önemli olan şu: internetin var mı?

internetim var diyelim peki ? ama istedğim şey bana viber gibi bi uygulama değil.Örneğn akıllı telefonu olmayan sıradan biri beni aradığında direkt ulassın.

avrupa'dan bir hat al, onlar seni arayınca o numaraya ulaşabilirler.

sen de onları skype ya da nonoh ile ara.

skype'tan sabit numara alabiliyorsun bildigim kadariyla, seni direk ariyabiliyorlar.

www.skype.com

Belgesel değil de dizi izlediğinin farkında olarak izleyeceksen izle. Güzel dizidir.

üstada saygımdan başlamıştım geçen sene ama diğer starz dizileri gibi piyasa dizisi. pek bir derinliği olduğunu düşünmüyorum.

Leo'nun ukalaligi disinda cok sevdim ben. Zaten toplam 20 bolum. Kilic var, kalkan var, gizem var, bulmaca var. Cogu sey zekice, birtakim tahmin edilebilir seyler olabiliyor arada. Tarihsel dogrulugu bir kenara birakirsak ben bayildim.

Güzel başlıyoda boka sarıyor sonra mistik olaylara giriyo

roma tarihinin hastasıyız diye başlamıştık arkadaşla, ilk sezon seyrettik ite kaka. ikincisine başladım, 15 dakika sonra bu ne ya deyip kapattım. spartacus'ten sonra çok kötü geldi bana açıkçası. tamam spartacus olmasını beklemiyodum ama fazla kurgusallaştırmışlar işi. abuk subuk bissürü mistik olay var. kafası karışıyo insanın.

ayrıca cidden piyasa bebesi cix leo yapmışlar herifi.leo da insandı genç adam oldu sevişti etti ama murat boz gibi giyinip alımlı çalımlı yürümüyodu herhalde o zamanlarda. affedersiniz ama dönemin romasında floransasında bu tip insanları fena sikerler idi. herif 2014 model giyiniyor.

spartacus demeyin arkadaş ya, özledim lan. bin tane dizi var piyasada, spartacus'ten aldığım tadı hiçbir diziden alamadım/alamıyorum.

ilk sezon güzeldi de ikinci sezonu olmayaydı iyiydi. bundan sonrasını da "başladık artık bi kere" diye izleyeceğim. içimi baydı zira artık.

2 bölüm zor dayandım bıraktım bu diziyi. leonardo'yu disney'in alaaddin'ine benzetmişler. bir tek maymunu eksik kalmış. konu fantastik ötesi zaten.

devilred +1
İlk sezon güzel, ikinci sezon nanay.

çerez niyetine iyi gidiyor. önce güzeldi sonra beklediğimi vermedi ama olsun gene de izletti.
illa işi indiana jones'a bağlamaları gerekiyo sanki. mistik uygarlıklar cik cik vik vik

Tek seferde, nadiren iki seferde.

"hayat almanca öğrenmek için çok kısa"

ispanyolcada en fazla 3 kerede geçtim.

valla ilk beş soruda hata yaparsam baştan başlıyorum.

ha şu genitiv, adjektiv, dativ, akkusativ'leri geçene kadar iflahım kesildi.

duolingonun eksiği bu: en azından başta gramerden söz etse yaparım. yoksa deneme yanılma ve ezberleme gibi oluyor. zamanla yanıtları ezberliyorum, öyle geçiyorum. öğreniyor muyum bilemiyorum. kulak dolgunluğu oluyor işte.

ben şurdan kelimelere çalışıyorum www.memrise.com
sonra duo'dan yapıyorum. vocab dersi ise ilk denemede, gramer ise maks 2. denemede geçiyorum

bi de karıştırdığım bi şey var ise kağıda yazıyorum, arada tekrar ediyorum

şunlardan mı bahsediyorsun?
tr.aliexpress.com

tr.aliexpress.com

"Go Pro Hero 3 Tarzı" :D tabii ki orijinal değil, orijinal de demiyorlar zaten. çinde üretilen bir replikadır/başka markadır.

rodriguez2'nin dediği gibi Çin'de üretilmiş replikaları satıyor onlar. Amazon'daki fiyatlar ise üzerine vergi-algı bindirilmemiş şekliyle yurtdışı fiyatları, gerçek olup olmadığını oradan karşılaştırabilirsin.

GoPro'nun replika versiyonlarından arıyorsan, AliExpress'ten almaya da niyetliysen şu başlığa bakmanı tavisye ederim: eksisozluk.com

Hepsi aynı kalitede olmuyor malum..

Ya şimdi hani tamam ucuz olabilir, vergiler çıkınca filan
Bir de bazı ünlü. markalar cin'de üretim yapıyor
Ama bu kadar da ucuz olmaz ki ya.

@rodriguez2 ben tr sitesinden bakmadım ama onlar galiba.

@sevgi

amazondaki fiyatlarla tr deki fiyatlar çok farkli degil yalniz. 300 dolarlık bi kamera burada 750 lira filan. Neyse.anlasilan o ki elektronik olayina girilmez ali Baba'dan eğer hepsi replikaysa.

@rodriguez2 şunlar ya, m.aliexpress.com

aliexpress'ten markalı ürün alınmaz. hepsi çakmadır. kimse kendi markasının çinde bu şekilde satılacağına göz yummaz zaten.

koca north face 100 ürün yaptırıp ellisini kendisi satıp 50sini çinde mi sattıracak? bence mümkün değil.

yok zaten tipi de farklı, bir de model numarası var dv100sa diye gopro'da öyle bir şey yok. Ayrıca bu 1.3mp cmos sensörlü 720p video çekebilen bir cihazmış. Go Pro Hero (ilk versiyon) 5mp ve 1080p video çekebiliyor.

Oem urunler oluyor ucuza. Alinacak urun de cok yani. Bazi urunleri amerikadan bir suru insan alip cok iyi cok guzel diye yorum yapmis hep. Kurcalamak lazim

@rodriguez

1080 i de var orada ya. aramada Ilk geleni koydum oyle.

termosifon cok saçma

hayır haznesiz varken neden termosifon kullanılır ben onu hala anlayabilmiş değilim. bilen varsa beri gelsin. elbette ki haznesiz.

termosifon tarihte üretilmiş en mal üründür kanımca.
kim niye ne için bulmuş ve nasıl hala millete iteliyor aklım almıyor.

nerdeyse 10 kat fazla elektrik tüketip bi ton bekleten devasa bir kazana sahip bir cihazı kim niye alır anlamam.

anlık su ısıtıcı candır. (halk arasında ihlas)

Anlik su isitici kisin soguk yerdeki sulari isitmaya yetmez. Sehir neresi ?

Şofben yeterli gelmez

anlık su ısıtıcılar kışın su çok soğuk olduğunda istenilen düzeyde ısıtamayabilirler.
en yüksek kademede 7kW güç gereksinimleri olur. bina ve tesisat eskiyse sıkıntı olabilir. (yangın riski, yeni sigorta takılması gerekliliği vb.)
aynı anda elektrik süpürgesi, kettle, ütü vb yüksek güçlü zımbırtılar kullanıldığında sigorta atabilir.

termosifonda su kapasitesi belli olduğundan bittiği an ortada kalınabilir.
bu durum kalabalık olanlar için dezavantajken, yalnız yaşayanlar için su tasarrufu açısından olumlu sayılabilir.
kazan patlaması, kireçlenme gibi sorunlar baş gösterebilir.
suyun ısınması için yarım saat kadar bekleme söz konusu olabilir.
fiyatı anlık ısıtıcaya göre yüksektir.

Ha bi de 65 degil de 80 litrelik al. Ben yalniz yasamama ragmen 65 lt sikinti oluyor soyle uzun uzun keyif yapamiyorsun.

stk'lara başvurabilirler.

tegv, tog.

masraflarını kendileri mi karşılayacaklar?

karşılamasalar hoş olur ama karşılaya da bilirler

Ben mevzuyu anlayamadım. Dediğiniz yardımlar yapmaları karşılığında ne istiyorlar?

amaçları ne beklentileri ne?
yardımcı olabileceğimden değil ama merak ettim işte...

Bir şey istemiyorlar, dediğim gibi gönüllü olarak geliyorlar, maddi belentileri yok tabii geldikleri kurumun barınma vb konularda yardımcı olması hoş olur (aslında bu benim düşüncem, kendileri bu konuda bir şey söylemedi)

kodeinli falansa alamazsın

sanmam, pastil falan olsa veriyorlar da...

türkiye'de bile bağımlılık yaptığı için reçetesiz satmıyorlar öksürük şurubunu.

Eczaneden birçok kez oksuruk şurubu aldım reçetesiz, uzun yıllardır yaşıyorum. Yeri geldi türkiyedeki doktorumla konuştum deyip reçeteile satılan başka ilaçları da satın aldım. DDerdini güzel anlatırsan sorunsuz alırsın.

Güncelleme: alerji ilaci almak zorunda kaldim:)
agzim yüzüm sisti bbirdenbire:)

Kurtuluş diye mini-dizi vardı 90'larda. o olabilir. divxplanette de altyazısı varmış.

divxplanet.com

Zülfü Livaneli'nin Veda filmi vardı, bana göre dar bir kesit anlatılıyordu ama kendisi "yabancılar çok beğeniyor" gibi bir şey yazmıştı.

ne kasıyosun kurtuluş var 6 bölüm. ingilizce altyazılı da izleyebiliyorsunuz.

arada moralim bozulunca açar izlerim.

üstüne de cumhuriyeti izledim mi kendime gelirim hatta. hehe.

Hizmet pasaportu işlem kolaylığı sağlar. Mümkünse gri al. Tabi onun için kurumsal bir başvuru ya da kurumun verdiği bir yazı gerekliydi sanırım.

Gri pasaport gidilecegi ulkede cok buyuk olasilikla 90 gun gecerli olacaktir. Devami icin vize veya oturma izni gerekir ama ilk 90 gun rahat gezilir

Edit: Telefondan doğru düzgün yazamadım, şimdi düzeltebiliyorum dedim. Ülkelerin özel durumları oluyor. Çoğu AB ülkesi 90 güne kadar gri pasaportu kabul ediyor. Gri pasaportun faydası kısa çıkışlarda görülüyor. Ben doktora sırasında davetli araştırmacı olarak İspanya'ya gitmiştim. Gri ile çıktım ama 90 günden sonrası için geri dönüp vize aldım. Oda arkadaşım Erasmus ile Finlandiya'ya gitmişti. O da orada oturma izni aldı 90 günün sonunda. Aynı şeyler Portekiz'e gidenler için de geçerli oldu, onlar da oturma izni almak zorunda kaldılar. 1 yıl için pasaport çıksa bile, ülkelerin anlaşmaları var ve o anlaşmada belirtilen süre boyunca vizesiz geçerlilik sağlıyor. Bunu da Dış İşleri Bakanlığı'nın sayfasından bulabilirsiniz. Örneğin, Almanya için şöyle bir şey yazıyor: "Hususi, Hizmet ve Diplomatik Pasaport hamilleri ise 180 gün içinde 90 günü aşmamak kaydıyla, anılan ülkeye yapacakları seyahatlerinde vizeden muaftır."
Dolayısıyla hizmet pasaportu sahibi olarak, 6 aylık bir sürenin en fazla 3 ayını vizesiz geçirebilirsiniz. Sonrası için vize gerekir.

