burdan nedenini öğrenebilirsin
www.sun-sentinel.com

ispanyollara satılmıştır bir kısmı, süper salladım.

latin asıllı taraftarlarına jest yapmışlar.

senin yaşında senin gibiydim. şu an rejim yapıyorum. birkaç sene bekle derim. bünye bir otursun.

bu metabolizmadan kaynaklanan bi durum ya . bende tam tersi bi durumla savaşıyorum. 2 gün içinde hayvan gibi alıp , veremiyorum.. yapılacak birşey yoktur fazla, yinede yemek olayını abartmamak lazım. bi zamandan sonra metabolizma yavaşlayıp daha yavaş enerji tüketmeye başladığında anında kilo almak gibi bi durum ortaya çıkacaktır. zaten vücut kendisini ayarlar kilo bakımından..

Çok yemek önemli değil. Metabolizma kaynaklı zaten bu tip olaylar.

Dengeli yemelisin. Düzenli beslenmek çok yemekten daha iyi.

Balık yağını dene bir de...

ben de aynen o yaşta o kiloda (60) o boydaydim. şimdi 74üm rejim yapmaya çalışıorum.
üni, ayrı ev, bira ve bilgisayar sagolsun.

Tiroid hormonlarını kontrol ettirmeni önerebilirim. Eğer kandaki seviyeleri normalse durum normaldir, hatta keyfini bile çıkarabilirsin.

kısaca söliyim, aldığın enerjiyi kas yaparsan kilo alırsın. Çünkü sende yağ olarak kalmıyor.

Bunu yapman içinde ağırlıklı spor yapman lazım ama asla terlemeden, koşmadan. protein tozu fln de kullanabilirsin, ya da bol proteinli şeyler yersin spor yapmadan önce.

o zamanda kilo almazsan bikini giyerim.

olmayinca olmuyor, 197 boy 60 kilo olarak diyorum bunu.

sigara içiyor musun bilmiyorum ama içiyorsan bırak.

türkiye nin en büyük amiga arşivi olan bir adam var diye biliyorum kadıköyde ps2 oyunu fln de satıyor belki amiga da vardır. yukarıdaki eski mc donalds ın ara sokağına gir. hani barların fln olduğu sokağın ilerisinde solda bir bilgisayarcı. bir alt sokakta olabilir emin olamadım. bi bakarsın.

o telefonla konuşanların etkisi var evet :) dolar, euro vs. dövizlerin fiyatı piyasa üzerindeki arz-talebine göre dengelenecek şekilde belirleniyor.

telefonla konuşanlar bankalar ve döviz büroları adına akıla hayale gelmeyecek rakamları al ver yapıyorlar.

o da dalgalandırıyor işte kuru. Ayrıca yabancı yatırımcılar var piyasada onlarda parayı çekerse piyasadan kriz oluyor dolar fırlıyor. Çekilen parayı yerine koymak için araplardan para isteniyor öyle durumlarda.

Hepsi satranç hesabı.

bu arada en temel mantık şu piyasada dolara olan talep artarsa dolar miktarı artıyor türk parası azalıyor bu da doları yükseltiyor.

en kısa ve net cevabı borsa-döviz-faiz üçgeni yüzünden oluyor.

geçen ayın üçünde tüfe-üfe açıklandı ve beklenenin çok üstünde çıktı. Bu da sene sonu enflasyon oranı beklentisini baya bi yukarıya taşıdı. Şimdi enflasyon oranı yükselirse, faiz oranları da yükselir(bir mantığı var)
Faiz yükselirse borsa düşer. Borsa düşerse döviz çıkar. (Ben 2 senelik bilgimle böyle biliyorum, yanlış aktarmamışımdır umarım)

alzheimer ırsi değil.

ginkgo biloba kullan.

Kesin tanı için doktora gitmelisin.

Bol bol bulmaca çöz. Alzheimer başlangıcı tanısı koyulan bir yakınım beş yıl boyunca e vitamini desteği ve her gün bulmaca çözerek hastalığın ilerlemesini durdurmuştu.

Tabii ki öncelikle doktora danışmalısın. Sadece burdaki yorumlarla menfi-müspet bir sonuca ulaşamazsın. Aksi halde Tribal Abi döver :=)
B12 vitamini alabilirsin.

Benimde ananem Alzheimer(dı) oradan bilmekteyim

Alzheimer belirtisi sadece bu bahsettiklerin değil, tanı konulması için çok daha fazlası gerekir ki ancak uzmanı bu konuda sana yardımcı olabilir.

şimdi bi gibi "ruhsal" sorunlara hastalık diyebilmek için günlük yaşamı aksatıyor (ciddi düzeyde) olması gerekiyor yani bu bahsettiğiniz aşağı-yukarı herkeste vardır. bende yaşıyorum bu tür unutkanlık hallerini, mesela 10 yaşımdan öncesini hiç hatırlamam bende, ya da bazen iki ay öncesini hiç hatırlamam, bir dönem olarak tamamen silinmiş gibidir...çok sorun mu hayır değil, o yüzden sallamıyorum pek. hastalık olarak da görmüyorum çünkü birçok etkeni vardır (patolojik olmayan etkenler). ben işime bağlıyorum mesela, bir sürü tıbbi terimi aklımda tutmam gerekiyor, bunun da diğer şeyleir hatırlamamı (tamamen yani) engellediğini düşünüyorum, çocukluk dönemi konusunda bir açıklamam yok ama öyle ya da böyle "hasta" olmadığımı bunun "normal" olduğunu düşünüyorum...

satırlarıma son verirken; merak etme alzheimer değilsindir, yaşın çok erken daha bunun için ama illa emin olmak istiyorsan git bi doktora...unutkanlık için de önerebileceğim belki iyi uyumak olur sadece...

depresyondan ötürü olduğunu sanmıyorum. son bir kaç senedir sürekli olan bir şey bu, sürekli depresif değilim neyseki:)

diğer yandan beyin gereksiz gördüğü şeyleri siliyormuş gibi geliyor.

balık ye. ciddiyim. bu yaşta alzheimer olmaz.

BBC'nin belgeselinde bunun çaresi olarak omega 3 ve 6 takviyesi demişlerdi. Çok sık balık yiyemeyecekseniz balık yağı hapları da iş görür kanımca.
Ben de yaklaşık 20'lerimden sonra çok unutkan oldum. Üstünden çok zaman geçti ama alıştım buna, çevremdekiler de alıştı. İki insanı 3, 4 kez tanıştırdığım bile oluyor. Hafıza hiç yok değil ama tuhaf çalışıyor. Misal gereksiz detayları unutmayabiliyor ama insanlarla ne konuşup, kime ne anlatttığımı ya da bana anlatılan bir şeyi kimin anlattığı gibi şeyleri direk siliyorum ama abuk sabuk bir belgeseldeki çok önemsiz bir ayrıntı aklımda kalıyor. Tekrar anlatmaktan kaçınmak için de bir şeyi anlatmadan önce - bir kaç kelime sonra duraksayıp, soruyorum 'bahsettim mi? ' diye. Bir avatantajı da kimse dedikodu yapmıyo senle. Sıkıcı oluyosun çünkü ya da herkes rahatça anlatıyo derdini, nasılsa unutcan diye :)
Not: Bu arada gingko bilobayı hap değil de bitki çayı şeklinde kullanacaksan aldığın orana dikkat et. Bir arkadaşımda el titremesi yaptı, ondanmış. Tırstı bıraktı iyice.

Havuç kürü diye bir şey var, %30'a varan oranda etki gösterdiği olduğu iddia ediliyor.

www.alzheimerpostasi.com

Ayrıca Alzheimer'da genetik faktörler gayet etkili bildiğim kadarıyla, özellikle erken başlayan Alzheimer vakalarında.

karaköyden bir duvar saati motoru al. gerisinide sen yap artık. minnettar olma istemez:)

o kadarı aklıma geldi ama pek estetik bi' şey çıkarabiliceemi düşünmedim sanırım.. bulamazsam son çare öyle yaparım derken, bi' tane de sana sözüm olsun yaparsam diye eklemek isterim :p senin duvarında, benim duvarımda görenler de ister de iş büyür, seri üretime geçersek de tamamdır zaten, döndük köşeyi =)

sanırsam resimdeki yapanda öyle yapmış. bir keresinde 45'lik plak halinde bir duvar saati görünce bakmadığım yer kalmamıştı. sonradan öğrendimki anlattığım şekilde yapılmış.

kadıköy den 500 tane saat motoru alsam böyle bişi yapamam ben be :)

madem öyle, verin 70 yetele yapayım aynısını.

bence kendisinde gayet bir fabrikasyon havası var, ama madem ki eşşeğin aklına karpuz kabuğu düştü bi' kere, ankara'da ner'den alınır ki saat moturu?

büyük/lüks mağazalar haricinde her yerden bulursun. yok ben işin kaynağına inmek istiyorum dersen ulus'ta toptancıları var.

saat motoruna gerek yok bu tarz ucuz bi saat alıp içine bu kağıdı koy.

swatch phoning home modeliyle beraber gördüğüm en güzel saat yalnız, merkezde de 3 tane 9 var. ben de yapıcam bundan!

şu saat yapma işini biri anlatabilir mi hakkaten? saat motorunu aldık ee sonra? (çok kabiliyetsizim bu konularda ona göre)

@colg fusion: iki sıra üstündeki divit'in dediğini uygula.

yuro sağlam olmuş iyi yükselmiş sanırım. dolar hala 1,20+-0,02 giderken yuro 1,82lere çıkmış (ntvnin yalancısıyım bugün kısa bi süre gördüğüm). tabi yastık altı da şahane bir yatırım, kriz anı çıkar dişe dokunur bir parayla bankaya gidersen genel nakit sıkıntısı yüzünden şahane faizle dönüş yapabilirsin. çarçur etmek en güzeli tabi :P

tabiki dolar alınır. 1.18'ler almak için iyi bir seviye. 1.18 - 1.22 aralığı hakim şu an, bence 1.25'de destek noktası aşarsa 1.30ları 1.35leri görür. daha da yukarı çıkar mı sanmam. ama 1.500'lerden dolar alan bir kitle var 1.35 hadi 1.40 onlar için belki dolardan çıkma seviyesi olabilir.

Onun dışında yabancı para fonları var sanırım.

altın her zaman altındır bu arada.

altın asla kaybetmez,
maximum kazanç için kesin bir şey söylenmez, krizin boyutu ve çıktığı yer, etkilendiği alanlara göre değişir, global krizlerde bunu hesaplamak zor ama türkiyede avro ya da dolar eğer 4 nisan gibi kendini bilmem kaç misline katlarsa bi gecede para babası olabilirsiniz:)

türkiye bu, global kriz falan en fazla etkiyi bizde gösterir, ama genel bir kriz çıkacak gibi durmuyor, daha satacak devlet malı çok var.

zaten en son abd de olan ufak çaplı krizde türkiyenin etkilenmemesinin nedenlerinden biri bu sıcak paranın çekilmemesi, ama buna rağmen etkisini 4-5 ayda gösterir diyorlar, genelde kıta avrupasıyla beraber ama dediğimiz gibi türkiyede şiddeti farklı oluyor, o nedenle dünya krizi beklemeden bence para varsa dövüze aban, durumun 'az risk, çok kazanç' olsun.

emre tilev ?

yok o değil sanırım. Bu çocuk yeni geldi lig tv'ye ya da ben daha önce görmedim duymadım. haftanın en dandik maçını anlatıyor genelde.

onur şahin

edit: soru işaretini kaldırıyorum, şu anda TRT1'de özetleri veriyorlar, Onur Şahin o.

bu galiba ya

www.ligtv.com.tr

Sayıyı bir değişkene ata(integer mesela), sonra bir döngü içerisinde mod ve bölme işlemleriyle tek tek rakamlarını alabilirsin.

int sayi;
scanf("%d", &sayi);
while (sayi != 0)
{
int a = sayi % 10;
sayi = sayi / 10;
printf("%d", a);
}

Bunu hemencicik yazdım. 125 girerseniz sayı olarak bu program 521 yazar ekrana. Ters yani.

tek bir string olarak alıp strncpy fonksiyonuyla karakterlerine ayırıp tekrar int'e çevirseniz? uzun mu oldu?

