pamukova'da mola için tunatan tesislerini tercih edebilirsiniz. gayet ilgili çalışanları vardı. başka da bişi gelmiyo aklıma. :)

afyon kalesi olabilir belki. bir de göller yöresindeki göller tabii ki.

teşekkür ediyorum, var mı başka önerisi olan.
up up up!

aklıma geldi şimdi. bizim hanım gül bazlı kozmetik ürünlerini sevdiği için beni ana yoldan biraz saptırarak ısparta'ya sokmuş idi. gülle ilgili envai çeşit şeyler aldırdı. sizin de bu tip merakınız varsa ısparta'ya da uğrayabilirsiniz. bi yarım saat falan uzar yolunuz sadece. :)

burdur'a yaklaşınca "(bkz: insuyu mağarası)'nı" es geçmeyin. burdur-antalya ana yolunda, sadece 1 km.içeride olan bir mağara-tesis...(gerçi içindeki su iyice kurumuş ama görmekten zarar gelmez...) iyi bir mola yeri olabilir.

afyona sakın bulaşma bu ne lan der dumur olursun. pamukova güzeldir tunatan veya ilhan tan tesislerinde mola hakkını kullan geniş ve yeşil bir manzaraya bakarak çayını yudumlarsın. yemek yiyebilirsin temiz ve güzeldir. hep orada durmayı tercih etmişimdir. ama dediğim gibi ihtiyaç molası hakkını orda kullanırsın yani.

afyondan gideceksin mecbur. afyonun çıkışında özdilek'in karşısından outlet magazalar var, bana hep ucuzlarmış gibi geliyor bakabilirsin. Bir de varanın bir tesisinde tost ayran çok güzeldi ama hangi tesisi oldugunu tam bilemedim simdi.

teşekkür ediyorum tekrar..
mola yerleri vs. tamam, şöyle mağara/müze/doğa harikası vb. önerebileceğiniz yer var mı?
(ve sakın şuradan gitme, buraya uğrama gibi =) )

bence nikah akşamı kişi başı altmış liradan boğaz kenarında bir lokantada 15-20 kişilik rezervasyon yaptırması ve hesabı üstlenmesi normal degildir. Diğer taraftan emrivaki yapılıp insanlar çagrıldıktan sonra hesapları onlara ödetmek de normal değildir.

En iyisi, nikah masasında "hadi eywallah" deyip kalkıp gitmektir. Biz öyle yapmıştık, çok da güzel oldu. Misafirlerden önce evimizdeydik.

15-20 dedigin zaten birinci derecede akrabalır oluyorlar vericegin parada 1200 civari
hayatta da bi kere evleniosun.dügün yapmıosun bari yemek ver.

yemek vereceğiniz insanlar zaten size yakın olan eş-dosttur. e durumunuzu da bildiklerine göre sizi böyle bir külfetin altına sokmayı onlar da istemez herhalde. siz de böle bir davet vermesseniz sizi anlayışla karşılamalıdırlar eğer eş-dost ise.

ben olsam oraya vereceğim parayla güzel bir balayı programı yapardım ya da var olan balayı programımı genişletirdim.

nasıl olsa yarın bigün evde de misafir edebilirsiniz..

1200 liraya 2 kişi güzel bir tatil yapılabilir erken rezervasyonla falan. dünyaya bir kere geliyorsun onu da başkaları için çalışarak heba etme...

zaten n'apsan kimseyi memnun edemeyeceksin. sinir olacağına kendine harca bence de..

ilerde belki cok kazanip $ahane bi tatile gidebilirsiniz ama dugun ak$ami eglencesini-yemegini yeniden ya$ama ihtimali yok; ayni kapiya cikiyor, hayatta bi kere evleniyosun. bu seni hic memnun etmicekse tabi yap denmez ama diger e$ sonra bi gun "bi kutlama yapaymi$iz.." derse icinize batabilir mi?

yorum yazan herkese teşekkürler. yemek işini iptal ettik.

güzel bir sos ile makarna yap. sosta farklı şeyler deneyebilirsin (şarap vs.). fakat spagetti yapma ikinizde yemeye çalışırken maymun olmayın.

makarna yapabilirsiniz. durun hemen vurmayin, kendinize has ozel bir sos hazirlarsiniz, bu sosu ben yaptim dersiniz. ne koydun icine derse sevgimi falan dersiniz hatta ahah.

ev işi pizza yapabilirsiniz, eksibition'da simdi fotolarini gordum canim cekti.

lazanya olabilir, en son kırıntı'da yedim harikaydi, o kivami tutturursaniz omur boyu ask var.

fırında mantarli patates (bu aksam benim de yapacagim sey kiz arkadasimla)


daha cok sey onerilebilir ama "yemek yapmaktan pek anladigim soylenemez" kismi isi bozuyor biraz : )

not: imambayildi'ya bayilirim, herkes bayilir.

hazir herkes makarna demisken ve sizin de en cok bunu kivirabileceginiz asikarken,

penne oneriyorum.

hatta soyle de suslenebilir
www.baccecafe.com

olcak bu is, tebrikler.

herbirinize tek tek tesekkur ediyorum...ilginiz ve güzel fikirleriniz icin... evet, sanirim makarna olacak olay... oysa ki keske biraz yemek yapmakla aram iyi olsaydi da boyle issiz abi gibi sebzeleri kiyip vogda atesler cikara cikara pisirseydim ama hayat iste... :))

"makarnanin kivamini tutturamam" derseniz ya da umarim ikinci bir tur daha olursa, (izgara)pilic veya et yanina bol kepce pure yapabilirsiniz. pureye kasar rendesi karistirirsaniz (ocaktan indirmeye yakin yapilacak bu eylem)ve az bi si tereyag atarsaniz tadindan yenmez..

ipucu 1. tane kararbiber degirmeni varsa karabiberi onunla ekin
ipucu 2. kirmizi et pisirilecekse onun uzerine bile ince bi dilim kasar konabilir, butunluk saglanmis olur. lezziz ve de zengin gorunur.

bol sans ve afiyet olsun : )

makarna sosu icin ipucu: *ha bire ipucu oldu ama denemenizi oneririm* :)

- salcali modeller icin bir tanecik bile olsa taze domates rendelemeyi ihmal etmeyin.
- sosa cok az olmak uzere kekik atin. "acisever"lerdenseniz, biraz pul biber de yakisir.
- minik bir dis sarimsagi ikiye bolup yagi isitma/kizdirma aninda ve salcayi ekleme aninda tencerede tutun; sonra cikarip atin.
- agirlikli olarak salca kullanacaksaniz, azicik seker ekleyin, salcanin keskinligini alir.

Sadece makarna olmaz, şarabın yanına bir de kırmızı et koymalısınız.

İyisinden biraz bonfile alın, kasaba soyleyin biraz terbiye etsin vermeden önce.

Aksama da bir tavada az yagla biraz suyla iki çevirin. Yanına da marketlerdeki hazır garnitürlerden koyun. Biraz da yeşillikle süsleyin. Mis gibi olur.

nerden geleceğini de yazsaydın keşke. Perşembe Pazarına karaköy tarafından girersen sonundaki yokuşta, eşek kadar tabelasını görürsen zaten. Unkapanı tarafından geleceksen de, Perşembe Pazarına girince ilk durakta inersen yine eşek kadar tabelayı görürsün.

maps.google.com

Bu linkte Refik Saydam Caddesi yazan yerde tam olarak.

Teşekkürler cevap için. Zeytinburnundan geleceğim otobüsle. biraz erken gideyim her ihtimale karşı :)

93t ye binseniz örneğin unkapanı köprüsünü geçtikten sonra yokuşu çıkarken sağ tarafta binayı göreceksiniz. lakin en yakın otobüs durağı şişhane olduğundan orada inip geriye yürümeniz gerek.

Tamamdır anladım nasıl gideceğimi, çok teşekkür ederim cevaplarınız için.

sağdan soldan duyduğum kadarıyla anlattığın şeyler 25-30 bin arasına maloluyor.

nasıl bir şey istediğine göre çok farklı rakamlar girebilir.

walla sana kalmıs. 5 bin liraya da kapatabilirsin, 30 bin liraya da.

sende ne kadar para olduğuna bağlı. çünkü ay sonunda evlenecek biri olarak, anladım ki ne kadar paran varsa gidiyor. bu durumda 10 milyara da evlenebilirsin, 40 milyara da. bizim ev hazır gibi bişeydi, en azından beyaz eşyalar ve büyük mobilyalar önceden vardı. o yüzden ev hakkında yorum yapamiycam ama sırf nişan-düğün için ortalama bi 10-15 bin gider sanırım. yalnız nişanı kız tarafı yapar, yatak odası kız tarafına aittir gibi hedeler var. onları hesaptan düşmek lazım. bi de "ben damadım ve keriz gibi ortalıkta dolanıp sağa sola para saçıyorum şu anda" moduna girme asla. tasarruflu ol, gereksiz gösterişlere girme. çünkü ipin ucunun kaçma ihtimali çok büyük. sürekli dikkatli davranmak lazım. hadi evine istediğin kadar para harca, anlarım ama şu nişana düğüne vs. verilen paralara acıyorum ben.

teşekkürler sevgiler, saygılar.

"el seyıyle gerdege gırılmez hacım" , bu soz hem senın ıcın hem de trabzonlu olmayıp laf soyleyenler icin gecerlı oldu sanki..

biri fener maçı noldu dese sende "3-1 oldu yarraam" de nolcak.. bu kadar sorun edilecek bir şey değil heralde, hatta geyiğe vur "olm bilica çukur açsaydı yenerdik kesin" filan de..

not: şereflikoçhisar belediye sporluyum..

Bu arada Trabzonlulara tebrikler.

Eziktaş ve cinconlara da "Noldu? Götünüz mü kaşındı yine?"

Fenerbahçe'ye Fenevbahçe demek ne kadar saçma ise. Beşiktaşa Eziktaş, Galatasaray-Cimbom'a Cincon demek o kadar saçmadır. Ne öyle ilkokuldaki çocuklar gibi.

(bkz: yenilgiyi kabullenmenin dayanılmaz hafifliği)

sözlükte bir zamanlar böyle bir baslık vardı, entry'lerinden biri de;

-nası koyduk ama size, ehemehe.
-hakatten süper koydunuz he.

ve muhabbet biter.

niye bi cevap verme zorunluluğu hissediyosunuz ki? geyik yapın dalgaya alın. 1-2 laf döner biter.

yerinizde olsam corsa'ya öncelik verirdim şu durumda.malum çok tutuldu türkiyede,ileride üzmez sizi.polo da gayet iyi bir araç.
hangisinin temizini bulabilirseniz,hangisini daha çok sevdiyseniz tercihiniz ondan yana olsun derim ben.
diğer seçenekleri dikkate almıyorum polo ve corsa varken:)
alternatif olarak toyota corolla,honda civic ve ford focus'lara da bakın bence(98-99 model).
şimdiden hayırlı olsun.

secenekler arasında yok ama kesinlikle 99-00 model ford focus tavsye ederim. tabi limiti biraz zorlamanız gerekebilir zira 13,5 - 17 arası fiyatları. ama sadece bu sunduğunuz seçenekler ise çok fazla begenmeyerek en ekonomik olanı yani clio'yu öneririm. her ne kadar polo ve 206 1 adım önde olsa da yedekparça olarak ocağınıza incir ağacı dikebilir. ikici önemli bir husus ise servis yaygınlığı. bugün renault'un servisleri orta halli ilçelerde bile olabiliyor. clio'da zannedersem 1.4 motor seceneği de var yakıt konusunda da üzmeyebilir.

honda civic başka arabaya bakma.

ford fiesta derim. 2001-2002 model. o fiyata, düsük kilometreli sıfır ayarında bulabilirsin. yıllarca kullanırsın arkana bakmazsın. basını agrıtmaz. az yakar. cok güzel kaçar.

bir adet 2001 model fiesta alıp 150.000 km yaptıktan sonra satıp yeniden baska bir fiesta almıs biri olarak konusuyorum.

