dota oynarken bir çocuk türkler'i sevmiyorum, siz işid'i destekliyorsunuz diye oyundan çıktı. hani çıkmanın da cezası var. youtube yorumları da pek içaçıcı gözükmüyor.

Almanya icin konusursam;

Halkin %10 luk kismi asiri irkci. Genelde fakir dogu alman sehirlerinde yasadiklari icin bunlarla gercek hayatta karsi karsiya gelmiyor kimse. O yüzden son olaylardan bagimsiz bunlar hep irkciydi, bundan sonra da öyle olacaklar. Ama bu olaylar onlarin elini güclendirip argümanlarini diger insanlara satmalarini kolaylastiriyor.

Halkin %40 lik kismi sag. Bunlar ön yargilari ile hareket eden kesim. Suriyeli mületicilere karsilar, türklere karsilar. Icten ice almanya almanlarindir diyorlar ama bunu dile getiremiyorlar. "yabancilar disari" diyemiyorlar da "kültürel olarak burali degilsiniz, hem kendinize hem bize zorluk cikariyorsunuz" gibi politik cümlelerle irkciligin cevresinden dolanan söylemleri var. Olaylara cok sig gözlemle bakiyorlar ve öfkeleri giderek müslümanlara ve türklere yöneliyor. Parlamaya hazilar, herhangi bir toplumsal irkci harekte katilmaya hazirlar ama arkalarinda yeterli gücü bulamiyorlar genelde. Son olaylardan sonra asiri sag tarafa kayma giderek artti. Buna örnek olarka "Pegida" eylemlerini gösterebiliriz. Iste internette en cok karsilasilan, yorumlar yazan kesim bunlar. Gercek hayatta söyleyemedikleri seyleri internette rahatlikla söylüyorlar. Bu internete yazdiklarini gercek hayata bir yabanciya söyleseler adalet sistemi tepelerine biner.

%30 yabancilara dost. Genelde genc, farkli ülkelerde yasamis, kültürel olarak acik kesim buna giriyor. Türkleri seviyorlar, problemli kisilikleri tüm türklere mal etmiyorlar. Müslümanlik ile terörizmi birbirinden ayirabiliyorlar. Insanlari etnik kimlik ya da din olarak degil de daha cok bireysel olarak degerlendiriyorlar. Irkici bir yürüyüs oldugunda karsi yürüyüs yapiyorlar ve yabancilarin yaninda oluyorlar. Ama son olaylar karsi tarafin eline güclü argumanlar verdigi icin sesleri cilizlasiyor, savunurken zorlaniyorlar. Suriyeden gelenlere ise insanlik adina kucak aciyorlar.

%20 luk kesim ise daha cok genc nesil, ne oldugundan haberleri yok. Magazalarin indirimleri, apple in son ürünleri cok daha önemli onlari icin. Türklerin kahvaltida döner yedigini, tuvalete bile BMW ile gittigini düsünüp, suriyede olanlar hakkinda niye geldikleri hakkinda hic bir fikirleri yok.

Yani özete bakinca olaylar ve gerilim artarsa %50 yi evde zor tutarlar, buna da en cok almanyadaki yabancilar üzülür.

yani tramvayda falan konuşanları duyuyorum sürekli türkiye-rusya gerginliğiyle ilgili. genelde gençler. baya gerzo bi ülke olarak görüyolar şu an bizi. biri türk olduğumu öğrenip konuyu açtığında da hükümetle türkiye halkının, en azından %50'sinin, başka şeyler düşündüğünü açıklamam gerekiyo :P ne hatırlattın ya sinir oldum şimdi. faşizan girişimleri olmuyo direkt ama bi küçümseme var diyebilirim. gerçekten sinir bozucu. türkiye'de karşıt görüşlüyüz diye hayatta zor kalıyoruz, yurtdışında da erdoğan destekçisi islamcı terörist gibi görülüyoruz. ayrıca bu uzak doğululara saldırma olayı da baya düşürmüş prestiji. gerçekten geri zekalı gibi algılanıyoruz. çünkü gerzoların yaptıklarıyla ön plana çıkmışız.

yurtdışında yaşamıyom da bu olaylar olduktan sonra workaway'de mesaj attığım kimse cevap vermedi. bundan önce, 5 yere falan yazmıştım, hepsi olumlu veya olumsuz geri dönüş yapmıştı. şimdi 10 yere yazıyorsam 8'i cevap bile vermiyor, ikisi de profilinde müsait olduğu yazdığı halde "o ara müsait değiliz cnm ya" çekiyor. haklı olarak çekiniyorlar, sevmiyorlar, istemiyorlar.

sokaktaki insanların çoğunun kulaktan dolma bilgiler dışında dünya siyasetinden haberi yok, sıra türkiye'ye gelsin. internetteki aktif kişiler yüzde kaçı oluşturur bilmiorum ama geneli kapsamadıkları kesin ve ayrıca bizim gerçekliğimizle onlarınki aynı değil sabah akşam siyasetle uyanıp kalksınlar.

+konuşup sohbet ettiğim hiçbir yabancı türk olduğumu söyledikten sonra da önce de önyargılı olmadı aksine güleryüzlü sıcakkanlı falanlar hep.

mama>> proplan ya da hills
Kum>> dogal olanlardan silikon degil. (eczacibasi pisipisi kullaniyorum ornek teskil etmek gerekirse)
nereden alisveris yapacagim>> www.petburada.com

kumu patisiyle soyle bir karistiriyorsunuz demislerdi bana. alistiran ben degilim bilmiyorum o yuzden.

balkon kapali mi?

veteriner ihtiyaciniz olacak.

normal bir isim koydum ben.

adı tombişko olsun :)

hayır balkon açık. ama atlayamaz herhalde. veterinere götürücem.

kediler tuvaleti yaptıktan sonra gömme ihtiyacı güder. örneğin yaru kedim hasta iken odamda ben yokken yapmış sonra bakmış kapatamıyor sağdan soldan peçeteleri kağıtları çekiştirip üstüne koymuş gözükmesin diye. tuvalet alışkanlığını rahat kazanırlar. tuvaleti gelmeden önce kuma götürüp patiletmek (karıştırılabilir ve gömülebilir olduğunu göstermek), burununu sürtmek (bunun mantığını bilmiyorum, kokuyla alakalı olabilir.) veya çok ufaksa poposunu biraz bastırıp kuma değdirmek (bak buraya der gibi) işe yarar. muhtemelen kumun varlığını algılar algılamaz kendisi kabullenecektir. sorun çıkacağını sanmam. sadece silikalı mı onu kullanmayacaksanız ufak bir kürek (ya da benzer işleve gelen bir şey - bu bakliyatları satan yerlerde ufacık ufacık kürekler var ya onlar gibi bir şey) edinin bir de kumun tabanına kutu zeminine su geçirmez bir şey koyun (naylon vs vs.)

tuvaleti yanlış yere yaparsa ses tonuyla kızdığınızı belirtin. ilerde bunu sizi kızdırmak için kullanabilirler. (mamamı değiştirdin hehe bak ben de sana ne yaptım gibi gibi. hepsi böyle adi değil de arada çıkar.)

ekşide kedi sahipleri öneriler vs gibi başlıklar vardı zamanında. onlar yardımcı olur genel olarak. her kedi cins olunca perfect bir klavuz mevcut değil. öğrene öğrene.

oyuncak alıcam diye delirmeyin. kimisi 60 liralık yatağına dokunmaz 2 liralık bez poşete aşık olur.

tırnağını sağa sola kaktırmayı öğrenirken gözlemleyin. tırnağı takılı kalınca çok panikliyorlar. yardımcı olun sağa sola alışana kadar.

duvarları yalamaları (valla bir de gizli gizli. bakıyorken kızdığımı biliyordu duruyordu ben yokken yalap şalap...) tuz vs ihtiyacı anlamına gelebilir. kimisi ter yalıyor da olabilir. bunları veterinerle paylaşın. onlar daha iyi bilirler.

bahsettiği kedinin ismi kestane idi, kestak derdim. küçükken kedim olursa ismine kedey ya da mırnettin koyacağım derdim.