Benim her halükarda vize almam lazım çünkü İngiltere'ye gidiyorum. İngiltere gri pasaporttan da vize istiyor. Benim merak ettiğim görevlendirme ile gittiğim için illa ki gri pasaport mu almam gerek yoksa normal pasaporta da görevlendirme olur mu? Eğer normal pasaportla da görevlendirme yapııyorsa gri pasaportun ekstra bürokrasisi ile uğraşmak istemiyorum.

İstediğin pasaportla gidebilirsin. Normal pasaportla da gidebilirsin, gri ile de.

normal pasaportla da görevlendirme olur.

örnek: ben :)

1 tl veririm deyip moralini bozayım.

prensip olarak kitaba para vermiyorum.

internet çıktısı kabul etmediler. bankadan referans yazısı ve hesap cüzdanlarının kopyalarını istediler bende.

yılbasında gitmiştim. hesap ozetinin ve son 6 aylık dökümün internetten cıktısını almıstım.bankada kaşeletip imzalattım, herhangi bir sorunla karsılasmadım

ben kaşesiz verdim kabul ettiler.

Tahmin ettiğim gibi kafalatina gore uygulama varmis..herkese teşekkürler cikti alip deneyim bi

The Life of David Gale

O kadar "Ohaa" dedirtmeyebilir ama küçük bir "oha" olur.

timecrimes

1-the devils advocate

2-the game

3-shutter island

4-eski ama güzel,izlediklerini bilemediğimden the others

5-orphan

6-hide and seek

7-identity

4-5-6-7. önerdiklerim korkuya da kayıyor ama bence onlarda mistik ama ilk üç yazdığımı izlemediysen eğer mutlaka izlemeni öneriyor ve hatta daha sonra beğenip beğenmediğini bana söylemeni rica ediyorum :PP

Gattaca, The Man from Earth

(bkz: primer)
(bkz: seconds)
(bkz: soylent green)

(bkz: the usual suspects )

(bkz: law abiding citizen)

(bkz: seçim kampanyası)

O parala reklam ve kampanya yapıyorlar heralde.

103 yaşındaki kadının ne olduğundan haberi yok bu arada. mizansene kurban edilmiş kendisi.

insanlara iş vermeyip aç bırakarak duygularını sömürürsen cebindeki son kuruşu bile alırsın.

yani bu adamlar gerçekten bu kadar sıkıntıda mı ki insanlar seçim kampanyası yapsın diye para gönderiyor?

saçmalamayın lan.

Uzun'a menfaat için, Selo başgan'a dava için de ekmeleddin bey'e ne için bağış yapıyorlar, ben de bilemiyorum.

Hayır. Cb adayların paetilerden ya da şahsi paralarindan kampanya yapmasi yasak. Sadece bagislarla kampanyaya para harcayabiliyorlar. Birisi cikip 100bin tl bagisliyorum da diyemiyor bir ust siniri var kucuk bir mebla bagislanabiliyor max. Yasa boyle bu yuzden bu bagis geyigi donuyor yani.

ben de aynı fiyat aralığına bakıyordum. konuyu bilenlerine sordum. nexus 5'te karar kıldım.

g2 32gb kullanıcısıyım, hastasıyım hala :p

nexus 5 güzel.

bu nexus 5 yeni çıkan bi model mi? bi de neden s4 değil nexus 5 peki ?

samsung'tan uzak dur. son derece güzel donanımlara sahip telefonlar yapmasına rağmen içini asla işinin düşmeyeceği kendi uygulamalarıyla o kadar şişiriyor ki illallah edersin, sonra sağlam custom rom bulucam diye genç yaşında saçların dökülür.

neksus 5'i öneririm ben de. ama sony'nin xperia serisinde de oldukça hoş modeller var, bakabilirsin.

neden s4 değilden ziyade nexus 5 android versiyonlarını ilk alan telefon. androidi milyar tane cihaz kullandığından optimizasyon sıkıntısı oluyor ama yamulmuyorsam android ilk olarak nexusta geliştiriliyor. bunun getirdiği bi stabilite var.

yalnız bi tane s4 al diyen çıkmadı. o kadar mı pişman olurum alsam ?

s4 s3'ün makyajlı hali.
ben aldım kullandım, uzaktan kumanda özelliği iyi, pili biraz daha iyi gidiyo, işlemci az daha iyi, bi de kameraya özenmişler.

samsung sırf s3ün önünü kesmek için s3'e kitkat güncellemesi vermedi. bence hayvanlık, sıfırını sattığın telefonu güncellemeden mahrum bıraktı...

s4 çok mantıklı bir seçenek değil bence.

S4 alma. Nexus 5 olabilir, kullanicisi olarak lg g2 tavsiye ederim. Nexus5 e kiyasla tek dezavantaji guncelleme ama o da zaten yilda 1 defa geliyor gec geliversin. Tonla avantaji var ama ekran olsun batarya olsun.. Kiz arkadasimda note2 var, onu da alma. Komple samsung alma hatta.

ala da bilir almaya da bilir.

konsolosluğun keyfine.

vize başvurusuna "işsiz" yazıp vize aldığını gördüğüm adam dahi oldu.

tarayıcıdaki bilgiler görülebilir. chrome yedekliyor.

resimler google + yedekleme açıksa otomatik yedeklenir

whatsapp'ın gmail ile işi olmaz.

Sigara ureten onlarca yuzlerce fabrıka ve bunlara baglı yuzbınlerce ıstıhdam var. Sıgaranın toptan yasaklanması demek işsizliği doğurabilir. Ayrıca toptan yasaklanması demek özgürlüklerin kısıtlanması demektir bence. İsteyen istediğini yapsın. İçen insan o zıkkım yuzunden olebilecegini zaten biliyordur.

Not: sigara kullanmıyorum..

Neden yasaklansın? İçmiyosan içme sana zorla içiren mi var? içen adam da bu bokun zararını biliyor. İşimize gelmeyen herşeyi yasaklayalım ne güzel hayal dünyanız var ya!

@son müzakereci

eroini içen de zararını bilerek içiyor ama o yasak.
sigara eroin ve kokainle eş değerdir bana göre.
diğerleri daha çabul öldürüyor sadece.

(bkz: tütün lobisi)

@darknum_

bu saydıklarınızın içinde sigara en tepede.
evet bana kalırsa fast food da yasaklanmalı.
insanları özür bırakırsanız böyle saçmalıyorlar işte.
dayatmadan bazı şeyler gerçekleşmiyor.

demolition man'deki gibi bir gelecek hayal etmiyorum. ama gelecekte sigara komple yasaklanacaktır buna eminim belki 50 yıl belki 100 yıl sonra.

sana nasıl bir otorite lazım biliyor musun?

böyle özgür bırakılmayacaksın, sabah eline 2 tane hap verecekler(domates hormonlu, zararlı), öğlen yemeğinde 3 tane hap ve biraz çinkolu su(nede olsa tavuklar hormonlu, zararlı) akşam yemeğinde yine 3 hap ve biraz saf su(balıklar son senelerde civayla dolup öldürüyor çaktırmadan aman diyeyim) verilecek eline ve biz sizi düşünüyoruz, bunlar size iyi gelecek diye verecekler. rakı balıkta zararlı o zaman? zararlı diye herşeyi yasaklayalım nasıl bir zihniyet anasını satayım? özgür bırakınca böyle oluyormuş. insanız lan özgür irademiz var bizim elbet sigarada içicem yağlı big mc burger'da yiycem.

hani böyle robot gibi yaşatacaklar seni, o yasak, bu size kötü diye tokatlayacaklar ve böyle yaşatmaları lazım senin gibileri çünkü istediğiniz bu

soruya gelince, yasaklamamalarının sebebi insanların kafasını güzel yaptırıp saçma şeyler yaptırmamaları. hani bi eroin alıp karısını öldüren adam vardır. ama big mc yiyip birine tecavüz eden yada sigara içip kendini kesen adam yoktur. aralarında ki fark bu. eğer sağlık açısından kıyaslıyorsan eroin ve sigara evet belki yarışabilir ama devletin vatandaşın sağlığına müdahale etmeye bu şekilde yetkisi yok. çok ciddi söylüyorum senin yediğin domates sigaradan daha masum değil. fastfood içinde geçerli bu dediklerim.

ve ayrıca şu anda kahveyle sigara içiyorum, çok güzel bir zevk bence bir dene sonra bu duyuruyu siliceksin kendin zaten

Çünkü devlet %70 e yakın bir civarda vergi alıyor. Yani 10 liralık bir sigara satışından devlet 7 lira kazanıyor. Daha yüksek bir gelir kaynağı var mı? Sigarayı yasaklasan ülke batar amk :D

not: sigara kullanmıyorum.

Zararlarindan ziyade, digerleri uyusturucu ve uyarici kapsaminda ele alindigi icin kullanildiklari takdirde gunluk yasami etkileme ihtimalleri oldukca yuksek. Alkol de yine ayni sekilde gunluk yasami etkileyebilir diyenler olacaktir fakat alkol cok uzun suredir bilinen kullanilan daha kulturel bir sey, hem cesitli alan ve organizasyonlarda kullanimi ve alkolu sekilde katilim yasaklaniyor zaten. Yani kisacasi mesele saglik degil, devlet bizim kole gibi ona hizmet eden gunluk rutinlerimiz bozulsun istemiyor ve sigarada boyle bir sey soz konusu degil.

Koskoca sigara endustrisi var yasaklanmasi ha deyince olacak is degildir heralde.
Sigara endustrisini bir kenara birakalim, sigarain yasaklanmasi dunyanin en sacma fikirlerinden biri. Sigaranin komple yasaklamasi bir toplumun kendi kuyusunu kazmasi demek. Sigara tiryakilerinin durumu hakkinda bir fikrin varmi? Toplumda kaos olur, bildigin kaos. Sigara icmediginde sinir krizleri geciren insanlar var.
Sigara kullanan insanlarin icinde doktor da var, sofor de var, terapist de var, muhendis de var, yonetici de var, asistan da var, var da var. Bu insanlarin isine nasil yansiyacagini dusunsene?

Not: Sigara kullanmiyorum ve feci sekilde nefret ediyorum.

ülkenin nerdeyse %50si bu mereti içiyor. bu kişilerin hepsinin tedavisi gerekiyor. bu da bir anda yapılacak bir iş değil.

sigarayı yasaklarsan insanlar kaçak içmeye başlayacak, çözüm değil.

koca dini tarikatlar bile sigara yasağını başaramıyor (örnek: menzil)

ayrıca sigara güzel bir gelir kaynağı, sağlık sistemine yük bindiriyor ama sigara içenler genelde erken öldüğünden eğitimsiz toplumlar için dolaylı bir doğal seleksiyon da oluşturuyor. yani mesai boyunca soliter açan ve işinden atamadığın devlet memuru sigara içerek ölürse devlet kara geçiyor.

kimse zorla içmiyor. içipte zararını bilmeyen de kimse yok. sen dünyayı ele geçirince yasaklarsın.

(bkz: chevrolet camaro)
ihtimal yüzde 1 :D
neden yüzde 1 diyorsan cevap burada:
(bkz: #37056587)

böyle bir adaletsizlik olamaz aq. adamlar bizden 25 kat daha üst seviyede.