öde gitsin ya sistemde görünüyosa baş ağrıtırlar katlayıp katlayıp. makbuz vardır ellerinde. ödeme yapınca sana vermesi gerekiyordur belki de. verememişse ödememişsin demektir. eğer kamera kaydı neyim varsa, ordan da ispatlanabilir.

ya da al laptopu yanına git, "benim sistemime göre de 80 milyon borcunuz var bana" de.. bişey derse "sistem bu, buna konuş" de :)

kendim de bir cevap veriyim.

Saygıdeğer Araç Sahibi ve Sürücüsü;

İstanbul Büyükşehir Belediyesi iştiraki olan İSPARK A.Ş., 5216 sayılı Büyükşehir Belediye Kanunu’nun 7. maddesinin (f) bendi ve yine aynı kanunun 26. maddesi hükmüne istinaden, İstanbul Büyükşehir Belediye Meclisi kararı ile İstanbul genelindeki Büyükşehir Belediyesi’nin hüküm ve tasarrufu altında bulunan otoparkları işletmektedir.

İstanbul Büyükşehir Belediyesi tarafından kendisine teslim edilen otopark alanlarında eğitimli otopark personelleri aracılığıyla otopark hizmeti sunan İSPARK, İstanbul Büyükşehir Belediyesi Zabıtası ve İstanbul Emniyet Teşkilatı ile koordineli bir şekilde hareket ederek, siz değerli İstanbulluları sürekli rahatsız eden niteliksiz işletmecileri (Değnekçi) otopark alanlarından arındırmıştır. Otoparkların işletilmesiyle elde edilen gelirler, geçmiştekinin aksine, tamamen kayıt altına alınarak, hem Devletimize hem de Belediyeye gerekli vergi ve kamu paylarının aktarılması suretiyle otopark ücretlerinin Kamusal dönüşümleri sağlanmaktadır.

Bilindiği gibi, 5216 sayılı Büyükşehir Belediye Kanununun 23. maddesinin (f) bendi hükmü uyarınca “Büyükşehir Belediyesi Gelirleri” arasında sayılan otopark gelirleri, otoparklarımızı kullanan siz değerli araç sahiplerinden/sürücülerinden otopark görevlilerince tahsil edilmekte ve yukarıda zikredilen Meclis Kararı gereği otopark gelirimizin belirli bir oranı doğrudan İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne aktarılmakta, yine aynı madde gereği Büyükşehir Belediyesi de kendisine ödenen otopark bedelinin belirli bir oranını İlçe Belediyelerine aktarmaktadır. Bununla birlikte, siz değerli sürücülerden tahsil edilen her bir park ücreti için Devletimize KDV, Kurumlar Vergisi, Personel Stopajı ve Sigorta Primi ödenerek kamusal dönüşüm sağlanmakta; istihdam edilen personelimizin maaş ve diğer sosyal hakları karşılanarak soysal fayda sağlanmaktadır. Aynı şekilde kurumumuz yine siz değerli araç sürücülerinden tahsil ettiği otopark gelirleri ile zemin altı ve katlı otopark yapım faaliyetlerini finanse etmektedir.

Kurumumuz yukarıda zikredilen mevzuat ve diğer açıklamaların yasal bir gereği olarak, otopark ücretlerinin tahsil edilmesi hususunda gerekli dikkat ve titizliği göstermekte, otopark görevlileri aracılığıyla otopark ücretlerini tahsil etmeye gayret göstermektedir. Otopark ücretlerinin tahsil edilememesi Şirketimizin gelirlerini azaltmakta, bununla bağlantılı olarak da Kanun ve Meclis Kararı gereği İstanbul Büyükşehir Belediyesine ödediğimiz bedelin azalmasına, bu durumda dolayısıyla kamunun zarara uğratılmasına neden olmaktadır.

Kurumumuz kamunun zarara uğramaması adına, otopark personellerindeki çok amaçlı EL TERMİNALLERİ vasıtasıyla, otoparklarımızı kullanan araçların park etme bilgilerini (tarih, saat ve ücret bazında) anlık olarak kayıt altına almakta, dolayısıyla hangi aracın hangi tarihler arasında hangi otoparkımızı ne kadar süre ile kullandığı ve park ücreti ödeyip ödemediğini tespit etmektedir.

Kurumumuz teknolojik araçlarla yapmış olduğu tespitlerin bir gereği olarak, park ücreti ödemeyen araç sahipleri hakkında yasal takip başlatacaktır. Bu durumda ilgililer, otopark ücretine ek olarak icra masrafları, faiz ve icra vekâlet ücreti ödemek zorunda kalacaktır.

Otoparklarımızı kullanan siz değerli araç sahiplerinin / sürücülerinin icra takibi ile karşılaşmaması için, otopark ücretlerini düzenli olarak ödemenizi, bundan önceki dönemlere ait ödenmeyen park ücretlerinin bulunması halinde aşağıda yazılı iletişim noktaları ile irtibata geçilmesi gerekmektedir. Ödeme noktalarına başvurmanız halinde, kurumumuzun size sunduğu ödeme kolaylıklarından yararlanabilirsiniz.

Bilgilerinize saygıyla sunulur.


www.ispark.com.tr

Borcunuza buradan bakabiliyorsunuz
www.ispark.com.tr
Bana da 50 tl borç çıkartmışlar. nereden nasıl hiç bilmiyorum.
Bunu yasal olarak tahsil edebilmeleri için bunu belgeleyebilmeleri lazım bence. yoksa terminali kullanan kişinin hata yapıp yapmadağını ya da sistemlerinde bir problem olup olmadığını nerede bileceğiz. konu mahkemelik olursa, belgelenmediği kouşllarda bence tahsilt imkansız olur.

kavurma işlemınden once ıslatıp tuzluyorlardı aklımda kaldıgı kadarıyla.

babam kendisi yapardı. antep fıstıklarını ıslatıp tuzlar, sonra da fırında kuruturdu. biz de yerdik öyle tuzlu tuzlu. özel birşeyle tutturmuyordu yani.

literatürdeki adını bilmiyorum ama bence herkes belli durumlarda ne yapılması gerektiğini teoride aşağı yukarı biliyor, sağduyu denen birşey var. ama iş kendimize geldiğinde bunun "özel bir durum" olduğuna inanıyoruz sanırım. bir de insan kendine karşı ne kadar objektif olabilir ki, umut etmek gibi sübjektif durumlar giriyor işin içine.

bununla alakali "berber paradoksu" var

bir de su film de biraz alakali:
(bkz: dan in real life)

kisisel not: bende de ayni durum oluyor, kafaya takma, hayat boyle birsey iste.

"Gelelim görelim ki 1 hafta önce cevap verdiğim bir duyurudaki benzer bir olay olunca bile sudan çıkmış balığa dönüyorum."

burada duyurulara cevap verirken, kendimizi duyuruyu soran kişinin yerine koyup cevap veriyoruz sanırım. aynısı bana da olmustu, otomobille ilgili bir soruya bilmiş bilmiş cevap vermiş aynı durumla iki gün sonra ben karsı karsıya gelmiştim.

o zaman cevap vermenin çok kolay ama gerekeni yapmanın çok zor oldugunu fark ettim.

bir de olayları çagırıyoruz galiba, secret-kuantum vs vs.

ya bi yerde görmüştüm yazı, insanların sığınacağı bir liman, dalgakıran olmalı; aynı zamanda dalgakıranların da sığınabileceği bir liman olmalı. falan filan yeni uyandım. işbu işaret edilir ilk cevaba.
evet bu secret-kuantum vs mantıklı geliyor.

arkadas 2004 model megane'i 12 milyara aldi. 1.5 milyar da LPG masrafi yapti su an gayet memnun ve 1.4 dizellerle ayni yakiyor. rönolardan nefret ederim ama o paraya 98 golf bile zor alinir yani..

ayrica tata ucuz, cok az yakiyor, 4 yildir bakim yapilmasa bile yolda birakmiyor ama ben olsam almam. kaza durumunda guvenemiyorum pek... alacaksan da turbosuz sakin alma kagni gibi mubarek.

edit2: ben de baktim simdi sahibindene ama ihtiyaci olan adamdan ya da araya galerici girmese o fiyattan rahat alirsin yine.

hemen açıp baktım ama o fiyata 2004 (yani yeni kasa) megane bulmak zor gibi. en düşüğüne 15 bin istiyolar sahibinden.com da. :)

opel astra yada vectra modellerine bakabilirsin. satışta çok zorlanmazsın. 2004 model megane'yi 12bin tl'ye ( kazasız, problemsiz ) almak her babayiğidin harcı değil. renault'larda o fiyata clio modelleri'de mevcut.

araba alırken dikkat etmen gerekenler

- kazası yada motorunda bir problem olup olmaması çok önemli.
- şirket arabaları yada taksi'den bozmalara dikkat.
- klima şart.
- aracı beğendikten sonra bir tamirciye baktırma. git kendi servisine göster

bu arada araç alım satım sezonu baharın gelmesiyle açılmıştır. 2 ay önce 12'ye alacağın araç şu an 15 bin'e satılır. geçmiş olsun

bilmiyorum sizi açar mı ama ford ka güzel arabadır.

ben şahsen fransız taraftarı olmasamda citroen xsara lar güzel araçlar o fiyat aralığında düşünülebilir bir seçenek olabilir.

hyundai getz dizel
www.sahibinden.com

pejo 106 ??

9 milyara 2002 fiesta aldım çokta seviyorum idare ediyor şimdilik beni. Çalışınca düzgününü alırım.

Renault Clio . Hem ucuz ve güzel hemde çok az yakıyor.

ford ka alma.

imza: ford ka alıp araba derdinden kurtulmak için satan bir dost.

68-69 camaro da alabilirsin, ciddiyim, ben olsam alırdım. zirvede görüşmek üzere.

opel corsa alabilirsin eski kasalardan ama bulabilirsen astra daha iyi tabii. sahin de olabilir ama onu kullanmak ister misiniz bilmiyorum, hem 2. el piyasasi da canli.

honda civic.mesela;
www.sahibinden.com?


edit:
@hevipeyra; dikkat etmemiştim kilometresine,iyi güldüm görünce:D haklısın valla.bu modeli kastettiğimi anlaman için o linki verdim,daha iyilerini bulman mümkün:)

honda civic demişsin. tamam çok güzel ama model 1992, km ise 219 bin. insafın kurusun be kardeşim. :)

2001 fiestam vardı, sattım büyük bir araç aldım. ama ilk fırsatta elimden cıkartıp yeniden 2002 baska bi fiesta aldım. km'si düsük, temiz bir model buldum. daha da başka bir arabayla işim olmaz.

tavsiye ederim yani, 2001-2002 fiesta. her türlü ihtiyacınızı karsılar, ekonomiktir, seridir. az masraf cıkarır. üstelik bu aralar ikinci el piyasası da çok iyi.

önceikle hayırlı olsun...

(bkz: ikea)

diyorum, karşı çıkacaklar vs olacaktır mutlaka ama uyduruk malzemeye rezalet işçilik yapıp uçuk paralar alan yerlere kıyasen ne aldığınız belli ne kadar verdiğiniz belli.

bir de tabi yaşadığınız şehri yazarsanız insanlar daha iyi yardımcı olacaktır.

1- masko, modoko gibi yerlerden kesin uzak durun.
2- "Ölçüleri verin biz istediğiniz gibi yaparız" diyenlerden uzak durun.
3- "Kapora verin, bir ay içinde teslim ederiz" diyenlerden keinlikle uzak durun.

Evinize gelecek mobilyayı önceden muhakkak görebildiğiniz, kurumsal magazalardan şaşmayın.

