bi tek golf sopası bulabildim. daha bulursam editlerim.

Ben ayakkabı, çengelli iğne, nota, fırça, yılan gibi başka şekiller gördüm. Belki bir yanlışlık vardır?

çay fincanı ve tabağı
golf sopası
kalem
ekmek
lolipop

benim bulabildiklerim bunlar.

nota ayakkabı fırça yılan da gördüm ama ses etmedim.

Resim sanki sola doğru devam ediyor ve bulamadığımız nesneler görmediğimiz kısımda kalıyor gibi geldi bana. Ayrıca üstteki arkadaşın bahsettiği çengelli iğne, yılan, nota vb imgeleri de yine orijinal oyunda isteniyor olabilir (yani Türkçeye çeviren arkadaş kafasına göre resmi budayıp istekleri daraltmış olabilir).

şunları buldum ben de 10 dk içinde: i.hizliresim.com

edit: bu sayfanın yarısı, diğer yarısında da diğer şekiller ve resmin kalan kısmı olmalı.

bulabildiklerim:
i.hizliresim.com

yalnız bu tek parça mı, bundan emin miyiz?
çünkü paylaşılan diğer görsellerde bulunması gereken ayakkabı, fırça, çengelli iğne burada da var.

ayrıca şüphede kalan yerler de var.

resim tek parça görünüyor fakat nesneleri değiştirmiş olabilirler evet. bizde @m e b kadar bulabildik, gerisi yok. Belki vardır da biz bulamıyoruzdur diye bir sorayım dedim. Teşekkürler :)

ekmek en altta ufak filin sağ ayağının önünde. kraker gibi görünen.

@bohr: kalem nerede?
ayrıca nesnelerin aynı boyutta olması gerekiyormuş. kraker gibi görünen nesne ekmek olmayabilir.

buz devri ve karlar ülkesini izlemiş.

www.imdb.com

robin williams, jim carrey filmleri. tek tek örnek atabilirim hiç seçemezseniz.

orman çocuğu
tavuklar firarda
kayıp balık nemo
kung fu panda
crood'lar
madagaskar
arı filmi
harry potter

evde tek başına

demir dev (the iron giant)

kung fu panda güzel.

harry potter demişler ama onu izletmeyin bence. şansı varsa yaşı büyüdüğünde kitapları okuyup büyüsüne kapılır. kurguyu bildikten sonra kitapların aynı tadı vereceğini sanmıyorum.

Ratatouille

Evde tek başına dicektm denilmiş o zmn riçi ric diyorum

the lego movie. 7'den 70'e herkesin izleyebileceği bir film. beraber izlerseniz sıkılmazsınız.

hocam karamelli kahve diye bir şey yok, karamel sosu döküyolar sadece birkaç sıkım ona da 2 tl ekstra alıyolar bildiğim kadarıyla. herhangi bi kahvenin sert olmasını istiyorsan da kahve bazlı olacak diye belirtmen gerekiyor, içeriklerini ben takip edemediğim bir önerim olmayacak fakat kahve bazlı dediğin zaman ve aromalı içeceksen diyelim ki ahududu, onu da 3 ölçü üzerinden koyuyolar sanırım 2 ölçü koy veya az koyun dersen ideal bi kahve elde edebilirsin. yani genellikle süt ve su koyulan bu kahveler yerine kahve koyulan kahveler içebilirsin, öyle olunca da şeker gibi olmuyor ve aromalı kahve içmiş oluyorsun, üstüne de karamel sos. afiyet olsun.

ekstra aroma isteyebilirsin ama karamelli amerikano bayağı nettir yani. bir de buzlu olanı deneyebilirsin.

ristretto ya karamel bastır 1-2 pompa

sütsüz kahveye aşırı miktarda koymadığın sürece karamel tadı alman zor. cafe latte al şurup koydur. koydurduğun sos dışında şeker olmaz.

@[email protected] karamelli kahve olmadığını biliyorum ama sanırım anlatım hatası yapmışım. :) teşekkür ederim. Kahve bazlı olayı aklımda bulunsun çoğu aromalı kahvesinde kahve yokmuş zaten öyle duymuştum:)

@bohr atom modeli Net. Ama kahve tadı bayağı baskın oluyor öyle olunca ondan gereksizmiş gibi hissettim...

@shotgunwoman deneyeceğim. :)

@mattiasestro o konuda haklısınız sanırım. Çünkü aşırı baskın kahve tadı oluyor gerçekten...

Latteye koydurursaniz istediginiz tadi yakalarsiniz bence. Bi de sekersiz suruplari var starbucksin, karamelde var mi emin degilim ama sorabilirsiniz.

Latteye karamel sosu istedim. O tatlılık ve hoş bir koku oldu. Aradığım içeceği bulmuş olabilirim :) ristrettoyu da deneyip kesin sonuçları yazarım artık :)

e americano serttir tabii :) bir de white chocolate mocha'ya karamel ekletip deneyin. o da güzel olabilir. yalnız kalori bombası söyleyeyim.

white choclate'ı olduğu halde bile çok seviyorum starbucks'ta içtiğim ilk içecekti o yüzden de ayrı bir severim. :)

hacı böl her halükarda, belgeleri :D'ye atarsın, işletim sistemini :C'ye kurarsın. hem want'die'ın dediği gibi format atarken fln rahatlık yaşarsın hem de :C gereksiz şişmediği için hızlı çalışma süresi daha uzun olur.

Diski bölersen faydasını görürsün, zararını görmezsin. C'ye minimum 250-300 GB yer bırakırsan orası da şişmez.

dosyalarıma bişey olur diye bi sıkıntım yok, haftalık falan harici diske aktarıyorum o sıkıntı değil, formatta direk formatlayabilirim, de şimdi diski bölünce performans düşer bozulur vs falan diye korkuyorum işte anlamadığımızdan.

performans sorunu yaşamazsın bilakis daha iyi bir performans alırsın

Rastgele mutasyonlarla oluyor.

Mesela fare nufusu o kadar cok ki yer seviyesinde yiyecek kalmiyor. Bir cok nesil sonra sadece yerden yuksekteki bogurtlenleri yiyebilenler hayatta kaliyor, digerleri yok oluyor.

El cevap:

Rastgele mutasyonlar sonucunda, zurafalarin boylarinin uzamalarinin sebebi surekli kafalarini yukariya dogru kaldirmalari degildi, tesadufen uzun boylu olanlarin daha cok yapraga ulasip, daha iyi beslenip, daha saglikli olmalari ve boyleoikle es seciminde daha one cikmalariydi.


Tabi bunun diger bir durumu da sozkonusu, mesela japonlar 20. Yy in baslarina dek sut urunlerinden de uzak kalacak sekilde cok verimsiz besleniyorlardi ve boy ortalamalari neredeysepigme gibiydi. 20. Yy da sut urunlerine abanmalari sayesinde boy ortalamalari essek kadar artti. Burada da boy uzamasini tetikleyen genin, uygun cevre sartlarinda aktive edilmesi soz konusu.

teşekkürler, umarım aksini iddia eden çıkmaz. böylelikle benim gibi ihtiyaca dayalı organ geliştiğini düşünenler de öğrenmiş oldu.

şu olabilir mi?



youtu.be

değilse de bulunca ben de görmek isterim :)

High dive save deniyor ona.

tam olarak o kurtarış, olması lazım :) biraz farklı anlatmı olsam da yanlış hatırlıyo olabilirim. ben saatlerce videolarını izledim bulamadım bunu, şimdi chelsea liverpool maçlarına bakıp hdsini bulcam inş.. tekrar teşekkürler.

hocam gerçek futbol gibi düşüneceksin. önce gol yememeyi hesaplıcan. sen ilerde 4 tane adam bırakırsan kolay rakipleri yenersin ama zorlardan yersin böyle. sol-sağ açıklardaki adamlarına defans yaptırman lazım orta sahaya gelip destek olacaklar, ofansis orta saha merkezde adamın varsa o da orta sahaya destek olacak, ileri salıp bırakmayacaksın. tek tek gir bireysel talimatlarına oradan mantıklı gelenleri işaretle, mesela dalmak için uygun zamanı kollar hemen adama atlamaz diye bi talimat var, onu seçtiğin zaman belli bir yere kadar adamın önünde savunuyor. defansını ilerde tutmayacaksın, barcelona gibi ilerde basayım top hep bende kalır diye bir şey yok, illa rakip arkaya top atıyor saçma bir gol yiyip maçı çevirmeye uğraşıyorsun. ne çok geride ne çok ilerde olacak defans. rakip elini kolunu sallayarak ceza alanına giriyosa topa dal yada biraz daha ilerde bas diyeceksin. ama bu maç içinde değiştirelecek talimatlardan. yani sen lig için önce bi taktiğini oluştur kaydet, sonra takım talimatlarını bir de şampiyonlar ligine göre oluştur, onu da kaydet, defans talimatı oluştur, hücum oluştur, benzer seviye rakiplere karşı temkinli bi talimat oluştur, rölanti ve yüklen talimatlarını da oluşturduktan sonra maç içerisinde duruma göre hızlı hızlı talimatlar arasında gidip gelirsin. ama şampiyonlar ligi için o taktik ben fazla hücum. 90 dakika maçlarını izle orda aksayan yerleri daha rahat görürsün zaten. bence bi ön libero kesin olmalı. onun önündeki iki orta saha merkez adam çok kaliteli olmalı biri ofans, biri hem ofans hem defans yapacak. sağ sol açıklar ve tek forvet, aslında böyle olunca 3 forvet kabul ediliyo gibi bişey ztn. bu şekil bi taktikle defansif oyun da oynayabilirsin ofansif de. maksat sahanın her yerinde adam olması iyi dağılmaları, sadece ofansiz orta saha bölgesinde adam yok, onun da boşluğunu hem taa forvete hem de taa defansa gidebilen merkez orta sahalar dolduruyor. kaleci talimatlarını ayarla, kazma oyuncularına kısa pas yaptır, oyuncu rollerine çalışman lazım sürekli, sıkı markaj yapmayı bilmeyen bi defans merkez benim gözümde oyuncu değildir, at çöpe daha iyi. sağ kanattan sık sık bindirir i bilmeyen kanat kanat değildir. sık sık ara pası atmayan teknik orta saha orta saha değildir vs. böyle bir sürü etken var, asistan managerin yada teknik ekipten birinin kesinlikle oyuncu değerlendirmesi ve taktiksel bilgi birikimi 15in üstünde olacakki maç başlarken rakibe göre talimatları düzgünce yapabilesin. daha da aklıma gelmeyenler vardır anca bu kadar sabah sabah. alan hansenin bi lafı var çocuklarla hiçbir şey kazanamazsın diye. oyuncun iyi olmadan takım iyi oynamaz. ben şu an sanırım 2050'lerdeyim ilk 11'imdeki tüm oyuncular açık ara dünyanın en iyisi. 5 yıldız olan oyuncum var ki dünyada yok başka ztn. kolay gelsin.

