komşunun tavuğu-kaz ilişkisi.

Eskiler eskimediği için hafız.

kiymetini bilmedigimiz icin. yasamin anlami bu zaten, vaktiyle mutlu oluyosun ama farkina varmayip kimetini bilmedigin icin daha sonra hep o eski anlari aniyosun, bu sirada da yasadigin ani iskaliyosun, gelecekte bir gununu de simdiki ana uzulmek icin ayiriyorsun. bu gunlerin kiymetini bilelim efendim, hayat bir gundur, o da bugundur.

çünkü geçmişte kalanların sadece iyi yönlerini hatırlamayı seçeriz.

cunku eskilerden hatirlananlar sadece iyi anilardir.

buna bi örnek vermek geldi içimden, eski sevgilimle sadece alışkanlıktan dolayı ilişkimi bitiremiyor, salakça bir girdapta sürükleniyodum. çocuğun yaptığı her şey gözüme batıyodu, söylediği mantıklı şeylere bile gıcık oluyodum (birine gıcık oldum mu einstein olsun farketmez). neden ayrılmıyodun diye sormayın bende bilmiyom. işte bu koç mezunuydu falan, içten içe kıskandığımdan mı bilmiyorum ama durmadan eziyodum bunu..neyse sonra görünüşte ben ayrıldım ama pratikte o terketti beni. benim bi taraflarım tutuştu, çocuk gözüme yakışıklı gelmeye başladı, ne zekiydi lan demeye başladım içimden, hali, hareketleri hep düzgün gelmeye başladı. neden??? çünkü zamanında kıymetini bilmemiştim..işte eskiler bu yüzden tatlıdır, kıymeti bilinmediği için. Ammada yazmışım.

çirkinlikleri unutup, güzel şeyleri hatırlıyoruz. ondan.

oysa bugüne de öyle baksak belki bugün daha güzel.

yeninin gidişatı hiç iyi değilde ondan.

Gelecekte belirsizlik var... Ama gercek su ki gecmis zaten iyidir.iyi idi.

biz oynarken 24 saat sürecek derdik. her saat başı yer değişimi için kağıt çekilirdi. Zararda olan istediği zaman kalkardı, yoksa 24. saatin sonunda neyse o der kapatırdık hesabı.

kıbrıs ta casinolarda
kardaysan 1 saat veya bazı casinolarda 2 saat oynamadan kalkamazsın.
zarardaysan istediğin zaman kalkabilirsin.
kardasın 1 saatten çoktur oynuyorsun kalktın
tekrar başka masaya oturacağın zaman da mesela 30 dk veya 1 saat beklemeden oynatmıyordu sanırım çok yer.

seanslı da oynanıyor bazı ortamlarda,atıyorum herkes başlarken 30 el oynayacağını garanti edip giriyor falan gibi.

gecen sene geldi mi hatırlamıyorum da 2 sene önce gelmişti.

yılbaşından sonra sigara zam olacak diyorlar.büyük ihtimal içkiye de olur.

mekanlar yapabilir,marketten şarküteriden bakkaldan çakkaldan alacağın içki için planlanmış bir zam yok.

içki ve sigaraya gelicek zaten anında zam olur mu dersen,esnaf çakal.

gelmez

john Lennon sosyalist olmaktan ziyade anti-militarist bi adamdı.

Imagine daha anarsist bir soylem. Marx'ta hersey tanimlidir.

"working class hero" icin Marxist denilebilir.

peki bu adam aynı zamanda "zengin"'de bir adam diye biliyorum bu kadar sol deyişleriyle bu tutarsızlık nedir?

Zengin olmasi cok da kendi elinde olan bir sey degildi. Onemli olan elindeki parayi nasil kullandigi.

İstemeden zengin olunmaz herhalde. Bu solun cıkmazı galiba şu an John Lennon 'ları Joan Baez'leri dinleyenlerin bir şirkette CEO olması gibi . Yüzükler efendisi muhabbetine dönecek ama "Güç" neresinden baksak elimizde kalıyor tutulur bir tarafı kalmıyor.
"Imagine no possessions
I wonder if you can
No need for greed or hunger
A brotherhood of man
Imagine all the people
Sharing all the world..."

Adamlar muzikte cigir actilar. Hedefleri zengin olmak degildi.

direk öldürülüş nedeni bile bu hatta bence.

tartışmanın öteki kısmını gereksiz buluyorum ve umursamıyorum.

ama bir insanın başka bir dünya düzeni hayal ediyor olması, (şu anda bulunmak zorunda olduğu dünyada) hayalindekinin aksine tekabul ettirilebilecek şekillerde varlığını ve hazlarını devam ettirmesi ile çelişen bir durum falan değil.

ayrıca dünyayı değiştirmek bir günde olacak şey değil.
geçen gün ntv'de mi cnnturk'te mi ne, Imagine hala yarıda kesiliyorsa, ve bu tam da "tanrının olmadığı bir dünya..." kısmından önceyse, birileri fena halde rahatsız olmaya hala devam ediyor demektir.

hala. sanattan korkan gerzek baskıcı politikaları buradan bir kere daha kınayalım. 100 yıl sonra ne kadar komik ve saçma oldukları daha da daha da daha da ortaya çıksın.

bir de sosyalizm bir şeylerin alt kümesi, bir veçhesi, örneği olabilir. elbette kendi altkümeleri de vardır. ama daha üst kategoriler de var. o dönem amerika'da ve FBI'da çok da sağlam bir kategorileme olmadığı gibi, insanları sosyalizm yancısı olarak etiketleme üzerinden "karalama" hali de hala revaçtaydı. öcüleştirme her şeyde ve her yerde. artık daha çok alanda ve daha derin kodlarda, sürekli olarak gündelik hayatın içerisinde. her neyse. böyle.

casper alma.

casper tavsiye etmem. leş bir firma. ürünleri de leş.

casper makinalar fiyat/performans olarak iyi görünseler de malzeme kalitesi olarak dökülüyorlar. biz alırken de alma demişlerdi kafamızın dikine gittik, şimdi yaptırmaya utanıyoruz.

casper alma, alma, alma! 1800 liraya çok daha uzun süre kullanabileceğin bir laptop alırsın kesin.

casper a-lın-maz!

casper alma.

her şeyi al
casper alma

grafikle oyunla işi olanlar için m(mobility sanırım bunun açılımı) sınıfı ekran kartlarını pek tavsiye etmiyorlar. onun haricinde casper hakkındaki şikayetler malum, teknik servisi falanda pek iyi değil sanırım

bunun haricinde müzikle uğraşacaksan m audionun harici ses kartlarına bir bak derim

Hiç paran yok mu? Yoksa az mı var? Varsa ne kadar var?

meblağ 400 lirayı geçmiyor

elektronik piyano al bir tane dandik. en azından nota bilgini onunla otutturursun.

2.El veya sıfır 88(61 de olabilir aslında) tuşlu midi klavye alabilirsin 300-400 lira arası. bunu da çeşitli programlar vasıtasıyla kullanırsın(cubase ableton fl reason)
ingilizcen de varsa şu sitelerde piyanoyla ilgili yığınla tutorial videosu bulabilirsin:
audioz.info
magesy.eu

www.virtualpiano.net

Piyanoya başlamak için 88 tuşa gerek yok. 400 liraya 61 tuşlu bir MIDI klavye alıp işe girişebilirsin. Maksat parmakların alışsın.

Ama aleti almaya giderken piyano ya da tuşlu birşeyler çalan biriyle gidip "bunun tuşesi" idare eder dediğini almak iyi olur. Sonra piyanoya geçince sıkıntı olabilir. Çünkü piyanonun tuşları daha ağırdır.

Mesela: www.compel.com.tr

sayamayacağım kadar çok. bi yerden sayısına bakılıyorsa bilmiyorum. ev ve iş pc firefox senkronize. diğer tarayıcılarla değil.

sözlük,twitter,bobiler,zaytung,fizy,9gag,8tracks,bira.fm var bende.akılda kalmasını sağlıyor + kolayca açabiliyorsunuz. senkronize etmem,mobilde kullanmam

110-120 civarı. önemli, işimi kolaylaştırıyor. senkronize etmem.

110-120 civarı diyen arkadaşa "oha" tepkisi verdim ama üşenmedim saydım, 90 tane de bende yer imi varmış.

vay amk 294 tane varmış. bu kadar beklemiyordum sayarken sıkıldım. neymiş önemliymiş :) senkron değiller sadece firefox üzerinde.

devamlı kullandığım 10 totalde 64

591, pocket'ta 17. (pocket, eski adıyla read it later. vaktim yoktur sonra okur incelerim. gerekli olduğunu düşünürsem sık kullanılanlara atarım.

kesinlikle senkronize etmek lazım, daha dün arkadaşıma bir site tavsiye edecektim ve chrome'umu telefonumla eşitlemediğim için siteyi öneremedim o anda çok işini görecekti oysa, acil durumlar için süper bişey

1000 i geçiyordur.