(for int i = (length of num here) - 1; i >= 0; i--)
{
array[i] = num % 10;
num /= 10;
}

bu süper netten buldum. array'i bastırcaksın.

scanf("%1d%1d%1d", &a, &b, &c);

yapmak gerekiyormuş.

hmm, evet :) ama işte dinamik yapman lazım her zaman. sayının uzunluğunu sayıp length of num here yazan yere yazarsan süper dinamik bişi olur her sayıda çalışır.

tabi ihtiyaç meselesi.

@thefirstfbli

sayinin uzunlugunu hesaplamak icin direk bir komut var mi, basic'teki len gibi?

özel bir fonksiyonu yoktur bence. yani bilmiyorum. mantık olarak 10a bölüp bölüp bir counter'ı bir arttıracaksın sonra bölünecek bir şey kalmadığında kaç digit olduğu counter da çıkıcak..

newsreader da deniyor. anchorwoman haber sunmaktan ötesini yapiyor sanki.

Ben anchor ya da anchorwoman diyecektim.

bush ass licker ne ya ahauhauhahuhauha...fluffer deseydik bari

tamam ya şımarın yolladım metni. anchorwoman yazdım. haber ötesi bişi yapsın kafamız rahat olsun. :)

defne samyeli ali kırca, mali birand gibi haber sunuyor diyorsanız anchorwoman dır. yok kaan yakuphan gibi sunuyor diyorsanız newsreader dır. böyle artistlik yapıp yorumlarla falan sunan dallamalık yapanlar anchor oluyor işte man ya da woman ne gerek var insan işte insan.

Ben Cd Katalog kullanıyorum. Daha iyi programlar vardır tabii, ama bu yetiyor bana şimdilik. Cd ve dvd arşivi, bir kaç kritere göre arama özelliği var. Ancak dosya adları düzgün olmazsa aradığınız şarkıyı hızla bulmakta pek işe yaramaz bu program.

Bir de, cd yerine mümkünse dvd olarak saklayın, muhafaza etmesi daha kolay olur. Ayrıca çok dinlenen parçalar az dinlenmeye, az dinlenen parçalar da hiç dinlenmemeye başlıyor diskten silince.

edit: inndir.com'dan indirebilirsiniz.

whereisit adlı bir program var, kullananlar çok ama çok memnun, ben beceremedim, bi sözlüğe bakabilirsin.

HArddiskte çok yer kaplayan dosyalar yaygın inanışın aksine bilgisayarı yavaşlatmazlar. Hatta çoğu zaman orda veri olup olmaması bilgisayarı ilgilendirmez bile. (sistem sürücünü ağzına kadar doldurmadığını varsayıyorum).

Ama dediğin iş için whereisit kullanılır.

Kurukafa'nin dediklerini biraz ilerletirsek, bu cd isine sadece bilgisayar hizlansin diye giriyorsan bir daha dusun. Hard diskinde ne kadar bos yer var? 500-800MB varsa sorun yok. Dosya silmek bilgisayari hizlandirmaz.

Ama cok dosya varsa fragmentation olma ihtimali var. Bir defrag at istersen.

Onun disinda ram durumun nedir, arka planda kac program calisiyor, onlara egilmeni oneririm.

where is it crack yapmassan 2 gb den sonra katalog yapmıyor. ben hem cracki hem kullanmayı beceremedim.

winap ın acılısını da media library i kapatarak hızlandırabilirsin. cak defrag ı bisisi kalmaz.

paran varsa mp3lerini alacak kadardan biraz daha büyük harddisc al, cd lere yüklediğin sonra da çizilince üzüleceğin mp3 lere mahkum kalma, hem de hemen search eder bulursun nerede.

sis daha iyidir onu soyliyebilirim. cozunurluk konusunda ise emin değilim.

çözünürlüğü telefonuna uygun olanını seçersen daha verimli oynarsın. yeni modellerin çoğu 200*225 220*320 bildiğim kadarıyla, yüksek seçmen daha iyi.

jar'ı çalıştıran sis'i sis'i çalıştıran jar'ı çalıştırmazdı eskiden. Jar oyunlar java tabanlı basit, sis oyunlar daha komplike diye hatırlıyorum Sis oynucan yani.

jar bildigimiz java iken, sis symbian a ozeldir.
javasi olan telefonlarda sisler calismazken, sis i calistiran tum telefonlar jar i calistirir (calistirmayani varsa o telefon maldir)

sisler daha iyidir ve genelde daha buyuktur. bu tvde altyazilarla falan gecip duranlar hep java oyunlardir. her javali telefonda calistigi icin cok tutulurlar. diger oyunlar daha zor bulunur ve genelde 20-25$ dan satilir.

bunlardan en babalari misal skyforce 1 & 2, xyanide, brother in arms eib, another world, westline, rally pro, lock 'n load 1&2, metldown, midtown madness, jek. daha fazlasi da var da aklima gelenler bunlar.
bu saydiklarima symbian v3 de var midir bilemem. series 60 icin en babalari bunlardi :)

sis, symbian için doğal dosya formatıdır. tüm apilere (opengl es dahil) ve donanıma ulaşıp etkin olarak kullandığı için daha iyidir. ama midp 2.0 da fena değildir java uygulamaları için.

yurt dişinda çok görüyodum millet bunla geziyodu, gerçi tek ayakkabının arka kısmında var ve yamuk yumuk yürüyolardı bu çıkıntıdan dolayı. tr de hiç giyen görmedim, bir dene bakalım yımırta taş domatis yemezsen kafana banada bulduğun yeri söyle bende alirim belkim :P

baya bi cocukta var gozukmedigi icin caktırmıyor. altındaki tekerlekten cok silindire benziyor. bu kadar çok çocukta olduğuna göre türkiye'de satılıyor.

amerikada moda şu an. teen'ler arasında, türkiye de görmedim gelmiş mi

www.istegelsin.com

intersport'ta satılıyo bunlardan. kanyon'da ve meydan'da var. boyner de de gördüm sanki ama emin değilim (ben de oğlum için bakıyorum ne?) :P

ben gayet kendim icin bakıyorum boyle de değildi vans modellerini andırıyordu oyle çicekli bocekli değil yani. 40 üzeri numara oldugunada eminim.

vans'ta var ama büyük numaralar zor bulunuyor, fiyatlar 150lerde filan (ytl).

40 numara üzeri olanına rastlamadım. gittigidiyor'da da satıyorlar bunlardan.

aradığınız ayakkabı heelys . Resmi sitesi www.heelys.com ebay de bolca satılıyor. Türkiyedede boynerde satıldığını duymuştum.

eheh valla evde denemiştim ben küçükken. böyle deriyi büzüştürüp uhuyu döküyosun. kuruyunca yara izi gibi oluo. üstünü de fondotenle kapattın mı oldu gitti.

not: belki bi fikir verir diye söledim:D

puahahaaah işte budur ya :)
esasen nasıl yapıldığını da merak ediyorum,
ama benzer bir mantık geliştirmek için de çok düşünüp bir sonuca varamamıştım.
teşekkürler..

bu ilkokulda yapılıp salak salak sırıtılırdı, uhu döküp büzüştürdükten sonra kırmızı kalemin ucuna tükürüp büzüşük yere sürülürdü.

ayrıca elin tam üstü ideal yerdir. dene bak walla.

browse.deviantart.com

bir de böyle seyler var,hani neler neler yapıyor millet biz hala oturalım babında:P

(git: 18707)

aha harbi cevabını biliyorum.

üstü sıcak altı soğuksa ters takılmıştır. yani üst e giren boru alta alta giren boru üste gelecek. Biz de öleydi yani.

dediklerimi harfiyen yap sorunun cozulecek:

oncelikle bilimsel aciklamami yapayim. kombini diyelim ki 60 dereceye ayarladin. bu derece degeri kombiden cikan suyun sicakligidir, tesisatta dolasan su sicakligini ifade etmez. kombiden cikan su 60 dereceye ulastigi anda kombi gazi keser... bu anda tesisattaki su cogunlukla 50 derece civarinda olur. ancak diyelim ki kombiye digerlerine oranla yakin bir radyatorun var ve vanalari tamamen acik. kombiden cikan su bu radyatorde turunu cabucak tamamlar ve kombiye doner. boylece tesisatin uc noktalarinda su 40 derecede iken kombi tamam 60 oldu der ve kapanir.

ön bilgi: bir radyator ortalama bes turda acilir ve kapanir.
yapman gereken kombiye her yonden en yakin olan radyator vanalarinin her ikisini de (giris ve cikis) bir tur acik kalacak sekilde ayarla. ayni sekilde ikinci silsile radyatorleri iki tur acik kalacak sekilde ayarla. silsile-i meratib seklinde bu isleme devam et. tesisattaki son radyatorleri tam acik birak. ve tabi ki yarisi isinmiyor dedigin radyatoru. ki iddiaya girerim bu radyator hattin bir tarafinda son radyatordur...

kolay gelsin.

Aynı olayı yaşayan biri olarak şöyle bir tavsiye vereyim: Komnibizde kalorifere giden boruda bir conta mı desem, somun mu desem, ufak bir aparat var. Onu çıkarıp içini temizlemek lazım. Ama aparatın ne olduğunu tam hatırlamıyorum, kombinizin ücretsiz servisi varsa onu çağırın. Biz tam 1 sene çektik bu illeti, evi ilk tuttuğumuzda gelen kombici "sağlam bu sağlam" diye yedi bizi, biz de kombiyi hiç ellemedik. Kalorifer peteklerini kaç kere boşalttık, ne çamurlar balçıklar döktük haddi hesabı yok. Artık "petekleri söküp basınçlı suyu verelim bahçede, yoksa bu kışı çıkartamayız" dediğimiz zamanda bir kez daha başka bir kombiciyi çağırdık. Abi baktı, alttan o aparatı çıkardı, muslukta suya tuttu geri taktı. O günden beri kaloriferler canavar gibi. Umarım sorununuz budur da, siz de kolayca çözersiniz.

locutus- (#eksiduyuru 21410) soruyu "duyuru" olarak acmissin cevap verilmiyor.

print ("deger $slot[$i] ve $slot[$i-1]");
satiri yerine
print ("deger".$slot[$i]." ve". $slot[$i-1]);
seklinde yazarsan duzelir gibi geldi bana, tirnak icinde yazdigin icin $i-1 diye bi degisken ariyo olabilir...


dedi oldu.

curly'e koyun derim ben. {}

projeksiyon iyi güzel ama gündüz kullanamayıp bir de üzerine hoparlör gerektirmesi insanı zorluyor. tv daha mantıklı geliyor bana. bir de projeksiyon (tahminen tavana) duvardan uzağa bir yere konacak ve her taraf kablo olacak, uğraşmak istemezsin diye tahmin ediyorum. tv daha iyi olacaktır..

türkiye git gel taşıma şeyi dısında soyledikleriniz güzel ama full hd alırdım ben olsam. size şunu yapın diyemiyecegim aklınızdan daha cok projektor geciyo anlaşılan ama hd daha iyi derim yine de.

