tek kişi için 5 bilete izin veriyor biletix.. istanbul'da değilim, bu yüzden pek bilet aldığım söylenemez ama internetten bileti alıp maçtan bir gün önce de herhangi bir şubeden aldığınız zaman sorun olmaz.. çünkü diğer tüm etkinliklerde de bu şekilde işliyor.. derbi biletlerinin tek sıkıntısı satışa çıktıktan sonra en fazla 15 dakikaya bitecek olması.. satışa çıkmadan 10-15 dakika önce bir kaç farklı sayfa ile hazırlanıp yüklenmeniz lazım, yoksa karaborsa olacak tek çözüm yolu..

1) frtslck söylediği gibi 5 bilet hakkınız oluyor en fazla.
2) il güvenlik kurulu yapıldıktan bir gün sonra saat 10'da tahminimce "bütün" biletix gişelerinden satışa çıkar biletler. geçenlerde capitol'ün garajındaki biletixi kullandım bilet almak için çok garip bir yerde olduğundan orada kuyruk olmaz gibime geliyor ayrıca capitol zaten biletix gibi saat 10'da açıldığından kuyruk olmama ihtimali artıyor bence. bu arada il güvenlik kurulu ise maçın oynanacağı hafta çarşamba günü yapılır muhtemelen.
3) internetten almak gerçekten şans işi.

bjk-fb maçında 2 biletti limit

1. 2 bilet alabilir 1 kişi en fazla maçlara oda kimlik fotokopinle (sen 5 bilet alcağına göre 3 lişi kuyruğa girmelisin)
2. beşiktaş tarafına gideceksen eğer ki öyle oluduğunu düşünüyorum maçın oynanacağı hafta salı-carsamba ev sahibi ekibinin bileti çıkar.Eğer 1 den falza noktadan cıkarsa anadolu yakasında her yer sakat caddebostanda ve goztepe soyakta cıkar buyuk ıhtımal ikisinde de sorun olur karaborsa olur ayrıca kımse alabılıcegının garantısını veremez polis-kargasa ıkılısının sonucunda en onden en arkaya gıdebılırsın ama her turlu geceden yatmak gerekir. stad tek gişe olursa daha rahat olabilir.
3. internet sitesini açabilirsen o gün biletixin boyle bir ihtimalin var ama site kitlendiğinden o ihtimali unut bence paşa paşa git kuyruğa gir derim.

İleride ilgilenecek arkadaşlara cevap niteliğinde neler yaşadığımı anlatayım: Bir arkadaşımın tanıdığı vasıtasıyla İzmir'den bilet almaya çalışacak bir kişi ayarlamama rağmen garanti olmadığı için, şansımı internet sitesinden denemeye karar verdim (Önceki geceden gişe önünde yatıp uyuma fikri hiç cazip gelmedi, misafirlerime en kötü dışarda bir yerde izlettirmeye karar verdim). Biletix sitesine önce internet explorer ve firefoxla girmeyi denedim, ancak sürekli "Yoğunluktan dolayı giremiyorsunuz, bekleme süreniz x sn" gibi mesajlarla karşılaştım (ki o snler asla bitmek bilmedi). Yavaş yavaş umudu kesmeye başlamışken bir de google chromela deneyeyim dedim, biletix ana sayfası ilk denemede açıldı (şans mıdır bilmiyorum). Etkinlik sayfasına girerken hata mesajı alıyordum. Epey bir üstüste sayfa refreshlemesinden sonra satın al tuşunun olduğu etkinlik sayfasını açmayı başardım ve 2 bilet aldım. Bir 20 dk sonra da aynı şekilde abimin hesabından 2 bilet daha almayı başardım (ie ve firefoxta hala ana sayfa açılmıyordu). Kalan bileti de 2 gün sonra gittigidiyordan 40 lira fazla para vererek aldım.

İzmir'deki tanıdık maalesef hiç bilet alamadığı için, yattım kalktım internetten şansımı denediğime şükrettim. Diyeceğim o ki, olmaz demeyin, şansınızı google chrome ile deneyin ;)

kırmızı et haricindeki şeylerde çok az demir olduğunu söylüyordu haberde. yani litrelerce pekmez yemen lazım. Birde demir alımını engelleyen sigara kahve çayı azaltmak ve demir alırken kalsiyumu aynı anda almamak gerekiyor yani kırmızı etle yogurt yememek gibi sanırım. Tabi bunlar kansızlığın sebebi demir ise.

kırmızı et, sakatat.
tinyurl.com

kırmızı şarap... tek geçerim, benim kanımı pek de güzel düzeltti.

neye bağlı kansızlık, demir eksikliği, B12...
önce tohtora get

kansızlıgın pek cok cesidi var. demir eksikligine baglı anemi var, aplastik anemi var, B12 eksikligine baglı olanı var... hem de kronik diyorsun, ilaclarını düzenli kullanman gerekir,kendini zorla biraz bir süre sonra alısırsın. kansızlık sakaya gelmiyor malesef. bol bol ıspanak, marul, tere, roka gibi yesil yapraklı sebzeleri tüket, iri cekirdekli erik kuruları olur ya ondan komposto yapıp icebilirsin, sigara ve kafein tüketimin minimum seviyede olmalı.

dalak ye bol bol.

(bkz: kırmızı yaban mersini)

Arkadasın verdiği linke baktım; yiyeceklerin demir miktarlarına göz gezdirdiğimde; Böbrek 6.4 Mg ile Baya yüksek derken; Çedar Peyniri diye birşey gördüm ve şok oldum.. Zira 25 Mg diyor :S


Bulunabilecek birşeyse al; zira kansızlık bendede var; nereden bulacagımı bilmiyorum.

siyah üzümü çekirdeklisinden alın muhakkak..

birbirine bağlanmaz pil gibi dusunmemek gerek. ama yanında sıgacak yer varsa bi tane daha alıp koyduktan sonra ayrı olarak sebekeden besleyip baska ekipmanlara mesela ekran kartına takarak çalıştırabilirsin. asıl mesele su ki power on off yapınca diğer guc kaynagına nasıl algılatacaksın? muhtemelen anakart besleme pinlerinden 2 si bu işe yarıodur arastırıp bulup anakartı beslediğin kaynaktan diğer kaynaga şont atman gerekir gibime gelio

iki güç kaynağını aynı anda kullanamazsın. bir tanesi 5.32V verirken diğeri atıyorum 5.21V verir ve bu aradaki fark donanım hasarına yol açabilir.

13. ile 14. pin i short ederek çalıştırabilirsin 2. power supply'ı.

wiki.xtronics.com

bu dediğin sadece serverlarda back up olarak kullanılmakta. senin benim gibi kullanıcıların yapabileceği bişiy değil.
self ayar: abi bu bilgisayar modifiye dünyasına her zaman saygı duyuyorum. adamlar dvd'nin dönüş motoruyla kasa soğuturlar. göt oldum.

www.thgtr.com

sinematik.blogspot.com

sinan bengier versiyonunun adını hatırladım bak: naylon kemal..

PC Inspector smart recovery

vincenzo ilk mesajımda yazdığımı copy paste yapıyorum:

"Ben Easy Recovery ve GetDataBack programları ile kurtarabileceğim dosyaları kurtardım" ...."resimler açılmıyor" ... Bu bozulmuş resim dosyalarını düzeltebilecek bir program biliyor musunuz?"

pardon ya.
okuduğumu anlamamışım.

hard disk sata değil mi?

evet harddisk sata.

sata sürücüleri yüklü bir windows cd siyle deneyebilirsiniz.

sata sürücülerini yüklüyor cd den ama daha sonra windows yüklemesine baslarken hardiski görmüyor.

bunun için internette yığınla yöntem yazılmış, ben 4-5 tane denedim vaktinde.
xp, sata hard diskler için böyle uyarı verebiliyor, şu anda hatırlamıyorum baya yöntem okumuştum ama 3-4 tanesi işe yaramamıştı bende, çok uğraşmıştım.
çeşitli yöntemlerden birisi de anakart yazılım güncellemesi, anakartın sitesinden bununla ilgili bir patch vardı, onu diskete atmıştım ve windows setup ekranından kurmuştum, sonra da windows xp sp3'lü bir cd'den windows'u kurmuştum.
laptopta disket sürücü olmayacağı için cd'ye windows xp'yle birlikte entegre etmen lazım bu anakart yamasını.
şunu şunu yap diye net bir cevap olmadı. "windows xp sata hard disk" gibi aramalar yaparak farklı kişilerin farklı yöntemlerle çözdüğünü görebilirsin. ben de kendi hallettiğim yöntemi yazdım o da senin işine yaramıyor disket sürücü olmadığı için.

birde bios ta şu ayarı IDE yapınca düzeliyor bazı makinalarda (tabi desktoplarda vardı bu seçenek senin makinada varmı bilmiyorum)
tinyurl.com

www.notebook.gen.tr

bunu denediniz mi bilmiyorum ama benim de başıma 2-3 kere geldi hep bu şekilde hallettim.

yardımlar için tesekkürler, hallettim sonunda

aynen dediğin şekilde login olup şen kardeşler muhabbetinden mahrum kalmıyorum. browserında problem olabilir mi ?

google da justin tv dns diye aratınca karşınıza dns ayarlarının yapılacağı sayfalar çıkıyor. 208.67.222.222 , 208.67.220.220. işe yarıyor

yok browserdan değilmiş.host dosyasına 204.2.216.35 www.justin.tv şeklinde bir satır ekleyince(youtube için yapıldıgı gibi) sorun halloldu.

vakti zamanımda tcg turgutreis 'le dayımın bir alakası vardı. Aksaz donanma komutanı mı ne ahbabıydı falan filan. Bu geminin arması olan şapka ve montlar vermişlerdi dayıma. Çokta şıktı. Sanırım tsk'nın vardır böyle bir birimi.

komando bölüklerinde de vardı, bizim bölüğün armasında kartal vardı, bingöl il jandarmanınki pumaydı.

Son teknoloji ile üretilmiş çamaşır makineleri var. Sıcak hava ile çamaşırları pis kokudan ve mikroorganizmalardan arındırıyorlar. Yalnız fiyatları hakikaten çok yüksek!!! Samsung, Whirlpool, LG, Daewoo gibi beyaz eşya üreten firmaların ürünlerini inceleyiniz...