50 civarı var. Önemli ama sürekli senkronize etmiyorum, zira ofiste ve evde kullandığım sayfalar farklı oluyor.

100 den fazla.

15. etmiyorum.

200+ rütbeli personel var. tabi askerde buna bağlı olarak mesai saatrleri içinde sürekli tetikte olmak, hareketlerine dikkat etmek zorunda. karargaha muhabereye veya kademeye mi verecekler orası belli değildir henüz sanırım. muhabere veya kademeci olursa süper, karargaha verirlerse askerlik hayatı boyunca yardırır.
onun dışında güvenlik açısından korkacak hiç bir şey yok diyarbakırın göbeğinde sayılacak bir birlik. ofise dolmuşla 10 dakika mesafede. diyarbakırda askerlik yapılacak en iyi 2-3 yerden biridir. nizami çim futbol sahası(asker kullanabiliyor, birlik komutanına-alay komutanı- bağlı), havuzu(asker ancak orada görevliyse gece yarısı fln girebilir, normalde yasak tabi), basketbol-voleybol sahası olarak kullanılabilen bir alanı da var düşün işte.

gemiyle boğaz turu yapın ucuz hemde oturup konuşcak fırsat olur.

(bkz: panaroma 1453 )

ekstra olarak
simit bile yeseniz onu etkileyecek olan sensin hacıt.

taksimde tavanarası diye bir restoran var bi akşam oraya gidin yemek yiyin şarap için.

j'adore tabiki de. listenin en tepesinde yer alır.

arkeoloji müzesi ardı sirkeci filibe köftecisi akabinde sirkeci konyalı pastanesinde pasta(ardından karaköy tünel= beyoğlu opsiyonel)

yürümeyi sever misin(iz)? kabataş-beşiktaş-ortaköy oralarda yürüyün deniz kenarında falan. muhabbetle çok tatlı olur.

o güzargahta araba sesinden bişey duyulmuyor saat 6'dan sonra haberin olsun.

suşi yemeye taksim japon kültüre götür. bir şekilde akılda kalıyor.

@reverse engineer sirkeci filibe köftecisi nedir la esnaf lokantası orası bilmesek kekliyecen

"çok güzelsin amın oğlu"'ndan iki bucuk yıl süren bir ilişkiye yol aldım ben hacıabi. bu işler biraz, bilmiyorum, şans heralde. "rahat ol" da diyemicem sana, ben kızın yanında iki kez kustum heyecandan. ilk buluşmada.
vay amıma koyim arkadaş ya.

tabi olay sende bitiyor ama biraz tatlının, çikolatanın zararı da olmaz. j'adore +1

anjeli..

leb-i derya olabilir belki ?

ya da cihangir`de 5.kat.

ikisinin de web sitesi var.. bi bakın derim

havelka isteklerinizi karşılar.
park yeri pek sorun olmaz.eğer bi 5-10 dk beklemeyi göze alırsanız migros'un parkına park edersiniz aracı.

havelka +1

cadde den kastedileni anlamadım ben bağdat caddesi mi, istiklal caddesi mi nedir?
360 geldi benim aklıma, ama dress code var ona göre giyinin.

yemek de düşünürseniz eğer etiler vox, nişantaşı frankie. hatta frankie gayet güzeldir.

havelka bence de.

yahsi bati

@lorenzen

Sağol ama izledim.

Geriye Kalan
Gözetleme Kulesi
Araf

fasülye

gemide

yeraltı

inşaat
kozmos
gökten üç elma düştü (bu özellikle güzel bence)
bakıyorum ki lalelide bir azize ve gemide filmleri izlenmemiş cık cık cık

karpuz kabuğundan gemiler yapmak
filler ve çimen
gölge oyunu
yeraltı
takva
kaç para kaç
bal-süt-yumurta
x'in sekiz günü(ali zeynep dilber)
kasaba
uzak

Çoğunluk
bak bi de böyle bi site var www.likuu.com

11'e 10 kala
kar beyaz.

(bkz: herkes mi aldatır)

gen

susuz yaz
anayurt oteli
duvar
güneşin oğlu
polis
kolpaçino bomba
üç maymun
mommo kız kardeşim
dar alanda kısa paslaşmalar
istanbul crossing the bridge
çoğunluk
ilk aklıma gelenler

bi de şey vardı
delilik diploması

a ay

inşaaat ve fasulye güzeldir.

sonbahar
iki dil bir bavul
mustafa hakkında herşey
masumiyet
kader
yazı tura
korkuyorum anne
mutluluk
hacıvat karagöz neden öldürüldü
deli deli olma
ekümenopolis: ucu olmayan şehir

Reha Erdem, Ömer Kavur ve Tevfik Başer filmleri.

uzak ihtimal, ağladıydım ben bunda. nadir sarıbacak on numara oyuncu

topman var

mango,bershka

valla hepsi var.

oxxo, koton, defacto, miss poem, lc, collezione, levi's, colin's, kısaca galiba hepsi var.

2 tanede ltb var

açıkçası ben lotr serisini en az 5 kere izlemişimdir, tekrar aynı seviyede bir film serisi daha geliyo diye seviniyorum.

sözlükte lotr izlemeyen insana bu benim minvalinde entry giren herkesin ağzına sıçıldığına göre:

tabu işte, bi bok yok holywood ne bulsa pompalıyor, film yok ki piyasada, biraz para lazım adamlara demek ki.

gene şimdi de kitap geyiği de başlar yok önce şunu okumak lazım yok efendim silmarillion yok sonra eşeğin sikini de yalamak lazım vs.

kitabı gayet başarılıdır ayrıca.
bütün dünyada çok fazla seveni var o yüzden ilgide aynı ölçüde o kadar büyük.

zevk meselesi. herkes fantastik edebiyattan hoşlanacak diye bir kaide yok.
ben de yıllardır wow oynuyorum, hastasıyım ama lore(hikayesi diyeyim)ile zerre alakadar değilim ve hiç te merak etmiyorum. ben oyunun sistemine bağımlıyım.
keza lotr two towers da sinema da uyumuşluğum var.

lotr dışında fantastik edebiyat eseri bilmeyen (lotr'u da sadece filmlerden bilen) kişilerin bok yemesi o. ben filmlerden önce kitaplarını okumuş ve tolkien ve onun diyarının aşığı biri olarak konuşuyorum. filmleri de nefis tabi, ama defalarca izlemesine rağmen insanlar sadece o anki durumu izliyorlar. bu insanların %5 kadarı filmden önce orta dünyayı bilip onun kitaplarını okumuş insanlardı. bunlardan biri olarak konuşuyorum ve bunu hep vurgulayacağım evet, o %5lik kısıma sadece %5 gibi bir kitle eklendi, filmden sonra bu evreni gerçekten öğrenip "the silmarillion, hurin'in çocukları, hobbit, lotr 1-2-3" kitaplarını özellikle okuyup bunu benimseyen. yani bu kitlenin %90'ı bu filmi, hayatlarında ilk kez gerçek bir fantastik-kurgu yapım gördüler diye hayran kaldı. ve o kişiler çoğunlukta. çoğunluk her zaman yanılır. bundan dolayı aldırış etmeyin, o %90'lık kısımdan pek de farklı değilsiniz. bu evreni bilen kişiler, özellikle de filmlerini bu kadar büyütmezler. lotr'un 3 cildinden 3 film çıktı ve hobbit, bu 3 ciltten 1 tanesi kalınlığında. umarım sıçmadan çekerler diye ümit ediyorum ben. kitaplardaki evreni arıyorum. o %90lık kesime ne versen yiyecek. sauron gibi bir uşağı en büyük kötü sanacak falan. size tavsiyem; bir gün bu evrene gerçekten bir giriş yapmak istiyorsanız, the silmarillion okuyarak başlayın. lotr dediğimiz olayların geçtiği zaman, sadece ufak bir zaman dilimi. asıl olay, kainatın yaradılışından başlıyor the silmarillion'da. bu filmi izleyen %90lık kesim sorgulamaz, elfler nereden gelmiş, cüceler nasıl yaratılmış, bu sauron'un olayı ne, gandalf ne ayak falan diye. siktir git diyenler, bu %90lık kesim içerisindeler, siz gönlünüzü ferah tutun.

@sizofren hayaller

+1 oh be.

iş ya da okul, neyle uğraşıyorsan ona dört elle sarıl. kafanı meşgul tut.

iyice bir düşün. şimdi bir şey yapamadığına kendini ikna et, sonra bırak.
ama önce iyice düşün, sıkıl düşünmekten.

70lik votka+elma suyu?

anlattığın sorunlar kaygı bozukluğunu (anksiyete)düşündürdü.bunu atlatmak için psikiyatriste gitmelisin.başka bir çözümü yok.eğer psikiyatriste gitmezsen sıkıntıların daha da büyür ve çok ciddi sorunlar yaşayabilirsin.sadece psikolojik değil,bedensel hastalıklar da oluşabilir.

Erkeni bilmem de 15 gune kadargeciktirebilmen mumkun, norlevo ideal.

