soru açık derken? :)
bütçe nedir? hafta içi mi haftasonu mu?

ucuz yani : ) . maksimum 50 tl falan gecelik

valla harika ötesi muhteşem bi yer masal dünyası gibi bi yer yani
edit: ama öyle geceliği 50 liraya öyle masal yerler olur mu bilemem o masal hansel le gratel e dönebilir yani :)

hayatimda gittigime pisman oldugum tek yer avsa adasidir, gittigim gunun ertesi kosarak uzaklastim, hele sevgiliyle allah korusun.bu solediklerim belli bir duzeyin uzerinde zevkleriniz varsa gecerlidir,sevende cok sever yani.

ağva için ben de araştırma yapıyorum iki gündür, şimdiye kadar bulduğum en ucuz otel 75 tl kişi başı: www.agvaormanevleri.com
başka bir yer daha bulursam (daha uygun) haber veririm. (siz de bulursanız bana haber verin, ben de arıyorum dediğim gibi :) )

tamamdır teşekkürler : )

ben bu ormanevlerine gitmistim kiz arkadasimla. guzel yer, sessiz sakin tam kafa dinlemelik, bi tane kucuk havuzu da var. sahile uzak ama. yurume mesafesinde degil. ama isterseniz otelin araci sizi goturup birakiyor, aksam da gelip aliyor.

çav bella?:)

(bkz: bohemian rhapsody)

ben bir ceviz ağacıyım gülhane parkında ne sen bunun farkındasın ne de polis farkında-cem karaca nazm'ın şiirinden bestelenmiş..Var biraz ama genelde politik şarkılardan çıkıyor. Şiirlerden bestelenmiş şarkılarda. Hee Demet akalın falan gibi popçuları düşünürsen çıkmaz onda bütün şarkılar İbrahim Kutluay'a yazılıyor zaten:)))

(bkz: progressive rock)

Flört - Eski Dostum

(bkz: johnny b. goode)

eşeği saldım çayıra :)

barış manço'da dolu var aşktan bahsetmeyen şarkı ohoo

binlerce var. şu anda dinlediğim gelsin size mesela; panik - diskotek

tool parabola
bilimum pink floyd, beatles vs
peyk - sobe

asktan bahsetmeyen en anlamli sarki; ankarali turgut - vekilime kaymak lazim.

çok da zor değil.misal ben şuanda bulutsuzluk özleminden tepedeki çimenlik dinliyorum. sonra bağdat kafe fln fln...

elsiane - hybrid

sözsüz müzik de dinleyebilirsin veya anlamadığın dillerde bişiler.

aa çimenlik güzelmiş. ama "sadece sen ve ben, sadece sevgi"..

burayı değiştireyim, "sadece ben ve ben, sadece ben" :) nasıl olduuu? çokk güzel oldu.

o 'sen' yerine istediğin kişi koyarsın artık aşk olmasına gerek yok :P

gazino - ucube sensin

www.youtube.com

sigur ros'un ( ) albümünün tamamı. şarkılar uydurma bir dilde söylendiği için neden bahsettikleri belirsiz. boşlukları istediğin gibi doldurabilirsin

it's my life (bkz: bon jovi)

www.krispykreme.com.tr

dostum, mcdonalds diyorsan şimdi vereceğim adres hayatını değiştirecek: krispy kreme
cevahirde, bağdat caddesinde ve bir de sanırsam sapphire'de varmış. tat ve dua et. :)

not: @derman'dan sn farkıyla

mc donalds ve donut dersen gelip boğabilirim yeminle. krispy kreme varken ne demek o kardeşim?

sen git bir ordan ye, sonra kendin de yazdıklarına bol bol güleceksin.

krispy kreme rulaz!

büyük migroslarda artık standlarda satışı yapılıyor.

İzmir'deki ikea da kasaların karşındaki fastfood kısmında gormuştum. Mutlaka istanbulda da vardır.

kanyon daki macro center da standi var

@pispisim,
ümraniye ikea da da var, ama kripsy kreme kadar iyi yapamıyorlar.

ben en son 2sene öncesine kadar mc'de yiyordum. sonra baktım ki pek özenli değil yemeyi bıraktım. bu kışın ikea da gördüm ama almadım. İzmir'de de o dediğiniz yer yada ona benzer yerler var mıdır acaba?

edit: ilk entryi görmemiştim. ama sonuc olarak izmir de yokmuş

simit saraylarında gördüm bu donutlardan. tadını ve kalitesibni bilmiyorum.

good luck chuck

edit: adam film diyor beyler

(bkz: coupling)

nip tuck

two and a half man

californication

roger dodger

baya underrated bi filmdir, eminim aradığını burda bulursun ama, ben çok severim.. ;)

entourage tam değil ama bence karakterleri seversin.

californıcation denmıs de barny gibi vasat ucuz bi rol degil ordaki. ama konsept seks karı kız.

(bkz: alfie)

iphone u al, ablanı öp.

ne için kullanacağına bağlı hocam nasıl yaşadığına, yaşadığına diyorum çünkü hayatını değiştirebiliyor. vakitten kazanç, yeni şeyler öğrenme, o alanda ilgi duyma kendini geliştirme etc.

belki bakmak istersin

laughingsquid.com

şahsi görüşüm listede yok ama android.
ikisi arasında iphone.

iphone tabii ki.

forever iphone :))

Bu ne ya! Görmemişim ben bunu. Uyduruktan da olsa bir hayvanları koruma kanunumuz var. Ona göre:

Madde 10 - Satılırken; hayvanların sağlıklarının iyi, barındırıldıkları yerin temiz ve sağlık şartlarına uygun olması zorunludur.
Ev ve süs hayvanlarının üretimini ve ticaretini yapanlar, annenin ve yavrularının sağlığını tehlikeye atmamak için gerekli anatomik, fizyolojik ve davranış karakteristikleri ile ilgili önlemleri almakla yükümlüdür.

Madde 14 - Hayvanlarla ilgili yasaklar şunlardır:
c) Hayvan bakımı eğitimi almamış kişilerce ev ve süs hayvanı satmak.

Bunların az da olsa idari para cezaları da var. o yerin en büyük mülki idari amiri uygular diyor. Lütfen bu hükümleri de uygulamaya sokalım, valiliğe de şikayet edelim. Ah o adamı o kafese koymak lazım aslında ama işte biz yine de ama yasal yollardan engel olalım, cezasını çektirelim.

Madde 28-
Bu Kanun hükümlerine aykırı davrananlara aşağıdaki cezalar verilir:
g) 10 uncu maddede belirtilen hayvan ticareti izni almayanlara ve bu konudaki yasaklara ve yönetmelik hükümlerine aykırı davrananlara bin Türk Lirası idarî para cezası.

k) 14 üncü maddenin (a), (b), (c), (d), (e), (g), (h), (ı), (j) ve (k) bentlerine aykırı davrananlara üçyüz

Türk Lirası; (f) ve (l) bentlerine aykırı davrananlara hayvan başına üçbin Türk Lirası idarî para cezası verilir. Kesilmiş ve canlı hayvanlara elkonulur.

ve uygulama:
İDARİ PARA CEZASI VERME YETKİSİ

Madde 25 - Bu Kanunda öngörülen idari para cezaları bu Kanunun 17 nci maddesinde belirtilen denetime yetkili merci tarafından verilir.

DENETİM

Madde 17 - Bu Kanun hükümlerine uyulup uyulmadığını denetleme yetkisi Bakanlığa aittir. Gerektiğinde bu yetki Bakanlıkça mahallin en büyük mülki amirine yetki devri suretiyle devredilebilir.

şu şekilde bir mail attım, umarım katkısı olur.
i.imgur.com
ekteki foto bu duyurdaki fotoğraftır.

elxa numarası yazmıyo, seher petshop adı sana gönderdiğim öteki resimde olduğu gibi bi de senin de gördüğün gibi kocaman vcd'ci tabelasının altına ufacık petshop eklemişler.

il müdürünün adı ali rıza balkan'mış
kayseri.cevreorman.gov.tr
sözlüğe hakkında entry ler girerek de (olumsuz demiyorum dikkat çekmek amaçlı) misal
"şu olayı görmezden gelmeyeceğini düşündüğüm müdür" gibi. birilerinin dikkati çekilebilir diye düşünüyorum.

Kayseri Valiliğine
Kayseri

Mustafa Kemal Paşa Bulvarı Barış Manço parkı yanında (tam adres olursa süper olur) yer alan X VCD dükkanı, Seher Petshop tabelası asmak suretiyle dükkanda yer alan ev ve süs hayvanlarını uygunsuz bir şekilde satmaktadır. Ekte bu duruma ait görüntüler yer almaktadır.

5199 Sayılı Hayvanları Koruma Kanunu 10. maddesi uyarınca hayvanların satıldıkları yerlerde koşulların iyi, barındırıldıkları yerin temiz ve sağlık şartlarına uygun olması zorunludur. Bununla birlikte ev ve süs hayvanlarının ticaretini yapanlar, hayvanların sağlığını tehlikeye atmamak için gerekli anatomik, fizyolojik ve davranış karakteristikleri ile ilgili önlemleri almakla yükümlüdür. Adı geçen Kanunun 4. maddesi de hayvan bakımı eğitimi almamış kişilerin bu tür hayvanları satmasını yasaklamaktadır.

5199 Sayılı Kanunun denetimi, aynı kanunun 17. maddesi gereğince Bakanlığa ve mahallin en büyük idari amirine verilmiştir. Bu nedenle valiliğinizce söz konusu adreste denetleme yapılarak sayılan uygunsuzlukların tespit edilmesini ve akabinde 5199 sayılı kanunun 28. maddesinde sayılan cilgili cezaların söz konusu işletmeye kesilmesini; buna ek olarak 4982 Sayılı Bilgi Edinme Kanunu kapsamında tarafıma bilgi verilmesini saygıyla arz ve talep ederim. TARİH

İsim İmza

Adres:
Telefon:

dava açma değil, idari prosedür işletilmeli. Kayserideki arkadaşlar aryıca bu dilekçeyi de sunabilir mi? En başına ACİLDİR şeklinde de bir ibare konulsa çok güzel olur.

kayseri çevre orman'ı ben de aradım. Bana dedikleri şu: "olayla ilgileneceğiz". Eyvallah dedik bekliyoruz. 2 gün daha bekleyeceğim, bir düzelme olmazsa bir daha arayacağım. gayserili gardeşlerden de ricam alo 153'ü gerekirse aramaları.

ilgileriniz icin tesekkür ederim il cevre orman sanırım ilk kez bu kadar şikayet dolu bi gün yaşamıştır, gereğini yapacağını söylüyorlar, takipçisiyim yarın da bişeyler değişmemiş olursa yazılı başvuru ve medya yoluna da başvuracağım, yine de aramaya devam edersek hayvanların sağlığı için hızlı hareket edilmesini sağlayabiliriz.

eğer bi iki gün içerisinde somut gelişme göremezsek, erişebildiğimiz her yerde resimleri yayınlatalım. Facebok olsun, inci olsun. felan fişman.

ben de şikayet maili attım ve ayrıca haytap gruplarına da link gönderdim.. umarım bir sonuç alırız :(

Kayseri'de yaşayanlar Kayseri'nin yerel televizyon kanallarını da arayabilir. Olayla ilgilenirlerse çok daha kısa sürede çözülür diye düşünüyorum.
(TV Kayseri'de bir tanıdık var, ona mail attım, inşallah ilgilenir de sorun çözülür.)

oha, neymiş bu böyle..gerçekten böyle mi duruyor bu hayvancıklar?
tam olarak hangi numarayı arayacağız? ve kimle görüşeceğiz, ali rıza balkan'la mı?

hayvanları bu şekilde ticari bir mal olarak ördüğüm zaman tüylerim diken diken oluyor . Ve insanlıktan çıkıp çok sadistçe şeyler düşünüyorun onları bu hale getirenler hakkında . Lütfen Elimizden ne eliyorsa yapalım .Onlar bizim en iyi dostlarımız . Hiçbir karşılık beklemeden sevgilerini gösterebilen bu canlılara .Yapılacak hertürlü kampanyada , protesto da , imza da , maddi - manevi bütün destekte varım .
Göndermiş olduğunuz linke bende mail attım . Duyarlılığınzdan ötürü çok teşekkürler .

iletişimde verilen numarayı arıyoruz, onlar yönlendiriyor, çok ayaküstü bi yer rahat resim çekemiyorum, keşke kayseriden birileri daha olsa da, onlar da görse olayı.

Kayseri'deki hayven severler derneği üyelerine bildireceğim, onlar dava da açabilirler.

halk da biraz tepki göstermişe benziyor. kediciklere yeni kafes almış. daha büyükçe yerlere yerleştirmiş. her gün akşam yemek getiriyor,suyunu eksik etmiyor. ama bu demek değildir ki kherşey füllük gülistanlık. ama yine de her halükarda kedicikler biraz daha rahatlar diyebilirim. etraftaki veletler sürekli onlarla oynuyor filan.

işin garip tarafı kediler cins değil. şu an temmuzdayız. kediler mart-nisanda genelde çiftleşir. haziran gibi de gebelikleri bitiyor. yani bu kediler tahminim 2-3 haftalık. sahipsiz bulup toplamışlar, veya düşünmek istemiyorum ama annelerinden koparmışlar belki de. kedi yavruları en az 2 ay anneleriyle vakit geçirmeli. yoksa psiokolojileri bozuluyor hayvanların. Yine de şerh koyayım, eğer sahipsiz yavru kedilerse bunlar, 5 tlye çoluk çocuğa satıyorlar hiç değilse. yok eğer analarından ayırıp almışlarsa... ne desem az.

Yine de içinizi biraz olsun rahatlatacaksa, fotoğraftaki gibi o kafesin içerisine sıkıştırılmış 10 adet kedi yavrusu artık yok. daha geniş kafeslerde 3er dörder kedi var. su ve yemek problemleri yok gibi görünüyor şu an.

