github.com

icerigi her aldiginizda slimscroll'u kaldirip yeniden atayabilirsiniz sanirim.

ooo bu bi felaket.
çünkü ben sadece slimscroll'u örnek gösterdim ama elimde onlarca fonksiyon var. onlarca. her birini her seferinde baştan yüklemek gerekiyorsa bu bi felaket :s

belki durumu biraz daha detayli anlatirsan daha farkli bir cozum yolu bulunabilir.
misal, veriyi json olarak aralabilirsen, dom'u degistirmeden sadece gerekli olan yerlerini guncelleyebilirsin. eski elemanlari silmeyip guncelledigin icin yeniden cagirmana gerek kalmaz o fonsiyonlari.

bende gt683dxr 1. nesil i7 islemcili olani var, klavye biraz dandik acikcasi, i5 oldugu icin bunlarin daha az isinir buyuk ihtimal. (benimkinde fan calistirma dugmesi var)

onun disinda cantasi dandik biraz, fermuari koptu hemen.

ssd'li olan fena degil gibi.

www.n11.com
2400 lira ama full hd alüminyum kasa bu iyi bence.

www.vatanbilgisayar.com
ya da bu 2228 lira

o kadar para vermişken PS3 al derim. adam akıllı oynarsın.

windows üstüne windows kurmuşsunuz. bilgisayarınıza yeni windows kurmadan eskisini silerseniz böyle sıkıntılarınız olmaz. o klasörleri silmenizde bir sakınca olmaması lazım.

windows üzerine windows kurmadım zamanla kendiliğinden çıktı bu dosyalar.
kendini yedekledimi acaba?

disk temizleme programi ile temizlenebiliyormus, sistem dosyalari temizle dugmesine tiklayip seceneklerden onceki kurulumlar gibi bir secenegi secerseniz uygulama sizin icin siler.
windows.microsoft.com

tonakai
teşekkür ederim cleaner sildi hepsini tamamen.

skip ve limit ile yapabilirsin ancak bu biraz yavas oldugu soyleniyor dokumanlarda, soyle birsey var: stackoverflow.com
belki su anda yapmak istedigini buna uyarlayabilirsin.

uzun sureli oturma iznin varsa, ab'deki herhangi bir ulkeye girip cikmada bir sorun olmaz sanirim.

ab icinde serbest dolasabilirsin britanya haric. eger britanyadaysanda gidecegin ülkenin konsolosluguna basvuruyosun.

teorik olarak ab icinde calisiyorsan ikametinde ab icinde oldugundan zaten basvurman gereken yer ordaki konsolosluk.

schengen ülkelerinden birindeysen ve gideceğin ülke schengen ülkelerinden biriyse almıyorsun vize. yani ab ülkesi şelinde bakma olaya, schengen olarak bak. bu şekilde sorunun ucu açık oluyor. çünkü ab üyesi olup schengen' e dahil olmayanlar var. ab üyesi olmayan schengen' e dahil olanlar da var

britanya degil sadece irlanda da schengen icinde degil.. mesela bulgaristan da degil :)
ack3000 in dedigi gibi schengen e bakin ab bir sey ifade etmiyor vize konusunda

ingiltereden polonya'ya gitmek icin vize gerekiyor diye dusunuyorum ingiltere schengen olmadigi icin -ozel bir kanun yoksa-.
ingiltereden almanizi tavsiye ederim vizeyi cok daha kolay alirsiniz oradan cunku turkiye'ye nazaran

www.keil.com bunu bilgisayar baglaman icin bir board gerekiyor sanirim, rs232 ile pc'ye baglayabilirsin gibi sonra bu sayfadaki developer araclarini indirip programlama baslayabilirsin.

o resimdeki bir atmel işlemci ama bu işlemciyi kullanmaya başlamdan önce bir çok şeye ihtiyacın var.

en basitleri
1. Osilatör (kristal)
2. Regüle güç kaynağı
3. Devre
4. Eğer devre üstünde programlamayacaksan, proglama cihazı

Benim tavsiyem eğer mikroişlemcilere merak saldıysan ve bu bok püsür elektronk kısmıyla uğraşmak istemiyorsan "Aurdino" ya bir göz atman. Çünkü programlamak çok ayrı birşey bu mikroişlemcinin çalışabileceği devreyi kurmak bambaşka birşey.

Aurdino için:
(git: dx.com)

elektronik bilgin yoksa sadece bununla hiçbir şey yapamazsın. daha önce de söylendiği gibi senin hazır bir board'a ihtiyacın var.

şu'nun gibi birşey.

kit halinde input/output'lar hazır gelir sana sadece programı yazıp yüklemek kalır.

programlama aşaması zaten en zevkli ve biraz daha kolay kısmı bence.

codevision avr ile c'de yazabilirsin kodu.
hpinfotech.ro

avr studio ile assembly'de yazabilirsin. c'ye göre nispeten daha uğraştırıcı fakat işin özüne inmek için iyi bir seçenek.

Çok teşekkür ederim cevap verip ilgilenen herkese.

duş al?

o daha çok uyku getirmio mu?bana öyle oluo

kahve ve soğuk duş.

kahve nasıl olmalı(normalde hiç içmediğim için sroyorum).nescafe olsa olur mu?şekerli fln farkeder mi?

sade kahve iyidir, şeker enerji verir derler belki ayık kalmana yardımcı olabilir şekerli olması.
starbucks, kahve dünyası falan varsa yakınlarda filtre kahve de iyi olur.

beş-on dak. şekerleme yap.

valla yatarsam 4 saat uyurum onu biliyorum ondan o şık uygun değil

valla şuan bulunduğum ilde muhtemelen starbucks nerde bilmiyorum.hazır kahveyi zaten sevmiyorken ice tea içsem olur mu?kafein değeri yakın gözüküo

sekerlemeye benzeyen power nap yapabilirsin genelde bi 20dk yetiyor, derin uykuya gecmeden uyanman lazim ama :)

en.wikipedia.org

Kafein hapi al.

ice tea değil de normal çay iç. kahveden daha etkili diyorlar.

