sen doğru biliyorsun, arkadaşın yanlış.

lisans eğitimin en fazla 7 yıl sürebiliyor.

lisans eğitimin harcını yatırdığın sürece sürüyor. 7,5 yıl idi ancak iki yıl önce kalktı o kural.

@jamalbsf'nin de dediği gibi arkadaşın yanlış biliyor.

atama yönetmeliğinde becayiş yapılabilir olarak geçiyor.
uygulamada zorluk olabilir ancak dilekçe ile başvurularak becayiş yapılabildiğini sanıorum.

valla sabitleme olayı hakkında bi bilgim yok ama daha dün ben müşteri hizmetleriyle uğraştım. tamam dk'si 1.5 tl de ben 3dk'da halletmiştim. 1.5dk'da bağlandım heriflere. bi dene 3dk falan. bi 5 liran daha gider ama çözüm onlarda gibi görünüyor.

üstad seninki kısa sürmüş sanırım. bazıları da oyaladıklarından şikayetçi. hatta bekletip mozart vivaldi dinletirlerse iyice keriz yerine konulmuş olucam. şimdilik müşteri hizmetlerinden uzak durucam. teşekkürler bu arada.

Canlı destekten deneyin ama biz aynı sorunu yaşadığımızda bize bir çözüm sunamamışlardı. Para birimi değişik demekten başka...

Yani o 4 olan Euro aslında, ama siz bunu düzeltemiyorsunuz gibi bir şeyler, sistem hatası ve çözüm üretemiyorlar.

canlı destek hattını ben de denedim ama dediğiniz gibi pek yardımcı olmadılar. para birimini bilet alırken try yerine euro seçerek yeniden denesem olur mu ki acaba?

klasik pegasus...

şansın varsa ve her şey yolunda giderse biner uçar gidersin.

ola ki bir sorun yaşa... o call centermış müşteri hizmetleriymiş... kimse derdine derman olamaz. nasıl bir şirket politikası varsa artık...

sen kazana düştün panpa. allah yardımcın olsun.

Tl secince currency hatasi veriyordu. O yuzden ben euro secip aldim. Tl secili iken satin alabildin mi? 4 tl'yi cekti mi kartindan?

tl seçili iken ücretli rezervasyon yaptırmaya çalıştım. kredi kartı bilgilerimi de girdim. "3d security" aracılığıyla da telefonuma mesaj geldi. 4 tl lik ödemeyi sms olarak gelen şifreyi pegasusun sitesine girerek onayladım. ancak ödeme yapıldıktan sonra rezervasyon sürem 1 saat görünüyordu. bugün kredi kartımı incelediğimde ücretin kesilmediğini gördüm.

iyice kafamı karıştırıyorlar.

euro üzerinden ücretli olarak bilet fiyatı sabitleme işlemini başarabildiniz mi peki?

Evet o sekilde oluyor. Ben de cok ugrasmistim.

barış akarsu çok masum, iyi kalpli bir insan izlenimi oluşturdu ben de.

sevmezdim ama rahmet okurum hatırladıkça.

Sesini ve kendisini cok severdim, öldügünde cok uzulmustuj

Severdim, Yalancı Yarim'i de severdim, bayağı üzülmüştüm öldüğünde.

Severdim, tanırdım iyi insandı. Allah rahmet eylesin.

Ikisi de degil.
ama populerlik ugruna cektigi dizi iticiydi.

yarismadan hatirliyorum. allah rahmet eylesin. dinledigim biri degildi

sonuçta onun şarkıları değildi ama yorumlaması güzeldi.

sevmezdim.

ama o artık bir halk kahramanı

Hiç hazetmezdim. Üretimsiz, taklitçi, sevilenlere benzeyerek sevilmeye çalışan bir şarkıcıydı. İmam sorsa, kötü bilirdik derdim. Allah rahmet eylesin.

şarkılarını ve kendisini severdim. sadece oynadığı yalancı yarim adlı diziyi sevmezdim.

yarışmayı kazandığı zaman hayat hikayesine bakmıştım biraz. gençliği(zaten çok genç öldü) çocukluğu hep çalışmakla geçmiş. amasra'da, ereğli'de, akçakoca'da falan epey mekanda çalışmış.
hatırlıyorum yarışma finali akşamı ereğli'de meydanlar onu desteklemek için dolmuştu.

hiçbir şey düşünmüyodum hakkında. ben de anlayamamıştım ona duyulan sevgiyi. ama olabiliyor böyle şeyler.

severdim. ölümüne hala daha üzülürüm, üzerimdeki etkisi hiç geçmedi.
aklıma geldikçe açar dinlerim şarkılarını, hiç silmedim.

şu hayatta beni en çok derinden etkileyen ünlü ölümlerinden biridir.

ayrıca taklitçi, üretimi yok diyenlere el insaf diyorum. böyle denmesinin tek sebebinin çıkışını yaptığı ''ıslak ıslak'' cover'ının öne çıkmasıdır bence.

yoksa rahmetlinin özellikle son albümünde (düşmeden bulutlarda koşmam gerek) söz ve müziği kendisine ait, düzenlemesi oldukça kaliteli olan birçok parça var.

şimdi hatırlattın yine, üzdün akşam akşam. mekanı cennet olsun. ölene dek aklımdan silinmez herhalde.

Hep sempatik buldum, dışarıdan iyi, mütevazi bir insan gibi görünüyordu. Şarkılarında Islak Islak yorumu ve yarışmalarda söylediği birkaç şarkı dışında bir şey bilmiyordum ama üzüldüm ölümüne.

yürüyüp yürümediğini öğrenmek için sohbeti arttır bence. emin olana kadar devam. sonra olacaklar için tekrar duyuru açarsın burda. ;)

Aradığını bulamamış ya da depresyonda, sıkılma evresinde millete sarıyor, kendisinden daha önce hoşlandığını bildiği kişilerle ego mastürbasyonu yapacak; hiç bulaşma.

bu sıralar araları açıktır boşluğa düşmüştür. ama büyük ihtimalle ileride döneceği kişi sen olmayacaksın.

@atesikus
dönmesin zaten de böyle dengesiz tavırları yoktu. şaşırdım açıkcası.

evlilikte yaşanan sorunlar en sağlıklı insanı bile dengesizleştirir.

Muhtemelen senin arkadaşlığını özlemiş, belki eşi onu dinlemiyor ve ilişkilerini seninle olan ilişkisiyle kıyaslıyor olabilir.

yürüyor.

aynısı benim başıma geldi. sanki 'bak ben evlendim sen ne haldesin' mesajı hissettim

@yaramazkediyim

o adamın hala kalkıp sizinle muhatap olması, asıl kendisinin "ne halde" olduğunu göstermez mi, ben öyle düşünürüm açıkcası.

@duyuru sahibi

mutlu adamın/kadının eski sevgilisinin muhabbetine ihtiyacı yoktur. çok istiyorsa normal arkadaşlarıyla konuşsun, daha önce kendisine ilgi duyduğunu bildiği birisine yakınlaşmanın tek manası olduğunu düşünüyorum. bu konumda olan kadın son derece dengesizleşmiştir ben de hiç bulaşmayın derim.

bir de annelik kutsal bıkbık yapmıyorlar mı uyuz oluyorum. hepsi kutsal değil kardeşim ben de kadınım.

atesikus + 1
Bir boşanma ile 17 yıldır görmediğim çocukluk aşkım, ilk erkek arkadaşımsı şey beni Facebook'tan ekleyip halimi hatrımı sordu. Anlamı "Boşanma sonrası boşluğa düştüm, akıl sağlığımı kaybetmemek için böyle şeylere başvuruyorum. Kronolojik olarak sondan başa doğru gele gele en sonunda sana kadar gelmiş bulundum. Vereceğin cevabın içeriği çok da önemli değil, iyi kötü bir cevap ver de sıkılmayayım. Hayatımda aksiyon lazım. Eski günlerin hatırına ilgileniverin benimle azıcık"

Bu da onun küçük versiyonu olmuş. İlk sevgiliye inmemiş de, eşi ile arası bozulunca bir önceki, ondan önceki derken size gelmiş.

canı sıkılmış samıştır. can sıkıntısı geçince siler tekrar göt gibi kalırsın ortada.

kabul etme. yürüyeceği varsa telefon eder.

facebook evli kadınların o özledikleri flört heyecanını simülasyon tadında yaşayabilecekleri az sayıdaki ortamlardan biri. öyle fazla hayale kapılıp da bi gün gel de hoplatıyım deme yani. arada bir "hala çok güzelsin falan" diye mesaj yolla idare et garibi sevaptır.

(bkz: bunu pegasusa sorsana delikanlı)

bence olmuyor.

Bu tip biletler tabi ki var, bileti alirken siz yine bir donus tarihi veriyorsunuz ama eger farkli bir tarihte donecekseniz ucretsiz biletin tarihini degistirebiliyorsunuz. Normal biletten fiyati biraz daha yuksek olabiliyor.

Pegasusda flexy bilet secenegi olur, gidisi normal ekonomi alip donusu flexy secebilirsiniz. Flexy ucretsiz bilet tarihi degistirme imkani sunuyor olmali.
Ama bence bir de normal bilet alsaniz tarih degistirme cezasi ne kadar olur diye bakin. Belki oylesi daha ucuza gelebilir.

Pegasus bilet alirken 3 secenek sunuyor
Essential (ucretli tarih degisimi sunuyor, yurt disi ve ici ucaklarda 2 saat eveline kadar belirledikleri ucretle degistiriliyor)
Advantage, degistirme ucretli yukardaki gibi
Extras, ucretsiz bilet degisimi imkani sunuyor.