adli tıp incelemesi olabilir mi

Otopsi

otopsi

Otopsi: Ölüm sebebini belirlemek amacıyla bir cesedi inceleme işi, ölü açımı

onu anlattığını savcı mı yapıyor ya? onu adli tıp teknikeri ve uzmanlarının yapması gerek. adıda @kırmızı'nın dediği işte.

kaynak dexter :)

ön otopsi

Böyle bir fotoğrafçılık işi yapabilmek için ne yapmak gerekiyor? Fotoğrafçılar nasıl belirleniyor?

her yılında ekim ayında bilirkişi olarak başvuruyosunuz listeye girerseniz bu tarz bi işte fotoğrafçı olarak çalışabilmeye yetkin hale gelmiş oluyosunuz. ama genelde savcı yanında götürdüğü katibi fotoğrafçı olarak seçiyor. keşif + fotoğraflama parası alıyor katip. size gelmez yani öyle diyim.

bir an çok heyecanlanmıştım. Bu yaştan sonra da katip olmayacağıma göre yine hüzün. savcıysanız beni seçer misiniz? :)

CMK'dan alıntı:

Ölünün kimliğini belirleme ve adlî muayene
Madde 86
–
(1) Engelleyici sebepler olmadıkça ölü muayenesinden veya otopsiden önce ölünün kimliği her suretle ve özellikle kendisini tanıyanlara gösterilerek belirlenir ve elde edilmiş bir şüpheli veya sanık varsa, teşhis edilmek üzere ölü ona da gösterilebilir.

(2) Ölünün adlî muayenesinde tıbbî belirtiler, ölüm zamanı ve ölüm nedenini belirlemek için tüm bulgular saptanır.

(3) Bu muayene, Cumhuriyet savcısının huzurunda ve bir hekim görevlendirilerek yapılır.

Otopsi
Madde 87
–
(1) Otopsi, Cumhuriyet savcısının huzurunda biri adlî tıp, diğeri patoloji uzmanı veya diğer dallardan birisinin mensubu veya biri pratisyen iki hekim tarafından yapılır. Müdafi veya vekil tarafından getirilen hekim de otopside hazır bulunabilir. Zorunluluk bulunduğunda otopsi işlemi bir hekim tarafından da yapılabilir; bu durum otopsi raporunda açıkça belirtilir.


----

Yani, cumhuriyet savcısı ölü muayenesinde ve otopside en yetkili isimdir. Madde 87'de otopsi her ne kadar hekimler tarafından yapılsa da (ki bu hekimlerin uzmanlık alanları bile belirtilmiştir) cumhuriyet savcısı onların amiridir.

otopsi değil arkadaşlar sadece ölü hakkında tutanak tutuluyor. cesetlerin herhangi bir yerinde bir değişiklik yapılmadan ölümden sonraki haliyle. arkadaş zaten alıntı da yapmış, adli muayene - ölü muayenesi olarak kabul ediyorum teşekkürler :)

Giymiyorum. BU konuda herhangi bir tavsiye duymadim veya dinlemedim, atleti anlamsiz buldugum icin giymiyorum.

Sanirim 15-16 yil oldu atleti birakali. Kisin sadece kazak vb triko seyler giyerken kasindirmasin diye icine tshirt giyiyorum. Onun haricinde yok.

atlet yerine fanila giyerim, koltuk altı kapalı olacak yani.

kışın falan arada giderim siyah atlet. yazın giymem hiç.

Giyiyorum ben, ama mecburiyetten. Yazın köpek gibi terliyorum, gömleği, tshirtü falan sırılsıklam giymem gerekiyor ki çalışan bir insan için mümkün değil o şekilde dolaşmak. Kışın giymiyorum ben, genelde t-shirt ve kazak kombosu yapıyorum. Şu epilasyonu falan yaptırayım atletlerin hepsini yakacam muhtemelen.

en son on dört - on beş yaşında falan giymiştim beyaz atlet.

Kışın giyiyorum siyah ve Slim atlet

Atletsiz ciplak hissediyorum kendimi.

siyah +1

Gymiyorum

İşe giderken giyiyorum yazın hep, terliyorum çünkü. Normal dışarı çıkarken giymiyorum pek. Beyaz da siyah da giyiyorum ama beyazları niye toz bezi yapayım ki... Ne var yani beyaz atletin bi kötülüğünü görmedim.

Giyiyorum. Kolsuz atletin beyaz gömlek altinda gozukmesinden rahatsizim ama konforundan vazgecilmiyor.

senelerdir yaz-kis giymiyorum, kis dahi olsa boguyor beni atlet.

olum atletsiz kazak vs. yünlü şeyleri nasıl giyiyorsunuz koltuk altınız pişik olmuyor mu?

sadece kışın, fanila türü olanlarından giyerim ben. giymeden de çıkmam dışarı. sokarım pantolonun içine soğuk da almam içeri. oh rahat.

ben giyiyorum. kisin atlet giymeyince usuyorum. ayrica terin direkt gomlege gecmesini engelliyor. ama kolsuz degil sundan giyiyorum.

3.bp.blogspot.com

fanila diye geciyor

yazın giymiyorum, kışın siyah atlet.

yaz-kış giyiyorum. beyaz şeylerin altına giymiyorum gerçi o kadar da değil. özel aracım olsa veya okulum yakında olsa giymem ama.

Gömlek altına gri tişört giyiyorum atlet yerine.

yazın giymiyorum. kışın kolsuz atlet giyiyorum. gerekirse içlik bile giyerim. sikerler sağlığım daha önemli. özentiliğe gerek yok

kendimi bildim bileli giymem fakat 28 yaşına geldim, ilk defa geçen kış çok üşüdüm ve 4 tane atlet aldım, sonra da giydim işte üşümem geçti. spor yaparım sağlıklı beslenirim ama insan yaşlanınca üşüyomuş hakkaten :) atleti de rahat edemediğim için giymiyorum, içerde rahatsız ediyo hareket kabiliyetini kısıtlıyo, katlanıyo toplanıyo falan öyle şeyler oluyo diye giymiyorum, yazın hala giymiyorum ama kış gelince göreceğiz bakalım.

10 yıldır giymiyorum.

çocukluk bittiği anda bıraktım atleti, fanilayı falan.

kışın giymeye başlayacağım 15 yıl sonra.

yaz kış giyerim

giymiyorum

giyerim. kışın atlet giymezsem üşürüm. yazın da teri emiyor tişörtlerimizi sulu göstermiyor. hem yazın atleti değiştiriveriyorsun. tişörtleri değiştirmek zorunda kalmıyorum. her gün bir tişört değiştirsem kıyafete yetişemem...

ilkokulu bitirdiğimden beri o beyaz askılı atleti giymiyorum. gömlek, kazak vb. şeylerin içine t-shirt giyiyorum.

10 senedir falan giymiyorum.

Hayır. Kollu da giymem.

Tşört giyerim, bazen kışın siyah atlet giyerim, gömlek altına falan da ya tşört ya da kısa kollu fanila giyerim.

destan yazan var bir tane. ona soylesenize gitsin yayinevi ile anlasip, kitap yapsin. nerdeyse butun sozlugu kaplamis.

okacin damla var zararsız bişey, steril su yani bildiğin, hemmmen al koş ondan sabah öğle akşam bide yatarken birer damla damlat. ha geçti artık çıktı diyosna iyi bi merhem alman lazım.

doktora git. ilaci var, sonucta bir cesit enfeksiyon bu da.
ha illa biraz geleneksel yontem soruyosan demlenmis cay torbasini gozunun ustune koymayi falan onerirler.

sarımsak sür.

bana antibiyotikli damla vermişti eczane hemen geçirdi. eczaneye sor en güzeli. arpacık herkeste sık sık olan bir şey. onlar da tecrübeli oluyorlar bu tip konularda.

not: kocakarı ilacı lazımsa en hası kaskatı haşlanmış yumurtanın beyazını gece göze sarıp yatmaktır. ama bu sıcakta kimsenin tercih edeceğini sanmam :D

sarımsak kesin çözüm

bebek şampuanıyla sık sık yıkayın.

terramycin göz merhemi al. eczacı tarif etsin nası kullanacağını

Bende iltihapli kotu bi tane vardi çok iyi bir doktora gitmiştim bunun için ilaç vermedi şöyle bisey anlatti: bir kaba su kaynatıyosun sonra bir havlu aliyosun suya batirip gözüne koyiyosun soguyana kadar duruyor sonra tekrarlayabildigin kadar tekrarliyosun. Geçmiş olsun

eksisozluk.com

okacin damla var zararsız bişey, steril su yani bildiğin, hemmmen al koş ondan sabah öğle akşam bide yatarken birer damla damlat. ha geçti artık çıktı diyosna iyi bi merhem alman lazım.