Var bir yöntem ama biraz tatsız oluyor. Kahve ile bir kutu kolayı su bardağında karıştırıp içeceksin. Yarım saat sonra falan ne uyku kalıyor ne halsizlik. Ama fazla kaçırırsan çarpıntı da yapabilir. Ben bir kaç defa denedim uykusuzluk sorununu gün içerisinde hallediyor. Gece olunca kütük gibi uyursun ama :)

kahve ye

sınavdasın şu an ama, elma da yiyebilirsin bundan sonra

1- jquery
2- jquery
3- jquery
4- jquery

öyle 8-10 framework'le kafanı karıştırma. jquery en yaygını zaten. onda ilerlersen sıkıntı yaşamazsın. node.js falan var onlar daha kompleks işler için. birisi mesela veritabanı ihtiyacını gideriyor bir nebze, lokal veritabanı falan oluşturuyor sanırım. ilk aşamada, ve belki de programcılık hayatın boyunca buna ıhıyac duymayacaksın; dolayısıyla jquery hem iyi bir başlangıç hem iyi bir yol arkadaşı.

jquery şu an standart gibi bişi zaten. en önce onu öğrenmek lazım.

aslında jqueryle şuanda da uğraşıyorum.genel olarak tasarımla ilgili kolaylıklar sağlıyor diye biliyordum ben.zaten ondan konuyu açtım.soruyu eksik yazmışım.sadece back-end ile uğraşacağım desem yine cevap jquery midir?

backbone ile misal query farkli sekilde cozum sunuyorlar. backbone'da sanki html ve javascript daha iyi bir sekilde ayrilor. gerci jquery ile de buna ulasilabilir ancak backbone bu mantikla yapilmis.

Sadece backend diyorsan kesinlikle node.js derim.

angular.js

yatip kalkip bana dua edersin.

pismemis pirinc ve sirke ile iyicene calkalayin sonrada su ile durulayin.

süt ile bi de durulayın

kaynar suyla doldurun ve karbonat ekleyin. biraz beklesin öyle sonra yıkayın. kahve lekeleri de kokusu da çıkar tertemiz olur içi.

http istegi yapilirken tarayici user-agent diye bir deger kullanir, sunucu ile iletisirken, eger bunu bi tarayicininki ile ayni yaparsan, sunucu seni tarayici sanabilir,
cok hizli istek gondermekten kacinmalisin, yoksa seni bloklayabilir (ip bazli bekli)

tam aradığın şey değil ama şöyle bir şey de var bildiğim kadarıyla;

robots.txt isimli bir dosya barındırılır server'da. bu dosya site sahibinin "bak crawler kardeşim, al benim sitemde aramaya değecek, ya da izin verdiğim, kısımlar bunlar, bunlar senin işini görür buraları crawl et kafana göre" dediği bir dosyadır. bu dosyada belirtilmiş kısımlarını crawl edersen sen hangi browser'dan geliyorsun diye sormayabilir sana.

1) web tasarim icin genelde photoshop tarzi bi programda cizilip sonra html + css + javascript'e aktarma yapiliyor. daha degisik yontemler mevcut sanirim ancak temelde bu. tabi html + css + javascript icin cesitli kutuphaneler ile hayat kolaylasabiliyor. bootstrap, sanirim en bilinenlerinden biri.

2) chrome veya dengi bir tarayici, gelistirici araclari olmazsa olmazlar arasinda. ben intellij idea kullaniyorum (tabi asil isim degil web uygulamalari) html/css/javascript icin guzel kolayliklar saglayabilir.

3) kendin wordpress veya benzeri bir blog kurarak ustunde kurcala yapabilirsin ancak php/mysql ogrenmek gerekebilir (wordpress icin en azindan)

o verdiğin linktekiler ile hiçbirşey yapamazsın. html dediğin olayı çok kısa sürede aşıp css öğrenmen lazım. kaynak olarak da w3schools.com u öneriyorum. ayrıca basit güzel templateleri indirip kodlamalarına bakabilirsin. kolay yoldan tasarlıyım diyorsan photoshop arayüzünde sahip adobe muse kullanabilirsin.

Web tasarım 3 temel aşamaya bakar. Sırasıyla gelirsek,

1- Interface Design yani arayüz tasarımı ki bu basitçe sitenin tasarımı denebilir. Bu tasarımı photoshopta ya da paintte yapabilirsin kullandığın platforma göre tasarımın kalitesi elbet ki değişir. Evet tasarımını Photoshopta hazırladın ve artık diyorsunki bunun kod tarafına geçeyim.. Ama yine de yapacakların bitmedi, önce ps üzerindeki tasarımını kodlanabilecek hale getirmen lazım. Lak diye çıkış alırsan site tek bir parça resim olarak görülür. Bu yüzden onu "kesmelisin". Evet sitenin fonksiyonlar ve statik alanları vardır. Atıyorum logo bir statik alandır ancak butonlara daha sonra CSS ile bazı efektler verebilirsin buna da ister dinamik ister fonksiyonel alanlar de, sen bilirsin. Bu yüzden kesme işlemini (slice tool ile yapılır genelde) yaparken her bir piksele bile dikkat etmen gerekir.