şimdi şöyle bir olay var ki 3 metre yeterli mi çözemedim. eğer fazla yakın olursanız kafanızı devamlı çevirmeniz gerekir ki gereksiz bir atraksiyon. ben de full hd diyorum bu durumda.

ben projeksiyon derim. panasonic ax200'ü de öneriyorum. 2 hafta sonra alacağım, eğer bu zamana kadar almazsanız yorumları paylaşırım. usa fiyatı 1200$ kadar...

edit : youtube'da ax100 ve ax200 diye aratırsan milletin gündüz dahi oyun oynadığını görebilirsin. ama gündüz görüntüsü ne derece seni mutlu eder bilemiyorum.

projeksiyon denen şey çok kullanışsız bence. hele iyi bir markanın üst bir modelini almazsanız ısınıp zırt pırt kapanması bile olası, eğer hava akımı iyi değilse durduğu yerde.

ayrıca projeksiyon için mesefa bence yeterli olmadığı gibi çok yakın olduğunda görüntü çok berbat oluyor.

Projeksiyon bence üniversitelerde falan ders anlatmak için var, ben teknolojinin hiçbir evresinde eve televizyon olarak gireceğini hiç sanmıyorum. çok üst modelleri es geçerek söylüyorum bunu, ve de ömrünün daha kısa olduğunu sağda solda okuyoruz.

ben senin yerinde olsam güzel bi hd ready televizyon alırım. Full hd kesinlikle tüm dünya için gereksiz şu anda. 720p yi standart olarak kabul etti, neredeyse tüm yayıncılar.

Türkiye'ye dönerken de o'nu o zaman düşünürsün, satarsın bişi yaparsın.

@legion : evet youtube'da ben de görmüştüm panasonic lerin lumeni baya yuksek gunduz bile bi nebze oynanabiliyor. yalnız sizin kafanızı karıştırmak gibi olmasın ama, panasoniclerin sikca sorun cikarttiklarini duydum. daha doğrusu projeksiyon almak için burda sadece proj. satan bir yerde showroom'a gitmiştik. panasonic'i önermediler, ki fiyati da diğerlerine göre nazaran yüksek ax200'ün, bilirsiniz. epson tw700 aldı arkadaş gayet memnun, ben de onu düşünüyordum ama fiyati fazla gene.

@thefirstfbli : 720p projeksiyon konusunu gayet araştırdım, forumlarda da pek böyle ısınma kapanma sorunu duymadım en ucuz modeller dahil, fanlari var sonuçta zaman zaman sesi fazla olabilse bile. ama gene de mümkündür tabi, bir şey diyemeyeceğim.

ekrana yakin olma konusuna katiliyorum. full hd'nin de gereksiz olduğuna katiliyorum. hele özellikle 40"in altında bir televizyon alacaksam ben kişisel olarak 1080p den farkini anlayacağıma inanmiyorum, gördüklerimde de anlamadim zaten.

teşekkürler arkadaşlar, şöyle uygun fiyatlı 32-37" 500-600 euroluk bir hd ready lcd ye daha sicak bakmaya başladım.

çok iyi bilmesem de, ışık açısından bir tv bir projeksiyon cihazından mecburen daha iyi olacaktır. küçük alanlarda projeksiyon yapınca aşırı ışıklı görünüyor, buna da dikkat edin. imkanınız varsa başka bir projektörü evinizde deneyip görün.

ayrica hdtv'de ps3 gayet güzel, tavsiye ederim.

projeksiyonda perdeden kaynaklanacak netlik kaybı her zaman için olacaktır. tadı çıkmaz oyunun. fan sesi var, o ışığın insan gözüne etkisi var. var da var.

fullhd gereksiz diyen arkadaşların pek piyasadan haberleri yok. kesinlikle fullhd alınmalı. tamam şimdi pahalı olabilir ama gran turismo gibi bir oyun bile fullhd aldırtmaya yeter. ayrıca bilgisayar falan bağlarsın deli olur. bu arada fullhd ler 720p de destekliyor. ps3 ün hakkı sony braviadır. lg, samsung gibi dandik markalarla uğraşma.32 veya 40" bir bravia al keyfine bak. daha büyüğü ufak odada tat vermez.

hep yazdık acer dan uzak durun diye, aramaya inan ve duyurularda bul bence.
gerçekten pişmanolursun, yazık etme parana.

bende vatandan aldım, genelde forumları okudum, ve lg e500 ü 25% indirim 5 taksit kampanyasıyla aldım, vatan iyidir bekle kampanya yapar su an galiba kaampanya yok.

neyse, bence acer alcağına paranı fakir fukaraya verebilirsinç ki 5 acer laptop tecrübem var (ben ve çevremdekilerden).

edit: ilk linkte kampanya görülmüyot, ana sayafada 30% indirim diyor, bence 50% bile alınmaz ya sen bilen.

www.sikayetvar.com

önceki benzer laptop önerilerini oku bence.

şuna şans işi desek..ben acer 5720 kullanıyorum 2gb modelini fakat en ufak bir sorunla karşılaşmadım..inş karşılaşmamda..

kötü diyenlere bakma,acer kullanıyorum on numara herşeyiyle.
travelmate serisi son modelleri güzeldir.

sen bakma acer kötü diyenlere sahipleri kan ağlıyor olsa bile nadir de olsa doğru düzgün çıkan bir kaç notebook sahibinin sözünü dinle. bak bir kaç yukarıdaki duyuruda adam acer'i mahkemeye verdiğini ve "Tüketici Mahkemesi'nde açtığı davayı avukatsız kazandığını" belirtiyor.

haklısınız gerçi... elektronik alışverişi şans işidir ben de sorunlu denilen fujitsu-siemens amilo pro v2045 kullanmıştım ve bir kere "tık" dememişti ama bu gerçek diğer arkadaşların sorunlarla kafayı kırdığını ve o modelin sorunlu olduğu gerçeğini değiştirmiyor. temkinli olmakta fayda var.

cevaplar için teşkkürler.

1ykr ler cok ise bankaya ya da supermarketlere gotur alirlar..

mp3 player çalışıyorsa ben alabilirim :)

e-atik geridonu$umu konusunda cali$an bir firma. ileti$in lutfen.

www.dogaentegre.com

ben de gazetede kadikoy'de bir yer bulundugunu okumustum. emin degilim ama sunu buldum. gerci sayfanin tarihi biraz eski ama:
www.bugday.org

cd-rw degil de eski dvd-rom/rw olsa super olurdu.

tanıdıklarına vermenden başka bir yol düşünemedim.

şimdi şöyle de bir şey var bu alet edevatı tanıdıkların insan gibi kullanmalı yoksa hoyratça kullanıldığını görürsen üzülürsün veya verdiğin kişiler uzakta oturuyor olsun, cihazlarınla bir daha karşılaşmamak üzere vedalaş.

kapıcının çocuğuna ver, saydıklarından modem ve belki cd writer dışında hepsi işine yarar.

not: kapıcının çocuğu, rıza bir ekmek bir süt gibi bir şey değil tabi, yani mutlaka ihtiyacı olan bir velet vardır çevrende baabında.

Veletken maddi durumun iyi olsa bile sana birisi mp3 player ya da elektronik sözlük verse nasıl sevinirdin o'nu düşün.

Çok çok basit olarak anlatılırsa. Santa rosa bir cadde olsun trafik gidiş geliş olarak sağlanıyor yani tek şeritli bir yol.

Core Duo 2 işlemcideyse yol çift şeritliye çıkartılmış akış çift gidiş çift geliş olrak sağlanıyor ve trafik sıkışması santa rosaya göre daha az yaşanıyor.

Yamulmuyorum tabi böyle basit anlatınca :)

core 2 duo bir işlemci ailesidir. santa rosa ise bir platform. 800 mhz bir core 2 duo işlemci, intel pm965 chipset, eğer harici ati veya nvidia çözümü kullanılmamışsa gma x3100 grafik yongası, 802.11n kablosuz ağ, intel turbo memory(nand flash desteği) gibi özelliklerden mütevellit bir platform.

santarosa platformunun fark edeceğin farkları basit anlatım ile işlemci ile anakartın arasındaki veri transferindeki hızının yüksekliği, ayrıca ram ve anakartın tabi ve normalin 5 katı iyileştirilmiş wireless çekim gücü diyebiliriz sanıyorum.

santarosa platformunun core 2 duo ya göre farkı 800 fsb ye kadar çıkabilmesi ve önbelleğin 4 mb a çıkması..en hızlı santarosa işlemci şu an t7700 modeli 2.4 ghz dir.

ya benim kafamı karıştırdınız he

santa rosa da çift çekirdekli değil mi ya ? sadece daha yenisi, daha hızlısı.

sürekli yanlış anlaşılıyor galiba core 2 duo bir işlemci santa rosa bir platform. birisi elma birisi armut ikisini karşılaştırmak aralarında fark şudur demek pek mümkün değil. mobil core 2 duo işlemcilerin; 533,667,800 mhz fsb sahibi modelleri var. 2,3,4,6 mb cache sahibi modelleri var. (www.intel.com) santa rosa ile core 2 duo işlemciler arasındaki bağlantı santa rosa platformunda sadece 800mhz fsb sahibi core 2 duo işlemcilerin kullanılması.

santarosa sadece son teknolojileri kullanan bir anakart platformudur diyebiliriz. işlemciyle ilgisi yok.

t2130 gibi eski bir işlemciyi santarosaya takamazsın. ama en yeni olan t7700 ü takabilirsin. ok?

bu olay ayni sekilde Centrino'da da vardi. Millet Intel Centrino islemci diyordu aslinda Centrino platformunun islemcisi Pentium M idi. falan.

hukuki bir sakınca olduğunu düşünmüyorum siteden kaynaklı, ama elle tutulur bir şeyiniz varsa tüketici haklarına şikayet edebilirsiniz.

Onun dışında server kapanmadı, server doldu.

ekşi'de pazertesisendromu.com'a ilgili bir entry yazdım.

Zaten pek mantıklı bir fikrin ürünü değil bu. o 2 adette yedek liste değil satılan şey. stok 1 e düşen de biri almayı başarmış demek oluyor.

stok adetının altında yedek lıste yazıyo..orası 2 olmustu..onu dedım..
birde bende server busy yazmıyodu..onu sadece 1 kez yazdı ve daha sonraları server unavailable yazısı cıktı..onun ıcın kapandı dıyorum..

ayrıca an itibariyle sitede 6300 ı saat 9:00 da 500 euro ya satacakları duyruluyo..cok ılgınc oldugu ıcın yazmak ıstedım.konuyla alakası yok..

o satılacak bu satılacak diye duyurular yapıyorlar fakat satın alma butonunu hala bulamadım ben mi yamuluyorum :)

alkolik imam gibi bende satın al butonunu bulamadım. gecem heba oldu rüyamda ps3 gördüm.

wireless ayarlarindan $ifreleme sekmesini bul (ya da guvenlik).

ya da marka, model yaz oyle yonlendirelim.

reset at modeme, üstünde bir delik vardır sok oraya bir şey.

@assert h: airties rt-205 ya da airties rt-210 modemimin markası.
wireless ayarlarına nasıl gidiyorum?