(bkz: tesla model s)

mimkin değil...

çocukluğumdan beri porsche 911'e hastayım. bi kere sürmek istemişimdir hep ama olmadı. bu aralar range rover sport istiyorum. gerçekleşme ihtimali var ama biraz zor. şu an kullandığım araç ise bmw.

chevrolet chezoom
%0. çünkü konspet otomobil.
ihtimal dahilinde olan alfa romeo 156 %80, alfa romeo 159 %40

valla net bir araba yok ya. herhangi bir amerikan arabası olur. mustang olur, corona olur, camaro ss olur. bilemiyorum. kavuşma ihtimalim de ölmezsem %100. abd'ye yerleşeceğim birkaç seneye. oraya gittikten sonra o arabalara ulaşmak zor değil.

mercedes sl serisi. yasal puruzleri gidermeme bakiyor, birkac ayi bulur.

(bkz: bmw z4) %80

lada niva. mevzu arabayı almaktan ziyade o arabaya benzin parası yetiştirmek. bir 8-10 yılı var diyorum

(bkz: honda jazz)

ihtimal var tabi. Allah hayırlısını kısmet etsin amin.

scoda fabia veya mercedes smart. fazlasında gözüm yok :) temizini bulsam, biraz da elimde para olsa alırdım ancak sanırım bir 3-4 sene beklemek gerekecek en az..

(bkz: mercedes cla 200 amg) yok ben alamıyorum sanırım bunu. İlk etapta hele bi' a180 amg alayım da sonra bunu alırız. Ama yok yani banka falan soymam lazım.

edit: söylemeyi unutmuşum, şu an ehliyet alacak bütçe yok ortalık karışık :(

bu durum bende kademeli. mesela şu an toyota corolla. uzun vadede nissan gtr

audi a3 sportsback dizel-s tronic

bir 5 seneye kadar alırım, gerçekçi hayal kuruyorum, ama yine de yakın zamanda alamam, en erken 5 sene sonra arabam değişir.

mercedes g63. tamamen kendi paramla alacak olursam bikaç senesi var inşallah.

2014 ford mustang %3,14149265358979

(bkz: skoda yeti)

3 ay sonra inşallah.

kadinlarin 2. dunya savasinda onemli sekilde is gucune katilmasi etkili olmus olabilir.

Kant, Marx, Engels, Hegel, Schopenhauer, Nietzsche, Goethe... Etkileri olsa gerek ha? Altyapı olmadan hiçbir şey düzgün inşaa edilemez.

Bireye indirgenirse, genelleme yaparak söylüyorum (alman toplumu homojen bir toplum degil), degerlerini önce insani erdemler üzerinden olusturup, daha sonra bu degerler üzerinden politik düsünce olusturuyorlar. Türkiyede her insanin politik düsüncesi aileden ya da cevreden geliyor, ve bu düsünceye göre insani degerler yorumlaniyor. Basitce örneklemek istersem, almanyada doga sever birisi bu konuda deger, düsünce ve karar olusturuyor, mesela nükleere karsi olmak gibi, ve hayat tarzini bu düsünce üzerine kuruyor. Daha sonra da politik egilimi bu degerlere göre belirleniyor. Türkiyede ise kisi doga sever ama bu doga sevgisini politik egilimlerinden ayri tutuyor ve kisini politik tercihlerini etkilemiyor, oy verdigi kiside kendi degerlerini aramiyor. Türkiyede dini ya da ideolojik düsüncelerimiz de bireysel erdemler ve degerler üzerine sekillenmek yerine dahil oldugumuzu düsündügümüz topluma göre sekilleniyor. Bu nedenle, bircok kisi birbirinde temelde benzer ayni olaylar icin birbirinden zit iki farkli görüs bildirebiliyor. Görüslerimiz aslinda bizim düsüncelerimiz ve degerlerimizin sonucu olarak degil dahil oldgumuz grubun düsüncelerini temsilen olusuyor. Yani kisaca türkiyede bireysel düsüncenin gelismemis olmasi demokrasi ve insan haklarinin gelisimine en büyük engel. Ne zaman sahiplerimiz ve gruplarimiz (politik lider, futbol takimi, aile, sülale, memleket, arkadas cevresi, irk) dogrultusunda degil de kendimiz gibi (erdemlerimiz, inanclarimiz, dogrularimiz) düsünürsek daha medeni oluruz. (Almanya da kismen bizden iyi olsa da yine de bu konuda cok yol katetmis sayilmaz). Din ekseninde bakildiginda ise insanlar inandiklari dinin erdemlerini icsellestirmek yerine, o dini yasayan örnek oldugunu düsündügü insanlar gibi yasamayi tercih ediyorlar ve bu insanlarin iyi ve kötü tüm özelliklerini taklit ediyorlar, ve bunun icin de her devirde kendilerine bir örnek dini lider olusturuyorlar( bahsettigim dini liderler den kastim peygamberler degil).

işin sırrı ikinci dünya savaşı sonrasında diil hocam, öncesinde.

çabuk filan dill, çok uzun zaman, en az 500 yıl.

Martin Luther'den itibaren bakmanız lâzım.

Hitler sadece bir yol kazası. Gidişat gayet istikrarlı 500 yıla baktığınızda.

@compadrito ben de öyle düsündüm de aradaki hitler de es gecilecek gibi degil, insanlar komsularini ihbar etmis yahudi diye. halkin da katilimi var soykirima.
bir de onlar böylesi degisirken biz neden geriye gidiyoruz aklim almiyor.

@comptrol, haklisin, belki de yeterince dibe batmadigimiz icin cikamiyoruz ülke olarak.

alman hayranligiyla buyumemis olup almanya'ya gidip yasayan herhangi bir turk almanlarin humanist olmadigini bilir bu arada. hayvan gibi irkcilar bakmayin siz gecmiste cikardiklari dusunurleri filozoflari ya da simdiki ekonomik durumlarini avrupa'daki. hak hukuk olabilir ama bu almanlarin yabancilara bakisini degistirmiyor. turkum dediginde insanlarin yuzundeki igrenme, dalga gecme ifadelerini gordugunuzde, bir cok insanin bildigi halde ingilizce konusmadigini bizzat tecrube ettiginizde anliyorsunuz ne kadar igrenc insanlar olduklarini.

@babamasoliimbananickaldirsin 3 senedir avusturya+almanya'da yasayan biri olarak -ki en fanatik naziler avusturya'dan cikmistir diyorlar burda- dedigine katilmiyorum. 2-3 kez irkci tiple karsilastim onlar da ciddi mevzular diildi. türkiye'de her gün tipinden, aksanindan, giyim tarzindan, maddi durumundan dolayi insanlara yapilan ayrimciligi düsününce cok da batmiyor. ütopiklestirmiyorum ama gercekten türkiye'ye göre cok daha hümanist bir ülke.

@kimse dogrudur hocam herkesin tecrubeleri ayni olmuyor. almanya'da yasarken benim tanistigim cogu alman dedigim gibiydi. turkiye ile karsilastirmiyorum tabi turkiye'de de anormal boyutlarda. dogru duzgun diger ulkelerle karsilastiriyorum.

ben de avrupalıların hümansitlğinin kağıt üzerinde olduğuna inanıyorum, kendilerinden farklı olanlardan korkuyorlar ve onları sevmiyorlar, kibirleri var. Herkes öyledir demiyorum ama bu tip ırkçılar her yerde.
İzmir gibi aslında, çok moderniz, sevimliyiz derler ama kürtten korkarlar, istemezler falan.

Genç ve karşı cinslere bakarak değerlendirmeyin, orta yaşlı, hemcinslerin tavrına bakın, size tavrı da değil, siz okumuş genç, düzgün giyimli insanlarsınız, türk işçilere bakışlarını inceleyin.

Alman hayranı falan değilim. Ancak Almanların tarihinde her zaman halk hükümranlığına yönelik bir yapı olduğunu düşünüyorum. Germen kültüründe de Feodal senyörler, Klise, Federal Devlet şeklinde bir yapılanma mevcuttu. Anlaşılacak o ki, Almanya her zaman halk odaklı bir yaklaşımdaydı. Bizim gibi en iyisini eşim bilir mantığına sahip bir toplumda, devlet işini en iyi Padişah bilir diye bir kişinin elinde değildi koskoca ülke. (Adamların tarihinden çıkan insanları araştırman bile bu sorunun cevabını sana verebilir. Örneğin, Martin Luther.) Bize gelince, o yüzdendir ki Atatürk gibi bir liderine sahip çıkmayan bir Türk halkıyla Hitler gibi bir lidere sahip çıkan Alman halkı karşılaştırılamaz. Emin ol onların Atatürk'ü olsaydı şuan dünyanın dengesi çok ama çok farklı olurdu. Geçenlerde bir Alman arkadaşımla konuşurken, konu Hitlerden açıldı. Dünyaya karşı olan tutumundan rahatsız olanlar olabilir ama biz onu gönülden seviyoruz dedi ve daha sonra tek kelime dahi etmedi. Arkadaşım Hitler gençliğinden değil buna adım gibi eminim. Onun bu sadakatine saygı duydum. Dikkat et hiçbir Alman başbakan dahi Hitler hakkında konu açıldığında tek kelime etmez. Gel gelelim Hitler'in saygı duyduğu bir lider olan Atatürk'ün halkına... Durum çok ama çok farklı. Hem de her açıdan. Atatürk'e her türlü çirkin etiketi yapıştıran bir gençlik var. Hitler ile Atatürk kıyaslamak doğru değil ancak ne demek istediğimi anlatabilmişimdir umarım. Hala daha şeriat diye bağıran insanların olduğu bir ülkede yaşamak inan çok sıkıcı.

almanlar demokratik değil bence.

biraz içlerine girince anlıyorsunuz. yalnızca seçmeleri gereken fazla bir şey olmayınca demokratik süreç kolay işliyor.

adamlar her boka kural koyuyor ve manyakçasına kurallara uyuyorlar. dolaylı bir koyunluk var.

insan hakları mefhumu da kurallar üzerinden yürüyor. kuralcılıkları başarıya götürüyor.

biz oryantalist bir milletiz. ortadoğu ezgileri var. içinde insan olan her sistemimizde adam kayırma, tanışını araya sokma vb. var.
o nedenle polis yerine mobese, bilgisayarlı kura gibi sistemler koyuyoruz ki insan kavramı devreden çıksın. yoksa bu seferlik idare et muhabbetinin sonu gelmiyor...

buza devam, üstüne basma, ayağını bi yastığın falan üstüne koy.

ilk 48 saat soğuk uygula. devamında sıcak uygula.

Simdilik buza devam et, antiinflamatuar bir krem varsa surebilirsin. Kırık olmadığından emin ol.
İlerisi için konuşursak bilek burkuldugunda ligamentler (bağlar) de gevsiyor. Fizik tedavi gerekebilir cunku daha sonra eskisi gibi ayagi yukarı aşaği hareket ettirmek zor oluyor. Uzmanları daha iyi bilir ama ayakla alfabeyi yazmanın iyi olduğunu okumuştum.