Başvuru Tarihi: 12.07.2011 11:41:48 / Başvuru Sayısı:640433
Başvurunuzu bu tarih/sayıyla takip edebilirsiniz.

Dostlar,, cevap istiyorum seçeneğini muhakkak işaretleyin. Yoksa kaale almayacaklardır. Bir de o metni yazarken eke resim koyabiliriz diye düşünmüştüm ancak internet üzerinden böyle bir imkan söz konusu değil. İnternetten yollarken resim ektedir kısmını çıkartabilirsiniz.

bu arada ben gönderdim ama bana başvuru sayfası geri geldi. akyıt no falan çıkmadı. sistem hatası mıdır, herkeste çıkıyor mu?

en altta yazıyo numara, başvuru sayfası aynen gözüküyor gönderdikten sonra evet.

@vampir: en altta küçük de olsa başvuru takip no'su var ve evet başvuru sayfası ile birlikte çıkıyor.

çıkmadı bende sanırım. neyse bir daha yollayayım.

bu arada, hocam fazla egon var mı, eke de resimleri koyarak valiliğe elden (evrak giriş numarası alarak) ıslak imzalı dilekçe sunabilir misiniz? En sağ köşeye ACİLDİR de yazın lütfen...

çıkmadı bende sanırım. neyse bir daha yollayayım.

bu arada, hocam fazla egon var mı, eke de resimleri koyarak valiliğe elden (evrak giriş numarası alarak) ıslak imzalı dilekçe sunabilir misiniz? En sağ köşeye ACİLDİR de yazın lütfen...

:( yolladım dilekçeyi nasıl insanlar bunlar ya

ben de dilekçe gönderdim hemen duyuruyu görünce.
babamın da bir tanıdığı olcaktı orda yanlış bilmiyorsam hemen kendisine de haber vereceğim.
olmadı belediyede falan tanıdıklar var onlardan da yardım isteyebilirim sanırım. bilmem etkisi olur mu ama

@elxa, fotograf ekleme yeri yok ne yazık ki. ben denedim olmadı.

@nen belediyenin muhakkak etkisi olur ben de daha yeni veteriner işleri müdürüyle görüştüm belediyenin ilgileneceğini söyledi.

hocam şimdi belediyede bulunan tanıdığa hbr ettim.
üstüne düşcek bu olayın.

babam da olmadı gidip konuşayım adamla dedi ama ben pek sıcak bakmadım o olaya :(

az önce belediyedeki tanıdığım geri dönüş yaptı bana. ne yazık ki bu konular onu ilgilendirmiyor öyle olsa hemen çözerdik sanırım bu işi.

hayvan sağlığı müdürlüğünden daha rahat çözerseniz dedi işi. oranın şube müdürü varmış fahrettin yalçın bey onun numarasını verdi 0352 240 9771. olayı bir de ona iletin, daha hızlı bir aksiyon alınır konuyla ilgili dedi.
kendisi de arayacakmış onu, merak etmeyin arkanızdayım dedi.

teşekkürler elxa, ulaştığın kişilere numaramı verebilirsin, aksam hayvanlar ordaydı hala yarın degisir umarım.

0352 240 9771 bu numarayı şimdi aradım. Santral bir kadına aktardı. Kadın ısrarla sormama rağmen ismini söylemediği o ilginç. Her neyse. Dükkana gidildiğini ve olayın çözüldüğünü söyledi. Nasıl bir çözüm bulunduğunu ve bu adamlara nasıl bir işlem uygulandığını sordum. "Oldu hadi iyi günleerrr" diyerek telefonu kapattı.

ekleme: Bu da elxa'nın verdiği linke (basbakanlik.gov.tr) yaptığım başvuru;
Başvuru Tarihi: 13.07.2011 11:18:22 / Başvuru Sayısı:645560

Elxa, nasıl adamların eline 2 dilekçe geçmiş ya? Hepimizde takip numarası var (ki ben emin olamayınca bir daha gönderdim).

HFEV, dostum sen valiliğe elden teslim ettin mi? hiç bir bilgi okuyamadım bu konuda. internet sistemi malum işte.

elxa anladığım kadarıyla valiliğin bilgi edinmesinden bahsetmiş, çoğun başbakanlığın bilgi edinmesine başvurdu ben de dahil, yok eğer valiliğe de başvuru ikiden fazlaysa valiliğin hatası vardır, bugün dohayko kayseri temsilcisine ulaştım gelişmeleri takip ediyorum, güzel haberler vermek umuduyla, valiliğe bizzat bugün gidecektim hilal hanıma ulaşana dek ondan haber bekliyorum olmadı yarın kesin gidicem.

1- il tarım müdürlüğü ceza kesecek

2- belediye ruhsata aykırı satış yaptığından ceza kesecek

3- il çevre hayvanlara kötü davrandığı için ceza kesecek

Abi bi de haysev derneğine mail atabilir misin? www.facebook.com facebook adresleri burada, bu konulara çok duyarlılar. zaten binlerce kişi var sitede, kaç tane insan dilekçe yolluyor. sessizkalmasuçaortakolma ya da bakmanı öneririm. ben de dilekçe gönderiyorum şimdi

ben ilk gün hayseve mail atmıştım. cevap gelmedi, bir harekette de bulunmadılar.

selam dün öğleden sonra ve akşam kediler orada yoktu, bugün de emin olunca ve nasıl olduğunu anlayabilirsem burayı editleyeceğim.

@elxa ohaaa böyle cevap mı olur.
Beyler tekrar yükleniyoruz.
Yaptığımızın faydası oldu sanırım ama olsun yine de.

Bizim ülkemizde hangi kurum düzgün işler ki zaten?
Kedilerin akıbeti ne oldu acaba, çok merak ettim. İnsanın bu numaraları arayıp ana avrat gidesi geliyor.
Gerekirse Haysev ile irtibta geçebilirim. Bir de o hayvanları sokağa atmasınlar inşallah.

Bunlar buzdaginin gorunen kismi. Satilmayan kedilerin imha edildiklerini dusunuyorum. Guzel olanlarini damizlik olarak ayirip cirkinleri topraga.

@elxa, bana cevap bile gelmedi...

" Sayın ....,
13.07.2011 tarihinde Kayseri Valiliği birimine Bilgi Edinme Kanunu kapsamında yapmış olduğunuz başvuru birim yetkillisi tarafından işleme alınmıştır. Kanuni süreç izlenerek dilekçenize yanıt verilecektir.


İçişleri Bakanlığı
Kayseri Valiliği"

diye mail geldi bana şimdi.

(git: 276783)

Başta durumdan bizleri haberdar eden Hocam fazla Egon Var mı'ya ve Elxa'ya olmak üzere destek olan herkese çok teşekkür ederim kendi adıma.

Bu arada durumu öğrendiğim gün mail atmış olduğum HAYSEV'den de sabah aşağıdaki maili aldım. Her ne kadar artık gerek olmasa da, benzer durumlarda referans olması açısından olduğu gibi maili buraya kopyalıyorum:



Sn X - lütfen yapabilecekleriniz konusunda bu sayfayı inceleyin: www.petshopgercegi.com

Ayrıca Valiliğe göndermek üzere ileşikte bir PETSHOP Denetim Talebi icin ORNEK yazi yolluyoruz. Tüm dost ve çevrenizden bu yazıyı valiliğe yollamanızı rica ederiz. Maalesef 'şikayet'i ortaya yaparak hal olmuyor bu işler, mutkaka sikayet YASAL MEKANIZMALARI çalıştırmaya bakın!


Konu: Petshop'un Valilikce olusturulacak DENETIM EKIBI tarafindan yonetmelik ve kanun maddelerine gore denetlenmesi hk

Valilik Yuksek Makamina
Petshoplarin denetimi 5199 sayili Hayvanlari Koruma Kanununu uygulamakla yukumle Cevre ve Orman Bakanligi oluru ile Valiliklere verilmistir. Sekreteryasi ile Il Cevre Mudurluklerince yapilmaktadir.
Bu baglamda asagida isim ve adresi bulunan petshop'un yasa ve yonetmeliklere uygun bicimde denetlenmesini talep ediyoruz.
1. Oncelikle Il cevre Mudurlugu (Hayvanlari Koruma Kanununa gore hayvanlarin uygun kosullarda olup olmadigi hususunda denetim icin) ve Il Tarım Mudurlugu (Ruhsata iliskin denetim icin) basta olmak uzere HKK Kurulu uyesi diger kurumlar olan Belediye Veteriner Isleri Mudurlugu ve Zabita Mudurlugu, Veteriner Hekimler Odasi Temsilcisi, Baro Hayvan Haklari Komisyonu temsilcisi, gerek duyulmasi halinde Emniyet Mudurlugu'nden bir gorevli ile DENETIM EKIBI olusturulmali ve bu ekiple denetim yapilmalidir.

2. Denetim sadece gidip bakilarak degil, asagidaki yonetmelik maddelerine gore tek tek kontrol edilerek yapilmalidir.
Bu baglamda:
a) Ev ve Sus Hayvanlarina iliskin Yonetmeliginin 7. Maddesinin 11 ve 13 nolu siklarinda belirtilen "Kafesler, hayvan turlerine gore yeterli sayida ve buyuklukte olmalıdır. Kafesler ust uste konmamalı, akvaryumlar ise 4 kattan fazla olmamak uzere ust uste konulabilir'" ve "Isyeri alani, hayvan basina en az her bir adet kopek icin 0.8, her bir kedi icin de 0.2 metre kare olmalidir" maddeleri esas alinarak hayvan sayisina gore "YATAY ZEMIN alani hesaplaması" yapilmalidir. Bu hesaplamada kafeslerin ust uste konmayacagi hususu onemle goz onunde bulundurulmalidir. (Ornek: Eger bir petshopta 10 kopek var ise, sadece 8 metrekare o kopekler icin ayrilmis olmalidir, baska alanlarla ic ice girdirilmeden). Bu bilgiler isiginda petshopta kac hayvan oldugu ve bu hayvanlar icin kac metrekare alan ayrilmis oldugunun denetlenmesini,
b) Petshop'ta bulunan kopeklerin cogunlukla yasa disi ruhsati olmayan uretim ciftliklerinden ve evlerden ve zaman zaman da yurt disindan kacak hayvan getiren kacakcilardan alindigi bilinmektedir. Bu hayvanlarin nereden alindiklarinin belgelerinin kontrol edilmesi, ayrica alindiklari uretim ciftligi veya beyan edilen her neresi ise oranin da denetlenip "alindiğini belgeleyen resmi faturalarin da" kopek ve kedi sayisina gore kontrol edilmesini,
c) Bu petshopta hayvanlara su verilmedigi bilinmektedir. Kafeslerde su kabi olup olmadiginin, eger su kabi bos ise petshop sahibi tarafindan soylenecek "biraz once su verdik" yalan beyaninin kabul edilmeyip zabta gecilmesini talep ediyoruz. (Cunku Turkiye'de ki tum petshoplar altlari kirlenmesin diye hayvanlara su vermezler ve her girene biraz once verdikleri yalanini soylerler).
d) Bu petshopta birden fazla hayvanin ayni kafeste tutuldugu bilinmektedir. Kafeslerde kac adet hayvan bulundugunun
da denetimini,
e) Hasta hayvanlar icin diger saglikli hayvanlarla iliskisinin kesildigi ayri kafesler bulunmamaktadir. Bu durumun da denetlenmesini,
f) Veteriner Hekimler Odasindan gelen temsilcinin hayvanların genel durumlarını kontrol etmesini, sorumlu veteriner
hekimin asi ve muayene evraklarinin denetlenmesini,
g) Bu petshopun havalandirmasinin yeterli olmadigi, hijyen koşullarina uymadigi bilinmektedir. Zeminin ve duvarların temizlik ve dezenfeksiyonu için basınçlı su, musluk ve hortum düzeni bulunmamaktadir. Ayrica havalandirma sistemi de hayvanlarin ozelliklerine gore havayi temizleyebilen ozelliklere sahip degildir. Bu konularin denetlenmesini,
h) Petshoplarda veteriner hekimin calisma saatlerini gösterir belgenin is yerine asilmasi zorunlu iken, bu petshopta
boyle bir belge yoktur. Bu belgenin olup olmadiginin, belge var oldugu beyan edilirse, o saatte veteriner hekimin orada olup olmadiginin
denetlenmesini,
i) Bunlarin yaninda, bu isyerinin eger yapilmissa daha onceki denetimlerinin de incelenmesini, devam eden aksakliklar icin ayrica tutanak tanzim edilmesini,
j) Yonetmeligin fiziki ve isletme kosullarini belirleyen tum maddelerinin tek tek kontrol edilip, her madde icin ayri ayri denetim yapilmasini,
Onemle talep ediyoruz.
Yonetmelige ve mevzuata aykiri tum noksanliklarin ve aksamalarin goz ardi edilmeden tek tek belirlenerek gerekli
islemin yapilmasini, daha onceden suregelen eden aksamalar icin ayri sure verilmeyip kapatilma kararinin verilmesini talep ediyoruz.
Ayrica, dogalarina aykiri tutulan ve aci cekmelerine sebebiyet verilen hayvanlar icin 5199 sayili Hayvanlari Koruma Kanunu geregi islem yapilmasini, hayvan basina idari para cezasi verilmesini talep ediyoruz.
Denetime ve tutulan raporlara iliskin dogru ve net bilginin tarafimiza yazili olarak 4982 ve 3071 sayili yasa geregi
verilmesini emir ve musaadelerinize saygilarimizla arz ederiz.
Isim, soyisim

Dagitim: BIMER, Cevre ve Orman Bakanligi, Tarim ve Koyisleri Bakanligi, Icisleri Bakanligi Mahalli Idareler Genel Mudurlugu,
Il Hayvan Koruma Kurulu Baskanligi, Il Cevre Mudurlugu, Il Tarim Mudurlugu, Emniyet Mudurlugu, Belediye Baskanligi, Veteriner Hekim Oda Baskanligi, HKK uyesi kurum mudurlukleri, Basin Kuruluslari.

