guild wars vardı cdsi ücretli ama aylık ücreti yok

silkroad öneririm.

dungeons and dragons

metin2 :)

bi zararı olmaz, gitme bosver.

ileride çalışacağınız işi veya çürük raporunun ileride neye sebep olacağını bilmiyorum ama mümkünse gitmeyin..

boşver yau, çürük raporu boşuna verilmez, yapacağına inansan da sağlığını riske atma.

acemiliği beraber yaptığımız bir arkadaş aile baskısıyla çürüğü reddetmişti iki defa (biri gelmeden evvel, diğeri acemilikte hastanede), ikinci reddedişin akşamından askerliğin bitimine kadar kendine de ailesine de baya bi sövdü

neden çürük verileceği önemli. eğer kilo ise belirli aralıklarla gidip kilonuzu kontrol ettiriyorsunuz. limitin altına iner ise bir yaşa kadar alıyorlar askere.

eğer çok zorlanmam biraz kasar yaparım, çalışmıyorum, eşim çocuğum yok, işim yok, hemen işe başlama durumum yok diyosanız hazır niyetiniz de varken yapın bence. çoğu aklı başında insan değil ama bazıları size "çürük" gözüyle bakabilir.

@mahallenindelisi: hayır, sadece 1 senelik bir kontrol sözkonusu.

yapabilirim ama işim gücüm var, haliyle bir sürü planlarım da var ama askerlik her şeyde 5.5 aylık bir gecikme demek.

@colg fusion; benim bildiğim kadarıyla kontrol dönemi 1 yıldan daha uzun, yaş ile sınırlı ama tam emin değilim.

aga keşke bana da verseler yaa sen şaşırdın mı sakın gidiyim falan deme amaaann haaaa 8))))

Kamu sektöründe işe giremiyormuşsun diye bişey duymuştum

kısa dönem gideeceksen git. uzun gideceksen gitme.

sanirim devlet memurlugunda problem oluyordu.. ozel sirketler pek sallamıyorlar bu tip seyleri. gitmeyebiliyorsan gitme hatta sana bi siirle sesleneyim,

"duydum ki askere gidiyormussun
gitme..
bunu kendine dert ediyormussun
etme.."

bir hak vermişler sana. gitmeyebilirsin. ama anladığım odur ki gitsen de bu askerliğin altından kalkacaksın.

yani biraz sana kalmış iş. içindeki sesi dinle bence. biz bir parça atar tutarız burada.

Vergi kaçırma maksatlı yapılıyor sık sık. Maliyeye şikayet halinde kanırtırlar sorumluyu.

maliyeye yazılacak bir dilekçe işi bitirir ama ispat etmek gerek..

peki nasil kanitlanacak bu? napalim yani fotograf mi cekecegiz parayi verirlerken? her ayin belli gunu veriliyor bu para giseden, o gunu belirterek sikayet edilse kafi gelmez mi?

bir de diyelim ki ben sikayet ettim, firma buyuk bir firma sonradan gotume kacabilitesi olur mu?

vergi kaciranlari ihbar edenlere, belirli rakamlarda odemeler yapildigini duymustum.
foto yerine 3-5 tane yandas bulursan bu is biter.
ama maliyede bilincli sekilde goz yumuyor bu vergi kacirma hadisesine.
bi sirkette, 10 tane mudur de asgari ucretle calisir mi allah askina?

bu işi yapan kılıfını da ayarlamıştır. elden verilen para her ay ikramiye prim vs adıyla gösteriliyordur. ama uzun süredir yapılıyor ve bu şekilde maaş alan çok ise maliye denetiminde şirketin başı oldukça ağrır.

ikramiye, prim olarak gösterilemez çünkü onların da vergisi, ssk'sı hedesi hödösü var.

ama maliye gerçekten göz yumuyor, çünkü yummasa pek çok şirket batar.

sigorta primlerinizi aldiginiz tam maasa gore mi yatırıyorlar check edin derim.. yerken icerken hersey guzeldir tabi ama yarin isten haksiz yere cikartilirsaniz ise iade davasi actiginizda sigorta primleriniz ve bordronuz baz alinacagindan haklarinizi tam olarak alamayabilirsiniz.. kac para maas aliyorsanız o kadar yatırılması daha makbuldur tabiki..

Led bulunur Sony'leri bile 4bin lira. Led al.

sony alma sakın samsung led tv al. gerisi yalan.

mediamarkt beşiktaş açılışında 1299 a sanırım lg 42 inç hd var
sıra bekliyebiliyorsanız kesin onu alın bence
veya 46 inç samsung var 1899 a sony için bu kadar fark ödemeyin

en iyisi led tabi

teknosa'da 102 ekran sony 2000 liraya vardı geçen gün, ama modeline, özelliklerine bakma fırsatım olmadı.

samsung led pahalı gelebilir ama, o fiyata çok iyi samsung lcd bulunabilir.

led varken lcd almak şu an için saçmalık olur neden dersen 40 inç bi lcd ile led model arasında nerdeyse %40 elektrik tüketim farkı var. diğer artılarını yazmıyorum bile.

selamlar tekrardan;

simdi baska sehirde oldugu icin ben tabi teorik olarak konusmustum, az once ufak bir pazar arastirmasina girdim:

soyleki:

babamin almak istedigi samsung bişeybişey 650 yada 651.
samsung bayiinde 653un de geldigini soylediler arada islemcide fark varmis yalnizca...

sony pek onermedi kimse.

benim aklima takilan ise su: ornegin begendigimiz samsung lcd 40inc sanirim
onunla basabas bi fiyata 80mi 82 mi neydi ekran led mi alsak?

yani ayni paraya buyuk ekran lcd yerine biraz daha ufagindan led mi alsak??
ornek fiyat olarak da 80/82 ekran (tam hatirlayamiyorum) samsung 6 serisi led tv 2500 lira


son olarak da istanbul bilisimle ilgili goruslerinizi rica edeyim... zira arada fiyat anlaminda ucurum var...ama tabii diyorlar ki kendi servisleri; cikan ilk problemde kullanici hatasi diye tamir parasini size kitlerler ayni hesaba gelir bide ustune bi tomar ugrasirsiniz... ama sonuc olarak yetkili bayiinden de alsak ayni sekilde kullanici hatasi demeleri sozkonusu degil midir?

bu arada 4 bin liralik led onermis ataturkiye, yalniz dedigim gibi butce 2500u filan fazla gecmez yani 4bin hayal.. keske olsa da alsak :)

Daha ufak olsa da led tercih et.

İstanbul bilişim genelde elinde olmayan ürünleri ucuza satar. Dolayısıyla "yok satar". Var olan ürünler ise ya 2. eldir ya da refurbished.

geçen istanbul bilişim'den lg'nin linkteki lcdsini aldık. 2.700 küsürlü bi fiyatı var, 120 ekran. söylediğin ledlerle arasında çok büyük bi görüntü farkı var mıdır bilemem ama gayet memnunuz.

www.istanbulbilisim.com.tr

isanbul bilişim para dağıtsa alınmaz. azcık donanımhaber forumlarında falan araştırırsanız anlarsınız. teşhir ürünü kakalarlar, sıfır diye farkına bile varmazsınız ancak lcd lerin 10 bin saat falan bi ömrü vardır. sattıktan sonra teknik destek vermezler adam gibi. çakalın önde gidenidir, ama fiyatlara bakarsan en uygun onlardadır. internette var gözükür mağazasına gidersin yoktur o tv vs vs vs. aman diyim 2 kuruş fazla ver başka yerden al. samsung alcaksan kesnlkle alşveriş merkezlerndeki samsung un kendi mağazaları oluyo ordan alın. normal tekno marketlerden 2 yüz 3 yüz kaat daha ucuz oluyo.

selam,
gecen hafta sony bolge muduru ile konustuk aynı konuyu.. kendisi arkadasim oldugundan firma bazlı konusmadigina eminim.. olm ne is lan bu led tivi samsung basiyo lan size dedigimde yok abi ya sadece ekranın icine isik takiyorlar..

led tv teknolojisi sadece sony ve philipste gercek manasi ile uygulaniyor diye bir cevap verdi. plazma olayi zaten bitti artik icine patlyan bi teknoloji oldu.. bende tv almak icin arastirmistim sony bravialar gercekten lcd de cok iyiler..

bir de hangi marka alirsan al 50000 bin ve uzeri kontrast oranı ile karasal yayınlara uygun olsun.. pisman olmazsiniz..

kesinlikle istanbul bilisimden almayin derim greymarket sattiklari urunler teknik servis problemi yasarsiniz. sony zaten logo ve marka kullanımını yasaklatmis.. sonuc olarak o kadar para verdikten sonra satis sonrasi hizmetleri de dusunmelisiniz..

ozetle sony derim..

doğum kontrol hapı kullanın. ilk 1-2 ay fulltime pms'li olabilirsiniz, sonrası çok rahat.

ben de uzun zamandir ayni sorunla mucadele etmek durumundayim. hatta 4 ay once tam 3 gon boyunca ciddi anlamda hic durmadan agladim, uyku yemek hicbirsey yok. ki son 3 gunden oncesi ayri bir cehennem. bu olaydan sonra ciddi bir cozum aramaya basladim ama anladigim kadariyla oyle birsey yok.

prozac veya benzeri anti depresanlari adetten onceki 2 hafta kullanmak tavsiye ediliyor ama tabi bana gereksiz yere antipsikotik ilac kullanmak sacma geliyor.

diger bir cozum dogum kontrol haplari.

diger bir alternatif de homeopatik ilaclar. su anda benim denedigim kombinasyon biraz ise yariyor gibi (tumuyla gecme durumu yok ama intihar ya da katliam seviyesinden biraz daha iyilesme var).
su anda:
- Vitex agnus-castus (hayit meyvesi)
- cuha cicegi yagi (evening primrose oil)
- sari kataron (hypericum; st john's wort)
- omega 3
- kalsiyum
- magnezyum aliyorum.
kesin cozum degil ama daha iyi bir alternatif bulana kadar antidepresan ya da dogum kontol hapi yerine bitkisel tedavi denenebilir.

