hayal dünyasında kaybolmalarını ve önereceğiniz bu kitapların da biraz ufukları açmasını istiyorum..
ne okumalarını önerirsiniz?
edit: bu daha iyi bir açıklama oldu sanırım

bir de ahmetler koyu renk, ekler normal olabilir mi yoksa onlar da mı aynı stilde olmalı ? tefekkür ederim.

Diğer kortlarda da harika oynuyor ama, adam toprağı bir başka seviyor. Bunun sebebi ne?

kiranın kaçta kaçı olmalıydı?
ev için görüştüğümüz emlakçı aylık kira bedeli olan 600 lira(sözleşme 1yıllık) istedi bizden,
normal midir?

burada kayıtlı kişilere mail atsam kesin ulaşır dimi kendisine?
birde buranın bu kadar popüler olmasının olayı ne ?
atılan mesaj direk mail adresine mi düşüyor acaba?
çok önemli benim için.

Ya haftalar önce bu filme uzaylı+uzay görmek için sinemaya gimiştik. Baktık adamım dedik! bu bildiğin kovboy filmi, aklıma yine aylar önce izlediğimiz kovboylu alienli bir film geldi ve biz 10 dakikada sinemadan çıktık...

Biraz önce divxini izledikten sonra anladım ki, film kovboy filmi değilmiş, boşuna çıktık sinemadan, keşke izleseydik koca perde de :(

üşüyoruz reis :(

facebook falan kullanmıyorum. gamyun ve mynet'i önermeyin onları sevmiyorum. başka böyle "sherseri_asikk66" gibi nickli insanların takılmadığı sizin takıldığınız güzel bi site var mı?

bu dizileri izliyor musunuz?

neden bu tür diziler çok beğeniliyor?

senaryo ve oyucunlukla mı alakalı daha çok? yoksa bu konu çok mu cezbedici?

(filmler hakkında da konuşabilirsiniz)

çita gibi hızı çağrıştıran kelimeler arıyorum. her şey olabilir.

Yıllar önce yurtdışında gittiğimiz bir burgercide verilen burger sparişi sonrasında; domuz eti olmasın benimkinde diyen kişinin önüne sipariş gelir...Sonra kendisi ulan bunun içinde domuz eti yok ama domuz eti kesmiş bıçakla kesilmiş dana eti ve aynı ızgara da pişmiş et bu..o yüzden yemiycem diyen bu şahıs...

çatır çatır içkisinide içmektedir, zinasınıda yapmaktadır yani sevişmektedir :D

Buna mutakip şu zamana kadar yaptığım gözlemler, okuduğum, izlediğim şeylere göre bu tür müslüman çok...adam her türlü haram şeyi yapıyor ama domuz etine gelince zinhar yemem haramdır diyor :D

Büyük bir markette bi yerde domuz eti satılsa olay olur, millet ordan bişey almaz ama aynı markette içki, condom falan satılır =P

Bu ne iştir bilader ya? yani domuz eti yemek daha bir günah mı? über ötesi bir günah mı? diğer haram şeyleri yapan bir şekilde affedilebilir ama domuz eti yemenin dönüşü yok mudur? direk cehennem falan mı?

Nedir bu olay ya, bu domuz etine olan müslüman hassaslığı nedir?
Ben şahsen domuz eti yemiyorum çünkü çirkin bir hayvan midem almıyor böyle deniz böceği, karides, ahtapot falan yemediğim gibi ama müslümanlara ne oluyor?

şimdi ben dişçiden çok korkuyorum. öyle böyle değil. korkudan ayak titremesi olayının gerçekten olabileceğini o koltukta öğrendim.

neyse bir doktora güveniyorum sadece. bu anlattıklarım güvendiğim doktorda olanlar bu arada. diğerlerinin koltuğuna oturmam bile.

daha önce hep para veriyordum da. şimdi az kemer sıkmam gereken bi dönemdeyim. sigorta karşılarmı masrafları yada belirli bir kısmını.

30 bin tl birikmis param var fakat önümüzdeki beş sene o para lazım degil sizce en mantıklı sekilde nasıl degerlendirebilirim?

merhaba ali babalar.

yazmayı unuttuğumuzdan önsöz olarak ekliyorum; yattara'nın ikametgahı da mutat meskeni de Ankara'dır. Çankaya.

dün gece kardeşim kutu içerisinde bir civcivi bulmuş ve eve getirmiş.

finallerim var ve bir nefes alacak vaktim yok. pzt-salı ya kadar da olmayacak /haftaya/.

bu adamı nereye bırakmam gerekiyor, çok ufak. ölürse kendimi hayatta affetmem. ne kadar ne yemi vermem gerekiyor, çok cikliyor, sorun değil ama cok cikliyor. bir derdi mi var nedir bilemedim. minik bir tas su koydum, kutudan çıkarıp diğer masamın altına yer tahsis ettim, altına araba verdim.

yemi de çok az attım; yarım avuc attım.

bunu bir çiftliğe ya da küçükbaş reislerin yanına koymamız lazım.