2- Front Ent Coding yani Önyüz kodlama. Burada ise yapacağın şey css ve html veya php kullanarak resimlerden oluşan siteni kodların imajları yönettiği bir hale getirmek olacaktır. Kısacası photoshopta mouse ile yaptığın işi kod alanında kodlarla yapacaksın. Bu da senin kod bilgi düzeyine ve yaratıcılığına göre değişir (yaratıcılık, zira artık native languages denen bişii var)

3. Kısım ise Backend Coding'dir. Yani tasarım ve ön kodlama işlemleri biten sitenin arka planda bazı işlemleri yapmasını sağlayacak kodlamadır. Örnek vermem gerekirse; veritabanına bağlanma, kayıt olma, diğer sitelerle etkileşim, iletişim formların vs gibi en basit örnekler.
Yani sen siteyi tasarlarken bir login alanı da çizdin, front endde login alanını kod ile sitene yerleştirdin yani sitenin neresinde olacağı belli ancak o an için fonksiyonel değil. İşte backend'de bunu gerçekleştirirsin. Önceden tasarladığın bir veritabanından siteyle alışverişini sağlayacak olan interface i efendime söyleyeyim bu şekilde kodlar ve siten üzerindeki login alanıyla ilişkilendirirsin. Bu biraz daha profesyonellik isteyen bişi. Ya da bilgi isteyen bişi. Evet.

4.sü de var aslında ama bunlar basit olarak ftp (file transfer protoco- dosya transferi) ile siteni sunucuya gönderme ve basitce yayınlamak. Bu kısım sana kalmış.

taşı vs. için shift + sağ tık yapabilirsiniz. kalıcı bir çözüm gelmiyor ama aklıma.

tasimak istedigin pencerede iken:
windows tusu + shift + sol veya sag tus combinasyonunu deneyebilirsin.

fn+ f1 tuş kombinasyonunu denediniz mi ?

normalde tek monitore dustugunde tum pencereleri oraya tasimasi lazim. tek monitor oldugunu anlamiyor sanirim. windos tusu + P kombinasyonu ile sadece bilgisayar dersen, tum pencereleri toplamasi lazim

@crucio, olmuyor malesef. Aslında OS tek monitörde olduğunu anlıyor. Şöyle ki: ofiste çif monitör çalışırken bazı dosyalar, kısayollar vs. diğer monitörde. Eve gelince hepsini laptop ekranına ptopluyor. Olması gerektiği gibi yani.

Ama Ofiste sürekli 2. ekranda kullandığım programları evde açınca sanki 2. ekran varmışcasına orda açıyor salak şey :).

Benim lenovoda FN+F3 tuş ekran geçişleri bir bakın isterseniz

yakin cevrende ayni kanali kullanan cok modem varsa buyuk ihtimal sorun orda. baska bir bilgisayar varsa deneyebilecegin bir de onunla dene.

bir ihtimal şifrelemeden sisteminden dolayı olabilir wpa2 ise wpa ya çevirip deneyin bir de

wireless baglantisi mi kopuyor yoksa adsl mi?

bilgisayarın wireless bağlantısı kopuyor evet.

yer mekan boşver de black light show/tiyatro izlemeden dönme. anavatanı.

hediyelik eşya için blue shop var, hafif tuzludur ama tavsiye ederim. zaten tuzlu olmayan ve güzel shoplar bulmak zor.

prague castle, charles bridge, old town square gibi şeyleri geçiyorum; bunları zaten açtığın ilk turizm sitesinde görürsün.

petřín tepesine git. fünikülerle çıkılan, eyfel kulesi çakması bi kule var orada. hem etrafı bu mevsimlerde güzel olur (çimler, kırlar), hem de kuleden şahane bi prag manzarası izlersin.

charles bridge'e bakan atmosphere, şehrin en güzel barlarından biri. uygun fiyata şahane yemek yiyip biranı da içersin.

vltava kıyısındaki jazzdock'ta efsane manzara eşliğinde güzel müzik dinleyebilirsin.

leş bi cluba gidip çılgınca dans etmek filan istersen, karlovy lázně'ye bi uğraman farz. ucuz içki, çılgın kalabalık, terli vücutlar :P

en meşhur yemek muhtemelen svíčková, bayaa lezzetli, bi sürü restoranda yiyebilirsin, mesela kolkovna iyidir. klasik çek publarında da utopenec yemeni tavsiye ederim.

ana cadde olan na příkopě üzerinde pek kimselerin bilmediği bi komünizm müzesi var, tarihe merakın varsa mutlaka tavsiye ederim.

onun dışında, becherovka iç...

prag iyidir :)

bira severim dersen: www.umedvidku.cz kendi biralarini yapiyorlar, yemekleri de fena degil.
www.restauracesalanda.cz : krusovice'yi icebilecegin guzel yerlerden biri,
www.praguebeermuseum.com : bira muzesi alinda bir pub ficida 20-30 cesit bira daha fazlasini da sisede bulmak mumkun,

(bkz: Terasa u Zlate Studne)
güzel restoran..

Becherovka içmeden olmaz. Shot olarak içilir ama afrodizyak etkisi vardır 4,5 bardak içersen ölebilirsin. Zaten eskiden de ilaç niyetine içiliyormuş.

Yakınlarda Karlovy Vary var baya güzel bir yer orada.

şehrin kuzeyinde Vyšehrad diye bir yer var, fortress, park, cafe-restoran, zamanında pragda yaşamış ünlü kişilerin mezarı vs hepsi bir arada ve baharda mükemmel olur, ben hep kışına denk geldim. kırmızı metro hattıyla gidip aynı isimli durakta inince 5 dk yürüme mesafesinde.

www.google.com

Be tür gitar çalmak istiyorsun

gitar kursu veren adama ihtiyaç var mı yok mu onu anlamadım ben.

a) cok ucuz veya cok cok pahali bir gitar alma, ne tur calmak istedigine gore bir cok secenek var, klasik icin admira juanita fena degil, (ben onunla baslamistim)

cok ucuz alma diyorum cunku hevesini kirabilir, cok cok pahali alma cunku butce meselesi tabi :)

Akustik gitarla baslamamani oneririm, zira telleri sert oluyor ve alisamayabiliyorsun, heves kiriyor. Klasikle baslamak uygundur genelde.

apple urunlerine de virus bulasabilir.
tabi daimi dedigin virusun ne olduguna gore degisir ama buyuk ihtimal bulasmaz...