SİLİKA KUM ALMA. topaklanan al, büyük taneli olsun. biraz daha zahmetlidir ama silika zararlı. hem sana hem kedine. kuma alıştırmak ön patilerini kuma sürterek (böyle kazar gibi) oluyor. aslında alıştırmak diye bir şey yok, içgüdüsel olarak kuma yaparlar zaten. nereye yapması gerektiğini göstermen lazım.
balkondan atlar biraz büyüyünce. kumu içeri koy. benim kedim geçen gün karşı apartmanın bahçesine kaçtı mesela, 6 kadın 3 çocuk bir de sevgili onu yakalamk için uğraştı saatlerce. sonra kendi döndü eve puşt, ama ya dönmeseydi? (benimki dikkatsizlikten kaçtı)
mama alma. arf besle. bende tarif yok ama sözlükte barf başlığında yazıyordu diye hatırlıyorum. mama hazırlamakla uğraşamam ben diyorsan, ki bence deme, mamanın içeriğine bak. mısır olmayan ve tahıl oranı az olan bir mama al.
whiskas goody falan çok kötüdür evet. proplan ya da hills tercih edilebilir kedinin yemek zevkine göre. ama dediğim gibi barf rulez!

tamamen kişisel edit: oyuncak alma, zamanla nelerle oynamayı sevdiğini öğrendikçe ona göre şeyler alırsın. benimki motorlu oyuncaklardan nefret ediyor mesela, bir sürü para bayıldım motorunu çıkartmadan oynamadı uyuz. bir de oyuncaksız kalmaz zaten muhakkak bir şey bulur ilk anda oyuncağa boğma, arada ödül olarak ya da ihmal ettiğin zamanlarda küstüğünde kendini affettirmek için alabilirsin. paran çoksa yatak al ama, oraya alıştır. sonra seni uyutmaz senle yatmaya alışırsa. tırmalama tahtası da al sen, belki sever... genelde koltukları tercih edecektir ama.


www.eksiduyuru.com
www.eksiduyuru.com
bu duyurulara da bir göz at. :)

isim de, benim kedimin adı sepet.
daha önce okul bahçesinde baktığım yollu (senede 3 kez doğururdu kendisi)
ve onun üç yavrusu beyaz olanı:tez siyah olanı:antitez alacalı olanı:sentez
saman vardı Saman rengi bir yavru (dişiydi ama millet cafer derdi, öldü sonra o, mekanı cennet olsun onbeş günlük yavruydu...)
iki sarmanım vardı bir süre büyüttüğüm annesiz: sabun ve çubuk. çubuk tıpkı bir çubuk krakerdi!

Tuvalet alışkanlığı için kediyi kum kabına koyup popsunu ıslak bir şeyle silmek gerektiğini duymuştum. Yıllardır da öyle yapıyorum 4-5 kedide hiç sorun yaşamadım.

acik balkona koymayin kesinlikle. 5 kattan dustu bizimki. ve evet nerelere cikabileceklerini tahmin edemezsiniz.

balkona koyma. 4 aylıkken 3. kattan toprağa düşerek kalçasını un ufak etmiş bi ton ameliyat görmüş bir kedi sahibiyim. üstü kapalı olan kum kapları var onlardan al, bi sıkıntı olmaz evin içine de koysan.

he bu arada silika kum kullanma. ilerde kullanacaksan da bebekken kullanma, oyuncak mama filan zannedip yutuyor şapşırıklar. çok tehlikeli!

buradan açık açık söylemek istedim çoğunlukla özel mesajdan söylüyorum ama, herkes görsün; mama için şunu söyleyeyim, yurtdışında satıldığı fiyatın oldukça üzerinde satılan nestle'nin artıklarından oluşturduğu proplan ve saçma sapan içerikli hill's iyi mamalar değillerdir. türkiye'deki veterinerler ayrıca pet hayvanlarının beslenmesi üzerine eğitim almazlar, tamamen müştrei geri dönüşü ve bazen de markaların görece daha iyi oluşu yahut markaların kendilerine stand koymaları üzerinden yorum yaparlar eğer ki alan ile özel olarak ilgilenen bir veteriner değil ise.

mamaların içindekiler bölümünde gördüğün ilk 5 madde, mamanın en çok barındırdığı içeriklerdir ve bu proplan ve hill's de pek de hoş şeyler değillerdir. ikisi de mısır, kavherengi cüce pirinç, hayvanların neresi olduğu belli olmayan ve insanların yemesi için sunulamayacak olan paça, ne olduğu belli olmayan iç-organ, olmamış yumurtalar vesaireler, ve tatlandırıcılar, glutenler, soya gibi şeyler içerirler ki bu büyük oranda etçil olan kedinize ucuz olduğu için doldurulması amacı ile konulmuş olan mısır ve pirinç ve glutenler, protein olarak ucuz olduğu için ancak kedilerin çok azını kullanabildikleri proteine sahip olan soya yedirmek ve ne olduğu belli olmayan ama artıkları değerlendirmek adına konulan hayvan parçaları vermek anlamına gelir. yapmayın etmeyin, hill's, proplan gibi yurtdışı fiyatları buradakinin oldukça düşüğü olan ve wall-mart maması olan (migros yahut mağaza maması olarak çevireyim buraya) şeyleri vermeyin. ki içlerinde Artificial içerikler de var kedi için gayet sağlıksız sizin için olduğundan da fazla hali ile bunlar da. veren varsa uyarın, onlar da vermesinler, hem kedilerini kötü besleyip hem de iyi besliyorum diye normal fiyatının çok üstündeki mamaları alıp bu işten para kaldıran distribütörlere para aktarmasınlar - ki parası hali ile daha önemsiz ama yani.

çiğ et diyeti uygulayabilirsiniz belli bir süre sonra kedinize. o ana kadar da taste of the wild, orijen, wellness cat, evo, innova, kirkland, blue buffalo (lakin bunun içerisinde abd'de serbest olan gdolu maddeler var da yani zararlı değil diye varsayılır bazılarınca, falan) belki acana olmadı onlardan biraz daha eksili ama gene iyi olmak üzere natural balance (karbonhidratı biraz fazla tek eksisi), castor and pollux (bunun da içeriğinde bewers rice var), halo gibi markaları alabilirsiniz. çiğ et bolca önerilir bu arada büyüyünce. natural balance, orijen, acana var kesin olarak türkiye'de, taste of the wild ve blue buffalo da var idi; belki diğerleri de gelmiştir, bakın bir. alacaksanız büyük bir kutu alın bu arada, ağzını kapatın ancak kokusu gitmesin diye sıkıca; daha ekonomik olur.

arada biraz yoğurt vermek, kefir vermek, laktozsuz süt vermek, iyi bir marka bulursanız yaş mama vermek olmadı sadece ciğer kaynatıp vermek güzeldir kedi için.

geri kalanı için uzun bir özel mesaj atayım size.

ek olarak; silika kum denilen mereti ihtiva eden şey, kot taşlayanlarda silikozis hastalığına neden olan şey. almayın, aldırmayın.

Balkonunuzda sineklik yoksa balkona koymayın! Kedi bu, atlayabilir, kimse atlayamayacağının garantisini vermiyor.

Yavru kediye patiletmek çoğu zaman fayda etmiyor. kum uzak mesafede olunca bulamıyorlar bu yüzden aynı oda içinde mamasından uzak bi yere koy.
Mama: royal canin baby kitten 34 1 yaşına girene kadar. tüyleri ve vücudu harika olur, boku sert ve dışkısız çıkar, çoğu zaman sindirimi kolaydır.
arada bir sensitive kitten ıslak mama. 1 yaşından sonra hills, pro plan, acana, tase of the wild gibi mamaları deneyebilirsin.
Kum: akkum topaklaşan kumu 2 yıldır kullanıyorum. temizlemeyi unutursan her kum gibi kokacaktır. temizlerken tuvalet yada klozet deliğine atma tıkanır.
Eğlence: her ayda bir yeni oyuncaklar alırsan mükemmel sosyalleşir.
4. aydan itibaren seninle ufak ufak konuşmaya başlayacak. Örneğin dışarı çıkmak üzere ayakkabılarını bağlarken yanına gelip bağcıklarınla oynuyorsa iyi sosyalleşmiş ve herhangi bir ruhsal sorunu yok demektir.
Bazen mutfağa sızacak çöpleri karıştıracak bazen de çok miyavlayacak sakın sinirlenip bir fiske bile vurma asla unutturamazsın.
Kedi spreyleri var bazı yerlerden uzak tutmak için onu zemine sıkacaksın. kedine sıkma. kin güdüyor sana.
kumu da balkona koyma nemlenip şişer.
Benim kedimin adı Solem. :D

Temmuz 15'te istanbul'a gelip elimdeki 3 yavrudan birini alabilirsin.
Kalacak yer mevcuttur. Misafir etmekten onur duyarız.

@solem çok teşekkür ederim ama yakın zamanda istanbul'a gelme planım yok. değişiklik olursa söylerim.

muğla merkezde olursa gidip almak hem benim için hem kedi için daha kolay olucak.

etkisini 2 hafta sonra görürsünüz. ağrı kesici mi bu 1 saatte düzeltsin :)

dört aydır kullanıyorum. faydasını ve etkisini gördüm bizzat. sözlükteki şeyleri okuma. sözlük biraz rörö.

milyonuncu kere filan yazıyorum. sözlükteki kafalarına göre ilaç alan ergenleri niye dinliyorsunuz?