NOT: sevgili moderatörler, allah aşkına, şu ilanı üstte tutun. bu adama yuva bulmam lazım. kedilere gösterdiğiniz "owww cutness overloaded" i yattaraya da gösterin. zira kendisi yavru ve anası yok.

GÜNCELLEMELER:
-Yattara'yı veterinere götüremiyoruz şu an için. Köy bulguru, buğday gibi garip şeylerimiz mevcut. Nasıl ne vereceğiz bilmiyoruz. Şimdilik çok az atıyoruz.

-Yattara, masanın altına kurduğumuz habitatında, kendisinin annesi sansın diye koyduğum yavru kaplanın üstüne çıkmış aradan bana bakıyor. Bunu sürekli yapıyor. Atlamaya çalışıyor.

-Yattara hala anne bulamadı.

merhaba,

geçtiğimiz günlerde bir arkadaşım 65 yaşındaki babasının ki bu bey 40 yıldır sigara kullanıcısı imiş, Akciğerlerinin artık 1/3'lük kısmını kaybettiğini kullanılmaz hale geldiğini söylmiş doktorlar.

tiryakiliğe devam ederse el, parmak, ayak kesimi yada dolaylı olarak kanser türlerinden birisi yada nefes, kalp, damar sorunlarından birisi ile ciddi derecede problem yaşayacağını söylemişler adamcağıza.

kendim de on yıldır tiryakiyim ve el ayak uyuşmaları bilhassa sol tarafımda sebepsiz ağrılar ,çene kaslarımda durduk yere kasılmalar, kalbime saplanan çeşitli ağrılar, ereksiyon olamama, halsizlik sebebi ile sigaraya mola verdim.

fakat Akciğerlerimizin kendini yenileyememesi ne derece doğru, mesela şu an ben Akciğerlerimin 1/6 sını kaybetmiş ve artık geri kazanamazmıyım, hani hep spor yaparız sigaranın etkisinden kurtuluruz derdik maalesef ki şu an anlıyorum ki spor filan lafta mı ? Bu sigaranın etkilerini geri çekecek bir yol yok mu ? Hatta spor sigara içen kişilerde artı riskler dahi oluşturabiliyormuş kalp krizi, spazm filan gibi ne dersiniz ?

iyi günler.

arkadaşlar,dün elime çok anlamsız biçimde top çarptı.serçe parmağım şişti,açıp kaparken çok acıyodu.kırık filan olur,içim rahat etsin diyerek acile gittim;doktor eliyle kontrol etti kırık yokmuş.atel taktı en azından bugünlük dursun dedi.sorunuma geleyim artık.doktora derdimi anlattıktan sonra bi şeycik sormadım,o da söylemedi.sessiz sakin anlaştık.ama işyerimde bi tane çok bilmiş var,gelecek bik bik konuşacak.sen hep böyle yapıyosun da,neden sormuyosun da vıdıvıdıvıdı.sanane ulan g.t demeyim şimdi,daha pazartesiden sinirlerimi yıpratmayım.size zahmet bana bi teşhis koyuverin.uf olmuş öp de geçsinden öte bi şey bulamadım ben.hikayemi anlatıyım azcık.yerden zıplayan topu tutmaya uzanmışken diklemesine serçe parmağıma çarptı.oracıkta bi kıvrandırdı.sonra da şişti,açıp kaparken can yaktı.
aaa bi de şu vardı.ben bu ateli 3 gün takmayı düşünüyorum gavurluğuna.işimden kaytarmak için değil asla.bana yükletilen angaryalar yüzünden.doğrucu davut ben miyim yahu.herkes işini bile yapmazken ben her şeye koşturuyorum.naza çekicem kendimi 3 gün.öyle de bi şey mümkün di mi?3 gün kalsın demiş olabilir doktor yani.

beni çok özlemiş,,, artık eskisi gibi değilmiş beni hiç üzmeyecekmiş eskisi gibi olabilirmişiz

aslında böyle olcağı belliydi çok kararsız kaldım sevmediğim biriyle nasıl çıkarım onu düşünüyorum hani acaba yeniden çıksam sonra onun bana geçmişte attığı kazığı bende buna atsam filan? yoksa değmez mi uğraşmaya? ne dersiniz?

bugun hic ayrilmazlar dedigim 4 senedir beraber olan 1.5 yildir da uzak olan iki arkadasim ayrildi. Benim de yaklasik 1 yil bu tarz bir durumum olduydu hasarsiz atlattimdi. Merak ettim sizin en uzun ne kadar surduydu?