bad sector demek virüslü demek değil ki. yere düşürsen bile oluşur bad sector. şarjla bişey olacağını zannetmiyorum. kapatıp şarja tak çok çekindiysen.

virüs var demişsin dikkat etmemişim ona.

daimi virüs diye bir şey olmaz. bad sector ile virüs ilgisiz söylendiği gibi. bunun yanında, ipodu takınca donanım bulunacak. onu iptal edin (driver yüklemesin) bi de yüklerse de donanım ayarlrına gidip (windowsta) donanımı çıkar/disable et deyin. o zaman sadec elektrik prizi işi görür.

daimi virüs var. silinmiyo, bad sector den olan birşeymiş bana öyle söylediler. kasayı tv ye bağladım oradan şarj ediyorum da o da işkence :/

sanirim size yanlis bilgi vermisler yada daimi virus var diyen kisi de yanlis biliyor. ben smyrna'nin dedigi gibi daimi virus diye birsey yok, bad sector'u tamir etmek mumkun degil, ancak yeni bir harddisk ile bilgisayar kullanilir hala getirilebilir.

tamam yenisini alana kadar en basiti pc ye flash taktığım an,flash içindekiler kısayol oluyo, daha güvenli pcyetaktığım vakit,veriler gidiyor.

benipod u taksam aynı şey olur mu ki?

olmaz bişi.

eminmisin smyrna. korkumdan takamıyorum ipodu şarja.

hele bi otur soluklan yigenim, ne yaptigini bi goster? tam olarak sorun ne?

tam olarak amacın nedir ? anlat derdini hele

json olarak alip isleniyor gibi:
ornek: www.mpi.gov.tr

tarayicinin developer konsolunu acip network trafigine baktim, her hafta sectiginde ona gore istek yapiyor :)

pedal tek bir efekt verir, yani distortion pedalı veya wah pedalı, prosesör de bir kaç tane efekt olur wah ve distortion aynı anda olur, ben pedal alırım çünkü prosesör alınca karakteristik olmuyor pek efektler, pedala iyi para verince süper oluyor, fakat prosesörde 3 ü 1 arada olunca kalite düşüyor haliyle, ama önce amfinin güzel olması önemli, ben bi marshall amfiye inanılmaz dandik gitarımı takmıştım, mübarek canavara dönmüştü gitar

pedallar genelde analog olarak, prosesor digital olarak urtiyorlar, oyuzden prosesor uzerine hafizasi aldigi kadar efek zart zurt oluyor.

pedallardan genelde daha iyi ses ciktigi soylenir, tabi bu kullanilan diger cihazlarin (amfi, gitar vs) kalitesine de bagli. pedallar daha cok yer kaplar.

knowyourmeme.com her tür internet meme için iyi bir kaynak burası, uzunca yazmışlar.

bana çabuk kalktı dikkat ederseni hatırlatıyor.

Esasen filmdeki bir replik. hizli gelisen olaylar icin kullaniliyor.

evet hizli gelisip kontrolden cikan (genelde sacma bir sekilde kontrolden cikma soz konusu) olaylar icin kullaniyor.

listbox sanirim coklu satiri desteklemiyor. soyle bisi yapilmis belki isine yarayabilir: www.codeproject.com

simdi bi daha baktim, soyle bisi daha var, 2. yorum: stackoverflow.com

baker street biraz uzun. neresini soruyorsun ? tube ile mi gitdeceksin napacaksın.

maps.google.co.uk

goo.gl

baker street merkez zaten, merkez derken ne kastediyorsun emin değilim.

london eye'a toplu taşıma ile 15 dakikada falan gidersin.

anneye anlatir gibi anlatmislar burda: www.perfectyourenglish.com

super bi algoritma degil ama calisir gibi,

simdi elinde soyle bisi oldugunu varsayarsak:
{
"istanbul" -> 14,
"ankara" -> 5
...diger iller
}

0 ile 76 arasinda rastgele bir sayi al eline, x diyelim buna
bu elimizdeki iller/nufus dizisinde ilerlemeye basla,
x den o ilin nufusunu cikar (tabi sonucu x'de sakla tekrar) sonuc, 0dan kucuk yada esitse o il aradigin ildir,
x 0dan buyukse, bir sonraki ile gec.

rastgele seçim yapmak istiyorum demek rastgele seçmek demektir ama diyorsun ki belli bir parametreye bağlı olsun. Derdini biraz daha iyi anlatabilirsen yardımcı olabilirim.

ben daha ufak ve önemsiz bir şey için şöyle bir şey yaptım işe yaramıştı
tüm şehirleri topla 0 ile bu rakam arasına bilgisayarın random bir sayı vermesini sağla bu sayının karşılığı gelen vatandaşı ekrana yazdır :) bunu sen kendi istediğine göre geliştirebilirsin
bilgisayar kendi microtime göre bir olasılıkla bir sayı atayacaktır yani tam istediğin şey değil ama benim işime yaramıştı

@herman hesse
97 tane siyah, 2 tane beyaz, 1 tane gri topun olduğu bir torbadan rastgele bir top seçtiğimi düşün. elbetteki beyaz top seçme ihtimalim siyahtan az griden çok olacak. hatta net rakam vermek gerekirse %2 olacak.

"rastgele" kelimesi de "belirli bir parametre" ifadesi de yerli yerinde kullanılmış değil mi? sorun türkçe hocamdan değil, matematik hocamdan kaynaklanmış gibi geliyor bana yoksa şüphen mi var?

Bir dizi yap o zaman dizide 97 siyah 2 beyaz 1 tane gri üye olsun. dizinin elemananını random üret. siyah elemana rast gelme olasılığı daha fazla olmuş olur.

ibretlik kodumu paylaşıyorum a dostlar. birilerine yardımcı olur umarım:

zaten veritabanımda olan (örneğe göre söylüyorum) şehir isimleri ve nüfuslarının olduğu bir tablo vardı.