TC Kimlik:
Denetimi istenen petshop isim ve adresi:
EK..1. Ev ve Sus Hayvanlari Satis Barinma Egitim yerlerinin kurulus, acilis, ruhsat, calisma ve denetleme usul ve
esaslarina dair yonetmelik.
EK .2. Cevre ve Orman Bakanliginin 5199 sayili yasanin uygulamasi icin Mulki Idarelere yetki devri yazisi.
EK..3. Petshop'a iliskin yazi fotograf ve baska belgeler..
_________________________________________________
EK...1
EV VE SÜS HAYVANLARI SATIŞ, BARINMA VE EĞİTİM YERLERİNİN KURULUŞ, AÇILIŞ, RUHSAT, ÇALIŞMA VE DENETLENME USUL
VE ESASLARINA DAİR YÖNETMELİK

ÜÇÜNCÜ BÖLÜM
Teknik ve Hijyen Şartları
Genel Şartlar
Madde 7- Ruhsat verilmesi için iş yerlerinde aşağıdaki asgari, teknik ve hijyenik şartların bulunması zorunludur.
1) İşyeri zemini kolay yıkanabilen ve dezenfekte edilebilen fayans, mermer veya benzeri malzeme ile kaplı olmalı, duvarları su geçirmez kolay temizlenip dezenfekte edilebilir açık renkli malzeme ile kaplı olmalıdır.
2) İş yeri zemini eğimli olmalıdır. Zeminde kanalizasyon veya fosseptiğe bağlı ızgaralı veya sifonlu yer süzgeci bulunmalıdır.
3) İş yerlerinde, şehir şebekesine bağlı su tesisatı veya bu amaca yönelik yeterli kapasitede su deposu bulunmalıdır.
4) Zeminin ve duvarların temizlik ve dezenfeksiyonu için basınçlı su, musluk ve hortum düzeni bulunmalıdır.
5) Aydınlatma yeterli olmalı, hayvanları rahatsız edecek kuvvetli, doğrudan hayvanları aydınlatacak ışık kullanılmamalıdır.
6) İşyerlerinin dışarıya açılan pencere kanatları her türlü haşerenin girmesini engelleyecek tarzda kapatılmalıdır.
7) İşyerinin havasını, iklim, hayvan sayısı,hayvan türü gibi koşullara bağlı olarak temizleyebilen havalandırma tesisatı bulunmalıdır.
8) Kafes ve ekipmanlar ile malzemeler, dezenfektanlara dayanıklı, paslanmaz ve kolay temizlenebilir malzemeden yapılmış olmalıdır.
9) İşyeri her türlü mikroorganizmalara ve çeşitli parazitlere karşı yedi günde bir dezenfekte edilmeli ve örneği Ek-9 da bulunan dezenfeksiyon belgesi işyeri sorumlu veteriner hekimi tarafından imzalanarak işyerine asılmalıdır.
10) Her kafeste yemlik ve suluk bulunmalıdır. Kafes, suluk, yemlik gibi malzemeler , her hayvan değişiminden önce mutlaka dezenfekte edilmelidir.
11) Kafesler, hayvan türlerine göre yeterli sayıda ve büyüklükte olmalıdır. Kafesler üst üste konmamalı, akvaryumlar ise 4 kattan fazla olmamak üzere üst üste konulabilir.
12) Yılan, kertenkele, kurbağa, kaplumbağa gibi hayvanların barındırıldıkları özel koruma yerlerinde, tabii hayatlarındaki ortam sağlanmalıdır.
13) İşyeri alanı, hayvan başına en az aşağıdaki gibi olmalıdır.
-Her bir adet köpek için 0,8 m²,Her bir adet yılan için 0,2 m²,Her bir adet sincap için 0,3 m²,Her bir adet kedi için 0,2 m²,
-Her bir adet tavşan için 0,3 m², Her bir adet fare, kobay, hamster için 0,1 m², 25 adet kanarya, muhabbet kuşu vb. küçük kafes kuşları için 0,4 m²,5 adet sevda papağanı, kolyeli papağan vb. orta boy kafes kuşları için 0,4m²,
14) İş yerlerinde köpek, kedi, sincap, ve yırtıcı hayvanlar kafeslerde tek olarak bulundurulmalıdır.
15) Akvaryum, raflar, kafesler ve masaların kapladığı alanlara ek olarak, hayvanların bakım, beslenme ve diğer hizmetlerinin kolaylıkla yapılabilmesi için yeterli genişlikte koridor bulunmalıdır.
16)Kafeslere konulan altlıklar en az haftada bir defa, gerekli durumlarda daha sık değiştirilmeli ve her değiştirilmede kafes dezenfekte edilmelidir.
17) “İş yerlerinde, hasta ve hastalıktan şüpheli hayvanların, sağlıklı hayvanlarla irtibatını kesecek şekilde her hayvan türü için izole edilmiş ayrı karantina yerleri veya kafesleri bulundurulmalıdır.”
18) İş yerlerinde çevreye rahatsızlık verecek hayvan seslerinin veya kötü kokunun yayılmaması için gerekli önlemler alınacaktır.
19) Temizlik artıkları, hayvanlar için kullanılan altlıklar ve dışkılar, çöp kutusu içine konan, dayanıklı ve yırtık olmayan, ağzı bağlanabilen naylon torbalar içine konulacak, işyeri dışına bırakılmayacaktır.
20) İş yerinde ölen hayvanların ölüm nedeni, sorumlu veteriner hekim tarafından kayıt defterine işlenir. Varsa yapılan tahlil, uygulanan tedavi ve laboratuar teşhisleri rapor halinde deftere işlenip işyerinde muhafaza edilir.
21) Bu Yönetmeliğe tabi iş yerlerinde, 3285 sayılı Hayvan Sağlığı ve Zabıtası Kanununa tabi ihbarı mecburi bir hastalık çıktığında, sorumlu veteriner hekim durumu, resmi makamlara haber vermek ve yetkililerce alınacak yasal tedbirleri uygulamakla yükümlüdür.
22) Bu yönetmeliğe tabi iş yerlerinde bulunan hayvanlar, İl veya İlçe Müdürlüklerinde görevli Veteriner Hekimler tarafından, her türlü sağlık kontrollerini yapmak üzere karantinaya alınabilir. Karantina sonunda sağlıklı hayvanlara sağlık karnesi düzenlenerek işyeri sahibine iade edilir. Bu süre içinde hayvanların her türlü masrafları işyeri sahibine aittir.
23) “Pasaj veya çarşı içlerinde bulunan ev ve süs hayvanı satış yerlerinde, 7 inci maddenin ikinci ve dördüncü fıkralarının uygulanamadığı durumlarda, genel teknik ve hijyenik tedbirlerin uygunluğuna bakılır.”
Ev ve Süs Hayvanları Satış Yerleri
Madde 8- Ev ve süs hayvanlarının satış yerlerinde aşağıdaki şartlara uyulması zorunludur.
a) “Ev ve süs hayvanı satan iş yerlerinde, sorumlu veteriner hekimin bulundurulması ve il müdürlüğünce onaylanmış, veteriner hekimin çalışma saatlerini gösterir belgenin iş yerine asılması zorunludur.”
b) Hayvanlar işyerine konulmadan önce mutlaka iç ve dış parazitlere karşı ilaçlanmalı ve yapılan işlem tarihide belirtilerek sorumlu veteriner hekim tarafından sağlık karnelerine işlenip onaylanmalıdır.
c) İki aylıktan küçük kedi ve köpeklerin satışı yasaktır. Kediler 8. haftada ( 56 günlük ) Panleukopenia ve Rhinotracheitis, köpekler 8. haftada ( 56 günlük ) Parvo Viral Enterit, Corona,Hepatit, Leptozpirozis ve gençlik hastalığına karşı, 12. haftada kuduz hastalığına karşı sorumlu veteriner hekim tarafından mutlaka aşılanmalı, tarihleri belirtilerek sağlık karnelerine işlenmeli ve en az 4 gün bekletildikten sonra satışa sunulmalıdır.
d) Yurt dışından ithali yasak olan hayvanların satışı yasaktır.
e) “İthal edilmiş hayvanlar için, ithal edildiklerini gösteren gümrük belgelerinin, sağlık ve orijin sertifikalarının birer suretinin bulundurulması zorunludur.” (Değişik: 27 Kasım 2001 tarihli ve 24596 sayılı R. G.)
f) İşyerlerinde yılan, kertenkele, kaplumbağa, kurbağa, her türlü kuş ve akvaryum balıkları hariç diğer hayvanların türe bağlı tüm aşılarının yapıldığını gösteren sorumlu veteriner hekim onaylı sağlık karneleri bulundurulmalıdır.
g) İş yerinde satılan hayvanlarla ilgili bir örneği Ek-5'de bulunan kayıt formu doldurulup, sorumlu veteriner hekimin onayından sonra, mutlaka hayvan sahibine verilecektir.
h) İşyerlerinde, kaplumbağa, balık, yılan, kertenkele gibi akvaryum hayvanları, kanarya, muhabbet kuşu, papağan gibi kuş türleri ile kedi, köpek, gibi hayvanlar ayrı bölümlerde barındırılmalı ve satılmalıdır.
ı) Ebeveynlerin veya ebeveyn sorumluluğu taşıyan diğer şahısların açık rızası olmaksızın 16 yaşın altındaki kişilere ev ve süs hayvanı satılamaz.
i) Müşterilerin kafeste bulunan hayvanlara direk teması ve ulaşması önlenmelidir.
j) “Ev ve süs hayvanı satış yerlerinde, Nesli Tehlike Altında Bulunan Türlerin Uluslararası Ticareti Sözleşmesinin (CITES) I, II, ve III no’lu listeleri kapsamında bulunan hayvanlar için yetkili otoriteden alınmış ithalat CITES belgesinin bir nüshası ayrıca alıcıya verilir.”
“Hayvan Konukevi, Pansiyon, Otel Gibi Her Türlü Barınak ve Eğitim Yerleri”
Yasaklar ve Cezai işlemler
Madde 16-Yasaklar aşağıda sayılmıştır.
a) Bu iş yerleri, başka işyeri ile ve meskenle doğrudan ilişkili olmamalıdır.
b) İş yerlerinde, reçeteye tabi olmayan Veteriner Müstahzarları dışında her türlü ilaç, aşı ve biyolojik madde satışı yapılamaz.
c) İş yerlerinde, hayvan üretimi yapılamaz.
d) Bu iş yerlerinde doğal ortamlarından yakalanarak toplanan yaban av hayvanlarının, bunların yumurta ve yavrularının üretilmesi ve satılması yasaktır.
e) İş yerlerine muayene, tedavi ve aşılama amacı ile hasta ve sağlam hayvan kabul edilemez.
f) Bu yönetmeliğe tabi iş yerlerini, işyeri sorumlu veteriner hekimi, amacı dışında muayene, tedavi, ilaç ve aşı uygulaması gibi amaçlarla kullanamaz.
g) Satış yerlerinde hiç bir surette kafeslere misafir hayvan konmaz.
h)Hayvanların eğitimi sırasında hayvanın gücünü aşacak hareketlere zorlayarak yaralanmalarına veya sakat kalmalarına yol aşacak yöntemler uygulanama, cihaz tatbik edilemez.
ı) Ev ve süs hayvanları satış yeri, hayvan konukevi, pansiyon ve otelleri ile her türlü hayvan eğitim yerlerinin iş yeri kurma izni ve ruhsat almadan faaliyete geçmesi, ruhsat almış iş yerlerinde bu Yönetmelik hükümlerinin ihlali, veya Bakanlığın merkez ve taşra teşkilatı tarafından yapılan denetimlerde mevzuata aykırı hususların tespiti, görülen noksanlıkların ve aksaklıkların verilen süre içerisinde giderilmemesi veya eksikliklerin devam etmesi hallerinde iki kez yazılı ikazı takiben işyeri hakkında kapatılma kararı verilir.

_______________________________________________________

EK ....2
T.C. CEVRE VE ORMAN BAKANLIGI
Doga Koruma ve Milli Parklar Genel Mudurlugu Sayi :B.18.0.DMP.0.03.05-622-01-5/85 04/01/2007
Konu :Sikayet
İlgide kayitli sikayet dilekcesi ve ekinde ev ve süs hayvani satan isyerlerine yapilan denetimlerin yetersiz oldugu belirtilmekte ve Ankara’dan ilgili kurumlardan mufettis istenerek denetimlerin yapilmasi talep edilmektedir.
Bakanligimizca yayimlanan 5199 sayili Hayvanlari koruma kanunu’na bagli olarak yayimlanan 26166 sayili “Hayvanlarin Korunmasina Dair Uygulama Yonetmeligi’nin 4. maddesinde denetim elemani tanimi “5199 sayili Kanunda belirtilen denetimleri yapmaya ve bu Kanun cercevesinde kabahat teskil eden fiilleri isleyenler hakkinda ilsem yapmaya, Bakanlik merkez ve tarsa teskilati ve/veya mahallin en buyuk mulki amirince gorevlendirilen personeli,” seklinde yer almaktadir.
Ayni yonetmeligin 42. maddesi “5199 sayili Kanun ve bu Yonetmelik hukumlerine uyulup uyulmadigini denetleme yetkisi Bakanliga aittir.
Bakanlik bu yetkisini gerektiginde mahallin en buyuk mulki amirine devredebilir. Bakanligin yetkisini devretmesi halinde, mahallin en buyuk mulki amiri il bunyesinde veya mevcut degilse baksa illerden veya kurumlardan hayvanlarin korunmasi konusunda uzman personeli de denetim ile gorevlendirilebilir. Bakanlik, merkez teskilati ilgili birim personelini de denetim ile gorevlendirilebilir.” Hukmu icermektedir. B hukumden anlasilacagiuzere mahallin en buyuk mulki amirinin il bunyesinde veya il disinden veya baksa kurumlardan hayvanlarin korunmasi hususunda konusunda uzman personeli de denetim ile gorevlendirilebilecegi anlasilmaktadir.
Ayrica ev ve süs hayvanlari satan isyerlerinin ruhsat alma islemleri ve ruhsata iliskin denetimler Tarim ve Koyisleri Bakanligina bagli. İl Cevre Mudurlukleri ise ev ve süs hayvanlari satan isyerlerinin egitim sertifikasi alip almadiklari, hayvanlarin uygun kosullarda bulunup bulunmadigi hususlarinda denetlemektedirler.
Diger taraftan 5199 sayili Hayvanlari Koruma Kanunu’nun 17. maddesindie belirtilen denetleme yetkisi, Bakanlik Makaminin Olur’ u ile yetki devri mahalin en buyuk mulki amirine devredilmis olup 5199 sayili Hayvanlari Koruma Kanunu cercevesinde illerde yapilacak uygulumalarin ne sekilde olacagi hususlari tum Valiliklere gonderilmistir.
Bu baglamda, bundan boyle sikayetlerinizin daha hizli ve acil cozumlenebilmesi ve zaman kaybina neden olunmamasi amaciyle yetkilendirilmis İl Cevre ve Orman Mudurluklerimize iletmeniz hususunda;
Bilgilerinizi ve geregini rica ederim.