5 yıldır bizimle olan kedimizi sahiplendirmek istiyoruz. neden diyeceksiniz?

bebeğimiz doğduktan sonra kedi bi acaip davranmaya başladı. alışır dedik ama 4 ay geçmesine rağmen alışamadı strese girdi, evin içinde öbek öbek tüyler topluyorum, daha önce hiç böyle olmamıştı. hani çocukları oldu hemen kediyi veriyolar gibi düşünülmesini de istemem, 2 yıl önce bana astım başlangıcı teşhisi konulmasına rağmen evdeki halıları attık ama kediyi veremedik. ama 5 yıldır evin her köşesinde cirit atan hayvana yatak odalarını ve mutfağın kapılarını kapattığımız için dolaşacak alan kalmadı, mesela salondaki kanepeye bebeği yatırdık diyelim, bebek kokusu sindiği için oraya artık gitmiyor. ev zaten küçücük hayvan stres oldu.

1 ay kadar önce birisine verdik ama 3 gün sonra geri geldi. o yüzden belki bir ihtimal kedili bir eve giderse daha iyi olur diye düşündük, ikinci veya daha fazla kedi düşünen, kedimize iyi bakacak bir sahip arıyoruz.

yer: kadıköy, istanbul

Böyle bir şey vardı. Zamanında izlediğim italyan takımlarının oynadığı turnuva gibi bir şeydi. Hatta Milan, Juventus falan oynuyordu yanılmıyorsam. Maç penaltılara kaldığında penaltıyı kullanacak oyuncu orta sahadan topu sürerek geliyordu ve kaleciyle karşı karşıya kalarak veya uzaktan vurarak gol atmaya çalışıyordu.

Neydi bu turnuva? Video kaynak falan verebilecek var mı?

Arkadaşlar yaklaşık 1 ay kadar önce bir kumru anneannemin evinde kapalı olan bir panjur ile camın arasına yuva yapıp yumurtladı.. Yaklaşık 20 gün kadar yumurtalarının üzerinde yattı ve yavrular hemen hemen 2 hafta kadar önce yuvadan çıktılar.. Çok çabuk büyüyorlardı amma velakin dün itibariyle ne anneleri ne de babaları geldi yuvaya.. Eğer gelirlerse her şeye rağmen yavruların ebeveynleri ürkmesin diye herhangi bir müdahalede bulunmak istemedim ama eğer bu günde gelmezlerse henüz yeni yeni tüylenen tam olarak tüylenmesi için 15-20 güne gereksinimi olan ve hala ısınmak için birbirlerine sıkı sıkıya yakın duran bu güzelim yavrular için tehlike çanları çalacak.. Anneannem tek başına evde kalıyor ve tahminimce can sıkıntısından bu hayvanlara müdahale ediyordu hatta bir kaç kere ağzından kaçırmıştı geçen gün ne yaptıysa camın baktığı odada tüyler bile gördüm..yapma etme dedim ama sonuçta biz gittikten sonra neler yaptığını bilmiyoruz büyük ihtimal hayvanlara aşırı müdahale ettiği için anne babaları stresten yavruları reddetti.. Şimdi sorularım şu:

1- Yavruların annelerinin 1 gün kadar yuvaya uğramaması normal bir durum mudur ? Tam olarak emin olmak, reddettiklerini anlamak için ne kadar beklemek gerek ?

2- eğer anneleri bu günde gelmezse bu hayvanları oradan alıp kendi evimize getirir kapalı bir balkona falan alırsak bakabilir, büyütebilir miyiz ?