Gideceginiz yere gore uygukanan tarih degistirme ucretlerine bakin yurt ici 55tl yurt disi 80kusur euro gibi biseyler gordum ona gore hesabinizi kitabinizi yapip sise uygun siniftan biletinizi alin.

cıx olmaz bişi.

yoğurdun herhangi bir zararı olduğunu sanmıyorum, aksine iyidir

yarasın

ye

vücudundaki demiri bağlayabilir belki emin değilim yalnız . bi ara çok süt içiyordum kan değerlerine baktırdığımda vücutta demir kalmadığını öğrenmiştim

Yağlı olmasın, light olsun.

ev yapımı ya da en azından bildik, güvendiğiniz bir mandıranın yoğurdu ise daha şahane olur. marketlerde yoğurt diye jöle satılıyor malum.
light falan olmasın ayrıca.

benim günde yarım kilo yediğim oluyor sıkıntı yok devam.

süt ürünlerinin fazlası kansızlık yapar

Marketten aldığınız şey yoğurt değil. Yoğurt diye onu yiyorsanız çok yemeyin. Yoğurt dediğiniz buzdolabının dışına koyunca bozulur; bunları tezgahın üstüne bırakıp 1 ay dokunmayın hiçbir şey olmuyor, böyle yoğurt mu olur. Koruyucu kimyasallar yüzünden bozulmuyor bile.

olur. migrenin varsa kesin ondandır

olur. başı ağrıyanların midesi de sıklıkla bulanır.

migrenin etkisiyle olur.

bir hastaneye git. migren olabilir. değilse dahi düzenli tekrarladığı için üstüne düş derim ben

ağrı şiddetli olduğu taktirde (migren olması şart değil ama migren ağrısı gerçekten şiddetli bir ağrı olduğu için genellikle mide bulantısı yapar) baş ağrısı olsa da olmasa da mide bulantısı yapar. o derece şiddetli bir ağrı da ne olursa olsun doktora gitme sebebidir.

doktora gideyim o zaman bir dahaki sefere.

migrenli arkadaslara gecmis olsun ve bir sorum var. agri stabil mi yoksa zonklama seklinde mi oluyor? Bendeki hafif zonklama gibi ama kafami oynatirsam yürürsem falan cok fena cosuyor ama sabir diil zonklama seklinde. eger sabit yatarsam kafam beton agirliginda gibi hissediyorum agri esliginde. benzer seyler var mi?

sinüzit de olabilir. postnazal akıntı da bulantı yapar.

olabilir yani, sen millete bakma. muayene olman gerek. aile hekimine başvurabilirsin ilk etapta.

@kimse

ağrı tek taraflı mı?
ve evet migren var bende. ağrısı bu şekilde. başımı bi yere sabitlemek zorunda kalıyorum. sağa sola dönmek eziyet haline geliyor.

laroxyl tb 1x1 (Yatmadan önce)

su tüketimi mineralli soda ile desteklenmeli. iyi beslenmediğini düşünüyorsan ve depresif hissediyorsan arcalion iş görebiliyor.

düzenli olarak spor yap, ya da sahile yakınsan hafif tempo yürüyüş.

hemen güzel bir spor salonuna yazıl şöyle havuzlu tenis kortu çıtır kızlı

Tam kan tahlili yaptir. Ferritin, b12, d vitamini değerlerinin birinde illa ki bir sey vardir.

Tiroidlerine baktır. Aynı durumdaydım meğer tiroid yetmezliğim varmış.

imuneks

ben de oyleyim, kan tahlili yaptirdim tas gibi ciktim, meger sirf benim tembelligimmis diye hayal kirikligina ugradim hatta. pharmaton kullanmaya basladim ve etkisini gordum ama tabi olaganustu bi degisim bekleme. onun yani sira ogrencilik zamanlari gibi gec yatip sabahlari is icin erken kalkmak da yardimci olmuyor; uyku saatlerine de dikkat etmen gerekebilir, gunluk 7-8 saat onemliymis cidden. spor da evet oldukca etkili bi yontem hem duygusal hem fiziki acidan.

Abi bunlar amip gibi zaten. Bölünmeye sebep aramıyorlar direk bölünüyorlar. Solun ağzına sıçtılar. Çok cevap gibi olmadı ama...

ben üçe bölündüler diye biliyorum. tkp'den iki parti daha çıktı.

Ihtiyarlar zekice ilerleyelim dedi,gencler sokaklarda ilerleyelim dediler. Hop ikiye bolunduler

FKF hangi tarafta, onlarda mi bölündü acaba?

www.zaytung.com

Türkiye solunda maalesef hizip ve klik oluşumu kaçınılmazdır. Yani aslında neden bölündüklerinin sebebi diğer bölünen yapılarla aynıdır. Bizim solumuz Leninist neşriyattan çok beslenir ve Lenin'in üslübunu da okuyan bilir. Dolayısıyla birbirine Lenin'in Menşeviklere yaptığı muameleyi reva gören hizipler diyalog bile kuramadan ayrışırlar genelde. TKP'yi tebrik etmek lazım, en azından benim takip ettiğim kadarıyla herhangi bir açık kavga olmadı.
Bu yapıların bölünmesinin bir başka sebebi de bir türlü gelmeyen politik başarıdır. Ne olursa olsun, hangi yapı olursa olsun sol bir organizasyonda bulunmak emek ister, özveri ister fedakarlık ister. Ancak devlet o kadar örgütlü ki bu konuda ister legal isterse de illegal olsun hiçbir yapı değil başarıyı sağlamak, başarının kenarından bile geçemiyor. Bizim polis ve istihbarat teşkilatımız öncelikle halkı değil, devletin varlığını korumak için örgütlenmişlerdir çünkü.
Dolayısıyla da bu kadar emek verip hiçbir şey kazanamayan insanların psikolojisini düşünürsek ortamın gergin oluşunu anlayabiliriz. Bunların dışında da magazinel sebepler illa ki vardır ama ilginizi bunlar çekiyorsa bu kadar yazıyı da boşuna yazmışız demektir. Bilmem kim bilmem kime ne demiş? O da ona başka yerde şöyle cevap vermiş vs. vs.
Bu arada kendine solcu deyip ağzından da kürtçü lafı çıkanlara fadıl caprice gold'da devremülk veriyormuş diyorlar.

21. yüzyılda tkp mi var amk. 21. yüzyılda komünizm olmasından bile daha trajik.

E yani. Bunları şu an sıfır alan insanlar var. Bir alternatif sunmuş olursunuz, talep de olur muhtemelen.

Eminim ki bu fikri saklayan insanlara söylesen, %90'ından fazlası "Olmaz, ben kullanıyorum / kullanacağım onu" derler ama yine tozlanmaya devam eder o makinalar.

ufkum üç katına çıktı yemin ederim.

sahibinden, gittigidiyor vs bu yüzden var

valla ben kullanmadığım ya da eskiyen her şeyimi satan bir insanım.

elimdeki ürünü başkasına satmadan/vermeden yeni ürün almamayı düstur edindim. herkes benzer düşünse zaten dediğin sorun ortadan kalkar. ama kapitalist sistemde yaşıyoruz ve insanlar bencil

bence bu tozlanmayi onlemek icin biraz ikinci el alisverisine agirlik vermek gerekiyor. 2 adet iphone 1 adet macbook ve diger ufak telefek elektronik onlarca seyleri hep ikinci el aldim/sattim. biraz dikkatli olursaniz basiniza bela gelmez

sahibinden ve gittigidiyor bu yüzden var +1

hatta gittigidiyor.com'un kaç yaşına geldin oyuncak ayın hala neden evde duruyor? Satsana! Gibi bir reklamı vardı.

Bu arada kullanmadığım fotoğraf makinesini ben de sahibinden.com'dan sattım.

sadece 1-2 kere kullandığım kenarda yatan küçük ev aletleri

2 tane ufo buharlı vantilatör, airfel mobil klima, tchibo cafissimo, tefal türk kahvesi makinesi, elektrik süpürgesi, tefal filtre kahve makinesi, bosch mikro dalga fırın

filtre kahve makinası olan varsa talibim :)

Hep bir garage sale de gezeyim istemisimdir hep.

yok.

farklı bir şarj aleti ile denedin mi hocam?

@the kene,
denedim dostum aynı

garantiye ver gerekirse değiştirirler zaten. onun dışında da sorunu halletmek zorundalar.

bursa merkezdekiler mutlu mu bu durumdan bari :)

Iphonelarda radyo aparatını ayrı satıyolar diye biliyorum. Bide vergi olayları var, ama çoğu akıllı telde radyo bulabilirsin.

I phone kibri. samsung da var.

Samsung s4 ve s5te yok radyo

uygulama satın al daha çok para harca diye

çinliler 1 tl'ye radyo satıyor, onlar da mı bandrol parası ödüyor? :/
garip bir olay.

general mobile discoverynin içinde fm radyo alıcısı var. ama trt bandrolü yüzünden yazılımsal olarak koymyorlar. telefonu aldıktan sonra radyo yazılımını indiriyorsun ve fm radyolu telefonun oluyor. bir ara nokia da böyle getirtecekti telefonları. sonra ne oldu bilmiyorum.

radyo lazım ayrıca. gerek yok denemez. sony xperialarda radyo var bildiğim kadarıyla.

online radyo var.

