Geçmiş olsun.

oo 8 lira alırım.

uzun ve zor bir yol olarak, o bileti kullanabilecek size benzer bir tanidik varsa, ne biliyim kimliklerinizden birini o kisiye odunc verip kullandirabilirsiniz, fakat bunu yaparsaniz da ucundan kiyisindan emlak sahteciligine bulasmis o.uyorsunuz.

yok abi olmuyor. şahan'ın gözüne dondurma saplanan adam skecini hatırlarsın belki, çaresiz dayı "yok... çözümü yok... milyonda bir, tedavisi yok" diyordu ümitsiz bi şekilde, aynen öyle diyorum.

220 liram böyle çöp olmuştu. çok özel promosyonlu cnm iade etmiorz deyip siktir ettilerdi.

Bir iso bul indir her yerde dolu torrent.

Bootable usb yapmaya yarayan programlar var atiyorum win 7 kuracaksin win 7 bootable flash falan diye aratsan kesin bir suru sey cikar ki kullanmasi da baya kolay onlari olmadi zaten mutlaka anlatimi vardir.

Usb yi hazir ettikten sonra format atacagin pcye takiyorsun yeniden baslarken biostan oncelikli olarak usbden calistirmasini sagliyorsun ve gerisi geliyor

bilen birisi ile yap bi kez. zorlanırsın (usb'ye isoyu yerleştirmek falan biraz tecrübe gerektirir)

Googla iso to usb yaz gereken bilgiyi bulacaksin, usb den isletim sistemi kurmk cok kolay ve eglencelidir

rufus portable programını bul. çocuk oyuncağı bunula atmak.

la oğlum usb'ye isoyu yerleştirmenin nesi tecrübe istiyor?

www.google.com.tr

ilk sıradaki microsoft.com'a girip oradan gerekli yazılımı indir. sonra zaten usb'yi takıp programı çalıştırmaktan ibaret.

herkes yolu göstermiş ben de çeşmeyi göstereyim.al sana iso:
www.mydigitallife.info
burdan indir dene bakalım ne olacak.

eh yapamasında görün :)

@ben smyrna asdasdas. yok yahu o kadar da cahil değilim elleam :). benim pc yıllardır takır takır çalışıyor.

ne alaka diyeceksiniz(ki haklısınız) ama adsense'den bayaa para kaldırdım, eş dost akraba olm bu kadar pc'den anlıyorsun format atmayı bilmiyorsun deyip duruyor. anlatınca milletin direkt sorduğu soru bu format işi. dolayısıyla web ile pc'yi bir tutanların mahalle baskısı yüzünden bu arayış.

bunlar boşuna yer kaplıyor deyip sistem dosyalarını silmiş, cafeden oyunun kısayolunu kopyalayıp uyanıklık yaptığımızı sanan nesildenim evet. ayrıntılara gelirsek google amca her türlü kolaylığı sunuyor da amacım bir kere yapıp sağlam yapmak. misal 30 gün sonra aktivasyon istemeyen, türkçe, içinde bir sürü spyware toolbar bulundurmayan bir windows kurmak(evet bunların hepsinin de beleş olmasını isteyecek kadar da türk'üm) arama yaptığımda bulduğum sitelerin de hemen hepsinin altındaki yorumlarda bu paranoyayı destekleyecek şeyler söylenmiş.

eh sadedle aramızdaki mesafeyi kısaltacak olursak, gerek burada yazılanlar yardımıyla gerekse mesaj yoluyla istediğimi de aldım. hepinize teşekkürler + rep.

Attin mi kanka

makinaya zarar veriyor diye yapmiyor bazi yerler. Karakoy'de kesen yerlerle konusman lazim. (istanbul'da oldugunu varsayarak)

edit: yalniz pahali olur genelde keserlerse de. maket zor zanaat.

1 mm kartonu neden cncde keseceksiniz ki? diğer teknik kısımları bilmiyorum.

@bensmyrna maket için parçaların ölçülerinde hata olmaması ve düzgün kesilmesi gerekiyor. el ile düzgün kesilemeyecek minik parçalar var, o yüzden böyle bir şey istiyorum.

Olur valla yaparlar karton ne ki neler kesiliyor onda aslinda o alet daha cok sert seyleri kesmek icin karton gibi yumusak bi seyi nasil keser bilemedim simdi. Bi de pahali olabilir

1mm lazer kesim ile cok mantikli gelmiyor bana acikcasi.
Benim size tavsiyem kesilicek parcalari 1mm kartona basmaniz 0.1mmlik cizimle. Sonrasinda cetvel falcata/bisturi is gorur. Eger dairesel cizgiler kesmeniz gerekiyorsa saglam iyi bir makasi tercih edin.

Lazer kesim keserken cok yiyor, keseceginiz parcalar dedigijiz kadar ufak ise bunu da goz onunde bulundurarak kestirin. Herseyden onemlisi hepsini yapmadan deneme kesimi yaptirin. Veya 1mmlik karton degil de daha sert bir materyal (plaka tahta vs ) kullanilabilir. O zaman daha rahat keserler.

lazer kesim kartonu yakar. metali eritiyor.

büyük cnc tezgahlar değil de ufak tezgahlar oluyor. o tezgahlar istediğini yapar. çok pahalı olacağını sanmıyorum. sanayide birine söylesen bedava da yapar.

sen figürü AutoCAD ile çizip sanayiye git.

lazer kesimi kafandan at, 25 milim çelik kesiyorum ben onunla, yangın çıkar.

maket içinse bauhaus veya koçtaş gibi yerlerde yapabiliyorlar, cnc'e gidersen adam sallamaz seni.

Uygun takım ve devir ile cnc keser, uygun güç ile lazer de keser. Ancak sırf bu işi yapan biri dışında kimse bunları ayarlamaya uğraşmaz, kimse tezhagına öyle malzemeler bağlamaz.

Belki wirecut ile kesilebilir ama emin değilim.

Wirecut kesinlikle olmaz, karton elektrik geçirmez. Zaten esas adı e.d.m. (electric discharge machine olarak geçer) kartonu lazer yakar, ayarlayamazsın. Dik işleme de de takım-devir ayarlayacak adam bulamazsın

okuyun. hatta hatırlamışken bende tekrar okuyayım

hangi filmi 9999 tane filmi var.

www.imdb.com

buysa bu çok farklı bi şey zaten pek sadık değil bildiğim kadarıyla ayrıca "romance" sayılabilecek bir film ben de izledim ben de pek sevmedim.

Benim sevdiğim bir kitaptır, tavsiye edebilirim. Filmi de güzeldi bence, müzikali ise muhteşemdir.

peki bu belirttiğim film gerçekten tamamen sadık ve iyi işlenmiş bir uyarlama mı çünkü pek sarmamıştı beni.

Kitap sadece günlüklerden oluştuğu için insanda başka bir tat bırakıyor. Ama rastgele bir Game of Thrones bölümü için bile "hiçbir aksiyon yoktu, bok gibiydi, ne biçim dizi bu" diyen insanların da yaşadığı bir dünyada elbet anlatımı sıkıcı bulan da olacaktır.

"Kitabı okuyayım mı okumayayım mı" sorusu "Almayı düşünüyorum vereceğim paraya değer mi?" anlamına geliyorsa haber edin dipnotlu falan, mükemmel bir e-kitap versiyonu var bende, göndereyim bi bakın.

okuyun. üzerine edebi gotik geleneği üzerine araştırma yaparsanız güzel olur. bu konuda (ingilizce biliyorsanız) fred botting'in gothic isimli güzel bir kitabı var. bir de iki kitaplık "the literature of terror" var. ona da bakıverin.

güzel

Sutlac.

aşk kalbimi yakan bir volkan gibidir
en sevdiğim tatlı kazandibidir

Çikolata.

çilekli puding (evet pek tatlı sevmem)

Kunefe

baklava şerbeti ve beyaz şeker.

sevmem tatlıyı belki de o yüzden kalp şeklinde çikolatalar ya da bilmem neli pastalar aklıma geliyor.

Cikolata, bitter

kerane tatlısı

Benim aklıma tombiş yanaklı çocuk geldi :(

Ulan galiba kanibalistim :(

Neyse, puding geldi şimdi de. İyice dejenere olmuşum bari bi' baklava, kazandigi falan gelseydi; ama yok, bildiği 3 dakikada hazırlanan acele puding geldi.

ben :P

leyla sev beni sokma müşküle
gel kaşık atalım iki tabak keşküle

baklava

Sen.

osmanoğlunun bimdeki profiterolü geldi. yeminle.

Pasta geliyor bana niyeyse.

Sarelle.

cheesecake

baklava.

önce şerbetli tatlı kavramı canlanıyor kafamda onu baklava, fıstık sarma, künefe gibi şerbetli tatlılar takip ediyor ama hep değişiyor bu sıralama. evet sık sık düşünüyorum böyle güzel tatlıları.

şekerpare

sevgilim.

şaka lan şaka, sevgilim falan yok :/

tahinli kaymaklı cevizli kemalpaşa tatlısı.

Yağ.

sütlaç

sucuklar yüzde yüz dana etinden mi sanıyorsunuz? ne demek yüzde bir bile başka et de koyamıyorlar ne demek?

aradaki farkları gıda mühendisi abiler-ablalar açıklasın ama bi kayserili olarak önerim sucuğu çok seviyosan kendin yap. kolay zaten kıyma-sarımsak-baharat-su.

marketten aldıklarında nem tutucu bilmemne vardır, iki ayda bir yarım kilo kıyma alsan mis gibi sucuk yemiş olursun.

Bugün Bim'den dağhan marka sucuk aldım kesilmiş hazır genelde tercih ederim ama ucuz hem lezzetli.

%100 dana eti olsa bile dananın eti demek antrikot demek değil. Hayvancağızın düşünmek bile istemeyeceğiniz yerleri var ayrıca içindeki tüm et dana olsa bile et olmayan katkıların fazlalığı azlığı var. Mantığınız çok anlamlı gelmedi.

(bkz: %100 dana)

farkı şudur hacı:

ucuz sucuklar,

1. fermente değildir. büyük miktarlarda soya ihtiva eder ki o fiyata beyaz et dahi bulamazsın. soya kalp kası hastası yapar, dünyadaki soyanın yüzde 99 u gdo ludur. ayrıca kadınlık hormonunu tetikler ve potansiyel kanser yapıcıdır.

2. nitrit-nitrat tuzları içerir. maksat tadı olsun. mide kanserinin en önemli sebepleri arasındadır.

3. üzerinde yüzde 100 dana yazanlara aldanılmamalıdır. o, içindeki et kısmının yüzde 100 dana olduğudur. geri kalanı yine soya. bazılarında dana eti de yok, sadece tavuk artığı.

4. bu sucukların üzerinde "ısıl işlem görmüş sucuk benzeri ürün, büfe tipi sucuk..." gibi şeyler yazar. bu sucuklar uzun süre bekletilip fermente edilmedikleri için gerçekten de sucuk değildir.

gerçek sucuk,

1. fermente edilir. yani uzun süre bekletilir.

2. dana etinden yapılır, içine soya katılmaz, bağırsağa ya da zararsız sentetik muadillerine doldurulur. nitrit-nitrat içermez.