@thefirstfbli: reset falan denedim ama problemime çözülmedi hala.

resete 5 saniye falan basılı tutmak gerekiyor yoksa sadece açıp kapatır, kullanma kılavuzunda yazar süresi.

aynı dert bende de var, modem siemens ama şifresini bilmiorum, kullanma kılavuzu da yok, yani sdc modemin kendisi var elimde.. kabloyla bağlanabiliyorum ama kablosuz olmuo.. nası resetlicem?

böyle modemlerin standart username-password kombinasyonu "admin" - "admin" dir diye biliyorum.

www.airties.com

15. sayfa.

modelini tam olarak biliyor musunuz?

benim netmaster degil ama admin - epicrouter idi. belki deneyin olursa..

www.unigencler.com

burda da baya bi markaninkiler var, deneyin tutar sanirsam biri : )

(bkz: adsl modem sifreleri)

şifre: cable

resim.donanimhaber.com

Kullanıcı adı: (Boş bırakın)
Şifre:cable

forum.darkhardware.com

bu arada wireless olmayan bir modemin neden şifresi olur sizce çok merak ettim ? ne alaka yani.

niye olmasin ki ?
wireless olmayinca maksimum guvenli mi oluyor ?
ip'ni bulan birisi modem arayuzune rahatlikla ula$abilir.

diyelim, ip'mi buldu, modemime ulaştı, Nasıl olacak fikrim yok ama. Netmaster için konuşuyorum hiçbir şey yapamaz. yani bana öyle geliyor, zaten modemin arayüzünde değiştirelebilecek tek bir seçenek yok, loglara bakar, modem online mı ona bakar.

Zaten netmaster'da şifreyi değiştirme diye bir seçenek bile yok o yüzden saçma geldi bana zaten.

itiraz etmiyorum, öğrenmek için sordumdu yani.

baglantini kesebilir en basitinden..
ya da ayarlarini kurcalar, baglantin oldugu halde nete cikamazsin bir turlu, kendini yediginle kalirsin. iyi $eyler degil bunlar.

konuyla alakali olarak (bkz: maximum transmission unit/#7502453)

acer hakkında genelde kötü yorumlar yapanlar arasında bende varım.

ben, kardeşim ve 3 arkadaşım aldık, memnun olan yok...tabi son modellerindeki düzeltmeleri bilemem ama genelde çıkan arızalar.

1- kapak ile kasa bağlantısı hepsinde çatladı, ve sanırım bu sorun o kadar fazlaki kimde çıkmazsa şanslıdır

2- inanılmaz ısınıp fan sesi çıkarıyor

3-bu dediğim 5 laptop un 3ünde servise gitti, ram anakart hdd değişti, artık ne olduysa...

4- tamirden gelenlerden bir daha eski performans görülemedi

5-serviside pek iyi değil

6- gerçekten il alındığı gün bile özelliklerine göre performansı olmadı, nedenini bilemem, bu işlerden pek anlamadığımdan

aklıma ilk gelenler bunlar...bence son kasalarının güzelliğine aldanmamak gerek, eğer fiyat olarak çok cazıp değilse, ki pekde öyle ucuz denemez, başka markaları tercih edebilirsiniz.

ben yeni laptop aldım vatandan LG E500, çok iyi, acerim tamirde 2 haftadır, he bunu unutuyordum bu 5 laptoptan 2 sinide şarj olamama gibi sorun var, kablodan değil, kablonun takıldığı yerde, daha sorunu tespit edemediler, ama tahminen anakarttanmış...

alma hacım, başa bela olur, her fırsatta bu şekilde uyarılarımıda asla bırakmıcam, az süründürmedi beni.

unuttum bak, pil olayı, ilk aldığımdaki pil 4 ayda öldü, sonra az önce bahsettiğim servisten ve gecikmeden utanarak yeni pil hediye ettiler çok titiz kullandım 6 ayda öldü...hiç dayanmıyor lanet piller, tabi belki her laptopta böyledir bilemicem.

labtob pillerinin performansı 1 yıldan sonra duser genelde. 2. yılında yarıya iner daha azı da olur. sonrasında cop olur.

bir marka birçok insan kötü dedi diye de kötü olabilir. insanlar örgütlenip toshiba'nın hissedarı olmaları vesilesiyle acer'ı kötülemiyordur zanlımca. kötüleme de demiyelim ona biz; memluniyetsiz olduklarını belirtme daha iyi.

Acer --> kalitesiz, çocuk bilgisayarı gibi bir şey gözümde, karne hediyesi mi desem, ilk bilgisayar alacakları yakalayıp parasını almak için mi var desem ne desem...

toshiba --> evet üst sınıf, evet kaliteli, satılan adet ve servis görme oranı bence en üst seviyede olan makine.

fujitsu-siemens --> garantisi bittiği vakit servisi çok pahalı, genelde performans olarak zayıf, satılan adet ve servis görme oranı bence çok düşük.

dell --> ucuz ve pahalı modelleri arasında ciddi kalite farkı var, acer'dan da gözümde farkı yok

sony --> evet çok pahalı, ama fiyat performans oranı yüksek, servisi ilgisiz ama servis görme oranı da çok düşük.

packard bell --> tüm modellerinde bence combo driver sorunu taşıyor, bozulursa orası bozuluyor fiyat performans oranı bence inanılmaz derecede iyi, servisi iyi niyetli, servise gitme oranı satışa göre bence çok düşük, eğer combo driver ı katmazsak işin içine

hp --> ısınamadığım bir marka, tasarımı kötü. Fazla yorum yapacak kadar içli dışlı olmadım.

msi --> acer, dell.

asus --> acer ve dell'den biraz iyi. msi ayarında mı desem daha iyi mi desem bilemedim. edit: tamam karar verdim, acer, dell, vestel bilmem ne hepsinden daha iyi. lg ayarında diyim ben şimdi. hani fujitsu siemens i kovalayan. En azından sorun pek duymadım kendisinden

datron, casper, vestel, vs vs geçiniz.

monster --> tasarımı inanılmaz kötü, performansı inanılmaz yüksek, servisi inanılmaz iyi, ama fiyat performans oranı düşük çükü fiyatı yüksek bencee.

lg --> fujitsu siemens yakın takipçisi, fakat gerisinde.


yani böyle damgalarım ben firmaları işte, burnumdan da kıl aldırmam, hayatımı teknolojiye vermiş bir insan olarak.

thefirstfbli
iyi de saymadığın hangi marka kaldı? ne alacak bu insanlar? hepsinde bi sorun var..bi tane de düzgün yok mu??

nesfit ağzımdan almış.. ne alacaz abi? almayalım o zaman laptop?
(ibook falan diyeni döverim. verin 2000$ hemen alayım bi tane)

abi acer kotudur, evet. bu konuda hem fikiriz (:
ama asus'a laf edilmez. edilmemesi lazim. asus iyidir abi. cok muthi$ cihazlari var $u aralar. ozellikle f3 serisi on numara.

@nesfit
@gxix

iyi ya da kötü yönleriyle tüm markaların analizini yaptım.

Ben olsam packard bell alırım servisi hoş, sorunsuz, ucuz, fiyat performans çok yüksek. Fujitsu siemens de alınabilir, paran varsa monster ya da sony ( kullanıma göre ). Toshiba belki..

paran varsa sony fz 21m var şu an, 2500 ytl, blueray li bir cihaz.

gelecek nesillere arşiv niteliğinde özet çıkardım yahu, tekrar tekrar okuyup analiz edin. yeminle bak. :)


packarbell
sony
toshiba
(hp) --> emin değilim.
monster
fujitsu-siemens
lg
(nec) --> asus'la yer değiştirebilir.
asus
dell
msi
datron
acer
casper
vestel

laptopta en riskli bölge ekranı taşıyan menteşelerdir ve acer en ucuz malzemeyi kullanıyor. iki gün sonra elinde kalma ihtimali var.

msi kullanıyorum en büyük kötülüğü s430'un tam altında fan var ve düz bir yüzeye koymazsan kapanıyor orası ve alet alev alev oluyor. kucakta kullanamıyorum altına düz ir kutu koyuyorum diyeyim.

arkadaşım acer kullanan bütün arkadaşlarım isyan ettiler. ha ben beğendim bir kötülüğünü göremedim alıcam diyorsan al. ama o fiyata msi marka çok güzel sağlam aletler üreten bir firma daha var.

1. boya malzeme ve işçiliği rezalet. aldıktan 5 6 ay sonra gerçek formlarına dönüşüyorlar. boyası vs kalkıyor.

2. notebooku evden çıkarmadan kullanan bayan bir arkadaşım var 5 6 ay sonra notebookunun boyası kalktı ekran menteşeleri gevşedi dvdromu iş görmez hale geldi ısınma problemi de cabası... oldukça da kibar bir kullanıcıydı.

seçim senin sonuçta iyi araştır öyle al. herkes kullandığı markayı över sonuçta.

tam 4 senedir acer tm535 kullanırım p4m 2.4 işlemci var üstünde 512 ram. allah yukarıda pc edasında çalışmıştır makinem hala çalışır.tek sorun pili de 45 dakika gidiyor artık birde optik sürücü cd leri okumakta zorlanıyor.evet amd işlemcili modellerinde bir ısınma sorun var ama bu amd den gelen birşey tahminimce.

Acer Aspire 5024 NWLMI kullanıyorum. Performans fiyat oranı olayına bakıp kefalleyip aldım zamanında. Gerçekten, 4-5 ay sonra menteşe kısmında çatlamalar başladı ve o çatlaklar zamanla yarıklara dönüştü. Aşırı ısınma sorunu da cabası tabi.. Araştırdım soruşturdum ve çatlama sorununun Türkiye'deki onlarca kullanıcının dışında yurt dışında da bazı ülkelerdeki (Hollanda, Yunanistan, Almanya..) kullanıcılarda da görüldüğünü; daha da kötüsü, Türkiye'deki kullanıcılar servise gönderdikleri halde çatlamanın yeniden oluştuğunu öğrendim. Bunun yanında gayet kaba ve umursamaz servisinin 30 günü geçen servis sürelerini de belirtmeliyim..
Akabinde dava açıp para iadesini istedim. Yaklaşık 1 yıl süren sürecin ve 4-5 duruşmanın ardından davayı da kazandım. Fakat bu durumda bile "markanın imajı(!?)" , "müşteri memnuniyeti" gibi kavramları hiçe sayarak Yargıtay'a temyize gidip kararın bozulmasını istediler. Şu an Yargıtay safhasındayız bakalım neler olacak..
Sen 2000 küsür YTL ver, sonra çektiğin şeylere bak! Paranla rezil olmak diye buna derler!..
Bunun dışında; üniversite sınıftan bir arkadaşım da Aspire 5600 serisi bir laptop almıştı geçen sene, onda da ekran mı ne kararıyormuş, o da lanet etti acer'a.
Sonra yeni beyaz kasa olan serileri diyeceksiniz.. Onlardan alan bir arkadaşım da var, onun da 1 ay geçemeden webcam'i bozulmuş. Daha neleri çıkacak bakalım..
Abicim Acer için size tek birşey söylerim: UCUZ ETİN YAHNİSİ PEK OLUR!
Kurtaran hiçbir yanları yok! Benim laptopun kasa malzemesinin kalitesi o kadar düşük ki, utanmasalar alüminyum folyo ile kaplayacaklarmış! Fanından da öyle bir ses geliyor ki, evde İstanbul Park atmosferi yaratıyor. Maddi açıdan bırakın manevi açıdan da zararlı bünyeye. Uzak durun. Ben ettim siz etmeyin!..

açılmıyor, ama server cevap vermiyor. Kablolar falan kopmuştur okyanus altında :)

arkadaşlara da sordum hiçbirisi giremiyor dns ile. proxy ile uğraşmadım henüz, beleş olanların oldukça yavaş olacağını düşünüyorum. bir kaç güne düzelir, düzelmezse de kafamı nerede amaç dışı kullanacağımı biliyorum.

engellemeyi bir öte boyuta taşıdılar. ip bazlı engellemeye başlamışlar.
kaynağını doğrulayamadığım bir habere göre internet servis sağlayıcılarına yasaklı ip adreslerinin listesi gönderilmiş.

ben dns i bırakın vpn ile bile erişemedim. Trace ettiğimde franfurt taraflarından tekrar yurda dönerek sivas mahkemesine gidiyorum:(

erişim yasağı kararı kaldırılmıştı en son? ona ne oldu?

ayrıca üzülerek;

www.dailytech.com

yorumları okumaya yüzüm olmadı.