2-3 hafta içinde etkisini gösterir ve faydası olması için en az 6 ay devam edilmeli.

ilaç konusunda doktorunuza danışmadan hareket etmeyin.

tam dk veremem ama çok sürmüyor.15dk desem çok uydurmuş olmam sanırım.

trafik varsa yarım saat.

30 dakika civarı sürüyor.

15-20 dk gibime geliyor.

sultanahmet'e bile 15 dakikada gelemiyorum. bence 25-35 arası

32 dk

28 dakika 44 saniye.

15 dakika falan değil zaten 14 durak cevizlibağ-eminönü. en az yarım saat sürer.

otobüsle daha çabuk gidersin

30 dakika

şu an mecidiyeköy-osmanbey karışık.bu yolu tercih etme.

ayrıca beşiktaş meydanda şu an grup ile polis arasında bir taciz var.dışarı çıkmamak akıllıca.

Ya peki taksiye atlayıp beni meydana götür desem? Götürür herhalde? Karayolu mu kapalı?

barbarosun başını polisler tutmuş.önlerinde su sıkan araçları.ortaköyden gelen yolunda tam bahçeşehir üni. önünü kapatmışlar.yani taksime giden her yolu kapattılar anlayacağın.

Yaya olarak da mı gidemiyoruz? :(

edit: Tamam bu soru saçma oldu da. Nasıl gideceğiz, nereye sıçacağız?

hocam gidemezsin.muhtar kimse dışarı çıkmasın demiş bugün.adamın götünden kan alıyorlar.

taksime giriş yok bugün. helikopterler tarafından vurulmazsan uçarak gidebilirsin.

metin alanlarını diyorum, oyundaki konuşmalar falan.

şirketin cevap yazacağını sanmıyorum :( bahsettiğin gibi bir txt dosyası da bulamadım, secret of monkey island special edition için konuşuyorum.

söz konusu oyunun çoklu dil desteği varsa;
-1 dil paketlerini incele, text içeriği varsa değiştir ve kullan
-2 dilpaketlerinin şifrelenmiş ya da özel bir şekilde sıkıştırılıp, bir yerlere konulup, konulmadığına bak. çalışan bir programın çağırdığı dosyalara bakan, loglayan programlar var, ara bul.

dil desteği yoksa;

bir hex editor edinip, onu sevmeyi öğreneceksin, program içine gömülmüş text arayacaksın.


aklıma gelenler bunlar. bir arkadaş aldığı oyunları oynamadan önce ağır bir şekilde modlar, hileler filan yapardı, yaptıklarından aklımda kalanlar bunlar. kod bilgisi iyi olur tabii, neyle uğraştığını daha iyi anlarsın, nereye bakacağını bilirsin. ben işin teorik tarafında kaldım hep.

üzerinde yazar.

tavada biraz pişirip tavuğu öyle atacaksın.

tadi marketten aldigin taze mantar gibi olmayacak, bozuk degil merak etme.

Münir Nurettin Selçuk olmasın?

yok timur selçuk.

bende timur'un ODTÜ konser kayıtları bile var ama bu kalamış kaydı yok.

deal extreme'de çok ucuza vardır muhtemelen. kargo da bedava. bi bak istersen.

çok ucuzuna kaçma, şahin iyidir, yabancı markalara nispeten ucuzdur ama kalitesi iyidir. istanbuldaysan sirkeci de,nimet ablanın çaprazında dükkanı var, başka markalar da satıyorlar orada iyi niyetle yardımcı oluyorlar diye duydum. kadıköy de rind var orası da iyidir. tabi sadece pipoyla bitmiyor bunun kaşığı+temizleme çubuğu+filtresine yaklaşık 20-25 tl vereceksin, tütün de macbaren tavsiye ederim 15lira civarında, bunları da hesap ederek al.

@serioslysleepy deal extreme'dekiler plastik ve baya dandik. birazcık kaliteli olsa iyi olur. kendimizi zehirlicez sonuçta.

ben ilk pipomu çiçek pasajı'ndan almıştım, girişte tütün filan satıyorlar ya oradan. şahin pipolara bak, aradığın fiyata bulursun.

@r_u_h
şahin iyi midir diyosunuz?
gül kökü ağacı ve ya gül ağacı iyidir deniliyor doğru mudur?

Bunların hepsi kişiden kişiye değişiyor. 40 yaşında çıkan da var. Genelde dişleri ittiği ya da sorunlu olduğu için çektiriliyor. Ancak bazı insanlarda yeri olduğu için düzgün düzgün çıkabiliyor. Ama sanırım büyük oranda en çabuk çürüyen diş de kendisi.
Çektirmek sana kalmış. Mesela benim birinde ağrı sızı yok ama ön dişlerim üst üst çıkmaya başladı. Sızı olanlar da gelip geçici oluyor. Bazen yaraya dönüşüp yanağı bile kanatıyor, bazen aylarca uyuyor, en stresli bir anda zonklamaya başlıyor.

benim 20'lik dişlerim 30 yaşımda çıkmaya başladı, 1 senedir de hala iki ayda bir ağrı yaparak çıkmaya devam ediyor, ağrılar 1 hafta 10 gün devam edip sonra duruyor. henüz gelişimlerini tamamlamadılar sanırım :) çektirme ihtiyacı hissetmedim ama etrafımda çektiren çok insan var. sanırım bu duruma yapılan tetkik sonucunda doktorun karar vermesi en doğrusu.

Benim 20lik dislerim cıkarken agrı sızı yapmadı. ön dişlerim sıkısmaya baslamasa cıktıgını anlamayacaktık heralde. Yeri olmadıgı ıcın hepsını ayrı ayrı amelıyatla aldılar. 20li yaslarımda cıkmadı,resit bile degildim onlar cekildiginde. Simdi en yakın arkadasım dis cıkarıyor. Yeri olmasına ragmen cok agrı cekiyor. Duzgun cıkıyorsa cektırmeye gerek yok sanırım.

değişiyor. benimkiler çok sıkıntı yapmıştı, ağzımda abartmıyorum onlarca aft ve uçuk çıktı. ateşim filan da çıkmıştı. şişlikler insin keselim orayı, diye antibiyotik verdiler. sonra şişlikler inip ben operasyona girene kadar dişler gelmiş zaten. kendiliklerinden düzgün çıktılar ama çok kötüydü. geçen sene alttakiler gelmişti bu sene de üsttekiler geldi. üsttekiler şimdilik öyle büyük sıkıntı yapmadı, minik minik duruyorlar, daha da gelecekler.

mesela benim ki ağız yapımı bozmadı... fakat kendisi çok geride kaldığı için çürümüş... o yüzden çekmişlerdi... + 20'lik diş genelde 25 ve + yaşlarda görülüyor... evriminin son halkası :D

benimkiler çıkmadan ağrı sızı olmadan,ilerde sorun olmaması açısından 18 yaşında ameliyatla alındı.hayatımın en kötü 1 ayını geçirdim o 4 dişin ardından yalnız.

önceki alesleri çöz yeter.

aynen ozellikle sayisalciysan internetten indir eski sinavlari biraz coz yeter

paldır küldür gir bence, hazırlanacak bir şey yok.

çıkmış sorulara bak önce zaten az kaldı sınava sonra yetiyosa vakit kitap alırsın

yargı yayınları iyi. bir sözelci olarak gayet memnun kalmıştım.

sanmam. ilgisiz şeyler değiller ki. edebiyat sosyolojisi diye bir alan var. ama yine de hocalarına filan danış, bir de okulların web sitelerine bak araştırma görevlisi alırken hangi kriterleri arıyorlar diye. örneğin sosyolojiden yüksek lisans da yapmış olma şartı arıyorlarsa o zaman zorlaşabilir.

çok düşük değil bence. başvurup, sonuçları görmek lazım. destekliyoruz.

1- uyuyor olabilir, aradığında uyandırdığın için kızıyordur.
2- uzun süreli yatağa düşmeler insanı depresif yapabiliyor. geçen haftayı yatakta geçirdim, oradan biliyorum.

doktor sevgili bulmuştur kendine?