3. an itibariyle 25 den aşağı fiyata bulamazsın. hele hele 10 liraya mümkün değil bulamazsın.

sahte sucuklar kadınlarda meme-yumurtalık kanseri riskini artırıp kız çocuklarını erken ergenliğe sokuyor, mide kanserine sebep oluyor, erkeklerde meme büyümesi yapıyor ve dahası... gerçek sucuktan şaşmayalım. alamıyorsak da sahte sucukları hiç yemeyelim daha iyi.

ne kadar doluymuşum lan sucuk konusunda.

markette aldığın pahalı sucukla ucuz sucuk arasındaki farkı bilmiyorum da, marketten aldığım herhangi bir sucukla normalde alışveriş yaptığım ve güvenilir kasabımızdan aldığım sucuk arasında dünya kadar fark var. kokusu, lezzeti vs. ayrıca nasıl dana etinden başka et koyamıyorlar ya? şunu bi okuyun bence. yemek.haber7.com

Aynen öyle, soya kullanılıyor, sadece sucukta da değil paketli olan işlenmiş neredeyse tüm kıyma kofte vs. içerisinde soya var

ya ben lan neyse +1 ayrıca;

et var dananın kafasından, et var butundan antrikotundan. ayrıca içine iç yağ sakat at soya vs.

ucuz sucuğun içinde dana eti olmazsa ben ne yiyorum lan o zaman. yasa çıktı artık et karıştırmak kesinlikle yasak. içine soya koyarlar cart curt koyarlar onu bilemem ama ben de onu soruyorum zaten. et bakımından evet yüzde yüz dana eti tabii piliç sucuklardan bahsetmiyorum.

zaza olur mu ne küçümsemesi benim aldığım sucuk 8 lira ve enfes pınar'ın maret'in sucuğundan daha lezzetli geliyor bana.

Ya hocam daha bugun yaptım. Gayet kolay ve saglikli. Git al 2 kg kıyma, baharatcidan da baharatını bagırsagını sarımsagını al, bıde kollu kıyma makınası.yap kendı sucugunu. Soyaymıs, hındıymıs, katkıymıs dusunme bile...

tarifini buraya yazabilirsen sevinirim belki pek çok kişinin işine yarayabilir.

sensör veya mıknatıs

Normal bir kılıfı mıknatıs yardımıyla dönüştürmek mümkün o zaman. Peki ne yapmam lazım? Etkilenmesi gereken bölgeyi nasıl bulurum?

telefonu kafaya götürünce ekranın kapanmasını sağlayan bir sensör var ön cameranın yanında(ışığı algılayan) hatta elinle orayı kaparsan ekran kapanır. kılıfı kapatınca ısık
alamadığından ekranı kapatır. mıknatıs sadece sıkı kapanmasını sağlıyor.

Hayır ama öyle yapınca kapanmıyor. özel kılıfı var ve sadece onunla kapanıyor.

proximity sensör denmiş ama o sensörün her an çalışması mümkün değil daha da önemlisi hiç akıl karı değil. mutlaka ona özel sensör vardır adamlar sırf kılıf satmak için sensör koyarlar.

bend lg g2 var, kılıfı dikkatli inceleyince mıknatıs belli oluyor zaten dairesel bi şey. hatta bilgisayarda hard disk'in üzerine koyunca akıllı kılıf moduna geçiyor diskteki mıknatıstan etkilenip. marka model yazarsan belki bilen çıkar.

bahsedildiği gibi mıknatıs ve sensör ikilisi olabilir. bu tip sensörler hall effect sensor olarak geçer. Kızılötesi ve ultrasonik proximity sensörlerine oranla daha az enerji tüketirler ve ucuzdurlar dolayısıyla kılıfta kullanılmaları uygun olur. Kılıftaki mıknatısın telefona etkiyen kutbu ve pozisyonu önemlidir. sensor manyetik alan içerisinde kalınca true yada false değerleri üretir. Yazılım ile bu durum şarta bağlanarak telefona işlem yaptırılır.

s4 ve nexus 5 için konuşmak gerekirse mıknatıs.

mobilden giriyorum resmi goremedim ama. uzantiyi degistirmeyi deneyin. splash player ile acmayi deneyin. uzantiyi manuel olarak elle defistirirseniz acilma ihtimali var. uzantiyi .mp4 .avi .dvx yapabilirsiniz mesela.

bu dvd'nin içeriği bu şekilde izlenmiyor benim bildiğim izleniyorsa da ben bilmiyorum ama bütün klasörü media player'a sürükle o şekilde olması lazım. olmazsa k-lite kodec indir aynı şeyi bi daha yap.

normal media player classic acmiyor mu? ya da powerdvd. ya da windvd

Sen normalden şaşma, 4-5-6-1-2-3 iyidir.

456123

normalden şaşma çekim yılına göre git. 4-5-6-1-2-3 bu da kronolojik sıralama.

1-2-3-4-5-6 cılardanım, memnunum.

4-5-6-1-2-3-4-5-6

Ciddiyim.

Hani zaten 6 filmi de bitirince tekrar 4 5 6'yı izlemek istersin. Dediğim sıralama en iyisidir. ^^

Aramaya inan. 4-5-6-1-2-3 yapacaksın. Lucas Amca 1-2-3-4-5-6 veya 6! isteseydi öyle yayınlardı.

ben 123456 diye izledim ama çocuklarıma 456123 diye izleteceğim.

4-5-6-1-2-3 şeklinde izle sonra bir ara istersen 1-2-3-4-5-6 şeklinde de izlersin.. daha sonra hayranı olursan benim gibi 4-5-6-1-2-3-4-5-6 şeklinde bile izleyebilirsin.

bu soru hep soruluyo, cevap da hep aynı, çünkü hikaye öyle gelişiyor

niye sırayı bozmak istiyorsunuz yeminle anlamıyorum.

hiç açılmadığını kanıtlayabiliyorsanız belki. normalde kozmetiğin değişimi iadesi olmuyor.

kanıtlanabilecek bir durum yok ne yazık ki yani yoğurt ya da süt gibi jelatini yok üstünde. satış elemanının yanlış bilgilendirmesi söz konusu. yani bu durumda da mı almayacaklar valla felaket olur orada.

"Özel istek ve talepler uyarınca üretilen; veya üzerinde değişiklik ya da ilaveler yapılarak kişiye özel hale getirilen ya da niteliği itibariyle iade edilemeyecek, hızla bozulma veya son kullanma tarihi geçme ihtimali olan bir ürün söz konusu olduğunda ve genel olarak ürün kullanıldığında ya da kullanılmamış olsa dahi kozmetik, gıda, iç giyim, her türlü kişisel bakım ürünü, DVD, VCD ve kasetler, bilgisayar ve kırtasiye sarf malzemeleri vb ürünler ambalajından çıkarıldığında iade hakkı kullanılamaz."

16tele

starbucksta paket kahveler genellikle 16 - 17 civarında. yanında bir bardak kahve de hediye veriyorlardı galiba yanlış hatırlamıyorsam.

starbucks'dan paket kahve alırken arkasına bakın. üretim ve son tüketim tarihleri yazar. geçen bir kahve görmüştüm geçen sene üretilmiş ve son tüketim tarihine 1 ay vardır. yani bayat.

Peki guzel midir yani baska tavsiyeniz var mi illa zidarbaks olmasi gerekmez

eğer tek kriter fiyatsa, starbuckstan şaşmayın. cafe nero ve gloria jeans te 20 lira civarı kahveler. fark edebildiğim kalite / lezzet farkı yok.

anlaştığım doğal gaz firması derken ? bir tane yok mu o da başkent gaz değil mi ? yani ankara için.

Belirli bir kesimin benimsediği ateizm hakkında konuşmak serbest, belirli bir kesimin benimsediği dinler hakkında konuşunca uvvv. Doğru olay.

twitter.com

nolacak ertelenecek sonra da paraya falan mı çevrilecek acaba ?

ertelendi falan diyor. büyük ihtimalle şartlı tahliye ya da para cezasına falan çevrilir. sedat'a bişi olmaz.

(git: 774292)

oğlum bizi de almasınlar ya la. :)

fazıl say a verilen ceza gibi olur bu da ya sus otur ya da içeri girersin tehtidinin resmi ve hukuki versiyonu..

Paydos vardı ama bahsettiğin yıllardan daha eski olabilir.

Ama hep satılıyor marketlerde? İlla o markayı mı istediğinizi anlamadım sanırım.

@burdak, paydos değil.

@pandispanya, markayı hatırlamaya çalışıyorum bilinen bi markanın ürünüydü. ve o dönem çok satılmıştı.

Uno mu?

sene 1995-96, ilkokul 5. siniftayken yerdik. guzel, beyaz bir paketi vardi, cikolatalisi vardi onu yerdik en cok.

hatirlarsan markasini paylas. merak ettim, takipteyim.

*uno olamaz, o zamanlar uno yoktu sanirim.

@jemjum, uno da değil.

@no christ requires, sanırım asla hatırlayamıcam :/

şu an piyasada bu var sadece söyliyim dedim. www.tugceselseyler.com

@proletarier aller lander vereinigt euch, bien'den kat kat lezzetliydi bahsettiğim.

apartmandasın ve merkezi sistem var anladığım kadarıyla. önce yönetim toplanacak. doğalgaza geçelim diye ortak karar alınacak. o olmadan olmaz. kendi kafana göre gidip başvuramazsın. başvurduktan sonra kombi tesisatı yapan biriyle anlaşacaksın. proje çizecek. projeye uygun tesisatı çekecek. ardından apartman içine gaz tesisatı çekilecek. hepsi bitince ego gelip kontrol edecek. problem yoksa gazı açacak. ama apartmanın kararı şart.

doğalgaz var apartmanda zaten. sadece dairemde yok yani bağlatılmamış şu yukardaki sarı boru sonra orada sayaç gibi bir şey falan var hep başkaları da kullanıyor yani doğal gaz.

Kombiyi alıp taktırdıktan sonra abone olup açtırıyorsunuz. Gaz açımına Ankara'da yetkili gaz işletmesinin mühendisi ve apartmanın gaz hattını yapan firma yetkilisi geliyor. Kolay gelsin.

kritik sorum şu. kombiyi taktırmadan abone olup açılmıyor mu ve işlemler ortalama kaç gün sürüyor ?

Her dairenin kendine ait sayacının olması gerekiyor. Eğer sayacınız yoksa ilk defa doğalgaz açılacaksa abone olduğunuzda sayaç veriyorlar ve dediğim gibi doğalgazı yapan firma sayacınızı takıyor. Sonrasında kombi montajı yapılıp abone olunan yer size tarih verip yetkilerle birlikte gelip gazınızı açıyor.

gaz içeri çekileceği için yine proje çizdirmek lazım. tesisat iişi yapan bir yere başvurursan yardımcı olurlar. eğer metal borular varsa bir ihtimal onları değiştirmek gerekebilir. içleri kirliyse performans vermez. bir ihtimal radyatörlerin bile dğeişmesi gerekebilir. kombi nereye konacaksa oraya su tesisatı çekilecek, oradan su tesisatı çekilecek. yoğuşmalı istersen ayrıca gider borusu çekilecek. kontrole gelmeleri için randevusu var kombiyi çalıştıracak servisin randevusu var. 1-2 haftalık iş bence.

merkezi sistemden nasıl çıkacaksın onu bilemedim. senin radyatörlere gelen borular kesilip direkt yukarı bağlanacak o halde. o zaman sistemdeki tüm suyun boşaltılması lazım. vs. vs.

kombin olması lazım senin gazı açtırabilmen için. yetkililer evet gelip bakıyorlar çünkü kombiye falan.