Edit: Ayağını yukarıda tut. Onu unutmuşum.

tavsiyem yarın doktora gidip -ya da şimdi git- atel yaptırt -yarım alçı diye de geçer- ayak bileklerimin ikisini de zamanında inanılmaz kötü burkmuştum, atel yapılmayanda yer etti, her sene bir kaç kere aynı şekilde burkulur. diğeri de burkulur ama atel yapılmayan kadar değil. ha tabi doktor ok derse. film falan da çektirt nolur nolmaz, bazı insanlarda çatlak ve kırıklar çok az acıya sebebiyet verebiliyor ya da hiç acımıyor. eğer ilk defa böyle bir şey yaşadıysan, film çektirsen iyi olur. gerçi doktora gidince her türlü çektirecek.

voltaren krem varsa sürebilirsin -öyle ovuşturma, sür bırak-. buzu da 10 dakikadan fazla tutma, damarlarda tıkanıklığa sebebiyet verebiliyor.

ilaç alerjin yoksa kas gevşetici + ağrı kesici yut (ben geçtiğimiz 3 hafta içinde iki bileğimi de burktum birer kere, rantudil ağrı kesici ve muscoril (ya da muscoflex) kas gevşetici kullandım, rantudil'in şişliği -yani ödemi- indirme gibi bir özelliği de var, o yüzden tavsiye ederim, tabi doktora sormadan alma gene de)

evet ayağını yukarda tut, daha da şişmesin. kesinlikle üstüne basma.

spor çorabı almanı da tavsiye ederim bu arada, zaten doktor da verir muhtemelen. ayağı sabitler.

çok geçmiş olsun.

arkadaşlar hepinize teşekkür ederim cevaplar için.

gerçi arkadaşlar cevap vermiş ama her 2 yılda bir bilek burkan biri olarak tavsiyem şişliğin biraz indikten sonra (1-2 gün sonra falan )ayak bilekliği kullan. silikon destekli olsun.

silikon destekli ayak bilekliği... 20- 30 liraya bulabilirsin ve bileklerin iş yükünü azaltıyor, burkulmayı engelliyor, sabit tutarak hızlı iyileşmeyi sağlıyor.

geçmiş olsun.

dava açsan kazansan öyle sanıyorum onun yerleştiği yer değişir. ama sen onun yerleştiği yere gidemezsin.

ki yargı idareye karışmaz türkiyede. devlet devleti korur.

eskiden beri yabancıların üniversiteye girmesi çok daha kolay türkiye'de. yalnız eskiden kktc yabancı sayılmazdı şimdi onlara da o hakkı vermişler demekki..

Hala öyle mi bilmiyorum ama yabancı öğrenci sınavı ile allahın malları Boğaziçi'ne girebiliyordu eskiden. Sonuç alabileceğinizi sanmam ama AİHM'ne kadar giderim diyorsanız peşini bırakmayın.

Evet hakikaten kendi vatandasini bu kadar sallamayan degersizlestiren aptal yerine koyan baska bi ulke daha yoktur kibris ne ya

Ya olsun olsun yabanci ogrenci kontenjanından girsin abi nerdeyse her okul kktc vatandasina bi kontenjan ayirmis tipta

mahkemeye gitsen de @siradisi00'nin dediği gibi bir olay olacağını düşünmüyorum. sonuçta ösym -mantıksız da olsa- bir usül belirliyor ve buna göre yerleştirme yapıyor. aykırı bir şey yoksa neden değişsin adamın kazandığı yer?

@ebstress, sadece tıp fakülteleri için mi var bu kktc olayı?

Hayir baska bolumler icin de var @calzoncillos

Aykiri olan zaten onlara birer tane kontenjan ayirmalari. Beyinlerini kullanmaktan yoksun adamlar marmara tipa basvurmamis bile kontenjan bos duruyo suan @calzoncillos

tartismasiz skoda superb. yani kia ile karsilastirilmasi ayip olmus bence :)

vw, audi ile ayni uretim bandindan cikiyor bi kere. kalite kokar yani ismi vw audi kadar populer olmasa da.

superb.

zaten kaldı ki hani kabaca bi karşılaştırma yaparsak

cee'd = golf/jetta
superb = passat

klasmanında.

skoda candır.

superb mükemmel bir araç.

Psikoterapist bir psikiyatriste gidin.

psikiyatrist doktor psikolog sosyal destek veren bir kişi.

eğer ki dert ortağım olsun paylaşayım falan diyorsan psikolog.

bariz bir rahatsızlık varsa ortada psikiyatrist. her hastalık konuşarak düzelmez çünkü. aslında psikolojik rahatsızlıkların neredeyse %90ı konuşarak düzelmez.

b12 seviyen normalin içinde ama biraz düşük. doktorla görüşüp b12 takviyesi alıp o değeri 400'lerde tutman iyi olabilir.

hiçbir şeye bakılmamış ki doğru düzgün.

yaf hastalığın yok yaşın 27 herhangi bir risk faktörün yok.

tahlilde sen neyi görmeyi planlıyorsun ki?
yüzeyselden kastın nedir yani?

devlete millete masrafsınız yemin ediyorum. :)

siradisi@ niye öyle dediniz ki sonuçta yılda bir de olsa kolesterol, kan sayımı, şeker, tiroid, karaciğer fonk. testleri gibi genel bir kontrolden geçmekte fayda yok mu?
bu niye devlete zarar oluyor?
ayrıca yani serum demirine bakılsa ne olur, bakılmasa ne olur, depo demir bile değil bakılan.

neyse ben doktor falan değilim, yanlış anlaşılmasın. haddimi de aşmayayım. susayım.
compadrito hocam gelsin, fayfim gelsin, bilmediğim diğer uzmanlar gelsin, onlar yorumlasın :)

27 yaşındaki biri için yıllık kan tetkiki yaptırmak önerilmiyor. öneriliyorsa da ben bilmiyorum. ben doktor olarak kendime yaptırmıyorum. kişisel olarak doğru bulmuyorum. okuduklarımdan çıkardığım sonuç bu.

ama farklı hekimlerin farklı yaklaşımları bilgileri olabilir. bilemem.

tahlilin malzemesi, yurtdışına döviz ödenerek alınıyo. herhangi bi şikâyeti olmayan, fizik muayenede herhangi bir belirti vermeyen kişiye, baştan ayağa ne var ne yok tetkik yaptırmak israf olur hak-ket-ten. ama o kişi zengindir, parasını kendi cebinden veriyodur, özel hastane satış yapar, devlet vergisini alır. kimse karışamaz o zaman. o bile câri açığı arttırıcı faktördür. harcamalar devlet kesesinden olursa, tam israf olur.

bu yüzden nokta atışı tahlil yapmak lâzım o yaşlarda. bi belirti, bi şikâyet, bi bulgu varsa yapmak lâzım.

ammaaaa wa laaqiynnn!

geçennerde burda bütün sonuçları normal olan ama glukozu sadece 101 mg/dL yani normalin tam üst sınırında olan ve yirmili yaşlarda bi duyurucuda, sırf hikâyesinden işkillenerek, bozulmuş glukoz metabolizması yakaladım. daha insülin direnci bile gelişmemişti. dediklerimi yaparsa, o kişinin hayâtı değişir ve diyabetten yırtar. o zaman da, devlete ciddi tasarruf ettirmiş yani koruyucu hekimlik yapmış oluruz.

göbeği olan, ailesinde şeker hastalığı hikâyesi olan, geceleri ağzı kuruyan, acıkınca elleri titreyen, yemeklerden sonra uykusu gelen ama ciddi uykusu gelen, iftarda, önce tatlıya saldıran kişilerde,

açlık kan şekeri,
açlık insülini,
hemoglobin a1c

yaptırmak anlamlı, değerli ve koruyucu olabilir. yaptırırsın, normal bulursun. bir 3 sene sonra gene yaptırıp bakarsın.

Tıpta altın bir kural var: Ne aradığını bilmiyosan, bi bok bulamazsın!

benim hatun soğumuyo, direkt veriyo kalayı, hesabı da ödeyemiyorum, üzerine azar işitiyorum, harika oluyor.

bu hesap işlerine fazla takılıyor insanlar, raad olun la.

Ablacım sen neden devamlı sevgili ile harcama paylaşımı soruları soruyorsun?

Flört döneminde de, sevgiliyken de sinemaya gidiliyorsa, erkek biletleri alir, kadinda misir ve icecekleri ve bu sekilde ortaklasa olur her sey.

Yada dedigin gibi restorantta yemek yeniliyorsa, hesabi bir taraf üstlenir, alman hesabi sevgili durumuna ters bence.

Bu durumuda abartip tek bir tarafa yüklenmemek lazim. Yemegi erkek ödediyse, tatlicida`da kadin üstlenmeli...

Yani kadinin maddi durumu cok kötüyse, en azindan sirinlik yapip bir cay ismarlamali. Aksi durumda erkegin "kullaniliyorum" hissine kapilmasi an meselesidir.

E senin paran benim param olayı çok yanlış değil bence ya. Gerçi ben yabancıyım bu mevzulara ama.

Bir erkek olarak benim görüşüm bunu çok hoş bir olay olmadığı. Yapanı yadırgar mıyım, belki evet. Ama olabilir bunlar. Çok paylaşılmak isteniyorsa yarıya yarıya joker hakkı kullanılabilir, "sen şunu yedin ben bunu yedim bu öküz bunu yedi" gibi hoş durmayan hesap kitaplar dönmez ortalıkta.

Şöyle bir işbölümü de yapılabilir. Kahvaltıyı sen öde akşam yemeğini ben ödeyeyim falan gibi.

@twelfth

yok cidden benimle ilgili bir durum değil. :) Sabah kahvaltıda kzılar arası konuşuldu buradakiler ne düşünür diye merak ettim sadece.

@aguilas negras

yok zaten, sen şunu yedin, ben bunu yedim durumu yok. örneğin hesap 150 gelmiş. bir taraf 100 veriyo, diğer taraf 50 veriyo falan. dediğin gibi olsa ciddi itici bir durum zaten.

şirketteki kızla ilgili yorumum ; daha tam anlamıyla sevgili olamamış onlar.

iyi bir yerde yenilen yemeğin parasını erkeğin ödemesi taraftarıyım. yemekten sonra yenilecek bir tatlı , bir kahveyi kadın tarafı ödeyebilir. ilişkinin ilerleyişine göre kendiliğinden şekillenecek şeyler bunlar.

Tatil vs gibi harcamalar paylasilabilir ama yemegi paylasmak da pek hos degil bence. Gerci anlattigin durum da soyle de dusunebiliriz; kiz hesabi odeneyi tejlif etmi (belki simdiye kadar hic hesap odetmedi adam) adam da hem cok yuklenmesin hem de mahcup olmasin diye beraber odeyelim demis de olabilir. Teori tabi. Ben olsam sonraji sefer sen ismarlarsin derdim.

senin bitmedi bi parayla ilgili açtığın duyurular

normalde ortak ödenir, sırayla ödenir ne bileyim biri yemeği biri kahveyi/birayı öder cart curt, olması gereken bu. ama kızı alıp özel bir yemeğe götürdüysem kusura bakmasın ben öderim. zaten öyle bir yere götürdüysem kendimi ona göre önceden hazırlamışımdır.