Az önce Kayseri Valiliğinden telefon aldım. :) Benim dilekçem az önce ulaşmış ellerine!
Artık yeter göndermeyin, çok geldi zaten ben ilgili birimlere gönderdim, denetim için de dilekçelerden itibaren 21 gün süre var dedi arayan kadın. Ben dilekçelerimi 2 gün önce gönderdiğimi ayrıca hayvanların ve tabelanın şu an kaldırılmış olduğunu ancak yine de kontrol istediğimizi, çünkü 10 gün sonra tekrar yapmayacaklarından emin olmadığımızı söyledim. Tamam kontrol edilecek ama lütfen artık dilekçe göndermeyini biliyorum toplu yapıyorsunuz, arkadaşlarınıza da haber verin dedi. :)

Özetle: henüz valilik denetlememiş ama yine de, geç de olsa bir denetim yapıalcak. Denetim sonucu dükkan sahibi en azından konunun ciddiyetini anlar ve bir daha böyle abukluklara kalkışmaz, ama muhtemelen ceza almayacak artık.

teşekkürler vejeteryan vampir.

kesinlikle!

amerika da unlocked iphone satılmıyor. nerden alırsan al pasaport a kaydettirmek zorundasın.

microsim i de kullandıgın gsm şirketinin bayisinden alabilirsin ya da kendinde kesebilirsin.

unlocked satmaya baslamıslar.

son 2 sene içinde pasaportuna başka telefon kaydettirmediysen kendi pasaportuna geldikten sonraki 1 ay içinde kaydettirebilirsin.
Hangi gsm hattı kullanıosan abone merkezine git, hem kayıt işlemi yapar, hem de micro sim verir.

mikrosim sim kartınızın yalnızca çipli kısmını içeren versiyınu gibi bir şey. gsm merkezlerinden alabilirsiniz. kaydettirme de aynı şekilde operatörünüzün iletişim merkezinde yapılır.

ayrıca rurouni'nin iletisine düzeltme: kilitsiz iphone 4 satılmaya başlandı abd'de.

arkadaşlar peki, bir dönem bir arkadaşım kullanıcak aldığım iphone u. sonra bana geri vericek, karışık bir durum var ortada.

ben dönüşte kendi pasaportuma kaydettircem ama arkadaşımın hattının microsimini alıcam, böyle bir şey mümkün mü? sonra 4 ay falan sonra da gidip ben kendi microsimimi alabilir miyim? önceden pasaporta kayıt ettirdiğim için, kendi microsimimi almak sorun olur mu?

mikrosimi istediğiniz zaman gidip defalarca da olsa alabilirsiniz. arkadaşınız abd'de mi? eğer türkiyedeyse telefonu kullanabilmek için pasaporta kayıt yaptırması gerekiyor. her telefon tek bir pasaporta yalnızca bir kere kaydedilir. o kaydettirdikten sonra sizin tekrar kaydettirmenize gerek yok.

donanım haber sıcak fırsatlar forumuna bak. orada her yerden kartını kullandıracak adamlar mevcut.

stokta yok görünüyor? bir de 1000 tlsini verince sadece worldden yararlandırmayabilirler. havale, banka hesabınızdan onların banka hesabına aktarma demektir. vatanı bir arayıp sorun. eğer olursa world kartımdan ben de yararlandırabilirim sizi.

hackintosh diye google da aratırsan adımları izleyerek kurabilirsin. ama uç örnek olacak belki ama dediğin bilgisayarda multitouch var mı bilmiyorum ama bunun gibi özellikler "hayatı" kolaylaştırdığı için bi mac te mac os x daha kullanılası oluyor.

mac osx işletim sistemi nasıl hiç bilmiyorum. pcdeki donanımları aynen kullanabilir miyim?

sen hiç girme bu işe çok uğraştırıcı. hele hiç bilmiyorsan niye kuracaksın ben de onu hiç anlamadım da neyse.

idenebya da iatkos a bak bi.

cokistiyorsan virtual e kur ordan kullan.

uğraştığına değmez. mac os da bariz balon zaten. öyle abartıldığı kadar bi olayı yok. bi bilmeyen etmeyen cahil cühela, bi de dünya kadar para verip sonra durumu kendine yediremeyen tayfa çok savunur bunu.

kurabilir misiniz bilmiyorum ama öyle bir imkan varsa mutlaka kurun. hala rahatlık ve güzelliğini denememiş insanlar tarafından cahil cühela damgası yiyebilirsiniz ama sallayın gitsin, sadece açma düğmesine bastığınızda 15 saniyede açılması, kapat komutu verdiğinizde 10a kadar saymanızı beklemeden işlemi gerçekleştirmesi bile buna değer.

kuramazsınız. elli tane problem çıkar. mac os işletim sistemi mac'lerde çalışsın diye yapılmış, normal yollarla başka bir bilgisayara yükleme imkanınız yok yani.

ama azimliyim diyorsanız hackintosh işini araştırın.

açılma kapanma süreleri üzerinden işletim sistemi değerlendiren ve savunan, daha önce bahsettiğim cahil cühela sınıfına dahil şahıslara buralarda da rastlamak mümkün.

cahil cühela damgasını vuranların "hala rahatlık ve güzelliğini denememiş insanlar" değil de ios developer'lar olabileceği hiç akıllarına gelmez bunların. olsun ama seviyorum ben onları yine de.

subway

çok kalabalık hiç bi halt yenmez.

carl's jr.

eskiden nando's vardı :(

iskender @hd iskender

mümkünse bir şey yeme. metroyla metrocity ye git, orda ye.

hiç sevemedim bu Cevahir'i ve de özellikle yemek yenilen bölümünü

carl's jr. diyorum ben de. sadece orada var. ama o olmasın dersen bursa çiçek köfte'de pideli köfte ye.

carl's jr kesinlikle.

kazık

pideli köfte, veya subway'de 30 cm menü.

pideli köfteye +1.

hoş olmaz. skt 1 aydan fazla geçmiş.

o mortu çekmiştir. bi kokla bakalım?

ay pardon ya temmuz ne haziranı!

günlük sütün dayanma süresi 2-3 gün. zaten büyük ihtimal bayağı asitleşmiştir o süt içmek istesen de içemezsin. içersen de ishal olursun kusarsın falan.
edit: temmuzsa iç.

2 gün geçmiş, kokla önce ve bir bardağa döküp bak üstü tortu tortu mu diye. Eğer buzdolabı soğutma konumu max.da ise birşey olmamış olabilir.

Yahu 6 temmuzsa koklayıp bi bak. Hatta ufak bi kısmını cezvede kaynat, yeşile dönüp yoğurt gibi kesilmiyorsa sağlamdır o. Bence hiçbişeycik olmaz.

onlar bozulunca zaten bir garip hale dönüşüyor. bardağa dökemezsiniz bozulduysa. bir koklayın, bakın, bardağa dökmeyi deneyin.

Kokladım normal geldi bana, hatta içiyorum.

6 "TEMMUZ yaw ne haziranı diye bi son kullanma tarihi de ilginçmiş :) bozuk süt en çok bir yudum içilebilir zaten. anında doğduğunuza pişman eder zira.

kıt kanaat borçlar bilgimle şunu diyebilirim ki araba gitmiş bi kere ama verdiğiniz para için sebepsiz zenginleşme davası açıp geri alabilirsiniz.

kredi borcunu kapattığınız dekont elinizde mi?

aynen trajikomik'in dediği gibi. İnsanlar ailesine güvenmiyor artık sizin güveniniz de ilginç olmuş. Kredinin sizin tarafınızdan yatırıldığına dair bir belge varsa elinizde (banka transferi olur, dekont olur vs) yatırdığınız parayı talep etme hakkınız var. ancak arabayı teslim etseniz iyi olur...

belge var elimde ama benim tarafımdan yatırıldığı yazmıyor, mallık yaptık biraz araba gitti sanırım =)

belge eğer aslıysa verdiğiniz parayı alabilirsiniz.
sağlam bi avukatla arabayı dahi kurtarabilirsiniz şu durumda.

arabaqnın ikinci el değeri ne kadar, sizin yatırdığınız miktar ne kadar?

araba şu an 12-13 bin sanırım 11600 tl kredisi borcu vardı onu yatırıp aldık, ne diosun bankadan geri alma durumu mu var?

o araba senin dostum kurtuluşu yok o adamın.

yanlış bilgi vermeyelim lütfen. araba satışları boşuna noterden yapılmıyor. sözleşme falan da yokmuş elinde hem de.

ancak paranızı geri alabilirsiniz. hem boşverin size araba mı yok. :) banka dekontunun aslı mı? gidip nakit mi yatırdınız? Hesaptan transfer ettiyseniz ortaya çıkar. neyse önce bir parayı isteyin, sorun çıkacak gibiyse bir avukata başvurun.

eksik anlattım sanırım parayı bankaya yatırarak onların adına olan bir krediyi kapattık, yani gidip adamlardan para istemek mantıklı değil

bankaya gidip yaptığım ödemeyi geri almak istiyorum, kredi normal vadesiyle devam etsin gibi bişey denebilir mi?

bankacı olarak söylüyorum; bankayla işiniz yok, kredi kapanmış, o ihtimali düşünmeyin

o araba dediysem.
adam ya paranı geri verecek ya da arabayı verecek manasında.

sizin yapmanız gereken sadece ödemeyi siizn kendi paranızla yaptığınızı ispatlamanız.

tek bir şansınız var, arabanın sahibine sebepsiz zenginleşme davası açarak ödemiş olduğunuz kredi borcunu o kişiden talep etmek. buradaki kilit nokta ise kredi borcunu arabanın satılma ihtimaline duyduğunuz güven sebebiyle ödemiş olmanız. durup dururken bir kişi bir diğerinin kredi borcunu neden kapatsın.

Şimdi bu güvercini havaya attın mı elli km.lik bir alanı hafızaya alır. Sen sonra 100 km öteden atsan bile o gelip yuvasını bulur böyle böyle mesafeyi arttırarak kuşu 1000 km bile öteye gönderebilirsiniz.

şimdi güvercini ben yetiştirip sana veriyorum. benim evini biliyor kuş. sonra sen mektubu bağlayıp atıyorsun kuş da gidiyor eski yuvasını buluyor ben de mektubu alıyorum.

iyide biraderler kuş, gitmesi gerektiğini nasıl anlıyor?
bide ya yolda süt gibi dişi güvercin falan görüp skerün postasını diyip verilen görevi yapmaması, yarı yoldan dönmesi yada kaçması mümkün değil mi?

mumkun tabii ki o yuzden adamlar telefon, telgraf filan icat ettiler

güvercinler tek eşlidir. eşine dönmek için kaçmıyor olabilir.

@4ever yani bugünki telekomünikasyon sektörünün oluşmasının ardında güvercinlerin isyankar politikası mı yatıyor?

şöyle düşünün, göçmen kuşlar da göz ederken izleyeceği rotayı ve yolu biliyor, o rotanın dışına çıkmıyor ve şapadanak buıluyorlar bir yıl önce gittikleri yeri. ya da kuşlar etrafta binlerce kuş yuvası olmasına rağmen kendi yuvalarını buluyorlar. bir yerde bir yuvada büyüyen yavru kuşun da ilk o özelliğinin geliştiğini ve yuvaadan ayrılsa bile o yuvayı geri bulabileceğini okumuştum.
özellik işte.
kedi ve köpeklerde de bir raddeye kadar var bu durum.

o kuş gelene kadar eşini de salmazlar. güvercin yuvasına olduğu kadar eşine de düşkündür.

eşlerine düşkündürler ama zaman diye de bişey var. uzun bi zaman eşinden ayrı kalınca başka eşe sarma ihtimalleri de olabiliyor ki benim beslediğim güvercinlerde olmuştu. onun için fazla ayrı kalmamaları gerekir. ha şimdi benim de aklıma şu takıldı. hayvan yuvasından başka bi yere götürülüyo sonra salınıyo yuvasını buluyo ama bu sefer o eski yere niye gitsin? hayvanın yuvasından öbür tarafa tekrar gönderemezsin bunun için de öbür tarafın güvercinlerini buraya getirmek gerek. ama bi sefer mektup gönderdin mi bitti. sonra hayvanı tekrar öbür tarafa götürüp bırakman gerek bence.

ama bu da saçma. sadece bi sefer haber göndermek için kuş beslenmez. ha 10-15 kuş beslersin. sonra hepsini topran götürürsün desem o biraz mantıklı ama bence bu kuşların özel başka eğitimi vardır. sonuçta hayvanları o kadar da küçümsememek lazım özel eğitimlerle neler neler yapabiliyor çoğu hayvan :)

hangi dilde olacak, ya da uydurma mı olacak?

türkçe olacak. ama belli bir anlamı olmayan uydurma isimler de olabilir.

cısto

Roket

buraya yazınca bedava kullanma hakkın doğar ki.