çaresi sarmısak sarmısağın ucunu biraz kesip arpacığın üstüne değdir ufak bir şekilde yakar ama kısa sürer.ertesi gün bişey kalmaz.

Sarımsak +1

Kendi ruh halimi düşünerek Spirited Away diyorum, seninkini bilemeyeceğim :)

an engineer +1

spirited away bayar, rain man zatenbiliyon olayı, kafan açıksa vanilla sky izle iyidir işte aksiyon da var ara ara, karı da var

biraz geç kalmış bir cevap belki ama spirited away diyorum ben de. belki bir dahaki izlemende yardımcı olur yazdığım.

türlerin kökeni

Başlangıç için Kör Saatçi.

büssürü. gen bencildir, kör saatçi, rastlantı ve zorunluluk, ataların hikayesi, olağandışı yaşamlar konuya odaklı kitaplar.
asimov ve sagan popüler bilim tarzı, makalelerini derledikleri kitaplarında mutlaka evrimle ilgili birkaç bölüm ayırır. oralardan da çok değişik bilgiler çıkar.

Neredeyse Bir Balina

Yeryüzündeki En Büyük Gösteri

yeni başladıysan nerdeyse bütün belgeselleri seslendiren bi adam vardı, onun evrimle ilgili bi belgeseli var buldum David Attenborough bu adam bu da belgeseli, çok açıklayıcı yen başlayanlar için izle geç,, www.imdb.com

Gidip de Türlerin Kökeni'ni okuma sakın.

www.dr.com.tr

Bunu tavsiye ederim. Sadece evrim değil hipotez teori kanun farkıyla başlıyor, sonra abiyogenezi anlatıyor, ardından evrime geçiyor, anlatımı falan da Kör Saatçi'den çok daha sade, onu daha sonra okursun.

Neredeyse Bir Balina +1

hepsini not aldim tesekkurler. aslinda bilale anlatir gibi anlatmasina gerek yok. meslek olarak yapmasam da kimya okudugum icin az cok asinayim pozitif bilimlere ve canlilarin biyokimyasina. aksam ilk isim dr'ye ugramak olacak

Kumas gibi bir sey bence

kıvrımlarından yola çıkarak ağaç kabuğu yaprağı gibi birşey olabilir.

içi yenmiş fare.

bence kesin fare.

not: kuyruga dikkat

japon askeri +1

Taze bademe benziyor.

zorlucak bişey yok atıcan pişecek, fiyatı falan iyiymiş bunların bide kapaklı koku yapmayanlarından var koku problem olursa onlardan alabilirsin, onun dışında bir sorun olmaz.

işinize karışmak gibi olmasında ettir köftedir tavuktur gibi şeyler için

(bkz: dökme demir tava) öneririm. temizliği de bu ızgaradan daha kolay olur.

lezzeti ise kıyaslanamz :)

Izgara tadı vermiyor bu ürünler. ayrıca pişirmesi, temizliği çok zor. Memnun kalmamıştım ben ama markası başkaydı arzumdu galiba.

www.hepsiburada.com

hocam bu aletten var bende hediye geldi, ortası delikli fazla yağ orda aşşa akıyor. ben bi ara et çoook çok azaltmıştım bu hayvanlara işkence ediliyor hesabı, bu gelince bi deniyim dedim, valla şuan buzdolabında tavuk - kuzu pirzola, kıyma, dana bonfile - biftek, hindi göğüs hepsinden 500er gr var, bitince hemen aynılarından alıyorum. öyleki marine etmeyi öğrendim falan süt zeytinyağı kekik vs bekletiyorum geceden öyle güzel pişiriyorki, ince kesilmiş etleri biftek tarzı 3 dakikada pişiriyor ki alt üst mühürleme olayıyla, köfteleri biraz çevire çevire pişircen 15 dakka, pirzolalar 20 dakka, piknikteki mangal %100'se bu ızgara da %65 o tadı yakalıyosun, ızgarayı değil etleri yağlıcan o zaman koku da olmuyo, normal bişey tavada nası pişip de koku yayıyosa anca okadar kokuyo, temizliği de çok önemli tabi, bütün parçalarını tık tıksöküp makineye atabiliyosun, sadece düğmeli fiş kısmı işte girmiyo zaten 4 parça bişey, altta tepsisi var biraz su kouyuosun ona ki etleri kurutmasın diye, bence onu al yorumlarına falan bak paranı boşa verme. benim tek kaygım vardı bende öyle telli sıkıştırmalı bişey istiyodum klasik mangal hesabı, ama çok bi farkı yok inan. istiyosan yarın akşam yapacam videosunu değil de foto çekip atabilirim. para yollarsan videosunu da atarım para herşeyi çözer.

öyle bir kitap - film yok ama şuradan başlayabilirsin
samed behrengi küçük kara balık

kafka on the shore - haruki murakami

de ekleyelim oraya hayatı değiştirmek için kullanılan adımlardır sadece tabii

film olarak

v for vendetta
the man from earth

ilk aklıma gelenler, bunlar hayatının bi yönünü değiştirebilir belki, ama komğle bi değişiklik arıyosan zor

koklu degisiklik olmaz ama bazi konularda nasil dusundugumu etkileyen filmler:

-in bruges
-the boat that rocked
-the oxford murders
-seven pounds
-pursuit of happyness
-fight club
-ladder 49

izlemeseydim hayatim farkli olur muydu? evet biraz olurdu.

tabi nasil izledigin de onemli. ayni filmleri yuzlerce kez hatta bazen arka arkaya izleyen biri olarak filmi izlerkenki bakis acisi cok onemli diyorum.

ölüm korkusu.

Yasadigi bir olay olabilir.

sebep: zeka seviyesinde ani düşüş.

benim oyum yaşadığı bir şey yüzünden olabileceğine.

sor da neden geçmiş bizde bilelim lütfeen

Ateizme yakın biri olarak sebebini merak ettim. Muhtemelen yaşadığı bir olaydan dolayıdır, ya da dindar biriyle tanışmıştır, onun anlattıkları mantıklı gelmiştir. Ben de Türk Hristiyan bir papazla tanıştığımda anlattıkları, İncil'den gösterdikleri mantıklı gelmişti. Ama ben de o dinin mensubu olacak etkiyi yaratmadı.

bir de duyurulara inatla tik atmayan duyuru kullanıcıları var, onlar ters etki yaratır bünyede bence. ben ateist olduğum için bilemiyorum da tam.

şakası bir yana, daha da siksen bu duyuru sahibinin duyurularına günahımı vermem.

devlet ihalesi almış olabilir. karısı da birden türbana girdi mi?

ben söyleyeyim. 6 yıl ağırın da ağırı bir ateist olarak yaşadım. şu an elhamdülillah müslümanım. bu yola dönmemde ne yaşadığım bir olayın, ne ölüm korkusunun ne ordan burdan aldığım bir ihalenin ne de zekamda yaşanan ani bir düşüşün rolü var.

arkadaşlar size bir tavsiye vereyim, kuran-ı kerim'in türkçe çevirilerini okuyup şurda böyle bir hata buldum, burda bi çelişki var diyen arkadaşlarıma tenezzül etmeyiniz. kuranın mutlaka ama mutlaka tefsirlerini okuyunuz. tefsirlerde ayetin niçin indiği, orda aslında hangi olaya gönderme yapıldığı, ayrıca arapça'dan çevrilirken olası çift anlam hatta 3 anlamlılığı ortadan kaldıracak ufak tüyolar veriliyor. o ayrıntıyı bilmeyen kişi allah korusun dininden soğuyabilir.

ayrıca ve ayrıca hadislerin en sahih hadis olarak gösterilse bile hiçbirine inanmayınız. inanç hususunda tek doğru kaynak kuran_ı kerim'dir.

tabi dostoyevski'yi bir iletişim yayınlarından okumak var bir de saçmasapan bir yayınevinin saçma sapan kısaltılmış kötü çevirili metinlerinden okumak var. kötü çeviri nasıl dostoyevski'yi kötü bir yazar yapmıyorsa eksik yansıtılan çeviri de kuran-ı (haşa) çelişkili yapmayacaktır. tefsirlere çok dikkat edelim.

müslüman devletlerde kendi içlerinde dahi birlik yokken nasıl bir araya gelip dini lider seçsinler?

halifelik kaldirildi haci 90 yil falan olcak :}

lider de yok zaten, olsa bilmez miydik?

(bkz: adnan oktar)

daha iyi bilen arkadaşlar anlatırlar ama bize okulda islamiyette ruhban sınıfı yoktur diye anlatıldı.

adnan oktar +1 :)

Erdogan +1 :)

3 mart 1924'te kaldırıldı, zaten için boş bir ünvandı. mesela osmanlı içindeki araplar dahi halife gözüyle bakmıyordu padişaha ki diğer devletlerdeki müslümanlar baksın.

devlet güçlü ise diğerleri o devletin liderliğini benimsem. islam dünyasında bırak birliği güçlü bir devlet yok ki kimin halifesi?

ha eğer ileride devlet başkanı olur ve güçlü bir türkiyeyi yönetirsem halifeliğimi ilan edirim. arap petrolünü biraz da biz içeh :))

iranda var birisi diye biliyorum. kaldırılırken de (yine bu benim bildiğim, yanlış olabilir) "meclis bünyesindedir" dendi ve kaldırıldı.

halifelik kaldırıldı diyen arkadaşlar. o dediğiniz tarihte halifelik türkiye'de kaldırıldı. adam da zaten türkiye'de halife kim dememiş, islam dünyasında demiş. ayar verirken soruyu bi iyice okuyun. biz kaldırmışızdır da, suudi arabistan örneğin, o da mı aynı tarihte kaldırdı, dünyasal bi karar mı çıktı böööyle bütün islam ülkeleri toplucana aynı anda kaldırdı?

soru gayet mantıklı ve güzel bir soru bence.