G2'de var fakat bandrol ödememek için yazılımsal olarak kapalı geliyor.
GM Discovery'de de var, çalışması için uygulama kurmak gerekiyor.
Mobil internet yaygınlaştıkça, ucuzladıkça FM radyo azalarak bitecektir.

operatörlerin sınırsız ya da ucuz paket çıkarmamalarını geçtim, ufacık depremde bile ulaşılmıyor kimseye. öyle bir durumda lazım olur. deprem olmuş şarkı mı dinleyecek diyenlere de 17 ağustos depremindeki radyo yayınlarını hatırlatırım.

S3'te var. Iyi ki de var, yoldayken telefondaki sarkilar yerine radyo dinliyorum genelde. Cok az sarj harciyor.

Tesekkurler herkese cevaplar icin.

Internet radyosu var, o yuzden gerek yok diyenlere katilmiyorum. Ucretsiz olarak faydalanabilen birsey iken neden mobil interneti yesin ki radyo? Ki fm radyo en ilkel telefonlarda bile varken bu akilli telefonlarda olmamasi hala cok sacma geliyor bana.

Sanirim cevap tamamen duygusal.

Xperia'larda guzel tasarimli bir radyo bulunuyor hep, favori istasyonlar, renk ekleme, equalyzer, rds, otomatik arama filan. Alarm olarak da ataniyor.

Şimdi apple ve google market kurup buradan içerik satıyorlar.bu şirketler tüketiciyi ne kadar kısıtlar isem benim marketimi daha çok kullanır felsefesi ile yaklaşıyor.buna göre telefonun bazı özelliklerini kapatıyor.

bulunduğun yere göre polis/jandarma gelip aşıya götürüyor.

evet toplum saglıgını etkiledigi için polisle gelip alıyorlar evinden. ayrıca bir işyerinde calısıyorsan ası kagıdını da iş yerine vermek zorundasın. ayrıca tamamla arkadasım bos yere kimyasal alma vücuduna!

durumun valiliğe falan bildiriliyor. karantina altına alınabilirsin.

Düşmez bence zira sıfır araba fiyatlarıyla birlikte yükseldiler. Boş bir yükselme gibi gelmiyor. Belki bayram vesilesiyle 1000tl üstüne çıkmıştır ama 4 5 bin zor gibi geldi bana.

-İkinci el araba kışın alınır- der büyüklerimiz. Sıfır araba piyasasında düşüş sebebiyle şu an ikinci el piyasasında fiyatlar bu şekilde olduğunu tahmin ediyorum.

4-5 bin zor mu? 10 bin diyerek artiriyorum o zaman. ozellikle vw modellerine bakin gecen sana 40 binden baslayan ayni model bu sene 50 binden basliyo.
araba alinacak en iyi zaman her zaman sene sonu olur firmalar da kampanyalari o zaman gazlar, o gazla 2. eldeki piyasa da duser. aralikta yani.

Düşüş zor demek istedim 4 5 bin kısa vadede.

düşüş zor. ikinci el piyasası çok saçma bir piyasadır. 2013 model arabaya 28 bin isterler. ama web sitesine gidip baktığınızda adamların stoklarında aynı modelin 0'ı 2013 model olarak 30.000'e satılır. ikinci el satan adama bunu anlatamazsın. o yüzden şu sıra 2. el mantıklı değil. 2013 model 0 araç almak daha mantıklı.

aralıkta düşebilir. çünkü sıfır araçlar da aralıkta kampanyalı satılır.

bol bol sıvı gıda.

yoğurt, çay, kahve vb.

Meyve cay. Denize girmek.

size ozel bi durum mu var yoksa siz genel uyarilardan mi bahsediyorsunuz. genel olarak bi sorun olmuyor gecen hafta thy biletimi baska kartla aldim sorun olmadi hic bir sekilde sormadilar

evet etmen gerekir

miles smiles üyeleri 5000 mil yaptıysa o kişilerde gerekmiyordu en son.

annen kartı thy'nin şehir içinde ofisi varsa oraya da ibraz edebilir.

@jedi, ben yine de siradisi00'ın dediğini yapayım ne olur ne olmaz. teşekkürler.

internet üzerinden "3d secure" ile aldıysanız, ibraz etmeniz gerekmez; fakat acenteden falan aldıysanız, belki gerekebilir.

ibraz etmeniz gerekiyorsa ya check in sırasında havaalanından ya da bir thy (resmi) satış ofisinden kart sahibiyle birlikte işlem yapmanız gerekebilir. biletlere kilit koyabiliyorlar.

@doktor bey intertten 3d secure ile aldım.

45 kere falan binmişimdir hiç ibraz etmedim

her ihtimale karşın kartın son 4 hanesini yanına al, isterlerse sisteme o 4 haneyi girmeleri gerekiyor çünkü. ben de mille aldım, aynı şekilde ama hiç kart sormadı.

selam kardeşlerim. Kartın sahibi olan annemle talimhanedeki thy ofisine gittik. İnternetten alınan biletlerin ibraz edilmesi gerektiğini söyledi ancak ben 3d secure olayını söyleyince. ha evet o olursa gerek yok dedi.

ancak, hiçbir yerde 3d secure ile kart sahibinin ibrazının istenmeyeceğine dair bir şey yazmıyor. ben sizden öğrendim, ona da internetten öğrendiğimi söyledim bir şey diyemedi

çoğunlukla böyle bir sevda yok muydu zaten? aksine azalıyor artık diye biliyordum.

yok ya cogaliyorlar harbiden.

10 yil sonra "kocam beni dovuyor" diye tweet atarlar artik nabalim

Bence de azalıyorlar. Kendi yüzdemden biliyorum. Aksine kadınlar maço olmaya başladılar.

Azalıyordu şu bıyık ve sakal modasi yüzünden geri hortladi bence.

@soso
Aksine baya artti. Gayet eli yuzu duzgun, okumus, normal cevreden adamlar da bunlarin gazina gelip mahalle delikanlisi rolu yapiyor. Belki dizilerden olabilir ? Bkz:kuzey tekinoglu.
Cogaliyorlar donem donem demek ki.

maço erkek seven kadın barzodur, kıronun önde gidenidir. öyle kadınlar (kadın demeye utanıyorum) höt zöt seviyor. erkek dediğin kibar, nazik, saygılı olur. yeni türemedi, hep vardı. çünkü hanzo erkek ve kadın hep vardı.

bir teori olarak; karaktere göre değişebilmekle birlikte baba figürü hayatında etkin olmayan, olamayan kızlarda bu daha sık yaşanan bir şey.

eski sevgilim beni bırakıp bi maçoyla takılmaya karar verdiğini söylemişti.. :) açıkçası komik geliyor insana. sen mi salaksın, ben mi çok akıllıyım diyerek noktayı koymuştum. ben bu yaşananların üzerine ona bir tokat bile atmazken, çocuk ağzını burnunu düzmüş kızın. alkışlıyorum bu kadın zihniyetini.

Kıro erkek sevdasını bilemiyorum da maço erkek sevdası vardı ya, ben hatırlıyorum okuldaki arkadaşlarımın sohbetlerini, hepsi "ben bana karışan erkeklerden hoşlanırım", "yumruğunu masaya vursun, dediğini yaptırsın" gibi cümlelerle pekiştirerek dile getirirlerdi bu isteklerini.. Hatta bir tanesi direk "serseri olsun, ben serseri severim" derdi :)
Neredeyse tüm arkadaşlarım da evlendi gitti, ne ailemde ne arkadaş çevremde bir tane mutlu evlilik yok..

Böyle konuşan kızlara "salak" yaftasını yapıştırıyorum ben valla kim ne derse desin..

ekşide bile sıkça görürsün bu sevdayı...

sevgilisine kural koymayan gavaşlar diye başlık açıyor bu tipler. maço erkek her daim sevilir. deveyi diken seveni siken yaranır demişler.

maço erkek sevdası uzun zamandır var. bizim kızlar kendisine değer verildiğini görmekle her hareketine karışılması arasındaki eşek kadar kalın çizgiyi bilmiyor. facebooktan ordan burdan erkek arkadaşlarının sildirilmesini sahiplenilmek sanıyor. facebooktan arkadaş silmekle başlar , gerçek hayattaki erkek arkadaşlarınla konuşmanın yasaklanması şeklinde devam eder, yolda yürürken şu erkek sana niye baktı diye şekillenip evde ağzının yüzünün dağılmasıyla sona erer.

konu o tarafa kaydığı için belirtmek istedim. burada bahsedilen (kadının hal ve hareketlerine karışmak manasındaki) maçoluk ile kadına şiddet arasında doğru orantı yok aslında. yani özgür dünyada, bir insan partnerinin giyim kuşamı, hal ve harekatı hakkında yorum yapabilir elbette lakin bence insana en çok yakışan, partnerinin hayatına müdahale hakkını kendinde görmemek, uyuyorsa o haliyle kabul etmek, uymuyorsa voltasını alıp gitmektir fakat kadına sözlü/fiziksel şiddet ile geri kalan her şey arasına bir çizgi koymak gerekiyor ki şiddet normalleşmesin.

burada barzo, kıro vs diyenlerden, en alternatif, gotik, hipster, vegan kızlarımıza kadar, bütün kızların içinde maço erkek sevdası vardır.

yatakta maço, mutfakta romantik, kız arkadaşlarımınız yanında kılıbık, ailemizin yanında beyefendi seviyoz.

birey olduğunun farkında olarak yetişmemiş, baskıyla büyümüş kızlarda olur bu. malesef ülkemizde kızların da erkeklerin de çoğunluğu bu şekilde büyüdüğü için geçerli bir durum haline geliyor.