Valla deri koltuk bakımı yaptırmıştım ben bir sene geçmeden çatladı derileri. Bir şey yaptırmasam daha iyiydi. İşe yarıyorlar mı bilmiyorum, teoride çok güzeller ama pratikte memnun kalmadım.

Ziebart müşteriyi şımartan bir firma bu sebepten biraz pahalı aynı malzemeyi başka firmaya daha ucuza arabaya uygulatabilirsiniz, wax var mesela o da alman malı.

ikincisi ziebart yıllık bakım alır, cam filmi gibi bir şeylerden bu tamamen haraçtır, hiçbir şey yapmazlar cam filmine. gözlerimle gördüm.

Ziebart'la sürekli 3 farklı arabayla çalışan biriyim ama dediğim gibi cam filminden biraz kafam bozuldu, daha ucuz ve aynı malı arabaya uygulayan firmalara yönelebilirim.

Faydası olur mu dersen, tabiki olur. yeni arabaya boya koruma yaparlar birkaç mm boyanın üstünü kaplar o, pasta cila yapılmaz yani. Koltuklar deriyse evet deri koruma da sürdürebilirsin ama daha çok güneş içindir o , yani kışta olduğumuza göre gerek yok.

Motor altına altın bilmem ne kaplayalım daha az yol sesi gelsin dedikleri şeye hiç gerek yok ayrıca.

kısaca yaptır ama ziebart'a yeni araba aldık diyip bir gazla değil, daha ucuz bir yere yaptır fark yok. Bir tek cam filmi daha farklıdır lakin.

ziebart'ın cam filmi işlevsel, uv filtesine kadar bütün katmanları var. onun yerine sanayide 10 da biri fiyatına da film çektirebilirsin.

ziebart'ın film konusunda en güzel yanı ömür boyu garanti vermesi. yani kalkma, solma vs bir şey olursa ücretsiz olarak yeniletebilirisin.

polis benim filmleri söktüğünde gitmiştim, sadece sol ön ve sol arkayı söktüklerinden komple yaptırmak istemedim. işte burada en kötü yanı ortaya çıkıyor, ziebart'ta sadece 3 renk seçeneği var. açık, orta, koyu. Benim diğer filmlerle renk tutmadı.

Ayrıca açık filmlere ses çıkarmıyorlar ama eğer ön camlara da yaptıracaksnız kıl bir polis 350ytl verdiğinizi umursamadan cart diye söker. bir doktordan gözleriniz için rapor alıp ruhsata işletin filmleri.

diğerlerini de seviye 5 yap. ondan sonra çıkar. zaten direk birini çoğaltman mantıksız.

diğerlerini 5 yapmana gerek yok. değirmeni bir üst seviyeye artırman için gereken "1240" tahıl depona sığmıyor şu anda.

ambar ile depo aynı şey. oraya tahıl ambarını arttır yazsalarmış daha iyi olcakmış.

hatta şöyle diyeyim (bırakalı epey oldu ama): senin ambarın seviye 1 ise 1200 birim alıyordur. değirmenin istediği 1240. şimdi anlatabildim sanırım.

infernal majesty'nin söylediği doğru senin depolayabileceğinden daha fazlasını istiyordur.
fakat sadece tarlalarından birisi seviye 5 ise şu an değirmene hiç gerek yok ilk önce hepsinin seviyesini arttır daha sonra değirmen, tuğla fırını gibi %25lere saldır. değirmene vereceğinle en az 3 seviye tarla arttırırsın

Yok kesinlikle en iyi modellerden biri bunun eski bir modeli olan dsc w1 kullanıyorum. Aynı pixelde hatta daha fazla pixelde farklı farkalardan kesin daha iyi çekiyor. Ekranı da harika. Neden dersen lens'den. Yani seçtiğin makine o boyulatrda otamatikler için idealdir.

sony saybırşatlarda en iyi seri. p ya da t serisinden çok daha kaliteli lens ve görüntü. arkadaşım kullanıyor ve çok memnun

bu serinin w50 sini 2 yıldır hiç sorunsuz kullanıyorum,kaç kere yere düştü sadece kasada ufak çizikler var çok sağlam makina ama alacaksan metalini al siyahını almanı tavsiy e etmiyorum.fotoğraf ve video kalitesinden çok memnunum,zaten carl zeiss hallediyor herşeyi..

sentetik olmayan kumaşlardaki lekeler: tuzlu limon suyuyla ovuşturun. sonra içine biraz amonyak katılmış suyla silin ve durulayın. lekeli kısmı suyla ıslatın ve kaynar su buharına tutun. kuzu kulağı ile ovun, sıcak su ile durulayın. sentetik kumaşlardaki pas lekeleri: diğer kumaşlardan daha çok dikkat gerekir, en etkili çözüm lekeli kısmı biraz limonla ovmaktır.

(bkz: #11217664)
(bkz: pas lekesi)

ortalıkta dolaşan cillit bang tarzı temizleyiciler temizleyebiliyordu sanırım.
şöyle bir şey de var:
www.ntvmsnbc.com

pas sökücü alırsın. karaköy'de yeşilköy elektronik'te var. Selanik Pasajı.

yani kumaştan temizler mi pası bu dediğin şey? teşekkür ederim.

sanmıyorum genelde metal üstünden falan temizlemek içindir pası

strength denen olay düşüktür kablonetse.
başkası wireless'ını başkası kullanıyordur.
wireless çekmiyordur.
modem restart istiyordur.
wireless telsiz telefon benzeri bir şeyler çakışıyordur.
wireless başka wireless le çakışıyordur, panelden mhz değiştirmek gerekiyordur.
gıcıklığına yapıyordur.

adsl kullaniyorum. 2 aydir bagli internet ilk kez oluyor bu. 2 gundur gozlemliyorum.

modem firmware upgrade yapmak bi çözüm olabilir, benzer problemi download yaparken yaşıyordum, böyle çözdüm sorunu

bir site aracılığıyla basit biçimde yapılabiliyor diye duymuştum. tam emin olamıyorum. Patron atmadıysa donanımlı biri de atmış olabilir ayrıca.

edit: biraz üstüne düşündüm de o e-mail'de olabilir. E-mail hatta kesin de telefon için emin olamıyorum. :(

zamanında "messenger pro" gibi bi adı olan bi program vardı. onunla istediğiniz herhangi bir göndericiden sms atabiliyordunuz. ister ahmet yazın, ister +90xxx yazın.

buna benzer bir şey olabilir. ama orada "mesaj merkezi" farklı bir numara görünüyordu.(yanılmıyorsam +44 ile başlayan bir numara) ayrıntılardan "mesaj merkezi"ni kontrol edin bence.

1. online olayında korsan pal hede hödö diye bir şey yok. update olayına dikkat etmek gerekiyor sadece (bkz: #11185475)

türkiye televizyonları için pal gerekli. lakin ntsc'i yi pal'a çeviren küçük bir aparat var diye biliyorum. almadan önce detaylıca araştırsan iyi olur.

pal

ps3 ve xbox'a göre nintendo bu işin babası, bozulmaz.

Çipi taktırdığın yer servisindir, çıkartıp normal yere gidemezsin anlarlar. Yırtılan kağıt gibi bir şey vardır vida üstünde kutu içinde falan.

bilmiyorum

tahtakale den uygun bulamazsın. www.irmaktoysland.com burada varsa en ucuzdur

edit: uygun bulursun :) yanlış yazmışım.
edit2: hangi açıdan okuduğuna bağlı o haliyle de benim demek istediğim anlama geliyor ah güzel türkçe

ntsc wii kullanan biri olarak kesin tavsiyem ntsc almandır,simdi pal aldıgın taktirde mutlaka çip taktırman gerekir ki orijinal oyunların tanesine 100 kusur ytl vermeyesin,su anda cok populer oldugu icin ikinci elleri bile deli para bu oyunların.

Çip taktırmanı da tavsiye etmiyorum,sonucta bence çip takılmış aletlerin her zaman çok daha kolay bozulma ihtimali var.

Bence benim gibi yap,ntsc bir wii al pal'ların yarı parasına (ben mesela 300 ytl'ye aldım sıfırını,piyasada 200'e ikinci eller bile var) ve orijinal ntsc oyun al,ister amazondan ister piyasadan,fiyatları Pal oyunlara gore cok daha dusuk

bende yakın zamanlarda wii edinmeyi planlıyorum..şu an almanyadayım..ucuza burda kumandası aksesuarı falan aldım ettim,bi oyunları kaldı, türkiyeye dönünce de kendime konsolun kendisini - pal wii alıcaktım tee ki buraları okuyana kadar..kafam karıştı şimdi..ben parası neyse veririz ya diyordum oyunlara-bayanlara selam ederim- ama şimdi bu çip olayı kafamı karıştırdı...şimdi bu çip wiikey,ntsc ye takınca noluyor pal e takınca noluyor..aydınlatın beni pls tşk

okuduğum kadarıyla çip paylaşım programlarında bulunan iso'ların konsolla bölgesi aynı olanların tamamını, başka bölgeye ait olanların ise ~ yarısını çalıştırabilmenizi sağlıyor. üstteki update konusunda dikkatli olma uyarısına dikkat çekeyim, sormadan güncelleme yapan oyunlar varmış. internet bağlantısını keser ya da sürekli güncelleme yaparsanız o da sorun olmayabilir. argon diye yeni bir çip çıkıyormuş süpermiş diyorlar bir de.

Mümkünse yurt dışından gelecek birine aldırın. Yarı yarıya yakın fark olabiliyor.

ip ayarlarini manuel yap.
dns olarak da 4.2.2.1 ve 4.2.2.2 kullan.

kablosuz cihazın fişini tak çıkar. Poponu kaldırmaya üşenirsen de saatin oradaki internet bilmem ne si iconun üstüne sağ tıkla repair/onar de.

virus te olabilir. bana olmuştu.

@ thefirstfbli: onar dedim IP adresi yenileme işlemi başarısız oldu. fişini takıp çıkardım çare olmadı.

@ assert h: dns olarak verdiğin adresleri girdim. otomatik IP adresi ile de modemin özelliklerinden bulduğum bir IP adresi ile de bağlandım, sonuç yok.

aynı durum devam ediyor. bir fikriniz var mı?

e buraya o zaman ya ethernetten ya da başka bilgisayardan giriyorsun.

ethernetten girince oluyorsa, wireless'da sorun olmuyorsa bilgisayarda. adım adım gitmek lazım. Başka bilgisayardan giriyorsan wireless sorunsuz.

bana da olur bu arada modeme restart atarım geçer.

modemde dhcp ve w-lan ayarlarina bir bak.
hatta mumkunse w-lan $ifresini kaldir, o $ekilde bir baglanmayi dene (olursa $ifrelersin daha sonra)
modem'in log'larina da bir bak derim, ne olmu$ ne bitmi$ bir gor.

bir yakınımın apartmanı yerine yeni bir apartman yapılacak ve o surede kat sahipleri muteahhit tarafından yeni evlere yerlestirilecek..ama yer olarak istanbul en gozde uc mekanından birisinde..yani en onemlisi binanın konumu..kanımca yıkıp yeni bina yapan muteahhit veya sirket zaten karsılıksız olarak kat sahiplerine yeni dairelerini verir cunku kendi karları olmadan kimse yapmaz bu isi..bence bu isin ehli birisiyle gorus daha net fikir sahibi olursun..