Eğer gazı sadece sıcak su için kullanacaksanız kombi olmadan açılmaz gaz. Belki fırın yani Ocak bağlantısı yapılabilir ama emin değilim.

eca marka bir sayacım var. 610 m3 gösteriyor hatta. evet sadece sıcak su ve ocak için kullanıcam gazı anladım yani mecbur bir süre duş alamadan pis pis kalıcam öyle o kesinleşti teşekkürler peki kaç gün sürer sizce kombi takıldıktan sonra teşrif edip açmaları ?

Kombi takılır takılmaz gidip başvuru yapın. Oturduğunuz semte göre firmanın belirlediği gaz açım günleri vardır. Tesisat ve bağlantılarda sorun çıkmazsa tek seferde gelip açarlar. Kombi baca uzunluğu, kombinin takıldığı yerde havalandırma olması vs. gibi detaylara çok dikkat ediyorlar.

Sadece sıcak su için ise doğalgazlı şofbenler de var.

www.youtube.com

300 yıl önce olması dışında haklı. 300 yıl kısa bir süre evrenin yaşını göz önünde bulundurduğumuzda ne de olsa.

ayrıca (bkz: demagoji)

faiz lobisi dememiş

hayret lan. ilk defa birşeyi fethullah gülen yapmamış.

teknolojisi son derece gelişmiş ülke olan amerika'ya geçelim deyip 100 sene önceden örnek verdi. ben utandım onun yerine.

ona ben de dikkat etmiştim. benim bilmediğim bişey var deyip üstünde durmadım. daha sonra birçok yerde ölmüş kişilerin göstermelik olarak maske ile ambulansa taşındığı ve ambulansta bu maskelerin çıkarılarak, ambulansın direk olarak soğuk hava depolarına gittiğini okudum. ama tabi ne kadar doğru bilemeyiz. ölü sayısını daha az göstermek için yapılmış olabilecek bişey. bu ülkede yok artık bu da olmaz diyebileceğimiz bişey kaldığını düşünmüyorum. ama umarım okuduklarım doğru değildir. umarım.

ambulansa götürürken vakitten kaybetmemek için maskeyi geçirip hazırlayıp takılmaya hazır hale getirmek için de yapılmış olabilir. tüm iyi niyetimle.

vakit kaybetmemek icin oldugunu sanmam cunku ambulansa gidene kadar o ufacik hortumdan nefes alamaz ki adam. hortum tupe bagli olsa tupten gelen hava nispeten basincli oldugundan maskenin mantigi olabilirdi. muhtemelen olenlerin yakinlarinin ilk anda orada zikinti yasamamasi ya da olu sayisini dusuk gostermek icin olabilir.

maskeden çıkan kablo battaniyeye giriyo gibi geldi bana. emin olamadım tam.

antik.eksisozluk.com

Oha ya buraya yazdim sonra da twitter da paylastim, bu foto sonra haber oldu, bir suru insan uzerine konustu filan. peh peh. muhtemelen benden baska farkedip duyuranlar da vardi demek ki

farklı bir crack dene.

kardeşim crack veya oyunla ilgili hiçbir dosya yok sadece içini açtıgında 2 şey var biri steam.dll 2.cisi setup dosyaları alt alta 2 gblik bin dosyalar

dosyaların resimlerini gönderir misin içeriklerini görelim cracksiz kopya oyun olmaz.

Kac delik var?

2 delik icin gumus halka kupe iyi oluyor.

1 delik icin minik pirlanta bile kullanan var statu icin.. siradan insanlar celik.

img69.imageshack.us

siyah halka pek sevmiyorum ben de 2-2 gümüş halka. öndekiler daha büyük arkadakiler daha küçük. gümüş halka iyidir.

hicbiri yakismiyor erkege.

Bence bunlar çok güzel, pırlantasız ama model böyle. Kadın halimle benim de en sevdiğim ve kullandığım küpedir: sc.mizu.com

Ya da yine gümüş olarak bu model ama daha ince olanları var, onlar da çift delikte güzel duruyor. :) siyah alma.

www.teknikportal.com

Bu tarzın siyahı, gümüşü kesinlikle. Lütfen taşlı tuşlu kullanmasınlar, berbat duruyor.
Ayrıca iki kulakta küpe olursa çok çok şahane olur. İki kulaktaki farklı da olabilir lakin bu fotoğraftaki gibi olsun. Şindilik bu kadar. (:

Aa bir de halkaların ucunda sallantılı küçük şeyler oluyor ya öyle de olabilir.

bence pahalisindan tek gümüs halka küpe en iyisi. Bazen beyaz altin da yapiyorlar o da olur, gümüsün hediye olarak degeri düsük kalabilir.

soyle bisey olur, hem sade hem kirlenip turk kizlari tiksindirmez. paran coksa o modelin pirlantasida olur.

24.media.tumblr.com

valla benim gördüğüm en güzel erkek küpesi şu:

www.google.com.tr

çok ciddiyim. saçlar uzun olsun ama.

www.erkekkupe.com
www.assilvergumus.com
statik.gumus34.com
www.gumusdukkani.com


ikisine de aynısını takmak suretiyle ben böyle takıyorum.

Su an oss cocugu olarak cevapliyorum ki bana gore ezber yetenegini olcuyor. Ezberleyyince catir catir yapiyosun her seyi.

ineklemeyi.

@proletarier aller lander vereinigt euch

peki Ahmet ve Mehmet gunde esit surelerde calisiyorsa ve esit miktarlarda soru cozuyorsa sence sinavdan alacaklari sonuc benzer mi olacak? Yoksa Ahmet veya Mehmet de hali hazirda bulunan bir yetenege bagli olarak sinav sonuclari cok farkli olabilir mi?

(bkz: ne ka ekmek o ka kofte)

Ayrica palve'ye yazdigin cevab bircok parametreye bagli, kapasiten, calistigindan anladigin vb.

Palve +879

farklı olacak tabii ki. ama bir insan ne kadar salak da olsa ineklerse kazanır bu sınavı ya da ne kadar zeki olsa da ineklemese bile çok çalışmazsa kazanamaz.

kazanmaktan kastımı anladın işte.

@Idonthaveausername

"kapasite" kelimesini acabilir misin?

memleketin en iyi lisesinin öğrencileriydik. bizim en iyilerimiz en yüksek puanları alıp en iyi üniversitelerin en iyi bölümlerini kazandılar. şu an da güzel konumlardalar. sınav at yarışıdır tamam kabul ama sınavda bi bok yapamayıp aslında ineklesem yapardımcılık da teselliden başka bişey değil.

Ornekle aciklayayim. Benim bu yil ikinci yilim. Gecen yil dershanede bir kiz vardi. 4 dersten ozel ders + dershane + etut ve evde surekli ders calisma seklindeydi hayati. Ya birinci ya ikinvi gruptaydi. Ben dorduncu gruptaydim ve onun kadar cok calismiyordum. Sinav sonucunda 90-100 bin falan ondeydim ondan.

Ki sinavda bir terslik de yasamamis, yapamadigi icin yapamamis.

Demem o ki bazen ne kadar calissan da kapasiten yoksa yapamiyorsun. Ki o kiz derslerde de ne kadar calissa da hic karsiligini alamiyordu. Oyle yani kapasite meselesi derler ya. (bkz: kapasite)

ygs zeka%60 + çalışma%40 lys %10 zeka + %90 çalışma
çalışma da körü körüne inekleyip ezberleme değil, bilgiyi kullanma. o kısım da cidden zekana kapasitene bağlı.

@Idonthaveausername
yani kapasite derken, ogrenebilme becerisi anlaminda kullandin, dogru mu anlamisim?

@proletarier aller lander vereinigt euch
peki zeki olan bir insan ve salak olan bir insan ayni derecede 'inekledi' diyelim, alacaklari sonuc ayni mi olur sence?

@Coyote
"gercek hayatta hicbir sey yapamayan" derken sosyal olarak mi hicbir sey yapmayan ya da yapamayan demek istedin?

Gibi gibi dogruya yakin anlamissin.

Ama tabii ki zekinin ineklemesiyle, salak demeyelim de daha az zeki (bkz: swh) olanin ineklemesi ayni olmaz. Ya da zekinin tek seferde anladigini digeri iki uc seferde anlar, bir yerden sonra basmaz filan.

tabii ki zeki olan inekler daha 500 puan yapar salak inekler 470 yapar. ayrıca ygs nispeten zeka ölçüyor denebilir kesinlikle tamamen olmasa da zeka ve ayrıca zaman kontrolü stres hakimiyeti falan. ama çok farklı faktörler var her ne kadar kendime zeki demek istemesem de çok çabuk anlayan biriydim ama tek kelime çalışmazdım ikinci sene bir daha hazırlandım aşırı çalışmasam da eskiye göre daha fazla çalışıyordum ama daha da önemlisi dersleri falan dinliyordum gerçekten çok çok daha iyi bir sonuç beklerken ki ondan önceki senedeki sonucum o kadar da kötü değildi aslında bana göre kötüydü bir ygs'ye girdim o ikinci kez hazırlanmanın verdiği stres ile çok afedersin osura osura çözdüğüm ygs denemelerinden bile kötü yaptım moral bitti asılmaya çalıştım lys'ye ama ygs zaten kötü gerginliği matematikte olmasa bile edebiyat sınavımı acayip etkiledi yine aynı şekilde osura osura yaptığım denemelerden bile kötü yaptım ve sonuç geçen seneki ile küsuratı atarsan tamamen aynı sonuç.

bu da böyle bi anımdır.

Öncelikle istikrarlı bir biçimde çalışabilme kapasitesini ölçüyor. Sınavda başarılı olabilen arkadaşların ortak yönü, aylar hatta yıllarca sınava yönelik istikrarlı biçimde çalışmış olmaları. Öte taraftan problemleri çözerken yüksek konsantrasyon ile dikkatini dağıtmadan probleme odaklanma ve çözme becerisini ölçtüğünü de düşünüyorum.

Kendi adıma, o zamanki adıyla ÖSS'ye 2 kez girdim, ilk girdiğim sınavda yanlış hatırlamıyorsam 30-32 tane matematik neti yaparken, 2. girişimde 41 matematik neti yapmıştım 45 soru üzerinden. 1 sene içinde zekamda müthiş bir yükselme mi oldu, tabi ki hayır ancak iyi hazırlanmıştım. İşin zeka ve ezber tarafı da var tabi ama geri planda kalıyor bence.

Her iki sınavın da tamamen zeka ölçümü veya bilgi ölçümü gibi bir amacı olduğunu zannetmiyorum. Benim gözlemlediğim kadarıyla YGS kısmı daha çok size verilen bilgiyi kısıtlı zamanda, stres altında ne kadar iyi kullanabildiğinizi ölçüyor. Aynı zamanda soruların çoğu sadece bilgi üzerine değil akıl yürütme üzerine soruluyor, bu açıdan değerlendirirsek aslında YGS'nin bir miktar zeka ölçtüğünü söyleyebiliriz. LYS ise %90 oranında bilgi isteyen bir sınav. Zaman konusunda da problem oluşmadığı için kişi konular üzerinde yeterli bilgiye sahipse LYS'de üstün başarı göstermek oldukça kolay.