Bende.

@kibritsuyu,

sakaysa cok komik, ciddiyse hic komik degil.

ciddiyse, halifelik ne demek ve nasil bi isleyisi vardi onu bilmiyorsun sanirim.

halifelik, başat güçün sahip olduğu bir vasıftı. şu an başat bir islami devlet olmadığı için ( islam devletleri arasında ) hilafet makamı görünür değil. kibritsuyunun dediği gibi bazı ülkelerde hala halifelik hala devam ediyormuş gibi görünür. ancak bunlar kabul görülmezler diğer ülkeler tarafından. bununla ilgili daha somut örnekler veririm daha sonra, şu an bu bilgiyi nereden edindiğimi hatırlayamadığım için, net olarak kendimi de doğrulayamıyorum.

sorunla ilgili diğer nokta; halife bu kadar çeşitli devletin ve milletin olduğu bir ortamda seçimle kolay kolay gelmez. islam ülkeleri hadi birleşelim diyemez. avrupa gibi sağlam bir yıkım geçirmedikçe(aynı anda ve kısa sürede şiddetli bir yıkım bkz. 2. dünya savaşı ) olmaz bu uzlaşı. ancak, toparlayıcı mahiyette çok güçlü 1 ya da güçlü bir kaç devlet çıkarsa, uzlaşı konusunda önderlik edebilir.

yahu osmanlıda kaldırıldı da sanki halifelik hep osmanlıdamıydı, bizde kaldırıldıysa başka biyerde birisi çıkıp devam ettirmiş olabilir. ayrıca islam devletleri arasında birlik yok fakat güçlü bir devlet arıyosak iran gayet güçlü bi devlet. yani en genel kabül görenbi halife varmıdır diye sormuştum, bence kesinlikle bikaç yerde ki bunlar iran arabistan falan, oralarda halife olarak görülen insanlar vardır

halife yok, bazı tarihçiler hilafet yetkisinin meclise devredildiğini söylüyor.

halifeliğin kaldırılmasıyla ilgili kanun
Madde 1-Halife halledilmiştir. Hilafet Hükümet ve Cumhuriyet mana ve mefhumunda esasen mündemiç olduğundan Hilafet makamı mülgadır.

''Hilafet, esasında Hükümet ve Cumhuriyetin manasında ve kavramsallığında yer aldığından Hilafet makamının varlığına son verilmiştir.''

islam birliği teşkilatı var şu an. ama daha kabe'yi, mescidi aksayı korumayan bi teşkilat nasıl savunsun müslümanları.

türkiye'de hilafet kaldırıldıktan sonra mısır'da bi komisyonla yeni halife seçilmesine uğraşılmış fakat katılmamış islam ülkeleri. daha sonra fas'ta kendini halife ilan eden birisi olmuş fakat onu da diğer ülkeler tanımamış. hilafet makamı işlevsiz yani günümüzde.

iran, güçlü(müslüman devletler içinde fark atıcı üstünlük anlamında) bir devlet değildir. toparlayıcı ve birleştirici olabilecek kapasitesi yok. potansiyel açısından geçmişine dayanarak böyle bir şey düşünülebilir. ancak şu anki şartlarda türkiye'nin neo-osmanlı düşüncesinden bile en azından 1-2 tık altındadır. islam coğrafyasından elini çekmeyi veya elinin varlığını daha az göstermeyi çeken abd'nin olduğu bir süreç yaşanırsa, iran'ın şansı kısa vadede parlak görülse bile, kendini ve imajını değiştirmezse, çevre ülkeler ile ilişkilerini geliştiremezse uzun vadede güç kaybedecektir. şu anki konjontür içinde(esasında devrimden beri) israil ile olan danışıklı dövüşüyle belli bir meşruiyet kazanıyor(israil içinde geçerli). diğer alternatifi ise, çevre ülkeleri ile ilişkileri geliştirmeden evvel, abd ile ittifak kurabilecek bir duruma gelmeli(israil denklemini bozmadan bu nasıl olur bilemem). suudi arabistan gibi bir ilişki kurabilirse abd ile bu durum işleyebilir. kısacası bir lider lazım, iran'ın lider olması için de, kendinden sonra en güçlü en az 2-3 ülkeyi(ittifak kurduklarını varsayarak) korkutacak seviyede olması lazım. ya da daha önce dediğim gibi, bölgenin kendi aktörlerinin büyük bir yıkıma yol açmaları ve bu yıkımın yinelenmesinden korkmaları lazım. bu durumda iran bu yıkımın almanyası mı olur, yoksa ingilteresi mi olur orasını bilemem.

şii ve sunni grupların kendi halifeleri vardı zaten. fatımiler ve abbasiler aynı anda hilafet iddiasında bulunuyorlardı. tuğrul bey büveyhoğullarını ortadan kaldırıp fatımileri bir güzel tokatlayınca hilafetin siyasi gücünü selçuklular aldılar ancak sembolik olarak abbasi hanedanı hilafete sahip oldu. selçuklulardan sonra moğol akınlarında abbasi hanedanını da ortadan kaldırmak istediler. ancak mısıra kaçan halife ve oğulları memluk himayesine girince kol oradan devam etti. memluk ortadan kalkınca ve hicaz hakimiyeti osmanlıya geçince yavuz selim halifeyi istanbula gönderdi ve hep gözetim altında tuttu. törenle yetkilerini aldığı falan söylenir ama bu kısım hakkındaki malumatları unuttum. neyse efenim kökeni abbasilere dayanan hilafet osmanlıya geçti ama osmanlı bunu uzun süre kullanmadı. çünkü zaten en güçlü islam devleti idi. böyle bir ihtiyaç hasta adam lafını yediği demlerde lazım oldu. abdülhamid'in sıkı bir şekilde kullandığını biliyoruz. bu da biraz siyaset gereğiydi. ingiltereye karşı kullanılacak bir koz idi. bunun dışında sembolik olarak halife demişlerdir kendilerine. şii kolunun tarihi hakkında da malumatım yok. ancak bizim bildiğimiz manada klasik hilafet cumhuriyetten sonra ilga edilmiştir. bence islam ülkeleri arasında siyasi, ekonomik, kültürel işbirliğini artırmak amacıyla kullanılıyor olmalıydı. mesela osmanoğullarının siyasi yetkileri törpülenip sembolik olarak halifelikleri devam ettirilebilirdi. en azından islam ülkeleri arasında sempati kazanmamızı sağlardı. yüzlerce yıllık bir sistem olduğundan belli ölçülerde siyasi, sosyal ve ekonomik kazançlar da elde edebilirdik. ha buna takmayan devletler de olur muydu islam coğrafyasında? pek tabii :)

benim bildiğim kutsal emanetler ile alakalı bir durum bu. kutsal emanetler türkiye sınırları içinde. yani halifelik ünvanı kaldırıldı ama bir halife seçilecek olsa yine bu ülkeden olurdu kutsal emanetlerin olduğu ülkenin türkiye olduğunu düşünürsek.

teşekkürlerr

Halifelik, Kutsal Emanetler'in kimde olduğuyla alakalı bir durum. Yani Kutsal Emanetler kimdeyse, Halifelik onun hakkıdır. Abbasiler'den bize Sultan Selim'le geçti Halifelik, sonradan kaldırıldı lakin Kutsal Emanetler hala bizde olduğu için kurumsal olarak kimseye geçmedi daha sonra.

kibritsuyu ciddiysen sana yakıştıramadım bu cevabı.

bi tür söyleyeydin, komedi korku dram macera bilim kurgu animasyon falan

söyleyecektim aklıma gelmedi, izlediğinizen en iyi 3 filmi söyleyin, izlemediğim varsa izleyeyim.

autumn sonata
salo
la haine

Lock stock and two smoking barrels filmi olabilir belki ama john travolta yok icinde.

yok o değil, yeni izledim onu.

www.imdb.com

www.imdb.com

killing them softly mi neydi brad pitt de var hatta?

bi de elleriyle kebap ve lahmacun yapan abiler var asil onlari dusunmelisiniz. doner yine neyse bence.. ustune egilmezse dusmeyebilir

o abilerin genelde parmaklarinda benim kafamdaki kadar sac var bu arada

lezzeti oradan geliyor aga!

kokoreç kestiği tahtanın üzerinde para olacak bi kere!

kesinlikle haklısınız. beni şahsen rahatsız etmesede bazı kurallara dikkat etmelleri gerek. ha sakalını kesip dönere yapıştırsa tadı güzel olacaksa yerim pis bir adamım ama hijyenik değil ve toplum sağlığı açısından önemli de keşke tek sorun sakal olsaydı.