Tevşo
Şipcan
Kımılcan

@roket adam
özelliklerini eksik yazmışım. editledim. aslında roket adam bile olurmuş ismi :)

@06017
öyle bir hak hukuken doğsun doğmasın, bence bu konuda yardımcı olan kişinin bir hakkı vardır. olmalıdır da. tabi olurda ben bişey istemem denirse hiç ısrarcı olamyız üzmeyiz arkadaşı :p

kız mı erkek mi onu pek anlamadım ama.

temmuz
mayıs
rina
aksu
bige
tayga
arın

ayberk
efecan
mahmud

* Uçar

* Feza

* Uçarı

* Perende

* Zekayi

*

mahmud harika. kesin mahmut olmalı :D
Önerilere devam edebiliriz arkadaşlar..

Roket Adam olsun işte, çok tatlı bir isim bence. Hem roketlerle alakası da varmış.

Hesap numaramı vereyim bir yüzlük çıkın işte :)

tam Can tipi var bu cocukta.
(bkz: no offense)

haykıl (ing.high'dan geldi aklıma ne alakaysa?)
maykıl da olabilirmiş gibi geldi şimdi,ehehe.

-rüzgar
-uçurtma
-tamtam
falan filan.

(bkz: lagari hasan celebi)

(bkz: can-tekin) *

(bkz: zipcikti)

(bkz: uzay)

uzay can diye isim duydum, neden olmasın?

Hezarfen afacan çelebi


icatcan

pamir

piço

Borcan

Saruhan

Sörcan

Cincan

Fırtına

Uça Can

Can ismine garezim varmış gibi oldu ama neyse.

Roben... Olmaz mı? Roketin ro su, "ben10"in ben i... Başka bir karaktere benzer nitelik taşıması bir avantaj olabilir (gibi).

zıpkın

adamsın roket adam :D
biraz daha zihin egzersizi yapalım olmadı roket... şeklinde bişey olabilir gibim geldi ;)

hazerfenn

çıtçıt

Aymaz olsun emin ol tutar en azından trt de!

kanat süper olur. :)

çok başarısızsınız en azından benden:D

izmir. net.

antalyada yasanmaz 1 haftadan sonra bayar


izmir

izmir

hani filmlerde ki sahil kasabasında..deniz kenarında yaşarım diye düşünüyordum antalya da..ehh o halde izmir..gönlüm rahatladı..herkes izmir dedikçe..

yok yahu, o dedigin ancak kuzey ege taraflarinda olur adam gibi.

izmir +1

smyrna (izmir)

izmir.

izmir.

izmir tabii ki antalya kışın ölü.

izmir

izmir elbette.

9 yıl antalya'da yaşadıktan sonra 2 yıl önce izmir'e taşındım. kişisel gelişimine meraklıysan, araştırmaktan ve gezmekten hoşlanıyorsan, hareketli bir yapın varsa kesinlikle izmir. ama ben elimde olanla ve bildiklerimle mutluyum aga, yan gelip yatsam yeter bana iş dışında ki zamanlarda dersen antalya. antalyaya dair özlediğim yegane şey şehir içinden denize girebilmek.

cehenneme gidince pek bisi degismese gerek. 33 yasindaki halin de yansa 10 yasindaki de yansa kalan gene kul olacak. yandim yandim, yandim yandim ah gene yandim adeta.

size de saçma geliyor değil mi?

@norweigan wood, yanıp kül olma durumu yokmuş, paso işkence, ceza varmış cehenem tarafında, ben de diyenlerin yalancısıyım tabi, belgeselde izlemiştim galiba

istediğiniz görüntüyü seçersiniz. hayatınız film şeridi gibi gözlerinizin önünden geçerken, istediğiniz yerde görüntüyü durdurup "capture" denilen işlemi yapıyorsunuz. sonra uygula diyorsunuz. o görüntü ahirette kullanacağınız görüntü oluyor. yalnız sonra değiştiremeyebilirsiniz, o yüzden çok dikkatli seçmekte fayda var.

Bunları birebir algılamamak lazım bence. Atıyorum mesela Arap kültüründe 33 yaş insanın kişilik olarak oturduğu dönem kabul ediliyor olabilir. Gelen bir soruya karşı (mesela: "Orada ne kadar bilge olucaz?" gibi) o kabul edilen en makul seviyeyi açıklaması amacıyla cevaplanmış olabilir.

Sonuçta varsa öyle bi yer gidince görürüz.

yok yok bence cehennemde balmumu heykele de donusuyor olabilirsin. 33 gec ya, bence 25 yasinda ideal tipine ulasirsin. 25 olsun 25.

istediğimizi seçebileceğimizi sanmıyorum.
zira büyük bir bug oluşurdu.
Herkesin siki birbirine değer.

ahiretle ilgili konuların insan beyninin ve algısının ötesinde şeyler olduğunu düşünüyorum. ne cenneti cehennemi, ne kendi halimizi, ne de allah'ın sıfatını/görüntüsünü tahmin edebiliriz. bizim bildiğimiz "insan yüzü" orada da aynı olacak mı ki mesela? hiç sanmam. ayrı bir boyut, ayrı bir alem.

tek sıkıntı yaş değil ki..
ben o tarafta gene aynı ben olmak istemiyorsam nolacak?

sorunun cevabını gerçekten merak ediyorsan: www.idefix.com

daha da kötüsü çoğu duyuruyu göremiyoruz. :(

Çoğu duyuruyu göremiyor olmamızın sebebi (eğer değişmediyse) default olarak internet kullanıcıları da görebilsin kısmının tik atılmış olmaması.

Yazar dikkat etmiyor oraya, bi tik atmayı unutuyor gönderiyor sorusunu hop gitti.

çoğu duyuruyu görüyorsunuz ki göremediğiniz duyurular da genelde herkes görsün seçeneği unutulduğu için öyle oluyor. ispiyonlamayarak da bişey kaybettiğiniz yok. ezik değilsiniz kısaca. en azından bu sebeplerden dolayı değilsiniz.

ispiyon seceneginin olmamasi bir moderatore mesaj atmanizi engellemiyor. o kadar istekli iseniz eger.

hiç de bi eziklik yaşamadım. kimseyi ayırmıyorlar, kayırmıyorlar bu anlamda. i ya da es diye..

hatta daha önce de yanlış bulduğum bir cevapla ilgili mesaj atmıştım gayet de ilgilenmişti moderatörler, sağolsunlar.

siz her anlamda bölünme yaratmaya çalışmayı seviyor gibisiniz.

bölücü değilim ben.

yan koltukta oturan amcasi, sacini kesen de babasi abi iste?

edit: kolonya muhabbeti geciyor hayalatle, "amcam kullanirdi" diyor akbaba da. "babam sacimi kesiyordu" diyor zaten basta.

saçını kesenin sıradan, anonim, ismi önemli olmayan bir berber, yan koltukta oturanın da babası olmadığını nereden anlıyoruz peki?

tam diyalogu yazayim:

-saclarimi kaziyorlardi lan.
+kim kaziyordu?
-babam.
+dur kolonya vereyim ben sana.
-yok la yok, onu amcam kullanirdi. (burda zaten o adami gosteriyor tekrar, flashback'te)

akbaba en son eve gidiyor ya o manzarayla karşılaşıyor. anahtarı var, kendi evi gibi gidiyor. amcası mı bilmem ama aynı evde oturan bir akrabası olduğu kesin.

anahtarı yok. kapıdaki mandalı çekip açıyor. yolgeçen hanı gibi kapı.

fader'ın dediği diyalogu hatırlamakla birlikte, dur sana kolonya vereyim'den sonra akbaba'nın ne dediğini anlamamıştım, akbaba'nın telaffuzundan dolayı. ve evet o ara suratına kolonya süren yandaki herifi gösterdiydi. kolonya istememesinden bağlantı kurdum ama "amcam" lafı kaçmış demek ki orada. tekrar izlemem lazım orasını galiba.

edit: evet şimdi tekrar izledim orasını. aynen fader'ın dediği gibiymiş. hatta sonda amcayı jandarma götürürken akbaba amcaya saldırıyor. babası, saçlarını kesen adam tutuyor, bi tane de tokat atıyor.

Beyler akbaba sonunda adama saldırdığında da biri gelip sakinleştiriyordu babası o değil mi işte?

evet babası o, saçını makineye vuran da o. evet sonradan fark ettim bunları.

Şimdi öncelikle:

1) TC Anayasaları diye bir şey yoktur, Anayasa bir tanedir, her devletin de yalnızca bir anayasası olur. adı üstünde ANAyasa.

2) Anayasada bu kadar ayrıntı düzenlenmez.

3) Türk Ceza Kanunu der ki:

Suçu ve suçluyu övme

Madde 215- (1) İşlenmiş olan bir suçu veya işlemiş olduğu suçtan dolayı bir kişiyi alenen öven kimse, iki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.

@vampir: otur canim sifir.

simdi adim adim gidelim:

1. "biji serok apo" nun turkcesi "yasasin baskan apo" mudur? evet.
2. simdi vermis oldugun TCK maddesinin unsurlarini inceleyelim teker teker:
a) ya islenmis bir suc ovulecek
b) ya da "islemis oldugu suctan dolayi" bir kisi ovulecek.

yani sen suclu oldugu sabit olan bir kisiyi "her ne sekilde olursa olsun" oversen degil, (misal: sahane imam bayildi yapar) "isledigi suctan dolayi" oversen (gene misal: bizim kayinco kardesini oldurdu, 10 sene hapis yatti, oh ne guzel yapti, helal olsun) bu sucu islemis oluyorsun.

konumuza donelim:
bu cumlede ne sucu ne de isledigi suctan dolayi bir sucluyu ovme soz konusu degildir.

hakimlerin ve savcilarin bu sucu ve unsurlarini bir turlu idrak edememis olmasi ise bambaska bir konudur. misal 68 kusaginin solcu genclerinin mezarinda yapilan bir anma toplantisinda, orda bulunan "herkese" karsi sucu ve sucluyu ovme'den dolayi dava acilmisligi vardir. ordaki herkese karsi dava acildiginda sucun unsurundaki "aleniyet" kosulunun bu durumda kime karsi gerceklestigi cok ciddi bir merak konusudur. mezar taslarina, mezar ciceklerine vs heralde diye dusunduk biz.

bb yi sil hayatından öncelikle internet sorunları var ek ücretler vs, Liveprofile gibi sosyal uygulamaların app leri yok, Android al , bende Vodafone 945 ve desire s var , bütçen ne kadar ,

Ne idüğü belirsiz bir telefonla Blackberry'i karşılaştırıyorsunuz... Bence hiç kıyaslanmaz bile...

utkucbkc liveprofile.com burada bb için var gösteriyor.


marcelle hocam zaten tam aynı noktaya parmak bastık. karşılaştırmadığım için buraya bunu açtım. ama bir yanda bb'nin düşük bir modeli diğer yanda düşük de olsa android işlemli bir telefon. bunun kıyaslamasını istedim sadece.


bu arada bütçem ciddi şekilde çok az. 500 maksimum 600 çıkabilir.

bb curve gerçekten iyi bir telefon DEĞİL. hiç tavsiye etmem. ayrıca yok BİS yok bilmemne, hiç uğraşmayın. Android tabanlı telefonları araştırın.

bu arada google androidi tabii sevecek çünkü kendi çocuğu :)

bence htc wildfire al. ben kullanıyorum yaklaşık 2 aydır. canavar gibi. facebook, twitter, foursquare, latitude vs. hiç bir uygulamada sorun çıkarmadı. android market açık. şarj konusunda biraz sıkıntı var yalnızca. gps ve internet sürekli açık olursa 1 gün ancak gidiyor. bb 9780 kullanan arkadaşım bile heveslendi bundan almak için.

pardon Nokia için yoktu, blackberry nin en pahalı telefonunun Android tabanlı en ucuz telefondan sadece havalı olur, ekran çözünürlüğü iyi olur, blackberry Ye yada Windows phone lara bulaşma bende desire s ve vodofone 945 var , işlemcisi 800mhz galaxy aceyle aynı, tek eksiği ekranı kalitesiz, Android market var yasal gunceollemesivar sitesinde, uygulama problemi Yok desire sindeki çalışan uygulamalar hepsi aynı, wildfire da oyun oyun oynayamazsin ama htc sense si var .d ben sana her troy yardımcı olurum Android konusunda

birde huewei mi öyle bi telefon Vardi , son telefonu Google ortak uretimiydi , 400 lira civarlsrindaydi,burda çok konusu döndü

wildfire almaya karar verdim sanırım. oyun oynamayı düşünmüyorum. zaten bu sene ciddi şekilde ygs+lys5 muhabbeti var. sadece sosyal medya apps ve biraz da kaliteli bir telefon arayışı içindeyim. wildfire iyi gibi gerçekten.

wildfire al o zaman , çok çalışma

"avrupa yakasindaki en guzel fajitas" gibi bir iddiam olamaz cunku hayatimda sadece tek bi yerde yedim, karsilastirma imkanim yok yani.

ama istiklal caddesi - tramvay cafe'de uygun bir fiyata bana gore lezzetli bir fajitas yiyebilirsin :)

nişantaşı kırıntı fajita konusunda oldukça başarılı.

asmaaltında picante de var.

nişantaşı ranchero her türlü meksika yemeği konusunda neredeyse şehirde rakipsiz. şiddetle tavsiye ederim. hatta davet edersen ben de gelirim :p

edit: suadiye şubesi de mevcut. olur da anadolu yakasında yemek isterseniz diye...

kırıntı'nın üstüne tanımam. mutlaka denemelisin.