Valla ben hepsini öderdim eğer baktım ödemekte çok ısrarcıysa arada bir ödetirdim (tabi önce sevgili lazım) ama şurdan şu kadar bundan bu kadar çek demek hoş değil.

Alman usulü bence de çok itici, en güzeli bazen kız bazen erkek ödesin. Başbaşa gidilen güzel bir yemekte de kız ödeyebilir, illa özel bir gün erkek öder diye bir kaide yok. Ama ben ödeyim dedikten sonra erkeğin bölüşelim demesi bence hoş değil, bölüşelim demesin, ben ödeyim desin, ben zaten ödeyeceğim ama şıklık olsun diye yine de erkeğin teklif etmesi lazım.

@anahaber bu durum da çok hoş değil ama. Bölüşmenin tek şartı olur benim için, o da "ya bende bilmemkaç lira bozuk yok sende var mı" gibi durumlar.

nicke bakar bakmaz kesin hesap sorma sorusu dedim :D

anahaber duyuru açıyosa anahtar kelimeler: cimri, hesap ödeme, araba, soğudum

duyuruya klişe cevaplar:
biri davet ediyosa o taraf öder, yok doğaçlama çıkıldı erkek ödediyse kadın da bi kahvedir bi tatlıdır ödeyiverir eşek değilse.bıdı bıdı.

Cevabım: sevgilim yanımda paramın olmadığını biliyosa kartını bana verir al ödeyiver der. bundan da doğalı, duvarsızı yok. kimse kimseye bi şeyler yapmak ya da yapmamak zorunda değil. kapiş.

Ayrica soguma meselesine gelince. Kendin yazmissin, adam cimri degil, hesap oder, evden alir birakir vs.. Kizin cok hosuna giden bir durum degilse nazikcd soyler ya da hissettirmeden bir daha biyle bir durum olmasinin onune gecer. Neticede adam ilk basta hadi beraber odeyelim dememis. Atiyorum, kiz yemegr gidiler, konusulur, bugun bejden itiraz istemiyorum falan der. Bir daha da boyle bir durum yasanmaz. İnsanlardan sogunak icin onlarce neden varken boyle bir durumdan dokayi birinden sogumak da pek garip yani. Adamin her seyi iyi hos da bi betaber hesap odedin diye mi batti.

adamına ya da kadınına göre değişiyor bu olay.
bu güne kadar erkek tarafı olarak elimi cebine atan hep ben oldum. sonra o el hiç çıkmıyor dışarı. arkadaşlarımdan gözlemlediğim kadarıyla erkek tarafının cüzdan olduğu ilişkiler evlilik ile sonuçlanınca kadın tarafı çocuk ile birlikte çalışmamaya, ev hanımı olmaya yönleniyor. herhalde ilişkinin başında böyle bir izlenim tüm hayatını etkiliyor. kadın belki şöyle düşünüyordun;
"adam maço, en iyisi bulaşmayım"
neyse efenim. gezerken eğlenirken paranın hesabını yapan insanla işim olmaz. diğer konularda tasarruf şart!

Soyle seyleri asmak lazim artik. Rahat olun biraz yahu. Bizim memlekette boyle bir problem var rahat degiliz bu konuda. Arkadas grubunda da ayni.
Bende de ayni sacmalik var, bir arkadasla yemek yedigimiz zaman hesabi odemek zorunda hissediyorum kendimi. Karsi taraf odese bile epey mucadele ediyorum odettirmemek icin, tamam diyip gecemiyorum. Bu hesabi odeme takintisi yuzunden tartisma yasamisligim bile var. Insanlar rahatsiz oluyorlar bazen. Ben de artik rahat olmaya calisiyorum bu konuda.
Cok gereksiz seyler bunlar. Sevgili olayinda da takilmamak lazim boyle seylere. Rahat olmali yani.

Bahsettigin olaya gelince, adam kotu birsey yapmamis ki, tamamini sen odeyecegine birazini sen ode demis. Takilacak birsey yok.

tartışılması saçma bir konu. akıl var mantık var mk. medeniyet, eşitlik vs. bunların tartışılması anlamsız.

Benim eski sevgilim, ben parayı tek başıma ödemeye direttiğim için 2 gün konuşmamıştı benimle. ilk buluşma diye ben ödeyeyim demiştim ama hoşlanmamıştı yani. neticede düşününce de hak veriyorum. zira o da öğrenci, ben de öğrenciyim.

bugün hesabı erkek arkadaşına kilitleyen kadın, yarın evlendiği zaman da kocasından harçlık isteyen bir ev hanımına dönüşecektir.

biri davet ediyosa o taraf öder, yok doğaçlama çıkıldı erkek ödediyse kadın da bi kahvedir bi tatlıdır ödeyiverir eşek değilse.

İki üç yemeğe bir neden kadın ödüyor yahu? Bence hiç ödememe... şaka şaka. Bir bir taraf ödeyecek bir diğer taraf. Olmadı "bende bozuk yok, beş lira koysana" denecek. Samimi olunacak. Çıt çıkmayaca ehm, frekanslar karıştı. Neyse.

İki üç yemeğe bir kibarlıktan kadın ödemeli diye bir şey yok. Her türlü eşitsiniz ilişkide. Kadın olmak hesabı karşı tarafa geçirme lüksü vermiyor insana. Aynı şekilde erkek olmak da "hesap ödetmem" tavrı vermiyor.

Ha illa sorarsan yarı yarıya ayrı kredi kartlarından almak hoş görüntü değil, dediğim gibi o yemekte biri ödesin, diğer yemekte karşı taraf.

valla erkek tarafı olarak son çıktığım kızın tüm hesapları ödedim.

kızla ekonomik durumumuz aynı, mesleğimiz aynı. hatta benden fazla maaş alıyor. ama kadın kısmısı malum, giysisi ayakkabısı derken parası bitiyormuş. ben de biriktiriyom tabi...

neyse 7 - 8 kez çıktık, her seferinde ben ödüyorum. baktım ilişki belli noktaya gelmiş, kızda tık yok. dedim hacı bundan sonra ben ödemiyorum haberin olsun. işine gelirse. bildiğin çirkefe vurdu, 15i gelseydi bari falan filan.
ben bilmem dedim, bankta otururz istersen dedim. güldü flan. birkaç kez ödettim sonra da terk etti beni zaten. :)

türk kızıyla olmuyor yeminle. :)

ben ödedim, o ödedi hesabı yapmayız bile. bir gün ben öderim başka bir gün o. onun sıkışık olduğunu düşünürsem çaktırmadan uzun süredir ben ödemiyorum ayağına yatarım ödemeye çalışırım yine, ya da tam tersi vs. yemek bendense kahveler senden olsun bu şekilde ilerler falan ama alman usulü hiç ödemedik. o garip geldi.
belki de ilişkinin başında kız ısrar edince erkek tarafı kırmak istememiştir ya da hep kendisi ödüyorsa kızın incineceğini düşünmüştür de kabul etmiştir. daha başlarda olduğu için de kendimkini ödetmem diyerek alman usulü yapmıştır?

ama erkek özellikle kızı bir yere götürdüyse, yani rastgele yenen yemek haricinde özel bir durum taşıyarak yenen bir yemekse o zaman hesabı götüren kişi öder. en azından bu durumda ben 'ben ödeyecem' demem.

Bence alman hesabı güzel değil. Bir yemeği erkek ödüyorsa, aynı gün içinde bir yemeği de kız öder. Kızın ödedikleri daha basit olmalı. Ya da bir yemek 60 lira tuttuysa erkek 50 lira çıkarttığı anda kız da 10 tl vermeli. Kız tamamlayıcı olmalı yani. Eğer sürpriz vs. tarzı bir yemekse ya da önemli bir yemekse direkt erkek ödemeli. Düşün yani kızla uzun süredir görüşmüyorsun, bir kez yemeğe çıktın, erkeksen ödeyeceksin hemen. Ama normal bir günde buluşmuşsunuzdur, kız da bende var deyip bir şeyler verebilir. Ama kızın işin içine şirinlik katması lazım. Yoksa ciddi olunca kötü oluyor.

hesap olayından yıllarca çekmiş bir er kişi olarak,

sevgililerin alman hesabı yapması yerine 2 erkek 1 bayan ısmarlaması olarak ilerlenmesi en mantıklısı.

burada da dendiği gibi erkek özel bir yemek organize ediyorsa elbette o ödemeli ama hadi gidip şurda birşeyler yiyelim dendiğinde bir taraf kesinlikle "hep" olmamalı.

çok ciddiyim.. nasıl alışırsa bünye evlenince de aynı gidiyor.

bağyan olarak şu hesap konuları ilişkide en kıvrandığım konulardan olmuştur.

evet genel olarak baktığında burda çoğu kişinin dediği gibi kadın tamamlasın, arada ödesin vs vs

ya tamam öyle de, ben rahatsız oluyorum ya. babam dışında hesabımı bir başka erkeğin ödemesinden çok rahatsız oluyorum. yük oluyorum gibi geliyor. -nitekim oluyorumdur da-. yani böyle gizli bişi olsa hiç hesap ödemeden benimki benden onunki ondan çekilse hesaplardan. saçmaladım farkındayım. elimde değil, her hsap sonrası mahçup oluyorum. ufak bir rica minnet bazen tartışma sonrası lütfen bir kahveyi de ben ödersem biraz rahatlıyorum. keşke size hiç hesap ödetmesek beyler valla ya.

bu dediklerimi bi sizinle paylaşabiliyorum tabi. karşımdaki adam farklı algılayabiliyor rahatsız oluyorum diyince.

pff adamın içi rahat etmemiş hepsini ödetmek istememiş ne var yani? hesap sırasında tartışmalara uyuz olduğum için 'hayır ben! lütfen ben! ısrar ediyorum ben! ama hep sen ödüyosun! filancada da sen ödedin!' tartışması olmadığı sürece her türlü ödeme kabul edilebilir. sanki servet harcıyor??

hele hele iki kişi de nakit ödeyecekse ortaklaşa ödemek daha mantıklıdır. herkes cebindeki parayı koyar, artan miktara göre de çay içilir, türk kahvesi içilir, vayt çaklıt moka içilir.

iyi ki erkek değilim, yeminlen çıldırtır bu kadınlar adamı!

Bu kezolara sorsan erkekle kadın eşittir, ama ne hikmetse gene sorsan hesabı kim ödemeli diye erkek ödemeli derler. Neyine eşit lan o zaman demek ki erkek daha üstün ki ona ödetiyorsun. Sonra ciyaklarlar yok erkek egemen toplum yok bla bla.

buradaki pek bir feminist, okumuş kültürlü kız arkadaşlar da erkek davet ettiyse erkek ödemeli, 3'te 2 erkek ödemeli diye iyi kıvırmaya çalışmışlar. konu maddiyata gelince nedense tasındaki süt dökülmüş kediye dönüp arka plana saklanmayı iyi biliyorlar.

yüzde 50 olarak ödenmelidir. almanlar böyle düşünüyorsa vardır bir bildikleri.