--
satir_sayisi= tablodaki satır sayısı
toplamnufus= nüfus hanelerinin toplamı

random_sayı = 1 ile toplamnufus arasında bir tamsayı

set dbkayit=Sur.execute("Select * from ilgili tablo")

aktiftoplam = 0

for i = 1 to satirsayisi
aktiftoplam = aktiftoplam + dbkayit("bulunduğumuz satırdaki şehrin nüfusu")

if random_sayi <= aktiftoplam then
exit for
end if

dbkayit.movenext
next

ilgili_sehir = dbkayit("bulunduğumuz satırdaki şehir ismi")

dbkayit.Close
Set dbkayit = Nothing

sag elle kullaniyorum fareyi. galiba alismakla alakali o mevzu. bir de yazi yazmak gibi kivraklik gerektiren bi mevzu olmadigi icin cok sorun olmaz bence. istesem solla da kullanirim yani.

baska bir örnek, eskiden hic sol el makasi diye bir sey görüp duymamistim, kendimi bildim bileli de sag elle kullanirim. sol el makasini kullanmayi denedim sonralari bi hevesle ama yok, solla olmuyor.

sağ elle. aslında ilk fareyi int. kafede değil de kendi evimdeki bilgisayarda tecrübe etseydim muhtemelen şu anda sol elle kullanıyor olacaktım. ama kafelerde sağa koydukları için öyle alıştım.

sol elle kullaniyorum ancak tuslar normal. (bazilari tuslarinda yerini degistiriyor aslinda daha mantikli)

Genellik sağ el ile kullanıyorum ama klavye ile işim olmadığı zaman sol elle aynı rahatlıkta kullanabiliyorum. İki şekilde de fare klavyenin sağında duruyor.

Sağ elimle kullanıyorum. Sol elime aldığımda da kullanmakta sıkıntı yaşamıyorum fakat sağa alıştığım için öyle devam ediyorum. Zaten dünya sağlaklara göre düzenlendiği için yazı yazmak hariç her şeyde sağa alışmış durumdayım.

solağım , sağ el ile kullanıyorum.
topa sağ ayakla vuruyorum. kaşığı ve kalemi sol elle tutuyorum ağır yükleri sağ elimle taşıyorum bi dengesizlik var ben de.

sağ ile kullanıyorum.

normalde sağ kullanıyorum
ama aynı anda solla da laptop klavyesi kullanabiliyorum mesela

ben değilim ama annem solak, sol eliyle kullanıyor, sağ eliyle mümkün değil kullanamıyor.

lisede müdür yardımcımız solaktı, faresi sağda dururdu. tuşları da ters çevirmez, normal(sağlak) şeklinde sol eliyle kullanırdı.
*cevaba normal-anormal eleştirisi yapmayın. anladınız siz.

bir solak olarak
fareyi de sağ elimle kullanırım, gitarı da sağ elle çalarım

cevaplari okuyunca, zaten azinligin icindeyken daha da azinlikta oldugumu fark ettim. solagim ve hemen hemen her seyi sol elle yapiyorum.

cok kucukken, o malum sacma sapan sebeplerden oturu sag elimle yemek yedirmeye calismislar. bakmislar yemiyorum, sol elimi baglamislar, karnim cilgin gibi ac iken oturtmuslar, yemek onumde, kasik onumde, oyle beklemisim 15 dakka kadar. denemek icin sol elimi cozmusler, tabagi bikac saniye icinde yok etmisim. halen de gundelik islerde sag elimi kullanmiyorum.

14 yıl kadar sol elimle, tuşları sağ ele ayarlı şekilde kullandım. Geçtiğimiz ay tuşların yerlerini değiştirdim artık tamamen solak şekilde kullanıyorum.

sağ elimle. zaten sağ elimle yapabildiğim tek şeydir.

ben de solağım,ama fareyi sağ elle kullanıyorum.çantamı sağ elimle tutuyorum.ama başka şeyleri sağ elle yapamıyorum,sadece bu ikisi.

sağ elle elbette..sol elle mouse mu kullanılırmış? vites kullanmak için sağdan direksiyonlu araç almadığımıza göre solaklar olarak rahatlıkla sağ elimizle mouse kullanaibliriz..

solağım, sağ elimle kullanıyorum. kesin ve kesin alışkanlıktan. topa sol vururum, sol yemek yerim, sol kafa vururum, soldan yürürüm, ilk adımım genelde soldur...vs
hayatımın genel işlerini/hareketlerini sol kolumla/elimle yaparım. fakat birkaç tane şeyi ancak sağ ile yaparım. o da bunların arasındadır:
- mouse kullanmak, sağ
- sağ kaşımı kaldırabilmek. sol hiç yapamam çünkü solak olanlar sağı, sağ olanlar ise solu kaldırabilirmiş kaşlarında.
- sağ elimle tutup kitap okurum.
- saçlarımı sağa doğru tararım.

solak olarak sag elle kullaniyorum. hatta sag elimle yapabildigim tek sey bile olabilir.

soyle bisi onermisler: stackoverflow.com
metalari comment tagi icine alin, facebook gorur demisler.

@tonakai Tam deneyemedim ama, olacak gibi. Teşekkürler.

bruce lee belgeseline bakabilirsin, tam olarak film olmasa da ilginc: I Am Bruce Lee www.imdb.com

shaw brothers filmlerine bakabilirsin, şunun gibi:
www.imdb.com

bu splitter.jar ile gelen zip dosyasi icinde lib klasorundeki butun dosyalari kopyalayip splitter.jar ile ayni klasorun icine yapistirip tekrar deneyin. (5 tane filan jar dosyasi olmasi lazim lib icinde)

Tamam çözdüm ya, like = %$degisken% yapınca değişken false olunca otomatik olarak * arama yapıyomuş yani tüm sonucları. tam istedigim buydu

tabi o degiskenleri escape etmeyi unutma yoksa sql injection kacinilmaz.

codeigniter ile calısıyorum, o escape ediyor demi?