Norlevo, bildiğiniz üzere ertesi gün hapı ve regl gününde erken/geç şeklinde değişiklik yapacağına dair bir garantisi yok.
Kullandığı ay adet düzeninde, döngüsünde hiç değişime uğramamış kadınlar da var.
İşi şansa bırakmayın.

primolut'la yaptım bu işi. olmak istediğim tarihten 3-4 gün önce günde 3er tane alıp, bu sürenin sonunda bırakınca her şey istediğin gibi oluyor :)

Hi ne norlevosu zaten ya kafa mi kaldi bende; demek istedigim ilac primolut.

Kullanmayin. Cildiriyor regl periyodunuz daha sonra.

öeh yemek yiyordum amk

er kişiyim. şöyle duydum çevremden ve kız arkadaşımdan,

o haplar vb kullanınca kansız bir dönem geçirseniz de, regl öncesi huzursuzluğu/ rahatsızlığı/ ağrıları/ acıları regl olana kadar sürüyor. değer mi?

eğer ertelemeye/erkene alma çalışma sebebiniz ağrı vs. değilse tampon kullanın, hiç vücudun dengesiyle falan uğraşmayın derim. hele ki bu tatil diye bahsettiğiniz şey yeni yıl ise artık müdahalede bulunmak için çok geç. eğer şubat vs. ise ancak bir şeyler yapabilirsiniz bahsedilen yöntemlerle. bence tam tatil dönemi böyle bir riske girmek istemezsiniz, vücut makine değil sonuçta ilaç da alsanız açma kapama tuşu varmış gibi çalışmıyor. beklenmeyen sürprizlerle karşılaşma olasılığınız yüksek.

güldüğüm zaman ,gece yatarken bugün iyi güldüm diyorsam.

herhangi bir beklentimin olmadığı zamanlarda. öyle olunca ufacık olumlu bir gelişmeden bile müthiş mutluluk duyuyorum

yeni ve geleceğe dair umut ve heyecan verecek bir olay olmadığı sürece güzel günden saymıyorum o günü.

okuyarak, gezerek, izleyerek ya da başka yollarla bir şeyler öğrendiğim,
birikimleri ile bana bir şeyler katan hoşsohbet insanlarla uzun ve güzel bir muhabbeti kahve ve sigara yahut güzel bir yemek ile taçlandırdığım,
sıcak bir günde kumsalda şemsiye altında soğuk biramı sigaramla beraber yudumladığım,
karşı cinsten beğendiğim bir kişi ile tanışma, o kişiyi keşfetme faslında olduğum günler.

yaptığım yemeği ikram ettiğim ve yemeğimin beğenildiğini duyduğum günler.
okulda ilkbaharda sabahları bir saat erken gelerek kantinde oturup boğaza karşı sigara kahve sefası yaptığım günler.

dün harika bi gün geçirdim mesela sabahtan akşama kadar beklediğim bi konferansa gittim akşam arkadaşlarla buluşup yemek yeyip,içtik,güldük,eğlendik sonrada bi grup vardı önceleri bikaç kez dinlediğim bikaç arkadaş değişikliği yapıp onları dinlemeye gittim ha bunun için belki biraz ayarlama yapmak gerekiyo konferans sevdiğin bi grup hergün denk gelmez ama beklediğin bi oyun film falanda iş görür arkadaşlar güne eğlence katarlar genelde.

Dayak yemezsem ve polise ifade vermem gerekmezse, benden mutlusu olmaz. Sıkıcı günler, daga mutluyumdur. Ekşından hiç hazetmem.

bol bol gülen insan görmek, gülmek, bunun bir parçası olmak.

kızılaya düşmüş bitane zamanında.

11 eylül olayını hesaba katıyor muyuz?

ev üzerine filan düşen var da şimdi link aramaya üşendim.

en.wikipedia.org

ufak uçak ama meksiko'nun şehir merkezine düşmüş. düştüğü yerde en az 6 kişinin ölüğü yazıyor.

en.wikipedia.org

edit: şu da fenaymış. uçak gösterisinde, uçak izleyenlerin üstüne düşüyüor:
www.youtube.com

bu da new york'ta olmuş. apartmana çarpmış uçak

edit: en son nijerya'daki olay var. yolcu uçağı şehir merkezine düşmüş
(bkz: 3 haziran 2012 nijerya uçak kazası)

elbette vardır ama genelde bir sorun olduğunda pilotlar uçaktakileri kurtarabilmek için yumuşak bir iniş gerçekleştirmeye çalışırlar. bu yüzden ya açık araziye ya da denize indirirler uçağı. mesela şu anda aklıma geldi. yanarak düşen concorde 25 temmuz 2000'de fransa'da bi otele çakılmıştı herhalde??

şimdi sözlükte yazmışlar küçük uçak gerçi ama neyse www.pressmedya.com

www.eksisozluk.com

bende de şöyle bi sapıklık var. ne zamanuçak geçse üzerimize düştüğünü hayal ediyorum. çok ürkütücü yav

(bkz: taksiye carpan yolcu ucagi) o sayilmaz derseniz, Ankara Ulus'taki sebze meyve haline dusmus ucak var. Sonra 11 Eylul 2001'den hemen sonra, bir yolcu ucagi New York'ta Queens'e dustu. Kucuk ucak degil, bayaa bildigimiz buyuk ticari yolcu jeti.

ahan da bu da belgeseli:

www.youtube.com

Sognacigima, gene New York La Guardia havalimanindan havalandiktan 5 dakika sonra yolcu jetinin birinin her iki motoruna birden kus surusu daldi ve iki motor da durdu.

Gel gor ki, kaptan pilot o tamamen motorsuz ucagi, New York - New Jersey arasindaki Hudson nehrine suzerek indirmeyi basardi ve "Evacuate!" diye tek kelimelik bir talimat verdi murettebata. 5 Dakika sonra butun yolcular, ucagin kanatlarina cikmislardi. Ucagin nehre indigini goren New York Waterways botlari, hemen oraya dogru akin edip, yolcularin o Ocak ayinda -2 derece sicakliktaki sulara dusmesini onlediler.

Kaptan pilot, olaydan yarim saat sonra, New Jersey'deki New York Waterways iskelesinde, basinda kaptan sapkasiyla, sakin sakin kahvesini yudumluyordu.

ahan da bu pilot:

www.youtube.com

www.youtube.com

www.nypost.com

concorde kazası vardır çok meşhur. 100 den fazla insan öldü, uçak bir otele çakıldı.

@fuzzy anlattığın gibi bir korku bende de var. hatta o yüzden sordum.

national geographic te uçak kazası raporlarında resmen toplu konutların üzerine düşüyor bir sürü apartmanı parça pinçik ediyordu birtanesi(sanırım amerikada), tabiki detay çıkaramadım.

pilotlar uçağın düşeceğini anlarlarsa irtifaları ya da takatları olduğu sürece sehirden olabildiğince uzaklaşmaya çalışırlar.

uçağını bilmiyoumda eminönünde eski bir apartmana giren bir helikopter hatırlıyorum ben, 10 senesi var rahat. hatta bende olay sonrası otobüsle bölgeden geçiyordum apartmana girmiş helikopter manzarasını görüp "la noliy" dediğimi çok net hatırlıyorum. hatta sanırım bölgede yeni açılan fıskiyeden dolayı böyle bir kaza gerçekleşmişti.

değmez.
üstelik çok kalabalık, gözüm yoruldu.

hayır değmez, kötü.

yok be yahu değmez.

kaçılası

ben işlevsel hedieleri seviyorum ya. havalar soğudu git bi çizme al kaban al ne bileyim...
bu da biraz safiye soyman tarzı bişie gibi göründü bana zaten

onun maliyeti 5-6 liradır geriye kalan el emeği.

çok beğendiysen sana tavsiyem kendin bunun gibi bir şey yapman. çok zor değil.

olmaz. hoş değil. değmez.

illa bu tarz bi hediye olacaksa; zarif incecik bir altın zincir+kolye ucu bile bulabilirsiniz buna yakın fiyata.

kaliteli keçe/kaşmir şal, blender, orijinal parfüm,kaz tüyü yastık,pofuduk terlik... ama asla bu değil : (

yukarıdan yürürsün ama eminönü'nden 32c otobüsüne binsen cevatpaşa otobüsü tam önünden geçiyor. veya 146b tam önünden geçiyor ama hepsi eminönü seçenekleri. kabataş'tan direk giden var mı bilmiyorum. aktarma yap bence.

yusufpaşadan sonraki durakta inin vatan caddesine inmek için biraz yürüyeceksiniz yalnız.

ne kadar yürünür pekala?