Eski sevgilisi yanindadir belki? (onceki olaylari dusunerek cevap verdim)

evine cicek yolla.

amına koyim aynısını yaptım, başlığı görünce benimki duyuruyu keşfetti de buraya mı sordu sandım. allah belanı vermesin senin.

bekle panpa, iyileşsin bi.

edit: oha cidden çiçek yollayabilirsin, çiçeksepetine bak bi.

abi uyuyodur belki?

kap çorbayı al çiçeğini evine git kapıya bırak hatta :)

seni terkedecekmiş gibime geliyor.

niye görüşemiyorsunuz bu süre boyunca? kız sana "gel de bana bak, ilgilen" mi desin. git yanına, telefonda soracağına gerçekten gidip ilgilensene. hastayken çorba yapar insan. ayrıca boğazı ağrıyorsa konuşamaz zaten öyle çok.

biriniz de düşünün böyle şeyleri kardeşim. hayret bir şey.

evine gidersem kapıyı onun açması lazım. ondan onay beklemem lazım çünkü başka katlarla kullanılan ortak bi kapı var. evde olup olmadığını soruyorum ama cevap vermiyor. durumunu sordum cevap vermedi. işe de gidiyor normalde, gitti mi bilmiyorum.

o zaman iş saati dışında kapının önüne gidip ara. ben geldim kapıyı aç, de. evde değilse veya terslerse başka bir şey yapmana gerek yok ya aman o da yani o kadar da şeyapmasın.

bırakacak seni. kızın görüşmeye ara vermesi hiç hayra alamet değildir hocu. aynısını yaşayıp siktr edilmişliğim var.

oturdum sizin bu kızla bütün olaylarınızı okudum. sizin iş yaş hacı.

kendini kötü habere hazırla.

bankaya git ales'e giricem de sonra parayı alırlar senden, sonra da okula git sıra bekle onlar hallediyor senin kafanın basmasını gerektiren bir şey olmuyor.

1- bankaya gidiyorsun (akbank, ziraat, vakıf gibi) "ales başvurusu için para yatırıcam apla" deyip 40 tl takdim ediyorsun.
2- başvuru merkezleri (klavuzda listesi var) yada belirli ptt lere gidip ales kayıt kuyruğundaki yerinizi alıyorsunuz.

sırayla sabah erkenden giderseniz totalde 15dk sürüyor tüm işlemler.

sınav ücretini atm'den yatırabilirsin. ziraat bankası'nınkinde eğitim ödemelerini seçip oradan ales'e yönleniyorsun. yatırıp oradan makbuzunu al, bir başvuru merkezine git. yani yakın zamanda ösym'nin yaptığı bir sınava girdiysen buna gerek kalmaz ama sanırım girmemişsin. orada fotoğrafını filan çekecekler yalnız belgeye koymak için, haberin olsun. işlem kısa sürüyor ama sıra varsa bir-iki saat bekleyebilirsin bile. o yüzden son güne bırakma.

muğla'yı bilmem ama nargile ve nargile tütünü satan yerlerde, sokakta açık sigara tütünü tespih vs satan amcalarda oluyor genelde. illa ciks tobacco shop arama yani.

yokmuş beyler. satan bir yer varmış o da telefoncu olmuş. haberiniz olsun yani. napıcaksanız.

öle sana bana tamah edeceklerini sanmıyorum. bin türlü insan gelip geçiyordur. alışmışlardır heralde.

odanın temiz tutulmayabileceği ihtimali paranoyak olmadığın anlamına gelmiyor diyeyim.

değerli eşya bırakmamaya çalışıyorum. dolayısıyla içim rahat oluyor.

benim takıldığım tek konu odada gizli kamera olma olasılığı, onun dışında bi sıkıntı yok.

tabii ki koşu bandı.
para vermişken iyisini al.

bnce koşu bandı..bana göre bisiklet oturduğun yerden bacakları şişirmekten ibaret

evde bisikletin bi manası yok. hatta koşu bandının da yok. mis gibi hava en iyisi ama illa evde olacaksa yağ yakmak için koşu bandı ideal.

bence en zevklisi eliptik bisiklet.

ya acikcasi ikisi de gereksiz bence. son bir aydir insanity yapiyorum. hic bir bisiklet veya kosu bandi o kadar terletmiyor. alete falan gerek yok bosa yer kapliyor.

her ne alırsan mağazadan sıfır değil internetten ikinci el al. sahibindende falan yüzlerce koşu bandı var gıcır gıcır. millet senin gibi bi heves alıyor, sonra 1 km bile koşmadan satıyor. sen de alır, iki tur koşar, sonra sıkılır satarsın. bu şekilde fazla zarara girmezsin en azından. spor kültürü yerleşmemiş birinin eve alacağı spor aletinden fayda sağlaması sıfıra yakın bir ihtimal. o aletlerin alınmasının asıl amacı spor yapılamayan, hava koşullarının uymadığı veya spor tesisine gidilemediği zamanlarda spor bağımlılarının ihtiyaçlarını "geçici" olarak karşılamaktır. yani zaten düzenli olarak spor yapmıyorsan o alet %99 ihtimalle hiçbir işe yaramayacaktır.

koşu bandı komşulara gürültü yapacağı için kullanamayabilirsin, bu ihtimali göz önünde bulundur

5 days a stranger?

the cameron files: loch ness

Müsait bir yerde ateş yak. Olsun bitsin.

metal bir kutuda açık havada yakabilirsin, mangal içinde de olabilir. ateşi söndürmeyi unutma tabii. :)

kendime kağıt yakacak yeri nereden bulabilirim iyiymiş:)))
pikniğe git açık hava bi yerde yakarsın. millet koca kuzuyu falan yakıyor sen kağıdımı yakamıcaksın.

büyükçe bir çöp kovası ya da varil doldur içine ver kipriti.

arkadaşlar kamusal alanda tenekemi alıp içinde ateş yakabileceğimi sanmıyorum :) piknik, kamp vb. bir ortamım da yok. kısacası müsait bir yerim yok veya aklıma gelmiyor.

suda beklet sonra suyu süz çöpe at.

klozetin içinde yakabiliyorsan yak, yakamazsan da parçalara böl at çek sifonu.

klozetiin içine atmayı ben denedim olmuyor. a4 kağıtları suda bekletmek ve çöpe atmak çözüm olabilir. fotoğrafları da ben balkonda küçük ve eski bi tencere içinde yakmıştım. daha da çözümü yok herhalde. =)

kötü bi leğene mürekkepli su yap. kağıtları sok çıkar sonra çöpe :s

fotograf falan için de çamaşır suyu işe yarar

evde yakmaya kalkınca evi duman kaplıyor, mürekkepli su denenebilir.

444 0 222 ya da www.erikli.com.tr

ilk suyu da beleşe alırsınız ;)

erikli'de sağlıksız bakanlığın yayınladığı listeye hiç bakmadınız mı ona göre seçin

evet erikli o yüzden söylemedim ben de. napıyım pınar su söyliyim mi? bayilik bulamıyorum :/

edt: online sipariş şeyi varmış.

eriklinin 19luk damacana fiyatı 9 lira harbiyede. öyle de bir şey var.

pınar su kullanıyorum ben de ortaköy'de oturuyorum memnunum.

0212 327 46 49

yaptirabilirsin.hem de baya ucuza cikar saniyorum boylece.

Masko'ya git, fotografi ver aynisini hem de hazirindan ucuza yaptirirsin

ben de çok beğendim bunu, detaylarını çözersem kendime de yaptırırım bundan, fiyat konusunda da bilgi verebilirim aceleniz yoksa.

iyi olur, acelem yok. linkte kitaplığın detayları da yazıyor, ölçüsü malzemesi filan.

söz konusu fiyat bilgilerine ulaşabilirsem benim için de güzel olur.

çok fazla sorunumun olduğu ve bunlardan kurtulmamın imkansız olduğu bir dönemde kendimi ayakta tutabilmek için ben de benzer bir şey denemiştim. akıl sağlığımı korumama yetti, gerisi de umurumda değil.

yaş 28. eşşek kadar insanım.

yok aslinda sacmalamak degil ama bunlari daha gelistirip ufak hikayeler yazabilirsiniz.

bende hayal kuruyorum böyle, genelde ana hatlarinida not aliyorum.olmayacak seyler ama insana baska yerlerde ilham verebiliyo.

bir kişilik bozukluğuna da işaret edebilir bu durum. uykuların filan da kaçıyormuş. şurdaki testi çöz, bir şey çıkarsa psikiyatra görün:

similarminds.com

ben varım. vay be, demek ki benim gibi başkalarıda varmış, hemde evli barklı. oysa bende bu sorunu yalnızlığıma bağlıyordum..

mütemadiyen ben de sen gibiyim.