Ek Not: Ne yazık ki kış geceleri dumandan dolayı çamaşırlar çok kötü kokuyor. Havalandırmanın bir anlamı kalmıyor. Yağmur, kar da üzerine tuz biber ekebiliyor. Dağıtılan kömürler yüzünden çamaşır asamaz olduk.

çamaşır makinesine tonla para vermek yerine aynı giysiyi bir gece dışarıda ayazda bırakmak da süper netice vermektedir.

calendil in dediği gibi dışarıda asılı bırakmak işe yarıyor. gömlek, atlet, tişort falan neyse sıklıkla yıkandığı için üzerinde koku kalmıyor fakat mont,kaban gibi şeylere de siniyor bu koku. gömlekler makinaya, montlar balkona.

camsil şişesinin içine yumuşatıcı koy. gece yatarken o gün giydiğin kıyafetlerinin üstüne sık. leke de bırakmıyor yumuşatıcı. hemi de mis gibi kokuyor.

Filmin soundtrack albümün arat. Dediğin minimal tekno falan Clint Mansell tarzı. Elimde şu anda film olmadığı için tam olarak hangisi olduğunu söyleyemeyecem. Bütün albümü indir, diğer şarkılar da güzel çünkü.



Edit: Ohoo, ben yazana kadar çıkmış zaten linkler ortaya.

albumdeki Summer - Party olarak gecen sarki muhtemelen.

aynı yerden mi bahsediyoruz bilmiyorum ama beni filmin en etkileyen yeri olan bir kısım vardı: elemanlar evde müzik açıp dans ediyolar yine filmin başlarında. müzik kesiliyo bir anda donuyo elemanlardan biri, sonra tekrar müzikle birlikte dans etmeye başlıyo. acaip etkilenmiştim. biri bize bir link verse mesela o görüntüyü şahane olurdu.

bendeki 30 sn. falan, onun uzun versiyonu varımıdır?

tam olarak aradığın nedir? yani atıyorum kılavuz çekme işleminin nasıl yapıldığı mı, yoksa atıyorum vida, diş, adım aralığı gibi metrik sistemdeki standartlar mı?

kesici takım satıcılarının sitelerinde teknik dökümanlar olabilir. ondan ötesi zor.

bir adet cnc veya torna makinesi lazım sana.

ne olduğu, nasıl yapıldığı hakkında bilgiler. ek olarak video ve fotoğraf da olabilir.

burada kısa da olsa bişeyler yazıyor, belki faydası olur.

www.bilgipasaji.com

tam olarak ne yapmak istiyorsun. Makina klavuzu ile mi diş açacaksın? yoksa elle olan 3 lü klavuz mu kullanıcaksın? Eğer makine klavuzu kullanacaksan bunun için cnc de devir ve ilerleme ayarlarını mı istiyorsun? Ya da pnomatik diş açma makinesini mi kullanacaksın?
Yoksa interpolasyonla mı diş açtıracaksın? Konuyu biraz daha açarsan yardımcı olabiliriz gibime geliyor.

Yıllarca yaptığım bir işi sormuşsun. Bütün tecrübelerimi harmanlayarak anlatayım sana. umarım işini görür. haydi başlıyoruz.

Delik. Delik çok önemlidir. geyik yapmıyorum. klavuz çekilecek deliğin olması gereken ölçülere uygun delinmiş olması lazım. nedir bu ölçü? diyelim ki metrik 6 mm vida girecek şekilde bir diş çekeceksin. metrik 6 vidanın dış çapı 6 mm dir ama yivlerin dibinden alınan çap ölçüsü 4,6 mm dir hatırladığım kadarıyla. işte senin diş çekeceğin delik bu ölçüde olmalıdır. klavuz takımlarının üstünde, bazı kumpasların sırtında bu ölçülerin tablosu vardır. hangi vida için hangi delik çapı olacağına dair. bunları gözetmeye bak.

klavuz takımı. genellikle üçlü, nadiren dörtlü olur. iki ana türü vardır.makine için ve el için olanları. makine için olanlarının boyun kısmı (üzerinde diş olmayan düz yeri) biraz daha uzun olur. el için olanı anlatayım. bu üçlü takımın klavuz kolu takılan ucunda dairesel çentikler olur. bir numaralı olanda bir daire, iki ve üç şeklinde gider. bazı takımların üzerlerinde 1 - 2 - 3 şeklinde numara yazar. bunların anlamı kullanma sırasıdır. sırayı şaşırırsan sıçarsın büyük ihtimalle. bir numaralı olanın diş açma bıçaklarına bakarsan uç kısmının bayağı traşlanmış ve yatık olduğunu görürsün.deliğe ilk girecek olan olduğu için yer yapması için böyle yapılmıştır. konik olan bu uç kısmın en üstteki en geniş yeri açmak istediğin vidanın dış çapından düşüktür. iki numaralı olan biraz daha düzgündür. üç numaralı olan ise vidanın son şekli gibidir, açılan dişlerin vidaya tam oturacak ölçüye gelmesini sağlar. uyanıklık yapıp bir numaradan sonra üç numaraya geçmeyiniz.

klavuz çekme işlemi. bir numarayı klavuz koluna tak. klavuz koluna iki sapından baskı uygula. mutlaka iki elini kullan. sakın tek koldan çevireyim deme, başlamadan biter işin. iki ucundan tut ve zıt yönlerde kuvvet uygulayarak döndür.klavuz kolunu sık iyice ki klavuz içinde dingildemesin. çok hassas bir işlem yapıyorsun o yüzden dikkatli ol. klavuzlar çok sert hava çeliğidir ve ani hareketlerde tıpkı cam gibi kırılır. içerde parça kalması çok boktan bir iştir. onu da anlatacağım ilerdeki paragraflarda. klavuza az biraz yağ sür. bor yağı da olur. konik ve iyice traşlanmış olan ucu deliğe sok ve hafif çevirirken düzleme her açıdan dik olmasını sağla. çok yavaş hareket ediyorsun yoksa kırılır. ilk bir iki turu doğru kaptırırsan gerisi kolay. ama ilk iki turu kaptırırken sakın geri çevirme. eğer çok aşırı bir sıkılık hissediyorsan delik olması gereken ölçüden küçüktür demektir, fazla zorlama. tatlı sert bir güç direnci olması lazım. klavuzun esnemesini iyi hisset. ilk iki turu düzgün çevirdikten ve artık "kaptırdığını" anladıktan sonra içerdeki talaşın kırılması için iki üç milim geri çevir. çıt diye bir sesle kazınan talaşlar kırılacaktır. böylece klavuzun sıkışmasını engellemiş olursun. eğer diş çektiğin deliğin altı açık değilse bu talaş sıkışması olayına çok dikkat et. bir numarayı böylece çektikten sonra iki numarayı tak ve çok zorlamadan, yamuk falan tutmadan bir önce açtığın yivleri denk getirip çekmeye başla. ara ara yağlamayı ihmal etme. bor yağı da dökebilirsin, ısınmayı önler. sakın çok hızlı hareket etme. üç numarayı da bu şekilde çekip temizlediğinde iş bitmiş olur.

klavuz kırılması. inşallah başına gelmez ama gelirse küfretmekte haklısın. karanlığa söveceğine bir mum yakalım. ani hareketlerle kırılır bu meret. bir de orantısız güç kullanımı. asla unutmaman gereken şey, klavuz koluna uyguladığın basınca klavuzun verdiği direnci çok iyi hissetmen gerektiğidir. tatlı sert bir ilişkiniz olmalıdır. ama sertliği abartırsan eline alırsın. diyelim ki eline aldın, yani klavuz kırıldı. üst tarafta ne kadar parça kaldığına bak. genellikle bir penseyle tutacak kadar pay bırakmaz ama olur ya o kadar bir pay kalırsa hemen bir penseyi hars diye takıp abanma. çünkü o hava çeliğidir çabuk dağılır. ayrıca şu da var ki bir klavuzu iki taraftan güç uygulayarak çevriiyorsun. pense ise tek taraftan döndürme hareketi yapar. o yüzden penseyi önce çok sağlam olduğuna inandığın şekilde tuttur, ondan sonra yavaş yavaş döndürmeye çalış, kuvvetini yine hissederek uygulamaya çalış. baktın ki dönmüyor, seni sallamıyor. ki genelde öyle olur. o zaman iki tane çelik şiş yapıyorsun ucu ince. yanına bir arkadaşını alıyorsun. ikiniz de şişlerin ucunu klavuzun bir yerine yerleştirip karşılıklı ters yönde hafif çekiç darbeleriyle tıklıyorsunuz. ince tıklamalarla yerinden oynadı oynadı. ikinci bir kişi bulamazsan tek başına da yapabilirsin ama hep aynı yerden vurma. klavuz üç kanatlı ya, diyelim brinci kanattan vurduysan, hemen karşı yöndeki kanada geç oradan vur. burada maksat dönme hareketi üzerinde uygulanan güç, her yönden eşit olarak gelsin. o zaman kasıntı yapmaz ve çıkar.

matkapla çürütüp çıkarmayı ise hiç düşünme, hava çeliğidir osurtturur adamı. çok kısmetli bir adamsan eğer, vidanın çıkış yönünde dönen bir maktap bazen kırık yere takılır ve klavuzu şıp diye çıkarır. eğer o gün mübarek bir günündeysen tabi:)

bu kadar kıyağı sana kimse yapmaz. başarılar:)

valla konu bu. özellikle belirtilmemiş elle ya da makinayla falan diye. her yöntem kabul edilir herhalde. o yüzden hangi yöntemle ilgili site olursa olsun kârdır benim için.

aşağıda makina ve el ile kılavuz çekebilmek için gerekli kılavuz takımlarının fotoğrafları var. elinherifi' nin söylediği gibi zordur kılavuz çekmek, insanı dert sahibi yapar. oturduğunuz yerde stresten dolayı şıpır şıpır terletir. zamanında 160 tane deliğe diş çekmem gerekti, bu nedenle biliyorum. ayrıca 2 kere kırmışlığım da vardır. :)

www.dunyamakina.com

soru kalabalığı olmasın diye :) burdan sorayım dedim
pek ibu yalama olan dişleri nasıl düzeltiyorlar
benim darbukanın vida yuvaları yalama almuştu normalde atıyorum 5mm lik delik 6mm olmuş, vida içinde rahat girip çıkıyor, verdim tornacıya, ilk günkü gibi yapmış bana geri verdi?
bu nasıl oluyor

vincenzo, seninkini bir büyük matkapla delip yeniden büyük klavuzla diş açmıştır muhtemelen.veya eğer çok kasmışsa ve delik yeri alüminyum falansa alüminyum kaynak veya başka malzemeyle doldurup yeniden aynı işlemi uygulamıştır. üzümü ye bağını sorma:)

@elinherifi darbukanın dışı alüminyum dökme zaten, muhtemelen öyle yapmıştır. çünkü vida tam oturuyordu yerine

32 bit windows, 3,5 gb tan daha fazla rami görmez. diyelim 4 gb ramin var. windows bunu 3,5 olarak algılar. 64 bit olanlarda ise böyle bir sorun yok. ne kadar takarsan tak, hepsini görür.
tabi tek fark bu değil. bilgin olsun diye dedim sadece.

düşünmeden 64 bit kur. hem 64bit programları, hem 32biti çalıştırır.