Adamına göre değişir kimi adam çok pintidir anlarsın zaten onu bir şeyi yaparken canından can gider adeta. Kimi de cömerttir mesela benim eski sevgilim, ona da dünyanın jestini yaptım (Gömlekler, ev aksesuarları vs) mesleği icabı bana hiç hesap ödetmemiştir, çıkardığım yüzlükleri çantama sokuşturuyordu öyle söyliyim. Yani adam hesap öderken rahatsızlık duymaman lazım bu da hissiyatla alakalı bir durum. Anlarsın onu yaa...

durumlar esitse hersey 50/50 odenir. veya uzun vadede 50/50ye denk gelicek sekilde bir o bir oburu oder. buyuk harcamalar varsa, ucak, tatil vs. gibi, onlar kesin 50/50 odenir.

eger bir tarafin para sikintisi varsa bu durum oturup konusulur, odemeler nasil yapilicak bastan anlasilir. para konusunda iki sevgili arasinda ozellikle ilerleyen yaslarda oturup konusulmamis seyler varsa mutlaka sorun cikar ve cogu zaman iliskinin bitisinin baslangici olur.

gayet normal

prospektüsü iyice oku. diğer ilaçlarla etkileşimi diye bir bölüm olur. orada yazar. mesela bronşit olduğumda asetilsistein ve antibiyotik vermişlerdi. asetilsistein'in prospektüsünde "birlikte alındığında diğer ilaçların etkisini azaltır, en az 2 saat sonra kullanın" şeklinde bir uyarı vardı. dikkatlice oku.
ayrıca uçuk için beslenmeni düzene koy. git hemen bal pekmez ye, gölgede yürü, sağlam bir sofra kur adam akıllı yemeğini ye. sevdiğin bir arkadaşını ara ve telefonda 1 saat dedikodu yap. kendinden, ağrılarından, siyasetten değil, güzel şeylerden konuş...

eczaneye sor prospektüsten bir şey anlamazsan.

valla ağrın çok değilse etol fortu içmeyiver.

iki ağrı kesici fazla göründü gözüme.

valtrex- uçuk için- ağrı kesici değil
cabral- santral sinir sistemi ağrıları için
etol- ağrı kesici ve iltihap kurutucu
yukarıdaki bilgiler doğrultusunda ilgili sorun bitince o ilacı bırak. örneğin elindeki ağrı sinirsel olarak azaldığında cabral'ı bırak

Kızdan Ayril long distance relationship olayından da uzak dur. Yanına gelecekse veya sen gideceksen bundan eminsen dene tabi ama hem uzak hem az görüşme işi ile olmaz.

ankara'da 6 milyon insan var. git kendine yeni sevgili bulma çalışmalarına başla şimdiden...

uzaktan uzağa ilişki olmaz.

Yakından olan ilişkilerin hepsi mükemmel, bütün çiftler birbirlerine iyi davranıyor, kimse trip atmıyor, kimse birbirini aldatmıyor ve yakın olan ilişkilerin hepsi mutlu sonla bitiyor buna emin olabilirsin. Te Allaam.
Senin sorunun mesafe değil, sevgilin. Yani sürekli trip atan insanla biraz zor. dediğin gibi bu ilişkide hep kendini suçlu hissedersin ve bu sağlıklı değil.
Trip atınca umursama sen de bakalım napıcak. Sen onu triplerine böyle boyun eğersen, onun bu davranışını beslemiş olursun. Altta kalma, suçlu psikolojisine girme. Önce kendini inandır, sonra da onu.

İnnerbliss +1
Hayatında uzak mesafe ilişkisi yaşamayanların ahkam kesmesine bakma kardeş.
Ben çok uzun yıllar uzak mesafe ilişkisi yaşadım ve evlendim.Allah'a çok şükür çok da mutluyuz.senin sorunun mesafe değil sevgilin.
Eğer onla mutluysam kesinlikle ayrılma,o 6 milyonluk ankara'da ruh ikizin olmayabilir ...

sizin ilişkide roller belirlenmiş. kesin sınırlar çizilmiş.
bir araya geldiğiniz de birbirinize eyvallahınız olmaz benden söylemesi.
bir araya geldiğinizde olduğunuz gibi davranın. alttan almayın hiçbir şeyi. tripleri sallamayın. tahminime göre zaten sona erecek.

sen işi kafada bitir, bu senin tavırlarına da yansır, hem trip yemezsin hem de ara ara sevişirsin. hıı trip yemezsen durum iyileşebilir ama kafada bitirmek gerek önce.

"Her ilişkimin başında böyle oluyor" diyorsan sen bir çözümünü bulmuşsun bence.

(bkz: badakizm)

bende de var aynından.

illaki bir iliskiye basliyacaksin diye bir sey yokki. Birak kendi haline, zaten icinde o heyecan belirdiginde böyle seyler hissetmezsin.

aha bir ismi bile varmış. daha önce anlattığın komik çocukluk anılarını tekrar anlat, en sevdiğin gruplardan bahset, neye bozulduğu, neye bozulmadığını anla. her şey en baştan. heyecanlı gibi görünüyor ama yorucu. en kötüsü de birine kendini anlatmaya çalışmak. olduğun gibi kabul etmesini beklemek. bir çözümünü bulursan bize de ilet.

bir an karşına çıkan birini tanımak için can atarsın. Sen daha öyle biriyle tanışmamışsın bence. Tanıştığında demek istediğimi anlayacaksın. Üşenme bence bunlar çok yorucu gibi görünse de en tatlı zamanları ilerledikçe başka durumlar ortaya çıkıyor.

laf pek duymadim da, dikdik bakma, elle taciz, celme takma falan oldu.

erkeeem

bana bi kere yavruuum demişti elinide popoma değdirmişti pislik herif ıyy hiç bi erkeğe laf atmadım ama bi kaç kez gözle taciz etmişliğim var

birisi yanımdan geçerken 'sen çok güzelsin' demişti. ben de ona 'biliyorum gerizekalı, sen de çok çirkinsin' demiştim.
bir kere de otobüs bekliyorum yaşlı bir amca yanımda durdu, elimi işaret etti. ben elime bişey mi olmuş diye baktım sorun yok. bana' senin gibi güzel kızların parmağında yüzük olmuyor, beğenmiyor musunuz kimseyi?' dedi. beni ya oğluna ya kendine düşündü galiba. umarım 1. sidir.

Genelde "off, aşık oldum, güzelliğe bak, çok tatlısın" gibi şeyler.

Ya da gerçekten kuvvetli bi can-ciğer fetişizmi oluyo. "Canını yediğim, ciğerini yerim, ölürüm kız sana" gibi.

Gaza gelip şiir, mani, gazel okuyanlar da var.

Geçen hafta birisi "ömrümü veririm" dedi içli bi şekilde :D üzüldüm :D

Iki gün önce kaslı bi abi, bana bankamatiğin kapısını açmak istedi. Ters yöne itiyodu, ben de olması gereken yöne ittim çıktım. O kaslarına karşı ayıp oldu :D "Böyle kızlar kaldı mı yaa" dedi, neye istinaden dedi bilmiyorum :D

Dün de bisiklet sürerken yanımdan geçen scooterlı çocuk "heeey bebekk!" dedi diye eve gelene kadar güldüm :D hey bebek ne ya sanki California'dayız :D

Bunlar komik olanlar, cinsiyet temalılar sanırım daha çok ergenlikte başa geliyo. Çünkü Türk halkının çoğu sübyancı. Bu tespitime inanın.

Edit: taciz kısmını çıkarttım. Prim vermeyelim. Çocuklarınızı, kardeşlerinizi koruyun.

Tam yanımdan gecerken kulagıma dogru cok guzelsın denmıstı bır kere.

Bırkac kere nereye gıdıyosun dedı tanımadıgım bırılerı.

Bır kere ıkı kız gece eve donerken, ıkı genc kırmızı ayakkabılı guzel demıstı. (Isın aslı trollemeye calıstılar sanırım, cunku ıkımızde de kırmızı ayakkabı hatta uzerımızde kırmızı hıcbır sey yoktu hfjka)

Islık otturuyolar bazen de.

Beni de yala

evet dondurma yiyodum

- niyetli olmasam o tırnaklarını ben yerdim.

this is wrong on so many levels :/

Hic laf atmadim ama bir gün kitapcida cok güzel bir kiz görmüstüm... Kitaplari incelerken ona okudugum bir kitabi uzattim ve tavsiye ettigimi söyledim. Bunun üzerine bir de;

- Simdi de siz bana bir kitap tavsiye edin seklinde devam ettim.

Saka maka kiz da bana bir kitap uzatti. Hersey o kadar mükemmel gitti ki büyü bozulmasin diye ismini dahi ögrenemeden ordan uzaklasmistim...

Parkta kosarken de carsafli bi teyze, yavrum bi bakar misin diyerek durdurdu, kosma yavas yürü , memelerin benim bile hosmuma gitti demisti

Şiişt yakışıklı tarzı şeyler,kağıtlara telefon numarası yazan da çok

peki burada çirkinler nerede?

@solem, güzellik çirkinlikle alakası yok. O tıynetteki adam için meme niyetine kat kat montunun üstünde azıcık yükselti olsa yine yeter. Gülerek ayıp mı ettik bilmiyorum, yoksa dünyanın en leş halidir. Özellikle çocuklukta.

metroda sokakta merhaba ıle de baslayabılıyor bak.

sahafta fılan. ohoo

Solem; Guzellik cirkinlik degil fantezi dunyasiyla ilgili.
Sporcu sutyeni ustune body ustune kapson varken memeyi nerden gordun sen?
ya da kupadaki dondurmayi kasikla yerken dilim bile gorunmuyordu, ama nasi bi cipa atili beyninde sen dusun.

bunca yıllık şoförüm böyle kasa görmedim diyorum ben genelde.

gözüyle kesen çok. bir iki kez de telefon vermişlikleri var. ya da bir şekilde telefon numaramı buluyorlar.

hayatımda bir kere laf yedim. onda da üniversite bire gidiyordum, gece eve dönerken adamın biri gel seni evime götüreyim dedi. döndüm adama hayırdır abi niye dedim. adamla 15 dakika falan bir banka oturup konuştuk, sigara içtik. pasifmiş. hayatını anlattı. epey ısrar etti, numarasını falan verdi. sonuç olarak gitmedim ama eğlenceli bir an yaşamıştım hayatımda.

yerim senin fındık poponu demişti biri. kibarlığından ben utandım

Ahahaha ya elbette güzellik-cirkinlik burdaki asil mesele. Sunu bi anlayamadiniz ya. O konuda bi sıkıntınız yok çünkü. Bana niye laf atilmiyor hic??

@solem merabaa

Takside amcanın, elektikçide de genç bir abinin sözlü tacizine uğramıştım erkek halimle. Adamlar yerine ben utanıp kızarmıştım. Normalde de laf atan olmuyor öyle dışarıdan. Dik dik bakanlar çok oluyor.

benim -en en en- çok bozulduğum laf; senin erkek arkadaşın olsam/senin gibi sevgilim olsa 1 dakika yalnız bırakmam.
leen niye sevgilim bile yok o zaman ? -demiyorum bunu adamlara tabi de, bu laf koyuyor bna evet
onun dışındakiler, her kadının duyduğu sıradan laflar. ha bi de beni turist zanneden izmir, istanbul vs. esnafından/gençlerinden laf değil de yabancı olduğumu sanarak yapılan konuşmalar var onlar eğlenceli.