@very pigmented melanosome dediğin gibi bende asla antidepresan kullanmak istemeyenlerdenim.. doğum kontrol hapları da bana normal gelmiyor her ikisini de hiç kullanmadım ömrümde.

verdiğin liste için çok teşekkür ederim hemen gidip edinmeden önce sormak isterim; hayit meyvesini ilk kez duydum.. bunları karışım gibi değil de sanırım ilk 3 ünü aktardan son 3 ünü de bitkisel haplar olarak alıyorsun değil mi? ezcane ve aktardır yani adreslerim?

bi de bunları kullanmaya başladığın dönem pms virajına girildiğini hissettiğin regle 1 hafta kala mı yoksa hergün muntazaman mı?

tekrar saol pms ortağım :)

sanirim benim yaptigim bu karisimda en etkili olan hayit meyvesi, onu da jinekolog verdi denemem icin eger ise yaramazsa dogum kontrol hapina baslatmak istiyordu ama ben de hormon hapi almak istemiyorum.

en iyisi ilk 3 ay hergun almak. 3 aydan sonra da adetten onceki 2 hafta boyunca kullanmak (en iyisi yumurtlamanin oldugu gun baslamak).

bu arada st johns wort bitkisel bir antidepresan. prozac yerine onu almayi tercih ediyorum.

ben yurtdisindayim ve bunlarin hepsini eczanelerde bulabiliyorum ama turkiyede eczanelerde var mi bilmiyorum aktarlara ve eczanelere sorabilirsin. bir de googleda arayinca online satis yapan siteler cikiyor:

www.bitkisel-tedavi.com
www.eczakutusu.com

psikiyatri yapan bir arkadaşım adet öncesi depresif durumu şöyle açıklamıştı:

kadın bilinçdışısı dermiş ki:"bu ay da meyve veremedik, bir yumurta daha boşa gitti gidiyor :(("

beni yedi bilemiyorum tabii, kendisi en az beş çocuk sahibi olmak isteyen bir erkekti :)

not: ahh bir de her şeye antidepresan kullanmak tehlikeli imiş. yanlış kullanımda (gerçekten depresyonda olmayanlarda kullanımında yani) etken maddeleri gereği mod dalgalanmalarını artırıp, sağlam insanları bile bipolar yapma tehlikesi varmış. tabii yine beni yedi bilemedim...

seçim?

(bkz: 29 mart 2009 yerel seçimleri)

hakkaten ha? seçimde böyle mi oy kullanılıyor? "evet" diye?

sanırım abdullah gül'ün önüne gelen her yasa tasarısına onay vermesiyle ilgiliydi. yamuluyo da olabilirim.

tarihine bakiyoruz: 26 Mart. demekki applebite nin dedigi dogru

secimde "evet" diye yapılıyor evet.

abdullah gülün önüne gelen hiçbir yasa tasarı ya da teklifini reddetmemesiyle ilgili. noter görevi görüyor falan diye çok eleştiriliyordu hatta o zamanlarda.

tarih 26 mart 2009 olduğuna göre 29 mart yerel seçimleriyle ilgili.

oy pusulasına basılan mühürün üstünde "Evet" yazıyor.

gül evet diyerek onaylamıyor fekat.

29 Mart secimlerinde bir sandiktan prezervatif cikmisti..Bu kapak onun uzerine cikti.

26 Marttaki Penguen, 29 Mart seçimlerinde sandıktan prezervatif çıkacağını öngörüp mü bu kapağı hazırlamış?

Selçuk Erdem'e sordum, yerel seçimlerle ilgiliydi o kapak diye cevap geldi. Boylece ilk tahminimden dolayı özür diler, en doğru kaynaktan bilgiyi iletmekten mutluluk duyarım.

kablosuz modem yerine kablosuz usb adaptör verme kısmını anlamadım?

kablosuz modem olmadan o adaptör nerden bağlancak?

şimdi elinizdekilerin envateri şöyle yanlış anlamadıysam
kablolu modem
masaüstü bilgisayar
dizüstü bilgisayar (üzerinden WiFi olduğunu varsayıyorum)
kablosuz usb adaptör.

şu durumda sizin iki bilgisayarı da internete bağlamanız (dizüstü ile masa üstü arasında kablolu bağlantı sağlayıp bağlantıyı paylaştırmak veya varsa dizüstünü kablo ile modemin ethernetine bağlamak dışında) mümkün değil.
bir kablosuz modem alırsanız ancak, usb adaptörü masaüstüne takıp her iki bilgisayarı da kablosuz olarak bağlayabilirsiniz.

@brianfour'un saydığı cihazlar varsa kablosuz olarak pc ve laptop arasında dosya transferi yapılabilir, internet aktarılabilir. aynı mesele benim de başımda var ve dediğim şekilde kullanabiliyorum.

masaüstünde windows 7 kullandığınızı varsayarsak denetim masasından ya da saatin yanındaki simgeden ağ ve paylaşım merkezini açıyoruz. ardından yeni bağlantı ve ağ kurun'a tıklayıp kablosuz geçiçi ağ kur diyoruz. ağ adı, güvenlik adını yazıp ileri diyoruz. bağlantı kuruldu dedikten sonra laptop'ta mevcut ağları yenileyip kendi açtığımız ağın ismini görüyoruz. bağlan deyip şifre giriyoruz. işlem bu kadar.

eğer bu işlemleri yaptıysan bir yerde interneti de paylaştır diye bir seçenek var. onuda seçmen gerekir.

bu yöntemi denedim ve %100 çalışıyor. win 7, xp ve ubuntu'da denedim.

yani sistem şöyle olacak.
kablolu modem-pc-kablosuz adaptör-laptop

şu şekilde de olabiliyor.
kablolu modem-laptop-laptop (iki laptopta da wlan var tabii ki)

samsung 40b651 2 ay önce falan 2000 tl civarındaydı, ararlarsa biraz daha altına bulabilirler. bence çok iyi bir televizyon.

1920x1080 full hd dedikleri yayın türü, ve o çözünürlükten yararlanması için bluray izlemesi, ps3 bağlaması falan gerekir. bahsettiğiniz gibi bir izleyici için gereksiz olabilir, ancak 10 yıl kullanacak diyorsanız hd yayınlar genelleştiğinde (ki şu anda lig tv hd izlenebiliyor biraz daha para vererek) işine yarar. 1600'e full hd televizyon da bulabilir kolayca. bimeks'in web sitesine bi bakın.

öte yandan 1024e 768 de çok düşük bir çözünürlük. kesinlile tavsiye etmem.

şimdi anlattığın full hd mevzuu böyledir zaten belki hiç kullanılmayacak belki de bi süre sonra yaygınlaşınca gerekli hale gelecek.bana kalsa param varsa full hd alırım aradaki fark 600 tl.öte yandan sana verebileceğim en önemli tavsiye -bu özellikler fiyatlar arasında boğuluyor çünkü insan biliyorum- kesinlikle yerinde karşılaştırarak görmendir.İçine sinerse full hd olmayanı aldırırsın.birde fiyatı fazla geldi biraz daha araştırın elektroworld mediamarkt buralarada bakın. tinyurl.com şu linktede daha ucuz görünüyor.

fullhd olayı bekledigimizden daha cabuk yaygınlasacak bi olay. daha simdiden sony dunya kupasını 3d yayınlayacagını duyurdu fln. ki cıkan hemen her cihaz bluray fln cıkıyor. filmler de cesitlendı ıyıce. full hd derim.

modeli bilmiyorum ama imkan varsa led tv alın, serie 7 olarak geciyor samsunglarda.

bi filmi hd izledikten sonra ses sistemi vs ile bi daha bırakın normal televizyonu dvd bile izlemezsiniz o kadar diyim. o yüzden hd desteği kesinlikle olsun heleki 10 sene kullanılacak birşey olduğundan dolayı 10 sene önce doğru düzgün ince ekran televizyonlar yeni çıkıyordu mesela önümüzdeki 10 senede led tvleri metreyle kestirip alırız halıflex gibi heralde onun için kesinlikle hd.

1024*768 vasat bir çözünürlük. aradaki 400-600 tlye kesinlikle değer. hatta led tv falan bakın. aldın mı iyisini al ?

amazon bunu postalıyorsa türkiyeye gümrükte bir şey olmaz.

en kötü ihtimal geldiği postaneden almanız gerekir "anneme çay kutusu aldım, doğumgünü" diyip alırsınız.

ben koçtaş'tan aldım böyle bişey. hobi bölümünde(ahşap boyama), ama çıplak kutu alıp boyamıştım, uğraşmak ister misin bilmiyorum.

ahşap üretim yapan her yerde bulursunuz böyle bi şeyi yaf. google da biraz aradım mesela şu firmalarla iletişime geçin, elbet biri satıyordur. bir de takı kutuları da buna benzer oluyor genelde, o şekilde de arayabilirsiniz.

www.normstoper.com
www.masahsap.com
www.ozalay.com.tr
www.ikivektor.com

çok sayıda istiyorsanız kralını yaptırırım bunun. ne şekilde isterseniz ama işte 2 tane için olmaz o. cnc masrafını karşılamaz :)

@plainwalker amazon türkiye'ye göndermedi oradan patladık.

@ansya koçtaş anca önümüzdeki haftasonu, fikir için teşekkürler.

@inkey'in linklerine mail attım bir tanesi döndü "perakendemiz yok, min.adedimiz 50" dedi (ki bu cevabı bekliyordum zaten) diğer ikisi henüz dönmedi ama bir ümidim yok, yani orası da yattı.

@darknum, işte problem o, bana ev tipi lazım 1 adet :)

lipton ve doğadan'da tanıdığı/torpili olan duyurucuların yardımını bekliyorum (ücreti mukabilinde)

Mudo Concept'te var,ben aldım ,kendimden biliyorum.

Lipton, Doğadan, Deren vs. çay firmaları bunları kullanır ve dağıtır. Market , Kafe gibi bir mekan işleten/çalışan tanıdığınız varsa onlara sorun. Çay firmalarının sitelerine bakın/mesaj atın. Kahve Dünyası tarzındaki kafelere gidip sorun.