64 bit Türkçe Windows Xp sürümü yok bildiğim kadarıyla.

1. 64 bit vista kullandim, adobe paketinde surekli problem yasadim.
2. 32 bit xp ye dondum, el magiconun dedigi gib 4gb lik rami 3 kusur gordu.
3. toshibanin sitesindeki (altini ciziyorum) xp suruculeri calismadigi icin 32 bit vistaya dondum

dediklerim notebook icin, bilginize.

64 bit daha hızlıdır, ram'ini sonuna kadar kullanırsın tamam ama diğer programların da 64 bit destekli olması lazım 64 bit işletim sisteminde 32 bit program kullanırsan bütün programlarda olmasa da sorun yaşarsın. özellikle sağlam programlarda. kaş yapayım derken göz çıkarmış olursun. not:64 bit çıkalı yıllar da olsa hala yaygınlaşmadı.

4 gb ram'in faydasi kimedir, nasildir, laptop icin soyluyorum tabi ki. beni ikna edin ben de takayim laptopuma?

uzerinde on kusur tane vserver calisan sunucumuzun ram'i 8 gb. pasalar gibi kullaniyoruz hepimiz. ha 8 kisi birden girip hayvani bellek gereksinimi olan uygulamalar calistirirsa tabi ki kullanilmaz olur ama, rica ederim laptopta 4 gig nedir yahu?

sacma bence, tek nedeni transfer sirasinda parcalardan biri duzgun gelmezse (ki bu nerdeyse imkansiz cunku CRC kontrolu var) sadece o parcayi cekebilmek icin.

genelde olmasa da parçalayıp koymak rastalnılan bir şey.
sanırım dosyada bir yerlerde bozukluk olduğunda tüm filmi değil de sadece bozuk parçayı indirsinler diye yapılan bir şey.

bazen de 100 mb falan oluyor parçalar. onlar da hem rapid'e hem de torrente konulmuş dosyalar oluyor sanıyorum.

bazı trackerlarda sadece belirli uploaderlar oluyor, kullanıcılara upload izni verilmiyor, ara sıra kullanıcılara da upload izni veriliyor -az bulunan sunumları- kullanıcılar uploader'lara göndermek için rapid'i kullanıyor, o yüzden 1oo lük 1oo lük geliyor dosyalar -uploader da birleştirmeye üşeniyor herhalde-

benim mantık bu :D

seed hızını artırmak amaçlı oldugunu düşünüorm,parçalama sayesinde download'a yeni başlayanlar bile 1 2 part seed edebilr,dosya büyük olunca ilk %5 lik bölümde fln seed olmuyor dikkat edersen yada benm dosyaları almak isteyen cıkmıo :D

forums.whirlpool.net.au

kırık yoksa, çıkıklar biraz uğraşırır
cımbız + en ince saatçi tornavidası kombinasyonunu kullanabilirsin. çok uyuz bir şey zaten tuş takmak.
parçada kırık varsa işin zor.

daha öncede aynı problemi olan arkadaşlar sormuştu bu soruyu. ama sağolsunlar silmişler, cevaplar da gitmiş böylece. yani silmeseler aynı şeyleri tekrar tekrar yazmak zorunda kalmazdı insanlar. neyse.

istanbuldaysanız kadıköy yazıcıoğlu iş merkezinde, tek tuş olarak alabilirsiniz. laptopunuzu da götürürseniz taktırabilirsiniz. 5 ytl den daha az bişidir şimdi. 2.,3. kattaki iş yerlerine sorarsanız yardımcı olurlar.

akm otoparkına girmeden sola dönersen, 20-30 metre sonra banka mı ne ööle bişey var. onun otoparkı bazen boş oluyo. tabii geceden bahsediyorum.beleş ve denemeye değer.

1. akm nin yanındaki trafik vakfına ait otopark

2. trt nin ordaki katlı otopark(burası asmalı mescit ve tünel bölgesine gidişlerde ideal)

beleşe dersen fix yer alman konsosluğunun ordan in aşağıya sağ taraftaki sokaklara girip bakacaksın. ctesi pazar şanslı olman lazım.

the marmara otelin hemen sağ tarafından bir yokuş iner oradan inin hemen sağda bir otopart göreceksiniz kapalı...

akmde nerden baksanız ortalama 10 tl vermek gerekiyor.

yokuşun oradaki kapalı park yeri (aynı yerden bahsediyoruz sanıyorum, izbe devasa acayip bir bina)14tl çekmişti son gidişimde.

itünün sanırım bi park yeri varmış, aslında sadece öğretim görevlileri öğrenciler kullanabilirmiş de yine de girilebilirmiş. daha ucuza. neresi burası bilen var mı?

itu ogrencilere kapattı otoparkları yoksa ogrenciye 2 tl sınırsız dı.

hyatt otelin onundeki yola bırakılabiliyor bos yer bulaiblirsen. itunun seysi de orası zaten.

taksim'e bol bol araba bırakmış, bir dönem cihangir'de çalışmış, daha önceki bir dönemde de yine cihangir'de yaşamış bir insan olarak konuşuyorum. taksim'de araçlarınızı sağa sola bırakmayın. otoparklara bırakın. hiç istemediğiniz olaylar başınıza gelebilir. hırsızlık falan kesinlikle yaşanıyor.

katotopark'ın girişinde kasımpaşa spor klübü otoparkı var açıkta. günlük 5 lira.

osmanbey istikametinden geldiğini farzediyorum tarlabaşı istikametine doğru gidiyorsun meydandaki ışıkları geç ilk sağ çıkmaz sokaktır, ikinci sağdan gir, tekrar sağa gir, orada bir 15-20mt lik bir yokuş var günzü dükkanlar açık ama akşam üstü parketmek için idealdir.

alkolikfedai nin bahsettiği yokuştan aşağıya inip sağa dönün 50-100 mt ileride bir uzun bir duvar dibi var genellikle boş olur orası, orası boş olmazsa yola devam edin, sağa dönün uzun,uzun sokaklar vardır (cihangir oluyor burası :) orada kesin bulursunuz ama manevra yeteneğinizin sağlam olması lazım. şu ana kadar 6-10 saate kadar buralara bıraktım. çok şükür başıma hiç bir bela gelmedi, yalnız bir keresinde arkadaşlarla beraber 45 dk. park ettiğimiz yeri aradık. arabayı bıraktığınız yeri kafanıza yazın.
uzun bırakacağım zaman (bugün akşam üstünden yarın sabaha kadar mesela) o zaman yine alkolikfedai nin bahsettiği sokaktan giriyoruz o park ı geçtikten sonra açık otopark var (güvenli olduğunu düşünüyorum) orda biraz pazarlık yapabiliyorsun. bir yere araba bırakırken arabanın ön camının alt tarafına mutlaka ve mutlaka telefon numaranızı yazın veya kartınızı koyun, etrafta esnaf varsa ona da söyleyin.

trt'nin orada, turkcell'in karşısındaki açık otopark hafta için 5 lira saat 12'ye kadar. 12'den sonra 5 lira daha alıyolar ama çaktırmadan çıkabilirsin :p haftasonu bilemedim çünkü yer olmuyo genelde.
oradan ileriye doğru gittiğinde değnekçileri geçtikten sonra sağlı sollu yer de bakabilirsin.

tarlabaşına doğru ilerleyip tüyap' ın ordaki ışıklardan sola ve tekrar sola dönerseniz (ingiliz konsolosluğu tarafına) bi 100 metre boyunca yol kenarında park yeri arayabilirsiniz. buraya ispark bakıyor ve abartı rakamlar almıyor (yanlış hatırlamıyosam 5 -6 lira civarıydı).

kazancı yokusundan asagı indiginizde yol ikiye ayrılıyor, dar olan sol tarafa girdiginizde sag tarafda kucuk bir otopark bulunur, 5 lira falan alıyordu, iyidir, cok gec saatleri beklemiyorlar, giderseniz kaca kadar burdasınız die sorun.
Onuda vermem diyorsanız otoparka girmeden devam edin, ilk soldan dik bir yokus var oradan cıkıp sağ donun the marmara nın arkasına gelmis oluyorsunuz. o sokak uzerinde cok buyuk bir ihtimalle park edecek yer bulursunuz. 3 sene falan bu sokak uzerinde bıraktım arabamı ( ayda 2~3 kere ). sadece bir kere teybi cıkartmayı unuttugumda camı kırıp aldılar. ama bisi gormediklerinde ne var diye merak etmiyorlar.

bunun dısında ben hiç bırakmasamda, itu gumussuyunun karsısındaki bankaların falan onunde mesai sonrasında baya bir bos yer oluyor. arkadaslar kısa ( 1~2 ) saat icin orayı kullanıyorlar.