3 kurusun hesabını yapmayın kaliteyi arayın. kullanılan malzeme az cok aynı zaten hepsinde. servis kalitesi ve sorun çıktıgında karsınızda saglıklı bir muhattap bulabileceğiniz yerleri tercih edin.

tuna iyidir. ilgilenirler, pazarlik da yapilir. diger firmalara gore daha kaliteliler diyebilirim. kelebek de hala kurumsal, bozulma- deformasyonda hiic sorun cikartmadilar.

Uçukluk derecesi çok değişken oluğundan koleksiyon mobilyaya da bak derim. Mükemmel mobilyalar var, Shop&miles'a % 20 indirimleri var. Nakite bile o kadar yok.

Eyüpte mobilyacılar çarşısına bi gidin. 2 yıl boyunca İkea'sından tut Modoko'sundan Masko'suna Tepe Mobilya'dan Kelebeğe kadar her yeri aradık. istediğimiz gibi bir yemek odası bulamamıştık. Tavsiye üzerine Eyüp mobilya çarşısına gittik.Hiç umutlu diildik açıkçası ama tam istediğimizi bulduk çok mutluyuz. Aldığımız yerin ismi Berr Mobilya.Sipariş üzerine istediğiniz gibi yapıyorlar. Malzeme kaliteli ve piyasadki benzerlerinin çok çok altında fiyatlar. 2 sene aradık diyorum bak o kadar kesin konuşuyorum.

tycx haklı. Masko'dan uzak durun. Başka çareniz kalmazsa eğer biraz kaparo ödeyin, "İmalat bitince gelip kontrol edeceğim, beğenmezsem almayacağım" deyin ki anlaştığınız unsurlar dışında malzeme ve işçilik uygulanmasın. Herkes kısa yoldan zengin olma derdinde, dikkatli olun.

Ben size nerden almamanız gerektiğini söyliyeyim,
(Hele de fiyat çok önemli değilse)

İKEA dan almayın efendim

türkiyenin yarısının evi aynı oldu, herkesin evi aynı artık sıktı resmen

bornovadaki öğrenci evleri tek tip mesela,
anne evleride eşyalar eskidikçe tektipleşiyor

istanbul ve bursada benzer diye tahmin ediyorum

aman diyorum

çok teşekkürler yorumlarınız için.. ne zor işmiş bu yahu :)

Ben Bursa'da Zeki Sarı'dan almıştım çokta memnunum kaliteli çıktı ve halen sorunsuzca kullanıyorum.
Kesinlikle tavsiye ederim.
zekisari.com

eski bi inanan olarak bildiğim kadarıyla islamiyette kadına arkadan yaklaşmak bile haram kılınmış. eşlerin birbirlerinin cinsel organlarını birleşme sırasında seyretmeleri yanlış olmasın ama mekruhtu sanırsam. ki buna gerekçe olarak eşlerin birbirinden tiksinmemeleri gösterilmiş. hadi çiftleri geçtim, halifelerden hz. osman abdest bozarken hayasından gözlerini kapatırmış denmekte.

''eşleriniz sizin nesil yetiştiren tarlanızdır. tarlanıza dilediğiniz şekilde varın. kendiniz için ilerisini düşünerek hazırlık yapın. allah’ın haram kıldığı şeylerden korunun ve o’nun huzuruna varacağınızı iyi bilin. (ry resulüm)! mü’minleri müjdele! ''(bakara 223) bu ayet üzerinde düşünüldüğünde aslında diğer insanların yorumlarına bakmaya gerek yok. kadınlar tarlaysa eğer ekilecek toprak bellidir, tohum bellidir. ters ilişki, tohumu humuslu toprak dururken killi toprağa ekmek gibi düşünülebilir. ama tarla ve tohum ilişkisinden yola cıkarak arkadan yanaşarak da yapılan birleşme, -tabiki ana kanaldan- için de helaldir, sakıncası yoktur diyenler de var tabii.. 'tarlanıza dilediğiniz şekilde varın' dan çıkarıyorlar bunu da.

kadınların canı istemiyorsa meselesine gelecek olursak, bi hadis var, buhari ve ya tırmısi kaynaklı olması gerekiyo. tam olarak yazamasam da manası şöyle idi: -kadınlara seslenerekten- eğer eşleriniz sizi arzuluyorsa deve sırtında da olsa geri çevirmeyiniz.. gibi.. dediğim gibi tam olarak kelimesi kelimesine yazamamışımdır. inanan arkadaşlara saygısızlık olmasın..

bana sorarsan, benim aklımın mantığımın dediği hatun istemedikten sonra birleşme cidden anormal. erkek o ilişkiden ne zevk alacakki. kadın kendine tecavüz edilmiş hissetmeyecek mi.. tamam karşısındaki insan kocası olabilir belki ama sonuçta istemeyerek oluşan bi birleşme.. herşeyi geçtim kadın insan değil mi. onun düşüncelerinin, arzularının, ihtiyaç ve ya rahatsızlıklarının hiç mi bi önemi yok..

yardımcı olabildiysem ne güzel bana..

o sureye göre önemi yok gibi kadının. yani rahatsızlık vs. dinlemeden girişmek lazım.

antiheroya katılıyorum arkadan yaklaşmak günah olmasıyla birlikte ömrünün sonuna kadar cünüp kalıyormuşsun(tabi kulaktan dolma bi kesinliği yok araştır derim)

belki de bu yüzden ama tekrardan anaerkil dönemin gelmesi taraftarıyım. cidden.

yalnızca islam için değil tüm dinler için geçerli. din'lerin yayılmaya başladığı zamanlarda nüfus azlığı bir sorun teşkil ettiği ve toplu ölümlere sebep olan virüsler kol gezdiği için olsa gerek, anal/ters ilişki baştan beri yasak.

cennetten kovulma sebebi olan; havva'nın uzattığı, adem'in yediği o çok güzel kırmızı elma nedir sizce?

@nargile elma konusunu hiç böyle düşünmemiştim, herbi neden olmasın. cevabını okuduğumda suratımın aldığı şekli görmeni isterdim walla. ben artık kaç gün düşünürüm bunu kimbilir. adem le havva demişken ben hep şeyi düşünmüştüm; acaba havva yaprakla mahrem yerini kapatmak yerine ne bileyim burnunu falan kapatmış olsaydı, bugün nasıl olurdu acaba insanlar?

yukarıdaki cevapları hiç okumadım.
hacı kısa ve kesin olduğuna inandığım bilgiler vereceğim, 700 sy lik islam ve cinsel ilişkiler kitabının hepsini okumadım tabi de bazı yerlerini okudum ve kitap güvenilir. (belki neye göre kime göre ama)
hocam eşe dosta anal yoldan girmek en büyük günahlar listesinde. kesinlikle ve kesinlikle.
istediğin gibi yaklaş'ın manası hz.ali'nin peygamberimize sorduğu soru üzere söylemişttir, istediğin gibi yaklaşın manası istediğin pozisyonda doğru yere gir. kamasutra misali.
anal manal yok yani. azcık daha araştırsaydın bu dediğim yere varıcaktın mutlaka..
kadın istemek zorunda mı? erkek isterse kadın yapmak zorunda islam'da. ha yanlış doğru yorum yapmıyorum. kadın isterse de erkek yapmak zorunda. üstünü örtme meselesi etrafımızdaki meleklerin namahrem bölge açık olduğu zaman uzaklaşmasındandır etrafımızdan.

cennete girememe durumu da varmış böyle bir şey de. peki allah bağışlayıcıdır sözünden yola çıkarsak böyle bir şey affedilir mi ? kuran a kadar girmiş bi konu için?

ömrünün sonuna kadar cunüp gezme yok. tevbe-tövbe diye birşey var.

peki bu eşcinsel ilişkiler için durum nedir? yani bunların tövbesi vs. var mı ?

@sert yerden yavaş.. cennete de girememe durumu üzerine cübbeli ahmet hoca'dan (!) cevap alıyorum. tabiki soru aynı değil ama :: yaw kaşerlenmiş gevur olsa bi şahadetle müslüman olup cenneti hakediyo da, bu zaten 80 yıllık müslüman, o niye affedilmesin...

tabiki tövbe diye bişey var. nasuh tövbesi gibisinden içten samimi bi tövbeyle neden affedilmesin insan..tabi yersen.

eşcinsel ilişkiden tut da alt kaburga kemiğini aldırıp self-saxo'nun bile tövbesi olur.. islamiyette allah, karşısınına kul hakkı müstena günahlarla gelindiği takdirde affetmeyi vaadediyor.

kadın istemeden cinsel ilişkiye girmek tecavüzdür, bunun başka bir açıklaması yok açıkçası ve islam tecavüzü hoş görüyor anlamı çıktığının siz de farkındasınız, değil mi? tecavüz suçtur arkadaşlar, malesef en çok da evlilik içindeki suçtur, kadın size güvenmiş, evlenmiş, siz tecavüz ediyorsunuz. her ne yaparsanız yapın karşısınızdaki kişinin kadın olsun erkek olsun rızası önemlidir.

islamiyet adı altında aslında o kadar çok .....ça şey var ki... zannedersem iran'daydı; genelevlerde görevli imamlar oluyor. ilişkiye gireceğin kadını beğendiğinde imam sizi nikahlıyor. iş bitince de boşanıyorsunuz. ee şimdi bu islamiyete aykırı değil öyle mi! evet oralarda değil. çok çok afedersiniz ama yeri geliyo adamlar dine bilmem nelik yaptırıyo.. nedir bu kardeşimm

cinsellikle ilgili türk insanının bilgisi zaten kulaktan dolma, burası da iyice çorbaya dönmüş, yok bir ömür cenabet kalmalar falan.

ali rıza demircanın yeni bir kitabı var bu konuda, onu okuyarak pek cok soruya cevap bulabilirsiniz, bahsettiğiniz ayetler ve diğer hadislerin de mantıklı açıklamaları mevcut kitapta.
kitap.antoloji.com

haşlanmış patates.

yoğurtlu makarna.

ne yapıyorsan baharat ve yağ konusuna da dikkat et

peynirli salata yağsız ve tabiki yoğurt.

makarna ve patates +1. makarnaya biraz da nane ya da fesleğen koyun pişirdikten sonra derim ben. üzerine de bir rezene çayı ya da nane-limon için. mideyi rahatlatmak için iyi geliyor.

Salata çeşitleri

lapa.
pirinci haşla, biraz yoğurt, biraz tuz.

yemek yerken şarap+film de iyi geliyomuş. unutuyomuşun dertleri falan mide rahatsızlığını falan filme kaptırıyomuşsun kendini. eğer yanında karşı cins varsa daha da iyi geliyomuş üçleme yapılıyomuş.(kulaktan dolma bilgiler)

Yağ olarak zeytinyağı kullan. Zeytinyağlılar da iyi gelir ama limon toleransı da önemli. Sebze yemeklerini salçalı değil de zeytinyağlı gibi yap, salça koyma, oh mis, ne kolay geliyorsa onu yap ;)

beyaz peynirli yagsız tost, haşlanmış patates, yogurt.

bir de ne yemek yaparsan yap, çiğ yağdan yapacaksın, yani yemeğin yagını piştikten sonra ekliyceksin.

geçmiş olsun.

sarayburnunda, setüstü diye geçiyor, gülhane parkına sarayburnu kapısından girince solda.

vardır kesin okulu falan.

Okul vardır cemaat evi bilinmez. Ama açmak istersen yardımcı olurlar. Ben olmam bilmem ki.

şu anda katar'da yaşayan bir arkadaşım var ulaşabilirsem bilgi alcam

fetullah gülenin kendinsini bile orada bulabilirsin.

arap ülkelerinde cemaatler biraz zor barınır gibi geliyor bana.

çok iyi olur ulaşabilirsen mentirosa haber bekliyorum ülke hakkında bilgi yabancı ünversite özellikle North Atlantic üniversitesi teşekkürler..

"ve" formülü ile birleştirebilirsin =eğer(ve(a1=a2;b1=b2;c1=c2);1;0) gibi...