Genelde üstteki bir giysi parçasının yerine geçmek üzerine şeyler olabiliyor, "Eteğin olayım" tarzı. Etek, pantolon gibi alt giyecekler en revaçta olanlar.

Bir de yemekli olanlar. Birkaç kere "kadınbudu köfte, yerim" dendiğini duydum farklı insanlar tarafından. Öyle düzgün butlarım da yok, acep nedendir.

En çok anlamsız şeyler çıkıyor. Tam cümle olmayan, yansıma sesleri içeren, gak guk gibi bir şeyler.

Genel olarak yanımdan geçerken off, yavrum, güzelim şeklinde nidalar oluyor.

Arabalılar saçma sapan şeyler söylüyolar genelde. ‘’Bırakalım mı? Hadi atla, yürüme güzelim gel bin…’’

Elimde uğraştığım bişeyler varsa onlara da laf atılıyor. ‘’Telefonunu yerim, bağcığını yerim’’, tokam düşse ‘’tokan olayım’’ gibi.

Bi kere sevgilimi bekliyodum bi köşede, önümden geçen bi tip ‘’Bunu da bekleten hıyarlar var vay a.mna koyim’’ demişti.

Bi kere de iki kız yürüyoruz, arkadaşım da uzun boylu baya yanımızdan geçen çocuklardan biri ''Allah boy vermiş gerisini koyvermiş'' dedi. Ben duydum arkadaşıma sordum duydun mu diye. Duymadım dedi. Bal gibi de duydu da işte işine gelmemişti :)

vapurda, 4 kız, kalçalarıma bakarak "nasıl taş, nasıl taşş" bi de takip ettiler.

genelde tek kız laf atmıyor, bir kaç kız birleşince hani saçma bir şekilde kıkır kıkır olur ya, eğleniyoruz, kız kıza oley! onların birbirlerinden gaz alması.

"Ahh, off" gibi unlemler ic cekmeler cok guzelsin gibi laflar. bir kere karsidan karsiya gecmeye calisirken bi araba yol verip senin icin degil bir dakika bir omur beklerim demisti o gulumsetmisti.onun disinda kimse dememis sasirdim sarki soylemeye baslayan cok oluyo kimsenin basina gelmiyo mu acaba ben kendi uzerime mi aliniyorum insanlarin sarki soyleyesi mi geliyo anlamadim :D

"ice tean olayım iç beni" not: erkeğim :(

Ahahaha pastörizesüt, aynen benim gazel dediğim oydu :D

bayram sokaktan geçerken yukardan bi kız, rapunzeeel gelsene diye bağırdı. haberim yoktu o sokaktan. bi daha da geçmedim. erkeğim :(

Her yerini yalarım demişti biri. Kadınım.

Külodun olayım osur osur yırt beni :(

Sarki soylemeye baslayanlarin suratina istemsiz guluyorum. Ama ah beee diyenlere pis bakis. Bi de sen çok iyisin duydum adam kisilik analizimi yaptı heralde ayakustu, tesekkur edicektim.

gözler de iimiş.

3 kere falan benzerini duymuşumdur..

32 m ist

Off be off! diye bagirdi biri yanimdan gecerken korkudan birden hopladim, kikirdiyarak uzaklastilar arkadasiyla. Buna benzer birkac tane. Ama oyle yaratici brseyler duymuslugum yok.

i can believe dat diyorum vallaha...o da ınanılmayacak kadar guzel olanlara :))

klimasiz arac ile bu mevsimde 12 saat gunduz yolculugu yapilmaz, gece cikin kesinlikle.

buz hazırla bari. aklıma o geldi.

Atlet donla falan çık yola. Altına da havlu falan ser. Leş gibi kokar koltuklar sonra.

tavanı kestir sanayide sunroof yapsınlar. doğal klima

güneş gelen tarafı belirleyebiliyorsanız o tarafın camlarını bezle kapatabilirsiniz. bununla birlikte pille çalışan vantilatörleri ve camları kullanabilirsiniz.

oturduğun tarafın camını yarıya kadar indir. oturduğun tarafın hemen arkasındaki camı da aynı düzeyde indir. bu sana doğal bir klima sağlayacaktır.
her ikisinin de aynı düzeyde inmiş olduğundan emin olmalısın!

yazın ortasında samsundan konyaya ordan antalyaya ordan izmire geçmiş biri olarak bence klimaya ihtiyac yok uzun yolda aç camı pufur pufur. hani trafik olsa dur kalk yapsan anlarım sıcak olucakta.. o kadar tatile gittik hiç hatırlamam aman klima açalım çok sıcak dediğimizi..

zenmate

anonymoux

zenmate bence de

doktoru yok mu bebenin?

(bkz: yenidoğan sarılığı)

doktoru demiş zaten sarılık başlangıcı var diyede anne babanın ilk çocugu endişeliler

bol bol emzirsin annesi.

çok yaygın, endişelenmeyin. ışık tedavisi yaparlar sanırım, solaryum gibi hayal edin.

Yenidogan sariligi o, fototerapi yapılıyor. Korkulacak bir şey değil.

çok aşırı yaygın. yüzde doksanın üzerinde. endişelenecek bir şey yok. hekimler halleder.

daha geçen hafta arkadaşımın yeğeni oldu böyle. paniklediler geçmeyecek mi diye.
herkes aynı şeyi söyledi tabi, 2 güne geçti eve çıktılar ışın tedavisinden sonra.
insanın kendi başına gelince endişelenmesi normal, merak etmeyin sizinki de iyileşir hemencik.

çok yaygın ve gayet olabilir bir şey. endişelenecek bir durum değil. illa ışın tedavisi olacak diye de bir şey de yok. kandaki bilirubin değeri belli bir değerin üstünde ise ışın tedavisi gerekiyor. üzerinde değilse kendiliğinden geçiyor.

bu süreçte bol bol emmesi gerekiyor. bir de çıplak vaziyette akşam güneşine yatırın. tedavide verdikleri ışın zaten ultraviyole. güneşte doğal olarak var. öğlen güneşine yatırıp yakmayın da akşam saatlerinde uygundur. cam arkasından falan olmaz ama.

sol kol diyorsun, göğüs kafesinde ağırlık diyorsun. koşarak hastaneye git bence.

kalp krizini tarif ediyorsun.bence acile gitmelisin hemen.

yaş kaç? kalp rahatsızlığı geçmişi var mı?

Sen sabah kalk da, tik atmasan da olur. Geçmiş olsun.

mide bulantısı da var mı ya. kalp krizini tarif ediyorsun resmen. geçmiş olsun da cidden bi hastaneye falan mı gitsen

gittin mi hastaneye? Hay allah adam tik de atmamış.

nasıl oldun ya merak ettim.

bu arkadaştan haber alan var mı?

pff...

benim de dun sabah aklima geldiydi nasil oldu acaba diye ama soruyu bulamadiydim.
yalniz adamdaki rahatliga bak, herkes kalp diyor biz derdine dustuk o gitmis yatmis.

kaç gündür bu duyuruyu takip ediyorum ses yok.

Duyardık heralde bişi olsa haberlerde filan, genç bi arkadaşımız sanırım. Merak ettim bak şimdi.

yaw bu eleman ne oldu. goren duyan bilen yok mu hic. resmen bana dert oldu adam.

yok mu bu arkadaşın hiç tanıdığı falan ya?

cevap geldiğini görünce adam döndü sandım ama yok, valla bana da dert oldu. tanıyanı var mı diye yukarılara bi duyuru mu sabitlense acaba? modlar..

arkadaşlar iyi haberler var.

www.eksiduyuru.com

burada anlattım

Getirilir niye getirilmesin? Ortaya üç dişli, arkaya da 7 dişli konursa 21 vites olur mesela. Eğer bisikleti üretenler uyuzluk olsun diye hiç uymayacak bir mil-vida-conta sistemi koymadıysa ve standart ölçülerde ürettiyse olur. Maliyetini bilemem.

sıfır alıyorsan vitesli al. orijinalliğini bozduğuna değmez.

Fakat şöyle bir durum var, vitessiz 450 lira iken bir üst modeli vitesli olunca 850 liraya çıkıyor ve bir öğrenci olarak bu fiyata çıkmam inanılmaz zor. Sadece güzel havalarda düz yolda turlamak için değer mi bilemiyorum.

çok zengin yaf bu millet. öğrenci haliyle 450 tl'lik bisikletler, üstüne vites taktırmalar...

kıskandım.

çok zor heleki bu bisiklete. standartların dışında bir model.

yaşadığın yer dümdüzse vitese ne gerek var ki?
ama illa vitesli olsun diyorsan en az 100 lira tutar bence. (sadece arkaya değiştirici ve ruble taktığını ve düşük-orta kalite parçalar kullandığını varsayarsak.)

bu bisikleti vitesliye çevirene kadar sıfırdan katlanabilir vitesli bisiklet yaparsın ben öyle diyim sana sen anla.

Decathlon mağazasında (Ankara kentpark) Bir personelle sohbet ederken aynı soruları sordum. Bir arkadaşının ki profesyoneldir kendisi dedi 100 TL civarına 6 yada 7 vitesli hale getirebildiğini ama pek verim alamadığını söyledi.

Bisan, salcano, ümit gibi markaların katlanır bisikletleri mevcut. sıfırları peşin 550-650 arasında. ikinci elleri 300-350 TL ye biraz araştırırsanız çok temizlerini bulabilirsiniz. Bulunduğunuz şehir neresi bilmiyorum ama kendi şehrinizde olmasa da yakın yerlerden mutlaka bulursunuz.

@hopeless1 sahibinden gibi sitelerde ikinci el bisiklet fiyatları da hiç az değil. Uygun olanlarsa su borusu gibi, çok kalitesiz market bisikleti. Vites taktırma niyetim pek yok zaten, merak ettim sadece. Bisan, ümit gibi bir marka alacağıma tasarımının da çok hoşuma gittiği btwin markası bana daha cazip geliyor.

avrupa'da yaşama hayaline göre hangi ülke ve o dilin konuşulduğu ülkeler daha çekici geliyor? ona göre karar ver bence.

Valla ikisi de gicik. Ama almancayi fransizcaya tercih ederdim ben olsam. Avrupada calisacaksan almanya daha iyi bi tercih olur. Fransada napicaksin bosver. Aptal fransizlarin ne gibi is imkanlari sunacaklarini bilemem tabi.

avrupada en çok konuşulan dil almanca

hedefin nedir..

almanca fransızca arasındaysanız almanca öğrenmek fransızca öğrenmeye göre daha kolay.en azından benim için öyle olmuştu. Almancayı hemen sökmüştüm. ama fransızcayı da konuşması çok güzel oluyor orası ayrı bir konu :)

siyaset bilimi ve uluslararasi iliskiler okuyorsaniz, fransizca size almanca'dan daha yararli olacaktir.

fransizca ile fransa, isvicre, romanya, kuzey italya, kuzey ispanya gibi yerlerde insanlarla gayet rahat anlasabilirsiniz.

ya almanca ile ?

soğan

karpuz

bu ikisini sürmek işe yarıyor diye duymuştum.