Şu anda migrosta 100'lük 2 paket çay alırsan (24 milyona) bu kutudan hediye ediyorlar. Ben aldım akşam süper birşey :D

kiralar elden mi alınıyor banka yoluyla mı?

hukukçu değilim ama, ortada kira sözleşmesi olmadığı için bu adamlar evi zapdetmiş durumda,eğer elinizdeki tapuyla gidip polise başvurursanız dışarı zorla çıkartırlar kiracıları, fakat ödemedikler ayların kiraları kalır. tabi bi de sözleşme olmadan evi kiraya verdiğiniz iöin başınız derde girer mi onu bikmiyorum. dediğim gibi hukukçu değilim sadece aklıma gelen mantıklı çözüm bu bu.

Kira sozlesmesi sozlu bile yapılabilir ancak tapuya serh verilmediginden dolayı mulkiye hakkına dayanarak ev sahibi, kiracıyı evden cıkarma hakkına sahiptir.
Tahliye davası acarak kiracıyı evden cıkartabilirsiniz.

Ev arkadasımın dedikleri bunlar umarım isinize yarar :)

@plainwalker: kiralar da elden alınıyormuş malesef. tam saçmasapan bir durum..

@hızlı sperm: annem polise dediğini sormuş ancak mahkeme kararı olmadan polis söylediğini yapamıyor.

@uncle_sam: bir de noter yoluyla ihtar çekmek diye bir şey duydum. o olabiliyor muymuş? bir zahmet sorabilirsen tekrar..

imkanınız varsa "öyle saça böyle tarak" felsefesiyle hareket edin.
yaka paça atın evden şerefsizleri, eşyalarına da el koyun.

kirayı hangi yoldan aldığınızı neden sormuşlar orasını anlayamadım...
hemen bir avukatla görüşmelisiniz, ağustostan beri neden beklediğinizi de anlamadım,
avukat olmadan çıkaramazsınız evden, çıkarsanız da eski kiraları alamazsınız falan..

uncle sam'in de dediği gibi evden çıkarmaa hakkına sahipsiniz, ama bu hakkı kullanmak için av. tutmak zorundasınız, kolay değil bu işler, kanun kiracıyı koruyor..
kiracıyı evden cıkarmanın bir sürü yolu var, icra kanalı ile de çıkartabilirsiniz, tahliye davası açarak da çıkartabilirsiniz, evi başkasına satarak da çıkartabilirsiniz vs. uncle sam tahliye davası demiş ama o yol uzun sürer, icra kanalıyla çıkarmayı denemek daha mantıklı,
ama sizin durumunuza en uygun olan seçeneği, sizinle yüzyüze görüşerek, plan yapacak olan avukat belirleyecektir, borçlar özel hukuku dersinde neredeyse 5 ay boyunca sadece kira sözleşmelerini işliyorduk biz, o kadar da kolay değil yani kiracıyı evden çıkarmak, hele avukat olmadan, neredeyse imkansız.

kanunen haklısınız, ama sakın, bir dava açarım 1-2 aya kalmadan evi boşaltırım diye düşünmeyin, uzun sürecek bir dava sürecine hazırlıklı olun.

O tacirler(ticaretle ugrasanlar) icin gecerliymis bosuna masraf yapmasın diyor kendisi.Sen zaten defalarca soylemissin bu uygun sure verdigin anlamına geliomus.Yani davayı direk sulh hukuk mahkemesinde acabilirmissin.

evde olmadıkları zaman çilingir çağırın, kapının kilidini değiştirin eşyaları dışarıya atın kapıyı kilitleyin. eğer yardım gerekirse istanbul için, salı ve çarşamba günü gelebilirim istersen : o yemek ısmarlıcan ama ? yoksa gelmem : p
not: ciddiyim ben. bizim de şerefsiz kiracılardan bıkmışlığımız vardır.

belkı garıp gelecek ama vurursa gol olur nıckı arkadasın dedıgını yapmaktan baska carenız yok. soyledıgınız yontemlerın ıse yarar hıcbır yanı yok. ne polıs gelıyor eve, ne hak hukuk ıslıyor. tamamen gucunuze kalmıs, malesef kas gücü. sızınkıne benzer bır durum yasamıstık ve avukat da tutsak, ıhtar da ceksek o gunler bır turlu gelmedı. su anda burdan yazamayacagım bı guc kullandık da cıktılar. para mara hıkaye tabı. odememıslerdı onlar da.ama ıllallah denıyor ıse yapmalı.

direktoman en hızlısı kiraların ödenmemesi sebebi ile icra takibi ve yine icra yolu ile kiralanan yerin tahliyesi yapılmalıdır.ancak elden alınan kiralarda sıkılıkla takibe itiraz edilmektedir ve eliniz boş kalabilir.bu sebepten dolayı öncelikle noretden bir ihtarname ile önceki borçların ödenmesini isteyip, aynı zamanda da bundan sonraki ödemelerin bir banka hesabına ödenmesini isteyin.bundan sonra takibe girişmenizde fayda var. zaten 500 tl ve üzeri kirqaların bankaya yatırılması zorunluluğu var.Ancak kişi sizin hesap numarası vermemenizden dolayı yatıramadığını iddia edebilir. öncelikle noterden ihtarname.sorun olursa mesaj atabilirsin.

hoca kiracıları naptın ya? çok merak ettim valla.

kusura bakmayın sonradan cevap yazamadımi yoğun bir dönemime denk geldi. annem dayanmış kapısına kiracının sertçe konuşmuş. 10 günlük süre istemiş kiracı da. bakalım beklemedeyiz. ancak senin söylediğin yol mantıklı. hatta annem bile iyi fikir dedi.

olay ayvalık'ta olduğundan sana baya bir uzak. yoksa yemek filan köpeğin olsun :)

bildiğim kadarıyla elinizdeki key'le aynı tip windows'un değişik bitlerdeki varyasyonlarını kullanabiliyor olmanız gerekli.

overlok?

Büyük bir ihtimalle kumaşların boyanması, renklerinin solması vb. gibi boya ile alakalı işlerdir sanırım.

Büyük ihtimalle boyahane ile ilgili bir bölümde çalışır. Yapacağı deneyler firmanın üretimine bağlıdır , eğer baskılı mallar filan yapılıyorsa hangi kimyasallar daha iyi sonuç verir filan onları inceleyebilir , laboratuvarda renk çalışmaları yapabilir , boya sonrası ürün dayanıklılık testleri yapabilir , yanmazlık apre testleri yapabilir , dediğim gibi firmanın üretimine bağlı olarak bir sürü şeyi test edebilir.

hiçbir iş yapmaz. numune alır arada sırada verir makineye çıkan sonuçları da alır excele işler o kadar, hadi geçmiş olsun 4 sene okuduğundan kullandığın bu kadar.

kaliteci falan olur o.
iyi ayak oyunları yaparsa müdür de olabilir ileride.

petrokimya bazli sententik isine el atabilir pek ala...

(bkz: gore tex)
(bkz: laylon)

minimum ödemelerini yapabilirseniz her ay o şekilde de taksitlenmiş gibi olur.

minimum ödemeleri yapmanız size bir şey kazandırmayacaktır çünkü minimum ödemeleri yapsanız da faiz işlemeye devam edecek ve borcunuz hiç bitmeyecek.

en temizi gidip bankayla konuşun. Borcunuzu taksitlendirmek istediğinizi, bu şekilde ödeme gücünüzün olmadığını söyleyin. Sıkı pazarlıklar sonucunda bunu kabul edeceklerdir. ama dediğim gibi çok uğraştırıyorlar ilk etapta. Sizi uğraştırmak için ellerinden geleni yapacaklar çünkü bankaların en karlı müşterileri borcunu gününde ödeyenler değil gününde ödeyemeyip faiz yiyenlerdir. O yüzden sakın pes etmeyin. 4S kuralı geçerli:) Banka "öyle ya da böyle ödeyeceksin" dedikçe "taksit yapmadığın sürece ödeyemem ki" deyin.

Borcu borçla kapatmaya çalışmayın sakın. Büyük hata olur. Kredi kartı borcunu ödeyemeyenlerin yaptığı en büyük hata bu oluyor. İşin içinden hiç çıkamazsınız, size mantıklı görünse de evdeki hesap çarşıya uymaz.

Bir de harcamalarınızı ve hesap eksterelerini kıyaslayın. Bazen ufak hatalar da yapılabiliyor. Bazen hesaplar da şişirilebiliyor(yaşadım, biliyorum. Olmaz öyle şey demesin kimse). Böyle bir durumdan şüphelenirseniz itiraz edin.

Dediğim gibi gidin bankaya, konuşun. Mutlaka kabul edeceklerdir. Kredi kartını da olabildiğince az kullanmaya çalışın. Önce böyle 1000&2000 lira olarak başlar bu borçlar sonra bir bakmışsınız ki birer sıfır daha eklenmiş borcunuza. Üzerime vazife değil ama eğer düzenli bir geliriniz yoksa ya da gelirinizin üzerinde harcama yapma eğilimindeyseniz(bazen mecbur da kalıyor insan) kredi kartınızı borcunu öder ödemez iptal ettirin. En temizi nakit para... Kredi kartı olduğunda "nasılsa ödenir" diye harcanıyor çünkü. Hiç kredi kartım yok, kafam çok rahat:)

aynı dert bende de var çok uğraştım taksitlendirmediler ufak miktarlarda olsa elime para geçtikçe ödeme yaptım şu an 250tl borcum kaldı önümüzdeki ay onuda hallediyorum. yinede şansınızı deneyin bankaların sağı solu belli olmuyor.

google'da falan "kredi kartı borcu ödeme" tarzı şeyler aratırsanız çıkan şirketler var. genelde kontör satıcısı veya kuyumcu oluyor, mesela sizin 1000 tl borcunuzu bankaya yatırıyor, kredi kartınızdan 1200 tl çekiyor 12 taksitte.

borcunuz bitmeden de kartı iptal ettirebiliosunuz bu arada. kart kullanılmıyor ama borcunuzu bitene kadar ödemeye devam ediyorsunuz.
bu ara bende aynı dertten müzdaribim şahsen bu ay borcun yarısını ödeyip, kalanını da öbür ay yatıracağım. diğer türlü elimde beş kuruş kalmayacak çünkü.

türkçe

bize soracağına bölümünden mezun olmuş birilerini bulup onlara sorsan daha iyi olur gibime geliyor.

askeriye revirlerinde psikolojik danışmanlık bölümü oluyor, o yüzden belki orda asteğmen olabilirsiniz, ama ne derece ihtiyaç vardır bilmiyorum.