(bkz: Picante) tavsiye ederim ben.

ranchero iyidir denenebilir olmadı dedikleri gibi kırıntı alternatif

ranchero'daki de güzel ancak kırıntı daha iyi, nacizane fikrim.

ben günde 1-2 kahve. çay da sevmiyorum.

2 turk kahvesi falandir ortalama bence. ya da bir yerde okumustum o kadarin ustu kotu etki etmeye basliyor diye. ben sadece gerekirse iciyorum sabah cok erken kalkmak gerekiyorsa ya da eski bir dostla falan bulusmussak sigaranin yaninda.

kahve yerine cayi tercih ediyorum gun icinde.

işyerinde duruma göre 10 bardak civarı nescafe, eve gidince 2 kupa çay veya yarım litre ice tea. rekor bende sanırım.

0 bardak kahve. 1 bardak çay kahvaltıda.

0

10+ çay (işyerinde)
4-5 kahve (işyerinde)
1 türk kahvesi (işyerinde)
birazda evde falan...

sıfır kahve bi' çay artı bir.

ne kadar bulsam içerim de yanlış yere anket açmışsınız sanki : )

son zamanlarda iş bulamadığım gibi kahve- çay da bulamıyorum yalnız.. bir de kahve içtiğim günler kendimi biraz yorgun hissediyorum.. uyumaya 1-2 saat kala içersem uykumu kaçırabiliyor.. yine de benim gibi yastığa kafasını koyup uyuma tuşuna basan insana problem teşkil etmiyor.. yalnız çok yersem iyi uykuya dalamıyorum.. reflü galiba..

anket için: (git: www.eksisozluk.com

@idexo: ekşide yazar değilim. bir de anketten çok benimki anormal mi diye karşılaştırma amaçlı sordum.

ben eskiden çok içerdim ama artık işyerinde 1 evde 1 oluyor genelde.

mesela günde 2 türk kahvesi içsem çarpıntı oluyor bende.

selülit yapıyor.

şöyle de birşey var:

www.habervitrini.com

böyle giderse yakında kalp hastası olursun :)
en azından nescafeyi azalt bence hele o üçü bir aradalar yokmu öldüren cinsten ben iki sene bolca içtim ve şu an taşikardim var :) türk kahvesinin daha zararsız olduğuna dair bir şehir efsanesi duymuştum ne kadar doğru bilemem

egosunun ne işe yaradığını ve kurtulunulacak (ay ne zor yazdım) veya bastırılacak bişi olmadığını bilerek işe başlayablir. sonra bu hayati önem taşıyan egonun tümüyle geçici olması hadisesine yönelebilir mesela.

egosuz insan mı olur yahu?

ben bu hale hakikaten sinir oluyorum. öyle bir hale geldik ki tercih yapmak, bir şeyleri direkt söylemek suç haline geldi neredeyse. herkes bir dolaylama, mesafe koyma halinde.
herkese iyi görünemeyiz, herkesle iyi olamayız.

kıskançlık, bencillik hayatın bir parçası. önemli olan onları kontrol altında tutabilmek.

@gereksiz insan Ya aslında evet soruda bi yanlışlık var egosuz insan kesinlikle olmaz toplumla varoluyor çunku aslında benim sordugum fazla egolardan nasıl kurtulunabilirdi.

@mimikikili yazar egosu, yönetmen egosu nedir o zaman? üretmek egondan kurtulmanı sağlamaz aksine çok daha benci bir insan olursun.

belki paylaşmak biraz olsun yardımcı olabilir.

"fazla ego" da alttan alta bir tür övünme gibi. dolaylamadan kastım buydu aslında. ego mego değil de dert nedir repulsion onu sorsan direkt? kıskanç mısın? sevgilin mi terk etti? 35 yaşına geldin hala baba parasıyla mı takılıyorsun? hayatın anlamını mı arıyorsun? nedir?

yoga yap fazla egolara ve fazla kilolara birebir. :)

Aslında ben sevgilimi terk ettim ( terk etmek fiili de çok boktan bi fiil sanki seni üste çıkarıyormuş gibi aslında oyle degıl de neyse),ayrıldık yani. Bakıyorum da bi şey hissetmiyorum ona karşı ama aslında hissetmem gerekiyor. Çok fedakardı şerefsiz,çok bilgiliydi,çok olgundu vs. (Ne diyorum ben ya güzin ablaya yazarmışçasına)Ne biliyim ya işte babam çok düşkündü bana ondan boyle oldu demek ki. Hep bi mutlu olamama derdi hep bi boşluk vs. Amaaan size de niye anlatıyosam sanki derman olucaksınız. Yanlış anlamayın küçümsediğimden değil de bu tür sosyal paylaşım sitelerinden medet ummamak gerektiğini düşünüyorum. Canım sıkılıyodu bi yandan da içiyorum yazayım dedim işte.

@elxa anlatmaya çalıştığım şey aslında senin söylediğine çok yakın bir yerdeydi. üretmek vs. meseleler de ego için / egoyla birlikte ilerliyor. bunları tamamen bastırmak ne kadar kötüyse tamamen dışa vurmak da o kadar kötü. kastım buydu.
doymaz mereti de evet bu şekilde besleyerek tehlikesiz kılmak mümkün. (:

farkına varmak çok önemli.
hangi alanlarda ego depreşiyor; neler yaparken, kiminle konuşurken, hangi uğraşlarla uğraşırken "özel "olduğumuz" hissi içimizden bir yerlerden fısıldanıyor veya "ben" duygusu kıpırdanıyor ya da coşuyor?
bunları varlığını bilip; farkına vardıkça yavaş, yavaş azalıyor ego.

bir diğer panzehir de ölümü düşünmek.
ölmünün beni es geçmeyeceği; kendimin de herkes gibi öleceğini düşünüce; büyük oranda egomdan kurtuluyorum.
ancak karamsarlığı da yol açmıyor ölümün, sürekli zihnimin bir kenarında olması; aksine "ben" den sıyrılıp; her ne yapıyorsam tamamen ona odaklanıyorum ve bu müthiş bir his.
haa. bak, bi de mesela, güzel bir kız görünce de ego yok oluyor aniden.
ve işte o anlar, bir ömre bedelmiş gibi geliyor bana. öylesine güzel yani.
keşke sürelerini arttırabilsem.

egodan kurtulunmaz, kendinizi tanıyarak egonuzla barışık yaşamayı öğrenebilirsiniz ancak. egonuz sizi ve başkalarını rahatsız etmediğinde bahsettiğiniz "kurtulma" durumuna ulaştığınızı varsayabilirsiniz.

napolyon'un çok güzel bir sözü var: zafer, iradedir.
bence bu soruya da güel bir cevap.

1- evet
2- tahminim şu ki siz erasmus öğrencisisiniz. bu vizenin yanında öğrenimiz süresince ek bir oturma izni almanız gerekmez, bu sizin geçici oturum vizeniz zaten.

sadece D tipi ise oturuma basvurman lazım. D+C tipi değilse vizen fink de atamazsın, d tipi ulusal vizedir, başka ülkelere kullanılmaz ki tepesinde de "schengen ülkeleri" yazmaz. sen oturumu al,kafan rahat olsun .

öf ne karışık işler ya, sırf bu nedenle bile yeşil pasaportlulara sinir olunur arkadaş... neyse konu bu değil... evet, erasmus staj hareketliliğiylen burdayım ama konuştuğum insanların kimi oturum izni alman lazım diyo kimi gerek yok diyo nabayım bilemedim..

en iyisi oradaki türk konsolosluğunu arayıp bilgi alın. en doğru bilgiyi yine onlar verecektir.

4 aydan fazla kalmayacaksan oturum iznine gerek yok.

Türk konsolosluğunu değil, gittiğin yeri yabancılar dairesine soracaksın. Oturma izni gerekebilir evet.

Lütfen acilen www.facebook.com sayfasında yayınlanması için haysevder et gmail com adresine mail atın. konu kısmına ACİL SÜT ANNE yazın. Şehir bilgilerinizi eklemeyi de unutmayın. En kısa zamanda bulunacaktır.

vakti zamanında benzer bir durumla karşılaşmıştık, annem bebek biberonuna ılık süt koyarak beslemişti kediyi.

süt kediler için zararlıdır. çok zor durumda kalınmadığı takdirde verilmemelidir, zor durumda ise sulandırılarak verilmelidir. ancak eğer süt anne bulunamazsa yavru kediler için biberon ve anne sütüne yakın özel mamalar var. ancak bakımı bir hayli özen ister, tuvaletini yapması için dahi ıslak pamukla bastırarak karnını silmeniz gerekir.
haysev'e ilan verebildiniz mi?

rus edebiyatını bitirdi mi?

@hiçbişeyyok
rus edebiyatına geçmedi ama şu anda yerli dizi edebiyatına çalışıyor. sevdiği izlediği şeylerden örnek vereyim konu daha iyi anlaşılsın: adını feriha koydum, üyle bi geçer zaman ki, yahşi cazibe :P

o zaman (bkz: cehenneme övgü) okusun. filaş etkisi yaratabilir...

kitap için; alber camus'nün yabancı'sını ve başkaldıran insan'ını,
film için de; chalie chaplin'in modern times ve city lights filmlerini tavsiye edebilirim.

sonradan aklıma geldi: brazil ve 1984 filmleri de 'flaş' için etkili olacaktır.

incecik, aslında çocuk kitabı izlenimi uyandıran ama aslen her yaş için başucu kitabı: küçük prens
mutlaka okusun. alacağı bir şey muhakkak olacaktır.

duyurunun arama sistemi öyle kötü ki, siz yıldız koymadan "kahve" yazsanız da içinde bi şekilde kahve geçen herşeyi getirebilir. ama getirmeyebilir de. kötü demiş miydim? :)

e oluyor zaten? ara'da ilk kutucuğa kahve* yazıyorsunuz i,çinde kahverengi olan bi duyuruyu çıkarıyor. ama eski duyuruları çıkarıyor biraz. o aramanın sorunu düzelmedi bi türlü.

hmmm. evet benim hıyarlığım galba. 'aynen girildiği gibi' kısmında deniyodum diye olmuyordu heralde.

şöyle bir şey buldum, umarım günceldir. geçmiş olsun.

İstanbul Tıp Fakültesi Hematoloji Bilim Dalı Tel: 0212 534 0000
Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Hematoloji Bilim Dalı Tel/Faks: 0212 589 5758
Marmara Üniversitesi Tıp Fakültesi Hematoloji Bilim Dalı Tel: 0216 467 2828, 0216 326 6240 Faks: 0216 467 4863
Okmeydanı SSK Hastanesi Tel:0212 221 7777/1397
GATA Haydarpaşa Eğitim Hastanesi Hematoloji Kliniği. Tel. 0216 3465803, 0216 4146393
VKV Amerikan Hastanesi Hematoloji Bölümü. Tel. 0212 3112000/8253
Metropolitan Florence Nightingale Hastanesi Onkoloji Bölümü. Tel. 0212 2883400

google'a "hematoloji polikliniği" yazınca çıkıyor bişeyler? şişli etfal, bakırköy sadi konuk çıktı misal. hastane ismi + hematoloji olarak aratınca da çapa'yı gördüm. hastanelerin sitelerine bakarak da bulabilirsin ayrıca.
"istanbul'daki en iyi hematoloji bölümü hangi hastanede?" diye sormuş olsan başka tabi de..

Okmeydanı Memorial'da da var diye biliyorum. bir de üiversite hastanelerinde mutlaka olur.
geçmiş olsun.

arkadaşlar çok teşekkür ederi. sağolun.

@daysleeper dostum, öyle yazınca çıkıyor ama pek doğru değil. örneğin şişli etfal de yok mesela. o yüzden sormuştum.

çiğniyorum, asla şapurdatmıyorum, şapurdatan arkadaşlarada açıkca kız erkek farketmeksizin "o....u gibi çiğneme şu sakızı" diyorum.

hayır, ağzım kapalı çiğniyorum. rahatsız edici bi ses oluyor tabii, rahatsız olmanız normal.

Tabi ki hayır.Ama annemden biliyorum alışkanlık işte sesli çiğneme hali değiştirilemiyor.

bazen kendimi kaptırıp cak cak çiğniyorum ama farkedince toparlıyorum kendimi çünkü katlamıyorum o sese. hele bazıları nasıl çiğniyorsa ağzının içinde minik minik çıtlıyor ya deli oluyorum.

sakız çiğnemek bir sanat işidir. geviş getirir gibi ses çıkarmak normal değildir. en nefret ettiğim şey. çarpasım geliyor.

sakız çiğnemek sakız çiğnemektir, adabı ve üslübu yoktur.

senin de kulaklığındaki ses beni rahatsız ediyor belki; napalım yani?

@repins sessizlik olan biyerde kulaklıkla bişey dinleyeceksem sesi dışarı gidiyo mudur diye kontrol edip öyle dinliyorum desem?