Bunu anlattığımda arkadaşlarım pek bi tiksinirler bende bol bol anlatırım. Geçenlerde bi dönercide girdik normal çıplak elle abi dürümlerimizi falan hazırladı yedik sonra ben bi tuvalete gideyim dedim. Aslında iş yerinin bi lavabosu vardı sadece el yıkamak için de ben sıkışmıştım. Beni arkada etlerin olduğu bölümde -işin mutfak kısmından git- en sondaki kapıda dedi.Girdim bi tane teyze pis bi ortam. Hani flimlerde olan şekilde pis. Neyse tuvalete girdim yerde et var. Baya dönere konan etler vardı. Altına naylon sermişler etleri koymuşlar üstünede gelişi güzel bi naylon koymuşlardı. 2 metre kare alaturka tuvalet. hayal edebilrsiniz ben tuvalet ve etler dipddibeyiz. çıkardım sıçrata sıçrata işedim elimi yıkadım sonuçta hijyenik bi insanım.

bu tarz bi olay sadece benim gördüğüm dü daha neler yiyiyoz kim bilir. Bunu görünce sakala o kadarda takılmam sanırım.

sen en iyi dnerci nerde var onu bilirsin, ben en iyi nerde dönerci var oralarda çalıştım, cem yılmazın anlattığı bi hikaye var bir yemeğin sivaslı ustaların elinden geçmesiyle ilgili, az bile anlatmış, mutfak restorant ne kadar sağlıklı hijyenik olursa olsun sen o ustaların burunlarını karıştırıp, bilmemnerelerini kaşıyıp yada tuvalete girip suyla taharet alıp elini yıkamadan mutfakta işe koyulup koyulmadığını bilemezsin, onun için emin ol sakalda bişey yok, sakal iyi. ama kesmeleri lazım tabi yemeğe düşmesin

devletin elinde olan bir şey değil de, o yerin sahibiyle alakalı bir şey olsa gerek. saç, sakal, kılık kıyafet gibi şeylere o mekanın sahibi karar verir diye biliyorum.

bu arada nerelerin döneri iyidir onları da yazıver bari, istanbul avrupa yakası olsun mümkünse. (bahar pide salonu ve şu sirkeci'deki kasap osman hariç tabi)

dostum o zaman sana çooook ilginç genel bir şey söyleyeyim. hani şu lüks görünen lokantalar falan var ya işte efenime söyliyim pahalı asortik mekanlar falan işte orada hazırlanan yemeklere aşçılar her yerlerini sürüyorlar emin olabilirsin. yemeklerin çoğu elle hazırlanır kıvamlar elle kontrol edilir yumuşaklık sertlik falan hep elledir. eliyle döner kesen adam gördün mü peki ?

aslında bu restorant işlerini az çok bilirim. yurtdışında bu işi yapan tanıdıklarım var. (dönercilik vs) işin mutfağında bulundum yani. ama hepsi saç sakal olayına çok dikkat ediyordu. mutfak biraz dağınıktı tabii.

aynı zamanda türkiyede de 4 yıldızlı bir restorantta 6 günlük çalışmayı deneyimim oldu. ondan sonra sikerim lan böyle işi diye çıkmıştım. her neyse. burada da çalışanlar göze temiz gözüküyordu ama genel durum sizlerin bahsettiği şekildeydi tabii.

lan keşke dikkat edilse hijyene mijyene.. neyse henüz ölmedik..

dostlar aşçı olarak bir dur diyorum. çok yanlış bilinen birşey var. asortik mekanlarda evet herşeyi elimizle kontrol ediyoruz, eldiven denen sikko lastiği takmıyoruz ama bizim el yıkama limitimiz maksimum 30 dakika. yani 30 dakikada bir en geç ellerimizi yıkıyoruz. sigara içtiktn sonra, yemekten sonra, tuvaletten sonra yıkamayı söylemiyorum zaten. hani balık temizleyip ete geçiyorsak arada el yıkanır o derece titiziz. ayrıca saçı uzun olan bone takar, sakalı olan maske takar-ki sakal yasaktır katiyen-

ayrıca sakalda yasaklanmalı, yukarıda şaka yaptım. sakal, saç gibi vücut atıkları elbet yasaklanmalı. yukarıda atarlı bi arkadaş yasaklarla milletin sekötürnü laga lugasını yapmış. be arkadaşım ben oraya para verip yemek yiyorsam mecbur muyum herifin saçını sakalını yemeye?

pain of liberation, nasıl bi atar bu anasını satym? herifte sakal kıran olup olmadığını nerden bileceğim?

çok rahatsız ediyor. meydanın göbeğine birkaç ay önce bi dönerci açıldı adam abartmıyorum ladin gibi sakalla döner kesiyor bütün gün. sırf hizmet sektöründe diye yasaklanmaz diye bir şey yok. madem gıda sektöründe iş yapmayı tercih ettin, o zaman bazı şeylerden feragat edeceksin. herkes kendi mesleğine göre zorluklar yaşıyor. (kimisi bütün gün üniformayla, kimisi gece nöbetinde, kimisi soğukta leş gibi kokuların içinde çöp topluyor)bunların yanında bi sakalından feragat etmek çok zor bi şey değil. kendim almadığım gibi çevremdekilere de aldırmıyorum oradan.

ben özel sektörde çalışıyorum. işim bilgisayar ile hiçbir müşteri ile yüzyüze gelmiyorum. 2 gün traş olmayanca olay oluyor. yemek olayında hacı sakalı iğrenç bişey. parmaktaki kıllarda alınmalı. daha hjyenik olmalı bu yemek sektörü

bu beni daha çok rahatsız etti:

royalindustriesinc.com

"senin hayatın boyunca sakalından kıl düştüğü oldu mu ki" diyene cevap vereyim evet sakalım biraz uzadığında sayısız defa kıl düştüğüne şahit oldum. yemek yerken yemeğin, çorbanın içine düştüğü de oldu.

"SAKAL DEDİĞİN DÖKÜLMEZ LAN" diye bir şey yok yani. bal gibi de dökülür.

yazıları sildim. deli gibi sakalım var, çekiyorum çekiyorum elime gelmiyor ama tamam kardeşim, dökülür. he dökülür yani, daha ne diyeyim.

her kuşu siktiniz bir leylek kaldı.

sakalını çekince eline gelmiyor diye yeryüzünde yaşayan milyarlarca erkeğin sakalının hiçbir şekilde dökülmeyeceğine karar verip bunu iddia edebiliyorsan asıl bizim diyecek bir şeyimiz kalmıyor burada.

cok meshur bir raki balik restoraninin mutfaginda fare tekmeliyorduk. ne gunlerdi be. zaten o lokanta sozlukte de itin gotune sokuluyor.

evet ediyor, sadece sakal vs. yönünden değil. güzel güzel yazılmışı var, kısa bir entry, tıklamaya üşenenler olabilir diye, yapıştırıyorum. compadrito' nun bir entrysi. başlık: fekal oral yol.

insanların dışkı bulaşmış şeyleri bir şekilde yutmaları ile meydana gelen bulaşıcı hastalıkların, meydana geliş nedenini tarif eden yol. ağıza feçes (dışkı) bulaşması demektir. bunlardan birisi, içine kanalizasyon suyu karışmış suları içmekse, bir diğeri de taharettir. çünkü taharetlenme sonucu dışkıya bulanan eldeki koliform bakteriler kolayca giderilemez. bu el hem kendi sahibinin, hem de etrafindakilerin koliform bakteri (escherichia coli) yeme ihtiyacını karşılar. yurdum insanı, poposunun temizliğiyle övünür ama tırnak aralarındaki ve parmak uçlarındaki dışkı miktarını bilmez, anlamaz. sabunla elini yıkadığında gitti zanneder. bu temiz kardeşlerimizin yoğurduğu köfteler hemen kızartılmadığı, bekletildiği takdirde, köftede, sonradan kızartılmakla etkisi kaybolmayacak toksinler oluşur. okul, yurt, fabrika, kışla gibi toplu yerlerde görülen ve adına kibarca ve salakça besin zehirlenmesi denilen hadiselerin coğuna bu toksinler sebep olur. aynı kardeşlerimiz hastanelerin yeni doğan birimlerinde ve yoğun bakım bölümlerinde de yoğun olarak çalışırlar. üstelik, sadece suyla yıkadıkları (kendi deyimleriyle taharetledikleri) popolari temiz filan da değildir. keza, dışkıyla atılan barsak kurtçukları ve bunların yumurtaları gene bu caaanım taharetlenme sayesinde ağıza geri dönerler. buna da reenfestasyon yani kendi barsak parazitini ellere yar etmeme, parazitlerin geri kazanımı denir. sözlük kullanıcılarının mensup oldugu sosyokültürel katmanın, türkiye ortalamasına göre seviyesi göz önünde bulundurulduğunda, bu kavrama altıbuçuk yıllık sözlükte daha önce başlık açılmamış olması da ayrıca düşündürücüdür.

edit: (bkz: escherichia coli/1)
edit 2: arada bir sol elinin tırnaklarını koklayan arkadaşıma da burdan selam ederim.

son söz de benden gelsin. bence taharetlenirken o lastik eldivenler giyilmeli. yani taharetlenmek isteniyorsa. artık gerisi size kalmış. ne yaparsınız, bilemem.

@oinone pe taharetlenirken illa eli kıça sürmek gerekmiyor ki

haklısın.
@babamasoliimbananickaldirsin bro kebap elle yapılır.

@buhebu abi yanlis ifade etmisim kendimi. heralde elle yapilacak. da o abiler ellerini kac kere yikiyor gunde? eldiven takan zaten simdiye kadar hic gormedim onu gectim de.. o elleri goruyorum.. o killarin dusmemesi imkansiz

arkadaşım bir kadın ile bir erkeğin sevişmesinin cezası olarak dünyaya indirildiklerine inanıyorsun da engelsiz çocuk doğurmayacağına mı inanmıyorsun?

kuja iyi bir noktaya parmak basmis.

ilk yaratılanların mükemmel olduğu, hiçbir hastalığı ya da sakatlığı ya da eksikliği olmadığı varsayımıyla mümkün böyle bir şey. dünya üzerinde geçirilen süre arttıkça genetik mutasyonlar olmuştur ve şimdi değil kardeşlerin, kuzenlerin bile çocuk sahibi olması sakıncalı hale gelmiştir.

ha bir de soruya cevap vermek yerine sorulanı -sırf sizin görüşünüze uymuyor diye- küçümsemek yakışmıyor kimseye. bunlar hassas konular ve saygıyı hak ediyorlar.

haberturkte bi programda vardı bu tarışma.fazla hatırlamıyorum ama birisi bi çok insan indirilmiş adem ilk yaratılan diğeri de ikiz çocukları old. falan anlatmıştı. iyi dinlemedim ama izle istersen.