ilk resimdeki alttaki malzeme listesinin bulunduğu bölümün büyüğü,
www.intersil.com/data/fn/fn3082.pdf

doktor filan degilim tabiki. ama suraya bakmakta fayda var: atopik dermatit

(bkz: psoriasis) a.k.a. sedef

kurdeşen, diğer adıyla ürtiker'i de bir araştırmakta fayda var.

tırnaklarınızı kontrol edin, eğer nokta nokta göçükler mevcutsa sedefsiniz geçmiş olsun. bana böyle teşhis koymuşlardı en azından.

tırnaklarım gayet iyi görünüyo.. herhangi bi bozukluk yok yani. sedef de iyileşmeyen bişey diye biliyorum. o zaman dizlerim nasıl iyileşti?

bende de oluyor ama çok nadir belki senede iki kere falan hissederim bu kaşıntıyı, bu zamanlarda da küçük küçük döküntüler oluyor ama bir iki günde geçiyor,
sizin rahatsızlığınızla ilgili olabilir, olmayabilir de. yazayım dedim.

sedef iyileşmeyen bir şey değil. yani evet hayatınız boyunca ortaya çıkma olasılığı hiç kaybolmuyor ancak yazın güneşin ve denizin etkisiyle(tabi tatil yapabiliyorsanız) çok büyük oranda azaldığını görürsünüz. bağışıklığınız azaldığında, psikolojiniz bozulduğunda vs. ortaya çıkmak için yer kollayan bir hastalık işte. insan birlikte yaşamayı öğreniyor.
tırnak mevzusu için: dışarıdan görülebilir bi olay değil bu zaten. ışık altında incelemek lazım. doktora gitmeniz en doğrusu elbette burda ne kadar çok konuşsak boş.

hdd nin dosya sistemi fat 32 dir ve fat 32 de, tek dosyada 4gb desteklemez.
diski ntfs e çevirmen lazım ama external hdd, ntfs e çevrilirmi bilmiyorum

bir de şöyle birşey var(git: 44074)

sanırım bu sıkıntı macintosh kullandığım için kaynaklanmıyodur?

marketlerde satılıyor keskinoğlu falan.

satılan yer nersi bilemem ama süper marketlere gidip onlara söylerseniz, akşamda kapanmaya doğru depo bölümlerinden dışarı atılan kutuları alabilirsiniz.

strafor da o kadar pahalı bişey değil yav. nalburlara bi sorun, paketle satıyolar...

yumurta kutuları yalandır, sadece gereksiz tınlamayı alır biraz. strafor kullanırsanız belki bir nebze etki eder. şurada kurukafa süper yazmış: (git: 22962)

yer yazmadığın için istanbul farzediyorum
rami de yumurtacılar var oralardan bulabilirsin

ucuz straforlarla tavan döşenir, üzerine(altına?) yumurta kutuları yapıştırılır. böylece çift yalıtımlı ve ucuz, aynı zamanda estetik, bir o kadar da güzel çift katlı yalıtılmış olunur.

yapıştırıcı olarak et500 t, xro 7200 cemil filan gibi adları olan şeylerden kullanırsanız kopmaz bir de. onlar güzel. adını unuttum ama.

sanırım thy nin servisi vardir.
gitmisken Keban'da (ilce) balık yiyebilirsin.
klasik, Harput'a gidersin.
Salaş yerleri seversen "kofteciler sokagı" diye bir yer var orada ekmek arası kofte yiyebilirsin. yuh bitti. bu kadar mı ? daha gelmiyor birsey aklıma.

yani kısacası orada yapacak pek birsey bulamaycaksın. olur da birseyler yapabilirsen bana da soyle bir dahaki gidisimde ben de yapayım. arkadaslarla gezer tozarken her daim bu korkunç soru ile karşılaşırız " e simdi ne yapalım ".

thy'nin yarina ucusu var.

ben askerden gelirken (2006 kasım) elazığda öğretmen evinin önünden servis vardı. saat 13 de veya 14 de. thy yi arayarak detayları öğrenebilirsiniz.

5 yada 3 ytl olması lazım thy servisi.elazığda harput(kale ve çok sayıda kebapçı var.halit usta iyidir.),keban(alabalık tesisleri),sivriceye (hazar gölü) gitmen tavsiye ederim.

bizim dsmart ta gitti

Çanağı olan arkadaşlar için söylüyorum, Çanağınız kar tutarsa hiç bir şey seyredemezsiniz, yetişme imkanınız varsa bir fırça ile çanağı sallamadan karı temizleyin

bölgesel bir sorun olabilir. gayrettepe'deyim ben, kablotv misler gibi.

teşekkürler ilginiz için. geri geldi. lokal bir sorunmuş sanırım. ev hattımda sorun var diye tırsmıştım.

aha yine gitti. bu ne be... her yağmurda karda gidecek mi bu böyle?

paramı geri isteyebilir miyim?

boşta olsun araba

tamam soru güzel de arabayı iterken boşa alman gerekir:)
yine de cevaplayalım anasını satim. iterken ikisi de aynı rahatlıkta gider, araba stop etmezse tabi:) (bkz: 5. viteste araba kaldırmak) aynı şekilde gider dememin sebebi sen gücü motor üzerinden değil direkt tampon üzerinden lastiklere aktarıyor olacaksın. burada da vitesin bi anlamı olmaz, ama dediğim gibi araba stop eder:=)
aşağı dopru kayarken de aşağı yukarı aynı ancak, son hız önemli değil demişsin burada, vitesi arttır inerken:=)5.

boşta olmasını istemiyorum anlıyormusunuz beni :)

@abtash kontak kapalı, güç direkt lastiklere aktarılmıyor yada aktarılıyor da, araba viteste olduğundan arada şanzıman ve motor bağlantıları var.

5. viteste daha rahat itersiniz.kaydırmaktan kastını anlayamadım

kaydırmaktan kastım, aracı viteste bırakıp (el freni çekilmeden) yokuş aşağı kayması (mümkünse)

gns haklı. eğer illede bir viteste olacaksa 5. viteste iken daha kolay itilir, kolay kayar. tersi şekilde 1. viteste iken el freni çekilmese bile dik olmayan yokuşlarda araba kaymaz.

bence 1 de güç daha önemli olduğundan dolayı, 5te daha kolay itilir.

Çekilin ben ziraatçıyım :)

Vitesin mantığı motorun aynı devrinde tekerleğin faklı hızlarda dönmesidir. vites büyüttükçe motor devri sabitken tekerlek devri artar.

Arabayı ittirmek is mekanizmayı tersine çevirmek demektir: tekerlekleri döndürerek motoru hareket ettirmek.

Bisikletlerde düşük viteslerde pedaldaki dişliler küçük, tekerlekteki dişliler büyüktür. Yani küçük dişliler büyük dişlileri daha kolay çevirirler.

Kısacası hareket ettiren dişlimiz ne kadar küçükse ve hareket ettirilene göre daha çok dönüyorsa hareket daha kolay olur.

Arabalarda da aynı mantık vardır. Küçük viteslerde küçük dişliler büyük dişlileri döndürür. Büyük viteslerde ise dönen küçük, döndüren büyüktür. Hareketi tersine çevirdiğimizde küçük dişli büyük dişliyi döndürür. Dolayısıyla 5. vitesteyken araba itilirse tekerlekler küçük dişliyi, küçük dişli büyük dişliyi ve büyük dişli de motoru hareket ettireceğinden tabi ki daha kolay itilir.

1. vites en kuvvetli vitestir. bu yuzden pistonlarin yaptigi kompresyon da buyuk olur. bu yuzden 5. viteste ittirmek daha mantiklidir.

elimde örnek bir dosya var (kesme işaretleri olmadan yapıyosun) renk kodları "#" işaretinden sonraki hexadesimal değer.

anasayfa.html sayfasının içinde bunlar

"
<html>
<head>
<meta http-equiv="Content-Type"
content="text/html; charset=windows-1254">
<meta name="GENERATOR" content="Microsoft FrontPage Express 2.0">
<title> RENAULT YARDIMI </title>
<link href="barcubuk.css" type="text/css" rel="stylesheet">
</html>
"

barcubuk.css dosyasının içine de tek satırda bunlar yazıyor

"a:hover { color: #FCFC00; font-family: Arial; font-size: 10pt }
a { text-decoration: none; font-family: Arial; color: #FFF111; font-size: 10pt }
body { scrollbar-face-color: #CECECE; font-size: 10pt; scrollbar-highlight-color:
#000000; scrollbar-shadow-color: #FFFFF;
scrollbar-3dlight-color: #000000; scrollbar-arrow-color:
#000000; scrollbar-track-color: #3C3A3C; font-family: Arial;
scrollbar-darkshadow-color: #000000; background-color: #FFFFFF }
.header { font-size: 10pt; color: #ffffff; font-family: Arial }"

.CSS dosyasi icine ekleyin:

BODY {
SCROLLBAR-FACE-COLOR: #F3F3F3;
SCROLLBAR-HIGHLIGHT-COLOR: #FFFFFF;
SCROLLBAR-SHADOW-COLOR: #b4b4b4;
SCROLLBAR-3DLIGHT-COLOR: #FFFFFF;
SCROLLBAR-ARROW-COLOR: #b4b4b4;
SCROLLBAR-TRACK-COLOR: #FFFFFF;
SCROLLBAR-DARKSHADOW-COLOR: #b4b4b4;
}

**body tagi varsa sadece su kismi ekleyin:

SCROLLBAR-FACE-COLOR: #F3F3F3;
SCROLLBAR-HIGHLIGHT-COLOR: #FFFFFF;
SCROLLBAR-SHADOW-COLOR: #b4b4b4;
SCROLLBAR-3DLIGHT-COLOR: #FFFFFF;
SCROLLBAR-ARROW-COLOR: #b4b4b4;
SCROLLBAR-TRACK-COLOR: #FFFFFF;
SCROLLBAR-DARKSHADOW-COLOR: #b4b4b4;

firefox'ta işe yaramaz. ona göre.

o nrg leri nero image drive'la açabilirsin. Sanal disk olarak gösterebilirsin yani. Ondan sonra içeriğini bir klasöre kopyalaman lazım. Bu şekilde elinde 3 adet film klasörü oluşacak. Eğer dosyalar divx ise olduğu gibi dvd ye atabilirsin klasörleriyle beraber. Eğer dvdr sa (video_ts klasörü varsa veya .vob uzantılı birkaç dosya varsa) hepsini tek dvd ye atmak için dvd maker programlardan birini kullanıp menü hazırlaman lazım.

içindeki filmler nedir? divx mi *.dat mı?