Ben çiğneyeceğim zaman küçük bir sakız çiğniyorum, ağzım da kapalı oluyor, mümkün olduğunca dışarıdan farkedilmemesine gayret ediyorum. Ve evet biri sesli çiğnediğinde ağzına çarpmak geliyor içimden.

insan gibi çiğnerim, insan gibi çiğneyene de lafım yok. bazıları abartıp 110 desibelle ve hatta ağzını 15 cm açarak çiğniyor dalasım geliyor.

deli gibi çiğnerim. 3-5 sakız bir arada çiğnerim, en büyük balonları yaparım, hatta canımı çektirdiniz. ama bunu insanların yanında yapmıyorum tabi. :D başkasını da pek takmam sanırım, başka nedenlerle gıcık değilsem sakızı da beni germez.

anormal bir davranış. bir insanı sakız çiğnemek kadar itici yapan başka bir eylem-durum-davranış yok bence. alex ferguson hariç.

oha ne kadar hoşgörü sahibiyiz la. bırakın insanları size zarar vermedikleri sürece naparlarsa yapsınlar, hem bu altı üstü sakız yahu. hem bunun sonu yok, çekirdek çitlemek, ağzını şapırdatarak çorba içmek vs hepsi dayak sınırınızda olabilir bu gidişle. hiç olmuyorsa singapura yerleşmenizi tavsiye ederim, orda sokakta sakız çiğnemek yasak :)

hosgoruyle yada sakiz cineme adabiyla ilgisi yok bunun, ayrica pekala da ses cikarmadan cignenebilir. o cak cak ses benim midemi bulandiriyo ve beni rahatsiz ediyorsa hic de hosgorulu olmam gerekmez. he icimden yapanin suratinin ortasina bi tane koymak gelse de en fazla kibarca uyaririm. bunun nesi garip ki?

bunun hoşgörüyle değil ama saygıyla alakası vardır zannımca.
hele bir de telefonla konuşurken yapanlar yok mu?! o telefon hattının içinden geçip, o gırtlağı sıkarken görüyorum kendimi. ıyh.

anlamak istediğim biraz da şapırdatan kişinin, bunun etrafındakileri rahatsız edebileceğinin farkında olup olmadığıydı. ki farkındaysa ve devam ediyorsa birilerini rahatsız etme ihtimalini umursamamakta mıdır acaba? ki bu durumda kendisinin yanında ossurup hoşgörüyle karşılamasını bekleme hakkım doğuyor :)

Bendeniz bir erkek kişisi olaraktan sakızı şapırdatarak çiğniyorum kim öyle böyle şapırdatmak değil yani resmen sakızı toz etmeye çalışıyorum ağzımda;sakız çiğnemek demek sakızdan hıncını çıkarmak,bilumum ters giden her ne varsa bunun müsebbibini bir sakıza indirgeyerek onu ağzında yok etmeye çalışmak demektir.Vay ses çıkmış vay rahatsız olmuş ....

ortalıkta sakız çiğnemek bizdeki görgü kurallarına göre ayıptır. Ama yabancıların toplantılarda filan böyle vivident tipi sakızları çaktırmadan çiğnediklerini gördüm, belki onlar normal kabul ediyordur.
Ben sakız müptelasıyım, bir kaç kere bıraktım yine başladım o derece, ama ASLA evin dışında çiğnemem. Basit gösteriyor, karizmayı çiziyor.
Sorunuza gelince: siz normalsiniz, insanlar hatalı.

acaba her seferinde farklı bölgeyi mi çalışyırıyosun? ya da belki ısınmadan paldır küldür yapıyosan incitiyor da olabilirsin bi yerlerini. Bence pes etme ne güzel 11 gün olmuş.

zaten o yüzden 11 güne ulaştım. 7 gün oldu, yazık etmeyeyim devam edeyim dedim. 8 gün oldu ha gayret falan derken yok artık diyorum ya. bir farklılık yok. kollarımı, bacaklarımı ve kalçamı çalıştırıyorum. bu kadar.

nefesini tutuyo olabilirsin, yanlış yapıp bağlarını zorluyo olabilirsin. ikisini de yaptım biliyorum. doğru yaptığında (ısınma, egzersiz, soğuma, doğru nefes, doğru çalışma) ikinci gün ağrı çekmiyosun. vallahi bak. en ham halimle yaptım biliyorum.

devam devam.sakın pes etme.ben ilk başladığımda merdivenlerden arkadaşların yardımıyla iniyorum.bence de düzgün ısınmıyor olabilirsin.aynı bölgeyi çalıştırmayı dene.

pöff :/ kas gevşetici falan alıcam o halde. zararı olur mu acaba

en ideali aynı kası üst üste aynı gün çalıştırmamak. atıyorum kolları çalıştırdıysan, ertesi gün bacakları çalıştır, bir sonraki gün karnı çalıştır ve sonrasında kollara geri dön. aksi halde kaslar çok zorlanır.
bununla birlikte bir kerelik kas gevşetici alabilirsin. ama benim danıştıklarım hep çivi çiviyi söker, spor yaptıkça tekrar rahatlar derdi. yine de aynı böylgeyi üst üste zorlamamak gerekitğinin önemle altını çizeyim.

tek bir cevabı var, başlangıç için bedenin göre fazla egzersiz yapiyorsunuzdur! kardiyopulmoner egzersiz olsun, direnç egzersizleri olsun veya agirlik kaldirma gibi kas geliştirici egzersizler olsun, başlangıç için beden gucunuzden fazla bir programdaysaniz, "hamlık" dediginiz his gecmez ve sakatlıklar bas gosterir. pratik olarak nasıl basladıysanız, onun %40-50'sine dusup tekrar oyle baslayın.!

hmmm aslında fazla yüklenmiyorum bence. ilk 5 gün azar azar artırdım. 6 gündür de aynı seviyede yapıyorum. aslında doğru da olabilir ya. çünkü 5. günden sonra canım çıkmaya başladı aslında. ilk 4 gün pek bir şeyim yoktu.

sporu bir zorunluluk olarak algılamadan, kendinizi iyi hissetmek için yapın. spor yaparken "off her yerim ağrıyor" ya da "her yerim ağrıyacak" psikolojisinden kurtulun. hem fizyolojik hem de psikolojik bir iyilik yapıyorsunuz kendinize, tadını çıkarın. yarım saatlik bir egzersiz yapıyorsanız, "bitmesine ne kadar kaldı?" diye düşünmeyin.

"spor yapmam lazım :/" dediğinizi tahmin ediyorum, bunu demekten vazgeçip "vee spor vaktii \o/" diyin, daha iyi gelecektir.

büyük ihtimalle iyi dinlenmiyorsunuz. vücudunuz ne kadar ham olursa olsun, iyi bir beslenme ve dinlenme ile 3. çalışmadan sonra vücudunuzda ağrı olmaması gerekir. tam tersine daha çok çalışmak ister kaslarınız. ara verdiğinizde ağrı olur ama istikrarlı bir şekilde her gün ya da 1 gün arayla spor yaparsanız, vücudunuzda ağrı olmayacaktır. spora devam edin, geçmiş olsun.

eheh yalnız ben her gün yapıyorum ya :/
ben çok yanlış gelmişim o zaman ya :/

zaten yatmaktan başka çarem yok ki. işten geç dönüyorum. spor yapıp, duş falan yatıyorum direkt. kendime 2 saat kalıyor taş çatlasa. böyle bir döngüdeyim yani.

olabilecek bir kaç sebep var, tek değil.

1. vücudunun kaldırabileceğinden fazlasını yapıyorsundur.
2. hareketleri doğru yapmıyorsundur, doğru nefes almıyorsundur.
3. doğru beslenip, dinlenmiyorsun- doğru beslenme hücrelerin yenilenmesini hızlandırır, dinlenmeyi açmaya gerek yok sanırım.
4. spora başlamadan önce kendini doğru ısındırmıyorsun.

bu arada bunu yazarken tekrar bir bakayım dedim, yanılmıyorsam her allahın günü egzersiz yapıyorsun? yanlış yapıyorsun sporcular bile yapmazlar bunu vücuda zararlı zira, faydası yok.

ben de her gün spor yapıyorum (2 saat), spor yapmadığım zaman tüm kaslarım ağrımaya başlıyor çünkü. üstelik günde hala 2 paket sigara içiyorum.

kaslar siz dinlenirken gelişir, o yüzden spordan sonra hemen duş ve uyku çok iyi. her şey iyi görünüyor aslında, o yüzden psikolojik olabilir dedim. muhtemelen kendinizi eskisinden iyi hissettiğiniz ve aynaya baktığınızda "oldum ben" dediğiniz an sporu bırakacaksınız :] yapmayın, spor iyidir.

lifetime b-50 ( b vitamini kompleksi )

e tamam işte. adamlar saha içinde izlemek istiyor ve dolayısıyla şu anda harıl harıl arıyorlar.

o kalalıkta kafaların ve şarkıyı kaydeden cep telefonlarının arasında izlemeye çalışmak daha mı avantajlı peki?

kategori 2 nin ne kadar uzakta olduğunu görmedin galiba :) onun bi üstü de 270 tele. adam sevgilisine de alayım dese yarım milyor.

Abone olurken idrar tahlili ve sağlık raporu isteniyor. Senin gittiğin türden bir yer değil. Daha nezih bir yer. Ona göre cevap verirsek daha iyi olur. Hı hiç birşey bilmemekte problem değil, ama çokbilmiş tavırlar sergilemedikten sonra.

ben sizin anlatmak istediğinizi anladım gayet hijyen koşulları içinde yüzüyorsunuzdur suya girmeden duş almak felan gerekiyordur anlıyorum. ama sudaki klor çok zarar veriyor gözlere. daha önce benimde başıma geldi daha doğrusu günlerce kıpkırmızı ve durup durup sulanan gözlerde baktım etrafa ama daha sonradan geçti. sizdede belli bi müddet sonra geçeceğine inanıyorum ama 3 4 güne geçmezse doktora gidin göz önemli bi organ. ama genelde bu tür sorunlar bi kaç gün ara verince geçiyor.

klor acayip zarar verir, zaten havuzdan çıktığız zaman da kızarıklıktan bunu farketmişsinizdir. biraz dinlendirin, geçmezse muhakkak doktora gidin. bu arada dalmak için mutlaka deniz gözlüğü kullanın.

umarım geçer 2-3 gün bekleyeceğim. havuza yine gideceğim de deniz gözlüğü kullanacağım. bakalım 3 güne geçmezse doktora gitmem gerekecek sanırım.

bence 3 günü de amsterdamda geçirin. yok illa ki başka bir yer de olsun derseniz (bkz: brugges)

rotterdam diye düşünmeyin, bir şey yok..

brugges gerçekten inanılmaz güzel. orayı düşünebilirsiniz.

gerçekten öyle rotterdamda pek bir şey yok ki ben olsam 2 gün amsterdam 1 gün walibi world yapardım, eğlence düşkünüyüm de biraz.

brugge için tren biletleri:

goo.gl

rotterdam muhteşem bir şehir ama turistik değil. ilk kez amsterdam'a gidiyorsanız zaten bırak başka şehre geçmeyi oudwest mahallesine bile geçemezsiniz.

rotterdam muhteşem bir şehir ama turistik değil. ilk kez amsterdam'a gidiyorsanız zaten bırak başka şehre geçmeyi oudwest mahallesine bile geçemezsiniz.

rotterdam yerine utrecht veya delft gibi şehirlere gidebilirsin. burgges uzak kalır biraz. zamanını yolda geçirme bence. rotterdamsa turistik değildir ama güzel ve düzenli şehirdir ona göre.

Türkiye'yi ziyaret edecek Singapurlular bulmayı denerdim herhalde.

singapuru ziyaret edecek Türkler de bulunursa olur herhalde. :)

(Bu dediğim ayıp biliyorum ama üstteki pası gole çeviresim geldi :)))

tahtakale +1

Hatıra kalsın bırak panpa

singapurca öğrenip bir singapur websitesinden alışveriş yap

@mikelarteta: bozukuklar da var, onlar hatıra kalır.
@jimicik, gerçekse çok komik şakaysa hiç komik değil.

cgi.ebay.com.sg

@jimi, dostum sen ciddisin galiba. para nakit olarak elimde. ayrıca kredi kartıyla alışveriş yaptığımda miktar tl'ye çevrilerek hesabıma yansıtılır. gidip ekstremi singapur doları olarak ödeyemem yani.

western union moneygram vs. ile ödeme tavsiye edilmese de var ama satıcının güvenilir olduğundan emin olman gerek
edit: ciddiyetimi göstermek baabında bi de malayca dersi veren yer linki koyacaktım ama üşendim :) (singapurca diye bişi yokmuş)

ben herhangi bir yavaşlık göremedim

ben böyle bir sıkıntı yaşamadım

maalesef yanlız değilsiniz. ben bağlantımdan olduğunu düşünmüştüm ama.

bende de öyle 5-6 kez sayfayı yenileyince ancak açılıyor o da tamamı değil büyük bölümü.

neyse yalniz degilmisim. mesela bu duyuruyu acmak ve yarim saat sonra kontrol etmek icin bayagi efor sarfetmem gerekti.

compumaster duy sesimizi :(

bende de oluyor. firefox 5 yukleme gafletinde bulundum, ondan olabilir mi ki acaba?

(git: 269138) bu duyuruda yazmıştım ben de.

kayitlarda bulunsun diye yaziyorum duzeldi bende.

katılmıyorum. parasız adam hayvancağıza bakamaz.

Edit3:Herşey bitti de bi bu mu kaldı lan!? Düşündüklerin mevcut kurulu düzene taban tabana zıt. Senin bile piyasada bir ederin var. "Cinsel organlarını kiralayanlara fahişe, diğerlerini kiralamaya 'kariyer' denir." gibi beylik bir söz vardı tam hatırlayamadım şimdi.

Edit2: Para ile satılmasından zerre rahatsız olmazken, siz gibi(sempatik hayvanseverler) ağzından birde kısırlaştırmak kelimesini duyunca acayip erekte oluyorum. Sokup sokuşturasım geliyor biyerlere.

Edit : Boxer köpeğimle 6 yıl beraberdik. İç parazitten vefat etti kendisi.

Mamalar, tasmalar, parazit ilaçları, şampuanları, oyuncakları derken insana bir miktar yük oluşturuyor.

Sadece bunlarla da kalmaz, veterinere kontrole götürmen gerekir sürekli.