Sinekler tatlıya gelmez mi? Karpuz iyice yapış yapış sinek çeker hale getirir sanki? :i

Kaşınmaması için soruyorsanız limon da kolonya da iyi geliyor rahatlatıyor.

hacı valla ben küp şekeri hafif ıslatıp sürüyorum. kaşıntı filan kalmıyor. zararı da yok. dene istersen

burda yazanların hiçbirini uygulamazdım yerinde olsam diycem de zaten buraya yazdığına göre uygulama niyetin var.

keşke bebekler kullanma kılavuzu yanında gelse...

Az miktar olmak kaydı ile stilex

bugün bu haber vardı

www.milliyet.com.tr

SeyaRent

travelten

yallah tazyik

Tourkiye

uch.com

kredi kartında komisyon falan yok ya. nakitten her halükarda daha az risksizdir.

Yaninizda nakit olsun, banka karti olsun. Mesela amsterdamda kredi kartiyla dogru duzgun bisi alamadim. Kahveciye giriyorum, visa kabul etmiyoruz diyor adam.

Kredi kartı azıcık riskli. Şehir şehir bile kredi kartı kullanım oranı farklılaşıyor. Bazı yerlerde birçok yerde kredi kartı kullanabilirken, bazı yerlerde sadece büyük marketlerde kredi kartı bulabiliyorsunuz. Bulundurabiliyorsanız nakit bulundurun, en kötü kredi kartı ile ödeyip elinizdeki nakit ile kredi kartını kapatırsınız.

kredi kartı şöyle hesaplıyor:

harcama yaptığın tutar önce dolara çevrilir sonra tl'ye. euro -> dolar - > tl.
hepsi için banka gişe kuru kullanılır. 2 kez çaktı. yapı kredi üstüne komisyon almıyor. ama işbank alıyor.

bankayı arayıp konuşursan kartın biraz iyiyse harcamalarını euro olarak görme şansına ve ödeme şansına sahipsin. ama o kartların da yıllık masrafı falanı filanı var. baktım değmiyor bile... vazgeçtim.

debit kartlarda da % bilmem kaç komisyon alır. benim hesaplarıma göre kur farkı ve komisyon toplamı %5e falan denk geliyordu. kredi kartı az bişi daha insaflı geldi bana.

kısacası yunanistan'da euro kullanılır, at cebine euroyu gez. bankayı zengin etme.

debit hiç denemedim ama yurtdışına giderken hem kredi kartı hem de nakit para götürmenizi tavsiye ederim. kredi kartınızdan çekemezler, banka bir nedenden dolayı bloke eder, nakit paranız olmazsa sıkıntı çekebilirsiniz. ben hatta iki farklı kredi kartı götürüyorum. bir kredi kartı, pasaport ve biraz parayı otelde kasaya bırakıyorum. diğer kredi kartı ve kalan parayı yanıma alıyorum. güya riski azaltmaya çalışıyorum.

harcamalar için ne kadar nakit size bağlı. kaç gün kalınacak, kaç kişi gidiliyor vs. 3-4 gün için tek kişi gidecek olsam 1000-1500 euro alırdım yanıma.

Turla gittiğimizden otel parası ödendi. Tura dahil olmayan 150 Euro kadar ek harcama var, bir kısmına gitmeyeceğim (tavernaya 50 Euro vereceğime gider ufak bi bar bulup iki bira içerim, ilginç bi kafe bulup çay içerim daha iyi). Geriye günlük harcamalar kalıyor.

İki kişiyiz. 4 gece, Selanik, Athena, Kavala.

300 euro alın yanınıza, tamamdır.

debit karttan para çekecekseniz, miktarına bakmaksızın her çekimden ayrı ayrı komisyon+masraf aldığından, ihtiyacınız olacak parayı hesaplayıp tümünü tek seferde çekmeye gayret edin.

öyle sanıyorum ziraat en az masraf alır. ama hissi kalbul vuküüü

bağış faturalandırılmaz. ama gelirin şekli ne olursa olsun yıl sonunda gelir vergisi matrahında yer alır.

Teşekkürler cevap için. Peki kısaca ne yapmam gerekiyor? İlgili EFT dekontunu muhasebecime mi göndermeliyim sadece?

sanalpazar

www.eksimarket.com

sözleşme imzalanması gerekiyordur. sigorta yapılacak eşyaya eksper bakması gerekiyordur...

valla seyahat sigortası alırken sağlığıma, trafik ve kasko için arabama, zorunlu mesleki sigorta yaparken çalışma şeklime bakan bir eksper olmadı...

eskiden vardı. Sigortam.net'ten (sanırım) yaptırıyorduk hatta seyahat falan için. tarihlerini yaşını vs seçiyordun ve tüm firmaların fiyatları geliyordu, tek tıkla ödüyordun, adresine kargoyla belgeyi yolluyorlardı. Sonradan durdu. Ya yasa çıktı ya da acenteler isyan etti de sigorta şirketleri yasakladı, bilemiyorum.

zaten sistem öyle işliyor.

siz bana söylüyorsunuz ben acenteye talimat veriyorum onlar teklif veriyor.kabul ederseniz poliçenizi evinize gönderiyoruz.

yani zaten internetten alıyormuşsun gibi oluyor

yoo sigortam.net hala yapıyor o işi. adamların işi bu zaten. sen bilgilerini giriyorsun onlar sana hangi şirket kaça yapıyor gösteriyor, sonra seçiyorsun istersen kendin online hallediyorsun ödeme işini, istersen telefona yönlendiriyorlar seni. acentayla falan uğraşmıyorsun. poliçe de ücretsiz geliyor. ben en son özel sağlık sigortamı böyle yaptırdım. hatta bazı şirketler online teklif sunamıyor, o yüzden telefonla görüştüğünde daha fazla seçenek oluyor. sözlükteki başlığa bakın isterseniz: eksisozluk.com

parasını ödersen neden olmasın?

ancak bildiğim kadarıyla herhangi bir hekim muayenesi olmaksızın ücretsiz MR çektiremezsin.

edremit körfezinde herhangi bir yer.

van gölü

Hani belki buralar.

www.moyyminiotel.com

kırklareli longoz ormanları, demirköy,dupnisa mağraları,iğneada,kıyıköy. Hepsi birbirinin dibinde tam mevsimi kaçırma

ben de geçen benzeri bir para verdim maslaktaki noterde.

1 tane alınca 33 2 tane alınca 55 tl ödemiştim zamanında 3 tane olunca 81 çıkmasına şaşırdım.

beaches

(bkz: central do brasil)

black

(bkz: the broken circle breakdown)
(bkz: never let me go)

Ben bile ağladım, hüngür hüngür değilse de ağlattı yani.

The sea inside (Mar adentro)

incendies

(bkz: my sister's keeper)

black'i izledim duygusaldı ama çok hüngür hüngür ağlamadım açıkcası, sorun bende olabilir :)Beren saat'in oynadığını da izledim. Çalıntı olması sebebiyle uğur yücel'e bi dargınlığım oldu. incendies'i de izledim onunda sonu bombadır, ama onda da ağlamadım. Diğerlerini izleyecem sıraya koydum hepsini. sağolun.

black amerikan değil hint filmiydi yanılmıyorsam. ben mi yanlış hatırlıyorum yoksa? bu arada abi nasıl ağlamadın black'e hayret. black'e ağlamayan adam kolay kolay ağlamaz. my sister's keeper güzel bi öneri bu arada. belki the pursuit of happyness olabilir. aklıma gelenler bunlar şu anda.

seven pounds

Aşk ve diğer öbür cinler.

monte kristo kontu (idefix'te indirimde yarı yarıyaydı fiyatı ondan aldım. ama şimdi geçmiş.)
öteki ben - dostoyevski

Osman Şahin- Sonuncu İz, Mahşer, Ağız İçinde Dil Gibi/Acı Duman
Jean Rhys- Dalda Duran Kuşlar
Tahsin Yücel- Sonuncu, Golyan Devrimi
Peride Celal- Mektup

Hepsini Can'ın 5 lira kampanyasından aldım, çok sevinçliyim.

Ha bi de yazmadan geçmeyeyim tok oldugumuz halde yaftalar yiyoruz bana Pulbiber Mahallesi'ni hediye etti. Daha okumaya başlamadım:(

Not: Aşk ve Öbür Cinler çok güzel bir kitaptır.

Gündüz Vassaf - Cehenneme Övgü
Tahsin Yücel - Peygamberin Son Beş Günü

en son aldigim j.r.tolkien - bos kolduk. d&r'da 5 tela idi aldim.

edit: lan yanlis yazmisim denne uyardi :)

j.k.rowling olcak :D

o degil de, idefix'te 30 tela imis la indirimli, yuh. www.idefix.com

edit 2:

ciltlisiymis o, ciltsizi 10 tela imis puuuu www.idefix.com

hayri domaniç - ticaret hukukunun genel esasları. legal kitapevinde kelepir bölümü vardı, 5 liraya aldım. 2 ay önce falan.

Her gece bodrum

Böğürtlen Şarabı - Joanne Harris

artık kitapları internetten indirip telefondan okuyorum ama en son para verip aldım kitap; samsun'dan önce bilinmeyen 6 ay - alev coşkun.

Kiyamet kitabi - connie willis

the silkworm

deliduman-emrah serbes

(bkz: gizliajans) (alper canıgüz)

Beynine bir kez hava degmeye gorsun. - Dr. Frank vertosick jr.

@sonsuz sevgilerimle
Internetten siparis verdim, istersen gonderirim sana okuduktan sonra.

gabriel garcia marquez - kırmızı pazartesi
emrah serbes - erken kaybedenler

20. yy siyasi tarihi
metamorphosis and others stories of kafka
the god that failed (andre gide)
steps (j. kosinski)
animal farm (g. orwell)
shakespeare (benedetto croce)

uzun çarşının uluları
anayurt oteli

the great gatsby - scott fitzgerald (iletişim yayınları'nın çevirisi ama)

deliduman

kipadan aldım 5 tlye.

karamazov kardeşler
budala
diriliş
monte kristo kontu

eisntein - bilim ve felsefe üzerine

tüfek, mikrop ve çelik - jared diamond

ikisi de bitmedi

En sonkitap fuarindan aldıklarını.
1.çavdar tarlasında çocuklar
2.galiz kahraman
3.sineklerin tanrısı
4.kırmızı pazartesi
5.kuyucakli yusuf
6.ruhi mücerret

Şu ana kadar son üçünü okudum .

deliduman emrah serbes

knut hamsun - açlık
herman hesse - sidarta

şuraya da bakabilirsin:
(bkz: sözlük yazarlarının satın aldıkları son kitap)

Almanca sözlük

İrrasyonel - Stuart Sutherland

Atilla Yayla - Hangi Liberalizm?
Murray N. Rothbard - Ekonomiyi Anlamak
Stephen King - Yazma Sanatı

savaş ve barış - tolstoy
okudum mu? hayır, okuyacak mıyım? belki çok vaktim olursa, karakterler ve olaylar fazla karışık olduğundan kısa kısa okuyunca akılda bir şey kalmıyor.

yüzyıllık yalnızlık

Alber camus - yabanci
Yusuf atilgan -aylak adam
Sabahattin Ali -icimizdeki seytan

deliduman
engeregin gozu
beyaz zanbaklar ulkesinde

1984

Lale müldür toplu şiirler I, II
Umay umay- orospu kırmızı
Defne sandalcı- ah