.NRG uzantili tüm dosyalari bir klasöre cikartip dvd'ye data olarak yazdirip izleyin.

daemon tools la sırayla dvd lerin içindeki dat dosyalarını bilgisayarın içinde bir klasörün içine al, daha sonra 6 dosyayı bir dvdnin içine yaz. (yukarıda da söylenmiş)

"isobuster" isimli bir program var. Google ile bulabilirsiniz. Program normalde ücretli, ama doğru dürüst bir işlev kısıtlaması yok bedava kullanıldığında. Onu indirip image dosyalarını onunla açar, içindekileri istediğiniz bir klasöre çıkartır, yazdırabilirsiniz. Böylece sanal disk yazılımları ile uğraşmayabilirsiniz.

ama dvd playerda yine görmez. cünkü kalıp dosyaları bilgisayar içindir.

siz bütün filmleri tek bir film haline getirmelisiniz video editör ile. menüler koyup filmleri başlıklara ayırabilirsiniz ama müşkil biraz

1. Gozle gorulur bir ısı düşüşü olmasa da birkaç derecelik bir düşüş sağlanıyor. Xbox 360'daki ısınma sorununun kaynağı da dvd olmadığı için 3k riski azalmıyo. Hatalı mimariyi duzeltmedikçe ve kaliteli malzeme kullanmadıkça 3k riski ile karşı karşıyayız. Ama hddye atmanin cok da faydasi var. Loading surelerinde azalma, dvd rom sesinden kurtulma, dvd romun ömrünün uzaması ve unreadable disc sorunundan kurtulma, dvdlerin daha az yipranmasi ve texture sorununlu makinelerden sorunun ortadan kalkmasi ya da azalması gibi...

2. Msn uzerinden satış yapan 1-2 kişi var kargoyla da gönderiyolar bildiğim kadarıyla istediğin şehire. Oyun basina da 3ytl aliyolar ama buradan msn adreslerini vermek dogru mu bilmediğimden yazmıyorum. İstersen msg atarım sonra...

2- güzel bir bağlantın varsa torrent sitelerinden oyun çekip dvdlere basabilirsin. daha az masraf olur

macabrex moon_darkside 'et' hotmail'com adresine gönderebilir misin?yada bunların reklam yaptıkları siteler varsa o da iyi olur.

1. 7 saat fable 2 oynamaktan sonra makinayı merak ettim. valla 40 derece bile değildi. dvd den bir oyun açtım. 1 saat olmadan ateş gibi olmuştu. bence hdd ye yüklemek mükemmel. tabi bendeki elite jasperdan bir önceki board (adı neydi be ama zaten az ısınıyor işte).
2. verbatim boş dvd 2-3 ytl arasında değişiyor. verbatim kullanan birilerini bulman lazım aklında olsun.

aslında dvd romun anakartın üstünde olmasından dolayı ısıyı etkileyeceğini düşünüyodum ben de.ancak 3k'ye genelge gpu nun neden olduğunu okudum bi kaç güvenilir yerde.jasper da gpu da yeniliğe gitti.o açıdan aslında jasperı beklemek çok mantıklı ama hiç bekleyesim yok.gerçi kimse sormamış ama sonra okuyanlar faydalansın :)

oraya tıklamamam gerektiğini biliyordum :p

@boilteau ; teşekkürler

sorum hala geçerlidir....

www.arena-tr.com

@entrapmen ; teşekkürler ama bu linke tıkladığımda "Bir hata oluştu! Girdiğiniz davetiye kodu hatalı." şeklinde bir hata alıyorum...

senden önce biri tıklamıştır :)
başka bir tane gönderdim mesajla

@vincenzo ; çok çok çok çok çok teşekkür ederim. 4 dakikalık duanı şimdi ediyorum. yoksa 4 aymıydı?

senden once tiklayan arkadas ayip etmis. istese ona da gonderirdik. bu sebepten kendisini ifsa ediyorum;

adivar [email protected] Bugün 02:19 PM asla 0.00 KB 0.00 KB --- Bekliyor

sozlukteki nicki'de ayni.

bende kendisini kınıyorum inşallah melih gökçek bir sabah öperek uyandırır onu...

@entrapmen çok teşekkürler yinede düşünmen bile yeterliydi benim için...

(bkz: camtasia)

link filan lazim olursa arar buluruz icabinda :)

wink var bedava olarak. yeterince başarılı bir program. mantığı farklı flash olarak çıktı alabiliyor.

rendersoft CamStudio

bagli bulundugun askerlik subesine diye biliyorum, eger o bolgede yasamiyorsan en yakin subeye gidersin orasi zaten faxlar.

www.asal.msb.gov.tr

bağlı bulunduğun askerlik şubesine eğer başka bir yerde oturuyosan bulunduğun ilde yabancı şube varsa oraya.

yedek subay adayı isen bağlı olduğun askerlik şubesinin bağlı olduğu askerlik dairesine gönderilir.

bağlı bulunduğum şubeden ankara merkeze göndermemi söylemişlerdi. (:

benjamin franklin mi acaba türk vatandaşı olmuş sonradan sanırım.

benjamin franklin mi yok artık.

bende öğlenleyin bir saate yakın aradım,
magacgozgu nun dediği gibi sadece bir yerde benjamin franklin olarak gördüm, daha sonra türk olmuş galiba, hatta ben cemal diyen de çokmuş

vikipediden okuduğum kadarıyla ( tr.wikipedia.orgülent_ecevit ) o seçimde %41 oy almış fakat seçim sistemi yüzünden çoğunluğu kazanamamış, azınlık hükümeti kurmaya karar vermiş, meclisten güven oyu alamadığı için de süleyman demirel'in başkanlığında ( AP-MSP-MHP) hükümeti kurulmuş.

bülent ecevit o seçimin galibidir, ne derseniz deyin, en çok oyu o almıştır sonuçta. olay seçim sistemiyle alakalıdır, aynı seçim sistemi şimdi olsa yüzde 47 alanlar da tek başlarına hükümet olamazlardı. engin ardıç beyefendi buna laf edeceğine önce seçim sistemine laf etsin.

1- bankasina gore degisir. garantide kredi karti yeterlidir mesela. bankamatik olayida bankasina gore degisir. internet bankaciligindan borsa oynarsin ama bankamatikten oynayamazsin, yatirim olayi disinda ayni islemler yapilabilir

2- hesap aninda aktif olur

3- bankasina gore degisir. bazi bankalarda bankamatik kartiyla yaptiginiz harcamalari hesaptan duserler, diyelim hesapta 100 ytl var. 20 ytl sine bankamatik kartiyla elma sekeri aldin. hemen gittin eve. hesaptaki para 100 ytl olarak gozukur ama kullanilabilir miktar 80 ytl dir.

not/edit: internet bilginiz fazla yoksa kullanmamaniz salik verilir. yarin obur gun hesabiniz bosaltilir.
-interaktif bankaciliga wap, web ve telefon bankaciligida dahildir. siz internet bankaciligi deyin buna.
-interaktif hesaptan kastiniz tahmin ediyorum kullanici adi sifreniz falandir. yoksa hesap turunun degistigi yok.
- illa ki kullanmak istiyorsaniz, butun guvenlik onlemlerinizi alin (sms sifre, dijital anahtar vs..)

1-şart değil,evet kullanılıyor.
2-bir günde olmayabilir ama bankaya göre değişir.
3-evet ediliyor,ancak kredi kartı harcamaları ertesi gün yansıyor.

para çıkışlarını değil fakat girişlerini anında kontrol etmem gerekiyor. bunda da bir bilgi gecikmesi söz konusu mudur?

yapıkredi için konuşuyorum
1.bankamatik kartı yeterlidir.
2.aktif oluyor
3.anında kontrol edebiliyorsun. her para çıkışında cep telefonuna msj geliyor yada bir anahtarlık var her bastığında sana şifre veriyor. o şifreyi sisteme girmen gerekiyor. para girdiğinde de anında görüyorsun tabi

istemediğiniz üslupları aşağılayan bir akım başlatırsınız, 15-20 kişi ile anlaşırsınız. Bir süre sonra ergenler de hemen o usluba alışır ve başkalarına hakaret etme şansını kaçırmaz. Gibi bir fikir geldi aklıma...

Guvendigin insanlari moderator yaparak

edit: hic yapmadigindan degil, kastettigim daha fazla kisiyi yapmak..

@ermanen
güvendiğim insanlar zaten oluşuturuyo mod ekibini ama onlarda yetişemiyorlar her konuya. bazen işlerinden dolayı olmuyorlar forumda. Forumda öyle bir şey olsun ki, millet moderasyona gerek kalmadan yazabilsinler. Öyle bir şey olması ütopik tabi ama en azından bir şeyler yapmak gerek.

rocktr.com sitesini kurdum, suan 31 bin üyesi bulunuyor. ilk baslarda ben de cok ugrastim bu tip olaylarla.

tabii her ne kadar forum'a fazla mesaj yazilmasa bile, bu tip ergen arkadaslarin geyigini engellemek icin geyik olarak adlandirilan konu basliklarini kaldirdim. "A'dan Z'ye" diye bir baslik altina her seyi yerlestirdim.

kurallar kati (www.rocktr.com ama bir de bizim sitede fazla gerizekali yoktu. bu nedenle anlasmak kolay oldu.

benim tavsiyem; sert olun. kalan kalir giden gider. ortam önemlidir.

kesin şekilde kural koymuşsam, geyik olayını ve paylaşım olayını tek başlığa indirip, paylaşım başlığına yorumları kapatmışsam (en çok gereksiz msj orda olur genelde) ve hala istediğim gibi değilse, huzursuzluk çıkaranı direkt banlardım, toplu katliam gibi, giden gider kalan sağlar bizimdir derdim.
insanları kazanmaya yönelik bir öneri olmadı ama ben önce bunu denerdim

asın kesin

@386 dx
cidden o dereceye geldik yani forumda, otokrasi ilan edip imparatorluk kurdurtacak bunlar bana en sonunda.

tc kimlik no ile üyelik + üyelikte yaş sınırı

ilk aklıma yeni görev'e explorer yazıp enter'a basmak geldi. denediniz mi?

islemler den explorer.exe yi kapatıp yenı gorev ile yenıden acın. ya da geri al ile en son yedege doneiblirsiniz.

olmazsa bi live cd linux indirin onu kullanın.

cok hızlıyız gencelr.

infernal majesty, denedim onu ama belgelerim'i açıyor sadece.

araştır şeyinde açıyo hatta di mi.. kapatmak da lazım galiba bryan'ın dediği gibi.