"psikolojik danışmanlık ve rehberlik" dediğin bölümün bildiğimiz klinik masterını falan yapmış hasta bakabilir psikolog olduğunu farzederek yazıorum. orduda psikologdan daha çok ihtiyaç duyulan az şey vardır. özellikle er eğitim tabur ve alaylarında. o derece ki ordu zaten maaşını ödeyip sivil psikologlar tutuyor. psikologsan büyük ihtimal astek çıkarsın. her birlikte bi revir var her revirde bir Rehberlik ve Danışma Merkezi vardır. psikoloji okuyan erkek sayısının azılı da burda bir etken tabi. Buldu mu kaçırmazlar.

2 gün geç çıkarsın(arada kaynamazsan).

mahkemeye sevk ederler bikaç gün geç tezkere alırsın... sanırım 1 güne 7 gün...

geç gidin bence de. böylece son haftayı diskoda geçirme şansınız olur. diskoyu görmeden gitmek olmaz bu kafayla zaten her gün pistte dans edersiniz :) eğitim de yok ne güzel ;)
verdikleri elbiseler biraz sinir bozuyor ama söyleyeyim.

Bana da söyleyen oldu.
"Napıcan hafta sonu gidip? Zaten bütün askerler gelmez. Siz de tam teslim olmuş sayılmazsınız. Çöp toplattırırlar, bulaşık yıkattırırlar. Pazartesi git." dediler. Emin olamamıştım ama burada yazılanlara göre gününde gitmek gerek.

iyi olur, mahkeme, disko, arkadaşlarından geç terhis olmak, askerlikle okul gezisini ayırt etmenize yardımcı olur.

Katılış tarihinizde ve mesai saatleri içerisinde birliğinize katılmış olmanız gerekir. Aksi takdirde geç iltihak bakayası durumuna düşer ve mahkemeye verilirsiniz. Ayrıca geç katıldığınız süre kadarda geç terhis edilirsiniz.

2 gün geç gideceğine 6.5 gün geç teslim ol. cezaları aynı.

Yapılmış en mal hareketlerden biri olur tahminimce. Askerliğin bir numaralı kuralı göze batmamaktır. Ayağına uygun bot bulamayıp Aralık'ta spor ayakkabıyla 14 saat çamurun, karın içinde durabilirsin. Parka kalmayabilir, ince kamuflajla yağmurda romantik romanik gezinrsin. Kıl bir komutana denk gelirsin, bahaneni beğenmez mahkemeyle uğraşırsın.

Askeri mahkemeye verirler. Hapis veya para cezası alırsın ki bu ağır olur. Ayrıca ne kadar geç katılırsan o kadar geç terhis olursun. Aynı zaman da hapiste yattığın günler askerlikten sayılmaz.

Şimdi hala düşünüyor musun?

Bu yazdıklarım gerçek!

jacobsun o makine için satılan büyük pakette kahveleri var belki onlardan alıp aynı lezzeti tutturabilirsiniz. tabi onu nerden bulursunuz bilemiycem.

eve normal bir kahve makinası al 200 lira filan
jacobsun yeşil paketli filtre kahvelerinden al.
makinada demle.
yüzde 99 aynı tadı yakalarsın. biz en azından öyle yapıyoruz ev arkadaşımla.
bence olay filtre kahvelerinin şahane olmasında makinada değildir.

1- Kahveye nescafe demeyi bırakın. Nescafe uyduruk bir kahve markasıdır.
2- Kalitelicesinden bir french press (20-25 kaat) + bir kahve değirmeni (internette 35 kaat, eminönünden 22ye aldım geçen) + bütçenize göre çekirdek kahve (starbucks 13e satar 250 gramını, tchibo 6-7ye, baristasepeti.com kargoyla 20ye) alırsanız çok değişik lezetlere kavuşabilirsiniz.

www.redcoon.nl

oyle cok kahveden falan anlamam, anca finallerde sabahlarken icerdim.
bu makinelere cok rastliyorum hem sagda solda hem de satis amaciyla marketlerde. belki aradiginiz biseyler vardir.soldaki menuden bir alt bir ust yaparsaniz daha ucuzlari da cikiyor.

Arkadaslarin dedigi gibi hazir kahve olayindan uzaklasin. Bunun yerine French Press ile baslayip Moka Pot, ve sonrasinda makinaya gecis yapabilirsiniz. Hepsinin tadi ayri olacaktir. Sonra, sevdiginiz kahve aromasini vs. belirlersiniz...

Bu arada makina almadan once (gittiginiz yerlerde veya) arkadaslarda filan varsa, onlarinkinden biraz bilgi ve karsilastirma yapabilirsiniz. FP ve MP omur boyu (oha!) kullanilacak seyler, o yuzden iyisini alirsiniz hem o kadar da aman aman pahali degil!

[ Not: Kahve sevmiyorum! ]

French Press alın öncelikle ve aromalı güzel bir kahve. Schlotzsky's, güzel bir cafe olmanın yanında, çekirdek veya çekilmiş, pek çok güzel kahveyi satın alabileceğiniz bir yer aynı zamanda.

şirkete karşı olan güvenilirlik bahsettiğim.

genelde en ucuz bulduğum yerden alırım ürünler, şimdiye kadar kullandığım abudik gubidik sitelerde hiç problem yaşamadım. hepsiburada.com'dan daha iyi hizmet aldığım çok oldu.

he tabi sanal kart kullanın.

headhunter firmaları daha çok yönetici pozisyonlarına yönelik çalışırlar, ama insan kaynakları danışmanlık firmalarına başvurabilirsiniz.

www.kariyergenc.com

headhunter firmaları pezevenk gibidir. yeterince güzel ve piyasan iyiyse onlar seni bulur. çok büyük ihtimalle de seni tanıyanlar pazarlar seni ;)
elemanlık değil müdürlük ve üstü için çalışırlar. çünkü 1 maaş kadar bonus alırlar eleman yerleşirse. çok üst kadrolarda bu bonusun boku çıkabilir 1-12 ay arası olabilir.
çok sağlam adamlar headhunter firma harici firma çağrısına falan kulak asmazlar.

Eğer görüşmeniz olumlu sonuçlanmazsa mobbing kurbanı olabilirsiniz.

Ben olsam gerçeği söylemezdim.

iş gorusmesi diye istenmez tabi.

hanımı hastaneye goturursun,
ev sahibiyle notere, nufus mudurlugune vs vs gitmen gerekir,
bankada krediyle ilgili sorun olur bizzat gitmen gerekir,
askerlik[duruma gore] subeye gitmen gereklidir,

daha uydurayım mı ?

Yalan atmanı tavsiye edeceğim, Malesef çoğu sirket kültürü ve yönetici bu tarz gorusmelerı pek hos karsılamıyor olakı gorusmelerınız olumlu sonuclanmadı suankı ıs yerınde devam ettınız yonetıcınız ıcın cogu konuda ıkıncı planda kalacaksınız (Egıtım werılecek olsa dıger arkadaslarınız tercıh sebebı olabılıecek) gıbı gıbı..

Benım sansımd bundan oncekı ıkı ıs yerımde de yonetıcılerım gorusmelere gıttıgınızde benı referans olarak gosterebılrısınız dıyebılıyordu =)

doğruyu söyleme bence de. hele iş olmazsa. (İşala olur)
hem nereden bileceklerki o gün görüşmeye gittiğini.
iş arkadaşlarına filan da söleme, yerin kulağı vardır.

ihbar süresinde yasanın işçiye tanıdığı 1 saatlik iş arama izni dışında işveren bişeyi hoş görmez. aslında hoş görecek olan sadece müdüründür, o da bu yollardan geçmiştir ama o da işverenin kayınçosu kontenjanından hoş görmez.

uygun bi yalan en iyisidir. iş görüşmesine gidiyor olduğundan şüphe etseler bile karşılıklı yüzgöz olmama ilkesi uyarınca peşine düşmezler. annenin seviştiğini bilmesi ama bişey dememesi gibi.

işe kabul edilirsen de bize yalan söledin diyemezler, problem çıkarmaya da yeltenmezler. bir çok işyeri çalışan adaylar için haftasonu veya mesai saatleri dışında da iş görüşmeleri yapabiliyor.

şirketler aynı sektördense haberleri olabilir. siz en iyisi evde tadilat yaptırın gidin görüşün.

söylenmez.
bizde yeni bir kadın ayrıldı, aldığı topu topu 2-3 izin olmuştu son dönemde annesini hastaneye götüreceğini söylemişti.
kız gitti, giderken hepimiz o mazeretlerin iş görüşmesine gitmek için uydurulduğunu biliyorduk.hiç de anormal karşılamadık.

bir gün önceden izin almayıp görüşme sabahı işyerini arayıp hastayım derseniz daha inandırıcı olur.

tam bir gün alacak görüşmeler için haftasonu ayırırlar diye düşünüyorum.

şirketinize yalan söylerken içiniz rahat olsun, aynısını onlar da size yaparlardı. örneğin şirketi kapama planları varsa, siz bilmeden önceden istifa dilekçenizi verecek olursanız kalkıp da "bir hafta daha bekle, tazminatını alır ayrılırsın" demezler, başıma geldi ordan biliyorum :)

answers.google.com
burda da tartışılmış :)

translate.google.com'a gore
corba ictim -> i drank soup.

bu yuzden drink diyorum ben.