Entel dantel erkeklerin bir kısmı aşırı pasif ot gibi takilan tipler olduğu için maçolar ilgi görüyor. Kişisel deneyimimden yürümek gerekirse 1 tanesine öküzlüğün kralini yaptim aşırı bağlandı. Diğerine centilmen ve nazik adam modunda takildim gitto bir başkasını sevdi.

kulaklarımın kanlı canlı duyduğu bir sohbeti de aktarayım ki sorunun cevabı tam olarak pekişsin. 2 kız yolda yürürken yeni tanıştığı erkeği şöyle tanımladı : "öküz mü taş fırın mı tam olarak karar veremedim ama daha çok taş fırın gibi duruyor".

burnun tikaliysa normal...oztaki borusu calismiyor. sadece okyanus suyu yetmeyebilir.

doğaldır.

Vücut ısısının ani değişikliğinden olsa gerek diye düşünüyorum, yanılıyor olabilirim.

Herhalde bu biraz bize ozgu bi mit. Internette bakindim da biraz, bilgi olmamasini gectim, spor yaparken soguk su icmenin daha iyi oldugunu soyluyorlar.

türklere özgü bir mit tamamen. ecnebilerde böyle bir mefhum yok.

Ben de bir yerlerde okumuştum zamanında terli terli su içmek hasta etmiyormuş, bize özgü bir inanışmış bu. Bilimsel nedenleri filan da yazıyordu, hastalığa başka bir şeylerin neden olduğu filan.

yıllardır içiyorum bir b.k olduğu yok. yalan bence

spor sırasında buzlu su içiyorum, daha ölmedim.

yokmuş böyle bişi: evrimagaci.org

Bence terli terli soguk su icmek degil ama terli kalmak hasta ediyor. Bizim eskiler verileri yanlis yorumlamis.

boğazdaki flora bozulur

çabuk hasta olan bir çocuktum çocukken.
ama cayır cayır terli terli su içerdim, bir şey olmadı.
tamamen yalan bir şey.

terliyken o atleti değiştirmezsem hasta oluyordum, onu fark ettim annem sayesinde. ortaokulda atlet değişmeye başlayınca hayat kalitem yükseldi. ya da sırtıma havlu falan koyuyordum.

bazı şeyler çok basit aslında ama milletçe işi zorlaştırıyoruz.

Chrome gayet basarılı

chrome

alternatif olarak (anonimliği sağlaması açısından) orweb-orbot

opera en az kota yediğini iddia ediyor.

ama ben chrome kullanıyorum, çünkü gmail ile eşitleyince chrome'daki yer imleri bilgisayarımda görünüyor. tam tersini de yapabiliyorsun. bilgisayardaki açık sekmeleri ve yer imlerini telefonda görebiliyorsun.

opera ama mini versiyonu değil, direkt opera.
gayet hızlı. chrome zatne her boku kaydediyor, eşitliyor vs.
gizliliğinize tecavüz ediyor resmen. en iyisi opera.

ben de opera kullanıyorum.
hem minisini hem kendisini.
ikisini de seviyorum. mini çok az kota yiyor gerçekten.

ios'da safari kullanıyorum.
androidde uzunca süreler opera kullandım.
şu anda windows phone kullanıyorum ve mobile browser konusunda ie gerçekten çok başarılı.

chrome 28 mb, hem daha fazla şarj yiyor telefonda hem daha fazla ısınıyor.
android için şu an en iyisi (bence tabi) boat browser ondan sonra da, dolphin.

camcilarin kullandigi elmaslardan var
www.hepsiburada.com

onunla cami ciziyorlar sonra minik bir darbe ile boluyorlar ikiye

Elmas cam kesici ile, ama siz keserseniz ciftcam arasindaki havasiz ortam bozulacak ve anlami kalmayacak. Ciftcam ozelligini kaybedecek. Pimapenciler bu ciftcam ozelligi gitmeden bir sekilde kesiyorlar.

youtu.be
youtu.be

bilmeyen yapamaz bence.

elmasla kesmek basit bir iş değil.

ver 2 lira camcı keser

çiftcam kesme işine bulaşma. götür camcılar kessinler.

klasik bir duyuru cevabı olarak: enpara (vadeli hesap)

ama bankaya faize yatırmak dışında demişsiniz. dolara çevirip bekletmek aklıma geliyor ama emin değilim. ülkede ne olup ne bittiği belirsiz.

arazi alabilirsiniz. istanbul'da zor ama şehirdışında bu işi yapan bir tanıdığım var. civardan arazi topluyor, yatırımcılara satıyor. bir ya da iki yıl sonra bu yatırımcılara da taahhüt ettiği rakamdan müşteri buluyor. müşteri bulamazsa taahhüt ettiği rakamdan kendisi satın alıyor.

taahhüt ettiği diyorum çünkü size örneğin 10 bin tl'ye bu sene arazi aldırıyor. seneye size 20'ye müşteri bulucam diyor. araziyi temizletiyor, ağaç dikiyor, vs. kendisi karşılıyor bu masrafları. müşteri bulunca örneğin 25'e satıyorsa siz aldığınız paradan ona 5 vermenizi istiyor. başka da masraf vs. istemiyor.

çok sayıda da arazisi var. düşünürseniz sahibinden ve hürriyet emlak'ta da sitesi var. www.parselemlak.com bu adrese de bakabilirsiniz.

dolara çevirme. dolar son bir yıldır tahmin edilemiyor bile. amerika'nın para politikları değişiyor kademe kademe ve evdeki hesap çarşıya uymadı diye dolar yine çıktı. gün gelir tersi olur. euro'dan emin değilim ama rusya ambargoları dalgalandırıyor o da güvenilmez uzun vadede. japon yeni en sağlam kapıydı bir ara durum değişiyor diye haber okudum ama araştırmak lazım.

en sağlamı istikrarlı şirketlere yatırım bence. mesela ingiltere sürücüsüz araçlara izin verdi şubatta sokağa çıksınlar diye. bu google, volvo ve mercedes hisselerini arttırır. tesla bu yılın rekortmeni ve hala çıkardığı teknolojilerle taktir toplayan bir şirket. jip çıkartacak dünyada ilkleri barındıracak yine hissesi artar gibi. red bull hisselerine bak bahar geliyor baharda spor etkinlikleri olur artar hisseleri falan benim aklıma gelenler bunlar.

en temizi ikiye bölüp 3-6 aylık vadeli hesaba yatırmak faiz gelsin. altının da ne olacağı belli değil amerika'nın para politikaları sağolsun.

1000 TL is bitcoin, gerisi ile isvicre franki

warren buffett deyimiyle "bütün yumurtalarını aynı sepete koyma!"

arsa

iddaa oyna.

*vantilatör

kararlı mısın heves mi ettin bilmiyorum ama çok etkili olmazmış gibi geldi bana uyuman konusunda. normal vantilatör kullansan? elektrik tüketimi açısından fark eder herhalde biraz ama daha etkili olur

bu adamı serinletir mi ki? benim gördüklerim yavaş yavaş dönüyo o kadar.

Eliniz yatkinsa boyle seylere yapabilirsiniz bi de yeni yapilan evlerin tavani cok alcak oluyo tavan alcaksa daha cok ise yarar malum degilse hic ugrasmayin bizdr vardi yillar once soktuk tavan cok yuksek ise yaramiyodu safi tozdu.

tavana kafası da dönen vantilatörden koyuyorlar. o fena değil. ama gece açık bıraktın mı çarpar adamı, belki saat kurmalısı vardır. olmadı prize saatli priz takarsın.

nette bulamadım örneğini...

tavan vantilatörü bizde var ve hiçbir halta yaramıyor. hiç tavsiye etmiyorum. ufonun soğuk hava üfleyen şeylerinden alsanız hatta ucuz bir vantilatör bile daha fazla serinletir.

sen yurtdışında kartla harcama yaparsın. harcamaların tl'ye çevrilirken kurdan banka sağlam çarpar sana. belki yurtdışı komisyonu da ekler üstüne.

ekstre gelince tutar kadarını da annen türkiye'den yatırır.

al evet

evet hiçbi farkı yok. teknosa'dan 30 liraya aldım eve dönerken baktım mahalledeki bilgisayarcıda on liraya satılıyor. pişman olmuştum.

okedir o zaman kaç para ucuz oluyor şimdi bi de onu sorayım :) mesela 20tl ucuz gelir, ama aslında 10tl lik de vardır gibi gibi D

aliexpress'te 3 dolara falan vardı heralde. 10 güne gelir.

özel sektörde etkisi olur bence. bilirsin bu memlekette etiket her şeyden önce gelir. ama bölümüne sevdalıysan, kendini yetiştirmişsen insanları etkileyebilirsin de. sana bağlı yani.

etkisiz elemandır. 2. üniversite aöf okuyup işine yarayan biri görmedim.

benim var diploma. çerçeve yaptırdım. anam odaya sokturtmuyor. kendi odanda dursun diyor.

anam bile adamdan saymadı yani.

boşuna bitirdik demek kii...