Bu sorduklarının hepsi, müteahhit şirketin kar marjına da bağlı olarak, pazarlık yaparak değiştirilebilecek şeyler. Müteahhit ne koparabilirse onu koparmaya çalışacak, mal sahipleri de keza.

Bir defa sanırım 15 daireden çok daha fazla daireli bir apartman yapmak niyetindeler, öyle değilse zaten neden yapsınlar para almadan?

Sorular çok, data eksik.

Bu bahsettiğim bina bağdat caddesine yakın.
Simmons>Müteahit tarafından yeni evlere yerleştirilecek demişsin, yani yeni bina yapılana kadar kira derdi olmuyor değil mi?

müteahhitle oturup kat karşılığı inşaat sözleşmesi imzalanır yapılacak inşaatın niteliklerini belirlemek içinde mahal listesi düzenlenir.mutabık olduktan sonra her türlü madde eklenir.kira, geç teslim durumunda tazminat vs gibi

apartmanın bulundugu arsaya eger 2 yada daha fazla apartman dikilebiliyosa her daire sahibine 1 adet daire verebilir..
ancak o arsaya sadece 1 adet apartman yapılabilirse hic bi muteahhit size teklifde bulunmaz..

genel olarak inşaat firmiları arsa sahiplerine ortalama %25 daire verirler..tabiki arsanın yerıne ve konumuna göre deişir..1 apartmanlık arsadan 8 adet daire alanıda biliyorum 4 adet daire alanıda biliyorum..

tümü pazarlığa tabidir bunların.

Genelde daire başına para alırlar, yer musaitse apartmandaki daire kadar daire de mühtahite kalacaksa para almayabilirler.

Kapalı garaj yapar altına komple zaten daha güzel olur.

yapacağı binanın veya binaların projesine bakmanızı öneririm. evin büyüklüğü ve kaç daire olacağı gibi sorular yanıt bulur. istediğiniz her şeyi yazılı bir metne dökmeniz yararınıza olacaktır. işin ehli bir mimar veya inşaat mühendisi size yardımcı olacaktır. yazılı olmayan hiç bir şeyi talep edemeyeceksiniz ve adam kafasına göre takılacaktır. imza atmadan verilmiş sözlere inanmamanızı tavsiye ederim. adam gayet kendinden emin "çok lüks" olacak der sonra kapısız dımdızlak evi teslim edebilir dikkatli olun.
hepsi değil ama müteahhitlerin içinde cin fikirli olanı çoktur.
yarı yarıya hak iddia etmesi muhtemeldir.. 20 daire yapacaksa ve altınada dükkan koyacaksa. size 10 daire verir. dükkanlar ve geri kalan daireleri alır. yada buna benzer olur.
her hak sahibine daire sayısını tuttursa bile bu sefer evleri çok küçültebilmesi mümkündür.
iki daire birlikte alacaklara tavsiyem yan yana iki daire ve birleştirilmiş özel proje istemeleridir. anlaşmazlıklar illaki olacaktır. para teklif edebilir. yeniden yapılınca daha pahlıya satılabilmesi mümkündür.
ilk toplantıda gelip adamın teki daha daireler paylaştırılmadan "ben kapı kollarını şöyle istiyorum" diyebilir. böyle bir adam ile komşu olmaktan kaçınılmalıdır..

evet benim dediklerimde kirayı bina bitene kadar müteahhit karsılayacak..

sınıf arkadaşım mikroişlemciler dersi projesi için dediğin robottan yaptı, kendisine ulaşınca haber veririm. azıcık programlama bilgin varsa oldukça kolay.

Oyuncak bir arabayı parçala, altına 3 tane (ya da hassas olsun dersen arttırabilirsin) siyah ve beyaza duyarlı bir eleman var adını unuttum, siyahsa 0 veriyor, beyazsa 1 veriyor.

ilk durumda çizgi üstünde olsun, sensörler 101 olacak, araba sola kaçarsa 110 veya 100 olacak. araba sağa kaçarsa 011 veya 001 olacak. Sola kaçarsa sağ, sağa kaçarsa sol yapacaksın.

eğer hassas bir robot istiyorsan otomatik kontrol sistemleri dersi görmüş olman gerekiyor. p, pi veya pid kontrolörler hakkında bilgin olması lazım.

valla benim 2003te uni projem siyah zemin uzerine cekilmis beyaz cizgiyi izleyen, onune engel cikarsa duran bisey yapmakti. sadece devreyle yapmistik, pic falan kasmamistik. cny70 diye bi kizilotesi alici verici butunlesik sensor kullanmistik. su anda evden uzaktayim devre semasini atamiyorum ama netten cny70 circuit diye arat biseyler bulursun heralde.

bu cny devresinden iki tane koymustuk, 2si de beyaz cizginin hemen disinda siyahi gorur pozisyondaydi. bunlardan biri cizginin kivrilmasi durumunda beyaza girince robotun on tekerleklerine bagladigimiz direksiyonumsu mekanizmayi ilgili sekilde aktive ederek robotu donduruyordu. bazi arkadaslar ise her devreyi bir motora baglamislardi, (robotun iki ana motorlu tekerlegi, iki tane de dummy tekerlegi vardi onlarda), sensorleri beyaz uzerinde ilerliyordu, sensor beyazdan cikarsa karsi taraftaki motoru durduruyordu boylelikle robot tekrar cizgiye donuyordu. tabi bunlar goreceli olarak genisce bir cizgi icin gecerli, bizim robotlar buyuktu, (1.5 metre kadar boylari vardi) dolayisiyla izledikleri cizginin genisligi de 15 cm idi. o yuzden cok da hassas olmayan cny70 bizim isimizi tam da istedigimiz sekilde gormustu.

ayrica piyasadaki pic kitaplarindan birinde bu isi yapan bi kod gormustum o zaman ararken. sen de bi goz gezdir onlara.

makina muhendisligi bolumunde boyle mekatronik projesi veren hocalarima da selam ediyorum buradan.

google'da "line follow robot" gibi şeyler yazınca çıkıyor baya birşey..

robot.metu.edu.tr
nette çok var yılda bi milyon tane falan bu robottan yapılıyor. yalnız cny70 çok dandik bi sensor güneş ışığı görünce sapıttğı oluyor bunun daha iyisi vardı adını unuttum. pic ve lojik kapı kullanmadan da yapılıyor sadece 2 tane cny70 birde motor sürücüsü lazım. hala bu projeyi tez olarak veren hocalar var onlara da birşey demiyorum.

robot.ee.hacettepe.edu.tr bu topluluktaki arkadaşlar, ki kendileri sınıf arkadaşlarım olurlar, 2-3 yıldır bu konuda çalışıyolar, yarışmalara katılıyolar, ödüller falan da kazanıyolar, onlarla temasa geçebilirsin, yardımcı olurlar diye tahmin ediyorum.

şurada bir şema resmi var %100 çalışıyordur. satılan bir şeyin şeması

www.yesilkoyelektronik.com

daha önce birçok kez netten bilet aldım..eğer biletler bazen 0 bazen de 1-2 falan gözüküyorsa o 1-2 iptal biletleridir. hemen kapıp almak gerekiyor. eğer internette 0 diyorsa ido bilet satış noktasının ekstra bir yardımı olacağını sanmıyorum..ama çok mühimse gene de git bi konuş derim..

www.ido.com.tr

var diyorsa vardır, bazen sistem asp hatası veriyor, yani herkese veriyor sonuçta arada girip bakarsın sabaha kadar ya da erkenden gider biletini alırsın. Düzelmez genelde iş günü olmadan sonuçta da kimse alamaz.

bildiğim kadarıyla ido satış noktaları da internet sitesi de aynı veritabanına bakıyor. birine yoğunsa diğerine de yoğun. zaten ikisi de aynı olmazsa sürekli çakışmalar ve tekrarlı bilet satışları olur. sizin dediğiniz otobüslerde olduğu için sürekli yaşanıyor aynı koltuğu iki kişiye satmak.
içiniz rahat etmiyorsa ido çağrı merkezinden telefonla da alabilirsiniz. telefondakilerin baktığı ekranla ido satış noktasındakilerin baktığı ekran aynı galiba.

speedtest.turktelekom.com.tr msn zart zurt ne varsa kapatıp siteyi açınız

speedtest.net adresini de deneyebilirsiniz.

www.speedtest.net bunu sık kullanılanlar ekleyin bence.
(haritadan yakın şehri seçin.)

hızınız speedtest.net adresinde beklediğinizden yavaş çıkarsa istanbul ve ankara'yı seçip de test yapın. bazı sunucular aşırı yavaş gösteriyor çünkü.

testi yaptim, download 800 kusur, upload 233 kusur cikti. zannediyorum bu 1 mbit demek?

aynen öyle :)
gününe göre daha yüksek ya da daha düşük sonuçlar çıkabiliyor. bu sanırsam ortalama bir değer olarak iyi..

speedtest.ttnet.net.tr diye biliyordum adresi bir de diğer link i varmış ogrenmiş olduk:) orda cıkan sonuc haliyle sahip oldugunuz degerlerin altında cıkacaktır ama 1mbit baglantınızı var oldugunu sanıp sonuclar 500kbs nin altında cıkıyorsa turk telekom a bir gidin. 800-900kbs arası cıkar genelde sorun yok demektir oda.

speedtest.turktelekom.com.tr

kablo net'se sorun var demektir. 1024 yazmalıdır. en az 1000

kablonet degil, soylediklerinizden dogru anladiysam onda ortalama hiz gostermiyor

o senin isteğine bağlı olur. istersen 3 dk geriden izlersin istersen 3 dk yı hızlı sardırıp yetiştiğin yerden canlı izlersin istersen 3 dakikayı boşverip canlı izlersin direkt.

evet aynen öyle. ya atlatacağız, ya da geriden geleceğiz. başka bir alternatifi yok, olmaması lazım.

Reklam cinliği, kelime hilesi olması lazım.

receiver görüntüyü kaydederse geri alıyorsun evet, ama ya geriden gelirsin ya da aradaki zamanı atlar canlı yayına devam edersin.

yalnız şu var, belki çok teknolojik bir sistemle tematik kanallarda receviera özel yayın fln yapıp yayından bağımsız geri ileri yapabilirsin mesela parasını verip satın aldığın filmde. Yani çok kastım kesin olmaz da olursa da anca öyle olur.

sanıyorum ki bunu yapabilmek için tvnizin ya da donanımınızın bu özelliğini aktif hale getirmeniz gerekiyor. getirdiğiniz anda harddiskine kaydetmeye başlıyor yayını siz durdurursanız bu sefer gelen yayından değil hdd'den okumaya başlıyor. bu özelliği sürekli açık tutmanın donanımın ömründen yiyeceğine garanti veririm. futbol ve dizi hastaları için ideal ama.

aklıma mozilla'nın çalışma prensibini getirdi...

www.archive.org

telefon çalmadan önce hoparlörlere zıttırı dıttırı yaptıran sinyalden etkilenip kırpışan bir şey olsa gerek.