'akla manatığa sığar bir yanı var mı?'dan sonrasını okumadım

ilk yaratılanlar mükemmellerse ve genetik olarak değişmiş ve insanalar hastalanmış ve farklılaşmışlarsa (göz ve saç rengi gibi hastalık olmayan farklılaşma) bu da evrimleşmeye kanıt değil midir sorusu akla gelir.

Gayet saçma sapan bir şey, mantıklı insanların inanması mümkün değil.

Genlerinin düzgün olmasını da geçtim, Adem 930 yıl yaşamış mesela. Bunlar din, nasılı yok. "Hııı" deyip inanılan şeyler.

dinde mantık aranmaz. adem ile havva'nın meselesine bu kadar takıldıysan, açıp bakara suresini bir okusan kafayı yersin. neler var orda.

mantık aranmaz derken de biraz açayım; öncelikle kuranda yazan herşeye inanacaksın, bir harfine bile inanmazsan müslüman olamazsın. ha inanıyorum ama merak ediyorum dersen sorabilirsin tabi hakkındır. ama cevap vercek doğru adamı bulman lazım.
yoksa birileri gelip "adem ile havva seviştikleri için kovuldular" der. bir diğeri de onu över.
halbu ki adem ile havva yasak meyve yedikleri için kovuldular.

www.sorularlaislamiyet.com

biraz daha bulandırmak lazım ortalığı..
kuranda ademin kız cocuklarından bahsedilmez.habil kabil ve şit den bahseder. ademin üç oğlu olduysa bildiğimiz adı / bahsi geçen hiç kız çocuk olmadığına göre insan neslinin devamı için bu 3 çocuk kimle seks yapmıştır. Kuranda yaratım dönemi tasvirlerinde adı gecen tek kadın havva olduğuna göre acaba habil kabil ve şit anneleriyle mi birlikte olmuştur yoksa insan neslini devam ettirmek için kız kardeşleriyle mi cinsellik yaşamışlardır?

eski ve kısa sürmüş masters of science ama listeye ekledim. fakat o en fazla bir günlük. bana bi stok lazım :)

(bkz: lost)

sci-fi sayılır mı bilmiyorum da, izle sen gene de.

çerezlik:

falling skies
continuum


baba olanlardan "firefly" vardır bi de

cok uzgunum. Yok. Frınge gıbısı gelmedı..

utopiaya bakabılırsın. Frınge ıle bır ortak noktası var. Ama o kadar. Kısacık bı de.
Fırefly bsg cok ayrı dızıler.

lost, dr. who, falling skies izlendi. shield ya da revolution'ı tavsiye eden var mı?

yeni tarihliden kastım da 3 sezondan fazla olmamasıydı.

hocam battlestar galactica izle, pişman olmazsın, hatta ankaradaysan gel sana vereyim 50 gb içinde bin tane extra bölümleri filmleri 1978 versiyonu falanda var

revolution'ı tavsiye ederim. efsane bir dizi değil ama izlettiriyor kendisini.
elektriğin kesilmesi diye başladılar ve acayip bir yere geldi konu. bakalım nasıl ilerleyecek.

sertay saolasın ama ankara'da değilim. diğer tavsiyeler için de teşekkürler,torrent'e dayanma vakti geldi. bi de yeni bi dizi çıkmış intelligence. josh holloway(lost'taki sawyer) oynuyor.

the sarah connor chronicles
battlestar galactica'yı izleyeceksen şu sırayı takip edeceksin

1. ilk 2 bölüm 1.sezondan bir yıl önce çekildi ve sezon paketinde yok. battlestar galactica mini series olarak indireceksin
2. 1. ve 2.sezon
3. battlestar galactica the resistance (internet için çekilen kısa webisode'lar)
4. 3.sezon
5. battlestar galactica razor (film)
6. 4.sezonu indir, ilk 11 bölümü izle
7. battlestar galactica faces of the enemy (webisode)
8. 4.sezonu tamamla
9. battlestar galactica the plan (film)

ıntellıgence cok sıradan bı dızı olmus. daha cok yenı ama heyecanlandırmıyor. almost human da benzer bı dızı.

torchwooda bak ıstersen bıraz. galacticayı mutlaka ızle. arkasından fırefly ızle. sonra da supernaturala basla. sonra tekrar tekrar frınge ızle :(

kafanıza göre cevap beğenip tikliyosunuz ya. insanlar zamanını ayırıp öneri yazmış. "continuum" yazmışım, onu da sallamadın :)

hiç olmadı insan "firefly" hatrına.. neyse

(bkz: babylon 5)

ben de yavaş yavaş izliyorum. nette bölümleri izleme sırası araştırıldıktan sonra izlenmesi daha doğru olur. ilk sezonun başlarındayım ve gayet iyi gidiyor. ileriki bölümlerde çok daha ilginçleşecekmiş gibi hissediyorum.

ayrıca (bkz: star trek the original series) orijinal serisi bence efektleri hariç, konu olarak hiç eskimemiş bir yapıya sahip. her bölümde insanı düşündüren aynı zamanda eğlenceli hikayeler var.

person of interest bitti. şimdi babylon 5 ya da revolution'a başlayayım diyorum.
bu arada person of interest'in konusu da gayet güzel. oyunculukları pek beğenmesem ve sci-fi dışına çıktığında o kadar ilgimi çekmese de artificial intelligence olayını güzel işleyecekler gibi. sanırım 4. sezonda çılgın atacaklar.
bu arada yeri gelmişken, lost senin de mna koyayım.dördüncü sezondaki penny ve desmond bölümü hatırına seviyorum diyorum bazen ama o altıncı sezonu götünüze sokun.

bunun beden dersinde bi adı mı varmış ya? sınıf öğretmeniyim ve bilmiyorum :D

parkur gibi bişey diyolardı ya pfffff

istasyon denir genelde

pentatlon olabilir mi ?

aynen banada oluyo iki gündür

hem ücretlide hem de freede sorun yok firefox la da thunderbirdle de giriyor.
thunderbird yükleyip dener misin bir de.

Çözdüm arkadaşlar, teşekkür ederim ilginize.

Nasıl çözüldüğünü anlamadım açıkçası, az önce yeniden sorunsuz girmeye başladım. Hesap Bilgileri - Giriş - Giriş ve Güvenlik - Şu süre içerisinde oturumunu kapat sekmeleri işe yaramış olmalı.

20 tl civarı tutar + - 5 tlde hata payı var, hastaneye girersin eşofmanla

suattır suat

sallama hakkımı kullanarak faruk atalay diyorum

rıdvan dilmen

sedat yeşilkaya?

kimse yazamadan "sarbi reyiz"

emrah eren?

sanırım mehmet aksu

yanılmıyorsam 2001'de ayhan akman karşılığında ahmet yıldırım'la birlikte beşiktaş'a gelmişti: arsiv.ntvmsnbc.com ama sonra beşiktaş'ta da pek tutunamadı. rusya'da rostov'a gitti diye hatırlıyorum. sonrasını çok anımsayamadım ama bir ara istanbulspor'da gördüğümü hatırlıyorum.

bence de sedat yeşilkaya.

sedat yeşilkaya 1,80 m. buradaki adamın 1,80 olması için arif'in, hakan ünsal'ın, -sanırım- marcio'nun falan 2 metreye yakın olması lazım. mehmet aksu olduğu konusunda ısrarcıyım.

ya capone ile birlikte gelen brezilyalı değil mi bu?

mehmet yeşil yeşil

mehmet aksu'ya benziyormuş evet. lakin onun da boyu 1.80, hatta 1.82 olarak verilmiş.

emrah erenmiş beyler

olm ne emrah eren'i ya. eyüp kaymakçı o.
bu da gsden transfer olduğu takımdaki fotoğrafı
www.fotomac.com.tr

yanlış anons eyüp kaymakçıymış hageten

hocam tam o vakitlerde ev arkadaşı arıyodum bende. öğrenciyim, ev emekte 2 odalı eşyalı, evde tekim, genelde de evde durmam arkadaşlarda falan kalıyorum sıkıntıdan. rahat edersin yani her türlü. uygun olursa burdan ya da [email protected] dan ulaşabilirsin.

ya bi çizgi film gibi birşey vardı animasyon. ciddi birşey. unuttum ismini ama
bi kızın gözünden iran anlatılıyordu

seljax'ın dediği film: persepolis

cafer penahi'nin filmleri iyidir.

bu arada seljax'ın dediği; persepolis ama bu filmi biraz oryantalist bulabilirsin.

www.imdb.com

sokout
salaam cinema

no one knows about persian cats

www.youtube.com

ayneh
darbareye elly

Bacheha-Ye aseman
Rang-e khoda

The Green Wave, son iran seçimlerinde yaşananları anlatan bir belgesel.

cafer penahinin neredeyse tum filmleri guzeldir. offside cok hos bir filmdi misal. onerilenler arasinda darbayere elly cok hoslanilacak bir film degil. daha da otesi cok iran filmi degil *bence*.

alternatif olarak yukarıda ki abbas kiarustamilere bunlar da izlenebilir. aynı coğrafya.
(bkz: kaplumbağalar da uçar)
(bkz: sarhoş atlar zamanı)

offside

www.imdb.com

Süreyya'yı Taşlamak, nasıl verilmemiş kınıyorum sizi. Verilen filmlerden en yüksek oy alanıda buymuş. Bir de cevaplara tik..

the fall'a bir bak bence izlemediysen, hayata bakış açımı sorgulatmadı ama bir kaç gün kendime gelemedim.