3- Eğer bakabilirsek nasıl beslenir bu hayvancıklar ? Sonuçta anneleri hala kursağından çıkarttığı sıvı yiyeceklerle besliyordu.. Biz alırsak nasıl besleyebiliriz, ne gibi yiyecekler verebiliriz ve hayvanlara nasıl yediririz ?

nasıl yorumluyosunuz bu haberi ? www.radikal.com.tr ne yani ben askere gidince pkklı görünce gel beni öldür ben seni vurursam hapsi boylarım mı dicem ? ne biçim ülke haline geldik.asker ölseydi her şey normal karşılancaktı.vatan sağolsun denilcekti.

haber.gazetevatan.com

www.sabah.com.tr

yurthaber.mynet.com

sabah google'ı açtım gaza geldim,şöyle birşey hazırladım.
bi değerlendiriverin canlar:)

soundcloud.com

edit:imla

merhaba edım simitler

şimdi benim garantiden 2 tane bonus kartım var.
-gs bonus
-bonus classic

bunlardan her ikisine de aidat gelmesin diye klasiği kapatmak istediğimi söyledim.
1 gün sonra aradılar ve aidata karşılık 50 tl yükleyelim kapatmayın dediler.
ben de ok dedim.
ama sabah 150 tl yüklemişler. harcasam mı:)

Ben kişisel olarak tarih ile ilgileniyorum ve tarih hakkında sormak istediğim soruları eksiduyuru üzerinde nereye sorabilirim?

yetkililer bence katagorileri şu başlıklar altında uzatabilir önerisi getiriyorum kendimce;

-tarih
-siyaset
-din
-yemek

çamaşır makinemi yenilemeyi düşünüyorum da sevgili dostlar, bu kurutmalı çamaşır makinelerinden bilgisi olan var mı? samsung'un bir modelini beğendim, 12 kg yıkıyor, 7 kg kurutuyor. bu iki makine bir bünyede toplanınca arıza çıkarırlar mı? yoksa kardeş kardeş uzun yıllar geçinip giderler mi?

hayatımın külliyen çöp olduğunu düşünmeye başladım. lisede sırf matematik yok diye dil bölümünü seçtim, iyi halt ettim. Sözel seçseydim şimdi çok daha iyi yerlerde olabilirdim en azından mutlu olabilirdim. Neyse bizim okulda sözel bölümünü pek küçümsediklerinden (anadolu lisesi idi) dil seçtim ben de. ortalama bi öğrenci olup mezun oldum. Sonra güzel sanatlarda okumak istedim, tiyatro resim ne olursa mutlu edecekti beni ama bu defa da babamla anlaşamadım "doğru düzgün bi bölüm oku güzel sanatlar da neymiş" ile karşıma çıktı. ben de kolayca girebilceğim ama bünyesinde güzel sanatlar fakültesi olan bi üniversite seçtim. aklımca yatay ya da dikey geçiş yapacaktım. tabi okula kayıt olunca yetenek sınavlarının varlığını öğrendim. gizli planım suya düştü. o zaman seneye yeniden öss'ye girer barajı geçer denerim dedim. bu süreçte de gezer dolaşırım dedim. gezdim dolaştım da ama nasıl olduysa dandik bölümümde de başarılı oldum. bölümümü bırakmak istediğimi bilen hocalarım bak çok başarılısın bu bölümü bitir nadir bulunan bi bölümüz önü açık, mezun olunca yeniden gsf düşünürsün dediler. ben de dinledim onları vazgeçtim. sonra bölümümde burs kazandım 3-4 ay kadar dilini öğrendiğim ülkede eğitim gördüm ve geri geldim artık 3. sınıftım. ama yine afakanlar bastı ve okulu oldukça aksattım. not ortalamamı da düşürdüm. yeniden öss'ye girdim, girmişken yds ye de girdim. dil istesem bu defa japonca bile seçebilirdim ama istemedim ve dil puanımı kullanmadım. biriktirdiğim bir miktar paramla çeşitli üniversitelerin yetenek sınavlarını deneyecektim. bu sınavların başlamasından bir- iki hafta önce cüzdanımı çaldırdım ve biriktirdiğim tüm paralarım gitti. kimseden para da isteyemedim sınavlara da giremedim. kendi dandik bölümümü bitirdim, bi yandan cafede çalıştım oyaladım kendimi. okul bitti işsiz güçsüz kaldım ortada. sonra yazın izmirde bi otelde resepsiyonist, bi başkasında da bir nevi garson olarak 3 ay çalıştım. (sevgilimden de ayrıldığım için yoğun bi tempo istedim). ama turizm sektörünün de benlik olmadığını görmem çok sürmedi, şeflerim bile açık açık yazınca densiz müşteriler bile mantıklı gelir olmuştu. 3 ayın sonunda iki işimi de bıraktım. dandik bi dille daha da körelmeden ne yapabilirim diye düşündüm, dış ticaret kursuna yazıldım. sıkıcı bir 3 aylık kurs sonrasında iş aramaya başladım. ne kariyer net kaldı ne başka iş bulma siteleri. onlarca başvuru yaptım sadece bi yer çağırdı görüşmeye o da ilerisi için, ihtiyaç halinde almak üzere görüştü benimle. iyi de geçti görüşme ama olmadı (ben iş bulunca anca geri döndüler). sonra bi arkadaş vasıtasıyla bi yazılım firmasında sekreter oldum. 4 ayın sonunda terfi adı altında görevimi değiştirdiler, satış takibini verdiler. yanına bir kaç görev daha eklediler. birden kaldırabileceğimden fazla sorumluluk aldım. ilk başta zevkli geldi ama zamanla iş hayatının gerçek yüzünü gördüm ve işten de insanlardan da soğudum. her ay sonunda gece 12'ye kadar çalışmak, bunun mesai olarak geçmemesi, yapacağım en ufak bi dikkatsizliğin yüksek meblağlarda şirkete zarar vereceği bilinci, çalışma arkadaşlarının patrondan çok patroncu olması, patronların sürekli yıpratıcı eleştirilerde bulunması vs. vs. işe artık sabahları ağlayarak gelir oldum. şirkette demirbaş sayılan çalışanların dışında gelen yılı dolmadan gider oldu. herkes resmen kaçıyor. ben de kaçmak istiyorum. huzur istiyorum, mutlu olacağım bi iş olmasa bile içsel çekişmeler yaşamayacağım, minumum streste bi iş istiyorum. ama yok bu dandik bölümle yapabileceğim bi iş yok. zaten artık o dilde iyice köreldi. elimde iyi denebilecek düzeyde ingilizce kaldı bi tek. oysa ne çok isterdim bi reklam ajansında, bi moda atölyesinde, ya da bi tiyatroda, herhangi bir sette çalışmak. ama şu an kiraydı faturalardı derken ben para istemiyorum junior da olsa alın beni iş öğreneyim de diyemiyorum. yaş oldu 27, elde var 0'a 0. sürekli ağlıyorum. ne yapayım ben ya? hayatım resmen çöpe gitti. Bi çözümü olmasa bile içimi dökmek istedim.