Hiç unutmam, bir keresinde arkadaşım sokakta gezdirirken sokak köpeğiyle kavga etti.

Gecenin 4ünde veteriner bulduk, üzerimiz kan içinde iki köpek. Diğer sokak köpeğinde hasar daha çoktu, çok uğraştım, paralarda verdim.

Paralıyım demiyorum ama 300-500 lirayı buluşturup veremeyecek adam hiç bulaşmasın, eziyet etmesin hayvancığa.

Yeşilçam filmlerinden fazla etkilenmişe benziyorsunuz. Sezerciğin elinden alınan katır misali...

buradan satmıyorlar diye biliyorum, aynı şehirde olanlara veriyorlar falan. satmıyorlardır değil mi :/

(git: 143377)

katılıyorum.

hayvan satmak gittigidiyor gibi sitelerde de yasak.

parası olan, kurtardığı can için harcayabilir o parayı.

heves edip parayla alınan ve sonra sokağa atılan canların peşinde ben ve benim gibi yüzlerce insan sefil oluyor.

daha geçenlerde buraya tecavüze uğrayan ve korkudan gözleri dışarı çıkan "sibirya kurdu" duyurusu yaptım. bunun bir anlamı yok mu sizce?

onu alan da parayla almıştı zaten.
sonra hayvanın rahminin kesici aletle delinmesine ve kör olmasına neden oldu evinden atarak.

sanırım silinmiş.

hayır duruyor halen..

kesinlikle katılıyorum. hayvan satışının arkasında dönen dolapları bilmeyen insanlar, aman parası olmayan bakamaz gibi cahilliklere düşebilirler, normal. hayvan edinme bir dünya sözleşme ve prosedürlerine bağlandıktan sonra, para mevzu bahis değil.

burada önemli olan, bu ilanlara kimsenin cevap vermemesi, var olan çarkı döndürmemesidir. hayvan, satılık mal değildir.

belli ki amaç, direk olarak ticaret. birazcık araştıran insan, bu oyuna düşmez.

buyrun:

www.benisahiplen.com

katılmıyorum, ne alaka

katilmiyorum.

evet, duruyormuş.
benim yapacak yorumum yok.
zaten satana diyeceğimi özel mesaj yoluyla dedim.
türkiye gibi bir ülkede artık bu sosyal bir sorun haline gelmişken hâlâ hayvan satmak vicdansızlıktır.
biz pet shop'lar için uğraşıyoruz, ama böyle elden satanlarla nasıl başa çıkılacak bilmiyorum.

yazık günah.

bu da nerden çıktı.koyunda mı satmayalım şimdi?

haklısın ancak maalesef para verildiği zaman daha çok sahipleniliyor, diye düşünüyorum.

@fader, verdiğin numara bende açılmıyor, ekşi sözlük yazarı değilim diye olabilr mi?

@african rain, barınaklarda ve sokaklarda "pet shop"lardan alınmış binlerce hayvan var. inanın para verince insanlar daha çok sahiplenmiyor, aksine para ile alınıp bir kenara atılabilecek bir oyuncak, bir eşya gözüyle bakıyorlar.

adam o yavru doğana kadar, annesine yada babasına en iyi mamalarla bakmış, veterinerlerde tüm aşılarını tamamlamış, ilgi alakayı eksik etmemiş ve şimdi de yavruları olmuş bakamayacağı için, belkide annesine bundan sonraki bakımında da destek olacağı için satıyor. O yüzden katılmıyorum.

@Dharmalı, sorumluluğunu almışsa bakacak tabii ki. yavrulara bakamayacaksa hayvanı kısırlaştıracak. ya da olmadı parasız, gerçekten iyi bakılacağını bildiği birine yuvalandıracak.

en iyi yemekleri yiyen, en iyi bezler bağlanan çocuklarının çocukları olduğunda da masrafı çıkarmak için satıyor mu acaba?

benim de köpeğim cins ve kısır olmadığı halde çiftleştirmedim. çünkü zaten onun yavrularından ayrılamazdım. kendimde onun yavrularını para karşılığında satacak gücü(!) bulamıyorum.

lütfen karşınızdakilerin canlı olduğunu unutmayın.
iyi baktı diye yavrusunu satacaksa bir karşılık olarak, hayvan beslemesin.
bu karşılıksız yapılan bir şeydir çünkü.

arkadaşlar kedi ve köpekleri ve hatta kuşları evde beslemeyin o halde. satılması elbette kötü ancak kendinize arkadaş olsun diye hayvanları eve kapatmak, belli saatlerde dışarıya tuvalete çıkartmak?

@african rain, verecek cevabım var ama konuyu saptırmak istemiyorum. Konu duyuruda hayvan satışına izin verilmemesi. buna ilişkin görüş yazabilirseniz sevinirim.

kedi ve köpeklerin doğasının sokaklar olmadığını unutmayalım.
onları sokaklardan kurtarmaya çalışıyoruz, çünkü kışın yağmurda çamurda, yazın da sıcakta asfaltta yatmak iyi bi rşey değil inanın ki.
üstelik istanbul gibi trafiği olan bir ülkede, her gün otobanlar kedi köpek mezarlığına dönüyor.
üstelik bu insanlar için de tehlikeli ve kazaya sebebiyet verebilecek olan bir şey.
4 yıldır bu evdeyim ve ara sokakta oturmama rağmen 3 kedi ve iki köpek araba altında kaldı bugüne kadar gözümün önünde.
sonra o köpekleri ameliyat ettirip pansiyonda baktırıp milyarlar harcamak zorunda kaldım şahsen.
bunu istanbul geneline vurun.
dediğiniz kırsal bölge için doğru, istanbul için değil maalesef.

canlılar para karşılığı alınıp satılamaz aslında doğal olan tabiiki bu ama öyle bir kafa düzenine tüm dünya olarak ulaşmamız ütopik olur. keza bu bir çok sistemi de altüst eder. koyun, inek vs. de var. hayvanat bahçeleri var. kurban bayramı var. tüm çarkı altüst etmek potansiyelimizin üstünde olduğu için onu işimize geldiği gibi eğip bükmeye devam edicez. herşeyi değiştiremeyiz diye hiçbişi yapmamak da mantıklı değil. aynı hayvanı barınaktan da parasız alabiliyorken para verip alıyorsan ben farklı niyetler ararım. özentilik, hava atma merakı, cahillik (demek ki hiç araştırmamışsın, hiç gazete fln okumuyorsun ve barınaklardaki durumdan bihabersin, bilsen böyle yapmazsın)ayrıca sokak köpekleriye, kedilerle, kolilerle kaçırılan hayvanlarla, osman emminin ahırındaki ineklerin refah seviyesi bir mi alhaşkına!

bu ülkede hayvan satışı yasak mı ? Değil !

O zaman neyin peşindesiniz, hayır anlamıyorum ya, ne zaman canınız sıkılsa, kafanız bozulsa kendinizi tatmin etmek için, yok hayvanlardı, yok eşcinsellerdi hemen birşey buluveriyorsunuz. İsteyen satar isteyen verir, bu ülkenin kanunları buna izin veriyor mu ben ona bakarım.

Arkadaşlar sonuna kadar arkanızdayım her konuda, vejetaryen vampir doğru bir noktaya değinmiş. Ancak ben şu caymayı anlayamıyorum:

Kedi, köpek gözümüzün önünde sokakta heder oluyor "bunları kurtaralım" demek, "bunlar da canlı, satılmasın" demek güzel de o etinden sütünden derisinden yararlandığınız hayvanlar da canlı değil mi yahu? Hiç mezbaha gördünüz mü? Tamam görmeyin, kurban bayramı var? Lütfen şu iki yüzlülüğü yapmayın artık. Hayvanlardan üstün falan değiliz. Öyle düşünen varsa bu insanın bir faşistten farkı yoktur. Adı da türcüdür. Hayvanların tür ayırımı yapılmadan hepsinin hakkı gözetilmelidir. Siz aldığınız her ette o mezbahalarda, yollarda heder olan binbir çeşit hastalıkla boğuşan hayvanlara yapılan işkenceye fon sağlıyorsunuz. At yarışları da keza. Emin olun o iğrenç ortamlarda kesilmeyi beklemek de asfaltta yatmaktan kötüdür. Kendi imkanlarınızla youtube'da çeşitli kesimhanelerin veya süt sağım merkezlerinin videolarına ulaşabilir, yahut bu hayvanlardan yararlanılırken izlenilen geleneksel prosedüre göz atabilirsiniz. Bunun derlenmişi de var belgesel halinde, açın izleyin.

(bkz: earthlings)

Ya da bana "Hayvanlar üzerinden para kazanılması etik değil" demeyin.


www.hurriyet.com.tr

bi hayvanı çiftleştirmemek ile satmak arasında ne fark var? en doğal hakkını almış olmuyo musun? sen mi karar veriyosun hayvanın sevişip sevişemeyeceğine

yani çiftleşmesine izin veriyorsun hakkı diye, ama yavrusunu umarsızca satabiliyorsun. hem de parasını kendin yiyerek :)
bu da güzel bir yaklaşım.
kendimizi kandırmayalım.

ayrıca bir de şu var. hayvan satışını yasaklatmak için elimizden geleni yapıyoruz zaten. özellikle bazı çiftlikler dışında, pet shop gibi koca hayvanların satılamayıp kafeslerde tutulduğu, sonra sokaklara salındığı veya barınağa bırakıldığı zamanları geride bırakmak istiyoruz artık.
ya da birbirlerinden hastalık kaptıkları, ışık altında, susuz sahip bekledikleri zamanları.geçen sene etilerdeki bir alışveriş merkezinde bulunan köpeklerden biri psikolojisi bozularak kendi dışkısını yemeye başlamıştı. bu hallere sokuyorlar hayvanları. güzel olan bu mu?

bu ülkede tecavüz ettiği kadınla evlenen de ceza almıyor. bu durumda ceza almıyorum diye hemen birilerine tecavüz edip evleniyor musun?
hayvan satışı yasak değil diye üretip üretip satmak da bunun kadar vicdan meselesidir işte.
köpekler kedilerden farklı olarak yavrularından ayrılmadan bir ömür boyu annelik ve babalık duygusu yaşayabilen hayvanlardır bu arada, bunu da unutmayalım. yani anneyi yavrusundan ayırıyorsun. bu çok mu güzel?

bu arada et yeme olayına bir şey diyemiyorum, çünkü mesela et yemeyen bir arkadaşıma doktor et yemeyi zorunlu kıldı ve çocuk kusa kusa et yemek zorunda kaldı. hani böyle durumlar da oluyor, ona bir şey diyemem, fakat korkunç durumdaki kesimhaneler var ve maalesef gönderilen dilekçeler bilmemneler hiçbir işe yaramıyor. hayvanları doğrayıp duruyorlar.
istediğiniz kadar ilgilenin maalesef yasa çıkmıyor ve çıkanlar da uygulanmıyor.

hayvanı satmak nasıl mantıksızlıksa, hayvanımın yavrusunu satmıyım ortada kalmasın diye çiftleştirmemek de o kadar mantıksızdır, en doğal ihtiyacını öyle engelleme hakkını nası görüyosun kendinde? kendi süs eşyan peluş oyuncağın değil o hayvan, ve o seni tercih etmedi, sen geldin onu sahiplendin, onun hayatına ilk müdaheleyi sen koydun zaten bu saatten sonra satılıp satılmaması dert edeceğine, doğal hayatlarını nasıl daha iyi hale getiririz, nasıl daha sağlıklı barınaklar, üreme ve yaşama alanları sağlayabiliriz diye düşünmelisin..

elxa,
konuyla alakasız olduğuma nasıl karar verdin bilmiyorum ama, sokakta gördüğün hayvanlar bizim eserimiz diye onları kısırlaştırmalıyız mantığına anlam veremedim eğer yazdığımdan da, hayvanlar dilediğince sevişsin anlamı cıkardıysan da ön yargılarından kurtulmanı ve hayatın boyunca sevişmemeni tavsiye ediyorum.(buradaki sevişme ifadesi alakalı kişiye hakaret etmeye yönelik değildir, bizim gibi hayvanların da bu hakkı olduğuna vurgu yapmak içindir, alınan olmuş, kusura bakmasın)

bence satılmasında bir problem yok satılabilir.
almayacak adam parayla almasın gitsin barınaklardan alsın canım ne yani satış yasaklansınmış. niye gidip kurban bayramında hayvan alıp kesiyosunuz?

ayrıca işine gelenlere tık koyuyorsun gelmeyenlere koymuyorsun. herkes bir fikri savunuyor burda.

extreme ways +1
gidip kısırlaştırın hayvanları onların canı yok değil mi ?

gelir getiren gözüyle baktığımı nereden biliyorsunuz öncelikle?ben cok sevdiğim kedimin bir yavrusu oldu ve cevremde iyi bakacağını düşündüğüm biri olmadığından ücretle vermek istiyorum.çünkü bir kediye bakmanın masrafı bile aylık 150-200tl (iyi bakıldıpı taktirde) dolayısıyla belli bi tutar veremeyecek insanların kedime bakmasını istemiyorum.bunda ne sakınca var?vereceğim kişiden gelir bordrosu isteyemeyeceğime göre bu bir yöntem.
hayatında hayvan besledin mi bilemiyorum ama kısırlaştığında karşılaşabileceği sorunları biliyormusun?
para verip sokağa atılıyor diyenlere gelince bunun yüzde oranını biliyormusun?

Duyuru sahibinin fikrine katılmıyorum. Duyuruda hayvan satışı ile ilgili uygulama bu şekilde devam etsin.

Hayvanlar hukuken eşyadır. Ticarete konu olabilir. Mülkiyet konusu yapılabilir.

hayvanlar insanların kullanımına verildiği için bir sakınca yok bence.

binek hayvan ticareti yapılıyorsa evcil hayvan da yapılabilir.