In google we trust

ama google zaten birebir çeviriyor, genel anlama bakmıyor ki. yani,

ben kalem içtim

diye yazınca da
i drank my pen diyor mesela. :)

o nedenle ilk cevaba inanıyorum, yemek masasında da "eat"i desteklemiş biri olarak. :)
yine de emek için teşekkürler ;)

drink, bence

ikisi de mümkün..bu tip ikilemlere ingilizler kendileri de düşüyor..bardakla çorba içerken drink, bizim usul oturup kaşıklarken eat denebilir..ne desen gider.

ben genelde have kullanmışımdır bu tip durumlarda..

www.googlefight.com

bardaktan içiliyorsa drink, tabaktansa eat deyin :)

have +1.

"have" en mantıklısı tabii, ama şimdi dövüş "eat" ve "drink" arasında.
yine de emektir diyerek tikledim ama daha da have cevabını tiklemem söyleyim :)

Ingilizce'de corba yenir.

biz içiyoruz onlar yiyo. yani eat soup asıl doğrusu.

google burda doğrusunu anlamaya yeterli zaten.

eat soup sonuçları : tinyurl.com

drink soup sonuçları: tinyurl.com

gördüğün gibi drink soup sadece ingilizceyi yabancı dil olarak öğrenen forumlarda kullanılmış ve sonuçlar da tartışmalı. eat soup'da ise öyle birşey yok.

yani kesin eminim ki eat soup doğrusu.

demişler ama ben sağlam kaynaklı diyorum 'eat'
'but you can always have soup' demekteler aynı zamanda.
türkçe düşünmekten geliyor başımıza böyle şeyler.

tğrkçede neyse ingilizcede de odur.
türkçede biz çorba içiyoruz, yemiyoruzki.
e biz içiyorsak bütün dünyada içiyordur.

sordum "you don't drink it, you eat it or have it" dedi hoça

hocanın lafının üstüne laf denmez ama ben de dizilerde filmlerde falan eat soup denildiğini ve beynimin o cümlelerde sinyal verdiğini hatırlıyor gibiyim.

en iyisi have veya duruma gore spoon

amerikalı arkadaş:
*both are ok but usually we say eat

bu tip meselelerde türkçe - ingilizce sözlükler yerine ingilizce - ingilizce sözlükler daha doğru sonuç verir. Bunu da not düşmüş olayım.

ikisi de kullanilir. kimse garipsemez. kivami degisen corbalar da var cunku. ayrica kenari agzina dayayip da icebiliyorsun. kasikla yiyebiliyorsun. cumlenin icerigine gore de kullanacagin kelime degisebiliyor.

as pava
zübeyir

Nevizade'de SANAT var. Oldukça güzel fasılı var, fix menu 40 tl (limitsiz içkili). oldukça eğlenceli bir yerdir. tavsiye edilir :)

pazarlıkla adam başı 50-60 civarına (hatta daha ucuzuna) galata köprüsü altında mekan bulabilirsiniz, ama sabit fasıl ortamı var mıdır bilemem. manzara açısından başarılıdr.

cumhuriyet meyhanesi diyorum hemen nevizadeye girerken veranın oradan sağa sapmayıp aşağı doğru yürürken solda kalıyor.

fotoğrafını ve videosunu çekip savcılığa şikayet edilebilir

Mesaiye kalmadığın bir gün ticari kamyonla insan taşındığını polise şikayet et. Güzergahı, plakasını ver. Telefonu ankesörlüden et.

biliyorum kötü bir durum ama alternatifinin ne olacağını da düşünmek lazım. şikayet edilince adamlar minibüsle mi servis yapcak, yoksa servisi toptan kaldırıp gecenin bir yarısı milleti fabrika kapısında mı bırakacak.

Oda fiyatları insan sayısına göre değil ki? Elbette kalabilirsiniz. Ben ne zaman iş gezisi için şehir dışına gitsem, şirketin ödediği odaya en az bir arkadaşımı da sokarım. Kim ne hesap soracak? Aşık oldunuz sevişmek istediniz kime ne? Siz parasını verdikten sonra...

İçiniz rahat olsun, etik dışı bir şey yok.

otellerde odaya para verirsin kişiye değil. single bed ile double bed arasında çok büyük fark olmamalı.

otelden otele değişir kardeşim,bazı oteller oda parası alır bazı oteller kişi sayısına göre para alır..gitmeden önce oda fiyatımı diye sor-sonra kitlemesinler..

tek kişilik oda parasını ödedikten sonra zaten 2.kişi farkı daha ucuzdur. ama şansını dene istersen, çakarlarsa ödeyecektim dersin:) bir de, 3 yıldızlı bi otel lüçüktür, anlarlar kimin girip çıktığını.

ayrıca, (git: 109496)

mümkün, dikkatli olduktan sonra neden olmasın !

cevaplar için teşekkürler içim rahatladı biraz.

toptan yorumlara cevap vereyim:
ilgilendiğim çoğu otelin fiyatlarına baktım da bazıları kelle başı, bazıları oda başı. mesela son baktığım otelde tek kişi 60 civarıydı, çift kişilik oda da 90 demişler. ben kahvaltı ve ekstra yatak da istemiyorum açıkçası.
gidip ortamı koklamak lazım bi de..

arkadaşların hangi gezegende yaşadıklarını bilmiyorum ama dünya'da otellerde kişi başı para ödenir. o yüzden gizlice girip çıkması gerekir. normalde ses çıkarmasalar bile karşı cinsten birini sokacaksan elin mahkum diye parasını isterler.

bugüne kadar yurtdışında yaptırdığım tüm otel rezervasyonları fiyatlandırma oda başınaydı.
yurtiçinde de hepsi kişi başı üzerinden hesaplandı.

Otellerde tek kişilik odalar ile çift kişilik odalar arasında 5 Euro gibi cüzi bir fark oluyor zaten.

Ankara'da medikal şeyleri en ucuza Sıhhıye'de bulabilirsiniz.

nöbetler başlasın mışıl mışıl uyursun, gerek yok

iş guvenlik magazalarına bak. 3m onerırım.

Kredi kartinin son kullanma tarihi gecince kredi karti hesabi iptal olmaz. Sadece o fiziksel kart kullanilamaz hale gelir. Kart hesabi normal sekilde hayatina devam eder. O yuzden de suresi gecen kartin yerine gelen karti almamak hesabi kapatmaz. Kredi kartini kapatmak icin bu amacla bankaya basvurmak gerekir.

soruya cevap değil ama garanti bonus kart kullananlara bilgi amaçlı yazayım, tüketici hakem heyeti ile uğraşmak istemiyorsanız ve zaten her ay belli bir harcama yapıyorsanız müşteri hizmetlerini arayın. yıllık kart ücreti kesmiş olduklarını, bunu istemediğinizi, bunun iadesi için size nasıl bir teklif sunacaklarını sorun.. 3 ay boyunca 450tl harcama sözü verirseniz kesilen paraya karşılık 40tl bonus yüklemesi yapıyorlar kartınıza (diğer bankaları bilmiyorum)

bir not daha, geçen yıl yine aynı sorun için aramıştım, kartımı kapattırıp tüketici mahkemesine başvuracağım diye tehdit etmiştim :) istediğin mahkemeye başvur, basına yansıyan o olaylarda mahkemeyi hiç kimse kazanamadı demişlerdi, ne kadar doğru söylediler bilemiyorum tabi..

@1980 lütuf gibi bahsetmişsin, ama o dediğin şehyi hesap işletim ücreti kesmeseler de kartına yatırıyorlar harcama sözü verince. yani her şekilde kazıklanmış oluyorsun, cebinden 40-45 lira eksilmiş oluyor.

ol, kış günü orda ölsen umurlarında olmaz.

Ol sen her ihtimale karşı. Orada 2. sefer vurmaya kalkmazlar. Belirtirsin daha önce aşı olduğunu.

askerde farkli a$ilar da yapiliyor. o a$ilarin ne oldugunu ogren, birbirleriyle reaksiyon yapmasin. yani $oyle soyleyeyim, mesela burada domuz gribi a$isi olursun, askerde olacagin tetanoz a$isi sorun yaratmasin demek istiyorum.

aşı vurulmuş biri olarak, ben de aşı vurulup gitmeni öneririm. Sağlık ocaklarında aşı vurulduktan sonra bir aşı kartı düzenleyip veriyorlar. orda vurmaya kalkarlarsa onu gösterirsin.
bu arada çoğu sağlık ocağında aşıyı sabah 10 ile 12 arasında vuruyorlar. açılan aşıyı bitirme zorunluluğu gereği sanırsam. gitmeden önce varsa imkanın bir arayıp sor, boşu boşuna iki defa gitme. (ya da mesela cuma gidersin, aşı vaktini kaçırmışsındır, aşı vurulmadan gitmek zorunda kalırsın vs)
şimdiden hayırlı teskereler!

En son duyduğuma göre eğer aşı olmadıysanız zaten onlar yapıyorlarmış.
Bence siz bildiğiniz yere gidin, aşınızı olun. Ama aşı kartınızı teslim olurken yanınıza almayı sakın unutmayın.

askerde aşı olurken hiçbir şey sormadılar bize. makine gibi soldan iki sağdan bir iğne batırıp yolladılar. ne oluyor demeden soktular iğneyi. ben olsam daha ihtiyatlı davranırdım, yan etkisi falan da var diyorlar çünkü..

kullanamıyoruz malesef.keşke olsa..

kablo tv üzerinden uydunet var.
uydunet.net
sozluk.sourtimes.org

süperonline fiber internet var onu bir incele derim ben

bununla ilgili dava falan açıldıydı hatta. halk istiyor, oger telekom işi yokuşa sürüyor...

İbneler gündeme getirmiyor.
Ama şöyle bi haber var.

www.gelecekteknolojisi.com

hastasıyım her internet servis sağlayıcı sorusunda fiber internet tavsiye edilmesinin. türkiye'de 5 yerde falan var o, araba almak isteyen adama "ferrari'den şaşma" demek gibi bişey.

