liste fiyatından.

Türkiye de 900 dolar olmuş. Yuhunuz.

Tax FREE alması çok zor birisinin PS5 i. Tax FREE satan mağazada bulacak (mediamarkt vs) Buldu da gerekli şartları sağladı (başka ülke vatandaşı olacak vs, turist olacak)

Ayrıca ancak %9-%11 arası iade ediliyor o şartları sağlarsa.

Peki stok durumunu nasıl öğreniriz mail atarak mı xd sanırım Gürcistan da mediamartk tarzı yerlerde var

Hesap kesim tarihinizden sonra harcadığınız miktar. Örneğin şu an 200 liralık bir harcama yaparsanız güncel borç 1000 lira olacak.

Sele+1

hesap kesim tarihinden sonraki harcadığınız miktar + o ayki taksitler

kısaca bir sonrakine ekstrenize yansıyacak borç diyebiliriz. içinde bulunduğunuz dönem borcu

O zaman bu ornekte, bir sonraki hesap kesim tarihinde 2000+800 ödenecek di mi

Hayır, yeni bir harcama olmazsa sadece 800 ödenecek. Kalan 1200 lira sonraki ayların taksiti.

Öncelikle Sele+1

Güncel borç demek, hesap kesim tarihinizden sonra yaptığınız harcamalar + hesap kesim tarihinizde ortaya çıkan ve henüz ödenmemiş borç demek. Örneğin:

Kredi kartınızın hesap kesim tarihi her ayın 15'i diyelim ve ayın 15'inde hesap kesildi güncel borcunuz 1000 TL, ertesi gün bu 1000 TL'yi henüz ödemeden 200 TL'lik harcama yaptınız güncel borcunuz 1200 TL olur ama hesap kesim tutarınız hala 1000 TL.

Senaryo 2 : Ayın 15'i 1000 TL hesap kesim özeti, gittiniz 1000 TL'yi ödediniz ve hemen arkasından 200 TL'lik harcama yaptınız şimdi güncel borcunuz 200 TL olur, son hesap özetinden kalan borcunuz ise 0'dır.

Güncel borç son ödeme tarihinde ödemeniz gereken borcu değil, (hesap kesim tarihinden sonraki harcamalarınız + hesap kesim tarihinizden sonraki henüz/hala ödenmemiş borç)'u temsil eder.

ps5, ps4 ve xbox series s kullandım.
hepsini sattım ve son tahlilde ps5 kullanıyorum.

ps4'ü elerdim, sonuçta kaç yıl öncenin teknolojisi ve hızı.

ps5 kolu ile daha rahat ediyorum ben.
ama xbox seçilecekse, daha az kapasiteye sahip olan ve daha az çözünürlüklü olan xbox series s yerine xbox series x alırdım.

xbox game pass ve playstation plus'daki bütün oyunları kontrol edip, hangisi size yatkınsa seçmek de bir seçenek.

cod ile ilgili bir fikrim yok.

ben ps5 derim ancak cod ile ilgili fikrim yok

oneplus lar dayanıklık testlerinden geçemiyor genelde. bence başka marka düşünün.

www.youtube.com
www.youtube.com

oppo reno lite 5 aldık 3-4 ay önce.

gayet memnunuz.

poco da bu fiyat araliginda fena gitmiyor, kullanan bir kac kisi biliyorum memnun baya.

Xiaom' note 11 ne dersşniz

motorun tarzını bilmiyorum ama bazı motorlara güzel yan çantalar oluyor.

ae01.alicdn.com

Takip cihazı

Otomatik zincir yağlama aleti diyecektim ama fiyatı biraz şeymiş.
www.trendyol.com

sürücü yeni olsun olmasın eğitim pakedi.

yeniyse kapalı alan / temel hakimiyet

tecrübeliyse ileri sürüş / yol eğitimi

özel eğitimler artık cidden pahalı ama honda yamaha ikilisi hala makul.

edit: hatta yamaha'da şu an kadınlara özel ücretsiz eğitim varmış.
www.yamaharidingacademy.com

bütçe varsa kask interkom sistemi olabilir.
bütçe azsa zincir temizleme seti veya motor temizliğine dair şeyler olabilir.
balata spreyi, zincir yağı, wd-40, sprey cila, vs..
Yazlık veya kışlık eldiven olabilir.

telefon tutucu, modele göre dikiz aynası benzeri bişi var, kör noktaları görmek için,

en önemlisi bence sürücünün eksiklikleri. ayakkabı veya pantolon.