uzun oldu, kusura bakmayın.

Gençler bizi güzin amca olarak kullanıp o kadar soru soruyorsunuz.

seviyosan git konuş, montla sıç vs.. bi sürü cevap verip geyiğin dibine vuruyoruz.

napıyonuz ? uyguluyonuz mu ? uygulamıyorsanız niye soruyonuz ? uyguluyorsanız da, uyguladım şu anda sevişiyorum niye demiyorsunuz ?

siparişim 6 dakika gecikti. gelen personele ücreti alıp almayacağını sorunca "siz bilirsiniz" dedi. kendi maaşından kesilip kesilmediğini sordum, "hayır, kesilmiyor" dedi. ben de ödeme yapmadım.

yapmadım ama rahatsız da olmadım değil. çingenelik mi ettik acep? değer mi 20 lira için? bir yandan "ortada kurumsal bir söz var" diyorum, bir yandan da "ne o öle beleşçiler gibi" diyorum.

burası küçük bir ilçe. trafik yok, hava açık.

not: şimdiye kadar toplam 20 sipariş vermişim, bugün gelenle birlikte iki kez bedava yemişim. diğeri de iki ay önceydi ve 15 dk geç kalmışlardı.


vicdanımı koydum ortaya. rahatlat ey duyuru!

Soru baslikta

2-3 haftadır beklediğim Peugeot 3008 Feline sedefli beyaz araç bayiye geldi. Ancak üst camı çatlak olarak geldi. şimdi 3 seçeneğim var:

1. Yeni bir sedefli beyaz beklemek. Fransadan gelecekmiş. en az 1 ay diyorlar.
2. Camı değiştirelim 1000 TL indirim yapalım diyorlar. Ancak 0 arabanın tamir görmesi içime sinmiyor.
3. İnci Siyahı feline hazır varmış. Onu almak.

Siz olsanız ne yapardınız ?