10dakika sürmez

o halde haseki mi oluyor?

www.ikea.com.tr

krabb diye arayınca çıkıyor. nasıl bulamadınız ki? (krabb serisi)

bence iki dene yanyana güzel olur ama kullandığınız yere bağlı. ingilz sitesinde olandan var bende. (tr'den aldım) montajı çok zor (duvar delmek gerekli) ancak mevcut olan krabb (sitedeki) ince. yapıştırarak güzel olur.

iki tane yan yana çok büyük olabilir. 1 tanesi yeterli oluyor onların. Sizin mekana bağlı tabi.

bunlar baya büyük aynalar. bende de var. üstelik duvar delmenize gerek yok çift taraflı kalın bantla yapıştırabilirsiniz. benimkiler öyle mesela.

uyugulamada sorun çıkmazsa sıradan bir boy aynasından daha ucuz olacağı için ben olur diyorum. hatta çogzel olur. bizimlasın

bantla yapışmayacaksa, bir ayna için duvarı delip denk getirip kurması cidden uğraştırıcı. görünce aklıma ilk bu geliyor.

bunlar epey büyük. çok geniş bir duvara asmayacaksan büyük gelir. 20 tl ye 4 tane kare şeklinde olan var. ben ondan aldım. gayet de şık ve düzenli görünüyor. üstelik bantla yapıştığından montaj derdi de yok.

kaba ötesi.

çok çok kötü. hediye olarak verseler bile kabul etme bence.

çirkinlik o kadar fazla yoğunlaşmış ki maddeye dönüşmüş o maddelerden de bu garip nesneyi oluşturmuşlar

o kadar mı kötü ya:/

alın bunu burdan. hayırrr.

ne o ? kilo verme ayakkabısı mı ?

allah'ını seven gözüme çamaşır suyu atsın.

yanındaki nasıl peki, o da mı çok kötü?

kedili sevimli ama o kurdelesi çok anlamsız. diğerine bi şey demeye gerek yok artık zaten.

Sağdaki hayatımda gördüğüm en tipsiz ayakkabı diyebilirim.

Bunu tasarlayan, üreten, giyen insan olamaz, evet.

EK: Soldaki de kötü, bağlamında kullanılırsa giyilebilir belki.

samimi yorumlarınız için teşekkür ederim.

1.si hadi bi nebze de 2. nedir haculi? zeki müren apartman topuklusu gibi...
şimdi düşündümde 1.ninde oluru yok. bunları giyiyor olamam için ya çok sağlam paralar vermeleri ya da hayati bir bahsi kaybetmiş olmam gerekir herhalde.
çok çirkinler. özür dilerim ama çok çirkinler.

soldaki pezevenk, sagdaki de ibine (escinsel degil) ayakkabisi.

ben kediliyi sevdim ama ondan ziyade yorumlara kahkaha attım, en çok bunu yazmaya geldim :)

ucube

o ney laa igrenç kaka mı yaptın ne

yüksek tabanlı ayakkabılar hanımefendide nasıl durur? hangi kıyafet tarzına uygundur? abes bakarlar mı? her kıyafetin altına günlük giyilebilecek bir ürün müdür? diye sorarsanız hem olumlu hem de olumsuz düşüncelerimi belirteceğim. yüksek tabanlı ayakkabıya bilindik bir örnek üzerinden gitmek istiyorum ona göre siz de karar kılarsınız.
nasıl durur? hangi kıyafet tarzına gider? bu soruları örneklendirecek olursak:
lookbook.nu buna sadece bel altı olarak bakın. üst kısım kötü bence.
lookbook.nu
lookbook.nu
lookbook.nu solda verdiğiniz ayakkabıya yakın
lookbook.nu
lookbook.nu
lookbook.nu
lookbook.nu sol ayakkabı
lookbook.nu taban bakımından sol ayakkabı
lookbook.nu
lookbook.nu
lookbook.nu
lookbook.nu
lookbook.nu
lookbook.nu
lookbook.nu
lookbook.nu
lookbook.nu
lookbook.nu
tabi örnekler türevlenebilir.
bu tarz kıyafetlere uyuyor genelde. özellikle şort ve çoraba çok yakışıyor. ben iki ayakkabıyı da beğendim sadece sorun olan uydurmak, abes kaçmamasını sağlamak. soldaki ayakkabıyı daha çok beğendim. bu benim düşüncem tabi arkadaşlar yardırmışlar.
olumsuz yönü ise fazla kıyafetiniz yoksa almamaktır. günlük giyilmeyişidir. tabii soldaki hakkında öyle düşünmüyorum.
ayrıca verdiğim örnek ayakkabı da dr.martens'dir araştırabilirsiniz.
www.youtube.com

büyük dünya tarihi'ni izle derim. tv arşivinde 1. ve 2. bölümleri türkçe olarak mevcut.

bro yatış modunda kafa yormalı belgesel yerine aslanlı yılanlı belgesel izle derim çook güzel oluyor. www.youtube.com

www.imdb.com

altyazıları da mevcut. güzel.

www.youtube.com

o tip aslanlı yılanlıları pek sevmiyorum ya.. genel olarak doğayı da pek sevmem zaten ya :) cCc ağaoğlu maslak 1453 cCc. şaka bi yana, daha entelektüel, bana bişeyler katıcak şeyler arıyorum diyebilirim. bakın az bilinen bir youtube kanalı da olur, playlist'leri kurcalarım yani.

Bir şeyler katabilecek felsefi/bilimsel bir tartışma programı arıyorsan ; Ne Diyoruz Ne anlıyoruz: beta.eksisozluk.com

Bahsettiğin tipte bir belgesel serisi; Carl Sagan- Cosmos www.youtube.com ilk bölümü

How Art Made The World diye bir belgesel de var, sanat tarihine ilgi duyarsan.

dün gece bi arkadaş paylaşmış sözlükte sağolsun:
(bkz: hackers wizards of the electronic age) bende sırada bu var bi ara bakacağım

band of brothers

ayakta tutar,izle bence.

korkunç değil, hafif doz gerebilir ve evet maça kadar götürür, iyi seyirler.

Uyutur bence.

izlediğim en berbat filmlerdendi.

bence de uyutur.

natalie portman varsa hiç düşünme boss. izle güzel.

konu ne agalar peki fragmanı gayet çarpıcı geldi bana, uyutma sebebi ne ?

Karamsar bir hava var ve konusu gereği aksiyon yok fazla. Her an o fragmandaki gibi ekşınlı geçmiyor. Genelde zaten boğucu duyguları çalıştığı için film seni de boğacaktır ki bu da gayet normal, filmin iyiliğinden veya kötülüğünden bağımsız olarak.

aa 2buçukta celtics maçı mı var? holey :p

Adama bak lan ahahah pablik diskırimineyşın yapmış bana. Vay adi.

sadece futbol değilse buccaneers-broncos'ta broncos kazanır bas.

karabük, bursa, madrit üst

münih-dortmund üst
ajax-psv üst
r.madrid-a.madrid üst

aynı maçların süprizi için (bkz: #31140031)

"galatasaray-göztepe" yan.

cumartesiden:
mainz - hannover96 1 1,80 oranı var bence banko mainz alır.
barcelona bilbao maçına 2handikap açmışlar denyolar barça lehine. bence barça 3 farklı galibiyet alamayacak x2 nin 1.89 oranı var ben değerlendiricem

inönü stadı'nın oradaki tünelden gir, çıkışta yönlendirmelerle kağıthane tünelini bul. ona girdikten sonra kağıthane'den çıkacaksın. çıktığında karşı yola geç. karşı yoldayken parkın sonunda sağa döneceksin. santralistanbul'un oraya doğru. o yolda dümdüz ilerle. yolun sonunda sola dön. solda uzun bi yol var. o yolda pierre loti'ye kadar sür. yaklaşık 500m. falan yani. bu kadar.

toplu taşıma kullanacaksanda: sahildeki otobüs duraklarına in, beşiktaş-edirnekapı otobüsüne bin. edirnekapıdanda kırmızı şapkalı eyüpten geçen minibüslere veya yine eyüpten geçen otobüslere binebilirsin. eyüpten de istersen mezarlıkların içinden yokuşu çık, istersen teleferiğe bin.

aslında annesi babası için en uygun hediye bolca bebek bezidir :)
bu halkalı küplü içiçe geçirme zımbırtılarından falan alabilirsiniz.

küre tipi şeyler var, uykuya yardımcı olması için.
hani şu karanlıkta tavana yıldız filan yansıtan. hem de müzikli vs.
adını bilemediğimden bu kadar tarif edebildim.

www.hepsiburada.com

daha uygun fiyat dersen şu tarz oyuncaklar;
www.hepsiburada.com

benim 15 aylık yeğen bayılıyor bunlara.

patik tabiki :)

hiç tartışmasız bolca bebek bezi +100

yalan yahu ne pkk'nın okul yakması? pkk'nın işi gücü yok okul mu yakacak? biraz kafayı kullanalım. bu tarz olaylar, pkk'yı karalamak için devlet tarafından yapılıyor.

onu yapanlar pkk'yı destekleyen ama emir komuta zincirinde olmayan ergenler. eğer dediğiniz gibi sistemik bişey olsaydı yani isteselerdi ortada okul bırakmazlardı. şehrin ortasında silahlarla çevirme yapan bir grup savunmasız okulları mı yakamıyacak.