@bryan fury: : )

bryan fury, o da olmadı ):

hum o zmn pek bisi kalmıyor, ya sistem geri al ile geri alıcan ya da linux live cd cekicen netten.

güvenli kipten girip yeni kullanici yaratip oyle denediniz mi?

o umut sarıkaya karikatürlerini göndermezsen böyle olur işte :D
şaka bir yana bu bana avast kullandığım zaman oluyordu.
makinayı güvenli kipte açıp progrmaı kaldırdığımda sorun düzelmişti.
mrtksn ın dediğini denedin mi?

Pek ihtimal vermiyorum ama yine de yazayım dedim:
Sağ tık>Özellikler>Masaüstü>Masaüstünü Özelleştir . En üstte çıkan 4 simge seçeneğini de işaretle.

yeni bi kullanıcı açarsanız sorun düzelebilir trimpotun dediği gibi

kimin sorunu yok ki :( ben şu ara günün 24 sati hayatın kötü olduğunu düşünüyorum şahsen. ne zamandüzelir umutlumuyum onu da bilmiyorum

çok uzun süredir yastığa kafamı koyduğumda sorunsuz olduğumu düşünmüyorum. kötü bir dönem başlayınca bitmiyor. arada çok çok ufak mutluluklar oluyor bazen onlar da sadece 1-2 nefeslenmeyi sağlıyor. sonra tekrar rutine dönüyoruz.

şöyle bir şey de yazmıştım..

sozluk.sourtimes.org

kimse sorunsuz degildir. ama inisler cikislar var insan hayatinda, bir donem cok sikintida iken, dibe vurmus hissederken, bir baska donem daha umutlu olabiliyor insan. zamana birakmak gerek bazi seyleri.

çok acil çözülmesi gereken sorunlarım olmadığı için rahat uyuyup, sorun yok diye geçiştirebiliyorum. çözülmesi gereken sıkıntı, sorun varsa gece uyutmuyor bile beni.
ama genel sorunlar var tabi, ne zaman evleneceğim ben? şu işleri de bir hala yola koyamadım gibi.

insan hayatını genellikle fiziksel sorunların sonlandırdığı varsayımıyla ve aynı insanların psikolojik sorunlarıyla bir şekilde yaşayabildiğini göz önünde bulundurarak:

hayatın gidişatı hakkındaki fikirlerin, ortalaması "iyi gibi" olmak üzere standart dağılım gösterdiğini düşünüyorum
(bkz: ne dedim ben)

hayatın gidişatı hakkındaki fikirleriniz ortalamadan, olumsuz yönde 1 standart sapma (veya daha fazla) ötedeyse, şöyle derin bir nefes alıp çevrenizdeki çok şükür dedirten iyiliklerin farkına varın.

her zaman kotu gittigini dusunur.ve iyi olmasini ister insan oglu nankordür. mesala once oss yi kazanyim baska istemiyorum der sonra su sinavlari geciyim mezun oluyum baska birsey istemem der sonra duzgun is sonra duzgun bir es ister baska birsey istemez sonra basini sokacak bir ev ister boyle hayat biter bir bakmisin toprak olmusun.

Düşünmüyorum zira hayat murphy yasaları üzerine inşa edilmiştir. Dolayısıyla bu konu hakkında düşünmek yersizdir; hayat hep kötü gider. İnsanı asıl düşündüren arada iyi bir şey olunca bunun acısının nereden çıkacağıdır...

birkac saatte bir

insan garip canlıdır. ne zaman birçok güzel gelişme üst üste yaşansa hiç kimse çıkıp da "oha lan ne mutlu hayatım var" demez. anca günlerdir bulutların üzerinde olacak, öyle. mutsuzken ise iki tane kötü şey ard arda başına gelse hayatı kötüye yorumlar. iyi olan unutulur, kötü olan unutulmaz.

hayat birçok komplikasyona sahip bir kavram zaten. her açıdan sorunsuz bir hayat olması pek mümkün değil gibi. doğa bir şekilde dengeliyor bunu.

iş yerinde olduğum her an diyebilirim ben de:)
Ayrıca "eve gelip gece yastığa başını koyduğunda sorunsuz olduğunu düşünen" biri varsa aramızda, lütfen seminer düzenlesin, bize konferans versin:)

ben de her gece hayatımın ne kadar kötü gittiğini düşünüyorum. özellikle işe giderken sabahları çok mutsuz oluyorum. işimi sevmediğimden sanırım. iş değiştirmeyi düşünüyorum tabi gereken sınavı kazanabilirsem. sanki o zaman her şey yoluna girecek gibi geliyor.

hayatın kötü gittiğinin yanında hiç düzelmiyeceğini düşünüyorum.bunu ciddi ciddi söylüyorum.mesela ilerisi için güzel bişeyler düşünürken hayat-dünya geliyo aklıma "ama" diyorum geçiyorum.

mutlu anlarımızı yaşarken değil daha sonra tekrar hatırladığımızda mutlu olarak kafamızda etiketlememizden de hareketle insanlar hayatı değerlendirirken doğaları gereği biraz kötümserdir diyebilirz bence..

bazı anakartlarda anakart üzerinden bazı pinleri kısa devre etmeniz gerekiyor.
bunu anakarta taktığınız sokette de görebilirsiniz bazı kabloları birleşiktir. kabloyu çıkardıktan sonra o pinleri kısa devre ederseniz (bir jumper yardımıyla) muhtemelen düzelecektir
mesela benim bordda pinler şu şekilde

. .
. .
. .
.
. .

ben en alt ve onun iki üstündeki pinleri kısa devre yapıyorum

. .
. .
__
.
__

flashget i salla en iyisi wellget aptal reklamlar falan yok hiç deilse.

hem crack le falan da uğraşmıyosun gayet beleş.

orbit

3)Gmail ile problemsiz çalışmakta.
4) Ücretsiz yazılım, crack, serial gerekmez.
5) Evet, Firefox'la kullanmak için flashgot lazım ama yüklemesi çok kastıran bi şey değil ve zaten bi kaç kb'lık bi eklenti. Üstelik FlashGot sayesinde yükledikten sonra seninde farkedeceğin üzere bi dolu indirme özelliği ekleniyor firefox'a. addons.mozilla.org
6) İndirme bittikte 15 sn sonra kapanmayı etkinleştir, otomatik güncelleştirmeleri kapa, bırakma bölgesini göster'i etkisizleştir, Windows açıldığında otomatik olarak açılma özelliğini kapat.

ben flashget classic öneririm. hem torrent ve emule özelliği yok, sadece yapması gerekeni yapıyor.

(bkz: orbit)
söylenmiş ama bastırayım dedim

torrentlere atlıyor valla bir türlü ayar tutturamadım

yatırım olarak alınabir, zira ötv indirimi için hurda araç kampanyası başlayacak diye bişiler okumuştum.
ama o tip bi niyetin yoksa fiat bis öneririm. tam öğrenci işi. az yakar, park problemi olmaz. geyiği de çok olur. yani en azında şahin'in kötü imajı olmaz. :)
2,5-3 arasına temiz bulunur gibi geldi. sahibinden.com da var..

şahin vosvostan daha az problem çıkartır bence.
çıkartsa da vosvos gibi değil, heryerde parçası var, ucuz, yolda kalsan bile bir şekilde yürütürsün, en ücra köşedeki tamirci bile anlar.

lada samara da düşünebilirsin o fiyat aralığında olması lazım.

86 dogan al derim. tas gibi arabadir.

lada samaraları araştır. çok az yakar, çok dayanıklıdır ve oldukça da geniş bir arabadır.

vosvos şirin bir arabadır ama ekonmik bir araç değildir. özellikle bu işlerden anlamıyorsan tamirciler tarafından çok sömürülebilirsin..eski tip willys jeepler var, tüp takılmış , modifiye edilmiş falan..cj3 veya cj5 diye aratırsan bulursun. suzukilerin de var öyle 84 model cipleri..hem genç işidir, hem de basit arabalardır.

cok farkli bir yaklasim acisi olarak su donemde 2-3 milyar paran varsa birak kalsin, harcama derim. zira 2-3 milyara alacagin araba nerden baksan bir o kadar daha masraf cikartir, 5-6 milyara mal olur; fakat araba almadigin takdirde o para arabadan cok daha fazla isine yarar.

(git: 47234)

@meta (git: 47337)
bulunmuyor :D

photos-d.ak.fbcdn.net

diş fırçası belki işe yarar ama anlattığına bakılırsa miniusb nin pinleri içeriden boarddan oynuyor. bir telefoncuya götürüp 5 dk da lehimletebilirsin.