Kullanmadım onu hiç o yüzden bilemeyeceğim.

Codeigniter'da active record kullanıyorsan otomatik olarak escape sorununu çözüyor.
Veriyi doğrularken xss_clean kontrolü de yapsan tadından yenmez.

myenglish: www.myenglish.com.tr

megapixel cok onemli degil,
mumkunse manuel cekime olanak verecek makinelere bak,
genelde dslrlar daha kaliteli goruntu uretiyorlar, en ucuzu bile
elindeki makine yetersiz olursa hevesini kirabilir birde

Üstad başına iş çıkarmak için söylemiyorum ama eğer sadece hoşuna giden bir anı çekeceksen linkte verdiğin makine yeterde artar.

Ancak başlıkta belirttiğin üzere hobi olarak başlamak istiyorsan dijital makine değil, analog makine al. 40 Yaşında, 50 yaşında makineler var. Işığını, objektifini herşeyini kendin ayarlıyorsun. Doğru ayarları tutturduğun zaman megapiksel denen şeyin yalan olduğunu göreceksin.

gayet makul ve gayet kompakt görünüyor. anı fotoğrafları için yeterlidir ama sony ler genelde kendi içinde pil kullanır eğer varsa kalem pil kullanılabilen bir makina alırsanız daha iyi bir yatırım olmuş olur. gerçi anı fotoğrafı için gerekmez çünkü bu makineler tam şarjda flaşla bile 100 civarı çeker bana mısın demez. o da bence gayet yeterli bir sayıdır.

tam olarak bilim kurgudan kastın nedir?

"matrix, inception" bilim kurgu kategorisi dışında mı?

82de E.T., 84te terminatör, 85te back to the future

daha iyisini yapamıyorlar hacı

Thr thing 82
Abyss
Mad max

Matrix'i ben 2000 öncesi saydım. Inception çok güzeldi evet ama o kadar cılkı çıktı ki filmden soğudum arkadaş, ama onu sayabiliriz evet. Azınlık raporu da öyle. Benim dediğim gerçekten çok az yapıt var, aklıma da hiçbir şey gelmiyor doğrusu.

Edit: Moon'u da biliyorum.

Moon : www.imdb.com fena degil

Çünkü artık iyice ticarileşti filmler. Artık herkese hitap edecek işler yapılıyor. Tekrar tekrar izlenecek ince işlenmiş zeki kurgulara yer yok.

Haklısınız. 2001, Blade Runner, Solaris, Stalker, Fahrenheit 451, Twelve Monkeys, Brazil, Strange Days, Termniator, T2: Judgment Day, Alien, Aliens, Close encounters of the Third Kind, Planet of Apes, Abyss The Matrix, eXistenz, Back to the Future, Mad Max 2, Total Recall, vs.... hep 2000'den önce çekilmiş filmler. The Matrix'in 1999 yapımı olduğunu, Carpenter'ın The thing filminin bilimkurgu değil korku filmi olduğunu bilmeyen arkadaşlar da olacaktır elbette ama ümitsiz olmamak lazım. Artık hayalgücünü felsefe ile birleştiren yönetmen ve senarist yokmuş gibi gelse de bu sene birçok bilimkurgu eseri göreceğiz. Belki onlar düzgün çıkar.

x^4(x-1)-(x-1)/x-1------->xüzeri4(x^4)parantezinde
(x^4-1)(x-1)/x-1--------> x-1 paratezine aldık ve x-1 ler gider
x^4-1 kaldı elimizde x^2=3 ise
3 ün karesi eksi 1 eşittir 8

x=kok icerisinde 3 -> x'i yerine koyarsan, 8(kok3-1) / kok3-1 kaliyor.

imgur.com

İlk basta x4(x-1)-(x-1) yap. X2=3
(3^2-1)(x-1)/(x-1) sadelestir.

olay kalori. ve yağ oranları

yok yahu. hatta şekerlilerinki zararlı bile. hiç girme bence light olayına.

light yemek istemiyorsan yeme.
zaten o ürünlerin çoğu yeterince yararlı değil. yağsız olunca iyice yararsız oluyorlar sanırım.
hatta en güzeli evde kendin yapmak yoğurdu fln.

light genelde kalorisi dusuk oluyor ancak denildigi gibi yerine kullanilan urun herzaman saglikli olmayabiliyor, en iyisi az islenmis yiyecekler sanirim.

kalori hesabından çok yağ oranına dikkat etmekte fayda var diyet yaparken.

parcalaniyorlar genelde: en.wikipedia.org
muzede filan sergilenebiliyor (ayni wikipedia basligindan): upload.wikimedia.org

geçen ukraynaya düşen chelyabinsk meteorunun parçaları ebay'de ortalama 1000 dolardan satışa çıktı mesela (git: )english.ruvr.ru

okuma/yazma icin www.mediafour.com
sadece okuma icin catacombae.org.preview.binero.se

return, fonksiyondan bir deger donmeni sagliyor. ageDifference, birinci ve ikinci insan nesnesinin yaslarini cikartip sonucu donuyor.

iki tip fonksiyon var birinde işlemleri şak şak şak yapıyor sırasıyla sonra fonksiyon bitiyor ve çıkıyor sıradaki işleme(komuta) geçiyor. diğeri ise bu fonksiyonun sonucu gibi düşün, en son bi değer lazım bize yaptığı işlemler sonucunda bu integer olur, boolean olur, string olur neyse onu return ettiriyoruz işte.

istanbul'daysan sana müthiş bi kurs ve hoca öneririm :)

algoritma mantığı sonra da c ye başlamalısın.genelde bu şekilde başlanır

c ile başlama bence hayatının hatası olur, java daha mantıklı başlangıç olarak, c'deki pointer mantığını kavrayana kadar soğuyabilirsin dilden öyle lanet bişey. java iyidir cidden. site olarak bilemiycem ama youtube'da thenewboston'un kanalından yararlanabilirsin java tutorial'ı olsa gerek

www.codecademy.com

bayılıyorum bu kurs programcılarına
ben de amatör olarak bina yapmayı ögrenmek istiyorum.

bilgisayar mühendisi, yazılım mühendisi diye profesyonel, bunun 4 5 sene egitimini alan adamlar neden var acaba?