çalmaya yakın artar X'den dolayı, X'i bir voltaj gibi kullanıp ışıldıyor olsa gerek. Ben x'e radyoaktif enerji dedim, hani şekilli olsun diye ama resmen salladım, hiç belli olmuyor.

yanlis bilmiyorsam o kapali bir devre ama icinde ureteci yok dolayisi ile. Telefonda gorusme yaparken telefondan yayilan manyetik alanin degisime ugramasi nedeniyle o devre uzerinde bir indukte akim olusuyor olsa gerek. Tabii telefonun calmasi icin, onceden bir kism bilgilerin karsilikli aktariliyor olmasi gerekir. Yani o minik alet, telefonunuzun cagriyi sinyal olarak almaya baslamasindan sonra, calmaya karar verme asamasina kadar da yanip sonuyor. Sanirim boyle oluyor yani.

hocam biri seni aradığında servis ilk önce senin yerini sorgular bu sorgulama süreci içerisinde senin cep telefonun ben buradayım tarzı bir sinyal gönderir. ahanda bu sinyal o küçük ledi yakar söndürür. capon yapmış işte :))

bizim ev.

jamaika.

izmir (iş bu yanıt istanbul ve ankarada da yaşamış bir insan evladı tarafından yapılmış bir kıyaslamanın sonucunda verilmiştir)

isviçre-->zurich ve hatta winterthur.

karınca yuvası. insanlar orda yoklar ya ondandır.

guzelcamli.. (yerli halki sadece)

orda yasyan arkadasimdan duydugum kadariyla finlandiya.

bremen

kesinlikle güzelçamlı.

genelde yalnızca yerli halkın yaşadığı ve nüfusun az olduğu, insanlarla etkileşimin, sosyal yaşamın en fazla olduğu yerler. her yer için söylenemese de genel olarak bir şehirde ne kadar yabancı insan varsa orası o kadar, hmm.. olmuyor. ama yurt dışı için bunu düşündüğümüzde bu önerme yanlış. avustralya dünyanın en mesut ülkelerinden biri diye geçer, millet çeşitliliği de çoktur. ülkemizde geçerli bu sanırım sadece.

ütopya

küçükkuyu

istanbul için bostancı ve koşuyolu'nu örnek verebilirim. anadolu yakası'nda yaşanabilecek en nezih yerler burası. ortamı, insanları vs. göz önüne alınırsa.

şehir ya da köy insanları için "genelde" ütopyadır evet.. fakat bu tür yerler arıyorsan "site" insanı olmalısın. şehir ya da köy içindeki siteler değil.

aklıma gelen bir kaç kurum:

• Türkiye Kömür İşletmeleri
• (bkz: BOTAŞ)
• TPAO
• MTA
• MİT LOJMANLARI
• ASKERİ LOJMANLAR

bu tür kurumların siteleri. Botaş'ta yıllarca yaşadım.. Hatay'da büyümeme ve hatay'lı olmama rağmen hatay insanlarından "site" sayesinde izole oldum. bu tür sitelerde neredeyse tüm insanlar birbirini ailelerine kadar tanır.. çöpçüsünden müdürüne kadar. hatta evlerin kapıları kilitli bile olmaz (şaka değil)

havuzunuza, denizinize gidersiniz.. lokalinizde alkol tüketir-çay içer lcd televizyonda film izlerken uyuya kalırsınız sabah lokale gelen garsonlar güler geçer. tabii bu tür sitelerde yaşamak için ailenizden birisinin o kurumda çalışıyor olması gerektiğini söylememe gerek yok sanırım. bu tür yerlerde istemediğiniz kadar huzur vardır hatta belli bir yaştan sonra size açık cezaevi gibi gelmeye başlar. çocuk yetiştirmek için idealdir. mesela BOTAŞ ın dörtyol ilçesindeki sitesine örnek vermek gerekirse:

travel.webshots.com

travel.webshots.com

travel.webshots.com

Şehirdeki huzur öncelikliyse; Pushkar, Kuzey Hindistan
Sokakta biraz karmaşa olur, insanlar bana gülümsesin derseniz; Katmandu, Nepal.
- Burda insanlar fakir ama yine de mutlular, yani onu isterim, buyum yok vs şeklinde bakmıyolar hayata, o yüzden yazmakta sakınca görmedim.

ironik olarak boyle yerler en sIkIcI yerlerdir ayni zamanda .
hersey tekduze , hersey olmasi gerektigi gibi , insanlar kibar , sakin ve yollar temiz.
toronto.

buralarda yasanmaz , ozellikle turkiye'de dogduysaniz , cok sakinlik cok tekduzelik turk insanini bayan birsey -kisisel gorus- ben sahsen tasinmaya karar verdim baska biryere .
Bir de tabi ki maddi kazanimlara gore siralama yapilabilir ama mutluluk , refah , yerle degil daha cok kisiyle alakali kavramlar.
toronto'da her ay kendini metronun onune atip intihar edenlerin sayisini soylettirme bana simdi . :)

corendon da duesseldorf a var..

pardon sen almanyadan demısın...

corendon da duesseldorftan istanbula gelıyo sanırım gittigine gore..

onur air uçmuyor mu, varsa ucuzdur. Bir de ya buradan alıyorlar gidiş dönüş ucuz oluyor ya da oradan alıyorlar. İkisinden birinde ucuz aynı bilet. posta ile yolluyorlar.

evet corendon'u biliyorum fakat düseldorf bana ters biraz oraya da gitmek için ayrı para vermem gerekiyor, lakin bu saydığım şehirlere ulaşımım beleş o yüzden bu şehirlerden istiyorum. onur air'e de bakmıştım gideceğim tarihlere bilet yok diyordu. ayrıca onur air'in web sitesi kadar dandik bir site görmedim beni bu da böyle içime oturmuş nedense...

pegasus oldukca ucuzdur, yaklasik bir ay once koln-istanbul icin 61€ odemistim. ucuslari izair gerceklestiriyor yanilmiyosam almanya'dan. gayet memnun kalmistim.

şimdi pegasus'a da baktım onda yok gideceğim tarihlerde. ben bu türk firmalarını gerçekten anlamıyorum. kesinlikle istediğiniz tarihe ve istediğiniz yöne uçak bulamıyorsunuz. geçen türkiye'ye gidiş gelişimde türk firması kullanayım dedim yine kullanamadım. ve aylar öncesinden ayırtmak istiosunuz uçuş yok diyorlar. bunlar nasıl müşteri topluyorlar anlamıyorum doğrusu...

akabinde düzeltiorum efenim pegasus da varmış evet 61 euro eywallah:)

şimdi efendim son bir soru sorup huzurlarınızdan ışık hızıyla kaybolucam. şöyle ki köln haubtbahnoff dan 12 dakika da bir otobüs varmış öğrendik kutsal bilgi kaynağımızdan. lakin fiyat hakkında bilgisi olan var mıdır?

koln-bonn havaalanina haubtbahnhof'tan 2.30 a gidebilirsin s-bahn'la. otobus isini bilmiyorum acikcasi.

www.havayolufirsatlari.com dan birçok havayolu firmasının kampanya ve özel fiyatlarını görebilirsin.

winrar, magic iso, power iso, daemon tools..
teeeey

(bkz: alcohol 120) ;)

isobuster.

bir tane daha bulmak için hafızamın derinliklerine indim. ama sen magic iso kullan, eğer cd ye çekip çalıştırmayı düşünüyorsan deamon aynı işi çekmeden yapar. yani cd ye çekmeden. ama belki diğerleri de yapar. neyse ya öyle işte.

magic iso epey kullanışlı ve kolay pororam. her formatı da açıyor.

magic iso' da mount etmeyi becerememiştim, daha doğrusu bulamamıştım. iso dosyası içindeki dosyaya tıkladığımda sanki zip dosyası açıyor gibi "extract" ediyordu.

onun yerine poweriso kurdum rahatladım.

winrar iso içeriğini görüntüler ama her dosyaya bakmak istediğinizde onu çıkarması (extract) gerektiğindenbüyük dosyalar varsa oldukçazahmetli olur.

Onun yerine poweriso ile .iso dosyasını cd/dvd sürücü gibi gösterip zahmetsizce içinde gezinebilirsiniz.

Tarayıcı o yazılar bilgisayara indirebildiğine göre, kullanıcı da kopyalayabilir. Ne kadar karışık önlemler alsan da yazılar kopyalanır.

Ama engelleyebilen bir yöntem var, yazı yerine resim basmak. Eğer siten PHP ise ve PHP kodlamayı biliyorsan, yazıları beyaz bir resim üzerine yazdırıp ekrana resim olarak gönderebilirsin. OCR programları dışında kimse yazıları kopyalayamaz.

javascript ile her saniye clipboardı temizletebilirsiniz. adam kopyalasa bile yapıştıramaz :)

engelleyemezsin, source dan alırız bu seferde bilgiyi.

yüzde yüz engellemese de uğraştırsın istiyorum, yani öyle gelip de 100 sayfa yazıyı pat diye alamasın insanlar.. kolayından 1-2 satır kod varsa elinizin altında hayır demem, clipboard'u deneyebilirim mesela :)

(aynısını yukarıya da yazdım editle)

Şöyle bi'şey denedim:

öncelikle ana işi yapan kod şurada:

www.krikkit.net

fonksiyonun sonunda, return false; öncesindeki satıra;

setTimeout('copy_clip("kopyalayamazsın")', 1000);

ekleyelim.

Daha sonra da;

window.onload = function() {
copy_clip("kopyalayamazsın");
}

ekleyelim. Sayfa üzerinde herhangi bir metni kopyalayıp yapıştırmaya çalışıldığında "kopyalayamazsın" yazacaktır.

En basit çözümü bu şekilde, fonksiyon geliştirilebilir ya da farklı çözümler üretilebilir tabii.

Not: FF 2.0.x ve IE7'de denedim çalışıyor. FF için about:config deyip, signed.applets.codebase_principal_support anahtarını true yapmak gerekiyor.

kopyalanmasini istemedigin yaziyi bir sekilde image olarak gonder kullaniciya, imagemagick ile kesin yapilir bence.

siteyi komple flash ile yap..sag tıkladıgında paso yakınlastıralım desın..

kendımle gurur duydum bi an ıcın (:

bizim saatimizle değil ama rapid'İn bağlı bulunduğu ülkenin saatiyle 00.00'da sona eriyor yanlış hatırlamıyorsam.

until = e kadar.

15jan 23:59'da bitmesi lazım rapid saatine göre.

rapidshare server'larinin saati bizden 1saat geride(almanya). ona gore du$un i$te.

@fbli until'in anlamına bakabiliyorum sözlükten de insan ilişkilerinde 15'ine kadar dendiğinde 15inde de teslim edilebiliyor misal o iş. deadline genelde dahil olur verilen süreye. acaba o güzelliği yapıyor mu rapid dedim.
senin babanı da sevmezdim fbli :) nedirnettensin dimi sen?

Bende ilgili gün gece 24:00 olmadan akşamüstü bitti hatırlıyorum. Kısacası benim kıllandığım odur ki accountun alındığı saat bilgisi de tutuluyor olabilir. Yani o kadar ince hesap ediyor olabilirler.

dedikleri gibi 16'sı oldugu an biter
16'sında kullanamazsın yani

satın aldığınız saatte bitiyor. ne kıyak geçiyor ne hakkınızı yiyorlar almanya ile saat farkını sallamıyorlar.

Şu an kod açısından yardım etmeye vaktim yok ama fikir verebilirim.