(bkz: kulak tıkacı)

burun tıkanıklığı ile ilgisi muhtemelen vardır.

ayni sebepten oturu yillar once doktora gittigimde isitme testi uygulatmisti. benim farkedemeyecegim bir duzeyde duyma bozuklugum oldugunu soyledi, bir ilac vermisti (ben duzenli kullanmadim, ergendik o zamanlar) ve yuksek sesli ortamlara girerken mutlaka pamuk veya tikac bulundurmami soylemisti. problemim hala devam ediyor bu arada.

chp-avrupa.com

burada almanya temsilciliğinin bilgileri var, sanırım buraya danışabilirsin.

ek olarak almanya'da yaşayan kuzen ucuz ulaşım için şunu gönderdi, bilmiyorum tabii bütçeni. www.flixbus.de

ayın kaçında gitmen gerektiğini öğren öyle git. Stuttgard'ta da sandık açacaklar BW'de isen.
randevulu sistem var, ama sistem çökmüş, kendi belirledikleri tarihte gitmen gerekiyormuş. hangi gün oy kullanabileceğini teyit edip öyle git.

bu arada otobüs firmaları almanya içi çok uyguna ulaşım sağlıyor gitmek istersen.

Sıcak içecekler içip -mümkünse TYLOL HOT- bir de gripin ya da ağrı kesici ateş düşürücü bir ilaç alıp 2 battaniyeyle terletiyorsun kendini... 2-3 kez çamaşır değiştirip (ve duş alıp) 3-4 saatte bir sıcak çorbayla TYLOL HOT çakarsan 14-16 saatte çakı gibi olursun...

hijyen + c vitamini

ne yazık ki...
tıp çaresiz.

ciddiyim.

doktor değilim. ilaç kullandırmama timi küfür etmesin ama ben theraflu içiyorum iki tane, sonra birer tane işe yarıyor. ilk iki gün dörder tane, sonraki günler üçer tane işime yarıyor.

abi aku bitmis, teker inmis, bunlari kendin de cozebilirsin, bir suru para bayilcagina al bi aku, tekeri de kendin degistirir - yada sisirirsin zaten, bi guzel de temizlersin. biraz kullanir bakarsin ciddi sorunu var mi, yoksa usta sana susu eksik busu eksik diye gecirdikce gecirebilir, sen de zaten araba yatiyordu usta hakli diye bayilirsin paralari.

satmayı düşünebilirsin

biraz adam edip sat kurtul. koy sahibindene.

400 binde satmaya kalkarsan alıcı çıkmaz çıksa bile ölü fiyata almaya çalışır senden. 91 model aracın vergisinden bi şey olmaz.

eğer kaportasında çürük yoksa, komple boya istemiyorsa, yakın zamanda motordan büyük sorun çıkmayacak gibiyse ben olsam 300-500 masraf yapıp binerdim o araca.

Aman be hafız, yok burnu kanamış yok acile gitmiş. Ayak bunlar, var böyle hatunlar (ki ben de dişiyim, yakından tanıyorum.)

Ayrılmak istiyosan ayrılmak istiyorum diyeceksin olacak bitecek, isterse kendini köprüden atsın onun mallığı.

vicdanlık bir durum yok, ayrılacaksınız, geriye dönüp bakmayacaksınız.

Ayrilmamak icin yapmis onlari belli ben de taniyorum o tarz kizlardan.. Elbette ki her iliskide olabilir sevisme vs zorla yapmadiniz ya? Hic suclu hissetmeyin kendinizi bitirmek istiyorsaniz bitirin gitsin.

ayrılacaksan söyle. yok düşmüş yok yan yatmış çamura batmış, bunlar hikaye. hiçbişi olmaz kadın kısmına.

Bitmişse bitmiştir, burun da kanasa bitmiştir, tansiyon da düşse bitmiştir. Güzeldi ama bitti diyeceksiniz açık ve net ama kesin bir dille, lafı dolandırmadan ve akabinde de kararlı olacaksınız. (Ayrıca size bir tüyo vereyim, bu ayıldım bayıldım, acile kaldırdılar, serum yedim vs. klasik ve tipik bir kız yalanıdır, yemeyin, aha bu kıyağı da kimse yapmaz size)

15.000TL'ye alacağın dizel araçtan hayır gelmez lpg'li bak.

bence de hayır gelir mi bilmiyorum ama şunlara bi göz atabilirsin ;

www.sahibinden.com

Bende 15bin lira dizel diye bakmaya başladım. Sürekli araç sorgulatmaktan 200 lira fatura geldi. Adam akıllı bir tane araba bulamayınca, biraz borca girip güzel bir dizel araba buldum ve aldım. 28bin liraya çıktım düşün gerisini.
İlk araban olacağı için kasko çok pahalı çıkacak. Sanırım Büyükdere caddesini kullanacaksın ki zor.
İşe gidip gelirken toplu taşıma kullan. Arabanı hafta sonu gezmeye kullan ki masrafların dengeli olsun ;)

İllede alıcam diyorsan git LPG'li bak. En mantıklısı...

@cliquot evet o yolu kullanıcam. 15bin olmasın hadi çıkabileceğim en fazla miktar 20.000 tl.

ilk arabam olduğu için kasko niye daha pahalı oluyor ??

fiesta, getz, c3

tata al abi.

o paraya sana ancak dacia logan 1.5 dci öneririm.
sen de burun kıvırırsın.

olsun yine de öneriyorum. reno motor. ucuz yedek parça. yolda bırakmaz, özellik barındırmaz.

400 tl trafik sigortası
1600 tl kasko
200 tl muayene
100 tl falan noter ıvır zıvır

bu rakamlar artabilir ya da azalabilir. 1000e de kasko yapabilirsin, belli olmuyor.

@siradisi00 bu dediklerini 2.el araba alan herkes yapıyor mu ?

2.el alınan arabanın sigortası filan varsada mı yapılması grekiyor ?

Kadir inanirin reklaminda oynadigi siteden fiyatlara bakabilirsin ama ordan yaptirma adam gibi bi sigortacidan yaptir. Trafik sigortası olsa da aracin sana kalir yeniden yaptirmak. Adam parasini geri almanin derdine duser cunku. Muayene de tarihine göre ama her turlu yapilacak bisey. Bi de diger duyuruna da cevap olsun alacagin aracin kamyonet olmamasina dikkat et 206 falan kamyonet diye geçiyo dizelleri her sene muayene yuksek vergiye dusersin ondan sonra.

@siradisi00 doğru demiş.
Sadece kasko için pazarlık yapmak gerek. bana da 1600 demişlerdi. en sonunda 1400'e bağladım. ilk araba olmasından mütevellit yüksek çıkıyor.

trafik sigortasını arabayı aldığın gün yaptırmalısın. trafiğe çıkamazsın. önceki sahibinin sigortası ona mahsus. sattıktan sonra gidip iptal ettirip parasını ister.

eğer aracın bakımı yapılmamışsa, ya da içine sinmediyse en az 250 liraya genel bakım yapılır. Bence en önemlisi budur.

@xu

trafik sigortası kişiye özel oluyor. arabasını aldığın vatandaş kalan günlerin parasını geri alıyor, sen yeni yaptırıyorsun. bu zorunlu.

6 yaşından büyük araçlarda kasko yapmak mantıklı mı bilemiyorum. illa yaptırmana lüzum yok yani.

satışta 100-150 ödersin (plaka değişikliği istersen o da) istemezsen 50-90 tl filandı yanlış hatırlamıyorsam.

muayene 2 senede bir yapılıyor. araç muayene tarihi ne ona bakarsın almadan, kafan rahat olur.

eger hasta elini kullabiliyorsa kablosuz kapi zilleri var

www.hepsiburada.com

montaj gerektirmiyor. zile basma unitesi (kucuk parca)hastanin yakinina bir yere sabitleneblir ya da hic sabitlemeye gerek olmaz.

ana uniteyi de holde evin ortasina bir yere koyabilirsiniz. o sekilde iletisime gecilebilir.

aklima bu geldi

gecmis olsun

aile sağlığı merkezleri tuvaletlere bu sistemlerden kuruyorlar.

basit bir şey olarak ucuz telsizlerden alıp üzerindeki zil tuşunu kullanabilirsiniz.

50 - 60 tl'ye alınabiliyor 2 telsiz.

elektrikcilerde de bulabilirsin kesin vardir

www.technomax.com.tr

İpe bağlı çıngırak

doktorun sözünün üstüne laf söylemek biz non-doktorlara düşmez amma "sürekli mastürbasyon" önerisi biraz tuhaf ve komik geldi bana.

bir de "boşalamıyor"dan kastınız, boşalmak için tüm imkanlarını seferber etmesine rağmen mi boşalamıyor yoksa ereksiyondan sonra behemehal boşalma mı bekliyor?

retrograd ejakülasyon geldi aklıma ilk olarak.

mastürbasyon doğru bir yaklaşım olabilir. ayrıntılı muayene etmek gerekli ama. öykü de derinleştirilmeli; ne zamandır var, ne zaman fark etmiş, dışarı hiç mi salgı çıkmıyor vb...

yorum yapmak zor.

@nereye bu gidis; emin değilim ama sanırım imkanlarını seferber ediyor..
doktorun dediği bize de tuhaf geldi ama zaten canının yanması dolayısıyla pek yapamıyor..
Çok detaylı anlatamadı zaten utanıyor biraz, benim yanımda hiç konuşmadı da annesine anlatırken biraz duydum, annesi de bunları anlamış..

(bkz: prostatit)

British culture yetkili sınav merkezsiymiş öyle okudum billboardlarda

www.osym.gov.tr
www.ielts.org
www.ets.org

hocam. dil sınavı amaç değil araç olmalı.

iş hayatında adam geliyor kendisi sınav yapıyor, çoğu zaman böyle olmuştur. konuş şu arkadaşla diyorlar.

devlet de toefl'ı kabul ediyor ama pahalı, şimdi yds var, o daha ucuz pratik. ama eskisinden zor soruyor çakallar.

kısacası sana ne lazım?