@ cruseo herkes mektepli olarak bu işi yapacak diye bir durum mu var? bir sürü insan tanıyorum mühendisten daha iyi kod yazan, hak eden kapıyor işi.
her sektörde başladı bu da, "siz öğrenirseniz biz mezunlar ne yapacağız?:(" ağlaşmaları. işini düzgün yaparsan işsiz kalmazsın, ben veya bir başka alaylı senin yerini doldurmak için can atmıyor.

edit: mor inek, www.code.org bir göz at.

@devorgilla the gunslinger
ben kendimden bahsetmiyorum, benim işimi kapamaz bir kurs programcısı zaten merak etmiyorum, neden iş şahsileştirildi bi çözemedim ama...

ben amatör olarak kendi kendime bina yapabilirmiyim kursa gidip? veya ben çok belgesel izledim, bi ameliyat yapiym diyince yaptırıyorlar mı bunu soruyorum ben.

@devorgilla the gunslinger
mühendisten daha iyi kod yazan birini bulursun ama yazılım üretmek kod yazmakla sınırlı değil bir sürü süreci var bu işin test aşamasından tasarım aşamasına.Şu programcıların kendilerini yazılım mühendisi ilan etmeleri sinir bozucu bi' durum.

Bu arada önerim
python programlama diline başla
dersler için codecademy iyidir.

'Agile' ve 'agile' arasinda biraz fark var. Agile olan biraz markalasma yolunda, agile ise adi ustunde cevik, en hizli sekilde nasil urun hazirlarim. gelen degisiklik isteklerini nasil kotaririm'a cevap arar.
biraz da sektorle ilgili, askeriyede pek kullanilmaz, daha dinamik olan sektorlerde kullanilir genelde.

hobi olarak ilgilendigin bir sey ile ilgili proje yapabilirsin, kod yazmak icin genelde en onemli sey motivasyon.

Şöyle bir şey var aslında, bu bilginle facebook yazabilirsin, evet. Ama bu ileri derecede c# bildiğin manasına gelmez (kişisel algılama, yani bu bir kriter değildir aslında) olay aslında projenin güncel kalması, her isteğe cevap verebilmesi gerektiğinde ortaya çıkıyor ve tabii 1 kişi girince çok güzel çalışan sitenin binlerce kişi girince de çok güzel çalışması gerektiğinde ortaya çıkıyor.

Bunlar için de best practice'leri inceleyebilirsin. OOP yapısını çok çok iyi oturtman gerek kafanda, design pattern'ler öğrenip neyi ne zaman kullanman gerektiğini bilmen gerek vs. tabii bunlar da biraz deneyimle kazanılacak şeyler.

kesinlikle ogren. hatta linq artik desteklenmedigi icin. ado .net entity framework'u ogren. hatta nhibernate vs. gibi diger orm toollari da bilmen faydana olur.

linq'i ben daha cok veritabani disinda gundelik islerde faydasini gormustum. basit bir ornek: bir kullanici sinifinda eposta adresini tutan bir degerin olsun, bir dizi yada liste icindeki butun kullanicilarin epostasini bir string listesi halinde almak linq ile gayet basit.

ayrica linq'u sadece veritabani araci olarak degerlendirmemek gerekir. xml to linq, object linq, google linq, windows search linq diye bircok farkli cesidi mevcut. ha bunlar isine yararmi bilemem.

www.ecenglish.com

yani state verb oldugu zaman kullanmiyoruz demek bu sekilde.

@tonakai ha anladım tamam, ulan ne mal kitap kurala yanlış örnek verip, bunu kullanmayın diyor

aslinda sana yolladigim link'e bakarsan 'have' hem state hem action, duruma gore :) ornek biraz tabi uc bir ornek olmus.

örnekte "have" action verb olarak kullanılmış. sahiplik belirtmiyor. I will have a coffee, @tonakai'nin verdiği linkteki 'I am having a bath.' – action verb which, in this case, means 'taking'. ile aynı durumda.

Beşiktaş'ta "Kasap Döner" diye bir dönerci var, siz alternatif "Sap Döner", "Hesap Döner" kullanabilirsiniz :)

Türkçe isim daha iyi olmaz diye düşünüyorum.

Aslında hedef kitleniz kim esnaflar ı öğrenciler mi merkezi bir yerde misiniz... ..

Ben yabancı ve iştah açıcıcı bir isim koyardım. Mesela

Döner della Mexicano gibi.

Nereye gidiyorsunuz?
Della Mexicano'da yiyoruz abi.

Tabi özgün de bir tadınız olmalı.

McDoener yapin

Döner mi dönmez mi gel gör.

Yerimiz 2 katlı fastfood tarzı 14 kişi çalışıyor

yanar doner

ya deminden beri yazmiyim yazmiyim diyorum ama yazmak zorundayım: dönder :D

erke doner.

Tavet Döner
Etuk Döner

ne yaparsanız yapın ama McDoener ya da Tombik yapmayın. bunlar başkaları tarafından korunan markalar ile aynı ya da çok benzer olduğundan, sonradan çok uğraşırsınız, hatta değiştirmek zorunda bile kalabilirsiniz.

hatta en son her şeyi başlatmadan önce bir marka ofisine marka araştırması da yaptırmanızı öneririm. dönerci de olsa önemli şeyler bunlar.

turning mörning.

döner möner hesabı.

dön baba dönelim dönercisi.

la maison döner salonu.

topaç döner.

döner dolap.