şuanki durumunuz için lambanın yansıması için lcd nin konumunu, açısını değiştirmekten başka çözüm yok gibi.

ekran parlaklığını azaltmak için de ekran kartının ayarlarından (denetim masası veya atitool benzeri programlar) gamma, brightness gibi değerleri değiştirerek parlaklığı düşürebilirsiniz. bu lcd paneli aydınlatmasını düşürmez ama renklerle oynayarak toplam parlaklığı azaltır. ben laptop ta bu şekilde bir renk düzeni oluşturdum, bi iki tıkla geçiş sağlıyorum.

muhtemelen monitörün presetleri arasında vardır onun ayarı, automatic veya internet seçeneğiyle o parlaklıktan kurtulabilirsiniz.

değmez bence, bir otobüs veya trene binip yunanistan/bulgaristan yapıp dönse sınırdan daha iyi.

gerekçesi nedir hocam bu dediğinin?
bulgaristana gidip gelme 1 güne maloluyor.. sadece yol parası 70 lira civarında.. eğer vize ihlalinde ödenecek para çok para değilse, vize ihlali, sanki daha mantıklı geldi bana.

kanunsuz iş yapılmamış olur, ilerde çıkabilecek sorunları önler.

Bahsi geçen erişim problemi Ekşi Duyuru'ya ise hiç bir problem yok. Gayet erişiyoruz.

yok yok, direk sözlüğe..

edit: garip bi şiler olmuş demek ki. fırsattan istifade teşekkürler=)

O da gayet erişilebilir durumda.

erisiliyor.

sozluğe erişimde bir sorun şu an için yok. Youtube ve Facebook'a var :) Ayrıca sozlukte ultrasurf aratılınca halâ kilitleniyor :/

Youtube ,facebook ,ekşi sözlük , ekşi duyuru ,
Hepsine rahatlıkla erişebiliyorum. Yer: Güney Amerika

Texas Lubbock dan giremiyorum sozluge, ktunnel den girince oluyor

hicbir sekilde sozluge giris yapamiyorum. yukarida da belirtildigi gibi sadece ktunnel araciligi ile son guncellenmis sayfayi gorebiliyorum. sanirim bir problem soz konusu.
bu arada bolge: connecticut

edit: bu sabah itibari ile tekrar erisim saglanmistir. ilginc bir tecrubeydi...

Amerikan Telekom engelliyodur. Sansürcü ipneler

türkiyeden giriliyorsa her ülkeden rahatlıkla girilir.

vallahi washington dc'den erişilebiliyor :)

İnsan bir spoiler ibaresi koyar, daha seyretmemiş olanlar olabileceğini düşünerek.

Arkadaşım Yeniyim O Dediğin Spoiler Nedir Bilmiyorum :( ...

hocam, madem boyle buldunuz dakika filan, o kismi atarsaniz youtube'a [veya halihazirda yuklu bir sekilde varsa] oradan yardimci olmaya calisan daha cok olur herhalde...

[ bu arada bu spoiler olayi icin mesajda dizideki olaylari bahseden yerin basina ve sonuna --- spoiler --- yaziyorsunuz oluyor, bitiyor :P ]

www.youtube.com

----şiponyer----
3:03 te başlayan bir parça var ama ben sürekli kullanıldığını hatırlamıyorum.
----şiponyer----

Yok O Değil Arkadaşım ...

www.onlinesinemaizle.net

Bu Linkten Video'yu İzleyebilirsiniz Video'da Bellick Araçla Hangara Getiriliyor Aracın Bagaj Kapagı Açılıyor Tabut İçeriden Sürülerek Çekiliyor Bu Anlarda Arkada Çalan Bir Fon Mizik'i Var Tam Olarak -04:10 bu sürede başlıyor bu müzik'i Bulamıyorum :( bu müzik aslında dizi içinde duygusal sahneler geldiğinde sıkça arka fonda çalınıyor :(

xampp

(bkz: server2go)

sorununuz nedir? Bende win7 x64 kullanıyorum maşallahı var. Bir sorunu yok. Server'ınız başka serverlarla çakışmış olmasın? Aklıma bu geliyor. Örneğin bende Zend PHP server da yüklü.ikisinin aynı anda çalışması mümkün olmuyor. Zend Server windows'un açılışında bazı servislerini otomatik çalıştırıyordu. Bunları kapadım sorun ortadan kalktı.

Böyle bir şey olabilir mi?

aktivatör kullanarak elime aldım sistemi :)

backup zamanı :)

windows 7 activator by Daz

bu aktivatör sorunsuz çalisiyor similik eline almissin da tekrar yükleyince bununla aktive et. torrent olarak, google'da ivirda zivirda heryerde bulunur.

valla loaderı seçtim, reboot yaptı son görüşüm oldu windowsu :D

yanımda ne cd, ne usb var, mp3 playerı kurban edip bootu tamire çalışıcam şimdi :)

sonra bi de dazı deneyeyim :)

zamunda dan aktive edilmiş win7 çekin en temizi hiç uğraşmıyorsunuz.

muhtemelen splitterı koyduğunuz yerle alakalıdır.

splitter'ın her iki telefondan da önce bağlanmış olması gerekiyor.

internet bağlantınızın sağlam olması için eve giriş yapan ana hattı modeme çekmeniz gerekmektedir. fakat ana hattı modeme çekerseniz telefonu nereye bağlayacaksınız değil mi ? bunun için splitter denilen hattı kayıpsız 2'ye bölen ufak bir kutu var. bir yanına ana hattı takıyorsunuz diğer iki uçtan birini telefona diğerini modeme yolluyorsunuz. eğer 2 telefon bağlayacaksanız splitterın telefon çıkışından çıkan kabloyu yine kabloları sıyırıp birbirine bağlama yöntemiyle 2'ye ayırıp kullanabilirsiniz.

Bir diğer çözüm: splitter kullanmayacağım diyorsanız 1 telefon + 1 modem. 2. telefonu devre dışı bırakın. (bu yöntem 1. yöntem kadar sağlam değildir.)

bağlantı temel olarak böyle olacak:

www.pcsistem.net

aslında splitter denen zımbırtı telefon'dan adsl'i ayırır. tek başına modem kullanılıyorsa splitter'a gerek yoktur ama hatta adsl bağlı ise ve telefon kullanılacaksa her telefondan önce splitter bağlanmalıdır. eğer bağlanmazsa hem internet bağlantısı kopar hem de o telefonda gürültü olur.

ya o telsiz telefondan önce de bir splitter takın ya da duvardan aldığınız hattı splitter'a takıp iki telefona dağıtın.

her işlemi kontrol edemezsiniz tabi ki ama atıyorum yüz kalem maldan 5 tanesini kontrol kontrol edip bir yamukluk varsa diğerlerini incelemeye alırsınız.

bir de prim almaları illa firmayı zarara uğratıyor oldukları anlamına gelmez (her ne kadar etik olmasa da). atıyorum iki firma aynı özelliklerde 2 ürüne aynı fiyatı çekmişlerdir, birinin satış elemanı kendi satış komisyonunun bir kısmını prim olarak önerebilir. şirketin kasasından çıkacak para aynı olur, ama satın almacının cebine giren fazlalaşır.

bu tarz işleri engelleme yöntemi olarak da mesela bir ürün daha 100 liraya alınmışsa, ürün tekrar alınırken daha ucuza mal edilmesi halinde satın almacıya primi siz verebilirsiniz. kontrol sizde olur.

ahah manyadın mı ne abi, işini duzgun yapan bi sen mı varsın. bırak herkese bu gozle bakmayı. satınalma prosedurune uyuyorsa gerisi seni pek alakadar etmez acıkcası. kimin ne deger kattıgına da senın pek dil atma sansın yok acıkcası. organızasyon seması belli kimin ne iş yaptıgı belli.

satınalma nın amacı zaten piyasayı kontrol etmek, fiyatlara bakıp ihtiyaca en uygunu almak vs vs.

muhasebe demısın de, birine para odemek onemli bi islem, 3gun erken 10 gun gec gibi durumlar likit akısı derken ansızın batabilirsin de.

ustune vazife değil netice olarak[patron olmadıgını varsayıyorum] kimin pay alıp almadıgı.

satınalma departmanında komisyon - hediye ws. almayı kabul etmeseniz bile ediyor gözüyle bakılacaktır ya da $üphelenecektir. (ki siz bile bunu yapmı$sınız.)

muhasebe departmanı için daha hassas olmak lazımdır.

$irketin kasasından çalınmadıkça bir$ey demek ve ispat etmek zordur tabii ki.

per$embe pazarından vida civata ampul ws. alan bir satınalmacı ya bile yılba$ı hediyesi olarak viski-çikolata verilebiliyorsa bu kaçınılmazdır bence.

Genel müdür olarak çalı$tığı fabrikanın bayilerinden birisiyle ortaklık kuran ve aynı zamanda kredi aldığı bankadan yüklü miktarda dü$ük faizli (fabrikanın gücünü kullanarak) kredi alıp cafe - restoran açarak görevinden istifa eden adamı ne yapacağız peki?
(profilo holding dü$ünsün.)

i$ hayatında bunlar kaçınılmaz $eylerdir. Dikkatli olup ucunun size dokunmasını engelleyin yeter.

ingilizce bir kaynak:
www.ehow.com

mozbackup.jasnapaka.com
email.about.com

www.yemeksepeti.com
olabilir

www.uppercrustturkiye.com

bu olabilir mi?

sayfa yani 1000 karakteri 20 ytl gelecek şekilde fiyat verirsen gayet iyi.

yurt dışında yaşıyorum demişsin. 1000 karakter/ 1 sayfa için 20 tl yi burdaki çeviri büroları da alıyorlar. iki katını söyle bence.

googleda yaşadığınız ülkede bir tercüme bürosu arayıp müşteri ayağına fiyat isteseniz?

www.turktrans.net

Fiyatlandırma için çeviri sektöründe çoklu değişkenler mevcut, yani:
- İş veren firma Türkiye'de mi yurt dışında mı?
Türkiye'de ise 1000 karakter için 20 ytl veren bir firma bulmak zordur (bulursanız mutlaka haberim olsun!) ortalama 5-10 lira arasında değişir 1 sayfası (1 sayfa = 1000 karakter). Yurt dışında karakter yerine kelime başına ücretlendirilir ki proz.com'da ortalama 0.005 euro).
- Metnin içeriği nedir (Hukuki-tıbbi-teknik metinler ile "ürünümüzden memnun kaldınız mı?" anketi aynı fiyat olamaz!)
- Firmaların müşteriden istediği fiyat sizin için referans olmasın, o fiyatlar çevirmene asla verilmez, yarısı verilirse bu iyi bir ücrettir!