Arkaya çakar stop, branda, zincir yaglama/temizleme seti, lastik basınç göstergesi, elcik ısıtma, eldiven, egitim paketi

Biz genelde şurada kalıyoruz çünkü hem merkeze yakin hem de merkeze göre cok daha serin oluyor irtifadan dolayı. Araba varsa benzer bir yaklaşım öneririm.
abnb.me

uzmani degilim ama kas'ta otellerin oldugu bolgeye yakin kumlu play gormedim hic. bilen varsa yazsin. hep taslik.

yoo benim cok sevdigim birkac kisi oldu ama hayat aski denmez, onlar o kadar sevmedi diye dusunuyorum. genelde anksiyete, fakirlik, manyaklik, guven vermeme gibi sebeplerle kaybediyorum ben. yani mesela hasbelkader birinin hosuna gittim diyelim, bir sebepten seviyorlar belli bir noktaya geliyoruz filan. sonra bakiyorlar bu adamin derdinin sonu yok, ne yaptigi belli degil, owencan'in deyisiyle ic sikintisi yuksek bir tip. genelde aciklama bile yapmadan koskoca bir yilin ardindan ghosting'e filan maruz kaliyorum. neredeyse hep boyle oldu.

su ana kadar bulmussam kaybettim, gelecekte bulursam onu da kaybederim eminim. cunku klasik tabirle sorun karsida degil bende. o yuzden diyorum insallah asik masik olmam. insan yalniz ama kendiyle barisiksa yine guzel yasiyor da baskasi yuzunden ezilmis hissetmek korkunc.

evet.. kaybettim 11 ay önce vefat etti..

Çok uzun be abuzer.
Neresini nasıl anlatayım.
Bu aptal dünyaya bir çocuk getirip mutsuz etmenin vebalini taşıyamam diyen bir adam düşün.
Bir de vapurda, yolda, kapı önünde bir çocuk görünce sevme manyağı olan bir kadın.
İçinden çıkamadım sorunun ve 'Buraya kadar' dedim.
Dedim ama o gün bugündür, yıkığım, döküğüm, paramparçayım.
Özeti bu.

@hakyememyemekyerim, Benimki de dert mi dedim. Çok üzüldüm abi. Basın sağolsun. Sabırlar dilerim. Mekanı Cennet olsun.

@hakyememyemekyerim başın sagolsun. Aynı acıyı 21 yıl önce yaşadım. Hayat devam etsede yıllar gecsede ince bir sızı olarak kalıyor. Sabırlar dilerim.

Kaybettiysem hayatimin aski değildir.

Hayatimin aski denebilir mi biliyorum ama kaybi benim icin yikim olmus bir kisi var.

Ailem kendisini istemedigi icin ailemle kavgaliydik. O sirada cok iyi maasla calismama ragmen ozguven sorunlari yasadigimdan kendi basima eve cikamiyordum.

Kavga dovus onu rahatsiz etti, benim kendi basima eve cikmaktaki cekingenligim ve genel ozguven sorunlarim bonus oldu.

Sonraki yillarda her karsilastigimizda benim icin aci verici bir deneyim olmustu. En son 3 sene once karsilastigimda canimin acimadigini hissedip mutlu oldum.

Kaybetmeyi göze aldım, kaçtım aşktan. Bir şehri terk ettim ondan ayrılabilmek için. 1,5 sene geçti, öylesine derin bir ilişkiyi aşkı bulamayacakmışım gibi ve onun gibi beni seven bir daha karşıma çıkmayacakmış gibi hissediyorum. Ama insan umutsuz yaşayamaz. Kararlarımızın arkasında durmak ve kayıplarımızın üstesinden gelmemiz gerekiyor.

bulmadım, o yüzden de kaybetmedim. ama olsaydı da kaybetseydim ne üzülürdüm... o yüzden rahatım:)

Buldum kaybettim. 11 sene yaşadık ama o da saçma sapan şeyler yaptı, iyice içini oydu ilişkinin ama dönüp baktığımda beni onun gibi de kimse sevmez. Ben dayanamadım 5 sene önce ayrıldım çünkü bazı şeyler içimde ukde kalacaktı (örneğin başka kadınlar) bunu yaşamam gerekiyordu, yaşadım sıkıldım elimde şimdi ne sevebileceğim bir kadın kaldı ne de o.