öz hakiki sultanahmet dönercisi.

ye sev dua et dönercisi

Semazen Döner
Dünya Döner
Yörünge Döner

cikisi istedigin yerden yapabilirsin sorun olmuyor.

"...hangi ülkeden vize alınıyorsa o ülkeden giriş yapmak gerektiği."

teknik olarak böyle değil, hangi ülkede en fazla zaman geçirecekseniz, oradan almalısınız vizeyi ancak çok büyük ihtimalle bir sıkıntı çıkmaz başka ülkeden girseniz de. nerede kalacağınız, uçak rezervsyonlarınız vs. yanınızda olsun yeter.

"dönerken Litvanya'dan çıkış yapıyor olmamız sıkıntı yaratır mı acaba?"

hayır.

wikilere bir bak, ileride bazi perkleri almak icin ilk basta karakterin dogru ayarlanmasi gerekiyor.

"fallout 1 character builds" seklinde bi ararsan guzel tavsiyeler var.

İşte benim sorduğum da o. Acaba öyle şeylere baka baka mı oynayayım yoksa kendi başıma mı?

benim oyunua baslayip bilmem kacinci levele geldikden sonra acayip guzel bir perk'i bir puanla kacirdigim zaman gicik oluyorum. oyuzden en azindan ilk karakter yaratirken bi bakmak iyi oluyor.

www.imdb.com

bu da olabilir.

"Check that correct file system type is selected." demis, eger uygulamada dosya sistemi formati (fat16, fat32 gibi) secme gibi bir olasiligin varsa onlari bi kurcala.

yok malesef aynı windowsunki gibi bir biçimlendirme sayfası var. ve yukarıda system type olarak file-2 seçili durumda. başka yerden baktım file2 dışında symbian opec ve symbian ape seçenekleri var.

caizlik, kandırılmaktan ziyade, haber değeri taşıdığı ve skandalmış gibi empoze edildiği için bence. örn; geçen hafta bir jandarmanın ölen gençle ilgili bir video çıkmıştı. o videoyu, ölen gencin yardımına jandarma koştu diye yayınlasalar kimse o olayı farketmeyecekti bile.

eksiduyu.ru

sorun ilk dedigin gibi at eti satiyorsan ustune at eti yazilmasi gerekiyor.
misal findik/fistik allerjisi olan biri ustune 'findik/fistik icermez' yazan bir sey aldiginda eger icinde varsa, bu sefer ciddi saglik sorunu ile karsilasabilir. yoksa cogunlukla at eti satan kasaplar bile bulunabiliyor avrupada.

Bir de şu var, herhangi bir yiyecek ürünü sattığında eğer bunu yasal yollardan satıyorsan bunun sağlıklı olduğunu belgelemek zorundasın. Tezgah altından / yasal olmayan yollarla satışa sürdüğün ürün çoğunlukla bu testlerden geçmemiş ürün oluyor. Yani adam sana tam sağlıklı doğada koşan atları yemen için vermiyor ki. Nerede hastalıktan kırılmış, bin türlü ilaçla tarumar edilip artık ölmek üzere / hatta ölmüş at varsa onun etini satıyorlar ya da etlerin içine sokuşturuyorlar.

o değil de kazakistan'da en değerli et, at eti imiş buna ne demeli?
elbet oradakiler bizim atlar gibi yük taşımalık değil, kesmelik besi hayvanı olarak bakıldığı için eti yumuşak oluyormuş.

onlarda da at eti yenmemesi gereken bir et olarak görülür. dini açıdan mı gelenek açısından mı bilmiyorum ama at yenmez avrupada. nasıl ki köpek etini yemiyorlarsa at eti de yemez avrupalılar.

avrupalılar at eti yemez.
avrupalı arkadaşı olan varsa sorabilir aynı cevabı alacaktır. köpek eti nasıl yenmiyorsa ve iğrenç geliyorsa benzer sebeplerden at da yemezler. insani bir nedendir, at köpek gibi hayvanların kesilip yenilen bir hayvan olarak görmek istemezler.

kandırıldıkları için.

ayrıca ingiltere'de en bilindik süpermarketlerin dana eti olarak sattıkları ürünlerin bir kısmının içinden at etiyle birlikte domuz da çıktı, inanç açısından bunu dert edenler de var.

cek cumhuriyetinde at etinden yapilan sucuk/salamlar var cok yenmesede bulunabiliyor. at etinden gulas yapilarak da yenilebilir, gerci kulturlerinde cok yok, halkin bir bolumu ati evcil hayvan olarak gorduklerinden sorun cikiyor ayrica.

at eti salami: www.masobrejcha.cz

bir ihtimal dhcp ayarlarini alamiyordur, el ile ip adresini, maskesini ve gateway'i gir. (macbooktan bakabilirsin, ip adresi farkli, gerisi ayni olmasi lazim)

Teşekkürler, eve gidince deneyeceğim. Alternatif çözümler var mıdır acaba?

Tamam işte aletle farklı yorumluyor zaten o da.

en iyisi ayni parcayi iki farkli kisiden dinleyip bi bak. notalar belli bile olsa bazi yerlerinde farklilik yaratabiliyorlar.

derdim daha çok şey aslında aynı parçayı iki ayrı piyano sanatçısı çaldığında iki yorumdan bahsedilmiyor mu bu ikisini farklı kılan şey ne?

nüanslar...

www.youtube.com
www.youtube.com

aynı notaları çalıyorlar ama mesela ilki sert vuruyor bazı notada, ikincisi yumuşak, milisaniyelik gecikmeler veya erkenlikler, müziği ne kadar hissedebildiğine göre değişen yorumlar işte. kimi ruhundan çalar kimi makina gibi notadan. arada da dağlar kadar fark olur. hatta ikisi de gönülden çalsalar da illa fark olur.

bak mesela biri bestekarın yorumu www.youtube.com bu da öğrencisi www.youtube.com aradaki fark nası sence?