Biraz karışık yazıyorum.
Doğma büyüme (17 yaşına kadar) Diyarbakır’lı olarak, benim zamanımda böyle bir destek söz konusu değildi. Olan da büyük çoğunlukla mecburiyetten, hayatını kaybetme, ailesinin başına bir şey gelme korkusu yüzündendi.
Bu tip olayların daha derin hedefleri vardır tabii ki ama temel de amaç halka korku salmak. Terörist'ten herhangi bir değere saygı göstermesini bekleyemezsiniz. Sonuçta çocuğunu kaçırıyor, herhangi bir sebep için adam öldürüyor. Senin işin senin için ne kadar normalse, her sabah kalkıp işe gitmek, çalışmak vs., onlar için de bu tür işler bu kadar normal. Okul yakmak, seni üzüyor, yahu nasıl olabilir, hangi insan okul yakar diyorsun belki, ama onlar bunu yapıyorlar, bazıları severek, isteyerek, ama eminim bazıları da senin gibi düşünse de zorunluluktan yapıyorlar. Ama sonuçta adamlar/kadınlar bu şekilde hayatta kalabiliyorlar. Onların işi bu. Bunları yaşadıklarımı, gördüklerimi dikkate alarak söyleyebiliyorum.
1990'larda da kepenk kapatma vardı. 10'lu yaşlardaydım. Hatırlıyorum, gazete sattırmazlardı, mecburen polis kantininden siyah poşet içinde alırdık. Düşünebiliyor musun, gazete almak ölümüne yol açabilirdi. Şimdileri çok bilmiyorum, ama bildiğim bir şey varsa o da hiçbir esnafın korku olmasa böyle bir şey yapmayacağıdır. Adam para kazanmaya çalışıyor, böyle bir şey yapar mı hiç? Tanıdıklarımdan bilirim, o zaman da öyleydi, şu an da halen öyle, büyük çoğunluğu korku ve endişe yüzünden kepenk kapatmak zorunda kalıyorlar. Yandaki kapatıyor, e sen de kapat istersen diyorlar, ya da sessiz bir baskı oluyor. Halk, heryerde olduğu gibi ekmeğinin peşinde. Yani demek istediğim, destek olduğunu zannetmiyorum, ya da şimdi için konuşmak gerekirse olmadığına inanmak istiyorum.
Buralarda yaşayanlar hep iki kuvvet arasında hırpalandılar, kendimi bildim bileli öyle, bunun Türk olmak veya olmamakla ilgisi yok, zira Türk olarak biz de çok hırpalandık, diğerleri gibi. Şimdi biraz değişti tabii. O zamanlar misal yürüyüş yapma gibi birşey kimsenin aklına gelemezdi, elebaşlarının adını böyle kullanacaksın, hele ki meclise gelsin diyeceksin!
Özetle iş bulma umudu olmayınca, başka diğer faktörlerin de etkisi ile kimisi düşüncede, kimisi diğer usullerle teröristlerin ekmeğine yağ sürer konuma gelebiliyorlar.
Büyüklerim anlatır, eskilerde ermenisi, hristiyanı, türk, kürt, vs, hepsi bir arada yaşıyorlarmış, ne hale getirdiler.

Şu an yazdıklarımın dar çerçeveli olduğunu kabul ediyorum. En nihayetinde sabah işe başlamadan böyle bir başlık görüp, kısa zaman için birşeyler yazayım istedim. Bunlar sana sadece veri olsun, umarım başka yorumlar, daha başka yönleri ifade eder, aydınlanmana katkı sağlar.

genel olarak kürt çocuklarının devletin tedrisatından geçmesi onlar için bir sorun. özellikle ilk öğretim. ilk öğretim çocuklara temel bilgilerin verilmesinin yanında bütün devletler için toplum mühendisliği çalışmasıdır. sonuç itibariyle kürt çocuklarının vatan sevgisi, devlet sevgisi, polise, askere saygı veya atatürk sevgisi etrafında şekillendirilmesi pkk nın en son isteyeceği şeylerdir. genel de halkın politik desteği olsa da bu tarz eylemlere tepkili oldukları söylenebilir. yakarak eylem yapmak, orta çağ avrupasıdır, madımaktır, maraştır, yahudi kamplarıdır. bence hiç bir halk ta karşılığı yoktur.

kürt çocuklarının vatan sevgisi, askere saygı vs. si ilköğretimde şekilleniyor denmiş de, çoğunun alakası yokmuş yani böyle şeylerle, arkadaşım mardinde öğretmen, andımız okunurken çocuklar kürdüm diye başlıyormuş, nöbetçi öğretmen yazılı broş gibi bir şeyin üzerinde türk bayrağı varmış onu takıyorlar nöbetçi olunca öğretmenler, çocuk geliyormuş hocaaa yanlış bayrak takmışsın hocaa diyormuş, bu mu verilen vatan sevgisi de. bence tamamen dikkat çekmek amaçlı yakıyorlar.

amaç her türlü terör faaliyeti, ve varlığını hissettirmek, ee istanbuldada araçlar kundaklanıyor mesela? tanımadığın bir insanın aracını yakman sana ne fayda sağlarsa bu okul yakma olaylarıda onu sağlıyor.

ben buradayım diyorlar işte.

müfredatın asimiliasyona yardım ettiğini düşündükleri için yakıyorlar.

tahtakale.

tütün olarak cube-libre kullaniyorum tavsiye ederim, yok illa mac baren alacaksan piyasada en çok o var, velvet al.

aynen yenir olduğu gibi.

kabuğunu ayıramazsın ki zaten yamşık bişi. içine kaymak ve ceviz konup yenir. :)

kabuklu yenir evde fındık,ceviz neyin varsa arasına koy öyle ye harika oluyor yanınada çay oooh ;)

kabuklu :)

soyaman

onu bunu bilmem de içine cevizi basıcan onun offf öyle nasıl yenir hee

hapır hupur

kaymak alırsın iyice karıştırırsın cevizleri alıp ince birşekilde rondodan geçirirsin arasına süre süre yersin. tam sorunun cevabı kabuklu

ilkinin siyahı.

anne kaç yaşında, giyim tarzı nasıldır bilmeden yorum yapmak saçma olur ama şu şartlar altında ilki daha uygun gibi geldi. gerçi siyah da çok düz.. daha hoş çantalar bulabilirsiniz bana kalırsa..

ilki :)

ikincisi her kadının tarzı olmasa gerek. ilki daha hoş geldi bana da. siyahı da kremi de hoş.

sıyah olan daha ıyı gıbı sankı

İlkine bayıldım, uzun zamandır bakınıp da benzerine rastlayamadığım zarafette bir çanta. Ben de hem kendime hem anneme alabilirim, o derece. Teşekkürler.

ilki arkadaşımda var, öğrenci işi biraz. İkincisi daha ağır daha annelik bence

anne safiye soyman değilse birinci

yürürken mi giyeceksiniz? motor tutkunları için falan yazmış ama siz günlük kullanım için mi kullanacaksınız?

sadece günlük giymek için

sadece günlük giymek içinse pek hoş değil bence ve bu fiyat etmez sanki.

bu fiyata ayakkabı olmaz birader.

bunu alma moruk

fena değil ama çok para yani.

daha ucuza daha güzel modelleri var.


puma rulz diyorum.
ne kadar seviyorum seni puma.

meydan dan topkapıya giden her minibüse binebilrsin zaten metrobüs duragı var hat uzerinde

goptan aksaray veya topkapı ya giden minibüslere binip edirnekapı/şehitlik metrobüs istasyonunda ineceksiniz.

minibüs kullanmak istemiyorum dersen belediyenin ordan 10 dakika yürüyerek t4 tramvay hattı bereç durağından binersin şehitlik istasyonunda inersin.

ülker kepekli grissini. nefret ederdim ben de böyle şeylerden ama bu baya güzel bildiğin.

yoğurt ye ama abartma.
yoğurdun kalori eritme etkisi olduğunu okumuştum kaç ay önce.

meyve,yoğurt,salata

9 gibi mısır gevreği ve süt yiyebilirsin. geç yatıyorsan meyve yiyebilirsin. ama 9'dan sonra hiçbir şey yemeni önermem açıkçası.

yoğurt+çörekotu+salatalık+yulaf ezmesi yiyorum ben

brokoli
mandalina
yağsız süt
pirinç patlağı
altınbaşak
kepekli grisini
elma
salatalık
yulaf ezmesi

yoğut
abartmamak kaydıyla kuru yemiş

diktir

jack and jones a bi bak.boyner de de bulunuyor.