127 hours
buried
into the wild
cast away
the shawshank redemption

the man from earth

teşekkürler arkadaşlar hepsini sıraya alıyorum, , ermanen ayrıca sağol into the wild dışındakileri izlemedim.

zetahead cerrahpaşa acil olmasa da ben başka bi hastahanenin aciline uğruyorum ara sıra 3,5 ayımı geçirdiğim zamanlar da oldu bünyem ona alıştı artık herhalde :)

daha önce söylediğimde sildiler. ama çok ciddiyim: recep ivedik (özellikle 1). daha film bitmeden "nerdeyim lan ben" diyecek bu ülkeden kaçmak için fırsat arayacaksın.

imdb 250'den rastgele secebilirsiniz. o listede binlerce oyla bosuna bulunmuyorlar.

- el secreto de sus ojos (beni feci carpmisti gece vakti)
- bin-jip (duygusal bir donemde carpmak ne kelime katir tepmise dondurme gucu vardir)
- canim kardesim (hep yabanci mi onerecegiz, has mulis turk yapimi. acaip bir dram. hele ki kardesi veya abisi olanlar ile zamaninda yokluk cekmis olanlar icin coacaip. ben o filmi her izledigimde biraz hayattan soguyup biraz da hayata tutunuyorum. pek garip yapiyor beni)
- crash (2005 yapimi olan. onyargilar hakkinda ders niyetine. ayrica digerinin yani cronenberg'in -96 yapimi o da- yonettiginin de farkli yonden etkileme -mide- gucu var.)

bir de (bkz: criticker)

son olarak aciller kesmiyorsa ruh ve sinir hastaliklari aciline gidin. ben su dunyada daha etkileyici bir yer gormedim.

www.imdb.com

(bkz: in the mouth of madness)

v for vendetta izlersen birşeyleri sonuna kadar sorgularsın. keyif alacağına garanti veriyorum, izlemediysen tabi.

harvey (1950) diyorum. bir de the man from earth'ü sakın izleme derim. hayatının 87 dakikası boşa gider ona göre.

fiyatının başındaki '3' rakamına aldanma.

net book olarak alınır. atom n455 olması yeter. ram az ama 50-60'a ram değiştirirsiniz sorun kalmaz. aslında böyle de kullanılır. atom 270 1 gb ram ile neredeyse 2 yıldır çıkmadığımız seyahat kalmadı. günlük kullanımlar da cabası. vegas ile render bile yaptım zorda kalınca. (asus eee pc)

başındaki 3 rakamına aldansan da sorun yok. aha piyasa fiyatları.

www.teknofiyat.com

sabahtan kapıda beklenirse alınır ancak.. geçen cuma adore ahşap raf, 3 saatte falan tükenmiş.

ben bunu alırım, her türlü 430a da satarım :)

alınır. ben de bir benzeri var, sesi çok az çıkıyor yalnız. kulaklıkla stereo oluyor ona dikkat edin alırken.onun dışında bir problemi yok.

kullanmak icin alacaksaniz bence almayin.

niye?

1) pili 3 hucreli. bu tur aletlerin en buyuk ozelligi olan uzun sarj dayanim olayi bunda olmayacaktir.
2) markasi acer. aslinda bunu 1'e yazacaktim zira acer dedin mi akan sularin durmasi gerek. sozlukte ilgili anilari okuyabilirsiniz.

ha, fiyati iyi ama acer iste be abi!

bu aletlerin çoğu 6 hücreli pile sahipken bu ibnetorun 3 hücreli olması bana ilginç gelmişti zaten.

ben bunu bimeks acity açılırken 369'a aldım. şarjı yaklaşık 150-160 dakika kadar gidiyor.

performans kötü olmakla beraber, fiyat/performans gayet başarılı.

1gb netbookta ne performansı arıyosunuz :) ayrıca hepsi bozuluyor kardeşim sen al için rahat olsun. 2 sene içinde kesin bi kere bozuluyor. sonrası allah kerim. ha sony alcam dersen o başka. yoksa bana hp toshiba asus falan demeyin.

control+mosue tekerlegi.

@brian fury , onu yapmam sadece simgelerin boyutlarını değiştiriyor. benim asıl sorduğum o değil. iki klasmana ayırdım simgeleri fotografta. ikisi de birbirinden değişik türde. bazıları kare içinde ufak bir simge iken , diğerleri başlı başına bir simge. tam net anlatamadım ama işte fotoya bakılınca anlaşılıyor diye umuyorum. ben hepsi sarı ile boyadığım kısımdaki simgeler gibi olsun istiyorum

bi yerden pixel seysı ayarlanıyordu win7 de de unuttum sımdı. gorev cubugundan properties e baksana bi.

yahu ben tek gözlüyüm. (biri görmüyor yni) yine de bende simgeler o kadar büyük değil. hatta zaten masaüstünü boş sevenlerdenim. ama o kadar büyük simgeleri nasıl kullanıyorsun? ekranı allak bullak ediyor. bi de wallpaper! peh :)

1.si aga manyakmısın öyle koca koca masaüstünde yer kalmamış
2.si bazı simgelerin boyutları belli sınırlar içinde göre kodlanmışsa belli sınıra kadar büyürler normade notebooklarda (multitouch) touch padde iki parmakla oynatarak yaparsın yada ctrl+scroll eger olmuyorsa zor. tabi birde su yöntem var o alırsın o logoları internetten indirirsin sonra simge boyutlarına indirirsin sonra simgeyi onu haşine getirirsin.

@ben smyrna; valla takıntı meselesi sanırım biraz:) dosyalarım falanda hep en büyük halindedir. küçük olunca içim sıkılıyor , midem ekşiyor:)

cevap yazanlara teşekkürler:) eğer aynı dertten muzdarip olan varsa(ki zannetmem) bir site buldum , orda epey bi icon var. denedim bill gates servetini yüzde100 bana bağışladı.

www.iconarchive.com

simgesini değiştireceğin dosyanın ismini googla yazıp yanında icon diye ekleyip aratırsan, hatta soldan simge seç e tıklarsan daha iyi olur. ordan beğendiklerini seç, o boyuta geleni bulana kadar denersin.

aynı şekil bir cafe vardı bizim evin az ilerisinde. anadolu şiir cafeydi adı. gerçi battılar, dükkanı kapattılar falan ama olsun.

Rakkas

asma altı ya da xxx (şehir adı ) sofrası gibi olabilir :)

kırmızı/mor
mavi/beyaz
kırmızı/yeşil

vs. gibi renk isimlerini kullanabilirsin. diyelim kırmızı/mor cafe restaurant seçtin. gece eğlenceleri mor, sabah kahvaltıları kırmızı gibi de tema oturtursan tamamdır.

cezve

babil

neden bilmiyorum bir gün açarsam bir kafe adını hep babil olarak düşündüm. herhalde tarihteki önemi ve güzelliği yüzünden :)

ıhlamur ağacı

Nar

yelken

Bir pazarlama dergisinde okumuştum. Bir işyeri açarken konulacak isim, müşterinin dikkatini fazlasıyla çekebilecek bir terim olmalıymış ki akılda kalsın, tavsiye edilirken de zihinde yer tutsun. Şöyle ki; mesela işyerinin bulunduğu yerde bir göl yoksa, göl ismi vermek mantıklı oluyormuş. Örneğin "Mavigöl" ismi, çevre insanı tarafından akılda tutuluyormuş.

- Akşama nereye gidelim?
+ Mavigöl'e gidelim...

Ya da deniz yoksa civarda, uydurma da olsa denizi çağrıştıracak bir isim konulabilir deniyordu makalede. Örneğin: "Marina"

tüm bu isim arayışında restaurantın bulunduğu yere tezat özelliklere yer vermek akılcı olabilir. Diyelim ki tren yolunun ya da havaalanının bulunmadığı bir ilçedesiniz;
(tamamen farazi söylüyorum)"İstasyon", "Apron", "Radar", "Hangar" ya da "Büyük Hangar" dersiniz isim olarak.

Dolayısıyla orada "olmayan" bir yapının ismini kullanmak akılda kalmak için cazip olabilir. Kimbilir, mekanınız bir dolmuş ya da otobüs güzergahındaysa belki de işyerinizin ismi oranın durağına bile ismini verebilir.

Bir başka önerim ise insanların hayatları boyunca göremeyeceği taşıtların isimleridir. "Denizaltı", "Sarı Denizaltı", "Zeplin" ya da "Mor Zeplin" gibi.

cafe miz

biraz daha rahat içimli. geri kalanı "artiz"lik bunun şaraplı rakılı versiyonları da var kafa yapma ihtimali yüksek zayıf bünyeler için.

cappucchinolu tütünle iyi gidiyor allahsız :)

rahat içimli değil, aksine çekimi daha zor ama aromayı kuvvetlendirmek için konuyor genelde. mesela limonlu nargilenin içine limon dilimleri atılan yerler var.

tadı güzelleşiyor. süt tozu koyuyorlar, süt değil bu arada.

süt koyulur, tütünün tadının daha iyi gelmesi için.

Z güzel bir örnek olabilir.

(bkz: ken loach)

bir de

(bkz: the constant gardener)

inner circle. dehşet ötesi bir film.

politik olmayan film var mı ki?

manchurian candidate.