Fakat şurası su götürmeyen bir gerçek, sınavın ismi ÖSS, ÖYS, OKS, SBS, YGS, LYS, KPSS olsa bile değişmeyen tek şey çalışan insanların başarılı olması. İstediğiniz kadar zeki olun, günlük yaşantınızda üst düzey yetenekler gerektiren şeyleri çocuk oyuncağı gibi uygulayın, tüm zeka testlerinde süper zeki çıkın yine de eğer düzenli şekilde ders çalışamıyorsanız sınavın hakkını veremezsiniz.

feto.

yeşil.

yeşil. feto değil bildiğim kadarı ile.

Feto degil.

öğrenci profili çok öyle yeşil ya da paralel gibi durmuyo.

yeşil gomilist.

edit : bu okula yeşil diyenlere gülenlere gülüyorum.

buna yeşil diyen okyanus kolejine falan ne dicek? Yeşil de değil feto da değil. Her 'seküler' sermaye gibi bu kolej de Kemalist. Ama çok kemalist değil, bu devirde olması gerektiği kadar.

yeşil ve feto diyenler kahkaha attırdı bana, adamlar şu an olan kolejler içinde en kemalist kolejlerden biri. ama kimsenin yaşam tarzına karışmıyorlar olması gerektiği gibi.

doğa kolejindekilere sizi fetocu sanıyorlar desem çoğu ağlar, öğrenci profili ağır kemalist yani.

çocuklarını eskiden buraya gönderen bir yönetici, okuldan alma sebebi olarak feto demişti.

muhafazakar ve yandaş ailelerin yaşadığı bir sitede oturuyorum, buradaki ufaklıkların çoğu doğa koleji'nde okuyor. kemalist olduğunu zannetmiyorum. bir de şu var, bu muhafazakar zengin ailelerin çocukları çok ''relax'' hatta dejenere olabiliyor. yani öyle öğrenci profiline bakıp tespit yapmak doğru değil.

kültür-fatih dersanesi grubuna ait bir kurum. hatta önceden okyanus ve doğa aynı adamınmış ama sonradan ortaklar ayrılmış mı ne olmuş falan öyle bir şey işte. illa ki bir sermaye rengi soracaksanız yeşile çalan bir renkten bahsedilebilir.

Doğada çalışan muhasebeci arkadaş kesinlikle yeşil olmadığını söyledi geçenlerde

kesin bilgi:

okulun yarı hissesinden fazlası yabancı bir private equity elinde. parlatıyorlar şu an. satacaklar bir süre sonra.

geri kalan hisse ya feto ya akp.

fabrika ayarlarına dön.

Kapatıp açmayı denediniz mi?

intiharbombacılığı.

100% etkili.

geri dönülmez noktaya (point of no return) ulaşmış olabilirsin ondan olabilir.

yan yatır. olmazsa patlat dünyayı

bekle biraz daha, yakında bi üst versiyonu geliyo.

mısır gevreği mi pahalı?

hiç çarşı pazara çıkıyor musun sen? etin, yağın, yımırtanın fiyatından haberin var mı???

kellogs gibi marka olanlari bence pahali degil.

italya'dan ornek vereyim; 500 gr. mısır gevregi (sade olani) private label 0.80 euro, kellogs'unki 2.85 euro.

sanalmarketimden baktim, 500gr kellogs 6,75 tl. daha ne kadar ucuz olmali ki?

yok abi 3-4 kase değil bayağı çıkıyor, pahalı sayılmaz yani. her gün yesen bile bir hafta gider ki kahvaltıda yumurta yesen süt-gevrek ikilisinden daha pahalıya gelir.

bim'dekiler ucuz

mea ne desem şaşırdım sana. bir kere ikisini maliyeti aynı değil et yumurta pahalı ama maliyeti de daha pahalı. ayrıca madem o kadar uygun yumurta falan pahalı o yüzden mi fakir aileler en ucuz yağsız peynir ekmek ile kahvaltı yapıyorlar gitsinler gevrek alsınlar o zaman.

onu da belirttim kase sayısı değişir bana anca 3-4 kase çıkıyor ha daha az da olur ama doymuyorum o zaman.

www.hepsiburada.com

www.hepsiburada.com

bunlara ucuz diyorsanız eyvallah. 6 lı yumurta da 1,67 lira. evet yumurta pahalı gevrek ucuz.

arkadaşların dediği gibi daha ne kadar ucuz olabilir bilmiyorum.

zaten bunların içi kimyasal ve glikoz şurubu dolu.

markete gidip biraz fiyatlara göz gezdirirseniz en ucuz şeylerin bunlar olduğunu görürsünüz.

doyurmaz bunlar. fast food gibi bir şey. içi gdo lu mısır ve glikoz şurubu dolu.

bana da çok pahalı geliyor. 2 günde de bitiyor. gevreğe PARA YETİŞMİYOR.

döviz aldı başını gidiyor, hayat pahalı.

bundan daha ucuz ne bulabilirsin bilmiyorum. köyde yaşayıp kendi mısırını, buğdayını yetiştirirsen belki.

gayet pahalı dediğin gibi. konıfleks pek yemiyorum ama yulaf ezmesi yiyorum, 1 paket 2 günde bitiyor. genel olarak kahvaltılık ürünler pahalı bence

doyurmayan, hiçbir işe yaramayan büyük ihtimalle bedavaya yakın masrafla üretilen bir şey için pahalı. et mesela pahalı di mi peki neden sığır yetiştiricileri zengin değil çünkü karlı değil masraflı bir iş neden böyle tırt şeyler üreten şirketler zengin çünkü ucuza mal edip pahalıya satıyorlar. hadi pahalı demiyim belli pahalı kelimesine karşı bir antipati var en az yüzde yüz karla.

pahalı ve sağlıksız. almayın. aldırmayın.

sat, dil kursuna ekle. telefona ne katarsan kat yarin eski kalacak. kendine bir sey kat, yarin bambaska olsun.

ben olsam satardım.

sat ne gerek var. simdi elinde iphone yerine samsung olunca mi mutlu olacaksin yoksa yurtdisinda biraz daha uzun kaldiginda mi?

sat +1
dil kursuna ekle

yurtdışı parana ekle. napacan telefonu hepsi aynı.

sat dil kursuna ekle telefonun 1 sene sonra yeni modeli çıkacak ama senin dil ihtiyacın geçmeyecek.

dil kursu.

artık cep telefonları arasında bi fark kalmadı sadece oyunda farkediyor telefonlara çıkan ağır oyunlar da pek kaliteli değil zaten özellikle full dokunmatik kontrolle hala psp/ps vita yerini alamadı o yüzden yeni telefonlara akın etmeye gerek yok hepsi aynı aşağı yukarı

Sat dil kursuna git. Yurtdışından dönerkende son model bir telefon alır gelirsin ..

tabiki de sat. işini görebilen bir cihaz var.

sat

sat hocam 4s gayet yeterli bir telefon hazır yeniyken sat daha da çok kar edersin android telefonların fiyatları her gün 2 lira düşüyor neredeyse.

yalnız yarışma neydi acaba merak ettim bu konularda çok dertli biriyim de...

www.eksiduyuru.com

ingiltere yaptin di mi?

normalde hep us'di bu sorun olunca onu da denedim ama fark yok.

edit : çook ufak bir fark var.

zenmate patladı ya bu yasaklardan sonra. ben ip değiştirdim direkt hiç kullanmıyorum zenmate'i. bende de aynı şekilde hiçbir şey izlenemez olmuştu, cayır cayır internet. o varken twitch'te medium izleyemiyodum, şimdi high sorunsuz.

ip değiştirmek derken dns mi ?

ben fransa ve hollanda server'larından verim alabiliyordum en çok. almanya yavaştı bayağı. sonra hepsi yavaşladı. tunnelbear satın aldım. ücretli vpn ftw.

@pescador'un bahsettiği ip değil dns değiştirmek muhtemelen. onda da dns spoofing gibi bi sorun var, ttnet'in ne zaman ne çakallık yapacağı belli olmuyor. ayrıca kullandığın dns'in kimin nerenin dns'i olduğunu bilmek gerek. elalemin arabasına binmek gibi dns.

yani şöyle; google dns / open dns gibi popüler ve güvenilir çözümleri kullanırsan ttnet dns spoofing yapabilir/yaptı geçen ay. daha az popüler, bilinmedik dns'ler kullanırsan da onlar güvenilir değil, elaleme internetini izletmiş oluyosun. bu yüzden profesyönel vpn çözümleri en ideali şu anda. ayda 10-20 lira bence iyi bi rakam engelsiz internet ve şifrelenmiş trafik için.

ben en yüksek performansı zürih'te alıyorum, sitesine göre almanya da hızlı olabiliyor. direkt olarak bununla bir alakası var mı bilmiyorum ama deneyimlerim bu yönde.
ama evet, twitter ve youtube yasaklanmadan önce daha hızlıydı.

youtube için dns değiştirdiğinizde zenmate vs. gerekmiyor ki?
ben yandex dns'e geçtim, ama google da çalışıyor yanlış bilmiyorsam.

evet dns pardon, yanlış dedim.

@hjarteblod denen yazılımcı şey, buu SSL şifrelemesi olan sitelerde yazdığımız şifreleri falan göremiyo di mi elalem?

@pescador, normalde göremiyor, bildiğim kadarıyla ssl = senle sunucu arasindaki trafiğin şifreli halde sağlanması. ama geçen haftalarda heartbleed çıktı, openssl açığı, yahoo mail'den patır patır milletin şifresini aldılar mesela.

tabii sık sık yaşanmaz böyle bişi muhtemelen. taqıldığın siteler de ssl sertifikasını güncelemişse sorun yoq

Yandex DNS'inizi modeme girin.

fiber
www.superonline.net

fiber internet her yerde olmuyor. hemen atlamadan önce bir araştırın apartmanınız hizmet alıyor mu diye.

eğer fiber alt yapısı varsa hiç düşünmeden superonline kurdurun.

keşke içerden bilgisi olan biri gelse de şu zamana kadar sürecek diyebilse ya da şimdilik sınırlı bir süre için değil diye. sözlükte biri hazirana kadar yazmış ama öyleyse bile harika.

2014 sigara mı iciliyor hala.

yaşasın camel soft.

logitech f310
logitech f510
logitech f710

bütçenize göre seçersiniz

veya kablolu bir xbox360 controller.

aynen ben de tam olarak gamepad için kıvranıyorum. yani sıkıntı yaşamayacağımı bilsem hayvan gibi para verip dualshock alıcam ama onu bilgisayarda kullanması sıkıntılı biraz.
logitech f310 alıcam sanırım ben ama onun da l2 - r2 tuşları değişik geldi elime alınca bilemiyorum.

cevap kesinlikle logitech 710. bunu almadan önce tam 3 tane gamepad aldım. berbat çıktı hepsi de. 40-50 tl lik gamepad'di onlar. paraya kıyıp logitech aldım. iyiki de almışım. 1 senedir kullanıyorum, şimdiye kadar kullandığım en iyi gamepad.

bildiğim kadarıyla bi şeyi değil. o kısmı biz de anlayamadık.

valla nesi oluyor bilmiyorum ama hollowlife kötü bir mod değil. kuralları uyguluyor sadece.

kuzeninden daha yakın olması lazım bence bu kadar şikayete rağmen halen kalması için.

moda yalakalık yapmanın bi faydası varsa söyleyin de biz de yapalım bu arada.