@reverse engineer ben erkek mağazası diye biliyorum ama ya da dikkatimi çekmedi hiç bayan ürünleri?

cinsiyeti göremediğim için gelişine vurmuşum pardon.

rocco şekerler aynı extacy'e benziyor şunların içindekiler

www.kotusozluk.com

beyaz aspirinin üzerine ünlem, soru işareti çiz, sonra otur seyret

daha başka ararsan, al eline rengarenk, farklı boyutlarda bi sürü ağrı kesici, antibiyotik vs. otur şunlara benzetmeye çalış;

bagimsizol.files.wordpress.com

bu dolap dönmezmiş gibi geldi bana nesdense...

polodan ya da vitamin hapından yaparsa dönmez, vermidon gibi acı ilaçlarla yapar, şekli de tutturursa, o eleman her türlü plasiboya girer, 6 saat kafaları yer.

müptezel adam, ne kadar anlayabilir ki?

ha baktın laf yapıyo 'etkilemedi beni kandırıyosunuz' vs, direkt bilimsel gireceksin orda konuya, 'artık o kadar çok ex kullanmışsın ki beyninde mutluluk hormonunu algılayacak reseptör kalmamış' diye, bak bakalım cevap verebiliyo mu :))

elemanın tam olarak ne kullandığı ya da ne aradığı konusunda bilgilendirebilirsen daha fazla yardımcı olabilirim

madde bağımlılığı tedavisi sonuçlandırılamadıysa tanıdığınızı şekerle kandırmanız mümkün değil.
fiziksel veya psikolojik olması farketmez, bağımlılık durumu devam ediyorsa tedaviye devam edilmeli.
o şekilde kandırabilselerdi amatem'de de rocco şeker verirlerdi.

-salvia divinorium
-bonzai

ikisinden biri olmalı.

salvia

www.google.com.tr

fiyat performans açısından en iyisi, zara collection.

@douchebag şu zara collection 30 liraya satılan parfüm değil mi ? sıktım ondan o nedir la :)

Lacoste- Red
www.hepsiburada.com

bir sürü var zara'da çoğu tırt dediğin gibi, collection güzel ama.

diesel only the brave

www.google.com.tr

şunun üstüne tanımam. marine olanı da iyi ama düzü çok iyi. 120 140 arası fiyatlara bulabilirsin.

issey miyake

armani black

etrafında yeni bebeği olmuş bir çift varsa onları gözlemle yavruu bir köpeği alıp bakmakla yeni doğmuş bir çocuğa bakmak arasında bir fark yok sen düşün zorluğu artık

en büyük sıkıntı bir yerlere gitmek. güvenip bırakacağın biri varsa iyi. köpek insana çok bağlı ve gerçekten bence çoğu da şehir hayatına pek uygun değil. yalnız kalmayı da sevmiyorlar. çok hareket ve ilgi istiyorlar. tabi yetiştirmene de bağlı. etraflıca düşünmeden girişme bence. alacağın köpekle de iletişimin iyi olsun.

benim bi köpeğim var. 4.5 aylık. bayılıyorum, mutluluk kaynağım. canım sıkıldığında yüzümü yalıyor falan. bahçede duruyor ama, o yüzden hijyen-tuvalet gibi konularda sıkıntımız yok. tüm boyutlarıyla düşün işte, aylık maddi bir yükü de olacak, o da var ama büyük paralar değil tabi. ama seversin, insanı çok mutlu eden bi şey.

Ilk zamanlar cidden kucuk bir bebek gibi oluyorlar,ben altina bez bagliyordum dusunun artik :)evet baslarda biraz zor oluyor ama zaman gecince o kadar alisiyorsunuz ki ben simdi keske almasaydim diyemem,cocugunuz gibi oluyor bir nevi.

Her sabah aynı saatte uyandırılmak istersen,dışarı çıkana kadar asla tependen ayrılmamasına katlanabilirsen,kışın akşam soğuğunda dakikalarca dolaşıp hasta olmam dersen,mamasına,ilaçlarına hatta diş taşlarını temizlettirmeye(en son 450tl falan demişti veteriner hele ki pekines gibi bir cins alırsan bazen gerekebiliyor)tamam dersen buyur al.

-tatile giderken ya pansiyon gibi bir yere bırakacaksın ve için rahat etmeyecek ya köpek kabul eden bir yer bulacaksın ya da gitmeyeceksin.

-yatak döşek yatıyor, ateşler içinde yanıyor da olsan çıkıp dolaştırman gerekecek.

-hastalanacak, kusacak, ishal olacak. kaka, kusmuk, çiş, kan temizleyeceksin. ilaç vermek için peşinde koşacaksın. gerekirse uykusuz kalacaksın.

-bir derdi olduğunda çoğu zaman anlamayacaksın, anlayıncaya kadar göbeğin çatlayacak. belli bir yaştan sonra anlıyorsun gerçi her şeyi.

-"mamasını beğenmedi", "bugün az mı su içti sanki?", "neden bu kadar huzursuz?" gibi şeyler ilk dönemlerde kafanı çok kurcalayacak.

-eğitim süreci/yavruluk boyunca terlikler, kablolar, halılar kemirilebilir.

-evde yalnız bırakıp arkadaşlarınla eğlenmeye gittiğinde aklın onda kalacak, oturduğundan anlamayacaksın. dışarı çıkarman gerektiği için eğlenceyi yarıda kesip eve döneceksin.

-hastalanırsa ya da ciddi bir sorun yaşarsa bazen maaşının yarısı veterinere gidecek. şu anda hoşuna gitmese de, o zaman pek umurunda olmayacak gerçi.

-zaman içinde büyüdükçe olgunlaştığını, daha az hareketli olduğunu göreceksin. bir süre sonra bir hastalığı olmasa bile yaşlılıktan bir yere çıkamayacak, bir yerden inemeyecak, ağır işitmeye başlayacak, dişleri dökülecek, gözleri görmeyecek. gerekirse gençliğinde baktığın gibi yaşlılığında da bakacaksın.

bunlar aklıma ilk gelenler. bunun dışında insanlardan şöyle bir farkı var; teknik olarak hiç büyümeyen bebekler gibiler.

benim köpeğim 14 yaşında. ilk geldiği zamandan beri değişen tek şey daha az hareketli olması, daha uslu olması. bu kadar süre içinde bir çocuk doğsa, 14 yaşına gelmiş, eşek kadar adam olmuştu.

ama hiçbir zaman konuşmayı öğrenmiyor, kendini besleyemiyor, kendi suyunu koyamıyor, bir yeri ağrıdığında sadece gözünün içine bakıyor vb. yani doğduğu günden öldüğü güne kadar hep aynı ihtiyaçlara sahip oluyorlar.

o yüzden elini kolunu bağlıyor bazı açılardan.

ne kadar yaramaz olursa olsun, ne yaparsa yapsın hiç keşke almasaydık falan demedik. hatta (allahtan ağır bir hastalığı falan yok) yaşlandığı için hepimiz çok üzgünüz.

günde minimum 2 kere dolaşmaya çıkartacaksın(egzersiz+tuvalet ihtiyacı hepsi içinde) buradan pay biçebilirsin.
bir de; kedilere nazaran evde yalnız bırakılması çok daha tehlikeli bir canlı.

ben babamın köpeğine bakmıştım 4-5 günlüğüne. bir kere o akşam gezdirmeleri siz kanepede yatarken öyle bir koyuyor ki anlatamam. onu alışkanlık haline getirmeniz lazım. hem araştırmalara köpek sahipleri günde 30 dakika bile olsa yürüdükleri için daha sağlıklı kalabiliyorlarmış.

benim sorunum köpekle. babamın evi apartman dairesi ve günde 2-3 kere gezdiriliyor ama köpek belli ki çok sıkılıyor. siz her kapıyı açtığınızda koşuşu, kuyruk sallayışı, bakışı falan. yüreğim dayanmıyor açıkçası benim. iş güç okul derken her dakika da gezdiremezsiniz. çok üzülüyorum ve o yüzden kendim beslemek de istemiyorum.

adamı köpekten soğutmak için bütün çaba harcanmış, helal.

merhabalar. yavru köpek bakımı genç-yetişkin köpeklere göre daha meşakkatlidir. yavruyu günde 3 veya daha fazla doyurmak gerekir. yediği ölçüde çiş-kaka yapar. enerjisi daha yoğundur, zor tükenir.