Dosyanda sabitleri belirli bir nizam ile tut. Mesela şöyle gitsin dosyan:
p=6.626068
g=6.67300
.
.
.

Böylece yapman gereken işler basitleşir, dosya sonuna ulaşana dek bir defada sadece bir satır oku (CR LF (Windows) karakterlerini kontrol edebilirsin satırın sonuna gelip gelmediğini anlamak için) ve satırı parçalara böl. Ondan sonra yapacağın önceden hazırladığın bir lookup table'a bu veri çiftlerini(sabit ismi ve degeri) yerleştirmek.

C++ olmadığından biraz ıkınman gerekecek ama işe yarayacaktır.

Lookup table kısmında soruların olabilir. Burayı okmaya devam et:
- Sınırlandırma: Sabitlerinin adı sadece bir harften oluşabilir.
- Sınırlandırma: Sabitlerin değerleri aynı veri tipinden olmalı. (float, double, int vs)
- Sıkıntı: Lookup table ın ASCII'de 'z' harfinin değerinden daha büyük olması gerekiyor. 300 elemanlı bir dizi oluştur garanti olsun.

Not: Kabul ediyorum ki bu yöntem biraz kötü fakat adı üstünde sabit olan birşeyi ne diye dosyadan okursun ki? :) #define kullanın :P

Lookup table: veri_tipi dizi_adi[300] = {default_deger};
1. Okudugun satırdan sabit adını bul. Örneğin 'a'
2. dizi_adi['a'] elemanına aynı satırdan bulduğun değeri ata. [C o şekilde index vermeye izin veriyor mu hatırlamıyorum ama mantıken vermesi lazım çünkü int c = 'a'; dizi_adi[c] yazabiliyorsun]
3. Dosyanın sonuna geldiğinde elinde tüm sabitleri bulunduran bir dizi kalır.
4. Kullanışlı olmayabilir ama hocanın istediğini karşılar.

Kolay gelsin, gecenin ilerleyen saatlerinde belki kod da yazarım.

fgets midir nedir öyle bir foksiyon var atıyorum şu an fgets(3,dosyam.txt); gibisinden bir şeyler yapıyorsun. 3. satır ya da sütunu alıyor.

iki tane de iç içe if döngüsü koyarsan birinci if de satırları array olarak gezersen ikincisinde de sütunları gezersen içlerine de bu foksiyonu bulup yazarsan oradan bir şeyler çekebilirsin.

Fonksiyon yanlış olabilir, ama temel mantık bu sanırım.

Nasıl bir denklem sabiti tutacaksınız bilemiyorum, fakat fgets ve yanında complex io için sscanf büyük ölçüde istediklerinize ulaşmanızı sağlayacaktır.

onu yapabilecek otomatik bir program olabileceğini sanmıyorum ancak www.bugmenot.com adresinden coğu kullanıcı bilgileri isteyen siteye ait bilgileri bulabilirsiniz.

www.roboform.com

www.starhacks.org

denemedim, dün nette gezerken görmüştüm.

bir de dontreg.com var ki, olaya başka bir boyuttan yaklaşıyor.. süper

her ne kadar mail aktivasyonu için birşey yapamasa da, roboform'u öneririm. şifre girme işini bir keyif haline getiriyor.

(bkz: godaddy)

www.ihs.com.tr

Kendileri Türkiye'ye hizmet veren tek ICANN Accredited Registrar'dır. Yani çılgındır, süperdir.

- Domain kaydı yapmam yaklaşık 2 dk sürüyor. Şu anda kadar 50'den fazla domain kaydı yaptım.
- Kredi kartı ile yapıyorum alışverişleri, henüz içini boşaltmadılar :D
- Fiyatı gayet iyi, çünkü ICANN'dan doğrudan alıyor.
- Tek tuşla whois gizliliği var, kullanıyorum memnunum.

www.karegen.com - 20 küsür alan adı aldım, hiç sorun yaşamadım. Tavsiye edebiirim rahatlıkla.

www.domainsite.com

gayet memnunum..

(bkz: #11445880)

bu sitenin de altyapısı kendisine teslim diye biliyorum, ayrıca çok ucuza yapıyor promo code ile bu işi. Bende kullanıyorum.

bu arada gizleme olayı, istemediğin kadar domain ekleme olayı, top seller'lar listesinde yeri olması vs vs hepsi var, hepsi beleş.

cevap editi :

1-burası forum değil üste cevap veremezsin.
2-kendi kullandığım şeyi veriyorum çünkü 3 farklı sitede 2-3 senedir kullanıyorum.
3-bende referel kodla dreamhost'a üye oldum çünkü bu şekilde indirim yapıyor aksi durumda 10$ yerine 90$ ödersin.
4-eksiduyuru da dreamhost kullanıyor, bütün gün ayakta.

Bir de sanırım, sitesi yokken kurulmuş sizin ihs.com.tr çünkü girişte 99 yazıyor alan adı kaydı 2002'den başlıyor. Kendi whois'ini kapatamamış.

** Additional Info:
Created on..............: 2002-Dec-02.
Expires on..............: 2012-Dec-01.

not: En kısa zamanda referans kodu ile üye olunabilen bir sistem kurun.

thefirstfbli, neden kendi referral kodunun olduğu entry'lere link veriyorsun? Amacın yardımcı olmak mı para kazanmak mı?

Dreamhost'u kesinlikle önermem. Bilinen overseller'lardandır. Ve temelde hosting firmasıdır, domain değil. Domain hizmetleri iyi değildir.

Cevap editi editi:

Birileri beni ihs.com.tr sahibi zannediyor olabilir, kendilerine mesajımı tekrar okumalarını tavsiye ediyorum. Ayrıca yine birileri, bir şirketin açıldıktan 3 yıl sonra domain adresi değiştirebileceğini düşünemiyor. Yine o kişiler, herkesin whois bilgilerini saklaması gerektiğini zannediyor, bir şirket whois bilgilerini saklamayınca çamur atıyor. Yine o kişi, soruyu başlatan kişinin hosting değil domain sağlayıcı aradığını algılayamıyor, ve ICANN Accredited demenin ne olduğu hakkında hiçbir fikri olmamasına rağmen kıyaslama yapıyor. Sözüm meclisten dışarı...

tartışmasız dreamhost.

www.netber.com

duzgun bir yere koyarsan (fazla icerilere kacmayan) philips sna6500 kraldir.

biraz lehim yapmaktan anlıyorsan sana www.hepsiburada.com bunu almanı tavsiye ederim. nasıl olacak dersen ayrıntıya da geçebilirim.

@thefirstfbli: bu alet modemden aldığı sinyali daha uzağa yollamak için doğru anladıysam? peki etrafta başka wireless sinyalleri olması sorun yaratır mı? çünkü mahallede en az 4 tane daha var..

@assert h: sözlükte pek iyi şeyler yazılmamış bu modem hakkında, biraz kıllanmadım diil açıkcası.

bu arada söylemeyi unuttum aletin ipod touch ile çalışması da önemli, ama neredeyse bütün modemler çalışır, değil mi?

www.stmental.net

bu mantık tüm modellerde aynıdır diye düşünüyorum ve hatta eminim. Benim router burada olan router o yüzden bu anteni almak üzereyim.üzerinde ucuz yollu düşünmen adına bu fikri attım ortaya. Yani sana lazım olan şey anten özetle başka anten de olabilir.istediğin kadar güçlü bir modem olabileceğini sanmıyorum.

Soketler kafanı karıştırmasın direk kabloyu da lehimleyebilirsin, kabloyu kesmemek için ya da çok kayıp olmasın diye soketlemiş olabilir.

#10680573 -- ayni $eyleri soyleyebilirim ben de.
cok cok iyi bir cihaz ama sen bilirsin tabi.

@thefirstfbli: ben antenin işlevini yanlış anladım o yüzden başka wireless sinyalleri sorun yaratır mı dşye sordum.Düşündümki bu anten modemden daha uzağa konuluyor ve modemin sinyalini daha uzağa taşıyor.Ama direk modeme daha güçlü bi anten takmakta işe yarayabilir, denicem.

@assert h: sölediğin modemde adsl2 plus desteği varmış. Bu sinyali daha uzağa yollayabiliyo demek mi?

hayir.
yeni gelecek olan(tabi gelirse) adsl standartina uyumlu olmasi demek.

tabi ki skype tartışmasız. Normal telefondan da daha net.

ek bilgi olarak; görüntü de ekleyebilirsin olaya, sabit telefonda arayabilirsin kredi kartıyla para yatırarak daha ucuzdur normal tarifelerle karşılaştırılınca.

skype'in philips ile urettigi telefonunu alirsan, aldigin kisi skype'da online olur, onun ev telefonunu aramis olursun (bilgisayar gerekmiyor, ev telefonu ile birlikte kullaniliyor)

evet skype güzel görünüyor. yalnızca tam olarak anlamışmıyım diye soruyorum. mesela baktığım ücretlendirmede UK i aramak 100 dakikası 2 euro mu oluyo? bi de voip nedir ne değildir bilen var mıdır?

voip; voice over ip. yani ip üzerinden ses iletimi. skype zaten voip teknolojisinden yararlanıyor.

skype gercekten bu isin tartısmasız en iyisi
ben size skype destekli wi-fi telefonları tavsiye edebilirim,kablosuz internet baglantısıyla nerede olursanız olun (mesela kablosuz internet hizmeti veren cafe'ler) pc'ye gerek duymadan rahatca konusabilirsiniz.(Bu cihazların icinde sadece skype yazılımı oluyor ve sadece skype gorusmesi yapmak icin kullanılıyorlar.

Ya da gene wi-fi destekli pda,cep telefonu gibi cihazlarla da skype kurulumu yaparak rahatca bedava konusabilirsiniz.

Ses kalitesi konusunda supheniz olmasın,normal ev telefonlarından bile daha kaliteli oldugunu garanti edebilirim.

Bu arada compumaster'a bir sorum var,philips'in telefonlarının pc ya da internet baglantısı olmadan kullanıldıgına emin misiniz?
Ben cok arastırdıgım halde boyle bir sey duymadım,ev telefonuyla skype baglantısını nasıl saglıyor?
Benim bildigim o philips skype telefonlar %100 pc'ye gereksinim duyuyor.

internet tabi en guzeli.
gtalk da kraldir goru$me konusunda. usb telefon da alirsaniz oh mis.

peki şöyle ucuzundan wi-fi destekli telefon önerseniz? bi de yazılımı skypeden mi indirecez bedava konuşmak için?

frings diye bi olay da varmış şu wi-fi destekli telefonlardan konuşabilmek için. www.frings.com da inceledim fazla birşey anlayamadım. nedir ne değildir.

teamspeak diye bir program var biz bunu genelde multiplayer oyunlarda kullanıyoruz, bilgisayarı hiç yormuyor ve ayrıca telefonlara da kuruluyor. kendinize özel bir kanal açmak biraz sorun sadecei bunu da internetten temin edebilirsin zaten bi şekilde öyle veya böyle. o kadar ki acaip ucuz.

Arkada$ım bu i$ için önerim voipraider. ben kullanıyorum, hatta türkiye içi aramalarda bile kullanıyorum ve çok ucuz.
www.voipraider.com adresinden satın alabilir, fiyatlara bakabilirsin. Ses kalitesi fln süper zaten ev ve cep telefonlarını ve herbi$eyi dakikası 13 cent. belirli kredi alıp kullanabiliyorsun. bu iyi bir$ey. swh

sabit telefon ve cep telefonu aramada lowrate voip iyiymiş diye duydum.