Sevgilisi.

elinde kasedi olan bir arkadaşı falandır belki? dfghjklş

duyuru'ya sahip çıktığı içindir. kuralları uyguluyor bazen tabii ki ben de sinir oluyorum ama adam haklı beyler.

ben de çok merak ediyorum, kedisi sanırım..

tescillimarka, bir duyum aldım, moda yalakalık yaparsan seni mod yapıyormuş o kişi.
allahını seven üstüne mantık atsın. ekşi duyurunun moduna yalakalık yapmamın bana nasıl bir faydası olabilir. bir anlat merak ettim.
bu kişi mod kabul edin etmeyin. şikayetçiyiz modluğu bıraksın falan demek de ergence. kurallar neyse onu uyguluyor, kimseye ayrımcılık yapmıyor. yalaka demen de çok mantıksız, benim cevaplarımı hep o siliyor. duyuruya cevaben, birisinin birşeyi olman değil mod olmanın sebebi. kıstasın ne olduğunu bilmiyorum ama bunun mantığı bu kişi benim yakınım bunu mod yapayım mıdır?

hollowlife çok iyi bir moderatör. istatistiklere bakın görürsünüz. kaç moderatörün yaptığı işi tek başına yapıyor. duyuru'da karaborsa, küfür, abuse, flood, vs görmüyorsanız hollowlife sayesinde görmüyorsunuz. adam bu kadar çok iş yapınca tabii ki şikayet de çok oluyor. yaptığı şikayet edilen işler de yanlış değil, kuralları uyguluyor. sadece esnek davranmıyor o kadar. mesela 100 tane duyuru/cevap siliyorsa 95 tanesi hakikaten silinmesi gereken duyuru/cevap, 5 tanesi de kurallara aykırı ama silinmese de olabilecek geyik duyuru/cevaplar. ben bir moderatör olarak toplam 5 entry bile silmiyorum, silsem bile onları simiyorum ki benden şikayet etsinler. her gün o 5 adam şikayet edince sanıyorsunuz ki herkes şikayetçi.

sayıları kafadan attım.

"nasıl hala mod?"
çünkü bir moderatör şikayet edildiği ölçüde değerlidir. bu tüm kontrollük işlerinde de böyledir. örneğin müteahhit kontrolü şikayet eder idareye ve bu idarenin gözünde kontrölün değerini artırır. "demek ki işini yapıyor" diye düşünülür. bu tip bir görevdeki bir insan seviliyorsa, idare o zaman şüphelenmeye başlar asıl, "işini yapmıyor mu" diye.



@kibritsuyu'nun dediğine gelirsek;
şu istatistiklerde yer edinebilmek için 1 sene öncesine ait sorulara dönüp oralardaki cevapları silen moderatörler de var bu duyuruda. (bu soruda adı geçenden söz etmiyorum) insan tuhaf hissediyor, ön sayfadaki duyurularda çöp cevaplar doluyken, kendisinin siteye zarar verici hiçbir şey içermeyen normal bir cevabının, hatta o sorunun ve cevapların bütünlüğünde bir anlam ifade eden cevabının silindiğini görünce. neymiş "soruya cevap değil"miş. evet doğru ama cevaplar içinde geçen "ara sorulara" cevap. bir de yani aylar öncesine ait. sen onu silince ne sağladın bu siteye, neyi modere etmiş oldun yani? tabii ben bu soruları, aynen silen şahsa da sordum zamanında, cevap alamadım. böyle zaman zaman geçmişe dönük seri silmeler yapıyor. "boşver ya nolacak" diyebilirsiniz, evet zaten dertleniyor değilim ama sebebi önemli. neden yapılıyor. bir şeyi, cevabı, soruyu, kullanıcıyı siliyorsan bunun bir "sebebi" olmalı. kurallar elbette önemli. ama muhakeme yeteneği çok daha önemli. kuralları %100 uygulayamıyorsan o zaman muhakeme edebilmelisin.
bir de mesela, -sizce- önemli bir duyuruyu version2 diye açtığınız için (ve 72 saat değil de üzerinden 48 saat geçmiş olduğu için) fark edip küt diye silebiliyor bu istastik düşkünü moderatörler. halbuki sabah açtığını akşam tekrar açan ve duyurusu silinmeyen örneklere sürekli rastlıyoruz. ha o kişi ne yapıyor, önceki duyuruyu siliyor ya da silmese de fark edilmiyor vs.
sen gelip bakıyorsun, cevaplarını okuyacaksın, neymiş duyurun silinmiş, niye, 72 saat kuralı var. "yahu ne zararı vardı benim sorumun bu duyuruya" diye düşünmeden edemiyor insan.



yanisi: şikayet moderatörün alkışıdır.
yanisi: muhakeme mühimdir.

@kibritsuyu

soruya verilen ve hiçbir şekilde site kurallarını ihlal etmeyen cevabı silmişliği var hollowlife'ın. kendisinin iyi moderatör olduğuna kimseyi inandıramazsınız burada.

olay işini çok yapmakla alakalı değil ki, işini ne kadar iyi ve ADİL yaptığı ile alakalı.

@devilred: mevzunun müdahillerinden biri olarak olayı hatırlıyorum ve sen sürekli ısıtıp ısıtıp hatırlatıyorsun.

bilmeyene anlatayım. adam bir soru yazmış uzunca, "hedele hödele gerçek miki" diye bitirmiş. altına da parantez içine not düşmüş ("gerçek miki yazımı doğru mudur" diye, devilred de asıl sorulan soruya değil, "doğru mudur" diye sorulan soruya "gerçek mi ki olacak" diye cevap vermiş.

bu silinir mi? hayır silinmemesi lazım, soruya cevap çünkü. silinmiş mi? evet.

peki insanoğlu hata yapamaz mı yahu, bu kadar mükemmel bir görev mi bekliyorsunuz? parantez içindeki kısmı okumamış, dikkat etmemiş, dalgınlığına gelmiş olamaz mı? dalgınlığı hatırlatıldığında, olması gereken söylendiğinde yanlışlık olduğunu ve özür de dilediğini söyledi ayrıca. "kesin silinmeliydi, ben de sildim" diye diretmiyor. taa ocak 2013'te olmuş bir hata yüzünden aradan 16 ay geçmiş, ısıtıp ısıtıp "böyle bir hata yaptı, demek ki kötüdür" demen çok acımasızca.

ayrıca niye bu kadar abartılıyor anlamıyorum. benim sürekli girdiğim bir site burası, bir kere uçtum. e ne oldu? moderatörlüğü bıraksın diye tepki göstermek saçma. kim bilir hayatta ne derece haksızlıklara maruz kalıyoruz, bu kadar tepki göstermiyoruz belki de. gerek yok arkadaşlar bu kadar tepkiye.

@kibritsuyu

hatasını kabul edip özür dilememişti. eğer öyle yapsaydı mevzu edilmezdi zaten olay. hatta yapılanın hata olmadığını savunanlardan biri de sendin. biraz dürüst olun lütfen. entry'ler hala duruyor sonuçta.

yapılanın hata olmadığını savunmadık. sorudaki o parantez içi kısmın senin cevabından sonra editlenerek eklendiğini savunduk. bunun böyle olduğuna veya olmadığına dair herhangi bir kanıt da bulamadık. bunun üzerinde hollowlife da, ben de, o dönemde açtığın ve günümüzde silmiş olduğun duyurulardan birinin altında "eğer böyle ise yanlışlık olmuştur, kusura bakma" şeklinde görüşümüzü belirttik.

moderasyon loglarından kendi sildiğin soruları görebiliyorum. ama kendi sildiğin sorunun altındaki cevapları göremiyorum. silmemiş olsaydın bu dediğimi de görebilirdik.

@kibritsuyu

evet, haklısınız. yalan söylemek için acayip büyük sebeplerim vardı çünkü. bu nedir yahu, ne hakla bana yalancı ithamında bulunabilirsiniz? ne hakla?

seni yalancılıkla falan itham eden yok. biz iki moderatör olarak olayı o şekilde (sorunun editlendiği mevzusu) hatırlıyoruz, silinme gerekçesini de buna bağlıyoruz. ortada bizim doğru söylediğimize veya senin doğru söylediğine dair bir kanıt yok. bu nedenle eğer yaptığımız yanlışsa senden özür de diliyoruz, sen aradan 15 ay geçmiş, bütün bu senden özür dilenen duyuruları falan da silmişsin (bütün cevaplarıyla birlikte varsa kendi arşivinde görmek isterim), hala da gelmiş ne hakla itham edersiniz diyorsun.

sana yapılmış yanlış bir işlem var, biz burada neden yanlış olabileceğini açıklamaya çalışıyoruz, hata bizdeyse özür de diliyoruz. üzerinden 15 ay geçiyor ve sen bir türlü bu konuyu kapatamıyorsun.

hollowlife benim de cevap olan bir cevabımı soruya cevap değil diye sildi. altında milletin atıştığı, kavga ettiği cevaplaşmalar başlamıştı. yaygara koparmak yerine kendisine mesaj attım, niye sildin dedim, tartışma cevaplarını silerken senin cevap da arada kaynadıi kusura bakma dedi, yok önnemli değil dedim kapattım gitti.

sen ne çok büyüttün bu mevzuyu. sana da kesin olarak hatanın kimde olduğu bilinemediği için "hata bizdeyse özür" dendi, ama 15 aydır bi cevabın silindi diye unutamadın gitti. gerçekten derdin nedir merak ediyorum.

@kibritsuyu

hatanın kabul edildiği tek bir cümle bile olmadı. fader dışında yönetimde söz sahibi olan kimse de "yapılan yanlıştır" demedi. insan elbette hata yapar, önemli olan hatayı kabul edebilmektir. bir şeylerin peşinde olabileceğim varsayımı için yorum dahi yapamıyorum.

bunlar dursun burada:

(bkz: #31629023)
(bkz: #31631879)
(bkz: #31632779)
(bkz: #31640448)

lütfen bu linklerle birlikte o dönemde duyuru'da açtığın duyuruları, özellikle (bkz: #31640448) entry'sinde "kanıt" diye verdiğin duyuru'yu ve altına yazılan cevapları da paylaşır mısın? söylediğimin, savunduğumun aksine herhangi bir şey varsa ben şu anda tekrardan yapılanın hata olduğunu kabul edeceğime ve özür dileyeceğime söz veriyorum.

ama paylaşmıyorsan, kendi sildiğin duyurular üzerinden 15 ay sonra suçlamalara devam etme ve konuyu kapat lütfen.

ben yazdıklarımı silmemişim, hala da silmiyorum. sen yazdıklarını ve altında sana verilen cevapları silmişsin. ben şimdi sana ne diyeyim?