@siradisi00 Yüksek lisans programlarına başvururken işe yarayacak, aynı zamanda da iş başvurularında bakın şu sınavdan şu puanı almıştım diyebileceğim bir sınav kısaca.

e yds'ye gir o zaman. sana yeter.

paypal

paypal kullanmıyor.

Bulunduğun yerde banka varsa onlar çeviriyor parayı. Ayrıca en iyi yöntem internet bankacılığı ile swift yapman. Ben 325 eur yolladım 13 tl aldı benden.

ispanya,

swift yaparken de çeviriyor mu parayı?

www.upt.com.tr

işbank internet bankacılığı

ya da ziraat internet bankacılığı

7 - 8 euroya yolluyordum en son.

western pahalı kalıyor. swift en temizi. garanti 500€ 40tl alıyordu internet şubesini kullanırsan.

is bankasi online sube en en ucuzu.

(bkz: #38882652)

Is bankasi swift 10 dolar

binlerce şikayet dilekçesi, maili atmış biri olarak ben,
bir avukatın bunu nasıl yapamadığını anlamış değilim?
(kamu yönetimi mezunu işsiz erkek kişisi)

Özetle "avukat var avukatcık var"

hacılar bu insanlar nasıl mezun oluyor hukuktan peki?

okulda ne yapılıyor?

bence işin kolayına kaçıp başkasına yıkmaya çalışıyor. yani salak görünerek kurnazlık yapmaya çalışıyor.
yoksa şikayet etmeyi bilmiyorsa bir zahmet değil hukuk diplomasını, lise diplomasını dahi yırtıp atsın.

yeni mezun bi elektrik elektronik mühendisinin eline üç beş elemanlı bi devre ver ne işe yaradığını anlayamaz ya da bilgisayar mühendisi basit bi php kodlaması yapamayabilir. hukuk ne kadar sözel ağırlıklı olsa da çok kapsamlı. zaten alanlara ayrılıp ona göre yoğunlaşıyolar iş hayatında.

he bahsettiğin şey skindirik bi dilekçe yazmak onu da yazmaktan acizse çok boş çıkmış okuldan amma olabiliyor işte elemanın yetersizliği, genellememek lazım.

@vejeteryanvampir word dosyasına bir şeyler yazmış, al şunu düzenle biraz demiş arkadaşa.

ayrıca iş yıkmak diyorsunuz da ortada kızın uçak bileti parası var. derdine düşmesi gerekir diye düşünüyorum.

arkadaşlar cehalet mutluluktur. herhangi bir eğitimi olmayan bir insan (duyurudaki haliyle: ortaokul mezunu bir adam), bu tarz durumlarda şikayet etmek istediğinde el yazısı ile başı kıçı belli olmayan bir dilekçe yazar. sonra da gider kurumdaki en alakasız insanlara vermeye çalışır. kör topal bir şekilde o dilekçe bir yerlere teslim edilir eninde sonunda.

işi gereği dilekçelerle uğraşan; ancak henüz tecrübesiz olan bir avukat ise o dilekçeyi kabul edecek doğru birimi merak eder, dilekçenin belirli bir şekil şartının olup olmadığını merak eder, dilekçeye bir şey ekleyip eklememesi merak eder. eder allah eder. dolayısıyla kafanızdaki ortaokul mezunu adam gibi "biladerbizimparaiadesivardıahadilekçe" diye milletin kafasını ütülemek istemez. neticede ülkedeki kurumların durumu belli, herkes dilekçe yazıp bir yerlere verebilir. ama o dilekçenin kağıt öğütücüsüne gitmeyip, ilgilisini bulmasını ve amacına ulaşmasını sağlamak esas dert.

bu birinci ihtimal. ikinci ihtimal şu:

her avukat cayır cayır dilekçe yazacak değil. dolayısıyla "her hukuk okuyan da avukat olamıyor" tabii diyerekten kendimizi tatmine girmeden önce (sözüm duyuru sahibine değil) bu avukat arkadaşın alanı ne, ne yapar, ne eder diye düşünmek lazım. ben 3 sene icra işleri ile yakından ilgilendim, sayısız hacze çıktım. 1.5 senedir marka-patent işleriyle ilgileniyorum. şu an icra dairesine gittiğimde elim ayağıma dolaşıyor, katiplerden yardım istiyorum. dediğim gibi, bir avukatın "her davadan anlayan" bir tip olması şart değil. bazı avukat olur, milyar dolarlık şirketlere rekabet hukuku alanında danışmanlık veriyordur; ama bir şekilde icra hukukuna ilişkin bir soru sorsanız kalakalır. haklı, zira yıllardır icra denilen şeyle uzaktan yakından ilgisi olmamış.

üçüncü ihtimal de şu: avukatlar, kendi meselelerini halletmekte bir miktar telaş yapabiliyorlar. niye bilmiyorum, bana da oluyor. bu durumlarda tanıdık avukatlardan filan yardım istenebiliyor ki objektif bir göz baksın, değerlendirsin durumu. böyle bir durum da söz konusu olabilir.

@starborn

dediklerin güzel ama ortada yazılması gereken bir dilekçe bile yok aslında. sadece durumunu belirten eposta atacak.
tabi yine de haklı olabilirsin. avukat değilim bilemiyorum.

@rasputinufuk ryanair ikisi de.

4 saat gayet makul. yaz aylarında hava muhalefeti de olmaz, sorun çıkacağını zannetmiyorum.

Çok büyük bi şanssızlık yaşamazsan bi şey olmaz. Zaten ryanair en az rötar yapan şirketlerden biridir. 4 saatlik bir rötar yaz aylarında imkansıza yakın.

4 saat çok iyi. 3 saat de öyle. 2 deseniz ehh derdim.

90 dk ve altı patlamaya çok müsait. ama bir defa risk aldım, çok ucuz bilet yüzünden. (istanbul'dan paris'e roma aktarmalı uçuş) deparlar ve dirseklerle uçağa sonuncu olarak kapılar kapanmadan hemen önce binmeyi başardık.

transit yolcu olmasan bile rötar nedeniyle uçak kaçırırsan hak iddia edebiliyormuşsun. çok uçan bir arkadaşım söyledi. özel bir adı varmış ama şimdi hatırlayamadım.

Bir de az önce şöyle bir şey okudum: www.ihateryanair.org Avrupa içinde dolaşırken pasaporta mühür basıyorlar mıydı ki?

Charleroi kucuk bi yer zaten rotar olsa vakit kaybetmezsin. Ryanair dakiktir karkasondan sarleruaya gitmistim vaktiyle. Yazin serin olabiliyordu.

@psychender pasaporta değil, boarding pass'e mühür vurdurman lazım uçağa binmeden. ryanair'in check-in counter'ına gidip söyle ben eu vatandaşı değilim mühür vurun biletime diye.

android uygulaması mı var ekşiduyurunun?

Yok. Mobil site. www.eksiduyuru.com/mobil

bildiğim kadarıyla uçak firmaları uçakta 100 koltuk varsa 105 bilet satıyor öyle bi uygulamanın olacağını zannetmiyorum

metehan01, 5 kişi nerde gidiyor peki hepsi gelirse ?

bu arada öyle bi uygulama olacağını ben de zannetmiyorum yoksa benim gibi bilet kovalayan bi fırsatçı çoktan duymuştu :D

@ekmek uygun uçağa daha yüksek sınıftan bilet verip konaklamayı karşılayabiliyorlar gerekirse. (bkz: overbooking)

artan 5 kişiye bir sonraki uçağa biniş ve ufak tefek ödüller teklif ediliyor.

zaten çoğu zaman bazı insanlar uçağı kaçırır. yasal zemine oturtulmuş durumdadır bu olay.
bana da teklif etmişlerdi önce, kabul ettim. 2 saat sonraki uçakla yollayacaklardı, üstüne de lounge'ta ağırlayacaklardı. sonra bir şekilde uçakta yer açtılar nasıl oldu anlamadım.

firma politikasına göre genelde ya tüm biletleri satıyorlar (hatta söylendiği gibi ekstra bilet satanlar da var (bkz: overbooking)) ya da belli bir fiyatın altına vermektense boş gidiyorlar. reservasyon falan yapmadan atatürk'e gidip 25 liraya antalya'ya uçmuş kuzenim var bu arada..

benim de geçmişte havaalanına gidip beklemiş, ucuza uçmuş arkadaşlarım vardı. lakin nasıl yaptıkalr bilmiyorum

Atina havalimanında varmış bu uygulama.

Birkaç hafta önce orda bulunan kuzenin yalancısıyım.

@darknum hangi uçuşlar bu sınıfa giriyor ?

liginde rakibin olan takımın seviye atlaması = senin de seviye atlaman olabilir mesela. rakibinin dışardaki maçlarını nötr olarak izleyen insana zaten bir şey denmez ama inadına köstek olmaya çalışan insan tipine dönüşmek en kötüsü.

Bence evet yanlış düşünüyorsunuz.
Zaten ciddi ciddi her konuda ayrılık yaşayan bir milletiz: siyasette, dini konularda vs. E, kalkıp eğlence amaçlı bir oluşumda bile kendi içinde ayrılık yaşarken neden bunu uluslararası areneya taşırsınız ki? Neden çok ciddiye alıyorsunuz bu futbolu?