noterden?

ayni notere gitme imkanımız yok. Herhangi bir noter olmuyordur sanırım? Online bir yöntem olsaydı süperdi

olmaz, cross motorun ön lastik çapı, ön amortisör mesafesi, geometrisi vs bambaşka.

yağmur çamur için hafif olsun ama asfalta çıkınca da gitsin dersen yeni f650gs ya da f800gs olabilir. sadece hafiflik ön planda ise uzun yol yapılmayacaksa crf250.

sürekli dağ taş gezilmediğinde ama yağmur yağdığında 10 metrelik cıvık bir topraktan yavaş yavaş da olsa geçeyim, düşürmesin dendiğinde naked-sport motorlara takılabilecek mucize gibi bir lastik var; pirelli mt-60rs. 180 taban genişliği seçeneği bile var. ama lastiğin mucizesi toprakta tutmasından ziyade asfaltta bırakmaması. çünkü herkes dişli lastiği spor motora takar geçer, dert değil ama sıkıntı asfalta geçince başlıyor, bu arkadaş asfaltta da viraj kasabilecek kadar yumuşak hamurlu aynı zamanda. tabii bunların hepsi maliyet demek, biraz tuzlu kendileri.

elimdeki naked motora bu lastiği takmadan yeni bir motor alacak olsam 100+-20 durumunda;

ikinci el f650 gs (çift silindirli) düşünürdüm. gs: grande-strasse, toprak-asfalt
sıfır olarak: Suzuki v strom 250

burada v strom 250 kullanan arkadaş var görürse yorum yazar.

daha bugün pirelli mt60 aldım, iç lastiklerle birlikte 7000 e geldi :s xrv750 kullanıyorum o paralara alınabilecek en sağlam motorlardan. Tavsiye ederim, rutin bakımları hariç 0 problem 100km'de neredeyse 4lt yakıyor.

@mirty oo efsaneye selamlar, ölümsüz makina. trt'de endülüs belgeseli çıkınca ekrana hipnotize olup kalıyorum motoru izlemekten.

www.trtavaz.com.tr

geçen hafta gittik. kervansaray termal otelin açık büfesi vardı baya iyiydi kişi başı 160 falandı sanırım.

bunun dışında cumalıkızık 10-15 dk merkeze. orada birsürü serpme köy kayvaltısı yapan yer var. kişi başı 100 lira falandı orası da. ama her yer kahvaltı mekanı yani. mutlaka kahvaltısı çok iyi olan bir yer bulunur ufak bir araştırmayla orada.

cumhuriyet kahvaltı kafe özlüce.

Uzak olmazsa Balat’ta Ayanoğlu Mandıra’yı tavsiye edebilirim.

ikinci el olduğunu varsayarak söylüyorum, hangi tip olduğunu da belirtmemişsin, peugeot 206+ hem çok az yakar hem kaçar hem de sanayide bozulan arabalardan değil. 6 yıldır sahibiyim yağını suyunu koyup binerim.

2008 toyota corolla otomatik.

Mitsubishi attrage ya da benzeri 1.2 benzinli motorlu japon aracı

auris/corolla dizel otomatik, ben memnunum ancak oğlum olduktan sonra sığmamaya başladık daha büyük bir araca geçmem gerekecek gibi

2012-2013 c4 1.6 ehdi mcp

Peugeot Citroen kısacası alman ve fransız gruplarından uzak durun.

Toyota +1, Mitsubishi +1, ayrıca Fiat

Doktor önerim yok. Fakat yüzünüzde olduğu için genel cerrah yerine plastik cerrah tercih etmenizi önereceğim, iz kalma olasılığı azalır böylece.

Lokal anestezi yapıyorlar tabii, bir şey hissetmiyorsunuz.

Konu disina ciktik diye silinecek yazdigim ama annenizde calismak ve sizin o begenmediginiz cevreden kurtulmak istiyor mu?

Evet istiyor

Bursa buyuksehir belediyesi ya da ilce belediyesinin meslek edindirme kurslarina yazilabilir.

Ozellikle kece, filografi, kazaz, tel kırma, terarium vb seyleri ogrenirse yaoar yapar satar.