Eskiden bi dolu satılma duyuruları vardı, sonra kesildi bunlar, bi yasaklama felan mı geldi? Eğer satılabiliyorsa ilgileniyorum.

kim favoriniz kim hakediyor

Şimdiye kadar iliskileriniz hep tek gecelik olmuş bir gördüğünüzü bir daha görmüyorsunuz o kadar ki arkadaslarınız sizinle dalga geçiyor mezar tasına " ilk kez yalnız yatıyor " diye yazdiracagiz ki herkes ne mal olduğunu anlasın gibisinden muhabbetlere konu oluyorsunuz. Yıllarca böyle yaşadıktan sonra sevgiliniz oluyor ki o da her türlü konuya açık bir insan gecmisi hemen hemen sizin gibi ama farklı illerde yasıyorsunuz. Ayda en fazla iki yada uç kere yüz yüze gorusebiliyorsunuz. Birlikte iken ten uyumunuz muhteşem birbirinize doymuyorsunuz ama ama uzakken de gun icinde sürekli konuşuyorsunuz. Fuckbuddy listenizde bir dünya isim yazarken siz sırf sevgili yaptınız diye o defteri kapattınız ki sevgilinizin de gecmisi böyleyken ve sehir dışında ne yaptığını bilmezken. Şimdi sorum su. Onun orda ne yaptığını bilmez iken benim burda uslu uslu oturmam benim icin doğru kısım ama bir yanımda diyor ki evet onun ne yaptığını bilmiyorum ama ya o benim gibi uslu uslu oturmuyor keyfine keyif katıyorsa ben niye yapmıyorum. Biliyorum ki bir cogunuza doğru düzgün bir yasam tarzı gelmeyecek etik bulmayacak ama benim yasam tarzım bu size doğru gelsin yada gelmesin o yüzden yasam tarzımı eleştirmeden bişeyler yazar iseniz cok sevinirim. Saygılar sevgiler.

selamlar öncelikle duyuru sakinleri.

aslında söylemek istediklerim tam olarak soru da değil. merak sadece. bende bir problem olduğunu düşünüyorum kimi zaman.

bugüne kadar çok başarılı olmasa da, iyi sayılabilecek okullarda okumuş ve okumaya devam etmekte olan biriyim. ama tabi ki okul herşey değil, bunu bir ölçü olarak koymuyorum ortaya. sadece insan ilişkileri açısından düşünüyorum kendimi. örneğin, hiçbir zaman 3 5 kişilik ortamlarda takılıp da eğlenebilen bir insan olmadım, olamadım. cafeye, bir yerlere arkadaşlarla müzik dinlemeye, konsere gitmek gibi aktivitelerde hiç zevk alamadım, arkadaş zoruyla gittim. üniversiteye başladığımda bile 1 2 tane arkadaş edindim, çok fazla okula gitmediğim için onlarla da fazla samimi bir ortamım olmadı. okula gittiğim sürelerde dersten çıkarım, tanıdığım insanlar en klasik tabirle hadi batağa gidelim derler, sırf kırmamak için giderim. eve gidip bilgisayar başına oturmak ya da ne bileyim kitap okumak daha zevkli geliyor her zaman. bende mi bir sorun var?

özgüvenle ne alakası var diyebilirsiniz, onu da şu açıdan düşünüyorum gözlemlediğim kadarıyla çevremdeki çoğu insan bu her konuda fazla özgüvene sahip ya da ben o özgüvene sahip olmadığım için bana öyle görünüyor. örneğin; yakın diyebileceğim arkadaşım, herkesle her konuda muhabbete girebilir. yolda görse birini "baba naber?" diye girer muhabbete. biriyle tanışsın hemen muhabbet edecek birşeyler bulur açar konuyu. ama ben samimi, yakın olmadığım biriyle muhabbet edecek birşey bulamıyorum. başbaşa kalsak adamın yüzüne öyle bakar dururum. sıkıcı bir tipim sanırım. kız erkek cinsiyet farketmiyor. çok mu boş biriyim? hiç konuşamayan, insanlarla konuşurken iki kelimeyi bir araya getiremeyecek bir insan değilim, sadece biraz utangaç çekingen olabiliyorum bazen.

sorunlu muyum gerçekten merak ediyorum. psikoloğa mı gideyim ne yapayım karar da veremedim. neden yazdığımı cevap olarak da ne beklediğimi bilmiyorum ama tavsiyelerinize açığım :)

daha doğrusu hata değil. play'e tıklıyorum intro ekranı gelip donuyor. ya yıllar önce eski bilgisayarda da böyle olmuştu. asırlık oyun halbüsem. millet elli kere bitirdi, bize oynamak nasip olmadı.

yolda yururken bakıyorum herkes bır sey dusunuyor herkes dertlı gelecek kaygısı yasıyor herhalde. herkesın yuzu 5 karıs ne olacak lan bu ulkenın halı bu vatandasın halı