@panina, testi yaptım, en sakat %38 antisosyal çıktım. diğerleri hep %10-20 arasında.

bir de ben bu 1-5 arası derecelendirme testlerini hiç beceremiyorum. çoğu sorunun cevabı sanki evet veya hayırmış gibi geliyor.

bu testin türkçesi yok muydu

valla çok iyi anlıyorum bu duygunu.

yarın cuma.
git sunumunu yap, gel bütün hafta sonu yat.
biraz daha katlan.
hem öğretmeni kırma, hem kolaymış ders, geç gitsin bitsin.
ha gayret.

ayıp olmaz tabi. millet neler yapıyor senin düşündüğün detaya bak :) ama tabi dersi tekrar almak biraz işkence olabilir. hazır vizen de iyi gelmişken bugünlük sık dişini ve iyi bir notla da dersten geç bence.

hocam dersini calis, hafta sonu gebe$ getir ve 20 senelik ders calisma motivasyonunu da bi gozden gecir artik. kendine calissan kim bilir neler yapardin yaw...

sevdiğin insanlara ayıp olmasın. Hocaya ayıp yapmazdım yerinde olsam. İki elim kanda olsa yapardım. Ben micro iktisattan sırf hocasını sevdiğim için yıllar önce AA ile geçmiştim. Sevmek önemli. Beklentileri boşa çıkartma.

yapsam da çok iyi bir şey çıkmayacağını düşünüp mışıl mışıl uyudum. teşekkürler.

psikiyatriste git. yardımcı olacaktır. eğer onun tedavisi işe yaramazsa, tekrar bu soruyu sor. elimizden geleni yapalım senin için. ama önce tıp.

su iç geçer bence.

çivi çiviyi söker, herşeyden önce bir gusül abdesti al, daha sonra da vakit kaybetmeden kurşun döktür.

Kefir gözlü:D:D
Kenafir, kenafir. Kefir şu ayranımsı içecek.

valla buyu gercek olsaydi simdi osmanli imparatorlugu dunyanin gelmis, gecmis ve gelecek en buyuk imparatorlugu olurdu, baska ulkeleri temsilen gelen diplomata yada krallarina filan her sultanin buyu yaptirdigi soylenir.ise yaramamis pek :)islamda da buyuden soz edilir ama isin asli bence, konsantrasyon ve negatif enerjiden etkilenmesini saglamaktir buyu yapilacak kisiyi , bu da karsindakinin psikojisi ve manevi gucuyle etki eder ya da etmez..

inşirah suresini oku

panpa hemen kağıt kalem al anlatıyorum. dolunayı bekleyip ay tam dolduğunda bi bardak portakal suyunu pencerenin önüne ışık alıcak şekilde koy. koydun mu? tamam. ondan sonra sabah kalktığında yüzünü yıka ama yıkarken saçların arkandan toplu olsun, saç değmesin yüzüne. yıkaman bitince sağ elinle tel tel bütün saçlarını yüzünün önüne at. sonra sol elinle aynı şekilde tel tel tekrar geriye at. sonra git portakal suyunu iç. saçların uzun değilse yüzüne düşecek kadar uzamasını bekleyeceksin maalesef büyüyü bozmak için :(

www.youtube.com

ahah ben, yıllar önceki halim resmen =) evet eleni karaindrou'nun sonsuzluk ve bir gün filmi için bestelediği şarkı bu. eternity and a day soundtrack diye aratabilirsin. üşenmeyip notalarını da gönderecektim de link bulamadım, istiyosan rapide mepide atayım.

çok teşekkür ederim arkadaşlar yaa valla nasıl sevindim anlatamam :)
saatlerce aradığım oldu inanınki. dakkasında buldunuz valla helal olsun ne diyim pes :) bu bayan kişi aynı zamanda istiklal caddesinde sürekli çalan müziğin de bestecisiymiş onu da çalmıştım tam melodika müziği olduğu için :D

audiobooker.booklistonline.com

internette bilmiyorum da bilgisayarından word aç oraya kopyala. sonra onu farklı kaydet masaüstüne pdf olarak kaydet. daha sonra da pdf dosyasını açıp görünüme tıkla en altta yüksek sesle oku çıkar. ona tıkla yanda etkinleştir çıkar, etkinleştirdikten sonra tekrar görünüme tıkla en altta yükses sesle oku de, alayını okur yazının.

www.acapela-group.com

translate.google.com.tr|en|

www.readplease.com
kullandığım her bilgisayarda yüklüdür. hızlı ayarlandığında uzun ingilizce metinleri okurken kolaylık oluyor.

çıkan çoğu kitabın audiobook u var artık hatta ünlüler seslendiriyor.

Onun da harici :)

kopar at o zaman

yavas sevis

fular veya şal veya tasmalı kolye

Fondoten.

Morartma sakın demen gerekirdi
Olusan morluk için kazak ya da sal dikkatli bakan fondotenden farkeder
Zira bir kaç gün geçmiyor morluk

fular tak bir iki gün.

abi kıza sarma da naparsan yap :/

neden ama ya:( kurtarılacak bi halde değil misiniz?
yapacak da pek bişe yok aslında alışmaya çalışacaksın bu süre içinde seni sürekli meşgul edicek şeyler bulcaksın.

Zor bir durum, olması gerekmiş ve siz de olduracak kadar cesurmuşsunuz. Tek önerebileceğim buradaki mesajlardan, sanal konuşmalardan medet ummayın. Arkadaşlarınızla buluşun, onlarla dertleşin.

Bir süre sonra üniversitelerin fotoğraf ve grafik bölümlerini gezmeye başlarsınız belki.

sanırım kurtarılacak durumu geçtik biz. işe gidip geleceğim sürekli de, gözüm sürekli telefonda olacak, sabah bir iki yine aramayı deneyeceğim belki, ama her seferinde meşgule verecek onu da biliyorum :(

@cosmicstring : üniversite alemi için çoktan geçtik. yaş oldu 28, iki üniversite bitirdim, üçüncüyü bitirmeme gerek yok, arkadaş işine gelirsek istanbul'da dayanabileceğim bir direk sadece o vardı. o da gitti kimsem yok.

Okumak için gezmeyeceksiniz yahu, bir aradığınız vardı, onu bulmak için gezersiniz.

Memleketteki arkadaşlarınızı telefonla arayıp telefonda anlatın veya çalışıyorsanız izin alıp biraz memlekete kaçın.

üzgünüm ama sıçışlardasınız demek istiyorum. (olur da)kendinize birşey yapacak olursanız bu lafımı hatırlayın ve buraya bi uğrayın.

bak şimdi seni nasıl kendine getireceğim
uğruna kendini harap etmek üzere olduğun o kız varya,ne paylaşmş olursan ol, o kız senin kafandaki kız değil aslında, şimdi şunu ilkbaşta idrak etmen lazım erkeklerin kafasındaki sevgili imajı ile kızların kafasındak sevgili zaten aynı değil. sen onun için sadece bi limandın, sıkıldı yada daha iyi bi seçenek farketti, bi bahane bulup seni bıraktı, sen mesela sanıyosun ki bu kız benim için süsleniyo benim için yanıyo tututşuyo, Başı!! senin için tutuşuyo, senleyken nasıldı bilmiyorum ama sana garanti veririm dostum seninlee değilken hicde senn hasretnlle ölmyodu , bunu daha acı da söylermm ama şuan bukadarı yetr sana
(takma gerçek sevgide kmse kmseyi brakmaz)

kulaklıkla çok yüksek sesle metal arkılar dinle, en bilinenlerden, hoşuna giecek eyler. ama mutlaka yüksek sesle. yanında abartmamak şartıyla bi kaç bira da olur. önce bu geceyi atlat. sonra sabah kalkış zor olacak ama zaman herşeyin ilacı. kaç zaman sonra bilinmez, bu mesajı hatırlayıp açıp okucan yeniden ve kıh kıh gülcem.

geçmiş olsun.

not:
metallica
iron maiden
rummstein iyi gider

burası türkiye (:

dostum, 12 eylül darbesini yapanlar artan kominizm tehlikesini bastırmak dengelemek için türk islam sentezine ağırlık verdi. islamı destekledi, islam güçlenince de 28 şubatta islamın önünü kesmeye çalıştı vs vs

Dinde zorlama yoktur dedikleri bir din icin , zorunlu din dersi :) memlekette ne düzgün ki bu düzgün olsun

haklısın panpa.

din dersi "din kültürü ve ahlak bilgisi" olarak verildiği için, islam dersi olarak konumlandırılmadığı için "legal." müslüman olamayanlara zorunlu değil ama. bu ne perhizbu ne lahana turşusu diyenlere, bir adet meb din kültürü ve ahlak bilgisi kitabına göz atmalarını tavsiye ederim. bayağı da ders yani, mfettişler tarafından sıkı sıkı takip edilen, sınavlı mınavlı.

pekii, siz 4. sınıftan itibaren arapça dersinin verileceğini biliyor musunuz? eylül ayında oklendi. tebliğli mebliğli hem de. seçmeli ama.

evet, insan haları ihlalidir. evet, dersi görmemek için çocuğun velisinin izni olmasının gerekmesi de başka bir açık insan hakları ihlalidir. böylesi akıldışı bir uygulama sahiden nasıl varlığını sürdürebilir?
ve evet, şarabamız bizimdir; ama tadı da bomboktur.