Yolları bilmiyorum ama çorumu göreceğime Sivas ve kayseri'yi görmeyi tercih ederim

Ama yollar önemli xd

Önemli ama kötü olmaz.sivas ve Kayseri'nin yolu.
Yurdun yarısı Sivaslı, zenginlerin yarışı Kayserili:)

Sivas da görülebilecek güzel şeyler de var diye aklımda kaldı.

iki yolu da kullanmış birisi olarak yollarda bir problem yok. tehlikeli bölge yok. kafanıza hangisi yatıyorsa onu seçin.

Edit: artvin merkez değil galiba harita erzurum yolunu öneriyor. sizin dediğiniz alternatiflerde gümüşhane sivas arasında bulunmadım daha önce hiç. fakat google sarı renkte ise yol genel olarak sorunsuz yol oluyor.

Hayır Hopa

Sorunsuz olmaktan kastimiz düzgün asfalt mıdır? Yani gidiş geliş tek şerit yollarda sürekli sollama yapmakla uğraşmak istemiyorum. O yüzden soruyorum aslında. Sahil yolu rahat malum.. ama 2 saat civarı uzuyor yol

sorunsuzdan kastım tam olarak evet. üstüne pek virajı olmayan da diyebiliriz. ama tek şeritli yollarda var. dağ çıkarken 3 şeritli yollarda arada bulunmadığım bir yer var googledan baktığımda street view bile yok. hocam size bu durumda sahil yolunda iyi yolculuklar dilerim en mantıklısı o gibi duruyor. *swh

Saç dalgası, kıvırcığı buklesi bir süreç. Bir süre (uzun bir süre) sürekli yapacaksınız. Sosyal medyada my curly hair journey falan öyle aramalarla bakarsanız anlarsınız.

Bunun dışında Taft veya akad gardinin köpüklerinini ıslak, yoğun nemli saça bolca sürüp vigoyla kurutmayı deneyin. Mutlaka başı eğerek aşağıdan ve arkadan kurutmanız gerek vigoyla.

Bence tezgahtar-satis temsilcisi gibi bir şey.
Bu kelime trend oldu,jargona dönüştü.
Sanıyorum ki böyle.

Bazı vergisel meselelerden ötürü yazmak zorunlu diye biliyorum ama sallıyor da olabilirim

Bence, bu gönderi para karşlığı hazırlanmıştır demek için. Ona göre değerlendirin bu gönderiyi tarzı.

devletin sosyal medya kanunlarıyla alakalı.

Bu pandemi başlarında bazı ünlüler "ben şunu kullanıyorum kendimi çok iyi hissediyorum ben bunu kullanıyorum sağlığıma çok iyi geliyor" diye reklam yapıyorlardı reklam olduğunu belirtmeden, sonra devlet "alemin tek akıllısı siz misiniz" diyerek reklam yaparken reklam yapıldığını belirtme mecburiyeti getirdi, yani insanlar "bak bu bunu kullanıyor ben de kullanayım hemen" demesin diye, bence devletin halkı düşünerek yaptığı ender güzelliklerden biri bu ama işbirliği yazmalarının nedeni "reklam" yazmak istememeleri başka bi nedeni yok.

@Kaleci Saçlı Forvet +1 ben bunu demek istemiştim ama ifade edemedim :D

sinüzit ağrısını tarif ediyorsunuz. tomografi ile bakmaları lazım ne olduğuna.

Ama doktora sinüzit belirtisi olan birkaç ayrınti daha verdiğim halde neden tomografi ye gerek duymadan net şekilde sinüzit değil dedi acaba?

Hiç yok diyemem ama çok kolay hissettiğim bir şey değil. Kişiden çok kişiyle birlikte yapılan aktivite ya da kişiyle beraberken hissedilen şeyleri özlüyorum bence. Benzer şeyleri başka biriyle ya da başka bişey yaparken hissedersem tatmin oluyorum, bu yüzden galiba kişiyi özlemiyor gibi hissediyorum.

Bu üzerine düşündüğüm ve memnun olmadığım bir konu. Duruma ayak uydurma konusunda fazla esneğim sanırım. Birini bir sebepten göremiyorsam bunun üzerine düşünmeyip önüme baktığım için özlem doğuracak hislerin önünü kapatıyorum galiba.

Bunun bir diğer kanıtı da şu ; özlemişsem bile bunu o kişiyi tekrar görene kadar anlamıyorum. Gördüğüm zaman ya da bahsettiğim özlediğim ortak hissi yaşayınca fark ediyorum özlediğimi.