Bu da olabilir. Çok övülüyor bu aralar.

www.mediamarkt.com.tr

General Mobile Discovery var biraz daha düşük fiyata. Tavsiye meselesi biraz karışık, şurada uzun uzun anlattım. Kendin karar ver bence;

www.nekullaniyorum.com

bence 2. güçlü alternatif de Motorola Moto G olur. Karar senin.

www.akakce.com

Gmd arti bir

moto G

Bu olabilir mi? www.imdb.com

emin olamadım ama sanırım

bence satma sattigina degmez. 0 i 600tl lere satiliyo nette. senin isteyecegin 400 500tl bana sorarsan degmez. cihaz hala iyi durumda sadece pes fifa atsan bile yazin 500tl den daha degerli bi alet. kaldi ki oyun cikmaya da devam ediyo.

bende de xbox360 var. oynamiyorum ama satmiyorum da. dantes inferno, splatterhouse, forza horizon gibi bi dunya oyun var. hala da oynanir hepsi.

ya orası öyle ama bu yaz sonunda yüksek lisansa başlama ihtimalim var thkü'de, o yüzden hiç şansım kalmayacak oynamak için. iyice değerini kaybetmeden elimden çıkartayım bari diyordum.

700 edebilir olmadı 650.

forum donanımda sat hocam

oyunlar gayet güzel en az 800 e eritebilceğini düşünüyorum. hatta ayrı ayrı satarsan daha karlı olur. sadece ilk 5 oyununu 250 desen satılır move set desen 100 kağıt makinenin ederi 450-500 guitar hero gitarı ve oyunu da 70 diyelim. (en kötü ihtimaller)

bu oyunlarla direk dükkanlara bile satabilirsin donanımhaber üzerinde. elindeki oyunlar çok iyi adamlar ordan da kazanıyo..

alete ayrı oyunlara ayrı fiyat belirleyerek toplam fiyat söyle. 500 alet, oyunlar da 50 şer liradan 750 iste mesela. direk 750 yi ps3 e vermiş gibi hissetmesin alan.

Zamanında lotoda 5 tutturup babamla takla atmışlığımız vardı. Ertesi gün fark ettik ki 1.7 trilyon (o zamanın parasıyla) kaçmış. Biraz üzüldük. Sonra çıkan 2-3 milyarla arabanın deposunu doldurup marketten alışveriş yaptık.

zenginliğe adım attık tutunamadık iflas ettik.

şöyle diyim bulunduğumuz yerdeki belediye başkanının oturdugu ev bizim yaptırdıgımz evden düşüktü.

ilk plazmayı biz kullandık falan falan.

yok. dedem borçluydu, babam borçluydu, ne arsamız ne evimiz ne arabamız vardı. yani evimiz oldu da 3 ay yaşayabildik, sonra çok daha az paraya satmak zorunda aldık falan. orta direk bir aile sayılırdık, şükür, türkiye şartları için güzel yetiştik büyüdük üç kardeş olarak istediğimiz şekilli ayakkabımız efendime söyliyim pantolonumuz alınırdı... ama 19 yaşıma geldim, paramı kendim kazanmaya başladım, hala babasından ayda 1000 küsür lira alan öğrencileri görünce bir köşeye çekilip sessizce ağlıyorum. benim babamın da bu kadar parası olsaydı roma'ya tatile gidebilirdim mesela hiç uğraşmadan diyorum, üzülüyorum.

ha ben yine giderim roma'ya, kendim biriktiririm bi şeyler yaparım olur o. ama baba parası, aile parası ne tatlı bi şey lan. onu hiç tadamadım ben. düşünsene, 20 yaşına geldiğinde baban araba alıyo sana. allahım var mı böyle bi dünya? ne kadar hoş olurdu. babam zengin olsaydı düsseldorf'ta da okurdum mesela.

amına koyim senin baba ya

Pek kil payi sayilmaz; babam bi' aksam geldi "oglum Italyanca biliyor musun?" diye sordu. Ben de suratina tuhaf tuhaf baktim "nereden bilecegim" diye. TOBB Italyanca bilen siyasi danisman ariyormus ve maasi 2010 yilinda 10000 TL civariydi. O sirada 1 yildir falan Almanca kursuna gidiyordum, asla o mevkiyi edinebilecek Italyanca'yi bir yil gibi surede ogrenemezdim ama yine de iyi kufrettim. Oyle iste...

koskoca köyümüz varmış, gitmiş. hiç sorma nasıl.

5 tutturduk üç yıl önce şans topundan, 5+1 ise 2 milyon tl veriyordu, sen düşün kafayı sıyırmamızı:D 2 günde yedik çeşmede parayı, güzeldi:D

babam "libya'ya turkiye'den ilk ihracati ben yaptim, amerika ambargo koymasaydi paranin seyine koymustuk" der surekli. dogru olduguna suphem yok.

bi keresinde iddaada 8 maç oynamıştım 5i berabere kalmıştı. sanırım ucundan sayılmaz.

iki-üç dönüm noktası olmuş bizimkilerde de. birincisi kafkaslardan ilk geldiğimizde istanbul eminönüne yerleştirmişler. civardan arazi verilmiş. bizimkiler havasını sevmemiş istanbulun başka bir yer için başvurmuşlar. adana çukurova verilmiş. 100'e dayanan bir teyze var. o derdi ki; "memurlar geldi babamlara şu ovada çevirebildiğiniz kadar araziyi çevirin sizindir dedi. ama yazın orda da duramadılar." çukurovayı da beğenmeyip malatyaya gitmişler. kayısı bahçeleri falan vermişler geçimi sağlasınlar diye. yemişten sülaleden hastalanıp ölenler olmuş. ee ömrü boyunca et yiyen adam ham kayısıyı yiyince bünye kaldırmamış.

istanbulda kalsalardı şimdi beyaz türk olabilirdim. adanada kalsaydı pamuk kralının savurgan oğlu olabilirdim.

bir üçüncü fırsat ise dedemin almanyaya çalışmaya gitmesiyle oldu. senelerce çalışıp para biriktirdi ve köyün yarısını satın aldı. o parayla istanbulun biraz dışında bir kaç bin dönüm arazi kapatabilirdi. avcılar falan gibi yerlerden. kaçak binalar dikebilirdi. tabi o dönemler 80 olayları falan şehirlerde huzur yok. köyü tercih etti dedem. 200-300 koyun, 100-150 petek arı, traktör, köyün ekilebilir arazisinin yarısı, bahçe, bostan, kardeşlerine evler, döver biçer şu bu yani tomar tomar parayı köye yatırdı. bugün o arazi beş para etmiyor. ne koyun kaldı ne arı... şehre yatırsaydı bugün mercedeslerle dolaşan mirasyediydik.

son olarak vermeyince mabud neylesin sultan mahmud :)

kıl payı kaçırmak değil de cahillikten kaybetmek diye biliriz. anne tarafından büyük dedem yunanistan'da çiftlik bırakıp gelmiş türkiye'ye bilmediği için de orada bıraktığı toprakları türkiye'den almamış. bundan 25-30 yıl önce dedem tapuları bulmuş ama mührü zamana uğramış....

kızlara 1, erkeklere 30 oranında miras bırakmış dedem. arsalar, lalelide otel, evler vb. vakti zamanında kızlar cesaretlerini toplayıp dava açsalarmış şuan hepsi trilyonerdi ama şimdi zamanaşımına uğramış sanırım.
kuzenler yurtdışında üniversitelerde fink atarken ben 7 yıllık, facebook a bile zor giren laotop kullanıyorum :(
erkek çocuğu oldukları için tüm sülalede x10 saygı ve sevgi görmeleri de cabası.

şahsım için bir kaç kez evet.

ama bende pescador adlı kullanıcıdan alıntı yapacağım "yok. dedem borçluydu, babam borçluydu, ne arsamız ne evimiz ne arabamız vardı" ben de borçluyum. böyle gidecek sanırım.

Genellikle tek kılın payı değil de afro bir saç farkı ile kaçırdım :)

ne kadar zenginlik bilmiyorum ama şans topunun çıktığı ikinci (üçüncü sene de olabilir, artık unutmuşum demek ki) sene idi 4+1 buldum.
herhalde bugün ortalama 5+1'e 250-400 bin tl falan veriyor haftalık.
bir ay kadar hep kafamın arkasında kaldı bu ""ulan nasıl olur"" diye sonra da kabullendik galiba.

Dedemin annesi çankaya'da (ankara çankaya evet) koca koca arazileri olan biri imiş. Sonra devlet yavaş yavaş sömürmüş, sadece bir apartman kalmış, o da dedemin kardeşlerinin. Aynı şekilde giresun merkezinde bir sürü arsası varmış, onlar da hep ucuza satıla satıla kaybolmuş gitmiş.
Babam ankara'da jandarma okulunda iken batıkent'te, eryaman'da al buraları tel ile çevir senin olsun demişler, tel parasına değmez demiş.. Şimdi milyonları kaldırmış olurduk.

Çözümü vardı ama hatırlayamadım. :/

En iyisi telefon bankacılığı kullanarak yapın? Madem aceleniz varmış. Yani konuşarak talimat verin. Öyle bir şey mümkün mü ondan da emin değilim ama.

yapacak bir şey yok o cep anahtar kodu olmadan olmuyor.

bankayı aramak zorundasınız diyeceksiniz ki cep anahtarı iptal ettirmek istiyorum :) denendi onaylandı

apaçi dansı

alkislarlayasiyorum.com

bozlak

ebru diye sallayip gaçhayım.

tr.wikipedia.org

uçak teknolojisi ve havacılık hakkında iyiyimdir.
Teknik anlamda çok çok iyiyimdir.

Aman tanrim! Hicbir sey :<

keman çalıyorum. paganini değilim. canan anderson'un kemanı çaldım. orkestrası bana eşlik etti. fen lisesi kazanmaktan sonra hayattaki en büyük ikinci başarım.

çok temiz içerim

kitaplar

grafik tasarim, tipografi, desktop&digital publishing konularında iyiyimdir.
ayrıca iyi mızıka çalarım.

rus edebiyatı ve age of mythology.

Metasezgisel optimizasyon konusunda iyiyim, tabii "Bunlar günlük hayatta ne işimize yarayacak" sorusu hariç. Danışılabilirim.

Resim ve heykel konusunda 1900 öncesi sanat tarihi ve Yunan Mitolojisi hakkında danışılmasa bile konuşabilirim.

ingilizcede çok iyiyim, çevirmenim zaten. süper otostop çekerim, günde bin km gitmişliğim var. genel kültürüm ve hafızam da bayağı kuvvetli. bu kadar sanırım, azmış yav.

yalan soylemek ve gunu kurtarmak konusunda son derece yetkin oldugumu dusunuyorum. bir de soyledigim yalanlara kendimi inandirmakta da cok basariliyimdir.

hukuk/fikri mülkiyet hukuku(marka, patent, telif)/ceza hukuku, fotoğraf, sinema, komedi, kedi bakımı, saç ve makyaj, moda, vücut dili

ilave: yabancı dili yazmak tuhaf kaçmazsa ingilizce'yi de ekleyebilirim.

psikoloji alanında okuduğum kitaplardan dolayı biraz psikoloji bilgim var. internet ve teknolojiyle aram genel olarak çok iyidir. mantık bulmacalarında da kendime güvenirim. bilimkurgu, fantastik edebiyat, çizgi roman bilirim. british rock bilirim.

bu nasıl çalışıyor sorusunu sorduğunuz anda yanınızda bitebilirim.

edit:herhangi bişey

@sttc, ney? herhangi bir şey mi?

verniciatura a polvere elettrostatica.

spor
roman
şiir
müzik
giyim
aksesuar
saç
gidilecek/gezilecek yerler


bir çırpıda aklıma gelenler. (gerçi senin şarkıyı da bulamadık ya neyse)

inkılap tarihi ve türkiye tarihi.

bilgi değil de yatkınlık diyeyim ben. resmi konuşma yapabilirim. hiç hazırlık yapmadan resmi bi makamdaki memurla(cumhurbaşkanından herhangi bi şube müdürüne hiç farketmez) sanki 15 yıllık bürokrat gibi iletişim kurabilirim. arkadaşlar falan müdürle konuşulacağı zaman hep error sen konuş derlerdi. pek bi halta yarayan bişey değil ama öyle işte.

türkçe öğretimi ve kaligrafi. ahan da blogum
katibeg.tumblr.com

Bilgisayarda iyiyim. Hacu torrent nası kuruyoz dedikleri adamım ben. Bugüne kadar bir hayrını görmedim.

hint sineması hakkında saatlerce konuşabilirim, 2000ler sonrası için yetkinim diyebilirim

uç olmasa da ilgi alanım doğrultusunda ortalamanın üstünde bilgimin olduğunu düşündüğüm alanlar var sadece.

psikoloji, ilgi alanım. az çok bilirim.
çiçek, çiçek bakımı, bitki olayına da ilgim gayet fazladır.
türk kahvesi yapımında bahsettiğin 'şu' kişisiyim bak en iddialı olduğum alan bu galiba.