çok iyi filmdir.

ilgi alanını yazarsan daha iyi olur.
son zamanlarda en iyisi der baader meinhof komplex.

(bkz: bloody sunday)

genelde yabancı filmler yazılmış. sonbahar isimli türk filmini öneririm ben size.

wag the dog

politikanın ne olduğunu anlatan en guzel film

(bkz: )Hotel Rwanda

die fetten jahre sind vorbei

missing

fair game

persepolis

dünyanın en güzel midye dolmasını yapan yer izmirde hemen tarif
kızlar agasının oradan içeri kemer altına dogru giderken deniz yada denizkızı balıkçısı var
hatta orada bir şadırvan var kemeraltı tarafından girerken orada sıcak(evet bildigin sıcak sıcak hemen çıkıyor) midye dolma yapan yer var. ayrıca balık ekmek vs tavsiye ederim fiyatıda uygun.

karşıyaka iskeleden çık sola dön ışıkları geç bostanlı yönüne 30 metre yürü. always büfe var. önünde midyeci zeki usta. telefonu : 537-524 45 68 bulamazsan ararsın. çok alırsan kart ile de ödeme alıyor.

üçyolda ahmet abi var pamukkalenin önünde durur. alsancak'ta var bi de ama o gezgin, bulman lazım onu. sakallı gençten bi eleman.

incirlaaltında crowne plazanın karşısında seyyar (minibüs) midyeci var. sıcak sunum yapıyor, inanılmaz. çeşit çeşit bulursun.

hatayda izmirspor üstgecidinin altinda bekleyen abininki de güzeldir, midyesi yani.

bütün kadınlar kadınlar şeytan, yıllar sonra ben buna karar verdim. annelik safına geçenler bi şekilde değişip, melek oluyor nadiren. gerçi şeytan da bir melek değil mi sanki.

değil. sadece bizden daha akıllılar amk :/

Siz böyle misyonlar yüklemeye devam ettikçe onlar da kendilerini farklı sanacaklar.

Kadın ya da erkek hiçbir insanın beyninin bir diğerinden farkı yoktur. Sadece yetiştirilme tarzı, sosyal öğretiler, yaşanılan olaylar vs... onları farklılaştırır.

Siz, kapitalizm ve ona bağımlı toplum bu cinsiyetçiliği kaşıdıkça siz daha çok problemler yaşayacaksınız.

(cinsiyetçilik deyince insanların akıllarına negatif cinsiyetçilik geliyor ayrımcılık,taciz, töre cinayetleri vs... hayır, pozitif cinsiyetçilik de en az negatif cinsiyetçilik kadar zararlıdır.)

@ataturkiye
misyon vizyon konusu değil bu ya basit bir gözlem.
yani sana göre erkek-kadın arasında -beyinsel anlamda- bir fark yok?

Evet, aynen yok.

beyin sadece araç,makina, toplum öğretiyor işte o beyne neyi nasil işleyeceğini, ha bunun dişinda hiç kimse yok, toplum her daim kötüyü öğretir demiyorum ama istisanalar da kaideyi sarsamiyor

günde 7 saat ilişki analizi yapacak kadar boş kadınlarla takılıyorsanız sorunu kendinizde arayın. sevgilinizin 30 tane yedek sevgilisinin olduğunu sanacak kadar özgüvensiz veya rusların bamya çükünüze hasret olduğunu düşünecek kadar gereksiz özgüvenliyseniz de.

kadınla erkek elbette farklıdır. bana görede uzaylı gibiler, ama erkeklere göre tabi bu. atatürkiye ise olayı bambaşka bir boyuta çekmiş. kadın ve erkek tamamen farklıdır, düşünme biçimleri olsun şu olsun bu olsun. iş haklara gelince tüm canlılar eşit haklara sahiptir, sadece kadın ve erkek değil.

ne istediklerini bilmiyorlar
yada nasıl diyeyim istekleri sürekli değişkenlik gösteriyor
cazgırlık yapmayı; girişkenlik, hak aramayı bilmek saymaları
her lafın altında bir şey aramaları
hemen hemen herkesi adı geçtiği dakika kıyasıya eleştirmeleri
her çözüme bir sorun yaratma çabaları
sokakta gördükleri hiç tanımadıkları bir kızın elbisesi hakkında saatlerce konuşmaları
hepsinin kendini monica bellucci sanması vs. vs. vs......
bir sürü bu tarz bana çok tuhaf gelen halleri beni de düşündürmüyor değil.
anne olanlar melek olmuyor ki
anne olanları bir sor bakalım kocalarına.

Kadın-Erkek farklıdır ama insandır eşit olmalıdır.
Aslında oynamıyorlar ama detaylara çok takıldıkları için beklentileri çok oluyor. Beklentileri de (erkekler bunu bilemedikleri için) karşılayamıyorlar bu nedenle de kafalarında daima senaryo yazıp buna uygun davranıyorlar. Ama buna oynamak denmez çünkü kafalarındaki senaryo aslında onlar için gerçek.

evet arkadaşlar çoğunuz doğru anladı, azınız olayı nerelere çekti..bence uzaylılar :) bu kadar.

çoğu senin kafanda olduğu için. hepiniz bu yüzden yalnızsınız veya ayda yılda 4 günlük ortaokul ilişkileri yaşayıp duyuruya ağlıyorsunuz. büyüyün.

kick ass tarzı;

hot tube time machine
scott pilgrim vs. the world

hoşuna gider diye umuyorum.

hangover gibi ise sanki yok gibi bi değişik film o ya. çok sağlam bi değişik böyle

hot fuzz, serious man, big lebowski falanda olabilir, zombili shaoun of dead miydi öyle de bişey var gomik

Due Date

black dynamite. geberdik gülmekten.

(bkz: i love you man)

(bkz: Death at a Funeral) buna gülmüştük biz baya.

Yesman

Dinner for schmucks

www.vimeo.com

(bkz: office space)

hayret kimse Euro Trip dememiş...

www.imdb.com

öne çıkanlar:
hannah and her sisters
bandits
innerspace

www.imdb.com

bu da ona yakın, candır

(bkz: aviator)

office izliyorum ben 2 gündür. 5. sezona geldim. tabiki seinfeld in yerini tutmasına imkan yok ama oldukça iyi

-The it crowd
-a bit of fry & laurie
-Monty Python's Flying Circus
-arrested development
-news radio
-Just shoot me
-spincity

it crowd dışında yaşım ortaya çıktı mı?

cougar town

office, louie, 30 rock, family guy, modern family, parks and recreation, extras

trailer park boys
always sunny in philadelphia
free agent
fat pizza

married with children.

piyasadaki ( bayılıorum bu söze ) çoğu yabancı has komediyi izlemişsin. biraz da türk takıl bence.

bayana kadar geniş aile ya da yeni başlamış bir dizi olan leyla ile mecnun'u tavsiye edebilirim.

curb your enthusiasm

office ve 30 rock bana göre değil diye düşünüyordum. çok övülmüş. indireyim. diğerlerine de bakacağım. daha öneriler varsa yazmaktan çekinmeyelim :)
married with children izledim bu arada. curb your enthuaism de larry miller'ın dizisi olmalı. altyazı sorunu vardı. halledilmişse onu da izlerim. ayrıca yerli düşünmüyorum. komik değil açıkçası geniş aile falan.

(bkz: the inbetweeners)

kurtuluş officede

bi married with children kalmış kanka, onuda izle zirvede bırak derim

my name is earl yazan olmamış. ona da gül bırak kanka

married with children ve my name is earl de izledim. yazmamışım.

shameless

e south park ??

family guy ve simpsons izledim. animasyon aramıyorum.

Animasyon aramıyorum demişsin ama yine de yazayım. American dad Family Guydan çok daha komik bir dizi.

bak star tvde yayınlanan dürüyenin güğümleri de çok komik. türkiş izlemek istersen bi onu tavsiye edebilirim.

iş/okul?

Hayatinizda sizi duzene sevk edecek herhangi bir unsur olmadikca bu boyle gider. Spor bir miktar fayda saglar fakat kesin cozum degildir. Gun icerisinde bir yerlere kosturup aksam da ceset modunda yataga atlamak gerekiyor.

Varsa yoksa geçen günlerin ve saatlerin arkasına ağıt yakmakla olacak iş değildir. Sizi bu uykusuzluğa iten nedenleri bir an önce bulup olayı halletmek şarttır. Psikolojiyi bozup paçavraya çevrilmektense uykusuzluğun çözümünü bulup rahatlamakta fayda vardır. Gerektiğinde ilaç kullanıladabilinir.

Rezene çayı
Göz bandı(ufacık ışığa dahi duyarlı olanlara)
Bilgisayar ve TV veya radyo kısıtlaması aklıma gelen ilk örnekler.

Zombileşmeyelim. Uyuyalım.

troid problemi olabilir hocam, endokroloji uzmanına bir görün istersen.

ben de senin gibiydim, düzen sıfır bir şekilde yaşıyordum. düzenli ve seni yoracak, zamanını alacak bir meşgale ile bu sorun çözülüyor. iş gibi, kurs gibi vs.

ancak iki günlük tatilde bile hemen eski halime dönüyorum orası da ayrı.

Hoca anlattığının aynısı bende de var, hatta birçok arkadaşımda da. Buna bohem deniyor sanırım. Bunun çaresi yok ben bulamadım yıllardır.

bugün bu mesajı yazdıktan 1 saat sonra yattım yani 9:30 gibi. 13:30 da acılar içinde annemin bağırtılarıyla yarım saatte zar zor uyandım doğal olarak. 1 saat sonra spora gidecem sonra dönünce yorgunluk halime göre yatacam bakalım ertesi gün nolacak...