Özlem eşiğim de yüksek oluyor haliyle. Manitacılık işlerinde çok sıkıntı oluyor, yeni beraberliklerde rutin dışı bir ayrı kalma olunca, atıyorum 10 gün 15 gün; özledin mi deniyor buluşunca, haliyle yok özlemedim diyemiyorsun. Başıma çok geldi böyle, normal insanların özlem duyduğu zaman sen duymayınca kötü hissediyorsun.

dehb olanlar genelde uzaktakiyle ozlemek gibi bir bag kurmaz cok fazla. yakininda ve sikca gordugu kisilerle bag kurar. o tarz bir sey mi acaba soru

Anam,Babam,Kardeşim dahil özlemiyorum, özleyemiyorum yani içimden gelmiyor.

Ben de bundan 8 ay evvel @jen gibi hissediyordum. Ailemin yaşadığı şehirde iş bulunca evlenene kadar onlarla vakit geçirmek için memlekete geldim. Sonra baktım ki aile bireylerim ile ilgili düşüncelerim hiç hayallerimdeki gibi değilmiş. Ben onları kafamda hep çok güzel yerlere oturttuğum için özlediğimi sanıyormuşum.

Çocukluğumun geçtiği ve kendimi çok mutlu hissettiğim mekanlara çok derin özlem duyuyorum. Ama insanları hiç özlemiyorum. Sadece nişanlımı özlüyorum. Onun dışında ailem dahil hiç kimse bana mutluluğu vadetmediği için özlemiyorum. Mesela bi kardeşim başka bi şehirde yaşıyor. Hiç anlaşamayız ve görüşmeyiz, özlemiyorum.

Ben de ailemden ve arkadaslarimdan ayri bir ulkede yasayan biri olarak, onlarla birlikte olmak mumkun olsun ister miydim? evet. "Ah ah burnumda tutuyorlar" diye dusunuyor muyum? Hayir.

Pazartesi işlem yoğunluğu ile ilgilidir. Süre uzadıkça daha az masraf çıkması normal.

Provizyonda olması da normal. Genelde 24 saat içinde provizyondan çıkar(muhasebeleşir vs)

EFT havale ücretleri gönderilen saate göre bile değişiyor. 4’den sonra gönderilen EFTlerden daha fazla ücret alınıyor.

Provizyon da normal bugünle alakası yok yani hemen geçmez ödeme/harcama bekler biraz.

İlk konu için bir yorum yapamayacağım.

Ikinci konu ise şu şekilde. Postan işlem yaptığınızda işlem, pos bankası günsonu yapıp takas dosyası gönderene kadar provizyonda bekliyor. Pos ağı yaygın olmayan bir bankanın kartını (not onus - pos için) kullanıyorsanız bu işlem bir iki gün sürebiliyor. Kart ve pos bankası aynı ise (onus) bu işlem aynı gün yapılabildiği için aynı gün içinde provizyondan çıkıp dönem içine girebilir.

Oldtown da kalın, her yere yürüyerek gidersiniz. Airbnb de çok var oldtown evleri. Maspindzelo’da yiyin için. Uber ya da bolt ile ulaşım çok kolay. Bol bol yürüyün. Tbilisi Free Walking Tourlara katılın, pandemi öncesi çok vardı. Varsa kaçırmayın.

Ha bir de, şu icmiyorum pek... 1 L belki tamamliyorumdur

Su önemli
Su çok olunca vücutta ödem olarak tutmuyor, salıyor gidiyor

Aldığınız kalorileri saymanızı öneririm. Dikkat ediyorum diye düşünüp fazla kalori alıyor olabilirsiniz.

1,5 haftada kilo kaybı bekliyorsan ve sadece 1 litre su içiyorsan bu işlere oldukça uzaksın.

Kalori takibi +1
O kadar çok şey var ki "o kadar kalorili değildir" denilen.
Insan anlamiyor bile. Misal iki dilim ekmek demissiniz ama dilimden dilime değişir, ekmekten ekmege değişir.

Kilo verme ihtiyaciniz estetik ve saglikla ilgili kaygilardan geliyorsa teknik olarak sayilarin ne oldugunun onemi yok. Mukemmel gorunuyorsunuz, fiziginizden memnunsunuz, inanilmaz fitsiniz ama kilonuz baskulde 113 gorunuyor mesela, teknik olarak ne onemi var? O yuzden baskul yerine ayna yontemini kullanmanizi oneririm. Yani tartilmaktan ziyada aynadaki goruntunuze gore karar verin.