sahipleneceğiniz köpek 1 yaşına basmak üzere, 1 yaşında veya üzeri olabilir. hem hayvan mutlu yaşar, hem de siz. ikiniz de birbirinizden bıkmamış olursunuz. golden olsun, doberman olmasın, aman terrier mi ööğk demiyorsanız, sokak hayvanlarını sahiplendiren hayvan derneklerine ulaşın ve arkadaşınızı seçin derim.
sokaktan gelme hayvanlar daha dayanıklıdır ayrıca hastalıklara karşı. daha güçlü bi sistemleri var. ve daha zekiler. insanlar o kadar üşengeçler ki. hele teknoloji çağında... kendi kakalarını yapmaya üşeniyorlar. köpek bakmak tabii ki dehşet vericidir onlara göre.
yağmur-çamurda giyeceksiniz montunuzu, köpeğe de yağmurluk alırsınız en fazla 45-50 lira olsun. misler gibi yürüyeceksiniz. dönüşte, evin kapısında ayaklarını sileceksiniz, bu kadar basit. uğraşamam diyorsanız köpek pabuçları var. alırsınız, giydirirsiniz.
fırtınada gezmez zaten köpek. çok hoşlanmaz deli gibi yağan yağmurdan falan.
evden çıktığınızda hemen yapar çişini, varsa kakasını ve eve dönmek ister genelde. bu havaları seviyorsa da, belirttiğim gibi malzemeleri alırsınız, keyfini çıkarırsınız havanın.
bağımlılık olarak görmezseniz, bu sözcüğü kullanmazsınız. köpekle bi yerlere gitmek, kediyle gitmekten daha kolaydır. sürekli şehirlerarası yolculuk yapan biriyseniz, köpek sever bi arkadaşınızdan rica edersiniz. günde iki kere uğrar, halleder. köpek sever arkadaşınız yoksa da, ya birlikte gideceksiniz (araba-uçak) ya da gitmeyeceksiniz, kırıp bacağınızı oturacaksınız evinizde. bi' şey olmaz. hayatınızı ona göre şekillendiriyorsunuz ya. bence bu kadar düşünmemek gerek. mutlaka oluyor çözüm yolu.
şehir içi gezmelere çıkıyorsanız, 1 yaş ve üstü köpekler 10 saatten fazla çiş kaka tutabilirler. ha unutmadan, sokak hayvanlarının arasında da onlarca golden, husky, doberman, rot, jack russell, blmem neler var. ve çoğu evden atılmış. çoğunun tuvalet eğitimi oluyor.
sabah okula ya da işe gideceğiniz için, yürüyüşünüz kısa sürebilir. bunun telafisini akşam yapabilirsiniz rahatlıkla. ne var yahu, 30-45 dakikadan bahsediyoruz. bunun nesi zor olabilir?!
sabah, akşam ve gece çıkmak yeterlidir. zaten düzenli besleneceğinden, sindirim sistemi o düzene uyum sağlayacaktır bir süre sonra. hangi yürüyüş vakitlerinde kaka yapacağını bilirsiniz. beden dilinden anlarsınız.

ilgiyi herkes ister. ilgiyi köpek de ister. sürekli okşanmak, yalanmak değil ki istediği ilgi. yürüyelim, oyun oynayalım, uyuyalım, takılalım işte.
yalnız kalabilirler rahatlıkla. diyelim ki, siz ali beyde bulunan köpek akif'i sahiplenmek istiyorsunuz. ali beye sorarsınız. orayı burayı kemiriyor mu, yalnız kalabiliyor mu, bir sıkıntısı var mı...
kişilik yapısını anlatır size, uygun değilse veli beydeki köpek elif'e bakarsınız.
sosyal olması iyidir. kediyle, köpekle, insanla kötü geçinmeyen köpeklerden yana kullabilirsiniz tercihinizi. hepsiyle iyi geçinmek zorunda mı? değil. en azından biriyle geçinse fena olmaz.

bütün köpekler büyük hastalıklara yakalanır, cüzdanınız boşalır safsatalarına inanmayın. bahsedilen rakamlar olağanüstü durumların sonuçlarıdır. köpek değil hamster alırsın. kafesine bin lira ödersin. saçma yani bu düşünce tarzı.

yatak döşek yatarken çişimizi-kakamızı yapmaya kalkıyorsak, işe-okula gidiyorsak, sıkıntı yok. dostunuz için rahatlıkla kalkarsınız. gocunmazsınız.

4 pit, 2 doberman ve 1 golden ile aynı evi hep birlikte paylaşmış biri olarak, uyku sersemi halimle anlatmaya çalıştım. faydalı olabildiysem iyi olur. sevgiler.

@jalapeno:

dediklerinin hepsine katılmakla birlikte, bir şeye dikkat çekmek istiyorum kendi adıma.

benim uzun uzun (sorana göre kötü, ama bana göre kötü olmayan yanlarını) yazmamın nedeni, köpek alacak kişinin bunları bilmesi gerektiği.

bu saydığım nedenlerden dolayı barınaklara o kadar çok köpek bırakan var ki.
köpeği alıyor, "ay tatile gidemiyoruz, olmuyor böyle" diye bırakıyor.
o yüzden sorumluluksa sorumluluk, yani bunu bilerek alacak.

burada vurgulamaya çalıştığım şey (yine kendi adıma diyorum), "köpek alma aman çok zordur" değil. sonuçta bana sorarsanız dünyanın en güzel sevgisi belki de. henüz anne olmadım, belki bir o önüne geçer diye düşünüyorum.

sorun şu ki, insanlar sanıldığı kadar pratik ya da "aman ne var bunda?" dediğimiz konularda rahat olamıyorlar. adam o yağmurluğu giydirmeye de üşeniyor, mamasına para vermeye de kıyamıyor vesaire.

yani biri köpek almadan önce olabilecek her şey bilmeli eğer soruyorsa.
çünkü ben evime köpeğimi alırken bunların hiçbirini düşünmedim bile.
sadece geldi ve bizimle yaşamaya başladı.

eğer bunları düşünüyorsa, yarın öbür gün vazgeçme ihtimali var demektir.
o yüzden alırsa zaten biraz kötülenmesine rağmen alsın, bunda sakınca yok. o zaman zaten gönülden istiyor demektir.

Olumsuz yorum yapanların çoğunun şuan evinde köpek var, düşünün nasıl bir sevgi veriyor ki size bütün mızmızlanmalarına rağmen hala o canı veremiyorlar:)
Benimki 5 aylık, yaklaşık 4 aydır yanımda, çok zorlandım alışma sürecimiz çok sancılı geçti gün geliyor kızıyordum hatta sinirimden ağlıyordum bile ama akşam yanıma gelip başını dizime koyuyor ya işte o paha biçilemez... Ama şu da bir gerçek ki şimdiki aklım olsa en azından 1 yaşını geçmiş bir köpeği sahiplenirdim. Bebeklik dönemleri gerçekten çok yıpratıcı.

karaköyde ziraat bankasının çatısında çocuklu bir kadın heykeli vardır ünlü. bi de gayrettepe esentepe mevkiinde bi bankanın önünde (halkbank olması muhtemel) metalden dalga dalga bi kadın heykeli vardı yıllar önce hala var mı emin değilim. hatırladıklarım bunlar

şile'de üsküdar caddesinde olması lazım bir tane.

(bkz: istanbul arkeoloji müzesi)

joker the one'ın dediği metal heykel şu:

bengiozkan.blogspot.com

söğütlüçeşme tren istasyonunun arkasındaki alan. hatta tren fln da var. altında da birinin sözü var büyük ihtimal mustafa kemalin.

(bkz: it might get loud) aslında belgesel bu. ama sıkıcı değil öyle. jimmy page, jack white filan var.
bir de rock'n roll değil ama doors'u görünce yazıyım dedim ian curtis'in hayatını anlatan control var.

(bkz: dazed and confused)
(bkz: across the universe)

24 hour party people izlemelisin
slc punk, sid and nancy, slc punk, control
edit: niye iki kez slc punk yazmışım?
bi ekleme yapacağım : submarine, çok güzeldir. gerçi rockla tek alakası alex turner, olsun seversin.

(bkz: this is spinal tap)

(bkz: detroit rock city)

bulabilirsen izle, eğlenceliydi.
özellikle kiss hayranıysan daha da çok seversin.

ehehe get him to greek
ucundan...

ben 10 yildir her gece izliyorum, artik gunluk kullandigim kaliplarin bir kismini direk oaradan alintiliyorum. arada otobusteyken aklima bir sahne geliyor guluyorum falan. bence birakma ya, guzel bence, yazilmis butun kitaplar, senaryo, cekilmis tum belgeseller yapilmis tum ropartajlari falanda izledim okudum ustune:)

gelmiş geçmiş en iyi komedi dizisini neden bırakmak ister ki bir insan? her bölümü 10 kere izlemeden bırakma.. ama yavaş yavaş, senelere yay..

işim gücüm var lan..dışarıda belki kendi seinfeld dizim var..bnese vurada oturmuş bir ekran karşısında ühü..ühü.. birde izledim tabi hepsini bi bakiyim dedim..bırakamıyorum şimdi..

geçmiş olsun dermansız derde düşmüşsün ben 10 yıldır savaşıyorum henüz bir gelişme yok.

hocam, sienfeld sigara bağımlılığı gibi basit bir bağımlılık değildir, bırakamazsın eğer alıştıysan :) tüm diziyi bitirirsin, sonra seinfeld'ın yaşlı kadından ekmek çaldığı bölümü bir daha izleyeyim dersin. onu izlersin, cocrcun cüzdanının patladığı bölüm neydi öyle ya dersin onu da izlersin. sonra günlük hayatında bir seinfeld ayrıntısı fark edersin, bari açıp o bölümü izleyeyim dersin. hadi açtım artık, bari nazi soup'u izleyeyim dersin.

ha bu arada dikkat et, bu kadar çok hayat tespitini izledikten sonra çok kötü bir insana dönüşebiliyorsun. iğrenç, pis, sarkastik, bencil bir tip olabiliyorsun. arada romantik komedi izle, dengele :)

ya contansa'nın atari oynadığı bölüm hangisiydi?
hani sonunda kamyonun çarptığı?