Ülkede eğitim politikası kalmamış ilkokulundan üniversitesine hatta masterine kadar içine edilmiş, gel gör ki hala tek bir dersin ıcığı cıcığı sorgulanıyor. Anketlerde işsiz sayısı düşük görünsün diye üniversite kontenjanları %200 artırıldı ama üniversitelere çakılmış tek bir çivi bile yok, Yeni üniversite açıyoruz ayağına il dışındaki meslek yüksekokullarını üniversite yaptılar. Öğrenciler derse tıklım tıklım giriyor,eğitim ne kadar sağlıklı o tartışılır, üstelikte ilkokuldan liseye kadar okuyup,sonra üniversite tercihini okulda öğrenmediğiniz bir üniversite seçme sınavı ile yapmak zorunda kalıyorsunuz,Bunun içinde dersane eğitimi almak zorundasınız, kısacası eğitimin içine edilmiş, ama bula bula öğrencinin sadece din dersindeki hakkımı aklınıza geliyor?

Yazık!

onu bilmiyorum da onun yanında içinde gülme krizi geçiren ama dışarıya belli etmemeyi başaran adamın terfi ettiği kesin.

mevzu nyemıs la bu arada. ne takıyorlarmıs.

kendisi bir chp milletvekili, adını hatırlamıyorum ama tanınan da biri. ünlü olma durumu yok yani.

abi allah senden razı olsun. dakikalardır gülüyorum. moralim de bozuktu. gözümden neşe yaşları falan geldi. oh.

kaçan çoraba oje sürmek.

gres yerine arap sabunu kullanmak, V kayışı yerine kadın çorabı kullanmak, can simidi olarak otomobil iç lastiği kullanmak, vapur iskele arasına tampon olarak motorlu taşıt dış lastiği kullanmak, ayağı vuran postala hijyenik ped kullanmak ilk aklıma gelenler

yeni yıkanmış pammuklu çorap veya donla gözlük silmek

gercekten acılıyor ben actım.

katlanmış dosya kağıdı/gazeteyle masa bacağı dengelemek?
tuvalet kağıdından kitap ayracı
çatalla sırt kaşımak (dedi kuzenim...)
pilav demlensin diye gazete kağıdıyla kapatmak

duman dedektörüne sigara içmek için kondom takmak

bardağa veya kavanoza filan çiçek koymak, kağıdı yelpaze gibi kullanmak, t cetveli veya şemsiyeyle yatağın altına kaçan bir şeyi almak, anahtarla kontör kartındaki gri zımbırtıyı kazımak. ayrıca çimlere uzanınca montu veya çantayı yastık gibi kullanmak. yine pis bir yere oturulacağı zaman bilumum mecmuaya minder muamelesi yapmak.

yogurt kabını saksı olarak kullanmak.
motosiklet suruculerı gazete kagıdını goguslerıne koyarlar ruzgardan korunmak için, hatta eski memur taktigi die geçer motorcular camiasında.

kırlent sikmek.

1 lt'lik ice tea kutularından zigon sehpa yapma

cımbız veya çatalı televizyon anteni olarak kullanmak
kalemi toka olarak kullanmak
külotlu çorabı maske olarak kullanmak

kadın çorabıyla oje çıkartmak favorim
permatikle cam temizlemek
koltuk sandalye ayağına halıfileks yapısdırmak
çizilmiş eşyaları oje ile kapatmak
diş firçasıyla harika saç boyarım mesela
kürdanla,tığ ile kulak karışdırmak :)
dağda bayırda kıçını ağaçların yapraklarıyla silmek :)
balkona cd asıp kuşların sıçmasını engellemek
cupa'dan kalemlik yapmak
eşyaların dengesini sağlamak için altına küllük konserve gibi şeyler koymak varda var aslında

(bkz: ürünlerin amaçları dışında kullanılması)

şeker den uzak dur çok fazla su iç

combofixi dene bi.

aşık olup açılamadığınız kızla aynı ortamda çok bulunmayın. ehaha.

Allah aşkı ayrı, araya "peygamber" in uydurduğu laf salatalarını sokmak ayrı. Anlattığına göre Allah aşkı değil islam aşkına tutulmuşsun, kurtulması zor bir hastalıktır.

cezbelenmeye benziyor hocam senin durum.

spor yap(en iyi spor namazdır)
günde üç defa yemeklerden önce nas suresini oku,
korkulacak bir şey yok.
islam kolaylıklar dinidir.
allaha emanet ol kardeşim.

Ergenlikten kurtul. O zaman doğru $ yerine Ş yazmayı da öğrenir, hafiflersin.

buzlu badem takviyesi? analdan.

kombiyi kıs.

montla sıçma modası geçti pardesüyle sıçmayı dene bi bakalım işe yarayacak mı ?

beyoğlu pasajı'na baktınız mı? orda jansportçular var.

yok bakmadım. orijinal mi onlar?

evet.

ben protex, activex kullanmıştım askerdeyken, sabah akşam.

sebamed' in yüz yıkamak için olan ürünlerinden kullanabilirsin.yüz için olan jelinden al. yüzün yağlı ise, vücudun da öyledir. vücut jelinden de kullanmanı öneririm. jel olduğu için yoğundur, çok az miktarlarda kullan.

sebamedshop.com

el için kullanılan sıvı sabunlar, yüz için uygun değildir bu arada.

her gittiğim dermatolog bana olduk olmadık yüz temizleme zımbırtıları önerdiler yağlı cilt için, la roche'dan, avene'e kadar hepsini de kullandım ama ben aradığımı 2 liralık dove klasik sabunda buldum :))

edit: @july yüzü yağlı, vücudu kuru dengesiz vücutlar da mevcut, kendimden biliyorum. benim gibiyse artık hepten vücudu pul pul dökülür jel ile beraber.

komili zeytinyağlı sıvı sabun.
normalde asla sabun kullanamadığım hassas bir cildim var ama bu sabun nerdeyse nemlendirici etkisi yapıyor. süper!!!

sıvı sabun değil de nivea visage yüz yıkama jeli kullanabilirsin. sabun kullanma bence ya.

bazen bankadan kaynaklı 1-2 gün sürebiliyor, bu konuda akbank ve garanti bankasından harç yatırıp ders kaydında sorun yaşayan çok arkadaşım oldu, muhtemelen geç bildirirler...

evet çok olan bir şey bu. yine de öğrenci işlerini ara istersen.

şişli'ye bağlı.

yok abi orda gözükmüyor, perpanın hemen arka sokağından bahsediyorum ben. niye gözükmüyo okmeydanı olarak yea.

Erten Sokak yok yahu ne kadar saçma ak.

bir kısmı beyoğlu'na bir kısmı şişli'ye bağlı.

ulaşım aracı olarak kullanacaksanız iyice pişmeniz gerekiyor. öyle hemen öğrendim hoop atlayım trafiğe olmaz.
kask eldiven dizlik veya dirseklik takmalısınız.
büyük tekerlekli city bike alırsanız rahat edersiniz.

@fukka tabii o tip önlemleri alacağım. zaten kursu sağlamca öğreneyim diye de istiyorum. nerede öğrenmek lazım veya nerede deneme sürüşleri yapılabilir?

bundan 10 yıl kadar önce arkadaşın babası 40lı yaşlardaydı, adam bisiklet kullanmayı bilmiyordu ama hiç çekinip sıkılmadan sitenin bahçesinde düşe kalka kendi kendine öğrendi. atla bisiklete gülen olursa aldırma..

ben bugüne kadar bisiklet kursu diye bir şey hiç duymadım.

bisiklet kullanmayı bilen bir arkadaşınızla 15dk içinde öğrenirsiniz.

öğrenirsin.

istanbul'da arada toplaşıp kilometrelerce yol giden adamlar var. onlarla iletişime geç. aklıma gelen ilk iki site:

www.mtbtr.com
cyclingtr.com

geniş açık alanı olan bi parkta öğrenebilirsiniz. bi kaç hafta sonra ufak ufak trafiğe çıkılabilir. ama mutlaka kendi şeridinizden gitmeli ve soğukkanlılığınızı korumalısınız. taksicilerin ne kadar şerefsiz olduğunu 1 hafta içinde çok iyi anlayacaksınız. yol istemedikleri sürece arabalara yol vermeyin. araçların çoğunun götü bisikletlilere artizlik yapmaya yemez çünkü başlarına bela almak istemezler.

ama dizlik ve dirsekliğe gerek yok, onlar bisikletçiler için değildir. paten kaykay filan içindir. çünkü düşük hızda giderken güm diye dizin, dirseğin üzerine düşerler. ama bisikletten düşünce genelde kayarsınız, yuvarlanırsınız. en fazla kol altta kalabiliyor, onda da bilek inciniyor. sıryıklar oluşur genellikle. kask takmak yeterli olur.

not: bisikletle giderken her türlü sorun ve kaza olabilir. adam gibi bi bisikletçi bulmak şart.