Not: 6 yıllık tıbbi çevirmenim...

proz.com sayfalarinda bir dolas bence de hangi ülkede yaşiyorsan oranin forumlarina bir göz at.

Çİft kişilik odada tek kalamazsınız.

@paranormal: parayı bastırdıktan sonra aslanlar gibi kalırsınız bence?

çift kişilik oda adam başı 85 iki kişi kaldığınızda gçeerlidir. yoksa tek kişi kalıyorsanız 4 kişilik odaya da verseler 120 lirayı alırlar.

çift kişilik odada bir büyük mü iki ayrı yatak mı olduğu tamamen sizin rezervasyon yaparken hangisini istediğinize bağlı.

tek kişilik oda her otelde olmaz, ama varsa fiyatı bellidir. tek kişiyseniz genelde çift kişilik odada tek kişilik kullanım bedeli ödersiniz. bu da 85<x<2*85 arası bişeydir genelde.

çoğu 4* 3* hatta 5* otelde çift kişilik oda tek kişilik oda ayrımı yok. yani tek kişi kalmak istediğinizde size daha küçük oda vermezler. tek kişi kaldığınızda odada boş bir yatak olur. check in yapmadan önce french bed istediğinizi söylerseniz ayarlamaları lazım...

peki hocam check in saati 14 olarak gözüküyor. hani geç kalırsak 14:00 ı geçerse herhangi bir sorun olmaz di mi ? daha önceden rezervasyon yaptırmadım da hiç :) hiç mi otel de kalmadın dersen 2 defa kaldım gittim boş oda var mı dedm var dediler öyle kaldım :d ya da 14:00 dan önce girsek tırı vırı yaparlar mı ?

check in genelde saat 15:00'tir zira oda temizliği check out saati olan 13:00'ten sonra başlar, araya iki saat marj koyarlar. ama mutlaka uygun odaları vardır. gidin derdinizi anlatın yaparlar bi şeylerler...

tandoğandaki yer altı çarşısı sana yeter zaten. bu tür yerlerden almak daha iyi. ucuz olur yani.

bot ne alaka anlayamadım şimdi. botlarınızı zaten gideceğiniz yer verecek. önümüz kış, haliyle kışlık bot vereceklerdir. genel bilgi niyetine söyleyim; evet yazlık botlar kışlık botlardan farklıdır. yazlık botların boğaz kısmı kumaştan oluyor, diğeri ise bildiğin bot işte. ben yazın yapmıştım askerliğimi ama denetleme döneminde olmadığımız için bize kışlık bot vermişlerdi neyse.

tandoğandaki yer altı çarşısında nereydese her dükkanda temel malz. listeleri olur. gitmeden hepsini buradan alayım derseniz o listeye bakar alırsınız. ama gideceğiniz yerdeki kantinlerde bu tür malz. satılıyor. oradan da temin edebilirsiniz.

iç çamaşırı hepsinde aynı değil :) bahriye çıkarsa beyaz giyme olasılığınız var, ayrıca bot da almanıza gerek yok oradan verecekler bulabileceğinizin en kalitelisini hemde bedeva. yazlık bot nispeten rahattır ama (rahatlığı daha hafif olması ve bilek çevresinin bez olmasından mütevellit hareket kolaylığı sağlaması) kışın soğuğu ortalamanın üstünde bir yere düşerseniz neden yazlık bot aldım diye kendinize çok söversiniz emin olun ;) sözlükte bi çok başlık var bununla ilgili, onları da okumanızı tavsiye ederek, zamanında benim bu iş için yaptığım listeyi veriyorum size.

- silikon tabanlık (5 lira civarında her yerde var artık)
- birliğinize uygun 5-6 don / atlet / fanila (ilk 1 ay yetecek kadar, çok yüklenmeye gerek yok)
- siyah çorap (yine ihtiyaca ve kullanıma göre sayısı size kalmış)
- kışın gittiğinizi düşünürsek 1 takım içlik ve bir kazak(yeşil oluyo bu)
- dikiş iğnesi,çengelli iğne,iplik...vs bulunan ufak bi dikiş seti
- pudra (eczanelerde UTALK pudra diye sorun, 4-5 lira civarı,çok kral bişidir,her halta iyi gelir, askerliğinizi bitirtir)
- bot vurma ihtimaline karşı bikaç set vatka (benim ayağımı vurmadı ama almakta fayda var)
- kişisel temizlik ürünleri (sabun,şampuan,traş bıçağı,traş kolonyası,diş fırçası,tırnak makası...vs) size kalmış ne götüreceğiniz. asker dükkanlarında 1-2 liraya traş kutuları olur küçük çanta şeklinde bunları onun içine koyarsınız derli toplu durur.
- deodorant (kişisel önerim kesinlikle deotak, banyodan sonra 1 kere sürersiniz, 3-4 gün ter,koku derdiniz olmaz. )
- krem / dudak kremi (çok pis çatlayacak dudaklarınız ve elleriniz)
- alarmlı kol saati (askerde her şey zaman)
- vitamin,yara bandı ve nasır ilacı (gerekli olmamasını dilerim, bana olmadı şükür ama bulundurmanızda fayda var)


*** bu saydıklarım öncelikli olanlar, ki bunlar bile aslında askeri kantinlerde çok daha ucuza bulunabilecek şeyler. örnek verirsek geçen sene bu zamanlar askeri kazağı dışarda pazarlıkla 20 liraya almışken(normali 25-30) asker kantininde 10-12 lira gibi birşeydi. yine traş takımı, traş köpüğü, çorap..vs tarzda günlük kullanım malzemelerinin çok daha ucuz olduğunu göreceksiniz askere gidince.

ama sonucta nereye gideceğiniz belli olmadığından ve yoğunluktan dolayı bu malzemeler kantinde ilk anda bitebileceğinden, sizi acemiliğiniz boyunca idare edecek şeyleri tedbir olarak almanızda fayda var. sonra zaten çarşı izinlerinde halledersiniz ne gerekirse.

bot almanıza gerek yok. diğer malzemeler için ise gideceğiniz yer belli olmadan alışveriş yapmayın derim. eğer tugay gibi büyük bir yere çıkarsa askerliğiniz, alışveriş yapılabilecek en ucuz yer o birliğin kantini olacaktır, sadece tıraş takımı, çorap gibi temel malzemeleri götürseniz yeter.

bence bekleyin. ankara'da askeri malzeme bitmez ve evet en iyisi tandoğan yer altı çarşısıdır....

askerdeyken yaşadığım bir telefon konuşması:

plainwalker: ulan murat, dünya kadar eşya aldırdın bana, hepsinden bi de burda zorla aldırdılar tekrar.
murat: ya, bize de öyle yaptırmışlardı.
pw: e mal, ne diye bana da aldırdın o zaman.
m: belki aldırmazlar size diye.

yani işin özeti muhtemelen acemilik yaptığınız yerdeki bölük astsubayı ya avanta karşılığı, ya bi yakınına kıyak olsun diye dışarıdan gereken malzemelerin hepsini getirtip size satacak zaten. dert etmeyin.

Bence hiç bir sey götürme evet dogru duydun bak orada ztn terliginden diş macununa diş fırcana kadar hepsini vericekler.Atıyorum eşortman,içlik,atlet vs. onlar ztn orada veriliyor.Botlarıda okadar rahatsız eden bir bot degil eskileri bilmiyorum ama simdikiler gayet kullanıslı ve rahat.Şimdi bunun dısında pudraydı,köpüktü,dondu,atletti,iğneydi,iplikti,koltuk altı seysi, arkadasında bahsettiği gibi silikon taban hatta gaza gelip yine orada satılan alt üst arkasında ''sizin altınızda vardı sonmodel araba bizim gönlümüzde yatardı kara sevda'' gibi toplumsal mesajlar içeren dörtlükler baskılı bi okadar alakasız hayvanlarla süslü (kobra,kaplan vs.) eşortman takımlarını bile oradan acemi birliğini yapacağın kışlada kırtasiye adı altında nealırsan 1 tl ci havasındaki yerden temin edebilirsin.En önemlisi kışladaki fiyatlar dışarıdakilere göre herzaman daha uygundur hatta cok cok uygundur diyerektan en acilinden gecmis olsun dileklerimi sunar hayırlı tezkereler dilerim.

tesekkur ederim uyuklayan kedi.
bi de ben bu aktivasyonu yaptırmasam bir şey olur mu onu merak ediyorum aslında..

:S uyuklayan kedinin yanıtı görünmüyor, yanına tik atayım derken sildim mi ki?

eğer işten çıkacaksanız gidip o işlemi yaptırmayın.

babanızın sigortasından çıktığınızda tekrar geri giremiyorsunuz işsiz kalsanız da.

Rica ederim. Ben edit etmek isterken sildim amadışarı çıkmam gerekince kaldı öyle.
Bence bişey olmaz (daha önce denedim). Hatta bir süre boşluktan sonra iş değiştirdiğimde eşimin Emekli Sandığı'na bağlı gördüler, TC numarasını verdim oldu. Yine de siz bilirsiniz tabii.

eş durumu farklı, babadan yararlanma farklı. geri dönemezsin babanınkine ve yeni bir iş buluncaya kadar sigortasız kalırsın onun için hiç yaptırma. eğer hala babanın sigortasından yararlanabiliyorsan tabi.

PS'i burdan da alırsınız her türlü. bence xbox.

ps2 xbox la kapısamaz hayatta.

tahminimce oralardan 400-450 TLye ps3 bulabilirsiniz, bence eski nesil almaya değmez.

chip taktıracaksanız xbox'la yapacaklarınız sınırsız olduğu için onu öneririm.

xbox benim de dusundugum gibi döver gibi.
fakat;
chip taktırınca ne oluyor?
chip nerede takılıabilir istanbulda?
xboxın xbox360dan cok farkı var mı?