Ayrıca futbolu bu denli ciddiye alan bir toplumun bireyleri kendi takımı yerine rakip yabancı takımı destekliyorsa vatan hainliğiyle eşdeğerdir bence.

tabi ki zorunda değilsin ama desteklemeyenleri kınıyorum.

zira her maçın değeri aynı, yani istanbul bşb gidip intertoto'da göteborg'u yenerse ülkeye kazandırdığı puan gs - psg maçından gelecek puanla aynı.

kaldı ki yabancılar senin ülkenin takımlarından tanıyor. bari bu konuda birlik olalım amk.

yoo niye zorunda olasın ki, ben desteklemiyorum şahsen. mesela beşiktaş şu turu geçip sonraki turda elensin uefa'ya gitsin istiyorum. böylece hem gs'nin kasasına daha çok para girer, hem de bjk şl'de sıfır çekiceğine uefa'da 3-4 maç kazanır biraz ülke puanı kazandırır. win-win.

icinden gelmedikce zaten nasil destekleyebilirsin ki? ben turkiye'de sevdigim takimlar avrupa'da tur atlasin isterim. mesela yarin karabuk'un kazanmasini istiyorum. ama bir partizan'la, valencia'yla, athletic'le filan oynasaydi durum degisirdi. yani hangi takima sempatim fazlaysa onun kazanmasini istiyorum. ama galatasaray ya da turk milli takimlari kimle oynarsa oynasin karsi tarafi desteklerim. ulke puani filan benim icin onemli degil.

bir kaç kürt arkadaş edin çok rahat öğrenirsin

Netten zor ya, kaynak yok çünkü. Ben de bakmıştım zamanında. Bence de Kürt birilerinden rica edebilirsin öğretmelerini.

Elimde bir adet zip dosyası var içinde bazı dökümanların bulunduğu, belki başlangıç için birikim sağlayabilir. Onun dışında netten öğrenmek zor sanırım, ileriki vadede kurs şart olacaktır.

valla kitap var dediler ama bulamadılar. netten de olmadı. kürtler de kendi aralarında zor anlaşıyorlar, zazaca falan karışıyor. yeni tüm sözcükleri türkçeden alıyorlar. 21 diyalekt var diyorlardı.

kısacası ancak vara vara, ez nan duhum seviyesinde öğrenebilirsin, işimi görür dersen bir arkadaş edin, ufak tefek öğren. bence ötesi olmaz.

kürtçe ama hangi kürtçe? urfa siverek'te zazaca, urfa'nın kendisinde biraz daha yozlaşmış kürtçe, şırnak batman tarafında daha farklı kürtçe.. kürt bir arkadaşım trt şeş'ten hiçbir şey anlamıyoruz biz diyor misal. ya da urfalı arkadaşım şırnaklı arkadaşımın konuşmalarının çoğunu anlamıyor. nedenlerini tam bilmiyorum tabi.

neyse kitap, kurstan öte meslek ve şartlar elveriyorsa doğuya kürtçe konuşulan bir il'e gel. yoksa kürt bir arkadaş edin. o da olmazsa özellikle kürt birini bul özel ders gibi bir şeyler ayarlayın.

herhangi bir nakliyat şirketinde işe gir, hem para kazanırsın hem dil öğrenirsin. çift yönlü bir kazanç.

netten öğrenmek yerine kitaplardan öğrenmek çok daha mantıklı olur. son yıllarda yasakların da kalkmasıyla birçok kitap basıldı bu konuda.. başlangıç için şu iki kitap işini görür büyük ihtimalle..

www.kitapyurdu.com

www.kitapyurdu.com

İşi vardır cevap yazamamıştır, bekleyin hele.

koskoca doktor dediğin kişi de bu evrende bir bit parçası kadar değersizdir. kasma. saygısızlık yapmadığın sürece hepimiz eşitiz.

olay profesörlükten çok senin ona göstermen gereken saygıyla ilgili.
yani esnafa "hacı bayram günü dükkanı aç iki kilo peynir alcam" dediğini düşün. ya da "hele şurdan ikametgah ver bayram günü" dediğin memuru düşün.

bayram günü adam tatil yapıyor sonuçta. sen de whatsapp sms vb. ile "hele şu rapora bak boş durma bayram günü" muamelesi yapıyorsun.

ben olsam ben de yanıt vermem. mesai denen bir olay ve herkesin sınırları var. muhtemelen acil durumlarda başvurulması için verilmiş bir telefon numarası var. ama sen bekleyebilecek bir şey için insanı rahatsız ediyorsun.

ben tasvip etmedim. o bilmiyorum ne düşünür.

aile hekimiyken gece saatlerinde, bayramlarda çocuğun ateşi çıktı napayım hocam diye arayan, aradıklarında anlayıp açmamak için açma1, açma2 falan diye diye telefona kaydettiğim hastalar vardı. biraz onlar gibi olmuş. adam tatil yapıyor. mesai sırasında telefon açıp görüşme olsa tamam ama adam çocuklarıyla bayram ziyaretindeyken whatsappa mesajla röntgen sonucu geliyor yani. çoooooook görev aşkıyla yanıp tutuşan birisi değilse gıcık olmuştur.

bişey olmaz. ben 65 yaşındaki üroloğuma her gittiğimde "noldu rafet amca eline verdim yine hıhıhı" yapıyorum, "şerefsiz küçükken daha sevimliydin" diyor.

kendisi koskoca profesör

koskoca doktor derken umarım sadece yaşından bahsedyorsundur. yok eğer mevkii falansa sıkıntıların var.

cevap: bir şey olmaz. gayet doğru olanı yapmışsın. cevap atmazsa ara. madem yakınsınız.

@fayfim

Üzdün doktor.

@sen git ben geliyorum

Yani yaşın da etkisi var tabi. 30-35 yaşındaki doktor benimle goygoya giriyor, küfürlü falan konuştuğu oldu hatta. Ama onun uzman doktor olması da farklı bir etki yapıyor doktorun kendisine ve hastasına. Ama bu mesaj attığım adam da beni içten bir şekilde sarardı kontrollerden sonra, şimdi niye tersledi anlamış değilim.

Bu arada mesele ölüme kadar gidebilecek bir mesele. Tırt bir mevzu değil.

Doktor cevap verdi. Ama verirken de tersledi biraz, kötü hissettim kendimi.

mesai sırasında samimiyet farklı bir şey. ben de hastalarımla samimi olmayı seven biriydim mesela. zaten o yüzden akşam arıyorlardı :D ama yani ben hiç görmedim akşam hastası arayınca mutlu olan doktor. biraz özellikle ters davranmıştır ki anla da mesai dışı tekrar arama gelmesin :)

he benim uyuz olduğum bir doktor tipi var. hastaya yağ çekmek için kartını verip istediğiniz zaman arayabilirsiniz der, arayınca da laga luga yapar. ben kimseye telefon numaramı vermedim. kendi yöntemleriyle buluyor adamlar arkadaş :D

valla ben samimi olduğum arkadaşlarıma facebook'tan 23:00'ten sonra bir şey sormaya çekiniyorum.

olay samimiyetten çok tatil mefhumuyla ilgili.

ayrıca tırt bir mevzu olup olmadığına doktor zaten karar verir, gerekli bir durumsa o senden raporu ister, merak etme ;)

@sıradışı

he valla aynen. bayramın birinci günü tansiyonumu ölçtüm 180 çıktı. daha öncesinde mikroskobik hematüri durumları da vardı. nefrotik sendrom falan fişman olabilir mi bi sıkıntı var mıdır falan diye sormak için üniversitedeki ev arkadaşımı aramayı düşündüm, adam tatildedir, ayıp olur diye aramadım.

profesorse profesor. o da bir meslek neticede. burhan kuzu da profesor, ilber ortayli da. etiketlere fazla anlam yuklememek gerekir. ama hangimiz yapmiyoruz ki bunu? suc da bizde degil, "okudugumuz kitaplar yaziyor bir doktorun isciden serefli oldugunu".

bir oto tamircisini yolda kalmis bir araba icin aramakla garajda bekleyen araba icin aramak farkli tepkiler dogurur. ya da kisinin karakterine gore farkli tepkiler dogurmasi beklenir. ancak buyuklere de mesaj yoluyla hal hatir sorulmasini saygisizlik olarak kabul edenler var. ben gelenekleri iyi bilmedigim icin buyuk bir kesim mi boyledir, yoksa bu artik tarihe mi karismistir bilmiyorum, ama belki de asil mevzuya gelmek icin boyle bir sekilde yaklasilmasi rahatsiz etmistir kendisini.

e: bu arada gecmis olsun ya. iyice insanliktan cikmisiz kusura bakmayin ilk soyleyecegimizi son soyluyoruz.

@fayfim @siradisi00

Haklısınız abiler. Önceki sefer daha önemliydi. MR'ı yeni çekmiştik ve önemli bir sıkıntı vardı. Randevu vermemişlerdi yakın tarihe. Ondan dolayı mesaj atmıştık. 1 ay sonrasına ultrason istemişti. Onu çektirdik. Olay daha önemli bir hal aldı ama yeni bir şey değil sonuçta. Zaten haftaya gideceğiz, niye sabırsızlık ediyorsun dimi...

yaşının da büyük olmasından dolayı size hafif laf sokma hakkını bulmuş kendisinde.

tatilde olmasına rağmen de cevap yazmış.

fazla takılmayın derim, görüştüğünüzde rahatsız ettiğim için üzgünüm diyin. adam haklı.

@maleficent

Tümör çıkmış da... Bildiğin gibi önemli bir mevzu. Ama aciliyeti yok. Adam benim bacakta tümör çıktı diye yarın mı muayene edecek beni? Tabi ki hayır. Sadece randevusu doluysa araya sıkıştırır ama adam hasta bakmayacakmış önümüzdeki 4-5 gün. Daha önceden de çıkmıştı zaten tümör, çok şokta değiliz.