=eger(a1=a2,eger(b1=b2,eger(e1=e2,1,0),0),0)

istediğinizi yapan formül mahallenindelisi'nin verdiği formüldür. jupiter'in verdiği formül a1=a2 değilse b1=b2'ye bak, o da eşit değilse e1=e2'ye bak şeklinde çalışır.

benim yazdigim a1 a2ye esit mi diye bak, esitse b1 b2ye esit mi diye bak esitse e1 e2ye esit mi diye bak olarak gidiyor. hepsi esitse 1, herhangi birinde esitsizlik varsa direk 0 yaziyor. sallamayalim sayin kibritsuyu.

mahallenindelisi'nin formülü çalıştı. teşekkürler.

evet ilk virgülden sonra yazmışsınız, dediğiniz gibi çalışır. hata bende. lakin aynı işi yapsa da istenen şeyi tam olarak karşılayan mahallenindelisi'nin formülü bence.

nihal in komidininde duran behlülle resimlerini koydukları taşlı çerçeve sanırsam.
biraz bakıniim.

mudo da vardı öyle çerçeveler. internet sitesine baktım şimdi göremedim ama mağazalarına bakma fırsatınız olursa bulabilirsiniz sanıyorum

images.google.com.tr

şöle bişi buldum şimdilik

çerçeve hemen hemen şu snrm:

images.google.com.tr

@mahnita: en son linkteki benziyor ama en disarsi beyaz, taslar azcik icerdeydi galiba. benziyor, bu tip bir sey de olabilir.

markafoninin bugünkü kampanyalarından birinde taşlı çerçeveler vardı sanırım. durun hemen bakayım geleyim. baktım. link şu;
www.markafoni.com


link açılmıyorsa;
markası gusto design.

galeriler genelde aracı zerlerine almamayı tercih ediyorlar masraf olması diye, müşteri bulduğunda sizden direk müşteriye devir yapacaktır muhtemelen. Kalan 3 bin lirayı da bu yüzden vermiyordur. Neyse araba hala sizin sayılır, ancak böyle durumlarda satılını almak zorunluluk olduğundan polise maliyeye şikayet edebilirsiniz. EN kötü ihtimalle de çalındı araba dersiniz polis bulur getirir...

gidin yüz yüze konuşun mutlaka, oralı olmuyor ve sizinle görüşmüyor ise thefin'in de dediği gibi polise başvurabilirsiniz.
neticede araç sizin üzerinize ve ne olursa olsun siz noterden satış yapmadıkça aracı başkasına satsa dahi araç her koşulda size aittir kanunlar önünde.
suç işlese dahi elinizde satış sözleşmesi mevcut ama polis nerden bileyim ben bunun gerçekliğini de diyebilir.

epey zaman geçti umarım çözmüşsünüzdür sorunu, ama araştıran baskaları için bilgi olsun diye söyleyebilirim.

kendinizi bir arkadasınıza borçlandırırsınız (senetle), sonra da arkadasınız sizi icraya verir, icra da gider arabanızı adamın elinden alır, satar. Bu normal şartlarda karsınızdaki için bir tehdit olusturabilir ama galericiye soker mi bilmem.

galatasarayın bi şampiyonlar ligi maçıydı. strum graz ya da hertha berlindi rakibi.

sturm graz-galatasaray şampiyonlar ligi maçı olmasın?

galatasarayın öyle bir avrupa maçı vardı.Ama 15 yıl falan olmadı.Maximum 10 yıl falan olmuştur.Yanılmıyorsam ueafa kupası grup maçıydı.emin olmamakla birlikte rakibin, güçsüz bir takım olduğunu hatırlıyorum.romanya yada macaristan gibi bir ülkenin takımıydı heralde.

(bkz: 7 kasım 2000 galatasaray sturm graz maçı)

başlığı okuyunca kesinleşti. teşekkürler herkese.

galatasaray'ın sturm graz'la oynadığı şampiyonlar ligi grup maçı. ikinci tura çıkmayı iki takımda garantilediği için son bi kaç dakka sturmlu futbolcular ortasahada pas yaptı galatasaraylılar da topu almaya çalışmadı. sonuçta maç 1-1 bitmişti. uefa kupası maçı değildi yani. ayrıca rakipte o güçlüydü ve grubu 1. sırada tamamladı. ama şimdi sturm grazın hali içler acısı.

onları bilmem ama en etkili yöntem kendini ikna etmen. bunun için merkezlere dünya para vermene gerek yok. ben bir kitapla ikna oldum mesala. üç yıldır da içmiyorum.

@ser;

nedir o kitabın adı?

Bana da yarım kutu zyban yetti.

benim bağımlılığım allen carr'ın kitabına da bi kutu zyban'a da bana mısın demedi. bu yöntem özellikle benim gibi ağır tiryakiler için öneriliyor o yüzden ilgimi çekti

allen carr sigarayı bırakmanın kolay yolu

12 sene günde minimum 2 paket içtikten sonra bi' gecede bıraktım. 2seneyi geçti içmiyorum.

allen carr sigarayı bırakmanın kolay yolu

2 paket içerken, karar verdiğim gün bıraktım. istersen ebook olarak atayım.

ben okudum o kitabı benim okuduğum "kadınlar için sigarayı bırakmanın kolay yolu" gibi bişeydi, aynı kitaptan bahsediyoruz sanırım hedef kitleye göre ismini değiştirip yeniden basıyor olmalılar. sigarayı bırakmanın o kadar zor bişey olmadığına ikna olsam da bazı argümanlarını da çok saçma sapan buldum belki de bu yüzden bırakamadım. yani denedim ve işe yaramadı yeni bir yöntem bulmam gerekiyor

ya bende asla bırakacağıma inanmıyordum. ama senin ikna olman dışında bi yöntem yok inan. sıgara içmen için bir neden yok. buna ikna olmaya çalış. umarım başarısın asla vazgeçme..

bende bıraktım üç ay olacak. ve istemen lazım her şeyden önce. bir paketin varken şu paket bitsin de öyle bırakırım diyorsan o iş baştan yaş zaten deneyip kendini zora sokma hiç.

önce zihninde inan kendine ve sonra paran varsa mora terapi derim. kendine hakim olamıyormuşsun madem. o terapiye giden arkadaslarım olumlu sonuclar aldılar hep.

tanıdık kuyumcu vs. varsa hazır yaptır bence. daha ucuza gelir ayrıca pırlantayı da tek al. ver onlar takarlar daha ucuza getirirsin. ben öyle yaptım şahsen.

aslında gidip yaptırmak iyi fikir tabi ama gercekten iyi tanıdığınız bi yer olmalı zira ruhunuz bile duymaz o pırlantayı dandik bişeyle değiştiriverirler..yapmadıkları şey değil.dikkat edin.bir de bence cok süslemeli değişik bi model almamaya calışın cunku tek taşların sade olanları herzaman daha guzel duruyo.bu benim fikrim..bunun dısında Goldaş'da guzel modeller var bu sertifika olayı vs. daha bi güven veriyo diye düşünüyorum..

Ariş'de iyi olabilir.

zende indirim başladı bugün. direk koş uç git bak kimi modellerde %50 gibi uçuk indirimler söz konusu.

tek taş alma, tam tur daha çok puan getirir.

(bkz: tam tur)

istanbul'daysan doğrudan kapalıçarşıya git, beğendiğinin sertifikasını sor, HRD Antwerp veya GIA sertifikası olsun, daha sonra sadece yüzüğün (altınsa tabi) ağrlığını öğren ve bunu altın fiyatı ile çarp taş içinse istediği fiyatın 3de birini koy üstüne o rakamdan pazarlık et.

Sertifikada renk harf ile belirtilir renksizleri makbuldür en iyisi renksizdir D harfi ile gösterilir z de renkli taştır,

daha sonra berraklığa bakmak lazım, en iyisi FL veya IF (Flawless veya Internally Flawless) olur daha sonra VVS1, VVS2 SI1, SI2... ve en kötüsüde I dır.

Kesim ve karat da önemlidir ama onları değerlendirmek daha zordur.

Bakman gereken şey 4C dir Clarity, Cut, Color, Carat..

kolay gelsin

evlilik filan teklif etmiyeceksen tek taş filan alma.

Tek taş hediye edilince ilişkisine devam edebilecek birisiyle ilişkiye devam bile etme bence hatta...

yok hafız yaa öyle sandığınız gibi değil. hatun kişiye canım feda. 4 yıllık ilişkimi kurtarmaya çalışıyorum. bi yüzükle gönlünü alamam belki ama konuşmamı destekler diye düşünüyorum bu tek taş olayı. topluca teşekkür ederim duyuru erleri ve bağyanları. buldum sanırım alacağım tek taşı. sağolun varolun..

Noldu tektaş ilişkiyi kurtardı mı merak ettim ben?

aynı donem icinde elektrik de incelenebilirmiş asında.

elektrik için ayrı bir çalışmam olacak.

faturada çok fazla bi oynama yapar mı bilmem ama da havaların daha da soğuması etkilemiş olabilir mi? daha az terleme; daha az banyo/duş ihtiyacı; daha az su kullanımı ve sular daha soğuk olduğu için suyla daha az muhattap olma isteği.
gerçi bunlar en fazla 2-3 tl etkiler herhal.

her iki makinede de 3'ten az yıkama yapılmadı. kıştan dolayı su tüketimi azalmadı.

elektrikle ilgili çalısma yaparken, saat 22:00'den sonra daha hesaplı elektrik kullandırdıgı varsayılan akıllı sayaç konusunu da dikkate alırsanız şukela olur. kolay gelsin.

ps2 mantıklı. Ekstra kalan paraya da küçük çaplı bir lcd alınabilir hatta.

275 den ucuza bulunabilir sanki, onun dısında yok hacım endisen omasın gayet keyifli. al oyna pisman olmazsın.

gran turismo
metal gear solid-1-2-3
god of war 1-2
black
twisted metal
wipeout
crash bandicoot
mirrors edge diyorlar fekat oynamadım bunu
onimusha sreisi
devil may cry serisi

fln bunları da alıran mutlaka oyna

ben aldım walla, ikinci el aldım, 150 liraya, mis gibi oynuyorum.

o grafikler adamı kesmez benden söylemesi.

dün yeğenim @tcyx in gibi oda 150 liraya almış orjinal kollar çipli vs bişiler sayıyordu ama pek anlamam velhasıl bence çok fazla ayrıca muhtemelen 2.el alıyorsun verilmez okadr para bence.

tüplü tv tek seçenek ise gayet makul bir alışveriş olacaktır.

ps3 ten uzak kalabildiğin sürece ps2 kesinlikle tatmin eder. Fakat ne zaman ki dışarıda bir yerde ps3 ile oynama şansı bulursun, evdeki ps2 ne lanet okursun.

gayet mantıklıdır. hatta imkan varsa doğu bank ya da yazıcıoğlundan al. ben oradan almıştım kardeşime 2,5 sene önce falan çılgın atarcasına hor kullanıyor kendisi hala tık demedi.

sakın sakın sakın ps2 alma derim ps3 veya xbox al biraz araştr xbox arcade ler 450 500 arası bulunuo artık problemide gitti. ps2 geçti diyim ben sana. alsan bile bi süre sonra yenisine ihtiyaç duyuyor insan. xbox derim bilmiorum benim görüşüm bu. çünkü ps3 veya xbox n görüntülerini gördüğün an ps2 atari gibi gelio. tam bi araştır 275 verecek durumdaysan biraz daha biriktir derim

dövelim ? gerçekten ? adam olur ?

yatağa bağlatıp ayağına tuz basın bir keçi getirip yalatın.

başka ne yapabilirim adam olması için?

kendi kafasina göre hareket ediyorsa istedigin kadar konus fayda etmez.