çeşitli programların serial keys ini kırmışlığım var kraker diyolardı ben lisedeyken bana

mükemmeliyetçiyim bi ödev hazırlarım akıllara zarar hem 100dür notum. eksik bırakmam

ince eler sık dokurum her işimde ilişkimde düşüncemde

deli dehşet zeytinyağlı yaprak sarması yaparım üşenmem ertesi güne 2 tane sınavım olsun şuan elimde malzemeler olsun oturur sararım.

iyi bisiklet kullanırım.

paten de iyiyim

araştırmacıyım en ufak bi ders notu olsun bulamazsın deseler bile inat eder türkçe olmasa bile ingilizcesini bulurum
amazon da falan satışı olan kaç kitap indirdim torrent den.

ne zaman sıfır bi cihaz alsam herhangi teknomarketten aldığım cihaz sorunlu çıkar ve bu yüzden sorunlu cihaz bulmada üstüme yok

extra uyuz biriyim mükemmelliyetçi oluşumdan heralde, aldıgım her ürünü incelerim çizik varmı sökük var mı delik var mı yırtık var mı.


10 dakka da kağıt gibi fön çekerim


...
...
..
..
.

dil öğrenme konusunda iyiyim çabuk kavrarım. amerikan ve ingiliz edebiyatı hakkında bilgiliyim/kendimi geliştirmeye devam ediyorum. konu kitaplar olunca söyleyecek fazlaca lafım olur. çok fazla film(dandik, çerezlik filmler değil)izledim/izliyorum sinema muhabbetini bir yerinden yakalarım. kedi bakımında da gayet iyiyimdir.

Kedi bakımı ve yeni türk edebiyatı. (19. yy ve sonrası yani)
Klasik batı edebiyatını da dahil edebilirim sanırım

ha bak günde 400-500 sayfalık kitap bitirmişliğim de mevcut.

Kuyumculuk
Basketbol
Yabancı dil öğrenimi

gömülü sistemler ve elektronik tasarım konularında iyiyim. harikalar yaratırım.

1. sırada borsa. limitless'taki elemanın eline veririm.
2. finans (vergi, muhasebe, IFRS, şirket birleşmeleri, değerleme, SPK, BDDK, EPDK raporlaması, transfer fiyatlandırması, danışmanlık, mali tablolar analizi, banka, aracı kurumlar ve sigorta ve reasürans şirketlerin işleyişi, muhasebesi, raporlaması, finansal enstrümanlar)
3. ingilizce
4. koşu, şimdiki yaptığım işi yapmasaydım koşucu olurdum. bir bekele olmak isterdim ve olurdum.

raylı sistemler,teknik resim

kapitalizm

emlak brokerlığı. çevremde tartışmasız bir isimim, o kadar ama.

resimle uğraşıyorum ama iddiam yok

Türk filmleri. Ölümüne Planet Türk. :)

Eycof iki

vay amk. hiçbiri lan. üzüldüm.

coğrafya belki.

her konuyu biraz bilirim. bu da demek oluyor ki hiçbir şey bilmiyorum aslında. öyle şu konuda çok iyiyimdir diyebileceğim özel bir konu aklıma gelmiyor malesef düşününce. bu yüzden şu hayatta okuyup kazandığım mesleğim haricinde bir işe yaradığım yok. onda bile iyi değilim açık konuşmak gerekirse. o da olmasa aç kalırdım sanırım.

arayüz geliştirme, genel olarak teknolojik gelişmeler falan.

beslenme ve ülkeler coğrafyası hakkında konuşabilirim. sohbeti sevdiğim konular bunlar. yetkin olduğumu düşünüyorum diyemem aslında, dipsiz kuyular çünkü ama ilgiliyim diyelim.


"şuna danışalım bunu" boyutunda ise online alışveriş ve vize-seyahat işleri. bu konularda çok danışılıyor bana. yetkin değilim, sadece karşılaştığım kadarını biliyorum oysa ki. ama ortalamadan daha çok bildiğim için sanırım, danışılan kişi oluyorum.

1. ayaktayken herhangi bir şeyi çok güzel anlatırım, en zor konuları bile dinleyene 6 yaşındaki çocuk gibi anlatırım, ancak otururken aynı performansı gerçekleştiremiyorum

2. sanırım doğuştan baba olmak için yaratılmışım

3. kadınların ilgisini çekme

Audiophile ekipman hobim var
Bilgisayardan, internetten iyi anlarım
Kendimce web tasarım hobim var
Jazz müzik sever takip ederim

Jack of all trades but master of none der ecnebiler. Ben tam o hesabım. Benim yetkinliğim de bu olsun o halde: Her tarakta bezimiz var işte.

Dönercilik de yaptım kahvehanecilik de ana akım medya için televizyon programı da.

Öte yandan düşününce bak edebiyatta iyiyimdir. Okuyucu olarak.
Güzel bir hikaye anlatıcısıyımdır.
Sosyoloji, psikoloji, antropoloji ve hukukta da ortalama üstü bir yetkinliğim, hakimliğim var. Sonuçta 2 tanesinin okulunu okuduk.

-Jilet gibi gömlek ütülerim.
-El yatkınlığım çok iyidir.Mesela birisi karşımda ağaç oyma yapsın biraz izledikten sonra iyi işler çıkarabilirim.
-Süper uzlaşmacıyımdır.Çözüm odaklı yaşarım.
-Zor bir işlerle karşılaşsam hemen onu nasıl daha kolay yapılacağına dair bir makina tasarımı gelir aklıma ama bu zamana kadar bir şey yapmadım.

İletişim.
Seyahat.
El pratikliği.
Yabancı dil.

-dış ticeret
-alman dili
-kitap da olabilir
-amatör olarak futbol

www.incehesap.com

2
www.incehesap.com

bunları değerlendir. sitedeki diğer ürünlerede bak.

bunların ekran kartlarıda var.

ucuz olmasanın nedeni freedos olması onu halledersin windows kurarsın sonradan.
sadece annen değil başka işlerede yarar. kardeşler falan varsa oyun oynar.

bu sitede cok daha ucuzlarını bulursun annen için. ben aldım buradan memnunum.

tablet pc de düşünebilirsiniz bence anne içinse sadece.

öyle de tablet pc düşünmüyorum. Lenovo vardı bi tane baya eskidi. Boyutunu bilmiyorum ama küçücük bir şeydi. Çok büyük olmayan taşınabilir birşey arıyorum. Lenovo baya sıkıntı yaratıyordu, başka markalara bakıyorum. 15.6'' büyük. daha küçük birşey olursa ve fiyatı 1000 TL'yi geçmezse süper olur.

soruna cevap veriyorum: yok haci sagol.

soruna cevap veriyorum: küba puroları abartılmış mıdır? hangisini içsem hoşuma gitmedi. şöyle boğaza oturan, sürekli içmeyeceğin ama zamanı geldiğinde de yakacağın purolar neler?

Düzgün bir puro nereden alabiliriz? Özelikle İstanbul'da.

hayır

@brotha b Abartılma yerine pazarlama demek daha doğru olacak.Zengin ve oturaklı kişi içer gibi söylemler nedeniyle herkes bir heves ederek Küba purosu olmayan , makine üretimi ve tamamen zehir olan ürünler içmekte.

Puro dediğimiz şey sigaradan daha ucuz bir kültürdür ve sizlere bir şeyler önermek için bu zamana kadar neler içtiğinizi bilmem gerekir :) Özel mesaj yolu ile tartışabiliriz isterseniz.


@minik donut canavari cutter :)) Ama parmak kesme yok siz merak etmeyin

Cigarillo denen şeyler için sigara boyutlarında puro diyebilir miyiz? Yoksa purodan farklı özellikleri mi var?

aromalı bir puro, cigarillo vs. arıyorum. yalnız aroması çok yoğun olsun istiyorum. backwoods, cafe creme ve captain black beni mutlu edemedi.

sence ne almalıyım ki kahveyle beraber içtiğimde "hayat bu arkadaş!" diyebileyim? fiyat önemli değil.

@Nocturne Yurt dışına çıkan bir tanıdığınız olursa size free shoptan almasını rica edebilrisiniz.Kimse yoksa Leventte Che cigars var yenilendiler ve el üretimi puro yapmaya başladılar ben pek memnun kalmadım ama yabancı markaları da satıyorlar biraz pahalı satıyorlar sadece.Eminönü taraflarında da gizli nem odalarında satan yerler var :)
Birde puro bir kültür olduğu için içenler arasında takas ve paylaşmak çok yaygındır bu kültüre başlamak istiyorsanız size seve seve bir tane ikram edebilirim.

@minik donut canavari kesmez olur mu hiç?Gelin bir gün deneyelim :)) Şaka bir yana bir gün canım sıkkınken hafifçe parmağımı içerisine sokmuştum keser diyorum.


@aguilas negras cigarillolar puro içen insanların günlük ihtiyaçlarını karşılamak üzere çıkartılmış ürünlerdir.%99'u makine üretimidir ve gün içerisinde bir kaç tane tüketilebilir.Kısacası Puro el üretimi olurken onlar makine üretimidir , puro haftada 2-3 maksimum içilebilirken cigarillolar günde 2-3 tane içilebilir ve daha kısa yanma süreleri vardır.

@papillon7 aromalı puro olmaz.Daha doğrusu premium olarak adlandırılan o güzel Küba ,Dominik veya Nikaragua purolarından olmaz.Bence direkt puroya başlamalısınız :) Arzu ederseniz özel mesajda size bu kültürü anlatabilirim.

color, kesinlikle arzu ederim.

ve bir de teşekkür ederim tabii ki.

benim sorum yok, ama bu guzel duyuru ve altinda paylastigin bilgiler nedeniyle tesekkur etmek istedim. :)

Sigarayı 6 ay önce bıraktım, arada canım ister. Puro hiç içmedim başlamalı mıyım? Bağımlılığı var mı sigara gibi?

aromalı olarak backwoods'dan iyi sigarillo var mı. bu aroma tam olarak nerede oluyor tütünde mi yoksa sadece ağıza koyulan yerde mi çünkü böğürtlenli aldım bir tane ve ağız kısmındaki tatlı aromadan başka tütünde bir aroma alamadım. ayrıca belki bilmiyorsundur ekstra bir bilgi vereyim hani içe çekilmez diyordun ya hep daha önce de sormuştum çünkü sigara filtresi ile bir deney yaptım ve filtre ile 3-4 nefes çektim purodan ve filtrede biriken atık madde inanılmaz miktarda çoktu sadece 3-4 nefes diyorum üstelik yani gerçekten zararlı olmalı değil mi ?