Takip ettigim bir fitness uzmani kilo verme indikatoru olarak olcum yapmayi tavsiye ediyor. Kac kilodan kaca dustum degil de, pazu cevrem 25 cm'di, 22ye dustu gibi. Cunku dedigim gibi siki, fit bir vucudunuz var ve goruntunuzu begeniyorsunuz ve enerji seviyenizden ve kan testlerinizden memnunsunuz diyelim, kac kg oldugunuzun ne onemi var.

1,5 hafta herhangi bir sonuc icin cok kisa. 1,5 haftada sonuc sok edici bir sey olsaydi o sonuc zaten bir yasam tarzi ve surdurulebilir bir sonuc degil, dehidrasyon sonucu falan dikkat cekici bir rakam gormenizi saglayan sagliksiz bir sey olurdu. Ayda bir veya iki haftaya bir de tartilabilirsiniz illa onemliyse. Diger turlu 'geldik mi geldik mi' diye soran cocuklar gibi...

Ayrica bahsettiginiz seylerden yeterince protein almiyorsunuz muhtemelen.

@elo, ictigim suyun normal olduğunu dusunsem ekstra belirtir miyim sence :)

@sopiro, dikkat çekici bir rakam istemiyorum zaten 1,5 haftada Sadece gördüğüm sayi 100er 200er artacagina azalır diye dusunuyordum. Çünkü hem spor yapıyorum hem güzel besleniyorum (diyetisyen listesi aslında). Yoksa 3 günde 7 kg verdiren şok diyet değil olay :)

Bir de fat secret a kaydediyorum besinlerimi. En az karbonhidrat çıkıyor oran olarak. Protein daha fazla. Ama oran olarak fazla olsa da miktar olarak yeterince olmayabilir. Teşekkür ederim :)

su önemli. su içmediğin zaman vücut su almak için aç olmasa bile yemek yemeni istiyor, ki ihtiyacı olan suyun bir kısmını yemekten alsın. günde 2-3 litre su içersen daha az yemek yediğini göreceksin.

su içme zamanları da çok önemli. yemekten hemen önce ve sonra bir bardaktan fazla su içme. kahvaltı yapma. sabah ilk işin 1 litre su içmek olsun mesela. 1 saat içinde suyun fazlasını atarsın ama çok zinde olursun ve kahvaltı ihtiyacının da aslında olmadığını görürsün. bir bardak kahveyle öğlene kadar rahat gidersin. akşam geç yeme, en geç 6 gibi en son katı yiyeceğini yemiş ol. sonra çay vs içersin. aslında bunları yapınca doğal olarak if yapmış oluyorsun.

Bir insanın düzenli sürdürdüğü diyeten gözle görülür sonuç alması için minimum 3 ay devam etmesi gerekir, ben de son dönemde görüyorum diyete başlayalı 1 hafta oldu 10 gün oldu sonuç alamadım şeklinde kaygı yaşayanları ama senin bir haftalık 10 günlük diyetinin farkına bile varmamıştır vücut, belli bir süre kalori açığı vereceksin ki vücut enerjiyi yağlardan karşılasın sen de yağ kaybı yaşa. Yoksa üç beş günlük süreçte gözle görülür sonuç alamazsın lifli bir şey yersin su çeker bağırsağında 2 kilo fazla gelirsin mesela, bunlar hep günlük yaşanan şeyler, yağ kaybı ile sonuç almak çok daha uzun sürer.

su tüketimi çok şeyi değiştirir. değil diyette normal yemek düzeninde bile.

iyi bir düzende 1-2 hafta değil de 2 ay sonra baka bakalım bi değişim oluyor mu. tartıda değil de özellikle aynada. sebat et vazgeçme.

Gabe +1
Suyu herkes yazmış tekrar yazmıyorum. Geceden mümkünse içine yarım limon dilimlediğin, birkaç kabuk tarçın attığın, bi tatlı kaşığı kadar da elma sirkesi eklediğin 1 litre su hazırla. Midende bir problem yoksa, sabah kalktığında ilk olarak bu karışımdan bir bardak su iç. Bu ilk suyun yarısını o karışımdan, diğer yarısını da kaynamış su ekleyerek ılık bir bardak su elde ederek iç. Günün devamında da bu suyu ara ara içip bitirmeye bak. Tadını daha çok sevmek için elma filan da ekleyebilirsin. Bu su hem yağ yakmanı hem ödem atmanı hem de kan şekerini düzenleyerek açlığını bastırmanı sağlayacak.