1) ya takinacaginiz tavirla duzelecek (sabir cok onemli!)
2) ya kendisini duvara carpmis gibi yapacak bir olya sokacaksiniz, yani hic beklemedigi bi sey olacak, cok sasiracak, ulan ne dusunduk ne oldu diyecek. dumura ugrayacak harbiden de.
3) ya da gercekten de ciddi ciddi dovecen, kulaga kotu geliyor ama gercekten de bazilari icin en hizli ve kesin cozum, bildigin istiyor adam yani.

baska demissin:
insani, olduktan sonra degistirmek zor bence. acigini yakalamak lazim uzerine gitmek lazim, ve tekrar diyorum: sabir. hamken pisip olmak gibin.

bence eşek sudan gelinceye kadar dövsem bile adam olmaz bu kuzenimin adı ibrahim biz ona kısaca uzaylı diyoruz bu yüzden

sorumluluk verin.

sevdiği insanlar önünde,eksik olduğu konularda küçümseyin.

başkasının kafasına göre mi hareket ettirmeye çalışacağız adamı, anlamadım ki?
meşe odunu var diyeceğim ama..

kendi haline bırakıp kendi kendine ögrenmesini beklemelisiniz sanırım. tabi olan bitenlere üzülünür, içiniz el vermez ama başka yapacak bişey yok. nasılsa bir gün akıllanacak.

arkasını kollayan, toparlayan biri olduğu sürece adam olması mümkün değil.

bir de neden adam etmeye çalısıyorsunuz ki; kendisi bu durumdan memnundur belki, böyle olmayı seviyordur, para, pul, iş, okul, sevgili gibi şeyler umurunda değildir ya da. o zaman adam olmasına da gerek yok.

Kendi kafasına göre değilde başkalarının kafasına göre hareket edince adam mı olunuyor?

(bkz: meşe odunu yoluyla karakter kazandırma sanatı)

bende de aynı sorun var omar diye bir kuzenim var genelde sitelere çok salak isimlerle üye oluyor mesela şıkıç. şimdi tersten okusan bunu çıkış oluyor. bize açıkladı bunu. çok salak bir isim oldugunu düşünüyorum. bizde ona şalgam burun diyoruz aramızda.

kuzeniniz birey olmuş, hemen girişip hizaya sokun!

Uğraşmayın. Her erkek, adam olmaz. Adam olacak bir hamuru varsa, olur zaten. Kendi haline bırakın. Yaşı çok gençse, ön lob devreye girmemiş olabilir. Biraz bekleyin. Erkeklerde biraz daha uzun sürüyor. Bazılarında ise, hayat boyu devreye girmiyor. Onları böyle kabul etmekten başka çaresi de olmuyor ne yazık ki.

ayrıca askere gitmediyse, askere göndersinler acilinden. belki adam olabilir.

19 yaşındayken kimsenin hayatının iyi gittiğini sanmıyorum, tek değilsin, hepimiz öyleydik ama 29 a doğru alışıyosun.

Klasik oldugu kadar dogru olan bir laf var: Her inisin bir cikisi vardir. Tam tersi de mumkun tabii... Saglik tamamsa gerisi hikaye... Ama kafayi fazla takarsan sagligindan da olursun. O yuzden takmayacaksin 3 gunluk dunyada... Benim de oldu, yas 36 arada yine olur, sonra duzelir. O da lazim arada:)

kendini intihat et, o an hayatın tadını tam alırsın, dert tasa kalmaz, göt korkusu birebirdir.

playboy a mı katılsam?

başı hariç 20 santim derken?

ohoo... senden bu kafayla harbiden bi bok olmazmis..

maytapmı geçiyonuz ağalar?

öss ye çalışmamak için bahaneler üretiyorsun. Haydi marş marş testlere gömül. Hele bi üniversite kazan , kampüs ortamına girince herşey değişecek.

Gömülme testlere falan, nasıl başlarsan öyle gider dikkat ;)

19 yaşında ekşi'de yazıyon hayat daha ne kıyak yapsın sana

insan denen hayvan deneme yanılma yoluyla bu günlerine kadar geldi..ateşi buldu..iletişimini geliştirdi..doğayı, ve işleyişini çözdü..sadece hayvanlar gibi yemek bulmak ve üremek üzerine değil yaşamını eline alıp onu kendi zevk ve ihtiyaçlarına göre şekillendirmeyi öğrendi..
bu yaşında yaşadıklarında kendini şansız hissediyorsun ancak bunun da farkındasın..çevrende yaşanılanlara bak başarılı(para kıstas alınırsa eğer) olanların çoğu kendi hayatını dahi yaşamıyor..ne yaptıklarının farkında bile değiller..başkalarının onlara öğrettiği/ onu yönlendirdiği kadarıyla yaşıyorlar..
hayat başarısızlıklarla dolu zaten, mutluluk hayatın ufacık bir bölümü..eğer mutsuzluğunun farkındaysan mutluluk çok yakınında demektir..sadece uzanıp yakalamak..
okulu üniversiteyi de kafana takma hiç kimse okuldan bi bok öğrenmez, hayat okulda öğrenilmez..çevrendeki doktorlara ne bileyim mühendis kadroya bak bakalım kaçı "hayat"ında başarılı..
kafanda bir hayalin olsun ona ulaşma çabasında geçer hayat tadıyla, tuzuyla..
he bu arada benim yaşım da çok değil..
benim nacizane tavsiyem biraz "günce"leri okuman belki ne mutsuzluklardan neler yaratmış hayat,(-şükretme anlamında asla değil-) görmende yardımcı olur..örnek vermek gerekirse; Aziz NESİN - Böyle gelmiş böyle gitmez 1-2-3

- hele bir üniversiteye kapağı at gerisi kolay.
- üniversitede kızlar teklif ediyor.
- ayırca senden tek beklenen çalışman. herhangi bir sorumluluğun para kazanma derdin geçindirmen gereken bir ailen yok. tek yapman gereken çalışmak.
- herşeyin başı sağlık.

ve daha nice klişeler..

herkesin kendince bir hayat görüşü var, kimseye yorum yapmiym ama.
Okulu boşver, birşey ögrenilmez deme, okul kendi branş derslerin hariç, seni kültürel, kişisel de çok etkileyen birşey. Bogaziçi mezunu, odtü mezunu adam diyince derslerindeki başarıdan çok, kişiliginin de farklı olacagını düşünüyor insanlar.

Şu an mutsuz olman inan hiç önemli degil, kendini bilerek yaşadıgın en fazla 5 sene var hayatında, bundan sonra bi 50 sene daha yaşayacaksın en az. Bundan sonrasını düşün, okul, egitim, başarı senin tek şansın. Başarısız insan mutsuz insandır. Bunu unutma.
Başarısız oldugun alanları biliyorsun, başarılı oldugun alanları araştır, onlara yogunlaş. Hayata 1 kere geliyorsun, bunu da kendine üzülerek geçirme, ayaga kalk, savaş.

baban sana hiç senden adam olmaz dedi mi? dediyse dogru demiş. git intihar et 19 yaşında böyle sefil bir hayat olamaz gerçekten .

böyle düsünmeye devam edersen hep boyle gidecek evet.

önce bu şekilde düsünmeyi bi bırak, hiç bi sorunun yokmuş gibi davran. bak nasıl da bütün sorunların bir bir çözülüyor.

(bkz: gbt)

kotaları var, onu doldurmaya çalışıyorlar.
kotanın olma sebebi içinse (bkz: polis devleti)(bkz: korku toplumu)

"işimden çıktım evime gidiyorum, bana suçlu muamelesi yapamazsınız!" deme hakkınızı kullanın derim.

polise öyle "bana suçlu muamelesi yapamazsınız" filan diye çıkışmayınız. yasalara göre polisin herkese ama herkese kimlik sorma hakkı vardır ve her ama her vatandaş da talep edildiğinde polise kimliğini açıklamakla yükümlüdür. bunun için polisin herhangi bir gerekçe gösterme zorunluluğu yoktur yani "şu suçu işledin o yüzden kimlik göster" demek zorunda değil. hiç bir suçunuz olmasa da bakmak istiyorsa göstereceksiniz. kimlik sormak, suçlu muamelesi yapmak değildir zaten.

Arkadaşlar durumu izah etmiş, ben de birkaç şey ekleyim.

Öncelikle kimliği görmediysen tekrar et, ikinci sefer gösterdiğinde de kafanı öne doğru uzatıp bakma. kafana darbe alıp yere yatabilirsin ıssız yerde eğer karşındaki sahtekarsa.

ikinci olarak polisi veya polis olduğunu iddia eden kişi senden uzaklaşsa da gözden kaçırma. varsa sicil numarasını hafızana kazı. şüpheli bir durumda en yakın emniyet birimine haber ver, şu şu saatte şurada şöyle bir kimlik kontrolüne maruz kaldım ancak şüpheli hareketleri dikkat çekti de, ilgilenirler ve sağlıklı bilgiyi alırsın.

bu tamamen yeni emniyet müdürü ve onun getirdiği saçma uygulamalarla alakalı. her şeyin bir şekli bir yeri var. ben çevrilmedim henüz ama etrafımda hep görüyorum. geçenlerde de uyuşturucu taciri muamelesi yapıp arabanın her yerini fenerle didik didik aradılar ama bir şey bulamadılar tabi normal olarak. sinir oldum her yeri dağıttılar. ama ne hikmetse bagaja bakmak akıllarına gelmedi. ben de ulan bu ne saçma arama diye düşündüm haliyle. bana göre sadece yapmış olmak için yapıyorlar. sanki olağanüstü hal var ülkede, şehirde.

bir keresinde beni tam vapura binmek üzereyken durdurup bekletmişlerdi, vapuru kaçırmadım ama epey yaygara yapmıştım, bi işe yaramadı tabi, neticede gideceğim yere geç kalmama neden olabilirlerdi. çok saçma.

bir de tick lütfen.

Mesut Mertcan?

mesut ertugay

(bkz: mustafa yolaşan)

evet, mustafa yolaşan ben de hatırlıyorum

Çetin Çeki.

Hayır baktım hiçbiri değil. Mustafa yolaşan zaten değil o pazar95 adlı programı sunuyordu benim dediğim ana haber sunucusu

mehmet alkas?
zafer kirazli?

yok baktım bunlarda değil ya ana haber olmayabilir bu arada ama kesinlikle haber sunucusuydu trt de o yıllarda :S

eğer 3-4 ay gibi bol vaktiniz yoksa kesinlikle sipariş üzerine yaptırmayı denemeyin, hazır olan, hemen ertesi gün evinize gelecek olanlarından seçin. sipariş üzerine yapmak için alttan girip üstten cıkıp kandırma ihtimalleri cok yüksek. dikkat edin.

kullanılan malzeme genel olarak hepsinde aynıdır, tasarım ve işçilik tercih edeceksiniz yani. tasarım sizin zevkinize, işçilik de şansınıza kalmış. Tepe home gibi mağazaların indirimli ürünlerini yakalayabilirseniz iyi olur tabi.

istanbul eyüpte demirciler sitesi diye bir yer var, dolaşırsanız, bol bol fikir edinmiş olursunuz zaten.

Bende Tepe Home diyecektim. Geçen gezdim. Tamam, oturma odası /Yemek takımı vs biraz pahalı ama işte kitaplık televizyon sehpası vs gibi şeyler de inanılmaz ucuz geldi bana. Bir görmekte fayda var derim..

Bizim de başımız dönmüştü, çoğu markada da benzer modeller görmekten sıkılmıştık. Eyüp Modesa birkaç mağaza gezdikten sonra derdimize deva oldu; hem istediğimiz gibi sade, dayanıklı, şık ve hem de uygun fiyatla mobilya sahibi olduk. Masa-sandalye, kanepe-koltuk-sehpa aldık ve herhangi bir sorun yaşamadık, gayet rahat ve kullanışlılar.

izmirdeyseniz kısık köye gidin karabağlara gidin mobilyanın cenneti orası internetten beyenin kısık köyde size istediğinizin aynısını yapsınlar.

Ee o şekilde de isim soyisimden belli olmaz mı ? Yoksa öğrencilerden falan bulursun belki.