(bkz: bortaçina)

yürekli pansiyon diye bi yer vardı ben kalmıştım, karı koca işletiyorlar.
çok iyi insanlardı, telefonlarını silmedim hala o kadar yani (:

(git: www.avsa-akvaryum.com )
Adresi Bir İncelerseniz İhtiyacınıza Uygun Bilgilere Ulaşabileceğinizi Sanırım
(bkz: http://www.avsa-akvaryum.com )

bortaçina içmeden gelmeyesin sakın. zaten bi fransada içilir şarap bide avşada..

makinayı açıyoruz ekranda boş vaziyette
formul mesela V=IxR olsun
bunu ekrana yazdırmamız lazım
formulde "V" ve "=" olmadan sadece IxR yi girmemiz gerekiyor.
"I"harfini ve "R" harfini çıkartmak için ALPHA tuşunu kullanacağız
Alpha tuşuna basıyoruz daha sonra I harfine basıyoruz (tuşun üstünde kırmızı olarak yazar) ekranda I yazdı. daha sonra * (çarpım işlemi)tuşuna basıyoruz ekranda I* yazdı. şimdi tekrar Alpha tuşuna basıp R tuşuna basıyoruz, Ekranda I*R yazdı. bunu hafızaya almak için SHIFT tuşuna ve IN tuşuna (CALC tuşuyla aynı tuş) basıyoruz. hoop ekran silinde ve formul hafızadaki formüllerin sonuna yerleşti. FMLA tuşuyla formullerin son sırasına gidip formulu herzamanki gibi çalıştırıyoruz.
formülü silmek için FMLA tuşuyla formulün üzerine gelip SHIFT ve DEL tuşuna basıyoruz.

pek tasvip etmediğimiz bir yöntem de formül yerine ALPHA tuşunu kullanarak hesap makinesine kopya girmek :D

Eğer pilleri paralel değil seri bağlarsan daha çabuk bitmesi lazım. Bu da orta okul veya liseden hatırladığım kadarıyla pillerin bildiğin tren gibi arka arkaya dizilip birbirine yapmışık olmasıyla sağlanıyor. Böyle bir düzenek kurarsan daha çabuk biteceği kesindir.

pil değil de birden çok lamba bağlayın seri olarak. neticede önemli olan fazladan akım çekmek. 1,5 volt ile çalışacak 10 tane lamba zart diye sömürür pili benden söylemesi.

pillerde c diye bir oran var. piliniz diyelim 2700mah, siz bu pile 2700ma çekecek bir yük bağlarsanız pil 1C oranıyla 1 saatten daha az bir sürede boşalır. Ama bu kadar hızlı deşarj etmek sakıncalı

Ayrıca pilleri bir araya bağlayarak deşarj etmeyin, hepsi aynı anda bitmeyeceği için bazı piller zarar görebilir.

Düzenek olarak ise her pile lamba yerine yüksek güçlü birer direnç bağlayabilirsiniz.

Misal piliniz 1.5V sağlayabiliyor 4.7ohmluk bir direnç bağlarsanız 0.32A=320mA akım akar. 320/2700 =~ 0.1C lik bir oran demektir. Direnci nolur nolmaz 2W al, seramik.

Ama pilin sonuna kadar bitmesini de istemiyoruz, o yüzden dirence seri olarak bir tane de 1N4001 veya 1N4007 diyot bağlamamız gerek. pilin gerilimi 0.7V civarına geldiğinde deşarj işlemi durur bu sayede.

özetle bağlantın şu şekilde :

pil(+) diyot (+) diyot (-) direnç (uç1) direnç (uç2) pil(-)

çizmeye üşendim.

edit : abinin birisi işine yarayabilecek bir araştırma yapmış. Piller ne kadar sürede deşarj oluyor onu gösteriyor.

www.candlepowerforums.com

ni-mh pillerde ni-cd pillerdeki gibi hafıza etkisi yok diye biliyorum.

benim pil şarj cihazımda küçük bir buton var, ona basıyorum (turuncu ışık yanıyor) pili deşarj ediyor pil deşarj olduktan sonra (kırmızı yanıyor) şarj etmeye başlıyor.(dolduktan sonra ışığı yeşile dönüyor) hiç sıkıntıya girmeden bu cihazlardan edinebilirsin.
www.dagbim.com

evet bu direnç ve diyotlu devre istediğimi yapabilir sanırım.
evde delikli plaket olacaktı. diyot ve direnci temin edip yapayım.
teşekkürler.
şöyle tasarladım ben:
img217.imageshack.us

ileride flash için battery pack alacağımdan şarj cihazını değiştirmek istemiyorum.

Tweak UI o program. Şuradan çekebilirsiniz:
www.microsoft.com

o yazı niye çıkar ki? veya hangi şartlar altında? çünkü legal illegal her türlü xp kopyasını her sp ile kullandım yine de böyle bir şeye hiç rastlamadım.

neden çıkar sebebini bende bilmiyorum 4 sene önce de denk gelmişti bir xp sürümünde. tam hatırlamamakla beraber registry de bir değişiklik yapınca düzeliyordu. şimdide başka bir windows sürümünde çıktı karşıma. herhangi bir şarta bağlı değil sistem kuruluktan dokunmazsan sonsuza dek orada.

aspindir.com dan "ticaret" diye aratırsanız bir kaç tane bulabilirsiniz

fantastico'da e-commerce kategorisi altında "cube cart" "oscommerce" ve "zen cart" var ama içerikleri nedir nasıldır hiç bilmiyorum.

benim derdim şu an site bulmak falan değil aslında açıkçası onlarla uğraşacak vaktim şu an yok, çünkü onu indirsem bile kurulumuyla falan uğraşmam gerekli, şu an ihtiyacım olan şey ana sayfadan ekran görüntüsü ve metin dosyası halinde site içeriği, sitenin kodlarıyla şu an işim yok, kenarde dursa yeter.

Buyrun 13 tane: www.bildirgec.org

km teli icin lutfen (bkz: kilometre teli). yani takilmasa da olur muymus bilemedim. ama satamaya kalktiginda bunu da belirtirsin en azindan, bak bunu bunu degistirdim ben diye. bir de km'si azmis aslinda.

10'a olma mi? :)

Yaw servis uyduruyor. Adamlar abartıyor, radyatör ok, değişir belki fiyatı yazıyor ama ne su pompası ne trigel kayışı? Ben trigel kayışını değiştireli 1 sene olmadı bunlar 6 senede 1 değiştirilen ve yeni değiştirdiğim şeyi tekrardan bana ödetiyolar. İşmi bu allansen?

servisler genelde once masrafi kagida döker, musteri onay verirse yaparlar. ya siz onay verdiniz ya da adamlar sallamis.

@trimpot: Yok ya ne onayı hacı. Adama gittim yalnızca radyatör değişir bide fitez 2 ye geçerken güzel geçmiyo, rahat geçmiyo neyse, Adam bu fiyatı çıkardı bana. Başlarım böyle sallamaya, yavaş sallasın saçı başı dağılır! Manyak mı bu adamlar ya? Mercedesmi bu ya?
Bende sana soruyorum, tıpkı resimde gördüğün gibi, sen olsan bu parayı ödermisin?

yetkili servis miydi götürdüğünüz servis?

yedek parca tutari kadar iscilik almis bunlar zaten. pes yani. ben olsam vermem tabii. sökün ulan hepsini derim.

ayrica tahmin ediyorum ki yetkili servis degildir bu.

@teritori: Evet canım yetkili servis, Yetkili Reno servisi.
@trimpot: Yok, yetkili bir servis bu. Bildiğin reno servisi. Zaten bişi taktırmadım, takılacak parçaları zart zurt işte bu çıktı hesap. Bu fiyata bişi yaptırılırmı ya. Manyakmıyım parayı sokaktanmı buluyorum. kdv si 160 ytl nerdeyse.
330 ytl sırf işçilik. Nasıl bi işçilikse, 1 işçinin aylık maaşını ben ödüyorum nerdeyse. Adam 1 ayı benim üstümden çıkartıcak iyimi? Ben bide diyordumki Reno araba olsun yedek parça olsun işçilik olsun her zaman ucuzdur diye. Bana kapak olsun bi daha reno marka araba alırsam. Tövbe !!!

abi gotursene sanayiye neyim. yaptirirsin orada adam gibi. arabanin garantisi yok bi seyi yok. cillop gibi de yaparlar.

@osuruklu: Zaten öyle yapacam, bu listeyide götürüp orda bakalım ne çıkcak. Yaw listenin yarısı atmasyon ya. Trigel kayışı fln alan ya uyduruyolar ne diyorum sana. Varmı senin tanıdığın sanayide? Kim var?

Triger 60binde değiştiriliyor yanılmıyorsam (bazı araçlarda +-10bin farkedebilir) 60bine yakın olduğu için değiştirmek istiyor olabilirler.
yaptırma bence, git levent yada maslak sanayiye yaptır iyi bir ustaya, hatta kimseyi tanımıyorsan bir usta ayarlarız. satarken/alırken servis bakımlı araç iyidir hoştur ama genellikle daha yüksek model araçlarda aranır servis bakımı vs.

@vincenzo: Yaw değiştireli 1 sene bile olmadı değiştirdik trigel kayışını. (hatta yine servisin biri abi sana biraz indirimle 400 ytl yaparız dedide, ben gittim 70 ytl ye işçilikle çeliktepenin oralarda yaptırdım. Şimdi adamlar, su kaynattığından, o suyun damladığı yeri değiştirmeye çalışıyolar. Yok trigelin o kısmı sökülünce trigelde değişmesi lazım fln, bin türlü masal anlatıyo bana illada değiştirmek için. Kim var bildiğin usta bu parçaları fln toparlayacağımız?
Vitese bakıcak, radyatör değişcek(ok onda tamam değişcek) O fan motoruna fln baksa, bide bu km teli mi nedir o değişcek. Bu yani

benim arkadaşım var bir tane renocu o da (yetkili serviste de çalıştı,özel servistede işi bilen birisi) o bi güzellik yapar herhalde, en azından bir fiyat ve fikir almış oluruz.
bu yazdıklarını not edeceğim, yarın ona bir sorayım istersen. msn adresim de bu: korayimbenkoray[ a t ]hotmail.com

@vincenzo: Tamam abi. Olmadı listeyide gösterirsin böyle böyle dersin. Haber bekliyorum. Çok saol ilgilendiğin için.

triger'in degisimi yanlis bilmiyorsam aracin cinsine gore farklilik gosteriyor. degistirin dediler diye degistirmeyin, bir bilene sorun derim.

ibnelikten başka bir şey değil. trigger kayışı su pompasını da çeviriyor. değiştireceği tek şey belki de su pompasıydı. tabi değiştirebilmek için trigger falan söküldü. tabi ibne servisler sökmüşken yenisini takalım mantığıyla hepsini kitledi. bana da yaptılar tam tersini. trigger değiştirmeye gittim, sökmüşken su pompasını da değiştirelim, bozulursa bi daha trigger sökmemiz lazım diyip değiştirdiler. yok yere pompaladılar bana da. yetkili servislerin hepsi ipne. güvenebileceğim servis olsa direk sanayiye götürürüm.

kilometre teli oha dercesine fantastikmiş bu arada.

su pompasını da kitlemişler akılları sıra. 35 lira o zımbırtı reno flash için.