Bakırköyde oturuyorum ve bu civarda her hangi bir yerde buluşup tam teşekküllü bisiklet sürmeyi öğretebilirim. Parasına da değil. Zira bisiklet binmek gerçekten de zevk. Hayatımın 11 yılından fazlasında bisiklet kullandım. Ve şimdi de bayağı olgun birisi olarak hala kullanıyorum :) ve tavsiye ediyorum.

bi aydır günde bi saat kadar bisiklet binmeye başladım. bu kadar kısa sürede ben ve arkadaşım ayrı ayrı ciddi iki kazadan ucuz kurtulduk. evet bisiklet çok güzel bi ulaşım aracı. ve keyifli de. ama en az bu kadar tehlikeli. sadece uyarmak istedim. bisiklet sürücüsü kurallara uygun bi şekilde trafikte ilerlese bile etraftakilerin saçma ani hareketlerine hazırlıklı olabilmeli. özellikle sağda park eden araçların kapıları tam bisiklet geçecekken açılıp kazaya neden olabilir. herkese sağlıklı seyirler..

www.eksiduyuru.com

panpa boya işlerini bilmiyorum da geçen ben de bir araştırdım, nem alıcı cihaz diye bir şey varmış önlediğini söylüyorlar, ama piyasadakiler iyi mi hiç bilmiyorum. bazı klimaların da nemi önleyici özelliği rutubette etkili oluyormuş.

Bizimkiler arkadasın dediği gibi nem alıcı cihazdan kullanıyor.kısın mutfakta duruyor baya etkili ama yoğun nemde işe yarar mı bilmiyorum..

sevdiğim alıntılar dosyama baktım, elimdeki tek stendhal alıntısı buymuş panpa:

"Korku içinde olan toplumları, kıt zekalı, gözü dönmüş kimseler yönetir."

bunlar da değil:(((( ilginize çok teşekkür ederim..

kendi duyurum diye söylemiyorum ama yukarıda çok tatlı, çok very big cat you bir duyuru var bu konuda fikir edinebileceğiniz.

ortaköy, hisarüstü, olmadı beşiktaş. karşıda çıkacağım dersen üsküdar veya kadıköy'de iskeleye yakın bir yer (oradan beşiktaş vapuruna binilip sonra otobüsle boğaziçi'ne geçilir filan) olabilir. hisarüstü'nden yürüyerek gidersin, ortaköy ve beşiktaş'tan tek vasıtayla kısa sürede gidersin.

Ben de sizin durumunuzdaydim yuksek lisansa baslarken, Hisarustu'nde evler cok kotu ve nasilsa ogrenci verir parasini sokalim kazigi mantigiyla 5 para etmeyecek evlere fahis fiyatlar istiyorlar. 2 sene kadar once penceresi olmayan, icinde 2 gun yasasaniz rutubetten Ent'e donuseceginiz eve 1000 lira kira istemislerdi. Ogrenciler de okula yurume mesafesi olsun, etrafta ogrenciler olsun ortam olussun diye oturuyorlar sanirim.

Etiler'de uygun daire bulursaniz guzel olur, ancak Etiler olmasi sebebiyle biraz tuzlu.

Ben Besiktas'ta, Barbaros bulvarina 2-3 dakika mesafede bir daire tutmustum, tek otobusle Guney Kampus'e gidiyordum, arabayla da otobusle de en fazla 30 dakika suruyordu.

Beşiktaş'ta ara bence.

kadıköy'de yeldeğirmeni tarafında bir yere çıkabilirsiniz. hem iskeleye yakındır hem de fiyatları makuldür. caferağa mahallesi de çok tatlı. üsküdar'daki semtleri çok bilmiyorum ama iskeleye uzak bir yere çıkmanızı tavsiye etmem.

bioxcinin etkisini görebilmen için uzun süre kullanman gerekecek bu bir,

sonra bioxcini bıraktığında bahsettiğin dökülme varsa devam edecek bu iki,

kullanmadan önce saç dökülmesinin altında yatan nedeni bul bence. depresyon? sağlıksız beslenme? saç derisi problemleri?
başka küçük bir tavsiye daha istersen saçının hava almasını sağla ( daha az şapka kullanarak, daha az üzerini maskeleyen jöle-sprey kullanarak, yağlanma varsa uygun şampuanla yıkayarak). böyle işte :)

ben serumlarını kullandım ama işe yaramadı. bunun yanında kuzenim sadece şampuanıyla baya ihya oldu. yani kişiden kişiye göre değişiyor. umarım sende işe yarar.

bende aynı senin durumundayım dostum yaş 22 hafif dökülme şüphesiyle 4 aydır bioxcin kullanıyorum dökülmeyi engelliyor gibi ama uzun vadede faydalı olur tavsiye ederim.

bioxcin iyi olabilir de omuz ve sırtta kıllanma yapıyor. duyuruda vardı böyle bir soru. kullanan arkadaşlar bunu göz önünde bulundursun derim.

saç dökülmesini engellemek için en etkili çözüm:
(bkz: minoxil)

aynı yaş, aynı durum. çözüm: bioxcin şampuan. dökülmeyi durdurdu. tüp müp hikaye. şampuanı kullanırken biraz masaj yaparak kafada beklet.

bioxcin babamda epey işe yaramıştı. bir süre kullandı sonra durdu saçlarının dökülmesi.

HİÇ boşa para bayılma bioxcine falan şampuan olarakta zigavus al yeter kullanım talimatına göre kullanırsın zaten..herşey tecrübe ile sabit dediğim gibi bioxcin boktan her alırım param war diosan minoxil..

ben bi istiklalden (gs ye dogu inerken solda kalıyor) çetinkayanın karsı tarafından bi magzadan yıllar yıllar önce nike bi canta almıstım.. maaşallah taş gibi cıktı... tavsiyedir...

ben jansport'umu beyoğlu pasajı'ndan almıştım. orada karşı karşıya iki dükkan var bu tip çantalar satan. pasaj mephisto'nun karşısında.

istiklal caddesinde atlas pasajında girip de ilerlerken solda bir çantacı var o iyidir. bir de ben model begenıp markafoni'den aldım iki jansport çanta, acelen yoksa biraz ucuza getirebilirsin.

acelem yok da çanta döküldü iyice (inceldi böyle) bir gün dı$ardayken delinecek ve içindekiler dü$ecekmi$ gibime geliyor (bu süreçte benim onu paspastan farksız kullanmamdan da oldu bu; sokaklardaki yastığımdı, sandalyemdi o benim her daim)

yarın istiklal'deyim o vakit.

kaşık

bicak ve kasikla istedigini rahat rahat yaparsin.

kaşık.

kaşık mı ehe? daha komplike bir şey bekliyordum kaşıkla düzgün olur mu ki?

kaşık dendi mi kaşık? kaşık demek istiyorum ben.

kabak oyacagi var bir de.

kabak oyacağı işinizi görür.

kaşık denmiş tüh.

sivri uçlu bıçak diyorum ben. kaşık, kesmekten çok etrafa sıçratmaya yarayabilir ;)

dondurma koyma kaşıklarıyla olur.

kadıköy de barlar sokağının bir üst sokağında coffe & shop var.

maçka parkı, moda burnu ve muhtelif parklar, bahçeler.

hisarüstü , boğaziçi kampusu

@kennym +1

kesinlikle unversite kampusleri mantikli olur.ozellikle bogazici.ama suanda tercih donemi ana baba gunudur.

ben de aramıştım, saçma değil eheh:

www.eksiduyuru.com

kadıköy'de balzac'ı filan da önerdiler. taksim'de de orada yazdığım gibi orhan veli şiir evi ve leylek var. the beatles cafe de iyidir aslında ama haftaiçi daha uygun, şimdi kalabalıktır.

ben en son topkapı müzesinde, 1,5 saat kadar okudum... bence istanbulun en güzel manzarası... arada kafayı kaldırıp bakmak çok güzel oluyor, tavsiye ederim...