Sirketinle konus, otobiz parasi kadarini versinler, uzerini sen tamamla... :)

Eğer resmi bir kurumsa neyle giderseniz gidin güncel rayiç bedel üzerinden otobüs ücreti ödenir ve karşılığında bilet ibraz etme zorunluluğu yoktur.

Eğer çok seyahat ediyorsan al otobüs biletini sonra bileti kaybettim diye bi daha bastırt, sonra da git bileti açığa aldır...

44 haklı.
www.otogaristanbul.com
www.otogaristanbul.com
bu listenin geçerlilik süresi uzamıştı ama son zamlardan sonra yenisi eklenir herhalde...

sen ucak biletini ibraz edersin, onlar ne kadar harcırahın varsa o kadarını öderler. bilet bulmaya çalısmaya gerek yok gibi geldi bana.

(bkz: laiklik)

sorumun laiklik ile ilgisi yok. sanırım anlatamadım.

imam nikahı yaptıranlar boşandıklarında "ya inan nikahını da bozsak iyi olur" diye düşünüyor mu?" hiç denk gelmedim de, arkadaşlarla da geyiğini çevirdik. net bir fikir birliğine varamadık.

imam nikahını bozmak iş değil ki, 3 kere "boş ol boş ol boş ol" diyorsun bozuluyor.

ahahah evet boş ol boş ol boş ol diyorsun. erkek diyor tabiî sadece ahah. kadının ne boşanmak istemek ne bilmem ne gibi bir hakkı yok. boşanması bu şekilde olan bir nikahı yaptırmak... ben olsam şahsen muhabbeti falan keserim =))

götümüzden sallamayalım arkadaşlar.
öncelikle imam nikahı diye bir şey yk, islama göre nikahın şartı bu evliliği insanların bilmesi, yani zina için uydruk bir bahane değildir ya da boşanma işi sadece erkeğe ait hak değildir, çünkü belediye nikahı da islama göre geçerlidir, çünkü eş-dost evliliği biliyor, gizli saklı bir şey değil.
imam nikahına değer verilmesinin nedeni ise, dindar ailelerde resmi nikahtan kısa bir süre önce gençlerin buluşmasında sakınca görülmemesi için yapılır. bir anlamda, ailelerin onaylamadısır,normal nikah şartlarını bir süre önce yerine getirmek.

belediye nikahı islama göre geçerliyse insanlar neden sadece imam nikahlı oluyor gibi sorular da gelmiyor değil insanın aklına.

ilahiyat mezunu teyzeme sormusutm benzer bi soru, resmi nikahın da dinen tamamen geçerli olduğunu hatta resmi nikah yaptırmayıp sadece 4 şahit bulup yalandan imam nikahı yaptırmanın yanlıs olduğunu söylemisti. nedeni de nikahın olayının evliliği ilan etmek, çevreye duyurmak olmasıymıs

ben yine ifade edemedim sorumu.

aranızda imam nikahı yaptıran var mı? farkettim ki farklı kesimlerden bir çok kişi imam nikahına da büyük önem veriyor. ama mesela bu insanlar boşanırken dinen boşanmaya gerek görmüyor. ikinci kere evlenirken de mesela yine imam nikahı yaptırıyorlar. bu da bana komik geliyor. evlenirken allah katında da evlenelim, günah olmasın diyip boşanırken bu meseleyi önemsememek.

yani ben daha çok boşanma aşamasında takıldım kaldım.

dini nikah, allah katında da evliliği gerçekleştirmek ve eşlerin birbirlerine helal olmaları yani yapılan işin zina olmaması için yapılır. inanç budur.

resmi nikah olmadan da dini nikah yapılamaz. yasaktır. bu da laiklik ilkesinin sonucudur.

boşanırken mahkeme kararıyla boşanırlar. birbirlerine de boş ol, boş ol diyerek yaparlar.

Evet, resmi nikah biterse mahkemede, dini nikahın da geçerliliği kalmaz. Sanırım sorduğunuz bu:)

nikah tektir, şartları 3 tür :)
kabul, şahit, ve ilan

imam kıydırdığı için imam nikahı belediye kıydırdığı için belediye nikahı.

resmi nikah biterse nikah biter haliyle imam nikahı da biter.

bazı ilkel birlikteliklerde özellikle kadının isteğiyle mahkemenin bitirdiği evliliklerde erkek kadını cezalandırmak için dini nikahı boşamıyorum. kimseyle evlenemeyesin diye kadını korkutsa da ve ilkel kadınlar buna itibar etse de aslı yok.

nikah bitmişse bitmiştir resmi dini farketmez

kimse cevaplamamıs arkadasın sorusunu, yuhh ya.

sevgili arkadasım; nikahın bir hukuku, kuralı, kaidesi oldugu gibi, bosanmaın da aynı sekilde kuralları ve kaideleri var, ancak senin de dediğin gibi, evlenirken dini nikah kıyılıyor ama bosanırken dini boşanma kısmı es geçiliyor.

halbuki, boşanırken mehir verme, iddet bekleme gibi bir takım kuralların da gözetilmesi gerekir. yani "ben Allah'ın huzurunda da evlenicem" diyen adam boşanırken de Allah'ın kurallarına riayet etmeli tabi ki.

www.suleymaniyevakfi.org
www.suleymaniyevakfi.org
www.suleymaniyevakfi.org

şu linkler olayı daha iyi anlatır.

Soru üzerine kaç aydır arayıp sormadığım halamı aradım ve de sordum. Kendisi zamanında epeyce dindar bi beyle evliydi. Yamulmuyorsam 15 sene önce falan boşandılar. Evlenirken imam nikahı kıydırmışlar bittabi. Ancak boşanırken bunu bozma gibi bir eyleme girişmemişler. Zaten halam hafiften dinsiz, aklına bile gelmemiş böyle bir şey. Ex-enişte de gitti başka biriyle evlendi, halam da kenarda dursun diye mi şeyaptı, bilemiyorum. Bi de görüşüyorlar arada bir, cık cık cık cık.

ido bir ara yapacaktı öle bişiler ama kaldı bildiğim kadarıyla izmir istanbul arası feribot yok malesef

Kisin olmuyor diye biliyorum, yaza dogru yapiliyor bir seyler.

ya bu mevzu yunanistanla kıta sahanlıgına takıldı dıye kalmıs benım aklımda.

yok maalesef. eskiden ankara feribotu vardı, yaz kış gider gelirdi. kıta sahanlığı falan da dinlemezdi. özelleştirme politikalarına takıldı diyelim biz buna.

costacurta, roy keane, ryan gigs, puyol, totti, del piero, alan shearer eskilerden frence puskas, bobby robson,

(bkz: steven gerrard)

francesco totti

raul gonzalez blanco, santiago canizares, fernando hierro

ara ara kaptan da oldu. madridli guti. çocukluktan beri orada. bir sözleşme daha yaparsa efsane olacak.

şifo mehmet

(bkz: metin oktay)

Cemil Turan.

kocaelispor için serdar topraktepe diyebilirim, ki serdar hala canla başla oynamaktadır. 80lı yıllarda da taraftarın gonlunde taht kurmuş biçok oyuncu var ama, hem yaşım müsait değil, hem de tanıdık gelmez kulaklara sanırım.

(bkz: gode cengiz)

hatayspor - mehmet kakil
samsunspor - ercan koloğlu

paul scholes

(bkz: george best)

Lefter Küçükandonyadis efsane ötesi

(bkz: ismail arca)
(bkz: fethi heper)

Bir ya da birkaç ya da bir çok erkek yapabilir, orasını bilemem. Ama yapmayanlar da olmalı (bizim zamanımızda çoktu yapmayanlar, azaldılarsa da ölmemişlerdir daha).

herkes her seyi yapabilir

yapar, kız da yapar erkek de yapar..

adamına göre değişir yani adamsa yapmaz değilse yapar

kızdan hoşlanıyorsa yapmaz ama kız o adam için önemli değilse yapar.

Kisinin egosuyla orantilidir. Bir erkek olarak benimle ilgilenen bircok hatun kisiyi en yakinimdaki arkadaslarim dahi bilmez.

apaçilikle falan alakası pek yok. kızın erkeğin gözündeki imajıyla alakalı birazda. eğer kızdan hoşlanmıyorsa arkadaşlarıyla geyik yapabilir pek tabi. kızdan hoşlanıyor ise normal bi konuşma içinde samimi arkadaşlarıyla paylaşabilir. ama çok geyiğin döndüğü de olmuştur benim içinde bulunduğum muhabbetlerde. bazen çok komik şeyler olabiliyo çünkü.

Gayse yapmaz, salağa yatar egosunu şişirir. /off the record/ çünkü gerzonun tekidir.

kızına göre değişir, erkeğine göre de değişir.
1. kız hafif bir kızsa erkek yapar tabi, ama saglam bir kızsa kolay kolay yapamaz erkek.
2. erkek adam değilse yapar, eger yaptıysa koşarak uzaklaşın.

bir adamın arkadaşlarıyla bir kız hakkında yapacağı muhabbet tamamen kızı önemseme seviyesiyle ilişkilidir.

apaçiler + geri kalan erkeklerin %80ine mahsus bir özellik.
arkana bakmadan kaçmalısın.

işletme, sözeli daha bol. Kendi başına daha kolay kavrarsın.

iktisat daha zordur.

kim diyor, ''eşşegi baglasan işletmeden mezun oluyor'' diye? işletme 3. sınıfın dersleri cok zor. hele ki, örgün bir egitim almadıgın, acık'dan okudugun icin, daha da zor. bütünleme sınavından bile anamızı aglattılar. iki dersi zor verebilirdim. Dostum aslında, bölüm secme işin, birazda seninle alakalı. Sen ne yapmak istiyor? nerede durmak istiyorsun önce onu bir netleştir kafanda. ben ikdisat oku desem, ikdisat mı okuyacaksın?

Aof'e çok yabancıyım.Soru içinde bir soru daha sorayım."Her sene daha önce çıkmış sorular çıkıyor , soruları ezberle sınavı geç" diyor bir arkadaş.Var mı aslı astarı ?

şahsi kanaatim soru ezberleyerek sınav geçilmez. Konuyu hiç bilmeden cevapları ezberleme yöntemine gidersen sınavda şıklar arasında ikileme düşersin ama konuyu çalışıp son 4 yılın çıkmış sorularını çözersen sınavı %90 geçersin.

iktisat daha kolaydır. İşletme 3. sınıfta maliyet muhasebesi ile finansal analiz dersleri kazıktır. Kamu Yönetimi de secebileceğiniz en kolay bölümdür.

nilsu diye bir isim duymuştum :)

kızının ismi illa bir ay olsun diyorsan "Eylül" olabilir hoş bir isim bence. romantik bir aydır hatta kendisi :)

Ek: eylülde gel diye şarkısı bile var :)

nisan ayında doğacaksa nisan güzeldir ama onun haricinde bence şık durmaz.
sizin listenizden derya ismini beğendim en çok. cemre de fena değil sanki.
bunların dışında dersen güzel bir isim var ama kusura bakmayın kendi kızıma saklıyorum :)
sağlıklı sıhhatlı olur inşallah

beril

rubin kazan'lı futbolcu semak, barcelona koymuş kızının adını, yabancı ülke de yaşıyor olsaydım mükemmel isim olur diye düşünüyorum :)

ne olursa olsun "X naz, ve 'lal' " koymayın ismi. "benan" erkek ismi yoğunluklu bir unisex isim. ben "selen" ismini severim. olmadı ninemin ismini koy "vasfiye" :)

düşünün 25 yaşına geldi okulu bitti iş arıyor, biraz oturaklı olsun ismi, x hanım denebilsin yahu :)

nilayın ni si leyla nın la sı = NİLA

Zeynep kadar güzel bi' isim var mı bilmiyorum. İstemiyorum derseniz Elif de güzel.