Kahvaltıyı ne kadar geç yaparsan o kadar verimli oluyor. Ekmek mümkünse tüketme gerçekten gereksiz, onun yerine yumurta yiyebilirsen, hem protein alırsın hem gereksiz karbonhidrat almazsın hem daha uzun süre tok tutar.

Spor yaparken kilo verilmiyor diyenler için, eğer sporunu cardio ağırlıklı yaparsan çok daha hızlı kilo verirsin diyeyim. Ama ağırlık çalışarak kas yapmak üzerine olan bir programda kilo verimi daha yavaş olur hatta belki kilo almış gibi gözükürsün.

Orada iş senin kararına kalıyor. Kahvenin fazlası ödem yapıyor, tuzlu tüketmek ödem yapıyor, spordan yarım saat önce bi bardak filtre kahve çok işe yarıyor. Ben bunları yaparak ve akşam yemeğini saat 6’ya sabitleyerek son 2 haftada 4 kilo verdim. Mühim olan aldığından fazlasını yakmak. Bunu da ince hesaplarla yapacaksın :) Kolay gelsin :)

Abuzer, soruyu çok anlamadık.
Hipertansiyonun şüphesi olmaz. Ölçersin, yüksekse yüksektir. 7 gün ölçersin hep yüksekse hipertansiyon hastasısındır.
Eğer öyleyse doktor ilaç verir, ömür boyu her gün mutlaka yutarsın ve tuzsuz yersin yemeklerini.
Hepsi bu.

sırtı geniş önü dar kesim oluyor, ön arka sabit olmuyor evet. gömleklerde öyle ama tişortlarda değil

Buna ben de çok takılıyorum, neredeyse her tişörtte bu var. Suçu çamaşır makinesine atıyordum ben, ondan değil mi?

(Sırt genişliği değil, baya dikişler yamuk iniyor, bir yanı öne diğeri arkaya doğru gidiyor.)

sırtı geniş, önü dar olsa bile simetrik olur, iki taraftan da eşit daralır.

bunu ben de fark ediyorum. benimki de atletlerde. omuz dikişinden tutunca böyle burgu yapıyor gibi yan dönüyor. alttan eşleyip tutunca askılar çarpılıyor.

bu atletleri ilk aldığımda ambalajı açınca son ütüden çıkmış şekliyle düpdüzgün oluyor. demek ki sorun çamaşır makinesinde. döndüre döndüre bozuyor sanırım.

asmadan önce çırpmak, ıslakken elle esnetip düzgün asmak işe yarayabilir.

Fiyatlarına oranla kalitesiz üretim diye düşünüyorum.
Atletlerde bu sorunla hiç karşılaşmadım ancak henüz giymeden, yıkanmadan, sipariş yeni geldiğinde bile tişörtlerde sözünü ettiğiniz anormalliği görüyorum.
Özensiz üretim bence.
Eşofman altlarında da paça boyları farklı olabiliyor.

Emin değilim ama galiba bu kalitesizlikten kaynaklanıyor. Kumaş dokunurken dokuma şekline göre bir yöne daha fazla esniyor. Kırmızı etteki liflerin yönü gibi. Kumaşın doğasından kaynaklanıyor. Kocaman bir kumaş topu var elimizde ve ondan lifler aynı tarafa gelecek şekilde parçalar kesilip dikiliyor. Mesela lifler aşağıya doğru ya da yana doğru gibi. Böyle yapılırsa fazla artık malzeme çıkıyor ve ürün pahalı oluyor ama yıkayınca ağzı gözü dağılmıyor. Çoğu marka bunu yapmıyor, liflerin yönüne dikkat etmeden minimum ziyanla iş yapmaya çalışıyor. Ama çıkan ürünün tipi kaymasın diye de bu şekilde arkayı büyük yaparak olayı kotarmaya çalışıyorlar sanki.

Bagcilar,esenyurt kalitesi bu kadar oluyor.
Onlarin hepsini kimligi bile olmayan sinirdan gecen kacaklar dikiyor.
Baslarinda da bir tane kamcili adam var, son ses muzik acik.
Konusmak yasak, telefonu ele almak yasak.

Cikan kalite bu.