Arkeoloji Müzesi'nin bahçesi. Müzakart alın, her girişte para vermeyin.

bızım mahallede bi adam yapıyor bunu 55 rahat var ve adam hacca gitti bu işten kazandığı parayla.detayları bilmiyorum.

genellikle bir depoya bağlı çalışıyor işçiler. topladıkları malzemleri depo sahiplerine satılıyor, depo sahipleride asıl bu işi yapan fabrikalara satıyor. kağıt, plastik, demir,cam ... hepsinin kilo fiyatı farklı. ortalama 20 kuruş felandı.

genelde her şehirde bunları toplayan şirketler vardır. kimi camı alır, kimi kağıdı, kimi plastiği. bu şirketler genelde geri dönüşüme kazandıracakları malzemelerin büyük bir bölümünü anlaşma karşılığı (büyük marketlerden veya fazla dönüşüm malzemesi çıkan yerlerden) kamyonla kendileri toplarlar. sokakta gördüğümüz garibanlarda sağda solda bulduğu, insanların değersiz görüp attığı malzemeleri toplayıp ayrıştırarak bu firmalara satarlar, 2 kuruş ekmek parası kazanırlar. bahsettiğimiz firmalarda topladıkları bütün malzemeleri geri dönüşümü sağlayan fabrikalara satarlar.

1 ton cam 48 tl

1500-2000 tl arası olması lazım aylık. ya bi derste işlemiştik bunu ama rakamı sallıyorum şu an. fakat böyle bir şey olması lazım. çünkü derste farklı bir kent yoksulu sınıfı olduklarından, bunun gelirle doğrudan bağlantısı olmadığından falan bahsetmiştik. genellikle bu mesleği yapanlar aynı mahalleden, akraba falan oluyorlar.

halil sezai ben de dinlerim..hatta ferdi tayfur'Un bilmediğim şarkısı yoktur. tipe gel giyinişe gel odama gel görürsün alakasız bi adam olduğumu =)..hayır değilsin. müzik zevkin birçok türü içeriyor sadece.

ne alakası var yahu, neyi beğeniyorsan onu dinlersin. ben winamp'da shuffle'ı bir açıyorum:
haggard'dan neşet ertaş'a, neşet ertaş'tan inna'ya, inna'dan beethoven'a geçiyor mesela. olur öyle.

Kıro kelimesinin kelime anlamı çok farklı bu arada.

ibrahim tatlıses'ın söylediği, hissettiği şeyleri paylaşabiliyorsan benden çok uzaksın diyebilirim. o adamın ifade ettiği herhangi bir şey bana uzakdoğu motifleri kadar egzotik geliyor.

şarkıları dinlemeye gerek görmedim tabii ki. cevap da evet.

evet. benim gözümde bu şarkıları dinleyenler; kıro, keko, keküçtür. Uzak durulması gerekir.

birine, dinlediği müzikten dolayı kıro nitelemesi yapan kişi benim gözümde kıronun önde gideni, zaman zaman bayrak sallayanıdır.

ibrahim tatlises in kendisi kekuc diye sarkisida mi kekuc kardesim.
hadi diyelim pink floyd elemanlari orospu cocugu irkcinin onde gideni olsaydi ayni albumleri yapsaydi boyle got vericek miydiniz onlar icin merak ediyorum. yazik lan boyle mantiga sozluk.hey gidi

metal dinleyenlere de satanist allahsız falan derler. kulağına ne hoş geliyorsa onu dinle.

şarki dinlemekle kıro olunmuyor.

zaten insani boyle genelleyici bir etiketle etiketlemek icin, kucuk ayrintilar yetmez.

Kıronun önde gideni! :D
yok bee.. şimdiki çoğu rockcı ..arabesk fantazi parçaları yorumluyor.. üretememekten..h.sezai duman ı şimdi senden duydum..pek bilmem..rock müziği enstürmanlarıyla cover yapsalar ne güzel olurmuşş..sözler azıcık acılı..:) dinlemeye devam çok kaptırma..eleştirttirme beyenilerini..vardır bi sebebi..

bir adamı*gadını kıro yapan nedir?

dinlediği sarkılar ise aynı adam hem vivaldi"nin autumn"dan hem de muslum gurses"in haydar haydar"ın ayrı zevk alabiliyorsa bu kardesimiz kıro mudur?

ya da

hem Nietzsche"nin *adını da bir seferde yanlıssız yazabılıyorsa :) ve hemen hemen bütün batı filozoflarının kitaplarını okuyup yuttuğu halde hala FHM ya da esquire"dekı karılara bakıp, "off mnsıkiim manitaya gel!" diyorsa kıro mudur?

hem lars von trıer"i, kurusova"nın, ya da nurı bılge ceylan"ın filmlerini izlemekten büyük keyif alıp hem de safak sezer"in komedı fılmlerine yarıla yarıla guluyorsa kıro mudur?

insanın kendi ile celismesi dünyanın en keyifli seyidir. ayrıca hıncal uluc noam chomsky"e bes basar canikom.

uyar mı bilmema ama deneyelim, bir süre incisözlüğe takıl. ne kadar boş beleş insan olduğunu gördüğünde bu kadar insan cidden boş beleş olamaz ama demek ki sürekli ciddi olunmayabiliyor diye biraz rahatlayıp alıştırabilirsin kendini. ha bazen cidden komik şeyler de oluyor, gülüyorsun ediyorsun sürekli olmasa da olduğu oluyor. şansımı deneyeyim, önereyim dedim..

abi çok zor soru soruyosun be.

bana da lise de ciddi ciddi cem yılmazdan komiksin derlerdi. şimdi espri yapamaz oldum senin gibi. yapsam da kimse gülmüyor. acaba zekam mı geriledi diye üzülüyorum lan.

açtım baktım mizahla ilgili birkaç bilimsel dökümana.

orada da "yok mizahçı klişelerle uğraşır." "mizah uyuşmazlıkların açığa çıkmasıdır." falan yazıyordu. -örneğin ördeğin konuşması-

ben doktor değilim. ama bence mizah duygusunun körelmesinin sebebi nörotrasmitterlerin görevlerini iyi yapamaması, ya da sapıtması -peh peh-.

ayrıca depresyon, anksiyete, süperegonun güçlü baskısı v.s de baskılıyor mizah yeteneğini.

benim kişisel düşüncelerim ve okudukalrımdan nacizane çıkarımlarım bunlar.

dediğim gibi sorun da zor, çözümü de. çok soyut ve kaypak bir konu zira.

kelin merhemi olsa...

Ne kadar izlersen izle bıkmadan güleceğin videolar mutlaka vardır, işte onları bul ve izle, bünyen bi silkinsin kendine gelsin, unuttuğu gülme eylemine alışsın önce...
Benim şahsen Rıdvan Dilmen'in Çek Cumhuriyeti - Türkiye maçında aşırı heyecanlanması sonucu dilinin dolaşmasını ve şu repliğini defalarca izlesem yine gülüyorum;
"Oyuncu değişikliği hakkımız da doldu! Oyuncu hakkı değii... DOLDUUU!"
www.youtube.com

Posta gazetesi okuyun, "Posta okuyan fil"i okuyun. Umut Sarıkaya karikatürlerine bakın. Bir tek espri anlayışı yok, sizinki de bir yerlerde vardır mutlaka.

Öfkeyi atmak için bol bol küfredin.

transformice oyna. ciddiyim.

tr.transformice.com

fareler zıplıyo lan. ben ilk başladığımda çok gülmüştüm bu oyuna, sinirlerim falan epey gevşemişti.

geri kalan 2 gözden biri küçük biri büyüktür..küçük olan ön yıkama için ama zannedersem sizin ona ihtiyacınız yok..büyük olan göze detarjanı koyun..yumuşatıcı da koyun.çalıştırın..aslında caps olsa daha rahat tarif edebilirdim=)

diğer ikisi detejan için. ön yıkama olursa ikisini de dolduracaksınız. ön yıkamasız olunca da ikisini doldurun, makine bittikten sonra bakın bakalım hangisini almış.

İlk bölme ön yıkama için.. Yani ön yıkama yapmayacaksan onu boş bırakıyorsun.. Yapacaksan ikisine de koyman gerek..

ben ilk bölmeye deterjanı, ikinciye yumuşatıcıyı koyuyorum. sen de yumuşatıcıyı sağa, soldakilerin ilkine de deterjanı koyabilirsin bence.

ek: deterjan için ölçek vardır, çamaşır bolsa 3/4 su bardağı yeterli olur zaar. yumuşatıcı için de yarım su bardağı veya yumuşatıcının kapığını silme doldurun.

sakın "acaba hangisi ön yıkama, hangisi ana yıkama" diye tespit etmek için ikisine de deterjan koyup ön yıkamasız çalıştırarak "en sonda hangisinde deterjan kalmış acaba" demeyin. zira bugüne kadar rastladığım bütün makineler, ana yıkamadan sonra gelen durulama adımlarında suyu ön yıkama bölmesinden alıyorlar. yani yıkama sonunda deterjan çekmecesini boş bulacağınız gibi, bir de durulama suyuna da deterjan alacağı için deterjanlı deterjanlı durulanmamış çamaşırlarınızla allerjilere yelken açarsınız.