çipli ps2ler burada da max 250 ye satılıyor zaten, geçen mediamarktta çipsizi 170 lira idi.

yahu biraz araştırıp bir fikir edinseniz daha sağlıklı sorular sorabilirsiniz. bir kere xbox(360 olmayan) aletin oyununu burada zor bulursunuz. ps2 alsanız 300 TL bütçe çok fazla. şu ara banlı 2. el xbox 360 arcade'ler 250-300 TL arası satılıyor. sahibinden.com'a bakmanız yeterli. banlı ne demek diye soracaksınız şimdi, internete giremiyor alet. yani xbox live'a ve netten online oyun oynayamıyorsunuz. yani aleti ps2 gibi kullanacaksınız. şimdi aleti evde ps2 gibi kullanabilecek ve bunu 250-300'e halledebilecekken neden ps2'ye yönlenesiniz ki. hele hong kong'dan falan almaya kalkıp.

neyse, demem o ki alacaksanız xbox 360 alın bir tane 2. el bilenlere danışarak. yok illa ps2 alacağım diyorsanız da 2. elini 150-200'e alırsınız sağlam. ben satıyordum geçenlerde 150'ye orijinal 2 joystickli, memory card'lı çipli falan. vazgeçtim gerçi şimdilik satmaktan. ama bulursunuz sağlamını 2. elin. ps2 bu sonuçta.

leb-i derya'da sorun olmaz

yemek saatlerinde masa işgal etmediğiniz sürece problem olacağını zannetmiyorum hiçbirinde. Öğlen 12-14, akşam 18-22 arası pek sevilmeyebilirsiniz ama onun dışında buyrun gidin.

ayrıca bedava programlar da var iphone için. ve yetiyor da adama. iphone dışı yalan.

iphone diyorum.

telefonu normalde sadece konuşmak için kullanan biriyseniz bazı özellikleri hoşunuza gitti diye 2000 liralık bir alet almak çok mantıklı olmayabilir.

benim tavsiyem 500 lira civarına bir smartphone alıp, bir süre kullanıp sonra eğer ekstra özelliklerle ilgileniyorsanız iphone'a geçmeniz olur.

(bkz: nokia e71)

götürürler merkeze demek isterdim ki bilmiyorum.soruyu biraz daha açarmısınız ruhsat yanınızdamı değil yoksa araç trafikten çıkarılmışmı?

geçen polis çevirdi eve 10dk uzaklıkta. ben de ruhsatı arabada sanıyordum, değilmiş. söyledim evde unuttuğumu ve isterse getirtebileceğimi. "iyi olur şimdi sabah sabah aracı bağlayıp sizi de uğraştırmayalım" dedi. yani kısaca bağlıyorlarmış..

kullanılan bireyin ehliyeti var, aracın ruhsatı yada plakası yoksa, para cezası diye biliyorum. ancak son trafik kanununlarından sonra epey bir artı. yalnız rakam hakkında bir malumatım yok. + aracı emniyetin otoparkına bağlıyorlar. günlük olarak'da aracın otopark masrafı sizden kesiliyor.

Polis aracın plakasına bakar, araç çalıntı değilse ve araç ailenizden birisine aitse (soyadlarınız aynıysa) ufak bir ceza keser veya sözlü uyarıda bulunup bırakır.

eğer ters bir günlerine denk gelirseniz aracınızı bağlarlar.

@kimlanbu : nerede yaşıyorsun arkadaşım sen? arabistan falan mı? emniyet mensubunun prosedür dışında hareket uygulama yetkisi yok. dediğin gibi, tolerans uygulama durumuna sahip degil. trafik yasası ve mevzuatta böyle bir yetkiye sahip degiller. trafik memurları. yasa neyi gerektiriyorsa o uygulanır.

o zaman herkes, çıkarsın plakasını, almasın yanına ruhsatını?
var mı böyle bir mantık?

aynen bağlarlar, çekme ücreti 180 tl civarında + günlük otopark ücreti de 5 lira falan. onun dışında ruhsat ya da plaka bulundurmamanın cezası da 61tl, peşin ödeme de 45tl oluyor. ama şansa ruhsat yakın bi' yerdeyse aracı bırakırsın gider alır gelirsin ruhsatı. bu da memurun insiyatifinde bi' olay, kolay kolay gerçekleşmez yazarlar cezayı..

edit: bu arada var olan ruhsatı bulundurmamanın cezası bu, ruhsat hiç çıkartılmamışsa sıçar! darmadağan olursun, bitirirler adamı..

@claimer: arabistanda yaşayan sizsiniz sanırım, ya da avrupa'da falan. türkiye'de ehliyetsiz, ruhsatsız, sigortasız defalarca polise yakalandım, yanımdaki alkollü arkadaşımın ehliyetine el koyup daha alkollü olmama rağmen arabayı teslim aldığım (kağıt üzerinde, yine polisin önünde arkadaşım sürdü gitti arabayı) oldu. biraz ricaya, belki biraz da paraya bakar bizde işler.

@plainwalker : evrakların'nın eksik ve olmadığı taktirde seni gönderen memur arkadaşın sorumsuzluğu'dur o. bireysel ve biraz duygusal davranmış olmalı karşı sanırım sana. artık ne kadar acıtasyon yaptın bilemiyorum :)

lakin, böyle bir sistem yok. bunuda bil.

cedric, transit vizenin varoluş sebebi bu zaten. başka işe yaramıyor. ülkeye giriş yapmaya gerek yok.

hangi ülke üzerinden gidiyorsanız onun vize sayfalarını kontrol etmeniz gerekir.

mesela ingiltere üstünden giderseniz transit vizeye ihtiyacınız yok.

aktarma yapacaginiz ulkenin transit durumunu inceleyin. hatta sehre gore bile degisebiliyor. mesela frankfurt veya viyana'dan aktarma yapacaksaniz o ulkenin vizesine ya da transit vizesine gerek yok. ama bu gibi seyleri her an degistirebiliyorlar sanirim.

turkiye'den kanada'ya olan ucuslarin cogu ya almanya ya da ingiltere uzerinden. bu ulkeler veya herhangi bir avrupa ulkesinden aktarmaniz varsa transit vizeye gerek yok. sadece amerika uzerinden bir aktarma varsa -ki bu genelde cok nadiren gerceklesir- o zaman amerika icin transit vizeye gerek var.

Sahsen en son thy'yi kullandim, cok memnun kaldim, fiyatida diger havayollarindan daha makuldu, sana nasil bir fiyat soylediler bilemiyorum ama iyi arastir. Birde direk ucus, torontodan otobusle montreale 40 dolara gidebilirsin.(gecerlşi ögrenci kartin varsa)

Onun disinda mumkunse airfrance ile gelme, ucaklari cok eski, servis kotu. KLM iyidir ama aktarmada cok bekletir (4-5saat). Swiss aslinda cok cok iyi ama bilet bulunmuyor yada cok pahali. British Airways ile ben hic ucmadim ama ucanlar hic iyi konusmuyorlar, genelde bavul falan kaybeder bunlar. Lufthansa fena degildir, thy olmayacaksa lufthansa olsun.

çok var, neşe pansiyon güzeldir mesela. hem deniz kenarında. yazın 80 lıra ıdı sımdı dha düşük ücrete bağlanabilir. sahılde ve carsıya yakın bırkac yere gıdınce 20 lıraya kadar ıner pansıyon fıyatları. :)

halikarnas'a doğru durak pansiyon var. denize 30 saniye uzaklıkta. terasından güzel manzarası var.geceliği yazın 25 tl idi. temiz. banyo ortak değil özellikle. her odada tuvaleti banyosu,sıcak suyu var.wireless var, kliması, televizyonu var. odalar biraz küçük sadece.
0252 316 15 64
0252 316 24 02 ertuğrul öztürk
umarım işinizi görür.

www.booking.com

raporun üstündeki tarihtir.

ama taburcu olduğum tarih yazılı ve ben acil bölümündeki görevli biii arkadşın bilgisinede başvurdum oda diyo pazar günü başlar. şimdi bu bilgiden tam eminmisiniz ? hem doktor izin vereceğini söledi rapordan bahsetmiyodu gerçi ikiside aynı yoksa

ben de verildiği günden başlar diye biliyorum. diğeri mantıksız zaten. pazartesi sabahı rapor alsanız ve dediğiniz gibi salıdan başlasa pazartesi öğleden sonra işe gitmeniz gerekebilirdi.

21.11.2009 da rapor aldınız 4 gün izin verildi yani 25 olarak bitiş tarihi ayın 25'inde başlarsınız işe güce.

yapmayacaksın. zorlayamazlar ya.

iş tanımıma dahil değil dersin. çok üstelerlerse açar müşteriye küfredersin :)

Kavga etmezsen (tartışmazsan) üstüne gelmeye devam edecekler. Bazı insanlar sadece bundan anlıyor maalesef. Hatırlatmadığın sürece kim olduğunu unutuyorlar, kendi kendilerine anlayacak kapasiteye sahip değiller ya da kullanmayı seviyorlar. Sert çıkmak şart. Ben de ilişkilerimde gerginlik olmasın diye uğraşırım, ezilen olurum sonra da...

istediği kadar üstelesin. ben web tasarımcısıyım, kendiniz arayın diyin. gidin ve göstere göstere aramayın bence. kapak da olur, hiç birşey de yapamaz.

İşveren, kanunen emri altında çalışanlara "görev tanımı"na uymayan bir görevi veremez. Yani sizin görev tanımınız belliyse ve işe girerken bu konuda açık kapı bırakmadıysanız(yani mesela arta kalan zamanlarda rutin büro işlerine yardımcı olmak gibi) kesinlikle sizi zorlayamazlar. Size tavsiyem; çok üzerinize gelirlerse iş hukukundan anlayan bir avukatla temasa geçip onların ağzının payını avukatınız aracılığı ile verin. Hem siz yüz-göz olmazsınız, hem de hadlerini bildirmiş olursunuz.