- elbette ki meslekler toplumsal açıdan önem taşıyor da adam da sıradan bir doktor yani. "koskoca" filan demek onun egosunu şişirmekten ve diğer insanlara daha da yüksekten bakmasına yol açmaktan başka bir işe yaramaz.
biz geliriz, böyle görevini yapan ve yapmak zorunda olan kişilere, meslek sahiplerine kutsalmış veya ulaşılamazmış gibi sıfatlar addedip onların egolarını şişirip sonra da ölümden dönen bir işçinin "çizmelerimi çıkarayım mı sedye kirlenmesin?" gibi bir tabloya acıyoruz. neyse.


-adamınn işi vardır, geri döner belki.

doktor, hakim - savcılar falan gerek yoğunluktan gerek ünvanlarından bazen normalden fazla egolu olabiliyor. ben de memurum ve cumartesi günü ola ki numaramı verdiğim bi vatandaş aradı mı çok fena sinirleniyorum. he ama whatsapptan hatrım sorulsa önce istersem vekil olayım bozulmazdım. misafirlikte, tatilde falandır. üzerinde durduğunu sanmıyorum adamın, sen de fazla üzerinde düşünme :)

babam da aynı, prof. mesai saatleri dışında da telefonu susmaz, devamlı hastaları arar bir şey sorar o da yanıtlar. hiç yakındığını duymadım. mesajın çok normal, hal hatırla başlaman çok daha iyi olmuş hem direkt soru da yöneltmemişsin zaten. görüp de yazmayı unutmuştur, bayramdır vakit ayıramamıştır yüz yüze olduğunuzda söyleyecektir vesaire. ayıp bir şey yok.

soruna yanıt değil ama ekmeğin içinde % 0.1 oranında bulunan bir katkı maddesinin bir hayvanın tüyünden olması seni bu kadar rahatsız ediyor mu?

hayvanın tüyünü yemek de mi harammış? ya da bu kadar dindar mısın tabi o da var...

makinalaşan bir toplumda sağlıksız olmadığını düşündüğüm için benim şahsen umrumda bile olmaz, o bakımdan.

:(
ben asıl insan saçı kullanılmasından rahatsız olmuştum, hatta domuzu insana tercih edebilirim çok mecbur kalırsam.
dindarlık bir yana herkes rahatsız olmalı bence gıda maddelerindeki insan aklını ve midesini zorlayan katkı maddelerinden.
inançsız olsam yine aynı şekilde düşünürdüm.

Isin icinden bildiriyorum ikisinede inan.

l-cystein falan bilmiyorum da ona gelene kadar çok iş var. pastanelerin ve fırınların depoları, üretim alanları gerçekten kötü durumda bu daha önemli bir sorun.

Öncelikle L-Cystein bir aminoasit. Yani vücudundaki proteinlerin temel taşlarından birisi. Ekmekte bulunmasının bir sakıncası yok. Endüstriyel üretimi ise insan saçı, ördek tüyünün hidroliz edilmesi yoluyla elde ediliyor. Burada hidroliz kelimesi önemli çünkü saçı öyle direkt katmıyorlar. O saçı komple parçalayan kimyasal işlemlerden geçtikten sonra l-cystein saflaştırılıyor. Helal ve koşer olmadığı için tamamen sentetik üretme yolları da var ama daha maliyetli. Üreticinin de sentetik mi organik mi kullanacağı ona kalmış.

Şahsen bana tusaf'ın açıklaması daha mantıklı geliyor. Gençliğimin büyük bir kısmını bir un değirmeninde geçirdim ve hiç bir zaman una ek bir madde katıldığını görmedim ama büyük firmalar aminoasit katıyorlarsa bilemem ki o bile benim için sorun değil.

Sebebi o gemilerde elektrik motoru kullanılması ve nukleer enerjinin elektriğe çevrildikten sonra kullanılması. Roketlerde ise bu mümkün değil çünkü hareketi bir motor değil de yanma sonucu oluşan gazların oluşturduğu itme gücü kullanılıyor. Elektrik bakımından ise termonükleer jeneratörler geliştiriliyor. Curiosity'de o var mesela.

kullanılıyor. uzay sondalarında kullanılıyor. kastettiğin fırlatma için ise, bu imkansız tabii.

uzay araçlarında elektriği harekete çeviren motorlar görece küçük. mars kaşifi vb ranger robotlarda mars güneşe yakın olduğundan akülü güneş panelli sistemler var.

jüiter ve satürn ve ötesine ise plütonyum plakalı falan, ufak yakıt plakalı elektrik üreteçleri tasarlıyorlar.

cassini uzay aracı bu tür bir uzay sondasıydı mesela.

Şu sebeple de soruyorum. 39 yıllık fosil yakıt rezervi kaldığı söyleniyor. O dönemde itiş gücünü ne aracılığı ile yapacaklar merak ediyorum.

Ve ayrıca nükleer yakıt kullanarak var olan havayı yüksek derecelere çıkarıp itiş gücü sağlayamaz mıyız? Bunu küçük bir alanda yapmamız bile şart değil. Çorum kadar bir uzay mekiğini bu şekilde reaksiyonlarla havalandırmak bunu hava kullanarak yapmak imkansız mı?

sorular aslında gayet şık.

bir kere 39 yıl olayına artık inanmıyorum, 5 yıl önce de 25 yıllık kaldı diyorlardı. petrolün fiyatı arttıkça daha maliyetli petrol kaynakları kabul edilebilir fiyatlarda kabul edilmeye başlanıyor. ayrıca petrol çıkarma teknikleri de gittikçe gelişiyor.

ha bir de kayagazı olayı var ki abd'nin petrole son dönemde ihtiyacının iyice azalmasını sağlamış bir kaynak. gavur 5 - 10 yılda petrole alternatif bulurken biz yerimizde sayıyoruz, yanarım buna yanarım. bor mu kayagazı mı desen tabi ki kayagazı derim ben.

konuyu dağıttık. nükleer enerji ile ısı üretiyorsun. o ısıyı hareket enerjisine çevirmek için biliyorsun suyu buharlaştırıyoruz. ama atmosfere yükselmiş bir cihazda su buharı ile itiş gücü sağlayabileceğimizi sanmıyorum.
ha bir de nasa'nın tahmin edilenden çok daha az bütçesi var. her teknolojiyi hemen gerçekleştirelim diyemiyorlar... :(

uzay araçlarını fosil yakıtlarıyla atmıyorlar zaten.

elektrolizla hidrojen ve oksijen üretip sonra bunları tekrar yakıyorlar.

fosil yakıtları uzay aracı için fazla hantallaştırıcı.

büyük bir alanı starcrafttaki terran kontrol merkesi gibi falan havalandırmak bilimkurgu gibi geliyor kulağa. bunu geleneksel olarak havayı basınçlandırma ile yapamazsın ama. gezegenden kaçış hızını yakalayamazsın. yeterli havayı basınçla depolaman gerek. bunlar hep sıkıntı.

bir uzay aracını fırlatabilmek için kullanılan yakıtın büyük kısmı aslında yakıtın kendini taşımak için kullanılıyor. yani paradoks gibi.

hiç öyle ani hızları hemen sağlayacak itki teknolojisi geliştirilmedi henüz. ağır ağır hızlanıyor koca roketler. başta metre metre yükselip sonra saniyede kilometreler mertebesine ulaşıyor. zaten belli bir ivmede olmalı işler, sağ salim canlı fırlatamazsın yoksa. dakikalarca yüksek g kuvvetlerine maruz kalan insanlarda damar vs sorunları yaşanabilir belki. bilemiyorum o kısmını.

Az buçuk kavradım olayı, eyvallah. Tutsaydı bu işe girecektim. Ben yine damızlık tavuk işini düşeneyim en iyisi.

Roketlerde genelde ilk aşamalarda fosil yakıt kullanılıyor. Petrolden elde edilen kerosenin değişik bir türü diye hatırlıyorum. Tabi tek yakıt o değil çeşitli amaçlar için farklı yakıtlar kullanılıyor. Ayrıca nükleer patlamalar kullanılarak itme sağlanmasına dair çeşitli projeler var ama yakın gelecekte çok ümit vaad etmiyorlar.

e-devlet hesabı kişiye özel olduğundan başka birinin adına işlem yapılmıyor. pasaport sahibinin ismiyle vergiyi ödeyip o kişinin e-devlet hesabından işlem yapabilirsiniz ancak..

olması gerekmiyor,sadece pasaportu olsa yeter.

tc no'ya para yatırıyorsun. ben de pasaport değişsek olur mu diye araştırayım dedim. yemediler, tc'ne işleniyormuş.

e-devlet şifresi de muhtemelen aynı kişiye ait olmalı.

Çok teşekkür ederim cevablar için.

uçak korkusu 1, bagaj hacmi 2,

eskisi kadar çok değiller, bir de nüfus ve ulaşım ihtiyacı artıyor gördüğüm kadarıyla.

Çift güvenlik noktası. Erken gidip çekin yapmak zorunda kalmak ve havaalanlarının şehir merkezine uzak konumda olması etkenlerden birkaçı ama bence bunların dışında yıkılamayan bir uçak lükstür algısı var. Yani sen ben üniversitede tanışıyoruz bu zımbırtıyla ama anamız babamız biraz temkinli yaklaşıyor. 23 liraya adanadan ankaraya bilet aldım diyorum sanki sıkıyormuşum gibi geliyor millete. dayıma diyorum ki gel gidelim uçak bileti benden diyorum. ya gel adam gibi otobüsle gidelim diyor. Çekiniyor uçaktan.