şarkının ismini bilmiyorumda bu boca juniors taraftar müziği ve dale boca diye geçiyor bulmana yardımcı olabilir bi kaç linkte vereyim
www.youtube.com
www.youtube.com
senin verdiğin linkteki müzikte bunun farklı bi hızda ve farklı enstrümanlarla çalınmışı sanki

şarkının adı moliendo cafe.

şarkının adı yorkasef'in dediği gibi,
çalan grup ise fanfare ciocarlia

valla biliyodum bulduracağınızı

fanfare ciocarlia - moliendo cafe

şimdi önceden aradığım forumlara da yazıyım da cevabı onlar da sevinsin :)

Çanağı biraz hafifçe sola (Doğuya) doğru çevir. Ntv de yok di mi? Sinyal 80 ama Kalite sıfır olması lazım şu anda. Çanağı biraz hareket ettir sola doğru, kaymıştır o.

çanakla oynamayın. frekansı manuel giriniz

TP listesinde sinyalinde kıpırtı ve yayın olmayan frekansları silin. daha sonra 11053 H (yatay) SR: 30000 değerlerini girin. tarama yapın, muhtemele düzelecektir.

Bazen cihaz frekansı bulsa bile eğer tp listeniz dolu ise kanalları bulamayabilir. Önce sinyal olmayan tp'lerden birkaçını silin sonra cihazınızda PID arama kısmı varsa (frekans ve ksps değerlerini girdikten sonra) oraya ;
NTV Türkiye 512 vid. pid 650 aud.pid
CNBC-E 513 vid. pid 660 aud.pid
NTV Spor 514 vid. pid 670 aud.pid
E2 515 vid. pid 680 aud.pid değerlerini her kanal için manuel olarak girin ve her kanal için ayrı ayrı arama yapın. Bu şekilde kanallara ulaşabileceğinizi düşünüyorum.
Diğer kanallarla ilgili bilgileri ve değerleri www.lyngsat.com adresinde bulabilirsiniz.

Sen bu diğer anlatılanların hepsini yine yaparsın da önce çanağı birazcık oynat bi kaç milim, olmazsa geri çevirir frekans mrekans girersin.

Uydunun değişmesinden sonra tüm kanallar cillop gibi çıkarken NTV grubu hiç çıkmıyordu. 1 hafta boyunca TPleri defalarca silip baştan yükledim arattım manuel girdim herşeyi denedim, olmadı. Sonra çanağı hafifçe oynattım ve voila!

inay
ismail (y varmis gibi icinde)
ilkay (unisex gibi sanki)

surdan bakabilirsiniz.
www.bebek-isimleri.gen.tr

oyle 3 yil adini bilmeden muhabbet ettigim insan oldu. isin tersi her gordugunde ismimle sesleniyor, muhabbet esnasinda 40 kere adimi telaffuz ediyordu. simdi adini ogrendim ama yillardir gormuyorum adami.

ismi suna benziyodu muhabbetleri pek ise yaramaz. ben olsam bir sekilde isminin yazdigi bir belgeye bakmayaa calisirdim.
"pason var mi? versene bi... ya bu yaldizli dalga her yil yenileniyo mu bendeki eski galiba"
ya da
"kaclisin sen? hadi lan o kadar yasli/genc olamazsin. kimligini gostermezsen inanmam"
gibi.

durumu bir arkadasina anlat, sonra ayni ortama girin. bi sekilde muhabbet edin beraber, sonra arkadasiniz "bu arada tanismadik, ben x" diye elini uzatsin adama. adam da adini soyler hayat ne guzel
bu arada 2-3 kez denemisimdir biraz kastirmakla beraber yuzde yuz basarili yontemdir

bir de ortak bi arkadasiniz varsa facebooktan arkadas listesine bakilabilir, gorunce tanidik gelir elbet.

ya o sana seslendiginde sen de oo hacı naber nassın fln de caktırma.

ilyas?

"adini unutmusum soyler misin bir daha?" demek bu kadar zor olmamali...

ehliyet kimlik benzeri şeylerini iste bir dahaki görüşmede. öğrenci kimliği nasıl ya sizin okulun gibi saçma bir bahane olabilir. ya da bankamatik kartı arkasından banka müşteri hizmetleri numarasını öğrenmek iste. benimkini kaybettim de. işbankası vardır kesin onda.

adını sormasına sorarım da adımı bilen bi insana kalkıp da pardon unuttum adın neydi dersem ayıp olur gibime geliyo.neyse taktikleri deneyelim.
ilyas,inay,ismail,ilkay değil bu arada=)

nüfus cüzdanındaki fotoğrafın ne kadar komik çıktığı ile ilgili bir sohbete gir. sonrasında onunkine bak :)

ben kendi adımı bile zor aklımda tutuyorum. bir de yüzsüzce insanları da unuturum. bir kişiyle binlerce kez tanışma faslına girebiliyorum hatta. merhaba ben random blonde - daha once tanışmıştık ben ahmet - ahmeti unutur hemen. merhaba ben de çok memnun oldum isim neydi - ahmet merhaba ben de şey ee random blonde sizin neydi? böyle gider bu yani bu kadar kasmayın yahu. bir daha görünce arkadaşı benim gibi bende balık hafızası var adın neydi ya diyiverin gitsin. hayır hatırlayacaksınız galba ilyastı galiba ihsandı diye naber ihsan diceksin ne ihsanı ya ben tarik! dicek daha da beter olucak. sorun gitsin. bin kez sorun. sizi seven böyle sevsin, kabullensin değil mi ama.

bir daha karşılaştığınızda, üşütmüşüm ilaç aldım serseme döndüm ya da tansiyonum düştü konuşmakta bile güçlük çekiyorum, bak kaç yıllık arkadaşız adın bile aklıma gelmiyor şu an falan bahanesiyle ismini öğrenmeye çalışın bence.

ben tanıştığım adamların ismini değil yüzünü de unutuyorum, ismini unuttuğum zaman genellikle ortak bir arkadaşımıza çaktırmadan soruyorum, başka türlü gelmiyor aklıma, isim hafızam zaten çok zayıftır ama bu ortak arkadaş konusu epey işe yarar.
birde bu isim unutma mevzusu açıldığında hep aklıma babamın bir arkadaşı gelir, adama babamın aşağı yukarı 15 senelik arkadaşı ama babama hep hakkı diyor.

gözünüz doğrudan kendi yolunuzda olacak. takmayacaksınız mecburen.

itü'lü elemanlardı yanılmıyorsam ödüllü bir proje üzerinde çalışıyolardı uzun zaman önce. göz almayacak otomobil camı diye. şimdi ne durumdadır bilmiyorum da mercedes fln işin içindeydi. linkini bulamadım google'da. yalan mı oldu acaba merak ettim şimdi.

turk icadi, goz almayan uzun far:
wowturkey.com
www.milliyet.com.tr

evet benim bahsettiğim de ermanen'in dediğiydi. uzun huzmeli sallamışım itü'yü ama mercedes'i ödülü tutturmuşum neyse ki

yola konsantre olmaya çalışın. ne bileyim dikiz aynanızı kontrol edin.
ya da sellektör yapın kapamaları için. anlayanlar kısıyor genelde.

güneş gözlüğü takın çok saçma olur sanırım:)
bana da oluyor, uzun yakana hemen uzunla ayar vermeye calısıyorum falan.. ama kaza seviyesine ulasmadım cok sukur.
tamamen piskolojik derler ya.oyle iste.
siz onunuze bakın, dusunmeyin far falan. cunku bazen kısa far acık oldugunda bile "bak adiye uzunları yakmıs" diye sinir yaptıgım oluyordu. halbuki adam kısayla gidiyor.

bende de oluyor aynısı karşıdan bir araba gelirken fener görmüş bıldırcın gibi kalakalıveriyorum.
çaresi ise karşı tarafın farlarını söndürmesi. gerçi karşı taraf bunu düşünemeyecek kadar mal belliki. sende aynısını yapınca (ben katmetlisini yapıyorum kolu çevirip ileri itince hem sisleri hem uzunları açıyorum panayır yeri gibi oluyor) düzeliyor, test edildi onaylandı.
bunların dışında bir de karanlıkta yol verdiğim adamlar oluyor, geri geri gitmem gerektiği zaman bütün farları söndürüyorlar, onlar başımın tacı.

Kendi uzunlarınızı açmak işe yarıyor çoğu zaman ancak kapamazlarsa ısrar etmeyin. Birbirine yaklaşan iki kör sürücüden daha tehlikeli bişey yok.
Bir de gözünüzün bozuk olması muhtemel. Ben lens takmadığım zamanlar çok daha fazla alıyor gözümü uzun farlar.

çok nadir sigara kullanan biri olarak söyleyeyim. fıçı biralar hafif ve tatlı geliyor, ama kafası güzel :) efes tombul şişeler her zaman ekşi gelmiştir. efes fıçı şişeler tombul şişeye göre daha hafif, meyhane fıçısına göre daha ekşi. birde içtiğim en tatlı birayı kazanda içmişimdir, diğer tüm mekanlardaki biralar hep daha bir ekşi geliyor.

biraz önce birisinin güzel bir cevabı vardı. silmiş nedense. aynen onun dediklerine katılıyorum. içersen arkası gelir. 2+2=4

edit: pardon o iki cevap aşağıdaymış. uykusuzluk işte:) olsun gene de dursun bu. puro falan içmek istersen ''bu sıgara değilki canım'' diyerekten aklında olsun.

ben de bir aralar sigarayı bırakmıştım. sigara içmediğim süre boyunca bira içemedim. tadı bir acayip gelmişti. ama alışılır zamanla diye düşünüyorum.