Anzel çok güzel bi isim bence ,yani kızım olursa en anzel koymayı düşünüyorum.

nisan ne güzelmiş, onun yerine eşinizi ikna yöntemleri denesek hatta nisan yağmur olsun yani olabilir, allah analı babalı büyütsün.

ahsen veya ahu. ne güzel isimler bunlar yahu:)

gönül, suzan, güneş değişik alternatifler olabilir.

aylin. hem eileen diye de yazılabilir, nereye baksalar internet gördüklerinden daha enternasyonel yetişiyor bu yeni bebekler, ileride pratik olur (:

buse
defne
eylül
olabilir

ceren-defne-melis .)favori üçlüm bunlar..Melis ismi düşündükleriniz arasındaymış.O zaman Melis diyelim..Allah size bağışlasın.

direk kayınvalidenin ismini koyun, yalakalıkta sınır tanımayın. böylece kocanıza olmadı kayınvalidenize istediğiniz zaman istediğiniz şeyi aldırabilirsiniz, çocuğu dilediğiniz zaman kendisine bırakabilirsiniz :)

Bakın daha önce bu (git: 93314) duyuruda bir çok kız ismi önerilmişti. Ordaki önerilerden de beğeneceğiniz bir isim çıkabilir.

Sizin listenizdense Cemre'ye oy veriyorum. :) Melis ve Pelin de güzel ama diğerlerini geçin derim. :)

@vejeteryan vampir,
birçok farklı denemeyle kız ismi arayan duyurulara bakmıştım ama sizin linkini verdiğinizi bulamamıştım. çok teşekkür ederim. bir sürü öneri olmuş orada. bakıcam hemen.

buraya kadar fikir veren, iyi dileklerini yazan herkese çook çoook teşekkür ederim.
darısı bebek bekleyen, isteyen, hayal eden, keşke diyen herkesin başına..

önerilerin devamını bekliyorum :)

bizim bi arkaaşlar da benzer problemler yaşadılar ve çözümü her iki ismi kullanmakta buldular. "nisan leyla" neden olmasın? hem çift isimli olmak güzel bence. ileride hangisini daha çok severse onu kullanabilir. ;)

ben meriç koyacağım tavsiye ederim.
edit: bir de geçenlerde bir tanıdık çocuğuna sinemis koydu bence o da güzel

benan beren itici bence.

nihan iyidir.

ayrıca ben derin ismini çok severim mesela.

Allah güzel ömür versin.

Zeynep +1 ( yukarıda da ben yazdım umarım kimse çakmaz :).

@charlesbukowskiineks
:)))
Zeynep bence de çok güzel bir isim de, çocuğun anasının adı işte :)
hal böyle olunca biz koyamıyoruz :)

ukalalık gibi olmasın ama neden "leyla nisan" koymuyorsunuz? iki isimli olmasının bir sakıncası var mı? siz nisan diye çağırırsınız eşiniz leyla der. kendisi de aklı erdiğinde istediği ismi kullanır daha çok. hiç birimize ismimiz konurken fikrimiz sorul(a)mıyor en azından onun seçme şansı olsun?

güzel bir kız ismi biliyorum ama, kendime saklıyorum:))

daha önce belirlediğim ismi başkasına kaptırmıştım, bunu kaptırmıycam:))

@karga tdi, rica ederim, niye ukalalık olsun.
Valla bana kalsa ben Leyla Nisan koyarım, seve seve de koyarm. Leyla da bana antipatik gelen bir isim değil sonuçta. Zamanı gelince çocuk kendi seçer deyip koyabilirim ama işte eşim Nisan'ı sevmedi :(

Manasızmış, çok az kullanılan bir isimmiş, "ne o öyle, ay ismi" diye çocukla dalga geçerlermişmiş..
Halt etmiş bence :)

isim bulunur, çok güzel öneriler de var yalnız belirteyim, kesin emin olmadan mutlaka soyisimle yanyana gelince ortaya çıkan ahengi de göz önünde bulundurun. bence çok önemli.

zeynep +2 oldu, daha guzel bir kiz ismi duymadim simdiye dek... herseyden once saglikli hayirli bir evlat olmasi dileklerimle.

Derya'nın üstüne tanımam. hem ismi derya olanlar şahane insanlar oluyorlarmış, şahit olmuşluğun da vardır karıncacım ;)))
şaka bir yana, ben benan'ı sevdim listendekilerden en çok.

Efendim, Berna, Simru, ve Almila'yı şiddetle düşünmenizi öneririm (:

bence ay ismi olmasın ya. eylül de çok güzel isim mesela, ama dışardan bakınca "eylül ayında doğdun ve ailen sana bu ismi koydu" diye açıklaması var ve sizi çok yüzeysel gösterebilir.

benim tavsiyem, şiddetle zeynep'ten yana. zeynep isminde bir kız asla çirkin olamaz. hem gelenekle barışık, şık bi isim. o ne demekse. yani, pelin selin hesabı bi isim değil işte.

bütün annelere saygım var. size de saygılar :)

illa ay olcaksa, ilkay güzel isim bence.
derya süper.
allah bağışlasın

zeynep zeynep zeynep zeynep zeynep zeynep zeynep zeynep zeynep zeynep zeynep zeynep zeynep zeynep zeynep zeynep zeynep zeynep zeynep zeynep zeynep zeynep zeynep zeynep zeynep zeynep zeynep zeynep zeynep zeynep zeynep zeynep zeynep zeynep zeynep zeynep zeynep zeynep zeynep zeynep zeynep zeynep zeynep zeynep zeynep zeynep zeynep zeynep zeynep zeynep zeynep zeynep zeynep zeynep zeynep zeynep zeynep zeynep zeynep zeynep zeynep zeynep zeynep zeynep zeynep zeynep zeynep zeynep zeynep zeynep zeynep zeynep zeynep zeynep zeynep zeynep zeynep zeynep zeynep zeynep zeynep zeynep zeynep zeynep zeynep zeynep zeynep zeynep zeynep zeynep zeynep zeynep zeynep zeynep zeynep zeynep zeynep zeynep zeynep zeynep zeynep zeynep zeynep zeynep zeynep zeynep zeynep zeynep zeynep zeynep zeynep zeynep zeynep zeynep zeynep zeynep zeynep zeynep zeynep zeynep zeynep zeynep zeynep zeynep zeynep zeynep zeynep zeynep zeynep zeynep zeynep zeynep zeynep zeynep zeynep zeynep zeynep zeynep zeynep zeynep zeynep zeynep zeynep zeynep

zeyneplerin uğruna ölünmeli.. aşk o zaman aşk.

MASAL

güzellik, sadeliktedir.sırf sıradan olmamak adına, farklı ama bence bir duygusu olmayan isimler koymayı anlayamıyorum.

"güneş" güzeldir mesela."deniz" ya da "derya" da.ama oscar goes to "zeynep"

eyşan

hmm bahar da olabilir. ezel manyağıyım evet

hem sizin hem esinizin istediği ismi koyabilirsiniz, 2 isimli olur, cocugunuz büyüyünce hangisini kullanmak isterse onu kullanır.
benim önereceklerim : yağmur, rumeysa, bahar, mahperi(güzel isim ama biraz uzun).
sonu -can lı isimlerden koymayın da:)

pelin, melis, nihan,benan bana sorarsanız güzel değil, beren beren saatçilik'den dolayı tercih etmem şahsen.

Cemre hoş bir isim, Sıla ise anlam itibariyle uzak durulmalı gibi geliyor bana.

Nihan yerine Nilay, Nihal gibi isimleri düşünebilirsiniz.

Yine de klasik isimlere de şans verin, Zeynep gibi bir isim çok yaygın olmasına rağmen çok güzel.Zeynepler bir de güzel olur.Aslı'lar ve Elif'ler de...

Bir de isimlerin anlamlarını araştırın, ismin anlamının çocuk üzerinde etkisi olduğuna inanıyorum.güçlü, karakterli, bahtı açık, başarılı gibi anlamları olsun mesela.

bir de bir suserden çaldığım ismi söyleyim, Beliz Bellekteki iz demekmiş.

Klasik isim olmasın dağ taş doğa gibi isimler olsun diyorsanız; Yağmur, Nehir (Derya ve Deniz'den iyidir)

Benim kendime sakladığım isim var, onu söylememeyi tercih ediyorum çünkü beğenmeyenler aklımı bulandırmasın.

Kızınız isimsiz kalmaz, daha bildiğim kadarıyla çook vaktiniz var, 5 ay kadar.
Allah kucağınıza almayı nasip etsin.

melike olsun. süper olur.

kişisel görüşüm zeynep, aslı, elif, merve, selin gibi isimler koymayın, aynı sınıfta bile bir sürü adaşı olur. çift isim de gereksiz, güzel olsun tek olsun.

bence çok acele etmeyin daha vakit varmış madem. isim listelerini inceleyip "e hadi bu olsun" diyeceğinize biraz daha bekleyin. belki bir yerde öyle bir isim duyarsınız veya aklınıza gelir ki eşinizle ortak heyecan duyarak koyabileceğiniz bir isim olur.

@schwannoma, ömür boyu el üstünde tutulmak isteyecek nazlı bir hatun, bence çok tehlikeli...

Bir de demeyi unutmuşum Nisan güzel bir isim Leyla'dan kat kat güzel.Ben de anlamı bolluk bereket olan bir isim isterdim açıkcası.Anne benim benim dediğim olur diyin Nisan isminde diretin.Zamanla eşiniz de sever.

bende bir kızım olsa adını zeynep veya eda koymak isterdim.
zeynep olamayacaksa, eda'yı da düşünün derim.
ayrıca madem siz bu kadar istiyorsunuz eniştenin telini verin ben ikna edeyim kendisini nisan olması için:)şaka bir yana nisan güzel isim ancak bir ay ismi olduğu için adı ilerde zevzek sınıf arkadaşları tarafından alay konusu yapılabilir diye geldi aklıma bir an. bilemiyorum tabi haklı mı çıkarım yoksa haksız mı çıkarım bu konuda. alay konusu olması ihtimali olan isimler çocuğun hoşuna gitmeyebilir ileride.
idil, sıla, pelin, benan ve beren koymayın bence de. en azından bu konuda ısrarcıyım:)

Madem Zeynep olamıyor ( ühü ühü :p ) Hülya olsun:)

SİMGE çok güzel isim. ama soyadıda çok önemli. en azından soyadınızı yazsaydınız ona uygun bişeyler de yazılabilirdi.. ayrıca nisan ismi leyla'dan çok daha güzel.

Nisan olmazsa Simge olsun...

öncelikle sağlıklı başarılı uzuun bi ömrü olsun diyerekten başlıyayım...

isimlerin karakteri etkilediğni düşünmüşümdür hep o yüzden tecrübelerime dayanarak melis koymayın derim ben... beren de olmaz çünkü bu beren saat yüzünden yüzlerce beren olucak yaşıtları arasında...

iki isim de tavsiye etmem, ben iki isimliyim ve hiç mutlu değilim, zaten bi de evlenip kocasının soyadıyla beraber kendi soyadını da kullanamya kalkarsa 4 isim oluyo ispanyol gibi oluyo güzel olmuyo:)

isim önerim yok malesef, yukarda belirttiğim sebeplerden dolayı çevrenizde karakterini beğendiğiniz birinin ismini koyun derim... kısa ve anlaşılır olsun, söylenişi herkesce kolay olsun, önerim yok dedim ama mesela deniz ne güzel isimdir öyle!

saglikli ve mutlu buyur insallah.
cevap olaraksa daha once sorulmus duyuruda bir suru cevap vermistim. onlardan birini koyacaginiza eminim :)

aslında nisan da leyla da güzel isimlermiş.
diğer saydıklarınız arasındaysa benan bence kulağa kaba geliyor. beren bu dönem çok popüler olan bir isim, ileride okula gittiğinde 10 tane berenle aynı sınıfta olabilir.
şu anda okullar ilayda ve aleyna dolu mesela, bir sonraki dönem de duru ve su dolu olacak muhtemelen.
bence kulağa hoş gelen isimler, genelde içinde i ve e olanlar; elif, deniz gibi mesela.
link verilen duyuruda da bazı isimler yazmıştım ama favorim sezin.