the frogger, 9.cu sezon 18.ci bölüm

aksatmadan her gün en aşağı bir kere yıka.

her gün yıka. güneşe çık. süt iç.

kadınsanız küçük tokalarla topuz yapın.

erkekseniz, daha kısa kestirin (üç numara gibi) en azından ağlamak istemezsiniz.

her koşulda tresan'ın ısırgan otu şampuanını deneyebilirsiniz, çabuk uzatıyor.

pirinç pilavı ye. nesquikli süt iç.

yan yat.

amuda kalk.

saçlarını yıka ama sabun şampuanla değil, suyla sadece. öbür türlü uzatıcam derken saçları dökersin, kepeklere karışırsın filan mazallah. tabi sadece suyla derken, arada bir şampuan da yap pis pis gezme :p

uzamasını bekle

montla sıç

avoncularda bişey var saç uzatıyordu. şimdilerde varmıdır bilmem.
ben kullanmıştım saçlar depara kalkmıştı.

olur

olur.

pek de güzel olur çok da güzel olur bence.

olur olur

cakma patek philip olur tabi

malca olmuş, başarılı, saygın, dikkate değer, en çok bilimsel çalışma yapılan vs. ne biliyim işte.

bence olur. karizmatik fakülte olur. malca bir hareket olabilir ama malca bir söz ya da düşünce değil. sen bunu dürüstçe söylemişsin. belki aynı şeyi düşünüp söylemeyen tonla ezik vardır.

bence naif olmus, hos olmus, gulumsemislerdir sadece, hoslarina gitmis olma olasiligi var, hatta gayettene fazla, sikmayin caninizi...

almasalar müstahak yani.

valla benim basımdan söyle bi konusma gecmisti:

-baska yere de basvurdun mu?
+evet, sizin işletme'ye de başvurdum ama mülakata girmedim.
-neden?
+valla balo vardı bi önceki gün..
-uyuyakaldın yani?
+yani şimdi öyle demeyelim de..
-bizim sınavları da kaçırırsın o zaman seni alırsak?
+yaa hocam olur mu hiç öyle şey :)

kabul oldum. reddetseler beni ederlerdi. takma yani kafaya, çok da önemli bir şey söylememişsin. :)

Sexy kulüp olduktan sonra karizmatik fakülte olmuş çok mu?

üzgünüm,malca

ashdhsa fakülteye göre de değişebilir aslında. su ürünleri fakültesi alabilir bence mesela.

karikatür balonunda görsem şaşırmazdım.hatta görmüş gibi düşünüp güldüm.

kramp girerse kullanılıyor sanırım.

caps koysana merak ettim.

sörf tahtasının altında oluşan yosunları temizlemek için kullanılıyor diye biliyorum.

billabong lardan açacak çıkıyor belki o tarz bişeydir.

kapak açacağı. tırtıklı kısmı bilmiyorum.

arkadaşım da kramp anında kası kesmeye yarıyor dedi ama kesici birşey deil bence de kapak açacağı bir deniyim en iyisi =)

super lig mutlaka olmali. ispanya olmazsa olmaz. ingiltere de iyidir. bu 3 lig yeterli bence.

ispanya-ingiltere-almanya-italya-fransa diye sıralanır.

ne beklediğine bağlı. atmosfer, eğlence, rekabet için almanya bundesliga.
türkiye ve italya ligleri şike ile anılıyor yıllardır, bu da önemli. ispanya ligi iki takımın etrafında dönüyor.
ingiltere ve almanya liglerini izle...

bundesliga ve la liga oldukça üst düzey ligler ve sıradan bir antenle izlenebiliyorlar.tavsiye ederim.paraya kıyacağım diyosan pl de var d smartta o da gayet atarlıdır.
bundesliga = trt haber ve trt spor
la liga = ntv spor.

pl= premeiere league = ingiltere

ingilterede oynanan futbol çok keyifli oluyor, her takım spekteküler goller atabiliyor, hatta championshipi bile izleyebilirsin.

bunlar dışında halı saha maçı gibi maçlar olan hollanda ligini de tavsiye ederim ben çok sık takip etmesem de.

almanya ligi çok uyuz bir ligtir, tam kurulursun shalke-bayern maçına oh mis gibi maç olucak dersin maç bok gibi olabilir, izlemediğin bir maçta bir sürü güzel gol güzel paslar ve hareketler olmuş olabilir.

italya ligi, milan izlenebilirdi geçen sene bu sene keyif vericek takım yok bence, fiorentina ilk bir kaç hafta sonuçlara göre izlenebilir. ve del pieronun oynadığı maçlar. bu sene de bırakmadı bildiğim kadarıyla.

ispanya ligi bana keyif vermiyor, sonucu çok belli, büyük ihtimalle real madrid alıcak bu sene ligi, barcelona bu sene 3. bile olabilir bence tabi. esasında barcelonada işlerin kötü gitmesini ve belki messinin başka takıma transfer olmasını istiyorum.

fransa ligini de para verseler izlemem. şampiyonlar liginde fransız takımlarının maçları güzel geçer ama orası ayrı.



bir de galatasaraylı olarak bunların hiç birini yapmayıp bu sene sadece galatasarayı bile izlesem bana yeticek gibi geliyor.

1. almanya: seyir zevki olsun, bol gol olsun, seyirci olsun bence avrupa'nın en iyisi.

2. ispanya: ben genelde barca ve r.madrid dışındaki takımları izlerim. özellikle a.madrid ve valencia'nın maçları çok keyifli. malaga da izlenmeye değer.

3. ingiltere: başta arsenal ve m.city olmak üzere qpr ve stoke city maçları heyecanlıdır. ne olacağını kestiremezsin. bir de ben chelsea maçlarından uzak dururum çok sıkıcı diye.

4. italya: son yıllarda çok bozdu. öyle böyle değil önünü alamadık. napoli rulez bir tek napoliyi izlerim. çok nadir de genoa.

5. hollanda: aslında alman liginin 3 gömlek kalitesizi gibi bir şey. her maçta 5-6 gol olur ama futbol çok amatör görünür.

6. rusya: aman diyim uzak dur. çok bayık.

7. fransa: yazmayacaktım ama neyse. sanırım avrupa'nın en sikik ligi. hele ikinci ligi kadar boş saçma bir lig yok sanırım.

www.youtube.com

franz ferdinand - lucid dreams var yine

fujiya & miyagi - uh!

jet - are you gonna be my girl
mi acaba

kısa camel

cestirfilyd

anadolu bence.

pall mall kesinlikle. kırmızısını 2 yıldır tek geçiyorum.

paran varsa camel, yoksa anadolu.

mavi pall mall

oha anket hiç acımam

f/p dersen eski anadolu paketi çok iyiydi ama yenilerinde tad farkı var hissedilir derecede
klasik sigaralardan west silver iyidir
mentollü olarak west ice
ne içiyorsun diye sorarsan winston box orası ayrı

paran varsa camel soft ( zaten başka iyisi yok piyasada)

yoksa west grey

sigara bursu arıyorum.

sigaranın iyisi kötüsü yok görüldüğü üzre. herkes ne içiyosa onu yazmış.
bence zehrin hepsi aynı bok. para neye yetiyosa o içilmeli.

kent switch içiyorum. pahalı ama seviyorum.

Y-Rock içiyorum. Kalın paket.

lm tabiki de.

old harborn sarma

kirmizi LD veya anadolu diyorum.

sigara satilmayan bir yerdeydim bi gun, arkadasima siparis ettim LD'yi. o da isyerinden almis, kurumsal bir firmanin plazasi. "hayrola x hanim, kamyoncu sigarasi bu" demis bakkalci amca :D

bu da boyle bir animdir.

annem salem içiyordu senelerdir. şimdilerde lucky strike içiyor pek sevmiş. mentollü içenler için uygun sanırım. siyah paket...

camel soft

babanne ayakkabısına benzettim ben.

siyah ayakkabı da rugan derim
deri ayakkabı da ise krem rengi
olursa çok şık ve zarif olur şık elbiseler ,etekler altına özellikle

edit : gider, gider paçası çok bol olmayan kumaşa da gider (kota aman ha diyim) :)

ikisi de hoş. klasik, dolapta bulunması gereken parçalar. ama illa biri olsun diyorsan ruganı seçerim. topuğu daha ince fln hoş geldi. yoksa diğeri ile yürümek daha kolay olur.

küçük siyah elbise ile ikisi de harika olur.

@vakumlu rugan olmayanda haklısın da rugan sanki normal ya iş için fena değil sanki hemen harcamasaydık :)

@belize siyah rugan olan pantuluydu, eteğiydi falan onun altına da gider değil mi?

rugan güzel ama diğeri öğretmen ayakkabısı.

rugan fazla iddialı görünüyor bana hep.dolayısıyla mat siyah olanı seçtim ben.

kotu

kötü diyenler de birer fikir verse negzel olur, linkli minkli şöyle.