@cibiliyetsiz adam puro bir kültürdür ve sadece tütündür.bu nedenle sigara gibi yoğun bağımlılık yapmaz ara ara keyif için içebilirsiniz ama sizin sigaraya özlem duymanızı sağlayabilir.

bu yüzden karar sizin ama ne olursa olsun sigaraya başlamayın.

@proletarier aller lander vereinigt euch hocam öncelikle puro ve sigarillolar kesinlikle ama kesinlikle içe çekilmez.Prestijli yabancı sitelerden (www.cigarinspector.com) araştırabilirisiniz ve kitaplarda yazanları da gösterebilirim.
Puro yalnızca tütündür.Backwoods gibi ürünler ise makine üretimi olduğu için zaten zararlıdır ve çok tüketilmemesi gerekir burada o ürünleri buradan ayırmak gerekir.Cigarillolar da aromalar bütün tütüne yayılmıştır , tütünü kiraz suyuna yatıran üreticiler bile vardır ve son olarak backwoods bence gayet güzel bir ürün (ayda bir kere keyif için içmek istiyorsanız) başka önermem.Daha fazla içmek istiyorum derseniz kesinlikle puroya başlamalısınız.

uygun fiyatlı ve ortalama kalitede bir puro mümkünse tekli olarak alabilir miyiz sadece denemek için ? böyle önerebileceğiniz bir marka var mı ?

Orijinal değerli bilgiler. Sigara dahi kullanmamama rağmen puro nun kadim bir kültür olduğuna inandığımdan bi zaman epey teorik bilgi okumuştum. Şimdi bu bilgilerde onu hatırlattı. Eyv. Teşekkürler..

puro sigara gibi içilmez. dumanı içinize çekmezsiniz. ağızda dolaştırıp atarsınız. 2 seneye ağız kanserisiniz hayırlı olsun.

Sevgili duyuru severler andy kayfman isimli kanı kaynayan genç benim sizlere puro sattığımı ima ederek saçma sapan bir mesaj göndermiştir. Kendisini mallar sürüsüne eklediğim için muhattap olmamayı tercih ediyorum lakin aranızda daha önce puro sattığım birisi varsa kendisine mesaj atın da üzülmesin.

insanlara kanser olursunuz dedim diye özelden ikna etmeye çalışan birisi olduğun için direkt böyle düşündüm. mallara eklemekse mallarımdasın kardeşş..

kazık. kolcuoğlunda sınırsız et(ne istersen) + sınırsız içecek + tatlı meyve 40tl oraya götürseydiniz keşke.

ortamı bilmiyorum ortama göre çok değişir ama kazık denemez olsa olsa biraz pahalıymış. deniz balığı pahalı olur ayrıca eğer gerçekten denizse tabii.

divit, okuyamadığın şey kuver olmasın?

istanbul'a göre çok iyi fiyatlar. kuruçeşme mavi balık'ta 2 kişi tuzda levrek + 1 şişe şarap + 2 sufleye 320 tl verdiğimi bilirim. divit'in dediği gibi, şile'de 2 kişi ne yersen ye 50'den fazla tutmuyor.

@douchebag

kıyıköy'de şile sınıfı denilebilir hani restorantlar aşırı lüks değildir salaş sayılacak cinstendir. en önemli özellikleri ellerinde balık tutmazlar bittiği zaman hemen arabaya atlayıp aşağadaki balıkçılardan taze taze temin edip satarlar.. Sanırım bu "taze balık" olayını abartıyolar kendileri.. Bu bağlamda kıyıköy gibi kırklareli beldesini kuruçeşme ile yarıştıramıyorum.. hani işte şile sınıfı olabilecek bir yer için bu fiyatlar normal mi değil mi ben oraya takıldım ama sanırım olayın balık sezonu olup olmamasıyla pek alakası yok neyse sanırım geçirdiler geçmiş olsun :(

yemekten lezzet aldıysanız asla kazık yememişsiniz demektir.

divit, kuver bahşiş değil. çatal bıcak peçete ekmek parası :) bahşiş vermeliydin.

eksisozluk.com

@kamera motor o nasıl bi mantık ya bütün fiyat/lezzet kavramını yıktın asdfafdf.

kazik denecek kadar degil, hafif sikilmissiniz o kadar da olsun bosver saglik olsun

kibar olmaya gerek yok. biraz guclu olun ve insanlari, durumlari kontrol altina alin. bu cografyada miymiy olursan hep ezik kalirsin.

-hmm anladım
-hayırlısı ya
-kısmet tabi
-o değil de, ne dicem ......
-haklısın
vs..

"o değil de..."

anahtar kalıp bu.

konuya siz yön verebilirsiniz. veremiyosanız da ortamdan uzaklaşabilirsiniz.

benim de çok çaresiz olduğum bir konu. içimden 'bu aptal muhabbetin içinde ne işim var' diyorum. ama ayıp olur diye muhabbeti karşı taraf bitirsin diye bekliyorum. tamamen karşımdakinin vicdanına bağlı, beni ne zaman azad ederse o zaman kurtuluyorum. gülümseyip başımı sallayıp 'evet, doğru' falan diyebiliyorum sadece.

@mayeskuel durumu kontrol altına alabilmek için ayı olmaya da gerek yok, olayı komple paralel evrene bağlamışsın :)

konuyu yönlendirebiliyorum arkadaşlar, sadece karşı tarafın susmamasına karşılık yavaşça sohbeti sonlandırmak için öneri beklemiştim. ağzına mı vurayım yani konuşmasın diye? onu söyleyin bana.

''sen ne konuşuyon lan değişik'' bence güzel olur o zaman?

ayi ol demiyorum. bu sohbetin gidisinden rahatsizim diyip kesip atabilirsin.

ben açıkça "bu konuyu sevmedim, başka konuya geçelim?" diyorum. kaba da olmuyor. deneyebilirsin.

bir de bi süre sonra dinleyemiyorum. sadece ses geliyor. aklımdan bir sürü düşünce geçiyor.gülümsüyorum, başımı sallıyorum sadece otomatiğe bağlayıp. o sırada küfür ediyosa bile gülümsüyorum, haberim yok :))))

en önemli soru şu bence. yüz yüzeyken mi, sanal olarak mı.

@devilred başka konuya geçmeyelim işte :) konuşmayalım, gidelim, adetten "görüşmek üzere" falan diyelim birbirimize ama görüşmeyelim.

@proletarier ikisi de valla

yüz yüze konuşmayı sevmeyen biri olarak, benimle konuşmaya çalışan insanlara nasıl anlatabilirim bunu? ayrı bi duyuru açmama gerek yok sanırım, benzer bi konu

valla ikisi için çok farklı yöntemler var ama bence yüz yüzeyken çooook daha rahat. neyse ya bakalım, bakıcaz bi çaresine kendine iyi bak görüşürüz gibi kalıp cümleler işe yarıyor.

olmuyor yahu. Adama "haklısınız, doğrudur, öyle evet" diyorum, ben böyle dedikçe adam konudan konuya atlıyor la

yüz yüzeyken hmm, evet, hayırlısı, kısmet gibi geçiştirici şeylerle muhabbeti hafifletip çok az daha o hafiflikte takılıp ''şimdi gitmem lazım, görüşelim mutlaka'' ile sonlandırıcı darbeyi vuruyorum. görüşmeyeceğim birine görüşelim demek hoş değil ama alışkanlık işte, hem işe de yarıyor. zaten biraz tanıyan biriyse beni bunları yapmama gerek kalmıyor çünkü dikkatimin dağılmasından falan o an onu dinleyemediğimi anlıyor, tanıdıkları için de alınma falan olmuyor.

sanaldaysa; tanımadığım biriyleyse, :) ile de sonlanmıyorsa cevap atmıyorum. kesin çözüm:D tanıdığım biriyse ve yakınsam yine cevap atmıyorum, konudan koptuğumu anlıyorlar. yakın değilsem de işim çıkıveriyor birden.

Doğrudan oralara gitmeyelim diyorum. Söylediğim kişiye göre nasıl söylediğim değişiyor sadece. Enseye tokat biri ile "Hacı, oraya hiç girmesek" de diyorum; kibar olacaksam kibar söylüyorum. Uyarmayla birlikte oraya gidiyorsa ve durmayacaksa, illa o tarafa yol alacaksa da "Aaaa, bak kuş uçtu, bak bak" benzeri yanıltmalarla konuyu değiştiriyorum. O da işe yaramazsa saçmalayabilirim, karşı taraf "Ne oluyor" deyip duraksarken o arada bir şey düşünmeye çalışırım artık.

Edit: Zaten her şeyi yapabiliyormuşsun. Son darbe herhalde eksik. "Hadi, görüşürüüüz" deyip bir daha görüşmemek. Aradığında da bahane uydurursan iki-üçten sonra zaten aramaz.

ben dinlemiyorum ve o an düşünmem gereken çok önemli olmayan ama biraz daha önemli olan şeylere odaklanıyorum. kafamı da belli ritimlerde sallıyorum arada 'aynen' diyorum. aslında o anlar bana yarıyor, kafamı boşaltıyorum galiba.
ama iyi bir oyuncu olmak gerek bunun için.

bence sonsuza kadar aynen ya da hmöm anladım demek bir çözüm olabilir.

Yazisirken ise en kolayi, benim cikmam gerek ama kaldigimiz yerden devam ederiz =)) yazip cikacaksin

gercek ise de pardon bi saniye diyip telefonuna bakip oo saat de 5 olmus benim suraya gitmem gerekiyodu gec kalmayayim kusura bakma seni de boldum, bi dahakine devam ederiz diyeceklerini merak ediyorum hakikaten de =)) diyip ucacaksin

işyerinde konuşuyosanız, onu dinlerken, arada bir bilgisayarına bak. iş dışında konuşuyosanız, onu dinlerken, arada bir telefonuna, saatine, gelip geçene, başka bi yere bak ve belli belirsiz, mutsuzluk, sabırsız alâmetleri göster. birer, ikişer saniyelik bakışlar bunlar. sonra tekrar konuşan kişiye bakmaya başladığında, hiç hevesli olmayan bi ifadeyle bak. cevap verme söylediklerine.

baktın bunlardan anlamıyor, telefonun kıpraşımdaymış da, çalmış gibi telefonla konuşmaya başla.

o da olmadı, yapamadın diyelim, ''a aaa! pardon! benim bi telefon etmem lâzım şimdi! tüh! vaktini de geçirmişim, görüyo musun?'' de telaşla... o telefon hayat kurtarır.

kablolu bir xbox360 controller alabilirsin.

logitech gamepad öneririm. kablosuz olanlardan bir tane alıp ömür boyu kullanabilirsiniz. diğerleri ile karşılaştırıldığında ele oturuşu ve malzeme kalitesi ile kendini belli ediyor zaten.