Behiye ve Pakize iyi tınlayan isimlerdir...

(bkz: umay)
(bkz: ülgen)

Su

defne ismini çok severim hem apollo'nun sevdiği kız, bir de içinde e ve i geçen kız isimlerinin erkeklere daha çekici geldiği gibi bir yazı okumuştum. ayrıca nisan'ı bırakmak istemiyorsanız iki isim de koyabilirsiniz. mutluluklar

bal olsun bence.

Saydıklarınız arasında en iyisi nisan. Bence diğerlerinin hepsi çok kötü. Hele idil, melis ve benan fena.

isim koyulunca bizi de haberdar eder misin, meraktan catlar yoksa bu kadar insan :)

(bkz: yağmur) tek geçerim nisan ayında doğacaksa buyuk ihtimalle yağmurlu bi günde doğar

Hazel. Hoş değil mi?

idil olmasın itici.
pelinler genelde şişman oluyor. vallaha ..

benan ve beren olabilir fena değil, ama benan daha seksi.

nihanı geç çok klasik.

cemre ise benim favorim.

sedef.

beliz güzel isim bence. idil de iyi

ben kızım olursa adını maya koymayı düşünüyorum şahsen..

oho bu kız seneye okula başlayacaktır hala isim mi öneriyosunuz? kahramanlık yapınca isim verecekse bilemem.

nisan iyi aslında ya (:
nihan, pelin, benan, beren olmasın.
idil en ideali bence. çok iyi.

<sosyal mesaj>
kızlarımız isimsiz kalmasın!
</sosyal mesaj>

Bediz olsun öz türkçe bir kelimedir hem anlamıda süs bizim türkoloji hocasının kızının adıydı bence güzel :) bedizzzzzz kızımmmmmmmmm

Ne koydu acaba

oha duyuru 2009'danmış lan (: ben de sağda gördüm, cevap yazdım. şimdi kız koşuyordur filan heralde.

Kızın adı Dila'ymış, adı çok da güzelmiş (:

tcyx
altıncı nesil yazar

için rahat olsun hala yazarsın, soruna gelince muhtemelen websense tarzı bir uygulama kullanmaya başlamışlardır ondan giremiyorsunuzdur.

peki var mıdır bir çaresi?

(git: 90582)

verdiginiz bakınız boş çıkıyor!

sözlük dışına kapalı olabilr belki de bilemiyorum.
ultra surf, hotspot shield gibi prgoramlar çözüm olabilir sorununuza

ultrasurf candır.

aynı sorun bende de var, acaip geniş kapsamlı bi websense var elimiz kolumuz bağlı. portable ultrasurf indirdim onu virus diye sildi, virüs değil diye ikna ettim, programı çalıştırdım ama nafile ultrasurf ile internet explorer hiçbir siteyi açamıyor.

sorun cozuldu arkadaslar. kendi hesabımdan girdim simdi. hepinize tick koydum farzedin.

yaşasın ultrasur diyorum. ve tesekkürler sammie

öncelikle geçmiş olsun diyorum...bence dışarıdan topladığın küçük böcekleri karınca,karafatma..vs böcekleri evin içine at hepsini evi böcekler bassın senin yaptıgın anlaşılmaz böylce kolay gele

zemin parkeyse odayı sula, şişsin kabarsın.

boşver kardeşim, kör şeytanından bulsun.

hemşeri hemşeriyi gurbette...diye olan atasözümüz geldi benim aklıma şimdi.@sn611 in tavsiyesine ilaveten tahtakurusu ve pire geldi benim aklıma,bi kaç ilaçlama firmasına sorsan belki bu böcekleri nasıl bulabileceğin konusunda yardımcı olabilirler,arkadaşıma şaka yapıcam falan dersin..

fare. evin gizlenebilecek mekanlarına fare at. yaşasın gelişsin. hayvan gibi hızlı çoğalıyorlar zaten.

hmm aklıma şöyle bir hinlik geliyor aslında, sen daha önceden anahtarın bir kopyasını cıkarabilirsen şayet. Anahtarı teslim ettikten sonra eve son bir kez girip, istediğin gibi zarar verebilirsin :) (yukarda arkadaşın da bahsettiği gibi eğer yerler parke ise güzelcene sula derim bende :)) ) ama yok o olmuyorsa, baska seyler dene...yanına kalmasın şerefsizin ;-)

üç-beş çift hamam böceği veya fare en güzeli... zan altında kalmazsın... temiz iş... :)

Mutfak lavabosunun pis su borusu vardır, lavabonun hemen altından gecip kolonlardaki borular ile birlesir. Muhtemelen yerden 20-30 cm yüksekliktedir. Lavabonun çeşmesi açık iken matkap ile borunun yerini tespit etmeye çalış küçük küçük delikler açarak (zaten bulunca su akacaktır, bu boru lavabonun yapisik oldugu duvarda yerden 20-30 cm yükseklikte tüp falan konulan yer varya dolap var sanırım oralarda)

borunun hizasını tespit ettikten sonra kolona kadar olan bölümde 5-6 delik aç ve çok ince şekilde alçı ile kapat (çok alçı kullanma).

sonraki aşama ise o aynı hizada borunun kolondaki boru ile birleştiği yer vardır daha kalın bir borudur pimaş deniliyordu sanırım. bir delik de oraya aç.

evin içinde açtığın delikler ileride mutfağa halı falan serilirse onu batıracaktır,
kolonda açtığın delik ise pis suyun alt komşunun evine akmasına sebep olacaktır (ki bu günahtır bunu belirteyim)

bu delme işemini ince deliklerle banyoya tuvalete vs yerlere uygulayabilirsin.
sonsöz olarak elbette intikam almak istiyorsan hiç bir öneri telkin senin fikrini değiştirmeyecektir belki ama ben yinede yapmamanı sineye çekip susmanı öneririm ki bu dala olgun daha etik bir davranıştır.

şayet ben olsam allaha havale eder geçerim. Evden çıktığımda acizce bir hareketle değil, arkamızdan küfür edilecek bir biçimde değil, susulacak bir biçimde anılmak isterim :)

Saygılar :)

Edit : Ne biçim bi insan mışım lan ben yeni farkettim.

gider borusunu tıka

salonun ortasına sıç. sonra anahtarı teslim et. eve girdiğinde anlar hatasını

bence çok piskopatça birşey olcak ama fosforlu kalemle evin duvarlarına

saat 03 am cesedi parçalara ayırıyorum.
yarın eniştemi öldürmeyi planlıyorum.
penisimi kesip yedim.

gibi pisko şeylerle doldur. yeni ev sahipleri gelince çok güzel bir sürprizle karşılarşır.hiç degilse saygıyla anlırsın arkandan laf edemezler.

oyle sonradan ortaya cıkacak bir zarar verirsen, bunun cezasını senden sonraki kiracı çekecektir. sen yeni girdiğin evde farelerle böceklerle ugrastıgını dusunsene. o kadar tasınmışsın etmişsin.

hem madem evden cıkıyorsun, depozitonu da gözden çıkardın, anahtarı vermeye gittiğin zaman agzına geleni soyle, bütün yaptıklarının hesabını sor, anahtarı da at git. bundan daha rahatlatıcı birşey düsünemiyorum şahsen.

evin duvarlarına yazı fikri iyi bence de.ama kendinle değil oda sahibiyle ilgili şeyler yaz.

çıktığın gün evin camından molotof kokteyli at.

molotof yapımını nette bulursun, basit.

camasir ve bulasik makinesinin borularini cikar, evi su bazsin bir sonraki calistirmada. ben olsam yapmazdim. ofkeyle kalkan zararla oturur.

hazır ingiliz istihbaratı şizoya bağlamışken ankesörlü telefondan terörist ihbarı yap, burnu sürtülsün iki gün..
hatta tam dönüş vaktine denk getirebilirsen eve de aklına geleni yapabilirsin..

borulara zarar vermek gibi şeyler ancak senden sonraki kiracıya zarar. adam şerefsizse nasıl olsa kiracıdan bilecektir ve kendi uğraşacağı yere kiracıya kaktıracaktır. bence de en güzeli odanın ortasına sıçmak ve terörist ihbarı vermek. adamın kendisine zarar vermek gerek.

eve zarar verme, bunun yerine depozito bedeli kadar kirayı ödemeden evde oturmaya devam et.

temize benziyor ama görmeden, motor sesini duymadan birşey söylemek zor. km olayına çok takılma temiz ve iyiyse.

ALINMAZ!9-11 bin arası

dostum 15.000 lira yazmış adam. o paraya 2005 model hyundai getz alırsın. hemde kilometresi 50.000 civarında.

130.000 de araba alınmaz, dizel özellikle alınmaz. bu kilometreden sonra başına sadece iş açar. daha düşük kilometreli farklı arabalara bak derim. 1 yıl getz kullandım, gayette memnundum.

çok para be abi 15

piyasasına göre fazla bu arabaya istenen ücret..yalnız şöyle bişey var,bi arkadaş demiş 130.000de araba alınmaz hele dizel hiç alınmaz diye.unutmayalım ki vw in dizel motorları 1 milyon km testini başarıyla geçen motorlardır...fiyat sıkıntı olmayacaksa eğer sizin için,kalite yönünden sıkıntı yaratmayacak bi araba.(eğer temiz kullanılmışsa söylendiği kadar)

130 000'den sonra çok araba alınır da bu araba alınır mı bilemiyorum.
ayrıca fiyatı pahalı gerçekten. şu zamanda hele araba fiyatları öyle böyle dibe vurmuşken.

130.000 de araba alan arkadaşlar, yılda kaç kere servise veya tamirciye gidiyorlar acaba.
ben 20.000 km de araba almıştım. yıllık periyodik bakım haricinde servise gitmişliğim yoktu. çevremdeki çoğu yüksek kilometreli araba sahibi sanayiden çıkmıyordu. kilometresi düşük, yıpranmamış araba bakın derim.

şöyle bişey de var, 330.000 km de hala canavar gibi giden honda civic' de gördüm.

yuhh, 15bin bu arabaya çok pahalı. 2002 model üstelik. Ben de bu aralar 15000 tl civarı araba bakıyorum, 2006-2007 model, bundan daha iyi birsürü araba buldum.

130.000 de arabayı mercedes, bmw falan olmadıkça tercih etmem.

fiyatını bilmem piyasası nedir onuda bilmiyorum(gerçi aynı yere çıktı) ama bişey söyleyecem, sonuçta dizel arabadan bahsediyoruz. adam dizel almış ki kullanayım diye.sonuçta böyle bir dizel arabanın 7 yaşında olup 100.000km üstü olmasından daha doğal ne var. madem adam arabasını az kullanacaktı da ne diye gidip dizel aldı ki. hem ilk alırken benzinli modeline göre fark verdi hem bakımda fark verdi hem parçasında fark verdi niye? kullanmak için. kıssadan hisse dizel arabam olsun ucuz olsun diyosanız ee o kadar km si de olacak tabi..

Beyazıt uyarsa tavsiye edebilirim.

uyar sanırım tramvayla gider, oradan devam ederim yoluma.

Can Dönmez 638 20 26 Beyazıt tramway durağına çok yakın
Abartısız söylüyorum 20 senelik dişçi fobimi sayesinde yendim.

1. timaş'tan çıkan, ahmet kırkkılıç'ın tasavvuf adlı kitabı epey bilgi verir.
bilgi için değil ama elif şafak - aşk romanı

2. islamsız tasavvuf olmaz. tasavvufun bakış açısı için islam'ı bilmek şart. yoksa doğunun mistisizmi gibi şeylere çıkar yollar.

3. tasavvufun onlarca kolu var. sufi, tasavvuf yolunda ilerleyen kişi. sufilik, bu yolun adı, yani tasavvuf.